sunnet - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/d205697/2013/2013_koktasy.pdf · 2015. 9. 8. · lum...

62
Editör: Doç. Dr. Mustafa TEKiN •• . SUNNET . SOSYOLOJiSi Ankara 2013

Upload: others

Post on 04-Feb-2021

2 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

  • Editör: Doç. Dr. Mustafa TEKiN

    •• . SUNNET .

    SOSYOLOJiSi

    Ankara 2013

  • B) HADiSLERi ANLAMADA SOSVOLOJiDEN VARARLAN-MAiMKANI

    Prof. Dr. Yavuz KOKTA~'"

    Gir.i~: Hang~ Sosyoloji?

    Hadislerin anla~IImas1 ve yorumlanmasmda temel islami ilimlerin d1~mda yararlamlmas1 gereken ~e~itli disiplinlerin ba~mda sosyoloji gelmektedir. Ancak sosyoloji derken Ay-dmlanma ile ~irlikte kurulan ve sonu~ta sekuler bir ozellik kazanan bilim dahm kastetmiyoruz. Sekuler bir bilim alan sosy~lojinin i~erigine bak1hrsa Bat1 tarihini yansitt1g1 gorull.ir. Diger bir ifadeyle butl.in tart1~malar Bat1 tarihinin izlerini ta~1maktad1r. Bu ~er~evede ozellikle pozitivist sosyolojinin toplumlan donu~turucu i~levinden bile bahsedilebilir. Top-lum muhendisligi olgusunu sosyolbjinin yap·1s1m a~1klamada gozden 1rak tutmamak gerekir. Bunyn yanmda sosyolojide kuramlar da vard1r. Her bir sosyolog bl! kuramlar ~er~evesinde sosyal olaylan a~1klamaya ~ah~Ir. Bu kuramlarm sosyal ger~ekligi ne kadar yanslttlgl veya dogru te~his ettigi ~ok belirgin olmasa gerektir. Hadisleri anlamada sosyolojiden istifade etmek bu kuramlar ~er~evesinde veya bu kuramlar-dan biri tarafmda bulunarak meselelere yakla~mak degildir. Her bir sosyal olay ~ok boyutludur. Onu bir kuram ~er~eve-

    • Recep Tayyip Erdogan Oniversitesi ilahiyat FakOitesi Hadis Anabilim Dah Ogretim Oyesi.

  • 144 • SOnnet Sosyolojisi

    sinde izah etmek, bu izaht da mutlak olarak sunmak analitik

    korli.ikten ba~ka bir ~ey olamaz. Gi.ini.imi.izde ozellikle siyasal

    olaylarda ya~adtgtmtz hususlar belirli sosyal kuramlar c;erc;e-vesinde toplumu izahm ne kadar gi.ic; ve yer yer yanh~ oldu-

    gunu gostermesi baktmmdan anlamhdtr.

    Vine sosyolojinin inceledigi konulara bakthrsa Batt tarihini

    izah etmeye c;ah~ttklan gori.ili.ir. Kilise, din, toplum, stmf,

    sanayi toplumu, modernlik, ge!enek, degi~me, ki.ilti.ir vs. bu

    konulardan bir kac;tdtr. Tabii bununla birlikte bu konulann -

    kilise gibi Slrf batt tarihiyle ilgili olanlar dt~mda- ~oyle veya

    boyle her bir toplumda gorulebilecegi de bir vaktadtr. Bu

    dedigimiz diger konulann masum oldugu anlamu-ia gelmez.

    Zira mesela modernlik-gelenek gibi konurar toplumlan ideo-

    lojik anlamda donu~tliruci.i bir huviyete sahiptirler. Bunlann

    gozden trak tutulmamast gerekir. Bunlarla birlikte sosyoloji-

    nin seki.iler ve Batt tarihini ac;tklaytct bir bilim olmast ondan hie;

    faydal~mlamayacagt anlamma da gelmez. Belki fayd~lamlabi

    lir ama bu fayda oldukc;a stntrh olsa gerektir. Anlatmaya c;ah~

    ttgtmtz bu nokta esasen pozitivist bir yaptya sahip klasik sos-

    yolojisi ic;in daha gec;erlidir. Bir de anlaytct ve yorumlaytct

    sqsyoloji vardtr ki, ashnda bu sosyoloji pozitivist sosyolojiyi

    ele~tirerek var olu~unu saglamt~ttr. Aynca bu sosyoloji fizikte-

    ki izafiyet, kuantum vb. geli~melerle de ~ekillenmi~tir. Anlaytct ve yorumlaytct sosyoloji pozitivist sosyolojiye gore bize· daha

    onemli imkanlar sunsa da dogasmda var alan ~ekuler ve Battct

    yaptst gozden trak tutulmamahdtr. Ama en azmdan tekc;i,

    mutlakc;t bir sosyolojinin dar, d,onu~turucu ve ideolojik yaptst-

    na oranla kullantlmaya daha elveri~lidir.

    Burada hadis metinleriyle·· sosyoloji ili~kisine dair, uzerin- . de durulmast gereken bir nokta daha vardtr. Hadis meti':lleri

    bir yonuyle birey ve toplumu . in~a edici esaslar ihtiva etme-

    siyle evrensel ozellikte metinlerd!r. Ama diger yonuyle belirli

    bir tarihte belirli muhataplara -ki bunlar Araplardtr- yonelik

    metinlerdir. Bu baktmdan tarihsel ozellikler de ta~tyabilen

  • Sun net Sosyolojisi • 145

    metinlerdir. Hadis metinlerini anlamak mutlak anlamda olmasa bile bir· a~adan tarihsel bir ~aloadar. Bir a~adan diyo-ruz, ~unku hadis metinlerinin ~agamaza, her ~aga ilgilendiren, hadls yorumcusunu da her ~agda hadlsi guncelle~tirmeye · sevkeden onemli bir yonu de vardar. i~in tarihi boyutu soz konusu oldugunda hadls metinlerini anlamak bir anlamda tarihsel sosyolojinin alanana girmektedir. 0 halde sosyoloji bunun neresindedir? Hadls-sosyoloji-tarih arasandaki ili~ki nasal bir mahiyet arzetmektedir? Bu noktada bir yontem

    'olarak sosyoloji-tarih ili~kisi gi.indeme gelmekte olup burada ciddi tarta~malar vardar. 1950'1i 60'11 yallarda ge~mi~le ilgili ~all~malann pek onemsenmedigi bilinmektedir. Tarihsel sosyoloji ~all~malannan tarihsel mi sosyolojik mi olduguna dair tarta~malar genelde yapala gelmi~tir. Ancak bu arada tarihsel olaylarla ilgili bilimsel sosyolojik ~all~malann yapal-dagma, sosyoloji ve tarihi yakanla~tarma ~abalanna da ~ahit olmaktayaz. 20. yi.izyalln ilk yansmda tarihe ilgi duyuldugu bir vakaadar. Bu ~er~evede tarihsel metinlerin sosyolojik analiz i~in kullanllmasanan onemi din sosyolojisinde daha bir one ~akmaktadar..

  • 146 • SOnnet Sosyolojisi

    bir hadis~i gozuyle baklld1gmda yontem bir zorunluluk degil, bir imkan olsa gerektir. Zira tarih boyunca hadis metinleri sosyolojik a~1dan ele almm1~, ancak herhangi bir modelden, kuramdan bahsedilmemi~tir. Zira burada temel ama~ hadis metinlerjni anlamak olmu~tur. Herhangi bir modele, kurama bagh olmadan yapllan bu faaliyete "sosyolojik izahlar" de-mek mumki.indi.ir. Tabii hadis yorumculan i~in sosyolojik bir model soz konusu olmam1~t1r, ancak hadis metodolojisine

    bagh kalm1~lard1r. c;:unki.i hadisleri anlamak ve yorumlamak-kendi i~inde farkh bak1~ a~1lann1 ta~1yor olsa bile-. belirli bir metodolojiyi gerektirmektedir. Her bir yorumcu da bagh oldugu yonteme uygun olarak hadisleri anlam1~t1r.

    0 halde sosyolojinin neresinden faydalanabiliriz, ~eklindeki bir soru kar~1smda ~unu soyleyebiliriz: Hadis yorumcu-

    lan ge~mi~te ve guni.imi.izde _hadisleri yorumlarken so~yolojik diyebilecegimiz izahlara yer vermektedir. Bu izahlar bize

    hadis metinlerini bir de bu gozle okumak a~1smdan geni~ bir imkan sunmaktad1r. Bunun yam s1ra insan, toplum, gelenek, orf, degi~me, anlama, yorumlama vs. gibi kavramlan kulla-narak kendi toplumumuzu ve metinlerimizi a~1klayabiliriz.

    Ki.ilti.irel etkile~imler ka~m1lmazd1r. Hi~bir ~ekilde onl~rdan etkilenmemek veya onlan gormezden gelmek di.inyanm koy oldugu bu ~ag1m1zda mumkun degildir. Dogru da degildir.

    Gazali'yi hat1rlarsak felsefeden ald1g1 pek ~ok kavram1 siste-mi i~erisinde kullanm1~t1r. Ama islami hqs·sasiyetten kop-maml~, islam'a.ters du~ecek bir ~ey soylemekten de ka~mml~tlr. Bu durum "ba~ka ki.ilti.ir havzasma dair kavramlan ahp i~ini bo~altarak kullanmak isabetli bir yol degil_dir" ~ek-

    . Iinde tenkide de a~1k bir konudur. Ama dedigimiz gibi yapl-lan i~in ve ortaya ~1kabilecek sonu~lann farkmda olmak kay-diyla sosyal bilimlerle ilgilenmek durumunday1z.2

    2 Bir ayetle ilgili yaprlan yorum ~er~evesinde meramrmrzr ortaya koymak mumkiindur. Ayet ~oyledir: "(Ey Muhammed), sen hikmetle, guzel ogOtle

  • SOnnet Sosyolojisi • 147

    0 zaman "hadisleri anlamada sosyolojiden yararlanma

    imkam" derken neyi kast ett@miz ·bellli oranda ortaya ~1km1~t1r. Kast ettigimiz k1saca ~udur: Sosyoloji en genel anlam1yla insan, toplum, kurumlar ve bunlar arasmdaki ili~kilerd.en ve bunlan izahtan ibarettir. Bu ili~kilere dair a~1klamalar sosyolo-ji bir bilim dall olarak ortada yokken de vard1. Hadlsleri izah etmek i~in ilia bir bilim olan sosyolojide var olan bir kurama dayanmak gerekmez .. Bir bilim dall olmadan once de -nispeten ibn Haldun orneginde oldugu gibi- sosyal gozlemde

    ' bulunup kuram geli~tirenler olmu~tur. Dolay1s1yla kuramm ilia da . modern veya post-modern sosyolojideki bir kuramla oz-

    de~le~tirilmesi anlams1Zd1r. Asllnda berhangi bir kurama mut-lak olarak dayanarak olaylan izah etmek yanll hatta ~arp1k bir bak1~a ·da sebep olabilir. Onun i~in her bir olay1 kendi i~inde ve geni~ boyutuyla ele almak en isabetli yoldur. i~te bu a~1dan sosyolojik izahlann, yani insan ve toplum ili~kileri goz oni.inde bulundurularak yapllan izahlann hadislerin anla~1lmasma

    epey katk1 sunacagm1 di.i~unmekteyiz.

    Vorumlay1c1 Yakla~1m

    Sosyolojik bak1~1n hadls metinlerini anlamada en bi.iyi.ik katk1s1 evvel emirde anlay1c1 ve yorumlay1c1 bir bak1~1 kazan-.

    Rabbinin yoluna c;ag1r ve onlarla en giizel bic;imde miicadele et!" (Nahl-, 125) ibnu'I-Kayy1m'm belirttigine gore baz1 alimler bu ayeti tefsir ederken ~oyle bir gorii~ beyan etmi~lerdir: "Bu ayette istidlal tiirlerine i~aret edilmel

  • 148 • SOnnet Sosyolojisi

    d1rmas1 olmu~tur. Anlay1c1 ve yorumlay1c1 bak1~ neden onemlidir? c;:unku hadls metinleri soz konusu oldugunda ozellikle gunumi.izde insanlar sorgulay1c1, akabinde reddedi-ci bir tav1r sergilemektedir. Hadls soz konusu oldugu i~in bu konuda daha da rahat olabilmektedirler. Butun bunlar kat1,

    rasyonalist bir tavnn sonucudur. Akh en kat1 ve dar anlamly-la .kullanmak beraberinde sorgulamay1 da getirmektedir. ·

    Sorgulama bir nebze anla~llabilir bir ~ey olsa da insanlar bunun ardmdan soruna bir ~ozum Oretmektense reddedip i~in i~inden ~1kmay1 yeglemektedir. Oysa bu noktada anlay1c1 ve yorumlay1c1 bir tav1rla meseleye yakla~mak ufuk a~1c1 olabilecegi gibi dl~lay1c1 olmay1 da engelleyecektir. En azm-dan birer kultur hazinesi konumunda olan (sahih) hadlsleri muhafaza etmeyi temin edebilecektir.

    Burada ~e~itli yakla~1mlar i~inde sosyolojik yakla~1mm ye-rini ve onemini belirlemek gerekir. Bu noktada hadlsleri deger!endirmede ~e~itli yakla~lmlann/yoneli~lerin ortaya ~1kt1g1 bir vak1ad1r. Bu yakla~lmlan/yoneli~leri belirlemeye

    ~ah~1rsak sosyolojik yakla~1mm da yerini ve onemini ortaya koymu~ oluruz. Bu yakla~1mlar/yoneli~ler k1saca ~oyledir:

    1. F1kh1' yoneli~: Bu yoneli~, hadlslere hOkum istinbat et~ mek ir;in yakla~maktad1r. Bu yoneli~ il;:inde hadisleri zahirine gore anlayanlar oldugu gibi te'vile ag1rhk verenler de vard1r. Bununla birlikte bu yoneli~in en onemli ozelligi metinden yola · ~1kmaland1r.3 Bun a gore metin esast1r ve olgular metne gore yorumlamr. Tarihte mezhep imamlanm ve muntesiple-

    rini, aynca hadis ~arihlerini -ahkam ifade etmeyen hadisleri inceleseler bile- bu kategoriye sokmak mumkundur. Onlar i~in onemli olari metnin a~1kl~mmas1d1r.

    . 2. Batmi yoneli~: Bu yoneli~, daha ziyade sufilerde ifade-sini' bulmu~tur. Sufiler i~in esas mana zahirin otesindeki,

    3 Ftkhi yoneli~ i~indeki bu taVIrlann detayli analizi ic;in bkz. AbdUimecid Mahinud, el-ittidihiitu'l-ftkhtwe inde ashabi'/-hadls, bs. y.y. 1979, s. 122~289.

  • SOnnet Sosyolojisi • 149

    ardmdaki batmi manad1r.4 Ancak bu mana laf1zdan tama-men kopuk degildir. Bu yoneli~, bir anlamda hadisteki hik-metleri, neden ve nic;inleri deruni bir bak1~la ortaya «;lkar-maya c;ah~maktadu·: Bu yoneli~in ilgi alan1 f1khi hadislerden ziyade ahlak ve varhkla ilgili hadislerdir. Bununla birlikte bu · yoneli~in en onemli ozelligi zihni ve manevi tecrubelerle elde edilen bilgilerle metne yakla~llmas1d1r. Dolay1s1yla bu-rada dogrudan metinden yola c;1k1lmamaktad1r. Tecrubelerle birlikte metne gidilmektedir.

