t.c. Çukurova Ünİversİtesİ · anahtar kelimeler: stratejik yönetim, strateji, rekabet...
TRANSCRIPT
T.C.
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
İŞLETME ANABİLİM DALI
KÜÇÜK VE ORTA ÖLÇEKLİ İŞLETMELERİN İZLEDİKLERİ REKABET
STRATEJİLERİ : ADANA’DAKİ KOBİLER ÜZERİNDE
BİR ÇALIŞMA
Sadullah KISACIK
YÜKSEK LİSANS TEZİ
Adana 2005
T.C.
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
İŞLETME ANABİLİM DALI
KÜÇÜK VE ORTA ÖLÇEKLİ İŞLETMELERİN İZLEDİKLERİ REKABET
STRATEJİLERİ : ADANA’DAKİ KOBİLER ÜZERİNDE
BİR ÇALIŞMA
Sadullah KISACIK
DANIŞMAN : Doç. Dr. Ünal AY
YÜKSEK LİSANS TEZİ
Adana 2005
iii
ÖZET
KÜÇÜK VE ORTA ÖLÇEKLİ İŞLETMELERİN İZLEDİKLERİ REKABET
STRATEJİLERİ : ADANA’DAKİ KOBİLER ÜZERİNDE BİR ÇALIŞMA
Sadullah KISACIK
Yüksek Lisans, İşletme Anabilim Dalı
Danışman: Doç. Dr. Ünal AY
Ağustos 2005, 107 Sayfa
Strateji kavramı savunma alanında geniş olarak kullanılan bir kavram olmakla
birlikte zaman içerisinde yönetim alanında da kullanılmaya başlanmıştır.Yönetim
biliminde özellikle firmaların ya da şirketlerin rakiplerine karşı izleyeceği stratejiler,
önce Stratejik Planlama ve daha sonra da Stratejik Yönetim adı verilen bir disiplinin
doğmasına neden olmuştur. Günümüzde Stratejik Yönetim, yönetim biliminde çok
önemli araştırma alanlarından birini oluşturmaktadır.
Globalleşen dünyada artan rekabet ortamında şirketler hızla Stratejik Yönetim
tekniklerinden yararlanarak, örgütsel yapılarını, sistemlerini, süreçlerini yeniden
yapılandırmaktadırlar. Geleceğin şartlarının çok daha rekabetçi olacağına şüphe yoktur.
Bunun farkında olanlar geleceği kazanmak için şimdiden mücadele içerisindedirler.
Bu tez çalışmasında işletmelerin izleyebileceği rekabet stratejileri ve bu rekabet
stratejilerinin özellikleri literatür çalışması yapılarak belirlenmiştir. Bu literatür
çalışması sonucunda elde edilen bilgilere göre küçük ve orta ölçekli işletmelerin rekabet
stratejilerini ölçümleyecek bir anket hazırlanarak Adana Sanayi Odasına kayıtlı
KOBİ’lere uygulanmıştır.
Anket çalışması ile ilgili veriler SPSS paket programı kullanılarak
değerlendirilmiş, Adana KOBİ’lerinin izledikleri rekabet stratejilerinin perspektifi
çıkartılmıştır. Anket sonucunda elde edilen bulgulara göre; firmaların en fazla
uyguladığı stratejinin toplam maliyet stratejisi olduğu saptanmıştır. Ayrıca stratejik
kararların çoğunlukla firma sahipleri tarafından alındığı ve bu kararların genellikle
büyüme yönünde olduğu tespit edilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Stratejik Yönetim, Strateji, Rekabet Stratejileri, Stratejik Plan,
KOBİ
iv
ABSTRACT
THE COMPETITION STRATEGIES OF SMALL AND MEDIUM SIZE
BUSINESSES FOLLOW: A STUDY ABOUT SME’S IN ADANA
Sadullah KISACIK
Master Thesis, Department Of Bussiness Administration
Supervisor: Doç. Dr. Ünal AY
August 2005, 107 Pages
The meaning of strategy has started to being used at management field as well
as having a fruquent use in defending area. The strategies that the firms and
companies follow had caused to being of discipline that first called Strategic Planning
and then strategic Management. Nowadays, Strategic Management is one of the most
important searching areas in science of management .
In global world today considiring the rising level of competition we could
say the firms are rapidly remaintaining their organizational structures , systems and
their process. There is no doubt the coming future conditions would be far more
difficult .And who realized this are the ones that started to struggle with it.
The Competition Strategies and its special features which firms would follow
are described by doing literature work in this thesis study.
At the end of this literature work an inquiry that can measure the competition
strategies of small and medium administrations had been prepared and was applied to
SMEs that are registered to Adana Sanayi Odası (Chamber of Adana Industry).
The datas about inquiry work were evaluated by using SPSS programme, and
the competition strategies Adana SMEs follow were taken out. And it was understood
that the popular strategy which firms use is the total cost according to the result of
inquiry.
Also, it was found out that the strategic desicions are mostly made by the owners of
firm and these desicions are usually made for the firms to get bigger.
Key Words: Strategic Management, Strategy, Strategies of Competition, Strategic
Plan, SME
v
ÖNSÖZ
Hızla değişen dünyada bireylerin , organizasyonların ve hatta ülkelerin ayakta
kalabilmeleri için stratejik düşünmeye ve stratejik karar almaya her zamankinden daha
fazla ihtiyacı vardır. Çünkü, bugüne hazır olmayanın yarına hazır olması daha güç
olacaktır.
Bu çalışmanın amacı; Adana küçük ve orta ölçekli işletmelerinin rekabet
stratejilerinin temel unsuru olan toplam maliyet liderliği, farklılaştırma ve odaklanma
stratejilerine yaklaşımını incelemek, rekabet stratejilerini oluşturma biçimlerini
tanımlamaktır.
Konunun seçiminden itibaren çalışmanın her aşamasında engin bir hoşgörüyle
yakın desteğini ve ilgisini esirgemeyen değerli hocam Çukurova Üniversitesi İktisadi
ve İdari Bilimler Fakültesi işletme bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Ünal AY’a en içten
teşekkürlerimi sunmayı bir borç bilirim.
İş yükümü hafifleterek tez çalışmalarıma zaman ayırmamı sağlayan çalışma
arkadaşlarıma teşekkür ederim.
Ağustos 2005 Sadullah KISACIK
vi
İÇİNDEKİLER
Sayfa ÖZET………………………………………………………………………………...….iii
ABSTRACT……..……………………………………………………………………...iv
ÖNSÖZ………………………………………………………………………………….v
TABLOLAR LİSTESİ...……………………………………………………………......x
ŞEKİLLER LİSTESİ…………………………………………………………………...xii
BÖLÜM 1
GİRİŞ
1.1. Araştırma Problemi……………………………………………………………….....1
1.2. Araştırmanın Amacı ve Önemi……………………………………………………...1
1.3. Hipotezler…………………………………………………………………………...2
1.4. Araştırmanın Sınırlılıkları…………………………………………………………...3
1.5. Araştırma Planı………………………………………………………………….......4
BÖLÜM 2
STRATEJİ KAVRAMI
2.1. İşletmeler İçin Stratejinin Önemi…………………………………………………...9
2.2. Stratejinin İşletmeye Sağlayacağı Faydalar…………………………....…………..11
2.3. Stratejinin Benzer Kavramlarla İlişkisi…………………………………………....13
2.3.1. Strateji ve Politika…………………………..………………………………13
2.3.2. Strateji ve Taktik……………………………..……………………………..13
2.3.3. Strateji ve Program……………………………..…………………………...14
2.3.4. Strateji ve Yöntem…………………...…………..………………………….14
2.3.5. Strateji ve Plan……………………………………..………………………..14
2.4. Stratejinin Öğeleri…………………………………………………………………15
2.4.1. Faaliyet Sahası……..………………………………………………………..15
2.4.2. Gelişme Vektörü………..…………………………………………………...15
2.4.3. Rekabet Avantajı………..…………………………………………………..16
2.4.4. Sinerji…………………...…………………………………………………..16
2.4.5. Dış Çevresel Öğeler……..…………………………………………………..17
vii
2.5. Stratejik Yönetim ve Stratejik Planlama…………………………….…………….18
2.5.1. Stratejik Yönetim…..………………………………………….……………18
2.5.2. Stratejik Yönetimin Özellikleri……………………………………………..21
2.6. Stratejik Planlama…………………………………………………………………26
2.6.1. Planlama Aşamaları………………………………………………………...27
2.7. Stratejik Yönetimde Liderlik Modelleri…………………………………………...28
2.7.1. Girişimci Lider……………………………………………………………...28
2.7.2. Tepkici Lider………………………………………………………………..29
2.7.3. Planlayıcı Lider……………………………………………………………..30
BÖLÜM 3
STRATEJİDE DIŞ ÇEVRE ANALİZİ
3.1. Dış Çevrenin Tanımı Ve Çevre Faktörleri………………………………………...31
3.1.1. Gerçek Dış Çevre…………………………………………………………...31
3.1.2. Algılanan Dış Çevre………………………………………………………...31
3.1.3. Karar alanı veya uygulama çevresi………………………………………….31
3.2. Dış Çevre Faktörleri……………………………………………………………….32
3.2.1. Küresel Dış Çevre…………………………………………………………..32
3.2.2. Ulusal (Genel) Dış Çevre…………………………………………………...32
3.2.3. İş Çevresi…………………………………………………………………....33
3.3. Çevre Analizinin Süreci…………………………………………………………...33
3.3.1. Hazırlık Çalışmaları………………………………………………………...33
3.3.2. Kritik Belirtiler Tespit Edilir……………………………………………….33
3.3.3. Her Bir Kritik Alanın Tarihi Gelişimi Gözden
Geçirilerek Teşhisi Yapılır…………………………………………………33
3.3.4. Geleceğe Yönelik Tahminler Yapılır.………………...…………………....33
3.4. Swot Analizi………………………….……………………………………………34
3.5. Rekabet Stratejisinde Sektör Analizi……………………………………………....37
3.6. Rekabet Stratejisinde Rakip Analizi……………………………………………….38
3.7. Rakibin Hedefleri Ve Stratejik Konuşlanma………………………………………39
3.7.1. Varsayımlar………………………………………………………………....39
3.7.2. Mevcut Strateji……………………………………………………………...39
3.7.3. Yetenekler………………...………………………………………………...40
3.8. Bir Rakip İstihbarat Sistemi İhtiyacı………………………………………………40
viii
BÖLÜM 4
GENEL REKABET STRATEJİLERİ
4.1. Toplam Maliyet Liderliği………………………………………………………….44
4.2. Farklılaştırma………………………………………………………………………45
4.3. Odaklanma…………………………………………………………………………46
4.4. Arada Sıkışıp Kalmak……………………………………………………………...49
4.5. Genel Stratejilerin Riskleri………………………………………………………...49
4.5.1. Toplam Maliyet Liderliği Riskleri…………………………………..………49
4.5.2. Farklılaştırmanın Riskleri……………………………………………….…..50
4.5.3. Odaklanmanın Riskleri……………………………………………………...50
4.6. Kaynak Tabanlı Strateji……………………………………………………………50
4.7. Yatay Bütünleşme Stratejileri……………………………………………………...51
4.7.1. Pazara nüfuz etme……...…………………………………………………...52
4.7.2. Mamul farklılaştırma…………………...…………………………………..52
4.7.3. Pazar Farklılaştırma…………………………………...…………………....52
4.8. Dikey Bütünleşme Stratejileri……………………………………………………..53
4.8.1. İleriye Doğru Dikey Bütünleşme…………..…………………………….....53
4.8.2. Geriye Doğru Dikey Bütünleşme……...…………………………………...54
4.9. Çeşitlendirme Stratejileri…………………………………………………………..56
4.9.1. Tek Yönlü Çeşitlendirme….…………..…………………………………....56
4.9.2. Pazar Çeşitlendirme…......………………………………………………….56
4.9.3. Mamul Çeşitlendirme…..…………………………………………………..57
4.9.4. Çok Yönlü Çeşitlendirme …………………………………...……………..57
4.10. Dış Büyüme Stratejileri…………………………………………………………..58
4.11. Stratejik Senaryo (Oyun Teorisi)…..……………………………………………..59
4.12. Stratejik İttifaklar…………………………………….…………………………...63
4.13. İşletmelerin Rekabet Gücünün Yükseltilmesi……………………………………64
BÖLÜM 5
KÜÇÜK VE ORTA ÖLÇEKLİ İŞLETMELERİN İZLEDİKLERİ REKABET
STRATEJİLERİ : ADANA’DAKİ KOBİLER ÜZERİNDE BİR ÇALIŞMA
5.1. Adana Ekonomisi………………………………………………………………….68
5.2. Evren ve Örneklem Seçimi………………………………………………………...72
ix
5.3. Anket ve Verilerin Toplanması……………………………………………………73
5.4. Verilerin Analizi…………………………………………………………………...74
BÖLÜM 6
ARAŞTIRMA SONUCU ELDE EDİLEN
BULGULAR VE DEĞERLENDİRMELER
6.1. Araştırmaya Katılan İşletmelerin İzledikleri
Rekabet Stratejilerinin Genel Özellikleri Hakkında Bilgiler……………………...76
6.2. Hipotezlerin Testi………………………………………………………………….88
6.2.1. Sektörel Durum İle İlgili Hipotez Testleri………………………………......88
6.2.2. İşletme Büyüklüğü İle İlgili Hipotez Testleri……………………………….91
BÖLÜM 7
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ
7. Değerlendirme ve Sonuç...…………………………………………………………..94
KAYNAKÇA…………………………………………………………………………..98
EKLER……...………………………………………………………………………..104
ÖZGEÇMİŞ………………………………………………………………………….107
x
TABLOLAR LİSTESİ
Tablo 2.1: Stratejilerin Ortak Özellikleri……………………………………………….23
Tablo 2.2: Stratejik Yönetim ve Fonksiyonel Yönetim………………………………...24
Tablo 2.3: Stratejik Yönetimin Tarihsel Gelişimi……………………………………...25
Tablo 2.4: Stratejik Planlama Soruları…………………………………………………26
Tablo 4.1: Üç Genel Stratejinin Gereklilikleri ve Özellikleri………………………….48
Tablo 4.2: Stratejik İttifakların Yarar ve Sakıncaları…………………………………..64
Tablo 6.1: Firmaların Sektörlere Göre Dağılımı……………………………………….76
Tablo 6.2. Firmaların Sektörel Durumları……………………………………………...76
Tablo 6.3: İşletmelerin Sektörel Durumları…………………………………………….77
Tablo 6.4: Sektörlere Göre Toplam Maliyet Stratejisi İzleme Durumları……………...78
Tablo 6.5: Düşük Maliyet Stratejisinin Pazar Payının Artışına Etkisi…………………79
Tablo 6.6: Sektörlere Göre Düşük Maliyet Stratejisinin
Pazar Payının Artışına Etkisi……………………………………………….80
Tablo 6.7: İşletmelerin Ürün Farklılaştırma Yöntemleri……………………………….81
Tablo 6.8: Ürün Farklılaştırmanın Sonuçları …………………………………………..81
Tablo 6.9: Ürün/Hizmet Odak Noktalarının Dağılımı………………………………….82
Tablo 6.10: Firmaların Rakiplerin Olası Hamle ve Strateji
Değişikliklerini Takip Etme Durumu……………………………………...82
Tablo 6.11: Firmaların Rakiplerin Savunmasız Olduğunu Bilme Durumları………….83
Tablo 6.12: Firmaların Rakiplerinin Yeteneklerini Bilme Dağılımları………………...83
Tablo 6.13: Firmaların Rakiplerinin Gelecekteki Hedeflerini
Bilme Dağılımları………………………………………………………….84
Tablo 6.14: Firmaların Sektöre Girebilecek Potansiyel
Rakiplerini Analiz Etme Durumu………………………………………..84
Tablo 6.15: Firmaların Rakipleri ile İlgili Bilgileri Elde Etme Durumu……………….85
Tablo 6.16: Rakiplerin Rekabete Cevap Verme Durumu………………………………85
Tablo 6.17: İşletmelerde Stratejik Kararların Verilmesinin Dağılımı…………………86
Tablo 6.18: Firmaların Büyüme Stratejilerinin Dağılımı………………………………87
Tablo 6.19: Firmaların Yazılı Stratejik Plan Dağılımı…………………………………87
Tablo 6.20: Sektörel Durum İle Toplam Maliyet Stratejileri
Arasındaki İlişkinin Hipotez Testleri……………………………………...88
Tablo 6.21: Sektörel Durum ile Farklılaştırma Stratejileri Arasındaki İlişki……….….89
xi
Tablo 6.22: Sektörel Durum İle Odaklanma Stratejileri Arasındaki İlişki…………….90
Tablo 6.23: İşletme Büyüklüğü İle Toplam Maliyet Stratejileri
Arasındaki İlişki….………………………………………………………..91
Tablo 6.24: İşletme Büyüklüğü ile Farklılaştırma Stratejileri Arasındaki İlişki……….92
Tablo 6.25: İşletme Büyüklüğü İle Odaklanma Stratejileri Arasındaki İlişki………….93
xii
ŞEKİLLER LİSTESİ Şekil 2.1. Stratejik Yönetime Sistemsel Yaklaşım…………………………………......19
Şekil 3.1. Swot Analizi Alanları………………………………………………………..36
Şekil 3.2. Stratejik Karar Vermede Swot Analizi………………………………………36
Şekil 3.3. Sektör Analizinin Unsurları………………………………………………….37
Şekil 3.4. Rakip Analizinin Bileşenleri………………………………………………...38
Şekil 4.1. Üç Genel Rekabet Stratejisi Arasındaki Fark……………………………….47
Şekil 4.2. Büyüme ve Gelişme Stratejileri……………………………………………..55
Şekil 4.3. İşletme ve Ülke Dışı Büyüme Stratejileri…………………………………....59
Şekil 4.4. Stratejik Oyun ve Değer Ağı………………………………………………...61
1
BÖLÜM 1
GİRİŞ
1.1. Araştırma Problemi
Tüm dünyada globalleşme, hızlı teknolojik değişim, yeni oluşan pazarlar,
müşteri beklentilerinin değişmesi v.b nedenler sonucu ortaya çıkan ve her geçen gün
giderek daha da ezici rekabet karşısında organizasyonlar daha stratejik düşünmek,
stratejik planlamaya ve stratejik karar almaya eskisinden daha fazla önem vermek
zorunda kalmışlardır.
Stratejik Yönetim daha önceleri holdinglerin ve büyük ölçekli işletmelerin
gündemindeyken günümüzde küçük ve orta ölçekli işletmeler içinde çok önemli bir
kavram haline gelmiştir. Buradaki temel problem, işletmelerin içinde bulundukları
sektörlerin durumu hakkında yeterli öngörüye sahip olamamaları, bu nedenle de ileriye
dönük stratejileri belirlemede zorlanmalarıdır. Diğer bir problem küçük ölçekli
işletmelerin orta ölçekli işletmelere göre stratejik yönetim tarzını uygulama yerine günü
kurtarmaya çabalamasıdır.
1.2. Araştırmanın Amacı ve Önemi
Bu araştırmanın amacı Adana’da faaliyet gösteren küçük ve orta ölçekli
işletmelerin sektörel durumlarını belirlemek, bu sektörel durumlara göre uyguladıkları
temel stratejileri ortaya koymaktır. Bu genel amaçlar çerçevesinde araştırmanın alt
amaçları aşağıda belirtilmiştir.
• Küçük ve orta ölçekli işletmelerin uyguladıkları temel stratejileri
gerçekleştirmede kullandıkları yöntemleri belirlemek.
• Küçük ve orta ölçekli işletmelerin uyguladıkları stratejilerin sonuçlarını tayin
etmek.
• Küçük ve orta ölçekli işletmelerin rakiplerinin analizlerini ne şekilde yaptıklarını
belirlemek.
• Küçük ve orta ölçekli işletmelerin rekabet hamlelerine karşı cevap verme
durumlarını ortaya koymak.
2
• Küçük ve orta ölçekli işletmelerde sektörlere göre stratejik gruplaşmaların ne
yönde olduğunu belirlemek.
• Küçük ve orta ölçekli işletmelerde stratejik kararların nasıl ve ne yönde
alındığını belirlemek.
1.3. Hipotezler
Araştırmada test edilecek hipotezler aşağıda belirlenmiştir:
Hipotez 1: İşletmelerin toplam maliyet stratejisi uygulamasıyla sektörel durum arasında
ilişki vardır.
Hipotez 2: Sektörel durum ile toplam maliyet stratejisinin pazar payını arttırması
arasında ilişki vardır.
Hipotez 3: Sektörel durum ile rekabette tasarımla farklılık yaratma arasında ilişki vardır.
Hipotez 4: Sektörel durum ile rekabette satış ve pazarlama ile farklılık yaratma arasında
ilişki vardır.
Hipotez 5: Sektörel durum ile rekabette serviste farklılık yaratma arasında ilişki vardır.
Hipotez 6: Sektörel durum ile rekabette üründe farklılık yaratma arasında ilişki vardır.
Hipotez 7: Sektörel durum ile rekabette teslimat hızında farklılık yaratma arasında
ilişki vardır.
Hipotez 8: Sektörel durum ile rekabette Kredi vade vb. kolaylıklarla farklılık yaratma
arasında ilişki vardır.
Hipotez 9: Sektörel durum ile rekabette dağıtım kanalları ile farklılık yaratma arasında
ilişki vardır.
Hipotez 10: Sektörel durum ile rekabette markalaşarak farklılık yaratma arasında ilişki
vardır.
Hipotez 11: Sektörel durum ile belirli bir tüketici grubuna odaklanma stratejisi arasında
ilişki vardır.
Hipotez 12: Sektörel durum ile belirli bir bölgeye odaklanma stratejisi arasında ilişki
vardır.
Hipotez 13: Sektörel durum ile belirli bir ürün grubuna odaklanma stratejisi arasında
ilişki vardır.
Hipotez 14: Toplam Maliyet Stratejisi uygulamakla işletme büyüklüğü arasında ilişki
vardır.
3
Hipotez 15: İşletme büyüklüğü ile toplam maliyet stratejisinin pazar payını arttırması
arasında ilişki vardır.
Hipotez 16: İşletme büyüklüğü ile rekabette tasarımla farklılık yaratma arasında ilişki
vardır.
Hipotez 17: İşletme büyüklüğü ile rekabette satış ve pazarlama ile farklılık yaratma
arasında arasında ilişki vardır.
Hipotez 18: İşletme büyüklüğü ile rekabette serviste farklılık yaratma arasında
arasında ilişki vardır.
Hipotez 19: İşletme büyüklüğü ile rekabette üründe farklılık yaratma arasında
arasında ilişki vardır.
Hipotez 20: İşletme büyüklüğü ile rekabette teslimat hızında farklılık yaratma arasında
arasında ilişki vardır
Hipotez 21: İşletme büyüklüğü ile rekabette kredi vade vb. kolaylıklarla farklılık
yaratma arasında arasında ilişki vardır.
Hipotez 22: İşletme büyüklüğü ile rekabette dağıtım kanalları ile farklılık yaratma
arasında arasında ilişki vardır.
Hipotez 23: İşletme büyüklüğü ile rekabette markalaşarak farklılık yaratma arasında
arasında ilişki vardır.
Hipotez 24: İşletme büyüklüğü ile belirli bir tüketici grubuna odaklanma stratejisi
arasında ilişki vardır.
Hipotez 25: İşletme büyüklüğü ile belirli bir bölgeye odaklanma stratejisi arasında ilişki
vardır.
Hipotez 26: İşletme büyüklüğü ile belirli bir ürün grubuna odaklanma stratejisi arasında
ilişki vardır.
1.4. Araştırmanın Sınırlılıkları
Çalışmanın sınırlılıkları aşağıdaki gibidir.
• Uygulanan rekabet stratejilerinin biçimlerinin belirlenmesi küçük ve orta ölçekli
işletmeler ile sınırlıdır.
• Zaman, enerji sınırlılıkları, maliyet ve kontrol güçlüğü nedeniyle araştırma
evreni Adana ili ile sınırlıdır.
• Araştırmaya katılan işletmelerin yöneticilerinin ifadeleri doğru biçimde
anladıkları ve anketi gerçek durum ve görüşlerini yansıtacak şekilde
4
yanıtladıkları kabul edilmiştir. Bunu sağlamak için anket formu anlama ve
cevaplama kolaylığı sağlayacak şekilde tasarlanmış ve uyarlanmıştır.
1.5. Araştırma Planı
Yedi bölümden oluşan bu çalışmanın birinci bölümünde araştırmada yer
verilecek problem, araştırmanın amacı ve önemi, araştırmanın hipotezleri ve
araştırmanın sınırlılıkları hakkında bilgilere yer verilmiştir.
İkinci bölümde, strateji ile ilgili tanımlar, işletmeler için stratejinin önemi,
stratejinin işletmeye sağlayacağı faydalar stratejinin öğeleri hakkındaki bilgiler,
stratejik yönetim hakkında genel bilgiler, stratejik yönetimin özellikleri, stratejik
yönetim ve fonksiyonel yönetim arasındaki başlıca benzerlikler ve farklılıklar, stratejik
planlama ve aşamaları, stratejik yönetimde liderlik modelleri konuları anlatılmıştır.
Üçüncü bölümde, işletmelerin içinde bulunduğu dış çevre ile ilişkileri incelenmiş, bu kapsamda dış çevrenin tanımı ve çevre faktörleri, dış çevre faktörleri, çevre analizinin süreci, swot analizi, rekabet stratejisinde sektör analizi, rekabet stratejisinde rakip analizi konularına yer verilmiştir.
Dördüncü bölümde, işletmelerin izledikleri genel rekabet stratejileri ele alınmıştır. Her bir rekabet stratejisinin özellikleri, uygulamaları, avantajları ve riskleri ele alınmıştır.
Beşinci bölümde, araştırma ile ilgili evren ve örneklem seçiminin nasıl yapıldığı,
anket ve verilerin toplanması sırasına izlenilen yöntemler, verilerin analizinde
kullanılan teknikler hakkında bilgiler verilmiştir.
Altıncı bölümde, küçük ve orta ölçekli işletmelerin izledikleri rekabet
stratejilerini belirlemek amacıyla Adana’daki KOBİ’ler üzerinde yapılan araştırmanın
bulguları ve bu bulguların değerlendirilmesi bulunmaktadır.
Yedinci bölümde, anket çalışması sonucunda elde edilen verilerin ve ortaya
konulan hipotezlerin analizlerinin sonuçlarına dayanılarak Adana küçük ve orta ölçekli
işletmelerin izledikleri rekabet stratejilerinin özellikleri konusunda genel sonuçlar
çıkartılmış ve öneriler belirtilmiştir.
5
BÖLÜM 2
STRATEJİ KAVRAMI
Strateji , kelime anlamı itibariyle, sevk etme, yöneltme, gönderme, götürme ve
gütme demektir. Kelimenin eski Yunan generallerinden Strategos’ un bilgi ve sanatına
atfen kullanıldığı sanılmaktadır (Kenneth, 1971, 26).
Strateji konusu üzerinde ilk çalışmalardan birini gerçekleştiren A.D.Chandler
(1962) stratejiyi; işletmede uzun dönemli amaç ve hedefleri belirleme ve bu amaçları
gerçekleştirebilmek için ihtiyaç duyulan kaynakları tahsis ederek uygun faaliyet
programlarını hazırlama olarak tanımlamıştır (Chandler, 1962, 13).
Yine konu üzerinde önemli çalışmaları bulunan J. Brian Quinn (1966), stratejiyi
amaçlar ve politikalar bütünü olarak görür ve belli başlı amaçlar, politikalar ve
faaliyetlerden oluşan plan veya model olarak tanımlar (Quinn, 1980, 27).
Chandler ve Antony, stratejiyi tanımlarken amaç belirlemeyi strateji ile birlikte
ele almışlar ve uzun dönemli bir süreç olarak düşünmüşlerdir. Bu yaklaşıma göre
strateji: İşletmenin geçmişteki başarıları, içinde bulunduğu durum ve gelecekte yapmak
istediklerini içeren uzun dönemli bir süreçtir. Quinn, Anthony ve Tilles ise aynı
yaklaşımı benimsemekle birlikte, stratejiyi, amaçlar ve politikalar toplamı olarak
düşünmektedirler.
Bu yazarların tanımlamalarının ortak noktası ise, hepsinin stratejiyi rasyonel bir
planlama çabası sonucunda ortaya çıkan ve birbirini takip eden faaliyetler dizisi olarak
ele almalarıdır. Bu benzerlikten hareketle yukarıdaki tanımlar, stratejide klasik yaklaşım
olarak değerlendirilebilir (Dinçer, 1993, 19).
Strateji, işletmenin hangi işi yaptığını veya yapmak istediğini; ne tür bir işletme
olduğunu veya olmak istediğini tanımlayan amaç, hedef ve görevlerin tümü ve bunları
gerçekleştirmek için gerekli yöntemlere verilen addır (Kenneth, 1971, 28).
Hofer ve Schendel (1979, 16) ise stratejiyi, işletmenin iç kaynakları ve
kabiliyetleriyle, dış çevrenin fırsat ve tehditleri arasında uyum sağlayacak faaliyetler
olarak ele almaktadırlar.
Bir başka tanım stratejiyi, işletmenin temel amaç ve hedeflerinin, bunlara
ulaşmak için gerekli faaliyet programlarının seçilmesi ve işletmenin çevresiyle ilgili
6
olarak kaynaklarını tahsis etmesi şeklinde açıklanmaktadır (McCarthy, Minichiella ve
Curan, 1977, 49).
Michael Porter (1980, 38), stratejiyi daha çok pazarla ilgili olarak
açıklamaktadır. Porter’ a göre pazardaki rekabetin seviyesi ve bunun geleceği
belirlendikten sonra, pazar fırsatlarına dayanarak rakiplere üstünlük sağlayacak karar ve
faaliyetlere strateji denilir.
Bütün bu tanımlar yakından incelendiği zaman, stratejinin beş farklı yaklaşımla
ele alındığı söylenebilir. Strateji kimileri tarafından bir plan, kimileri tarafından bir
taktikler bütünü, bir model, çevre içinde bir konumlama ve nihayet bir bakış açısı olarak
görülmekte ve buna göre tanımlanmaktadır.
Strateji, stratejik harekete rehberlik edecek planları, manevraları, modelleri,
pozisyonları ve perspektifleri geliştirerek, bir örgüt için bir odak noktası, uyum ve
ahenk ile amaç yaratmak için kullanılır (Nut ve Backoff, 1992, 55).
Türkçe’ de strateji; sürme, gönderme, götürme ve gütme anlamlarında
kullanılmaktadır. Strateji, bilimsel bir disiplin olarak gelişmesini askeri alanda taşıdığı
öneme borçludur. Savunma ve hücum yönünden askeri amaçları etkin ve verimli bir
şekilde geliştirebilme, tarih boyunca orduların stratejik gücünün göstergesi olmuştur
(Akat, 1998, 102).
Stratejinin temel ilkesi; işletmenin kısa vadeli kazançlar elde etmek uğruna, uzun
vadeli hedeflerinden fedakarlık yapmamasıdır (Akat, 1998, 103).
Strateji işletmenin temel amaçlarını en elverişli koşullarda gerçekleştirmek üzere
sahip olunan kaynakları ve yeteneği kullanma bilim ve sanatı demek mümkündür (Akat,
1998, 158).
İşletmenin seçeceği stratejiler; her şeyden önce uzun vadede ayakta kalmasına
hizmet edecek, organizasyonun ve içinde bulunduğu endüstrinin genel rekabet
durumuna uygun stratejiler olmalıdır. Firmanın, endüstri ortalamasının üzerinde karlılık
sağlayacak rekabet avantajı elde etmesi ve bunu uzun vadede sürdürmesi stratejik
planlamanın temel hedefidir (Akat, 1998, 102).
