sÜzme ballarda depolama sicakliĞinin hmf deĞerİ ve...

100
TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE DİASTAZ AKTİVİTESİ ÜZERİNE ETKİSİ Seda Dicle KAHRAMAN GIDA HİJYENİ VE TEKNOLOJİSİ ANABİLİM DALI DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Prof. Dr. Özlem KÜPLÜLÜ 2012- ANKARA

Upload: others

Post on 08-Oct-2019

7 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ

SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF

DEĞERİ VE DİASTAZ AKTİVİTESİ ÜZERİNE ETKİSİ

Seda Dicle KAHRAMAN

GIDA HİJYENİ VE TEKNOLOJİSİ ANABİLİM DALI

DOKTORA TEZİ

DANIŞMAN

Prof. Dr. Özlem KÜPLÜLÜ

2012- ANKARA

Page 2: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ

SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

SÜZME BALLARDA MUHAFAZA SICAKLIĞININ HMF

DEĞERİ VE DİASTAZ AKTİVİTESİ ÜZERİNE

ETKİSİ

Seda Dicle KAHRAMAN

BESİN HİJYENİ VE TEKNOLOJİSİ ANABİLİM DALI

DOKTORA TEZİ

DANIŞMAN

Prof. Dr. Özlem KÜPLÜLÜ

2012- ANKARA

Page 3: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden
Page 4: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

iii İÇİNDEKİLER

Kabul ve Onay ............................................................................................................. ii İçindekiler iii Önsöz .......................................................................................................................... v Simgeler ve Kısaltmalar .............................................................................................. vi Şekiller ...................................................................................................................... vii Çizelgeler .................................................................................................................. viii 1. GİRİŞ ...................................................................................................................... 1 1.1. Balın Tarihçesi 3 1.2. Bal ve Oluşumu 4 1.3. Dünya ve Türkiye’de Bal Üretimi 6 1.4. Bal Kalitesine Etki Eden Faktörler 10 1.4.1. Melitopalinolojik Özellikler 10 1.4.2. Fiziksel Özellikler 11 1.4.2.1.BalınViskozitesi ............................................................................................. 11 1.4.2.2. Balın Rengi ................................................................................................... 11 1.4.2.3. Balın Higroskobik Özelliği ........................................................................... 13 1.4.2.4. Balın Yoğunluğu ve Özgül Ağırlığı 13 1.4.2.5. Balın Polarizasyonu 13 1.4.2.6. Balın Kristalizasyonu .................................................................................... 14 1.4.2.7. Balın Elektriksel İletkenliği .......................................................................... 15 1.4.3. Kimyasal Özellikler ......................................................................................... 15 1.4.3.1. Balın Nem İçeriği .......................................................................................... 16 1.4.3.2. Balın Asitliği ve pH Değeri .......................................................................... 17 1.4.3.3. Balın Şeker İçeriği 18 1.4.3.4. Balın Protein İçeriği 19 1.4.3.5. Balın Mineral Madde ve Vitamin İçeriği ...................................................... 20 1.4.3.6. Balın Antioksidan İçeriği 22 1.4.3.7. Balın Enzim İçeriği 23 1.4.3.8. Balda HMF 25 1.4.3.8.1.Diğer Gıdalarda HMF Oluşumu ve Önemi 30 1.4.3.8.2. HMF'nin Sağlık Üzerine Etkisi 32 1.5. Bala İlişkinYasal Düzenlemeler 33 2. GEREÇ VE YÖNTEM ........................................................................................ 36 2.1. Gereç ................................................................................................................... 36 2.2. Yöntem ................................................................................................................ 36 2.2.1. HPLC Yöntemi ile HMF Tayini ...................................................................... 37 2.2.1.1. Ekstraksiyon .................................................................................................. 37 2.2.1.2. Bal Örneklerinde HMF Miktarının Saptanması 37 2.2.1.3. Standartların Hazırlanması ve Kalibrasyon Eğrisi 38 2.2.1.4. HMF için Geri Kazanım Analizi 41 2.2.1.5. HMF Analizinde Alıkonma Zamanları ve Tekrarlanabilirlik Testi 42

Page 5: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

iv

2.2.2. Spektrofotometre ile Diastaz Tayini 44 2.2.2.1. Nişasta Çözeltisinin Kalibrasyonu 45 2.2.2.2. Bal Örneklerinin Diastaz Analizi 45 2.2.3. HPLC Yöntemi ile Şeker Tayini 46 2.2.3.1. Ekstraksiyon 46 2.2.3.2. Standartların Hazırlanması ve Kalibrasyon Eğrisi 47 2.2.4. Elektriksel İletkenlik Tayin 50 2.2.5. pH ve Asitlik Tayini 50 2.2.6. Nem Tayini 51 2.2.7. Kül Tayini 51 2.2.8. Polen Tayini 52 2.2.9. İstatistiksel Analizler 52 3. BULGULAR ......................................................................................................... 53 4. TARTIŞMA .......................................................................................................... 64 5. SONUÇ VE ÖNERİLER ..................................................................................... 73 ÖZET……………………………………………………………………………….76 SUMMARY 77 KAYNAKLAR ......................................................................................................... 78 ÖZGEÇMİŞ .............................................................................................................. 89

Page 6: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

v

ÖNSÖZ Hayvansal ve bitkisel kökenli, besin değeri yüksek, doğal bir gıda olan bal kirleticilerden uzak, insan tüketimi için güvenilir, sağlıklı yaşamı destekleyen bir gıda olarak bilinmektedir. Özellikle çocuklar, yaşlı ve hasta insanlar tarafından tüketildiği göz önünde bulundurulduğunda balın üretimi, muhafazası ile kalitesinin korunması büyük önem taşımaktadır.

Balın tazeliğinin ve kalitesinin değerlendirilmesinde iki önemli parametre, hidroksi metil furfural (HMF) miktarı ve diastaz aktivitesidir. Karbonhidrat içeren bazı gıdaların tazeliği ve kalitesiyle son derece ilişkili olan HMF, balın işlenmesi sırasında maruz kaldığı sıcaklığın, depolama şartlarının değerlendirilmesinde kullanılan bir indikatördür. HMF, gıdalarda belirli düzeylerin üzerinde bulunması halinde renkte esmerleşmeye, tat ve kokuda değişimlere, gıdanın besleyici değerinde kayıplara neden olmaktadır. Ayrıca yapılan çalışmalarla sitotoksik, genotoksik, karsinojenik etkileri ortaya konulan HMF ve türevlerinin sağlık açısından risk teşkil ettiği bilinmektedir.

Çocuklar ve yaşlılar başta olmak üzere tüm yaş gruplarınca tüketilen balın

kimyasal kalitesinin belirlenmesi, özellikle muhafaza koşullarına bağlı olarak başta HMF olmak üzere bazı kalite niteliklerinin değişmesi nedeniyle gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden önem taşımaktadır. Türkiye’de tüketime sunulan ambalajlı ballarda kalite kriterlerinin belirlenmesi ve önemli kalite indikatörü olan HMF ve diastaz aktivite değişimine ilişkin birçok araştırma olmasına rağmen dolum tarihlerindeki başlangıç HMF ve diastaz aktivite değerinin muhafaza sıcaklığı ve süresine bağlı değişimi göz önünde bulundurularak raf ömrünün değerlendirilmesine ilişkin bir çalışmaya rastlanmamıştır.

Bu çalışmada, Türkiye’de üretilen orijinal ambalajlarındaki süzme ballarda

HMF miktarı ve diastaz aktivitesi üzerine farklı muhafaza sıcaklıkları etkisi ortaya konularak HMF’nin gıda kalitesi ve güvenliği açısından öneminin ortaya konulması amaçlanmıştır.

Tez çalışmamın seçiminde ve yürütülmesinde değerli fikir ve destekleriyle

bana yol gösteren danışman hocam Prof. Dr. Özlem KÜPLÜLÜ’ye, kıymetli bilgi ve deneyimlerini paylaşan, yardımlarını esirgemeyen değerli hocalarım Prof. Dr. İrfan EROL, Prof. Dr. T.Haluk ÇELİK, Prof. Dr. Belgin SARIMEHMETOĞLU ile Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Temel Eczacılık Bilimleri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Gülderen YENTÜR’a, İstatistik analizlerde yardımını aldığım A.Ü. Veteriner Fakültesi öğretim üyelerinden İ. Safa GÜRCAN’a, çalışmalarım sırasında Türkiye’nin öncü bal firmalarında gözlem yapabilme imkanı tanıyan ve bal numunelerinin temininde yardımını esirgemeyen Türkiye Arı Yetiştiriciliği Merkez Birliği Başkanı Bahri YILMAZ’a ve Altıparmak Gıda San. LTD. ŞTİ. Yönetim Kurulu Başkanı Özen ALTIPARMAK’a, her zaman maddi ve manevi desteklerini esirgemeyen sevgili AİLEM’e teşekkürlerimi sunarım.

Page 7: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

vi

SİMGELER VE KISALTMALAR

ABD : Amerika Birleşik Devletleri ACF : Aberrant Crypt Foci

aw : Su Aktivitesi

˚C : Celcius (Santigrad derece)

DA : Diastaz Aktivitesi

DNA : Deoksi Ribo Nükleik Asit

F : Fruktoz

FAO : Gıda ve Tarım Örgütü (Food and Agriculture Organization)

g : Gram

G : Glikoz

HPLC : Yüksek Basınçlı Sıvı Kromotografisi (High Pressure Performance Liquid

Chromatoraphy)

HMF : Hidroksi Metil Furfural

IHC : Uluslararası Bal Komisyonu (International Honey Commission)

LD50 : Öldürücü Doz (Lethal Dose)

M : Molar

μg : Mikrogram

mg : Miligram

ppm : Parts per million (mg/l)

S : Sakkaroz

TGK : Türk Gıda Kodeksi

TSE : Türk Standartları Enstitüsü

TPS : Toplam Polen Sayısı

UV : Ultraviyole

Page 8: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

vii

ŞEKİLLER

Şekil 1.1: Türkiye’deki bal üretiminin yıllara göre değişimi 8 Şekil 1.2: Çeşitli bal örnekleri ve balda rengin belirlenmesinde kullanılan pfund skalası 12 Şekil 1.3: Balın genel kimyasal içeriği 15 Şekil 1.4: Heksozların dehidrasyonu sonucu HMF oluşumu 25 Şekil 1.5: Heksozlardan ve pentozlardan asidik ortamda HMF oluşumu 26 Şekil 2.1: Bal örneklerinin HMF değerlerinin belirlenmesinde kullanılan HPLC cihazı 38 Şekil 2.2: 6. ay HMF standartlarına ait kalibrasyon grafiği 39 Şekil 2.3: 9. ay HMF standartlarına ait pik kromotogramları 40 Şekil 2.4: Bazı bal örneklerine ait HMF kromatogramları 41

Şekil 2.5: HMF alıkonma zamanına ait pik kromotogram örneği 43 Şekil 2.6: Früktoz, glikoz ve sakaroz standartlarına ait kalibrasyon eğrileri ve korelasyon katsayıları 46 Şekil 2.7: Bazı bal örneklerine ait şeker (früktoz, glikoz, sakaroz) kromotogramı 47 Şekil 3.1: Çiçek ve salgı ballarında farklı sıcaklıklarda zamana göre değişen HMF değerleri 58 Şekil 3.2: Çiçek ve salgı ballarında farklı sıcaklıklarda zamana göre değişen diastaz aktiviteleri 59

Page 9: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

viii

ÇİZELGELER

Çizelge 1.1: Çiçek ve salgı balı arasındaki farklar 6 Çizelge 1.2: FAO kayıtlarına göre bal üreticisi ilk on ülkenin bal üretim miktarları 7 Çizelge 1.3: 2004-2009 yılları arasında Türkiye’deki kovan sayısı, bal ve balmumu üretim miktarları 8 Çizelge 1.4: Dünya bal üretiminde ilk 3 sırayı alan ülkelerin bal ihracat miktarları 9 Çizelge 1.5: 2009 yılında bal ihracatı ve ithalatı yapan ülkelere ait bal miktarları ve değerleri 9 Çizelge 1.6: Avrupa’daki farklı bal türlerine ait fizikokimyasal parametreler ve ortalama değerler 20 Çizelge 1.7: Balda bulunan mineral ve vitamin değerleri ve yaş gruplarına göre günlük vitamin ihtiyacı 21 Çizelge 1.8: Diastazın farklı sıcaklıklardaki yarılanma süresi 24 Çizelge 1.9: T.G.K. Bal Tebliği’nde yer alan kalite kriterleri ve değerleri 34 Çizelge 2.1: 9. ay HMF standartlarına ait yükseklikler ve alanlar 39 Çizelge 2.2: Başlangıç ölçümlerine ait HMF alıkonma zamanları ve alanları 43 Çizelge 2.3: Fruktoz, glikoz ve sakaroz standartlarına ait alanlar 47 Çizelge 3.1: Fabrikalardan alınan çiçek balı örneklerine ait kalite kriterleri 53 Çizelge 3.2: Fabrikalardan alınan salgı balı örneklerine ait kalite kriterleri 53 Çizelge 3.3: Fabrikalardan alınan çiçek balı örneklerinin farklı muhafaza sıcaklıklarında, 3 ay aralıklarla değişen HMF değerleri 54 Çizelge 3.4: Fabrikalardan alınan salgı balı örneklerinin farklı muhafaza sıcaklıklarında, 3 ay aralıklarla değişen HMF değerleri 55

Page 10: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

ix

Çizelge 3.5: Fabrikalardan alınan çiçek balı örneklerinin farklı muhafaza sıcaklıklarında, 3 ay aralıklarla değişen diastaz aktiviteleri 56 Çizelge 3.6: Fabrikalardan alınan salgı balı örneklerinin farklı muhafaza sıcaklıklarında, 3 ay aralıklarla değişen diastaz aktiviteleri 57 Çizelge 3.7: Fabrikalardan alınan bal örneklerinin zamana ve sıcaklığa göre değişen ortalama HMF değerleri 57 Çizelge 3.8: Fabrikalardan alınan bal örneklerinin zamana ve sıcaklığa göre değişen ortalama diastaz aktiviteleri 58 Çizelge 3.9: Piyasadan temin edilen çiçek ballarına ait HMF değerleri ve diastaz aktiviteleri 60 Çizelge 3.10: Piyasadan temin edilen salgı ballarına ait HMF değerleri ve diastaz aktiviteleri 61 Çizelge 3.11: Piyasadan temin edilen çiçek ballarına ait şeker değerleri 62 Çizelge 3.12: Piyasadan temin edilen salgı ballarına ait şeker değerleri 63

Page 11: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

1

1. GİRİŞ

Bal tarih boyunca insanlar tarafından tüketilen, bitkisel ve hayvansal kökenli doğal

bir gıda olup sağlıklı yaşamı desteklemektedir. İnsanlar tarafından işleme tabi

tutulmadan tüketilen tek tatlı hayvansal gıda olarak bilinmektedir (Crane, 2004).

Türkiye arı yetiştiriciliği ve bal üretiminde coğrafya, iklim ve flora

bakımından oldukça zengin bir yapıya sahiptir. Her yıl artan arılı kovan sayısı (2008

yılı verilerine göre 4.888.960) ve yılda 80 bin tonun üzerinde bal üretimi ile dünyada

ilk sıralarda yer almaktadır. Bu potansiyelin ihracatta arttırılabilmesi için baldaki

kalite standartlarının yükseltilmesi büyük önem taşımaktadır (Anon, 2009a).

Bal kalitesinin belirlenmesinde fiziksel, kimyasal, melitopalinolojik (balın

mikroskobik analizi) ve organoleptik analizlerinin birlikte yapılması gerekmektedir.

Fiziksel ve kimyasal özelliklerindeki farklılıklar özellikle bitki kaynağına, balın

içeriğini oluşturan nektar ve polenin rengine, nemine, şeker ve protein içeriğine göre

değişmektedir (Fallico ve ark., 2009).

Balın tazelik ve kalitesinin değerlendirilmesinde hidroksi metil furfural

(HMF) miktarı ve diastaz aktivitesi iki önemli parametredir (Sancho ve ark., 1993;

Castro Vásquez ve ark., 2008). Karbonhidrat içeren bazı gıdaların tazeliği ve

kalitesiyle son derece ilişkili olan HMF, balın işlenmesi sırasında maruz kaldığı

sıcaklığın, depolama şartlarının ve kalitesinin değerlendirilmesinde kullanılan bir

indikatördür. HMF, hekzosların asidik ortamda dehidrasyonu ya da Maillard

(enzimatik olmayan esmerleşme) reaksiyonu sonucu oluşmaktadır. Baldaki HMF

oluşumu; balın kimyasal özelliklerine (şeker, pH, toplam asitlik, mineral madde), bal

işleme prosesine, depolama şartlarındaki sıcaklık ve süreye bağlı olarak

değişmektedir (Tosi ve ark., 2002).

Page 12: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

2

Bala üretim aşamasında fermentasyona uğramaması ve kristalizasyonun

önlenmesi için uygulanan ısı işleminin, balın uzun süre kristallenmeden muhafaza

edilmesini sağladığı ve pazarlama kalitesini arttırdığı bilinmektedir (Anon, 2009b).

Ancak taze ballarda (hasat döneminde) çok düşük miktarda bulunan HMF,

uygulanan yüksek ve uzun süreli ısı işlemiyle artmaktadır. Bu durum raftaki

başlangıç HMF değerini yükseltmekte, uygun olmayan muhafaza sıcaklığına bağlı

olarak hızla artan HMF etkisiyle de raf ömrü kısalmaktadır (Ramirez ve ark., 2000;

Sanz ve ark., 2005). Ayrıca balın sindiriminde önem taşıyan diastaz enziminin

yıkımlanmasıyla besin değerinin azalmasına, tat aroma ve renk değişikleri

oluşturarak kalite kaybına neden olmaktadır (Cocco ve ark., 1996; Kalábová ve ark.,

2003).

Çocuklar ve yaşlılar başta olmak üzere tüm yaş gruplarınca tüketilen balın

kimyasal kalitesinin belirlenmesi, özellikle depolama koşullarına bağlı olarak HMF

gibi bazı kalite niteliklerinin değişmesi nedeniyle gıda güvenliği ve halk sağlığı

açısından önem taşımaktadır. Tüketime sunulan süzme ballarda, gerek üretim

sırasında uygulanan ısı işlemi, gerekse muhafaza sıcaklığına bağlı olarak artan HMF

değeri ile azalan diastaz aktivitesi firmalarca belirlenen raf ömrünü kısaltmaktadır.

Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden potansiyel risk

olduğu bilinmektedir.

Türkiye’de tüketime sunulan ambalajlı ballarda kalite kriterlerinin

belirlenmesine ilişkin birçok araştırma olmasına rağmen dolum tarihlerindeki HMF

ve diastaz sayılarının muhafaza sıcaklığı ve süresine bağlı değişimi göz önünde

bulundurularak raf ömrünün değerlendirilmesine ilişkin bir çalışmaya

rastlanmamıştır. Türkiye’de üretilen farklı firmalara ait süzme ballar üzerinde

yapılan bu çalışmada, farklı muhafaza sıcaklıklarının balda önemli kalite kriterleri

olan HMF değeri ve diastaz aktivitesi üzerine etkisi araştırılmıştır. Ayrıca farklı satış

noktalarında tüketime sunulan bal örnekleri alınarak HMF değeri ve diastaz

aktiviteleri belirlenmiştir.

Page 13: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

3

1.1. Balın Tarihçesi

Bal eski çağlardan beri insanlar tarafından kullanılan ilk arı ürünüdür (Krell, 1996).

Bal tarihi, insanlık tarihi ile birlikte gelişerek hemen her kültürde gıda, dini bir simge

ve tedavi edici özelliği ile yer almıştır. Günümüzden yaklaşık 20 milyon yıl önce,

arıların bal yaptığı ve depoladığı bilinmekte olup ancak insanların yalnızca 10 bin yıl

önce balı, gıda olarak kullanmaya başladıkları bildirilmektedir (Crane 1983). Bal

toplayıcılığı ile ilgili kayıtların mezolitik döneme ait olduğu ve ilk olarak Doğu

İspanya’da bulunduğu, Valencia yakınlarındaki bir mağara duvarına kazınmış en az

on bin yıllık olduğu düşünülen bir resimde, bir ip merdiven üzerinde elinde torbayla

bal sağımı yapan insan silueti, petek ve petekten sızan balın bu görüşü doğruladığı

belirtilmektedir (Dams, 1978 ; Sarıöz, 2006).

Arıcılığın ne zaman başladığına dair net bir bilgi bulunmamakla birlikte en

eski kanıt milattan önce (M.Ö.) 2400’lü yıllara ait Mısır’da bulunan bir hiyerogliftir

(Coulston, 2000). Ebers papirüslerinde M.Ö. 1600’lerde balın yiyecek ve tedavi

amacıyla kullanıldığını, piramitlerde bulunan resimler ve ağızları hava geçirmeyecek

kapalı bal dolu çanaklar Mısırlıların arıcılıkla uğraştığını ortaya koymaktadır (Sarıöz,

2006). Gerçek arıcılık, insanların ağaç kovukları içinde yuvalanan arıların hayati

faaliyetleri için bir miktar bal bırakarak ürettikleri bal ile ifade edilmektedir. Arıların

gen merkezi olan Orta Doğu ülkeleri arıcılığın da merkezi olarak bilinmektedir

(Tetkik, 1995; Tutkun, 2000). Anadolu uygarlıkları üzerine önemli araştırmalar

yapan İsmet Zeki Eyüboğlu arının özel kovanlara yerleştirilip evcilleştirilmesini bir

uygarlık aşaması olarak tanımlamakta, ortaçağ göçlerinden önce Anadolu insanının

arı yetiştirip bal ürettiğini bildirmektedir (Sarıöz, 2006). Ortaçağ’da arıcılığın

gelişmeye başladığı bilinmekte olup Boğazköy’de bulunan ve M.Ö. 1300 yıllarına ait

olduğu sanılan taş yazması kanunlarda arıcılığı ve takas yoluyla bal pazarlamasını

düzenleyen belgeler bulunmaktadır (Tutkun 2000). Ayrıca Sümerlerin kilden

yapılmış yazıtlarında (M.Ö. 6200), Hinduların dini kitabı olan Vedas’da (5000 yıl

önce), Kuran, İncil, Tevrat ve Zebur’da balın önemi ve değerine ilişkin bilgilerin

olduğu bilinmektedir (Bansal ve ark., 2005).

Page 14: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

4

1.2. Bal ve Oluşumu

Bal, bitki nektarlarının, bitkilerin canlı kısımlarının salgılarının veya canlı

kısımlarının üzerinde yaşayan bazı böceklerin salgılarının bal arıları tarafından

toplanarak kendine özgü maddelerle karıştırılarak dehidre edilip olgunlaşması için

peteğe bırakılan doğal tatlı bir maddedir (Etherington ve ark., 2003; Anon., 2012c).

Bal kovanından alınanarak hiçbir işlem yapılmadan tatlandırıcı olarak tüketilen tek

gıdadır. İndirgen şekerlerin derişik bir çözeltisi olup amino asitleri, organik asitleri,

fenolik maddeleri, Maillard reaksiyon ürünlerini, vitaminleri ve mineral maddeleri

içeren kompleks bir karışımdır (Gheldorf ve ark., 2002). Balın % 99 şeker ve sudan,

% 1 ise enzimler, aroma içerikleri, organik asitler ve minerallerden oluştuğu

bilinmektedir. (Crane, 1996). Zengin içeriği ile sağladığı besinsel değerinin yanında

bağışıklık sistemini güçlendirici, antibakteriyel, antiviral, antioksidan özellikler

taşımaktadır (Sato ve Miyata, 2000).

Arı, nektarı (balözü) güneş ve nem miktarının az olduğu hava koşullarında

kendisine enerji kaynağı oluşturmak üzere nektaryumlardan toplamaktadır.

Nektaryumlar, bitkide bulunduğu yeri itibariyle floral ve ekstra floral olmak üzere iki

tip olup böceklerle ya da kuşlarla tozlaşan bitkilerde bulunan bal arılarınca sabit,

yoğun ve yüksek enerjili besine dönüştürülen şekerli bir sıvı içermektedir. Nektar,

bitkinin çiçek tablası ovaryum, taç yaprak ve çanak yapraklarında bulunan

nektaryumlardan salgılanıyorsa floral nektar, bitkinin yaprak, yaprak sapı ya da

gövdesinde bulunan nektaryumlardan salgılanıyorsa ekstrafloral nektar olarak

tanımlanmaktadır (Bölükbaşı, 2007). Şekerin yanı sıra protein, amino asit, enzim,

organik asit, alkoloidler, vitaminler ve antioksidanlar çeşitli oranlarda bulunmaktadır.

Balda nektarda bulunan bileşiklerden farklı maddelerin bulunması, bal arısından

farklı bileşiklerin eklendiğini göstermektedir (Krell, 1996).

Bal orijinine göre çiçek ve salgı balı olarak ikiye ayrılmaktadır. Çiçek balı,

bal arısının bitkilerin çiçeklerinde bulunan nektaryumlardan topladığı nektarın,

Page 15: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

5

vücutlarındaki bezlerden salgılanan maddelerle karıştırarak zenginleştirmesi ve

peteklerde biriktirmesi, olgunlaştırması sonucu elde edilmektedir (Şahinler ve ark.,

2001; Sanz ve ark., 2005). Salgı balı ise bal arılarının, bitkilerin canlı kısımlarındaki

salgılardan veya bitkilerin canlı kısımlarını emerek beslenen böceklerin (Marchalina

hellenica) salgılarından oluşan bal olarak tanımlanmaktadır (Sanz ve ark., 2005).

Çam balının da dahil olduğu salgı balının kaynağını balçiği (balözü)

oluşturmaktadır. Balçiği, floem özsuyu ile beslenen böceklerin yoğun şeker içeriğine

sahip rektal salgılarıdır. Bir salgı balı çeşidi olan çam balı, Homoptera familyasına

ait Marchalina hellenica’nın Pinus brutia Ten ve Pinus halephensis miller türleri

üzerindeki balçiği sekresyonunun bal arıları tarafından kovana taşınması ile

üretilmektedir (Tananaki ve ark., 2007; Sorkun ve ark., 2011). Balçiği de nektar gibi

arılar tarafından toplanıp, arının midesinde kovana taşınarak tükürük ve farenks

bezlerinden salınan salgılarla muamele edilerek peteklere kusulur. Balın

olgunlaşması, bu salgılardan gelen enzim ve asitlerin etkisiyle, su içeriğinin

buharlaşmasıyla gerçekleşmektedir. Başlangıçtaki % 60-90 oranındaki su miktarı

petekteki olgunlaşma sonrasında % 16-20’ye kadar düşmektedir (Şahin, 2000).

Ayrıca sakkaroz, glikoz ve fruktoza ayrışırken kısmen yüksek moleküllü

oligosakkaridler de oluşmaktadır (Belitz ve Grosch, 1999).

Balın kimyasal kompozisyonu, bitki kaynağına bağlı olup, bu nedenle nektar

ve salgı ballarının içeriği birbirinden farklı olmaktadır (Lachman ve ark., 2007).

Salgı balı, koyu rengiyle ve yüksek pH, kül miktarı ve elektriksel iletkenliği ile

karakterize edilmektedir. Çiçek balı, fruktoz ve glikozdan zengin, disakkaritce fakir;

salgı balı ise oligosakarit özellikle melezitoz oranınca zengin, glikoz ve fruktoz

bakımından fakirdir (Campos ve ark., 2001). Ayrıca salgı ballarının mineral içeriği

çiçek ballarından daha fazla olup mineral tuzların yoğunluğu yüksek pH, düşük

asidik aktivite sağlamaktadır (Sanz ve ark., 2005). Lachman ve ark. (2007), salgı

ballarında nektar ballarına oranla alüminyum (Al), bor (B), magnezyum (Mg), nikel

(Ni) ve çinko (Zn) miktarının yüksek olduğunu; kalsiyum (Ca) miktarının ise daha

düşük olduğunu tespit etmişlerdir.

Page 16: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

6

Çizelge 1.1. Çiçek ve salgı balı arasındaki farklar (White ve Doner, 1980).

