t.c. Çukurova Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ ... · araştırmada deney grubuna...
TRANSCRIPT
T.C.
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
EĞİTİM BİLİMLERİ ANABİLİM DALI
ÇATIŞMA KURAMINA DAYALI OLARAK GELİŞTİRİLEN KARAR VERME
BECERİ EĞİTİMİ GRUP UYGULAMALARININ ERGENLERİN KARAR
VERME STİLLERİNE ETKİSİ
Oğuzhan ÇOLAKKADIOĞLU
DOKTORA TEZİ
ADANA / 2010
T.C.
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
EĞİTİM BİLİMLERİ ANABİLİM DALI
ÇATIŞMA KURAMINA DAYALI OLARAK GELİŞTİRİLEN KARAR VERME
BECERİ EĞİTİMİ GRUP UYGULAMALARININ ERGENLERİN KARAR
VERME STİLLERİNE ETKİSİ
Oğuzhan ÇOLAKKADIOĞLU
DANIŞMAN: Prof. Dr. S. Sonay GÜÇRAY
DOKTORA TEZİ
ADANA / 2010
Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü’ne,
Bu çalışma, jürimiz tarafından Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı’nda DOKTORA TEZİ
olarak kabul edilmiştir.
Başkan: Prof. Dr. S. Sonay GÜÇRAY
(Danışman)
Üye : Prof. Dr. Turan AKBAŞ
Üye : Doç. Dr. Songül TÜMKAYA
Üye : Yrd. Doç. Dr. Ahmet DOĞANAY
Üye : Yrd. Doç. Dr. Zülal ERKAN
ONAY
Yukarıdaki imzaların, adı geçen öğretim elemanlarına ait olduklarını onaylarım.
…./…./……
Prof. Dr. Azmi YALÇIN
Enstitü Müdürü
Not: Bu tezde kullanılan özgün ve başka kaynaktan yapılan bildirişlerin, çizelge, şekil
ve fotoğrafların kaynak gösterilmeden kullanımı, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri
Kanunu’ndaki hükümlere tabidir.
i
ÖZET
ÇATIŞMA KURAMINA DAYALI OLARAK GELİŞTİRİLEN KARAR VERME
BECERİ EĞİTİMİ GRUP UYGULAMALARININ ERGENLERİN KARAR
VERME STİLLERİNE ETKİSİ
Oğuzhan ÇOLAKKADIOĞLU
Doktora Tezi, Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı
Danışman: Prof. Dr. S. Sonay GÜÇRAY
Şubat, 2010, 396 Sayfa
Bu araştırmada çatışma kuramına dayalı olarak geliştirilen karar verme beceri
eğitimi grup uygulamalarının, ergenlerin karar verme stillerine olan etkisi incelenmiştir.
Araştırma 2008-2009 öğretim yılında Adana ilinde Piri Reis ve Danişment Gazi
Anadolu liselerinde öğrenimine devam eden dokuzuncu sınıf öğrencilerinin olduğu
yansız atanan iki şubede araştırmaya katılmaya gönüllü olan öğrenciler üzerinde
gerçekleştirilmiştir.
Araştırma deneysel desen türündedir. Deney grubunda 18, kontrol grubunda 18
olmak üzere toplam 36 öğrenci araştırmaya katılmıştır. Deney ve kontrol gruplarına
katılımcıların seçimi sürecinde grupların eşitlenmesi amacıyla Ergenlerde Karar Verme
Ölçeği (EKVÖ), Sosyo-Ekonomik Düzey Ölçeği (SED), Problem Çözme Envanteri
(PÇE), Kendine Saygı Ölçeği (KSÖ), Denetim Odağı Ölçeği (DOÖ) ve Anne-Baba
Tutum Ölçeği (ABTÖ) kullanılmıştır. Normal dağılımda aşırı uçlarda yer alan
öğrenciler araştırmaya dahil edilmemiştir.
Araştırmada deney grubuna Çatışma Kuramı (Janis ve Mann, 1977) temel
alınarak oluşturulan on oturumluk psiko-eğitim temelli bir grup uygulaması
uygulanırken bu süreçte kontrol grubuna herhangi bir uygulamada bulunulmamıştır.
Deney grubuna uygulanan karar verme beceri eğitimi grup uygulamaları haftada iki gün
olmak üzere 60 dakikalık oturumlardan oluşmuştur. Deney grubuna uygulanan karar
verme beceri eğitimi grup uygulamaları ergenlerin karar verme deneyimi yaşamasına,
ii
karar vermenin ilkeleri hakkında tutarlı bir bilgi bütünlüğü kazanmasına, yanlış
kararların nedenlerini anlamalarına ve daha iyi, daha emin kararlar vermelerine,
kararlarını daha iyi nasıl kontrol edeceklerine ve alternatiflerini nasıl genişleteceklerine
yardımcı olmak amacıyla, çatışma kuramına dayalı olarak psiko-eğitim grubu temelinde
geliştirilmiştir.
Araştırmanın verileri nicel ve nitel yöntemler kullanılarak elde edilmiştir. Nicel
verilerin elde edilmesinde deney ve kontrol grubunda yer alan katılımcılara veri toplama
aracı olarak Ergenlerde Karar Verme Ölçeği (Çolakkadıoğlu ve Güçray, 2003)
kullanılmıştır. Ölçek deney ve kontrol grubunda yer alan katılımcılara öntest, sontest ve
izleme ölçümlerinde sunulmuştur. Araştırmanın nicel verilerinin analizinde kovaryans
analizi ve t testi tekniklerinden yararlanılmıştır. Araştırmanın nitel verileri ise Gruba
İlişkin Ölçümler Gözlem Formu (GİÖGF) (DeLucia-Waack, 2006), Oturum Sonu Süreç
Değerlendirme Formu (OSSDF) (Kivlighan ve Goldfine, 1991) ve Grup Sürecinin
Genel Değerlendirilmesi Formu (GSGDF) (DeLucia-Waack, 2006) ile toplanmıştır.
GİÖGF oturumlardan sonra her bir üye için lider ve yardımcı lider tarafından, OSSDF
oturumlardan sonra üyeler tarafından, GSGDF formu tüm oturumlar tamamlandıktan
sonra üyeler tarafından doldurulmuştur.
Araştırmadan elde edilen bulgular incelendiğinde karar verme beceri eğitimi
grup uygulamalarının ergenlerin karar vermede öz-saygı düzeylerini ve olumlu başa
çıkma stilini kullanımını arttırdığı, olumsuz başa çıkma stillerini kullanımını ise,
azalttığı ve bu etkinin uzun süreli olduğu görülmüştür. Ancak kız ve erkek öğrencilerin
kazanımlarında farklılığa neden olmadığı belirlenmiştir. Araştırmadan elde edilen bu
sonuçlar doğrultusunda, karar verme beceri eğitimi grup uygulamalarının dokuzuncu
sınıf öğrencilerinin karar vermede öz-saygı düzeyini yükseltmede, ihtiyatlı seçici karar
verme becerisi geliştirmede ve olumsuz başa çıkma stillerini (umursamaz, panik,
sorumluluktan kaçma) kullanımını azaltmada etkili olduğu söylenebilir.
Anahtar kelimeler: Ergenler, karar verme, karar verme stilleri, ergenlerde karar verme,
karar verme beceri eğitimi, psiko-eğitim grupları
iii
ABSTRACT
THE EFFECT OF CONFLICT THEORY BASED DECISION MAKING SKILL
TRAINING GROUP APPLICATIONS ON DECISION MAKING STYLES OF
ADOLESCENTS
Oğuzhan ÇOLAKKADIOĞLU
Ph.D. Dissertation, Department of Education Sciences
Supervisor: Prof. Dr. S. Sonay GÜÇRAY
February, 2010, 396 pages
In this study, the effect of conflict theory based decision making skill training
group applications on decision making styles of adolescents was investigated.
The research was conducted in 2008-2009 academic year with ninth graders
studying in Piri Reis and Danişment Gazi Anatolian High School. Two classes were
randomly assigned and the study was conducted with the volunteer students from these
randomly assigned classes.
The research is a kind of experimental study. There were 18 students in
experimental group, 18 students in control group and totally 36 students participated to
the research. When assigning students to experimental group or control group, Decision
Making Scale for Adolescents, Socio-Economic Status Scale, Problem Solving
Inventory, Self-Esteem Scale, Locus of Control Scale and Parental Style Inventory were
used. Students who falled into the extreme peaks within the normal curve were not
included in the study.
While the experimental group participated in a psycho-educational based group
application that was based upon Conflict Theory (Janis and Mann, 1977), the control
group did not participate in any kind of application. The decision making skill training
applications for the experimental group consisted of 60-minute sessions conducted
twice a week. The conflict theory based decision making skill training applications for
the experimental group was developed as a psycho-educational group to help
iv
adolescents to experience decision making, to gain integrated information about the
principles of decision making, to understand the reasons of their wrong decisions, to
make more confident decisions, to control their decisions better and to extend their
alternatives.
The data was collected via quantitative and qualitative methods. For collecting
the qualitative data, Decision Making Scale for Adolescents was applied to the
participants in the experimental and control group. The scale was given as pretest,
posttest and follow-up measure to the participants in experimental and control group. In
the quantitative analysis of the research, co-variance analysis and t-test techniques were
used. The qualitative data of the research was collected via Group Related Measures
(DeLucia-Waack, 2006), Critical Incidents in Group Work (Kivlighan and Goldfine,
1991) and Evaluation at the End of The Group By Members (DeLucia-Waack, 2006).
Group Related Measures were filled by leader and co-leader for each member, Critical
Incidents in Group Work was filled by group members at the end of each session and
Evaluation at the End of the Group by Members was filled by group members at the end
of all sessions.
The findings of the research indicate that decision making skill training group
applications increased the self-esteem level of adolescents and the application of
adaptive coping style, whereas decreased the application of maladaptive coping style
and this effect seems to be long term. However, it was found that the applications did
not cause any difference for the acquisition of boys and girls. In the light of these
findings, it can be said that decision making skill training group applications is effective
in increasing the self-esteem level in decision making, improving vigilant decision
making style and decreasing negative coping styles (conscience, panic and cope-out) of
adolescents.
Key Words: Adolescents, decision making, decision making styles, decision making in
adolescents, decision making skill training, psycho-educational groups.
v
ÖNSÖZ
Kararlarımız hayatımızı şekillendirmektedir. Birey günlük hayatta çok basit
kararlar verebildiği gibi, hayatının akışını değiştirebilecek sosyal, ekonomik, eğitsel,
siyasal ve mesleki kararlar da verebilmektedir. Eğer birey, etkili kararlar verebiliyorsa
bu durum yaşamından aldığı doyumun artmasına, kendini iyi hissetmesine; etkili
kararlar veremiyorsa, bu durum da yaşamının zorlaşmasına ve kendini kötü
hissetmesine neden olabilmektedir. Bu nedenle karar verme insan yaşamında
geliştirilmesi gereken önemli becerilerden biridir. Karar verme becerisinin özellikle
yaşamda önemli kararların alınmaya başladığı ergenlik döneminde etkililiği sınanmış
bilimsel çalışmalarla geliştirilmesi önemlidir. Bu doğrultuda özellikle 1980 yılından
sonra karar verme becerisini geliştirmeye yönelik birçok program geliştirilmiştir. Biz de
bu çalışmayla geliştirilen karar verme beceri eğitimi grup uygulamalarının, ergenlerin
karar verme stillerine etkisi olup olmadığını inceleyerek bu yöndeki çabalara bir katkı
sağlamaya çalıştık.
Araştırma sürecindeki yardım ve desteklerinden dolayı, danışmanım, Prof. Dr. S.
Sonay Güçray’a, çalışmaya yaptıkları katkılarından ötürü Prof. Dr. Turan Akbaş’a, Doç.
Dr. Songül Tümkaya’ya, Yard. Doç. Dr. Ahmet Doğanay’a, Yard. Doç. Dr. Zülal
Erkan’a ve Yard. Doç. Dr. Filiz Yurtdal’a; uygulamayı birlikte yürüttüğüm arkadaşım,
meslektaşım Raşit Avcı’ya, uygulama yapılmasına olanak sağlayan ve destekleyen Piri
Reis Anadolu Lisesi müdürü Ahmet Ayyıldız’a, okul rehber öğretmeni Ergün Coşkun’a,
Danişment Gazi Anadolu Lisesi müdürü Recep Taş’a, okul rehber öğretmeni Arzu
Kara’ya, tezin raporlaştırılmasında destek olan PDR yüksek lisans öğrencisi Zeynep
Aydın’a, çalışmam boyunca bana yardımcı olan köken aileme ve arkadaşlarıma, Sosyal
Bilimler Enstitüsü çalışanlarına ve bu araştırmaya destek sağlayan Çukurova
Üniversitesi Araştırma Fonu Saymanlığına (EF2006D6) teşekkür ederim. Doktora
eğitimimin ve tez çalışmamın başlangıcındaki desteği için eşim Deniz’e, çalışmamı
tamamlamamda sevgisiyle yardımcı olan, oğlum Oğuz Kaan’a ayrıca teşekkür etmek
istiyorum. Yaşamında güzel kararlar vermesi ve yüzünde gülücüklerin eksik olmaması
dileğiyle…
vi
İÇİNDEKİLER
Sayfa No
ÖZET …………………………………………………………………….. i
ABSTRACT ……………………………………………………………... iii
ÖNSÖZ …………………………………………………………………... v
TABLOLAR LİSTESİ ………………………………………………….. xiii
ŞEKİLLER LİSTESİ …………………………………………………… xix
EKLER LİSTESİ ……………………………………………………….. xx
BÖLÜM I
GİRİŞ
1.1. Problem ……………………………………………………………… 1
1.2. Araştırmanın Amacı …………………………………………………. 12
1.3. Araştırmanın Önem ve Gerekçesi …………………………………… 15
1.4. Sayıltılar ……………………………………………………………... 18
1.5. Sınırlılıklar …………………………………………………………... 19
1.6. Tanımlar……………………………………………………………… 19
BÖLÜM II
KURAMSAL AÇIKLAMALAR ve İLGİLİ ARAŞTIRMALAR
2.1. Kuramsal Açıklamalar 21
2.1.1. Karar Verme Kavramına İlişkin Genel Açıklamalar …………. 21
2.1.2. Karar Verme ile İlişkili Faktörler …………………………….. 27
2.1.2.1. Karar Verme ve Aile …………………………………... 27
2.1.2.2. Karar Verme ve Akran Baskısı ………………………... 28
2.1.2.3. Karar Verme ve Bellek Sınırları ………………………. 28
2.1.2.4. Karar Verme ve Bilgi Eksikliği ……………………….. 29
vii
2.1.2.5. Karar Verme ve Düzenleme (Ölçme) Eksikliği ……….. 30
2.1.2.6. Karar Verme ve Sezgiler ve Önyargılar …….................. 30
2.1.2.7. Karar Verme ve Kodlama Süreçleri …………………… 31
2.1.2.8. Karar Verme ve Duygular …………………………….. 32
2.1.2.9. Karar Verme ve Stres ………………………………….. 33
2.1.2.10. Karar Verme ve Psikoaktif Maddeler ………………... 35
2.1.2.11. Karar Verme ve Kişilik Özellikleri …………………... 36
2.1.3. Karar Kuramları ………………………………………………. 37
2.1.3.1. Normatif, Rasyonel Karar Teorisi ……………………... 37
2.1.3.1.1. Beklenen Kazanç Teorisi ……………………….. 38
2.1.3.2. Betimsel Karar Teorileri ………………………………. 41
2.1.3.2.1. Olasılık Teorisi …………………………………. 41
2.1.3.2.2. Pişmanlık Teorisi ……………………………….. 46
2.1.3.2.3. Sosyal Karar Teorisi ……………………………. 48
2.1.3.2.4. Sağlık İnanç Modeli ……………………………. 49
2.1.3.3. Hem Rasyonel Hem de Betimsel Karar
Teorileri……………………………………
………...
51
2.1.3.3.1. Çatışma Teorisi …………………………………. 51
2.1.3.3.2. Kısıtlamalar Modeli …………………………….. 71
2.1.3.4. Gelişimsel Karar Teorisi ……………………………….. 75
2.1.3.4.1. Öz Düzenleme Modeli ………………………….. 75
2.2. Karar Verme Becerilerini Geliştirmeye Yönelik
Hazırlanan Programlar ve İlgili Araştırmalar ……………
………..
80
2.2.1. Karar Verme Becerilerini Geliştirmeye Yönelik
Hazırlanan Genel ve Özel Sosyal Programlar ve
İlgili Araştırmalar ………………………………...
……….. 80
2.2.2. Karar Verme Becerilerini Geliştirmeye Yönelik Hazırlanan Genel ve Özel Bilişsel Programlar ve İlgili Araştırmalar ………………………………...
.............. 92
viii
BÖLÜM III
YÖNTEM
3.1. Araştırmanın Modeli …………………………………….. ………... 99
3.2. Çalışma Grubu …………………………………………... ………... 100
3.2.1. Katılımcıların Seçimi ve Grupların Oluşturulması .. ………... 101
3.2.2. Deney ve Kontrol Gruplarında Yer Alan
Öğrencilerin Cinsiyetlere Göre Dağılımı …….....
………..
103
3.2.3. Deney ve Kontrol Grubunda Yer Alan
Öğrencilerin Anne Babalarının Medeni Durumu …...…… 103
3.2.4. Deney ve Kontrol Grubunda Yer Alan
Öğrencilerin Karar Verme Durumunda
Karşılaştığı Güçlükler …………………………..
………... 104
3.2.5. Sosyo-Ekonomik Düzey Ölçeği Puanlarının Deney
ve Kontrol Gruplarına Göre T-Testi Sonuçları
105
3.2.6. Ergenlerde Karar Verme Ölçeği (EKVÖ) Alt Ölçek
Puanlarının Deney ve Kontrol Gruplarına Göre T-
Testi Sonuçları …………………………………….
…..…… 105
3.2.7. Problem Çözme Envanteri (PÇE), Kendine Saygı
Ölçeği (KSÖ), Denetim Odağı Ölçeği ve Anne-
Baba Tutum Ölçeği (ABTÖ) Alt Ölçek Puanlarının
Deney ve Kontrol Gruplarına Göre T-Testi
Sonuçları ………………………………………….. .…....…. 106
3.2.8. Deney ve Kontrol Grubuna Katılacak Öğrencilerin
Belirlenmesi için Yapılan Ön-Görüşme…………... ………... 107
3.2.9. Yardımcı Lider ………………………………………………... 108
3.3. Veri Toplama Araçları ……………………………………………….. 108
3.3.1. Kişisel Bilgiler Formu (KBF) ………………………………… 109
3.3.2. Görüşme Formu …………………………………………….… 109
3.3.3. Sosyo-Ekonomik Düzey (SED) Ölçeği …………………….…. 110
ix
3.3.4. Ergenlerde Karar Verme Ölçeği (EKVÖ) …………………….. 110
3.3.5. Problem Çözme Envanteri (PÇE) …………………………….. 112
3.3.6. Kendine Saygı Ölçeği ………………………………………… 113
3.3.7. Denetim Odağı Ölçeği (DOÖ) ………………………………... 114
3.3.8. Anne-Baba Tutum Ölçeği (ABTÖ) …………………………… 115
3.3.9. Grup Sürecinin Değerlendirilmesi için Kullanılan
Formlar …………………………………………… ……….. 117
3.3.9.1. Gruba İlişkin Ölçümler Gözlem Formu ………………... 118
3.3.9.2. Oturum Sonu Süreç Değerlendirme Formu ……………. 120
3.3.9.3.Grup Sürecinin Genel Değerlendirilmesi
Formu ………………………………………. ……….. 120
3.4. Verilerin Toplanması ………………………………………………… 121
3.5. Çatışma Kuramına Dayalı Olarak Geliştirilen Karar
Verme Beceri Eğitimi Grup Uygulamalarına (KVBE)
İlişkin Genel Açıklamalar ………………………………. ………...
122
3.5.1. Çatışma Kuramına Dayalı Olarak Geliştirilen
Karar Verme Beceri Eğitimi Grup
Uygulamalarının Genel Kapsamı ……………..… ………... 122
3.5.2. Çatışma Kuramına Dayalı Olarak Geliştirilen
Karar Verme Beceri Eğitimi Grup
Uygulamalarının Dayandığı Temel İlkeler ve
Özellikleri ………………………………………… ………... 124
3.6. Çatışma Kuramına Dayalı Olarak Geliştirilen Karar
Verme Beceri Eğitimi Grup Uygulamaları ……………… ………... 129
3.6.1. Çatışma Kuramına Dayalı Olarak Geliştirilen
Karar Verme Beceri Eğitimi Grup
Uygulamalarının Genel Amacı ………………….. ………... 129
3.6.2. Çatışma Kuramına Dayalı Olarak Geliştirilen
Karar Verme Beceri Eğitimi Grup
Uygulamalarının İçeriği ve Hazırlanması ………. ………... 130
x
3.6.3. Grup Uygulamalarıyla İlgili Kurallar …………………………. 134
3.6.4. Uygulama ……………………………………………………... 136
3.7. Verilerin Çözümlenmesi ……………………………………………... 136
BÖLÜM IV
BULGULAR
4.1. Deney ve Kontrol Gruplarının Ergenlerde Karar Verme
Ölçeği’nin (EKVÖ) Öz-Saygı (KVÖS) Alt Ölçeği
Sontest Puanlarına İlişkin Bulgular ……………………... ………... 140
4.2. Deney ve Kontrol Gruplarının Ergenlerde Karar Verme
Ölçeği’nin (EKVÖ) İhtiyatlı Seçicilik (KVİS) Alt Ölçeği
Sontest Puanlarına İlişkin Bulgular ……………………... ………... 142
4.3. Deney ve Kontrol Gruplarının Ergenlerde Karar Verme
Ölçeği’nin (EKVÖ) Umursamazlık (KVU) Alt Ölçeği
Sontest Puanlarına İlişkin Bulgular ……………………... ………... 144
4.4. Deney ve Kontrol Gruplarının Ergenlerde Karar Verme
Ölçeği’nin (EKVÖ) Panik (KVP) Alt Ölçeği Sontest
Puanlarına İlişkin Bulgular ……………………………… ………... 145
4.5. Deney ve Kontrol Gruplarının Ergenlerde Karar Verme
Ölçeği’nin (EKVÖ) Sorumluluktan Kaçma (KVSK) Alt
Ölçeği Sontest Puanlarına İlişkin Bulgular ……………... ………... 147
4.6. Deney ve Kontrol Gruplarının Ergenlerde Karar Verme
Ölçeği’nin (EKVÖ) Öz-Saygı (KVSO) Alt Ölçeği İzleme
Puanlarına İlişkin Bulgular ……………………………… ………... 149
4.7. Deney ve Kontrol Gruplarının Ergenlerde Karar Verme
Ölçeği’nin (EKVÖ) İhtiyatlı-Seçicilik (KVİS) Alt Ölçeği
İzleme Puanlarına İlişkin Bulgular ……………………… ………... 151
4.8. Deney ve Kontrol Gruplarının Ergenlerde Karar Verme
Ölçeği’nin (EKVÖ) Umursamazlık (KVU) Alt Ölçeği
İzleme Puanlarına İlişkin Bulgular ……………………… ………... 153
xi
4.9. Deney ve Kontrol Gruplarının Ergenlerde Karar Verme
Ölçeği’nin (EKVÖ) Panik (KVP) Alt Ölçeği İzleme
Puanlarına İlişkin Bulgular ……………………………… ………... 155
4.10. Deney ve Kontrol Gruplarının Ergenlerde Karar Verme
Ölçeği’nin (EKVÖ) Sorumluluktan Kaçma (KVSK) Alt
Ölçeği İzleme Puanlarına İlişkin Bulgular ………........... ………... 156
4.11. Deney Grubundaki Kız ve Erkek Öğrencilerin
Ergenlerde Karar Verme Ölçeği’nin (EKVÖ) Öz-Saygı
(KVÖS) Alt Ölçeği Sontest Puanlarına İlişkin Bulgular ………... 158
4.12. Deney Grubundaki Kız ve Erkek Öğrencilerin
Ergenlerde Karar Verme Ölçeği’nin (EKVÖ) İhtiyatlı-
Seçicilik (KVİS) Alt Ölçeği Sontest Puanlarına İlişkin
Bulgular ……………………………………………….... ………... 159
4.13. Deney Grubundaki Kız ve Erkek Öğrencilerin
Ergenlerde Karar Verme Ölçeği’nin (EKVÖ)
Umursamazlık (KVU) Alt Ölçeği Sontest Puanlarına
İlişkin Bulgular ………………………………………… ………... 160
4.14. Deney Grubundaki Kız ve Erkek Öğrencilerin
Ergenlerde Karar Verme Ölçeği’nin (EKVÖ) Panik
(KVP) Alt Ölçeği Sontest Puanlarına İlişkin Bulgular …
………...
161
4.15. Deney Grubundaki Kız ve Erkek Öğrencilerin
Ergenlerde Karar Verme Ölçeği’nin (EKVÖ)
Sorumluluktan Kaçma (KVSK) Alt Ölçeği Sontest
Puanlarına İlişkin Bulgular …………………………... ………... 161
4.16. Çatışma Kuramına Dayalı Olarak Geliştirilen Karar
Verme Beceri Eğitimi Grup Uygulamalarına Katılan
Katılımcıların Oturumlardaki Yaşantılarına İlişkin Grup
Liderlerinin Gözlemleri ve Katılımcıların Görüşlerine
İlişkin Bulgular ………………………………………... ………... 162
xii
4.16.1. Çatışma Kuramına Dayalı Olarak Geliştirilen Karar
Verme Beceri Eğitimi Grup Uygulamalarına Katılan
Katılımcıların Oturumlardaki Yaşantılarına İlişkin Grup
Liderlerinin Gözlemlerine İlişkin Bulgular ……………
………... 163
4.16.2. Çatışma Kuramına Dayalı Olarak Geliştirilen Karar
Verme Beceri Eğitimi Grup Uygulamalarına Katılan
Katılımcıların Oturumlardaki Yaşantılarına İlişkin
Görüşlerine Yönelik Bulgular …………………………. ………... 165
4.16.3. Çatışma Kuramına Dayalı Olarak Geliştirilen Karar
Verme Beceri Eğitimi Grup Uygulamalarına Katılan
Katılımcıların Oturumlardaki Yaşantılarına İlişkin
Genel Görüşlerine Yönelik Bulgular ………………….. ………... 179
BÖLÜM V
TARTIŞMA ve YORUM
5.1. Tartışma ve Yorum ……………………………………… ………... 187
BÖLÜM VI
SONUÇ ve ÖNERİLER
6.1. Sonuçlar ……………………………………………………………… 197
6.2. Öneriler ………………………………………………………………. 201
6.2.1. Uygulamaya Yönelik Öneriler ……………………………………... 201
6.2.2. Araştırmalara Yönelik Öneriler ……………………………………. 202
KAYNAKÇA …………………………………………………………….. 204
EKLER …………………………………………………………………... 226
ÖZGEÇMİŞ ……………………………………………………………... 395
xiii
TABLOLAR LİSTESİ
Tablo No Tablo Adı Sayfa No
Tablo 1 Çatışma Teorisine Dayalı Karar Verme Modelinde
Beş Başa Çıkma Stilinin Karar Öncesi Davranışsal
Özellikleri …………………………………………… 66
Tablo 2 Çatışma Teorisine Dayalı Olarak Geliştirilen Karar
Verme Modelinin Çatışma Durumu ve Stres Seviyesi
ile İlgili Davranışsal Sonuçları ……………………… 68
Tablo 3 Öz-Düzenleme Modeline Göre Karar Veren Kişilerin
Özellikleri …………………………………………… 79
Tablo 4 Araştırmada Kullanılan Öntest Sontest Kontrol
Gruplu Deneysel Modelin Simgesel Gösterimi …….. 99
Tablo 5 Deney ve Kontrol Gruplarında Yer Alan Öğrencilerin
Cinsiyetlerine Göre Dağılımı ve Kay Kare Testi
Sonuçları …………………………………………….. 103
Tablo 6 Deney ve Kontrol Gruplarında Yer Alan Öğrencilerin
Anne-Babalarının Medeni Durumuna Göre Dağılımı
ve Kay Kare Testi Sonuçları ………………………... 104
Tablo 7 Deney ve Kontrol Gruplarında Yer Alan Öğrencilerin
Karar Verme Durumunda Karşılaştıkları Güçlüklere
Göre Dağılımı ve Kay Kare Testi Sonuçları ………... 104
Tablo 8 Sosyo-Ekonomik Düzey Ölçeği Puanlarının Deney
ve Kontrol Gruplarına Göre “t”-Testi Sonuçları ……. 105
Tablo 9 Ergenlerde Karar Verme Ölçeği (EKVÖ) Puanlarının
Deney ve Kontrol Gruplarına Göre “t”-Testi
Sonuçları …………………………………………….. 106
Tablo 10 Problem Çözme Envanteri, Kendine Saygı Ölçeği,
Denetim Odağı Ölçeği ve Anne-Baba Tutum Ölçeği
Alt Ölçekleri Puanlarının Deney ve Kontrol
Gruplarına Göre “t”-Testi Sonuçları ………………... 107
xiv
Tablo 11 Gruba İlişkin Gözlem Formu Puanları için
Değerlendiriciler Arası ve Değerlendiriciler İçi
Uyuşma Katsayıları …………………………………. 119
Tablo 12 Testler ve Formlar, Ölçtüğü Değişkenler, Kullanıldığı
Aşamalar ve Analiz Yöntemleri …………………….. 137
Tablo 13 Deney ve Kontrol Grubunda Yer Alan Katılımcıların
Ergenlerde Karar Verme Ölçeği Alt Ölçekleri Öntest,
Sontest ve İzleme Testi Puanlarına İlişkin Aritmetik
Ortalama Standart Sapma Değerleri ………………… 138
Tablo 14 Deney Grubunda Yer Alan Katılımcıların Ergenlerde
Karar Verme Ölçeği Alt Ölçekleri Öntest, Sontest ve
İzleme Testi Puanlarına İlişkin Aritmetik Ortalama
Standart Sapma Değerleri …………………………… 139
Tablo 15 Ergenlerde Karar Verme Ölçeği’nin Öz-Saygı Alt
Ölçeği Sontest ve Düzeltilmiş Sontest Aritmetik
Ortalamalarının Gruplara Göre Betimsel İstatistikleri 141
Tablo 16 Ergenlerde Karar Verme Ölçeği’nin Öz-Saygı Alt
Ölçeğine Göre Düzeltilmiş Sontest Ortalama
Puanlarının Gruplara Göre ANCOVA Sonuçları …… 141
Tablo 17 Ergenlerde Karar Verme Ölçeği’nin İhtiyatlı Seçicilik
Alt Ölçeği Sontest ve Düzeltilmiş Sontest Aritmetik
Ortalamalarının Gruplara Göre Betimsel İstatistikleri 142
Tablo 18 Ergenlerde Karar Verme Ölçeği’nin İhtiyatlı Seçicilik
Alt Ölçeğine Göre Düzeltilmiş Sontest Ortalama
Puanlarının Gruplara Göre ANCOVA Sonuçları …… 143
Tablo 19 Ergenlerde Karar Verme Ölçeği’nin Umursamazlık
Alt Ölçeği Sontest ve Düzeltilmiş Sontest Aritmetik
Ortalamalarının Gruplara Göre Betimsel İstatistikleri 145
Tablo 20 Ergenlerde Karar Verme Ölçeği’nin Umursamazlık
Alt Ölçeğine Göre Düzeltilmiş Sontest Ortalama
Puanlarının Gruplara Göre ANCOVA Sonuçları …… 145
xv
Tablo 21 Ergenlerde Karar Verme Ölçeği’nin Panik Alt Ölçeği
Sontest ve Düzeltilmiş Sontest Aritmetik
Ortalamalarının Gruplara Göre Betimsel İstatistikleri 146
Tablo 22 Ergenlerde Karar Verme Ölçeği’nin Panik Alt
Ölçeğine Göre Düzeltilmiş Sontest Ortalama
Puanlarının Gruplara Göre ANCOVA Sonuçları …… 147
Tablo 23 Ergenlerde Karar Verme Ölçeği’nin Sorumluktan
Kaçma Alt Ölçeği Sontest ve Düzeltilmiş Sontest
Aritmetik Ortalamalarının Gruplara Göre Betimsel
İstatistikleri ………………………………………….. 148
Tablo 24 Ergenlerde Karar Verme Ölçeği’nin Sorumluluktan
Kaçma Alt Ölçeğine Göre Düzeltilmiş Sontest
Ortalama Puanlarının Gruplara Göre ANCOVA
Sonuçları …………………………………………….. 149
Tablo 25 Ergenlerde Karar Verme Ölçeği’nin Öz-Saygı Alt
Ölçeği İzleme Testi ve Düzeltilmiş İzleme Testi
Aritmetik Ortalamalarının Gruplara Göre Betimsel
İstatistikleri ………………………………………….. 150
Tablo 26 Ergenlerde Karar Verme Ölçeği’nin Öz-Saygı Alt
Ölçeğine Göre Düzeltilmiş İzleme Testi Ortalama
Puanlarının Gruplara Göre ANCOVA Sonuçları …… 151
Tablo 27 Ergenlerde Karar Verme Ölçeği’nin İhtiyatlı-
Seçicilik Alt Ölçeği İzleme Testi ve Düzeltilmiş
İzleme Testi Aritmetik Ortalamalarının Gruplara
Göre Betimsel İstatistikleri ………………………….. 152
Tablo 28 Ergenlerde Karar Verme Ölçeği’nin İhtiyatlı Seçicilik
Alt Ölçeğine Göre Düzeltilmiş İzleme Testi Ortalama
Puanlarının Gruplara Göre ANCOVA Sonuçları …… 152
Tablo 29 Ergenlerde Karar Verme Ölçeği’nin Umursamazlık Alt Ölçeği İzleme Testi ve Düzeltilmiş İzleme Testi Aritmetik Ortalamalarının Gruplara Göre Betimsel İstatistikleri ………………………………………….. 154
xvi
Tablo 30 Ergenlerde Karar Verme Ölçeği’nin Umursamazlık
Alt Ölçeğine Göre Düzeltilmiş İzleme Testi Ortalama
Puanlarının Gruplara Göre ANCOVA Sonuçları …… 154
Tablo 31 Ergenlerde Karar Verme Ölçeği’nin Panik Alt Ölçeği
İzleme Testi ve Düzeltilmiş İzleme Testi Aritmetik
Ortalamalarının Gruplara Göre Betimsel İstatistikleri 155
Tablo 32 Ergenlerde Karar Verme Ölçeği’nin Panik Alt
Ölçeğine Göre Düzeltilmiş İzleme Testi Ortalama
Puanlarının Gruplara Göre ANCOVA Sonuçları …… 156
Tablo 33 Ergenlerde Karar Verme Ölçeği’nin Sorumluluktan
Kaçma Alt Ölçeği İzleme Testi ve Düzeltilmiş İzleme
Testi Aritmetik Ortalamalarının Gruplara Göre
Betimsel İstatistikleri ………………………………... 157
Tablo 34 Ergenlerde Karar Verme Ölçeği’nin Sorumluluktan
Kaçma Alt Ölçeğine Göre Düzeltilmiş İzleme Testi
Ortalama Puanlarının Gruplara Göre ANCOVA
Sonuçları …………………………………………….. 158
Tablo 35 Kız ve Erkek Öğrencilerin Ergenlerde Karar Verme
Ölçeği’nin Öz-Saygı Alt Ölçeği Sontest Puanlarına
İlişkin Mann Whitney U Testi Analizi Sonuçları …… 159
Tablo 36 Kız ve Erkek Öğrencilerin Ergenlerde Karar Verme
Ölçeği’nin İhtiyatlı-Seçicilik Alt Ölçeği Sontest
Puanlarına İlişkin Mann Whitney U Testi Analizi
Sonuçları ........……………………………………….. 159
Tablo 37 Kız ve Erkek Öğrencilerin Ergenlerde Karar Verme
Ölçeği’nin Umursamazlık Alt Ölçeği Sontest
Puanlarına İlişkin Mann Whitney U Testi Analizi
Sonuçları …………………………………………….. 160
Tablo 38 Kız ve Erkek Öğrencilerin Ergenlerde Karar Verme
Ölçeği’nin Panik Alt Ölçeği Sontest Puanlarına
İlişkin Mann Whitney U Testi Analizi Sonuçları …… 161
xvii
Tablo 39 Kız ve Erkek Öğrencilerin Ergenlerde Karar Verme
Ölçeği’nin Sorumluluktan Kaçma Alt Ölçeği Sontest
Puanlarına İlişkin Mann Whitney U Testi Analizi
Sonuçları …………………………………………….. 162
Tablo 40 Lider ve Yardımcı Liderin Gözlemleri Sonucunda
Katılımcıların Her Bir Oturumda Gruba İlişkin
Ölçümler Gözlem Formundan Aldıkları Puanlar,
Tüm Oturumlardan Aldıkları Toplam Puanlar ve Her
Bir Oturumun Toplam Puanları ……………………... 164
Tablo 41 Katılımcıların Uygulanan Karar Verme Beceri
Eğitimi Grup Uygulamalarının Birinci Oturumuna
İlişkin Görüşlerini Değerlendirmek Üzere Sorulan
Sorular, Cevapları ve Cevapların Frekansları ………. 166
Tablo 42 Katılımcıların Uygulanan Karar Verme Beceri
Eğitimi Grup Uygulamalarının İkinci Oturumuna
İlişkin Görüşlerini Değerlendirmek Üzere Sorulan
Sorular, Cevapları ve Cevapların Frekansları ………. 167
Tablo 43 Katılımcıların Uygulanan Karar Verme Beceri
Eğitimi Grup Uygulamalarının Üçüncü Oturumuna
İlişkin Görüşlerini Değerlendirmek Üzere Sorulan
Sorular, Cevapları ve Cevapların Frekansları ………. 169
Tablo 44 Katılımcıların Uygulanan Karar Verme Beceri
Eğitimi Grup Uygulamalarının Dördüncü Oturumuna
İlişkin Görüşlerini Değerlendirmek Üzere Sorulan
Sorular, Cevapları ve Cevapların Frekansları ………. 170
Tablo 45 Katılımcıların Uygulanan Karar Verme Beceri
Eğitimi Grup Uygulamalarının Beşinci Oturumuna
İlişkin Görüşlerini Değerlendirmek Üzere Sorulan
Sorular, Cevapları ve Cevapların Frekansları ………. 172
Tablo 46 Katılımcıların Uygulanan Karar Verme Beceri Eğitimi Grup Uygulamalarının Altıncı Oturumuna İlişkin Görüşlerini Değerlendirmek Üzere Sorulan Sorular, Cevapları ve Cevapların Frekansları ………. 173
xviii
Tablo 47 Katılımcıların Uygulanan Karar Verme Beceri
Eğitimi Grup Uygulamalarının Yedinci Oturumuna
İlişkin Görüşlerini Değerlendirmek Üzere Sorulan
Sorular, Cevapları ve Cevapların Frekansları ………. 175
Tablo 48 Katılımcıların Uygulanan Karar Verme Beceri
Eğitimi Grup Uygulamalarının Sekizinci Oturumuna
İlişkin Görüşlerini Değerlendirmek Üzere Sorulan
Sorular, Cevapları ve Cevapların Frekansları ………. 176
Tablo 49 Katılımcıların Uygulanan Karar Verme Beceri
Eğitimi Grup Uygulamalarının Dokuzuncu
Oturumuna İlişkin Görüşlerini Değerlendirmek Üzere
Sorulan Sorular, Cevapları ve Cevapların Frekansları 177
Tablo 50 Katılımcıların Uygulanan Karar Verme Beceri
Eğitimi Grup Uygulamalarının Onuncu Oturumuna
İlişkin Görüşlerini Değerlendirmek Üzere Sorulan
Sorular, Cevapları ve Cevapların Frekansları ………. 179
Tablo 51 Katılımcıların Uygulanan Karar Verme Beceri
Eğitimi Grup Uygulamalarına İlişkin Genel
Görüşlerini Değerlendirmek Üzere Sorulan Sorular,
Cevapları ve Cevapların Frekansları ………………... 181
xix
ŞEKİLLER LİSTESİ
Şekil No Şekil Adı Sayfa No
Şekil 1. Karar Verme Beceri Eğitimi Programlarının
Sınıflandırılması …………………………………….. 6
Şekil 2. Olasılık Teorisinde Hipotetik Bir Değer Göstergesi ... 42
Şekil 3. Olasılık Teorisine Göre Hipotetik Karar Ağırlığı …... 43
Şekil 4. Olasılık Teorisine Göre Karar Verme Basamaklarını
Özetleyen Akış Şeması ……………………………… 45
Şekil 5. Seçilen Seçeneğin ve Seçilmeyen Seçeneğin
Sonuçları Arasındaki Fark Üzerinden Tanımlanan
Pişmanlık Teorisinin Pişmanlık (R) Fonksiyonu
(İşlevi) ………………………………………………. 47
Şekil 6. Acil Durumlarda Stres Altında Karar Verme
Durumunda Çatışma Teorisinin Temel Stilleri ……... 53
Şekil 7. Karar Verme Durumunda Çatışma Kuramının
Önemli Kararlara Uygulanma Modeli ………………. 60
Şekil 8. Karar Vermede Öz Düzenleme Modeli 76
Şekil 9. Gruba İlişkin Gözlem Formu Puanlarının Oturumlara
Göre Dağılımları ……………………………………. 165
xx
EKLER LİSTESİ
Ek No Ek Adı Sayfa No
EK 1. Çatışma Kuramına Dayalı Olarak Geliştirilen Karar
Verme Beceri Eğitimi Psiko-Eğitim Grubu Oturum
Planları ……………………………………………… 226
EK 2. Kişisel Bilgiler Formu ………………………………. 335
EK 3. Sosyo-Ekonomik Düzey Ölçeği …………………….. 338
EK 4. Ergenlerde Karar Verme Ölçeği …………………….. 340
EK 5. Problem Çözme Envanteri ………………………….. 342
EK 6. Kendine Saygı Ölçeği ……………………………….. 345
EK 7. Denetim Odağı Ölçeği ………………………………. 346
EK 8. Anne-Baba Tutum Ölçeği …………………………... 348
EK 9. Ön Görüşme Formu …………………………………. 351
EK 10. Aile Bilgilendirme ve Kabul Formu ………………… 355
EK 11. Gruba İlişkin Ölçümler Gözlem Formu …………….. 356
EK 12. Oturum Sonu Süreç Değerlendirme Formu ………… 359
EK 13. Grup Sürecinin Genel Değerlendirilmesi Formu …… 360
EK 14. Grup Planlama Kağıdı 362
EK 15. Öğrencilerin Grup Uygulamalarında Yanıtladıkları
Formlardan Örnekler 364
EK 16. Resmi İzin Yazısı 394
1
BÖLÜM I
GİRİŞ
1.1. Problem
Her gün biraz daha gelişen ve değişen dünyada insanlar sık sık karar verme
durumlarıyla karşılaşmaktadırlar. Özellikle gelişen teknoloji bireylerin çeşitli
seçeneklerle yüz yüze gelmesini sağlamıştır. Birey günlük hayatta çok basit kararlar
verebildiği gibi, hayatının akışını değiştirebilecek sosyal, ekonomik, eğitsel, siyasal ve
mesleki kararlar da verebilmektedir. Eğer birey, etkili kararlar verebiliyorsa bu durum
yaşamından aldığı doyumun artmasına, kendini iyi hissetmesine; etkili kararlar
veremiyorsa, bu durum da yaşamının zorlaşmasına ve kendini kötü hissetmesine neden
olabilmektedir (Çolakkadıoğlu ve Güçray, 2007). Yani kararlarımız, hayatımızı
şekillendirmekte ve yaşamımıza yön vermektedir.
Karar verme konusunda çalışmış olan araştırmacılar, karar vermeyi farklı
şekillerde tanımlamışlardır. Furby ve Beyt-Marom (1992), Beyt-Marom, Fischoff,
Jacobs-Quadrel ve Furby, (1991), Nelson (1984), Miller ve Byrnes (2001), Scott (2003),
Von Winterfeldt ve Edwards (1986) ve Zunker’e (1998) göre karar verme, olması
muhtemel olasılıklardan birini seçme işlemidir. Caroll’a (1980) göre karar verme,
bireyin karar verilmesi gereken bir durumla karşılaşması ve bu durum karşısında ne
zaman ve nasıl karar vereceğini belirlediği bir etkinliktir. Birey bu süreçte kendine
uygun bir yaklaşımda bulunmakta, durumu değerlendirmekte ve seçeneklerden birine
yönelmektedir. Klaczynski, Byrnes ve Jacobs (2001) ise karar vermeyi, kişinin o andaki
durumu ile hedeflediği durum arasındaki çelişkiyi fark etmesi ile başlayan bir süreç
olarak tanımlarlar. Birey bu süreçte çelişkiyi azaltmak için çeşitli seçenekleri
tanımlama, değerlendirme, seçme, hareket planı belirleme, gerekli hareketleri
uygulama, hareketin sonuçlarını değerlendirme, hareketin etkililiği ile ilgili olarak
bilgiyi işleme ve geribildirimleri depolama gibi işlemler gerçekleştirmektedir. Kuzgun
(1993) karar vermeyi; bir ihtiyacı gidereceği düşünülen bir objeye götürecek birden
fazla yol olduğu zaman, yaşanan sıkıntıyı giderici bir yöneliş olarak tanımlamaktadır.
2
Güçray’a (1995) göre karar verme, bir ihtiyaç durumunda bu ihtiyacı karşılamak
amacıyla mevcut seçeneklerden duruma en uygun olanın seçilmesidir.
Mann, Harmoni ve Power (1989) ise, karar verme davranışının çok karmaşık bir
süreç olduğunu ve karar verme sürecini birçok değişkenin etkilediğini belirtmişlerdir.
Bu değişkenler şunlardır:
1. Araştırma ve işleme (mevcut olan bilgilerin ayrıntılarını belirleme),
2. Hüküm verme (bilgi kaynağının güvenirliğini değerlendirme),
3. Öğrenme (kesin kararların bağlayıcı olduğunun ve kolay kolay
kırılamayacağının farkına varma)
4. Bellek (benzer karar verme problemlerinin nasıl üstesinden gelineceği
hakkındaki bilgiyi hatırlama).
Sinangil (1993), karar verme sürecini uslamlama, sezgi, içtepi ve bağımlılık gibi
değişkenlerin de etkilediğini belirtmektedir. Payne, Bettman ve Johson (1993) da karar
vermeyi bireyin içinde bulunduğu sosyal faktörlerin etkileyebileceğini belirtmişlerdir.
Özcan’a (1999) göre, bireyin karar vermesi gereken durumlarda bireyin algılaması,
duyguları ve iradesi de karar vermeyi etkilemektedir. Klaczynski, Byrnes ve Jacobs
(2001) da duygular, motivasyon ve algılamadaki farklılıkların çocukların, ergenlerin ve
yetişkinlerin karar verme sürecini etkilediğini belirtmektedirler. Genel olarak
bakıldığında karar vermeyi, aile, akran baskısı, bellek, sezgiler ve önyargılar, bilgiyi
kodlama, duygular, stres, psikoaktif maddeler, kişilik özellikleri ve problem çözme ile
ilgili değişkenler etkilemektedir (Byrnes, 1998). Bu karar verme süreçleri yaşla ve
tecrübeyle olgunlaşır, ergenin beyin gelişimi ve bilgi birikiminden etkilenir (Fischhoff,
Crowell ve Kipke, 1999).
Karar verme özellikle problem çözme kavramı ile sık sık bir arada (ya da
birbirinin yerine) kullanılmakta ve bu konuda farklı görüşler yer almaktadır. Bazı
yazarlar (Adair, 2000; Ivey, Ivey ve Cimek-Morgan, 1993; Churney, 2001) karar verme
ve problem çözme süreçlerinin benzerlik gösterdiğini her iki sürecinde ortak becerileri
kapsadığını belirtmektedirler. Frauenknecht ve Black, 2004 ise bu görüşe katılan
araştırmacıların her iki kavrama ait kuramsal bilgi ve müdahale programlarına ilişkin
3
yeterli düzeyde bilgiye sahip olmadıkları için genelleme hatasına düştüklerini
söylemektedirler.
İkinci görüşe göre ise, karar verme ve problem çözme kavramları birbirinden
farklıdır (Baron ve Brown, 1991; Elstein ve Schwartz, 2002; Isen, 2001). Problem
çözme, “herkes için en iyi veya doğru çözümü bulma yöntemi iken, karar verme ise
daha bireysel olup eylemin yönünü belirleme, bireysel değerlerin de göz önüne
alınmasını içermektedir” (Gelatt, Varenhorst ve Carey, 1972; Akt. Eylen, 1997).
Problem çözme sürecinin temel amacı problemle karşılaşan bireyin, bozulan iç
dengesinin yeniden sağlanmasını ifade ederken, karar verme ise elde olanlar ve
sunulanlar arasından objektif ve alternatif yollar deneyerek zekice seçimler yapmaktır
(Michaelis ve Garcia, 1996; Welton ve Mallan, 1999).
Karar verme ve problem çözme süreçlerinde, benzerlikler ve binişiklikler
görülmektedir. Her iki kavrama ait ilgili literatür incelendiğinde, ikisinin bir arada
kullanılmaları yaygınlaşmaktadır (Korkut, 2004).
Kuzgun (2004), karar verme işleminin başlayabilmesi için o güne kadar gidilen
yolun tıkanması ya da daha çekici özellikleri olan yeni olanakların açılması, bunun
karar verecek kişi tarafından algılanması ve durumda bir değişiklik yapma
gereksiniminin hissedilmesi gerektiğini belirtmektedir. Bu gereksinimi hisseden kişi de
yeni seçenekleri değerlendirip birine yönelmede özgür olabilmelidir. Akılcı bir karar
sürecinin şu aşamalardan geçtiğini belirtmiştir: Problemin hissedilmesi, problemin
tanımı, seçeneklerin oluşturulması, seçenekler hakkında bilgi toplanması, toplanan
bilgilerin istekleri karşılama olasılığı açısından değerlendirilmesi, uygun seçeneğin
belirlenmesi, planın uygulamaya konulması ve sonucun değerlendirilmesidir. Karar
verme ile ilgili çalışan araştırmacılar da karar verme sürecinin bir takım basamaklardan
geçerek ilerlediğini, bireyin bu basamakları kullandığında etkili kararlar verdiğini
belirtmekte ve genel olarak karar verme sürecini 5 basamakta ele almaktadırlar. Bunlar:
1. Amacın belirlenmesi,
2. Seçeneklerin oluşturulması,
3. Seçeneklerle ilgili bilgi toplama,
4. Seçeneklerin avantajları ve dezavantajlarının belirlenmesi,
4
5. Planlama, gözden geçirme ve uygulamadır (Baron ve Brown, 1991; Baron,
1994; Byrnes, 1998; Elias ve Weissberg, 2000; Furby ve Beyth-Marom,
1992; Halpern-Felsher ve Cauffman, 2001; Hastie ve Dawes, 2001; Janis ve
Mann, 1977; Plous,1993).
Janis ve Mann (1977) bir kişinin karar verme basamaklarını uygulayarak karar
vermesini, ihtiyatlı-seçicilik olarak tanımlamakta ve bunu bir karar verme stili olarak
açıklamaktadır. Bireyler karar verirken, farklı karar verme stilleri kullanmaktadırlar
(Friedman ve Mann, 1993; Leaper, 1998; Mann, Radford, Burnett, Ford, Bond, Leung,
Nakamura, Vaughan ve Yang, 1998; Mincemoyer ve Perkins, 2003; Radford, Mann,
Ohta ve Nakane, 1993; Scott ve Bruce, 1995; Thunholm, 2003). Birey karar vermesi
gereken anlarda akılcı bir şekilde karar verme stratejilerini kullanabilmektedir. Ancak
bazı durumlarda sınırlı bir bilgiye sahipse, bu stratejileri bilişsel dengesizliğini
gidermek amacıyla da kullanabilmektedir (Payne, Bettmen ve Johnson, 1993). Bu
durumda da etkili olmayan kararlar ortaya çıkmaktadır.
Karar verme stilleri, genellikle olumlu ve olumsuz olmak üzere iki grupta
toplanmaktadır. Karar verme durumunda karar verme basamakları uygulanarak karar
verildiğinde olumlu karar verme, karar verme basamaklarından biri atlanıldığında,
yeterli zaman ayrılmadığında veya başka birine sorumluluk aktarıldığında ise olumsuz
karar verme stili kullanılmaktadır. Bireyler içinde bulundukları duruma göre, bu
stillerden birine başvurabilmektedir. Byrnes (2005) olumlu karar verme stiline sahip
bireylerin özelliklerini de şu şekilde belirtmektedir:
1. Eylemin çeşitli yönlerinin olası sonuçlarını göz önüne alır ve tam bilgiye
sahiptir.
2. Fiziksel sağlık, duygusal sağlık ve maddi gelire sahiptir.
3. Belirsizliği azaltmak, iyi tercihleri keşfetmek ve seçenekleri değerlendirme
gücüne sahiptir.
4. Karar verme durumlarında bilgilerini ve değerlerini harekete geçirir ve
uygular.
Karar verme durumunda bir kişinin bu özelliklere sahip olması ve karar verme
basamaklarını uygulaması olumlu karar verme stilini, bu kriterleri karşılamadığında ise
5
olumsuz karar verme stilini kullandığını göstermektedir. Karar vermede, olumsuz başa
çıkma stilini kullanan bireylerin ise uygulanan beceri eğitimi programlarında olumlu
başa çıkma stilini kullanmaya başladıkları görülmüştür (Mann, Beswick, Allouache ve
Ivey, 1989).
Karar verme, daha önceleri öğretilemeyen beceriler olarak algılanmıştır. Dil
gelişimi, zihinsel olgunlaşma ve sosyal iletişimde olduğu gibi yaş ilerledikçe ortaya
çıktığı düşünülmüştür (Baron ve Brown, 1991). Oysa yapılan çalışmalar karar verme
becerisinin öğretilebileceğini göstermiştir (Baron ve Brown, 1991; Byrnes, 1998;
Byrnes, Miller ve Reynolds, 1999; Fletcher ve Wooddell, 1981; Fuligni ve Eccles,
1993; Klaczynski, Byrnes ve Jacobs, 2001; Lewis, 1983; Mann, Harmoni ve Power,
1989; Simon, 1980; Schvaneveldt ve Adams, 1983; Strauss ve Clark, 1992; Taal ve De
Carvalho, 1997). Bu bağlamda da karar verme becerilerini geliştirmeye yönelik
programlar geliştirilmiştir (Bal, 1998; Botvin, 1983; Ersever, 1996; Mann ve ark., 1989;
Mann, Harmoni, Power, Beswick ve Ormond, 1988; Nickerson, Perkins ve Smith, 1985;
Ross, 1981; Schinke ve Gilchrist, 1984; Spitzhoff, Ramirez ve Wills, 1982; Şeyhun,
2000; Taal ve De Carvalho, 1997). Bu programlarda “problem çözme”, “karar verme
becerilerinin öğretimi”, “düşünmenin öğretimi”, “kararlar ve sonuçları”, “çocuklar için
karar verme kitabı”, “düşünme ve seçmeyi öğrenme” ve “güç ve seçimlerimiz” gibi
konular ele alınmaktadır.
Karar verme becerilerini geliştirmeye yönelik hazırlanan programlar genel
olarak iki grupta sınıflandırılmaktadır. Bunlardan birincisi, odak noktalarına göre,
sosyal ya da bilişsel, ikincisi ise kapsamına göre, genel ya da özeldir. Genel sosyal
programlar, bireylere karar verme stratejilerini, yöntemlerini ve kişisel iletişim
problemlerini çözmek için beceriler öğretir. Özel sosyal programlar ise, sigara içme,
akran ve aile ilişkileri, cinsellik, psikolojik sağlık, mesleki ya da sosyal uyum gibi
belirli problemler üzerine odaklanır. Genel bilişsel programlar, birçok düşünme
becerisinden biri olarak karar vermeyi öğretirken, özel bilişsel programlar, karar
vermeyi tek başına bilişsel bir beceri olarak öğretirler (Baron ve Brown, 1991). Genel
olarak bu programların ana amacı bireylere karşılaştıkları durumlarda kendilerine en
uygun bir şekilde karar vermelerine yardımcı olmayı öğretmektir.
6
Karar verme beceri eğitimi programlarının sınıflandırılması Şekil 1’de
gösterilmektedir:
Karar Verme Programları
Şekil 1. Karar Verme Beceri Eğitimi Programlarının Sınıflandırılması (Baron ve
Brown, 1991, s.24).
Karar verme ve gelişim psikolojisi alanında çalışan uzmanlar, sağlık, eğitim
vb… konularda 15 yaş ve üzeri ergenlerin, karar verme konusunda yetişkinlerden farklı
olmadığını belirtmektedirler (Gardner, Scherer ve Tester, 1989; Gittler, Quigley-Rick
ve Saks, 1991; Melton, 1990; Scherer ve Gardner, 1990). Buna ek olarak Schvaneveldt
ve Adams (1983), ergenlerin sağlam karar vermek istediklerini ama sorumluluk
almaktan kaçındıklarını, karar verme deneyimi kazandıkça daha uygun kararlar
verebildiklerini gözlemlemişlerdir. Benzer şekilde Fuligni ve Eccles (1993), Mann,
Harmoni ve Power (1989), Strauss ve Clark da (1992) ergenlerin karar verme
konusunda gerekli olan tüm donanımlara sahip olmadıklarını ve yaş ilerledikçe daha
etkili kararlar verdiklerini belirtmektedirler. Klaczynski ve ark. (2001), Lewis (1981) ve
Davidson’da (1988) karar vermenin yaşa bağlı olarak geliştiğini ve ergenlerin, yaş
ilerledikçe problemlere daha çok seçenek üretebildiklerini, gelecekte ne gibi sonuçlar
oluşabileceğine daha fazla önem verdiklerini ve uzman kişilerden daha fazla yardım
aldıklarını ve bunları dikkatli bir biçimde değerlendiklerini ifade etmişlerdir.
Odak Noktalarına Göre Kapsamlarına Göre
Sosyal Programlar
Bilişsel Programlar
Genel Programlar
Özel Programlar
7
Taylor, Adelman ve Kase-Boyd (1984), ergenlerin bağımsız bir şekilde karar
verebilme yaşını araştırmışlar ve günlük aktivitelerle (televizyon izleme, kıfayetlerini
seçme vb..) ilgili kararlarını 12-13 yaşlarında; önemli yaşam olaylarıyla (okul seçimi,
alan seçimi vb..) ilgili kararlarını 14-18 yaşları arasında; sağlık durumlarıyla ilgili
kararlarını 15-18 yaşları arasında verebildiklerini bulmuşlardır. Araştırma sonucunda
ergenlerin bağımsız olarak karar vermelerinin yaşa bağlı olarak geliştiğini ve 15 yaşı
önemli kişisel kararları bağımsız olarak verebilme yaşı olarak tanımlamışlardır. Byrnes
ve ark. (1999), Poikolainen ve ark. (1995) ile Wills ve ark. (1995) ergenlerin eğitim
düzeyi ve yaşlarının yükselmesi ile birlikte karar vermede daha güvenilir davranışlar
gösterdiklerini belirtmektedirler.
Araştırmalar ergenlerin etkili kararlar verirken birtakım güçlüklerle
karşılaştıklarını belirtmektedirler. Bunlar: birçok seçenek yerine sadece bir seçeneği
görürler veya iki seçenek arasında kalabilirler. Alternatif seçimlere ulaşmada deneyim,
bilgi eksikliği ve yaşamları ile ilgili kontrol eksikliği yaşayabilirler. Bazı davranışları
yanlış bir şekilde daha az riskli algılayabilirler ve kendi yeteneklerine çok fazla
güvenirler. Eylemlerin sonuçlarını belirlerken kendi tecrübelerini, gerçek kanıtlara
tercih edebilirler. Akranlarının baskılarından etkilenebilirler. Olumsuz sonuçların
gerçekleşme olasılığını doğru bir şekilde tahmin edemeyebilirler. Duygularından
etkilenerek karar verme basamaklarını kullanmayabilirler (Cohn, Macfarlane, Yanez ve
Imai, 1995; Fischhoff, Crowell ve Kipke, 1999; Beyt-Marom, Fischhoff, Palmgren ve
Jacobs-Quadrel, 1993).
Karar verme ergenlik döneminde kazanılması gereken bir beceridir. Çünkü
sonuçlarının karar verenin uzun vadede hedeflerine uymadığı birçok ciddi ve irrasyonel
karar ergenlik döneminde verilmektedir (Baron, 1985; Ganzel, 1999). Araştırmacılar ve
klinik tedavi uzmanları ergenlerin yaşadığı madde bağımlılığı, ergen hamileliği, suç,
intihar, depresyon, okul başarısızlığı ve okuldan ayrılma gibi çeşitli problemlerin karar
verme ve problem çözme becerilerindeki eksikliklerden kaynaklandığını göstermişlerdir
(Asarnow, Carlson ve Guthire, 1987; Benard, Fafoglia ve Perone, 1987; Flaherty,
Marecek, Olsen ve Wilcove, 1983; Freedman, Donahoe, Rosenthal, Schlundt ve
McFall, 1978; Kalafat ve Underwood, 1989). Bu durumun farkına varılması ile klinik
çalışmalarda danışanların karar verme ve problem çözme becerilerinin geliştirilmesi
vurgulanmıştır. (D’Zurilla, 1988; Haley, 1976; Kazdin, Esveldt-Dawson, French ve
8
Unis, 1987). Etkili kararlar vermek ergenlerin riskli davranışlara karşı direnmelerine
yardım etmenin yanı sıra, sosyal becerileri ve sosyal farkındalığı artırır. Ergenleri
kararlarının sonuçlarını düşünmeye, hedefler belirlemeye, kendilerinin ve başkalarının
duygularını anlamaya teşvik eder (Elias ve Tobias, 1990).
Yanlış kararlar verme toplumlarda ciddi problemlere neden olmaktadır. Bu
nedenle bu problemin ergenlik döneminde çözümlenmesi gerekmektedir. Ergenlik
döneminde karar verme becerisini kazandırarak, yaşamları için kritik öneme sahip olan
bu dönemde, yanlış kararların verilmesinden önce karar verme sürecini etkileme şansına
sahip olabiliriz. Ayrıca ergenlere karar verme becerisini kazandırarak yaşamlarında
kendileri için en doğru olanı seçmesine yardım eder ve yaşam doyumunun artmasına,
yaşamlarının gelişmesine yardımcı oluruz. Aynı zamanda ergenlere karar verme
becerisini kazandırarak diğer insanların da bu süreçten faydalanmasına ve mantıklı
kararlar veren, kendi seçimlerini yaşayan toplumları oluştururuz (Resnick, 1987, s.7-
19).
Ergenlik zıtlıkların, karmaşanın ve çelişkilerin olduğu bir dönemdir. Bu
dönemde ergen tümdengelim, tümevarım, bilimsel düşünme, mantıklı düşünme ve
deneysel düşünme gibi birtakım bilişsel yetenekler kazanmaktadır. Bunun yanında
ergenlik dönemi bireyin kimliğini kazandığı dönemdir (Havighurst, 1972;
Erikson,1968; Marcia, 1966). Bu dönemde karar verme, ergenin kimlik gelişimi
açısından önemli bir etkiye sahiptir. Bu dönemde ergen, fiziksel, bilişsel, sosyal ve
duygusal açıdan çok hızlı bir gelişme göstermektedir. Genç, bir kimlik kazanma uğraşı
içindedir. Ergende, yeni seçimler yapıp kararlar alabilecek bir kimlik kazanma arzusu
yoğunlaşmaktadır. Etkili karar verebilen ergenler sağlıklı bir kimlik oluşturmada
zorlanmazken; etkili karar veremeyenler ise ergenliğin sonunda kimlikleri ve rolleriyle
ilgili ne yapacakları konusunda bunalım yaşayabilmektedirler (Atkinson, Atkinson,
Smith ve Bem, 1999; Gander ve Gandiner, 1995; Kılıçcı, 1992; Mann, Harmoni ve
Power, 1989; Naftel ve Driscoll, 1993; Selçuk, 2000). Nurmi (1991) ve Nurmi, Poole ve
Kalakoski (1994) de ergenlerin kendi gelecekleri hakkında çok şey düşündüklerini ve
yaşamlarında önemli kararlarla yüz yüze geldiklerini belirtmişlerdir. Blustein ve
Philips’e göre (1990) ergenlik döneminde, ergenlerin kimlikle ilgili karmaşalarını
çözümlemelerinin yolu, etkili karar verme stratejilerini kullanmalarına bağlıdır. Byrnes
(2002) da ergenlere karar verme becerilerinin kazandırılması gerektiğini belirtmektedir.
9
Çünkü çocukluk yıllarında, ebeveynler çocukları yerine karar alabilmektedir. Ama
ergenlik yıllarında ergen bağımsızlaşmakta ve kendi seçimlerini yapmayı istemektedir.
Blustein ve Philips’in (1990) belirttiği gibi uygun ve sağlıklı kararlar verebilme,
sağlıklı bir ergenin en önemli özelliklerinden biri olarak kabul edilmektedir. Ergenlerin
karşılaştığı bazı kararlar onlar için önemli olmayabilir. Bazı kararlar ise hayatı
şekillendiren sonuçlar içerebilmektedir. Bu kararlar kariyer seçimi, evlilik ve eğitimdir.
Ergenlik döneminde verilen kararlar, ergenin yaşamını şekillendirmekte, genişletmekte
veya sınırlandırabilmektedir. Karar süreciyle ilgilenen araştırmacılar, çocuklara ve
gençlere yönelik çalışmalar sonucunda uygun ve etkili karar vermenin yaşla birlikte
geliştiğini bu açıdan sağlıklı bir gelişim için etkili karar verme davranışının
öğrenilebileceğini belirtmektedirler (Baron ve Brown, 1991; Byrnes, 1998; Byrnes,
Miller ve Reynolds, 1999; Ersever, 1996; Fletcher ve Wooddell, 1981; Fuligni ve
Eccles, 1993; Keating, 1990; Klaczynski, Byrnes ve Jacobs, 2001; Kuhn, Amsel ve
O’Loughlin, 1988; Lewis, 1983; Mann, Harmoni ve Power, 1989; Schvaneveldt ve
Adams, 1983; Simon, 1980; Strauss ve Clark, 1992; Taal ve De Carvalho, 1997).
Eğitimin ana amaçlarından biri; bireylerin başarılı kimlik geliştirerek mutlu bir
yaşam sürdürmelerine, topluma, sağlıklı ve verimli bir şekilde uyum sağlamalarına
yardımcı olmaktır (Varış, 1994). Glasser (1969)’de eğitim faaliyetlerinde, bireylerin
başarılı kimlik geliştirmeleri için okul ortamının katılımda bulunması gerektiğini
belirtmiş ve bireylerin başarılı kimlik gelişimlerinde karar verme ve plan yapmanın
öğretilmesi gerektiğini ifade etmiştir (Akt. Nelson-Jones, 1995, s.43). Güçray (1998) da
eğitimin temel amaçlarının, öğrencilere bilimsel düşünme, problem çözme ve karar
verme becerileri ile uygun tutumlar kazandırma olduğunu belirtmiştir. Özellikle son
yıllarda öğretmenler, okul danışmanları ergenlerin karar verme becerisi konusunda
mutlaka geliştirilmesi ve bunun öğretilmesi gerektiği üzerine vurgu yapmaktadırlar
(Klaczynski, Byrnes ve Jacobs, 2001).
Psikolojik Danışma ve Rehberlik, eğitim ve öğretim hizmetlerinin vazgeçilmez
bir parçasıdır. Rehberlik, “bireylerin kendini anlaması, problemlerini çözmesi, gerçekçi
kararlar alması, kapasitelerini kendilerine en uygun düzeyde geliştirmesi, çevresine
dengeli ve sağlıklı uyum sağlaması ve böylece kendini gerçekleştirmesi için uzman
kişilerce bireye verilen psikolojik yardımlardır (Kepçeoğlu, 1999, s.13).” Kuzgun da
10
(2008) benzer bir şekilde rehberlik hizmetlerinin birinci derecede işlevini bireylerin
karar verme sorunlarına yardımcı olmak şeklinde belirtmiştir.
Elsenberg ve Delaney (1993) ve Nelson-Jones da (1995), psikolojik danışmayı;
insanların amaçlarına ulaşmalarında yardımcı olan kişiler arası ilişki süreci olarak
tanımlamakta ve Psikolojik Danışmanların, bu süreçteki fonksiyonunun bireylerin
önemli kişisel kararlar almalarına, kişisel ve kişilerarası problemlere etkin çözüm
getirmelerine yardımcı olmak olduğunu belirtmektedirler. Kısaca psikolojik danışma
hem danışan hem de danışman açısından birbirleriyle çeşitli derecelerde ilişkili bir dizi
kararları içeren bir süreç olarak ele alınabilir. Dainow ve Bauley’e (1988) göre danışma
süreci hangi eylemin yapılacağına karar verme ile gelişir. Bu kararlar da danışan ve
danışmanın yeni düşünceleri ışığında gerçekleşir. İstenilen amaca ulaşmak için bir
düzen içinde seçenekleri ortaya koyma ve eyleme geçebilme karar verme becerileri ile
yakından ilişkilidir.
Günümüzde gelişimsel rehberlik anlayışının temel ilkelerinden birisi
okullarımızda ergenlere karar verme becerilerini kazandırmaktır. Bu amaçla karar
verme beceri eğitiminin geliştirilmesi, okullarımızda ergenlerin karar verme
becerilerinin gelişimine destek olacaktır. Kroll ve Dinklage (1970), Schinke ve Gilchrist
de (1984), okul psikolojik danışmanlarının önemli fonksiyonları arasında, bireylere
karar verme sürecinde kullanılan bilişsel tekniklerin öğretilmesi gerektiğini
belirtmişlerdir. Craycraft (1988) ile Krumbolltz, Kinnier, Rude, Scherba ve Hamel da
(1986) karar verme eğitiminin, bireyin yaratıcılığının desteklenmesi, seçeneklerin neler
olduğunun belirlenmesi, araştırma yapılması, her alternatifin uygulanabilirliğinin
değerlendirilmesi ve kararını uygulamaya koyması çerçevesinde öğretilebileceğini ileri
sürmektedirler. Ülkemizde bu amaçla ilköğretim öğrencilerinin karar verme becerilerini
geliştirmeye yönelik Şeyhun (2000) tarafından geliştirilen bir beceri eğitimi programı
bulunmakta ve bunun dışında bir çalışmaya rastlanmamaktadır.
On beş yaşındaki ergenler için bu türden düzenlenecek geliştirici çalışmalar
ergenlere karar verme becerilerini geliştirmede temel bilişsel becerileri kazandırması
açısından önemlidir. Ülkemizde eğitim sistemi her ne kadar zihinsel-bilişsel yönden
gelişimi hedeflemiş olsa bile düşünce eğitimi, bilişsel düşüncenin kazandırılması ve
yaşama aktarılması konusunda belirgin hedeflerin olmadığı ya da eyleme geçirilmediği
11
bilinmektedir. Bu nedenle var olan bulguları ve okullarda karşılaşılan eğitsel
problemlerden hareketle bu araştırma ergenlere yönelik bilgilendirme, geliştirme ve
uygulama amaçlı ve psiko-eğitim grubu temelli olarak hazırlanan grup çalışmalarının
ergenlerin karar verme konusundaki bilgi ve beceri düzeylerinde bir değişiklik yaratıp
yaratmayacağını incelemek üzere geliştirilmiştir.
Ergenlik döneminde ergenlerin aldıklara karara güven duymalarını sağlamak
onlara karar verme becerilerini öğretmek kadar önemlidir. Eğer ergen bir seçeneği
denemek için isteksizse nasıl karar vereceğini ve yanlış giden şeylerle nasıl başa
çıkacağını öğrenemeyecektir. Bu nedenle çatışma kuramına dayalı olarak geliştirilen
ergenlerde karar verme beceri uygulamaları, bilişsel ve motive edici etmenleri
geliştirmeyi amaçlayan süreçleri de içermekte ve karar verme beceri eğitimi programları
içerisinde de özel bilişsel programlar içerisinde yer almaktadır.
Bu bağlamda çatışma kuramına dayalı olarak geliştirilen karar verme beceri
eğitimi grup uygulamaları ergenlerin karar verme deneyimi yaşamasına, karar vermenin
ilkeleri hakkında tutarlı bir bilgi bütünlüğü kazanmasına, yanlış kararların nedenlerini
anlamalarına, karar verme aşamalarını öğrenmelerine, karar verici olarak kendi
görüşünün ve seçim alternatiflerinin genişletilmesinin önemini kavramalarına ve daha
iyi, daha emin kararlar vermelerine yardım etmeyi amaçlamaktadır.
Karar verme alanında çalışan araştırmacıların da belirttiği gibi (Baron ve Brown,
1991; Byrnes, 1998; Byrnes, Miller ve Reynolds, 1999; Ersever, 1996; Fletcher ve
Wooddell, 1981; Fuligni ve Eccles, 1993; Keating, 1990; Klaczynski, Byrnes ve Jacobs,
2001; Kuhn, Amsel ve O’Loughlin, 1988; Lewis, 1983; Mann, Harmoni ve Power,
1989; Schvaneveldt ve Adams, 1983; Simon, 1980; Strauss ve Clark, 1992; Taal ve De
Carvalho, 1997) karar verme beceri eğitimi grup uygulamaları da ergenlerin kişisel
gelişimlerinin, karar verme deneyimleri ve eğitim aracılığıyla geliştirilebileceği
varsayımı temeline dayanmaktadır.
Bu araştırmanın problemi, çatışma kuramına dayalı olarak geliştirilen karar
verme beceri eğitimi grup uygulamaları, ortaöğretim 9. sınıf öğrencilerinin karar verme
becerilerinde bir farklılık oluşturmakta mıdır? şeklinde ifade edilmektedir.
12
1.2. Araştırmanın Amacı
Ergenler modern toplumun zorluklarına ek olarak, karar verme becerilerini
kullanmalarını gerektiren birtakım problemlerle karşılaşırlar. Ergenlik, yoğun fiziksel,
bilişsel ve duyuşsal değişikliklerin yaşandığı bir dönem olarak tanımlanır. Ergenler
özerk olmaya başladıkça kendi hayatları ile ilgili daha fazla karar vermek zorunda
kalırlar. Karar verme becerisini etkili bir şekilde kullanan ergenler bu şekilde ailenin,
okulun, arkadaşların ve farklı mesleklerin zıtlaşan talepleri ile başa çıkabilirler. Ama
karar verme becerisini etkili olarak kullanmayan ergenler ise ailenin, okulun,
arkadaşların ve farklı mesleklerin zıtlaşan talepleri ile başa çıkmada zorlanırlar ve bu
durum da ergenin gelişimini olumsuz etkiler (Baron ve Brown, 1991). Bu nedenle,
araştırmacılar ergenlik döneminde bireylere karar verme becerilerini kazandırmaya
yönelik programlar geliştirmektedirler. Bu programlar, genel olarak ergenlerin içinde
bulundukları durumda karşılaştıkları zorlukların üstesinden gelmelerine yardımcı
olmaktadır (Resnick, 1987, s.19).
Bu araştırmada da geliştirilen karar verme beceri eğitimi grup uygulamalarının
ergenlerin karar verme stillerine etkisi olup olmadığı test edilmiştir. İyi planlanmış
seçimler yapabilmelerinde ergenlere yardımcı olabilecek bazı tekniklerin öğretilmesini
de amaçlayan karar verme beceri eğitimi grup uygulamaları, ergenlerin karar verme
durumları ile ilgili konularda birbirleriyle duygu, düşünce ve davranışlarına ilişkin
paylaşımlarda bulunarak artan bir farkındalık kazanmalarını, farklı açılardan
yaşantılarını değerlendirmelerini ve birbirlerinden destek almalarını sağlayacak şekilde
planlanmıştır. Ayrıca zor kararlarla karşılaşıldığında sistematik ve bağımsız karar
uygulaması için uygulanabilir öneriler de yer almaktadır.
Bu bağlamda bu araştırmanın genel amacı, çatışma kuramına dayalı olarak
geliştirilen karar verme beceri eğitimi grup uygulamalarının öğrencilerin karar verme
stillerine etkisi ve bu etkinin kalıcılığını araştırmaktır.
Bu genel amaç doğrultusunda aşağıdaki denenceler test edilmiştir:
Denence 1: Deney ve kontrol gruplarının karar vermede öz-saygı alt ölçeği ön test
ortalama puanları kontrol altına alındığında, son test ortalama puanları
arasında anlamlı fark vardır.
13
Denence 2: Deney ve kontrol gruplarının karar vermede ihtiyatlı-seçicilik alt ölçeği
ön test ortalama puanları kontrol altına alındığında, son test ortalama
puanları arasında anlamlı fark vardır.
Denence 3: Deney ve kontrol gruplarının karar vermede umursamazlık alt ölçeği ön
test ortalama puanları kontrol altına alındığında, son test ortalama
puanları arasında anlamlı fark vardır.
Denence 4: Deney ve kontrol gruplarının karar vermede panik alt ölçeği ön test
ortalama puanları kontrol altına alındığında, son test ortalama puanları
arasında anlamlı fark vardır.
Denence 5: Deney ve kontrol gruplarının karar vermede sorumluluktan kaçma alt
ölçeği ön test ortalama puanları kontrol altına alındığında, son test
ortalama puanları arasında anlamlı fark vardır.
Denence 6: Deney ve kontrol gruplarının karar vermede öz-saygı alt ölçeği son test
ortalama puanları kontrol altına alındığında, izleme testi ortalama
puanları arasında anlamlı bir fark vardır.
Denence 7: Deney ve kontrol gruplarının karar vermede ihtiyatlı-seçicilik alt ölçeği
son test ortalama puanları kontrol altına alındığında, izleme testi
ortalama puanları arasında anlamlı bir fark vardır.
Denence 8: Deney ve kontrol gruplarının karar vermede umursamazlık alt ölçeği son
test ortalama puanları kontrol altına alındığında, izleme testi ortalama
puanları arasında anlamlı bir fark vardır.
Denence 9: Deney ve kontrol gruplarının karar vermede panik alt ölçeği son test
ortalama puanları kontrol altına alındığında, izleme testi ortalama
puanları arasında anlamlı bir fark vardır.
14
Denence 10: Deney ve kontrol gruplarının karar vermede sorumluluktan kaçma alt
ölçeği son test ortalama puanları kontrol altına alındığında, izleme testi
ortalama puanları arasında anlamlı bir fark vardır.
Denence 11: Deney grubundaki kız ve erkek öğrencilerin karar vermede öz-saygı alt
ölçeği son test puanları arasında anlamlı bir fark vardır.
Denence 12: Deney grubundaki kız ve erkek öğrencilerin karar vermede ihtiyatlı-
seçicilik alt ölçeği son test puanları arasında anlamlı bir fark vardır.
Denence 13: Deney grubundaki kız ve erkek öğrencilerin karar vermede
umursamazlık alt ölçeği son test puanları arasında anlamlı bir fark vardır.
Denence 14: Deney grubundaki kız ve erkek öğrencilerin karar vermede panik alt
ölçeği son test puanları arasında anlamlı bir fark vardır.
Denence 15: Deney grubundaki kız ve erkek öğrencilerin karar vermede
sorumluluktan kaçma alt ölçeği son test puanları arasında anlamlı bir
fark vardır.
Bu denencelerle birlikte deneysel işlemle ilgili nicel bulguları sağlamak
amacıyla şu sorulara da yanıt aranmıştır;
• Deney grubu üyelerinin uygulanan karar verme beceri eğitimi grup
uygulamaları çalışmasında “süreçte yaşananlarla bağlantılı olarak her bir
oturumunda elde ettikleri kazanımlara” ilişkin kişisel değerlendirmeleri
nelerdir?
• Deney grubu üyelerinin uygulanan karar verme beceri eğitimi grup
uygulamaları çalışmasında “süreçte yaşananlarla bağlantılı olarak her bir
oturumda elde ettikleri kazanımlara” ilişkin danışmanların kişisel
değerlendirmeleri nelerdir?
15
• Deney grubu üyelerinin uygulanan karar verme beceri eğitimi grup
uygulamaları çalışmasının bitiminde genel olarak süreçten elde ettikleri
kazanımlara ilişkin kişisel değerlendirmeleri nelerdir?
• Deney grubu üyelerinin uygulanan karar verme beceri eğitimi grup
uygulamalarının etkililiğine ilişkin görüşleri nelerdir?
1.3. Araştırmanın Önem ve Gerekçesi
Birey, doğumdan ölüme kadar sürekli olarak karar vermesini gerektiren problem
durumlarıyla karşılaşmaktadır. Kararlarımız hayatımızı şekillendirmektedir. Bilinçli
veya bilinçsiz bir şekilde verilmiş, iyi veya kötü sonuçlanmış olsalar bile, hayatın bize
sunduğu fırsatlarla, mücadelelerle ve belirsizliklerle yüzleşmede temel aracımızı temsil
ederler. Örneğin, “hangi semtte oturmalıyım?, liseye gitmeli miyim? evet ise hangisine,
hangi mesleği seçmeliyim? vb” sorular hayattaki ve kariyerimizdeki ilerlemeleri
göstermektedir. Bizim bu sorulara cevap veriş şeklimiz, geniş kapsamlı olarak, toplum
içindeki ve dünyadaki yerimizi belirler (Hammond, Keeney ve Raiffa, 1998).
Ergenlik, karar verme yeteneğinin geliştirilmesinde çok önemli bir aşamadır. Bu
dönemde ergenlerin fiziksel, bilişsel, sosyal ve duygusal gelişmelerinde değişiklikler
yaşanmaktadır. Birçok ergen yöntem oluşturmada ve alternatiflerin sonuçlarını
öngörmede yeteneksizken, araştırmalara göre 15 yaş ile beraber ergenler karar verme
becerisinde yeterli düzeye gelmektedir (Byrnes ve Miller, 1999; Fischhoff, Crowell ve
Kipke, 1999; Klaczynski, 2001; Mann, Harmoni ve Power, 1989; Poikolainen, Kanerva
ve Lönnqvist, 1995; Taylor, Adelman ve Kase-Boyd, 1983; 1984; Weithorn ve
Campbell, 1982; Wills, McNamara ve Donato, 1995). Ergenler bu genel beceriye
rağmen; karar vermede farklı stillere sahiptir. Bu stiller üstesinden gelme biçimine
(başaçıkma) göre; karşılaştırmalı olarak etkili ve etkili olmayan veya fonksiyonel ve
fonksiyonel olmayan olarak sıralanabilir (Olah, 1995; Plancherel ve Bolognini, 1995).
Philips, Pazienza ve Walsh (1984), etkili karar verme becerisine sahip bireylerin
sorumluluk aldıklarını, mantıklı karar verme stilini kullandıklarını, öz-güvenlerinin
yüksek olduğunu ve yaşamda daha başarılı ve mutlu olduklarını, buna karşın etkili karar
verme becerisine sahip olmayan bireylerin daha pasif olduklarını; öz-güvenlerinin
16
düşük olduğunu belirtmişlerdir. Bu nedenle karar verme becerisi eğitim ortamlarında
bireylere bir yaşam becerisi olarak öğretilmelidir (Hammond, Keeney ve Raiffa, 1998).
Elias ve Tobias da (1990) gerçek hayatla ilgili günlük, akademik ve sosyal
içeriklerde karar verme becerileri öğreniminin çok önemli olduğunu belirtmişlerdir.
Yapılan araştırmalarda, bireylere mantıklı karar verme becerisini kazandırmak için, kısa
ve uzun süreli eğitim programları geliştirilmiştir. Bu tür eğitim programına katılan
bireylerin mantıklı karar verme becerilerinin geliştiği görülmektedir (Bal, 1998; Botvin,
1983; Ersever, 1996; Krumboltz, Kinnier, Rude, Scherba, Hamel, 1986; Mann,
Beswick, Allouache ve Ivey, 1989; Mann, Harmoni, Power, Beswick ve Ormond, 1988;
Nickerson, Perkins ve Smith, 1985; Ross, 1981; Schinke ve Gilchrist, 1984; Spitzhoff,
Ramirez ve Wills, 1982; Şeyhun, 2000; Taal ve De Carvalho, 1997). Mincemoyer ve
Perkins de (2003) ergenlik döneminde karar vermenin ve karar verme stillerinin
önemine değinmiş ve ergenlerin bu dönemde etkili karar verme stillerini
öğrenebileceklerini belirtmişlerdir.
Ancak günümüz eğitim kurumlarından biri olan ortaöğretimlerde kişisel gelişimi
sağlamaya yönelik beceri eğitimi gruplarının, sürekli ve sistemli bir şekilde “öğrenci
kişilik hizmetleri” kapsamında yeterince sunulmadığı görülmektedir. Bu araştırmanın
konusunun ortaöğretim okullarında kişisel gelişim grupları kapsamında rehberlik ve
psikolojik danışma servislerinde uygulanması ve yaygınlaştırılması gereken bir çalışma
niteliğinde olduğu söylenebilir.
Krumboltz (1996) psikolojik danışma sürecinin amacını; bireylerin yaşamla
ilgili önemli kararlar alabilme becerisini kazandığı bir ortam olarak nitelendirmektedir.
Birey bu süreçte yararlı bilgileri araştırma, değişik seçenekleri sunabilme, seçenekleri
netleştirebilme, ulaşılmak istenen amaca ulaşmak için bir hareket tarzı geliştirebilme ve
başarılı olup olmadığını değerlendirebilme yeteneğini geliştirmektedir.
Gelatt (1962), psikolojik danışma ve rehberlik hizmetlerinin öğrencilerin
potansiyellerini maksimum seviyeye çıkartmalarına yardımcı olmak olduğunu ve
psikolojik danışmanın amacının bireylerin şimdiki ve gelecekteki hayatını etkileyecek
seçimlerle ilgili olduğunu belirtir. Bu bağlamda; psikolojik danışma ortamında
danışanın amaçlarının açık bir şekilde tanımlanması, gerekli bilginin toplanması, olası
17
alternatiflerin neler olacağının belirlenmesi ve sonuçların mutlaka değerlendirilmesi
gerektiğini ifade etmektedir.
Heppner (1978), psikolojik danışmanın temel amacının, bireylerin problem
çözme ve karar verme stratejilerini geliştirmelerine yardımcı olmak olduğunu
vurgulamaktadır. Psikolojik danışma sürecini bir yardım süreci olarak tanımlayan
araştırıcılar, psikolojik danışma sürecinin temel şartları sağlandıktan sonra danışanın
bilişsel süreçlerine yönelik olarak yardım sunulması gerektiğinden bahsetmekte ve bu
yardımda problem çözme ve karar verme süreçleri üzerinde ayrıntılı bir şekilde
durulması gerektiğini belirtmektedirler.
Bugünün ergenleri, geleceğin eğitimli yetişkinlerini meydana getireceklerdir. Bu
gençlerin demokrasi içinde eğitim ortamından yararlanmaları çok önemlidir. Bu
eğitimin içeriği; dikkatli okuma, tartışma, eleştiri yapma ve dikkatli karar vermeyi
içermektedir. Dolayısıyla; eğitimin amaçlarından biri de problemlerin çözülmeden önce,
doğru olarak tanımlanması ve doğru yaklaşımın uygulanması ve sorumluluk alarak
problemlerin çözümünü ilgilendiren kararları verebilen bireyler yetiştirmektir (Naftel ve
Driscoll, 1993).
Hayat boyunca karışılacağımız önemli kararların çoğu, kolay ve belirgin
çözümleri olmaksızın, zor ve karmaşık olacaktır. Sağlıklı kararlar vermek, bireylerin
sorumluluklarını nasıl yerine getirdiğinin, kişisel ve profesyonel hedeflerini nasıl
gerçekleştirdiğinin en önemli göstergelerinden biridir (Hammond, Keeney ve Raiffa,
1998).
Karar verme yeteneği ergenlik döneminde bireylerin kazanması gereken bir
gelişim görevidir. Ergenlerin sağlıklı bir şekilde karar verebilmeleri ve iyi bir karar
verici olabilmeleri için ergenlere bu dönemde kişisel seçimlerini yapabileceği fırsatların
verilmesi gerekir (Jacobs ve Ganzel, 1993; Klayman, 1985; Payne, 1976). Ergenlik
dönemi bilişsel gelişim açısından ergenin soyut düşünmeye başladığı dönemdir. Bu
dönemdeki bilişsel değişiklikler tek başına ergenin karar verme yeteneğini
geliştirmemektedir. Bu nedenle karar verme yeteneği ergenlere ayrıca bir beceri olarak
öğretilmelidir (Keating, 1990).
18
Bu araştırmada da geliştirilen karar verme beceri eğitimi grup uygulamalarıyla,
ergenlerin tüm yaşamlarını etkileyebilecek önemdeki karar verme becerilerine dikkat
çekerek, bu konuda olumlu karar verme stillerini kullanmalarında anlayış ve beceri
kazanmalarına yardım etmek amaçlanmıştır.
Bunun yanında karar verme beceri eğitimi grup uygulamaları ergenlerin karar
verme deneyimi yaşamasına, karar vermenin ilkeleri hakkında tutarlı bir bilgi bütünlüğü
kazanmasına, yanlış kararların nedenlerini anlamalarına, karar verme aşamalarını
öğrenmelerine, karar verici olarak kendi görüşünün ve seçim alternatiflerinin
genişletilmesinin önemini kavramalarına ve daha iyi, daha emin kararlar vermelerine
yardım etmeyi de amaçlamaktadır.
Ayrıca, bireylerin gelişimlerinde ergenlik dönemi problem çözme ve karar
verme için baskının arttığı bir dönemdir (Donnelly ve Davis-Berman, 1994; Worel ve
Danner, 1989). Bu nedenle karar verme eğitiminin, önemli kararların henüz alınmaya
başlandığı ilköğretim ve ortaöğretimde düzenli olarak verilmesi gerekmektedir. Çünkü
13-15 yaşlar arasında ergenlerin karşılaştığı alan seçimi vb… konular, kendi yaşam ve
kariyer gelişimlerinde doğrudan etkilere sahiptir. Başka bir ifadeyle 13-15 yaşları
arasındaki ergenler yaşamlarını etkileyen önemli kararlar vermek durumunda
kalmaktadırlar. Sistematik olarak düşünülmeden verilen kararlar hem ergeni hem de
çevresindeki bireyleri olumsuz olarak etkilemektedir. Sistematik, akılcı, mantıklı verilen
kararlar da hem ergeni hem de çevresindeki bireyleri olumlu etkilemektedir. Bu nedenle
ortaöğretim okullarında öğrencilerin karar verme stillerinin belirlenmesi ve olumsuz
karar verme stillerini kullanan bireylere, etkili karar verme stillerinin öğretilmesi,
ergenlere yönelik etkili karar verme becerilerini geliştirme amacı taşıyan grup
çalışmalarının geliştirilmesi önemlidir.
1.4. Sayıltılar (Varsayımlar)
1. Araştırmaya katılan deneklerin ölçme araçlarını içten ve yansız bir şekilde
yanıtladıkları varsayılmıştır.
2. Araştırma kapsamına alınan deney ve kontrol gruplarında bulunan
öğrencilerde deney koşulları dışında, olgunlaşma ve genel etkilerin aynı
olduğu varsayılmıştır.
19
3. Deney ve kontrol grubundaki öğrenciler daha önceden karar verme beceri
eğitimi konusunda ya da ilgili yakın bir konuda herhangi bir eğitim
almamışlardır.
4. Fiziksel ve istatistiksel kontrol yöntemlerinin uygulanmasıyla araştırmada
bağımsız değişkenler dışında bağımlı değişkeni etkileyen ve ara değişken
olan kontrol değişkenlerinin her iki grupta benzer dağılım gösterdiği
varsayılmıştır.
1.5. Sınırlılıklar
1. Bu araştırma 2008-2009 Bahar yarı yılında Adana ili Merkez ilçelerindeki
Piri Reis ve Danişment Gazi Anadolu lisesinde dokuzuncu sınıfta
öğrenimine devam eden deney ve kontrol grubuna katılan öğrencileri
kapsamaktadır. Bu nedenle araştırma bulguları, öncelikle bu gruba ve benzer
eğitimi alan ve benzer nitelikleri taşıyan öğrencilere genellenebilir.
2. Araştırmada incelenen karar verme stilleri, karar verme konusunda ölçme
aracının dayandığı kuramsal çerçeve ile sınırlıdır.
1.6. Tanımlar
Karar Verme Stilleri: Bireyin karar vermesi gereken durumlarda izlediği
yaklaşımdır (Janis ve Mann, 1977, s. 46).
Çatışmasız Bağlılık (Unconflicted Adherence): Bireyin karar vermesi gereken
durumlarda, mevcut durumda bir tehdit olmadığı algılanıyorsa, verilen karara bağlı
kalınır. Bu durumda birey stres yaşamayabilir veya stres az düzeyde ortaya çıkabilir
(Janis ve Mann, 1977, s. 50).
Çatışmasız Değişim (Unconflicted change): Bireyin karar vermesi gereken
durumlarda mevcut durumda risk varsa ama değişimde risk yoksa karar veren birey
değişmede risk görmez ve tüm alternatifleri dikkate almadan en önemli veya en çok
tavsiye edilen kararı seçer. Bu durumda da birey stres yaşamayabilir veya stres az
düzeyde ortaya çıkabilir (Janis ve Mann, 1977, s. 50).
20
Savunucu Kaçınma (Defensive Avoidance): Bireyin karar vermesi gereken
durumlarda mevcut durumda değişme ve değişmemede riskler çok yüksekse, birey
kaytararak, sorumluluğu başkasına atarak veya olma olasılığı en az olan kötü alternatifi
desteklemek için akıl yürütmeler oluşturarak uyuşmazlıktan kaçar. Bu durumda birey
yüksek stres yaşamakta ve aynı zamanda zaman baskısı altında karar vermek zorundadır
(Janis ve Mann, 1977, s. 51).
İhtiyatlı-Seçicilik (Vigilance): Bireyin karar vermesi gereken durumlarda bir
dizi alternatifi dikkatlice araştırması ve alternatiflerin olumlu ve olumsuz yanlarını
değerlendirmesidir (Friedman ve Mann, 1993 s:188).
Panik (Panic): Bireyin karar vermesi gereken durumlarda yeterli zamanı yoksa
kendisini stresten ve çatışmadan kurtarmaya yönelik verdiği kararlardır (Friedman ve
Mann, 1993 s:188).
Umursamazlık (Complaceny): Bireyin karar vermesi gereken durumlarda
sanki verilecek bir karar yokmuş gibi davranmasıdır (Friedman ve Mann, 1993 s:188).
Sorumluluktan Kaçma (Cop-Out): Bireyin karar vermesi gereken durumlarda
karar vermeyi erteleme veya sorumluluğu başkasına yüklemesidir (Friedman ve Mann,
1993 s:188).
Psiko-eğitim Grubu/Grupları: Eğitimsel içerikli olup beceri geliştirmeyi
hedefleyen ve başarılması gereken amaçların yer aldığı bir grup çeşididir. Psiko-eğitim
grupları, özellikle problemlerin ortaya çıkmasını “önleme” ye odaklanırlar. Bilgi verme
ağırlıklıdırlar. Üyelerin birbiriyle etkileşimleri önemli olmasına rağmen asıl amaç
kendilerine sunulan materyalleri öğrenmeleridir. Bu gruplarda lider iyi plan
yapmamışsa ve aktif değilse grup iyiye gitmeyebilir. Psiko-eğitim gruplarında özellikle
rol oynama, karar verme, problem çözme ve iletişim becerileri gibi “grup temelli eğitim
ve gelişim stratejileri” kullanılır. Belirli beceriler öğretilmeye çalışılır ve problemleri
önlemek için çaba sarf edilir. Genel olarak okul ortamında uygulanır. Bunun dışında
psiko-eğitim grupları hastane, klinik vb. kuruluşlarda da kullanılmaktadır (Brown,
2004; DeLucia-Waack, 2006).
21
BÖLÜM II
KURAMSAL AÇIKLAMALAR VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR
Bu bölümde karar verme ile ilgili kuramsal açıklamalar, karar verme becerilerini
geliştirmeye yönelik hazırlanan beceri eğitimleri ve ilgili araştırmalara yer verilmiştir.
2.1. Kuramsal Açıklamalar
Bu başlık altında karar verme kavramına ilişkin genel açıklamalar, karar verme
ile ilişkili olan faktörler ve kuramlara yer verilmiştir.
2.1.1. Karar Verme Kavramına İlişkin Genel Açıklamalar
Karar verme ile ilgili ilk çalışmalar, 1950’li yıllarda daha çok ekonomi ve
matematik alanlarında yapılan çalışmalara dayanmaktadır. İlk olarak Von Neuman ve
Morgenstern (1947) tarafından beklenen kazanç teorisi geliştirilmiştir. Bu teori bu
alanda bilinen en eski rasyonel teoridir. İnsanların gerçekte nasıl davrandıklarını değil
de, akılcı karar vermenin gereklerini yerine getirdiklerinde nasıl davranacaklarını
belirlemek için geliştirilmiştir (Akt. Plous, 1993). Rasyonel (normatif) karar verme
modelleri, karar vermenin basamaklarını da genel olarak şu şekilde belirtmişlerdir:
1. Farklı karar modellerini öğrenip duruma en uygun olan modeli belirleme,
2. Bir karar durumunu teşhis etme ve tanımlama,
3. Alternatifleri belirleme,
4. Her bir alternatifin olası sonuçlarını karşılaştırarak belirleme,
5. Olası sonuçların gerçekleşme ihtimallerini değerlendirme,
6. Olası sonuçların kazançlarını değerlendirme,
7. Etkililiği ve olasılığı açısından her alternatifi değerlendirme,
8. Toplanan ek bilgilerin değerini belirleme,
9. Karar verme yöntemini değerlendirmedir (Baron ve Brown, 1991).
Bir karar verme eylemini, bilginin veya sonucun belirsizliği, kişinin tercihleri ya
da her iki faktör belirler. Diğer eylemlerin aksine, yapılan tek seçimin ya da yargının
doğru olup olmadığını gösteren hiçbir kriter olmayabilir. Çünkü verilen tepki kişisel
22
seçimlere ya da önceliklere bağlıdır. Bununla birlikte, eyleme matematiksel ya da
mantıksal yapılar eklenebilir. Bu mantıksal yapılar beklenen kazanç teorisi ile
sağlanmaya çalışılmış ve uzun yıllardır karar verme alanında yaygın olarak
kullanılmıştır (Pitz ve Sachs, 1984).
Karar vermeyi açıklamaya çalışan rasyonel karar teorilerinden bazı alanlarda
farklılık gösteren çatışma teorisi Janis ve Mann (1977) tarafından sistematik
yaklaşımlara temel oluşturmak amacıyla geliştirilmiştir. Çatışma teorisi, beş tip karar
verme stilini ve bu stillerin stresle olan ilişkilerini açıklamaktadır. Her bir karar verme
stili, zaman baskısı ve ikilemlere çözüm bulmada iyimserlik ve kötümserlik koşullarıyla
belirlenmiş ve belli bir psikolojik baskı düzeyi ile iç içe geçmiş durumdadır.
Janis ve Mann da karar veren bireyin yetenekleri ve bilgiyi işleme kapasitesi
doğrultusunda, ideal olarak karar vermede bazı işlemlerin söz konusu olduğunu ifade
etmişlerdir. Bu işlemler:
1. Hedeflerin alternatif yönlerini inceleme,
2. Ulaşılacak hedeflerin bütün olasılıklarını hesaplama ve seçim sonunda
ortaya çıkan durumları betimleme,
3. Her seçeneklerle ilgili ortaya çıkabilecek olumlu sonuçlar kadar, olumsuz
sonuçların riskleri, getirdikleri ve götürdükleri hakkında bilgi sahibi olma,
4. Seçeneklerin daha iyi değerlendirilmesi amacıyla; uygun yeni bilgiyi
toplamak için yoğun bir şekilde araştırma yapma,
5. Yeni bilgi ya da uzman yargıları başlangıçta tercih edilmiş olan eylemin
yönünü desteklememiş olsa da, öğrenilen her yeni bilgiyi ve uzman
görüşünü doğru biçimde özümseme ve dikkate alma,
6. Son kararı vermeden önce, başlangıçta kabul edilmeyen seçenekler de dahil
olmak üzere, bütün bilinen seçeneklerin olumlu ve olumsuz sonuçlarını
yeniden inceleme,
7. Eğer bilinen çeşitli riskler gerçekleşecekse, özel bir dikkat harcayarak
gerekli olabilecek planları yapmalı ve seçilmiş eylemi uygulamak için hazır
olmalıdır.
Janis ve Mann, bir kişinin bu yedi kriteri karşılayarak karar vermesini ihtiyatlı-
seçicilik (vigilant) olarak adlandırmaktadır (Janis ve Mann, 1977).
23
Ekonomistlerin ve psikologların yapmış oldukları çalışmalar var olan karar
teorilerinin geçerli bir betimsel karar teorisi olmadığını göstermiştir. Bunun üzerine
Kahneman ve Tversky (1979) tarafından betimsel bir teori olarak olasılık teorisi
geliştirilmiştir. Geleneksel karar teorileri gibi olasılık teorisi de karar basamaklarını
açıklamak için matematiksel işlemlerden yararlanmıştır. Olasılık teorisinde karar
vermede iki aşama vardır. Bunlar; düzenleme ve değerlendirme aşamalarıdır:
Düzenleme aşaması sırasında, bireyler seçimleri kolaylaştırmak için tercihleri
yeniden düzenlemektedir ve bu düzenleme aşağıdaki basamakları içermektedir:
1. Sonuçları, ilgili bazı noktalara göre kazanç ve kayıp olarak kodlamak,
2. Aynı sonuçlarla ilgili olasılıkları birleştirmek,
3. Seçeneklerin riskli unsurlarını (bileşenlerini) risksiz unsurlarından ayırmak
(örneğin kazanabileceği kesin en düşük miktarı, kazanma olasılığı daha
düşük miktardan ayırmak gibi),
4. Tercihlerin ortak yönlerini hesaba katmamaktır.
Değerlendirme aşamasında karar veren kişi, düzenlenen seçenekleri
değerlendirdiğini ve en yüksek değere sahip olanı seçtiğini varsayar.
Zaman içerisinde betimsel karar teorilerinin de sınırlıklarının görülmesiyle
gelişim psikolojisi uzmanı Byrnes (1998) tarafından gelişimsel bir karar teorisi olarak
değerlendirilen öz-düzenleme modeli geliştirilmiştir. Byrnes özellikle, karar verme
kavramının ne olduğu ya da nasıl geliştiğiyle ilgili açık ve tutarlı bir tablonun
olmadığına dikkat çekmektedir. Byrnes çalışması sırasında, Piaget ve Vygotsky gibi
bilişsel gelişimcilerden; Bandura gibi sosyal bilişsel teorisyenlerden; Janis ve Mann gibi
karar verme teorisyenlerin görüşlerinden yararlanmıştır. Bunun yanı sıra, yapay zekâ
alanında uzman birkaç bilim insanın görüşlerinden de çok etkilenmiştir. Öz-düzenleme
teorisinin amacı, insanların eylemleri hakkında ne düşündüklerini tahmin ve tarif
etmektir. Buradaki temel fikir, kişinin kendi kendini gözlemlemesi, yansıtması ve
değerlendirmesi yoluyla amaçları doğrultusunda davranışlarını değiştirmesidir.
Öz düzenleme modelinin ortaya çıkmasını gerektiren nedenler üç başlık altında
toplanabilir. Bunlardan birincisi, çocuklar, ergenler ve yetişkinler tarafından yapılan
tercihleri genel olarak açıklayabilecek gelişimsel bir modele ihtiyaç duyulmasıdır.
24
İkincisi karar verme alanında çalışan uzmanların genelde yetişkinlerin karar
durumlarıyla ilgilenmeleridir. Üçüncüsü ise karar vermenin rasyonel teorileri (insanların
ne yapması gerektiğini, fakat gerçekte yapamadığı şeyleri tanımlayan) ve karar
vermenin betimsel veya davranışsal teorileri (insanların tipik olarak yaptıkları “hatalı”
ve basit şeyleri tanımlar) arasında bir zıtlık oluşması ve üçüncü bir olasılığın olmadığı
düşüncesinin gelişimidir (Byrnes, 2005). Öz-düzenleme modelinin amacı, karar verme
davranışlarındaki bir dizi gelişimsel farklılıkları tespit etmek ve açıklamaktır (Byrnes,
1998).