Ayırt edici stratejik bir konumlanmayı sağlamak ve onu koruyabilmek için bir
şirketin altı temel ilkeye ihtiyacı vardır (Porter, 2002, 47).
Birinci ilke, doğru hedefle başlamaktır: uzun vadeli büyük yatırım getirisi elde
etmek. Gerçek ekonomik değer ancak sürdürülebilir karlılık temeline oturtulmuş bir
stratejiyle yaratılabilir. Ekonomik değer, eğer müşteriler bir ürün veya hizmet için onu
7
üretmenin maliyetinin üstünde bir fiyat ödemeye razıysalar, yaratılabilir. Hedefler,
hacim veya pazar payında liderlik olarak tanımlanır ve karların bunun sonucunda elde
edileceği varsayılırsa, bundan çoğu zaman zayıf stratejiler çıkar. Aynı şey, stratejilerin,
yatırımcıların algılanan arzularına uygun olarak saptanması durumunda da söz
konusudur.
İkincisi, bir şirketin stratejisi ona, rakiplerinin sunduğundan farklı bir değer
önermesi veya yarar yelpazesi sunabilme imkanını vermelidir. Şu halde strateji ne
rekabet etmenin evrensel olarak en iyi yolunu bulma arayışıdır, ne de her müşteri için
her şey olabilme çabasıdır. Strateji, belirli bir dizi kullanım çerçevesi içinde veya belirli
bir müşteri yelpazesi için benzersiz değer sunulmasını sağlayacak bir rekabet biçiminin
tanımlanmasıdır.
Üçüncüsü, stratejinin ayırt edici bir değer zincirine yansıması gerekir.
Sürdürülebilir bir rekabet üstünlüğü kurabilmesi için, şirketin rakiplerden farklı
faaliyetler yürütmesi ya da benzer faaliyetleri farklı biçimlerde gerçekleştirmesi gerekir.
Bir şirketin; üretimini, lojistiğini, hizmet sağlamayı, pazarlamayı, insan kaynakları
yönetimini ve benzer şeyleri rakiplerinden farklı olarak nasıl yürüteceğini ve bunları
kendi benzersiz değer önermesine nasıl uygun hale getireceğini tasarlaması gerekir.
Eğer şirket en iyi uygulamaları benimseme üzerinde odaklanırsa, kendisi çoğu
faaliyetini rakiplerinin faaliyetlerine benzer biçimde yürütür durumda bulur ve bu da
herhangi bir üstünlük sağlamasını zorlaştırır.
Dördüncüsü, sağlam stratejiler alternatifleri kıyaslamayı gerektirir. Bir şirketin
bazı faaliyetleri bakımından benzersiz olabilmesi için, bazı ürün özelliklerinden,
hizmetlerden veya faaliyetlerden vazgeçmesi veya bunlara hiç el atmaması gerekir. Bir
şirketi gerçekten ayırt edici yapan şey, ürünlerdeki ve değer zincirindeki bu türden
alternatif kıyaslamalarıdır.
Ürünlerde veya değer zincirinde yapılacak iyileştirmeler alternatifleri
kıyaslamayı gerektirmiyorsa, o zaman bu iyileştirmeler çoğu zaman, taklit edilebilir
yeni en iyi uygulamalar halini alır, çünkü rakipler varolan rekabet biçimlerinden hiçbir
ödün vermeden aynı şeyi yapabilirler. Bütün müşteriler için her şey olmaya çalışmak
demek, o şirketin herhangi bir üstünlüğünün olmamasını garanti altına almakla
neredeyse aynı şeydir.
Beşincisi, strateji bir şirketin yaptığı şeyin bütün unsurlarının birbirlerine nasıl
uydurulacağını tanımlar. Strateji, değer zinciri boyunca birbirlerine karşılıklı bağımlılık
içinde bulunan tercihler yapmayı gerektirir; bir şirketin yaptığı bütün faaliyetler
8
birbirlerini karşılıklı olarak pekiştiriyor olmalıdır. Örneğin, bir şirketin ürün tasarımı, o
şirketin imalat sürecine yaklaşımını pekiştirmelidir ve bunların her ikisi de şirketin satış
sonrası hizmetleri yürütüş biçimi için bir kaldıraç işlevi görmelidir. Uydurma sadece
rekabet üstünlüğünü artırmakla kalmaz, stratejinin taklit edilmesini de zorlaştırır.
Rakiplerin bir faaliyeti veya ürün özelliğini kopyalamaları oldukça kolaydır, ama bir
rekabet sisteminin tamamını kopyalamakta zorlanacaklardır. Eğer uydurma yoksa,
imalattaki, pazarlamadaki veya dağıtımdaki tekil iyileştirmelerin muadilleri derhal
bulunur.
Altıncı ilke, strateji tutulan yönde devamlılığı sağlamaktır. Bazı fırsatlardan
yararlanmama anlamına gelse dahi, şirketin arkasında durduğu ayırt edici bir değer
önermesi olmalıdır. Yönde devamlılık yoksa, şirketlerin benzersiz beceri ve varlıklar
geliştirmeleri veya müşteriler nazarında güçlü itibar edinmeleri zordur. Şu halde, şirketi
sık sık “yeniden yaratmak” genellikle, stratejik düşünmede zayıflığın ve
sıradanlaşmanın işaretidir. Sürekli iyileştirme bir zorunluluktur, ama buna her zaman
stratejik bir yönelim kılavuzluk etmelidir.
Barnett ve Willsted (1989) stratejinin sahip olması gereken 5 kriter olması
gerektiğini savunmuştur (Barnett ve Willsted, 1989, 160). Bu kriterler:
• Rekabette yeterlilik: Mevcut ve muhtemel rakiplere karşı işletmenin
üstünlük ve zayıflığı göz önüne alınarak, seçilen stratejinin rekabette
yeterliliği tartışılmalıdır.
• Risk: Geliştirilmiş bulunan stratejinin, beklenen karın rizikosu
değerlendirilmelidir. Risk için, zarar görme ihtimali bulunan altı boyutta
inceleme yapılabilir. Bunlar; teknolojik yeterlilik, üretim kapasitesi,
mamul/pazar sınırlılığı, sermaye yapısının esnekliği, yönetimin etkinliği ve
çevrenin beklenmedik etkileridir.
Seçilen strateji ile girişilen riziko kaldırılabilecek durumda olmalıdır. Bu
sebeple, elde edilip edilemeyecek kaynakların ölçüsü, kaynakları elde
edebilme süresi ve bu stratejiye tahsis edilen kaynakların, işletmenin tüm
kaynakları içindeki payı göz önüne alınmalıdır.
• Sinerji: Yeni yatırımlar ile mevcut mamuller arasındaki sinerjik etkiler tespit
edilmelidir. Seçilen strateji ile bölüm içi ve bölümler arası faaliyetler de
çatışma olmamasına dikkat edilir.
9
• Uygunluk: Strateji, yurtiçi ve yurtdışı çevre fırsatlarından yararlanılmalıdır.
Dış çevre ile ahenk içinde olmayan strateji, işletmeyi başarısızlığa götürür.
Dış çevre sürekli değiştiği için; geçmişte seçilmiş stratejilerin şimdiki çevre
ile, yeni stratejilerin gelecekteki çevre ile uyumu, düzenli aralıklarla gözden
geçirilmeli, sadece içinde bulunan durum değil, aynı zamanda hareketin
yönü ve hızı da açıklığa kavuşturulmalıdır. Diğer taraftan strateji, işletmenin
halihazırdaki ve gelecekteki kaynakları ve misyonu ile tam bir uygunluk
içinde olmalıdır. Özellikle mali, beşeri, teknik ve diğer maddi kaynakların
elde edilip edilmeyeceği ve planın ufku içinde garanti altına alınmalıdır.
Ayrıca stratejinin uygulaması süreci ile planlama ufku arasında da uygunluk
sağlanmalıdır. Amaçlar ve ara hedefler ile bunların gerçekleştirilmesi için
gerekli zaman belirtildiği an, strateji seçilmiş demektir. Bir işletme ne kadar
büyükse, uyum süresi de o kadar uzun olacak ve stratejinin zaman ufku da o
kadar ileri uzanacaktır.
• Uygulanabilirlik: Strateji işletme için uygulanabilir ve başarılabilir
olmalıdır. Bunun için açık, anlaşılır ve net olarak tanımlanmalıdır. Gerekli
faaliyetleri başlatmak ve gereksiz olanları ayıklamak için yeteri kadar özel
olmalıdır. Ayrıca uygulama esnasında gidişatı belirleyecek kontrol noktaları
tanımlanmış olmalıdır.
2.1. İşletmeler İçin Stratejinin Önemi
Hangi tür bir işletme olursa olsun strateji amaç tayini ile ilgili olduğuna göre,
stratejiye sahip olmayan bir işletme amaçlarını açıkça ve kesinlikle saptayamaz, amaç
saptamak için gerekli hesapları yapamaz ve böylece yeni girişimlerine öncü olacak
kurallardan yoksun kalır (Hamel, 1994, 28).
Stratejinin bulunmadığı işletmelerde; kaynaklar etkin ve verimli kullanılmazlar.
Çünkü mali ve beşeri güçleri veya kaynakları ekonomik biçimde kullanacak derinlikte
bir stratejik analiz yapılmamaktadır. İkincisi, uygun bir ürün-pazar politikası yerine
müşteri çoğaltma alanı geniş tutulacaktır. Belirlenmeyen bir strateji, amaçları
saptayarak faaliyetlerini ona göre düzenleyip yararlı görünen şansları arayacak yerde,
10
onları farkına varmadan geçiştirecektir. Böyle işletmeler hiçbir zaman belli bir mal ve
pazar üzerinde rekabet avantajına sahip olmayan, optimist düşünceden yoksun
kuruluşlardır. Üçüncüsü, önceden hiçbir hazırlık ve plan yapmadan kararlarını günlük
bilgiler üzerine kurmuşlardır. Bu nedenle, piyasanın en önemsiz dalgalanmalarından ve
tehlikelerinden de büyük ölçüde etkilenirler (Akat, 1998,120).
Stratejik yönetim, hem çevrede hem de örgüt içinde değişimi yaratma, adapte
olma ve sezmeyi içerir. Örgütün geleceğini yaratması ve oluşturması kadar geleceğin
anlaşılmasına da yardım eder. Stratejik yönetimin amacı, işletmelerin giderek daha
değişken özellik kazanan çevresel koşullara uyumunun sağlanmasıdır. Stratejik
yönetimle hedeflenen, işletmeleri çevresel değişkenlerle birlikte düşünmek ve yönetsel
kararları olası çevresel değişimleri göz önüne alarak vermektir. Stratejik yönetimde
önemli olan, geçmişteki başarıları tekrar etmek değil, beklenilmeyen durumların
üstesinden gelmek ve çevre problemlerini halletmektir (Fahey ve Randall, 1994, 5).
Ciddi bir stratejiye sahip olamamanın işletmeye getirdiği olumsuz sonuçları
aşağıdaki şekilde açıklanabilir (Aaker, 1995, 17).
• Stratejinin yokluğu işletmenin yapısından çevresine kadar her yerde kendisini
hissettirir. Böyle işletmeler nasıl araştırma ve analiz yapacaklarını
bilemediklerinden pasif olarak kalırlar ve mücadeleleri de etkisiz olur.
• Stratejiden yoksun işletmelerin yöneticileri gerçekçi olmak yerine kişisel
düşüncelerini ve aşırı tutkularını uygulama eğilimine girerler. Bazı çekingen
kişiliğe sahip olan yöneticiler de zarar ve risklere aşırı değer biçerek, o işi kafi
derecede denemeden veya ele almadan bırakırlarken, gözü pek kişiliğe sahip
yöneticiler de maliyet ve risklerin önceden iyi bir hesabını yapmadan risklere
düşüncesizce atılarak işletmelerini tehlikeye sokarlar.
• Seyrek fırsatların ve gelecekte ele geçirilecek iyi şansların değerini ölçme
kriterlerinden yoksun olunacağından ya zamansız yatırım yapma eğilimine
giderler, veya kısa süreli program ve bütçelerin etki ve baskıları nedeniyle
yatırımdan vazgeçerek bu fırsatları boşuna harcarlar.
• Devresel (periyodik) değerlemelerin yokluğu nedeniyle işletme ürün hayat
eğrisinin gelişimini takip etmeksizin ya ömrünü tamamlamış ürünlerin üretimine
11
devam eder, veya en verimli devresinde olan bazı ürünlerin üretimine
kaynaklarını yatırma bilgisinden ve güvenliğinden yoksun kalır.
• Sonuncu ve özellikle önemli olan bu husus da işletme ileride meydana gelecek
bazı değişiklikleri bilemediği veya göremediğinden, bu değişikliklere önceden
hazırlanmış olamaz.
Strateji yokluğunun en büyük tehlikeleri bilhassa endüstri işletmeleri tarafından
görülecektir. Çünkü stratejinin en önemli fonksiyonu üretim, pazarlama ve araştırma -
geliştirme departmanları arasındaki ahengi kurmaktır. Stratejinin yokluğunda departman
yöneticileri karşılıklı olarak birbirlerine karşı zıt bir tutum içinde bulunacaklardır
(Barnet ve Wilsted, 1989, 74).
2.2. Stratejinin İşletmeye Sağlayacağı Faydalar
Bir stratejinin veya strateji belirleme sürecinin işletmeye sağlayacağı faydalar
aşağıdaki gibi özetlenebilir:
a. İşletmenin çevreye uyumunun ve dolayısıyla uzun dönemli yaşayabilirliğinin
sağlanması: Toplumun dinamik bir parçası olan işletmeler, kendilerine ait bir çevre
içinde yaşamakta ve onunla karşılıklı ilişkiler içinde bulunmaktadırlar. Bu karşılıklı
ilişki ve etkileşim, işletme ile çevresi arasında bir bağımlılık oluşturmaktadır.
Günümüzde dış çevre, hızı giderek artan bir şekilde değişmektedir. Mevcut
teknolojiler hem gelişiyor hem karmaşıklaşıyor, pazarlar uluslararası bir nitelik
kazanıyor, işletmelerin kapsamı ve etki alanı artarak genişliyor ve hayatın her alanına ve
safhasına yayılarak, toplumu örgütler toplumu haline getiriyor, enerji kaynakları
değişiyor ve fiyatları yükseliyor, sabit maliyetlerin oranı toplam maliyetler içinde
artıyor, belirli sanayi dallarında tüketici talepleri farklılaşıyor ve tüketicilerin işletmeler
üzerinde baskıları artıyor, işletmeler devletin alt yapı hizmetlerine gittikçe daha bağımlı
hale geliyor, haberleşme alanındaki gelişmeler dünyaya küçük bir toplum görüntüsü
kazandırıyor.
Strateji, her şeyden önce sürekli değişen, belirsiz ve dolayısıyla oldukça riskli
olan bir çevrede işletmeye belirli bir yön ve istikamet kazandıracaktır. Bu noktada
stratejisi olmayan bir işletme, rotası olmayan bir gemiye benzetilebilir. Bu açıdan
işletmelerin başarısızlıklarının temelinde strateji yokluğunun, yanlışlığının veya yanlış
12
uygulanmasının yattığı söylenebilir. Çünkü belirsizlik şartlarında uygun stratejilerinin
etkili kullanımı olmadığı takdirde, başarısızlık kaçınılmazdır ( Howe, 1993, 34).
b. Strateji, her şeyden önce çevreyi değerlendirme ve geleceği tahmin etme imkanı
verir: Çevrenin gelecekte alacağı şekillerin önceden tahmin edilmesi, işletmeye nasıl
davranacağı ve ne gibi tedbirler alacağı konusunda hazırlık yapma fırsatını verir. Bu
tahminler, yönetim faaliyetlerine rehberlik edecek bilgileri sağlar
(Mintzberg, 1994, 125).
Stratejinin olmaması durumunda işletmenin hem içinde hem dışında yeni
fırsatlar için rehber olacak kurallar oluşmayacaktır. Ayrıca çevredeki değişikliklerin
doğuracağı bilgi yetersizliği, işletme ile çevresi arasında bir açıklığa sebep olacaktır.
Dolayısıyla işletmelerin çevreye uyum kabiliyeti gittikçe azalacak ve başarısızlık
meydana gelecektir. Kısaca ifade etmek gerekirse, bilinçli bir stratejik yönetime sahip
olmayan işletmeler, çevreden gelen fırsat ve tehditleri göremeyecek ve rekabet
üstünlüğü sağlayamayacaktır.
c. İşletmeye kendi kendini değerlendirme imkanı verir: Strateji, işletmeye ‘ne tür bir
işletme olduğu’ ve ‘ne durumda bulunduğu’ hakkında bilgi sağlar. Bu soruların cevabını
verebilmek; bir bütün olarak işletmenin, onun bölümlerinin veya alt sistemlerinin güçlü
ve zayıf yönlerini, yönetim tarzlarını, yöneticilerin değerlerini, arzu ve eğilimlerini,
önyargılarını vs.’ yi öğrenme fırsatı verecektir.
d. Strateji, işletme içinde bir bütün olarak ortak amaca yönelme ve tutarlılık
sağlar: Strateji, işletmenin her kademesinde birbiriyle tutarlı faaliyetler yapmayı
mümkün kılar. Sistem yaklaşımı içinde düşünülürse, bir işletmenin kendisine ait bir
çevresi olduğu gibi, onun alt sistemlerinin her birinin de kendisine has çevresi olduğu
görülür (Thomas, 1995, 29). Stratejinin olmaması halinde bölümler gittikçe
farklılaşacak ve her biri ortak amacı değil, kendi amacını gerçekleştirme eğilimini
gösterecektir.
e. Strateji ve politikalar, faaliyetleri belirli bir mecraya sevk eder ve planlar için
bir çerçeve oluşturur: Yönetim faaliyetlerinde etkili olabilmek için işletmenin genel
amaçlarından ‘cıvata ve somuna’ doğru inildikçe ayrıntılı hale gelen planlar yapmak
gerekir. Stratejiler bütün bu planlar için genel bir çerçeve ve kural oluşturur. Gerçekte
iktisadi alanda hayatta kalma savaşı veren bir işletme, temel stratejilerini doğru tespit
ederse, bazı taktik hatalar yapsa bile başarılı olacaktır.
13
f. Strateji, yönetimin kalitesini artırır: Strateji, işletmeyi iç ve dış çevresini analiz
etmeye yönelttiği için, fırsat ve tehditlerin önceden tahminini sağlar. Önceden tahmin,
problemlerin ayrıntısı ile teşhis edilmesine, alternatiflerin belirlenmesine, en uygun
olanının seçilmesine ve uygulanmasına zaman baskısı olmadan fırsat tanır.
Stratejik çalışmalar olmaksızın fırsatlardan yararlanılamayacağı gibi, tehlikeler de
zamanında fark edilemeyecektir. Problemle yüz yüze gelindiği zaman fark edilecek ve
çabuk karar vermek zorunlu hale gelecektir. Bu ise işletmelerde bir krizin yaşanması
demektir (Dinçer, 1993, 23).
2.3. Stratejinin Benzer Kavramlarla İlişkisi
Strateji, bazı kavramlarla sık sık karıştırılmaktadır. Bu kavramlardan bazıları
yönetim literatüründe kullanılan politika, taktik, program ve plandır. Bunlar aşağıda
kısaca açıklanmıştır (Eren, 2000, 13):
2.3.1. Strateji ve Politika
Strateji ve politika yönetim alanında birbiriyle çok karıştırılan iki kavramdır.
Politika yol gösterme ve belirlenmiş amaçlara ulaşmak için izlenen yol veya genel
plandır. Bu bakımdan uygulamalarla ilgili ilkeler dizisini ve kurallar toplamını meydana
getirir. Strateji ilerde meydana gelebilecek bütün durumların önceden tahmin
edilemediği kısmi belirsizlik koşullarında alınan karar türüdür. Halbuki politika yeter
ölçüde tanımlanmış ve gerekli bilgilerle donatılmış belirlilik ortamında alınan ve
devamlı kararlardan oluşmaktadır. Strateji bir işletmenin amaçlarının ve politik
yönelmelerinin toplamını oluşturur. Politika ise saptanmış amaçlara ulaşma yolları
olarak belirlenir. Şu halde strateji politikayı da içeren daha genel bir kavram
oluşturmaktadır. Her ne kadar bu açıklamalar sonucunda kesin bir ayrımda birleşme
olanağı bulunamamışsa da strateji, politikanın üzerinde daha ziyade tasarlama ve ileriyi
öngörme veya sezme ile ilgili bir kavramdır.
Politika ile strateji arasında en önemli fark olarak; politikaların karar vermede
bir düşünme rehberi olduğu, stratejinin ise bu rehber doğrultusunda amaçların
oluşturulması ve kaynak kullanma kararlarının verilmesini sağladığı söylenebilir.
Kısacası politikalar, işletmenin uymayı arzu ettiği prensipleri belirtirken; strateji,
amaçları ve arzu edilen bu prensipleri yerine getirmede kullanılacak araçları sunar
(Dinçer, 1998, 16).
14
2.3.2. Strateji ve Taktik
Taktik, usul ve teknik bakımdan stratejiden daha ayrıntılıdır. Stratejinin
amaçlara ulaşmak için eldeki güçlerin veya kaynakların dağıtım planı olduğunu
biliyoruz. Taktik, bu yerleştirilen güçlerin harekete geçirilmesi yani uygulanması ile
ilgilidir. Taktik daha özel ve daha kısa fikirlerden ve uygulama sanatından oluşur.
Strateji, bir nizam, düzen ve tasarı ile ilgili düşünsel bir işlem, taktik ise harekete geçme
ve uygulamanın ayrıntılı bir düzeni ile ilgilidir. Taktikler aslında, stratejinin
gerçekleşmesine yardımcı ayrıntılar ve hatta programlardır. Her stratejiyi uygulamaya
koyacak mutlaka bir takım taktikler gereklidir. Bu yüzden taktik stratejiyi gerçekleştiren
bir araç, onun vazgeçilmez devamıdır.
2.3.3. Strateji ve Program
Program, süreleri belirlemek, ayrıntılı faaliyetlerin uygulanacakları yer ve
zamanları ve bunların kimler tarafından nasıl yapılacağını saptamaktır. Program tam
belirlilik hallerini ve çok kısmi riskleri içermektedir. Bir olayın en ince ayrıntılarını yer,
zamanı şahıs ve usul göstererek belirlemektedir. Kısa süre ile ilgilidir. Strateji işletmede
meydana gelecek bütün olay ve hareketlerin uzun süre içinde öngörülmesini ve bunların
işletmenin amaçları yönünden değerlendirilmesi ve seçilmesini gerektirir. Programlar
daha alt kademelerle ve uygulamalarla ilgilidir. Programların başka bir özelliği bir defa
kullanılan planlardan oluşudur. Bu yönü ile de politikalardan ve stratejilerden ayrılırlar.
2.3.4. Strateji ve Yöntem
Yöntem kullanılış özelliği açısından politikaya benzer, politika ve strateji geniş
bir alan yada temel bir sorunu ele almasına karşılık, yöntem normal olarak politikanın
veya stratejinin uygulanış şekli ile ilgilidir. Bu bakımdan strateji ve politika kapsam
bakımından yöntemden daha geniştir. Her üç kavramın müşterek yönleri sürekli ve uzun
süreli seçimlerden olmalıdır. Yöntem ile programın birbirlerine benzer yönleri,
uygulamaya daha yakın olmaları ve bir işi veya bir işlemi ilgilendirmeleridir. Önemli
hususlardan biri de yöntemin özellikle stratejiye nazaran standartlaştırılma özelliğinin
olmasıdır. Yöntemler çeşitli sorunların çözümün de kullanılan usullerden ibarettir. Bu
açıdan bakılırsa, stratejik planlama da bir sorun çözme yöntemidir.
15
2.3.5. Strateji ve Plan
Birbirine yakın iki kavramdan biride strateji ve plandır. Strateji uzun süreli
seçimler ve amaçlarla ilgilidir. Plan ise amaçlara ulaşmak için araçlar ve yolların
kararlaştırılması ve kabaca neyin nasıl yapılacağının saptanmasıdır. Plan kavramı genel
olarak strateji, politika, yöntem ve program olarak izah edilen bütün kavramları
kapsamına almaktadır. Çünkü plan işletmenin çevresiyle veya çevresel gelişmesiyle sıkı
sıkıya ilgilidir. Bu yönü onu stratejiye iyice yaklaştırır. Plan ayrıca rakamlandırılmış
amaçların tespiti ve amaçlara ulaştıracak “amaç fonksiyonun” maksimizasyonu ile
ilgilidir. Planda da stratejide olduğu gibi bir risk ve belirsizlik derecesi mevcut
bulunmaktadır.
2.4. Stratejinin Öğeleri
2.4.1. Faaliyet Sahası
İşletmenin izlediği amaçlar ile mevcut faaliyetleri arasında uyuşum bulunduğu
ölçüde, gelişme oranları yüksek ve düzenli olacaktır. Strateji tayininde ilk kavram
amaçlara uygun faaliyet sahasının seçimidir. Bu seçimde dikkat edilecek en önemli
unsur, seçilen faaliyetler arasında müşterek bir bağ kurmaktır. Örneğin ecza sanayi ile
bankacılık sahasında, ürün/pazar dağılımları açısından müşterek bir bağ bulmak çok
zordur. O halde, müşterek bir bağlılığın zor olduğu faaliyet sahalarında gelişme
olanakları da güç olmaktadır. Çünkü gelişme sahası olarak seçilen birden çok endüstride
ürünlerin, fonksiyonların, teknolojilerin ve hele müşterilerin türleri o kadar yaygın
olmaktadır ki, söz konusu bağı kurmak çok güçleşmektedir. Halbuki, stratejik faaliyet
sahasının sınırlarını iyice belirlersek, bu iyi belirlenmiş sahalar üzerinde derinliğine
araştırmalar yapmak, istatistiklerden ve öngörülerden etkilice yararlanarak gelişme
yönünü saptamak veya seçmek kolaylaşacaktır (Qinn, 1980, 154).
Strateji, işletmenin rakipleri arasında üstün bir duruma geçmesini sağlamayı ve
çevresel koşullarla uyuşum içinde faaliyette bulunmayı gerektirdiğine göre, bir işletme
kendi faaliyet sahasına daha yakın olan hususları incelemeli ve bu alanlar üzerinde
uzmanlaşmalıdır.
2.4.2. Gelişme Vektörü
Bu vektör işletmenin faaliyet sahasını iyice belirledikten ve bununla ilgili
sınırları saptadıktan sonra, onun hangi sahaya yöneleceğini yönetime açıklayan bir
16
elemandır. Bu yönelme işletmenin hem üretiminde ve hem de satışlarında (veya
pazarlarında) mevcut ve yeni üretilecek ürünlerinin, mevcut ve yeni girilecek
pazarlarının durumu değerlendirilerek alınacak kararlarla ilgilidir.
Gelişme vektöründeki bileşkenler, mevcut pazarlarda mevcut ürünlerle
faaliyetleri artırmayı, mevcut ürünlerle yeni pazarlar arama ve pazarlarda gelişmeyi,
mevcut pazarlarda yeni ürünler üreterek ürün farklılaştırmaya gitmeyi ve sonuncu
olarak, yeni ürünler üretip, yeni pazarlara yönelerek mevcut faaliyetlere son verme,
farklı yepyeni bir yapıya geçmeyi gerektirmektedir.
Gelişme vektörü, işletmeye bir sanayi dalında hangi sahalarda hareket etmek
gerektiğini, bunun yollarını, yönlerini ve sınırlarını çizerek belirtmekte ve müşterek
bağlılığı kurmak için faaliyet sahası kavramını tamamlamaktadır. Böylece işletme
yöneticileri hangi hallerde faaliyet farklılaşmasına ürün ve pazar açısından gidileceğini
kolayca saptayabilmektedirler.
2.4.3. Rekabet Avantajı
Ürünler ve pazarlar alternatifi açısından müşterek bağlılığı yürütmenin üçüncü
bir tamamlayıcısı, yenilik ve orijinallik politikasıyla ilgili olarak, çevredeki nadir
fırsatları değerlendirip rekabet avantajı sağlayacak ürünlerde, üretim yöntemlerinde,
satış yöntemlerinde ve sunulan servislerin kalitesinde yapılacak olan yeniliklerle veya
rakipleri geride bırakacak tipteki satış anlaşmalarıyla veya yeni teknolojilerden
yararlanmak için lisanslar satın alarak bunların tekelinden yararlanmak suretiyle
rekabet avantajı kazanılabilecektir. Şu halde, rekabet avantajı da ürünler ve pazarlar
yönünden söz konusu müşterek bağlılığa sadık kalmakla kazanılır. Faaliyet sahası ve
gelişme vektörüne dayanan analizlerle iyice belirlenmiş bir strateji rakiplere üstünlük
sağlayacak bir rekabet stratejisi kazandırır.
2.4.4. Sinerji
Sinerjinin etimolojik olarak anlamı işbirliğidir. Fakat bu kavramı stratejiyi
belirleyen bir öğe olarak "işletmenin yeni bir faaliyette başarılı olma yeteneğinin ölçüsü
olarak tanımlayabiliriz. Sinerji bir ahenk ve yetenek öğesidir. Bu öğe, işletmenin sahip
olduğu araç ve faktörlerin hangi alanlarda (hangi üretim ve/veya pazar sahalarında)
başarılı olacağını ve hangi alanlarda başarı gösteremeyeceğini belirleyecek bir
göstergedir. Şu halde, gelişme vektörü ile ilgili olarak açıkladığımız farklılaştırma
17
stratejisinin seçiminde sinerji vazgeçilmez bir faktördür. Sinerji işletmenin sahip olduğu
personelinin miktarına ve bilhassa kalitesine, birbirleriyle geçinme (anlaşabilme)
durumuna; organizasyon yapısının ve haberleşme düzeninin etkinliğine, işletmenin
üretim ve satışla ilgili üstün teknolojik niteliklerine, yerinden yönetim ve ahenkleştirme
(koordinasyon) nin dengeli şekilde yürütülebilmesine, yönetim kadrolarında kişisel
çalışmalardan grup çalışmalarına doğru yayılan bir çalışma şevkinin mevcudiyetine
bağlıdır (Aktan, 1997, 48). Bu faktörler işletmenin sinerjisini veya diğer bir deyimle
yeni girişeceği bir faaliyet alanında onun başarı yeteneğinin ölçüsünü gösterir.
2.4.5. Dış Çevresel Öğeler
Dış çevresel öğeler aşağıda belirtilmiştir:
• Modern ekonominin genel seyri millî veya milletler arası endüstriyel
anlaşmalar, sanayide görülen firmalar arası birleşmeler,
• Teknik gelişmelerin hızlanması; üretim yöntemleri hızının değiştirilmesinde
olduğu kadar, ürünlerin ticarî yaşam süresini de etkileyen hızlı teknolojik
gelişmeler, (burada teknolojik ömür yönünden işletme teknolojisinin
öngörülmesi gerekiyor).
• Devlet gücünün artan rolü; tüm dünya ülkelerinde ekonomik yaşam üzerinde
halk ve devlet gücünün gittikçe artan bir role sahip olması.
• Potansiyel pazarların önemli ölçüde gelişmesi; hatta millî sınırlar dışına
taşarak milletlerarası bir anlam ve öneme sahip olması ve böylece rekabet
ölçüsünün de millî seviyeden milletlerarası düzeye çıkarak genişlemesi.
• Haberleşme ve karar yapılarında görülen köklü değişmeler; hızla gelişen
dünyada modern haberleşme araç ve gereçlerinin gittikçe artan bir hızla
gelişmesi, elde edilen bilgileri işleyecek araçların bilhassa bilgi sayarların
geliştirilmesinde ve kullanım alanlarının yaygınlaştırılmasındaki hızlı
gelişmeler.