Tür Çiçek Balı Salgı Balı

Özellik Değer Aralığı Ortalama Değer Aralığı Ortalama

Renk

(Profund)

Beyazdan koyu renge

kadar

Koyu beyaz Çok açık kehribardan koyu

renge kadar

Açık kehribar

Nem % 13.4-22.9 17.2 12.2-18.2 16.3

Fruktoz % 27.2- 44.2 38.1 29.1-38.12 31.8

Glikoz % 22.0-40.7 31.2 19.23-31.86 26.0

Sakkaroz % 0.25-7.57 1.31 0.44-1.14 0.8

pH 3.4-6.1 3.91 3.90- 4.88 4.45

Serbest asitlik

(meq/kg)

6.75-47.19 22.03 30.29-66.02 49.0

Lakton 0-18.7 7.11 0.36-14.09 5.8

1.3. Dünyada ve Türkiyede Bal Üretimi

Arıcılık, dünyada yapılan en yaygın tarımsal faaliyetlerden birisidir. Dünyada yaklaşık

63.5 milyon arı kovanı bulunmakta ve 1.5 milyon ton bal üretilmektedir. Üretilen balın

427 bin tonu ticarete konu olup dış satımın % 90’ı, yaklaşık 20 bal üreticisi ülkeden

yapılmaktadır (Suver, 2011; Sorkun ve ark., 2011). Çin, 7.2 milyon kovan varlığı ve

400 bin ton bal üretimi ile dünya bal üretiminin % 25 ’ini tek başına sağlayarak ilk

sırada yer almaktadır. Arjantin, Türkiye, A.B.D. ve Ukrayna diğer önemli üretici

ülkeler olarak üretimin % 20’sini sağlamaktadır (Anon., 2011a). Kovan başına dünya

bal üretimi 20 kg dolayında olup bu değer; Çin’de 33 kg, Arjantin’de 40 kg,

Meksika’da 27 kg, Avusturalya’da 55 kg olarak bildirilmektedir Arılı kovan sayısı 4.9

milyon olan Türkiye ise, 82 bin ton bal üretimi ile dünya bal üretiminde 3. sırada yer

almasına rağmen, kovan başına ortalama 16 kg bal üretimi ile dünya üretim değerinin

altında kalmaktadır (Anon., 2010; Suver, 2011). Coğrafya, iklim ve flora bakımından

arıcılık için ideal olan Türkiye’nin koloni varlığı ve üretimdeki payı göz önüne

Page 17: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

7

alındığında mevcut arıcılık potansiyelinden tam anlamıyla yararlanılamadığı

görülmektedir (Suver, 2011).

Çizelge 1.2. FAO kayıtlarına göre bal üreticisi ilk on ülkenin bal üretim miktarları (Ton/Yıl) (Anon., 2011a).

Ülke 2007 2008 2009

Çin 357.220 407.219 407.367

Arjantin 81.000 90.206 83.121

Türkiye 73.935 81.364 82.003

Ukrayna 67.700 74.900 74.000

A.B.D. 67.286 74.293 65.366

Meksika 55.459 57.440 56.071

Rusya 53.655 55.271 53.598

Hindistan 51.000 55.000 43.865

Etiyopya 35.644 42.000 40.688

Brezilya 34.747 37.792 38.765

Dünyada yer alan 57 fitocoğrafik bölgeden üçü (Akdeniz, Avrupa-Sibirya,

İran-Turan) ülkemizde yer almaktadır. Bu bölgelerin sağladığı topoğrafik farklılık,

bölgeler arası iklim değişikliği ve zengin bitki örtüsüne sahip olmamızı sağlamaktadır.

Türkiye’de yaklaşık 10.000 bitki türünün yetişmekte olduğu, bunların 3500 kadarının

endemik bitki türü, 500’ünün ise nektar ve polen taşıyan önemli arı bitkileri olduğu

bilinmektedir (Anon., 2010). Türkiye’nin en önemli nektar bitkileri; Arbutus

andrachne (kocayemiş), Astragalus spp. (geven), Brassica napus (kolza), Brassica

oleracea (lahana), Calluna vulgaris (püren), Castanea sativa (kestane), Ceratonia

siliqua (keçiboynuzu), Circium arvense (devedikeni), Citrus spp. (portakalgiller),

Diospyros kaki (Trabzon hurması), Eucalypthus camaldulensis (ökaliptus), Gossypium

spp. (pamuk), Helianthus annuus (ayçiçeği), Robinia pseudoacacia (Akasya), Salvia

spp. (adaçayı), Thymus spp.(kekik), Tilia spp. (ıhlamur)’dir (Sorkun ve ark., 2011).

Page 18: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

8

Şekil 1.1. Türkiye’deki bal üretiminin yıllara göre değişimi (Anon., 2011b).

Çizelge 1.3. 2004-2009 yılları arasında Türkiye’deki kovan sayısı, bal ve balmumu üretim miktarları (Anon., 2011b).

Yıl Kovan Sayısı Bal Üretimi

(ton)

Balmumu Üretimi

(ton)

2004 4.399.725 73.929 3.471

2005 4.590.013 82.336 4.178

2006 4.851.863 83.842 3.384

2007 4.690.278 73.935 3.837

2008 4.888.961 81.364 4.539

2009 5.339.224 82.003 4.385

Türkiye, arıcılıkla uğraşan 150.000 aile ve 4.9 milyon arı kolonisiyle dünya

arıcılığında üçüncü sıradadır. Gezginci arıcılık uygulamaları ve modern kovan

kullanımının yaygınlaşması ile büyük gelişme sağlanmaktadır. Türkiye’deki

kolonilerimizin % 85’ini (3 milyon 900 bin) oluşturan gezici arı kolonileri yılda 3

kez olmak üzere yaklaşık 2000 km yapmaktadırlar. Bitki çeşitliliğinin yanı sıra

coğrafik yapısından dolayı gezginci arıcılıkla, erken ilkbaharda Akdeniz Bölgesi’nde

narenciye balını, yaz aylarında Anadolu’dan yayla balını alarak ayçiçeği ve pamuk

balı için Trakya Bölgesi’ne ekili alanlara, çam balı için de Ege ve Muğla yörelerine

gidilebilmesi arıcılar için büyük bir imkan oluşturmaktadır. Dünyada bal üretiminde

ilk üç sırada yer alan Türkiye, kalite kriterlerini yeterli ölçüde sağlayamaması

nedeniyle ihracatta önemli bir yer edinememiştir (Anon., 2010).

Page 19: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

9

Çizelge 1.4. Dünya bal üretiminde ilk 3 sırayı alan ülkelerin bal ihracat miktarları (Ton/Yıl) (Anon., 2011a).

Ülke 2005 2006 2007 2008 2009

Çin 91.285 82.001 65.288 189.277 78.222

Arjantin 107.670 103.998 79.861 69.288 57.969

Türkiye 2143 1916 398 397 900

FAO verilerine göre, dünya bal ihracatında önemli paya sahip ülkeler

sırasıyla Çin, Arjantin, Almanya, Meksika, Brezilya, İspanya, Macaristan,

Avustralya olarak bildirilmektedir. 2002 yılından itibaren Arjantin ve Çin’in bal

ihracatının düşmesi en önemli ithalatçı olan A.B.D.’den antidamping tarifeler

uygulanması ve başta Çin olmak üzere Güneydoğu Asya ülkelerinin ballarının

Kloramfenikol yönünden kontamine olmasıyla açıklanmaktadır. (Anon., 2011b).

Çizelge 1.5. 2009 yılında bal ihracatı ve ithalatı yapan ülkelere ait bal miktarları ve değerleri (Anon., 2011a).

İhracat Yapan Ülkeler İthalat Yapan Ülkeler

Ülke Miktar (Ton)

Birim Değer ($/ton)

Ülke Miktar (Ton)

Birim Değer ($/ton)

Arjantin 57.969 2765 Almanya 82.575 3093

Çin 78.222 1697 A.B.D. 95.473 2419

Almanya 22.021 4984 İngiltere 30.411 3385

Meksika 26.984 3011 Japonya 39.950 2351

Brezilya 25.987 2532 Fransa 23.413 3654

İspanya 16.267 3901 İtalya 15.171 3398

Macaristan 14.238 4234 Belçika 18.583 2463

Avusturalya 8.209 7292 Hollanda 10.578 3508

Page 20: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

10

1.4. Bal Kalitesine Etki Eden Faktörler

Balın kalitesi, bitkisel kaynağı ve kimyasal bileşimi ile değerlendirilmektedir

(Cherchi ve ark., 1994). Arı türü, çevre, balın hasat edilme zamanı, şekli ve

depolama koşulları ile arıcıların eğitimi balın kalitesini belirleyen fiziksel ve

kimyasal özelliklerine etki etmektedir (Krell, 1996; Yurtsever ve Sorkun, 2003).

Balın kalitesinin belirlenmesinde melitopalinolojik, fiziksel, kimyasal ve

organoleptik analizlerinin mutlaka birlikte yapılması gerekmektedir (Devillers ve

ark., 2004).

1.4.1. Melitopalinolojik Özellikler

Balın mikroskobik analizi olarak tanımlanan melitopalinoloji, bala kaynak

olan nektarlı bitkilerin kökeni ve coğrafik orijini hakkında bilgi veren etkin bir

yöntemdir (Soria ve ark., 2004). Kimyasal tekniklerin gelişmesi ile birlikte farklı

bitkisel ve coğrafik kökenli balların kimyasal bileşiminin de farklı olduğu

belirlenmiştir (Esti ve ark., 1997; Nanda ve ark., 2003). Her ülkeye ve bölgelerine ait

nektarlı bitkilerin listesi melitopalinolojik analizler yapılarak hazırlanmaktadır

(Coffey ve Breen, 1997). Balda polen analizi ilk defa 1845 yılında Pfister tarafından

yapılmıştır. Türkiye’de ise ilk kez 1976 yılında Abdul Muheiman Qustiani tarafından

Türk ballarında polen analizi doktora tezi olarak çalışılmıştır (Sorkun ve ark., 2002).

Balda polen analizi ile balın botanik ve coğrafik orijininin saptanması mümkün

olabilmektedir. Bal, içerisinde en çok hangi bitkinin poleni saptanmışsa o bitki

ismiyle adlandırılmaktadır. Balda aynı taksona ait polen oranının % 45’ten fazla

olması, balın ünifloral olduğunu göstermektedir. Ancak bölgede tek tür hakim

değilse arılar çeşitli taksonların çiçeklerinden nektar ve polen toplamaktadır ve bu

durum balın polen içeriğine yansımaktadır. Bu şekilde oluşan ballar multifloral

olarak bilinmektedir. Ballarda toplam polen sayısı % 16-44 arasında ise sekonder, %

3-15 arasında ise minör ve % 3’den az ise eser olarak tanımlanmaktadır (Sorkun,

2008). Balın toplam polen sayısı (TPS-10 g) değerinin, sahte ve saf çiçek ballarının

Page 21: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

11

ayırt edilmesinde önemli bir kriter olduğu bildirilmektedir (Lieux, 1972; Moar,

1985). Salgı balları genellikle mikroskobik olarak mikroalgler, fundus miselleri ve

sporlarından oluşan balçiği elementleriyle karakterizedir. Balın tağşişi, nişasta tanesi

içerip içermediği, bala bulaşan ve balda bulunmaması gereken mikroskobik

partiküllerin varlığı olarak tanımlanmaktadır (Sorkun ve ark., 2011). Bal içinde

bulunan polenlerin teşhis edilmesi; nektar kaynaklarının belirlenmesi, balın coğrafik

orijininin saptanması, bal kalitesinin tayini ve balların sınıflandırılmasında önemli rol

oynamaktadır. Ayrıca, bala güzel koku, tat ve geç kristalleşme özelliği veren bitkiler

ile bal kalitesini bozan istenmeyen koku, tat veren bitkiler saptanabilmekte böylece

üstün özellikte bal elde edilecek özel bir flora oluşturulabilmektedir (Pınar ve ark.,

2003).

1.4.2. Fiziksel Özellikler

1.4.2.1. Balın Viskozitesi

Bir akışkanın akmaya karşı gösterdiği iç direnç olarak tanımlanan viskozite, balın

toplanması (kovandan alınması) ve işlenmesinde önemli bir özelliktir. Bu özellik,

balın işlenmesi sırasında süzme, pompalama, karıştırma, filtrasyon ve dolum

aşamasında önem taşınmaktadır (Krell, 1996; Yanniotis ve ark., 2006). Viskozite

balın kompozisyonu, nem içeriği ve sıcaklığına bağlı olarak değişmektedir. Baldaki

serbest şekerlerin kompozisyonu ve kolloidlerin miktarı viskoziteyi etkilemektedir.

Genellikle yüksek nem içeriğine sahip ballar düşük viskoziteye sahiptir (Bhandari ve

ark., 1999). Ayrıca balın depolandığı ortamın sıcaklığının artması ile balın

viskozluğu azalmaktadır (Mossel ve ark., 2000).

1.4.2.2. Balın Rengi

Balın rengi, bileşimini oluşturan çeşitli maddelerin farklı dalga boyundaki ışınları

değişik ölçülerde absorbe etmesiyle oluşan optik bir özelliktir. Süzme ballarda renk,

açık renkten (su gibi renksiz) koyu amber ve siyaha kadar çeşitlilik göstermektedir

(Tutkun, 2000; Kolankaya, 2001). Ballardaki renk çeşitliliği balın bitkisel kaynağı,

mineral madde içeriği, muhafaza koşulları ve yaşından kaynaklanmaktadır (D’arcy,

Page 22: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

12

2007). Balın rengini etkileyen bileşenler karoten, ksantofil, antosiyanin gibi bitki

pigmentleri ile polen taneleri olarak belirtilmektedir (Terrab ve ark., 2004).

Şekil 1. 2. Çeşitli bal örnekleri ve balda rengin belirlenmesinde kullanılan pfund skalası (Krell, 1996; Anon., 2012a).

Koyu renkli ballar içerdikleri mineral madde, fenolik madde türevleri ve

flavonoid bakımından açık renkli ballara göre daha zengindir (Kolankaya, 2001;

Finola ve ark., 2007; Ouchemoukh ve ark., 2007). Koyu renkli ballarda aminoasitler

ve şekerler arasında yoğun bir etkileşim olduğu, amino-karbonil reaksiyonu ile

meydana gelen melanoidin bileşiğinin balın rengini etkilediği bildirilmektedir.

Ayrıca rengin kül ve aminoasit/şeker oranıyla ilgili olduğu düşünülmektedir. Balın

rengi ile içerdiği kül miktarı arasında pozitif bir korelasyon bulunmaktadır (Şahinler

ve ark., 2001). Bal renginin derecelendirilmesinde sık kullanılan ölçülendirme pfund

skalası ile yapılmakta olup Şekil 1.2’de görülmektedir. Avrupa’daki balların

fizikokimyasal özelliklerinin belirlenmesi üzerine yapılan bir çalışmada, pfund

skalasına göre 12.9 mm pfund değeri ile en açık renkli bal akasya, sırasıyla 86.6 ve

87.9 mm pfund değeri ile salgı balı ve kestane balı en koyu renkli bal olarak tespit

edilmiştir ve Çizelge 1.6’da gösterilmektedir (Oddo ve Piro, 2004).

Page 23: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

13

1.4.2.3. Balın Higroskobik Özelliği

Bal, havanın nemini çekme özelliği gösteren higroskopik bir gıdadır ve bu durum

balı fermentasyona karşı duyarlı hale getirmektedir. Balların bu özelliği, içeriğindeki

higroskopik özellik gösteren fruktoz miktarının glikoz miktarından fazla olmasından

kaynaklanmaktadır (D’arcy, 2007). Balın güçlü higroskopik özelliğinin, işlenmesi ve

kullanımı için önemli olduğu bilinmektedir. Özellikle gıda ve kozmetik sanayinde bu

özellikten yararlanılmaktadır. Balın su içeriğine etki ederek fermentasyonuna neden

olabileceğinden, ortamın ve kullanılan kapların neminin kontrol altında tutulması

gerekmektedir. Balın % 55-60 bağıl neme sahip havada, nem içeriği % 16.8-18.3

arasında değişmektedir (Krell, 1996).

1.4.2.4. Balın Yoğunluğu ve Özgül Ağırlığı

Bir maddenin yoğunluğu birim hacimdeki ağırlığı olarak tanımlanırken, özgül

ağırlığı ise belirli bir sıcaklıkta birim hacmindeki ağırlığının aynı hacimdeki suyun

ağırlığına oranı olarak bilinmektedir. Bu fiziksel özellikler balın kompozisyonu, nem

miktarı ve ortam sıcaklığına bağlı olarak değişmektedir. Balın özgül ağırlığı 20 ºC’de

ortalama 1.42 g/mL olarak belirtilmektedir (Tolon 1999).

1.4.2.5. Balın Polarizasyonu

Balın polarize ışığı çevirme yönü ve miktarı, bal türü, içerdiği fruktoz ve glikoz

miktarına göre değişmektedir. Çiçek balları polarize ışığı sola, salgı balları ise sağa

çevirmektedir (Piazza ve ark., 1991; Přidal ve Vorlová, 2002). Bu özellik çiçek

ballarındaki negatif spesifik rotasyona sahip fruktozun daha fazla bulunmasının

doğal bir sonucu olarak açıklanmaktadır. Mono ve oligosakkaritler çok sayıda

asimetrik karbon atomu içerdiklerinden polarize ışığın düzleminde değişime neden

olmaktadır. β–D fruktozun spesifik rotasyonu -133.5 iken α-D glikozun +52.7,

sakkarozun + 66.5 olarak bilinmektedir (Saldamlı, 1998; Tolon, 1999).

Page 24: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

14

1.4.2.6. Balın Kristalizasyonu

Kristalleşme, balın kompozisyonuna ve muhafaza koşullarına göre şekli, sayısı,

dağılımı değişen monohidrat glikoz kristallerinin oluşması sonucu

gerçekleşmektedir. Şeker içeriğinin su içeriğine oranı yüksek olan ballarda,

kristalizasyon kısa sürede gerçekleşmektedir (Cavia ve ark., 2001). Yapılan bir

çalışmada, glikoz/su oranı 1.7’den küçük olan balların kristalleşmediği, glikoz/su

oranının 2.1’den büyük olanların hızla kristalize olduğu bildirilmektedir (Doner,

1977). Baldaki su, karbonhidratları hidrojen bağları ile bağlamaktadır. Fruktoz, su

molekülleri arasındaki hidrojen bağlarına zayıf enerji vermekte ve su molekülleri,

fruktoz moleküllerini hidratlamak için etraflarında hareketli tutulmaktadır.

Kristalleşme, su moleküllerinin glikozu serbest bırakması sonucu olmaktadır. Başka

bir ifadeyle fruktozun bu kararsızlığı nedeniyle, baldaki glikoz ve fruktoz miktarının

değişmesinden kaynaklanmaktadır (Gleiter ve ark., 2006). Kristalizasyon sırasında

serbest kalan su baldaki nem içeriğini arttırarak fermentasyon oluşumuna neden

olmaktadır (Krell, 1996).

Balın granül yapısı, ticaretinde önemli bir kalite kriteridir. Türkiye’de

genellikle balın petek yüzeyinin 1/2 - 2/3’ünün sırlanması ve yeterince

olgunlaşmamış balın hasat edilmesi, su oranının yüksek olmasına dolayısıyla

fermentasyon oluşumuna neden olmaktadır (Tolon 1999). Balın kristalleşmesi

% 70’den fazla şeker, % 20’den az su içeren doygun bir çözelti olmasının doğal bir

sonucudur. Şekerle doymuş halde bulunan balın, oda sıcaklığında iken içeriğindeki

glikoz, su kaybederek D-monohidratları şeklinde kristalize olmaktadır. Bu

monohidrat kristalleri kristalizasyonda toz, polen, hava kabarcığı gibi küçük

partiküllerle birlikte çekirdek gibi davranmaktadır (D’arcy, 2007).

Balın fiziksel özelliklerinden biri olan kristalizasyon içerdiği su miktarı,

fruktoz ve glikoz arasındaki oran, katı partiküllerin miktarına bağlı olarak

şekillenmektedir. Tüketiciler tarafından bilinenin aksine muhafaza sıcaklığı 5 °C’nin

altında ve 25 °C’nin üzerinde olduğunda kristalizasyonun oluşmadığı, optimum

kristalizasyon sıcaklığının 14 °C olduğu bildirilmektedir (Krell,1996). Bu anlamda

Page 25: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

15

balların depolama sıcaklığının 10 °C altında olması gerekirken kullanım kolaylığı

nedeniyle tüketilirken 18-24 °C’de bulundurulması önerilmektedir (Belitz ve Grosch,

1999).

1.4.2.7. Balın Elektriksel İletkenliği Elektriksel iletkenlik, nektar kaynağına ve balın mineral madde, organik asit ve

protein miktarına bağlı olarak değişen bir özellik olup bal orijinin belirlenmesinde

önemli bir kriter olarak bilinmektedir (Singh ve Bath, 1997). Genellikle çiçek

ballarının elektriksel iletkenlik değeri, salgı ballarından daha düşük olmaktadır.

Kestane balları ve salgı balları koyu renklidirler ve mineral madde içerikleri fazla

olduğundan elektrik iletkenlik değerleri yüksek saptanmaktadır (Bogdanov, 1999).

Muğla bölgesinde çam balı üzerine yapılan çalışmada, ortalama elektriksel iletkenlik

değeri 1.13 Ms/cm olarak belirlenmiştir (Şahinler ve Gül, 2004).

1.4.3. Kimyasal Özellikler

Balda kaynağı arı veya bitki olan çeşitli karbonhidratlar, aminoasitler, mineraller,

vitaminler, flavanoidler, organik asitler, polenler, enzimler ve sudan oluşan 180’den

fazla bileşik tanımlanmıştır (Sato ve Miyata, 2000).

Şekil 1. 3. Balın genel kimyasal içeriği (Tutkun, 2000).

Page 26: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

16

1.4.3.1. Balın Nem İçeriği

Kovandaki balın doğal nemi nektardan kaynaklanmaktadır. Petekteki balın yapısında

bulunan nem içeriği, arılar tarafından nektarın olgunlaştırılmasından sonra kalan

kısım olarak değerlendirilmektedir. Bu nedenle iklim koşulları, üretim yılı ve

mevsimi, nektardaki nem miktarı, nektarın salgılanma hızı, koloni büyüklüğü gibi

olgunlaşma üzerine etkili faktörler ile balın işlenmesi sırasında uygulanan sıcaklık ve

depolama koşulları balın nem miktarı üzerinde etkili olmaktadır (White ve Doner,

1980; Krell, 1996; D’arcy, 2007). Bununla birlikte balın higroskopik özelliği

nedeniyle saklandığı kapların nem geçirgenliği ve depolandığı yerin nem oranı, nem

miktarına etki etmektedir (Şahinler ve ark., 2001). Ballarda nem miktarı % 20’den

az olmalıdır (Anon., 2012c).

Balın nem içeriği, kalitesinin değerlendirilmesinde bir gösterge olup raf

ömrünü etkileyen önemli bir parametredir (Bogdanov ve ark., 2004; Gómez-Díaz ve

ark., 2005). Balda yüksek nem oranı başka bir ifadeyle su aktivitesinin artması,

osmofilik maya gelişimi sonucu fermentasyon oluşumuna neden olmaktadır

(Yanniotis ve ark., 2006). Bu sebeple fermentasyonun önlenmesi ve balın

stabilitesinin sağlanması açısından nem içeriği önem taşımaktadır. Nem içeriği, %

17’den düşük balların fermentasyon riski taşımadan depolanabildiği belirtilmektedir

(Singh ve Bath, 1997).

Yapılan çalışmalarda farklı ülkelere ait ballarının nem içerikleri; Türk

ayçiçeği ballarında % 18.4, Türk çiçek ve salgı ballarında sırasıyla % 17.4 ve %

17.2, Fas ballarında (okaliptus, narenciye, akasya, multifloral ve salgı) % 16.8-20.3,

Fransız ballarında (kestane, ayçiçeği, akasya, lavanta ve kolza) % 16.7-18.8 ve

İspanyol ballarında (multifloral) % 14.2- 18.0 olarak saptanmıştır (Sorkun ve ark.,

2002; Terrab ve ark., 2002; Devillers ve ark., 2004; Terrab ve ark., 2004).

Page 27: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

17

1.4.3.2. Balın Asitliği ve pH Değeri

Balın pH değeri, içerdiği organik asit varlığına bağlı olarak 3.5-5.5 arasında

değişmektedir (Bogdanov ve ark., 2004). Bal, % 0.17-1.17 organik asit ile % 0.05-

0.15 oranında aminoasit içermektedir. Balın asitliği ve karakteristik tadından sorumlu

dominant organik asit, glukonik asit olarak bilinmektedir (D’arcy, 2007). Asitlik

balın tadına, balda oluşan kimyasal reaksiyonların oluşumuna, antioksidan ve

antibakteriyel aktivitesine etki etmektedir (Gheldorf ve ark, 2002).

Balın içeriğini oluşturan bileşenlerin % 0.5’inden daha azını oluşturan

organik asitlerden glikonik asit ile fosfat ve klorür gibi inorganik iyonlar balın

asitliğini sağlamaktadır (Nanda ve ark., 2003). Glikonik asit, bal içerisinde glikoz

oksidaz enziminin glikoz üzerine etkisi ile oluşmaktadır. Ayrıca diğer organik asitler,

inorganik anyonlarla birlikte asitliğe etki etmektedir. Bu organik asitler; formik,

asetik, bütirik, laktik, oksalik, sitrik, süksinik, tartarik, maleik, malik, piroglutamik,

pirüvik, α-ketaglutamik, glikolik, α, β- gliserofosfat ve glikoz-6-fosfat olarak

bildirilmektedir (Krell, 1996; D’arcy, 2007).

Balın asitliği serbest, laktonik ve toplam asitlik olarak değerlendirilmektedir.

Çok yüksek düzeyde serbest asitlik oluşumu, balın fermentasyonunun bir kanıtı

olarak bildirilmektedir. Normal şartlarda asitlik, organik asitler ile laktonlar arasında

denge olmasından, esterler, sülfatlar ve fosfatlar gibi bazı inorganik iyonlardan

kaynaklanmaktadır. Serbest ve laktonik asitlik, balın nem içeriğine ve muhafaza

süresine bağlı olarak artmakta, sıcaklık ile değişmemektedir (Terrab ve ark., 2004).

Türkiye’de ambalajlı ballar üzerine yapılan bir çalışmada, çiçek ve salgı

ballarının toplam asitliği 8.23-33.21 meq/kg olarak saptanmıştır (Ünal ve Küplülü,

2006). Hindistan ballarının kalite kriterleri üzerine yapılan araştırmada, toplam

asitlik 29.5-41.5 arasında saptanmıştır (Anupama ve ark., 2003). Doğu ve Güney

Doğu Anadolu balları üzerine yapılan bir çalışmada ise, ortalama pH değeri 3.8,

serbest asitlik 22.3 meq/kg ve lakton 7.4 meq/kg olarak bulunmuştur (Yılmaz ve

Page 28: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

18

Küfrevioğlu, 2001). Bir başka araştırmada, İspanya ballarının serbest, laktonik ve

toplam asitlik değerleri, sırası ile 17.6-39.8, 4.3-11.3 ve 25.6-40.7 meq/kg olarak

belirlenmiştir (Terrab ve ark., 2004).

1.4.3.3. Balın Şeker İçeriği

Karbonhidratlar balın temel bileşenleri olup viskozite, higroskopi, kristalizasyon gibi

özelliklerini etkilemektedir (Bogdanov ve ark., 2004). Balda kuru maddenin ortalama

% 97’si karbonhidrattan oluşurken, bunun % 70 - % 78’ini ana monosakaritler olan

fruktoz ve glikoz oluşturmaktadır (Krell, 1996; Nagai ve ark., 2002). Genel olarak

ballar fruktozu glikozdan daha fazla içerse de pek azında (Kolza, hindiba) glikoz

daha fazla bulunmaktadır (Cavia ve ark., 2001; Devillers ve ark., 2004). Bu şekerler,

nektardaki sakkarozun bal arılarının sindirim yolunda invertaz enzimi ve asitlerle su

alarak parçalanması sonucu meydana gelen ‘invert şekerler’ olarak

tanımlanmaktadır. Ergin arıların glikoz, fruktoz, sakkaroz, trehaloz, maltoz ve

melezitozu kullanabildiği ancak rhamnoz, ksiloz, arabinoz, galaktoz, mannoz, rafinoz

ve dekstrini kullanamadıkları bildirilmektedir (Ozcan ve ark., 2006).

Nektarda şekerin büyük bir kısmı sakkaroz, olgunlaşmış balda ise fruktoz ve

glikoz olarak bulunmaktadır. Balı oluşturan nektarda ortalama % 20 civarında

sakkaroz bulunurken, olgunlaşmış balda oranı %1-3’tür. Bu değer balın olgunlaşma

derecesine ve nektar bileşimine göre değişmektedir (Belitz ve Grosch, 1999; D’arcy,

2007).

Balda bulunan disakaridler maltoz, kojibioz, turanoz, izomaltoz, sakkaroz,

maltuloz, nijeroz, α-, β-trehaloz, gentiobioz trisakaridler ise erloz, panoz, maltotrioz,

izomaltotrioz, melezitoz, gentoz, 3-α-izomaltotrioz olarak bilinmektedir. Ayrıca bal,

yüksek moleküllü oligosakaridlerden izomaltotetraoz ve izomaltopentaoz

içermektedir (Weston ve Brocklebank, 2000; Sanz ve ark., 2005).

