tarihsel süreçte azgeliflmifllik ve demokrasi · liberal demokrasiyi di¤er demokrasi...

24
* Yaz›y› yay›mlanmadan ön- ce okuyarak de¤erli öne- rilerde bulunan hocam Mehmet Yetifl ve Atilla Güney, Beycan Mura, Cem Kamözüt, Demet Dinler, Gülseren Adakl›, Sonay Bayramo¤lu, Ya- flar Korkmaz ve Zafer Y›l- maz’a teflekkür ederim. Önerilerden ancak bir bö- lümünü yerine getirebildi- ¤imi de belirtmeliyim. Tarihsel Süreçte Azgeliflmifllik ve Demokrasi * Faruk Ataay D D ünya genelinde 1990’lardan bu yana yeni bir “de- mokrasi dalgas›” yükselmekte, “demokrasi” retori¤i- nin egemen ideolojide yeniden öne ç›kt›¤› görülmek- tedir. Sosyalist blokun 1989-1991 döneminde y›k›lmas›yla birlikte “demokrasi” “kapitalizmin tarihsel zaferi”nin bir göstergesi olarak sunulmaya bafllan›rken, “demokratiklefl- me” de karfl› konulamayacak bir e¤ilim olarak görülmeye bafllanm›flt›r. Bu süreçte, uluslararas› örgütler ve dünyaya yön veren ülkeler “demokrasi kriterleri” gelifltirip azgeliflmifl ülkeleri bu kriterlere uymaya teflvik ederken, otoriter yöne- timler alt›ndaki ülkelerde demokrasiye geçifl, demokrasiye daha önce geçmifl ülkelerde de “demokrasi standartlar›n› yükseltme” do¤rultusunda baz› ad›mlar›n at›ld›¤› görülmek- tedir. Öncelikle azgeliflmifl ülkelere ve eski sosyalist blok ül- kelerine egemen olan bu “yeni demokratikleflme dalgas›”, kapitalizmle demokrasiyi özdefllefltiren, demokrasiyi genelde kapitalizmin daha özelde de “serbest piyasa ekonomisi”nin dolays›z bir sonucu olarak gören liberal yaklafl›m›n egemen- li¤inde geliflmektedir. Günümüzde demokratikleflmenin liberal anlay›fl›n ege- menli¤inde geliflmesinin yan› s›ra, demokratikleflme sorunu- nun liberal kuram çerçevesinde ele al›nmas› e¤iliminin de bask›n oldu¤u görülmektedir. Piyasan›n temel kurucu unsu- ru olan “ekonomik özgürlüklerin” “siyasal özgürlüklere” de temel oluflturaca¤› savunusuna dayal› olarak, genelde kapita- lizmin daha özelde de serbest piyasa ekonomisinin geliflmesi- ne paralel bir demokratikleflme kurgusundan hareket eden liberal kuram (Friedman, 1988), etkileri günümüze kadar Praksis 10 | Sayfa: 135-158

Upload: dinhkhue

Post on 17-Aug-2019

220 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Tarihsel Süreçte Azgeliflmifllik ve Demokrasi · Liberal demokrasiyi di¤er demokrasi anlay›fllar›ndan farkl›- laflt›ran temel özellik kapitalizmle uyumlu niteli¤i

* Yaz›y› yay›mlanmadan ön-ce okuyarak de¤erli öne-rilerde bulunan hocamMehmet Yetifl ve AtillaGüney, Beycan Mura,Cem Kamözüt, DemetDinler, Gülseren Adakl›,Sonay Bayramo¤lu, Ya-flar Korkmaz ve Zafer Y›l-maz’a teflekkür ederim.Önerilerden ancak bir bö-lümünü yerine getirebildi-¤imi de belirtmeliyim.

Tarihsel Süreçte Azgeliflmifllik ve Demokrasi*

Faruk A taay

DDünya genelinde 1990’lardan bu yana yeni bir “de-mokrasi dalgas›” yükselmekte, “demokrasi” retori¤i-nin egemen ideolojide yeniden öne ç›kt›¤› görülmek-

tedir. Sosyalist blokun 1989-1991 döneminde y›k›lmas›ylabirlikte “demokrasi” “kapitalizmin tarihsel zaferi”nin birgöstergesi olarak sunulmaya bafllan›rken, “demokratiklefl-me” de karfl› konulamayacak bir e¤ilim olarak görülmeyebafllanm›flt›r. Bu süreçte, uluslararas› örgütler ve dünyayayön veren ülkeler “demokrasi kriterleri” gelifltirip azgeliflmiflülkeleri bu kriterlere uymaya teflvik ederken, otoriter yöne-timler alt›ndaki ülkelerde demokrasiye geçifl, demokrasiyedaha önce geçmifl ülkelerde de “demokrasi standartlar›n›yükseltme” do¤rultusunda baz› ad›mlar›n at›ld›¤› görülmek-tedir. Öncelikle azgeliflmifl ülkelere ve eski sosyalist blok ül-kelerine egemen olan bu “yeni demokratikleflme dalgas›”,kapitalizmle demokrasiyi özdefllefltiren, demokrasiyi geneldekapitalizmin daha özelde de “serbest piyasa ekonomisi”nindolays›z bir sonucu olarak gören liberal yaklafl›m›n egemen-li¤inde geliflmektedir.

Günümüzde demokratikleflmenin liberal anlay›fl›n ege-menli¤inde geliflmesinin yan› s›ra, demokratikleflme sorunu-nun liberal kuram çerçevesinde ele al›nmas› e¤iliminin debask›n oldu¤u görülmektedir. Piyasan›n temel kurucu unsu-ru olan “ekonomik özgürlüklerin” “siyasal özgürlüklere” detemel oluflturaca¤› savunusuna dayal› olarak, genelde kapita-lizmin daha özelde de serbest piyasa ekonomisinin geliflmesi-ne paralel bir demokratikleflme kurgusundan hareket edenliberal kuram (Friedman, 1988), etkileri günümüze kadar

Praksis 10 | Sayfa: 135-158

Page 2: Tarihsel Süreçte Azgeliflmifllik ve Demokrasi · Liberal demokrasiyi di¤er demokrasi anlay›fllar›ndan farkl›- laflt›ran temel özellik kapitalizmle uyumlu niteli¤i

ulaflan “demokratikleflme dalgas›”n›n incelenmesinde baz›önemli sorunlar do¤urmakta, azgeliflmifl ülkelerin siyasal rejimde¤ifliklikleri ve demokratikleflme sorunlar›n›n kavran›fl›naönemli k›s›tl›l›klar getirmektedir. Bu k›s›tl›l›klar temelde, liberaldemokrasinin de belli bir toplumsal iktidar iliflkisi oldu¤unungöz ard› edilmesinden kaynaklanmaktad›r. Oysa, demokrasi be-lirli s›n›f iliflkilerini yeniden üreten devlet ve bu iliflkilerin somut-laflt›¤› tarihsel-toplumsal iliflkiler ba¤lam›nda anlafl›labilir (Macp-herson, 1984; Therborn, 1989). ‹kinci olarak, demokratikleflme-nin kapitalizmin geliflmesinden ba¤›ms›z iflleyen bir süreç olarakele al›nmas› da siyasal rejim sorunlar›n›n incelenmesinde sorun-lar do¤urmaktad›r. Zira, bu temelden yola ç›k›ld›¤›nda siyasal re-jim de¤iflikliklerini aç›klayabilecek tutarl› bir kurama ulaflmakmümkün olamamaktad›r (Wood, 2003).

Bu çal›flmada, azgeliflmifl ülkelerde siyasal rejim sorunlar› üze-rine genel bir perspektif oluflturulmas› hedefleniyor.1 Azgeliflmiflülkeler, liberal demokrasinin istikrar kazanm›fl oldu¤u geliflmiflülkelerden farkl› olarak, s›k s›k siyasal rejim de¤ifliklikleri yaflan-mas› özelli¤i nedeniyle ayr›ca incelenmeyi gerektiriyor. Azgelifl-mifl ülkelerin bu özelli¤i ayn› zamanda siyaset kuram›n›n üzerin-de odakland›¤› önemli bir sorun oluflturuyor. Bu çal›flmada, az-geliflmifl ülkelerde demokrasinin istikrars›zl›¤›, s›k s›k siyasal re-jim de¤ifliklikleri yaflanmas› gibi sorunlar üzerine tarihsel birperspektif oluflturulmaya çal›fl›l›rken Antonio Gramsci’nin “he-gemonya” kavram›ndan yararlan›lacakt›r. Böylece, liberal de-mokrasiyi “hegemonik bir yönetim biçimi”, otoriter rejimlere ge-çiflleri de “hegemonya krizleri” ba¤lam›nda “hegemonik olma-yan yönetim biçimleri” olarak ele alma yoluna gidilecektir.2

Çal›flman›n ilk bölümünde öncelikle kapitalizmle liberal de-mokrasi aras›ndaki tarihsel iliflkiye odaklan›lmakta, böylece libe-ral demokrasi konusunda kuramsal bir berrakl›¤a kavuflulmas›amaçlanmaktad›r. Bu bölümde, geliflmifl ülkelerde demokrasininkurulufl ve geliflme süreci üzerinde durulmas›, liberal demokrasi-nin geliflmifl ülkelerdeki uygulamalar› ile azgeliflmifl ülkelerdekiuygulamalar› aras›ndaki farklara dikkat çekilmesi aç›s›ndan dayararl› görülmüfltür.

Çal›flman›n ikinci bölümünde, liberal demokrasinin kapitalistdevletin “ola¤an” biçimi olarak görülmeye baflland›¤› geliflmifl ül-kelerden farkl› olarak, azgeliflmifl ülkelerde demokrasinin nere-deyse istisnai bir yönetim biçimi oluflunun tarihsel ve toplumsalnedenleri üzerinde durulacakt›r. Burada, liberal demokrasinin

1 Çal›flman›n kapsam›azgeliflmifl ülkeler-de demokrasinin ta-rihsel geliflim özel-likleri üzerine genelbir bak›fl aç›s› olufl-turma çabas›yla s›-n›rl›d›r. Ülke örnek-leri üzerine karfl›lafl-t›rmal› bir analiz veülkelerin özgüllükle-rinin vurgulanmas›ise çok daha kap-saml› çal›flmalar›nkonusudur.

2 Gramsci, hegemonya-y› esas olarak r›za ilezorun bileflimi olarakgörmekle beraber,“hegemonik yönetimbiçimlerini” r›zan›n ör-gütlenmesine iliflkinetkinliklerin zora da-yal› etkinliklere bas-k›n ç›kt›¤› durumlariçin kullan›yordu. Bukonuda bkz. Gramsci(1986), Anderson(1988: 84-90), Hodg-son (1988: 101-132), Hall vd. (1985:55-68).

136 Faruk Ataay

Page 3: Tarihsel Süreçte Azgeliflmifllik ve Demokrasi · Liberal demokrasiyi di¤er demokrasi anlay›fllar›ndan farkl›- laflt›ran temel özellik kapitalizmle uyumlu niteli¤i

azgeliflmifl ülkelerde yerlefliklik kazanamamas›, bu ülkelerde sü-rekli olarak siyasal rejim de¤ifliklikleri yaflanmas› gibi sorunlar›ntemelinde yatan tarihsel ve toplumsal dinamikler ele al›nacakt›r.

Üçüncü bölümde azgeliflmifl ülkelerdeki demokratikleflmesüreçleri üzerinde durulacakt›r. Azgeliflmifl ülkelerde s›ras›yla‹kinci Dünya Savafl› sonras›nda yaflanan “demokratikleflme dal-gas›”, 1960’lar›n ortalar›ndan itibaren yükselen otoriter yönetimdalgas› ve 1980’lerin bafllar›ndan itibaren yeniden bafllayan “de-mokratikleflme dalgas›”n›n baz› temel özellikleri ele al›nacakt›r.

Çal›flman›n dördüncü bölümünde ise, 1990’lardan beri ya-flanmakta olan ve halen de azgeliflmifl ülkeleri etkisi alt›nda bu-lunduran “yeni demokratikleflme dalgas›”na odaklan›lacakt›r. Bubölümde, günümüzde azgeliflmifl ülkelerde egemen olan neolibe-ral demokratikleflme projesi tart›fl›lacakt›r.