• Sosyolojik değişmeler; ekonomik değişmelerin gereği olarak aile yapılarında,
sosyal ilişkilerde yeni sosyal dayanışma veya çalışma kurumlarının
yayılmasındaki gelişmeler, bir işletmenin hangi sahalarda faaliyette
bulunacağını, veya daha önce faaliyette bulunuyorsa hangi yönde gelişmesi
gerektiğini belirleyecek olan temel çevresel öğeler.
18
2.5. Stratejik Yönetim Ve Stratejik Planlama
2.5.1. Stratejik Yönetim
Etkili stratejiler geliştirmeye, uygulamaya ve sonuçlarını değerlendirerek kontrol
etmeye yönelik kurallar ve faaliyetler bütünü olarak tanımlanabilecek olan stratejik
yönetim kavramı, özellikle büyüme sürecindeki küçük işletmeler açısından büyük önem
taşımaktadır. Nitekim, ancak böyle bir yaklaşım sonucunda, söz konusu işletmeler
pazarın ihtiyaçlarına karşılık verebilecek rekabet avantajlarını elde ederek başarıya
ulaşabileceklerdir (Akın, 1996, 43).
Stratejik yönetim; stratejilerin planlanması için gerekli araştırma, inceleme,
değerlendirme ve seçim çabalarını, planlanan bu stratejilerin uygulanabilmesi için örgüt
içi her türlü yapısal ve motivasyonel tedbirlerin alınarak yürürlüğe konulmasını, daha
sonra da kontrol edilmesini kapsayan ve işletmenin üst düzey kadrolarının faaliyetlerini
ilgilendiren süreçler toplamıdır (Bryson, 1988, 82).
Stratejik yönetim süreci, üst kademelerden başlayarak alt kademelere doğru
hareket eder. Kurumun stratejik yönünü kararlaştırmak üst kademe yönetiminin
sorumluluğunda olmasına rağmen, iç ve dış çevre hakkında bilgiler, daha çok bölüm
yöneticilerinden ve diğer yönetici gruplarından elde edilir (Grant, 1995, 26).
Stratejik yönetim düşüncesinin temel felsefesi herhangi bir zaman ve çevre
içinde örgütlerin varlıklarını sürdürebilmelerini sağlayacak planların geliştirilmesi ve
yönlerinin belirlenmesi görüşlerine dayanır (Pamuk, 1997, 15).
Stratejik yönetim, stratejik düşünmenin yaşama geçirildiği sistematik bir
yaklaşımdır. Bu yaklaşım belli aşamaları içeren bir süreçtir (Pamuk, 1997, 25). Bu
süreçler sırasıyla strateji üretme, strateji uygulama ve stratejik öğrenmedir.
Strateji üretme aşaması bir “stratejik düşünme'' sürecidir. Bu süreç sonucunda
stratejiler oluşturulur. Strateji uygulama aşaması üretilen stratejilerin ve stratejik
bilgilerin yaşama geçirildigi adımdır. Uygulama sırasında üretilen bilgilerin ve
kazanılan deneyimlerin yeni stratejilerin oluşturulmasına yardımcı olması durumunu
stratejik öğrenme adımı olarak değerlendirilebilir. (Pamuk ve diğerleri, 1997, 26).
19
Şekil 2.1: Stratejik Yönetime Sistemsel Yaklaşım Kaynak: Pamuk,G., Erkut, H. ve Ülegin, F. (1997), Stratejik Yönetim Ve Senaryo Tekniği,Istanbul: İrfan
Yayıncılık
1. Strateji Üretme
a. Vizyon oluşturma
b. Misyon oluşturma
c. Uzak çevre analizi
d. Yakın çevre analizi
e. Swot analizi
f. Strateji geliştirme projelerinin üretilmesi
g. Strateji alternatiflerinin belirlenmesi
h. Strateji alternatiflerinin karşılaştırılması
i. Strateji seçimi
2. Strateji Uygulama
a. Belgeleme
b. Donanım hazırlama
c. Eğitim, yetiştirme
d. Tanıtım
20
3. Stratejik Öğrenme
a. Strateji izleme
b. Strateji değerlendirme
c. Stratejik neden analizi
d. Strateji geliştirme projeleri üretme
e. Strateji geliştirme projeleri uygulama
f. Stratejik iyileşmeyi kurumsallaştırma
Stratejik yönetim, stratejilerin planlanması için gerekli araştırma, inceleme,
değerlendirme ve seçim çabalarını; planlanan bu stratejilerin uygulanabilmesi için
işletme içi her türlü tedbirin alınarak yürürlüğe konulmasını; daha sonra da yapılan
çalışmaların kontrol edilmesiyle ilgili faaliyetleri kapsar. Bu faaliyetler özetle aşağıdaki
gibidir (Hinterhuber, 1984, 1) :
• İşletmeyi ilgilendirdiği ölçüde dış çevrenin ve rekabet şartlarının kuvvetlice
kavranması ve dış çevrenin dinamiğinin arkasındaki gücün araştırılması,
• Çeşitli mamul/pazar bileşimleri için ayrıntılı stratejilerin oluşturulması,
stratejik analizleri kritik alanlar üzerinde yoğunlaştırarak alternatiflerin
belirlenmesi ve kaynakların dökümünün yapılması,
• Seçilmiş stratejilerin, politikalara ve proje yönetimi ile fonksiyonel
bölümlerdeki faaliyet programlarına dönüştürülmesi,
• Örgütün stratejiye uygun olarak düzenlenmesi, işletme faaliyetlerinin
stratejik iş birimlerine (SİB) dağıtılması ve temel amaçlara ulaşmada
bunların koordine edilmesi,
• Stratejilerin etkili bir şekilde yürütülmesi için uygun planlama, güdüleme ve
kontrol sistemlerinin oluşturulması.
Jauch ve Glueck (1989, 18) stratejik yönetimin yararlarını şöyle özetlemektedir :
• Stratejik yönetim değişen durumları önceden sezmek için örgütlere izin
verir.
• Stratejik yönetim, açık amaçlar ve yönelimler sağlar.
• Stratejik yönetimde araştırma, sürecin yöneticilere yardım edebilmesi
için ilerleme sağlar.
• Stratejik yönetimi yerine getiren işler daha etkilidir.
21
• Stratejik yönetim, iş kararlarını sistematik hale getirmede etkili bir
yoldur.
• Stratejik yönetim, bir şirketin temel problemlerini araştırmada
yöneticilere yardım eder.
• Stratejik yönetim, şirketin iletişimine, bireysel projelerin
koordinasyonuna, kaynakların tahsisine ve bütçe gibi kısa süreli
planlamanın gelişmesine yardım eder.
2.5.2. Stratejik Yönetimin Özellikleri a. Stratejik yönetim, her şeyden önce, tepe yönetimin bir fonksiyonudur: Tüm
olarak işletmenin geleceğini ilgilendirmesi ve ona bir istikamet belirlemeye çalışması
sebebiyle stratejik yönetim, tepe yöneticilerinin bir fonksiyonudur. Kendi görev ve
yetkilerini örgüt içinden veya dışından uzmanlara devretmiş olsa bile, risk ve
sorumluluk tepe yöneticilerine aittir. Tepe yöneticisinin veya örgütün liderinin desteği
ve katılımı olmaksızın stratejilerin gerçekleştirilmesi mümkün olmaz (Hussey, 195, 18).
Diğer taraftan tepe yöneticisi tarafından belirlenen vizyon, strateji ve misyon gibi
kavramlar, örgütün diğer çalışanları tarafından benimsenmedikçe de örgütün ortak
değeri ve amacı haline gelmez.
b. Gelecek yönelimlidir ve işletmenin uzun vadedeki amaçları ile ilgilidir:
Belirlenen zaman ufku içinde işletmenin ne olacağını ve bu sonuçları elde etmek için
nelerin yapılması gerektiğini düşünür.
c. Stratejik yönetim, işletmeyi açık bir sistem olarak görür: İşletme, birbirleriyle
etkileşim ve bağımlılık halindeki parçaların oluşturduğu bir bütün olarak görülür.
Dolayısıyla stratejik yönetim, bir bütün olarak işletmeyle ilgilenmesi yanında onu
oluşturan parçalarla da ilgilenir. Bütüne veya parçalardan herhangi birine yönelik bir
karar alındığı zaman, diğer parçaların üzerindeki etkileri göz önünde bulundurulur.
Diğer taraftan, işletmeler içinde bulundukları çevre ile karşılıklı etkileşim ve bağlılık
içindedir. Çevrede meydana gelen her hangi bir değişiklik işletmeyi de etkiler. Bu
sebeple, stratejik yönetim çevreyi oldukça yakından takip eder (Koçel, 1993, 43).
d. Stratejik yönetim, işletmelerin farklı birimleri ve hiyerarşik kademeleri
arasında koordinasyon sağlar: Stratejilerin işletme için temel istikamet göstermesi ve
hedefler oluşturması sebebiyle, işletme içindeki farklı birimler ve kademeler arasında
amaçlar hiyerarşisi oluşturarak, farklılaşmalarını önler.
22
e. Stratejik yönetim, alt kademe yöneticilerine rehberlik eder: Bir başka ifadeyle,
stratejik yönetimin belirlediği amaçlar, karar ve faaliyetler işletme içinde en alt
birimlere kadar herkesin ortak hareket noktasını oluşturur.
f. Stratejik yönetim, işletmenin kaynaklarının en etkili bir şekilde dağıtımıyla
ilgilidir: İşletmenin temel amaçlarının gerçekleştirilebilmesi için gerekli kaynakları
mamul/pazar bileşimlerine uygun bir şekilde dağıtır.
g. Karar vermede kullandığı bilgilerin kaynak ve verileri farklıdır: Stratejik
yönetim, bir bütün olarak işletmenin etkililiği ve verimliliği ile ilgili olduğu için konuya
ait bilgi kaynakları ve verileri çok çeşitlidir (Soylu, 2000, 48). İşletmenin çevresine,
kendisine, bölüm ve fonksiyonlarına ait bilgi ve verileri zorunlu kılar. Ayrıca bu bilgi ve
verilerin sayısı da oldukça fazladır.
h. Stratejik yönetim, işletmenin amaçlarıyla toplumun menfaatlerini bir bütünlük
içerisinde ele alır: Bu açıdan stratejik yönetim dış çevresine karşı sosyal sorumluluk
taşır (Dinçer, 1993, 37).
Mıntzberg ve Quinn (1996) çalışmalarında stratejileri aşağıdaki tabloda
belirtilen özelliklerin kombinasyonu olarak tanımlamışlardır.
23
Tablo 2.1: Stratejilerin Ortak Özellikleri
STRATEJİ ÖZELLİKLER
Planlı
Stratejiler formal planlar yardımı ile oluşur: Burada iyi tanımlanmış istekler ve beklentiler merkez yönetim tarafında formüle edilmiştir. Bunlar formal kontrol prosedürleri ile uygulamaya geçirilir. Kararlı ve tahmin edilebilir ortamlarda stratejiler planlı olabilir.
Girişimsel
Stratejiler girişimci bir liderin vizyonuna ve bireysel sezgi yeteneklerine bağlı olarak oluşur: Bir liderin kontrolünde belirli bir nişde tutunmuş örgütlerde stratejiler lidere bağlı olarak oluşmaktadır. Stratejiler kısmen planlı ve genelde doğaçlamadır.
İdeolojik
Stratejiler bütün uygulama birimlerinin ortaklaşa vizyonlarından, inançlarından ve değerlerinden kaynaklanarak oluşur: Kontrol informal kültürel kontrol mekanizması ve kültürleştirme ile sağlanır. kuruluş çevre değişimlerine karşı proaktif bir tavır içindedir ve stratejiler oldukça planlıdır.
Şemsiye
Stratejiler kısıtlardan kaynaklanarak oluşur: Örgütsel davranışları kısıtlama kapasitesinde olan liderlik, karmaşıklık ve belirsizlik ortamlarında ulaşılacak hedefleri ve sınırları belirlerler. Straejiler kısmen planlı kısmen de doğaçlamadır.
Süreç Stratejiler bir süreç içinde oluşur: Liderler stratejinin süreç yönleri ile ilgilenir ve içerik sorunlarını uygulamacılara bırakırlar. Stratejiler kısmen planlı kısmen doğaçlamadır.
İlişkisiz
Stratejiler uygulama blokları içinde oluşur. Bunlar kuruluşun diğer parçaları ile gevşek bir ilişki içindedir ve bazen kuruluş amaçları ile ters düşebilirler. Stratejiler uygulayıclar açısından planlı olsa bile örgüt açısından doğaçlamadır.
Uzlaşma
Stratejiler uygulamacı aktörlerin görüşlerinin yakınlaşması ve birbirlerine uyarlanmasından kaynaklanır. Bu merkez yönetimin strateji oluşturmada gevşek davrandığı durumlarda ortaya çıkar ve stratejiler genelde doğaçlamadır.
Zorlanmış
Stratejiler çevre değişimlerinin zorlaması ile oluşur. Çevre kuruluşa ya doğrudan mevzuat veya teknolojik standartlar ile strateji zorunlar veya hızlı değişimler stratejik pozisyon almayı zorunlu hale getirir. bu durumda stratejiler doğal olarak doğaçlamadır kuruluş bunları planlı hale getirebilir.
Kaynak: Mintzberg, H., Quinn, J.B. (1996), The Strategy Process Concepts, Contexts, Cases, London,
Prentice-Hall İnc.
Mıntzberg gerçek hayat uygulamalarında stratejilerin genelde yukarda
verilenlerin bir bileşimi şeklinde ortaya çıkacağını vurgulamaktadır.
24
Stratejik yönetimin belirgin özellikleri ve fonksiyonel yönetimle arasındaki farklılıklar özetlenerek Tablo 2.2’ de gösterilmiştir (Stoner, 1978, 114).
Tablo 2.2: Stratejik Yönetim ve Fonksiyonel Yönetim
Fonksiyonel Yönetim Stratejik Yönetim
Odak Noktası Günlük problemlerin çözümü ve kişi, grup ve örgütün yıllık ve aylık hedeflerin gerçekleştirilmesi
Uzun dönemli yaşama ve gelişme problemlerinin çözümü, örgütün yeni amaçlar ve stratejileri
Amaçları Geçmiş tecrübelere dayalı karlılık
Geleceğe yönelik karlılık ve büyüme
Sınırlamaları Mevcut kaynak ve kabiliyetleri, çevre
Mevcut ve muhtemel kaynak ve kabiliyetler, çevre
Sonuçları Etkililik, verimlilik ve denge
Büyüme, gelişme ve süreklilik
Bilgi Kaynağı İşletmenin birimlerine ait işlem kayıtlar, mevcut şartlar
Bölümler, işletme ve gelecekteki çevresel fırsatlar
Veri Yapısı Çok fazla sayıda olmayan ve bölümlere ait veriler
Çok fazla sayıda, değişik ve çok kaynaklı
Örgüt Yapısı Bürokratik, durgun Yenilikçi ve esnek
Liderlik Geleneksel, görev yönelimli,
Vizyoner, açık ve değişimlerden etkilenir
Problemin Niteliği Acil, kısa dönemli, somut ve aşağı yukarı benzer niteliklerde
Uzun dönemli, tehir edilebilir, soyut, birbirinden farklı
Problem Çözme Tepki niteliğinde ve geçmiş tecrübelere dayalı
Katılımcı, yeni çözüm yolları arayarak
Zaman Ufku, Risk Kısa vadeli ve düşük riskli Uzun vadeli, yüksek riskli ve hayati
Kaynak: Stoner, J.A. (1978), Management, New Jersey: Prentice-Hall Inc.
Stratejik yönetimin tarihsel gelişimi Tablo 2.3.’ de gösterilmiştir (Grant, 1995, 17).
25
Tablo 2.3: Stratejik Yönetimin Tarihsel Gelişimi
Dönemler 1950’ ler 1960’ lar 1970’ ler 1980’ ler 1990’ lar
Ana Tema Bütçe, Üretim Planlama ve Kontrol
Şirket Planlama
Şirket Stratejisi
Rekabet ve Sektör Analizi
Rekabet Üstünlüğü
Odak Noktası
Bütçeler Yoluyla mali kontrol
Planlı Büyüme
Portföy planlaması
Sektör ve Pazar seçme, bunlar arasında konumlama
Şirketin rekabet üstünlüğü alanları, stratejinin dinamik boyutu
Kavram ve Teknikler
Mali Bütçeleme, Yatırım Planlama ve Proje Değerleme
Piyasa Tahminleri, Çeşitlendirme ve Sinerji,
Portföy Planlamasının Bir Unsuru Olarak SİB’ ler, Tecrübe Eğrileri, Pazar Payı Dönüşümleri
Sektör yapısının Analizi ve PİMS Analizi
Kaynak Analizi, Örgüt Kapasitesi Ve Yeterliliği Analizi, Hız Analizleri, Cevap Verebilme ve İlk Yumruk Avantajı
Örgütsel Göstergeler
Şirketin kilit fonksiyonu olarak finansal yönetim
Planlama bölümlerinin geliştirilmesi, çok çeşitlendirilmiş yapının doğuşu
Stratejik Kontrol ve finansal bütünleşme, şirket bölümleri ile merkez arasında bir diyalog olarak stratejik planlama
Cazip olmayan şirket birimlerinin tasfiyesi, aktif varlık yönetimi
Şirketin Yeniden yapılandırılması, reengineering, stratejik birleşmeler, yönetim bilgi sistemleri, İK yönetimi, yeni örgütsel formlar yoluyla örgütsel kabiliyet ve kapasitesinin yeniden tasarımı
Kaynak: Grant, R.M. (1995), Contemporary Strategy Analysis: Concept, Techniques, Applications,
Massachusetts: Blackwell Pub. Inc.
Stratejik yönetimin özgün yaklaşımı stratejik karar verme sürecine öncelik
tanımasıdır. Diğer karar süreçlerinden farklı olarak stratejik kararlar uzun dönemleri
kapsarlar, sonuçları risklidir ve işletmenin tümünü ilgilendirirler. Stratejik Yönetim
kararlarının üç temel özelliği aşağıdaki gibi verilebilir (Campbell ve Yeung, 1991, 62).
a. Enderlik : Strartejik kararlar bir dönemde verilir ve uzun bir dönemde yeni bir
stratejik karara kadar değişmezler.
b. Evrensellik : Stratejik karalar kuruluşun bütün kaynaklarının ve bütün enerjisinin
verilen karar doğrultusunda harekete geçirilmesini gerektirir.
26
c. Belirleyicilik : Stratejik kararlar kendilerinden sonra verilecek bütün kararların ve
davranışların tipini ve doğrultusunu belirlerler.
Stratejik karaların bu üç özelliği nedeniyle sonuçlar yüksek riskler taşırlar.
2.6. Stratejik Planlama
Stratejik planlama; bir örgütün değişen çevre koşulları içinde, örgüt
kaynaklarının genişletilmesi ve ortaya çıkan fırsatlar ile örgütün kaynakları arasında
optimal bir uyumun sağlanması, sürdürülmesi ve geliştirilmesi ile ilgili bir yönetim ve
karar sürecidir (Akat, 1998, 103) .
Hamel (1996), stratejik planlama yaparken işletmelerin kendilerine aşağıda
belirtilen soruların sorulması gerektiğini bildirmektedir (Hamel, 1996, 29).
Tablo 2.4: Stratejik Planlama Soruları
Bugün Bugün hangi müşterilere hizmetveriyorsunuz?
Gelecek 5 Ya Da 10 Yıl İçinde Gelecekte hangi müşterilere hizmet edeceksiniz?
Bugün müşterilerinize hangi kanallardanulaşıyorsunuz?
Gelecekte müşterilerinize hangi kanallardanulaşacaksınız?
Bugün rakipleriniz kim? Gelecekte rakipleriniz kimler olacak? Bugün rekabet üstünlüğünüzün temeli ne? Gelecekte rekabet üstünlüğünüzün temeli ne
olacak? Bugün karlarınız nereden geliyor? Gelecekte karlarınız nereden gelecek? Bugün sizi benzersiz kılan beceri ya dayetenekler nelerdir?
Gelecekte sizi hangi beceri ve yetenekbenzersiz kılacak
Bugün hangi nihai ürün pazarlarında yeralıyorsunuz?
Gelecekte hangi nihai ürün pazarlarında yeralacaksınız?
Kaynak: Hamel, G. (1996), Geleceği Kazanmak, İstanbul: İnkılab yayınları.
Stratejik planlamada sektörün geleceğini öngörmek çok önemli bir yere sahiptir.
Geleceğe en önde adım atabilmek için, üst yönetim, ya rakip yönetim ekiplerinin
göremediği fırsatları sezebilmeli ya da öteki firmaların sahip olamayacağı yetenekleri
önceden geliştirerek çıkacak fırsatları değerlendirebilmelidir (Hamel, 1996, 106).
Küçük işletmelerde planlama gereksinimi, büyük ölçekli işletmelerden daha
fazladır. Dikkatsizce yapılan bir planlama sonucunda ortaya çıkacak olan problemler
büyük ölçekli işletmelerde belli ölçülerde elimine edilebilirken, genellikle küçük
işletmeler bu şansa sahip değillerdir (Karaman, 2000, 35).
27
2.6.1. Planlama Aşamaları
Planlama sürecindeki aşamalar, esas olarak 5 kısımdan oluşmaktadır. Bu
aşamalar sırasıyla şunlardır (Akın, 1996, 46 ):
a. Fırsatların Araştırılması: Bu aşamada firma, çevresinde meydana gelen değişmeleri
dikkatle takip ederken, kendisinin de güçlü ve zayıf yönlerini belirler. Kapasitesinin ne
olduğuna, neleri yapıp yapmayacağına karar verir. Bu süreçte bir uzman grup, işletme
faaliyetleri için çevreden veri ve bilgi toplarlar. Pazar araştırması gerçekleştirilir. Bu
faaliyetler konunun uzmanlarınca yerine getirilmelidir.
b. Hedeflerin Belirlenmesi: Bütün planların esas bileşenleri hedeftir. Hedefler önceden
belirlenerek çalışanlara bu konuda gereken bilgiler verilmeli, çabaları da o doğrultuda
yönlendirilmelidir. Hedefler, stratejik hedefler ve faaliyet hedefleri olarak iki kısımda
incelenebilirler. Bazen bu ayrım, ana amaçlar ve ikincil amaçlar şeklinde de
yapılmaktadır.
Stratejik, hedefler, etkinlikle ilgilidir. Firmalar, bu hedefleri ile rekabetçilerle
kendileri arasında kıyaslama yapabilirler. Tipik stratejik hedefler, yatırımdan elde
edilecek getiriler, pazar payı ve büyüme hedefleridir. Faaliyet hedefleri verimlilikle
ilgili hedeflerdir. İç kaynakların kullanılmasında, kontrol faaliyetine yardımcı olurlar .
Stratejik hedefler, daha çok firmanın kontrolü dışındaki çevresel faktörlerle
ilgilidir. Faaliyet hedefleri ise, maliyet, ürün, işçi ücretleri, ürün çeşitlendirme, uygun
fiyat gibi daha kolay kontrol edilebilecek iç çevre ile ilgili hedeflerdir .
c. Alternatiflerin Belirlenmesi: Çevreden elde edilen bulgular, politika ve stratejilere
dönüştürülerek alternatifler oluşturulur. Daha sonra bunlar arasından en uygun olanı
seçilir . Burada önemli olan alternatiflerin oluşturulmasından çok, alternatif sayısının
azaltılmasıdır. Böylece daha etkin analizlerle seçim kolay ve isabetli olacaktır.
Analizlerden sonra, yetkili organlar, karar alma yoluyla en uygun alternatifi
seçeceklerdir.
d. Türev Planlarının Hazırlanması: Türev planlar, esas planın desteklenmesi için
gereklidir. Ana hedefe ulaşmak için geçilecek aşamalarda türev planlar zincir rolü
oynayarak bağlantıyı sağlayacaktır. Bir havayolu firması, yeni uçak filosu kurmaya
karar verdiğinde, değişik niteliklerde personelin alınarak eğitilmesi, yeterli alan
bulunması, bakım faaliyetlerinin düzenlenmesi, programlama, reklam, sigorta,
finansman gibi konularda türev planlar hazırlamak zorundadır .
28
e. Planın Bütçelenmesi: Hedeflerin sayıya dökülmesiyle plan harekete geçirilecek ve
bu şekilde bir anlam kazanacaktır. Gelir ve giderlerin izlenmesi başta olmak üzere her
türlü faaliyet bütçelerden takip edilebilir.
Görüldüğü üzere, kendini geleceğe yönlendiren, misyonunu netleştiren,
faaliyetlerini buna göre düzenleyen tüm örgütler stratejik yönetimin yararlarından
istifade edebileceklerdir. Bu noktada KOBİ yöneticilerinin yapı olarak stratejik
özellikleri kendinde bulundurması gerekmektedir.
Üstün bir stratejist;
• Gündelik düşünceler, değişen tavırlar veya kendi önyargılarından
etkilenmeksizin olayları yorumlayabilme yeteneğine sahip olmalıdır.
• Muhtemel tehlikelerden yılmaksızın, hızla karar vererek harekete
geçebilmelidir.
2.7. Stratejik Yönetimde Liderlik Modelleri
Henry Mintzberg, genel anlamda, üç değişik stratejik modelden ve buna bağlı
olarak liderlik tarzından söz etmektedir (Mintzberg, 1998, 621).
2.7.1. Girişimci Lider
İşletmeyi kuran veya atalarından devralan güçlü bir lider vardır. Cesur davranır,
az veya çok riskli kararlar alır. Kuvvetli bir bağımsızlık eğilimi vardır. Firma kurmak
veya devam ettirmek konusunda oldukça ısrarlıdır. İşletmenin büyüklüğü davranışlarını
etkilemez. Bu modelin dört önemli özelliği bulunmaktadır:
• Strateji oluşturma yeni fırsatların araştırılmasına dayanır. Bu sebeple
problemler ikinci planda kalır ve fırsatlar üzerinde yoğunlaşır.
• Güç merkezileşmiştir. Lider, tecrübeden kaynaklanan şahsi yargılarına
güvenir. Kişisel etkisiyle veya karizmasıyla kurallar koyar ve emirler verir.
• Strateji cesur kararlarla oluşturulur. Planlanmış ilkelerle değil, sezginin
rehberliğinde algılanan yeni fırsatlara yönelik faaliyetlerin etkisiyle
belirlenir. Ayrıca lider, yapacağı faaliyetlerin planını kendisi hazırlar.
• Büyüme, bu tür liderin ağırlıklı amacıdır ve hemen hemen en önemli
motivasyon aracıdır.
29
2.7.2. Tepkici Lider
Bu modele karışıklığın içinde bilim modeli de denilebilir. Lider bu modelde,
kontrol edilebilecek bir güç olarak çevre ile karşılaşır ve belirli bir durum karşısında
çevresiyle müzakere ederek tepki gösterir. Sürekli savunmadadır. Değişikliklere uyum
göstererek ürkek adımlar atar ve rakiplerinin faaliyetlerine karşı tedbirler alır. Bu
modelin belirleyici özellikleri şöyle özetlenebilir:
• Merkezi bir güç kaynağı yoktur. Yönetim; sahipler, sendikalar, hükümet,
çevre vs. gibi farklı güçler arasında denge sağlamaya çalışan karma bir
dokuya sahiptir. Amaçlar açık ve net olarak ifade edilemez. Kar veya
büyüme gibi amaçlar yerine çeşitli gruplar arasındaki uyuşmazlıkları en aza
indirecek çözümler aranır.
• Strateji oluşturmada yeni fırsatlar değil, mevcut problemlere tepki
niteliğindeki çözümler ağırlık kazanır. Çevre şartlarındaki belirsizliğe karşı,
mesela, uzun dönemli satın alma anlaşmaları gibi tedbirler alınır.
• Kararlar risk ve sorumluluk almaktan kaçınan bir yaklaşım içinde alınır ve
geniş hacimli değildir.
• Tepkici ve birbiriyle bütünleşmemiş adımlarla strateji oluşturulduğu için,
esneklik sağlamak daha kolaydır. Kararlar katılımsızdır ve birbirleriyle
bütünlük içinde olmayabilir.
2.7.3. Planlayıcı Lider
Güçlü bir rehber modelidir. İşletme sahipliği modeli yargılara güvenirken, uyma
modeli geleceğin alacağı şekli beklerken, planlama modeli yönetim biliminin
profesyonel uygulayıcısıdır. Bu modelin de üç önemli özelliğinden söz edilebilir:
• Planlama modelinde analist, strateji oluşturmada önemli bir rol oynar.
Tepe yöneticisiyle birlikte çalışır ve sorumluluğu üstlenir. Yönetim bilim
ve tekniklerini uzun dönemli strateji oluşturmada kullanır.
• Planlama sistematik analiz üzerine kurulmuştur. Rekabet ortamında
fayda/maliyet analizi yapılarak kararlar verilir. Süreç daima sistematik,
analize dayalı ve yapısaldır.
• Kararlar bir bütünün parçaları gibi stratejiyle uyum içindedir.
30
Bu liderlik tarzlarından hangisinin daha etkili olduğuna dair kesin bir ifade
kullanılamaz. Durgunluk ve rekabet, çevrenin niteliği, liderin tabiatı, örgütün
büyüklüğü gibi pek çok durumsal özellik, liderlik modelini etkileyebilir. Tepe
yöneticisi bu modellerden kendi örgütüne en uygun olanını seçebileceği gibi, değişik
stratejik iş birimleri için farklı modelleri kullanabilir.
31
BÖLÜM 3
STRATEJİDE DIŞ ÇEVRE ANALİZİ
Stratejik planların geliştirilebilmesi için çevredeki değişmelerin takip edilmesi,
fırsat ve tehditlerin göz önüne alınarak gerçekleştirilmek istenen amaçların belirlenmesi
gerekir. Bu maksatla, dış çevrenin analizi, işletmenin dış çevresindeki değişme ve
gelişmelere bağlı olarak işletmenin karşı karşıya kalacağı fırsat veya tehditlerin önceden
tahmin edilmesine yönelik çalışmaları kapsar .
Dış çevrenin analizinde, öncelikle işletmenin içinde bulunduğu mevcut pazar ve
rekabet yapısı incelenir. Daha sonra ulusal ve küresel çevrelerde meydana gelecek
değişme ve gelişmeler tahmin edilerek, pazar üzerinde yapacağı etkiler belirlenir. Başka
bir ifadeyle, dış çevre şartlarında meydana gelecek değişiklerin etkisiyle işletmenin
pazarının gelecekte alacağı şekil tahmin edilir, yeni değerlerin oluşacağı alanlar
tanımlanır. Bu tanımlama işletmenin stratejik amaçlarının tespitinde önemli bir rol
oynayacaktır (McCarthy, Minichiello ve Curan, 1975, 51).
3.1. Dış Çevrenin Tanımı Ve Çevre Faktörleri
Bir işletmenin dış çevresi incelenirken, derinlemesine üç farklı tanımlaması
yapılabilir (Albanese, 1988, 144):
3.1.1. Gerçek Dış Çevre
İşletmenin dışında yer alan ve onunla ilgili faktör ve şartların tamamından
meydana gelir. Hükümet düzenlemeleri, rakipler, satıcılar, tüketiciler, genel ekonomik
çevre, teknolojik çevre, vs.’ dir. Amaçların gerçekleştirilebilmesi ve stratejilerin
başarıyla uygulanabilmesi için işletme, sürekli olarak bu çevreyle etkileşim halindedir.
3.1.2. Algılanan Dış Çevre
Gerçek dış çevre her zaman olduğu gibi algılanmaz. Bu sebeple bir de algılanan
çevreden bahsedilebilir. Yöneticilerin çevreyle ilgili algılamaları daha dar alanda
kalabilir veya benzer dış çevre şartları değişik yöneticiler tarafından farklı şekilde
algılanabilir. Dış çevredeki herhangi bir yeni durum, bir yönetici tarafından işletmenin
32
büyümesi için bir fırsat olarak değerlendirilirken, bir başka yönetici tarafından
işletmenin amaçlarına ulaşmasında bir engel olarak görülebilir.