    3. Akllc1 yoneli~: Bu yoneli~ tarihte kelimenin tam anla-miyla Mutezile'ye hakim alan bir yoneli~tir. Gunumuzde de bu anlay1~1 devam ettiren Yeni-Mu'tezile diyebilecegimiz bir kesim. de vard1r. Bunlar hadlsleri rasyonalist bir ac;1dan de-

    gerlendirmekte, ~ogu kere de reddetme yoluna gitmekte-dir.5 Bu yoneli~in en onemli ozelligi rasyonalist bir egilimle metne yakla~mas1d1r. Bu yakla~1m, anlay1c1 ve yorumlay1c1 olmaktan ziyade sorgulay1c1d1r. Burada ozenle vurgulamak

    istedigimiz nokta akhn anlamak ic;in degil, reddetmek ic;in kullamlmas1d1r. Ak1lc1 anlay1~m aymc1 vasf1 budur. Yoksa her bir anlay1~ elbette akh kullanarak faaliyet yapmaktad1r. Bu-radan f1khi veya sosyolojik yoneli~in ak1lla ilgili olmad1g1 gibi

    yanh~ bir sonuc; c;1kanlmamahd1r.

    4. Sosyolojik yoneli~: Bu yoneli~in en onemli ozell@ olaY-Ian ve dahi metni sosyolojik baglamlan ic;inde anlamaya c;ah~mas1d1r. Bu ac;1dan mezkGr yoneli~ anlay1c1 ve yorumla-ylcldlr. Bu yoneli~ metni sorgulamaktan ziyade onu izaha

    4 Sufilerin hadlslere yakla~1mma dair bkz. Ebu Nasr Serrac Tusi, ei-Wma': is'fam Tasawufu, (~ev. H. Kamil Yllmaz). istanbul, 1996, s. 109-120; Ibn Teymiye, "Zahir ve Batln ilmine Dair Bir Risale", (~ev. Mustafa OztOrk-Aii Bolat) Tasav-vuf, (2001) 2: 6, s. 279-281; SOieyman Ate~, S(ifeml ve Tasawufi Tefsiri, istanbul, 1969, s. 24-28. . 5 Mu'tezile'nin hadlslere yakla~1m1na dair bkz. ibn Kuteybe, Te'vi/u muhtelefi'l-hadis: Hadis Miida{ds1, (~ev. Hayri K1rba~oglu), istanbul, 1979, s. 19-70; HOse-yin Hansu, Mu'tezi/e ve Hadfs, Ankara, 2004; Ayhan Tekine~, "ilk Islam Rasyo-nalistleri Mu'tezile ve SOnnet", I LAM Ara$tlfma Dergisi (1998) Ill: 1, s. 83-100.

  • 150 • SOnnet Sosyolojisi

    ~ah~1r. Bu yoneli~te metnin izahma yard1mc1 olan her turlu bilgi degerlidir. Bize gore bu yoneli~ - gorecegimiz gibi hadis ~arihleri hadisleri izahta sosyal ger~ekliklere ba~vurmu~ oJsa da- ibn Haldun'da ifadesini bulmu~tur. Hadis yorumculan ile ibn Haldun arasrnda 6nemli bir nuans vard1r. Evet, hadis yorumculan hadisleri degerlendirirken sosyolojik izahlara ba~vurmu~lardrr. Ama bu, daha ziyade hadisin bir ba~ka

    temel islami ilkeyle ~eli~mesi durumunda ba~vurulan bir metottur. ibn Haldun ise -hadislerin tearuzu durumunda o

    da sosyolojik izah yapmr~ olsa dahi- esasen geli~tirdigi (asa-biyet gibi) sosyal kuramlarla hadisleri yorumlamaya ~ah~ml~tlr. Bu da onu diger hadis yorumculanndan ay1ran yon-

    dur.

    ibn Haldun ve Hadislere Sosyolojik Yakla~1m

    ibn Haldun'un meseleleri.ele almada ~ok yonlli bir yapl-srnm bulundugu, hatt_a bir ilim dah olarak sosyolojisinin ku-rucusu oldugu bile ifade edilmektedir. ibn Haldun'un bu sosyolojik perspektifi ayn1yla hadlslere de yans1mr~trr. Onun Mukaddimesi uzerinde yapt1g1m1z bir ~ah~mada bugun red-dedilen bir takrm hadisleri izah ettigini tespit etmi~ bulun-maktaylz.6 ·Sadece mehdi hadisleriyle ilgili t.enkit kabilinden

    ortaya koydugu gorG~Ieri vard1r, ancak sonu~ta mehdi hadislerini de -asabiyet teorisin~ uygun olarak- yorumlaya-rak kabul ettigini gi:istermi~tir.7 ilgin~ir, o':lun bu yapiSinl

    6 Bk. "ibn Haldun'un Mukaddime Adh Eserinde Hadis illmleri ve Hadis-Sosyo-loji lli~klsi", C0iFD. (2003) VII: 1. 7 .Bununla beraber bir noktaya i$aret edilmelidir. Ibn Haldun'un tarihi rivayetler ile hadislere bakl$tnda bir farkhhk gozOkmektedir. 0, tarihi rivayet-lere kar$1 ele$tirel ve sorgulay1t1 bir metot geli$tirmi$tir. Zira ibn Haldun'a gore tarih ~ok onemli bir ilimdir. Ancak o, tarihin s1rf nakilden ibaret. olma-dlglnl sayler.

  • SOnnet Sosyolojisi • 151

    kavrayamayanlar mehdi hadlslerini mutlak olarak zaytf gor-duguni.i ve kabul etmedigini soylemi~lerdir. Mehdi hadlsleri konusunda bizim de ayn ~ekincelerimiz oldugu i~in burada Gzerinde daha fazla durmayt gerekli gormi.iyoruz. Vurgula-mak istedigimiz nokta ibn Haldun'un meselelere yorumlaytct yakla~ttgtdtr. Ama ne var ki, gi.inumOzde ibn Haldun'u geli~tirip metinlerimizi anlamanm daha iyi yollannt ke~fedecegimize onun gerisine du~mu~Gzdi.ir. ibn Haldun zamant ·itiba-riyle olduk~a ozgun yakla~tmlar ortaya koymu~, bizlere ileri

    ' bir perspektif kazandtrmt~ttr. Ashnda bizler bu perspektifi geli~tirecegimize Gzul~rek ifade edelim ki, (akh degil) akllct-hgt on plana ~tkararak anlaytct ve yorumlaytct anlayt~tan uzakla~mt~tzdtr. Bunun da elbette ~agtmtz ideolojilerinden etkilenme gibi pek· ~ok sosyolojik sebebi varsa da onlara girmiyoruz. Burada ibn Haldun ile gunumuzde hadislere akllct, sorgulaytct ve de reddedici yakla~anlan .mukayese etmeye yarayacak birka~ ornek i.izerinde durahm. ibn Hal-dun'un hadis yorumlannt iki ktstmda ele almak mumkundur. Birinci ktstm az once ifade ettigimiz gibi sosyal kuramlarla. hadlse yakla~mastdtr. ikinci kiStm ise bizatihi hadisi anlamak i~in yapt1g1 izahlardtr. Tabii bu izahlar da sosyolojiden ba-gtmstz degildir. Birinci ktsma ~u hadisler ornek verilebilir:

    mukayese etmemeleri, hlkmeti esas alma, kainattn ve olan ~eylerin tabiat-lanna vaktf olma, haberlerde du~unce ve basireti hakem ktlma ktstaslan ile inceleme yapmamcy. olmalartndandtr. ibn Haldun, burada tam anlamtyla haberlerde metin tenkidi yaptlmast gerektigine i~aret etmektedir. Fakat bizim dikkat t;ekmek istedigimiz nokta ibn Haldutn'un metin tenkidiyle ilgili bu teorisini hadislere uygulamamastdtr. Ibn Haldun, haberlerde hataya du~enleri tariht;iler, milfessirler ve nakil Ustatlan olarak tasnif etmi~tir. Bu tas.nifine uygun olarak da i:irnekler vermi~tir. Tarihc;:ilerin hatalartna c;:ok i:irnekler vermesine ragmen milfessirlerin hatastna tir i:irnek vermekle yetinmi~tir. Bununla .birlikte ne girl~ mahiyetindeki bu boiOmde ne de Mukaddime'nin bOtunUnde -bir kat;t harit;- hadislere kar~1 ele~tirel .bir tav.r tak1nmamt~tlr. Bunun sebepleri arastnda hadislerin dini it;erikli, yani Peygamber'e ait olma-stnt ve tahlil edilen hadislerin kendi sosyolojisiyle uyum it;inde olmasrnt zikredebilir iz. Bk. Ibn Haldun, Mukaddime, (c;:ev. SOieyman Uludag), istanbul, 1988, I, 209, 210, 218, 251.

  • 152 • Sunne~ Sosyolojisi

    A. Hadisi Sosyal Bir Kuram c;er~evesinde izah Etmek

    1. "imamlar Kurey~'tendir".8

    Bu hadis gunumuzde c;okc;a tart1~rlan, ele~tirel zihniyete ornek olarak gosterilen ve uydurma oldugu iddia edilen bir hadistir. Zira islam'm e~itlikc;i teniel siyasi ilkelerine aykmd1r. Bu ac;1dan tenkidi moda olmu~tur da diyebiliriz.9 ~rna ibn . Haldun, bu hadisi sosyolojik bir baglamda ele alm1~, sosyolo-jiyi kullanmanm hadisleri anlamada ne kadar onemli oldu-gunu da bize gostermi~tir. ibn Haldun, bu hadisi izah eder-

    ken en onemli kuramlanndan biri clan asabiyete ba~vurniu~tur. ibn Haldun'a gore halifenin nesep bak1mmdan Kurey~'ten olmas1 sabittir. Bu konuda yukanda· zikredilen hadisle birlikte ba~ka hadisler de bulunmaktad1r. Ancak sonralan Kurey~, nimet ve lezzetler ic;ine dalmak suretiyle asabiyetlerini, yani devleti koruma ve idare etme kudretini kaybetmi~, devleti idare etmekten adz hale geldikleri ic;in de Arap olmayan kavimler onlara ListOn gelmi~tir. Durum boyle

    olunca konuyu inceleyen birc;ok alim halifehin Kurey~'ten olmasmm ~art olmas1 hakkmda ~upheye du~mu~ hatta bunu inkar edenler bile olmu~tur.10

    Once vak1ay1 tespit eden ibn Haldun, i~in ashnm hilafet

    ic;in Kurey~ ~artrn1 inkar edenlerin dedigi gibi olmad1gm1 ifade eder. Ona gore bu ~artm sebebi ~udur: Dinin hukum ve kaidelerinin her birinin maksatlar gozetilerek konuldugu

    ~uphe gotGrmez bir gerc;ektir. Halifenin Kurey~'ten olmasl-nm sebebi s1rf P~ygamber nesli soz konusu oldugu ic;in bir kutsalflk kazanmak degildir. Bunun as1l sebebi, koruma,

    8 ibn Han bel, Miisned, Ill, 129, 183; N, 421. 9 Ge~mi~te oldugu gibi gunumuzde de halifenin Kurey~'ten olmasr gerektigine dair hadisi lslam'in temel ilkelerine uymadrgrnr ileri sOrerek reddedenler de bulunmaktadrr. Bkz. Mehmet S. Hatipoglu, "islam'da ilk Siyasi Kavmiyet~ilik: Hilafetin Kurey~liligi", AOIFD., (1979), sy. XXIII, s. 121-213; SOieyman Ate~, Yiice Kur'on'm ~agdo~ Tefsiri, istanbul, 1988, I, 141. 10 Ibn Haldun, Mukaddime, I, 554.

  • SOnnet Sosyolojisi • 153

    korunma ve haklan taleb etmek ic;:in gerekli alan asabiyettir. Asabiyet sahibinin, yani devleti korumak ve idare etmek kudretinde olan kavimden gelen bir ki~inin devletin ba~ma gec;:mesiyle din istikrar kazamr. Kurey~ o c;:agda Mudar kav-minin asabiyetini kendinde toplamt~tt. Kurey~, Mudar'm diger kabileleri arasmda izzet ve ~erefleri ile tanmmt~, aynt zamanda saytlannm c;:oklugu ve asabiye~in kudreti ile ba~kalanndan aynlnit~lardt. Diger Arap kabileleri de Kurey~'in bu kudret ve ~erefini itiraf etmi~, onlann Ostun kuwetlerine

    • boyun egmi~tir. Dinin maksadt kabileler arasmdaki dagmtkh-gt . ve c;:eki~meyi kaldtrmak, fertler a rasmda ulfet meydana getirmektir. Bunu saglayabilecek kabile de Kurey~'tir. Ku-rey~'in idaresi altmda toplumun dagtlacagmdan korkulmaz. ~Onku bu gibi ktmtldamalar meydana geldigi takdirde Kurey~'in bunu basttrmak ve halkt bundan korumak kudreti bulunmaktadtr. i~te bundan dolayt halifenin Kurey~'ten ol-mast ~art ko~ulmu~tur.11

    ibn Haldun'un bu sosyolojik izaht 'isabetli gozukmektedir. · Hadlsin gec;:mi~te ve· gunumuzde vaktaya ve islam'm temel ilkelerine ters du~tOgu iddia edilerek reddedildigi dikkate ahntrsa ibn Haldun'un bu izaht hadisleri anlamaya c;:ah~ma c;:abast ac;:tsmdan onem arzetmektedir. Aynca bu yakla~tm hadlsin zahirini ahp Kurey~lilik ~artmm islam'm degi~mez ilkesi gibi algtlayan geleneksel goru~On revizyonu ac;:tsmdan da onemlidir. ibn Haldun'un hadisi anlamaya c;:ah~trken sos-yolojiyi zemin olarak kullanmast da hadlslerin yorumlamast-na onemli bir metodolojik katkt saglamaktadtr.12

    11 ibn Haldun, Mukaddime, I, 555. 12 ibn Haldun'un bu bak1~ ac;JsJ, ilgili hadlsi anlama konusunda gunumuz ara~tJrmacJianm etkilemi~tir. 'Bkz. Zuhayli, islam Ftkht Ansiklapedisi, {terc. Ahmet Efe, Be~ir Eryarsoy, H. Fehmi Ulus), istanbul, 1991, VIII, 424; Mevdudi, Meseleler ve t;ozumleri, {terc. Yusuf Karaca), istanbul, 1990, I, 54; Yusuf ei-Kardavi, Sunneti Anlamada Yi:intem, s; 144; ·Mehmet Erdogan, Akti-Vahiy Dengesi Apsmdan Sunnet, istanbul, 1995, s. 212; M . Emin Ozaf~ar, Hadisi Yeniden Dii$iinmek, Ankara, 1998, s. 332.

  • 154 • Sun net Sosyolojisi

    2. "SIIa-1 rahim yapmanrz1 temin edecek ol~i.ide neseple-

    rinizi (akrabanrzm ~eceresini ) ogreniniz".13

    ibn Haldun, kavimlerin ~evket ve kudret kazanmalannm,

    yani asabiyetin ancak nesep bag1 ile birbirine baglanmalan

    sayesinde olabilecegini belirtir. Bu, ibn Haldun'un me~hur asabiyet teorisinin bir par~as1d1r. Buna gore akrabahk bag1_

    az bir k1sm1 istisna Qlmak i.izere insanlarda yarat1h~ta bulu-

    nan bir halettir. Bir akraba herhangi bir zulme ugrad1g1 veya

    bir felakete maruz kald1g1 zaman akrabanm diger fertleri

    kendilerinde bir yakmllk ve hakirlik hissi duyar. Akrabalan-

    nm ba~ma gelen bu felakete engel olmak isterler. Bu tabii

    bir durumdur. iki nesep arasmdaki bag, birlik husule getire-cek derecede yakm ise -akrabahk ~ok a~1k bir ~ekilde ortaya

    ~lktlgl i~in- birbirine yardlm etmeleri ve arka olmalan da 0 ·nispette kuwetli olur. Nesepler arasmda uzun zaman ge~er

    de ~ecereler uzarsa, hamiyet duygusunun kaynamas1 zayrf-lar. Bu trpk1 kale sahibinin azad ettigi kale i.izerinde hak ve

    hukuk sahibi olmasma benzer. Boyle bir benzerlik bir nevi

    akrabahk bag1 gibidir. i~te yukanda zikredilen hadisin mana-51 ancak bu ~ekilde anla~1hr. Hadise gore nesil ve nesebin

    faydas1 ka rde~lik bagm1 ve akrabahk hukukunu muhafazaya

    hizmet edecek derecede olanrdrr. Bundan fazlasr ise gerek-sizdir.14

    Yukanda gori.ildi.igi.i gibi ibn Haldun, akrabalar arasmdaki

    dayan1~mayla ilgili sosyal bir kuram geli~irit}i~tir. Bu kuram ashnda asabiyet kuram1d1r. Bununla birlikte hadis bi.iti.ini.iyle

    bu sosyal kuram ile ilgili degildir. Hadis nesep bilgisinin ak-

    rabalan birbirine baglamas_1 gerektigine vurgu yapmaktad1r.