I . Kap i ta l i zm ve L ibera l Demokras iKapitalizmle demokrasiyi özdefllefltiren, demokrasiyi kapita-

lizmin “ola¤an” yönetim biçimi olarak gören yaklafl›mlar hem ta-rihsel geliflmeyle uyuflmamakta, hem de rejim de¤iflikliklerine vedemokrasiden otoriter yönetimlere geçifllere doyurucu aç›klama-lar getirememektedir. Dolay›s›yla, liberal demokrasiye iliflkinsa¤l›kl› bir kuramsal yaklafl›m öncelikle kapitalizmle demokrasiaras›nda bire bir özdefllik kuran aç›klamalardan uzak durmak vekapitalizmle demokrasi aras›ndaki iliflkinin do¤as›na iliflkin dahadoyurucu aç›klamalar bulmak zorundad›r. Zira, tarihsel geliflimkapitalizmin belirli tarihsel koflullarda liberal demokrasiye katk›-s› olabilirken, baflka durumlarda onsuz da edebildi¤ini aç›kl›klagöstermektedir (Wood, 2003). Liberal demokrasiye iliflkin tarihd›fl›, soyut genellemelerin ise siyasal rejim sorunlar›n›n anlafl›la-bilmesine yapabilece¤i katk› son derece s›n›rl›d›r. Bu nedenle, li-beral demokrasinin kurulufl sürecinin nas›l bir tarihsel ve top-lumsal ba¤lam içinde yer ald›¤›, demokrasinin nas›l bir süreçtengeçerek ileri kapitalizmin yerleflik biçimi haline geldi¤i araflt›r›l-mak durumundad›r (Therborn, 1989).

Liberal demokrasiyi di¤er demokrasi anlay›fllar›ndan farkl›-laflt›ran temel özellik kapitalizmle uyumlu niteli¤i çerçevesindeanlafl›labilir. Kapitalizmin liberal demokrasi ile aras›ndaki orga-nik ba¤ devletin sivil toplumdan, siyasetin ekonomiden ayr›flma-s› çerçevesinde ortaya ç›kmaktad›r. Kapitalizmde art›¤a el koy-man›n piyasada/sivil toplumda “ekonomik” mekanizmalarla ger-çekleflmesi ve devletin bu iliflkilerin yeniden üretiminde dolayl›

137Tarihsel Süreçte Azgeliflmifllik ve Demokrasi

Page 4: Tarihsel Süreçte Azgeliflmifllik ve Demokrasi · Liberal demokrasiyi di¤er demokrasi anlay›fllar›ndan farkl›- laflt›ran temel özellik kapitalizmle uyumlu niteli¤i

bir rol almas› tarihte ilk kez toplumsal egemenlik iliflkilerindenayr› bir siyasal alan›n oluflumuna yol açm›flt›r. Böylece, kapita-lizm alt›nda liberal demokrasi, “demokrasi”yi salt siyasal alanakat›l›m ile s›n›rlama olana¤› sa¤lam›fl, toplumsal iktidar iliflkile-rinden ayr› bir yurttafll›k biçiminin ve yurttafll›k haklar›n›n do¤-mas› mümkün olabilmifltir (Wood, 2003; Savran, 1987). Wo-od’un da belirtti¤i üzere;

“Liberal demokrasi” düflüncesi, ancak kapitalist toplumsal mülkiyetiliflkilerinin ortaya ç›kmas›yla düflünülebilir oldu. (...) Kapitalizm,demokrasinin yeniden tan›mlanmas›n›, liberalizme indirgenmesiniolanakl› hale getirdi. Bir yandan, art›k iktisat d›fl› siyasal, yasal ve as-keri konumun iktisadi güç, sömürme, ele geçirme ve da¤›tma gücüüzerinde etkisinin olmad›¤› ayr› bir siyasal alan vard›. Öte yandan,art›k kendi güç iliflkileri olan, yasal ve siyasal ayr›cal›klara ba¤›ml› ol-mayan bir iktisadi alan bulunuyordu (Wood, 2003: 276).

Ancak, kapitalizmin baz› özelliklerinin bir tür demokrasiye(liberal demokrasi) olanak sa¤lamas›, liberal demokrasinin kapi-talizmin do¤al, kendili¤inden bir ürünü oldu¤u yan›lg›s›na yolaçmamal›d›r. Tersine, kapitalist devlet öncelikle “liberal” olmufl,bunun “demokratikleflmesi” uzun bir tarihsel sürecin sonucundagerçekleflebilmifltir. Bir baflka deyiflle, tarihsel olarak demokrasiliberal devlete sonradan yap›lan bir “ek” olarak ortaya ç›km›flt›r.Zira, burjuva devrimleri, feodal ayr›cal›klar› y›karak özel mülki-yeti güvenceye almak üzere liberal devleti kurmakla yetinmifl,burjuva devrimleri önemli demokratik aç›l›mlar sa¤lamakla bera-ber hiçbir yerde genel ve eflit oy hakk›na dayal› demokratik rejimkurulamam›flt›r. Nitekim, piyasa iliflkilerini kurumsallaflt›ran vebu iliflkileri koruma ve gelifltirme rolünü yüklenirken “medenihaklar›” ve “ekonomik özgürlükleri” yerlefltiren liberal devlet as-l›nda “demokratik” de¤ildi (Macpherson, 1984; Marshall ve Bot-tomore, 2000; Therborn, 1989; Ergut, 1994).

Burjuva devrimleri genellikle küçük bir az›nl›k d›fl›nda herke-si siyasal haklardan mahrum b›rakt›. Ancak, di¤er yandan burju-va devrimleri liberal demokrasinin ilk nüvesini de oluflturdu. Li-beral devlette karar alacak tek bir merkezin (hanedan) olmay›fl›,flu ya da bu flekilde seçimle oluflacak, tart›flarak karar verecektemsili nitelikteki bir siyasal organ›n varl›¤›n› kaç›n›lmaz k›ld›.Liberal devlette siyasal haklar yaln›zca üst s›n›flara tan›n›yor,böylece liberal devletin bu ilk evresinde siyasal haklar›n s›n›f esa-s›na göre k›s›tland›¤› bir toplumsal düzen ortaya ç›k›yordu. Siya-sal haklar›n alt s›n›flara da tan›nmas› bu dönem için düflünüle-

138 Faruk Ataay

Page 5: Tarihsel Süreçte Azgeliflmifllik ve Demokrasi · Liberal demokrasiyi di¤er demokrasi anlay›fllar›ndan farkl›- laflt›ran temel özellik kapitalizmle uyumlu niteli¤i

meyecek bir fleydi. Zaten demokrasiden de, hâlâ Antik Yunangelene¤i çerçevesinde “alt s›n›flar›n yönetimi” anlafl›l›yor, ege-men s›n›flar demokrasiye karfl› son derece olumsuz bir tav›r ser-giliyordu. Demokrasinin bu ilk evresi yurttafll›k haklar›n›n “me-deni haklar” ya da “olumsuz haklar”la s›n›rl› oldu¤u bir toplum-sal düzen do¤urdu (Marshall, 2000; Macpherson, 1984; Ther-born, 1989; Wood, 2003).

Siyasal haklar›n geniflletilip tüm yurttafllara tan›nmas› ise 19.yüzy›la yay›lan uzun mücadelelerin/uzlaflmalar›n sonucunda ger-çekleflebildi. Gerek burjuvazinin di¤er kesimleri ve küçük burju-vazi, gerekse iflçi s›n›f› oy hakk› için uzun mücadeleler verdiler(Therborn, 1989). Bu mücadelelerin baflar›ya ulafl›p, demokratik-leflme do¤rultusunda aç›l›mlar›n gerçeklefltirilmesinde oy hakk›n-dan mahrum b›rak›lm›fl s›n›flar›n mücadeleleri ile egemen s›n›f içiçeliflkilerden kaynaklanan dinamiklerin buluflmas› en tayin edicinokta olarak görünmektedir.3 Egemen s›n›f›n çeflitli kesimleri ara-s›ndaki mücadelelerde, iflçi s›n›f›n›n deste¤ini sa¤lamaya ve bununiçin onunla iflbirli¤i yapmaya çal›flan kesimlerin oy hakk›n›n genifl-lemesinde önemli bir rol oynad›klar› görülmektedir. Ancak, bu ifl-birli¤inin önemli bir ön koflulu, iflçi s›n›f›n›n istemlerinin özündenkopar›l›p egemen s›n›flarca özümsenebilmesi, böylece iflçi s›n›f›n›sistem içi kanallara çekme olanaklar›n›n varl›¤›d›r. Böylesi bir ola-na¤›n bulunmad›¤› durumlar demokratikleflme do¤rultusunda de-¤il, s›n›f mücadelelerinin keskinleflmesi do¤rultusunda sonuç ver-mifltir. Dolay›s›yla, siyasal haklar› geniflleten demokratik aç›l›mlaresasen, burjuvazinin hegemonyas› ve alt s›n›flar›n özerk bir siyasalodak olamamas› kofluluyla gerçekleflebilmektedir (Therborn,1989; Gülalp, 1985). Bu çerçevede, demokratik aç›l›mlarla yurttafl-l›k haklar›n›n genifllemesi, iflçi s›n›f› aç›s›ndan önemli bir kazan›molma niteli¤i tafl›makla beraber, bir yan›yla da kapitalizme yönelikmuhalefetin radikal içeri¤ini kaybetme anlam›na gelmektedir. Zi-ra, iflçi s›n›f›n›n, liberal devletin demokratikleflip liberal demokra-silerin kurulufluyla sa¤lad›¤› kazan›mlar kapitalist sistemde köklübir de¤iflime yol açmam›flt›r (Gülalp, 1985).

Bu noktada liberal demokrasinin en önemli özelliklerindenbiri üzerinde durulmas› gerekmektedir. Liberal demokrasi, bur-juvazinin kapitalist devlet arac›l›¤›yla ç›karlar›n› genellefltiripulusun ç›karlar› olarak sunabilmesinin, bir baflka deyiflle burju-vazinin toplumun bütünü üzerinde hegemonyas›n› kurabilmesi-nin en önemli göstergesidir. Liberal demokrasinin istikrar kaza-nabilmesi için burjuvazinin alt ve orta s›n›flar›n belirli ç›karlar›n›

3 Bu çal›flmada de-mokrasinin geliflme-sini do¤rudan burju-vaziye atfeden (Mo-ore Jr., 1989) ya dayaln›zca iflçi s›n›f›n›nmücadelelerinin ka-zan›m› olarak görenyaklafl›mlara mesa-feyle yaklafl›lmakta-d›r. Demokrasiningeliflmesini kapita-lizmin çeliflkilerininve s›n›flar›n karfl›l›kl›iliflkilerinin ürünüolarak gören bir yak-lafl›m kan›mca dahagüçlü aç›klamalargetirme olana¤›nasahiptir. Demokrasi-nin geliflmesinde s›-n›flar›n rolleri konu-sunda bir tart›flmaiçin ayr›ca bkz. Ergut(1994; 1995).

139Tarihsel Süreçte Azgeliflmifllik ve Demokrasi

Page 6: Tarihsel Süreçte Azgeliflmifllik ve Demokrasi · Liberal demokrasiyi di¤er demokrasi anlay›fllar›ndan farkl›- laflt›ran temel özellik kapitalizmle uyumlu niteli¤i

ve istemlerini içerebilmesi gerekir. Burjuvazi, ancak bu flekildekendi dar ç›karlar›n›n ötesine geçerek, alt s›n›flar›n ç›karlar›n› daözümleme yoluyla egemen olabilir. Dolay›s›yla, liberal demokra-si burjuvazinin hegemonyas›n›n sa¤lanmas› kofluluyla yaflayabilir.Bu çerçevede, liberal demokrasi “hegemonik bir yönetim biçi-mi” olarak, liberal demokrasinin kuruluflu ve demokratikleflmesüreci de hegemonyan›n genifllemesi süreci olarak görülebilir.

Burjuvazinin hegemonyas›n› geniflleterek alt ve orta s›n›flarüzerindeki egemenli¤ini pekifltirmesinin önemli bir koflulu, onla-r›n istemlerini k›smen de olsa karfl›layabilecek, onlara belirli eko-nomik ödünler verebilecek üretkenli¤e ulaflmas› olmufltur. Zira,hegemonyan›n genifllemesi ancak bu yolla mümkündür. Bu ko-flulun sa¤lanmas› ise kapitalizmin tekelci aflamas›nda ulafl›lan bü-yük üretkenlik art›fl› ve h›zl› büyüme ile olanakl› olacakt›r. K›sa-cas›, geliflmifl ülkelerde genel ve eflit oy hakk›n›n yayg›nlafl›p libe-ral demokrasinin yerlefliklik kazanmas›, böylece egemen s›n›fla-r›n hegemonik yönetim biçimlerine ulaflmas› 19. yüzy›l sonlar›n-da bafllay›p ‹kinci Dünya Savafl› sonras›nda refah devletinin ku-rumlaflmas›yla tamamlanan bir süreçte gerçekleflebilmifltir. Bura-dan ç›kan bir baflka önemli sonuç, liberal demokrasinin kapita-lizmin tarihinin oldukça k›sa bir bölümünü kapsad›¤›d›r. Liberaldemokrasinin kapitalizmin ola¤an iktidar biçimi oldu¤unu söyle-yebilmek olanakl› de¤ildir (Therborn, 1989).