Bu noktada yönetimin başarısını artıracak olan husus, dış çevrenin tam ve doğru
algılanmasıdır. Dış çevre ile algılanan çevre arasındaki mesafenin boyutları, stratejik
açıklığın doğuracağı riski belirler.
3.1.3. Karar Alanı veya Uygulama Çevresi
Bu ise, yöneticinin algıladığı çevre içinde tercih ettiği alanı ifade eder.
Yönetimin seçtiği amaçlar, stratejiler ve görevlerle ilgili alandır. Çünkü hiç bir işletme,
gerçek ve algılanan çevre alanının tamamına yönelik olarak faaliyette bulunamaz.
Yöneticiler, sadece önemsedikleri ve öncelik verdikleri çevre faktörleri içinde çaba sarf
ederler. İşletmenin kimliği de bu çevre faktörleri tarafından şekillenir.
3.2. Dış Çevre Faktörleri
İşletmeyle ilgili çevre faktörlerini, en içeriden dışarıya doğru gittikçe azalan bir
etkileşim içinde üç gruba ayırabiliriz: İşletmeyi doğrudan doğruya etkileyen iş çevresi,
işletmeyi dolaylı olarak etkileyen ulusal çevre ve hem doğrudan hem de dolaylı olarak
etkileyebilen küresel çevre.
3.2.1. Küresel Dış Çevre
Küresel çevre hem işletmenin içinde yaşadığı toplumu ve ulusal çevreyi
doğrudan etkileyen bir nitelik taşımaktadır. Ulaşım, haberleşme ve işletme
girdilerindeki değişme ve gelişmeler, bugün dünyayı adeta büyük pazara
dönüştürmüştür.
3.2.2. Ulusal (Genel) Dış Çevre
İşletmeyi genel olarak ve dolayısıyla etkileyen çevredir ve ekonomik,
teknolojik, sosyo-kültürel, hukuki-politik ve tabii çevre faktörlerinden meydana gelir.
3.2.3. İş Çevresi
Yakın çevre olarak da adlandırılan iş çevresi, işletmenin iş ilişkisi içinde
bulunduğu ve doğrudan doğruya etkilendiği faktörlerden oluşur. Müşteriler, satıcılar,
33
finansman kuruluşları, işçi piyasası ve sendikalar, rakipler ve mahalli idareler bu
faktörler arasında sayılabilir.
3.3. Çevre Analizinin Süreci
Bütün bu çalışmalar için aşağıdaki gibi bir süreç izlenebilir (Wilson, 1984, 75):
3.3.1. Hazırlık Çalışmaları
Çevre analiz sürecinin ilk safhasında dünyadaki genel çevre faktörlerinin tespiti
ve ayrıntılı bir tanımı yapılır. Bundan sonra ülke içinde aynı değerlendirmeler ve
karşılıklı etkileşimin sonuçları açıklanmaya çalışılır.
3.3.2. Kritik Belirtiler Tespit Edilir
Muhtemel değişme ve gelişme alanları ve bunlarla ilgili belirtiler incelenir.
Temel eğilimler nelerdir? Bu eğilimlerin olaylar üzerindeki muhtemel etkileri ne
oranda ve nasıl olabilir? Sorularının cevapları tartışılır. Bu safhada özellikle işletmenin
ilgili olduğu sanayi sektöründeki temel eğilimler ve muhtemel gelişmeler, araştırmanın
ağırlık noktasını teşkil eder.
3.3.3. Her Bir Kritik Alanın Tarihi Gelişimi Gözden Geçirilerek Teşhisi Yapılır
Her kritik alanın geçmiş durumu incelenir, bu göstergelerin sebepleri gözlenir ve
işletmenin bu alandaki başarı durumu belirlenir.
3.3.4. Geleceğe Yönelik Tahminler Yapılır
Gelecekteki muhtemel olayların gerçekleşme oranı, işletme üzerindeki
muhtemel etkileri üzerinde durulur. Bunun için mümkün olan her bilgi ve veri
kullanılarak, her türlü tahmin tekniği uygulanarak sonuçlar ortaya konulmaya çalışılır.
Gelecekteki değerlerin aydınlığa kavuşturulması için çaba sarf edilir.
Dış çevre analizinde belirlenecek olan hususlar şunlardır (Akat, 1998, 149):
(a) İşletmenin dış çevre unsurları nelerdir?
(b) Bu çevresel unsurların bugünkü durumu nedir ve gelecekteki muhtemel gelişmeler
ne yönde olacaktır?
(c) Bu çevresel unsurların işletmenin başarısı üzerindeki nisbi önlemleri nedir?
34
(d) Bu çevresel unsurlardaki değişmeler sürekli olarak nasıl izlenebilir ve karar
mekanizmasına bir girdi olarak nasıl katılabilir?
(e) İşletmenin en yakın dış çevresi olan; içinde bulunulan endüstri dalındaki başlıca
gelişmeler nelerdir?
İşletme bir sistem olarak ele alındığında, çevresinden belirli girdiler alan, bunları
belirli bir teknoloji ile değişime tabi tutan ve bu değişim sonucu elde ettiği mal ve
hizmetleri (output) yine çevresine veren bir birim olarak görülebilir. O halde dış çevre
analizi inputların alındığı ve outputun verildiği çevredeki unsurların incelenmesi ile
ilgilidir.
İşletmenin dış çevre unsurları teknoloji, ekonomi, siyasal durum, kamuoyu,
diğer endüstri dalları, uluslararası ekonomi, genel olarak toplum ve doğal kaynaklar,
rakipler, müşteriler olarak ele alınabilir. Bu unsurların bugünkü durumları ile
gelecekteki değişim yönlerini belirlemek dış çevre analizinin konusunu oluşturmaktadır.
Şüphesiz her işletme için bu unsurların önemi ve etkisi farklı olduğu gibi, işletmelerin
tip ve özelliklerine göre başka çevresel unsurlar da eklenebilir.
3.4. Swot Analizi
Rekabetçi stratejiler, benzersiz bir değer karması yaratabilmek için, bilinçli
olarak rakiplerden farklı düşünce ve davranış şekillerinin seçimi ve uygulaması olarak
tanımlanabilir. Rekabetçi stratejilerin temelinde, dış çevre faktörleri (fırsat ve tehditler)
ve işletme kaynakları olarak gruplandırılan rekabet faktörleri yer almaktadır. Ekonomik
sektörlerin ve pazarın özellikleri dış çevre faktörleri, kaynaklara ilişkin rekabet güçleri
ise iç çevre faktörleri yani, işletme fonksiyonları olarak tanımlanmaktadır. Dış çevre
faktörlerinin analizi ile işletmenin önündeki fırsat ve tehditler saptanmaktadır. İç çevre
faktörleri, işletme fonksiyonları ile somutlaşmaktadır. Lojistik, üretim, pazarlama,
finansman ve örgütlenme gibi geleneksel işletmecilik fonksiyonlarının analizi
işletmenin kuvvetli ve zayıf yönlerini belirlemektedir (Miller ve Dess, 1996, 27).
Amaç, olayların gidişinin doğru bir görünümünü elde edebilmektir. Olan biteni
analiz etmek size, geleceği doğru bir şekilde görebilmeniz için sağlam bir temel
sağlayacaktır. SWOT (Strenghs, Weaknesses, Opportunities, Threats) analizi olarak
incelenecek olan durum değerlendirmesinde şu dört öğe analiz edilir.
35
Güçlü Noktalar: Sahip olduğunuz yetenekler ve işinizde iyi işleyen her şey.
(Çalışanların niteliği, gelecek 2-3 yıl için gelişmekte olan bir pazar payı, müşteri
sadakati, düşük maliyet, sendika ile iyi ilişkiler, gelişmeyi destekleyici ortam).
Zayıf Noktalar: Geliştirebileceğiniz ve geliştirmeniz gereken noktalar veya
ulaşamayacağınız ve kaçınmanız gereken noktalar (Yeterli olmayan katılımcı yönetim
uygulaması, çalışanların düşük morali, çalışanların eğitim eksikliği, az ürün çeşidi,
makine ve donanımda modernleşme gereksinimi, zayıf firma imajı, azalan rekabet
olanakları).
Fırsatlar: Şimdiki iş alanınız içinde olsun veya olmasın, sizin için bir fırsat bulunan
veya bulunabilecek alanlar (Hizmet verilebilecek başka müşteri grupları, girilebilecek
yeni pazarlar ve bölgeler, ürün gruplarında geliştirmeler ve çeşitlendirme, mevcut
ürünleri tamamlayıcı ürünler, dikey entegrasyon, pazarın hızla büyümesi fırsatları).
Tehditler: Yapmak istediğinizi yapmaktan sizi alıkoyabilecek engeller (Yeni rakipler,
ikame edici ürün satışlarında artış, pazarın yavaş büyümesi, artan rekabet baskısı,
müşterilerin istek ve değerlerinde değişmeler, olumsuz hükümet politikaları, politik ve
ekonomik ortamlardaki olumsuzluklar).
Bu faktörler, Rekabetçi Üstünlük Stratejileri tekniği ile analiz edilerek,
işletmenin rekabet gücü ve potansiyelleri belirlenir ve güçleri kullanıp, zaaflardan
kaçınarak tehditleri aşmak ve fırsatları değerlendirmek olan rekabetçi üstünlüğü
yaratacak stratejileri uygulayabilecek politikalar oluşturulur (Stockport, 2000, 47).
36
Şekil 3.1: Swot Analizi Alanları Kaynak: Stockport, G. J. (2000), “Developing Skills in Strategic Transformation,” European Journal of
Innovation Management, c.3 s.1. ss. 47.
Şekil 3.2: Stratejik Karar Vermede Swot Analizi Kaynak: Stockport, G. J. (2000), “Developing Skills in Strategic Transformation,” European Journal of
Innovation Management, c.3 s.1. ss. 49.
POZİTİF NEGATİF
GÜÇLÜ YÖNLER
ZAYIF YÖNLER
FIRSATLAR TEHDİTLER
İÇSEL
DIŞSAL
KARAR DESTEĞİ
Güçlü Yönler Zayıf yönler
Tehditler Fırsatlar
İç faktörler
Dış faktörler
37
3.5. Rekabet Stratejisinde Sektör Analizi
Stratejik planlama, dinamik ve sürekli bir analiz sürecidir. Pazarlama
çevresindeki ekonomik koşullar, rekabet koşulları ve tüketici tercihleri sürekli
değişmektedir. Bu değişmeler, eğer hesaba alınmazsa işletmeler için bir takım tehditler
yaratır. Bu tehditler işletmenin karlılığı, hatta yaşamı için bile tehlike yaratabilir.
Rekabet stratejisinin formüle edilmesinin özünde, bir şirketi çevresi ile
ilişkilendirmesi yatar.
Sektör yapısının, firma için potansiyel olarak mevcut stratejilerin
belirlenmesinde olduğu kadar, oyundaki rekabet kurallarının saptanması üzerinde de
etkisi büyüktür. Sektör dışındaki güçler esasen göreceli olarak önemlidir; dış güçler
genellikle sektördeki tüm şirketleri etkilediği için, asıl önem taşıyan, firmaların
bunlarla baş edebilmesindeki farklı becerileridir. (Porter, 2000, 3)
Sektöre yeni girecek firma tehditleri
Alıcıların pazarlık
Tedarikçilerin güçleri
Pazarlık güçleri
İkame ürün veya
hizmet tehdidi
Şekil 3.3: Sektör Analizinin Unsurları Kaynak: Porter, M. (2000), Rekabet Stratejisi (Çev. G. Ulubilgen), İstanbul, Sistem Yayıncılık, ss.4
SEKTÖRE YENİ GİRECEK FİRMALAR
SEKTÖRDEKİ RAKİPLER Mevcut Firmalar arasındaki rekabet
İKAME FİRMALAR
TEDARİKÇİLER
ALICILAR
38
3.6. Rekabet Stratejisinde Rakip Analizi
Rekabet stratejisi, bir işletmenin, onu rakiplerinden ayıran yeteneklerinin
değerini azamileştirecek şekilde konuşlandırılmasını gerektirir.Bir rakip analiziyle ilgili
dört tanımlayıcı bileşen vardır: Gelecekteki hedefler, mevcut strateji,varsayımlar ve
yetenekler (Porter, 2000, 60).
Rakibi Ne Harekete Geçirir Rakip Ne Yapıyor ve Yapabilir
GELECEKTEKİ HEDEFLER MEVCUT STRATEJİ
Tüm yönetim seviyelerinde ve Şirket şu anda nasıl rekabet ediyor?
birden fazla boyutta
RAKİBİN KARŞILIK VERME PROFİLİ Rakip mevcut konumundan memnun mu?
Rakip hangi olası hamleleri veya strateji değişikliklerini yapacak?
Rakip nerede savunmasız?
Rakibin en büyük ve en etkili misillemesine yol açacak olan nedir?
VARSAYIMLAR YETENEKLER
Kendisi ve sektör hakkında Hem güçlü, hem de zayıf yanları
Şekil 3.4: Rakip Analizinin Bileşenleri Kaynak: Porter, M. (2000), Rekabet Stratejisi (Çev. G. Ulubilgen), İstanbul, Sistem Yayıncılık, ss.61
39
3.7. Rakibin Hedefleri Ve Stratejik Konuşlanma
Stratejinin kurulması ile ilgili bir yaklaşım, bir firmanın rakiplerini tehdit
etmeksizin amaçlarına ulaşabileceği pazar konumlarını aramaktır (Porter, 2000, 72).
3.7.1. Varsayımlar
Rakip analizinde hayati önem taşıyan ikinci bileşen, her bir rakibin
varsayımlarının saptanmasıdır. Bunlar iki temel kategoriye ayrılır:
• Rakibin kendisi hakkındaki varsayımları
• Rakibin sektör ve sektördeki diğer şirketler hakkındaki varsayımları
Her firma, kendi durumu hakkında birtakım varsayımlar doğrultusunda faaliyet
gösterir. Örneğin, kendini toplumsal olarak bilinçli bir firma, sektör lideri, düşük
maliyetli bir üretici, en iyi satış gücüne sahip firma ve benzeri olarak görebilir. Kendi
durumu hakkındaki bu varsayımları, firmanın davranış şekli ve olaylara göstereceği
tepkinin biçimi ile ilgili yol göstericidir. Örneğin, eğer kendini düşük maliyetli bir
üretici olarak görüyorsa, fiyat kıran bir firmayı, kendi fiyatlarını daha da kırarak, hizaya
sokmaya çalışabilir.
Bir rakibin kendi durumu hakkındaki varsayımları doğru olabilir de, olmayabilir
de. Eğer bunlar doğru değilse, bu şaşırtıcı bir stratejik etki sağlar. Örneğin, eğer bir
rakip pazardaki müşteri sadakatine en çok sahip firma olduğuna inanıyorsa ve bu doğru
değilse, tahrik edici bir fiyat kırma işlemi, konum kazanmak için iyi bir yol olabilir.
Firma, bunun pazar payı üzerinde çok az etki yapacağına inanarak, aynı şekilde
fiyatlarını düşürmeyi reddedebilir ve varsayımlarındaki hatayı fark edemeden, kendisini
pazar konumunu önemli ölçüde kaybetmiş olarak bulur (Porter, 2000, 73).
3.7.2. Mevcut Strateji
Rakip analizinin diğer bir bileşeni her bir rakibin şu andaki stratejilerinin bir
ifadesini hazırlamaktır. Bir rakibin stratejisi, en faydalı olarak her bir fonksiyonel
alandaki anahtar işletme politikaları ve fonksiyonları birbirine nasıl bağlamak istediği
şeklinde formüle edilebilir. Bu strateji açık veya gizli olabilir (Porter, 2000, 79).
40
3.7.3. Yetenekler
Her bir rakibin yeteneklerine gerçekçi olarak bir değer biçilmesi, rakip
analizinde teşhisle ilgili en son adımdır. Hedefleri, varsayımları ve mevcut stratejisi, bir
rakibin tepkilerinin olasılığını, zamanlamasını, doğasını ve yoğunluğunu etkileyecektir.
Rakibin güçlü ve zayıf yanları, onun stratejik hamleleri başlatma veya bunlara tepki
verme ve ortaya çıkan çevresel veya sektörel olaylarla ilgilenme becerisini
belirleyecektir (Porter, 2000, 79).
3.8. Bir Rakip İstihbarat Sistemi İhtiyacı
Rakipler hakkındaki bu sorulara yanıt vermek, çok büyük bir veri ihtiyacı
yaratır. Rakiplerle ilgili istihbarat verileri birçok kaynaktan gelebilir: Herkese açık bir
şekilde dosyalanan raporlar, rakip yönetiminin hisse senedi analistleriyle yaptığı
konuşmalar, iş dünyası haberleri, satış gücü, bir firmanın rakipleri ile ortak müşterileri
veya tedarikçileri, bir rakibin ürününün incelenmesi, firmanın mühendislik
elemanlarının tahminleri, rakibin iş yerinden ayrılmış yöneticilerden ya da diğer
personelden toplanan bilgi kırıntıları ve benzerleri.
Stratejinin kurulmasında kullanılmadıkça, verilerin bir araya getirilmesi bir
zaman kaybından başka bir şey olmaz; bundan başka, bu verileri üst düzey yönetim için
özlü ve kullanılabilir bir biçime dönüştürmek için yaratıcı yolların geliştirilmesi de
gerekir (Porter, 2000, 91).
41
BÖLÜM 4
GENEL REKABET STRATEJİLERİ
Dünya ekonomisindeki pazar bütünleşmeleri, serbest ticaret eğilimleri birlikte
“Rekabet Gücü” kavramı çok sık kullanılmaya başlanmıştır. Uluslararası rekabet gücü,
her ne kadar makro ekonomik açıdan ülkelerin rekabet gücünü karşılaştıran bir kavram
olarak görünse de aslında mikro ekonomik üretici birimlerinin (işletmelerin) uluslararası
piyasada rekabet yönünden üstünlüklerini karşılaştırmalı olarak ortaya koyan bir
kavramdır.
Rekabet gücüne sahip olmak demek, rakip yerli ve yabancı firmalara kıyasla
ürün fiyatı, ürün kalitesi, teslim zamanı ve satış sonrası hizmetler gibi fiyat dışı unsurlar
açısından şu anda ve gelecekte aynı durumda veya onlardan üstün olmak demektir.
İşletmelerin rekabet gücünün belirlenmesinde birden fazla faktör vardır. Bu
faktörlerin neler olduğunu kesin olarak belirlenmesi mümkün olmamakla beraber
başlıca faktörler şunlardır (O’neal, 1994, 53):
a. Üretim Maliyeti: Rekabet gücünü belirlemede en önemli faktörlerden biri maliyettir.
Özellikle işletmelerin üretim maliyetlerini azaltacak yöntemleri en iyi biçimde de
uygulamaları gerekmektedir. Başarıyla uygulanan kalite çalışmaları, kalitesizliğin
maliyetlerini izleme ve önleme ile önemli maliyet avantajları yaratabilir. Azalan
maliyetler, işletmelerin fiyat avantajı ile pazarda konumlarını güçlü kılmaktadır.
b. Kalite ve Standartlara Uygunluk: Değişen müşteri ihtiyaç ve beklentilerine cevap
verebilecek kalite anlayışı ve uygulamalarının benimsendiği ve sürekliliğinin sağlandığı
işletmeler rakipleri karşısında üstünlüklerini koruyabileceklerdir. Özellikle uluslararası
kalite standartlarına uygun ürün veya hizmet üretimini gerçekleştiren işletmeler, iç
pazarda olduğu gibi dış pazarda da rekabet avantajına sahip olacaklardır.
c. Nitelikli İşgücü: 1980 sonrası, işçilik ücretleri rekabet gücünü belirleyici ana faktör
olmaktan çıkmıştır (Gümüş, 1995, 49). Giderek artan rekabet ortamında yer alan
endüstrilerde, toplam üretim maliyetleri içinde niteliksiz işgücü maliyeti azalmaktadır.
Artık, işçiliğin toplam maliyetler içindeki, ücret düşüklüğünden kaynaklanan rekabet
gücünü, bir avantaj olarak görmeye yetmemektedir. İşçilik ücretlerinin rekabet gücü
içinde belirleyici bir faktör olmaktan çıktığı bu yeni yapılanma çerçevesinde nitelikli ve
eğitimli işgücü ön plana çıkmıştır.
42
d. Üretim Teknolojisi ve Ar-Ge Faaliyetleri: Teknoloji geleneksel işletmeleri
tanınmayacak derecede değiştirdiği gibi, yeni işletmeleri de etkisi altına almıştır. Ulusal
ve uluslararası pazarlarda rekabet avantajı sağlamak ve bu avantajlarını sürekli kılmak
isteyen işletmeler rakiplerine göre daha kaliteli ürünü daha kısa sürede üretebilecek
uygun teknolojiyi seçmeleri gerekmektedir.
e. Pazar Payı: Bir işletme ister iç pazara, isterse dış pazarlara girmeye karar verdiğinde,
her iki pazarda da hedef alacağı pazar payını ve bu paya ulaşmak için izleyeceği
stratejilerini belirlemek zorundadır. Pazar payı rekabette önemli unsur haline gelmiştir.
Çoğu durumda, hedefledikleri pazarın önemli payına sahip olmuş işletmeler, rakiplerine
göre rekabet avantajına sahiptirler. Mevcut pazar payının korunması ve daha da
geliştirilmesinde pazar araştırması, kalite, üretim ve teslim hızı ile teslim sonrasında
hizmetler gibi faktörler de önemli rol oynamaktadır.
Yukarıda sayılan başlıca rekabet gücü faktörlerine dayanarak rekabet gücü
belirleyicilerini firma içi ve firma dışı etkenler olarak iki ana kategoride toplamak
mümkündür:
• Firma içi etkenler, arasında ürünün kalitesi, maliyeti ve fiyatı büyük önem
taşımaktadır. Maliyetler arasında ise işgücü maliyeti, sermaye maliyeti, ithalat maliyeti
ve vergi maliyeti, sosyal güvenlik maliyeti gibi maliyet faktörleri göz önüne alınmalıdır.
Bunun dışında verimlilik, karlılık, firmada kullanılan bilgi teknolojisi, organizasyon ve
yönetim yapısı, kaynakların etkin kullanımı, yenilikçilik ve yaratıcılık gibi faktörler
uluslararası rekabet gücünü belirleyen başlıca firma içi etkenlerdir.
• Firma dışı etkenler, arasında ise devletin ekonomideki yeri ve ekonomiye olan
müdahalesi en başta yer almaktadır. Bundan başka, uluslararası ticaret sistemi de önem
taşımaktadır. Bilindiği üzere uluslararası ticaret sistemleri deyince bundan korumacılık
veya serbest ticaret sistemleri anlaşılmaktadır. Serbest ticaret sisteminde devletin
uluslararası ticarete bir müdahalesi söz konusu olmamaktadır. Korumacılık adı verilen
dış ticaret sisteminde ise adından da anlaşılacağı gibi devletin bazı sektörleri dış
rekabetin olası olumsuz etkilerine karşı koruması geçerlidir. Korumacılık rekabet
gücünün gelişmesinin önündeki engellerden birisidir. Sürekli devlet desteği ve koruması
altında olan işletmelerin rekabet güçlerini kendiliğinden arttırmalarını beklemek pek
mümkün değildir. Buna karşın serbest ticaretin geçerli olduğu bir uluslararası ticaret
sisteminde işletmeler, rakip işletmelerle yarışabilmek için sürekli olarak kaliteyi
artırma, maliyetleri minimize etme, kaynakları etkin kullanma zorunluluğunu
43
hissetmektedir. Böylece işletmelerin rekabet güçleri sürekli yükselme eğilimi
göstermektedir.
Rekabet gücünü etkileyen firma dışı etkenler arasında tüketicilerin bilinç düzeyi
de önem taşımaktadır. Sürekli kaliteyi arayan mal ve hizmetlerde yenilik arayan ve
sahip olduğundan daha iyisini isteyen bilinçli tüketici de, işletmelerin sürekli gelişme
içersinde olmaları üzerinde baskı oluşturmaktadır.
Rekabet gücünü belirleyen firma dışı etkenlerden en önemlilerinden biri işgücü
piyasalarındaki esneklik düzeyidir. İşgücü piyasalarının katı iş hukuku kuralları ile
düzenlendiği ve devletin bu piyasalara müdahalelerinin olduğu ülkelerde özel firmalar
bu düzenleme ve müdahalelerden olumsuz yönde etkilenmektedir. Bir taraftan bir
sosyal hak olarak iş güvencesi sağlanmaya çalışılırken diğer taraftan firmaya katkısı çok
az olan çalışanların işten çıkarılması güçleşmektedir. Bu da doğal olarak firmanın
karlılık ve verimlilik yapısını bozmaktadır. Ayrıca ülke içi ekonomik ve fiyatlar genel
düzeyinde bir istikrarın olması rekabet gücünün artması açısından önem taşımaktadır.
Fiyat istikrarının yanı sıra, döviz kurlarında da bir istikrarın varlığı gereklidir. Tüm bu
sayılan istikrar durumları, yabancı yatırımcıların ülkede yapacağı yatırım kararlarını
etkilemektedir (Hinton ve Lendo, 1992, 14).
Rekabet gücünü etkileyen diğer firma dışı önemli etkenler ise, hukuk sistemi,
mali piyasaların gelişmişlik düzeyi, enerji, ulaştırma ve haberleşme gibi altyapıdır.
Porter, (2000), Beş rekabet gücüyle başa çıkmada, sektördeki diğer rakipleri
devre dışı bırakmak için potansiyel olarak başarılı olacak üç genel strateji yaklaşımında
bulunmuştur: (Porter, 2000, 44)
• Toplam maliyet liderliği
• Farklılaştırma
• Odaklanma
44
4.1. Toplam Maliyet Liderliği
Maliyet liderliği, verimli ölçekte faal tesislerin kurulmasını, deneyimlerden
güçlü maliyet düşüşlerinin elde edilmesini, sıkı maliyet ve genel giderler kontrolünü,
küçük müşteri hesaplarından kaçınılmasını ve AR&GE, servis, satış gücü, reklamlar vs.
gibi alanlarda maliyetlerin en aza indirilmesini gerektirir.
Bu hedeflere ulaşmak için yönetimin, maliyet kontrolü üzerine dikkatle eğilmesi
gereklidir.
Kalite, hizmet ve diğer alanlar göz ardı edilmese de, rakiplere oranla düşük maliyet, tüm
stratejiyi belirleyen ana tema olur.
Maliyet konumu, firmaya rakipleri karşısında bir savunma sağlar; çünkü düşük
maliyetler, rakipleri rekabet sonucu karlarını kaybettikten sonra bile, firmanın hala
getiriler elde edebileceği anlamına gelir. Düşük maliyetlilik konumu, firmayı güçlü
alıcılara karşı korur, çünkü alıcılar, fiyatları ancak bir sonraki en verimli rakibin fiyat
düzeyine kadar düşürmek için güç kullanabilirler.
Düşük maliyet, firmaya girdi maliyetlerindeki artışla başa çıkabilmede daha
fazla esneklik kazandırarak, güçlü tedarikçiler karşısında bir savunma sağlar.
Düşük maliyetli bir konuma yol açan faktörler, genellikle ölçek ekonomileri ve
maliyet avantajları açısından da önemli giriş engelleri sağlar. Son olarak, düşük
maliyetli bir konum, genellikle firmayı ikame ürünler karşısında sektördeki rakiplerine
göre daha avantajlı bir yere oturtur. Dolayısıyla düşük maliyetli bir konum firmayı tüm
beş rekabet gücüne karşı korur, çünkü pazarlık, karları ancak bir sonraki en verimli
rakibin karları ortadan kalkıncaya kadar aşındırmaya devam edebilir ve rekabet baskısı
karşısında ilk önce, daha az verimli rakipler zarar görür.
Düşük bir toplam maliyet konumuna ulaşmak, çoğu kez rakiplere göre yüksek
bir Pazar payı veya hammaddelere daha kolay erişim gibi avantajlar gerektirir. Bu da,
ürünleri üretimi kolay olacak şekilde tasarlamayı, maliyetleri yaymak için birbiriyle
bağlantılı ürünlerin geniş bir yelpazesini elde tutmayı ve hacim kazanmak için tüm
büyük müşteri gruplarına hizmet vermeyi gerektirebilir pekala. Düşük maliyetli bir
strateji uygulamaya gelince, bu, beraberinde çok iyi donanımlara ağır bir sermaye
yatırımını, saldırgan bir fiyatlandırmayı ve pazar payı elde etmek için başlangıç
kayıplarını getirebilir. Öte yandan, yüksek pazar payı da, satın almada maliyetleri daha
da düşüren ekonomiler sağlayabilir. Bir kere ulaşıldığında, düşük maliyetli konum,
maliyet liderliğini korumak için yeni bir donanım ve modern tesis yatırımlarında
45
yeniden kullanılabilecek yüksek marjlar sağlar. Bu tip yeniden yatırımlar, düşük
maliyetli konumu korumak için önkoşul olabilirler.
4.2. Farklılaştırma
Bir şirketin, küçülmesi, iyileşmesi ve hızlanması yeterli değildir; şirket aynı zamanda kendisini tamamen farklı bir şekilde yeniden tanımlamak, temel stratejilerini yeniden yaratmak ve sektörünü yeniden keşfetmek zorundadır. Özetle, önemli olan bir fark yaratabilme yeteneğidir (Hamel, 1994, 27).
İkinci genel strateji, firmanın sunduğu ürün veya hizmeti farklılaştırarak, tüm
sektörde benzersiz olarak kabul edilen bir şey yaratmaktır. Farklılaştırma ile ilgili
yaklaşımlar birçok farklı biçim alabilir:
a. Tasarım veya marka ismi
b. Teknoloji
c. Özellikler
d. Müşteri hizmetleri
e. Satıcı ağı
f. Diğer boyutlar.
İdeal olan, firmanın kendini çeşitli boyutlarda farklılaştırmasıdır.
Gerçekleştirilebilmesi halinde, farklılaştırma, bir sektörde ortalamanın üzerinde getiriler
elde etmek açısından uygulanabilir bir stratejidir; çünkü beş rekabet gücüyle başa
çıkabilmek için her ne kadar maliyet liderliğinde kullanılan yoldan farklıysa da
savunulabilir bir konum yaratır.
Müşterilerin marka sadakati ve bunun sonucunda fiyatlar karşısında oluşan daha
düşük hassasiyeti nedeniyle farklılaştırma, rekabet hamlesine karşı yalıtım sağlar.
Ayrıca marjları artırır; bu da, düşük maliyetli bir konum ihtiyacını ortadan kaldırır.
Sonuçta ortaya çıkan müşteri sadakati ile rakibin benzersizliğin üstesinden gelme
ihtiyacı, giriş engellerini yaratır.
Farklılaştırma, tedarikçinin gücüyle başa çıkabilecek yüksek marjlar yaratır ve
alıcılar, karşılaştırma yapabilecekleri alternatiflerden yoksun oldukları ve bu nedenle
fiyatlara karşı daha az hassas oldukları için, bu durum, alıcının gücünü açıkça azaltır.
Son olarak, müşteri sadakati elde etmek için kendini farklılaştıran firma, ikame ürünler
karşısında rakiplerinden daha iyi konuşlanmış olabilir.
46
Farklılaştırmayı başarmak, bazen yüksek bir pazar payı kazanmaya engel
olabilir. Bu, çoğu kez yüksek Pazar paylarıyla bağdaşmayan bir dışlamayı gerektirir.
Bununla birlikte, daha yaygın olarak, farklılaştırmanın başarılması için gereken yoğun
araştırma, ürün tasarımı, yüksek kaliteli malzemeler veya yoğun müşteri desteği gibi
etkinlikler doğal olarak maliyetliyse, farklılaştırma, maliyet konumundan bir ödün
vermek anlamına gelecektir. Müşteriler tüm sektörde firmanın üstünlüğünü kabul
ettikleri zaman bile, tüm müşteriler istenen yüksek fiyatları ödemeye istekli
olmayacaklar veya ödemeyeceklerdir. Diğer iş alanlarında farklılaştırma, görece düşük
maliyetlerle ve rakiplerle karşılaştırılabilir fiyatlarla bağdaşmaz nitelikte olmayabilir.
