tÜrkİye cumhurİyetİ Çukurova Ünİversİtesİ sosyal … · profesyonelleşme, özerklik,...

158
TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ İŞLETME ANABİLİM DALI AİLE İŞLETMELERİNDE KURUMSALLAŞMA VE KURUMSAL GİRİŞİMCİLİK ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA Musa ŞANAL DOKTORA TEZİ ADANA / 2011

Upload: others

Post on 30-Jan-2020

6 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

İŞLETME ANABİLİM DALI

AİLE İŞLETMELERİNDE KURUMSALLAŞMA VE KURUMSAL

GİRİŞİMCİLİK ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA

Musa ŞANAL

DOKTORA TEZİ

ADANA / 2011

Page 2: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

İŞLETME ANABİLİM DALI

AİLE İŞLETMELERİNDE KURUMSALLAŞMA VE KURUMSAL

GİRİŞİMCİLİK ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA

Musa ŞANAL

Danışman: Prof. Dr. Hüseyin ÖZGEN

DOKTORA TEZİ

ADANA / 2011

Page 3: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne;

Bu çalışma, jürimiz tarafından İşletme Anabilim Dalında DOKTORA TEZİ olarak

kabul edilmiştir.

Başkan: Prof. Dr. Hüseyin ÖZGEN

(Tez Danışmanı)

Üye: Prof. Dr. Azmi YALÇIN

Üye: Prof. Dr. Enver Alper GÜVEL

Üye: Doç. Dr. Kemal Can KILIÇ

Üye: Doç. Dr. Murat TÜRK

ONAY

Yukarıdaki imzaların, adı geçen öğretim elemanlarına ait olduklarını onaylarım.

……/……/2011

Prof. Dr. Azmi YALÇIN

Enstitü Müdürü

NOT: Bu tezde kullanılan ve başka kaynaktan yapılan bildirişlerin, çizelge, şekil ve

fotoğrafların kaynak gösterilmeden kullanımı, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri

Kanunu’ndaki hükümlere tabidir.

Page 4: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

i

ÖZET

AİLE İŞLETMELERİNDE KURUMSALLAŞMA VE KURUMSAL

GİRİŞİMCİLİK ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA

Musa ŞANAL

Doktora Tezi, İşletme Anabilim Dalı

Danışman: Prof. Dr. Hüseyin ÖZGEN

Eylül 2011, 142 sayfa

Kurumsallaşma, işletmenin çevresel değişime duyarlılığı sonucunda gelişen ve

bu değişime uyma çabalarıyla oluşan dinamik bir süreçtir. Kurumsal girişimcilik ise,

işletme içinde farklı bir yapı kurarak çalışanların girişimci ruhunu teşvik edip, örgütü

değişime ve yenilikçiliğe yöneltme sürecidir. Bu iki kavram, dünya ekonomisinde

büyük bir paya sahip olan aile işletmelerinin sürekliliklerini ve verimliliklerini

sağlayacak aktiviteler olarak görülebilir. Bu çalışmada, örneklemi oluşturan aile

işletmelerinde, kurumsallaşma ve bunun bileşenleri sosyal sorumluluk, tutarlılık,

profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun

bileşenleri risk, proaktiflik, stratejik yenilenme ve yenilikçilik üzerindeki etkilerinin

ölçülmesi amaçlanmıştır. Ayrıca kontrol değişkenleri olarak belirlenen cinsiyet, yaş ve

öğrenim düzeyi gibi çalışanların demografik özelliklerinin, kurumsallaşma ve kurumsal

girişimcilik düzeyi üzerindeki etkilerinin ölçülmesi de çalışma amacı kapsamındadır.

Anket yöntemiyle sağlanan veriler, istatistik programı kullanılarak analiz edilmektedir.

Bu çalışmada, geliştirilen araştırma hipotezleri, istatistiksel analiz teknikleri

kullanılarak sınanmakta, elde edilen bulgular ve değerlendirmeler ışığında çalışmanın

örgüt kuramına yaptığı katkı tartışılmakta, bundan sonraki çalışmalara ışık tutabilecek

bir takım öneriler geliştirilerek iş dünyasının çalışmanın sonuçlarından nasıl

yararlanabileceği üzerinde durulmaktadır.

Anahtar Kelimeler: Aile İşletmeleri, Küçük ve Orta Büyüklükte İşletme

Kurumsallaşma, Kurumsal Girişimcilik

Page 5: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

ii

ABSTRACT

A STUDY OF FAMILY BUSINESSES ON INSTITUTIONALIZATION AND

INSTUTIONAL ENTREPRENEURSHIP

Musa ŞANAL

Ph.D. Thesis, Business Department

Supervisor: Prof. Dr. Hüseyin ÖZGEN

September 2011, 142 pages

The effects of change and the efforts made by business firms to adopt

themselves to the change is a process that facilitate the institutionalization and

institutional entrepreneurship, is a process to structure a different frame to support

employees entreprenurship with the intention of placing the business firms in an

innovative route. These two terms institutionalization and institutional entrepreneurship,

can be seen as the key elements of family businesses that support the company’s

stability and productivity. This study is focused on family businesses, the

institutionalization and its components social responsibility, stability,

professionalization, autonomy, transparency and institutional entrepreneurship along

with the risk and proactivity that have effects on strategic change and modernism. In

addition, the effects of demographic factors such as gender, age and education on the

institutionalization and institutional entrepreneurship are also covered in this study.

Data from the questionaire have been analyzed by using the statistical techniques.

Research hipotheses, have been examined by the statistical techniques and the findings

have been investigated on their effects on businesess. Findings and evaluations made

with respect to their effects on family businesses.

Key Words: Family Business, Small and Medium Sized Enterprises,

Institutionalization, Institutional Entrepreneurship

Page 6: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

iii

ÖNSÖZ

Günümüz yoğun rekabet ortamında, firmaların birincil amacı piyasada

sürdürülebilirliklerini sağlamak ve rekabet üstünlüğü elde etmektir. Firmalar, bu

amaçlarına ulaşabilmek için sürekli olarak kendilerini yenilemeleri, piyasaya yeni ürün

sunmaları ve yeni örgüt modelleri oluşturmalıdırlar. Firmaların yenilik odaklı olmaları,

müşterilerine sürekli kaliteli ve üstün değer sunan ürünler geliştirmeleri için dinamik bir

örgüt kültürüne sahip olmaları gerekir. Bu kültüründe firmaya uyumu için, öncelikle

kurumsal anlayışın firma yapısına uyarlanması ve bunun sonucunda firma çalışanlarının

kurum içinde bir girişimci gibi çalışıp, yenilikçiliği ve proaktifliği firmanın ruhuna

işlemeleri gerekir.

Bu çalışmada, aile işletmelerinde kurumsallaşma düzeyinin kurumsal girişimcilik

düzeyi üzerindeki etkisi inceleme konusu yapılmaktadır. Doktora eğitimim boyunca engin bilgisini ve desteğini hiç esirgemeyen, tez

danışmanım ve değerli hocam Prof. Dr. Hüseyin ÖZGEN’e, çalışmamda üstlendiği önemli

rolü, eleştirileri ve katkıları için sonsuz teşekkürlerimi sunarım. Ayrıca, başta Prof. Dr.

Azmi YALÇIN olmak üzere çalışmanın çeşitli safhalarında gösterdikleri katkılardan ötürü

Doç. Dr. Ali DANIŞMAN’a, Doç. Dr. Kemal Can KILIÇ’a, Yrd. Doç. Dr. Mustafa Fedai

ÇAVUŞ’a, Yrd. Doç. Dr. Bahattin KARADEMİR’e minnettarım.

Öte yandan, benim için sonsuz fedakârlıklar gösteren, sevgili babam Ahmet

ŞANAL’a ve sevgili annem Mediha ŞANAL’a, bu uzun ve zorlu süreçte benimle olup

desteklerini hiç esirgemeyen, değerli eşim İlkin ŞANAL, biricik kızım Zeynep ŞANAL

ile sevgili ablalarım Zahide YAZAR ve Güzide SEVGİ’ye sonsuz teşekkürlerimi

sunarım.

Musa ŞANAL Eylül 2011, Adana

Page 7: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

iv

İÇİNDEKİLER

Sayfa

ÖZET…………………………………………………………………………… i

ABSTRACT……………………………………………………………………. ii

ÖNSÖZ…………………………………………………………………………. iii

TABLOLAR LİSTESİ………………………………………………………… ix

ŞEKİLLER LİSTESİ………………………………………………………….. xiii

BÖLÜM 1

GİRİŞ

1.1. Çalışmanın Önemi…………………………………………………………. 1

1.2. Çalışmanın Amacı…………………………………………………………. 2

1.3. Çalışmanın Kapsamı……………………………………………………….. 3

1.4. Çalışmanın Yöntemi……………………………………………………….. 3

1.5. Çalışmanın Planı…………………………………………………………… 4

BÖLÜM 2

KURAMSAL ÇERÇEVE

2.1. Aile İşletmesi……………………………………………………………… 5

2.1.1. Aile İşletmesi Tanımı………………………………………………. 6

2.1.2. Aile İşletmesinin Temel Özellikleri………………………………... 8

2.1.3. Aile İşletmesinin Gelişim Evreleri…………………………………. 10

2.1.3.1. Girişimcinin Sahip Olduğu ve Yönettiği Birinci Nesil Aile

İşletmeleri………………………………………………… 11

2.1.3.2. Büyüyen ve Gelişen Aile İşletmeleri……………………… 11

2.1.3.3. Karmaşık Aile İşletmeleri………………………………….. 12

2.1.4.4. Sürekli Olmayı Başaran Aile İşletmeleri…………………... 13

2.1.4. Aile İşletmeleri Sistem Modelleri…………………………………... 14

2.1.4.1. Aile Sistem Teorisi………………………………………… 14

2.1.4.2. Aile İşletmeleri Üç Daire Modeli………………………….. 16

2.1.5. Aile İşletmelerinin Dünya ve Türkiye Ekonomisindeki Durumu….. 18

Page 8: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

v

2.1.6. Aile İşletmelerinin Güçlü ve Zayıf Yönleri………………………… 20

2.1.6.1. Aile İşletmelerinin Güçlü Yönleri…………………………. 20

2.1.7.2. Aile İşletmelerinin Zayıf Yönleri………………………….. 22

2.2. Küçük ve Orta Büyüklükte İşletme (KOBİ)……….………………………. 26

2.2.1. KOBİ Tanımı………...…………………………………………….. 27

2.2.2. KOBİ’lerin Önemi…………………………………………………. 31

2.2.3. KOBİ’lerin Avantajları ve Dezavantajları……………………….…. 32

2.2.3.1. KOBİ’lerin Avantajları…………….………………………. 33

2.3.3.2. KOBİ’lerin Dezavantajları…………….…………………… 34

2.3. Kurumsallaşma Kavramı…………………………………………………... 35

2.3.1. Örgütsel Kurumsallaşma Yaklaşımları…………………………….. 38

2.3.1.1. Rasyonel Kurumsallaşma Yaklaşımı……………………… 38

2.3.2.2. Kurumsallaşma Analizi Yaklaşımı………………………… 39

2.3.2. Kurumsallaşmanın Temel Bileşenleri……………………………… 40

2.3.2.1. Formalleşme………………………………………………. 40

2.3.3.2. Profesyonelleşme………………………………………….. 41

2.3.3.3. Sosyal Sorumluluk………………………………………… 42

2.3.3.4. Tutarlılık…………………………………………………… 43

2.3.3.5. Özerklik………….………………………………………… 44

2.3.3.6. Şeffaflık…………………………………………………… 44

2.3.3. Kurumsallaşma Süreci……………………………………………… 45

2.4. Kurumsal Girişimcilik Kavramı…………………………………………… 48

2.4.1. Kurumsal Girişimcilik Tanımı……………………………………… 49

2.4.2. Kurumsal Girişimciliğin Bileşenleri………………………………... 53

2.4.2.1. Yeni Girişimler…………………………………………….. 55

2.4.2.2. Yeni İşler…………………………………………………... 55

2.4.2.3. Ürün Yeniliği……………………………………………… 55

2.4.2.4. Süreç Yeniliği……………………………………………… 56

2.4.2.5. Kendini Yenileme………………………………………….. 56

2.4.2.6. Risk Alma………………………………………………….. 56

2.4.2.7. Proaktiflik………………………………………………….. 57

2.4.2.8. Rekabetçi Agresiflik……………………………………….. 57

2.4.2.9. Stratejik Yenilenme………………………………………... 58

Page 9: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

vi

2.4.10. Kurumsal Girişimciliğin Uygulama Türleri……………………….. 58

2.4.10.1. Sürdürülebilir Yenilenme…………………………………. 58

2.4.10.2. Örgütsel Yenilenme………………………………………. 59

2.4.10.3. Faaliyet Alanını Yeniden Tanımlama…………………….. 59

BÖLÜM 3

ARAŞTIRMA MODELİ VE HİPOTEZLER

3.1. Araştırma Modeli ve Hipotezler…………………………………………... 60

3.2. Kurumsallaşma Bileşenlerinin Kurumsal Girişimcilik Bileşenleri

Üzerindeki Etkileri………………………………………………………… 60

3.2.1. Sosyal Sorumluluğun Kurumsal Girişimcilik Bileşenleri Üzerindeki

Etkisi………………………………………………………………. 61

3.2.2. Tutarlılığın Kurumsal Girişimcilik Bileşenleri Üzerindeki Etkisi…. 62

3.2.3. Profesyonelleşmenin Kurumsal Girişimcilik Bileşenleri Üzerindeki

Etkisi……………………………………………………………….. 63

3.2.4. Özerkliğin Kurumsal Girişimcilik Bileşenleri Üzerindeki Etkisi….. 64

3.2.5. Formalleşmenin Kurumsal Girişimcilik Bileşenleri Üzerindeki

Etkisi………………………………………………………………... 65

3.2.6. Şeffaflığın Kurumsal Girişimcilik Bileşenleri Üzerindeki Etkisi....... 66

3.2.7. Hipotezlerin Genel Olarak Değerlendirilmesi……………………… 67

BÖLÜM 4

ARAŞTIRMA YÖNTEMİ, BULGULAR VE DEĞERLENDİRMELER

4.1. Örneklem Seçimi…………………………………………………………... 68

4.2. Verilerin Toplanması……………………………………………………… 69

4.3. Güvenilirlik Analizleri……………………………………………………... 79

4.4. Anketlerin Dağılımı ve Dönüş Oranı………………………………………. 80

4.5. Verilerin Analiz Yöntemi………………………………………………….. 80

4.6. Katılımcıların Demografik Özellikleri……………………………………. 81

4.6.1.1. Katılımcıların Çalıştıkları İşletmenin Faaliyet Süresi…………… 81

4.6.1.2. Katılımcıların Cinsiyetlere Göre Dağılımı……………………….. 82

Page 10: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

vii

4.6.1.3. Katılımcıların Yaşlarına Göre Dağılımı………………………….. 83

4.6.1.4. Katılımcıların Öğrenim Düzeylerine Göre Dağılımı..……............ 83

4.7. Katılımcıların Anket Sorularına Verdikleri Cevapların Demografik

Özelliklerine Göre Farklılaşması…………………………………………... 87

4.7.1. Katılımcıların Tutarlılık Düzeylerinin Demografik Özelliklerine

Göre Farklılaşması………………………………………………….. 87

4.7.2. Katılımcıların Sosyal Sorumluluk Düzeylerinin Demografik

Özelliklerine Göre Farklılaşması……………………………………. 88

4.7.3. Katılımcıların Profesyonelleşme Düzeylerinin Demografik

Özelliklerine Göre Farklılaşması…………………………………… 89

4.7.4. Katılımcıların Özerklik Düzeylerinin Demografik Özelliklerine

Göre Farklılaşması………………………………………………….. 89

4.7.5. Katılımcıların Formalleşme Düzeylerinin Demografik Özelliklerine

Göre Farklılaşması…………………………………………………. 90

4.7.6. Katılımcıların Şeffaflık Düzeylerinin Demografik Özelliklerine

Göre Farklılaşması…………………………………………………. 91

4.7.7. Katılımcıların Risk Düzeylerinin Demografik Özelliklerine Göre

Farklılaşması………………………………………………………... 91

4.7.8. Katılımcıların Stratejik Yenilenme Düzeylerinin Demografik

Özelliklerine Göre Farklılaşması…………………………………… 92

4.7.9. Katılımcıların Proaktiflik Düzeylerinin Demografik Özelliklerine

Göre Farklılaşması………………………………………………….. 93

4.7.10. Katılımcıların Yenilikçilik Düzeylerinin Demografik Özelliklerine

Göre Farklılaşması………………………………………………… 94

4.8. Kurumsallaşma ve Kurumsal Girişimcilik Arasındaki İlişkiler………….… 94

4.8.1. Sosyal Sorumluluk ile Risk Arasındaki İlişki ……………………... 96

4.8.2. Sosyal Sorumluluk ile Stratejik Yenilenme Arasındaki İlişki……... 96

4.8.3. Sosyal Sorumluluk ile Proaktiflik Arasındaki İlişki ………………. 97

4.8.4. Sosyal Sorumluluk ile Yenilikçilik Arasındaki İlişki ……............... 98

4.8.5. Tutarlılık ile Risk Arasındaki İlişki ……………………………….. 99

4.8.6. Tutarlılık ile Stratejik Yenilenme Arasındaki İlişki ……….............. 100

4.8.7. Tutarlılık ile Proaktiflik Arasındaki İlişki …………………………. 100

4.8.8. Tutarlılık ile Yenilikçilik Arasındaki İlişki ………………………... 101

Page 11: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

viii

4.8.9. Profesyonelleşme ile Risk Arasındaki İlişki ………………………. 102

4.8.10. Profesyonelleşme ile Stratejik Yenilenme Arasındaki İlişki……... 102

4.8.11. Profesyonelleşme ile Proaktiflik Arasındaki İlişki ………………. 103

4.8.12. Profesyonelleşme ile Yenilikçilik Arasındaki İlişki ……………... 104

4.8.13. Özerklik ile Risk Arasındaki İlişki ………………………………. 105

4.8.14. Özerklik ile Stratejik Yenilenme Arasındaki İlişki ………………. 106

4.8.15. Özerklik ile Proaktiflik Arasındaki İlişki ………………………… 106

4.8.16. Özerklik ile Yenilikçilik Arasındaki İlişki ………………………. 107

4.8.17. Formalleşme ile Risk Arasındaki İlişki ………………………….. 107

4.8.18. Formalleşme ile Stratejik Yenilenme Arasındaki İlişki ………….. 109

4.8.19. Formalleşme ile Proaktiflik Arasındaki İlişki ……………………. 109

4.8.20. Formalleşme ile Yenilikçilik Arasındaki İlişki …………………... 110

4.8.21. Şeffaflık ile Risk Arasındaki İlişki ………………………............. 111

4.8.22. Şeffaflık ile Stratejik Yenilenme Arasındaki İlişki ………………. 111

4.8.23. Şeffaflık ile Proaktiflik Arasındaki İlişki ………………………… 112

4.8.24. Şeffaflık ile Yenilikçilik Arasındaki İlişki …………….…………. 113

BÖLÜM 5

SONUÇ ve ÖNERİLER

5.1. Sonuç 116

5.2. Öneriler 121

KAYNAKÇA..…………………………………………………………………. 123

EKLER…………………………………………………………………………. 138

ÖZGEÇMİŞ…………………………………………………………………… 141

Page 12: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

ix

TABLOLAR LİSTESİ Sayfa

Tablo 1: Aile İşletmeleri ve Diğer İşletmeler Arasındaki Farklılıklar...…… 10

Tablo 2: Aile ve İşletme Sistemleri Arasındaki Farklar………………….. 15

Tablo 3: Aile İşletmelerinin Ülke Ekonomilerindeki Payları…………….. 19

Tablo 4: Türkiye’de Yer Alan Köklü Aile İşletmeleri…………………… 20

Tablo 5: Aile İşletmesinin Güçlü ve Zayıf Yönleri…..……………………. 26

Tablo 6: Türkiye’de Yapılan KOBİ Tanımları……….……………………. 29

Tablo 7: Avrupa Birliği KOBİ Göstergeleri.………………………………. 30

Tablo 8: KOBİ’lerin Ülke Ekonomilerindeki Yeri…..…………………….. 31

Tablo 9: Örgütsel Kurumsallaşma Yaklaşımları…...………………………. 40

Tablo 10: Sosyal Sorumluluğun Temelleri………………………………… 42

Tablo 11: Kurumsal Girişimcilik Tanımları……………………………….. 50

Tablo 12: Kurumsal Girişimcilik Bileşenleri..…………………………….. 54

Tablo 13: Kurumsallaşma Değişkeni İçin Bartlett Testi Sonuçları….…….. 70

Tablo 14: Kurumsallaşma Değişkeni İçin Korelasyon Matrisinin

Özdeğerleri……………………………………………………… 71

Tablo 15: Formalleşme Ölçeği Maddeleri ve Ortalamaları.……………….. 72

Tablo 16: Özerklik Ölçeği Maddeleri ve Ortalamaları….…………………. 72

Tablo 17: Profesyonelleşme Ölçeği Maddeleri ve Ortalamaları….………... 73

Tablo 18: Şeffaflık Ölçeği Maddeleri ve Ortalamaları……….……………. 74

Tablo 19: Sosyal Sorumluluk Ölçeği Maddeleri ve Ortalamaları.…………. 74

Tablo 20: Tutarlılık Ölçeği Maddeleri ve Ortalamaları……………………. 75

Tablo 21: Kurumsal Girişimcilik İçin Bartlett Testi Sonuçları……………. 75

Tablo 22: Kurumsal Girişimcilik İçin Korelasyon Matrisinin Özdeğerleri 76

Tablo 23: Yenilikçilik Ölçeği Maddeleri ve Ortalamaları…..……………... 77

Tablo 24: Stratejik Yenilenme Ölçeği Maddeleri ve Ortalamaları……..…. 77

Tablo 25: Risk Ölçeği Maddeleri ve Ortalamaları…..…………………….. 78

Tablo 26: Proaktiflik Ölçeği Maddeleri ve Ortalamaları……..…………… 79

Tablo 27: Araştırmada Kullanılan Ölçeklere İlişkin Güvenirlik Değerleri 79

Tablo 28: İşletmelerin Faaliyet Süresi……………………………………. 81

Tablo 29: Katılımcıların Cinsiyetlerine Göre Dağılımı……………….….. 82

Tablo 30: Katılımcıların Yaş Dağılımı………………..…………………… 83

Tablo 31: Katılımcıların Öğrenim Düzeylerine Göre Dağılımı….……….. 84

Page 13: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

x

Tablo 32: İşletmelerin Sektörlere Göre Dağılımı…..……………………… 84

Tablo 33: İşletmelerin Yaş Dağılımı……….………………………………. 85

Tablo 34: İşletmelerin Çalışan Sayısına Göre Dağılımı….……..………… 85

Tablo 35: Çalışma Süresi İçin Özet İstatistikler…………………………… 86

Tablo 36: Katılımcıların Tutarlılık Düzeylerinin Demografik

Özelliklerine Göre Farklılaşması……..…………………………. 87

Tablo 37: Katılımcıların Sosyal Sorumluluk Düzeylerinin Demografik

Özelliklerine Göre Farklılaşması……..…………………………. 88

Tablo 38: Katılımcıların Profesyonelleşme Düzeylerinin Demografik

Özelliklerine Göre Farklılaşması……………………..………… 89

Tablo 39: Katılımcıların Özerklik Düzeylerinin Demografik

Özelliklerine Göre Farklılaşması……………..…………………. 89

Tablo 40: Katılımcıların Formalleşme Düzeylerinin Demografik

Özelliklerine Göre Farklılaşması…….………………………… 91

Tablo 41: Katılımcıların Şeffaflık Düzeylerinin Demografik

Özelliklerine Göre Farklılaşması…...…………………………… 92

Tablo 42: Katılımcıların Risk Düzeylerinin Demografik Özelliklerine

Göre Farklılaşması…………...………………………………….. 92

Tablo 43: Katılımcıların Stratejik Yenilenme Düzeylerinin Demografik

Özelliklerine Göre Farklılaşması…...…………………………… 93

Tablo 44: Katılımcıların Proaktiflik Düzeylerinin Demografik

Özelliklerine Göre Farklılaşması………...……………………… 93

Tablo 45: Katılımcıların Yenilikçilik Düzeylerinin Demografik

Özelliklerine Göre Farklılaşması…..…………………………… 94

Tablo 46: Sosyal Sorumluluk ile Risk Arasındaki İlişkiye Yönelik

Regresyon Analizi ……..……………………………….………. 96

Tablo 47: Sosyal Sorumluluk ile Stratejik Yenilenme Arasındaki İlişkiye

Yönelik Regresyon Analizi ……..……………………………… 97

Tablo 48: Sosyal Sorumluluk ile Proaktiflik Arasındaki İlişkiye Yönelik

Regresyon Analizi ……..……………………………………... 98

Tablo 49: Sosyal Sorumluluk ile Yenilikçilik Arasındaki İlişkiye Yönelik

Regresyon Analizi……..……………………………..…………. 98

Page 14: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

xi

Tablo 50: Tutarlılık ile Risk Arasındaki İlişkiye Yönelik Regresyon

Analizi ……..……………………………………………...……. 99

Tablo 51: Tutarlılık ile Stratejik Yenilenme Arasındaki İlişkiye Yönelik

Regresyon Analizi ……..…………………………………..…… 100

Tablo 52: Tutarlılık ile Proaktiflik Arasındaki İlişkiye Yönelik

Regresyon Analizi …..………………………..………………... 101

Tablo 53: Tutarlılık ile Yenilikçilik Arasındaki İlişkiye Yönelik

Regresyon Analizi …..……………………….…………………. 101

Tablo 54: Profesyonelleşme ile Risk Arasındaki İlişkiye Yönelik

Regresyon Analizi ..…………………………………………….. 102

Tablo 55: Profesyonelleşme ile Stratejik Yenilenme Arasındaki İlişkiye

Yönelik Regresyon Analizi …...………………………………… 103

Tablo 56: Profesyonelleşme ile Proaktiflik Arasındaki İlişkiye Yönelik

Regresyon Analizi ……..…………………………….…………. 104

Tablo 57: Profesyonelleşme ile Yenilikçilik Arasındaki İlişkiye Yönelik

Regresyon Analizi……..…………………………….………….. 105

Tablo 58: Özerklik ile Risk Arasındaki İlişkiye Yönelik Regresyon

Analizi…………..………………….…………………………… 105

Tablo 59: Özerklik ile Stratejik Yenilenme Arasındaki İlişkiye Yönelik

Regresyon Analizi……..………………………….. …………... 106

Tablo 60: Özerklik ile Proaktiflik Arasındaki İlişkiye Yönelik Regresyon

Analizi…..……………………………….. …………………….. 107

Tablo 61: Özerklik ile Yenilikçilik Arasındaki İlişkiye Yönelik

Regresyon Analizi ……………………………….……………… 108

Tablo 62: Formalleşme ile Risk Arasındaki İlişkiye Yönelik Regresyon

Analizi ………...………………………………………………… 108

Tablo 63: Formalleşme ile Stratejik Yenilenme Arasındaki İlişkiye

Yönelik Regresyon Analizi ..…………………………………… 109

Tablo 64: Formalleşme ile Proaktiflik Arasındaki İlişkiye Yönelik

Regresyon Analizi…..………………………..…..……………... 110

Tablo 65: Formalleşme ile Yenilikçilik Arasındaki İlişkiye Yönelik

Regresyon Analizi…..…………………………..………………. 110

Page 15: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

xii

Tablo 66: Şeffaflık ile Risk Arasındaki İlişkiye Yönelik Regresyon

Analizi…..………………………....……………………………. 111

Tablo 67: Şeffaflık ile Stratejik Yenilenme Arasındaki İlişkiye Yönelik

Regresyon Analizi..………………………………..……………. 112

Tablo 68: Şeffaflık ile Proaktiflik Arasındaki İlişkiye Yönelik Regresyon

Analizi………..…………………………..……………………… 112

Tablo 69: Şeffaflık ile Yenilikçilik Arasındaki İlişkiye Yönelik

Regresyon Analizi………..……………….…………………….. 113

Tablo 70: Araştırma Bulguları ve Değerlendirmeler….………..………….. 114

Page 16: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

xiii

ŞEKİLLER LİSTESİ

Sayfa

Şekil 1: Aile İşletmeleri Üç Daire Modeli…..……………………………... 16

Şekil 2: Geleneksel Kurumsallaşma Çizgisi………………….…………… 47

Şekil 3: Kurumsallaşma Süreci……………………………….…………… 48

Şekil 4: Araştırma Modeli…………………………………….…………… 60

Şekil 5: Çalışma Süresi İçin Histogram……………………………………. 86

Page 17: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

1

BÖLÜM 1

GİRİŞ

Günümüz dünyasında rol alan işletmelerin büyük bir çoğunluğu aile işletmesi

niteliğindedir. Aile işletmesi bir veya birden fazla aile üyesinin sahipliğinde ve

yönetiminde faaliyetlerini sürdüren işletmeler olarak tanımlanabilir (Shanker ve

Astrachan, 1996, s.107; Wortman, 1994, s.3). Aile işletmelerinin en önemli

sorunlarından biri sürdürülebilirliklerini devam ettirmektir. İlgili yazın tarandığında

ikinci veya üçüncü kuşaktan sonra birçok aile işletmesinin faaliyetini sürdüremediği

görülmüştür. Sürdürülebilirliğin sağlanması için kurumsallaşmanın işletme

faaliyetlerine uyarlanması gerekir. Kurumsallaşma, işletmenin çevresinde meydana

gelen değişimlere uyum sağlaması için belirli standartların işletmeye aktarılması olarak

tanımlanabilir. Öte yandan yönetim biliminin en revaçta kavramlarından bir diğeri

kurumsal girişimciliktir. Kurumsal girişimcilik, örgüt içinde farklı bir örgüt kurarak

çalışanları değişime ve yenilikçiliğe odaklayıp başarılı olmaktır. Bu tez çalışmasında,

küresel ekonominin itici gücü olan aile işletmelerinde kurumsallaşma ve kurumsal

girişimcilik kavramları arasındaki ilişki incelenmiştir.

1.1. Çalışmanın Önemi

Çalışanların ve örgütlerin sosyal ve kültürel açıdan sürekli değişim içinde

olduğu günümüzde, özellikle aile işletmesi niteliğinde olup büyümeye çalışan küçük ve

orta büyüklükte işletme (KOBİ)’lerde veya sürekliliklerini korumak isteyen örgütlerde

kurumsallaşma bir çözüm olarak görülmektedir (Zedeck ve Mosier, 1990, s. 243; Özer,

2007). Kurumsallaşmayla beraber, mevcut bir organizasyonda bir veya bir grup bireyin

formal veya informal biçimde yeni bir organizasyon oluşturduğu, bu organizasyon

içerisinde yenilenme ve yeniliği teşvik ettiği bir süreç olarak kabul edilen kurumsal

girişmcilikde örgütlerin pazar dinamizmine uyum gösterebilmeleri için gerereken bir

süreç olarak değerlendirilmektedir (Sharma ve Chrisman:1999, s.18; Koçel, 1998, s.18).

Kurumsallaşmış işletmeler rekabet üstünlüğü sağlamak ve rekabet çevrelerindeki

fırsatları değerlendirmek üzere girişimci bir kimlik kazanmayı amaçlamaktadır.

Kurumsal girişimciliğin çok revaçta olmasının nedenlerinden biri kurumlara kendi

çalışanlarının ve yöneticilerinin yenilikçi yeteneklerini işlerinde kullanmalarına izin

Page 18: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

2

vermesidir (Sharma ve Chrisman, 1999; Bulut, Aktan ve Yılmaz, 2008, s.1391; Guth ve

Ginsberg, 1990; Wiklund ve Shepherd, 2005). Türkiye’de faaliyet gösteren işletmelerin

yaklaşık % 90’a yakın bir kısmı aile işletmesi niteliğindedir, dolayısıyla bu tür

işletmeler ekonominin lokomotifi olarak görülmekte ve gelişimleri teşvik edilmektedir.

Dünyada olduğu gibi ülkemizde de bu işletmelerin en önemli sorunlarından birisi

sürekliliklerini sağlamaktır. İlgili yazın tarandığında, kurumsallaşmanın işletmelerin

süreklilikleri için gereken en önemli süreçlerden biri olarak kabul edildiği görülmüştür.

Kurumsallaşmanın işletmeye uyarlanması için çalışanların bu sürece hazır olmaları

gerekir, işte bu esnada karşımıza çalışanların yenilikçi ve girişimci bir tarza sahip

olmalarını amaçlayan kurumsal girişimcilik süreci çıkmaktadır. Kurumsallaşma ve

kurumsal girişimcilik kavramlarının uluslararası yazında birçok farklı açılardan ele

alındığı ve bir takım değişkenlerle ilişkilerinin incelendiği görülmüştür (Scott, 1992;

Meyer ve Rowan 1977, Selznick, 1996; Deephouse, 1996, Burgelman 1983; Pinchot

1985; Zahra 1991, 1993; Lumpkin ve Dess, 1996; Antoncic ve Hisrich 2001). Ancak,

daha önce yapılan çalışmaların büyük bir kısmının tez çalışması çerçevesinde ele alınan

değişkenlerin sadece bir kısmı üzerinde durduğu ve bu iki kavram (kurumsallaşma ve

kurumsal girişimcilik) arasındaki ilişkiyi yeterince ele almadıkları belirlenmiştir. Bu

nedenle, çalışma kurumsallaşma bileşenlerinin (sosyal sorumluluk, tutarlılık,

profesyonelleşme, özerklik, formalleşme, şeffaflık) ayrı ayrı kurumsal girişimcilik

bileşenleri (risk, proaktiflik, stratejik yenilenme, yenilikçilik) üzerindeki etkilerini ele

alması açısından önemlidir. Bu iki kavram arasındaki ilişkinin aile işletmelerinde

incelenecek olması ve sonuçların Türkiye bağlamında değerlendirilecek olması çalışma

önemini bir diğer açıdan ortaya koymaktadır.

1.2. Çalışmanın Amacı

Bu çalışmanın amacı, dünya ve Türkiye ekonomisi için önemi gittikçe artan aile

işletmelerinde kurumsallaşma kavramının kurumsal girişimcilik üzerindeki etkilerinin

ölçülmesini sağlamaktır. Bu iki kavram için incelenen bileşenler, yazın taramasından

hareketle, kurumsallaşma için; sosyal sorumluluk, tutarlılık, profesyonelleşme, özerklik,

formalleşme ve şeffaflık olarak belirlenirken; kurumsal girişimcilik için risk, proaktiflik,

stratejik yenilenme ve yenilikçilik olarak belirlenmiştir. Ayrıca araştırma kapsamında

kontrol değişkenleri olarak belirlenen cinsiyet, yaş ve öğrenim düzeyi gibi değişkenlerin

kurumsallaşma ile kurumsal girişimcilik üzerindeki etkilerinin ölçülmesi de bulunmaktadır.

Page 19: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

3

1.3. Çalışmanın Kapsamı

Bu çalışmanın kapsamı, İstanbul Sanayi Odası tarafından belirlenen İkinci 500

Büyük Sanayi Kuruluşunun kurumsallaşma düzeyinin kurumsal girişimcilik düzeyi

üzerindeki etkisinin incelenmesi olarak belirlenmiştir. Bu çalışmanın kapsamının

belirlenmesi sürecinde kurumsallaşma ve kurumsal girişimcilik konusunda daha önce

yapılan araştırmalarda izlenen yöntem benimsenerek, çalışmanın kapsamı İSO

tarafından açıklanan İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu olarak sınırlandırılmıştır.

1.4. Çalışmanın Yöntemi

Bu çalışmanın hazırlanması için öncelikle saha araştırması konusu olan aile

işletmeleri, kurumsallaşma ve kurumsal girişimcilik kavramlarıyla ilgili yazın taraması

yapılarak farklı araştırmacıların konuya yaklaşımları üzerinde durulmuş, çalışma

kapsamında ele alınan kurumsallaşma ve kurumsal girişimcilik değişkenleri arasında ne tür

etkilerin bulunduğu ve söz konusu etkilerin hangi yöntemlerle analiz edildiği incelenmiştir.

Aile işletmelerinde kurumsallaşmanın kurumsal girişimcilik üzerine etkisinin incelenmesi

amacıyla ilgili yazından faydalanarak geliştirilen hipotezlerin sınanması için anket formu

oluşturulmuştur. Bunun için, daha önce geliştirilmiş ölçekler incelenerek saha

araştırmasının yapısına en uygun olduğu düşünülen ölçekler anket formunda kullanılmak

üzere belirlenmiştir.

Bu çalışmanın saha araştırması için kullanılan anket formunda demografik

göstergelere ilaveten katılımcıların kurumsallaşma düzeylerini ölçmek için Wallace (1995),

Miller (2003), Apaydın (2007), Güngör Ak (2010), Reid, Dunn, Cromie ve Adams (1999),

Karpuzoğlu (2000), Tavşancı (2009) tarafından geliştirilen 46 maddelik kurumsallaşma

değişkeni ölçeği oluşturulmuş ve daha sonra kurumsallaşma değişkenini ölçmek için

kullanılan 46 madde faktör analizine tabi tutulduğunda bazı maddelerin aynı anda birden

fazla faktörde yüksek yüklere sahip oldukları saptanmıştır. Faktör analizinin varsayımına

uymayan bu tipteki 12 madde analizlerden çıkartılmış ve geriye kalan 34 maddeyle analize

devam edilmiştir. Kurumsal girişimcilik değişkeni için; Zahra (1996), Zahra (1993), Yılmaz

ve Diğerleri (2005), Danışman ve Erkocaoğlan (2007), Lumpkin ve Dess (2001) tarafından

geliştirilen 19 maddelik ölçek kullanılmıştır. Bu maddeler faktör analizine tabi tutulduğunda

bütün maddelerin analize uygun olduğu görülmüştür. Öte yandan örneklem büyüklüğünün

belirlenmesi aşamasında aile işletmesi niteliğinde olan işletmelerin yöneticileri ile

görüşülmüştür. Bu görüşmeler sonucunda araştırmanın amaç ve kapsamı da göz önünde

Page 20: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

4

bulundurularak, örnekleminin İSO tarafından belirlenen İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu

olmasına karar verilmiştir. İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşunun tercih edilmesindeki en

önemli etken, bu kuruluşların büyük bir kısmının aile işletmesi niteliğinde olmasıdır. Geri

dönüşü olan 102 adet ankete ait veriler üzerinde araştırma hipotezlerine yönelik analizler

yapılmıştır. Bu kapsamda, katılımcıların kurumsallaşma ve kurumsal girişimcilik

düzeylerinin demografik özelliklerine göre farklılaşıp farklılaşmadığı sınamak için ANOVA

analizinden, kurumsallaşmanın kurumsal girişimcilik üzerindeki etkisini incelemek

amacıyla da Adımsal Regresyon analizinden faydalanılmıştır.

1.5. Çalışmanın Planı

Bu çalışma beş bölüm olup, birinci bölümü girişdir. Bu bölümde, çalışmanın önemi,

amacı, kapsamı, yöntemi ve planı hakkında bilgiler yer almaktadır.

İkinci bölümde, aile işletmesi kavramına değinilerek aile işletmesinin tanımı, aile

işletmesini oluşturan temel faktörler, aile işletmesinin temel özellikleri, gelişim evreleri,

zayıf ve güçlü yönleri ele alınmıştır. Bunun ardından, KOBİ tanımlanarak, KOBİ’lerin

avantaj ve dezavantajlarına değinilmiştir. Ayrıca bu bölümde; kurumsallaşma ve kurumsal

girişimcilik kavramı incelenmiştir. Kurumsallaşma kısmında; kurumsallaşma yaklaşımları,

kurumsallaşmanın temel bileşenleri ve kurumsallaşma süreci ele alınırken. Kurumsal

girişimcilik kısmında; kurumsal girişimciliğin tanımı, temel bileşenleri ve uygulama türleri

ele alınmıştır. Üçüncü bölümde çalışmanın çerçevesini oluşturan araştırma modeline ve

kurumsallaşma bileşenlerinin kurumsal girişimcilik bileşenleri üzerindeki etkisini sınamak

amacıyla geliştirilen hipotezlere yer verilmiştir.

Dördüncü bölümde, araştırma hipotezlerinin sınanacağı örneklemin seçimi, veri

toplama aracı, güvenilirlik analizleri, anketin uygulanması, dönüş oranı ve dönüşü olan

anket verilerinin analizi için uygulanan yöntemi açıklamaya yönelik bilgilere yer

verilmiştir. Ayrıca bu bölümde, araştırma için sağlanan veriler istatistik programı

kullanılarak analiz edilmiş ve yorumlanmıştır. Bu kapsamda oransal karşılaştırmalarla

beraber korelasyon analizi ve katılımcıların demografik göstergelerinin (yaş, cinsiyet,

öğrenim düzeyi) kurumsallaşma ve kurumsal girişimcilik üzerindeki etkisini sınamak için

ANOVA analizi yapılmıştır. Bunların yanı sıra, kurumsallaşmanın kurumsal girişimcilik

üzerindeki etkisini incelemek amacıyla Adımsal Regresyon analizi kullanılmıştır. Beşinci

bölüm sonuç bölümüdür. Bu bölümde araştırma sonuçları değerlendirilerek günümüz

işletmelerine öneriler sunulmuştur.

Page 21: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

5

BÖLÜM 2

KURAMSAL ÇERÇEVE

Aile işletmeleri, işletme ile işletmeyi kuran girişimci ve ailesi arasındaki

ilişkilerin ele alınıp incelendiği bir işletmecilik konusudur. Bu ilişkilerin psikolojik,

sosyolojik, kültürel, hukuki, ekonomik, sosyal ve siyasal birçok yönü bulunmaktadır.

Ülke ekonomileri içinde aile sahipliğindeki, yönetimindeki veya denetimindeki

işletmelerin sayı olarak çok olması konunun önemini daha da artırmaktadır (Koçel,

2004, s.9). Günümüzde faaliyet gösteren birçok işletme hem aile işletmesi hem de

KOBİ niteliğine sahiptir. Küreselleşen Dünya ekonomisinde faaliyet gösteren aile

işletmelerinin yaşamlarını sürdürüp gelişebilmeleri için yapmaları gereken ilk iş; etkin

kurumsallaşmayı işletmelerine uyarlamaktır. Aksi takdirde ne sürdürülebilirlik ne de

gelişim konusunda başarıya ulaşamayacaklardır. Böylesine kilit bir rol üstlenen

kurumsallaşma halen Dünya’da ve Türkiye’de bulunan birçok aile işletmesinde tam

anlamıyla uygulanamamaktadır. Firmaların genel durumları incelendiğinde özellikle

aile üyelerinden kaynaklanan bir takım engellerin kurumsallaşmanın önüne set çektiği

görülmektedir. Kurumsallaşma işletme içerisinde yenilikçiliği teşvik eden bir süreçtir.

Burada yenilikçilik ve girişmciliğin işletme içerisinde aktirf bir rol üstlenmesini

sağlayan kurumsal girişimcilik kavramı karşımıza çıkmaktadır.

Çalışmanın bu bölümünde aile işletmesi ve KOBİ kavramı ele alınarak,

kavramların örgüt yazınındaki tanımı, özellikleri, dünyada ve Türkiye’deki durumu,

güçlü ve zayıf yönleri gibi konuların irdelenmesine çalışılacaktır. Ayrıca bu bölümde

kurumsallaşma ve kurumsal girişimcilik kavramları bileşenleriyle beraber ele

alınacaktır.

2.1. Aile İşletmesi

Dünya’daki birçok işletme aile işletmesi niteliğinde olup küresel ekonomiye yön

vermektedir. Böylesine stratejik önemi olan bu işletmeleri göz ardı etmek mümkün

değildir. Çalışmanın bu alt bölümünde aile işletmesi kavramı ele alınarak bu kavramla

ilgili bir takım özelliklere değinilecektir.

Page 22: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

6

2.1.1. Aile İşletmesi Tanımı

Günümüzde aile işletmeleri kavramı sık ve yaygın olarak kullanılmasına rağmen

kapsam ve sınırlarının genişliği farklı bakış açılarının oluşmasına ve farklı

tanımlamaların yapılmasına neden olmuştur. Yazında yer alan bazı tanımlar aşağıda

verilmiştir.

Aile işletmeleri kısaca; aile üyeleri tarafından kontrol altında tutulan, gerek

yönetim kademelerinde gerekse mülkiyette aile fertlerinin büyük oranda paylarının

bulunduğu işletmelerdir (Bowman, 1991, s.4).

Aile işletmeleri; aile ve işin kesiştiği bir nokta olup (Pratt, 2001, s.9) sahipliğin

ve yönetimin aynı aile üyelerinde toplandığı kuruluşları ifade etmektedir (Degadt,

2003).

Ailenin geçimini sağlamak veya mirasın dağılmasını önlemek için kurulan,

ailenin geçimini sağlayan kişi tarafından yönetilen, yönetim düzeylerinin çoğunluğunun

aile üyelerince doldurulduğu, karar almada büyük ölçüde aile üyelerinin etkili olduğu ve

aileden en azından iki neslin istihdam edildiği işletmeler (Karpuzoğlu, 2000, s.7–8) aile

işletmeleridir.