Karar verme ile ilgili geliştirilen teorilere bakılığında genel olarak dört başlık
altında toplandığı görülmektedir. Bunlar:
1. Normatif, rasyonel karar teorisi, (A normative, rational decision theory),
2. Betimsel karar teorileri, (A descriptive decision theories)
3. Hem rasyonel hem de betimsel olan karar teorileri,
4. Gelişimsel karar teorisidir.
Karar verme konusunda çalışmış olan araştırmacılar bu teoriler doğrultusunda
karar vermeyi farklı şekillerde tanımlamışlardır. Kuzgun (1993), karar vermeyi; bir
ihtiyacı gidereceği düşünülen bir objeye götürecek birden fazla yol olduğu zaman,
yaşanan sıkıntıyı giderici bir yöneliş olarak tanımlamaktadır. Güçray’a (1995) göre
karar verme; bir ihtiyaç durumunda bu ihtiyacı karşılamak amacıyla mevcut
seçeneklerden duruma en uygun olanın seçilmesidir. Furby ve Beyt-Marom, (1992),
Miller ve Byrnes (2001), Nelson (1984), Scott (2003), Von Winterfeldt ve Edwards
(1986), Welton ve Mallan, (1999) ve Zunker’e (1998) göre karar verme olması
muhtemel olasılıklardan birini seçme işlemidir. Caroll’a (1980) göre, karar verme,
bireyin karar verilmesi gereken bir durumla karşılaşması ve bu durum karşısında ne
zaman ve nasıl karar vereceğini belirlediği bir etkinliktir. Birey bu süreçte kendine
uygun bir yaklaşımda bulunmakta, durumu değerlendirmekte ve seçeneklerden birine
yönelmektedir.
Karar verme, psikoloji yazınında çok geniş olarak kullanılan bir kavramdır.
Karar verme kavramının, problem çözme kavramı ile yer değiştirilerek kullanıldığı
görülmekte ve bu konuda farklı görüşler yer almaktadır. İlk görüşe göre karar verme ve
problem çözme süreçleri benzerlik göstermektedir. Her iki süreçte ortak becerileri
25
kapsamaktadır. Hatta bazı uzmanlar karar verme ve problem çözmenin aynı anlamda
kullanılabileceğini belirtmektedir (Adair, 2000; Ivey, Ivey ve Cimek-Morgan, 1993;
Churney, 2001). Bu bağlamda karar verme beceri eğitimi ile sosyal problem çözme
beceri eğitiminin içeriklerinin de aynı olması gerektiğini belirtmektedirler. Bu görüşe
göre karar verme ve problem çözme sürecinde temel olarak sekiz basamak yer
almaktadır. Bunlar; bireyin kendisinin ve diğerlerinin duygularının farkına varması,
konuyu ya da problemi tanımlaması, hedefleri belirlemesi ve seçmesi, alternatif
çözümleri oluşturması, olası sonuçları gözden geçirmesi, en iyi bulunan çözümü
seçmesi, hareket planını oluşturması, engeller için son kontrolü yapması ve ne
olduğunun farkında olmasıdır (Elias ve Weissberg, 2000). Bu görüşe katılan
araştırmacıların her iki kavrama ait kuramsal bilgi ve müdahale programlarına ilişkin
yeterli düzeyde bilgiye sahip olmadıkları için genelleme hatasında bulundukları tahmin
edilmektedir (Frauenknecht ve Black, 2004).
İkinci görüşe göre ise karar verme ve problem çözme kavramları birbirinden
farklıdır (Baron ve Brown, 1991; Elstein ve Schwarz, 2002; Isen, 2001). Bu bağlamda
araştırmacılar genel olarak karar vermeyi, olması muhtemel olasılıklardan birini seçme
işlemi olarak tanımlamaktadır (Furby ve Beyt-Marom, 1992; Nelson, 1984; Byrnes,
2001; Scott, 2003; Von Winterfeldt ve Edwards, 1986; Zunker, 1998).
Problem ise bir insanın durumu hemen algılayamadığı bir görevdir. Başka bir
tanımla problem bireyin hedefe ulaşmada engellenme ile karşılaştığı bir çatışma
durumudur. Bu engellenme hedefe ulaşmayı güçleştirir. Problem çözümü ise bu süreçte
şimdiki durumla gelecekte arzu edilen durum arasındaki uçurumu kapatacak hareketin
yönünü bulabilmektir. Aynı zamanda karar vericiler de bir çözüm yolu bulmalıdır.
Ancak karar verme daha çok çatışan hedeflerle ilgilidir. Farklı muhtemel çözümlerin
belirlenmesinden ziyade, hedeflerin önemi belirlenir ve zihinde bu durum tasarlanır
(Morgan, 2009; Newel ve Simon, 1972; Akt. Baron ve Brown, 1991). Farklı bir ifadeyle
problem çözme, “herkes için en iyi veya doğru çözümü bulma yöntemi iken, karar
verme ise daha bireysel olup eylemin yönünün belirlemesini, bireysel değerlerin de göz
önüne alınmasını içermektedir” (Gelatt, Varenhorst ve Carey, 1972; Akt. Eylen, 1997).
Problem çözme sürecinin temel amacı problemle karşılaşan bireyin, bozulan iç
dengesinin yeniden sağlanmasını ifade ederken, karar verme ise elde olanlar ve
sunulanlar arasından, objektif ve alternatif yollar deneyerek zekice seçimler yapmaktır
26
(Michaelis ve Garcia, 1996; Welton ve Mallan, 1999). Karar verme durumunda problem
çözme, zayıf tanımlanmış hedefleri netleştirmeyi ve problemin tanımını, alternatif
seçimlerin üretimini ve tercih edilen amaca ulaşmak için planlamayı içerir. Problem
çözme sürecinde alternatif seçeneklerin üretilmesi, kişisel yaşam kararlarında bir çelişki
olmasından etkilenir. Özellikle bu durum bireyi ergenlik döneminde daha fazla
etkilemektedir. Bu amaçla yapılan çalışmada ergenlerin zor kararlarla karşılaştığında,
seçenekler üretmede zorlandıkları ve kaçınma durumu sergiledikleri görülmüştür
(Abelson, 1981; Coleman, 1980).
Bu görüşe göre Nezu, Saad ve Nezu, (2002) temel olarak problem çözmenin 5
temel basamağı olduğunu belirtmiştir. Bunlar; problem yönelimli olmak, problemi
tanımlamak ve formüle etmek, seçenekleri yaratmak, karar vermek, çözümü
uygulamaya geçirmek ve işe yarayıp yaramadığına bakmaktır. Bu bağlamda Kuzgun
(2008), Nezu ve ark. (2002), Schinke ve Gilchrist (1984), karar vermeyi, problem
çözme basamaklarından biri olarak nitelendirmiştir.
Mann, Harmoni ve Power (1989) ise, problem çözmeyi karar verme yeterliğinin
bir parçası olarak değerlendirmektedirler. Mann ve ark. (1989) karar verme yeterliğinin
sağlanması için bazı işlemlerin gerektiğini belirtmekte ve bu işlemleri karar verme
yeterliğinin 9 C’si olarak adlandırmaktadırlar. Bunlar; seçim, anlama, yaratıcı problem
çözme, uzlaşma, sonuç, doğruluk, güvenirlik, tutarlılık ve kesin karardır.
Karar verme ve problem çözme süreçlerinde benzerlikler ve binişiklikler
görülmektedir. Her iki kavrama ait ilgili literatür incelendiğinde ikisinin bir arada
kullanımının yaygınlaştığı görülmektedir (Korkut, 2004).
Karar verme kavramının kavramsallaştırılmasına ilişkin farklı bakış açıları
mevcuttur. Bu alanda araştırma yapacak kişilerin karar verme ile ilgili temel teorileri ve
karar vermeye ilişkin yaklaşım tarzlarını bilmelerinin ve problem çözme ile sınırlarını
belirlemelerinin yararlı olacağı düşünülmektedir. Bu alanda araştırma yapan ya da
yapacak araştırmacılar için bir başka önemli nokta ise karar verme ile ilişkili
değişkenlerin neler olduğu hakkında bilgi sahibi olmaktır. Bu bağlamda bir sonraki
başlıkta karar verme kavramıyla ilgili bazı değişkenler sunulmuştur.
27
2.1.2. Karar Verme ile İlişkili Faktörler
Bireyin karar vermesi gereken durumlarda karar vermeyi etkileyen birtakım
faktörler vardır. Bunlar: aile, akran baskısı, bellek sınırları (memory limitations), bilgi
eksikliği (inadequate knowledge), düzenleme (ölçme) eksikliği (lack of calibration),
sezgiler ve ön yargılar (heuristics and biases), kodlama süreçleri (encoding processes),
duygular, stres, psikoaktif maddeler (psychoactive substances) ve kişilik özellikleridir.
Burada karar vermeyi etkileyen her bir faktör tanımlanmaya çalışılmış ve karar verme
süreçleri üzerindeki etkilerini içeren literatürden bahsedilmiştir.
2.1.2.1. Karar Verme ve Aile
Aile, ergenlik döneminde ergenin kararlara katılımını sağlamada ve yeterliğini
geliştirmede önemli bir faktördür. Brown ve Mann (1990) aileyi, ergenin karar alırken,
diğerlerinin verdiği kararların sonuçlarını gördüğü, kararları etkileyebilmek için nasıl
iletişim kurulacağını ve uzlaşılacağını öğrendiği ve yaşına uygun seçimleri yapabilmek
için cesaretlendirildiği önemli bir laboratuar olarak tanımlamışlardır.
Ergenlik dönemi bireylerin aile kararlarına katıldığı en yoğun dönemdir
(Grotevant ve Cooper, 1986; Steinberg ve Silverberg, 1986). Schvaneveldt ve Adams
(1983), ergenlik döneminde bireyin bağımsız olarak karar vermesinde ailenin de etkisi
olduğunu, ergenler ve aileleri arasındaki iletişimin olumlu olduğunda, ailelerin esnek
oldukları durumlarda, ergenlerin kararlara katılım isteğinin arttığını belirtmektedirler.
Ayrıca ergenlerin karar verme becerilerinin gelişimi için aile içerisinde sorumlu bir üye
olarak rol alması gerektiğini ve ergenlerin uygun fırsatlarda yönlendirmeye ihtiyacı
olduğunu ifade etmektedirler. Baumrind (1991) ve Conger ve Peterson (1984) ailelerin,
ergenlerin amaçlarına ulaşmalarında destek olmaları gerektiğini ve böylece ergenlerin
bağımsız karar verme yetisini geliştirdiklerini belirtmektedirler.
Brown ve Mann’ın (1990) ailelerle yaptıkları çalışmada, ergenlerin aile
kararlarına az ya da düzensiz olarak katıldığı durumlarda, günlük yaşamda kararlarını
bu doğrultuda verdiklerini belirtmişlerdir. Ayrıca sürekli çatışma yaşayan ve aile
bireylerinin birbirlerine bağlılıklarının az olduğu durumlarda ergenlerin aile kararlarına
az katıldıklarını belirlemişlerdir.
28
Sonuç olarak ergenin bağımsız karar verebilmesinde aile önemli bir faktördür.
Aile içinde karar vermeye cesaretlendirilen, karar verme konusunda çocuklarına model
olan ailelerde yetişen çocuklar karar verme sürecinde bağımsız davranabilmektedir.
2.1.2.2. Karar Verme ve Akran Baskısı
Ergenlik döneminde akran grupları, kimlik arayışı ve yeni davranış tarzlarını
denemek için ergenlere sosyal bir çevre sağlamada son derece önemlidir. Akran
grupları, ergenlere yeni bir kimlik oluştururken, ilgi ve değerlerini fark ederken aynı
zamanda duygusal bir güvenlik ve ait olma duygusu verir. Aynı zamanda gruba uyması
ve bağımsızlığından vazgeçmesi için birey üzerinde baskı kurarlar (Coleman, 1980;
Collins ve Hughes, 1982; Power ve Cotterell, 1981).
Ergenlik döneminde ergenin bağımsız karar vermeye başladığı bir dönemde
akran baskıları ergenin karar verme sürecini etkilemektedir (Mann, Harmoni ve Power,
1989). Ergenler özellikle kişisel alışkanlıklarda (giyinme, müzik vb…) akran grubunun
etkisi altında kalmaktadır. Ama kariyer tercihi, hamilelik tercihi vb… gibi uzun vadeli
sonuçlara sahip kararlarda anne ve babasının kararlarında daha güçlü etkiye sahip
olduğu görülmektedir (Coleman, 1980; Poole, 1983; Rosen, 1980).
2.1.2.3. Karar Verme ve Bellek Sınırları
Bilim adamları insan belleğinin doğuştan gelen sınırlarının da verilen kararın
kalitesini etkilediğini kabul etmişlerdir (Byrnes, 1998). Bu tür sınırlardan bazıları
şöyledir: Öncelikle kısa süreli belleğimizde yer alan hedeflerimizin davranışlarımızı
yönlendirme eğilimi vardır. Çünkü her tür eylem kısa süreli bellekte
gerçekleştirilmektedir (Anderson, 1995; Baddeley, 1990). Uzun süreli belleğimizde yer
alan hedeflerimiz ise çevresel faktörler tarafından harekete geçirilmedikleri sürece
davranışlarımızı kontrol edemezler. Örneğin, yeni yılda kilo vermek için karar alan bir
bireyin verdiği karar, her sabah giyinirken yeniden harekete geçmektedir. Hedeflerin
kısa süreli bellekte kalıp davranışları etkileyebilmesi için, çevredeki ipuçları tarafından
sürekli hatırlatılması, tekrar edilmesi ya da harekete geçirilmesi gerekir. Tek bir an
içinde, dikkat çekecek o kadar çok hedef vardır ki, yeni hedef ve görevler ortaya
çıktıkça, mevcut hedefler unutulabilir ya da uzun süreli bellekte geri getirilemez. Yeni
hedefler ve zihni dağıtan diğer şeylerin, eski hedeflerin yerini alma eğiliminden dolayı
29
yakın hedefler koymak (örneğin gelecek cumaya kadar 1 kilo vermek) uzak hedefler
koymaktan (örneğin gelecek yıla kadar 15 kilo vermek) daha etkilidir (Schunk, 1991).
İkinci olarak, kısa süreli belleğin sınırlılıkları, karar veren kişinin eldeki
seçeneklerle ilgili bilgilerini işleme sürecini de etkiler (Klayman, 1985; Simon, 1986).
Çünkü kısa süreli bellek belli bir miktardaki bilgiyi zihinde tutabilir. Örneğin iki veya
üç seçenekli bir durumda birey kısa süreli bellekte bu bilgiyi işleyebilir ama dört veya
beş seçenekli durumlarda var olan tüm bilgileri birey kısa süreli bellekte tutamaz.
Sonuç olarak, karar veren kişi etkili bir strateji uygulamış ve başarılı olmuşsa
aradan uzun zaman geçtiğinde belleğin sınırlarından dolayı bu stratejiyi tekrar aklına
getiremeyebilir. Çünkü insan bilgisayar gibi her durumu belleğinde aynı şekilde
saklayabilen bir varlık değildir. Yeni yaşam olayları, bireyin geçmişte yaşadıklarını
bozucu etkilere sahip olabilir. Bu yüzden bireyin benzer bir durumla karşılaştığında
aradan çok uzun zaman geçmişse, başlangıçta yaptığı işlemleri tekrar yapması
gerekecektir. Bellek sınırlarının, kişinin asıl hedeften sapmasına yol açabilecek zihni
dağıtan şeyleri destekleme eğilimi vardır. Bellek sınırları sistemin normal işleyişindeki
sınırları, baskıları yansıtır (Byrnes, 1998).
2.1.2.4. Karar Verme ve Bilgi Eksikliği
Doğru karar alan bireylerle yanlış karar alan bireyler arasındaki önemli bir fark,
bu kişilerin bilgi birikimleri (ya da bilgiye ulaşabilme becerileri) arasındaki
farklılıklardır. Bu kişiler, benzer değer yargıları ve hedefleri paylaşsalar da, bilgili olan
karar vericilerin, hedeflerine ulaşmaları bilgisiz kişilere oranla daha yüksektir. Bunun
nedeni oldukça basittir. Belli stratejiler ile başarı arasında nedensel bir bağ vardır. Bu
stratejilere sahip olan kişiler, istedikleri hedefe ulaşabilirler. Çok az bilgi birikimi olan
ya da yanlış bilgilere sahip kişiler, karar verme şekilleri kusursuz olsa da istedikleri
hedefe ulaşamazlar. Bu yüzden bilgi eksikliği karar verme sürecini etkileyen önemli bir
faktördür (Byrnes, 1998).
30
2.1.2.5. Karar Verme ve Düzenleme (Ölçme) Eksikliği
İsabetli seçimler yapabilmek için karar veren kişinin, seçimleri hakkında
gereğine uygun düzeyde de kararsız olması gerekir (Byrnes ve Beilin, 1991;
Lichtenstein, Fischhoff ve Phillips, 1982; Sniezek ve Buckley, 1993). Bu kararsızlık
durumuna, takımı bir sayı geride olan ve oyunun bitmesine 5 saniye kala elinde topla
potaya çok yakın duran bir basketbolcunun durumu örnek olarak verilebilir. Bu
basketbol oyuncusu topu kendisi mi atacaktır yoksa arkadaşına mı verecektir.
İstatistiklere göre, oyuncu bulunduğu yerden sürenin %60’ı kadar bir sürede atış
yapabilir. Eğer oyuncu bu atışı yapabilme şansının %60 olduğuna inanıyorsa, durumu
kusursuz biçimde ölçmüş demektir. Şansının %60’dan az olduğunu düşünüyorsa,
kendine olan güveni azdır. Şansının %60’dan fazla olduğuna inanıyorsa kendine olan
güveni fazladır. Düzenleme eksikliği (yani ya güvensiz olmak ya da aşırı öz güvenli
olmak) karar veren kişi için bir problemdir. Çünkü bu durum bireyin başarısızlık
ihtimalini arttırır. Bu örnekte, eğer basketbol oyuncusu kendine çok fazla güvenirse,
atışı isabet ettirme olasılığı yüksek olan takım arkadaşına topu atmaktansa, atışı kendi
yapar ve sayıyı kaçırabilir (Byrnes, 1998).
Birçok çalışma sonucuna göre, yetişkinler zor görevleri yapabilme becerilerine
genellikle aşırı güvenirler; basit görevleri yapabilme becerilerine ise daha az güvenirler
(Keren, 1991; Sniezek ve Buckley, 1993). Bundan dolayı düzenleme eksikliği,
yetişkinleri (yapmaları gerektiğinde) kolay görevlerden kaçınmaya ve (yapmaları
gerekmediğinde) zor görevleri üstlenmeye teşvik etmektedir. Tabi ki, böyle bir seçim
yapısı, onların hedeflerine ulaşmalarını engellemektedir. Daha önce bilgi eksikliği
faktörü için ifade edildiği gibi, düzenleme eksikliği de hatalı kararların içeriğini
etkileyen bir faktördür (Byrnes ve McClenny, 1994; Stone, 1994).
2.1.2.6. Karar Verme ve Sezgiler ve Önyargılar
Karar vermeyle ilgili literatürün büyük bir çoğunluğu, yetişkinlerin alternatifler
hakkında akıl yürütürken sezgilerini kullandıklarını göstermektedir (Kahneman, Slovic
ve Tversky, 1982). Çok sık çalışılan sezgiler kendi içinde temsil edilebilirlik,
kullanılabilirlik ve referans noktalı ayarlamalı olmak üzere üçe ayrılır. Temsil
edilebilirlik; kategorik olarak en iyi temsil eden iki seçeneği belirtir. Örneğin şans
oyunlarında, zarın üç defa olumlu gelmesinin, şans sonuçları kategorisini temsil
31
etmediğine inanılabilir (örneğin 7-7-7 gelme ihtimali, 2-7-4 gelme ihtimalinden
düşüktür). Bu başarının temsil edici olmayan yanından dolayı şans oyunlarında insanlar
sonuçlar üstünde kontrolü olduğuna inanabilir. Kullanılabilirlik; karar veren bireyin
kararla ilgili olayların gerçekleşme sıklığını yanlış yorumlamasına neden olur. Örneğin
bir çift çocuk sahibi olmayı düşünmekte ama engelli ya da doğuştan gelen bir çeşit
hastalığa sahip bir çocukları olmasından da çok korkmaktadır. Arkadaşlarının oldukça
ender rastlanan bir hastalığı olan çocuk doğurduğunu öğrendikten sonra bu çift çocuk
yapmamaya karar verebilir. Burada çift, kronik bir hastalığı olan çocukla uğraşmak gibi
uzak bir olasılık yerine, hiçbir zaman ebeveyn olamama pişmanlığını yaşamak gibi
kesin bir alternatifi tercih edebilir. Böyle bir hastalıkla karşılaşılmış olması, bu
düşünceyi normalde olduğundan daha sık görülür bir hale getirebilir. Referans noktalı
ayarlamalar ise; karar veren kişinin olasılık tahminlerini değiştirmesi için teşvik eder
(Byrnes, 1998).
Temsil edilebilirlik, kullanılabilirlik ve referans noktalı ayarlamalar
kavramlarının her birinin kendilerine özgü bir ön yargısı vardır. Mevcut çerçevede,
sezgiler ve ön yargılar problemlere neden olabilir. Çünkü bu olgular bir kararın içeriğini
etkiler. Sezgilere güvenme eğiliminin iyi ya da kötü olduğuyla ilgili araştırmacıların
farklı görüşleri mevcuttur (Baron, 1994; Einhorn ve Hogarth, 1981; Simon, 1986).
Genellikle bazıları, doğru kararların ya objektif bir yaklaşımla ya da sezgisel bir
yöntemle elde edildiğini belirtmiştir (Jacobs ve Potenza, 1991).
2.1.2.7. Karar Verme ve Kodlama Süreçleri
Birey karar verme durumunda birkaç seçenekle karşı karşıya kaldığında ya
zihinsel bir sunum yaratması ya da bunları kodlaması gerekir. Seçeneği kodlamanın bir
yolu, onu olduğu gibi göstermektir. Bir diğer yol ise, bilgiyi bir şekilde düzenlemek ya
da sentez yapmaktır. Örneğin, birey öncelikle anahtar nitelikleri seçerek ve daha sonra
bu nitelikleri anlamlı bir bütüne yerleştirerek seçeneğin ana fikrini oluşturabilir (Reyna
ve Brainerd, 1991). Tversky ve Kahneman, (1981) kodlama süreçleri yani bireylerin
algılamalarının karar vermede önemli olduğunu belirtmiş ve bu doğrultuda bir çalışma
yapmışlardır. Çalışmaya katılan bireylere örnek bir durum verilmiş ve kararları
beklenmiştir. Örnek durum: Amerika, 600 insanı öldürmesi beklenen, Asya kökenli bir
hastalığın patlak vermesine hazırlanıyor. Hastalıkla savaşmak için iki alternatif program
32
sunuluyor. Programların sonuçlarının şöyle olduğunu varsayılıyor: Eğer A planı
uygulanırsa, 200 insanın hayatı kurtulacak. B planı uygulanırsa 600 insanın 1/3’ünün
kurtulma; 2/3’ünün ise kurtarılamama ihtimali var. Siz bu programlardan hangisini
seçerdiniz? Problem bu şekilde çerçevelendiği zaman, üniversite öğrencilerinin %72’si
B programı yerine A programını seçmiştir. Bununla birlikte, programlarla ilgili aynı
bilgiler şu şekilde çerçevelendiğinde ise farklı sonuçlar elde edilmiştir: “…eğer C
programı uygulanırsa, 400 insan ölecek. D programı uygulanırsa hiç kimsenin ölmeme
ihtimali 1/3 ve 600 kişinin hepsinin ölme ihtimali ise 2/3’tür. A programı C programı ile
B programı ise D programı ile aynı olmasına rağmen, üniversiteli farklı bir grup
öğrencinin %78’i C programı yerine D programını seçmiştir. Bu durumda bize
sonuçların aynı olmasına rağmen, bireylerin algılama ve olayları nasıl kodladıklarının
karar verme sürecinde önemli olduğunu göstermektedir.
Karar verme durumunda birey kodlama süreçlerine dikkat etmezse, bunlar
bireyin hedefine ulaşmasını engelleyebilir ya da en azından seçimlerle ilgili ciddi
pişmanlıklara neden olabilir. Bu nedenle bilginin yalnızca bir kısmını kodlamak
problem yaratır. Örneğin yaşayabilecek 400 kişi yerine ölecek 200 kişi gibi. Aynı
zamanda karar veren kişilerin sonuçları yorumlama ve kodlama işini, ön yargılı ve
kendi çıkarlarına hizmet edecek şekilde yapma eğilimleri de vardır (Baron, Granato,
Spranca ve Teubal, 1993; Nisbett ve Ross, 1980; Weiner, 1986). Örneğin bir kişi yanlış
bir karar almıştır ve bu durumu çevresindekiler görmüştür. Bu yanlış kararı aldığını
gören çevresindeki bireylere, yanlışlığın neden kaynaklandığı sorulduğunda “aceleci
davranmaktan” dolayı olduğunu belirtebilirler. Yanlış kararı alan bireye bu durumun
nedeni sorulduğunda ise tam tersine o da bunu başka birinin hatası olarak
nitelendirebilir. Gelecekte benzer bir durumda, karar veren kişinin aceleci olmaya karşı
bir önlem alma ihtimali düşük olacaktır (Byrnes, 1998). Kısacası karar verme sürecinde
bireyin bir olayı nasıl algıladığı ve kodladığı onun karar vermesini etkileyen önemli bir
faktördür.
2.1.2.8. Karar Verme ve Duygular
Duygular, karar verme sürecinde önemli rol oynamaktadır (Baron, 1994; Simon,
1986). Duygular genel olarak karar veren kişi için dört problemin kaynağıdır (Byrnes,
1998).
33
Bu problemlerden birincisi; duyguların kararın bazı yönlerini öne çıkarması ya
da kararın diğer yönlerini dışarıda bırakmasıdır. Bunun anlamı, duygular seçeneklerin
belli boyutlarının öne çıkmasını sağlarken diğerlerinin geri çekilmesine neden olur.
Yani karar durumunda kişi yaşadığı duygulardan dolayı seçeneklerin bazılarına dikkat
eder ve diğer seçenekleri değerlendiremez. Bu durum da bireyin alternatifleri tam olarak
denemeden karar almasına neden olur.
İkinci olarak; duygular değişken değer yargılarına sebep olabilir. Örneğin, karar
veren kişi sakin olduğunda, bir sonucu kısmen önemli değerlendirebilir. Fakat kişi eğer
sinirli, hırslı, kıskanç ya da buna benzer duygular içindeyse, aynı sonuç geçici olarak o
kişinin gözüne normalde olduğundan daha önemli görünecektir.
Üçüncü problem ise; duyguların dikkati dağıtan bir işlevinin olmasıdır. Öfke,
suçluluk ya da üzüntü gibi duygular insanın aklından kolay kolay çıkmayan
duygulardır. Bu duygular kişinin hedeflerine ulaşmasını engeller. Örneğin iş arkadaşına
sinirlenen kişi, işyerindeki önemli işlerini bitirmek yerine arkadaşına kızdığı olaya
takılıp kalabilir. Bunun yanı sıra duygular kişinin, daha önemli hedeflerini takip etmek
yerine, yeni bir duygusal karar almasına ve bunu takip etmesine neden olabilir. Örneğin
birey sinirini geçirmek için başka bir şeyler yapabilir ya da bütün gününü kendi işlerini
halletmek yerine, üstlerine iç yazışmalar yazarak geçirebilir.
Dördüncü probleme göre; duygular hafızada olan şeylerle o kadar ilgilidir ki,
olumlu duygular olumlu davranışlarla; olumsuz duygular ise olumsuz davranışlarla
ilişkilendirilir. Bu nedenle duygular belli türdeki davranışların yeniden
kazandırılmasında birer ipucu görevi görürler (Isen, Means, Patrick ve Nowicki, 1981).
Simon’un da (1986) belirttiği gibi, duygular uç noktalarda yaşandığı zaman dikkat
dağılmakta ve bireyin duygusal hedefler belirleme olasılığı artmaktadır.
2.1.2.9. Karar Verme ve Stres
Stres terimi hem olumlu hem de olumsuz durumlarla ilgili olmasına rağmen,
araştırmacılar tarafından genellikle kişinin ya da sosyal bir sistemin iyi oluş haline karşı
algılanmış tehlikeleri ifade etmek için kullanılır (Keinan, 1987; Lazarus, 1991). Strese
neden olan faktörler, birey üstünde bir çeşit tepki, direnç ya da duygusal gerilime neden
34
olurlar. Örneğin bir kişinin işten kovulması strese neden olabilir. Bunun yanı sıra stres
faktörleri, kişinin belli bir sürede yerine getirmesi gereken görevler de olabilir. Örneğin
sayısız ev işinin yanında, işyerinde de yapılması gereken çok fazla iş olduğunda birey
stres yaşayabilir. Stres faktörlerinin varlığı sonucunda ortaya çıkan en genel duygular,
korku ve kaygıdır (Lazarus, 1991). Çünkü karar veren kişi bütün görevlerini yerine
getirse de olumsuz sonuçlarla karşılaşma olasılığını düşünür.
Stresin karar verme üstündeki en baskın etkisi, uyarılmışlık haline karşılık aşırı
uyarılmışlık halinde olma (hypervigilance) durumudur (Janis, 1989; Keinan, 1987;
Keinan, Friedland ve Ben-Porath, 1987). Janis’in (1989) kısıtlılıklar modeline göre
uyarılmışlık hali; bilgileri araştırırken, bu bilgileri önyargısızca işlerken ve seçim
yapmadan önce eldeki bütün seçenekleri değerlendirirken ortaya çıkar. Aşırı
uyarılmışlık hali ise bu durumun aksine, karar veren kişinin seçenekleri hızlı, düzensiz
ve eksik bir şekilde değerlendirmesiyle ortaya çıkar. Sonuçlarını Janis’in modeline
dayandıran Keinen (1987) ve Keinen, Friedland ve Ben-Porath (1987), stresin karar
veren kişinin seçenekleri değerlendirme sürecine üç şekilde olumsuz etkisinin
olabileceğini belirtmektedirler. Bunlar:
1. Erken bitirme ya da bütün seçenekler değerlendirilmeden karar alma eğilimi,
2. Sistemli olmayan tarama ya da seçenekleri düzensiz bir şekilde
değerlendirme eğilimi,
3. Zamansal daralma ya da her seçeneğe gerektiğinden daha az zaman
ayırmadır.
Stresten kaynaklanan aşırı uyarılmışlık durumunda bütün seçenekler
incelenmeden karar verildiği için en doğru seçenek gözden kaçırılabilir. Stres aynı
zamanda bazı insanların karar vermesini etkileyen güçlü bir faktördür. Özellikle
literatür araştırmalarına göre, stresin verdiği zararın kişiden kişiye farklılık gösterdiği
görülmüştür (Lazarus, 1991). Aşırı uyarılmış kişilerle bu duygu durumunda olmayan
kişiler arasındaki temel farklar, strese neden olan faktörlerin bilişsel olarak nasıl
değerlendirildiğinden (tehdit ya da küçük bir problem olarak algılamak) ve bunlarla
başa çıkabilme mekanizmalarındaki farklılıklardan kaynaklanmaktadır (Lazarus, 1991).
Kısacası stres bir kararın şeklini ve içeriğini etkilemektedir (Byrnes, 1998).
35
2.1.2.10. Karar Verme ve Psikoaktif Maddeler
Psikoaktif maddeler de (örneğin alkol, kokain, esrar vb…) karar vermeyi
etkilemektedir. Çünkü bu maddeler karar veren kişinin normal koşullarda tercih
etmeyecekleri seçimleri, bu maddelerin etkisi altındayken tercih etmelerine neden
olmaktadır (Byrnes, 1998). Alkolle ilgili yapılan araştırmalar sonucunda, içki içmenin
alkol miyobu (alcohol myopia) diye adlandırılan bir duruma neden olduğu bulunmuştur
(Steele ve Josephs, 1990). Alkol miyobu, bir durumda sadece en açık, belirgin
ipuçlarına yönelme eğilimidir. Durum içinde çok sayıda ve tespiti çok zor ipuçları olsa
bile, bu problemi olan kişilerin bu ipuçlarını tespit edebilmesi için yetkin sosyal
etkileşimlerinin ve fiziksel becerilerinin olması gerekir. Örneğin bazı ipuçları, öfke ve
öç alma isteği uyandırsa da, diğer ipuçları öç almanın çok da iyi bir fikir olmadığını
söyleyebilir. Miyobik durumda karar veren kişi, sarhoş olduğu zaman diğer ipuçlarını
göremeyebilir ve böylece öç alma duygusunu engelleyemeyebilir (Steele ve Josephs,
1990).
Alkol miyobunun sebep olduğu problemlerin yanı sıra, bir diğer araştırma da
alkolün karar veren kişinin planlama ve strateji koordinasyonu gibi üst düzey
becerilerini azalttığını göstermiştir. Alkolün karar verme sürecini nasıl etkilediğini
araştıran birkaç deneysel çalışma sonucunda az alkol kullanımının, karar verme
becerilerini çok fazla etkilemediği görülürken, deneklerin hem normal hem de acil
durumlarda planlama ve stratejik hareket etme becerilerini azalttığı görülmüştür
(Streufert, Pogash, Roache, Severs, Gingrich, Landis, Lonardi ve Kantner, 1994).
Kokain ve esrar da karar verme sürecini etkilemektedir. Son zamanlarda yapılan
bazı araştırmalara göre, kokainin uyarıcıları değerlendirme sürecini etkilediği ortaya
çıkmıştır (Herning, Hooker ve Jones, 1987; Herning, Jones, Hooker ve Tulunay, 1985).
Kullanıcılar ve bağımlılarla yapılan görüşmeler sonucunda elde edilmiş bir diğer kanıt
ise, kokainin aşırı uyarılmışlık halini etkilemesi ve dikkatte hatalara yol açmasının yanı
sıra kişisel becerilerde bir artış hissi uyandırmasıdır (Siegel, 1987). Esrar kullanımıyla
ilgili yapılan çalışmalar sonucunda ise esrarın kişide uyarıcıları tespit etme, öğrenme,
ilişkilendirme performanslarını ve psiko motor becerilerini zayıflattığı görülmüştür
(Block, Farinpour ve Braverman, 1992; Smiley, 1986).
36
Beynin ön lobları; dikkat, planlama, ket vurma ve motor beceriler gibi üst düzey
süreçlerle ilgilenir (Dempster, 1992). Alkol, kokain ve esrar kullanımı bu ön lobları bir
şekilde etkiler. Bu durumda bireyin karmaşık problemlerde hatalı karar verme
olasılığını artırmaktadır. Çünkü bu durumda hiçbir ipucuna dikkat edilmez, sonuçların
neler olabileceği tahmin edilmez ve karar veren kişi yeteneklerini olduğundan daha iyi
görür. Normal karar verme işlemine karışarak, karar verme sürecine uygunsuz ya da
yetersiz içeriğin dâhil olmasına neden olur (Byrnes, 1998).
2.1.2.11. Karar Verme ve Kişilik Özellikleri
Cantor ve Zirkel (1990), Hoffman, Mischel ve Mazze’ye (1981) göre kişinin
davranışlarındaki tutarlılık, o kişinin hedefini belirlediğini göstermektedir. Kişilerarası
uyuma değer veren bir kişi, ne zaman olursa olsun arkadaşça davranmayı kendine hedef
olarak belirleyebilir. Fakat bu kişi aynı zamanda diğer hedeflerinin daha baskın olduğu
durumlarda arkadaşça davranmayabilir. Örneğin bir yabancının sarkıntılık yaptığı bir
durumda onunla tartışabilir. Bu durumda kişilerin hedeflerini belirlemelerini etkiler.
Kişilik özelliklerinin diğer boyutları da, karar verme sürecini etkiler.
Düşüncesizce hareket etme, korkaklık, heyecan arama ve duygusallık gibi özellikler
bireyin karar vermesini etkileyebilmektedir (Buss ve Plomin, 1984; Horvath ve
Zuckerman, 1993; Kagan, 1989). Düşünmeden hareket eden bireyler, karar
durumlarında uygun stratejiler geliştirmek için gereken ipuçlarını yeterince dikkatle
analiz edemeyebilirler. Buna ek olarak, sonuçların ve stratejilerin ilgili boyutlarının
hepsini gözden geçiremeyebilirler. Örneğin asıl hedefleri arkadaş edinmek olan
çekingen bireyler, etkileşime geçmekten korktukları için hedeflerine ulaşamayabilirler.
Bundan dolayı bu insanlar, sürekli etkileşimden kaçınmayı tercih edebilirler ve
zamanlarının çoğunu bu kararlarından dolayı pişmanlık yaşamakla harcayabilirler.
Ayrıca Zuckerman ve Horvath (1993) heyecan arayan kişilerin uyarılmışlık
seviyelerinin düşük olduğunu ve heyecanlı bir şeyler yapma hedefini, yardımsever ya da
sorumlu olma gibi hedeflerin daha üstünde tuttuklarını belirtir. Bu yüzden duygusal
bireyler için, duygular daha çok dikkat dağıtır. Duygusal insanların, duygusal kararlar
alma olasılığı da daha yüksektir.
37
Kişilik özelliklerinin ve hedeflerin yanı sıra, kişilikle ilgili son bir boyut da
kararsız olma eğilimidir. Bazı insanların, ne sevdikleri ya da ne yapabildikleri hakkında
neden bu kadar kararsız oldukları belli değildir. Bu nedenle kararsızlık bir kişilik
özelliği olarak değerlendirilebilir. Çünkü kararsız bireylerle çalışan danışmanlara göre,
bu insanlar kendi kariyer seçimlerinin yanı sıra diğer birçok hayati karar durumunda da
kararsız davranmaktadırlar ( Frost ve Shows, 1993).
Karar vermeyi etkileyen faktörler genel olarak değerlendirildiğinde her bir
faktörün bireyin karar verme sürecinde önemli bir etkisi olduğu görülmektedir. Bu
nedenle karar verme sürecinin doğru bir şekilde tanımlanabilmesi ve bireyin sağlıklı bir
şekilde karar verebilmesi için bu faktörlerin göz önünde bulundurulması ve etkilerinin
değerlendirilmesi gerekmektedir.
2.1.3. Karar Kuramları
Karar verme ile ilgili, günümüzde yirmiden fazla teori bulunmaktadır. Genel
olarak bu teoriler dört başlık altında sınıflandırılmaktadır. Bunlar:
1. Normatif, rasyonel karar teorisi, (A normative, rational decision theory),
2. Betimsel karar teorileri, (A descriptive decision theories)
3. Hem rasyonel hem de betimsel karar teorileri,
4. Gelişimsel karar teorisidir.
Burada, sırasıyla rasyonel, betimsel, hem rasyonel hem de betimsel ve gelişimsel
karar teorilerinden sekiz teori ele alınmıştır. Sekiz teorinin ele alınmasının nedeni bu
teorilerin genel olarak diğer teorileri de kapsamasıdır. Karar teorileri hakkında
Türkiye’deki çalışmalar incelendiğinde detaylı bilgi bulunmamaktadır. Bu nedenle karar
teorileri biraz geniş kapsamlı alınmıştır. Ayrıca araştırmanın dayandığı çatışma teorisi
bu teorilere oranla daha geniş kapsamlı değerlendirilmiştir.
2.1.3.1. Normatif, Rasyonel Karar Teorisi (A Normative, Rational Decision
Theory)
Bu alt başlık altında karar verme teorileri içerisinde rasyonel bir teori olarak
değerlendirilen beklenen kazanç teorisi açıklanmıştır.
38
2.1.3.1.1. Beklenen Kazanç Teorisi (The Expected Utility Theory)
Beklenen kazanç teorisi Von Neuman ve Morgenstern (1947) tarafından
normatif bir davranış teorisi olarak geliştirilmiştir. Beklenen kazanç teorisi bireyin karar
vermesi gereken durumlarda, matematiksel işlemlerle gerçekleşme olasılığı en yüksek
olan seçime yönelmesidir. Bir karar durumunda ortaya çıkabilecek sonuçların birey için
yararlı olup olmayacağı ile ilgilidir. Bu teoride birey alternatiflerin olası sonuçlarının
neler olabileceğini incelemekte ve kendine en fazla yarar getiren alternatife
yönelmektedir (Akt. Larrick, 1993).
Teoriye göre karar verme rasyonel bir süreç olarak değerlendirilir. Karar verici
istediği amaçlara ulaşma olasılığını arttırmak için, olası tüm alternatifleri düşünür.
Ayrıca bu alternatiflerin avantajları ve dezavantajlarını belirler. En sonunda ise seçim
yapar (Lunenburg ve Ornstein, 1996).
Von Neumann ve Morgenstern’in çalışması tamamen matematikseldir. Eğer
karar veren kişinin seçimleri, kesin (mantıklı) kuralları (“aksiyom”) takip ediyorsa,
sadece ve sadece beklenen kazancı diğer seçeneğinkinden büyükse, olası sonuçları
içeren bir alternatifin diğerine tercih edilmesi gibi yararlar sağlamak mümkündür.
Teoride reel sayılar kişisel değerleri gösterir. Görüşleri adım adım şu şekilde
belirtilebilir:
1. Karar veren kişi olası sonuçları içeren seçenekleri belirler. Bu seçenekler
mutlaka aksiyomları karşılamalıdır.
2. Sonra her bir reel sayıyla karar veren kişi için önemli olan ve kazanç olarak
adlandırılabilecek her bir sonuç ilişkilendirilmelidir.
3. Belirli bir seçeneğin beklenen kazancı, her bir sonucun oluşacağı olasılıkla
belirlenmelidir.
4. Sonuç olarak, sadece X ile ilişkili olan beklenen kazanç, Y ile ilişkili
beklenen kazançtan büyükse, karar veren kişi, X sonucu ile Y sonucu
arasında seçim yapmalıdır.
Beklenen kazanç teorisinde iki temel özellik vardır. Bunlardan bir tanesi
beklenti, diğeri ise kullanışlılık ya da değerdir. Beklenti, olayın oluşma durumu olarak
hesaplanır ve ölçek üzerinde sayısal bir değer ifade eder. Genelde bir olayın oluşma
39
olasılığı basit bir formülle hesaplanmaktadır. Olayın Olasılığı = Bu Olayın Frekansı /
Olası Olayların Sayısı. Değer ise; karar verme sonucunda ortaya çıkabilecek kazançlar
ya da kayıplardır.
Teori, net karar verme durumlarında işleyebilmekte ve olayın objektif bir
biçimde olasılığı ve değeri hesaplanabilmektedir. Ancak çoğu kişisel karar verme
durumlarında bireyler, objektif sayısal değerleri belirleyebilmek için yeterince bilgiye
sahip olamamaktadırlar. Beklentide de olduğu gibi, kullanışlılık veya değerde de
genellikle öznel nicelikler söz konusu olabilmektedir. Kişisel karar sonucu ortaya çıkan
çoğu değer, öznel olarak kabul edilmelidir. Çünkü bu değerler kolayca
sayısallaştırılamamaktadır (örneğin; gelecek garantisi). Hatta zaman ve para gibi
kolayca sayısallaştırılabilen kavramlar bile bireyden bireye değişebilmektedir. Yani
ortaklaşa kabul edilmiş bir değerden uzaklaşılabilmektedir. Örneğin; on milyon doları
olan bir insan için yüz bin dolar kaybetmek ya da kazanmak çok önemli olmayabilir.
Birtakım problemlere rağmen psikolojik danışma da beklenen kazanç teorisinin temel
özelliklerinden faydalanmaktadır. Yani olası bütün seçenekler taranmakta, kişinin bu
seçenekler açısından değerleri ortaya çıkarılmakta, her seçeneğin olma olasılığı
araştırılmakta ve muhtemelen kazancı en büyük, kaybı en küçük olan seçenek
seçilmektedir (Mitchel ve Krumboltz, 1984).
Beklenen kazanç teorisinde sistemin temel varlıkları genellikle riskler olarak
nitelendirilen, olası sonuçları içeren alternatiflerdir (Hastie ve Dawes, 2001). Teoride
alternatifler kendilerinden beklenen yararlara göre sınırlandırılmaktadır. Teorinin esas
amaçları rasyonel karar vermenin altında yatan açık bir dizi aksiyomları açıklamaktır
(Plous, 1993). Teoride yer alan aksiyomlar şunlardır:
Alternatifleri sıralama: Öncelikle karar verenler herhangi iki alternatifi
karşılaştırabilmelidir. Ya birini diğerine tercih etmeli ya da kayıtsız kalmalıdır (Hastie
ve Dawes, 2001; Plous, 1993). Bu aksiyom için en güçlü unsur, alternatiflerle karşı
karşıya kalan karar vericinin bunlardan birini seçmek zorunda olmasıdır.
Geçişlilik: A, B’den büyüktür, B’de C’den büyüktür. O zaman A, C’den de
büyüktür. Bireyin bu sonuca ulaşması geçişlilik olarak nitelendirilir. Başka bir ifadeyle
A sonucunu B sonucuna, B sonucunu C sonucuna tercih ediyorsa bu kişi A sonucunu C
40
sonucuna tercih etmelidir. Araştırmacılar karar verenlerin bu ilkeleri ihlal ettiklerinde
beklenen kazancın artmadığını belirtmişlerdir (Plous, 1993).
Toplama: Karar veren kişinin, alternatiflerin olası yönlerini kavramada yetenekli
olmasını kapsar (Hastie ve Dawes, 2001). Başka bir ifadeyle alternatiflerin avantaj ve
dezavantajlarını değerlendirip en yararlı olanı belirlemesidir.
İptal: Eğer riskli iki alternatif eşit derecede gerçekleşmesi mümkün olan
sonuçları barındırıyorsa, bu sonuçların kazancı iki şıkkın seçilmesiyle görmezden
gelinmelidir. Başka bir ifadeyle, iki alternatif arasında yapılacak olan bir seçim her iki
alternatif için aynı olan sonuçlara değil, yalnızca farklılık gösteren sonuçlara
dayanmalıdır. Ortak etkenlerin üstü çizilmelidir (Plous, 1993). Eğer karar veren kişi
olasılık değerlendirmeleri yaparak gelecek belirsizliğin üstesinden gelmeye teşebbüs
ederse, bunlar daima olasılık teorisini kurallarına göre yapılmalıdır. Aksi takdirde
çelişkili seçimler ortaya çıkabilir.
Baskınlık: Karar verme durumunda bireyin bir stratejiyi benimsemesini ifade
eder. Bir strateji diğer strateji ile karşılaştırıldığında en azından bir açıdan daha iyi
sonuç verirse (burada iyi daha fazla kazanç sağlayan anlamında kullanılmaktadır) zayıf
derecede baskındır. Bir strateji başka bir strateji ile karşılaştırıldığında her açıdan daha
üstün bir sonuç veriyorsa güçlü derecede baskındır (Plous, 1993).
Devamlılık: Karar veren kişi kazanma ve kaybetme olasılığı olan durumlarda
orta yolu seçmelidir. Çok büyük kazanç getirebilecek veya çok çazla kayıp oluşturacak
durumlarda orta yolu değerlendirmelidir (Plous, 1993).
Değişmezlik: Karar veren kişinin alternatiflerin sunulma şeklinden
etkilenmemesidir. Örneğin, akılcı karar veren bir kişi bileşik bir şans oyunuyla (örneğin
her aşamasında yüzde elli şansı olan ve iki aşamada da başarılı bir sonuca götürdüğünde
yüz dolar kazanç sağlayan iki aşamalı bir loto) bölünebilen basit bir şans oyunu
(örneğin, yüz dolar kazanma şansı %25 olan tek aşamalı bir loto) arasında hiçbir şekilde
tercih yapmamalıdır (Plous, 1993).
41
Beklenen kazanç teorisinde tüm aksiyomlar mantıklıdır ve güçlü anlamları
vardır. Aksiyomlar bir seçim durumunda alternatiflerin beklenen yararı açısından
sınırlandırılmıştır. Teori problemin matematiksel olarak izini belirlemek ve analitik
açıdan çözüme ulaşmak için bir dizi basitleştirilmiş varsayımlara dayanır. Tipik olarak
karar verenlerin her bir alternatif eylem gidişatına bağlanan olasılık ve sonuçlar
hakkında tamamen bilgi sahibi oldukları varsayılır. Karar verenlerin bu bilgiyi
anladıklarını açıkça ya da gizliden her bir alternatifin avantaj ve dezavantajını
hesaplayabildiğini belirtir ve son olarak karar verenlerin bu hesapları karşılaştırdıklarını
ve beklenen kazancı artıran seçeneği seçtiklerini belirtir (Hastie ve Dawes, 2001; Plous,
1993).
Bu modelde karar verici tutarlı tercihlere sahip, elindeki alternatifleri bilen ve
seçilen alternatiflerin sonuçları hakkında bilgiye sahip olan kişi olarak değerlendirilir
(Caroll ve Johnson, 1990).
2.1.3.2. Betimsel Karar Teorileri (A Descriptive Decision Theories)
Bu alt başlık altında karar verme teorileri içerisinde betimsel teoriler olarak
değerlendirilen olasılık teorisi, pişmanlık teorisi, sosyal karar teorisi ve sağlık inanç
modeli açıklanmıştır.
2.1.3.2.1. Olasılık Teorisi (Prospect Theory)
Olasılık teorisi Kahneman ve Tversky (1979) tarafından geliştirilmiştir. Olasılık
teorisi, karar veren kişi bir karar durumunu kavradığında, bazı bilişsel basamakları
tanımlamak amacıyla ortaya konan geleneksel karar teorilerinin ötesine gider. Kavrama,
olasılıkların sonuçlarını ve olayları, ikisinin arasındaki ihtimalleri, ilişkili değerleri veya
karar ölçülerinin değerlendirilmesiyle ilgili diğer bilgilerle bağlantıları içeren bilişsel bir
tanımlamayla sonuçlanır. Beklenen kazanç teorisinde “kazanç” fikrinin yerini bu teoride
“değer” almıştır. Kazanç genelde tek taraflı tanımlanırken, değer; kazanma ve kaybetme
olarak tanımlanır. Hatta kayıpların değer fonksiyonları, kazanılanların değer
fonksiyonlarından daha farklıdır. Şekil 2’de görüldüğü gibi kayıpların değer fonksiyonu
(yatay eksenin aşağısında duran kavis) dışa doğrudur ve nispeten diktir. Aksine
kazanılanların değer fonksiyonu (yatay eksenin üst tarafında) içe dönüktür ve o kadar da
dik değildir (Hastie ve Dawes, 2001; Plous, 1993).
42
Değer
- 500 Dolar
Kayıplar Kazançlar
+ 500 Dolar
Şekil 2. Olasılık Teorisinde Hipotetik Bir Değer Göstergesi (Kahneman ve Iversky,
1979)
Olasılık teorisine göre, Şekil 2’de görüldüğü gibi kaybedilenlerin değer
fonksiyonu kazanılanların değer fonksiyonundan daha dik olduğu için kaybedilenler
kazanılanlara göre birden belirivermektedir.
Olasılık teorisi, tercihlerin problemin nasıl çerçevelendiğine bağlı olarak
değişebileceğini belirtir. Tercih noktası, sonucun kazanç olarak görüldüğü yönündeyse
o zaman bundan oluşan değer fonksiyonu riskli olacaktır. Bu durum bir örnekle
açıklanabilir. Sahip olduğunuz ne varsa bunlara ek olarak size 1000 dolar veriliyor ve
sizden A alternatifi ve B alternatifi arasında seçim yapmanız isteniyor. A alternatifi:
%50 oranında 1000 dolar kazanma şansı, B alternatifi: kesin 500 dolar şansı veriyor.
Yapılan çalışmada insanların %84’ü B alternatifini seçiyor. Bu durum B alternatifinin
değer fonksiyonun yüksek olduğunu göstermektedir (Plous, 1993).
Olasılık teorisi belirli sonuçlara bağlı olan olasılıkları ele alış biçimiyle de
beklenen kazanç teorisinden farklılaşır. Olasılık teorisi seçeneklere “karar ağırlığı”
olarak bakar ve bu karar ağırlıklarının her zaman olasılıklara karşılık gelmediğini
43
belirtir. Teoride karar ağırlıklarının küçük ihtimalleri geçtiğini, orta ya da yüksek
ihtimallerde ise hafif kaymaya eğilimli olduğunu göstermiştir. Şekil 3’de görüldüğü gibi
tipik bir ağırlık fonksiyonu, düşük olasılıklar için köşegenin üzerinde bulunurken, orta
ve yüksek olasılıklar için de köşegenin altında yer almaktadır (Plous, 1993).
Karar Ağırlığı
Olasılık
Şekil 3. Olasılık Teorisine Göre Hipotetik Karar Ağırlığı (Kahneman ve Tversky,
1979.)
Olasılık teorisi, beklenen kazanç teorisindeki oluşum ya da beklenti
olasılıklarının sonuçlarının ölçümlerine paralel olarak karar ölçme ağırlığı içerir. Yine
olasılık teorisi olasılıkları karar ağırlığına çevirerek, objektif ve subjektif
devamlılıkların ilişkisini özetlemek için matematiksel fonksiyona dayanır. Karar ağırlığı
fonksiyonu Şekil 3’deki gibi S şekilli eğriye benzer. Bu psikolojik fonksiyonları
yorumlamak için önemli bir içerik kuralı, eğri dikleştiğinde karar verenin objektif
boyutlara daha duyarlı olduğudur. Eğri dikse, objektif boyuttaki herhangi bir değişkene
verilen psikolojik yanıtta daha fazla değişim olur (Hastie ve Dawis, 2001).
Olasılık teorisinde, kesinlik etkisi, yansıma etkisi ve izolasyon etkisi olmak
üzere üç önemli faktör vardır. Kesinlik etkisi, eşit değerde olan iki tercihten riskli sonuç
taşıyan yerine, sonucun daha kesin olanını tercih etme eğilimidir. Bu olguyu göstermek
için aşağıdaki durumu ele alalım:
1. 0.8 olasılıkla 4000$ kazanmak
2. 1.0 olasılıkla 3200$ kazanmak
44
Çoğu kişi ikinci tercihi seçecektir, çünkü her durumda (her iki tercihte de)
ortalama 3200$ kazanacaklardır ( Kahneman ve Tversky, 1979).
Yansıma etkisi ise, kazanımlar kayıplara döndüğü zaman insanların tercihlerini
geri değiştirme eğiliminde olmalarını ifade etmektedir. Örneğin her ikisi de aynı
beklenen değerde olsalar da, insanlar kesin bir seçenek olan dört yerine riskli bir
seçenek olan üçü tercih ederler.
3. .01 olasılıkla 100$kaybetmek.
4. 1.0 olasılıkla 1$ kaybetmek.
Böylece görüyoruz ki insanlar kazançlarının olduğu durumlarda riskten kaçınan
bir tutum sergilerken; kayıplarının olduğu durumlarda risk alabilen bir tutum
sergilemektedir.
İzolasyon etkisi de sıradan seçeneklere önem vermeyip, seçenekleri farklılaştıran
faktörlere odaklanma eğilimidir. Bu strateji genellikle hatalara neden olmasa da bazen
çelişkili tercihlere yol açabilmektedir.
Olasılık teorisine göre karar vermenin basamakları Şekil 4’de gösterilmiştir.
Birey bir karar problemi ile karşılaşır ve problemi zihninde düzenler. Problemi
düzenledikten sonra, olasılıkları belirler ve kendi durumu ile ilişkilendirip buna bir
değer verir. Yani olasılıkların kendi açısından değerlerini hesaplar ve böylelikle karar
ağırlığını belirler. Belirlemiş olduğu olasılık değerlerini ve karar ağırlığını birleştirerek
oluşacak durumun değerlendirmesini yapar. Bu durumda başka olasılıkların olup
olmayacağı ile ilgili araştırmalar yapar ve tahmini bir sonuçla seçimini gerçekleştirir.
45
Şekil. 4. Olasılık Teorisine Göre Karar Verme Basamaklarını Özetleyen Akış Şeması (Hastie ve Dawes, 2001).
Karar Problemi
Zihinsel betimleme yaratmak için problemi
düzenle
Olasılıkları düşün
Objektif değerleri kişisel değerlere çevir
Objektif olasılıkları karar ağırlığına çevir
Değerleri ve karar ağırlığını bir olasılık değerlendirmesi için
birleştir
Daha fazla olasılık?
Değeri tahmin et ya da seçim yap
Yanıtla
46
Sonuç olarak beklenen kazanç teorisine yönelik eleştiriler, olasılık teorisinin
gelişmesine neden olmuştur. Olasılık teorisi insanların gerçekte nasıl karar verdiklerine
dair daha kesin betimlemeler sağlamaktadır. Ayrıca teori ortak bir dizi durumlara da
nispeten daha kolay uygulanabilmektedir (Plous, 1993).
2.1.3.2.2. Pişmanlık Teorisi (Regret Theory)
Pişmanlık teorisi karar vermede, bireysel farklılıklar yaklaşımının bir karışımını
temsil etmektedir. Pişmanlık teorisi, beklenen kazanç (kullanılabilirlik) ve olasılık
teorisinin varsaydığı gibi, insanların alternatif için bütün değere ulaşmada sonuçları ve
olasılıkları kolayca birleştiremediğini, bunun sonucunda sevinç veya pişmanlık
duygusunu yaşadıklarını belirtmektedir. Çünkü insanlar bu duyguları verdikleri kararlar
nedeniyle yaşadıklarını bilirler. Bu duyguları karar vermeden önce göz önünde
bulundururlar ve sonuçları bildikleri durumlarda, alternatifler karşısında ne kadar sevinç
ve pişmanlık duygusu yaşama olasılıkları olduğunu (yaşayabileceklerini) hesaplarlar.
Örneğin, şu iki seçenekten birini seçmeniz gerektiğini düşünün: a) 8 dolar kazanma
şansı %100 b) 12 dolar kazanma şansı %67. B seçeneğini seçtiğinizi ve kaybettiğinizi
hayal edin. Ne kadar pişmanlık yaşarsınız? Diğer taraftan B seçeneğini seçip
kazandığınızda ne kadar mutlu olursunuz? İnsanların yaşadığı pişmanlık, farklı bir
seçim yaptıklarında ne kadar kazanacaklarını, ne kadar kaybettikleri ile
karşılaştırdıklarına göre değişmektedir (Larrick, 1993).
Teorinin anahtar varsayımı, sonuçlar arasındaki büyük farkların daha küçük
farklardan daha fazla pişmanlığa neden olduğudur. Bu durum Şekil 5’de gösterilmiştir.
Bir önceki örneğe pişmanlık işlevi (fonksiyonu) uygulandığında, B seçeneğinin
seçilmesi ve kaybedilmesi (istenmeyen 8 dolarlık fark), A seçeneğinin seçilip de B
seçeneğinde kazanmak (istenmeyen 4 dolarlık fark) iki kattan daha fazla pişmanlık
vermektedir. R.(8-0)>2R(12-8). Sonuç olarak, pişmanlık teorisi, insanların seçenek A’yı
seçenek B’ye göre tercih ettiklerini ileri sürmektedir. Çünkü seçenek B, .33R(8-0),
seçenek A’dan, .67R(12-8) daha yüksek pişmanlık beklentisine (tahminine) sahiptir.
47
Şekil 5. Seçilen Seçeneğin ve Seçilmeyen Seçeneğin Sonuçları Arasındaki Fark
Üzerinden Tanımlanan Pişmanlık Teorisinin Pişmanlık (R) Fonksiyonu (İşlevi)
(Larrick, 1993).
Baumeister, Tice ve Hutton (1989), Josephs, Larrick ve Steele (1992), Taylor ve
Brown (1988), Tesser (1988) insanların bir karar verirken kişisel imajlarını korumak
istediklerini ve pişmanlığın insanların kişisel imajlarını tehdit ettiğini belirtmektedirler.
Çünkü pişmanlık insanların orijinal kararının önemini sorgulamalarına neden
olabilmektedir. Bununla birlikte, insanlar kişisel imajlarına olan tehditlere farklı
şekillerde yaklaşmaktadırlar ve genelde pişmanlık hissine maruz kalan insanlar,
pişmanlık hissini minimize eden kararlar alan insanlardır.
Josephs, Larrick ve Steele (1992), öz-saygısı düşük bireyleri, özsaygısı yüksek
bireylere oranla, pişmanlık olasılığını azaltmak ve karar vermek için daha fazla motive
etmek gerektiğini belirtmiştir. Özsaygısı düşük bireyler, kararları hakkında geribildirim
beklediklerinde riskten daha çok kaçar ve seçilmemiş alternatiflerin istenilen sonuçlarını
öğrenmeden kendilerini daha fazla korumaya ihtiyaç duyarlar. Diğer taraftan, özsaygısı
yüksek bireyler ise pişmanlığı minimize eden seçimler yapmamaktadır. Bu sonuçlar,
pişmanlık açısından iyi bir imaj sürdürme kabiliyetinin risk tercihini belirlemede önemli
bir faktör olduğunu göstermektedir. Kısaca bu çalışmalar, insanların bir kararın olası
Pişmanlık
R(8$)
R(4$)
4 $ 8$
(12$ - 8$) (8$ - 0$)
Seçilmeyen seçeneğin ve seçilen seçeneğin sonuçları arasındaki fark
48
negatif sonuçlarını tahmin ettiği ve onlara karşı savunma yolları içinde davrandıkları
iddialarını desteklemektedir (Larrick, 1993).
2.1.3.2.3. Sosyal Karar Teorisi (Social Judgment Theory)
Sosyal karar teorisi, bu dünyada olaylar arasında nedensel bir yapının olduğu
görüşüne dayanmaktadır (Hammond, Stewart, Brehmer ve Steinmann, 1986). Daha açık
biçimde ifade edersek, bireyin dünyayı bilişsel algılayışı dünyanın nedensel yapısıyla ne
kadar uyumluysa o kadar başarılı bir adaptasyon görülür. Sosyal karar teorisyenlerine
göre, bu uyum hiç de kolay değildir. Çünkü dünyanın nedensel yapısının farkına
varmak çok zordur. Nedensel belirsizliğin kaynağı, çevresel ipuçlarının (örneğin
nesnelerin ya da insanların özellikleri), onları üreten temel nedensel mekanizmalarla
mükemmel biçimde uyum göstermemesidir.
Bu süreçte, ipuçları; temel nedensel yapılar ve gelecekteki olayların gerçekleşme
ihtimalleri hakkında birer sinyal görevi görmektedir. Doğru karar alan bireyler bu bilgi
verici ipuçlarını tespit eder ve bu bilgiyi çevrelerini anlamlandırmak için kullanırlar.
Kuramsal olarak, ipuçlarının etkili kullanımı, insanların arzuladıkları sonuçları elde
etmelerine yardımcı olur. Örneğin, okuldan mezun olabilmek için çok sayıda başvuru
dosyasıyla karşı karşıya olan kişi bu dosyalardaki hangi ipuçlarının, okuldan mezun
olabilmek için gerekli performansla ilgili temel nedensel yapıya uyduğunu tespit etmek
zorundadır. İpuçlarının bazıları kabul ya da ret gibi kararlarla ilgiliyken, bazıları
bunlarla ilgili değildir (Byrnes, 1998).
Öngörücü olması için geliştirilmiş beklenen kazanç teorisinin aksine, Hammond,
Stewart, Brehmer ve Steinmann (1986) bu teorinin insanın karar verme kurallarını
bulmayı amaçlamadığını, bundan ziyade betimsel olması yönünde geliştirildiğini ifade
etmektedirler. Bu teorinin asıl amacı insanlara karar verme süreçlerinde, bilişsel
destekler yaratmaktır. Sosyal karar teorisyenleri sadece insanın karar verme sürecini
anlamaya çalışmamaktadır. Bunun yanında insanın karar verme becerilerini
geliştirebilecek yeni yollar da belirlemeye çalışmaktadır.
Hammond, Stewart, Brehmer ve Steinmann’a (1986) göre sosyal karar teorisinin
önemi, bu teorinin insanlara kendilerini ilgilendiren ipuçlarını görmelerini sağlayan bir
49
iç görü kazanmalarına ve de onlarla aynı kararı vermek zorunda olan diğer insanları
ilgilendiren ipuçlarını da ortaya çıkarmalarına yardımcı olmasıdır. Ama insanlar için de
bu değişkenlere verilen önem zaman zaman değişmektedir.
Sosyal karar teorisinin teknikleri, insanların kullandıkları ipuçlarını gösteren
denklemler oluşturmak için çok yaygın biçimde kullanılmaktadır. İnsanlar bu ipuçlarını
(a) tüketim malları alırken (örneğin fiyatına karşılık ambalajların çekiciliği), (b) oy
verirken (yüksek konuma karşılık ideoloji), (c) yeni eleman alırken, (d) kabul kararları
alırken, (e) tıbbi ya da psikolojik teşhis yaparken ve buna benzer durumlarda kullanırlar
(Abelson ve Levi, 1985; Slovic, Lichtenstein ve Fischhoff, 1988).
Genel olarak, sosyal karar teorisi kişi için bir regresyon denklemi (eşitliği)
oluştururken o kişinin geçmişteki seçimlerinden yararlandığı için, gelecek seçimleri
tahmin etme oranı oldukça yüksektir. Hatalar, kişi tutarsız davrandığı zaman ortaya
çıkmaktadır. Fakat bu teori insanların kendi yaptıkları ipuçlarına neden önem
verdiklerini ya da farklı insanların bazı ipuçlarını neden diğer insanlardan daha fazla
önemsediklerini açıklayamamaktadır (Byrnes, 1998). Ayrıca hem şimdiki hem de
gelecekteki içerikleri göz önünde bulunduran beklenen kazanç ve olasılık teorilerinin
tam tersine sosyal karar teorisi ağırlıklı olarak şimdiki zaman içeriklerine
odaklanmaktadır.
Sosyal karar teorisi, kişinin verebileceği her karara uygulanabilir. Herhangi bir
yargıya varırken kişinin dikkat ettiği ipuçlarını belirlemek her zaman mümkündür.
Ancak sosyal karar teorisi; (a) insanların kendi oluşturdukları ipuçlarına neden önem
verdiğini; (b) ipucu kullanımında ve tutarlılıkta neden bireysel farklılıklar olduğunu; (c)
insanların seçenekleri nasıl oluşturduğunu ve (d) neden bazı insanların, “denklemlerin
kişisel ön yargıları yansıttığı” görüşünü kabul ederken diğer bir kısım insanların ise
denklemlerinin yorumlanabilirliğine şiddetle itiraz ettiğini açıklayamamaktadır. Ayrıca
beklenen yararlılık ya da beklenti teorilerinin merkezinde olan yapılarla (beklenti,
değer, çerçeve, kayıp vb…) ilgili açık bir ifade de bulunmamaktadır (Byrnes, 1998).
2.1.3.2.4. Sağlık İnanç Modeli (The Health Belief Model)
Bu model bazı insanların neden önceden planlanmış randevularını kaçırdığını,
kendilerine önerildiği gibi tedaviyi sürdüremediklerini, sağlıklarını korumak için
50
gereken davranış değişikliğini gösteremediklerini (örneğin kalp krizinden sonra sigarayı
bırakmak gibi) açıklamak amacıyla geliştirilen birkaç modelden biridir. Sağlık inanç
modeli ilk başlarda Amerika Yerel Sağlık Servisindeki bir grup psikolog tarafından
geliştirildi ve sağlıkla ilgili çeşitli konulara da uygulanabilsin diye birkaç kez
değiştirildi (Byrnes, 1998). Sağlık inanç modeli altı faktörden oluşmaktadır. Bunlar:
algılanan duyarlılık, algılanan ciddiyet, algılanan yararlar, algılanan engeller, eylem için
ipuçları ve diğer değişkenlerdir.
Algılanan duyarlılık, insanların hastalıklara yakalanma riskleriyle ilgili kişisel
kararlarını ifade etmektedir (örneğin akciğer kanseri olma ihtimalim hiç yok). Algılanan
ciddiyet, yakalanılan bir hastalığın ciddiyetiyle ilgili inançları ifade eder (örneğin
akciğer kanseri önemli, soğuk algınlığı ise önemsiz bir hastalıktır). Algılanan yararlar,
belli eylemlerin herhangi bir hastalığın tehdidini azaltmada yararlı ya da etkili olma
ihtimaliyle ilgili inançları içermektedir (örneğin sigara içmemek, güneş losyonu
kullanmak). Algılanan duyarlılık ve algılanan ciddiyet insanları hastalıklardan kaçınmak
için bir şeyler yapmaya istekli hale getirse de, bu tür inançlar hastalıktan nasıl
kaçınılacağını açıkça belirtmez. Algılanan yarar inançları kişinin tehlikeyi azaltmak için
bir seçenek görmesinden (örneğin bir doktor) sonra uygulanabilir. Algılanan engeller,
kişinin yararlı olacağı düşünülen bir eylemi uygulama olasılığını azaltan faktörlerdir
(örneğin bir sigara bırakma programını tamamlamanın çok fazla zaman veya paraya mal
olması). Eylemle ilgili ipuçları da karar verme sürecini hızlandıran faktörlerdir.
Semptomlar (ağır bir öksürük ya da nefes darlığı gibi), doktor tavsiyesi, medya
kampanyaları vb. şeyler bu tür ipuçlarıdır. Diğer değişkenleri kapsayan faktörler ise
demografik (yaş, cinsiyet, eğitim) sosyal ve psikolojik değişkenlerle ilgilidir (Byrnes,
1998).
Sağlık inanç modeli birbirine bağlı bir dizi hipotezin ortaya çıkmasını
sağlamıştır. Bunlar: eğer bireyler, demografik ve sosyo-psikolojik değişkenler açısından
oldukça karmaşık bir yapıya sahip, hastalığının ciddi olduğuna inanıyor, hastalığa
yakalanacağını düşünüyor ve eyleme geçmek için belli ipuçları alıyorsa, o zaman bu tür
bireylerin hastalığa yakalanma olasılıklarının yüksek olduğuna duydukları inanç, bu tür
değişkenlere sahip olmayan bireylerinkinden daha yüksek olacaktır. Yüksek oranda
algılanmış tehdit, algılanan yarar ve algılanan engellerle ilgili inançlarla birlikte, bu
bireylerin önerilen önleyici tedaviyi kabul etme olasılığını göstermektedir (Becker,
51
1990). Tehdidi büyük algılayan bireyler arasında, belli bir tedavinin yararlarının
mükemmel olacağına ve engellerin ise aşılabileceğine inanan kişiler önerilen tedaviyi
kabul edebilir. Kendini tehlike altında hisseden, engelleri aşılamaz gören ve önerilen
tedavi yönteminin etkili olacağına inanmayan bireyler ise tedaviyi uygulamayı kabul
etmeyebilirler.
Sağlık inanç modelinin makul oranda bir öngörücü yeterliliği olsa da, açıklayıcı
yeterliliği açısından başarısının kısıtlı olduğu görülmüştür. Uygulanabilirliğine
baktığımız zaman, sağlıkla ilgili davranışların kapsadığı alan çok geniştir. Araba sürme,
alkol alma, sigara içme, diyet, egzersiz ve bunun gibi daha birçok davranış bu alana
girmektedir. Ama yine de sağlıkla ilgisi olmayan çok çeşitli durumlar mevcuttur
(örneğin kariyer seçimi, şans oyunları, herhangi bir yere kabul edilmeyle ilgili kararlar
gibi) ve sağlık inanç modeli, üstünde önemli değişiklik yapılmadan bu tür kararları
açıklayamamaktadır (Byrnes, 1998).
2.1.3.3. Hem Rasyonel Hem de Betimsel Karar Teorileri (A Descriptive Decision
Theories)
Bu alt başlık altında karar verme kuramları içerisinde hem rasyonel hem de
betimsel olarak değerlendirilen çatışma teorisi ve kısıtlamalar modeli açıklanmıştır.
2.1.3.3.1. Çatışma Teorisi (Conflict Theory)
Janis ve Mann (1977), sistematik yaklaşımlara temel oluşturmak amacıyla,
çatışma teorisini geliştirdiler. Çatışma teorisi, beş tip karar verme stilini ve bu stillerin
stresle olan ilişkilerini açıklamaktadır. Her bir karar verme stili, zaman baskısı ve
ikilemlere çözüm bulmada iyimserlik ve kötümserlik koşullarıyla belirlenmiş ve belli
bir psikolojik baskı düzeyi ile iç içe geçmiş durumdadır. Bu karar verme stilleri:
1. Çatışmasız bağlılık (Unconflicted adherence)
2. Çatışmasız değişim (Unconflicted change)
3. Savunucu kaçınma (Defensive avoidance)
4. Aşırı uyarılmışlık (Hypervigilance)
5. İhtiyatlı-seçiciliktir (Vigilance).
52
Çatışma teorisinde psikolojik stres; tehdit edici, endişe veren çevresel olayların
ya da uyarıcıların sebep olduğu hoş olmayan duygusal durumları ifade eden genel bir
terim anlamında kullanılır. Stresli bir olay, aslında çevrede yaşanan herhangi bir
değişimdir. Genellikle bu değişiklik, son derece olumsuz duygulara (kaygı, suçluluk
duygusu ya da utanç gibi) neden olur ve bireyin bilgiyi işlemesini olumsuz etkiler.
Psikolojik stres karar verme sürecinin tüm aşamalarında orta düzeyde ise, birey kendisi
için en doğru kararı alır.
Janis ve Mann’a (1977) göre, günlük hayatta verdiğimiz sıradan kararlarla, acil
durum kararları arasında iki önemli fark vardır. Bunlardan birincisi, acil durum söz
konusu olduğunda verilen kararların genellikle ya karar veren bireyin ya da onun çok
değer verdiği insanların hayatlarıyla ilgili olmasıdır. Diğeri ise o hayati kararı vermeden
önce düşünmek için elinde olan sürenin miktarıdır. Acil durum söz konusu olduğunda
karar almak için zaman çok kısıtlıdır. Acil durum uyarılarının sebep olduğu yüksek
düzeyli duygusal gerilimden dolayı, acil durum kararlarını verirken yaşadığımız bilişsel
süreçler, sıradan kararlar verirken yaşadıklarımızdan daha şiddetlidir. Çatışma teorisine
göre acil durumlarda karar vermede kullanılan beş temel karar verme stili, kuramsal
analizin özünü oluşturan beş temel varsayım Şekil 6’da gösterilmiştir.
53
HAYIR
BELKİ VEYA EVET
HAYIR
BELKİ VEYA EVET
HAYIR
BELKİ VEYA EVET
BELKİ VEYA EVET
Şekil 6. Acil Durumlarda Stres Altında Karar Verme Durumunda Çatışma
Teorisinin Temel Stilleri (Janis ve Mann, 1977).
BAŞLANGIÇ BİREY İÇİN YAKLAŞAN
BİR TEHLİKE
SORU 1.
BU TEHLİKE CİDDİ MİDİR?
SORU 2. BU ÇÖZÜM YO- LUNU UYGULA-
MAKLA RİSK ALIYOR
MUYUM?
SORU 3. DAHA İYİ BİR ÇÖZÜM YOLU BULABİLECEK
MİYİM?
SORU 4. DİKKATLİ
ARAŞTIRMA YAPMAK İÇİN
ZAMANIM VAR MI?
İHTİYATLI SEÇİCİLİK
SONUÇ: OLUMLU
BAŞAÇIKMA
AŞIRI UYARILMIŞLIK
SAVUNUCU KAÇINMA
ÇATIŞMASIZ DEĞİŞİM
ÇATIŞMASIZ BAĞLILIK
SONUÇ: OLUMSUZ
BAŞAÇIKMA
54
Janis ve Mann’a (1977) göre, karar verme durumunda bireylerin başvurdukları
beş temel karar verme stili bulunmaktadır. Şekil 6’da sorulan dört temel sorunun cevabı,
beş tip karar verme stilini kendi içinde uzlaştıran psikolojik koşullar oluşturur.
Kuramsal analizin özünü oluşturan beş temel varsayım Şekil 6’da gösterilmiştir. Bunlar:
1. Birey uyarı aldığında, kendine sorduğu ilk soru şudur: “Eğer önlem
almazsam, ciddi bir riske girmiş olur muyum?” Bireyin bu soruyu
yanıtlamaya yönelik ilk tahminleri genellikle uyarıyı yapan kişinin güvenirliği
ile ilgilidir. (Gerçekten neden bahsettiğinin farkında mı?, Doğru söylüyor
olabilir mi?).
Birey uyarıyı dikkate alırsa, olası bir tehdidin onu etkileyip etkilemeyeceğini
düşündüğü çevresel şartları dikkatle gözden geçirmeye başlar. Tehdidin
gerçekleşme olasılığı göz ardı edilebilecek (“böyle bir şey olmayacak”), ya da
tehlike unsuru, kabul edilebilecek düzeyde ise (“benim başıma kötü bir şey
gelmeyecek”), bireyin ilk soruya verdiği cevap “hayır” olacaktır. Böyle bir
durumda birey, uyarıdan kaynaklı, ya hiç duygusal uyarılma yaşamaz ya da
çok düşük derecede yaşar. Birey uyarı ve tavsiyeleri göz ardı ederek eskisi
gibi yaşamaya devam etme kararı alır. Bu durum çatışmasız bağlılık olarak
ifade edilir. Çatışmasız bağlılık (unconflicted adherence); mevcut durumda
bir tehdit olmadığı algılanıyorsa verilen karara bağlı kalınır. Bu durumda
birey stres yaşamayabilir veya stres az düzeyde ortaya çıkabilir.
2. Birinci temel soruya cevabı “evet” ya da “belki” ise, birey duygusal yönden
uyarılır ve kaçış yolları aramaya başlar. Tehlike arz eden bir durumla
karşılaştığımızda, geçmişte başımıza ne geldiğini, sonucundan nasıl
etkilendiğimizi ve bu duruma yönelik ne yaptığımızı düşünürüz. Akla gelen
kaçış yollarına ek olarak, yaklaşan tehlikeden kaçmak için bulunan yollardan
en az biri daha dikkat çekici hale gelir.
Birey kendini kurtarma olasılığı olan bir çözüm yolu düşünmeye başlar
başlamaz, kendine ikinci temel soruyu sorar: “Bu çözüm yolunu uygulamakla
gerçekten büyük bir risk mi alıyorum?”. Bu soruyu cevaplarken yaptığı
tahminler, uygulayacağı çözüm yolunun etkililiği (uygulasam bile acaba hala
55
tehlikede olacak mıyım?) ya da uygulamazsa yaşayacağı kayıplar ve alacağı
risklerle ilgilidir (Eğer uygularsam, acı çekecek miyim?). Eğer ikinci temel
soruya kesinlikle “hayır” cevabını verirse, bireyin kaygı düzeyi azalmaya
başlar ve hiç sorun yaşamadan bulduğu çözüm yolunu uygular. Bu durum
çatışmasız değişim olarak ifade edilir. Çatışmasız değişimde (unconflicted
change) ise; mevcut durumda değişmemede risk varsa ama değişimde risk
yoksa karar veren birey değişmede risk görmez ve tüm alternatifleri dikkate
almadan en önemli veya en çok tavsiye edilen kararı seçer. Bu durumda da
birey stres yaşamayabilir veya stres az düzeyde ortaya çıkabilir.
3. İkinci temel soruya bulduğu her çözüm yolu için cevabı “evet” ya da “belk”i
olan birey için ise duygusal uyarılmışlık hali devam eder ve hatta daha da
artabilir. Bulduğu riskli yol yerine, daha güvenli bir çözüm yolu bulmak için
uğraşır. Çözüm aramaya devam etmesi için, bireyin daha iyi bir yol bulma
umudunu asla yitirmemesi gerekir. İlk iki temel soruya “evet” der demez,
bireyin kendine üçüncü temel soruyu sorduğunu kabul ederiz. “Daha iyi bir
çözüm yolu bulacağıma inanmak ne kadar gerçekçi?” Bu sorunun cevabı
genellikle bireyin sosyal çevresiyle olan iletişimine bağlıdır. Örneğin bana,
doğru tavsiyelerde bulunabilecek biri var mı? Ya da iyi bir çözüm yolu
bulabilecek kadar zeki miyim?
Bu üç temel soruya verdiği cevap kesinlikle “hayır” ise, eldeki seçeneklerden
memnun olmasa bile birey, kötümser düşünerek çözüm yolu aramayı bırakır.
Etkin biçimde çözüm yolu araması gerekirken, yaşadığı acil durumla başa
çıkabilmek adına, kaygı uyandıran ya da acı veren durumlardan kaçınmaya
çalışır. Bu duruma savunucu kaçınma denir. Kısaca, savunucu kaçınma
(defensive avoidance); mevcut durumda değişme ve değişmemede riskler çok
yüksekse, birey kaytararak, sorumluluğu başkasına atarak veya olma olasılığı
en az olan kötü alternatifi desteklemek için akıl yürütmeler oluşturarak
uyuşmazlıktan kaçar. Bu durumda birey yüksek stres yaşamakta ve aynı
zamanda zaman baskısı altında karar vermek zorundadır.
Savunucu kaçınma farklı şekillerde görülür. Bunlardan biri; acil durumda
ortaya çıkan problemlere karşı özellikle kayıtsız kalmaktır. Birey başka
56
şeylerle ilgilenir, alkol alır ya da uyuşturucu kullanarak iyimser bakış açısını
destekleyen kaderci inançlar geliştirerek, tehdit unsuru oluşturabilecek
durumları düşünmekten kaçınır. Savunucu kaçınmanın bu “kaçamaklı”
(evasive) şekli, hiçbir çıkış yolunun olmadığı, tehdidin kaçınılmaz olduğu
durumlarda ortaya çıkar. Bu durum, yoğun ve uzun süren bombardımanlarda,
en ön siperde bekleyen askerlerin içinde bulunduğu duruma benzer.
Savunucu kaçınmanın bir diğer şekli de sorumluluğu başkasına atmadır (buck
passing). Herhangi bir kurumda çalışan bireyin tehlike arz eden bir durum
karşısında, acil karar vermesi gerekirken, birey bu karar verme sorumluluğunu
kurumda çalışan başka birine verebilir. Bu kişi kıdemce kendisinden ast veya
üst olabilir. Birey böyle bir durumda çeşitli şekillerde mantık yürütebilir.
Örneğin başkalarının kendinden daha doğru kararlar verdiğini ya da bunun
başkasının görevi olduğunu, kendisinin bu konuda yetkili olmadığını
düşünebilir. Eğer verilmesi gereken kararlar, kişinin sağlık durumuyla ya da
kişisel sorunuyla ilgiliyse, bu sefer birey uzmanlara danışmak yerine, sorunun
çözümünü güvenilmez kişilere bırakabilir. Çünkü gerçek bir uzmana
danıştığında, uzman kendi kararlarını kendisinin vermesi gerektiğini
söyleyecektir.
Savunucu kaçınmanın son şekli de, en uygun çözüm yolunun bile hatalı
yönlerinin olabileceğini düşünüp, olumsuz sonuçlar doğurabilme ihtimalini
görmezden gelip bu durumu akla uygun hale getirir. Köşeye sıkışma
(bolstering) olarak isimlendirilen, savunucu kaçınmanın bu hali, genellikle
bireyin çok baskı altında olduğu ve daha iyi bir çözüm yolu bulma umudunun
olmadığı durumlarda ortaya çıkar. Köşeye sıkışma ile ilgili tipik örnekleri
bazı kanser türlerine yakalanmış hastalarda görebiliriz. Bu hastaların çoğu,
radyasyon tedavisiyle ya da ameliyatlarıyla ilgili hiç soru sormama ve
bunların sonucunda ortaya çıkabilecek olumsuz sonuçları yanlış anlama
eğilimi gösterir. Ayrıca kendilerini tedaviden sonra tamamen iyileşeceklerine
inandırırlar.
4. Karar verilmesi gereken bir durumda olan bireyin üçüncü temel soruya cevabı
“evet” ya da “belki” ise, bu kişide ihtiyatlı-seçicilik eğilimleri (vigilance
57
tendencies), savunucu kaçınma eğilimlerine göre daha baskın olur. Karar
vermede başa çıkma modelini belirleyen önemli bir faktör de, dördüncü temel
soruya verilen cevaptır. Dikkatli bir araştırma yapmak, sonucunda elde edilen
bilgileri ve tavsiyeleri değerlendirmek için yeterli zaman var mı? Tehlikenin
hızla yaklaştığını gören ya da çok geç olmadan bir çözüm yolu bulması
gerektiği söyleyen bireyin bu soruya cevabı kesinlikle “hayır” olacaktır.
Geçerli bir çözüm yolu bulması gerektiğinin ve bulacağının farkında,
tehlikede fakat hala umutlu olan birey, duygusal yönden daha heyecanlı ve
ihtiyatlı olur. Çünkü karar vermesi gereken sürenin çok kısıtlı olduğunun
farkındadır.
Aşırı uyarılmışlık (hypervigilance) genellikle kişinin çok yakın bir zamanda
tuzağa düşmekten korktuğu durumlarda ortaya çıkmaktadır. Çünkü güvenli
bir yol bulmak için çok az zamanın kaldığının farkındadır. Aşırı uyarılmışlık
halinin en uç noktası “panik” olarak bilinir. Örneğin hızla yaklaşan bir
yangının farkında olan bireyler panik yaşamaktadır. Çünkü kaçış yollarının
olduğunu bilirler fakat bu yolların yangından dolayı hızla kapandığının da
farkındadırlar. Böyle bir durumdaki birey, güvenli bir kaçış yolunun olduğuna
inansa da (üçüncü temel soruya verilen cevap evet ya da belkidir), tehlikeden
kaçmak için en güvenli yolu bulacak kadar zamanının olmadığını düşünür.
Çok kısa bir durum araştırması yapar ve verilebilecek en doğru kararı verir.
Tabi bu karar, genellikle çevresindeki insanların ne yapmaya çalıştığından
oldukça etkilenir. Aşırı uyarılmışlık durumunda birey, doğru kararı veremez.
Çünkü böyle bir durumda birçok karmaşık yapıyı göz önüne alması
gerektiğinden birey bunu başaramaz. Çok sayıda insanın, tek bir yoldan
kurtulmaya çalıştığında yolun kapanmasına neden olmaları bu duruma bir
örnektir. “İnsanlar ne yapıyorlarsa sen de onu yap” gibi doğru olmayan
kararlar verebilirler. Seçtiği yolun açıkça tehlikeli olduğunun ve dolambaçlı
da olsa kendi seçeceği yolun daha güvenli olacağının farkına varamaz.
Aşırı uyarılmışlık halinde olan bireyin yargılamalarında meydana gelen
hatalar, kısmen bireyin bilişsel fonksiyonlarının çalışmasında görülen belirgin
bir düşüşten ve yaşadığı yoğun duygusal uyarılmadan kaynaklanır. Sonuç
olarak, ciddi kayıp yaşayacağının ve karar vermesi için sınırlı süresi
58
olduğunun farkında olan birey, gerçekten zor bir ikilem yaşar. Böyle bir
durumda vereceği karar çok da geçerli olmayabilir. Çünkü böyle bir durumda
diğer alternatifleri de birçok yönden düşünmesi gerekirken birey bunu
yapamaz.
5. Dördüncü temel soruya verilen cevap “evet” ya da “belki” ise, bireyin
ihtiyatlı-seçiciliği daha düşük derecede sürmektedir. Tehlikedeki birey,
kaçmak için güvenli bir yol bulacağına ve bunun için yeterli zamanının
olduğuna inandığı sürece, ihtiyatlı seçicilik durumu baskın olmaya devam
edecektir. Bu durumda birey karar verme sürecinin yedi kriterine göre
belirlenmiş, dikkatli araştırma ve değerlendirme sürecine girecektir. Bu
şekilde karar vermeyi en güzel örnekleyen durum iyi eğitimli pilotların uçuş
sırasında ortaya çıkan acil uyarılara nasıl cevap verdikleridir. Yapılan uyarı,
uçağın inerken kaza yapmasına sebep olabilecek sıkışmış bir vites olabilir.
Acil durum eğitimlerine sürekli katılmış, kendine güvenen bir pilot ne
yapacağına karar vermeden önce, uçağın o anki durumu hakkında hızlı fakat
doğru bir değerlendirme yapar. Kontrol kulesindeki teknisyenlere danışır,
eldeki alternatifleri dikkatlice inceler, değerlendirir ve beklenmedik durumla
ilgili bir dizi plan hazırlar. Bazen bu tür araştırma ve değerlendirme o kadar
hızlı olur ki birkaç dakika bile yeterlidir. Bireye rahatsızlık veren durum uzun
ya da kısa sürse de, bu durum pilotlarda biraz farklıdır. Yaklaşan kazayı
önlemek için kesinlikle bir çözüm yolu bulacağına ve bunun için yeterli
zamanı olduğuna inandığı sürece pilotlar kendilerinden gayet emin hareket
ederler. Ama şu da belirtilmeli ki, pilotların kendine güvenen bu tavrı sadece
duruma “uygun bir çözüm yolu bulmasına” özgüdür. Yoksa düşündüğü her
riskli durum için geçerli değildir. Eldeki en makul alternatife duyulan oldukça
düşük güven, daha iyi bir alternatif bulunacağına dair yüksek güvenle
birleşince bilgi işleme sürecinin iki temel unsuru ortaya çıkar.
Janis ve Mann’ın (1977) karar verme modeline göre, bireyin kendinde fark ettiği
her fiziksel belirti aslında bir uyarıdır. Birey belirtilerin kendisi için tehlike oluşturup
oluşturmadığını ve herhangi bir yardıma ihtiyacı olup olmadığını sorar. Örneğin hafif
bir bulantı yaşadığında bu durumun kendisi için bir tehlike oluşturduğunu
düşünmüyorsa, normal hayatına devam eder. Ama eğer durumu kötüye giderse bu
59
durumda ilk soruya vereceği cevap “evet” olur ve doktora ya da hastaneye gitmek, bir
yakınına şikâyetlerinden bahsetmek gibi koruyucu önlemler düşünmeye başlar.
Yaşadığı bir anlık çatışmada, belirtilerin kendiliğinden geçmesini beklemektense
bu ikilemden kaçmak için daha iyi bir yol bulma umudunun olup olmadığını kendine
sormaya başlar. Böyle bir soruya verilen olumsuz cevap, bireyi savunucu kaçınmaya
yöneltir ve bunun sonucunda kendini geri çeker, hastalığını mazur göstermek için
mantıklı sebepler bulmaya çalışır.
Kısa bir süre sonra, kişinin takındığı savunucu kaçınma hali, yeni bir durum
karşısında aşırı uyarılmışlığa dönüşür. Örneğin hasta olan bireye bir yakını, hastalığının
gerçekten çok ciddi olduğunu, diğer komşusunun da bu belirtilerden dolayı kör
olduğundan ve hemen doktora gitmeseydi ölebileceğinden bahsettiğinde, bireyde aşırı
uyarılmışlık hali ortaya çıkar. Bir sorun karşısında hiçbir şey yapmamaya karar
vermenin temelinde savunucu kaçınma stilinin yattığını, böyle bir durumda karar veren
bireyin yeni sorunlara açık olduğunu ve bunlarla etkin biçimde başa çıkamayacağını
gösterir.
Janis ve Mann’a (1977) göre çatışma teorisi, politika, meslek, etik, evlilik, sağlık
vb… yaşam tarzı gibi belirsizlik ve risk taşıyan tüm durumlara uygulanabilir. Bütün
önemli kararlarda aynı yoğunlukta bilişsel süreçlerin işlediğini kabul eder. Çatışma
teorisine göre karar vermenin yaşamda önemli kararlara uygulandığı model Şekil 7’de
gösterilmiştir.
60
HAYIR
BELKİ VEYA EVET HAYIR
BELKİ VEYA EVET
HAYIR
BELKİ VEYA EVET HAYIR
BELKİ VEYA EVET
Şekil 7. Karar Verme Durumunda Çatışma Kuramının Önemli Kararlara
Uygulanma Modeli (Janis ve Mann, 1977).
BAŞLANGIÇ DİKKATE ALINMASI GEREKEN UYARILAR
DEĞİŞMEZSE YAŞAYACAĞI KAYIPLARLA İLGİLİ EK BİLGİ
DEĞİŞİRSE YAŞAYACAĞI KAYIPLARLA İLGİLİ BİLGİ
DAHA FAZLA BİLGİ VE YENİ ARAŞTIRMA
SON TARİH NE ZAMAN.
SORU 1. EĞER
DEĞİŞMEZSE RİSK CİDDİ
MİDİR?
SORU 2. EĞER
DEĞİŞİRSE RİSK CİDDİ
MİDİR?
SORU 3. DAHA İYİ BİR ÇÖZÜM YOLU BULABİLECEK
MİYİM?
SORU 4. DİKKATLİ
ARAŞTIRMA YAPMAK İÇİN
YETERLİ ZAMAN VAR
MI?
ÇATIŞMASIZ BAĞLILIK
AŞIRI UYARILMIŞLIK
SAVUNUCU KAÇINMA
ÇATIŞMASIZ DEĞİŞİM
SONUÇ: TAMAMLANMAMIŞ ARAŞTIRMA VE TAHMİN
İHTİYATLI SEÇİCİLİK
SONUÇ: MÜKEMMEL ARAŞTIRMA VE TAHMİN
61
Şekil 6, acil durum kararlarında yaşanan çatışma modelini, Şekil 7 ise modelin
yeniden yapılandırılmış halini göstermektedir. Acil durum kararları modelini, bütün
önemli kararlara uygulanabilir şekilde geliştirmek için Şekil 6’da yer alan sorulardaki
iki anahtar terimin yeri değiştirilmiştir. Birinci ve ikinci sorudaki “koruyucu önlem al”
ifadesi Şekil 7’de “yeniden harekete geç” anlamına gelecek şekilde, “değiştir” olarak
ifade edilmiştir. Diğer terim ise, bireyin daha önce hiç denemediği bir eylemi
gerçekleştirmeyi ya da göstermediği bir tutumu sergilemeyi ifade eder. Bu eylem ya da
tutumlar basit hareketlerden (samimi bir telefon görüşmesiyle arkadaşlık başlatmak)
oldukça resmi, sözleşmeli yükümlüklere kadar uzanabilir (evlenmek, büyük bir şirketin
üst düzey yöneticilik teklifini kabul etmek ya da temsil ettiği hükümet adına uluslar
arası antlaşma imzalamak gibi). Birey daha önce gerçekleştiremediği amacına ulaşmak
için sonucu belli olmayan eylemleri gerçekleştirdiğinde ya da değer yargılarına ters
gelen bir durumla karşılaştığında stres yaşar. Sorun karşısında koruyucu önlem almak
için verilen kararlar ise yaşanan bu stresin artık en uç boyutlara varmış halinin
sonucudur.
Şekil 6 soru üçte değiştirilen ikinci anahtar terim kaçış yollarıdır. Verilen karar
sonucu oluşan riskleri ortadan kaldırmaya çalışmak, bir felaket uyarısının ardından
yaklaşan tehlikeden kaçmakla aynı anlama gelir. Şekil 7’deki daha iyi bir çözüm yolu
ifadesini, karar veren bireyin daha önce düşündükleri içinde daha tatmin edici sonuçları
olan, bireyi amacına yaklaştıran eylemleri ifade etmek için kullanılır.
Kişilerin dört temel soruya verdikleri cevaplardan oluşan ve modelde belirtilen
dolaylı işlemler (mediating processes) gözlenebilir ön koşullarla birbirine bağlıdır. Şekil
7’nin sol kısmı, bu dolaylı işlemleri etkileyen ön iletişim değişkenlerini gösterir.
Modelde iletişim değişkenlerine daha fazla önem verilmiştir. Çünkü karar analizlerinin
çoğunun doğrudan odaklandığı şey, medyanın, özel danışmanların, temsilcilerin ya da
diğer iletişimcilerin verdiği bilgilerin ve yaptıkları uyarıların birey üstündeki etkileridir.
Ama duruma bağlı birçok faktör de ön koşul olabilmektedir. Örneğin, zamanında önlem
almadığı için maddi ve manevi kayba uğrayan bireyin benzer bir kriz karşısında aşırı
uyarılmışlık hali yaşama olasılığı artacaktır. Karar veren bireyin kişilik değişkenleri ve
diğer ön koşullar da bireyin yapılan uyarılara gösterdiği hassasiyeti belirler.
62
Şekil 7’de gösterilen karar verme işleminin sırası, bireyin harekete geçmemesi
sonucunda ciddi kayıplar yaşayacağını gösteren uyarılarla başlar. Bu uyarı doğrudan
sözel ya da dolaylı işaretlerle de verilebilir (örneğin patronun çalışanını çok önemli bir
toplantıya çağırmaması). Modele göre böyle zor durumda kalan bireyin ilk tepkisi
kendine birinci temel soruyu sormak olur. Bu soru daha önce de gördüğümüz gibi,
içinde bulunulan durumu değiştirmeme durumunda ne tür risklere girileceğiyle ilgilidir.
Patronun, çalışanlarını çok fazla zorladığı için kovulmak üzere olduğunu duyan birey,
bu soruya tabi ki olumsuz yanıt verir. Böyle bir durumda, birey patronun tehditlerini
önemsemeyerek, aldığı uyarılardan dolayı yeni alternatifler üretmesi gerekirken bunu
yapmaz hatta bulunduğu durumu hiç değiştirmeden işine devam eder. Ama birinci temel
soruya cevabı “evet” ya da “belki” ise, bu durumu değiştirmek için yeni yollar arar.
Örneğin günlük çalışma saatlerini arttırır, belki gönüllü olarak ek iş alır. Daha sonra,
yeni alternatiflerin denenmesiyle girilebilecek risklerle ilgili ikinci soru aklına gelir.
Bireyin ikinci soruya cevabı net “hayır” ise, bulduğu çözümü hemen uygular ve
üzerinde fazla düşünmeden bu çözüm yolunu takip etmeye devam eder. Cevabı “evet”
ya da “belki” ise, fazla mesai yapmasının çok yorucu ve aile hayatı için yıpratıcı
olduğunu anlar ve yeni bir iş aramak gibi yeni alternatifler düşünmeye başlar. Eldeki
alternatiflere rağmen, ikinci temel soruya hala tam anlamıyla olumsuz bir cevap
veremiyorsa, birey yoğun bir karar verme çatışması yaşar. Örneğin terfi alamama
riskine karşı değişmek ister, ama bu değişim sonunda yaşayabileceği kayıpları önlemek
için değişmeyi göze alamaz.
Birey herhangi bir kayıp riski taşımazsa, hiç stres yaşamaz ve içinde bulunduğu
durumu değiştirmeyi düşünecek ya da bu durumdan kurtulma yollarını arayacak kadar
uyarılmış olmaz. Giderilmesi zorlaşan ihtiyacımız ne kadar önemli olursa, yarattığı stres
de o kadar fazla olur ve bireyin eldeki koşulları değiştirmek için motivasyonu o derece
artar.
Herhangi bir yönetici, oldukça basit, işlenmemiş bir strateji benimsediğinde,
çatışmasız değişim baskın olur. Kendi stratejisinde bir sorun olduğunu anlar anlamaz,
aslında o hatalı stratejiden çok az farklı olan ve aklına gelen ilk alternatife yoğunlaşır.
Bu durumun yaşayacağı kaybı önleyeceğine inanır. Yeni bir uyarı (tehdit) karşısında,
izlenen politikada küçük değişiklikler yapılır. Daha sonra değiştirilen politika eğer
tekrar tehdit oluşturuyorsa, tehdit oluşturmayacak şekilde tekrar değiştirilir. Her
63
örnekte, birey birinci temel soruya olumlu; ikinci temel soruya ise olumsuz cevap verir.
Böylece birey, eldeki bütün alternatifleri aynı anda değerlendirmek yerine, gittikçe artan
değişiklikler serisi yapmış olur.
Yeni bir eylemi gerçekleştirmeyi engelleyen önemli bir etken de yeni eylemin,
daha önce yaptıklarımızı olumsuz etkileme riskidir. İki numaralı varsayıma göre, karar
veren birey içinde bulunduğu duruma ne kadar çok bağlanmışsa değişim için yaşayacağı
stres de o kadar fazla olur. Böylece, karar veren bireyin ikinci temel soruya “evet”
demesi kısmen, içinde bulunduğu duruma kendini ne kadar adamış olduğuna bağlıdır.
Ne kadar çok bağlanmışsa, değişim sonunda yaşayacağı sosyal onaylanmama tehdidi o
kadar büyük olur.
İlk iki temel soruya verilen olumlu cevaplar karar çatışmasına yol açtığında,
diğer soru elde bulunandan daha iyi bir çözüm bulma konusunda bireyin göstereceği
iyimser ya da kötümser tavırla ilgilidir. İşinden kovulacağı için endişelenen bir kişi,
patronun isteklerini yerine getirmek için yeni yollar aramayı düşünemeyebilir (belki
daha önce patronunu memnun etmek için başarısız birçok teşebbüste bulunmuştur).
Eğer, kendi standartlarında birinin yeni bir iş bulmasının zor olduğunun farkındaysa,
daha makul bir çözüm yolu bulma umudunu da yitirebilir. Bu da 3 numaralı varsayımın
analizidir: birey, eldeki alternatif yerine daha iyi bir çözüm yolu bulma umudunu
kaybederse, savunucu kaçınma davranışı sergiler. İşe alma durumunda ise, patronun
şikâyetlerini dikkate almayarak, bu sefer birey seçici davranarak durumu görmezden
gelir. Örneğin, patronun sadece korkutmayı sevdiğini, aslında tehditlerini
gerçekleştirmek gibi bir niyeti olmadığını düşünerek bu durumu mantığa bürüyebilir.
Savunucu kaçınma baskın eğilim olduğunda, birey seçtiği yolun eksik yönlerini
öğrenebileceği iletişimlere girmemeye çalışır. Örneğin, evliliği enesi ve babası
tarafından onaylanmayan genç kız; özellikle balayı bitip de anne-babasının
tahminlerinin doğru çıktığını, evlenmek için direttiği adamın aslında ahlaksız ve
sömürücü biri olduğunu anlayınca, nedense anne ve babasını ziyaret edemeyecek ya da
onlara telefon açmayacak kadar çok meşgul olur. Bu durumla ilgili nahoş bir yorum
duyarsa, zaten hayal kırıklığına uğramış olan kişi, verilen mesajın yanlış anlaşıldığını
hatta çarpıtıldığını söyler. Her şekilde, bu kişi yapılan nahoş yorumun altında yatanları
düşünmez.
64
Üçüncü soruya verilen cevap olumlu; daha iyi bir çözüm bulmak için yeterli
zamanın olup olmadığıyla ilgili dördüncü soruya verilen cevap olumsuzsa karar veren
bireyin stres seviyesi yükselir. Çok yakında birkaç ya da daha çok olumsuz durumun
gerçekleşeceğini bilen ve kendisine verilen zamanın gittikçe dolmasından dolayı, daha
iyi bir çözüm bulamadığına inanan birey, deli gibi sadece başına gelecek felaketleri
düşünmekle meşgul olur. Eldeki bütün alternatiflerde ciddi kayıp yaşama riski
olduğunda, gittikçe daralan sürenin de etkisiyle aşırı uyarılmışlık hali ortaya çıkar. Aşırı
uyarılmış olan birey, başına gelebilecek korkunç şeylere takılıp kalır. Aslında içinde
bulunduğu duruma göre, bunların gerçekleşme olasılığının hiç olmadığını fark edemez.
Başına gelebilecek korkunç felaketleri önlemek için derhal çözüm bulması gerektiğinin
farkındadır. Bu durum da birey üstünde sürekli bir baskı oluşturur. En belirgin
alternatifleri acelece gözden geçirir ve tehlikeden kaçmak için belki yol gösterebilecek
en açık alternatifi seçer. Bunu yaparken, doğabilecek ciddi sonuçları görmezden gelir.
Dördüncü soruya verilen olumlu cevap sonucu, yaşanan stres azalır. Çünkü birey
daha iyi bir çözüm bulacağı konusunda kendine güvenir. Örneğin, patronu tarafından
etik olmayan davranışlara zorlanan bir çalışan için iş ortamı çekilmez hale gelir. Bu tür
sert isteklere maruz kaldığında, patronun isteklerini geri alması ya da başka bir birime
geçme gibi içinde bulunduğu durumu değiştirebilme yollarını fark ettiğinde, çalışan
düşüncesizce hareket etmez. Birey yeterli vakti olduğuna inandığı sürece, her zaman
daha iyi bir alternatifi olduğunun farkındadır.
Beş numaralı varsayımda da belirttiğimiz gibi, bu tür durumlarda birey orta
düzeyde stres yaşar ve karar vermeden önce eldeki alternatiflerin avantajlarını ve
dezavantajlarını geniş çaplı araştırır ve düşünür.
Karar veren birey, beş tip başa çıkma yolunu kullanabilir. Baskın olan başa
çıkma yolunu, bireyin dört temel soruya verdiği cevabı etkileyen, iç, dış etmenler
(ipuçları) ve bireysel farklılıklar belirler. Karar veren her birey, başa çıkma tipleri
arasında kararsızlık yaşayabilir. Çünkü bireyi etkileyen iç ya da dış etmenler dört temel
soruya göre değişir. Şekil 7’de gösterilen model, bireyin herhangi bir kararı verirken
yaşadığı çatışmaları gösterir ve o an hangi davranış tipinin baskın olacağını tahmin
eder. Temel sorulara verilen cevaplar değişmediği sürece, bireyin gösterdiği başa çıkma
davranışı da değişmez. Model özellikle başa çıkma davranışında gözlenen değişimleri
65
tahmin etmede yardımcı olabilir. Bu değişimlerin sebebi de dört temel sorudan herhangi
birine verilen cevabı da değiştiren bilgi niteliği taşıyan yeni girdilerdir.