4.3. Odaklanma
En son genel strateji, özgül bir alıcı grubu, ürün yelpazesinin bir kesiti veya
coğrafi pazar üzerine odaklanmaktadır; farklılaştırmada olduğu gibi, odaklanma da
birçok biçim alabilir. Düşük maliyet ve farklılaştırma stratejileri hedeflerini tüm sektör
çapında gerçekleştirmeyi amaçlamış olmalarına rağmen, odaklanma stratejisinin
tamamı, belirli bir hedefe çok iyi bir şekilde hizmet vermek etrafında kurulur ve her bir
fonksiyonel politika, bu düşünce akılda tutularak geliştirilir. Strateji, firmanın, bu yolla
dar stratejik hedefine daha geniş bir alanda mücadele eden rakiplerinden daha etkin
veya verimli bir şekilde hizmet verebildiği fikrine dayanır. Sonuç olarak firma, ya
belirli bir hedefin ihtiyaçlarını daha iyi karşılamakla farklılaştırmayı, ya da bu hedefe
hizmet vermekle maliyetlerini düşürmeyi veya her ikisini birden başarır.
Odaklanma stratejisi, bir bütün olarak pazar perspektifinden düşük maliyeti veya
farklılaştırmayı gerçekleştirememesine karşın, dar pazar hedefi karşısında bu noktaların
birine veya ikisini birden ulaşmayı başarır. Üç genel strateji arasındaki farklar,
Şekil 4-1’ de gösterilmiştir (Porter, 2000, 51).
Odaklanmayı gerçekleştiren firma, potansiyel olarak sektör açısından
ortalamanın üstünde getiriler de elde edebilir. Odaklanma, firmanın ya stratejik hedefi
ile ilgili olarak düşük maliyet konumuna ya yüksek farklılaştırmaya ya da her ikisine
sahip olduğu anlamına gelir.
47
Şekil 4.1: Üç Genel Rekabet Stratejisi Arasındaki Fark Kaynak: Porter, M. (2000), Rekabet Stratejisi (Çev. G. Ulubilgen), İstanbul, Sistem Yayıncılık, ss.49
Odaklanma stratejisi, her zaman, ulaşılabilir toplam pazar payı üzerine bazı
sınırlamalar getirir. Odaklanma, kaçınılmaz olarak ya karlılıktan ya da satış hacminden
ödün vermeyi gerektirir. Ayrıca farklılaştırma stratejisi gibi, odaklanma da, toplam
maliyet konumundan ödün vermeyi gerektirebilir de, gerektirmeyebilir de.
Üç rekabet stratejisinin özellikleri ve gereklilikleri aşağıdaki tabloda özetlenmiştir (Porter, 2000, 51).
FARKLILAŞTIRMA
ODAKLANMA
Alıcının Algıladığı Benzerlik
Düşük Maliyetli Konum
Sektör Çapında
Yalnızca Belirli Bir Kesim
S T R A T E J İ K H E D E F
STRATEJİK AVANTAJ
Toplam Maliyet Liderliği
48
Tablo 4.1: Üç Genel Stratejinin Gereklilikleri ve Özellikleri
Kaynak: Porter, M. (2000), Rekabet Stratejisi (Çev. G. Ulubilgen), İstanbul, Sistem Yayıncılık, ss.51
GENEL
STRATEJİ
GENEL OLARAK GEREKLİ OLAN BECERİLER VE
KAYNAKLAR
GENEL ORGANİZASYONEL
GEREKLİLER T O P L A M M A L İ Y E T
-Sürekli sermaye yatırımı ve
sermayeye erişim
-İşlem mühendisliği
Becerileri
-İşgücünün yoğun olarak
Gözlenmesi
-Üretim kolaylığı için tasarlanmış
ürünler
- Düşük maliyetli dağıtım Sistemi
- Sıkı maliyet kontrolü
-Sık, ayrıntılı kontrol Raporları
-Yapılandırılmış organizasyon
ve sorumluluklar
-Kesin sayısal hedeflere ulaşılmasına
bağlı teşvikler.
F A R K L I L A Ş T I R M A
-Güçlü pazarlamaBecerileri
-Ürün mühendisliği
- Yaratıcı yetenek
-Güçlü temel araştırma Yetenekleri
-Kalite veya teknolojik
-Liderlikte kazanılmış Kurumsal ün
-Sektörde uzun bir geçmiş
-Benzersiz beceriler kombinasyonu
-Kanallarla güçlü işbirliği
-AR&GE, ürün geliştirme ve
pazarlama fonksiyonları arasında
güçlü koordinasyon
-Sayısal ölçüler yerine,öznel ölçüler
ve teşvikler
-Üstün nitelikli işçileri, bilim
adamlarını veya yaratıcı kişileri
çekecek rahat ve hoş bir ortam
O D A K L A N M A
Yukarıdaki politikaların,
Belirli bir stratejik hedefe
Yöneltilmiş kombinasyonu
Yukarıdaki politikaların,
belirli bir stratejik hedefe
yöneltilmiş kombinasyonu
49
4.4. Arada Sıkışıp Kalmak
Bu üç genel strateji, rekabet gücüyle başa çıkmak için kullanılabilecek alternatif
ve uygulanabilir yaklaşımlardır. Bir önceki irdelemenin tersi, yani firmanın bu üç
yönden en azından birinde kendi stratejisini geliştirememesi-“arada sıkışıp kalan” bir
firma-son derece zayıf bir stratejik durumdur. Bu firmanın pazar payı, sermaye yatırımı
ve düşük maliyet oyununu oynamak için azmi, düşük maliyetli bir konum elde etme
ihtiyacını çözecek sektör çapında farklılaştırma yapma isteği veya daha dar bir alanda
farklılaştırma ya da düşük maliyetli bir pozisyon yaratacak odaklanması yoktur.
Sektörün tanımlanmış yöntemini firmadan firmaya değiştirmek, üç genel
stratejiden hangisinin firma için uygun olacağına karar verilmesi sorunu akla getirir. Bu
seçim, firmanın güçlü yönlerine en uygun ve rakipler tarafından en az taklit edilebilecek
stratejinin seçilmesidir. Yapısal analiz ilkelerinin, analiste, herhangi bir özgül sektörde
pazar payı ile karlılık arasındaki ilişkiyi açıklama veya tahmin etme imkanı verdiği
kadar, seçimi de görünür hale getirmesi gerekir (Porter, 2000, 52).
4.5. Genel Stratejilerin Riskleri
Esas olarak, genel stratejileri izlemenin iki riski vardır: Birincisi, stratejiyi
bulmakta veya onu sürdürmekte başarısız olmak; ikincisi, stratejinin sağladığı stratejik
avantajın değerinin sektörel gelişimle birlikte aşınması. Daha dar anlamlarda, bu üç
strateji, rekabet güçleri karşısında farklı savunma türleri oluşturmak üzere
geliştirilmişlerdir ve hiç de şaşırtıcı olmayacak şekilde, farklı risk türleri içerirler.
Firmanın bu üç alternatif arasındaki seçimini geliştirmek için bu risklerin açıkça
anlaşılması önem taşıyor (Porter, 2000, 54).
4.5.1. Toplam Maliyet Liderliği Riskleri
• Geçmişte yapılan yatırımları veya öğrenilenleri geçersiz hale getiren teknolojik
değişiklikler;
• Sektöre yeni girenlerin veya arkadan gelenlerin, taklit yoluyla veya çok iyi
tesislere yatırım yapabilme becerileri yoluyla işi düşük maliyetle öğrenmeleri;
• Dikkatin maliyete yoğunlaşmış olması nedeniyle, gerekli ürün veya pazarlama
değişikliklerin görülememesi;
50
• Firmanın, rakiplerin marka imajını dengelemek için fiyat değişimini veya diğer
farklılaştırma yaklaşımlarını uygulayabilme becerisini daraltacak bir maliyet
enflasyonu.
4.5.2. Farklılaştırmanın Riskleri
Farklılaştırma da bazı riskler getirir:
• Düşük maliyetli rakiplerle kendini farklılaştırmış firma arasındaki maliyet
farklılığı o kadar artar ki, farklılaştırma, marka sadakatini koruyamayacak hale gelir.
Böylece alıcılar, maliyetten büyük miktarda tasarruf edebilmek için farklılaştırılmış
firmanın bazı özelliklerini, hizmetlerini veya imajını satın almaktan vazgeçerler;
• Alıcıların farklılaştırma etkenine ihtiyacı azalır. Bu durum, alıcılar daha
karmaşık hale geldikçe ortaya çıkar;
• Taklit, algılanan farklılaştırmayı daraltır, bu, sektörler olgunlaştıkça ortaya çıkan
yaygın bir durumdur.
4.5.3. Odaklanmanın Riskleri
Odaklanma da bir dizi risk içerir:
• Geniş ürün yelpazesi olan rakiplerle, odaklanmış firma arasındaki maliyet farklılığı,
dar bir hedefe hizmet vermenin maliyet avantajlarını ortadan kaldıracak veya
odaklanmayla ulaşılan farklılaştırmayı dengeleyecek kadar genişletilir;
• Stratejik hedefle pazar arasında istenen ürünlerde veya hizmetlerdeki farklılıklar bir
bütün olarak daralır.
• Rakipler, stratejik hedef dahilinde alt pazarlar bulurlar ve odaklananın odağını
dışarıda bırakırlar.
4.6. Kaynak Tabanlı Strateji
Kaynak tabanlı strateji bir işletmenin üstünlük ve zayıflıklarının analiz
edilmesiyle ilgili bir bakış açısı sunmaktadır. Bu bakış açısı, işletmenin rekabet
üstünlüğünün, işletmenin özel durumu ve kontrol edebildiği kaynaklara bağlı olduğunu
vurgulamaktadır (Barney, 2002, 155).
Kaynak tabanlı Strateji teorisinin iki temel varsayımı vardır:
51
a. Kaynak farklılığı: Bir işletmenin varlıkları, üretim kaynakları paketi olarak
düşünülebilir. Her işletme farklı bir kaynak paketine sahiptir.
b. Kaynak hareketsizliği: Çevreden gelen fırsat ve tehditlere cevap verebilmek için
gerekli bazı kaynaklar ya çok pahalı veya her firmanın sahip olamayacağı, taklit
edemeyeceği bir niteliğe sahiptir.
Bir işletmenin sahip olduğu kaynak paketi çevre fırsatlarını ve tehditlerini
karşılamaya yetiyorsa, o işletme sürdürülebilir ve yapıya sahip demektir. Ancak
başkalarının sahip olmadığı bir kaynağı varsa, rekabet üstünlüğüne sahip demektir.
Başka bir ifadeyle, bir firma kaynak hareketsizliğe sahipse, rekabet üstünlüğüne de
sahip olacaktır.
Kaynak farklılığının ve kaynak hareketsizliğinin anlaşılabilmesi için, bir
işletmenin faaliyetleri hakkında dört temel alanın sorgulanması gerekir:
• Değerlilik : Kaynaklar işletmenin, çevrede oluşan fırsat ve tehditlere cevap
verebilmesini sağlıyor mu? Eğer kaynaklar cevap vermeye elverişli ise, işletme
rekabet üstünlüğüne sahiptir.
• Az bulunurluk : Kaynaklar sadece çok az sayıda işletmenin sahip olabildiği
türden midir? Eğer söz konusu kaynağa az sayıda işletme sahipse, o işletmeler
rekabet üstünlüğüne sahiptir.
• Taklit edilebilirlik : Kolayca tasarlanabilir ve herkes tarafından uygulanabilir
bir yenilik midir? Eğer tasarlanması ve uygulanması zor bir kaynaksa, işletme
rekabet üstünlüğüne sahip olacaktır.
• Örgütleme : Örgütün, bu kaynakları kullanma yeteneği var mıdır? Eğer örgüt
kaynaklarını iyi koordine ediyor ve kullanabiliyorsa, rekabet üstünlüğüne sahip
olacaktır.
4.7. Yatay Bütünleşme Stratejileri
İşletme, kendi pazarı içinde nüfuz ve etkililiğini artırarak genişler. Bu tür
büyüme, işletmenin kendi çabalarıyla olabileceği gibi, aynı alanda faaliyette bulunan
başka işletmelerin satın alınması veya birleşme yoluyla da gerçekleştirilebilir. Bu
konuda üç değişik strateji vardır ( Luck, Ferrel ve Lucas, 1989, 345 ) :
52
4.7.1. Pazara Nüfuz Etme
Mevcut mamulde herhangi bir değişiklik yapmadan , mevcut pazarda daha çok satış
yapmaya yönelik bir stratejidir. Doğrudan satış arttırma çabalarına dayanır. Bu strateji;
• O günkü müşterilerin satın alma miktarını artırarak,
• Mamulün eskime oranını arttırarak,
• Mamulün diğer kullanım alanlarını tanıtarak,
• Fiyat indirimleri sağlayarak gerçekleştirilir.
Pazara nüfuz etme stratejisi; mevcut pazar doymamışsa, sanayi dalı büyürken
rakiplerin pazar payları düşüyorsa ve işletmenin üretim kapasitesi yeterli ise,
kullanılabilir.
4.7.2. Mamul Farklılaştırma
Mevcut mamuller üzerinde değişiklikler yaparak, rakip mamullerden ayrıcalıklı
hale gelmeye ve dolayısıyla pazardaki etkililiği arttırmaya yönelik stratejilerdir.
Kalitesi, tadı, kokusu, tasarımı veya ambalajı değiştirilerek mamul daha cazip hale
getirilebilir. Bu stratejiden amaçlanan, daha keskin bir marka imajının oluşturulmasıdır.
4.7.3. Pazar Farklılaştırma
Belirli bir mamulün mevcut pazarda kullanımını artırmaya yönelik çabalardan
oluşur. Mamulün yeni bir kullanım alanını bulmak veya müşteri üzerindeki etkisini
arttırarak bağımlılık sağlamak şeklinde uygulanabilir. Temel amaç, mamulü hiç
kullanmayanları çekmektir.
Görüldüğü gibi yatay bütünleşme stratejilerinin temel hedefi, daha büyük
miktarlarda satış yapmaya yöneliktir. Bir işletme;
• Belirli bir alanda tekelci bir özellik kazanmaya başlamışsa ve hükümetin bunu
önlemeye yönelik müdahalesi yoksa,
• Büyüyen bir sanayi dalında rekabet ediyorsa,
• Rekabet üstünlüğü sağlayacak ölçek ekonomisi varsa,
• Genişleyen bir örgütü yönetebilecek kadar hem mali hem de beşeri kaynağı
bulunuyorsa, yatay bütünleşme stratejileri kullanılabilir (Barnett ve Wilsted,
1989, 157).
53
4.8. Dikey Bütünleşme Stratejileri
Bu tür stratejilerde ise, işletme satıcılar veya alıcıların karını ele geçirmek
amacıyla geriye doğru (kaynaklar) veya ileriye doğru (dağıtım kanalları) genişler. Bu
genişleme mevcut teknolojilere bağlı kalabilir veya yeni teknolojiler gerektirebilir
(Dinçer, 1993, 208).
4.8.1. İleriye Doğru Dikey Bütünleşme
İşletme, kendi mamullerini tüketen veya kullananlara doğru ilerler. Mesela
yiyecek maddesi üreten bir işletmenin perakende satış zinciri kurması veya motor
imalatçısı bir işletmenin otomobil üretmesi gibi. Böylece yönetim, üretme-pazarlama
zinciri içinde başka bir safhayı da kontrol altına almayı amaçlamaktadır. Bu stratejileri
uygulayabilmek;
• Mevcut dağıtım kanalları pahalı veya işletmenin dağıtım ihtiyacını
karşılayamıyor ise,
• Dağıtıcıların halihazırdaki kalitesi, işletmeye rekabet üstünlüğü sunmada sınırlı
kalıyorsa,
• İşletme, büyüyen bir sanayi kolunda faaliyette bulunuyorsa,
• Dağıtım yapabilecek beşeri ve mali kaynakları varsa,
• Belirli bir mamulü üretmek üstünlük sağlayacaksa,
• Dağıtıcı ve satıcıların kar oranı yüksekse, mümkün olacaktır.
Böylece işletme kendi mamulünün tüketiminde daha etkili hale gelecek ve
satışıyla ilgili tahminleri daha gerçekçi olarak yapabilecektir. Ancak bir firmanın temel
rekabet alanının dışındaki bir alanda faaliyete geçmesi, önemli bir risktir. Bu ayrı bir
iştir ve farklı bir kabiliyet ve teknoloji gerektirebilir.
4.8.2. Geriye Doğru Dikey Bütünleşme
İşletmenin üretimden önceki safhalara doğru faaliyetlerini genişletmesiyle
ortaya çıkar. Yani işletme böyle bir durumda kendi kullandığı bir hammadde veya
malzemeyi üretmeye başlamaktadır. Mesela, otomobil imalatçısı bir işletmenin mevcut
teknolojiye bağlı kalarak jant, benzin deposu ve vites dişlisi üretmesi veya yeni bir
teknoloji kullanarak boya, lastik ve cam üretmesi gibi. Eğer bir işletme;
54
• Mevcut satıcıların fiyatları yüksekse veya işletmenin ihtiyaçlarını karşılamada
yetersiz kalıyorsa,
• Satıcılara karşı bir güvensizlik söz konusu ise;
• Rakiplerin çok sayıda olmasına karşı satıcılar azsa,
• İşletmenin mali ve beşeri kaynakları yeterli ise,
• Fiyatlardaki dengenin sağlayacağı üstünlükler önemliyse,
• Satıcıların kar oranları yüksekse,
• İhtiyaçlarını temin etmede çabukluk önemliyse, geriye doğru dikey
bütünleşme stratejilerini seçebilir.
Bu stratejilerin en önemli faydası, üretim girdilerinde bağımsızlık sağlaması,
maliyetleri azaltması, kaliteyi geliştirmesi, ve dolayısıyla karlılığı arttırmasıdır. Ancak
durgunlaşan veya gerilemeye başlayan sanayi dallarında işletmeyi çeşitlendirme
fırsatlarından yoksun bırakması sebebiyle dikkatle seçilmeleri gerekmektedir.
55
Dikey entegrasyon, teknolojik olarak farklı olan üretim, dağıtım, satış ve/veya
Şekil 4.2: Büyüme ve Gelişme Stratejileri
Kaynak: Miner,B. (1985), The Practice of Management, USA:A Bell and Howell Company. ss. 34
Diğer ekonomik süreçlerin tek bir firmanın sınırları içinde birleştirilmesidir. Bu
bakımdan, firmanın, ekonomik amaçlarına ulaşmak için piyasa işlemlerinden çok, dahili
veya idari işlemleri kullanma kararını yansıtır. Örneğin, başka firmaya ait bir satış ekibini
kullanmak yerine kendi satış gücüne sahip olan bir firma, aslında ihtiyaç duyduğu satış
hizmetlerini sağlamak için pazarda bağımsız bir satış organizasyonuyla işbirliği
yapabilir. Benzer şekilde, imal ettiği hammaddeleri bitmiş ürüne dönüştüren bir firma,
ihtiyaçlarını karşılamak üzere bitmiş ürün haline getirme işlemi için bağımsız bir
organizasyonla anlaşma yapabilir.
Pek çok dikey entegrasyon kararı, bu tür bir kararın gerektirdiği mali
hesaplamalara odaklanarak, “yap ya da satın al” kararı çerçevesinde oluşturulmaktadır.
Mevcut Pazar Geriye Doğru Dikey Yeni Pazar Alanı Alanı Bütünleşme (Kaynaklar) Tek Yönlü (Mamul) Yatay Bütünleşme *Nüfuz Etme Tek Yönlü (Pazar) *Mamul Geliştirme Çok Yönlü (Mamul ve Pazar) *Pazar Geliştirme İleriye Doğru Dikey Bütünleşme (Müşteriler) BÜTÜNLEŞME ÇEŞİTLENDİRME STRATEJİLERİ
İŞLETMENİN
MEVCUT MAMUL VE
TEKNOLOJİSİ
56
Yani, entegrasyonun sağlayacağı maliyet tasarrufunun tahmin edilmesiyle ve bunun
gereken yatırımla dengelenmesiyle ilgilenilir.
4.9. Çeşitlendirme Stratejileri
Yeni bir mamul/pazar alanına girerek büyümeye dayalı stratejileri çeşitlendirme
adı verilir. Bu stratejiler tek yönlü ve çok yönlü olmak üzere başlıca iki grupta
incelenebilir (Dinçer, 1993, 209).
4.9.1. Tek Yönlü Çeşitlendirme
İşletmenin bütün dikkatini ve kaynaklarını sadece bir iş hattına yöneltmesiyle
ilgilidir. Esas yoğunluk pazarda hakim oldukları bir mamul üzerinde olmakla birlikte,
portföylerine benzer nitelikte ve birbirleriyle ilgili birçok mamul/pazarı dahil
edebilirler. Başka bir ifadeyle tek yönlü çeşitlendirme stratejilerinde; a) ya mevcut
teknolojiyi kullanan mamullerle mevcut veya yeni pazarlara girerek pazar üzerinde
yoğunlaşılır, b) ya da yeni teknolojilere dayalı yeni mamullerle mevcut pazara girilerek
mamuller üzerinde yoğunlaşılır.
4.9.2. Pazar Çeşitlendirme
Mevcut mamullerle yeni pazar arama çabalarını kapsar. Hedef, mamuller için ya
yeni kullanım alanları ya da yeni müşteri gruplarıdır. Otomobil motoru imal eden bir
işletmenin, mamulünü minibüs piyasasında pazarlaması buna bir örnektir. Bu tür
stratejilerin temeli satış arttırma çabalarına dayanmaktadır.
Böylece işletme, riski çeşitli pazarlara dağıtarak, ayırt edici bir rekabet üstünlüğüne
sahip olmaya çalışır. Aşağıdaki şartlar söz konusu olduğu zaman, pazar çeşitlendirme
stratejileri kullanılabilir:
• Ucuz, kaliteli ve güvenilir yeni bir dağıtım kanalı ortaya çıkarsa,
• İşletme yaptığı işte çok başarılı ise,
• Yeni ve doymamış pazarlar ortaya çıkmışsa,
• Uygun maddi ve beşeri kaynakları varsa,
• İşletmenin üretim kapasitesi yüksekse,
• Temel sanayi kolu hızlı bir şekilde kapsamını genişletiyorsa,
57
4.9.3. Mamul Çeşitlendirme
Bu stratejide ise, mevcut pazarlara yeni teknolojilere dayalı yeni mamuller
sunulur. Mesela otomobil üreticisi bir firmanın, karavan imal etmeye başlaması gibi. Bu
kez risk mamullere dağıtılarak, rekabet üstünlüğü sağlanmaya çalışılmaktadır. Eğer bir
işletme;
• Olgunluk dönemine gelmiş başarılı mamullere sahipse,
• Hızlı bir şekilde teknolojik değişikliklerin meydana geldiği bir sanayi
dalında faaliyette bulunuyorsa,
• Önemli rakipler daha uygun fiyatlarla daha kaliteli mamuller arz
ediyorsa,
• Sanayi kolu hızla büyüyorsa,
• İşletmenin güçlü bir araştırma ve geliştirme kabiliyeti varsa, mamul
geliştirme stratejilerini seçebilir.
İşletmenin mevcut mamulü veya pazarlarıyla mutlaka bir ilgisi bulunan tek
yönlü çeşitlendirme stratejileri, işletmeye geniş bir gelişme imkanı sağlamaktadır.
Mesela mamul çeşitlendirmede bilinen bir pazara aynı kanallar kullanılarak ulaşırken,
pazar çeşitlendirmede mevcut teknolojiler daha rasyonel kullanılır ve her iki durumda
da sinerjik etkiden istifade edilir. Ancak bu stratejiler, işletme belirli bir büyüklüğe
ulaştığı zaman kullanılabilir. Çünkü söz konusu sinerjik etki, ancak yeterli bir
büyüklükte olumlu olacaktır. Aksi halde olumsuz sonuçlar doğurabilir.Her ne kadar
yeni pazarlara ve mamullere risk dağıtılmaktaysa da yeni faaliyetlerle birlikte
işletmenin toplam riski artmaktadır.
4.9.4. Çok Yönlü Çeşitlendirme
Tamamen yeni pazarlarda yeni mamullerle faaliyete geçme stratejisidir. Aynı
zamanda ilgisiz çeşitlendirme adı verilen bu stratejide işletmeler, faaliyetlerini
birbirleriyle ilgili olmayan birden fazla iş alanına yaygınlaştırır. Mesela otomobil
üreticisi bir işletmenin ilaç veya petro-kimya alanında faaliyete geçmesi gibi. Çok yönlü
çeşitlendirme stratejileri ;
• Mevcut sanayi dalında karlılık ve satışlar düşüyorsa,
• Yeni bir sanayi dalında faaliyet yapabilecek kadar maddi ve beşeri kaynak
mevcutsa,
58
• İşletme için yeni yatırım alanlarında fırsat çıkmışsa veya başka bir işletmeyi
satın alma imkanı doğmuşsa,
• Belirli bir yönde yoğunlaşmayı önleyecek hukuki müeyyide varsa,
• İşletmenin birikmiş fonları varsa ve yeni yatırımlarla eskisi arasında olumlu
sinerjiler olacaksa, uygulanabilir.
Bu stratejiyi takip eden işletmeler, başlangıçta ana faaliyet kollarından tamamen
koparak, daha karlı alanlara yönelirler. Böylece toplam risk, faaliyet kolları arasında
başarılı bir şekilde dağıtılabilir. Sermayenin hareket serbestini ön plana çıkararak, karı
düşük olanlardan daha çekici ve karlı alanlara kaydırılması mümkün olmaktadır. Ancak
çok yönlü büyüyen işletmelerin, genel ekonomik problemlerden daha çok etkileneceği
belirtilmelidir.
4.10. Dış Büyüme Stratejileri
Dış büyüme kavramı ile firmanın başka işletmeleri veya onların kaynaklarını
kullanarak büyümesi ile kendi ülkesi dışındaki pazarlarda büyümesi kastedilmektedir.
İşletmeler, büyümelerini sadece kendi çaba ve kaynaklarıyla sağlayabileceği gibi, başka
işletmelerin çaba ve kaynaklarını kullanarak da gerçekleştirebilir. Ayrıca işletmeler
sadece kendi ülkelerinin pazarlarında değil, birçok yabancı ülkenin pazarında ve yine
birçok yabancı işletme ile işbirliği içinde faaliyette bulunabilir. Kısaca işletme dışı
büyüme olarak tanımlanan bu tür stratejiler, mevcut mamul/pazar alanında olabileceği
gibi, yeni mamul/pazar alanında da uygulanabilir. Yani, bütünleşme ve çeşitlendirme
stratejileri, başka işletmelerle birleşerek veya ortak işbirliği yaparak da uygulanabilir
(Certo ve Peter, 1991, 137).
59
COĞRAFİ ALAN
Şekil 4.3: İşletme ve Ülke Dışı Büyüme Stratejileri Kaynak: Certo, S., Peter, J.P. (1991), Strategic Management, New York: McGraw-Hill International
Editions. ss. 137
4.11. Stratejik Senaryo (Oyun Teorisi)
Çoğu sektörde firmaların karşılıklı olarak birbirlerine bağımlı olmaları, rekabetin
temel bir özelliğidir: Firmalar birbirlerinin hamlelerinin etkilerini hissederler ve bunlara
tepki göstermeye eğilimlidirler. Ekonomistlerin oligopoli olarak adlandırdıkları bu
durumda, bir firma tarafından gerçekleştirilen bir rekabet hamlesinin sonucu, en azından
bir dereceye kadar rakiplerinin tepkisine bağlıdır. Rakipler (hatta daha zayıf rakipler)
tarafından gerçekleştirilen “kötü” ya da “mantıksız” tepkiler, çoğunlukla “iyi” stratejik
hamlelerin başarısız olmalarına neden olur. Öyleyse başarı yalnızca rakiplerin yıkıcı
olmayan bir biçimde karşılık vermeyi seçmeleri ya da bunu yapmak için etki altında
kalmaları ile sağlanabilir.
Bu durum oyun teorisindeki klasik Mahkumlar İkilemi ile paraleldir. Bu
ikilemin bir versiyonu şöyledir: İki mahkum hapishanededir, her ikisinin de ya diğerini
İŞLETME İşletme İçi İşletme Dışı
Ülke Ülke İçi Ülke Dışı
*Dahili Büyüme ve Gelişme *Birleşme Stratejileri *Satın Alma *Ortak Yatırım *Stratejik İttifaklar *İş Yapma İmtiyazı (Franchise) *İhracat *Birleşme *Dış Ülkede Büro Açma *Satın Alma *Dış Ülkede İmalat *Ortak Yatırım *Çokuluslu Operasyonlar *Stratejik İttifaklar *Küresel Operasyonlar *İş Yapma İmtiyazı *Anahtar Teslimi *Lisans Anlaşmaları
COĞR
AFİ
ALA
N
60
ihbar etme ya da sessiz kalma seçeneği vardır. Eğer ikisi de diğerini ihbar etmezse, her
ikisi de serbest kalacaktır. Eğer ikisi de diğerini ihbar ederse, ikisi de asılacaktır. Ancak,
bir mahkum konuşur diğeri susarsa, diğerini ihbar eden yalnızca serbest bırakılmakla
kalmayacak, aynı zamanda zahmetine karşılık bir de ödül alacaktır. Her iki mahkumun
durumuna topyekün bakıldığında, ihbar etmekten kaçınmakla daha iyi bir durumda
olacakları görülür. Fakat diğeri aynı fikre sahip olmadığı sürece, her iki mahkumun da
kendi çıkarı doğrultusunda davranarak, diğerini ihbar etme dürtüsü daha güçlüdür. Bu
sorun, oligopoli ortamına aktarıldığında, firmaların işbirliği yapmaları durumunda, tüm
firmalar makul karlar elde edebilecektir. Ancak, eğer bir firma kendi çıkarları
doğrultusunda bir hamle gerçekleştirir de diğerleri etkin biçimde misilleme
yapmazlarsa, o firma herkesten daha da yüksek karlar elde edebilir. Eğer rakipleri
hamleye karşı şiddetli bir misilleme yaparlarsa, sektördeki tüm firmalar, işbirliği
yapmaları durumunda bulunacakları konumdan daha kötü bir duruma düşebilir (Porter,
2002, 110).
Oyun teorisinde ana yaklaşım ilkesi, dikkatin başkaları üzerinde odaklanmasına -
yani başkalarını merkez alan bir anlayışa – önem vermesidir. İleriye doğru bakmak ve
geriye doğru akıl yürütmek için, kendinizi öbür oyuncuların yerine koymalı, hatta onlar
gibi düşünmelisiniz. Kendi katma değerinizi hesaplamak için, öbür oyuncuların size ne
getirebileceğini değil, sizin öbür oyunculara ne katabileceğinizi sorusu sorulmalıdır
(Brandenburger ve Nalebuff, 1999, 74).
İş oyunu özünde değerle, değeri yaratmak ve elde etmekle ilgilidir. Bu oyuna
katılanlar kimlerdir? Katılımcıları tarif etmek için oyundaki bütün oyuncuları ve
oyuncular arasındaki karşılıklı bağımlılık ilişkilerini gösteren şematik bir harita olan
değer Ağı kullanılır.
Etkileşimler iki boyutta gerçekleşir. Düşey boyutta firmanın müşterileri ve
tedarikçileri yer almaktadır. İşgücü ve hammadde gibi kaynaklar tedarikçilerden firmaya
doğru, ürünler ve hizmetler firmadan müşterilere doğru akar. Para ise tersi yönde,
müşterilerden firmaya ve firmadan tedarikçilere doğru akar. Yatay boyutta, firmanın
etkileştiği ama iş ilişkisine girmediği oyuncular yer almaktadır. Bunlar oyun yedekleri ve
tamamlayıcılarıdır.