Vinton (2003) aile işletmelerini; iki veya daha fazla aile bireyinin akrabalık

ilişkileri yöneticilik rolleri, sahiplik hakları ile şirketi yönetmeleri ve/veya, sahibinin

kurumsal özellikleri varisine aktardığı işletmeler olarak tanımlamıştır. Başka bir

tanımdaysa Cox (2006) aileyi; kan bağı, evlilik veya ömür boyu bağlılık yoluyla

birbiriyle ilişki içinde olan insanlar olarak; aile işletmelerini ise birden fazla aile

üyesinin işletmenin yönetim kararlarında veya faaliyetlerinde önemli bir katılıma sahip

işletmeler olarak tanımlamıştır.

Kırım (2001, s.3) ise aile işletmelerini: “Tek bir ailenin çoğunluk oyuna sahip

olduğu tüzel şirket veya diğer ortaklıklar yanında tek bir ailenin, şirketin stratejik

kararlarında ve özellikle genel müdürün seçiminde etkili olduğu yapılar” olarak

tanımlamıştır.

Chua (1999), aile reisinin veya ailenin geçimiyle sorumlu kişinin işletmenin

başında bulunması ve en az iki neslin işletme yönetimiyle ilgileniyor olması koşulunu

sağlayan işletmeleri aile işletmeleri olarak tanımlamaktadır. Karlöf (1993), aile

işletmesi kavramına aile servetinin mülkiyeti açısından bakmış ve aile işletmesini,

ailenin servetini dağıtmamak üzere kurulmuş olan özel bir şirket biçimi olarak ele

almıştır.

Page 23: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

7

Bir başka görüşe göre; bir işletmeye aile işletmesi denilebilmesi için hisselerin

belirli bir grupta veya ailede toplanmasından ziyade yönetim faaliyetlerinin yürütülme

biçimine bakılması gerektiği ve eğer yönetim faaliyetlerinin yerine getirilmesinde bir

ailenin yahut bir grubun hakimiyeti söz konusuysa, bu tür işletmelerin aile işletmesi

olarak nitelendirilebileceği savunulmuştur (İlter, 2001, s.10).

Fındıkçı’ya (2008, s.18) göre aile işletmeleri tanımlamalarının ortak noktaları;

aile, mülkiyet, yönetim, işletme ve kültür kavramlarıdır. Fındıkçı bu kavramları şu

şekilde irdelemiştir:

• Aileden herhangi bir üyenin iş kurması, kendine has yeni bir geçinme aracı

olarak işin gelişmesi ve zamanla aileden diğer üyelerin de işin içinde yer

almaları ile aile işletmesi oluşmaktadır. Dolayısıyla aile işletmelerinin özünde

“aile” kavramı yer alır.

• Aile işletmesi tanımlarının özünde yer alan kavramlardan biri olarak “mülkiyet”,

ailenin çoğunlukla yaptığı girişimin sahibi olmasıdır. Diğer bir deyişle ailenin

girişim için gereken maddi varlığı ortaya koymasıdır.

• İşletme olgusunun geçtiği tanımlarda “yönetim” kavramının olması

kaçınılmazdır. Aile işletmesine yönelik tanımlarda “yönetim” kavramı

işletmenin odak noktasını oluşturur. Çünkü ailenin kurduğu işletmenin yönetimi

söz konusudur. Bu yönetimin hangi şartlarda ve nasıl yapılacağı, aile üyesi

kişilerle mi yoksa profesyonellerle mi yapılacağı önemlidir.

• İşletme kâra ulaşmak için çeşitli kaynakların bir araya getirilmesi ile oluşan,

ticari amaçlı, ekonomik ve sosyal bir kuruluş olup mantığın, objektifliğin, kaide

ve kuralların egemen olduğu bir yapıdır. Bu özellikte bir yapıya sahip olan

işletme kavramı ile duygusallığın hâkim olduğu aile kavramı, aile işletmesinde

kesişmektedir. Bu nedenle aile işletmesi tanımlarında “işletme” kavramının

bulunması kaçınılmazdır.

• Son olarak aile işletmesinin tanımlarında “kültür” unsuruna yer verilmektedir.

Çünkü ailenin kendine has kültürü zamanla işletmenin de kültürünün

oluşmasında belirleyici olur. Dolayısıyla aile işletmelerindeki kültürün hâkim

karakterleri aileden gelir.

Yukarıda bahsedilen kavramlar bir işletmenin sahip olduğu ortak paydalardır.

Aile işletmesi kendi özelliklerini işletme yapısına uyarlamak için bu paydalarla

etkileşim içinde bulunur. Bütün bu tanımlardan sonra aile işletmesi “ailenin geçimini

Page 24: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

8

sağlamak veya mirasın bütünlüğünü korumak amacıyla aile üyeleri tarafından kurulan,

yönetim kademelerinin büyük bir kısmında aile üyelerinin çalıştığı ve aileden en az iki

kuşağın istihdam edildiği işletmeler” olarak tanımlanabilir.

2.1.2. Aile İşletmesinin Temel Özellikleri

Aile işletmelerini diğer işletmelerden ayıran kendine özgü bazı özellikler vardır.

Bu işletmeleri karakterize eden temel özellikler aşağıda verilmiştir.

• Aile işletmelerinde diğer işletmelerden farklı olarak gelenek ve göreneklerin

etkisine rastlanmaktadır. Bu işletmelerde formel ilişkilerden ziyade karşılıklı

sevgi ve saygıya dayalı informel ilişkiler gözlenmektedir (Hodgetts ve Kuratko,

1998, s.64).

• Ailenin kendine özgü kuralları işletme yönetimine de yansımaktadır. Aile

değerleri ve inançları örgütteki işlerin yapılma şeklini, kişiler arasındaki

ilişkileri, işlerin yapılması sırasında kullanılan yöntemleri ve örgüt kültürünü

önemli ölçüde etkilemektedir (Drucker, 1974, s.275).

• Aile işletmelerinde işletmenin sahibi aile içerisinde güven duyduğu ve inandığı

kişileri, işletmede üst yönetim kademelerinde görevlendirmektedir. Aile bağları

yöneticinin belirlenmesi açısından büyük önem taşımaktadır. Bu tür şirketlerde,

şirketin ismi ve prestiji genellikle ailenin isim ve prestijiyle birlikte

gelişmektedir (Ateş, 2005, s.6).

• Aile işletmeleri aile bireyleri tarafından kurulduğu için kapalı bir yapıya sahip

olup işletmeyle ilgili bilgiler işletme dışı faktörlerle paylaşılmamaktadır.

Dolayısıyla bu şirketler finansal zorluğa düştüklerinde halka açılmaktan veya

borçlanmaktan ziyade aile bireylerinin mali desteğini kabul etmektedirler

(Rosenblatt, 1990, s.121). Aile işletmeleri aile bireylerinden mali destek

alamadıklarında kredi yoluna başvurmaktadırlar.

• Ailenin sahip olduğu ananevi olgular ve geçmişten kaynaklanan değerler

işletmenin zararına da olsa bazı etik kuralların çiğnenmesini engeller. Aile

etiğine uymayan bir karar büyümek için gerekli olsa da kabul görmez (Fletcher,

2002, s.403). Örneğin müşteriyi yanıltıcı reklâm kampanyası veya etik olarak

kullanımında sakınca bulunan bir ürünün üretilmesi, kar getirse bile aile üyeleri

tarafından kabul edilemeyebilir.

Page 25: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

9

• Aile işletmelerinde yöneticiler yetenek ve bilgilerine göre görevlendirilmekten

ziyade kan bağının yakınlık derecesine göre görevlendirilmektedirler (Reid ve

Diğerleri, 1999). Bunun başlıca sebebi aile üyeleri arasındaki güven

duygusudur. Yakın akrabalara duyulan güven işletme içerisinde bu kişilerin

yüksek kademelerde yer almalarını sağlamaktadır.

• Aile değer ve ihtiyaçları, işletme değer ve ihtiyaçları ile çatışır (Cromie, 1999,

s.258). Ailenin değerleri açısından işletme faaliyetleri sürdürülürse rasyonel

kararların yerine duygusal ve subjektif kararların alındığı görülmektedir. Buna

karşın profesyonel yönetimde işletme menfaatleri ve rasyonellik ön plandadır.

Aile değerlerinin ve profesyonel anlayışın işletme içerisinde çatışması sık

görülen bir durumdur.

• Aile işletmelerinde işletme ve aileyi ayrı tutmak mümkün değildir. Dolaysısıyla

bu iki faktörün birlikte var olduğu kabul edilir (Longeneker ve Moore, 1991,

s.117).

• Aile işletmelerinde; işletme sahibi ile tepe yöneticisi çoğunlukla aynı kişi olur

çünkü kurucu ortakların büyük bölümü, kendi sağlıkları yerindeyken firmalarını

bir başkasına devretmeyi düşünmezler (Karpuzoğlu, 2002, s.21).

• Aile işletmelerinin çoğunluğunda ekonomik hedeflere ulaşılamayıp yeterince

büyüme sağlanamadığı görülmektedir. Bunun başlıca nedeni; şirket sahibinin

şirketin faaliyetlerini aşırı kontrol etme isteğiyle beraber borçlanmanın

psikolojik maliyetinin (aile hayatının ve sosyal etkinliklerinin kısıtlanması vb.)

yüksek olacağını düşünmesi ve bu nedenle de dış kaynak kullanımını tercih

etmemesidir (Genç, Güzel ve Pamukoğlu, 2006, s.573).

Tablo 1’de aile işletmeleri ve diğer işletmeler arasındaki farklılıklar

gösterilmiştir. Tablodaki veriler incelendiğinde belirgin ayrımların olduğu

görülmektedir. Örneğin, aile üyelerinin yönetimdeki pozisyonları kendi isteklerine bağlı

olarak uzun bir süre devam ederken, diğer işletme yöneticilerinin görevlerinin kontratla

sınırlı olduğu görülmektedir. Ayrıca aile işletmelerinde kontrol sistemleri informal bir

yapıya sahipken diğer işletmelerin kontrol sisteminin formal bir yapıya sahip olduğu

görülmektedir.

Page 26: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

10

Tablo 1 Aile İşletmeleri ve Diğer İşletmeler Arasındaki Farklılıklar

Aile İşletmeleri Aile İşletmesi Dışındaki İşletmeler Aile üyelerinin işletme yönetimindeki pozisyonları kendi kişisel çıkarları doğrultusunda ömürleri boyunca sürebilir.

Yöneticilerin işletmeye olan bağlılıkları yaptıkları kontratla sınırlıdır.

Aile üyelerinin kariyerleri kendi işletmelerinde gelişir. Profesyonel yöneticilerin tüm kariyerleri boyunca bir işletmede kalmaları nadiren görülür

Aile üyelerinin işletmeye ayıracağı zamanın sınırı yoktur.

Profesyonel yöneticilerin işletmeye ayıracakları zamanları sınırsız değildir.

İşletmenin herhangi bir konuda başarısız olmasının bütün bedelini ve sorumluluğunu üst kademede yöneticilik görevini üstlenen aile üyeleri yüklenir.

Diğer işletmelerde görev yapan profesyonel yöneticiye işletmenin başarısızlığı daha az mal edilir.

Yönetici olarak görev yapan bir aile üyesinin görevine son verilmesi pek olası değildir.

Bir profesyonel yöneticinin hata yaptığında görevine son verilme olasılığı yüksektir.

Kişisel kazanımlar örgütün büyümesi, aile servetinin genişletilmesi gibi alanlara etki eder.

Kişisel kazanım; terfi, ücret artışı ve yükselme gibi kazanımları ifade eder.

Örgütün performansı daha çok yönetim kademesine fayda sağlar.

Örgütün performansı tek bir yöneticiye mal edilmez.

Kararlar alınırken merkeziyetçi bir tutum gözlenir ve yeni jenerasyonlara geçildikçe merkeziyetçilik derecesinde azalma olabilir.

Kararlar takım çalışmasına uygun olarak katılımcı bir düşünceyle alınır.

Örgüt içindeki kontrol sistemleri informel bir yapıya sahiptir.

Örgüt içindeki kontrol sistemleri formel bir yapıya sahiptir.

İşletme devrinde, aile üyeleri arasındaki rekabetten ötürü problemli ve zedeleyici bir süreç yaşanabilir. Profesyonel yönetici ve mirasçılar arasında çatışma çıkma olasılığı yüksektir.

Terfilerde, çatışma ve rekabet görülebilir fakat bu rekabetin dozu hissedarlar tarafından işletmeye zarar vermeyecek düzeyde tutulur.

Aile üyesi olan yöneticiler kendisine ve ailesine karşı sorumludur. Yöneticiler hissedarlara karşı sorumludurlar.

Aile içinde yaşanan çatışmalar döngüsel bir seyir izlemekte olup işletmede alınan kararları etkiler.

İşletme içinde yaşanan çatışmaların etkisi zamanla azalıp izole edilebilir.

Aile üyeleri dışındaki işletme çalışanlarının terfi edebileceği üst düzey sınırlıdır ve çalışan bu sınırı algılar.

Çalışanların terfilerinde ve alınan kararlara katılımlarında eşitlik söz konusudur. Bu eşitliğin sonucunda işletme içerisinde adil bir rekabet ortamı algılanabilir.

Ailenin sahip olduğu sorunlar işletmeyi doğrudan etkileyebilir.

Çalışanların iş dışındaki problemleri kurumdan çok çalışanın kendi şahsını etkiler.

Kaynak: Morris, Williams, Allen ve Avilla 1997, s.388

2.1.3. Aile İşletmesinin Gelişim Evreleri

Aile işletmelerini, girişimcinin sahip olduğu ve yönettiği birinci nesil aile

işletmeleri, büyüyen ve gelişen aile işletmeleri, kompleks aile işletmeleri ve sürekli

olmayı başaran aile işletmeleri olmak üzere dört ana gelişim evresinde incelemek

mümkündür (Karpuzoğlu, 2001, s.57–61).

Page 27: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

11

2.1.3.1. Girişimcinin Sahip Olduğu ve Yönettiği Birinci Nesil Aile İşletmeleri

Aile işletmelerinin ilk gelişim evresinde, girişimcinin değerlerinin, inançlarının

ve tutumlarının işletme kültürünü önemli derecede etkilediği, adeta girişimci ve

işletmenin bütünleştiği görülmektedir (Karpuzoğlu, 2002, s.74). Girişimcinin bütün

yönetim fonksiyonları ile birebir ilgilendiği bu evrede, genellikle eş ve çocuklarla

ortaklık görülmektedir (Gersick, Mccollom ve Lansberg, 1997, s.96–99; Karpuzoğlu,

2001, s.24). Bu evrede, temel stratejik kararlar bizzat girişimci tarafından alınmaktadır.

Yazılı prosedürler olmayıp ilişkiler ve işler biçimsel olmayan bir şekilde

yürütülmektedir. Bu durum astların motivasyonunda olumsuz etkiler doğurmaktadır.

Bunların yanı sıra bu işletmelerde yetersiz sermaye ve sonraki nesiller için uygun

mülkiyet yapısının belirlenememesi gibi sorunlarla da karşılaşılmaktadır. Girişimcinin

başarılarına özenen aile üyelerinde genellikle işe ve işletmeye karşı ilgi gelişmektedir.

Girişimci tüm enerjisini ve zamanını işletmeye ayırmaktadır. Patron çalışanları ve

müşterileriyle bizzat ilgilendiği için müşteri potansiyelinde artış olabilmektedir

(Gümüştekin, 2004, s.530–533; Arman, 2001, s.20).

Birinci nesil aile işletmelerinde, işletmenin girişimciye çok bağımlı olması, tek

kişinin hâkimiyeti, kariyer planı ve mesleki gelişim için yeterli zamanın ayrılmaması,

kurucu dışındaki aile üyelerinin güçsüzlüğü, aile ile ilişkilerin işe yansıması, yeni

kurulan işletmenin piyasaya tutunma ve finansman sorunları, formal bir yapı

oluşturulmadan işlerin ve ilişkilerin yazılı prosedürlere önem verilmeyen geçici çözüm

yöntemleriyle çözülmeye çalışıldığı belirsiz bir yapının bulunması gibi temel sorunlar

görülmektedir (Ateş, 2005, s.45–46).

2.1.3.2. Büyüyen ve Gelişen Aile İşletmeleri

Bu evrede şirketin yönetimi girişimciden çocuklarına geçmekte, hizmetler ve

ürünler tüketiciler tarafından bilinmekte ve hisselerin çoğunluğu, iki veya daha fazla

kardeş arasında paylaşılmaktadır. Aynı zamanda kardeşler, işletmenin kontrol yetkisine

de sahiptir. Bu evrede daha çok katılımcı yönetim anlayışı benimsenmekte olup

ortaklar, çocuklarını işletmede çalışmaları, anahtar kararlarda rol oynamaları, küçük

yönetim fonksiyonlarında yöneticilik veya başkan yardımcılığı görevlerini üstlenmeleri

için cesaretlendirmektedir. Aile üyelerinin bu evrede işletmede görev alma isteğinin

oluştuğu ve yavaş yavaş işletmede çalışmaya başladığı görülür. İşletmede çalışan aile

Page 28: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

12

üyelerinin sayısı arttıkça ihtiyaç ve beklentiler farklılaşmakta, bu durum ise çatışmalara

neden olabilmektedir. Şirketin genişlemesi ile birlikte bilgi, beceri ve deneyimden

yoksun olan aile üyeleri yönetim faaliyetleri içinde yetersiz kalmakta ve

profesyonellerin şirkete katılması bir zorunluluğa dönüşmektedir. Nitelikli işgücü

potansiyelinin yoksunluğu büyüyen ve gelişen aile şirketlerinin en ciddi zaaflarından

birini teşkil etmektedir. Kompleks aile işletmesi evresine geçişin sağlıklı olması için söz

konusu potansiyele sahip olunması kaçınılmazdır. Bunun sonucunda, profesyonel

yönetime ihtiyaç duyulmaktadır (Alayoğlu, 2003, s.33–37; Karpuzoğlu, 2002, s.103;

Gümüştekin, 2004, s.522).

2.1.3.3. Karmaşık Aile İşletmeleri

Üçüncü yaşam evresinde, birden fazla neslin (üçüncü veya dördüncü nesle

rastlamak olasıdır) istihdam edildiği, aile ve iş ilişkilerinin öncesine göre daha karmaşık

bir hale geldiği aile işletmeleri bulunmaktadır. Bu evredeki şirketlerde, aile üyelerinin

yanı sıra büyümenin ve gelişmenin bir gereği olan profesyonellere çalışma imkânı

verilmektedir. Yöneticiler, büyüme ve gelişmenin bir sonucu olarak sistemleşmeye;

yazılı standart, ilke ve prosedürlerin, yetki ve sorumlulukların belirlediği ve

paylaşıldığı, kişisellikten uzak bir yapıya ihtiyaç duyulduğunun farkında olup şirketi

kurumsallaşmaya yöneltmek isterler (Gümüştekin, 2004, s.521–523).

Atılgan (2003, s.108–109) kompleks aile şirketlerin karakteristiklerini aşağıdaki

şekilde sıralamıştır:

• Birden fazla nesil şirkette istihdam edilmekte olup farklı anlayıştaki birçok aile

üyesinin yanında çok sayıda profesyonel yönetici de mevcuttur.

• Şirket bu evrede holding görünümündedir. Fakat bu holding görünümlü kuzen

ortaklarının bir kısmı büyüme evresi özelliklerini gösterirken, bir kısmı

olgunlaşma evresi karakteristiklerini yansıtır.

• Yönetici konumuna sahip aile üyeleri aldıkları kararların şirketin geleceğini

etkileyeceğinin farkındadırlar.

• Büyüme eskisi kadar hızlı olmasa da devam etmektedir. Ancak işletmenin ürün

ve hizmetleri piyasada maksimum seviyede alıcı bulmaktadır.

• İşletmenin borçlanabilme kapasitesi yüksektir. Ancak borçlanma ihtiyacı

giderek azalmaktadır.

Page 29: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

13

• İşletme piyasada olumlu bir imaja erişmiştir ve artık piyasayı da etkiler

durumdadır.

• Formalizasyona duyulan ihtiyaç had safhaya ulaşmıştır. İş için gerekli yazılı

prosedürler, iş bölümleri, yetki ve sorumlulukların belirlenmesi, işbirliği

yapacak departmanlar gibi konular üzerinde çalışılır.

• Şirketin faaliyetlerinde dikkate alacağı bir stratejik planı mevcuttur.

• Takım çalışmasına önem verilir ve kalite kontrol sistemleri kurulur.

• Şirket çevre koşullarını dikkate alarak kendini sürekli revize eder.

• İşletmenin toplumsal sorumlulukları da artar. Topluma, devlete, müşterilere ve

tedarikçilere daha dikkatli davranılmaya çalışılır.

Karmaşık aile işletmelerinde kurumsallaşma gerçekleşmemişse, aile bireyleri

arasında mülkiyet, gelir, kariyer olanakları açısından çatışma ve gruplaşmaların ortaya

çıkması kaçınılmazdır. Bu noktada, bir liderin görevlendirilerek şirketin strateji, hedef

ve politikaları doğrultusunda iş ve aile arasında bir denge kurulmasının sağlanması

çatışma ve gruplaşmaların şirkete getireceği zararı minimize etmek bakımından son

derece önemlidir. Bu evrede bulunan şirketlerin zaaflarından bir diğeri, iş için gerekli

vasıflara sahip olmayan aile bireylerinin işletmede istihdam ettirilmesi sebebiyle

büyüme hızı ve gelirin azalması ve maliyetin artmasıdır (Yalçın ve Günel, 2004, s.72–

73).

2.1.3.4. Sürekli Olmayı Başaran Aile İşletmeleri

Bu evre aile işletmelerinin son evresidir bu evreye ulaşabilen aile işletmeleri,

kurumsallaşmayı ve dolayısıyla sürekli olmayı başarmıştır. Bu şirketlerin vizyon,

misyon, stratejik planları (şirketin bugünkü durumuyla gelecekte olmak istediği nokta,

analiz edilerek stratejik planlar oluşturulur), uzun vadeli mali hedef ve politikaları ve

temel iş kolları belirlenmiş olup performans değerleme, eğitim ve geliştirme, seçme ve

yerleştirme, kariyer yönetimi, ücretlendirme, terfi gibi fonksiyonlar profesyonel bir

şekilde sistemli olarak yürütülmektedir. Performans değerleme ve diğer insan

kaynaklarına ait planlamalarda, aile içi ilişkilerin yerini bilgi, yetenek, beceri gibi

liyakat esasları almaktadır. Sürekli olmayı başarmış aile şirketlerinin diğer karakteristik

özellikleri aşağıda sıralanmıştır (İşler ve Çağlar, 2004, s.140–147;Atılgan, 2003, s.109):

Page 30: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

14

• Bu evrede işletmedeki işlerin analizi yapılmış olup işi yürütecek kişilerde aranan

kriterler, yetki ve sorumluluk tanımları, çalışma koşulları, işbirliği yapılacak

birimler belirlenmiştir

• İşletmenin misyonu; yani faaliyet alanı, uzun zamanlı mali hedefleri, temel iş

kolları belirlenmiştir

• Firma stratejisine ışık tutan bir vizyon vardır

• Şirketin şu anki durumu analiz edilerek gelecekte varılmak istenen uzun vadeli

hedefler belirlenir.

• Bu evredeki bir şirket karlılığını korumanın yanında firmanın imajını ve

müşterilerini de korumaya büyük önem verir. Bu amaçla toplumsal konulara da

eğilmeye başlarlar.

2.1.4. Aile İşletmeleri Sistem Modelleri

Aile işletmelerinin yapısını karmaşık bir hale getiren başlıca etmenler şirketin

yeni iş kollarına yönelmesi ve aile ağacının genişlemesidir (Lansberg, 1999, s.3). Aile

işletmelerinin sahip olduğu yapılar Aile Sistem Teorileri ve Üç Daire Modeli olmak

üzere iki modelde incelenebilir. Aile işletmeleri için geliştirilen sistem modelleri

aşağıda kısaca açıklanmaya çalışılmıştır.

2.1.4.1. Aile Sistem Teorisi

Whiteside ve Brown (1991) tarafından geliştirilen aile sistem teorisine göre, aile

işletmeleri, aile ve işletme olmak üzere iki alt sistemden meydana gelmektedir. Her bir

alt sistem, kendine özgü kurallardan, değerlerden, geleneklerden ve örgüt yapılarından

oluşmakta ve her iki alt sistemin üyeleri, bazı zamanlarda görevlerini yerine getirirken

problemlerle karşılaşmaktadırlar. Hollander ve Elman ise 1998 yılında, ailenin kişisel

ilişkilerinin işletmeye olumlu etkisini ve işlevselliğini de vurgulamaya çalışarak

modelin ikili olması gerektiğini ifade etmiştir (Ateş, 2005, s.20–21).

Aile sistem teorisine göre, her ailenin kalıplaşmış bir etkileşim düzeni, ilişki

kurma şekli ve kalıplaşmış rolleri vardır. Sözlü kuralları ve sözsüz kuralları ile aile belli

bir amaç için çalışmaktadır. Aile işletmelerinde aile ve işletmenin farklı iki sistem

olduğunu ve aile üyelerinin işe katılım konusunda birbirlerinden farklı olabileceğini

Page 31: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

15

kavram olarak benimsetmek gerekmektedir. Hatta bazı durumlarda farklı sistemler için

farklı roller ve görevler tanımlanabilmektedir (Ateş, 2005, s.21). Aile işletmelerinin

bazılarında bu iki sistemin kesin ayırımına gerek olmamaktadır. Fakat bu iki sistemin

örtüştüğü durumlarda her bir sistemin diğerinin etkisiyle zarar görebileceği

unutulmamalıdır. Örneğin, aile ve işletme sistemlerinin ayrımının yapılmadığı bir

şirkette; iş becerisi olmayan erkek evladı daha az sorumluluğu olan bir pozisyona

getirmek, ailenin diğer üyeleri tarafından istenmiyorsa yapılamamaktadır. Fakat aile ve

işletme sistemlerinin ayrımının yapıldığı bir şirkette bu tür bir değişiklik rahatlıkla

yapılabilmektedir (Rosenblatt, De Mik, Anderson ve Johnson, 1985, s.204).

Aile ve işletme birbirinden farklı sistemlerdir bu sistemler arasındaki farklar

zaman zaman problemlere yol açmaktadır. Jaffe (1990) aile ve işletme sistemi

arasındaki farkları; roller, ilişkiler ve güven gibi faktörler açısından incelenmiştir. Bu

faktörler Tablo 2’de gösterilmiştir.

Tablo 2 Aile ve İşletme Sistemleri Arasındaki Farklar

Aile Sistemi İşletme Sistemi

Çocuk yetiştirme Kâr amaçlı

Gözeten insanlar Üreten insanlar

Her koşulda kabullenme Performans kriterine göre kabullenme

Geniş otorite Rollerin getirdiği otorite

Duygusal bağlar Gerçekçi bağlar

Kan bağının sonucunda kesintisiz ilişkiler Geçici ilişkiler

İnformel ilişkiler Formel ilişkiler

Geniş zaman çevresi Sınırlı zaman çevresi

Açık sistem Kapalı sistem

Tarafsızlık Eşitlik

Güven esasına dayalı Risk alma yönünde

Kaynak: Jaffe, 1990, s.27

Tablo 2’deki veriler incelendiğine, aile sisteminde çocuklara iyi bir gelecek

hazırlamak en önemli amaçlardan birisiyken, işletme sisteminde kar elde etmek ve

bunun sonucunda işletmeyi büyütmek amaçlanmaktadır. Aile sisteminde ilişkilerin

informel olduğu gözlemlenirken, işletme sistemindeki ilişkilerin belirli kurallar

çerçevesinde rollere bağlı formel ilişkiler olduğu gözlemlenmektedir. Tüm bu verilerin

ışığında; aile ve işletme sistemlerinin bazı temel farklılıklara sahip olduğu ve etkin bir

Page 32: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

16

aile işletmesinde bu farklılıkların probleme dönüşmeden giderilmesi gerektiği

söylenebilir.

2.1.4.2. Aile İşletmeleri Üç Daire Modeli

1980’li yılların sonlarında Harvard Üniversitesi’nden iki araştırmacı, Tagiuri ve

Davis aile sistem teorisini geliştirip, aile işletmelerinde aile ve işten başka mülkiyetinde

üçüncü bir sistem olarak etkili olduğu kanısına varmışlardır. Bu çalışmaların sonucunda

üç daire modelini geliştirmişlerdir (Gersick ve Diğerleri, 1997, s.5). Bu bağlamda aile,

işletme ve mülkiyet birer grup olarak kabul edilmiştir. Gruplar birer daire ile

gösterildiğinde, her bir dairenin diğer daireler ile kesim noktaları; tüm dairelerin ortak

bölgeleri ve her birinin bağımsız parçaları aile işletmelerinde ilgisi olan aktörleri

göstermektedir. Bu aktörler aile işletmesinin amaç ve hedeflerini belirlemede çok

önemli roller üstlenmektedir (Carsrud, 2004: 4). Şekil 1.’de aile işletmelerinin üç daire

modeli gösterilmiştir. Üç daire içerisinde ifade edilen çerçevede 7 ayrı aktör mevcuttur.

Şekil 1. Aile İşletmeleri Üç Daire Modeli

Kaynak: Gersick, Mccollom ve Lansberg, 1997, s.6 Şekil 1.’deki her rakam bir aktörü ifade etmektedir. Bir aile, iki iş, üç ise

mülkiyettir. Kesişim alanlarına bakıldığında her bir alanın ayrı birer rakamı (aktörü)

temsil ettiği görülmektedir. Bu alanlarla ilgili açıklamalar aşağıda gösterilmiştir.

1. İşletmede istihdam edilmeyen ve hissesi olmayan aile üyesi: Aile

işletmelerinde çocuklar ve/veya damat ve gelinler genellikle bu grupta yer

Page 33: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

17

almaktadır. Bu aktörlerin işletmeyle işleri olmamakla birlikte belli dinamiklere

sahip çıkmaları gerektiği belirtilmiştir (Bowman, 1991).

2. İşletmenin belli oranda hissesine sahip, fakat aile üyesi değil ve işletmede

çalışmıyor: Bu gruba giren aktörler işletmenin hissedarı konumundadırlar ve

işletmede çalışmazlar fakat bazı zamanlarda işletmenin mülkiyetine sahip

kişilerle kendilerini kıyasladıkları ve bu durumunda bazı sorunlara yol açtığı

görülebilir.

3. Ne hissedar, ne de aile üyesi olan ve sadece işletmede çalışan: Bu aktörler

işletmede çalışan profesyonel yöneticileri kapsamaktadır, özellikle etkin

kurumsallaşamayan şirketlerde, bu kişilerle aile üyeleri arasında çatışmalar

görülebilir.

4. Hem aile üyesi hem de hissedar ancak işletmede çalışmıyor: Bu grup,

kardeşler ve yakın akrabalar gibi aktörlerden oluşmaktadır. Bu aktörlerin

tartışmaları genellikle gelir dağılımıyla ilgilidir (Bowman, 1991). Bu aktörler,

işletmeden en büyük kar payını almayı amaçlar, bu amaca ulaşmak için zaman

zaman bazı sürtüşmeler yaşanabilir.

5. Hissedar, şirkette çalışıyor fakat aile üyesi değil: Bu kişiler aile üyesi olan

hissedarlarla bazı sorunlar yaşayabilir.

6. Aile üyesi, hissedar ve şirkette çalışıyor: Bu pozisyondaki aktörler kurucu, tek

patron ve genel müdür gibi bireylerden oluşur (Bowman, 1991), işletmede bütün

aktörlerle ilişki içinde oldukları için pozisyonları diğerlerine göre daha zordur.

7. Ne aile üyesi, ne de hissedar ancak işletmede çalışıyor: Bu aktörlerin

mülkiyet hakları yoktur ve genellikle karar mekanizması içinde olmayan ikinci,

üçüncü dereceden akrabaların oluşturduğu gruptur (Fındıkçı, 2008, s.48).

Üç daireli modelde yer alan aktörlerin büyük bir çoğunluğu günümüz aile

işletmelerinde bulunmaktadır. Modele göre farklı alanlardaki insan grupları farklı çıkar

gruplarını temsil etmektedirler bu nedenle hepsinin aile işletmesinden beklentisi farklı

olabilir (Kırım, 2001, s.15). Beklentiler farklı olunca kişilerarası çatışma kaçınılmaz

olmaktadır. Bu nedenle çatışma, aile işletmelerinde sıkça görülen karakteristik bir

özelliktir. Çatışmaları yönetmede, öncellikle çatışmanın kabul edilmesi ve bu

çatışmanın kaynaklarının saptanması gerekmektedir. Çatışmanın etkin bir şekilde

yönetilip işletmeye zarar vermemesi için üç daireli model yarar sağlayabilir (Gersick ve

Diğerleri, 1997, s.8).

Page 34: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

18

2.1.5. Aile İşletmelerinin Dünya ve Türkiye Ekonomisindeki Durumu

Aile işletmeleri ile ilgili yapılan istatistikler, bu tür işletmelerin ülke ekonomileri

içerisinde çok yüksek bir orana sahip olduğunu göstermektedir (Beehr, Drexler ve

Faulkner, 1997, s.297). Dünya genelindeki işletmelerin % 65-90’nını aile işletmeleri

statüsündeki işletmeler oluşturmaktadır. Amerika Birleşik Devletleri (ABD) için bu

oran % 90, İngiltere için % 75, İspanya için % 80, İtalya için % 95, Meksika için % 80

ve Avustralya için % 75’tir. Türkiye’de ise aile işletmeleri tüm işletmelerin % 95’ini

oluşturmaktadır. Ülkemizdeki Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler (KOBİ)

içerisinde aile işletmeleri büyük bir orana sahiptir. ABD için bu oran % 99,8, Japonya

için % 99,4 ve ülkemiz için ise % 98,6’dır (Genç ve Karcıoğlu, 2004).

Aile işletmelerinin Dünya ekonomisi üzerindeki etkisini anlayabilmek için,

Dünya’da aile işletmesi olarak büyük öneme ve markaya sahip işletmelerle ilgili birkaç

örnek vermek yeterli olacaktır. Bütün Dünyaya kendini kabul ettiren ve marka haline

gelen aile işletmeleri, ABD’de Ford, Mars, Este Lauder, Levi Strauss; İsveç’te Tetra

Laval, Hermes ve H&M; Fransa’da Michelin, Bic, L’Oreal; Kanada’da Seagram ve

Bata gibi firmalardır. Türkiye’de de tanınmış aile işletmeleri arasında Sabancı, Koç,

Doğuş gibi işletmeler ilk akla gelen işletmeler arasında bulunmaktadır (Kırım, 2001,

s.4). Aile işletmelerinin ülkelerin gayri safi milli hâsılalarına katkılarının yanı sıra ülke

istihdamına da katkıları önemli boyuttadır. Tablo 3’de Dünya’daki aile işletmelerinin

ülkeler içindeki payları verilmiştir. Tablodaki veriler incelendiğinde; Amerika’da aile

işletmeleri tüm işletmelerin % 90’nını, Almanya’da % 75’ini, Türkiye’de ise % 90’nını,

oluşturmaktadır. Bu rakamlar aile işletmelerinin dünya ekonomisinin lokomotifi

olduğunu göstermektedir.

Page 35: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

19

Tablo 3 Aile İşletmelerinin Ülke Ekonomilerindeki Payları

Ülke Mevcudiyet Oranı

Amerika Tüm şirketlerin % 90’ı Almanya % 80 Avustralya % 75

İspanya Yıllık satışları 2 milyon $ üzeri şirketlerin %71’i; En büyük 100 şirketin %17 si

İngiltere En büyük 8000 şirketin % 76’sı İtalya % 99

Meksika Tüm şirketlerin % 80’i

Şili Orta ve büyük işletmelerin %65’i küçük işletmelerin neredeyse tamamı

Türkiye Tüm şirketlerin % 90’ı; KOBİ’lerin % 94.1’i Kaynak: Karpuzoğlu, 2004, s.45 Ekonomik sosyal ve siyasal açıdan taşıdıklara öneme karşın, aile işletmelerinin

yaşam süreleri kısa olmakta ve diğer kuşaklara devir konusunda ciddi sorunlar

yaşamaktadır. Günümüzde aile işletmelerinin ancak üçte birinin ikinci kuşağa

devredilebildiği görülmektedir. İkinci kuşağa devredilebilen işletmelerin diğer

kuşaklara geçişlerinin daha kolay olduğu gözlenmektedir. Örneğin; ABD’deki

şirketlerin % 30’u ikinci kuşağa ve ikinci kuşaktaki şirketlerinin % 13’ü üçüncü kuşağa

devredilebilmektedir. Kanada için bu oranlar sırayla % 33 ve % 50’dir. İngiltere’de ise

üçüncü kuşağa ulaşabilen aile şirketlerinin oranı % 14 kadardır (Pazarcık, 2004, s.35).

Türkiye’de ise aile işletmelerinin üçüncü kuşaktan sonra yıkılmaya başladığı

görülmekte olup (Tekinkuş, 2008) bu işletmelerin ortalama yaşam süresi 17–20 yıl

arasındadır (Ülgen ve Mirze, 2004, s.28). Ülkemizdeki aile işletmelerinin % 94’ü kritik

dönemdedir ve 1924–1984 arasındaki dönemde yer alan aile işletmelerinin % 70’i

üçüncü kuşağa ulaşamamıştır. Devir aşamasında problem yaşanması halinde Koç ve

Sabancı gibi aile işletmelerinin de şu anda risk altında olduğu, eğer o dönemi

atlatabilirler ise uzun yıllar yaşayabilecekleri söylenebilir (Tekinkuş, 2008).

Türkiye’deki asırlık aile işletmeleri incelendiğinde; 200 yılını tamamlamış bazı

Türk firmaları günümüze kadar faaliyetine devam edebilmiştir. Bu firmalara ilişkin

bilgiler Tablo 4’de gösterilmiştir.

Page 36: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

20

Tablo 4 Türkiye’de Yer Alan Köklü Aile İşletmeleri

İşletme Adı Kuruluş Yılı Nesil Sayısı Kurucu Hacı Bekir ve Akide Şekerleri 1777 5 Hacı Bekir İskender 1860 3 Mehmetoğlu İskender Efe. Vefa Bozacısı 1870 4 Hacı Sadık Kuru Kahveci Mehmet Efendi 1871 3 Mehmet Efendi Güllüoğlu 1871 5 Hacı Mehmet Güllü Sabuncakis 1874 3 İsrati Sabuncakis Komili 1878 3 Komili Hasan Cemilzade A.Ş. 1883 3 Udi Cemil Bey Çöğenler Helvacık 1883 4 Rasih Efendi Hacı Abdullah 1888 3 Abdullah Efendi Hacı Şakir 1889 4 Hacı Ali Teksima Tekstil 1893 4 H. Mehmet Botsalı Konyalı Lokantası 1897 3 Ahmet Doyuran Arkas Holding 1902 3 Gabriel J. B. Arcas Bebek Badem Ezmecisi 1904 2 Mehmet Halil Bey Koska Helva 1907 4 Hacı Emin Bey Abdi İbrahim 1912 3 Abdi İbrahim Barut Mustafa Nevzat 1923 3 M. Nevzat Pısak Eyüp Sabri Tuncer 1923 3 Eyüp Sabri Tuncer Koç Holding 1926 3 Vehbi Koç Eczacıbaşı 1942 2 Nejat Eczacıbaşı Ülker 1944 2 Sabri Ülker Yaşar Topluluğu 1945 3 Durmuş Yaşar Sabancı Holding 1946 2 Hacı Ömer Sabancı Yemi Karamürsel Mağazacılık 1949 3 Nuri Güven Abalıoğlu Holding 1951 3 Cafer Sadık Abalıoğlu Triko Mısırlı 1951 3 Süleyman Mısırlı

Kaynak: Göker ve Üçok, 2006, s.45

2.1.6. Aile İşletmelerinin Güçlü ve Zayıf Yönleri

Aile işletmelerinin sahip olduğu bir takım güçlü ve zayıf yönleri bulunmaktadır.

Bu yönler aile işletmelerinin sürdürülebilirliğini etkileyen belirleyici unsurlardır.

Aşağıda bu yönler ele alınmıştır.

2.1.6.1. Aile İşletmelerinin Güçlü Yönleri

Aile işletmelerinin en güçlü yönleri arasında hızlı karar verebilme ve büyüme

yetenekleri yer alır, çünkü paylaşılan ortak geçmiş, değer yargıları, karşılıklı güven ve

etkin iletişim, karar ve uygulamada süratli olmalarını sağlar (Akgüden, 2003).

Page 37: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

21

Dyer (1994)’a göre aile işletmelerinin güçlü yanları şu şekildedir:

• Aile; parasal olanaklar, sosyal çevre, işgücü ve ailenin ismi gibi imkânları

işletmeye sunarak katkıda bulunabilir.

• Aile işletmelerinde kar ve zararlar ortaktır bunun sonucunda maliyetlerle olası

kayıplar paylaşılır.

• Başarının getirisinden tüm aile faydalanabilir.

• Aile işletmelerinde güvenin tesis edilmesi diğer işletmelere göre daha kolaydır.

Güven duyulan ortamda aile bireylerinin birbirlerini denetlemek için fazla

zaman ayırmalarına ihtiyaç yoktur. Bunun sonucunda kontrolden doğacak olan

maliyetler azalıp işler daha hızlı bir şekilde yürütülebilir.

• Özetle, işletme ve aile bütünleşmiştir. İşletmenin sıkıntılı olduğu dönemlerde,

aile, sıkıntıları gidermek için elinden geleni fazlasıyla yapmaktadır.

Karpuzoğlu (2002, s.20) aile işletmelerinin yönetim üstünlüklerini şöyle

sıralamaktadır:

• Hızlı karar verme yetenekleri vardır. Bu sayede işletme daha aktif bir hale

gelebilir.

• Çocukların iyi bir öğrenim görmeleri ve iyi koşullarda yetişmeleri sağlanır.

• Ekip sinerjisinden maksimum ölçüde yararlanılır.

• Yetenekli aile bireyleri başka kuruluşlarda profesyonel olarak çalışmak yerine,

kendi şirketlerinde daha özverili çalışır ve yüksek performans sergiler.

• Tanınmış bir aile veya işletme, rakipler, müşteriler, tedarikçiler nezdinde olumlu

bir imaja ve güce sahiptir.

• İşletme politikasında devamlılık ve tekdüzelik daha kolay sağlanabilir.

• Örgütsel amaçlar daha kolay bütünleştirilebilir.

Yukarıda belirtilen güçlü yanlara ilaveten; aile üyelerinin özverisinin de aile

işletmelerine katkıda bulunan en önemli yönlerden biri olduğu söylenebilir. Aile üyeleri

özveride bulunarak, işletmeye ciddi mali kaynaklar sağlar. Hem kuruluş, hem de

gelişme dönemlerinde aile üyeleri sermaye ihtiyaçlarının büyük bir kısmını kar

paylarını en aza indirerek karşılar. Aile, işletmenin yasal sorumluluğunun ötesinde

işletmeye karşı bir de onursal sorumluluğu üstlenir. Ailenin onuru ile işletmenin başarısı

özdeş tutulup kriz anında yalnız finansal destek değil, yönetsel destek de verilir

(Günver, 2002, s.20).

Page 38: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

22

Aile işletmelerinde kurucu ve ailesinin, çalışanlarla yakın ilişkide olması

kadroya güven vermekte ve bunun sonucunda patron ve çalışan ilişkisi, profesyonel

yönetici ve çalışan ilişkisine oranla daha sıcak bir ilişki durumuna gelmektedir.

Çalışanlar, aile işletmelerinde daha güvenli çalışmakta, daha yaratıcı olmakta, yeni

düşüncelere daha açık olup, daha fazla risk almaktadırlar (Kets DeVries, 1993, s.62). Bu

durumun işletmede oluşması için patronların bencillikten uzak katılımcı bir yönetim

anlayışı geliştirmesi gerekir.

Bürokrasi düzeyi diğer işletmelere oranla aile işletmelerinde daha düşük bir

düzeyde olduğu için değişen çevre koşullarına ayak uydurmak da daha kolay olur. Yeni

iş imkânları, yeni ürünler ve yeni fırsatlar daha etkili değerlendirilebilir. Bu da aile

şirketlerine dinamizm kazandırır (Günver, 2002, s.8). Aile işletmelerine dinamizm

kazandıran en önemli özelliklerden birisi de aile üyelerinin birbirlerine olan bağlılıkları

ve diğer akrabalarla çalışanların refahına verdikleri önemdir. Aile içinde hızlı bir

iletişim biçiminin geliştirilmesi, bilginin paylaşılmasını ve işin daha etkin biçimde

yerine getirilmesini sağlar. Aile işletmelerinde yerleşik hiyerarşi nedeniyle kimin söz

sahibi olduğu, nerede nasıl davranılacağı, farklı statü ve yeteneklere göre görevlerin

nasıl paylaşılacağı bilinmektedir. Ailenin bu özelliklerinin iş yaşamına taşınması;

birbirine güvenen, sadık, bir takımı ortaya çıkarmaktadır (Jaffe, 1990, s.32).