Tarihsel geliflme, liberal demokrasinin istikrar kazanmas›n›nancak geliflmifl ülkelerde sa¤lanabildi¤ini, azgeliflmifl ülkelerin isebu noktadan oldukça uzakta oldu¤unu göstermektedir. Geliflmiflülkeler ile azgeliflmifl ülkeler aras›ndaki bu temel farkl›l›k siyasetkuram›n›n üzerinde odakland›¤› önemli bir sorun olagelmifltir.Afla¤›da azgeliflmifl ülkelerde demokrasinin yerlefliklik kazana-mamas›n›n ve siyasal rejimin istikrars›zl›¤›n›n tarihsel-toplumsalnedenleri üzerinde durulacakt›r.

I I . Azge l iflmifl l i¤ in Özgü l lü¤üGenel bir gözlem bile geliflmifl ülkelerde yerlefliklik kazanm›fl

bulunan liberal demokrasinin azgeliflmifl ülkelerin ancak bir bö-lümünde kurulabildi¤ini, ço¤u azgeliflmifl ülkenin ise henüz libe-ral demokrasi ile tan›flmad›¤›n› göstermektedir. Liberal demok-rasinin kuruldu¤u azgeliflmifl ülkelerde ise, demokrasinin hem ol-dukça “k›s›tl›” kald›¤›, hem de s›k s›k “kesintiye u¤rad›¤›” görül-mektedir. Bu durum, azgeliflmifl toplumlar›n baz› tarihsel-top-lumsal özelliklerinin demokrasinin yerlefliklik kazanamamas›nda

140 Faruk Ataay

Page 7: Tarihsel Süreçte Azgeliflmifllik ve Demokrasi · Liberal demokrasiyi di¤er demokrasi anlay›fllar›ndan farkl›- laflt›ran temel özellik kapitalizmle uyumlu niteli¤i

etken oldu¤u düflüncesinin genel kabul görmesine yol açmakta-d›r. Çal›flman›n bu bölümünde azgeliflmifl ülkelerde demokrasi-nin yerlefliklik kazanamamas›na iliflkin kuramsal aç›klamalar göz-den geçirilmektedir.

Azgeliflmifl ülkelerde siyasal rejimlerin istikrars›zl›¤› ve de-mokrasinin yerleflmemiflli¤ine iliflkin tart›flmalarda oldukça yay-g›n olan bir aç›klama biçimi liberal kuramdan kaynaklanmakta-d›r. Ekonomik özgürlüklerin siyasal özgürlüklere de temel olufl-turdu¤u kabulünden hareket eden bu yaklafl›m, kapitalizmin yada serbest piyasa ekonomisinin geliflmesine paralel olarak de-mokrasinin de geliflece¤ini ileri sürer. Buna göre, ekonomik ge-liflmeye paralel olarak sanayileflme ve kentleflme artacak, nüfusunyaflam düzeyi ve e¤itim gibi vas›flar› geliflecek, orta s›n›flar güçle-necek, böylece demokrasinin toplumsal taban› da oluflacakt›r.Demokrasinin geliflmemiflli¤ini daha çok ekonomik geliflmeninyetersizli¤ine ba¤layan bu yaklafl›m evrimci bir geliflme öngör-mekte, ancak tarihsel gerçeklik taraf›ndan do¤rulanamamakta-d›r. Özellikle 1960’lar›n ikinci yar›s›ndan itibaren demokratik re-jimlerin y›k›larak otoriter rejimlere geçifl sürecinin bafllamas› buyaklafl›m›n büyük prestij kaybetmesine yol açm›flt›r (Boron,1985; O’Donnell, 1985).

Yine liberal kuramla ba¤lant›l› bir baflka görüfl, azgeliflmifl ül-kelerde “özerk ve fazla geliflmifl bir devlet ayg›t›” ile devletin bu“özerk ve güçlü” niteli¤ini kendi ç›karlar› ve hedefleri için kulla-nan elitlerin (devlet s›n›f›) varl›¤›n› demokrasinin geliflmemiflli¤i-nin kayna¤› olarak görmektedir. Buna göre, geliflmifl ülkelerdenfarkl› olarak ekonomiye daha fazla müdahalede bulunan ve top-lumsal art›¤›n büyük bölümüne el koyan devlet, bu yolla siyasalve bürokratik elitin iktidar›n› da güçlendirmekte, demokrasiningeliflmesi bu yolla engellenmektedir.4 Oysa, bilimsel araflt›rmalarbu çözümlemenin gerçekli¤i pek de yans›tmad›¤›n›, geliflmifl ül-kelerin azgeliflmifl ülkelere göre ekonomiye daha fazla müdahaleeden daha “büyük” devlet ayg›tlar›na sahip oldu¤unu, devletinbüyümesinin de esas olarak sermayenin gereksinimlerinden kay-nakland›¤›n› göstermektedir (Oyan, 1999; Ar›n, 1997; Mandel,1995). ‹kinci olarak, bu yaklafl›m, bürokrasinin eylemlerini ken-di ç›karlar› ve hedefleri için gerçeklefltirdikleri gibi hatal› bir var-say›ma dayanmaktad›r.

Bir baflka yaklafl›m ise, farkl› bir kuramsal temelden yola ç›k-makla beraber azgeliflmifl ülkelerde devletin geliflmifl ülkelere k›-yasla daha farkl› bir rolü bulundu¤unu ileri sürerek, bu duru-

4 Bu yaklafl›m›n ayr›n-t›l› bir elefltirisi içinbkz. Dinler (2003).

141Tarihsel Süreçte Azgeliflmifllik ve Demokrasi

Page 8: Tarihsel Süreçte Azgeliflmifllik ve Demokrasi · Liberal demokrasiyi di¤er demokrasi anlay›fllar›ndan farkl›- laflt›ran temel özellik kapitalizmle uyumlu niteli¤i

mun küçük burjuvaziye farkl› bir konum sa¤lad›¤›n› ileri sür-mektedir. Buna göre, küçük burjuvazinin devlet ayg›t›nda özelbir a¤›rl›k kazanmas›, ona siyasal geliflmelerde de a¤›rl›kl› bir ko-num sa¤lamaktad›r (Turner, 1984: 120-122). Siyasal rejim de¤i-flikliklerinin aç›klanmas›nda küçük burjuvaziye-bürokrasiye özelbir rol tan›yan bu yaklafl›m ise sermaye ile bürokrasi aras›ndakiiliflkilerin analizinde önemli sorunlar do¤urmaktad›r.

Azgeliflmifl ülkelerde demokrasinin yerlefliklik kazanamamas›-n›n nedenlerini egemen s›n›flar›n hegemonyas›n›n istikrars›zl›¤›n-da arayan Marksizm kaynakl› bir baflka yaklafl›m ise, bu ülkelerdekapitalist üretim tarz›n›n henüz bütünüyle egemen olamad›¤›n› vekapitalizm öncesi üretim tarzlar›yla bir arada bulundu¤unu ilerisürerek, egemen s›n›flar›n hegemonyas›n›n istikrars›zl›¤›n› iktidarblo¤u içi çat›flmalarla aç›klamaktad›r. Buna göre, farkl› üretimtarzlar›n›n bir arada bulunmas›, bu üretim tarzlar›ndan türeyenegemen s›n›flar aras›nda çeliflkiler do¤urmakta, her bir egemen s›-n›f dilimi kendi üretim tarz›n› egemen k›labilmek için mücadele-ye giriflmekte, bu da iktidar blo¤u içi çat›flmalar› fliddetlendirmek-tedir. Bu yaklafl›m›n azgeliflmifl ülkelerde sa¤lam bir hegemonya-n›n kurulamam›fl olmas›na ve siyasal sistemin istikrars›zl›¤›na ge-tirdi¤i aç›klama da bu temelde yükselmektedir (Therborn, 1989:57). Kan›mca bu yaklafl›m öncelikle azgeliflmifl ülkelerde egemenolan üretim tarz›n› aç›klamakta sorunlarla karfl›laflmaktad›r. Üre-tim tarzlar›n› belirli “emek süreci biçimleriyle” özdefllefltiren buyaklafl›m, bir toplumsal formasyonda birden fazla emek süreci bi-çiminin bulunmas›n› farkl› üretim tarzlar›n›n eklemlenmifl olarakbir arada bulunmas› olarak görmektedir. Bu yaklafl›m, kapitalizmöncesi üretim tarzlar›na ait emek süreci biçimlerinin kapitalizmegeçiflle birlikte farkl›laflt›¤›n› gözden kaç›rmakta, bu nedenle deiktidar blo¤unu oluflturan s›n›flar›n tamam›n›n kapitalist nitelikteoldu¤unu görememekte (Mooers, 1997: 30-51; Oyan, 1998), ikti-dar blo¤u içi çat›flmalar› farkl› üretim tarzlar›n› egemen k›lmaamaçl› çat›flmalar olarak nitelemektedir.5

Bu çal›flmada benimsenen yaklafl›m ise, azgeliflmifl ülkelerdegüçlü ve istikrarl› bir hegemonyan›n kurulamay›fl›n›n nedenleri-ni temelde bu ülkelerin dünya ekonomisi ile çevresel biçimde ek-lemlenmesinde bulmaktad›r. Buna göre, azgeliflmifl ülkeler ulus-lararas› iflbölümüne tabi olmakta ve uluslararas› hiyerarflide dahaalt s›ralarda yer almakta, bu durum bu ülkeleri verimlili¤i dahadüflük üretim biçimlerine mahkum etmektedir. Daha geri tekno-lojilerle üretim yapmak zorunda olan bu ülkeler, dünya piyasa-

5 Bu görüfller ve çeflit-li tart›flmalar içinayr›ca bkz. Ersoy veKeskinok (1984),Ersoy (1992), Emre-alp (1984), Ercan(1996), Turner(1984), Laclau(1998), Boratav(1989).

142 Faruk Ataay

Page 9: Tarihsel Süreçte Azgeliflmifllik ve Demokrasi · Liberal demokrasiyi di¤er demokrasi anlay›fllar›ndan farkl›- laflt›ran temel özellik kapitalizmle uyumlu niteli¤i

s›nda rekabet gücü daha düflük ürünlerin üretiminde uzmanlafl-t›klar›ndan emek maliyetlerini düflük tutmak durumundad›rlar.Bu nedenle eme¤in bask› alt›na al›nmas› bu ülkeler için daha bü-yük önem kazanmakta, bu da egemen s›n›flar›n demokratik aç›-l›mlara fliddetle direnmesine neden olmaktad›r.6

Azgeliflmifl ülkelerin dünya ekonomisi ile çevresel biçimdeeklemlenmesinin bir baflka özelli¤i ekonominin iç bütünlü¤ününsa¤lanamam›fl olmas›d›r. Üretim ile dolafl›m aras›ndaki çevriminuluslararas› düzlemde tamamlanmas› art›k de¤erin yerel sermayeile yabanc› sermaye aras›nda paylafl›lmas›na yol açmaktad›r. Ulu-safl›r› sermayenin azgeliflmifl ülkelerde sahip oldu¤u bu özel ko-num nedeniyle bu ülkeler sürekli olarak geliflmifl ülkelere kaynakaktar›m› yapmak durumunda kalmaktad›rlar. Bu özellik, azgelifl-mifl ülkelerde ekonomik geliflmeye paralel olarak toplumun çeflit-li kesimlerinin refah›n›n art›r›lamamas›n›n nedenleri aras›nda yeralmaktad›r. Di¤er yandan, ulusafl›r› sermayenin azgeliflmifl ülke-lerdeki varl›¤›n›n bu ülkelere d›flar›dan egemen olma biçimindede¤il, yerli egemen s›n›flarla ittifak içinde iktidar blo¤una dahilolarak temsil edilme biçiminde gerçekleflti¤i ve etkilerinin içsel-lefltirildi¤i de vurgulanmal›d›r.7

Azgeliflmifl ülkelerin di¤er bir özelli¤i, dünya ekonomisine ta-bii bir biçimde eklemlenmifl olmalar› nedeniyle dünya ekonomi-sindeki krizlerden daha a¤›r etkilenmeleridir (Therborn, 1989:56; Mandel, 1995). Dünya ekonomisindeki krizler bu ülkeleria¤›r ekonomik programlar uygulamaya zorlamakta, IMF, DünyaBankas› gibi uluslararas› kurulufllarca gündeme getirilen prog-ramlar›n d›fl›na ç›kamamalar›na yol açmaktad›r. Sürekli d›fl aç›kveren ekonomik yap›lar›, bu ülkelerin sürekli borç bunal›m› için-de olmalar›na ve borçluluk iliflkisi üzerinden bir ba¤›ml›l›k iliflki-sine tabi olmalar›na yol açmaktad›r (Petras, 2002a).