Yedekler, müşterilerin ürün satın alabileceği ya da tedarikçilerin kaynak
satabileceği alternatif oyunculardır. Tamamlayıcılar, müşterilerin tamamlayıcı ürünler
satın aldığı ya da tedarikçilerin tamamlayıcı kaynaklar sattığı oyunculardır
(Brandenburger ve Nalebuff, 1999, 74).
61
Müşteriler Yedekler -------- Şirket -------- Tamamlayıcılar
Tedarikçiler Şekil 4.4: Stratejik Oyun ve Değer Ağı Kaynak: Brandenburger, A. ve Nalebuff, B.( 1999), ‘‘Belirsizliği Yönetmek’’, Doğru Oyun, Harvard
Business Review, MESS. ss.23
Yedek terimi piyasa ilişkisini bu önyargıya meydan vermeden anlatır. Geleneksel
stratejik an alizde genellikle göz ardı edilen tamamlayıcılar, yedeklerin doğal
karşılığıdır.Değer Ağı oyuncuların değişik rollerini tarif etmektedir. Aynı oyuncunun
birden fazla rolü eşzamanlı olarak üstlenmesi mümkündür.
Değer Ağı iş oyunundaki iki temel simetriyi gözler önüne sermektedir: Birincisi
müşteriler ile tedarikçiler arasında, ikincisi ise yedekler ile tamamlayıcılar arasındaki
ilişkidir. Bu simetrilerin kavranması, yöneticilerin oyunun değiştirilmesine yönelik yeni
stratejileri ya da mevcut stratejilerin yeni uygulama biçimlerini ortaya koymasına
yardımcı olabilir.
Yöneticiler, Değer Ağının düşey boyutunda işbirliğinin ve rekabetin birlikte var
olduğunu sezgileriyle kavramaktadırlar. Tedarikçiler, firmalar ve müşteriler önce değer
yaratmak için bir araya geldiklerinde işbirliği söz konusudur.
Değer Ağı oyundaki bütün karşılıklı bağımlılık ilişkilerini keşfetmenizi sağlayan
bir haritadır. İşletmenizin Değer Ağının çizilmesi, bu nedenle, oyunu değiştirme yönünde
atılmış ilk adımdır. İkinci adım ise oyunun bütün öğelerinin saptanmasıdır. Oyun
teorisine göre, beş öğe vardır: oyuncular, katma değerler, kurallar, taktikler ve kapsam.
Bu beş öğe, kurala dayalı olsun ya da olmasın, bütün etkileşim ilişkilerini eksiksiz tarif
eder. Oyunu değiştirmek için, bu öğelerden birini veya birkaçını değiştirmeniz
gerekecektir.
Başta oyuncular gelir. Değer Ağında gördüğümüz gibi, oyuncular, müşteriler,
tedarikçiler, yedekler ve tamamlayıcılardan oluşur. Oyunculardan hiçbiri değişmez
değildir. Oynamakta olan oyuncuyu değiştirmek bazen akıllıca bir iştir.
62
Katma değerler her oyuncunun oyuna kattığı şeydir. Kendinizi daha değerli bir
oyuncu haline getirmenin – başka bir deyişle, katma değerinizi artırmanın – yolları
vardır.
Kurallar oyuna yapı kazandırır. İş yaşamında evrensel bir kurallar bütünü yoktur;
bir kural hukuktan, görenekten, uygulamadan veya sözleşmeden kaynaklanabilir.
Oyuncular, mevcut kuralları kendi yararlarına kullanmanın yanı sıra, o kuralları gözden
geçirebilir ya da yeni kurallar ortaya atabilirler.
Taktikler oyuncuların oyunu algılayış ve buna bağlı olarak oynayış biçimini
belirlemeye yönelik hamlelerdir. Taktikler kimi zaman yanlış algılamaları azaltmaya,
kimi zaman da belirsizlik yaratmaya veya belirsizliği sürdürmeye yöneliktir.
Kapsam ise oyunun sınırlarını gösterir. Oyuncuların bu sınırları genişletmesi veya
daraltması mümkündür.
Başarılı işletme stratejileri bu öğelerden birini veya birkaçını değerlendirmek ve
sonra da değiştirmekle başlar. Bu beş öğe, verili çerçevenin dışında düşünmenizi
sağlamaktan daha fazlasını yapar. Oyunu değiştirmek güçtür. Birçok potansiyel tuzak
vardır. Zihniyetimiz, haritamız ve oyunu değiştirme yöntemi – işbirliği-rekabet
birlikteliği, Değer Ağı ve oyunun beş öğesi – yöneticilerin bu tuzakları görüp onlardan
kaçınmalarını sağlamaya yöneliktir (Brandenburger ve Nalebuff, 1999, 83).
İlk zihinsel tuzak, kendinizi bir şekilde içinde bulduğunuz oyunu kabul etmeniz
gerektiğini düşünmenizdir. Oyunu değiştirebileceğinizi fark etmeniz son derece
önemlidir. Yapılacak daha çok iş olmasına rağmen, oyun kabullenici olmaktan ziyade
oyun kurucu olmak çok daha sonuç getiricidir.
Bir diğer tuzak, oyunu değiştirmenin ancak başkalarının kaybetmesi pahasına
mümkün olacağını düşünmektir. Böyle düşünmek, kazan-kazan fırsatlarını kaçırmanıza
neden olacak hasmane bir zihniyete yol açabilir. İşbirliği-rekabet birlikteliğini öngören
zihniyet-hem kazan-kazan hem-kazan-kaybet stratejileri arayışı içinde olmak-çok daha
sonuç getiricidir.
Bir başka tuzak ise başkalarının yapamayacağı bir şeyler bulmak gerektiğine
inanmanızdır. Oyunu değiştirecek bir öneri ortaya attığınızda, yaptıklarınızın pekala
taklit edilebileceğini kabul etmelisiniz. Benzersiz olmak başarının önkoşulu değildir.
Dördüncü tuzak, oyunun bütününü görememektir. Görmediğiniz şeyi
değiştiremezsiniz. Özellikle, birçok kimse tamamlayıcı aktörlerin rolünü es geçer.
Çözüm, işinizin değer ağını çizmektir; oyunu değiştirmeye yönelik strateji dağarcığınız
bu sayede iki katına çıkacaktır. Müşterilere yönelik her stratejinin tedarikçiler yönünden
63
bir eşdeğeri vardır (bunun tersi de söz konusudur) ve yedek aktörlerle ilgili her stratejinin
tamamlayıcı aktörler yönünden bir karşılığı vardır (bunun tersi de söz konusudur).
Beşinci tuzak, oyunu değiştirme konusunda yöntemli düşünememektir. Oyunun
beş öğesini kapsamlı, teoriye dayalı bir kaldıraç bütünü olarak kullanmak, stratejiler
oluşturulmasına yardımcı olacaktır, ama bu yetmez. Belli bir stratejinin etkisini
kavramak için, kendi perspektifinizi aşmanız gerekir. Ben merkezli değil, başkaları
merkezli olmak gereklidir.
6.12. Stratejik İttifaklar
Stratejik ortaklıklar, şirket koalisyonları, işbirliği antlaşmaları olarak da
kavramlaştırılan “Stratejik İttifak” lar iki veya daha fazla sayıdaki bağımsız şirketin,
belirli bir stratejik amaç doğrultusunda işbirliği yapmak için bir araya gelmeleriyle
oluşan anlaşmalardır. Küresel rekabetin artmasıyla birlikte, giderek artan stratejik
ittifaklar; büyüme maliyetinin yüksek olması, şirketlerin birbirini tamamlayacak
kaynaklara sahip olması ve nihayet sinerji yaratması sebebiyle, ulusal işletmeleri
küresel boyutta rekabete girme konusunda cesaretlendirmekte; uluslararası işletmelere
ise rekabet üstünlüğü sağlamaktadır. Stratejik ittifakların yarar ve sakıncaları Tablo
4.2’de özetlenmiştir (Young, Hamil ve Davies, 1989, 274).
64
Tablo 4.2: Stratejik İttifakların Yarar ve Sakıncaları
Kaynak: Young, S. , Davies, J. R., Hamil, J. ve Wheeler, C. (1989), International Market Entry and Development, New Jersey: Prentice Hall. ss. 274
4.13. İşletmelerin Rekabet Gücünün Yükseltilmesi
İşletmelerin rekabet gücünün yükseltilmesi için, ürünlerde ve rekabet
süreçlerinde yenilik ve teknolojik gelişme hızının artırılması büyük önem taşımaktadır.
Bu amaçla rekabet gücü yüksek işletmelerin önemle ağırlık verdikleri konular ise
şunlardır (Üzün, 2000, 28):
Stratejik İttifakların Yararları Stratejik İttifakların Sakıncaları
Ekonomik Ölçeği
Uluslararası rekabetin gerektirdiği sermaye yatırımı,
Ar-Ge harcamaları, pazarlama masrafları gibi alanlarda maliyet avantajları sağlarken, yüksek satışlar sebebiyle kazanç sağlar.
Yararlarda Dengesizlik
Elde edilen yararlar ve risklerin dengesiz dağıtımı ortaklar arasında çatışmalara ve motivasyona düşüklüğüne sebep olur.
Teknoloji Geliştirme
Uzmanlık gerektiren alanlarda teknoloji ve bilgi alışverişi sağlanır.
Yükümlülüklerde Dengesizlik
Ortakların yükümlülüklerinde ve girdilerde eşitsizlik olabilir
Riski Azaltma
Bazı ortak masraflar ve sahip olunan kaynaklar paylaşılarak risk azaltılır.
Sözleşme Yapma Zorluğu
Uzun görüşmelere ve girdilere rağmen ortak bir sözleşme yapmama riski
Rekabeti Şekillendirme
Sanayiin maliyet yapısını ve teknolojisini etkileyerek, anlaşma sebebiyle rekabeti azaltarak, işbirliği sebebiyle yeni bir pazara kolay girerek rekabet şekillendirilir.
Ortaklar Arasında Çatışma
Girdi tahsisi, yararların paylaşımı ve benzeri önemli kararlarda anlaşmazlıkların ortaya çıkması
Yeni Pazar Fırsatları
Küresel Pazar ve dağıtım kanallarına girmeyi sağlar.
Haberleşme Problemleri
Kültür ve dil engelleri sebebiyle yanlış anlaşılma riski
Yeni Korumacılık
Ulusların ticari kısıtlarını aşmaya yardım eder.
Misillemeler veya Hükümet Tepkisi
Sanayideki rekabet ve hükümetten gelecek tepkiler
65
• Pazar Araştırması: İç ve dış pazarlara girmek ve bu pazarlarda sürekli kalabilmek
çok iyi bir pazar organizasyonu gerektirdiği gibi ürünün nitelik olarak müşteri zevk ve
gereksinimlerini karşılama özelliğinin olmasını da gerektirmektedir.
Pazara girmek için öncelikle pazarın müşteri eğilimlerinin çok iyi bilinmesi
yanında, rakip işletmelerin mevcut yapıları ile eğilimlerinin kontrol altında tutulması
gerekmektedir. Bu nedenle pazar araştırmasının yapılması zorunlu hale gelmiştir.
Çağımızın üretici işletmelerinin teknoloji gereksinimlerini karşılamak, çok hızlı
değişen müşteri zevk ve gereksinimlerine göre ürün üretebilmesi açısından önem
taşımaktadır. Rekabetin üst düzeylerde olduğu günümüzde teknolojik bilgi birikimi
doğrultusunda üretim yapabilen ve pazar değişkenliğine uygun esnek üretim yeteneğine
sahip işletmeler, daha kaliteli, standarda uygun ve daha düşük fiyatlı ürünü
müşterilerine sunarak rakipleri karşısında yüksek rekabet gücü elde etmektedirler.
Böylece, yüksek rekabet gücü için işletmelerin, müşterilerle yakın ilişkiler kurmaları,
onların beklentilerine istenilen nicelik ve zamanda cevap verebilmeleri, şikayet, izlenim
ve beğenilerini ayrı değerlendirmeleri, rakip ürünlerle kendi ürünlerini kıyaslayarak
gelişimlerinde süreklilik sağlamaları, analiz ettikleri pazar bilgileri doğrultusunda
gelecek dönem çalışmalarına yön vermeleri gerekmektedir.
• Ürün Tasarımı Ve Geliştirilmesi: Yeni bir ürün geliştirilirken, üretim, kalite kontrol
ve servis aşamalarında ortaya çıkabilecek tüm sorunların önceden belirlenip
çözümlenmesi, ürünün mevcut teknoloji ile tam uyum içinde olmasına özen
gösterilmesi, hataların tasarım aşamasında önlenmesi için kalite amaçlı tasarım
tekniklerinin ( Eş zamanlı Mühendislik, KFG-Kalite Fonksiyon Göçerimi, HMEA-Hata
Modu ve Etki Analizi , Kıyaslama gibi.) kullanılması, özellikle rakip ürünlerle ayrıntılı
kıyaslamalar yapılarak ürün tasarımı ve geliştirme çalışmalarının yapılması ve ürün
tasarımı konusunda en yeninin yakalanabilmesi için Ar-Ge çalışmalarına ağırlık
verilmesi gerekmektedir.
• Süreç Geliştirme: Süreç geliştirme faaliyetleri günlük faaliyetler haline getirilerek,
süreç geliştirme işlemi sadece mühendislerin sorumluluğundan çıkartılıp üretimi yapan
tüm bireylerin sorumluluğunda olduğu bilinci aşılanmalıdır.
• İnsan Kaynakları Yönetimi: İç müşterinin (çalışanlar) tatminine yönelik,
sorumluluk almayı, yenilikler yaratmayı özendiren, katılımcı bir insan kaynakları
yönetimi sistemi kurulması konusunda tüm birimler ortak çaba sergilemelidir.
66
• Bilgi Organizasyonu: Kararların ve denetimin etkin biçimde yürütülmesini
sağlamak üzere verimli bir “Bilgi Organizasyonu” nun kurulduğu gerekli, yeterli
bilginin zamanında bürokrasiye takılmadan iletilmesinin sağlandığı bir bilgi
organizasyonunun oluşturulmaya çalışılması gerekmektedir.
En üst düzeyde rekabet gücüne sahip işletmelerin ortak özellikleri dokuz başlık altında
toplanabilir (Miner, 1990, 17):
• Sorumlu yönetim: Hedeflere ulaşabilmek için gerekli olan sistemlerin geliştirilmesi
ve demokratik bir idarenin oluşturulması konusunda üzerine düşen görevlerin bilincinde
bir yönetim anlayışı.
• Müşteri odaklı çalışma anlayışı: “Dış” ve “İç” müşterilerin gereksinim, talep ve
beklentilerini tam olarak kavrayan ve karşılayan bir anlayış içinde faaliyet göstermek.
• Yüksek motivasyonlu iş gücü: İşletmeyi hedefe ulaştırma konusunda en çok çaba
gösterenlerin çalışanlar olduğuna inanılarak, çalışanların gösterdikleri çabaların uygun
bir şekilde tanınması ve ödüllendirilmesini sağlamak.
• Katılımcı yönetim anlayışı: Problem çözme, fikir üretme, öneri geliştirme ve karar
almada tüm çalışanların görüşlerinin dinlendiği bir yönetim süreci oluşturmak.
• Hedef birliğinin sağlanması: Tüm çalışanların ortak amacı gerçekleştirme yönünde
birleşmelerini sağlamak.
• Gerçek verilerle hızlı karar alma ve uygulama: Gelecek için verilen kararlarda
görüşlerini gerçek verilere dayandıran ve kararlarını rakiplerine göre daha hızlı
uygulamaya geçiren bir yönetim stili oluşturmak.
• Nitelikli işgücü için eğitim: Yüksek performansın ancak yüksek kaliteli elemanlarla
yapılabileceğine inanan ve çalışanların düzeyinin yükselmesine yönelik eğitim
faaliyetlerine öncelik ve önem tanımak.
• Sistem içinde çalışma: Saptanan hedeflere ulaşmak için bir sistem içinde hareketi
sağlayacak plan ve programların gerçekleştirildiği, kendi iç dinamikleri ile çalışabilen
bir sistem yaratmak.
Yukarıda sayılan bu özellikleri başarılı olarak yerine getiren işletmeler,
teknolojinin de yardımıyla yüksek rekabet gücünü sağlayabilen işletmelerdir.
Dünya ticaretinin giderek serbestleştiği ve rekabetin önem kazandığı
günümüzde sanayinin rekabet gücünün artırılmasına ilişkin stratejiler benimsemesi
67
kaçınılmaz hale gelmiştir. Özellikle ülkemizde lokomotif ve gelişme sektörleri olarak
adlandırılabilecek olan sanayilerin ulusal ve uluslararası alanda rekabet avantajı
sağlayabilmeleri için kurumsal ve sektörel alanlarda Rekabetçi Üstünlük Stratejilerinin
dikkatle ve sürekli olarak analiz edilmesi, bu stratejilerin uygulanabilmesi için gerekli
olan esnek işletme yapılarının oluşturulması gerekmektedir.
68
BÖLÜM 5
KÜÇÜK VE ORTA ÖLÇEKLİ İŞLETMELERİN İZLEDİKLERİ REKABET
STRATEJİLERİ : ADANA’DAKİ KOBİLER ÜZERİNDE BİR ÇALIŞMA
5.1. Adana Ekonomisi
İnsanoğlunun yerleşik yaşama geçtiği ve tarıma dayalı ekonomik düzenin
başladığı verimli Çukurova topraklarının üzerinde kurulan Adana, zengin doğal
kaynakları sayesinde pek çok kavim ve ulusun ilgi odağı olmuştur. Tarih boyunca bu
uğurda kanlı çarpışmalar gerçekleşmiş ve bölgede egemenlik sürekli el değiştirmiştir.
Hititler, Persler, Romalılar, Bizanslılar, Selçuklular ve Osmanlılar egemenlikleri
boyunca kentin ticari, sosyal, idari ve mimari açıdan gelişmesine katkıda
bulunmuşlardır.
Cumhuriyetin ilk yıllarından bu yana Adana, ekonomik alandaki gelişmesini
sürdürmüştür. 19. yüzyılda başlayan pamuğa dayalı sanayi ve ticaret yaşamı, Adana'yı
Türkiye Cumhuriyeti'nin sanayileşen ilk illerden birisi yapmıştır. 1950'li yıllardan sonra
kentin artan zenginliği, bölgeye diğer illerden iç göçü başlatmış ve beraberinde bir
takım ekonomik ve sosyal sorunları da getirmiştir. Özellikle Marmara bölgesinin verilen
teşviklerle, 1970'lerden sonra hızla kalkınması yatırımcıların ilgilerinin de bu bölgeye
kaymasına yol açmış ve Adana ekonomisi bir duraklama dönemine girmiştir.
Tüm bu olumsuz gelişmelere karşın, 1990'lı yıllar Adana için bir yeniden
yapılanma ve kalkınma dönemi olmuştur. Sürekli artan iç göçe rağmen, Organize
Sanayi Bölgesi ve diğer sanayi sitelerinin kente kazandırdığı dinamizm ile üretim
kapasiteleri Türkiye ortalamalarının üzerinde gerçekleşmiştir.
5.1.1. Ticaret
Adana'nın ekonomik hayatında, ticaret sektörü %17'lik payı ile istihdam ve
yaratılan katma değer açısından önemli bir yere sahiptir. Ticaret sektörünün önemi,
Adana'da üretilen malların yüksek kalitesinden dolayı Türkiye ve dünya pazarlarında
aranır olmalarından kaynaklanmaktadır. Nitekim ülkemizin en önemli üretim maddeleri
olan pamuklu mensucat, yaş sebze ve meyve, bakliyat ve hububat gibi maddeler,
bölgede üretilip, bütün Türkiye'ye ve dünya pazarlarına arz edilmektedir.
69
Adana'nın Türkiye'nin ilk sanayileşen bölgelerinden biri olması, çok köklü bir
sanayileşme geleneği ve sermaye birikimi yaratmıştır. Bu da ticari yaşamın sürekli
olarak gelişmesine olanak tanımıştır. Adana’da hemen hemen her türlü zirai ve sınai
ürünün ticareti yapıldığı gibi, sanayi faaliyetleri de özellikle Organize Sanayi
Bölgesinin faaliyete geçmesi ile 1980 öncesindeki ivmeyi yakalamak üzeredir. Yabancı
sermayenin şehrimize olan ilgisi her geçen gün artarken, Adana değişen dünya
trendlerini yakından takip etmekte ve kentin ticari yaşamı uluslararası standartları
yakalamış bulunmaktadır. Adana Ticaret Odası üye dağılımı incelendiği zaman, ilimizin
ticari yaşamına yön veren sektörlerin tekstil ve konfeksiyon, makine ve makine
parçaları, inşaat, gıda, orman ürünleri, plastik, kimya ve makine-metal sanayileri olduğu
görülmektedir. Odaya kayıtlı mevcut işletmelerin büyük bir çoğunluğunu bu
sektörlerdeki üyeler oluşturmaktadır. Adana son yıllarda ülkemizde yaşanan ekonomik
krizlerden oldukça etkilenmiş ve krizler ticaret hayatına atılan firmaların sayısındaki
artışı yavaşlatırken, ticareti bırakan firmaların sayısının yükselmesine sebep olmuştur.
Ancak 2003 yılı itibariyle ülke ekonomisinde yaşanan olumlu gelişmeler, Adana'da da
etkisini göstermiştir. Açılan işyeri sayısında hissedilir derecede bir artış sağlanırken,
ticareti bırakan firma sayısında ise yüzde otuza varan bir düşüş gözlenmektedir.
Adana ilinin Gayri Safi Yurtiçi Hasılasını gösteren tablolar incelendiği zaman,
Körfez Savaşı ile başlayan gerilemenin, 1994 krizinin ardından gelirler bazında yüzde
50'ye varan oranda artış gösterdiği gözlenmektedir. Bu gelişmede tekstil sektörüne
yapılan yatırımların ve devlet teşviklerinin rolü çok büyük olmuştur. Gayri Safi Yurt içi
Hasılanın Sektörel dağılımına bakıldığı zaman, 1960'lara kadar tarımın ilin ekonomisine
yön veren sektör olduğu görülmektedir. Ancak son yıllarda tarım sektörünün GSYİH
payı yanlış tarım politikaları yüzünden sürekli gerilemektedir. Sanayi sektörünün payı
yüzde 32 düzeyinde gerçekleşirken, hizmet sektörü yüzde 53'lük bir paya sahiptir.
Adana’da sanayi, tarıma dayalı bir özellik arz etmektedir. İç ticarete konu olan mallarda
ağırlık, tarımsal hammaddelerle, tarımsal hammaddelerden mamul mallardır. Tarımsal
hammaddelerin başında pamuk yer alır. Bunu takiben, mısır, çiğit, susam, buğday, arpa,
yaş sebze ve meyveler ile çeltik gelmektedir. Adana endüstrisi de genellikle bu
hammaddelerin işlenmesinden oluşmaktadır. En büyük girdi pamuk, en büyük çıktı ise
pamuktan mamul iplik ve daha ileri safhalardaki pamuklu mensucattır. Kurulu
tesislerimizin önemli bir kısmı pamuğu iplik, mensucat ve konfeksiyona, çiğidi yağa,
sabuna ve küspeye çeviren işletmelerdir. Tarıma dönük girdilerin (Tarım aletleri, ilaç,
gübre gibi) imal ve pazarlanması, iç ticaretimizin ağırlık noktalarındandır. Tarımın yanı
70
sıra gelişen nüfusla birlikte artan ihtiyaçlar doğrultusunda inşaat, mobilya, finans ve
elektronik sektörü de Adana'nın ticari yaşamında önemli bir paya sahip olmaktadır.
5.1.2. İthalat ve İhracat
Ekonomik büyümeye paralel olarak, dış ticarette de, özellikle son yıllarda,
büyük bir gelişme gözlenmektedir. Dış ticaretin bünyesi, Adana'nın ekonomik yapısına
uygun bir kompozisyondadır. Tarım, tarıma dayalı sanayi ürünleri, bölgede mevcut
ticari potansiyelin temelini oluşturmaktadır. Adana ilinin ticari yaşamına ve sanayisine
yön veren tekstil ve konfeksiyon ana sektörü, ihracatın da en dinamik ve güçlü sektörü
olmuştur. İlimizden yapılan ihracatın büyük çoğunluğu tekstil, tekstil hammaddeleri ve
konfeksiyon sektörlerinden oluşmaktadır. Adana ilinin ihracat oranı her yıl yaklaşık %7
artış göstermektedir. 2002 yılı ihracat tutarının mevcut verilere göre 842 Milyon ABD
Doları, 2003 yılı ihracat tutarının ise 1 milyar 114 milyon ABD doları olarak
gerçekleştiği tespit edilmiştir. Adana'dan en fazla ihracat Avrupa Topluluğu ülkelerine
yapılmaktadır. AB üyesi ülkelere en fazla tekstil ve konfeksiyon ürünleri, daha sonra
gıda mamulleri ihraç edilmektedir. Adana iline yapılan ithalatın %75'lik bir kısmı da
AB ülkelerinden gerçekleşmektedir. Ürün bazında en fazla ihracat Tekstil ana sektörü
ve buna bağlı sanayi dalları tarafından yapılmaktadır. Son yıllarda dünya tekstil
pazarlarındaki rakiplerin artması sebebiyle ihracatçı firmalar klasik ürünler yerine, daha
kaliteli ve marka sahibi ürünler satmak yolunu tercih etmişlerdir. Konfeksiyon
sektöründe görülen ihracat artışı bunu ispatlamaktadır. Ancak Çin Halk
Cumhuriyeti'nden yapılan ucuz ve kalitesiz tekstil ve konfeksiyon ürünleri ithalatı,
bölge sanayisini olumsuz yönde etkilemeye başlamıştır. Adana'nın ithalat yapısı da,
ekonomik düzeye uygun bir gelişme göstermektedir. Özellikle 1995 yılından sonra
büyük bir gelişme gösteren tekstil sektöründe yatırımların artması ile birlikte, ihtiyaç
duyulan makine ve teçhizatın yurt dışından ithali yoluna gidilmiştir. Adana
Gümrüğünden alınan verilere göre Adana'nın 2002 yılı ithalatı 280 Milyon Dolar
civarında gerçekleşmiştir. En fazla ithalat Avrupa Birliği üyesi ülkelerden yapılmakta,
başta tekstil makineleri ve yedek parçaları olmak üzere, yine tekstil hammaddeleri, boya
ve kimyasal maddeler üzerinde yoğunlaşmaktadır.
71
5.1.3. Sanayi
Elverişli iklim koşulları, yüksek kaliteli ve büyük miktardaki gıda ve tekstil
sanayi girdileri Adana ilini yurtiçi ve yurtdışı pazarlarda rekabetçi bir duruma
getirmiştir. Tekstil sektöründeki üretim, sentetik iplikten çok çeşitli kumaşlara kadar
uzanmaktadır. Gıda sanayisinin çoğunluğu margarin, çikolata, bira ve un
fabrikalarından oluşmaktadır. Türkiye genelinde olduğu gibi Adana ilinde de gıda ve
tekstil yatırımları ağırlıkta olup, bu sektörlere yapılan yatırımlarda halen bir azalma
görülmemektedir. Bu alanlarda İsviçre, Fransız, Amerikan ve Alman firmaları ile
yatırım ortaklıklarına gidilmektedir.
Adana Organize Sanayi Bölgesi kapladığı alan ve fabrika sayısı açısından
Türkiye'nin en büyük organize sanayi bölgelerinden birisidir. Kentin 20 km dışında yer
alan bölge tam olarak faaliyete geçtiğinde 400 ila 500 arasında fabrikaya ev sahipliği
yaparken, 50.000 kişiye de iş imkanı sağlayacaktır. Bölgenin komple altyapısı
tamamlanmış olup, arıtma tesisleri de devreye girmiştir. 1.350 hektarlık toplam alanında
şu anda tekstil, makine - metal ve gıda sanayi başta olmak üzere 194'büyük işletme
faaliyet göstermektedir.
5.1.4. İnşaat
Gerek istihdam, gerekse üretilen gelir bakımından önemi giderek artan inşaat
sektörü, Adana ekonomisinde kilit rol oynamaktadır. 1998 yılında, yapı ruhsatına göre
inşa edilecek olan yeni veya ilave yapılar için ayrılan yüzölçümü 1.326.000 m2 olup
bunun % 18'ini evler, % 58'ini apartmanlar, % 14'ünü ticari yapılar ve % 10'unu da
diğer yapılar oluşturmaktadır.
5.1.5. Tarım
Çukurova bölgesinin genel ekonomik hayatında ziraat sektörü, istihdam ve
yaratılan gelir bakımından sanayi ve ticaret sektörünün ardından GSYİH'da % 14'lük
payla üçüncü sırada yer almaktadır. Adana'nın toplam yüzölçümü 1.4 milyon hektardır.
Bu alanın 675.000 hektarlık kısmı tarıma açık ekilebilir arazidir. Adana'da elde edilen
bazı tarımsal ürünlerin üretim miktarlarına ait veriler aşağıda sunulmuştur:
Soya Türkiye üretiminin % 49'u (24 bin ton)
Mısır Türkiye üretiminin % 39'u (863 bin ton)
Pamuk Türkiye üretiminin % 9'u (210 bin ton)
72
Yerfıstığı Türkiye üretiminin % 32'si (23 bin ton)
Narenciye Türkiye üretiminin % 30'u (755 bin ton)
Buğday Türkiye üretiminin % 6'sı (1215 ton)
Karpuz Türkiye üretiminin % 8'i (332 bin ton)
GAP projesinin beklentilerinden gerçeklerine dönecek olursak, bölgeden elde
edilecek olan ek üretim sadece Türkiye ekonomisini değil aynı zamanda uluslararası
pazarları da etkileyecektir. Yapılan araştırmalar GAP bölgesinden yıllık 11 milyar
dolarlık ihracat yapılabileceğini ortaya koymuştur. Bu noktada göz ardı edilen
mekanizma, bölgedeki çiftçi ve firmalara uluslararası pazarlara giriş, bilgi sağlama ve
teknoloji transferinin en ucuz şekilde nasıl yapılacağıdır. Uluslararası pazarlarda rekabet
edebilmek için, pazara yeni giren firmaların ve küçük ölçekli firmaların anında bilgiye
ve işlem desteğine ihtiyaçları vardır.
Türkiye'nin dördüncü büyük kenti olan ve GAP bölgesinin batı kapısı ve
kapılarının en önemlisi durumunda olan Adana ulusal ve uluslararası yatırımcılara
Mersin Serbest Bölgesi, Yumurtalık Serbest Yatırım Bölgesi, Adana Hacı Sabancı
Organize Sanayi Bölgesi, Mersin-Botaş-İskenderun limanları, Kerkük-Ceyhan-
Yumurtalık Petrol Hattı Terminali, Bakü-Ceyhan Petrol Boru Hattı Projesi, Otoyol ağı,
Uluslararası Havalimanı gibi elverişli koşullar sunmaktadır.
Bölgenin "Bilgi ve Teknoloji Merkezi", pazar ve ticaret bilgileri destekçisi
olduğu kadar yeni yatırımlar için aracılık da yapabilecek en ideal şehir olan Adana,
önemli bir endüstri merkezi ve gelişmiş bir tarımsal yöre olarak, modern teknolojilerin
en etkin kullanımı için gerekli olan bütün uzmanlık ve altyapıya sahiptir.
5.2. Evren ve Örneklem Seçimi
Anket çalışmasında populasyon olarak Adana Sanayi Odasına kayıtlı 1167 firma
alınmıştır. Anket çalışmasının uygulanmasında bu populasyonun seçilmesinin ana
nedeni sanayi kuruluşlarında strateji kavramının daha belirgin olmasıdır. Ayrıca Adana
sanayisi bölgemizin en büyük sanayisi olduğu için yapılan bu çalışma bölgemizdeki
firmaların stratejik yönetime yaklaşımının ortaya konulması yönünden yol gösterici
olacaktır.