Çatışma teorisinde Şekil 7’de belirtilen karar verme modeli günlük
yaşamımızdaki kararlara da uygulanabilir. Karar veren birey bu soruları, karşılaştığı
karar durumlarında kendine sorabilir. Önemli kararlarda olduğu gibi, günlük yaşamda
karşılaştığımız kararlarda da dört temel soruya verilen cevaplar, iletişimden ve o anki
koşullardan etkilenir. Karar verme sürecinde ihtiyatlı karar vermenin yedi ölçütüne
göre, beş karar verme stilinin başlıca davranışsal sonuçları Tablo 1’de gösterilmiştir.
66
67
Tablo 1’e bakıldığında ilk iki stil (çatışmasız bağlılık ve çatışmasız değişim)
yedi kriterin altısını karşılayamıyor. Karşılanan tek kriter ise, bireyin çatışma
yaşamadığı durumlarda, kararla ilgili kendisi için gerekli en ufak bilgiye bile dikkat
etmesidir. Gerekli bilgiyi aramak için çaba göstermese de, stres düzeyi düşük
olduğunda birey elde edilen bilgiyi yeterli ve doğru biçimde değerlendiremez. Bununla
birlikte, savunucu kaçınma halinde yeni bilgi değerlendirilirken bazı hatalar oluşabilir.
Diğer bütün koşullar karşılanamayabilir. Kişi hem rahatsızlık veren bilgiyi öğrenmek
istemez hem de nahoş bir mesaj olduğunda mesajın içeriğini istediği gibi çarpıtır. Aşırı
uyarılmışlık halinde, gereksinimlerin beşi de yerine getirilmez. Performanstaki
dalgalanmadan (yaşanılan kararsızlık) dolayı bazı durumlarda iki kriter yerine
getirilebilir ama genelde bu iki kriterde de başarısızlık gözlenir.
Diğer dört durumun (tipin) aksine, ihtiyatlı-seçicilikte yedi gereksinimin
hepsinde de yeterli performans gözlenir. Birey, karar vermek için bütün bilişsel
görevleri yerine getirebilecek kadar uyarılmış ve motive olmuştur, fakat bu uyarılmışlık
hali, hiçbir zaman bilişsel yetkinliğine zarar verecek seviyeye çıkmaz. Sonuç olarak,
ihtiyatlı-seçicilik durumunda olan bireyin karar verme çatışmasını çözmek adına en
doğru çözümü bulma ve uygulama olasılığı çok yüksektir. Çatışma teorisine dayalı
karar verme modelinin çatışma durumu ve stres semptomlarıyla ilgili diğer tamamlayıcı
davranışsal sonuçlar Tablo 2’de gösterilmiştir.
68
69
Tablo 2’de de görüldüğü gibi çatışmasız bağlılık durumunda, birey için risk
yoktur ve stres seviyesi düşüktür. Alternatif olarak ne yapacağını bilememenin
kararsızlığı yoktur. Çatışmasız değişimde de, stres seviyesi düşüktür. Ayrıca yeni
durumda risk ve alternatif olarak ne yapacağını bilememenin kararsızlığı yoktur.
Savunucu kaçınmada birey için daha iyi bir çözüm yolu yoktur. Bu nedenle bireyde
stres seviyesi genelde düşüktür. Ama bazen ne yapacağını bilememeden dolayı bu stres
yükselebilir. Aşırı uyarılmışlıkta birey yeni bir çözüm yolu bulunabileceği konusunda
iyimserdir. Fakat bunun için yeterli zamanının olmadığını düşünür ve zaman baskısını
yaşar. Bu zaman baskısından dolayı stres ve alternatif olarak ne yapacağını
bilememenin kararsızlığı yüksektir. İhtiyatlı-seçicilikte ise birey yeni bir çözüm yolu
için yeterli zamanının olduğunu düşünür. Stres orta seviyededir ve alternatif olarak ne
yapacağını bilememenin kararsızlığı orta seviyededir. Yani birey alternatif olarak ne
yapacağını belirleyebilecek koşullara sahiptir.
Karar verme sürecinde (yani, ihtiyatlı bilgi toplama sürecini teşvik etme), Janis
ve Mann, danışmanların danışanlarına karar dengesi çizelgesini kullanmalarını
önermektedir. Bu denge çizelgesinin amacı; seçilen çeşitli seçeneklerin bütün olumlu
ve olumsuz sonuçlarını danışanın düşünmesine yardım etmektir. Çizelgede olabilecek
olumlu ya da olumsuz sonuçlara ait dört kategori bulunmaktadır:
1. Benlik için yararlı olabilecek kazançlar ya da kayıplar,
2. Diğer insanlar için yararlı olabilecek kazançlar ya da kayıplar,
3. Kendini onaylama ya da onaylamama
4. Sosyal olarak onaylanma ya da onaylanmamadır.
Danışmanların önemli bir görevi, danışanlarına yapmayı deneyecekleri
seçeneklerin bulunması gereken bir liste sunmaktır. Kariyer kararlarını etkileyebilen ve
üzerinde düşünülmesi gereken basit bir örnek liste aşağıda verilmiştir (Mitchell ve
Krumboltz, 1984).
70
Örnek Liste: Son Sınıfta Öğrenimine Devam Eden Üniversite Öğrencilerinin
Mezun Olduktan Sonra Ne Yapması Gerektiğine Yönelik Karar Verme
Durumuyla Karşı Karşıya Kalındığında Uygulanan Denge Çizelgesi Prosedüründe
Kullanılan ve Kariyer Seçimini Etkileyebilen Faktörlerin Listesi
1.0 Benlik için yararlı olabilecek kazançlar ve kayıplar:
1.1. Kazançlar,
1.2. İşin zorluğu,
1.3. İşe yönelik ilgi seviyesi,
1.4. İş görevlerini seçme özgürlüğü,
1.5. İlerleme şansı,
1.6. Güvenlik,
1.7. Kişisel ilgiler için zaman ayırabilme,
1.8. Diğer nedenler. (Örneğin; sosyal yaşamımızla ilgili önemli kısıtlamalar,
kariyerin ya da iş taleplerinin evlilik üzerindeki etkileri, ilişki içinde
olacağımız insanların özellikleri).
2.0. Diğer İnsanlar için yararlı olabilecek kazançlar ya da kayıplar:
2.1.Aile için kazançlar,
2.2. Aile için statüsü,
2.3. Aile için zaman ayırabilme,
2.4. Aile için yaşanılacak güvenli bir çevre,
2.5. Bir gruba destek pozisyonunda olunabilecek bir ortam,
2.6. Diğer nedenler.
3.0. Kendini onaylama ya da onaylamama:
3.1. Sosyal hayata katkılardan dolayı gelen öz güven,
3.2. İş görevlerinin etik boyutu,
3.3. İş yaşamında kendinden ne kadar ödün vereceği,
3.4. İşin yaratıcı ya da orijinal olması,
3.5. Bireyin etik standartlarını karşılayan yaşam tarzını içeren bir iş,
3.6. Uzun vadeli yaşam hedeflerine yönelik fırsat,
3.7. Diğer nedenler (mesleğin bir işten daha fazla ifade edilişi).
71
4.0. Diğer bireyler tarafından sosyal olarak onaylanma ya da onaylanmama:
4.1. Aile,
4.2. Sınıf arkadaşları,
4.3. Eş,
4.4. Meslektaşlar,
4.5. Toplumun geneli,
4.6. Diğer nedenler (sosyal, politik ve dini gruplar) (Mitchell ve Krumboltz,
1984).
Karar verici denge çizelgesini yetersiz bir şekilde tamamlarsa, karar verme
anında büyük olasılıkla kötü bir seçimden, karar sonrası yaşanan pişmanlıktan ve bu
kararda ısrar edememekten kaynaklanan kaçınımsal sonuçlarla karşılaşacaktır. Janis ve
Mann, bu durumu eksik denge çizelgesi denencesi olarak adlandırmışlardır. Janis ve
Mann danışmanlara, bir karar verme denge çizelgesinin tamamlanmasında,
danışanlarına yardım etmeleri için kullanabilecekleri öneriler vermektedir.
Kısaca özetlenirse; görüşmeci danışanın düşündüğü bütün seçenekleri
tanımlamasını ve her bir seçeneğin olumlu-olumsuz yönlerini belirlemesini istemelidir.
Daha sonra, görüşmeci danışana boş bir denge çizelgesi göstererek, her bir kategorinin
anlamını açıklamalıdır. Görüşmeci, en çok yeğlenen seçenekleri doldurması için
danışana yardım etmelidir. Bundan sonra, görüşmeci, danışandan denge çizelgesindeki
her bir gözeneği yeniden incelemesini ister ve bu kez seçenekler hakkında akla
gelmeyenler düşünülmeye başlanır. Herhangi bir konuyu gözden kaçırmamak için,
danışan seçmiş olduğu seçimle ilgili olabilen düşüncelerin bir listesini verir. Bu bilişsel
alıştırma üzerinde harcanan zamanın çoğu, genellikle başlangıçta çok az boşluk ayıran
ya da hiç boşluk ayrılmayan kategorilere ayrılır. En çok benlik ve önemli kişilerden
onaylanma ya da onaylanmama konusunda düşünülür (Mitchell ve Krumboltz, 1984).
2.1.3.3.2. Kısıtlamalar Modeli (The Constraint Model)
Janis’in (1989) politika geliştirme süreçlerinde yararlanılan Kısıtlamalar Modeli
aslında Janis ve Mann’ın (1977) geliştirdiği çatışma teorisinin geliştirilmiş halidir.
Kısıtlamalar modeli, çatışma teorisinde yer alan fikirlerin çoğunu içermektedir. Fakat
72
Simon (1986) ve Kahneman, Slovic, ve Tversky (1982) gibi karar verme alanında
uzman birçok bilim adamının da görüşleri eklenmiştir.
Kısıtlamalar modeli, beklenen kazanç modelinin rasyonel karar verme sürecini
doğru olarak tanımladığı varsayımına dayanmaktadır. Özellikle Janis; kişi eğer, olası
bütün seçenekleri gözden geçirir, bu seçeneklerin olası bütün sonuçlarını düşünür,
gerçekleşebileceği varsayılan bu sonuçlara olasılık ve değerleri yükler ve seçenekleri
sıraya dizerken rasyonel karar kuralını kullanırsa, en doğru karara varabileceği görüşüne
katıldığını ifade etmektedir. Aynı zamanda Janis, seçeneklerin bütünüyle gözden
geçirilmesinin insanın bellek kapasitesinin üstünde olduğunu düşünen Simon (1986) ve
diğer araştırmacılara da katılmaktadır. Seçeneklerin bütünü hakkında değişmez bilgi
edinmenin genellikle imkânsız olduğu gerçeğinin yanında, Janis’e göre kişiye
seçeneklerle ilgili bütün bu bilgiler sunulmuş olsa da, kişinin bu bilgileri işlemesi
imkânsızdır. Yine de karar veren bireyler için kapasitelerinin sınırlarını ve önyargılarını
aşmasına yardım edecek davranışları sergilemek de mümkündür. Böylece karar veren
bireyler doğru karar alabilme şanslarını da arttırmış olacaklardır. Janis’e göre (1989),
doğru karar veren bireyler mükemmel değildir. En doğru kararı verebilmek için karar
veren birey;
1. Risk altındaki değerlerin çeşitliliğini göz önünde bulundurarak
gerçekleştirilecek çeşitli hedefleri araştırır,
2. Çeşitli birçok alternatifi inceler,
3. Alternatifleri değerlendirirken yardımcı olması adına bilgi edinmek için
yoğun biçimde araştırma yapar,
4. Karşısına çıkan yeni bir bilgiyi ya da uzman görüşünü, başta uygulamayı
düşündüğü eylemi desteklemese de doğru biçimde özümser ve göz önünde
bulundurur,
5. En son kararı vermeden önce aslında kabul edilemez gibi görünen
alternatiflerin olumlu ve olumsuz sonuçlarını yeniden gözden geçirir,
6. Tercih edilecek alternatiften kaynaklanan hem olumlu hem de olumsuz
sonuçların risklerini ve bedellerini dikkatlice gözden geçirir,
7. Karar verilen eylemi uygulamak ve gözlemlemek için detaylı bir ön hazırlık
yapar. Bunu yaparken de tahmin edilen çeşitli risklerin gerçekleşmesi
halinde uygulanacak son durum planlarını da hazırladığına dikkat etmelidir.
73
Janis (1989) etkin problem çözme davranışını dört basamakta açıklamaktadır:
1. Basamak Herhangi bir durumla (bir tehdit ya da fırsat gibi) karşılaşıldığında
aşağıdaki iki soru sorularak problem oluşturulur:
• Hangi gereksinimler karşılanmalı? Bu soruyu cevaplarken gerçekleşmesi
engellenecek tehlikeler, elde edilecek kazanımlar ya da yaşanacak
kayıpların tolere edilebilir düzeyde olmasına dikkat edilir.
• En iyi çözüm hangisi gibi görünüyor? Bu soruyu cevaplandırmak için
alternatiflerin çok dikkatle incelenmesi gerekmektedir.
2. Basamak Bilgi kaynakları kullanılır ve bu basamakta da aşağıdaki iki soru
sorulur:
• Hangi ön bilgiler hatırlanabilir?
• Ne tür yeni bilgi edinilebilir? (örneğin uzman tahminleri, istihbarat
raporları)
3. Basamak Şu ana kadar oluşturulan problem ve çözümleri analiz edilir ve
yeniden oluşturulur. Bu basamakta aşağıdaki üç soru sorulur:
• Birinci basamakta tespit edilen gereksinimlere eklenecek bir şey var mı?
• Birinci basamakta tespit edilen alternatiflere eklenecek bir şey var mı?
• Ne tür ek bilgiler durumun belirsizliğini azaltır?
4. Basamak En iyi seçenek değerlendirilir ve seçilir: Aşağıdaki davranışlar
sergilenir:
• Kişi kendine aşağıdaki soruları sorar:
Ø Alternatiflerin avantaj ve dezavantajları nelerdir?
Ø Hangi alternatif en iyi görünüyor?
Ø Karşılanmayan gereksinimler var mı?
Ø Potansiyel kayıp ve riskler nasıl en aza indirilebilir?
Ø Uygulama, gözlem ve beklenmeyen durumlar için gereken ekstra
planlar nelerdir?
• Karar verme sürecinde yapılan hataların burada yer almadığı kontrol
edilir.
74
• Seçeneği zihinsel olarak destekleyerek (örneğin avantajları vurgulamak,
dezavantajları önemsiz göstermek, çevreden destekleyici bilgi istemek,
istenemeyen bilgiyi reddetmek) ve topluma duyurarak (ilgili partilere
haber vererek, alenen –halk içinde-destekleyerek) bu durum sonlandırılır.
Janis’e (1989) göre etkili karar verme sürecinin faktörlerini kullanmak
gereklidir. Çünkü bu faktörler uygun basamaklar geçildikten sonra uygulanır ve karar
veren kişiyle çözüm dışında konuşmak isteyen insanlar olabilir. Bir noktada etkili karar
veren kişiler düşüncelerinden vazgeçmemelidir.
Kısıtlamalar modeli hem betimsel hem de normatif bir modeldir. Yöneticilerin
ve hükümetteki kişilerin aslında ne yaptıklarını özetlemeye çalıştığı için betimseldir. Bu
yüzden olasılık teorisi, sosyal yargı teorisi ve sağlık inanç modellerine benzemektedir.
Fakat bunun yanı sıra, basit karar kurallarının istenmeyen sonuçlara neden olduğu; etkin
problem çözme yönteminin ise istenen sonuçların elde edilmesini sağladığını iddia ettiği
için rasyoneldir. Ayrıca doğru karar verme sürecini tanımlamaya çalışması yönünden
beklenen kazanç modeline de benzemektedir. Fakat beklenen kazanç teorisi en doğru
seçeneği tespit etmek için kullanılsa da kısıtlamalar modeli sadece en doğru seçeneğin
keşfedilme şansını arttıran süreci açıklar (Byrnes, 1998).
Öngörücü yeterlilik açısından, kısıtlamalar modeli kişinin kendi gerçek
davranışlarını açıklamak için geliştirilmiştir. Karar verme hataları ve ön yargılarıyla
ilgili geniş bir literatüre hitap etmektedir. Diğer bir deyişle, insanlar karar verdikleri
zaman X,Y ve Z yaptıklarını söylerler. Fakat bu model insanların yaptıkları X,Y ve Z’yi
ayrıntılarıyla belirtmektedir. Açıklayıcı yeterliliği açısından bu model, diğer
modellerden daha fazla yapı ve süreci içermektedir. Model, olayların karar verme
sürecini nasıl hızlandırdığını, amaçların nasıl belirlendiğini, seçeneklerin nasıl
oluşturulduğunu, seçeneklerin nasıl değerlendirildiğini ve bireylerin karar verdikleri bir
seçeneğe nasıl uyduklarını açıklamaktadır. Son olarak modelin uygulanabilirliğine
gelince, Janis’in (1989) bu modeli önemli -politik- karar süreçlerini göz önüne alarak
geliştirilmiştir (örneğin bir ülkeye savaş açıp açmamak ya da otomobil üretim tesislerini
modernize etmek). Yine de model, hükümet ya da büyük işletme yöneticileri dışında da
birçok karar verme sürecine uygulanabilir. Bu durumlardan bazıları sıradan (örneğin
75
öğlen ne yiyeceğine karar vermek); bazıları ise önemli olabilir (işten ayrılıp
ayrılmamaya karar vermek) (Byrnes, 1998).
2.1.3.4. Gelişimsel Karar Teorisi
Bu alt başlık altında karar verme kuramları içerisinde gelişimsel bir teori olarak
değerlendirilen öz düzenleme modeli açıklanmıştır.
2.1.3.4.1. Öz Düzenleme Modeli (Self-Regulated Model)
Öz-düzenleme teorileri, Rotter’in (1966) çalışmalarına dayanmaktadır. Rotter’in
çalışmaları ise, kişinin kontrolle ilgili inançlarının davranışları üstündeki etkisine ve
Bandura’nın sosyal bilişsel teorisine dayanmaktadır. Gelişim psikolojisi uzmanı Byrnes
(1998), karar verme sürecinde kullanılan öz-düzenleme modelini, var olan karar verme
modellerinin sınırlılıklarından dolayı geliştirmiştir.
Bu model öz-düzenleme kavramının yapısıyla ilgili üç varsayıma
dayanmaktadır:
1. İnsan davranışı amaç yönelimlidir. Bireyler, hayatta kalmalarını sağlayacak
gereksinimleri, fiziksel ve duygusal olarak iyi oluşları, sosyal ya da mesleki
başarılarıyla ilgili amaçlar belirleyerek çevrelerine uyum sağlarlar. Bütün
bunlar amaçların çevre ile uyum sağlaması ile ilgilidir.
2. Başarılı insanlar, çevreleri ile uyumlu amaçlarını gerçekleştirme şanslarını
arttırıcı davranışlar sergileyerek çevrelerine uyum sağlarlar.
3. İnsanların doğuştan getirdikleri sınırları vardır. İnsanlar; çevrelerine uygun
amaçlarına ulaşmalarına neden olan tavır ve alışkanlıklar kazanma
eğilimindedirler. Bu yüzden başarılı olmaları zorlaşmaktadır.
Byrnes (1998) doğru karar veren bireylerin, diğerlerine göre daha başarılı
olduğunu belirtmektedir. Ayrıca çocukların doğdukları zaman yeterince öz-düzenlemeli
olarak dünyaya gelmediklerini ifade etmektedir. Byrnes’e göre ergenler, amaçlarını
düzenleyemeyebilir ya da beklentileri hakkında yeterince gerçekçi davranmayabilirler.
Yine büyüdükçe bu ergenlerin öz-düzenlemeleri gelişmekte ve böylece doğru karar
verebilecekleri düzeye erişmektedirler. Çocuklar, doğru karar verebilen bireyleri
(örneğin, ebeveynleri, öğretmenleri) gözlemledikçe ve bu kişilerden geri bildirim
76
aldıkça, karar verme becerileri de gelişecektir. Bu yöndeki farklılıkların genelde stresten
ve kişilik özelliklerinden kaynaklandığını belirtmektedir.
Şekil 8. Karar Vermede Öz Düzenleme Modeli (Byrnes, 1998, s.31).
Şekil 8’de görüldüğü gibi karar vermede öz-düzenleme modeline göre (Byrnes,
1998) karar vermenin üç aşaması vardır. Bunlar: ortaya çıkma, değerlendirme ve
öğrenme aşamasıdır. Daha sonra modele dengeleyici faktörler öğesi eklenmiştir.
Ortaya çıkma aşamasında, birinin hedefleriyle karşılaşma amacıyla seçenekler
ve/veya stratejiler meydana getirilmektedir. Daha fazla bilgiye sahip olan bireyler, daha
az bilgiye sahip bireylerden daha fazla seçenek üretebilmektedir (Byrnes, 2005). Karar
verme durumunda, karar verme yeterliliği için esas olarak dört anlayışı bilmek
gereklidir. Bunlardan birincisi, daha fazla seçenek üretmede her birey aynı düzeyde
değildir. Bazı insanlar bu konuda diğerlerinden daha iyidir. İkincisi, insanlar iyi ve iyi
olmayan seçenekler arasında ayrım yapmak için yeteneklerinde ve ilgilerinde farklılık
gösterir. Üçüncüsü, insanlar, daha iyi seçenekler üretebilmek için şanslarını
artırabilecek davranışlarda bulunmaları açısından farklılaşırlar. Dördüncüsü, tüm
kararların hepsi etkili karar tekniklerini kullanmayı ve aynı enerjiyi gerektirmez
(Byrnes, 1998; Klaczynski, Byrnes ve Jacobs, 2001; Payne, Bettman ve Johnson, 1993;
Stanovich ve West, 2000). Byrnes’e (2005) göre iyi seçenekler, kötü seçeneklerden
daha çok olumlu sonuçlara rehberlik ederler. Ama bazen iyi seçenekler planlanan veya
Ortaya Çıkma
Değerlendirme
Öğrenme
Dengeleme Faktörleri
77
olağan sonuçlara götürmede başarısız olabilirler. Böyle bir durum oluştuğunda kötü bir
karar verildiği anlamına gelmez. Bazen de başarı şansı düşük olan bir seçenek olumlu
sonuçlara yol açabilir. Böyle bir durumda da iyi bir karar verildiğini varsaymak
yanlıştır.
Değerlendirme aşamasında, birey her seçeneğin avantajları ve dezavantajlarını
düşünür, her seçeneğe değer biçer ve daha sonra sıralamaya göre en iyi seçeneği seçer.
Araştırmalar yetişkinlerin değerlendirme yapmada, ergenlere göre daha başarılı
olduğunu göstermiştir. Öz düzenleme modeline göre karar vermede başarılı bireyler
seçenekleri değerlendirmede etkili stratejiler kullanmaktadırlar. Aslında bireylerin
kullandıkları bu stratejiler hedeflerine ulaşmalarına yardım edecek seçenekleri bulma
şanslarını da arttırmaktadır. Karar vermede başarılı olamayan bireyler ise hedeflerini
tam olarak belirleyemeyen, seçeneklerini oluşturamayan ve değerlendirme yapamayan
bireylerdir (Byrnes, 2005).
Öğrenme aşamasında, en iyi seçenek tanımlanmaktadır. Daha sonra birey en iyi
seçeneğin beklenen hedeflerle karşılaşılıp karşılaşmadığını değerlendirir. Yaşamında
etkili karar verme becerilerini kullanan yetişkinler önemli kararlarla karşılaştıklarında
ergenlere göre hatalarından daha fazla ders çıkarırlar. Sonuçta bireyin yaşamda
kazandığı en önemli şey öğrenmedir (Byrnes, 2002).
Dengeleyici faktörler aşamasında bireyin karar vermesini etkileyen düzensiz
etkilerin engellenmesi üzerinde durulur. İnsanlar en iyiyi bildikleri zaman bile çoğu kez
zayıf kararlar verebilmektedir. Ancak geçici yanılmalar veya yanlış yorumlamalar gibi
kaynaklarla bu durum sınırlandırılır ve hatanın sistematik kaynaklarına önem verilir.
Örneğin diyette olan insanlar, normal durumlarda yememeleri gerektiğini bilirler ama
güçlü bir duygusal durumdayken bunu başaramayabilirler. Düzensizleştiren etkileri
engellemeyi başka bir örnekle şöyle açıklayabiliriz. İki grup, kağıt üzerinde aynı
görülebilir. Fakat gerçek dünyada farklı seçimler yapabilirler. Çünkü düzensizleştiren
etkiler ve onları engelleyen stratejilerde farklılaşır (Byrnes, 2002).
Öz-düzenleme modeline göre karar veren kişiler, her üç aşamada ve dengeleme
faktörlerinde açıkça görülen bir dizi özellik gösterir (Tablo 3). Dahası teori, bu
özelliklerin çocukluk ve yetişkinlik dönemleri süresince nasıl geliştiklerini de
78
açıklamaktadır. Çocuklar, yaptıkları eylemlerin, amaçlarını gerçekleştirip
gerçekleştiremeyeceklerine yardım eden sonuçlara neden olduğunu görürler. Çevredeki
diğer kişiler çocuklara eylemleri ile sonuçları arasında ilişki kurmaları ve bunları
değerlendirmeleri yönünde doğrultular verebilir. Yetişkinler, nasıl daha iyi karar
verebilecekleri ya da istenmeyen sonuçlardan nasıl kaçınabileceklerini öğrenme
konusunda çocuklara yardımcı olabilir. Çocuklar büyüdüğünde, karar verme sürecinde
daha çok deneyimi olan ve etkin bir yetişkin tarafından yönlendirilmiş kişi, bu
kaynaklar olmadan bile daha başarılı ve öz-düzenlemeli olma eğilimindedir (Brynes,
1998).
79
Tablo 3. Öz-Düzenleme Modeline Göre Karar Veren Kişilerin Özellikleri
Ortaya çıkma safhası:
Bilgi verici ipuçlarına ilgi göstermek
İpuçlarını açık olmadığı durumlarda, kendini rahatsız
hissetme ve daha fazla bilgi aramak
Değerlendirme safhası:
Bir tek ya da uyumsuz amaçları seçmektense, birkaç tane
uyumlu amaçlar belirlemek
Nasıl hareket edeceğinden emin olunmadığı durumlarda
çeşitli mantık ve tavsiye alma stratejilerini kullanmak
Sosyal statünün uyuşmadığı durumlarda tavsiye aramak
Seçeneklerin uyumunu değerlendirmek
Sıradan durumların; olayların, kişilerin ve stratejilerin
dinamiklerinden nasıl etkilendiğini anlamak
Öğrenme safhası:
Mantıklı beceriler sergilemek
Stratejileri değerlendirmek ve önem sırasına koyabilmek
Eylemlerle sonuçları arasındaki ilişki hakkında doğru
bilgileri birleştirebilmek için sonuçları gözden geçirmek
Yüksek standartlarda başarı göstermek
Karar verme sürecinin sınırlılıkları hakkında gerçekçi
bilgilere sahip olmak
Orta derecede dogmatik olmak ve ne çok yavaş ne de çok
hızlı düşünce değiştirmek
Dengeleyici faktörler:
Duygular, hafıza ve kişilik özellikleri gibi çok çeşitli
faktörlerin, karar verme sürecini etkileyebileceğinin
farkında olmak
Dengeleyici faktörlerle başa çıkabilmek için çeşitli öz-
düzenleyici stratejiler kullanmak, duygularla başa
çıkabilmek için kendi kendini yatıştırma yönetimini
kullanmak gibi
Kaynak: Rew, (2005, s. 294).
Öz-düzenleme modeli, karar verme sürecinde çocuklarla yetişkinler ve
yetişkinlerle ergenler arasındaki farklılıkları araştırmak için kullanılmaktadır. Bu
80
çalışmalar sonucunda yetişkinlerin ergenlere göre geri bildirimlerden daha çok şey
öğrendikleri ortaya çıkmıştır (Byrnes, 1998).
Karar verme ile ilgili kuramlar genel olarak değerlendirildiğinde hepsinin farklı
bir amaç doğrultusunda geliştirildiği ama buna rağmen benzerliklerinin de olduğu
görülmektedir. Karar kuramlarının öngörü, açıklayıcı yeterlik dereceleri ve uygulama
alanları farklıdır. Bazı konularda birbirlerine üstünlükleri olsa da hiçbir karar verme
kuramı tam olarak bu üç kriteri açıklayamamaktadır.
2.2. Karar Verme Becerilerini Geliştirmeye Yönelik Hazırlanan Programlar ve
İlgili Araştırmalar
Bu başlıkta karar verme becerilerini geliştirmeye yönelik hazırlanan programlar
ve ilgili araştırmalara yer verilmiştir. Karar verme ile ilgili programlar
değerlendirilirken odak noktalarına ve kapsamına göre sınıflandırılarak sunulmuştur.
Odak noktalarına göre geliştirilen programlar sosyal ve bilişsel olmak üzere, kapsamına
göre geliştirilen programlar da genel ve özel olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Genel
sosyal programlar, bireylere karar verme stratejilerini ve kişisel iletişim problemlerini
çözmek için beceriler öğretmeye odaklanmaktadır. Özel sosyal programlar ise sigara
içme, uyuşturucu, alkol akran ve aile ilişkileri, cinsellik, psikolojik sağlık, mesleki ya da
sosyal uyum gibi yaşam becerilerini geliştirmeye yönelik programlar içerisinde karar
verme becerisini öğretmeye odaklanmaktadır. Genel bilişsel programlar birçok düşünme
becerisi ile birlikte karar vermeyi öğretmeyi amaçlarken, özel bilişsel programlar karar
vermeyi tek başına bilişsel bir beceri olarak öğretmeyi amaçlamaktadır. Genel olarak
bakıldığında tüm programların ana amacı bireylere karşılaştıkları durumlarda
kendilerine en uygun bir şekilde karar vermelerine yardımcı olmayı öğretmektedir.
2.2.1. Karar Verme Becerilerini Geliştirmeye Yönelik Hazırlanan Genel ve Özel
Sosyal Programlar ve İlgili Araştırmalar
Genel sosyal programlar, bireylere karar verme stratejilerini ve kişisel iletişim
problemlerini çözmek için beceriler öğretmeye odaklanmaktadır. Özel sosyal
programlar ise sigara içme, uyuşturucu, alkol akran ve aile ilişkileri, cinsellik, psikolojik
sağlık, mesleki ya da sosyal uyum gibi yaşam becerilerini geliştirmeye yönelik
programlar içerisinde karar verme becerisini öğretmeye odaklanmaktadır.
81
Ross (1981) bireylerin karar verme becerilerini geliştirmek amacıyla kişisel
karar verme programını geliştirmiştir. Ross’un kişisel karar verme programı, karar
verme sürecinin beş basamaktan oluştuğu varsayımına dayanmaktadır. Bu basamaklar:
bir dizi alternatif eylemi tasarlamak, bu alternatifleri değerlendirmek için kriter
oluşturmak, alternatifleri değerlendirmek için ikinci basamakta oluşturulan kriterleri
kullanmak, her alternatifle ilgili bilgileri özetlemek ve öz değerlendirme sürecidir. Ross
(1981) çocukların daha basit yaklaşımlardan daha karmaşık yaklaşımlara doğru aşamalı
bir gelişim gösterdiklerini belirtmektedir. Kişisel karar verme programı, uygulamanın
beş aşamasında da ergenlerin gelişimine yardımcı olması için tasarlanmıştır.
Program 12 ile 13 yaş grubundaki ön ergenlere verilen bir saatlik 10 dersten
meydana gelmektedir. Birinci derste öğretmen ön test verir ve daha sonra bir problem
üstünde beş basamağı uygular. Diğer yedi derste, karar vermede bireysel basamaklara
(örneğin ikinci ve üçüncü derste bir dizi alternatifin belirlenmesine) odaklanılır. Son iki
derste ise yapılanlar gözden geçirilir ve son test uygulanır.
Ross (1981) kişisel karar verme programının verimliliğini üç çalışmayla
değerlendirmiştir. Her çalışmada bağımlı değişken olarak beşli likert tipi bir test
kullanmıştır. Test toplam puan üzerinden değerlendirilmektedir. Katılımcıların son
testte, ön testten aldıkları puandan fazla puan aldığı görülürse bu kişinin gelişim
gösterdiği söylenebilir. Sonuçta bu üç çalışmadan elde edilen verilerin tutarlı olduğu
görülmüştür. Program, öğrencilerin alternatifleri tanımlama, değerlendirme ve bilgiyi
özetleme becerilerindeki performanslarını geliştirmiştir. Kısaca, öğrenciler uygulama
sonrasında, uygulama öncesine göre daha ileri düzeyde puanlar almıştır.
Baron, Laskey ve Brown (1989) ön ergenlerin karar verme becerilerini
geliştirmeye yönelik bir program hazırlamışlardır. Araştırmanın amacı okulda
uygulanan formal eğitim ve doğru karar verme teknikleriyle, karar verme becerilerinin
geliştirilmesidir. Araştırmadaki hipotezi test etmek için karar vermeyle ilgili bir ünite
hazırlamışlar ve özel yetenekli ön ergenlere uygulamışlardır.
Eğitim ilk defa 1988 sonbaharında 48 özel yetenekli 8. sınıf öğrencisinin
bulunduğu iki sınıfa uygulandı. Fakat içeriğin 8.sınıflar için, hatta özel yetenekli
82
ergenler için bile oldukça iddialı olduğu görüldü ve bu nedenle 1989 baharında iki ders
çıkarılarak 7.sınıflara tekrar uygulandı. Kalan altı ders, sekiz ders olacak şekilde
genişletildi. Ders içinde kullanılan teknikler, kişiselleştirilmiş karar analizinden alındı.
Çeşitli versiyonları da yapılan ünite, Virginia’daki 7. ve 8. sınıfa giden özel yetenekli
öğrencilere de uygulanmıştır. Ayrıca Philedalphia’da kırsal kesimdeki bir okulun 10.
sınıf öğrencilerine; başka bir versiyonu da yine Philedalphia’daki 6. sınıftaki özel
yetenekli öğrencilere uygulanmış, yalnızca Virginia’daki çalışma raporlaştırılmıştır.
Virginia da yapılan çalışmada dersi bir uzman (Laskey) sunmuş, öğretmen
gözlemlemiş ve sınıf içi tartışmaların yönetimine yardım etmiştir. Üniteler sekiz ders
olacak şekilde yapılandırılmış ve her ders 50 dakika olarak planlanmıştır. Fakat işlenen
sınıfın gelişimine, özelliğine göre dersin içeriğinde bazı değişiklikler yapılmıştır.
Ünitelerin temel amacı öğrencilere karar problemini yansıtacak ve hedeflerini en iyi
karşılayan seçeneği belirleyen sistematik prosedürü öğretmektir. Derslerde doğru karar
vermenin bir üründen çok bir sürece bağlı olduğu vurgulanmıştır.
Araştırmanın başlangıcında öğrencilerin kısa ve uzun vadeli hedefleri
belirlenmiş ve bu hedefler doğrultusundaki gelişimleri yakından takip edilmiştir.
Öğrencilerin kazanımlarını değerlendirmek amacıyla dersin başında ve sonunda bir
performans testi ve dersin sonunda ders hakkında kendi görüşlerini ifade etmeleri için
de bir anket verilmiştir. Öğrenci tepkilerinin ve ders sırasında yaşanan zorluklar da sınıf
öğretmenleri tarafından değerlendirilmiş ve yapılan informal değerlendirme ders
sırasında yapılan birçok değişikliğin temelini oluşturmuştur
Araştırma sonucunda dersi alan öğrencilerin bazı alanlarda az bazılarında daha
fazla ilerleme kaydettiği; bazılarında ise hiç ilerleme kaydetmediği görülmüştür.
Sonuçta her aktivitenin performansında bireysel farklılıklar olsa da yapının oldukça
tutarlı olduğu belirlenmiştir. Sekizinci sınıflar karar problemlerinin betimsel ve sayısal
analizlerinde önemli bir gelişim göstermişlerdir. Yedinci sınıflar ise sadece betimsel
alanda iyi bir performans göstermişlerdir. Ancak 8. sınıfların ön test ile son test
arasındaki iki ayda öğrendikleri kişiselleştirilmiş karar analizini (PDA) kendi
hayatlarındaki karar durumlarına gönüllü olarak uyguladıklarını gösteren hiçbir kanıt
bulunmamıştır. Yedinci sınıflara ise bu uygulama yapılmamıştır. Uygulama sonrası
öğretmenler ve öğrencilerle yapılan görüşmelerde öğrencilerin kişiselleştirilmiş karar
83
analizini (PDA) yaşamlarında uygulayabilmeleri için daha çok ilgilenilmeleri gerektiği
ortaya çıkmıştır.
Brown, Campbell ve Laskey (1990) ergenlerin karar verme becerilerini
geliştirmeye yönelik bir pilot program geliştirmişlerdir. Baron ve Brown insanlara
birçok alanda eğitim verilmesine karşın, karar verme gibi çok önem taşıyan bir alanda
becerilerini geliştirecek eğitimler verilmediğine değinmiştir. Bu amaçla da okula devam
eden ön ergenlere bu alanda gereken eğitimi vermek ve ilerde bunların gerçek hayattaki
karar verme süreçlerine nasıl yansıdığını belirlemek üzere karar verme ile ilgili bir pilot
program geliştirmişlerdir. Ergenlikte alınan kararların bütün hayatı belirleyecek nitelikte
olması nedeniyle, özellikle bu dönemde karar verme becerilerinin öğretilmesinin
yerinde olacağını belirtmişlerdir. Ayrıca doğru karar veren bir toplum olabilmenin
yolunun, ön ergenlere bu dönemde gereken karar verme becerilerini öğretmekle
mümkün olacağını savunurlar. Örneğin bilinçli karar vererek seçtiği liderler, topluma da
o kadar yararlı eylemlerde bulunacaklardır. Son zamanlarda yapılan araştırmalara göre
(Nisbett, Fong, Lehman ve Cheng, 1987) akıl yürütme tekniği, doğru yollarla ve
öğrencilerin karşılaşabileceği sorunlarla uyumlu olduğu müddetçe öğretilebilir. Karar
verme sürecinde birçok ön yargı da bulunmaktadır. Bu programda öncelikle bu
önyargıların tespiti ve düzeltilmesi de amaçlanmıştır.
Program, Reston ve Philadelphia’da yaşayan ön ergenlikteki bir grup orta okul
öğrencisine 1989-1990 öğretim yılında uygulanmıştır. Bu doğrultuda 6-8 ünitelik bir
ders programı hazırlanmıştır. Buradaki amaç, ön ergenlerin hangi amaçların önemli
olduklarına karar vermelerini, mevcut seçenekleri araştırmalarını, her seçeneğin
muhtemel sonucu hakkında tahmin yürütmelerini ve kesin olmayan herhangi bir sonuç
hakkındaki olasılıkları düşünmelerini sağlamaktır.
Bu amaçla sekiz ders, kırsal kesimdeki ve şehir merkezindeki okullarda yardımcı
bir öğretmenin yardımıyla, 6. ile 9. sınıf arasındaki öğrencilere uygulanmıştır. Eğitim
verilirken, karar verme uzmanlarından da yararlanılmış ve bu dersleri veren yardımcı
öğretmenlere bir haftalık hizmet içi eğitim verilmiştir.
Araştırma sonucunda öğrencilerin program sonucunda ne öğrendikleriyle ilgili
değerlendirmeleri şu şekilde olmuştur: Bütün ortaokul öğrencileri kendilerine verilenleri
84
(yani hedefleri, seçenekleri, sonuçları ve olasılıkları gözden geçirme olgusunu) sekiz
derslik bir eğitimle kolayca öğrenebilmişler kırsaldaki öğrenciler şehirdekilere göre
daha iyi bir performans göstermişlerdir.
Programı uygulayan öğretmenlerle ilgili değerlendirmeler ise: Bu prosedürler
için belirlenen sekiz yetenekli öğretmen, beklenen kazanç (expected utility) ve çok
nitelikli kazanç (multiattribute utility) kavramları ve tekniklerini kolaylıkla öğrenmiş ve
niceliksel prosedürleri kolaylıkla anlamışlardır. Bu öğretmenler ön test problemlerinin
analizini model alarak, karar verme uzmanı tarafından uygulanmış bütün bir analizi
tamamlayabilmişlerdir. Her teknik için öğretmenlere iki günlük eğitimler verilmiştir.
Öğretmenler ise bu bilgileri öğrencilere toplam dört derste vermişlerdir.
Ayrıca öğrenciler ve öğretmenlerin ne kadar yetenekli olursa olsunlar, bu iki
kavramdan yola çıkıp öğrendiklerini gerçek hayattaki sorunlara uygulamalarının zor
olduğu görülmüştür. Bu yüzden asıl amaç her alana uygulanabilir bir model oluşturmak
ve uygulamaktır. Bunun için fen bilgisi, vatandaşlık ve tarih derslerinin, en uygun
dersler olduğu düşünülmüştür. Burada karar verme ile ilgili öğretilen konular
müfredatın içine yerleştirilmiştir. Bu çalışmadaki dezavantajlar ise dersin içeriğinin
öğrenilmesini her şeyin üstünde tutan öğretmenlerin varlığı ve programa uyacak şekilde
müfredatta radikal değişimlerin yapılamamasıdır (Akt. Baron ve Brown, 1991).
Philedelphia’daki okullarda öğrenimine devam eden öğrencilerinin karar verme
becerilerini geliştirmek için Graumlich ve Baron (1991) tarafından iki çalışma
yapılmıştır. Programın içeriği Laskey ve Campbell tarafından hazırlanmıştır. Bu
program daha önce Brown, Campbell ve Laskey (1990) tarafından geliştirilen
programın farklı bir versiyonudur. Bu çalışmalarda dersler; hedefler, seçenekler,
sonuçlar ve olasılıklardaki kararların analizini vurgulamaktadır. Ayrıca dersler açık
fikirli düşünme ve çoklu nitelik analizlerini kapsamaktadır.
Bu amaçla Graumlich, Philedelphia şehir merkezinde yaşayan, 6. sınıfa giden
özel yetenekli 18 öğrencinin bulunduğu bir sınıfa, altı aylık bir eğitim vermiştir.
Graumlich, dersi haftanın hep aynı gününde işlemiş ve yaklaşık bir saat sürmüştür.
Baron ise 1988 ve 1989 yıllarında iki dönem ders vermiştir. Baron’un dersleri seçmeli
olarak verilmiş ve haftada bir gün 45 dakika sürmüştür. İlk dönem sınıfta 12 kız ve 12
85
erkek olmak üzere yirmi dört öğrenci, ikinci dönem ise sadece sekiz erkek öğrenci yer
almıştır.
Araştırmanın yapıldığı iki sınıfta da karar verme problemlerinin, öğrencilerin
ilgisini çekecek türde olduğu görülmüştür. Çünkü eğitim boyunca öğrencilerin ilgileri
hep canlı kalmıştır. Özellikle öğrenciler örneklerin günlük hayattan olmasını çok ilginç
bulduklarını belirtmişlerdir. Graumlich’in verdiği eğitim, Baron’un verdiği eğitimden
tekniklerin çeşitliliği, öğrencilerin akademik ilgileri ve verdiği ödev sayısı bakımından
farklılaşmaktadır.
Baron’un sınıfını 1. dönem okul müdürü ziyaret etmiş; 2. dönem ise lisans
öğrencisi olan Mark Patrick katılmış ve not almıştır. Öğretmen (Jonathan Baron) her
sınıf için kendi notunu tutmuştur. Bunların dışında hiçbir değerlendirme yapılmamıştır.
Sonuçta öğrencilerin karar verme becerileri konusunda kendilerini daha yeterli
hissettikleri bulunmuştur.
Shanteau, Grier, Johnson ve Berner (1991) hemşirelik fakültesinde öğrenimine
devam eden öğrencilerin karar verme becerilerini geliştirmeye yönelik bir program
hazırlamışlardır. Araştırmayı yapan kişiler, çalışmanın katılımcılarının üniversite
öğrencileri olmasına rağmen, bulgularının ergenlere ve genç yetişkinlere de
genellenebileceğini belirtmektedirler.
Bu çalışma kapsamında Illinois Üniversitesi Tıp Merkezi Hemşirelik
Fakültesindeki bir yıllık araştırma projesine yedi farklı hemşirelik fakültesinden 3.
sınıfta öğrenimine devam eden toplam 115 kişi katılmıştır. Bu bağlamda öğrencilere
daha doğru karar verebilmeleri ve problemleri daha yetkin olarak çözebilmeleri için
özel bir ders tasarlanmıştır. Problem çözmeyle ilgili olan derste üç karar verme becerisi
eksikliğine odaklanılmıştır. Bunlar; duruma uygun olmayan bilgi kullanmak, ön yargılı
risk değerlendirmesi ve alternatiflerin kötü bir performansla değerlendirilmesidir.
Araştırma üç aşamada gerçekleştirilmiştir. Birinci aşamada dersten önce
hemşirelerin mevcut karar verme becerileri değerlendirilmiştir. İkinci aşamada karar
verme ve problem çözmeyle ilgili yeni geliştirilen ders verilmiştir. Üçüncü aşamada ise,
dersten sonra değerlendirme yapılmıştır. Bu amaçla hem deney grubu hem de kontrol
86
grubu oluşturulmuştur. Öğrencilerin karar verme ve problem çözme becerilerini ölçmek
için özel bir ölçme aracı geliştirilmiştir. Öğrencilerin olasılıkları değerlendirebilme
becerilerini ölçmek için ise gerçek hayatlarıyla ilgili durumsal olasılıkların yanı sıra
hipotetik, teşhis edici problemler sunulmuştur. Alternatifler arasından seçim yapma
becerileni ölçmek için iki kısımdan oluşan bir prosedür uygulanmıştır. Bu prosedürde 1.
bölümde öğrenciler, kendi alanlarıyla ilgili bir problem okur ve seçim yaparlar. İkinci
bölümde ise sonuçlarına göre alternatifleri gösteren tabloyu doldururlar son kez
kararlarını verirler. Araştırma sonucunda öğrenci hemşirelerin böyle bir eğitime ihtiyaç
duydukları, eğitim sayesinde bu alanlarda ilerleme kaydettikleri fakat bunları gerçek
hayata uygularken zorlandıkları görülmüştür (Shanteau, Grier, Johnson ve Berner,
1991).
Taal ve De Carvalho (1997), ergenlerin karar vermeleri ve geleceği kontrol etme
istekleri arasındaki ilişkiyi incelemek ve karar verme hakkındaki bilgilerini arttırmak
için bir araştırma yapmışlardır. Bu amaçla, 11-14 yaşları arasında olan , 91 erkek ve 95
kız olmak üzere toplam 186, alt ve orta sosyo-ekonomik düzeydeki öğrencileri “Pros ve
Cons” eğitim programına almışlardır. Öğrencilerin 82 tanesi Hollanda kökenli olup
diğer 104’ü Hollanda Caribbean Adaları’ndan göç eden ikinci jenerasyondan
oluşmaktadır. Araştırmada yarı deneysel eşit olmayan kontrol grubu dizaynı
kullanılmıştır. Veriler bu çalışma için geliştirilen Karar Verme Listesi (Decision
Concepts List) ile toplanmıştır. Deney grubu 99, kontrol grubu 87 öğrenciden
oluşturulmuştur. Programın içeriğinde sorumluluk alma, plan yapmanın önemi, seçimler
ve alternatiflerin önemini anlatan konular bulunmaktadır. Deney grubunda olan
öğrenciler, programa katılmayan lise öğrencileri ile karşılaştırılmıştır. Araştırma
sonucunda öğrencilerin karar verme hakkındaki bilgilerinin arttığında, başarılarını
kontrol etme, duygularını anlama, okul hayatının önemini fark etme ve okulların
gelecek kariyerindeki yerini anlama düzeyleri de artmıştır.
Özel sosyal programlar çerçevesinde Schinke ve Gilchrist (1984) öğrencilerin
yaşam becerilerini geliştirmek üzere bir program hazırladılar. Program altı öğeyi
içermektedir. Bunlar:
1. Tam ve ilgili bilgiyi verme,
2. Kendine yönerge verme, model alma yoluyla kendi kontrolünü kazanma,
3. Başa çıkma becerilerini öğretme,
87
4. İletişim becerilerini geliştirme,
5. Çevresel sistemleri anlamayı sağlama,
6. Karar verme becerilerini geliştirmedir.
Program, ilköğretim ve lise olmak üzere geniş bir yaş aralığına
uygulanabilmektedir. Sekiz haftalık bir süreyi kapsamaktadır. Programda karar verme
becerilerini geliştirmeye yönelik çalışmalar bir veya iki ders saatini almaktadır. Genel
olarak programda kişisel iletişim becerilerini geliştirmek, 13-19 yaş arasındaki
ergenlerin hamileliğini, uyuşturucu, sigara kullanmayı ve işsizliği önlemeyi
amaçlamaktadır. Programda problem çözme, karar vermenin en önemli öğesi olarak
alınmış ve Schinke öğrencilere karar vermeyi basamaklar şeklinde öğretmiştir. Karar
vermeyi öğretirken, model alma, rol oynama vb… tekniklerden yararlanmış ve ev
ödevleri vermiştir.
Schinke ve Gilchrist (1984) tarafından geliştirilen programı Botvin ve Wills
(1985), uyuşturucu maddenin önlenmesi amacıyla deney ve kontrol gruplu ön-test
sontest çalışmasıyla değerlendirmiştir. Benzer bir şekilde Snow, Gilchrist ve Schinke de
(1985) sigara içmeyi önleme çalışmasıyla değerlendirmiştir. Araştırmacılar her iki
çalışmada da sigara ve uyuşturucu maddenin önlenmesinde anlamlı sonuçlar
bulmuşlardır.
Uyuşturucu madde kullanımını azaltmak için tasarlanan programların çoğundaki
hedef uyuşturucu maddesi esrardır. Bu programların hepsi uyuşturucu kullanımının
azaltılabileceği görüşüne dayanmakta ve önleyici temeldedir (Hansen ve O’Malley,
1995). Uyuşturucu madde kullanımını azaltmak için geliştirilen programlar genel
olarak, bilgi ve değerlerin açıklanması, doğru bir eğitim, sosyal etki ve çoklu bileşenler
olmak üzere dört gruba ayrılmaktadır. Özellikle çoklu bileşenler olarak isimlendirilen
müdahale programlarında ergenlerin karar verme becerilerini geliştirmeye yönelik
çalışmalarda yer almaktadır (Byrnes, 1998).
Hansen (1992) uyuşturucu madde kullanımına yönelik müdahale programlarının
etkililiğini incelediği çalışmasında, çoklu bileşenler olarak isimlendirilen müdahale
programlarının %50 oranında uyuşturucu madde kullanımının azalmasında etkili
olduğu, %50 oranında ise hiçbir etkisinin olmadığını bulmuştur. Ayrıca araştırma
88
sonucunda uyuşturucu madde kullanımının azaltılmasında en etkili müdahale
programlarının sosyal etki ve çoklu bileşenler programları olduğu ortaya çıkmıştır.
Benzer bir şekilde Tobler (1995) da uyuşturucu madde kullanımına yönelik müdahale
programlarında en etkili programların çoklu bileşenler olduğunu bulmuştur.
Botvin (1980) uyuşturucu madde kullanımını azaltmak amacıyla çoklu bileşenler
grubunda bir müdahale programı geliştirmiştir. Programın merkez özelliği öz-saygıyı
geliştirme, ikna edici istenmeyen cazip durumlara karşı koyma becerisi kazanma,
iletişim ve karar verme becerilerini geliştirmektir. İlköğretim 2. kademe öğrencilerine
yöneliktir. Programın içerik ve hedeflerine bağlı kalarak yaşam becerileri müfredatında
iki ile altı ders yer almakta, programın tamamı 15 saatte tamamlanmaktadır. Her derste
bir dizi ünite, her ünitede de genel hedef, öğrencilerin hedefleri ve sınıf içi aktiviteler
yer almaktadır.
Schinke ve Gilchrist’in (1984) programıyla karşılaştırıldığında, bu program daha
ziyade müfredat programlarının özelliklerine sahiptir. Programı çok iyi bilen uzmanlar
uygulamak zorundadır. Programın içeriği beş bileşene ayrılmıştır. Bunlar:
1. Uyuşturucu madde kullanımın sonuçları, yaygınlık oranları, sosyal hayattaki
kabulü ve uyuşturucu maddeye olan bağımlılık süreçleriyle ilgili bilgiler
(çoğu; bilgi ve değerlerin açıklanması programlarına benzemektedir).
2. Eleştirel düşünme ve mantıklı karar verme süreçlerinin gelişimini teşvik
etme.
3. Kaygıyla başa çıkabilmek için kullanılan teknikleri kullanma (doğru eğitim
programlarının bazılarına benzemektedir).
4. Kararlılık ve direnç gösterme becerilerine odaklanan sosyal beceri eğitimi
(sosyal etki programlarının çoğuna benzemektedir).
5. Öğrencileri kişisel beceri ve davranışlarını geliştirecek projelere dâhil etme.
Programda karar verme ünitesi iki ders olarak yer almakta ve ünite “karar verme
ve bağımsız düşünme” olarak adlandırılmaktadır. Karar verme ile ilgili ünitelerde genel
olarak öğrencilere grup baskısının ve ikna edici taktiklerin kararlarını nasıl
etkileyebileceği anlayışı kazandırılmaya çalışılmaktadır. Bunun için karar verme ile
ilgili ünitenin alt hedefleri oluşturulmuştur. Bunlar:
1. Günlük kararlarını belirleme,
89
2. Önemli kararların nasıl verildiğini açıklama,
3. Karar verme durumunda beş aşamalı normatif bir model sunabilme,
4. Kararların grup baskısından nasıl etkilendiğini bir örnekle gösterebilme,
5. İnsanların grup üyelerinden etkilenme nedenlerini belirleyebilme,
6. İstenmeyen durumlarda (sigara, alkol vb…) diğer insanların ikna edici
taktiklerini belirleyebilme,
7. İkna edici taktiklerle nasıl baş edebileceğini bilmedir.
Literatürde bu programla ilgili beş çalışmayla karşılaşılmaktadır (Botvin, Baker,
Renick, Botvin, Fillazola ve Millman, 1984; Botvin, Baker, Renick, Fillazola ve Botvin,
1984; Botvin ve Eng, 1980; 1982; Botvin, Eng ve Williams, 1980; Botvin, Renick ve
Baker, 1983). Çalışmaların her biri öntest ve sontest kontrol grupları olan deneysel bir
çalışmadır. Çalışmalar bir formla değerlendirilmiştir. Formda, sigara içme konusunda
bilgi, sigara içmeye karşı tutumlar, karar verme özerkliği, problem çözmeye olan
güvenini belirlemeye yönelik sorular yer almaktadır. Bütün çalışmaların sonunda deney
grubundaki öğrencilerden sigara içenlerde azalma olduğu görülmüştür. Benzer bir
şekilde izleme çalışmasında da (2 yıl sonra) düzenli sigara içen öğrenci sayısında
azalma olduğu görülmüştür. Aynı zamanda deney grubunda yer alan öğrencilerin karar
verme durumlarında daha özerk davrandıkları belirlenmiştir. Kısaca bütün çalışmaların
sonucunda, yaşam becerisi geliştirme programının başarılı olduğu bulunmuştur. Bunun
da önemli sebeplerinden biri programın kapsamlı bir şekilde konuları ele alması
gösterilmiştir (Byrnes, 1998).
Benzer bir şekilde Spitzhoff, Ramirez ve Wills (1982) karar verme müfredat
programını (Decision Skills Curriculum) geliştirmişlerdir. Program zararlı davranışlarla
mücadele etmek için içsel ve dışsal baskılara direnişi artırmaya, bireyi güçlendirmeye
çalışmaktadır. Bu bağlamda programda, sigarayı bırakmaktan vazgeçirme, karar verme
becerisini geliştirme, içten denetimli davranma, sigaranın olumsuz sonuçları hakkında
bilgi sahibi olma konuları yer almaktadır. Müfredat programı 7. sınıf öğrencilerine
yönelik düzenlenmiştir ve iki hafta sürmektedir. Programda rol oynama, çalışma
kağıtları, slaytlar ve video gösterilerine yer verilmiş olup sekiz farklı strateji izlenmiştir.
Bunlar:
1. Değerleri açıklama alıştırması,
90
2. Karar verme: Öğrenciler karşılaştığı kararlardan bahsetmeleri için teşvik
edilir ve karar vermenin 6 basamağı öğretilir.
3. Medya yoluyla toplumsal etkiler: Öğrencilerin kendi sağlıklarında medyanın
etkisini düşünmeleri istenir.
4. Akran baskısıyla başa çıkma becerisinin nasıl kazandırılacağı üzerinde
durulur.
5. Kendini olduğu gibi kabul etmeye çalışma üzerinde durulur.
6. Stres yönetimi: Stresli yaşamla nasıl baş edebileceğini öğreten dört aşamalı
yöntem üzerinde durulur.
7. Stres yönetimi: Stresli durumlarda kasları gevşetme becerisini kazandırma
üzerinde durulur.
8. Sigara içmenin sağlık açısından sonuçları üzerinde durulur.
Bu çalışmanın değerlendirilmesi için üç okul seçildi. Bu üç okuldaki tüm 7.
sınıflar çalışma kapsamına dahil edildi. Deney grubu olarak iki, kontrol grubu olarak bir
okul atandı. Deney grubundaki okullar programın tamamını o yıl uyguladı ve
değerlendirmeler araştırmacılar tarafından bir anketle yapıldı. Ankette karar verme,
yetişkin sosyal desteği, saldırganlık, bireysel rahatlama vb… ile ilgili sorular yer
almaktadır. Araştırma sonucunda deney grubunda yer alan iki okuldan birinde karar
verme becerileri ve içsel denetimin arttığı, sigaraya başlamayı azalttığı sonucuna
ulaşılırken, diğer okulda değişimle ilgili bir etki bulunmamıştır (Wills, 1985).
Alkol ve sigara kullanımını hedef alan programların değerlendirme çalışmaları
sonucunda elde edilen sonuçların, uyuşturucu madde kullanımı çalışmalarının
değerlendirmesinden elde edilen sonuçlarla aynı olduğu görülmüştür. Yani çoklu
bileşen ve sosyal etki programlarının en etkili programlar olduğu görülmüştür (Perry ve
Staufacker, 1996; Windle, Shope ve Bukstein, 1995). Alkolle ilgili çoklu bileşen
programlarının, alkol kullanımının yarattığı 18 risk faktörünün bazılarına
odaklandığında etkili olduğu görülmüştür. Bu risk faktörleri şöyledir: sosyal-toplum
faktörleri (yasalar ve kuralcı davranışlar, ekonomik yoksulluk, plansız yerleşme), okul
faktörleri (alkol kullanan aile bireyleri; ailenin işleyiş yapısı, aile içi tartışmalar, aileye
olan bağlılığın az olması), akran faktörleri (ortaokulda akranları tarafından dışlanmak,
alkol kullanan ve de alkol kullanımına sıcak bakan akranlarla arkadaşlık kurmak),
bireysel faktörler (psikolojik faktörler; dengesizlik (yabancılaşma) ve isyankârlık,
91
sapkın davranışların erken başlaması, karar verme ve problem çözme becerilerinin zayıf
olması). Sigara içme konusunda, sosyal etkilerin öz güven ya da konu hakkında bilgi
sahibi olma gibi diğer faktörlerden daha etkili olduğu bulunmuştur (Perry ve Staufacker,
1995). En etkili programlar, öğrencilerde sigaraya karşı direnç gösterme becerileri
kazandırmaya ve genç yetişkinler arasında sigara kullanma sıklığıyla ilgili yanlış
varsayımları düzeltmeye çalışmaktadır. Bu duruma ek olarak etkili programlar,
ergenlerin sigaranın sosyal istenirliğiyle ilgili algılarının yanında sosyal normlarını da
değiştirmeye çalışmaktadır. Ayrıca, materyalin sunumu ve dağıtımı için öğrencileri
dâhil eden programlar, öğrencileri bu süreçlere dâhil etmeyen programlara göre daha
etkili olma eğilimindedir (Byrnes, 1998).
Cinsellik ile ilgili riskli davranışları önlemeye yönelik tasarlanan programlar,
temelde aşağıdaki dört hipoteze dayanmaktadır. Bu hipotezler şöyledir:
1. Bilgi eksikliği: Korunmadan cinsel ilişkiye giren ergenler, bu eylemin
olumsuz sonuçlarının farkında değildir (örneğin hamilelik, cinsel yolla
bulaşan hastalıklar gibi).
2. Anlaşılmaz değerler: Korunmadan cinsel ilişkiye giren ergenler, cinsel
tercihlerinin değerleriyle tutarlı olmadığını anlamaz (yani tüm ergenlikleri
boyunca kararları sabit değildir).
3. Sosyal etkiler: Genç insanlar korunmadan cinsel ilişkiye girerler. Çünkü bu
insanların, sosyal baskıyla başa çıkabilmeleri için gerekli olan direnç
gösterme becerileri gelişmemiştir.
4. Alternatif hedeflerin olmaması: Yüksek riskli cinsel davranışlar, sadece
gelişimsel ihtiyaçları karşılayan amaç-odaklı aktivitelerdir.
Programlar yukarıda bahsedilen hipotezlerin her birini test etmek için
uygulanmıştır (Byrnes, 1998).
Cinsellikle ilgili riskli davranışları önlemeye çalışan programlar da özellikle
anlaşılmaz değerler hipotezini test etmek amacıyla, karar verme becerilerini de
geliştirmeye yönelik çalışmalar yapılmıştır ama çok başarılı sonuçlar alınmamıştır
(Stevens-Simon ve McAnarney, 1995).
92
Uyuşturucu madde, alkol ve sigara kullanımına karşı geliştirilen programlarda
bilgi eksikliği hipotezi hiç destek görmemiştir. Seksle hamilelik arasındaki basit ilişkiyi
sade biçimde tanımlayan geleneksel programlar, ergenler arasındaki riskli seks
aktivitelerini azaltmamaktadır. Bilgi eksikliği hipotezinin doğru olmadığı açıkça
görüldüğü zaman, çoğu cinsel eğitim programları değerlerin açıkça belirlenmesine
odaklanmaya başlamıştır ( Stevens-Simon ve McAnarney, 1995). Bunun yanı sıra, bu
tür yeni programlar, doğum kontrolünün daha yaygın hale geldiği okul klinikleriyle de
ilişkilidir. Yeni programların değerlendirme çalışmaları sonucunda, onların geleneksel
bilgi tabanlı yaklaşımdan daha etkili olmadığı ortaya çıkmıştır.
Genel ve özel sosyal programlarla ile ilgili araştırma sonuçlarında, programların
genel olarak ergenlerin olumlu karar verme becerilerini geliştirdikleri, karar verme
becerisinin öğretilebileceği ve olumsuz davranışlara yönelmeyi (sigara, alkol vb…)
azalttığı görülmektedir.
2.2.2. Karar Verme Becerilerini Geliştirmeye Yönelik Hazırlanan Genel ve Özel
Bilişsel Programlar ve İlgili Araştırmalar
Karar verme becerilerini geliştirmeye yönelik hazırlanan genel bilişsel
programlar birçok düşünme becerisi ile birlikte karar vermeyi öğretmeyi amaçlarken,
özel bilişsel programlar karar vermeyi tek başına bilişsel bir beceri olarak öğretmeyi
amaçlamaktadır.
Ergenlik döneminde, ergenlerin genel düşünme becerilerini geliştirmeye yönelik
programlar geliştirilmiştir. Nickerson, Perkins ve Smith (1985) bu programları genel
olarak 5 kategoriye ayırmışlardır.
1. Temel bilişsel beceriler üzerinde odaklananlar,
2. Çeşitli bilişsel uygulamalara dayanan, problem çözme gibi açık metodları
vurgulayanlar,
3. Formal düşünmeyi geliştirenler,
4. Becerileri geliştirmeye yönelik olanlar,
5. Düşünme yaklaşımlarını düşünmeye yönelik olanlar.
93
Düşünme becerilerini geliştirmeye yönelik bir çok program olmasına rağmen
bunların çok azında karar verme becerilerinin gelişimine yer ayrılmıştır. Bunun nedeni
olarak, karar vermenin ancak temel düzeyde düşünme becerileri geliştikten sonra
öğretilebileceği düşüncesi gösterilebilir (Beyth-Marom, Fischhoff ve Quadrel, 1991).
Bu doğrultuda Odyssey’in düşünme programı yer almaktadır. Venezüella
hükümetinin isteği doğrultusunda Harvard Üniversitesinde çalışan Bolt, Beranek ve
Newman (1986) isimli araştırmacılar tarafından Odyssey programı geliştirilmiştir.
Bütün Odyssey programı toplam 100 dersten oluşmaktadır ve bu dersler 45 dakika
sürmektedir. Programın 10 dersinde karar verme sürecine yoğunlaşılırken, geriye kalan
90 derste düşünme becerisinin diğer yönleriyle ilgilenilmektedir (örneğin bir dili
anlama). Karar verme süreciyle ilgili üç ünite vardır. Bu ünitelerde kapsamlı 10 konu
işlenmektedir. Örneğin bu konular: sonuçların tahmin edilmesi, belirsizliği azaltmak
için bilgi toplanması ve toplanan bilginin değerlendirilmesi, karmaşık karar durumlarını
analiz edebilmek için tercihlerin belirtilmesi ve durumun boyutlarının incelenmesidir.
Programın hedef kitlesi, yedinci sınıf öğrencileridir. Öğretmenin kılavuz kitabında ise
öğrencilere nasıl yol gösterileceğinin yanı sıra materyallerin nasıl sunulacağıyla ilgili
detaylı bilgiler yer almaktadır (Akt. Byrnes, 1998).
Odyssey programı, Venezüella okullarındaki toplam 12 deney sınıfı ile 12
kontrol sınıfının yer aldığı bir çalışmayla değerlendirilmiştir (Herrnstein, Nickerson,
Sanchez, ve Swets, 1986). Zaman kısıtlılığından dolayı deney sınıflarında, karar verme
süreciyle ilgili on dersten sadece beşi işlenmiştir. Kontrol sınıflarına ise böyle bir
uygulama yapılmamıştır. Bağımlı ölçütler arasında, standart yetenek testinin yanı sıra
hedef yetenek testleri (Target abilities tests) yer almıştır. Bu testlerden her biri gelişimin
odağındaki altı yetenekle ilgilidir (bu yeteneklerden biri de karar verme yeteneğidir). Bu
testlerin sonuçlarına göre, sadece hedef yetenek testleri sonucunda, uygulamanın
anlamlı sonuçları olduğu, standart yetenek testinin sonuçları ise daha tutarsız ve çelişkili
olduğu görülmüştür (Akt. Byrnes, 1998).
Mann ve ark. (1988) tarafından çatışma teorisine dayanan GOFER isimli bir
karar verme beceri eğitimi programı geliştirilmiştir. GOFER kısaltması, karar verme
basamaklarının ilk harflerinden oluşmaktadır. GOFER bir yıllık akademik sürede
verilen 40 ile 50 saatlik dersleri içermektedir. Hedef kitle 15 yaş grubudur. Eğitimin
94
içeriği, öğretmen kılavuz ve öğrenci çalışma kitaplarında verilmiştir. Ders kitaplarının
ilki karar verme sürecinin temel ilkelerine odaklanırken, diğerinde uygulamaya ağırlık
verilmiştir. Temel ilkelerle ilgili kitap, karar verme sürecinin yapısından ve doğru karar
verebilmek için bir teknik olarak kullanılan GOFER stratejisinden bahsetmektedir.
Buna ek olarak, öğrencilere öz-saygı ve karar verme arasındaki ilişkiler ve GOFER
basamaklarını en ideal düzeyde gerçekleştirebilmek için kullanılan teknikler de
anlatılmıştır. Örneğin öğrencilere, problemleri nasıl tespit edecekleri, hedeflerini nasıl
belirleyecekleri açıklanmıştır.
Mann ve arkadaşları (1988) GOFER programını değerlendirmek için iki çalışma
yürütmüştür. Birinci çalışmada, GOFER programına katılan 40 denek (deney grubu), bu
programa katılmayan 51 denekle (kontrol grubuyla) karşılaştırılmıştır. Hiçbir gruba ön
test uygulanmamıştır. İkinci çalışmada 152 denek (deney grubu), 220 kişiyle (kontrol
grubu) karşılaştırılmıştır. İkinci çalışmada programa katılanlara (deney grubuna) hem
ön test hem son test uygulandığı halde, katılmayanlara (kontrol grubuna) sadece son test
uygulanmıştır.
Her iki çalışmada da veriler Flinders Karar Verme Ölçeği (Flinders Decision
Making Questionnaire), Virgil Ölçeği (Virgil Questionnaire) ve Karar Bilgisi Ölçeği
(Decision Knowledge Questionnaire) kullanılarak toplanmıştır. İlk çalışmada yaşları 12
olan ve karar verme becerileri kursuna katılan öğrencilerin katılmayanlara oranla karar
verme stillerinde anlamlı farklılıklar olduğu, karar verme becerileri kursuna katılan
öğrencilerin ihtiyatlı-seçici (vigilant) başa çıkma stilini kullandıkları görülmüştür. İkinci
çalışmada yaşları 15 olan ve karar verme becerileri kursuna katılan öğrencilerin,
katılmayanlara oranla karar vermede öz-saygı düzeyinin yüksek olduğu ve olumlu
(adaptive) başa çıkma stillerini kullandıkları görülmüştür. Sonuç olarak; karar verme
becerileri geliştirme kursunun öğrencilerin bilgilerini arttırdığı, karar vermede öz-saygı
düzeyini geliştirdiği ve kişisel karar alışkanlıkları kazandırdığı görülmüştür.
Mann, Beswick, Allouache ve Ivey (1989), insanların bilinçli ve etkili karar
vermelerine yardımcı olmak amacıyla hazırladıkları çalışma programlarının
geliştirilmesi ve değerlendirilmesine yönelik bir çalışma yapmışlardır. Çalışmaya
yaşları 19 ile 65 arasında değişen, meslekleri; işadamı, kalifiyeli işçi, büro çalışanları,
ev hanımları, işsizler ve öğrenci olan 34 erkek ve 42 kadın olmak üzere toplam 76 kişi
95
katılmıştır. 76 katılımcı “problemliler” (n:44), “öğrenenler” (n:30) ve diğerleri (n:2)
olmak üzere sınıflandırılmıştır. Problemliler, kendilerini karar vermede ve nitelikli
problemleri çözmede zayıf olarak bildiren, öğrenenler kendilerini başarılı kararlar veren
fakat kendini geliştirmek isteyen bireyler olarak bildiren, diğerleri ise
sınıflandırılamayan katılımcılardır. Araştırmanın ilk bölümünde Flinders Karar Verme
Ölçeği’nin (Flinders Decision Making Questionnaire) bir pilot versiyonu, ikinci
bölümünde Flinders Karar Verme Ölçeği’nin (Flinders Decision Making Questionnaire)
düzenlenmiş versiyonu kullanılmıştır.
Çalışma programları, katılımcılara temel karar verme becerilerinin ve karar
vermenin kritik basamaklarının öğretildiği çatışma teorisine dayanan, içeriğinde ilgili ev
ödevlerinin bulunduğu iki saatlik beş oturumdan oluşmaktadır. Grup yaşantılarında grup
üyeleri karar verme ile ilgili yaşantılarını anlatmaları ve grup sürecinde bunları
paylaşmaları için teşvik edildiler. Ayrıca grup liderleri danışmandan daha çok eğitimci
rolünü üstlendiler ve ilk oturumda, uygun olan karar stilini ihtiyatlı-seçicilik (vigilance),
uygun olmayan karar verme stillerini ve psikolojik gerilimin bir karar verme stilinden
diğerine yönelme eğilimini nasıl etkilediğini açıkladılar. İkinci oturumda, ihtiyatlı-seçici
(vigilant) karar vermenin basamakları ve ihtiyatlı-seçici karar vermeyi sağlayan koşullar
tanıtıldı. Üçüncü oturumda, ihtiyatlı-seçici karar vermeyi sağlayacak teknikler dördüncü
oturumda ise, karar amaçlarının sınıflandırılmasında yardımcı olacak teknikler tanıtıldı.
Son olarak beşinci oturumda, kararın uygulanması tanıtılmıştır. Son oturumdan üç ay
sonra düzenlenen izleme testi sonuçlarına göre, problemli katılımcılarda program öncesi
ve sonrasında karar özsaygısında fark edilir artışlar gözlenmiş, öğrenen katılımcılar ise
problemli katılımcılara oranla daha az artış görülmüştür. Sonuç olarak; karar verme
çalışma programının karar vermede artan güveni sağladığı ve adapte olmadan karar
verme aşamalarının kullanımının azaldığı bulunmuştur.
Ersever (1996), etkileşim grubu deneyiminin ve karar verme becerileri
kazandırma programı uygulamasına katılmanın, üniversite öğrencilerinin karar verme
stilleri üzerindeki etkilerini araştırmıştır. Bu amaçla araştırmacı tarafından içtepisel
karar verme davranışlarını azaltmayı ve mantıklı karar verme becerilerini kazandırmayı
amaçlayan kısa süreli bir eğitim programı geliştirilmiştir. Geliştirilen Karar Verme
Becerileri Kazandırma Programı (KVBKP), araştırmanın uygulama aşamasında ikinci
deney grubuna uygulanmıştır. Uygulanan programda katılımcıların karar verme
96
süreciyle ve karar verme davranışının değişkenleri hakkında, etkili ve etkili olmayan
karar verme stilleriyle ilgili bilgi sahibi olmalarına ve uygulamalara katılarak daha
sistematik ve mantıklı karar verme becerisi kazanmasına yardımcı olmak amaçlanmıştır.
Araştırmaya yaşları 18-22 arasında değişen etkileşim grubu uygulamasının yapıldığı
birinci deney grubunda 15, Karar Verme Becerileri Kazandırma Programı’nın
uygulandığı ikinci deney grubunda 15 ve kontrol grubunda 15 olmak üzere toplam 45
lisans öğrencisi katılmıştır. Araştırmada veriler Karar Stratejileri Ölçeği ve Grup
Değerlendirme Formu ile toplanmıştır. Araştırma sonucunda her iki deney grubunun,
içtepisel karar verme alt ölçeğinden elde ettikleri son ölçüm puanları, ön ölçüm
puanlarından daha düşük olduğu, kontrol grubunun ise her iki ölçümde de benzer
puanlar aldıkları görülmüştür. Mantıklı karar verme alt ölçeğinden alınan sonuçlarda,
deney grubunun ön ölçüm ve son ölçüm puanları, kontrol grubunun ön ölçüm ve son
ölçüm puanlarından yüksek olduğu görülmüştür. Sonuç olarak; etkileşim grubu ve
karar verme becerileri kazandırma programının öğrencilerin karar verme becerilerini
geliştirdikleri belirtilmiştir.
Şeyhun (2000), karar verme becerileri eğitim programının ilköğretim son sınıf
öğrencilerinin karar verme becerisine etkisini araştırmıştır. Araştırmada ilk önce 430
öğrenciye Karar Stratejileri Ölçeği uygulanmış ve öğrencilerin Karar Stratejileri
Ölçeğinden aldıkları sonuçlarına dayanılarak 40 kişilik deney grubu ve 40 kişilik
kontrol grubu oluşturulmuştur. Araştırmada veriler Karar Stratejileri Ölçeği ile
toplanmıştır. Karar Stratejileri Ölçeği’nden alınan yüksek puan, karar verme
durumlarında ilgili stilin ağırlıklı olarak kullanıldığını göstermektedir. Bu nedenle,
içtepisel karar verme alt ölçeğinden yüksek puan alıp mantıklı karar verme alt
ölçeğinden düşük puan alan öğrencilerin, içtepisel karar verme stilini ağırlıklı olarak
kullandıkları, mantıklı karar verme stilini ise etkili kullanmadıkları kabul edilmiştir.
Araştırma sonucunda deney grubunun Karar Stratejileri Ölçeği, içtepisel karar
verme alt ölçeğinden elde ettikleri son test puanlarının ortalaması, ön test puanlarının
ortalamasından düşüktür. Buna karşın kontrol grubundaki deneklerin, içtepisel karar
verme alt ölçeğinden elde ettikleri ön ve son test puanlarının ortalamaları birbirine
yakındır. Buradan da anlaşılacağı gibi deney grubuna uygulanan karar verme becerisi
kazandırma programı öğrencilerin içtepisel karar verme becerilerini azaltmıştır.
Mantıklı karar verme alt ölçeğinden elde ettikleri puanlar karşılaştırıldığında, deney
97
grubunun son test puanlarının ön test puanlarına göre arttığı, buna karşın kontrol
grubunun ön test ve son test puanlarının ortalamalarının birbirine yakın olduğu
görülmüştür. Sonuç olarak deney grubuna uygulanan karar verme becerisi kazandırma
programı, öğrencilerin mantıklı karar verme becerilerini arttırmıştır. Yapılan üç aylık
izleme çalışması sonrasında da programa katılan öğrencilerin son testten aldıkları
puanların ortalamasında anlamlı bir farklılığın ortaya çıkmadığı belirtilmiştir.
Karar verme ile ilgili yurtdışında yapılan çalışmalar incelendiğinde, özellikle
1985 ve 2000 yılları arasında çalışmaların yoğunlaştığı ve genel olarak karar verme
becerilerinin müfredat programları veya yaşam becerileri programları içerisinde
kazandırılmaya çalışıldığı görülmektedir. Bu programlarda genellikle ergenlere, başa
çıkma becerileri, kendine güven teknikleri, karar verme yöntemleri gibi kişiler arası
problemleri çözmeyi amaçlayan beceriler, sigara içme, akran ve aile ilişkileri, mesleki
hedefler ile kariyer hedefleri ve toplumsal uyum gibi konularda kendilerine uygun karar
vermelerine yardımcı olmak amaçlanmıştır. Bu amaçla yapılan çalışmalarda da genel
olarak ergenlerin karar verme becerilerinde gelişim gösterdikleri görülmüştür.
Ülkemizde yapılan çalışmalar da ise ergenlik döneminde karar verme
becerilerinin geliştirilmesine yönelik yalnızca iki çalışma (Ersever, 1996; Şeyhun, 2000)
ile karşılaşılmaktadır. Bu çalışmalarda üniversite ve ilköğretim sekizinci sınıf
öğrencilerinin genel karar verme becerilerini geliştirmeye yöneliktir.
Bu araştırma sonuçlarından ortaya çıkan sonuçlara baktığımızda ilk olarak,
ergenlerin karar verme sürecinin yapısı hakkında kazanımlar elde ettiğini görmekteyiz.
Özellikle doğru karar ile yanlış kararı birbirinden nasıl ayıracaklarını (sigara içme ve
içmeme) karar verirken bir dizi stratejiler kullanabilmeyi ve karar verme sürecinde
ortaya çıkabilecek gizli tehlikelerin farkına varmayı öğrenebilmektedirler. Böyle
kazanımlar elde etmek belki de ergenin yaşamında daha doğru kararlar almasına
yardımcı olacaktır. İkinci olarak karar verme ile ilgili kuramlara dayalı oluşturulmuş
programların daha başarılı oldukları görülmüştür.
Bu çalışmada da çatışma kuramına dayalı olarak geliştirilen karar verme beceri
eğitimi uygulamaları ile ergenlerin karar verme becerileri geliştirilmeye çalışılmıştır. Bu
98
amaçla hazırlanan karar verme beceri eğitimi grup uygulamaları karar verme
programları içerisinde kapsamına göre özel programlar arasında yer almaktadır.
Bu çalışmanın psikolojik danışma ve rehberlik alanına sağlayacağı katkıya
bakıldığında, ergenlik dönemi önemli kararların alındığı bir dönemdir. Bu dönemde
ergen, alan seçimi, meslek seçimi, arkadaşlık seçimi vb… gibi karar durumlarıyla karşı
karşıya kalmaktadır. Bu nedenle karar verme becerilerinin öğretilmesi önemlidir.
Günümüzde ilköğretim ve ortaöğretim okullarında psikolojik danışma ve rehberlik
hizmetlerinde gelişimsel rehberlik yaklaşımı benimsenmektedir. Gelişimsel rehberlik,
öğrenciye, gerek okulda gerekse yetişkin yaşamda başarılı olması için ihtiyaç duyduğu
beceri ve yaşantıları kazandırmayı hedeflemektedir. Gelişimsel rehberlik programının
amaçlarından biri de öğrencilere karar verme becerilerinin öğretilmesidir. Bu nedenle
bu dönemde ergenlerin karar verme becerilerini geliştirmeye yönelik çalışmalar
ergenlerin yaşamlarında karşılaştıkları karar durumlarında daha akılcı, mantıklı karar
vermelerine ve sağlıklı bir kişilik geliştirmelerine katkı sağlayabilir.
99
BÖLÜM III
YÖNTEM
Bu bölümde araştırmanın modeli, çalışma grubu, veri toplama araçları, verilerin
toplanması, karar verme beceri eğitimi grup uygulamalarına ilişkin genel açıklamalar,
uygulanan karar verme beceri eğitimi grup uygulamalarının içeriği ve veri analizinde
kullanılan istatistiksel tekniklere yer verilmiştir.
3.1. Araştırmanın Modeli
Bu çalışma, karar verme beceri eğitimi grup uygulamalarının ortaöğretim
dokuzuncu sınıf öğrencilerinin, karar verme stilleri üzerindeki etkilerini saptamayı
amaçlayan gerçek deneysel bir araştırmadır. Araştırmanın bağımsız değişkeni karar
verme beceri eğitimi grup uygulamalarının uygulanmasıdır. Araştırmanın bağımlı
değişkeni ergenlerin karar verme durumunda başvurdukları karar verme stilleridir.
Kontrol değişkenleri ise cinsiyet, yaş, anne-babanın medeni durumu, karar verme
durumunda karşılaşılan güçlükler, sosyo-ekonomik düzey, yakın zamanda travmatik bir
olay yaşayıp yaşamadığı, daha önce benzer bir beceri eğitimi programına katılıp
katılmadığı, geçmişte ya da şu anda psikiyatrik bir tedavi alıp almadığı, problem çözme
becerisi, kendine saygı düzeyi, denetim odağı ve anne-baba tutumlarıdır.
Araştırma deneysel desende olup, deneysel desenin türlerinden biri olan “öntest-
sontest kontrol gruplu gerçek deneysel model” (Karasar, 2004) kullanılmıştır. Öntest-
sontest kontrol gruplu deneysel modelin simgesel gösterimi Tablo 4’de gösterilmiştir:
Tablo 4. Araştırmada Kullanılan Öntest Sontest Kontrol Gruplu
Deneysel Modelin Simgesel Gösterimi
G1 R Ö 1.1. X Ö 1.2. t Ö 1.3.
G2 R Ö 2.1. Ö 2.2. t Ö 2.3.
G1: Deney grubu
G2: Kontrol grubu
100
R: Deneklerin seçkisiz (random) yolla seçimi
Ö 1.1.: Deney grubunun ön ölçümü
Ö 2.1.: Kontrol grubunun ön ölçümü
X: Karar verme beceri eğitimi grup uygulamaları
Ö 1.2.: Deney grubunun son ölçümü
Ö 2.2.: Kontrol grubunun son ölçümü
t: Dört haftalık ara
Ö 1.3.: Deney Grubu Kalıcılık testi
Ö 2.3. Kontrol Grubu Kalıcılık testi
Bu desen deney ve kontrol gruplarının eşitlenmesinde kontrolü sağlamaya
yardım ederken, deneysel işlemin etkililiğini değerlendirmede deneklerin, öntest-sontest
ölçümleri arasındaki farkları temel alarak yapılan deneysel işlemin etkisinin daha
duyarlı bir şekilde incelenebilmesine olanak sağlar (Robson, 1993).
Bazı geniş ölçekli araştırmalarda hem nitel hem de nicel araştırma
yöntemlerinden yararlanılabilmektedir. Bu tip araştırmalarda nitel veriler, çalışılan
konunun resmini çizerken ve örnekler sunarken, nicel veriler de araştırma ile ilgili temel
kanıtları sağlamaktadır (Borg ve Gall, 1989). Bu araştırmada da uygulanan karar verme
beceri eğitimi grup uygulamaları oturumlarının etkisini değerlendirmek amacıyla ayrıca
nitel araştırma yöntemlerinden biri olan yazılı doküman ve öğrencilerin grup içi
yaşantılarını değerlendirmek için gözlem tekniklerinden yararlanılmıştır.
3.2. Çalışma Grubu
Araştırmanın çalışma grubunu, Adana ili, Piri Reis ve Danişment Gazi Anadolu
liselerinde 2008-2009 öğretim yılında öğrenimlerine devam eden toplam 36 (18 deney
ve 18 kontrol grubu) dokuzuncu sınıf öğrencisi oluşturmaktadır. Deney grubunu
oluşturan katılımcıların yaş ortalaması 15’tir. Aynı şekilde kontrol grubunu oluşturan
katılımcıların yaş ortalaması da 15’tir. Deney grubunda 10 kız, 8 erkek olmak üzere
toplam 18 katılımcı yer alırken, kontrol grubunda ise 9 kız, 9 erkek olmak üzere 18
katılımcı yer almaktadır.
101
Araştırmada okullar belirlenirken, psiko-eğitim gruplarında olması gereken,
kurum ve okul desteği, fiziksel koşullar (Brown, 2004; DeLucia-Waack, 2006) dikkate
alınmıştır. Bunun için okul yönetimiyle görüşülmüş ve gerekli fiziksel olanaklara sahip
iki okul belirlenmiştir. İki farklı okul belirlenmesindeki bir diğer nokta ise kontrol
grubunda olan katılımcıların süreçten etkilenmemeleri ve deney grubunda olan
katılımcılarla etkileşime geçmemeleridir. Bu nedenle gruplar oluşturulurken birbirine
denk olan iki grup farklı okullardan belirlenmiştir.
3.2.1. Katılımcıların Seçimi ve Grupların Oluşturulması
Çalışma gruplarındaki katılımcıların seçimi için gönüllü olan 43 öğrenciye
Ergenlerde Karar Verme Ölçeği uygulanarak öntest ölçümleri alınmıştır.
Katılımcıların seçimi aşamasında bağımlı değişken dışında deneklerin sahip
oldukları kişisel değişkenler açısından da kontrol edilebilmeleri önemlidir. Yansız
atamanın gerçekleştirildiği deneysel desende, araştırmacı cinsiyet, yaş, engelli olma
düzeyi, işitme kaybının derecesi, etnik kimlik gibi önemli değişkenler açısından
denekleri eşitlemeye çalışır. Deney ve kontrol gruplarındaki katılımcıların sahip
oldukları değişkenler açısından eşitlenmelerinin yapılmasıyla araştırmacı bazı dışsal
değişkenleri de kontrol edebilme fırsatı yakalamış olur (Mertens, 2005).
Bu araştırma kapsamında araştırmacı, çalışmaya katılmaya gönüllü toplam 43
öğrenciye ölçme aracının yanı sıra kişisel değişkenleri saptamak ve kontrol altına
alabilmek amacıyla hazırladığı kişisel bilgi formunu vermiştir. Araştırmacı tarafından
hazırlanmış kişisel bilgi formunda daha önce bu türden bir beceri eğitimi programına
katılıp katılmadıkları, yakın zamanda travmatik bir olay yaşayıp yaşamadıkları,
geçmişte ya da şu anda psikiyatrik tedavi alıp almadıkları v.b. gibi araştırmanın
sonuçlarını etkileyici niteliğe sahip olduğu düşünülen faktörlerin belirlenmesi amacıyla
çeşitli sorular yer almaktadır. Katılımcılardan psikiyatrik tedavi görmüş ya da görüyor
olan, yakın zamanda ağır travmatik yaşantı geçiren v.b. özellikleri bulunan öğrenciler
çalışma kapsamı dışında tutulmuştur. Bunların yanında araştırmaya katılan öğrenciler
karar verme ile ilişkili olan değişkenlerden cinsiyet (Friedman ve Mann, 1993; Güçray,
1998; Mann, Radford, Burnett, Ford, Bond, Leung, Nakamura, Vaughan ve Yang, 1998;
O’Hare ve Beutell, 1987; Radford, Mann, Ohta ve Nakane, 1993; sosyo-ekonomik
102
düzey (Brown ve Mann, 1990; Güçray, 1998), problem çözme (Furby ve Beyt-Marom,
1992; Nelson, 1984; Byrnes, 2001; Cenkseven-Önder ve Çolakkadıoğlu, 2009; Scott,
2003; Von Winterfeldt ve Edwards, 1986; Zunker, 1998), denetim odağı (Çoban ve
Hamamcı, 2006; Çolakkadıoğlu, Cenkseven-Önder ve Avcı, 2009; Kaplan, Reneau ve
Whitecotton, 2001; Scott ve Bruce, 1995), öz-saygı (Mann, Beswick, Allouche ve Ivey,
1989; Mann, Harmoni ve Power, 1988) ve ana-baba tutum ölçekleri (Baumrind, 1991;
Brown ve Mann, 1990; Brown ve Mann, 1991; Eldeleklioğlu, 1996; Schvaneveldt ve
Adams, 1983) ortalama puanları açısından da eşitlenmeye çalışılmıştır.
Araştırmacı, araştırmaya katılacak gönüllü öğrencileri belirlemek için Piri Reis
Anadolu Lisesi (PRAL) ve Danişment Gazi Anadolu Lisesinde (DGAL) dokuzuncu
sınıfta öğrenimine devam eden öğrencilerin bulunduğu yansız olarak belirlenen iki
şubeye rehberlik ders saatlerinde okul psikolojik danışmanı ile birlikte gitmiştir.
Öğrencilere çalışma hakkında bilgiler vermiş ve gönüllü olanlara kişisel bilgi formu ve
ölçme araçlarını doldurmalarını istemiştir. Ölçme araçlarını dolduran öğrencilerle daha
sonra bir ön görüşme yapılacağı belirtilmiştir.
Araştırmaya, Danişment Gazi Anadolu Lisesi 9-D sınıfında öğrenimine devam
eden 28 öğrenciden 22, Piri Reis Anadolu Lisesi 9-D sınıfında öğrenimine devam eden
26 öğrenciden 21 olmak üzere toplam 43 öğrenci katılmaya gönüllü olmuştur. Yapılan
analizler sonucunda uç değer özelliği gösteren 7 öğrenci elenmiştir (Tabanick ve Fidel,
2001). Bunların yanı sıra Ergenlerde Karar Verme Ölçeğinin alt ölçeklerinden alınan
puanların normal dağılım gösterip göstermediğini sınamak amacıyla çarpıklık ve
basıklık katsayılarına bakılmıştır. Basıklık katsayısı 10, çarpıklık katsayısı 3 değerini
geçiyorsa normal dağılım özelliği sağlanmıyor anlamına gelmektedir (Tabanick ve
Fidel, 2001). Normal dağılım eğrisinin dışında kalan denekler değerlendirmeye
alınmamıştır.
Değerlendirmeler sonucunda yansız atama ile Piri Reis Anadolu lisesi 9-D
şubesi deney, Danişment Gazi Anadolu lisesi 9-D şubesi kontrol grubu olarak
atanmıştır. Deney ve kontrol grubunun kişisel bilgi formu ve ölçme araçlarından
aldıkları ortalama puanlar ile elde edilen veriler ve bu verilerin analizleri alt başlıklarda
sunulmuştur.
103
3.2.2. Deney ve Kontrol Gruplarında Yer Alan Öğrencilerin Cinsiyetlere Göre
Dağılımı
Deney ve kontrol gruplarında yer alan öğrencilerin cinsiyetlerine göre dağılımı
Tablo 5’de verilmiştir.
Tablo 5. Deney ve Kontrol Gruplarında Yer Alan Öğrencilerin Cinsiyetlerine Göre
Dağılımı ve Kay Kare Testi Sonuçları
OKUL CİNSİYET
TOPLAM KIZ ERKEK
Piri Reis Anadolu Lisesi (Deney)
N 10 8 18
% 55.6 44.4 100
Danişment Gazi Anadolu Lisesi (Kontrol)
N 9 9 18
% 50 50 100
TOPLAM N 19 17 36
% 52.8 47.2 100 χ2= 0.73 sd= 1 p= .738
Tablo 5’de görüldüğü gibi, deney grubunun %55.6’sını kız, %44.4’ünü erkek
öğrenciler oluştururken, kontrol grubunun %50’sini kız, %50’sini erkek öğrenciler
oluşturmaktadır. Deney ve kontrol grubunda yer alan öğrencilerin cinsiyet dağılımları
arasında anlamlı bir fark bulunmamıştır (χ2(1)= 0.73, p>.05). Bu sonuca göre, deney ve
kontrol gruplarının cinsiyet dağılımının birbirine denk olduğu söylenebilir.
3.2.3. Deney ve Kontrol Grubunda Yer Alan Öğrencilerin Anne-Babalarının
Medeni Durumu (Beraber veya Ayrı Yaşadıkları)
Deney ve kontrol gruplarında yer alan öğrencilerin anne-babalarının medeni
durumuna göre dağılımı Tablo 6’da verilmiştir.
104
Tablo 6. Deney ve Kontrol Gruplarında Yer Alan Öğrencilerin Anne-Babalarının
Medeni Durumuna Göre Dağılımı ve Kay Kare Testi Sonuçları
OKUL MEDENİ DURUM
TOPLAM BERABER AYRI
Piri Reis Anadolu Lisesi (Deney)
N 17 1 18
% 94.4 5.6 100
Danişment Gazi Anadolu Lisesi (Kontrol)
N 18 0 18
% 100 0 100
TOPLAM N 35 1 36
% 97.2 2.8 100 χ2= 1.02 sd= 1 p= .310
Tablo 6’da görüldüğü gibi, deney grubunu %94.4’ünü anne ve babası beraber
(evli), %5.6’sını anne ve babası ayrı (boşanmış) yaşayan öğrenciler oluştururken,
kontrol grubunun %100’ünü anne ve babası beraber (evli) yaşayan öğrenciler
oluşturmaktadır. Deney ve kontrol grubunda yer alan öğrencilerin anne ve babalarının
medeni durum dağılımları arasında anlamlı bir fark bulunmamıştır (χ2(1)= 1.02, p>.05).
Bu sonuca göre, deney ve kontrol gruplarının anne-babalarının medeni durum
dağılımının birbirine denk olduğu söylenebilir.
3.2.4. Deney ve Kontrol Grubunda Yer Alan Öğrencilerin Karar Verme
Durumunda Karşılaştığı Güçlükler
Deney ve kontrol gruplarında yer alan öğrencilerin karar verme durumunda
karşılaştığı güçlüklere göre dağılımı Tablo 7’de verilmiştir.
Tablo 7. Deney ve Kontrol Gruplarında Yer Alan Öğrencilerin Karar Verme
Durumunda Karşılaştıkları Güçlüklere Göre Dağılımı ve Kay Kare Testi Sonuçları
OKUL KARAR DURUMUNDA KARŞILAŞILAN
GÜÇLÜKLER TOPLAM Sorumluluktan
Kaçma Panik Umursamaz Erteleme Güçlük
yaşamam Piri Reis
Anadolu Lisesi (Deney)
N 2 6 1 7 2 18 % 11.1 33.3 5.6 38.9 11.1 100
Danişment Gazi Anadolu
Lisesi(Kontrol)
N 1 7 2 5 3 18 % 5.6 38.9 11.1 27.8 16.7 100
TOPLAM N 3 13 3 12 5 36 % 8.3 36.1 8.3 33.3 13.9 100
105
Kay Kare analizi sonucunda beklenen değeri 5’ten küçük olan gözenek sayısı
toplam gözenek sayısının %20’sini aştığı için analiz sonuçları yorumlanamamıştır. Bu
nedenle Kay Kare analizi kullanılmamış, sadece frekans değerleri verilmiştir. Tablo
7’de görüldüğü gibi, karar durumunda karşılaşılan güçlüklerde deney grubunun
%11.4’ünü sorumluluktan kaçma, %33.3’ünü panik, %5.6’sını umursamaz, %38.9’unu
erteleme ve %11.1’ini güçlük yaşamayan öğrenciler oluştururken, kontrol grubunun
%5.6’sını sorumluluktan kaçma, %38.9’unu panik, %11.1’ini umursamaz, %27.8’ini
erteleme ve %16.7’sini güçlük yaşamayan öğrenciler oluşturmaktadır.
3.2.5. Sosyo-Ekonomik Düzey Ölçeği Puanlarının Deney ve Kontrol Gruplarına
Göre t-Testi Sonuçları
Sosyo-Ekonomik Düzey Ölçeği puanlarının deney ve kontrol gruplarına göre t-
testi sonuçları Tablo 8’de verilmiştir.
Tablo 8. Sosyo-Ekonomik Düzey Ölçeği Puanlarının Deney ve Kontrol Gruplarına
Göre “t”-Testi Sonuçları
Grup N X S sd “t” p
Deney 18 36.50 5.13 34 1.33 .190
Kontrol 18 34.16 5.33
Tablo 8’de görüldüğü gibi deney ve kontrol grubunda yer alan öğrencilerin SED
ortalama puanları anlamlı fark göstermemektedir (t(34)= 1.33, p>.05). Bu sonuca göre,
deney ve kontrol gruplarının SED puanları bakımından birbirine denk olduğu
söylenebilir.
3.2.6. Ergenlerde Karar Verme Ölçeği (EKVÖ) Alt Ölçek Puanlarının Deney ve
Kontrol Gruplarına Göre t-Testi Sonuçları
Ergenlerde Karar Verme Ölçeği (EKVÖ) alt ölçek puanlarının deney ve kontrol
gruplarına göre t-testi sonuçları Tablo 9’da verilmiştir.
106
Tablo 9. Ergenlerde Karar Verme Ölçeği (EKVÖ) Puanlarının Deney ve Kontrol
Gruplarına Göre “t”-Testi Sonuçları
Grup EKVÖ Alt Ölçekleri N X S sd t p
Deney Öz-saygı
18 11.00 1.84 34 .00 1.00
Kontrol 18 11.00 1.84
Deney İhtiyatlı Seçicilik
18 11.33 2.05 34 .35 .725
Kontrol 18 11.11 1.67
Deney Umursamazlık
18 4.16 1.33 34 .81 .418
Kontrol 18 4.55 1.50
Deney Panik
18 7.00 1.84 34 .09 .929
Kontrol 18 7.05 1.86
Deney Sorumluluktan Kaçma
18 5.16 1.82 34 .59 .558
Kontrol 18 5.50 1.54
Tablo 9’da görüldüğü gibi deney ve kontrol grubunda yer alan öğrencilerin
Ergenlerde Karar Verme Ölçeği’nin Öz-Saygı (KVÖS), İhtiyatlı Seçicilik (KVİS),
Umursamazlık (KVU), Panik (KVP) ve Sorumluluktan Kaçma (KVSK) alt ölçekleri
ortalama puanları anlamlı fark göstermemektedir (t(34)= .00, p>.05; t(34)= .35, p>.05;
t(34)= .81, p>.05; t(34)= .09, p>.05; t(34)= .59, p>.05). Bu sonuca göre, deney ve
kontrol gruplarının KVÖS, KVİS, KVU, KVP ve KVSK puanları bakımından birbirine
denk olduğu söylenebilir.
3.2.7. Problem Çözme Envanteri (PÇE), Kendine Saygı Ölçeği (KSÖ), Denetim
Odağı Ölçeği ve Anne-Baba Tutum Ölçeği (ABTÖ) Alt Ölçek Puanlarının Deney
ve Kontrol Gruplarına Göre t-Testi Sonuçları
Problem Çözme Envanteri (PÇE), Kendine Saygı Ölçeği (KSÖ), Denetim Odağı
Ölçeği (DOÖ) ve Anne-Baba Tutum Ölçeği (ABTÖ) puanlarının deney ve kontrol
gruplarına göre t-testi sonuçları Tablo 10’da verilmiştir.
107
Tablo 10. Problem Çözme Envanteri, Kendine Saygı Ölçeği, Denetim Odağı Ölçeği ve
Anne-Baba Tutum Ölçeği Alt Ölçekleri Puanlarının Deney ve Kontrol Gruplarına Göre
“t”-Testi Sonuçları
Grup Ölçekler N X S sd “t” p Deney
PÇE 18 105.77 10.72
34 1.08 .286 Kontrol 18 100.72 16.64
Deney KSÖ
18 78.00 6.32 34 1.54 .133
Kontrol 18 81.66 7.87
Deney DOÖ
18 84.00 7.37 34 1.09 .283
Kontrol 18 86.66 7.29
Deney ABTÖ İlgi
18 28.77 3.90 34 1.01 .320
Kontrol 18 30.05 3.68
Deney ABTÖ Özerklik
18 23.94 4.31 34 0.45 .654
Kontrol 18 23.33 3.77
Deney ABTÖ Kontrol
18 19.61 1.50 34 1.88 .069
Kontrol 18 20.61 1.68
Tablo 10’da görüldüğü gibi deney ve kontrol grubunda yer alan öğrencilerin
PÇE, KSÖ, DOÖ, Anne-Baba Tutum Ölçeği’nin İlgi (ABTÖİ), Özerklik (ABTÖÖ) ve
Kontrol (ABTÖK) alt ölçekleri ortalama puanları anlamlı fark göstermemektedir (t(34)=
1.08, p>.05; t(34)= 1.54, p>.05; t(34)= 1.09, p>.05; t(34)= 1.01, p>.05; t(34)= 0.45,
p>.05; t(34)= 1.88, p>.05). Bu sonuca göre, deney ve kontrol gruplarının PÇE, KSÖ,
DOÖ, ABTÖİ, ABTÖÖ ve ABTÖK puanları bakımından birbirine denk olduğu
söylenebilir.
3.2.8. Deney ve Kontrol Grubuna Katılacak Öğrencilerin Belirlenmesi için Yapılan
Ön-Görüşme
Deney ve kontrol grubunda yer alan öğrencilerle bir ön görüşme (Ek-II) yapılmış
ve bu ön görüşmede uygulanacak karar verme beceri eğitimi uygulamalarının amacı,
üye sayısı, süre, kurallar ve üyelerin gönüllüğü ile ilgili konular konuşulmuştur.
Görüşme yapılan öğrencilere veli izin formu verilmiştir. Kontrol grubunda yer alan
katılımcılara çalışmanın uygun olan bir zamanda yapılacağı ve kendilerine en az 1 hafta
önceden bildirileceği belirtilmiştir.
108
Yarar sağladığı ortaya çıkan bir sağaltım programından kontrol grubundaki
deneklerin de yararlanması için fırsat sunmak etik bir gereklilik olarak karşımıza
çıkmaktadır. Araştırmacıların deney grubuna uyguladıkları yaşam kalitesini artırıcı ya
da yaşanan sorunları ortadan kaldırıcı etkiye sahip bir uygulamayı daha sonra, kontrol
grubuna da uygulamamaları ya da baştan savma bir biçimde ve çok kısa bir sürede
uygulamaları, bilimsel araştırma etiğine uygun değildir (Goodwin, 1995). Bu etik
gerekliliğini yerine getirmek için izleme testinden sonra çatışma kuramına dayalı olarak
geliştirilen karar verme beceri eğitimi grup uygulamaları kontrol grubundaki öğrencilere
de uygulanmıştır.
Deney grubunun uygulamaları başladıktan sonra 4. oturum sonunda iki grup
üyesi oturumdan ayrılmak istediğini belirtmiştir. Grup lideri ve yardımcı liderin
değerlendirmelerinden sonra iki grup üyesi diğer üyelerle vedalaşarak gruptan
ayrılmışlardır. Dolayısıyla kontrol grubu da yansız olarak 16’ya düşürülmüştür.
Sonunda toplam 32 öğrenci ile araştırma yürütülmüştür.
3.2.9. Yardımcı Lider
Çocuklar ve ergenlere yönelik psiko-eğitim gruplarında yardımcı liderlik tercih
edilebilir. Yardımcı liderlik birkaç nedenden dolayı oldukça faydalıdır. Bunlar; etkililik,
yeterlilik, bilgiyi paylaşma, grubun işleyişi hakkında geribildirim sağlama ve
denetlemedir (DeLucia-Waack, 2006; Morganett, 2005). Bu nedenle bu araştırma da
yardımcı lider ile birlikte yürütülmüştür. Yardımcı lider Adana İhsan Sabancı Kız
Meslek Lisesinde okul psikolojik danışmanı olarak çalışmaktadır. Aynı zamanda
Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Eğitim Bilimleri Ana Bilim Dalı’nda
doktora öğrenimine devam etmekte ve tez aşamasındadır.
3.3. Veri Toplama Araçları
Karar verme beceri eğitimi grup uygulamalarının ortaöğretim dokuzuncu sınıf
öğrencilerinin, karar verme stilleri üzerindeki etkilerini saptamayı amaçlayan bu
çalışmada, veri toplama araçları olarak kişisel bilgi formu, Sosyo-Ekonomik Düzey
Ölçeği (SED), Ergenlerde Karar Verme Ölçeği (EKVÖ), Problem Çözme Envanteri
(PÇE), Kendine Saygı Ölçeği (KSÖ), Denetim Odağı Ölçeği (DOÖ) ve Anne-Baba
109
Tutum Ölçeği (ABTÖ) kullanılmıştır. Ayrıca öğrencilerin oturumlardaki
performanslarını değerlendirmek amacıyla “Grup Sürecinin Değerlendirilmesi ile İlgili
Formlar” kullanılmıştır.