Aile işletmelerinin diğerlerine oranla daha esnek hareket edebilme potansiyeline

sahip oldukları görülmektedir. Bu işletmelerin gerektiğinde, müşteri memnuniyetini

maksimize etmek amacıyla mesai saati ve tatil günlerini dikkate almadan faaliyetlerine

devam ettikleri görülmüştür. Dolayısıyla aile işletmelerindeki bu anlayış, müşteriye

verilen hizmetin aksamadan devam ettirilmesi yönünde bir avantaj sağlayarak, onları

rakipleri karşısında daha güçlü bir konuma getirebilmektedir (Campbell ve Heriot,

2002, s.5). Değişimin baş döndürücü bir hızla yaşandığı küresel ekonomi ve bunun

sonucunda değişen müşteri beklentileri, işletmeleri daha esnek olmaya iten en önemli

unsurlardır. Aile işletmelerinin esnek bir yapıya sahip olması değişime uyum adına

kazandıkları büyük bir avantajdır.

2.1.6.2. Aile İşletmelerinin Zayıf Yönleri

Aile işletmelerinin zayıf yönleri; akrabaların ayrıcalığı (nepotizm), öz sermaye

veya kredi ile büyüme, aile bireylerinin menfaatleri ve işletme menfaatleri arasında

çıkabilen sorunlar; etki ve sorumluluk tanımlamama, merkezi örgüt yapısı, otoritenin

Page 39: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

23

ailede toplanması, aile bireyleri arasındaki rekabet, (Özen, 2007, s.10), mantıksallığın

ve duyusallığın çatışması (IQ-EQ çatışması) olarak özetlenebilir.

Aile işletmelerinin yönetsel açıdan sahip oldukları güçlü yönlerinin yanında

zayıf yönleri de bulunmaktadır. Silverman (2005)’a göre, aile işletmelerinin yönetsel

zayıflıkları şu şekildedir:

• Bazı aile üyeleri, verilen işleri yapabilecek yeteneğe sahip değildir.

• İşletmelerde aile üyelerine sorumluluk verilirken bu sorumluluğu uygulamak

üzere yetki verilmemektedir.

• Aynı iş için aile dışı çalışanlara oranla aile çalışanlarına daha fazla ödeme

yapılabilir.

• Bazı aile işletmelerinde ebeveynler; çocukları yeterli olsa bile onları lider olarak

göremezler.

• İşletmenin kurucusu konumundaki aile üyesi, işletmedeki hâkimiyetini

kaybetmemek için yönetimi devretmek istemeyebilir.

• İşle ilgili konular diğer yöneticilerinde bulunduğu toplantılar yerine genelde ev

toplantılarında tartışılmaktadır. Bunun sonucunda kararların alınması

aşamasında aile üyesi dışındaki çalışanların katılımı sağlanamaz.

• Aile üyelerinin iş performanslarını olumsuz yönde etkileyen bağımlılıkları

(alkol, uyuşturucu vs.) olsa bile işletme yönetiminden izole edilmeleri oldukça

güçtür.

Kurucu aile üyeleri zamanlarının neredeyse tamamını işlerine ayırsalar ve

ailenin tüm malvarlığını işletme için kullansalar dahi, kendi kararlarını kendilerinin

vermelerini ve başkaları için değil kendileri için çalışmalarını bir üstünlük olarak

görmektedirler. Özellikle, başkaları tarafından denetlenmeme ve işleri kendi bildikleri

gibi yapma, bir tür özgürlük olarak değerlendirilmektedir (Rosenblatt ve Diğerleri,

1985). Bu durum işletmeye zarar veren önemli bir olgudur çünkü etkin denetimin

yapılmadığı işletmelerde mevcut durumu bilmek olanaksızdır. Dolayısıyla gereken

tedbirleri alıp işletmeye yön vermek de mümkün olmayacaktır.

Aile işletmelerinin başlıca sorunlarından birisi de nepotizmdir. Bir kimsenin

beceri, kabiliyet, başarı ve eğitim düzeyi vb. faktörler dikkate alınmaksızın veya işin

gerektirdiği niteliklere sahip olmayan kişilerin sadece akrabalık ilişkileri esas alınarak

istihdam edilmesine veya terfi edilmesine nepotizm adı verilmektedir (Masters, 1983,

s.34). Aile işletmelerinde ve özellikle gelişmekte olan veya az gelişmiş ülkelerde

Page 40: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

24

faaliyet gösteren işletmelerde kurumsallaşma olmadığı için nepotizm görülmektedir.

Nepotizmin, siyasi sistem vasıtasıyla geçerliliğini sürdürmesi, toplumsal yapıda

güvensizlik, normsuzluk, anlamsızlık bağlamında anomiye neden olmaktadır (Bayhan,

2002, s.12). Aile işletmelerinde istihdamın iş gereklerine uygun yetenek ve bilgiden

çok, ilişki seviyesine veya girişimciye olan yakınlığa göre yapılması yaygın bir

uygulamadır. Aile değerlerinin, iş değerlerinden daha önemli olması durumunda (kan

bağının ön plana çıkarak, “işe göre adam” değil, “adama göre iş” ilkesinin

uygulanmasını gündeme getirmesi noktasında), gelecekteki yönetimin yetersiz ve

cesaretsiz aile bireylerinin elinde kalması tehlikesi söz konusu olabilir (Alayoğlu, 2003,

s.26).

Nepotizmin, işletme yöneticileri açısından sadece hoş karşılanmayan bir

davranış olarak değil, bireysel ve sosyal açıdan bir bütün olarak düşünülmesi ve

algılanılması gerekmektedir. Aslında nepotizm, şirket yöneticisinin veya aile

bireylerinin iktidarı kaybetmemek için geliştirdikleri bir strateji olarak algılanmalıdır.

Aile şirketlerinde, nepotizmin en önemli nedeni, aile üyesi olmayanlara güven

duyulmamasıdır. Nepotizmin aile şirketlerindeki etkisini azaltabilmek ve nepotizm

olgusundan aile şirketlerini kurtarabilmek için, şirketin nepotizmin yerine

kurumsallaşmayı öne çıkaran bir kültürel değişimi gerçekleştirmesi gerekmektedir

(Özler, Ergün ve Gümüştekin, 2006, s.273).

Aile işletmelerinin bir çoğunda formel bir değerleme yönteminin veya yazılı iş

tanımlarının olmayışı, kimin hangi işten sorumlu olduğunun bilinmemesi sonucunu

doğurur. İş tanımları ile yetki ve sorumluluklar tam olarak belirlenirse, özellikle aile

üyeleri dışındaki çalışanlar, kime bağlı olduklarını tam olarak bilirlerse herhangi bir

yetki ve sorumluluk çatışması görülmeyecektir (Pickle ve Abrahamson, 1990, s.34).

Türkiye’de ve Dünya’da aile işletmelerinin birçoğu KOBİ niteliğindedir. KOBİ

250 kişiden az yıllık çalışan istihdam eden ve yıllık net satış hâsılatı veya mali

bilânçosu 25.000.000 (Yirmibeşmilyon) TL’yi aşmayan ekonomik birim olarak

tanımlanabilir (tr.wikipedia.org, 2008). KOBİ’lerin yapısına bakıldığında girişimcilik,

yöneticilik ve mülkiyetin aynı kişide, yani işletme sahibinde bütünleştiği görülmektedir.

KOBİ’lerin bu özelliği, onların en önemli sorununu da beraberinde getirmektedir.

Çünkü bir işletme kurabilmek için gerekli paraya sahip olan herkes kendisini birer

girişimci, hatta yönetici olarak görmektedir. Öte yandan, KOBİ’lerde yönetimin

profesyonel yöneticilere devredilmesi de, çoğu zaman mali imkânsızlıklar nedeni ile

veya işletmede tek karar mekanizması olmak ve kontrolü kaybetmek istememe gibi

Page 41: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

25

geleneksel düşünceler yüzünden mümkün olamamaktadır (Özgen ve Doğan, 2005).

Bütün bu engeller; aile işletmesi olan KOBİ’lerin ikinci kuşaklara devrinde

problemlerin çıkmasına hatta devredilemeden faaliyetinin sonlandırılmasına neden

olmaktadır. Buradaki yegâne çözüm kurumsallaşmadır.

İşletmenin patronu konumunda olan aile üyeleri; profesyonel yöneticileri

güçlendirme konusunda isteksiz davranmaktadırlar. Bunu sebebi kontrolü kaybetme

korkusu ve menfaat çatışmalarıdır (Chua, Chrisman ve Sharma, 2003). Patron gücün

merkezi olmak suretiyle kendi menfaatleri ve düşüncesi doğrultusunda işletmeyi

yönlendirmek ister. Bu gücü başkasına devretme düşüncesi patron için çok zordur.

Fındıkçı (2008) aile işletmelerinin zayıf yönlerini özetle şu şekilde sıralamıştır;

• Aile işletmelerinde kurumsallaşma ve profesyonelleşmede zorluk çekilmekte ve

değişime direnç yüksek olmaktadır.

• Sahip olduğu sermayeyle işi kuran aile üyelerinin yeterli deneyim ve kabiliyete

haiz olmamalarına karşın, ısrarla işin içinde bulunma çabaları işletmeyi

olumsuz yönde etkilemektedir.

• Patronun her şeye müdahil olması sonucunda işletme yenilikçiliğe kapalı

olmaktadır.

• Öngörü, planlama, bütçeleme, raporlama gibi mantıkların gelişmesinde zorluk

çekilmesi bunların yerine günlük karar ve çözümlerin tercih edilmesi aile

işletmelerinin birçoğunda görülmektedir.

• Aile işletmelerinde iş tecrübesinden yoksun patronların profesyonel yöneticilerle

yarışıp onları küçük görme eğilimleri olabilmektedir. Bu durum yöneticilerin

çekingen hareket etmelerine neden olarak işletmeyi hantallaştırmaktadır.

• Aile işletmelerinin birçoğunda aile içinde yaşanan sorunların işe yansıtıldığı

görülmektedir.

Tablo 5’de aile işletmesi toplam 9 boyutta ele alınıp bu boyutlarda sahip olduğu

güçlü ve zayıf yönler gösterilmiştir. Tablodaki veriler incelendiğinde; aile işletmesinde

çoklu rollerin bulunması, işletmedeki ikili ilişkilerin güçlendirilmesi ve kararların çabuk

alınması avantaj sağlarken, işletmede rol kargaşası yaşanıp işlerin aksaması ve yetersiz

aile üyelerinin işletme yönetimini üstlenmesi gibi dezavantajları da beraberinde

getirebilir. Aile işletmeleri örgüt kültürü açısından ele alındığında esnek bir yapı ve

informel iletişim gibi olumlu faktörler görülebilmektedir. Buna karşın yeniliklere açık

Page 42: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

26

olmayan dirençli bir kültürde aile işletmelerini zedeleyen bir yapı olarak karşımıza

çıkabilir.

Tablo 5 Aile İşletmesinin Güçlü ve Zayıf Yönleri

Boyut Güçlü Zayıf

Altyapı Gayri resmi; Esnek; Girişimsel;Yenilik getiren

Karışık; Şaşırtıcı; Sınır problemleri; Kararsız; Değişime dirençli; Yönetim gelişmesi eksikliği; organizasyon şeması yok.

Roller Çoklu rollerin oynanması; İkili ilişkiler; Çabuk karar verme

Rol kargaşası; İşler yapılmaz; Torpil; Çift rol, bilim ve objektiflikle karışır; Doğum sırası, yetersiz aile üyelerini işin başına getirebilir

Liderlik Yaratıcı; Hırslı; Gayri resmi otorite; Girişimci.

Otokrasi;Yapı ve sisteme direnç; Gitmeye izin vermekten kaçınmak

Aile İlişkileri

Çalışanların adanmışlığı; Sadakat; Paylaşılan değerler ve inançlar sistemi; Aile ruhu; Aile ismi; Aile rüyası; Güçlü Misyon / vizyon hissi.

Ailenin, işten dışarı çıkardığını tutama; Ailenin ve işletmenin likidite ihtiyaçlarını dengelemede yetersizlik; Objektiflik eksikliği; İçeriye doğru bakmak; Karar vermede duygusallık; İşi ve aileyi ayırt edememe; Rekabet

Zaman

Uzun vadeli perspektif; Kendini adamışlık; Sabırlı sermaye; Sadakat; Derin bağlar; Zamanla artan güven,

Değişimin zorluğu; Geleneklere bağlılık; Ailenin tarihi iş kararlarını etkiler; Güven, erken hayal kırıklıklarıyla etkilenir

Vekâlet Eğitim erken başlayabilir; ömür boyu yol gösterme; Bırakılacak zamanı seçebilme

Aile konularının sürekliliği; Gitmeye izin vermede isteksizlik; Bir vekil seçmede yetersizlik

Sahiplik /Yönetişim

Yakın tutum; Aile sahipliği; Yüksek kontrol derecesi; Kazanç bir motivasyon aracıdır.

Kontrol için büyüme kurban edilebilir; Hissedarları cevaplamak zorunda değil; Çoğunlukla dışarıdan yönetici olmaz; Gizliliğe yüksek önem.

Kültür

Yenilik getiren; Gayri resmi; Esnek; Yaratıcı; Uyumlu olabilen; Ortak lisan; Verimli iletişim

Yeniliklere açık olmayan; Yüksek duygusallık; Değişime karşı dirençli; Yüksek çatışma riski.

Karmaşıklık Yaratıcılığı geliştirir; Roller ve amaçların zengin etkileşimini sağlar

Kötü idare edilebilir; Kaynaklar ve enerjinin kaçışının bir kanalı olabilir

Kaynak: Çavuş, 2005, s.157.

2.2. Küçük ve Orta Büyüklükte İşletme

Sanayi devrimiyle başlayan ve işletmeleri çeşitli yönetsel ve finansal sorunlarla

baş başa bırakan değişim süreci, küresel ekonominin geleceği için işletme ölçeklerinin

tekrar gözden geçirilmesini gerekli kılmıştır. Ekonomik kalkınmanın temeli olarak

kabul edilen büyük ölçekli işletmeler, küreselleşme sürecinin kendine has rekabet

koşullarına uyum sağlayıp esnek ve çok yönlü üretim yapabilmek için küçülmeyi tercih

etmişlerdir (Bayrak ve Akdiş, 2000, s.74). Bu gelişimler KOBİ’leri ekonomik hayatın

sağlıklı olarak işleyebilmesi için olmazsa olmaz kurumlar haline getirmiştir. Tarihsel

Page 43: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

27

süreç içersinde her geçen gün önem kazanarak değerlerini arttıran KOBİ’ler günümüzde

küresel ekonominin lokomotifi olmuştur (Sarıaslan, 1996, s.22).

Bu bölümde, KOBİ’lerin tanımlamasında kullanılan ölçütler, Türkiye’de ve

çeşitli ülkelerde yapılan KOBİ tanımları, KOBİ’lerin genel özellikleri ve ekonomik ve

sosyal sisteme katkıları ve KOBİ’lere yönelik teşvik ve desteklerin neler olduğu ele

alınmıştır.

2.2.1. KOBİ Tanımı

Ülkelerin ekonomik yapılarında meydana gelen değişimlerle beraber KOBİ

tanımını belirleyen kriterlerde de değişiklik yapılabilmektedir. Ekonomik anlamda

KOBİ'ler her ülkenin yapısındaki farklılığa göre değişiklik göstermekle kalmaz o

ülkenin bölgeleri arasında da farklılık gösterebilmektedirler. Örneğin Almanya, Fransa

gibi gelişmiş ülkelerde yer alan küçük işletmeler, gelişmekte olan ülkelerde orta boy

işletme olabilmektedir. Aynı şekilde örneğin Türkiye'nin doğu bölgesindeki orta boy bir

işletmeye batı bölgelerinde küçük bir işletme olarak bakılabilmektedir. Bu nedenle

gerek ülkemizde gerekse Dünya’nın birçok ülkesinde yazında ve uygulamada evrensel

kabul görmüş bir KOBİ tanımı bulunmamaktadır (Uludağ ve Serin, 1991, s.14–15,

Savaşır, 1999, s.30).

KOBİ tanımında, nitel ve nicel olmak üzere iki ana grup altında

toplayabileceğimiz kriterlerin, farklı kombinasyonlarla kullanıldığı görülmektedir.

Aşağıda bu kriterlere ilişkin bazı örnekler verilmiştir (Kuruüzüm, 2000, s.193–208):

Nitel kriterler, aşağıda sıralanmıştır (Kuruüzüm, 2000, s.193–208):

• Şirket sahipliğinin kişiselliği

• Yönetimin bağımsızlığı ve kişiselliği

• Yönetsel fonksiyonların profesyonelleşememesi

• Örgütlenmenin informel ağırlıklı olması

• Bağımsız denetime kapalılık

• Sermayenin özkaynak ağırlıklı olması

• Sermaye piyasalarına açılım sınırlılığı

• Resmi ve özel kredi kaynakları ile ilişki zayıflığı

• Hedef pazarın yerel ağırlıklı olması

• Pazarda nispi olarak çok küçük paya sahip olma

Page 44: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

28

Nicel Kriterler (Savaşır, 1999, s.31; Oktav, Kavas, Tanyeri ve Önce, 1990, s.1;

Olalı, Doğan ve Doğan, 1993, s.3; Müftüoğlu, 1998, s.402):

• Firmanın Üretim miktarı

• Satış hâsılatı

• İstihdam edilen işçi sayısı

• Üretimde kullanılan makine sayısı

• Kullanılabilir alan ve hacim

• Üretim kapasitesi

• Toplam sermaye

• Sabit varlıkların tutarı

• Pazar payı

• Kullanılan enerjinin miktarı

• İhracat/Satış oranı

• Ödenen toplam ücret ve aylıklar

Dünya’nın çeşitli ülkelerinde ve Türkiye’de, ülkelerin ekonomik yapılarına göre

farklı KOBİ tanımları bulunmaktadır. Türkiye’de KOBİ’lerin tanımı farklı kurumlarca

çeşitli şekillerde yapılmıştır. Bu tanımlarda genel ayırt edici ölçüt işçi sayısıdır.

Türkiye’de üzerinde uzlaşılmış bir KOBİ tanımı yoktur ve bu nedenle uygulamada

farklılıklar oluşmakta, KOBİ’lerin bir kısmı bazı uygulamaların içine alınırken, bir

kısmı uygulama dışında bırakılmaktadır (Yılmaz, 2003). 2005 yılında resmi gazetede

yayınlanan KOBİ tanımına göre KOBİ'ler aşağıdaki şekilde sınıflandırılmıştır.

a. Mikro işletme: 10 kişiden az yıllık çalışan istihdam eden ve yıllık net satış hasılatı

veya mali bilançosu 1 milyon Türk Lirasını aşmayan çok küçük ölçekli işletmelerdir.

b. Küçük işletme: 50 kişiden az yıllık çalışan istihdam eden ve yıllık net satış hasılatı

veya mali bilançosu 5 milyon Türk Lirasını aşmayan işletmelerdir.

c. Orta büyüklükteki işletme: 250 kişiden az yıllık çalışan istihdam eden ve yıllık net

satış hasılatı veya mali bilançosu 25 milyon Türk Lirasını aşmayan işletmelerdir.

Türkiye’de çeşitli kurumların yaptığı farklı KOBİ tanımları bulunmaktadır. Bu

tanımlar Tablo 6’da gösterilmiştir.

Page 45: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

29

Tablo 6 Türkiye’de Yapılan KOBİ Tanımları Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB)

1-50arasında çalışanı olan imalat sanayi işletmeleri küçük sanayi, 51–150 arasında çalışanı olan orta ölçekli sanayi işletmeleridir.

Halkbank

Çalışan sayısı 1–150 arasında olan ve sabit yatırım tutarı 100 bin TL’yi aşmayan KOBİ’ler Teşvik Belgeli KOBİ, çalışan sayısı 1–250 olan ve sabit yatırım tutarı 400 bin TL’yi aşmayan KOBİ’ler ise normal KOBİ olarak tanımlanmaktadır.

Eximbank 1–200 arasında çalışanı olan imalat sanayi işletmeleridir.

Hazine Müsteşarlığı Maksimum 400 bin TL tutarında sabit yatırım harcaması yapan işletmelerdir.

Dış Ticaret Müsteşarlığı

İmalat sanayinde faaliyet gösteren, 1–200 arasında çalışanı olan, gerçek usulde defter tutan, arsa ve bina hariç sabit sermaye tutarı bilanço değeri itibariyle 2 milyon ABD Doları karşılığı TL’yi aşmayan işletmelerdir.

Devlet İstatistik Enstitüsü (DİE) Devlet Planlama Teşkilatı (DPT)

1–9 arasında çalışanı olan işletmeler çok küçük ölçekli, 10–49 arasında çalışanı olan işletmeler küçük ölçekli, 50–99 arasında çalışanı olanlar ise orta ölçekli işletmelerdir.

Türkiye Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler, Serbest Meslek Mensupları ve Yöneticiler Vakfı (TOSYÖV)

1–5 arasında çalışanı olan işletmeler çok küçük ölçekli, 5–100 arasında çalışanı olan işletmeler küçük ölçekli, 100-200arasında çalışanı olan işletmeler ise orta ölçekli işletmelerdir.

Kaynak: Çolakoğlu, 2002, s.7–8

Amerika Birleşik Devletlerinde (ABD)’de, KOBİ’lerden sorumlu Küçük

İşletmeler İdaresi (Small Business Administration-SBA), KOBİ’leri bağımsız bir

yönetime sahip olan, faaliyetlerini bağımsız olarak yürüten ve bulunduğu sektörde

belirleyici güç olmayan işletmeler olarak tanımlamıştır. Ayrıca çalışan sayısı 250’den az

olan işletme küçük, 250’den fazla olan işletme büyük işletme olarak kabul edilmiştir

(Bulmuş, Oktay ve Törüner, 1990). SBA; çalışan sayısı, sektör ve yıllık satış tutarını

baz alarak bazı ölçütler geliştirmiştir. Bu ölçütlere göre küçük işletmelerin şu kriterleri

sağlaması gerektiği belirtilmiştir (Steinhoff ve Burgess, 1993, s.16):

• Perakendeci ve hizmet işletmelerinin yıllık satış tutarının 3 milyon $’dan az

olması (ancak bu bazı alt sektörlerde 13.5 milyon $’dır).

• Toptancı işletmelerin 500’den az çalışanı olması.

• Üretici işletmelerin 500’den az çalışanı olması (bu bazı alt sektörlerde 1500’e

kadar çıkabilir).

• Taşımacılık ve depolama işletmelerinin yıllık cirolarının 3.5 milyon $’dan az

olması (bu bazı işletme tiplerinde 12.5 milyon $’a çıkabilir).

• İnşaat işletmelerinin cirolarının 17.5 milyon $’ dan az olması.

Page 46: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

30

ABD’de bu kriterlere haiz olan işletmeler küçük işletmeler olarak kabul

edilmiştir. İşletmelerin sektörlere göre ayrılmasındaki en önemli etken, sektörlerin

ihtiyaç duyduğu işçi sayısının farklılık göstermesidir.

Japonya’da KOBİ tanımlamaları, işçi sayısına ve sermaye büyüklüğüne göre

yapılmıştır. Japonya’da büyük işletmeler dışında kalan tüm işletmeler Küçük İşletmeler

ve Orta Boy İşletmeler olarak ele alınmıştır. Buna göre, KOBİ tanımları imalat sektörü

için 100 milyon Yen ve 300’den az çalışan, ticaret sektörü için 30 milyon Yen ve

100’den az çalışan, son olarak hizmet sektörü için 10 milyon Yen ve 50’den az

çalışandır. Japonya İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra ekonomik gelişme ve büyümesini

büyük oranda KOBİ’lere borçludur. Japonya’da KOBİ’ler için özel örgütlemeler, özel

politika ve yöntemler, özel vergilendirme ve özel bir finansman sistemi oluşturulmuştur

(Bulmuş ve Diğerleri, 1990).

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu 1996 yılında, tavsiye niteliğinde bir karar almış

ve ortak bir KOBİ tanımlamasına gitmiştir. Bu sınıflandırmada, istihdam gücü, bilanço

büyüklükleri ve bağımsızlık dereceleri olmak üzere 3’lü bir yapı söz konusudur. Bu

yapı Tablo 7’de gösterilmiştir. Tablodaki veriler incelendiğinde; istihdam sayısı 50 ile

10 arasında olan işletmelerin küçük ölçekli olarak kabul edildiği, 250 ile 50 arasında

istihdam sayısına sahip olan işletmelerin orta ölçekli olarak kabul edildiği

görülmektedir. Yıllık cirolar açısından değerlendirme yapıldığında; 40 ile 7 milyon

EURO (£) arasında yıllık ciroya sahip olan işletmeler orta ölçekli, 7 milyon £’dan az

yıllık ciroya sahip olan işletmeler küçük ölçekli olarak kabul edilmiştir.

Tablo 7 Avrupa Birliği KOBİ Göstergeleri

Ölçek İstihdam Sayısı (kisi)

Yıllık Ciro Bilânço Değerleri Bağımsızlık Derecesi

Orta 250’den az 40 Milyon £’dan az

27 Milyon £’dan az

Sermayesinin en az % 25’i büyük işletmelere ait

olan Küçük 50’den az 7 Milyon £’dan az 5 Milyon £’dan az Sermayesinin en

az % 33’ü büyük işletmelere ait

olan Çok Küçük 10’dan az

Kaynak: Civan ve Uğurlu, 2005, s.27

Page 47: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

31

AB, 1 Ocak 2005’de istihdam edilen işçi sayısını başlıca ölçüt olarak kabul edip

yeni bir KOBİ tanımı yapmıştır. Buna göre; “250’den az isçi çalıştıran ve cirosu 50

milyon £’nun altındaki işletmeler küçük ve orta ölçekli işletme olarak tanımlanırken,

orta ölçekli bir işletme 50 ile 250, küçük işletme 50’den az, çok küçük (mikro) işletme

ise 10’dan az isçi çalıştıran işletme” olarak tanımlanmıştır (Doğan, 2005, s.42).

2.2.2. KOBİ’lerin Önemi

KOBİ’ler gerek Türkiye ekonomisi gerekse Dünya ekonomisi açısından büyük

öneme sahip işletmelerdir. Ülkemiz ekonomisi açısından işyeri sayısı, çalışan sayısı ve

katma değer olmak üzere üç önemli göstergeye bakıldığında küçük ve orta ölçekli

işletmelerin önemli bir yer işgal ettiği söylenebilir. Türkiye’nin sermaye birikiminin,

kalkınma ihtiyaçları karşısında yetersiz olması ve ülkeye yabancı sermaye girişinin

yeterli seviyede bulunmamasından dolayı daha çok kentlerde ortaya çıkan ve büyük

işletmelerin istihdam kapasitesinin üzerinde olan işgücü fazlası karşısında ekonomik bir

istihdam yaratma alanı olan KOBİ’lerin geliştirilmesi, ülke için uygun kalkınma

seçeneği olarak görülmektedir (Akgemci, 2001, s.17; Baylan, 2003, s.14). Tablo 8’de

KOBİ’lerin ülke ekonomilerindeki yerine dair bilgiler verilmektedir. Bu verilere göre,

Türkiye’de ve diğer ülkelerde KOBİ’lerin bütün işletmeler içindeki payı % 96’nın

üzerindedir. Ayrıca toplam istihdam içerisinde KOBİ’lerin en çok paya sahip olduğu

ülke % 99,9 ile Fransa olurken Türkiye % 45,6 ile beşinci, İngiltere ise % 36’lık payıyla

son sırada yer almıştır. Toplam yatırım içindeki paylar açısından Türkiye diğer ülkelere

göre oldukça düşük (% 6,5) bir paya sahiptir.

Tablo 8 KOBİ’lerin Ülke Ekonomilerindeki Yeri

Ülkeler

Toplam İşletmeler

İçindeki Yeri (%)

Toplam İstihdam

İçindeki Yeri (%)

Toplam Yatırım

İçindeki Yeri (%)

Katma Değer İçindeki Yeri

(%)

Toplam İhracat

İçindeki Yeri (%)

ABD 97.2 50.4 38.0 36.2 32.0

Almanya 99.8 64.0 44.4 49.0 31.1

Japonya 99.4 81.4 40.0 52.0 38.0

İngiltere 96.0 36.0 29.5 25.1 22.2

Fransa 99.9 49.4 45.0 54.0 23.0

TÜRKİYE 98.8 45.6 6.5 37.7 8.0

Kaynak: Akgemci, 2001, s.17

Page 48: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

32

KOBİ’lerin gelişme ve kalkınma hareketinde önemli roller üstlenmeleri, kriz

ortamından kolaylıkla kurtulabilmeleri, büyük işletmeler için de bir uyarıcı olmaktadır.

II. Dünya Savaşından sonra Japonya’da başlayan hızlı ekonomik kalkınma hareketi

KOBİ’lerin itici gücü sayesinde oluşmuştur. 1970’li yıllardaki kriz sonrasında yapılan

bilimsel çalışmalar ise ABD’nin bu krizden en az etkilendiğini, krizden daha az

etkilenmesinde ticaret ve sanayide küçük ve orta büyüklükteki işletmelere verdiği

önemin büyük etkisi olduğunu, 1988 yılından itibaren ABD’deki büyük ölçekli

firmaların yaklaşık üçte bire varan oranda küçüldüğünü, ortaya koymuştur. KOBİ’ler

esnek yapıları sayesinde dönemin ekonomik koşullarına kendilerini uyarlayarak krizi

daha kolay atlatabilmişlerdir. Bunun sonucunda Avrupa’da 1980 yılından itibaren ölçek

ekonomileri görüşüne alternatif olarak ‘’Küçük Güzeldir’’ görüşü çok kabul görmeye

başlamıştır. Dünya’nın birçok ülkesinde küçük ve orta ölçekli sanayi işletmelerinin

korunması ve geliştirilmesi için bu kesimin gereksinimi olan finansal ve teknolojik

destekler veren kuruluşların mevcut olduğu ve KOBİ’lerin yasal düzenlemelerle

korunduğu bilinmektedir (Baylan, 2003, s.5–6; Sarıaslan, 1994, s.23; Oktay ve Güney,

2002, s.2).

Dünya ekonomisinde söz sahibi olan ülkelere bakıldığında KOBİ’lerin tüm

işletmelere oranının %95’in, istihdam içindeki paylarının %50’nin, toplam yatırım

içindeki paylarının %35’in üzerinde, üretimdeki paylarının %50 düzeyinde ve ihracat

paylarının da %30-%40 civarında olduğu görülmektedir. Ayrıca son yıllarda yapılan

istatistiksel çalışmalar, KOBİ’lerde istihdam yaratma gücünün büyük işletmelere oranla

dört kat daha fazla olduğunu tespit etmiştir. KOBİ’ler daha çok düşük gelir grubuna

mensup kişilere istihdam olanakları sağlamaları ve geniş bir coğrafyada faaliyette

bulunmaları nedeniyle gelişimi, girişimci ruh ve yeteneği destekleyerek ve kırsal kesim

ile şehirlerdeki ekonomik dengesizlikleri azaltmaya yardım ederek daha adil bir gelir

dağılımına katkıda bulunmaktadırlar (Sarıaslan, 1996, s.9; Demirdöğen, 1996, s.7–8,

World Employment Report, 2004, s.222).

2.2.3. KOBİ’lerin Avantajları ve Dezavantajları

KOBİ’ler, yaratıcılık, risk üslenme, çalışma ve başarma azmini ortaya koyan,

değişimlere ve gelişimlere ayak uydurma özelliklerine sahip olan kuruluşlardır. Bu

durum, ne büyük firmalar tarafından oluşturulan yardımsever politikalar, ne de devletin

KOBİ’ lere yardım programlarının sonucu oluşmuş bir olgu değildir. KOBİ’lerin büyük

Page 49: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

33

işletmeler karşısında, sahip olduğu özellikler nedeni ile birçok avantajlı ve dezavantajlı

yönleri vardır (Syonzi, 1991, s.17). Bu avantajlar ve dezavantajlar aşağıda ele

alınmıştır.

2.2.3.1 KOBİ’lerin Avantajları

Küresel ekonominin önemli bir bölümünde KOBİ’lerin bulunması rastlantı

değildir. Bu işletmelerin büyük ölçekli rakipleri karşısında önemli avantajları

bulunmaktadır (Müftüoğlu, 1998, s.52-53). KOBİ’lerin, teknik yeniliklere olan daha

fazla yatkınlıkları, tüketici tercihlerine yönelik olan daha esnek karakterleri,

konjonktürel dalgalanmalara uymadaki üstünlükleri, üretimdeki boşlukları daha hızla

doldurmadaki katkıları, yan sanayi olarak büyük firmaların tamamlayıcısı rolüne

yönelik olumlu etkileri, bölgelerarası dengeli büyümeye etkileri, rekabetin teşvikinde

oynadığı roller, daha az bürokratik yapıları, istihdam artışına yaptıkları katkılar küçük

işyerlerinde daha yakın personel ilişkileri gibi özellikleri, olumlu faktörler olarak

vurgulanabilmektedir (Ekin, 1999, s.142).

Küçük ölçekli işletmelerin büyük ölçekli işletmelere göre sahip olduğu

avantajları şu şekilde sıralayabiliriz:

• KOBİ’ler, esnek bir yapıya sahip olmalarının sonucunda tüketici istekleriyle

uyumlu özelliklerde üretim değişikliği yapabilirler (Sabuncuoğlu ve Tokol 1991,

s.30–31; İlkin, 1988, s.242). Buna karşın büyük işletmelerin hızlı bir şekilde

üretim değişikliği yapabilmesi KOBİ’lere göre oldukça zordur.

• Mülkiyet ve yönetimde bağımsızlık söz konusu olduğundan, yönetimde

çoğunlukla “sahip-yönetici” anlayışı vardır. Dolayısı ile bürokratik işlemler az

olduğundan karar verme daha hızlı ve pazar fırsatlarını yakalama daha kolay

olmaktadır (Mucuk, 1998, s.104).

• Gelişen teknoloji ile yatırım ve istihdam maliyetlerinin yükselmesi sonucunda

emek yoğun teknolojiye sahip KOBİ’ler istihdam kapasitesi yaratma açısından

avantajlı duruma gelmişlerdir (Uludağ ve Serin, 1991, s.25).

• KOBİ’lerde, büyük işletmelere göre işletme sahibi veya yöneticisi ile çalışanlar

arasında daha yakın bir ilişki söz konusudur. Böylece işletme sahibi veya

yönetici çalışanların motivasyonuyla birlikte güçlü ve zayıf yönlerini yakından

takip edebilmektedir (Merdith, 1984, s.17).

Page 50: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

34

• KOBİ’ler sahip oldukları esnek yapı sayesinde hem teknolojik yeniliklere

uyumlu hem de teknolojik yeniliklerin ana kaynağı durumundadır (Karlsson,

Johanisson ve Storey, 1993, s.6). Bu durum KOBİ’lere rekabet üstünlüğü

sağlamıştır.

• Bölgeler arasında dengeli ve düzenli büyüme KOBİ’ler sayesinde olabilmektedir

(Berkol, 1996, s.35). KOBİ’ler yapıları gereği bulundukları bölgelerin

koşullarına hızla uyum sağlayıp çoğalabilirler. Dolayısıyla bölgelerin eşit bir

şekilde gelişimine ve adil gelir dağılımına katkıda bulunurlar.

2.2.3.2. KOBİ’lerin Dezavantajları

KOBİ’ler büyük ölçekli işletmelere göre farklı özelliklere sahiptirler. Bu özellikler

bazen avantaj sağlarken bazen de dezavantaj sağlamaktadır. Aşağıda KOBİ’lerin sahip

olduğu dezavantajlar ele alınmıştır.

• KOBİ’lerin sermaye yapısı bakımından sağlıksız bir durumda oldukları için

gerektiğinde dışarıdan kaynak bulmakta zorlanırlar (Sabuncuoğlu ve Tokol,

1991, s.30; Berkol, 1996, s.70).

• Yönetim ve organizasyondaki problemlerin yanında, personel politikası ve

benzeri diğer politikalarla ilgili hatalı davranışlar, sonuçta sağlıksız bir yapıya

yol açmakta ve işletmelerde büyüme sağlıksız bir şekilde gerçekleşmektedir

(Sabuncuoğlu ve Tokol, 1991, s.30).

• KOBİ’lerin en zayıf oldukları konuların başında pazarlama zorluğu gelmektedir.

KOBİ sahipleri mesleki bilgi ve beceriye sahip oldukları kadar, pazarlama

bilgisine sahip değildirler. Günümüzde pazarlama faaliyetinin; tüketici istek ve

gereksinimlerinin sürekli olarak araştırılıp yerine getirilmesinin zorunlu olduğu

ve bu zorunluluğun üretim, finansman ve yönetim, hatta muhasebe gibi diğer

işletme fonksiyonlarını da yönlendirmesi gerektiğini önemsemeyen birçok

KOBİ piyasadan çekilmek zorunda kalmaktadır (Yelkikalan ve Kalmış, 2001,

s.503; Çetin, 1996, s.158).

• KOBİ’lerin çoğunluğunda finansal yönetim profesyonel değildir. Bunun

sonucunda finansal krizlere ilişkin öngörüleri zamanında geliştirmede yetersiz

kalmaktadırlar (Akgemci, 2001, s.21–26).

Page 51: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

35

• KOBİ’ler rekabet ortamının yıkıcı etkisinden hemen etkilenmekte, özellikle de

diğer firmaların fiyat konusundaki davranışları KOBİ’lerin ürünlerini

satamamalarına ve piyasadan çekilmelerine neden olabilmektedir (Efe, 1998,

s.6).

• Araştırma Geliştirme (Ar-Ge) olanakları küçük işletmelerde daha sınırlıdır

çünkü Ar-Ge faaliyetleri önemli miktarda yatırım gerektirir, KOBİ’lerin önemli

bir bölümü, Ar-Ge olanakları bir yana, girdi olarak kullandıkları malzemelerin

ve ürettikleri mamullerin kalite kontrolünü yapacak olanaklara bile sahip

değildirler (Alpugan, 1998, s.54). Bunun sonucunda büyük işletmelerin Ar-Ge

faaliyetlerini takip edip kendileri için avantajlı gördüklerini taklit etmektedirler.

2.3. Kurumsallaşma Kavramı

Kurumsallaşma kavramı ile ilgili yazında birçok tanımlama ve analiz

bulunmaktadır. Kurumsallaşmanın etkin bir şekilde analiz edilebilmesi için öncelikle

kurum kavramının ele alınmasında yarar vardır. Kurumları, günlük hayatta kurallar

koyarak belirsizliği azaltan, bireylerin tercihlerini belirleyip sınırlandıran ve insan

etkileşimi için bir rehber niteliği taşıyan unsurlar olarak tanımlamak mümkündür.

Örneğin; sokakta selamlaşırken, otomobil kullanırken, borç para isterken, bir iş

kurarken gibi günlük hayatta çok sık rastladığımız işlemlerin nasıl yapılacağının

bilinmesi veya kolayca öğrenilebilmesi kurumların bu özelliklerinden

kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla kurumların bir kavram ve yapıdan ibaret olduğu ve

toplumda organize olmuş, yerleşmiş, kabul edilmiş prosedürleri ifade ettikleri

söylenebilir (North, 1990, s.5).

Kurumsallaşma ve sürecini, yazına kazandıran ilk kişi, çevreyle etkileşimi göz

önünde bulundurarak 1949’da geliştirdiği “Doğal Sistem Modeli” ile Philip Selznick

olmuştur (Scott, 1992, s.64). Model; “organizasyonlar için en önemli olan şeyin araçlar

değil hayatta kalmaları olduğunu” savunmuştur (www.ozyazilim.com, 2008). Söz

konusu modele göre (Ataman, 2001, s.198):

• Örgütler topluluklar olarak kabul edilmektedir.

• Örgütlerin, amaçlarına ulaşmak için gereken araçların rasyonel olarak

düzenlendiği biçimsel yapıların başarısızlığa uğramayacağı kabul edilmektedir,

Page 52: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

36

• Kurumsal yapılar, dış çevreyle uyumlu bir değişim sürecinde olup örgüt

çalışanlarının özellikleriyle şekillenmektedir.

• Örgüt içindeki biçimsel ve biçimsel olmayan ilişki ve iletişimin istikrar

kazanması, yetkilendirme ve çevreyle ilişkilerin düzgün işlemesi, homojenliğin

sağlanması, zorunlu unsurlar olarak görülmektedir.

Berger ve Luckmann (1966)’a göre işletmelerin davranışları çevresindeki diğer

örgütlerce sınırlandırılmaktadır. Ekonomik hayattaki düzenin olması için, bu

sınırlandırma kaçınılmazdır ve işletmelerin sosyalleşmesi olarak kabul edilen

kurumsallaşma bu şekilde gerçekleşmektedir. Zucker (1977)’de, Berger ve

Luckmann’ın düşüncelerini temel alıp kurumsallaşmayı neyin doğru olduğu konusunda

ortak bir anlayış ve anlamlı davranışlar geliştirme olarak tanımlamaktadır. Bu şekilde

işletmeler faaliyetlerine meşruluk kazandırıp çevreye uyumluluk göstermektedirler.

Teorilerin temelleri Selznick’e dayanmasına rağmen aslında “Kurumsallık”

başlığıyla kabul görmesi, Meyer ve Rowan’ın 1977’de yayınladıkları “Kurumsallaşmış

Organizasyonlar; Bir Mit ve Merasim Olarak Formal Yapı” başlıklı makaleleriyle kabul

görmeye başlamıştır. Bu makalede biçimsel yapının örgüt faaliyetlerini meydana getiren

sembolik aksesuarlara sahip olduğu vurgulanırken bu aksesuarlara örgütün misyonu,

yapısal düzenlemeler, üst düzey çalışanlar örnek olarak gösterilmiştir (Ataman, 2001,

s.195). Meyer ve Rowan’ın kurumsallaşmayı yasallaşmış kurallar açısından ele aldığı

söylenebilir. Araştırmacılar, kurumsallaşmayı; işletmenin dış çevresiyle etkileşiminde

ortaya çıkan uyumlu ve kontrollü faaliyetler sistemi ve bu sistemin sonucu meydana

gelen kuralların, uygulamaların ve prosedürlerin icra edilmesi süreci olarak

tanımlamıştır (Scott, 1992, s.118).

1980’li ve 1990’lı yıllar boyunca teorilere pek çok teori, yaklaşım ve düşünce

eklenmiştir. 1980’nin ilk yarısında DiMaggio ve Powell, yasal düzenlemelerin, meslek

kuruluşlarının, kurumsal çevreyi oluşturan unsurların, örgütlerin yapı ve işleyişi

üzerindeki etkilerini, bu etkiler sonucu ortaya çıkan benzer örgütleri açıklamaya çalışan

“Yeni Kurumsalcılık Yaklaşımı”nı geliştirmişlerdir (Ataman, 2001, s.195). Bu

yaklaşımda işletmeler için meşruluk kazanmak önemli bir amaçtır ve rasyonellik

eleştirilmektedir. İşletmeler belirsizlik ortamında konumlarını muhafaza etmek için

başarılı ve meşru işletmeleri taklit etmektedirler (Selznick, 1996, s.270; Westphal,

Ranjay ve Stephen, 1997, s.367). İşletmelerin birbirini taklit etmesi kurumsallaşmanın

önemli bir amacı olan değişen çevreye uyum sağlanmasına da katkıda bulunmaktadır.

Bu yaklaşımda işletmelerin başka işletmeleri taklit etmesi sonucunda birbirlerine

Page 53: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

37

benzedikleri ve benzeşme kavramının gerçekleştiği ileri sürülmektedir. Benzeşme

işletmelerin belirsizlikten kurtulmak amacıyla başarılı işletmeleri taklit etmeleri ve

onlara benzemeleri olarak açıklanabilir (Deephouse, 1996, s.1024). 1990’lara

gelindiğinde Zucker, çevreye uyan örgütlerin pozitif imaja sahip olacağını böylece

ihtiyaç duydukları kaynaklara rahatlıkla erişebilip birbirlerine benzeyeceklerini ve bu

sürecin verimlilikle paralel gideceğini ifade etmiştir (Scott, 1992, s.105).

Kurumsallaşmayla ilgili tüm yaklaşımların kesişim noktaları şu şekilde

sıralanabilir (www.ozyazilim.com, 2008):

• Örgütler çevresindeki faktörleri göz ardı ederek yaşamlarını sürdüremezler.

• Örgütler çevrelerindeki diğer örgütlere benzemek zorundadırlar eğer bu

benzerliği sağlayamazlarsa buna zorlanırlar.

• Örgütler birbirlerine bağlı olarak faaliyet gösteren bir zincirin halkaları

gibidirler.

• Yöneticilerin örgütü kurumsal çevreye benzetme çabalarının sonucunda örgüt

içindeki insan ilişkileri ihmal edilmektedir.

Alayoğlu (2003, s.62)’na göre kurumsallaşma, “bir şirketin fonksiyonlarını

yerine getirme biçimini anlatan, birlikte örgütlenen ve uyumlu bir bütünlük oluşturan

düşünceler, davranış kalıpları ve değer yargılarıyla, bunları görünür bir şekle sokan

araç-gereçler, bayraklar, rozetler ve renkler gibi simgelerden oluşan bir bütündür”. Öte

yandan Fındıkçı (2008, s.82) kurumsallaşmayı; her türlü etkileşim ve iletişimde belirli

kuralların hakim olduğu diğer bir ifade ile bir insanın bireysel yaşamından ailenin

yaşamına, kurum ve kuruluşlara, toplumlara ve toplumlar arası ilişkilere kadar bütün

sosyal süreçlerde, belirli kuralların egemen olması olarak tanımlamıştır.