73
5.3. Anket ve Verilerin Toplanması
Anket çalışması ile ilgili olarak aşağıdaki metodoloji izlenmiştir:
a. Stratejik yönetim ile ilgili literatür taramanın yapılması,
b. Literatür taraması sonucu elde edilen bilgiler ışığında anket çalışmasının
hazırlanması,
c. Hazırlanan anket çalışmasının 5 firmaya yüz yüze uygulanarak karşılaşılan
problemlere göre anket sorularının daha açıklayıcı ve anlaşılır olması için
düzenleme yapılması,
d. Son hali verilen anketlerin Adana Sanayi Odası üyesi tüm işletmelere gönderilmesi
ve yüz yüze anket uygulamalarının yapılması,
e. Gelen anketlerin incelenmesi ve SPSS For Windows 11.5. Versiyon istatistik
programına verilerin girilmesi,
f. Anket sonuçlarının değerlendirilmesi ve hipotezlerin test edilmesi.
Ek-1’de sunulan anket çalışmasında genel olarak sorularda 5’li Likert ölçeği
kullanılmıştır. Buna göre 1: Hiçbir zaman, 2: Nadiren, 3: Bazen, 4: Çoğu Zaman, 5: Her
Zaman anlamına gelmektedir. Anketin ilk bölümünde, anket uygulaması yapılan
firmaların faaliyet gösterdikleri sektör, sektörün durumu ve işletme büyüklüğü ile ilgili
bilgileri ölçümleyecek sorular hazırlanmıştır.
Anket çalışmasında 1-8 arası sorularda toplam maliyet stratejisi ile ilgili, 9-20
arası sorularda farklılaştırma stratejisi ile ilgili, 21-23 arası sorularda odaklanma
stratejisi ile ilgili işletmelerin uygulamalarını ölçmeye yönelik sorular sorulmuştur.
24-29 arası sorularda işletmelerin rakiplerinin stratejilerini nasıl analiz
ettiklerini, 30-37 arası sorularda işletmelerin rakipleri ile ilgili bilgilere nasıl
ulaştıklarını, 38-42 arası sorularda ise işletmelerin rakiplerinin rekabet hamlelerine karşı
cevap verme durumlarını ölçmeye yönelik sorular sorulmuştur.
43-48 arası sorularda işletmelerin sektöre giriş engellerinin neler olduğunu, 49-
54 arası sorularda stratejik grupların ne yönde oluştuğunu, 55-63 arası sorularda
stratejik kararların nasıl verildiğini ölçümleyecek sorular sorulmuştur. 64. soruda
işletmelerin genel olarak büyüme stratejilerini, 65. soruda ise işletmelerin yazılı bir
stratejik planının olup olmadığını ölçmeye yönelik sorular sorulmuştur.
Hazırlanan anket çalışması Adana Sanayi Odası üyesi 1167 firmaya faks,
e-posta, yüz yüze görüşme şeklinde uygulanmıştır. Gelen anketlerin incelenip
74
değerlendirilmesi sonucunda 104 anket geçerli sayılmıştır. Adana işletmeleri için “p”
tahmin değerini sağlayacak daha önce yapılmış bir çalışma olmadığından dolayı alınan
örneklem büyüklüğünü maksimum tutmak için p = % 50 olarak alınmıştır.
1167 (N) hedef kitle büyüklüğü, α = 0,05 , p= 0.5 q= (1-p)=0.5 ve %10
örneklem hatası için örneklem büyüklüğümüz:
N x z²x p x q
N x d² + z² x p x q
1167 x 1.96² x 0.5 x 0.5
1167 x 0.10² + 1.96² x 0.5 x 0.5
Bu doğrultuda geçerli sayılan 104 anket dönüşü kabul edilebilir örneklem
büyüklüğüne ulaştığımızı göstermektedir.
5.4. Verilerin Analizi
Araştırmada anketlerin yollanacağı yerlerin belirlenmesi amacıyla örneklem
seçimi tekniği kullanılırken, toplanan veriler SPSS 11,5 For Windows istatistik
programına girilerek istatistiki sonuçlar elde edilmiştir. Elde edilen sonuçların
değerlendirilmesi için frekans dağılımı, çapraz tablolama kullanılmış, hipotezlerin testi
ise χ² ( ki-kare) testi ile yapılmıştır.
χ² ilgi analizleri hipotez testlerinde çok yaygın olarak kullanılan bir istatistiksel
analiz türüdür. Bu yaygın kullanımın en önemli nedenleri çok geniş bir kullanım alanı
olması, uygulamasının oldukça kolay olması ve bir çok ölçekte ölçülmüş veriler için
uygulanabilmesidir. χ² ilgi analizlerinin amaçları:
• Örnek değerlerin dağılımının belirli bir teorik dağılıma uyma derecesinin
belirlenmesi (uygunluk analizi),
• İki veya daha fazla nitelik esas alınarak sınıflandırılan verilerin değerlenmesi
yoluyla bu nitelikler arası ilginin derecesinin belirlenmesi (bağımsızlık testi -
kontenjans tablosu)
χ² analiz uygulamasında gerçek değerler esas alınmaktadır. Analizin
uygulanabilmesi için kontenjans tablosunda gösterilen beklenen değerlerin
n =
n = = 89
75
hiçbirisinin “0” değeri almamış olması ve teorik değerlerin % 20’sinden fazlasının
da “5” ten küçük olmaması gerekmektedir. Böyle bir durumda bu değerlerin ortaya
çıktığı satırın veya sütunun diğer satır veya sütunlarla birleştirilerek analizin
yeniden uygulanması gerekmektedir. Bu nedenle χ² testinin daha etkin
yapılabilmesi için 5’li ölçeğe göre hazırlanmış sorularda, “1ile 2” seçenekleri “1”,
“3” seçeneği 2, “4 ve 5” seçeneği “3” olarak alınmıştır.
76
BÖLÜM 6
ARAŞTIRMA SONUCU ELDE EDİLEN BULGULAR VE
DEĞERLENDİRMELER
6.1. Araştırmaya Katılan İşletmelerin İzledikleri Rekabet Stratejilerinin Genel
Özellikleri Hakkında Bilgiler
Anket çalışması adana sanayi odasına kayıtlı 1167 firmaya faks, e-posta ve yüz
yüze görüşme ile uygulanmış ve geri dönüşlerden 104 adet anket geçerli sayılmıştır.
Geçerli anketlerden % 14.3’ü genel müdür, % 37.4’ü müdür, % 20.9’u şef, % 22’si
sorumlu, % 5.5’i de organizasyonun diğer kademelerindeki kişiler tarafından
cevaplandırılmıştır.
Tablo 6.1. Firmaların Sektörlere Göre Dağılımı
Sektörler Sayı % Tekstil 15 14,4 Gıda 23 22,1 İnşaat 6 5,8 Plastik 10 9,6
Metal&otomotiv 17 16,3 Tarım 12 11,5 Kimya 8 7,7 Taşıma 4 3,8 Mobilya 8 7,7
Diğer 1 1,0 Toplam 104 100,0
Tablo 6.1. ‘de görüldüğü gibi anket çalışmasına cevap veren işletmelerin başında
% 22,1 ile gıda, % 16,3 ile metal & otomotiv sanayi, % 14,4 ile tekstil sektörü
gelmektedir.
Tablo 6.2. Firmaların Sektörel Durumları
Sektörel Durum Sayı %
Gelişen 68 65,4 Olgun 29 27,9 Gerileyen 7 6,7 Toplam 104 100,0
77
Anket çalışmamıza katılan firmaların % 65,4’ü kendisini gelişen , % 27,9’u
olgun, % 6,7’si ise gerileyen olarak sınıflamışlardır. Anket çalışmasında hiçbir firma
kendi sektörünü yeni doğan kategorisi olarak belirtmemiştir.
Tablo 6.3. İşletmelerin Sektörel Durumları
Sektörel Durum
Sektörler Gelişen Olgun Gerileyen Toplam
Tekstil 6 8 1 15 40,0% 53,3% 6,7% 100,0% Gıda 15 6 2 23 65,2% 26,1% 8,7% 100,0% İnşaat 4 1 1 6 66,7% 16,7% 16,7% 100,0% Plastik 5 5 0 10 50,0% 50,0% 0% 100,0% Metal&otomotiv 17 0 0 17 100,0% 0% 0% 100,0% Tarım 10 1 1 12 83,3% 8,3% 8,3% 100,0% Kimya 1 7 0 8 12,5% 87,5% 0% 100,0% Taşıma 1 1 2 4 25,0% 25,0% 50,0% 100,0% Mobilya 8 0 0 8 100,0% 0% 0% 100,0% Diğer 1 0 0 1 100,0% 0% 0% 100,0% Toplam 68 29 7 104 65,4% 27,9% 6,7% 100,0%
Tablo 6.3.’de sektörlere göre firmaların rekabet durumlarının dağılımını
incelediğimizde metal&otomotiv ve mobilya sektörlerinden anket çalışmasına katılan
firmalarının tamamı (% 100) kendi sektörlerini gelişen sektör olarak tanımlamışlardır.
Bu sektörleri % 83,3 ile tarım sektörü, % 66,7 ile inşaat sektörü, % 65,2 ile gıda sektörü
izlemektedir.
Faaliyet gösterdiği sektörün durumunu olgun olarak belirten sektörlerin başında
% 87,5 ile kimya sektörü, % 53,3 ile tekstil sektörü ve % 50 ile plastik sektörü
gelmektedir.
78
Faaliyet gösterdiği sektörün durumunu gerileyen olarak belirten sektörlerin
başında % 50 ile taşıma sektörü gelmektedir. Bu sektörü % 16.7 ile inşaat sektörü
izlemektedir.
Tablo 6.4. Sektörlere Göre Toplam Maliyet Stratejisi İzleme Durumları
Sektörler Hiçbir zaman Nadiren Bazen Çoğu
Zaman Her
zaman Toplam
Tekstil 0 0 4 11 0 15 0% 0% 26,7% 73,3% 0% 100,0%Gıda 3 1 9 9 1 23 13,0% 4,3% 39,1% 39,1% 4,3% 100,0%İnşaat 0 0 1 5 0 6 0% 0% 16,7% 83,3% 0% 100,0%Plastik 0 1 2 6 1 10 0% 10,0% 20,0% 60,0% 10,0% 100,0%Metal&otomotiv 0 2 2 10 3 17
0% 11,8% 11,8% 58,8% 17,6% 100,0%Tarım 3 1 5 3 0 12 25,0% 8,3% 41,7% 25,0% 0% 100,0%Kimya 0 1 4 2 1 8 0% 12,5% 50,0% 25,0% 12,5% 100,0%Taşıma 0 0 1 1 2 4 0% 0% 25,0% 25,0% 50,0% 100,0%Mobilya 6 2 0 0 0 8 75,0% 25,0% 0% 0% 0% 100,0%Diğer 0 0 0 1 0 1 0% 0% 0% 100,0% 0% 100,0%Toplam 12 8 28 48 8 104 11,5% 7,7% 26,9% 46,2% 7,7% 100,0%
İşletmelerin % 46,2 gibi büyük bir kısmı toplam maliyet stratejilerini çoğu
zaman, % 7,7’si her zaman uyguladıklarını belirtirken % 11,5’i ise bu stratejiyi hiçbir
zaman izlemediklerini belirtmişlerdir.
Toplam maliyet stratejisinin uygulanmasının sektörlere göre dağılımını
incelediğimizde, bu stratejiyi çoğu zaman ve her zaman uyguladıklarını belirten
firmaların toplamının % 83,3 ile inşaat sektöründe olduğu görülmektedir. Bunu % 73,3
ile tekstil sektörü takip etmektedir. İnşaat sektörünün genel olarak standart sözleşmeli
işler yaptığı için bilhassa ihaleli işlerde minimum maliyeti sağlayacak stratejileri
izledikleri düşünülmektedir. Tekstil sektöründe toplam maliyet stratejisinin çoğunlukla
79
uygulanmasının sebepleri arasında, sektördeki firmaların çokluğu sebebi ile sektörün
olgunlaşması ve kar marjlarının düşmesi gösterilebilir. Ayrıca Çin’in global pazarda yer
almasıyla birlikte, tekstil sektöründe toplam maliyet stratejisinin uygulanması
kaçınılmaz hale gelmektedir.
Tablo 6.5: Düşük Maliyet Stratejisinin Pazar Payının Artışına
Etkisi
Sayı % Nadiren 15 14,4 Bazen 21 20,2 Çoğu Zaman 49 47,1 Her zaman 19 18,3 Toplam 104 100,0
İşletmelerin % 47,1’i düşük maliyet stratejisinin çoğu zaman pazar payını
arttırdığını, % 18,3’ü ise her zaman Pazar payı arttırdığını belirtmişlerdir. Burada
önemli olan işletmelerin tamamının düşük maliyet stratejisinin pazar payının artışına
etkisi olduğunu kabul etmesidir. Çünkü anket çalışmasında hiçbir zaman seçeneğini
işaretleyen firma bulunmamaktadır.
80
Tablo 6.6: Sektörlere Göre Düşük Maliyet Stratejisinin Pazar Payının Artışına Etkisi
Sektörler Nadiren Bazen Çoğu Zaman
Her zaman Toplam
Tekstil 0 0 5 10 15 0% 0% 33,3% 66,7% 100,0%Gıda 5 4 13 1 23 21,7% 17,4% 56,5% 4,3% 100,0%İnşaat 0 1 4 1 6 0% 16,7% 66,7% 16,7% 100,0%Plastik 0 2 6 2 10 0% 20,0% 60,0% 20,0% 100,0%Metal&otomotiv 0 12 5 0 17 0% 70,6% 29,4% 0% 100,0%Tarım 3 1 8 0 12 25,0% 8,3% 66,7% 0% 100,0%Kimya 0 0 6 2 8 0% 0% 75,0% 25,0% 100,0%Taşıma 0 0 2 2 4 0% 0% 50,0% 50,0% 100,0%Mobilya 7 1 0 0 8 87,5% 12,5% 0% 0% 100,0%Diğer 0 0 0 1 1 0% 0% 0% 100,0% 100,0%Toplam 15 21 49 19 104 14,4% 20,2% 47,1% 18,3% 100,0%
Tablo 6.6.’da sektörlere göre düşük maliyet stratejisinin pazar payına etkisinin
dağılımı incelenmiştir. Buna göre toplam maliyet stratejisini uygulamanın her zaman
pazar payını arttıracağını belirten sektörlerin başında % 66,7 ile tekstil sektörü ve % 50
ile taşıma sektörü gelmektedir. Bu soruya çoğu zaman diye cevap veren sektörlerin
başında ise % 75 ile kimya sektörü gelmektedir.
81
Tablo 6.7: İşletmelerin Ürün Farklılaştırma Yöntemleri
%
Farklılık Yöntemleri Hiçbir Zaman
Nadiren Bazen Çoğu Zaman
Her Zaman
Tasarımla Farklılık 3,8 14,4 8,7 37,5 35,6 Satış-Pazarlama ile Farklılık 3,8 15,4 29,8 38,5 12,5 Servis ile Farklılık 13,5 8,7 11,5 32,7 33,7 Ürünün Kendisinde Farklılık 2,9 5,8 10,6 41,3 39,4 Teslimat Hızı ile Farklılık 2,9 4,8 27,9 55,8 8,7 Kredi, Vade vb. Kolaylıklar 0 27,9 27,9 30,8 13,5 Dağıtım Kanalları ile Farklılık 11,5 19,2 35,6 27,9 5,8 Markalaşarak Farklılık 5,8 6,7 29,8 57,7
Tablo 6.7’ye göre işletmelerin % 57,7’si her zaman markalaşarak farklılık
yarattıklarını belirtmişlerdir. Bunu % 39,4 ile ürünün kendisinde farklılık yaratma, %
35,6 ile tasarımla farklılık yaratma izlemektedir. Frekans dağılımından çoğu zaman ve
her zaman yanıtlarını topladığımızda yine en fazla kullanılan farklılaştırma yönteminin
% 87,5 ile markalaşma olduğu görülmektedir. Bu sonuç bize Adana küçük ve orta
ölçekli işletmelerinin markalaşmaya önem verdiğini göstermektedir.
Tablo 6.8: Ürün Farklılaştırmanın Sonuçları
Farklılaştırma Stratejilerinin Sonuçları %
Hiçbir zaman
Nadiren Bazen Çoğu
Zaman Her
zaman
Müşterilerin ürün fiyatını göz ardı etmesini sağlıyor
0 25 9.06 35.6 29.8
Müşteri sadakatini arttırıyor 5.8 8.7 10.6 46.2 28.8
Müşterilerin ikame ürünleri tercih etmemesini sağlıyor
2.9 20.2 22.1 46.2 8.7
Tüm müşterilere hitap edememekten dolayı Pazar payının azalmasına sebep oluyor.
14.4 18.3 22.1 26.9 18.3
82
Tablo 6.8’de ürün farklılaştırmanın sonuçlarını incelediğimizde firmaların büyük
bir çoğunluğunun üründe farklılaştırmaya gitmenin müşteri sadakatini arttırdığına ve
müşterilerin ikame ürünlere yönelmemesini sağladığını belirtmişlerdir.
Tablo 6.9: Ürün/Hizmet Odak Noktalarının Dağılımı
Ürün/Hizmet Odak Noktaları %
Hiçbir zaman Nadiren Bazen Çoğu
Zaman Her
zaman Yalnızca belirli bir tüketici grubu 7.7 12.5 31.7 42.3 5.8
Yalnızca belirli bir bölge 27.9 7.7 29.8 26.9 7.7
Yalnızca belirli bir ürün grubu 10.6 7.7 37.5 17.3 26.9
Firmaların % 42,3’ü çoğu zaman belirli bir tüketici grubuna yönelirken, %
26,9’u her zaman belirli bir ürün grubuna odaklanmaktadır. En az kullanılan stratejinin
ise belirli bir bölgeye odaklanma stratejisi olduğu görülmektedir. İşletmelerin % 27,9’u
hiçbir zaman belirli bir bölgeye odaklanmadıklarını belirtmişlerdir.
Tablo 6.10: Firmaların Rakiplerin Olası Hamle ve Strateji Değişikliklerini Takip Etme Durumu
Sayı % Hiçbir zaman 1 1,0 Nadiren 7 6,7 Bazen 28 26,9 Çoğu Zaman 51 49,0 Her zaman 17 16,3 Toplam 104 100,0
Firmaların % 16,3’ü Rakiplerin Olası Hamle ve Strateji Değişikliklerini her
zaman, % 49’luk kısmı çoğu zaman takip ettiklerini belirtirken, %1’lik kısmı hiçbir
zaman rakiplerin stratejilerini ve hamlelerini takip etmediklerini belirtmişlerdir. Genel
dağılıma baktığımızda Adana küçük ve orta ölçekli işletmelerin rakip stratejileri ve
hamlelerini genel olarak takip ettikleri görülmektedir.
83
Tablo 6.11. Firmaların Rakiplerin Savunmasız Olduğunu Bilme Durumları
Sayı % Hiçbir zaman 5 4,8 Nadiren 9 8,7 Bazen 25 24,0 Çoğu Zaman 55 52,9 Her zaman 10 9,6 Toplam 104 100,0
Firmaların % 52,9 gibi büyük bir çoğunluğu çoğu zaman, % 9,6’sı ise her zaman
rakiplerinin nerede savunmasız olduğunu bildiklerini belirtmişlerdir. Firmaların %
4,8’inin rakiplerinin savunmasız olduğu alanları bilmedikleri görülmektedir.
Tablo 6.12. Firmaların Rakiplerinin Yeteneklerini Bilme Dağılımları
Sayı % Hiçbir zaman 6 5,8 Nadiren 10 9,6 Bazen 24 23,1 Çoğu Zaman 33 31,7 Her zaman 31 29,8 Toplam 104 100,0
Tablo 6.12’ye göre firmaların % 29,8’i her zaman , % 31,7’si ise çoğu zaman
rakiplerinin yeteneklerini bildiklerini belirtmişlerdir. Buna karşın firmaların % 5,8’inin
rakiplerinin yeteneklerini bilmedikleri sonucu ortaya çıkmaktadır.
84
Tablo 6.13: Firmaların Rakiplerinin Gelecekteki Hedeflerini Bilme Dağılımları
Sayı % Hiçbir zaman 11 10,6 Nadiren 28 26,9 Bazen 20 19,2 Çoğu Zaman 32 30,8 Her zaman 13 12,5 Toplam 104 100,0
Tablo 6.13’e göre firmaların % 30,8’i rakiplerinin gelecekteki hedeflerini çoğu
zaman, % 12,5’i ise her zaman bildiklerini belirtirken, % 10,6’sı ise hiçbir zaman
rakiplerinin hedeflerini bilmediklerini belirtmişlerdir.
Tablo 6.14: Firmaların Sektöre Girebilecek Potansiyel Rakiplerini Analiz Etme Durumu
Sayı % Hiçbir zaman 38 36,5 Nadiren 28 26,9 Bazen 4 3,8 Çoğu Zaman 18 17,3 Her zaman 16 15,4 Toplam 104 100,0
Tablo 6.14’e göre işletmelerin % 15,4’ünün her zaman, % 17,3’ünün ise çoğu
zaman sektörlerine girebilecek olan potansiyel rakiplerini analiz ettikleri görülürken,
işletmelerin % 36,5 gibi büyük çoğunluğu ise sektörlerine girebilecek olan potansiyel
rakiplerini hiçbir zaman analiz etmediklerini belirtmişlerdir.
85
Tablo 6.15: Firmaların Rakipleri ile İlgili Bilgileri Elde Etme Durumu
Hiçbir zaman Nadiren Bazen
Çoğu Zaman
Her zaman
Satışçı bilgilerinden 0 1.0 22.1 60.6 16.3 Ortak tedarikçilerden 9.6 51.9 13.5 23.1 1.9 Ortak Müşterilerden 0 5.8 26.9 51.0 16.3 Rakip firmalardan işe alınan personelden 62.5 4.8 21.2 4.8 6.7
Mesleki toplantılardan 10.6 28.8 33.7 26.9 0 Ticaret birlikleri 45.2 28.8 23.1 2.9 0 Pazar araştırma Firmaları 53.8 20.2 12.5 13.5 0
Dergi yayın vb. 43.3 19.2 18.3 18.3 1.0
Tablo 6.15’e göre firmaların rakipleri ile ilgili bilgileri çoğunlukla % 60,6 ile
satışçı bilgilerinden ve % 51 ile ortak müşterilerden elde ettikleri görülmektedir. Adana
küçük ve orta ölçekli işletmelerinin rakipleri ile ilgili bilgileri elde etmede ticaret
birliklerini, pazar araştırma firmalarını, dergi yayınlarını genel olarak kullanmadığı
sonucuna varılmaktadır.
Tablo 6.16: Rakiplerin Rekabete Cevap Verme Durumu
Rakiplerin Rekabete Cevap Verme Durumu %
Hiçbir zaman
Nadiren Bazen Çoğu
Zaman Her
zaman
Fiyat Düşürme 0 0 0 37,5 62,5 Kalite Arttırma 0 13,5 44,2 38,5 3,8 Kalite Azaltma 0 24 59,6 12,5 3,8 Kapasite Arttırma 1,9 9,6 15,4 64,4 8,7 Yeni Ürün Tasarlama 4,8 31,7 7,7 32,7 23,1
Tablo 6.16’ya göre rakiplerin rekabet hamlelerine cevap verme durumu % 62,5
her zaman, % 37,5 çoğu zaman ile fiyat düşürme olduğu görülmektedir. İşletmelerin
çoğu zaman % 64,4’ü kapasite arttırarak rekabet hamlelerine cevap verdiklerini
belirtmişlerdir. Burada göze çarpan en önemli olay işletmelerin tamamının fiyat
düşürme hamlesini çoğu zaman ve her zaman olarak belirtmiş olmasıdır.
86
Tablo 6.17: İşletmelerde Stratejik Kararların Verilmesinin Dağılımı
Stratejik Kararların Verilmesi %
Hiçbir zaman
Nadiren Bazen Çoğu
Zaman Her
zaman
Kararlar yeni fırsatların değerlendirilmesi yönünde alınır
0 0 15,4 70,2 14,4
Kararlar genellikle sezgisel olarak alınır 5,8 53,8 26,9 10,6 2,9
Kararlar firma sahibi Tarafından verilir 6,7 7,7 17,3 56,7 11,5
Kararlar hep büyüme ile ilgilidir 0 0 37,5 40,4 22,1
Kararlar yasal mevzuat şartları veya müşteri isteklerine göre alınırlar
2,9 0 1,0 46,2 50
Yaşanan problemlere yönelik kararlar alınır 0 0 4,8 27,9 67,3
Düşük riskli kararlar alınır 0 10,6 64,4 13,5 11,5
Kararlar bir takım analizlere ve değerlendirmelere göre alınırlar
1,0 19,2 20,2 42,3 17,3
Kararlar üst düzey yöneticilerle birlikte alınır
1,0 17,3 22,1 15,4 44,2
Tablo 6.17’ye göre işletmelerin % 70,2’si çoğu zaman, % 14,4’ü ise her zaman
stratejik kararları yeni fırsatların değerlendirilmesi yönünde aldıklarını belirtmişlerdir.
Kararlar çoğunlukla sezgisel olarak alınmamaktadır. Stratejik kararlar % 56,7 çoğu
zaman ve % 11,5 her zaman firma sahipleri tarafından verilmektedir. En çarpıcı sonuç
ise % 67,3 her zaman cevabı ile stratejik kararların yaşanan problemlere yönelik olarak
alınmış olmasıdır. İşletmelerin % 44,2’si stratejik kararların üst düzey yöneticilerle
birlikte alındığını belirtmişlerdir.
87
Tablo 6.18: Firmaların Büyüme Stratejilerinin Dağılımı
Evet
Hayır
Üretim/hizmet kapasitesini arttırmak 53.8 46.2
Yurt içi Pazar payını arttırmak 82.7 17.3
Yurt dışı pazarlara açılmak 62.5 37.5
Birleşme 0 100 Ortak Yatırım 11.5 88.5 Satınalma 13.5 86.5 Bayilik Verme 45.2 54.8 Dış kaynak kullanma 24.0 76.0
Tablo 6.18’e göre işletmelerin % 82,7 gibi büyük bir çoğunluğu yurt içi pazar
payını arttırmayı, % 62,5’ i yurt dışı pazarlara açılmayı ve % 53,8’i üretim/hizmet
kapasitesini arttırmayı büyüme stratejisi olarak uyguladıklarını belirtmişlerdir. Bunun
yanında firmaların % 100’ü birleşmeyi büyüme stratejisi olarak uygulamamaktadırlar.
Tablo 6.19: Firmaların Yazılı Stratejik Plan Dağılımı
Sayı % Evet 51 49,0 Hayır 53 51,0 Toplam 104 100,0
Tablo 6.19’a göre firmaların % 51’i herhangi bir yazılı stratejik planlarının
olmadığını belirtirken, % 49’u yazılı bir stratejik planlarının olduğunu belirtmişlerdir.
88
6.2. Hipotezlerin Testi
6.2.1. Sektörel Durum İle İlgili Hipotez Testleri
Tablo 6.20: Sektörel Durum İle Toplam Maliyet Stratejileri Arasındaki İlişkinin
Hipotez Testleri
Toplam Maliyet Stratejisi Hipotez ( Ho) Serbestlik
Derecesi AnlamlılıkDüzeyi
χ² değeri
χ² Tablo değeri
Hipotez Durumu
Toplam Maliyet Stratejisi uygulamakla sektörel durum arasında ilişki yoktur.
2 0,501 1,383 5,99 Kabul
Sektörel Durum ile toplam maliyet stratejisinin Pazar payını arttırması arasında ilişki yoktur.
2 0,002 12,183 5,99 Red
Sektörel durum ile toplam maliyet stratejisi arasındaki ilişkiyi incelediğimizde,
firmaların toplam maliyet stratejisi uygulamasının sektörel durum ile ilişkisinin
olmadığı sonucu ortaya çıkmaktadır. Bununla beraber toplam maliyet stratejisi
uygulanmasıyla, sektörel duruma göre pazar payının artması arasına bir ilişki olduğunu
görüyoruz. Bu ilişki frekans tablosu ile analiz edildiğinde olgun sektörlerde toplam
maliyet stratejisi uygulanmasının % 86,2 ile Pazar payını arttırdığı sonucu ön plana
çıkmaktadır.
89
Tablo 6.21: Sektörel Durum ile Farklılaştırma Stratejileri Arasındaki İlişki
Farklılaştırma Stratejisi Hipotez ( Ho) Serbestlik
Derecesi AnlamlılıkDüzeyi
χ² değeri
χ² Tablo değeri
Hipotez Durumu
Sektörel durum ile rekabette tasarımla farklılık yaratma arasında ilişki yoktur.
2 0,002 12,148 5,99 Red
Sektörel durum ile rekabette Satış ve pazarlama ile farklılık yaratma arasında ilişki yoktur.
2 0,001 14,046 5,99 Red
Sektörel durum ile rekabette serviste farklılık yaratma arasında ilişki yoktur.
2 0,394 1,863 5,99 Kabul
Sektörel durum ile rekabette üründe farklılık yaratma arasında ilişki yoktur.
2 0,001 13,614 5,99 Red
Sektörel durum ile rekabette teslimat hızında farklılık yaratma arasında ilişki yoktur.
2 0,869 0,282 5,99 Kabul
Sektörel durum ile rekabette Kredi vade vb. kolaylıklarla farklılık yaratma arasında ilişki yoktur.
2 0,176 3,474 5,99 Kabul
Sektörel durum ile rekabette dağıtım kanalları ile farklılık yaratma arasında ilişki yoktur.
2 0,027 7,210 5,99 Red
Sektörel durum ile rekabette markalaşarak farklılık yaratma arasında ilişki yoktur.
2 0,458 1,563 5,99 Kabul
Sektörel duruma göre farklılaşma stratejisi arasındaki ilişkiyi incelediğimizde,
sektörel duruma göre; tasarımla, satış ve pazarlama ile, ürünün özellikleri ile, dağıtım
kanalları ile farklılık yaratma arasında ilişki olduğu sonucu ortaya çıkmaktadır.
90
Tablo 6.22: Sektörel Durum İle Odaklanma Stratejileri Arasındaki İlişkinin
Hipotez Testleri
Odaklanma Hipotez ( Ho) Serbestlik
Derecesi AnlamlılıkDüzeyi
χ² değeri
χ² Tablo değeri
Hipotez Durumu
Sektörel durum ile belirli bir tüketici grubuna odaklanma stratejisi arasında ilişki yoktur.
2 0,465 1,529 5,99 Kabul
Sektörel durum ile belirli bir bölgeye odaklanma stratejisi arasında ilişki yoktur.
2 0,159 3,675 5,99 Kabul
Sektörel durum ile belirli bir ürün grubuna odaklanma stratejisi arasında ilişki yoktur.
2 0,932 0,140 5,99 Kabul
Tablo 6.22’ye göre Sektörel durum ile işletmelerin rekabet avantajı sağlamak
için belirli bir tüketici grubuna, belirli bir bölgeye veya belirli bir ürün grubuna
odaklanması arasında herhangi bir ilişkinin olmadığı sonucu ortaya çıkmaktadır.
91
6.2.2. İşletme Büyüklüğü İle İlgili Hipotez Testleri
Tablo 6.23: İşletme Büyüklüğü İle Toplam Maliyet Stratejileri Arasındaki İlişkinin
Hipotez Testleri
Toplam Maliyet Stratejisi Hipotez Serbestlik
Derecesi AnlamlılıkDüzeyi
χ² değeri
χ² Tablo değeri
Hipotez Durumu
Toplam Maliyet Stratejisi uygulamakla işletme büyüklüğü arasında ilişki yoktur.