Azgeliflmifl ülkelerin say›lan bu özellikleri, bu ülkelerde ege-men s›n›flar›n manevra alan›n› daraltmakta, egemen s›n›flar›n alts›n›flara ekonomik ödünler verebilme olanaklar›n› s›n›rlamakta-d›r. ‹ç pazar›n üst ve orta s›n›flara a¤›rl›k tan›mas›, alt s›n›flar›ntüketim düzeyinin sürekli olarak bast›r›lmas›, gelir da¤›l›m›ndakibüyük uçurumlar, çal›flma koflullar›n›n kötülü¤ü, iflsizlik, yaflamdüzeyinin düflüklü¤ü gibi etmenler azgeliflmifl ülkelerde s›n›fsaluçurumlar› ve toplumsal gerilimleri sürekli olarak gündemdetutmaktad›r.8 Dolay›s›yla, azgeliflmifl ülkelerde egemen s›n›flar›nalt s›n›flar›n istemlerine çeflitli ekonomik ve sosyal politikalarlayan›t üreterek onlar üzerindeki hegemonyas›n› geniflletebilme

6 Poulantzas (1981),Lipietz (1988;1993), Ar›n (1986)aralar›nda baz› ayr›m-lar bulunmakla bera-ber bu noktaya dik-kat çekmektedirler.

7 Bu noktaya baz›farklarla dikkat çe-ken çal›flmalar içinbkz. Poulantzas(1981), Ar›n(1986), Gülalp(1993), Mandel(1995), Lipietz(1993).

8 Amin (1992), Lipietz(1988), Gülalp(1993) ve Timur(2000: 71-95, 283-349) baz› kuramsalfarkl›l›klarla bu nok-taya dikkat çekmek-tedirler.

143Tarihsel Süreçte Azgeliflmifllik ve Demokrasi

Page 10: Tarihsel Süreçte Azgeliflmifllik ve Demokrasi · Liberal demokrasiyi di¤er demokrasi anlay›fllar›ndan farkl›- laflt›ran temel özellik kapitalizmle uyumlu niteli¤i

olana¤› oldukça s›n›rl›d›r. Bu durum, alt s›n›flar›n istemlerininiçerilerek siyasal süreçlere kat›lmas›n›n de¤il, depolitize edilereksiyasal süreçlerden d›fllanmas›n›n daha bask›n bir özellik olarakortaya ç›kmas›na yol açmaktad›r. Kan›mca, azgeliflmifl ülkelerdedemokrasinin genellikle “ço¤ulcu” bir nitelik tafl›mamas›n› ve is-tikrars›z oluflunu aç›klayan temel sorun da budur.

Bu özellikleri azgeliflmifl ülkelere genellemek olanakl› olmak-la beraber, unutulmamas› gereken önemli bir nokta azgeliflmiflülkelerin kendi içlerinde büyük farkl›laflmalar bulunmas› ve bun-lar›n toplumsal ve s›n›fsal yap›lar›, devletin rolü ve biçimi konu-sunda göz ard› edilmemesi gereken ayr›mlar›n varl›¤›d›r. Sömür-gecilik ça¤›nda uluslararas› iflbölümüne tar›msal ürünler ve ham-madde ihraç edip, s›nai mamuller ithal ederek eklemlenme özel-li¤i tafl›yan azgeliflmifl ülkeler, özellikle ‹kinci Dünya Savafl›’ndansonra farkl›laflmaya bafllam›fllard›r. Azgeliflmifl ülkelerden baz›la-r› ithal ikameci sanayileflme politikalar›na yönelerek sanayileflme-ye giriflirken toplumsal yap›lar› da önemli oranda de¤iflim geçir-mifltir. Dünya ekonomisinde 1960’lar›n sonlar›nda ve 1970’lerdeyaflanan krizle birlikte ise bu ülkelerde iç pazara dönük sanayile-rin yan› s›ra ihracata dönük sanayilerin de kurulmaya baflland›¤›görülmektedir. K›sacas›, 1970’lerden günümüze gelen süreçteazgeliflmifl ülkeleri kabaca üçlü bir s›n›fland›rmaya tabi tutmakolanakl›d›r. Bir yanda hâlâ ihracata dönük geleneksel ekonomikyap›ya sahip olan ülkeler, ikinci olarak ihracata dönük sanayilefl-meye giriflen ülkeler, üçüncü olarak da iç pazara dönük sanayi-lerle ihracata dönük sanayilerin bir arada oldu¤u ülkeler. Bu ül-ke gruplar›n›n her birinde gerek ekonomik yap› ve s›n›fsal flekil-lenmeler, gerekse devletin rolü ve biçimi önemli farkl›l›klar tafl›-maktad›r. Dolay›s› ile, bu ülkelerin özgüllüklerini göz ard› edengenellemeler her zaman aç›klay›c› olamamaktad›r.9

I I I . Azge l iflmifl Ü lke lerde Demokrat ik leflme Süreç ler i

Geliflmifl ülkelerde genel ve eflit oy hakk›na dayal› liberal de-mokrasiler 19. yüzy›l sonlar›nda kurulmaya baflland›. Bu mode-lin yay›lmas› I. Dünya Savafl› sonras›nda, istikrar kazanarak ege-men yönetim biçimi haline gelifli de II. Dünya Savafl› sonras›ndagerçekleflti. Genel ve eflit oy hakk›na dayal› liberal demokrasile-rin azgeliflmifl ülkelerde kurulmaya bafllanmas› ise büyük ölçüdeII. Dünya Savafl› sonras› dönemde gerçekleflti. Liberal demokra-silere sahip olmak II. Dünya Savafl› sonras› dönemde azgeliflmifl

9 Aralar›nda baz› ay-r›mlar bulunmaklabirlikte Ar›n (1986),Lipietz (1993), Er-can (1996) ve Man-del (1995) bunadikkat çekerler.

144 Faruk Ataay

Page 11: Tarihsel Süreçte Azgeliflmifllik ve Demokrasi · Liberal demokrasiyi di¤er demokrasi anlay›fllar›ndan farkl›- laflt›ran temel özellik kapitalizmle uyumlu niteli¤i

ülkelerde de önemli bir amaç durumuna geldi.II. Dünya Savafl› sonras›nda liberal demokrasinin yayg›nlafl-

mas›n› sa¤layan temel etmen savafltan Müttefiklerin galip ç›kma-s›yd›. ABD liderli¤indeki Müttefiklerle Almanya liderli¤indekiMihver devletleri aras›ndaki savafl›n ideolojik cephede liberal de-mokrasi ile faflizm aras›ndaki bir savafl olarak yaflanmas›, savafltanMüttefiklerin galip ç›k›fl›yla birlikte liberal demokrasinin dünya-da egemen model olmas›na yol açt›. Savafl›n hemen sonras›ndadünyada demokrasi rüzgarlar› esiyor, liberal demokrasi savaflsonras›nda kurulmaya bafllanan “yeni dünya düzeni” çerçevesin-de evrensel bir siyasal model durumuna geliyordu. Yeni dünyadüzeninin en önemli özelliklerinden biri, uluslararas› güç denge-lerinin tamamen de¤iflmesiyle ABD’nin Bat› blo¤unun liderli¤ineyükselmesi ve SSCB’nin de savafltan güçlenerek ç›k›p ikinci süpergüç konumuna yükselmesidir. Bu yeni güç dengeleri So¤uk Sa-vafl’›n da temelini oluflturuyordu. Yeni dünya düzeninin ikinciönemli özelli¤i, 1929 Bunal›m› ile ortaya ç›kan “içe kapanma” dö-neminin sona ererek dünya ekonomisinin yeni bir geniflleme dö-nemine girmesiydi. Üçüncü olarak, bu dönemde klasik sömürge-cili¤in sona erip sömürgelerin “ba¤›ms›z” siyasal yönetimlere ka-vuflmas› azgeliflmifl ülkeler aç›s›ndan önemli bir geliflmeydi. Bu üçtemel de¤iflim, azgeliflmifl ülkelerin egemen s›n›flar›n› hem güven-lik kayg›s›yla hem de yabanc› sermayeye dayal› geliflme istekleriy-le ABD liderli¤indeki Bat› blo¤una yaklaflt›rd›. Azgeliflmifl ülkelerhem ABD kaynakl› yabanc› sermaye ile ortakl›klar›n› gelifltirmek,hem de ABD’nin güvenlik flemsiyesinden yararlanmak istiyordu.Bunun için Bat› blo¤u ile iliflkilerini gelifltirme ve Bat›’da egemensiyasal model olan liberal demokrasiyi ülkelerinde kurma yolunagittiler. Zira, Bat› blo¤una kat›lman›n en önemli göstergesinin Ba-t› tipi bir siyasal rejime sahip olmak oldu¤u düflünülüyordu.

Bu dönemde liberal demokrasi savafltan yenik ç›kan Alman-ya, ‹talya, Japonya gibi ülkelere do¤rudan Müttefikler eliyle em-poze edilirken, pek çok azgeliflmifl ülkede de liberal demokrasi-lerin kurulmaya baflland›¤› görülmektedir. Türkiye, Yunanistan,‹srail, Brezilya, Arjantin, Uruguay, Kolombiya, Hindistan, Pakis-tan, Filipinler gibi ülkelerde savafl biter bitmez ard› ard›na de-mokrasiye geçildi. Bu demokrasi dalgas›na kat›lan üçüncü birgrup ise sömürgelerin tasfiyesi ile kurulmaya bafllanan yeni dev-letler aras›ndan ç›kt›. Bu ülkelerden baz›lar›nda demokrasi çokk›sa bir süre içinde y›k›l›rken, baz›lar›nda belirli bir süre yaflaya-bildi¤i görüldü (Huntington, 1996; Therborn, 1989).

145Tarihsel Süreçte Azgeliflmifllik ve Demokrasi

Page 12: Tarihsel Süreçte Azgeliflmifllik ve Demokrasi · Liberal demokrasiyi di¤er demokrasi anlay›fllar›ndan farkl›- laflt›ran temel özellik kapitalizmle uyumlu niteli¤i

Bu dönemde azgeliflmifl ülkelerde kurulan demokrasilerinönemli bir özelli¤i—Therborn’un (1989: 75-76) geliflmifl ülkelerba¤lam›nda dikkat çekti¤i üzere—geçmiflte alt s›n›flara siyasalhaklar›n tan›nmamas› yoluyla uygulanan s›n›fsal k›s›tlamalar›ndemokrasiye geçiflle birlikte daha çok “siyasal yasaklar” yoluylauygulanmaya bafllanmas›d›r. Siyasal yasaklara maruz kalanlar da-ha çok iflçi s›n›f› partileri olurken, kurulan demokrasilerin enönemli özelli¤i oldukça “k›s›tl›” kalmalar›d›r. Genifl toplumsaly›¤›nlar›n siyasal süreçlere kat›l›m›n›n kontrol alt›nda yürütülme-ye çal›fl›ld›¤› bu k›s›tl› demokrasiler ço¤u durumda iki partili sis-teme dayan›yor, iki partili sistem eliyle alt s›n›flar›n istemlerininparlamenter süreçlere kanalize edilmesi sa¤lan›yordu.

Yeni demokrasilerin ikinci önemli özelli¤i, yerleflik partilerinkitlelerin deste¤ini sa¤lamaya ve siyasal süreçlere kat›l›m›n› yön-lendirmeye çal›fl›rken “seçkinci” ideolojilerden uzaklafl›p “popü-list” ideolojiler gelifltirmeye bafllamalar›d›r (Laclau, 1998: 191-215). Özellikle iflçileflme düzeyinin düflük oldu¤u ülkelerde kü-çük mülk sahiplerine ve di¤er alt s›n›flara seslenme biçimleri ge-lifltirilirken, “anti-elitist”, “anti-tekel” temalar›n öne ç›kt›¤› vehegemonyan›n bu yolla kurulmaya çal›fl›ld›¤› görülüyordu. ‹thalikameci kalk›nma politikalar›n›n egemen olmas› ve “ulusal kal-k›nma” gibi çok önemli bir teman›n da baflat duruma gelmesiylebirlikte, bu ülkelerde yayg›n bir “popülizm” yan›lsamas› ortayaç›kacakt›r.

Bir baflka önemli özellik, genel ve eflit oy hakk›n›n kuruldu¤uço¤u yerde oldu¤u gibi, demokratikleflmenin bürokrasinin ve ye-ni kontrol biçimlerinin gelifltirilmeye bafllanmas›yla paralel yürü-mesidir. Liberal demokrasilerin kuruldu¤u her yerde bürokrasi-nin büyüyüp yeni kontrol biçimlerinin geliflti¤i görülmektedir.II. Dünya Savafl› sonras› dönemde, bu, daha çok “ulusal güven-lik doktrini”nin yayg›nlaflmas›yla gerçekleflti.