March (1996, s.278)’a göre kurumsallaşmış organizasyonlar çevresel değişimle

birlikte değişerek yeni duruma uygun standartlar geliştirmiştir. Kurumsallaşma, bu

değişim doğrultusunda standardizasyonun sağlanmasıdır. Leaptrott’a (2005, s.215)

kurumsallaşmaya örgütsel değişimin bir sonucu olarak bakmış ve kavramı, sosyal

etkileşim ve uyum sürecinde, belirli şekillerin, süreçlerin, stratejilerin, görünüşlerin ve

becerilerin uygulanabilmesi olarak tanımlamıştır. Her iki tanımda da kurumsallaşma;

çevresel değişime uyum sağlamak için belirli standartların örgüte aktarılması olarak ele

alınmıştır.

Kurumsal yapı veya kurumsallaşma denildiğinde, genellikle patronların işten

ellerini çekmeleri ve işi tamamen profesyonellere bırakmaları gibi yanlış bir anlayışın

Page 54: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

38

yaygın olarak kabul edildiği görülmektedir. Ancak kurumsallaşma, patronların işi

tamamen profesyonellere bırakması değil, tam tersine işin başında olarak diğer

çalışanlarla ortak bir çalışma ruhu ve ortamı kurması demektir. Her sistemde, sistemin

parçalarının, rollerinin ve görevlerinin belirlenmiş olması ve sistemin kendi bütünlüğü

içinde işleyebilmesinin ve karşılıklı etkileşiminin altyapısının kurulmuş olması

gerekmektedir (Chua ve Diğerleri, 2003, s.90, Tetik ve Uluyol, 2005, s.21). Özetlemek

gerekirse, kurumsallaşma; çevresel değişime uyum sağlayabilmek için belirli

standartların örgüte aktarılması olarak tanımlanabilir. Ayrıca kurumsallaşmayı sadece

formel ilişkiler ve kurallar olarak kabul etmek doğru değildir. Kurumsallaşma

işletmelerin takım ruhuyla faaliyetlerine devam edip gelişmeleri olarak kabul edilebilir.

2.3.1. Örgütsel Kurumsallaşma Yaklaşımları

Örgütsel kurumsallaşma yaklaşımları iki grupta incelenebilir. Bunlar rasyonel

kurumsallaşma yaklaşımı ve kurumsallaşma analizi yaklaşımıdır. Bu yaklaşımlardan

ilki örgütü kapalı bir sistem olarak kabul eden ve klasik örgüt teorisi ile örtüşen

Rasyonel Kurumsallaşma Yaklaşımı iken, ikincisi örgütü sosyal bir varlık olarak kabul

eden Kurumsallaşma Analizi Yaklaşımıdır.

2.3.1.1. Rasyonel Kurumsallaşma Yaklaşımı

Rasyonel Kurumsallaşma Yaklaşımı’nda araştırmacılar, formal organizasyon

yapısını benimsemişlerdir. Bu yaklaşım, çevresel koşulların değişmediğini varsayarak

insan faktörünü göz ardı etmiş ve organizasyon yapısının mekanik bir işleyişe sahip

olduğunu vurgulamıştır (Karpuzoğlu, 2002, s.76). Yaklaşımın ilgi alanı; departmanların

işlevleri, örgüt içi değişim ve bu değişimin nedenleridir. Bu problemlere geçici

çözümler bularak gelecekte ortaya çıkması muhtemel sorunları göz ardı edip önceden

tanımlanmış sorunlarla ilgilenir. Yine bu yaklaşım sadece formal organizasyonla

ilgilenmekte yani informal organizasyonu göz ardı etmektedir. Dolayısıyla sosyal

ilişkileri önemsememektedir (Holm, 1995, s.399). İnsan faktörünü dışlayıp çevresel

değişimi dikkate almayan bu yaklaşım, klasik yönetim teorisiyle benzer bakış açısına

sahiptir.

Page 55: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

39

2.3.1.2. Kurumsallaşma Analizi Yaklaşımı

Rasyonel Kurumsallaşma Yaklaşımı “eski kurumsallaşma” olarak

isimlendirilirken, Kurumsallaşma Analizi Yaklaşımı “yeni kurumsallaşma” olarak

isimlendirilmektedir. Kurumsallaşma Analizi Yaklaşımı’nda sadece içsel faktörler değil

dışsal faktörlerde dikkate alınmaktadır, dışsal faktörlerin dikkate alınmasıyla örgütün

devamlılığının sağlanması, belirsizliğin azaltılması ve örgütsel yaratıcılığın arttırılması

amaçlanır. Kurumsallaşma Analizi Yaklaşımı’nda, örgütler birer sosyal varlık olarak

kabul edilir, bu nedenle bireysel veya örgütsel amaçlar dikkate alınarak, informal

örgütlerin varlığı kabul edilmektedir (Karpuzoğlu, 2002, s.73). Ayrıca kurumsalcılar

örgütlerin sosyal varlık olduklarını da kabul etmişlerdir (Meyer ve Rowan, 1977, s.354).

Kurumsallaşma Analizi Yaklaşımı’nda biçimsel yapı yeniden tanımlanıp

organizasyonel etkileşim, uyum, işletme stratejileri, gelecek ile ilgili tahminler ve

süreçler gibi örgütsel unsurlara ağırlık verilmiştir (Selznick, 1996, s.271). Burada diğer

teoriden farklı olarak biçimsel yapının bir öğesi olan işin organize edilme şekli tespit

edilirken içsel faktörler kadar dışsal faktörlere de önem verilmektedir (Parson, 1960,

s.73). Dış çevre faktörlerinin dikkatle ele alınması, organizasyonun devamlılığının

sağlanması, belirsizliğin azaltılması ve organizasyonel yaratıcılığın kullanılması ile

ilgili düşünceleri uygulanabilir hale getirmiştir (Selznick, 1996, s.271). Kurumsallaşma

analizinde ele alınan bir diğer konu da kurum kültürüdür. Bu yaklaşımda çalışanların

değer yargıları, inançları, tutumları kadar organizasyonun teknolojik yapısı, kullanılan

araç-gereçler, personelin eğitim düzeyi ve konuştukları lisan da önemlidir. Ayrıca

kurumsal analizde yapılan araştırmalar deneysel, rasyonel analizde yapılan araştırmalar

teorik bir nitelik arz etmektedir. Dolayısıyla kurumsallaşma analizi sonucunda elde

edilen bulguların geçerliliği rasyonel analiz sonucunda elde edilenlere göre daha

yüksektir (Karpuzoğlu, 2002, s.59).

DiMaggio ve Powel Kurumsal Analiz Yaklaşımı’nda çevreye uyumun örgüt

stratejileri ve faaliyetlerinde benzeşim yarattığını ve bu uyumun örgütler için önemli

sonuçlar doğurduğunu vurgulamıştır (Ataman, 2001, s.196–197). Tablo 9’da Rasyonel

Kurumsallaşma Yaklaşımı ve Kurumsallaşma Analizi Yaklaşımı arasındaki farklar

gösterilmiştir. Tablodaki veriler incelendiğinde; rasyonel yaklaşımın çevreye önem

vermediği görülürken kurumsal yaklaşımda çevrenin örgüt faaliyetlerini etkileyen

birincil faktör olduğu vurgulanmıştır. Ayrıca rasyonel yaklaşımda problemlere geçici

çözümler bulunurken, kurumsal yaklaşımda kalıcı çözümlerin bulunduğu ifade

Page 56: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

40

edilmiştir. İşletmeler için yüzeysel çözümler kurtuluş değildir aksine daha büyük bir

problemin doğuşudur.

Tablo 9 Örgütsel Kurumsallaşma Yaklaşımları Rasyonel Kurumsallaşma

Yaklaşımı Kurumsallaşma Analizi

Yaklaşımı

Çevre ile etkileşim Çevre veri kabul edilir. Çevre koşulları dikkate alınır, organizasyon yapısı revize edilir.

Amaçların odak noktası Örgütsel amaçlar Birey-örgüt-amaç bütünleşmesi Dikkate alınan zaman dilimi Yaşanan gün Gelecek

Dikkate alınan organizasyon yapısı Formel organizasyon Resmi olmayan organizasyon

Problem çözme yöntemleri Geçici Kalıcı Yapısal unsurların odak noktası Kurallar ve alışkanlıklar İlişkiler ve kişiler

Yöntem bilimi Teorik Ampirik (deneysel) Kaynak: Karpuzoğlu, 2002, s.74

2.3.2. Kurumsallaşmanın Temel Bileşenleri

İşletmelerin kurumsallaşma düzeyleri birtakım temel bileşenlere dayanılarak

tespit edilebilir. Bu göstergeleri; formalleşme, profesyonelleşme, sosyal sorumluluk,

tutarlılık, özerklik ve şeffaflık şeklinde gruplamak mümkündür.

2.3.2.1. Formalleşme

Formalleşme, örgüt yapısının, prosedürlerin, eylemlerin, ilişkilerin tanımlanıp

çalışanların görevlerinin, yetkilerinin ve sorumluluklarının belirlenerek yazılı hale

getirilmesidir. Ayrıca formalleşme, örgütlerde yönetsel fonksiyonların dağıtılması ve

nasıl yürütüleceğinin belirlenmesidir (Wallace, 1995, s.228; Walker, 1997, s.76;

Gatignon ve Xuereb, 1997, s.77; Hartline ve Diğerleri, 2000, s.36; Ruekert ve

Diğerleri, 1985, s.14). Formalleşme derecesi işlerin yapılması sırasında belirlenmiş olan

yöntem ve ilkelerin ne derecede uygulandığını ifade eder. Şayet işlerin nerede, ne

zaman, kim tarafından yapılacağı tam ve ayrıntılı olarak belliyse ve bunlara uymak

zorunlu ise formalleşme derecesi yüksek demektir

Formalleşme derecesi artan örgütlerin çevreye iyi uyum sağlayarak uzun süreli

yaşamlarını devam ettirdikleri görülmektedir. Örgütlerin kurumsallaşmasında önemli

yeri olan formalleşme, örgüt eylemlerinin bireysellikten uzaklaştırılıp belirlenen

Page 57: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

41

kurallara bağlanmasıdır. Bunun sonucunda da çalışanların neyin nasıl yapılacağını

bilmeleri sağlanır ve örgüte istikrar kazandırılır. Formalleşen örgütlerin eylemlerinde

belirlilik bulunmaktadır. Belirlilik diğer kurumlarında arzuladığı bir olgudur ve

belirlilik düzeyi yüksek olan örgütler tercih edilen örgütlerdir. (Staggenborg, 1988,

s.585–586).

Örgütlerde hiyerarşik düzenin sağlıklı işleyebilmesi belirli ve düzenli bir örgüt

yapısına bağlıdır. Dolayısıyla formalleşme örgütde hiyerarşinin sağlıklı çalışmasına

olanak vermektedir. Hiyerarşi işletme içerisinde rollerde dikey olarak farklılaşmanın

olduğu ve işletme çalışanları arasında denetim, kontrol ve haberleşmenin etkin olarak

sağlanması amacıyla çalışanlar arasında alt-üst ilişkisinin oluştuğu ve bu ilişkide alt

düzeydeki çalışanların üst düzeydeki çalışanlara hesap verdiği işletme yapılanmasıdır

(Adler and Borys, 1996, s.63).

2.3.2.2. Profesyonelleşme

Profesyonel “ toplumda bir görevi, bir mesleği düzenli ve en az hata ile sürdüren

kişi” olarak tanımlanabilir. “Bir işin profesyoneli olmak”, onu “en ince ayrıntılarına

kadar kavramış olmayı” ve “uygulayabilmeyi” gerektirir. Profesyoneller belirli

alanlarda uzmandırlar ve bu uzmanlıkları, işletmelerin değişen çevreye uyum

sağlamalarına olanak tanımaktadır. Özellikle bünyelerinde profesyoneller olan

işletmeler, diğer işletmelerde oluşan değişimi takip etme imkânına sahip olmaktadırlar.

Bu şekilde çevresel değişim takip edilerek geliştirilen yeni normlar işletmede

uygulanabilir. Bu uyum mesleki ve sektörel kurumların eylemlerine dâhil olmakla

iletişim olanaklarını artırmaktadır (Ruekert, Orville ve Kenneth, 1985, s.16; Westphal

ve Shortell, 1997, s.368; Kimberly, 1978, s.361; Matsuno, Mentzer ve Özsomer, 2002,

s.20).

Profesyonelliğin en önemli ölçütü; işinin gereklerini en mükemmel haliyle

gerçekleştirebilmektir (Gökçora, 2006). İşletmenin profesyonelleşmesi yönetimde

profesyonellerin istihdam edilmesi, işletme ikliminin profesyonel çalışanların

özelliklerini destekleyecek şekilde geliştirilmesi ve işletmenin sektördeki profesyonel

ve sektörel kurumlarla ilişki içerisinde bulunması olarak tanımlanabilir. İşletmelerin

profesyonelleşmesini sağlayan önemli unsur profesyonellerin işletmedeki çalışanlar

arasındaki oranıdır. Profesyonel çalışan sayısı arttıkça işletmeler daha çok profesyonel

özellik kazanmaktadırlar. Profesyonel çalışanlar işletmenin işleyişinde ve

Page 58: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

42

kurumsallaşması konusunda önemli bir gösterge olarak dikkati çekmektedir (Kostova,

1999, s.312; Staggenborg, 1988, s.590; Yazıcıoğlu ve Koç, 2009, s.500).

2.3.2.3. Sosyal Sorumluluk

Mohr, Webb ve Haris (2001) sosyal sorumluluğu “örgütün toplum üzerindeki

bütün zararlı etkileri ortadan kaldırmaya çalışıp, uzun vadeli faydaları azami seviyeye

çıkaracağının taahhüdü” olarak tanımlarken, Carroll (1999, s.269–271) sosyal

sorumluluğu ekonomik faaliyetlerin ötesinde gönüllü olarak daha iyi bir toplum ve daha

temiz bir çevreye katkıda bulunma çabası olarak tanımlamıştır.

Sosyal sorumlu olmak, kar hedefini göz ardı etmek veya duyarsız örgütler kadar

karlı olamamak anlamına gelmez. Sosyal sorumluluk kavramı örgütü, ekonomik bir

varlık olarak kabul etmekte ve yaşamını sürdürebilmesi için kar etmesi gerektiğini temel

veri olarak almaktadır. Ancak, örgütün kar elde etmek ile bu karı elde etmek için

katlandığı maliyetler arasında denge kurabilmesi önem arz etmektedir (Wood, 1991,

s.698; Drucker, 1996, s.122). Post (1996, s.44), örgütlerin sosyal sorumluluğunu

“gönüllülük” ve “vekillik” olmak üzere iki temel prensibe dayandırmıştır. Bu prensipler

Tablo 10’da açıklanmıştır.

Tablo 10 Sosyal Sorumluluğun Temelleri

Gönüllük Prensibi Vekillik Prensibi

Tanım * Örgütler, muhtaç birey ve gruplara gönüllü yardımlarda bulunmalıdır.

* Örgütün aldığı kararlar ve izlediği politikalardan etkilenenlerin beklentileri örgüt tarafından tıpkı bir kamuoyu vekili gibi göz önüne almalıdır.

Modern Biçimi

* Örgüt hayırseverliği * Sosyal refahı destekleyen gönüllü faaliyetler

* Örgüt ve toplum dayanışmasını destekleme. * Toplumdaki çok çeşitli gruplann çıkarları ve beklentileri arasında denge kurma

Örnekler

* Örgüt tarafından kurulan yardım kuruluşlan. * Sosyal sorunların çözümü için özel çözümler başlatma. * Çeşitli muhtaç gruplar ile sosyal ortaklıklar oluşturma.

* Stratejik planlarda “etkilenenler” yaklaşımını göz önüne alma. * Kısa dönemli maksimum karlılık yerine uzun dönemli optimal karlılığı hedefleme

Kaynak: Post, Frederick, Lawrence ve Weber, 1996, s.44

Tablo 10’da yer alan iki temel prensip örgütün sosyal sorumlu olduğuna dair

göstergeleri içermektedir. Gönüllü yardımlar, hayırseverlik, yardım kuruluşları kurmak,

Page 59: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

43

toplumla dayanışma içerisinde olmak gibi bütün faaliyetler sosyal sorumluluk derecesi

yüksek olan örgütlerin karakteridir.

Sosyal sorumluluk anlayışı, örgütlerin sahip ve yöneticilerinin, hem kendi

menfaatlerini korumaya hem de toplumun refahını artırmaya yönelik bir çaba içine

girmelerini gerektirmektedir. Ekonomik hedeflerin başarılması, potansiyel müşterilerin

sosyal ve kültürel özelliklerinin dikkate alınmasını gerekli kılmaktadır

(Karabacak,1993, s.100).

2.3.2.4. Tutarlılık

Tutarlılık; her bir parçanın istenilen bütünlüğü yansıtması ve uyumlu bir şekilde

işlevini yerine getirmesidir. Örgütlerin etkin bir şekilde kurumsallaşması için, verdiği

sözleri yerine getirmesi, misyonu ve eylemleri arasındaki uyum, benzer işletmelerle

aynı tepkileri vermesi gibi aktiviteler önem arz etmektedir. İşletmelerin bu uyumu

birbirlerine benzemeleri sonucunu doğurur. Bu durum, başarılı işletmelerin yapılarının,

süreçlerinin ve stratejilerinin kurumsal baskılardan dolayı benzer sektörde faaliyet

gösteren diğer işletmeler tarafından taklit edilmesi ve bunun sonucunda işletmelerin

birçok yönden birbirlerine benzemesidir. Bu benzerlik, sadece yapılarda ve eylem

yapma şekillerinde değil stratejik seçimlerde de görülebilmektedir. Benzeşme değişik

örgüt teorilerince farklı nedenlere bağlanmıştır. Rekabet yaklaşımlarında işletmelerin

belirsizlikten kurtulma çabası olarak algılanırken, kurumsallaşma yaklaşımında

işletmelerin meşruluk kazanma çabası olarak kabul edilmektedir. Tutarlılık arttıkça

meşruluk da artmaktadır ve buna bağlı olarak da örgütler kurumsallaşmaktadırlar

(Deephouse, 1996, s.1024–1025; Reed, Lemak ve Montgomery, 1996, s.184; Jaworski

ve Merchant, 1988, s.36).

Örgüt eylemlerinin istikrarlı ve uzun süreli olması örgütün tutarlılığının bir

göstergesidir. Tutarlılık içsel ve dışsal tutarlılık olmak üzere iki farklı gruba ayrılır.

İçsel tutarlılık örgüt içi faaliyetlerle ilgili olup örgüt eylemleri ile hedeflerin uyumunu

ifade etmektedir. Başka bir deyişle, örgütün benzer olaylara benzer tepkileri vermesidir.

Dışsal tutarlılık ise örgütün taahhütlerini yerine getirmesi ve aynı sektörde faaliyet

gösterdiği diğer örgütlerle gerek eylemlerinde gerekse taahhütlerinde benzeşmesidir

(Dando ve Swift, 2003, s.196).

Tutarlılık, çalışanlar açısından değerlendirildiğinde, örgüt amaçları ve çalışanların

amaçları arasındaki uyumdur. Bu uyum olmadığı takdirde çalışanların verimli olması

Page 60: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

44

beklenemez dolayısıyla işletme faaliyetlerinde etkinlik azalır. Bu uyumun sağlanabilmesi

için çalışanların terfi, görevlendirilme, amaç belirleme gibi kritik konularda anlaşılabilmesi

gerekir. Tutarlılık müşteriler açısından da arzu edilen bir durumdur. Eylemlerinde ve

ürünlerinde tutarlı davranan örgütler müşterilerine güven verir. Çünkü müşteriler hangi

şartlarda nelerle karşılaşacaklarını bilmek isterler (Wallace, 1995, s.232; Denison, 1990;

Hosmer, 1995, s.398). Tutarlılık ve değişim zıt iki kutup olarak algılanmamalıdır. Değişim

örgüt faaliyetlerine ve etik değerlere uyumlu bir şekilde gerçekleşirse tutarlılığa katkı sağlar

ve verimliliği arttırır.

2.3.2.5. Özerklik

Kurumsallaşmış işletmelerin kendilerine özgü özelliklere ve ayırt edici

yeterliliklere veya faaliyetler zincirine sahip olduğu görülmektedir. Bu özelliklere sahip

işletmeler diğer işletmelerden farklı olup özerklik kazanmaktadır. Başka bir deyiş ile bu

tür işletmelerin, diğer işletmelerden ayırt edilebilen kurumsal kimlikleri vardır.

Kurumsal kimlik bir örgütün amaçlarına ulaşması ve arzu ettiği imaja sahip olabilmesi

için kendisini personeline, müşterilerine ve halka tanıtmak üzere kullandığı bütün

metotların birleşiminin tek bir güç halinde toplanması, kullanılması ve durumun

yansımasıdır. Kurumsallaşma düzeyi yüksek örgütlerde sahipler veya yöneticiler

yönetim özgürlüklerini ellerinde bulundurup yönetsel kararlarda serbestçe hareket

ederek, örgütün diğer örgütlerden farklı bir kimlik kazanmasına çalışırlar (Selznick,

1996, s.270; Karpuzoğlu, 2002, s.77; Özdevecioglu, 2004, s.115).

2.3.2.6. Şeffaflık

Şeffaflık, “ticari sır dışında işletme ile ilgili bilgilerin zamanında, doğru ve

eksiksiz biçimde kamuya duyurulması” olarak tanımlanabilir. Şeffaflık ilkesi, örgütün

kamuyla doğru, açık ve karşılaştırılabilir bilgi paylaşımını gerektirmektedir (Özdemir,

2010, s.741; www.icdenetim.net, 2011).

Şeffaflık kurumsallaşma unsurlarından biridir. Firmanın hak ve yararlarını da

gözetecek bir şekilde, pay ve menfaat sahiplerine zamanında, doğru, eksiksiz,

anlaşılabilir, analiz edilebilir, düşük maliyetle kolay erişilebilir bilgilerin (finansal ve

yönetimsel) sunulması ve firmanın eylemlerinden kaynaklanan sonuçların

sorumluluğunun üstlenilmesini amaçlamaktadır. Hesap verebilirlilik ve şeffaflık,

Page 61: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

45

firmalarla ile ilgili bilgilerin (ortaklık yapısı, finansal göstergeleri, yönetim kurulunun

yapısı, yönetim kurulu seçim kriterleri, kamuoyunu aydınlatmadan sorumlu ve imza

yetkisine sahip yöneticinin bilgisi, insan kaynakları politikası vs.) paydaşlara (müşteri,

kamu kurumları, toplum, çalışanlar) açıklanması ile sağlanabilir. Firma ile ilgili

bilgilerin, ilgili paydaşların ulaşımına açık olması meşruluğu kolaylaştırmaktadır.

Ayrıca firmaya ve yöneticilere olan güvenle birlikte duygusal bağlılığı da artırır. Bu ise,

firmaların kurumsallaşmasını hızlandırır (Tavşancı, 2009, s.23).

2.3.3. Kurumsallaşma Süreci

Kurumsallaşma, toplumsal yapıların, değerlerin, kurumun üstlendiği

sorumlulukların, toplumsal düşünce ve hareketler çerçevesinde yasa niteliğinde bir statü

kazandığı süreci kapsamaktadır (Özgener, 2000, s.310). Kurumsallaşma çevresel

değişimlere duyarlı olarak gelişim gösteren ve çevresel aktörlerin beklentilerine cevap

vermenin sonucunda oluşan dinamik bir süreçtir. Çevresel değişimle birlikte

kurumsallaşma süreci de süreklilik arz etmekte ve işletmenin doğuşu ile başlayıp yaşamı

boyunca devam etmektedir (Zucker, 1977, s.70; Kimberly, 1979, s.447; Boons ve

Strannegard, 2000, s.11). Kurumsallaşmanın çevresel değişimlere uyum gösterebilmesi

için işletme hedeflerinin, örgüt yapısının, personel niteliklerinin, teknolojinin ve iş

görme biçimlerinin bu değişime uyum sağlaması gerekir. Bu uyumun sağlanabilmesi

için örgüt bünyesinde aşağıdaki faktörler yer almalıdır (Karpuzoğlu, 2002, s.78):

• Kanunen Tanınma: Örgütler kurumsallaşmak için yasal değişiklikleri ve sosyal

yaşam gereklerini göz önünde bulundurup toplumun yaşaması ve gelişmesi

bakımından büyük önemi olan din, töre, gelenek, görenek gibi toplumsal

ilişkileri düzenleyen anayasa, yasa, tüzük, yönetmelik ve yönergelere uymak

zorundadırlar. Örgütler kurumsallaşabilmek için yasal değişiklikleri ve sosyal

yaşam gereklerini göz önünde bulundurmalı ve bu koşullara uymalıdır (Atılgan,

2003, s.102; Karpuzoğlu, 2004, s.47; Selznick, 1996, s.272).

• Varlığın Sürekli Kılınması: Teknolojinin baş döndürücü bir hızla ilerlemesi

sonucunda işletmelerin içinde bulunduğu çevresel koşullar sürekli

değişmektedir. İşletmeler varlıklarını sürdürebilmek için günün değişen

koşullarına ayak uydurabilecek esnek bir yapıya sahip olmalıdır. Esnek bir

yapıya sahip olan işletmeler değişime uyum gösterip yapılarında bir kırılma

olmadan yollarına devam edebilecekler ve varlıklarını sürdürebileceklerdir.

Page 62: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

46

Varlıklarını devam ettiren işletmeler ise örgütsel ve bireysel amaçların uyum

içinde gerçekleşmesini sağlayarak ekonomik, psiko-sosyal ve toplumsal

konumlarını güçlendireceklerdir (Karpuzoğlu, 2002, s.79; Ülgen, 1990, s.129;

Ozankaya, 1991, s.187).

• Bireysel-Örgütsel Amaçlarda Uyum: İşletmelerde sürekliliğin sağlanması için

bireysel-örgütsel amaç ve değer uyumu göz önünde bulundurulmalıdır.

Örgütlerin temelinde sosyal bir varlık olan birey vardır. Bireyler ihtiyaçlarını

karşılamak üzere örgütlere katılırken örgütlerde misyonlarını gerçekleştirmek

için örgüt hedefleri ve amaçları doğrultusunda bireylerden yararlanırlar (Efil,

1987, s.192; Gibson, Ivancevich ve Donelly, 1988, s.41). Örgütlerin ve

bireylerin amaçlarının birbirleriyle uyumlu olmaması durumunda gerçek

anlamda bir etkinlikten söz edilemez. Bu nedenle kurumsallaşmaya yönelen

örgütlerin en temel sorumluluklarından birisi örgütteki bireylerin amaç ve

ihtiyaçlarıyla örgütün amacının uyumunu sağlamaktır (Karpuzoğlu, 2002, s.80).

• Kurumsal Kimlik Kazanma: Hepkon (2008)’a göre kurumsal kimlik; bir

örgütün kendisini ifade etmesine ve insanların örgütü tanımlarken, hatırlarken

ilişki kurmalarına izin verdiği anlamlar topluluğudur. Kangal (2007, s.55) ise

kurumsal kimliği; bir işletmenin bir ürün veya hizmetin (markanın) ismi, logosu,

başlıklı kâğıdı, taşıt araçlarının dizaynı, firma binasının genel görünümü, iç

dekorasyonu, satış elemanlarının davranış biçimleri, firmanın yönetim şekli,

kurumda çalışan yönetici profili ve kalitesi, üretim ve hizmet anlayışı vb

unsurları içeren bir kavramdır olarak tanımlamıştır. Kurumsallaşma düzeyi

arttıkça kurumsal kimlik ortaya çıkmaktadır, kurumsak kimlik işletmeleri diğer

örgütlerden ayırt eden bir unsurdur.

Kurumsallaşma süreci dengeli bir süreç değildir, bu sürecin dalgalı bir seyir

izleyen gelişim dönemi bulunmaktadır. Lawrence, Winn ve Jennings (2001)

kurumsallaşma sürecinin dört aşamadan meydana geldiğini ileri sürmektedir. Bu

aşamalar; nesnenin önce fark edilmesi, fark edilmesinden sonra az sayıda aktör

tarafından benimsenmesi, bunun ardından geniş bir şekilde yayılması ve geniş bir

alanda kabul görmesidir. Araştırmacıların bulguları sonucunda ortaya çıkan ve

kurumsallaşma sürecini ifade eden gelişim eğrisi Şekil 2.’de gösterilmiştir.

Page 63: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

47

Şekil 2. Geleneksel Kurumsallaşma Çizgisi

Kaynak: Lawrence, Winn ve Jennings, 2001, s.626

Araştırmacılara göre kurumsallaşma süreci “S” şeklinde gerçekleşmektedir fakat

S-şekli işletmelerin özelliklerine göre değişim göstermektedir. Kurumsallaşmanın

kabullenme oranı ve yerleşme süreci şeklin biçimini etkileyen faktörlerdir.

Kurumsallaşmanın hızı ve dengesi kurumsallaşmış olan bir uygulamanın devamlılığı

olup kurumsallaşmanın hızlı bir şekilde yayılması işletmede kabul edilmesi için geçen

süre olarak görülmektedir. Denge dönemindeyse bu uygulamanın ne kadar süre ve

oranda işletmede etkili olduğu gösterilmiştir. Kısaca araştırmada; bir yeniliğin

yayılması için bir zamana ihtiyaç duyulduğu ve yayılma aşamasından sonra bu yeniliğin

belirli bir alanda yaygın olarak uygulandığı bunun ardından mevcut durumun değişmesi

sonucunda ortaya çıkan yeni yeniliklerle eskilerinin fonksiyonunu yitirdiği ve çözülme

sürecine girildiği vurgulanmıştır (Lawrence ve Diğerleri, 2001, s.626). Bu durum,

süreklilik arz eden dinamik bir süreci ifade etmektedir. İşletmeler diğer işletmelere

uyum göstermek (benzeşmek) için sürekli yenilik yapmak durumundadır dolayısıyla

“S” süreci işletme var oldukça devam edecektir. Kurumsallaşma sürecinde beliren “S”

Page 64: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

48

şeklinin biçimini Şekil 3.’de gösterilen çevresel kurumların uyguladıkları mekanizmalar

belirlemektedir. Yavaş Hızlı

Aralıklı

Uzun Süreli

Şekil 3. Kurumsallaşma Süreci Kaynak: Lawrence, Winn ve Jennings, 2001, s.626

Araştırmacılar kurumsallaşma mekanizmalarını; etkileme, disipline etme,

zorlama ve baskı kurma olarak dört grupta ele almıştır. Bu faktörler kurumsallaşmanın

hızına ve sürekliliğine etki etmektedir. Her bir faktörün uygulanmasının sonucunda

farklı sonuçlar elde edilmektedir. Etkileme mekanizması uygulandığında

kurumsallaşma yavaş ve kısa süreli olurken disipline etme mekanizması uygulandığında

yine yavaş fakat uzun süreli olmaktadır. Zorlama ve baskı kurma mekanizmalarında

kurumsallaşmanın hızlı bir şekilde geliştiği gözlenirken, zorlama mekanizması

uygulandığında kısa süreli, baskı kurma mekanizması uygulandığında uzun süreli bir

etki söz konusudur. Etkileme mekanizmasında herhangi bir baskı olmadan episodik

(aralıklı) güç kullanılarak ikna ağırlıklı bir süreç yürütüldüğü için kurumsallaşma yavaş

olmaktadır. Zorlama mekanizması kurumsallaşmanın hızını arttırmaktadır fakat

episodik güç uygulandığında kurumsallaşmanın sürekliliği azalmaktadır. Disiplin

mekanizmasında kurumsallaşmanın yavaş bir seyir izlediği görülmektedir fakat

disipline etme yoluyla uyum söz konusu olduğu için örgüt içi kurumsal normlar

oluşmakta ve bunun sonucunda uzun süreli bir etki gelişmektedir. Baskı kurma

mekanizmasında direnç kırıldığı için kurumsallaşma hızlı ve kalıcıdır.

2.4. Kurumsal Girişimcilik Kavramı

Kurumsal girişimcilik son yıllarda önemini hızla arttıran ve firma içerisinde,

örgütsel yenilenme ve büyümeyi kolaylaştıran bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır.

Özellikle, kurumsallaşmış işletmeler rekabet üstünlüğü sağlamak ve rekabet

Etkileme Zorlama

Disipline etme Baskı kurma

Page 65: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

49

çevrelerindeki fırsatları değerlendirmek üzere girişimci bir kimlik kazanmayı

amaçlamaktadır. Bunun sonucunda kurumsal girişimcilik kavramı yönetim bilimleri

alanında değer kazanan bir araştırma ve çalışma konusu olmuştur. Bu kavramın çok

revaçta olmasının nedenlerinden biri kurumlara kendi çalışanlarının ve yöneticilerinin

yenilikçi yeteneklerini işlerinde kullanmalarına izin vermesidir. Fırsatları değere

çevirebilen bu örgütsel davranış biçimi, yazında “Corporate Entrepreneurship” olarak

genel kabul görmektedir. (Sharma ve Chrisman, 1999; Thomson ve Mc Namara, 2001,

s.671; Kuratko ve Hodgetts, 2001, s.51–52; Bulut ve Diğerleri, 2008, s.1391; Guth ve

Ginsberg, 1990; Wiklund ve Shepherd, 2005; Hayton ve Kelley, 2006).

2.4.1. Kurumsal Girişimcilik Tanımı

Yazında kurumsal girişimcilik kavramı için; örgüt içi girişimcilik (Antoncic ve

Hisrich, 2000, 2001), içgirişimcilik (Pinchot, 1985), şirket girişimciliği (Burgelman,

1983; Vesper, 1984; Guth ve Ginsberg, 1990; Zahra, 1991, 1993; Stopford ve Baden-

Fuller, 1994; Sharma ve Chrisman, 1999), şirket içi girişimcilik (Cooper, 1981), şirket

girişimi (Vesper, 1990), iç şirket girişimciliği (Schollhammer, 1981, 1982; Jones ve

Butler, 1992) gibi farklı ifadelerin kullanıldığı görülmüştür. Türkçe’ye “Kurumsal

Girişimcilik” olarak çevrilebilecek “Corporate Entrepreneurship” kavramının

uluslararası yazında ölçek ayrımı yapmaksızın, örgütsel düzeyde yürütülen şirket bazlı

girişimcilik faaliyetlerini ifade edecek şekilde yaygın olarak kullanıldığı görülmektedir

(Erkocaoğlan ve Özgen, 2005, s.205). Bu çalışmada örgütsel düzeyde girişimcilik

faaliyetlerini ifade etmek üzere “kurumsal girişimcilik” kavramı kullanılacaktır.

Miller’in 1983 yılındaki “The Correlates of Entrepreneurship in Three Types of

Firms” başlıklı çalışması firma düzeyindeki kurumsal girişimcilik araştırmalarının

başlangıcını oluşturmaktadır. Miller, bu çalışmasında firmaların girişimcilik faaliyetleri

ile çevresel ve örgütsel değişkenler arasındaki ilişkileri incelemiş ve bunun sonucunda

iş dünyasında innovasyon, risk alma ve yeni fırsatların takibinin sürekli ihtiyaç duyulan

hususlar olduğunu belirtmiştir (Danışman ve Erkocaoğlan, 2007, s.87). Pinchot (1985)

kurumsal girişimciliği, faaliyetlerini sürdürmekte olan bir işletme içerisinde yeni fikirler

oluşturmak ve geliştirmek için yapılan yenilik ve öneriler şeklinde tanımlarken,

kurumsal girişimciyi ise, işletmede hayallerini gerçekleştirmeye çalışan ve örgüt

içerisinde yenilikler yaratılması için önemli sorumluluklar alan kişiler olarak kabul

etmektedir.

Page 66: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

50

Peters ve Hisrich (1985) kurumsal girişimciliği “iş yapısı içinde var olan

girişimcilik” olarak tanımlarken, kurumsal girişimcileri de, yeni yatırımları, buluşları,

fikirleri ve davranış biçimlerini geliştirip bu yenilikleri ürünlerde, servislerde, yönetim

programlarında kullanabilen kişiler olarak ifade etmiştir. Slevin ve Covin (1990)’se

kurumsal girişimcileri, örgütlerde girişimci uygulamalar ortaya koyarak örgüt

faaliyetlerinde değişik yöntemler geliştiren kişiler olarak tanımlamıştır. Hornsby,

Kuratko ve Zahra (2002, s.254) kurumsal girişimciliği, organizasyonlarda karlılık,

stratejik yenilenme, yeniliğin geliştirilmesi, gelecekteki gelirler için bilgi edinme,

uluslararası başarı elde etme amaçlarıyla uygulanan bir süreç olarak kabul etmektedir.

Kurumsal girişimcilik mevcut bir organizasyonda bir veya bir grup bireyin

formal veya informal biçimde yeni bir organizasyon oluşturduğu, bu organizasyon

içerisinde yenilenme ve yeniliği teşvik ettiği bir süreç olarak da tanımlanabilir (Sharma

ve Chrisman, 1999, s.18; Koçel, 1998, s.18). Tablo 11’de kurumsal girişimcikle ilgili

yapılan tanımlar gösterilmiştir (Sharma ve Chrisman, 1999, s.14–15).

Tablo 11 Kurumsal Girişimcilik Tanımları Kaynak Tanım

KURUMSAL GİRİŞİMCİLİK Burgelman (1983: 1349) Kurumsal Girişimcilik ürün farklılaştırmasını amaçlayan

organizasyonlarda karşılaşılan bir süreçtir. Bu farklılaştırmalar genellikle firma faaliyetleri ile ilgisiz olup yeni kaynak oluşturulmasını gerekli kılar. Buradaki asıl amaç, işletmenin temel faaliyet alanının dışında veya faaliyet alanına yakın alanlardaki faaliyetlerinin, varolan yetenekleri arasına eklenmesidir.

Chung ve Gibbons (1997) Kurumsal Girişimcilik, belirsizlik yönetimi yoluyla uygulanabilmekte olup organizasyonlarda bireysel fikirlerin kolektif çalışmalara dönüştürülmesine imkan vermektedir.

Covin ve Slevin (1991: 7) Kurumsal girişimcilik, örgüt içerisinde farklı kaynak kombinasyonları oluşturup, örgütün farklı alanlara yönelmesini sağlayarak beceri alanını genişletmek ve fırsatları karşılayabilme gücünü arttırmaktır.

Guth ve Ginsberg (1990: 5) Kurumsal Girişimcilik, iki unsur üzerinde yoğunlaşmaktadır: 1. Varolan organizasyonun içinde farklı organizasyon oluşması, 2. Firmanın dayandığı temel değerlerin ve düşüncelerin yenilenmesi sonucunda örgütsel dönüşümün sağlanması.

Jennings ve Lumpkin (1989: 489) Kurumsal Girişimcilik, yeni ürün ve pazarların geliştirildiği bir süreçtir. Bu süreçte geliştirilen ürün veya pazar ortalamanın üzerinde olursa, organizasyon girişimci olarak ifade edilir.

Schendel (1990: 2) Kurumsal Girişimcilik, varolan bir işletmenin bünyesinde yeni işletmelerin doğması sonucunda bir canlanma ve transformasyon sürecini ifade eder.

Page 67: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

51

Tablo 11’in Devamı Spann, Adam ve Wortman (1988: 149) Kurumsal Girişimcilik, yeni bir ürün, hizmet veya pazar

oluşturmak veya yeni bir teknolojiden yararlanmak için ayrı kurumsal organizasyonların (kar merkezi, stratejik işletme birimi, departmanı veya yan kuruluşu şeklinde) kurulmasıdır.

Zahra (1993: 321) Kurumsal Girişimcilik, yenilik ve girişimcilik ile stratejik yenilenme olmak üzere birbiriyle ilişkili iki farklı boyuta sahiptir.

Zahra (1995: 227, 1996: 1715) Kurumsal Girişimcilik, organizasyonun yenilik, yenilenme ve girişimcilik çabalarının tümünün bir bileşkesidir. Yenilik; ürünler, üretim süreçleri ve örgütsel sistemlerin kurulması ve tanıtılmasıdır. Yenilenme; iş alanını ve rekabet yaklaşımını birer birer veya topluca değiştirerek şirketin faaliyetlerinin yeniden canlandırılmasıdır. Ayrıca bu değişimin sonucunda yeni fırsatlar ve kabiliyetler kazanıp hissedarlara katma değer oluşturmak anlamını taşımaktadır. Girişimcilik; içinde bulunulan pazarda veya yeni pazarlarda faaliyetlerini genişleterek bir organizasyonun yeni işlere girmesini ifade etmektedir.

DÂHİLİ KURUMSAL GİRİŞİMCİLİK Jones ve Butler (1992: 374) Varolan işletme içerisindeki girişimci davranışlara, dahili

kurumsal girişimcilik denir. Schollhammer (1982: 211) Bir organizasyonda formal niteliğe sahip bütün

girişimcilik faaliyetleri dahili kurumsal girişimciliği ifade etmektedir. Örgütlenmiş faaliyetler, yenilikçi kurumsal stratejilerin gerçekleştirilmesi için açık bir şekilde örgütsel destek gören ve kaynak bağlanan faaliyetler olarak tanımlanabilir.

KURUMSAL GİRİŞİMCİLİK FAALİYETLERİ Biggadike (1979: 104) Kurumsal bir girişim, ana şirketin daha önce

pazarlamadığı bir ürün veya hizmetin organizasyonda pazarlanması demektir. Bu faaliyetin yürütülebilmesi, ana şirketin varlığına bağlıdır. Çünkü yeni ekipman, yeni teçhizatlar, yeni elemanlar ve yeni bilgi ancak ana şirketten temin edilebilir.

Blockve MacMillan (1993: 14) Bir organizasyonda yürütülen faaliyetin kurumsal girişim olarak kabul edilebilmesi için; (a) yeni bir faaliyet olması, (b) dâhili olarak başlatılıp yürütülmesi, (c) organizasyonun temel faaliyetlerine oranla daha yüksek başarısızlık riski veya daha büyük kayıp olasılığı bulunması, (d) belirsizlik düzeyinin temel faaliyetlerden daha yüksek olması, (e) yeni faaliyetin ayrı bir zaman diliminde yönetilmesi, (f) satışları, üretkenliği veya kaliteyi arttırmak amacıyla girişilmesi, gerekmektedir.

EllisveTaylor (1987: 528) Kurumsal girişim faaliyeti, mevcut faaliyetlerle ilişkisiz kendine özgü bir stratejiye, farklı ve bağımsız bir birim yapısına ve değişik kaynakların toplanıp düzenlenmesine sahiptir.

Von Hippel (1997: 163) Kurumsal girişim faaliyeti, dışsal veya içsel girişimler yaparak, örgüt için yeni işletmelerin oluşturulmasına çalışır.

GİRİŞİM, DÂHİLİ GİRİŞİMLER, DÂHİLİ KURUMSAL GİRİŞİMCİLİK FAALİYETLERİ, YENİ İŞ GİRİŞİMİ

Hornsby, Naffziger, Kuratko, Montagno (1993: 30)

Girişim, kurumsal bir çatı altında yeni iş çabalarının geliştirilmesine yönelik uygulanabilir.

Page 68: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

52

Tablo 11’in Devamı Roberts veBerry (1985: 6) Örgüt içerisinde ayrı bir yapı kurup mevcut ürünlerden

büyük oranda farklı ürünler geliştirerek farklı pazarlara girmeye yönelik firma faaliyetlerine “dahili girişim” denir.

Stopford veBaden-Fuller (1994: 522) Yeni İş Girişimi, örgüt içinde diğer çalışanların davranışlarını etkileyecek kişiler ve küçük takımların girişimcilik grupları olduğu zaman meydana gelmekte ve bu nedenle, yeni kurumsal kaynakların yaratılmasını etkilemektedir.

Zahra (1996: 1715) Girişimcilik, örgütün içinde bulunduğu pazarda veya yeni pazarlarda faaliyetlerini genişleterek yeni işlere girmesi demektir.

Zajac, Golden, Shotell (1991: 171) Dahili Kurumsal Girişimcilik, sponsor örgütün içinde yarı özerk yapısıyla nihai otoriteyi bozmadan devam eden ve örgüt tarafından kendisine dahili olarak eleman sağlanan bir girişimdir.

ÖRGÜT İÇİ GİRİŞİMCİLİK Nielson, Peters ve Hisrich (1985: 181) Örgüt İçi Girişimcilik, pazar testi yapmak, iyileştirici

ve/veya yenilikçi personel hizmetleri, teknolojileri veya metotlarını genişletmek için dizayn edilen göreli olarak küçük ve bağımsız birimler ile büyük örgütlerin dahili pazarlarındaki gelişmeleri ifade etmektedir. Bu dış pazarlarda karlı pozisyon elde etmek amacı taşıyan geniş örgüt girişimciliği/girişimi birimlerinden farklıdır.

Pinchot III (1985) Örgüt İçi Girişimciler, “kim yapar hayalperestleri” olup, örgüt içindeki herhangi bir yeniliğin oluşturulmasına yönelik sorumluluğu ellerine alan kişilerdir. Bu girişimciler yaratıcılar veya mucitler olabilir ama her zaman bir fikrin karlı bir gerçeğe nasıl dönüştürülebileceğini araştıran hayalperestlerdir.