2 0,104 4,53 5,99 Kabul
İşletme büyüklüğü ile toplam maliyet stratejisinin Pazar payını arttırması arasında ilişki yoktur.
2 0,014 8,512 5,99 Red
İşletme büyüklüğü ile toplam maliyet stratejisi arasındaki ilişkiyi
incelediğimizde, firmaların toplam maliyet stratejisi uygulamasının işletme büyüklüğü
ile ilişkisinin olmadığı sonucu ortaya çıkmaktadır. Bununla beraber toplam maliyet
stratejisi uygulanmasıyla, işletme büyüklüğüne göre pazar payının artması arasına bir
ilişki olduğu görülmektedir.
92
Tablo 6.24: İşletme Büyüklüğü ile Farklılaştırma Stratejileri Arasındaki İlişki
Farklılaştırma Stratejisi Hipotez ( Ho) Serbestlik
Derecesi AnlamlılıkDüzeyi
χ² değeri
χ² Tablo değeri
Hipotez Durumu
İşletme büyüklüğü ile rekabette tasarımla farklılık yaratma arasında ilişki yoktur.
2 0,000 20,479 5,99 Red
İşletme büyüklüğü ile rekabette Satış ve pazarlama ile farklılık yaratma arasında arasında ilişki yoktur.
2 0,000 17,083 5,99 Red
İşletme büyüklüğü ile rekabette serviste farklılık yaratma arasında arasında ilişki yoktur.
2 0,027 7,190 5,99 Red
İşletme büyüklüğü ile rekabette üründe farklılık yaratma arasında arasında ilişki yoktur.
2 0,104 4,526 5,99 Kabul
İşletme büyüklüğü ile rekabette teslimat hızında farklılık yaratma arasında arasında ilişki yoktur.
2 0,268 2,632 5,99 Kabul
İşletme büyüklüğü ile rekabette Kredi vade vb. kolaylıklarla farklılık yaratma arasında arasında ilişki yoktur.
2 0,004 11,175 5,99 Red
İşletme büyüklüğü ile rekabette dağıtım kanalları ile farklılık yaratma arasında arasında ilişki yoktur.
2 0,000 18,019 5,99 Red
İşletme büyüklüğü ile rekabette markalaşarak farklılık yaratma arasında arasında ilişki yoktur.
2 0,007 9,945 5,99 Red
93
İşletme büyüklüğüne göre farklılaşma stratejisi arasındaki ilişkiyi
incelediğimizde, işletme büyüklüğüne göre; tasarımla, satış ve pazarlama ile, servis ile,
kredi vade vb. kolaylıklarla, ürünün özellikleri ile, dağıtım kanalları ile farklılık
yaratma arasında ilişki olduğu sonucu ortaya çıkmaktadır.
Tablo 6.25: İşletme Büyüklüğü ile Odaklanma Stratejileri Arasındaki İlişkinin
Hipotez Testleri
5. Odaklanma
Hipotez ( Ho) SerbestlikDerecesi
AnlamlılıkDüzeyi
Χ² değeri
χ² Tablo değeri
Hipotez Durumu
İşletme büyüklüğü ile belirli bir tüketici grubuna odaklanma stratejisi arasında ilişki yoktur.
2 0,426 1,706 5,99 Kabul
İşletme büyüklüğü ile belirli bir bölgeye odaklanma stratejisi arasında ilişki yoktur.
2 0,002 12,243 5,99 Red
İşletme büyüklüğü ile belirli bir ürün grubuna odaklanma stratejisi arasında ilişki yoktur.
2 0,004 11,069 5,99 Red
Tablo 6.25’e göre işletme büyüklüğü ile belirli bir bölgeye ve belirli bir ürün
grubuna odaklanma stratejisi arasında ilişkinin olduğu sonucu ortaya çıkmaktadır.
İşletme büyüklüğü ile belirli bir tüketici grubuna odaklanma stratejisi arasında herhangi
bir ilişkinin olmadığı görülmektedir.
94
BÖLÜM 7
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ
Adana KOBİ’lerin genel olarak sektörel durumlarını incelediğimizde gelişen
sektörlerin büyük çoğunlukta olduğu, bunu olgun sektörlerin takip ettiği görülmektedir.
Gerileyen sektörlerin ise azınlıkta olduğu sonucu ortaya çıkmaktadır. Bununla birlikte
Adana ilinde yeni doğan sektörlerin bulunmadığı görülmektedir. Bu durum Adana’da
sanayinin çok fazla gelişememesindeki temel faktörler arasında sayılabilir.
İşletmelerin sektörel durumlarını incelediğimizde kimya, tekstil, plastik
sektörlerinin olgun sektörler haline geldiği görülmektedir. Bunun sonucunda bu
sektörlerde faaliyet gösteren işletmelerin stratejik kararlarında daha dikkatli olması
sonucu ortaya çıkmaktadır.
Adana KOBİ’lerinin en fazla uyguladığı stratejinin toplam maliyet stratejisi
olduğu görülmektedir. Sektörel bazda baktığımızda ise toplam maliyet stratejisi
uygulayan sektörlerin başında inşaat ve tekstil sektörü gelmektedir. Bu durum bize
olgun ve gerileyen sektörlerde genellikle toplam maliyet stratejisinin uygulandığı
sonucunu ortaya çıkarmaktadır.
İşletmelerin tamamı toplam maliyet stratejisinin uygulanmasının pazar paylarını
arttırdığını belirtmiştir. Toplam maliyet stratejisinin uygulanmasıyla tekstil ve taşıma
sektörlerinde en fazla pazar payı artışının sağlandığı görülmektedir. Buna karşın toplam
maliyet stratejisi uygulanmasının pazar payı artışına en az etki eden sektörlerin başında
ise tarım ve gıda sektörü gelmektedir. Bu sektörlerde kalite ve hijyenin ürün fiyatından
daha önemli olması bu sonucu doğurabilir.
İşletmelerin büyük çoğunluğunun rakiplerine karşı rekabet avantajı elde etmek
için farklılaştırma stratejisi uyguladıkları sonucu ortaya çıkmaktadır. İşletmelerin bu
stratejiyi uygularken kullandıkları farklılaştırma yöntemlerinin başında markalaşarak
farklılık yaratma gelmektedir. Bu durum bize Adana KOBİ’lerinin markalaşmaya önem
verdiği sonucunu ortaya koymaktadır. Bu nedenle KOSGEB gibi KOBİ’leri destekleyen
kuruluşların markalaşma desteğini daha etkin olarak vermesi gerekmektedir.
Adana KOBİ’lerinin genel olarak çoğunlukla tüketici ve ürün grubuna
odaklandıkları görülmektedir. Bunula birlikte belirli bir bölgeye odaklanan firmalar
azınlıktadır. İletişim teknolojilerinin ülkelerin bile sınırlarını ortadan kaldırdığı
günümüzde bölgesel odaklanmanın az olması normal bir sonuç olarak varsayılabilir.
95
Stratejik yönetimi uygulamada en önemli süreçlerin başında rakiplerden
haberdar olma ve rakiplerin iyi bir şekilde analiz edilmesi gelmektedir. Bununla birlikte
Adana KOBİ’lerinin genel olarak rakiplerinin stratejilerini ve rekabet hamlelerini takip
ettikleri görülmektedir.
İşletmelerin çoğunluğu rakip firmaların yeteneklerini ve savunmasız olduğu
alanları iyi bilirken rakiplerinin gelecekteki hedeflerini aynı oranda bilmemektedirler.
Bunun yanında işletmelerin çok büyük bir kısmı sektöre girebilecek potansiyel
rakiplerinden habersizdirler ve bu potansiyel rakipleri analiz etmemektedirler.
İşletmelerin rakipleri ile ilgili bilgileri çoğunlukla kendi satış kadrosunun
dışarıdaki gözlemlerinden ve ortak müşterilerden öğrendikleri görülmektedir. Bununla
birlikte rakipler hakkında bilgi edinmede Adana KOBİ’leri ticaret birliklerini, pazar
araştırma firmalarını, dergi yayın gibi benzeri araçları çok fazla kullanmamaktadır.
İşletmeler rakiplerine karşı rekabet avantajı elde etmek için en fazla fiyat
düşürme stratejilerini uygulamaktadırlar. Diğer bir rekabete cevap verme durumunun
ise kapasite arttırma olduğu görülmektedir. Kapasite arttırma işletmelerin ölçek
ekonomisinden faydalanmasını sağlayacağından, dolaylı olarak fiyat düşürme
stratejisine de yardımcı olacaktır.
Adana KOBİ’lerinde stratejik kararların verilmesi genellikle yeni fırsatların
değerlendirilmesi yönünde olmaktadır. Kararların çoğunlukla sezgisel olarak alınmadığı
görülmektedir. Stratejik kararların büyük çoğunluğu firma sahibi tarafından
verilmektedir ve bu kararlar çoğunlukla büyüme ile ilgili olmaktadır.
Stratejik kararların alınmasında en çarpıcı sonuç, kararların çok büyük bir
çoğunlukla yasal mevzuat şartları, müşteri istekleri ve yaşanan problemleri gidermeye
yönelik alınmasıdır. Bu sonuç bize Adana KOBİ’lerinin reaktif ( Hatalar oluştuktan
sonra önlemler alan ) yönetim tarzını uyguladıklarını göstermektedir. Bu nedenle Adana
KOBİ yöneticilerinin proaktif (Hataları oluşmadan önleme) özelliklerini geliştirmeleri
gerekmektedir. Çünkü modern yöneticiliğin en önemli özelliklerinden birisi proaktif
davranış biçimidir. Ayrıca proaktif olarak alınan stratejik kararlar her zaman işletmeye
daha çok faydalı olmaktadırlar.
Adana KOBİ’lerinin en fazla yurt içi ve yurt dışı Pazar paylarını arttırarak
büyümeye çalıştıkları görülmektedir. Bunun yanında birleşme, ortak yatırım, satınalma,
dış kaynak kullanma yöntemleri büyümeye yönelik stratejilerde çok fazla
kullanılmamaktadır.
96
Firmaların %49’u yazılı bir stratejik planlarının bulunduğunu belirtmişlerdir. Bu
oranın normalde daha da düşük olduğu tahmin edilmektedir. Fakat son zamanlarda
KOSGEB desteklerinden yararlanmak için sanayi kuruluşlarının stratejik yol haritası
doldurması zorunluluğu tüm Türkiye KOBİ’lerinde olduğu gibi Adana KOBİ’lerininde
stratejilerini yazılı planlara dökmelerini sağlamıştır.
Yapılan bu çalışmada sektörel durum ve işletme büyüklüne göre hipotez testleri
geliştirilmiştir. Bu hipotez testleri sonucunda aşağıdaki sonuçlar elde edilmiştir.
• İşletmelerin toplam maliyet stratejisi uygulamasıyla sektörel durum arasında
ilişki yoktur.
• Sektörel durum ile toplam maliyet stratejisinin pazar payını arttırması arasında
ilişki vardır.
• Sektörel durum ile rekabette tasarımla farklılık yaratma arasında ilişki vardır.
• Sektörel durum ile rekabette Satış ve pazarlama ile farklılık yaratma arasında
ilişki vardır.
• Sektörel durum ile rekabette serviste farklılık yaratma arasında ilişki yoktur.
• Sektörel durum ile rekabette üründe farklılık yaratma arasında ilişki vardır.
• Sektörel durum ile rekabette teslimat hızında farklılık yaratma arasında ilişki
yoktur.
• Sektörel durum ile rekabette Kredi vade vb. kolaylıklarla farklılık yaratma
arasında ilişki yoktur.
• Sektörel durum ile rekabette dağıtım kanalları ile farklılık yaratma arasında
ilişki vardır.
• Sektörel durum ile rekabette markalaşarak farklılık yaratma arasında ilişki
yoktur.
• Sektörel durum ile belirli bir tüketici grubuna odaklanma stratejisi arasında ilişki
yoktur.
• Sektörel durum ile belirli bir bölgeye odaklanma stratejisi arasında ilişki yoktur.
• Sektörel durum ile belirli bir ürün grubuna odaklanma stratejisi arasında ilişki
yoktur.
• Toplam Maliyet Stratejisi uygulamakla işletme büyüklüğü arasında ilişki yoktur.
• İşletme büyüklüğü ile toplam maliyet stratejisinin pazar payını arttırması
arasında ilişki vardır.
97
• İşletme büyüklüğü ile rekabette tasarımla farklılık yaratma arasında ilişki vardır.
• İşletme büyüklüğü ile rekabette Satış ve pazarlama ile farklılık yaratma arasında
arasında ilişki vardır.
• İşletme büyüklüğü ile rekabette serviste farklılık yaratma arasında arasında
ilişki vardır.
• İşletme büyüklüğü ile rekabette üründe farklılık yaratma arasında arasında
ilişki yoktur.
• İşletme büyüklüğü ile rekabette teslimat hızında farklılık yaratma arasında
arasında ilişki yoktur
• İşletme büyüklüğü ile rekabette Kredi vade vb. kolaylıklarla farklılık yaratma
arasında arasında ilişki vardır.
• İşletme büyüklüğü ile rekabette dağıtım kanalları ile farklılık yaratma arasında
arasında ilişki vardır.
• İşletme büyüklüğü ile rekabette markalaşarak farklılık yaratma arasında
arasında ilişki vardır.
• İşletme büyüklüğü ile belirli bir tüketici grubuna odaklanma stratejisi arasında
ilişki yoktur.
• İşletme büyüklüğü ile belirli bir bölgeye odaklanma stratejisi arasında ilişki
vardır.
• İşletme büyüklüğü ile belirli bir ürün grubuna odaklanma stratejisi arasında
ilişki vardır.
98
KAYNAKÇA
Aaker, D. (1995), Developing Business Strategies, 1995, New york: John Wiley &Sons
Inc.
Akın, B. (1996), ‘‘ Küçük ölçekli işletmelerde stratejik planlama ve yönetim’,
Verimlilik Dergisi, Milli Prodüktivite Merkezi Yayınları, c.1. ss. 43-51.
Aktan,C. (1997), Değişim ve Yeni Global Yönetim, İstanbul: MESS yayını.
Albanese, R. (1988), Management, Ohio: South-Western Publishing Company.
Barney, Jay B. (2002), Gaining and Sustaining Copatitive Advantage (2.Ed.), New
Jersey: Prentice Hall.
Barnett, J. H. ve Wilsted, W. D. (1989), Strategic Management: Text and Concepets,
Boston: PWS Kent Publishing Company.
Barry, W.B. (1986), Strategic Planning Workbook for Public and Nonprofit
Organizations,St.Paul: Amherst Wilder Foundation.
Bentivogli, C., Hinterhuber, H. (1994), “The watch industry: A Strategic Analysis,”
International Review of Strategic Management, c.5. ss. 133-167.
Brandenburger, A. ve Nalebuff, B.( 1999), ‘‘Belirsizliği yönetmek’’, Doğru Oyun,
Harvard Business Review, MESS.
Bryson, J. M. (1988), Strategic Planning for Public and Nonprofit Organizations,
SanFrancisco: Jossey-Bass.
Can, H. (2001), Yönetim Bilimli ve Tarihçesi, Yönetim ve Organizasyon, Ankara: Nobel
Yayın Dagıtım.
99
Campbell, A. ve Yeung, S. (1991), "Brief case:mission, vision and strategic ıntent,"
Pergamon Press, c.4. ss. 145-147.
Certo, S., Peter, J.P. (1991), Strategic Management, New York: McGraw-Hill
International Editions.
Chandler, A. (1962), Strategy and Structure, Cambridge : The MIT Press.
Dinçer, Ö. (1998), Stratejik Yönetim Ve İşletme Politikası, İstanbul: Timaş Matbaası
Dıxıt, A.K. (1991), Thinking Strategically: The Competitive Edge in Business, Politcs
and Life, New York: W.W. Norton.
Donelly,H., Gibson, L. ve Ivancevich M., (1984), Fundamental Of Management
(5. Baskı), Texas: Business Pub. Inc.
Drucker, P. (1999), 21. Yüzyıl İçin Yönetim Tartışmaları (Çev: I.Bahçıvangil),
Istanbul:Epsilon Yayıncılık.
Dyson, R.G. (1990), Strategic Planning: Models and Analytical Techniques,
London:John Wiley and Sons.
Eren, E. (2000), İşletmelerde Stratejik Planlama, Istanbul : Beta Basım Yayıncılık
Fahey, L. ve Randall, R. (1994), The Portable Mba in Strategy, Newyork: J. Wiley Inc.
Gibson R. (1998), Geleceği Yeniden Düşünmek, İstanbul: Sabah Yayıncılık.
Grant, R.M. (1995), Contemporary Strategy Analysis: Concept, Techniques,
Applications, Massachusetts: Blackwell Pub. Inc.
Gümüş, M. (1995), Yönetimde Başarı İçin Altın Kurallar, İstanbul: Alfa Yayınları
Hamel, G. ( 1994), Competence Based Competition, UK: John & Wiley
100
Hamel, G. (1996), Geleceği Kazanmak, İstanbul: İnkılab yayınları.
Hammer, M., Jampy, J. (1993), Reengineering The Corparation, Newyork: Harper
Colins
Hendry, J. (1993), Strategic Thinking, leadersihip and The Management Of Change,
Cambridge: John & Wiley Co.
Hinterhuber, H.H. (1984), Stratejik İşletme Yönetimi (Çev. L. Uraz), İstanbul: Erler
Matbaası.
Hınton, W. ve Lendo,E. (1992), “Learning to Manage Strategically: prescription for a
changing world”, The Journal of Management Development, c.11. ss.13-25.
Hofer, C.W. ve Schendel, D. (1979), Strategy Formulation: Analytical Concepts(2.Ed.),
Minnesota: West Publishing Co.
Hussey,D., (1995), Strategic Management: Theory and Practice, Oxford: Elsevier.
Hussey,D., (1995), Rethinking Strategic Management, Chichester:John Wiley & Sons
Jauch, L.R. ve Glueck, W.F. (1988), Business Policy and Strategic Management
(5.Ed.), NewYork: McGraw-Hill Comp.
Jauch, L. ve Glueck, W. (1989), Strategic Management and Business Policy, New
York: McGraw Com.
Karaman, T. (2000), “Yönetim stratejilerindeki gelişmeler”, G.Ü. Gazi Eğitim Fakültesi
Dergisi, c.23. s. 2 ss. 61-85
Kelly, M. (1987), How to Check Out Your Competition: A Complete Plan For
Investigating Your Market, New york: John Wiley.
101
Kenneth, A. (1971), The Concept of Corporate Strategy, Hornewood: Dow Jones- Irwin
Inc.
Luck, D. J., Ferrel, O.C. ve Lucas, G. J. (1989), Marketing Strategy and Plans, New
York: Prentice Hall.
McCarthy, D. J. , Minichiello, R.J. ve Curan, J.R. (1975), Business Policy and Strategy,
Homewood: Richard D. Irwin Inc.
McCarthy, D.J., Minichiella, R.J. ve Curran, J.R. (1977), Business Strategy and Policy:
Concepts and Readings, Homewood: Richard D. Irwin Incorporation.
Miller,A., Dess, G. (1996), Strategic Management, Newyork: The Mcgraw-hill
Companies inc.
Miner,B. (1985), The Practice of Management, USA:A Bell and Howell Company.
Miner, John B., Timothy M. ve Luchsinger, V. (1990), The Practice of Management
Text Readings, Cases, Columbus, Ohio: Charles E. Merrill Publishing Company.
Mintzberg, H. (1994), The Rise and Fall of Strategic Planning, Newyork: The Free
Pres.
Mintzberg, H. (1994), "The Rise and Fall of Strategic Planning", Harvard Bussiness
Review, c.25. ss.107 – 114.
Mintzberg, H. (1994), "Rethinking Strategic Planning Part I: Pitfalls and Fallacies",
Long Range Planning , c. 27. ss. 12 – 21.
Mintzberg, H., Quinn, J.B. (1996), The Strategy Process Concepts, Contexts, Cases,
London, Prentice-Hall İnc.
Mintzberg, H. (1998), "Rethinking strategic planning part ıı: new roles for planners",
Long Range Planning, c. 27. ss. 22 – 30.
102
Nut, P. C. ve R. W. Backoff. (1992), Strategic Management of Public and Third Sector
Organisations: A Handbook for Leaders, San Fransisco: Jossey-Bass.
O’neal, D. (1996), Strategic Integration, USA: Urbana
Pamuk,G., Erkut, H. ve Ülegin, F. (1997), Stratejik Yönetim ve Senaryo Tekniği,
Istanbul: İrfan Yayıncılık
Porter, M. (1980), Competitive Strategy: Techniques For Analyzing Industrıes and
Competitors, NewYork: The Free Pres.
Porter, M. (2000), Rekabet Stratejisi (Çev. G. Ulubilgen), İstanbul, Sistem Yayıncılık,
ss.493
Porter, M. (2002), ‘‘Stratejide İlerlemeler’’, Strateji ve İnternet, Harvard Business
Review, MESS.
Roy, M. J. ve Vezina, R. (2001), “ Environmental performance as a basis for
competitive strategy: opportunities and threats,” Corparate Environmental Strategy,
C.4. ss. 339-347.
Schnaars, S. P. (1990), How to Develop and Use Scenarious, New York: John Wiley&
Sons.
Soylu, Ö. (2001), “Stratejik yönetim ve balanced scorecard,” Human Resources, c.4.
s.36. ss.28-34.
Stockport, G. J. (2000), “Developing skills in strategic transformation,” European
Journal of Innovation Management, c.3 s.1. ss. 45-52.
Stoner, J.A. (1978), Management, New Jersey: Prentice-Hall Inc.
Thomas, H. (1995), Strategic Renaissance And Business Transformation, USA: Urbana
103
Üzün, C. (2000), Stratejik Yönetim Ve Halkla İlişkiler, İzmir: Eylül Yayınları.
Young, S. , Davies, J. R., Hamil, J. ve Wheeler, C. (1989), International Market Entry
and Development, New Jersey: Prentice Hall.
Wilson, I.H. (1984), Environmental Scanning anf Strategic Planning, Texas: Bussiness
Publucation Inc.
Wright, P., Pringle, D. ve Kroll, M.J. (1992), Strategic Management, USA: Ally &
Bacon Co.
Quinn, J.B. (1980), Strategies for Change: Logical Incrementalism, Homewood:
Richard D. Irwin Incorporation.
104
EK -1
Sayın Yönetici Bu anketin amacı “ Adana ilindeki küçük ve orta ölçekli işletmelerin uyguladıkları rekabet stratejilerinin tespit edilmesidir.” Anket sonuçları Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde hazırlanan bir yüksek lisans tez çalışmasında kullanılacaktır. Ankette vereceğiniz sizin işletmenizi yansıtan cevaplar sadece akademik amaçlarla kullanılacak ve verilen bilgiler kesinlikle gizli tutulacaktır. Gösterdiğiniz ilgiye teşekkür ederiz. Sadullah KISACIK
FİRMA ADI: KURULUŞ YILI: FAALİYET GÖSTERDİĞİ SEKTÖR: Tekstil Gıda İnşaat Plastik Metal & Otomotiv Yan. San.
Tarım Kimya Taşıma Hizmet Diğer.........................................
SEKTÖRÜNÜZÜN DURUMUNU BELİRTİNİZ Yeni Doğan Gelişen Olgun Gerileyen
İDARİ PERSONEL SAYISI: 1-20 20-40 40-60 60 ve üzeri
İŞÇİ SAYISI: 1-50 50-100 100-150 150 ve üzeri
ŞİRKET BİLGİLERİ
ANKETİ CEVAPLAYAN ADI SOYADI: ÜNVANI:
105
Lütfen aşağıdaki soruları 1 ile 5 arasındaki ölçeğe göre cevaplayınız. Hiçbir zaman Nadiren Bazen Çoğu zaman Her zaman
1 2 3 4 5 1.Toplam Maliyet Stratejisi
1.1.Stratejiniz rakiplerinize göre en düşük maliyetli ürünü üretmek mi ?
1 2 3 4 5
1.2. Düşük maliyet Pazar payınızın artmasını sağlıyor mu ? 1 2 3 4 52. Maliyeti düşürmek için izlediğiniz yöntemler nelerdir?
2.1. Toplu hammadde alımları ile satınalma maliyetlerini düşürmek 1 2 3 4 52.2. Verimli işgücü kullanmak 1 2 3 4 52.3. Düşük maliyetli işgücü kullanmak 1 2 3 4 52.4. Ürünü basit bir şekilde üretmek 1 2 3 4 52.5. Ürünün kalitesini düşürmek 1 2 3 4 52.6. Yüksek kapasiteli üretim yapacak modern teknolojileri kullanmak
1 2 3 4 5
3. Farklılaştırma Stratejisi Ürününüzün sektördeki diğer rakiplerin ürünlerinden farklılıklarını belirleyiniz. 3.1. Tasarımda farklılık 1 2 3 4 53.2. Satış-pazarlamada farklılık 1 2 3 4 53.3. Serviste farklılık 1 2 3 4 53.4. Üründe Farklılık 1 2 3 4 53.5. Teslimat hızında farklılık 1 2 3 4 53.6. Kredi, vade vb. kolaylıklarda farklılık 1 2 3 4 53.7. Dağıtım kanallarında farklılık 1 2 3 4 53.8. Markalaşarak farklılık yaratma 1 2 3 4 5
4. Ürün Farklılaştırmanın Sonuçlarını Belirtiniz 4.1. Müşterilerin ürün fiyatını göz ardı etmesini sağlıyor 1 2 3 4 5 4.2. Müşteri sadakatini arttırıyor 1 2 3 4 5 4.3. Müşterilerin ikame ürünleri tercih etmemesini sağlıyor 1 2 3 4 5 4.4. Tüm müşterilere hitap edememekten dolayı Pazar payının azalmasına sebep oluyor.
1 2 3 4 5
5. Odaklanma 5. Sunduğunuz Ürün/hizmetlerin odak noktaları nelerdir. 5.1. Yalnızca belirli bir tüketici grubu 1 2 3 4 5 5.2. Yalnızca belirli bir bölge 1 2 3 4 5 5.3. Yalnızca belirli bir ürün grubu 1 2 3 4 5 6. Rakiplerinizin stratejilerini analiz ediyor musunuz 6.1. Rakiplerin olası hamle ve strateji değişikliklerini takip ederiz. 1 2 3 4 5 6.2. Rakiplerin nerede savunmasız olduğunu biliriz. 1 2 3 4 5 6.3. Rakiplerin en büyük ve en etkili misillemelerine yol açacak nedenleri biliriz.
1 2 3 4 5
6.4. Rakiplerin yeteneklerini biliriz. 1 2 3 4 5 6.5. Rakiplerin gelecekteki hedeflerini biliriz. 1 2 3 4 5 6.6. Sektöre girebilecek potansiyel rakipleri analiz ederiz. 1 2 3 4 5 7. Rakiplerinizle ilgili bilgilere nasıl ulaşmaktasınız? 7.1. Satışçı bilgilerinden 1 2 3 4 5 7.2. Ortak tedarikçilerden 1 2 3 4 5 7.3. Ortak Müşterilerden 1 2 3 4 5 7.4. Rakip firmalardan işe alınan personelden 1 2 3 4 5 7.5. Mesleki toplantılardan 1 2 3 4 5 7.6. Ticaret birlikleri 1 2 3 4 5 7.7. Pazar araştırma firmaları 1 2 3 4 57.8. Dergi yayın vb. 1 2 3 4 5
106
8. Rakiplerinizin sizin yaptığınız rekabet hamlelerine karşı cevap verme durumu 8.1. Fiyat düşürme 1 2 3 4 58.2. Kalite arttırma 1 2 3 4 58.3. Kalite azaltma 1 2 3 4 58.4. Üretim (kapasite) Arttırma 1 2 3 4 58.5. Yeni ürün tasarlama 1 2 3 4 5
SEKTÖRE GİRİŞ ENGELLERİ Sektörünüze yeni bir firmanın giriş engelleri nelerdir? 9.1. Yüksek miktarlarda üretme ile maliyeti düşürme zorunluluğu ( ölçek ekonomisi )
1 2 3 4 5
9.2. Ürün Farklılaştırması 1 2 3 4 59.3. Yüksek sermaye gerektirmesi 1 2 3 4 59.4. Geçiş maliyetlerinin yüksek olması 1 2 3 4 59.5. Dağıtım kanallarına erişimin zor olması 1 2 3 4 59.6. Devlet politikaları 1 2 3 4 5
STRATEJİK GRUPLAR 10. Sektörünüzde Stratejik gruplaşmalar ne yönde olmuştur. 1 2 3 4 510.1. Maliyet 1 2 3 4 510.2. Teknoloji 1 2 3 4 510.3. Yerellik- Ulusallık 1 2 3 4 510.4. Dağıtım Kanalları 1 2 3 4 510.5. Ürün Portföyü 1 2 3 4 510.6. Kalite 1 2 3 4 5
STRATEJİK KARARLARIN VERİLMESİ 11. Firmanızda stratejik kararların alınması nasıl olmaktadır ? 1 2 3 4 511.1. Kararlar yeni fırsatların değerlendirilmesi yönünde alınır 1 2 3 4 511.2. Kararlar genellikle sezgisel olarak alınır 1 2 3 4 511.3. Kararlar firma sahibi Tarafından verilir 1 2 3 4 511.4. Kararlar hep büyüme ile ilgilidir 1 2 3 4 511.5. Kararlar yasal mevzuat şartları veya müşteri isteklerine göre alınırlar
1 2 3 4 5
11.6. Yaşanan problemlere yönelik kararlar alınır 1 2 3 4 511.7. Düşük riskli kararlar alınır. 1 2 3 4 511.8. Kararlar bir takım analizlere ve değerlendirmelere göre alınırlar 1 2 3 4 511.9. Kararlar üst düzey yöneticilerle birlikte alınır 1 2 3 4 512. Genel olarak işletme büyüme stratejiniz nelerdir?
Üretim/hizmet kapasitesini arttırmak Ortak Yatırım Yurt içi Pazar payını arttırmak Satınalma Yurt dışı pazarlara açılmak Bayilik Verme Birleşme Dış kaynak kullanma
13. Yazılı bir stratejik planınız var mı?
Evet Hayır Anketimiz sona ermiştir yardımlarınız için teşekkür ederiz.
107
ÖZGEÇMİŞ
Sadullah KISACIK KİŞİSEL BİLGİLER
Doğum Tarihi: 06.05.1977 Doğum Yeri: Adana Adres: Yenibaraj Mah. 50 Sok. No:2 Elmas Apt. 9/28 Adana Tel: 0322 4570564 0532 6888885 EĞİTİM BİLGİLERİ
Yüksek Lisans Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
İşletme Anabilimdalı 2001-2005 Lisans
Çukurova Üniversitesi Müh. Mim. Fak.
Endüstri Mühendisliği 1995-1999
PROFESYONEL İŞ TECRÜBELERİ
Genel Müdür 2003- Devam
Z Yönetim Danışmanlığı
Yönetim Sistemleri Proje Müdürü 2001 – 2003
Z Yönetim Danışmanlığı
Kalite Güvence Uzmanı 1999 – 2001
Z Yönetim Danışmanlığı
DANIŞMANLIK VE EĞİTİM UZMANLIKLARI Aşağıda belirtilen konularda yaklaşık 80 firmaya tarafımdan danışmanlık ve eğitim hizmeti verilmiştir.
• ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi • ISO 14001 Çevre Yönetim sistemi • HACCP Gıda Güvenliği Sistemi • OHSAS 18001 İş Sağlığı Ve İşçi Güvenliği • İç Kalite Tetkikçisi • Kalite Yönetim Sistemi Dökümantasyonu • İstatistiksel Proses Kontrol • Toplam Kalite Yönetimi • Stratejik Yönetim • Değişim Yönetimi • Değişim Mühendisliği • Stratejik Pazarlama