    Nesep bilgisi ovi.inmek vb. duygular i~in olmamalld1r. ibn

    · Haldun ise bu hadisin ~er~evesini biraz daha geni~let_ip ne-

    sepler arasmdaki uzakhgm ve yakmllgm hamiyet duygusunu

    u Buhari, Edeb, 12; Tirmizi, Birr, 49. 14 ibn Haldun, Mukaddime, I, 323-325.

  • SOnnet Sosyolojisi • 155

    nasli etkileyecegine de i~aret etmi~tir. Bununla birlikte ibn Haldun ba~ka bir noktayt daha ar;tkllga kavu~turmu~tur. Hadisin manast gene! olup her turlu i~te akrabalar arasmda dayant~ma olrnasmt c;agn~ttrmaktadtr. Akraba bir hakSIZhk yapttgmda yine hamiyet duygusu kabarmah mtdtr? ibn Hal-

    . dun'un "zulme ugrayan veya bir felakete maruz kalan akra-ba" ~eklindeki . izahlanndan hadisi umumi bir mana ifade edecek tarzda yorumlamadtgt anla~limaktadtr.

    3. "Bir kavmin kolesi onlardaridtr".15

    . ibn Haldun, asabiyet teorisine bagll olarak azatll, kole ve hizmetc;i gibilerinin saygt ve ~ereflerinin mensup olduklan asalet sahibi efendilerinin ~eref ve asaletleri nispetinde ol-dugunu; onlann . mensup olduklan eski neseplerine gore olmadtgtnt inceler. ibn Haldun'a gore gerc;ek ~eref ve asalet ancak asabiyet sahiplerine, yani arkalannda kendilerine yardtm edecek kuvvet erbabt kavim ve akrabalan olan lara mahsustur. Arkalannda kudretli kavim ve akrabalan olan ~eref ve asalet sahipleri, kendi kavirmlerinden olmayanlan, kendi terbiye ve hizmetlerine kabul eder veya onlara yardtm etmeyi ve himayeyi Gzerlerine allr ya da esir ederek ve sattn alarak onlara sahip olur veyahut da azad ederek onlan ken-dilerine intisap ettirirlerse, boyle bir mensubiyet akraballk

    · yerini tutar; mensup olduklan ki~ilere yardtm ve arka c;tkmak hususunda sahiplerinin neseplerine mensup o.lanlar ·gibi kabul edilirler. 0 nesepten gelmi~ gibi onlann neseplerine intisap ederler. Bu ~ekilde yeni nesep sahiplerinin mensup olduklan kavmin akraballk hakktnt kazanmt~ olurlar. Yukan-da zikredi len hadls de ouna i~aret etmektedir. Bundan a.nla-~tldtgma gore bu yollardan biriyle diger bir ·kavim ve akraba-ya intisap ederse kendi kavimleri ne kadar asil olursa olsun yeni sahiplerinin neseplerine intisap etmekle eski nesep ve

    15 Buhari, Menakib, 14; Feraiz, 24; Ebu Oavud, Zekat, 29; Tirmizi, Zekat, 25; Nesai, Zekat, 97.

  • 156 • SOnnet Sosyolojisi

    asaletlerini kaybederler. Hadlste kullamlan mevla tabiri,

    kolelik, terbiye ve hizmetine girmekle husule gelen mevlahk

    hak ve hukuku demektir. Butl.in devletlerde kole ve hizmet-

    ~ilerin durumu boyledir. Onlann ancak uzun bir muddet

    devletin himaye, terbiye ve hizmetinde almas1 ve atalannm

    da a hanedanm hizmetinde bulunmas1yla derece ve §erefleri a derece yukselmi§tir. Abbasiler devrinde Turk ·kole ve azat-

    hlannm ve anlardan once Abbasilere intisap etmi§ alan

    Bermek ve Nevbaht agullanm~ durumlan hep boyleydi.16

    Bahse kanu alan hadisin tam anlam1yla ne ifade ettigi ilk

    bakl§ta anla~llamamaktad1r. Bir kavmin kole ve ~zathsmm a

    kavimden kabul edilmesi ne anlama gelmektedir? ibn Hal-

    dun, geli~tirdigi asabiyet tearisini bu hadise de uygulaml§·ve

    .anlamm1 ana gore a~1klam1~tlr. ibn Haldun, aynca hadiste belirtilen sm1flara ba§ka sm1flar da eklemi~tir. Mesela satm

    ahnan koleler boyledir. Hadisin ifade ettigi kolenin sava~

    yaluyla ahnan esir aldugu a~1kt1r. c;unkG islam'da satm alma yaluyla kolele~tirme yaktur. Bununla birlikte ibn Haldun,

    islam'da satm alma yaluyla kolele~tirmenin bulunup bulun-

    . mad1gma dair herhangi bir deger yarg1sinda bulunmadan

    bunlan bir:birine k1yas yaparak aym kategaride degerlendir-

    mi~tir.

    4. Hz. Peygamber, ensardan birinin avlusunda saban de-

    miri gordugGnde §oyle buyurmu~tur: " Bu d~mir par~as1 bir

    evin avlusuna girerse, bununla beraber du~kGniGk ve hakir-

    lik de girer''.17

    ibn Haldun, kavimlerin hakir du~mesinin ve ba~kalanna

    hayun egmesinin devleti karumalanna engel aldugunu ara~

    tlrlr. Ona gore zelil ve hakir du~mek, ba~kalanna boyun eg-

    mek, kayimlerin nesilden gelme kendilerini koruma ve bir-

    birlerine yard1m etme duygulannm keskinlik ve ~iddetini

    16 Ibn Haldun, Mukaddime, I, 443-444. 17 Buhari, Muzaraa, 2.

  • SOnnet Sosyolojisi • 157

    koreltir. c;:onki.i bir kavmin hakir di.i~mesi ve ba~kalanna boyun egmesi, asabiyetin kayboldugunun bir delilidir. Bir kavim ancak kendini korumaktan aciz kaltrsa, hakir "dO~er. Boyle bir kavim, kar~1 koymaktan acizdir ve ba~kalanm ken-dine boyun egdirtme isteginde bulunam_az.

    ibn Haldun'a gore kavim ve boylarm ag1r nakdl ceza ve vergilerle harac; odemeye mecbur b1rak1lmalan gibi kavim ve

    boylar ic;in bir dO~kOniOk ve hakirlik te~kil eden odemelere katl_anmas1 yukanda izah edilen konuyla yakmdan ilgilidir. c;:onkO hic;bir kavim ve boy, kendi arzusu ile hakimlere itaat ederek amlan bu dO~kOnli.iklere katlanmaz ve hic;bir kavim, dO~ki.iniOge raz1 olmadan once bu vergi ve harac; gibi ode-melere yana~maz. Zira bu odeneklerin her biri zuli.im ve dO~Okluk olup ·· do~kOniOkten c;ekinen kalpler hic;bir zaman buna dayanamazlar. Fakat oldOrOime ve yok olmaya gore

    daha hafif oldugu ic;in bu gibi du~kuniOkleri mecburen kabul ederler. i~te yukanda zikredilen hadlsle c;iftc;ilerin, hakimle-rin kah1r ve ~iddet . uygulamalanna katlanarak vergiler ode-meye mecbur olmalannm bir dO~ki.iniOk olduguna i~aret edilmi~tir. c;:onkO hOkOmet, odetmek ic;in kah1r v~ ~iddet kulland1gmda odemek du~kOniOgOne katlanan kimse, hilele-re ba~vurmaya mecbur olur. Bir kavim, kah1r ve ~iddete katlanarak ag1r vergiler odemek dO~kOniOgOne boyun eger-se, o kavim hic;bir zaman devlet kuramaz.18

    Diger orneklerde gorOidugO gibi burada da bahse konu alan hadlse dikkat c;ekici bir mana verilmi~tir. Bu hadls ibn Haldun'un gozlemleri sonucu orijinal bir anlam kazanm1~t1r. Hadlsin boyle bir anlam kazanmas1 yine ibn Haldun'un a~abiyet teorisiyle yakmdan ilgilidir. Asabiyetin azalmas1 ile

    birlikte kavimler, gOc;lerini kaybeder ve hakir dO~erler. Bu durumda hakir dO~en kavimler, hakim konumda olanlann vergi ve harac; cinsinden her tOrli.i kah1r ve ~iddetlerine kat-

    18 ibn Haldun, Mukaddime, I, 456-457.

  • 158 • SOnnet Sosyolojisi

    lanmak zorunda kallr. Hadis bu duruma i~aret etmekte ve

    boyle bir durumla kar~1 kar~1ya kallnmama·sml istemektedir.

    ilk bak1~ta hadisten saban demirinin ve dolay1s1yla

  • Siinnet Sosyolojisi • 159

    ardmdan Hz. Hasan'm hilafet y1llan hesap edilerek otuz yll tamamlanmaya ~;ah~1hr.21 Ancak ibn Haldun, bu hadisi ba~ka bir t;ert;eveye yerle~tirir. Bu t;ert;evede otuz y1lla ilgili bir hesaplama yoktur. ibn Haldun, "~ehir ve bolgelerdeki servet sahiplerinin kendilerini korumak it;in ~eref ve· dereceye muhtat; olduklann1" incelerken bu ha~disi kullan1r. ilk bak1~ta sosyolojik t;ert;eve ile hadisin konusu ilgisiz gibi gorunurse de ibn Haldun, aralannda dikkat t;ekici bir baglant1 kurar.

    ibn Haldun'a gore herhangi bir ~ehirde birinin paras1, gayr-i menkulu ve t;iftlikleri c;:ogahp da o ki~i ~ehrin en zengin adam1 olunca gozler onun bu servetine tak1hr. Bolluk it;inde ya~ayan bu adam1, beyler ve hukumdarlar korkutmaya ve s1k1~t1rmaya ba~larlar. Du~manhk ve haks1zhk yapma insanla-nn tabii .hallerinden oldugu it;in gozler onun servetine dikilir, servetini elinden almak ic;:in birbiriyle yan~1rlar, her tUriU hile ve t;areye ba~vururlar, sonunda derece ·ve rutbeye te~vik ederek onu hukumdann hukmunun boyundurugu altma sokarlar. Servetini elinden almak maksad1yla onu sorumlu tutacak zahiri bir sebep uydururlar. Hukumdann hukmu t;ok defa zalimce olur. c;unku ada let ~er'i alan halifelige mahsus-tur. Halifeligin 6mru ise pek k1sad1r.22

    i~te bu noktada ibn Haldun, yukanda kaydedilen hadise at1fta bulunur. ibn Haldun, buraya kadar servetlerin nas1l bir

    21 Zaten rivayeti Hz. ·peygamber'den nakleden Sefine'nin bizzat kendisi hilafet y1llanm hesap etmi~tir. Sefine Said b. Cumhan'a ~oyle der: "Ebu Bekir, Orner, Osman ve Ali'nin hilafet ylllanm hesapla! Bunun otuz y1l ettigini tespit ettik". Bkz. Tirmizi, Fiten, 48. Alkami bu konuda ~oyle der: "Resulullah'tan sonra gelen otuz y1l i~inde dart halife ile Hz. Hasan'm halifelikleri vard1r. ~oyle ki: Hz. Ebu Bekir'in hilafeti: 2 y1l 3 ay 10 giin; Hz. Orner' in hilafeti: 10 yd 6 ay 8 giin; Hz. Osman'm hilafeti: 11 y1l 11 ay 9 gun; Hz. Ali'nin hilafeti: 4 y1l 9 ay 7 giin; Hz. Hasan'm hilafeti 7 ayd1r''. Bkz. ibrahim Canan, KiiWb-i Sitte Muhtoson Tercume ve $erhi, Ankara, 1989, VI, 412. ibrahim Canan da Nevevi'nin verdigi rakamlarda ufak tefek farklann oldugunu, ancak bunlann onemli olmad1gm1 belirtmi~ir. Bununla birlikte -hadise uydurma demek miimkiin olmasa da-hadise taraf1m1zdan bir tenkit de yoneltilmi~tir. Aynntd1 bilgi i~in bkz. Yavuz Kokta~, Giince/ Hodis Yorum ve Tort1~molon, istanbul, 2010, s. 411 22 ibn Haldun, Mukaddime, II, 860.

  • 160 • Si.inn~t Sosyolojisi

    tehlike ile kar~1 kar~tya kaldtgmt resmeder. Bu tehlikeyi de hadlsin ifade ettigi "tsmct hukumdarhk"la irtibatlandtnr. Bundan sonra ise mezkur servetlerin nasll korunacag1 uze-rinde durur. Ona gore boyle bir durumdan dolay1 insanlann cemiyetler halinde birle~erek imar ettikleri baymdtr yerler-deki servet sahibi kimseler, kendilerini ve servetlerini koru-mak ic;:in hukumdann akrabasmdan veya hukumdann en yakm adamlanndan ~eref ve derece sahiplerinin ya da dev-let ve hukumdan koruyan asabiyetin himayesine stgmmaya mecburdur. Ancak ~u yolla kendilerini ve servetlerini teca-vuzlerden koruyabilirler. Aksi takdirde beyler, vali ve me-

    murlar her tOrlu hileye ba~vurarak servetlerini yagma ede~ler.23

    Bu izahlara gore ~erhlerde "bir gayb haberi olarak" telak-ki edilen hilafetin otuz ytl ol'!last hadlsi sosyolojik bir boyut kazamr. Bu boyutta, ilgili hadlsin gaybtan haber vermesi soz konusu degildir. Hadls· daha ziyade sosyolojik bir ilke ile ilgilidir. Bu noktada akla "ibn Haldun acaba hadlsten yola

    c;:tkarak mt sosycilojik bir ilke geli~tirdi, yoksa sosyolojiyi dik-kate alarak m1 hadlsi bu ~ekilde yorumladt?" ~eklinde bir soru gelmektedir. Her iki noktayt birbirinden aytrmak zor

    olsa da ibn Haldun'un olaylara sosyolojik bakma tarzma dayanarak onun mezkur hadlsi sosyolojik gozlemlerine da-yanarak bu ~ekilde yorumladtgt soylenebilir. Aynca boyle bir sosyolojik gozlemi nic;:in teolojiye, yani hadlse dayandtrma geregi duydugu da ba~ka bir sorundur. Din merkezli bir dun-ya anlayt~mda sosyoloji-teoloji ·birliktellgi dogal gozukmek-te.dir. Ancak boyle bir yorum bunun otesinde bir anlam ta-

    ~tmaktadtr. ibn Haldun'un zihnini okumak zor olsa da onun kendi zamanma kadar hadlsin yanh~ yorumlanmasmt tashih etmeye c;:ah~t1gt veya servet sahiplerini dini bir argumana dayanarak ikna etmeye yoneldlgi veyahut kendi sosyolojisini

    23. . Ibn Haldun, Mukaddime, II, 860.

