sosyalist İşçi 386

12
Tekel iþçileri Türk - Ýþ yönetimine karþý sayfa 2 Irkçý saldýrýlara karþý direniþ sayfa 5 Sovyet, demokrasi ve iþçi sýnýfý sayfa 9 12 Eylül tipi bir darbe planý: Taraf Gazetesi 2003'te plan- lanan, en ufak noktalarýna kadar detaylandýrýlan Balyoz darbe Planý'ný yayýmladý. Balyoz Güvenlik Harekatý Planý ve bu planlanan hizmet eden 4 ayrý darbe planýnda görev alan- larda belgelerde yer alýyor. 29'u general, 133'ü subay olmak üzere 162 askerin isminin yer aldýðý darbe planlarýnda ýslak ve orijinal imzalarla, toplantýlarýn ses kayýtlarý da bulunuyor. Darbenin baþýndaki isim döne- min 1. Ordu Komutaný Çetin Doðan, ancak yalnýz deðil. Darbe Günlükleri'nin yazarý Özden Örnek, Ergenekon savcýlarýna verdiði ifadede darbe giriþimlerine katýlmadýðýný ileri süren Hava Kuvvetleri Komutaný Ýbrahim Fýrtýna da bu iþin içinde. 2002'de yüzde 30 oyla hükümet olan AKP'ye karþý gerçekleþtirilecek darbe planý korkunç: Fatih ve Beyazýt Camileri havaya uçurulacak. Çok sayýda yaralý beklenen saldýrýnýn arkasýndan dindarlar kýþkýrtýlýp sokaða dökülecek. Aralarýna sokulan ajanlar provokasyonu büyütürken "þeriatçýlarýn" askeri birliklere saldýrdýðý ileri sürülecek. Yunan askeri uçaklarýnýn bir Türk savaþ uçaðýný düþürmesi saðlanacak. Eðer bu gerçek- leþmezse uçak Hava Kuvvetleri tarafýndan düþürülecek ve Yunanistan düþürdü denilecek. Ýki ülke arasýnda savaþ çýkarýla- cak. Sýkýyönetim ilan edilecek. Ankara'da meclis üzerinden, Ýstanbul'da olasý darbe karþýtý eylemlerin üzerinden savaþ uçaklarý alçaktan uçurulacak. Hükümet devrilecek, meclis fes edilecek. Yeni kurulacak hükümetin üyeleri gibi tutuk- lanacak gazetecilerin de isimleri planda yer alýyor. Darbenin ardýndan geniþ çaplý bir terör yaratýlacaðý ve kanlý bir tasfiye baþlatýlacaðý yine planda açýkça yer alýyor. 12 Eylül tipi þiddetli bir darbe hedeflenmiþ. sosyalist isci DEVRÝMCÝ, ANTÝKAPÝTALÝST HAFTALIK GAZETE www.sosyalistisci.org SAYI: 386 22 Ocak 2010 2 TL 1917 Þubat Devrimi ÝTALYA: Darbe planý yapanlar yargýlansýn Darbenin sivili olmaz Y eni bir darbe planý daha açýða çýktý. Adý Balyoz. Balyoz harekatý. Fatih Camii'ni bombalamak da var bu darbe planýnda, kendi jetini düþürüp Yunanistan'la savaþ hali yaratma niyeti de. Giderek netleþiyor ki 2000'li yýllar, AKP'nin ikti- dar olmasýyla birlikte nerdeyse her ay bir darbe planý yapmýþ generaller. Sadece plan yapmakla da yetinmemiþler, giriþimlerde de bulunmuþlar. Bu giriþim- lerin özünde ise toplumu ýrkçýlýk ve milliyetçilik temelinde yeniden ve yeniden þekillendirmek yatýyor. Basýndan kitle örgütlerine, siyasi partiler- den derneklere kadar her türden örgütlenme darbeyi meþrulaþtýracak kitlesel zeminin yaratýlmasý için zorlanmýþ durumda. Balyoz darbe planýnda açýða çýkan belgeler 29 gen- eralle 133 subayýn yaptýðý bir toplantýdaki konuþ- malarda "irticai, yýkýcý ve bölücü gruplara ait tüm lis- teler ile teþkil edilecek olan özel görev listeleri güncel- lenecek" denilmiþ ve buna göre hazýrlýklar yapýlmýþ. Ýþte 2000'li yýllarda devlet tarafýndan yaratýlan düþ- manlar hep bu darbe plan- larýndaki bölünmeye göre tarif ediliyor. Þeriatçý odak- lar, bölücü odaklar! Sayfa 3 ve 8’de KAFES - BALYOZ

Upload: sosyalist-isci

Post on 31-Mar-2016

234 views

Category:

Documents


0 download

DESCRIPTION

Sosyalist İşçi 386

TRANSCRIPT

TTeekkeell iiþþççiilleerriiTTüürrkk-ÝÝþþyyöönneettiimmiinneekkaarrþþýý

ssaayyffaa 22

Irkçýsaldýrýlarakarþý direniþ

ssaayyffaa 55

SSoovvyyeett,,ddeemmookkrraassiivvee iiþþççii ssýýnnýýffýý

ssaayyffaa 99

1122 EEyyllüüllttiippii bbiirrddaarrbbeeppllaannýý::

Taraf Gazetesi 2003'te plan-lanan, en ufak noktalarýna kadardetaylandýrýlan Balyoz darbePlaný'ný yayýmladý.

Balyoz Güvenlik Harekatý Planýve bu planlanan hizmet eden 4ayrý darbe planýnda görev alan-larda belgelerde yer alýyor. 29'ugeneral, 133'ü subay olmaküzere 162 askerin isminin yeraldýðý darbe planlarýnda ýslak veorijinal imzalarla, toplantýlarýnses kayýtlarý da bulunuyor.

Darbenin baþýndaki isim döne-min 1. Ordu Komutaný ÇetinDoðan, ancak yalnýz deðil.Darbe Günlükleri'nin yazarýÖzden Örnek, Ergenekonsavcýlarýna verdiði ifadede darbegiriþimlerine katýlmadýðýný ilerisüren Hava Kuvvetleri KomutanýÝbrahim Fýrtýna da bu iþin içinde.

2002'de yüzde 30 oylahükümet olan AKP'ye karþýgerçekleþtirilecek darbe planýkorkunç:

Fatih ve Beyazýt Camilerihavaya uçurulacak. Çok sayýdayaralý beklenen saldýrýnýnarkasýndan dindarlar kýþkýrtýlýpsokaða dökülecek. Aralarýnasokulan ajanlar provokasyonubüyütürken "þeriatçýlarýn"askeri birliklere saldýrdýðý ilerisürülecek.

Yunan askeri uçaklarýnýn birTürk savaþ uçaðýný düþürmesisaðlanacak. Eðer bu gerçek-leþmezse uçak Hava Kuvvetleritarafýndan düþürülecek veYunanistan düþürdü denilecek.Ýki ülke arasýnda savaþ çýkarýla-cak.

Sýkýyönetim ilan edilecek.Ankara'da meclis üzerinden,Ýstanbul'da olasý darbe karþýtýeylemlerin üzerinden savaþuçaklarý alçaktan uçurulacak.

Hükümet devrilecek, meclisfes edilecek. Yeni kurulacakhükümetin üyeleri gibi tutuk-lanacak gazetecilerin de isimleriplanda yer alýyor.

Darbenin ardýndan geniþçaplý bir terör yaratýlacaðý vekanlý bir tasfiye baþlatýlacaðýyine planda açýkça yer alýyor. 12Eylül tipi þiddetli bir darbehedeflenmiþ.

sosyalist isci DEVRÝMCÝ, ANTÝKAPÝTALÝST HAFTALIK GAZETE

www.sosyalistisci.org

SSAAYYII:: 338866 2222 OOccaakk 22001100 22 TTLL

1917 Þubat DevrimiÝTALYA:

Darbe planýyapanlaryargýlansýn

Darbenin sivili olmaz

Yeni bir darbe planýdaha açýða çýktý. AdýBalyoz. Balyoz

harekatý. Fatih Camii'nibombalamak da var budarbe planýnda, kendi jetinidüþürüp Yunanistan'lasavaþ hali yaratma niyetide.

Giderek netleþiyor ki2000'li yýllar, AKP'nin ikti-

dar olmasýyla birliktenerdeyse her ay bir darbeplaný yapmýþ generaller.Sadece plan yapmakla dayetinmemiþler, giriþimlerdede bulunmuþlar. Bu giriþim-lerin özünde ise toplumuýrkçýlýk ve milliyetçiliktemelinde yeniden veyeniden þekillendirmekyatýyor. Basýndan kitle

örgütlerine, siyasi partiler-den derneklere kadar hertürden örgütlenme darbeyimeþrulaþtýracak kitleselzeminin yaratýlmasý içinzorlanmýþ durumda.

Balyoz darbe planýndaaçýða çýkan belgeler 29 gen-eralle 133 subayýn yaptýðýbir toplantýdaki konuþ-malarda "irticai, yýkýcý ve

bölücü gruplara ait tüm lis-teler ile teþkil edilecek olanözel görev listeleri güncel-lenecek" denilmiþ ve bunagöre hazýrlýklar yapýlmýþ.

Ýþte 2000'li yýllarda devlettarafýndan yaratýlan düþ-manlar hep bu darbe plan-larýndaki bölünmeye göretarif ediliyor. Þeriatçý odak-lar, bölücü odaklar!

SSaayyffaa 33 vvee 88’’ddee

KKAAFFEESS-BBAALLYYOOZZ

2 sosyalist iþçi sayý: 385

Türkiye Ýstatistik Kurumu'nun(TÜÝK) yaptýðý araþtýrmanýnsonuçlarýna göre 1 yýlda 596 binkiþi daha iþsiz kaldý. Ýþsizlerinoraný iþ gücünün yüzde 13'ününaltýna düþmezken resmi iþsizlikrakamý 3 milyon 299 bin kiþiyeyükseldi.

TÜÝK Eylül-Ekim-Kasým 2009aylarýný kapsayan hane halkýaraþtýrmasýnýn sonuçlarýný açýk-ladý. Araþtýrma, 2008'in aynýaylarýyla 2009'u karþýlaþtýrarakçalýþanlarýn istihdam ve çalýþmakoþullarýný ortaya koyuyor.

2009'da iþsizlik önceki yýlagöre 1.8 puan artmýþ, yüzde 13'eyükselmiþ. Bu 569 bin kiþinin

daha iþini kaybettiði anlamýnageliyor. Ýþsizlik artýþý en fazlaþehirlerde yaþanmýþ. Kentlerdeiþsizlik artýþý oraný 2.5 iken kýr-sal yerlerde bu oran 0.6'lýk birartýþ göstermiþ.

Kadýnlarda iþsizlik erkekleregöre daha fazla. Erkeklerde iþsi-zlik oraný geçen yýla göre 2.2puan artarken, kadýnlarda 2.3puanlýk bir artýþ olmuþ. Ýþsiz-lerin yüzde 69,6'sýný erkek nüfusoluþturuyor.

Ýþsizlerin yüzde 27.3'ü bir yýlve daha uzun süredir iþ bula-mazken, yüzde 31.3'ü 'eþ-dost-tanýdýk' aracýlýðýyla iþ aradý.

Ýþsizlerin yüzde 26.5'ini geçici

iþlerde çalýþanlar, yüzde 22.1'iniiþten çýkarýlanlar, yüzde16.2'sini kendi isteðiyle iþtenayrýlanlar, yüzde 8.1'ini iþyerinikapatan ve iflas edenler, yüzde7'sini ev iþleriyle meþgul olan-lar, yüzde 10.6'sýný öðreniminedevam eden veya yeni mezunolanlar, yüzde 9.5'ini diðernedenler oluþturdu.

Ýþsizlikteki en büyük artýþsanayide yaþanmýþ.

Araþtýrma her 100 çalýþandan44'ünün kayýt dýþý olduðunugösteriyor. Resmi iþsizlikrakamý 3 milyon 299 bin ikenkayýt dýþý çalýþanlar da kap-sandýðýnda iþsizlerin çok daha

fazla olduðu ortaya çýkýyor.2009 Ekimi'nde istihdam

edilenlerin sayýsý 22 milyon 19bin kiþiye yükseldi. Ýstihdamedilenlerin yüzde 72'sini erkeknüfus, yüzde 59.2'sini lise altýeðitimliler, yüzde 60.5'iniücretli, maaþlý ve yevmiyeli,yüzde 25.8'ini kendi hesabýna veiþveren, yüzde 13.7'sini ücretsizaile iþçisi oluþturdu.

Durum böyleyken tümekonomik politikalar yüzde25.8'lik iþveren azýnlýðýnýniçinde daha da azýnlýk olanbüyük sermaye lehine belir-leniyor. Fatura ise iþsizlik olarakçalýþanlara kesiliyor.

Tekel iþçileriyle dayanýþmakiçin direniþin 34. GünündeAnkara'da yapýlan mitin-

gin sonunda Tekel iþçileri Türk-Ýþ Baþkaný Mustafa Kumlu veTürk-Ýþ Yönetim Kurulu'nuprotesto ederek kürsüyü elegeçirdi. Buradan Türk-Ýþ'eyürüyen iþçiler binanýn birincikatýna çýktý. Ýþgal haberlerinekarþý "burasý bizim sendikamýz,asýl iþgal edenler gitsin" diyerekgenel grev kararý almayan Türk-Ýþ yönetimini protesto etti.

17 Ocak'ta Ankara'da gerçek-leþen mitinge çoðu Türk-Ýþ'ebaðlý sendikalarýn üyesi 30 binkiþilik Tekel iþçileriyle dayanýþ-ma mitingi gerçekleþti.

Ayný zamanda sendikalaþtýklarýiçin iþten çýkartýlan ÝstanbulluÝtfaiyeciler ve fabrikalarýözelleþtirilirken haklarýný kaybe-decek olan þeker iþçileri de mit-ingde yer aldý.

Miting, Ýstanbul BüyükþehirBelediyesi'nde sendikalaþtýðý içiniþten atýlan itfaiyecinin öfkelikonuþmasýyla baþladý; 'ancak bir-likte mücadelenin kazanacaðýný,taþeronlaþtýrmanýn büyük kýyýmolduðunu, itfaiyecilerin geçiciiþçi olamayacaðýný' söylerken

öfkeli sloganlarla sýk sýk konuþ-masý kesildi.

Türk-Ýþ'in bu direniþin hýzlasona erdirilmesi isteði eylemedamgasýný vurdu.

Adý sýk sýk Ergenekon'la anýlanTürk Metal Ýþ üyeleri ve her hal-lerinden faþist olduklarý belliolan bir grup, bizzat Türk-Ýþ

yönetimi tarafýndan Tekel iþçiler-ine karþý miting kürsünün önüneyerleþtirilmiþti.

Tekel iþçileri dýþýnda Yol-Ýþ veHarb-Ýþ de azýmsanmayacak birkalabalýk ile katýldý.

Türk-Metal ve Tes-Ýþ'in katýlýmnedeni çok belirgindi. Bu ikisendikanýn getirdiði çam yarmasý

þeklindeki faþistler kürsüyü, yaniMustafa Kumlu'yu koruyorlardý.

Türk-Ýþ Baþkaný Mustafa Kumlukonuþmasýnda grev sözünü aðzý-na almadý.

Faþist korumalarý sayesindekürsüden ayrýldý. Tertip komitesikonserin iptal edildiðini vemitingin bittiðini duyurdu.

Bunun üzerine Tekel iþçilerikürsüye yüklendi ve ele geçirdi.Ýþçilere sadece Harb-Ýþ Baþkanýdestek verdi.

Alanda da yalnýzca Tekel iþçi-leri, Harb-Ýþ ve sol gruplar kaldý.Ancak hem Harb-Ýþ baþkaný hemde kürsüye çýkan Tek Gýda-Ýþþube baþkanlarý iþçileri Türk-Ýþbinasýna yönlendiren konuþ-malar yaptýlar.

Miting sona erdi ve Türk-Ýþönüne gelindi. Burada kýsa sürelibir iþgal gerçekleþtirildi.

Ve iþçiler iþgalin polisin yolunuaçýp açmayacaðý konusundatartýþmalar yaþadýlar.

Öncü iþçiler tarafýndan bundansonraki eylem takvimi için "ölümorucu" dâhil kararlý ve sesgetiren eylemler benimseniyor.

SSeerrkkaann AAkkyyýýllddýýrrýýmm

Medya iþçi dostukesildi

Hürriyet'in internet sitesimanþet atýyor: "Son yýllarýnen büyük iþçi eylemi." Doðangrubuna baðlý kanallar veNTV ayný yorumlarý yapýyorve eylemden uzun uzunkesitler veriyor.

Hayret! On yýllardýr iþçilerinve fakirlerin hak aramamücadelelerine yer vermeyenbüyük medya iþçi dostu kesil-di.