3.3.1. Kişisel Bilgiler Formu (KBF)
Bu araştırma kapsamında, çalışmaya katılmaya gönüllü olan öğrencilere ölçme
aracının yanı sıra kişisel değişkenleri saptamak ve kontrol altına alabilmek amacıyla
kişisel bilgi formu (Ek-I) kullanılmıştır. Araştırmacı tarafından hazırlanmış kişisel bilgi
formunda, anne ve babasının bir arada veya ayrı yaşadıkları, daha önce bu türden bir
beceri eğitimi programına katılıp katılmadıkları, yakın zamanda travmatik bir olay
yaşayıp yaşamadıkları, geçmişte ya da şu anda psikiyatrik tedavi alıp almadıkları v.b.
gibi araştırmanın sonuçlarını etkileyici niteliğe sahip olduğu düşünülen faktörlerin
belirlenmesi amacıyla çeşitli sorular yer almaktadır. Katılımcılardan psikiyatrik tedavi
görmüş ya da görüyor olan, yakın zamanda ağır travmatik yaşantı geçiren v.b.
özellikleri bulunan öğrenciler çalışma kapsamı dışında tutulmuştur.
3.3.2. Görüşme Formu
Bu araştırma kapsamında, çalışmaya katılmaya gönüllü olan öğrencilere ölçme
araçlarının yanı sıra gruba katılmaya uygun olup olmadığını belirlemek amacıyla
görüşme formu (Ek-II) kullanılmıştır. Görüşme formu De-Lucia-Waack (2006) ve
Morganett, (2005)’in hazırladığı formlar temel alınarak araştırmacı tarafından
oluşturulmuştur. Hazırlanan görüşme formu içeriği dikkate alınarak grup üyelerini
belirlemek için ön görüşme yapılmıştır.
Görüşme formunda, psiko-eğitim grupları ve uygulanan karar verme beceri
eğitimi grup uygulamalarının içeriği, amaçları, süresi, grubun ortalama kaç kişiden
oluşacağı ve kuralları hakkında bilgiler yer almaktadır. Ayrıca üyelerin karar verme
konusunda yaşadığı sıkıntılar, grupta ulaşmak istediği amaçlar, herhangi bir sağlık
sorunu olup olmadığı vb… ile ilgili sorular yer almaktadır. Görüşme formunun son
kısmında, görüşme tamamlandıktan sonra üyelerin gruba katılıp katılmayacağına karar
vermek için hazırlanan değerlendirme kriterleri yer almaktadır.
110
3.3.3. Sosyo-Ekonomik Düzey (SED) Ölçeği
Araştırmaya katılan öğrencilerin sosyo-ekonomik düzeylerini belirlemek
amacıyla SED Ölçeği (Ek-II) kullanılmıştır. Araştırmada kullanılan SED Ölçeği Bacanlı
(1997) tarafından geliştirilmiştir. Ölçeğin 6. maddesinde oturulan evin ısıtma sistemi ile
ilgili şıklara “klima” ifadesi eklenmiş ve 7. maddede yer alan aylık gelir ile ilgili bilgiler
güncellenmiştir. Ölçekte yer alan “ortaöğrenim süresince masrafların nasıl karşılandığı”
ile ilgili 11. madde “okul masraflarınız nasıl karşılanıyor” şeklinde değiştirilmiştir.
Ayrıca ölçeğe “oturduğunuz evin serinletme düzeni” ile ilgili yeni bir madde
eklenmiştir.
Ölçeğin puanlanmasında (12. soru hariç) maddeler kategorileştirilerek
değerlendirilmiştir. Birinci maddeden başlayarak seçilen şıkka göre 1’den başlayarak 1,
2, 3, 4… şeklinde puan verilmiştir. Bütün maddelerde ilk şık en düşük puanı, son şık en
yüksek puanı almıştır. 12. madde de ise işaretlenen her bir seçenek için 1 puan
verilmiştir. Uygulama sonucunda her maddenin puanları toplanmış ve toplam puan elde
edilmiştir. Ölçekten alınabilecek en yüksek ve en düşük puan tam olarak
bilinmemektedir çünkü, ailenizin sahip olduğu eşyalar nelerdir sorusunda katılımcılar
birden fazla işaretleme yapabilmektedir. Bu çalışmada iki grubun toplam puanları
karşılaştırılmıştır.
3.3.4. Ergenlerde Karar Verme Ölçeği (EKVÖ)
Ergenlerde Karar Verme Ölçeği (Adolesecent Decision Making Questionnaire),
Mann, Harmoni ve Power (1989) tarafından karar vermede öz-saygı ve başa çıkma
stillerini belirlemek amacıyla geliştirilmiştir. Ölçek iki bölümden ve 5 alt ölçekten
oluşmaktadır. Bunlar; Karar Vermede Öz-saygı (Decisional Self Esteem) ve Karar
Vermede Başa Çıkma Stilleri (Decisional Coping Patterns)’dir. Her bir alt ölçekten
alınabilecek en yüksek puan 18 en düşük puan 0’dır.
Karar Vermede Öz-Saygı alt ölçeği Mann’ın Karar Verme Ölçeği (Decision
Making Questionnaire)’nden adapte edilmiştir. Ölçek karar verme durumunda bireyin
öz-saygı düzeyini ölçmeyi amaçlamaktadır. Bunun için ölçekte karar vermede öz-
saygıyı belirlemeyi amaçlayan altı madde yer almaktadır. Maddeler; 3 (Benim için her
zaman doğru), 2 (Benim için sık sık doğru), 1 (Benim için bazen doğru) ve 0 (Benim
111
için hiçbir zaman doğru değil) şeklinde dört kategoriden biri işaretlenerek
yanıtlanmaktadır. Karar vermede öz-saygı alt ölçeğinden alınabilecek en yüksek puan
18, en düşük puan 0’dır. Puan yüksekliği karar vermede öz-saygının yüksekliğine işaret
ederken, düşük puan karar vermede öz-saygı düzeyinin düşük olduğunu göstermektedir.
2., 4. ve 6. maddeye verilen cevaplar ters çevrilmek suretiyle puanlanmaktadır. Ölçeğin
Cronbach alfa katsayısı .61 olarak bulunmuştur.
Ölçeğin ikinci bölümü karar vermede başa çıkma stillerinden oluşmaktadır.
Karar vermede başa çıkma stilleri ihtiyatlı-seçicilik (vigilance), panik (panic),
sorumluluktan kaçma (Cop-Out) ve umursamazlık (complacency) alt ölçeklerinden
oluşmaktadır. İhtiyatlı-Seçicilik, bireyin karar vermesi gereken durumlarda bir dizi
alternatifi dikkatlice araştırması ve alternatiflerin olumlu ve olumsuz yanlarını
değerlendirmesidir. Panik, bireyin karar vermesi gereken durumlarda yeterli zamanı
yoksa kendisini stresten ve çatışmadan kurtarmaya yönelik verdiği kararlardır.
Umursamazlık, bireyin karar vermesi gereken durumlarda sanki verilecek bir karar
yokmuş gibi davranmasıdır. Sorumluluktan Kaçma, bireyin karar vermesi gereken
durumlarda karar vermeyi erteleme veya sorumluluğu başkasına yüklemesidir
(Friedman ve Mann, 1993 s:188).
Bu alt ölçeklerde de karar vermede öz-saygı alt ölçeğinde olduğu gibi her
birinde 6 madde vardır. Bu maddeler diğer ölçek gibi yanıtlanmaktadır. Her bir alt
ölçekten alınabilecek en yüksek puan 18 en düşük puan 0’dır. Puan yüksekliği ilgili
karar stilinin kullanıldığına işaret etmektedir. İhtiyatlı-seçicilik Cronbach alfa’sı .73,
panik .70, sorumluluktan kaçma .66 ve umursamazlık .73 olarak bulunmuştur (Harmoni,
1989).
Ergenlerde Karar Verme Ölçeği’nin uyarlama çalışması Çolakkadıoğlu (2003)
tarafından yapılmıştır. Araştırma birbirini izleyen iki aşamada ve iki farklı örneklem
üzerinde gerçekleştirilmiştir. Birinci çalışmada 1582, ikinci çalışmada 382 ilköğretim ve
lise öğrencisinden oluşan gruplardan veri toplanmıştır. Varimaks dönüştürme yöntemi
ile yapılan açıklayıcı faktör analizinde EKVÖ’nün Cronbach alfa katsayısı, öz-saygı,
ihtiyatlı-seçicilik, panik, sorumluluktan kaçma, umursamazlık alt ölçekleri için sırasıyla
.79, .78, .77, .65 ve .73; test-tekrar test tutarlığı ise yine aynı sıraya göre .80, .81, .82,
.80 ve .86 bulunmuştur. Beş faktörlü model için Doğrulayıcı Faktör Analizi yapılmış ve
112
uyum göstergeleri verilerinin, modeli yeterli olarak açıkladığı görülmüştür
(Çolakkadıoğlu ve Güçray, 2007).
3.3.5. Problem Çözme Envanteri (PÇE)
Problem Çözme Envanteri (Problem Solving Inventory) Heppner ve Petersen
(1982) tarafından bireyin problem çözme becerileri konusunda kendini algılayışını
belirlemek amacıyla geliştirilmiştir. 150 kişilik bir öğrenci örneklemine uygulanmış ve
3 faktör bulunmuştur. Bu faktörler: “Problem çözme yeteneğine güven” (5, 10, 11, 12,
19, 23, 24, 27, 33, 34. ve 35. maddeler), “Yaklaşma-kaçınma” (1, 2, 4, 6, 7, 8, 13, 15,
16, 17, 18, 20, 21, 28, 30. ve 31. maddeler) ve “Kişisel kontrol” (3, 14, 25, 26. ve 32.
maddeler) alt ölçekleridir. Ergenlere ve yetişkinlere uygulanabilmektedir.
Envanter 35 maddeden oluşan 6’lı Likert tipi bir ölçektir. Maddeler 1 (Her
zaman böyle davranırım), 2 (Çoğunlukla böyle davranırım), 3 (Sık sık böyle
davranırım), 4 (Arada sırada böyle davranırım), 5 (Ender olarak böyle davranırım) ve 6
(Hiçbir zaman böyle davranmam) şeklinde altı kategoriden biri işaretlenerek
yanıtlanmaktadır. Verilen cevaplara 1 ile 6 arasında değişen puanlar verilir. Puanlama
esnasında 9, 22. ve 29. maddeler puanlama dışı tutulur. 1, 2, 3, 4, 11, 13, 14, 15, 17, 21,
25, 26, 30. ve 34. maddeler ters olarak puanlanan maddelerdir. Envanterden
alınabilecek en düşük puan 32 en yüksek puan 192’dir. Envanterden alınan toplam puan
yüksekliği problem çözme becerisinin düşük olduğunu, toplam puan düşüklüğü ise
problem çözme becerisinin yüksek olduğunu göstermektedir.
Yapılan çalışmalar sonucunda ölçeğin tümü için elde edilen Cronbach Alfa iç
tutarlılık katsayısı .90, alt ölçekler için elde edilen katsayılar ise .72 ile .85 arasında
bulunmuştur. Ölçeğin madde-toplam puan korelasyonlarının ranjı ise .25 ile .71
arasında, test-tekrar test güvenirliği .83 ile .89 arasında değişmektedir.
Ölçüt bağıntılı geçerlik çalışmasında ölçeğin toplam puanı ve üç alt ölçekten
elde edilen puanların, öğrencilerin problem çözme becerilerinin düzeyi ile
korelasyonları sırasıyla -.46, -.44, -.29 ve -.43 olarak bulunmuştur. Ölçeğin, öğrencilerin
problem çözme becerilerinden memnuniyet dereceleri ile korelasyonları ise -.42, -.42, -
.24 ve -.39 olduğu görülmüştür.
113
Problem Çözme Envanteri’nin uyarlama çalışması Taylan (1990) ve Şahin,
Şahin ve Heppner (1993) tarafından yapılmıştır. Taylan’ın (1990) yaptığı çalışmada
çeviri güvenirliği çalışmasından elde edilen korelasyon katsayısı yüksek bulunmuş, test
tekrar test güvenirlik katsayısının .66 olduğu görülmüştür. Şahin, Şahin ve Heppner
(1993) toplam 244 üniversite öğrencisi üzerinde yaptığı çalışmada ölçeğin Cronbach
Alfa güvenirlik katsayısını .88 olarak bulmuşlardır. Ölçüt bağıntılı geçerlik
çalışmasında Beck Depresyon Envanteri ile arasındaki korelasyon katsayısı .33 olarak
bulunmuştur.
Yapılan faktör analizi sonucunda ölçekte “Aceleci Yaklaşım” (13, 14, 15, 17,
21, 25, 26, 30. ve 32. maddeler), “Düşünen Yaklaşım” (18, 20, 31, 33. ve 35. maddeler),
“Kaçıngan Yaklaşım” (1, 2, 3. ve 4. maddeler), “Değerlendirici Yaklaşım” (6, 7. ve 8.
maddeler), “Kendine Güvenli Yaklaşım” (5, 23, 24, 27, 28. ve 34. maddeler) ve “Planlı
Yaklaşım” (10, 12, 16. ve 19. maddeler) olmak üzere 6 faktör bulunmuştur.
3.3.6. Kendine Saygı Ölçeği
Kendine Saygı Ölçeği Bogenç (1994) tarafından kişinin gereksinimlerine duyarlı
olup, onları gidermeye önem vermesi, kendini tanıması ve yeteneklerinin sınırlarını
bilmesi, gereksinmelerini karşılarken kendinin ya da bir başkasının onurunu incitecek
durumlardan kaçınması, kendini geliştirme çabası içinde olması ve kendini olumlu
olarak değerlendirmesi, olumsuz yönlerinin farkında olması ve bu özelliklerine rağmen
kendini değerli bulması gibi davranışların bir kimsede ne ölçüde bulunduğunu saptamak
amacıyla geliştirilmiştir. Ölçek maddelerinin hazırlanmasında 25’i olumlu, 25’i
olumsuz 50 ifadenin yer aldığı bir madde havuzu oluşturulmuştur. Hazırlanan ölçek
maddelerinden bazıları uzmanların değerlendirmesi sonucunda çıkarılmış bazıları ise
değiştirilmiştir.
KSÖ Likert tipi 5 dereceli olarak hazırlanmış olup 20 maddeden oluşmaktadır.
Maddelerden 15’i olumlu, 5’i olumsuz (3, 4, 6, 7. ve 12. maddeler) olarak
düzenlenmiştir. Maddelere verilen tepkiler 1 (Her zaman), 2 (Sık sık), 3 (Arasıra), 4
(Nadiren), 5 (Hiçbir zaman) şeklinde 5 kategoriden biri işaretlenerek yanıtlanmaktadır.
Ölçekten alınan düşük puan, düşük kendine saygıya, yüksek puan ise yüksek kendine
114
saygıya işaret etmektedir. Ölçekten alınacak en düşük puan 20, en yüksek puan ise
100’dür. Ölçeğin Cronbach Alfa’sı .81 olarak bulunmuştur.
KSÖ’nün deneme çalışması yaşları 12-20 arasında değişen toplam 324 öğrenci
üzerinde gerçekleştirilmiştir. Ölçeğin yapısını belirlemek amacı ile faktör analizi
çalışması yapılmıştır. Bunun için deneme grubundan elde edilen puanlara temel
bileşenler analizi uygulanmıştır. Kaiser Normalleştirme Ölçütüne göre faktör yük
değerleri 1’i aşan, 7 faktör elde edilmiştir. Bu maddelerde 8 maddenin yük değerinin
.30’un altında kaldığı görülmüş ve 8 madde ölçekten çıkarılmıştır. 20 maddenin tek bir
faktörde yüklendiği görülmüştür. Bu faktör toplam varyansın %36.3’ünü
açıklamaktadır.
Ayırtedici geçerlik çalışmasında depresif belirtiler gösteren bireylerle
göstermeyen bireyler karşılaştırılarak yapılmıştır. Sonuçta depresif belirtiler gösteren
grupla göstermeyen grup arasında anlamlı bir fark bulunmuştur. Test tekrar test
tutarlılığının .84 olduğu görülmüştür.
3.3.7. Denetim Odağı Ölçeği (DOÖ)
Denetim Odağı Ölçeği (Locus of Control Scale), Nowicki-Strickland (1973)
tarafından bireyin davranışları ile bu davranışların sonuçları arasındaki ilişkinin
algılanma düzeyini belirlemek amacıyla geliştirilmiştir. Ölçek toplam 40 maddeden
oluşmakta ve değerlendirme dörtlü Likert tipi bir ölçek üzerinde yapılmaktadır.
Maddeler 1 (Kesinlikle katılıyorum), 2 (Katılıyorum), 3 (Katılmıyorum) ve 4
(Kesinlikle katılmıyorum) şeklinde dört kategoriden biri işaretlenerek yanıtlanmaktadır.
2, 7, 9, 11, 13, 15, 17, 19, 21, 23, 25, 27, 29, 33, 34, 37. ve 39. maddelere verilen
cevaplar ters çevrilmek suretiyle puanlanmaktadır. Ölçekten alınan yüksek bireyin içten
denetimli olduğunu, düşük puan ise dıştan denetimli olduğunu göstermektedir.
Denetim Odağı Ölçeği’nin uyarlama çalışması Öngen (2003) tarafından
yapılmıştır. Ölçek öncelikle araştırmacı tarafından Türkçe’ye çevrilmiş, Türkçe ölçek
maddeleri çevirinin özgün metne uygunluğu, Türkçe anlaşılabilirliği ve ölçme
değerlendirme açılarından, konunun uzmanları tarafından birbirinden bağımsız olarak
115
değerlendirilmiştir. Ölçeğin öğrenciler tarafından anlaşılabilirliğinin sınanması için bir
ön uygulama yapılmıştır.
Denetim Odağı Ölçeği’nin yapı geçerliğini sınamak amacıyla 337 denekten elde
edilen puanlara faktör analizi, temel bileşenler yöntemi uygulanmış ve özdeğeri 1’in
üzerinde olan 14 faktör saptanmıştır. Elde edilen 14 faktörün toplu varyansın
%59.81’ini açıkladığı görülmüştür. Ancak faktör sayısının fazla olması ve anlamlı
yapılar oluşturmaması nedeniyle onaylayıcı analiz özgün ölçekte olduğu gibi 5 faktörlü
olarak yapılmıştır. Bu analiz sonucunda 8 maddenin faktör yük değerlerinin .30’un
altında olduğu 3 maddenin ise birden fazla faktöre yüklendiği görülmüş ve toplam 11
madde ölçekten çıkarılarak yeniden faktör analizi yapılmıştır. Yapılan faktör analizi
sonucunda ölçekte “Aile İlişkileri için Denetim Odağı” (2, 14, 16, 18, 20, 28, 32. ve 33.
maddeler), “Başarı için Denetim Odağı” (11, 13, 15, 19, 21, 27, 29. ve 37. maddeler),
“Akran İlişkileri için Denetim Odağı” (3, 4, 25, 26, 31, 34. ve 36. maddeler), “Batıl
İnanç için Denetim Odağı” (35. ve 38. maddeler) ve “Kader için Denetim Odağı (6, 8,
12. ve 40. maddeler) olmak üzere 5 faktör bulunmuştur. Bu 5 faktör toplam varyansın
%36,8’sini açıklamaktadır.
Ölçeğin güvenirliğini incelemek için hesaplanan Cronbach Alfa iç tutarlık
katsayıları 1. faktör için .74, 2. faktör için .59, 3. faktör için .61, 4. faktör için .62, 5.
faktör için .47 ve toplam ölçek için .74 bulunmuştur. Ayrıca 35. madde hariç diğer
maddelerin ayırt edicilik düzeyinin yüksek olduğu görülmüştür.
3.3.8. Anne-Baba Tutum Ölçeği (ABTÖ)
Anne-Baba Tutum Ölçeği (Parenting Style Inventory) Lamborn, Mounts,
Steinberg ve Dornbusch (1991) tarafından çocukların anne-babalarının tutumlarını
algılayışları arasındaki farklılıkları değerlendirmek amacıyla geliştirilmiştir. Ölçek 10
yaş ve üzerindeki çocuk ve ergenlere uygulanabilmekte ve toplam 26 maddeden
oluşmaktadır. Ölçek puanlarına uygulanan faktör analizi sonucu; kabul/ilgi
(acceptance/involvement), kontrol/denetleme (strictness/supervision) ve psikolojik
özerklik (psychological autonomy) boyutları olmak üzere üç faktör ortaya çıkmıştır.
Ölçekte kabul/ilgi boyutu 9 (1, 3, 5, 7, 9, 11, 13, 15. ve 17. maddeler); psikolojik
116
özerklik boyutu 9 (2, 4, 6, 8, 10, 12, 14, 16. ve 18. maddeler); kontrol/denetleme boyutu
da 8 (19, 20, 21, 22, 23, 24. ve 25. maddeler) madde ile ölçülmektedir.
Ölçekteki kabul/ilgi ve psikolojik özerklik boyutlarındaki maddeler 4 dereceli
Likert-tipi ölçek üzerinde değerlendirilmektedir. Kontrol/denetleme boyutundaki
maddelerin ilk ikisi 7 dereceli, diğer maddeler ise 3 dereceli Likert-tipi ölçek üzerinde
değerlendirilmektedir. Kabul/ilgi boyutunda değerlendirme ve puanlama 1 (Hiç
benzemiyor) ve 4 (Tamamen benziyor) arasında yapılırken, psikolojik özerklik
boyutunda ise değerlendirme ve puanlama (12. Madde dışında) ters yapılmaktadır.
Kabul/ilgi, psikolojik özerklik ve kontrol-denetleme alt ölçekleri için hesaplanan
Cronbach Alfa iç tutarlılık katsayısı sırasıyla .72, .82 ve .76’dır.
Ölçekten iki şekilde ölçüm alınmaktadır. Bunlardan birincisi, deneklerin her üç
boyuta verdiği cevaplar yoluyla demokratikliğin farklı düzeyleri ayırt edilerek
ölçülmektedir: Kabul/ilgi, kontrol/denetleme ve psikolojik özerklik boyutunda
ortancanın üzerinde puan alan çocukların ebeveynleri “demokratik” olarak
adlandırılmakta ve 3 puan almaktadırlar. Her üç boyutta ortancanın altında puan alan
çocukların ebeveynleri “demokratik tutumda olmayan” olarak adlandırılmakta ve 0
puan almaktadırlar. Herhangi iki boyutta ortancanın üzerinde puan alan çocukların
ebeveynleri “bir ölçüde demokratik” olarak adlandırılmakta ve 2 puan almaktadırlar.
Sadece bir boyutta ortancanın üzerinde puan alan çocukların ebeveynleri “bir ölçüde
demokratik tutumda olmayan” olarak adlandırılmakta ve 1 puan almaktadırlar. Ölçekten
ikinci ölçüm ise; kabul/ilgi ve kontrol/denetleme boyutlarının kesişmesinden 4 anne-
baba tutumu ayırt edilerek alınmaktadır. Kabul/ilgi ve kontrol/denetleme boyutlarında
ortancanın üzerinde puan alan deneklerin ebeveynleri “demokratik”, altında puan
alanlar ise “ihmalkâr izin verici”, kabul/ilgi boyutunda ortancanın altında ve
kontrol/denetleme boyutunda ortancanın üzerinde puan alan çocukların ebeveynleri
“otoriter”, kabul/ilgi boyutunda ortancanın üzerinde ve kontrol/denetleme boyutunda ise
ortancanın altında puan alan çocukların ebeveynleri ise “müsamahakâr izin-verici”
olarak adlandırılmaktadırlar
Anne-Baba Tutum Ölçeği’nin uyarlama çalışması Yılmaz (2000) tarafından
ilköğretim, lise ve üniversite öğrencileri üzerinde yapılmıştır. Ölçek, toplam 360 deneğe
117
15 gün arayla iki kez uygulanmıştır. Her alt ölçek için ayrı ayrı test-tekrar test
güvenirliğine bakılmıştır. Her yaş grubunda alt ölçeklerden alınan test-tekrar test
güvenirlik katsayıları ve Cronbach Alfa iç tutarlık katsayıları aşağıda sırasıyla
verilmiştir.
İlköğretim dönemindeki öğrenciler için test-tekrar güvenirlik katsayıları ve
Cronbach Alfa iç tutarlık katsayıları sırasıyla; kabul/ilgi alt ölçeği için .74 ve .65,
kontrol/denetleme alt ölçeği için .93 ve .75; psikolojik özerklik alt ölçeği için .79 ve .67
olarak bulunmuştur. Lise öğrencileri için güvenirlik katsayıları ve iç tutarlık katsayıları
sırasıyla; kabul/ilgi alt ölçeği için .82 ve .75, kontrol/denetleme alt ölçeği için .88 ve
.69, psikolojik özerklik alt ölçeği için .76 ve .66 olarak bulunmuştur. Üniversiteler için
güvenirlik katsayıları ve iç tutarlık katsayıları sırasıyla; kabul/ilgi alt ölçeği için .79 ve
.76 kontrol/denetleme alt ölçeği için .85 ve .66, psikolojik özerklik alt ölçeği için .67 ve
.65 olarak bulunmuştur.
İlköğretim ve lise dönemindeki öğrencilerden elde edilen veriler genel olarak
değerlendirildiğinde, anne-baba tutum ölçeğinin üç temel boyutu yansıttığı görülmüştür.
Bu boyutlar özgün ölçekteki gibi kabul/ilgi, psikolojik özerklik ve kontrol/denetleme
boyutlarını yansıtan maddelerden oluşmaktadır. Üniversite öğrencileri üzerinde yapılan
faktör analizi sonucundan ise özgün ölçek maddeleri dikkate alındığında, kabul/ilgi
boyutu ile psikolojik özerklik boyutunu oluşturan maddelerin tek bir boyut altında
toplandığı görülmektedir. Özgün ölçeğin kontrol/denetleme boyutunu oluşturan diğer
maddeler ise iki boyutta toplanmıştır. Bu boyutlardan birincisi “doğrudan kontrol”,
ikincisi ise “dolaylı kontrol” olarak ifade edilmiştir. Elde edilen verilere dayanarak bu
ölçeğin anne-baba tutumunu ölçmede geçerli ve güvenilir bir ölçme aracı olduğu
bildirilmiştir.
3.3.9. Grup Sürecinin Değerlendirilmesi için Kullanılan Formlar
Psiko-eğitim grupları için hazırlanmış üç farklı değerlendirme formu
kullanılmıştır. Bunlar: gruba ilişkin ölçümler gözlem formu, oturum sonu süreç
değerlendirme formu ve grup sürecinin genel değerlendirilmesi formudur.
118
3.3.9.1. Gruba İlişkin Ölçümler Gözlem Formu (Group-Related Measures)
Gruba İlişkin Ölçümler Gözlem Formu (GİÖGF) DeLucia-Waack (2006)
tarafından geliştirilmiştir. Form, psiko-eğitim gruplarında üyelerin davranışlarının
ölçülmesinde grup lideri tarafından doldurulmaktadır. Formda 12 davranış ifadesi yer
almakta ve 5’li Likert tipi ölçüm ile değerlendirilmektedir. Her bir madde için beş
ifadeden biri seçilerek yanıtlanmaktadır. İfadeler davranışın içeriğine bağlı olarak her
maddede farklılaşmakta ve 0 ile 4 puan arasında değerlendirilmektedir. Örneğin, birinci
madde “grup üyesinin gruba katılım konusundaki istekliliği”dir. Bu madde için yer alan
ifadeler; oturum süresince sessiz kaldı (0), oturum süresince yalnızca “evet” ve “hayır”
şeklinde yanıt verdi (1), oturum süresince biraz konuştu (2), oturum süresince genelde
konuştu (3) ve oturum süresince konuştu (4) şeklindedir.
İlk aşamada form da yer alan ifadeler araştırmacı tarafından İngilizce’den
Türkçe’ye çevrilmiştir. Ortaya çıkması olası çeviri sorunlarını önlemek amacıyla iki dili
iyi bilen dilbilimciler tarafından incelenmiş daha sonra her iki dili bilen Psikolojik
Danışma ve Rehberlik alanında uzman kişiler tarafından değerlendirilmiştir. Bu
uzmanlar tarafından tanımlanan sorunlar değerlendirilerek gerekli değişiklikler yapılmış
ve araştırmanın amacı çerçevesinde üç madde formdan çıkarılmıştır. Formdan
alınabilecek en yüksek puan 36 en düşük puan 0’dır. Puan yüksekliği üyenin grup
sürecinden yararlandığını, düşük puan ise grup sürecinden yararlanmadığını
göstermektedir. Bu araştırmada 3, 5, 7. ve 9. maddeler ilk oturumlarda oluşabilecek
davranış ifadelerini kapsadığı için 4. oturumdan sonra değerlendirmeye alınmamış,
dolayısıyla 5, 6, 7, 8, 9. ve 10. oturumlar 5 madde üzerinden değerlendirilmiştir.
Oturumlar arası puan farklılığını önlemek amacıyla her bir oturumdan sonra
alınan puanlar madde sayısına bölünerek yeniden puanlama yapılmıştır. Katılımcıların
10 oturumda alabileceği en düşük puan 0, en yüksek puan 40 olmuştur. Bu çalışmada
toplam puanın yarısı (20 puan) kesme noktası olarak alınmıştır. 0 ile 20 puan arası
üyenin grup sürecinden yararlanmadığı, 21 ile 40 arası ise üyenin grup sürecinden
yararlandığı şeklinde yorumlanmıştır. Ayrıca katılımcıların her oturumda aldığı
puanlarla her bir oturumun toplam puanı hesaplanmıştır. Bir oturumda alınabilecek en
düşük puan 0, en yüksek puan 64 olmuştur. Toplam puanın yarısı (32 puan) kesme
noktası olarak alınmıştır. 0 ile 32 puan arası oturumun amacına ulaşmadığı, 33 ile 64
119
puan arası oturumun amacına ulaştığı şeklinde yorumlanmıştır. Toplam puanın
hesaplanmasında lider ve yardımcı liderin verdiği puanlar toplanmış ve ikiye
bölünmüştür.
Formun güvenirliğini belirlemek için 2. pilot çalışmada video kayıt altına alınan
oturumlardan ikincisi araştırmacı ve bir uzman tarafından izlenmiş ve 10 üye için
formlar araştırmacı ve uzman tarafından ayrı ayrı doldurulmuştur. iki hafta sonra aynı
video kayıt tekrar araştırmacı ve uzman tarafından izlenmiş ve 10 üye için formlar
araştırmacı ve uzman tarafından tekrar doldurulmuş ve puanlayıcı güvenirliğine
bakılmıştır.
Puanlayıcı güvenirliği iki ya da daha fazla puanlayıcı ya da yargıcının aynı
bireylere ve aynı maddelere ilişkin yaptıkları puanlamalar arasındaki tutarlılığın
derecesidir (Anastasi, 1997). Puanlayıcı güvenirliğini belirlemek için araştırmacı ve
uzman tarafından doldurulan formlar Kappa istatistiği ile analiz edilmiştir. Kappa
istatistiği, ikiden fazla puanlayıcı olması durumunda puanlayıcı güvenirliğinin
belirlenebileceği şekilde, Files (1971) tarafından düzenlenmiştir (Akt. Cohen ve
Swerdlik, 2002). Eğer puanlayıcılar, sıralama düzeyinde ölçme yapmışsa, iki
puanlayıcının, puanlamaları arasındaki puanlayıcı güvenirliğine ilişkin katsayıyı
belirlemek için sıra farkları korelasyon katsayısı kullanılabilir. Puanlayıcı güvenirliğini
belirlemek için her bir maddenin Kappa değerleri Tablo 11’de verilmiştir.
Tablo 11. Gruba İlişkin Gözlem Formu Puanları için Değerlendiriciler Arası ve
Değerlendiriciler İçi Uyuşma Katsayıları
Maddeler İlk Ölçüm Son Ölçüm İlk-Son Ölçüm İlk-Son Ölçüm
Değerlendirici I-II
Değerlendirici I-II
Değerlendirici I-I
Değerlendirici II-II
1 .70 .80 .91 .61 2 .81 .68 .86 .60 3 .70 .52 .52 .50 4 .76 .68 .91 .86 5 .76 .67 .76 .94 6 .82 .82 .82 .82 7 .81 .86 .87 .80 8 .77 .80 .87 .59 9 .80 .76 .80 .76
120
Tablo 11’de görüldüğü gibi ilk ölçüm değerlendiriciler arası kappa değerleri .70
ile .82, son ölçüm kapa değerleri .52 ile .86, birinci değerlendirici için kappa değerleri
.52 ile .91, ikinci değerlendirici içi kappa değerleri .50 ile .94 arasında değişmektedir.
Kappa değerleri .20’ye kadar zayıf uyuşma, .20 ile .40 arası kabul edilebilir, .40 ile .60
arası orta derecede uyuşma, .60 ile .80 arası iyi uyuşma ve .80 ile 1.00 arası çok iyi
uyuşma olarak kabul edilir (Şencan, 2005). Bu sonuçlara göre maddelerin uyuşma
düzeylerinin yeterli olduğu görülmüştür.
3.3.9.2. Oturum Sonu Süreç Değerlendirme Formu (Critical Incidents in Group
Work)
Oturum Sonu Süreç Değerlendirme Formu (OSSDF) Kivlighan ve Goldfine
(1991) tarafından geliştirilmiştir. Psiko-eğitim gruplarında belirli müdahaleler,
etkinlikler, grup sürecinin işleyişi, üyelerin kazanımları ve liderlik davranışlarının
etkisinin ölçülmesinde oturum tamamlandıktan sonra kullanılmaktadır. Formda açık
uçlu iki soru yer almakta ve üyeler bu sorulara yanıt vermektedir. Örneğin soruların bir
tanesi “bugün bu oturumdaki (I. oturum) yaşantı ya da olaylardan hangisi senin için en
önemlisiydi? Neden? Önemli gördüğün bu olayı ya da yaşantıyı anlatır mısın: gerçekten
ne oldu, kimler nasıl tepki verdiler?” şeklindedir.
İlk aşamada Form araştırmacı tarafından İngilizce’den Türkçe’ye çevrilmiştir.
Ayrıca ortaya çıkması olası çeviri sorunlarını önlemek amacıyla her iki dili bilen
Psikolojik Danışma ve Rehberlik alanında uzman kişiler tarafından değerlendirilmiştir.
Bu uzmanlar tarafından tanımlanan sorunlar değerlendirilerek gerekli değişiklikler
yapılmıştır. Değişiklikler yapıldıktan sonra 2. pilot çalışmada bazı oturumlarda
kullanılmış ve üyelerin soruları anlamada zorluk yaşamadıkları görülmüştür.
3.3.9.3. Grup Sürecinin Genel Değerlendirilmesi Formu (Evaluation at the End of
Group by Members)
Grup Sürecinin Genel Değerlendirilmesi Formu (GSGDF) DeLucia-Waack
(2006) tarafından geliştirilmiştir. Psiko-eğitim gruplarında üyelerin gruptan
kazanımlarını, grup süreci ile ilgili geribildirimlerini değerlendirmek amacıyla
kullanılmaktadır. Form 8 maddeden oluşmaktadır. 6 madde 3’lü Likert tipi bir ölçek
olarak, 2 madde açık uçlu soru olarak değerlendirilmektedir. Likert tipi değerlendirilen
121
maddeler 1 (Evet), 2 (Hayır) ve 3 (Bilmiyorum) şeklinde kategorilerden biri
işaretlenerek yanıtlanmaktadır. Formdan alınabilecek en yüksek puan 18 en düşük puan
6’dır. Puan yüksekliği üyenin grup sürecinden yararlanmadığı ve kazanımlarının az
olduğunu, düşük puan ise grup sürecinden yararlandığını ve kazanımlarının olduğunu
göstermektedir.
İlk aşamada Form da yer alan ifadeler araştırmacı tarafından İngilizce’den
Türkçe’ye çevrilmiştir. Ortaya çıkması olası çeviri sorunlarını önlemek amacıyla iki dili
iyi bilen dilbilimciler tarafından incelenmiş daha sonra her iki dili bilen Psikolojik
Danışma ve Rehberlik alanında uzman kişiler tarafından değerlendirilmiştir. Bu
uzmanlar tarafından tanımlanan sorunlar değerlendirilerek gerekli değişiklikler
yapılmıştır. Değişiklikler yapıldıktan 5 kişilik bir öğrenci grubuna uygulanmış ve
ifadelerin anlaşıldığı belirtilmiştir. Ayrıca 2. pilot çalışmada son oturumda da
kullanılmış ve üyelerin soruları anlamada zorluk yaşamadıkları görülmüştür.
3.4. Verilerin Toplanması
Araştırmanın yapılabilmesi için grup çalışmalarının yürütülebileceği fiziksel
koşulları uygun olan liselerin okul psikolojik danışmanları ve müdürleriyle
görüşülmüştür. Koşulları uygun olan Piri Reis ve Danişment Gazi Anadolu liseleri
belirlenmiş ve gerekli resmi izinler alınmıştır. Araştırmacı tarafından deney ve kontrol
gruplarına seçilecek deneklerin belirlenmesi için araştırmaya katılmaya gönüllü Piri
Reis ve Danişment Gazi Anadolu lisesi dokuzuncu sınıflardan birer şube belirlenmiştir.
Belirlenen bu şubelere rehberlik ders saatlerinde okul psikolojik danışmanı ile birlikte
Ergenlerde Karar Verme Ölçeği (EKVÖ), Sosyo-Ekonomik Düzey Ölçeği (SED),
Problem Çözme Envanteri (PÇE), Kendine Saygı Ölçeği (KSÖ), Denetim Odağı Ölçeği
(DOÖ) ve Anne-baba Tutum Ölçeği uygulanmıştır. Ölçeğin yanı sıra araştırmacı
tarafından hazırlanan kişisel bilgileri kapsayan bir form da öğrencilere sunulmuştur.
Yapılan değerlendirmeler sonucunda Piri Reis ve Danişment Gazi Anadolu liselerinden
18’er öğrenci belirlenmiştir. Deney ve kontrol grubunda yer alan öğrencilerle okul
rehberlik servisinde bireysel olarak ön görüşme yapılmıştır. Ön görüşmede
araştırmacının hazırladığı sorular sorulmuştur. Ayrıca adaylara Veli İzin Formu verilmiş
doldurarak getirmeleri istenmiştir. Araştırmaya katılmaya gönüllü olan adaylardan
toplanan bu veriler aynı zamanda öntest olarak kabul edilmiştir.
122
Araştırmanın sontestleri ise deney grubuna uygulanan deneysel müdahale
programının bitiminden sonraki haftada iki gruptan aynı gün rehberlik ders saatinde
toplanmıştır. Sontestin son oturumda uygulanmamasının nedeni öğrencilerin son
oturumun duygusal ortamından etkilenerek yanlı cevaplamada bulunabilme ihtimali
olmasından kaynaklanmaktadır.
Araştırmanın deneysel müdahale programının etkisiyle elde edilen kazanımların
kalıcılığını test etmek üzere sontest ölçümlerinin uygulanmasından dört hafta sonra
izleme ölçümleri yapılmıştır. İzleme ölçümleri de yine rehberlik ders saatinde
araştırmacı tarafından uygulanmıştır.
Araştırmanın nitel verileri ise sadece deney grubundan elde edilmiştir. Nitel
veriler kapsamında DeLucia-Waack (2006) tarafından oluşturulan araştırmacı tarafından
Türkçe’ye uyarlanan “Gruba İlişkin Ölçümler Gözlem Formu”, “Oturum Sonu Süreç
Değerlendirme Formu” (Kivlighan ve Goldfine, 1991) ve “Grup Sürecinin Genel
Değerlendirilmesi Formu” (DeLucia-Waack, 2006) olmak üzere üç ayrı doküman formu
oluşturulmuştur. Gruba İlişkin Gözlem Formu oturumların sonunda lider ve yardımcı
lider tarafından ayrı ayrı doldurulmuştur. Oturum Sonu Süreç Değerlendirme Formu ev
ödevi olarak verilmiş ve bir sonraki oturuma başlamadan önce toplanıp kişisel
dosyalarında saklanmıştır. Lider oturumların sonunda yardımcı lider ile birlikte bir
önceki oturumun değerlendirmelerini okumuş ve süpervizyonda yardımcı lider ile
konuşmuştur. Grup Sürecinin Genel Değerlendirilmesi Formu tüm oturumlar bittikten 1
hafta sonra rehberlik ders saatinde uygulanmıştır.
3.5. Çatışma Kuramına Dayalı Olarak Geliştirilen Karar Verme Beceri Eğitimi
Grup Uygulamalarına (KVBE) İlişkin Genel Açıklamalar
Bu bölümde karar verme beceri eğitimi grup uygulamalarının genel kapsamı,
dayandığı ilkeler ve özelliklerine ilişkin açıklamalara yer verilmiştir.
3.5.1. Çatışma Kuramına Dayalı Olarak Geliştirilen Karar Verme Beceri Eğitimi
Grup Uygulamalarının Genel Kapsamı
Janis ve Mann’ın Çatışma Kuramına dayalı olarak geliştirilen karar verme beceri
eğitimi grup uygulamaları, yaşları 13-15 arasında değişen ergenlerin karar verme
123
deneyimi yaşamasına, karar vermenin ilkeleri hakkında tutarlı bir bilgi bütünlüğü
kazanmasına, yanlış kararların nedenlerini anlamalarına ve daha iyi, daha emin kararlar
vermelerine yardımcı olmaktır. Grup uygulamaları ön ergenlerin kişisel gelişimlerinin,
karar verme deneyimleri ve eğitim aracılığıyla geliştirilebileceği varsayımı temeline
dayanmaktadır. Ayrıca ergenlerin karar verme becerilerini geliştirerek daha bilinçli
karar vermelerine, kararlarını daha iyi nasıl kontrol edebileceklerine ve alternatiflerini
nasıl genişleteceklerini öğretmeyi amaçlamaktadır.
Çatışma kuramına dayalı olarak geliştirilen karar verme beceri eğitimi grup
uygulamaları karar verme aşamalarını, karar verici olarak kendi görüşünün ve seçim
alternatiflerinin genişletilmesinin önemini, seçim yapmada ergenler üzerinde zayıf karar
verme örneklerini, sınırlamaları ve kısıtlamaları kapsamaktadır. Karar verme beceri
eğitimi grup uygulamaları ergenleri karar verme sürecinde araştırma yapmaya
cesaretlendirecek, karar verme basamaklarını kazanmalarına yardımcı olacak şekilde
yapılandırılmıştır.
Grup uygulamaları, üyeleri karar verme durumları ile ilgili konularda
birbirleriyle duygu, düşünce ve davranışlarına ilişkin paylaşımlarda bulunarak artan bir
farkındalık kazanmalarına, farklı açılardan yaşantılarını değerlendirmelerine
birbirlerinden destek almalarına, karar vermede başa çıkmada kazanılan becerileri grup
ortamında denemeye izin veren durumların yaşanmasına olanak sağlayacak biçimde
uygun teknikler ve alıştırmalar yer almaktadır. Ayrıca zor kararlarla karşılaşıldığında
sistematik ve bağımsız karar uygulaması için uygulanabilir öneriler de yer almaktadır.
Karar verme beceri eğitimi grup uygulamaları oluşturulurken, karar vermeye
ilişkin kuramsal görüşlerden ve benzer amaçla hazırlanmış beceri eğitimi
programlarından yararlanılmıştır (Mann, Harmoni ve Power, 1988; Fischhoff, Crowell
ve Kipke, 1999). Ancak bu beceri eğitimi grup uygulamaları, büyük ölçüde Janis ve
Mann tarafından geliştirilen çatışma kuramına dayandırılmıştır.
Bu beceri eğitimi grup uygulamalarına katılan ergenlerin alan seçimleri, meslek
seçimleri ve yaşamlarında karşılaşacakları zorluklarla ve belirsizliklerle başa çıkmada
daha hazırlıklı olacakları beklenmektedir.
124
3.5.2. Çatışma Kuramına Dayalı Olarak Geliştirilen Karar Verme Beceri Eğitimi
Grup Uygulamalarının Dayandığı Temel İlkeler ve Özellikleri
Çatışma kuramına dayalı olarak geliştirilen karar verme beceri eğitimi grup
uygulamalarının temel ilkeleri ve özellikleri maddeler halinde sunulmuştur:
• Çatışma Kuramı temellidir:
Karar verme beceri eğitimi grup uygulamaları, Janis ve Mann (1977)
tarafından geliştirilen Çatışma Kuramı (Conflict Theory) temel alınarak
hazırlanmıştır.
• Oturumlar, Çatışma Kuramı karar verme basamaklarına göre
oluşturulmuştur:
Araştırmanın müdahale grup uygulamalarında yer alan oturumlar Çatışma
Kuramını karar verme basamaklarına göre oluşturulmuştur. Karar verme
basamakları:
1. Amaçların belirlenmesi
2. Seçeneklerin oluşturulması
3. Seçeneklerle ilgili bilgi toplama
4. Seçeneklerin etkileri
5. Planlama
6. Gözden geçirme
7. Uygulama
Ayrıca Mann, Harmoni ve Power (1989) tarafından karar verme becerilerini
geliştirmeye yönelik hazırlanan GOFER müfredat programından
yararlanılmıştır.
• Çatışma Kuramına dayalı olarak geliştirilen karar verme beceri eğitimi
grup uygulamaları grup türlerinden psiko-eğitim grubu temellidir:
Karar verme, problem çözme, iletişim becerileri gibi konularda üyelerin yeni
bilgiler öğrenmesi amaçlanıyorsa psiko-eğitim grupları tercih edilmektedir
(Brown, 2004; DeLucia-Waack, 2006). Psiko-eğitim grupları, eğitimsel
içerikli olup beceri geliştirmeyi hedefleyen ve başarılması gereken amaçların
yer aldığı bir grup çeşidi olarak tanımlanmaktadır (Brown, 1998;2004;
125
DeLucia-Waack, 2006; Jacobs, Masson ve Harvill, 2006; Madrid ve
Swanson, 1995). Psiko-eğitim grupları, bireylere kendileri hakkında ve diğer
insanlarla nasıl ilişki içinde olduklarını öğrenmelerine olanak sağlar. Aynı
zamanda üyelere etkili iletişim, kişilerarası beceriler, problem çözme ve
karar verme becerilerini öğrenmelerine yardımcı olur. Bir psiko-eğitim
grubunda üyelerin duygularını ve düşüncelerini paylaşılırken yeni beceriler
öğrenmelerine olanak sağlanır. Psiko-eğitim gruplarında anlamlı etkileşimler
ve ait olma duygusu yer almaktadır (De-Lucia-Waack, 2006; Güçray, Çekici
ve Çolakkadıoğlu, 2009).
§ Psiko-eğitim gruplarının önemi:
Günlük hayatta kendimizle ilgili geribildirimler almak zor olabilir.
İnsanlar nadiren diğer insanların davranışlarını gözlemler ve onlara
davranışları hakkında dürüst geribildirimler verirler. Gruplar bireylere
birbirlerini gözlemleme ve gözlemler içinde geribildirim verme
yerleridir. Yapıcı olan geribildirimler, üyelerin kendilerini
geliştirmelerine yardımcı olur.
Gruplar aynı zamanda yabancılaşma ve yalnızlık duygularını azaltmaya
yardım ederler. Gruptaki üyeler, diğer kişilerinde benzer problemleri
olduğunu görürler. Aynı zamanda bir üyenin değişim için cesareti diğer
üyelerinde değişimini kolaylaştırır. Her grup üyesinin kendine özgü
davranışları diğer üyeler için bir model olur.
§ Psiko-eğitim gruplarının genel özellikleri:
o Önleme odaklıdır.
o Genelde eğitim ortamlarında uygulanır.
o Üyelerinin gelişimini destekler.
o Genel olarak bilişsel becerileri geliştirmeye yardımcı olur.
o Geniş gruplara uygulanabilir.
o Gönüllülük önemlidir ama her zaman dikkate alınmayabilir.
o Kendini açmaya izin verilir fakat bu durum cesaretlendirilip
desteklenmez. Çünkü bu konu odak noktası olmaya başlar.
126
o Oturumların sayısı ve süresi bellidir. Oturum sayısı 6 ile 20
arasında değişebilir. Bazen bir oturum dahi olabilir. Oturumların
süresi çocuklarda 30-45 dakika, ergenlerde 45-60 dakika ve
yetişkinler için 90 dakikadır (Brown, 2004; DeLucia-Waack,
2006).
§ Psiko-eğitim gruplarının amaçları:
o Yeni beceriler öğretmek ve bunları denemek,
o Duyguları paylaşma, etkin dinleme gibi iletişim becerilerini
kullanmak,
o Problem çözme becerilerini geliştirmek, seçeneklerin avantajları
ve dezavantajlarını listelemek ve diğer üyelerden bunlarla ilgili
geribildirim almak,
o Pozitif ve negatif duyguları içeren hislerimizi paylaşmak,
o İstenildiği zaman diğer üyelere geribildirim vermek,
o Problem çözme ve değişim için başa çıkma stratejileri geliştirmek
ve düşünceler, davranışlar ve durum hakkında geribildirim
istemek.
o Diğer üyelerden destek görmek ve aynı durumlarda diğer üyelere
destek vermek (DeLucia-Waack, 2006).
§ Psiko-eğitim gruplarında liderler:
Grup liderleri, bireysel gelişimi ve grup gelişimine olanak sağlamak için
bu konuda gerekli olan bilgisini kullanmakla sorumlu olan kişilerdir.
Grup liderleri aktiviteleri düzenlerler, grup süreci konusunda grubu
bilgilendirirler, temel kuralları oluşturmalarına yardım ederler, üyelerin
dürüstçe kendilerini ifade etmelerine yardımcı olurlar, ayrıca grup içinde
iletişimlere açıklık getirmeye çalışırlar. Grup liderleri aynı zamanda
güven, destek ve grup içinde motivasyon sağlamakla da sorumludurlar.
Bu araştırmada da grup iki lider tarafından yürütülmüştür. Yardımcı lider
Adana İhsan Sabancı Kız Meslek Lisesinde okul psikolojik danışmanı
olarak çalışmaktadır. Aynı zamanda Çukurova Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü Eğitim Bilimleri Ana Bilim Dalı’nda doktora
öğrenimine devam etmekte ve tez aşamasındadır.
127
§ Psiko-eğitim gruplarında liderlerin müdahaleleri
o Kendini açma
o Geribildirim verme
o Yüzleştirme
o Rol oynama
o Ben ifadeleri
o Çözüm üretme
o Şimdi ve burada
Uygulanan KVBE grup uygulamaları da psiko-eğitim gruplarında olması
gereken yukarıdaki özellikleri taşımasının yanı sıra sahip olduğu özellikler
aşağıda ifade edilmiştir. Aşağıda KVBE grup uygulamalarının özellikleri ve son
şeklini almasında yapılan çalışmalar sunulmuştur:
§ KVBE grup uygulamaları “önleme” odaklıdır.
§ KVBE grup uygulamaları beceri geliştirme odaklı olup, üyelerin
“karar verme” becerilerini geliştirme hedeflenmiştir.
§ KVBE grup uygulamaları oturumları yapılandırılmıştır: Buna göre
her bir oturumda ulaşılacak amaçlar, kullanılacak materyaller,
oturum sürecinin işleyişi, liderin sözel tepkileri, süreçte beceri
geliştirmede ve üyelerin iletişimlerinin artmasına yardımcı olacak
aktivitelerin ne zaman ve nasıl kullanılacağı belirlenmiştir. Bu
amaçla oluşturulan grup uygulamalarının, ilk pilot çalışması 2006-
2007 öğretim yılı bahar yarıyılında Danişment Gazi Anadolu Lisesi
hazırlık sınıfı 9-A şubesinde, ikinci pilot çalışması 2008-2009
öğretim yılı güz yarıyılında İMKB Anadolu Öğretmen Lisesi 9-B
sınıfında uygulanmıştır. Birinci pilot çalışmaya 14 üye katılmış ve 6
oturum gerçekleştirilmiştir. Oturumlar rehberlik ders saatinde grup
çalışma odasında uygulanmıştır. Birinci pilot çalışmanın sonunda
üyelerin motivasyonlarının biraz düşük olduğu gözlenmiştir. Bunun
nedeni üyelerle paylaşıldığında, üyelerin daha uygulamaya dönük
bilgiler istediği, örneklerin yaşam içinden olması gerektiği ve bazen
de eğlenceli aktiviteler yapmak istediklerine dair geribildirimler
128
alınmıştır. Ayrıca bazı konuların öğrenciler tarafından anlaşılmasında
sıkıntı yaşandığı, bilişsel ağırlıklı konuları içerdiği için öğrencilerin
sıkıldıkları, bazı oturumların süreyi aştığı, örneklerin öğrencilerin
günlük yaşam alanlarından olmadığı görülmüştür. Bunun üzerine
oturumlar üzerinde detaylı çalışılarak ve belirlenen noktalar
geliştirilerek 2. pilot çalışma yapıldı. 2. pilot çalışmaya 15 üye katıldı
ve 7 oturum gerçekleştirildi. Son iki oturuma yardımcı lider de
katıldı. Üyelerin motivasyonlarının yüksek olduğu görüldü. Özellikle
günlük yaşam olaylarıyla ilgili örnekler çok ilgilerini çekti. Rol
oynama, kendine yönerge verme ve ısınma egzersizleri üyeler
tarafından çok beğenildi. Üyeler tarafından karar basamaklarının
pratik bir biçimde uygulanabildiğine ilişkin geribildirimler alındı.
Genel olarak değerlendirildiğinde oturumların öğrenciler tarafından
anlaşıldığı ve sürece dahil oldukları gözlenmiştir. Bazı düzenlemeler
ve eklemeler yapılarak KVBE grup uygulamaları hazır hale
getirilmiştir.
§ Oturumlar üyelerin “bilişsel, duygusal ve davranışsal” boyutlarına
hitap edecek şekilde oluşturulmuştur. Ayrıca “didaktik”, “yaşantısal”
ve “süreç” boyutlarını da (Furr, 2000) içerecek şekilde planlanmıştır.
Bu üç boyut oturumların konusuna bağlı olarak her bir oturumda
farklı oranlarda bulunmaktadır.
§ KVBE grup uygulamaları oturumlarının her biri, amacına uygun
olacak şekilde “kısa bilgilendirmeler” ve “yaşantısal egzersizler-
aktiviteler”i içerecek şekilde planlanmıştır (Furr, 2000).
§ Oturumlarda kullanılan yaşantısal egzersizlerin seçimi, planlanması
ve uygulanması aşamalarında literatürden destekler alınmıştır. Buna
göre her bir egzersizin ne amaçla, ne zaman, nerede ve nasıl
uygulanacağına ilişkin gerekli bilgiler edinildikten sonra her bir
oturumun içeriğine uygun olarak egzersizlerin kullanımına ilişkin
planlamada bulunulmuştur (DeLucia-Waack, 2006; Güçray,
Çolakkadıoğlu ve Çekici, 2009).
129
• Her bir oturum ortalama 60 dakika sürmüştür:
Literatüre göre ergenlere yönelik psiko-eğitim grupları 45-60 dakika
arasında olmalıdır. Daha uzun süren grup çalışmaları amacına
ulaşamayabilir. Çünkü ergenlik döneminde bireylerin dikkat süreleri daha
sınırlıdır ve çabuk sıkılabilirler (Brown, 2004; DeLucia-Waack, 2006). Bu
bilgiler dikkate alınarak grup oturumlarının her biri ortalama 60 dakika
olacak şekilde planlanmıştır.
3.6. Çatışma Kuramına Dayalı Olarak Geliştirilen Karar Verme Beceri Eğitimi
Grup Uygulamaları
Burada çatışma kuramına dayalı olarak geliştirilen karar verme beceri eğitimi
grup uygulamalarının genel amacı, içeriği ve hazırlanması, grup uygulamalarıyla ilgili
kurallar ve uygulama hakkında bilgiler verilmektedir.
3.6.1. Çatışma Kuramına Dayalı Olarak Geliştirilen Karar Verme Beceri Eğitimi
Grup Uygulamalarının Genel Amacı
Karar verme beceri eğitimi grup uygulamaları programının genel amacı, 13-15
yaşları arasındaki ergenlerin tüm yaşamlarını etkileyebilecek önemdeki karar verme
becerilerine dikkat çekmek, olumlu karar verme stillerini kullanmalarında anlayış ve
beceri kazanmalarına yardım ederek bu konudaki beceri eksikliğinin okul başarısı,
eğitsel yönlenme ve sosyal ilişkilerine olan olumsuz etkilerini bir ölçüde de olsa önüne
geçebilmektir.
Karar verme beceri eğitimi grup uygulamaları, ortalama 60 dakikalık 10
oturumda grupla uygulanmak üzere hazırlanmıştır. Tüm aşamalar tamamlandıktan sonra
şu amaçlara ulaşılabileceği düşünülmektedir:
1. Karar vermeye ilişkin bilgi sahibi olma,
2. Karar verme durumlarında, karar verici olarak kendi zayıf ve kuvvetli
yönlerinin farkında olma,
3. Karar verme durumlarında, karar vermeye yardımcı kaynakları etkili bir
biçimde kullanabilme,
4. Karar verme durumlarında, ihtiyatlı ve kendine güvenen bir birey olma,
130
5. Karar verme durumlarında, karar verme basamaklarını etkili bir biçimde
uygulayabilme.
Karar verme beceri eğitimi grup uygulamaları, bilişsel, duyuşsal ve davranışsal
boyutlar çerçevesinde ergenlere;
1. Karar verme konusunda bilgi verilmesi,
2. Karar verme durumunda etkili kararın verilmesine yönelik olumlu başa
çıkma stillerinin kullanımının geliştirilmesi,
3. Kazanılan becerilerin grup ortamında uygulamaya konması ve gerçek
yaşama aktarılabilmesi,
alt boyutlarını içermektedir.
3.6.2. Çatışma Kuramına Dayalı Olarak Geliştirilen Karar Verme Beceri Eğitimi
Grup Uygulamalarının İçeriği ve Hazırlanması
Bu araştırmada uygulanan karar verme beceri eğitimi grup uygulamalarının
içeriğinin oluşturulmasında Janis ve Mann (1977) tarafından geliştirilen Çatışma
Kuramı (Conflict Theory) temel alınarak hazırlanmıştır. Ayrıca Mann, Harmoni ve
Power (1988) tarafından karar verme becerilerini geliştirmeye yönelik hazırlanan
GOFER müfredat programı temel kaynak olarak kullanılmıştır. Bu temel kaynakların
yanında benzer amaçlarla hazırlanmış programların içeriğinden faydalanılmıştır (Baron,
Laskey ve Brown,1989; Brown, Campbell ve Laskey, 1990 Akt. Baron ve Brown, 1991;
Ersever, 1996; Fischhoff, Crowell ve Kipke, 1999; Graumlich ve Baron, 1991; Schinke
ve Gilchrist, 1984; Shanteau, Grier, Johnson ve Berner,1991; Şeyhun, 2000).
Çatışma kuramına dayalı olarak geliştirilen karar verme beceri eğitimi grup
uygulamaları, toplam 10 oturum olacak şekilde tasarlanmış ve altı haftada
uygulanmıştır. Uygulama yapılan okulun müfredat programı çerçevesinde iki defa
haftada bir oturum 4 defa da haftada iki oturum yapılmıştır. Oturumlar ortalama 60
dakika sürmüştür.
131
Deney grubuna uygulan karar verme beceri eğitimi grup uygulamalarının her bir
oturumunun içeriği genel olarak şu şekildedir (Not: Oturumların kapsamlı içeriği Ek
3’de sunulmuştur):
Birinci Oturum: Tanışma ve Müdahale Programına Giriş
1. Grup liderlerinin kendini tanıtması ve I. oturumun ve programın genel
amacını açıklaması:
2. Grup üyeleriyle tanışma:
3. Karar verme beceri eğitimi grup uygulamaları ve psiko-eğitim grupları
hakkında bilgi sahibi olma:
4. Grupta uyulması gereken kuralları kararlaştırma:
5. Bireysel amaç belirleme:
6. Oturumun değerlendirilmesi:
7. Oturumun sona erdirilmesi: Özetleme ve kapanış egzersizi uygulaması.
İkinci Oturum: Amaç Belirleme ve Seçenek Oluşturma
1. I. Oturumun özeti yapılır:
2. Oturumun gündemi hakkında açıklamalar yapılması:
3. Karar verme basamaklarının açıklanması:
4. Amaçlarımız etkinliğinin uygulanması:
5. Seçenekler basamağının açıklanması:
6. Seçeneklerle ilgili alıştırma formunun uygulanması:
7. Oturumun değerlendirilmesi:
8. Oturumun sona erdirilmesi: Özetleme ve kapanış egzersizi uygulaması.
Üçüncü Oturum: Bilgi Toplamanın Önemi
1. II. Oturumun özeti yapılır:
2. Oturumun gündemi hakkında açıklamalar yapılması:
132
3. Bilgi toplama basamağının açıklanması:
4. Bilgi toplama ile ilgili alıştırma formunun uygulanması:
5. Kararları sınıflandırma formunun uygulanması
6. Oturumun değerlendirilmesi:
7. Oturumun sona erdirilmesi: Özetleme ve kapanış egzersizi uygulaması.
Dördüncü Oturum: Seçeneklerin Etkilerini Belirleme
1. III. Oturumun özeti yapılır:
2. Oturumun gündemi hakkında açıklamalar yapılması:
3. Seçeneklerin etkileri basamağının açıklanması:
4. Seçeneklerin etkileri ile ilgili alıştırmanın yapılması:
5. Karar verme formunun uygulanması:
6. Oturumun değerlendirilmesi:
7. Oturumun sona erdirilmesi: Özetleme ve kapanış egzersizi uygulaması.
Beşinci Oturum: Planlama, Gözden Geçirme ve Uygulama
1. IV. Oturumun özeti yapılır:
2. Oturumun gündemi hakkında açıklamalar yapılması:
3. Planlama, gözden geçirme ve uygulama basamağının açıklanması:
4. Karar verme basamaklarının genel olarak değerlendirilmesi
5. Karar verme ile ilgili bir senaryonun canlandırılması
6. Oturumun değerlendirilmesi:
7. Oturumun sona erdirilmesi: Özetleme ve kapanış egzersizi uygulaması.
Altıncı Oturum: Karar Verme Basamaklarının Uygulandığı Örnek Olaylar
1. V. Oturumun özeti yapılır:
2. Oturumun gündemi hakkında açıklamalar yapılması:
133
3. Karar verme basamaklarının tekrar açıklanması:
4. Karar verme basamaklarının bir örnek ile açıklanması:
5. Karar verme basamaklarının farklı bir örnekle ele alınması:
6. Karar verme ve yaş isimli alıştırmanın yapılması
7. Oturumun değerlendirilmesi:
8. Oturumun sona erdirilmesi: Özetleme ve kapanış egzersizi uygulaması.
Yedinci Oturum: Karar Verme Basamaklarını Liderin Yönergesiyle Üyelerin
Çalıştığı Örnek Olaylar
1. VI. Oturumun özeti yapılır:
2. Oturumun gündemi hakkında açıklamalar yapılması:
3. Kendine yönerge verme tekniğinin basamaklarından açık dışsal rehberlik ile
gönüllü bir üyenin karar verme basamaklarını uygulaması:
4. Kendine yönerge verme tekniğinin basamaklarından açık dışsal rehberlik ile
gönüllü bir üyenin karar verme basamaklarını uygulaması:
5. Oturumun değerlendirilmesi:
6. Oturumun sona erdirilmesi: Özetleme ve kapanış egzersizi uygulaması.
Sekizinci Oturum: Karar Verme Basamaklarının Üyelerle Çalışıldığı Örnek
Olaylar
1. VII. Oturumun özeti yapılır:
2. Oturumun gündemi hakkında açıklamalar yapılması:
3. Örnek karar durumları verilerek üyelerin karar verme basamaklarına uygun
bir şekilde çözmeleri beklenir:
4. Oturumun değerlendirilmesi:
5. Oturumun sona erdirilmesi: Özetleme ve kapanış egzersizi uygulaması.
134
Dokuzuncu Oturum: Karar Verme Basamaklarından Birinin Atlandığı
Durumunda Ne Olacağına İlişkin Örnek Olaylar
1. VIII. Oturumun özeti yapılır:
2. Oturumun gündemi hakkında açıklamalar yapılması:
3. Karar verme basamaklarından birinin atlandığı örnek durumların verilmesi:
4. Oturumun değerlendirilmesi:
5. Oturumun sona erdirilmesi: Özetleme ve kapanış egzersizi uygulaması.
Onuncu Oturum: Sonlandırma
1. IX. Oturumun özeti yapılır:
2. Oturumun gündemi hakkında açıklamalar yapılması:
3. Her bir oturumda geçirilen yaşantıların grup üyeleriyle gözden geçirilmesi:
4. Oturumun değerlendirilmesi:
5. Oturumun sona erdirilmesi: Özetleme ve kapanış egzersizi uygulaması.
3.6.3. Grup Uygulamalarıyla İlgili Kurallar
Grup çalışması aşağıdaki kurallar çerçevesinde yürütülmüştür:
1. Öngörüşme: Gruba katılacak kişilerle ön görüşme yapılmıştır. Bu öngörüşme de
genel olarak iki nokta üzerinde durulmuştur. Bunlar:
§ Grubun amaçları, konular ve grubun detayları konusunda bilgi vermek.
§ Gönüllülük ve bireyin gruptan yararlanıp yararlanamayacağına ilişkin
kişilerarası iletişim becerilerine sahip olup olmadığına ilişkin karar
verebilmektir.
Bu iki durumun yanında DeLucia-Waack (2006) tarafından belirtilen psiko-eğitim
grubuna üye seçme kriterleri dikkate alınmıştır. Bu kriterler:
- Grup üyeleri birbirinden öğrenmeye istekli olmalı ve birbirine yakın olmalıdır.
- Kardeşler aynı grupta yer almamalıdır.
135
- İdeal olarak gruba katılacak üyeler benzer özelliklere sahip olmamalıdır. Ne
kadar çok problemlere farklı bakış açıları getirebilecek üyelerden oluşursa o
kadar iyidir.
- Herhangi bir grup üyesi diğerlerinden de çok farklı olmamalıdır. Aksi durumda
kendini terkedilmiş hissedebilir ve günah keçisi olabilir.
- Okullarda birbiriyle problemleri olan öğrencilerin aynı grupta olmamalarına
özen gösterilmelidir.
- Her grupta üyelere model olabilecek en az bir öğrenci olmalıdır.
Bu kriterler değerlendirildikten sonra bir sonraki aşamaya geçilir ve bu aşamada:
- Grubun amaçlarına amaçları uymayan öğrenciler,
- Oldukça sinirli, agresif vb. özelliklere sahip olan öğrenciler,
- Grup aktivitelerine odaklanamayan ve hiperaktif öğrenciler,
- Diğerleri ile empati kurmada zorluk yaşayan öğrenciler,
- Eleştiriye duyarlı, kapalı olan öğrenciler,
- Psikolojik rahatsızlıkları olan (depresyon vb), ya da intihara eğilimli olan
öğrenciler gruba dahil edilmezler.
2. Gizlilik: Grupta konuşulanlar hiçbir şekilde grup dışına çıkmamalıdır (DeLucia-
Waack, 2006; Kuzgun, 1997, 150).
3. Zamanında grupta olmak. Grup üyelerinin çok zorunlu durumlar dışında
(hastalık, sınav vb…) oturumlara tam vaktinde gelmeleri beklenir.
4. Düzenli olarak devam etmek. Grup üyelerinin çok zorunlu durumlar dışında
(hastalık, yakın bir kişinin vefatı vb…) her oturuma düzenli olarak katılmaları
beklenir. Eğer grup üyesi oturumlardan birine gelememe durumu varsa veya geç
kalacaksa mutlaka grup liderini haberdar etmelidir. Grupta üyelerin eksik olması
üyeleri ve grup verimliliğini olumsuz etkiler.
5. Sözel ifade becerisi: Gruba alınacak kişiler kendilerini sözel olarak ifade
edebilecek yeterliliğe sahip olmalıdır (Kuzgun, 1997, 148).
136
6. Üyelerin grup sürecine aktif katılımı: Gruba katılan bireyler oturum sürecinde
aktif olmak ve grubun işleyişinde rol almak durumundadırlar. Bir köşeye çekilip
diğer üyelerin etkileşimlerini izlemek, başka üyeleri rahatsız eden bir
davranıştır. Her üyenin mümkün olduğunca grup etkileşimlerine katılması
gerekmektedir (Kuzgun, 1997, 149-150).
7. Ayrıca ergenler için gruba başlamadan önce grup hakkında aileyi bilgilendirmek
ve gruba katılacak kişilerin ailelerden izin almak gerekmektedir.
3.6.4. Uygulama
Karar verme beceri eğitimi grup uygulamaları deney grubundaki deneklerle
okulun eğitim programı çerçevesinde iki defa haftada bir oturum, 4 defa da haftada iki
oturum olmak üzere toplam 10 oturumda gerçekleştirilmiştir. Oturumlar ortalama 60
dakika sürmüştür. Bu süre içinde kontrol grubuyla herhangi bir çalışma yapılmamış,
uygulamalar tamamlandıktan ve izleme ölçümü yapıldıktan sonra kontrol grubuyla her
hafta iki oturum olacak şekilde 5 haftalık sürede çalışma gerçekleştirilmiştir. Deney
grubunda yer alan üyelere ön görüşmede oturumların görüntülü kaydın alınması
konusunda izinlerinin olup olmadığı sorulmuştur. Üyeler oturumların video kaydına
alınmasına izin vermişlerdir. Uygulama sürecinde her bir oturumdan sonra üyelere
oturumla ilgili yaşantılarını aktarmak amacıyla “oturum günlükleri” dağıtılmıştır.
Ayrıca lider ve yardımcı lider oturum sonunda “Gruba İlişkin Ölçümler Gözlem”
formunu doldurmuşlardır. Oturum günlükleri, gözlem formları, oturumların genel
değerlendirildiği formlar ve liderin ve yardımcı liderin tuttuğu raporlara dayalı olarak
grup sürecinde yaşanılanlar kayıt altında tutulmuştur. Deney grubunda dördüncü
oturumdan sonra iki grup üyesi ayrılmak istediğini belirtmiş ve grup üyeleriyle
vedalaşarak ayrılmışlardır. Deney grubunda çalışma 16 üye ile tamamlanmıştır.
3.7. Verilerin Çözümlenmesi
Deney ve kontrol gruplarından Ergenlerde Karar Verme Ölçeği ile toplanan
öntest, sontest ve kalıcılık verileri araştırmanın denencelerine yönelik olarak ve SPSS
11.5 programı kullanılarak ANCOVA analizi uygulanmıştır. Öntest-sontest kontrol
gruplu deneysel desenlerde, deneysel işlemin etkili olup olmadığına odaklanılmışsa
genellikle en uygun ve tercih edilen istatistiksel analiz yöntemi, öntestin ortak değişken
olarak kontrol edildiği kovaryans (ANCOVA) analizidir (Balcı, 1995, 248;
137
Büyüköztürk, 2002, 106). ANCOVA sonucunda elde edilen bulgular, ilgili literatür
kapsamında tartışılıp yorumlanmıştır.
Ayrıca, araştırmanın nitel boyutunda lider ve yardımcı lider tarafından
doldurulan gruba ilişkin ölçümler gözlem formu ve denek grubundaki üyelere sunulan
dökümanlar, oturum formları, oturumların genel değerlendirilme formları derlenerek
doküman incelemesi yapılarak analiz işlemi tamamlanmıştır.
Araştırmada yer alan ölçekler ve formlar, ölçtüğü değişkenler, kullanıldığı
aşamalar ve analiz yöntemleri Tablo 12’de verilmiştir.
Tablo 12. Testler ve Formlar, Ölçtüğü Değişkenler, Kullanıldığı
Aşamalar ve Analiz Yöntemleri
Ölçekler ve Formlar Ölçtüğü Değişkenler Kullanıldığı Aşamalar Analiz Yöntemi
Kişisel Bilgi Formu Kişisel bilgiler Araştırmadan önce Kay Kare
Ergenlerde Karar Verme Ölçeği Karar verme stilleri Öntest, sontest ve
izleme
ANOVA, t-test, ANCOVA, Mann Whitney U Test
Sosyo-Ekonomik Düzey Ölçeği
Sosyo-ekonomik düzey Araştırmadan önce t-test
Problem Çözme Envanteri
Problem çözme becerisi Araştırmadan önce t-test
Kendine Saygı Ölçeği Benlik saygısı düzeyi Araştırmadan önce t-test
Denetim Odağı Ölçeği
Kendilerini etkileyen olayları ne düzeyde kontrol ettiklerine inandıkları
Araştırmadan önce t-test
Anne-Baba Tutum Ölçeği
Bireylerin anne-babalarının tutumlarını algılayışlarını
Araştırmadan önce t-test
Gruba İlişkin Ölçümler Gözlem Formu
Grupta üyelerin davranışları Araştırma sürecinde Nitel araştırma
gözlem
Oturum Sonu Süreç Değerlendirme Formu
Üyelerin her bir oturuma ilişkin değerlendirmeleri
Araştırma sürecinde Nitel araştırma doküman analizi
Grup Sürecinin Genel Değerlendirilmesi Formu
Üyelerin genel olarak grup yaşantısını değerlendirmeleri
Araştırma sonunda Nitel araştırma doküman analizi
138
BÖLÜM IV
BULGULAR
Bu bölümde araştırmanın denencelerini test etmek amacıyla yapılan istatistiksel
analizler sonucunda elde edilen bulgular yer almaktadır. Araştırmanın bulguları,
araştırmadaki denencelerin sırasına göre sunulmuştur.
Deney ve kontrol grubunda yer alan katılımcıların Ergenlerde Karar Verme
Ölçeğinin (EKVÖ), Öz-saygı (KVÖS), İhtiyatlı-Seçicilik (KVİS), Umursamazlık
(KVU), Panik (KVP) ve Sorumluluktan Kaçma (KVSK) alt ölçeklerinden aldıkları
öntest, sontest ve izleme testi puanlarının aritmetik ortalama ve standart sapma değerleri
Tablo 13’de yer almaktadır.
Tablo 13. Deney ve Kontrol Grubunda Yer Alan Katılımcıların Ergenlerde Karar
Verme Ölçeği Alt Ölçekleri Öntest, Sontest ve İzleme Testi Puanlarına İlişkin Aritmetik
Ortalama Standart Sapma Değerleri
EKVÖ Alt Ölçekleri
Deney Grubu Kontrol Grubu Öntest Sontest İzleme Testi Öntest Sontest İzlemeTesti
X Ss X Ss X Ss X Ss X Ss X Ss KVÖS 11.05 1.98 16.00 1.21 16.25 1.00 11.16 1.65 10.87 1.31 10.81 1.22
KVİS 11.33 2.16 15.56 1.03 16.31 1.01 11.16 1.58 10.87 1.45 11.25 0.93
KVU 4.66 1.60 1.93 0.68 1.18 0.83 4.50 1.04 4.50 1.15 4.62 1.31
KVP 7.16 2.20 2.87 1.54 2.43 1.41 6.66 1.49 7.18 1.55 7.37 1.40
KVSK 5.11 1.36 2.56 1.03 1.68 1.07 5.22 1.35 5.56 0.96 5.87 1.14
Tablo 13 incelendiğinde deney grubunda yer alan katılımcıların EKVÖ’nün,
KVÖS ve KVİS, KVU, KVP, KVSK alt ölçeklerinin öntest ortalama puanları sırasıyla
X =11.05, X =11.33, X =4.66, X =7.16, X =5.11; sontest ortalama puanları
X =16.00, X =15.56, X =1.62, X =2.87, X =2.50 ve izleme testi ortalama puanlarının
X =16.25, X =16.31, X =1.18, X =2.43, X =1.68 olduğu görülmektedir. Deney
grubunda yer alan katılımcıların ortalama puanlarının son test ve izleme testinde KVÖS
ve KVİS alt ölçeklerinde yükseldiği, KVU, KVP ve KVSK alt ölçeklerinde ise düştüğü
görülmektedir. Kontrol grubunda yer alan katılımcıların EKVÖ’nün, KVÖS ve KVİS,
139
KVU, KVP, KVSK alt ölçeklerinin öntest ortalama puanları sırasıyla X =11.16,
X =11.16, X =4.50, X =6.66, X =5.22; sontest ortalama puanları X =10.87,
X =10.87, X =4.50, X =7.18, X =5.56 ve izleme testi ortalama puanlarının X =10.81,
X =11.25, X =4.62, X =7.37, X =5.87 olduğu görülmektedir. Kontrol grubunda yer
alan katılımcıların EKVÖ’nün, KVÖS alt ölçeği ortalama puanlarının son test ve izleme
testinde düştüğü, KVİS alt ölçeğini ortalama puanlarının sontestte düştüğü izleme
testinde ise yükseldiği, KVU alt ölçeği ortalama puanlarının sontestte aynı olduğu ama
izleme testinde yükseldiği, KVP ve KVSK alt ölçeklerinin ortalama puanlarının sontest
ve izleme testinde yükseldiği görülmektedir.
Deney grubunda yer alan katılımcıların cinsiyetlerine göre Ergenlerde Karar
Verme Ölçeğinin (EKVÖ), Öz-saygı (KVÖS), İhtiyatlı-Seçicilik (KVİS),
Umursamazlık (KVU), Panik (KVP) ve Sorumluluktan Kaçma (KVSK) alt
ölçeklerinden aldıkları öntest, sontest ve izleme testi puanlarının aritmetik ortalama ve
standart sapma değerleri Tablo 14’de yer almaktadır.
Tablo 14. Deney Grubunda Yer Alan Katılımcıların Ergenlerde Karar Verme Ölçeği
Alt Ölçekleri Öntest, Sontest ve İzleme Testi Puanlarına İlişkin Aritmetik Ortalama
Standart Sapma Değerleri
EKVÖ Alt Ölçekleri
Deney Grubu Öntest Sontest İzleme Testi
Kız Erkek Kız Erkek Kız Erkek
X Ss X Ss X Ss X Ss X Ss X Ss KVÖS 10.80 2.29 11.37 1.59 15.62 1.40 16.37 0.91 15.87 1.12 16.62 0.74
KVİS 11.20 2.20 11.50 2.26 15.37 1.06 15.75 1.03 16.12 1.12 16.50 0.92
KVU 5.10 1.44 4.12 1.72 2.12 0.64 1.75 0.70 1.75 0.46 0.62 0.74
KVP 7.80 2.14 6.37 2.13 3.37 1.59 2.37 1.40 2.75 1.58 2.12 1.24
KVSK 5.20 1.54 5.00 1.19 2.62 1.18 2.50 0.92 1.87 1.24 1.50 0.92
Tablo 14 incelendiğinde deney grubunda yer alan kız öğrencilerin EKVÖ’nün,
KVÖS ve KVİS, KVU, KVP, KVSK alt ölçeklerinin öntest ortalama puanları sırasıyla
X =10.80, X =11.20, X =5.10, X =7.80, X =5.20; sontest ortalama puanları X =15.62
X =15.37, X =2.12, X =3.37, X =1.50 ve izleme testi ortalama puanları X =15.87,
X =16.12, X =1.75, X =2.75 ve X =1.87’dir. Deney grubunda yer alan kız öğrencilerin
140
ortalama puanlarının son test ve izleme testinde KVÖS ve KVİS alt ölçeklerinde
yükseldiği, KVU, KVP ve KVSK alt ölçeklerinde ise düştüğü görülmektedir.
Deney ve kontrol grubunda yer alan katılımcıların sontest ve izleme testi
ortalama puanları arasındaki farkların ve deney grubunda yer alan kız ve erkek
katılımcıların sontest ortalama puanları arasındaki farkların anlamlı olup olmadığı
Kovaryans Analizi yapılarak incelenmiş ve elde edilen bu bulgular da araştırmanın
denencelerinin sırasına göre sunulmuştur.
4.1. Deney ve Kontrol Gruplarının Ergenlerde Karar Verme Ölçeği’nin (EKVÖ)
Öz-Saygı (KVÖS) Alt Ölçeği Sontest Puanlarına İlişkin Bulgular
Araştırmanın ilk denencesi “Deney ve kontrol gruplarının karar vermede öz-
saygı alt ölçeği ön test ortalama puanları kontrol altına alındığında, son test ortalama
puanları arasında anlamlı fark vardır” şeklinde ifade edilmiştir.
Deney ve kontrol gruplarının EKVÖ’nün Öz-Saygı alt ölçeği ortalama
puanlarına dayalı olarak sontest ortalama puanlarının yordanmasına ilişkin regresyon
doğrularının eğimlerinin eşitliğini sınamak amacıyla uygulanan ANOVA sonucuna
göre, katılımcıların sontest ortalama puanları üzerinde grupxöntest ortak etkisinin
anlamlı olmadığı belirlenmiştir [F(1-28)=0.657, p>.05]. Bu bulgu, deney ve kontrol
gruplarındaki katılımcıların EKVÖ’nün Öz-Saygı öntest ortalama puanlarına dayalı
olarak sontest ortalama puanlarının yordanmasına ilişkin hesaplanan regresyon
doğrularının eğimlerinin eşit olduğunu göstermektedir.
Kontrol edilen değişkenlerle, bağımlı değişken arasındaki ilişkinin doğrusal olup
olmadığına Pearson Momentler Korelasyon katsayısı ile bakılmıştır. Kontrol edilen
değişkenlerle bağımlı değişken arasında pozitif bir ilişki olduğu görülmüştür. Bu
durumda kontrol edilen değişkenlerle bağımlı değişken arasında doğrusal bir ilişkinin
olduğunu göstermektedir.
Katılımcıların Ergenlerde Karar Verme Ölçeği’nin Öz-Saygı alt ölçeği sontest
aritmetik ortalamaları ve öntest ortalama puanlarına göre düzeltilmiş sontest aritmetik
ortalamala değerleri Tablo 15’de verilmiştir.
141
Tablo 15. Ergenlerde Karar Verme Ölçeği’nin Öz-Saygı Alt Ölçeği Sontest ve
Düzeltilmiş Sontest Aritmetik Ortalamalarının Gruplara Göre Betimsel İstatistikleri
Grup N Aritmetik Ortalama Düzeltilmiş Aritmetik Ortalama
Deney Grubu 16 16.00 16.06
Kontrol Grubu 16 10.87 10.81
Tablo 15’de görüldüğü gibi EKVÖ’nün Öz-Saygı alt ölçeği sontest ortalama
puanları deney grubu için 16.00, kontrol grubu için 10.87’dir. Bu puanlara bakarak, bir
farkın olduğu ve deney grubunun EKVÖ’nün Öz-Saygı sontest ortalama puanlarının
daha yüksek olduğu düşünülebilir. Ancak grupların Öz-Saygı alt ölçeği öntest ortalama
puanları kontrol edildiğinde sontest ortalama puanlarında değişmeler olduğu
görülmektedir. Öz-Saygı alt ölçeği sontest düzeltilmiş ortalama puanları deney grubu
için 16.06, kontrol grubu için 10.81’dir.
Grupların EKVÖ’nün öz-saygı alt ölçeği düzeltilmiş ortalama puanları arasında
gözlenen farkın anlamlı olup olmadığına ilişkin yapılan ANCOVA sonuçları Tablo
16’da verilmiştir.
Tablo 16. Ergenlerde Karar Verme Ölçeği’nin Öz-Saygı Alt Ölçeğine Göre Düzeltilmiş
Sontest Ortalama Puanlarının Gruplara Göre ANCOVA Sonuçları
Varyansın Kaynağı
Kareler Toplamı
sd Kareler Orlaması
F p
Öntest 26.377 1 26.377 35.791 .000
Grup 219.382 1 219.382 297.673 .000
Hata 21.373 29 0.737
Toplam 257.875 31
Tablo 16’da görüldüğü gibi ANCOVA sonuçlarına göre deney ve kontrol
gruplarında yer alan katılımcıların EKVÖ’nün öz-saygı alt ölçeği öntest ortalama
puanlarına göre düzeltilmiş öz-saygı alt ölçeği sontest ortalama puanları arasında deney
grubu lehine anlamlı farkın olduğu bulunmuştur [F(1-29)=297.673, p<.001]. Elde edilen
bulgulara göre araştırmanın birinci denencesi doğrulanmıştır. Sonuç olarak karar verme
beceri eğitimi grup uygulamalarına katılmış olan deney grubunun karar vermede öz-
142
saygı puanlarındaki artışın uygulanan beceri eğitimi grup uygulamalarına bağlı olarak
oluştuğu söylenebilir.
4.2. Deney ve Kontrol Gruplarının Ergenlerde Karar Verme Ölçeği’nin (EKVÖ)
İhtiyatlı Seçicilik (KVİS) Alt Ölçeği Sontest Puanlarına İlişkin Bulgular
Araştırmanın ikinci denencesi “Deney ve kontrol gruplarının karar vermede
ihtiyatlı-seçicilik alt ölçeği ön test ortalama puanları kontrol altına alındığında, son test
ortalama puanları arasında anlamlı fark vardır” şeklinde ifade edilmiştir.
Deney ve kontrol gruplarının EKVÖ’nün ihtiyatlı seçicilik alt ölçeği ortalama
puanlarına dayalı olarak sontest ortalama puanlarının yordanmasına ilişkin regresyon
doğrularının eğimlerinin eşitliğini sınamak amacıyla uygulanan ANOVA sonucuna
göre, katılımcıların sontest ortalama puanları üzerinde grupxöntest ortak etkisinin
anlamlı olmadığı belirlenmiştir [F(1-28)=3.393, p>.05]. Bu bulgu, deney ve kontrol
gruplarındaki katılımcıların EKVÖ’nün ihtiyatlı seçicilik öntest ortalama puanlarına
dayalı olarak sontest ortalama puanlarının yordanmasına ilişkin hesaplanan regresyon
doğrularının eğimlerinin eşit olduğunu göstermektedir.
Kontrol edilen değişkenlerle, bağımlı değişken arasındaki ilişkinin doğrusal olup
olmadığına Pearson Momentler Korelasyon katsayısı ile bakılmıştır. Kontrol edilen
değişkenlerle bağımlı değişken arasında pozitif bir ilişki olduğu görülmüştür. Bu
durumda kontrol edilen değişkenlerle bağımlı değişken arasında doğrusal bir ilişkinin
olduğunu göstermektedir.
Katılımcıların Ergenlerde Karar Verme Ölçeği’nin ihtiyatlı seçicilik alt ölçeği
sontest aritmetik ortalamaları ve öntest ortalama puanlarına göre düzeltilmiş sontest
aritmetik ortalama değerleri Tablo 17’de verilmiştir.
Tablo 17. Ergenlerde Karar Verme Ölçeği’nin İhtiyatlı Seçicilik Alt Ölçeği Sontest ve
Düzeltilmiş Sontest Aritmetik Ortalamalarının Gruplara Göre Betimsel İstatistikleri
Grup N Aritmetik Ortalama Düzeltilmiş Aritmetik Ortalama
Deney Grubu 16 15.56 15.53
Kontrol Grubu 16 10.87 10.89
143
Tablo 17’de görüldüğü gibi EKVÖ’nün ihtiyatlı seçicilik alt ölçeği sontest
ortalama puanları deney grubu için 15.56, kontrol grubu için 10.87’dir. Bu puanlara
bakarak, bir farkın olduğu ve deney grubunun EKVÖ’nün ihtiyatlı seçicilik sontest
ortalama puanlarının daha yüksek olduğu düşünülebilir. Ancak grupların ihtiyatlı
seçicilik alt ölçeği öntest ortalama puanları kontrol edildiğinde sontest ortalama
puanlarında değişmeler olduğu görülmektedir. İhtiyatlı Seçicilik alt ölçeği sontest
düzeltilmiş ortalama puanları deney grubu için 15.53, kontrol grubu için 10.89’dur.
Grupların EKVÖ’nün ihtiyatlı seçicilik alt ölçeği düzeltilmiş ortalama puanları
arasında gözlenen farkın anlamlı olup olmadığına ilişkin yapılan ANCOVA sonuçları
Tablo 18’de verilmiştir.
Tablo 18. Ergenlerde Karar Verme Ölçeği’nin İhtiyatlı Seçicilik Alt Ölçeğine Göre
Düzeltilmiş Sontest Ortalama Puanlarının Gruplara Göre ANCOVA Sonuçları
Varyansın Kaynağı
Kareler Toplamı
sd Kareler Orlaması
F p
Öntest 16.170 1 16.170 14.878 .001
Grup 172.034 1 172.034 158.293 .000
Hata 31.517 29 1.087
Toplam 223.469 31
Tablo 18’de görüldüğü gibi ANCOVA sonuçlarına göre deney ve kontrol
gruplarında yer alan katılımcıların EKVÖ’nün ihtiyatlı seçicilik alt ölçeği öntest
ortalama puanlarına göre düzeltilmiş ihtiyatlı seçicilik alt ölçeği sontest ortalama
puanları arasında deney grubu lehine anlamlı farkın olduğu bulunmuştur [F(1-
29)=158.293, p<.001]. Elde edilen bulgulara göre araştırmanın ikinci denencesi
doğrulanmıştır. Sonuç olarak karar verme beceri eğitimi grup uygulamalarına katılmış
olan deney grubunun karar vermede ihtiyatlı seçicilik puanlarındaki artışın uygulanan
beceri eğitimi grup uygulamalarına bağlı olarak oluştuğu söylenebilir.
144
4.3. Deney ve Kontrol Gruplarının Ergenlerde Karar Verme Ölçeği’nin (EKVÖ)
Umursamazlık (KVU) Alt Ölçeği Sontest Puanlarına İlişkin Bulgular
Araştırmanın üçüncü denencesi “Deney ve kontrol gruplarının karar vermede
umursamazlık alt ölçeği ön test ortalama puanları kontrol altına alındığında, son test
ortalama puanları arasında anlamlı fark vardır” şeklinde ifade edilmiştir.
Deney ve kontrol gruplarının EKVÖ’nün umursamazlık alt ölçeği ortalama
puanlarına dayalı olarak sontest ortalama puanlarının yordanmasına ilişkin regresyon
doğrularının eğimlerinin eşitliğini sınamak amacıyla uygulanan ANOVA sonucuna
göre, katılımcıların sontest ortalama puanları üzerinde grupxöntest ortak etkisinin
anlamlı olmadığı belirlenmiştir [F(1-28)=0.031, p>.05]. Bu bulgu, deney ve kontrol
gruplarındaki katılımcıların EKVÖ’nün umursamazlık öntest ortalama puanlarına dayalı
olarak sontest ortalama puanlarının yordanmasına ilişkin hesaplanan regresyon
doğrularının eğimlerinin eşit olduğunu göstermektedir.
Kontrol edilen değişkenlerle, bağımlı değişken arasındaki ilişkinin doğrusal olup
olmadığına Pearson Momentler Korelasyon katsayısı ile bakılmıştır. Kontrol edilen
değişkenlerle bağımlı değişken arasında pozitif bir ilişki olduğu görülmüştür. Bu
durumda kontrol edilen değişkenlerle bağımlı değişken arasında doğrusal bir ilişkinin
olduğunu göstermektedir.
Katılımcıların Ergenlerde Karar Verme Ölçeği’nin umursamazlık alt ölçeği
sontest aritmetik ortalamaları ve öntest ortalama puanlarına göre düzeltilmiş sontest
aritmetik ortalama değerleri Tablo 19’da verilmiştir.
Tablo 19. Ergenlerde Karar Verme Ölçeği’nin Umursamazlık Alt Ölçeği Sontest ve
Düzeltilmiş Sontest Aritmetik Ortalamalarının Gruplara Göre Betimsel İstatistikleri
Grup N Aritmetik Ortalama Düzeltilmiş Aritmetik Ortalama
Deney Grubu 16 1.62 1.59
Kontrol Grubu 16 4.50 4.53
Tablo 19’da görüldüğü gibi EKVÖ’nün umursamazlık alt ölçeği sontest
ortalama puanları deney grubu için 1.62, kontrol grubu için 4.50’dir. Bu puanlara
145
bakarak, bir farkın olduğu ve deney grubunun EKVÖ’nün umursamazlık alt ölçeği
sontest ortalama puanlarının daha düşük olduğu düşünülebilir. Ancak grupların
umursamazlık alt ölçeği öntest ortalama puanları kontrol edildiğinde sontest ortalama
puanlarında değişmeler olduğu görülmektedir. Umursamazlık alt ölçeği sontest
düzeltilmiş ortalama puanları deney grubu için 1.59, kontrol grubu için 4.53’tür.
Grupların EKVÖ’nün umursamazlık alt ölçeği düzeltilmiş ortalama puanları
arasında gözlenen farkın anlamlı olup olmadığına ilişkin yapılan ANCOVA sonuçları
Tablo 20’de verilmiştir.
Tablo 20. Ergenlerde Karar Verme Ölçeği’nin Umursamazlık Alt Ölçeğine Göre
Düzeltilmiş Sontest Ortalama Puanlarının Gruplara Göre ANCOVA Sonuçları
Varyansın Kaynağı
Kareler Toplamı
sd Kareler Orlaması
F p
Öntest 6.564 1 6.564 7.002 .013
Grup 68.669 1 68.669 73.251 .000
Hata 27.186 29 0.937
Toplam 99.875 31
Tablo 20’de görüldüğü gibi ANCOVA sonuçlarına göre deney ve kontrol
gruplarında yer alan katılımcıların EKVÖ’nün umursamazlık alt ölçeği öntest ortalama
puanlarına göre düzeltilmiş umursamazlık alt ölçeği sontest ortalama puanları arasında
deney grubu lehine anlamlı farkın olduğu bulunmuştur [F(1-29)=73.251, p<.001]. Elde
edilen bulgulara göre araştırmanın üçüncü denencesi doğrulanmıştır. Sonuç olarak karar
verme beceri eğitimi grup uygulamalarına katılmış olan deney grubunun karar vermede
umursamazlık puanlarındaki düşüşün uygulanan beceri eğitimi grup uygulamalarına
bağlı olarak oluştuğu söylenebilir.
4.4. Deney ve Kontrol Gruplarının Ergenlerde Karar Verme Ölçeği’nin (EKVÖ)
Panik (KVP) Alt Ölçeği Sontest Puanlarına İlişkin Bulgular
Araştırmanın dördüncü denencesi “Deney ve kontrol gruplarının karar vermede
panik alt ölçeği ön test ortalama puanları kontrol altına alındığında, son test ortalama
puanları arasında anlamlı fark vardır” şeklinde ifade edilmiştir.
146
Deney ve kontrol gruplarının EKVÖ’nün panik alt ölçeği ortalama puanlarına
dayalı olarak sontest ortalama puanlarının yordanmasına ilişkin regresyon doğrularının
eğimlerinin eşitliğini sınamak amacıyla uygulanan ANOVA sonucuna göre,
katılımcıların sontest ortalama puanları üzerinde grupxöntest ortak etkisinin anlamlı
olmadığı belirlenmiştir [F(1-28)=2.495, p>.05]. Bu bulgu, deney ve kontrol gruplarındaki
katılımcıların EKVÖ’nün panik öntest ortalama puanlarına dayalı olarak sontest
ortalama puanlarının yordanmasına ilişkin hesaplanan regresyon doğrularının
eğimlerinin eşit olduğunu göstermektedir.
Kontrol edilen değişkenlerle, bağımlı değişken arasındaki ilişkinin doğrusal olup
olmadığına Pearson Momentler Korelasyon katsayısı ile bakılmıştır. Kontrol edilen
değişkenlerle bağımlı değişken arasında pozitif bir ilişki olduğu görülmüştür. Bu
durumda kontrol edilen değişkenlerle bağımlı değişken arasında doğrusal bir ilişkinin
olduğunu göstermektedir.
Katılımcıların Ergenlerde Karar Verme Ölçeği’nin panik alt ölçeği sontest
aritmetik ortalamaları ve öntest ortalama puanlarına göre düzeltilmiş sontest aritmetik
ortalama değerleri Tablo 21’de verilmiştir.
Tablo 21. Ergenlerde Karar Verme Ölçeği’nin Panik Alt Ölçeği Sontest ve Düzeltilmiş
Sontest Aritmetik Ortalamalarının Gruplara Göre Betimsel İstatistikleri
Grup N Aritmetik Ortalama Düzeltilmiş Aritmetik Ortalama
Deney Grubu 16 2.87 2.73
Kontrol Grubu 16 7.18 7.32
Tablo 21’de görüldüğü gibi EKVÖ’nün panik alt ölçeği sontest ortalama
puanları deney grubu için 2.87, kontrol grubu için 7.18’dir. Bu puanlara bakarak, bir
farkın olduğu ve deney grubunun EKVÖ’nün panik alt ölçeği sontest ortalama
puanlarının daha düşük olduğu düşünülebilir. Ancak grupların panik alt ölçeği öntest
ortalama puanları kontrol edildiğinde sontest ortalama puanlarında değişmeler olduğu
görülmektedir. Panik alt ölçeği sontest düzeltilmiş ortalama puanları deney grubu için
2.73, kontrol grubu için 7.32’dir.
147
Grupların EKVÖ’nün panik alt ölçeği düzeltilmiş ortalama puanları arasında
gözlenen farkın anlamlı olup olmadığına ilişkin yapılan ANCOVA sonuçları Tablo
22’de verilmiştir.
Tablo 22. Ergenlerde Karar Verme Ölçeği’nin Panik Alt Ölçeğine Göre Düzeltilmiş
Sontest Ortalama Puanlarının Gruplara Göre ANCOVA Sonuçları
Varyansın Kaynağı
Kareler Toplamı
sd Kareler Orlaması
F p
Öntest 27.766 1 27.766 18.127 .000
Grup 165.109 1 165.109 107.790 .000
Hata 44.421 29 1.532
Toplam 220.969 31
Tablo 22’de görüldüğü gibi ANCOVA sonuçlarına göre deney ve kontrol
gruplarında yer alan katılımcıların EKVÖ’nün panik alt ölçeği öntest ortalama
puanlarına göre düzeltilmiş panik alt ölçeği sontest ortalama puanları arasında deney
grubu lehine anlamlı farkın olduğu bulunmuştur [F(1-29)=107.790, p<.001]. Elde edilen
bulgulara göre araştırmanın dördüncü denencesi doğrulanmıştır. Sonuç olarak karar
verme beceri eğitimi grup uygulamalarına katılmış olan deney grubunun karar vermede
panik puanlarındaki düşüşün uygulanan beceri eğitimi grup uygulamalarına bağlı olarak
oluştuğu söylenebilir.
4.5. Deney ve Kontrol Gruplarının Ergenlerde Karar Verme Ölçeği’nin (EKVÖ)
Sorumluluktan Kaçma (KVSK) Alt Ölçeği Sontest Puanlarına İlişkin Bulgular
Araştırmanın beşinci denencesi “Deney ve kontrol gruplarının karar vermede
sorumluluktan kaçma alt ölçeği ön test ortalama puanları kontrol altına alındığında,
son test ortalama puanları arasında anlamlı fark vardır” şeklinde ifade edilmiştir.
Deney ve kontrol gruplarının EKVÖ’nün sorumluktan kaçma alt ölçeği ortalama
puanlarına dayalı olarak sontest ortalama puanlarının yordanmasına ilişkin regresyon
doğrularının eğimlerinin eşitliğini sınamak amacıyla uygulanan ANOVA sonucuna
göre, katılımcıların sontest ortalama puanları üzerinde grupxöntest ortak etkisinin
anlamlı olmadığı belirlenmiştir [F(1-28)=0.062, p>.05]. Bu bulgu, deney ve kontrol
gruplarındaki katılımcıların EKVÖ’nün sorumluktan kaçma öntest ortalama puanlarına
148
dayalı olarak sontest ortalama puanlarının yordanmasına ilişkin hesaplanan regresyon
doğrularının eğimlerinin eşit olduğunu göstermektedir.
Kontrol edilen değişkenlerle, bağımlı değişken arasındaki ilişkinin doğrusal olup
olmadığına Pearson Momentler Korelasyon katsayısı ile bakılmıştır. Kontrol edilen
değişkenlerle bağımlı değişken arasında pozitif bir ilişki olduğu görülmüştür. Bu
durumda kontrol edilen değişkenlerle bağımlı değişken arasında doğrusal bir ilişkinin
olduğunu göstermektedir.
Katılımcıların Ergenlerde Karar Verme Ölçeği’nin sorumluktan kaçma alt ölçeği
sontest aritmetik ortalamaları ve öntest ortalama puanlarına göre düzeltilmiş sontest
aritmetik ortalama değerleri Tablo 23’de verilmiştir.
Tablo 23. Ergenlerde Karar Verme Ölçeği’nin Sorumluktan Kaçma Alt Ölçeği Sontest
ve Düzeltilmiş Sontest Aritmetik Ortalamalarının Gruplara Göre Betimsel İstatistikleri
Grup N Aritmetik Ortalama Düzeltilmiş Aritmetik Ortalama
Deney Grubu 16 2.50 2.53
Kontrol Grubu 16 5.56 5.52
Tablo 23’de görüldüğü gibi EKVÖ’nün sorumluktan kaçma alt ölçeği sontest
ortalama puanları deney grubu için 2.50, kontrol grubu için 5.56’dır. Bu puanlara
bakarak, bir farkın olduğu ve deney grubunun EKVÖ’nün sorumluktan kaçma alt ölçeği
sontest ortalama puanlarının daha düşük olduğu düşünülebilir. Ancak grupların
sorumluluktan kaçma alt ölçeği öntest ortalama puanları kontrol edildiğinde sontest
ortalama puanlarında değişmeler olduğu görülmektedir. Sorumluluktan kaçma alt ölçeği
sontest düzeltilmiş ortalama puanları deney grubu için 2.53, kontrol grubu için 5.52’dir.
Grupların EKVÖ’nün sorumluluktan kaçma alt ölçeği düzeltilmiş ortalama
puanları arasında gözlenen farkın anlamlı olup olmadığına ilişkin yapılan ANCOVA
sonuçları Tablo 24’de verilmiştir.
149
Tablo 24. Ergenlerde Karar Verme Ölçeği’nin Sorumluluktan Kaçma Alt Ölçeğine
Göre Düzeltilmiş Sontest Ortalama Puanlarının Gruplara Göre
ANCOVA Sonuçları
Varyansın Kaynağı
Kareler Toplamı
sd Kareler Orlaması
F p
Öntest 5.402 1 5.402 6.386 .017
Grup 70.708 1 70.708 83.576 .000
Hata 24.535 29 0.846
Toplam 104.969 31
Tablo 24’de görüldüğü gibi ANCOVA sonuçlarına göre deney ve kontrol
gruplarında yer alan katılımcıların EKVÖ’nün sorumluluktan kaçma alt ölçeği öntest
ortalama puanlarına göre düzeltilmiş sorumluluktan kaçma alt ölçeği sontest ortalama
puanları arasında deney grubu lehine anlamlı farkın olduğu bulunmuştur [F(1-29)=83.576,
p<.001]. Elde edilen bulgulara göre araştırmanın beşinci denencesi doğrulanmıştır.
Sonuç olarak karar verme beceri eğitimi grup uygulamalarına katılmış olan deney
grubunun karar vermede sorumluluktan kaçma puanlarındaki düşüşün uygulanan beceri
eğitimi grup uygulamalarına bağlı olarak oluştuğu söylenebilir.
4.6. Deney ve Kontrol Gruplarının Ergenlerde Karar Verme Ölçeği’nin (EKVÖ)
Öz-Saygı (KVSO) Alt Ölçeği İzleme Puanlarına İlişkin Bulgular
Araştırmanın altıncı denencesi “Deney ve kontrol gruplarının karar vermede öz-
saygı alt ölçeği son test ortalama puanları kontrol altına alındığında, izleme testi
ortalama puanları arasında anlamlı bir fark vardır” şeklinde ifade edilmiştir.
Deney ve kontrol gruplarının EKVÖ’nün öz-saygı alt ölçeği ortalama puanlarına
dayalı olarak izleme testi ortalama puanlarının yordanmasına ilişkin regresyon
doğrularının eğimlerinin eşitliğini sınamak amacıyla uygulanan ANOVA sonucuna
göre, katılımcıların izleme testi ortalama puanları üzerinde grupxöntest ortak etkisinin
anlamlı olmadığı belirlenmiştir [F(1-28)=0.075, p>.05]. Bu bulgu, deney ve kontrol
gruplarındaki katılımcıların EKVÖ’nün öz-saygı sontest ortalama puanlarına dayalı
olarak izleme testi ortalama puanlarının yordanmasına ilişkin hesaplanan regresyon
doğrularının eğimlerinin eşit olduğunu göstermektedir.
150
Kontrol edilen değişkenlerle, bağımlı değişken arasındaki ilişkinin doğrusal olup
olmadığına Pearson Momentler Korelasyon katsayısı ile bakılmıştır. Kontrol edilen
değişkenlerle bağımlı değişken arasında pozitif bir ilişki olduğu görülmüştür. Bu
durumda kontrol edilen değişkenlerle bağımlı değişken arasında doğrusal bir ilişkinin
olduğunu göstermektedir.