  • Sun net Sosyolojisi • 161

    kendine gore daha guvenilir bir delille te'yid etme geregini hissettigi soylenebilir. Bu sebeplerin hepsini bir arada du-~unmek de mumkundur.

    B. Hadisin Bizatihi Muradm1 Sosyolojik Olarak izah Et-

    mek

    ikinci k1sma gelince ~unlan ornek olarak verebiliriz. He-men belirtelim ki bu k1s1mla birinci k1s1m arasmda gorebildi-gimiz kadanyla bir fark vard1r. Birinci k1s1mda ibn Haldun,

    ·ar;:Jkr;:a geli~tird;gi sosyal kuram -ki, bu, ag1rhkh olarak asabi-yet. teorisidir- r;:err;:eves!nde hadisi yorumlamaktad1r. Orada amar;: biraz da sosyal teoridir. Bu k1s1mda ise amar;: bizatihi hadisin yorumlanmas1d1r. Ancak her ikisinde de ortak nokta hadlslerin sosyal baglamda ele ahnmas1d1r.

    1. "Kendimden bir ayhk mesafede bulunanm kalbine kor-. ku salmakla galebe i;ald1m".24

    Bu hadis klasik ~erhlerde Hz. Peygamber'in hasaisi r;:err;:e-vesinde incelenir. Hatta hadiste ger;:en bir ayhk mesafeyi

    tarihsel baglam1 ir;:erisinde degerlendirenler. bile vard1r.25

    Ancak ibn Haldun, hadlsi sadece Hz. Peygamber'e has bir olgu olarak degerlendirmez ve "hadtsin ~anasl"nm ba~ka bir ~eyi ifade ett;gini bel irtir. Ona gore hadls sava~ sosyoloji- · si ile ilgili bir ilkeyle alakahd1r.

    ibn Haldun, butun vas1ta, silah ve aletler hamlanmt~ olsa da bu durumun sava~larda zafer kazanmanm garantisi sayl-lamayacagml sayler. Sava~larda galip gelmek baz1 batml sebeplerle de alakahd1r. Sava~larda Gstlinluk, gori.inu~te asker say1smm r;:oklugu, askerin iyi tertib edilmesi ve hakkly-la sava~mak gibi bir tak1m zahiri sebep ve vas1talann bir araya gelmesinden ibarettir. Bunlara hile, yalan ve askerin

    24 Buhar7, Cihad, 122; Ta'bir, 11; Muslim, Mesacid, 5, 6, 7; TirmizT, Siyer, 5; NesaT, Cihad, 1; Ibn Hanbel, Miisned, II, 26S; 396; 45S, 501. 25 ibn Hacer, Fethu'l-btiri, (thk. Abd~;~laziz b. Abdullah), Beyrut, 1993, VI, 232; Aynl, Umdetu'l-kdri, Mrsrr, 1972, XII, 50.

  • 162 • SOnnet Sosyolojisi

    yenilmesini icab ettiren ~irkin uydurmalar yaymak gibi bir takrm gizli sebepler de eklenince, ~ogunlukla zafer elde edi-lir. Yuksek yerleri i~gal ederek oradan sava~mak, a~agrdaki di.i~manr ku~kulandrrdrgr i~in zafere yardrm edebilir. Me~eliklerde ve duz yerlerde pusu kurmak, du~mana gozukme-mek ve frrsat bulduktan sonra saklanmr~ olan bu yerden bi'rden bire du~manrn uzerine saldrrmak gibi hailer du~manr

    tehlikeye du~urur. ButGn bunlar zafer kazanmanrn zahiri sebepleridir. Bunun yanrnda zafer, gizli ve insanlarrn kudret-leri dr~rnda kalan sebeplerle de kazanrhr. Kalplere korku salarak askerin kalbini istila etmek, bunun sonucu olarak ordu merkezinin sarsrlmasr ve nihayet bozglinun husule gelmesi bu cumledendir. B6zgun ~ogunlukla bu gibi gizli sebeplerden jleri gelir. Her iki tarat zafer kazanmak umidiyle kalplere korku verecek bir~ok te~ebbuslerde bulunur. Bun-dan dolayr Hz. Peygamber· "Sava~ hileden ibarettir"26 bu-

    27 yur(llu~tur.

    ibn Haldun'a gore semavi sebeplerden, yani insanlarrn kudretl~ri dr~rnda kalan sebeplerden dol~yr sava~larrn kaza-nrlmasr Hz. Peygamber'in "Kendimden bir ayhk mesafede bulunan ... " ~eklindeki hadisinin manasrnr da a~rklamaktadrr.

    Zira Hz. Peygamber'in kendisi sagken ve vefat ettikten sonra da MusiUmanlar sayrlarr az oldugu halde du~manlarrna gale-be ~aldrlar ve Ulkeler fethettiler. ~unku yuce Allah, kafirlerin kalplerine korku yaratmak suretiyle Peygarnber'in bir muci-zesi olmak uzere zaferler kazand1rmay1 tekefful etmi~tir.28

    ibn Haldun, burada hadisleri sosyal bir ~er~evede ele al-ml~tlr, ancak bize gore as1l. ama~ hadislerin anlam1n1 vuzuha kavu~turmakt1r. ~unku ibn Haldun, yukarrdaki izahlarrn1 hadisten ziyade "Nice az sayrda bir topluluk Allah'rn _izniyle

    26 Buhari, Cihad, 157; Muslim, 18; Ebu Davud, Cihad, 101. 27 ibn Haldun, Mukaddime, I, 694. 21 lbn Haldun, Mukaddime, I, 695.

  • SOnnet Sosyolojisi • 163

    ~ok say1daki birligi yenmi~tir"29 ve 11 Hani Rabbin meleklere 'muhakkak ben sizinle beraberim, haydi iman edenlere des-tek olun ... ' diye vahyediyordu"30 ~eklindeki ayetlerle destek-leyebilirdi. Ancak boyle yapmam1~, hadlsleri kullanmay1 tercih etmi~tir. ibn Haldun'un klasik anlay1~a nazaran hadisin yorumuna getirdigi baz1 yenilikler vard1r:

    a. ·ibn Haldl!n, hadisi sava~ sosyolojisinin temel bir i.lkesi olarak ele alm1~t1r. Boyle bir yakla~1m hadise tarihselin dl-

    . ~mda evrensel bir anlam kazand1rm1~t1r.

    b. Hadis, evrensel bir ilke ortaya koyunca, anlammm sa-dece Hz. Peygamber'e has olmas1, yani onun hasaisinden olmas1 du~unulemez. ~artlan yerine getirildigi takdirde, bu dururn tOm Muslumanlar i~in ge~erlidir.

    2. 11Eger ilim (din, iman) gogl.in etrafma asllm1~ olsa idi, yine de Farshlardan bir adam (bir toplu luk) oraya ula~arak onu elde ederdi".31

    Bu hadis kaynaklarda Faris! olanm faziletiyle ilgili olarak degerlendirilmi$tir.32 Bunun yanmda ozellikle gunumuzde 1rk~1hk ima ettigi i~in hadisi reddedenler de soz konusudur.33

    ibn Haldun ise hadisi bamba~ka bir ~er~evede ele ahr. Hadlste ifade edilen durumu bir ml.ijde ola.rak degerlendirir. Ancak bu mujde s1rf Farshlarla ilgili degildir. Bu noktada ibn

    29 Bakara, 249. 30 Enfal, 12 31 Buhari, Tefsir, (Cuma, 62) 1; Muslim, Fadailu's.-sahabe, 230 .

    . 32 Bkz. Nevevi, e/-MinhDc, (thk. Halil Me'mun ~iha), Beyrut, 1996, XVI, 316. 33 Suleyman Ate~, Yiice Kur'an'm c;a(ida$ Tefsiri, IX, 431. Ate~ bu konuda ~iiyle der:"Buhari ve Muslim' de bulunmasma ragmen bu hadisin s1hhati ~ok ~Ophelidir. Bunda iranh'lann 1rk~1hk propagandalan yanmda ~iilik propagandas1 da a~1ktlr. Kald1 ki surenin mukaddimesinde belirttigimiz gibi bu sure hicretin be~inci y1hndan once inmi~tir. Ebu Hureyre· ise henuz o zaman Medine'ye gelip Musluman olmam1~t1.

  • 164 • SOnnet Sosyolojisi

    Haldun, "Fars" keliinesine farkll bir anlam yi.ikleyerek onu "Acem" ~eklinde degerlendiri~.

    ibn Haldun, bu hadlsi islam tarihinde alimlerin ~ogunun Arap olmayan kavimlerden ~JktJgmJ incelerken ele allr. Ona gore Arap kavmi ilk once sade ve go~ebe bir hayat ya~Jyor, bunun bir sonucu olarak bilgi ve zanaattan uzak bulunuyor-du. 0 ~agda Araplar egitim eserleri yazmanm, bilgileri der-lemenin (tedvin) ne oldugunu bilmiyorlard1. Bu i~e koyul-madJklan gibi bunlara ihtiya~lan da yoktu. Zaman ge~ik~e yeni ortaya ~1kan meselelerde Kur'an ve hadlslerden bilgi

    istidlal edilmesine ihtiya~ duyuldu. Bununla beraber Arap dili bozuldugu i~in dili korumak maksad1yla sarf ve nahiv kurallan .koymak ge_rekli hale geldi. Bid'at ve dinden sapma-lar ~ogald1g1 i~in iman akidelerini korumak zorunlu oldu. Bu bilgilerin her biri ogrenme ve meleke gerektiren bilgiler oldugu i~in diger zanaatler gibi zanaat haline geldiler. Zanaatlerin yerle~ik ve sosyal hayat ya~ayanlarm meslegi oldugu bilinmektedir. 0 ~agda yerle~ik ve sosyal hayat ya~ayanlar ise Arap olmayan kavimler, kale ve azatlllar gibi (me- .

    . vali) sosyal hayat ve bu hayatm icaplan · alan hOner ve

    zanaatlerd~ acemlere bagll bulunan ve yerle~ik bir hayat ya~ayan kimselerdi. 0 gi.inlerde. sarf ve nahiv kaidelerini

    koyanlar acem idiler. Hadls bilgin ve ravilerinin ~ogu da Arap olmayan kavimlerdendi. Usul-i f1k1h bilginleri, kelam ve tefsir alimleri de bilindigi gibi hep Arap olmayan kavimlerdendi. i~te bi.iti.in bunlar yukanda zikredilen hadrsteki mi.ijdenin ornegi olmu~lard1r:34

    . Bu ~er~eveden baklld1gmda hadls, art1k Selman ei-Farisl ve kavmi ile ilgili olmaktan ~ikm1~t1r. Vine hadls sadece Fars-lllarla ilgili degil, Arap olmayan kavimlerle alakall bir yorum kazanm1~t1r. ibn Haldun,· tarihte Arap olmayan kavimierin

    . islam! ilimlere yapt1g1 katkrlan bu hadlsin mi.ijdesi i~ine dahil

    34 ibn Haldun, Mukaddime, II, 1309-1310.

  • SOnnet Sosyolojisi • 165

    ederek bir anlamda hadlse yeni bir yorum getirmi~ olmak-tadJr. Boyle bir yoruma gitmesinin sebebi ne olabilir? Acaba ibn Haldun, Fars ibaresinin belli bir 1rk1 ~agn~t1rmasm1 prob-lemli olarak gordugu i~in mi boyle bir yoruma 'gitmi~tir?· Bunu kesin olarak ortaya koymak mi.imkun degilse de boyle bir ihtimalden bahsetmek mumkundur. Ancak ~uras1 mu-hakkaktlr ki, ib~ Haldun, islam! ilimlerin inki~afmda ozelde Farshlar genelde Acemlerin onemli bir rot oynad1gm1 tespit etmi~ ve bunu hadlsle desteklemi~tir. Vak1aya uygun olarak

    • da Fars'1 Acem ~eklinde anlamJ~tlr. ·

    ·3. Ge~mi~te ve bugi.in ~ok~a tenkit konusu olan hadls-lerden biri de35 Hz. Peygamber'e sihi r yapllmasJdJr.36 Oysa ibn Haldun, sihri bir ger~eklik olarak ele ahr. Sosyolojik goz-lemlerine dayaharak pek ~ok ~e~idinden bahseder. Sihrin nas1l ger~ekle~tigini, mahiyetlni izah eder. Ardmdan sihrin ger~ekte mevcut olup olmadJgl Ozerinde durur. Ona gore sihrin tesirleri ger~ekte mevcut oldugu i~in ak1l sahipleri sihri ~Ophe goturmez bir ger~ek olarak kabul ederler. Bu noktada ibn Haldun, sihrin varhgm1 ispat etmek i~in birj ayet digeri hadls olmak Ozere iki nasdan delil getirir.37 ~oyle ki:

    a. "SOieyman'm hOkOmdarhg1 hakkmda onlar ~eytanlann uydurup soylediklerine tabi oldular. Halbuki Suleyman (buyu yap1p) kafir olmad1. Lakin ~eyt:anlar kafir oldular. c;onku in-sanlara sihri ve Babil'de Harut ile Marut isimli iki melege indirileni ogretiyorlard1. Halbuki o iki melek herkese 'biz ancak imtihan i~in gonderildik, sakm· yanh~ inamp da kafir olmayasamz' demeden hi~ kimseye (sihir ilmini) ogretmez-lerdi. Onlar o iki melekten kan ile ~oca aras1n1 a~acak ~eyleri ogreniyorlard1. Oysa buyuculer Allah'm izni olmadan hi~

    35 Bkz. Ibn Kuteybe, Te'vilu muhtelefi'/-hadis: Hadis Miidafast, s. 236; Siiley-man Ate~, Yiice Kur'an'tn r;agd95 Tefsir, XI, 191-196; !'Jluhammed Gazall, Fakihlere ve Muhaddis/ere Gore Muhaddis, istanbul, 1992, s. 102-103. 36 Buharl, Trbb, SO. · · 37 ibn Haldun, Mukaddime, II, 1182.

  • 166 • Siinnet Sosyolojisi

    kimseye zarar. veremezler. Onlar kendilerine fayda vereni degil de, zarar vereni ogrenirler. Sihri satrn alanlann Ahiret-ten nasibi olmadrgrnr c;ok iyi bilmektedirler".38

    b. Hz. Peygamber'e sihir yaprlmr~tr ve bundan dolayr yapmadrgr bir ~eyi yaptrgr hayaline kaprlryordu. Hz. Peygam-

    ber, bir tarak, taraktan c;rkan bir takrm krllara ve hurma c;ic;e-ginin kabuguna sihir yaprlarak Zervan kuyusuna gomulmek

    suretiyle sihirlenmi~ti. Bunun uzerine Allah Felek ve Nass

    surelerini indirmi~tir.