Yeni deðil, her þey gazlýcoplu 1 Mayýs'la baþladý. Ogüne dek 1 Mayýs'ý bir teröreylemi olarak gösteren,günün yüzde 1'lik çatýþmalýkesitini bütünmüþ gibi ardarda gösteren medya iþçisýnýfýnýn uluslararasý birlik vemücadele gününü destekliy-ordu.

Ayný destek Tekel iþçilerinede veriliyor. Son yýllarda iþçisýnýfýnýn hiçbir kesimi medyatarafýndan böylesine destek-lenmemiþti.

Neden? Çünkü darbecilerdarmaduman. Ergenekon'unkafesi parçalandý. Meclistekiuzantýlarýný ise kimse ciddiyealmýyor. AKP karþýtlýðý, bumuhafazakâr sermaye par-tisinin maðdur ettiði iþçilerdebulunuyor. Hâkim medya,Tekel iþçilerinin haklarýnýkoruyarak yeni iþlerde çalýþ-masýyla ilgilenmiyor. Onlarýilgilendiren hükümetidevirmek, yeni anayasa vedemokratik açýlým gibi poli-tikalarý dizginlemek.

Ergenekonculariþçilerin düþmanýdýr

Týpký Türk-Ýþ BaþkanýMustafa Kumlu'yu korumakiçin kürsünün önüne yýðýlanErgenekon'un adamlarý gibialanda daha pek çokErgenekonsever vardý.

Ýþçilerin aidatlarýyla dinlemecihazlarý alan, sendikabinalarýnda JÝTEM toplan-týlarý düzenleyen, onlarcasendikacýnýn katili olanlar dabir anda iþçi dostu kesildi.

ÝP, HKP, TKP ve ÖDP gibiErgenekon soruþturmasýnakarþý olan partiler Türkiyeçapýnda katýlým sergiledi.

CHP ve MHP ise Tekeldireniþini baþýndan beri kul-lanmak istiyor.

Sendikalar Ergenekoncu-darbeci unsurlardan temi-zlenmedikçe iþçilerin haklarýsavunulamayacak.

Dün Ergenekoncu TürkMetal Baþkaný MustafaÖzbek'i savunanlar, bugüntüm çalýþanlar hazýr olduðuhalde genel grev yapmýyor,Tekel iþçisinin iþine geri dön-mesi için gerçekten çabagöstermiyor.

Tekel iþçileri Türk-Ýþ yönetimine karþý

Ýþsiz sayýsý bir yýlda 569 bin arttý

HHaakkllaarrýý kkoorruunnaarraakk bbaaþþkkaa kkuurruummllaarrddaa ççaallýýþþmmaakk iisstteeyyeenn TTeekkeell iiþþççiilleerrii AAnnkkaarraa’’ddaa aaççllýýkk ggeerrvviinnee bbaaþþllaaddýý..

sayý: 385 sosyalist iþçi 3

Darbelere Karþý70 Milyon AdýmKoalisyonu

Türkiye tarihinde ilk kez,gerçekleþmekte olan bir darb-eye karþý o güne dek hiç yanyana gelmemiþlerin, birlikte,sokakta baþlattýklarý birhareket. 2008 yazýnda yargýdarbesine karþý sokaða çýk-malarýnýn ardýndan 70Milyon Adým Koalisyonukuruldu. Darbe karþýtý buplatformu baþýndan itibarenayakta tutan üç örgüt var:DSÝP, Genç Siviller veMazlum-Der.

70 Milyon AdýmKoalisyonu, bu iki yýldabirçok eylem ve etkinliðeimza attý. 21 Haziran 2008'deÝstanbul'da 10 bin kiþininkatýldýðý "darbeye karþý sesçýkar" yürüyüþünü, 23Temmuz 2008'de Ankara'dabeþ bin kiþinin katýlýmýylagerçekleþen mitingi,Ergenekon'a karþý birçokyürüyüþ ve basýn açýkla-masýný ve 12 Mart, 12 Eylül,27 Mayýs, 28 Þubat VicdanMahkemeleri'ni düzenledi.Bugün kamuoyu ne zamandarbecilerin bir giriþimi olur-sa biliyor ki Darbelere Karþý70 Milyon Adým Koalisyonusokaða çýkacak ve tepkigösterecek, çoðunluðundemokrasiden ve özgürlük-ten yana isteklerini seslendi-recek. Sen de aktivist olmakister misin?www. 70milyonadim.wordpress.com

DevrimciSosyalist ÝþçiPartisi

Devrimci sosyalistlerin 1997yýlýnda partileþen örgütleri,ayný yýl gerçekleþen 28 Þubatdarbesine karþý tutum alantek örgüttü. Yayýn organýmýzSosyalist Ýþçi, diðer sol yayýn-larýn aksine 27 Mayýsdarbesinin ve ordunun ilericiolmadýðýný birçok yazý vemakalede dile getirdi. 1996yazýnda baþlayan, Susurlukçetesi olarak toplumunkarþýsýna çýkan kontrgerillayakarþý kitlesel eylem dal-gasýnýn en önünde yeralmýþtýk.

10 yýl sonra bu kezErgenekon vardý. 301'leyargýlanan ve hedef göster-ilenlerin mahkemelerine git-tik. Hrant vurulduktan kýsabir süre sonra sokaða çýktýk.Malatya'da Hýristiyanlarkatledildiðinde yine sokak-taydýk. Ergenekon soruþtur-masýnýn önemini baþýndanitibaren gören tek örgüt yineDSÝP'ti. 70 Milyon AdýmKoalisyonu'nun kuruluþundabirçok farklý kesimle yanyana gelerek soldaki büyükyarýlmayý baþlattýk.

Türkiye'de gerçek sosyal-istler vardýr. Ergenekon'la vedarbeci generallerle uzlaþ-mayan, Kürtlerin,Ermenilerin, baþörtülü kadýn-larýn, düþman ilan edilençoðunluðun yanýndayýz. Bizekatýlýn, statükoyu birlikteyerle bir edelim. www.dsip.org.tr

Ergenekon soruþturmasýnýfasa-fiso olarak nite-lendiren ve emekçi

sýnýflarýn gündemi olamaya-caðýný söyleyenler bugünlerdeyeni bir oyuncakla oynuyor.Hepsi darbe karþýtý kesildi,çünkü AKP hükümeti bir sivildarbe yapýyor, sivil faþizmgeliyor!

Sivil faþizm tezi, Ergenekon'unüzerini örtmek isteyenlerinarpalýðý haline gelmiþ Kemalistsoldan alýnan bir argüman. Buteze göre bir resmi faþistler var,devletin tüm kurumlarý,Türkiye'de zaten sürekli faþizmvar. Bir de sivil faþistler var,devletin kolluk ve istihbarat güç-leri dýþýnda örgütlü sivil gruplar.

SSiivviill ffaaþþiizzmm == MMHHPP1970'ler boyunca popüler olan

bu açýklamada kast edilen MHPve Ülkü Ocaklarý üyesi faþistler-di. Onlarý kollayan güçse bizzat27 Mayýs darbesinin sözcüsü veMHP kurucusu AlpaslanTürkeþ'in yine kurucusu olduðukontrgerillaydý. 1970'lerinsonuna gelindiðinde faþistlerinÖzel Harp Dairesi'yle içli dýþlýiliþkileri, polis örgütü içerisinde-ki uzantýlarý herkes tarafýndanbilinir hale gelmiþti.

Ancak 2000'lerin "sivil faþizmi"MHP deðil! Birçok yerde Türk-Kürt, Alevi-Sünni çatýþmasýçýkarmaya çalýþsa da, demokratikaçýlýmý dinamitlemek için elindengeleni yapsa da "sivil faþizm"kaygýsý taþýyanlar MHP'yi eleþtir-miyor. Ya da açýkça Dersimkatliamýný savunan ve bugün deKürtlere karþý ayný politikanýnuygulanabileceðini söyleyenOnur Öymen ve Ergenekon'unavukatý CHP'den rahatsýz olun-muyor. Hedef demokratik açýlýmpolitikasýný savunan, darbecilerinsivil mahkemelerde yargýlan-masýný saðlayan ve AvrupaBirliði standardýnda demokratik-

leþme vaadinde bulunan AKP,diðerleri gibi Kemalist kökendengelmeyen hükümet partisi.

"Sivil faþizm" tanýmý kavramsalolarak yanlýþtýr, týpký bir parçasýolduðu sürekli faþizm teorisigibi. Faþizm, kapitalist devletinpolis ve asker gibi organlarýyladoðal bir iþbirliði taþýsa da,aþaðýdan yükselen bir kitlehareketidir. Burjuva toplumunundevamýný savunan her partifaþist olmadýðý gibi faþizm, krizinderinleþtiði anlarda olaðanüstübir rejim olarak kurulur. Her þeyifaþizm, herkesi faþist olarakgören, "zam zulüm iþkence =faþizm" saçmalýðýný savunanlarNazilerin ve MHP'nin diðer-lerinden ne denli farklý ve

tehlikeli olduðunu görmez.

SSiivviill ffaaþþiizzmm == AAKKPPAKP'nin Nazilerle bir ortak

yaný olmadýðýný söylemek içinçok kanýt sýralamaya gerek yok.Biri anayasal temelde örgütlen-miþ, seçim temelli faaliyetgösteren muhafazakâr bir ser-maye partisi, kitlesel bir desteðesahip ve tabanýnda yoksullarbulunuyor. Diðeri ise askeri birörgüt, paramiliter yapýlara sahipve yukarýdan aþaðý örgütlenenaskeri hiyerarþinin baþýnda tekbir þef, örneðin Bahçeli gibi birführer bulunuyor. Tabanýnda isetýpký MHP'de olduðu gibi herþeyden ve herkesten nefret edenýrkçý taþra orta sýnýflarý ve þehirli

lumpenler bulunuyor.Türkiye'de bir baský rejiminin

kurulduðunu ileri sürmek, belkide kurtulmak üzere olduðumuz90 yýllýk baský rejimini savun-makla eþ anlamlý. AKP'yi "sivilfaþizm" olarak niteleyenlerseçilmiþ hükümetleri devirendört darbe ve sayýsýz müdahaleyibelli ki meþru görüyor.

Türkiye'de sivil faþizmin kurul-duðunu iddia edenler, örtülüaskeri diktatörlüðün devamýn-dan yana olanlardýr.Demokrasiyi açýkça aþaðýlayan-lar, halký bir sürü olarak gören-lerdir. Darbeci generallerdenCHP, MHP ve TKP'ye kadarsiyasetin aþýrý saðýný oluþturantüm kanatlar Kürt sorunununçözülmesini, tarihi anlaþmazlýkve haksýzlýklarýn son bulmasýnýve yeni bir anayasayý istemiyor.

Biz devrimci sosyalistlerin bukesimle hiçbir ortak yaný yoktur.Türkiye'deki anti-demokratik vebaskýcý çürümüþ rejimi savunan-lara karþýyýz. Seçilmiþ hükümet-leri atanmýþlarýn darbelerinekarþý savunuruz. AKP hüküme-tinin demokratikleþme yönünde-ki her adýmýný destekleriz vedaha fazlasýný isteriz.Sermayeden yana her ekonomikpolitikasýna ayný ölçüde direni-riz.

Bugün asýl mesele Türkiye'deKemalist rejimin tasfiyesidir.Yerine ne kurulacak? Bunu þimdimücadele eden, taraf olan güçlerbelirleyecek. Derdimiz çürümüþrejime artýk bir son vermektir,buna geniþ kitlelerle katýla-bildiðimiz oranda yerine kurula-cak bir baþka baský rejimine karþýgereken önlemi almýþ oluruz.

Sivil faþizm teranelerine kulakasmayýn, hep birlikte darbecileriyenelim, özgürlüðü kazanalým!

VVoollkkaann AAkkyyýýllddýýrrýýmm

'Ergenekon fasa-ffiso' diyenlerin yeni oyuncaðý

Sivil faþizm yalaný

““SSiivviill ffaaþþiizzmm”” iiddddiiaallaarrýýyyllaa ddaarrbbeecciilleerr aakkllaannmmaakk iisstteenniirrkkeenn DDaarrbbeelleerree KKaarrþþýý 7700 MMiillyyoonn AAddýýmm KKooaalliissyyoonnuu,, KKaaffeessBBaallyyoozz ggiibbii eeyylleemm ppllaannllaarrýýnnýý yyaappaannllaarrýýnn cceezzaallaannddýýrrýýllmmaassýý iiççiinn ssookkaaððaa ççýýkkýýyyoorr..

SSiivviill ffaaþþiizzmm iiddddiiaassýýnnýý iilleerrii ssüürreennlleerriinn oorrttaakk nnookkttaassýý ddaarrbbeeyyii ssaavvuunnuuyyoorr oollmmaallaarrýý..

4 sosyalist iþçi sayý: 386

Türk ýtlak olunmakHrant'ý öldüren devlet ne zaman ortaya çýktý?Kýsa cevap: 1923'te.Kanýtlayalým.TBMM'de 1924 Anayasasý müzakere edilirken

Türkiye sakinlerini tanýmlayan 88. madde ateþlitartýþmalara yol açar. Birkaç milletvekili bu toprak-larda yaþayan herkesin milliyet bakýmýndan Türkolarak kabul edilmesini savunur. Büyük çoðunluk,gayrimüslim azýnlýklarýn Türk olarak tanýmlan-malarýnýn mümkün olmadýðýnda ýsrar eder. Buçoðunluk, Ermeni ve Yahudilerin, hemErmeniliklerini ve Yahudiliklerini hem de dilleriniterk etmedikleri sürece Türk olamayacaklarýnýanlatýr.

Sonunda, 88. madde þöyle kabul edilir: "Türkiyeahalisine din ve ýrk farký olmaksýzýn vatandaþlýkitibariyle Türk ýtlak olunur".

Yani bazýlarý sadece "vatandaþlýk itibariyle"Türktür. Ama aslýnda olmadýklarýný biz biliriz!

Zaten Adalet Bakaný Mahmut Esat Bozkurt, aslýndaTürk olmayan bu vatandaþlara daha sonra "kanunTürkü" der! Hakiki Türk deðil, kanun Türkü!

Önemi var mý? Var. Ýçiþleri Bakaný Þükrü Kaya1934'te yabancý soyadlarýný yasaklayan SoyadýKanunu tartýþýlýrken aðzýndan kaçýrýr. Þöyle der:

"Yabancý isimlere gelince, bir memleketin en büyükvazifesi, sýnýrlarý içinde oturanlarýn hepsini kendicamiasýna ilhak etmek, temsil etmektir... Niçin hâlâKürt Memet, Çerkes Hasan, Laz Ali diyelim. Bir defabu, hâkim unsurun kendi zaafýný gösteren bir þey-dir".

"Hâkim unsur" hangisi sizce?Ha, bu arada "yan, of, ef, viç, is, dis, pulos, aki,

zade, mahdumu, veled ve bin" heceleriyle biten soy-adlarýnýn kaydettirilmesi yasaklanýr! Yani, sýrasýyla,Ermeni, Bulgar, Makedon, Boþnak, Sýrp, Hýrvat,Rum, Giritli, Fars, Gürcü ve Arap soyadlarý!

CHP genel sekreteri ve rejimin "üçüncü adam"ýRecep Peker 1931'de pek açýk konuþur:

"Hýristiyan ve Musevi arkadaþlar için de ayný açýk-lýkla fikirlerimizi söylemek lazýmdýr. Fýrkamýz buvatandaþlarý da izah ettiðimiz dil ve emel birliðindeiþtirak kaydý altýnda tamamen Türk olarak kabuleder".

Birincisi, Türk olarak kabul edilmek istemiyorsamne olacak? Ýkincisi, senin dilini deðil, kendi dilimikonuþmak istiyorsam ne olacak?

Ne olacaðýný bugün biliyoruz: "Hýristiyan veMusevi arkadaþ" hemen hemen kalmadý mem-lekette!

Peki, Türk olmayan ama en azýndan Müslümanolan "arkadaþlar" hakkýnda ne düþünür Peker?Þöyle:

"Bugünkü Türk milleti siyasi ve içtimai camiasýiçinde kendilerine Kürtlük, Çerkeslik ve hatta Lazlýkve Pomaklýk gibi fikirler telkin edilmiþ olan vatan-daþlarýmýzý kendimizden sayarýz. Mazinin karanlýkistibdat devirlerinden kalma bir miras olan ve uzuntarihi tegallübatýn mahsulü bulunan bu yanlýþtelakkileri hulusla ve samimiyetle düzeltmek vaz-ifedir."

Yani Kürtler kendilerini yanlýþlýkla Kürt zannediy-or ve Türklerin vazifesi bu yanlýþlýðý düzeltmek!

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün bu konular-da düþüncesi neymiþ acep?