STRATEJİK VEYA ÖRGÜTSEL YENİLENME Guth veGinsberg (1990: 6) Stratejik yenilenme, örgütteki kaynakların yeni

kombinasyonu yoluyla yeni refah yaratılmasını içerir. Stopford veBaden-Fuller (1994: 522) Örgütsel yenilenme, işletmenin kaynak şablonunu

değiştirerek daha iyi ve sürdürülebilir bütünsel bir ekonomik performansı gerçekleştirmektir. Sürdürülebilir olmak için, birkaç birey ve finans fonksiyonunun dışında yaygın ve hissedilebilir çabalara ihtiyaç duyulmaktadır.

Zahra (1993: 321, 1995: 227, 1996: 1715) Yenilenme, yenilikçi bir üslupla işin kapsamını ve rekabet tarzını değiştirerek örgütün işini hareketlendirmek ve firmanın operasyonlarını hızlandırmaktır. Ayrıca örgüt içinde yeni imkan ve kabiliyetleri tesis edip bir araya getirerek hisse sahiplerine değer yaratılmasını ifade etmektedir. Yenilenme, işletme kavramının yeniden tanımlanması, yeniden organize olma ve yeniliğe yönelik sistem genelinde değişikliklerin tanıtımı anlamındadır. Yenilenme, ürün ve teknolojilerin yeni kombinasyonlarını ortaya çıkaran kaynakların yaratıcı bir şekilde yeniden düzenlenmesi ve firmanın misyonunun yeniden tanımlanması yoluyla gerçekleştirilir.

Page 69: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

53

Yazında yer alan kurumsal girişimci ve kurumsal girişimcilik kavramları ile

ilgili araştırmalar incelendiğinde, bu alandaki araştırmaların üç ana akım etrafında

toplandığı görülmektedir (Antoncic ve Hisrich, 2003, s.7). Bu akımlardan ilki, varolan

bir firmada yenilik faaliyetlerinin yaratıcı ve uygulayıcıları olan kurumsal girişimci

bireylerle ilgilidir. Bu akımın temsilcileri kurumsal girişimcinin bireysel özellikleri

üzerinde yoğunlaşıp, kurumsal girişimcilerle bağımsız girişimcilerin benzer özelliklere

sahip olduğunu iddia etmektedir. Bu temsilcilerin başlıcaları, Pinchot (1985), Bordeaux

(1987), Luchsinger ve Bagby (1987) ve McKinney (1989)’dir.

İkinci akımın temsilcileri, kurumsal girişimcilik süreci üzerinde durmuşlar ve bu

süreci ortaya çıkaran faktörlerle birlikte sürecin oluşması için gerekli koşulları

araştırmışlardır. Kurumsal girişimcilik, firmada yenilik yapmaya olanak tanıyan,

özgürlük ve özerklik gibi özelliklerle donatılmış bir süreç olarak tanımlanmıştır. Bu

akımın temsilcilerine, Lessem (1987), Lee ve Zemke (1985), Ellis (1985), Covin and

Slevin (1991), Kuratko, Hornsby, Naffziger ve Montagno (1993), Zahra ve Pearce

(1994) (Carrier, 1996, s.6) örnek gösterilebilir.

Üçüncü akımdaysa, kurumsal girişimcilik, örgüt içinde çalışanların girişimcilik

faaliyetlerini teşvik eden “yönetimsel bir strateji” olarak kabul edilmektedir. Bu strateji

sonucunda yeni işler meydana getirilerek örgütün rekabet üstünlüğü elde etmesi

amaçlanır. Bu akımın başlıca temsilcileri, Burgelman (1983), Rule ve Irwen (1988) ve

Guth ve Ginsberg (1990) gösterilmektedir.

2.4.2. Kurumsal Girişimciliğin Bileşenleri

Yazın incelendiğinde kurumsal girişimciliği oluşturan temel bileşenlerin yeni

girişimler, yeni işler, ürün/hizmet yeniliği, süreç yeniliği, kendini yenileme, risk alma,

proaktiflik ve rekabetçi agresiflik olduğu görülmektedir. Bu bileşenlerin temel noktası

yeniliktir. Kurumsal girişimcilik çalışanları teşvik ederek işletmenin girişimci ve

yenilikçi bir tarza sahip olmasını amaçlar. Bunu gerçekleştirmek içinde işletmenin

bütün dinamiklerinde yenilikçiliği öne sürer. Tablo 12’de kurumsal girişimciliğin

bileşenleri, tanımları ve bu bileşenleri ortaya koyan araştırmacılar gösterilmiştir. Bu

bileşenler toplam sekiz grupta incelenmiş olup, yazında bu bileşenleri ele alan başıca

araştırmacılara yer verilmiştir.

Page 70: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

54

Tablo 12 Kurumsal Girişimcilik Bileşenleri

Kurumsal Girişimcilik Bileşeni

Tanım Araştırmacılar

Yeni Girişimler Yeni özerk veya yarı özerk birim veya örgütlerin oluşturulması.

Schollhammer (1981) Hisrich ve Peters (1984) MacMillan ve Diğerleri (1984) Vesper (1984) Kanter ve Richardson (1991) Stopford ve Baden-Fuller (1994) Sharma ve Chrisman (1999)

Yeni İşler Varolan ürün veya pazarlarla ilişkili yeni iş alanlarına yönelme veya onları takip etme.

Rule ve Irwin (1988) Zahra (1991) Stopford ve Baden-Fuller (1994)

Ürün Yeniliği Yeni ürün ve hizmetlerin oluşturulması.

Schollhammer (1982) Covin ve Slevin (1991) Zahra (1993) Damanpour (1996) Burgelman ve Rosenblom(1997) Knight (1997) Tushman ve Anderson (1997)

Süreç Yeniliği Üretim yöntemleri ve tekniklerinde yenilik yapılması.

Schollhammer (1982) Covin ve Slevin (1991) Zahra (1993) Damanpour (1996) Burgelman ve Rosenblom(1997) Knight (1997) Tushman ve Anderson (1997)

Kendini Yenileme Stratejinin yeniden düzenlenmesi, reorganizasyon ve örgütsel değişim.

Vesper (1984) Guth ve Ginsberg (1990) Zahra (1991,1993) Stopford ve Baden-Fuller(1994) Muzyka ve Diğerleri (1995) Sharma ve Chrisman (1999)

Risk Alma

Yeni fırsatları elde etmede kaynakları kullanırken çabuk ve cesur davranma, bu kaynaklara ilişkin kaybetme olasılığı.

Mintzberg (1973) Khandwalla (1977) Miles ve Snow (1978) Covin ve Slevin (1986, 1989,1991) Stopford ve Baden-Fuller (1994) Dess ve arkadaşları. (1997) Lumpkin (1998)

Proaktiflik Tepe yönetimin inisiyatifi alma ve öncü olma eğilimi.

Covin ve Slevin (1986,1991) Venkatraman (1989) Stopford ve Baden-Fuller (1994) Lumpkin ve Dess (1996,1997) Dess ve Diğerleri (1997) Lumpkin (1998)

Rekabetçi Agresiflik Rakiplere karşı mücadeleci duruş.

Covin ve Slevin (1986,1991) Miller (1987) Covin ve Covin (1990) Lumpkin ve Dess (1996,1997) Knight (1997) Lumpkin (1998)

Kaynak: Antoncic ve Hisrich, 2003, s.19

Page 71: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

55

2.4.1. Yeni Girişimler

Günümüz küresel rekabet ortamında örgütlerin değişimi yakalayabilmesi ve

hayatta kalabilmesi için inovasyon odaklı bir dizi stratejiye ve bu stratejilere uygun

örgütsel yapıya sahip olmaları gerekir (Damanpour, 1991; Dougherty ve Hardy, 1996;

Barringer ve Bluedorn, 1999). Mevcut bir örgüt içinde yeni iş alanı oluşturulmasına

sebebiyet verdiğinden (Stopford ve Baden –Fuller, 1994) kurumsal girişimciliğin en çok

dikkat çeken özelliklerinden biri yeni iş girişimi oluşturma boyutudur. Yeni iş girişimi

oluşturma, organizasyon içerisinde ürün veya hizmetlerin yeniden tanımlanması (Zahra,

1991) veya yeni pazarların geliştirilmesi yoluyla yeni bir işin oluşturulması demektir

(Antoncic and Hisrich, 2001, s.498).

2.4.2. Yeni İşler

Kurumsal girişimciliğin yeni işler bileşeni, işletme içerisinde yeni bir işletme

oluşturmadan mevcut yapı içerisinde yeni iş alanlarına yönelmektir. Buna karşın yeni

girişim bileşeninde yeni bir örgütsel unsur oluşmaktadır. Bu boyut, yeni pazarların

geliştirilip, yeni bir işin oluşturulması ile sonuçlanabileceğinden kurumsal

girişimciliğinin en çok dikkat çeken özelliklerinden biridir (Antoncic ve Hisrich,

2001, s.498, 2003, s.16).

2.4.3. Ürün Yeniliği

Ürün yeniliği, mevcut özellikleri veya öngörülen kullanımlarına göre yeni ve

önemli derecede iyileştirilmiş bir mal veya hizmetin ortaya konulmasıdır (Kendir,

2010). İşletmenin girişimci tutumunu yansıtan temel unsurlardan biri de, ürün yenileme

sıklığıdır.

Zahra (1993)’ya göre ürün yeniliği ile teknolojik girişimcilik imalat firmalarının

yenilikçi özelliğidir. Kurumsal girişimcilik yaklaşımı hem ürün yenilikçiliğini hem de

teknoloji yenilikçiliğini “yenilikçilik” terimi ile ifade etmektedir. Yenilikçilik, yeni ürün

tanıtmada yaratıcılığı ve deneyselliği, yeni ürün çeşitlerini, teknolojide lider olmayı ve

yeni süreçlerin geliştirilmesinde araştırma ve geliştirmeyi destekleme konusundaki

istekliliği ifade etmektedir (Lumpkin ve Dess, 2001, s.431).

Page 72: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

56

2.4.4. Süreç Yeniliği

Süreç yeniliği, yeni veya önemli derecede iyileştirilmiş bir üretim veya teslimat

yönteminin gerçekleştirilmesidir. Başka bir deyişle, süreç yenilikleri bir endüstri, örgüt

veya departman için yeni olan ve girdileri çıktılara dönüştürmede kullanılan

teknolojideki araç, cihaz ve bilgi olarak tanımlanabilir (Kendir, 2010; Seyrek, Akgün ve

Özer, 2007, s.18).

Süreç yenilikleri, maliyet ve zamanda önemli azalmalar sağladığı gibi, kalite,

esneklik ve hizmet seviyesini de yükseltmektedir. Örneğin, Japon firmalarının

işletmelerindeki süreçleri temel bileşenlerine ayırmaları, bu bileşenlerin

performanslarını ölçmeleri ve bu bileşenleri sürekli iyileştirmeye çalışmaları, onların

dünya çapında bir rekabet avantajı sağlamalarında önemli bir faktör olmuştur

(Davenport, 1993, s.2; Cumming, 1998, s.21). Kurumsal girişimciliğin bu bileşeni

firmalara rekabet avantajı sağladığı için büyük öneme sahiptir.

2.4.5. Kendini Yenileme

Stratejilerin yeniden formüle edilmesi, organizasyonun yeniden düzenlenmesi ve

örgütsel değişimle birlikte temel yeteneklerin (kilit fikirlerin) yenilenmesi “kendini

yenileme veya stratejik yenilenme” olarak kabul edilmektedir (Antoncic ve Hisrich,

2001, s.499; Sharma ve Chrisman, 1999, s.16; Guth ve Ginsberg; 1990, s.8). Karmaşık

ve sürekli bir etkileşim sonucunda ortaya çıkan temel yetenekler, ansızın ortaya

çıkmamakta ve zamanla gelişip elde edilen yetenekler olarak değerlendirilmektedir. Bir

temel yeteneğin oluşturulması ve organizasyonda uygulanması verimliliği ve

performansı artırırken beraberinde de bağımlılık ve atalet getirmektedir. Buradaki

anlamıyla atalet (dinginlik), organizasyonda geçerli olan stratejiye bağlılık olarak

tanımlanmaktadır (Ağca ve Kurt, 2007, s.98).

2.4.6. Risk Alma

Girişimciliği ilk defa geliştirip, girişimciyi kar ve zarar riskine katlanan kişi

olarak tanımlayan Cantillon’dan bu yana risk alma, girişimciliğin temel bir unsuru

olarak değerlendirilmektedir (Hisrich ve Peters, 2002; Lumpkin ve Dess; 1996;

Antoncic ve Hisrich; 2003). Zarara uğrama olasılığı olarak tanımlanan risk, mevcut

Page 73: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

57

organizasyonların yenilikçilik davranışlarının, yeni girişimler başlatma eğilimlerinin,

girişken veya proaktif (öncü) eylemlerinin ayrılmaz bir parçası olarak görülmektedir.

Risk alma, fırsatların etkili bir şekilde takip edilmesini, kaynaklara odaklanılmasını ve

cesur adımları da ifade etmektedir. Gerçekten, fırsatların takip edilmesinde gösterilen

cesaret ve deneysellik kurumsal girişimciliğin özellikleri arasındadır (TDK, 2010;

Antoncic ve Hisrich, 2003, s.17; Antoncic ve Hisrich, 2000, s.34).

2.4.7. Proaktiflik

Lumpkin ve Dess’e (1996) göre proaktiflik, organizasyonun çevresindeki

değişimlerin ve gelişimlerin meydana getirdiği fırsatları araştırmasını, ileriki dönemler

için tahminde bulunup yeni ürün ve prosesler geliştirmesini ve yenilik yaparak rekabet

etmesini öngörmektedir. Başka bir tanımdaysa proaktiflik, organizasyonların rakiplerine

göre temel faaliyet alanlarında, yeni ürünleri, teknolojileri ve yönetim tekniklerini daha

önce sunması ve pazar liderliğini yakalaması olarak ifade edilmiştir (Covin ve Slevin,

1989; Antoncic ve Hisrich, 2001).

İlk hareket eden firmalar, pazardaki fırsatların değerlendirilmesi yoluyla, yüksek

karlar elde etmekte ve marka imajını oluşturmada lider konuma gelmektedir.

Girişimciliğin en önemli özelliklerinden biri olan bu durum, genel olarak bir kurumsal

girişimcilik boyutu olan proaktiflik kavramıyla ifade edilmektedir (Knight, 1997, s.214;

Lumpkin ve Dess, 1996, s.146).

2.4.8. Rekabetçi Agresiflik

Rekabetçi agresiflik, örgütün pazara girişte veya mevcut durumunu

güçlendirmede rakiplerine meydan okuma eğilimidir. Agresif tavır takınan örgütün

amacı rakiplerini pazarda etkisiz hale getirip güçlenerek fark yaratmaktır. Rekabetçi

agresiflik metotlarına, rakiplerin zayıf yönlerine odaklanma ve yüksek katma değeri

olan ürünlere yönelme, örnekleri verilebilir. Rekabet üstünlüğü elde etmeye yönelik

olarak kafa kafaya rekabet etme anlamına gelen “rekabetçi agresiflik” kurumsal

girişimciliğin önemli bir boyutudur (Lumpkin ve Dess, 1996, s.139–149).

Page 74: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

58

2.4.9. Stratejik Yenilenme

Kurumsal girişimciliğin bu türünde şirket rekabet tarzını nasıl değiştireceğini

araştırmaktadır. Bu şekilde dış çevreyle uyum sağlamak için kullandığı stratejileri

yenilemeye odaklanırken, rakiplerle olan rekabetin yapısını da değiştirmektedir (Eren,

2006, s.33). Kurumsal girişimciliğin bu türüne verilebilecek örneklerden birisi,

motosiklet endüstrisindeki önemli markalardan biri olan Harley-Davidson’dur. Harley-

Davidson uzun süreli düşüş döneminden sonra, stratejik yenilenme yolu ile işletmesini

yeniden tanımlamıştır. Bu yenilenme için geçmiş stratejilerini tamamen terk ederek,

klasik tasarımlı motosiklet üretimini rekabet gücünün temeli olmaktan bir parça

uzaklaştırmıştır. Araştırma-Geliştirme (ARGE) faaliyetlerine yapılan büyük yatırımlarla

niş-farklılaştırma stratejilerine bağlılığını koruyup, daha kaliteli üretim yaparak

müşterilerinin beklentilerine üst düzeyde karşılık vermeyi amaçlamıştır (Covin ve

Miles, 1999, s.53).

2.4.10. Kurumsal Girişimciliğin Uygulama Türleri

Rekabet üstünlüğü elde etmek ve kurumsal girişimciliği şirketin eksenine

girdirmek için, yeniden canlandırma, yeniden tanımlama veya yeniliği başlatmaya

yönelmiş dört adet kurumsal girişimcilik uygulama türü mevcuttur (Covin ve Miles

1999, s.50–54). Bu türleri aşağıdaki gibi sıralamak mümkündür:

• Sürdürülebilir yenilenme

• Örgütsel yenilenme

• Stratejik yenilenme

• Faaliyet alanını yeniden tanımlama

2.4.10.1. Sürdürülebilir Yenilenme

Rotasını sürekli yenilemeye çevirmiş olan şirketler, düzenli olarak pazara yeni

ürünler sunan veya yeni pazarlara giren şirketlerdir. Bu şirketler öğrenen organizasyon

olmanın kriterlerini yerine getirirken, değişimden yana olup pazar payını arttırmak için

rakipleriyle mücadele etmekten keyif alırlar. Sürekli yenilenme, şirketin atıl ya da az

Page 75: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

59

gelişmiş pazarları keşfetmesin sağlar ( Covin ve Miles, 1999, s.3–6; Covin ve Miles:

1999, s.50–51).

2.4.10.2. Örgütsel Yenilenme

Örgütsel yenilenmenin hedefleri arasında şirketi içi süreçler, örgüt yapıları ve

örgütsel beceriler vardır. Kurumsal girişimciliğin türleri arasında yer alan örgütsel

yenilenme aşamasındaki şirket, ürün yeniliklerinden ziyade süreçlerinde ve yönetsel

yapısında gerçekleştirdiği yenilikler ile ön plana çıkar. Örgütsel yenilenme çabalarının

başarılı olduğunu söyleyebilmek için şirketin bir veya birden fazla faaliyetinin

yenilenmesi gerekir. Bu yenilenme, dâhili lojistik ve üretim gibi birincil faaliyetlerin

yanı sıra satın alma ve insan kaynakları gibi ikincil faaliyetlerde de görülebilir (Dess,

Ireland, Zahra, Floyd, Janney ve Lane, 2003, s.155).

2.4.10.3. Faaliyet Alanını Yeniden Tanımlama

Kurumsal girişimciliğin bu türünde, şirket diğerlerinin fark edemediği bir pazar

alanına girip, pazarda varolan fırsatlardan ziyade diğer olası fırsatları keşfederek pazara

ilk giren olmanın verdiği avantajı elde etmeyi amaçlar (Covin ve Morgan, 1999, s.53).

Pazara ilk giren işletme yeni ürün sunmanın avantajı ile karlılığını maksimize ederek

fayda sağlayabilir. Yeni ürünü pazara ilk sunan olmanın avantajını yakalayan birçok

girişimci bulunmaktadır. Örneğin, cep telefonunu ilk defa üreten şirket Motorola,

klimanın mucidi Carrier gibi birçok girişimci ilk olmanın avantajını uzun süre

kullananarak gelişimlerine katkıda bulunmuşlardır.

Page 76: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

60

BÖLÜM 3

ARAŞTIRMA MODELİ VE HİPOTEZLER

Kurumsallaşmanın kurumsal girişimcilik üzerindeki etkilerinin incelenmesine

yönelik olan çalışmanın bu bölümünde, öncelikle araştırma modeline yer verilecek

ardından kurumsallaşmanın bileşenleri olan sosyal sorumluluk, tutarlılık,

profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflık ile kurumsal girişimciliğin

bileşenleri olan risk, stratejik yenilenme, proaktiflik ve yenilikçilik arasındaki ilişkilerin

test edilmesine yönelik geliştirilen hipotezlere değinilecektir.

3.1. Araştırma Modeli

Bu çalışmada, aile işletmelerinin kurumsallaşma düzeyleri ile kurumsal

girişimcilik eğilimleri arasındaki ilişki tespit edilmeye çalışılmıştır. Araştırma

modelinde kurumsallaşma bağımsız değişken olarak kabul edilerek; toplam 6

bileşenden oluşturulmuştur. Kurumsal girişimcilik ise bağımlı değişken olarak kabul

edilerek, toplam 4 bileşenden oluşturulmuştur.

Kurumsallaşma Kurumsal Girişimcilik (Bağımsız Değişken) (Bağımlı Değişken)

Şekil 4. Araştırma Modeli

Sosyal Sorumluluk Tutarlılık

Profesyonelleşme Özerklik

Formalleşme Şeffaflık

Risk

Stratejik

Yenilenme

Proaktiflik

Yenilikçilik

Page 77: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

61

Bu çalışmanın amacı, kurumsallaşmanın kurumsal girişimcilik üzerindeki

etkisinin tespit edilmesi olup kurumsallaşma bileşenleri olan sosyal sorumluluk,

tutarlılık, profesyonelleşme, özerklik, formalleşme, şeffaflık düzeylerinin kurumsal

girişimcilik bileşenleri olan risk, stratejik yenilenme, proaktiflik ve yenilikçilik

üzerindeki etkileri ayrı ayrı incelenmiştir. Buradan hareketle, izleyen kısımda modele

uygun olarak belirlenen hipotezler negatif ve pozitif ilişki olmak üzere çift yönlü bir

şekilde oluşturulmuştur.

3.2. Kurumsallaşma Bileşenlerinin Kurumsal Girişimcilik Bileşenleri Üzerine

Etkileri

Kurumsallaşma; çevresel değişime uyum sağlamak için belirli standartların

örgüte aktarılması olarak görülürken kurumsal girişimcilik kavramı da mevcut bir

örgütde bir veya bir grup bireyin formal veya informal biçimde yeni bir örgüt

oluşturduğu, bu örgüt içerisinde yenilenme ve yeniliği teşvik ettiği bir süreç olarak

görülmektedir. Bu çalışmada işletmelerin kurumsallaşma düzeyleri ve kurumsal

girişimcilik düzeyleri arasındaki ilişki, iki faktörün bileşenleri arasındaki ilişkiler ele

alınarak incelenmiştir. Bu ilişki düzeyini tespit etmek amacıyla a ve b grubu olmak

üzere toplam 24 adet hipotez geliştirilmiştir.

3.2.1. Sosyal Sorumluluğun Kurumsal Girişimcilik Bileşenleri Üzerindeki Etkisi

Hipotezlerin ilk dört grubu (H1,2,3,4a-b) kurumsallaşma bileşenlerinden sosyal

sorumluluğun, ayrı ayrı kurumsal girişimcilik bileşenleri (risk, stratejik yenilenme,

proaktiflik, yenilikçilik) üzerindeki etkisini tespit etmek amacıyla oluşturulmuştur.

Wood (1991) ve Drucker (1996)’ya göre sosyal sorumlu örgütler topluma duyarlı olup

kar elde etmek için çabalayan örgütlerdir. Dolayısıyla kar elde etmek için örgütün aktif

ve yenilikçi olması gerekir, bu durum da sosyal sorumluluğun kurumsal girişimcilik

bileşenleri üzerinde etkiye sahip olabileceğini gösterir. H1,2,3,4a-b hipotezi sosyal

sorumluluğun risk üzerindeki etkisini incelemek üzere geliştirilen hipotezlerdir.

İşletmelerin kurumsal girişimci bir tarza sahip olmaları üstlendikleri akılcı risk düzeyi

ile paraleldir çünkü birçok yenilik tecrübeye dayanmaksızın pazara sunulduğundan,

belirli bir oranda risk içermektedir. Sosyal sorumluluk topluma duyarlılığı gerektirdiği

için risk bileşeni ile negatif bir ilişkiye sahip olması beklenirken, sosyal sorumluluğun

Page 78: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

62

uzun dönemli bir süreç olmasından dolayı proaktiflik ile arasında pozitif bir ilişki

beklenmektedir. Stratejik yenilenme ve yenilikçilik ile sosyal sorumluluk arasında

herhangi bir ilişki beklenmemektedir.

H1a: İşletmelerin sosyal sorumluluk düzeyi ile risk alma eğilimleri arasında pozitif bir

ilişki vardır.

H1b: İşletmelerin sosyal sorumluluk düzeyi ile risk alma eğilimleri arasında negatif bir

ilişki vardır.

H2a: İşletmelerin sosyal sorumluluk düzeyi ile stratejik yenilenme eğilimleri arasında

pozitif bir ilişki vardır.

H2b: İşletmelerin sosyal sorumluluk düzeyi ile stratejik yenilenme eğilimleri arasında

negatif bir ilişki vardır.

H3a: İşletmelerin sosyal sorumluluk düzeyi ile proaktiflik eğilimleri arasında pozitif bir

ilişki vardır.

H3b: İşletmelerin sosyal sorumluluk düzeyi ile proaktiflik eğilimleri arasında negatif bir

ilişki vardır.

H4a: İşletmelerin sosyal sorumluluk düzeyi ile yenilikçilik eğilimleri arasında pozitif bir

ilişki vardır.

H4b: İşletmelerin sosyal sorumluluk düzeyi ile yenilikçilik eğilimleri arasında negatif

bir ilişki vardır.

3.2.2. Tutarlılığın Kurumsal Girişimcilik Bileşenleri Üzerindeki Etkisi

Bu çalışmada oluşturulan hipotezlerden H5,6,7,8a-b kurumsallaşma bileşeni olan

tutarlılığın, kurumsal girişimcilik bileşenleri üzerindeki etkisini tespit etmek amacıyla

oluşturulan hipotezlerdir. Tutarlılık örgütlerin etkin bir şekilde kurumsallaşması için

gereken bir olgudur. Örgütlerin verdiği sözleri yerine getirmesi, misyonu ve eylemleri

arasındaki uyum, benzer işletmelerle aynı tepkileri vermesi, örgüt amaçları ve

çalışanların amaçları arasındaki ahenk gibi aktiviteler tutarlılık göstergeleri olarak kabul

edilmekte olup, bu aktiviteler çalışanların daha verimli çalışmasını sağlayarak örgüt

faaliyetlerine etkinlik kazandırmaktadır (Deephouse, 1996; Reed ve Diğerleri, 1996;

Wallace, 1995; Denison, 1990). Kurumsal girişimciliğin birincil amacı çalışanları

yenilikçiliğe teşvik ederek, örgüt ve çalışan arasında amaç birliğini oluşturup şirketin

yenilikçi bir ruha kavuşmasını sağlamaktır. Tutarlılık ve kurumsal girişimciliğin çalışan

ve örgüt arasındaki amaç birliğini sağlama çabası örtüşmektedir. İşletmelerde amaç

Page 79: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

63

birliğinin tesis edilmesi stratejik hedeflere daha hızlı ulaşılmasını sağlayabilir. Eren

(2006)’ya göre işletmeler dış çevreyle uyum sağlamak için kullandığı stratejileri

yenilemeye odaklanmakta ve rakiplerle olan rekabetin yapısını da değiştirmektedir.

Dolayısıyla tutarlılık ile kurumsal girişimciliğin stratejik yenilenme ve yenilikçilik

bileşeni arasında pozitif bir ilişki olabilir. Öte yandan tutarlılığın dengeli bir süreç

olması risk ile tutarlılık arasında negatif bir ilişki doğurabilir. Covin ve Slevin (1989) ile

Antoncic ve Hisrich (2001)’e göre proaktiflik, organizasyonların rakiplerine göre temel

faaliyet alanlarında, yeni ürünleri, teknolojileri ve yönetim tekniklerini daha önce

sunması ve pazar liderliğini yakalamasıdır, buradan hareketle, işletmelerin tutarlı

aktiviteleri sonucunda dış çevreye uyum sağlamaları yeni ürün ve teknolojileri de

beraberinde getirecektir. Dolayısıyla tutarlıklık ve proaktiflik arasında poziti bir ilişki

beklenmektedir.

H5a: İşletmelerin tutarlılık düzeyi ile risk eğilimleri arasında pozitif bir ilişki vardır.

H5b: İşletmelerin tutarlılık düzeyi ile risk eğilimleri arasında negatif bir ilişki vardır.

H6a: İşletmelerin tutarlılık düzeyi ile stratejik yenilenme eğilimleri arasında pozitif bir

ilişki vardır.

H6b: İşletmelerin tutarlılık düzeyi ile stratejik yenilenme eğilimleri arasında negatif bir

ilişki vardır.

H7a: İşletmelerin tutarlılık düzeyi ile proaktiflik eğilimleri arasında pozitif bir ilişki

vardır.

H7b: İşletmelerin tutarlılık düzeyi ile proaktiflik eğilimleri arasında negatif bir ilişki

vardır.

H8a: İşletmelerin tutarlılık düzeyi ile yenilikçilik eğilimleri arasında pozitif bir ilişki

vardır.

H8b: İşletmelerin tutarlılık düzeyi ile yenilikçilik eğilimleri arasında negatif bir ilişki

vardır.

3.2.3. Profesyonelleşmenin Kurumsal Girişimcilik Bileşenleri Üzerindeki Etkisi

Kurumsallaşma ve kurumsal girişimcilik arasındaki ilişki düzeyini tespit etmek

amacıyla geliştirilen H9,10,11,12a-b hipotezleri, kurumsallaşma bileşeni olan

profesyonelleşme düzeyinin kurumsal girişimcilik bileşenleri üzerindeki etkisini

incelemek amacıyla oluşturulmuştur. Örgütler profesyonel yöneticileri istihdam ettikçe

profesyonelleşip, daha kurumsal bir anlayışa sahip olacaktır. Profesyonel yöneticiler

Page 80: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

64

uzun dönemli ve objektif düşünüp şirketin menfaatlerini göz önünde bulundurarak,

şirkete reaktif (olaydan sonra tepki veren) değil proaktif (olaydan önce hazırlıklı olan)

bir hareket tarzı belirlemektedir. Ayrıca profesyonellerin girişimci ruhları şirketin

yüksek karlı risklere girmesini teşvik edebilir (Kostova, 1999, s.312; Staggenborg,

1988, s.590). Buradan hareketle, profesyonelleşmenin kurumsal girişimciliğin tüm

bileşenleri ile pozitif bir ilişkiye sahip olması beklenmektedir.

H9a: İşletmelerin profesyonelleşme düzeyi ile risk eğilimleri arasında pozitif bir ilişki

vardır.

H9b: İşletmelerin profesyonelleşme düzeyi ile risk eğilimleri arasında negatif bir ilişki

vardır.

H10a: İşletmelerin profesyonelleşme düzeyi ile stratejik yenilenme eğilimleri arasında

pozitif bir ilişki vardır.

H10b: İşletmelerin profesyonelleşme düzeyi ile stratejik yenilenme eğilimleri arasında

negatif bir ilişki vardır.

H11a: İşletmelerin profesyonelleşme düzeyi ile proaktiflik eğilimleri arasında pozitif bir

ilişki vardır.

H11b: İşletmelerin profesyonelleşme düzeyi ile proaktiflik eğilimleri arasında negatif bir

ilişki vardır.

H12a: İşletmelerin profesyonelleşme düzeyi ile yenilikçilik eğilimleri arasında pozitif bir

ilişki vardır.

H12b: İşletmelerin profesyonelleşme düzeyi ile yenilikçilik eğilimleri arasında negatif

bir ilişki vardır.

3.2.4. Özerkliğin Kurumsal Girişimcilik Bileşenleri Üzerindeki Etkisi

Kurumsallaşmanın özerklik bileşeninin kurumsal girişimcilik bileşenleri

üzerindeki etkisini incelemek üzere H13,14,15,16a-b hipotezleri geliştirilmiştir. Selznick

(1996) ve Karpuzoğlu (2002)’ye göre; kurumsallaşmış işletmelerin en önemli

göstergelerinden birisi, örgütün diğer örgütlerden farklı olmasını sağlayan özerklik

düzeyi olup, kurumsallaşma düzeyi yüksek örgütlerde sahipler veya yöneticiler yönetim

özgürlüklerini ellerinde bulundurup yönetsel kararlarda serbestçe hareket ederek,

örgütün diğer örgütlerden farklı bir kimlik kazanmasına çalışmaktadırlar. Carrier (1996)

ise kurumsal girişimciliği, çalışanlara yenilik yapma imkânı veren özgürlük ve özerklik

gibi özelliklerle karakterize edilmiş bir tarz olarak değerlendirmektedir. Buradan

Page 81: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

65

hareketle, özerkliğin yenilikçilik ile ilişkisine dayanarak, özerklik düzeyi ile yenilikçilik

arasında pozitif yönde bir ilişki beklenmektedir. Ayrıca diğer işletmelerden farklı

olabilmek için, “önce hareket etmek” başka bir deyişle proaktif bir tarza sahip olmak

gerekir dolayısıyla özerklik düzeyi ve proaktiflik düzeyi arasında pozitif bir ilişki

olabilir. Özerklik farklılığı gerektirmektedir dolayısıyla farklı olabilmek için yenilikçi

risklere girilebilir. Bu durumda risk ve özerklik arasında pozitif bir ilişki doğurabilir.

Stratejik yenilenme ile özerklik arasında da pozitif bir ilişki beklenmektedir.

H13a: İşletmelerin özerklik düzeyi ile risk eğilimleri arasında pozitif bir ilişki vardır.

H13b: İşletmelerin özerklik düzeyi ile risk eğilimleri arasında negatif bir ilişki vardır.

H14a: İşletmelerin özerklik düzeyi ile stratejik yenilenme eğilimleri arasında pozitif bir

ilişki vardır.

H14b: İşletmelerin özerklik düzeyi ile stratejik yenilenme eğilimleri arasında negatif bir

ilişki vardır.

H15a: İşletmelerin özerklik düzeyi ile proaktiflik eğilimleri arasında pozitif bir ilişki

vardır.

H15b: İşletmelerin özerklik düzeyi ile proaktiflik eğilimleri arasında negatif bir ilişki

vardır.

H16a: İşletmelerin özerklik düzeyi ile yenilikçilik eğilimleri arasında pozitif bir ilişki

vardır.

H16b: İşletmelerin özerklik düzeyi ile yenilikçilik eğilimleri arasında negatif bir ilişki

vardır.

3.2.5. Formalleşmenin Kurumsal Girişimcilik Bileşenleri Üzerindeki Etkisi

Kurumsallaşma bileşenlerinden formalleşmenin kurumsal girişimcilik bileşenleri

üzerindeki etkisini incelemek üzere H17,18,19,20a-b hipotezleri geliştirilmiştir. Formalleşme

örgütlerde çalışanların yetki ve sorumluluklarının belirlenerek yazılı hale getirilmesidir.

Formalleşen örgütlerde belirlilik düzeyi yüksek olup yönetsel fonksiyonların nasıl

dağıtılacağı ve yürütüleceği belirlenmiştir (Staggenborg, 1988; Wallace, 1995;

Gatignon ve Xuereb, 1997). İşletmelerde keskin sınırlarla çizilmiş bir formalleşme

derecesi varsa, bu durum çalışanların prosedür ve kural korkusuyla girişimci bir ruha

sahip olmasını engelleyerek işletmenin kurumsal girişimcilik düzeyini olumsuz yönde

etkileyebilir. Dolayısıyla kurumsallaşma bileşenlerinden formalleşme düzeyi ile

kurumsal girişimcilik bileşenleri arasında negatif bir ilişki beklenmektedir.

Page 82: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

66

H17a: İşletmelerin formalleşme düzeyi ile risk eğilimleri arasında pozitif bir ilişki vardır.

H17b: İşletmelerin formalleşme düzeyi ile risk eğilimleri arasında negatif bir ilişki

vardır.

H18a: İşletmelerin formalleşme düzeyi ile stratejik yenilenme eğilimleri arasında pozitif

bir ilişki vardır.

H18b: İşletmelerin formalleşme düzeyi ile stratejik yenilenme eğilimleri arasında negatif

bir ilişki vardır.

H19a: İşletmelerin formalleşme düzeyi ile proaktiflik eğilimleri arasında pozitif bir ilişki

vardır.

H19b: İşletmelerin formalleşme düzeyi ile proaktiflik eğilimleri arasında negatif bir

ilişki vardır.

H20a: İşletmelerin formalleşme düzeyi ile yenilikçilik eğilimleri arasında pozitif bir

ilişki vardır.

H20b: İşletmelerin formalleşme düzeyi ile yenilikçilik eğilimleri arasında negatif bir

ilişki vardır.

3.2.6. Şeffaflığın Kurumsal Girişimcilik Bileşenleri Üzerindeki Etkisi

Kurumsallaşma bileşenlerinden şeffaflık düzeyinin kurumsal girişimcilik

bileşenleri üzerindeki etkisini incelemek üzere H21,22,23,24a-b hipotezleri geliştirilmiştir.

Tavşancı (2009)’a göre şeffaflık düzeyi arttıkça şirketin meşruluğu artmakta ve

paydaşların işletmeye olan duygusal bağlılıkları yükselmektedir. Şeffaf bir yapıya sahip

olan işletmeler, paydaşlarına verdiği bu güvenin sonucunda daha rahat hareket ederek,

dinamik bir yapıya sahip olup, yeniliklere uyum sağlayabilir. Buradan hareketle

şeffaflık düzeyi ile yenilikçilik ve stratejik yenilenme düzeyleri arasında pozitif bir ilişki

beklenmektedir. Şeffaflıkla proaktiflik ve risk arasında da pozitif bir ilişki

beklenmektedir.

H21a: İşletmelerin şeffaflık düzeyi ile risk eğilimleri arasında pozitif bir ilişki vardır.

H21b: İşletmelerin şeffaflık düzeyi ile risk eğilimleri arasında negatif bir ilişki vardır.

H22a: İşletmelerin şeffaflık düzeyi ile stratejik yenilenme eğilimleri arasında pozitif bir

ilişki vardır.

H22b: İşletmelerin şeffaflık düzeyi ile stratejik yenilenme eğilimleri arasında negatif bir

ilişki vardır.

Page 83: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

67

H23a: İşletmelerin şeffaflık düzeyi ile proaktiflik eğilimleri arasında pozitif bir ilişki

vardır.

H23b: İşletmelerin şeffaflık düzeyi ile proaktiflik eğilimleri arasında negatif bir ilişki

vardır.

H24a: İşletmelerin şeffaflık düzeyi ile yenilikçilik eğilimleri arasında pozitif bir ilişki

vardır.

H24b: İşletmelerin şeffaflık düzeyi ile yenilikçilik eğilimleri arasında negatif bir ilişki

vardır.

3.2.7. Hipotezlerin Genel Olarak Değerlendirilmesi

Araştırma verilerini değerlendirmek üzere a ve b grubuna ayrılan toplam 24 adet

hipotez geliştirilmiştir. Bu hipotezlerin amacı kurumsallaşma bileşenlerinin kurumsal

girişimcilik bileşenleri üzerindeki etkisini sınamaktır. İlk olarak, kurumsallaşma

bileşenlerinden sosyal sorumluluk bileşeninin kurumsal girişimcilik bileşenleri

üzerindeki etkisini sınamak amacıyla geliştirirlen H1,2,3,4a-b hipotezleri oluşturulmuştur.

Bu hipotezler sosyal sorumluluğun kurumsal girişimcilik bileşenleri ile negatif veya

pozitif bir ilişkiye sahip olabileceği ihtimaliyle geliştirilen hipotezlerdir. Diğer grup,

H5,6,7,8a-b hipotezleri olup bu grup kurumsallaşma bileşenlerinden tutarlılığın kurumsal

girişimcilik bileşenleri üzerindeki negatif veya pozitif etkisini incelemek amacıyla

geliştirilen hipotezlerdir. H9,10,11,12a-b hipotezleri kurumsallaşma bileşenlerinden

profesyonelleşmenin kurumsal girişimcilik bileşenleri üzerindeki etkisini sınamak

amacıyla geliştirilen hipotezlerdir. Bu hipotezler, işletmelerin profesyonelleşme

düzeyindeki artış veya azalışların kurumsal girişimcilik bileşenleri ile negatif veya

pozitif yönde bir ilişkiye sahip olabileceği ihtimali üzerine geliştirilen hipotezlerdir.

H13,14,15,16a-b hipotezleri kurumsallaşma bileşenlerinden özerkliğin kurumsal

girişimcilik bileşenleri üzerindeki negatif veya pozitif etkisini sınamak amacıyla

geliştirilen hipotezlerdir. H17,18,19,20a-b ise kurumsallaşma bileşenlerinden formalleşme

düzeyinin kurumsal girişimcilik bileşenleri üzerindeki etkisini sınamak amacıyla

geliştirilen hipotezlerdir. Hipotezlerin son grubu H21,22,23,24a-b grubu hipotezler olup, bu

grup kurumsallaşma bileşenlerinden şeffaflığın kurumsal girişimcilik bileşenleri

üzerindeki etkisini sınamak amacıyla geliştirilen hipotezlerdir.

Page 84: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

68

BÖLÜM 4

ARAŞTIRMA YÖNTEMİ, BULGULAR VE DEĞERLENDİRMELER

Çalışmanın bu bölümünde hipotez ve araştırma modelinin test edileceği

örneklem grubunun seçimi, örneklem grubuna uygulanacak veri toplama aracının

oluşturulması, verilerin toplanması, anket dönüş oranı ve araştırma hipotezlerini test

etmek amacıyla toplanan veriler üzerinde yapılan analiz yöntemleri, bulgular ve

değerlendirmeler yer almaktadır.

4.1. Örneklem Seçimi

Saha çalışmasının çerçevesi, kurumsallaşma ve kurumsal girişimcilik kavramını

ele alan örgüt araştırmacılarının yaptıkları çalışmalardan oluşan birincil veriler

incelendikten sonra belirlenmiştir. Yapılan yazın taramasında kurumsallaşma ve

kurumsal girişimcilik faktörlerini değerlendirmek için daha çok aile işletmelerinin tercih

edildiği saptanmıştır. Yapılan bu araştırmaların ışığında, kurumsallaşma ve kurumsal

girişimcilik arasındaki ilişkiyi incelemek için Türkiye’deki aile işletmelerinin ele

alınmasına karar verilmiştir. Gerek aile işletmelerinin büyük bir çoğunluğunun KOBİ

niteliğinde olması gerekse maddi ve zaman kısıtları nedeniyle araştırma İstanbul Sanayi

Odası’nın açıkladığı II. 500 büyük Sanayi Kuruluşu üzerinde yapılmıştır. II. 500 büyük

Sanayi Kuruluşu grubunun çoğunluğunun aile işletmesi niteliğinde olması, bu grubun

tercih edilmesindeki en önemli etkendir. İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) “İkinci 500

Büyük Sanayi Kuruluşu Raporu”nda, 496 özel kuruluş ve 4 de kamu kuruluşu yer

almaktadır.

4.2. Verilerin Toplanması

Aile işletmelerinde kurumsallaşma ve kurumsal girişimcilik kavramlarını farklı

açılardan ele almış yazın incelemesi sonucunda oluşturulan hipotezlerin geçerliklerinin

sınanması amacıyla veri toplama sürecinde araştırma modeline uygun olarak oluşturulan

anket formu ile hem sayısal hem de sayısal olmayan veriler toplanmıştır. İzleyen

bölümde daha detaylı olarak ele alınacak olan anket formu, demografik bilgilerin ele

Page 85: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

69

alındığı kısma ek olarak katılımcıların kurumsallaşma ve kurumsal girişimcilikle ilgili

görüşlerine dair fikir edinmek amacıyla oluşturulmuş üç bölümden ibarettir.

Anket formunun birinci bölümü örgütün bir takım özellikleri ile çalışanların

demografik özelliklerini belirlemek için işletmenin aile işletmesi olup olmadığı,

işletmenin kaç nesildir faaliyette bulunduğu, cinsiyet, yaş grubu, öğrenim düzeyi,

sektör, işletmenin yaşı, çalışan sayısı ve çalışma süresi olmak üzere toplam 9 maddeden

oluşturulmuştur.

Araştırma içeriğine uygun olarak belirlenen hipotezlerin geçerliklerinin

sınanması için, anket formunun ikinci bölümünde kurumsallaşma değişkenine yer

verilmiştir. Kurumsallaşma değişkenine ait maddeler hazırlanırken 6 (sosyal

sorumluluk, tutarlılık, profesyonelleşme, özerklik, formalleşme, şeffaflık) kurumsal

girişimcilik için 4 farklı bileşen (yenilikçilik, stratejik yenilenme, risk, proaktiflik)

belirlenmiştir. Araştırmanın bu aşamasında her iki değişkene de faktör analizi

uygulanarak bileşen indirgemesine gidilmiş ve ankette yer alan maddelerin beklenen

bileşenlere düşüp düşmedikleri incelenmiştir. Faktör analizinde korelasyon matrisine

temel bileşenler yöntemi uygulanmış olup anlamlı isimler verebilmek amacıyla faktörler

varimax yöntemiyle döndürülmüştür. Veri setinin faktör analizine uygun olup

olmadığını tespit etmek için Kaiser-Meyer-Olkin (KMO) ölçütü ve Bartlett küresellik

testi kullanılmıştır. Faktör analizinde değişkenlerin birbirleriyle ilişkili olması

gerektiğinden korelasyon matrisi incelenmiş ve varsa diğer maddelerle anlamlı

korelasyonları olmayan maddeler belirlenmiştir. Bulgular ilk olarak kurumsallaşma

değişkeni, ardından kurumsal girişimcilik için ele alınmıştır.