    Dedigimiz gibi Hz. Peygamber'in sihirlendigine dair riva-yetler hem tarihte hem de gunumuzde ele~tiri .konusu ol-mu~tur. Ancak ibn Haldun'un sihrin bir vakra oldugunu ispat ettikten sonra bunun ·Hz. Peygamber ic;in de mumkun oldu-

    gunu kabul ettigi anla~rlmaktadrr. Zira ona gore yukarrda zikredilen ayet sihrin varlrgrn_r ispat etmektedir. Dol~yrsryla bu du_rum hadlsteki sihir olayrnr da ~e'yid etmektedir. Ama ~unu ·hemen belirtelim ki, onun amacrnrn bu tip rivayetleri ele~tirenlere dogrudan cevap vermek oldugunu bilmiyoruz. Bilinen bir ~ey_var ki o da sihrin gerc;ekliginikabul ettigidir. ·

    ibn Haldun c;erc;evesinde krsaca ifade etmek gerekirse, olaylara sosyolojik ac;rdan yakla~masr onu sorgulayrcr degil,

    "anlayrcr" krlmr~trr. Bundan dolayr olgu ve olaylara bakr~ tarzr, hadlslere bakr~ tarzrnr da etkilemi~tir. ibn Haldun, olgu ve olaylarr anlamaya c;alr~trgr gibi hadlsleri cte anlamaya ve

    yorumlamaya c;alr~~~~trr. ib~ Haldun'u~ hadlslere-sosyolojik yakla~rmr onemfi · bir yorum zenginligi de getirmi~tir. ibn

    Haldun, bu yakla~rmla hadls yorumlarr ic;in gec;mi~e baglr kalmanrn zorunlu olmadrgrnr, hatta bazen farklr yorum yap-

    manrn gerekliligini ve hadlsleri reddetmeden uygun bir ~ekilde anla~rlabileceklerini ortaya koymu~tur.

    38 Bakara, 102.

  • Sun net Sosyolojisi • 167

    Dun: Hadis ve Sosyoloji

    ibn Haldun'un bu yakla~tmlanna benzer sosyolojik bak1~1 tarihte gormek mi.imkundi.ir. Aslmda bu ~ekilde bir bakr~ zorunludur da. Tarihte hadis yorumculannm hadisleri sosyo~ lojik a!;tdan da degerlendirdigi gorOIUr. Bu durum, yani ge!;-mi~te hadislerin sosyolojik baglama muracaat edilerek yo-rumlanmast gi.ini.imi.iz !;ah~malannda !;Ok stk dile getirilen bir husus degildir. Yer yer hadlsleri anlamada ge!;mi~in ihmaline yaptlan vurgu bunu gosterir. Oysa klasiklerimizin hadis yo-

    , rumlanna vaktf olabilsek onlarm birer anlam hazineleri ol-duklannt kolayhkla anlanz.

    Klasiklerimizdeki sosyolojik baglamla ilgili hadls yorumla-nnt 0!;. a!;tdan ele almak mumki.i!'ldi.ir:

    1. Sebeb-i Vuruda Ba~vurulmasr

    Sebeb-i vurud hadlslerin anla~tlmast a!;tsmdan olduk!;a onemlidir. Sebeb-i vurud, bir anlamda sosyolojik baglamdtr. Baglam teorisi bugi.in anlambilimin Ozerinde durdugu onem-li bir meseledir. Sebeb-i vurudu, modern anlambilimdeki baglam teorisiyle mukayese etmek mumkundur. Anlambi-limde baglam, bir kelime veya ifadenin anlammr be.lirlemede katktst olan ~artlann ti.imu olarak ta.rif edilmektedir.39 Bag-lam, bir ifadenin, bir fiilin anlammr ortaya !;tkanr. Mesela bulundugum odaya htzla giren ve yumrugunu htzla masaya vuran kimsenin . halini anlamak baglamt bilmeye ~aghdtr. Onun odaya girmeden once durumunu bilen birisi isem, mezkur fiili anlamam kolay olur. Ancak o ki~iyi tammayan veya o ki~inin odaya girmeden onceki durumunu bilmeyen kimse i!;in mezkur fiil anlamstzdtr. Zira baglamr bilmemekte-dir. 0 halde baglamt bilmenin bir ifadenin, bir fiilin anlamtnt tayinle yakm ili~kisinin oldugu a!;tkttr. Sebeb-i vurudu bu !;er!;evede degerlendirmek mi.if!lklJndur. Sebeb-i vurud

    39 Orner Demir-Mustafa Acar, Sosya/ Bilimler Sozliigii, Ankara, 1997, s. 31.

  • 168 • SOnnet Sosyolojisi

    hadisin anlammt ortaya s;tkanr: Bu a~tdan baglam ile sebeb-i vurudun paralellik arzettigi gorulmektedir. Bir kas; ornekle

    sebeb-i vurudun baglamla, dol_aytstyla sosyolojik izahla ili~kisini ortaya koyahm:

    a. "Beni Rabbim te'dib etti. Te'dibimi ne guzel yaptl".40

    Bu hadis, temel hadis kitaplannda ges;mez. Bununla birlikte

    s;ogu kez baglammdan koparttlarak nakledilir ve ahlak egiti-

    mi is;in kullanthr. Aneak hadisin sebeb-i vurudu ara~tmldt

    gmda . onunla ilgili olmadtgt anla~ilmaktadtr. ibnu'I-Esir'in

    naklettigine gore Hz. Ali, Resulullah't J3eni Need heyetiyle

    konu~urken i~itir. Ona ~oyle der: "Ya Resulellah, aym baba-

    nm ogullanytz. Seni Arab heyetleriyle, s;ogunu anlamadtgl-

    mtz ~eylerle konu~urken goruyoruz". Bunun Uzerine.

    Resulullah, yukandaki ifadeyi buyurur. Buna gore hadis,

    ahlakla degil, dille ilgilidir. Bu ornek sebeb-i vurudun,

    hadiste kastedilen manayt nastl ortaya s;_tkardtgmt goster-

    mektedi_r.

    b. Hz. Peygamber ~oyle buyurmu~tur: "Sizden biri Cuma-

    ya geleeegi zaman gusletsin".41 Bu ornek sosyolojik bagla- _

    mm hadisten t;tkanlaeak hukme tesir ettigini ortaya koyar.

    Bu hadisin z~hirine baktldtgmda Cuma namazt is;in guslet-

    menin vadp oldugu anla~tltr. Ama sebeb-i vurud bilindiginde olaym farkh oldugu ortaya t;tkar. Bu hadisin sebeb-i vurudu

    ~oyledir: "lrakhlardan iki ki~i ibn Abbas'a gelip 'Ey ibn Abbas,

    Cuma gi.inu gusletmeyi vacib gorur muslin?' diye sordular.

    ibn Abbas onlara 'o daha s;ok· temizlenmek it;in gi.izeldir'

    diyerek euma guslunun nastl ba~ladtgmt anlattt. Buna gore o

    donemde insanlar darhk ve me~akkat it;inde idiler. Yi.inden

    elbise giyiyor ve t;ah~tyorlardt. Steak bir euma gi.inu meseide

    40 Bkz. ibnu'I-Esir, en-Nihoye fi garibi'l-hadis, thk. Tahir Ahmed ez-Zavi, Kahire, 1963, I, 4. Alimler, bunun zay1f oldugu gorii~Ondedir. Bkz. Acluni, Ke5fu'l-hafo, Beyrut, 1997, I, 62; Dervi~ ei-HOt, Esne'l-metolib, M1s1r, 1355, s. 25; Elbani, Sisi/etu'/-ahOdisi'z-zaife ve'l-mevzDa, Beyrut, 1985, I, 101). 41 Buhari, euma, 2.

  • SOnnet Sosyolojisi • 169

    geldiler. Yun elbiseler ic;inde c;ok terlemi~lerdi ve etrafa te~ kokusu yaym1~lard1. Bunun uzerine Resulullah yukandaki hadlsi irad buyurdu.42 Hadlsten cuma gunu y1kanma huk-munun genel ve vacib oldugu anla~1lmaktad1r. Ancak hadlsin vurudu bunun sebebini ortaya koymakta, bir ac;1dan hukmu terleyip kokanlara tahsis etmekte, digerleri muhayyer b1ra-k1lmaktad1r.

    c. Rafi' b. Hadic'in beyanma gore Hz. Peygamber tarlalan kiraya vermekten nehyetmi~tir.43 Bu hadls de yukanda ol-dugu gibi f1kha tesir edeb hadlslerden hiridir. Hadlsin ifadesi mutlakt1r. Baglam1 bilinmedigi takdirde oradan c;rkanlacak hukum de bellidir. Ancak bu hadlsin bir sebeb-i vurudu var-drr ve bu, hadzisin anlamrm, neyle ilgili oldugunu ortaya koymaktad1r. Bunun sebebi olarak ~u rivayet gosterilmekte- . dir: "Zeyd b. Sabit ~oyle demi~tir: 'Allah, Rafi' b. Hadic'e magfiret etsin. Allah'a yemin ederim ki ben, bu hadlsi ondan daha iyi biliyorum. Hadise ~udur: Birbirleriyle munaka~a eden ~ki ki~i Resulullah'a geldiler. Resulullah buyurdu ki: 'Eger meseleniz bu ise tarlalan kiraya vermeyiniz'. Buna gore Rafi', sadece tarlalanmz1 kiraya vermeyiniz sozunu i~itmi~tir.44 Goruldugu gibi sebeb-i vurud hadlsin manasmm imla~llmas1n1 saglamaktadrr. Aksi takd.irde hadlsin hukmu umumi kabul edilecektir. Bulkinl'nin de bu noktaya dikkat c;ektigi g6rl.ilmektedir.45 ibn Hacer de nehyin mutlak olmad1-g1m, mesela mec;hul bir ~eyle kiraya verildiginde nehyin soz konusu oldugunu belirtir.46

    42 Suyuti, ei·Luma' fi esbiibi vurudi'/-hadis, (thk. Yahya Ismail Ahmed), Daru'I-Vefa, 1988, s. 133. 43 Buhari, Hars, 18; Muslim, Buyu', 19. 44 Suyutl, e/-Luma', s. 219. 45 Bulkinl, Mehdsinu'I-IStlliih, s. 711·712. Aynca bkz. Yahya Ismail Ahmed, "Mukaddime", s. 38. 46 lbn Hacer, Fethu'l-biiri, {thk. Abdulaziz b. Abdullah b. Baz), Beyrut, 1996, v, 294.

  • 170 • SOnnet Sosyolojisi

    2. Sebeb-i vurud olmadrgrnda sosyolojik bir izaha ba~vurulmasr

    Her hadlsin sebeb-i vurudu yoktur,- hatta ~ogu hadlsin

    sebeb-i vurudu yoktur. Ancak oyle hadlsler vardrr ki, b~zen

    akla veya tarihl ger~eklere yahut islam'rn temel ilkelerine

    muhalif gozukebilmektedir. Bunlarrn hangi ba~lamda· vuku . huldugu bilinemezse zahiriyle problem arzederler. Bu tOr

    hadlslerin yerine gore psikolojik yerine gore sosyolojik bag-

    lamlarrnr tespit etmek durumundayrz. Tabii konumuz sosyo-

    lojik baglamdrr. Bu baglamlarr rivayet olarak tespit edeme-

    digiinize gore o baglamlarr in~a edecek olan bizleriz. Bunu

    in~a i~in tarih, kOitOr, sosyoloji gibi ~e~itli verilerden. istifade

    . etmek durumunday1z. Aksi takdirde akla veya islam'rn temel

    ilkelerine muhalif gibi gozOken bu hadlsler boyle olmaya

    devam ede"cektir ki, bu mak~;~l degildir. Bunu ornekler ~er~e

    vesinde a~rklayahm.

    a. Buharl Soh/h'inde ~oyle bir olay nakletmektedir: "Ukl kabilesinden s~kiz ki~i Resulullah'a geldi ve onunla islam Ozerine bey'atla~t1lar. Muteakiben Medine arazisinin havasr

    onlara ag1r geldi de hastaland1lar. Onlar, bu hastahklarrnr

    Resulullali'a arzettiler 0 da 'bizim ~obanrm1zla beraber de-

    velerin yanrna gitseniz, onlarm sOtlerinden ve bevillerinden

    i~seniz' buyurdu. Onlar da 'peki' deyip develerin yanlarrna

    gittiler, sOt ve bevillerinden i~tiler ve s1hhat buldular".47

    Ha~is~e gorOidOgO gibi necis oldugu bilinen deve bevli

    Hz. Peygamber tarafrndan hasta olan insanlara tavsiye edil-

    mektedir. Boyle bir fiilin sebebi -hastahk ifadeleri ge~se

    dahi- hadlste a~1k~a ifade· edilmemektedir. Ge~mi~ alimler

    tarafrndan bu olay f1khl a~1dan ele ahnm1~, dolay1sryla deve

    0 Buhari, Diyat, 22; Vudu', 66; Megazi, 36; Muslim, Kasame, 9-11; Ebu Davud, Hudud, 3; ibn Mace, HudOd, 20.

  • SOnnet Sosyolojisi • 171

    bevli o ki~ilere ozel bir ruhsat olarak degerlendirilmi~tir.48

    Ancak bu meseleyi tam olarak izah etmemektedir.

    Ahmed Nairn konuyla ilgili baz1 izahlarda bulunmu~tur. Ona gore, Arabm deve bevli ile tedavi ettigi muhakkakt1r:

    Hatta Musli.iman t1pc;llann mi.iteahhirlerinden say1lan Da-vud-i Antakrnin Tezkere'sinde umumen bevillerin t1pta kul-

    lan1ld1g1 zikredilmektedir. Mi.iellif, bevlin yedi ti.irli.i hastahga deva oldugunu soylemektedir. ed-Demirl de Hayatu'I-Haya-

    . , van'da deve bevlinin iki t1bbl ozelligi bulundugunu soyle-mektedir.49 Ahmed Naim'in ifadelerinden Arap ki.ilti.irunde

    ve t1bbmda deve bevliriin onemli bir yeri oldugu anla~1lmaktad1r. Bu baglam, yani sebep dikkate ahnd1gmda hadisin

    anla~llmas1 kolayla~maktad 1 r.

    b. Rivayete gore Hz. Peygamber zamanmda Medine'de

    fiyatlar yi.ikselmi~ ve bunun ardmdan halk kendisine gelip "fiyatlar c;ok yi.ikseldi, bir ayarlama yapsan1z da biz ona tabi

    olsak" dediler: Bunun i.izerine Hz. Peygamber ~oyle buyur-

    mu~tur: "Fiyatlarm yi.ikselmesi ve du~mesi Allah'm iradesine baghd1r. Biz, .AIIah'm emir ve takdirini" a~amay1z".50 Hadisten sosyal bir mekanizma alan fiyat ayarlamasmm Allah'm elin-

    de oldugu ve narh koymamn yasak oldugu anla~llmaktad1r. Gerc;:ekten bu boyle midir yoksa bu sozi.in soylenmesine sebep alan bir.tarihsel baglam m1 soz konusudur?