Þöyleymiþ: Devletin Hýristiyan ve Yahudilere karþýtedbirli davranma ihtiyacý ancak bunlar "mukadder-at ve talihlerini Türk milletine arzularýyla rapt ettik-ten sonra" ortadan kalkacakmýþ.

Rapt edip etmediklerini Emniyet-i UmumiyeUmum Müdüriyeti 1930'lu yýllar boyunca heyecanlaizlemiþ. Nerede ne kadar azýnlýk "vatandaþ"olduðunu saptamak için canla baþla çalýþmýþ.Arþivler, 3 Mayýs 1933'te Emniyet-i Umumiye'ninAðrý Valisi'nden il sýnýrlarý içindeki Ermeni, Süryani,Yakubi ve Keldanilerin sayýsý hakkýnda raporistemesi türünden belgelerle dolu.

1933'te Aðrý'da kaç tane Keldani olduðunu bilendevlet, Þiþli'de bir tane Hrant'ý mý gözdenkaçýracaktý!

RRoonnii MMaarrgguulliieess

GÖRÜÞ

Ipsos KMG tarafýndan yapýlan veMilliyet Gazetesinde yayýnlananaraþtýrmanýn sonuçlarý oldukçadüþündürücü. Araþtýrma ülkeninyalnýzca %30'unun demokratik açýlý-ma destek verdiði, %73'ünün iseorduyu en güvenilir kurum olarakgördüðünü açýklýyor (yüksek biroran olsa da önceki yýllara göreoldukça düþük). Kürtçe eðitimedestek ise yalnýzca %21 oranýnda.Orduya olan güven bu kadar yük-sekken, siyasilere olan güven %29,siyasal gidiþatýn iyi olduðunu düþü-nenler %33, ekonomik gidiþatýn iyiolduðunu düþünenler ise %23oranýnda.

Araþtýrmanýn ilgi çekici bir yanýtoplumu çeþitli özelliklerine görekategorilere bölmüþ olmasý. Bu kate-goriler, AKP'nin tabaný olduðudüþünülen Kentli Gelenekçiler veKýrsal Statükocular, CHP'nin tabanýolduðu düþünülen Kentli Modernler,siyasetten uzak bir kesim olan KýrsalKayýtsýzlar ve ülkeyi terk etmeyidüþünen Tutunamayan Yurttaþlar.

Sonuçlara göre hem KentliModernler hem de KentliGelenekçiler demokratik açýlýmadestek vermekte oldukça çekingenler(%18 ve %26). Kentli modernlerdemokratik açýlýma karþý çýktýklarýgibi, kamuda ve üniversitedebaþörtüsüne, Kürtçe eðitime, siyasalreformlara karþý çýkýyorlar. Orduyafazlasýyla güvenirken siyasilere hiçgüvenmiyorlar. Bu kesim CHP'nin

izlediði siyaset ile oldukça yakýn birkesim. Farklýlýklara en kapalý grup.Kentli gelenekçileri bu gruptanayýran faktörse baþörtüsünü hemkamuda hem de üniversitede destek-liyor oluþlarý.

Demokratik açýlýma en fazla desteðiveren (%53) ve siyasal gidiþatý iyibulan (%59) grup ise yine AKP'nintabaný olan Kýrsal Statükocular.Ancak bu grup ayný zamanda gerek-tiðinde kadýna tokat atýlabileceðinidüþünüyor (%24) ve orduya da enfazla güvenen grup (%85).

Belli ki araþtýrma sonuçlarýnda yeralan bu kategoriler sýnýfsal farklargöz ardý edilerek hazýrlanmýþ, dahasýaraþtýrma sonuçlarýna ulaþa-bildiðimiz tek yer olan MilliyetGazetesi bu kategorilerin hangikriterlere göre hazýrlandýðýný açýkla-mamýþ. Temelde kategoriler yaþamtarzý farklýlýklarýný iþaret ediyor -kiyaþam tarzýnýn muhafazasýüzerinden siyaset yapan gruplarýnen ayrýmcý ve hoþgörüsüz gruplarolduðu bilinen bir gerçek.

Durum böyle olduðunda araþtýr-manýn sonuçlarý ya da bu araþtýr-manýn toplum hakkýnda gerçektenbir þeyler söyleyip söylemediðisorusu ortaya çýkýyor. Bu tür araþtýr-malarýn manipülasyon ve toplumkontrolü için çok iyi birer araçolduðunu da göz önünde bulun-durarak, çýkan sonuçlara temkinliyaklaþmakta yarar var.

BBeerrkk EEffee AAllttýýnnaall

Öcalan vePKK'liler eylemde

Kürdistan Ýþçi Partisi (PKK) lid-eri Abdullah Öcalan'ýn Ýmralý'dakalan dört tutsakla baþlattýðýortak görüþe çýkmama eylemidiðer hapishanelere de yayýlýyor.Türkiye çapýnda PKK davasýndatutuklu olanlar gibi Ýran PJAKörgütü üyeleri de Öcalan'ladayanýþmak için ortak görüþe çýk-mýyor.

FF ttiippii hhaappiisshhaanneelleerrF tipi hapishanelerde kalanlar

küçük hücrelerde tecrit altýndatutulurken haftada birkaç ortakalanlarda diðer mahkûmlarla yanyana geliyor.

10 yýldýr Ýmralý adasýndakiaskeri hapishanede tek baþýna birhücrede tutulan Öcalan için yenibir hapishane yapýlmýþ ve üçüPKK'li dört siyasi mahkûmburaya sevk edilmiþti.

Öcalan kaldýðý hücrenin eskisinegöre daha küçük olduðunu geçenay söylemiþ ve ardýndan birçokprotesto gösterisi Kürtler tarafýn-dan gerçekleþtirilmiþti.

Geçtiðimiz hafta avukatlarýaracýlýðýyla açýklama yapan PKKlideri 5 milyon dolar harcandýðýsöylenen yeni hapishanede, birjenaratörün 24 saat yakýnlarýndaçalýþtýrýldýðýný, yerin 15 metrealtýnda nefes dahi alamadýðýnýsöyledi.

Hakkýnda 20 günlük hücre ceza-sý kesinleþmiþ olan Öcalan,nakledilen dört mahkûmun eskiyerlerine göre çok daha kötükoþullarda yaþamak zorundaolduklarýný söyleyerek berabereylem kararý aldýklarýný açýkladý.Þubat ve Mart aylarýnda aradançekileceðini bir kez daha belirtenÖcalan, hükümeti tasfiye planýn-dan vazgeçmeye çaðýrdý.

TTaassffiiyyeenniinn ssoonnuuççllaarrýý15 Þubat 1999'da Abdullah

Öcalan Kenya'dan Gladio güçleritarafýndan kaçýrýlýp Türkiye'yeteslim edilmiþti. Kürtler her yýl ogün protesto gösterileri yapýyor.21 Mart ise Kürtlerin ve tümOrtadoðu halklarýnýn newrozbayramý.

Kürtler için Öcalan týpkýMustafa Kemal gibi bir lider veona yönelik her baský þiddetli birtepkiye neden oluyor. 5 milyondolar harcanarak yapýlan birhapishane daha uygun ve insanikoþullara sahip olamaz mýydý?Kürtleri rencide etmek kime nekazandýrýr?

Yoksa siz çözüm falan istemiyormusunuz?

Devletin Öcalan üzerindekibaskýsý sürdükçe gerilimin çatýþ-maya dönüþme olasýlýðý artýyor.

TTüürrkkiiyyee BBaarrýýþþ MMeecclliissii ttooppllaannttýýssýýnnddaabbaarrýýþþ ççaaððrrýýllaarrýý bbiirr kkeezz ddaahhaa ddiillee ggeettiirr-iillddii.. AAyysseell TTuuððlluukk vvee GGüüllbbaahhaarrÇÇiiççeekk''iinn kkoonnuuþþmmaallaarrýý ttooppllaannttýýyyaaddaammggaassýýnnýý vvuurrdduu..

Kapatýlan DTP'nin siyasi yasaklýmilletvekili Aysel Tuðluk'a görebarýþa yakýnýz:

"Sadece ve sadece hislerime daya-narak bunu söylüyorum. Barýþa çokaz kaldý ve ha gayret diyorum. Buyüzden en son söyleyeceðimi anbaþta söylemek istiyorum. Lütfenumudunuzu yitirmeyin. Yorgunluk,býkkýnlýk hissetmeyelim. Çabagösterelim ve bu topluma barýþlaitibar kazandýralým, onore edelim.Türkiye'nin açýlým denilen, aslýndabirçoðumuzun da ne olduðunuanlayamadýðý ama geri dönüþüolmayan bir yola girdiðini düþünüy-orum. Ýnanarak söylüyorum ki Kürthareketi artýk kendi çözümünüTürkiye devletine de, siyasi anlayýþada dayatmaktadýr. Bundan kaç-mamýz, bunu ertelememiz artýkmümkün deðildir. Bu sorununçözümünü engellemeye hiç kimseningücü yetmeyecektir. Açýkça söylüyo-rum, çözümsüzlük siyasetini izleyen-ler ya da bunda ýsrar edenler, çatýþ-ma ve karþýtlýklar üzerinden siyasetyapanlar emin olun ki kaybedecek-lerdir. Sandýklarda da kaybedecekler,vicdanlarda da kaybedecekler.Barýþýn yakýnlaþtýðýna inanalým vebunu hissedelim."

19 Ekim'de Mahmur ve Kandil'dengelen 34 kiþilik PKK'li barýþ

grubunun üyesi Gülbahar Çiçek'egöre sorun özgürlük sorunu:

"Bugün yaþadýðýmýz Kürt sorunun-dan da öte, özgür ve demokratik birülkede yaþama sorunudur. Buinsanýn anlam arayýþýna, özgürlükhayallerine saygý duyma sorunudur.Sürü olmaktan kurtulma, özgürbireylerden oluþan özgür bir toplumyaratma sorunudur. Sorun bireyselhaklardan çok toplumsal haklarlabaðlantýlýdýr. Halklarýmýzýn bir aradabarýþ içinde yaþama düþünü gerçek-leþtirmek için bu sorunu artýkçözmeliyiz. Silahlarýn býrakýlmasý vegeri dönüþlerin kanýtý olduðu birbarýþýn saðlanmasý için SayýnÖcalan'ýn Ýmralý'da hazýrladýðý yolharitasýnýn açýklanmasý ve muhata-plarýna verilmesi baþat önem arzediyor."

AArraaþþttýýrrmmaaddaann aayyrrýýmmccýýllýýkk vvee hhooþþggöörrüüssüüzzllüükk ççýýkkttýý

'Barýþa yakýnýz'

sayý: 385 sosyalist iþçi 5

Irkçý temizlik Batý Avrupa'yageri döndü.

Ýtalya'nýn güneyindeki Rosarnokasabasýnda yaþayan 1300 göç-men iþçiyi ülkeden kaçýrmakiçin Ýtalyan devleti, saðcýhükümet ve organize suççeteleri iþ birliði içerisindehareket ediyorlar. Göçmen iþçil-er polis güçlerince alýkonuyor vebaþka bölgelerdeki merkezlereaktarýlýyorlar. Ýtalya'nýn ýrkçýKuzeyliler Birliði üyesi içiþleribakaný bunun "toplumsal düzenisaðlamak için dahice bir çözümyolu" olduðunu dile getirdi.

Buna karþýn, Ýtalyan gazeteleridurumu 1960'larda ABD'ningüneyindeki ýrkçý Klu Klux Klanþiddetine benzetiyor. Bölgedekiýrkçý gösterilerin yerel Mafyatarafýndan çýkartýldýðý belirtiliy-or. Bölgenin güçlüMafyalarýndan Ndrangheta tar-lalardaki iþlerinden dönmekteolan göçmen iþçilerin üzerinearabalardan ateþ açmakta. BirMafya-karþýtý yargýç, busaldýrýlarýn bölgeyi hala kendi-lerinin kontrol ettiðini hatýrlat-mak amacý ile sürdürüldüðünüsöylüyor.

Saldýrýlar, göçmenlerinRosarno sokaklarýný terketmeleri için gerçekleþiyor.Rosarno uzun yýllardýr Ýtalyanmafyasýnýn en önemlikalelerinden biri olagelmiþ birkasaba.

DDaaððýýllmmaaGeçen hafta Cuma günü 2000

göçmen kasaba merkezinde birgösteri düzenledi. Sloganlarý"Biz hayvan deðiliz" olan göç-menler ellerinde "BuradakiÝtalyanlar Irkçý" yazan dövizlertaþýyorlardý. Ýtalyan hükümetibunun üzerine kasabayý polisler-le doldurdu, böylece göçmenlerartýk sadece mafyanýn deðilpolislerin de hedefi haline geldi.

Ýtalya'da tarým endüstrisi tama-men göçmen emeðine dayanýr,hiçbir yasal statüsü olmayan bugöçmen iþçiler sömürülmek içinbirebirdirler. Rosarno'da, çoðuAfrikalý olan göçmenler gün

batýmýndan þafaða portakal velimon hasatýnda çalýþýrlar vealdýklarý ücret en fazla günde20�'dur.

Uluslar arasý GöçmenlerÖrgütü Ýtalya sözcüsü Flavio DiGiacomo, Rosarno'daki olaylarý;Ýtalyan ekonomisinin; düþükücretlerle, insanlýk dýþý koþullar-da, hiçbir güvencesi olmadançalýþan yabancý iþçilerinsömürüsüne dayandýðýnýn birkanýtý olarak gördüðünü söylüy-or.

SSuuççllaammaallaarrOysa devletin açýklamalarý

bambaþka. Berlusconi'nin önder-lik ettiði saðcý koalisyonuniçerisinde faþist örgütlenmelerleve mafyayla doðrudan baðlan-týlarý veya söylem birlikleri olanpolitikacýlar mevcut. Ýçiþleribakaný Maroni'ye göre göçmen-lerin gösterileri "fazla toleransýn"bir meyvesi. Maroni aynýzamanda Kuzeyliler Birliðininsunduðu, devlet okullarýndakigöçmen öðrenci sayýsýnýn hersýnýf için en fazla %30 olmasýnýöneren yasa tasarýsýnýn damimarý.

Kuzeyliler Birliði göçmenkarþýtý çeteleri örgütlüyor vegöçmen kamplarýna saldýrýlardüzenliyor. Birlik GüneyliÝtalyanlarý ülkenin Mafya prob-lemi için ýrkçý bir þekilde suçla-mak üzere kurulmuþ. Ancakþimdilerde göçmenleri hempolisin hem de mafyalarýn hede-fi haline getirme misyonunuüstlenmekte.

Bir zamanlar ülkenin kaydadeðer bir gücü olan sol ise artýkhükümete ve yaratýlan ýrkçýlýðakarþý gerçek bir muhalefetüretemiyor. Ülkede çok satan veNaples'taki organize suçun içyüzünün anlatýldýðý "Gomorrah"isimli kitabýn yazarý RobertoSaviano, Rosarno'daki göçmen-leri övüyor, ona göre ülkedemafyaya karþý herhangi bir karþýçýkýþ gösteren tek toplumsal güçgöçmen iþçiler.

CChhrriiss BBaammbbeerryy

Arjantin baþkaný CristinaFernández de Kirchnerhelikopteri ile Buenos

Aires üzerinde uçmaktaykenbir radyo sinyali araya girdi:"Öldür onu, kýsraðý öldür" diy-ordu ve ardýndan ülkede 30 biniþçinin, entelektüelin,öðrencinin ve politik aktivistin'kaybolduðu' 1976-1983 arasýsüren cunta döneminin askerîmarþý çalmaya baþladý.

Baþkan bu þekilde tehditedildiði sýralarda þehrin ötekiucunda 17 adam yargýlanmaküzere bir mahkeme salonunagiriyorlardý. Donanma TeknikOkulu'nda (ESMA) devasa birdava baþlamak üzereydi.

"Medya davanýn fotoðraflarýnýçekmekle meþgulken baþkanýntehdit edilmiþ olmasý birtesadüfün eseri olamaz" diyorgazeteci ve Ýnsan Haklarýaktivisti Diego Martinez.

2009 Arjantin için askeri dik-tatörlük döneminde iþlenensuçlarýn ve insan haklarý ihlal-lerinin sorgulanmasý için önem-li adýmlarýn atýldýðý bir yýl oldu.11 farklý davada 32 kiþininsuçlu bulunmasýný yeni açýlan 6dava izledi. Bu sene 5 davanýndaha açýlacaðý biliniyor.

Ancak tüm bu davalarýniçerisinde ESMA davasý hemyerli hem de uluslararasýmedya tarafýndan en yakýndantakip edilen dava oldu. ESMAbinasý askeri baský dönemininbir sembolü gibidir. Bu bina5000 kiþinin uyuþturularakdenize atýldýðý ölüm uçuþlarýnaçýkmadan önce, o zamanlarýndeyiþiyle 'kaybolmadan' öncegörüldükleri son yer olmuþtur.