Karbonhidrat kompozisyonundaki farklılıklar, balın glikoz doygunluk

derecesini etkilediğinden kristalleşme özelliğine de etki etmektedir. Balda glikoz ve

Page 29: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

19

melezitoz miktarının yüksek olması kristalleşmeyi hızlandırırken, fruktoz ve yüksek

şekerlerin fazla olması kristalleşmeyi geciktirmektedir (Hanna ve ark., 1991).

Weston ve Brocklebank’ın (2000), Yeni Zellanda salgı balları üzerine

yaptıkları çalışmada, ortalama monosakarit içeriğini % 62, oligosakarit içeriğini %

17 belirlerken ballarda maltoz % 5.5, melezitoz % 4.3 ve turanoz % 3 düzeyinde

saptanmıştır. Muğla ili Ula yöresinde çam balları üzerine yapılan bir çalışmada,

ortalama invert şeker değeri % 67.5, sakkaroz değeri ise %3.9 olarak tespit edilmiştir

(Şahinler ve Gül, 2004). Sorkun ve ark., (2002) tarafından yapılan bir çalışmada ise

Türk çiçek ballarının şeker bileşimi, ortalama % 34,29 fruktoz, % 27.04 glikoz

içerirken; salgı ballarının ortalama % 37.49 fruktoz, % 31.55 glikoz içerdiği

saptanmıştır.

1.4.3.4. Balın Protein İçeriği Bal proteinleri çoğunlukla bitki kaynaklı olup bunların büyük bir kısmı polenden

gelmektedir (Hermosín ve ark., 2003). Balda bulunan aminoasitler; prolin, glutamik

asit, glisin, alanin, fenil alanin, tirozin, treonin, lösin, izolösin, valin olarak

belirtilirken, toplam miktarları 20-300 mg/100 g olarak bildirilmektedir (D’arcy ve

ark., 2007).

Prolin, nektarın bala dönüşümü sırasında bal arılarından gelen ve balın

olgunluğunu gösteren bir aminoasittir. Balda serbest aminoasit konsantrasyonu

ortalama 100 mg/100 g olup, toplam amino asit miktarının % 50-85’ini prolin

oluşturmaktadır (Hermosín ve ark., 2003). Balın protein içeriğinin belirlenmesinde

genellikle prolin değerinden yararlanılmaktadır. Prolin miktarı, unifloral ballarda

karakteristik değerler göstermektedir ancak balların sadece bu değer ile

sınıflandırılması mümkün değildir (Sanchez ve ark., 2001). Balın kalite değeri ve

olgunluğunun belirlenmesinde bir kriter olması yanı sıra şeker ile tağşişin

belirlenmesinde de önemlidir. Almanya’da prolin içeriği 18.0 mg/100g’dan düşük

saptanan balların tağşişe uğradığı ya da olgunlaşmamış olduğu kabul edilmektedir

(Bogdanov ve ark., 2004). Türk balları üzerine yapılan bir çalışmada, prolin değerleri

127 adet çiçek balı için 15.87-96.3 mg/kg arasında bulunurken, 33 adet salgı balı için

Page 30: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

20

17.14-67.46 mg/kg arasında belirlenmiştir (Sorkun ve ark., 2002). Meda ve ark.

(2005), 27 bal örneği üzerine yaptıkları çalışmada ise balların en düşük prolin içeriği

43.8 mg/kg, en yüksek değer 216.9 mg/100g olarak tespit edilmiştir.

Çizelge 1. 6. Avrupa’daki farklı bal türlerine ait fizikokimyasal parametreler ve ortalama değerler (Oddo ve Piro, 2004).

Fizikokimyasal Parametreler

Kolza n= 715

Akasya n= 715

Biberiye n= 515

Kestane n= 495

Narenciye n= 299

Okaliptus n= 208

Ayçiçeği n= 358

Salgı n= 261

Renk (mm Pfund)

26.2 12.9 15.0 87.9 15.0 54.2 52.4 86.0

Elektriksel İletkenlik (mS/cm)

0.19

0.16

0.15

1.38

0.19

0.48

0.34

1.20

pH 4.1 3.9 4.0 5.3 3.8 4.0 3.8 5.1 Toplam Asitlik (meq/kg)

16.3 13.4 15.7 16.1 17.6 22.0 32.1 28.4

Nem % 17.0 17.1 16.4 17.5 16.6 16.0 17.8 16.1 Diastaz Aktivitesi

26.9 10.5 9.7 24.3 9.6 25.5 20.8 22.6

İnvertaz U/kg 103.7 45.5 56.4 152.3 40.0 155.3 117.0 139.0 Prolin mg/kg 235 222 271 585 - 528 562 468 Fruktoz % 38.3 42.7 38.4 40.8 38.7 39.1 39.2 32.5 Glikoz % 40.5 22.6 33.1 27.9 31.4 33.0 37.4 26.2 Sakkaroz % 0.3 2.1 1.3 0.2 1.2 1.1 0.3 0.8

1.4.3.5. Balın Mineral Madde ve Vitamin İçeriği

Balın mineral madde konsantrasyonu % 0.1- 1 arasında değişmektedir (Lachman ve

ark., 2007). Potasyum, balda en fazla bulunan element olup külün ortalama % 33-

35’ini oluşturmaktadır. Bal bunun yanı sıra klor, sülfür, silisyum, kalsiyum,

magnezyum, sodyum ve fosfor ayrıca eser miktarda demir, bakır, çinko, manganez,

lityum, nikel, berilyum ve krom da içermektedir. Mineral madde miktarı, balın

oluşumunda etkili olan bitkinin nektar kompozisyonuna bağlı olmaktadır. Nektarlı

bitkinin yetiştiği toprağın yapısı, suyu; bitkiye ait nektar ve polenin mineral madde

içeriğini etkilemektedir (Hernández ve ark., 2005). Yapılan analizlerle balda

saptanan mineral madde kompozisyonu ve miktarlarından, ağır metal kirliliği ile

ilgili önemli veriler elde edilmektedir. Ballar, içerdiği mineral maddeler ve eser

miktarda elementler dışında, çevresel etkenlerden dolayı demir (Fe), çinko (Zn),

bakır (Cu) gibi ağır metalleri de taşıyarak çevre indikatörü özelliği göstermektedirler

(Przybylowski ve Wilczynska, 2001).

Page 31: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

21

Kül oranı yüksek olan balların, mineral madde içeriği de yüksek olduğundan

salgı ballarının çiçek ballarına göre daha fazla mineral madde içerdiği

bildirilmektedir. Balın içerdiği mineral madde niteliği ve miktarı, rengine etki

etmektedir. Koyu renkli balların kalsiyum, demir ve mangan miktarlarının açık renkli

ballara göre daha yüksek olduğu bildirilmektedir. Bal katkılı bazı çayların renginin

koyulaşmasının da balın içerdiği demirden kaynaklandığı ifade edilmektedir (Conti,

2000). Yapılan bir çalışmada, potasyum miktarı açık renkli ballarda 205 mg/kg, koyu

renkli ballarda1676 mg/kg düzeyinde saptanırken; demir miktarı açık renkli ballarda

2.4 mg/kg, koyu renkli ballarda 9.6 mg/kg olarak belirlenmiştir. (Krell, 1996).

Türkiye’de Muğla çevresinde üretilen çam ballarına ait mineral madde içeriği

ortalama % 0.57 olarak bulunmuştur (Şahinler ve Gül, 2004).

Balın vitamin içeriği, nektar kaynağına, polen miktarına, üretim ve muhafaza

koşullarına bağlı olarak değişmektedir. Bal niasin, tiamin, riboflavin, pantotenik asit,

C ve K vitamini içermektedir (Nanda ve ark., 2003). Çizelge 1.7’de 100 g balın

içerdiği ortalama mineral madde ve vitamin değerleri ile yaş gruplarına göre

insanların günlük vitamin ihtiyacı verilmektedir (Bogdanov ve ark., 2008).

Çizelge 1.7. Balda bulunan mineral ve vitamin değerleri ve yaş gruplarına göre günlük vitamin ihtiyacı (Bogdanov ve ark., 2008).

Mineral Madde Miktar

(mg/ 100g)

Günlük Vitamin İhtiyacı (mg)

1-4 Yaş 4-15 yaş 15 yaş <

Potasyum 40-3500 1000 1400-1900 2000

Sodyum 1.6-17 300 410-550 550

Kalsiyum 3-31 600 700-1200 1000-1200

Magnezyum 0.7-13 80 120-310 300-400

Fosfor 2-15 500 600-1250 700-1250

Vitaminler

Filokinon (K) 0.025 15 20-50 60-70

Tiamin (B1) 0.02- 0.9 0.6 0.8-1.4 1-1.3

Riboflavin (B2) 0.01-0.9 0.7 0.9-1.6 1.2-1.5

Niasin (B3) 0.1-2.7 7 10-18 13-17

Pantotenik asit (B5) 0.02-1.9 4 4-6 6

Pridoksin (B6) 0.01-0.32 0.4 0.5-1.4 1.2-1.6

Folik Asit (B9) 0.01-0.7 0.2 0.3 0.4

Askorbik asit (C) 0.1-2.5 60 70-100 100

Page 32: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

22

1.4.3.6. Balın Antioksidan İçeriği

Balın antioksidan özellik gösteren bir çok bileşiğe sahip olduğu bilinmektedir. Bu

bileşikler balda doğal olarak bulunmaktadır (Nicholls ve Miraglio, 2003). Meyve

ağaçlarının yaprakları ve meyveleri gibi antioksidan özellik gösteren fitokimyasalları

sentezleyen ve serbest radikalleri yok eden bileşenlerin ana kaynağı olan bitkilerden,

bioaktif maddeler arılar ile bala taşınmaktadır (Miliauskas ve ark., 2004; Anon.,

2010). Genel olarak bal antioksidan aktiviteye sahip; polifenoller (flavanoidler) veya

fenolik bileşikler, enzimler, askorbik asit ve peptidler olmak üzere dört grup

içermektedir (Nicholls ve Miraglio, 2003).

Balın floral kaynağı, bitkinin ikincil metabolitlerinin içeriğindeki farklılıklar

ve enzim aktivitesine bağlı olarak antioksidan özellik şekillenmektedir (Frankel ve

ark., 1998). Balın antioksidan kapasitesinden büyük ölçüde balda bulunan fenolik

bileşiklerin sorumlu olduğu bilinmektedir. Fenolik bileşikler, baldaki major

fitokimyasal antioksidanlardır (Gheldorf ve ark., 2002; Nicholls ve Miraglio, 2003).

Balda yaklaşık 20 mg/kg bulunan flavanoidler bitkilerin sekonder metabolitleri olup

temel antioksidanlar olarak bilinmektedir (Ferreres ve ark., 1994). Flavanoid içeren

temel gıda gruplarının tahıllar, baklagiller, meyve ve sebzeler olduğu ve balın flavon

apigenin ve flavanol quercetin içerdiği rapor edilmektedir (Peterson ve Dwyer,

1998).

Monofloral ballarda flavanoidler, total fenoliklerin yaklaşık % 42’si olan

major bileşenler olarak bildirilmektedir. Bununla birlikte ballarda flavanoidlerin

profili oldukça çeşitlilik gösterip coğrafi bölge ve bitkisel orijine bağlı

şekillenmektedir. Örneğin akasya balında 5.8 mg/kg düzeyinde bulunan fenolik

bileşikler, çilek balında 96 mg/kg olarak tespit edilmiştir (Soler ve ark., 1995). Meda

ve ark. (2005) tarafından Burkina Faso’da askorbik asit kalibrasyon eğrisi kullanarak

yapılan çalışmada, Askorbik asit eş değeri (AAE) ile tanımlanan antioksidan içeriği,

çiçek ballarında 10.20-65.86 mg AAE/100 g arasında belirlenirken salgı ballarında

24.80-32.38 mg AAE/100 g arasında saptanmıştır.

Page 33: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

23

1.4.3.7. Balın Enzim İçeriği

Bal oluşumunda rol oynayan önemli bileşenlerden enzimler, balı tatlandırıcı diğer

gıdalardan ayırmaktadır. Enzim aktiviteleri, balın biyolojik değerine katkı

sağlamaktadır (Vorlová ve Celechoská, 2002; Serrano ve ark., 2007).

Enzimler, canlı hücreler tarafından oluşturulan ve kimyasal reaksiyonları

katalizleme yeteneğine sahip protein yapısındaki maddeler olarak tanımlanmaktadır

(Saldamlı, 1998). Balda arıların faranjiyal salgı bezi sekresyonlarından, tükrük

sıvılarından ve nektar kaynağından kaynaklanan; yüksek oranda diastaz (α- ve β-

amilaz), invertaz (α-glikozidaz), glikoz oksidaz ile düşük oranda katalaz ve asit

fosfataz bulunmaktadır (Belitz ve Grosch, 1999).

Balda diastaz ve invertaz varlığının, bal arılarının topladıkları nektarı, tükürük

ve hipofaranjiyel bezlerin salgılarıyla karıştırması ile kovanda nektarın petek

gözlerine doldurulmadan önce arıdan arıya aktarılması sırasında balın olgunlaşmasını

sağlayan salgıların artışına bağlı olduğu bilinmektedir. Olgunlaşma sırasında eklenen

enzim miktarı; bal arılarının yaşına, fizyolojik evresi ve beslenmesine, koloni

gücüne, nektar akışına bağlı olarak değişmektedir (Crane, 1990).

Baldaki en aktif enzim olan invertaz, disakkarit olan sakkarozu glikoz ve

fruktoza hidrolize etmektedir. İnvertazın glikoinvertaz ve früktoinvertaz olmak üzere

iki farklı tipi bulunmaktadır (Huidobro ve ark., 1995; Saldamlı, 1998). Hasat edilmiş

limon balının yüksek oranda sakkaroz içerdiği ve 24- 28 ºC’de birkaç hafta

depolanması sonunda sakkaroz miktarının invertaz etkisiyle kabul edilebilir seviyeye

düştüğü rapor edilmektedir (Ötleş, 1995).

Diastaz, nişastanın hidrolize olmasını sağlamaktadır. Balın muhafaza süresi

ve sıcaklığına bağlı olarak yıkımlandığından balın tazelik indikatörü olarak

değerlendirilmektedir (Belitz ve Grosch, 1999; D’arcy, 2007). Balın kalitesinin

değerlendirilmesinde önemli bir parametre olan diastaz aktivitesi (DA), 40 ºC’de bir

saatte bir gram baldaki enzim tarafından hidrolize edilebilen % 1’lik nişasta

Page 34: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

24

çözeltisinin ml’si olarak tanımlanmaktadır (Anon., 2012c). Yılmaz ve Küfrevioğlu

(2001) tarafından muhafaza süresinin diastaz aktivitesi üzerine etkisi araştırılan

çalışmada, ortalama diastaz aktivite değeri 14.6 saptanan bal örneklerinin 20±5 ºC’de

bir yıl muhafaza edilmesi sonucu diastaz aktivitesi azalarak ortalama değer 10.7

olarak belirlenmiştir.

Çizelge 1.8. Diastazın farklı sıcaklıklardaki yarılanma süresi (Krell, 1996).

Uygulanan

Sıcaklık

Diastazın Yarılanma

Süresi

Uygulanan

Sıcaklık

Diastazın Yarılanma

Süresi

10 ºC 12600gün (34.5 yıl) 40 ºC 31 gün

20 ºC 1480 gün (4 yıl) 50 ºC 5.38 gün

25 ºC 540 gün (18 ay) 60 ºC 1.05 gün

30 ºC 200 gün (6.6 ay) 70 ºC 5.3 saat

35 ºC 78 gün (2.6 ay) 80 ºC 1.2 saat

Glikoz oksidaz, glikozun oksitlenmesi ile glikonik asit ve hidrojen peroksit

üretimini sağlayan enzim olarak tanımlanmaktadır. Balın gastrointestinal

hastalıklarda özellikle bakteriyel gastroenterit, mide ve duodenal ülserlerde tedavi

edici etkisi, hidrojen peroksit içeriğinden kaynaklanmaktadır (Saldamlı, 1998; Sato

ve Miyata, 2000). Bala nektar kompozisyonundan ve özellikle polenden gelen asit

fosfataz ise organik fosfatları inorganik fosfatlara dönüştüren hidrolaz enzimi olarak

bilinmektedir. Bu enzimin balın karakterizasyonunda önemli bir kriter olduğu ve

miktarı ile balın fermentasyonu arasında ilişki olduğu bildirilmektedir. Buna göre,

fermentasyona uğrayan ballar fermente olmayanlara göre daha yüksek miktarda asit

fosfataz aktivitesine sahiptir. Depolama süresinin enzim aktivitesi üzerine etkisine

yönelik çalışmalar yapılmış ve 6 ay sonunda balda asit fosfataz miktarında önemli

düşüşler tespit edilmiştir (Alonso-Torre ve ark., 2006).

Page 35: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

25

1.4.3.8. Balda HMF

Karbonhidrat içeren bazı gıdaların tazeliği ve kalitesiyle son derece ilişkili olan

HMF, bal kalitesinin belirlenmesinde de kullanılan önemli bir kriterdir. Balın

işlenmesi sırasında maruz kaldığı sıcaklığın, depolama şartlarının ve kalitesinin

değerlendirilmesinde kullanılan indikatör olarak bilinmektedir. HMF, hekzosların

asidik ortamda dehidrasyonu ya da Maillard (enzimatik olmayan esmerleşme)

reaksiyonu sonucu oluşmaktadır (Fallico ve ark., 2004).

Asitlerin katalizör olarak görev aldıkları tepkimeler sonucunda monosakarit

molekülünden su ayrılmasıyla; pentozlardan furfural, hekzoslardan HMF

oluşmaktadır (Belitz ve Grosch, 1999). Özellikle asidik ortam ve yüksek sıcaklığın

etkisi ile ketopentoz ve hekzosların dehidrasyonu sonucu şekillenmektedir (Teixido

ve ark., 2006). Reaksiyon oluşumu Şekil 1.4.’de gösterilmektedir. Reaksiyon hızının

pH, su aktivitesi (aw), indirgen şeker ve aminoasit içeriği ile ortam sıcaklığına bağlı

olarak değiştiği, her 10°C’lik artışın reaksiyon hızını 4 misli arttırdığı

bildirilmektedir (Burdurlu ve Karadeniz, 2002).

Şekil 1.4. Heksozların dehidrasyonu sonucu HMF oluşumu (Belitz ve Grosch, 1999).

Page 36: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

26

Monosakaritler, inorganik asitlerin seyreltik çözeltilerine dirençli olmalarına

rağmen sıcaklığın etkisiyle dehidrasyona uğrayarak furan türevleri oluşturmaktadır.

Ketoheksozlar, aldoheksozlardan daha kolay reaksiyona girmektedir. Oluşan

furfurallar, reaksiyon sonucu kahverengi huminleri oluşturmaktadır (Belitz ve

Grosch, 1999). Ortamın asitliğinin artması, balda HMF oluşumunu arttırmaktadır

(Şekil 1.5).

Şekil 1.5. Heksozlardan ve pentozlardan asidik ortamda HMF oluşumu (Morales ve

Jimenez-Perez, 1999).

HMF oluşumuna neden olan Maillard reaksiyonu ise amino asit ve

proteinlerdeki amino grubu ile indirgen şekerler arasında gerçekleşen ve azotlu

bileşiklerin oluşması ile sonuçlanan enzimatik olmayan esmerleşme reaksiyonu

olarak tanımlanmaktadır (Carabasa ve Ibarz, 2000). Reaksiyon, özellikle

karbonhidrat ve lizince zengin gıdaların işlenmesi ve depolanması sırasında

şekillenmektedir. Maillard reaksiyonu, çoklu reaksiyon basamakları içermektedir.

Başlangıç aşamasında, indirgen şekerdeki karbonil grubu ile proteindeki amino

nitrojeni reaksiyona girerek su kaybı ile birlikte kapalı halka formundaki N-

glikozilamine kadar amadori ürünleri oluşturmaktadır. Reaksiyon devamında

amadori ürünleri deoksiozon ve 1-hidroksi-2-propanon, metilglioksal gibi α,β-

dikarbonil ya da hidroksi karbonil bileşik fragmentlerine dönüşmektedir (Wang ve

ark., 2009). Glikozilamin, zayıf asidik koşulların katalize ettiği amadori dönüşümü

ile1-amino-1-deoksi-2-ketoz’a dönüşmektedir. Bu aşamadan itibaren 1-amino-1-

Page 37: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

27

deoksi-2-ketoz’un enolizasyonu sonucu furfural ve dehidrofurfural türevleri

oluşmaktadır. Reaksiyon sırasında dehidrasyon ile açığa çıkan redüktanlar, amino

asitlerle reaksiyona girerek esmer renkli ‘melanoidin’ pigmentleri ile aroma

bileşenleri oluşturmaktadır. Yapılarında bir furan halkası içeren furfural, 2-

asetilfuran, 2,5-dimetil-4-hidroksi-3(2H)-furanon ve 5-hidroksimetil-2-furfural gibi

furanoidler önemli flavor bileşikleri olarak bilinmektedir (Carabasa ve Ibarz, 2000).

Enzimatik olmayan esmerleşme reaksiyonu olarak bilinen Maillard

reaksiyonu serbest aminoasit, peptid veya proteinlerin yapısında bulunan serbest

amino grubu ile indirgen şekerler arasındaki reaksiyonla başlayıp esmer renkli azotlu

polimerlerin oluşması ile tamamlanmaktadır. Serbest ε-amino grubu içermesi

nedeniyle lizince zengin gıdalar ile indirgen şekerlerce zengin gıdalar reaksiyona

kolayca girmektedir. Sıcaklık, süre, pH, reaksiyona giren maddelerin konsantrasyonu

ve metal içeriği reaksiyon hızını etkileyen faktörler olarak bilinmektedir. Reaksiyon

hızı, gıdanın su aktivitesindeki (aw) artışa bağlı olarak artmaktadır ( Belitz ve Grosch,

1999; Yıldız ve ark., 2010).

Baldaki HMF oluşumu; balın kimyasal özelliklerine (şeker, pH, toplam

asitlik, mineral madde), bal işleme prosesine, depolama şartlarındaki sıcaklık ve

süreye bağlı olarak değişmektedir (Tosi ve ark., 2002).

Bala üretim aşamasında fermentasyona uğramaması ve kristalizasyonun

önlenmesi için uygulanan ısı işleminin, balın pazarlama kalitesini arttırdığı

bilinmektedir (Anon, 2009b). Ancak taze ballarda (hasat döneminde) çok düşük

miktarda bulunan HMF, uygulanan yüksek ve uzun süreli ısı işlemiyle artmaktadır.

Bu durum raftaki başlangıç HMF değerini yükseltmekte, uygun olmayan muhafaza

sıcaklığına bağlı olarak hızla artan HMF etkisiyle de balın raf ömrü kısalmaktadır

(Sanz ve ark., 2003; Morales ve ark., 2009). HMF artışı ve diastaz enziminin

yıkımlanması; tat aroma ve renk değişikleri oluşturarak kalite kaybına neden

olmaktadır (Kalábová ve ark, 2003). Balın kalitesinin değerlendirilmesinde

kullanılan bu iki parametre için sınır değerler oluşturulmuştur. Türk Gıda Kodeksi

(T.G.K.) Bal Tebliği’ne göre HMF değeri, çiçek ve salgı ballarında en fazla 40

Page 38: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

28

mg/kg, diastaz aktivitesi ise çiçek ve salgı balları için en az 8, narenciye balları için

ise 3 olarak belirlenmiştir (Anon., 2012c).

Balda sıcaklık uygulamaları ve sürelerinin, HMF ve diastaz aktivitesi üzerine

etkisini ortaya koyan birçok çalışma yapılmıştır. Şahinler’in (2007) Hatay yöresinden

alınan narenciye, Antakya yöresinden alınan pamuk ve Muğla yöresinden alınan çam

balları üzerine yaptığı çalışmada, farklı sıcaklık (55, 65, 75°C) ve zaman (15, 30, 45,

60 dakika) parametreleri uygulanmış, oda sıcaklığında (21 °C ±2) 9 ay depo edilen

144 bal örneğinin 3 ay aralıklarla HMF ve diastaz sayıları saptanarak, sonuçlar

değerlendirilmiştir. 9. ayın sonunda 75 °C de ısı işlemi uygulanmış narenciye balında

HMF değeri 22.5 mg/kg, diastaz sayısı 6.5 iken aynı sıcaklığın uygulandığı pamuk

ballarında HMF değeri 21 mg/kg, diastaz sayısı 8.3 bulunmuştur. Tüm parametrelere

ilişkin sonuçlar dikkate alındığında, çam ballarının 17.6 mg/kg HMF değeri ve 13.9

diastaz sayısı ile ısı uygulaması ve depolamaya en dirençli bal örneği olduğu

gözlenmiştir.

Turhan ve ark., (2008) tarafından Karadeniz ve Akdeniz Bölgesi’nden alınan

çiçek ve salgı balı örneklerine 75, 90, 100 °C’de 15, 30, 45, 60, 75, 90 dakika ısı

işlemi uygulanması sonucunda oluşan HMF miktarı HPLC-RP ile analiz edilmiştir.

100 °C’de 60 dakika sonunda çiçek ballarındaki HMF değeri 38.98 mg/kg iken salgı

ballarında 116 mg/kg olarak belirlenmiştir. Çalışma sonucunda HMF değerinin

sıcaklık ve süre uygulamaları yanı sıra bal orijinine bağlı olarak da değiştiği

vurgulanmaktadır. Ramirez ve ark. (2000) sıcaklık-zaman parametrelerinin balın bazı

kalite kriterlerine etkisine ilişkin yaptıkları çalışmalarında, HMF ve diastaz

aktivitesine ilişkin benzer sonuçlar ortaya koymuşlardır.

Turhan (2008) tarafından yapılan çalışmada, Orta Anadolu ve çevresinden

alınan 40 bal örneği 90, 105, 120, 135, 150 ve 165°C sıcaklıklarda 20, 40, 60, 80 ve

100 saniye süre bekletilerek HMF ve diastaz sayılarına ilişkin sonuçlar

değerlendirilmiştir. Örnekler 1 yıl süre ile 25°C’ de depolanarak diastaz sayısının

ortalama % 30 oranında azaldığı, HMF değerlerinin ise izin verilen limit değer olan

40 mg/kg’ı aştığı belirlenmiştir.

Page 39: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

29

İspanya’da yapılan bir çalışmada 1987 Eylül ayında toplanan farklı orijinli

115 bal örneğinin 20°C de depolanarak 4, 16 ve 28 ay sonunda spektrofotometrik

metotlarla HMF miktarı ve diastaz sayıları belirlenmiştir. Bu örneklerden % 97’sinin

HMF değerinin 2. yılın sonunda 40 mg/kg değerini aşması bölgedeki balların raf

ömrüne ilişkin bir sonuç ortaya koymuştur. 22 örneğin (% 19.3), diastaz sayılarının 2

yıldan daha önce limit değer olan 8’in altına düştüğü tespit edilmiştir (Sancho ve

ark., 1992). Bir başka çalışmada, turunçgil balları 12 ay süre ile 10, 20, 40 °C’de

depolanarak, depolama sıcaklıklarının balın fizikokimyasal parametreleri ile özellikle

HMF ve diastaz değerleri üzerine etkisi incelenmiştir. Balların başlangıçtaki

ortalama HMF değeri 10.2 mg/kg, diastaz sayısı 13 iken depolama sonunda HMF

değerleri sırasıyla 23.3 mg/kg, 30.4 mg/kg, 284 mg/kg diastaz sayıları ise 10.7, 9.7,

2.2 olarak ölçülmüştür. Buna göre depolama sıcaklığının artmasına bağlı olarak

depolama süresinin kısaldığı ortaya konmuştur (Castro-Vásquez ve ark., 2008).

Kalábová ve ark., (2003) tarafından 1999-2002 yılları arasında yapılan bir

araştırmada, her yıla ait farklı sayıda alınan toplam 56 adet Çek balı örneği oda

sıcaklığında (22±°C) depolanarak HMF değeri HPLC ile belirlenmiştir. Örneklerin

başlangıç HMF değeri 0- 5.1 mg/kg arasında değişirken depolama süresine bağlı

olarak 1999 yılına ait örneklerde 24.8- 66.1 mg/kg, 2000 yılına ait olanlarda

15.2- 38.7 mg/kg, 2001 yılına ait olanlarda 5.6- 38.4 mg/kg arasında saptanmıştır.