    48 Bkz. Ali c;elik, islam'm Kabul ve Reddettigi Halk inan~fan, istanbul, 1995, s. 276-280. 49 Bkz. Ahmed Naim, Sahih-i Buhari Muhtasan ve Tecrid-i Sarih Tercemesi ve ~erhi, Ankara, 1987, I, 187. 50 ibn Hanbel, Miisned, Ill, 85, 156. Aynca bkz. Ebu Davud, Buyu', 51; Tirmizl, Buyu', 73; ibn Mace, Ticarat, 27; Taberanl, ei-Mu'cemu'l-kebir, I, 269 (Ebu Hureyre'den); a. mlf. ei-Mu'cemu'l-evsat, VI, 443 (Ebu Said e!-Hudri'den). Heyseml, Taberani'nin Ebu Hureyre'den nak!ettigi hadlsin rica!inin sahih ricali; ibn Hanbe!'in Ebu Said e!-Hudrfden nak!ettigi hadlsin ricalinin sahih ricali o!dugunu belirtmi~tir. Bunun!a birlikte Taberani'nin ei-Mu'cemu's-sagir'de ibn Abbas:tan; ei-Mu'cemu'f-Kebir'de Ebu Cuhayfe'den nak!ettigi hadislerin zay1f o!dugunu kaydetmi~tir. (bkz. Mecmeu'z-zevdid, IV, 99-100)

  • 172 • SOnnet Sosyolojisi

    Hadlsin soylenmesine sebep alan olaylar incelendiginde

    bunun mutlak olmad1g1 ve ~artlara bagll oldugu anla~1lmak

    tad1r. ibn Teymiye~ye gore Hz. Peygamber, narh hadlsini ozel bir olaydan dolay1 soylemi~tir. Bu hadisi delil gostererek

    mutlak olarak narh1 yasaklayanlar yamlmaktad1r. ibn

    Teymiye'nin 6zel bir olay, yani tarihsel baglam dedigi husus

    ~6yledir: "0 donemde Medine'de yiyecek olarak sat1Ian g1da maddeleri ~ogunlukla d1~andan geliyordu. Bazen orada eki-

    len bir ~ey de satllabilirdi. Burada yalmzca arpa ekilirdi. Allc1

    ve satJcllar belirli ki~iler degildi. Orada bir i~e veya sat1ma

    zorlanmas1 i~in insanlarm kendisine veya . mallna ihtiya~

    duydugu herhangi bir kimse yoktu. Bilakis MOsiOmanlann

    hepsi ayn1yd1, yani hepsi Allah yolunda cihad ederdi. SatiCI-

    Iann malm1, yalmzca belirli bir fiyatla satmaya zorlanmalan

    haks1z bir zorlama olurdu".51

    Konuyla ilgili geni~ bir ara~t1rma yapan Cengiz Kallek, hadisin soylendigi ~artlan ortaya koyar ve ~u sonuca vanr:

    "i~te bOtOn bunlar gostermektedir ki_, Hz. Peygamber tOcca-ra zulum olur endi~esi ile narhtan ka~mmakla isabetli bir

    ekonomik politika uygulam1~t1r. .. TOketidnin istismar edil-

    medigi ve karaborsanm gorOimedigi bir piyasada narha ihti-

    ya~ duyulmamasr d6gald1r".52

    Sabri Ulgener'in de aym kanaatte ol~ugu g6r01mektedir. ~6yle ki: "ilk islam kaynaklannm ~ehre hari~~en zahire geti-ren tl.iccara bol ve bereketli nz1k vadetmeleri maddi ~artla

    nn dogurdugu bir zaruretin ifadesiydi. Bu bak1mdan narh

    aleyhtarllgmm da tatbikatta aym ihtiyaca cevap veren bir

    prensip oldugu dO~OnOiebili_r ... Filhakika narh aleyhtarllg1yla

    ti.iketiciden ziyade Oretici ve tuccann hirnaye edilmek isten-

    51 ibn Teymiye, Bir islam Kurumu 0/arak Hisbe, (~;ev. Vecdi Akyiiz), istanbul, 1989, s. 69. 52 C.engiz Kallek, Hz. Peygamber Doneminde Devlet ve Piyasa, istanbul, 1992, s. 80-83.

  • SOnnet Sosyolojisi • 173

    diginde ~uphe yoktur.

  • 174 • Sun net Sosyolojisi

    ibn Hacer, "hadls, tevhidi ikrar etmeyen kimselerle sa-va~mayr gerektirmektedir. Bu durumda cizye verenlerin ve antla~mall alanlarm hali ne alacaktrr?" ~eklindeki bir saruya ~e~itli cevaplar verir. Bu cevaplardan biri de hadlste ge~en "insanlar" ile ehl-i kitabm dr~mdaki mu~riklerin kastedilmi~

    alabilecegidir. 58

    Ahmet Ozel'in yarumu da, aym baglamr artaya kayar ni-teliktedir. ~oyle der: "Cihadm sebebinin kufi.ir aldugunu savunanlann deli I gosterdikleri hadise · gelince bu hadiste sozu ge~en 'insanlar'dan murad hassaten Arap mi.i~rikleridir. Zira Arap almayan mu~riklerin ve ehl-i kitabm tabi aldu-gu hukumler, bu hadisin hukmune muhaliftir. Btinlarla yapr-lan sava~, cizye odemeleriyle sana erer. Arap mi.i~riklerjyle

    yaprlan sava~m sebebi de .anlann ba~tan beri islam'a ve Muslumanlara yonelttikleri ve rsrarla si.irdi.irdi.ikleri di.i~manllk ve tecavi.izdur''.59

    ~~phesiz hadisi. ba~ka ti.iriG yarumlamak da mumki.in-di.ir.60 Bu yarumlardan biri de hadisin sava~m sana ermesi-nin gerek~elerjnden birihi beyan etmesidir. irtidat alaymda Hz. Omer'in Hz. Ebu Bekir'e kar~r bu hadisi delil gostermesi "Ia ilahe illallah diyenlerle sava~llmayacagmr" artaya kay-

    , maktad1r.61 Bunlarla birlikte burada vurgulanmak istenen

    58 Ibn Hacer, Fethu'f·bori, I, 109. Ayn1 yorumu Hattabi de yapmaktad1r. Bkz. Nevevi, ef-Minhiic, I, 156. 59 Ahmet (Jzel, islam Hukukunda Olke Kavram1, s. 58. Aynca bkz. Ahmet Yaman, Islam Devfetfer Hukukunda Sava§, s. 78. 60 Mesela Re~id R1za mezkur hadise ~oyle bir yorum getirir: "Bu hadis, sava~m te~rii k1hn1~ sebebini bildirmiyor. Sava~ma izni ve gerek~esi Haec suresi 39·40 ve Bakara suresi 190. ayetlerde a~1kl anm1~t1r. Hadiste ise ba~lam1~ blr sava~m sona erdirilmesinin gerek~elerinden biri verilmektedir. Yani sava~ esnasmda kar~1 tarafm 'lailahe illellah' demesi, sava~m bitmesine yeterli sebeptir. Bu ~ehadet kelimesini soyleyen kalben inanmaml~, yani mu~rik olsa bile boyle-dii".(bkz. "ei-Cevab en meseleti hiirriyyeti'd-din ve katli'l-miirted", Mecelle-tu'f-menor, (1922) 23, s. 188) 61 Muslim, 31.

  • SOnnet Sosyolojisi • 175

    nokta bir ~ekilde ve her halde hadisin uygun bir baglamm1 veya sebeb-i vurGdunu tespit etmektir.

    d. Hz. Peygamber ~cSyle buyurmu~tur: "Dinini degi~tireni oldurunuz".62 Bu hadis ilk bak1~ta ve mutlak olarak dinini degi~tiren kimsenin oldurulmesi gerektigini ifade etmekte-dir. Oysa islam "Dinde zorlama yoktur"63 ilkesiyle din ve vicdan ozgurlugunu teminat altma alm1~t1r. Bir dine girmek nasll ozgur bir tercihle ger~ekle~iyorsa, ~lkmak da oyle ozgur bir ~ekilde ger~ekle~melidir. 0 halde bu hadis nas1l anla~llmahdlr-? S1rf bir du~unce nedeniyle dinini degi~tiren kimse oldurGimeli midir? Yoksa hadiste ge~en "din degi~tirmen ba~ka anlamlara m1 gelmektedir?

    Bize gore hadiste ge~en "din degi~tirme/1 ba~ka anlamla-ra gelm~ktedir. Ancak bu anlam1 dogrudan hadisin kendi-sinden veya bir ba~ka tarikinden tespit etmek mi.imkun go-zukmemektedir. Bunun i~in konuyu ba~ka rivayetler ·ve ta-rihsel §artlar l§lgmda anlamak en isabetli yol olacakt1r.

    ''Dinini degi~tireni oldurunuz" hadisi "MGsiGman bir kim-senin kam ancak G~ ~eyden dolayi ak1t1hr: Evli iken zinadan, adam Oldurmekten ve dinini terkedip cemaatten aynlan-dan1164 hadisiyle birlikte dG§Gnulmelidir. Burada s1rf din de.-gi~tirmeye degil, cemaatten aynlmaya vurgu yapllmas1 dik-kat ~ekicidir . Cemaat olg~su ise burada s1rf dini, mescidle

    62 Malik, Muvatta, Akdiye, 15; nrmizl, Oiyat, 10; aynca bkz. ibn Hibban, e/-lhsdn fi takribi Sahihi ibn HibbiJn, (trt. Ali b. Balaban ei-Farisl-thk. ~uayb ei-Arnavud), Beyrut, 1991, X, 327; Ibn Ebi ~eybe, ei-Musannef, VII, 585, 587; Taberani, ei-Mu'cemu'l-kebir, X, 272; a. mlf. ei-Mu'cemu'/-evsdt, IX, 283 {Hey-semi, burada Ebu Hureyre'den nakledilen hadiisin isnadmm hasen oldugunu belirtmi$tir. Bkz. Mecmeu'z-zevdid, VI, 261); X, 107 {Heyseml burada Hz. Ai$e'den nakledilen hadisin isnadmm zay1f oldugunu kaydetmi$tir. Bkz. Mec-meu'z-zevdid, VI, 261); Hakim en-Neysaburl, ei-Miistedrek, Ill, 620 {Hakim, burada ibn Abbas'tan nakledilen rivayetin Buharl $artma gore sahih oldugunu belirtmi$, Zehebl de on a muvafakat etmi$tir) · 63 Bakara, 256. 64 Buharl, Oiyat, 6; Muslim, Kasame, 25; Ebu oaviid, Hudud, 1; Tirmizi, Hudiid, 15.

  • 176 • SOnnet Sosyolojisi

    ilgili bir olgu degildir. Bu konuyu ele alan Ahmed Ebu Si.i-

    leyman'm yakla~1m1 din degi~tirme meselesinin zaman-mekan boyutunu a~1klar mahiyettedir. ~oyle der:

    "irtidat konusunun zaman-mekan unsuru, baz1 Yahudi gruplann irtidat taktigini (yani once Mi.isli.iman olmu~ gori.i-ni.ip sonra onu topluca terketme) kullanarak gen~ Mi.islu-man cemaat arasmda anar~i ve zihin kan~1kllgma sebep olmay1 ama~lad1klan bir kor'nployla ilgilidir. Bu komplo ile umulan sonu~larm Kur'an'da anlatlld1g1 ayetler kayda de-gerdir: 'Kitap ehlinden baz1lan ~oyle dedi: inananlara indiri-

    lene gi.ini.in ba~mda inanm. Sonunda inkar edin ki, belki do-nerler ... '.65 irtidat konusunda ilk islami tav1r, go.rdi.igi.imi.iz

    gibi din ve yicdan ozgurli.igi.ini.i degil, Mi.isli.imanla~t1rnia siyasetini bedevi kabilelere uygulamay1 ve komployu qo~a ~1karmayl hedef allyordu ... Geleneksel islam siyasi di.i~i.incesindeki inan~ ozgi.irli.igi.ine ili~kin kavram kan~1kllg1, Hz. Pey-gamber'in vah~i Arap kabilelerini Mi.isli.imanla~t1rma siyase-tinin ardmdaki esas sebepleri islam di.i~i.ini.irlerinin anlama-

    malanndan ortaya ~1km1~t1r. Bu di.i~Gni.irler olaym cezai yo- . nuni.i ve Hz. Peygamber irtidat1 kmad1gmda ilk Muslumanla-

    rm kar~l kar.~1ya bulunduklan guvenlik ihtiyacm1 fark ede-

    memi~lerdir ... ilk halite Hz. Ebu Bekir'e kar~1 ba~lat1lan irtidat sava~mm bir din ve vicdan ozgurlugi.i uygulamas1 ile alakas1 yoktu. Olay k1s1tlamalar getiren siyasi ve sosyal otori-teye kar~1 her zamanki bedevi tepkisinden ibaretti. Bu, Hz. Ebu Bekir hi.iki.imetine zekat odemeyerek Arabistan'111 yeni merkezi ~iyasi otoritesine kar~1 bir ayaklanmayd1". 66

    65 Al-i imran, 72. 66Ahmed Ebu SOieyman, isfom'm Ufusfor Arost ifi§kifer Kuromt, (c;ev. Fehmi Koru), Istanbul, 1985, s. 118. Konuyla ilgili benzer gorO~Ier ic;in bkz. Hayrettin Karaman, fsfam'm f§rgmda Gunun Mesefeferi, istanbul, 1982, II, 775; Ahmet Ya~ar, /slam Ceza Hukukundo ldamr Gerektiren Sur;far, istanbul, 1995, s. 96; Ali Bardakoglu, "Ceza", DiA., VII, 473-474; Nihat Dalgm, Islam' do Tevbe ve Ceza-faro Etkisi, Trabzon, 1997, s. 220; Re~id R1za, "ei-Cevab an meseleti hOrriy-yeti'd-din ve katli'l-mOrted", Mece((etu'l-menar. (1922) 23, s. 187-190.

  • SOnnet Sosyolojisi • 177

    Bu ifadeler, din degi~tirmenin nas1l bir sosyo-politik at-mosferde cereyan ettigini gostermektedir·. Hadlste ge~en "cemaatten aynlma" da boyle bir atmosferi ima etmektedir.

    e. Hz. Peygamber ~oyle buyurmu~tur: "Biz umml bir top-luluguz. Yaz1 yazmaz hesap pilmeyiz". 67 Hadlsten ilk bak1~ta o donem Araplannm hi~bir ~ekilde okuma-yazma bilmedik-leri anla~llmaktad1r. Oysa i~lerinde okuma yazma bilenler vard1r. Bu durumda acaba Allah Resulu ne kastetmektedir?

    ,Hadis yorumculan sosyolojik izah olarak niteleyebilecegimiz izahlarda bulunmu~tur. ~oyle ki; .

    I. Murad, bu soz soylendigi esnada. Hz. Peygamber'in hu-zurunda bulunan Muslumanlard1r. Mustumanlann hepsini kastetmemi~tir.

    II. Hz. Peygamber."biz" ile kendisini kastetmi~tir.

    Ill. Hz. Peygamber Araplan kastetmi~tir. Araplann i~inde az da olsa hesap-kitap bilenlerin varhg1 onlann ummT olma-sma mani degildir.68

    f. Once bir ayet zikredelim: "Rabbimiz, unu~ursak veya hataya du~ersek bizi sorumlu tutma !". (Bakara, 286) Maturi-dl'ye gore, nisyan, terktir, hatad1r, nehyedilen ~eyi i~lemektir. Fakat hadlste "Ommetimden nisyan, hata ... kald1nlm1~t1r" buyrulmaktad1r". Bu nas1l anla~1lmahd1r? Ona gore ha-diste ifade edilen ~ey, ozellikle kufUr ile ilgili varid olmu~tur. 0 donemde bir grup insan islam'a yeni girmi~ti. Nisyan ve hata ile dillerinde kufur laf1zlan cereyan ediyC?rdu. Kufru ho~ kar~llam1yorlard1, ama oldurulmek korkusuyla dilleri kufru soyleyiveriyordu. Bunun uzerine ResOiullah bu ~ekildeki sorumlulugun kendilerinden kald1nld1gln1 bildirmi~tir.69 Bu yorum ger~ekten sosyolojik bir bak1~1 yans1tma olup orjinaldir.

    67 Buhari, Savm, 13. 68 ibn Hacer, Feth, IV, 623; Ayni, Umde, IX, 40. 69 Te'vilatu'I-Kur'an, I, 242

  • 178 • SGnnet Sosyolojisi

    g. K1sas ayetini biliyoruz. Ancak "Mi.isli.iman kafire kar~1hk oldi.iri.ilmez" hadlsi var. Maturidi'ye gore bu ~oyle anla~llmahdlr: Biri, digerini cahiliyede oldi.irmi.i~ti.ir. Oldi.iren Mi.isli.i-

    man olmu~tur. Maktulun yakml~n k1sas istemi~tir. Resulul-lah da bu hadlsi buyurmu~tur. Nitekim aynca "Cahiliyedeki . her turlu kan davas1 ayaklanmm altmdad1r" demi~tir. Bu da hadise tarihsel-sosyolojik bak1~a guzel bir 6rnektir.