Bu bina ayrýca dönemin enbilinen isimlerinden AlfredoAstiz'in çalýþma yeriydi. Astiz,o günlerde her perþembe saat3'te baþkanlýk sarayý önündetoplanan ve 'kaybolan'lar içinadalet isteyen sürekli bir gös-teriye liderlik eden Plaza deMayo grubunun kurucularýn-dan Ýsveçli öðrenci DagmarHaglin'in kaçýrýlmasýndan vekaybedilmesinden sorumlututuluyor.

ESMA davasýnýn ilk günüsona ererken Astiz ayaða kalktýve elindeki "YenidenÖldürmek" baþlýklý kitabýhavaya kaldýrdý. Bu yalnýzcakurbanlarýn ailelerine yönelikbir provokasyon deðildi, aynýzamanda yaptýðý eylemlerinardýnda yatan ideolojiyi halasavunuyor oluþunun birkanýtýydý.

Astiz tek baþýna deðil. ESMAdavasýnýn baþladýðý gün eskigeneral Luciano BenjaminMenendez, Cordoba'da açýkla-

malar yapmaktaydý. "Marksistteroristlerce baþlatýlan busaldýrýlara cevap vermek zorun-dayýz" diyordu, "Hiçbir ülkekendi ordusunu, devletin emir-lerine uyduðu için yargýla-mamýþtýr" ve bu þekilde ken-disini savunarak mahkemeleriprotesto ediyordu. Sözleri ogün muhafazakar gazete LaNacion'daki bir makaledenalýntýydý.

Makalenin yazarý Abel Posse,þehrin yöneticisi MauricioMacri tarafýndan eðitimdensorumlu bakan olarak atan-mýþtý. Posse, diktatörlük döne-minde Ýspanya büyük elçisi idive ülkede iþlenen suçlarýn ulus-lar arasý alanda üstlerininörtülmesi için çalýþmýþtý.Yeniden eðitimden sorumluolarak atanmasý büyükprotestolarla karþýlansa da,hemen sað kanattan da tayinidestekleyen sesler çýktý.

Saðcý PRO partisinin ulus-lararasý iliþkiler sekreteri DiegoGuelar ise tüm ordu mensu-plarý için af talep etti veyargýlanmalarýn ancak birreferandumla meþru olabile-ceðini öne sürdü.

Sað kanadýn toplumu dik-tatörlük döneminde iþlenensuçlarýn yargýlanmasý içinaçýlan davalarýn meþru olupolmadýðý konusunda bölmek

üzere hareket etmesi bir göz-daðý niteliðinde.

Önce baþkana ve davalardaçalýþmakta olan kiþilere evlerinetelefonlar açarak tehditmesajlarý gönderdiler. Dahasonra 30 Aralýk günü bir adamBuenos Aires'teki insan haklarýsekreterliði ofisine girdi vehenüz mahkemeye sunulmamýþkanýtlarý içeren dosyalarý çaldý.

"Tehdit ediyorlar çünkü öfke-liler" diyor ESMA davasýndaçalýþan avukatlardan biri olanAdrian Gomez, "Hiçbir zamanmahkeme karþýsýna çýkacak-larýný düþünmemiþlerdi, þimdibu mahkemelerin sonucundahüküm yiyeceklerini çok iyibiliyorlar."

Maðdurlara ve insan haklarýörgütlerine göre mahkemelerkutlanacak bir þey, ancak iþhenüz bitmedi, mahkemeyeçýkarýlacak yüzlerce baþkainsan var. "Bugünün geleceðinihiç hayal etmiyorduk" diyordiktatörlük yýllarýný hapistegeçiren Graciela Daleo, "Bugünburadayýz çünkü mücadelemiz-den asla vazgeçmedik, bumahkemeler yolun sonu deðil.O günlerde yaþadýklarýmýzdansorumlu olan her bir kiþi tekerteker cezasýný bulana kadarçalýþmaya devam etmeliyiz."

JJooeell RRiicchhaarrddss

Duruþmalar saðýn piþmanlýk duymadýðýnýgösteriyor

Arjantin:

7700''llii yyýýllllaarrddaa üüllkkeeyyii yyöönneetteenn CCuunnttaa nniihhaayyeett yyaarrggýý kkaarrþþýýssýýnnaa ççýýkkaarrkkeenn,,üüllkkeenniinn ssaaððccýýllaarrýý hhüükküümmeettii tteehhddiitt eettmmeekktteenn ggeerrii dduurrmmuuyyoorr..

11997766-11998833 aarraassýý ssüürreenn ccuunnttaa ddöönneemmiinnddee kkaayybbeeddiilleennlleerriinn ggöömmüüllddüüððüüiissiimmssiizz bbiirr mmeezzaarr aaççýýllýýrrkkeenn......

Ýtalya’da ýrkçýsaldýrýlarýn ardýndangösteriler baþladýÝÝttaallyyaa''nnýýnn ggüünneeyyiinnddeekkii RRoossaarrnnoo kkaassaabbaassýýnnddaayyaaþþaayyaann 11330000 ggööççmmeenn iiþþççiiyyii üüllkkeeddeenn kkaaççýýrrmmaakkiiççiinn ÝÝttaallyyaann ddeevvlleettii,, ssaaððccýý hhüükküümmeett vvee oorrggaanniizzeessuuçç ççeetteelleerrii iiþþbbiirrlliiððii iiççeerriissiinnddee hhaarreekkeett eeddiiyyoorr..

6 sosyalist iþçi sayý: 385

Yüz binleri hareketegeçirmek içinYeni bir sol partinin inþa

edilmesi için çalýþmalar,toplantýlar sürüyor. Bir

çok þehirde toplantýlar yapýlýyor.Çalýþmalar ilerledikçe aktivistlerarasýnda nasýl bir partiye ihtiyaçolduðu ve böyle bir partininnasýl kurulmasý gerektiði dahayoðun bir biçimde tartýþýlýyor.

YYaarrýýllmmaaYeni ve kitlesel bir sol parti

ihtiyacý Sosyalist Ýþçi tarafýndan2001 yýlýndan beri dile getiriliyor.Bu ihtiyacýn binlerce insantarafýndan dile getirilmeyebaþlanmasýn soldaki büyükbölünmeyle yakýndan ilgisi var.

2007 yýlýnda Hrant Dink'inöldürülmesi tüm toplumda alt-tan alta iþleyen politik bir sürecihýzlandýrdý. Yüz binlerce insanýn"Hepimiz Ermeni'yiz!" sloganýnýatmasýyla, Hrant Dink veErmenilerin kitlesel bir biçimdesahiplenilmesiyle ýrkçýlýk ve mil-liyetçilikten hýzlý bir kopuþyaþandý. Kemalizm meþruluðunuyitirdi. Daha hýzlý sorgulanmayabaþladý.

2007 yýlýnda baþka bir geliþmedaha yaþandý. Ergenekon davasýbaþladý. 2004 yýlýnda bir dizidarbe giriþimini atlattýðýmýzortaya çýktý. Darbeye zeminhazýrlamak için hazýrlanansuikast planlarýný ve yaygýn birörgütlenme aðýna sahip olandevlet merkezli bir çeteyiyargýlayan Ergenekon davasýtüm toplumla birlikte soldakisaflaþmayý biraz daha derinleþtir-di.

2007 yýlýnda Nisan ayýndatoplum bir asker muhtýrasýyladaha karþýlaþtý. Ýnternet darbesiadý verilen TSK giriþimi siyasi birkrize neden oldu,Cumhurbaþkanlýðý seçimleri erte-lendi. Genel seçimlere gidildi.Seçimlerde yarýlma bir kez dahayaþandý. DTP'li adaylar baðýmsýzaday kampanyasýyla, Ufuk Urasve Baskýn Oran etrafýnda,yaþanan politik saflaþmayý ifadeeden sloganlarla kitlesel baðým-sýz aday kampanyalarý örgütlen-di. Bu kampanyalara yaklaþýmlasol bir kez daha bölündü.

21 Haziran 2008'de darbe gir-iþimlerine karþý Ýstanbul'dagerçekleþtirilen yürüyüþle solmuhalefet içinde bölünme birkez daha, bir kez daha yaþandý.

Yeni ve kitlesel bir sol partiihtiyacý, bu bölünmede darbegiriþimlerine, ýrkçýlýða ve mil-liyetçiliðe karþý net bir politikyaklaþýma sahip olan, Ergenekondavasýnýn sonuna kadargidilmesini talep edenlerinsiyasal ihtiyacýna bir yanýt olarakdillendirilmeye baþlandý.

KKeemmaalliizzmm Türkiye'de politik iklim ilk bakýþ-ta karmaþýk bir görünüme sahip.Kendisine sol diyen partilerErgenekon davasýna karþý çýkar,hatta açýk bir biçimde orduyadarbe yapamadýðý için bazenkýzar bazen küserken, iktidarda-ki "sað", yeni liberal politikalarýuygulayan parti ise Ergenekondavasýnýn sürmesi için, darbe gir-iþimlerinin durdurulmasý içinçalýþýyor.

Ýktidardaki partinin baþbakanyardýmcýsýna suikast giriþimiyapýlýyor darbeciler tarafýndan,

muhalefetteki "sol" ise bu giriþi-mi sulandýrmaya çalýþýyor.

Silahlý kuvvetlerin siyasetemüdahale hakkýný savunan "sol",milyonlarca insanýn oyunualarak hükümet kuran partininsiyaseten yasaklanmasýný isterhalde. Bu durum, sol bir siyasihareket olduðunu iddia eden,baþta CHP tüm kurumlarýnTürkiye Cumhuriyeti kurulduðugünden beri sistemin otoriterideolojisi olan kemalizmi neölçüde þiddetle benimsendiðinigösteriyor.

Kemalizm ise baský altýnda tut-tuðu kesimlerin basýncýyla,

hareketi ve kitleselliðiyle dar-madaðýn olmuþ durumda.Kemalizm tarafýndan baský altýn-da tutulan siyasal Ýslam 28 Þubatdarbesiyle iktidardanpüskürtülmüþ olsa da biçimdeðiþtirerek, deðiþim yaþarkenkitleselleþerek yeniden iktidaroldu.

Kemalizmin toplum mühendis-liði sökmedi bu harekete.

Kürt halký tüm aþaðýlanmalara,yok sayýlmaya ve düþük yoðun-luklu savaþ adý verilen kirlisavaþla baský altýna alýnmasýnaraðmen ulusal varlýðýný kabulettirdi. 2009 yýlýnýn son aylarýnda

baþlayan "Kürt açýlýmý", bu açýlýmtaþýdýðý tüm zaaflara raðmenkemalizmin iflasý anlamýna geliy-or.

Kemalist sol, bin bir argümanlaaçýlýma mesafeli durmaya,açýlýmý kah ABD'nin, kahAKP'nin oyunu ilan etmesineraðmen Kürt halký ulusal var-lýðýný kabul ettirmek mücade-lesinde bir dizi sýçrama yaþýyor.

Kemalizmin baský altýnda tut-tuðu bir diðer önemli kesim isenüfusun ezici çoðunluðunu oluþ-turan iþçi sýnýfý. 1980'lerin son-larýndan 2000'li yýllarýn baþýnakadar zaman zaman kitlesel,

YENÝ SOL PARTÝ ÝSTÝYORUZ!

2007 yýlýnda Hrant Dink'in öldürülmesi tüm toplumda alttan alta iþleyenpolitik bir süreci hýzlandýrdý. Yüz binlerce insanýn "Hepimiz Ermeni'yiz!"sloganýný atmasýyla, Hrant Dink ve Ermenilerin kitlesel bir biçimdesahiplenilmesiyle ýrkçýlýk ve milliyetçilikten hýzlý bir kopuþ yaþandý.Kemalizm meþruluðunu yitirdi. Daha hýzlý sorgulanmaya baþladý.

sayý: 385 sosyalist iþçi 7

Biri çýkýp‘Müslümanmarksistimdese?

Venezuella Devlet BaþkanýHugo Chavez, Venezuellaparlementosunda geçtiðimizgün yaptýðý senelik konuþ-masýnda kendisini Hristiyanbir Marksist olarakgördüðünü söylemiþ.Chavez'in dindarlýðý solçevrelerde zaten biliniyor.Bu yüzden bu yeni bir haberdeðil. Aksine yeni haberChavez'in dindar dünyagörüþünü korurken sosyal-ist söylemini gittikçe daharadikal bir hatta ifade ediy-or olmasý. "Marksist olduðu-mu ilk defa ifade ediyo-rum," diyor Chavez ve açýk-lama ihtiyacýyla ekliyor"daha doðrusu kendimi ilkdefa Marksist olarak ifadeediyorum." Chavez gerçek-ten de daha önce olduðun-dan daha keskin ve kendin-den daha emin konuþuyor.Marks'ýn Kapital'ine veLenin'in Devlet veDevrim'ine atýf yapýyor, þuan baþýnda bulunduðu bur-juva devletin yok olmasýgerektiðini söylüyor. Bunlarharika sözler, DSÝP ve diðersol partiler için.

Ama ortada bir tuhaflýkvar.

Acaba ayný ifadeleri bizimburadan bir sosyalist liderdile getirse ve "MüslümanMarksistim" dese ne olur-du? Venezuelagüzellemelerini yere göðesýðdýramayan Türkiye sol-undan, TKP'den, EMEP'tenve ÖDP'den ayný hoþgörüyügörür müydü?

Bu partilerin hiçbirininyayýnlarýnda Chavez'inBolivarcý Hristiyanlýðýnýn,Venezuela'yý Vatikan'ýnboyunduruðuna sokmayýhedefleyen þeriat benzeri birtakiye hareketi olduðunadair bir haber ya da yorumokumadým, belli ki okumay-acaðýz da.

Peki o zaman HugoChavez dindarlýðýný açýkçaifade ederken bunu sorunetmeyen Türkiye solu,üniversite kapýlarýndabekleyen dindar Müslümankadýnlarý neden "örümcekkafalý" ve "gerici" olarakgörmeyi seçiyor? Bu iðrençbir çifte standart deðil denedir? YoksaMüslümanlarýn sosyalhareketlerin birer parçasý,ilerici özneleri olamayacak-larý mý ima ediliyor?Býrakalým cevabý kendileriversin. Dindar kadýnlarýntürbanlarýný çýkarýp, ellerineLenin'in Ne Yapmalý'sýnýalarak kapýlarýna geleceklerigünü bekliyorlarsa... dahaçok beklerler.

AAllppeerr AArrdd

çatýþmalý, genel grevlerledesteklenen eylemleriyle, özel-likle kamu çalýþanlarý hareke-tinin kitlesel ve militan etk-isiyle iþçi sýnýfý örgütlenmedüzeyinde önemli bir sýçramayaþadý. Kamu çalýþanlarýsendikalarýný kurdu. Örgütlen-me düzeyi kadar önemli olanbir baþka geliþme ise ideolojikolarak, özellikle KamuEmekçileri SendikalarýKonfederasyonu'nun (KESK)mücadelesiyle, bu mücadeleninKürt ve Türk emekçileri bir-leþtirmesi nedeniyle, savaþaýrkçýlýða, Kürt düþmanlýðýnasokakta yükseltilen barýþ,özgürlük, demokrasi ve haktalepleriyle Kemalizm bir baþkaaðýr darbe aldý.

87 yýllýk cumhuriyetin tümbaský mekanizmasýnýn korun-masý ve sonsuza kadar yaþatýl-masý fikrinin ve örgütlen-mesinin adý olan Kemalizm,çaresizce çözülürken, egemensýnýf da kemalizmi tek çözümaracý olmaktan çýkarttý.

Bu süreç Kemalist yapýnýndaha hýzlý yýpranmasýný ve tümsuçlarýnýn teker teker ortalýðasaçýlmasýný saðladý. Bazýlarýnýnkimlik politikasý diyeaþaðýladýðý bir sorun, özgür-lüðü kýsýtlanan tüm kesimlerseslerini duyurmaya baþladý.

Kemalist sol açýsýndan busesler Fetullahçý, Sorosçu, liber-al gürültü olarak adlandýrýlsada milyonlarca insan eskisi gibiyaþamak istediðini haykýrýyor.

EEmmeeððiinn vvee hhaarreekkeettiinnyyeennii bbiirr sseessee iihhttiiyyaaccýývvaarr

2000'li yýllarda baþka birgeliþmeye daha yaþandý.Dünyada ve Türkiye'deantikapitalist hareket çok çeþitlipolitik baþlýklarda belirleyicioldu. ABD'nin savaþ poli-tikalarýna, küresel ýsýnmaya,emekçilerin hak kayýplarýna veyeni liberal politikalara kadarçok sayýda konuda örgütlenenküresel kampanyalar, milyon-larca insaný harekete geçirdi.Bu hareket içinde yepyeni biraktivistler kuþaðý doðdu, þekil-lendi, politikleþti.