Katılımcıların Ergenlerde Karar Verme Ölçeği’nin öz-saygı alt ölçeği izleme
testi aritmetik ortalamaları ve sontest ortalama puanlarına göre düzeltilmiş izleme testi
aritmetik ortalama değerleri Tablo 25’te verilmiştir.
Tablo 25. Ergenlerde Karar Verme Ölçeği’nin Öz-Saygı Alt Ölçeği İzleme Testi ve
Düzeltilmiş İzleme Testi Aritmetik Ortalamalarının Gruplara Göre
Betimsel İstatistikleri
Grup N Aritmetik Ortalama Düzeltilmiş Aritmetik Ortalama
Deney Grubu 16 16.25 14.33
Kontrol Grubu 16 10.81 12.72
Tablo 25’te görüldüğü gibi EKVÖ’nün öz-saygı alt ölçeği izleme testi ortalama
puanları deney grubu için 16.25, kontrol grubu için 10.81’dir. Bu puanlara bakarak, bir
farkın olduğu ve deney grubunun EKVÖ’nün öz-saygı alt ölçeği izleme testi ortalama
puanlarının daha yüksek olduğu düşünülebilir. Ancak grupların öz-saygı alt ölçeği
sontest ortalama puanları kontrol edildiğinde izleme testi ortalama puanlarında
değişmeler olduğu görülmektedir. Öz-saygı alt ölçeği izleme testi düzeltilmiş ortalama
puanları deney grubu için 14.33, kontrol grubu için 12.72’dir.
Grupların EKVÖ’nün öz-saygı alt ölçeği düzeltilmiş ortalama puanları arasında
gözlenen farkın anlamlı olup olmadığına ilişkin yapılan ANCOVA sonuçları Tablo
26’da verilmiştir.
151
Tablo 26. Ergenlerde Karar Verme Ölçeği’nin Öz-Saygı Alt Ölçeğine Göre Düzeltilmiş
İzleme Testi Ortalama Puanlarının Gruplara Göre ANCOVA Sonuçları
Varyansın Kaynağı
Kareler Toplamı
sd Kareler Orlaması
F p
Sontest 26.579 1 26.579 70.984 .000
Grup 3.858 1 3.858 10.304 .003
Hata 10.859 29 0.374
Toplam 273.969 31
Tablo 26’da görüldüğü gibi ANCOVA sonuçlarına göre deney ve kontrol
gruplarında yer alan katılımcıların EKVÖ’nün öz-saygı alt ölçeği sontest ortalama
puanlarına göre düzeltilmiş öz-saygı alt ölçeği izleme testi ortalama puanları arasında
deney grubu lehine anlamlı farkın olduğu bulunmuştur [F(1-29)=10.304, p<.005]. Elde
edilen bulgulara göre araştırmanın altıncı denencesi doğrulanmıştır.
4.7. Deney ve Kontrol Gruplarının Ergenlerde Karar Verme Ölçeği’nin (EKVÖ)
İhtiyatlı-Seçicilik (KVİS) Alt Ölçeği İzleme Puanlarına İlişkin Bulgular
Araştırmanın yedinci denencesi “Deney ve kontrol gruplarının karar vermede
ihtiyatlı-seçicilik alt ölçeği son test ortalama puanları kontrol altına alındığında, izleme
testi ortalama puanları arasında anlamlı bir fark vardır” şeklinde ifade edilmiştir.
Deney ve kontrol gruplarının EKVÖ’nün ihtiyatlı-seçicilik alt ölçeği ortalama
puanlarına dayalı olarak izleme testi ortalama puanlarının yordanmasına ilişkin
regresyon doğrularının eğimlerinin eşitliğini sınamak amacıyla uygulanan ANOVA
sonucuna göre, katılımcıların izleme testi ortalama puanları üzerinde grupxöntest ortak
etkisinin anlamlı olmadığı belirlenmiştir [F(1-28)=3.815, p>.05]. Bu bulgu, deney ve
kontrol gruplarındaki katılımcıların EKVÖ’nün ihtiyatlı-seçicilik sontest ortalama
puanlarına dayalı olarak izleme testi ortalama puanlarının yordanmasına ilişkin
hesaplanan regresyon doğrularının eğimlerinin eşit olduğunu göstermektedir.
Kontrol edilen değişkenlerle, bağımlı değişken arasındaki ilişkinin doğrusal olup
olmadığına Pearson Momentler Korelasyon katsayısı ile bakılmıştır. Kontrol edilen
değişkenlerle bağımlı değişken arasında pozitif bir ilişki olduğu görülmüştür. Bu
152
durumda kontrol edilen değişkenlerle bağımlı değişken arasında doğrusal bir ilişkinin
olduğunu göstermektedir.
Katılımcıların Ergenlerde Karar Verme Ölçeği’nin ihtiyatlı-seçicilik alt ölçeği
izleme testi aritmetik ortalamaları ve sontest ortalama puanlarına göre düzeltilmiş
izleme testi aritmetik ortalama değerleri Tablo 27’de verilmiştir.
Tablo 27. Ergenlerde Karar Verme Ölçeği’nin İhtiyatlı-Seçicilik Alt Ölçeği İzleme
Testi ve Düzeltilmiş İzleme Testi Aritmetik Ortalamalarının Gruplara Göre
Betimsel İstatistikleri
Grup N Aritmetik Ortalama Düzeltilmiş Aritmetik Ortalama
Deney Grubu 16 16.31 15.44
Kontrol Grubu 16 11.25 12.11
Tablo 27’de görüldüğü gibi EKVÖ’nün ihtiyatlı-seçicilik alt ölçeği izleme testi
ortalama puanları deney grubu için 16.31, kontrol grubu için 11.25’tir. Bu puanlara
bakarak, bir farkın olduğu ve deney grubunun EKVÖ’nün ihtiyatlı-seçicilik alt ölçeği
izleme testi ortalama puanlarının daha yüksek olduğu düşünülebilir. Ancak grupların
ihtiyatlı-seçicilik alt ölçeği sontest ortalama puanları kontrol edildiğinde izleme testi
ortalama puanlarında değişmeler olduğu görülmektedir. İhtiyatlı-seçicilik alt ölçeği
izleme testi düzeltilmiş ortalama puanları deney grubu için 15.44, kontrol grubu için
12.11’dir.
Grupların EKVÖ’nün ihtiyatlı-seçicilik alt ölçeği düzeltilmiş ortalama puanları
arasında gözlenen farkın anlamlı olup olmadığına ilişkin yapılan ANCOVA sonuçları
Tablo 28’de verilmiştir.
Tablo 28.Ergenlerde Karar Verme Ölçeği’nin İhtiyatlı Seçicilik Alt Ölçeğine Göre
Düzeltilmiş İzleme Testi Ortalama Puanlarının Gruplara Göre ANCOVA Sonuçları
Varyansın Kaynağı
Kareler Toplamı
sd Kareler Orlaması
F p
Sontest 6.560 1 6.560 8.696 .006
Grup 18.861 1 18.861 25.002 .000
Hata 21.877 29 0.75
Toplam 233.469 31
153
Tablo 28’de görüldüğü gibi ANCOVA sonuçlarına göre deney ve kontrol
gruplarında yer alan katılımcıların EKVÖ’nün ihtiyatlı-seçicilik alt ölçeği sontest
ortalama puanlarına göre düzeltilmiş ihtiyatlı-seçicilik alt ölçeği izleme testi ortalama
puanları arasında deney grubu lehine anlamlı farkın olduğu bulunmuştur [F(1-29)=25.002,
p<.001]. Elde edilen bulgulara göre araştırmanın yedinci denencesi doğrulanmıştır.
4.8. Deney ve Kontrol Gruplarının Ergenlerde Karar Verme Ölçeği’nin (EKVÖ)
Umursamazlık (KVU) Alt Ölçeği İzleme Puanlarına İlişkin Bulgular
Araştırmanın sekizinci denencesi “Deney ve kontrol gruplarının karar vermede
umursamazlık alt ölçeği son test ortalama puanları kontrol altına alındığında, izleme
testi ortalama puanları arasında anlamlı bir fark vardır” şeklinde ifade edilmiştir.
Deney ve kontrol gruplarının EKVÖ’nün umursamazlık alt ölçeği ortalama
puanlarına dayalı olarak izleme testi ortalama puanlarının yordanmasına ilişkin
regresyon doğrularının eğimlerinin eşitliğini sınamak amacıyla uygulanan ANOVA
sonucuna göre, katılımcıların izleme testi ortalama puanları üzerinde grupxöntest ortak
etkisinin anlamlı olmadığı belirlenmiştir [F(1-28)=1.435, p>.05]. Bu bulgu, deney ve
kontrol gruplarındaki katılımcıların EKVÖ’nün umursamazlık sontest ortalama
puanlarına dayalı olarak izleme testi ortalama puanlarının yordanmasına ilişkin
hesaplanan regresyon doğrularının eğimlerinin eşit olduğunu göstermektedir.
Kontrol edilen değişkenlerle, bağımlı değişken arasındaki ilişkinin doğrusal olup
olmadığına Pearson Momentler Korelasyon katsayısı ile bakılmıştır. Kontrol edilen
değişkenlerle bağımlı değişken arasında pozitif bir ilişki olduğu görülmüştür. Bu
durumda kontrol edilen değişkenlerle bağımlı değişken arasında doğrusal bir ilişkinin
olduğunu göstermektedir.
Katılımcıların Ergenlerde Karar Verme Ölçeği’nin umursamazlık alt ölçeği
izleme testi aritmetik ortalamaları ve sontest ortalama puanlarına göre düzeltilmiş
izleme testi aritmetik ortalama değerleri Tablo 29’de verilmiştir.
154
Tablo 29. Ergenlerde Karar Verme Ölçeği’nin Umursamazlık Alt Ölçeği İzleme Testi
ve Düzeltilmiş İzleme Testi Aritmetik Ortalamalarının Gruplara Göre
Betimsel İstatistikleri
Grup N Aritmetik Ortalama Düzeltilmiş Aritmetik Ortalama
Deney Grubu 16 1.18 2.30
Kontrol Grubu 16 4.62 3.51
Tablo 29’da görüldüğü gibi EKVÖ’nün umursamazlık alt ölçeği izleme testi
ortalama puanları deney grubu için 1.18, kontrol grubu için 4.62’dir. Bu puanlara
bakarak, bir farkın olduğu ve deney grubunun EKVÖ’nün umursamazlık alt ölçeği
izleme testi ortalama puanlarının daha düşük olduğu düşünülebilir. Ancak grupların
umursamazlık alt ölçeği sontest ortalama puanları kontrol edildiğinde izleme testi
ortalama puanlarında değişmeler olduğu görülmektedir. Umursamazlık alt ölçeği izleme
testi düzeltilmiş ortalama puanları deney grubu için 2.30, kontrol grubu için 3.51’dir.
Grupların EKVÖ’nün umursamazlık alt ölçeği düzeltilmiş ortalama puanları
arasında gözlenen farkın anlamlı olup olmadığına ilişkin yapılan ANCOVA sonuçları
Tablo 30’da verilmiştir.
Tablo 30. Ergenlerde Karar Verme Ölçeği’nin Umursamazlık Alt Ölçeğine Göre
Düzeltilmiş İzleme Testi Ortalama Puanlarının Gruplara Göre ANCOVA Sonuçları
Varyansın Kaynağı
Kareler Toplamı
sd Kareler Orlaması
F p
Sontest 20.223 1 20.223 36.734 .000
Grup 3.971 1 3.971 7.214 .012
Hata 15.965 29 0.551
Toplam 130.719 31
Tablo 30’da görüldüğü gibi ANCOVA sonuçlarına göre deney ve kontrol
gruplarında yer alan katılımcıların EKVÖ’nün umursamazlık alt ölçeği sontest ortalama
puanlarına göre düzeltilmiş umursamazlık alt ölçeği izleme testi ortalama puanları
arasında deney grubu lehine anlamlı farkın olduğu bulunmuştur [F(1-29)=7.214, p<.05].
Elde edilen bulgulara göre araştırmanın sekizinci denencesi doğrulanmıştır.
155
4.9. Deney ve Kontrol Gruplarının Ergenlerde Karar Verme Ölçeği’nin (EKVÖ)
Panik (KVP) Alt Ölçeği İzleme Puanlarına İlişkin Bulgular
Araştırmanın dokuzuncu denencesi “Deney ve kontrol gruplarının karar
vermede panik alt ölçeği son test ortalama puanları kontrol altına alındığında, izleme
testi ortalama puanları arasında anlamlı bir fark vardır” şeklinde ifade edilmiştir.
Deney ve kontrol gruplarının EKVÖ’nün panik alt ölçeği ortalama puanlarına
dayalı olarak izleme testi ortalama puanlarının yordanmasına ilişkin regresyon
doğrularının eğimlerinin eşitliğini sınamak amacıyla uygulanan ANOVA sonucuna
göre, katılımcıların izleme testi ortalama puanları üzerinde grupxöntest ortak etkisinin
anlamlı olmadığı belirlenmiştir [F(1-28)=0.012, p>.05]. Bu bulgu, deney ve kontrol
gruplarındaki katılımcıların EKVÖ’nün panik sontest ortalama puanlarına dayalı olarak
izleme testi ortalama puanlarının yordanmasına ilişkin hesaplanan regresyon
doğrularının eğimlerinin eşit olduğunu göstermektedir.
Kontrol edilen değişkenlerle, bağımlı değişken arasındaki ilişkinin doğrusal olup
olmadığına Pearson Momentler Korelasyon katsayısı ile bakılmıştır. Kontrol edilen
değişkenlerle bağımlı değişken arasında pozitif bir ilişki olduğu görülmüştür. Bu
durumda kontrol edilen değişkenlerle bağımlı değişken arasında doğrusal bir ilişkinin
olduğunu göstermektedir.
Katılımcıların Ergenlerde Karar Verme Ölçeği’nin panik alt ölçeği izleme testi
aritmetik ortalamaları ve sontest ortalama puanlarına göre düzeltilmiş izleme testi
aritmetik ortalama değerleri Tablo 31’de verilmiştir.
Tablo 31. Ergenlerde Karar Verme Ölçeği’nin Panik Alt Ölçeği İzleme Testi ve
Düzeltilmiş İzleme Testi Aritmetik Ortalamalarının Gruplara Göre Betimsel
İstatistikleri
Grup N Aritmetik Ortalama Düzeltilmiş Aritmetik Ortalama
Deney Grubu 16 2.43 4.31
Kontrol Grubu 16 7.37 5.50
156
Tablo 31’de görüldüğü gibi EKVÖ’nün panik alt ölçeği izleme testi ortalama
puanları deney grubu için 2.43, kontrol grubu için 7.37’dir. Bu puanlara bakarak, bir
farkın olduğu ve deney grubunun EKVÖ’nün panik alt ölçeği izleme testi ortalama
puanlarının daha düşük olduğu düşünülebilir. Ancak grupların panik alt ölçeği sontest
ortalama puanları kontrol edildiğinde izleme testi ortalama puanlarında değişmeler
olduğu görülmektedir. Panik alt ölçeği izleme testi düzeltilmiş ortalama puanları deney
grubu için 4.31, kontrol grubu için 5.50’dir.
Grupların EKVÖ’nün panik alt ölçeği düzeltilmiş ortalama puanları arasında
gözlenen farkın anlamlı olup olmadığına ilişkin yapılan ANCOVA sonuçları Tablo
32’de verilmiştir.
Tablo 32. Ergenlerde Karar Verme Ölçeği’nin Panik Alt Ölçeğine Göre Düzeltilmiş
İzleme Testi Ortalama Puanlarının Gruplara Göre ANCOVA Sonuçları
Varyansın Kaynağı
Kareler Toplamı
sd Kareler Orlaması
F p
Sontest 54.546 1 54.546 307.681 .000
Grup 3.693 1 3.693 20.834 .000
Hata 5.141 29 0.177
Toplam 254.719 31
Tablo 32’de görüldüğü gibi ANCOVA sonuçlarına göre deney ve kontrol
gruplarında yer alan katılımcıların EKVÖ’nün panik alt ölçeği sontest ortalama
puanlarına göre düzeltilmiş panik alt ölçeği izleme testi ortalama puanları arasında
deney grubu lehine anlamlı farkın olduğu bulunmuştur [F(1-29)=20.834, p<.001]. Elde
edilen bulgulara göre araştırmanın dokuzuncu denencesi doğrulanmıştır.
4.10. Deney ve Kontrol Gruplarının Ergenlerde Karar Verme Ölçeği’nin (EKVÖ)
Sorumluluktan Kaçma (KVSK) Alt Ölçeği İzleme Puanlarına İlişkin Bulgular
Araştırmanın onuncu denencesi “Deney ve kontrol gruplarının karar vermede
sorumluluktan kaçma alt ölçeği son test ortalama puanları kontrol altına alındığında,
izleme testi ortalama puanları arasında anlamlı bir fark vardır” şeklinde ifade
edilmiştir.
157
Deney ve kontrol gruplarının EKVÖ’nün sorumluluktan kaçma alt ölçeği
ortalama puanlarına dayalı olarak izleme testi ortalama puanlarının yordanmasına ilişkin
regresyon doğrularının eğimlerinin eşitliğini sınamak amacıyla uygulanan ANOVA
sonucuna göre, katılımcıların izleme testi ortalama puanları üzerinde grupxöntest ortak
etkisinin anlamlı olmadığı belirlenmiştir [F(1-28)=0.523, p>.05]. Bu bulgu, deney ve
kontrol gruplarındaki katılımcıların EKVÖ’nün sorumluluktan kaçma sontest ortalama
puanlarına dayalı olarak izleme testi ortalama puanlarının yordanmasına ilişkin
hesaplanan regresyon doğrularının eğimlerinin eşit olduğunu göstermektedir.
Kontrol edilen değişkenlerle, bağımlı değişken arasındaki ilişkinin doğrusal olup
olmadığına Pearson Momentler Korelasyon katsayısı ile bakılmıştır. Kontrol edilen
değişkenlerle bağımlı değişken arasında pozitif bir ilişki olduğu görülmüştür. Bu
durumda kontrol edilen değişkenlerle bağımlı değişken arasında doğrusal bir ilişkinin
olduğunu göstermektedir.
Katılımcıların Ergenlerde Karar Verme Ölçeği’nin sorumluluktan kaçma alt
ölçeği izleme testi aritmetik ortalamaları ve sontest ortalama puanlarına göre düzeltilmiş
izleme testi aritmetik ortalama değerleri Tablo 33’te verilmiştir.
Tablo 33. Ergenlerde Karar Verme Ölçeği’nin Sorumluluktan Kaçma Alt Ölçeği İzleme
Testi ve Düzeltilmiş İzleme Testi Aritmetik Ortalamalarının Gruplara Göre Betimsel
İstatistikleri
Grup N Aritmetik Ortalama Düzeltilmiş Aritmetik Ortalama
Deney Grubu 16 1.68 3.10
Kontrol Grubu 16 5.87 4.46
Tablo 33’te görüldüğü gibi EKVÖ’nün sorumluluktan kaçma alt ölçeği izleme
testi ortalama puanları deney grubu için 1.68, kontrol grubu için 5.87’dir. Bu puanlara
bakarak, bir farkın olduğu ve deney grubunun EKVÖ’nün sorumluluktan kaçma alt
ölçeği izleme testi ortalama puanlarının daha düşük olduğu düşünülebilir. Ancak
grupların sorumluluktan kaçma alt ölçeği sontest ortalama puanları kontrol edildiğinde
izleme testi ortalama puanlarında değişmeler olduğu görülmektedir. Sorumluluktan
158
kaçma alt ölçeği izleme testi düzeltilmiş ortalama puanları deney grubu için 3.10,
kontrol grubu için 4.46’dır.
Grupların EKVÖ’nün sorumluluktan kaçma alt ölçeği düzeltilmiş ortalama
puanları arasında gözlenen farkın anlamlı olup olmadığına ilişkin yapılan ANCOVA
sonuçları Tablo 34’te verilmiştir.
Tablo 34. Ergenlerde Karar Verme Ölçeği’nin Sorumluluktan Kaçma Alt Ölçeğine
Göre Düzeltilmiş İzleme Testi Ortalama Puanlarının Gruplara Göre
ANCOVA Sonuçları
Varyansın Kaynağı
Kareler Toplamı
sd Kareler Orlaması
F p
Sontest 25.491 1 25.491 63.203 .000
Grup 4.230 1 4.230 10.487 .003
Hata 11.696 29 0.403
Toplam 177.469 31
Tablo 34’te görüldüğü gibi ANCOVA sonuçlarına göre deney ve kontrol
gruplarında yer alan katılımcıların EKVÖ’nün sorumluluktan kaçma alt ölçeği sontest
ortalama puanlarına göre düzeltilmiş sorumluluktan kaçma alt ölçeği izleme testi
ortalama puanları arasında deney grubu lehine anlamlı farkın olduğu bulunmuştur [F(1-
29)=10.487, p<.005]. Elde edilen bulgulara göre araştırmanın onuncu denencesi
doğrulanmıştır.
4.11. Deney Grubundaki Kız ve Erkek Öğrencilerin Ergenlerde Karar Verme
Ölçeği’nin (EKVÖ) Öz-Saygı (KVÖS) Alt Ölçeği Sontest Puanlarına İlişkin
Bulgular
Araştırmanın on birinci denencesi “Deney grubundaki kız ve erkek öğrencilerin
karar vermede öz-saygı alt ölçeği son test puanları arasında anlamlı bir fark vardır”
şeklinde ifade edilmiştir.
Örneklem sayısının düşük olmasından dolayı (Kız: 8, Erkek: 8) bu hipotezi test
etmek amacıyla, parametrik olmayan testlerden biri olan Mann Whitney U Testi
kullanılmıştır. Ergenlerde Karar Verme Ölçeği Öz-Saygı Alt Ölçeği sontest puanları
159
arasında anlamlı bir farklılığın olup olmadığını sınamak amacıyla yapılan Mann
Whitney U Testi analiz sonuçları Tablo 35’te sunulmuştur.
Tablo 35. Kız ve Erkek Öğrencilerin Ergenlerde Karar Verme Ölçeği’nin Öz-Saygı Alt
Ölçeği Sontest Puanlarına İlişkin Mann Whitney U Testi Analizi Sonuçları
Cinsiyet N Sıra Ortalaması
Sıra Toplamı U p
Kız 8 7.06 56.50 20.50 .211
Erkek 8 9.94 79.50
Tablo 35’te görüldüğü gibi kız ve erkek öğrencilerin EKVÖ’nün öz-saygı alt
ölçeği sontest puanları arasında anlamlı bir farklılığın olmadığı görülmektedir
(U=20.50, p>.05). Elde edilen bulgulara göre araştırmanın on birinci denencesi
doğrulanmamıştır.
4.12. Deney Grubundaki Kız ve Erkek Öğrencilerin Ergenlerde Karar Verme
Ölçeği’nin (EKVÖ) İhtiyatlı Seçicilik (KVİS) Alt Ölçeği Sontest Puanlarına İlişkin
Bulgular
Araştırmanın on ikinci denencesi “Deney grubundaki kız ve erkek öğrencilerin
karar vermede ihtiyatlı-seçicilik alt ölçeği son test puanları arasında anlamlı bir fark
vardır” şeklinde ifade edilmiştir.
Örneklem sayısının düşük olmasından dolayı (Kız: 8, Erkek: 8) bu hipotezi test
etmek amacıyla, parametrik olmayan testlerden biri olan Mann Whitney U Testi
kullanılmıştır. Ergenlerde Karar Verme Ölçeği İhtiyatlı-Seçicilik Alt Ölçeği sontest
puanları arasında anlamlı bir farklılığın olup olmadığını sınamak amacıyla yapılan
Mann Whitney U Testi analiz sonuçları Tablo 36’da sunulmuştur.
Tablo 36. Kız ve Erkek Öğrencilerin Ergenlerde Karar Verme Ölçeği’nin İhtiyatlı-
Seçicilik Alt Ölçeği Sontest Puanlarına İlişkin Mann Whitney U Testi Analizi Sonuçları
Cinsiyet N Sıra Ortalaması
Sıra Toplamı U p
Kız 8 7.94 63.50 27.50 .618
Erkek 8 9.06 72.50
160
Tablo 36’da görüldüğü gibi kız ve erkek öğrencilerin EKVÖ’nün ihtiyatlı-
seçicilik alt ölçeği sontest puanları arasında anlamlı bir farklılığın olmadığı
görülmektedir (U=20.50, p>.05). Elde edilen bulgulara göre araştırmanın on ikinci
denencesi doğrulanmamıştır.
4.13. Deney Grubundaki Kız ve Erkek Öğrencilerin Ergenlerde Karar Verme
Ölçeği’nin (EKVÖ) Umursamazlık (KVU) Alt Ölçeği Sontest Puanlarına İlişkin
Bulgular
Araştırmanın on üçüncü denencesi “Deney grubundaki kız ve erkek öğrencilerin
karar vermede umursamazlık alt ölçeği son test puanları arasında anlamlı bir fark
vardır” şeklinde ifade edilmiştir.
Örneklem sayısının düşük olmasından dolayı (Kız: 8, Erkek: 8) bu hipotezi test
etmek amacıyla, parametrik olmayan testlerden biri olan Mann Whitney U Testi
kullanılmıştır. Ergenlerde Karar Verme Ölçeği Umursamazlık Alt Ölçeği sontest
puanları arasında anlamlı bir farklılığın olup olmadığını sınamak amacıyla yapılan
Mann Whitney U Testi analiz sonuçları Tablo 37’de sunulmuştur.
Tablo 37. Kız ve Erkek Öğrencilerin Ergenlerde Karar Verme Ölçeği’nin
Umursamazlık Alt Ölçeği Sontest Puanlarına İlişkin Mann Whitney U Testi Analizi
Sonuçları
Cinsiyet N Sıra Ortalaması
Sıra Toplamı U p
Kız 8 9.69 77.50 22.50 .266
Erkek 8 7.31 58.50
Tablo 37’de görüldüğü gibi kız ve erkek öğrencilerin EKVÖ’nün umursamazlık
alt ölçeği sontest puanları arasında anlamlı bir farklılığın olmadığı görülmektedir
(U=22.50, p>.05). Elde edilen bulgulara göre araştırmanın on üçüncü denencesi
doğrulanmamıştır.
161
4.14. Deney Grubundaki Kız ve Erkek Öğrencilerin Ergenlerde Karar Verme
Ölçeği’nin (EKVÖ) Panik (KVP) Alt Ölçeği Sontest Puanlarına İlişkin Bulgular
Araştırmanın on dördüncü denencesi “Deney grubundaki kız ve erkek
öğrencilerin karar vermede panik alt ölçeği son test puanları arasında anlamlı bir fark
vardır” şeklinde ifade edilmiştir.
Örneklem sayısının düşük olmasından dolayı (Kız: 8, Erkek: 8) bu hipotezi test
etmek amacıyla, parametrik olmayan testlerden biri olan Mann Whitney U Testi
kullanılmıştır. Ergenlerde Karar Verme Ölçeği Panik Alt Ölçeği sontest puanları
arasında anlamlı bir farklılığın olup olmadığını sınamak amacıyla yapılan Mann
Whitney U Testi analiz sonuçları Tablo 38’de sunulmuştur.
Tablo 38. Kız ve Erkek Öğrencilerin Ergenlerde Karar Verme Ölçeği’nin Panik Alt
Ölçeği Sontest Puanlarına İlişkin Mann Whitney U Testi Analizi Sonuçları
Cinsiyet N Sıra Ortalaması
Sıra Toplamı U p
Kız 8 10.06 80.50 19.50 .152
Erkek 8 6.94 55.50
Tablo 38’de görüldüğü gibi kız ve erkek öğrencilerin EKVÖ’nün panik alt
ölçeği sontest puanları arasında anlamlı bir farklılığın olmadığı görülmektedir
(U=19.50, p>.05). Elde edilen bulgulara göre araştırmanın on dördüncü denencesi
doğrulanmamıştır.
4.15. Deney Grubundaki Kız ve Erkek Öğrencilerin Ergenlerde Karar Verme
Ölçeği’nin (EKVÖ) Sorumluluktan Kaçma (KVSK) Alt Ölçeği Sontest Puanlarına
İlişkin Bulgular
Araştırmanın on beşinci denencesi “Deney grubundaki kız ve erkek öğrencilerin
karar vermede sorumluluktan kaçma alt ölçeği son test puanları arasında anlamlı bir
fark vardır” şeklinde ifade edilmiştir.
Örneklem sayısının düşük olmasından dolayı (Kız: 8, Erkek: 8) bu hipotezi test
etmek amacıyla, parametrik olmayan testlerden biri olan Mann Whitney U Testi
kullanılmıştır. Ergenlerde Karar Verme Ölçeği Sorumluluktan Kaçma Alt Ölçeği
162
sontest puanları arasında anlamlı bir farklılığın olup olmadığını sınamak amacıyla
yapılan Mann Whitney U Testi analiz sonuçları Tablo 39’de sunulmuştur.
Tablo 39. Kız ve Erkek Öğrencilerin Ergenlerde Karar Verme Ölçeği’nin
Sorumluluktan Kaçma Alt Ölçeği Sontest Puanlarına İlişkin Mann Whitney U Testi
Analizi Sonuçları
Cinsiyet N Sıra Ortalaması
Sıra Toplamı U p
Kız 8 8.88 71.00 29.00 .743
Erkek 8 8.13 65.00
Tablo 39’da görüldüğü gibi kız ve erkek öğrencilerin EKVÖ’nün sorumluluktan
kaçma alt ölçeği sontest puanları arasında anlamlı bir farklılığın olmadığı görülmektedir
(U=29.00, p>.05). Elde edilen bulgulara göre araştırmanın on beşinci denencesi
doğrulanmamıştır.
4.16. Çatışma Kuramına Dayalı Olarak Geliştirilen Karar Verme Beceri Eğitimi
Grup Uygulamalarına Katılan Katılımcıların Oturumlardaki Yaşantılarına İlişkin
Grup Liderlerinin Gözlemleri ve Katılımcıların Görüşlerine İlişkin Bulgular
Araştırmada, karar verme beceri eğitimi grup uygulamaları yaşantısının
katılımcıların davranışlarına etkisi nitel araştırma yöntemlerinden gözlem ve doküman
incelemesi ile yapılmıştır. Bu amaçla grup lideri ve yardımcı lider her bir katılımcının
oturumlardaki yaşantıları ile ilgili “Gruba İlişkin Gözlem Formu’nu (DeLucia-Waack,
2006) doldurmuştur. Ayrıca doküman analizi için katılımcılar, her bir oturumun
sonunda “Oturum Sonu Süreç Değerlendirme Formu” (Kivlighan ve Goldfine, 1991) ve
tüm sürecin değerlendirilmesi için “Grup Sürecinin Genel Değerlendirilmesi Formu”nu
(DeLucia-Waack, 2006) doldurmuştur. Analizler gözlem, oturum sonu süreç
değerlendirme ve grup sürecinin genel değerlendirilmesi olarak 3 başlıkta
değerlendirilmiş ve gözlem ve doküman incelemesine (Yıldırım ve Şimşek, 1999)
başvurularak nitel veriler çözümlenmiştir.
163
4.16.1. Çatışma Kuramına Dayalı Olarak Geliştirilen Karar Verme Beceri Eğitimi
Grup Uygulamalarına Katılan Katılımcıların Oturumlardaki Yaşantılarına İlişkin
Grup Liderlerinin Gözlemlerine İlişkin Bulgular
Çatışma kuramına dayalı olarak geliştirilen karar verme beceri eğitimi grup
uygulamalarının etkisini değerlendirmek amacıyla her bir oturumda katılımcıların
yaşantıları “Gruba İlişkin Ölçümler Gözlem Formu” (DeLucia-Waack, 2006)
çerçevesinde gözlemlenmiştir. Gözlem formunun incelenmesinde verilerin
çözümlenmesi sürecinde katılımcıların davranışları gözlem formundaki ifadelerle
sınırlandırılmıştır. Araştırmada O: oturum, Yar. Lid.: yardımcı lider, Ort: ortalama,
Kat. 1, Kat. 2…. vb ise katılımcılara verilen sıra numaraları şeklinde kısaltmalar
kullanılmıştır.
Her bir katılımcı on oturumda en yüksek 40 puan, en düşük 0 puan
alabilmektedirler. Puan yüksekliği katılımcının grup sürecinden yararlandığını, düşük
puan ise yararlanmadığı şeklinde değerlendirilmektedir ve 20 puan kesme noktası
olarak alınmaktadır.
Katılımcıların bir oturumda alabilecekleri (16 üye) en yüksek puan 64, en düşük
puan 0’dır. Puan yüksekliği oturumların amacına ulaştığı, düşük puan ise oturumların
amacına ulaşmadığı şeklinde değerlendirilmektedir ve 32 puan kesme noktası olarak
alınmaktadır.
Lider ve yardımcı liderin gözlemleri sonucunda katılımcıların her bir oturumda
“Gruba İlişkin Ölçümler Gözlem Formu”ndan aldıkları puanlar, 10 oturumun toplam
puanları ve her bir oturumun toplam puanları Tablo 40’ta verilmiştir.
164
Tablo 40. Lider ve Yardımcı Liderin Gözlemleri Sonucunda Katılımcıların Her Bir
Oturumda Gruba İlişkin Ölçümler Gözlem Formundan Aldıkları Puanlar, Tüm
Oturumlardan Aldıkları Toplam Puanlar ve Her Bir Oturumun Toplam Puanları Katılımcı Gözlemci O.1 O. 2 O. 3 O. 4 O. 5 O. 6 O. 7 O.8 O.9 O.
10 Toplam Ort
Kat. 1 Lider 3.33 3.55 3.44 3.66 3.6 3.4 3.8 3.6 3.8 4.0 36.18 34.78 Yar. Lid 3.11 3.11 3.33 3.44 3.2 3.6 3.4 3.2 3.4 3.6 33.39
Kat. 2 Lider 3.55 3.77 3.66 3.77 3.00 3.2 3.2 3.4 3.6 3.8 34.95 34.92 Yar. Lid 3.44 3.44 3.55 3.66 3.2 3.6 3.4 3.4 3.6 3.6 34.89
Kat. 3 Lider 2.22 3.11 3.33 3.44 2.8 3.00 3.2 3.2 3.4 3.8 31.5 30,71 Yar. Lid 2.33 2.77 3.00 3.22 2.4 2.6 3.0 3.4 3.4 3.8 29,92
Kat. 4 Lider 2.55 3.33 3.11 3.44 3.2 3.00 2.8 3.2 3.6 4.0 32,23 32,04 Yar. Lid 2.44 2.88 3.11 3.22 3.6 2.4 3.00 3.2 4.0 4.0 31,85
Kat. 5 Lider 3.33 3.44 3.33 3.55 3.00 3.2 3.00 3.2 3.4 3.6 33,05 34,34 Yar. Lid 3.55 3.33 3.66 3.88 2.8 3.4 3.6 3.8 3.8 3.8 35,62
Kat. 6 Lider 3.66 3.66 3.77 3.88 2.6 2.6 3.2 3.8 3.8 4.0 34,97 35,32 Yar. Lid 3.44 3.66 3.88 3.88 3.00 3.2 3.4 3.6 3.6 4.0 35,66
Kat. 7 Lider 3.11 3.33 3.44 3.77 3.2 3.6 3.8 4.0 4.0 3.6 35,85 35,66 Yar. Lid 2.88 3.11 3.44 3.44 3.6 3.6 3.8 3.8 4.0 3.8 35,47
Kat. 8 Lider 2.44 2.88 3.22 3.33 3.00 3.4 3.2 2.8 3.2 3.4 30,87 31,17
Yar. Lid 2.88 3.11 3.33 3.55 3.00 3.00 3.4 2.6 3.4 3.2 31,47
Kat. 9 Lider 3.33 3.77 3.88 3.88 3.4 3.6 3.6 3.6 3.6 3.8 36,46 36,78
Yar. Lid 3.66 3.88 3.88 3.88 3.4 3.8 3.2 3.8 4.0 3.6 37,1
Kat. 10 Lider 3.44 3.66 3.77 3.88 2.8 3.2 3.4 3.2 3.4 3.4 34,15 34,41
Yar. Lid 3.33 3.77 3.77 4.00 3.00 3.00 3.6 3.0 3.6 3.6 34,67
Kat. 11 Lider 3.22 3.44 3.44 3.66 3.00 3.2 3.4 3.4 3.2 3.4 33,36 34,84
Yar. Lid 3.22 3.55 3.66 3.88 3.6 3.6 3.8 3.8 3.6 3.6 36,31
Kat. 12 Lider 2.55 3.22 3.66 3.11 3.8 4.0 4.0 4.0 4.0 3.6 35,94 35,89
Yar. Lid 2.33 3.11 3.33 3.66 3.8 3.8 4.0 4.0 4.0 3.8 35,83
Kat. 13 Lider 2.77 3.11 3.22 3.33 3.6 3.8 4.0 3.8 4.0 3.8 35,43 34,29
Yar. Lid 2.66 2.77 2.88 3.44 3.2 3.2 3.4 4.0 4.0 3.6 33,15
Kat. 14 Lider 3.77 3.88 3.88 4.00 2.6 3.00 3.2 3.4 3.4 3.4 34,53 35,32
Yar. Lid 3.88 3.88 3.88 3.88 3.2 3.6 3.4 3.2 3.6 3.6 36,12
Kat. 15 Lider 3.66 4.00 4.00 4.00 3.6 3.8 4.0 4.0 3.6 3.6 38,26 36,55
Yar. Lid 3.44 3.66 3.77 3.77 3.2 3.4 3.2 3.4 3.6 3.4 34,84
Kat. 16 Lider 3.33 3.77 3.88 3.88 4.0 4.0 3.8 3.6 3.8 3.4 37,46 36,26 Yar. Lid 3.33 3.44 3.55 3.55 3.6 3.6 3.2 3.6 3.6 3.6 35,07
Toplam Lider 46.9 52.3 53.5 54.9 47.6 50.6 51.8 52.6 54 54.6 Yar. Lid 46.8 50.3 52.6 54.9 48.6 49.8 51.4 52.6 55.8 55
Ortalama 46.8 51.3 53.1 54.9 48.1 50.2 51.6 52.6 54.9 54.8
Tablo 40 incelendiğinde lider ve yardımcı liderin gözlemleri sonucunda
katılımcıların her bir oturumda “Gruba İlişkin Ölçümler Gözlem Formu”ndan aldıkları
toplam ortalama puanlarının 20 ve üzerinde olduğu görülmektedir. Bu durum
katılımcıların grup sürecinden yararlandığını göstermektedir şeklinde
değerlendirilebilir. Ayrıca her bir oturum toplam puan ortalamalarının 32 ve üzerinde
olduğu görülmektedir. Bu sonuç oturumların amacına ulaştığı şeklinde
değerlendirilebilir. Oturumlarda elde edilen kazanımların grafik olarak gösterimi Şekil
9’da gösterilmiştir.
165
5
10
15
20
25
30
35
40
45
50
55
60
65
I II III IV V VI VII VIII IX X
Oturum
Puan Seri 1
Şekil 9. Gruba İlişkin Gözlem Formu Puanlarının Oturumlara Göre Dağılımları
Şekil 9 incelendiğinde tüm oturumların toplam ortalama puanlarının 32 ve
üzerinde olduğu grafikte de görülmektedir. Ayrıca dördüncü oturuma kadar toplam
ortalama puanların artış gösterdiği, beşinci oturumda düştüğü ve altıncı oturumdan
sonra tekrar düzenli olarak yükseldiği görülmektedir.
4.16.2. Çatışma Kuramına Dayalı Olarak Geliştirilen Karar Verme Beceri Eğitimi
Grup Uygulamalarına Katılan Katılımcıların Oturumlardaki Yaşantılarına İlişkin
Görüşlerine Yönelik Bulgular
Çatışma kuramına dayalı olarak geliştirilen karar verme beceri eğitimi grup
uygulamalarının etkisini değerlendirmek amacıyla her bir oturumda katılımcıların
yaşantıları “Oturum Sonu Süreç Değerlendirme Formu” (Kivlighan ve Goldfine, 1991)
ile toplanmıştır. Katılımcılardan elde edilen bu dokümanlar araştırmacı tarafından
bilgisayar ortamında yazılı hale getirilmiş ve doküman incelemesi yöntemiyle
katılımcıların cevapları incelenmiştir. Ayrıca random yolla iki katılımcı belirlenmiş ve
iki katılımcının verdiği cevaplar her oturumun sonunda yazılmıştır. Bu iki katılımcı
oturumlarda değiştirilmemiş her oturumda aynı iki katılımcının cevapları verilmiştir.
Katılımcıların uygulanan karar verme beceri eğitimi grup uygulamalarının birinci
166
oturumuna ilişkin görüşlerini değerlendirmek üzere sorulan sorular ve katılımcıların
verdikleri cevaplar ve cevapların frekansları Tablo 41’de verilmiştir.
Tablo 41. Katılımcıların Uygulanan Karar Verme Beceri Eğitimi Grup
Uygulamalarının Birinci Oturumuna İlişkin Görüşlerini Değerlendirmek Üzere Sorulan
Sorular, Cevapları ve Cevapların Frekansları
SORULAR CEVAPLAR FREKANS (f)
1. Bugün bu oturumdaki yaşantı ya da olaylardan hangisi senin için en önemlisiydi? Neden? Önemli gördüğün bu olayı ya da yaşantıyı anlatır mısın: gerçekten ne oldu, kimler nasıl tepki verdiler?
Grup üyeleri hakkında bilgi sahibi olma 11 Bireysel amaç belirleme 9 Grubun işleyişi ve karar verme hakkında bilgi sahibi olma 8
Hayatımdaki en önemli kişiyi düşünme 2 Grup kuralları hakkında bilgi sahibi olma 2
Önemli olay olmaması 3
2. Bu olaydan ya da yaşantıdan ve bugünkü karar verme beceri eğitimi oturumundan neler elde ettiğini düşünüyorsun?
Grup üyelerini daha yakından tanıma 11 Karar verme becerisinin nasıl geliştirileceği ile ilgili ve psiko-eğitim grubu hakkında bilgi sahibi olma
9
Kendimi ifade etmeme yardımcı olma 4 Kazanım elde etmeme 3
Tablo 41’de görüldüğü gibi katılımcılar birinci oturumda kendileri için önemli
olayların, “grup üyeleri hakkında bilgi sahibi olma, grubun işleyişi ve karar verme
hakkında bilgi sahibi olma, hayatımdaki en önemli kişiyi düşünme, grup kuralları
hakkında bilgi sahibi olma” olduğunu belirtmişlerdir. Üç katılımcı ise önemli bir olay
olmadığını belirtmiştir. Elde edilen kazanımlara ilişkin katılımcılar “karar verme
becerisinin nasıl geliştirileceği ile ilgili ve psiko-eğitim grubu hakkında bilgi sahibi
olma, grup üyelerini daha yakından tanıma ve kendimi ifade etmeme yardımcı olma”
şeklinde görüşlerini belirtmişlerdir. Üç katılımcı ise kazanım elde etmediğini
belirtmiştir. Birinci oturumda katılımcıların birbirleriyle tanışması, karar verme beceri
eğitimi grup uygulamaları ve psiko-eğitim grupları hakkında bilgi sahibi olma, grupta
uyulması gereken kuralları belirleme ve bireysel amaç belirleme amaçlar olarak
belirlenmiştir. Bu bağlamda genel olarak üyelerin oturumun amaçları doğrultusunda
kazanımlar elde ettiği söylenebilir.
İki katılımcının birinci oturumda, birinci ve ikinci soruya ilişkin verdikleri
cevaplar aşağıda sunulmuştur;
167
Soru 1: Bugün bu oturumdaki yaşantı ya da olaylardan hangisi senin için en
önemlisiydi? Neden? Önemli gördüğün bu olayı ya da yaşantıyı anlatır mısın: gerçekten
ne oldu, kimler nasıl tepki verdiler?
“Birinci oturumda öyle çok önemli bir olay olmadı. Fakat ben çok fazla samimi olmadığım arkadaşlarım hakkında yeni şeyler öğrendim. Örneğin ben gruptaki kızların annesini, erkeklerin babasını daha yakın bulacağını düşünüyordum. Ama öyle değilmiş. Birisi halasına, biri anneannesine vb. daha yakın daha önemli buluyor. Ben buna çok şaşırdım.” (K1) “Bugün grubumuz ilk olarak toplandı ve böyle bir gruba girmek benim için ilginç oldu. Grubumuzun nasıl olacağını, neler yapacağımızı gördük. Bugün hayatımda değer verdiğim kişileri düşündüm. Benim için en önemli olanı bulduğuma inanıyorum. Ama tek bir kişi de bir insan için az bir sayıdır diye düşünüyorum.” (K2)
Soru 2: Bu olaydan ya da yaşantıdan ve bugünkü karar verme beceri eğitimi
oturumundan neler elde ettiğini düşünüyorsun? “Arkadaşlarım hakkında daha fazla bilgi öğrendim. Herkesin kendine daha önemli olan kişinin kim olduğunu öğrendim. Herkesin karar verme sorunu olabileceğini anladım.” (K1) “İnsan hayatında birçok kişiye değer verebiliyor ama onların içlerinden bir iki kişi gerçekten olmazsa olmazlarıdır.” (K2)
Katılımcıların uygulanan karar verme beceri eğitimi grup uygulamalarının ikinci
oturumuna ilişkin görüşlerini değerlendirmek üzere sorulan sorular ve katılımcıların
verdikleri cevaplar ve cevapların frekansları Tablo 42’de verilmiştir.
Tablo 42. Katılımcıların Uygulanan Karar Verme Beceri Eğitimi Grup
Uygulamalarının İkinci Oturumuna İlişkin Görüşlerini Değerlendirmek Üzere Sorulan
Sorular, Cevapları ve Cevapların Frekansları
SORULAR CEVAPLAR FREKANS (f)
1. Bugün bu oturumdaki yaşantı ya da olaylardan hangisi senin için en önemlisiydi? Neden? Önemli gördüğün bu olayı ya da yaşantıyı anlatır mısın: gerçekten ne oldu, kimler nasıl tepki verdiler?
Amaçları ve seçenekleri belirlemenin önemini anlama 12
Karar verme basamakları hakkında bilgi sahibi olma 5
Düşünceleri ifade ederken zorlanma 1 Önemli olay olmaması 2
2. Bu olaydan ya da yaşantıdan ve bugünkü karar verme beceri eğitimi oturumundan neler elde ettiğini düşünüyorsun?
Amaçları ve seçenekleri belirlemeyi öğrenme 11
Karar verme basamaklarını öğrenme 8 Düşünceleri çekinmeden ifade etmeyi öğrenme 2
Kazanım elde etmeme 3
168
Tablo 42’de görüldüğü gibi katılımcılar ikinci oturumda kendileri için önemli
olayların, “karar verme hakkında bilgi sahibi olma, amaçları ve seçenekleri belirlemenin
önemini anlama ve düşünceleri ifade ederken zorlanma” olduğunu belirtmişlerdir. İki
katılımcı ise önemli bir olay olmadığını belirtmiştir. Elde edilen kazanımlara ilişkin
katılımcılar “amaçları ve seçenekleri belirlemeyi öğrenme, karar verme basamaklarını
öğrenme ve düşünceleri çekinmeden ifade etmeyi öğrenme” şeklinde görüşlerini
belirtmişlerdir. İki katılımcı ise kazanım elde etmediğini belirtmiştir. İkinci oturumda
katılımcıların karar verme basamaklarını tanımlaması, karar verme durumunda karar
problemini tanımlaması (amacını belirlemesi) ve amaca ulaşmak için farklı seçenekler
oluşturulması amaçlar olarak belirlenmiştir. Bu bağlamda genel olarak üyelerin
oturumun amaçları doğrultusunda kazanımlar elde ettiği söylenebilir.
İki katılımcının ikinci oturumda, birinci ve ikinci soruya ilişkin verdikleri
cevaplar aşağıda sunulmuştur;
Soru 1: Bugün bu oturumdaki yaşantı ya da olaylardan hangisi senin için en
önemlisiydi? Neden? Önemli gördüğün bu olayı ya da yaşantıyı anlatır mısın: gerçekten
ne oldu, kimler nasıl tepki verdiler?
“Herkesin amacının farklı olabileceği ve seçeneklerinin farklı olabileceği önemliydi.” (K1) “Karar verme basamakları hakkında bilgi aldım ve amaçlarımızı belirlemede yardımcı oldular ve bir karar verirken ne kadar seçenek üretirsem o kadar iyi olacağını anladım.” (K2)
Soru 2: Bu olaydan ya da yaşantıdan ve bugünkü karar verme beceri eğitimi
oturumundan neler elde ettiğini düşünüyorsun?
“Amaçlarımızı belirlemeyi öğrendim. Ayrıca bu amaçlar için nasıl seçenekler üretebileceğimizi öğrendim. Bunlarla ilgili örnekleri anladım.” (K1) “Seçenek artırıp ilerde daha mutlu olabilmeyi aaa bu seçenek de varmış dememek için neler yapabileceğimi elde ettiğimi düşünüyorum.” (K2)
169
Katılımcıların uygulanan karar verme beceri eğitimi grup uygulamalarının
üçüncü oturumuna ilişkin görüşlerini değerlendirmek üzere sorulan sorular ve
katılımcıların verdikleri cevaplar ve cevapların frekansları Tablo 43’te verilmiştir.
Tablo 43. Katılımcıların Uygulanan Karar Verme Beceri Eğitimi Grup
Uygulamalarının Üçüncü Oturumuna İlişkin Görüşlerini Değerlendirmek Üzere Sorulan
Sorular, Cevapları ve Cevapların Frekansları
SORULAR CEVAPLAR FREKANS (f)
1. Bugün bu oturumdaki yaşantı ya da olaylardan hangisi senin için en önemlisiydi? Neden? Önemli gördüğün bu olayı ya da yaşantıyı anlatır mısın: gerçekten ne oldu, kimler nasıl tepki verdiler?
Karar verme sürecinde bilgi toplamanın önemini anlama 13
Bilgi toplama kaynaklarını belirleme 7 Etkinliğin güzel olması 4 Bir arkadaşa gülünmesi 4 Önemli olay olmaması 3
2. Bu olaydan ya da yaşantıdan ve bugünkü karar verme beceri eğitimi oturumundan neler elde ettiğini düşünüyorsun?
Karar verme sürecinde bilgi toplamanın gerekliliğini öğrenme 12
Bilgi toplama kaynaklarını öğrenme 9 Kendine olan güvenin artması 3 Kazanım elde etmeme 3
Tablo 43’te görüldüğü gibi katılımcılar üçüncü oturumda kendileri için önemli
olayların, “karar verme sürecinde bilgi toplamanın önemini anlama, bilgi toplama
kaynaklarını belirleme, etkinliğin güzel olması ve bir arkadaşa gülünmesi” olduğunu
belirtmişlerdir. Üç katılımcı ise önemli bir olay olmadığını belirtmiştir. Elde edilen
kazanımlara ilişkin katılımcılar “karar verme sürecinde bilgi toplamanın gerekliliğini
öğrenme, bilgi toplama kaynaklarını öğrenme ve kendine olan güvenin artması”
şeklinde görüşlerini belirtmişlerdir. Üç katılımcı ise kazanım elde etmediğini
belirtmiştir. Üçüncü oturumda katılımcıların karar verme durumunda amaca ulaşmak
için bilgi toplamanın önemini kavraması ve karar verme sürecinde aktif rol almanın
önemini kavraması amaçlar olarak belirlenmiştir. Bu bağlamda genel olarak üyelerin
oturumun amaçları doğrultusunda kazanımlar elde ettiği söylenebilir.
İki katılımcının üçüncü oturumda, birinci ve ikinci soruya ilişkin verdikleri
cevaplar aşağıda sunulmuştur;
Soru 1: Bugün bu oturumdaki yaşantı ya da olaylardan hangisi senin için en
önemlisiydi? Neden? Önemli gördüğün bu olayı ya da yaşantıyı anlatır mısın: gerçekten
ne oldu, kimler nasıl tepki verdiler?
170
“Bir arkadaşımızın grupta diğer arkadaşımıza gülmesi çok canımı sıktı.” (K1) “Bilgi toplama basamağı hakkında bilgi sahibi oldum. Nerelerden, ne şekilde ve hangi amaçla bilgi toplayacağımızı gördük.” (K2)
Soru 2: Bu olaydan ya da yaşantıdan ve bugünkü karar verme beceri eğitimi
oturumundan neler elde ettiğini düşünüyorsun?
“Bilgi toplamanın karar verme sürecinde önemli olduğunu gördüm. Olabildiğince farklı ve güvenilir kaynaklardan bilgi toplamalıyım.” (K1) “İleride karar almadan önce bilgi toplamayı bunun bana ne gibi faydaları olacağını öğrendim bu da kararlarımı doğru almam için büyük bir adımdır.” (K2)
Katılımcıların uygulanan karar verme beceri eğitimi grup uygulamalarının
dördüncü oturumuna ilişkin görüşlerini değerlendirmek üzere sorulan sorular ve
katılımcıların verdikleri cevaplar ve cevapların frekansları Tablo 44’de verilmiştir.
Tablo 44. Katılımcıların Uygulanan Karar Verme Beceri Eğitimi Grup
Uygulamalarının Dördüncü Oturumuna İlişkin Görüşlerini Değerlendirmek Üzere
Sorulan Sorular, Cevapları ve Cevapların Frekansları
SORULAR CEVAPLAR FREKANS (f)
1. Bugün bu oturumdaki yaşantı ya da olaylardan hangisi senin için en önemlisiydi? Neden? Önemli gördüğün bu olayı ya da yaşantıyı anlatır mısın: gerçekten ne oldu, kimler nasıl tepki verdiler?
Karar verme sürecinde seçeneklerin etkilerini belirleme 14
Karar verme ile ilgili yanlış inanışların farkına varma 11
Etkinliğin güzel olması 5 Farklı görüşlerin önemini anlama 3 Önemli olay olmaması 2
2. Bu olaydan ya da yaşantıdan ve bugünkü karar verme beceri eğitimi oturumundan neler elde ettiğini düşünüyorsun?
Karar verme sürecinde seçeneklerin etkilerini belirlemeyi öğrenme 14
Karar verme ile ilgili yanlış anlayışları öğrenme 9
Kendine olan güvenin artması 4 Kazanım elde etmeme 2
Tablo 44’de görüldüğü gibi katılımcılar dördüncü oturumda kendileri için
önemli olayların, “karar verme sürecinde seçeneklerin etkilerini belirleme, karar verme
ile ilgili yanlış inanışların farkına varma, etkinliğin güzel olması ve farklı görüşlerin
önemini anlama” olduğunu belirtmişlerdir. İki katılımcı ise önemli bir olay olmadığını
belirtmiştir. Elde edilen kazanımlara ilişkin katılımcılar “karar verme sürecinde
171
seçeneklerin etkilerini belirlemeyi öğrenme, karar verme ile ilgili yanlış anlayışları
öğrenme ve kendine olan güvenin artması” şeklinde görüşlerini belirtmişlerdir. İki
katılımcı ise kazanım elde etmediğini belirtmiştir. Dördüncü oturumda katılımcıların
karar verme durumunda amaca ulaşmada her seçeneğin etkilerinin neler olabileceğini
belirlemesi ve karar verme ile ilgili yanlış inançların farkına varması amaçlar olarak
belirlenmiştir. Bu bağlamda genel olarak üyelerin oturumun amaçları doğrultusunda
kazanımlar elde ettiği söylenebilir.
İki katılımcının dördüncü oturumda, birinci ve ikinci soruya ilişkin verdikleri
cevaplar aşağıda sunulmuştur;
Soru 1: Bugün bu oturumdaki yaşantı ya da olaylardan hangisi senin için en
önemlisiydi? Neden? Önemli gördüğün bu olayı ya da yaşantıyı anlatır mısın: gerçekten
ne oldu, kimler nasıl tepki verdiler?
“Seçeneklerin etkilerinin neler olabileceğini düşündük en olumlu kararın hangi seçenekle gerçekleşeceğini gördük.” (K1) “Seçeneklerin etkileri üzerine konuştuk. Bilgi sahibi olduk. Doldurduğumuz formdaki sorular üzerine düşündük ve fikirlerimizi paylaştık. Her kişinin farklı düşünceleri olabileceğini gördük.” (K2)
Soru 2: Bu olaydan ya da yaşantıdan ve bugünkü karar verme beceri eğitimi
oturumundan neler elde ettiğini düşünüyorsun?
“Sorularla ilgili tartıştık ve karar vermede yanlış inançlarım olduğunu fark ettim ve seçeneklerin etkilerinin önemini anladım.” (K1) “Seçeneklerin etkileri hakkında bilgiler edindik ve iyi karar verme adına bir adım daha atmış olduk.” (K2)
Katılımcıların uygulanan karar verme beceri eğitimi grup uygulamalarının
beşinci oturumuna ilişkin görüşlerini değerlendirmek üzere sorulan sorular ve
katılımcıların verdikleri cevaplar ve cevapların frekansları Tablo 45’de verilmiştir.
172
Tablo 45. Katılımcıların Uygulanan Karar Verme Beceri Eğitimi Grup
Uygulamalarının Beşinci Oturumuna İlişkin Görüşlerini Değerlendirmek Üzere Sorulan
Sorular, Cevapları ve Cevapların Frekansları SORULAR CEVAPLAR FREKANS
(f)
1. Bugün bu oturumdaki yaşantı ya da olaylardan hangisi senin için en önemlisiydi? Neden? Önemli gördüğün bu olayı ya da yaşantıyı anlatır mısın: gerçekten ne oldu, kimler nasıl tepki verdiler?
Karar verme sürecinde planlama yapma 12 Etkinliğin güzel olması 12 Karar verme sürecinde gözden geçirmenin önemini anlama 11
Farklı görüşlerin önemini anlama 6 Önemli olay olmaması 1
2. Bu olaydan ya da yaşantıdan ve bugünkü karar verme beceri eğitimi oturumundan neler elde ettiğini düşünüyorsun?
Karar verme sürecinde planlama yapmayı öğrenme 14
Karar verme sürecinde gözden geçirmenin nasıl yapıldığını öğrenme 10
Herkesin farklı bir karar verebileceğini öğrenme 5
Kendine olan güvenin artması 3 Kazanım elde etmeme 1
Tablo 45’de görüldüğü gibi katılımcılar beşinci oturumda kendileri için önemli
olayların, “karar verme sürecinde planlama yapma, karar verme sürecinde gözden
geçirmenin önemini anlama, etkinliğin güzel olması ve farklı görüşlerin önemini
anlama” olduğunu belirtmişlerdir. Bir katılımcı ise önemli bir olay olmadığını
belirtmiştir. Elde edilen kazanımlara ilişkin katılımcılar “karar verme sürecinde
planlama yapmayı öğrenme, karar verme sürecinde gözden geçirmenin nasıl yapıldığını
öğrenme, herkesin farklı bir karar verebileceğini öğrenme ve kendine olan güvenin
artması” şeklinde görüşlerini belirtmişlerdir. Bir katılımcı ise kazanım elde etmediğini
belirtmiştir. Beşinci oturumda katılımcıların karar verme durumunda amaçlarına
ulaşmada oluşması muhtemel sorunlar karşısında ne yapacağını belirleme amaç olarak
belirlenmiştir. Bu bağlamda genel olarak üyelerin oturumun amacı doğrultusunda
kazanımlar elde ettiği söylenebilir.
İki katılımcının beşinci oturumda, birinci ve ikinci soruya ilişkin verdikleri
cevaplar aşağıda sunulmuştur;
Soru 1: Bugün bu oturumdaki yaşantı ya da olaylardan hangisi senin için en
önemlisiydi? Neden? Önemli gördüğün bu olayı ya da yaşantıyı anlatır mısın: gerçekten
ne oldu, kimler nasıl tepki verdiler?
173
“Rol oynamada bir arkadaşımızın doğum gününü kutladık. Hayali olarak topladığı parayı nasıl harcayacağı konusunda karar verme basamaklarını kullandık. Arkadaşımız amacını belirledi, seçeneklerini belirledi. Bu seçenekler hakkında bilgi toplayıp seçeneklerin etkilerini belirledi ve parasını ne şekilde harcayacağına karar verdi.” (K1) “Bütün basamakları öğrenip uygulamaya geçtik. Bir arkadaşımızın doğum gününü kutladık ve onun kararını basamaklar üzerine uyguladık.” (K2)
Soru 2: Bu olaydan ya da yaşantıdan ve bugünkü karar verme beceri eğitimi
oturumundan neler elde ettiğini düşünüyorsun?
“Basamaklar bitti. Bu oturumda planlama yapmayı ve gözden geçirmeyi öğrendim ve uygulamayı yaptık. Artık karar verme zorluğunda karşılaşırsam bu basamakları uygulayacağım.” (K1) “Artık basamakları bitirip uygulamaya geçtiğimiz için günlük hayatıma daha fazla etkisi olacak diye düşünüyorum.” (K2)
Katılımcıların uygulanan karar verme beceri eğitimi grup uygulamalarının
altıncı oturumuna ilişkin görüşlerini değerlendirmek üzere sorulan sorular ve
katılımcıların verdikleri cevaplar ve cevapların frekansları Tablo 46’da verilmiştir.
Tablo 46. Katılımcıların Uygulanan Karar Verme Beceri Eğitimi Grup
Uygulamalarının Altıncı Oturumuna İlişkin Görüşlerini Değerlendirmek Üzere Sorulan
Sorular, Cevapları ve Cevapların Frekansları
SORULAR CEVAPLAR FREKANS (f)
1. Bugün bu oturumdaki yaşantı ya da olaylardan hangisi senin için en önemlisiydi? Neden? Önemli gördüğün bu olayı ya da yaşantıyı anlatır mısın: gerçekten ne oldu, kimler nasıl tepki verdiler?
Karar verme basamaklarını uygulayabilme 15
Karar verme becerisinin yaşa göre farklılaştığını anlama 11
Farklı görüşlerin önemini anlama 4 Önemli olay olmaması 1
2. Bu olaydan ya da yaşantıdan ve bugünkü karar verme beceri eğitimi oturumundan neler elde ettiğini düşünüyorsun?
Karar verme basamaklarını uygulamayı öğrenme 14
Karar verme becerisinde yaşın önemli olduğunu öğrenme 10
Herkesin farklı bir karar verebileceğini öğrenme 9
Kendine olan güvenin artması 2 Kazanım elde etmeme 1
Tablo 46’da görüldüğü gibi katılımcılar altıncı oturumda kendileri için önemli
olayların, “karar verme basamaklarını uygulayabilme, karar verme becerisinin yaşa göre
farklılaştığını anlama ve farklı görüşlerin önemini anlama” olduğunu belirtmişlerdir. Bir
174
katılımcı ise önemli bir olay olmadığını belirtmiştir. Elde edilen kazanımlara ilişkin
katılımcılar “karar verme basamaklarını uygulamayı öğrenme, karar verme becerisinde
yaşın önemli olduğunu öğrenme, herkesin farklı bir karar verebileceğini öğrenme ve
kendine olan güvenin artması” şeklinde görüşlerini belirtmişlerdir. Bir katılımcı ise
kazanım elde etmediğini belirtmiştir. Altıncı oturumda katılımcıların karar verme
durumunda karar verme basamaklarını etkili bir biçimde uygulayabilme ve karar verme
becerisinin yaşa göre değiştiğini anlama amaçlar olarak belirlenmiştir. Bu bağlamda
genel olarak üyelerin oturumun amaçları doğrultusunda kazanımlar elde ettiği
söylenebilir.
İki katılımcının altıncı oturumda, birinci ve ikinci soruya ilişkin verdikleri
cevaplar aşağıda sunulmuştur;
Soru 1: Bugün bu oturumdaki yaşantı ya da olaylardan hangisi senin için en
önemlisiydi? Neden? Önemli gördüğün bu olayı ya da yaşantıyı anlatır mısın: gerçekten
ne oldu, kimler nasıl tepki verdiler? “Bugünkü oturumda bir örnek üzerinde karar verme basamaklarını uygulayarak çözmeye çalıştık. Bu sorun alan seçimiydi. Bizde görüşlerimizi belirttik. Seçeneklerin etkilerini beraber bulduk. Bazı arkadaşların görüşleri farklıydı.” (K1) “Basamaklar bittiği için uygulamaya geçtik. Herkesin hayatında olan olaylardan bahsettik. Bazı arkadaşlarımız tepkiler verdi. Bence çünkü onlar bu durumdan mutlu değillerdi.” (K2)
Soru 2: Bu olaydan ya da yaşantıdan ve bugünkü karar verme beceri eğitimi
oturumundan neler elde ettiğini düşünüyorsun?
“Bugünkü oturumda herkesin fikrinin ayrı olacağını ve bu fikre saygı göstermek gerektiğini öğrendim. Bu öğrendiğimiz karar basamaklarını uygulayarak bu psiko-eğitim grubunun yararını göreceğimi sanıyorum.” (K1) “Öğrendiklerimizin günlük hayata aktarılması, uygulanması bizim daha rahat kavramamızı sağladı ve böyle uygulamalar yaparak pratiklik ve açıklık kazanacağımıza inanıyorum.” (K2)
Katılımcıların uygulanan karar verme beceri eğitimi grup uygulamalarının
yedinci oturumuna ilişkin görüşlerini değerlendirmek üzere sorulan sorular ve
katılımcıların verdikleri cevaplar ve cevapların frekansları Tablo 47’de verilmiştir.
175
Tablo 47. Katılımcıların Uygulanan Karar Verme Beceri Eğitimi Grup
Uygulamalarının Yedinci Oturumuna İlişkin Görüşlerini Değerlendirmek Üzere Sorulan
Sorular, Cevapları ve Cevapların Frekansları
SORULAR CEVAPLAR FREKANS (f)
1. Bugün bu oturumdaki yaşantı ya da olaylardan hangisi senin için en önemlisiydi? Neden? Önemli gördüğün bu olayı ya da yaşantıyı anlatır mısın: gerçekten ne oldu, kimler nasıl tepki verdiler?
Karar verme basamaklarını uygulayabilme 16
Etkinliğin güzel olması 11
Farklı görüşlerin önemini anlama 7
2. Bu olaydan ya da yaşantıdan ve bugünkü karar verme beceri eğitimi oturumundan neler elde ettiğini düşünüyorsun?
Karar verme basamaklarını uygulamayı öğrenme 14
Herkesin farklı bir karar verebileceğini öğrenme 11
Kendine olan güvenin artması 2
Tablo 47’de görüldüğü gibi katılımcılar yedinci oturumda kendileri için önemli
olayların, “karar verme basamaklarını uygulayabilme, etkinliğin güzel olması ve farklı
görüşlerin önemini anlama” olduğunu belirtmişlerdir. Elde edilen kazanımlara ilişkin
katılımcılar “karar verme basamaklarını uygulamayı öğrenme, herkesin farklı bir karar
verebileceğini öğrenme ve kendine olan güvenin artması” şeklinde görüşlerini
belirtmişlerdir. Yedinci oturumda katılımcıların karar verme durumunda karar verme
basamaklarını etkili bir biçimde uygulayabilme amaç olarak belirlenmiştir. Bu
bağlamda genel olarak üyelerin oturumun amacı doğrultusunda kazanımlar elde ettiği
söylenebilir.
İki katılımcının yedinci oturumda, birinci ve ikinci soruya ilişkin verdikleri
cevaplar aşağıda sunulmuştur;
Soru 1: Bugün bu oturumdaki yaşantı ya da olaylardan hangisi senin için en
önemlisiydi? Neden? Önemli gördüğün bu olayı ya da yaşantıyı anlatır mısın: gerçekten
ne oldu, kimler nasıl tepki verdiler?
“Oğuzhan hocanın yönergesi ile karar verme basamaklarını kullandığımız karar sorunlarını çözdük. Sırasıyla bütün basamakları uyguladık. Karar sorununu çözdük. Herkesin seçeneklerde, seçeneklerin etkilerindeki cevaplarının farklı olduğunu gördüm.” (K1) “İki arkadaşımız hocamızın yönergesi ile karar verme basamaklarını uyguladılar. Böylece pratik yapmış olduk.” (K2)
176
Soru 2: Bu olaydan ya da yaşantıdan ve bugünkü karar verme beceri eğitimi
oturumundan neler elde ettiğini düşünüyorsun?
“Bazı karar sorunu örneklerini karar basamaklarına uygun çözdükten sonra artık daha sağlıklı kararlar veriyorum. Bir karar sorunum olduğunda basamakları uyguluyorum.” (K1) “Bu oturumda artık basamaklarımızı rahatça uygulayabildiğimizi gördük. Önemli bir yol kat ettiğimizi düşünüyorum.” (K2)
Katılımcıların uygulanan karar verme beceri eğitimi grup uygulamalarının
sekizinci oturumuna ilişkin görüşlerini değerlendirmek üzere sorulan sorular ve
katılımcıların verdikleri cevaplar ve cevapların frekansları Tablo 48’de verilmiştir.
Tablo 48. Katılımcıların Uygulanan Karar Verme Beceri Eğitimi Grup
Uygulamalarının Sekizinci Oturumuna İlişkin Görüşlerini Değerlendirmek Üzere
Sorulan Sorular, Cevapları ve Cevapların Frekansları
SORULAR CEVAPLAR FREKANS (f)
1. Bugün bu oturumdaki yaşantı ya da olaylardan hangisi senin için en önemlisiydi? Neden? Önemli gördüğün bu olayı ya da yaşantıyı anlatır mısın: gerçekten ne oldu, kimler nasıl tepki verdiler?
Karar verme basamaklarını uygulayabilme 16
Etkinliğin güzel olması 11
Farklı görüşlerin önemini anlama 3
2. Bu olaydan ya da yaşantıdan ve bugünkü karar verme beceri eğitimi oturumundan neler elde ettiğini düşünüyorsun?
Karar verme basamaklarını uygulamayı öğrenme 16
Herkesin farklı bir karar verebileceğini öğrenme 10
Tablo 48’de görüldüğü gibi katılımcılar sekizinci oturumda kendileri için önemli
olayların, “karar verme basamaklarını uygulayabilme, etkinliğin güzel olması ve farklı
görüşlerin önemini anlama” olduğunu belirtmişlerdir. Elde edilen kazanımlara ilişkin
katılımcılar “karar verme basamaklarını uygulamayı öğrenme ve herkesin farklı bir
karar verebileceğini öğrenme” şeklinde görüşlerini belirtmişlerdir. Sekizinci oturumda
katılımcıların karar verme durumunda karar verme basamaklarını etkili bir biçimde
uygulayabilmesi amaç olarak belirlenmiştir. Bu bağlamda genel olarak üyelerin
oturumun amacı doğrultusunda kazanımlar elde ettiği söylenebilir.
İki katılımcının sekizinci oturumda, birinci ve ikinci soruya ilişkin verdikleri
cevaplar aşağıda sunulmuştur;
177
Soru 1: Bugün bu oturumdaki yaşantı ya da olaylardan hangisi senin için en
önemlisiydi? Neden? Önemli gördüğün bu olayı ya da yaşantıyı anlatır mısın: gerçekten
ne oldu, kimler nasıl tepki verdiler?
“Bu oturumda ben ve bir arkadaşım karar sorunumuzu karar verme basamaklarına göre çözdük. Bu oturum daha iyiydi. Fakat ikili konuşmalar oldu.” (K1) “İki arkadaşımız karar sorunlarını tek başına çözdü. Bizde zorda kaldıkları yerlerde yardım ettik. Bunu görerek ilerde bizimde tek başımıza bu şekilde basamakları uygulayacağımızı düşünüyorum.” (K2)
Soru 2: Bu olaydan ya da yaşantıdan ve bugünkü karar verme beceri eğitimi
oturumundan neler elde ettiğini düşünüyorsun?
“Artık karar verme konusunda daha iyiyim. Bir karar vereceğim zaman basamakları uyguluyorum. Daha sağlıklı kararlar vermeye başladım.” (K1) “Bugün tek başımıza basamakları uygulayabiliyoruz ve her geçen gün pratiklik kazandık.” (K2)
Katılımcıların uygulanan karar verme beceri eğitimi grup uygulamalarının
dokuzuncu oturumuna ilişkin görüşlerini değerlendirmek üzere sorulan sorular ve
katılımcıların verdikleri cevaplar ve cevapların frekansları Tablo 49’da verilmiştir.
Tablo 49. Katılımcıların Uygulanan Karar Verme Beceri Eğitimi Grup
Uygulamalarının Dokuzuncu Oturumuna İlişkin Görüşlerini Değerlendirmek Üzere
Sorulan Sorular, Cevapları ve Cevapların Frekansları
SORULAR CEVAPLAR FREKANS (f)
1. Bugün bu oturumdaki yaşantı ya da olaylardan hangisi senin için en önemlisiydi? Neden? Önemli gördüğün bu olayı ya da yaşantıyı anlatır mısın: gerçekten ne oldu, kimler nasıl tepki verdiler?
Karar verme basamaklarını atlamamanın önemini anlama 16
Yanlış kararların bireyi mutsuz edeceğini anlama 7
Etkinliğin güzel olması 3
2. Bu olaydan ya da yaşantıdan ve bugünkü karar verme beceri eğitimi oturumundan neler elde ettiğini düşünüyorsun?
Karar verme basamaklarından biri atlandığında yanlış karar verileceğini öğrenme
16
Etkili kararların insan yaşamını mutlu edebileceğini öğrenme 12
178
Tablo 49’da görüldüğü gibi katılımcılar dokuzuncu oturumda kendileri için
önemli olayların, “karar verme basamaklarını atlamamanın önemini anlama, yanlış
kararların bireyi mutsuz edeceğini anlama ve etkinliğin güzel olması” olduğunu
belirtmişlerdir. Elde edilen kazanımlara ilişkin katılımcılar “karar verme
basamaklarından biri atlandığında yanlış karar verilebileceğini öğrenme ve etkili
kararların insan yaşamını mutlu edebileceğini öğrenme” şeklinde görüşlerini
belirtmişlerdir. Dokuzuncu oturumda katılımcıların karar verme durumunda kararı
uygulamada karar basamaklarından birini atladığında kararın başarısızlıkla
sonuçlanabileceğini anlaması amaçlar olarak belirlenmiştir. Bu bağlamda genel olarak
üyelerin oturumun amaçları doğrultusunda kazanımlar elde ettiği söylenebilir.
İki katılımcının dokuzuncu oturumda, birinci ve ikinci soruya ilişkin verdikleri
cevaplar aşağıda sunulmuştur;
Soru 1: Bugün bu oturumdaki yaşantı ya da olaylardan hangisi senin için en
önemlisiydi? Neden? Önemli gördüğün bu olayı ya da yaşantıyı anlatır mısın: gerçekten
ne oldu, kimler nasıl tepki verdiler?
“Karar vermede basamakları atlarsak çıkabilecek sonucun kendi açımızdan nasıl bir sonuç olduğunu gördük. Basamakların atlanması sonucumuzu sağlıklı sonuçtan yoksun eder.” (K1) “Karar verme basamaklarını atlarsak ne gibi durumlarla karşılaşabileceğimizi gördük. Bir arkadaşımızın örnekleri üzerine konuştuk ve mutlaka her basamağı görmemiz üzerinde durmamız gerektiğini düşünüyorum.” (K2)
Soru 2: Bu olaydan ya da yaşantıdan ve bugünkü karar verme beceri eğitimi
oturumundan neler elde ettiğini düşünüyorsun?
“Basamak atladığımda kararlarımızın sağlıklı, iyi bir karar olmadığını anladım. Daha dikkatli olmam gerektiğini anladım.” (K1) “Oturum sonu etkinliğimiz eğlenceli geçti. Artık sona yaklaştığımız için bir burukluk oluştu grupta ve basamakları atlarsak neler olabileceğini gördük. Atlamamamız gerektiğini öğrendim.” (K2)
Katılımcıların uygulanan karar verme beceri eğitimi grup uygulamalarının
onuncu (son) oturumuna ilişkin görüşlerini değerlendirmek üzere sorulan sorular ve
katılımcıların verdikleri cevaplar ve cevapların frekansları Tablo 50’de verilmiştir.
179
Tablo 50. Katılımcıların Uygulanan Karar Verme Beceri Eğitimi Grup
Uygulamalarının Onuncu Oturumuna İlişkin Görüşlerini Değerlendirmek Üzere Sorulan
Sorular, Cevapları ve Cevapların Frekansları
SORULAR CEVAPLAR FREKANS (f)
1. Bugün bu oturumdaki yaşantı ya da olaylardan hangisi senin için en önemlisiydi? Neden? Önemli gördüğün bu olayı ya da yaşantıyı anlatır mısın: gerçekten ne oldu, kimler nasıl tepki verdiler?
Gruptan ayrılmanın hüzünlü olması 15 Etkinliğin güzel olması 15
Grup üyelerinin diğer üyelerle ilgili düşünceleri 13
2. Bu olaydan ya da yaşantıdan ve bugünkü karar verme beceri eğitimi oturumundan neler elde ettiğini düşünüyorsun?
Karar verme konusunda kendimi geliştirme 13
Tablo 50’de görüldüğü gibi katılımcılar son oturumda kendileri için önemli
olayların, “gruptan ayrılmanın hüzünlü olması ve etkinliğin güzel olması” olduğunu
belirtmişlerdir. Elde edilen kazanımlara ilişkin katılımcılar “karar verme konusunda
kendimi geliştirme” şeklinde görüşlerini belirtmişlerdir. Son oturumda grubun
sonlandırılması ve grup sürecinden kazanımları amaçlar olarak belirlenmiştir. Bu
bağlamda genel olarak üyelerin oturumun amaçları doğrultusunda kazanımlar elde ettiği
söylenebilir.
İki katılımcının son oturumda, birinci ve ikinci soruya ilişkin verdikleri cevaplar
aşağıda sunulmuştur;
Soru 1: Bugün bu oturumdaki yaşantı ya da olaylardan hangisi senin için en
önemlisiydi? Neden? Önemli gördüğün bu olayı ya da yaşantıyı anlatır mısın: gerçekten
ne oldu, kimler nasıl tepki verdiler?
“Arkadaşlarımızın bizim hakkımızdaki düşüncelerini öğrendik. Ayrıca veda günümüzdü. En son veda partisi yaptık.” (K1) “Son oturumumuzu yaptık. Aslında alıştığımız için hepimiz hüzünlendik. Karar verme becerimize ne gibi gelişimlerde bulunduğunu konuştuk. Bugün en çok yaptığımız etkinliği beğendim. Gerçekten çok güzeldi. İnsanların iyi düşünceleri kendimizi iyi hissetmemizi sağlıyor.” (K2)
Soru 2: Bu olaydan ya da yaşantıdan ve bugünkü karar verme beceri eğitimi
oturumundan neler elde ettiğini düşünüyorsun?
180
“Artık karar verirken daha iyi kararlar veriyorum. Basamakları uyguluyorum. Sonra sağlıklı kararlar veriyorum.” (K1) “Artık amaçlarımıza ulşatığımızı düşünüyorum. Gerçekten bize çok faydalı bir psiko-eğitim grubuydu. Her şey için teşekkürler.” (K2)
Genel olarak katılımcıların oturumlara ilişkin görüşlerine bakıldığında kendileri
için önemli olayların “grup üyeleri hakkında bilgi sahibi olma, bireysel amaç belirleme,
amaçları ve seçenekleri belirlemenin önemini anlama, karar verme basamakları
hakkında bilgi sahibi olma, karar verme sürecinde bilgi toplamanın önemini anlama,
bilgi toplama kaynaklarını belirleme, karar verme sürecinde seçeneklerin etkilerini
belirleme, karar verme ile ilgili yanlış inanışların farkına varma, karar verme sürecinde
planlama yapma, karar verme sürecinde gözden geçirmenin önemini anlama, karar
verme basamaklarını uygulayabilme ve karar verme basamaklarını atlamamanın
önemini anlama” olduğunu belirttikleri görülmektedir.
Elde edilen kazanımlara ilişkin katılımcılar “grup üyelerini daha yakından
tanıma, karar verme becerisinin nasıl geliştirileceği ile ilgili ve psiko-eğitim grubu
hakkında bilgi sahibi olma, amaçları ve seçenekleri belirlemeyi öğrenme, karar verme
basamaklarını öğrenme, karar verme sürecinde bilgi toplamanın gerekliliğini öğrenme,
bilgi toplama kaynaklarını öğrenme, karar verme sürecinde seçeneklerin etkilerini
belirlemeyi öğrenme, karar verme ile ilgili yanlış anlayışları öğrenme, karar verme
sürecinde planlama yapmayı öğrenme, karar verme sürecinde gözden geçirmenin nasıl
yapıldığını öğrenme, karar verme basamaklarını uygulamayı öğrenme, herkesin farklı
bir karar verebileceğini öğrenme, karar verme basamaklarından biri atlandığında yanlış
karar verileceğini öğrenme ve karar verme konusunda kendimi geliştirme” şeklinde
görüşlerini belirtmişlerdir. Genel olarak katılımcıların oturumların amaçlarına uygun
kazanımlar elde ettikleri söylenebilir.
4.16.3. Çatışma Kuramına Dayalı Olarak Geliştirilen Karar Verme Beceri Eğitimi
Grup Uygulamalarına Katılan Katılımcıların Oturumlardaki Yaşantılarına İlişkin
Genel Görüşlerine Yönelik Bulgular
Çatışma kuramına dayalı olarak geliştirilen karar verme beceri eğitimi grup
uygulamalarının etkisini değerlendirmek amacıyla son oturumun sonunda katılımcıların
yaşantıları “Grup Sürecinin Genel Değerlendirilmesi Formu” (DeLucia-Waack, 2006)
181
ile toplanmıştır. Katılımcılardan elde edilen bu dokümanlar araştırmacı tarafından
bilgisayar ortamında yazılı hale getirilmiş ve doküman incelemesi yöntemiyle
katılımcıların cevapları incelenmiştir. Grup sürecinin genel olarak değerlendirilmesi
formunda altıncı ve sekizinci sorular açık uçlu sorular olup diğerleri 3’lü likert tipidir.
Bu nedenle altıncı ve sekizinci sorularda temalar araştırmacı tarafından çıkarılmıştır.
Katılımcıların uygulanan karar verme beceri eğitimi grup uygulamalarına ilişkin genel
görüşlerini değerlendirmek üzere sorulan sorular ve katılımcıların verdikleri cevaplar ve
cevapların frekansları Tablo 51’de verilmiştir.
Tablo 51. Katılımcıların Uygulanan Karar Verme Beceri Eğitimi Grup Uygulamalarına
İlişkin Genel Görüşlerini Değerlendirmek Üzere Sorulan Sorular, Cevapları ve
Cevapların Frekansları
Eve
t
Hay
ır
Bilm
iyor
um
1. Karar verme beceri eğitimi grubu öğrencilerin kendilerini daha iyi hissetmelerine yardımcı oldu.
16
2. Karar verme beceri eğitimi grubu öğrencilerin duygularını açığa çıkarmalarına yardımcı oldu.
12 4
3. Karar verme beceri eğitimi grup çalışması aile, arkadaşlar ve öğretmenlerle ilgili konularda öğrencilerin yeni bazı şeyler öğrenmelerine yardımcı oldu.
14 1 1
4. Karar verme beceri eğitimi grup çalışması karar verme becerilerini kazanmamda benim için yararlı oldu.
16
5. Liderler karar verme beceri eğitimi grubunu iyi yönetti. 16
Eve
t
Hay
ır
Bel
ki
7. Arkadaşlarıma karar verme beceri eğitimi grubuna katılmalarını söyleyeceğim.
12 4
Tablo 51’de görüldüğü gibi deney grubunda yer alan katılımcılar tüm soruları
cevaplamıştır. Katılımcıların uygulanan karar verme beceri eğitimi grup uygulamalarına
ilişkin görüşleri “karar verme beceri eğitimi grubu öğrencilerin kendilerini daha iyi
hissetmelerine yardımcı oldu” görüşüne tüm katılımcılar “evet” cevabını vermiştir.
“Karar verme beceri eğitimi grubu öğrencilerin duygularını açığa çıkarmalarına
yardımcı oldu” görüşüne 12 katılımcı “evet”, 4 katılımcı ise “bilmiyorum” cevabını
182
vermiştir. “Karar verme beceri eğitimi grup çalışması aile, arkadaşlar ve öğretmenlerle
ilgili konularda öğrencilerin yeni bazı şeyler öğrenmelerine yardımcı oldu” görüşüne 14
katılımcı “evet”, 1 katılımcı “hayır”, bir katılımcı ise “bilmiyorum” cevabını vermiştir.
“Karar verme beceri eğitimi grup çalışması karar verme becerilerini kazanmamda benim
için yararlı oldu” görüşüne tüm katılımcılar “evet” cevabını vermiştir. “Liderler karar
verme beceri eğitimi grubunu iyi yönetti” görüşüne tüm katılımcılar “evet” cevabını
vermiştir. “Arkadaşlarıma karar verme beceri eğitimi grubuna katılmalarını
söyleyeceğim” görüşüne ise 12 katılımcı “evet”, 4 katılımcı “belki” cevabını vererek
görüşlerini belirtmişlerdir.
Elde edilen sonuçlara göre katılımcıların karar verme beceri eğitimi grup
uygulamaları hakkında genelde olumlu düşüncelere sahip oldukları söylenebilir.
Grup sürecinin genel olarak değerlendirilmesi formunda yer alan 2 açık uçlu
soru ve katılımcıların verdikleri cevaplar aşağıda sunulmuştur. Katılımcılara sorulan
altıncı soru “karar verme beceri eğitimi grubu yaşantısı sonunda öğrendiklerim”
şeklinde açık uçlu bir sorudur. Deney grubunu oluşturan katılımcıların verdikleri
cevaplar ise şu şekildedir;
“Önce yani ilk oturumda amaç edinmem gerektiğini öğrendim. Sonra fazla seçenek üretmem gerektiğini daha sonra uygun seçeneği bulmak için bilgi toplamam gerektiğini ve seçeneklerime (+), (-) değerler vermeyi öğrendim. Bu basamakları uygulayarak uygun seçeneği bulmayı ve planlayıp gözden geçirerek uygulamayı öğrendim.” (K1) “Karar vermede zorlandığım zamanlarda basamakları uygulayarak ve acele karar vermeden daha sağlıklı karar verebiliriz. Bu öğrendiğimiz basamakları atlamadan yapmamız gerektiği, basamaklardan birini bile atlasak yanlış kararlar verebileceğimizi öğrendim.” (K2) “Artık karar verirken daha bilinçli olacağım. Amacımızı doğru seçmenin bize çok daha faydalı olacaktır. Seçenekler ve etkilerini düşünmemiz çok önemli. Gözden geçirmezsek bir problem çıkıyor. Buna da dikkat etmeliyiz. Eğer basamakları uygulayarak karar verirsek çok daha başarılı ve dolayısıyla mutlu olacağız.” (K3) “Bu çok güzel projede bana sorulan bu soruda çoğu şeyi yazmayı unutmuş olabilirim ama buraya geldiğim ilk günden itibaren karar vermem açısından çok çok çok geliştiğime inanıyorum. İlk oturumdan itibaren amaçlar, seçenekler, bilgi toplama, seçeneklerin etkileri ve planlama, gözden geçirme ve uygulama
183
basamaklarında kendi duygularımı ve arkadaşlarımın duygularını öğrenmek çok güzeldi. Bir sürü güzel oyunlar, etkinlikler, kutlamalar yaptık. Çok güzeldi. ARTIK BİR PROBLEM KARŞISINDA GAYET RAHAT KARAR VEREBİLİYORUM. TEŞEKKÜRLER.” (K4) “1. oturumda tanışmıştık bunu geçelim. 2. oturum sonunda artık karar verirken amacımı iyi belirlemem gerektiğini anladım. Sonra seçeneklerin bize uygun olması gerektiğini ve ne kadar çok olursa iyi bir karara gideceğimi anladım. 3. oturumun sonunda bir karar sorunum olduğunda seçeneklerim hakkında bilgi toplamam gerektiğini anladım. Bilgi toplayınca kararımızı daha iyi veririz. 4. oturumun sonunda seçeneklerin etkilerini karşılaştırmayı öğrendim. Seçeneklerin etkilerini daha iyi planlamak gerekiyor. 5. oturumun sonunda planlama, gözden geçirme ve uygulamanın dikkatli yapılması gerektiğini anladım. Buna dikkat etmezsek kararımız sağlıklı olmaz. Diğer oturumlarda ise örnek karar sorunlarını basamaklara uygun çözdük. Artık daha iyi kararlar verebiliyorum.” (K5) “Bu grup bana karar vermenin basamaklar uygulanarak karar vermemiz gerektiğini, bu basamaklardan herhangi birini atladığımızda ortaya çıkabilecek olayları öğrendik. Bu gruptan sonra karar verirken daha özen göstermeye ve önemli kararlarımızda basamakları uygulamaya çalışacağım. Karar verirken amaçları belirlemenin çok önemli olduğunu ve daha fazla seçenek üretmenin doğru kararı vermemizde daha önemli olduğunu öğrendim.” (K6) “Karar vermeden önce karar verme basamaklarını uygulamam gerektiğini öğrendim. Bu sayede daha sağlıklı kararlar verebileceğimi öğrendim. Karar verme basamaklarını örnek yaparak öğrendim. Karar verme basamaklarından birinin atlandığında sorunlar olacağını öğrendim.” (K7) “Karar vermede zorlandığımızda direkt aklımıza gelen şeyi seçmememiz, eğer yanlış karar verebileceğimizi düşünüyorsak karar verme basamaklarının hepsini tek tek uygulayarak doğru karar verme aşamasında olduğumuzu öğrendim. Seçenekleri değerlendirme, etkilerini belirleme ve özellikle de bilgi toplamada vereceğimiz kararların bizim için ne kadar önemli olacağını öğrendim. Kararları artık aceleye gelse bile basamakları uygulayarak vermemiz gerektiğini öğrendim.” (K8) “Karar verme beceri eğitimi, daha kolay karar vermemi ve daha doğru karar vermemi sağladı. En çok, seçeneklerin etkileri bana çok şeyler kazandırdı. Artık karar verme durumunu artı, eksileri ile değerlendiriyorum. Bu grubun benim için çok önemli olduğunu söyleyebilirim. Karar vermeme gerçekten bayağı yardımcı oldu. İyi bir deneyimdi.” (K9) “Karar verme beceri eğitiminde çok şey öğrendim. Bana çok şey kattığına inanıyorum. Mesela karar vermede önce seçeneklerimizi araştırmamız gerektiği, seçeneklerimizin belirlenmesi, seçeneklerin etkilerinin tartılması, arkadaşlarımın benim hakkındaki düşünceleri, gruptaki bir konuyu tartışma ortamı ve şuan hatırlamadığım birçok şey.” (K10)
184
“Bu yaşantıların, bundan sonraki hayatım için çok verimli olacağını düşünüyorum. Önemli kararlar vermek için bu basamaklar çok işe yarayacak. Böylece en doğru kararları vereceğim ve doğru kararlar beni yanıltmayacak ve pişmanlığa sürüklemeyecek. Aldığım kararlardan mutlu olacağımı zannediyorum ve umuyorum. Bu ortamda iyi vakit geçirdiğimi de düşünüyorum. Çok güzel bir hava oluştu. Liderlerin bize yaklaşımları da çok yakın, sıcak ve içten. Bu karar verme basamaklarından yararlanmamızda bunların çok etkisi olduğunu düşünüyorum.” (K11) “Karar verirken bir çok seçenek oluşturulunca daha iyi olduğu, karar verirken tek tek basmakları yapmamız gerektiğini, hata yapmadan karar vermeyi de öğrendik. Seçeneklerin iyi ve kötü etkisini iyi değerlendirmeliyiz. Planlama yapmadan kararlarımızı uygulamayız.” (K12) “Karar verme sırasında acele etmemeli sonuçları iyi düşünmeli ve daha çok düşünerek iyi bir şekilde yapmak kararlarımızı daha sağlam yapacaktır. Buna bağlı olarak da artık karar verirken sonunu iyi düşünüp daha çok seçenek üreteceğim.” (K13) “Bu grup yaşantısından önce ben kararlarımı direk fazla düşünmeden verirdim ve sonuçlar bazen olumsuz olurdu. Bu grup yaşantısından sonra ise verdiğim bazı kararlar bunlar fazla büyük olmasa da burada öğrendiklerimi kullanarak çok doğru kararlar alıyorum. Bu da beni sevindiriyor ve insan doğru kararlar aldığı zaman bu kararların sonucunda oluşacak sorunlar daha kolay aşılıyor ve çözülmesi zaman almıyor. Benim en önemli gördüğüm nokta ise doğru karar verdiğimde oluşan özgüvendi. Bu basamakları öğrendiğime seviniyorum ve zamanım boşuna gitmediği ve bir şeyler öğrendiğim için seviniyorum.” (K14) “Karar vermede hangi detaylara önem vermem gerektiğini önemli kararlarda daha olumlu karar nasıl verilir. Böyle konular hakkında daha iyi bilgi sahibi oldum. Karar verme eğitimi sayesinde artık kararlarımı daha olumlu veriyorum çok olumlu oldu. İnşallah başka arkadaşlarımıza da kısmet olur da onlarda daha iyi kararlar verirler. Bizlere çok yol gösterdiler çok yardımcı oldular. Hocalarımıza çok teşekkür ederiz.” (K15) “İlk olarak bazı arkadaşlarımın yaşantılarını, doğru bir karar verebilmek için ilk olarak gerçek bir amaç çerçevesinde çok seçenek üretmemiz gerektiğini öğrendim. Daha sonra bilgi toplama basamağını kullanarak bilgi toplamalıyız. Daha sonra seçeneğin etkilerini inceleyip doğru olan seçeneği seçmeliyiz. Sonra ne yapacağımızı planlayıp ve gözden geçirdikten sonra doğru bir karar vermiş oluruz. Bu bilgilerin dışında yeni yeni aktiviteler öğrendik. Bir tartışma anında herkesin fikrine saygı göstermemiz gerektiğini ve her kişinin yorumu farklı olacağını öğrendik.” (K16)
Katılımcıların verdikleri cevaplar incelendiğinde, karar verme basamaklarını
öğrendikleri, yaşamlarında karşılaştıkları durumlarda karar verme basamaklarını
uyguladıkları, karar verme becerilerinin geliştiği, gibi ifadeler tüm katılımcıların
185
cevaplarında göze çarpmaktadır. Bunun yanında grup sürecinde özgüven kazandıkları,
etkinliklerden hoşlandıkları gibi ifadeler bazı katılımcıların cevaplarında göze
çarpmaktadır. Bu bilgiler doğrultusunda katılımcıların karar verme beceri eğitimi grup
uygulamalarından grubun amaçları doğrultusunda kazanımlar elde ettikleri söylenebilir.
Katılımcılara sorulan sekizinci soru “karar verme beceri eğitimi grubunun daha
iyi işlemesi için önerilerim” şeklinde açık uçlu bir sorudur. Deney grubunu oluşturan
katılımcıların verdikleri cevaplar ise şu şekildedir;
“Her şey mükemmel ama bence daha az ödev olmalı.” (K1) “Ödevlerin ve formların daha az olması ve kazançlarımızı yazmanın bize bir şey kazandırdığını düşünmüyorum.” (K2) “Grup arkadaşlarımız daha sosyal olmalı daha çok katılmamalılar.” (K3) “Bu haliyle gayet güzeldi.” (K4) “Benim önerim yok. Çünkü bu eğitim grubunun çok iyi yapıldığını düşünüyorum.” (K5) “Grupta bazı konulara çok fazla takılıp kalıyoruz. Önemli olmayan bazı konular daha hızlı geçilebilir ve etkinliklere daha fazla yer verilebilir. Bunlar dışında her şey çok güzel ve zevkliydi. Bu gruba katıldığım için çok mutluyum.” (K6) “Çok iyi devam etti. Böyle devam etmesini isterim. Ama yine de ek önerilerim olacak. Örneklerin daha eğlenceli olması sağlanabilir. Grup üyesinin daha az olması güvenliği artırabilir.” (K7) “Bence gayet iyiydi. Önerilerimin hepsi zaten uygulandı.” (K8) “Bir önerim yok. Çok iyi gruptu. Çok sevdim. Her şey çok iyiydi.” (K9) “Çok iyi işlendi. Daha iyi işlenmesi için bir şey düşünemiyorum.” (K10) “Herkes için önemlidir doğru karar vermek. Bunun için burada yaşadıklarımızı, bize kazandırdıklarını ve önemini başka kişilere anlatabilirim.” (K11)
186
“Bence gayet iyi. Bir önerim yok. Biraz daha erken ve öz olursa daha iyi olur.” (K12) “Bence gruba karşı biraz daha açık olmak daha çok verimli olacaktır. İnsanların kendini iyi hissetmesine yardımcı olacaktır.” (K13) “Biraz daha kendi yönetimimizde geçen oturumlar olmasını isterdim. Bu aslında bize de bağlı. Bizlerde çok konuşkan olsaydık daha da akıcı ve zevkli olurdu.” (K14) “Her sınıf için yapılması iyi olur. Bu gruba karşı olanların gruba alınması.” (K15) “Bu gruptaki eğitim gerçekten çok güzel. Önerilerim bu eğitimin tüm okullarda verilmesi ve bu eğitim ile ilgili yarışmalar düzenlenmesi.” (K16)
Katılımcıların verdikleri cevaplar incelendiğinde, genel olarak grubun
işleyişinden memnun oldukları görülmektedir. Bunun yanında ödevlerin ve formların
daha az olması, daha eğlenceli örnekler sunulması, daha az katılımcı ile yürütülmesi ve
katılımcıların daha fazla sürece katılması ile ilgili önerileri göze çarpmaktadır.
187
BÖLÜM V
TARTIŞMA ve YORUM
Bu çalışma, araştırmacılar tarafından geliştirilen çatışma kuramı temelli karar
verme beceri eğitimi grup uygulamalarının dokuzuncu sınıf öğrencilerinin karar verme
de öz saygı ve karar verme stilleri üzerindeki etkilerini incelemek amacıyla yapılmıştır.
Araştırma bulguları, karar verme beceri eğitimi grup uygulamalarına katılan
öğrencilerin karar vermede öz saygı alt ölçeği ve olumlu başa çıkma stili olan ihtiyatlı
seçicilik alt ölçeği puanlarının yükseleceği, olumsuz başa çıkma stilleri olan
umursamazlık, panik, sorumluluktan kaçma alt ölçek puanlarının düşeceği hipotezini
desteklemiştir. Çatışma kuramı temelli karar verme beceri eğitimi grup uygulamaları
sonrasında öğrencilerin karar vermede öz-saygı düzeylerinin ve olumlu başa çıkma stili
(ihtiyatlı-seçicilik) puanlarının yükseldiği, olumsuz başa çıkma stilleri (umursamazlık,
panik, sorumluluktan kaçma) puanlarının azaldığı ve bu durumun izleme testinde de
devam ettiği gözlenmiştir. Kontrol grubundaki öğrencilerin ise karar vermede öz saygı
puanı ile olumlu ve olumsuz başa çıkma stilleri puanlarında anlamlı bir değişme
olmadığı bulunmuştur. Elde edilen sonuç, Mann, Harmoni ve Power’ın (1988) ve Mann,
Beswick, Allouche ve Ivey’nin (1989) çalışmalarıyla tutarlıdır. Ayrıca karar verme
beceri eğitimi grup uygulamalarının, karar vermede öz-saygı ve olumlu başa çıkma
stilini (ihtiyatlı-seçicilik) kullanımını artırmada, olumsuz başa çıkma stillerinin
(umursamaz, panik, sorumluluktan kaçma) kullanımını azaltmada kız ve erkek
katılımcılar arasında anlamlı bir farklılığa neden olmadığı görülmüştür. Genel olarak
karar verme becerisini geliştirmeye yönelik hazırlanan programların etkililiğini araştıran
(odak noktalarına göre, sosyal ya da bilişsel, kapsamına göre, genel ya da özeldir) diğer
çalışmalarda olduğu gibi bu çalışmanın bulguları da, karar verme beceri eğitiminin
ergenlere olumlu karar verme becerilerini kazandırmada başarılı olduğunu
göstermektedir (Botvin ve Wills, 1985; Ersever, 1996; Hansen, 1992; Mann, Beswick,
Allouche ve Ivey, 1989; Mann, Harmoni ve Power, 1988; Ross, 1981; Baron, Laskey ve
Brown, 1989; Shanteau, Grier, Johnson ve Berner, 1991; Şeyhun, 2000; Taal ve De
Carvalho, 1997).
188
Çatışma kuramı temelli karar verme beceri eğitimi grup uygulamalarının
öğrencilerin karar vermede öz-saygı düzeylerini yükselteceği beklenmiştir. Bulgular,
karar verme beceri eğitimi grup uygulamalarına katılan öğrencilerin karar vermede öz-
saygı düzeylerinde yükselme olduğunu, kontrol grubunda ise bir fark olmadığını
göstermektedir. Karar vermede öz-saygı çatışma kuramında yer alan bir kavram olup
karar verme ile ilgili diğer kuramlarda yer almamaktadır (Byrnes, 1998; Hammond,
Stewart, Brehmer ve Steinmann, 1986; Janis, 1989; Kahneman ve Iversky, 1979; Von
Neuman ve Morgenstern, 1947). Bu nedenle literatürde yer alan karar verme beceri
eğitimi grup uygulamalarının karar vermede öz-saygı üzerine etkisi Mann, Harmoni ve
Power’ın (1988) çalışmasında incelenmiştir. Elde edilen sonuç Mann, Harmoni ve
Power’ın (1988) ve Mann, Beswick, Allouche ve Ivey’nin (1989) çalışmalarıyla
tutarlıdır.
Karar vermede öz-saygı, bireyin karar vermesi gereken durumda karar
vermesiyle ilgili kendine ilişkin değerlendirmeleridir (Örneğin karar verme yeteneğime
güvenirim, verdiğim kararlar olumlu sonuçlanır, vb). Çatışma kuramına dayalı olarak
geliştirilen karar verme beceri eğitimi grup uygulamalarında da öğrencilerin öz-saygı
düzeylerinin yükselmesine yönelik çalışmalar yapılmıştır. Öğrencilerin oturumların
amaçları doğrultusunda kazanımlar elde etmesi, karar vermede öz-saygı düzeylerini
olumlu etkilediği şeklinde yorumlanabilir.
Ergenler karar verme sorunu ile karşılaştıklarında “Acaba atladığım bir nokta
oldu mu?” endişesi taşıyabilmektedir. Bu durumda ergenlerin kararlarına
güvenememelerine neden olmaktadır (Ross, 1981; Mann, Harmoni ve Power, 1988). Bu
nedenle grup uygulamalarında karar verme çatışma kuramı temelinde beş basamakta ele
alınmış ve her basamakta neler yapılması gerektiği anlatılmıştır. Katılımcıların son
oturumlara doğru karar verme basamaklarını bir bütün olarak ifade edebildikleri ve
karar sorunu ile ilgili örneklerde başarıyla uygulayabildikleri görülmüştür. Josephs,
Larrick ve Steele (1992), bir karar verme durumunda bireyin yapılabilecekleri bilmesi
ve o doğrultuda davranmasının öz-saygının yükselmesine neden olabileceğini
belirtmektedirler. Literatür incelendiğinde karar vermede öz-saygı ile genel öz-saygı
arasında pozitif anlamlı ilişki olduğu görülmektedir (Çolakkadıoğlu ve Güçray, 2007;
Güçray, 1998; Josephs, Larrick ve Steele, 1992; Thunholm, 2003). Bu durumda öz-
189
saygının yükselmesi karar vermede öz-saygıyı da olumlu etkilemektedir (Çolakkadıoğlu
ve Güçray, 2007; Güçray, 1998).
Ergenlik döneminde kendini yargılama artmaktadır. Kimlik kazanma sürecine
giren ergen yaşamını ve kendini sorgulamaktadır. Bu sorgulamada olumsuz özellikler
üzerinde odaklanan ergenlerin, öz-saygılarını olumsuz etkileyebilmektedir. Özellikle
sorumluluklarını yerine getirmediklerinde bu durum öz-saygı gelişimini olumsuz
etkilemektedir (Simmons, 1987; Harter, 1993). Bu nedenle ergenlerin sorumluluklarını
yerine getirmelerinde onlara destek sağlamak, sıcak ve destekleyici ilişkiler kurmak öz-
saygı gelişimini olumlu etkilemektedir. Harter (1993) ergenlik döneminde ergenin
kendisi için önemli olan insanlarla etkileşimlerinin öz-saygısı üzerinde olumlu etkisi
olduğunu belirtmektedir. Ergenin kendisi için önemli olan kişilerin başında da
arkadaşları gelmektedir. Arkadaşlarından aldıkları olumlu geribildirimler de öz-
saygılarını olumlu etkilemektedir (Whitehead ve Corbin, 1997). Öz-saygının olumlu
gelişimi için özellikle ergenler bu dönemde akranlarından gelecek desteğe ihtiyaç
duyarlar (Koon, 1997). Bu bağlamda karar verme beceri eğitimi grup uygulamalarında
da katılımcıların karar sorunlarını tanımalarında ve basamaklara uygun bir şekilde
çözebilmelerinde destek olunmuş ve karar problemlerini başarıyla çözebilmeleri için
liderler ve katılımcılar tarafından cesaretlendirilmiş ve olumlu geribildirimler
sunulmuştur. Akran grubunun eğitsel değeri göz önünde bulundurulmuştur. Bu
durumun da katılımcıların karar vermede öz-saygı düzeylerine olumlu etkisinin olduğu
düşünülebilir.