    C. c;eli~me Olmad1g1 Halde Hadise Sosyolojik Yakla~•l

    mas•

    Bu nokta ger~ekten 6nemlidir. Hadlsin herhangi bir nasla vb. hususl.arla ~eli~mesisoz konusu degildir. Bunu.nla birlikte hadis yorumculan hadlste ifade edilen durumu yorumlamak i~in sosyolojik izahlara mi.iracaat etmi~lerdir. Bu dun.im hadls yorumcularinm sosyolojiyi dikkate almalan ve ·de

    hadlsleri anlamada sosyolojid.en bir imkan olarak yararlan-malan bak1mmdan kayda degerdir. ~imdi bunun orneklerini gorelim:

    a. Resulullah'm k1z ~ocugunu namazda ta$1d1g1 bilinen bir husustur.70 Bu mesele bugi.in ~ocuk egitimi a~1smdan 6nemli bir: veri olarak kullamlmaktad1r. Fakat ·hadls yorumculan

    meseleye 6yle bir a~1klama getirmi~lerdir ki, bu onlann ta-

    rihsel-sosyolojik yorumu bir imkan olarak kulland1klanm gostermektedir. Mesela Ayni bununla ilgili ~6yle bir yorum yapar: ·"Namazda k1z ~ocugunun ta~mmasm~aki s1r, Arapla-nn k1zlara olan tav1rlanm reddetmektir. Onlara bu konuda namaz gibi ·bir ibadette muhalefet etmesi, onlann tav1rlanna kar~1 bir mi.ibalaga ifadesidir. Fiille beyan, sozden daha kuv-vetli olabilir".71

    b. Buhari, sadakanm Hz. Peygamber ve aline haram ol-masma72 dair bir hadis nakletmi~tir. Hadls yorumculan bu-

    · 70 Buhari, Salat, 106. 71 Ayni, Umde, IV, 138. 72 Bkz: Buhari, Zekat, 60.

  • SOnnet Sosyolojisi • 179

    nun sebeplerini izah ederken sosyolojik yoruma da l:ia~vurmu~lardlr. Bu yorumlar ~oyledir:

    I. Zekat, mallan temizleyici bir unsurdur. Allah, "Malla-nndan onlan temizleyecegin sadakayt al"73 buyurmaktad1r. · $Liphesiz Al-i Muhammed, kirden ve temizlenmekten munezzehdir.

    fl. Sadaka almak, zilletin ve alan el olmanm gostergesidir.

    Onlara Allah'tan ba~kasma muhtac; olmak yak1~maz. Aynca ,onlar, veren el durumundad1rlar.74

    Ul. Sadaka alsalard1, ."Muhammed, mallanmtzl almak ve beyt ehline vermek ic;in bizi davet ediyor" ~eklinde du~manlarinm diline pelesenk ·olurlard1.75 Ozellikle bu son madde tamamen tarihs~l-sosyal baglamla ilgilidir.

    c. Buharl'nin naklettigi bir hadlste akabe bey'atmda ne · uzre bey'at edild@yle ilgili olarak sadece yasaklar zikredil-mi~tir.76 Peki ~unun nedeni ne olabili~? Buna cevap olarak hadls yorumculan c;e~itli izahlar geni~tirmi~tir. Bir kac;m1 vermek suretiyle sosyolojik izah1 nas1l yapt1klann1 gorelim.

    Sadece yasaklartn zikredilmesinin nedenini ara~t1ran ibn Hacer ~u cevab1 verir: "Menedilen ~eylerden kac;mmak, em-redilen fiilleri yap1_11aktan daha kolayd1r. Zira mefsedetten kac;mmak, · mesalihi celbe mlikaddemdir. Kotull.ikleri terk etmek, ~aziletlerle suslenmekten 6ncedir" .77 Bu nispeten psikolojik bir izaht1r. Aynl ise ~u izah tarztnl sec;er: "~unlarla yetinmesinin sebebi, bey'attn, bi'setin ilk y11lannda olmas1-

    d1r. Zira fiiller (emirler), henuz te~ril kthnmam1~t1".78 i~te bu tarihsel-sosyolojik bir i~aht1r.

    73Tevbe, 103. 74 ibn Hacer, Feth, IV, 122. 75 Ayni, Umde, VII, 346. 76 Buhari, iman, 11. n ibn Hacer, Feth, I, 93. 78 Ayni, Umde, I, 82 .

  • 180 • SOnnet Sosyolojisi

    d. Bir sefer esnasmda Resulullah Zeyd b. Harise'yi elr;i olarak gonderdi de, hit; bir devenin boynunda ok yay1 kiri-

    ~inden yap1lm1~ gerdanllk kalmasm; muhakkak kesilip kopa-nlsm diye ilan ettirdi".79 Her iki ~arihe gore "ok yay1 kiri~i" ile ne kastedildigi konusunda i.ir; gori.i~ vard1r:

    I. Cahiliyede bu fiil goz degmemesi ir;in yapJIJ_rdJ. Hz. Pey- . gamber bunlann hemen kopanllp atllmasm1 emretmekle, bu ti.ir hurafelerin Allah'm takdirinden hit; bir ~eyi degi~tiremeyecegini bildirmi~ oluyor.

    II. Hayvan gezip dola~1rken bu tasma ile bogulmasm, .ezi-yet gormesin; nefes allp vermede gi.ir;li.ik r;ekmes!n ve hare-ket etmede r;eviklige mani olmasm diye ~oyle emretmi~tir.

    HI. Halkm bu takllan gerdanllklara r;an takma all~kanllgl vard1r. Buharl'nin tercemesi buna delalet etmektedir. Dola-yJsJyla r;an sesinin ordunun hareketinden di.i~manm haber-dar olmamas1 ir;in bu . ~ekilde emretmi~tir.80 Bi.iti.in bu yo-rumlar o donemin inanr; ve ki.ilti.iri.ini.i yans1ttJg1 ir;in sosyolo-jik izahlard1r. ·

    e. Buhari EbQ Bekre Nufey b. ei-Haris'den ~unu nakleder: "Biz Resulullah'm yanmda idik. Derken gi.ine~ tutuldu. Pey-gamb~r ridasm1 ardmdan si.iri.ikleyerek mescide girdi. Biz de girdik. Bize, gi.ine~ siyahllktan s1ynlmcaya kadar iki rekat namaz klldJrdJ .. Sonra '~i.iphesiz gi.ine~ ile ay hir;bir kimsenin oli.imi.inden dolay1 tutulmaz. Siz bunlann boyle tutulduklan-m gordi.igi.ini.izde ba~m1za gelen bu hal ar;JIJ.ncaya kadar na-maz k11ln ve dua edin' buyurdu".81

    Ayni hadiste gi.ine~ tutulmasJ namazmm cemaatle kllm-dJgJ gibi ay tutulmasJ namazmm da cemaatle kllmmasma delalet oldugunu sayler. Bu gori.i~i.i ~atit ibn Hanbel ve ehl-i hadis kabul etmi~tir. Ayni'ye gore EbQ Hanife, omin cemaat-

    79 Buhari, Cihad, 139. 80 ibn Hacer, Feth, VI, 249-50; Ayni, Umde, XII, 70. 81 Buhari, Kusuf, 1.

  • SOnnet Sosyolojisi • 181

    le k1lmmayacagm1 soylememi~tir. -EbO Hanlfe, onun sOnnet olmay1p caiz oldugunu belirtmi~tir. Buraya kadar olay f1khl hukmu belirlemekle ilgilidir. Ancak Hanefiler ay tutulmas1 namazmm cemaatle k1hnmasmm neden sOnnet degil de caiz oldugunu izah baglammda sosyolojik bir illete ba~vurur. Hanefilerden Aynl bunun sebebi olarak belde sakinlerini

    . geceleyin toplamamn zor oldugunu ifade eder. Buna ben-·zerlik arzeden bir goru~u de Muhalleb ileri surer: 11Resulul .. lah, alemlere rahmet oldugu is:in geceleyin insanlann evi bo~

    ' kahr da h1rs1zhk vaki olur diye onu terketmi~ olmas1 mum-kundur".82 Goruldugu gibi ibadet konulannda bile yap1lan izahlarda ·Sosyolojik bir illete ba~vurulmu~tur.

    f. ~~~a~m1zda Habe~li bir kole olsa bile dinleyin ve itaat edin!".83 Yonetim lie ilgili islam'm ilkeleri dikkate ahnd1gmda hadiste his:bir problem gozukmemektedir. Ancak hadiste boyle bir vurgunun sebebi ne olabilir? Hadlsin baglam1 ara~tmldlgmda bu vurgunun sebebi anla~1lmaktad1r. Hattabi,· bu durumu ~oyle izah etmektedir: 11Araplar emirligi pek tam-mazlardl. Hz. Peygamber onlan seriyyeler halinde gonderdi-• ginde veya beldelere tayin ettiginde aynhp pars:alanmasmlar diye onlan ma'rufta emirlere itaat etmeye te~vik etmi~tir".84

    Hattabl'nin ortaya koydugu bu izah, tamamen o donem Arap toplumunun sosyo-kulturel yap1sm1 yans1tmaktad1r.

    g. Buharl'nin ~ivayet ettigi bir hadlse gore 11Hangi islam daha hay1rh?" ~eklindeki soruya Hz . . Peygamber 11Yemek yedirmek ve bilip bilmedigine.selam vermek" ~eklinde cevap vermi~tir.85 Hadisin zahiri problemli degildir. Ama ibn Hacer, burada tarihsel-sosyolojik bir izah yaparak ~unu ifad~ etll1i~tir: 11Bilhassa bu iki hasletin hadlste zikredilmesi, o zamanda uzla~ma ve kayna~maya duyulan ihtiyas:tan kaynaklanm1~t1r.

    82 Aynl, Umde, VI, 52. . 83 Buhari, Ahkam, 4; ibn Mace, Cihad, 39;'Tayalisi, Musned, s. 61. 84 Bkz. ibn Hacer, Fethu'l-bdrl, ~. 17; Aynl, Umdetu'l-kdrl, XX, 111. 85 Buhari, iman, 6.

  • 182 • SOnnet Sosyolojlsi

    Buna Hz. Peygamber'in Medine'ye ilk geli~lerinde bu iki haslete te~vikiyle ilgili hadis de delalet eder''.86

    Gi:iri.ildi.igi.i gibi gec;:mi~te hadisleri izah ederken sosyolojik izahlara ba~vurulmu~ yahut sosyoloji kullamlm1~t1r. Konu

    ·. tarihsel bir boyut arzettiginden buna "tarihsel-sosyolojik izahlar" demek de mi.imki.indi.ir. Bu izahlan bazen sebeb-i .

    vurudlar desteklemi~tir . Sebeb-i vurud tespit edilemedigin-de sosyolojik sebepler bizzat hadls yorumculan tarafmdan in~a edilmi~tir. Bu c;:erc;:evede bir bi.iti.in olarak Arap tarih ve ki.ilti.iri.i gi:iz i:ini.inde bulundurulmu~tur. Zateri izahlara bakll-dJgmda i:izellikle Araplann inane;:, i:irf ve ki.ilti.irlerir]den yarar-lanlldlgl hemen anla~11lr.

    Bugi.in: Had is ve Sosyoloji

    GGni.imi.izde hadis ve sosyoloji ili~kisi hadisin hayatiyet kazanmas1 ac;:1smdan vazgec;:ilmezd.ir. Hadisin insan ve top-

    lumla irtibatm1 kurmak ic;:in sosyoloji ve sosyal izahlar, yo-rumlar c;:ok i:inem arzetmektedir. Hadisin gi.incelle~tirilmesi olarak ifade edebilecegimiz hadis-sosyoloji ili~kisini iki ac;:J-dan ele almak gerekir. Birinci nokta gec;:mi~te yap1lan hadts yorumlanyla ilgilidir. Gec;:mi~te yapllan baz1 'yorumlar done-

    min izlerini ta~1yabilmektedir. Diger bir ifadeyle bu yorumlar ki.ilti.ireld.ir, tarihseldir. Bu yorumlardan baZJSml yeniieme-

    nin, baZJSml ise degi~tirmenin zarureti vard1r. Kadmla ilgili hadislerin, siyasetle ilgili hadislerin yorumlan, yorumun kulturelligine/tarihselligine verilebilecek ilgf c;:ekici i:irnekler-dir. Kadmm sosya!' hayatla irtibatmm zay1f oldugu di:inem-lerde bu durumun me~rula~tmlmas1 yi:inunde elbette ilgili hadisler kullanJiml~, kadmm sosyal hayata i~tirakin,i gi:isteren hadisler de "fitneye sebep olmamak" kayd1yla yorumlanml~tJr. Sultanhgm hi.ikum si.irdGgG bir siyasi yapllanmada · ilgili hadislerin yer yer bu c;:erc;:evede yorumland1g1 da bir vakt?-dJr. Hatta i:iyle ki, gec;:mi~te hadislerin bu ~ekilde algllanr'nasJ ·

    86 ibn Hacer, Feth, I, 81.

  • SOnnet Sosyolojisi • 183

    bugun hadislerin reddine kadar gotlirebilmi~tir. Oysa bu noktada yorumlarrn ki.iltlirelligi dikkate ahnmahd1r.

    ikinci nokta ise hadislerin mevcut yeni durumlar i~in ye-niden degerlendirilmesiyle ilgilidir. Bugun insan, kadm, ~ocuk, hayvan ve ~evre hakl~rr en hayati konulard1r. ~ocuk egitimi, p~ikoloji, yaln1zhk, bireycilik, stres, bunahm, diyalog, bir arada ya~ama, uretim, ti.iketim, aile vb. konular ~aglmlzm ~ozum bulmakta zorland1g1 konular arasmda gorulmek-

    , tedir. Hadlslerde bunlar i~in ne ti.ir mesajlann bulunabilece-gi hadlsleri guncel tutma ve hayata ta~1ma a~1smdan onem arietmektedir. Bugunun hadis-sosyoloji ili~kisini bu a~Jiardan da du~unmek gerekir. ~imdi bu iki noktayla ilgili ornek-· ler ver~ek suretiyle konuyu netle~irmeye ~ah~ahm:

    1. Ge~mi~in .Hadis Yorumlanm Yenileme

    Bu yenileme tamamen olabilecegi gibi c;ogunlugun goru-~unu terk etme yonunde de ger~ekle~ebilir. Bazen oyle olur ki, hadis yorumlarrnda "kile" olarak verilen goru~ler daha isabetli ve daha yararh olabilir. Bunlan orl)ekleriyle gorelim:

    a. Buhari'nin naklettigine gore Ebu Bekre ~oyle demi~tir: /JCemel vak'as1 gunlerinde 'ehl-i cemel' denen cepheye katl-larak onlarla birlikte Ali'ye kar~1 harp etmeye ba~lad1ktan sonra vaktiyle Resulullah'tan i~ittigim bir soz ile Allah bana _ hay1r ihsan buyurdu da bu cemel cephesine katllmad1m. Fars halkmm Kisra Perviz'in kiZinl kendilerine melik se~tikleri haberi Resulullah'a ula~1nca, 'devlet ba~kanhgm1 bir kadmm eline veren millet felah bulmaz' buyurdu".87

    Hattabi'ye gore hadlsten kadmm devlet ba~kanhgm1 ve kazay1 ustlenemeyecegini, aynca kendi kendini evlendire-meyecegini c;1karmak mumkundur.88 ibn Hacer, kadmm dev-let ba~kanhg1 ve kazay1. ustlenmekten menedilmesinin cum-

    87 Buhari, Megazi, 83. 88 Bkz. ibn Hacer, Feth, VIII, 472.

  • 184 • SOnnet Sosyolojisi

    hurun goru~O aldugunu belirtir. Zira Taberl ve bir rivayete gore imam Malik ana cevaz vermi~tir. Ebu Hanlfe'den, kadl-nm ~ehadeti caiz alan kanularda kazay1 da Ostlenmesinin

    caiz oldugu nakledilmi~tir.89 Aynl ise, bu hadisi ~erhederken sadece kadmm devlet ba~kanllg1 ve kazay1 Ostlenemeyece-

    gini nakleder.90

    Bize gore burada Hattabl'nin soylediklerinin Hz. Peygam-ber'in muradml tespit etmeye yonelik olmaylp hadlsten ~1kanlabilecek tali derecede delaletler alduguna dikkat edilmelidir. Zira kadmm kendi kendini evlendiremeyecegini soylemek, Hz. Peygamber'in murad1yla alakall almay1p istid-lalle alakahd1r.91 Buna paralel alarak diger kanular·da boyle-

    dir. i~te bu naktada hadlsten ~1kanlan bu yarumlann mutiC!k olmad1gm1 belirtmemiz gerekmektedir. Zaman ve zemine gore kadmm mezkur konularla ilgili durumu degi~iklik arzedebilir.