Eski solun örgütlenmealýþkanlýklarýndan uzak duran,bürokratik örgütlenmeleriçinde yer almayan,demokrasinin biçimsel biriþleyiþ mekanizmasý olarakdeðil, politik bir varoluþ þekliolarak kabul edildiði birörgütlenmeye yatkýnlýk duyanaktivistler, kapitalizme vesavaþ gibi emperyal poli-tikalara karþý, ýrkçýlýða veayrýmcýlýða karþý çok keskinpolitikalara sahip olsalar dasiyasal bir örgütlenmede biraraya gelemediler. Aktivistlerinazýmsanmayacak bir çoðun-luðunu bir araya getirebilensiyasi örgütlenmelerin inþaedilmesi için tüm dünyadaçabalar sürüyor. Türkiye'de çoksayýda kampanyanýn aktivisti,Baskýn Oran ev Ufuk Urasseçim kampanyalarýnda b,iraraya geldi.

Bugün de baþarýlmasýgereken, atýlmasý gereken adýmve kurulacak partiyi "yeni"kýlacak adým, aktivistlerin,aþaðýdan demokrasinin uygu-landýðý bir yöntemle bir arayagelmesine yardýmcý olmaktýr.

Böyle bir adým ayný zamandaemeðin, emekçilerin de sesiolmayý baþaracaktýr.

Yeni bir sol parti gerçektenkitlesel ve gerçekten yeni ola-caksa, bu partinin politik veörgütsel ruhunda radikalizmeihtiyaç var. Türkiye'de gelenek-sel tüm partiler, liderlik sultasýadý verilen, parti yönetimininbürokratik deformasyonu, kararalýcý ve itiraz edilmez otoritesi,þeffaf olmayan iþleyiþiylemaluldür.

Bu durum, geleneksel iliþki,politika yapma þekli ve alýþkan-lýklarla sadece bir seçmentabanýna seslenen, esas olarakseçim zamanlarýnda bu seçmentabanýný harekete geçirmeyihedefleyen partiler açýsýndansorun olmayabilir. Ama böylebir seçmen tabanýna ancak ve

ancak bir aktivizmle, yaratýcýeylemlerle, harekete geçirici slo-ganlarla ulaþabilecek olan yenibir sol parti, doðrudandemokrasiyi tüm sýnýrlarýnakadar zorlamak ve aþaðýdanörgütlenmek zorundadýr.

Aþaðýdan örgütlenme, birtemenni deðildir. Partininmerkezi organlarýnýn olmamasýdemek de deðildir aþaðýdanörgütlenme.

Aþaðýdan örgütlenme,kapýlarýn sonuna kadar açýkolmasý, bu kapýdan girecek bin-lerce insanýn, "bu siyasalhareketi ben de belirleyebilirim"duygusunu partinin kuruluþsürecinden itibaren þeffaflýðýylagüçlendirmesi demektir.

Bu, zaman zaman çeþitli kam-panyalarda yaþanan aktivizmpatlamasýyla yeni sol partininkuruluþ sürecinde iliþkilenmesi,aktivistlerle doðrudan bað kur-masý, hareketin örgütleyicisiolan genç kadrolarýn aynýzamanda partinin örgütleyicisi,sözcüsü, temsilcisi olmasýanlamýna gelir.

Zamanýn ruhunu kapsamayanbir parti sol olabilir ama yeniolamaz.

Her yerelde o yerele uygun, oyerelin aktivistleri tarafýndanbelirlenen biçimler ve taktiklerleörgütlenme özgürlüðü, süreklidinamizmin ve sürekli geniþle-menin tek yoludur.

Nasýl bir yeni sol parti?

Türk solunda en belirgin poli-tik hata, Kürt sorununa yak-laþýmda açýða çýkýyor. 1980'li yýl-lardan itibaren solun Kürthareketiyle iliþkisi en iyi ihti-malle seçimler yaklaþtýðýna Kürtpartileriyle seçim ittifaklarý kur-mak oldu.

Zaman zaman eylemlerde Kürthalkýyla dayanýþma sergilensede "ezilen ulusu eleþtirel amakoþulsuz destekleme" prensibi,solda kemalizmin yaygýn etkisi

nedeniyle hemen her zaman,"koþulsuz eleþtiri ve kerhendestek" biçimini aldý.

Sol, ittifak kuramadýðý zaman-larda Kürt hareketini daima rak-ibi olarak gördü, politik tutum-larýný bu rekabet duygusubelirledi.

Kürt hareketinin siyasi temsil-cisi olan partileri, diðer partiler-le eþitledi ve eþit mesafe aldý.

Yeni bir sol partinin ne kadaryeni olup olmadýðýný belirleye-

cek olan, Kürt hareketiyle kur-duðu iliþki olacaktýr.

Kürt hareketini desteklemeyen,kemalizmden tam bir kopuþgerçekleþtirerek Kürt halkýylakoþulsuz bir þekilde dayanýþa-mayan, ezilen ulusun varlýðýnýn,her düzeyde, ideolojik, kültürel,tarihsel, politik ve anayasal tümdüzeylerde tanýnmasý içinmücadeleyi politik programýnýnen baþýna yazamayan bir partiyeni bir sol parti olamaz.

Yeni sol ve Kürt hareketi

8 sosyalist iþçi sayý: 385

ssoossyyaalliisstt iissccii Balyoz'dan Türk-Ýþ mitingine

Yeni bir darbe planý daha açýða çýktý. Adý Balyoz.Balyoz harekatý. Fatih Camii'ni bombalamak da varbu darbe planýnda, kendi jetini düþürüpYunanistan'la savaþ hali yaratma niyeti de.

Giderek netleþiyor ki 2000'li yýllar, AKP'nin ikti-dar olmasýyla birlikte nerdeyse her ay bir darbeplaný yapmýþ generaller. Sadece plan yapmakla dayetinmemiþler, giriþimlerde de bulunmuþlar. Bugiriþimlerin özünde ise toplumu ýrkçýlýk ve mil-liyetçilik temelinde yeniden ve yeniden þekil-lendirmek yatýyor. Basýndan kitle örgütlerine,siyasi partilerden derneklere kadar her türdenörgütlenme darbeyi meþrulaþtýracak kitlesel zemi-nin yaratýlmasý için zorlanmýþ durumda.

Balyoz darbe planýnda açýða çýkan belgeler 29generalle 133 subayýn yaptýðý bir toplantýdakikonuþmalarda "irticai, yýkýcý ve bölücü gruplara aittüm listeler ile teþkil edilecek olan özel görev lis-teleri güncellenecek" denilmiþ ve buna göre hazýr-lýklar yapýlmýþ.

Ýþte 2000'li yýllarda devlet tarafýndan yaratýlandüþmanlar hep bu darbe planlarýndaki bölünmeyegöre tarif ediliyor. Þeriatçý odaklar, bölücü odaklar!

AKP kapatýlmaya çalýþýldý, DTP ise kapatýldý.Milliyetçi, yurtsever güçler ise kendilerini darbe

planlarýndaki düþman tarifine göre örgütlemeye,þekillendirmeye baþladýlar.

Bu þekillendirme, sadece darbeye zemin yaratma,orduyu destekleme biçiminde deðil, darbe giriþim-lerine karþý atýlan her adýmý, demokratikleþmeyönünde gerçekleþen her giriþimi sulandýrma biçi-minde de sürüyor. Önce, "hadi caným ne darbesi"deniliyordu. Darbe giriþimlerine inanmama, ciddiyealýnabilecek bir darbeci güruhun olmadýðý yönündepropaganda yapýldý.

Cunta örgütlenmesine ve suikastçý yapýlanmalarakarþý baþlayan Ergenekon davasý da ayný þekilde,"Ergenekon, gel buraya kon" denilerek sulandýrýl-maya çalýþýldý.

Dava derinleþtikçe, davanýn zayýf noktalarýkeþfedilmeye çalýþýldý. Mustafa Balbay da mý dar-beciydi? Türkan Saylan da mý darbeciydi? Birisigazeteci, diðer cüzamla savaþ kahramanýydý!

Hrant'ýn öldürülmesinin de darbe planlarýyla, buplanlarý yapan Ergenekon örgütlenmesiyle bir ilgisiyoktu. Kafes Darbe planý da belli ki "yandaþ medyave polisin" bir tezgâhýydý.

Darbe giriþimlerini sulandýrmaya çalýþanlarýn sonicadý ise, "sivil darbe" zýrvasý. Artýk bir Hürriyetgazetesi yazarý da olan Nuray Mert, bu zýrvayaentelektüel bir içerik kazandýrmaya çalýþýyor veaskeri bir darbeye zemin yaratan "teori" üretmeklemeþgulken, maðdur rolünü çok iyi oynuyor. NurayMert, TV kanallarýnda, sivil darbeninkorkunçluðunu vurgulamak için, "yarýn yazýp yaza-mayacaðýmdan emin deðilim" diyor. Bu arada daiki gazetede ve iki TV kanalýnda program yapmayadevam ediyor.

Kendini solda gören örgütlenmelerden, kitleörgütü yöneticilerine kadar, Taraf gazetesinde yaz-mayý mide bulandýrýcý görüp ama bu arada DoðanMedya grubunda yazmanýn onurunu yaþayangazetecilerden çeþitli sol internet sitelerine kadar,darbe giriþimlerini sulandýrmaya çalýþanlarýn,apaçýk bir biçimde askeri bir darbeye zemin yarat-maya çalýþtýklarýný, daha da açýk bir ifadeyle, AKPhükümetini askeri ya da yargýsal bir darbeyledevreden çýkartmaya çalýþtýklarý görülüyor.

Bu yüzden son yýllarda, Ankara'da gerçekleþenson Türk-Ýþ mitinginde de olduðu gibi, her iþçieyleminde ikili bir bilinç yan yana ilerliyor. ÝþçilerinAKP'ye karþý sonuna kadar haklý talepleriyle birdarbeyle AKP'nin devrilmesini isteyenlerin talepleriiç içe geçiyor. Ýþçi sýnýfýnýn mücadele bayraðýylayurtseverlerin cunta özlemiyle dolu flamalarý, Tekeliþçilerinin 4C'ye karþý talepleriyle ErgenekoncuTürk Metal-Ýþ Sendikasý'nýn baþkaný MustafaÖzbek'i savunan Ýþçi Partisi'nin talepleri, yoksul-luða karþý sloganlarla Ergenekon avukatý DenizBaykal'ýn vurgularý iç içe geçiyor.

Bu yüzden sosyalistler ayný anda hem darbelere,iþçi sýnýfýnýn bölen milliyetçi, ýrkçý fikirlere karþý çýk-mak hem de iþçi sýnýfýnýn saflarýnda daha hýzlýörgütlenmek, sýnýf hareketinin kazanmasý içinmücadele etmek zorundalar.

Darbeye, Ergenekonçetesine karþýysan,

Kürt sorunundademokratik bir çözümistiyorsan,

Cinsiyetçiliðe vehomofobiye karþýysan

Küresel krize karþýmücadele etmek isti-yorsan

Küresel ýsýnmaya,nükleer santrallarakarþýysan w

ww

.dsi

p.or

g.tr

DSiP’e üye ol!devrimci sosyalizme güç ver

baþka bir dünya mümkün

Türkiye ile Ýsrail arasýnda yaþanankriz þimdilik çözüldü. Tarihte ilkkez sadýk ortaðý Türkiye'yle iliþk-

ileri kopma noktasýna gelen katil Ýsrailkarþýsýnda "Türk askerinin baþýna çuvalgeçirildi" diye ortalýðý velveleye verensahte anti-emperyalistler susuyor.

Türkiye ve Ýsrail arasýndaki tarihin enbüyük krizi Ýsrail'in resmi özür dileme-siyle sona erdi. Kurtlar Vadisi adlýdizide Ýsrail'in eleþtirilmesi bahanesiyleaþýrý saðcý Ýsrail hükümeti tarafýndanbaþlatýlan süreç, faþist Dýþiþleri BakanýLieberman'a baðlý bürokratlarýnTürkiye büyükelçisini alçak bir koltuðaoturtarak açýkça ýrkçý bir aþaðýlamadabulunmasýyla doruða çýkmýþtý.

ÝÝssrraaiill''iinn ssaaddýýkk ddoossttuu Filistin topraklarýnýn Siyonistler

tarafýndan iþgal edilmesi sonucu Ýsrail14 Mayýs 1948'de kurulmuþtu. 23 Mart1949 günü, dünyadaki kýnama ve tepki-lerin ortasýnda, Türkiye Ýsrail'i fiilentanýdý.

Bir iþgalci olarak düþmanlýkla dolu birortamda savaþ makinesini çalýþtýrarakayakta kalan Ýsrail'in arkasýndaÝngiltere, ABD ve yýkýlmasýna dek SSCBdurdu. Ancak Ortadoðu'da iki sadýkdostu vardý ki onlarýn desteði ve aktifiþbirliði ile uzun yýllar ayakta kaldý.1973 yýlýnda 20 gün süren Ýsrail-ArapSavaþý'nýn ardýndan 1981'de bir ABDiþbirlikçisi olan Hüsnü Mübarek'iniþbaþýna gelmesiyle birlikte Mýsýr veiþgalin baþýndan itibaren Türkiye.

Kemalist rejim, Araplarý ýrkçý ve düþ-man görürken Ýsrail'in varlýðýný destek-ledi ve meþrulaþtýrdý. ABD, üç sadýkdostu Ýsrail, Türkiye ve Mýsýr bölgedekihegemonyasýný ayakta tutarken 23Þubat 1996'da Türkiye-Ýsrail AskeriEðitim Ýþbirliði Anlaþmasý imzalandý.Ýmzayý 28 Þubat darbesinin önde gelensözcüsü Genelkurmay Ýkinci BaþkanýÇevik Bir atmýþtý.

Bu anlaþmaya göre iki devlet arasýn-daki sýký iliþkiler askeri düzeyde iþbir-liðine evrilecekti. Türk ordusu Ýsrail'inteknolojisi ve iç savaþ gücünden yarar-lanýrken, Ýsrailli subaylar, özellikleGazze'yi bombalayanlar gibi savaþpilotlarý, Türkiye'de uçuþ eðitimi ala-caktý. Anlaþmanýn arkasýnda isedünyanýn önde gelen silah tüccarýÝsrail'le Genelkurmay arasýndaki trily-onluk anlaþmalar duruyordu.

MMiilllliiyyeettççiilleerrAnlaþmadan 14 yýl sonra Ýsrail ve

Türkiye arasýndaki dostluk yerini düþ-manlýða býrakmýþ durumda. 2003'tenbu yana iktidarda bulunan AKPhükümeti bir darbeyle devrilmek iste-nen ve Gazze'ye sýkýþtýrýlan meþruHamas hükümetini destekliyor. Geçenyýl, Gazze katliamýnýn ardýndan gerçek-leþen Davos zirvesindeki 'one minute'

çýkýþý ile Türkiye, Ýsrail için artýk birdüþmandý.

Davos'tan 1 yýl sonra ise "koltuk" krizipatlak verdi. Filistin'in katili, tümdünya gözünde katliamcý bir güçolarak görülen Ýsrail'le iliþkilerkoparken çuval krizinde yaygara

koparanlar nerede? 4 Temmuz 2003'te Kuzey Irak'ta

Süleymaniye'de konumlanmýþGenelkurmay'a baðlý ÖzelKuvvetler'den 11 subay, TürkmenleriKürtlere dönük bir kýþkýrtma giriþimisýrasýnda ABD birlikleri tarafýndangözaltýna alýnmýþtý. Gözaltýna alýnan

Özel Harpçilerin baþýna çuval geçir-ilmesi meselesi milli bir sorun halinegetirilmiþti. AKP hükümetinin ABDemperyalizmine ve Ýsrail'e boyuneðdiði tezi ileri sürülmüþ, TayyipErdoðan Musa'nýn Çocuðu olarak anti-semitik saldýrýya hedef olmuþtu.

Yýl 2010. Türkiye; kendisi gibiABD'nin sadýk dostu ve bölgedekiçýkarlarýnýn bekçisi, savaþ ve ölümmakinesi Ýsrail ile karþý karþýya. Ancakkontrgerillanýn baþýna çuval geçirildiðiiçin tepinen sahte anti-emperyalistler,sahte komünistler ise susuyor.

Çünkü dün laik solun liderliðindekiFilistin direniþini, bugün ÝslamcýHamas sürdürüyor. Sahte anti-emperyalistler Filistin'in Müslümanhalkýna Ýsrail'den daha fazla düþman.

Dünün zavallý Filistinlileri bugün"dinci teröristleri" ilan ediliyor. ÜstelikGazze'de açlýða ve ölüme sýkýþtýrýlanFilistinlilerin hakkýný "dinci" AKPhükümeti savunuyor. Milliyetçiler,anti-semitizm gibi Ýslam fobisini deçoktan zihinlerine kazýmýþ.