1999 yılına ait örneklerin % 56’sının HMF değerinin yasal limit olan 40 mg/kg’ı

aştığı saptanmış olup elde edilen sonuçlar ile uygun depolama koşullarında Çek

ballarının raf ömrünün maksimum 3 yıl olduğu belirlenmiştir.

Avusturalya’da yapılan bir başka çalışmada ise marketlerden alınan işlem

görmüş (Rainforest, Leabrook ve Beechworth) ve işlenmemiş (Mallee, Banksia) bal

örnekleri 65, 75, 85 °C’de 2 dakika su banyosunda bekletilmiş, HMF değeri ve

diastaz aktivitesi ölçülerek bu değerler ile sıcaklık uygulaması arasındaki ilişkisi

değerlendirilmiştir. En düşük diastaz aktivitesi 7.52 ile Leabrook balında tespit

edilirken, HMF değeri 53.6 mg/kg olarak belirlenmiştir. Beechworh balının ise en

yüksek HMF değerine (74.7 mg/kg) ulaştığı, diastaz aktivitesinin ise 8.48 olduğu

saptanmıştır (Ajlouni ve Sujirapinyokul, 2009).

Page 40: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

30

1.4.3.8.1. Diğer Gıdalarda HMF Oluşumu ve Önemi

Gıdaların işlenmesi ve uzun süre muhafaza edilebilmesi amacıyla uygulanan sıcaklık

işlemleri HMF oluşumuna neden olmaktadır. Uygun koşullar altında yapılan

uygulamalarla gıdalar istenen duyusal özellikleri kazanırken, yüksek sıcaklıklarda ve

uzun süreli uygulamalarla HMF oluşumu hızlanıp gıdaların besin değeri

azalmaktadır (Rada-Mendoza ve ark., 2002).

Isı işlemi görmüş gıdaların kalitesinin değerlendirilmesinde kullanılan

kimyasal indikatörlerin, uygulanan proseslerin kontrolünde ve optimum üretim

koşullarının sağlanmasında önem taşıdığı bildirilmektedir. HMF de, çeşitli gıdaların

üretimi veya depolanması sırasında ortaya çıkan ve kalite değerlendirilmesinde

kullanılan önemli bir indikatör olarak bilinmektedir (Namaka ve ark., 1993).

Gıdaların depolama süresi ve sıcaklığı, HMF oluşumunda rol oynamaktadır.

Özellikle ticari reçel ve pekmez gibi gıdaların üretiminde proses koşullarına bağlı

oluşan başlangıç HMF değerleri ve uzun süre depolanmaları göz önüne alındığında,

HMF’nin önemli bir kalite kriteri olduğu yapılan çalışmalarla ortaya konulmuştur.

Rada-Mendoza ve ark., (2004) tarafından yapılan çalışmada, 38 adet reçel ve 18 adet

meyve içerikli bebek gıdasında HMF miktarının 7.2-71.7 mg/kg’a kadar değiştiği

saptanmıştır. Ayrıca 12 ay boyunca 20 ºC ve 35 ºC’de depolanan reçel ve meyve

bazlı bebek gıdalarında, artan HMF ve furozin oluşumları incelenmiş, süre ve

sıcaklık artışına bağlı kalite belirteçleri olduğu ortaya konulmuştur. Kus ve ark.,

(2005) tarafından yapılan bir başka çalışmada kurutulmuş gıda, bal, reçel, tahıl

ürünleri, meyve suyu, sirke, helva gibi değişik gıdalarda HPLC ile belirlenen HMF

içeriği 0-3500 ppm arasında saptanmıştır. HMF konusunda yapılan çalışmalardan

biri de meyve sularında pastörizasyon sonrası soğutma işleminin, HMF oluşumunun

önlenmesinde önemli bir uygulama olduğunu göstermiştir. Çalışmada, pastörizasyon

sonrası soğutulmayan örneklerin, soğutulanlara göre HMF değeri % 4.2- 21.4

arasında daha fazla saptanmıştır (Kaplan, 2006).

Isı işlemi görmüş şeker içeren birçok gıda (kurutulmuş meyve, meyve suyu,

marmelat, reçel, pekmez, salça, sirke, bisküvi, karamelli ürünler v.b.) yüksek

Page 41: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

31

düzeyde (1-9.5g/kg) HMF içermektedir. Kalite değerlendirilmesinde kullanılan

HMF’nin, gıdalarda belli değerlerin üzerinde bulunması halinde renkte

esmerleşmeye, tat ve kokuda değişimlere, gıdanın besleyici değerinde kayıplara

neden olduğu bilinmektedir. Bu nedenle bazı gıdalarda, bulunmasına izin verilen

HMF miktarı sınırlandırılmıştır (Janzowski ve ark., 2000). T.G.K. 2012/58 sayılı Bal

Tebliği’nde HMF sınır değeri en fazla 40 mg/kg olarak belirtilirken, T.G.K. 2007/27

sayılı Üzüm Pekmezi Tebliği’nde bu değer sıvı pekmez için 75 mg/kg, katı pekmez

için 100 mg/kg olarak belirlenmiştir (Anon., 2007). Ayrıca daha önce belirlenmiş

standartlarda meyve suyu ve meyve suyu konsantreleri için sınır HMF değerleri

sırasıyla 5 mg/L ve 25 mg/L iken, bu limit değer 1. sınıf reçeller için 50 mg/kg, 2.

sınıf reçeller için 100 mg/kg olarak tayin edilmiştir (Anon., 1981; Anon., 1987).

Ancak son dönemde yürürlüğe giren T.G.K. Meyve Suyu ve Benzeri Ürünler Tebliği

ile Reçel, Jöle, Marmelat ve Kestane Püresi Tebliği’nde HMF yer almamaktadır

(Anon., 2012b).

Protein (kazein, serum proteinleri) ve şeker (laktoz) içeriği yüksek salep, süt

ve sütlü çikolata tozları, meyveli toz içecekler, peynir altı suyu gibi ısı işlemi

uygulanarak üretilen gıdalar da HMF oluşumu kaçınılmaz olduğu ve bunlara ilişkin

kontrollü uygulamaların yapılmadığı bildirilmektedir (Dogan ve ark., 2004).

Gıdaların özellikle meyve ve sebzelerden üretilen birçok ürünün enzimlerin

rolü olmadan renk esmerleşmesine uğradıkları bildirilmektedir. Isı, ışık, metaller ve

oksijen gibi faktörlerin etkisi ile oluşan bu reaksiyonlar; askorbik asit degradasyonu,

karamelizasyon ve Maillard reaksiyonu olarak bilinmektedir (Ibarz ve ark., 1999).

Amino asit ve proteinlerin amino grubu ile indirgen şekerler arasında gerçekleşen

enzimatik olmayan esmerleşme reaksiyonlarından en önemlisi Maillard

reaksiyonudur. Reaksiyonun ilk aşamasında, indirgen şekerlerdeki karbonil grubu

proteinlerdeki amino nitrojeni ile reaksiyona girmekte ve su kaybı ile birlikte kapalı

halka formundaki glikozilamin oluşmaktadır. İkinci aşamada, glikozilamin zayıf

asidik koşulların katalize ettiği amadori dönüşümü ile 1-amino-1-deoksi-2-ketoz’a

dönüşmektedir. Bu safhadan itibaren en önemli dönüşüm, 1-amino-1-deoksi-2-

ketoz’un enolizasyonu sonucu furfural ve dehidrofurfural türevlerinin oluşması

Page 42: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

32

olarak bildirilmektedir. Ayrıca, dehidrasyon sonucu açığa çıkan redüktanlar

ortamdaki aminoasitlerle reaksiyona girerek esmer renkli pigmentlerle (melanoidin)

aroma bileşenlerini oluşturmaktadır (Belitz, Grosch, 1999; Carasaba-Giribet ve

Ibarz-Ribas, 2000). Esmerleşme reaksiyonlarının değerlendirilmesinde genellikle

HMF parametresinden yararlanıldığı gibi kuru gıdalar da pirolelisin, süt ve süt

ürünlerinde furosin, karboksimetillisin ve lisinoalanin (LAL) oluşumlarından da

yararlanılmaktadır (Richardson 2001).

Maillard reaksiyonunun hızı ortam sıcaklığı, asitliği, su aktivitesi (aw),

indirgen şeker ve aminoasit içeriği ile metal iyonlarına bağlı olmaktadır. Şekerlerin

reaksiyona katılma öncelikleri ortam pH’sına göre farklılık göstermektedir.

Şekerlerden aldozların ketozlara, pentozların heksozlara göre, aminoasitlerden ise

bazik olanların (lisin, β-alanin) asidik olanlara (glutamik asit) göre daha kolay

tepkimeye girdiği bilinmektedir (Roos ve Himberg, 1994). Reaksiyonda başlangıç

pH değeri arttıkça şeker degradasyon hızının aynı oranda arttığı, buna bağlı olarak

formik asit, asetik asit, dikarbonil bileşikleri, melanoidin gibi son ürün

konsantrasyonlarının yükseldiği bildirilmektedir (Martins ve Van Boekel, 2005).

1.4.3.8.2. HMF’nin Sağlık Üzerine Etkisi

5-HMF ve furan bileşiklerinin insan sağlığına yönelik etkileri uzun süredir araştırma

konusu olmaktadır (Miller, 1994). Asitlerin katalizörlüğünde pentozlardan oluşan

furfural, hekzoslardan oluşan HMF, maddeler arasında mutajenik aktivite ile

sınıflandırılmaktadır. Toksik etkisinin yanı sıra üst solunum yolu, göz, deri ve

mukoza membranları üzerinde irritan etkisi de bulunmaktadır (Teixido ve ark.,

2006).

İnsan sağlığı üzerine etkisi tam olarak ortaya konulamamış olan HMF’nin

gıdalarda oluşumu ve günlük alınan yüksek değerleri (45-150 mg/kg vücut ağırlığı)

konu ile ilgili araştırmaların artmasına neden olmaktadır (Janzowski ve ark., 2000).

Mutajenik ve DNA zincirine zarar verici etkilerine ilişkin yapılan çalışmalarda,

Page 43: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

33

sülfotransferazlar ile aktif hale gelen HMF’nin genotoksik etki gösterdiği

bildirilmektedir (Rufian-Henares ve De La Cueva, 2008, Durling ve ark., 2009).

Yüksek konsantrasyondaki HMF’nin sıçanlarda sitotoksik özellik gösterdiği üst

solunum yolu, göz, deri ve mukoza membranlarına irritan etki yaptığı saptanmış,

farelerde ağız yolu ile alınan HMF LD50 değeri 3.1 g/kg vücut ağırlığı olarak

belirlenmiştir (Teixido ve ark., 2006). Fareler üzerinde yapılan çalışmalarda ağız

yolu ile uygulanan farklı HMF dozlarının fare hücrelerinde genotoksisite ve

karsinojenitede biyo işaretleyici olan ACF’yi (Colonic Aberrant Crypt Foci) arttırıcı

etkisi ile deri ve karaciğerde tümör gelişimini stimüle ettiği belirtilmektedir (Glatt ve

ark., 2005; Monien ve ark., 2009). Yapılan bir çalışmada 1260-3150 mg total HMF

uygulamalarının deri lezyonları ile tümör oluşumuna neden olduğu ve 200 mg/kg’lık

uygulamaların karaciğer tümörü gelişimine yol açtığı rapor edilmiştir (Miyakawa ve

ark., 1991).

Kanser oluşumuna neden olan bazı gıda bileşenleri ile dünyada giderek artan

kanser vakaları yanında tedavi sürecine ilişkin yaşanan güçlükler, yapılan harcamalar

da göz önüne alındığında konunun önemi ortaya çıkmaktadır. Yapılan araştırmalarla

gıda güvenliği ve insan sağlığına ilişkin risk teşkil eden HMF’nin gıdaların işlenmesi

sırasındaki oluşumu kontrol altına alınıp ilgili yasalarla sınır değerleri belirlenerek

tüketicinin kaliteli gıdaya ulaşması sağlanmalıdır.

1.5. Bala İlişkin Yasal Düzenlemeler

Hayvansal ve bitkisel kökenli, besin değeri yüksek, doğal tatlandırıcı olan bal

kirleticilerden uzak, insan tüketimi için güvenilir, sağlıklı yaşamı destekleyen bir

gıda olarak bilinmektedir. Özellikle çocuklar, yaşlı ve hasta insanlar tarafından

tüketildiği göz önünde bulundurulduğunda balın üretimi, muhafazası ile kalitesinin

korunması büyük önem taşımaktadır.

Türkiye’de bala ilişkin yasal düzenlemeler Türk Gıda Kodeksi (TGK) Bal

Tebliği ile gerçekleştirilmiştir. Tebliğ, Avrupa Birliği’ nin 2001/110/EC sayılı

direktifi ve Kodeks Alimentarius Komisyonu Bal Standartı göz önünde

Page 44: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

34

bulundurularak 2012 yılında revize edilmiştir (Anon., 2012c). Tebliğ, öncelikli

olarak ilgili AB mevzuatı ve bilimsel olarak kabul görmüş veriler kapsamında, gıda

güvenliği ve tüketicinin korunması, haksız rekabetin ve tağşişin önlenmesi temel

alınarak hazırlanmıştır. Buna göre belirlenen kalite kriterleri Çizelge 1.9’da

gösterilmektedir.

Bal Türü Çiçek Balı

Salgı Balı Karışım Bal

(çiçek-salgı)

Fırıncılık Balı

Nem (en fazla) %20

%23 Püren (Calluna)

% 20 % 20 % 23

%25 (püren-Calluna

kaynaklı fırıncılık

balları)

Sakkaroz (en fazla) 5 g/100 g

10g/100 g (Yalancı akasya-

Robina psedoacacia, adi

yonca- Medicago savita,

Banksia meziesii, tatlı yonca-

Hdysarum, kırmızı okaliptus-

Eucalyptus camadulensis,

meşin ağacı- Eucryhia lucida,

narenciye balları

15g/100g (Lavanta çiçeği)

5 g/100 g

10g/100g Kızıl

çam (Pinus

brutia) ve fıstık

çamları (Pinus

pinea)

5 g/100 g 5 g/100 g

F+G (en az) 100 g’da 60 g 100 g’da 45 g 100 g’da 45 g -

F/G 0.9 - 1.4 1.0 - 1.4 1.0 - 1.4 -

Suda çözünmeyen

madde (en fazla)

0.1 g/100 g 0.1 g/100 g 0.1 g/100 g 0.1 g/100 g

Serbest asitlik

(en fazla)

50 meq/kg 50 meq/kg 50 meq/kg 80 meq/kg

Elektriksel

iletkenlik

En fazla 0.8 mS/cm (Koca

yemiş, çan otu,ıhlamur,süpürge

çalı, okyanus mersini hariç)

En az 0.8 mS/cm (Kestane)

En az 0.8

mS/cm

En fazla 0.8 mS/cm

En az 0.8 mS/cm

(Kestane ve salgı

balı karışımı)

En fazla 0.8 mS/cm

Diastaz Sayısı

(en az)

8

3 (Narenciye gibi düşük

miktarda enzim bulunduran ve

doğal olarak HMF miktarı 15

mg/kg> ballarda)

8 8 -

HMF (en fazla) 40 mg/kg 40 mg/kg 40 mg/kg -

Prolin (en az) 300 mg/kg 300 mg/kg 300 mg/kg 300 mg/kg

Naftalin (en fazla) 10 ppb 10 ppb 10 ppb 10 ppb

F: Fruktoz G: Glikoz

Çizelge 1.9. T.G.K. Bal Tebliği’nde yer alan kalite kriterleri ve değerleri (Anon., 2012c).

Page 45: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

35

Bal kalitesi, bitkisel kaynağı ve kimyasal bileşimi ile değerlendirilmektedir.

Piyasada doğal balların yanında pek çok hileli bal bulunmaktadır. Bunlar, arıların

şeker şurubu ile beslenmeleri sonucu elde edilen şekerli ballar, şeker şuruplarına

aroma ve boya ilave edilen ballar ve doğal ballara şeker, su, nişasta gibi maddeler

katılmak suretiyle elde edilen tağşişli ballar olarak bilinmektedir. Baldaki tağşişin

saptanması için, balın bileşimi ve tağşiş amacıyla ilave edilen maddenin spesifik

bileşiklerinin belirlenmesi gereklidir. Bu amaçla balın saflığı, bal ve bal protein

fraksiyonu arasındaki stabil karbon izotop oranındaki (13C/12C %) farklılığının

belirlenmesi ile ortaya konulmaktadır. T.G.K. Bal Tebliği’ne göre, balda protein ve

ham delta C13 değerleri arasındaki fark kızılçam (Pinus brutia) ve fıstık çamları

(Pinus pinea) için ‘1.6 veya daha pozitif’, diğer tüm ballar için ‘- 1.0 veya daha

pozitif’olmalıdır. Balda protein ve ham bal delta C13 değerlerinden hesaplanan C4

şekerleri oranı ise Kızılçam (Pinus brutia) ve fıstık çamları (Pinus pinea) için en

fazla %10, diğer tüm ballar için %7 olarak belirlenmiştir (Anon., 2012c).

Kodeks Alimentarius ve diğer uluslararası bal standartlarında; tüketime

sunulan balın içeriğinde balı bal yapacak öğeler dışında herhangi bir katkı

maddesinin bulunmayacağı, işlenmesi ve muhafazası sırasında reddedilebilecek

hiçbir yabancı tat, aroma içermeyeceği, bala özgü polenin yabancı maddelerin

arındırılması sırasında kaybolmaması gerektiği ve bal kompozisyonu ile kalitesini

değiştirecek uygulamaların yapılmaması gerektiği belirtilmektedir (Anon., 2010).

Bu tez çalışmasında, Türkiye’de farklı firmalar tarafından üretilen bal

örneklerinin HMF miktarı ve diastaz aktivitesi üzerine farklı muhafaza

sıcaklıklarının etkisi ortaya konularak gıda kalitesi için uygun muhafaza sıcaklığının

belirlenmesi amaçlanmıştır. Buna ek olarak, farklı satış noktalarından alınan süzme

bal örnekleri HMF değeri ve diastaz aktivitesi yönünden incelenerek piyasaya ilişkin

durum değerlendirmesi yapılmıştır.

Page 46: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

36

2.GEREÇ VE YÖNTEM

2.1. Gereç

Bu çalışmada, Türkiye’de üretim yapan beş farklı bal firmasına ait 850 g’lık cam

kavanozlarda 3’er adet süzme çiçek ve salgı balı, paralel örnekleriyle birlikte dolum

tarihlerinde fabrikalarından alınarak materyal olarak kullanıldı. Ayrıca Türkiye’nin

farklı illerine ait (Adana, Ankara, Antalya, Hatay, İzmir, Konya) çeşitli satış

noktalarından orijinal ambalajlarında alınan 25 süzme çiçek ve 25 süzme salgı balı

olmak üzere toplam 50 adet bal örneği de materyal olarak kullanıldı.

Çalışma kapsamında, Temmuz 2010 dolum tarihli 5 farklı firmaya ait 3’er adet

süzme çiçek ve salgı balı örneğinin dolum tarihine ait (0. gün) HMF miktarı ve

diastaz aktiviteleri saptandı. Ayrıca Bal örneklerinin kalite kriterlerinin

belirlenmesine ilişkin şeker, asitlik, pH, nem, kül, elektriksel iletkenlik, polen

analizleri yapıldı. Örnekler 10±2 ºC, 22 ±2 ºC ve 35±2 ºC olmak üzere üç ayrı

sıcaklık derecesine ayarlanmış etüvlerde (Nüve ES-500, Nüve ES-120 Türkiye)

muhafaza edilerek üç aylık periyotlar (Ekim 2010, Ocak 2011, Nisan 2011 ve

Temmuz 2011) sonunda HMF miktarları ve diastaz aktivitelerine ilişkin analizler

tekrarlandı. Ayrıca, Türkiye’nin farklı illerinden, farklı üretim tarihlerine sahip

orijinal ambalajlarında alınan çiçek ve salgı balı örnekleri HMF değeri ve diastaz

aktiviteleri ile şeker (fruktoz, glikoz, sakkaroz) içerikleri yönünden analize alındı.

2.2. Yöntem

Örneklere ait tüm analizler, Ankara Üniversitesi Bilimsel Araştırma Proje Ofisi

onayıyla Ankara Yenimahalle’de bulunan özel Güven Laboratuvar’ında

gerçekleştirildi.

Page 47: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

37

2.2.1. HPLC Yöntemi ile HMF Tayini

Bal örneklerindeki HMF miktarı, HPLC-UV dedektör kullanılarak Uluslararası Bal

Komisyonu’nun (IHC) önerdiği metoda göre yapıldı (Anon., 2009c). Bal örnekleri

analize alınmadan önce karıştırılıp homojenize edilerek ön hazırlık işlemleri

tamamlandı.

2.2.1.1. Ekstraksiyon

Homojenize edilmiş bal örnekleri, 10 g alınarak 0.001 g hassasiyetle 50 ml’lik balon

jojelere tartıldı. Örnekler, saf suda çözülerek balon jojeler 50 ml çizgisine kadar saf

su ile tamamlandı. Çalkalayıcıya yerleştirilerek 15 dk süre ile balların tamamen

çözülmesi sağlandı. Çözeltiler, enjektöre alınarak 0.45 µm filtreden geçirilip amber

renkli 2 ml’lik viallere alındı.

2.2.1.2. Bal Örneklerinde HMF Miktarının Saptanması

Bal örneklerinin HMF miktarları, yüksek basınçlı sıvı kromatografi (HPLC) yöntemi

ile tespit edildi (Anon., 2009c). Kullanılan HPLC sistemi, dörtlü pompa, UV-DAD

dedektörü, otomatik örnekleyici, gaz giderici (degasser) ve kolon fırınından

oluşmaktadır. Hazırlanmış mobil faz HPLC cihazına yerleştirilerek kolonun

şartlanması için 1 ml/dak. akış hızıyla kolondan geçirildi. Viale alınan numuneler

şartlanmış olan HPLC sisteminde enjekte edildi. Elde edilen kromatogramlar

“Chromeleon version 6.80” yazılım programı ile değerlendirildi.

Balda HMF analizi için HPLC koşulları

Kolon: Ters faz C-18 Kolonu (125x4mm, 5 µm)

Kolon sıcaklığı: 25 ºC

Mobil faz: Su-Metanol (90: 10, v/v)

Akış hızı: 1ml/dak.

Enjeksiyon süresi: 15 dak.

Enjeksiyon hacmi: 20 µl

Dalga boyu: 285 nm

Page 48: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

38

Şekil 2.1. Bal örneklerinin HMF değerlerinin belirlenmesinde kullanılan HPLC cihazı.

2.2.1.3. Standartların Hazırlanması ve Kalibrasyon Eğrisi

5- Hydroxymethyl-furan-2-carbaldehyde (HMF) standardı, analitik terazide 10 mg

tartılarak 100 ml’lik balon jojede saf su ile 100 ml’ye tamamlandı. Böylece 100

ppm’lik stok standart hazırlanmış oldu. Stok standarttan 100 ml’lik balon jojelere

sırasıyla 1, 2, 5, 10 ml alınarak çizgisine kadar saf su ile tamamlandı. Hazırlanmış

olan 1, 2, 5, 10 ppm’lik çalışma standartları, 0.45 µm’lik membran filtrelerden

geçirilip viallere alınarak HPLC’ye verildi. Bu işlemler, 0. gün, 3., 6., 9. ve 12. ayda

yapılan analizler öncesi gerçekleştirilerek kalibrasyon grafikleri çizildi. Şekil 2.2’de

6. ayda yapılan HMF standartlarına ait kalibrasyon grafiği gösterilmektedir.

Page 49: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

39

Şekil 2.2. 6. ay HMF standartlarına ait kalibrasyon grafiği

Kalibrasyon aralığı 1-10 mg arasında çizilen kalibrasyon eğrisine ait

korelasyon katsayıları sırasıyla 0. gün, 3., 6., 9. ve 12. ay için R2= 0,9999, R2=

0.9983, R2= 0.9991 , R2=0.9978 ve R2=0.9986 olarak bulundu. HPLC’nin Dionex

Chromeleon yazılım programı ile korelasyon katsayıları elde edildi. Örnek olarak 9.

aya ait HMF standartlarına ait konsantrasyon, yükseklik ve alanları Çizelge 2.1.’de,

pik kromatogramları Şekil 2.3’de gösterilmektedir.

Çizelge 2. 1. 9. ay HMF standartlarına ait yükseklikler ve alanlar

Konsantrasyon Alan Yükseklik

1 mg/L 1.338 6.380

2 mg/L 2.691 12.830

5 mg/L 6.713 32.008

10 mg/l 13.433 64.054

Page 50: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

40

Şekil 2.3. 9. ay HMF standartlarına ait pik kromatogramları

Bal örneklerindeki HMF miktarları, standart ve örneklerin pik alanlarının

birbirlerine göre oranları ve gerekli seyreltmeler dikkate alınarak hesaplandı. Cihazın

yazılımı ile otomatik olarak HMF pikinin alanına göre, 4 farklı konsantrasyondaki

standart çözeltilerle oluşturulan kalibrasyon eğrisi kullanılarak hesaplama yapıldı.

Bal örnekleri için kullanılan seyreltme faktörü, enjeksiyon öncesi cihaz yazılımında

belirtilerek final (nihai) sonuç alındı.

CHMF = (AN/AC) x C1 x Seyreltme oranı

CHMF : Bal örneğine ait HMF miktarı (mg/kg)

AN : Bal örneğinin verdiği HMF pikinin alanı

AC : Standart çözeltisinin verdiği HMF pikinin alanı

C1 : Standart HMF çözeltisinin konsantrasyonu (mg/kg)

Page 51: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

41

Şekil 2.4. Bazı bal örneklerine ait HMF kromatogramları

2.2.1.4. HMF için Geri Kazanım Analizi

Çalışmada analizler sırasındaki muhtemel kayıpları belirlemek amacıyla geri

kazanım testi (recovery) yapıldı. Bu yöntemin temeli, örneğe belli miktarda eklenen

standardın analiz sonucunda yüzde kaçının geri kazanıldığının tespitine

dayanmaktadır. Yöntem iki aşamada gerçekleşti.

Page 52: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

42

1. Eklenecek standardın örnekteki miktarını belirlemek için ‘örneğin analizi’

2. Eklenen standardın, örnekte standarta ait olan pik alanını yüzde kaç arttırdığını

belirlemek amacıyla ‘ standart eklenmiş örneğin analizi’

Bu amaçla standart, örneğe analizin başlangıcında ekstraksiyon öncesinde

eklendi. Böylece geri kazanım testinin analizde önemli bir aşama olan ekstraksiyon

işlemini kapsaması da sağlandı. Buna göre, 10 g (±0.001) bal tartılarak 50 ml distile

su ile çözülerek 0.45 µm filtreden geçirildi ve viale alındı. Örnek analizinin ardından

10 ppm düzeyinde HMF standardından ilave edilerek HPLC cihazına verildi. Elde

edilen kromatogramlarda oluşan pik alanlar ile hesaplama yapıldı. Örneklerin 0., 3.,

6., 9. ve 12. aylarda yapılan HMF analizleri öncesinde geri kazanım testleri yapılarak

oranlar sırasıyla % 96.12, % 97.05, % 97.07, % 96.32 ve % 96.20 saptandı.

Recovery (%) = (A2 - A1) / A3 x 100

A1 : Standart eklenmemiş örnekteki HMF miktarı

A2 : Standart eklenmiş örnekteki HMF miktarı

A3 : Eklenen standart miktarı

2.2.1.5. HMF Analizinde Alıkonma Zamanları ve Tekrarlanabilirlik Testi

HMF’nin alıkonma zamanları her periyotta analizler yapılmadan önce standart

çözeltinin (5 ppm) 6 kez ölçülmesi ile elde edildi. Örnek olarak, başlangıç

ölçümlerinden (0. gün) önce yapılan testte bulunan HMF alıkonma zamanları ve

alanları Çizelge 2.2’de, HMF alıkonma zamanına ait pik kromatogramı Şekil 2.4’de

gösterildi.

Page 53: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

43

Çizelge 2.2. Başlangıç (0. gün) ölçümlerine ait HMF’nin alıkonma zamanları ve alanları

Ölçüm Alıkonma (dakika) Alan

1 9.790 6.857

2 9.851 6.786

3 9.843 6.726

4 9.880 6.721

5 9.871 6.719

6 9.827 6.713

Toplam 9.843 ±0.032 6.7536 ±0.057

Şekil 2. 5. HMF alıkonma zamanına ait pik kromatogram örneği

Page 54: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

44

2.2.2. Spektrofotometre ile Diastaz Tayini

Bal örneklerinin diastaz tayini, UV-Spektrofotometre kullanılarak IHC’nin önerdiği

metoda göre yapıldı (Anon, 2009c). Yöntem gereği çözeltiler hazırlanarak örnekler

analize alındı.