Ergenlik döneminin özelliği olarak ergenler arkadaş grubundan etkilenmekte ve
onların görüşlerini diğerlerine göre daha fazla dikkate almaktadır (Gander ve Gandier,
1995). Bu nedenle kendileri için uygun bir karar verse bile verdiği kararın başkalarına
uymadığı düşüncesi ile kararından emin olamamaktadır. Bu nedenle bir karar sorunu ile
karşılaşıldığında bu sorunun karar verme basamaklarına uygun bir şekilde nasıl
çözüleceği ve herkesin kararının farklı olabileceği grup yaşantısında katılımcılara
kazandırılmaya çalışılmıştır. Bu durumun da katılımcıların karar vermede öz-saygı
düzeylerine olumlu etkisi olduğu şeklinde yorumlanabilir.
Çatışma kuramı temelli karar verme beceri eğitimi grup uygulamalarının,
öğrencilerin olumlu başa çıkma stili puanlarında yükselmeye neden olması
190
beklenmiştir. Bulgular, karar verme beceri eğitimi grup uygulamalarına katılan
öğrencilerin olumlu başa çıkma stili puanlarında yükselme olduğunu, kontrol grubunda
ise bir fark olmadığını göstermektedir. Bu durum araştırma sonuçlarıyla da tutarlılık
göstermektedir (Botvin ve Wills, 1985; Ersever, 1996; Hansen, 1992; Mann, Beswick,
Allouche ve Ivey, 1989; Mann, Harmoni ve Power, 1988; Ross, 1981; Baron, Laskey ve
Brown, 1989; Shanteau, Grier, Johnson ve Berner, 1991; Şeyhun, 2000; Taal ve De
Carvalho, 1997).
Bireyin karar vermesi gereken durumlarda bir dizi alternatifi dikkatlice
araştırması ve alternatiflerin olumlu ve olumsuz yanlarını değerlendirmesi ihtiyatlı-
seçicilik olarak değerlendirilmektedir. Karar verme durumunda ihtiyatlı-seçici davranan
bir birey nasıl bir yol izleyeceği konusunda bilgiye sahip olan kişidir. Bu durum aynı
zamanda bireyin öz-saygı düzeyine de olumlu etki etmektedir (Josephs, Larrick ve
Steele, 1992). Deney grubundaki öğrencilerin karar vermede olumlu başa çıkma stili
puanlarındaki yükselişin uygulanan karar verme beceri eğitimi grup uygulamalarının
içeriğinden kaynaklandığı düşünülmektedir. Çatışma kuramına dayalı olarak geliştirilen
karar verme beceri eğitimi grup uygulamaları da karar verme aşamalarını, karar verici
olarak kendi görüşünün ve seçim alternatiflerinin genişletilmesinin önemini, seçim
yapmada ergenler üzerinde zayıf karar verme örneklerini, sınırlamaları ve kısıtlamaları
kapsamaktadır. Karar verme beceri eğitimi grup uygulamaları ergenleri karar verme
sürecinde araştırma yapmaya cesaretlendirecek, karar verme basamaklarını
kazanmalarına yardımcı olacak şekilde yapılandırılmıştır. Ayrıca katılımcıların karar
verme deneyimi yaşamasına, karar vermenin ilkeleri hakkında tutarlı bir bilgi bütünlüğü
kazanmasına, yanlış kararların nedenlerini anlamalarına ve daha iyi, daha emin kararlar
vermelerine, kararlarını daha iyi nasıl kontrol edeceklerine ve alternatiflerini nasıl
genişleteceklerine yardımcı olacak şekilde planlanmıştır.
Karar verme beceri eğitimi grup uygulamalarında karar verme basamakları her
bir oturumda tek tek ele alınarak uygulamalı olarak katılımcılarla birlikte çalışılmıştır.
Bunun yanında her bir basamak çalışıldıktan sonra bu basamakların karar verme
durumlarına uygulandığı örnekler üzerinde durulmuş ve katılımcıların kendine yönerge
verme eğitimleriyle karar sorunlarını çözmelerine yardımcı olunmuş ve her bir katılımcı
sürecin sonunda karşılaştığı bir karar durumunu karar verme basamaklarına uygun bir
şekilde yapabilmiştir. Literatür incelendiğinde karar verme ile ilgili programlar
191
değerlendirilirken odak noktalarına ve kapsamına göre sınıflandırılarak sunulmuştur.
Odak noktalarına göre geliştirilen programlar sosyal ve bilişsel olmak üzere, kapsamına
göre geliştirilen programlar da genel ve özel olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Genel
sosyal programlar, bireylere karar verme stratejilerini ve kişisel iletişim problemlerini
çözmek için beceriler öğretmeye odaklanmaktadır. Özel sosyal programlar ise sigara
içme, uyuşturucu, alkol akran ve aile ilişkileri, cinsellik, psikolojik sağlık, mesleki ya da
sosyal uyum gibi yaşam becerilerini geliştirmeye yönelik programlar içerisinde karar
verme becerisini öğretmeye odaklanmaktadır. Genel bilişsel programlar birçok düşünme
becerisi ile birlikte karar vermeyi öğretmeyi amaçlarken, özel bilişsel programlar karar
vermeyi tek başına bilişsel bir beceri olarak öğretmeyi amaçlamaktadır. Genel olarak
bakıldığında tüm programların ana amacı bireylere karşılaştıkları durumlarda olumlu
karar verme stillerini kullanmalarına yardımcı olmayı öğretmektedir. Bu programların
etkililiğinin sınandığı çalışmalarda ergenlerin olumlu karar verme stillerini kullanmaya
başladıkları görülmüştür (Baron ve Brown, 1991; Byrnes, 1998; Byrnes, Miller ve
Reynolds, 1999; Fletcher ve Wooddell, 1981; Fuligni ve Eccles, 1993; Klaczynski,
Byrnes ve Jacobs, 2001; Lewis, 1983; Mann, Harmoni ve Power, 1989; Simon, 1980;
Schvaneveldt ve Adam, 1983; Strauss ve Clark, 1992; Taal ve De Carvalho, 1997).
Karar verme programları içerisinde özel bilişsel programlar arasında değerlendirilen bu
çalışmada da olumlu başa çıkma stili puanlarının yükselmesine etki etmiştir.
Karar vermede olumlu başa çıkma stili puanının yükselmesi, karar vermede öz-
saygı düzeyinin yükselmesine ve olumsuz başa çıkma stilleri puanlarının azalmasına
neden olmaktadır (Mann, Harmoni ve Power, 1988; Mann, Beswick, Allouche ve Ivey,
1989). Araştırma sonucunda çatışma kuramına dayalı olarak geliştirilen karar verme
beceri eğitimi grup uygulamalarının katılımcıların karar vermede olumsuz başa çıkma
stilleri (umursamaz, panik, sorumluluktan kaçma) puanlarını azalttığı görülmüştür. Bu
durum önceki araştırma sonuçlarıyla da tutarlılık göstermektedir (Botvin ve Wills,
1985; Ersever, 1996; Hansen, 1992; Mann, Beswick, Allouche ve Ivey, 1989; Mann,
Harmoni ve Power, 1988; Ross, 1981; Baron, Laskey ve Brown, 1989; Shanteau, Grier,
Johnson ve Berner, 1991; Şeyhun, 2000; Taal ve De Carvalho, 1997).
Karar vermede umursamaz, panik ve sorumluluktan kaçma stilleri, olumsuz başa
çıkma stilleri olarak değerlendirilmekte ve birlikte ele alınmaktadır. Mann, Harmoni ve
Power (1988) karar vermede bireylere ihtiyatlı seçici karar vermenin basamakları
192
öğretildiğinde karar vermede öz-saygılarının yükseleceğini, olumsuz başa çıkma
stillerinin kullanımının azalacağını belirtmektedirler. Karar verme beceri eğitimi grup
uygulamalarında öğrencilere karar verme basamaklarının karar durumlarında nasıl
uygulanacağı ile ilgili örnekler sunulmuş ve sürecin sonunda öğrenciler karar
problemlerini karar verme basamaklarına uygun bir şekilde yapabilmişlerdir. Bu
durumda katılımcıların ergenlerde karar verme ölçeği ihtiyatlı seçicilik alt ölçeği
puanlarında artışlar olduğu görülmüştür. Katılımcıların karar verme durumlarında
olumlu bir karar verme stili olan ihtiyatlı seçicilik puanlarındaki artışın, olumsuz karar
verme stilleri puanlarını azalttığı şeklinde değerlendirilebilir.
Karar vermede umursamazlık, bireyin karar vermesi gereken durumlarda sanki
verilecek bir karar yokmuş gibi davranmasıdır. Bu karar verme stilinde birey karşılaştığı
karar sorununu çözebilecek gücü ve mantıklı yöntemleri bilmediği için olayı akışına
bırakır, sorunu görmezden gelir. Karar vermede panik, bireyin karar vermesi gereken
durumlarda yeterli zamanı yoksa kendisini stresten ve çatışmadan kurtarmaya yönelik
verdiği kararlardır. Bu karar verme stilinde birey karar verme durumunda ne yapacağını
bilemediğinden aklına gelen ilk çözümü uygulamaya çalışır. Alternatifleri etkili bir
şekilde değerlendiremez. Karar vermede sorumluluktan kaçma, bireyin karar vermesi
gereken durumlarda karar vermeyi erteleme veya sorumluluğu başkasına yüklemesidir.
Bu karar verme stilinde birey karar verme konusunda kendine güvenememektedir.
Genelde kendine güvenememenin önemli etkenlerinden birisi de bireyin karar verme
konusunda beceri sahip olamaması ile ilgilidir.
Birey karşılaştığı karar durumlarında karar verme basamaklarını etkili bir şekilde
uygulayabilirse karşılaştığı karar sorunlarını da etkili bir şekilde çözebilir. Bu durumda
umursamaz, panik ve sorumluluktan kaçma stillerinin kullanımının azalmasına neden
olur. Deney grubundaki öğrencilerin ergenlerde karar verme ölçeği umursamazlık,
panik ve sorumluluktan kaçma alt ölçek puanlarında düşme görülmüştür. Alt ölçeklerde
görülen puan düşmelerinin uygulanan karar verme beceri eğitimi grup uygulamalarının
içeriğinden kaynaklandığı düşünülmektedir. Çatışma kuramına dayalı olarak geliştirilen
karar verme beceri eğitimi grup uygulamaları karar verme aşamalarını, karar verici
olarak kendi görüşünün ve seçim alternatiflerinin genişletilmesinin önemini, seçim
yapmada ergenler üzerinde zayıf karar verme örneklerini, sınırlamaları ve kısıtlamaları
kapsamaktadır. Karar verme beceri eğitimi grup uygulamaları ergenleri karar verme
193
sürecinde araştırma yapmaya cesaretlendirecek, karar verme basamaklarını
kazanmalarına yardımcı olacak şekilde yapılandırılmıştır. Ayrıca katılımcıların karar
verme deneyimi yaşamasına, karar vermenin ilkeleri hakkında tutarlı bir bilgi bütünlüğü
kazanmasına, yanlış kararların nedenlerini anlamalarına ve daha iyi, daha emin kararlar
vermelerine, kararlarını daha iyi nasıl kontrol edeceklerine ve alternatiflerini nasıl
genişleteceklerine yardımcı olacak şekilde planlanmış ve sürecin sonunda katılımcıların
bu hedeflere ulaştığı görülmüştür. Benzer şekilde Mann, Harmoni ve Power, (1988),
Mann, Beswick, Allouche ve Ivey, (1989) ve Şeyhun (2000) da uyguladıkları karar
verme beceri eğitimi programları sonucunda katılımcıların olumsuz başa çıkma stilleri
puanlarında azalma olduğu sonucuna ulaşmıştır.
Katılımcıların karar vermede öz-saygı puanlarının ve olumlu başa çıkma stili
puanlarının yükselmesini, olumsuz başa çıkma stilleri puanlarının azalmasını
araştırmanın nitel verileri de desteklemektedir. Araştırmada grup liderleri “Gruba İlişkin
Ölçümler Gözlem Formu” ile öğrencilerin “gruba katılım konusundaki istekliliği,
değişim için istekliliği, problemleri açıkça tartışmak için istekliliği, değişim için
sorumluluğu, amaçlarını belirleyebilmesi, diğer grup üyeleri ile bağlantı kurma
potansiyeli, diğer grup üyeleri için rol model olma özelliği, grup lideri ile bağlantısı ve
grubun yararlı olacağı beklentisi” davranışlarını gözlemlemişlerdir. Her iki liderin
bağımsız değerlendirmelerinin sonuçları birbirine paralellik göstermiş ve katılımcıların
grup uygulamasından karar verme becerileri açısından yararlandıkları sonucuna
varılmıştır. Nitel verilerle desteklenen bu sonuç grup uygulamalarının amacına ulaştığı
şeklinde yorumlanabilir.
Öğrenciler her oturum sonunda “Süreç Değerlendirme Formu”na oturumla ilgili
değerlendirmelerini yazmıştır. Öğrencilerin “Süreç Değerlendirme Formu”na yazdıkları
da grup sürecinden yararlandıklarını göstermektedir. Deneysel işlemin öğrencilerin
karar verme becerilerini olumlu etkilediği ve karar vermede öz-saygı düzeylerini
yükselttiği ve olumlu başa çıkma stili puanlarını arttırdığı, olumsuz başa çıkma stilleri
(umursamaz, panik, sorumluluktan kaçma) puanlarını azalttığı şeklinde ifade edilebilir.
Ayrıca öğrencilerin oturumlar tamamlandıktan sonra grup sürecinin genel
değerlendirilmesinde de “karar verme beceri eğitimi grubu öğrencilerin kendilerini daha
iyi hissetmelerine yardımcı oldu ve karar verme beceri eğitimi grup çalışması karar
194
verme becerilerini kazanmamda benim için yararlı oldu” görüşüne tüm öğrenciler
“evet” şeklinde cevap vermiştir. Bu durumda öğrencilerin kendilerini iyi hissetmesinin
ve karar verme becerilerini kazanmalarının karar vermede öz-saygı düzeylerini
yükselttiği ve olumlu başa çıkma stili (ihtiyatlı-seçicilik) puanlarını arttırdığı, olumsuz
başa çıkma stilleri puanlarını azalttığı şeklinde yorumlanabilir.
Çatışma kuramına dayalı olarak geliştirilen karar verme beceri eğitimi grup
uygulamaları, öğrencilerin karar vermede öz-saygı düzeyleri ve olumlu başa çıkma stili
puanlarının yükselmesine, olumsuz başa çıkma stili puanlarındaki azalmasına etkisi
izleme testinde de devam etmiştir. Bu durumun uygulanan karar verme beceri eğitimi
grup uygulamalarının içeriğinden kaynaklandığı düşünülmektedir. Mann, Beswick,
Allouche ve Ivey (1989) de benzer sonuçlar bulmuşlardır.
Çatışma kuramına dayalı olarak geliştirilen karar verme beceri eğitimi grup
uygulamaları da karar verme aşamalarını, karar verici olarak kendi görüşünün ve seçim
alternatiflerinin genişletilmesinin önemini, seçim yaparken ergenlerin hata yapabildiği
karar verme örneklerini, sınırlamaları ve kısıtlamaları kapsamaktadır. Karar verme
beceri eğitimi grup uygulamaları ergenleri karar verme sürecinde araştırma yapmaya
cesaretlendirecek, karar verme basamaklarını kazanmalarına yardımcı olacak şekilde
yapılandırılmıştır. Simmons (1987) ve Harter (1993) ergenlik döneminde kendi kendini
yargılamalar arttığından bazı ergenlerin öz-saygılarının etkilenebildiğini özellikle
sorumluluklarını yerine getiremediğinde bu durumun öz-saygı gelişimini olumsuz
etkilediğini belirtmektedirler.
Bu psiko-eğitim grubu yaşantısının sonunda bütün öğrencilerin karşılaştıkları
karar sorunlarını karar verme basamaklarına göre çözebildikleri görülmüştür. Bu
durumda öğrencilerin yapabileceklerine ilişkin inancının gelişmesine, olumlu başa
çıkma stilini puanlarının arttırmasına, bu durumunda öz-saygı düzeylerinin
yükselmesine ve olumsuz başa çıkma stilleri puanlarının azalmasına etken olduğu
şeklinde yorumlanabilir. Öğrencilerin izleme testinde karar vermede öz-saygı, ihtiyatlı
seçicilik puanlarının yükselmesi, umursamaz, panik, sorumluluktan kaçma puanlarının
düşmesi de karşılaştıkları karar sorunlarını karar verme basamaklarına uygun şekilde
çözebildiklerini ve bu durumunda karar vermede öz-saygı düzeylerini arttırdığı şeklinde
195
değerlendirilebilir. Bu durumda uygulanan beceri eğitimi grup uygulamalarının
etkisinin uzun süreli olduğu şeklinde yorumlanabilir.
Çatışma kuramına dayalı olarak geliştirilen karar verme beceri eğitimi grup
uygulamalarına katılan öğrencilerin karar vermede öz-saygı ve olumlu başa çıkma
stilini (ihtiyatlı-seçicilik) kullanımını artırmada, olumsuz başa çıkma stillerini
(umursamaz, panik, sorumluluktan kaçma) kullanımını azaltmada kız ve erkek
katılımcılar arasında anlamlı bir farklılığa neden olmadığı görülmüştür. Literatür
incelendiğinde kız ve erkek öğrencilerin karar vermede öz-saygı düzeylerinde ve
ihtiyatlı seçicilik stilinin kullanımında erkeklerin lehine anlamlı bir fark olduğu
görülmektedir (Friedmann ve Mann, 1993; Güçray, 1998; Mann, Radford, Burnett,
Ford, Bond, Leung, Nakamura, Vaughan ve Yang, 1998; O’Hare ve Beutell, 1987;
Radford, Mann ve Ohta, 1993). Olumsuz başa çıkma stillerinden umursamazlık stilinin
kullanımında erkeklerin, panik ve sorumluluktan kaçma stillerinin kullanımında kızların
lehine anlamlı bir fark olduğu görülmektedir (Friedmann ve Mann, 1993; Güçray, 1998;
Radford, Mann ve Ohta, 1993). Yalnız literatürde görülen bu fark betimsel araştırmalar
için geçerlidir. Deneysel çalışmalarda kızların ve erkeklerin kazanımlarına ilişkin bir
araştırma ile karşılaşılmamaktadır.
Kız ve erkek katılımcılar arasında anlamlı fark bulunmamasındaki ana
etkenlerden birisi, gruplar oluşturulurken kız ve erkek katılımcıların puanlarının
birbirine eşitlenmesinden kaynaklandığı düşünülebilir. Anlamlı bir fark
bulunmamasında bir diğer etkenin de katılımcıların Anadolu lisesi öğrencileri olması ile
ilgili olduğu düşünülmektedir. Güçray (1998) çalışmasında Anadolu lisesinde
öğrenimine devam öğrencilerin genel lisede öğrenimine devam öğrencilerden karar
verme öz-saygı düzeylerinin yüksek olduğunu bulmuştur. Anadolu liselerine sınavla
öğrenci alındığı ve öğrencilerin seçilmiş oldukları düşünülerek karar verme gibi bilişsel
bir aktivitede öz-saygılarının yüksek olması yanında etkili karar verme stillerini
kullanmaları beklenir. Kız ve erkek katılımcıların kazanımları açısından farklılık
olmamasında seçilmiş öğrencilerden oluşan bir okulda öğrenime devam etmeleri ve
bilişsel düzey olarak birbirine yakın olmalarının etkisi olduğu düşünülmektedir. Ayrıca
oluşturulan gruptaki katılımcıların sosyo-ekonomik düzeylerinin üste yaklaştığı da
görülmektedir. Bu durumun da kız ve erkek katılımcılar arasında anlamlı bir farklılık
olmamasında etken olduğu düşünülebilir. Çünkü araştırma sonuçları sosyo-ekonomik
196
düzey ile karar verme arasında ilişki olduğunu, yüksek sosyo-ekonomik düzeyde yer
alan bireylerin karar vermede öz-saygı düzeylerinin daha yüksek olduğunu
göstermektedir (Brown ve Mann, 1990; Güçray, 1998).
Sonuç olarak bu çalışmada genel olarak, çatışma kuramı temelli olarak
hazırlanan karar verme beceri eğitimi grup uygulamalarının öğrencilerin karar vermede
öz-saygı ve olumlu başa çıkma stili puanlarını artırdığı, olumsuz başa çıkma stili
puanlarını azalttığı bu durumun izleme testinde de devam ettiği görülmüştür. Ayrıca
çatışma kuramı temelli karar verme beceri eğitimi grup uygulamaları kız ve erkek
öğrencilerin karar vermede öz saygı, olumlu başa çıkma stili ve olumsuz başa çıkma
stilleri puanlarında anlamlı bir farklılığa neden olmamıştır.
197
BÖLÜM VI
SONUÇ ve ÖNERİLER
Çatışma kuramına dayalı olarak geliştirilen karar verme beceri eğitimi grup
uygulamalarının dokuzuncu sınıf öğrencilerinin karar verme becerilerine etkisinin
araştırıldığı çalışmanın bu bölümünde, araştırma sonuçlarının genel bir
değerlendirilmesi yapılmış ve değerlendirme sonucunda uygulamaya ve gelecekte
yapılacak araştırmalara yönelik öneriler sunulmuştur.
6.1. Sonuçlar
1. Karar verme beceri eğitimi grup uygulamalarının uygulandığı deney grubu ile
deneysel işlemin uygulanmadığı kontrol grubunun ergenlerde karar verme ölçeği öz-
saygı alt ölçeği öntest puanları kontrol altına alındığında, sontest ortalama puanları
arasında deney grubu lehine anlamlı bir fark olduğu görülmüştür. Bu durumda
dokuzuncu sınıf öğrencilerine uygulanan karar verme beceri eğitimi grup uygulamaları
öğrencilerin karar vermede öz-saygı düzeylerinin yükselmesinde etkili olduğu
görülmüştür.
2. Karar verme beceri eğitimi grup uygulamalarının uygulandığı deney grubu ile
deneysel işlemin uygulanmadığı kontrol grubunun ergenlerde karar verme ölçeği
ihtiyatlı seçicilik alt ölçeği öntest puanları kontrol altına alındığında, sontest ortalama
puanları arasında deney grubu lehine anlamlı bir fark olduğu görülmüştür. Bu durumda
dokuzuncu sınıf öğrencilerine uygulanan karar verme beceri eğitimi grup uygulamaları
öğrencilerin karar verme becerilerinin gelişmesinde ve ihtiyatlı seçici davranmasında
etkili olduğu görülmüştür.
3. Karar verme beceri eğitimi grup uygulamalarının uygulandığı deney grubu ile
deneysel işlemin uygulanmadığı kontrol grubunun ergenlerde karar verme ölçeği
umursamazlık alt ölçeği öntest puanları kontrol altına alındığında, sontest ortalama
puanları arasında deney grubu lehine anlamlı bir fark olduğu görülmüştür. Bu durumda
dokuzuncu sınıf öğrencilerine uygulanan karar verme beceri eğitimi grup uygulamaları
198
öğrencilerin umursamaz karar verme stilini kullanımını azaltmada etkili olduğu
görülmüştür.
4. Karar verme beceri eğitimi grup uygulamalarının uygulandığı deney grubu ile
deneysel işlemin uygulanmadığı kontrol grubunun ergenlerde karar verme ölçeği panik
alt ölçeği öntest puanları kontrol altına alındığında, sontest ortalama puanları arasında
deney grubu lehine anlamlı bir fark olduğu görülmüştür. Bu durumda dokuzuncu sınıf
öğrencilerine uygulanan karar verme beceri eğitimi grup uygulamaları öğrencilerin
panik karar verme stilini kullanımını azaltmada etkili olduğu görülmüştür.
5. Karar verme beceri eğitimi grup uygulamalarının uygulandığı deney grubu ile
deneysel işlemin uygulanmadığı kontrol grubunun ergenlerde karar verme ölçeği
sorumluluktan kaçma alt ölçeği öntest puanları kontrol altına alındığında, sontest
ortalama puanları arasında deney grubu lehine anlamlı bir fark olduğu görülmüştür. Bu
durumda dokuzuncu sınıf öğrencilerine uygulanan karar verme beceri eğitimi grup
uygulamaları öğrencilerin sorumluluktan kaçma karar verme stilini kullanımını
azaltmada etkili olduğu görülmüştür.
6. Karar verme beceri eğitimi grup uygulamalarının uygulandığı deney grubu ile
deneysel işlemin uygulanmadığı kontrol grubunun ergenlerde karar verme ölçeği öz-
saygı alt ölçeği sontest puanları kontrol altına alındığında, izleme testi ortalama puanları
arasında deney grubu lehine anlamlı bir fark olduğu görülmüştür. Bu durumda
dokuzuncu sınıf öğrencilerine uygulanan karar verme beceri eğitimi grup
uygulamalarının öğrencilerin karar vermede öz-saygı düzeylerinin yükselmesindeki
etkinin izleme testinde de devam ettiği olduğu görülmüştür.
7. Karar verme beceri eğitimi grup uygulamalarının uygulandığı deney grubu ile
deneysel işlemin uygulanmadığı kontrol grubunun ergenlerde karar verme ölçeği
ihtiyatlı-seçicilik alt ölçeği sontest puanları kontrol altına alındığında, izleme testi
ortalama puanları arasında deney grubu lehine anlamlı bir fark olduğu görülmüştür. Bu
durumda dokuzuncu sınıf öğrencilerine uygulanan karar verme beceri eğitimi grup
uygulamalarının öğrencilerin ihtiyatlı-seçici karar verme stilini kullanımını
arttırmasındaki etkinin izleme testinde de devam ettiği olduğu görülmüştür.
199
8. Karar verme beceri eğitimi grup uygulamalarının uygulandığı deney grubu ile
deneysel işlemin uygulanmadığı kontrol grubunun ergenlerde karar verme ölçeği
umursamazlık alt ölçeği sontest puanları kontrol altına alındığında, izleme testi ortalama
puanları arasında deney grubu lehine anlamlı bir fark olduğu görülmüştür. Bu durumda
dokuzuncu sınıf öğrencilerine uygulanan karar verme beceri eğitimi grup
uygulamalarının öğrencilerin umursamaz karar verme stilini kullanımını azaltmasındaki
etkinin izleme testinde de devam ettiği olduğu görülmüştür.
9. Karar verme beceri eğitimi grup uygulamalarının uygulandığı deney grubu ile
deneysel işlemin uygulanmadığı kontrol grubunun ergenlerde karar verme ölçeği panik
alt ölçeği sontest puanları kontrol altına alındığında, izleme testi ortalama puanları
arasında deney grubu lehine anlamlı bir fark olduğu görülmüştür. Bu durumda
dokuzuncu sınıf öğrencilerine uygulanan karar verme beceri eğitimi grup
uygulamalarının öğrencilerin panik karar verme stilini kullanımını azaltmasındaki
etkinin izleme testinde de devam ettiği olduğu görülmüştür.
10. Karar verme beceri eğitimi grup uygulamalarının uygulandığı deney grubu
ile deneysel işlemin uygulanmadığı kontrol grubunun ergenlerde karar verme ölçeği
sorumluluktan kaçma alt ölçeği sontest puanları kontrol altına alındığında, izleme testi
ortalama puanları arasında deney grubu lehine anlamlı bir fark olduğu görülmüştür. Bu
durumda dokuzuncu sınıf öğrencilerine uygulanan karar verme beceri eğitimi grup
uygulamalarının öğrencilerin sorumluluktan kaçma karar verme stilini kullanımını
azaltmasındaki etkinin izleme testinde de devam ettiği olduğu görülmüştür.
11. Karar verme beceri eğitimi grup uygulamalarının uygulandığı deney
grubundaki kız ve erkek öğrencilerin ergenlerde karar verme ölçeği öz-saygı alt ölçeği
öntest puanları kontrol altına alındığında, sontest ortalama puanları arasında anlamlı bir
fark olmadığı görülmüştür. Bu durumda dokuzuncu sınıf öğrencilerine uygulanan karar
verme beceri eğitimi grup uygulamaları kız ve erkek öğrencilerin karar vermede öz-
saygı düzeylerinin farklılaşmasında etkili olmadığı görülmüştür.
12. Karar verme beceri eğitimi grup uygulamalarının uygulandığı deney
grubundaki kız ve erkek öğrencilerin ergenlerde karar verme ölçeği ihtiyatlı seçicilik alt
ölçeği öntest puanları kontrol altına alındığında, sontest ortalama puanları arasında
200
anlamlı bir fark olmadığı görülmüştür. Bu durumda dokuzuncu sınıf öğrencilerine
uygulanan karar verme beceri eğitimi grup uygulamaları kız ve erkek öğrencilerin karar
vermede ihtiyatlı seçicilik düzeylerinin farklılaşmasında etkili olmadığı görülmüştür.
13. Karar verme beceri eğitimi grup uygulamalarının uygulandığı deney
grubundaki kız ve erkek öğrencilerin ergenlerde karar verme ölçeği umursamazlık alt
ölçeği öntest puanları kontrol altına alındığında, sontest ortalama puanları arasında
anlamlı bir fark olmadığı görülmüştür. Bu durumda dokuzuncu sınıf öğrencilerine
uygulanan karar verme beceri eğitimi grup uygulamaları kız ve erkek öğrencilerin karar
vermede umursamazlık düzeylerinin farklılaşmasında etkili olmadığı görülmüştür.
14. Karar verme beceri eğitimi grup uygulamalarının uygulandığı deney
grubundaki kız ve erkek öğrencilerin ergenlerde karar verme ölçeği panik alt ölçeği
öntest puanları kontrol altına alındığında, sontest ortalama puanları arasında anlamlı bir
fark olmadığı görülmüştür. Bu durumda dokuzuncu sınıf öğrencilerine uygulanan karar
verme beceri eğitimi grup uygulamaları kız ve erkek öğrencilerin karar vermede panik
düzeylerinin farklılaşmasında etkili olmadığı görülmüştür.
15. Karar verme beceri eğitimi grup uygulamalarının uygulandığı deney
grubundaki kız ve erkek öğrencilerin ergenlerde karar verme ölçeği sorumluktan kaçma
alt ölçeği öntest puanları kontrol altına alındığında, sontest ortalama puanları arasında
anlamlı bir fark olmadığı görülmüştür. Bu durumda dokuzuncu sınıf öğrencilerine
uygulanan karar verme beceri eğitimi grup uygulamaları kız ve erkek öğrencilerin karar
vermede sorumluluktan kaçma düzeylerinin farklılaşmasında etkili olmadığı
görülmüştür.
Araştırma sonuçları paralelinde; çatışma kuramına dayalı olarak geliştirilen
karar verme beceri eğitimi grup uygulamaları öğrencilerin karar vermede öz-saygı
düzeylerinin yükselmesinde, karar vermede olumlu başa çıkma stilini kullanımını
arttırmada, olumsuz başa çıkma stillerini kullanımını azaltmada etkili olduğu ve bu
etkinin izlemede de devam ettiği belirtilebilir. Ayrıca karar verme beceri eğitimi grup
uygulamaları kız ve erkek öğrencilerin karar vermede öz-saygı düzeylerinin, karar
vermede olumlu başa çıkma stilini kullanımının ve olumsuz başa çıkma stilini
kullanımının farklılaşmasında etkili olmadığı görülmüştür.
201
6.2. Öneriler
Çatışma kuramına dayalı olarak geliştirilen karar verme beceri eğitimi grup
uygulamalarının dokuzuncu sınıf öğrencilerinin karar verme becerilerine etkisini
araştırmak amacıyla yapılan çalışmanın sonuçları doğrultusunda getirilen öneriler,
uygulamaya yönelik ve yapılacak araştırmalara yönelik olmak üzere iki alt başlık
halinde sunulmuştur.
6.2.1. Uygulamaya Yönelik Öneriler
1. Araştırmada geliştirilen ve uygulanan karar verme beceri eğitimi grup
uygulamalarında hem uygulayıcılara yönelik bir el kitabı hem de danışanlara yönelik bir
çalışma kitabı hazırlanıp ortaöğretimde görev yapan okul psikolojik danışmanların ve
psikolojik yardım alanında çalışan diğer uzmanların kullanımına sunulabilir.
2. Karar verme beceri eğitimi grup uygulamalarının daha geniş gruplara
uygulanabilmesi için, karar verme beceri eğitimi uygulayabilme yeterliğine sahip
uzmanların eğitilmesine yönelik “uygulayıcı eğitimi grup çalışmaları” oluşturulabilir.
3. Bu araştırma kapsamında geliştirilerek ortaöğretim dokuzuncu sınıf
öğrencileri üzerinde uygulanan karar verme beceri eğitimi grup uygulamaları
ortaöğretimin diğer sınıflarında, ilköğretimde ve üniversite de kullanılması için gerekli
düzenlemeler yapılarak ve deneysel araştırmalarla etkililiği test edilerek
uygulanabilirliği genişletilebilir.
4. Karar verme durumlarında olumlu başa çıkma stillerini kullanımını artırmak
üzere ilköğretim ve ortaöğretimde konsültasyon hizmetleri kapsamında anne ve
babalara yönelik karar verme beceri eğitimi grup uygulamaları hazırlanarak
uygulanabilir.
5. Ergenlik döneminde görülen riskli davranışların azaltılmasına yönelik (alkol,
sigara, uyuşturucu vb…) önleyici nitelikte karar verme beceri eğitimi grup uygulamaları
geliştirilebilir.
202
6. Öğrencilerin genel karar verme becerilerinin gelişmesine yönelik eğitim
programları düzenlenerek ilköğretim ve ortaöğretimde ders olarak verilebilir.
6.2.2. Araştırmalara Yönelik Öneriler
1. Bu araştırmada karar verme beceri eğitimi grup uygulamalarının etkisi
ortaöğretim dokuzuncu sınıf öğrencileri üzerinde gerçekleştirilmiştir. Gelecekte
yapılacak çalışmalarda aynı grup uygulamaları farklı sınıflardaki ilköğretim,
ortaöğretim ve üniversite öğrencileri üzerinde gerçekleştirilebilir.
2. Araştırma karar verme becerisi açısından ortalamanın bir standart sapmanın
altında ve üstünde olan ruh sağlığı bakımından herhangi bir psikiyatrik tanı almamış
grup üzerinde gerçekleştirilmiştir. Araştırmada uygulanan karar verme beceri eğitimi
grup uygulamaları ortalamanın altında uç değerler alan ve aynı zamanda belli bir
psikiyatrik tanı almış bir grup üzerinde uygulanarak öğrencilerin karar verme
becerilerini geliştirmede etkisinin olup olmadığına bakılabilir.
3. Araştırmada uygulanan karar verme beceri eğitimi grup uygulamalarının
bireysel uygulamada da kullanılabilmesi için gerekli düzenlemeler yapılarak yapılacak
bir araştırmayla bireysel olarak uygulanabilirliği test edilebilir.
4. Araştırmada karar verme beceri eğitiminin karar verme becerilerine etkisine
bakılmıştır. Gelecekte yapılacak çalışmalarda karar verme beceri eğitiminin, karar
verme ile ilişkili olan diğer değişkenler (problem çözme, stres, öz-saygı, iyi olma vb…)
üzerindeki etkileri sınanabilir.
5. Araştırmada deney grubuna uygulanan karar verme beceri eğitimi grup
uygulamaları “psiko-eğitim” temellidir ve çatışma kuramına dayalı olarak
geliştirilmiştir. Gelecekte yapılacak uygulamalı araştırmalarda farklı bir kurama dayalı
olarak geliştirilebilir ve etkisi sınanabilir.
6. Deneysel desenli araştırmalarda dışsal değişkenler araştırmanın geçerliğini
tehdit etmektedir. Deney grubundaki deneklerin bir deneye katıldıklarını bilmeleri,
araştırmacıların kendilerinden beklenen olumlu yönde davranış değişikliği umdukları
203
varsayımında olmaları ve bu beklentiyi başa çıkarmamak için özel bir çaba içerisine
girmeleri olarak ifade edilen Hawhortne Etkisi ile kontrol grubundaki deneklerin
kontrol grubunda olduklarını bilmeleri ve başka bir grupla karşılaştırılacaklarını bilerek
gerçek performanslarının üstünde değerlendirmede bulunmaları olarak ifade edilen John
Harry Etkisini kontrol edebilmenin yolu “çift yönlü kör deseni kullanmaktır. Çift yönlü
kör desende katılımcılar hangi deneysel koşullarda olduklarını bilmemektedirler
(Thompson, 2006). Bu araştırmada bir deney bir kontrol grubu kullanılmıştır.
Araştırmada deney grubundaki katılımcılara deney grubunda oldukları kontrol
grubundaki katılımcılara ise kontrol grubunda oldukları söylenmemiştir. Öğrencilerin
birbirinden etkilenmemeleri için de iki farklı okul belirlenmiştir. Kontrol grubuna
okulun koşullarından ve hazırlıklardan dolayı yaklaşık 2 ay sonra uygulanacağı
belirtilmiştir. Karar verme beceri eğitimi grup uygulamaları deney grubuna
uygulandıktan ve izleme testi ölçümleri yapıldıktan sonra kontrol grubuna da
uygulanmıştır. gelecekte yapılacak araştırmalarda Hawthorne Etkisi ile John Harry
Etkisini kontrol altına alabilmek için bir deney grubuyla birlikte iki kontrol grubunun
kullanılmasının araştırmanın deneysel işlem geçerliği açısından daha sağlıklı sonuçlar
vermesi söz konusu olabilir.
7. Araştırmada karar verme beceri eğitiminin etkiliği nicel araştırma yöntemleri
ve nitel araştırma yöntemlerine başvurularak sınanmıştır. Nicel yöntemlerle elde edilen
bulguları desteklemek amacıyla yapılan nitel araştırmada deney grubundaki
katılımcılardan oturum sonu süreç değerlendirme ve oturumların genel
değerlendirilmesi formu raporları sunulmuştur. Ayrıca liderlerin gözlemlerinin
değerlendirildiği gruba ilişkin ölçümler gözlem formu raporları sunulmuştur. Gelecekte
yapılacak araştırmalarda veri toplama sürecinde nitel araştırma tekniklerinden biri olan
“görüşme” tekniğinin kullanılmasıyla elde edilecek verilerin gücü daha da artırılabilir
ve izleme çalışmasında da yapılabilir.
8. Araştırma katılımcıların oturumlara ilişkin değerlendirmeleri, tüm
oturumlardan elde ettikleri kazanımların kalıcılığına ilişkin değerlendirme raporları
araştırmacı tarafından hazırlanan yarı yapılandırılmış formlar yoluyla elde edilmiştir.
Gelecekte yapılacak araştırmalarda beceri eğitimi grup uygulamalarında süreci, sonucu
ve kalıcılığı ölçmeye yönelik bir ölçme aracı geliştirilebilir.
204
KAYNAKÇA
Abelson, R. P. (1981). The psychological status of the script concept. American
Psychologist, 36,715-729.
Abelson, R. P., & Levi A. (1985). Decision making and decision theory. In G. Lindsey
& E. Aronson (Eds.), The handbook of social psychology, (Vol. 1, 3rd ed., pp.
231-309). New York: Random House.
Adair, J. (2000). Decision making and problem solving. USA: Universities Press.
Anderson, J. R. (1995). Learning and memory: An integrated approach. New York:
Wiley.
Anastasi, A. (1997). Psychological testing (7th. Ed). New Jersey: Prentice-Hall Inc.
Asarnow, J. R., Carlson, G. A., & Guthrie, D. (1987). Coping strategies, self-perception,
hopelessness, and perceived family environment in depressed and suicidal
children. Journal of Consulting and Clinical Psychology, 55, 361-366.
Atkinson, R. L., Atkinson, R. C., Smith, E. E., Bem, D. J., & Nolen-Hoeksema, S.
(1999). Psikolojiye giriş. (Çev: Yavuz Alagon). Ankara: Arkadaş Yayınları
Baddeley, A. D. ( 1990). Human memory: Theory and practice. Boston: Allyn &
Bacon.
Bacanlı, H. (1997), Sosyal İlişkilerde Benlik Kendini Ayarlamanın Psikolojisi. İstanbul:
Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları: 3022.
Bal, N. P. (1998). Ergenlik döneminde mesleki karar verme olgunluğunun incelenmesi
ve Mesleki Karar Verme Eğitim Programını’nın etkisinin araştırılması.
Doktora Tezi. Marmara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.
Baron, J. (1985). Rationality and intelligence. Cambridge University Press.
Baron, J., Laskey, K., and Brown, R. V. (1989). Going through the goop: An
introduction to decision making. (Written for high-school students.)
http://www.sas.upenn.edu/~baron/papers.htm/dmtext.htm internet adresinden
21.03.2008 tarihinde edinilmiştir.
205
Baron, J. (1994). Thinking and deciding. Cambridge University Press.
Baron, J., & Brown, R.V. (1991). Toward improved instruction in decision making to
adolescents: A conceptual framework and pilot program. In J. Baron & R.V.
Brown (Eds.), Teaching decision making to adolescents, (pp. 95-122).
Hillsdale, NJ: Lawrence Erlbaum Associates.
Baron, J., Granato L., Spranca, M., & Teubal, E. (1993). Decision-making biases in
children and early adolescents: Exploratory studies. Merrill-Palmer Quarterly,
39, 22-46.
Baumeister, R. F. and Tice, D. M. and Hutton, D. G. (1989). Self- presentational
motivations and personality differences in self-esteem. Journal of Personality,
57, 547-79.
Baumrind, D. ( 1991). Adolescent exploratory behavior: Precursors and consequences.
In L. P. Lipsitt, & L. L. Mitnick (Eds.), Self-regulatory behavior and risk-
taking: Causes and consequences (pp. 109-141). Norwood, NJ: Ablex.
Becker, M. H. ( 1990). Theoretical models of adherence and strategies for improving
adherence. In S. A. Shumaker, E. B. Schron, & J. K. Ockene (Eds.), The
handbook of health behavioral change (pp. 5-43). New York: Springer.
Benard, B., Fafoglia, B., & Perone, J. (1987). Knowing what to do and not do
reinvigorates drug education. Curriculum Update, 1-12.
Beyth-Marom, R., Fischhoff, B., Jacobs-Quadrel, M., & Furby, L. (1991). Teaching
decision making to adolescents: A critical review. In J. Baron & R.V. Brown
(Eds.), Teaching decision making to adolescents (pp. 19-60). Hillsdale, NJ:
Lawrence Erlbaum Associates.
Beyth-Marom, R., Austin, L., Fischhoff, B., Palmgren, C., & Jacobs-Quadrel, M.
(1993). Perceived consequences of risky behaviors: Adults and adolescents.
Developmental Psychology, 29(3), 549-563.
206
Block, R. I., Farinpour R., & Braverman, K. (1992). Acute effects of marijuana on
cognition: Relationships to chronic effects and smoking techniques.
Pharmacology, Biochemistry & Behavior, 43, 907-917.
Blustein, D. L., & Philips, S. D. (1990). Relation between ego identity statuses and
decision making styles. Journal of Counseling Psychology. 37, 160-168.
Borg, W. R., ve Gall, M. D. (1989). Educational research. An introduction. New York:
Longman.
Botvin, G.J. (1983). Prevention of adolescent substance abuse through the development
of personal and social competence. In T.J. Glynn, C.G. Leukfeld, and J.P.
Ludford (Eds.), Preventing adolescent drug Abuse: Intervention strategies.
Washington, DC: U.S. Government Printing Office.
Botvin, G. J., Baker, E., Renick, N. L., Botvin, E. M., Filazzola, A. D., & Millman, R.
B. (1984). Alcohol abuse prevention through the development of personal and
social competence: A pilot study. Journal of Studies on Alcohol, 45, 550-552.
Botvin, G. J., Baker, E., Renick, N. L., Filazzola, A. D., & Botvin, E. M. (1984). A
cognitive behavioral approach to substance abuse prevention. Addictive
Behaviors, 9, 137-147.
Botvin, G. J., & Eng, A. (1980). A comprehensive school-based smoking prevention
program. Journal of School Health, 50, 209-213.
Botvin, G. J., & Eng, A. (1982). Efficacy of a multicomponent approach to the
prevention of cigarette smoking. Preventive Medicine, 11, 199-211.
Botvin, G. J., Eng, A. M., & Williams, C. L. (1980). Preventing the onset of cigarette
smoking through life skills training. Preventive Medicine, 9, 135-143.
Botvin, G. J., Renick, N., & Baker, E. (1983). The effects of scheduling format and
booster sessions on a broad spectrum psyhosocial approach to smoking
prevention. Journal of Behavioral Medicine, 6, 359-379.
207
Brown, J. E., & Mann, L. (1990). The relationship between family structure and
process variables and adolescent decision making. Journal of Adolescence. 13,
25-37.
Brown, J. E., & Mann, L. (1991). Decision-making competence and self esteem: a
comparision of parents and adolescent. Journal of Adolescence, 14, 363-371.
Brown, N. W. (1998). Psychoeducational groups. USA: Taylor-Francis.
Brown, N. W. (2004). Psychoeducational groups process and practice. New York:
Brunner-Routledge.
Byrnes, J. P. (1998). The nature and development of decision-making: A self regulation
model. USA: Earlbaum Manwah NJ.
Byrnes, J. P. (2002). The development of decision-making. Journal of Adolescent
Health, 31, 208-215.
Byrnes, J. P. (2005). Self-regulated decision-making in children and adolescents. In J.
E. Jacobs & P. A. Klaczynski (Eds.), The development of judgment and
decision-making in children and adolescents (pp. 5-38). Lawrence Erlbaum.
Byrnes, J. P., & Beilin, H. (1991). The cognitive basis of uncertainty. Human
Development, 34, 189-203.
Byrnes, J. P., & McClenny, B. (1994). Decision-making in young adolescents and
adults. Journal of Experimental Child Psychology, 58, 359-388.
Byrnes, J. P., Miller, D. C., & Reynolds, M. (1999). Learning to make good decisions: a
self-regulation perspective. Child Development. 70, 1121-1140.
Byrnes, J.P, & Miller, D.C, (1999), Gender differences in risk taking: A meta analysis.
Psychological Bulletin, 125.
Buss, A. H., & Plomin, R. (1984). Temperament: Early developing personality traits.
Hillsdale, New Jersey: Lawrence Erlbaum. Associates.
208
Cantor, N., & Zirkel, S. (1990). Personality, cognition, and purposive behavior. In L. A.
Pervin (Ed.), Handbook of personality: Theory and research (pp. 135-164).
New York: Guilford.
Caroll, S. J., & Johnson, J. E. (1980). Decision research: A field guide. New Delhi:
Sage Puplications.
Caroll, S. J., & Johnson, J. E. (1990) Decision research: A field guide. London: Sage.
Cenkseven-Önder, F., & Çolakkadıoğlu, O. (2009). Ergenlerde Öznel İyi Olmanın
Yordayıcıları Olarak Karar Verme ve Problem Çözme. XVIII. Ulusal Eğitim
Bilimleri Kurultayı, Ege Üniversitesi, İzmir.
Churney, A. H. (2001). Promoting children’s social and emotional development: A
follow up evaluation of an elementary school-based program in social decision-
making/social problem-solving. Dissertation Abstracts International Section A:
Humanities and Social Sciences, 62(1-A):75.
Cohen, J. R., & Swerdlik, E., M. (2002). Psychological testing and assesment (5th. Ed.),
New York: McGraw-Hill Book Co.
Cohn, L.D., Macfarlane, S., Yanez, C., & Imai, W. (1995). Risk-perception: Differences
between adolescents and adults. Health Psychology, 14(3), 217-222.
Coleman, J. C. (1980). Friendship and the peer group in adolescence. In J. Adelson
(Ed.), Handbook of adolescent psychology, New York: Wiley.
Collins, C.W., & P. Hughes (1982). Where Junior Secondary Schools are Heading.
Australian Education Review, 16. Australian Council for Educational
Research: Hawthorn,Victoria.
Conger, J. J., Peterson, A. C. (1984). Adolescence and youth. New York: Harper&Row.
Craycraft, K. (1988). Decision making: An overlooked basic skill. Washington DC:
National Education Assocation.
209
Çoban, A. E., & Hamamcı, Z. (2006). Kontrol Odakları Farklı Olan Ergenlerin Karar
Stratejileri Açısından İncelenmesi. Kastamonu Üniversitesi Kastamonu Eğitim
Fakültesi Dergisi, 14(2), 393-402.
Çolakkadıoğlu, O., & Güçray, S. S. (2007). Ergenlerde Karar Verme Ölçeği’ni
Türkçe’ye uyarlama çalışması. Eğitim Araştırmaları Dergisi, 7 (26), 61-71.
Çolakkadıoğlu, O., Cenkseven-Önder, F., & Avcı, R. (2009). Ergenlerde İç Kontrol
Odağının Yordayıcıları Olarak Karar Verme ve Problem Çözme. X. Ulusal
Psikolojik Danışma ve Renberlik Kongresi, Çukurova Üniversitesi, Adana.
Dainow, S., Bauley, C. (1988). Devoloping skills with people: Training for person to
person client contact. New York: Jhon Wiley and Sons Ltd.
Davidson, D. (1988). A developmental model and working-memory analysis of
children’s decision amking. Dissertation Abstract International. The
Humanities and Social Sciences, 49(6), 1-9.
DeLucia-Waack, J. L. (2006). Leading psychoeducational groups for children and
adolescents. United Kingdom: Sage Publications.
Dempster, F. N. (1992). The rise and fall of the inhibitory mechanism: Toward a unified
theory of cognitive development and aging. Developmental Review, 12, 45-75.
Donnelly, B. W., & Davis-Berman, J. (1994). A review of the chance to grow project: A
care project for pregnant and parenting adolescents. Child and Adolescent
Social Work Journal, 11, 493-506.
D’Zurilla, T. J. (1988). Problem Solving Therapy. In K. Dobson (Ed.), Handbook of
cognitive-behavioral therapies (pp. 85-135). New York: Guilford.
Einhorn, H. J., & Hogarth, R. M. (1981). Behavioral decision theory: Processes of
judgment and choice. Annual Review of Psychology, 32, 53-88.
Eldeleklioğlu, J. (1996). Karar Stratejileri İle Ana Baba Tutumları Arasındaki İlişki.
Yayınlanmamış Doktora Tezi, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,
Ankara.
210
Elstein, A.S. & Schwartz, A. (2002). Clinical problem solving and diagnostic decision
making: Selective review of the cognitive literature. British Medical Journal
324, 729–732.
Elias, M. J., & Tobias, S. E. (1990). Problem solving/decision making for social
academic success. Washington: National Education Association of the United
States.
Elias, M. J., & Weissberg, R. P. (2000). Wellness in schools: The grandfather of
primary prevention tells a story. In D. Cicchetti, J. Rappaport, I. N. Sandler, &
R. P. Weissberg (Eds.), The promotion of wellness in children and adolescents
(pp. 243-269). Washington , DC : Child Welfare League of America Press.
Elsenberg, S., & Delaney, J. D. (1993). Psikolojik danışma süreci. (Çev. Nihal Ören,
Mehmet Takkaç). İstanbul: Milli Eğitim Basımevi.
Erikson, E.H. (1968). Identity: Youth and crisis. NewYork: Norton.
Ersever, Ö. H. (1996). Karar stratejileri ile ana-baba tutumları arasındaki ilişki.
Doktora Tezi. Gazi Üniversitesi, Ankara.
Eylen, B. (1997). Psikolojik danışmaya giriş: Kişilerarası ilişkiler kurmada ve kişisel
yardım hizmetini vermede sistematik bir model. Nobel Yayın Dağıtım.
Fischhoff, B., Crowell, N. A., & Kipke, M. (1999). Adolescent decision making.
Washington: National Academy Press.
Flaherty, E., Marecek, J., Olsen, K., & Wilcove, G. (1983). Preventing adolescent
pregnancy: An interpersonal problem solving approach. Prevention in Human
Services, 2, 49-64.
Fletcher, B. H., & Wooddell, G. (1981). Education for a chancing world. Journal of
Thought, 16, 21-32.
Frauenknecht, M., & Black, D. R. (2004). Social problem-solving training in children
and adolescents. In E. Chang, T. D'Zurilla, & L. Sanna (Eds.), Social problem
solving: Theory, research, and training. Washington, DC: American
Psychological Association.
211
Freedman, B., Donahoe, C., Rosenthal, L., Schlundt, D., & McFall, R. (1978). A social-
behavioral analysis of skill deficits in delinquent and nondelinquent boys.
Journal of Consulting & Clinical Psychology, 46, 1448-1462.
Friedmann, I. A., & Mann, L. (1993). Coping patterns in adolescent decision-making:
An Israeli-Australian comparison. Journal of Adolescence, 16, 187-199.
Frost, R. O., & Shows, D. L. (1993). The nature and measurement of compulsive
indecisiveness. Behavior Research and Therapy, 31,683-692.
Fuligni, A. J., & Eccles, J. S. (1993). Perceived parent-child relationships and early
adolescents orientation toward pers. Developmental Psychology, 29, 622-632.
Furby, L., Beyt-Marom, R. (1992). Risk taking in adolescence: A decision making
perspective. Developmental Review, 12, 1-44.
Furr, R. S. (2000). Structuring the group experience: A format for designing
psychoeducational groups. Journal for Specialists in Group Work, 25(1), 29-
49.
Gander, M., & Gardiner, H. (1995). Çocuk ve ergen gelişimi. (Çev. Dönmez, A., Çelen,
N., & Onur, B.). Ankara: İmge Kitapevi.
Ganzel, A.K. (1999). Adolescent decision making: The influence of mood, age, and
gender on the consideration of information [Electronic version]. Journal of
Adolescent Research, 14, 289-318.
Gardner, W., Scherer, D., & Tester, M. (1989). Asserting scientific authority: Cognitive
development and adolescent legal rights. American Psychologist, 44, 895-902.
Gelatt, H. B. (1962). Decision-making: A conceptual frame of reference for counseling.
Journal of Counseling Psychology. 9 (3), 240-245.
Gelatt, H., Varenhorst, B., & Carey, R. (1972). Deciding. Princeton: College Entrance
Examination Board.
212
Gittler, J., Quigley-Rick, M., & Saks, MJ. (1991). Adolescent health care decision
making: the law and public policy. Washington DC: Carnegie Council for
Adolescent Development.
Goodwin, C. J. (1995). Research in psychology. Methods and design. New- York: John
Wiley & Sons, Inc.
Graumlich, G., & Baron, J. (1991). Teaching decision making in the city: Two
experiences. In J. Baron & R.V. Brown (Eds.), Teaching decision making to
adolescents, (pp. 147-160). Hillsdale, NJ: Lawrence Erlbaum Associates.
Grotevant, H., & Cooper, C. (1986). Individuation in family relationships: A
perspective on individual differences in the development of identity and role
taking skill in adolescence. Human Development, 29, 82-100.
Güçray, S. S. (1995). Karar Verme Davranışları Ölçeği’nin (KDÖ) geçerlik ve
güvenirliği. Çukurova Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi. 2 (4), 60-68.
Güçray, S. S. (1998). Bazı kişisel değişkenler, algılanan sosyal destek ve atılganlığın
karar verme stilleri ile ilişkisi. Psikolojik Danışma ve Rehberlik Dergisi. 2 (9),
7-16.
Güçray, S. S. (2001). Ergenlerde karar verme davranışlarının öz-saygı ve problem
çözme becerileri algısı ile ilişkisi. Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler
Dergisi. 8 (8), 106-121.
Güçray, S., Çekici, F., & Çolakkadıoğlu, O. (2009). Psiko-eğitim gruplarının
yapılandırılması ve genel ilkeleri. Mersin Üniversitesi Eğitim Fakültesi
Dergisi, 5(1), 134-153.
Güçray, S., Çolakkadıoğlu, O., & Çekici, F. (2009). Grup uygulamalarında
aktiviteler/egzersizler; amaçları, çeşitleri ve uygulama örnekleri. Çukurova
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 18(2), 194-208.
Haley, J. (1976). Problem solving therapy. San Francisco: Jossey-Bass.
213
Halpern-Felsher, B., & Cauffman, E. (2001). Costs and benefits of a decision:
Decisionmaking competence in adolescents and adults. Journal of Applied
Developmental Psychology, 22, 257-273.
Hammond, J. S., Raiffa, H., Keeney, R. L. (1998). Karar verme sanatı. (Çev. Şebnem
Özkan). Ankara: Beyaz Yayınları.
Hammond, K. R., Stewart, T. R., Brehmer, B., & Steinmann, D. O. (1986). Social
judgment theory. In H. Arkes & K. Hammond (Eds.), Judgment and decision-
making (pp. 56-76). Cambridge: Cambridge University Press.
Hansen, W. B. (1992). School-based substance abuse prevention: A review of the state
of the art in curriculum, 1980-1990. Health Education Research, 7, 403-430.
Hansen, W. B., & O'Malley, P. M. (1995). Drug use. In R. J. DiClemente, W. B.
Hansen, & L. E. Ponton (Eds.), Handbook of adolescent health risk behaviors
(pp. 161-192).
Hastie, R. and Dawes, R. (2001). Rational choice in an uncertain world: The
psychology of judgment and decision making. California: Sage Publications.
Havighurst, R. J. (1972). Developmental task and education (3rd ed.). New York:
McKay.
Heppner, P. P. (1978). A review of the problem solving literature and its relationship to
the counseling process. Journal of Counseling Psychology, 25, 366-375.
Herning, R. I., Hooker, W. D. & Jones, R. T. (1987). Cocaine effects on
electroencephalographic cognitive event-related potentials and performance.
Electroencephalography and Clinical Neurophysiology, 66, 34-42.
Herning, R. I., Jones, R. T., Hooker, W. D. & Tulunay, F. (1985). Information
processing components of the auditory event related potential are reduced by
cocaine. Psychopharmacology, 87,178-185.
Hoffman, C., Mischel, W., & Mazze, K. (1981). The role of purpose in the organization
of information about behavior: Trait-based versus goal-based categories in
person cognition. Journal of Personality and Social Psychology, 40, 211-225.
214
Horvath, P., & Zuckerman, M. (1993). Sensation-seeking, risk appraisal, and risky
behavior. Personality and Individual Differences, 14, 41-52.
Isen, A. M. (2001). An influence of positive affect on decision making in complex
situations: theoretical issues with practical implications. Journal of Consumer
Psychology, 11(2), 75-85.
Isen, A. M., Means, B., Patrick, R., & Nowicki, G. (1981). Some factors influencing
decision-making strategy and risk-taking. In M. S. Clark & S. J. Fiske (Eds.),
Affect and cognition (pp. 243-261). Hillsdale, New Jersey: Lawrence Erlbaum
Associates.
Jacobs, J. E., Ganzel, A. K. (1993). Decision making in adolescence: Are we asking the
wrong question? Advances in Motivation and Achievement, 8, 1-31.
Jacobs, J. E., & Potenza, M. (1991). The use of judgmental heuristics to make social
and object decisions: A developmental perspective. Child Development, 62,
166-178.
Jacobs, E. E., Masson, L. R., & Harvill, R. L., (2006). Group counseling strategies
skills. USA: Thomson.
Janis, I. L. ( 1989). Crucial decisions. New York: The Free Press.
Janis, I. L., & Mann, L. (1977). Decision making: A psychological analysis of conflict,
choice and commitment. New York: Free Press.
Josephs, R. A., Larrick, R., Steele, C. M., & Nisbett, R. M. (1992). Self-esteem and risk
aversion in decision-making. Journal of Personality and Social Psychology,
62(1), 26-37.
Ivey, A. E., Ivey, M. B., & Simek-Morgan, L. (1993). Counseling and psychotherapy: A
multicultural perspective (3rd ed.), USA: Allyn and Bacon.
Kagan, J. (1989). Temperamental contributions to social behavior. American
Psychologist, 44, 668-674.
215
Kahneman, D. Slovic P. & Tversky, A. (1982). Judgment under uncertainty: Heuristics
and biases. Cambridge: Cambridge University Press.
Kahneman, D., & Tversky, A. (1979). Prospect theory: An analysis of decision under
risk. Econometrica, 47, 263-291.
Kalafat, J., & Underwood, M. (1989). Lifelines: A school-based adolescent suicide
response program. Dubuque, IA: Kendall/Hunt.
Kaplan, S. E., Reneau, J. H., & Whitecotton, S. (2001). The effects of predictive ability
information, locus of control, and decision maker involvement and decision aid
reliance. Journal of Behavioral Decision Making, 14, 35-50.
Karasar, N. (2004). Bilimsel araştırma yöntemi. (13. Baskı). Ankara: Nobel yayın
Dağıtım.
Kazdin, A., Esveldt-Dawson, K., French, N., & Unis, A. (1987). Problem-solving skills
training and relationship therapy in the teratment of antisocial child behavior.
Journal of Consulting & Clinical Psychology, 55, 76-85.
Keating, D. P. (1990). Adolescent thinking. Harvard University Pres, Cambridge.
Keinan, G. (1987). Decision-making under stress: Scanning of alternatives under
controllable and uncontrollable threats. Journal of Personality and Social
Psychology, 52, 639-644.
Keinan, G., Friedland N. & Ben-Porath Y. (1987). Decision-making under stress-
scanning of alternatives under physical threat. Acta Psychologica, 64, 219-228.
Kepçeoğlu, M. (1999). Psikolojik danışma ve rehberlik. İstanbul: Alkım Yayınevi.
Keren, G. (1991). Calibration and probability judgments: Conceptual and
methodological issues. Acta Psychologica, 77, 217-273.
Kivlighan, D. M. & Goldfine, D. C. (1991). Endorsement of therapeutic factors as a
function of stage of group development and participant interpersonal attitudes.
Journal of Counseling Psychology, 38, 150-158.
Kılıççı, Y. (1992). Okulda ruh sağlığı. Ankara: Şafak Matbaası
216
Klaczynski, P. A. (2001). Analytic and heuristic processing influences on adolescent
reasoning and decision-making. Child Development. 72 (3), 844-861.
Klaczynski, P. A., Byrnes, J. B., & Jacobs, J. E. (2001). Introduction: Special Issue on
decision making. Journal of Applied Developmental Psychology, 22, 225-236.
Klayman, J. (1985). Children’s decision strategies and their adaptation to task
characteristics. Organizational Behaviour and Human Decision Processess. 35,
179-201.
Korkut, F. (2004). Okul temelli önleyici rehberlik ve psikolojik danışma. Ankara: Anı
Yayıncılık.
Kroll, M. E., & Dinglage, B. L. (1970). Career developmenth growth and crisis. New York:
John Wiley and Sons Inc.
Krumboltz, J. D. (1996). A learning theory of career counseling. In M. L. Savickas & W. B.
Walsh (Eds. ), Handbook of career counseling theory and practice (pp. 55–80).
Palo Alto, CA: Davies-Black.
Krumboltz, J. D., Kinnier, R. T., Rude, S., Scherba, D. S., & Hamel, D. A. (1986).
Teaching a rational aproach to career decision making: Who benefits most?
Journal of Vocational Behavior. 29, 1-6.
Kuhn, D., Amsel, E., & O'Loughlin, M. (1988). The development of scientific thinking
skills. San Diego, CA: Academic Press.
Kuzgun, Y. (1993). Karar Stratejileri Ölçeği: Geliştirilmesi ve standardizasyonu, VII.
Ulusal Psikoloji Kongresi Bilimsel Çalışmaları, Edt: Rüveyde Bayraktar ve
İhsan Dağ. Türk Psikologlar Derneği Yayını, 161-170.
Kuzgun, Y. (1997). Rehberlik ve Psikolojik Danışma. ÖSYM Yayınları, Ankara.
Kuzgun, Y. (2004). Meslek Rehberliği ve Danışmanlığına Giriş (2. Baskı), Ankara:
Nobel Yayın Dağıtım.
Kuzgun, Y. (2008). Rehberlik ve Psikolojik Danışma (9. Baskı). Ankara: Nobel Yayın
Dağıtım.
217
Lamborn, S. D., Mounts, N. S., Steinberg, L., & Dornbusch, S. M. (1991). Patterns of
competence and adjustment among adolescents from authoritative,
authoritarian, indulgent, and neglectful families. Child Development, 62, 1049-
1065.
Larrick, P. R., (1993). Motivational factors in decision theories: The role of self-
protection. Psychological Bulletin. 113 (3), 440-450.
Lazarus, R. S. (1991). Emotion and adaptation. Oxford: Oxford University Press.
Leaper, C. (1998). Decision-making processes between friends: Speaker and partner
gender effects. Sex Roles. 39 (112), 125-133.
Lewis, C., (1981). How do adolescents approach decisions: Changes over grades seven
to twelve and policy implications. Child Development, 52, 538–544.
Lewis, C. E. (1983). Decision making related to helath: When could/should children act
responsibly. In G. B. Melton, G. B. Koocher., & M. J. Saks (Eds), Competence
to consent (pp. 75-91), New York Plenum Pres.
Lichtenstein, S., Fischhoff, B. & Phillips, L. D. (1982). Calibration of probabilities: The
state of the art to 1980. In D. Kahneman, P. Slovic, & A. Tversky (Eds.),
Judgment under uncertainty: Heuristics and biases (pp. 306-334). Cambridge,
England: Cambridge University Press.
Lunenburg, F. C. & Ornstein, A. C. (1996). Educational administration: concepts and
practices. Second Edition. California: Wadsworth Publishing Co.
Madrid, E., & Swanson, J. (1995). Psychoeducational groups for young adults with
genital herpes: Training group facilitators. Journal of Community Health
Nursing, 12(4).
Mann, L., Beswick, G., Allouache, P., & Ivey, M. (1989). Decision workshops for the
improvement of decision-making skills and confidence. Journal of Counseling
and Development. 67, 478-481.
Mann, L., Harmoni, R., & Power, C. (1988). Basic principles of decision making.
Australia: Curriculum Development Centre Canberra.
218
Mann, L., Harmoni, R., & Power, C. (1989). Adolescent decision-making: The
development of competence. Journal of Adolescence, 12, 265-278.
Mann, L., Harmoni, R., Power, C., Beswick, G., & Ormond, C. (1988). Effectiveness of
the GOFER course in decision making for high school students. Journal of
Behavioral Decision Making, 1, 159-168.
Mann, L., Radford, M., Burnett, P., Ford, S., Bond, M., Leung, K., Nakamura, H.,
Vaughan, G., & Yang, K. S. (1998). Cross-culturel differences in self-reported
decision-making style and confidence. International Journal of Psychology. 33
(5), 325-335.
Marcia, J. E. (1966). Development and validation of ego identity statuses. Journal of
Personality and Social Psychology, 3, 551-558.
Melton, G. B. (1990). Knowing what we do know: APA and adolescent abortion.
American Psychologist, 45, 1171–1173.
Mertens, D. M. (2005). Research methods in education and psychology: Integrating
diversity with quantitative and qualitative approaches. (2nd ed.) Thousand
Oaks: Sage.
Michaelis, J. U., & Garcia, J. (1996). Social studies for children: A guide to instruction.
Boston: Allyn and Bacon.
Mitchell, L. K., & Krumboltz, Y. D. (1984). Research on human decision making:
Implications for career decision making and counseling. In R. W. Lent, & S. D.
Brown (Eds), Handbook of Counseling Psychology. A Wiley-Interscience
Publication. USA.
Miller, D. C., & Byrnes, J. P. (2001). Adolescents’ decision making in social situations:
A self-regulation perspective. Applied Developmental Psychology, 22, 237-
256.
Mincemoyer, C. C., & Perkins, D. F. (2003). Assessing decision-making skills of youth.
Family and Consumer Sciences, 8 (1), 1-9.
219
Morgan, C. T. (2009). Düşünme ve problem çözme. (Çev. Eski, R.). Psikolojiye giriş.
(Çev. Edt. Karakaş, S., Eski, R.). Konya: Eğitim Kitabevi.
Morganett, R. S. (2005). Yaşam Becerileri. Ergenler için grupla psikolojik danışma
uygulamaları. (Çev. Güçray, S., Kaya, A., & Saçkes, M.). Ankara: Pegem
Yayıncılık.
Naftel, M. I., & Driscoll, M. (1993). Problem solving and decision making in eighth-
grade class. Clearing House, 66 (3), 177-181.
Nelson, G. D. (1984). Assessment of health decision making skills of adolescents. USA:
US Department of Education.
Nelson-Jones, R. (1995). Danışma psikolojisi kuramları. (Çev. Akkoyun, F., Doğan,
S.). Ankara: TBFO Ltd. Şti.
Nezu, A. M., Saad, R. & Nezu, C. M. (2002). Clinical decision making in behavioral
supervision: And how does that make you feel? Cognitive and Behavioral
Practice, 7(3), 338-342.
Nickerson, R., Perkins D., & Smith, E. (1985). The teaching of thinking. Hillsdale, NJ:
Lawrence Erlbaum Associates.
Nisbett, R. E., & Ross, L. ( 1980). Human inference: Strategies and shortcomings of
social judgment. Englewood Cliffs, NJ: Prentice-Hall.
Nisbett, R. E., Fong, G. T., Lehman, D. R., & Cheng, P. W. (1987). Teaching reasoning.
Science, 238, 625-631.
Nurmi, J. E. (1991). How do adolescents see their future? A review of the development
of future orientation and planning. Developmental Review, 11, 1-59.
Nurmi, J., Poole, M., & Kalakoski, V. (1994). Age differences in adolescent future
oriented goals, concerns, and related temporal extension in different
sociocultural contexts. Journal of Youth and Adolescence, 23, 471-487.
O’Hare, M. M., & Beutell, N. J. (1987). Sex differences in coping with career decision
making. Journal of Vocational Behavior, 31, 174-181.
220
Olah, A. (1995). Coping strategies among adolescents: A cross-culturel study. Journal
of Adolescence, 18, 491-512.
Öngen, D. (2003). Denetim Odağı Ölçeğinin Geçerlilik ve Güvenirlik Çalışması. Kuram
ve Uygulamada Eğitim Yönetimi, 9 (35), 436-447.
Özcan, K. (1999). Yöneticilerde karar verme ile kaygı ilişkileri. Yüksek lisans tezi,
Marmara Üniversitesi, İstanbul.
Payne, J. W. (1976). Task complexity and contingent processing in decision making:
An information search and protocol analysis. Organizational Behaviour and
Human Performance. 16, 366-387.
Payne, W. J., Bettman, R. J., & Johson, J. E. (1993). The adaptive decision maker.
USA: Cambridge University Pres.
Perry, C. L., & Staufacker, M. J. (1996). Tobacco use. In R. J. DiClemente, W. B.
Hansen, & L. E. Ponton (Eds.), Handbook of adolescent health risk behavior
(pp. 53-81). New York: Plenum Press.
Phillips, S. D., Pazienza, N. J., & Walsh, D. J. (1984). Decision-making styles and
progress in occupational decision-making. Journal of Vocational Behavior, 25,
96-105.
Pitz, G. F., & Sachs, N. J. (1984). Judgment and decision: Theory and application.
Annual Review of Psychology, 35, 139 - 163.
Plancherel, B., & Bolognini, M. (1995). Coping and mental health in early adolescence.
Journal of Adolescence. 18, 459-474.
Plous, S. (1993). The psychology of judgment and decision making. New York:
McGraw-Hill.
Poikolainen, K., Kanerva, R., & Lönnqvist, J. (1995). Social class and defense styles
among adolescents. Journal of Adolescence. 18, 669-677.
221
Power, C. & Cotterell, J. (1981). Changes in students in the transition between primary
and secondary school. Australian Government Publishing Service Education
Research and Development Committee Report.
Radford, M. H. B., Mann, L., Ohta, Y., & Nakane, N. (1993). Differences between
Australian and Japanese students in decisional self-esteem, decisional stress,
and coping styles. Journal of Cross-Culturel Psychology, 24 (3), 284-297.
Resnick, L. (1987). Education and learning to think. Washington, DC: National
Academy Press.
Reyna, V. F., & Brainerd C. J. (1991). Fuzzy-trace theory and framing effects in choice:
Gist extraction, truncation, and conversion. Journal of Behavioral Decision-
Making, 4, 249-262.
Robson, C. (1993). Real World Research: a resource for social scientists and
practitioner-researchers. Oxford, Blackwell.
Ross, M. (1981). Self-centered biases in attribution of responsibility: antecedents and
consequences. In E.T. Higgins, C.P. Herman, & M.P. Zanna (Eds.), Social
cognition: The Ontario symposium on personality and social psychology (Vol.
1). Hillsdale, N.J. LEA.
Scherer, D. & Gardner, W. (1990). Reasserting the authority of science. American
Psychologist, 45, 1173–1174.
Schinke, S. P., & Gilchrist, L. D. (1984). Preventing cigarette smoking with youth.
Journal of Primary Prevention, 5, 48-56.
Schunk, D. (1991). Goal-setting and self-evaluation: A social-cognitive perspective on
self-regulation. In M. Maehr & P. Pintrich (Eds.), Advances in motivation and
achievement (pp. 85-113). Greenwich, CT: JAI.
Schvaneveldt, J. D., & Adams, G. R. (1983). Adolescent and the decision-making
process. Theory Into Practice, 22 (2), 98-104.
222
Scott, S. G., & Bruce, R. A. (1995). Decision-making style: The development and
assessment of a new measure. Educational and Psychological Measurement,
55 (5), 818-831.
Scott, D. (2003). Decision making. http://ag.arizona.edu/fcr/fs/nowg/sc_decision.html
internet adresinden 10.02.2009 tarihinde edinilmiştir.
Selçuk, Z. (2000). Gelişim ve öğrenme. Ankara: Nobel Yayınevi.
Shanteau, J., Grier, M., Johnson, J., & Berner, E. (1991). Teaching decision making
skills to student nurses. In J. Baron & R. V. Brown (Eds.), Teaching decision
making to adolescents. Hillsdale, N. J.: Erlbaum.
Simon, H. A. (1980). Problem solving and education. In D. T. Tuma & R. Reif (Ed.),
Problem Solving and education: Issues in teaching and research. Hillsdale,
NJ: Lawrence Erlbaum Associates.
Simon, H. (1986). Alternative visions of rationality. In H. Arkes & K. Hammond (Eds.),
Judgment and decision-making (pp. 91-113). Cambridge: Cambridge
University Press.
Siegel, R. K. (1987). Cocaine use and driving behavior. Alcohol, Drugs and Driving--
Abstracts and Reviews, 3, 1-7.
Slovic, P., Lichtenstein S. & Fischhoff B. ( 1988). Decision-making. In R. C. Atkinson
et al. (Eds.), Steven's handbook of experimental psychology (pp. 673-738).
New York: Wiley.
Smiley, A. (1986). Marijuana: On-road and driver simulator studies. Alcohol, Drugs
and Driving--Abstracts and Reviews, 2, 121-134.
Sinangil, H. K. (1993). Yönetici adaylarında karar verme ile kaygı ilişkileri. VII. Ulusal
Psikoloji Kongresi Bilimsel Çalışmaları, Edt: Rüveyde Bayraktar ve İhsan
Dağ. Türk Psikologlar Derneği Yayını, 171-177.
Sniezek, J. A., & Buckley, T. (1993). Becoming more or less uncertain. In: N. J.
Castellan, Jr (Ed), Individual and group decision making: Current issues (pp.
203–218). Erlbaum, Hillsdale.
223
Snow, W. H., Gilchrist, L. D., & Schinke, S. P. (1985). A critique of progress in
adolescent smoking prevention. Children and Youth Services Review, 7, 1-19.
Spitzhoff, D., Ramirez, S., & Wills, T. A. (1982). The decision skills curriculum: A
program for primary prevention of substance abuse. New York: American
Health Foundation.
Steinberg, L., Silverberg, S. (1986). The vicissitudes of autonomy in early adolescence.
Child Development, 57, 841-851.
Steele, C. M. & Josephs R. A. (1990). Alcohol myopia: Its prized and dangerous effects.
American Psychologist, 45,921-933.
Stone, D. N. (1994). Overconfidence in initial self-efficacy judgments: Effects on
decision processes and performance. Organizational Behavior and Human
Decision Processes, 59, 452-474.
Stanovich, K. E., & West, R. F. (2000). Advancing the rationality debate. Behavioral
and Brain Sciences, 23, 701-726.
Stevens-Simon, C. & McAnarney, E. R. (1995). Adolescent pregnancy. In R. J.
DiClemente, W. B. Hansen, & L. E. Ponton (Eds.), Handbook of adolescent
health risk behavior (pp. 313-332). New York: Plenum.
Strauss, S. S., & Clarke, B. A. (1992). Decision making patterns in adolescent mothers.
Image: Journal of Nursing Scholarship, 24, 69-74.
Streufert, S., Pogash, R., Roache, J., Severs, W., Gingrich, D., Landis, R., Lonardi, L.,
& Kantner, A. (1994). Alcohol and managerial performance. Journal of Studies
on Alcohol, 55, 230-238.
Şahin, N., Şahin, N. H., & Heppner, P. P. (1993). Psychometric Properties Of The
Problem Solving Inventory in A Group Of Turkish University Students.
Cognitive Therapy Research, 17(4), 379-396.
Şencan, H. (2005). Sosyal ve Davranışsal Ölçümlerde Güvenilirlik ve Geçerlilik.
Ankara: Seçkin Kitabevi.
224
Şeyhun, H. (2000). Karar verme becerileri eğitim programının ilköğretim son sınıf
öğrencilerinin karar verme becerilerine etkisi. Yüksek Lisans Tezi. Gazi
Üniversitesi, Ankara.
Taal, M., & De Carvalho, F. S. (1997). Stimulating adolescents decision making.
Journal of Adolescence, 20, 223-226.
Tabanick, B. G., & Fidel, L. S. (2001). Using multivariate statistics (4. ed.). Allyn and
Bacon, Boston.
Taylan, S. (1990). Heppner’in Problem Çözme Envanterinin Uyarlama Güvenirlik ve
Geçerlik Çalışmaları. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Ankara
Üniversitesi, Ankara.
Taylor, L., Adelman, H. S., & Kaser-Boyd, N. (1983). Perspectives of children
regarding their participation in psychoeducational treatment decision making.
Professional Psychology: Research and Practice, 14, 882-894.
Taylor, L., Adelman, H. S., & Kaser-Boyd, N. (1984). Attitudes toward involving
minors in decision. Professional Psychology: Research and Practice. 15, 436-
449.
Taylor, S. E., & Brown, J. D. (1988). Illusion and well-being - a social psychological
perspective on mental-health. Psychological Bulletin, 103(2), 193-210.
Tesser, A. (1988). Toward a self-evaluation maintenance model of social behavior.
Advances in Experimental Social Psychology, 21, 181-227.
Thunholm, P. (2003). Decision-making style: habit, style or both?. Personality and
Individual Differences.
Tobler, N. S. (1995). Meta-analysis of adolescent drug prevention programs.
Dissertation Abstracts International, 55, UMI-Order Number 9509310.
Tversky A., & Kahneman D. (1981). The framing of decisions and the psychology of
choice. Science, 211, 453-458.
Varış, F. (1994). Eğitim bilimine giriş. Konya: Atlas Kitapevi.
225
Vernon, A. (2008). Düşünce, duygu, davranış. Ergenler için duygusal eğitim programı.
(Çev. Çeçen, A. R., & Cenkseven, F.). Adana: Nobel Kitabevi.
Von Winterfeldt, D., & Edwards, W. (1986). Decision analysis and behavioral
research. USA: Cambridge University Pres.
Weiner, B. (1986). An attribution theory of motivation and emotion. New York:
Springer-Verlag.
Weithorn, L. A., & Campbell, S. B. (1982). The competency of children and
adolescents to make informed treatment decisions. Child Development, 53,
1589-1598.
Welton, D. A., & Mallan, J. T. (1999). Children and their world: strategies for teaching
social studies. NY: Houghton Mifflin Company.
Wills, T. A. (1985). Stres and coping related to smoking and alcohol use in early
adolescence. In S. Shiffman & T. A. Wills (Ed), Coping and substance. New
York: Academic Press.
Wills, T. A., McNamara, G., & Donato, V. (1995). Parental education related to
adolescent stres-coping and substance use: Development of a mediational
model. Health Psychology. 14 (5), 464-478.
Windle, M., Shope, J. T., & Bukstein, O. (1995). Alcohol use. In R. J. DiClemente, W.
B. Hansen , & L. E. Ponton (Eds.), Handbook of adolescent health risk
behavior (pp. 115-159). New York: Plenum.
Worell, J., & Danner, F. (1989). The Adolescent as Decision-Maker: Applications to
Development and Education. Academic Pres, San Diego.
Yılmaz, A., (2000). Eşler arasındaki uyum ve çocuğun algıladığı anne-baba tutumu ile
çocukların, ergenlerin, gençlerin akademik başarıları ve benlik algıları
arasındaki ilişkiler. Yayınlanmamış Doktora Tezi, Hacettepe Üniversitesi,
Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara.
Zunker, V. G. (1998). Career Counseling: Applied Concepts of Life Planning (5th ed.),
USA: Brooks/Cole, Pacific Grove, CA.
226
EK 1: ÇATIŞMA KURAMINA DAYALI OLARAK GELİŞTİRİLEN KARAR
VERME BECERİ EĞİTİMİ PSİKO-EĞİTİM GRUBU OTURUM PLANLARI
Çatışma Kuramına Dayalı Olarak Geliştirilen Karar Verme Beceri Eğitimi
Psiko-Eğitim Grubu Oturum Planları
I. OTURUM
Amaçlar:
• Grup üyeleriyle tanışma,
• Karar verme beceri eğitimi grup uygulamaları ve psiko-eğitim grupları hakkında
bilgi sahibi olma,
• Grupta uyulması gereken kuralları belirleme,
• Bireysel amaç belirleme.
Süre:
• 60 dakika.
Araçlar:
• Karar verme basamakları formu (Form 1)
• Karar verme beceri eğitimi oturum planları (Form 2)
• Psikoeğitim grupları formu (Form 3)
• Kurallar formu (Form 4)
• Hedeflerim formu (Form 5)
• Isınma formu (Form 6)
• Bilgisayar
• Projeksiyon makinesi
Uygulama öncesi yapılacak hazırlıklar:
1. Her bir üye için isimlerinin yazılı olduğu yaka kartları hazırlanır.
2. Üyelere, verilecek materyalleri saklamaları için kapaklı dosyalar hazırlanır.
227
3. Karar verme basamakları, karar verme beceri eğitimi oturum planları, psiko-eğitim
grupları (Form 3) ve hedeflerim formları (Form 5) üye sayısı kadar çoğaltılır.
4. Bilgisayar ve projeksiyon makinesi çalıştırılarak kullanıma hazır hale getirilir.
5. Formun doldurulması sırasında aksaklıklar yaşanmaması amacıyla kalem, silgi vb…
kırtasiye malzemeleri hazırlanır.
Uygulama:
1. Grup liderlerinin kendini tanıtması, I. oturumun ve karar verme beceri eğitimi
grup uygulamalarının genel amacını açıklaması:
• Her bir üye yaka kartlarını taktıktan sonra, grup üyeleriyle daire şeklinde oturulur.
Grup liderleri kısaca kendini ve karar verme beceri eğitimi grup uygulamalarını
tanıtır.
“Merhaba arkadaşlar ben Araştırma Görevlisi Oğuzhan Çolakkadıoğlu.
Çukurova Üniversitesi Eğitim Fakültesi Psikolojik Danışma ve Rehberlik
Anabilim Dalı’nda görev yapmaktayım. Merhaba arkadaşlar ben Uzman
Psikolojik Danışman Raşit Avcı. İhsan Sabancı Kız Meslek Lisesinde görev
yapmaktayım. Sizlerle karar verme beceri eğitimi grup uygulamalarını birlikte
yürüteceğiz.”
“Bugün sizlerle birbirimizi tanıyacağız, karar verme beceri eğitimi grup
uygulamaları ve psiko-eğitim grupları hakkında bilgi sahibi olacağız. Aynı
zamanda grupta uyulması gereken kuralları kararlaştıracak ve bu grup
yaşantısı için bireysel amaç belirleyeceğiz.”
“Karar verme beceri eğitimi grup uygulamaları genel olarak yaşları 13-15
arasında değişen öğrencilerin karar verme becerilerini geliştirmeye yönelik
olarak hazırlanmıştır. Aynı zamanda vereceğiniz kararların mutluluk ve arzu
edilen sonuçlar ortaya çıkarması amacıyla, etkili karar vermeyi öğrenme ve
kararlarınızı eyleme dönüştürmenizde size yardımcı olmayı amaçlamaktadır.
Yaşamımızda iyi kararlar verebilmek, mutlu ve başarılı olmanın en önemli
faktörlerinden biridir. Bilim ve teknoloji alanında yapılan araştırmalar,
228
insanların nasıl düşündüğü, davrandığı ve insan beyninin nasıl çalıştığı
hakkında bizlere yeni bilgiler sunmuştur. Gerçekleştireceğimiz bu uygulamalar
da bu yeni bilgileri, nasıl kullanacağımızı anlamamıza ve yerinde karar verme
alışkanlığı edinmemize yardımcı olmayı amaçlamaktadır.”
“Karar verme beceri eğitimi grup uygulamaları günümüzde ergenlerin önemli
ve ortak yaşam konularını incelemekte ve bu konularda örnekler içermektedir.
Bu çalışmaya şimdi başlıyorsunuz, çünkü hayatınızda önemli kararları
alabileceğiniz bir döneme girdiniz. Bu dönemde alan seçimi, arkadaşlık, kendi
davranışlarınız vb.. gibi kararlarla karşı karşıya geleceksiniz ve bu seçimler,
sizin mesleğinizi, iş olanaklarınızı ve yaşamınızı etkileyecektir.”
2. Grup üyeleriyle tanışma:
• Grup liderleri kendini tanıttıktan ve karar verme beceri eğitimi grup
uygulamalarının genel amacını açıkladıktan sonra grup üyeleriyle tanışma
gerçekleştirilir. Grup üyeleriyle daire şeklinde oturulur ve grup üyelerinin
birbirlerini tanımaları için isimleri ile hitap etmeleri istenir. Üyelere “tanışma” ile
ilgili bir çalışma yapılacağı belirtilir ve açıklama yapılır:
“Beraber çalışacağımız için önce birbirimizi tanımamız gerekir. Tanışmayı
adımızı ve soyadımızı söyledikten sonra, bir özelliğimizi veya söylemek
istediğimiz bir yönümüzü ifade edelim. Bu özel bir yönümüz de olabilir.
Önce ben başlayayım ve sonra gönüllü olan arkadaşlar söz alarak devam
etsin. Benim adım Oğuzhan Çolakkadıoğlu, voleybol oynamayı ve araştırma
yapmayı çok severim.”
3. Karar verme beceri eğitimi grup uygulamaları ve psiko-eğitim grupları
hakkında bilgi sahibi olma:
• Grup üyeleriyle tanışma gerçekleştirildikten sonra, üyelere karar verme beceri
eğitimi grup uygulamaları hakkında bilgi verilir:
“Arkadaşlar, sizlerle birlikte yapacağımız 60 dakikalık grup oturumları
yaklaşık 6 hafta sürecektir. Her hafta Cuma günü aynı saatte, Salı günleri
ise ortak kararlaştıracağımız saatte oturumlarımızı gerçekleştireceğiz.”
229
• Karar verme beceri eğitimi uygulamalarının süresi ve nerede toplanılacağı ile
ilgili bilgi verildikten sonra grup üyelerine karar verme kavramı açıklanır:
“Karar vermeyi, araştırmacılar seçeneklerden birini seçme işlevi olarak
tanımlamaktadır (Furby, Beyt-Marom, 1992; Nelson, 1984; Miller, Byrnes,
2001; Scott, 2003). Bireyler günlük hayatlarında çok sık karar verme
durumuyla karşı karşıya kalmaktadır. Bu kararlar çok basit olabildiği gibi
(örneğin öğle yemeğinde ne yiyebilirim?) yaşamımızı etkileyecek nitelikte de
kararlar da olabilmektedir. (örneğin hangi mesleği seçmeliyim?)”
• Karar verme kavramı açıklandıktan sonra grup üyelerine şimdiye kadar
yaşamlarında ne tür kararlarla karşılaştıkları sorulur. Üyeler, yaşantılarını
paylaştıktan sonra grup lideri karar verme ile ilgili açıklamalarına devam eder.
“Karar verme, en önemli insan aktivitelerinden birisidir. Olgun, bağımsız
kişi, kararları dikkatlice ve mantıklı bir şekilde alabilir. Ayrıca kendi seçim
ve eylemlerinin sorumluluğunu taşıyabilir. Toplum da, kararlarında
mantıklı ve güvenilir olan bireylere saygı duyulmaktadır. Kararlarını
sağlıklı bir şekilde veremeyen kişiler, (sorumluluğu başkasına atanlar,
aceleci davrananlar, umursamaz olanlar vb…) mutsuz olabilirler ve sıklıkla
hayal kırıklığı yaşarlar. Genellikle bu kişiler daha az tatmin edici bir yaşam
sürerler (Mann, Harmoni ve Power, 1988).”
• Karar verme ile ilgili açıklamalardan sonra, grup lideri tarafından üyelere karar
verme durumunda nasıl bir yol izledikleri sorulur. Üyeler yaşantılarını
paylaştıktan sonra karar verme beceri eğitimi grup uygulamalarının amacı ve
içeriği hakkında bilgi verilir:
“Karar verme beceri eğitimi grup uygulamalarının temel amacı, yaşları 13-
15 arasında değişen ergenlerin karar verme deneyimi yaşamasına, karar
vermenin ilkeleri hakkında tutarlı bir bilgi bütünlüğü kazanmasına, yanlış
kararların nedenlerini anlamalarına ve daha iyi, daha emin kararlar
vermelerine yardımcı olmaktır. Ayrıca bu grup uygulamaları ön ergenlerin
kişisel gelişimlerinin, karar verme deneyimleri ve eğitim aracılığıyla
230
geliştirilebileceği varsayımı temeline dayanmakta ve ergenlerin karar verme
becerilerini geliştirerek daha bilinçli karar vermelerine, kararlarını nasıl
daha iyi nasıl kontrol edebileceklerine ve nasıl seçenekler üretebileceklerini
alternatiflerini nasıl genişleteceklerini öğretmeyi amaçlamaktadır.”
“Çatışma kuramına dayalı olarak geliştirilen karar verme beceri eğitimi
grup uygulamaları karar verme aşamalarını, karar verici olarak kendi
görüşünün ve seçim alternatif seçimler üretmenin önemini, seçim yapmada
ergenler üzerinde zayıf karar verme örneklerini, sınırlamaları ve
kısıtlamaları kapsamaktadır. Karar verme beceri eğitimi grup uygulamaları
ergenleri karar verme sürecinde araştırma yapmaya cesaretlendirecek,
karar verme basamaklarını dikkate almalarına yardımcı olacak şekilde
yapılandırılmıştır. Bu grup uygulamalarında üyelerinin karar verme
durumları ile ilgili konularda birbirleriyle duygu, düşünce ve
davranışlarına ilişkin paylaşımlarda bulunarak artan bir farkındalık
kazanmalarına, farklı açılardan yaşantılarını değerlendirmelerine
birbirlerinden destek almalarına, karar vermede başa çıkmada kazanılan
becerileri grup ortamında denemeye izin veren durumların yaşanmasına
olanak sağlayacak biçimde uygun teknikler ve alıştırmalar yer almaktadır.”
“Karar verme beceri eğitimi grup uygulamalarının beş ana amacı
bulunmaktadır. Bunlar:
1. Karar vermeye ilişkin bilgi sahibi olma,
2. Karar verici olarak kendi zayıf ve güçlü yönlerinin farkında olma,
3. Karar verme durumunda daha fazla bilgi toplamak için kaynakları
etkili bir biçimde kullanabilme,
4. Karar verme durumlarında kendine güvenen bir birey olma,
5. Karar verme basamaklarını etkili bir biçimde uygulayabilmedir.”
“Sizlerle birlikte yapacağımız çalışmalarımızda karar verme basamaklarını
ele alacağız. Bir karar verme durumunda uygulayabileceğimiz beş basamak
bulunmaktadır. Bunlar:
1. Amaçlar (Hedefler), (Neye ulaşmak istiyorum)
231
2. Seçenekler, (Ulaşacağım şeye kaç farklı yoldan gidebilirim?)
3. Bilgi Toplama, (Bu yollar hakkında nasıl bilgi sahibi olabilirim?
Bilmem gereken şeyler neler?)
4. Seçeneklerin Etkileri, (Bu yollar benim amacıma ulaşmama ne kadar
yardımcı olacak?)
5. Planlama, gözden geçirme ve uygulamadır. (Seçtiğim yolda nasıl
ilerleyeceğim, Son zamanda yeni bir bilgi oluştu mu?, harekete
geçme).”
“Sizlerle birlikte yürüteceğimiz oturumlar bu basamaklara dayalı olarak
gerçekleştirilecektir. Bu bağlamda, oturumların genel olarak içeriği Form
2’de size sunulmuştur.”
• Oturumların içeriği projeksiyon makinesinden yansıtılır ve her bir oturumun
içeriği hakkında genel olarak bilgiler verilir.
232
233
• Grup üyelerine karar verme beceri eğitimi uygulamalarının amacı, içeriği ve
oturumlar hakkında bilgi verildikten sonra psiko-eğitim grupları hakkında bilgi
verilir:
“Arkadaşlar, sizlerle birlikte bir grup çalışması yürüteceğiz.
Uygulayacağımız grup, psiko-eğitim grubudur. Sizlere psiko-eğitim grupları
ve nasıl işlediği ile ilgili bilgilerin yer aldığı bir form dağıtacağım.
Sizlerden bu bilgileri yaklaşık 6-8 dakika içinde okumanız ve anlamadığınız
yerleri veya merak ettiğiniz noktaları bana sormanızı isteyeceğim.”
• Ayrıca Form 3’de yer alan bilgilerin bu oturumda ve ilerleyen oturumlarda nasıl
kullanıldığına ilişkin liderin model olacağı ve açıklamalarda bulunacağı belirtilir.
Sonra Form 3 üyelere dağıtılır. Üyeler formları okuduktan sonra soruları olan
üyelerin soruları yanıtlanır.
4. Grupta uyulması gereken kuralları kararlaştırma:
• Grup lideri psiko-eğitim grupları ile ilgili varsa üyelerin sorularını cevapladıktan
sonra grup kurallarının yer aldığı Form 4’ü projeksiyon makinesinden üyelere
sunar ve grup kuralları hakkında açıklama yapar:
“Bizler, bir rastlantı sonucu bir araya gelmiş topluluklardan farklıyız. Belli
bir amaç doğrultusunda bir arada bulunmaktayız. Bu nedenle
etkileşimlerimizi daha yapıcı bir biçimde sürdürebilmemiz için birtakım
kurallarımızın olması gerekir. Ayrıca grup kuralları, grup yaşantısından en
üst düzeyde yararlanmamıza yardımcı olacaktır. Bu doğrultuda bizim
uymamız gereken bazı kurallar vardır. Ben şimdi grup kurallarının yazılı
olduğu formları size dağıtacağım ve bunları okuyacağım. Bu kuralların
dışında “sizler bu grubun daha iyi ilerleyebilmesi ve grup sürecinden daha
fazla yaralanabilmek için ne tür kurallar olmasını isterdiniz?” şeklinde bir
soru sorulur.”
234
• Liderin belirlemiş olduğu kurallar:
1. Zamanında grupta olmak. Grup üyelerinin çok zorunlu durumlar dışında
(hastalık, sınav vb…) oturumlara tam vaktinde gelmeleri beklenir.
2. Düzenli olarak devam etmek. Grup üyelerinin çok zorunlu durumlar dışında
(hastalık, yakın bir kişinin vefatı vb…) her oturuma düzenli olarak katılmaları
beklenir.
• Eğer grup üyesi oturumlardan birine gelememe durumu varsa veya geç
kalacaksa mutlaka grup liderini haberdar etmelidir.
• Grupta üyelerin eksik olması üyeleri ve grup verimliliğini olumsuz etkiler.
3. Grupta gizlilik esastır. Grup içerisinde konuşulan her şey grup odasında kalır.
4. Grup içi tüm ilişkilerde üyelerin birbirlerine karşı saygılı olması beklenir.
• Bir kişi konuşurken diğerleri dinlemelidirler.
• Aynı fikirde olmasa bile üyeler diğerlerinin fikrine saygılı olmalıdır.
• Konuşurken “ben” öznesi kullanmalıdır.
5. Grupta üyeler risk alacaklardır.
• Her üye grup sürecine katılmaya özen göstermelidir.
• Her üye diğer üyelerin tepkilerini ve hislerini paylaşmaya çalışmalıdır.
• Her üye grupta öğrendiklerini denemeye istekli olacaktır.
• Her üye öğrendiği yeni davranışları grup dışında denemeye istekli olacaktır.
6. Herhangi bir nedenle bir üye gruptan ayrılmak zorunda kaldığında grupla
vedalaşarak ayrılmaya özen göstermelidir (DeLucia-Waack, 2006).
• Lider kendi belirlediği kuralların yer aldığı Form 4’ü projeksiyon makinesinden
sunduktan sonra üyelerden gelen kurallar tek tek tahtaya yazılır. Üyelerden gelen
kurallar tahtaya yazıldıktan sonra grup üyelerine şu sorular sorulur:
235
Ø Bu kurallar size uygun geliyor mu?
Ø Bu kurallara uymada zorlanacağınızı düşünüyor musunuz?
Ø Tamamen kaldırılmasını ya da kısmen değişiklik yapılmasını istediğiniz kural
var mı?
Ø Bu kurallara eklemek istediğiniz kurallar var mı?
Ø Bu kurallarla ilgili paylaşmak istediğiniz duygunuz, düşünceniz ya da öneriniz
var mı?
• Grup kuralları belirlendikten sonra, bu kuralların grup lideri tarafından yazılı hale
getirileceği ve bir sonraki oturumda tek tek bütün üyelere tekrar dağıtılacağı ve
grup lideri tarafından büyük bir kartona yazılarak oturumların yapıldığı yere tüm
üyelerin görebileceği şekilde asılacağı belirtilir.
5. Bireysel amaç belirleme:
• Üyelere uygulamaların amacı ve içeriği hakkında bilgi verildikten ve kurallar
belirlendikten sonra üyelerin bireysel amaçlarını belirlemeleri istenir ve bununla
ilgili açıklama yapılır:
“Arkadaşlar benim sizlere belirttiğim grubun genel amaçlarının yanı sıra,
her biriniz kendinize ilişkin amaçlarda belirleyebilirsiniz. Örneğin, bir
arkadaşımız “alan seçimimi karar verme basamaklarını uygulayarak
yapmak istiyorum”, diğer arkadaşımız “karar durumlarında heyecanımı
yenmek istiyorum” şeklinde amaçlar belirleyebilir. Amaçlarınızı hemen
belirleyemeyebilirsiniz. Grup oturumları ilerledikçe grubun amaçlarını göz
önünde bulundurarak IV. oturuma kadar belirleyebilirsiniz. Şimdi sizlerden
bu grupta geçireceğiniz yaşantılar sonucunda kendinizde öncelikli olarak
nelerin değişmesini istediğinizi düşünmenizi ve kendinizi hazır
hissettiğinizde bunu bizimle paylaşmanızı istiyorum.”
• Ortalama 3-5 dakika sonra, gönüllü olan grup üyelerinin amaçlarını söylemeleri
istenir. Grup üyelerinin belirttiği bu amaçların karar verme beceri eğitimi
uygulamalarının amaçlarına uygunluğuna dikkat edilir. Grup üyeleri ilk oturumda
amaçlarını belirleyemezlerse bu yönde zorlanmazlar ve dağıtılacak “hedeflerim”
formuna yazıp IV. oturuma kadar getirmeleri istenir.
236
6. “Isınma” alıştırmasının uygulanması
• Liderin değerlendirmesinden sonra, öğrencilerin yaşamlarında önemli gördükleri
şeyleri, bu gruptan ne öğrenmek istediklerini açıklayabilmelerine yardımcı olmak
amacıyla “ısınma” alıştırmasının yapılacağı belirtilir ve bununla ilgili açıklama
yapılır:
“Arkadaşlar şimdi sizlerle farklı bir uygulama yapacağız. Bu alıştırma
bizim birbirimiz hakkında daha fazla şey öğrenmemize ve etkileşimimizin
artmasına yardımcı olacaktır. Bu amaçla ben size sorular soracağım
gönüllü arkadaşlar yanıtlayacaklar.”
• Üyelere açıklama yapıldıktan sonra Form 6’da yer alan sorular sorularak
etkileşime devam edilir.
• “Isınma” alıştırması ile ilgili sorulara yanıt verildikten sonra lider bu
paylaşımların genel bir değerlendirmesini yapar.
7. Oturumun değerlendirilmesi:
• Liderin değerlendirmesinden sonra grubu birbirine bağlamaya ve rahat
hissetmelerini sağlamaya yardımcı olmak amacıyla sorular sorularak etkileşime
devam edilir:
o Bugün grupta kendinizi daha fazla rahat hissetmenizi neler sağladı?
o Hangi grup üyesi/leri ile bağlantı kurdunuz?
o Bugün grubun nasıl çalıştığı hakkında neler öğrendiniz?
o Bugün kendiniz hakkında neler öğrendiniz?
8. Oturumun sona erdirilmesi:
• Grup üyelerine bu oturumla ilgili söylemek istedikleri bir şeyler olup olmadığı
sorulur. Paylaşımda bulunmak isteyen üyeler olursa onlara söz verilir ve I.
oturumun özeti yapılır. Üyelere gelecek hafta ne yapılacağı konusunda bilgi
verilir ve süreç sonlandırılır.
237
FORM 1
KARAR VERME BASAMAKLARI
I. BASAMAK AMAÇLAR
(Neye Ulaşmak İstiyorum)
V. BASAMAK PLANLAMA, GÖZDEN
GEÇİRME VE UYGULAMA (Seçtiğim Yolda Nasıl
İlerleyeceğim, Son zamanda Yeni Bilgi Oluştu mu? Ve
Harekete Geçme)
IV. BASAMAK SEÇENEKLERİN
ETKİLERİ (Bu Yollar Benim Amacıma
Ulaşmama Ne Kadar Yardımcı Olacak?)
III. BASAMAK BİLGİ TOPLAMA
(Bu Yollar Hakkında Nasıl Bilgi Sahibi Olabilirim?
Bilmem Gereken Şeyler Neler?)
II. BASAMAK
SEÇENEKLER (Ulaşacağım Amaca Kaç Farklı
Yoldan Gidebilirim)
238
239
FORM 3
Psiko-eğitim grubu ne demektir?
Psiko-eğitim grupları, bireylere
kendileri hakkında ve diğer
insanlarla nasıl ilişki içinde
olduklarını öğrenmelerine olanak
sağlar. Psiko-eğitim grupları aynı
zamanda üyelere etkili iletişim,
kişilerarası beceriler, problem
çözme ve karar verme becerilerini
öğrenmelerine yardımcı olur. Bir
psiko-eğitim grubunda üyelerin
duygularını ve düşüncelerini
paylaşılırken yeni beceriler öğrenmelerine olanak sağlanır. Psiko-eğitim gruplarında
anlamlı etkileşimler ve ait olma duygusu yer almaktadır.
Psiko-eğitim gruplarının amaçları:
• Yeni beceriler öğretmek ve bunları denemek,
• Duyguları paylaşma, etkin dinleme gibi iletişim
becerilerini kullanmak,
• Problem çözme becerilerini geliştirmek,
seçeneklerin avantajları ve dezavantajlarını
listelemek ve diğer üyelerden bunlarla ilgili
geribildirim almak,
• Pozitif ve negatif duyguları içeren hislerimizi paylaşmak,
• İstenildiği zaman diğer üyelere geribildirim vermek,
• Problem çözme ve değişim için başa çıkma stratejileri geliştirmek ve düşünceler,
davranışlar ve durum hakkında geribildirim istemek.
• Diğer üyelerden destek görmek ve aynı durumlarda diğer üyelere destek vermek.
240
Psiko-eğitim gruplarının önemi:
Günlük hayatta kendimizle ilgili geribildirimler almak
zor olabilir. İnsanlar nadiren diğer insanların
davranışlarını gözlemler ve onlara davranışları
hakkında dürüst geribildirimler verirler. Gruplar
bireylere birbirlerini gözlemleme ve gözlemler
içinde geribildirim verme yerleridir. Yapıcı olan
geribildirimler üyelerin kendilerini geliştirmelerine
yardımcı olur.
Gruplar aynı zamanda yabancılaşma ve yalnızlık duygularını
azaltmaya yardım ederler. Gruptaki üyeler, diğer kişilerinde benzer problemleri
olduğunu görürler. Aynı zamanda bir üyenin değişim için cesareti diğer üyelerinde
değişimini kolaylaştırır. Her grup üyesinin kendine özgü davranışları diğer üyeler için
bir model olur.