Yeni demokrasilerin dördüncü önemli özelli¤i dünya ekono-misinde h›zl› bir geniflleme dönemine rastlamalar›ndan kaynakla-n›r. Özellikle 1950’lerin ikinci yar›s›ndan itibaren ithal ikamecikalk›nma modelinin yürürlü¤e kondu¤u ülkelerde h›zl› bir gelifl-me yafland›. Bu durum, azgeliflmifl ülke demokrasilerinde, gelifl-mifl ülkelerle k›yaslanamasa da sosyal haklar alan›nda da baz› ge-liflmeler yaflanmas›na olanak sa¤lad›. Ancak unutulmamas› gere-ken önemli bir özellik, azgeliflmifl ülkelerde iç tüketimin dahaçok üst ve orta s›n›flara dayanmas›d›r. Bu ülkelerde alt s›n›flarayönelik yeniden bölüfltürmeci politikalar hiçbir zaman geliflmifl

146 Faruk Ataay

Page 13: Tarihsel Süreçte Azgeliflmifllik ve Demokrasi · Liberal demokrasiyi di¤er demokrasi anlay›fllar›ndan farkl›- laflt›ran temel özellik kapitalizmle uyumlu niteli¤i

ülkelerdeki refah devleti düzeyine eriflmemifltir. ‹kinci olarak,emek piyasas›n›n katmanl› yap›s› sosyal ve siyasal haklar›n genel-leflmesini engellemifl (Ar›n, 1997; Lipietz, 1988), sosyal haklar-dan yararlanma olanaklar›n›n klientelist iliflkilere tabi k›l›nmas›da alt s›n›flar üzerindeki hegemonyan›n kurulmas›n›n yayg›n birbiçimini oluflturmufltur. Üçüncü olarak, yeniden bölüflüm politi-kalar›n›n ekonomik büyümeden önemli oranda etkilendi¤i, eko-nomik büyüme dönemlerinde geniflleyip, daralma dönemlerindeise zay›flad›¤› gözlenmektedir (Ar›n, 1997).10 Dördüncü olarak,alt s›n›flar›n hareketlenerek taleplerini dile getirmeye bafllamas›toplumsal desteklerini koruma güdüsü ile hareket eden yerleflikpartileri bu taleplere belirli bir oranda yan›t vermeye yöneltmifl-tir. Rekabet halindeki yerleflik partilerin alt s›n›flar›n deste¤inisa¤lama çabas›na girmeleri, alt s›n›flara yönelik baz› ekonomik vesosyal politikalar›n gelifltirilmesinde ve demokratik aç›l›m›n ge-nifllemesinde önemli bir etken olmufltur (Laclau, 1998: 188-189).

Yeniden bölüflüm politikalar›n›n k›s›tl› olmakla beraber be-lirli bir uygulama alan› bulmas› azgeliflmifl ülke demokrasilerindede “ç›kar gruplar›”na dayal› “ço¤ulcu demokrasi” anlay›fl›n›nk›smen de olsa hayata geçmesine olanak sa¤lad›. Dolay›s›yla, budönemde “ço¤ulculuk”tan anlafl›lan daha çok “ç›kar grupla-r›”n›n istemlerinin devlet politikalar›na yans›mas› ve sosyal hak-lar›n genifllemesi idi. Ancak, alt s›n›flar›n özerk bir siyasal hare-ket olarak geliflmesinin önlenmesi ve istemlerinin yönlendirilebi-lir durumda tutulmas› bu rejimlerin önemli bir özelli¤idir. Yerle-flik partiler, alt s›n›flar›n kontrol edilemeyen hareketlerine karfl›ciddi bir direnç göstermifllerdir.

‹thal ikameci kalk›nma stratejisinin egemen oldu¤u bu döne-me iliflkin yaz›nda üzerinde durulmas›nda yarar görülen baz›önemli kuramsal sorunlar bulunmaktad›r. Dikkat çeken önemlibir sorun, ithal ikameci politikalarla yeniden bölüflüm politikala-r›n›n özdefllefltirilmesi ve bu yolla yeniden bölüflüm politikalar›-n›n bütün bir döneme genellenmesidir. Oysa, ithal ikameci poli-tikalar›n uyguland›¤› bu dönemde ekonomik geliflmenin s›k s›kt›kand›¤› ve alt s›n›flar›n gelir düzeyini önemli oranda düflürenekonomik önlemlerin s›kl›kla uyguland›¤› bilinmektedir. Dolay›-s›yla, yeniden bölüflümcü politikalar›n ithal ikameci kalk›nmastratejisi ile özdefllefltirilmesi ve ithal ikameci dönemin bütününegenellenmesi do¤ru de¤ildir. ‹kinci önemli sorun, “devlet biçi-mi” ile “siyasal rejim biçimi” aras›nda ayr›m yap›lmamas›ndankaynaklanmakad›r. Bu ayr›m›n yap›lmamas›, ithal ikameci dö-

10 Tülay Ar›n, azgelifl-mifl ülkelerdeki sos-yal politika rejimlerini“dolayl›-minimalistrefah devleti” olarakniteler (1997).

147Tarihsel Süreçte Azgeliflmifllik ve Demokrasi

Page 14: Tarihsel Süreçte Azgeliflmifllik ve Demokrasi · Liberal demokrasiyi di¤er demokrasi anlay›fllar›ndan farkl›- laflt›ran temel özellik kapitalizmle uyumlu niteli¤i

nemde yayg›nlaflan “müdahaleci devlet” ile “liberal demokra-si”nin özdefllefltirilmesi hatas›na yol açmaktad›r. Oysa, pek çokülkede ithal ikameci politikalar›n uyguland›¤› ve devletin ekono-miye yönelik müdahalelerinin büyük oranda geniflledi¤i dönem-de liberal demokrasi ya hiç bulunmam›fl ya da kesintiye u¤ram›fl-t›r (Boron, 1985; Munck, 1985; Yalman, 1985). Dolay›s›yla, ithalikameci politikalarla liberal demokrasi aras›nda bire bir nedensonuç iliflkisi kurmak da do¤ru olmayacakt›r.

Azgeliflmifl ülkelerde II. Dünya Savafl› sonras›nda bafllayandemokratikleflme dalgas› 1960’lar›n ikinci yar›s›ndan itibarentersine dönmeye bafllam›flt›r. Bu dönemde art›k ço¤u azgeliflmiflülkede liberal demokrasilerin y›k›l›p yerlerine otoriter rejimlerinkurulmaya baflland›¤› görülmektedir. Otoriter rejimlerin kurul-maya bafllanmas›na yol açan temel geliflme ço¤u durumda ithalikameci kalk›nma stratejisinin t›kanmas›yla bafllayan ekonomikkrizin bu ülkelerde hegemonya krizlerine yol açmas›d›r. Ancakekonomik krizle siyasal kriz aras›ndaki iliflkide unutulmamas› ge-reken önemli bir özellik, siyasal rejim de¤iflikliklerine yol açangeliflmenin ekonomik krizin do¤rudan bir sonucu olmaktan çok,siyasal rejimin ekonomik kriz nedeniyle yükselen toplumsal hofl-nutsuzluklar› kontrol alt›nda tutabilecek ve yeniden yap›lanmay›sa¤layacak esnekli¤i göstermekteki baflar›s›zl›¤›d›r. Zira, ekono-mik krizin gündeme getirdi¤i yeniden yap›lanmay› liberal de-mokrasi içinde kalarak baflarabilen ülkeler de bulunmaktad›r.Özellikle geliflmifl ülkeler gerek ekonomik krizin toplumsal so-nuçlar›n› yumuflatabilecek olanaklara sahip olmalar›, gerekse si-yasal rejimin toplumsal hoflnutsuzluklar› kontrol alt›nda tutmak-ta gösterdi¤i esneklik sayesinde, yeniden yap›lanmay› liberal de-mokrasi çerçevesinde gerçeklefltirmeyi baflarabilmifllerdir. Siya-sal rejim de¤ifliklikleri konusunda ikinci önemli nokta, liberal de-mokrasilerin krize girmesinin yaln›zca yerleflik partilerin temsilkrizine girmesi ve radikal hareketlerin güçlenmesinden kaynak-lanmad›¤›d›r. Ço¤u durumda, toplumsal taleplerin sendikal vb.örgütlenmeler arac›l›¤›yla dile getirilebilmesi ve yerleflik partileraras›nda toplumsal desteklerini kaybetmeme kayg›s›yla süren re-kabet nedeniyle, uluslararas› ve yerli sermayenin ekonomik krizekarfl› benimsedi¤i yeniden yap›lanma program›n› uygulamaktabaflar› gösterilememesi de önemlidir. Bu durum, siyasal temsilsorunu yaflayan egemen s›n›flar› otoriter rejim seçene¤ine yönel-ten en önemli etkenlerden biridir.11

‹thal ikameci kalk›nma stratejisinin 1960’lar›n ikinci yar›s›n-

11 Türkiye ba¤lam›ndayap›lan bir de¤erlen-dirme için bkz. Tü-nay (2002).

148 Faruk Ataay

Page 15: Tarihsel Süreçte Azgeliflmifllik ve Demokrasi · Liberal demokrasiyi di¤er demokrasi anlay›fllar›ndan farkl›- laflt›ran temel özellik kapitalizmle uyumlu niteli¤i

dan itibaren krize girmeye bafllamas›ndan olumsuz etkilenen az-geliflmifl ülkeler, 1973-74 dünya ekonomik krizinden daha daa¤›r etkilendiler. Azgeliflmifl ülkelerin pek ço¤u 1973-74 dünyaekonomik krizine otoriter yönetimler alt›nda girerken, baz›lar›n-da demokratik rejimler hâlâ ayakta duruyordu. Dünya ekonomikkrizinin özellikle petrol ihraç etmeyen azgeliflmifl ülkeleri çoka¤›r bir biçimde etkilemesi ve egemen s›n›flar aç›s›ndan ekono-mik yeniden yap›lanma program›n›n kaç›n›lmaz hale gelmesi, buülkelerin siyasal rejimleri üzerinde yeni bas›nçlar do¤urdu. De-mokrasi ile yönetilen ülkelerde demokrasiyi krize sokan bu gelifl-me, otoriter yönetimler alt›ndaki ülkelerde de “diktatörlüklerinkrizi”ne yol açt›.12

Ço¤u azgeliflmifl ülkede ithal ikameci politikalardan ç›k›fl veneoliberal yeniden yap›lanma, otoriter yönetimler eliyle gerçek-lefltirildi. Otoriter yönetimler eliyle uygulanan ekonomik politi-kalar, temelde ekonominin d›fla aç›lmas›n› ve yeni uluslararas› ifl-bölümüne uyumlu bir biçime dönüfltürülmesini sa¤lamaya dö-nüktü. Bu dönüflüm alt s›n›flar›n bask›lanmas›n› ve sosyal hakla-r›n önemli oranda afl›nd›r›lmas›n› gündeme getirdi. Neoliberalpolitikalar›n egemen k›l›n›p sosyal haklar›n afl›nd›r›lmas› süreciise ço¤u durumda demokrasinin ya ortadan kald›r›lmas› ya daönemli oranda geriletilmesi yoluyla sa¤land›. Zira, neoliberal po-litikalar›n uygulamaya geçirilmesi esasen sermayenin ve s›n›f ilifl-kilerinin yeniden yap›lanmas› anlam›na geliyordu ve bunun içinde s›n›fsal güç dengelerinde keskin bir de¤iflim gerçeklefltirilme-si gerekiyordu. Otoriter yönetimlerin gündeme geliflinin temelnedeni de buydu (Gülalp, 1993).13 Otoriter yönetimler bu mis-yonu “düzen ve istikrar› sa¤lama” gerekçesiyle meflrulaflt›rd›. Zi-ra, ekonomik krizin yaratt›¤› toplumsal hoflnutsuzluklar liberaldemokrasiler taraf›ndan özümsenememifl, parlamenter siyasetyozlafl›rken toplumsal çat›flmalar t›rmanm›fl, ço¤u ülkede radikalak›mlar da güçlenmiflti. Otoriter yönetimler böylesi bir ortamda“ulusal güvenlik doktrini” çerçevesinde “düzen ve istikrar› kur-mak” üzere bafla geçmiflti (Huntington, 1996). Zaten, otoriteryönetimlerin kendilerinden sonraki rejimlere devretti¤i en önem-li miras da eme¤in siyasal yaflamdaki a¤›rl›¤›n›n ortadan kald›r›l-mas› oldu (Gülalp, 1985; 1993).14

Ancak, ekonomik krize çözüm üretilememesi ve neoliberalpolitikalar bir süre sonra otoriter rejimlerin toplumsal deste¤ininerimesine yol aç›yordu. Pek çok ülkede bir yandan toplumsalhoflnutsuzluklar aç›k muhalefete dönüflmeye bafllar, bir yandan

12 Portekiz, ‹spanya veYunanistan’da dikta-törlüklerin sona eripdemokrasilerin kuru-luflu süreci üzerinebir analiz için bkz. Po-ulantzas (1981).