Kurumsallaşma değişkenini ölçmek için kullanılan 46 madde faktör analizine

tabi tutulduğunda bazı maddelerin aynı anda birden fazla faktörde yüksek yüklere sahip

oldukları görülmüştür. Bu durum faktör analizinin varsayımlarına aykırıdır. Bazı

maddeler de beklentilere uygun olmayacak şekilde birbirleriyle kümelenmişlerdir.

Ayrıca maddelere ait korelasyon matrisinde diğerleriyle düşük korelasyona sahip

maddeler de tespit edilmiş olup bu durum da faktör analizinin varsayımlarına aykırıdır

(Field, 2005). Faktör analizinin varsayımına uymayan bu tipteki 12 madde analizlerden

çıkartılmış ve geriye kalan 34 maddeyle analize devam edilmiştir.

Kurumsallaşma değişkenine ait veri setinin faktör analizine uygun olup

olmadığını belirlemek için KMO değeri hesaplanmış olup bu değer 0,791’dir. Kaiser

(1974), test değerinin 0,50’den büyük çıkması durumunda faktör analizi

yapılabileceğini, aksi durumda veri kümesinin faktörleştirilemeyeceğini ifade etmiştir.

Page 86: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

70

Ayrıca KMO değeri, 0,50 ile 0,69 arasında ise vasat, 0,70 ile 0,79 arasında ise iyi, 0,80–

0,89 arasında ise çok iyi, 0,90–1 arasında ise mükemmeldir (Field, 2005; Karagöz ve

Kösterlioğlu, 2008, s.85–86). Burada elde edilen KMO değeri (0,791) tatmin edici

düzeydedir.

Veri setinin faktör analizine uygun olabilmesi için korelasyon matrisinin birim

matristen farklı olması gerekmektedir. Bu varsayımı test etmek amacıyla Bartlett

küresellik testi uygulanabilir (Bartlett, 1950). Bu testte hipotezler

H0: Korelasyon matrisi birim matristir (Veri faktör analizine uygun değildir)

H1: Korelasyon matrisi birim matristen farklıdır (Veri faktör analizine

uygundur)

şeklinde olup hipotezlerin testi için ki-kare test istatistiği kullanılabilir. Kurumsallaşma

değişkeni için Bartlett testi sonuçları Tablo 13’de verilmektedir. Bu tabloda p değeri

0,000 olup %5 anlamlılık düzeyinde test anlamlıdır. Bu durumda H0 hipotezi reddedilip

H1 hipotezi kabul edilebileceğinden %5 anlamlılık düzeyinde kurumsallaşma değişkeni

verisinin faktör analizine uygun olduğu söylenebilir.

Tablo 13 Kurumsallaşma Değişkeni İçin Bartlett Testi Sonuçları

Ki-Kare Serbestlik Derecesi p değeri

3390,14 561 0,000

Değişkenler arasındaki ilişkileri en yüksek derecede temsil edecek az sayıda

faktör elde etmek için öz değer (Eigenvalues) yöntemi kullanılmıştır. Öz değerler,

faktör yüklerinin karelerinin toplamıdır. Her bir faktörün öz değeri, soru sayısına

bölündüğünde toplam varyansın ne kadarını açıkladığı saptanır. Kaiser

normalleştirmesine göre, faktör sayısı öz değeri 1.00’den büyük öz değerlerin sayısıdır

(Karagöz ve Kösterlioğlu, 2008, s.86; Tavşancıl, 2002, s.48).

Kurumsallaşma değişkenine ait 6 bileşen beklendiğinden faktör sayısı 6 olarak

alınmıştır. Korelasyon matrisine ait özdeğerler varyans açıklama yüzdeleri Tablo 14’de

gösterilmiştir. Buna göre 6 faktör kullanıldığında analize tabi tutulan 34 maddeye ait

varyansın %72,57’si açıklanmaktadır. Dolayısıyla 6 faktör kullanılarak verinin yaklaşık

%73’lük kısmı açıklanabilmektedir. Faktör analizinde faktör sayısına karar verilirken

önerilen bir yöntem, toplam varyansın en az % 67’lik kısmını açıklayacak sayıda faktör

alınmasıdır (Tatlıdil, 2002, s.146). Kurumsallaşma değişkeni için beklenen 6 faktörün

Page 87: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

71

bu kriteri sağladığı görülmektedir. Kurumsallaşma değişkeni için korelasyon matrisinin

özdeğerleri Tablo 14’de verilmektedir.

Tablo 14 Kurumsallaşma Değişkeni İçin Korelasyon Matrisinin Özdeğerleri

Başlangıç Döndürme Sonrası

Bileşen Özdeğer Varyans

Açıklama Yüzdesi

Birikimli % Özdeğer

Varyans Açıklama Yüzdesi

Birikimli %

1 11,021 32,42 32,42 6,205 18,25 18,25 2 4,124 12,13 44,54 5,562 16,36 34,61 3 2,971 8,74 53,28 4,155 12,22 46,83 4 2,613 7,68 60,97 3,327 9,79 56,61 5 2,078 6,11 67,08 3,020 8,88 65,50 6 1,867 5,49 72,57 2,405 7,07 72,57 7 1,457 4,29 76,86 8 1,135 3,34 80,19 9 ,870 2,56 82,76

10 ,713 2,10 84,85 11 ,685 2,02 86,87 12 ,580 1,71 88,57 13 ,456 1,34 89,91 14 ,367 1,08 90,99 15 ,355 1,05 92,04 16 ,336 0,99 93,03 17 ,317 0,93 93,96 18 ,251 0,74 94,69 19 ,235 0,69 95,39 20 ,209 0,62 96,00 21 ,200 0,59 96,59 22 ,190 0,56 97,15 23 ,153 0,45 97,60 24 ,137 0,40 98,00 25 ,115 0,34 98,34 26 ,107 0,31 98,66 27 ,093 0,27 98,93 28 ,084 0,25 99,18 29 ,074 0,22 99,39 30 ,051 0,15 99,54 31 ,046 0,14 99,68 32 ,042 0,13 99,80 33 ,038 0,11 99,92 34 ,028 0,08 100,00

Kurumsallaşma değişkenine ait ölçek maddelerini değerlendirmek için 5’li

Likert ölçeği kullanılmıştır. Kullanılan ölçekte, katılımcıların algılama düzeylerine

göre; “1,” “kesinlikle katılmıyorum;” “2,” “katılmıyorum;” “3,” “kısmen katılıyorum;”

“4,” “katılıyorum;” “5,” “kesinlikle katılıyorum” olarak puanlandırmaları istenmiştir.

Page 88: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

72

Buna göre anket formunun ikinci bölümünde (kurumsallaşma) yer alan katılımcıların

formalleşme düzeyini ölçmek için oluşturulmuş ilk 4 maddenin baştan 3 adedi Wallace

(1995)’dan, diğeri de Miller (2003)’dan alınmıştır.

Formalleşme, politikalarla eylemler arasında bağ kurarak, yeterli yeteneği veya

bilgisi olmayan çalışanlarca yapılabilecek hataları azaltıp, uzmanların yeteneklerinden

maksimum yararlanmayı ve eylemlerin kontrolünü sağlamaktadır (Matsuno ve Diğrleri,

2002, s.21; Koberg, 1987, s.799). Tablo 15’de formalleşme ölçeğinin maddeleri ve

ortalamaları gösterilmiştir.

Tablo 15 Formalleşme Ölçeği Maddeleri ve Ortalamaları

No Ölçek Maddeleri Ortalama Standart Sapma

1 Firmamızda güvenlik ve çalışma şartları gibi konuları içeren bilgi kitapçığı bulunmaktadır.

3,87 0,91

2 Firmamızda çalışanlar için yazılı operasyon talimatları bulunmaktadır.

4,01 0,78

3 Firmamızda prosedürleri ve sabit kuralları içeren el kitapçığı bulunmaktadır.

3,93 0,87

4 Çalışanların görev, yetki ve sorumlulukları yazılı hale getirilmiştir.

3,99 0,79

Anket formunun ikinci bölümünde kurumsallaşmanın özerklik bileşenine de yer

verilmiştir. Kurumsallaşmanın en önemli göstergelerinden biri özerklikdir. Özerkliği

olan işletmelerin kendilerine özgü özelliklere ve ayırt edici yeterliliklere veya faaliyetler

zincirine sahip olduğu görülmektedir. Katılımcıların özerklik ile ilgili algılarını

değerlendirmek üzere anket formunda toplam 5 adet ölçek maddesi yer almaktadır. Bu

maddelerden ilk dört adedi Apaydın (2007), diğeri ise Güngör Ak (2010) tarafından

oluşturulmuştur. Tablo 16’da bu ölçek maddeleri ve ortalamaları gösterilmiştir.

Tablo 16 Özerklik Ölçeği Maddeleri ve Ortalamaları

No Ölçek Maddeleri Ortalama Standart Sapma

1 Çalışanlar toplum yararını gözeterek işlerini yürütmektedirler.

4,32 0,76

2 Çalışanlar mesleki alanlarıyla ilgili ilke ve kurallara uygun kararlar vermektedir.

4,40 0,68

3 Çalışanlar mesleklerine bağlıdır. 4,37 0,66

4 Firmamızdaki profesyonellerin karar verme özerklikleri yüksektir.

4,25 0,74

5 Firmamızda çalışanların yetki ve sorumluluk alanına müdahale edilmez.

4,13 0,85

Page 89: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

73

Kurumsallaşmanın üçüncü bileşeni profesyonelleşmedir. Katılımcıların

profesyonelleşme bileşenine yönelik algılarını değerlendirmek için 6 ölçek maddesi

kullanılmıştır. İşletmenin profesyonelleşmesi, profesyonellerin yönetimde söz sahibi

olması ve işletme faaliyetlerinin uzmanlığa dayalı bir şekilde yürütülmesidir.

Profesyoneller belirli alanlarda uzmanlaşmaktadırlar ve bu uzmanlaşma işletmelerin

yenilik yapmasını ve uyum sağlamasını artırmaktadır (Ruekert ve Diğerleri, 1985, s.16).

Tablo 17’de profesyonelleşme ölçeğinin maddeleri ve ortalamaları gösterilmiştir. Bu

maddelerden ilk dört adedi Apaydın (2007), son iki adedi Reid ve Diğerleri (1999)

tarafından geliştirilmiştir.

Tablo 17 Profesyonelleşme Ölçeği Maddeleri ve Ortalamaları

No Ölçek Maddeleri Ortalama Standart Sapma

1 Çalışanlar işi yapmalarına ve yeteneklerine göre terfi alırlar.

4,18 0,71

2 Firmamızda uzmanlaşma vardır. 4,26 0,72

3 İşe yeni alınacak kişilerin belirlenmesinde profesyoneller söz sahibidir.

4,30 0,66

4 Çalışanlar işi yapmalarına ve yeteneklerine göre ödüllendirilmektedir

4,13 0,89

5 Amaçların belirlenmesinde aile dışı çalışanların da fikirleri alınır.

4,26 0,73

6 Finansman yönetimi sorumluluğu uzman kişilere devredilir

4,36 0,59

Kurumsallaşmanın dördüncü bileşeni şeffaflıktır. Şeffaflık pay ve menfaat

sahiplerine zamanında, doğru, eksiksiz, anlaşılabilir, analiz edilebilir, düşük maliyetle

kolay erişilebilir bilgilerin sunulmasını gerektirir. Şeffaf işletmeler hesap verebilirlilik

düzeyi yüksek olan işletmeler olup eylemlerinden kaynaklanan sonuçların

sorumluluğunu üstlenirler. Hesap verebilir işletmeler bilginin tutulması ve yayılması

konusunda daha etkili olduklarından performansları da iyi olmaktadır (McWilliams ve

Siegel, 2001, s.119). Anket formunda yer alan üç madde, katılımcıların şeffaflık

algılarını incelemek üzere oluşturulmuş olup birinci madde Karpuzoğlu (2000), diğer iki

madde Apaydın (2007) tarafından geliştirilmiştir. Tablo 18’de şeffaflık ölçeği maddeleri

ve ortalamaları gösterilmektedir.

Page 90: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

74

Tablo 18 Şeffaflık Ölçeği Maddeleri ve Ortalamaları

No Ölçek Maddeleri Ortalama Standart Sapma

1 Firmamızda, yönetim kurulunda görev yapacak yöneticilerin belirlenmesine yönelik tarif edilmiş standart kriterler bulunmaktadır.

3,97 0,95

2 Firmamızın faaliyetleri sektörel, mesleki ve devlet kurumlarınca belirlenen standartlara uygun olarak yürütülmektedir. 4,19 0,71

3 Firmamızla ilgili bilgilere ilgili kişi ve kuruluşlarca ulaşılabilmektedir. 4,21 0,71

Kurumsallaşmanın bir diğer bileşeni sosyal sorumluluktur. İşletmelerin sosyal

sorumluluk düzeyi yükseldikçe, toplum üzerindeki bütün zararlı etkileri ortadan

kalkmaya başlar ve uzun vadeli faydalar maksimize edilir. Sosyal sorumluluk

göstermenin kısa vadede maliyetleri artırma etkisi olmakla birlikte, orta ve uzun vadede

olumlu sonuçlar (toplumun takdiri ve tercihi gibi) elde edilmektedir (McWilliams and

Siegel, 2001, s.119). Anket formunda yer alan sosyal sorumluluk ölçeği 7 adet ölçek

maddesinden oluşmakta olup, bu maddeler Apaydın (2007) ve Tavşancı (2009)

tarafından geliştirilmiştir. Tablo 19’da sosyal sorumluluk ölçek maddeleri ve

ortalamaları gösterilmektedir.

Tablo 19 Sosyal Sorumluluk Ölçeği Maddeleri ve Ortalamaları

No Ölçek Maddeleri Ortalama Standart Sapma

1 Firma yönetimi çalışanlardan sosyal değerlere uygun davranış göstermesini beklemektedir. 4,35 0,75

2 Firmamızda yönetim çalışanların etik kurallara uymasını beklemektedir. 4,38 0,73

3 Firma yönetimi çalışanların mesleki ve sektörel normlara uygun davranmasını beklemektedir. 4,39 0,72

4 Firmamız toplumsal değerlere uygun eylemler gerçekleştirmektedir. 4,43 0,67

5 Firmamız eylemlerinden doğan sonuçların sorumluluğunu üstlenmektedir. 4,46 0,67

6 Firmamızda çalışanların eylemleri kontrol edilir. 4,41 0,67

7 Firmamız, toplumun gözünde saygı duyulan bir firma olmayı önemser. 4,49 0,64

Tutarlılık kurumsallaşmanın en önemli bileşenlerinden birisi olup işletme

stratejisi ile davranışlar arasındaki tutarlılığın sağlanması işletme etkinliğini ve

kurumsallaşma düzeyini artırmaktadır (Hartline ve Diğerleri, 2000, s.38). Anket

formunun ikinci bölümündeki 9 adet madde tutarlık ölçeğine aittir ve Apaydın (2007)

tarafından geliştirilmiştir. Tablo 20’de tutarlılık ölçeğinin maddeleri ve değerleri

gösterilmiştir.

Page 91: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

75

Tablo 20 Tutarlılık Ölçeği Maddeleri ve Ortalamaları

No Ölçek Maddeleri Ortalama Standart Sapma

1 Firmamızın misyon, strateji ve eylemleri birbiriyle uyumludur.

4,48 0,61

2 Firmamızda iş süreçleri ile örgüt yapısı uyumludur. 4,44 0,62

3 Firmamız diğer kurumlara, müşterilere ve çalışanlara verdiği sözleri tutmaktadır.

4,48 0,64

4 Firmamızdaki iş süreçleri stratejiye uygundur. 4,36 0,67

5 Firmamız benzer durumlarda benzer tepkiler verir. 4,37 0,73

6 Firmamızda alınan kararlar, firma vizyonuna, misyonuna ve stratejisine uygundur.

4,37 0,69

7 Firmamızda iş süreçleri ile çalışanların teknik yeterlilikleri uyumludur.

4,35 0,70

8 Firmamızda uygulanan eylem, süreç ve yapılar dış denetçilere söylenenden farklı değildir.

4,32 0,72

9 Firmamızda ödüllendirme ve cezalandırma benzer şartlarda herkese aynı uygulanmaktadır.

4,40 0,69

Çalışmanın üçüncü bölümü kurumsal girişimcilik değişkenine ait ölçek

maddelerinin yer aldığı bölümdür. Kurumsallaşma değişkeni için gerçekleştirilen faktör

analizi benzer şekilde kurumsal girişimcilikle ilgili maddelere de uygulanmıştır.

Kurumsal girişimciliği ölçmek için kullanılan 19 maddenin tamamının faktör analizi

için uygun korelasyonlara sahip oldukları görülmüştür. Veri setinin faktör analizine

uygunluğunu belirlemede kullanılan KMO değeri 0,808’dir. Kurumsal girişimcilik için

hesaplanan KMO değeri de 1’e yakın olup veri setinin faktör analizine uygun olduğunu

göstermektedir.

Kurumsal girişimcilik için korelasyon matrisinin birim matrise eşit olup

olmadığı Bartlett küresellik testi ile test edilmiştir. Test sonuçları Tablo 21’de yer

almaktadır. Tablodaki p değeri 0,000 olup %5 anlamlılık düzeyinde testin anlamlı

olduğu ve kurumsal girişimcilik verisinin faktör analizine uygun olduğu söylenebilir.

Tablo 21 Kurumsal Girişimcilik İçin Bartlett Testi Sonuçları

Ki-Kare Serbestlik Derecesi p değeri 1620,27 171 ,000

Kurumsal girişimcilik için 4 boyut beklendiğinden faktör sayısı 4 olarak

belirlenmiştir. Korelasyon matrisine ait özdeğerler varyans açıklama yüzdeleri Tablo

4.10’da yer almaktadır. Buna göre alınan 4 faktörün, kurumsal girişimcilik hakkındaki

19 maddeye ait varyansın % 71,92’sini açıkladığı görülmektedir. Bu faktörlerin

Page 92: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

76

kurumsallaşma düzeyinde olduğu gibi toplam varyansın % 67’lik kısmından daha

fazlasını açıkladığı görülmektedir.

Tablo 22 Kurumsal Girişimcilik İçin Korelasyon Matrisinin Özdeğerleri Başlangıç Döndürme Sonrası

Bileşen Özdeğer Varyans Açıklama Yüzdesi

Birikimli % Özdeğer

Varyans Açıklama Yüzdesi

Birikimli %

1 8,091 42,58 42,58 3,764 19,81 19,81 2 2,469 13,00 55,58 3,562 18,75 38,56 3 1,749 9,20 64,78 3,186 16,77 55,33 4 1,356 7,14 71,92 3,152 16,59 71,92 5 1,274 6,70 78,62 6 ,906 4,77 83,39 7 ,588 3,09 86,48 8 ,495 2,60 89,09 9 ,365 1,92 91,01 10 ,341 1,80 92,81 11 ,268 1,41 94,21 12 ,247 1,30 95,52 13 ,197 1,04 96,55 14 ,150 0,79 97,35 15 ,149 0,79 98,13 16 ,119 0,63 98,76 17 ,094 0,49 99,25 18 ,084 0,44 99,70 19 ,058 0,31 100,00

Kurumsal girişimcilik değişkenine ait ölçek maddelerini değerlendirmek için 5’li

Likert ölçeği kullanılmıştır. Kullanılan ölçekte, katılımcıların algılama düzeylerine

göre; “1,” “kesinlikle katılmıyorum;” “2,” “katılmıyorum;” “3,” “kısmen katılıyorum;”

“4,” “katılıyorum;” “5,” “kesinlikle katılıyorum” olarak puanlandırmaları istenmiştir.

Bu bölümde risk, stratejik yenilenme, proaktiflik ve yenilikçilik olmak üzere kurumsal

girişimciliğin 4 adet bileşeni değerlendirilmiştir. Yenilikçilik, işletmenin Araştırma-

Geliştirme (AR&GE), yeni ürün ve yenilikçilikle ilgili faaliyetlerin teşvik edilmesi gibi

aktiviteleri içermektedir. Buna göre, anket formunun üçüncü bölümündeki ilk 4 madde

yenilikçilik ölçeğine ait olup, üç adedi Zahra (1996), diğeri ise Zahra (1993) tarafından

geliştirilmiştir. Yenilikçilik ölçeğinin maddeleri ve ortalamaları Tablo 23’de

gösterilmiştir.

Page 93: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

77

Tablo 23 Yenilikçilik Ölçeği Maddeleri ve Ortalamaları

No Ölçek Maddeleri Ortalama Standart Sapma

1 Firmamız geçen 5 yılda AR&GE (Araştırma ve Geliştirme) çalışmalarına önemli oranda yatırım yapmıştır.

4,2 ,83

2 Firmamız geçen 5 yılda pazara büyük çapta yeni ürün sunmuştur. 4,18 ,84

3 Firmamız geçen 5 yılda kendi sanayi dalında çarpıcı yeniliklerin ve buluşların geliştirilmesinde önemli bir rol üstlenmiştir.

4,2 ,81

4 Firmamızda çalışanların yaratıcılık ve yenilikçilik faaliyetleri ödüllendirilmektedir. 4,27 ,65

Kurumsal girişimcilik işletme içindeki girişimci ruha sahip çalışanların

yenilikçiliği firmalarına uyarlamasıdır. Yenilikçi fikirlerin işletme stratejilerine

yansıması firma etkinliğini artırıp kurumsal girişimciliği güçlendirecektir. Kurumsal

girişimciliğin en önemli bileşenlerinden biri olan stratejik yenilenme, işletmenin temel

yeteneklerini oluşturan “kilit fikirlerin” yenilenmesi yoluyla işletmenin

dönüştürülmesidir (Guth ve Ginsberg, 1990, s.5). Anket formunun üçüncü bölümünde

stratejik yenilenme ölçeği 6 madde olup, ilk dört adedi Zahra (1996), son iki adedi

Yılmaz ve Diğerleri (2005) tarafından geliştirilmiştir. Stratejik Yenilenme ölçeğinin

maddeleri ve ortalamaları Tablo 24’de gösterilmiştir.

Tablo 24 Stratejik Yenilenme Ölçeği Maddeleri ve Ortalamaları

No Ölçek Maddeleri Ortalama Standart Sapma

1 Firmamız geçen 5 yılda misyonunu yeniden tanımlayıp kar etmeyen birimlerini elden çıkarmıştır.

4,15 ,83

2 Firmamız geçen 5 yılda rekabet stratejisini yenileyip değiştirmiştir.

4,11 ,66

3 Firmamız geçen 5 yılda verimliliğini arttıracak faklı programlar geliştirmiştir.

4,21 ,62

4 Firmamız geçen 5 yılda birimler arası işbirliği ve iletişimini arttırarak yeniden organize olmuştur.

4,22 ,62

5 Firmamızda risk alma olumlu bir girişim ve davranış olarak görülür.

3,97 ,97

6 Firmamızın rakiplerine kıyasla risk alma eğilimi daha yüksektir.

3,81 1

Risk alma, işletmenin karşısına çıkan fırsatları etkili bir şekilde takip ederek

kaynaklara odaklanılmasını ve cesur adımları ifade etmektedir. Kurumsal girişimciliğin

karakteristik özelliklerinden birisi de, fırsatların takip edilmesinde gösterilen cesaret ve

deneyselliktir. Kaybetme olasılığı anlamına gelen risk, mevcut firmaların yenilikçilik

Page 94: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

78

davranışlarının, yeni girişimler başlatma eğilimlerinin, girişken veya proaktif (öncü)

eylemlerinin ayrılmaz bir parçası olarak değerlendirilmektedir (Antoncic ve Hisrich,

2003, s.17; Ağca ve Kurt, 2007, s.94). Anket formunda kurumsal girişimciliğin risk

bileşeni için 5 adet ölçek maddesi kullanılmıştır. Bu maddelerin ilk üç adedi Zahra 1993

ve Zahra (1996) tarafından, diğer ikisi ise Danışman ve Erkocaoğlan (2007) tarafından

geliştirilmiştir. Bu ölçek maddeleri ve ortalamaları Tablo 25’de gösterilmiştir.

Tablo 25 Risk Ölçeği Maddeleri ve Ortalamaları

No Ölçek Maddeleri Ortalama Standart Sapma

1 Firmamız geçen 5 yılda yeni ürünler geliştirerek yeni sanayi dallarına girmiştir. 4,12 ,84

2 Firmamız geçen 5 yılda uluslararası faaliyetlerini önemli oranda geliştirmiştir. 4,22 ,79

3 Firmamız geçen 5 yıl boyunca içinde bulunduğu iş alanlarında önemli derecede genişlemeye gitmiştir. 4,25 ,7

4 Firmamız yöneticileri yüksek belirsizlik ve risk içeren projelere /yatırımlara çok değer verir. 3,63 1,18

5 Firmamızın tepe yöneticileri, geçmiş 5 yılda, geri dönüş şansı fazla ama risk oranı yüksek projelere önem vermiştir. 3,62 1,12

Proaktif (proactive) terimi, işletme terimleri sözlügünde (Dictionary of Business

Terms) “olaylar meydana geldikten sonra reaksiyon (tepki) gösterme yerine, gelecege

yönelik bir davranısa sahip olma, sorunları önceden görme ve onlarla mücadeleye

dönük olumlu adımlar atma” olarak tanımlanmaktadır. Proaktiflik ise, yeni ürün ve

teknolojilerin tanıtımı ve uygulanması gibi temel iş alanlarında işletmenin rakiplerini

takip etmek yerine onlara öncülük ederek söz konusu faaliyetleri başlatması ve

yürütmesidir. Proaktifliğin özünde hem çevresel koşullarda meydana gelebilecek

değişimlerin belirtilerine duyarlı olma hem de sözkonusu çevre içerisindeki değişimlere

öncülük etme bulunmaktadır (Ağca ve Kurt, 2007: 95; Covin ve Slevin, 1988: 76;

Sandberg, 2002: 186). Anket formunda kurumsal girişimcilik değişkeniyle ilgili

bölümün son dört adet maddesi proaktiflik ölçeğine aittir. Bu maddelerden iki adedi

Danışman ve Erkocaoğlan (2007) ile Yılmaz ve Diğerleri (2005) tarafından, son iki

adedi ise Lumpkin ve Dess (2001) tarafından geliştirilmiştir. Proaktiflik ölçeğinin

maddeleri ve ortalamaları Tablo 26’da gösterilmiştir.

Page 95: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

79

Tablo 26 Proaktiflik Ölçeği Maddeleri ve Ortalamaları

No Ölçek Maddeleri Ortalama Standart Sapma

1 Firmamız, yüksek-riskli projeler için oldukça toleranslıdır. 3,71 1,06

2 Firmamız, rakiplerin hamlelerini bekleyip onlara cevap vermek yerine ilk hamleyi kendisi yapmaya çalışır. 4,08 ,74

3 Firmamız yeni ürün, yönetim teknikleri ve süreç teknolojilerini sektöre tanıtmakta öncü bir rol oynar. 4,24 ,69

4 Üst yönetim, yeni fikir ve ürünler sunmada diğer firmaların önünde olmaya özen gösterir. 4,27 ,68

4.3. Güvenilirlik Analizleri

Çalışmada kullanılan kurumsallaşma ve kurumsal girişimcilik değişkenlerinin

güvenirliğine ilişkin veriler, ölçek maddeleri arasındaki korelasyonun ortalamasına

dayanan Cronbach Alfa katsayısı kullanılarak değerlendirilmiştir. Çalışmada ölçülen

değişkenlere ilişkin güvenirlik analizi sonuçları Tablo 27’de gösterilmektedir. Tablo

27’de görüleceği üzere kurumsallaşma ve kurumsal girişimcilik ölçeklerinin Cronbach

Alfa değerleri sırasıyla 0,928 ve 0,921’dir. Cronbach Alfa değerleri 1’e oldukça yakın

olduğundan ankette kullanılan her iki ölçeğin güvenilirliğinin yüksek olduğu ortaya

çıkmaktadır. Dolayısıyla ankette kullanılan maddelerin kurumsallaşma düzeyi ve

kurumsal girişimciliği ölçmek için uygun oldukları söylenebilir. Bunun yanısıra;

kurumsallaşmanın bileşenleri olan sosyal sorumluluk, tutarlılık, profesyonelleşme,

özerklik, formalleşme, şeffaflık ile kurumsal girşimcilik bileşenleri olan yenilikçilik,

stratejik yenilenme, risk ve proaktiflik ölçeklerine ilişkin Cronbach Alfa değerleri de

0,80’in üzerindedir. Sonuç olarak bu ölçekler oldukça güvenilir kabul edilerek tüm

maddelerinin kullanılmasına karar verilmiştir.

Tablo 27 Araştırmada Kullanılan Ölçeklere İlişkin Güvenirlik Değerleri

Değişken Madde Sayısı Cronbach Alfa Kurumsallaşma Düzeyi 34 ,928 Formalleşme 4 ,854 Özerklik 5 ,849 Profesyonelleşme 6 ,881 Şeffaflık 3 ,807 Sosyal Sorumluluk 7 ,935 Tutarlılık 9 ,945 Kurumsal Girişimcilik 19 ,921 Yenilikçilik 4 ,858 Stratejik Yenilenme 6 ,854 Risk 5 ,834 Proaktiflik 4 ,852

*Faktör Analizi Sonrasındaki Cronbach Alfa Değerleri

Page 96: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

80

4.4. Anketlerin Dağılımı ve Dönüş Oranı

Araştırmaya veri toplamak amacıyla hazırlanan anket formlarının dağıtılması ve

toplanması uygulama koşullarından kaynaklanabilecek hataları ve olumsuzlukları en

aza indirgeyebilmek için araştırmacı kontrolünde gerçekleştirilmiştir. Firmalara anket

formları; e-posta, kargo ve bizzat dağıtılarak ulaştırılmıştır. Katılımcılara, çalışmanın

amacı açıklanarak, kendilerinden yönergeyi okuduktan sonra ortalama cevaplama süresi

15 dk. olan anket maddelerini yanıtlamaları istenmiştir. Ayrıca katılımcıların objektif

bir şekilde düşüncelerini yansıtabilmeleri için söz konusu anketlerin gizlilik ilkesine

göre değerlendirileceği belirtilmiştir.

Araştırmacı tarafından toplanan doldurulmuş anket formlarının uygunluk

açısından değerlendirilmesi sonucunda 3 adet anket formunun uygun şekilde

doldurulmadığı için değerlendirme kapsamına alınmamasına karar verilmiştir.

Değerlendirmeye uygun bulunan anket formu sayısı 102 adettir. Buna göre, anketlerin

geri dönüşüm oranı %20,4 olarak gerçekleşmiştir. Araştırmada belirlenen örneklemin

sayısı ve genel olarak dönüşüm oranı yapılacak olan istatistiksel analizler için yeterli

bulunmuştur.

4.5. Verilerin Analiz Yöntemi

Araştırma sonucunda toplanan 102 ankete ait veriler üzerinde çalışma

hipotezlerine yönelik ilgili analizler yapılmıştır. Araştırmada kullanılan ölçeklerin

güvenilirliği incelendikten sonra ikinci aşamada bu ölçeklerde yer alan boyutların

ortaya çıkarılması yoluna gidilmiştir. Araştırmanın bu aşamasında her iki ölçeğe de

faktör analizi uygulanarak boyut indirgemesine gidilmiş ve ankette yer alan maddelerin

beklenen boyutlara düşüp düşmedikleri araştırılmıştır. Faktör analizinde korelasyon

matrisine temel bileşenler yöntemi uygulanmış olup anlamlı isimler verebilmek

amacıyla faktörler varimax yöntemiyle döndürülmüştür. Veri setinin faktör analizine

uygun olup olmadığını tespit etmek için Kaiser-Meyer-Olkin (KMO) ölçütü ve Bartlett

küresellik testi kullanılmıştır. Faktör analizinde değişkenlerin birbirleriyle ilişkili olması

gerektiğinden korelasyon matrisi incelenmiş ve varsa diğer maddelerle anlamlı

korelasyonları olmayan ifadeler belirlenmiştir. Kurumsallaşma düzeyinin kurumsal

girişimcilik üzerindeki etkisi incelenirken regresyon analizine başvurulmuştur. Burada

bağımsız değişkenler kurumsallaşma düzeyi faktörleri olup bu faktörler “Tutarlılık”,

Page 97: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

81

“Sosyal Sorumluluk”, “Profesyonelleşme”, “Özerklik”, “Formalleşme” ve “Şeffaflık”

şeklindedir. Kurumsal girişimcilik için elde edilen “Risk”, “Stratejik Yenilenme”,

“Proaktiflik” ve “Yenilikçilik” faktörleri her seferinde bağımlı değişken olarak alınmış

ve dört farklı regresyon modeli oluşturulmuştur. Bu modeller kullanılarak kurumsal

girişimcilik faktörlerini etkileyen kurumsallaşma düzeyi faktörlerini belirlemek

mümkün olmuştur. Bağımlı değişken sayısı birden fazla olduğundan regresyon

modellerini tahmin ederken adımsal regresyon yöntemine başvurulmuştur.

4.6. Katılımcıların Demografik Özellikleri

Araştırmanın bu bölümünde, işletmenin kaç nesildir faaliyette bulunduğu,

cinsiyet, yaş grubu, öğrenim düzeyi, sektörü, işletmenin yaşı, çalışan sayısı ve çalışma

süresi gibi işletmenin bir takım özellikleri ile çalışanların demografik özelliklerine dair

bilgilere yer verilecektir.

4.6.1. Katılımcıların Çalıştıkları İşletmenin Faaliyet Süresi

Ankete katılan işletme sayısı 102 olup anketi yanıtlayanların tamamı işletmesini

bir “aile işletmesi” olarak kabul etmektedir. Araştırmaya katılan işletmelerin kaç

nesildir faaliyetlerine devam ettikleriyle ilgili bilgiler Tablo 28’de gösterilmiştir.

Tablo 28 İşletmelerin Faaliyet Süresi

Nesil Sayısı Frekans Yüzde

Yeni kuruldu 17 16,7

2. nesil 53 52,0

3. nesil 15 14,7

Diğer 17 16,7

Toplam 102 100,0

Tablo 28’de görüldüğü üzere ankete katılan işletmelerin yaklaşık yarısı (%52) 2.

nesil işletme olup, %16,7’si yeni işletme, %14,7’si 3. nesil işletmedir. Aile

işletmelerinin karşılaştığı en büyük sorunlardan birisi işletmenin sürdürülebilirliğidir.

Veriler incelendiğinde 2. nesil işletme oranı %52 iken 3. nesle geçebilen işletme oranı

ise %14,7’dir.

Page 98: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

82

4.6.2. Katılımcıların Cinsiyetlere Göre Dağılımı

Tablo 29’da katılımcıların cinsiyetlerine göre dağılımları gösterilmiştir. Buna

göre baylar 59 katılımcı ile çoğunluğu (%57,8) oluştururken bayanlar 43 katılımcıdan

(%42,2) ibarettir. Tablodaki veriler incelendiğinde, zaman içerisinde bayanların iş

dünyasında daha aktif bir rol alabileceği kanısı oluşturmaktadır.

Tablo 29 Katılımcıların Cinsiyetlerine Göre Dağılımı

Cinsiyet Frekans Yüzde

Bay 59 57,8

Bayan 43 42,2

Toplam 102 100,0

İşgücü, toplumda çalışma yaşında olan (15–64), çalışma arzusu ve çalışma

gücüne sahip olan insanları kapsayan bir kavram olarak tanımlanabilir. Kadınların nüfus

içindeki oranları ne olursa olsun, işgücüne katılma oranları ülkeden ülkeye, hatta bir

ülkenin bir bölgesinden diğerine büyük farklılıklar göstermektedir. Dünyanın her

yerinde olduğu gibi, Türkiye’de de nüfusun yaklaşık olarak yarısını oluşturan kadın

nüfusun, 6.480.000’i kadın işgücünü oluşturmaktadır. Toplam işgücünün 24.776.000

olduğu dikkate alındığında, kadın işgücünün erkek işgücünün yaklaşık olarak 1/3’ü

olduğu görülmektedir. Bu rakamların ilk olarak yaptığı çağrışım, kadınlarda işgücüne

katılım oranının oldukça düşük olduğudur. Sanayi toplumuna geçiş ve eğitim düzeyinin

yükselmesiyle birlikte ülkemizde kadınların işgüne katılım oranı artış göstermeye

başlamıştır. 2010 yılı verilerine göre Türkiye’de işgücüne katılım oranı % 48,8 iken bu

oranın erkeklerde yüzde 70,8, kadınlarda ise yüzde 27,6 düzeyinde olduğu

görülmektedir. İstihdama katılım oranı bir önceki yıla göre erkeklerde 0,3 puan

artarken, kadınlarda 1,6 puan artış göstermiştir (Karakoyun, 2007, s.83–88;

www.yapi.com.tr, 2010). Kadınların işgücüne katılım oranı ülkenin gelişmişlik düzeyi

hakkında fikir veren değişkenlerden biridir. Çalışmadaki katılımcılar

değerlendirildiğinde Türkiye ortalamasının üzerinde bir bayan katılımcı sayısına

ulaşılması ( % 42,2) olumlu bir gelişmedir.

Page 99: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

83

4.6.3. Katılımcıların Yaşlarına Göre Dağılımı

Tablo 30’da katılımcıların yaşlarına göre dağılımı gösterilmiştir. Çalışmada

uygulanan toplam 102 anketin; 30 adedi 20–30 yaş aralığına, 47 adedi 31–40 yaş

aralığına, 22 adedi 51–60 yaş aralığına uygulanmıştır. Katılımcıların % 46,1 (47

katılımcı) gibi büyük bir çoğunluğu 31–40 yaş aralığındayken, % 2,9’u (3 katılımcı)

51–60 yaş aralığındadır.

Tablo 30 Katılımcıların Yaş Dağılımı

Yaş Aralığı Frekans Yüzde

20–30 30 29,4

31–40 47 46,1

41–50 22 21,6

51–60 3 2,9

Toplam 102 100,0

31–40 yaş aralığının çoğunlukta olması iş dünyasında gençlerin daha çok tercih

edildiğini göstermektedir. 31–40 yaş bireyin olgunlaşmaya ulaştığı çağlardır, iş

dünyasında bu çağlardaki insanların aktif rol oynaması tecrübeyle beraber yeni bilgiye

açık olmalarından kaynaklanmaktadır. Kurumsallaşma ve kurumsal girişimciliğin ortak

amaçlarından birisi yeniliklerin işletmeye hızlı bir şekilde uyarlanmasıdır. Gerek

verimlilik artışı, gerekse yeniliklere uyum sağlama açısından 31–40 yaş arası grup

diğerlerine göre daha avantajlıdır.

4.6.4. Katılımcıların Öğrenim Düzeylerine Göre Dağılımını

Tablo 31’de yer alan örneklem, öğrenim düzeyi açısından incelendiğinde, 102

katılımcıdan 75 adedi ( % 73,5) fakülte/yüksekokul mezunu, 21 adedi (% 20,6) lise

mezunu iken geriye kalan 6 adediyse lisansüstü mezunudur. Fakülte/yüksekokul

mezunlarının örneklem içerisinde % 73,5’lik bir paya sahip olması araştırmaya katılan

işletmelerin eğitime verdikleri önemi göstermektedir.

Page 100: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

84

Tablo 31 Katılımcıların Öğrenim Düzeylerine Göre Dağılımı

Öğrenim Düzeyi Frekans Yüzde Lise 21 20,6 Fakülte/Yüksekokul 75 73,5 Lisansüstü 6 5,9 Toplam 102 100,0

Araştırma aile işletmelerine uygulanmış olup aile işletmelerinde birçok

yöneticinin aile üyelerinden oluştuğu bilinmektedir. Katılımcıların eğitim durumlarına

bakıldığında fakülte/yüksekokul mezunlarının % 73,5 (75 katılımcı) oranına sahip

olduğu görülmektedir. Dolayısıyla alttan gelen jenerasyonun üst jenerasyonlara oranla

daha eğitimli olduğu söylenebilir. Eğitim düzeyi yüksek olan yöneticiler işletmeyi

proaktif bir bakış açısıyla daha kurumsal yönetebilirler.

Araştırmada kullanılan anket herhangi bir sektör ayrımı yapılmaksızın ikinci 500

büyük firmaya uygulanmış olup bu işletmelerin sektörlerine göre dağılımı Tablo 32’de

gösterilmiştir. Örneklemi oluşturan 102 adet işletmenin en büyük çoğunluğunu 33 adet

(% 32,4) ile tekstil sektörü oluştururken, bu sektörü 18 adet (% 17,6) ile gıda, 6 adet (%

5,9) ile otomotiv ve makine takip etmiştir. Yonga Levha, Hazır Beton, Gemi İnşaatı ve

Demir sektörleri 2’şer (% 2) adet işletme ile son sıralarda yer almıştır.

Tablo 32 İşletmelerin Sektörlere Göre Dağılımı

Sektör Frekans Yüzde Tekstil 33 32,4

Gıda 18 17,6

Otomotiv ve Makine 6 5,9 Alüminyum 5 4,9

Elektrik 4 3,9 Yapı Malzemeleri 4 3,9

Metal 3 2,9 Kumaş İplik Üretimi 3 2,9

Yonga Levha 2 2,0 Hazır Beton 2 2,0

Gemi İnşaatı 2 2,0 Demir 2 2,0

Diğer 18 17,6

Toplam 102 100

Page 101: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

85

Araştırmaya katılan işletmelerin yaş dağılımları Tablo 33’de görüldüğü gibidir.

İşletmelerin % 34,3’lük kısmı (35 katılımcı) 21–30 yaş aralığında olup, bu yaş

grubunun ardından 31–40 (%23,5) ve 11–20 (%21,6) yaş aralığındaki işletmeler

gelmektedir. 41 ve üzeri yaşa sahip işletmeler %16,7’lik bir paya sahipken, 1–10 yaş

aralığındaki genç işletmeler sadece %3,9’luk kısmı oluşturmaktadır.

Tablo 33 İşletmelerin Yaş Dağılımı İşletmelerin Yaşı (Yıl) Frekans Yüzde

1–10 4 3,9

11–20 22 21,6

21–30 35 34,3

31–40 24 23,5

41 ve üzeri 17 16,7

Toplam 102 100

Araştırmada işletmelere ait incelenen bir diğer özellik ise çalışan sayısıdır.

İşletmelerin çalışan sayılarına göre dağılımı Tablo 34’de verilmektedir. Tablodan

görüleceği üzere işletmelerin %78,4’lük (80 katılımcı) kısmı 200–250 çalışana sahip

büyük işletmelerdir. Geriye kalan işletmelerin çalışan sayısı dağılımı hemen hemen

birbirine eşit olup, 10–50 arasında çalışan sayısına sahip işletme % 3,9 (4 katılımcı),

51–100 arası çalışana sahip işletme % 4,9 (5 katılımcı), 101–150 arası çalışana sahip

işletme % 5,9 (6 katılımcı) oranına sahiptir.

Tablo 34 İşletmelerin Çalışan Sayısına Göre Dağılımı

Çalışan Sayısı Frekans Yüzde 10–50 4 3,9

51–100 5 4,9 101–150 6 5,9 151–200 7 6,9

200–250 80 78,4

Toplam 102 100

Katılımcılardan işletmedeki çalışma süreleri de yıl olarak istenmiştir ve bu

bilgiler Tablo 35 ve Şekil 5.’de özetlenmiştir. Tablo 35’den görüleceği üzere çalışmaya

katılan kişiler ilgili işletmede ortalama 7,43 yıldır çalışmaktadır. Ayrıca Şekil 5’de

Page 102: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

86

çalışma süresinin sağa çarpık bir yapı gösterdiği ve çalışmaya katılanların genellikle

işletmede daha az süreyle çalışanlardan oluştuğu göze çarpmaktadır.

Tablo 35 Çalışma Süresi İçin Özet İstatistikler N Minimum Maksimum Ortalama Standart Sapma

Çalışma süresi (yıl) 102 1 40 7,43 6,59

10 20 30 40

Çalışma Süresi (Yıl)

0%

10%

20%

30%

Yüz

de

Şekil 5. Çalışma Süresi İçin Histogram

Çalışma sürelerinin ortalama 10 yılı aşmamasının birincil nedeni çalışanların

beklentilerinin (ücret, izin, terfi, sosyal imkân vs.) yüksek olmasıdır. Eğitim düzeyi iyi

olmasına rağmen eğitim aldığı branş yerine farklı branşlarda istihdam edilen bir çok

çalışan bulunmaktadır. Bu çalışanların yaptıkları işten keyif almaları pek mümkün

olmamakta fakat işsizlik korkusuyla çalışmalarına devam etmektedirler. Dolayısıyla

günümüz iş dünyasında, uzun dönemli çalışıp işletmeden emekli olmak yerine, sürekli

yeni bir iş alternatifi arayan çalışan modellerine sık sık rastlanmaktadır. Bunun

sonucunda işletmelerde personel döngüsü hızlanmakta ve ortalama istihdam süresi

kısalmaktadır.