Grup liderleri:
Grup liderleri, bireysel gelişimi ve grup gelişimine olanak sağlamak
için bu konuda gerekli olan bilgisini kullanmakla sorumlu olan
kişilerdir. Grup liderleri aktiviteleri düzenlerler, grup süreci
konusunda grubu bilgilendirirler, temel kuralları oluşturmalarına
yardım ederler, üyelerin dürüstçe kendilerini ifade etmelerine
yardımcı olurlar, ayrıca grup içinde iletişimlere açıklık getirmeye
çalışırlar. Grup liderleri aynı zamanda güven, destek ve grup içinde
motivasyon sağlamakla da sorumludurlar.
241
Grup Üyelerinden Beklentiler:
Grup deneyiminden en üst düzeyde yararlanmanın yolu,
üyelerin, diğer üyelere ve lidere karşı duygu, düşünce ve
isteklerini doğrudan ve dürüstçe ifade etmesine bağlıdır.
Grupta güven oluşmaya başladıkça üyeler kendilerini
daha iyi ifade edebilecek güvenli bir ortam hissetmeye
başlayacaktır. Grup üyeleri hazır ve istekli olana kadar
duygu ve düşüncelerini açıklamakta zorlanmayacaktır.
Grup üyelerinin grupta öğrendikleri yeni davranışları
günlük yaşamlarında da denemeleri beklenir ve bunun için üyeler cesaretlendirilir.
Bir gruba başladığında üyelerden ilk olarak bu grupta kendisiyle ilgili ele almak istediği
noktaları belirlemeleri istenir. Bu amaç doğrultusunda diğer üyeler, seninle birlikte bu
amacını paylaşırlar, senin ilerlemene yardımcı olmak için sana geribildirim verirler ve
değişme çabalarını desteklemede sana yardımcı olurlar.
Grup liderleri gibi üyelerin de birbirlerini
desteklemesi, cesaretlendirmesi ve her bir üyeye
saygı göstermesi, etkin dinlemesi, dürüst olması,
geribildirim vermesi önemlidir. Genel olarak
gruptaki pozitif değişim ve gelişim için bir
ortam yaratmak önemlidir. Kısaca bu grup
deneyiminden alacağınız yarar sizin katılımınıza
ve buraya getirdiğiniz yaşantılarınıza bağlıdır.
Ne kadar çok yaşantılarınızı buraya getirebilir
kendinizi açarsanız grup sürecinden daha fazla
yarar sağlarsınız.
242
Grup Liderinin ve Üyelerin Davranışları ve Müdahaleler:
Kendini açma:
Genelde başkalarıyla paylaşılmayan duygu, düşünce ve inançların
ifade edilmesidir. Kendini açarken grup üyesi diğer üyeler tarafından
olumsuz değerlendirilmekten korkabilir utanabilir veya kendini
güçsüz hissedebilir. Kendini açma üyelerin birbirlerini daha iyi
tanımasına ve diğerleriyle benzer özelliklerini ve yaşantıları
olduğunu görmesine yardımcı olur.
Örnek:
- Ben sosyal bir ortama girdiğimde kilolarım yüzünden herkesin beni
yargılayacağından korkarım.
- Erkek arkadaşımla kavga ettiğimde bazen beni gerçekten iğrenç
isimlerle çağırır ya da beni itekler.
- Yanlış bir karar verdiğim zaman başkalarının gözünden düştüğümü
düşünürüm. Bunun için diğer kişilerin söylediklerini dikkate alarak
karar veririm.
Geribildirim
verme:
Bir grup üyesinin diğerlerine yönelik olarak ne söylendiği ile ilgili
görüş, fikir sunması veya bir tartışmaya cevap olarak aynı duygu ve
düşünceyi paylaşma şeklinde ifade edilebilir.
Geribildirim grubun tümünün ya da tek bir grup üyesinin, herhangi
bir başka üyenin davranışlarına yönelik tepkisi olarak tanımlanabilir.
Sözel ya da sözel olmayan biçimlerde verilebilir.
Örnek:
- Sana olumsuz bir şey söylediğinde ondan hoşlanmıyorum.
- Sen her şeye açık, cesaretli bir kişi olduğun için kendimi sana çok
yakın hissediyorum.
243
Yüzleştirme:
Bir üyenin gruptaki diğer üyelerle ilgili ne söylediği ve ne yaptığı ile
ilgili farklılıkları ifade etmedir.
Örnek:
- Baban onu bıraktığında bu durumun seni kızdırdığını söylüyorsun,
fakat şimdi tebessüm ediyorsun.
- Yeni davranışlar denemek istediğini söylüyorsun, fakat grubun
önerdiği her şeye hayır diyorsun.
- Bana kızmadığını söylüyorsun, fakat beden dilin bana kızmış gibi
görünüyor.
Rol oynama:
Yeni becerileri denemek ve yapılandırıcı bir geribildirime izin
vermek için güvenli grup ortamında hayali canlandırmalar yapmak.
Örnek:
- Haydi, henüz gösterdiğimiz becerilerin bazılarını deneyelim. Yeni
bir stratejiye kim model olmak ister.
- Ayşe’nin istemediği bir davranışı (örneğin ailesi ile pikniğe gitme)
ailesine söylemesini istiyorum. Kim Ayşe’nin anne ve babası olmak
ister.
Ben ifadeleri:
Grup ortamında, üyelerin başkalarından daha çok kendi üzerinde
odaklanmasını ve kendi rolünü vurgulamak için duygu ve
düşüncelerini ifade etmedir. Yani grup ortamında birey kendinden
bahsetmek istemeyebilir ve bu nedenle çevresindeki insanlardan
bahseder. Bu durumda gruptaki üyeler bu üyeyi tanımada zorluk
yaşayabilirler. Bu nedenle her üyenin kendi duygu, düşünce ve
davranışlarını ifade etmesi beklenir.
Örnek:
- Arkadaşım randevusunu unuttuğunda kendimi değersiz hissettim.
- Gruba geç kalman beni üzdü.
244
Çözüm üretme:
Bir üyenin sorununu çözmesinde grup üyelerinin düşüncelerini
söylemesidir. Böyle bir durumda lider “haydi, Ayşe’nin yeni
insanlarla daha rahat konuşabilme amacına ulaşmasına yardım
etmek için neler yapabileceği ile ilgili çözüm yolları üretelim”
diyecektir.
Şimdive burada:
Grup üyelerinin grup dışında yer alan bireylerden ve olaylardan
ziyade grupta yaşananlarla ilgili o andaki duygu ve düşüncelerini
ifade etmesidir.
- Bugün grup, birlikte çalışarak, riskler alarak, birbirlerine
geribildirim vererek büyük bir iş yaptı. Biz bunu nasıl yaptık?
- Ayşe şimdi söylediklerin için çok üzüldüm. Duygularım çok
incindi. Bunun hakkında konuşabilir miyiz?
Grup deneyiminden nasıl yararlanılabilir: 1. Grup oturumunda istekli olmak gerekmektedir.
2. Kendi kişisel amaçlarınızı belirlemek önemlidir. Çoğu üye gruba soyut ve genel
amaçlarla gelmektedir. Amaçlarımız ne kadar somut ve gerçekçi olursa o kadar iyidir.
3. Yeni davranışlar denemek için gruptan yararlanabilirsiniz. Günlük hayatta yapmak
istediklerinle ilgili olarak grup bir araç olabilir. Diğer üyelerin problem çözme
becerilerinde sana yardımcı olmalarına izin vermelisin.
4.Gruba aktif olarak katılmalısın. Eğer grup süreci içinde pasif bir gözlemci olursan
gruptan kopabilirsin. Diğer üyelerin seni daha yakından tanıması için kendini açmalısın.
5. Grupta güven ortamının oluşmasında her bir üye çok önemlidir. En özel duygularını
açıklamak zorunda değilsin ama yaşadıklarını ne kadar ifade edebilirsen bu güven
oluşumunu da o kadar hızlandıracaktır.
6. Pozitif yönlerini keşfetmeye istekli olduğun gibi negatif yönlerini de kabul etmelisin.
Diğer üyeler zayıf taraflarını görecek diye kendini saklarsan grup seni yeterince
tanıyamayacaktır. Gelişim için grubu bir araç olarak görmelisin.
7. Değişimin çaba ve zaman gerektirdiğini unutmamalısın. Değişim yavaş ve asla
bitmeyen bir süreçtir.
8. Öğrendiğin becerileri günlük hayatında nasıl uygulayabileceğini düşünmelisin. Deneme için grup üyelerine yeni görüş açıları ve fırsatlar sağlayabilir (DeLucia-Waack, 2006).
245
FORM 4
KARAR VERME BECERİ EĞİTİMİ GRUP UYGULAMALARI KURALLARI
1. Zamanında grupta olmak. Grup üyelerinin çok zorunlu durumlar dışında (hastalık,
sınav vb…) oturumlara tam vaktinde gelmeleri beklenir.
2. Düzenli olarak devam etmek. Grup üyelerinin çok zorunlu durumlar dışında
(hastalık, yakın bir kişinin vefatı vb…) her oturuma düzenli olarak katılmaları
beklenir.
• Eğer grup üyesi oturumlardan birine gelememe durumu varsa veya geç
kalacaksa mutlaka grup liderini haberdar etmelidir.
• Grupta üyelerin eksik olması üyeleri ve grup verimliliğini olumsuz etkiler.
3. Grupta gizlilik esastır. Grup içerisinde konuşulan her şey grup odasında kalır.
4. Grup içi tüm ilişkilerde üyelerin birbirlerine karşı saygılı olması beklenir.
• Bir kişi konuşurken diğerleri dinlemelidirler.
• Aynı fikirde olmasa bile üyeler diğerlerinin fikrine saygılı olmalıdır.
• Konuşurken “ben” öznesi kullanmalıdır.
5. Grupta üyeler risk alacaklardır.
• Her üye grup sürecine katılmaya özen göstermelidir.
• Her üye diğer üyelerin tepkilerini ve hislerini paylaşmaya çalışmalıdır.
• Her üye grupta öğrendiklerini denemeye istekli olacaktır.
• Her üye öğrendiği davranışları grup dışında denemeye istekli olacaktır.
6. Herhangi bir nedenle bir üye gruptan ayrılmak zorunda kaldığında grupla
vedalaşarak ayrılmaya özen göstermelidir (DeLucia-Waack, 2006).
246
FORM 5
HEDEFLERİM FORMU
Adı: Tarih:
Soyadı:
Sevgili grup üyesi,
Karar verme beceri eğitimi uygulamalarının amaçlarını dikkate alarak, bu gruba
katılmadaki amaçlarınızı aşağıdaki forma somut bir şekilde belirtiniz. Örneğin, arkadaş
seçimi yapabilmek istiyorum, alan seçimi yapabilmek istiyorum vb…
Çatışma Kuramına Dayalı Olarak Geliştirilen Karar Verme Beceri Eğitimi Grup
Uygulamalarının Amaçları:
1. Karar vermeye ilişkin bilgi sahibi olma,
2. Karar verici olarak kendi zayıf ve güçlü yönlerinin farkında olma,
3. Karar verme durumunda daha fazla bilgi toplamak için kaynakları etkili bir biçimde
kullanabilme,
4. Karar verme durumlarında kendine güvenen bir birey olma,
5. Karar verme basamaklarını etkili bir biçimde uygulayabilmedir.
Bu grup için sizin kişisel amaçlarınız nelerdir? Grup oturumları bittiğinde karar
verme ile ilgili olarak neler yapabiliyor, neleri başarabiliyor olmayı istersiniz.
1. …………………………………………………………………………………………
…………………………………………………………………………………………
2. …………………………………………………………………………………………
…………………………………………………………………………………………
3. …………………………………………………………………………………………
…………………………………………………………………………………………
Kaynak: DeLucia-Waack, (2006).
247
FORM 6
ISINMA ALIŞTIRMASI
Arkadaşlar şimdi sizlerle bir ısınma alıştırması yapacağız. Bu alıştırma bizim birbirimiz
hakkında daha fazla şey öğrenmemize ve etkileşimimizin artmasına yardımcı olacaktır.
Bu amaçla ben size sorular soracağım gönüllü arkadaşlar yanıtlayacaklar.
Sorular
1. Yaşamınız boyunca hayatınızda olan en önemli insan kimdir?
2. Beş yıl sonra ne yapıyor olmayı isterdiniz?
3. Bu grupta olmaktan hoşlandığınız bir şey söylemek isteseniz ne söylerdiniz?
Kaynak: Carrell, (2000).
248
II. OTURUM:
Amaçlar:
• Karar verme basamaklarını tanımlama,
• Karar verme durumlarında karar problemini tanımlama,
• Karar verme durumunda amaca ulaşmak için farklı seçeneklerin olup olmadığını
araştırma.
Süre:
• 60 dakika.
Araçlar:
• Amaçlarımız formu (Form 7)
• Seçenekler formu (Form 8)
• Bilgisayar
• Projeksiyon makinesi
Uygulama öncesi yapılacak hazırlıklar:
1. Grup kurallarının yazılı olduğu Form 4, Amaçlarımız Formu (Form 7) ve Seçenekler
Formu (Form 8) üye sayısı kadar çoğaltılır.
2. Bilgisayar ve projeksiyon makinesi çalıştırılarak kullanıma hazır hale getirilir.
3. Formun doldurulması sırasında aksaklıklar yaşanmaması amacıyla kalem, silgi vb.
kırtasiye malzemeleri hazırlanır.
Uygulama:
1. I. Oturumun özeti yapılır:
• Grup üyeleriyle kısaca sosyal konuşmalar yapılır ve grup lideri tarafından ilk
oturumda verilen bilgilerin ve paylaşımların özeti yapılır.
• Daha sonra üyelere, grup kurallarının yer aldığı Form 2 dağıtılır ve üyelerin grup
süresince bu kurallara uymaları gerektiği hatırlatılır. Ayrıca lider tarafından büyük
bir kartona yazılan grup kuralları üyelerin görebileceği şekilde daha önce
249
hazırlanan yere asılır. Bu işlem tamamlandıktan sonra, üyelere aşağıdaki sorular
sorularak etkileşime devam edilir:
o Önceki oturumda öğrendiklerimizle ilgili olarak hafta içinde yaşadığınız bir
şeyler oldu mu?
o Önceki oturumda öğrendiklerimizle ilgili oturumdan çıktıktan sonra ya da
geçen bir hafta içinde fark ettiğiniz, gözlediğiniz ve dikkatinizi çeken şeyler var
mı?
• Yaşantılarını grupla paylaşmak isteyen üyelere söz hakkı verilir.
2. Oturumun gündemi hakkında açıklamalar yapılması:
• Geçen oturumla ilgili paylaşımlar tamamladıktan sonra, oturumun gündemi
hakkında kısa bir açıklama yapılır:
“Arkadaşlar, bugün grubumuz karar verme basamakları, karar verme
basamaklarından amaçlar ve seçenekler üzerinde çalışacak.”
• Üyelere aşağıdaki sorular sorularak etkileşime devam edilir?
Ø Daha önce bir karar durumunda karar verme basamaklarını uyguladığınız
yaşantılarınız oldu mu?
Ø Karar verme durumunda amaçlarınızı belirlemede zorlandığınız
yaşantılarınız oldu mu?
Ø Farklı seçenekler üzerinde düşünmeden karar verip pişman olduğunuz
yaşantılarınız oldu mu?
3. Karar verme basamaklarının açıklanması:
• Üyelerle paylaşımlar tamamladıktan sonra, “karar verme ve karar verme
basamakları” ile ilgili açıklama yapılır:
“Karar verme, bir sorununuz veya bir fırsatınız olduğunu fark ettiğiniz
zaman başlamaktadır. Bunlar alan seçimi, basketbol takımına katılıp
katılmama, dershaneye devam edip etmeme, arkadaş seçimi, arkadaşlığı
250
devam ettirip ettirmeme vb. sorunlar veya fırsatlar olabilir. Bir karar verme
durumunda önemli olan bir sorunla veya fırsatla karşılaşıldığında ne tür bir
kararın alınması gerektiği konusunda açık olmaya çalışmaktır. Şimdi sizlere
bir karar verme durumunda uygulayabileceğimiz basamakları
açıklayacağım. Bir karar verme durumunda uygulayabileceğimiz beş
basamak bulunmaktadır. Bunlar:
1. Amaçlar (Hedefler), (Neye ulaşmak istiyorum),
2. Seçenekler, (Ulaşacağım şeye kaç farklı yoldan gidebilirim?),
3. Bilgi Toplama, (Bu yollar hakkında nasıl bilgi sahibi olabilirim?
Bilmem gereken şeyler neler?),
4. Seçeneklerin Etkileri, (Bu yollar benim amacıma ulaşmama ne kadar
yardımcı olacak?),
5. Planlama, gözden geçirme ve uygulamadır. (Seçtiğim yolda nasıl
ilerleyeceğim, Son zamanda yeni bir bilgi oluştu mu?, harekete
geçme).
“Bugün sizlere karar verme basamaklarının ilk ikisi olan amaçlar ve
seçenekler basamakları hakkında bilgi vereceğim. İlerleyen haftalarda her
bir basamağı tek tek ele alacağız.”
“İlk aşama: Amaçlar (Hedefler)”
“İlk aşama, bir karar verme durumunda sizin için neyin önemli olduğunu
belirlemenize yardımcı olmaktadır. Amaçlarınızı belirlemek için gerçekten
ne istediğiniz ve bunun sizin için neden önemli olduğunu belirlemeniz
önemlidir. Örneğin not ortalamamın dört ve üzeri (beş üzerinden) olması
için çalışmak ve istediğim bir bölüme yerleşmek, basketbol takımına girmek
ve ilerde beden eğitimi bölümüne yerleşmek ve kimsesiz çocuklar için
düzenlenen yardım kampanyasında gönüllü olarak çalışmak vb.” Ayrıca
amaçlarımızın gerçekçi (ulaşılabilir) olması çok önemlidir. Örneğin, sayısal
alanda öğrenimine devam eden bir öğrencinin Öğrenci Seçme Sınavında
tarih bölümünü yazması gerçekçi değildir. Tıp fakültesine girmek isteyen bir
öğrencinin derslerine çalışmaması ve fen derslerinden sınıfta kalması. Bu
251
örnekte amacın gerçekçi olamadığını göstermektedir. Eğer amaçlarımız
gerçekçi değilse verdiğimiz karar bizi amacımıza ulaştıramaz.”
• Üyelere karar verme ile ilgili bilgi verildikten sonra örnek olaylar (Vernon, 2008)
projeksiyon makinesinden sunularak amaçların gerçekçi (ulaşılabilir) veya
gerçekdışı (ulaşılamaz) olduğunu bulmaları istenir.
Örnek Olay 1:
Önder lisede çeşitli tiyatro oyunları oynamış ve son iki yıldır konservatuarın
tiyatro bölümünden dersler almakta, Önder’in hedefi ise bu okuldan mezun
olmak ve profesyonel olarak bu mesleği icra etmektir.
Örnek Olay 2:
Erdeniz lisede asla çok sıkı bir biçimde çalışan bir öğrenci olmamış ve çoğu
derste notları genellikle 8, bazı derslerde ise notları 7’dir (10 üzerinden).
Erdeniz arkadaşları ile vakit geçirmeyi sevmekte ve okulla ilgili bazı
ödevleri ile yapması gerekenleri sırf bu nedenle ertelemektedir. Erdeniz
üniversiteyi kazanmış ve gezip eğlenmesine rağmen bütün notlarının A
olacağını iddia etmektedir.
Örnek Olay 3:
Birsen her zaman bir bilim adamı olmak istemiş, çocukluğundan beri
laboratuvarda ve mikroskopun başında zaman harcamaktadır. Lisede fen
bilimleri ilgili tüm dersleri almış ve hepsinde çok iyi notlar alarak mezun
olmuştur. Birsen şu anda bir bilim bursuna başvurmaktadır.
Örnek Olay 4:
Gülen bir bankada düşük ücretle çalışmaktadır. Gülen’in eşi geçmiş yıllarda
birkaç kez iş değiştirmiştir ve şu anda teknisyen olarak çalışmaktadır.
Gülen’in eşi Gülen’e üç ay içerisinde baş teknisyen olacağını söylemektedir.
• Sorulara yanıt verildikten sonra lider bu paylaşımların genel bir değerlendirmesini
yapar.
252
• Paylaşımların genel bir değerlendirilmesi yapıldıktan sonra karar verme
durumunda karar sorununu tanımlama hakkında bilgi verilir.
“Karar vermeye başlamadan önce karar probleminin ne olduğunu
bilmelisiniz. Şimdi sizlere örnek bir hikaye anlatacağım ve bu hikayede
kahramanımızın karar problemini nasıl tanımladığına bakacağız.”
Örnek Olay:
“Karar Sorunu (Problemi): Sinan babasının iş durumundan dolayı ailesi
ile birlikte başka bir şehre taşınmış ve oradaki bir liseye devam etmeye
başlamıştır. Aradan geçen bir ay süresince sınıfta ve mahallede yeni
arkadaşlıklar kurmaya başlamıştır. Bir hafta sonu tatilinde Sinan ne
yapacağı konusunda kararsızlık yaşamıştır. Bunun üzerine Sinan tatil
gününde ne yapmak istediği ve bu kararda onun için neyin önemli olduğu
hakkında dikkatlice düşünmüş ve tatil günlerinde yaptığı kendisi için önemli
olan, ulaşılabilir olan üç aktivite belirlemiştir. Bunlar:
o Açık havada aktiviteler yapmak (basketbol oynamak, yüzmek, yürüyüş
yapmak vb…).
o Arkadaşı olan Elif ile sohbet etmek
o Film izlemeye gitmektir.”
“Sinan film izlemeyi sevmesine karşın, arkadaşlığı onun için daha
önemlidir. Bununla birlikte eğer bu öğleden sonra açık hava aktivitesi ile
Elif’i görme arasında bir seçim yapma durumu olursa, Sinan için açık hava
aktivitesi önce gelmektedir. Açıkça, arkadaşlık, film izleme ve açık hava
aktivitesi, bunların hepsi Sinan için önemlidir fakat Sinan’ın amacı, bu
hafta sonu için dışarıda bir şeyler yapmaktır.”
“Sinan’ın vermiş olduğu bu karar, her zaman için bu şekilde devam
etmeyebilir. İlerleyen hafta sonlarında Elif’i ziyaret etmek, açık hava
aktivitelerinden daha önemli olabilir.”
“Genellikle bu tür kararsızlıklarda sunulan problem, gerçek problem
olmayabilir. Örneğin, İngilizce mi yoksa matematik mi çalışmalıyım. Bu
253
gerçek bir problem olmayabilir. Aslında gerçek sorun ders mi çalışmalıyım
arkadaşlarımla gezmeli miyim? gibi gizli bir gündem olabilir. Karar
probleminin net olarak belirlenebilmesi için gizli gündemler varsa bunlar
mutlaka açığa çıkarılmalıdır.”
• Bu örnek olay anlatıldıktan sonra üyelere benzer yaşantıları olup olmadığı sorulur.
Yaşantılarını paylaşmak isteyen üyelere söz hakkı verilir.
4. Amaçlarımız etkinliğinin uygulanması:
• Üyeler yaşantılarını paylaştıktan sonra, yaşamımızda önemli gördüğümüz şeyleri
fark etmemize yardımcı olacak olan “amaçlarımız formu” dağıtılır ve
doldurmaları için yaklaşık beş dakika süre verilir.
• Üyeler formu doldurduktan sonra her bir öğrenciye söz hakkı verilerek
yazdıklarını paylaşmaları istenir. Böylelikle öğrencilerin şimdi ve gelecekte
başarmayı umdukları en önemli şeylerin neler olduğunu fark etmelerine yardımcı
olunur. Şimdiye kadar aldıkları kararların, amaçlarına ulaşmada yardımcı olup
olmadığı üzerinde durulur. Lider bu paylaşımların genel bir değerlendirmesini
yapar.
5. Seçenekler basamağının açıklanması:
• Paylaşımların genel bir değerlendirilmesi yapıldıktan sonra karar verme
basamakları ile ilgili ikinci aşama yani seçenek üretmenin önemi üzerinde
durulur. Grup lideri seçeneklerle ilgili şu açıklamaları yapar:
Seçenekler
“Karar verme durumunda ilk aşama amaçlar, ikinci aşama ise; bir sorunu
veya fırsatı ele almada sahip olduğumuz seçenekler ve bu seçeneklerin
amacınıza ulaşmanıza yardımcı olup olmadığı üzerinde durmaktadır.
Muhtemelen bir karar verme durumunda ne yapabileceğiniz hakkında bazı
fikirleriniz vardır. Fakat bunlar gerçekten tüm yapabileceklerimiz mi, yoksa
daha fazla yapılabilecekler var mı? Onun için mümkün olduğunca daha çok
seçenek araştırılmalıdır. Araştırılan bu seçeneklerin de amaçlarımızla
254
tutarlı olmasına özen göstermelisiniz. Eğer başlangıçta karar verme durumu
ile ilgili alternatif seçenekler üretmediğiniz veya araştırmadığınız taktirde
daha sonra etkili bir karar vermediğinizi anlayabilir ve pişmanlık
duyabilirsiniz.”
“Sinan’ın hafta sonu ne yapacağına karar verdiği bir örneği ele almıştık.
Sinan, bu doğrultuda amacını belirlemiş ve bazı açık hava aktivitelerini
yapmaya karar vermişti. Bu hafta amacına ulaşmak üzere çeşitli seçenekler
üretecektir. Bunlar:
§ Havuza gitmek.
§ Basketbol oynamak.
§ Yürüyüş yapmak.”
“Bu yeni seçenekler Sinan’ın açık havada aktivite yapma amacını karşılıyor
mu? EVET”
• Üyelere seçeneklerle ilgili bilgi verildikten sonra örnek olaylar (Vernon, 2008)
projeksiyon makinesinden sunularak seçenekler üretmeleri istenir.
Örnek Olay 1:
Okuldasınız ve üç ders saatiniz var. Okuldan sonra ise futbol (basketbol)
antrenmanınız ve ardından arkadaşlarınızla randevunuz ve yarın da önemli
bir sınavınız var. Amaçlarınız doğrultusunda seçenekleriniz nelerdir?
Örnek Olay 2:
Okul şubat tatilinde gezi planlıyor. Fakat anne-babanız uzun zamandır
görmediğiniz il dışında bulunan büyük babanıza giderken sizin de gelmenizi
istiyor. Bu durumda amaçlarınız doğrultusunda seçenekleriniz neler
olabilir?
6. Seçeneklerle ilgili alıştırma formunun uygulanması:
• Grup üyelerine seçeneklerle ilgili örnek olaylar sunulduktan sonra seçeneklerle
ilgili Mann, Harmoni ve Power (1988) tarafından geliştirilen bir alıştırma
255
yapılacağı belirtilir ve formlar üyelere dağıtılır. Üyelere yanıtlamaları için
yaklaşık 3-5 dakika süre verilir. Yanıtlama işlemi bittikten sonra gönüllü olan
üyelerin yanıtları tek tek değerlendirilir.
• Gönüllü üyelerin yanıtları değerlendirildikten sonra lider bu paylaşımların genel
bir değerlendirmesini yapar.
7. Oturumun değerlendirilmesi:
• Liderin değerlendirmesinden sonra grubu birbirine bağlamaya ve rahat
hissetmelerini sağlamaya yardımcı olmak amacıyla sorular sorularak etkileşime
devam edilir:
o Bugün grupta kendinizi daha fazla rahat hissetmenizi neler sağladı?
o Hangi grup üyesi/leri ile bağlantı kurdunuz?
o Bugün grubun nasıl çalıştığı hakkında neler öğrendiniz?
o Bugün kendiniz hakkında neler öğrendiniz?
8. Oturumun sona erdirilmesi:
• Grup üyelerine bu oturumla ilgili söylemek istedikleri bir şeyler olup olmadığı
sorulur. Paylaşımda bulunmak isteyen üyeler olursa onlara söz verilir ve üyelerin
ifade ettikleri ile ilgili ortaya çıkan durum hakkında lider bugünkü oturumun
konusuyla bağlantı oluşturarak toparlayıcı bir özet sunar. Üyelere gelecek hafta ne
yapılacağı konusunda bilgi verilir ve bir aktivite ile oturumun kapatılacağı
belirtilir.
9. “Parmağı kap” aktivitesinin uygulanması:
• Grup üyelerine bugünkü oturumun konusuyla bağlantılı toparlayıcı özet sunulduktan
sonra, gruba enerji kazandırmak, rahatlamalarını ve hissettikleri kaygıyı azaltmak
amacıyla, “parmağı kap” adlı alıştırmanın yapılacağı belirtilir ve şu açıklama yapılır:
“Arkadaşlar şimdi sizlerle “parmağı kap” isimli bir aktivite yapacağız. Bu
aktivite bizim birbirimizle etkileşimimizin artmasına yardımcı olacaktır.
Sandalyelerimizi daire oluşturacak şekilde birbirine yaklaştıralım. Sol
256
kolumuzu omuz hizasında kaldırarak avucumuzu yanımızdaki kişiye dönük
tutalım. Sonra sağ elimizi kaldırarak işaret parmağımızı yanımızdaki kişinin
avucunun ortasına dokunduralım (Lider kendisi anlatılan durumu beden dili
gösterir). Ben size başla dediğimde sol elimizle yanımızdaki kişinin
parmağını kapmaya aynı zamanda sağ elimizle parmağımızı kaptırmamaya
çalışalım. Oyun bittiğinde üyelere teşekkür edilir ve süreç sonlandırılır.”
257
FORM 7
AMAÇLARIMIZ FORMU
Adı Soyadı:
Tarih:
Kaçıncı Oturum:
Bu alıştırma, önemli gördüğünüz şeyleri göstermek için tasarlanmıştır. Bu şeylerden
çoğu amaçlarınız olarak düşünülebilir.
1. İyi yaptığınız bir şeyi kısaca anlatın.
…………………………………………………………………………………………….
…………………………………………………………………………………………….
…………………………………………………………………………………………….
…………………………………………………………………………………………….
…………………………………………………………………………………………….
…………………………………………………………………………………………….
…………………………………………………………………………………………….
…………………………………………………………………………………………….
2. Kendinizi en çok evinizdeymiş gibi hissettiğiniz bir yeri anlatın.
…………………………………………………………………………………………….
…………………………………………………………………………………………….
…………………………………………………………………………………………….
…………………………………………………………………………………………….
…………………………………………………………………………………………….
…………………………………………………………………………………………….
…………………………………………………………………………………………….
…………………………………………………………………………………………….
258
3. Hayatınızdaki en büyük başarınızı anlatın.
…………………………………………………………………………………………….
…………………………………………………………………………………………….
…………………………………………………………………………………………….
…………………………………………………………………………………………….
…………………………………………………………………………………………….
…………………………………………………………………………………………….
…………………………………………………………………………………………….
4. En çok beraber olmak istediğiniz insanları anlatın.
…………………………………………………………………………………………….
…………………………………………………………………………………………….
…………………………………………………………………………………………….
…………………………………………………………………………………………….
…………………………………………………………………………………………….
…………………………………………………………………………………………….
…………………………………………………………………………………………….
5. Yaşayacak bir yılınız kalsa ne yapardınız onu anlatın.
…………………………………………………………………………………………….
…………………………………………………………………………………………….
…………………………………………………………………………………………….
…………………………………………………………………………………………….
…………………………………………………………………………………………….
…………………………………………………………………………………………….
…………………………………………………………………………………………….
6. Hakkınızda söylenmesinden en çok hoşlandığınız üç kelime yazın.
…………………………………………………………………………………………….
…………………………………………………………………………………………….
…………………………………………………………………………………………….
…………………………………………………………………………………………….
…………………………………………………………………………………………….
Kaynak: Mann, Harmoni ve Power, (1988).
259
FORM 8
SEÇENEKLER FORMU
Adı Soyadı:
Tarih:
Kaçıncı Oturum:
Hafta sonu seçenekleri
Geçen hafta sonu ne yaptığınızı hatırlayın. Ne yaptınız.
Seçilen seçenek:
………………………………………………………………………………..
Bu seçeneği seçmenizdeki amacınız neydi?
Amaç:
…………………………………………………………………………………………..
Başka ne yapabilirdiniz? Bir başka ifadeyle diğer seçenekleriniz nelerdi?
Diğer seçenekler:
…………………………………………………………………………………………….
…………………………………………………………………………………………….
…………………………………………………………………………………………….
…………………………………………………………………………………………….
…………………………………………………………………………………………….
Kaynak: Mann, Harmoni ve Power, (1988).
260
III. Oturum
Amaçlar:
• Karar verme durumunda amaca ulaşmak için bilgi toplamanın önemini kavrama.
• Karar verme sürecinde aktif rol almanın önemini kavrama.
Süre:
• 60 dakika.
Araçlar:
• Bilgi toplama formu (Form 9)
• Kararları sınıflandırma formu (Form 10)
• Bilgisayar
• Projeksiyon makinesi
Uygulama öncesi yapılacak hazırlıklar:
1. Bilgi toplama (Form 9) ve kararları sınıflandırma formu (Form 10) üye sayısı kadar
çoğaltılır.
2. Bilgisayar ve projeksiyon makinesi çalıştırılarak kullanıma hazır hale getirilir.
3. Formların doldurulması sırasında aksaklıklar yaşanmaması amacıyla kalem, silgi vb.
kırtasiye malzemeleri hazırlanır.
Uygulama:
1. II. Oturumun özeti yapılır:
• Grup üyeleriyle kısaca sosyal konuşmalar ve grup lideri tarafından ikinci
oturumda verilen bilgilerin özeti yapılır. Bu işlem tamamlandıktan sonra, üyelere
aşağıdaki sorular sorularak etkileşime devam edilir:
o Önceki oturumda öğrendiklerimizle ilgili olarak hafta içinde yaşadığınız bir
şeyler oldu mu?
o Önceki oturumda öğrendiklerimizle ilgili oturumdan çıktıktan sonra ya da
geçen bir hafta içinde fark ettiğiniz, gözlediğiniz ve dikkatinizi çeken şeyler var
mı?
261
• Yaşantılarını grupla paylaşmak isteyen üyelere söz hakkı verilir.
2. Oturumun gündemi hakkında açıklamalar yapılması:
• Üyeler yaşantılarını ifade ettikten sonra, lider üyelerin ifade ettikleri ile ilgili
ortaya çıkan durum hakkında bugünkü oturumun konusuyla bağlantı oluşturarak
toparlayıcı bir özet sunar. Oturumun gündemi hakkında kısa bir açıklama yapar:
“Arkadaşlar, bugün grubumuz karar verme basamaklarından bilgi toplama
basamağı üzerinde çalışacak.”
• Üyelere sorular sorularak etkileşime devam edilir;
Ø Karar verme durumunda sizce bilgi toplamak neden önemlidir?
Ø Karar verme durumunda bilgi toplayabileceğimiz kaynaklar neler olabilir?
3. Bilgi toplama basamağının açıklanması:
• Üyeler yaşantılarını ifade ettikten sonra karar verme basamakları ile ilgili üçüncü
aşama yani bilgi toplamanın önemi üzerinde durulur. Grup lideri üyelere
açıklamalar yapar:
Bilgi Toplama
“Bir karar verme durumunda ilk aşama amaçları (hedefler) belirlemek,
ikinci aşama, bir sorunu veya fırsatı ele almada sahip olduğumuz seçenekler
(yani alternatifler) ve bu seçeneklerin amacınıza ulaşmanıza yardımcı olup
olmadığı üzerinde durmaktadır. Üçüncü aşama ise, karar verme durumunda
her bir seçenekle ilgili bilgi toplamadır. Bu aşamada her seçenekle ilgili
olabildiğince bilgi toplamalısınız. Çünkü her seçenek için ne kadar çok bilgi
bulabilirseniz seçeneklerin her biri o kadar çok netleşir ve her seçeneği
daha iyi değerlendirebilirsiniz. Bu bilgileri çeşitli kaynakları araştırarak
bulabilirsiniz veya bu konuda deneyimli olan insanlara başvurabilirsiniz.
Örneğin okul kütüphanesi, internet, anne-baba, öğretmenler vb. bu
konularda bize yardımcı olabilirler.”
262
“Geçen oturumlarda Sinan’ın hafta sonu ne yapacağına karar verdiği bir
örneği ele almıştık. Sinan bu doğrultuda amaçlarını belirlemiş ve bazı açık
hava aktivitelerini yapmaya karar vermiş ve bu doğrultuda seçenekler
üretmişti. Bu seçenekler:
§ Havuza gitmek.
§ Basketbol oynamak.
§ Yürüyüş yapmak.”
“Bu oturumda her seçenekle ilgili bilgi toplamayı ele alacağız.”
Seçenek A: Havuza gitmek
Havuz eşyalarım var mı? (ne durumda) (mayo, havlu vb…)
Hava durumu nasıl olacak?
Hangi saatler arası açık?
Su temiz mi?
Seçenek B: Basketbol oynama
Spor eşyalarım var mı? (ne durumda) (basketbol topu, spor ayakkabı vb…)
Basketbol oynayabileceğim yerler var mı?
Sahanın zemini nasıl?
Hava durumu nasıl olacak?
Seçenek C: Yürüyüş yapmak
Yürüyüş malzemelerim var mı? (ne durumda)
Yakınlarda yürüyüşe çıkabileceğim bir yer var mı?
Ne kadar uzağa yürüyebilirim?
Hava durumu nasıl olacak?
“Sinan her seçenek hakkında bilgi aramaktadır. Örneğin hafta sonu hava
durumu için meteorolojiden bilgi alır, ağabeyine basketbol topunun gerekli
olup olmadığını sorar, annesine havuz veya spor eşyalarının temiz olup
olmadığını sorar, bulunduğu yerlerdeki havuzları arayarak hangi saatler
arasında açık olduğunu öğrenir, havuza giden arkadaşları varsa havuz
hakkında bilgi alır, basketbol oynamak için alanlar olup olmadığını
263
araştırır, o çevrede oturan kişilere yürüyüş alanı olup olmadığını ne kadar
uzağa yürüyebileceği hakkında bilgi alır.”
• Öğrencilere, her seçeneğin sırayla düşünülmesi gerektiği, uygun insanlardan ve
yerlerden daha çok bilgi istenmesi gerektiği belirtilir. Ayrıca öğrenciler, Sinan’ın
kaçırmış olabileceği herhangi bilgi arama yolları varsa bunlar hakkında
düşünmeye teşvik edilir.
4. Bilgi toplama ile ilgili alıştırma formunun uygulanması:
• Grup üyelerine bilgi toplama yolları ile ilgili açıklamalar yapıldıktan sonra bilgi
toplama ile ilgili bir alıştırma yapılacağı belirtilir ve Form 10 üyelere dağıtılır.
Üyelere yanıtlamaları için yaklaşık 5-7 dakika süre verilir. Üyelere yanıtlama
işlemi sırasında önerilen bazı bilgiler de belirtilir. Bunlar, hangi dersler, ne tür
meslekler, ortalama puan, alan değiştirme durumları vb… Yanıtlama işlemi
bittikten sonra gönüllü üyelerin yanıtları değerlendirilir.
• Gönüllü üyelerin paylaşımlarından sonra, lider bu paylaşımların genel bir
değerlendirmesini yapar.
5. Kararları sınıflandırma formunun uygulanması
• Paylaşımların genel olarak değerlendirilmesi yapıldıktan sonra üyelere, “kararları
sınıflandırma formu”nun uygulanacağı belirtilir ve açıklama yapılır:
“Sizlere, içinde günlük hayatınızda yapmış olduğunuz aktivitelerle ilgili
soruların bulunduğu bir form dağıtacağım. Bu kararlardan hangilerinin
sizin için önemli hangilerinin önemsiz kararlar olduğunu belirtmenizi
isteyeceğim. Ayrıca bu kararlardan hangileri kendi başınıza almanız
gereken kararlar, hangileri arkadaşlarınızla birlikte aldığınız kararlar ve
hangileri yaşamınızda başkaları tarafından alınan kararlardır. İlgili
kutucuğa işaretleyiniz. Soruların yanıtlanmasında doğal, samimi ve içten
olmak çok önemlidir.”
264
• Üyelere formlar dağıtılır ve yanıtlarını işaretlemeleri için yaklaşık 3-5 dakika süre
verilir. Yanıtlama işlemi tamamlandıktan sonra grup etkileşimi için üyelere
aşağıdaki sorular sorulur:
Ø Bu kararlardan hangileri sizler için önemli?
Ø Bu kararların neden önemli olduğu hakkında konuşmak ister misiniz?
Ø Önemli bir karar vermeniz gereken durumda neler hissedersiniz?
Ø Kararlarınızı verirken danıştığınız kişiler var mı? Varsa kimler?
• Sorulara yanıt verildikten sonra lider bu paylaşımların genel bir değerlendirmesini
yapar.
6. Oturumun değerlendirilmesi:
• Liderin değerlendirmesinden sonra grubu birbirine bağlamaya ve rahat
hissetmelerini sağlamaya yardımcı olmak amacıyla sorular sorularak etkileşime
devam edilir:
o Bugün grupta kendinizi daha fazla rahat hissetmenizi neler sağladı?
o Hangi grup üyesi/leri ile bağlantı kurdunuz?
o Bugün grubun nasıl çalıştığı hakkında neler öğrendiniz?
o Bugün kendiniz hakkında neler öğrendiniz?
7. Oturumun sona erdirilmesi:
• Grup üyelerine bu oturumla ilgili söylemek istedikleri bir şeyler olup olmadığı
sorulur. Paylaşımda bulunmak isteyen üyeler olursa onlara söz verilir ve üyelerin
ifade ettikleri ile ilgili ortaya çıkan durum hakkında lider bugünkü oturumun
konusuyla bağlantı oluşturarak toparlayıcı bir özet sunar. Üyelere gelecek hafta ne
yapılacağı konusunda bilgi verilir ve bir aktivite ile oturumun kapatılacağı
belirtilir.
8. “İki tane küçük top” adlı etkinliğin uygulanması:
• Grup üyelerine bugünkü oturumun konusuyla bağlantılı toparlayıcı özet
sunulduktan sonra, gruba enerji kazandırmak, rahatlamalarını ve hissettikleri
265
kaygıyı azaltmak amacıyla, “iki çift çorap” adlı alıştırmanın yapılacağı belirtilir
ve şu açıklama yapılır:
“Öğrencilerin sol taraftan başlayarak 2’ye kadar sayması istenir. Numara
sayma işlemi tamamlandıktan sonra, 1 numaralı öğrencilerin bir grup
oluşturmaları, 2 numaralı öğrencilerin ayrı bir grup oluşturmaları istenir.
Oluşturulan 2 ayrı grup dizleri birbirine değecek şekilde yuvarlak
oluşturarak sandalyelerine oturmaları istenir. 1.gruba açıklamaları grup
lideri, 2. gruba yardımcı lider yapar. Gönüllü bir üyeye iki tane küçük top
verilir ve toplardan birini sağ tarafındaki öğrencinin kucağına, diğerini sol
tarafındaki öğrencinin kucağına koymaları istenir. İki top aynı anda hangi
üyenin kucağında kalırsa o üyenin eleneceği belirtilir. Oyuna başlarken
topların ilk kez dağıtan kişiye geri verilemeyeceği ve mutlaka topların el ile
sağındaki veya solundaki öğrencinin kucağına konulması gerektiği
vurgulanır. Topları sağındaki veya solundaki öğrenciye değil de bir
sonrakine veya karşısındakine atanın diskalifiye olacağı belirtilir. 3 kişi
kalıncaya kadar bu uygulamanın devam edeceği belirtilir. 3 kişi kaldığında
2. grupta kalan 3 kişi ile tekrar altı kişilik bir grup oluşturulur ve 3 kişi
kalıncaya uygulama devam eder. Oyunda kalan 3 kişiye ödül olarak kalem
verilir ve süreç sonlandırılır.”
266
FORM 9
BİLGİ TOPLAMA FORMU
Adı Soyadı:
Tarih:
Kaçıncı Oturum:
Açıklama: 9. sınıftasınız alan seçiminizi yapmak istiyorsunuz. Fakat hangi
alanın size uygun olduğunuzu bilmediğinizi varsayın. Kararınızı vermeniz için ne tür
bilgilere ihtiyacınız vardır? Bilmeniz gereken bilgileri ve onları nerede bulabileceğinizi
aşağıda listeleyin…
Ne tür bilgilere ihtiyacınız var? Bu bilgileri nerelerden bulabilir siniz?
Kaynak: Mann, Harmoni ve Power (1988).
267
FORM 10
KARARLARI SINIFLANDIRMA FORMU
Adı Soyadı:
Tarih:
Kaçıncı Oturum:
Açıklama: Aşağıda yaşamımızda karşılaştığımız karar verme durumlarından
bazıları yer almaktadır. Sizin yaşamınızda bu karar verme durumlarından hangilerinin
önemli veya önemsiz olduğunu düşünüyorsunuz. Ayrıca bu karar verme durumlarında
bireysel mi?, grupla birlikte mi?, yoksa başlarının görüşlerine göre mi? karar
veriyorsunuz? Lütfen ilgili kutucuğa işaretleyiniz.
KARARLAR Bireysel Grup Başkaları
1 Sabahları uyanma saatiniz Önemli
Önemsiz
2 Ne giyeceğiniz Önemli
Önemsiz
3 Sınıfta yaşanan bir tartışmada
yer alıp almayacağınız
Önemli
Önemsiz
4 Haftalığınıza zam isteyip
istemeyeceğiniz
Önemli
Önemsiz
5 Televizyon izlemek ya da
ders çalışıp çalışmayacağınız
Önemli
Önemsiz
6 Bir arkadaşınızı gruptan
dışlayıp dışlamayacağınız
Önemli
Önemsiz
7 Lisede hangi alanı seçip
seçmeyeceğiniz
Önemli
Önemsiz
Kaynak: Mann, Harmoni ve Power (1988).
268
IV. Oturum
Amaçlar:
• Karar durumunda amacına ulaşmada her seçeneğin etkilerinin neler olabileceğini
belirleme.
• Karar verme ile ilgili yanlış inançların farkına varma.
Süre:
• 60 dakika.
Araçlar:
• Seçeneklerin etkileri formu (Form 11)
• Karar verme formu (Form 12)
• Bilgisayar
• Projeksiyon makinesi
Uygulama öncesi yapılacak hazırlıklar:
1. Seçeneklerin etkileri formu (Form 11) ve Karar verme formu (Form 12) üye sayısı
kadar çoğaltılır.
2. Bilgisayar ve projeksiyon makinesi çalıştırılarak kullanıma hazır hale getirilir.
3. Formların doldurulması sırasında aksaklıklar yaşanmaması amacıyla kalem, silgi vb.
kırtasiye malzemeleri hazırlanır.
Uygulama:
1. III. Oturumun özeti yapılır:
• Grup üyeleriyle kısaca sosyal konuşmalar ve grup lideri tarafından üçüncü
oturumda verilen bilgilerin özeti yapılır. Bu işlem tamamlandıktan sonra, üyelere
aşağıdaki sorular sorularak etkileşime devam edilir:
o Önceki oturumda öğrendiklerimizle ilgili olarak hafta içinde yaşadığınız bir
şeyler oldu mu?
269
o Önceki oturumda öğrendiklerimizle ilgili oturumdan çıktıktan sonra ya da
geçen bir hafta içinde fark ettiğiniz, gözlediğiniz ve dikkatinizi çeken şeyler var
mı?
• Yaşantılarını grupla paylaşmak isteyen üyelere söz hakkı verilir.
2. Oturumun gündemi hakkında açıklamalar yapılması:
• Üyeler yaşantılarını ifade ettikten sonra, lider üyelerin ifade ettikleri ile ilgili
ortaya çıkan durum hakkında bugünkü oturumun konusuyla bağlantı oluşturarak
toparlayıcı bir özet sunar. Oturumun gündemi hakkında kısa bir açıklama yapar:
“Arkadaşlar, bugün grubumuz karar verme basamaklarından seçeneklerin
etkileri basamağı üzerinde çalışacak.”
• Üyelere sorular sorularak etkileşime devam edilir;
Ø Karar verme durumunda seçeneklerin etkilerini siz değerlendiriyor musunuz?
Nasıl?
Ø Karar verme durumunda sizce seçeneklerin etkileri neden önemlidir?
3. Seçeneklerin etkileri basamağının açıklanması:
• Üyeler yaşantılarını ifade ettikten sonra karar verme basamakları ile ilgili
dördüncü aşama yani seçeneklerin etkilerinin önemi üzerinde durulur. Grup lideri
üyelere şu açıklamaları yapar:
Seçeneklerin Etkileri
“Karar verme durumunda ilk aşama amaçları (hedefler), ikinci aşama, bu
amaçlara ulaşmak için sahip olduğumuz seçenekler ve bu seçeneklerin
amacınıza ulaşmanıza yardımcı olup olmadığı, üçüncü aşama, karar verme
durumunda seçeneklerle ilgili bilgi toplamadır. Dördüncü aşama ise, karar
verme durumunda araştırılan seçeneklerin olası etkileri ile ilgilidir. Bu
durumda hangi seçeneği seçerseniz seçin, sizin üzerinizde ve başkaları
üzerinde mutlaka etkileri olacaktır. Hangi seçeneğin daha iyi olduğunu
değerlendirirken olabilecek tüm iyi ve kötü sonuçların neler olabileceğinin
270
araştırılması gerekmektedir. Bunlar yapıldıktan sonra iyi ve kötü etkileri
değerlendirdiğimizde hangisinin ağır bastığını belirlemeniz gerekmektedir.”
“Geçen oturumlarda Sinan’ın hafta sonu ne yapacağına karar verdiği bir
örneği ele almıştık. Sinan bu doğrultuda amaçlarını belirlemiş ve bazı açık
hava etkinliklerini yapmaya karar vermiş ve bu doğrultuda seçenekler
üretmiş ve bu seçeneklerle ilgili gerçekleri belirlemiş ve bilgi toplamıştı. Bu
seçenekler:
§ Havuza gitmek.
§ Basketbol oynamak.
§ Yürüyüş yapmaktı.”
“Bu hafta yine Sinan’ın örneğini kullanarak seçeneklerin olumlu olumsuz
yönlerini nasıl değerlendirmemiz gerektiği üzerinde duracağız.”
“Gerekli bilgileri toplayıp gerçekleri belirledikten sonra Sinan aşağıdaki
etkileri listelemiş ve değerlendirmiştir:”
Not: Değerlendirme yapılırken her bir seçeneğin iyi yönlerine 1 ile 5
arasında + değer, kötü yönlerine 1 ile 5 arasında – değer verilir. Sonra iyi
yönler ve kötü yönler kendi içlerinde ayrı ayrı toplanır ve denge belirlenir.
Her bir iyi etki ve kötü etki her bir birey için ayrı olabilmektedir.
271
İyi Etkiler (+) Oranlama Kötü Etkiler (-) Oranlama Denge Seçenek 1 Havuza gitmek.
- Bronzlaşabilirim. - Yüzmekten zevk
alırım. - Yeni arkadaşlıklar
kurabilirim.
++ +++++ +++
- Güneşten yanabilirim.
- Hasta olabilirim. (mikrop vb…)
- Çok kalabalık olabilir.
-- --- -
Toplam (+) +10 Toplam (-) Toplam=-6 Genel Toplam= 4
Seçenek 2 Basketbol oynamak
- Yeteneğimi göstermek için fırsatım olabilir.
- Bazı yeni teknikler öğrenebilirim.
- Yeni arkadaşlıklar kurabilirim.
++ +++ ++
- Düşüp sakatlanabilirim.
- Diğerleri kadar iyi olmayabilirim.
- Çok terleyip hasta olabilirim.
-- -- ---
Toplam (+) Toplam=+7 Toplam (-) Toplam=-7 Genel Toplam= 0
Seçenek 3 Yürüyüş yapmak
- Yeni yerler öğrenebilirim.
++ - Kaybolabilirim. - Tek başıma
sıkılabilirim.
-- --
Toplam (+) Toplam=+2 Toplam (-) Toplam=-4 Genel Toplam= -2
Diğer Seçenekler
“Tablo’ya baktığımızda Sinan için en iyi seçenek havuza gitmek olarak
görülmektedir. Üyelere, her seçeneğin etkilerinin sırayla düşünülmesi
gerektiği belirtilir. Ayrıca üyeler Sinan’ın kaçırmış olabileceği herhangi bir
etki varsa bunlar hakkında düşünmeye teşvik edilir. Sonuç olarak Sinan her
bir seçeneğin iyi ve kötü yönlerini saptadıktan sonra en uygun seçeneği
belirlemiştir.”
4. Seçeneklerin etkileri ile ilgili alıştırmanın yapılması:
• Grup üyelerine seçeneklerin etkileri ile ilgili bilgi verildikten sonra bir alıştırma
yapılacağı belirtilir ve Form 11 üyelere dağıtılır. Üyelere yanıtlamaları için
yaklaşık 5-7 dakika süre verilir. Yanıtlama işlemi bittikten sonra gönüllü üyelerin
yanıtları değerlendirilir.
272
• Gönüllü üyelerin paylaşımlarından sonra, lider bu paylaşımların genel bir
değerlendirmesini yapar.
5. Karar verme formunun uygulanması:
• Paylaşımların genel bir değerlendirilmesi yapıldıktan sonra “karar verme
formu”nun uygulanacağı belirtilir ve şu açıklama yapılır:
“Sizlere içinde karar verme ile ilgili soruların bulunduğu formu
dağıtacağım. Burada sadece kendi işaretlediğiniz seçenekler hakkında
düşünme fırsatı yakalamanızı ve daha sonra yapacağımız tartışmada kendi
fikirlerinizi grubunuzdaki diğer arkadaşlarınızın fikirleriyle
karşılaştırmanızı isteyeceğim. Soruların yanıtlanmasında doğallık ve
içtenlik çok önemlidir.”
• Üyelere formlar dağıtılır ve yanıtlarını işaretlemeleri için yaklaşık 3-5 dakika süre
verilir. Yanıtlama işlemi tamamlandıktan sonra grup üyeleriyle her bir soru tek tek
tartışılır. Paylaşımlardan sonra grup lideri her bir soru ile ilgili açıklamalarda
bulunur:
1. Karar verme ergenleri etkilemez çünkü onlar önemli kararlar almazlar?
o “Karar verme en önemli insan aktivitelerinden biridir. Ergenler de sıklıkla
o an için önemi fark edilmeyen arkadaş seçimi, alan seçimi, ergenin kendi
davranışlarına ilişkin kararlar (örneğin; beni üzen ya da sevindiren her şeyi
anne babamla paylaşacağım) ya da ailem, arkadaşlarım ve diğer insanlarla
hep dürüst ilişkiler kuracağım vb. gibi önemli kararlar alabilirler. Bu
yüzden karar verme ergenler için de çok önemlidir (Mann, Harmoni ve
Power, 1988).”
2. Senin katılmadığın (aynı fikirde olmadığın) başkaları tarafından alınan
kararlar kötü kararlardır?
o “İnsanlar karar verilmesi gereken durumlarda bazen anlaşmazlığa
düşebilirler. Anlaşmazlık, verilen kararın kötü olduğu anlamına gelmez.
Fakat insanlar, farklı ortamlarda farklı aile yapılarında yetişmektedir ve
her insanın kendine özgü ilgi, yetenek ve ihtiyaçları vardır. Dolayısıyla
273
insanlar, kendileri için neyin en iyi olduğunu, ihtiyaçlarını neyin en iyi
karşıladığını kendileri belirleyebilirler. Örneğin “alan seçimi konusunda
sözel alanı seçmek isteyen bir kişiye, sayısal alanı seçmelisin; yoksa yanlış
seçim yaparsın” demek doğru değildir (Mann, Harmoni ve Power, 1988).”
3. Karar verirken çok düşünen insanlar, ne istediklerinden emin değildirler?
o “Karar almaları uzun zaman alan insanlar, emin olmayabilir ya da
kararlarında çok ihtiyatlı (dikkatli) olabilirler. Çünkü karar sorununu
tanımlamak, ulaşılacak hedeflerin olasılıklarını hesaplamak, her seçeneğin
olumlu ve olumsuz taraflarını belirlemek, bu konuda varsa yeni bilgiler
edinmek, tüm bilgileri tekrar gözden geçirerek uygulamaya geçmek biraz
zaman gerektirebilir (Mann, Harmoni ve Power, 1988).”
4. Karar verme becerisi kız ve erkeklere göre farklılaşır?
o “Karar verme yeteneğinde cinsiyet farklılığı yoktur. Ama toplumun kızlara
ve erkeklere bakış açısı, ailelerin çocuk yetiştirme tarzları bazen kızları
karar almada biraz daha güvensiz yapabilmektedir (Mann, Harmoni ve
Power, 1988).”
5. Gençleri etkileyen önemli kararlar yetişkinler tarafından verilmelidir?
o “Gençler, kendilerinin de dahil olduğu kararlarda yer almalıdırlar. Çünkü
gençler, bağımsız karar verebilme gücüne sahiptir. Ama kararlarında
yetişkinlerin deneyimlerinden yararlanmaları, onların fikirlerini almaları
çok önemlidir. Gençler kendilerini ilgilendiren konularda kararlar
verebilmelidirler, böylece gittikçe yaşamları için daha doğru kararlar
verebilmeyi öğreneceklerdir (Mann, Harmoni ve Power, 1988).”
• Üyelere karar verme formu ile ilgili sorularının olup olmadığı sorulur ve soruları
olan üyelere söz hakkı verilir.
• Üyelerin sorularından sonra, liderler bu paylaşımların genel bir değerlendirmesini
yapar.
274
6. Oturumun değerlendirilmesi:
• Liderlerin değerlendirmesinden sonra grubu birbirine bağlamaya ve rahat
hissetmelerini sağlamaya yardımcı olmak amacıyla sorular sorularak etkileşime
devam edilir:
o Bugün grupta kendinizi daha fazla rahat hissetmenizi neler sağladı?
o Hangi grup üyesi/leri ile bağlantı kurdunuz?
o Bugün grubun nasıl çalıştığı hakkında neler öğrendiniz?
o Bugün kendiniz hakkında neler öğrendiniz?
7. Oturumun sona erdirilmesi:
• Grup üyelerine bu oturumla ilgili söylemek istedikleri bir şeyler olup olmadığı
sorulur. Paylaşımda bulunmak isteyen üyeler olursa onlara söz verilir ve üyelerin
ifade ettikleri ile ilgili ortaya çıkan durum hakkında lider bugünkü oturumun
konusuyla bağlantı oluşturarak toparlayıcı bir özet sunar. Üyelere gelecek hafta ne
yapılacağı konusunda bilgi verilir.
8. “Ha-ha” isimli aktivitenin uygulanması
• Grup üyelerine bugünkü oturumun konusuyla bağlantılı toparlayıcı özet
sunulduktan sonra, gruba enerji vermek ve üyelerin birbirleriyle etkileşimlerinin
artmasına yardımcı olmak amacıyla “ha-ha” isimli aktivitenin uygulanacağı
belirtilir ve şu açıklama yapılır:
“Arkadaşlar sizlerle “ha-ha” adlı bir aktivite uygulayacağız. Sizlerden
sandalyelerinizi birbirinizin yüzünü görecek şekilde bir daire oluşturmanızı
istiyorum. Sandalyelerimiz arasında boşluk olmasın. Her üye avuçlarının
içini görecek şekilde ellerini dizlerinin üzerine koyacak. Sonra sağ
ellerimizi yanımızdaki kişinin sol avucunun içine koyacağız. Başla
dediğimde ilk üye “ha” diyecek ve sağ sol avucundaki üyenin eline yavaşça
vuracak ve eline vurulan üye “ha” diyecek. Böylece gülmeden bir tur
atmaya çalışacağız. Eğer grup turu tamamlamadan bir kişi gülerse o
elenecek. En son gülmeden kalan kişi veya kişilere ödül verilecektir. İlk
olarak ben başlıyorum. Aktivite tamamlandıktan sonra süreç sonlandırılır”
275
FORM 11
SEÇENEKLERİN ETKİLERİ
Adı Soyadı:
Tarih:
Kaçıncı Oturum:
Günlük hayatta, sınıfta, okulda veya ailede bir karar verme durumu ile
karşılaştığımız durumu ve tercih ettiğiniz seçeneği düşünelim.
Karar durumu:…………………………………………………….
Tercih ettiğiniz seçenek:………………………………………….
1. Tercih edilen seçenek için olumlu olan tüm durumları, bir başka ifadeyle, eğer
eylem için bu yolu seçerseniz olabilecek tüm iyi şeyleri 1. kutuya yazın.
2. Bu seçenek için tüm olumsuz olan bir başka ifadeyle bu seçeneği seçerseniz
olabilecek tüm kötü şeyleri 2. kutuya yazın.
3. Bu iyi etkilerin sizin için ne derecede önemli olduğunu 1 ile 5 arasında + işaret
ile belirleyin ve kaç tane + olduğunu toplam sütununa yazın.
4. Bu kötü etkilerin sizin için ne derece önemli olduğunu 1 ile 5 arasında – işareti
ile belirleyin kaç tane - olduğunu toplam sütununa yazın.
5. İki toplamdan hangisi fazla ise bize o seçeneğin iyi veya kötü olduğunu
gösterecektir. Örneğin iyi etkiler toplam 10, kötü etkiler toplam 6 olsun. Bu
durum bize bu seçeneğin olumlu olduğunu göstermektedir.
276
KUTU 1
İyi Etkiler Oran
a) ……………………………………………………………………………...
b) ……………………………………………………………………………...
c) ……………………………………………………………………………...
d) ……………………………………………………………………………...
e) ……………………………………………………………………………...
f) ……………………………………………………………………………...
……….
……….
……….
……….
……….
……….
Toplam: ……….
KUTU 2
Kötü Etkiler Oran
a) ……………………………………………………………………………...
b) ……………………………………………………………………………...
c) ……………………………………………………………………………...
d) ……………………………………………………………………………...
e) ……………………………………………………………………………...
f) ……………………………………………………………………………...
……….
……….
……….
……….
……….
……….
Toplam: ……….
Seçenek: …………………………………………………………………………………
İyi etkiler Toplam
Kötü etkiler Toplam
Genel toplam
Kaynak: Mann, Harmoni ve Power (1988).
277
FORM 12
KARAR VERME FORMU
Adı Soyadı:
Tarih:
Kaçıncı Oturum:
Açıklama: Aşağıda karar verme ile ilgili düşüncelerinizi belirlemeye çalışan
sorular yer almaktadır. Soruları okuduktan sonra size en uygun seçeneğin içine (+)
işareti koyunuz. Soruların yanıtlanmasında içten ve doğal olunuz.
Evet Hayır
1 Karar verme ergenleri etkilemez çünkü onlar önemli kararlar almazlar?
2 Senin katılmadığın (aynı fikirde olmadığın) başkaları tarafından alınan kararlar kötü kararlardır?
3 Karar verirken çok düşünen insanlar, ne istediklerinden emin değildirler?
4 Karar verme becerisi kız ve erkeklere göre farklılaşır?
5 Gençleri etkileyen önemli kararlar yetişkinler tarafından verilmelidir?
Kaynak: Mann, Harmoni ve Power (1988).
278
V. Oturum
Amaçlar:
• Karar durumunda amaçlarına ulaşmada oluşması muhtemel sorunlar karşısında ne
yapacağını belirleme.
Süre:
• 60 dakika.
Araçlar:
• Karar verme senaryosu formu (Form 13)
• Bilgisayar
• Projeksiyon makinesi
Uygulama öncesi yapılacak hazırlıklar:
1. Karar verme senaryosu formu (Form 13) üye sayısı kadar çoğaltılır.
2. Bilgisayar ve projeksiyon makinesi çalıştırılarak kullanıma hazır hale getirilir.
Uygulama:
1. IV. Oturumun özeti yapılır:
• Grup üyeleriyle kısaca sosyal konuşmalar ve grup lideri tarafından dördüncü
oturumda verilen bilgilerin özeti yapılır. Bu işlem tamamlandıktan sonra, üyelere
aşağıdaki sorular sorularak etkileşime devam edilir:
o Önceki oturumda öğrendiklerimizle ilgili olarak hafta içinde yaşadığınız bir
şeyler oldu mu?
o Önceki oturumda öğrendiklerimizle ilgili oturumdan çıktıktan sonra ya da
geçen bir hafta içinde fark ettiğiniz, gözlediğiniz ve dikkatinizi çeken şeyler var
mı?
• Yaşantılarını grupla paylaşmak isteyen üyelere söz hakkı verilir.
279
2. Oturumun gündemi hakkında açıklamalar yapılması:
• Üyeler yaşantılarını ifade ettikten sonra, lider üyelerin ifade ettikleri ile ilgili
ortaya çıkan durum hakkında bugünkü oturumun konusuyla bağlantı oluşturarak
toparlayıcı bir özet sunar. Oturumun gündemi hakkında kısa bir açıklama yapar:
“Arkadaşlar, bugün karar verme ile ilgili amaçlarımıza ulaşmada oluşması
muhtemel sorunlar karşısında ne yapacağımızı belirlemeyi öğreneceğiz. Bu
amaçla grubumuz karar verme basamaklarından planlama, gözden geçirme,
uygulama basamakları ve karar verme basamaklarının uygulandığı bir
örnek durum üzerinde çalışacak”
• Üyelere sorular sorularak etkileşime devam edilir;
Ø Karar verme durumunda amacınıza ulaşmak için planlama yapar mısınız?
Neden?
Ø Karar verme durumunda ne yapacağınızı belirledikten sonra tekrar gözden
geçirir misiniz? Neden?
Ø Karar verme durumunda kararınızı uygulamaya geçirirken güçlüklerle
karşılaşır mısınız? Bunlar nasıl güçlüklerdir?
3. Planlama, gözden geçirme ve uygulama basamağının açıklanması:
• Üyeler yaşantılarını ifade ettikten sonra karar verme basamakları ile ilgili beşinci
aşama yani planlama, gözden geçirme ve uygulama üzerinde durulur.
• Planlama
“Karar verme durumunda ilk aşama amaçları (hedefler), ikinci aşama, bu
amaçlara ulaşmak için sahip olduğumuz seçenekler ve bu seçeneklerin
amacınıza ulaşmanıza yardımcı olup olmadığı, üçüncü aşama, karar verme
durumunda seçeneklerle ilgili bilgi toplamadır. Dördüncü aşama ise, karar
verme durumunda araştırılan seçeneklerin olası etkileri ile ilgilidir. Beşinci
aşama ise, karar verme durumunda yapacağınız eylemin planlanması yani
oluşabilecek sorunlarla nasıl başa çıkılabileceğinin belirlenmesi, gözden
280
geçirme yani her bir basamağın tekrar değerlendirilmesi ve kararı
uygulama ile ilgilidir.”
“Geçen oturumlarda Sinan’ın hafta sonu ne yapacağına karar verdiği bir
örneği ele almıştık. Sinan bu doğrultuda amaçlarını belirlemiş ve bazı açık
hava etkinliklerini yapmaya karar vermiş ve bu doğrultuda seçenekler
üretmiş ve bu seçeneklerle ilgili gerçekleri belirlemiş ve bilgi toplamış ve
seçeneklerin etkilerinin neler olabileceği ile ilgili bilgileri değerlendirmiş ve
havuza gitmeye karar vermişti. Bu hafta, bu kararın planlanması ve
oluşabilecek sorunlarla nasıl başa çıkılabileceğini belirleyeceğiz.”
“Sinan, en iyi seçeneğin havuza gitmek olduğunu düşünür ve bu seçiminden
dolayı mutludur. Sinan şimdi, bu seçeneği başarılı bir şekilde uygulamak
için bir plan üzerinde çalışmak zorundadır.”
“Eğer ailesi onu götürmezse, Sinan havuza gitmek için dolmuşa binmeyi
planlar. O gün için harçlığından belli miktarda para ayırır. (dolmuşa
binmek, yiyecek, içecek vb…) Havuz malzemelerinin yanında bir şapka ve
güneş yağı da almayı planlar. Ailesinin o güne ait bir plan yapmadan önce,
kendi planını ailesine onaylatması gerektiğini kendisine hatırlatır.”
Bu kararı uygulamanın en iyi yönü nedir?: Hafta sonu spor yaparak
keyifli zaman geçirmek.
Ne yapacaksın?: Havuza gideceğim
Kiminle?: Tek başıma
Ne zaman?: Pazar günü saat 10.00’da.
Nasıl?: Babam beni araba ile bırakır.
Eğer: Babamın işi çıkarsa dolmuş ile giderim.
• Eğer Sinan havuza gitmek için başka bir yol düşünmemiş olsaydı ve sadece
ailesinin kendisini havuza bırakmasını bekleseydi neler olabileceği üyelere
sorulur. Ayrıca gerçeklerle ilgili bilgi toplamanın ne kadar önemli olduğu
vurgulanır.
281
• Gözden geçirme
“Sinan şu anda karar vermenin ilk dört basamağını çok dikkatli bir biçimde
izledi ve beşinci basamakta planlama yaptı. Bu aşamada Sinan’ın bilmesi
gereken herhangi yeni bir bilgi var mı? Genellikle, terazinin dengesini
değiştirebilecek yeni durumlar ortaya çıkabilir. İyi bir karar verici olmaya
başlayan Sinan, eylemini gerçekleştirmeden önce başka bir araştırma
yapar. İnternetten hava durumunda bir değişiklik olup olmadığını kontrol
eder. Herhangi bir yeni durum oluşmamışsa Sinan kararını uygulamaya
geçer.”
• Uygulama:
“Karar verme süreci, karar verdiğiniz şeyi yapıncaya kadar tamamlanmaz.
Karar verme aşamalarında ne kadar dikkatle ilerlemiş olursanız olun, karar
gerçekleştirilmediği, eyleme geçirilmediği sürece iyi bir karar değildir.”
4. Karar verme basamaklarının genel olarak değerlendirilmesi
• Karar verme basamaklarından planlama, gözden geçirme ve uygulama basamağı
açıklandıktan sonra, şu ana kadar uyguladığımız örneğin genel bir
değerlendirmesinin yapılacağı belirtilir ve şu açıklama yapılır:
“Arkadaşlar geçen oturumlarda ve bu oturumda Sinan’ın hafta sonu ne
yapacağı konusunda kararsızlık yaşadığı bir örneği karar verme
basamaklarını uygulayarak ele almıştık. Bu bağlamda bir karar verme
durumunda 5 basamak yer almaktadır. Bunlar:
1. Amaçlar (Hedefler), (Neye ulaşmak istiyorum),
2. Seçenekler, (Ulaşacağım şeye kaç farklı yoldan gidebilirim?),
3. Bilgi Toplama, (Bu yollar hakkında nasıl bilgi sahibi olabilirim?
Bilmem gereken şeyler neler?),
4. Seçeneklerin Etkileri, (Bu yollar benim amacıma ulaşmama ne kadar
yardımcı olacak?),
5. Planlama, gözden geçirme ve uygulamadır. (Seçtiğim yolda nasıl
ilerleyeceğim, Son zamanda yeni bir bilgi oluştu mu?, harekete
geçme).
282
“Sizlerle birlikte Sinan’ın yaşadığı kararsızlık durumunu bu 5 basamakta
tekrar değerlendirelim.”
Karar Sorunu: Bir hafta sonu tatilinde Sinan ne yapacağı konusunda kararsızlık
yaşamıştır.
Karar Verme
Basamakları
1. Basamak Amaçlar Açık havada aktiviteler yapmak
a. havuza gitmek
2. Basamak Seçenekler b. basketbol oynamak
c. yürüyüş yapmak
3. Basamak Bilgi toplama Sinan her bir seçenekle ilgili olabildiğince
bilgi topladı.
4. Basamak Seçeneklerin etkileri
Sinan her bir seçeneğin kendisi için iyi ve kötü
etkilerini belirledi ve bunlara puan verdi. Bu
puanları değerlendirdiğinde onun için en iyi
seçeneğin havuza gitmek olduğunu gördü.
5. Basamak Planlama, gözden geçirme ve uygulamadır.
Sinan havuza nasıl gidebileceğini planladı ve
yeni bir bilgi olup olmadığını değerlendirmek
için her bir basamağı yeniden kontrol etti ve
uygulamaya geçti. Başarılı bir biçimde kararını
uyguladı.
• Karar verme ile ilgili bilgiler verildikten sonra paylaşımda bulunmak isteyen
üyelere söz hakkı verilir ve lider bu paylaşımların genel bir değerlendirmesini
yapar.
5. Karar verme ile ilgili bir senaryo:
• Paylaşımların genel bir değerlendirilmesi yapıldıktan sonra karar verme ile ilgili
bir senaryo canlandırılacağı belirtilir. Önceden hazırlanan senaryolar üyelere
dağıtılır ve herkesin rollerini öğrenmeleri istenir ve şu açıklama yapılır:
283
“Şimdi sizlerle karar verme ile ilgili bir senaryo canlandıracağız. İçinizden
bir kişinin doğum günü partisi vardır. Doğum günü partisinde toplanan
paralarla ne yapacağına karar verememektedir.”
“A (Doğum günü partisi olan kişi): Wow 15 yaşına girmek ne kadar güzel.
Bu doğum günüm bayağı kalabalıktı acaba doğum günümde ne kadar para
birikti. 50, 75, 125, 200, 250 TL. Doğum günlerimi çok ama çok
seviyorum….. Bu parayla ne alsam acaba?”
“B: Baban olarak bankaya yatırmanı öneririm.
C: Küçük erkek kardeşin olarak bol bol çikolata almanı öneririm.
D: Annen olarak kitap almanı öneririm.
E: Ablan olarak okul masrafların için ayırmanı öneririm.
F: Son çıkan filmlere
G: Bir hafta sonu eğlenelim
H: Cep telefonu
I: Bol bol araba dergileri
J: Tarkan konserine gidebilirsin.
K: Sevdiğin sanatçının tüm albümlerini satın alabilirsin.
L: Kendine güzel kıyafetler alabilirsin.
M: Hayır hayır bence en güzeli çok güzel parfümler alabilirsin…
N: Çok güzel bir mp3 player alabilirsin.
O: Arkadaşın olarak keyfimizce paramız yettiği kadar dışarı çıkıp gezelim.
P: Spor eşyaları alabilirsin…”
“A: Off aklım çok karıştı ne yapacağım şimdi ben.
R: Karar verme basamaklarını uygulayabilirsin.
S: Bence de karar verme basamaklarını uygulayabilirsin.
A: Evet tabii karar verme basamakları…”
• Üyeler senaryodaki rolleri canlandırdıktan sonra karar verme basamaklarına
uygun bir şekilde karar sorunu doğum günü olan üye, diğer üyeler ve grup lideri
ile birlikte çözülür.
284
• Karar verme basamakları uygulanarak sorun çözüldükten sonra üyelere şu sorular
sorularak etkileşime devam edilir:
o Bu senaryoda olduğu gibi benzer yaşantılarız oldu mu? Bu durumda neler
hissettiniz?
o Böyle bir süreçte siz olsaydınız nasıl bir karar verirdiniz?
• Gönüllü üyelerin paylaşımlarından sonra, lider bu paylaşımların genel bir
değerlendirmesini yapar.
6. Oturumun değerlendirilmesi:
• Liderlerin değerlendirmesinden sonra grubu birbirine bağlamaya ve rahat
hissetmelerini sağlamaya yardımcı olmak amacıyla sorular sorularak etkileşime
devam edilir:
o Bugün grupta kendinizi daha fazla rahat hissetmenizi neler sağladı?
o Hangi grup üyesi/leri ile bağlantı kurdunuz?
o Bugün grubun nasıl çalıştığı hakkında neler öğrendiniz?
o Bugün kendiniz hakkında neler öğrendiniz?
7. Oturumun sona erdirilmesi:
• Grup üyelerine bu oturumla ilgili söylemek istedikleri bir şeyler olup olmadığı
sorulur. Paylaşımda bulunmak isteyen üyeler olursa onlara söz verilir ve üyelerin
ifade ettikleri ile ilgili ortaya çıkan durum hakkında lider bugünkü oturumun
konusuyla bağlantı oluşturarak toparlayıcı bir özet sunar. Üyelere gelecek hafta ne
yapılacağı konusunda bilgi verilir ve süreç sonlandırılır.
285
FORM 13
KARAR VERME BASAMAKLARI İLE İLGİLİ SENARYO
Adı Soyadı:
Tarih:
Kaçıncı Oturum:
Açıklama: “İçinizden bir kişinin doğum günü partisi vardır. Doğum günü
partisinde toplanan paralarla ne yapacağına karar verememektedir.
A (Doğum günü partisi olan kişi): Wow 15 yaşına girmek ne kadar güzel. Bu
doğum günüm bayağı kalabalıktı acaba doğum günümde ne kadar para birikti. 50, 75,
125, 200, 250 TL. Doğum günlerimi çok ama çok seviyorum….. Bu parayla ne alsam
acaba?
B: Baban olarak bankaya yatırmanı öneririm.
C: Küçük erkek kardeşin olarak bol bol çikolata almanı öneririm.
D: Annen olarak kitap almanı öneririm.
E: Ablan olarak okul masrafların için ayırmanı öneririm.
F: Son çıkan filmlere
G: Bir hafta sonu eğlenelim
H: Cep telefonu
I: Bol bol araba dergileri
J: Tarkan konserine gidebilirsin.
K: Sevdiğin sanatçının tüm albümlerini satın alabilirsin.
L: Kendine güzel kıyafetler alabilirsin.
M: Hayır hayır bence en güzeli çok güzel parfümler alabilirsin…
N: Çok güzel bir mp3 player alabilirsin.
O: Arkadaşın olarak keyfimizce paramız yettiği kadar dışarı çıkıp gezelim.
P: Spor eşyaları alabilirsin…
286
A: Off aklım çok karıştı ne yapacağım şimdi ben.
R: Karar verme basamaklarını uygulayabilirsin.
S: Bence de karar verme basamaklarını uygulayabilirsin.
A: Evet tabii karar verme basamakları…
287
VI. Oturum
Amaçlar:
• Karar verme durumunda karar verme basamaklarını etkili bir biçimde
uygulayabilme.
• Karar verme becerisinin, (yeteneğinin) yaşa göre değiştiğini anlama.
Araçlar:
• Karar verme ve yaş alıştırması formu (Form 14)
• Bilgisayar
• Projeksiyon makinesi
Süre: 60 dakika.
Uygulama öncesi yapılacak hazırlıklar:
1. Bilgisayar ve projeksiyon makinesi çalıştırılarak kullanıma hazır hale getirilir.
2. Karar verme ve yaş alıştırması formu (form 14) üye sayısı kadar çoğaltılır.
3. Formun doldurulması sırasında aksaklıklar yaşanmaması amacıyla kalem, silgi vb.
kırtasiye malzemeleri hazırlanır.
Uygulama:
1. V. Oturumun özeti yapılır:
• Grup üyeleriyle kısaca sosyal konuşmalar ve grup lideri tarafından beşinci
oturumda verilen bilgilerin özeti yapılır. Bu işlem tamamlandıktan sonra, üyelere
aşağıdaki sorular sorularak etkileşime devam edilir:
o Önceki oturumda öğrendiklerimizle ilgili olarak hafta içinde yaşadığınız bir
şeyler oldu mu?
o Önceki oturumda öğrendiklerimizle ilgili oturumdan çıktıktan sonra ya da
geçen bir hafta içinde fark ettiğiniz, gözlediğiniz ve dikkatinizi çeken şeyler var
mı?
• Yaşantılarını paylaşmak isteyen üyelere söz hakkı verilir.
288
2. Oturumun gündemi hakkında açıklamalar yapılması:
• Üyeler yaşantılarını ifade ettikten sonra, lider üyelerin ifade ettikleri ile ilgili
ortaya çıkan durum hakkında bugünkü oturumun konusuyla bağlantı oluşturarak
toparlayıcı bir özet sunar. Oturumun gündemi hakkında kısa bir açıklama yapar:
“Arkadaşlar, bugün grubumuz karar verme basamaklarının uygulandığı
örnek olaylar üzerinde çalışacak ve karar verme basamaklarının bütün
olarak nasıl uygulandığını öğreneceğiz.”
• Üyelere sorular sorularak etkileşime devam edilir;
Ø Karar verme durumunda karar verme basamaklarını uygulayarak karar
verdiniz mi? Bu olayı anlatır mısınız?
3. Karar verme basamaklarının tekrar açıklanması:
• Üyeler yaşantılarını paylaştıktan sonra, lider tarafından toparlayıcı bir özet yapılır
ve karar verme basamakları tekrar bütün şeklinde açıklanır:
“Dikkatli bir karar verme 5 aşama içerir. Bunlar:
1. Amaçlar (Hedefler), (Neye ulaşmak istiyorum),
2. Seçenekler, (Ulaşacağım şeye kaç farklı yoldan gidebilirim?),
3. Bilgi Toplama, (Bu yollar hakkında nasıl bilgi sahibi olabilirim?
Bilmem gereken şeyler neler?),
4. Seçeneklerin Etkileri, (Bu yollar benim amacıma ulaşmama ne kadar
yardımcı olacak?),
5. Planlama, gözden geçirme ve uygulamadır. (Seçtiğim yolda nasıl
ilerleyeceğim, Son zamanda yeni bir bilgi oluştu mu?, harekete
geçme).
“İyi bir karar verici bütün aşamaları izler, her zaman çözülecek temel bir
problem veya düşünülecek fırsatlar olur. Kararın alınışına göre bazı
aşamaların diğerlerine göre daha önemli olmasına rağmen tüm aşamalar
önemlidir. Örneğin, Sinan’ın hafta sonu için havuza gitme kararı ve bunun
etkilerinin tartılması çok zaman ve çaba gerektirmemiştir. Fakat diğer bazı
konularda, örneğin alan seçimi veya tatil için nereye gidileceğinde,
289
seçenekleri ve gerçekleri aramada daha çok vakit harcanmaktadır. Ne
zaman önemli bir karar alacak olsanız, hiçbir şeyi kaçırmamak için, bütün
aşamaları dikkatlice takip edin. Unutmayın ki karar, ancak uygulamaya
geçirildiğinde karardır. Bu nedenle ne istediğinizi bildiğinizde ve bunun en
iyi seçenek olduğundan emin olduğunuzda kararınızı uygulayın.”
4. Karar verme basamaklarının bir örnek ile açıklanması:
• Karar verme basamaklarının örnekle açıklanacağı belirtilir ve açıklama yapılır:
“Şimdi sizlerle karar verme basamaklarının uygulandığı bir örnek durum
ele alacağız. Bu örnek dokuzuncu sınıfa devam eden bir öğrencinin alan
seçimi konusunda yaşadığı kararsızlığı ele almaktadır.
Karar Durumu: Sayısal veya Eşit ağırlık bölümünü seçmek.
Amaçlar: Bu kararda sizin için önemli olan nedir?
§ İlgi ve yeteneklerim doğrultusunda bir alan seçerek ileride kendimi
ifade edebileceğim mutlu olabileceğim bir mesleğe yerleşmek.
Seçenekler: Bu problemi veya fırsatı ele almada sahip olduğun seçenekler
nelerdir?
§ Sayısal bölümü seçmek ve Tıp fakültesine yerleşmek.
§ Türkçe-Matematik bölümünü seçmek ve hukuk fakültesine yerleşmek.
Bilgi Toplama: Seçeneklerle ilgili nasıl bilgi toplarım?
§ Ailem tıp fakültesinde okumamı çok istiyor.
§ Sevdiğim arkadaşlarım sayısal bölümü seçiyor.
§ Tıp fakültesine yerleştiğimde hemen doktor olarak göreve
başlayabilirim.
§ Sözel alanlara ilgi duyuyorum.
§ Başkalarını ikna etme yeteneğim var.
§ Hukuk ve tıp fakültesi hakkında okul psikolojik danışmanından bilgi
alabilirim.
§ Bu mesleklerde çalışan kişilerden bilgi alabilirim.
290
§ Okul kütüphanesinden ve internetten bu mesleklerle ilgili bilgi
toplayabilirim.
§ İlimizde bulunan üniversiteyi ziyaret ederek girmek istediğim
bölümler hakkında bilgi toplayabilirim.
§ İlgi ve yeteneklerim konusunda okul psikolojik danışmanı ile
görüşebilirim ve ölçme araçlarını doldurarak ilgi ve yeteneklerim
konusunda bilgi sahibi olabilirim.
Etkiler: Her seçeneğin etkileri (avantaj ve dezavantajları) nelerdir? İyi Etkiler (+) Oranlama Kötü Etkiler (-) Oranlama Denge
Seçenek 1 Sayısal bölümü seçmek ve tıp fakültesine yerleşmek.
- Ailem mutlu olur.
- Bitirdiğimde hemen işe başlayabilirim.
+ +++
- Mesleğimi severek yapamayabilirim.
- Fakültede okurken çok zorlanabilirim.
- Bana uygun olmadığını anlarsam bu alanda başka seçebileceğim meslek yok.
- İleride belki doktor atamaları da değişebilir.
--- -- ----- -
Toplam (+) +4 Toplam (-) -11 Genel Toplam= -7
Seçenek 2 Türkçe-Matematik bölümünü seçmek ve hukuk fakültesine yerleşmek.
- İstediğim bir meslekte çalışırım.
- İlerde fikirlerim değişirse yapabileceğim alternatif meslekler var.
- Kendimi geliştirebilirim.
- Severek okuyacağım için fazla zorlanmam.
+++++ +++ ++++ +++
- Ailem üzülebilir. - Bitirdiğimde
hemen iş bulamayabilirim.
- ---
Toplam (+) +15 Toplam (-) -4 Genel Toplam= +11
Seçenek 3 Diğer Seçenekler
En iyi seçeneğim: Türkçe-Matematik bölümünü seçmek ve hukuk fakültesine
yerleşmek.
291
Planlama: Olası problemlere hazırlıklı olabilmek için eyleminizi detaylı bir
şekilde planlayın.
Ne yapacaksın?: Türkçe-Matematik bölümünü seçmek ve hukuk fakültesine
yerleşmek. Ayrıca ileride hukuk okumaktan vazgeçersem ilgi ve yeteneklerime
uygun bu alanda başka bir meslek seçebilirim.
Kiminle?: Tek başıma
Ne zaman?: Tercih bildirim zamanı
Nasıl?: Sınıf rehber öğretmenim ve ailemle
Gözden geçirme: Durum hakkında varsa yeni bilgileri değerlendirmektir. Bu
karar durumunda karar verici kararı uygulamaya geçmeden önce tekrar okul
rehber öğretmeninden alan seçimi ile ilgili yeni bilgiler olup olmadığını
araştırır. Ayrıca bu konuda güncel yayınları takip eder. Eğer oluşan yeni bir
bilgi yoksa uygulamaya geçer.
Uygulama: Bu basamakta almış olduğu kararı eyleme geçirir.
“Açıklanan örnek durumla ile ilgili varsa üyelerin paylaşmak istedikleri
üzerinde durulur. Lider üyelerin paylaşımların genel bir değerlendirmesini
yapar.”
5. Karar verme basamaklarının farklı bir örnekle ele alınması:
• Karar verme basamaklarının farklı bir örnekle ele alınacağı belirtilir ve açıklama
yapılır:
“Şimdi sizlerle karar verme basamaklarının uygulandığı başka bir örnek
durumu birlikte ele alacağız. Bu örnek dokuzuncu sınıfa devam eden bir
öğrencinin (okul başladıktan 20 gün sonra) okulda gördüğü derslere
yardımcı olmak amacıyla bir kursa devam edip etmeme konusunda yaşadığı
kararsızlığı ele almaktadır.”
Karar Durumu: Okul dışında derslere yardımcı olmak amacıyla bir kursa
devam edip etmemek.
Amaçlar: Bu kararda sizin için önemli olan nedir?
292
§ Konuları iyi bir şekilde öğrenerek yüksek ortalama ile bu sene mezun
olmak.
§ Konuları iyi bir şekilde öğrenmek ve ileride gireceğim Öğrenci Seçme
Sınavında (ÖSS) başarılı olmak.
Seçenekler: Bu problemi veya fırsatı ele almada sahip olduğun seçenekler
nelerdir?
§ Bir dershaneye devam etmek.
§ Zorlandığım derslerle ilgili etüd merkezine giderek bir grupta özel dersler
almak.
§ Zorlandığım derslerle ilgili bireysel olarak özel ders almak.
§ Dokuzuncu sınıf dersleriyle ilgili yardımcı öğrenim seti almak (VCD’den
konu anlatımlı)
§ Dokuzuncu sınıf dersleriyle ilgili yardımcı öğretim seti almak (Kitap
olarak)
Bilgi Toplama: Seçeneklerle ilgili nasıl bilgi toplarım?
§ Aylık ortalama gelirimiz 2.000 TL’dir.
§ 2 kardeşim de öğrenimine devam ediyor. Küçük kardeşim OKS’ye
hazırlık dershanesine ablam ÖSS’ye hazırlık dershanesine devam ediyor.
§ Bazı derslerde zorlanıyorum (matematik, türk dili)
§ Zorlandığım derslerle ilgili o derslerin öğretmenlerinden ve okul
psikolojik danışmanından bilgi alabilirim.
§ Zorlandığım derslerle ilgili annem, babam ve ağabeyimden bilgi
alabilirim.
§ Bu derslerde zorlanan arkadaşların ne yaptıkları ile ilgili internette forum
sitelerini okurum.
§ Dershaneye giden ve bir üst sınıfta dershaneye gitmiş arkadaşlarımdan ve
dershane yönetiminden bilgi alabilirim.
§ Etüd merkezlerine giden ve bir üst sınıfta etüd merkezlerine gitmiş
arkadaşlarımdan ve etüd merkezlerinden bilgi alabilirim.
§ Bireysel ders alan ve bir üst sınıfta bireysel ders almış arkadaşlarımdan
ve bireysel ders veren öğretmenlerden bilgi alabilirim.
293
§ Öğrenim seti alan (VCD’den konu anlatımlı) ve bir üst sınıfta öğrenim
seti almış arkadaşlarımdan ve öğretmenlerimden bilgi alabilirim.
§ Öğrenim seti alan (Kitap seti) ve bir üst sınıfta öğrenim seti almış
arkadaşlarımdan ve öğretmenlerimden bilgi alabilirim.
Etkiler: Her seçeneğin etkileri (avantaj ve dezavantajları) nelerdir?
İyi Etkiler (+)
Oranlama Kötü Etkiler (-) Oranlama Denge
Seçenek 1 Bir dershaneye devam etmek.
- Tüm derslerimde bana yardımcı olabilir.
- Zorlandığım derslerde ortalamam yükselebilir.
+ +++++
- Yardıma ihtiyacımın olmadığı dersleri de almak zorunda kalırım.
- Dershane ücretini ödemekte zorlanırız.
- 20 kişilik grupta öğrenmekte zorlanabilirim.
- Tüm dersleri aldığım için sosyal yaşama zaman ayıramayabilirim.
---- --- -- ---
Toplam (+) +6 Toplam (-) -11 Genel
Toplam= -5
Seçenek 2 Zorlandığım derslerle ilgili etüd merkezlerine giderek bir grupta özel dersler almak.
- Zorlandığım derslerde ortalamam yükselebilir.
- İhtiyacım olmayan dersleri de almak zorunda kalmam.
- Daha az bir grupta (6-8) ders işleme imkanım olur.
- Sosyal yaşamada zaman ayırabilirim.
+++++ ++++ +++ +++
- Etüd merkezinin ücretini ödemede zorlanırız (Dershaneye oranla daha pahalıdır).
- Kardeşim ya da ablam maddi zorluklar nedeniyle dershaneyi bırakabilir.
- Ailem üzülür.
---- ---- -----
Toplam (+) +15 Toplam (-) -13
Genel Toplam=
+2
294
Seçenek 3 Zorlandığım derslerle ilgili bireysel olarak özel ders almak.
- Zorlandığım derslerde ortalamam yükselebilir.
- İhtiyacım olmayan dersleri de almak zorunda kalmam.
- Bireysel olarak dersi alacağım için anlamadığım her noktayı sorabilirim.
- Sosyal yaşamada zaman ayırabilirim.
+++++ ++++ ++++ +++
- Bireysel ders ücretini ödemede zorlanırız (Etüd merkezine oranla daha pahalıdır).
- Kardeşlerim maddi zorluklar nedeniyle dershaneyi bırakabilir.
- Ailem üzülür.
----- ----- -----
Toplam (+) +16 Toplam (-) -15 Genel
Toplam= +1
Seçenek 4 Dokuzuncu sınıf dersleriyle ilgili yardımcı öğrenim seti almak (VCD’den konu anlatımlı)
- Zorlandığım derslerde ortalamam yükselebilir.
- Diğer derslerimde de bana yardımcı olabilir (Daha ucuz olarak).
- Bireysel olarak evde çalışma odamda ve anlamadığım yerleri tekrar tekrar dinleyebileceğim.
- Örnek çözümleri birisinin yaparak göstermesi daha iyi anlamama yardımcı olur.
- Ekonomik olarak ödemekte zorlanmayacağız.
- Sosyal yaşamada zaman ayırabilirim.
- Kardeşlerim dershaneyi bırakmak zorunda kalmaz.
+++++ ++ +++++ +++ ++++ +++ +++++
- Bilgisayarım bozulduğunda o hafta konuda geri kalabilirim.
- Anlamadığım takdirde soru sormam mümkün olmaz.
- -----
Toplam (+) Toplam=+27 Toplam (-) Toplam=-6 G. Top.= +21
295
Seçenek 5 Dokuzuncu sınıf dersleriyle ilgili yardımcı öğretim seti almak (Kitap olarak)
- Zorlandığım derslerde ortalamam yükselebilir.
- Diğer derslerimde de bana yardımcı olabilir (VCD öğretim setinden daha ucuz olarak).
- Bireysel olarak evde çalışma odamda örnek soruları bakarak çözeceğim.
- Ekonomik olarak ödemekte zorlanmayacağız.
- Sosyal yaşamada zaman ayırabilirim.
- Kardeşlerim dershaneyi bırakmak zorunda kalmaz.
+++++ ++ ++ +++++ +++ +++++
- Kendi başıma anlamadığım takdirde soru sormam mümkün olmaz.
-----
Toplam (+) +22 Toplam (-) -5 G.
Toplam= +17
En iyi seçeneğim: Dokuzuncu sınıf dersleriyle ilgili yardımcı öğrenim seti
almak (VCD’den konu anlatımlı)
Planlama: Olası problemlere hazırlıklı olabilmek için eyleminizi detaylı bir
şekilde planlayın.
Ne yapacaksın?: Dokuzuncu sınıf dersleriyle ilgili yardımcı öğrenim seti
alacağım (VCD’den konu anlatımlı).
Kiminle?: Tek başıma
Ne zaman?: Haftasonu Cumartesi günü
Nasıl?: Dolmuş ile giderek okul kitaplarımı aldığım kitap evinden alacağım.
Gözden geçirme: Durum hakkında varsa yeni bilgileri değerlendirmektir. Bu
karar durumunda karar verici kararı uygulamaya geçmeden önce tekrar yeni bir
bilgi olup olmadığını araştırır. Eğer oluşan yeni bir bilgi yoksa uygulamaya
geçer.
Uygulama: Bu basamakta almış olduğu kararı eyleme geçirir.
296
• Karar verme basamaklarının uygulandığı örneklerle ilgili üyelerin soruları varsa
açıklamalarda bulunur ve lider bu paylaşımların genel bir değerlendirmesini
yapar.
6. Karar verme ve yaş isimli alıştırmanın yapılması
• Paylaşımların genel bir değerlendirilmesi yapıldıktan sonra “karar verme ve yaş”
isimli bir alıştırmanın uygulanacağı belirtilir ve şu açıklama yapılır:
“Sizlere içinde karar verme ile ilgili soruların bulunduğu formları
dağıtacağım. Bu alıştırmanın amacı doğruyu bulmak değildir. Zaten bazı
sorularda kimse doğru şıkkın ne olduğundan emin değildir. Burada sadece
kendi işaretlediğiniz seçenekler hakkında düşünme fırsatı yakalamanıza
yardımcı olacağız. Daha sonra yapacağımız tartışmada kendi fikirlerinizi
gruptaki diğer arkadaşlarınızın fikirleriyle karşılaştırmanızı isteyeceğiz.
Kısaca, bu alıştırma karar verme konusunda düşüncelerimizi belirten bir
çalışmadır. Soruların yanıtlanmasında doğallık ve içtenlik çok önemlidir.”
• Üyelere formlar dağıtılır ve yanıtlarını işaretlemeleri için yaklaşık 3-5 dakika süre
verilir. Yanıtlama işlemi tamamlandıktan sonra grup üyeleriyle her bir soru tek tek
tartışılır. Üyelerden gelen paylaşımlardan sonra grup lideri her bir soru ile ilgili
açıklamalarda bulunur:
1. Bebeklerin karar verebileceğini düşünüyor musunuz?
o Bebekler açlık, üşüme gibi rahatsız edici durumlarda ağlama yoluyla tepki
verirler. Bebekler, bu tepkileri planlayarak kasıtlı olarak
gerçekleştirmezler. Örneğin, “Açlıktan bıktım, anneme biraz acele etmesini
belirtme zamanım geldi. İyi bir çığlık bunu yapabilir” gibi planlamalar
yapmazlar. O anda ihtiyacını karşılamak için tepki vermektedirler.
Yaşamımızda tüm yaşlarda “tepki” yer almaktadır. Ama büyüdükten sonra,
hayatımızda almamız gereken önemli kararlarda kullanılması doğru
değildir.
297
2. Dört yaşındaki bir çocuk ne giyebileceğine karar verebilir mi?
o 4 yaşındaki bir çocuk, elbise, kazak, şort vb. şeyler arasında seçim
yapabilir. Çocuklar, yapmak istedikleri aktiviteler doğrultusunda
kıyafetlerini seçebilirler. Örneğin “şort giymeyi seçtim. Çünkü oyun
oynamak için pantolon rahat değil” diye düşünebilir. Çocuklar karar verme
durumlarında başa çıkmak için güvenilir seviyelere gelmeye başlamaktadır.
Bizler, çocukları erken yaşta karar verme yönünde teşvik edebiliriz. Böylece
çocukların karar verme durumlarında ne yapabileceğini deneme şansı
olacaktır. Sonuçlarını kendisi düşünebilecektir. Örneğin bardağına ne
kadar süt koyabileceğine karar vermesine teşvik edebiliriz. Çocuk, bunun
hakkında düşünebilmeli ve içeceği miktara karar vermelidir. Sütü bardağa
eksik veya fazla doldurduğunda sonucunu kendisi yaşamalı ve bir dahaki
sefere daha uygun karar verebilmelidir.
3. Sekiz yaşında çocukların gece uyku saati olmalı mı?
o 8 yaşındaki çocukların birçoğunun uyku saati vardır. Bu durum çocuklar
tarafından da kabul edilir. Bu karar durumu, şu anda hoşa giden, örneğin
bir televizyon programı veya oyuncaklarla oynama gibi bir şeyin
bırakılmasını içermektedir. Bu karar, ayrıca kararların uzun dönemli
sonuçlarını da içermektedir. Örneğin, çocukluğunuzda geçirdiğiniz bu
yaşantılar sonraki yaşamınızı olumlu veya olumsuz etkileyecektir. Bu tür
kararlarda onunla iyi bir şekilde başa çıkılabilirse bu çocuğun gelişmesini
kolaylaştıracaktır.
4. Onbeş yaşındaki ergenler yetişkin kararları verebilir mi?
o 15 yaş civarında ergenler sorunlarını mantıklı bir şekilde çözen yetişkinlerle
karşılaştırılabilir seviyeye gelmektedirler. Bu yaşlarda ergenler, zihinsel
becerilerini geliştirirler. Karar vermenin sonuçlarını, tutarlığı ve söz
vermenin önemini anlayabilirler. Ama bu beceriler oldukça yenidir ve
uygulamalarla geliştirilebilir.
298
5. Sizce karar verme becerisi onsekiz yaşından sonra geliştirilebilir mi?
o Evet geliştirilebilir. Onun için bu dönemde deneyim kazanmak ve kendimizi
geliştirebilmek önemlidir. Bu ileriki yaşamımızda, daha üretken olmamıza
ve keyifli bir yaşam sürmemize yardımcı olacaktır.
• Üyelere “karar verme ve yaş” formu ile ilgili sorularının olup olmadığı sorulur ve
soruları olan üyelere söz hakkı verilir.
• Üyelerin sorularından sonra, lider bu paylaşımların genel bir değerlendirmesini
yapar.
7. Oturumun değerlendirilmesi:
• Liderin değerlendirmesinden sonra grubu birbirine bağlamaya ve rahat
hissetmelerini sağlamaya yardımcı olmak amacıyla sorular sorularak etkileşime
devam edilir:
o Bugün grupta kendinizi daha fazla rahat hissetmenizi neler sağladı?
o Hangi grup üyesi/leri ile bağlantı kurdunuz?
o Bugün grubun nasıl çalıştığı hakkında neler öğrendiniz?
o Bugün kendiniz hakkında neler öğrendiniz?
8. Oturumun sona erdirilmesi:
• Grup üyelerine bu oturumla ilgili söylemek istedikleri bir şeyler olup olmadığı
sorulur. Paylaşımda bulunmak isteyen üyeler olursa onlara söz verilir ve üyelerin
ifade ettikleri ile ilgili ortaya çıkan durum hakkında lider bugünkü oturumun
konusuyla bağlantı oluşturarak toparlayıcı bir özet sunar. Üyelere gelecek hafta ne
yapılacağı konusunda bilgi verilir ve süreç sonlandırılır.
299
FORM 14
KARAR VERME VE YAŞ ALIŞTIRMASI
Adı Soyadı:
Tarih:
Kaçıncı Oturum:
Açıklama: Bu alıştırma, karar verme konusunda düşüncelerimizi belirten bir
çalışmadır. Alıştırmanın amacı doğruyu bulmak değildir. Aslında, bazı sorularda kimse
doğru şıkkın ne olduğundan kesin emin değildir. Biz sizden, kendi seçenekleriniz
hakkında düşünme fırsatını yakalamanızı istemekteyiz. Size uygun olan seçeneğin içine
+ işareti koyunuz.
Karar Verme ve Yaş Alıştırması Soruları Lütfen kutucuğu
işaretleyin
Evet Hayır
1 Bebeklerin karar verebileceklerini düşünüyor musunuz?
2 Dört yaşındaki bir çocuk ne giyeceğine karar verebilir mi?
3 Sekiz yaşında iken gece uyku saatiniz var mıydı?
4 15 yaşındaki ergenler yetişkin kararları verebilirler mi?
5 Sizce karar verme 18 yaşından sonra geliştirilebilir mi?
Kaynak: Mann, Harmoni ve Power (1988).
300
VII. Oturum
Amaçlar:
• Karar verme durumunda karar verme basamaklarını etkili bir biçimde
uygulayabilme.
Süre:
• 60 dakika.
Araçlar:
• Bilgisayar
• Projeksiyon makinesi
Uygulama öncesi yapılacak hazırlıklar:
1. Bilgisayar ve projeksiyon makinesi çalıştırılarak kullanıma hazır hale getirilir.
Uygulama:
1. VI. Oturumun özeti yapılır:
• Grup üyeleriyle kısaca sosyal konuşmalar ve grup lideri tarafından altıncı
oturumda verilen bilgilerin özeti yapılır. Bu işlem tamamlandıktan sonra, üyelere
aşağıdaki sorular sorularak etkileşime devam edilir:
o Önceki oturumda öğrendiklerimizle ilgili olarak hafta içinde yaşadığınız bir
şeyler oldu mu?
o Önceki oturumda öğrendiklerimizle ilgili oturumdan çıktıktan sonra ya da
geçen bir hafta içinde fark ettiğiniz, gözlediğiniz ve dikkatinizi çeken şeyler var
mı?
• Yaşantılarını grupla paylaşmak isteyen üyelere söz hakkı verilir.
2. Oturumun gündemi hakkında açıklamalar yapılması:
• Üyeler yaşantılarını ifade ettikten sonra, lider üyelerin ifade ettikleri ile ilgili
ortaya çıkan durum hakkında bugünkü oturumun konusuyla bağlantı oluşturarak
toparlayıcı bir özet sunar. Oturumun gündemi hakkında kısa bir açıklama yapar:
301
“Arkadaşlar, bugün grubumuz karar verme basamaklarının uygulandığı
örnek olaylar üzerinde çalışmaya devam edecek ve liderin yönergesiyle
gönüllü üyelerin karar verme basamaklarını bütün olarak nasıl
uygulandığını öğreneceğiz.”
• Üyelere sorular sorularak etkileşime devam edilir;
Ø Karar verme durumunda başka bir kişinin yönergesiyle karar verme
basamaklarını uygulayarak karar verdiniz mi? Bu olayı anlatır mısınız?
3. Kendine yönerge verme tekniğinin basamaklarından açık dışsal rehberlik ile
gönüllü bir üyenin karar verme basamaklarını uygulaması:
• Üyeler yaşantılarını paylaştıktan sonra karar verme basamakları tekrar bütün
şeklinde açıklanır.
“Dikkatli bir karar verme 5 aşama içerir. Bunlar:
1. Amaçlar (Hedefler), (Neye ulaşmak istiyorum),
2. Seçenekler, (Ulaşacağım şeye kaç farklı yoldan gidebilirim?),
3. Bilgi Toplama, (Bu yollar hakkında nasıl bilgi sahibi olabilirim?
Bilmem gereken şeyler neler?),
4. Seçeneklerin Etkileri, (Bu yollar benim amacıma ulaşmama ne kadar
yardımcı olacak?),
5. Planlama, gözden geçirme ve uygulamadır. (Seçtiğim yolda nasıl
ilerleyeceğim, Son zamanda yeni bir bilgi oluştu mu?, harekete
geçme).”