  • Silnnet Sosyolojisi • 185

    Bu hadlsi tarihi-sosyolojik ~artlan ic;inde degerlendirmeyip reddedenler de vardrr. 92 Oysa yukandaki gibi bir yorum imkan ve ihtimali varken reddetme yoluna gitmek hie; de isabetli degildir.

    b. Buharl'nin rivayetine gore Hz. Peygamber "suret tasvir edenlerin mahlukun en ~erlisi oldugunu"93 ve "musawirlerin de kryamet gi.inu en ~iddetli azapla cezalandrnlacagmr"94

    buyurmu~tur.

    ibn Hacer hadlste tasvirin haram olduguna dair delil ol-dugunu soylemi~tir. Ona gore bazrlan tasvirle ilgili vaidin, o zamanda putlara ibadet yaprlmasryla ilgili oldugunu ve ~u anda boyle bir ~eyin soz konusu olmadrgmr ifade etmi~tir.95

    Aynl de Hz. Peygamber'in "suret yap1c1 musawire lanet ettigi"96 hadls muriasebetiyiE~ tasvirin icma ile haram oldu-

    . gunu belirtmi~tir.97 .

    ibn Hacer'in zikrettigi ikinci goru~i.in daha isabetli oldugu soylenebilir. Bu kadar ~iddetli vaidin alelade resimler yapan veya zaruretten dolay1. resimler yapanlar ic;in olmasr soz konusu degildir. Bu vaid, ancak put tasvirleri yaparak putpe-

    . restligi hat1rlatan kimseler hakkmda olabilir. Nitekim YOsuf · ei-Kardavl'nin tespiti bu ac;rdan onem arzetmektedir: "Resim ve ressamlar hakkmda varid alan hadlslerden bir ihtimal daha ortaya c;1kmaktadrr. 0 da Peygamber'in ilk zamanlarda bu konuda ~iddet gostermesi, ~irk devrine, putperest_lige, suret ve heykelleri takdis etme adetinin tatbik edildigi za-mana yakm olmasmdand1r. Tevhid akidesi, ki~iliklerde· istik-rar buldugu ve tohumlan kalplerde ve ak1llarda tutunmaya ba~lad1g1 zainan Peygamber hacimsiz resim ve nakr~lara i~in

    92 Bkz. SUieyman Ate~, Yiice Kur'on'tn l;ogdo~ Tefsiri, I, 141. 93 Buhari, Salat, 48. 94 Buhari, Libas, 89. 95 ibn Hacer, Feth, II, 90. Aynca bkz. XI, 582; Ayni, Umde, XVIII, 103. 96 Buhari, Buyu', 25. 97 Ayni, Umde, IX, 289.

  • 186 • SOnnet Sosyolojisi

    vermi~tir. Bunun aksi du~unulseydi, evinde suret veya tim-sali bulunan ortu yahut yast1gtn bulundurulmastna raz1 ol-maz ve elbiseler uzerine nak~edilen resimleri istisna etmez-di".9s

    c. "Seyhan, Ceyhan, Nil ve F1rat cennet nehirlerinden-dir".99 Hadls yorumculanna gore bu dort nehrin koku ve kay'nag1 cennette olup Allah'tn diledigi ~ekilde akarlar ve yeryuzunden c;1karlar.100 Nevevl de aym goru~te olup Muslim hadlsinin zahirine gore anla~1lmasmm daha dogru olacagm1 belirtmi~tir.101 Belki de sadece KurtObl I hadlsin zahirine gore anla~1labilecegini fakat ba~ka bir ihtimalin de bulundu-gunu soyler. Ona gore bu nehirlerin tatll ve bereketli olma-lan sebebiyle cennet nehirlerine benzetilmi~tir.102 .c;ogunllik hadisi zahirine gore anlasa da Kurtubl'nin bu yorumu isabet-lidir. Bu yorum sosyolojiye dayall bir te~bihtir. Yani burada soz sanat1 alan te~bihin altmda sosyolojik bir gerc;eklik yat-maktadlr.

    d. Buhari'nin rivayet ettigine gore· Hz. Peygamber ~oyle

    buyurmu~tur: "AzlgtniZI olc;i.inuz ki, sizin ic;in bereketlendiril~ sin".lo3 .

    ibn Hacer'in naklettigine gore ibnu'I-Cevzl bu bereketin

    olc;me anmda besmeleden dolay1 has1l olabilecegi goru~un

    dedir. Bunun yanmda ibn Hacer ~unu belirtir: "Bereket Hz. Peygamber'in ell'!rine uymaktan dolay1 olc;ekleme ile· has1l olur. Emre uyulmad1gmda ortaya c;1kan isyan bereketi goti.i-

    98 Kardavi, He/a/ ve Haram, s. 122. Kannuci ise, tasvir meselesini iman-~OfOr ~er~evesinde i~lemi~tir. Ona gore, ~iddetli vaidin ge~tigi hadislerde tasvir edenler ile Allah'rn yarat1~rna benzetmeyi veya Allah' dan ba~ka ibadet edilen canlilann ~ekillerini yapmay1 kastedenler murad edilmektedir. Maksadlan boyle olanlar kafir; boyle olmayanlar ise, asi olur. (Bkz. Avnu'l-bdri, V, 294) 99 Muslim, Cenne, 26. 100 ibn Hacer, Feth, VII, 616; Aynl, Umde, XIV, 160. 101 Nevevi. Minhac, XVII, 175. 102 KurtObi, Mil/him, VII, 86. 103 Buhari, Buyu', 52.

  • Sun net Sosyolojisi • 187

    ri.ir. Dolay1s1yla s1rf ol

  • 188 • SOnnet Sosyolojisi

    Kardavi gi.inumuzde Hz. Peygamber'in soyundan gelenlerin

    zekat alabileceklerini soylemektedir. Gori.i~unu ~e~itli ~ekil

    lerde delillendiren Kardavi, bunlar bir yana hadislerde ge~en

    Hz. Peygamber'in yakmlarmm k1yamete kadar devam ede-

    cek zurriyeti degil, ya~ad1g1 devirdeki ailesi ve yakmlan oldu-

    gunu sayler. Ona gore bu yasagm konulu~ hikmeti Hz. Pey-

    gamber'i ve yakmlannr zekat almaktan tenzih · etmek, atif

    ya~amanm ornegini vermek ve kendisi ile ailesini tohmetten

    kurtarmakt1r. Bu yasagm k1yamete kadar devam etmesinde

    bir hikmet yoktur. Ostelik ganimet ve fey gelirlerinden de

    bugun mahrum olan Peygamber yakmlannr bu yasak yoksul-

    luga mah'kum etmektedir.108

    f. Bu konu ile ilgili olarak verecegimiz misallerden birisi

    de Sahihayn'da ibn Abbas ve ba~kalarmdan merfu olarak gelen ~u hadistir: "Bir kadm, ancak beraberinde (kocas1 veya

    kendisine nikah du~meyen) m'ahremi oldugu halde yolculuk yapabilir."109

    Kardavi'ye gore bu yasagm arkasmdaki illet, yolculugun

    deve, kat1r ve e~ek uzerinde yap1hp, genellikle de neredeyse

    yerle~im merkezleri ve ya~ayanlann pek bulunmad1g1 sahra

    ve ~ollerin a~1ld1g1 bir zamanda kocas1z ve mahremsiz yolcu-

    lugundan dolay1 kadm hakkmdaki korkudur. Boylesi bir yol-

    culukta kadmm ba~ma bir koti.iluk gelmese bile en azmdan

    hakkmda kotli ~eylerin konu~ulmas1 soz konusu olabilir.

    Fakat -asnm1zda oldugu gibi- durum degi~ip, yolculugun

    en az yuz veya daha fazla yolcun1,1n bindigi u~ak yahut yuz-

    lerce yolcu ta~1yan bir trende yap1lmas1 halinde ise, yalnrz.

    ba~ma yolculuk yapan kadm hakkmda korkmaya gerek yok-

    tur. Oolaylslyla bu hususta ~er'an kadm hakkmda bir gunah

    (gu~luk) yoktur ve bu, hadlse muhalefet de sayllmaz. Bilakis

    bunu, Buhari'deki Adiyy ibn Hatim'in merfu olarak rivayet

    108 Bkz. Ali Ozek v.dgr. ibadet ve Miiessese olarak Zekat, s. 152-153 109 Buhari, Cihad, 140; Nikah, 111.

  • · SOnnet Sosyolojisi • 189

    ettigi ~u hadls desteklemektedir: "Bir kad1n1n Hira denilen yerden ~rkrp, kocasr olmaksrzrn ta Beyt'e (Kabe'ye) kadar gelmesi yakrndrr." 110 Hadls, islam'1n zuhurunu, onun nuru-nun alemlerde yi.ikselmesini ve yeryi.izi.inde gi.ivenligin ya-. yrlmasrnr methetmek i.izere soylenmi~tir ki bu aynr zamanda boylesi yolculugun caiz olduguna delalet etmektedir.111

    Gorl.ildugu gibi konu frkrhla alakalrdrr. Dayanak hadistir. Tarih boyunca bu hadls zahiriyle anla~rlmr~trr. Bugun farklr bir durum ortaya ~rkmca hadls de yeniden degerlendirmeye tabi tutulmu~ ve hadlsteki nehyin arl

  • 190 • SOnnet Sosyolojisi ·

    Ramazan'm ba~mdan itibaren verilmesini caiz gorduler. Vine

    sOnnette belirtilen yiyecekler .Ozerinde kalmayrp, her bolge-

    nin genelinde yediklerini anlar Ozerine kryas ettiler (ve on-

    lardan da vermeyi caiz gorduler). Dahasr anlardan bazllan,

    ozellikle fakir ic;:in daha faydall aldugunda sadaka yerine

    anun krymetinin verilmesinin caiz aldugunu da ilave ettiler.

    Bunlar ise Ebu Hanife ve ashabrdrr. ~OnkO sadakadan mak- ·

    sat boylesi kutsal bir gunde fakirleri ihtiyac;:tan kurtarmaktrr.

    Bu ise yiyecekle gerc;:ekle~ebildigi gibi, anun krymetini ode-

    mekle de gerc;:ekle~i"r.

    Belki, ozellikle asnmrzda, krymetin odenmesi anlann yi-

    yecek ihtiyacmr gidermekten daha faydalldrr. Bunda nebevl

    ·nasda kastedilen ~eye riayet, anun ruhunun tatbiki vardrr.kii

    gerc;:ek frkrh da i~te budur.112

    Sanuc;: alarak hadlslerde . soz kanusu alan hOkumlerin

    peygamberlik asrmda var alan orflerle ne kadar ilgili aldu-

    gunu; daha sanra degi~en orflerin ne kadar dikkate almabi-

    lecegini muhakkak goz onunde bulundurmak gerekmekte-

    dir. Degi~en orfler dikkate almmazsa ~ekilcilik artaya c;:rka-

    caktrr ki bu da MOsiOmanlann faydasma alinayacaktrr. Boyle

    durumlarda, hadlsin lafzma harfiyen baglanmayrp, nasdan

    kastolunan ~eye bakmak elzem olmaktadrr.

    2. Hadisin Gunumuze Uyarlanmasr

    Dedigimiz gibi bu durum hadlsin guncelle~tirilmesi anla-

    mmdadrr, yaksa bundan hadlsin c;:agda~ ve de c;:arprk alan

    degerlere uydurulmasr, c;:agda~ bir takrm uygulamalarm

    me~ru hale getirilmesi kastedilmemektedir. Bundan maksat

    hadlslerin guncel ve kulturel sarunlara nasrl i~aret ettigini

    artaya kaymaktrr. Burada en buyuk sarumluluk hadls yo-

    rumcusuna dO~mektedir. Zira kOitOrel-tarihsel ~artlarda

    ya~ayan adur. Sarunlarm ic;:inde alan da adur. Bu sarunlara

    112 ilkz. Yusuf ei-Kardavi, Siinneti An/amado Yontem, s. 255.

  • SOnnet Sosyolojisi • 191

    me~ru dairede c;ozum bulmak onun gorevidir. i~te tarih bo-yunca hadis yorumculannm Hz. Peygamber'in muradm1 tespit ettikten sonra aynca "hadiste ~u vardJr1 hadisten bu-nu c;1karmak mumkundilr/ hadis ~una i~aret etmektedir'1• diyerek dikkat c;ektikleri anlamlar hadisin mevcut ·kultlirel sorunlara bir cevap te~kil etmektedir.

    Bununla birlikte hadislerin bilgi1 ki.iltUr ve tarihsel ac;1dan degerlendirilmesi onlan sadece f1khm1 ahkamm degil her tliriO bilginin1 diger bir ifadeyle kulti.ilr ve medeniyetin kay-

    , nag1 olarak gormek bak1mmdan dikkS~te · degerdir. Aynca hadislerin bilgi/ kultUr .ve tarihsel ac;1dan degerlendirilmesi her zaman ve mekan ic;in onlan aktuelle~tirmek ve guncel-le~tirmek ac;1smda da onemlidir. Bir anlamda bu tur incele-me hadis yorumculannm kendi donemleri ac;1~mdan hadis-leri nas1l degerlendirdiklerini gostermektedir. Bu ~ekilde yorumcu metni kendi donemine ta~Jmakta1 ana hayatiyet kazand1rmaktad1r.

    Ba~hg1m1z "hadisin gunumuze uyarlanmas( olsa da as-linda hadislerin bu ~ekilde ele ahnmas1 ba~tan beri devam eden bir gelenek ve surec;tir. DolayJsJyla once tarihte hadis

    · yorumculannm mevcut kultlirel-tarihsel sorun lar kar~1smda hadisleri nasll degerlendirdiklerini irdelemek gerekmektedir. Ardmdan gunumuz hadis yorumculannm ne yapmas1 gerek-tigi uzerinde duri.Jruz.

    I. Tarihte Hadisin Zamana Uyarlanmast

    Burada verecegimiz orneklerde dikkat edilmesi gereken bir nokta vard1r. Her bir ornek iyice incelendiginde gorule-cektir ki1 tespit edilen manalann hadiste kastedilenle ilgisi yoktur. Diger bir ifadeyle dogrudan ilgisi yoktur. Onun ilgisi-ni ancak dolayh olarak1 i~aret yoluyla kurmak mumkundur. ~imdi ornekleri gorelim:

    Buhari1nin naklettigine gore. Hz. Peygamber 11Ummetime me~akkat verecek olmasaydtm1 hic;bir cihad mufrezesinden

  • 192 • SOnnet Sosyolojisi

    geri kalmazdtm" buyurmu~tur.113 Ayni'ye gore bu hadisten "iki maslahat tearuz ettiginde en onemlisinin ahnmast ve bazt maslahatlann daha raci