Page 103: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

87

4.7. Katılımcıların Anket Sorularına Verdikleri Cevapların Demografik

Özelliklerine Göre Farklılaşması

Bu bölümde, anketi yanıtlayan katılımcıların kurumsallaşma (tutarlılık, sosyal

sorumluluk, profesyonelleşme, özerklik, formalleşme, şeffaflık) ve kurumsal

girişimcilik (risk, stratejik yenilenme, proaktiflik, yenilikçilik) düzeylerinin cinsiyet, yaş

ve öğrenim düzeyi olarak belirlenen değişkenlere göre farklılaşıp farklılaşmadığı

ANOVA yöntemi kullanılarak belirlenmeye çalışılmıştır.

4.7.1. Katılımcıların Tutarlılık Düzeylerinin Demografik Özelliklerine Göre

Farklılaşması

Katılımcıların, kurumsallaşma bileşeni olan tutarlılık düzeylerinin cinsiyet, yaş

ve öğrenim düzeyi değişkenlerine göre farklılaşıp farklılaşmadığını belirlemek amacıyla

yapılan ANOVA sonuçları Tablo 36’da gösterilmektedir. ANOVA sonuçlarında

değişkenlerin anlamlı düzeyde farklılık göstermesi için, p değerinin %5 (,05) anlamlılık

düzeyinin altında bir değer alması gerekmektedir. Buna göre, katılımcıların tutarlılık

düzeylerinin, cinsiyet (p=,822>,05), yaş (p=,929>,05) ve öğrenim düzeylerine

(p=,244>,05) göre istatistiksel olarak anlamlı düzeyde farklılık göstermediği görülmekte

olup, işletmelerin tutarlılık düzeyi ile işletmede çalışan bay ve bayan personel sayısı,

çalışanların yaş ortalaması ve öğrenim düzeyleri arasında herhangi bir ilişkinin olmadığı

söylenebilir.

Tablo 36 Katılımcıların Tutarlılık Düzeylerinin Demografik Özelliklerine Göre Farklılaşması Bağımsız Değişken

Değişimin Kaynağı Kareler Toplamı

Serbestlik Derecesi

(sd)

Ortalama Kare (ms)

F P

Cinsiyet Gruplar Arası ,051 1 ,051 ,051 ,822 Gruplar İçi 100,949 100 1,009 Toplam 101,000 101

Yaş Gruplar Arası ,464 3 ,155 ,151 ,929 Gruplar İçi 100,536 98 1,026 Toplam 101,000 101

Öğrenim Düzeyi

Gruplar Arası 2,835 2 1,417 1,430 ,244 Gruplar İçi 98,165 99 ,992 Toplam 101,000 101 Toplam 101,000 101

Page 104: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

88

4.7.2. Katılımcıların Sosyal Sorumluluk Düzeylerinin Demografik Özelliklerine

Göre Farklılaşması

Katılımcıların, kurumsallaşma bileşeni olan sosyal sorumluluk düzeylerinin

cinsiyet, yaş ve öğrenim düzeyi değişkenlerine göre farklılaşıp farklılaşmadığını

belirlemek amacıyla yapılan ANOVA sonuçları Tablo 37’de gösterilmektedir. ANOVA

sonuçlarında değişkenlerin anlamlı düzeyde farklılık göstermesi için, p değerinin %5

(,05) anlamlılık düzeyinin altında bir değer alması gerekmektedir. Buna göre,

katılımcıların sosyal sorumluluk düzeylerinin, cinsiyet (p=,819>,05), yaş (p=,524>,05)

ve öğrenim düzeylerine (p=,344>,05) göre istatistiksel olarak anlamlı düzeyde farklılık

göstermediği görülmekte olup işletmelerin sosyal sorumluluk düzeyi ile işletmede

çalışan bay ve bayan personel sayısı, çalışanların yaş ortalaması ve öğrenim düzeyleri

arasında herhangi bir ilişkinin olmadığı söylenebilir.

Tablo 37 Katılımcıların Sosyal Sorumluluk Düzeylerinin Demografik Özelliklerine Göre Farklılaşması

Bağımsız Değişken

Değişimin Kaynağı Kareler Toplamı

Serbestlik Derecesi

(sd)

Ortalama Kare (ms) F P

Cinsiyet Gruplar Arası ,053 1 ,053 ,053 ,819 Gruplar İçi 100,947 100 1,009 Toplam 101,000 101

Yaş Gruplar Arası 2,274 3 ,758 ,752 ,524 Gruplar İçi 98,726 98 1,007 Toplam 101,000 101

Öğrenim Düzeyi

Gruplar Arası 2,152 2 1,076 1,077 ,344 Gruplar İçi 98,848 99 ,998 Toplam 101,000 101

4.7.3. Katılımcıların Profesyonelleşme Düzeylerinin Demografik Özelliklerine

Göre Farklılaşması

Katılımcıların, kurumsallaşma bileşeni olan profesyonelleşme düzeylerinin

cinsiyet, yaş ve öğrenim düzeyi değişkenlerine göre farklılaşıp farklılaşmadığını

belirlemek amacıyla yapılan ANOVA sonuçları Tablo 38’de gösterilmektedir. ANOVA

sonuçlarında değişkenlerin anlamlı düzeyde farklılık göstermesi için, p değerinin %5

(,05) anlamlılık düzeyinin altında bir değer alması gerekmektedir. Buna göre,

katılımcıların profesyonelleşme düzeylerinin, yaş (p=,371>,05) ve öğrenim düzeylerine

Page 105: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

89

(p=,885>,05) göre istatistiksel olarak anlamlı düzeyde farklılık göstermediği

görülmektedir. ANOVA sonuçları katılımcıların profesyonelleşme düzeylerinin

cinsiyetlerine göre (p=,001<,05) farklılaştığını göstermektedir. Özetle; işletmelerin

profesyonelleşme düzeyinin, işletmede çalışan bay ve bayan personel sayısından

etkilendiği görülürken, yaş ve öğrenim düzeyi değişkenlerinin profesyonelleşme düzeyi

ile herhangi bir ilişkisinin olmadığı görülmüştür.

Tablo 38 Katılımcıların Profesyonelleşme Düzeylerinin Demografik Özelliklerine Göre Farklılaşması

Bağımsız Değişken

Değişimin Kaynağı

Kareler Toplamı

Serbestlik Derecesi

(sd)

Ortalama Kare (ms)

F P

Cinsiyet Gruplar Arası 9,848 1 9,848 10,804 ,001 Gruplar İçi 91,152 100 ,912 Toplam 101,000 101

Yaş Gruplar Arası 3,167 3 1,056 1,058 ,371 Gruplar İçi 97,833 98 ,998 Toplam 101,000 101

Öğrenim Düzeyi Gruplar Arası ,249 2 ,124 ,122 ,885 Gruplar İçi 100,751 99 1,018 Toplam 101,000 101

4.7.4. Katılımcıların Özerklik Düzeylerinin Demografik Özelliklerine Göre

Farklılaşması

Katılımcıların, kurumsallaşma bileşeni olan özerklik düzeylerinin cinsiyet, yaş

ve öğrenim düzeyi değişkenlerine göre farklılaşıp farklılaşmadığını belirlemek amacıyla

yapılan ANOVA sonuçları Tablo 39’da gösterilmektedir. ANOVA sonuçlarında

değişkenlerin anlamlı düzeyde farklılık göstermesi için, p değerinin %5 (,05) anlamlılık

düzeyinin altında bir değer alması gerekmektedir. Buna göre, katılımcıların özerklik

düzeylerinin, cinsiyet (p=,747>,05), yaş (p=,294>,05) ve öğrenim düzeylerine

(p=,865>,05) göre istatistiksel olarak anlamlı düzeyde farklılık göstermediği görülmekte

olup, işletmelerin özerklik düzeyi ile işletmede çalışan bay ve bayan personel sayısı,

çalışanların yaş ortalaması ve öğrenim düzeyleri arasında herhangi bir ilişkinin olmadığı

söylenebilir.

Page 106: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

90

Tablo 39 Katılımcıların Özerklik Düzeylerinin Demografik Özelliklerine Göre Farklılaşması Bağımsız Değişken

Değişimin Kaynağı Kareler Toplamı

Serbestlik Derecesi

(sd)

Ortalama Kare (ms)

F P

Cinsiyet Gruplar Arası ,106 1 ,106 ,105 ,747 Gruplar İçi 100,894 100 1,009 Toplam 101,000 101

Yaş Gruplar Arası 3,741 3 1,247 1,256 ,294 Gruplar İçi 97,259 98 ,992 Toplam 101,000 101

Öğrenim Düzeyi

Gruplar Arası ,295 2 ,148 ,145 ,865 Gruplar İçi 100,705 99 1,017 Toplam 101,000 101

4.7.5. Katılımcıların Formalleşme Düzeylerinin Demografik Özelliklerine Göre

Farklılaşması

Katılımcıların, kurumsallaşma bileşeni olan formalleşme düzeylerinin cinsiyet,

yaş ve öğrenim düzeyi değişkenlerine göre farklılaşıp farklılaşmadığını belirlemek

amacıyla yapılan ANOVA sonuçları Tablo 40’da gösterilmektedir. ANOVA

sonuçlarında değişkenlerin anlamlı düzeyde farklılık göstermesi için, p değerinin %5

(,05) anlamlılık düzeyinin altında bir değer alması gerekmektedir. Buna göre,

katılımcıların formalleşme düzeylerinin, cinsiyet (p=,788>,05), yaş (p=,571>,05) ve

öğrenim düzeylerine (p=,157>,05) göre istatistiksel olarak anlamlı düzeyde farklılık

göstermediği görülmekte olup, işletmelerin formalleşme düzeyi ile işletmede çalışan

bay ve bayan personel sayısı, çalışanların yaş ortalaması ve öğrenim düzeyleri arasında

herhangi bir ilişkinin olmadığı söylenebilir.

Tablo 40 Katılımcıların Formalleşme Düzeylerinin Demografik Özelliklerine Göre Farklılaşması

Bağımsız Değişken

Değişimin Kaynağı Kareler Toplamı

Serbestlik Derecesi

(sd)

Ortalama Kare (ms) F P

Cinsiyet Gruplar Arası ,073 1 ,073 ,073 ,788 Gruplar İçi 100,927 100 1,009 Toplam 101,000 101

Yaş Gruplar Arası 2,038 3 ,679 ,673 ,571 Gruplar İçi 98,962 98 1,010 Toplam 101,000 101

Öğrenim Düzeyi

Gruplar Arası 3,713 2 1,856 1,889 ,157 Gruplar İçi 97,287 99 ,983 Toplam 101,000 101

Page 107: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

91

4.7.6. Katılımcıların Şeffaflık Düzeylerinin Demografik Özelliklerine Göre

Farklılaşması

Katılımcıların, kurumsallaşma bileşeni olan şeffaflık düzeylerinin cinsiyet, yaş

ve öğrenim düzeyi değişkenlerine göre farklılaşıp farklılaşmadığını belirlemek amacıyla

yapılan ANOVA sonuçları Tablo 41’de gösterilmektedir. ANOVA sonuçlarında

değişkenlerin anlamlı düzeyde farklılık göstermesi için, p değerinin %5 (,05) anlamlılık

düzeyinin altında bir değer alması gerekmektedir. Buna göre, katılımcıların şeffaflaşma

düzeylerinin, cinsiyet (p=,480>,05), yaş (p=,107>,05) ve öğrenim düzeylerine

(p=,850>,05) göre istatistiksel olarak anlamlı düzeyde farklılık göstermediği görülmekte

olup, işletmelerin şeffaflık düzeyi ile işletmede çalışan bay ve bayan personel sayısı,

çalışanların yaş ortalaması ve öğrenim düzeyleri arasında herhangi bir ilişkinin olmadığı

söylenebilir.

Tablo 41 Katılımcıların Şeffaflık Düzeylerinin Demografik Özelliklerine Göre Farklılaşması

Bağımsız Değişken

Değişimin Kaynağı Kareler Toplamı

Serbestlik Derecesi

(sd)

Ortalama Kare (ms) F P

Cinsiyet Gruplar Arası ,506 1 ,506 ,503 ,480 Gruplar İçi 100,494 100 1,005 Toplam 101,000 101

Yaş Gruplar Arası 6,067 3 2,022 2,088 ,107 Gruplar İçi 94,933 98 ,969 Toplam 101,000 101

Öğrenim Düzeyi

Gruplar Arası ,331 2 ,166 ,163 ,850 Gruplar İçi 100,669 99 1,017 Toplam 101,000 101

4.7.7. Katılımcıların Risk Düzeylerinin Demografik Özelliklerine Göre

Farklılaşması

Katılımcıların, kurumsal girişimcilik bileşeni olan risk düzeylerinin cinsiyet, yaş

ve öğrenim düzeyi değişkenlerine göre farklılaşıp farklılaşmadığını belirlemek amacıyla

yapılan ANOVA sonuçları Tablo 42’de gösterilmektedir. ANOVA sonuçlarında

değişkenlerin anlamlı düzeyde farklılık göstermesi için, p değerinin %5 (,05) anlamlılık

düzeyinin altında bir değer alması gerekmektedir. Buna göre, katılımcıların risk

düzeylerinin, cinsiyet (p=,229>,05), yaş (p=,100>,05) ve öğrenim düzeylerine

(p=,990>,05) göre istatistiksel olarak anlamlı düzeyde farklılık göstermediği görülmekte

Page 108: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

92

olup, işletmelerin risk düzeyi ile işletmede çalışan bay ve bayan personel sayısı,

çalışanların yaş ortalaması ve öğrenim düzeyleri arasında herhangi bir ilişkinin olmadığı

söylenebilir.

Tablo 42 Katılımcıların Risk Düzeylerinin Demografik Özelliklerine GöreFarklılaşması Bağımsız Değişken

Değişimin Kaynağı Kareler Toplamı

Serbestlik Derecesi

(sd)

Ortalama Kare (ms)

F P

Cinsiyet Gruplar Arası 1,457 1 1,457 1,464 ,229 Gruplar İçi 99,543 100 ,995 Toplam 101,000 101

Yaş Gruplar Arası 6,211 3 2,070 2,140 ,100 Gruplar İçi 94,789 98 ,967 Toplam 101,000 101

Öğrenim Düzeyi

Gruplar Arası ,020 2 ,010 ,010 ,990 Gruplar İçi 100,980 99 1,020 Toplam 101,000 101

4.7.8. Katılımcıların Stratejik Yenilenme Düzeylerinin Demografik Özelliklerine

Göre Farklılaşması

Katılımcıların, kurumsal girişimcilik bileşeni olan stratejik yenilenme

düzeylerinin cinsiyet, yaş ve öğrenim düzeyi değişkenlerine göre farklılaşıp

farklılaşmadığını belirlemek amacıyla yapılan ANOVA sonuçları Tablo 43’de

gösterilmektedir. ANOVA sonuçlarında değişkenlerin anlamlı düzeyde farklılık

göstermesi için, p değerinin %5 (,05) anlamlılık düzeyinin altında bir değer alması

gerekmektedir. Buna göre, katılımcıların stratejik yenilenme düzeylerinin, cinsiyet

(p=,107>,05), yaş (p=,197>,05) ve öğrenim düzeylerine (p=,926>,05) göre istatistiksel

olarak anlamlı düzeyde farklılık göstermediği görülmekte olup, işletmelerin stratejik

yenilenme düzeyi ile işletmede çalışan bay ve bayan personel sayısı, çalışanların yaş

ortalaması ve öğrenim düzeyleri arasında herhangi bir ilişkinin olmadığı söylenebilir.

Page 109: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

93

Tablo 43 Katılımcıların Stratejik Yenilenme Düzeylerinin Demografik Özelliklerine Göre Farklılaşması Bağımsız Değişken

Değişimin Kaynağı Kareler Toplamı

Serbestlik Derecesi

(sd)

Ortalama Kare (ms)

F P

Cinsiyet Gruplar Arası 2,604 1 2,604 2,646 ,107 Gruplar İçi 98,396 100 ,984 Toplam 101,000 101

Yaş Gruplar Arası 4,690 3 1,563 1,591 ,197 Gruplar İçi 96,310 98 ,983 Toplam 101,000 101

Öğrenim Düzeyi

Gruplar Arası ,156 2 ,078 ,077 ,926 Gruplar İçi 100,844 99 1,019 Toplam 101,000 101

4.7.9. Katılımcıların Proaktiflik Düzeylerinin Demografik Özelliklerine Göre

Farklılaşması

Katılımcıların, kurumsal girişimcilik bileşeni olan proaktiflik düzeylerinin

cinsiyet, yaş ve öğrenim düzeyi değişkenlerine göre farklılaşıp farklılaşmadığını

belirlemek amacıyla yapılan ANOVA sonuçları Tablo 44’de gösterilmektedir. ANOVA

sonuçlarında değişkenlerin anlamlı düzeyde farklılık göstermesi için, p değerinin %5

(,05) anlamlılık düzeyinin altında bir değer alması gerekmektedir. Buna göre,

katılımcıların proaktiflik düzeylerinin, cinsiyet (p=,545>,05), yaş (p=,829>,05) ve

öğrenim düzeylerine (p=,894>,05) göre istatistiksel olarak anlamlı düzeyde farklılık

göstermediği görülmekte olup, işletmelerin proaktiflik düzeyi ile işletmede çalışan bay

ve bayan personel sayısı, çalışanların yaş ortalaması ve öğrenim düzeyleri arasında

herhangi bir ilişkinin olmadığı söylenebilir.

Tablo 44 Katılımcıların Proaktiflik Düzeylerinin Demografik Özelliklerine Göre Farklılaşması

Bağımsız Değişken

Değişimin Kaynağı Kareler Toplamı

Serbestlik Derecesi

(sd)

Ortalama Kare (ms) F P

Cinsiyet Gruplar Arası ,372 1 ,372 ,370 ,545 Gruplar İçi 100,628 100 1,006 Toplam 101,000 101

Yaş Gruplar Arası ,692 3 ,231 ,225 ,879 Gruplar İçi 100,308 98 1,024 Toplam 101,000 101

Öğrenim Düzeyi

Gruplar Arası ,228 2 ,114 ,112 ,894 Gruplar İçi 100,772 99 1,018 Toplam 101,000 101

Page 110: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

94

4.7.10. Katılımcıların Yenilikçilik Düzeylerinin Demografik Özelliklerine Göre

Farklılaşması

Katılımcıların, kurumsal girişimcilik bileşeni olan yenilikçilik düzeylerinin

cinsiyet, yaş ve öğrenim düzeyi değişkenlerine göre farklılaşıp farklılaşmadığını

belirlemek amacıyla yapılan ANOVA sonuçları Tablo 45’de gösterilmektedir. ANOVA

sonuçlarında değişkenlerin anlamlı düzeyde farklılık göstermesi için, p değerinin %5

(,05) anlamlılık düzeyinin altında bir değer alması gerekmektedir. Buna göre,

katılımcıların yenilikçilik düzeylerinin, cinsiyet (p=,669>,05), yaş (p=,754>,05) ve

öğrenim düzeylerine (p=,395>,05) göre istatistiksel olarak anlamlı düzeyde farklılık

göstermediği görülmekte olup, işletmelerin yenilikçilik düzeyi ile işletmede çalışan bay

ve bayan personel sayısı, çalışanların yaş ortalaması ve öğrenim düzeyleri arasında

herhangi bir ilişkinin olmadığı söylenebilir.

Tablo 45 Katılımcıların Yenilikçilik Düzeylerinin Demografik Özelliklerine Göre Farklılaşması Bağımsız Değişken

Değişimin Kaynağı Kareler Toplamı

Serbestlik Derecesi

(sd)

Ortalama Kare (ms)

F P

Cinsiyet Gruplar Arası ,185 1 ,185 ,184 ,669 Gruplar İçi 100,815 100 1,008 Toplam 101,000 101

Yaş Gruplar Arası 1,218 3 ,406 ,399 ,754 Gruplar İçi 99,782 98 1,018 Toplam 101,000 101

Öğrenim Düzeyi

Gruplar Arası 1,876 2 ,938 ,937 ,395 Gruplar İçi 99,124 99 1,001 Toplam 101,000 101

4.8. Kurumsallaşma ve Kurumsal Girişimcilik Arasındaki İlişkiler

Araştırma hipotezlerinin geliştirildiği Bölüm 3’te, öncelikle kurumsallaşma ve

kurumsal girişimcilik arasındaki ilişkilerin kuramsal temelleri açıklanarak çeşitli

varsayımlar geliştirilmiş daha sonra bu varsayımlardan hareketle çeşitli hipotezler

geliştirilmiştir. Bu bölümde geliştirilen hipotezler doğrultusunda kurumsallaşma

bileşenlerinin kurumsal girişimcilik bileşenleri üzerindeki etkilerini saptamaya yönelik

olarak adımsal regresyon analizi yapılmış ve bunun sonucunda elde edilen bulgulara yer

verilmiştir.

Page 111: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

95

Bu çalışmada kurumsallaşma bileşenleri ile kurumsal girişimcilik bileşenleri

arasındaki ilişkilerin belirlenmesiyle birlikte kurumsallaşma bileşenlerinin kurumsal

girişimcilik bileşenleri üzerindeki etkileride incelenecektir.

Y bağımlı ve X bağımsız değişken olmak üzere, iki değişken arasındaki sebep-

sonuç ilişkisini matematiksel model olarak ortaya koyan yönteme regresyon analizi

denir. Kurumsallaşma düzeyinin kurumsal girişimcilik üzerindeki etkisi incelenirken

regresyon analizine başvurulmuştur. Burada bağımsız değişkenler kurumsallaşma

düzeyi bileşenleri olup bu bileşenler “Sosyal Sorumluluk”, “Tutarlılık”,

“Profesyonelleşme”, “Özerklik”, “Formalleşme” ve “Şeffaflık” şeklindedir. Kurumsal

girişimcilik için elde edilen “Risk”, “Stratejik Yenilenme”, “Proaktiflik” ve

“Yenilikçilik” bileşenleri her seferinde bağımlı değişken olarak alınmış ve dört farklı

regresyon modeli oluşturulmuştur. Bu modeller kullanılarak kurumsal girişimcilik

faktörlerini etkileyen kurumsallaşma düzeyi faktörlerini belirlemek mümkün olmuştur.

Bağımlı değişken sayısı birden fazla olduğundan regresyon modellerini tahmin ederken

adımsal regresyon yöntemine başvurulmuştur (Tavşancı, 2009; Efroymson, 1960).

Bu yöntemde başlangıçta sadece sabit terim olan modele F istatistiğine bakılarak

bağımlı değişkeni en iyi açıklayan bağımsız değişken alınır. Bu değişken modele

alındıktan sonra geri kalan değişkenler içinde bağımlı değişkeni anlamlı bir şekilde

açıklayan başka bir bağımsız değişken olup olmadığına bakılır. Eğer anlamlı

değişkenler varsa bunlar içinde bağımlı değişkeni en iyi açıklayan bağımsız değişken

modele alınır. Bu işlem bağımlı değişkeni açıklayan anlamlı bir değişken kalmayıncaya

kadar sürdürülür. Modele alınacak bağımsız değişkenin çoklu bağlantıya yol açıp

açmayacağı da incelenir. Eğer alınacak değişken modeldeki diğer değişkenlerle yüksek

ilişkiye sahipse bu değişken modele alınmaz. Ayrıca modele değişken eklendikçe

modelde yer alan tüm değişkenlerin anlamlı olup olmadığı tekrar test edilir. Bu aşamada

anlamsız değişkenler tespit edilirse bu değişkenler modelden çıkarılır. Bu prosedür

modele alınacak ve modelden çıkarılacak değişken kalmayıncaya kadar sürdürülür.

Adımlar tamamlandığında bağımlı değişkeni istatistiksel olarak en iyi açıklayan model

elde edilmiş olur (Tavşancı, 2009; Efroymson, 1960). Araştırmanın bu kısmında

kurumsallaşma bileşenlerinin kurumsal girişimcilik bileşenleri üzerindeki etkisi

regresyon analizi sonucunda elde edilen veriler değerlendirilerek tespit edilecektir.

Page 112: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

96

4.8.1. Sosyal Sorumluluk ile Risk Arasındaki İlişki

Tablo 46’da sosyal sorumluluk ve risk ilişkisi ele alınmıştır. Tablodaki veriler

incelendiğinde P değeri (0,035), β değeri (-0,209)’dur. P’nin 0,05’den küçük olması bu

iki değişken arasında %5 anlamlılık düzeyinde anlamlı bir ilişkinin olduğunu

göstermektedir. R2 (0,044) değeri ise sosyal sorumluluğun risk üzerinde çok düşük bir

etkisinin olduğunu göstermektedir. Bu durumda işletmelerin sosyal sorumlulukları

arttıkça risk düzeylerinin azalacağı söylenebilir. Sosyal sorumluluk işletmelerin

çalışanlarına ve çevresine olan duyarlılığı olarak özetlenebilir. Risk ise işletmenin

kaybetme olasılığını göz önünde bulundurup bir sorumluluk yüklenmesidir. Dolayısıyla

sosyal sorumluluğun artması gerek çevreye gerekse çalışanlara karşı risk üstlenilmesini

azaltabilir.

Tablo 46 Sosyal Sorumluluk ile Risk Arasındaki İlişkiye Yönelik Regresyon Analizi

R2 Standart Hata Standartlaştırılmış β Değeri t

Değeri Anlamlılık Düzeyi (p)

Sabit ,097 ,000 1,000

Sosyal sorumluluk

,044 ,098 -,209 -2,137 ,035

a. Bağımlı Değişken: Risk

Bu iki değişken arasındaki ilişkiyi incelemek üzere geliştirilen, “İşletmelerin

sosyal sorumluluk düzeyi ile risk alma eğilimleri arasında negatif bir ilişki vardır”

hipotezi (H1b) kabul edilirken, “İşletmelerin sosyal sorumluluk düzeyi ile risk alma

eğilimleri arasında pozitif bir ilişki vardır” hipotezi (H1a) reddedilmiştir. Hipotezlerin

geliştirildiği bölüm 3’de sosyal sorumluluk ve risk arasında negatif bir ilişkinin olacağı

öngörülmüştür. Araştırma bulgularıda işletmelerin sosyal sorumluluk düzeyi arttıkça

riske girme eğilimlerinin azalacağı yönünde sonuç verdiği için yapılan öngörü ve

ulaşılan sonuçların örtüştüğü söylenebilir.

4.8.2. Sosyal Sorumluluk ile Stratejik Yenilenme Arasındaki İlişki

Tablo 47’de sosyal sorumluluk bileşeni ile stratejik yenilenme bileşeni

arasındaki ilişki regresyon analizi ile gösterilmiştir. Tablodaki veriler incelendiğinde P

değeri (0,504) olarak görülmektedir. P değeri 0,05’den büyük bir değer olduğu için bu

iki değişken arasında anlamlı bir ilişki yoktur.

Page 113: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

97

Tablo 47 Sosyal Sorumluluk ile Stratejik Yenilenme Arasındaki İlişkiye Yönelik Regresyon Analizi

R2 Standart Hata Standartlaştırılmış

β Değeri t

Değeri Anlamlılık Düzeyi (p)

Sabit ,096 ,000 ,000 1,000 Sosyal sorumluluk - - - - ,504

a. Bağımlı Değişken: Stratejik Yenilenme

Bu durumda “İşletmelerin sosyal sorumluluk düzeyi ile stratejik yenilenme

eğilimleri arasında pozitif bir ilişki vardır” ifadesine sahip H2a hipotezi ile “İşletmelerin

sosyal sorumluluk düzeyi ile stratejik yenilenme eğilimleri arasında negatif bir ilişki

vardır” ifadesine sahip H2b hipotezi reddedilmiştir. Hipotezlerin geliştirildiği bölüm

3’de soyal sorumluluk ve stratejik yenilenme arasında herhangi bir ilişki

beklenmemiştir, araştırma bulguları da sosyal sorumluluk düzeyindeki artış veya

azalışların stratejik yenilenme üzerinde herhangi bir etkiye sahip olmadığını

göstermiştir.

4.8.3. Sosyal Sorumluluk ile Proaktiflik Arasındaki İlişki

Proaktiflik, işletmelerin rakiplerine göre yeni ürünleri, teknolojileri ve yönetim

tekniklerini daha önce sunması ve pazar liderliğini yakalamasıdır (Covin ve Slevin,

1989; Antoncic ve Hisrich, 2001). Sosyal sorumluluğun temelleri arasında yer alan

vekillik prensibinin boyutlarından bir tanesi, kısa dönemli maksimum karlılık yerine

uzun dönemli optimal karlılığı hedefleme olarak belirtilmiştir. Proaktifliğin işletmeye

uyarlanması için uzun dönemli kar beklentisi içinde olmak gerekir çünkü yenilik

maliyetli bir süreçle başlar ve başarılı olunduğu takdirde karlılık getirir. Dolayısıyla

sosyal sorumluluk düzeyi yüksek olan işletmelerin proaktiflik düzeylerininde yüksek

olacağı söylenebilir. Araştırmaya katılan işletmelerden elde edilen veriler regresyon

analizi ile değerlendirildiğinde de aynı sonuca varılmıştır. Tablo 48’de sosyal

sorumluluğun proaktiflikle ilişkisine yönelik ragrasyon analizi gösterilmektedir.

Tablodaki veriler incelendiğinde P değeri (0,021), β değeri (0,220)’dir. P’nin 0,05’den

küçük olması bu iki değişken arasında %5 anlamlılık düzeyinde anlamlı bir ilişkinin

olduğunu göstermektedir. R2 (0,014) değeri ise sosyal sorumluluğun proaktiflik

üzerinde çok düşük bir etkisinin olduğunu göstermektedir.

Page 114: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

98

Tablo 48 Sosyal Sorumluluk ile Proaktiflik Arasındaki İlişkiye Yönelik Regresyon Analizi

R2 Standart Hata Standartlaştırılmış

β Değeri t

Değeri Anlamlılık Düzeyi (p)

Sabit ,093 ,000 1,000 Sosyal sorumluluk ,014 ,094 ,220 2,344 ,021

a. Bağımlı Değişken: Proaktiflik

Buna göre, “İşletmelerin sosyal sorumluluk düzeyi ile proaktiflik eğilimleri

arasında pozitif bir ilişki vardır” ifadesine sahip olan H3a hipotezi kabul edilirken,

“İşletmelerin sosyal sorumluluk düzeyi ile proaktiflik eğilimleri arasında negatif bir

ilişki vardır” ifadesine sahip olan H3b hipotezi reddedilmiştir. Hipotezlerin geliştirildiği

Bölüm 3’de sosyal sorumluluk düzeyi ile proaktiflik arasında pozitif bir ilişki

beklenmiştir. Araştırma sonuçları da, işletmelerin sosyal sorumluluk düzeyi ve

proaktiflik düzeyi arasında pozitif bir ilişki olduğunu göstermektedir.

4.8.4. Sosyal Sorumluluk ile Yenilikçilik Arasındaki İlişki

Tablo 49’da sosyal sorumluluk ve yenilikçilik arasındaki ilişkiye dair regresyon

analizi sonucunda elde edilmiş veriler gösterilmektedir. Tablodaki veriler

incelendiğinde P değerinin 0,294 olduğu görülürken bu değer 0,05’den büyük bir

değerdir. Dolayısıyla, sosyal sorumluluk ve yenilikçilik arasında anlamlı bir ilişkinin

olmadığı ve sosyal sorumluluk düzeyindeki artış veya azalışların yenilikçilik

değişkenini etkilemediği söylenebilir.

Tablo 49 Sosyal Sorumluluk ile Yenilikçilik Arasındaki İlişkiye Yönelik Regresyon Analizi

R2 Standart Hata Standartlaştırılmış

β Değeri t

Değeri Anlamlılık Düzeyi (p)

Sabit ,094 ,000 1,000 Sosyal sorumluluk - - - - ,294

a. Bağımlı Değişken: Yenilikçilik

İki değişken arasındaki ilişkiyle ilgili geliştirilen, “İşletmelerin sosyal

sorumluluk düzeyi ile yenilikçilik eğilimleri arasında pozitif bir ilişki vardır” hipotezi

(H4a) ile “İşletmelerin sosyal sorumluluk düzeyi ile yenilikçilik eğilimleri arasında

negatif bir ilişki vardır” hipotezi (H4b) reddedilmiştir. Başka bir deyişle; işletmelerin

Page 115: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

99

topluma ve paydaşlarına olan bir takım duyarlılıkları arttıkça veya azaldıkça,

işletmelerin hizmet ve süreçlerinde yenilik yapma eğilimlerinde herhangi bir değişiklik

olmayacağı söylenebilir. Hipotezlerin geliştirildiği bölümde 3’de aynı sonuca

ulaşılabileceği öngörülmüştür.

4.8.5. Tutarlılık ile Risk Arasındaki İlişki

Tablo 50’deki veriler incelendiğinde P değerinin 0,451 olduğu görülürken bu

değer 0,05’den büyük bir değerdir. Dolayısıyla, tutarlılık ve risk arasında anlamlı bir

ilişkinin olmadığı ve tutarlılık düzeyindeki artış veya azalışların risk değişkenini

etkilemediği söylenebilir. Tutarlılık, işletmelerin içsel ve dışsal unsurlara karşı sorumlu

olması ve bu sorumluluklarını sürekli olarak yerine getirip birbirleriyle benzeşmeleridir

(izomorfizm). Risk ise, sonucunu kesin tahmin etmeden kar etme umuduyla bir

aktivitenin yerine getirilmesidir.

Tablo 50 Tutarlılık ile Risk Arasındaki İlişkiye Yönelik Regresyon Analizi

R2 Standart Hata Standartlaştırılmış

β Değeri t

Değeri Anlamlılık Düzeyi (p)

Sabit ,097 ,000 1,000 Tutarlılık - - - - ,451

a. Bağımlı Değişken: Risk

Bu duruma göre, tutarlılık ve risk ilişkisi üzerine geliştirilen H5a hipotezi

(İşletmelerin tutarlılık düzeyi ile risk eğilimleri arasında pozitif bir ilişki vardır) ile H5b

hipotezi (İşletmelerin tutarlılık düzeyi ile risk eğilimleri arasında negatif bir ilişki

vardır) reddedilmiştir. Hipotezlerin geliştirildiği bölüm 3’de tutarlılık ve risk arasında

negatif bir ilişkinin olabileceği beklenirken, araştırma sonuçları tutarlılık düzeyi ve risk

düzeyi arasında herhangi bir ilişkinin olmadığını göstermiştir.

Page 116: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

100

4.8.6. Tutarlılık ile Stratejik Yenilenme Arasındaki İlişki

Tablo 51’deki veriler incelendiğinde P değeri (0,013), β değeri (0,245)’dir. P’nin

0,05’den küçük olması bu iki değişken arasında %5 anlamlılık düzeyinde anlamlı bir

ilişkinin olduğunu göstermektedir. R2 (0,060), değeri ise tutarlılığın stratejik yenilenme

üzerinde çok düşük bir etkisinin olduğunu göstermektedir. β’nın 0,245 değerini alması

tutarlılık düzeyindeki artışların stratejik yenilenme düzeyinide arttıracağını

göstermektedir. Tutarlık işletmenin verdiği sözleri yerine getirmesi, misyonu ve

eylemleri arasındaki uyumdur, işletme dış çevreyle uyum sağlamak için stratejik

yenilenmeye odaklanıp, rekabet yapısını değiştirebilir.

Tablo 51 Tutarlılık ile Stratejik Yenilenme Arasındaki İlişkiye Yönelik Regresyon Analizi

R2 Standart Hata Standartlaştırılmış

β Değeri t

Değeri Anlamlılık Düzeyi (p)

Sabit ,096 ,000 1,000 Tutarlılık ,060 ,097 ,245 2,525 ,013

a. Bağımlı Değişken: Stratejik Yenilenme

Bu duruma göre, “İşletmelerin tutarlılık düzeyi ile stratejik yenilenme eğilimleri

arasında pozitif bir ilişki vardır” hipotezi (H6a) kabul edilirken, “İşletmelerin tutarlılık

düzeyi ile stratejik yenilenme eğilimleri arasında negatif bir ilişki vardır” hipotezi (H6b)

reddedilmiştir. Hipotezlerin geliştirildiği bölüm 3’de tutarlılık ve stratejik yenilenme

arasında pozitif bir ilşkinin olabileceği beklenmektedir. Araştırma sonuçları da tutarlık

düzeyi ile stratejik yenilenme arasında pozitif bir ilişkinin olduğunu göstermektedir.

4.8.7. Tutarlılık ile Proaktiflik Arasındaki İlişki

Tutarlılık ve proaktiflik düzeylerine ilişkin regresyon analizi sonucunda elde

edilen bulgular Tablo 52’de gösterilmiştir. Tablodaki veriler incelendiğinde P değerinin

0,979 olduğu görülürken bu değer 0,05’den büyük bir değerdir. Dolayısıyla, tutarlılık ve

proaktiflik arasında anlamlı bir ilişkinin olmadığı ve tutarlılık düzeyindeki artış veya

azalışların proaktiflik düzeyini etkilemediği söylenebilir.

Page 117: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

101

Tablo 52 Tutarlılık ile Proaktiflik Arasındaki İlişkiye Yönelik Regresyon Analizi

R2 Standart Hata Standartlaştırılmış

β Değeri t

Değeri Anlamlılık Düzeyi (p)

Sabit ,093 ,000 1,000 Tutarlılık - - - - ,979

a. Bağımlı Değişken: Proaktiflik

Buna göre, “İşletmelerin tutarlılık düzeyi ile proaktiflik eğilimleri arasında

pozitif bir ilişki vardır” hipotezi ile (H7a), “İşletmelerin tutarlılık düzeyi ile proaktiflik

eğilimleri arasında negatif bir ilişki vardır” hipotezi (H7b) reddedilmiştir. Hipotezlerin

geliştirildiği bölüm 3’de tutarlılık ve proaktiflik arasında pozitif bir ilşkinin olabileceği

beklenirken, araştırma bulguları bu iki değişkenin arasında herhangi bir ilişkinin

olmadığını göstermektedir.

4.8.8. Tutarlılık ile Yenilikçilik Arasındaki İlişki

Tablo 53’de tutarlılık ve yenilikçilik arasındaki ilişkiyi incelemek amacıyla

geliştirilen regresyon analizi bulguları yer almaktadır. Tablodaki veriler incelendiğinde

P değeri (0,004), β değeri (-0,276)’dır. P’nin 0,05’den küçük olması bu iki değişken

arasında %5 anlamlılık düzeyinde anlamlı bir ilişkinin olduğunu göstermektedir. R2

(0,122) değeri ise tutarlılığın yenilikçilik üzerinde çok düşük bir etkisinin olduğunu

göstermektedir. β katsayısının negatif değere sahip olması, tutarlılık düzeyi arttıkça

yenilikçilik düzeyinin azalacağı anlamına gelmektedir.

Tablo 53 Tutarlılık ile Yenilikçilik Arasındaki İlişkiye Yönelik Regresyon Analizi

R2 Standart Hata Standartlaştırılmış

β Değeri t

Değeri Anlamlılık Düzeyi (p)

Sabit ,094 ,000 1,000 Tutarlılık ,122 ,094 -,276 -2,928 ,004

a. Bağımlı Değişken: Yenilikçilik

Buna göre, tutarlılık ve yenilikçilik üzerine oluşturulan hipotezlerden,

“İşletmelerin tutarlılık düzeyi ile yenilikçilik eğilimleri arasında pozitif bir ilişki vardır”

hipotezi (H8a) reddedilirken, “İşletmelerin tutarlılık düzeyi ile yenilikçilik eğilimleri

arasında negatif bir ilişki vardır” hipotezi (H8b) kabul edilmiştir. Hipotezlerin

Page 118: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

102

geliştirildiği bölüm 3’de tutarlılık ve yenilikçilik arasında pozitif bir ilişkinin olabileceği

beklenirken, araştırma bulguları bu iki değişken arasında negatif bir ilişkinin olduğunu

göstermektedir.

4.8.9. Profesyonelleşme ile Risk Arasındaki İlişki

İşletmenin profesyonelleşmesi, işletme ikliminin profesyonel çalışanların

özelliklerini destekleyecek şekilde geliştirilmesiyle birlikte yönetimde profesyonellerin

istihdam edilmesi ve işletmenin sektördeki profesyonel ve sektörel kurumlarla ilişki

içerisinde bulunması olarak tanımlanabilir (Kostova, 1999, s.312; Staggenborg, 1988,

s.590; Yazıcıoğlu ve Koç, 2009, s.500). Risk işletme yönetiminin sonucu tahmin

edilemeyen girişimlerde bulunmasıdır. Tablo 54’deki bulgular değerlendirildiğinde,

P’nin 0,941 değerine sahip olduğu ve bu değerin 0,05 değerinden büyük olması

sonucunda profesyonelleşmenin risk düzeyi üzerinde anlamlı bir etkisinin bulunmadığı

görülmüştür.

Tablo 54 Profesyonelleşme ile Risk Arasındaki İlişkiye Yönelik Regresyon Analizi

R2 Standart Hata Standartlaştırılmış β

Değeri t Değeri Anlamlılık Düzeyi (p)

Sabit ,094 ,000 1,000 Profesyonelleşme - - - - 0,941

a. Bağımlı Değişken: Risk

Profesyonelleşme ve risk ilişkisi üzerine kurulan “İşletmelerin profesyonelleşme

düzeyi ile risk eğilimleri arasında pozitif bir ilişki vardır” hipotezi (H9a) ile,

“İşletmelerin profesyonelleşme düzeyi ile risk eğilimleri arasında negatif bir ilişki

vardır” hipotezi (H9b) reddedilmiştir. Hipotezlerin geliştirildiği bölüm 3’de

profesyonelleşme düzeyi ile risk düzeyi arasında pozitif bir ilişkinin olabileceği

beklenirken, araştırma bulguları, iki değişken arasında herhangi bir ilişkinin olmadığını

göstermektedir.

4.8.10. Profesyonelleşme ile Stratejik Yenilenme Arasındaki İlişki

Tablo 55’de profesyonelleşme ve stratejik yenilenme ilişkisi üzerine kurulan

regresyon analizi bulguları gösterilmiştir. Tablo 55’deki bulgular değerlendirildiğinde,

Page 119: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

103

P’nin 0,741 değerine sahip olduğu ve bu değerin 0,05 değerinden büyük olması

sonucunda profesyonelleşmenin stratejik yenilenme düzeyi üzerinde anlamlı bir

etkisinin bulunmadığı görülmüştür. Başka bir deyişle, araştırmaya katılan işletmelerde

profesyonelleşme düzeyindeki değişimler, şirketin risk düzeyini herhangi bir şekilde

etkilememektedir.

Tablo 55 Profesyonelleşme ile Stratejik Yenilenme Arasındaki İlişkiye Yönelik Regresyon Analizi

R2 Standart Hata Standartlaştırılmış

β Değeri t Değeri Anlamlılık Düzeyi (p)

Sabit ,094 ,000 1,000 Profesyonelleşme - - - - 0,741

a. Bağımlı Değişken: Stratejik Yenilenme

Profesyonelleşme ve riskle ilgili geliştirilen; “İşletmelerin profesyonelleşme

düzeyi ile stratejik yenilenme eğilimleri arasında pozitif bir ilişki vardır” hipotezi (H10a)

ile “İşletmelerin profesyonelleşme düzeyi ile stratejik yenilenme eğilimleri arasında

negatif bir ilişki vardır” hipotezi (H10b) reddedilmiştir. Hipotezlerin geliştirildiği bölüm

3’de profesyonellerin girişimci bir ruha sahip olabilecekleri ve bunun sonucunda

stratejk yenilenme gibi temel yetenekleri değiştirmeye yönelik faaliyetlere açık

olabilecekleri beklenmektedir. Ancak, araştırma bulguları, profesyonelleşme düzeyi ile

risk düzeyi arasında herhangi bir ilişkinin olmadığını göstermektedir.

4.8.11. Profesyonelleşme ile Proaktiflik Arasındaki İlişki

Tablo 56’da profesyonelleşmenin proaktiflik üzerindeki etkisini ortaya çıkarmak

amacıyla uygulanan regresyon analizi bulguları gösterilmiştir. Tablodaki veriler

incelendiğinde P değeri (0,018), β değeri (0,226)’dir. P’nin 0,05’den küçük olması bu

iki değişken arasında %5 anlamlılık düzeyinde anlamlı bir ilişkinin olduğunu

göstermektedir. R2 (0,014) değeri ise profesyonelleşmenin proaktiflik üzerinde çok

düşük bir etkisinin olduğunu göstermektedir. Buna göre araştırmaya katılan işletmelerde

profesyonelleşme düzeyi arttıkça proaktiflik düzeyi de aratacaktır. Araştırmanın ana

kütlesi aile işletmeleridir, bu işletmelerinde en önemli sorunlarından birisi

kurumsallaşamamaktır. Kurumsallaşmanın bileşenlerinden biri olan profesyonelleşme

düzeyinin aynı zamanda kurumsal girişimcilik bileşenlerinden proaktiflik düzeyi ile

pozitif ilişkiye sahip olması kurumsal yönetim tarzının önemini göstermiştir.

Page 120: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

104

Profesyonel yönetim anlayışının diğerlerine göre daha proaktif bir bakış açısına sahip

olması içinde bulundukları sektörde mesleki tecrübe ve bilgi birikimine sahip

olmalarına bağlı olabilir.