Sahte anti-emperyalist Türk milliyetçi-lerinin maskesi tam da burada düþüy-or. Onlar ezilen ve haksýzlýða uðrayanFilistinlere olduðu gibi kendi halklarýnada düþman. AKP hükümetini Ýsrail'ekafa tutmaya iten þey; Türkiye halk-larýnýn, ABD'ye, Ýsrail'e, emperyalizme,savaþa ve iþgale olan bitmek bilmeztepkisidir.

SSeelliimm IIþþýýkk

Çakma anti-emperyalistlerÇuvala tepki gösterenler koltuk krizi karþýsýnda sessiz

GGaazzzzee’’yyee mmiisskkeett bboommbbaassýý yyaaððddýýrraann kkaattiill ÝÝssrraaiill’’ee kkaarrþþýý sseessssiizz kkaallaannllaarr TTüürrkk kkoonnttggeerriill-llaassýýnnýýnn bbaaþþýýnnaa ççuuvvaall ggeeççiirriillddii ddiiyyee oorrttaallýýððýý vveellvveelleeyyee vveerrmmiiþþttii..

Dünün zavallýFilistinlileri bugün "dinciteröristleri" ilan ediliyor. Üstelik Gazze'de açlýðave ölüme sýkýþtýrýlanFilistinlilerin hakkýný"dinci" AKP hükümetisavunuyor. Milliyetçiler,anti-ssemitizm gibi Ýslamfobisini de çoktan zihin-lerine kazýmýþ.

sayý: 385 sosyalist iþçi 9

Narodnizm, 1800'lü yýllarýnsonunda Rusya'da ortayaçýkan köylülüðe dayalýdevrimci hareketin adýydý.Asýl olarak Herzen veÇerniþevksi'nin fikirlerineyaslanýyordu.

Bir tarým toplumu olanRusya'da uzun yýllar en etkiliakým olarak kaldý.Narodnikler, iþçi sýnýfýnýnhenüz Rusya topraklarýndayeþermediðini, bu sebeple deköylülüðe dayalý bir devrimyapýlarak Çarlýðýn devrilmesigerektiðini savunuyorlardý.Narodnik hareketi asýl karak-terize eden düþünce popül-izmdi. Sýnýf kavramýnayaslanmayan muðlak bir halkvurgusu Narodniklerin teorive pratiðine damgasýnývuruyordu. En önemli slogan-larý: "Halka gidelim" idi.

Popülist retoriðine raðmenNarodnikler ile halk arasýndaciddi bir uçurum vardý.Narodnikler, devrime gidenyolun ancak bireysel teröristyöntemlerle açýlabileceðineinanýyorlardý. Bu düþünceyegöre Çarlýk subaylarýndanbirini veya bir bakaný vur-mak, çarlýðýn güçsüzlüðünüortaya koyacak ve halký çar-lýða karþý ayaklanmayagötürecekti. Ancak devrimiyapacak olanlar, silahlanmýþbilinçli devrimcilerdi.

Lenin de siyasi hayatýnaNarodnizm'den etkilenerekbaþlamýþtý. Lenin'in aðabeyiÇar'a yönelik bir suikast gir-iþiminde bulunduðu içinidam edilmiþti. Bu idamLenin'in devrimciliðeyönelmesinde etkili olduysada Lenin, bireysel terörizmekarþý tavýr aldý. Yaptýðý oku-malarla iþçi sýnýfýnýn kurtu-luþunun kendi eseri olacaðýsonucuna ulaþan ve bir mark-sist olan Lenin, Narodnizmekarþý keskin bir þekilde tavýraldý. Bu tavýr en açýk biçimde:Halkýn Dostlarý Kimlerdir?Sosyal-demokratlarla nasýlsavaþýrlar? isimli kitabýndaaçýða çýkar.

Türkiye'de de kendisinemarksist adý veren pek çokörgütün dayandýðý asýl temelNarodnizm'dir. Ýþçi sýnýfýnýneylemi yerine kendi eyleminiikame eden ve sýnýfýn yerinemuðlak bir halk vurgusukoyan örgütlerin sayýsý çokfazladýr.

Marksistler için budüþüncenin sorunu açýktýr:Devrim bilinçli-silahlý birgrubun eylemi ile deðil ancakve ancak çok geniþ kitlelerin,iþçi sýnýfýnýn kendi eylemi ilegerçekleþebilir. Bireyselterörist yöntemler iþçisýnýfýnýn kendi eylemine zararveren eylemlerdir. Bireyselterörizmin en net tanýmýnýLeon Troçki yapmýþtýr:"Terörizm, eli silahlýreformizmdir."

PPOOLLÝÝTTÝÝKKAANNIINN AABBEECCEESSÝÝ......

NNARODNÝZM1917 yýlýnýn 8 Mart'ýnda

Rusya'da iþçiler kendiliðin-den harekete geçerek

sonunda çarlýðý devirecek veiþçi demokrasisinin özyönetimorganlarý olan sovyetlerinyeniden ortaya çýkmasýnýsaðlayacak bir devrimci hareketibaþlattýlar. Rusya'da kullanýlanJulyen takvimine göre 23Þubat'ta baþlayan bu hareketÞubat Devrimi olarak tarihegeçti.

Bugün demokrasi tartýþ-malarýnýntam ortasýnda ÞubatDevrimi, demokrasinin en üstbiçimi konusunda hâlâ yol gös-teriyor.

11990055 pprroovvaassýý Aslýnda Þubat Devrimi'nde

ortaya çýkan sovyet aygýtýnýn birgeçmiþi vardý. 1905 yýlýndaRusya'da ortaya çýkan iþçi kon-seyi (sovyet), demokrasinin bugeliþkin biçiminin kendisini ilkgösteriþiydi.

1905'te, St. Petersburg'daKýþlýk Saray'ýn önünde iþçilerÇar Baba'dan ekmek istiyor-lardý, ta ki Çar tarafýndangörevlendirilen askerler barýþçýlkalabalýðýn üzerine ateþ açanakadar. Tarihe Kanlý Pazar olarakgeçen bu olay büyük birdevrimci ayaklanmanýn da fitili-ni ateþledi. Kitle hareketi en üstnoktasýna geldiðinde artýk kendidemokratik aygýtýný yaratmýþtý:St. Petersburg Sovyeti.

St.Peterburg Sovyeti ilk olarakpolitik bir genel grev örgütle-mek için bir araya gelen iþçidelegeleri tarafýndan kuruldu.Bu delegasyonun kuruluþ moti-vasyonu, bütünüyle iþçilerintalepleri için bir kitle örgütükurulmasý isteðiydi. Yani iþçisýnýfýnýn bizzat kendi eylemininbir sonucuydu. Troçki, sovyethakkýnda þöyle söylüyordu:

"Kendisini yaratan politikgrevin bir sonucu olarak Sovyet,devrimci kitlelerin öz yönetimorganýndan baþka hiçbir þeydeðildi: bir iktidar organý. Obütünün iradesiyle bütününparçalarý üzerinde egemenlikkurdu. O, gönüllü olarak tâbiolunan demokratik bir ikti-dardý."

Sovyet politik kitle grevlerininhem sonucu hem de yöneticiorganýydý. 1905 devrimi yenil-giye uðradý ama iþçilerin zih-ninde artýk kendi iktidarlarýnýsürdürecekleri bir aygýt yeretmiþti.

KKeennddiilliiððiinnddeenn hhaarreekkeett Birinci Dünya Savaþý patlak

verdiðinde Rusya hâlen tarýmadayalý bir toplumdu. 120 mily-onluk nüfusun ancak 10 mily-onu iþçi sýnýfýndan oluþuyordu.Savaþ yýllarýnda özellikle St.Petersburg'da sanayi çokyoðunlaþtý. Bu ayný zamanda,iþçi sýnýfýnýn da sayýsal olarakbüyümesi anlamýna geliyordu.

1914'te sosyal demokrat parti-lerin savaþtan yana tavýr almasýile Avrupa'da iþçi sýnýfý saflarýnasýzan yurtsever hava, Rusya'dauzun süre yaþayamadý. Savaþ1914-16 yýllarý arasýnda iþçi

sýnýfý açýsýndan ciddi bir yýkýmayol açmýþtý. Savaþtaki yenilgilerve giderek artmaya baþlayanyoksulluk iþçi sýnýfý saflarýndaöfkeye yol açmýþtý. Bu yýllararasýnda pek çok grev yapýldý.Ýþçi sýnýfýnýn hareketininmerkezi, sanayinin yoðunlaþtýðý,adý artýk Petrograd olarakdeðiþmiþ St.Petersburg'du. Ýþçisýnýfý saflarýnda militanlýkgiderek yükseliyordu.

1917 yýlýnda 8 Mart DünyaKadýnlar Günü kutlamalarýsýrasýnda (Rus takvimine göre23 Þubat) kadýn iþçiler ekmektalebiyle bir grev hareketibaþlattý. Grev hareketi kýsa süreiçinde büyüdü, erkek iþçiler veöðrenciler de hareketekatýldýlar. Hareketinbüyümesindeki en büyük etken-lerden bir tanesi, greve baþlayanPutilov fabrikasý iþçileriydi. Kýsazamanda Petrograd'da iþçilerinyarýsý grevdeydi.

"Ekmek Ýstiyoruz" sloganý dahareketin geniþlemesiyle birliktedeðiþime uðramaya baþlamýþtý."Kahrolsun Savaþ" ve"Kahrolsun Çarlýk" sloganlarý,ekonomik taleplerin hýzla poli-tik taleplere dönüþtüðününgöstergesiydi.

25 Þubat günü genel grev ilanedildi. 10 binlerce iþçi sokaklar-daydý. Çarlýðýn gösteri yapaniþçilerin üzerine askerleri gön-dermesi de fayda etmedi.Subaylarýn emirlerine aldýrýþetmeyen pek çok asker gösteri-cilerle birleþmeye baþladý. Ordubölünmüþtü.

26 Þubat'ta Çar, göstericilereateþ edilmesi emrini verdiyse deordu içindeki bölünmeleriengelleyemedi. Askerler kitleler

hâlinde göstericilere katýlýyor,katýlmayanlar ise kitleye ateþaçmayý reddediyordu. Bununüzerine polis kuvvetleri devreyegirdi, çatýlara kurulan mitralyö-zlerle iþçilere ateþ açýldý. Buateþ, Çarlýðýn kendi kendisinesýktýðý son kurþun oldu. Sokakçatýþmalarý baþladý. Ele geçirilenpolis ajanlarý öldürüldü.Silahlanan iþçiler, mitralyözleride ele geçirdiler.

27 Þubat sabahý geldiðinde 100binlerce iþçi Nikolayevski Garýmeydanýnda toplandýlar. Ýþçiler,kendi saflarýna geçen on bin-lerce askere önderlik ederekKýþlýk Saray'a doðru yürüyüþegeçtiler. Duma (Parlamento)kuþatýldý.

Kýsa bir süre önce yýkýlmasýçok mümkün gözükmeyen Çar-lýk, iþçi sýnýfýnýn kendiliðindeneylemi ile birkaç gün içindeyerle bir olmuþtu. Bolþeviklerde dahil olmak üzere iþçi sýnýfýpartilerinin hiçbirinin önderlikedemediði devrim, çarlýðý yýktý.

Ýkili ÝktidarÞubat Devrimi iki türlü iktidar

aygýtýnýn ortaya çýkmasýna yolaçtý. Bunlardan bir tanesi iþçisýnýfýnýn kendi öz örgütlülüðüolan sovyetti. 1905 yýlýnýn St.Petersburg Sovyeti, 1917'dePetrograd Sovyeti olarakyeniden ortaya çýktý. Diðer ikti-dar aygýtý ise 1 Mart'ta Sovyet'inde desteði ile kurulan GeçiciHükümet'ti.

Geçici Hükümet, asýl olarakburjuva unsurlarý içeriyordu.Kýsa bir süre sonra GeçiciHükümet gerçek yüzünü ortayakoydu. Savaþýn devamlýlýðýndanyana tavýr aldýðý gibi yoksulluksorununa da hiçbir sorun

bulamýyordu. Diðer tarafta, sovyetler içinde

temsil edilen partilerin büyükbir çoðunluðu GeçiciHükümet'in desteklenmesindenyanaydý. Menþevikler bu tavrýnen açýk destekleyicileri olaraköne çýkýyordu. AncakBolþevikler içinde de Stalin'iniçinde olduðu bir grup merkezkomite yöneticisi, "aþamalýdevrim" fikrini savunarak iþçi-lerin iktidarý almasýna karþýçýkýyordu.

Oysa iki iktidarýn ayný andayaþama þansý yoktu. Ýþçi sýnýfýya kendi yönetim organlarý olanSovyetler aracýlýðý ile iktidara elkoyacak ya da burjuvahükümetin altýnda sömürülm-eye devam edeceklerdi.

Bütün Ýktidar Sovyetlere Ýki iktidar aygýtýnýn bir arada

bulunamayacaðý yönündeki ennet formülasyon Lenin'dengeldi. Þubat Devrimi'ni doðrubir þekilde deðerlendiren Lenin,sürgünden döndüðünde ünlüNisan Tezleri'ni formüle etti.

"Bütün Ýktidar Sovyetlere" slo-ganýný yükselten Lenin'i baþtakendi yoldaþlarý bile ciddiyealmadý. Ýþçi sýnýfýna dönenLenin, partinin geri kalanýnýkazanmayý baþardý ve Ekimayýnda iþçi sýnýfý iktidarý elegeçirdi.

Þubat Devrimi, Ekim'e gidenyolda iþçilerin demokratikaygýtýnýn yeniden doðuþunutemsil ediyordu. Sovyet,demokrasinin en üst biçimiydive o günden bugüne daha üstbir demokratik biçim ortaya çýk-madý.

CCaann IIrrmmaakk ÖÖzziinnaannýýrr

1917 Þubat Devrimi: Sovyet Demokrasisinin Doðuþu

ÝÝþþççiilleerr ÇÇaarr’’ýýnn SStt.. PPeetteerrssbbuurrgg’’ddssaakkii KKýýþþllýýkk SSaarraayyýýnnaa yyüürrüürrkkeenn - ÞÞuubbaatt 11991177

10 sosyalist iþçi sayý: 385

Halil Berktay, Lenin ve StalinHalil Berktay geçtiðimiz hafta Taraf gazetesinde arka arkaya

DSÝP, Türkiye'de solun þekillenmesi ve evrimi, 1917 Ekim devrimive devrim sonrasýnda yaþananlar, Komintern politikalarý gibi birdizi baþlýðý deðerlendirdiði birkaç makale yayýnladý.

Makalelerin özünde; Türk solunun "anormal", DSÝP'in ise "nor-mal" bir solu temsil ettiði, en aklý baþýnda sol gücün DSÝP tarafýn-dan temsil edildiði vurgusu vardý.

DSÝP üyeleri açýsýndan bu görüþler yeni deðil, çünkü HalilBerktay ayný görüþlerini Marksizm Günleri'nde de ifade etti. Nevar ki DSÝP'i olumlarken kullandýðý bir tarif, yani, "Siz, teorinizeraðmen doðru politikalarý üretiyorsunuz" tezi, doðru deðil.

Bozuk saat bile günde iki kez doðruyu gösterir kliþesini biliy-oruz ama Türkiye'de temel politik tartýþmalarda DSÝP'in doðrupolitik tutumlar almasý, darbelere amasýz, fakatsýz karþý çýkmasý,baþörtüsü özgürlüðünü savunmasý, milliyetçilik virüsüne zerrekadar prim vermemesi, Kürt halkýnýn mücadelesini koþulsuzdesteklemesi, cinsel yönelimler üzerindeki baskýlara karþý olmasý,sol milliyetçiliðe karþý sürekli tartýþmasý, kemalizmi bir diktatör-lük ideolojisi olarak görüp bu ideolojinin çöküþünün hýzlandýrýl-masý gerektiðini savunmasý, seçilmiþ hükümetler üzerindekiaskeri müdahalelelere ve darbeye zemin yaratmak için herdüzeyde çalýþan derin yapýlanmaya karþý çýkmasý, Türk solunungenel hastalýðý olan "tarafsýzlýk", "yesinler birbirini" maskesiarkasýna saklanan gizli kemalizmini açýða çýkartmasý, Ermenilereyönelik soykýrýmýn da üzerinden yükselen "Cumhuriyet kazaným-larý" teziyle dalga geçmesi, AKP analizi, CHP analizi veTürkiye'de özel bir tehlike olan faþizm analizi ve daha bir dizibelli baþlý politik konulardaki analizleri, devrimci bir teoriye, yanimarksist teoriye yaslanmasý nedeniyle mümkün oluyor.