Çözeltilerin Hazırlanması

Sodyum Klorür Çözeltisi

2.9 g sodyum klorür (NaCl) bir miktar distile suda çözünerek 100 ml’lik balon jojeye

aktarılıp hacim çizgisine kadar tamamlandı.

Sodyum Asetat Tampon Çözeltisi

43.5 g sodyum asetat (CH3 COONa 3H2O), yaklaşık 5 ml glasiyel asetik asit ile pH

5.3’e ayarlanarak 250 ml balon jojede distile su ile hacim çizgisine tamamlandı.

Şahit Ana Çözelti

11 g iyot (I2) ve 22 g Potasyum iyodür (KI) 30-40 ml distile suda çözündü ve 500

ml’lik balon jojeye alınarak hacim çizgizine kadar distile su ile tamamlandı.

Seyreltilmiş Şahit Çözelti

20 g Potasyum iyodür (KI) bir miktar distile su ile çözündü ve şahit ana çözeltiden 2

ml ilave edilerek 500 ml’lik balon jojeye alındı. Çözelti, hacim çizgisine kadar distile

su ile tamamlanan balon jojede günlük olarak hazırlandı.

Nişasta Çözeltisi

Nişasta, 1.5 saat 130 ºC’de etüvde bekletilerek desikatöre alındı ve oda sıcaklığına

soğutuldu. Analitik terazide 0.001 g hassasiyetle 2 g tartılarak 250 ml’lik erlene

alındı ve üzerine 90 ml distile su ilave edildi. Elde edilen çözelti, 3 dak. kaynatılarak

100 ml’lik balon jojeye aktarılıp hacim çizgisine kadar distile su ile tamamlandı.

Nişasta çözeltisi günlük olarak hazırlandı.

Page 55: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

45

2.2.2.1. Nişasta Çözeltisinin Kalibrasyonu

Belirlenecek su miktarının, nişasta çözeltisinin 0.745- 0.770 aralığındaki optik

yoğunlukta absorbsiyonuna uygunluğunun kontrol edilebilmesi amacıyla 8 ayrı cam

tüpe, miktar aritmetik olarak artırılarak (12, 13, 14...,19 ml) distile su kondu. Her bir

tüpe 5 ml seyreltilmiş iyodin çözeltisi aktarılarak, 10 ml distile su ile 5 ml nişasta

çözeltisi içeren çözeltiden 0.5 ml eklendi ve tüpler iyice karıştırılarak 660 nm dalga

boyunda UV- spektrofotometrede (Rayleigh, VIS- 723G, İngiltere) absorbans

değerleri okutuldu. Optik yoğunluk değeri 0.745- 0.770 arasında çıkan tüpün su

miktarı belirlendi. (Okuma yapılmadan önce distile su ile cihazın sıfırlaması yapıldı.)

2.2.2.2. Bal Örneklerinin Diastaz Analizi

Analitik terazide 0.001 g hassasiyetle tartılan 10 g bal örneği, 15 ml distile su ve 5 ml

sodyum asetat tampon çözeltisi (pH 5.3) içerisinde çözülerek 50 ml’lik balon jojeye

aktarıldı. İçerisine 3 ml sodyum klorür ilave edilerek hacim çizgisine distile su ile

tamamlanan çözeltiden 10 ml bir tüpe aktarıldı. Bir başka tüpe %1’lik nişasta

çözeltisinden 10 ml konularak iki tüp 40°C’de su banyosunda 15 dakika bekletildi.

Süre sonunda %1’lik nişasta çözeltisinden 5 ml alınıp 10 ml bal çözeltisine ilave

edilerek iyice karıştırıldı ve tekrar 40 °C’de su banyosunda 5 dakika bekletildi. Süre

sonunda nişasta-bal çözeltisinden 0.5 ml alınarak çözelti tekrar su banyosuna

yerleştirildi. Alınan 0.5 ml nişasta-bal çözeltisine hızlı bir şekilde 5 ml seyreltilmiş

şahit çözelti ve kalibrasyonda belirlenen su miktarı kadar distile su ilave edilerek 1

cm’lik kuartz küvete aktarılıp 660 nm dalga boyunda UV- spektrofotometrede 5.

dakika için absorbans değeri belirlendi. Bu işlem su banyosunda bekletilen nişasta-

bal çözeltisi için 5 dakika aralıklarla (10., 15. ve 20. dak.) 3 kez daha yapıldı ve 4

ayrı absorbans değeri belirlenmiş oldu. Kör noktanın değerlendirilmesi için de 10 ml

bal çözeltisi ve nişasta çözeltisi yerine 5 ml distile su karıştırıldı. Karışımdan 0.5 ml

alınarak belirlenen su miktarı ve 5 ml seyreltilmiş şahit çözelti ilave edilerek cihazda

660 nm dalga boyunda absorbsiyonu okundu. Spesifik absorbansa (0.235) ulaşmak

için gereken sürenin (tx) belirlenmesi için zamana karşı değişen absorbans değerleri

okunarak absorbans-süre eğrisi çizildi ve kör nokta formülde yerine konularak

aşağıdaki örnekte olduğu gibi hesaplamalar yapıldı.

Page 56: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

46

t= 5 dak A= 0.8045 t=10 dak A= 0.6859 t=15 dak A= 0.5528 t=20 dak A= 0.4289 Kör nokta= 0.0436 X= 0.0436 için oluşturulan doğrusal denklemden tx hesaplandı. Y(tx) = bx+a Y(tx) = (-39.66) x (0.0436) + (37.01) Y(tx) = 35.28 Diastaz aktivitesi, diastaz sayısı (DS) olarak hesaplanır.

DS= 60 dak./ tx x (0.10/0.01) x 1/2 DS= 300 / tx

DS= 300/ 35.28 DS= 8.50

2.2.3. HPLC Yöntemi ile Şeker Tayini

Bal numunelerinin şeker (fruktoz, glikoz, sakkaroz) tayini, HPLC- refraktif-indeks

(RI) dedektör kullanılarak IHC’nin önerdiği metoda göre yapıldı (Anon, 2009c).

2.2.3.1.Ekstraksiyon

Bal örnekleri, 0.001 g hassasiyetteki analitik terazide bir beher içine 5 g tartılarak 40

ml distile su ile çözüldü ve üzerine 25 ml metanol ilave edilerek 100 ml’lik balon

jojeye aktarılıp saf su ile 100 ml’ye tamamlandı. İyice karıştırılan çözeltiler,

enjektöre alınıp 0.45 µm’lik membran filtreden viallere süzüldü ve HPLC (Agilent

1100, GI362A/RID-A.B.D.) cihazına verildi.

Cihaz Şartları

Mobil faz: Asetonitril-su (80:20 v/v)

Analitik kolon : C-18 ters faz, (250x4.6 mm, 5µm), amin modifiye slica jel (İnertsil,

Japonya)

Kolon ve dedektör sıcaklığı: 25 °C

Akış oranı ve enjeksiyon miktarı: 1,3 ml/dk ve 10 µl

Page 57: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

47

2.2.3.2. Standartların Hazırlanması ve Kalibrasyon Eğrisi

Fruktoz (F), glikoz (G) ve sakkaroz (S) standartları, 0.001 g hassasiyetteki analitik

terazide 2 g tartılarak 25 ml metanol ve 40 ml distile su ile 100 ml’lik balon jojeye

aktarıldı, hacim çizgisine kadar distile su ile 100 ml’ye tamamlandı. Böylece fruktoz,

glikoz ve sakkaroz standartları karıştırılarak 20 mg’lık stok standart hazırlanmış

oldu. (Standardın +4°C’de 4 hafta, -18°C’de 6 ay stabil olduğu bilinmektedir.) Stok

standarttan 100 ml’lik balon jojelere sırasıyla 50 ve 25 ml alınarak hacim çizgisine

kadar distile su ile tamamlandı. Böylece hazırlanmış olan 20.000, 10.000, 5.000

ppm’lik çalışma standartları, 0.45 µm’lik membran filtrelerden geçirilip viallere

alınarak HPLC’ye verildi. Bu işlemler, fabrikalarından dolum tarihinde alınan çiçek

ve salgı ballarının kalite kriterlerinin belirlenmesi ile piyasa taraması için alınan 50

bal örneğinin şeker analizleri öncesi gerçekleştirilerek kalibrasyon grafikleri çizildi.

Şekil 2.5’de piyasa taramasında yer alan balların şeker analizi öncesi yapılan fruktoz,

glikoz ve sakkaroz standartlarına ait kalibrasyon grafiği gösterilmektedir.

Page 58: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

48

Şekil 2. 6. Fruktoz, glikoz ve sakkaroz standartlarına ait kalibrasyon eğrileri ve korelasyon katsayıları

Fruktoz, glikoz ve sakkaroz standartlarından 5.000 ppm, 10.000 ppm ve

20.000 ppm’lik standart çözeltilerle çizilerek elde edilen kalibrasyon eğrilerine ait

korelasyon katsayıları fruktoz için R2= 0,99967, glikoz için R2= 0.99973 ve

sakkaroz için R2= 0.99959 olarak belirlendi. HPLC’nin ‘Dionex Chromeleon’

Page 59: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

49

yazılım programı ile korelasyon katsayıları elde edildi. Örnek olarak fruktoz, glikoz

ve sakkaroz standartlarına ait konsantrasyon ve alanları Çizelge 2.3’de

gösterilmektedir.

Çizelge 2.3. Fruktoz, glikoz ve sakkaroz standartlarına ait alanlar

Konsantrasyon Alan

Fruktoz Glikoz Sakkaroz

5000 ppm 3.44798 3.19990 2.92329

10.000 ppm 6.66715 6.11960 7.01086

20.000 ppm 13.82640 12.54184 14.31300

Bal örneklerindeki şeker miktarları, sulandırma ölçüsü (50 ml) ve alınan bal

miktarları göz önünde bulundurularak kromatogramlardan elde edilen sonuçlar

doğrultusunda hesaplandı.

Şekil 2.7. Bazı bal örneklerine ait şeker (fruktoz, glikoz, sakkaroz) kromatogramı

Page 60: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

50

2.2.4. Elektriksel İletkenlik Tayini

Örneklerin elektriksel iletkenliği, iletken ölçer (kondüktometre) kullanılarak IHC’nin

önerdiği metoda göre belirlendi (Anon., 2009c).

Tartım cihazında 0.001 g hassasiyetle 100 ml’lik beherlere 20 g kadar tartılan

örnekler, bir miktar distile su ile çözüldükten sonra 100 ml’lik balon jojelere aktarıldı

ve distile su ilavesi ile 100 ml’ye tamamlandı. Hazırlanan %20’lik bal çözetilerinden

beherlere 40 ml aktarılıp kalibrasyonu yapılmış kondüktometre (Meterlab -

CDM230, Türkiye) probu, çözeltilere daldırılarak ölçümler yapıldı. Okunan değerler,

Ms/cm cinsinden direkt sonuç olarak kaydedildi.

Kalibrasyon çözeltisinin hazırlanması

Potasyum klorür (KCl), 130 ºC etüvde (Nüve- FN500, Türkiye) 2 saat bekletilerek

desikatöre alınıp oda sıcaklığına soğutuldu ve 7.455 g tartılarak bir miktar distile

suda çözüldü. Çözelti 1000 ml’lik balon jojeye aktarılarak hacim çizgisine kadar

distile su ile tamamlandı. Böylece 0.1 M KCl çözeltisi hazırlandı.

2.2.5. pH ve Asitlik Tayini

Bal numunelerinin pH tayini, pH-metre kullanılarak IHC’nin önerdiği metoda göre

yapıldı (Anon, 2009c). Her örnek için 10 g bal, 0.001 g hassasiyetle tartılarak 250

ml’lik erlenlere alınıp üzerine 75 ml karbondioksiti uzaklaştırılmış distile su eklendi.

Ağzı kapatılan erlenler, iyice çalkalanarak balların çözülmesi sağlandı. pH 4.0 ve pH

7.0 değerine sahip iki tampon çözelti kullanılarak kalibre edilen pH-metre (Hanna-

pH 211, İtalya) elektrotları, çözeltiler içine daldırılarak ölçümler yapıldı.

Bal numunelerinin asitlik tayini, titrimetrik yöntem kullanılarak TSE’nin

önerdiği metoda göre yapıldı (Anon, 2002). Her örnek için 10 g bal, 0.001 g

hassasiyetle tartılarak 250 ml’lik erlenlere alınıp üzerine 75 ml karbondioksiti

Page 61: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

51

uzaklaştırılmış distile su eklendi. Ağzı kapatılan erlenler, iyice çalkalanarak balların

çözülmesi sağlandı. Asitlik tayini için, çözeltilere 4-5 damla fenolftalein çözeltisi

damlatıldı. Erlen içerisine magnet konarak manyetik karıştırıcı üzerine alınıp

büretten akıtılan 0.05 M NaOH titrisolü ile eşdeğerlik noktasına titre edildi.

Fenolftalein’in kırmızı rengi en az 15 sn kaybolmadan kaldığında harcanan çözelti

hacmi (Vt) kaydedildi. Ayrıca bal örneği olmaksızın şahit bir deney yapılarak

titrasyonda kullanılan su ve indikatörün harcadığı titrisol hacmi (Vo) okundu. Son

olarak, bal örneğinin tam karşılığı olan 0.05M NaOH titrisol hacmi (Vt-Vo) bulundu.

Sonuçların Hesaplanması

A= 1000 x M (NaOH çözeltisinin molaritesi, mmol/ml) x V (Harcanan NoOH hacmi, ml)

M (Bal örneği kütlesi, g)

2.2.6. Nem Tayini

Bal örneklerindeki nem miktarı, IHC’nin önerdiği metoda göre refraktometre

(Atago-Master M, Japan) ile ölçüldü (Devillers ve ark., 2004; Anon., 2009c). Cam

çubuk ile alınan bal örneklerinden refraktometrenin cam bölmesine konuldu.

Yaklaşık 2 dk. sonunda rekraktif indeks, mercekli kısımdan bakılarak okundu.

Refraktif indeks ile nem içeriğine ilişkin skaladan nem yüzdesi belirlendi.

2.2.7. Kül Tayini

Bal örneklerinin kül tayini, kül fırınında IHC’nin önerdiği metoda göre yapıldı

(Anon, 2009c).

Örnekler, 0.001 g hassasiyetteki analitik terazide platin krozeye 2 g tartılarak

kül fırınına (Protherm PFL/ 110, Türkiye) yerleştirildi. 350 ºC sıcaklıkta yaklaşık 1

sa. ön yakma işlemi yapılarak, sıcaklığı 600 ±25 ºC’ye yükseltilen fırında yaklaşık 6

sa. süren yakma işlemi gerçekleştirildi. Kül fırınından çıkartılan krozeler, desikatöre

Page 62: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

52

alınarak oda sıcaklığına soğutuldu. Krozeler tartılarak örneklerin kül miktarı

hesaplandı.

WA = ( (m1- m2) / m0 ) x 100

m0= bal ağırlığı, g m1 = kül ve kroze ağırlığı, g m2= kroze ağırlığı, g

2.2.8. Polen Tayini

Bal örneklerinin polen analizi için cam bagetle homojen hale getirilmiş örneklerden

10 g alınarak tüplere aktarıldı ve 20 ml distile su ilave edildi. Balın su içinde

çözünmesi için 45 °C’lik su banyosunda 10 dk bekletilen tüplere, polenlerin

boyanmasını sağlayan bir kaç damla bazik fuksin ilave edilerek 4000 rpm’de 45 dk

santrifüj edildi. Santrifüj edilen tüplerin süpernatant kısmı dökülerek suların iyice

süzülmesi sağlandı ve 0.1 ml kadar % 50’lik gliserin ilave edilerek dipteki çökeltinin

gliserin ile homojen olarak karışması sağlandı. Lam üzerine alınan bir damla çözelti,

lamel kapatılarak mikroskopta (Olympus BH2, Japonya) incelendi (Moar, 1985).

2.2.9. İstatistiksel Analizler Çalışmada, fabrikalarından alınan çiçek ve salgı balı örneklerine ait HMF değeri ve

diastaz aktiviteleri üzerine muhafaza süresinin etkisi tekrarlı ölçümlerde varyans

analizi, muhafaza sıcaklığının etkisi ise tek yönlü varyans analizi ile belirlendi. Farklı

sıcaklıklar ve süre farklılıkları, Duncan çoklu karşılaştırma testi ile değerlendirildi.

İstatistiksel analizler ‘SPSS for Windows 14.0’ programı kullanılarak yapıldı.

Page 63: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

53

3. BULGULAR

Türkiye’deki 5 farklı bal firmasından dolum tarihlerinde alınarak kalite kriterleri

belirlenen 5 çiçek ve 5 salgı balı örneğinin HMF değeri ve diastaz aktiviteleri üzerine

farklı muhafaza sıcaklıklarının etkisinin araştırıldığı bu çalışmada, ayrıca farklı satış

noktalarından alınan 25 çiçek ve 25 salgı olmak üzere toplam 50 bal örneğinin HMF

değeri ve diastaz aktiviteleri ile şeker (fruktoz, glikoz, sakkaroz) miktarları

belirlenerek T.G.K. Bal Tebliği’ne göre uygunlukları değerlendirilmiştir. Çiçek balı

örneklerine ilişkin polen analizi yapılarak polen varlığı kalitatif olarak belirlenmiştir.

Fabrikalarından alınan A, B, C, D ve E firmalarına ait çiçek ve salgı balı

örneklerinin şeker (fruktoz, glikoz, sakkaroz, F/G, F+G), serbest asitlik, pH, nem,

elektriksel iletkenlik, kül değerleri ile başlangıç (0. gün) HMF ve diastaz aktiviteleri

saptanmıştır. Çizelge 3.1 ve Çizelge 3.2’de örneklerin kalite kriterlerine ilişkin analiz

sonuçları incelenerek T.G.K. Bal Tebliği’ne göre uygunlukları ortaya konulmuştur

(Anon, 2012c).

Çizelge 3. 1. Fabrikalardan alınan çiçek balı örneklerine ait kalite kriterleri

Örnek adı

Sakkaroz % m/m

Fruktoz % m/m

Glukoz % m/m

Nem %

Kül %

Elektriksel iletkenlik mS/cm

pH Asitlik meq/kg

A 1.9 32.7 27.6 17.1 0.25 0.78 3. 62 22.5 B 2.9 33.6 28.5 18.3 0.21 0.65 3. 52 24.6 C 3.5 35.8 29.3 17.3 0.23 0.63 3.47 28.7 D 3.1 36.2 31.4 16.8 0.19 0.45 3.45 29.3 E 2.2 34.2 29.5 18.5 0.22 0.52 3.65 22.8

Çizelge 3.2. Fabrikalarından alınan salgı balı örneklerine ait kalite kriterleri

Örnek adı

Sakkaroz %m/m

Fruktoz %m/m

Glukoz % m/m

Nem %

Kül %

Elektriksel iletkenlik mS/cm

pH Asitlik meq/kg

A 1.6 31.2 27.3 18.3 0.65 1.68 4.73 29.2 B 2.5 30.4 25.7 17.5 0.58 1.61 4.54 28.3 C 3.6 32.5 28.1 17.8 0.39 1.36 4.63 30.5 D 3.0 33.1 28.8 16.9 0.26 1.15 4.27 32.1 E 2.7 31.7 27.6 17.1 0.41 1.43 4.42 29.8

Page 64: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

54

Kalite kriterleri belirlenen çiçek ve salgı balı örneklerinin başlangıç (0. Gün)

HMF değerleri ile belirli sıcaklıklarda ( 10±2 ºC, 22 ±2 ºC ve 35±2 ºC) muhafaza

edilerek üç aylık periyotlar (3., 6., 9. ve 12. ay-Ekim 2010, Ocak 2011, Nisan 2011

ve Temmuz 2011) sonunda saptanan HMF değerleri Çizelge 3.3. ve Çizelge 3.4.’de,

başlangıç diastaz aktiviteleri ile belirli sıcaklıklarda (10±2 ºC, 22 ±2 ºC ve 35±2 ºC)

muhafaza edilerek üç aylık periyotlar (Ekim 2010, Ocak 2011, Nisan 2011 ve

Temmuz 2011) sonunda belirlenen diastaz aktiviteleri Çizelge 3.5 ve Çizelge 3.6’de

verilmiştir.

Çizelge 3.3. Fabrikalardan alınan çiçek balı örneklerinin farklı muhafaza sıcaklıklarında, 3 ay aralıklarla değişen HMF değerleri

HMF değeri (mg/kg)

0. gün 3. ay 6. ay 9. ay 12. ay

A

10±2 oC 14.2

15.5 17.9 19.4 21.8 22±2 oC 17.1 20.9 25.4 29.1 35±2 oC 26.7 60.2 83.7 132.8

B

10±2 oC 21.4

22.1 23.3 25.4 27.7 22±2 oC 25.0 29.7 35.3 38.9 35±2 oC 37.9 83.7 115.0 165.2

C

10±2 oC 9.7

10.5 11.8 12.9 14.2 22±2 oC 12.4 15.8 18.3 22.1 35±2 oC 24.7 53.1 121.2 176.5

D

10±2 oC 15.7

16.8 18.2 18.9 23.5 22±2 oC 20.1 24.9 28.8 35.6 35±2 oC 28.8 71.4 136.1 198.5

E

10±2 oC 17.3

16.9 17.8 18.2 20.1 22±2 oC 20.5 24.5 29.1 33.2 35±2 oC 29.8 77.1 110.7 164.4

Çizelge 3.3’de görüldüğü gibi A, B, C, D ve E markalarına ait çiçek balı

örneklerinin başlangıç HMF değerleri 9.7- 21.4 mg/kg arasında değişirken, 12. ay

sonunda yapılan analizler sonucunda 10±2, 22±2 ve 35±2 °C’de muhafaza edilen

örneklere ait HMF değerleri sırasıyla; 14.2-27.7, 22.1-38.9 ve 132.8-198.5 mg/kg

arasında degişmiştir. Buna göre, 10±2 ve 22±2 °C’ deki örneklerin HMF değeri

T.G.K. Bal Tebliği’de sınır değer olarak belirtilen 40 mg/kg’ı aşmazken, 35±2 °C’de

muhafaza edilen tüm örneklerin 6. aydan itibaren sınır değeri aştığı ortaya

konulmuştur.

Page 65: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

55

Çizelge 3.4. Fabrikalardan alınan salgı balı örneklerinin farklı muhafaza sıcaklıklarında, 3 ay aralıklarla değişen HMF değerleri

HMF değeri (mg/kg)

0. gün 3. ay 6. ay 9. ay 12. ay

A

10±2 oC 11.1

11.1 11.8 11.8 12.5 22±2 oC 13.2 15.9 19.3 20.8 35±2 oC 19.0 31.2 51.4 84.3

B

10±2 oC 13.9

14.1 14.6 15.0 15.8 22±2 oC 15.4 17.1 18.7 21.8 35±2 oC 22.7 38.6 52.9 79.7

C

10±2 oC 12.4

12.7 12.6 13.0 13.4 22±2 oC 14.4 17.0 19.8 21.2 35±2 oC 24.1 41.0 77.5 115.8

D

10±2 oC 24.5

25.6 26.6 26.8 28.3 22±2 oC 27.8 30.8 35.2 41.4 35±2 oC 39.6 70.3 102.2 136.6

E

10±2 oC 19.1

20.1 21.7 21.5 22.1 22±2 oC 22.0 23.8 27.5 32.2 35±2 oC 27.8 46.9 63.1 102.2

Çizelge 3.4’de görüldüğü gibi A, B, C, D ve E markalarına ait salgı balı

örneklerinin başlangıç HMF değerleri 11.1-24.5 mg/kg arasında değişirken, 12. ay

sonunda yapılan analizler sonucunda 10±2, 22±2 ve 35±2 °C’de muhafaza edilen

örneklere ait HMF değerleri sırasıyla; 12.5-28.3, 20.8-41.4 ve 79.7-136.6 mg/kg

arasında belirlendi. Buna göre, 22±2 °C’deki D marka salgı balı hariç 10±2 ve 22±2

°C’de muhafaza edilen tüm örneklerin HMF değeri T.G.K. Bal Tebliği’de sınır değer

olarak belirtilen 40 mg/kg’ı aşmazken, 35±2 °C’de muhafaza edilen C, D ve E marka

salgı balının 6. aydan, A ve B marka salgı balının ise 9. aydan itibaren sınır değeri

aştığı ortaya konuldu.

Page 66: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

56

Çizelge 3.5. Fabrikalardan alınan çiçek balı örneklerinin farklı muhafaza sıcaklıklarında, 3 ay aralıklarla değişen diastaz aktiviteleri Diastaz aktivitesi 0.gün 3. ay 6. ay 9. ay 12. ay

A

10±2 oC 13.2

13.0 13.0 12.7 12.5 22±2 oC 12.8 12.0 11.5 10.9 35±2 oC 10.9 8.7 8.0 6.9

B

10±2 oC 10.8

10.8 10.6 10.5 10.1 22±2 oC 10.4 9.7 9.3 8.7 35±2 oC 9.3 7.8 7.1 6.2

C

10±2 oC 14.1

14.0 13.7 13.4 13.0 22±2 oC 13.4 12.4 11.7 10.8 35±2 oC 12.1 9.8 8.6 6.3

D

10±2 oC 12.7

12.4 12.2 11.7 11.0 22±2 oC 12.0 11.2 10.4 9.1 35±2 oC 10.4 8.3 7.1 5.8

E

10±2 oC 11.1

10.8 10.7 10.2 9.8 22±2 oC 10.5 9.8 9.4 8.8 35±2 oC 9.5 7.6 6.8 6.0

Çizelge 3.5 incelendiğinde; A, B, C, D ve E markalarına ait çiçek balı

örneklerinin başlangıç (0. gün) diastaz aktiviteleri 10.8- 14.1 arasında değişirken, 12.

ay sonunda yapılan analizler sonucunda 10±2, 22±2 ve 35±2 °C’de muhafaza edilen

örneklere ait diastaz aktiviteleri sırasıyla; 9.8- 13.0, 8.7-10.9 ve 5.8-6.9 arasında

belirlendi. Buna göre, 10±2 ve 22±2 °C’ deki örneklerin diastaz aktiviteleri T.G.K.

Bal Tebliği’de sınır değer olarak belirtilen 8’in altına düşmezken, 35±2 °C’de

muhafaza edilen tüm örneklerin diastaz aktiviteleri sınır değerin altında bulundu.

Çizelge 3.6’da ise yine A, B, C, D ve E markalarına ait salgı balı örneklerinin

başlangıç (0. gün) diastaz aktiviteleri 12.9-16.7 arasında değişirken, 12. ay sonunda

yapılan analizler sonucunda 10±2, 22±2 ve 35±2 °C’de muhafaza edilen örneklere ait

diastaz aktiviteleri sırasıyla; 11.2-15.6, 10.8-14.1 ve 7.9-11.0 arasında saptandı. Elde

edilen bulgulara göre, 35±2 °C’deki D marka salgı balı hariç 10±2, 22±2 ve 35±2 °C

muhafaza edilen tüm örneklerin diastaz aktiviteleri, T.G.K. Bal Tebliği’ne uygun

bulundu. D marka salgı balına ait diastaz aktivitesi, 7.9 olarak sınır değerin altında

saptandı.

Page 67: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

57

Çizelge 3.6. Fabrikalardan alınan salgı balı örneklerinin farklı muhafaza sıcaklıklarında, 3 ay aralıklarla değişen diastaz aktiviteleri Diastaz aktivitesi 0. gün 3. ay 6. ay 9. ay 12. ay

A

10±2 oC 14.3

14.2 13.9 13.9 13.5 22±2 oC 13.9 13.2 12.8 12.2 35±2 oC 12.4 11.0 10.1 8.9

B

10±2 oC 15.5

15.4 15.5 15.1 14.8 22±2 oC 15.1 14.7 14.5 14.1 35±2 oC 13.5 12.7 12.0 11.0

C

10±2 oC 16.7

16.5 16.2 16.0 15.6 22±2 oC 16.0 15.2 14.6 13.7 35±2 oC 13.6 12.3 11.1 9.2

D

10±2 oC 12.9

12.9 12.4 11.9 11.2 22±2 oC 12.4 11.8 11.4 10.8 35±2 oC 10.9 9.5 8.8 7.9

E

10±2 oC 14.9

14.9 14.6 13.9 13.3 22±2 oC 14.0 13.2 12.3 11.1 35±2 oC 12.2 10.7 9.2 8.9

Çizelge 3.7 ve Şekil 3.1’de görüldüğü gibi muhafaza süresine bağlı olarak her bir

sıcaklıkta çiçek ve salgı balı örneklerinin ortalama HMF değerlerinde istatistiksel

olarak anlamlı bir artış bulundu. Bu artışın 3. aydan itibaren belirgin düzeyde olduğu

belirlendi (p< 0.001). Çiçek ve salgı balı örneklerinde muhafaza süresi boyunca

ortalama HMF değerleri karşılaştırıldığında 10±2 ve 22±2 °C’deki HMF değerleri

arasındaki farklılık birbirine yakın bulunurken 35±2 °C’de muhafaza edilen balların

ortalama HMF değerlerinde belirgin bir artış görüldü (p< 0.001).