13 Ancak, azgeliflmifl ül-keler aras›nda ulusla-raras› iflbölümünekat›lma biçimi, s›n›fflekillenmeleri ve dev-letin rolü ve biçimi ko-nusunda önemli ay-r›mlar bulundu¤unailiflkin uyar› buradada ak›lda tutulmal›-d›r. Bu ayr›mlar›n gözönünde bulundurul-mas›, yeniden yap›-lanma sürecinin bü-tün ülkelerde ayn› so-nucu verdi¤i düflün-cesine karfl› uyar›c›olacakt›r.

14 Otoriter yönetimler-le ilgili literatürde det›pk› “popülizm”inbir devlet biçimi ola-rak kavramlaflt›r›l-mas›nda oldu¤unabenzer yöntem so-runlar› bulunmakta-d›r. Nitekim, Guiller-mo O’Donnell’in(1985) “bürokratikotoriter devlet” kav-ram›, otoriter yöne-timlerin “ithal ika-mesinin derinleflmeaflamas›na uygundüflen devlet biçi-mi” olarak nitelen-mesi nedeniyle dev-let biçimi ile siyasalrejim biçimi aras›n-da ayr›m yap›lma-mas›na yol açar.‹kinci olarak, Brezil-ya örne¤inden yolaç›k›larak gelifltirilenbu “devlet biçimi”baz› önemli farkl›l›k-lara sahip baflka az-geliflmifl ülkelerletam olarak örtüfl-mez. Örne¤in Türkiye

149Tarihsel Süreçte Azgeliflmifllik ve Demokrasi

Page 16: Tarihsel Süreçte Azgeliflmifllik ve Demokrasi · Liberal demokrasiyi di¤er demokrasi anlay›fllar›ndan farkl›- laflt›ran temel özellik kapitalizmle uyumlu niteli¤i

üst ve orta s›n›flarda yeni aray›fllar ortaya ç›karken, di¤er yandanda ordu içinde politikleflme e¤ilimleri bafl gösteriyordu. Bu du-rumda, otoriter yönetimler için ç›k›fl yolu genellikle demokrasiyedönüfl olmufltur. Bu aflamaya gelindi¤inde zaten otoriter yöne-timler alt s›n›flar› depolitize ederek yeni bir hegemonyan›n kuru-lufl koflullar›n› da sa¤lam›fl görünüyordu. Dolay›s›yla demokrasi-ye son verilmesinin en önemli nedeninin ortadan kalkt›¤› koflul-larda demokrasiye dönüflün önünde de bir engel kalm›yordu.

Azgeliflmifl ülkelerde demokrasiye dönüfl dalgas› as›l olarak1980’lerin bafllar›nda h›zlanmaya bafllam›flt›r. Demokrasiye dönüflço¤u durumda ordunun kontrolü alt›nda gerçekleflirken, ordu-nun demokrasiye dönüldükten sonra rejimin bir tür bekçili¤iniyapmaya devam etmesi, bunun için de baz› anayasal kurumlaroluflturulmas› genel bir özelliktir. Bir baflka deyiflle, ulusal güven-lik doktrini demokrasiye dönüldükten sonra da geçerlili¤ini sür-dürmektedir. Demokrasiye dönüfl süreci ço¤u durumda muhafa-zakar politikac›larla askerler aras›ndaki bir uzlaflmaya dayanm›fl-t›r. Askerler ço¤u durumda, rejim içindeki a¤›rl›kl› yerlerinin ko-runmas› amac›yla muhafazakar politikac›lardan anayasal güvence-ler elde etmekte güçlük çekmemifller, “istikrar”›n bozulmas› du-rumunda yönetimi tekrar ele almaktan kaç›nmayacaklar›n› göster-mifllerdir (Herman-Petras, 1985; Savran, 1985; Gills vd., 1994).

Demokrasiye geçiflin bir baflka temel özelli¤i, yeni demokra-silerin oldukça “k›s›tl›” olufludur. Özellikle sol partiler ve sendi-kal haklar üzerinde a¤›r k›s›tlamalar ya da yasaklar korunmufltur.‹nsan haklar› ihlalleri ise askeri yönetim dönemine göre ancak birölçüde iyileflmifltir. Ço¤u durumda demokrasinin en temel biçim-sel özelliklerinde bile önemli eksikler söz konusu olmufltur. Bir-çok örnekte, kurucu meclislerin ve anayasa komisyonlar›n›n do¤-rudan askeri yönetim taraf›ndan atanmas›, ›smarlama muhalefetpartileri kurdurulmas›, bu partilerin program›n›n, yöneticilerininve propaganda faaliyetlerinin do¤rudan dikte edilmesi, muvazaabiçiminde seçimler, seçim kampanyalar› üzerinde k›s›tlamalar, se-çim harcamalar›nda adaletsizlik, seçim sürecinin s›k›yönetim al-t›nda gerçekleflmesi, seçim hileleri, bas›n üzerinde koyu bir san-sür, seçilmifl meclise askeri yönetimce üye atanmas›, oy say›s› ilemilletvekili say›s› aras›nda büyük dengesizlikler do¤uran seçimyöntemleri gibi uygulamalar bu dönemde s›kl›kla görülmüfltür(Herman-Petras, 1985; Yetifl, 1997: 37-40). Sonuçta, demokrasi-ye dönüfl süreci pek çok ülkede gerçek bir demokratik aç›l›m sa¤-lamaktan uzak kalm›fl, kurulan demokrasiler oldukça “k›s›tl›” ol-

gibi ithal ikamesininderinleflme safhas›-na geçilemeyen ülke-lerdeki otoriter yöne-timleri bu kavram›kullanarak analiz et-mek olanakl› de¤il-dir. Nitekim, Türki-ye’nin geçirdi¤i dönü-flüme iliflkin yayg›nbir yanl›fl, ithal ika-meci sanayilerde yo-¤unlaflan tekelci ser-mayenin d›fla aç›lmasürecinde ihracatadönük üretime geçti-¤inin ileri sürülmesi-dir. Oysa, Türkiye’ninbu aflamaya ancak1990’lar›n sonlar›n-da geçebildi¤i bilin-mektedir. Otoriter yö-netimler konusundabkz. Boron (1985),O’Donnell (1985),Oppenheimer veCanning (1983), Po-ulantzas (1981), Yal-man (1985), Gülalp(1985, 1993).

150 Faruk Ataay

Page 17: Tarihsel Süreçte Azgeliflmifllik ve Demokrasi · Liberal demokrasiyi di¤er demokrasi anlay›fllar›ndan farkl›- laflt›ran temel özellik kapitalizmle uyumlu niteli¤i

mufltur. Ço¤u durumda, yeni rejimlerde yürütmeyi yasamaya kar-fl›, askeri bürokrasiyi seçilmifl yönetime karfl›, sermayeyi eme¤ekarfl› güçlendirecek önlemler al›nm›flt›r. Yönetimde etkinlik ve is-tikrar sa¤lamak gerekçesiyle baflkanl›k sisteminin kurulmas› dapek çok örnekte tek adam yönetimlerine yol açm›flt›r. Nitekim,Gills ve arkadafllar›n›n yeni rejimleri “düflük yo¤unluklu demok-rasi” olarak adland›rmalar› oldukça anlaml›d›r (1994).

1980’lerde demokrasiye geçiflin ekonomik durgunluk ve neoli-beral politikalar›n tart›flmas›z egemenli¤inde gerçekleflmifl olmas›yeni demokrasiler üzerindeki en önemli bask› unsuru olarak ifllevgörmüfltür. Seçimle gelen iktidarlar toplumsal istemlere yan›t ve-ren ekonomik ve sosyal politikalar gelifltirme olana¤›na sahip ola-mam›fllar, otoriter yönetimlerce uygulanan ekonomik politikalar›nsürdürücüsü olman›n d›fl›na ç›kamam›fllard›r. “Ekonomik s›k›nt›-lar›n geçici oldu¤una” ve “yap›sal uyumun sa¤lanmas›ndan sonradurumun düzelece¤ine” iliflkin vaatlerin bütünüyle karfl›l›ks›z kal-mas›yla birlikte demokrasiye dönüfl oldukça k›s›tl› kalm›fl, siyasalve sosyal haklar konusunda aç›l›mlar sa¤layan bir demokratiklefl-me süreci hiçbir ülkede gerçekleflmemifltir. Hatta, sosyal demokratpartilerin iktidar› da hiçbir ülkede bu genel e¤ilimin d›fl›na ç›kma-m›flt›r. Bu durum, yeni rejimlerin toplumsal deste¤ini önemli ölçü-de k›s›tlam›fl, ço¤u durumda siyasal partiler aç›s›ndan temsil krizi-ne yol açm›flt›r. Dolay›s›yla, 1980’lerin sonlar›na gelindi¤inde re-jimlerin k›r›lganl›¤› ve siyasal kargafla tehlikesinin varl›¤› bu ülke-ler için genel bir özellik olmufltur (Gills vd. 1994).

IV . Yen i Demokras i Da lgas ›Dünya 1990’lara sosyalist blo¤un y›k›lmas›yla girdi. Sosyalist

blo¤un y›k›l›fl›n›n azgeliflmifl ülkeleri de etkileyen önemli sonuç-lar› oldu. Sosyalist blo¤un y›k›l›fl›yla kapitalizmin mutlak ege-menli¤inin ilan edilifline paralel olarak liberal demokrasi de ege-men siyasal model durumuna geliyordu. Bu dönemde bütündünyaya yeni bir “demokrasi dalgas›” hakim oldu. Bu dalgaylapek çok ülke demokrasiye geçerken, demokrasiye 1980’lerin bafl-lar›nda geçilen ve “k›s›tl›” demokrasiler kurulan ülkelerde ise ye-ni bir demokratik aç›l›m yaflanaca¤› izlenimi do¤du15. Ne var kiyaflananlar asl›nda bu “iyimserlik dalgas›”n› hakl› ç›karacak ka-dar umut verici olmayacakt›r.

Azgeliflmifl ülkelerde bir yandan dünyada esen demokrasirüzgarlar›n›n etkileri yay›l›rken, bir yandan da neoliberal politi-kalar alt›nda süren “güdümlü” demokrasilerin t›kanmaya baflla-

15 Demokratikleflmesüreci konusunda li-beral perspektiftenyap›lan de¤erlendir-meler için Diamondve Plattner’a (1994;1995), yeni sa¤›n de-mokrasi anlay›fl›n›nelefltirisi için de Mo-uffe’a (1985) bak›la-bilir.

151Tarihsel Süreçte Azgeliflmifllik ve Demokrasi

Page 18: Tarihsel Süreçte Azgeliflmifllik ve Demokrasi · Liberal demokrasiyi di¤er demokrasi anlay›fllar›ndan farkl›- laflt›ran temel özellik kapitalizmle uyumlu niteli¤i

d›¤› görülmekteydi. 1980’lerde dünya ekonomisiyle “ticaret yo-luyla” bütünleflerek d›fla aç›lan azgeliflmifl ülkeler16, ekonomikbüyümenin sa¤lanamamas›n›n ve toplumsal beklentilerin karfl›la-namamas›n›n yaratt›¤› bir t›kan›kl›kla karfl› karfl›ya kalm›fllard›.Bu durum, ayn› zamanda, liberalizasyon sürecinin ilerletilmesiiçin gerekli siyasi iradenin oluflturulmas›n›n önündeki en önemliengeli oluflturuyordu.

Bu t›kan›kl›¤›n afl›l›p neoliberal yeniden yap›lanma sürecininilerletilmesi 1990’larda estirilen yeni demokrasi dalgas› ile müm-kün oldu. Yeni demokrasi dalgas› iki ana unsurdan olufluyordu:Bir yandan baflta “finansal liberalizasyon” olmak üzere neolibe-ral yeniden yap›land›rma süreci ilerletilirken, bir yandan da eko-nomik liberalizmin siyasal liberalizmle tamamlanmas›n› vaateden bir demokratikleflme projesi gündeme getiriliyordu. Bu sü-reçte, bir yandan ekonomik sorunlar›n sorumlusu olarak devle-tin ekonomiye müdahaleleri gösterilir ve sorunlar neoliberal ye-niden yap›lanman›n yeterince baflar›yla gerçeklefltirilememesiyleaç›klan›rken, bir yandan da neoliberalizmin zay›flayan toplumsaldeste¤i neoliberal ekonomik politikalarla liberal demokrasiyi öz-defllefltirmek yoluyla tazelenmeye çal›fl›l›yordu (Yalman ve Bedir-hano¤lu, 2002). IMF ve Dünya Bankas› gibi uluslararas› örgütle-rin azgeliflmifl ülkelere yazd›¤› reçetelerde de büyük a¤›rl›k kaza-nan yeni demokrasi projesinde “hukuk devleti”, “insan haklar›”,“hesap verebilir yönetim”, “yolsuzluklar›n önlenmesi”, “fleffaf-l›k”, “kat›l›mc› yönetim anlay›fl›”, “sivil toplum örgütlerinin güç-lendirilmesi”, “yerindenlik” gibi ilkeler öne ç›k›yor, liberal de-mokrasinin bu tür temalar› neoliberal ekonomi politikalar›yla or-ganik ba¤ içinde yeniden tan›mlan›yordu (Güler, 2003). Özellik-le devletin ekonomiye yönelik müdahalelerinin azalt›lmas›n›ndevletin demokratikleflmesinin ve “sivil toplumun güçlendiril-mesinin” önemli bir koflulu olarak sunulmas›, neoliberal ekono-mi politikalar›n›n liberal demokrasinin olmazsa olmaz kofluluolarak gösterilebilmesinde etkili oluyordu.