Teori var, teori var! Marksizm var, marksizm var! DSÝP'in temelfarký, aþaðýdan sosyalizm geleneðini savunmasý ve bu geleneðinüzerinde yükselmesinde. DSÝP'in; darbe giriþimlerine karþý çýka-bilmesi, 27 Mayýs darbesine de 12 Eylül darbesine de, 28 Þubat'ada 27 Nisan'a da net bir politikayla karþý çýkabilmesi, geleneðineraðmen deðil, geleneði sayesinde. Zira, aþaðýdan sosyalizmgeleneði demokrasiyi, kullaným deðeri devrimci partininihtiyaçlarýnca belirlenen bir araç olarak görmez. Rusya'nýn1920'lerin ortalarýndan itibaren Stalin önderliðindeki bürokrasininadým adým örgütlediði bir karþý devrimle devlet kapitalisti birrejime dönüþtüðünü ilk kez açýklayan Tony Cliff, demokrasyleilgili þunu söylüyordu: "Bize göre iþçi sýnýfýnýn baðýmsýz eyle-minden ayrý bir sosyalizm olamaz. Sosyalizm yukarýdan aþaðýyakurulamaz. Demokrasi olmadan kapitalizm olabilir. Ama sosyal-izm, iþçilerin kontrolü demek olduðu için demokrasi olmadan ola-maz. Demokrasi herþeyin kalbidir sosyalizmde."

Stalinizm, aþaðýdan sosyalizm geleneðinin kesintiye uðramasýnaneden oldu. Ýþçi sýnýfýnýn 1917 yýlýnýn devrimci kitlesel eylem-leriyle elde ettiði tüm kazanýmlarý gasp etmekle kalmadý stalin-izm, ayný zamanda büyük bir maharetle kendisini leninizmindevamcýsý olarak da ilan etti. Komünist Enternasyonal de bu karþýdevrime baðlý bir þekillenme yaþayarak 1930'larda Rusbürokrasinin dýþ iliþkilerine yardýmcý olan bir araç haline geldi.Stalinist bürokrasi; milliyetçiliði, parti iktidarýný ve devletmülkiyetini sosyalizmin kuruluþunun vaz geçilmez öðeleri olarakkabul ettirdikçe, farklý ülkelerde milliyetçiliði, tepeden örgütlen-meyi, anti demokratik, kendi eylemini iþçi hareketinin eylemininyerine ikame etmeyi, ulusal devlet kapitalizmini geliþtirmeyisosyalizm mücadelesinin temel baþlýklarý olarak algýlayan bir jen-erasyon þekillendi.

Bu jenerasyon, stalinizmin sosyalizmden kopuþ olduðunu veTroçki'nin deyimiyle stalinizm ve bolþevizmi bir kan nehrinin bir-birinden ayýrdýðýný kavrayamadý. 20. yüzyýl, ayný zamanda, stalin-izm ile küresel kapitalizmin küresel suç ortaklýðýnýn tarihidir.1920'lerin sonlarýna doðru Çin'de, Fransa'da, ispanya'da istisnasýzher devrimci kitle hareketi stalinizmin egemenliði nedeniylemaðlup oldu. Bu hareketler belki yine yenilebilirdi ama stalinizmyenilgiyi kaçýnýlmaz hale getirdi. Almanya'da ise Hitler'in iktidaragiden yolu stalinist "sosyal faþizm" teorisiyle döþendi.

Geçmiþ dönemin maðlubiyetlerinin marksist teori açýsýndananlaþýlýr bir nedeni var. Troçki'nin faþizme karþý neredeyse tekbaþýna çýkarttýðý ve nazilerin yükseliþinin önlenmesi için önerdiðibirleþik cephe haykýrýþý ne kadar normalse, DSÝP de bugün okadar normal bir partidir.

Þenol Karakaþ

Bülent Arýnç’a dönüksuikast giriþimi, Kafesdarbe planlarý ve Kürtlere

dönük ýrkçý saldýrýlarý bir darbeiçin ortam hazýrlanmasý olarakdeðerlendiren 70 Milyon AdýmKoalisyonu Ankara, Ýstanbul veÝzmir’de darbeye karþý sivilsavunma için sokaða çýktý.

Ýlk eylem 8 Ocak günü AnkaraAdliyesi’nin önünde gerçekleþti.Kontrgerillanýn kozmik odasýnda

arama yapan Hâkim LütfüKayan’a 8 mermi yollanmasýdarbe karþýtý aktivistler tarafýn-dan protesto edildi. “Sessiz olunhakim çalýþýyor”, “Hakimimedokunma” pankartlarý açan grupadýna basýn açýklamasýný DamlaÇimen okudu. Açýklamada kont-gerillanýn üzerine giden SavcýDoðan Öz’ün öldürülmesi gibiKayan’a yollanan 8 merminin dedarbe soruþturmasýnýn üzeriniörtme giriþiminin bir parçasýolduðu vurgulandý. Eylemedestek veren ve katýlan tek örgütDSÝP oldu.

9 Ocak günü saatler 11.30’ugösterdiðinde darbe karþýtlarýÝstanbul’da Fener RumPatrikhanesi önünde eylemyaptý. Rumca ve Türkçe “bütünhalklar kardeþtir” yazýlý pankart-larý taþýyan aktivistler, HrantDink’i öldürten ve azýnlýklarýkatletmeyi hedefleyen KafesDarbe Planý’ný burada protestoetti. “Ergenekon daðýtýlacak”,“Yaþasýn haklarýn kardeþliði” slo-ganlarýnýn atýldýðý eylemde basýnaçýklamasýný Yýldýz Önen okudu.Açýklamanýn ardýndan Rumca veTürkçe kardeþlik mesajý taþýyan

pankartlardan biri Patrikhane’yeiletildi. DSÝP, Genç Siviller, BDPve DÖH eyleme katýlan örgütler-di.

Ayný saatte darbeye karþý sivilsavunmanýn ikinci adresi Barýþve Demokrasi Partisi’nin Ýzmir ÝlÖrgütü önüydü. Ýzmir’desaldýrýya uðrayan BDP iledayanýþmayý dile getiren açýkla-mayý Nalan Damarsardý okudu.Ýzmirli darbe karþýtlarý Kürtlerekarþý yapýlan kýþkýrtmalarýnkarþýsýnda olduklarýný ve hak-larýn kardeþliði için darbecilerinyargýlanmasý gerektiðini vurgu-ladý. Eyleme DSÝP, Mazlum-Derve BDP üyeleri katýlý.

9 Ocak’ta darbeye karþý sivilsavunma eyleminin gerçekleþtiðiyer yine Ankara oldu. Birsuikastin hedefi olan BülentArýnç’ýn Çukurambar’daki evininönünde toplanan darbe karþýtlarý,‘kozmik belgeler açýklansýn’talebini dile getirdi. 70 MilyonAdým Koalisyonu adýna açýkla-mayý okuyan Ekin Gayretli tümdarbe karþýtlarýný 23 Ocak’taÝstanbul’da buluþmaya çaðýrdý.

Hrant Dink içinbildiri daðýtýmý

17 Ocak’ta Taksim iki günsonraki anma eyleminiduyurmak için buluþan 400kiþi “katilleri biliyoruz, adaletistiyoruz” yazýlý bildirileridaðýttý.

17 Ocak’ta saat 15.00Taksim Tramvay Duraðý’ndabuluþan Hrant’ýn arkadaþlarýburada yarým saat boyuncabildiri daðýttý.

“Katilleri tanýyoruz, adaletistiyoruz” yazýlý pankart,Türkçe ve Ermenice dövizlertaþýyan ýrkçýlýk karþýtlarý“hepimiz Hrant’ýz hepimizErmeni’yiz”, “Hrant’ýn katiliErgenekon çetesi”, “IrkçýlýðaDur De” ve “yaþasýnhal,klarýn kardeþliði” slogan-larýyla yürüyüþe geçti.

Yol boyunca yüzlerceinsana bildiri verip, 19 Ocakanmasýna davet edenaktivistler yarým saat boyun-ca Galatasaray Meydaný’ndakalarak toplu halde bildiridaðýttý. Burada Hrant’ýnarkadaþlarý adýna basýn açýk-lamasýný okuyan MahirGünþiray, cinayetin ardýndan3 yýl geçtiðini, ancak davadaherhangi bir ilerlemeolmadýðýnýn altýný çizdi.

Eylem 19 Ocak’ta AgosGazetesi önünde buluþalýmçaðrýsý ile son buldu.

Darbeye karþý sivil savunma

Hrant Dink 3. yýldönümündebinlerce ýrkçýlýk karþýtý tarafýn-dan anýldý. Ankara'da iki binkiþi önce Hrant için, ardýndanTekel iþçilerine destek içinyürüdü. Her iki eyleme deDSÝP öncülük etti.

DSÝP, hem Tekel iþçilerinindireniþine baþtan beri destekveriyor hem de Hrant için eyle-mi örgütlüyor. Tabi TKP'liyazarlar bakýyor ve DSÝP'igöremiyor. Sonra da dönüpçamur atýyor. Bunlar darbelerekarþý yürür, Hrant için yürürama Tekel iþçileri içinyürümez!

Elbette DSÝP'i göremiyorlar.Çünkü biz TKP gibi iþçilerinhaklý direniþini kullanmak,

kendi partimizin reklamýnýyapmak amacýnda deðiliz.Bunu yapan çok, baþta CHP veMHP. Biz iþçilerin sahte dost-larýyla ayrýmýmýzý belirttik,Tekel iþçilerinin sesinin duyul-masý için çaba gösterdik.Hrant'ýn arkasýndanyürümeyenlerin, Ergenekoncukatillere karþý kýlýný kýpýrdat-mayanlarýn elbette iþçilere debir hayrý dokunamaz. Onlarýntek derdi var, kendilerini öneçýkartmak, iþçi sýnýfý içerisindemilliyetçi ve darbe yanlýsýgörüþleri yaymak.

Ama boþuna uðraþýyorlar, bumaya bu gölde tutmaz.

VVoollkkaann AAkkyyýýllddýýrrýýmm

Hrant anmasýndan Tekel direniþine

99 OOccaakk 22001100 ÝÝssttaannbbuull -FFeenneerr RRuumm PPaattrriikkhhaanneessii öönnüü

FFoottoo:: HHüüsseeyyiinn AAllýýþþkkaann

Aþaðýdan sosyalizm-Kapitalist toplumda tümzenginliklerin yaratýcýsýiþçi sýnýfýdýr. Yeni birtoplum, iþçi sýnýfýnýn üre-tim araçlarýna kolektifolarak el koyup üretimive daðýtýmý kontroletmesiyle mümkündür.

Reform deðil, devrim-Ýçinde yaþadýðýmýz sis-tem reformlarla köklü birþekilde deðiþtirilemez,düzeltilemez.-Bu düzenin kurumlarýiþçi sýnýfý tarafýndan elegeçirilip kullanýlamaz.Kapitalist devletin tümkurumlarý iþçi sýnýfýnakarþý sermaye sahipleri-ni, egemen sýnýfý koru-mak için oluþturulmuþ-tur.-Ýþçi sýnýfýna, iþçi konsey-lerinin ve iþçi milislerininüzerinde yükselen tama-men farklý bir devletgereklidir.-Bu sistemi sadece iþçisýnýfýnýn yýðýnsal eylemidevirebilir.-Sosyalizm için mücadeledünya çapýnda birmücadelenin parçasýdýr.Sosyalistler baþkaülkelerin iþçileri ile daimadayanýþma içindedir.-Sosyalistler kadýnlarýntam bir sosyal, ekonomikve politik eþitliðinisavunur.-Sosyalistler insanlarýncinsel tercihlerindendolayý aþaðýlanmalarýnave baský altýna alýn-malarýna karþý çýkarlar.

Enternasyonalizm-Sosyalistler, bir ülkeniniþçilerinin diðer ülkeleriniþçileri ile karþý karþýyagelmesine neden olanher þeye karþý çýkarlar.-Sosyalistler ýrkçýlýða veemperyalizme karþýdýrlar.Bütün halklarýn kendikaderlerini tayin hakkýnýsavunurlar.-Sosyalistler bütün haklýulusal kurtuluþ hareket-lerini desteklerler.-Rusya deneyi göster-miþtir ki, sosyalizm tekbir ülkede izole olarakyaþayamaz. Rusya, Çin,Doðu Avrupa ve Kübasosyalist deðil, devletkapitalistidir.

Devrimci parti-Sosyalizmin gerçekleþe-bilmesi için, iþçi sýnýfýnýnen militan, en mücadele-ci kesimi devrimci sosyal-ist bir partide örgütlen-melidir. Böylesi bir partiiþçi sýnýfýnýn yýðýnsalörgütleri ve hareketi için-deki çalýþma ile inþaedilebilir.-Sosyalistler pratik içindediðer iþçilere reformizminiþçi sýnýfýnýn çýkarlarýnaaykýrý olduðunu kanýtla-malýdýr. Bu fikirlerekatýlan herkesi devrimcibir sosyalist iþçi par-tisinin inþasý çalýþmasýnaomuz vermeye çaðýrý-yoruz.

SSoossyyaalliisstt ÝÝþþççii nnee ssaavvuunnuuyyoorr??

ii nn tt ee rr nn ee ttozurdiliyoruz.combarisarock.orgkureselbarisveadalet.orgkureseleylem.orgdurde.orghranticinadaleticin.com70milyonadim.org

sayý: 386 sosyalist iþçi 11

ÝÝssttaannbbuull:: Hrant Dink'inarkadaþlarý, saat 14.30'da AgosGazetesi önünde toplandý. 5 binkiþinin katýldýðý anma töreninde sýksýk 'Hepimiz Hrant'ýz hepimizErmeniyiz', 'Hrant'ýn katiliErgenekon devleti', 'faþizme inat,kardeþimsin Hrant', 'Hrant içinadalet için' sloganlarý atýldý. Türkçeve Ermenice yüzlerce dövizinüzerinde öldür emri verenlerin söz-leri vardý. Saat 15.00'i göster-diðinde, tam da kardeþimizinvurulduðu bu an yapýlan saygýduruþunda bir çok kiþi gözyaþlarýný tutamadý.

Hrant'ýn arkadaþlarý adýna basýnaçýklamasýný yönetmen SýrrýSüreyya Önder okudu. Önder '3 yýlönce tam da burada yere düþen,sadece kardeþimiz Hrant deðildir.Yere düþen namusumuz, izzetimizve haysiyetimizdir. Bunu namususaymamak namustan habersizolmak demektir. Bunu haysiyetsaymamak, haysiyetten nasipsizolmak demektir. Madem katilleritanýyoruz. Gün katilleri ve çanaktutanlarý teþhir etmek günüdür'diye konuþtu.

Önder'in arkasýnda Rakel Dink veArat Dink Hrant'ýn arkadaþlarýnaseslendi. Rakel Dink çok üzgündü,topluluðu selamlamakla yetindi.Hrant'ýn oðlu Arat Dink ise tammetnini bu sayfada bulacaðýnýz tar-ihi bir konuþma yaptý. Anma eyle-mi, 8 Þubat'ta 13. duruþmasýgerçekleþecek olan Hrant Dinkcinayeti davasýnda yine saat 10'daBeþiktaþ'ta buluþma çaðrýsý ile sonaerdi.

AAnnkkaarraa:: 19 Ocak 2010 saat18.00'de SSK Ýþ haný önündeHrant'ýn Arkadaþlarý pankartýarkasýnda toplanan iki bin kiþiadalet taleplerini dile getirdi."Katili tanýyoruz adalet istiyoruz"ana sloganýyla yapýlan etkinliðedestek veren kurumlar ve kiþilerHrant Dink'in birleþtirici özelliðinivurgulayarak Hrant'ýn Arkadaþlarýadý ile tek bir etkinlik gerçekleþtir-di.

Hýristiyanlardan, eþcinsellere,sosyalistlerden, baþörtülü kadýnlarakadar her kesimden ýrkçýlýk karþýt-larý SSK Ýþ haný önünden YükselCaddesi'ndeki Ýnsan HaklarýAnýtý'na kadar yürüdüler. Hrant'ýn

Arkadaþlarý adýna basýn açýklamasýyapan Pelin Karadað, HrantDink'in katledilmesinin ardýndanüç yýl geçmesine raðmen gerçekkatillerinin mahkeme önüneçýkarýlmadýðý, kafes eylem planýnýnyeterince araþtýrýlmadýðýný vurgu-landý ve Hrant Dink'in býraktýðýonurlu, eþit kardeþlik ideali gerçek-leþtirilene kadar adalet istemeyedevam edileceði belirtti. Eylemde'Ergenekon Halka Hesap Verecek','Hepimiz Hala Ermeniyiz','Irkçýlýða Dur De' sloganlarý atýldý.Basýn açýklamasýnýn ardýndantekrar yürüyüþe geçildi ve Ankarasokaklarýnda adaletin, kardeþliðinsesi yükseltildi.