Çizelge 3.7. Fabrikalardan alınan bal örneklerinin zamana ve sıcaklığa göre değişen ortalama HMF değerleri (mg/kg)

Sıcaklık Değerleri

Bal Türü (n=5)

Başlangıç 3. Ay 6. Ay 9.Ay 12. Ay

sxx sx

x sxx sx

x sxx

10 ± 2°C Çiçek 15.66±1.91 16.36±1.85 17.80±1.82 18.96±1.98 21.36±2.14 Salgı 16.20±2.48 16.72±2.69 17.46±2.87 17.62±2.84 18.42±2.98

22± 2°C Çiçek 15.66±1.91 19.02±2.08 23.16±2.31 27.38±2.77 31.78±2.89 Salgı 16.20±2.48 18.56±2.76 20.92±2.83 24.10±3.20 27.48±4.07

35 ± 2°C Çiçek 15.66±1.91 29.58±2.25 69.10±5.55 113.34±8.56 167.48±10.63 Salgı 16.20±2.48 26.64±3.53 45.60±6.66 69.42±9.42 103.72±10.44

sxx

: ortalama±standart hata

Page 68: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

58

Şekil 3.1. Çiçek ve Salgı ballarında farklı sıcaklıklarda zamana göre değişen ortalama HMF değerleri Çizelge 3.8 incelendiğinde, çiçek ve salgı balı örneklerinin ortalama diastaz

aktivitelerinde, muhafaza süresine bağlı olarak her bir sıcaklıkta istatistiksel olarak

anlamlı bir azalış görüldü. Bu azalışın 6. aydan itibaren belirgin düzeyde olduğu

saptandı (p< 0.001). Muhafaza süresi boyunca, örneklerin azalan ortalama diastaz

aktiviteleri karşılaştırıldığında 10±2 ve 22±2 °C’deki değerler arasındaki farklılık

istatistiksel olarak birbirine yakın bulunurken, 35±2 °C’deki diastaz aktivitelerinde

belirgin düzeyde azalma görüldü (p< 0.001).

Çizelge 3.8. Fabrikalardan alınan bal örneklerinin zamana ve sıcaklığa göre değişen ortalama diastaz değerleri

Sıcaklık Değerleri

Bal Türü (n=5)

Başlangıç 3. Ay 6. Ay 9.Ay 12. Ay

sxx sx

x sxx sx

x sxx

10 ± 2°C Çiçek 12.38±0.62 12.20±0.62 12.04±0.61 11.70±0.61 11.28±0.63 Salgı 14.86±0.63 14.78±0.60 14.52±0.65 14.16±0.68 13.68±0.75

22± 2°C Çiçek 12.38±0.62 11.82±0.60 11.02±0.53 10.52±0.50 9.66±0.49 Salgı 14.86±0.63 14.28±0.60 13.62±0.60 13.12±0.62 12.38±0.66

35 ± 2°C Çiçek 12.38±0.62 10.44±0.50 8.44±0.39 7.52±0.33 6.24±0.18 Salgı 14.86±0.63 12.52±0.49 11.28±0.54 10.24±0.59 9.18±0.50

sxx

: ortalama±standart hata

Page 69: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

59

Şekil 3.2. Çiçek ve salgı ballarında farklı sıcaklıklarda zamana göre değişen ortalama diastaz değerleri

Çalışmada, farklı satış noktalarından alınan 25 çiçek balı ve 25 salgı balı olmak

üzere toplam 50 adet süzme bal örneğine ait etiket bilgileri (dolum tarihi, son tüketim

tarihi) ile analize alınma tarihleri belirtilerek HMF değerleri, diastaz aktiviteleri

Çizelge 3.9 ve Çizelge 3.10’da verilmiştir. Analize alınan 25 süzme çiçek bal

örneğinden 2’si HMF değeri, 1’i diastaz aktivitesi, 7’si ise hem HMF değeri hem de

diastaz aktivitesi yönünden olmak üzere toplam 10 örnek T.G.K. Bal Tebliği’ne

uygun bulunmadı. Buna göre; analize alınan 9 bal örneğine ait limit değeri aşan

HMF miktarları, sırasıyla 119.8, 114.6, 102.4, 100.3, 98.5, 87.4, 73.3, 49.2, 40.2

mg/kg bulunurken, 8 bal örneğinde limit değerin altında saptanan diastaz aktiviteleri

ise sırasıyla 0.9, 1.5, 5.4, 5.9, 6.0, 6.2, 7.5, 7.7 olarak belirlendi (Çizelge 3.9).

Page 70: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

60

Çizelge 3.9. Piyasadan temin edilen çiçek ballarına ait HMF değerleri ve diastaz aktiviteleri

No Üretim

Yılı Dolum Tarihi

Son Tüketim Tarihi

Analiz Tarihi

HMF değeri (mg/kg)

Diastaz aktivitesi

1 - 05.01.09 05.01.11 17.12.10 114.6* 6.0* 2 2009 27.10.09 29.04.11 25.01.11 100.3* 5.4* 3 - 15.05.09 15.05.11 25.01.11 119.8* 1.5* 4 2009 12.12.09 12.12.11 17.06.11 73.3* 0.9* 5 2009 20.04.10 20.04.12 17.06.11 37.2 10.1 6 2010 10.10 10.13 17.06.11 102.4* 5.9* 7 2009 28.07.10 28.07.12 17.06.11 36.76 8.3 8 2010 06.01.11 06.07.12 17.06.11 27.2 10.6 9 2009 31.07.10 31.01.12 17.06.11 28.2 11.5 10 2009 22.06.10 22.12.11 17.06.11 49,2* 10.8 11 2009 23.06.10 23.12.11 17.06.11 35.1 12.6 12 2010 28.12.10 28.06.12 17.06.11 26.8 11.0 13 2009 12.02.10 12.02.12 06.07.11 98.5* 8.0 14 2010 10.05.10 10.11.11 06.07.11 27.5 10.7 15 2010 12.10 12.13 06.07.11 26.7 8.0 16 2011 04.11 04.12 06.07.11 30.9 12.9 17 2010 01.12.10 01.06.12 06.07.11 19.8 15.8 18 2010 06.04.11 06.10.12 06.07.11 24.2 12.2 19 2009 02.10 02.12 06.07.11 40.2* 7.7* 20 2010 04.02.11 04.08.12 06.07.11 87.4* 7.5* 21 2010 03.01.11 03.07.12 06.07.11 27.0 12.7 22 2010 28.05.10 29.11.11 12.07.11 38.9 6.2* 23 2010 21.01.11 21.01.13 12.07.11 29.8 9.4 24 2009 12.10 06.12 12.07.11 30.2 8.8 25 2010 26.10.10 26.04.12 12.07.11 29.7 8.5 * T.G.K. göre uygun olmayan değerler : >40 mg/kg (HMF değeri); <8 (diastaz aktivitesi)

İncelenen 25 süzme salgı balı örneğinden 4’ü HMF değeri, 1’i ise hem HMF

değeri hem de diastaz aktivitesi yönünden toplam 5 örnek T.G.K. Bal Tebliği’ne

uygun bulunmadı. Buna göre salgı balı örneklerinin 5’inde limit değeri aşan HMF

miktarları sırasıyla 82.5, 50.2, 46.4, 44.7, 40.6 mg/kg iken sadece 1 örneğin diastaz

aktivitesi 7.5 ile sınır değerin altında bulundu (Çizelge 3.10).

Page 71: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

61

Çizelge 3.10. Piyasadan temin edilen salgı ballarına ait HMF değerleri ve diastaz aktiviteleri No Üretim

Yılı Dolum Tarihi

Son Tüketim Tarihi

Analiz Tarihi HMF değeri (mg/kg)

Diastaz aktivitesi

1 2008 12.08 12.10 24.10.10 39.1 9.7 2 2008 03.11.08 03.11.10 24.10.10 82.5* 7.5* 3 2008 24.08.09 24.02.11 25.01.11 40.6* 8.6 4 2009 09.04.10 09.04.12 17.06.11 39.4 10.9 5 2009 19.03.10 19.09.11 17.06.11 38.6 9,8 6 2009 16.06.10 16.12.11 17.06.11 31.7 12.7 7 2010 14.12.10 14.06.12 17.06.11 28.4 12.4 8 2010 25.01.11 25.07.12 17.06.11 24.4 14.3 9 2009 18.03.10 18.09.11 06.07.11 20.6 12.5 10 2009 09.02.10 09.02.12 06.07.11 24.6 8.8 11 2009 04.02.10 04.02.12 06.07.11 28.4 13.4 12 2009 02.10 02.12 06.07.11 38.9 12.5 13 2009 03.10 03.12 06.07.11 30.1 11.7 14 2009 17.05.10 17.05.12 06.07.11 46.4* 13.0 15 2010 16.10.10 16.04.12 06.07.11 28.3 16.5 16 - 04.05.11 04.05.14 06.07.11 15.6 14.2 17 2010 05.11 05.13 06.07.11 11.5 19.6 18 2010 05.01.11 05.07.12 06.07.11 31.1 8.9 19 2010 15.01.11 17.07.12 06.07.11 10.6 14.0 20 2010 16.10.10 16.04.12 06.07.11 22.4 12.0 21 2010 11.04.11 11.10.12 06.07.11 17.2 16.5 22 2010 10.01.11 10.07.12 12.07.11 25.5 12.3 23 2009 11.10 11.12 12.07.11 50.2* 10.3 24 - 08.05.10 08.11.12 12.07.11 44.7* 11.4 25 2010 25.09.10 25.03.12 12.07.11 27.3 14.9 * T.G.K. göre uygun olmayan değerler : >40 mg/kg (HMF değeri); <8 (diastaz aktivitesi)

Çalışmada, 50 süzme bal örneğinden 10 çiçek balı ile 5 salgı balı örneğinin Türk

Gıda Kodeksi Bal Tebliği’nde bildirilen limit değerlere uygun olmadığı tespit

edilmiştir. Ayrıca analize alınan 1 çiçek ve 4 salgı balı örneği HMF değeriyle; 3 çiçek

balı örneği ise diastaz aktivitesiyle sınır değere yakın bulundu.

Farklı satış noktalarından alınan 25 süzme çiçek ve 25 süzme salgı balı örneğine

ait fruktoz, glikoz, fruktoz/glukoz, fruktoz+glikoz ve sakkaroz miktarları Çizelge

3.11. ve Çizelge 3.12.’de verilmiştir. Çizelge 3.11. incelendiğinde, analize alınan 25

çiçek balı örneğinden 1’i sakkaroz miktarı, 3’ü F/G oranı, 2’si ise hem sakkaroz

miktarı hem de F/G oranı yönünden toplam 6 örnek T.G.K. Bal Tebliği’ne uygun

Page 72: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

62

bulunmadı. Buna göre, örneklerin sınır değer 5 g/ 100 g’ı aşan sakkaroz miktarları

8.73, 11.55 ve 14.83 iken; 0.9- 1.4 arasında olması gereken F/G oranına uygun

bulunmayan değerler 0.85, 0.88, 1.46, 1.46, 1.47 olarak saptandı.

Çizelge 3.11. Piyasadan temin edilen çiçek balı örneklerine ait şeker değerleri

Örnek No

Fruktoz Glikoz Fruktoz/Glikoz Fruktoz+Glikoz Sakkaroz

1 38.05 25.92 1.46* 63.97 8.73* 2 36.72 28.68 1.28 65.40 - 3 42.48 28.71 1.47* 71.19 1.12 4 30.93 29.45 1.05 60.38 10.0* 5 43.34 26.80 1.61 70.14 - 6 29.08 34.15 0.85* 63.23 14.83* 7 30.02 33.35 0.90 63.37 - 8 41.01 31.58 1.29 72.59 2.20 9 33.08 28.17 1.17 61.25 2.45 10 32.43 27.69 1.17 60.12 0.82 11 33.12 29.65 1.11 62.77 0.43 12 38.15 33.46 1.14 71.61 1.07 13 34.56 39.27 0.88* 73.83 - 14 36.06 25.94 1.39 62.00 - 15 33.15 32.40 1.02 65.55 11.55* 16 37.10 37.85 0.98 74.95 4.23 17 37.05 27.24 1.36 64.29 1.80 18 37.71 29.15 1.29 66.86 - 19 40.21 31.18 1.28 71.39 - 20 36.43 29.37 1.24 65.80 3.82 21 36.41 27.58 1.32 63.99 0.49 22 37.57 35.78 1.05 73.35 - 23 40.85 31.91 1.28 72.76 3.47 24 39.55 27.08 1.46* 66.63 0.68 25 39.07 31.59 1.23 70.66 4.83

* T.G.K. göre uygun olmayan değerler: < 0.9 – 1.4 < (F/G); >5 g/100 g (Sakkaroz)

Analize alınan 25 salgı balı örneğinden 3’ü sakkaroz miktarı, 2’si F/G oranı, 1’i

ise hem sakkaroz miktarı hem de F/G oranı yönünden toplam 6 örnek T.G.K. Bal

Tebliği’ne uygun bulunmadı. Buna göre, örneklerin sınır değer 5 g/ 100 g’ı aşan

sakkaroz miktarları 5.72, 6.24, 6.25 ve 6.38 iken; 0.9 - 1.4 arasında olması gereken

F/G oranına uygun bulunmayan değerler 0.87, 0.98 ve 1.45 olarak saptandı (Çizelge

3.12)

Page 73: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

63

Çizelge 3.12. Piyasadan temin edilen salgı balı örneklerine ait şeker değerleri.

Örnek No

Fruktoz Glikoz Fruktoz/Glikoz Fruktoz+Glikoz Sakkaroz

1 36.06 28.84 1.25 64.90 3.70 2 38.75 28.49 1.36 67.24 4.22 3 32.71 36.34 0.90 69.05 5.72* 4 35.52 25.92 1.37 61.44 4.11 5 35.21 30.51 1.15 65.72 4.90 6 31.46 28.10 1.11 59.56 6.25* 7 38.43 30.23 1.27 68.66 1.10 8 38.90 27.72 1.40 66.62 1.33 9 32.46 28.10 1.15 60.50 1.42 10 30.80 23.22 1.32 54.02 3.83 11 33.90 25.53 1.33 59.43 - 12 33.47 38.29 0.87* 71.76 - 13 29.86 30.54 0.98* 60.40 4.62 14 29.15 26.69 1.09 55.84 - 15 31.02 28.35 1.09 59.37 2.81 16 30.85 27.81 1.10 58.66 - 17 27.51 22.98 1.19 50.49 2.34 18 32.92 23.51 1.40 56.43 - 19 28.87 22.56 1.28 51.43 - 20 30.12 25.66 1.17 55.78 6.38* 21 34.06 24.32 1.40 58.38 - 22 29.87 24.08 1.24 53.95 2.15 23 37.13 27.72 1.33 64.85 3.82 24 32.63 22.48 1.45* 55.11 6.24* 25 32.21 24.52 1.31 56.73 -

* T.G.K. göre uygun olmayan değerler: < 1.0 – 1.4 < (F/G); >5 g/100 g (Sakkaroz miktarı)

Çizelge 3.11 ve 3.12’de görüldüğü gibi sakkaroz miktarları T.G.K. Bal

Tebliği’ne göre uygun olmayan (% 5<) 1, 4, 6 ve 15 numaralı çiçek ballarının HMF

değerleri sırasıyla 114.6, 73.3, 102.4 ve 26.7 mg/kg olarak belirlenirken; 3, 6, 20 ve

24 numaralı salgı ballarının HMF değerleri sırasıyla 40.6, 31.7, 22.4 ve 44.7 mg/kg

olarak saptandı.

Page 74: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

64

4. TARTIŞMA

Çalışmada, Türkiye’de farklı firmalar tarafından üretilen bal örneklerinin HMF

miktarı ve diastaz aktivitesi üzerine farklı muhafaza sıcaklıklarının etkisi

araştırılmıştır. Üç farklı sıcaklık değerinde (10±2, 22±2, 35±2 °C) bir yıl süre ile

muhafaza edilen örneklerin HMF ve diastaz aktivitesi yönünden T.G.K’ne göre

uygunlukları değerlendirilerek muhafaza sıcaklığının raf ömrüne etkisi ortaya

konulmuştur. Ayrıca farklı satış noktalarından alınan süzme bal örnekleri HMF

değeri ve diastaz aktivitesi yönünden incelenerek piyasaya ilişkin durum

değerlendirmesi yapılmıştır.

Bal fabrikalarından alınarak başlangıç HMF değerleri 9.7-21.4 mg/kg arasında

belirlenen A, B, C, D ve E markalarına ait süzme çiçek balı örnekleri HMF

değerlerinin, 10±2 °C ve 22±2 °C muhafaza sıcaklıklarında 1 yıl sonunda T.G.K. Bal

Tebliği’nde sınır değer olarak belirtilen 40 mg/kg’ı aşmadığı tespit edilirken, 35±2

°C’de muhafaza edilen tüm örneklerin 6. ay ölçümlerinden itibaren sınır değeri aştığı

saptanmıştır. Özellikle, 21.4 mg/kg ile en yüksek başlangıç HMF değerine sahip olan

B marka çiçek balı örneğinin 22±2 °C muhafaza sıcaklığında 12. ayın sonunda 38.9

mg/kg’ a yükselen HMF değeri ile sınır değere yaklaştığı saptanmıştır. 35±2 °C

muhafaza sıcaklığında ise 3. ayın sonunda 37.9 mg/kg ile sınır değere yaklaşmıştır.

Diğer örneklerle kıyaslandığında oda sıcaklığında muhafaza edilen B marka çiçek

balı örneğinin bir yıl sonunda HMF değerinin 40 mg/kg’a ulaşmasının, başlangıç

HMF değerinin yüksek olmasından kaynaklandığı düşünülmektedir.

A, B, C, D ve E markalarına ait salgı balı örneklerinin başlangıç HMF

değerleri ise 11.1- 24.5 mg/kg arasında belirlenmiştir. Bir yıl sonunda 10±2 °C ve

22±2 °C’de muhafaza edilen D marka salgı balı hariç balların HMF değerlerinin sınır

değeri aşmadığı, 35±2 °C’de ise A ve B marka salgı balı hariç tüm örneklerin 6. ay

ölçümlerinden itibaren sınır değeri aştığı saptanmıştır. Elde edilen sonuçlarda,

örneklerin başlangıç HMF değerlerinin de etkili olduğu düşünülmektedir. Buna göre

24.5 mg/kg ile en yüksek başlangıç HMF değerine sahip D marka salgı balının 22±2

Page 75: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

65

°C’de 12. ay ölçümlerinde sınır değeri aştığı, 35±2 °C’de 3. ay ölçümlerinde 39.6

mg/kg ile sınır değere yaklaştığı belirlenmiştir. En düşük başlangıç HMF değerine

sahip A marka salgı balının ise (11.1mg/kg), 6. ayın sonunda dahi sınır değeri

aşmadığı saptanmıştır. Ballara üretim aşamasında uygulanan yüksek sıcaklık

işleminin başlangıç HMF değerini arttırdığı, HMF değeri yüksek balların bu

değerlerinin muhafaza süresi boyunca hızla arttığı ve raf ömrünü kısalttığı

bilinmektedir (Fallico ve ark., 2009).

Çiçek ve salgı balı örneklerinin bir yıllık muhafaza süresi boyunca 3 farklı

sıcaklık parametresinde artan HMF değerleri karşılaştırıldığında farklılığın

istatistiksel olarak anlamlı olduğu görülmüştür. Buna göre, çiçek ve salgı ballarının

10±2 °C ve 22±2 °C’deki ortalama HMF değerleri arasındaki farklılık birbirine yakın

bulunurken, 35±2 °C’de muhafaza edilen balların HMF değerlerinde 3. aydan

itibaren belirgin bir artış saptanmıştır (p< 0.001). Bu duruma HMF oluşumunda

önemli rol oynayan yüksek sıcaklığın neden olduğu bilinmektedir. Bulgulara göre,

35±2 °C’de muhafaza edilen çiçek ve salgı ballarının ortalama HMF değerleri 6.

aydan itibaren sırasıyla 69.10±5.55, 45.60±6.66 mg/kg saptanarak T.G.K. Bal

Tebliği’nde sınır değer olan 40 mg/kg’ı aştıkları belirlenmiştir.

Fabrikalarından alınarak başlangıç diastaz aktiviteleri 10.8- 14.1 arasında

belirlenen A, B, C, D ve E markalarına ait çiçek balı örnekleri diastaz aktivitelerinin

10±2 °C ve 22±2 °C muhafaza sıcaklığında bir yıl boyunca T.G.K. Bal Tebliği’nde

sınır değer olan 8’in altına düşmediği belirlenirken, 35±2 °C’de ise tüm örnekler 12.

ayın sonunda sınır değerin altında saptanmıştır. Özellikle 10.8 ve 11.1 ile en düşük

diastaz aktivitesine sahip B ve E marka çiçek balı örneğinin 35±2 °C’de 6. ayın

sonunda belirlenen diastaz aktiviteleri, sınır değerin altında saptanmıştır. Diğer

örneklerle kıyaslandığında, B ve E marka çiçek ballarının diastaz aktivitelerinin 6.

ayın sonunda sınır değerin altına düşmesi, başlangıç diastaz aktivitelerinin oldukça

düşük olmasından kaynaklanabilir. Örnekler arasında bu iki markanın başlangıç

HMF değerlerinin yüksek olması da üretim aşamasında yüksek sıcaklık

uygulandığını düşündürmektedir.

Page 76: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

66

Başlangıç diastaz aktiviteleri 12.9-16.7 arasında belirlenmiş olan A, B, C, D ve

E marka salgı balı örneklerinden, bir yıl boyunca 10±2 °C ve 22±2 °C muhafaza

edilen örneklerin tamamı ile 35±2 °C’deki D marka salgı balı hariç tüm örnekler

sınır değer olan 8’in altına düşmemiştir. Bu durum sıcaklığa ve zamana bağlı olarak

yıkımlanan diastaz enziminin, oluşumu nedeniyle salgı ballarında, çiçek ballarından

daha yüksek düzeyde bulunduğunu dolayısıyla 35±2 °C’de dahi 8’in altına

düşmediğini düşündürmektedir. Ancak 12.9 ile en düşük başlangıç diastaz

aktivitesine sahip D marka salgı balı, 12. ay sonunda 7.9 saptanan diastaz aktivitesi

ile sınır değerin altında saptanan tek örnek olmuştur. Bu örneğin yüksek başlangıç

HMF değeri de (24.5 mg/kg) göz önüne alındığında, bala üretim aşamasında yüksek

sıcaklık işleminin uygulandığı düşünülmektedir.

Çiçek ve salgı balı örneklerinin bir yıllık muhafaza süresi boyunca 3 farklı

sıcaklık parametresinde azalan diastaz aktiviteleri karşılaştırıldığında farklılığın

istatistiksel olarak anlamlı olduğu görülmüş, azalış 6. aydan itibaren belirgin düzeyde

saptanmıştır. Buna göre, çiçek ve salgı ballarının 10±2 °C ve 22±2 °C’deki ortalama

diastaz aktiviteleri arasındaki farklılık birbirine yakın bulunurken, 35±2 °C’de

muhafaza edilen balların diastaz aktivitelerinde belirgin bir azalış saptanmıştır

(p< 0.001). Örneklerin diastaz aktiviteleri HMF değerleri ile birlikte incelendiğinde

yüksek sıcaklığın HMF değerini artırdığı ve diastaz enziminin yıkımlanmasına neden

olduğu görülmektedir. Bulgulara göre, 35±2 °C’de muhafaza edilen çiçek ballarının

ortalama diastaz aktiviteleri 9. aydan itibaren 7.52±0.33 ile T.G.K. Bal Tebliği’nde

sınır değer olarak belirtilen 8’in altında saptanırken, salgı balları daha fazla diastaz

enzimi içermesi nedeniyle 12. ayın sonunda dahi 9.18±0.50 ortalama diastaz

aktiviteleri ile T.G.K. Bal Tebliği’ne uygun bulunmuştur.

Türkiye ve birçok ülkede balda tazeliğin ve kalitenin indikatörü olan HMF ve

diastaz aktivitesi üzerine çeşitli sıcaklık uygulamaları ile muhafaza sürelerinin

etkisinin araştırıldığı birçok çalışma yapılmasına rağmen, Türkiye’de farklı muhafaza

sıcaklarının (10, 22, 35 °C) ve süresinin aynı anda değerlendirilip balın raf ömrüne

etkisini inceleyen bir çalışmaya rastlanmamıştır.

Page 77: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

67

Yılmaz ve Küfrevioğlu (2001) tarafından, Doğu ve Güneydoğu Anadolu

Bölgesi’ne ait 45 adet bal örneğinin HMF değeri ve diastaz aktivitesi

spektrofotometrik yöntemlerle belirlenerek 20±5 °C’de bir yıl boyunca muhafaza

edilmiştir. Yıl sonunda yapılan analizlerle başlangıçta saptanan 3.3 mg/kg ortalama

HMF değeri 19.1 mg/kg’a yükselirken, 14.6 ortalama diastaz aktivitesi 10.7’ye

düşmüştür. Çalışmada, bir yıl sonunda 22±2 °C’de muhafaza edilen çiçek balı

örneklerine ait ortalama HMF değerindeki artış (16.12 mg/kg) ve diastaz

aktivitelerindeki azalış (2.72) bu sonuçlarla benzerlik göstermektedir. Çalışmalarda

oda sıcaklığında muhafaza edilen tüm örneklerin HMF değeri yönüyle T.G.K. Bal

Tebliği’ndeki sınır değeri aşmamış olması balların uygun muhafaza sıcaklığının

belirlenmesine ilişkin fikir vermektedir. Şahinler ve Gül’ün (2004) ısı uygulaması ve

depolama süresinin salgı balının HMF değeri ve diastaz aktivitesi üzerine etkisi

konulu çalışmasında, Antalya ve Muğla yörelerinden toplanan bal örnekleri 55, 65 ve

75 °C’de 15, 30, 45 ve 60 dakika bekletilerek bir yıl boyunca oda sıcaklığında

değişen HMF ve diastaz aktiviteleri incelenmiştir. Başlangıçtaki sıcaklık

uygulamalarının HMF de düzenli bir artışa neden olduğu ve sıcaklık uygulamalarının

muhafaza süresi boyunca dönemler arası farklılığa neden olduğu belirlenmiştir.

Çalışmada oda sıcaklığındaki salgı ballarının bir yıl sonunda ortalama HMF

değerindeki artış 11.28 mg/kg olarak belirlenirken buna en yakın sonuç 5.22 mg/kg

artışa neden olan 75 °C’de 60 dakika uygulaması olmuştur. Ayrıca Şahinler (2007),

bu çalışmaya paralel olarak Akdeniz Bölgesi’nden alınan bal örneklerinde de aynı

sıcaklık uygulamalarını yaparak oda sıcaklığında 9. ay sonunda örneklerin HMF

değerini 17.6 mg/kg, diastaz aktivitelerini 13.6 olarak belirlemiştir. Çalışmada oda

sıcaklığındaki örneklerde HMF değerindeki artışın daha fazla, diastaz aktivitesinin

daha düşük olmasının, balların fabrikalarda işlenmeleri sırasında maruz kaldıkları

yüksek sıcaklık etkisi ile hasat sonrası uygun olmayan muhafaza koşullarında

(yüksek muhafaza sıcaklığında) uzun süre depolanmalarına bağlı olarak değişen

başlangıç değerlerinden kaynaklandığı düşünülmektedir. Ayrıca Sancho ve ark.’nın

(1993) oda sıcaklığında bir yıl boyunca muhafaza ettikleri bal örneklerinden

başlangıç HMF değerleri çalışmadaki değerler ile benzerlik gösteren örneklerin HMF

değerlerindeki artış, çalışmada 22 ±2 °C bekletilen ballar ile uyumlu bulunmaktadır.

Page 78: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

68

Çalışmadaki bulgulara paralel olarak, başlangıç HMF değeri düşük olan örneklerin

ise HMF değerindeki artışın daha düşük olduğu görülmektedir.