Bu ideolojik dönüflüm, 1970-80’lerde daha çok otoriter re-jimler ve muhafazakar yönetimler eliyle yürürlü¤e konan neoli-beral politikalar›n, 1990’larda demokratik bir aç›l›mla birlikteyürütülece¤i izlenimini do¤uruyordu. Ancak, kat›l›m› art›rmay›vaat eden demokrasi retori¤ine paralel olarak teknokratik meka-nizmalar›n güçlendirildi¤i görüldü. 1990’larda azgeliflmifl ülke-lerde neoliberal politikalar›n hayata geçirilmesinde IMF ve Dün-ya Bankas› gibi uluslararas› örgütlerin “yönlendiricili¤i” daha da

16 Azgeliflmifl ülkelerind›fla aç›lma süreçle-rinin “ticaret yoluylabütünleflme” ve “fi-nansal yolla bütün-leflme” ayr›m›yla dö-nemlefltirilmesi içinbkz. Oyan (1999),Yalman ve Bedirha-no¤lu (2002).

152 Faruk Ataay

Page 19: Tarihsel Süreçte Azgeliflmifllik ve Demokrasi · Liberal demokrasiyi di¤er demokrasi anlay›fllar›ndan farkl›- laflt›ran temel özellik kapitalizmle uyumlu niteli¤i

belirgin duruma geldi. Ekonomik ve toplumsal sorunlar›n “tek-nik” bir bak›fl aç›s›yla ele al›nmas› gerekti¤ini ileri süren görüflle-rin egemenli¤inde Merkez Bankas› özerkli¤i, üst kurullar gibi“teknokratik” mekanizmalar büyük a¤›rl›k kazand› (Burnham,2003). Gerçekte bu yeni bir “otoriterleflme” biçimiydi (Y›lmaz,2003: 86-87). Nitekim neoliberal reformlar›n gerçeklefltirilme bi-çiminin son derece “tepeden” olmas› bile demokratikleflme reto-ri¤inin içinin ne kadar bofl oldu¤unu göstermeye tek bafl›na ye-terliydi. Hukuk devletini gelifltirip insan haklar›n› güçlendirme-yi, çevreye duyarl› politikalar›n egemen olmas›n› ve yoksullu¤unönlenmesini vaat eden ve bu do¤rultuda “sivil toplum örgütleri-nin” (STK) kat›l›m›n› öngören politikalar ise sürece damgas›n›vurabilmekten uzak “sembolik” ad›mlar olman›n ötesine geçe-medi. Zaten “sivil toplum” daha çok “piyasa” ile ba¤lant›l› ola-rak anlafl›ld›¤› için, karar alma süreçlerine kat›lmas› düflünülenSTK’lar da daha çok sermaye örgütleri oldu. Ekonomik liberaliz-min siyasal liberalizmle tamamlanmas›n› sa¤layarak demokratikbir aç›l›m gerçeklefltirmeyi vaat eden bu süreç gerçekte, ekono-mik liberalizmin meflrulaflt›r›lmas›n› ve daha özelde de ekonomikliberalizme karfl› oluflan toplumsal tepkilerin etkisizlefltirilmesinisa¤lad›. STK’lar›n kat›l›m›n› art›ran “yönetiflim” mekanizmas›n›nyayg›nlaflt›r›lmas› da kat›l›mc› bir demokrasi do¤rultusunda at›-lan bir ad›m olmaktan çok, neoliberal politikalara yönelik top-lumsal tepkilere öncülük etmesi olas› gruplar› sürece katarakiçermeyi, böylece iyice artan toplumsal hoflnutsuzluklar›n örgüt-lü muhalefete dönüflmesini önlemeyi hedefledi. Bu biçimiyle, yö-netiflim mekanizmas› ve STK’lar›n kat›l›m›, neoliberal politikala-ra yönelik muhalefetin bölünmesini ve siyasal hayatta a¤›rl›k ta-fl›yan toplumsal gruplar›n neoliberal politikalara kazan›lmas›n›sa¤lad› (Petras, 2002a; Yetifl, 1997: 47-51; WALD, 2001; Zabc›,2000; 2002).

Gerek yoksullu¤un önlenmesi projelerinin çok “sembolik”bir uygulama olarak kal›fl›, gerekse STK’lar›n kat›l›m›n›n kat›l›m-c› bir demokrasiye yol açmamas›, gelir da¤›l›m›ndaki uçurumlar›azaltan yeniden bölüflüm politikalar›n›n ve “ç›kar gruplar›”n›n“uzlafl›”s›na dayal› ço¤ulcu bir demokrasinin gündemde olmad›-¤›n› gösteriyordu. Gerçekleflen daha çok, yeni demokrasi dalga-s›n›n neoliberal hegemonyan›n farkl› bir tarzda ve yeniden kurul-mas›n› sa¤lamas› (Yetifl, 1997: 51), bunun için de yeni sa¤›n “ço-¤ulculuk” temelinde yeniden tan›mlanmas› oldu (Zabc›, 2000).Ancak, bu “ço¤ulculuk” kesinlikle “ç›kar gruplar›n›n uzlafl›s›n›”

153Tarihsel Süreçte Azgeliflmifllik ve Demokrasi

Page 20: Tarihsel Süreçte Azgeliflmifllik ve Demokrasi · Liberal demokrasiyi di¤er demokrasi anlay›fllar›ndan farkl›- laflt›ran temel özellik kapitalizmle uyumlu niteli¤i

gündeme getiren bir tarzda de¤ildi. 1990’larda azgeliflmifl ülkeler-de, sermayenin hegemonyas›n› çeflitli toplumsal kesimlerin istem-lerini içeren politikalarla geniflleten ve böylece neoliberal politika-lar›n azalan toplumsal deste¤ini güçlendiren bir strateji de¤il, ar-tan hoflnutsuzluklar›n muhalefete dönüflmesini önlemeyi hedefle-yen bir strateji hayata geçiriliyordu. Bu strateji, bafllang›çta finan-sal liberalizasyonun yaratt›¤› geçici “bolluk” ortam›n›n yol açt›¤›yan›lsamalar sayesinde belirli bir toplumsal destek de sa¤lam›fl gö-rünüyordu. Sermaye hareketlerinin serbestlefltirilmesinin azgelifl-mifl ülkelerde geçici olarak döviz bollu¤u yaratarak tüketim mal-lar› ithalat›na dayal› yapay bir büyümeye yol açmas› ve bu sürecinyeni demokrasi projesi temelindeki ideolojik aç›l›mla birlikte yü-rümesi özellikle orta s›n›flar üzerinde etkili oluyor, neoliberal po-litikalara bu kesimlerin deste¤i sa¤lan›yordu. Ancak, çeflitli eko-nomik ve sosyal politikalarla toplumun en genifl kesimlerinin des-te¤inin al›nmas›n› hedefleyen bir strateji bu geçici bolluk döne-minde bile gündeme gelmedi. Yeniden bölüflümcü politikalar va-at ederek iktidara gelen partiler de farkl› bir yol izlemedi. Gerçek-leflen daha çok alternatif siyasal projelerin güçlenmesinin önlen-mesine dönük politikalar›n egemen olmas›yd›.

1990'lar›n sonlar›na do¤ru azgeliflmifl ülkelerin hemen tama-m›nda büyük finansal krizler yafland› ve toplumun büyük bölü-mü bu krizlerden a¤›r bir biçimde etkilendi.17 Bafllang›çta orta s›-n›flar taraf›ndan da belli ölçüde çekici bulunan neoliberal politi-kalar, bu krizlerin ard›ndan yeniden toplumsal deste¤ini yitirme-ye bafllad›. Bu koflullarda siyasal partiler aç›s›ndan temsil krizidaha da artan bir sorun olarak gündeme geldi. Zira, manevra ala-n› iyice daralan iktidarlar›n alternatif politikalar gelifltiremeyifli vetoplumsal taleplere yan›t veren politikalardan uzaklaflmas›, top-lumsal desteklerinin de h›zla erimesine yol aç›yordu (Gills vd.,1994; Petras, 2003a, 2003b). Toplumsal taleplere yan›t vermeyihedefleyen yönetimler ise sermayenin ciddi bir direnifli ile karfl›-lafl›yordu (Petras, 2002b). Dolay›s›yla, günümüzde azgeliflmifl ül-kelerde siyasal sistem aç›s›ndan temsil krizi ciddi bir sorun ola-rak varl›¤›n› korumaktad›r. Beklentilerin aksine, STK’lar ve yö-netiflim mekanizmas› da bu sorunu hafifleten bir katk› sunabil-mekten uzak kalmaktad›r. Ancak, neoliberalizme karfl› güçlü biralternatifin günümüzde henüz ortaya konamam›fl olmas›, herkrizden sonra liberalizasyon sürecini daha da ilerleten program-lar›n uygulamaya geçirilebilmesine olanak sa¤lamaya devam edi-yor. Bu nedenle, 1990'lar›n demokrasi dalgas›n› sona erdiren bir

17 Türkçe’ye A. B. Ka-fao¤lu taraf›ndan ka-zand›r›lan önemli birderleme günümüzdeazgeliflmifl ülkeleriniçinde bulundu¤ukoflullar›n anlafl›labil-mesi aç›s›ndan ol-dukça yararl›d›r. Bkz.Kafao¤lu (2000).

154 Faruk Ataay

Page 21: Tarihsel Süreçte Azgeliflmifllik ve Demokrasi · Liberal demokrasiyi di¤er demokrasi anlay›fllar›ndan farkl›- laflt›ran temel özellik kapitalizmle uyumlu niteli¤i

"ters dalga" henüz ortaya ç›km›fl de¤il. Otoriter yönetimlere ka-y›fl alternatifi yerine, toplumsal deste¤ini yitiren siyasal oluflumla-r›n seçim sürecinde devre d›fl› b›rak›l›p, neoliberal reform süre-cinin yeni siyasal oluflumlar eliyle sürdürülmesi hâlâ geçerli biralternatif olmay› sürdürüyor. Dolay›s›yla, neoliberal politikalar›nsiyasal meflruiyete sahip yönetimler eliyle sürdürülmesi sa¤lana-bildi¤i sürece liberal demokrasilerin de¤erini koruyaca¤› anlafl›l›-yor (Petras, 2003b).

SonuçBu çal›flmada, azgeliflmifl ülkelerde siyasal rejim sorunlar›n›n

tarihsel bir perspektifle ele al›nmas› hedeflendi. Demokratiklefl-me sorununun tarihsel ve güncel boyutlar› üzerinde durulurken,azgeliflmifl ülkelerde demokrasinin gelece¤ine iliflkin baz› k›s›tl›öngörülerde de bulunulmaya çal›fl›ld›.

Günümüzde liberal demokrasi ile neoliberal politikalar ara-s›ndaki çeliflkilerden kaynaklanan sorunlar yak›c›l›¤›n› korumayadevam ediyor. Neoliberal politikalar›n mant›ki sonuçlar›na var-d›r›lmas›n› öngören süreç, toplumsal kutuplaflmay› art›r›p hofl-nutsuzluklar› yayg›nlaflt›rd›¤› ölçüde liberal demokrasilerin gele-ce¤ine iliflkin kayg› ve kuflkular› da gündemde tutuyor. ‹çindengeçti¤imiz süreçte azgeliflmifl ülkelerin içinde bulundu¤u koflul-lar, demokrasinin sa¤lam temeller üzerinde bulunmad›¤›n›, yafla-m›n› son derece k›r›lgan bir zeminde sürdürdü¤ünü gösteriyor.