BBuurrssaa:: Hrant Dink Bursa'da daanýldý. 19 Ocak günü saat 12.00'deMaðfel'in önünde toplanan 250ýrkçýlýk karþýtý buradan HeykelKent Müzesi'ne sloganlarlayürüdü. Kent müzesi önündeyapýlan açýklamada önce AzraSerhat, ardýndan Rüstem Avcý birerkonuþma yaptý.

ÝÝzzmmiirr:: Konak Pier önünde biraraya gelen 1000'in üzerinde Ýzmir-li büyük bir Hrant Dink fotoðrafý

ve "Katili Tanýyoruz Adalet Ýstiy-oruz" pankartýnýn arkasýnda slo-ganlarla Eski Sümerbank önünekadar yürüdü. Yürüyüþ sýrasýndakatýlýmcýlarýn bir çoðu Türkçe,Kürtçe ve Ermenice dövizlertaþýdýlar. Yürüyüþ ve anma etkin-liði boyunca "Hepimizi Hrantýz,Hepimiz Ermeniyiz", "Hrant'ýnkatili Ergenekon çetesi" ve kardeþ-lik sloganlarý atýldý.

Grup anmanýn yapýlacaðý yeregeldiðin kurulan sahnenin arkasýn-daki Ýþçi Partisi bürosunu iþaretederek "Ýþe burasý ergenekonyuvasý" sloganlarý ile Hrant Dink'incenazesinde "Hepimiz Ermeniyiz"diye yürüyen yüzbinlere "HepinizAmerikancýsýnýz" diye saldýran iþçipartisini protesto ettiler.

Coþkun Üsterci'nin yaptýðý basýnaçýklamasý ile baþlayan etkinlik.Hrant için söylenen kardeþlikþarkýlarý ve þiirlerle devam etti.Etkinliðin sonuna doðru kurulanpanoda katýlýmcýlar Hrant içinmektup yazdýlar ve etkinlikHrant'a adanan bir pandomim gös-terisi ile sona erdi.

Hrant Dink öldürülmesinin 3. yýldönümü binlerce insan tarafýndan anýldý

‘Katilleri tanýyoruz, adalet istiyoruz’

1199 OOccaakk 22001100 - ÝÝssttaannbbuull,, HHrraanntt vvuurruulldduuððuu yyeerrddee..

"Burasý tuhaf bir ülke. Ýnsan,babasý öldürültükten sonra üç yýlsonra çýkýp babasýna aðlamayautanýyor. Üç yýlda hesabý sorula-caðýmý sanýyordum. Üç yýldaadalet adýna ne oldu? Hesabýsorulacak üç yýl daha eklendi.

Geçen üç yýlda medyada en çokyer alan, 3 çocuðun ailemizlemahkemeyle alay ediþi olmuþ. Benburalarda yoktum. Þimdi soruyo-rum 3 yýl önce onlar yalnýz mýdý,babam öldürülürken? Son 3 yýldýrbizimle dalga geçerken yalnýzlarmýydý?

Babam, öldürülmeden üç günönce bir yazý yazdý. 'Valilikte had-dim bildirilmeye çalýþýldý' diye. Ýkiistihbaratçý da vardý orada.Mahkeme 'O kiþiler kim?' diyesoru sordu, 1.5 sayfa masal anlat-týlar. Mahkeme, 'Yeni cevabagerek yok, yeterli' dedi.Mahkeme, bizimle dalga geçmedimi?

Hiddetim, öfkem ve acýmnedeniyle sakýn bazý arkadaþlarýmsonuç çýkarýp cam çerçeve indirm-eye kalkmasýn. Eðer varsa onlara'yuh olsun' diyorum.

Ben onlarý da anlýyorum. Ben budünyanýn bütün camýný çerçevesi-ni indirmek istiyorum. ÖnceAgos'un bu güvenlik camlarý var,onlarý indireceðim. Babamýnbüstü var. Onu kýrmak, parçala-mak istiyorum. Ben büstlerisevmiyorum, ben insanlarý seviyo-rum. Ama deðil, deðil. Çamçerçeve mi indireceðiz?

Siz üç yýl önce bu iþin nasýlyapýldýðýný gösterdiniz ve üçyýldýr gösteriyorsunuz.

Asýl öyle kalabalýk olup, o vakarýkoruyabilmek lazým. Onu koruya-bilmemiz lazým. Çünkü onu, okýrmayý dökmeyi devlet yönete-biliyor ama sizi yönetemiyor.Ama korktu.”

AARRAATT DDÝÝNNKK’’ÝÝNNSSÖÖZZLLEERRÝÝ::

19 Ocak'ta Agos gazetesi önündeki anma eylemininardýndan Barýþ için Sanat Giriþimi aktivistleriHrant'ýn vurulduðu yerden yaklaþýk 500 metreötedeki Ergenekon Caddesi'ne sloganlarla yürüdü.Daha önce Mustafa sarýgül yönetimindeki ÞiþliBelediyesi'ne caddenin utanç verici ismini

deðiþtirmek için yapýlan baþvurular bürokratikyönetmelerle engellenmiþti. Aktivistler çözümüdoðrudan eylemde buldu. Hrant Dink Caddesiyazýlan tabelanýn üzerine Ergenekon Caddesitabelasý asýldý. Aktivistler fiili deðiþikliði yasal olarakda yapmak için giriþimlere devam edecek.

Ergenekon deðil Hrant Dink Caddesi

ssoossyyaalliisstt iissccii Z Yayýncýlýk ve Tanýtým Hizmetleri Ltd. Þti.

Sahibi: Ayþe Demirbilek Sorumlu YazýiþleriMüdürü: Volkan Tamusta Adres: Caferaða

Mahallesi, Nail Bey Sokak, No: 9/15, Kadýköy/Ýstan-bul Baský: Yön Matbaacýlýk, Davutpaþa Cad. Güven

Sanayi Sitesi, B Blok, Kat 1, No: 366 Topkapý,Ýstanbul-0212 544 66 34 Yerel süreli yayýn,

iki haftada bir yayýnlanýr. wwwwww..ssoossyyaalliissttiissccii..oorrgg

Domuz gribi insanlar içingerçekten büyük bir tehdit mi?Avrupa Saðlýk Konseyi KomitesiBaþkaný'na göre domuz gribi'sahte bir salgýn'.

Dünya Saðlýk Örgütü (WHO),41 yýl aradan sonra, pandemiktehdit yani dünya çapýnda sal-gýn hastalýk alarmý vermiþti.H1N1'in insandan insana geçentehlikeli bir virüs olduðunuaçýklayan WHO tüm dünyahükümetlerinden acil eylemplanýný uygulamalarýný istemiþti.

Dünyadaki 6,5 milyar insan-dan 1 milyarýnýn iki yýl içindedomuz gribi olacaðýný raporeden bir çok saðlýk kuruluþubazen milyonlarca kiþinin öle-ceðini bazense dünya çapýndakaybýn 1 milyon olacaðýný ilerisürmüþtü. Dünya Bankasý ise 70milyon kiþinin H1N1 nedeniyleöleceðini açýklamýþtý.

Amerika kýtasýndan baþlayarak

dünyanýn 160 ülkesinde sap-tandýðý ilerisi sürülen, ancaksemptomlarý mevsimsel griptenayýrdedilemeyen domuz gribineönlem için devletler milyonlarcadoz aþý sipariþ etti. ABDhükümeti geçen sonbahar 195milyon doz aþý aldý, aþýnýn mik-tarýný artýrmaya dönük bileþim-den de 120 milyon doz sipariþetti. Diðer devletler de ABD'yiizlerken Türkiye 8 milyon dozaþý satýn aldý.

2009 sonuna dek dünyada 100milyon insan H1N1 aþýsý olmuþ-tu. Türkiye'de 2 milyon kiþiaþýlanýrken Dünya SaðlýkÖrgütü aþý olan kiþilerininhiçbirinde ölüm olmadýðýnýbelirtmiþti.

KuþkularDomuz gribinin bir yalan

olduðu baþýndan itibaren ilerisürüldü. Ancak dünyada saðlýkkonusunda bir otorite olarak

görülen WHO'nun açýklamalarýyanýnda bu her zamanki komploteorilerinden biri olarakgörüldü. Ýnsanlar her an her yer-den kapabilecekleri ve sonundaölebilecekleri bu basit hastalýk-tan korkuyordu.

Kuþkularý baþlatan aþý hakkýn-daki tartýþmalar oldu. H1N1aþýsýnýn mevsimsel grip aþýlarýn-dan farklý olmadýðý test edildi.Aþý konusundaki diðer tartýþmaise dünyada birden fazla aþýnýnuygulanýyor olmasý ve yan etki-lerine dairdi.

Kuþkuyu doruðuna çýkartanise WHO'nun 2 yýllýk felaketöngörülerinin daha ilk yýldagerçekleþmeyeceðinin ortayaçýkmasý oldu. 100 bin kiþininöleceði söylenen ABD'de 2009sonuna dek 3 bin 500 kiþininH1N1 nedeniyle öldüðü açýk-landý. 30 bin kiþinin öleceðisöylenen Fransa'da ise 233 kiþi

öldü. Ocak'ýn ilk haftasýndayapýlan resmi açýklamalara göredünyada 14 bin kiþi H1N1nedeniyle yaþamýný yitirmiþti.Saðlýk Bakanlýðý'nýn açýklamasý-na göre Türkiye'de þu ana dek195 kiþi domuz gribinden öldü.Her yýl mevsimsel gripnedeniyle dünyada 250 bin ila500 bin kiþi ölüyor.

Ýlaç þirketleriAvrupa Konseyi Saðlýk

Komitesi Baþkaný WolfgangWodarg "Domuz gribi, ilaç fir-malarýnýn baþlattýðý sahte bir sal-gýndýr. Bu olay yüzyýlýn enbüyük týp skandallarýndanbiridir" diyerek kuþkularý baþkabir noktaya evriltti. Wodarg,Avrupa Saðlýk Konseyi'ninWHO yöneticileri hakkýndasoruþturma baþlatacaðýný açýk-ladý. WHO ise aþý çaðrýsý yap-maya devam ediyor.

H1N1 aþýsýný ilk baþta üç dev

ilaç þirketi, Novartis, BaxterInternational veGlaxoSmithKline üretmiþti.Daha sonra baþka ilaç þirketleride aþý üretmeye baþladý. DünyaSaðlýk Örgütü'nün otoritesisonucu bütün devletler fazladanaþý satýn aldý. 2009 sonundadünyada 2 milyar dolarýnüzerinde H1N1 aþýsý satan ilaçþirketleri, milyarlarca dolarlýksipariþ aldý.

Türkiye'de baþbakanýn aþý yap-týrmayacaðýný açýklamasýna rað-men Saðlýk Bakaný Recep Akdaðaþý çaðrýsý yapmýþtý. Eðer domuzgribi salgýný yalansa, DünyaSaðlýk Örgütü gibi dünyada aþýuygulamasý yapan tüm saðlýkbakanlýklarý da suçlu.

H1N1 konusunda ileri sürülenyalanlar er geç ortaya çýkacak;ilaç þirketlerinin insan hayatýnýhiçe saymalarý ise bilinen birgerçek.

Domuz gribi ilaç þirketlerinin yalaný mý?

Royal Caribbean CruiseLines'a ait 4 bin 370 yatakkapasiteli lüks yolcu

gemisi, Cuma günü Haiti'ninyaklaþýk 90 km. uzaðýndaki birkoya demirledi. Bu gemiyi de 3bin 100 yolcusuyla Florida'danbir turizm þirketine ait gemi izle-di. Yolcularýnýn su sporlarý, bar-bekü ve alýþveriþ yapabilmesiiçin Haiti hükümetinden beþ plajýbulunan Labadee Yarýmadasýkiralandý. Yolcularýn güvenliðiiçin özel güvenlik elemanlarýsaðlandý. Bu arada Haiti'de yak-laþýk bir hafta önce, tüm ülkeyiyerle bir eden bir de depremgerçekleþmiþti. Ölü sayýsýný tamolarak bilemesek de, BaþkanlýkSarayý dahil, baþkentte taþüstünde taþ kalmadýðýný, ilk ikigün içinde 7 bin kiþilik toplumezarlar kazýldýðýný biliyoruz.Haiti Adasý'nda depremde ölenherkesi gömecek yer olmadýðýn-dan, ölüler baþka ülkeleregömülmek üzere gönderiliyor.Üstelik yukarýdaki tatil-tatilcihaberlerinde de bir gariplik yok.2007 yýlýnýn sonunda GüneydoðuAsya'da gerçekleþen tsunamisonrasý yüz binlerce insanýncesetlerinin yýðýnlar halinde yat-týðý plajlarda güneþlenen turist-leri, suyun içinde þiþmiþ insanbedenleriyle yüzen tatilcileri"insani" sebeplerle eleþtiren anaakým medya filmi hep "felaketle"baþlattýðýndan olsa gerek budurumlarý çok yadýrgýyor.

Yanlýþ anlaþýlmasýn, turistlerle,içecek su bile bulamayan milyon-larca insanýn ayný adadaki densizbirlikteliðini olumluyor deðiliz.Aksine bu duruma dair yaratýlanduygusal havayla ilgili bir iti-

razýmýz var. 1 Mayýs'ta emekçi-leri sömürmeyen patronlara "iyipatron" diyemiyorsak, felaketzamanlarý sömürüyü rahatsýzedici bulan hale de "sorumlu"diyemeyiz. Þirketin baþkanyardýmcýsý John Weis bu durumiçin, "Birleþmiþ Milletler özeltemsilcisi ile yaptýðýmýzgörüþmelerde, bize düzenlenenturlarýn Haitililer için yararlýolduðu söylendi" diyor. Serbestpiyasada her þeyin parayla, para

için, paraya göre döndüðünü buþirketlerin turizm faaliyetleriolmadýðý zamanlarda da anla-malýyýz.

Aksi halde hislerimiz,davranýþlarýmýz hep ikircikli,yüzümüzde þaþkýn bir ifadeyleseyrederiz gittikçe vahþileþendünyayý. Eski bir Fransýz sömür-gesi olan Haiti, Amerika kýtasýn-da, Amerika BirleþikDevletleri'nden sonra baðýmsý-zlýðýný ilân eden ikinci ülkedir.

Haiti'nin asýl yerli halký Arawak(ya da Taíno)'lardýr. KristofKolomb'un 1492'de ayak bas-masýndan sonra adayaHispaniola adý verilmiþti.Hispaniola Adasý, hýzlaAvrupa'dan gelip "yeni dünyayýfethedenler"in üslerinden birihaline geldi. Tüm yerli halköldürüldükten sonra, Afrika'dankaçýrýlan "köleler" verimli toprak-larýn ve madenlerin iþlenmesindekullanýldýlar. Ortalama üç yýl

yaþayan bu insanlar, bugünküHaiti'nin kurucularýdýrlar. Haitibaðýmsýzlýðýna raðmen 1826'daPanama'da yapýlan baðýmsýzAmerika ülkeleri toplantýsýnadahil edilmedi ve ABD tarafýn-dan 1862'ye kadar tanýnmadý.I.Dünya Savaþý'nda 1915 yýlýndan1934'e kadar ABD Haiti'yi iþgalve kontrol altýnda tuttu. Haiti20.yüzyýl boyunca da darbe,katliam ve iç savaþlardan kurtu-lamadý. Bugün BatýYarýmkürenin en fakir ülkesikonumundaki Haiti'de felaketin"deprem" olduðunu öne süren-lere en azýndan "ayýp ettiklerini"hatýrlatmak gerekiyor.Kapitalizm, aðaçlarý, hayvanlarý,insanlarý, nehirleri ve daðlarýsadece "sermaye" olarak görüyor.

Depremin ardýndan ortadakalan 2 milyona yakýn çocuðunkolay evlat edinilmesi için eskisömürgeciler ABD ve Fransakolaylýklar saðlamýþ, her derdedeva Amerikan askerleri adayaaskeri helikopterleriyle intikaledip, düzen getiriyormuþ. Dünyaülkeleri seferber olmuþ,Haitililer'e yardým ediyormuþ.Ada'nýn fethinin görgü tanýk-larýndan Ýspanyol rahipBartolome de Las Casas, "(ben1508'de vardýðým zaman) 60 bininsan yaþýyordu, Kýzýlderililer dedahil olmak üzere. Ne var ki1494'ten 1508'e kadar 3 milyonunüzerinde insan savaþtan, kölelik-ten ve madenlerden dolayý yokolmuþtu. Gelecek nesillerde bunakim inanacaktýr?" diye sormuþtu.Cevabý olan var mý?

AAvvii HHaalliigguuaa

Haiti: Ýnsanlýðýn felaketi

HHaaiittii’’yyee AABBDD vvee KKaannaaddaa oorrdduullaarrýýnnaa bbaaððllýý 77 bbiinn aasskkeerr ggöönnddeerriilliiyyoorr.. YYaarrddýýmm ffaaaalliiyyeettiinnee ddeeððiill ““iissttiikkrraarr”” iiççiinn!!