Turhan (2008) tarafından Orta Anadolu ve çevresinden hasat sonrası alınan 40

bal örneğinin HMF ve diastaz değerleri spektrofotometrik metodlarla saptanarak

ortalama değerler sırasıyla 4.5 mg/kg ve 16.3 olarak belirlenmiştir. Bir yıl boyunca

25°C’de muhafaza edilen örneklerin süre sonunda ortalama HMF değerleri 25.6

mg/kg, diastaz aktiviteleri ise 11.4 olarak saptanmıştır. Çalışmada oda sıcaklığında

muhafaza edilen balların HMF değerlerindeki artış, buradaki değerlerle uyumlu

bulunurken; diastaz aktivitelerindeki düşüşün daha yavaş olması örneklerin ısı işlemi

görmesi nedeniyle başlangıçta enzimin hızla yıkımlanıp sonrasında yıkımlanmanın

azaldığını düşündürmektedir. Fallico ve ark., (2009) tarafından farklı botanik orijinli

14 bal örneği HMF ve diastaz aktivitesi yönünden analize alınıp 18 ay oda

sıcaklığında muhafaza edilerek iki indikatörün süreye bağlı değişimi incelenmiş,

muhafaza sıcaklığı ve süresi kadar kimyasal içerik ve botanik orijinin de balın raf

ömrünün belirlenmesinde önemli olduğu vurgulanmıştır. Sonuçlar incelendiğinde,

örneklerin HMF değerlerindeki artışın ve diastaz aktivitelerinin 12. aya kadar olan

azalışının çalışma sonuçları ile uyumlu olduğu belirlenirken, başlangıç diastaz

aktivitesi yüksek örneklerin daha hızlı azaldığı görülmektedir.

Castro-Vazquez ve ark., (2008) tarafından yapılan bir başka araştırmada,

narenciye balının başlangıç HMF değeri ve diastaz aktivitesi belirlenerek 3’e ayrılan

bal 10, 20 ve 40 °C’de 12 ay muhafaza edilerek değerlerin sıcaklık ve süreye bağlı

değişimleri izlenmiştir. Başlangıç HMF değeri 10.2 mg/kg olan balın bir yıl sonunda

10, 20 ve 40 °C’de artan HMF miktarları sırasıyla 23.3, 30.4 ve 284.6 mg/kg

belirlenirken, başlangıçta 13 olan diastaz aktivitesi sırasıyla 10.7, 9.7 ve 2.2’ye

düşmüştür. Çalışmadaki 10±2 ve 22±2 °C’de muhafaza edilen örneklere ait

sonuçlar, bu bulgularla benzerlik gösterirken 35±2 °C’de bekletilenlerin 40

°C’dekilere oranla daha düşük HMF değeri ile yüksek diastaz aktivitesine sahip

oldukları görülmektedir. Bu durumun, iki parametrenin yükselen muhafaza

sıcaklığına bağlı olarak nasıl değişim gösterdiğine ilişkin bilgi verdiği

düşünülmektedir. Başka bir çalışmada, Sanz ve ark.’nın 2003 yılında İspanya’daki

Page 79: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

69

marketlerden aldıkları 8 salgı ve 33 çiçek balı ile arıcılardan aldıkları işlem

görmemiş 8 balda muhafaza sıcaklığının (25 ve 35°C) HMF’ye olan etkisi

incelenmiştir. Bir yıl sonunda 25°C’de bekletilen tüm örneklerin HMF değerlerinin

40 mg/kg’ın altında olduğu, özellikle marketlerden alınan işlem görmüş balların sınır

değere yaklaştığı saptanmıştır. Ayrıca 35°C’de muhafaza edilen örneklerin HMF

değerlerindeki artışın (>200 mg/kg) oldukça yüksek olduğu belirlenmiş, bu yüksek

sonuçlar doğrultusunda araştırmacılar tarafından balların tağşişli olabileceği

düşünülmüştür. Çalışmada oda sıcaklığındaki ballara ait değerler bu sonuçlardan

düşük bulunurken, özellikle 35 °C’de muhafaza edilenlerin HMF değerlerindeki artış

araştırmadaki değerlerin çok daha altında saptanmıştır.

Çalışmada farklı satış noktalarından orijinal ambalajlarında alınan 50 bal

örneğinden, 25 süzme çiçek balı örneğinin HMF miktarları 19.8-119.8 mg/kg

arasında değişirken, diastaz aktiviteleri 0.9- 15.8 arasında saptanmıştır. Elde edilen

bulgulara göre, örneklerin 2’si HMF değeri, 1’i diastaz aktivitesi, 7’si ise hem HMF

değeri hem de diastaz aktivitesi yönünden T.G.K. Bal Tebliği’ne uygun

bulunmamıştır. Analize alınan çiçek balı örneklerinden 9’unun sınır değeri (40

mg/kg) aşan HMF miktarları; 40.2, 49.2, 73.3, 87.4, 98.5, 100.3, 102.4, 114.6 ve

119.8 mg/kg bulunurken, 8 bal örneğinin sınır değerin (8) altında saptanan diastaz

aktiviteleri; 0.9, 1.5, 5.4, 5.9, 6.0, 6.2, 7.5, 7.7’dir. Ayrıca şeker analizleri yapılan

örneklerin sakkaroz miktarları 0.49- 14.83 arasında belirlenirken F/G oranları 0.85-

1.46 arasında tespit edilmiştir. Örneklerin şeker miktarları, HMF ve diastaz

aktiviteleri ile birlikte incelendiğinde HMF ve diastaz aktivitesi yönünden T.G.K.

Bal Tebliği’ne uygun olmayan 2 örneğin % 5’in üzerinde sakkaroz içerdiği tespit

edilmiştir. Buna göre, 114.6 mg/kg HMF değeri ile 6.0 diastaz aktivitesine sahip

örneğin sakkaroz miktarı % 8.73 olarak saptanırken, HMF değeri 119.8 mg/kg,

diastaz aktivitesi 1.5 olan örnekte, % 10 olarak belirlenmiştir. Son tüketim tarihleri

ile analiz tarihleri göz önüne alınarak örneklerin muhafaza süreleri ve alındıkları satış

noktaları birlikte değerlendirildiğinde, kodekse uygun olmayan HMF değerleri ve

diastaz aktivitelerinin balların maruz kaldığı olumsuz muhafaza koşullarından

kaynaklanmış olabileceği düşünülmektedir. Ayrıca başlangıç HMF değeri ve diastaz

aktivitelerinin de büyük önem taşıdığı bilinmektedir

Page 80: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

70

Farklı satış noktalarından alınan 25 süzme salgı balı örneğinin HMF miktarları

10.6-82.5 mg/kg arasında, diastaz aktiviteleri ise 7.5-19.6 arasında saptanmıştır. Elde

edilen bulgulara göre, örneklerin 4’ü HMF değeri, 1’i ise hem HMF değeri hem de

diastaz aktivitesi yönünden T.G.K. Bal Tebliği’ne uygun bulunmamıştır. Analize

alınan salgı balı örneklerinden 5’inin sınır değeri (40 mg/kg) aşan HMF miktarları

40.6, 44.7, 46.4, 50.2 ve 82.5 mg/kg iken, sadece 1 örneğin diastaz aktivitesi 7.5 ile

sınır değerin (8) altında saptanmıştır. Ayrıca şeker analizleri de yapılan örneklerin

sakkaroz miktarları 1.10-6.2 arasında, F/G oranları 0.87-1.45 arasında tespit

edilmiştir. Örneklerin şeker miktarları, HMF ve diastaz aktiviteleri ile birlikte

değerlendirildiğinde, HMF ve diastaz aktivitesi yönünden T.G.K. Bal Tebliği’ne

uygun olmayan 1 örneğin sakkaroz miktarı % 6.24 ile sınır değerin (% 5) üzerinde

saptanırken F/G oranı ise 1.46 ile tebliğde belirtilen 1-1.4 oranının üzerinde

saptanmıştır. Analizleri Haziran ayı ortası ve Temmuz ayı başında yapılan, henüz son

kullanma tarihlerine ulaşmamış balların yaz mevsiminin sonuna kadar maruz

kalabilecekleri yüksek sıcaklıklar da düşünüldüğünde HMF değerleri ve diastaz

aktiviteleri nedeniyle kalite kaybına uğrayabilecekleri düşünülmektedir.

Güler’in (2005) yaptığı çalışmada, Doğu Karadeniz Bölgesi’nde üreticiden

alınan 30 bal örneğinin sakkaroz miktarı % 0-7.09, F+G miktarı 57.47- 73.53, HMF

miktarı ise 3.83- 11.0 mg/kg arasında saptanmıştır. Çalışmada 50 adet örneğe ait

sakkaroz ve F+G miktarının bu sonuçlarla benzerlik göstermesine rağmen HMF

değerlerinin oldukça yüksek bulunması, balların işlenmeleri sırasında yüksek

düzeyde sıcaklık işlemi gördüğünü ve uygun olmayan muhafaza koşullarında

bulundurulduklarını düşündürmektedir. Süzme balların elde edilmesinde uygulanan

sıcaklık işlemi ile uzun süre ve yüksek sıcaklıkta depolama balın kalite

göstergelerinden biri olan HMF değerini arttırmaktadır (Tosi ve ark., 2002). Şahinler

ve Gül’ün (2004) yayla ve ayçiçeği ballarının biyokimyasal özelliklerinin

belirlenmesi amacıyla yaptıkları çalışmada, tüm örneklerin T.G.K Bal Tebliği’nde

belirtilen kriterlere uygun olduğu belirlenmiş, buna göre yayla ve ayçiçeği ballarının

ortalama HMF miktarları sırasıyla 5.73±0.18, 2.17±0.10 mg/kg, diastaz aktiviteleri

17.9±0.44, 17.9±0.95, sakkaroz miktarları % 2.84±0.44, 1.9±0.66 tespit edilmiştir.

Üreticiden alınarak analiz yapılıncaya kadar oda sıcaklığında bekletilen örneklerin

Page 81: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

71

hiçbir ısıtma işlemine maruz kalmadığı belirtilmiştir. Belirtilen çalışmadaki

bulguların tez çalışmada elde edilen HMF değerlerinden düşük, diastaz

aktivitelerinden yüksek bulunması materyal olarak seçilen balların üretim

aşamasında ve muhafaza süresinde yüksek sıcaklığa maruz bırakıldıklarını

düşündürmektedir. Ünal ve Küplülü’nün (2006) Ankara’da tüketime sunulan süzme

ballarda kalite kriterlerinin belirlenmesi amacıyla 35 çiçek, 35 salgı balı ile yaptıkları

çalışmada ise, çiçek ballarına ait HMF değerleri 11.13- 256.25 mg/kg, diastaz

aktiviteleri 0- 29.4 arasında saptanmıştır. Salgı ballarında ise HMF değerleri 5.88-

125.32 mg/kg iken diastaz aktiviteleri 1-38.5 arasında belirlenmiştir. Ayrıca çiçek ve

çam ballarının saptanan en yüksek sakkaroz değerleri sırasıyla %23.64 ve 16.82 iken

örneklerin % 21.43’ünün ticari glikoz içerdiği tespit edilmiştir. Yüksek düzeyde

bulunan HMF değerleri; ticari glikoz varlığına ve yüksek sakkaroz miktarına, yüksek

HMF ile azalan diastaz aktiviteleri ise; yüksek sıcaklık uygulamalarına bağlanmıştır.

Çalışmadaki bulgulara göre sakkaroz oranı düşük, ticari glikoz içermeyen örneklerin

yüksek HMF değeri ve düşük diastaz aktivitesi yüksek sıcaklık işlemi uygulandığını

ve örneklerin uygun olmayan muhafaza koşullarında bekletildiğini

düşündürmektedir. Aydın ve ark. (2008) tarafından Kars’ta satışa sunulan süzme

ballar üzerine yapılan çalışmada, 20 örnekten 1’inin içerdiği 205 mg/kg HMF değeri,

0 diastaz aktivitesi ve % 13.7 sakkaroz miktarı ile T.G.K. Bal Tebliği’ne uymadığı

saptanmiştır. Diğer 12 örnekte saptanmamış diastaz enzimi ve diğer kalite kriterleri

ile örneklerin tağşişli olduğu belirlenmiştir. Örneklerin sakkaroz oranlarının % 5.70-

18.05 olması araştırmacılara, balların erken hasat edildiği veya arıların sakkaroz

içeren şurupla beslendiği ya da sakkarozun direkt bala katıldığını düşündürmüştür.

Tez çalışmasında örneklerin sakkaroz miktarları daha düşük, diastaz aktiviteleri ise

daha yüksek bulunurken HMF değerleri elde edilen bulgularla benzerlik

göstermektedir. Diastaz enzimlerinin daha yüksek bulunması, ballara fabrikalarda

işlenmeleri sırasında daha kısa süreli ya da daha düşük sıcaklık işlemi uygulandığını

düşündürmektedir. Turgay’ın (2009) Kahramanmaraş’ta değişik floral özellikteki 50

bal örneği üzerine yaptığı çalışmada, HMF değerleri 31.46- 40.70 mg/kg, diastaz

aktiviteleri ise 8- 29.4 olarak bulunmuştur. Bölükbaşı (2007) Türkiye’de farklı

bölgelerden aldıkları 47 bal örneğinde HMF miktarlarını 0- 38.6 mg/kg arasında

saptamıştır. Tez çalışmadaki balların HMF değerlerinin daha yüksek, diastaz

Page 82: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

72

aktivitelerinin daha düşük bulunması, işlenmeleri sırasında uygulanan yüksek ve

uzun süreli sıcaklık işlemi ile uygun olmayan muhafaza koşullarına maruz

bırakıldıklarını düşündürmektedir. Buna ilişkin olarak White (1994) 7 bal örneği

üzerine yaptığı çalışmada, balların ambalajlanmadan önceki ve sonraki HMF

değerlerini karşılaştırarak işlem sırasında uygulanan ısı işleminin HMF değerini

arttırdığını belirlemiş, HMF’yi balın yüksek sıcaklığa maruz kalıp kalmadığını

belirleyen en önemli indikatör olarak tanımlamıştır. Bu çalışmadaki örneklerin HMF

değerlerinin daha yüksek bulunması, fabrikalarda işlenmelerinin yanı sıra alındıkları

satış noktaları da göz önünde bulundurulduğunda, yüksek sıcaklık işlemi

uygulamalarını ve balların olumsuz muhafaza koşullarında bekletildiklerini

düşündürmektedir.

Çalışmada, muhafaza sıcaklığı ve süresine bağlı değişen HMF değerleri ve

diastaz aktiviteleri diğer çalışma bulguları ile birlikte değerlendirildiğinde balların

başlangıç değerlerinin, muhafaza sıcaklıklarının ve sürelerinin değişkenlere etkisi

incelenerek oda sıcaklığı ve altında depolanan ballara ait değerler, uygun muhafaza

sıcaklığının belirlenmesine ilişkin fikir vermektedir. Ayrıca balın bileşiminin, hasat

zamanı ve sonrasında depolanma koşulları ile sürelerinin, fabrikalarda uygulanan

sıcaklık işlemlerinin ve satış noktalarında maruz kaldıkları muhafaza koşullarının

balın kalitesine dolayısıyla raf ömrüne etki edebildiği belirtilmektedir.

Page 83: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

73

5. SONUÇ VE ÖNERİLER

Türkiye’de çeşitli firmalar tarafından üretilen süzme balların HMF değerleri ve

diastaz aktiviteleri üzerine farklı muhafaza sıcaklıklarının etkisinin araştırıldığı bu

çalışmada, bir yıl boyunca 35±2 °C’de muhafaza edilen tüm örneklerin ortalama

HMF değerlerinin 10 ±2 °C ve 22±2 °C’dekilere kıyasla oldukça yüksek, diastaz

aktivitelerinin ise düşük düzeyde saptanması balın muhafazası (depolanması)

sırasında maruz kaldığı sıcaklığın önemini ortaya koymaktadır. Çalışmada, 10 ±2 °C

ve 22±2 °C’de muhafaza edilen çiçek ve salgı balı örnekleri 12. ayın sonunda

saptanan ortalama HMF değerleri ile T.G.K. Bal Tebliği’ne uygun bulunurken, 35±2

°C’deki tüm örneklerin 6. ayın sonundan itibaren sınır değeri (40 mg/kg) aştığı

belirlenmiştir. Muhafaza sıcaklıklarının örneklerin diastaz aktiviteleri üzerine etkisi

incelendiğinde, 35±2 °C’deki çiçek balı örneklerinin 6. aydan itibaren 8.44±0.39 ile

T.G.K. Bal Tebliği’ndeki sınır değere (8) yaklaştığı, 9. ay analizleri ile sınır değerin

altına düştüğü görülmüştür. Ayrıca 10 ±2 °C ve 22±2 °C’deki tüm örnekler, 12. ayın

sonunda diastaz aktiviteleri yönüyle ilgili tebliğe uygun bulunmuştur. 35±2 °C’de

muhafaza edilen salgı ballarının başlangiçta (0. gün) saptanan 14.86±0.63

değerindeki ortalama diastaz aktivitesi, sıcaklık etkisiyle 12. ayın sonunda

9.18±0.50’ye düşse de salgı ballarının bileşimleri nedeniyle yüksek oranda diastaz

enzimi içermeleri sonuçların sınır değerin üzerinde bulunmasına neden olmuştur. Bu

durum muhafaza sıcaklığı ve süresi kadar balların başlangıç değerlerinin de önemli

olduğunu ortaya koymaktadır.

Çalışmada, her bir örneğin HMF değerlerinin ve diastaz aktivitelerinin bir yıl

boyunca farklı muhafaza sıcaklıklarındaki değişimi ayrı ayrı incelendiğinde, örnekler

arasında başlangıç HMF değeri en yüksek, diastaz aktivitesi en düşük olan B marka

çiçek balı ile D marka salgı balının 35±2 °C’de 3. ay sonunda sınır değere yakın

HMF miktarları, B marka çiçek balının 6. ay sonunda sınır değerin altında saptanan

diastaz aktivitesi ve D marka salgı balının diastaz aktivitesi yönünden sınır değerin

Page 84: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

74

altında saptanan tek salgı balı örneği olması göz önüne alındığında, örneklerin

başlangıçta sahip oldukları HMF ve diastaz aktivitelerinin de önem taşıdığı

görülmektedir. Ballarda hasat döneminde düşük düzeyde bulunan HMF miktarının,

pazarlama kalitesini arttırmak amacıyla balların fermentasyona uğramaması ve uzun

süre kristallenmeden muhafaza edilebilmesi için fabrikalarda uygulanan yüksek ve

uzun süreli sıcaklık işlemi ile kontrolsüz şekilde arttığı bilinmektedir. Bu durum

balların başlangıç HMF değerlerini yükseltip diastaz enzimlerini yıkımlayarak uygun

olmayan muhafaza koşullarının da etkisiyle kalite kaybına ve besin değerinin

azalmasına neden olmaktadır.

Piyasaya ilişkin durum değerlendirilmesi amacıyla farklı satış noktalarından

alınarak analizi yapılan 25 çiçek balından 10’u (2’si HMF değeri, 1’i diastaz

aktivitesi, 7’si HMF değeri ve diastaz aktivitesi) ile 25 salgı balından 5’i (4’ü HMF

değeri, 1’i HMF değeri ve diastaz aktivitesi) T.G.K. Bal Tebliği’ne uygun

bulunmamıştır. Ayrıca 4 çiçek ve 4 salgı balına ait HMF değerleri ve diastaz

aktiviteleri sınır değere yakın bulunmuştur. Elde edilen sonuçlar örneklerin son

kullanma tarihleri ve analiz tarihleri ile birlikte değerlendirildiğinde, ballara

fabrikalarda işlenmeleri sırasında yüksek sıcaklık uygulandığını ve/veya balların

uygun olmayan muhafaza koşullarına maruz kaldığını (depolandığını)

düşündürmektedir. Tüketime sunulan süzme ballarda gerek üretim sırasında uygulanan ısı işlemi

gerekse muhafaza sıcaklığına bağlı olarak artan HMF değeri ve azalan diastaz

aktivitesi balda kalite kaybına neden olarak firmalarca belirlenen raf ömrünü

kısaltmaktadır. Sağlıklı beslenmede önemli bir yer tutan balda oluşan HMF’nin gıda

güvenliği ve halk sağlığı yönünden potansiyel risk olduğu bilinmektedir. Bala ait

uygun üretim ve muhafaza koşulları sağlanarak başta HMF ve diastaz olmak üzere

tüm kalite kriterlerinin T.G.K. Bal Tebliği’ne uygunluğu raf ömrünün sonuna kadar

sağlanmalıdır.

Sonuç olarak yaptığımız bu çalışmanın, sağlıklı bal tüketimi için gerekli

önlemlerin alınması yönünden konuyla ilgili kamu kuruluşları ile sektöre katkı

Page 85: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

75

sağlayacağı ve toplumu bilinçlendirmeye yönelik bilgiler sunacağı düşünülmektedir.

Elde edilen veriler, bala özgü kalite kriterlerinin korunması ve halk sağlığına zararlı

bileşiklerin oluşumunun önlenmesi için Türk Gıda Kodeksi Bal Tebliği’nde yer

almayan uygun muhafaza koşullarının belirlenmesine ilişkin fikir vermektedir.

Page 86: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

76

ÖZET Süzme Ballarda Muhafaza Sıcaklığının HMF Değeri ve Diastaz Aktivitesi Üzerine Etkisi

Bu araştırmada Türkiye’de farklı firmalarca üretilen süzme çiçek ve salgı balı örneklerinin HMF miktarı ve diastaz aktivitesi üzerine farklı muhafaza sıcaklıklarının etkisinin ortaya konulması amaçlanmıştır. Ayrıca farklı satış noktalarından orijinal ambalajlarında alınan süzme ballar, HMF miktarı ve diastaz aktivitesi yönünden analiz edilerek Türk Gıda Kodeksi (T.G.K.) Bal Tebliği’ne göre uygunlukları değerlendirilmiştir. Çalışma kapsamında fabrikalardan dolum tarihlerinde alınan A, B, C, D, E markalarına ait süzme çiçek ve salgı balı örneklerinin kalite kriterleri (nem, şeker, pH, asitlik, elektriksel iletkenlik, kül) belirlenerek başlangıç (0. gün) HMF ve diastaz aktiviteleri saptanmıştır. Örnekler, belirli sıcaklıklarda (10±2 °C , 22±2 °C , 35±2 °C) muhafaza edilerek üç aylık periyotlar (3., 6., 9. ve 12. ay) sonunda HMF ve diastaz aktivitesi yönünden analize alınmıştır. Çalışmanın piyasa taraması bölümünde, farklı satış noktalarından alınan 25 çiçek ve 25 salgı olmak üzere toplam 50 süzme bal örneğinin HMF miktarı ve diastaz aktivitesi saptanarak fruktoz, glikoz ve sakkaroz içerikleri ile birlikte değerlendirilmiştir. Örneklerin HMF miktarları Yüksek Performans Sıvı Kromatografisi (HPLC), diastaz aktiviteleri UV Spektrofotometre ile belirlenmiştir. Elde edilen bulgulara göre, bir yıl boyunca 10±2 °C ve 22±2 °C’de muhafaza edilen çiçek ve salgı balı örneklerinin ortalama HMF değerleri T.G.K. Bal Tebliği’nde sınır HMF değeri olarak belirtilen 40 mg/kg‘ı aşmazken, 35±2 °C’de muhafaza edilen örneklerde hızla artarak 6. aydan itibaren 40 mg/kg üzerinde saptanmıştır. Ayrıca örneklerin bir yıl boyunca 10±2 °C ve 22±2 °C’deki ortalama diastaz aktiviteleri T.G.K. Bal Tebliği’nce belirtilen sınır değer olan 8’in altına düşmezken 35±2 °C’de muhafaza edilen çiçek balları için bu değer 6. aydan itibaren 8’in altında saptanmıştır. Yine çalışma kapsamında, farklı satış noktalarından alınarak HMF değeri ve diastaz aktivitesi belirlenen bal örneklerinin analiz sonuçlarına göre; 25 çiçek balı örneğinden 2’si HMF değeri, 1’i diastaz aktivitesi, 7’si ise HMF değeri ve diastaz aktivitesi yönünden, 25 salgı balı örneğinden 4’ü HMF değeri, 1’i ise HMF değeri ve diastaz aktivitesi yönünden T.G.K Bal Tebliği’nde sınır HMF değeri olarak belirtilen 40 mg/kg ile en az 8 olması gereken diastaz aktivite değerine uygun olmadığı saptanmıştır. Sonuç olarak tüketime sunulan süzme ballarda, gerek üretim sırasında uygulanan ısı işlemi, gerekse muhafaza sıcaklığına bağlı olarak artan HMF değeri ile azalan diastaz aktivitesi firmalarca belirlenen raf ömrünü kısaltmaktadır. Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden potansiyel risk olduğu bilinmektedir. Bala ait uygun üretim ve muhafaza koşulları sağlanarak, başta HMF ve diastaz olmak üzere tüm kalite kriterlerinin Türk Gıda Kodeksi Bal Tebliği’ne uygunluğu raf ömrünün sonuna kadar sağlanmalıdır. Anahtar Sözcükler : Bal, Diastaz aktivitesi, HMF, HPLC, Muhafaza Sıcaklığı

Page 87: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

77

SUMMARY Effects of Storage Temperature on HMF and Diastase Activity of Strained Honey Consumed in Turkey This research aims to document the effect of the storage conditions on the HMF value and distase activity of flower and honeydrew honey samples collected from several producers. Besides, jar-packed strained honey samples collected at several markets were also analyzed for HMF value and diastase activity so as to evaluate their suitability to Turkish Food Codex. Strain flower and honeydrew honey samples, which collected from five companies (A, B, C, D, E) after filling proccess, were considered for different quality criteria (pH, acidity, electrical conductivity,mousture, ash, sugar) and their initial HMF values and diastase activities were determined. Honey samples were stored under different temperatures (10, 22, 35 °C) and analyzed per three monthly period in a year (3rd, 6th., 9th and 12th) for HMF value and diastase activity. In order to analyzed the honey samples in market level, 25 flower and 25 honeydrew honey samples were collected various stores and their HMF values and diastase activities were analyzed, considered together with the fructose, glucose, saccarose contents. HMF values and diastase activities of samples were determined by HPLC (High Performance Liquid Chromotography) and U.V. spectrophotometer, respectively. According to the findings, while the average HMF values of strain flower and honeydrew honey samples which were stored at 10±2 °C and 22±2 °C for a year did not exceed the limit value ( 40 mg/kg) recommended in the Turkish Food Codex, the ones stored at 35±2 °C showed a rapid increase in HMF values after six month storage. Furthermore, diastase activities of the above mentioned samples stored at 10±2 °C ve 22±2 °C did not drop below the Turkish Food Contex criteria (8<), whereas the honey samples stored at 35±2 °C was detected to be under 8 after six months. The results of the analyses on honey samples collected from several markets indicate unsuitability for the above-given Turkish Food Codex values in 2 out of 25 strain flower and 4 out of 25 honeydrew samples for HMF value, 1 out of 25 strain flower samples for diastase activity and 7 out of 25 strain flower and 1 out of honeydrew samples for both HMF value and diastase activities. In conclusion, the shelf life of the products remarked by companies reduce with both heat treatment during process and decreasing diastase activity by the reason of increasing HMF value depending on conservation temperature in consumptive strained honeys. It is known that increased HMF value on the honey is a potential threat for food safety and public health. Hence the aim must be providing the optimal production and storage conditions for the honey. Thus the suitability of the all quality criterias in particular HMF and diastase to Turkish Food Codex, Honey Directive should be targeted to the end of shelf life. Key words: Diastase Activity, HMF, Honey, HPLC, Storage Temperature

Page 88: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

78

KAYNAKLAR

AJLOUNI, S., SUJIRAPINYOKUL, P. (2009). Hydroxymethylfurfuraldehyde and

amylase contents in Australian honey. Food Chemistry, 119: 1000-1005.

ALONSO-TORRE, S.R., CAVIA, M.M., FERNÁNDEZ-MUIÑO, M.A., MORENO, G.,

HUIDRO, F.J., SANCHO, M.T. (2006). Evolation of acid phosphatase activity of

honeys from different climates, Food Chemistry, 97: 750-755.

ANON (1981). Visne Suyu Standardı (TS 3631).TSE Yayını. Ankara.

ANON (1987). Visne Reçeli Standardı (TS 3958). TSE Yayını. Ankara.

ANON (2002). Balda Asitlik Tayini, TS 13360/Ocak. TSE, Ankara.

ANON (2007). Türk Gıda Kodeksi Üzüm Pekmezi Tebliği. Erişim:

[http://www.kkgm.gov.tr/TGK/Teblig/2007-27.html] Erişim Tarihi: 05.01.2012

ANON (2009a). Arıcılık ve Arı Yetiştiriciliği. Erişim:

[http://www.bahce.biz/hayvan/aricilik.htm] Erişim Tarihi: 01.12.2009

ANON (2009b). Teknik Arıcılık Erişim:

[http://www.teknikaricilik.blogspot.com/2007_12_01_arcihive.html] Erişim

Tarihi: 26.11.2009

ANON (2009c). Harmonised Methods Of The International Honey Commission. Erişim:

[http://www.bee-hexagon.net/en/network.htm] Erişim Tarihi: 15.11.2009

ANON (2010). Türkiye- İsrail 1. Arıcılık Konferansı, 21-25 Şubat, Antalya-Türkiye, s.:

2-3.