• Karar verme basamakları hatırlatıldıktan sonra karar verme durumunda kendine
yönerge verme eğitimi ile karar verme basamaklarının uygulanacağı belirtilir. Bu
amaçla kendine yönerge verme eğitiminin gerekçeleri ve ilkeleri ile karar verme
ile ilgili örnek olaylar belirlenir ve bu örnek olaylar üzerinde çalışılır.
“Arkadaşlar, bazı insanlar belirli bir takım görevleri yerine getirmede
güçlük yaşayabilmektedir. Sıklıkla da yaşadıkları güçlük; bu işin nasıl
yapılacağını bilmemelerinden değil bu işi yaparken düşündükleri ya da
302
kendilerine söyledikleri şeylerden kaynaklanmaktadır. Başka bir deyişle bir
kimsenin kendi içinde yaptığı “iç konuşmaları” yaptığı işi belirleyebilmekte
ya da performansını engelleyebilmektedir. Örneğin bir matematik
problemini tahtaya kalkıp çözmek istediğinizde “ya başarılı olamazsam”
diye düşünüyorsanız; bu düşünce tarzı çözeceğiniz problemi etkileyecektir.
Bu prosedürle bu oturumda ben size ne yapmanız gerektiğini söyleyeceğim.
Bir sonraki oturumda sizden tek başınıza yapmanızı isteyeceğim.”
Örnek olay: “Hafta sonu ne yapmalıyım? Okul basketbol maçına mı gitsem
yoksa, mahalleden arkadaşlarla ilk kez gideceğim bir yerde piknik mi
yapsam yoksa ders mi çalışsam? Bu örnek olayı karar verme basamaklarını
uygulayarak sonuçlandıracağız.
“Lider: Pekala, yapman gereken şey ne? Evet karar durumunu yazmalısın.”
Karar Durumu: Hafta sonu okul basketbol maçına gitmek, mahalleden
arkadaşlarla ilk kez gideceğim bir yerde piknik yapmak veya ders çalışmak.
“Lider: Evet karar durumunu yazdın. Karar verme durumunda ilk aşama
amaçlar basamağıdır. Şimdi amacını belirlemelisin. Bu kararda senin için
önemli olan nedir? Kendine ulaşılabilir, gerçekçi bir amaç belirlemelisin.”
1. Basamak Amaçlar:
§ Bu hafta sonu derslerimi aksatmadan eğlenmek ve hoşça vakit
geçirmektir.
“Lider: Çok güzel amacını belirledin. Karar vermenin ikinci basamağı
seçeneklerdir. Şimdi seçeneklere geçme zamanı bu kararda olabilecek
seçeneklerin neler? Bunları belirlemelisin. Ne kadar çok seçenek
belirleyebilirsen amacına kaç farklı yoldan ulaşabileceğini görebilirsin.”
2. Basamak Seçenekler:
§ Okul basketbol takımını desteklemek için maça gitmek.
§ Arkadaşlarımla pikniğe giderek yeni yerler öğrenmek.
303
§ Evde oturup ders çalışmak.
§ Mahalleden arkadaşlarımı ikna ederek pikniği birkaç hafta sonraya
ertelemek ve okul basketbol maçına gitmek.
§ Mahalleden arkadaşlarımı ikna ederek pikniği birkaç hafta sonraya
ertelemek ve ders çalışmak.
§ Mahalleden arkadaşlarımı ikna ederek pikniği birkaç hafta sonraya
ertelemek, cumartesi ve pazar maç saatine kadar tekrarları yapmak ve
okul basketbol maçına gitmek.
“Lider: Başka seçeneklerde olabilir mi? Evet seçeneklerini belirledin.
Karar vermenin üçüncü basamağı bilgi toplamadır. Şimdi seçeneklerle ilgili
nasıl bilgi toplayabilirsin? Bunları belirlemelisin. Amacına ulaşmak için
bilmen gereken bilgiler neler? Bu bilgileri nereden alabilirsin?”
3. Basamak Bilgi Toplama:
§ Ailem ders çalışmamı istiyor.
§ Hafta sonu gideceğim yerin hava durumuna internetten bakabilirim.
§ Hafta sonu tekrar etmem gereken dersleri ve çözmem gereken testlerin
neler olduğunu ve ne kadar zaman alabileceğini kontrol edebilirim.
§ Pikniğe gideceğimiz yer hakkında daha önceden giden birisi varsa
ondan bilgi alabilirim.
§ Okul basketbol maçının saat kaçta, nerede oynanacağını ve ertelenme
durumunun olup olmadığını okul idaresinden öğrenebilirim.
§ Maç için bilet olup olmadığını sorarım.
“Lider: Başka bilgilere ihtiyacın olabilir mi? Evet seçeneklerle ilgili
bilgileri topladın. Karar vermenin dördüncü basamağı seçeneklerin
etkileridir. Şimdi seçeneklerin etkileri basamağına geçme zamanı. Bu
kararda senin için her bir seçeneğin olumlu (avantaj) ve olumsuz
(dezavantaj) etkilerini belirlemeli ve bunları hesaplamalısın.”
304
4. Basamak Seçeneklerin Etkileri:
İyi Etkiler (+) Oranlama Kötü Etkiler (-) Oranlama Denge Seçenek 1 Okul basketbol takımını desteklemek için maça gitmek.
- Arkadaşlarımı yalnız bırakmam.
- Stres atabilirim. - Maçı
kazandığımızda mutlu olurum.
- Arkadaşlarımla keyifli vakit geçirebilirim.
+++ +++ ++++ ++++
- Ders çalışamayabilirim.
- Sınavlardan düşük not alabilirim.
- Ailem üzülür. - Yeni yerler
öğrenemem. - Basketbol maçını
kaybedersek canım sıkılır.
----- -- -- --- ----
Toplam (+) +14 Toplam (-) -15 Ge. Top.= -1
Seçenek 2 Arkadaşlarımla pikniğe giderek yeni yerler öğrenmek.
- Yeni yerler öğrenirim.
- Arkadaşlarımla keyifli vakit geçirebilirim.
- Stres atabilirim.
+++++ ++++ +++
- Ders çalışamayabilirim.
- Sınavlardan düşük not alabilirim.
- Ailem üzülür. - Okul basketbol
takımını destekleyemem.
----- -- -- ---
Toplam (+) +12 Toplam (-) -12 G. Top.= 0
Seçenek 3 Evde oturup ders çalışmak.
- Derslerimden geri kalmam.
- Sınavlardan yüksek not alırım.
- Ailem mutlu olur.
+++++ +++++ ++
- Okul arkadaşlarım üzülür.
- Mahalle arkadaşlarım üzülür.
- Yeni yerler öğrenemem.
- Basketbol maçını izleyemem.
--- --- --- ---
Toplam (+) +12 Toplam (-) -12 Ge. Top.= 0
Seçenek 4 Mahalleden arkadaşlarımı ikna ederek pikniği birkaç hafta sonraya ertelemek ve okul basketbol maçına gitmek.
- Arkadaşlarımı yalnız bırakmam.
- Stres atabilirim. - Maçı
kazandığımızda mutlu olurum.
- Arkadaşlarımla keyifli vakit geçirebilirim.
- Mahalle arkadaşlarımı kırmam.
- Birkaç hafta sonra yeni yerler öğrenebilirim.
+++ +++ +++ ++++ +++ +++
- Ders çalışamayabilirim.
- Ailem üzülür. - Sınavlardan
düşük not alabilirim.
- Basketbol maçını kaybedersek canım sıkılır.
-
----- ----- -- ----
Toplam (+) +19 Toplam (-) -16 Ge. Top= +3
305
Seçenek 5 Mahalleden arkadaşlarımı ikna ederek pikniği birkaç hafta sonraya ertelemek ve ders çalışmak.
- Derslerimden geri kalmam.
- Sınavlardan yüksek not alırım.
- Ailem mutlu olur.
- Mahalle arkadaşlarımı kırmam.
- Birkaç hafta sonra yeni yerler öğrenebilirim.
+++++ +++++ ++ +++ +++
- Okul arkadaşlarım üzülür.
- Basketbol maçını izleyemem.
--- ----
Toplam (+) +18 Toplam (-) -7 G. Top.= +11
Seçenek 6 Mahalleden arkadaşlarımı ikna ederek pikniği birkaç hafta sonraya ertelemek, cumartesi ve pazar maç saatine kadar tekrarları yapmak ve okul basketbol maçına gitmek.
- Arkadaşlarımı yalnız bırakmam.
- Stres atabilirim. - Maçı
kazandığımızda mutlu olurum.
- Arkadaşlarımla keyifli vakit geçirebilirim.
- Mahalle arkadaşlarımı kırmam.
- Birkaç hafta sonra yeni yerler öğrenebilirim.
- Derslerimi aksatmam.
- Sınavlardan yüksek not alabilirim.
+++ +++ +++ ++++ +++ +++ +++++ +++++
- Planlarımı uygulamada zorlanabilirim.
- Basketbol maçını kaybedersek canım sıkılır.
-- ----
Toplam (+) +29 Toplam (-) -6 G. Top.= +23
“Evet görünen en iyi seçeneğim mahalleden arkadaşlarımı ikna ederek
pikniği birkaç hafta sonraya ertelemek, cumartesi ve pazar maç saatine
kadar tekrarları yapmak ve okul basketbol maçına gitmek.”
“Lider: Evet seçeneklerin etkilerini hesapladın ve en iyi seçeneğini
belirledin. Karar vermenin beşinci yani son basamağı planlama, gözden
geçirme ve uygulamadır. Şimdi bu seçeneği olası problemlere hazırlıklı
olabilmek için planlamalısın.”
Lider: Ne yapacaksın?
Lider: Kiminle?
Lider: Ne zaman?
306
Lider: Nasıl?
5. Basamak Planlama, Gözden Geçirme ve Uygulama: Olası problemlere
hazırlıklı olabilmek için eyleminizi detaylı bir şekilde planlayın.
Ne yapacaksın?:
Evet ne yapacağım? İlk olarak mahalleden arkadaşlarımı ikna ederek pikniği
birkaç hafta sonraya erteleyeceğim.
İkinci olarak, Pazar günü maç saatine kadar yapmam gereken ödevlerimi ve
tekrarlarımı yapacağım.
Son olarak, Pazar günü saat 16.00’da okul arkadaşlarım ile buluşarak okul
basketbol maçına gideceğim.
Kiminle?: Mahallemizde oturan arkadaşlarımla
Ne zaman?: Yarın öğleden sonra 16.00’da buluşarak.
Nasıl?: Mahalle arkadaşlarıma geziye katılmayı çok istediğimi ama
yapmam gereken ödevlerimin olduğunu ve okul basketbol maçının bu hafta
sonuna denk geldiğini anlatarak.
(Mahalleden arkadaşlarımla yaptığım görüşmelerde pikniğin daha sonraki
bir haftada yapılabileceğini öğrendim).
Lider: Ne yapacaksın?
Lider: Kiminle?
Lider: Ne zaman?
Lider: Nasıl?
Ne yapacaksın?: Cumartesi ve pazar maç saatine kadar tekrarları ve
ödevlerimi yapmak ve okul basketbol maçına gitmek.
Kiminle?: Tek başıma
Ne zaman?: Cumartesi ve Pazar günü
307
Nasıl?: Çalışma odamda ders çalışarak ve maç saatinden bir saat önce
dolmuşa binerek basketbol maçının oynanacağı salona gideceğim.
“Lider: Evet planlama yaptın. Şimdi almış olduğun bu kararı gözden
geçirmelisin. Yeni bir bilgi var mı?”
Gözden Geçirme:
Maç günü ve saatinde bir değişiklik olup olmadığını, arkadaşlarının ve
ailesinin planlarında değişiklik olup olmadığını sormalıyım.
“Lider: Evet kararını gözden geçirdin ve son olarak bu kararı
uygulamalısın. Yaptın.”
Uygulama:
Evet son olarak almış olduğum bu kararı hemen uygulamaya geçerim.
• Karar verme basamaklarının uygulandığı örneklerle ilgili üyelerin soruları varsa
açıklamalarda bulunur ve lider bu paylaşımların genel bir değerlendirmesini
yapar.
4. Kendine yönerge verme tekniğinin basamaklarından açık dışsal rehberlik ile
gönüllü bir üyenin karar verme basamaklarını uygulaması:
• Liderin genel değerlendirmesinden sonra benzer şekilde başka bir örneğin ele
alınacağı belirtilir. Bu amaçla farklı bir karar durumu belirlenir ve sesli bir
biçimde karar verme basamakları uygulanarak karar sonuçlandırılır.
Örnek karar durumu: Ayşe dokuzuncu sınıfta öğrenimine devam
etmektedir. İngilizce dersinin ilk sınavında 60 puan, ikinci sınavında 80
puan almıştır. Öğretmen, İngilizce dersinden ödev hazırlamak isteyen
öğrencilere hazırladıkları ödevden aldıkları puanları sözlü notu olarak
vereceğini belirtmiştir. Bunun üzerine Ayşe İngilizce dersi not ortalamamı
80 yapmak için bir dönem ödevi almalı mıyım? Yoksa 70 ortalama ile
dönemi tamamlamalı mıyım? şeklinde bir kararsızlığa düşmüştür.
308
“Lider: Pekala, yapman gereken şey ne? Evet karar durumunu yazmalısın.”
Karar Durumu: İngilizce dersi not ortalamamı 80 yapmak için bir dönem
ödevi almalı mıyım? Yoksa 70 ortalama ile dönemi tamamlamalı mıyım?
“Lider: Evet karar durumunu yazdın. Karar verme durumunda ilk aşama
amaçlar basamağıdır. Şimdi amacını belirlemelisin. Bu kararda senin için
önemli olan nedir? Kendine ulaşılabilir, gerçekçi bir amaç belirlemelisin.”
Amaçlar:
§ Dokuzuncu sınıfı yüksek bir ortalama ile bitirmek istiyorum.
“Lider: Çok güzel amacını belirledin. Karar vermenin ikinci basamağı
seçeneklerdir. Şimdi seçeneklere geçme zamanı bu kararda olabilecek
seçeneklerin neler? Bunları belirlemelisin. Ne kadar çok seçenek
belirleyebilirsen amacına kaç farklı yoldan ulaşabileceğini görebilirsin.”
Seçenekler:
§ İngilizce dersi not ortalamamı 80 yapmak için ödev almak.
§ İngilizce dersini sınav ortalamalarım ile tamamlamak.
“Lider: Başka seçeneklerde olabilir mi? Evet seçeneklerini belirledin.
Karar vermenin üçüncü basamağı bilgi toplamadır. Şimdi seçeneklerle ilgili
nasıl bilgi toplayabilirsin? Bunları belirlemelisin. Amacına ulaşmak için
bilmen gereken bilgiler neler? Bu bilgileri nereden alabilirsin?”
Bilgi Toplama:
§ Ailem yüksek ortalama ile dönemi bitirmeme sevinir.
§ Ödev konularının neler olduğu ve ne kadar sürede teslim edilmesi
gerektiği ile ilgili İngilizce öğretmenimden bilgi alabilirim.
§ Okul psikolojik danışmanından randevu alarak bu konuda bilgi
alabilirim.
§ Daha önce bu dersten ödev almış üst sınıftan arkadaşlarımdan bilgi
alabilirim.
309
§ Daha önce başka derslerden ödev almış kişilerin yaşadıkları hakkında
bilgi alırım.
§ Sınıf arkadaşlarımın bu konuda görüşlerini öğrenirim.
“Lider: Başka bilgilere ihtiyacın olabilir mi? Evet seçeneklerle ilgili
bilgileri topladın. Karar vermenin dördüncü basamağı seçeneklerin
etkileridir. Şimdi seçeneklerin etkileri basamağına geçme zamanı. Bu
kararda senin için her bir seçeneğin olumlu (avantaj) ve olumsuz
(dezavantaj) etkilerini belirlemeli ve bunları hesaplamalısın.”
Etkiler: Her seçeneğin etkileri (avantaj ve dezavantajları) nelerdir? İyi Etkiler (+) Oranlama Kötü Etkiler (-) Oranlama Denge
Seçenek 1 İngilizce dersi not ortalamamı 80 yapmak için ödev almak.
- Daha yüksek bir ortalama ile dönemi kapatırım.
- İngilizce dersini seviyorum ve ödev yapmak hoşuma gidiyor.
- Hazırladığım ödevle yeni bilgiler öğrenirim.
+++++ ++++ ++++
- İyi bir ödev yapamazsam not ortalamam düşebilir.
- Ödevi tamamlamam en az iki hafta sonumu alacak ve bazı sosyal aktivitelere zamanım kalmayacak.
--- ---
Toplam (+) +13 Toplam (-) Toplam=-6 Genel
Toplam= +7
Seçenek 2 İngilizce dersini sınav ortalamalarım ile tamamlamak.
- Sosyal aktivitelerimi de zaman ayırabilirim.
- Hafta sonu başka çalışmalar yapabilirim.
-
+++ ++
- Düşük ortalama ileride üniversite sınavında beni engelleyebilir.
- Sorumluluktan kaçtığım için ailemle çatışabilirim.
- Yeni bilgiler öğrenemeyebilirim
-
---- --- ---
Toplam (+) Toplam=+7 Toplam (-) Toplam=-10
Genel Toplam= -
3
“Lider: Evet seçeneklerin etkilerini hesapladın ve en iyi seçeneğini
belirledin. Karar vermenin beşinci yani son basamağı planlama, gözden
310
geçirme ve uygulamadır. Şimdi bu seçeneği olası problemlere hazırlıklı
olabilmek için planlamalısın.”
En iyi seçenek:
Evet görünen en iyi seçeneğim İngilizce dersi not ortalamamı 80 yapmak
için ödev almak.
Lider: Ne yapacaksın?
Lider: Kiminle?
Lider: Ne zaman?
Lider: Nasıl?
Planlama:
Ne yapacaksın?: İngilizce dersi not ortalamamı 80 yapmak için ödev
alacağım.
Kiminle?: Tek başıma
Ne zaman?: Bir sonraki İngilizce ders saatinde.
Nasıl?: Söz alıp öğretmenime İngilizce dersinden ödev almak istediğimi
belirteceğim ve bu ödevi hafta sonları çalışarak verilen tarihte teslim
edeceğim.
“Lider: Evet planlama yaptın. Şimdi almış olduğun bu kararı gözden
geçirmelisin. Yeni bir bilgi var mı?”
“Lider: Evet kararını gözden geçirdin ve son olarak bu kararı
uygulamalısın.”
• Grup liderinin verdiği yönerge ile karar problemini karar verme basamaklarını
uygulayarak çözmesi sonrasında grup üyelerine şu sorular sorularak etkileşime
devam edilir:
Kendi kendine yönerge eğitimi veren gönüllü üyelere:
§ Bu tekniği uygularken kendinizi nasıl hissettiniz?
311
§ Bu tekniği uygularken zorlandınız mı?
Tüm üyelere:
§ Karar verme durumunda bu yeni süreç sizin için farklı bir deneyim
mi? Açıklar mısınız?
• Üyelerin paylaşımlarından sonra, lider bu paylaşımların genel bir
değerlendirmesini yapar.
5. Oturumun değerlendirilmesi:
• Liderin değerlendirmesinden sonra grubu birbirine bağlamaya ve rahat
hissetmelerini sağlamaya yardımcı olmak amacıyla sorular sorularak etkileşime
devam edilir:
o Bugün grupta kendinizi daha fazla rahat hissetmenizi neler sağladı?
o Hangi grup üyesi/leri ile bağlantı kurdunuz?
o Bugün grubun nasıl çalıştığı hakkında neler öğrendiniz?
o Bugün kendiniz hakkında neler öğrendiniz?
• Gönüllü üyelerin paylaşımlarından sonra, lider bu paylaşımların genel bir
değerlendirmesini yapar.
6. Oturumun sona erdirilmesi:
• Grup üyelerine bu oturumla ilgili söylemek istedikleri bir şeyler olup olmadığı
sorulur. Paylaşımda bulunmak isteyen üyeler olursa onlara söz verilir ve üyelerin
ifade ettikleri ile ilgili ortaya çıkan durum hakkında lider bugünkü oturumun
konusuyla bağlantı oluşturarak toparlayıcı bir özet sunar. Üyelere gelecek hafta ne
yapılacağı konusunda bilgi verilir ve bir aktivite ile oturumun kapatılacağı
belirtilir.
312
7. “Sandalye” aktivitesinin uygulanması:
• Sorular cevaplandıktan sonra gruba enerji vermek ve üyelerin birbirleriyle
etkileşimlerinin artmasına yardımcı olmak amacıyla “sandalye” isimli aktivitenin
uygulanacağı belirtilir ve şu açıklama yapılır:
“Arkadaşlar sizlerle “sandalye” adlı bir aktivite uygulayacağız. Sizlerden
sandalyelerinizi birbirinizin yüzünü görecek şekilde bir daire oluşturmanızı
istiyorum. Bir arkadaşımız dairenin ortasında ayakta yer alacaktır. Ayakta
olan üye sandalyede oturan üyelerden birini seçerek ona soru soracaktır.
Sorular genel kültür, spor, sinema, sanat, müzik ile ilgili olacaktır.
Sandalyede oturan üye eğer soruyu bilemezse sandalyesini ayaktaki kişiye
bırakacaktır. Eğer soruyu bilirse, ayaktaki üye başka bir üyeye farklı bir
soru soracaktır. Ortalama 10 dakika içinde aktivite tamamlanır süreç
sonlandırılır.”
313
VIII. Oturum
Amaçlar:
• Karar verme durumunda karar verme basamaklarını etkili bir biçimde
uygulayabilme.
Araçlar:
• Karar verme basamakları çalışma formu (Form 15)
• Bilgisayar
• Projeksiyon makinesi
Uygulama öncesi yapılacak hazırlıklar:
1. Bilgisayar ve projeksiyon makinesi çalıştırılarak kullanıma hazır hale getirilir.
2. Karar verme basamakları çalışma formu (Form 11) üye sayısı kadar çoğaltılır.
Uygulama:
1. VII. Oturumun özeti yapılır:
• Grup üyeleriyle kısa bir sohbet edilir ve grup lideri tarafından sekizinci oturumda
verilen bilgilerin ve paylaşımların özeti yapılır. Bu işlem tamamlandıktan sonra,
üyelere aşağıdaki sorular sorularak etkileşime devam edilir:
o Önceki oturumla ilgili olarak hafta içinde yaşadığınız bir şeyler oldu mu?
o Önceki oturumla ilgili fark ettiğiniz, gözlediğiniz ve dikkatinizi çeken şeyler var
mı?
• Yaşantılarını paylaşmak isteyen üyelere söz hakkı verilir.
2. Oturumun gündemi hakkında açıklamalar yapılması:
• Üyeler yaşantılarını ifade ettikten sonra, lider üyelerin ifade ettikleri ile ilgili
ortaya çıkan durum hakkında bugünkü oturumun konusuyla bağlantı oluşturarak
toparlayıcı bir özet sunar. Oturumun gündemi hakkında kısa bir açıklama yapar:
“Arkadaşlar, bugün grubumuz karar verme basamaklarının uygulandığı
örnek olaylar üzerinde çalışmaya devam edecek.”
314
• Üyelere sorular sorularak etkileşime devam edilir;
Ø Karar verme durumunda kendi kendinize yönerge vererek karar verme
basamaklarını uygulayarak karar verdiniz mi? Bu olayı anlatır mısınız?
3. Örnek karar durumları verilerek üyelerin karar verme basamaklarına uygun
bir şekilde çözmeleri beklenir:
• Üyeler yaşantılarını paylaştıktan sonra üyelere örnek karar durumları verileceği
belirtilir. Üyelerin bu karar durumlarını karar verme basamaklarını uygulayarak
çözmeleri istenir ve açıklama yapılır:
“Arkadaşlar sizlere örnek karar durumlarının yer aldığı formlar
dağıtacağım. Sizlerden bu örnek karar durumlarını karar verme
basamaklarına uygun bir şekilde çözmenizi isteyeceğim. Bu sürede tüm
üyeler bu karar durumlarını kendi çözmeye çalışacaktır. Diğer üyelerden
yardım almayacağız. Tüm üyeler tamamladıktan sonra gönüllü bir
arkadaşımız kendine yönerge vererek tahtaya bu örnek durumu çözecek.”
Örnek karar durumu: Cebinizde 75 YTL para bulunmaktadır. Bu para ile
her biri 75 YTL olan üç durumdan birini yapabilirsiniz. Bunlar:
1. Favori müzik grubunuzun bileti,
2. Sevdiğiniz marka bir kot pantolon,
3. Arkadaşlarınızla birlikte 3 günlük gençlik kampıdır.
• Karar verme ile ilgili örnek durum çözüldükten sonra aynı şekilde başka bir
örneğin daha yapılacağı belirtilir.
Örnek karar durumu: Bir arkadaşınızla sinemaya gitmeye karar
veriyorsunuz. Film başlamadan onbeş dakika önce sınıfınızdan
arkadaşlarınızla karşılaşıyorsunuz (sınıfta çok fazla sohbet etmediğiniz
arkadaşlarınız) ve onlar size bir kafeye gideceklerini ve sohbet
edeceklerini belirtiyorlar. Sizin de isterseniz gelebileceğinizi belirtiyorlar.
Sen istememene rağmen arkadaşın hemen ben gidebilirim diyor. Bu
durumda siz sinemaya mı gidersiniz? Arkadaşlarınızla kafeye mi
gidersiniz?
315
• Karar verme ile ilgili örnek durum çözüldükten sonra aynı şekilde başka bir
örneğin daha yapılacağı belirtilir.
Örnek karar durumu: Yarın matematik sınavınız var ve akşam (saat
20.00) siz bu sınava çalışıyorsunuz. Çalışmanız gereken üç konu daha var
ve yaklaşık üç saatinizi alacak. Bu arada bir arkadaşın seni aradı ve
sıkıntıları olduğunu bu nedenle seninle dışarıda sohbet etmek istediğini
söyledi. Arkadaşınıza önemli bir sınavınız olduğunu ve ders çalışmanız
gerektiğini söylediniz. Ama gelmezsen seninle konuşmayacağını belirtti. Bu
durumda ne yaparsınız?
• Kendine yönerge vererek karar problemini karar verme basamaklarını
uygulayarak çözen grup üyelerine şu sorular sorularak etkileşime devam edilir:
Kendi kendine yönerge eğitimi veren gönüllü üyelere:
§ Bu tekniği uygularken kendinizi nasıl hissettiniz?
§ Bu tekniği uygularken zorlandınız mı?
Tüm üyelere:
§ Karar verme durumunda bu yeni süreç sizin için farklı bir deneyim
mi?
§ Karar verme durumunda bu yeni tekniği uygulamak ister misiniz?
• Gönüllü üyelerin paylaşımlarından sonra, lider bu paylaşımların genel bir
değerlendirmesini yapar.
4. Oturumun değerlendirilmesi:
• Liderin değerlendirmesinden sonra grubu birbirine bağlamaya ve rahat
hissetmelerini sağlamaya yardımcı olmak amacıyla sorular sorularak etkileşime
devam edilir:
o Bugün grupta kendinizi daha fazla rahat hissetmenizi neler sağladı?
o Hangi grup üyesi/leri ile bağlantı kurdunuz?
o Bugün grubun nasıl çalıştığı hakkında neler öğrendiniz?
316
o Bugün kendiniz hakkında neler öğrendiniz?
5. Oturumun sona erdirilmesi:
• Grup üyelerine bu oturumla ilgili söylemek istedikleri bir şeyler olup olmadığı
sorulur. Paylaşımda bulunmak isteyen üyeler olursa onlara söz verilir. Daha sonra
yaşamlarında karşılaştıkları bir karar verme durumunu kendi kendine yönerge
eğitimi vererek yapmaları istenir. VII. oturumun özeti yapılarak süreç
sonlandırılır.
317
FORM 15
KARAR VERME BASAMAKLARI ÇALIŞMA FORMU
Adı Soyadı:
Tarih:
Kaçıncı Oturum:
KARAR VERME
Karar verme, bir sorununuz veya bir fırsatınız olduğunu fark ettiğiniz zaman
başlamaktadır. Bunlar alan seçimi, basketbol takımına katılıp katılmama, dershaneye
devam edip etmeme, arkadaş seçimi, arkadaşlığı devam ettirip ettirmeme vb. sorunlar
veya fırsatlar olabilir. Bir karar verme durumunda önemli olan bir sorunla veya fırsatla
karşılaşıldığında ne tür bir kararın alınması gerektiği konusunda açık olmaya
çalışmaktır. Bir karar verme durumunda uygulayabileceğimiz beş basamak
bulunmaktadır. Karar verme basamakları çalışma kağıdı karar vermede 5 aşamayı
kullanmanız için hazırlanmıştır.
KARAR VERME BASAMAKLARI
1. Amaçlar (Hedefler), (Neye ulaşmak istiyorum)
2. Seçenekler, (Ulaşacağım şeye kaç farklı yoldan
gidebilirim?)
3. Bilgi Toplama, (Bu yollar hakkında nasıl bilgi
sahibi olabilirim? Bilmem gereken şeyler neler?)
4. Seçeneklerin Etkileri, (Bu yollar benim amacıma
ulaşmama ne kadar yardımcı olacak?)
5. Planlama, gözden geçirme ve uygulamadır.
(Seçtiğim yolda nasıl ilerleyeceğim, Son zamanda
yeni bir bilgi oluştu mu?, harekete geçme)
İlk aşama: Amaçlar (Hedefler)
İlk aşama, bir karar verme durumunda sizin için neyin önemli olduğunu belirlemenize
yardımcı olmaktadır. Amaçlarınızı belirlemek için gerçekten ne istediğiniz ve bunun
sizin için neden önemli olduğunu belirlemeniz önemlidir. Örneğin not ortalamamın
dört ve üzeri (beş üzerinden) olması için çalışmak ve istediğim bir bölüme yerleşmek,
basketbol takımına girmek ve ilerde beden eğitimi bölümüne yerleşmek ve kimsesiz
318
çocuklar için düzenlenen yardım kampanyasında gönüllü olarak çalışmak vb.” Ayrıca
amaçlarımızın gerçekçi (ulaşılabilir) olması çok önemlidir. Örneğin, sayısal alanda
öğrenimine devam eden bir öğrencinin Öğrenci Seçme Sınavında tarih bölümünü
yazması gerçekçi değildir. Tıp fakültesine girmek isteyen bir öğrencinin derslerine
çalışmaması ve fen derslerinden sınıfta kalması. Bu örnekte amacın gerçekçi
olamadığını göstermektedir. Eğer amaçlarımız gerçekçi değilse verdiğimiz karar bizi
amacımıza ulaştıramaz.
İkinci aşama: Seçenekler
İkinci aşama, bir sorunu veya fırsatı ele almada sahip olduğumuz
seçenekler ve bu seçeneklerin amacınıza ulaşmanıza yardımcı olup
olmadığı üzerinde durmaktadır. Muhtemelen bir karar verme durumunda ne
yapabileceğiniz hakkında bazı fikirleriniz vardır. Fakat bunlar gerçekten tüm
yapabileceklerimiz mi yoksa daha fazla yapılabilecekler var mı? Onun
için mümkün olduğunca daha çok seçenek araştırılmalıdır. Araştırılan bu
seçeneklerin de amaçlarımızla tutarlı olmasına özen göstermelisiniz.
Eğer başlangıçta karar verme durumu ile ilgili alternatif seçenekler
üretmediğiniz veya araştırmadığınız taktirde daha sonra etkili bir karar
vermediğinizi anlayabilir ve pişmanlık duyabilirsiniz.
319
Üçüncü aşama: Bilgi Toplama
Üçüncü aşama karar verme durumunda her bir seçenekler ilgili bilgi toplamadır. Bu
aşamada her seçenekle ilgili olabildiğince bilgi toplamalısınız. Çünkü her seçenek için
ne kadar çok bilgi bulabilirseniz seçeneklerin her biri o kadar çok netleşir ve her
seçeneği daha iyi değerlendirebilirsiniz. Bu bilgileri çeşitli kaynakları araştırarak
bulabilirsiniz veya bu konuda deneyimli olan insanlara başvurabilirsiniz. Örneğin okul
kütüphanesi, internet, anne-baba, öğretmenler vb. bu konularda bize yardımcı
olabilirler.
Dördüncü aşama: Seçeneklerin Etkileri
Dördüncü aşama karar verme durumunda araştırılan
seçeneklerin olası etkileri ile ilgilidir. Bu durumda hangi
seçeneği seçerseniz seçin, sizin üzerinizde ve başkaları
üzerinde mutlaka etkileri olacaktır. Hangi seçeneğin
daha iyi olduğunu değerlendirirken olabilecek tüm iyi ve
kötü sonuçların neler olabileceğinin araştırılması
gerekmektedir. Bunlar yapıldıktan sonra iyi ve kötü etkileri değerlendirdiğimizde
hangisinin ağır bastığını belirlemeniz gerekmektedir.
320
Beşinci aşama: Planlama, Gözden Geçirme ve Uygulama
Beşinci aşama karar verme durumunda yapacağınız eylemin planlanması ve
oluşabilecek sorunlarla nasıl başa çıkılabileceğinin belirlenmesi ile ilgilidir. Olası
problemlere hazırlıklı olabilmek için eyleminizi detaylı bir şekilde planlayın. Planlama
yaptıktan sonra kararımızı mutlaka gözden geçirin. Yeni bir bilgi var mı? Kararınızı
gözden geçirdikten sonra artık eyleme geçin. Karar verme süreci, karar verdiğiniz şeyi
yapıncaya kadar tamamlanmaz. Karar verme aşamalarında ne kadar dikkatle ilerlemiş
olursanız olun, karar gerçekleştirilmediği, eyleme geçirilmediği sürece iyi bir karar
değildir.
321
ÖRNEK BİR KARAR DURUMU
Karar Sorunu: Hafta sonu tatilinde ne yapacağım konusunda kararsızlık yaşıyorum.
I. Basamak Amaçlar: Hedefleriniz nelerdir? Bu kararda sizin için önemli olan nedir?
Hafta sonu açık havada aktiviteler yapmak istiyorum.
II. Basamak Seçenekler: Bu problemi veya fırsatı ele almada sahip olduğun
seçenekler nelerdir?
§ Seçenek 1: Havuza gidebilirim.
§ Seçenek 2: Basketbol oynayabilirim.
§ Seçenek 3: Yürüyüş yapabilirim.
§ Diğer seçenekler: Yok.
III. Basamak Bilgi Toplama: Durum hakkında nasıl bilgi toplarım?
Seçenek 1: Havuza gitmek.
Havuz eşyalarım var mı? (ne durumda) (mayo, havlu vb…)
Hava durumu nasıl olacak?
Su temiz mi?
Hafta sonu kalabalık oluyor mu?
Seçenek 2: Basketbol oynama.
Spor eşyalarım var mı? (ne durumda) (basketbol topu, spor ayakkabı vb…)
Basketbol oynayabileceğim yerler var mı?
Arkadaşlarımdan hafta sonu basketbol oynayacaklar var mı?
Hava durumu nasıl olacak?
Seçenek 3: Yürüyüş yapmak.
Yürüyüş malzemelerim var mı? (ne durumda)
Yakınlarda yürüyüşe çıkabileceğim bir yer var mı?
322
Ne kadar uzağa yürüyebilirim?
Hava durumu nasıl olacak?
Diğer seçenekler: Yok.
Daha fazla bilgiyi nerden bulabilirsin?
İnternet, Spor tesisleri müdürlüğü.
Seçenekler hakkında yararlı bilgi edinebileceğin başka insanlar var mı?
Ailem, öğretmenlerim, arkadaşlarım.
Seçeneklerin Etkileri: Her seçeneğin etkileri nedir? Olabilecek iyi ve kötü şeyler
nelerdir? Nasıl karşılaştırılırlar?
İyi Etkiler (+) Oranlama Kötü Etkiler (-) Oranlama Denge Seçenek 1 Havuza gitmek.
- Bronzlaşabilirim. - Yüzmekten zevk
alırım. - Yeni arkadaşlıklar
kurabilirim.
++ +++++ +++
- Güneşten yanabilirim.
- Hasta olabilirim. (mikrop vb…)
- Çok kalabalık olabilir.
-- --- -
Toplam (+) +10 Toplam (-) Toplam=-6 G. Top= 4 Seçenek 2 Basketbol oynamak
- Yeteneğimi göstermek için fırsatım olabilir.
- Bazı yeni teknikler öğrenebilirim.
- Yeni arkadaşlıklar kurabilirim.
++ +++ ++
- Düşüp sakatlanabilirim.
- Diğerleri kadar iyi olmayabilirim.
- Çok terleyip hasta olabilirim.
-- -- ---
Toplam (+) Toplam=+7 Toplam (-) Toplam=-7 G. Top= 0 Seçenek 3 Yürüyüş yapmak
- Yeni yerler öğrenebilirim.
++ - Kaybolabilirim.
- Tek başıma sıkılabilirim.
-- --
Toplam (+) Toplam=+2 Toplam (-) Toplam=-4 G.Top= -2 Diğer Seçenekler
En iyi seçeneğim (+ - dengesi): Havuza gitmek.
323
V. Basamak Planlama, Gözden Geçirme ve Uygulama: Yapacağınız eylemi
planlayın ve olmasından şüphelendiğiniz problemlerin nasıl üstesinden geleceksiniz
belirleyin.
Ne yapacaksın?: Havuza gideceğim
Kiminle?: Tek başıma
Ne zaman?: Pazar günü saat 10.00’da.
Nasıl?: Babam beni araba ile bırakır.
Eğer: Babamın işi çıkarsa dolmuş ile giderim.
Gözden Geçirme: Geriye dön ve her aşamayı kontrol et ve varsa yeni bilgileri ekle.
İnternetten hava durumunu tekrar kontrol ederim. Havuz’un açık olduğu saatlerde
değişiklik olup olmadığını sorarım.
UYGULAMA: Kararımı uygularım.
324
Karar Sorunu: ………………………………………………………………………….
……………………………………………………………………………………………
I. Basamak Amaçlar: Hedefleriniz nelerdir? Bu kararda sizin için önemli olan nedir?
……………………………………………………………………………………………
……………………………………………………………………………………………
II. Basamak Seçenekler: Bu problemi veya fırsatı ele almada sahip olduğun
seçenekler nelerdir?
§ Seçenek 1: ……………………………………………………………………….
§ Seçenek 2: ……………………………………………………………………….
§ Seçenek 3: ……………………………………………………………………….
§ Diğer seçenekler: ………………………………………………………………...
III. Basamak Bilgi Toplama: Durum hakkında nasıl bilgi toplarım?
Seçenek 1: ……………………………………………………………………………….
……………………………………………………………………………………………
Seçenek 2: ……………………………………………………………………………….
……………………………………………………………………………………………
Seçenek 3: ……………………………………………………………………………….
……………………………………………………………………………………………
Diğer seçenekler: ………………………………………………………………………...
……………………………………………………………………………………………
Daha fazla bilgiyi nerden bulabilirsin?
……………………………………………………………………………………………
325
Seçenekler hakkında yararlı bilgi edinebileceğin başka insanlar var mı?
…………………………………………………………………………………………...
Seçeneklerin Etkileri: Her seçeneğin etkileri nedir? Olabilecek iyi ve kötü şeyler
nelerdir? Nasıl karşılaştırılırlar?
İyi Etkiler(+) Oranlama Kötü Etkiler (-) Oranlama Denge Seçenek 1
§ §
Toplam (+)= Toplam (-)= Top= Seçenek 2
§ §
Toplam (+)= Toplam (-)= Top= Seçenek 3
§ §
Toplam (+)= Toplam (-)= Top= Diğer
seçenekler
§ §
Toplam (+)= Toplam (-)= Top=
En iyi seçeneğim (+ - dengesi): .........................................................................................
326
V. Basamak Planlama, Gözden Geçirme ve Uygulama: Yapacağınız eylemi
planlayın ve olmasından şüphelendiğiniz problemlerin nasıl üstesinden geleceksiniz
belirleyin.
Ne yapacaksın?:
Kiminle?:
Ne zaman?:
Nasıl?:
Gözden Geçirme: Geriye dön ve her aşamayı kontrol et ve varsa yeni bilgileri ekle.
……………………………………………………………………………………………
……………………………………………………………………………………………
……………………………………………………………………………………………
UYGULAMA: Almış olduğunuz kararı eyleme geçirin.
327
IX. Oturum:
Amaçlar:
• Kararı uygulamada karar basamaklarından birini atladığında kararın başarısızlıkla
sonuçlanabileceğini anlama.
• Başarısız kararların yaşamlarını mutsuz edebileceğini anlama.
Süre:
• 60 dakika.
Araçlar:
• Bilgisayar
• Projeksiyon makinesi
Uygulama öncesi yapılacak hazırlıklar:
1. Bilgisayar ve projeksiyon makinesi çalıştırılarak kullanıma hazır hale getirilir.
Uygulama:
1. VIII. Oturumun özeti yapılır:
• Grup üyeleriyle kısaca sosyal konuşmalar ve grup lideri tarafından sekizinci
oturumda verilen bilgilerin özeti yapılır. Bu işlem tamamlandıktan sonra, üyelere
aşağıdaki sorular sorularak etkileşime devam edilir:
o Önceki oturumda öğrendiklerimizle ilgili olarak hafta içinde yaşadığınız bir
şeyler oldu mu?
o Önceki oturumda öğrendiklerimizle ilgili oturumdan çıktıktan sonra ya da
geçen bir hafta içinde fark ettiğiniz, gözlediğiniz ve dikkatinizi çeken şeyler
var mı?
• Yaşantılarını grupla paylaşmak isteyen üyelere söz hakkı verilir. Geçen oturumda
verilen ödevlerin değerlendirmesi yapılır.
328
2. Oturumun gündemi hakkında açıklamalar yapılması:
• Üyeler yaşantılarını ifade ettikten ve ödevlerin değerlendirilmesinden sonra, lider
üyelerin ifade ettikleri ile ilgili ortaya çıkan durum hakkında bugünkü oturumun
konusuyla bağlantı oluşturarak toparlayıcı bir özet sunar. Oturumun gündemi
hakkında kısa bir açıklama yapar:
“Arkadaşlar, bugün grubumuz karar verme basamaklarından birisi
atlandığında ne gibi sonuçlar olabileceği üzerinde çalışacak. Bu amaçla
sizlere örnek olaylar anlatarak karar verme durumunda ne gibi hataların
yapıldığını birlikte bulacağız.”
• Üyelere sorular sorularak etkileşime devam edilir;
Ø Karar verme durumunda basamaklardan birini atladığınız yaşantılarınız oldu
mu? Anlatır mısınız?
• Gönüllü üyelerin paylaşımlarından sonra, lider bu paylaşımların genel bir
değerlendirmesini yapar.
3. Karar verme basamaklarından birinin atlandığı örnek durumların verilmesi:
• Üyeler yaşantılarını ifade ettikten sonra karar verme basamaklarından birinin
atlandığında neler olabileceği üzerinde açıklamalar yapılır ve örnek olaylar
üzerinde durulur.
“Acele davranırken, aşamalardan birini kaçırmanız çok kolaydır. O an öyle
düşünmeseniz bile karar vermede bütün aşamalar çok önemlidir. Karar
sürecinde her bir basamağın özel bir yeri vardır. Bir kararı almada hepsi
birlikte uygundur. Eksik parçalı bir pazılın tüm parçaları beraber uygun
yerlerine yerleştirilmeden bir anlam ifade etmediği gibi, tüm aşamalar
doğru sırada izlenmediği takdirde bir karar da karışıklık ifade eder.
Aşamalardan birini kaçırdığınızda (atladığınızda) ne olacağını görelim.”
329
“Eğer ne istediğinizi ve sizin için neyin önemli olduğunu ilk olarak
tanımlamayı unutursanız, gerçekten istediğiniz şeyin veya değerlerinizin
tersine giden bir şeyleri seçebilirsiniz.”
“Örneğin Mehmet sınıfta haksız bir davranışa maruz kaldı. Mustafa,
Mehmet’in çok yakın arkadaşıydı. Mustafa, Mehmet’in arkadaşlığına değer
vermekteydi. Bir dahaki sefere kendisine de yapılma ihtimaline rağmen
Mustafa sınıfın tam aksine bu olaydan uzak durmaya karar verdi.”
“Ne oldu?”
“Bu defa için Mustafa öğretmen tarafından olumlu algılandı. Fakat
arkadaşını kaybetti ve gruptan dışlandı. Değer verdiği şey gitti. Açıkça, bu
tür durumlarda etkili bir karar vermede amaçları belirlemek ve ne
istediğinizi bilmek önemlidir.”
• Üyelere karar verme durumunda basamaklardan birini atlama ile ilgili örnek bir
durum anlatıldıktan sonra üyelere karar verme ile ilgili örnek hikâyeler okunur ve
üyelere karar vermenin hangi basamağında sorun olduğunu belirlemeleri istenir.
“Şimdi sizlere karar verme ile ilgili örnek hikâyeler okuyacağım. Bu
hikâyeleri okuduktan sonra sizlerden karar verme basamaklarındaki hangi
aşamaların atlandığını açığa çıkarmanızı isteyeceğim.”
Örnek Hikâye 1
Hem Ayşe hem de erkek kardeşi Mustafa, arkadaşlarını evlerinde kalmaya
ve müzik dinlemeye davet etmişlerdir. İkisi de birbirinin planından
habersizdir. Problem, her birinin farklı müzik tarzlarından hoşlanmaları ve
aynı müzik setini paylaşmak istememeleridir. Ayşe’nin bulduğu yol, ya çok
büyük bir kavga yaşanacaktır ya da biri vazgeçecektir. Aralarındaki
tartışmaya babası, hiç kimsenin müzik setini kullanamayacaklarını
söyleyerek son vermiştir. Her ikisi de kaybetmiştir.
Örnek hikaye okunduktan sonra üyelere şu sorular sorularak paylaşımda
bulunmaları istenir.
330
§ Karar verme basamaklarından hangi aşama atlanmıştır?
§ Ayşe nasıl daha iyi bir sonuca ulaşabilirdi?
§ Sizin yaşamınızda benzer olaylar oluyor mu? Siz nasıl çözüyorsunuz?
İlk soruda üyeler paylaşımda bulunduktan sonra grup lideri şu açıklamayı
yapar: “Ne Ayşe ne de Mustafa, arkadaşlarıyla müzik dinleme kararını nasıl
uygulayacaklarını planlamamışlardır. Hiç kimseye kararlarını
söylememişlerdir. İkinci olarak Ayşe, kardeşi ile olan sorununu çözmek için
sadece iki seçenek düşünmüştür. Başka seçeneklerde üretilebilirdi. Örneğin
bir uzlaşma seçeneği olabilirdi.
Örnek Hikâye 2
Ayşe okulu sevmemektedir. Fakat yılın sonuna kadar dayanmalıdır. Çünkü
eğer öyle yaparsa iyi bir işe girmek için söz almıştır. Yılın ortasında
arkadaşlarından biri Ayşe’ye, bir eczanede satış elemanı pozisyonundan
bahsetmiştir, fakat eğer istiyorsa acele etmesi gerektiğini söylemiştir. Ayşe,
bu işin ücretinin ve deneyiminin kendisi yaşında biri için makul olduğunu
keşfetmiştir fakat bu işi alması için okulu şimdi bırakması gerekmektedir.
Ayşe, bu işin okuldan daha iyi olduğuna karar vermiş ve eğer işi isterse iş
onun olacaksa onu almamanın kötü olacağını düşünmüştür. İşe başladıktan
bir kaç hafta sonra daha genç bir kıza yer açmak için işten kovulmuştur.
Ayşe işi olmayan ve aynı zamanda eğitimini yarım bırakmış bir birey olarak
başladığı yere geri dönmüştür.
Örnek hikâye okunduktan sonra üyelere şu sorular sorularak paylaşımda
bulunmaları istenir.
§ Karar verme basamaklarından hangi aşama atlanmıştır?
§ Ayşe nasıl daha iyi bir sonuca ulaşabilirdi?
§ Sizin yaşamınızda benzer olaylar oluyor mu? Siz nasıl çözüyorsunuz?
İlk soru da üyeler paylaşımda bulunduktan sonra grup lideri şu açıklamayı
yapar: “Ayşe iş hakkında yeterince bilgi toplamamıştır. Eğer araştırmasını
tam olarak yapıp gerekli bilgi kaynaklarını kullanmış olsaydı kararı
başarısızlıkla sonuçlanmayabilirdi.”
331
“Açıklanan örnek durumla ile ilgili varsa üyelerin paylaşmak istedikleri
üzerinde durulur. Lider üyelerin paylaşımların genel bir değerlendirmesini
yapar.”
• Gönüllü üyelerin paylaşımlarından sonra, lider bu paylaşımların genel bir
değerlendirmesini yapar.
4. Oturumun değerlendirilmesi:
• Liderin değerlendirmesinden sonra grubu birbirine bağlamaya ve rahat
hissetmelerini sağlamaya yardımcı olmak amacıyla sorular sorularak etkileşime
devam edilir:
o Bugün grupta kendinizi daha fazla rahat hissetmenizi neler sağladı?
o Hangi grup üyesi/leri ile bağlantı kurdunuz?
o Bugün grubun nasıl çalıştığı hakkında neler öğrendiniz?
o Bugün kendiniz hakkında neler öğrendiniz?
5. Oturumun sona erdirilmesi:
• Grup üyelerine bu oturumla ilgili söylemek istedikleri bir şeyler olup olmadığı
sorulur. Paylaşımda bulunmak isteyen üyeler olursa onlara söz verilir ve üyelerin
ifade ettikleri ile ilgili ortaya çıkan durum hakkında lider bugünkü oturumun
konusuyla bağlantı oluşturarak toparlayıcı bir özet sunar. Üyelere gelecek
oturumun son oturum olduğu, ne yapılacağı konusunda bilgi verilir ve süreç
sonlandırılır.
6. “Müzik ve Sandalye” isimli aktivitenin uygulanması
• Grup üyelerine bugünkü oturumun konusuyla bağlantılı toparlayıcı özet
sunulduktan sonra, gruba enerji vermek ve üyelerin birbirleriyle etkileşimlerinin
artmasına yardımcı olmak amacıyla “Müzik ve Sandalye” isimli aktivitenin
uygulanacağı belirtilir ve şu açıklama yapılır:
332
“Arkadaşlar sizlerle “sandalye” adlı bir aktivite uygulayacağız. Sizlerden
ayağa kalkmanızı ve müzik eşliğinde dans etmenizi isteyeceğim. Müziği
kestiğimde boş bulduğunuz bir sandalyeye oturacaksınız. Hızlı olmak çok
önemlidir. Çünkü ayakta kalan üye elenecektir. 3 üye kalana kadar etkinliğe
devam edilir. En son kalan 3 üye alkışlanır ve süreç sonlandırılır.”
333
X. Oturum:
Amaçlar:
• Grubu sonlandırma.
Uygulama:
1. IX. Oturumun özeti yapılır:
• Grup üyeleriyle kısa bir sohbet edilir ve grup lideri tarafından dokuzuncu
oturumda verilen bilgilerin ve paylaşımların özeti yapılır. Bu işlem
tamamlandıktan sonra, üyelere aşağıdaki sorular sorularak etkileşime devam
edilir:
o Önceki oturumla ilgili olarak hafta içinde yaşadığınız bir şeyler oldu mu?
o Önceki oturumla ilgili fark ettiğiniz, gözlediğiniz ve dikkatinizi çeken şeyler
var mı?
• Yaşantılarını paylaşmak isteyen üyelere söz hakkı verilir. Geçen hafta verilen
ödevler paylaşılır.
2. Her bir oturumda geçirilen yaşantıların grup üyeleriyle gözden geçirilmesi:
• Üyeler yaşantılarını paylaştıktan sonra karar verme beceri eğitimi grup
uygulamaları oturumlarının grup üyeleriyle birlikte kısa bir değerlendirilmesi
yapılır.
“Sizlerle birlikte bu oturuma kadar dokuz oturum gerçekleştirdik.
Oturumlarda, karar vermenin yaşamımızın her döneminde olduğu, yaşa göre
değiştiği, karar verme ile ilgili yanlış inanışlar olduğu, karar verme
becerisinin geliştirilebildiği, karar verme basamaklarının her birinin ayrı
ayrı önemli olduğu, karar verme durumlarında karar verme basamaklarını
uygulamanın önemi ve karar verme basamaklarından birinin atlanmasıyla
ortaya çıkabilecek durumlarla ilgili yaşantıları birlikte geçirdik.”
334
• Bu açıklamadan sonra grup üyelerine şu soru sorulur:
§ Birlikte geçirdiğimiz her bir oturumu düşündüğünüzde burada
yaşadıklarınızı nasıl değerlendirirsiniz?
§ Karar verme beceri eğitimi grup uygulamalarının bitmesiyle ilgili
duygularınız nelerdir?
§ Karar verme beceri eğitimi grup uygulamalarının tamamını
düşündüğünüzde neler öğrendiniz, ne gibi kazançlar sağladınız?
§ Yaşamınızda nasıl kullanmayı düşünüyorsunuz?
• Üyeler düşünce ve duygularını paylaştıktan sonra “sevgi bombardımanı”
etkinliğinin yapılacağı belirtilir ve şu açıklama yapılır.
“Şimdi sizlerden sırayla ortaya gelmenizi isteyeceğim. Her bir üye ortaya
geldiğinde ben de dahil tüm üyeler ortaya gelen üyeye beğendiğimiz
yönlerini söyleyeceğiz.” Her bir üye için bu işlem yapıldıktan sonra
paylaşıma geçilir.
§ Arkadaşlarınıza geribildirim verirken neler hissettiniz?
§ Arkadaşlarınız size geribildirim verirken neler hissettiniz?
Son olarak grubu sonlandırmadan önce grup üyelerine şu soru sorulur:
§ Bana ve gruba söylemek istediğiniz bir şeyler var mı?
3. Oturumun sona erdirilmesi:
• Grup üyelerine bu oturumla ilgili söylemek istedikleri bir şeyler olup olmadığı
sorulur. Paylaşımda bulunmak isteyen üyeler olursa onlara söz verilir. Daha sonra
üyelere teşekkür edilerek oturum sonlandırılır.
335
EK 2: KİŞİSEL BİLGİLER FORMU (KBF)
PSİKO-EĞİTİM GRUBUNA KATILIM İÇİN
BAŞVURU FORMU
Sevgili Öğrenciler,
Ortaöğretim 9. sınıf öğrencilerinin kendilerini tanımalarına, kişisel özelliklerinin
farkına varmalarına, kişilerarası iletişim becerilerini, problem çözme ve karar verme
becerilerini geliştirmelerine yardımcı olabilmek amacıyla “psiko-eğitim grubu”
oluşturulacaktır.
İlerleyen sayfalarda kişisel bilgilerinizle ilgili bazı sorular yer almaktadır. Ayrıca
yapılacak çalışma kapsamında doldurmanız istenen bir liste sunulmuştur.
Lütfen formu eksiksiz olarak doldurunuz.
Gruba katılmak istediğiniz için teşekkür ederim.
Grup Lideri: Arş. Gör. Oğuzhan Çolakkadıoğlu
Not: Oluşturulacak grup 2008-2009 eğitim-öğretim yılının II. döneminin (Şubat
tatilinden sonra) ilk haftası gruba katılan öğrencilerle görüşülerek uygun olan gün
ve saat belirlenerek başlayacaktır.
336
KİŞİSEL BİLGİLER FORMU
1 Okulunuz
2 Adınız Soyadınız
3 Sınıfınız
4 Doğum tarihiniz …../…../……
5 Cinsiyetiniz Kız ( ) Erkek ( )
6 Ev telefonunuz
7 Varsa Cep telefonunuz
8 Varsa Elektronik
postanız
9
Size ulaşamadığımda iletişime geçebileceğim bir arkadaşınızın adı, soyadı ve
telefonu:
……………………………………………………………………………………..
10 Anne- Babanız: ( ) Birlikte-Evli ( ) Boşanmış
11
Karar verme durumunda en sık yaşadığınız güçlük nedir? ( ) Sorumluluktan kaçarım ( ) Paniklerim ( ) Umursamam ( ) Ertelerim ( ) Güçlük yaşamam.
12
Genel olarak sağlık durumunuzu nasıl tanımlayabilirsiniz: ( ) ( ) ( ) ( ) ( )
Çok iyi İyi Ne iyi ne kötü Kötü Çok Kötü
13
Son zamanlardaki (son bir ay için) sağlık durumunuzu nasıl tanımlarsınız: ( ) ( ) ( ) ( ) ( )
Çok iyi İyi Ne iyi ne kötü Kötü Çok Kötü
14
Herhangi bir fiziksel (ortopedik, görme, işitme, vs.) veya konuşma (kekemelik vs.) engeliniz var mı?
( ) Evet ( ) Hayır Cevabınız Evet ise, lütfen engel türünü belirtiniz ..................................................
337
15
Herhangi bir kronik rahatsızlığa [şeker, epilepsi (sara), migren vs. ] sahip misiniz? ( ) Evet ( ) Hayır Cevabınız Evet ise, lütfen rahatsızlığınızın adını belirtiniz ...................................
16
Daha önce psikolojik ya da psikiyatrik yardım aldınız mı?
( ) Evet ( ) Hayır
Cevabınız Evet ise ne tür bir yardım aldınız içeriğinden bahseder misiniz?
…………..................................................................................................................
..................................................................................................................................
……………………………………………………………………………………..
.........................................................................................................................…….
17 Psikiyatrik anlamda yakın geçmişte bir ilaç kullandınız mı?
( ) Evet ( ) Hayır
18 Psikiyatrik anlamda şu anda kullandığınız bir ilaç var mı?
( ) Evet ( ) Hayır
19
Yakın zamanda travmatik diyebileceğiniz bir yaşantı (ölüm, ayrılık, kaza, doğal
felaket gibi) başınızdan geçti mi?
( ) Evet ( ) Hayır
Cevabınız Evet ise hayatınıza yansımaları neler oldu?
……………………………………………………………………………………
……………………………………………………………………………………
……………………………………………………………………………………
……………………………………………………………………………………..
338
EK 3: SOSYO-EKONOMİK DÜZEY ÖLÇEĞİ (SED)
SOSYO-EKONOMİK DÜZEY ÖLÇEĞİ
1
Babanızın öğrenim durumu :
( ) a. Hiçbir okul mezunu değil ( ) d. Yüksek okul mezunu ( ) b. İlkokul mezunu ( ) e. İleri eğitim görmüş (mastır, doktora) ( ) c. Ortaokul/ Lise mezunu
2
Annenizin öğrenim durumu :
( ) a. Hiçbir okul mezunu değil ( ) d. Yüksek okul mezunu ( ) b. İlkokul mezunu ( ) e. İleri eğitim görmüş (mastır, doktora) ( ) c. Ortaokul/ Lise mezunu
3
Ailenizdeki birey sayısı (siz, anne-babanız ve evlenenler dahil) :
( ) a. 8-daha fazla kişi ( ) c. 4-5 kişi ( ) b. 6-7 kişi ( ) d. 3 kişi
4 Oturduğunuz ev :
( ) a. Kira ( ) b. Kendinize ait ( ) c. Lojman
5
Evinizdeki oda sayısı (mutfak hariç) : ( ) a. Tek oda ( ) d. 3 oda ve salon ( ) b. Tek oda ve salon ( ) e. 4-5 oda ve salon ( ) c. 2 oda ve salon
6
Oturduğunuz evin ısıtma düzeni : ( ) a. Soba (her türlü) ( ) b. Kalorifer ( ) c. Kat kaloriferi ya da klima
7
Ailenizin ortalama aylık geliri : ( ) a. 500 TL’den az ( ) d. 1501-2000 TL. ( ) b. 501-1000 TL. ( ) e. 2001 TL ve üstü ( ) c. 1001-1500 TL.
8
Babanızın mesleği :
( ) a. İşçi (toprak,sanayi vb.) ( ) d. Esnaf / Tüccar ( ) b. Çiftçi (kendi toprağında) ( ) e. Serbest meslek (doktor, avukat vb.) ( ) c. Memur
9
Annenizin mesleği :
( ) a. Ev hanımı ( ) d. Esnaf / Tüccar ( ) b. Çiftçi (kendi toprağında) ( ) e. Serbest meslek (doktor, avukat vb.) ( ) c. Memur
10 Okuduğunuz lise: ( ) a. Meslek Lisesi ( ) c. Anadolu Lisesi ( ) b. Genel Lise ( ) d. Özel Lise
339
11
Okul masraflarınız nasıl karşılanıyor?
( ) a. Parasız yatılıyım ( ) c. Ailem karşılıyor ( ) b. Burs alıyorum
12
Ailenizin sahip olduğu eşyalar; (Birden fazla işaretleyebilirsiniz. Eğer aynı eşyadan birden fazla varsa yanındaki parantez içine belirtiniz.) ( ) a. Ev (daire) ( ) b. Otomatik çamaşır makinesi ( ) c. Bulaşık makinesi ( ) d. CD’li ve kumandalı müzik seti ( ) e. Uydulu ve kablolu TV ( ) f. Özel araba ( ) g. Bilgisayar ( ) h. Yazlık ev ( ) i. Arsa / Bahçe
13 Oturduğunuz evin serinletme düzeni :
( ) a. Hiçbir serinletme aracı yok ( ) b. Vantilatör ( ) c. Klima
340
EK 4: ERGENLERDE KARAR VERME ÖLÇEĞİ (EKVÖ)
EKVÖ
Açıklama : İnsanların karar verme durumu hakkında hissettikleri ve bu konuda
yaptığı seçimler değişiklik göstermektedir. Olağan koşullarda ne şekilde karar
verdiğinizi belirlemek için, her soruda verilen seçeneklerden kendinize en yakın
davranış biçiminin olduğu bölümün içine çarpı (X) işareti koyunuz.
LÜTFEN HİÇBİR MADDEYİ BOŞ
BIRAKMAYINIZ.
Benim için hiçbir zaman doğru değil
Benim için bazen doğru
Benim için sık sık doğru
Benim için her zaman doğru
1- Karar verme yeteneğime güvenirim.
2- Karar verme konusunda çoğu insan kadar başarılı
değilim.
3- İyi kararlar veren birisi olduğumu düşünürüm.
4- Cesaretimin kırıldığı öyle durumlar oluyor ki,
karar vermek için çaba göstermekten vazgeçiyorum.
5- Verdiğim kararlar olumlu sonuçlanıyor.
6- Kendi kararlarının benimkinden daha doğru
olduğuna başkalarının beni inandırması kolaydır.
7- Karar vermekten sakınırım.
8- Bir seçim yapmadan önce çok dikkat ederim.
9- Karar vermeyi ertelerim.
10- Karar vermem gerektiğinde, başkaları ne derse
onu yaparım.
11- Acele karar vermem gerekirse, paniğe kapılırım.
12- Benim yerime başkaları karar verebilir, çünkü ne
olacağını umursamam.
13- Kararımı verdikten sonra düşüncemi
değiştirmem.
341
Benim için
hiçbir zaman doğru değil
Benim için
bazen doğru
Benim için sık
sık doğru
Benim için her zaman doğru
14- Kararları başkalarına bırakmayı tercih ediyorum.
15- Karar vermek zorunda olmak ne zaman beni
bunaltırsa, aceleyle karar veririm.
16- Bir karar vermeden önce düşünmeyi severim.
17- Karar vermem gerektiğinde, karar üzerinde
düşünmeyi son dakikaya kadar ertelerim.
18- Karar verirken, sanki çok az zamanım varmış
gibi hissederim.
19- Acele karar vermem gerektiğinde sakin bir
şekilde düşünemem.
20- Karar verdiğim zaman duruma en uygun olan
kararı seçtiğimi hissederim.
21- Vereceğim karar sorunu çözmeyecekse, karar
vermekten sakınırım.
22- En ufak bir terslikle karşılaşırsam, telaşlanarak
ne yapacağıma ilişkin düşüncemi değiştiririm.
23- Kararlarımı kendim vermek isterim.
24- Karar vermek bana zor gelirse, ne seçtiğime
özen gösteremem.
25- Aceleden küçük şeylere takılarak seçim yaparım.
26- Çok düşünmeden karar vermeye eğilimliyim.
27- Bir şey yapmaya karar verdiğimde, o işin
devamını getiririm.
28- Karar verme sorumluluğunu almaktan hoşlanmam.
29- Karar verirken ilk aklıma gelen düşünceyi seçmeye eğilimliyim.
30- Farklı olmayı sevmediğim için, başkaları ne seçerse ben de onu seçerim.
YANITLAMA İŞLEMİ BİTMİŞTİR. TEŞEKKÜR EDERİM.
342
EK 5: PROBLEM ÇÖZME ENVANTERİ (PÇE)
PÇE
Aşağıda günlük yaşantınızdaki problemlerinize (sorunlarınıza) genel olarak nasıl tepki gösterdiğinize dair ifadeler yer almaktadır. Lütfen aşağıdaki maddeleri elinizden geldiğince samimiyetle ve bu tür sorunlarla karşılaştığınızda tipik olarak nasıl davrandığınızı göz önünde bulundurarak cevaplandırın. Cevaplarınızı, bu tür problemlerin nasıl çözülmesi gerektiğini düşünerek değil, böyle sorunlarla karşılaştığınızda gerçekten ne yaptığınızı düşünerek cevap vermeniz gerekmektedir. Bunu yapabilmek için kolay bir yol olarak her soru için kendinize şu soruyu sorun: “ Burada sözü edilen davranışı ben ne sıklıkla yaparım? “
Yanıtlarınızı aşağıdaki ölçeğe göre değerlendirin:
1. Her zaman böyle davranırım 2. Çoğunlukla böyle davranırım 3. Sık sık böyle davranırım 4. Arada sırada böyle davranırım 5. Ender olarak böyle davranırım 6. Hiçbir zaman böyle davranmam
Ne kadar sıklıkla böyle
davranırsınız?
Her
zam
an
Çoğ
unlu
kla
Sık
sık
Ara
da sı
rada
Ende
r ola
rak
Hiç
bir
zam
an
1 Bir sorunumu çözmek için kullandığım çözüm yolları başarısız ise bunların neden başarısız olduğunu araştırmam.
2 Zor bir sorunla karşılaştığımda ne olduğunu tam olarak belirleyebilmek için nasıl bilgi toplayacağımı uzun boylu düşünmem.
3 Bir sorunumu çözmek için gösterdiğim ilk çabalar başarısız olursa o sorun ile başaçıkabileceğimden şüpheye düşerim.
4 Bir sorunumu çözdükten sonra bu sorunu çözerken neyin işe yaradığını, neyin yaramadığını ayrıntılı olarak düşünmem.
5 Sorunları çözme konusunda genellikle yaratıcı ve etkili çözümler üretebilirim.
6
Bir sorunumu çözmek için belli bir yolu denedikten sonra durur ve ortaya çıkan sonuç ile olması gerektiğini düşündüğüm sonucu karşılaştırırım.
343
Her
zam
an
Çoğ
unlu
kla
Sık
sık
Ara
da sı
rada
Ende
r ola
rak
Hiç
bir
zam
an
7 Bir sorunum olduğunda onu çözebilmek için başvurabileceğim yolların hepsini düşünmeye çalışırım.
8 Bir sorunla karşılaştığımda neler hissettiğimi anlamak için duygularımı incelerim.
9 Bir sorun kafamı karıştırdığında duygu ve düşüncelerimi somut ve açık-seçik terimlerle ifade etmeye uğraşmam.
10 Başlangıçta çözümü farketmesem de sorunlarımın çoğunu çözme yeteneğim vardır.
11 Karşılaştığım sorunların çoğu, çözebileceğimden daha zor ve karmaşıktır.
12 Genellikle kendimle ilgili kararları verebilirim ve bu kararlardan hoşnut olurum.
13 Bir sorunla karşılaştığımda onu çözmek için genellikle aklıma gelen ilk yolu izlerim.
14 Bazen durup sorunlarım üzerinde düşünmek yerine gelişigüzel sürüklenip giderim.
15 Bir sorunla ilgili olası bir çözüm yolu üzerinde karar vermeye çalışırken seçeneklerimin başarı olasılığını tek tek değerlendirmem.
16 Bir sorunla karşılaştığımda, başka konuya geçmeden önce durur ve o sorun üzerinde düşünürüm.
17 Genellikle aklıma ilk gelen fikir doğrultusunda hareket ederim.
18 Bir karar vermeye çalışırken her seçeneğin sonuçlarını ölçer, tartar, birbirleriyle karşılaştırır, sonra karar veririm.
19 Bir sorunumu çözmek üzere plan yaparken o planı yürütebileceğime güvenirim.
20 Belli bir çözüm planını ortaya koymadan önce, nasıl bir sonuç vereceğini tahmin etmeye çalışırım.
21 Bir soruna yönelik olası çözüm yollarını düşünürken çok fazla seçenek üretmem.
22 Bir sorunumu çözmeye çalışırken sıklıkla kullandığım bir yöntem; daha önce başıma gelmiş benzer sorunları düşünmektir.
344
Her
zam
an
Çoğ
unlu
kla
Sık
sık
Ara
da sı
rada
Ende
r ola
rak
Hiç
bir
zam
an
23 Yeterince zamanım olur ve çaba gösterirsem karşılaştığım sorunların çoğunu çözebileceğime inanıyorum.
24 Yeni bir durumla karşılaştığımda ortaya çıkabilecek sorunları çözebileceğime inancım vardır.
25
Bazen bir sorunu çözmek için çabaladığım halde, bir türlü esas konuya giremediğim ve gereksiz ayrıntılarla uğraştığım duygusunu yaşarım.
26 Ani kararlar verir ve sonra pişmanlık duyarım.
27 Yeni ve zor sorunları çözebilme yeteneğime güveniyorum.
28 Elimdeki seçenekleri karşılaştırırken ve karar verirken kullandığım sistematik bir yöntem vardır.
29 Bir sorunla başa çıkma yollarını düşünürken çeşitli fikirleri birleştirmeye çalışmam.
30 Bir sorunla karşılaştığımda bu sorunun çıkmasında katkısı olabilecek benim dışındaki etmenleri genellikle dikkate almam.
31
Bir konuyla karşılaştığımda, ilk yaptığım şeylerden biri, durumu gözden geçirmek ve konuyla ilgili olabilecek her türlü bilgiyi dikkate almaktır.
32 Bazen duygusal olarak öylesine etkilenirim ki, sorunumla başa çıkma yollarımdan pek çoğunu dikkate bile almam.
33 Bir karar verdikten sonra, ortaya çıkan sonuç genellikle benim beklediğim sonuca uyar.
34 Bir sorunla karşılaştığımda, o durumla başa çıkabileceğimden genellikle pek emin değilimdir.
35 Bir sorunun farkına vardığımda, ilk yaptığım şeylerden biri, sorunun tam olarak ne olduğunu anlamaya çalışmaktır.
345
EK 6: KENDİNE SAYGI ÖLÇEĞİ (KSÖ)
KSÖ
Açıklama: Lütfen aşağıdaki her bir soruyu dikkatli şekilde okuyup sorulan soruyu size
en uygun gelen seçeneği işaretleyerek cevaplayınız.
Hiç
bir
zam
an
Nad
iren
Ara
sıra
Sık
sık
Her
za
man
1.Kişilik özelliklerinizden hoşnut musunuz? 2.Bir işi yaparken son kararı kendiniz mi verirsiniz?
3.Bir başarısızlığa uğradığınızda kendinizi her yönden değersiz bulur musunuz?
4.İşe yaramaz ve acınacak biri olduğunuzu düşünüyor musunuz?
5.Geçmişe baktığınızda övüneceğiniz işler yaptığınızı düşünüyor musunuz?
6.Olduğunuz gibi görünmek sizi rahatsız eder mi?
7.Başkalarına göre daha yetersiz olduğunuzu düşünür müsünüz?
8. Başkaları size önem veriyor mu?
9. Çevrenizde aranan bir insan mısınız? 10.Ulaştığınız başarılar kendi yetenek ve çabalarınızın sonucu mudur?
11. Kendinizden hoşnut musunuz? 12. Bir konuda eleştiri aldığınızda kendinizi değersiz biri olarak görüyor musunuz?
13. İlgi ve ihtiyaçlarınızın neler olduğunu bilip, bunları karşılayacak biçimde davranır mısınız?
14.Bazı konularda başarısız olsanız da kendinizi değerli bulur musunuz?
15.Üzerinize aldığınız işi başarı ile bitirebilir misiniz?
16. Haksızlığa uğradığınızda mücadele eder misiniz?
17.Toplantılarda söz alarak kendi görüşlerinizi ifade eder misiniz?
18.Bir ortamda karar verilirken sizin önerilerinizin de dikkate alınmasına önem verir misiniz?
19. Yeteneklerinize güvenir misiniz?
20. Başkaları sizinle olmaktan zevk alır mı?
346
EK 7: DENETİM ODAĞI ÖLÇEĞİ (DOÖ)
DOÖ
Açıklama: Sevgili Öğrenciler, aşağıdaki her bir ifadeyi dikkatle okuduktan sonra kendi
davranışlarınızı göz önüne alarak size uygun olduğunu düşündüğünüz seçeneğe (X)
çarpı işareti koyunuz. Lütfen hiçbir maddeyi boş bırakmayınız.
LÜTFEN HİÇBİR MADDEYİ BOŞ BIRAKMAYINIZ.
Kes
inlik
le
katılıy
orum
Katılı
yoru
m
Katılm
ıyor
um
Kes
inlik
le
katıl
mıy
orum
1- Ailem, çoğu zaman söylemek istediklerimi dikkate alır.
2- Bir şeyi yanlış yaptığımda onu düzeltmek için yapabileceğim çok az şey vardır.
3- Arkadaşlarımın fikirlerini değiştirmek benim için çoğu zaman olanaksızdır.
4- Eğer hasta olacağım varsa, ne yaparsam yapayım hasta olmaktan kendimi koruyamam.
5- Bir ceza aldığım zaman, bu cezanın genellikle hiçbir haklı nedeni olmadığını düşünürüm.
6- Güne iyi başlarsam, ne yaparsam yapayım o gün güzel geçer.
7- Çoğu zaman çok fazla çaba göstermeye değmez, çünkü kötü giden bir şeyi asla düzeltemem.
8- Yeterince iyi çalışırsam, her derste başarılı olabilirim.
9- Hatam olmadığı halde olan bitenle ilgili sık sık suçlandığım olur.
10- Sınavlardan yüksek notlar almak benim için çok şey ifade eder.
11- Bazı insanlar doğuştan benden daha şanslıdırlar.
12- Ailemin herhangi bir konudaki fikrini değiştirmek neredeyse olanaksızdır.
13- Akıllı olmak, şanslı olmaktan daha iyidir.
14- Ailemin beni hakkımda verdiği kararlarda çoğu kez bana söz düşmez.
15- Önceden plan yaparsam, işlerim daha iyi gider.
347
Kes
inlik
le
katılıy
orum
Katılı
yoru
m
Katılm
ıyor
u m
Kes
inlik
le
katıl
mıy
oru
m
16- Arkadaşlarıma istediklerimi yaptırmak kolaydır.
17- Eğer bana düşman olan bir yaşıtım varsa, bu durumu engellemek için yapabileceğim çok az şey vardır.
18- Yaşamımda iyi şeyler gerçekleştiğinde, bunlar tamamen çok sıkı çalışmamın ürünüdür.
19- Çoğu zaman evde işlerin istediğim gibi gelişmesi için uğraşmamın bir yararı olmaz.
20- Ev ödevlerimi yapıp yapmamamın aldığım notlar üzerinde önemli bir etkisi vardır.
21- Birisi beni sevmediği taktirde bunu değiştirmek için yapabileceğim pek fazla bir şey yoktur.
22- İnsanlar çoğu zaman hiçbir haklı neden olmadan bana kızıyorlar.
23- Ne zaman istesem, anne ve babam bana yardımcı olurlar.
24- İnsanların beni sevip sevmemesi benim nasıl davrandığıma bağlıdır.
25- Bana uğur getiren eşyalarım vardır.
26- Yaşıtlarımdan birisi bana kızarsa bunu engellemek için yapabileceğim bir şey yoktur.
27- Eğer yeterli çabayı gösterirsem, olaylar istediğim gibi gelişir.
28- Dört yapraklı bir yonca bulursam bunun bana iyi şans getirebileceğine inanırım.
29- Birçok sorunumu çözmenin en iyi yolunun üzerinde düşünmemek olduğuna inanıyorum.
348
EK 8: ANNE-BABA TUTUM ÖLÇEĞİ (ABTÖ)
ABTÖ
Açıklama: Lütfen aşağıdaki sorulara kendi anne ve babanızı düşünerek dikkatle
okuyunuz. Aşağıdaki durumun anne ve babanızın davranışına ne kadar benzediğini
düşünün.
LÜTFEN HİÇBİR MADDEYİ BOŞ BIRAKMAYINIZ.
Hiç
be
nzem
iyor
Ben
zem
iyor
Bir
az b
enzi
yor
Tam
amen
be
nziy
or
1- Herhangi bir sorunum olduğunda, eminim annem ve babam bana yardım ederler.
2- Annem ve babam büyüklerle tartışmamam gerektiğini söylerler.
3- Annem ve babam yaptığım her şeyin en iyisini yapmam için beni zorlarlar.
4- Annem ve babam herhangi bir tartışma sırasında başkalarını kızdırmamak için, susmam gerektiğini söylerler.
5- Annem ve babam bazı konularda “sen kendin karar ver” derler.
6- Derslerimden ne zaman düşük not alsam, annem ve babam kızar.
7- Ders çalışırken anlayamadığım bir şey olduğunda, annem ve babam bana yardım ederler.
8- Annem ve babam kendi görüşlerinin doğru olduğunu bu görüşleri onlarla tartışmamam gerektiğini söylerler.
9- Annem ve babam benden bir şey yapmamı istediklerinde, niçin bunu yapmam gerektiğini de açıklarlar.
10- Annem ve babamla her tartıştığımda bana “büyüdüğün zaman anlarsın” derler.
11- Derslerimden düşük not aldığımda, annem ve babam beni daha çok çalışmam için desteklerler.
12- Annem ve babam yapmak istediklerim konusunda kendi kendime karar vermeme izin verirler.
349
Hiç
be
nzem
iyor
Ben
zem
iyor
Bir
az
benz
iyor
T
amam
en
benz
iyor
13- Annem ve babam arkadaşlarımı tanırlar.
14- Annem ve babam istemedikleri bir şey yaptığımda, bana karşı soğuk davranırlar ve küserler.
15- Annem ve babam sadece benimle konuşmak için zaman ayırırlar.
16- Derslerimden düşük notlar aldığımda, annem ve babam öyle davranırlar ki suçluluk ve utanırım.
17- Ailemle birlikte hoşça vakit geçiririz.
18- Annemi ve babamı kızdıracak bir şey yaptığımda, onlarla birlikte yapmak istediğim şeyleri yapmama izin vermezler.
Aşağıdaki her ifadenin yanında bulunan kutulardan sadece size uygun olanın içine
(X) işareti koyunuz.
19. Genel olarak annen ve baban okul zamanı hafta içinde gece arkadaşlarınla bir yere
gitmene izin verirler mi?
Evet ( ) Hayır ( )
Cevabınız Evet ise, aşağıdaki soruyu cevaplayınız.
Hafta içinde en geç saat kaça kadar gece dışarıda kalmanıza izin verilir (Pazartesi-
Cuma arası)?
20.00’dan önce ( )
20.00-20.59 arası ( )
21.00-21.59 arası ( )
22.00-22.59 arası ( )
23.00- ya da daha geç ( )
İstediğim saate kadar ( )
350
20. Genel olarak annen ve baban hafta sonları gece arkadaşlarınla bir yere gitmene izin
verirler mi?
Cevabınız Evet ise, aşağıdaki soruyu cevaplayınız.
Hafta içinde en geç saat kaça kadar gece dışarıda kalmanıza izin verilir (Pazartesi-
Cuma arası)?
20.00’dan önce ( )
20.00-20.59 arası ( )
21.00-21.59 arası ( )
22.00-22.59 arası ( )
23.00- ya da daha geç ( )
İstediğim saate kadar ( )
Annen ve baban aşağıdakileri öğrenmek için ne kadar çaba gösterirler?
Öğr
enm
ek
için
hiç
çab
a gö
ster
mez
Ö
ğren
mek
iç
in ç
ok a
z ça
ba
göst
erir
Öğr
enm
ek
için
çok
çab
a gö
ster
ir
21. Eğer gece bir yere gittiysen nereye gittiğini,
22. Boş zamanlarınızda ne yaptığını,
23. Okuldan çıktıktan sonra ne yaptığını,
Annen ve babanın aşağıdakiler hakkında ne kadar bilgileri vardır?
Bilg
ileri
yokt
ur
Çok
az
bilg
ileri
vard
ır
Çok
bilg
ileri
vard
ır
24. Eğer gece bir yere gittiysen nereye gittiğin,
25. Boş zamanlarınızda ne yaptığın,
26. Okuldan çıktıktan sonra nereye gittiğin
351
EK 9: ÖN GÖRÜŞME FORMU
ÇATIŞMA KURAMINA DAYALI OLARAK GELİŞTİRİLEN KARAR VERME
BECERİ EĞİTİMİ PSİKO-EĞİTİM GRUBU ÖN GÖRÜŞME FORMU
Görüşmeyi Yapan: Uzm. Psik. Dan. Oğuzhan Çolakkadıoğlu
İmza: ………………….
Tarih: …../…./……
Öğrencinin Adı Soyadı:
Sınıf:
Yaş:
Merhaba ben Uzman Psikolojik Danışman Oğuzhan Çolakkadıoğlu. Sizlerle
birlikte yürütmek istediğimiz grubun lideriyim. Çukurova Üniversitesi Eğitim Fakültesi
Psikolojik Danışma ve Rehberlik Anabilim Dalı’nda Araştırma Görevlisi olarak görev
yapmaktayım. Bu okulda dokuzuncu sınıf öğrencilerine yönelik olarak “Karar Verme
Beceri Eğitimi Psiko-eğitim Grubu” oluşturmaya ve grup için üye belirlemeye
çalışıyorum. Bu amaçla sizinle görüşme yapmak istiyorum.
Burada oluşturacağımız grup, psiko-eğitim grubudur. Psiko-eğitim grupları,
bireylere kendileri hakkında ve diğer insanlarla nasıl ilişki içinde olduklarını
öğrenmelerine olanak sağlar. Psiko-eğitim grupları aynı zamanda üyelere etkili iletişim,
kişilerarası beceriler, problem çözme ve karar verme becerilerini öğrenmelerine
yardımcı olur. Bir psiko-eğitim grubunda üyelerin duygularını ve düşüncelerini
paylaşılırken yeni beceriler öğrenmelerine olanak sağlanır. Psiko-eğitim gruplarında
anlamlı etkileşimler ve ait olma duygusu yer almaktadır.
Uygulayacağız karar verme beceri eğitimi grup uygulamaları programının beş
ana amacı bulunmaktadır. Bunlar:
1. Karar vermeye ilişkin bilgi sahibi olma,
2. Karar verici olarak kendi zayıf ve güçlü yönlerinin farkında olma,
3. Karar verme durumunda daha fazla bilgi toplamak için kaynakları etkili bir
biçimde kullanabilme,
352
4. Karar verme durumlarında kendine güvenen bir birey olma,
5. Karar verme basamaklarını etkili bir biçimde uygulayabilmedir.
Bu psiko-eğitim grubunda ben, yardımcı lider (Uzm. Psik. Dan. Raşit Avcı) ve
yaklaşık 14-16 kadar üye yer alacaktır. Bu grupta yapacağımız grup oturumları 60
dakika olacak şekilde planlanmıştır. Karar verme beceri eğitimi uygulamaları 10
oturumdan oluşmaktadır. Sizlerle haftada bir gün rehberlik saatlerinde okulumuzda
belirlediğimiz bir salonda bir arada olacağız. Bazı haftalar arada en az üç gün olmak
koşuluyla haftada iki defa bir araya geleceğiz. Her hafta aynı saatte sizlerle,
okulumuzda uygun olan bir salonda yaklaşık 14-16 arkadaşımızla bir arada olacağız.
Yapacağımız grup oturumları video kamera ve ses kayıt cihazıyla kaydedilecektir.
Video ve ses kayıt cihazı ile kayıt edilen oturumlar yalnızca grup lideri, yardımcı lider
ve grup lideri danışmanı Prof. Dr. S. Sonay Güçray tarafından izlenecektir.
Oluşturmak istediğimiz grupla ilgili bazı temel kurallarımız olacaktır. Seninle bu
temel kuralları konuşmak istiyorum.
• Gönüllülük esastır. Grubun amaçlarına uygun olarak süreçte aktiviteler
olacaktır. Bu aktivitelere katılmak grubun etkili bir şekilde yürütülmesi için
önemlidir.
• Grupta kesinlikle hiçbir üye diğer üyeleri ile fiziksel veya duygusal olarak
incitmeyecektir. (Kavga etmeme, sataşma, küfür etmeme vb…) Bu herkesin
kendini güvende hissetmesi için çok önemlidir.
• Grupta gizlilik esastır. Grupta yaşananlar hiçbir şekilde grup dışında
konuşulmaz. Ancak mahkeme tarafından istenen bilgiler olduğu takdirde bu
bilgiler paylaşılabilir. Onun dışında hiç kimse ile paylaşılmaz.
• Grup üyelerinin oturumlara zamanında gelmesi ve düzenli olarak devam
etmesi gerekir. Aksi taktirde grubun işleyişi bu durumdan olumsuz etkilenir.
• Herhangi bir nedenle bir üye gruptan ayrılmak zorunda kaldığında grupla
vedalaşarak ayrılmaya özen göstermelidir
Bu kurallarla ilgili, şu ana kadar olan paylaşımlarla ilgili, grup hakkında ya da
grup liderleri ile ilgili olarak senin sormak istediğin bir şeyler var mı?
353
Ön Görüşme Soruları
1. Karar verme ile ilgili benzer problemlere sahip olan öğrencilerle yaşantılarını
paylaşmaya istekli misin?
2. Karar verme konusunda en çok sıkıntı yaşadığın durumlar nelerdir?
3. Karar verme konusunda yaşantılarını ne kadar rahat konuşabiliyorsun?
4. Bu grupta en çok neleri başarmak için yer almak istiyorsun?
5. Bu grupta amaçlarına ulaşmak için çabalamaya istekli misin?
6. Grubun, amaçlarına ulaşmanda sana yardımcı olacağını düşünüyor musun?
7. Bir grup ortamında diğer arkadaşlarınla nasıl çalışıyorsun? Biraz anlatır mısın?
8. Senin bu gruba getireceğin katkıların neler olacak?
9. Grubun kurallarına düzenli olarak uyabileceğini düşünüyor musun?
10. Dokuzuncu sınıfta öğrenimine devam eden birinci dereceden akraban var mı?
(Kardeş, kuzen)
11. Herhangi bir sağlık problemin var mı?
12. Daha önce psikolojik yardım aldın mı?
13. Benim sana sorduğum sorularla ilgili veya senin merak ettiğin durumlarla ilgili
herhangi bir sorun var mı?
Zaman ayırıp benimle görüştüğün için sana teşekkür ediyorum. Değerlendirmelerimizi
yaptıktan sonra bu hafta içinde gruba katılıp katılmayacağın konusunda sana bilgi
vereceğiz.
Kaynak: DeLucia-Waack, (2006).
354
Karar Verme Kriterleri
S. No Sorular Puan
1 Bu öğrenci grubun hedef ve amaçlarını yeterince anlamış mı?
2 Bu öğrenci gruba katılmak ve üretken bir grup üyesi olmak için istekli görünüyor mu?
3 Gruptaki diğer öğrencilerin bu öğrenciden öğrenebilecekleri olumlu bazı davranışlara bu öğrenci sahip mi?
4 Bu öğrenci diğer adaylarla uyumlu görünüyor mu?
5 Bu öğrenci bağımsız bir şekilde mi, yoksa başkalarının etkisi altında kalarak mı gruba katılmaya karar vermiş.
6 Öğrenci gruba katılma kararını verebilecek yetkinlik düzeyinde mi?
7 Bu öğrencinin grup için motivasyon düzeyi nedir.
Toplam
Seçildi Seçilmedi
Yorumlar:
…………………………………………………………………………………………….
…………………………………………………………………………………………….
…………………………………………………………………………………………….
…………………………………………………………………………………………….
…………………………………………………………………………………………….
…………………………………………………………………………………………….
…………………………………………………………………………………………….
…………………………………………………………………………………………….
Kaynak:Morganett, (2005).
355
EK 10: AİLE BİLGİLENDİRME VE KABUL FORMU
Sayın Veli,
2008-2009 öğretim yılı bahar yarıyılında okulumuzda Karar Verme Beceri
Eğitimi grubu oluşturulacaktır. Çocuğunuzun bu psiko-eğitim grubuna katılması için
izniniz gerekmektedir. Psiko-eğitim grup çalışması 27-02-2009 tarihinden yaklaşık 11-
04-2009 tarihine kadar devam edecektir. Her biri 60 dakika sürecek 10 oturum
planlanmaktadır. Oturumlar her hafta öğrencilerin rehberlik saatlerinde ve bazı haftalar
okul idaresi, ders öğretmeni, okul psikolojik danışmanın kararlaştırdığı bir saatte
gerçekleştirilecektir.
Karar verme becerisi ergenlik döneminde bireylerin kazanması gereken bir
gelişim görevidir. Ergenlerin sağlıklı bir şekilde karar verebilmeleri ve iyi bir karar
verici olabilmeleri için bu dönemde kişisel seçimlerini yapabileceği fırsatların verilmesi
gerekir. Ergenlik dönemi problem çözme ve karar verme konusunda becerilerin
kazanıldığı bir dönemdir. Bu nedenle karar verme eğitiminin, önemli kararların henüz
alınmaya başlandığı ilköğretim ve liselerde düzenli olarak verilmesi gerekmektedir.
Karar verme beceri eğitimi grup uygulamaları programının temel amacı, yaşları 13-15
arasında değişen ergenlerin karar verme deneyimi yaşamasına, karar vermenin ilkeleri
hakkında tutarlı bir bilgi bütünlüğü kazanmasına, yanlış kararların nedenlerini
anlamalarına ve daha iyi, daha emin kararlar vermelerine yardımcı olmaktır.
Bu formu imzalayarak çocuğumun karar verme becerileri psiko-eğitim grubu
çalışmalarına katılması için izin veriyorum.
1. Grubun, üyelerine kişilerarası beceriler öğrenmek ve bunları uygulamak,
duygu ve düşünceleri paylaşmak, yeni davranışlar denemek ve yeni
arkadaşlar edinmek için fırsat sağlayacağını,
2. Yukarıda belirtilen durumlar dışında grup üyelerinin grupta paylaştıkları her
şeyin grupta kalacağına inanıyorum.
Veli adı ve soyadı: ………………… Öğrenci adı ve soyadı: …………………
Tarih: …/…/…. İmza: ………… Tarih: …/…/…. İmza: …………
İade edilecek kişiler: Uzm. Psik. Dan. Oğuzhan Çolakkadıoğlu
Okul Psik. Dan. Ergün Çoşkun
356
EK 11: GRUBA İLİŞKİN ÖLÇÜMLER GÖZLEM FORMU
GRUBA İLİŞKİN ÖLÇÜMLER
Grup Ölçümüne Hazıroluş
(Danışman Formu)
Adı: Tarih:
Soyadı:
Yönerge: Grup liderinin odaklandığı ve grup üyesinin davranışını en iyi tanımlayan
aşağıdaki kategorilerden her birindeki beş ifadeden birini işaretleyiniz.
I. Grup üyesinin gruba katılım konusundaki istekliliği
0 Oturum süresince sessiz kaldı.
1 Oturum süresince yalnızca “evet” ve “hayır” şeklinde yanıt verdi.
2 Oturum süresince biraz konuştu.
3 Oturum süresince genelde konuştu.
4 Oturum süresince konuştu.
II. Grup üyesinin değişim için istekliliği
0 Pasif, ilgisiz, problemli, çoğunlukla savunucu katılım gösterdi.
1 Görünür bir değişimin işareti yok, temkinli, dirençli iletişim kurdu ve değişim için motivasyonu düşüktü.
2 Bazı önemsiz tartışmalara katıldı. Önemsiz, zayıf bir ilerleme gösterdi, tartışmalarla ilgilendi. Diğerleri ile ilgilenmeye başlıyor.
3 Değişiyor gibi göründü, kavramsal düşünceler ve aktarım türünden katılımla daha çok ilgili.
4 Oturumu amaçlar doğrultusunda kullandı. İçgörü kazanıyor. Değişim için görünürde istekliydi.
III. Problemleri açıkça tartışmak için grup üyelerinin istekliliği
0 Grupta ele almak için problemleri olmadığını ifade ediyor.
1 Grupta ele almak için birkaç probleminin insanlarla olduğunu ama yardıma ihtiyacı olmadığını ifade ediyor.
2 Grupta ele almak için bazı problemlerinin olduğunu ama bunları açıklamak için fazla tereddütleri olduğunu ifade ediyor.
3 Grupta ele almak için bazı problemlerinin olduğunu ama bunları açıklamak için bazı tereddütleri olduğunu ifade ediyor.
4 Bazı problemlerinin olduğunu ama onları grupta paylaşmak için çok az ya da hiç tereddüdü olmadığını ifade ediyor.
357
IV. Grup üyesinin değişim için sorumluluğu
0 Değişiklikler yapmaya istekli değil
1 Değişim için tereddütleri var.
2 Davranışlarını gözden geçirmeye istekli ama bazı tereddütleri var.
3 Değişim için biraz sorumluluk alır.
4 Değişim için büyük sorumluluklar alır.
V. Grup üyesinin amaçlarını belirleyebilmesi
0 Bir amaç belirleme konusunda isteksiz.
1 Bir amaç belirleme konusunda tereddütleri var.
2 Biraz yardımla amacını belirleyebildi.
3 Biraz yardımla şimdi ve burada odaklı, gerçekçi bireylerarası bir amaç belirledi.
4 Açık bir şekilde, şimdi ve burada odaklı, gerçekçi, bireylerarası bir amaç
belirledi.
VI. Diğer grup üyeleri ile bağlantı kurma potansiyeli
0 Grupta bağlantı kurabileceği kimse yok.
1 Muhtemelen bir üye
2 En azından bir veya iki üye
3 Muhtemelen üç yada dört üye
4 Grup üyelerinin çoğu ya da hepsi
Bağlantı kurulan grup üyelerinin isimleri:
VII. Diğer grup üyeleri için rol model olma özelliği
0 Grupta rol model olabileceği kimse yok.
1 Muhtemelen grupta rol model olabileceği bir üye var.
2 En azından grupta rol model olabileceği bir ya da iki üye var.
3 Muhtemelen grupta rol model olabileceği üç ya da dört üye var.
4 Grupta üyelerin hepsine veya birçoğuna rol model olabiliyor.
Rol model olunan grup üyelerinin isimleri:
358
VIII. Grup lideri ile üyelerin bağlantısı
0 Grup lideri ile hiç bağlantısı yok.
1 Grup lideri ile çok az bağlantısı var.
2 Grup lideri ile az bağlantısı var.
3 Grup lideri ile orta düzeyde bağlantısı var.
4 Grup lideri ile güçlü bir bağlantısı var.
IX. Grubun yararlı olacağı beklentisi
0 Grup çalışmasının yararlı olabileceği yönünde hiçbir şey ifade etmedi.
1 Grup çalışmasının yararlı olabileceği konusunda tereddütleri olduğunu ifade etti.
2 Grup çalışmasının yararlı olabileceği konusunda bazı tereddütleri olduğunu ama bazı noktalarda kendisine yararlı olabileceğini ifade etti.
3 Grup çalışmasının muhtemelen yararlı olabileceğini ifade etti.
4 Grup çalışmasının yararlı olabileceğini güçlü bir inançla ifade etti.
359
EK 12: OTURUM SONU SÜREÇ DEĞERLENDİRME FORMU
OTURUM SONU SÜREÇ DEĞERLENDİRME
(Üye Formu)
Adı Soyadı:
Tarih:
Kaçıncı Oturum:
1. Bugün bu oturumdaki (I. oturum) yaşantı ya da olaylardan hangisi senin için en
önemlisiydi? Neden? Önemli gördüğün bu olayı ya da yaşantıyı anlatır mısın:
gerçekten ne oldu, kimler nasıl tepki verdiler?
………………………………………………………………………………………...
………………………………………………………………………………………...
………………………………………………………………………………………...
………………………………………………………………………………………...
………………………………………………………………………………………...
………………………………………………………………………………………...
………………………………………………………………………………………...
………………………………………………………………………………………...
………………………………………………………………………………………...
2. Bu olaydan ya da yaşantıdan ve bugünkü karar verme beceri eğitimi
oturumundan (I. oturum) neler elde ettiğini düşünüyorsun?
………………………………………………………………………………………...
………………………………………………………………………………………...
………………………………………………………………………………………...
………………………………………………………………………………………...
………………………………………………………………………………………...
………………………………………………………………………………………...
………………………………………………………………………………………...
………………………………………………………………………………………...
………………………………………………………………………………………...
360
EK 13: GRUP SÜRECİNİN GENEL DEĞERLENDİRİLMESİ FORMU
GRUP SÜRECİNİN GENEL DEĞERLENDİRİLMESİ
(Üye Formu)
Adı Soyadı:
Tarih:
Evet Hayır Bilmiyorum
1 Karar verme beceri eğitimi grubu öğrencilerin kendilerini daha iyi hissetmelerine yardımcı oldu.
2 Karar verme beceri eğitimi grubu öğrencilerin duygularını açığa çıkarmalarına yardımcı oldu.
3
Karar verme beceri eğitimi grup çalışması aile, arkadaşlar ve öğretmenlerle ilgili konularda öğrencilerin yeni bazı şeyler öğrenmelerine yardımcı oldu.
4 Karar verme beceri eğitimi grup çalışması karar verme becerilerini kazanmamda benim için yararlı oldu.
5 Liderler karar verme beceri eğitimi grubunu iyi yönetti.
6
Karar verme beceri eğitimi grubu yaşantısı sonunda öğrendiklerim:
………………………………………………………………………………………
………………………………………………………………………………………
………………………………………………………………………………………
………………………………………………………………………………………
………………………………………………………………………………………
………………………………………………………………………………………
………………………………………………………………………………………
………………………………………………………………………………………
………………………………………………………………………………………
………………………………………………………………………………………
………………………………………………………………………………………
………………………………………………………………………………………
………………………………………………………………………………………
………………………………………………………………………………………
………………………………………………………………………………………
361
………………………………………………………………………………………
………………………………………………………………………………………
………………………………………………………………………………………
………………………………………………………………………………………
………………………………………………………………………………………
………………………………………………………………………………………
………………………………………………………………………………………
………………………………………………………………………………………
………………………………………………………………………………………
………………………………………………………………………………………
………………………………………………………………………………………
………………………………………………………………………………………
………………………………………………………………………………………
………………………………………………………………………………………
Evet Hayır Belki
7 Arkadaşlarıma karar verme beceri eğitimi grubuna katılmalarını söyleyeceğim.
8
Karar verme beceri eğitimi grubunun daha iyi işlemesi için önerilerim:
………………………………………………………………………………………
………………………………………………………………………………………
………………………………………………………………………………………
………………………………………………………………………………………
………………………………………………………………………………………
………………………………………………………………………………………
………………………………………………………………………………………
………………………………………………………………………………………
………………………………………………………………………………………
………………………………………………………………………………………
………………………………………………………………………………………
………………………………………………………………………………………
………………………………………………………………………………………
………………………………………………………………………………………
………………………………………………………………………………………
………………………………………………………………………………………
362
EK 14: GRUP PLANLAMA KAĞIDI
GRUP PLANLAMA KAĞIDI
Tarih: …../…../…….
Kaçıncı Oturum: …..
Grup Liderleri:
Mazereti olup izin alan üyeler:
S. No Adı Soyadı S. No Adı Soyadı
1 3
2 4
İzin almadan (mazeret bildirmeden) gelmeyen üyeler:
S. No Adı Soyadı S. No Adı Soyadı
1 3
2 4
1. Bu Oturumda Kontrol Edilmesi Gereken Noktalar:
1. Önceki oturumda bir konu üzerinde çalışmayı bitiremeyen ve bu oturumda
kontrol edilmesi gereken üyeler:
S. No Adı Soyadı Notlar
1
2
3
2. Önceki oturumda ödev verilen ya da rapor verecek üyeler:
S. No Adı Soyadı Notlar
1
2
3
4
5
363
3. Varsa herhangi bir konu hakkında kontrol edilmesi gereken diğer üyeler:
S. No Adı Soyadı Notlar
1
2
3
2. Bitirilmesi ya da Tekrar Yapılması Gereken Grup Konuları:
1. Bireysel olarak bir üyenin ifade ettiği ya da grup amaçları ile ilgili olan konular:
………………………………………………………………………………………...
………………………………………………………………………………………...
2. Grup süreci ile ilgili olan konular:
………………………………………………………………………………………...
………………………………………………………………………………………...
3. İlk Defa Grupta Ele Alınacak Konular:
1. İlk defa ifade edilecek içerik konuları:
………………………………………………………………………………………...
………………………………………………………………………………………...
.......................................................................................................................................
2. İlk defa ifade edilecek süreç konuları:
………………………………………………………………………………………...
………………………………………………………………………………………...
.......................................................................................................................................
4. Süpervizyonda tartışılacak konular:
………………………………………………………………………………………...
………………………………………………………………………………………...
……………………………………………………………………………………….
………………………………………………………………………………………...
364
EK 15: ÖĞRENCİLERİN GRUP UYGULAMALARINDA YANITLADIKLARI
FORMLARDAN ÖRNEKLER
365
366
367
368
369
370
371
372
373
374
375
376
377
378
379
380
381
382
383
384
385
386
387
388
389
390
391
392
393
394
EK 16: RESMİ İZİN YAZISI
395
ÖZGEÇMİŞ
KİŞİSEL BİLGİLER
Adı, Soyadı: Oğuzhan Çolakkadıoğlu
Doğum Yeri ve Yılı: Hatay, 1977
Medeni Durumu: Evli, bir çocuğu var
Adres: Çukurova Üniversitesi Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü
Telefon: 0.322.3386733-23
E-posta: [email protected]
ÖĞRENİM DURUMU:
2003 - 2010 Doktora - Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Eğitim
Bilimleri Anabilim Dalı, Adana.
1999 - 2003 Yüksek Lisans - Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,
Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı, Adana.
1995 - 1999 Lisans- Çukurova Üniversitesi Eğitim Fakültesi, Rehberlik ve
Psikolojik Danışmanlık Anabilim Dalı, Adana.
1991 - 1994 İskenderun Demir-Çelik Lisesi, Hatay.
1988 - 1991 İskenderun Demir-Çelik Ortaokulu, Hatay.
1983 - 1988 İskenderun Demir-Çelik İlkokulu, Hatay.
İŞ DURUMU
2002-2010 Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Eğitim Bilimleri
Anabilim Dalı’nda Araştırma Görevlisi, Adana.
2002-2002 Mustafa Kemal Üniversitesi Eğitim Fakültesi İlköğretim
Bölümünde Araştırma Görevlisi, Hatay.
1999-2002 Adana Seyhan Cumhuriyet İlköğretim Okulunda Rehber Öğretmen,
Adana.
396
BİLİMSEL ÇALIŞMALAR:
Uğuz, Ş., Toros, F., İnanç, B., & Çolakkadıoğlu, O. (2004). Zihinsel
ve/veya bedensel engelli çocukların annelerinin anksiyete, depresyon ve
stres düzeylerinin belirlenmesi. Klinik Psikiyatri, 7, 42-47.
Çolakkadıoğlu, O., & Güçray, S. S. (2007). Ergenlerde Karar Verme
Ölçeği’ni Türkçe’ye uyarlama çalışması. Eğitim Araştırmaları Dergisi, 7
(26), 61-71.
Güçray, S., Çekici, F., & Çolakkadıoğlu, O. (2009). Psiko-eğitim
gruplarının yapılandırılması ve genel ilkeleri. Mersin Üniversitesi Eğitim
Fakültesi Dergisi, 5(1), 134-153.
Güçray, S., Çolakkadıoğlu, O., & Çekici, F. (2009). Grup uygulamalarında
aktiviteler/egzersizler; amaçları, çeşitleri ve uygulama örnekleri. Çukurova
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 18(2), 194-208.
Cenkseven-Önder, F., & Çolakkadıoğlu, O. (2009). Ergenlerde Öznel İyi
Olmanın Yordayıcıları Olarak Karar Verme ve Problem Çözme. XVIII.
Ulusal Eğitim Bilimleri Kurultayı, Ege Üniversitesi, İzmir.
Çolakkadıoğlu, O., Cenkseven-Önder, F., & Avcı, R. (2009). Ergenlerde
İç Kontrol Odağının Yordayıcıları Olarak Karar Verme ve Problem
Çözme. X. Ulusal Psikolojik Danışma ve Renberlik Kongresi, Çukurova
Üniversitesi, Adana.