Günümüzde “demokratik de¤erler” aç›s›ndan önemli bir so-run olarak görülen “toplumun genifl kesimlerinin siyasal süreç-lerden d›fllanmas›”, “yurttafllar›n siyasete olan ilgisinin azalmas›”,“kat›l›m›n düflmesi”, “siyasetin uzmanl›k gerektiren teknik birfaaliyete dönüflmesi”, “medyan›n tek yanl› yay›nlar›n›n toplumsalsorunlar›n özgürce tart›fl›labilmesini engellemesi” gibi e¤ilimler,azgeliflmifl ülkelerde neoliberal politikalar›n egemenli¤ini koru-mas›n›n temel koflulu olarak ortaya ç›kmaktad›r. Bir baflka deyifl-le, neoliberal politikalar egemenli¤ini sürdürdü¤ü müddetçe az-geliflmifl ülkelerde meflrulu¤unu “demokratik de¤erler”den alan“ço¤ulcu” bir demokrasi anlay›fl›n›n yaflama geçmesi olas›l›¤› çokgüçlü görünmemektedir.n

155Tarihsel Süreçte Azgeliflmifllik ve Demokrasi

Page 22: Tarihsel Süreçte Azgeliflmifllik ve Demokrasi · Liberal demokrasiyi di¤er demokrasi anlay›fllar›ndan farkl›- laflt›ran temel özellik kapitalizmle uyumlu niteli¤i

Geniflletilmifl Kaynakça

Amin, S. (1992) Üçüncü Dünyada Demokrasi ve Sosyalizm, çev. F. Baflkaya ve O. Etiman, Ankara: Mül-

kiyeliler Birli¤i Vakf›.

Anderson, P. (1988) Gramsci: Hegemonya, Do¤u/Bat› Sorunu ve Strateji, çev. T. Günersel, ‹stanbul:

Alan.

Ar›n, T. (1986) “Kapitalist Düzenleme, Birikim Rejimi ve Kriz (II): Azgeliflmifl Kapitalizm ve Türkiye”,

11. Tez, 3: 86-125.

Ar›n, T. (1997) “Anayasal ‹ktisat ve Refah Devleti”, Ekonomide Durum, 3-4: 41-106.

Boratav, K. (1989) 1980’li Y›llarda Türkiye’de Sosyal S›n›flar ve Bölüflüm, ‹stanbul: Gerçek.

Boron, A. (1985) “Hobbes ile Friedman Aras›nda Latin Amerika’da Ekonomik Liberalizm ve Burjuva

Despotizmi”, çev. G. Türk, Dünün ve Bugünün Defterleri, Dünya Sorunlar› Dizisi, 2: 9-37.

Burnham, P. (2003) “Küreselleflme, Apolitiklefltirme ve ‘Modern’ Ekonomi Yönetimi”, Praksis, 9: 163-

182.

Diamond, L. ve M. F. Plattner (der.) (1995) Demokrasinin Küresel Yükselifli, Ankara: Yetkin.

Diamond, L. ve M. F. Plattner (der.) (1994) Kapitalizm, Sosyalizm ve Demokrasi: Yeni De¤erlendirme-

ler, çev. E. Özbudun ve L. Köker, Ankara: TDV.

Dinler, D. (2003) “Türkiye’de Güçlü Devlet Gelene¤i Tezinin Elefltirisi”, Praksis, 9: 17-54.

Emrealp, S. (1984) Azgeliflmifllik ve Siyasal Yap›lar, Ankara: Birey ve Toplum.

Ercan, F. (1996) Geliflme Yaz›n› Aç›s›ndan Modernizm, Kapitalizm ve Azgeliflmifllik, ‹stanbul: Sarmal.

Ergut, F. (1994) “Demokrasi Tarihinin Öznesi”, Toplum ve Ekonomi, 6: 205-222.

Ergut, F. (1995) “Demokrasi, Politik Toplum ve Parti”, Toplum ve Bilim, 68: 87-103.

Ersoy, M. (der.) (1992) Emperyalizm, Geliflme ve Ba¤›ml›l›k Üzerine, Ankara: Verso.

Ersoy, M. ve Ç. Keskinok (der.) (1984) Üretim Tarzlar›n›n Eklemlenmesi Üzerine, Ankara: Birey ve

Toplum.

Friedman, M. (1988) Kapitalizm ve Özgürlük, çev. D. Erberk ve N. Himmeto¤lu, ‹stanbul: Alt›n.

Gills, B., J. Rocamora, R. Wilson (1994) “Düflük Yo¤unluklu Demokrasi”, Amin, S., N. Chomsky, A.

G. Frank (der.), Düflük Yo¤unluklu Demokrasi: Yeni Dünya Düzeni ve Yeni Politik Güçler içinde, çev.

A. Fethi, ‹stanbul: Alan.

Gramsci, A. (1986) Hapishane Defterleri (Seçmeler), Çev. K. Somer, ‹stanbul: Onur.

Gülalp, H. (1985) “Üçüncü Dünyada Devlet ve Demokrasi”, 11. Tez, 1: 70-81.

Gülalp, H. (1993) Kapitalizm, S›n›flar ve Devlet, çev. O. Ak›nhay, A. Y›lmaz, ‹stanbul: Belge.

Güler, B. A. (2003) “Yönetiflim: Tüm ‹ktidar Sermayeye”, Praksis, 9: 93-116.

Hall, S, B. Lumley ve G. McLennan (1985) Siyaset ve ‹deoloji: Gramsci, Çev. S. Emrealp, Ankara: Bi-

rey ve Toplum.

Herman, E. S. ve J. Petras (1985) “Latin Amerika’da ‘Canlanan Demokrasi’: Söylence ve Gerçek”, çev.

M. Tunçay, Yap›t, 12: 70-85.

Hodgson, G. (1988) Sosyalizm ve Parlamenter Demokrasi, 2. Bas›m, çev. A. Demirel, ‹stanbul: ‹letiflim.

Huntington, S. P. (1996) Üçüncü Dalga: Yirminci Yüzy›l Sonunda Demokratlaflma, çev. E. Özbudun,

Ankara: Yetkin.

Kafao¤lu, A. B. (der.) (2000) 2000’li Y›llara Girerken Kapitalizm, çev. A. B. Kafao¤lu, ‹stanbul: Kay-

nak.

156 Faruk Ataay

Page 23: Tarihsel Süreçte Azgeliflmifllik ve Demokrasi · Liberal demokrasiyi di¤er demokrasi anlay›fllar›ndan farkl›- laflt›ran temel özellik kapitalizmle uyumlu niteli¤i

Laclau, E. (1998) ‹deoloji ve Politika, ikinci bask›, çev. H. Sar›ca, ‹stanbul: Belge.

Lipietz, A. (1988) “Dünya Çap›nda Fordizme Do¤ru”, çev. N. Çak›r, Satl›gan ; N. ve S. Savran (der.),

Dünya Kapitalizminin Bunal›m› içinde, ‹stanbul: Alan.

Lipietz, A. (1993) “Uluslararas› ‹flbölümünde Yeni E¤ilimler: Birikim Rejimleri ve Düzenleme Tarzla-

r›”, çev. B. Peker, Toplum ve Bilim, 56-61: 58-82.

Macpherson, C. B. (1984) Demokrasinin Gerçek Dünyas›, çev. L. Köker, Ankara: Birey ve Toplum.

Mandel, E. (1995), “Yar›-Sömürge Ülkeler ve Yar› Sanayileflmifl Egemenlik Alt›ndaki Ülkeler”, çev. N.

Saraço¤lu, Mandel, E. ve A. G. Frank (der.) , Ekonomik Kriz ve Azgeliflmifl Ülkeler içinde, ‹stanbul:

Yaz›n, 55-86.

Marshall, T. H. - T. Bottomore (2000) Yurttafll›k ve Toplumsal S›n›flar, çev. A. Kaya, Ankara: Gündo-

¤an.

Mooers, C. (1997) Burjuva Avrupa’n›n Kuruluflu, çev. B. S. fiener, Ankara: Dost.

Moore Jr, B. (1989) Diktatörlü¤ün ve Demokrasinin Tarihsel Kaynaklar›, çev. A. fienel ve fi. Tekeli, An-

kara: Verso.

Mouffe, C. (1985) “Demokrasi ve Yeni Sa¤”, Dünün ve Bugünün Defterleri, Dünya Sorunlar› Dizisi için-

de, 1: 65-83.

Munck, R. (1985) “Ba¤›ml› Toplumsal Oluflumlarda Siyasal Yap› ve Sermaye: Brezilya Örne¤i”, çev. fi.

Akçar, Dünün ve Bugünün Defterleri, Dünya Sorunlar› Dizisi, 2: 38-57.

O’Donnell, G. (1985) “Bürokratik Otoriter Devlet Yap›s›ndaki Gerilimler ve Demokrasi Sorunu”, çev.

E. Ateflman, Dünün ve Bugünün Defterleri, Dünya Sorunlar› Dizisi, 2: 106-134.

Oppenheimer, M. ve J. C. Canning (1983) “Bunal›m ve Ça¤dafl Toplumsal Kontrol Biçimleri”, çev: S.

C›l›zo¤lu, Fröbel vd. (der.), Dünya Ekonomisi, Bunal›m ve Siyasal Yap›lar içinde, ‹stanbul: Belge.

Oyan, O. (1998) Feodalizm ve Osmanl› Tart›flmalar›, Ankara: ‹maj.

Oyan, O. (1999) Türkiye Ekonomisi, ikinci bas›m, Ankara: ‹maj.

Petras, J. (2002a) Küreselleflme ve Direnifl, Çev: A. Ekber, C. Aflk›n ve Ç. Ar›n, ‹stanbul: Cosmopolitik.

Petras, J. (2002b) “Darbenin Arkas›nda Beyaz Saray Var”, www.sendika.org/dosya/venezuella/petras-

chavez-2-html

Petras, J. (2003a) “Neoliberalizm ve Seçimler”, çev. C. Salmaner, Cosmopolitik, 4: 62-69.

Petras, J. (2003b) “Latin Amerika’da Güncel Durum”, http://www.sendika.org/makale/petras _20hazi-

ran 2003.html.

Poulantzas, N. (1981) Portekiz, ‹spanya ve Yunanistan’da Geçifl Süreci, çev. B. Y›lmaz, ‹stanbul: Alan.

Roberts, K. (2002) “Latin Amerika’da Popülizm ve Demokrasi”, çev. S. Özen, Cosmopolitik, 3: 134-

147.

Savran, G. (1987) “Marx’›n Düflüncesinde Demokrasi”, 11. Tez, 6.

Savran, S. (1985) “Latin Amerika’da Demokrasi Mücadelesi”, Yap›t, 12: 45-69.

Thernborn, G. (1989) Sermaye Egemenli¤i ve Demokrasinin Do¤uflu, çev. fi. Tekeli, Ankara: Verso.

Timur, T. (2000) Küreselleflme ve Demokrasi Krizi, ikinci bask›, Ankara: ‹mge.

Turner, B. S. (1984) Marx ve Oryantalizmin Sonu, çev. Ç. Keskinok, Ankara: Kaynak.

Tünay, M. (2002) “Türk Yeni Sa¤›n›n Hegemonya Giriflimi”, çev. N. Güvelo¤lu ve D. Dinler, Praksis,

5: 177-197.

WALD (der.) (2001) Sivil Toplum Örgütleri: Neoliberalizmin Araçlar› m›, Halka Dayal› Alternatifler

mi?, çev. I. Ergüden, ‹stanbul: WALD.

157Tarihsel Süreçte Azgeliflmifllik ve Demokrasi

Page 24: Tarihsel Süreçte Azgeliflmifllik ve Demokrasi · Liberal demokrasiyi di¤er demokrasi anlay›fllar›ndan farkl›- laflt›ran temel özellik kapitalizmle uyumlu niteli¤i

Wood, E. M. (2003) Kapitalizm Demokrasiye Karfl›, çev. fi. Artan, ‹stanbul: ‹letiflim.

Yalman, G. L. (1985) “‘Popülizm’, ‘Bürokratik Otoriter Devlet’ ve Türkiye”, 11. Tez, 1: 16-69.

Yalman, G. L. ve P. Bedirhano¤lu (2002) “Neoliberalizmin Açmazlar› ya da Arjantin Fiyaskosunu Tar-

t›flman›n Önemi”, Birikim, 154: 18-23.

Yetifl, M. vd. (1997) “TÜS‹AD Raporu Üzerine Tart›flma” (yuvarlak masa), Marksizm ve Gelecek, 13:

30-53.

Y›lmaz, Z. (2003) “Türkiye’de Devlet Hakim S›n›flar ‹liflkisi Üzerine Alternatif Bir Çerçeve Deneme-

si”, Praksis, 9: 55-92.

Zabc›, F. Ç. (2000) “Küreselleflmenin Demokrasi Makyaj›”, Mülkiye, 220: 65-82.

Zabc›, F. Ç. (2002) “Dünya Bankas›’n›n Küresel Pazar ‹çin Yeni Stratejisi: Yönetiflim”, SBF Dergisi, 57

(3): 151-179.

158 Faruk Ataay