ANON (2011a). FAOSTAT. Erişim: [http://faostat.fao.org/site/339/default.aspx]

Erişim Tarihi: 24.8.2010

ANON (2011b). TÜİK, Hayvansal Üretim İstatistikleri. Erişim:

[http://www.tuik.gov.tr/Start.do] Erişim tarihi: 10 Kasım 2011.

ANON (2012a). Honey. Erişim: [http://www.aegaia.com/honey.html] Erişim Tarihi:

03.01.2012

ANON (2012b). Türk Gıda Kodeksi Tebliğleri. Erişim:

[http://www.kkgm.gov.tr/mev/kodeks.html] Erişim Tarihi: 02.01.2012

ANON (2012c). Bal Tebliği 2012/58.

[http://www.gkgm.gov.tr/mevzuat/kodeks/2012-58.pdf] Erişim Tarihi:

27.07.2012

ANUPAMA, D., BHAT, K., SAPNA, V.K. (2003). Sensory and physico-chemical

properties of commercial samples of honey. Food Research International, 36:

183-191.

Page 89: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

79

AYDIN, B.D., SEZER, Ç., ORAL, N.B. (2008). Kars’ta satışa sunulan süzme balların

kalite niteliklerinin araştırılması. Kafkas Üniversitesi Veteriner Fakültesi Dergisi,

14 (1): 89-94.

BANSAL, V., MEDHI, B., PANDHI, P. (2005). Honey- Aremedy rediscovered and its

therapeutic utility, Kathmandu University Medical Journal. 3(11): 305-309.

BELITZ, H.D., GROSCH, W. (1999). Food Chemistry. Springer-Verlag, Berlin

Heidelberg, 2nd Edition, pp.: 821-828.

BHANDARI, B., D’ARCY, B., KELLY, C. (1999). Rheology and crystallization kinetics

of honey: present status. International Journal of Food Properties, 2(3): 217-226.

BOGDANOV, S. (1999). Honey quality and international regulatory standards: review by

the international honeycommission. Bee World, 80 (2): 61-69.

BOGDANOV, S., RUOFF, K., ODDO, P.L. (2004). Physico-chemical methods for the

characterisation of unifloral honeys: A rewiew. Apidologie, 35: 4-17.

BOGDANOV, S., JURENDIC, T., SIEBER, R., GALLMANN, P. (2008). Honey for

Nutrition and Health: A Review. Journal of the American Collage of Nutrition,

27: 677-689.

BÖLÜKBAŞI, D.N. (2007). Ambalajlı Balların Melitopalinolojik, Kimyasal ve

Organoleptik Analizleri. Yüksek Lisans Tezi. Hacettepe Üniversitesi, Fen

Bilimleri Enstitüsü.

BURDURLU, H.S., KARADENİZ, F. (2002). Gıdalarda maillard reaksiyonu. Gıda, 27

(2): 77-82.

CAMPOS, G., DELLA MODESTA, R.C., DA SILVA, T.J.P., RASLAN, D. S. (2001).

Comparison of some components between floral honey and honeydew honey.

Rivista do Instituto Adolfo Lutz, 60: 59-64.

CARASABA-GIRIBET, M., IBARZ-RIBAS, A. (2000). Kinetics of colour development

in aqueous glucose systems at high temperatures. Journal of food Engineering,

44: 181-189.

CASTRO-VÁZQUEZ, L., DÍAZ-MAROTO, M.C., GONZÁLEZ-VINAS, M.A.,DE LA

FUENTE, E., PÈREZ-COELLO,M.S. (2008). Influence of Storage Conditions on

Chemical Composition and Sensory Properties of Citrus Honey. Journal of

Agricultural and Food Chemistry, 56: 1999-2006.

CAVIA, M.M., FERNANDEZ-MUINO, M.A., GOMEZ-ALONSO, E., MONTEZ-

PEREZ, M.J., SANCHO, M.T. (2001). Evolation of fructose and glucose in

honey over one year: Influence of ınduced granulation. Food Chemistry, 1: 1-10.

Page 90: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

80

CHERCHI, A., SPANEDDA, L., TUBERSO, C., CABROS, P. (1994). Solid phase

extraction and high performance liquid chromatographic determination of organic

acids in honey. Journal of Chromatography A, 669: 59-64.

COCCO, L.F., VALENTINI, C., NOVELLI, V.,CECCON, L. (1996). High-performance

liquid chromatography determination of 2-furaldehyde and 5-hydroxymethyl-2-

furaldehyde in honey. Journal and Cromatography A, 749: 95-102.

COFFEY, M.F., BREEN, J. (1997). Seasonal variation in polen and nectar sources of

honey bees in Ireland. Journal of Apicultural Research, 36 (2): 63-76.

CONTI, M.E. (2000). Lazio region (Central Italy) honeys: A survey of mineral content

and typical parameters. Food Control, 11: 459-463.

COULSTON, A.M. (2000). Honey, how sweet it is! Nutrition Today, 35 (3): 96.

CRANE, E. (1983). The archeology of beekeeping, Duckworth, London, pp.19-36.

CRANE, E. (1990). Bees and Beekeeping. In: Science, Practice and World Resources.

Cornell Universty Pres, New York, pp.: 593.

CRANE, E. (1996). The past and present importance of bee products to man. Bee

Products Properties Applications and Apiterapy, 21: 1-12.

CRANE, E. (2004). A short history of knowledge about honey bees (Apis) up to 1800.

Bee World, 85: 6-11.

DAMS, L.R. (1978). Bess and honey-hunting scenes in the mesolithic rock art of Eastern

Spain. Bee World, 59 (2): 45-53.

D’ARCY, B., (2007). High-power ultrasound to Control of Honey Crystallisation. Rural

Industries Research and Development Corporation, Australian Goverment.

Erişim Adresi: https://rirdc.infoservices.com.au/downloads/SR144

DEVILLERS, J., MORLOT, M., PHAM-DELÈGUE, M.H., DORÈ, J.C. (2004).

Classification of monofloral honeys based on their quality control data. Food

Chemistry, 86: 305-312.

DOGAN, M., YILMAZ, H., KARKACIER, A. : International Dairy Symposium. 24-28

May 2004. Isparta, Turkey. pp.: 285-287.

DONER, L.W. (1977). The sugar of honey: Arewiew. Journal of the Science of Food and

Agriculture, 28: 443-456.

DURLING, L., J.K., BUSK, L., HELLMAN, B.E. (2009). Evaluation of the DNA

damaging effect of the heat induced food toxicant 5-hydroxymethylfurfural

(HMF) in various cell lines with different activities of sulfotransferanses. Food

and Chemical Toxicology, 45: 880-884.

Page 91: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

81

ESTI, M., PANFILI, G., MALCONİ, E. (1997). Volarization of the honeys from Molise

Region through physico-chemical, organoleptic and nutritional assesment. Food

Chemistry, 58: 125-128.

ETHERINGTON, T., VANTOMME, P., WALTER, S., ZIANGBA, F. (2003). Bees and

Bee Product. Non-Wood News, 10: 9-12.

FALLICO, B., ZAPPALÁ, M., ARENA, E., VERZERA, A. (2004). Effects of

conditioning on HMF content in unifloral honeys. Food Chemistry, 85: 305-313.

FALLICO, B., ARENA, E., ZAPPALA, M. (2009). Prediction of Honey Shelf Life.

Journal of Food Quality. 32: 352-368.

FERRERES, F., TOMAS-BARBERAN, F.A., SOLAR, C., GARCIA-VIGUERA, C.,

ORTIZ, A., TOMAS-LORENTE, F. (1994). A simple extractive technique for

honey flavonoid HPLC analysis. Apidologie, 25 (1): 21-30.

FINOLA, M.S., LASAGNO, M.C., MARIOLI, J.M. (2007). Microbiological and

chemical characterization of honeys from central Argentina. Food Chemistry,

100: 1649-1653.

FRANKEL, S., ROBINSON, G.E., BERENBAUM, M.R. (1998). Antioxidant capacity

and correlated characteristics of 14 unifloral honeys. Journal of Apicultural

Research, 37 (1): 27-52.

GHELDORF, N., WANG, X.H., ENGESETH, N.J. (2002). Identification and

quantification of antioxidant components of honeys from various floral sources.

Journal Agriculture Food Chemistry, 50 (21): 5870- 5877.

GLATT, H., SCHNEIDER, H., LIU, Y. (2005). V79-Hcyp2E1-hSult1A1, a cell line for

the sensitive detection of genotoxic effect induced by carbonhydrate pyrolysis

products and other food-borne chemicals. Mutation Research, 580: 41-52.

GLEITER, R.A., HORN, H., ISENGRAD, H.D. (2006).Influence type and state

crystallisation on the water activity of honey. Food Chemistry, 96: 441-445.

GÓMEZ-DÍAZ, D., NAVAZA, J.M., QUINTÁNS-RIVEIRO, L.C. (2005). Effect of

water content upon the Galician honey viscosity. Electronic Journal of

Environmental Agricultural and Food Chemistry, 4 (3): 949-955.

GÜLER, Z. (2005). Doğu Karadeniz Bölgesi’nde üretilen balların kimyasal ve duyusal

nitelikleri. Gıda, 30 (6): 379-384.

HANNA, I., STERLING, R., SPORNS, A. (1991). Crystal control in processed liquid

honey. Journal of Food Science, 50 (4): 1034-1041.

HERMOSÍN, I., CHICON, R.M., DOLORES C.M. (2003). Free amino acid composition

and botanical origin of honey. Food Chemistry, 83: 263-268.

Page 92: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

82

HERNÁNDEZ, O.M., FRAGA, J.M., JIMÉNEZ, A.I., ARIAS, J.J. (2005).

Characterization of honey from the Canary Islands: determination of the mineral

content by atomic absorption spectrophotometry. Food Chemistry, 93: 449-458.

HUIDOBRO, J.F., SANTANA, F.J., SANCHEZ, M.P., SANCHO, M.T.,

MUNIATEGUI, S., SIMAL-LOZANO, J. (1995). Diastase ınvertase and β-

glucosidase activities in fresh honey from Nort-West Spain. Journal of

Apicultural Research, 34 (1): 39-44.

IBARZ, A., PAGAN, J., GARZAN, S. (1999). Kinetic models for colour changes in pear

pure during heating at relatively high temperatures. Journal of Food Engineering,

39: 415-422.

JANZOWSKI, C., GLAAB,V., SAMIMI, E., SCHLATTER, J., EISENBRAND, G.

(2000). 5-Hydroxymethylfurfural: assesment of mutagenicity, DNA-damaging

potential and reactivity towards cellular glutathione. Food and Chemical

Toxicology, 38: 801-809.

KALÁBOVÁ, K., VORLOVÁ, L., BORKOVCOVÁ,I., SMUTNÁ, M.,VEĆEREK,V.

(2003). Hydroxymethylfurfural in Czech honeys. Czech Journal of Animal

Science, 48 (12): 551-557.

KAPLAN, B. (2006). Çukurova Bölgesinde Satışa Sunulan Bazı Reçellerin Fiziksel ve

Kimyasal Özellikleri ile T.G.K.’ne Uygunluğu Üzerine Bir Araştırma. Çukurova

Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü.

KOLANKAYA, D. (2001). Antioksidan etki ve bal. Mellifera, 1: 13-17.

KRELL, R. (1996). Value-Added Products from Beekeeping, FAO Agricultural Services

Bulletin, Chapter 2, pp.: 5-6.

KUS, S., GOGUS, F., EREN, S. (2005). Hydroxymethyl furfural content of concentrated

food products. International Journal of Food Properties, 8 (2): 367-375.

LACHMAN, J., KOLIHOVA, D., MIHOLOVA, D., KOSATA, J., TITERA, K., KULT,

K. (2007). Analysis of minority honey components: Possible use for the

evaluation of honey quality. Food Chemistry, 101: 973-979.

LIEUX, M. H., (1972). A melissopalynological study of 54 Lousiana (USA) honeys.

Rewiew of Palaeobotany and Palynology, 13: 95- 124.

MARTINS, S., VAN BOEKEL, M. (2005). A kinetics of the glucose/glycine Maillard

reaction pathways. Food Chemistry, 90: 257-269.

MEDA, A., LAMIEN, C.E., ROMITO, M., MILLOGO, J., NACOULMA, O.G. (2005).

Determination of total phenolic, flavonoid and proline contents in Burkina Fasan

honey, as well as their radical scavenging activity. Food Chemistry, 91: 571-577.

Page 93: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

83

MILIAUSKAS, G., VENSKUTONIS, P.R., VAN BEEK, T.A., (2004). Screening of

radical scavenging activity of some medicinal and aromatic plant extacts. Food

Chemistry, 85: 231-237.

MILLER, J.A. (1994). Recent studies on the metabolic activation of chemical

carcinogens. Cancer Research, 54: 1879-1881.

MIYAKAWA, Y., NISHI, Y., KATO, K., SATO, H., TAKAHASHI, M., HAYASHI, Y.

(1991). Initiating activity of eight pyrolysates of carbonhydrates in two stage

mause skin tumorigenesis model. Carcinogenesis, 12: 1169-1173.

MOAR, N.T. (1985). Pollen analysis of New Zealland honey. Journal of Agricultural

Research, 28: 38-70.

MONIEN, H.B., FRANK, H., SIEDEL, GLATT, H. (2009). Conversion of the Common

Food Constituent 5-Hydroxymethylfurfural into a Mutagenic and Carcinogenic

Sulfiric Acid Ester in the Mouse in Vivo. Chemical Research in Toxicology, 22:

1123-1128.

MORALES, F.J., JIMENEZ-PEREZ, S. (1999). HMF formation during heat treatment of

milk-type products as related to milkfat content. Journal of Food Science, 64:

855-859.

MORALES, V., SANZ, M.L., MARTIN-ALVAREZ, P.J., CORZO, N. (2009).

Combined use of HMF and furosine to assess fresh honey quality. Journal of the

Science of Food and Agricultural, 89: 1332- 1338.

MOSSEL B., BHANDARI, B., D’ARCY, B., CAFFIN, N. (2000). Use of an arrhenius

model to predict rheological behaviour in some Australian honeys. LWT- Food

Science and Technologie, 33 (8): 545-552.

NAGAI, T., INOUE, R., INOUE, H., SUZUKI, N. (2002). Scavenging capacities of

pollen extracts from Cistus iadaniferus on autoxidation, superoxide radicals,

hydroxyl radicals and DPPH radicals. Nutrition Research, 22: 519-526.

NAMAKA, A., KIM, E., SHINORA, K., OMURA, H. (1993). Formation of furfural

derivatives in amino-carbonyl reaction. Bioscience Biotechnology and

Biochemistry, 57 (10): 1757-1759.

NANDA, V., SARKAR, B., SHARMA, H.K., BAWA, A. (2003). Physico-chemical

properties and estimation of mineral content in honey produced from different

plants in Northern India. Journal of Food Composition and Analysis, 16: 613-

614.

NICHOLLS, J., MIRAGLIO, A.M. (2003). Honey and health diets. Cereal Foods World,

48 (3): 116-119.

Page 94: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

84

ODDO, L.P., PIRO, R. (2004). Main European unifloral honeys descriptive sheets.

Apidologie, 31: 38-45.

OUCHEMOUKH, S., LOUAILECHE, H., SCHWEITZER, P. (2007). Physicochemical

characteristics and pollen spectrum of some Algerian honeys. Food Control, 18:

52-58.

OZCAN, M., ARSLAN, D., CEYLAN, D.A. (2006). Effect of inverted saccharose on

some properties of honey. Food Chemistry, 99: 24-29.

ÖTLEŞ, S. (1995). Bal ve Bal Teknolojisi: Kimyası ve Analizleri. Alaşehir Meslek

Yüksekokulu Yayınları, İzmir.

PETERSON, J., DWYER, J. (1998). Flavonoids: dietary occurance and biochemical

activity. Nutrition Research, 18 (2): 1995-2018.

PIAZZA, M.G., ACCORTI, M., ODDO, L.P. (1991). Electrical conductivity, ash, colour

and specific rotatory power in Italian unifloral honeys. Apicultura, 7: 51-63

PINAR, N.M., AKGÜL, G., TUĞ, G.N., (2003). Palinoloji Laboratuar Kılavuzu. A.Ü.

Fen Fakültesi Döner Sermaye İşletmesi Yayınları, Ankara s.: 6.

PŘIDAL, A., VORLOVÁ, L. (2002).Honey and its physical parameters. Czech J. Animal

Science, 47 (10): 439-444.

PRZYBYLOWSKI, A., WILCZYNSKA, A. (2001). Honey as an Environmental Marker.

Food Chemistry, 74: 289-291.

RADA-MENDOZA, M., OLANO, A., VILLAMIEL, M. (2002). Determination of

hydroxymethylfurfural in commercial jams and in fruit-based infant foods. Food

Chemistry, 79: 513-516.

RADA-MENDOZA, M., SANZ, M. L., OLANO, A., VILLAMIEL, M. (2004).

Formation of hydroxymethylfurfural and furosine during the storage of jams and

fruit- based infant foods. Food Chemistry, 85 (4): 605-609.

RAMIREZ, M.A., GONZALES, S.A., SAURI, E. (2000). Effect of the temporary

thermic treatment of honey on variation of the quality of the same during storage.

Apiacta, 35 (4): 162-170.

RICHARDSON, P. (2001). Thermal Technologies in food processing. Woodhead

publishing, England, pp.: 294.

ROOS, Y.H., HIMBERG M.J. (1994). Non enzymatic browning behavior as related to glass

transition of a food model at chilling temperatures. Journal of Agricultural and Food

Chemistry, 42 (4): 893-898.

Page 95: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

85

RUFIAN-HENARES, J.A., DE LA CUEVA, S.P. (2008). Assessment of

hyrdroxymethylfurfural intake in the Spanish diet. Food Additives and

Contaminants, 25 (11): 1306-1312.

SAHINLER, N., GUL, A. (2004). Chemical composition and physical properties of

honey produced in Turkey from sunflower, cotton, orange and pine. First

European Conference of Apidology, 19-23 September, Udine-İtaly,136-137.

SAHINLER, N. (2007). Effects of heating and storage on hydroxymethylfurfural and

diastase activity of different Turkish honeys. Original Research Article, 46 (1):

34-39.

SALDAMLI, İ. (1998). Gıda Kimyası. Hacettepe Üniversitesi Yayınları, Ankara s.:56.

SARIÖZ, P. (2006). Arı biziz, bal bizdedir. Dünden Bugüne Türkiye’de Arıcılık.

Altıparmak Pazarlama, İstanbul:1. Baskı still matbaacılık, s.:10-15.

SANCHEZ, M.P., HUIDOBRO, J.F., MATO, I., MUNIATEGUI, S., SANCHO, T.

(2001). Correlation between proline content of honeys and botanical origin.

Deutsche Lebensmittel- Rundschau, 97: 171-175.

SANCHO, T.M., MUNIATA, S., HUIDOBRO, F.J., LOZANO, S.J. (1993). Aging of

Honey. Journal of Agricultural and Food Chemistry, 40: 134-138.

SANZ, M.L., CASTILLO, M.D., CORZO, N., OLANA, A. (2003). 2-Furoylmethyl

amino acids and hydroxymethyfurfural as indicators of honey quality. Journal of

Agricultural and Food Chemistry, 51: 4278-4283.

SANZ, M.L., GONZALEZ, M., DE LORENZO, C., SANZ, J., MARTINEZ, C. (2005).

A contribution the differentiation between nectar honey and honeydew honey.

Food Chemistry, 91: 313-317.

SATO, T., MIYATA, G. (2000). The Nutraceutical Benefit, Honey. Nutrition, 16: 468.

SERRANO, S., ESPEJO, R., VILLAREJO, M., JORDAL, M.L. (2007). Diastase and

invertase activities in Andalusian honeys, International Journal of Food Science

and Technology, 42: 76-79.

SINGH, N., BATH, P.K. (1997). Quality evaluation of different types of Indian honey.

Food Chemistry, 58 (1): 129-133.

SOLER, C., GIL, M.I., GARCIA-VIQUERA, C., TOMAS-BARBERAN, F.A. (1995).

Flavonoids patterns of French honeys with different floral origin. Apidologie, 26:

53-60.

SORIA, A.C., GONZALEZ, M., LORENZO, C., MARTINEZ-CASTRO, I., SANZ, J.

(2004). Characterization of artisanal honeys from Madrid on the basis of their

Page 96: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

86

melissopalynological, physicochemical and volatile composition data. Food

Chemistry, 85: 121-130.

SORKUN, K., DOĞAN, C., BAŞOĞLU, N., GÜMÜŞ, Y., ERGÜN, K., BULAKERİ,

N., IŞIK, N. (2002). Türkiye’de üretilen doğal ve yapay balların ayırt edilmesinde

fiziksel, kimyasal ve mikroskobik analizler. Mellifera, 2 (4): 13-21.

SORKUN, K. (2008). Türkiye’nin Nektarlı Bitkileri, Polenleri ve Balları, Ankara: Palme

yayıncılık, s.: 341.

SORKUN, K., YILMAZ, B., ÖZKIRIM, A., ÖZKÖK, A. (2011). Yaşam İçin Arılar.

Ankara: Önder Matbaacılık, Bölüm 2, s.: 22-54.

SUVER, M. (2011). Arıcılık ve Organik Bal Üretimi.Türkiye’de ve Dünyada Arıcılık.

Copyright Marmara Grubu Vakfı, İstanbul, s.: 10-19.

ŞAHİN, A. (2000). Marmaris- Muğla Yöresinde Üretilen Çam Ballarının Mikroskobik

Analizi ve Organoleptik Özelliklerinin Saptanması. Yüksek Lisans Tezi,

Hacettepe Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü.

ŞAHİNLER, N., ŞAHİNLER, S., GÜL, A. (2001). Hatay yöresi ballarının bileşimi ve

biyokimyasal analizi. M.K.Ü. Ziraat Fakültesi Dergisi, 6 (2): 93-108.

TANANAKI, C., THRASYVOULOU, A., GIREUDEL, J.L., MONTURY, M. (2007).

Determination of volatile characteristics of Greek and Turkish pine honey samples

and their classification by using Kohonen self organising maps. Food Chemistry,

101: 1687-1693.

TERRAB, A., DIEZ, M.J., HEREDIA, F.J. (2002). Characterization of Moroccan

unifloral honeys by their physicochemical characteristics. Food Chemistry, 79:

373-379.

TERRAB, A., ESCUDERO, M.L., GONZALEZ-MIRET, M.L., HEREDIA, F.J. (2004).

Colour characteristics of honeys as influenced by polen grain content. Journal

Science Food Agriculture, 84: 380-386.

TEIXIDO, E., SANTOS, F.J., PUIGNOU, L., GALCERAN, M.T. 2006. Analysis of 5-

hydroxymethyfurfural in foods by gas chromatography-mass spectrometry.

Journal of Chromatography A, 1135 (1): 85-90.

TETKİK, İ. (1995). Bal arısı ve balın tarihçesi, Teknik Arıcılık, 49: 22-23.

TOLON, B. (1999). Muğla ve yöresi çam ballarının biyokimyasal özellikleri üzerine bir

araştırma. Doktora Tezi, Ege Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü.

TOSI, E., CIAPPINI, M., LUCERO, H. (2002). Honey thermal treatment effects on

hydroxmethylfurfural content. Food Chemistry, 77: 71-74.

Page 97: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

87

TURGAY, Ö. (2009). Characteristic Properties of Kahramanmaraş Honey Samples. KSU

Doğa Bilimleri Dergisi, 12 (2): 21-24.

TURHAN, K. (2008). Effect of Thermal Treatment and Storage on HMF Content and

Diastase Activity of Honeys Collected from Middle Anatolia in Turkey. In:

Innovations in Chemical Biology, Ed.: B. Sener, Springer, pp.: 233-239.

TURHAN, I., TETIK, N., KARHAN,M., GUREL, F., TAVUKCUOGLU, R.H. (2008).

Quality of honeys influenced by thermal treatment. LWT-Food Science and

Technology, 41: 1396-1399.

TUTKUN, E. (2000). Teknik Arıcılık El Kitabı, Türkiye Kalkınma Vakfı. s: 235.

ÜNAL, C., KÜPLÜLÜ, Ö. (2006). Chemical quality of strained honey consumed in

Ankara. Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Dergisi, 53: 1-4.

VORLOVÁ, L., CELECHOSKÁ, O. (2002). Activity of enzymes and trace element

content in bee honey. Acta Veterinaria, 71 (3): 375-378.

WANG, Y., JULIANI, H.R., SIMON, J.E., HO, C.T. (2009). Amino acid depended

formation pathways of 2-acetylfuran and 2.5-dimethyl-4-hydroxy-3[2H]–

furanone in the Maillard reaction. Food Chemistry, 115: 233-237.

WESTON, R.J., BROCKLEBANK, L.K. (2000). Identification and quantitative levels of

antibacterial components of some New Zealand honeys. Food Chemistry, 70:

427-435.

WHITE, J.W., DONER, L.W., (1980). Honey Composition and Properties. Beekeeping in

the United States Agriculture Handbook Number 335,

http://www.beesource.com/resources/usda/honey-composition-and-

properties/

WHITE, J.W. (1994). The role of HMF and diastase assays in honey quality evaluation.

Bee World, 75 (3): 104-117.

YURTSEVER, N., SORKUN, K. (2003). Bal kalitesine etki eden faktörler. Uludağ

Arıcılık Dergisi, 3 (2): 28-31.

YANNIOTIS, S., SKALTSI, S., KARABURNIOTI, S., (2006). Effect of moisture

content on the viscosity of honey at different temperatures. Journal Food

Engineering, 72: 372-377.

YILDIZ, O., ŞAHİN, H., KARA, M., YAZICIOĞLU, A.R., TARHAN, Ö., KOLAYLI,

S. (2010). Maillard reaksiyonları ve reaksiyon ürünlerinin gıdalardaki önemi.

Akademik Gıda, 8 (6): 44-51.

Page 98: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

88

YILMAZ, H., KÜFREVİOĞLU, İ. (2001). Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinden

toplanan balların bilesimi ve depolamanın HMF miktarı ve diastaz aktivitesine

etkisi. Turkish Journal of Agriculture and Forestry, 25: 347–349.

Page 99: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

89

ÖZGEÇMİŞ BİREYSEL BİLGİLER

Adı : Seda Dicle

Soyadı : KAHRAMAN

Doğum Yeri ve Tarihi : Trabzon / 1981

Uyruğu : T.C.

Medeni Durumu : Bekar

İletişim Adresi : Doru sok. Duygun Apt. No: 9/7 Subayevleri- Kavacık

KEÇİÖREN / ANKARA

0555 631 6070

EĞİTİM BİLGİLERİ

Üniversite : Ankara Üniversitesi (1999-2004)

Lise : Ankara Bahçelievler Deneme Lisesi (1995-1998)

Ortaokul : Ankara Bahçelievler Ortaokulu (1992-1995)

İlkokul : Ankara Kocatepe İlkokulu (1987-1992)

Yabancı Dil : İngilizce

MESLEKİ DENEYİMİ

Ankara Büyükşehir Belediyesi Evcil Hayvanlar Kliniği / ANKARA (2005- 2006)

SANI Et Gıda Hayvancılık Tarım İth.İhr. Paz.San Ltd.Şti. / ÇANKIRI (2010-2012)

KURS VE SEMİNERLER

Seminer : Trans Yağ Asitleri - Ankara 2008

Siyanobakterler ve Önemi - Ankara 2009

Kurs : ISO 22000 Gıda Güvenliği Yönetim Teknikleri-Ankara 2007

Page 100: SÜZME BALLARDA DEPOLAMA SICAKLIĞININ HMF DEĞERİ VE …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28530/tez.pdf · Balda oluşan HMF’nin gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünden

90

KONGRELER ve YAYINLAR

Kongreler:

Uluslararası Veteriner Halk Sağlığı ve GıdaGüvenliği Kongresi, 12- 13 Nisan 2008,

Antalya.

3. Ulusal Veteriner Gıda Hijyeni Kongresi, 14-16 Mayıs 2009, Bursa.

KAHRAMAN, S.D., KÜPLÜLÜ, Ö. (2011). Süzme Ballarda HMF Değeri ve

Diastaz Aktivitesinin Belirlenmesi, 4. Ulusal Veteriner Gıda Hijyeni Kongresi, 13-16

Ekim, Antalya.

Yayın:

KAHRAMAN, S.D., KÜPLÜLÜ Ö. (2011). Trans Yağ Asitleri. Veteriner Hekimler

Derneği Dergisi, 82:(15-24).