Tablo 56 Profesyonelleşme ile Proaktiflik Arasındaki İlişkiye Yönelik Regresyon Analizi

R2 Standart Hata Standartlaştırılmış

β Değeri t Değeri Anlamlılık Düzeyi (p)

Sabit ,094 ,000 1,000 Profesyonelleşme ,141 ,094 ,226 2,417 ,018

a. Bağımlı Değişken: Proaktiflik

Bu ilişki için geliştirilen hipotezler değerlendirildiğinde “İşletmelerin

profesyonelleşme düzeyi ile proaktiflik eğilimleri arasında pozitif bir ilişki vardır”

hipotezi (H11a) kabul edilirken, “İşletmelerin profesyonelleşme düzeyi ile proaktiflik

eğilimleri arasında negatif bir ilişki vardır” hipotezi (H11b) reddedilmiştir. Hipotezlerin

geliştirildiği bölüm 3’de profesyonelleşme düzeyi ile proaktiflik düzeyi arasında pozitif

bir ilişkinin olabileceği beklenmektedir, araştırma bulguları da bu iki değişken arasında

pozitif bir ilişkinin olduğunu ve profesyonelleşme düzeyi arttıkça proaktiflik düzeyinin

de artacağını göstermiştir.

4.8.12. Profesyonelleşme ile Yenilikçilik Arasındaki İlişki

Tablo 57’de profesyonelleşmenin yenilikçilik ilişkisi için geliştirilen regresyon

analizi bulguları gösterilmiştir. Tablo 57’deki veriler incelendiğinde, P’nin 0,864

değerine sahip olduğu ve bu değerin 0,05 değerinden büyük olması sonucunda

profesyonelleşmenin yenilikçilik düzeyi üzerinde anlamlı bir etkisinin bulunmadığı

görülmüştür. Başka bir deyişle, profesyonelleşme düzeyindeki değişimler yenilikçilik

üzerinde herhangi bir etkiye sahip değildir.

Page 121: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

105

Tablo 57 Profesyonelleşme ile Yenilikçilik Arasındaki İlişkiye Yönelik Regresyon Analizi

R2 Standart Hata Standartlaştırılmış

β Değeri t Değeri Anlamlılık Düzeyi (p)

Sabit ,094 ,000 1,000 Profesyonelleşme - - - - ,864

a. Bağımlı Değişken: Yenilikçilik

İki değişken arasındaki ilişki üzerine geliştirilen “İşletmelerin profesyonelleşme

düzeyi ile yenilikçilik eğilimleri arasında pozitif bir ilişki vardır” hipotezi (H12a) ile

“İşletmelerin profesyonelleşme düzeyi ile yenilikçilik eğilimleri arasında negatif bir

ilişki vardır” hipotezi (H12b) reddedilmiştir. Hipotezlerin geliştirildiği bölüm 3’de iki

değişken arasında pozitif bir ilişkinin olabileceği beklenirken, araştırma bulguları bu iki

değişken arasında herhangi bir ilişkinin olmadığını göstermiştir.

4.8.13. Özerklik ile Risk Arasındaki İlişki

Tablo 58’de özerklik ve risk arasındaki ilişkiyi incelemek üzere kurulan

regresyon analizi bulguları yer almaktadır. Tablo 58’deki veriler incelendiğinde, P’nin

0,269 değerine sahip olduğu ve bu değerin 0,05 değerinden büyük olması sonucunda

özerkliğin risk düzeyi üzerinde anlamlı bir etkisinin bulunmadığı görülmüştür. Buna

göre % 5 anlamlılık düzeyinde iki değişken arasında herhangi bir ilişkinin olmadığı

görülmüştür.

Tablo 58 Özerklik ile Risk Arasındaki İlişkiye Yönelik Regresyon Analizi

R2 Standart Hata Standartlaştırılmış

β Değeri t Değeri Anlamlılık Düzeyi (p)

Sabit ,094 ,000 1,000 Özerklik - - - - ,269

a. Bağımlı Değişken: Risk

Bu iki değişken için geliştirilen “İşletmelerin özerklik düzeyi ile risk eğilimleri

arasında pozitif bir ilişki vardır” hipotezi (H13a) ile “İşletmelerin özerklik düzeyi ile risk

eğilimleri arasında negatif bir ilişki vardır” hipotezi (H13b) reddedilmiştir. Hipotezlerin

geliştirildiği bölüm 3’de, farklı olmak isteyen işletmelerin risk üstlenilmesi gereken

yenilikçi faaliyetlere yönelebilecekleri belirtilerek, özerklik düzeyi ile risk düzeyi

Page 122: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

106

arasında pozitif bir ilişkinin olabileceği beklenmiştir. Ancak, araştırma bulguları bu iki

değişken arasında herhangi bir ilişkinin olmadığını ve araştırmaya katılan işletmelerin

özerklik düzeyindeki artışların veya azalışların işletmelerin risk düzeyleri üzerinde

herhangi bir etkiye sahip olmadığını göstermiştir.

4.8.14. Özerklik ile Stratejik Yenilenme Arasındaki İlişki

Tablo 59’da özerklik ve stratejik yenilenme ilişkisine yönelik regresyon analizi

sonuçları yer almaktadır. Tablo 59’daki veriler incelendiğinde, P’nin 0,371 değerine

sahip olduğu ve bu değerin 0,05 değerinden büyük olması sonucunda özerkliğin

stratejik yenilenme düzeyi üzerinde anlamlı bir etkisinin bulunmadığı görülmüştür.

Tablo 59 Özerklik ile Stratejik Yenilenme Arasındaki İlişkiye Yönelik Regresyon Analizi

R2 Standart Hata Standartlaştırılmış

β Değeri t Değeri Anlamlılık Düzeyi (p)

Sabit ,094 ,000 1,000 Özerklik - - - - ,371

a. Bağımlı Değişken: Stratejik Yenilenme

“İşletmelerin özerklik düzeyi ile stratejik yenilenme eğilimleri arasında pozitif

bir ilişki vardır” hipotezi (H14a) ile “İşletmelerin özerklik düzeyi ile stratejik yenilenme

eğilimleri arasında negatif bir ilişki vardır” hipotezi (H14b) reddedilmiştir. Hipotezlerin

geliştirildiği bölüm 3’de bu iki değişken arasında pozitif bir ilişkinin olabileceği

beklenmektedir. Ancak, araştırma bulguları özerklik düzeyindeki değişimlerin risk

düzeyi üzerinde herhangi bir etkiye sahip olmadığını göstermektedir.

4.8.15. Özerklik ile Proaktiflik Arasındaki İlişki

Tablo 60’da özerklik ve proaktiflik arasındaki ilişkiye yönelik regresyon analizi

sonuçları yer almaktadır. Tablodaki veriler incelendiğinde P değeri (0,033), β değeri

(0,203)’dür. P’nin 0,05’den küçük olması bu iki değişken arasında %5 anlamlılık

düzeyinde anlamlı bir ilişkinin olduğunu göstermektedir. R2 (0,014) değeri ise sosyal

sorumluluğun proaktiflik üzerinde çok düşük bir etkisinin olduğunu göstermektedir. Bu

durumda araştırmaya katılan işletmelerdeki özerklik düzeyi arttıkça proaktiflik

düzeyinin de artacağı söylenebilir. Özerklik işletmelerin kendilerine özgü yapıya sahip

Page 123: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

107

olmaları ve benzerlerinden farklılık arz etmeleridir. İşletmelerin diğerlerinden farklı

olabilmesinin en hızlı yolu proaktif bir tarzla eylemlerinde ve stratejilerinde öncü

olmalarıdır. Buna göre, özerkliğin proaktifliği desteklemesi beklenen bir durum olarak

görülebilir.

Tablo 60 Özerklik ile Proaktiflik Arasındaki İlişkiye Yönelik Regresyon Analizi

R2 Standart Hata Standartlaştırılmış

β Değeri t Değeri Anlamlılık Düzeyi (p)

Sabit ,094 ,000 1,000 Özerklik ,141 ,094 ,203 2,418 ,033

a. Bağımlı Değişken: Proaktiflik

Özerklik ve proaktiflik üzerine geliştirilen hipotezler değerlendirildiğinde,

“İşletmelerin özerklik düzeyi ile proaktiflik eğilimleri arasında pozitif bir ilişki vardır”

hipotezi (H15a) kabul edilirken, “İşletmelerin özerklik düzeyi ile proaktiflik eğilimleri

arasında negatif bir ilişki vardır” hipotezi (H15b) reddedilmiştir. Hipotezlerin

geliştirildiği bölüm 3’de özerklik düzeyi ile proaktiflik düzeyi arasında pozitif bir

ilişkinin olabileceği beklenmektedir. Araştırma bulguları da, bu iki değişken arasında

pozitif bir ilişkinin olduğunu ve özerklik düzeyindeki değişimlerin, proaktiflik

düzeyinde de paralel değişimlere neden olduğunu göstermektedir.

4.8.16. Özerklik ile Yenilikçilik Arasındaki İlişki

Tablo 61’de özerklik ve yenilikçilik arasındaki ilişkiyi incelemek amacıyla

uygulanan regresyon analizinin sonuçları yer almaktadır. Tablo 61’deki veriler

incelendiğinde, P’nin 0,104 değerine sahip olduğu ve bu değerin 0,05 değerinden büyük

olması sonucunda özerkliğin yenilikçilik düzeyi üzerinde anlamlı bir etkisinin

bulunmadığı görülmüştür. Başka bir deyişle, özerklik düzeyindeki değişimler

yenilikçilik üzerinde herhangi bir etkiye sahip değildir.

Page 124: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

108

Tablo 61 Özerklik ile Yenilikçilik Arasındaki İlişkiye Yönelik Regresyon Analizi

R2 Standart Hata Standartlaştırılmış

β Değeri t Değeri Anlamlılık Düzeyi (p)

Sabit ,094 ,000 1,000 Özerklik - - - - 0,104

a. Bağımlı Değişken: Yenilikçilik

Bu değişkenler arasındaki ilişki için geliştirilen, “İşletmelerin özerklik düzeyi ile

yenilikçilik eğilimleri arasında pozitif bir ilişki vardır” hipotezi (H16a) ile “İşletmelerin

özerklik düzeyi ile yenilikçilik eğilimleri arasında negatif bir ilişki vardır” hipotezi

(H16b) reddedilmiştir. Hipotezlerin geliştirildiği bölüm 3’de özerklik düzeyi ile

yenilikçilik düzeyi arasında pozitif bir ilişki olabileceği beklenirken, araştırma bulguları

bu iki değişken arasında herhangi bir ilişkinin olmadığını göstermektedir.

4.8.17. Formalleşme ile Risk Arasındaki İlişki

Tablo 62’de formalleşmenin ve risk arasındaki ilişkiye yönelik regresyon analizi

bulgularına yer verilmiştir. Tablo 62’deki veriler incelendiğinde, P’nin 0,419 değerine

sahip olduğu ve bu değerin 0,05 değerinden büyük olması sonucunda formalleşmenin

risk düzeyi üzerinde anlamlı bir etkisinin bulunmadığı görülmüştür.

Tablo 62 Formalleşme ile Risk Arasındaki İlişkiye Yönelik Regresyon Analizi

R2 Standart Hata Standartlaştırılmış

β Değeri t Değeri Anlamlılık Düzeyi (p)

Sabit ,094 ,000 1,000 Formalleşme - - - - ,419

a. Bağımlı Değişken: Risk

“İşletmelerin formalleşme düzeyi ile risk eğilimleri arasında pozitif bir ilişki

vardır” hipotezi (H17a) ile “İşletmelerin formalleşme düzeyi ile risk eğilimleri arasında

negatif bir ilişki vardır” hipotezi (H17b) reddedilmiştir. Hipotezlerin geliştirildiği bölüm

3’de prosedür ve kurallar bütünlüğünden meydana gelen formalleşme düzeyi ile risk

düzeyi arasında negatif bir ilişkinin olabileceği beklenmektedir. Ancak, araştırma

bulguları bu iki değişken arasında herhangi bir ilişkinin olmadığını göstermektedir.

Page 125: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

109

4.8.18. Formalleşme ile Stratejik Yenilenme Arasındaki İlişki

Tablo 63’de formalleşme ve stratejik yenilenme arasındaki ilişkiyi incelemek

üzere oluşturulan regresyon analizi bulgularına yer verilmiştir. Tablo 63’deki veriler

incelendiğinde, P’nin 0,873 değerine sahip olduğu ve bu değerin 0,05 değerinden büyük

olması sonucunda formalleşmenin stratejik yenilenme düzeyi üzerinde anlamlı bir

etkisinin bulunmadığı görülmüştür. Başka bir deyişle, formalleşme düzeyindeki

değişimlerin stratejik yenilenme düzeyi üzerinde harhangi bir etkisi bulunmamaktadır.

Tablo 63 Formalleşme ile Stratejik Yenilenme Arasındaki İlişkiye Yönelik Regresyon Analizi

R2 Standart Hata Standartlaştırılmış

β Değeri t Değeri Anlamlılık Düzeyi (p)

Sabit ,094 ,000 1,000 Formalleşme - - - - ,873

a. Bağımlı Değişken: Stratejik Yenilenme

“İşletmelerin formalleşme düzeyi ile stratejik yenilenme eğilimleri arasında

pozitif bir ilişki vardır” hipotezi (H18a) ile “İşletmelerin formalleşme düzeyi ile stratejik

yenilenme eğilimleri arasında negatif bir ilişki vardır” hipotezi (H18b) reddedilmiştir.

Hipotezlerin geliştirildiği bölüm 3’de formalleşme düzeyi ile stratejik yenilenme düzeyi

arasında negatif bir ilişkinin olabileceği beklenmektedir. Ancak araştırma bulguları bu

iki değişken arasında herhangi bir ilişkinin olmadığını göstermektedir.

4.8.19. Formalleşme ile Proaktiflik Arasındaki İlişki

Tablo 64’de formalleşme ve proaktiflik arasındaki ilişkiyi incelemek üzere

oluşturulan regresyon analizi bulgularına yer verilmiştir. Tablo 64’deki veriler

incelendiğinde, P’nin 0,083 değerine sahip olduğu ve bu değerin 0,05 değerinden büyük

olması sonucunda formalleşmenin proaktiflik düzeyi üzerinde anlamlı bir etkisinin

bulunmadığı görülmüştür. Başka bir deyişle, formalleşme düzeyindeki değişimlerin

proaktiflik düzeyi üzerinde harhangi bir etkisi bulunmamaktadır.

Page 126: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

110

Tablo 64 Formalleşme ile Proaktiflik Arasındaki İlişkiye Yönelik Regresyon Analizi

R2 Standart Hata Standartlaştırılmış

β Değeri t Değeri Anlamlılık Düzeyi (p)

Sabit ,094 ,000 1,000 Formalleşme - - - - ,083

a. Bağımlı Değişken: Proaktiflik

“İşletmelerin formalleşme düzeyi ile proaktiflik eğilimleri arasında pozitif bir

ilişki vardır” hipotezi (H19a) ile “İşletmelerin formalleşme düzeyi ile proaktiflik

eğilimleri arasında negatif bir ilişki vardır” hipotezi (H19b) reddedilmiştir. Hipotezlerin

geliştirildiği bölüm 3’de formalleşmenin çalışanların girişimci ruhunu

engelleyebileceğine dayanılarak, formalleşme düzeyi ile proaktiflik düzeyi arasında

negatif bir ilişkinin olabileceği beklenmektedir. Ancak araştırma bulguları bu iki

değişken araında herhangi bir ilişkinin olmadığını göstermektedir.

4.8.20. Formalleşme ile Yenilikçilik Arasındaki İlişki

Tablo 65’de formalleşme ve yenilikçilik arasındaki ilişkiyi incelemek üzere

oluşturulan regresyon analizi bulgularına yer verilmiştir. Tablo 65’deki veriler

incelendiğinde, P’nin 0,403 değerine sahip olduğu ve bu değerin 0,05 değerinden büyük

olması sonucunda formalleşmenin yenilikçilik düzeyi üzerinde anlamlı bir etkisinin

bulunmadığı görülmüştür. Başka bir deyişle, formalleşme düzeyindeki değişimlerin

yenilikçilik düzeyi üzerinde herhangi bir etkisi bulunmamaktadır.

Tablo 65 Formalleşme ile Yenilikçilik Arasındaki İlişkiye Yönelik Regresyon Analizi

R2 Standart Hata Standartlaştırılmış

β Değeri t Değeri Anlamlılık Düzeyi (p)

Sabit ,094 ,000 1,000 Formalleşme - - - - ,403

a. Bağımlı Değişken: Yenilikçilik

“İşletmelerin formalleşme düzeyi ile yenilikçilik eğilimleri arasında pozitif bir

ilişki vardır” hipotezi (H20a) ile “İşletmelerin formalleşme düzeyi ile yenilikçilik

eğilimleri arasında negatif bir ilişki vardır” hipotezi (H20b ) reddedilmiştir. Hipotezlerin

geliştirildiği bölüm 3’de keskin sınırları olan formalleşme düzeyinin çalışanlar ve

Page 127: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

111

yöneticiler üzerinde baskı kurup yenilikçiliği engelleyebileceğine dayanılarak, bu iki

değişen arasında negatif bir ilişkinin olabileceği beklenmektedir. Ancak, araştırma

bulguları bu iki değişken arasında herhangi bir ilişkinin olmadığını göstermektedir.

4.8.21. Şeffaflık ile Risk Arasındaki İlişki

Tablo 66’da şeffaflık ve risk arasındaki ilişkiyi incelemek üzere oluşturulan

regresyon analizi bulgularına yer verilmiştir. Tablo 66’daki veriler incelendiğinde, P’nin

0,706 değerine sahip olduğu ve bu değerin 0,05 değerinden büyük olması sonucunda

şeffaflığın risk düzeyi üzerinde anlamlı bir etkisinin bulunmadığı görülmüştür. Başka

bir deyişle, şeffaflık düzeyindeki değişimlerin risk düzeyi üzerinde herhangi bir etkisi

bulunmamaktadır.

Tablo 66 Şeffaflık ile Risk Arasındaki İlişkiye Yönelik Regresyon Analizi

R2 Standart Hata Standartlaştırılmış

β Değeri t Değeri Anlamlılık Düzeyi (p)

Sabit ,097 ,000 1,000 Şeffaflık - - - - ,706

a. Bağımlı Değişken: Risk

“İşletmelerin şeffaflık düzeyi ile risk eğilimleri arasında pozitif bir ilişki vardır”

hipotezi (H21a) ile “İşletmelerin şeffaflık düzeyi ile risk eğilimleri arasında negatif bir

ilişki vardır” hipotezi (H21b ) reddedilmiştir. Hipotezlerin geliştirildiği bölüm 3’de

şeffalık düzeyi ile risk düzeyi arasında pozitif bir ilişkinin olabileceği beklenmektedir.

Ancak, araştırma bulguları bu iki değişken arasında herhngi bir ilişkinin olmadığını

göstermektedir.

4.8.22. Şeffaflık ile Stratejik Yenilenme Arasındaki İlişki

Tablo 67’de şeffaflık ve stratejik yenilenme arasındaki ilişkiyi incelemek üzere

oluşturulan regresyon analizi bulgularına yer verilmiştir. Tablo 67’deki veriler

incelendiğinde, P’nin 0,944 değerine sahip olduğu ve bu değerin 0,05 değerinden büyük

olması sonucunda şeffaflığın stratejik yenilenme düzeyi üzerinde anlamlı bir etkisinin

Page 128: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

112

bulunmadığı görülmüştür. Başka bir deyişle, şeffaflık düzeyindeki değişimlerin stratejik

yenilenme düzeyi üzerinde herhangi bir etkisi bulunmamaktadır.

Tablo 67 Şeffaflık ile Stratejik Yenilenme Arasındaki İlişkiye Yönelik Regresyon Analizi

R2 Standart Hata Standartlaştırılmış

β Değeri t Değeri Anlamlılık Düzeyi (p)

Sabit ,097 ,000 1,000 Şeffaflık - - - - ,944

a. Bağımlı Değişken: Stratejik Yenilenme

“İşletmelerin şeffaflık düzeyi ile stratejik yenilenme eğilimleri arasında pozitif

bir ilişki vardır” hipotezi (H22a) ile “İşletmelerin şeffaflık düzeyi ile stratejik yenilenme

eğilimleri arasında negatif bir ilişki vardır” hipotezi (H22b ) reddedilmiştir. Hipotezlerin

geliştirildiği bölüm 3’de şeffaflığın işletmeye sağlayabileceği dinamizm sonucunda

stratejik yenilenme aktivitelerininde hız kazanabileceğine dayanılarak, şefaflık düzeyi

ile stratejik yenilenme arasında pozitif bir ilikinin olabileceği beklenmektedir. Ancak,

araştırma bulguları bu iki değişken arasında herhangi bir ilişkinin olmadığını

göstermektedir.

4.8.23. Şeffaflık ile Proaktiflik Arasındaki İlişki

Tablo 68’de şeffaflık ve proaktiflik arasındaki ilişkiyi incelemek üzere

oluşturulan regresyon analizi bulgularına yer verilmiştir. Tablo 68’deki veriler

incelendiğinde, P’nin 0,934 değerine sahip olduğu ve bu değerin 0,05 değerinden büyük

olması sonucunda şeffaflığın proaktiflik düzeyi üzerinde anlamlı bir etkisinin

bulunmadığı görülmüştür. Başka bir deyişle, şeffaflık düzeyindeki değişimlerin

proaktiflik düzeyi üzerinde herhangi bir etkisi bulunmamaktadır.

Tablo 68 Şeffaflık ile Proaktiflik Arasındaki İlişkiye Yönelik Regresyon Analizi

R2 Standart Hata Standartlaştırılmış

β Değeri t Değeri Anlamlılık Düzeyi (p)

Sabit ,097 ,000 1,000 Şeffaflık - - - - ,934

a. Bağımlı Değişken: Proaktiflik

Page 129: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

113

“İşletmelerin şeffaflık düzeyi ile proaktiflik eğilimleri arasında pozitif bir ilişki

vardır” hipotezi (H23a) ile, “İşletmelerin şeffaflık düzeyi ile proaktiflik eğilimleri

arasında negatif bir ilişki vardır” hipotezi (H23b ) reddedilmiştir. Hipotezlerin

geliştirildiği bölüm 3’de iki değişken arasında pozitif bir ilişkinin olabileceği

beklenmektedir. Ancak araştırma bulguları bu iki değişken arasında herhangi bir

ilişkinin olmadığını göstermektedir.

4.8.24. Şeffaflık ile Yenilikçilik Arasındaki İlişki

Tablo 69’da şeffaflığın yenilikçilik üzerindeki etkisine dair regresyon analizi

bulgularına yer verilmiştir. Tablodaki veriler incelendiğinde P değeri (0,025), β değeri

(0,215)’dir. P’nin 0,05’den küçük olması bu iki değişken arasında %5 anlamlılık

düzeyinde anlamlı bir ilişkinin olduğunu göstermektedir. R2 (0,122) değeri ise sosyal

sorumluluğun proaktiflik üzerinde düşük bir etkisinin olduğunu göstermektedir. Başka

bir deyişle, şeffaflık düzeyindeki artış veya azalışlar yenilikçilik düzeyi üzerinde de

aynı etkiye sahip olmaktadır.

Tablo 69 Şeffaflık ile Yenilikçilik Arasındaki İlişkiye Yönelik Regresyon Analizi

R2 Standart Hata Standartlaştırılmış

β Değeri t Değeri Anlamlılık Düzeyi (p)

Sabit ,097 ,000 1,000 Şeffaflık ,122 ,094 ,215 2,413 ,025

a. Bağımlı Değişken: Yenilikçilik

“İşletmelerin şeffaflık düzeyi ile yenilikçilik eğilimleri arasında pozitif bir ilişki

vardır” hipotezi (H24a) kabul edilirken, “İşletmelerin şeffaflık düzeyi ile yenilikçilik

eğilimleri arasında negatif bir ilişki vardır” hipotezi (H24b) hipotezi reddedilmiştir.

İşletmenin müşterilerine ve paydaşlarına karşı şeffaf olması, işletmenin iç ve dış

çevresiyle paylaşımını artırır ve bu durumda işletmenin yeni fikirler geliştirip ürün ve

teknolojilerinde yenilik yapmasını sağlayabilir. Buradan hareketle, hipotezlerin

geliştirildiği bölüm 3’de şeffaflık düzeyi ile yenilikçilik düzeyi arasında pozitif bir

ilişkinin olabileceği beklenmektedir. Araştırma bulguları da şeffaflık düzeyi ile

yenilikçilik düzeyi arasında pozitif bir ilişkinin olduğunu göstermektedir.

Page 130: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

114

Tablo 70’de kurumsallaşma ve kurumsal girişimcilik arasındaki ilişkiyi tespit etmek

amacıyla geliştirilen hipotezler, araştırma bulguları ve değerlendirmeler bir arada

gösterilmiştir. Buna göre, kurumsal girişimciliğin risk boyutunu açıklayan tek değişkenin

sosyal sorumluluk olduğu görülmektedir. Bu durumda işletmelerin sosyal sorumlulukları

arttıkça risk düzeylerinin azalacağı söylenebilir. Kurumsal girişimciliğin stratejik yenilenme

bileşenini anlamlı olarak açıklayan tek değişken ise kurumsallaşmanın tutarlılık bileşeni

olup, tutarlılık bileşeni ile stratejik yenilenme bileşeni arasında pozitif bir ilişki

bulunmaktadır. Kurumsal girişimciliğin bir diğer bileşeni olan proaktifliği anlamlı bir

şekilde açıklayan değişkenler profesyonelleşme, sosyal sorumluluk ve özerklikdir.

Profesyonelleşme, sosyal sorumluluk ve özerklik düzeyleri ile proaktiflik arasında pozitif

bir ilişki bulunmaktadır. Kurumsal girişimciliğin son boyutu olan yenilikçilik ele

alındığında bu değişkeni anlamlı olarak açıklayan kurumsallaşma düzeyi değişkenlerinin

tutarlılık ve şeffaflık olduğu görülmektedir. Bu durumda tutarlılık ve yenilikçilik arasında

negatif bir ilişki görülürken, şeffaflık ve yenilikçilik arasında pozitif bir ilişki

görülmektedir. Özetle, bu iki değişken arasındaki ilişkiyi sınamak için geliştirilen H1b, H3a,

H6a, H8b, H11a, H15a, H24a hipotezleri kabul edilirken diğer hipotezler red edilmiştir. Kabul

edilen hipotezlerden H1b ve H8b hipotezi negatif yönde bir ilişkiyi gösterirken diğerleri

pozitif yönde bir ilişkiyi göstermektedir.

Tablo 70 Araştırma Bulguları ve Değerlendirmeler

Hipotezler Araştırma Bulguları Değerlendirme H1a: İşletmelerin sosyal sorumluluk düzeyi ile risk alma eğilimleri arasında pozitif bir ilişki vardır. İşletmelerin sosyal sorumluluk

düzeyi ile risk arasında negatif bir ilişki vardır.

H1a hipotezi rededilirken, H1b hipotezi kabul edilir. H1b: İşletmelerin sosyal sorumluluk düzeyi ile risk alma

eğilimleri arasında negatif bir ilişki vardır. H2a: İşletmelerin sosyal sorumluluk düzeyi ile stratejik yenilenme eğilimleri arasında pozitif bir ilişki vardır. İşletmelerin sosyal sorumluluk

düzeyi ile stratejik yenilenme arasında ilişki yoktur.

H2a ve H2b hipotezi reddedilir. H2b: İşletmelerin sosyal sorumluluk düzeyi ile stratejik

yenilenme eğilimleri arasında negatif bir ilişki vardır. H3a: İşletmelerin sosyal sorumluluk düzeyi ile proaktiflik eğilimleri arasında pozitif bir ilişki vardır. İşletmelerin sosyal sorumluluk

düzeyi ile proaktiflik arasında pozitif bir ilişki vardır.

H3a hipotezi kabul edilirken, H3b hipotezi reddedilir. H3b: İşletmelerin sosyal sorumluluk düzeyi ile

proaktiflik eğilimleri arasında negatif bir ilişki vardır. H4a: İşletmelerin sosyal sorumluluk düzeyi ile yenilikçilik eğilimleri arasında pozitif bir ilişki vardır. İşletmelerin sosyal sorumluluk

düzeyi ile yenilikçilik arasında ilişki yoktur.

H4a ve H4b hipotezi reddedilir. H4b: İşletmelerin sosyal sorumluluk düzeyi ile

yenilikçilik eğilimleri arasında negatif bir ilişki vardır. H5a: İşletmelerin tutarlılık düzeyi ile risk eğilimleri arasında pozitif bir ilişki vardır. İşletmelerin tutarlılık düzeyi ile risk

arasında ilişki yoktur. H5a ve H5b hipotezi reddedilir. H5b: İşletmelerin tutarlılık düzeyi ile risk eğilimleri

arasında negatif bir ilişki vardır. H6a: İşletmelerin tutarlılık düzeyi ile stratejik yenilenme eğilimleri arasında pozitif bir ilişki vardır. İşletmelerin tutarlılık düzeyi ile

stratejik yenilenme arasında pozitif bir ilişki vardır.

H6a hipotezi kabul edilirken, H6b hipotezi reddedilir. H6b: İşletmelerin tutarlılık düzeyi ile stratejik yenilenme

eğilimleri arasında negatif bir ilişki vardır. H7a: İşletmelerin tutarlılık düzeyi ile proaktiflik eğilimleri arasında pozitif bir ilişki vardır. İşletmelerin tutarlılık düzeyi ile

proaktiflik arasında ilişki yoktur. H7a ve H7b hipotezi reddedilir. H7b: İşletmelerin tutarlılık düzeyi ile proaktiflik

eğilimleri arasında negatif bir ilişki vardır.

Page 131: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

115

Tablo 70’in Devamı H8a: İşletmelerin tutarlılık düzeyi ile yenilikçilik eğilimleri arasında pozitif bir ilişki vardır. İşletmelerin tutarlılık düzeyi ile

yenilikçilik arasında negatif bir ilişki vardır.

H8a hipotezi rededilirken, H8b hipotezi kabul edilir. H8b: İşletmelerin tutarlılık düzeyi ile yenilikçilik

eğilimleri arasında negatif bir ilişki vardır. H9a: İşletmelerin profesyonelleşme düzeyi ile risk eğilimleri arasında pozitif bir ilişki vardır. İşletmelerin profesyonelleşme

düzeyi ile risk arasında ilişki yoktur.

H9a ve H9b hipotezi reddedilir. H9b: İşletmelerin profesyonelleşme düzeyi ile risk

eğilimleri arasında negatif bir ilişki vardır. H10a: İşletmelerin profesyonelleşme düzeyi ile stratejik yenilenme eğilimleri arasında pozitif bir ilişki vardır. İşletmelerin profesyonelleşme

düzeyi ile stratejik yenilenme arasında ilişki yoktur.

H10a ve H10b hipotezi reddedilir. H10b: İşletmelerin profesyonelleşme düzeyi ile stratejik

yenilenme eğilimleri arasında negatif bir ilişki vardır. H11a: İşletmelerin profesyonelleşme düzeyi ile proaktiflik eğilimleri arasında pozitif bir ilişki vardır. İşletmelerin profesyonelleşme

düzeyi ile proaktiflik arasında pozitif bir ilişki vardır.

H11a hipotezi kabul edilirken, H11b hipotezi reddedilir. H11b: İşletmelerin profesyonelleşme düzeyi ile

proaktiflik eğilimleri arasında negatif bir ilişki vardır. H12a: İşletmelerin profesyonelleşme düzeyi ile yenilikçilik eğilimleri arasında pozitif bir ilişki vardır. İşletmelerin profesyonelleşme

düzeyi ile yenilikçilik arasında ilişki yoktur.

H12a ve H12b hipotezi reddedilir. H12b: İşletmelerin profesyonelleşme düzeyi ile

yenilikçilik eğilimleri arasında negatif bir ilişki vardır. H13a: İşletmelerin özerklik düzeyi ile risk eğilimleri arasında pozitif bir ilişki vardır. İşletmelerin özerklik düzeyi ile risk

arasında ilişki yoktur. H13a ve H13b hipotezi reddedilir. H13b: İşletmelerin özerklik düzeyi ile risk eğilimleri

arasında negatif bir ilişki vardır. H14a: İşletmelerin özerklik düzeyi ile stratejik yenilenme eğilimleri arasında pozitif bir ilişki vardır. İşletmelerin özerklik düzeyi ile

stratejik yenilenme arasında ilişki yoktur.

H14a ve H14b hipotezi reddedilir. H14b: İşletmelerin özerklik düzeyi ile stratejik

yenilenme eğilimleri arasında negatif bir ilişki vardır. H15a: İşletmelerin özerklik düzeyi ile proaktiflik eğilimleri arasında pozitif bir ilişki vardır. İşletmelerin özerklik düzeyi ile

proaktiflik arasında pozitif bir ilişki vardır.

H15a hipotezi kabul edilirken, H15b hipotezi reddedilir. H15b: İşletmelerin özerklik düzeyi ile proaktiflik

eğilimleri arasında negatif bir ilişki vardır. H16a: İşletmelerin özerklik düzeyi ile yenilikçilik eğilimleri arasında pozitif bir ilişki vardır. İşletmelerin özerklik düzeyi ile

yenilikçilik arasında ilişki yoktur. H16a ve H16b hipotezi reddedilir. H16b: İşletmelerin özerklik düzeyi ile yenilikçilik

eğilimleri arasında negatif bir ilişki vardır. H17a: İşletmelerin formalleşme düzeyi ile risk eğilimleri arasında pozitif bir ilişki vardır. İşletmelerin formalleşme düzeyi ile

risk arasında ilişki yoktur. H17a ve H17b hipotezi reddedilir. H17b: İşletmelerin formalleşme düzeyi ile risk eğilimleri

arasında negatif bir ilişki vardır. H18a: İşletmelerin formalleşme düzeyi ile stratejik yenilenme eğilimleri arasında pozitif bir ilişki vardır. İşletmelerin formalleşme düzeyi ile

stratejik yenilenme arasında ilişki yoktur.

H18a ve H18b hipotezi reddedilir. H18b: İşletmelerin formalleşme düzeyi ile stratejik

yenilenme eğilimleri arasında negatif bir ilişki vardır. H19a: İşletmelerin formalleşme düzeyi ile proaktiflik eğilimleri arasında pozitif bir ilişki vardır. İşletmelerin formalleşme düzeyi ile

proaktiflik arasında ilişki yoktur. H19a ve H19b hipotezi reddedilir. H19b: İşletmelerin formalleşme düzeyi ile proaktiflik

eğilimleri arasında negatif bir ilişki vardır. H20a: İşletmelerin formalleşme düzeyi ile yenilikçilik eğilimleri arasında pozitif bir ilişki vardır. İşletmelerin formalleşme düzeyi ile

yenilikçilik arasında ilişki yoktur. H20a ve H20b hipotezi reddedilir. H20b: İşletmelerin formalleşme düzeyi ile yenilikçilik

eğilimleri arasında negatif bir ilişki vardır. H21a: İşletmelerin şeffaflık düzeyi ile risk eğilimleri arasında pozitif bir ilişki vardır. İşletmelerin şeffaflık düzeyi ile risk

arasında ilişki yoktur. H21a ve H21b hipotezi reddedilir. H21b: İşletmelerin şeffaflık düzeyi ile risk eğilimleri

arasında negatif bir ilişki vardır. H22a: İşletmelerin şeffaflık düzeyi ile stratejik yenilenme eğilimleri arasında pozitif bir ilişki vardır. İşletmelerin şeffaflık düzeyi ile

stratejik yenilenme arasında ilişki yoktur.

H22a ve H22b hipotezi reddedilir. H22b: İşletmelerin şeffaflık düzeyi ile stratejik

yenilenme eğilimleri arasında negatif bir ilişki vardır. H23a: İşletmelerin şeffaflık düzeyi ile proaktiflik eğilimleri arasında pozitif bir ilişki vardır. İşletmelerin şeffaflık düzeyi ile

proaktiflik arasında ilişki yoktur. H23a ve H23b hipotezi reddedilir. H23b: İşletmelerin şeffaflık düzeyi ile proaktiflik

eğilimleri arasında negatif bir ilişki vardır. H24a: İşletmelerin şeffaflık düzeyi ile yenilikçilik eğilimleri arasında pozitif bir ilişki vardır. İşletmelerin şeffaflık düzeyi ile

yenilikçilik arasında pozitif bir ilişki vardır.

H24a hipotezi kabul edilirken, H24b hipotezi reddedilir. H24b: İşletmelerin şeffaflık düzeyi ile yenilikçilik

eğilimleri arasında negatif bir ilişki vardır.

Page 132: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

116

BÖLÜM 5

SONUÇ ve ÖNERİLER

Bu bölümde saha araştırması sonucunda elde edilen bulgular özetlenip, günümüz

işletmelerine bir takım öneriler sunulacaktır.

5.1. Sonuç

Günümüz küreselleşen dünya ekonomisinde işletmelerin, % 75-95’i aile

işletmeleri statüsünde olup, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) için bu oran % 90,

İngiltere için % 75, İspanya için % 80, İtalya için % 95, Meksika için % 80 ve

Avustralya için % 75’tir. Türkiye’de ise, aile işletmeleri tüm işletmelerin % 95’ini

oluşturmaktadır. Bu işletmelerin istihdama katkısı ise, Amerika’da % 60, Almanya’da

% 75, Türkiye’de ise % 90’dır. Bu oranlar, aile işletmelerinin küresel ekonomideki

önemini açıkça ortaya koymaktadır (Genç ve Karcıoğlu, 2004).

Aile işletmelerinin en önemli sorunları, diğer kuşaklara devir konusu ve yaşam

sürelerinin kısalığıdır. Türkiye’de 1924–1984 arasındaki dönemde yer alan aile

işletmelerinin % 70’i üçüncü kuşağa ulaşamamıştır (Pazarcık, 2004, s.35; Tekinkuş,

2008). Gerek ülkemiz gerekse dünya ekonomisi açısından bu denli öneme sahip aile

işletmelerinin süreklilikleri için birçok araştırma yapılmıştır. Bu araştırmalarla ilgili

yazın tarandığında elde edilen bulguların geneli aile işletmelerinde sürekliliğin

kurumsallaşma yoluyla sağlanabileceğine işaret etmektedir. Kurumsallaşma; çevresel

değişime uyum sağlayabilmek için belirli standartların örgüte aktarılmasıdır.

Kurumsallaşma sonucunda, işletmelerde belirli standartlar ve prosedürler geliştirilerek

işletmenin verimliliği arttırılmaktadır. Aile işletmelerinin sürdürülebilirlikleri için

kurumsallaşmanın işletme yapısına uyarlanması gerekir. Kurumsallaşmış aile

işletmelerinde nepotizm (kayırmacılık), rol kargaşası, belirsizlik gibi olumsuzluklar

giderilebilir.

Kurumsallaşma, belirli standartların yanı sıra işletmede yenilikçiliğide teşvik

eden bir süreçtir, bu aşamada yenilikçiliğin işletmeye uyarlanması için kurumsal

girişimcilik faaliyetlerinin güçlendirilmesi yerinde bir adım olacaktır. Kurumsal

girişimcilik kavramının çok revaçta olmasının nedenlerinden biri, kurumlara kendi

Page 133: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

117

çalışanlarının ve yöneticilerinin yenilikçi yeteneklerini işlerinde kullanmalarına izin

vermesidir (Sharma ve Chrisman, 1999; Thomson ve Mc Namara, 2001).

Bu çalışmada, aile işletmelerinde, kurumsallaşma düzeyinin kurumsal

girişimcilik üzerindeki etkilerinin ölçülmesi amaçlanmıştır. Yapılan yazın taramasından

elde edilen, kurumsallaşma bileşenlerinin (sosyal sorumluluk, tutarlılık,

profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflık), kurumsal girişimcilik bileşenleri

(risk, stratejik yenilenme, proaktiflik ve yenilikçilik) üzerindeki etkileri incelenmiştir.

Ayrıca kontrol değişkenleri olarak belirlenen cinsiyet, yaş, öğrenim düzeyi gibi

çalışanların demografik özelliklerinin, kurumsallaşma ve kurumsal girişimcilik

değişkenleri üzerindeki etkilerinin ölçülmesi de çalışmanın diğer bir amacıdır.

Yukarıda bahsedilen değişkenler arasındaki ilişkilerin belirlenmesi için

geliştirilen hipotezlerin test edilmesinde araştırmanın yapısına en uygun olduğu

düşünülen; Wallace (1995), Miller (2003), Apaydın (2007), Güngör Ak (2010), Reid ve

Diğerleri (1999), Karpuzoğlu (2000), Tavşancı (2009) tarafından geliştirilen 46

maddelik kurumsallaşma değişkeni ölçeği oluşturulmuş ve daha sonra kurumsallaşma

değişkenini ölçmek için kullanılan 46 madde faktör analizine tabi tutulduğunda bazı

maddelerin aynı anda birden fazla faktörde yüksek yüklere sahip oldukları saptanmıştır.

Faktör analizinin varsayımına uymayan bu tipteki 12 madde analizlerden çıkartılmış ve

geriye kalan 34 maddeyle analize devam edilmiştir. Kurumsal girişimcilik değişkeni

için; Zahra (1996), Zahra (1993), Yılmaz ve Diğerleri (2005), Danışman ve

Erkocaoğlan (2007), Lumpkin ve Dess (2001) tarafından geliştirilen 19 maddelik ölçek

kullanılmıştır. Bu maddeler faktör analizine tabi tutulduğunda bütün maddelerin analize

uygun olduğu görülmüştür.

Araştırma için geliştirilen anket formu, İSO tarafından belirlenen İkinci 500

Büyük Sanayi Kuruluşu’na ulaştırılmıştır. Araştırmaya dâhil edilen 102 adet ankete ait

veriler üzerinde oransal karşılaştırmaların yanında, kurumsallaşma ve kurumsal

girişimcilik düzeylerinin demografik özelliklerine göre farklılaşıp farklılaşmadığının

sınanması için ANOVA analizi, işletmelerin kurumsallaşma düzeylerinin kurumsal

girişimcilik düzeyi üzerindeki etkilerini belirlemek amacıyla da adımsal regresyon

analizi yapılmıştır.

Bu çalışmada, yazından hareketle geliştirilen hipotezler doğrultusunda

oluşturulan araştırma modelinde şematik olarak gösterilen ilişkiler incelenmiştir.

Modele göre cinsiyet, yaş, öğrenim düzeyi olarak belirlenen kontrol değişkenlerinin

kurumsallaşma ve kurumsal girişimcilik değişkenleri üzerindeki etkileri incelendikten

Page 134: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

118

sonra kurumsallaşma bileşenlerinin kurumsal girişimcilik bileşenleri üzerindeki etkileri

ölçülmüştür.

Katılımcıların demografik özellikleri incelendiğinde, % 57,8’inin baylardan

(59), % 42,2’sinin (43) bayanlardan oluştuğu görülmektedir. Ülkelerin gelişmişlik

düzeyi göstergelerinden birisi kadınların işgücüne katılım oranıdır. Buradan hareketle,

saha araştırması sonucunda elde edilen bulgular değerlendirildiğinde saha araştırmasına

katılan işletmelerdeki bayan çalışan sayısının Türkiye ortalamasının üzerinde bir bayan

katılımcı sayısına ulaşması ( % 42,2) olumlu bir gelişme olarak görülebilir. Anketi

cevaplayanların % 29,4’ünün (30) 20–30 yaş aralağında, % 46,1’nin (47) 31–40 yaş

aralığında, % 21,6’sının (22) 41–50 yaş aralığında, % 2,3’nünse (3) 51–60 yaş

aralığında yer aldığı saptanmıştır. Bu çalışmada ele alınan kurumsallaşma ve kurumsal

girişimcilik faaliyetlerinin ortak amaçlarından birisi yeniliklerin işletmeye hızlı bir

şekilde uyarlanmasıdır. Gerek verimlilik artışı, gerekse yeniliklere uyum sağlama

açısından 31–40 yaş arası grup, olgunluğa erişmiş ve yenilikçiliğe açık olabilecek bir

yaş grubu olabilir ve bu durum diğerlerine göre işletmelerin daha avantajlı olmasını

sağlayabilir.

Öğrenim düzeyleri ele alındığında ise katılımcıların, % 20,6’sının (21) lise, %

73,5’nin (75) fakülte/yüksekokul, % 5,9’nunsa (6) lisansüstü mezunu olduğu

saptanmıştır. Öğrenim düzeyinin yüksek olması işletmenin daha dinamik ve daha

proaktif bir tarza sahip olmasını sağlayabilir. Saha araştırması ile elde edilen bulgulara

bakıldığında, işletme çalışanlarının % 73,5’nin (75 katılımcı) fakülte/yüksekokul

mezunu olduğu görülmektedir. Aile işletmelerinde çalışan ve yöneticilerin birçoğunun

aile üyelerinden meydana geldiği kabul edilirse, alttan gelen jenerasyonun üst

jenerasyonlara oranla daha eğitimli olduğu söylenebilir. Eğitim düzeyi yüksek olan

yöneticiler işletmeyi proaktif bir bakış açısıyla daha kurumsal yönetebilirler.

Katılımcılardan işletmedeki çalışma süreleri de yıl olarak istenmiş olup, ortalama

çalışma süresi 7,43 yıldır. Bu çalışma süresinin kısa olmasının başlıca sebeplerinden

birisi, işletmelerin olanaklarında belirli bir standart olmayışı ve çalışanların daha iyi

olanaklara sahip bir işletme bulduğunda bu işletmeye geçmeleri olarak görülebilir.

Araştırmaya katılan işletmelerin kaç nesildir faaliyette olduğu incelendiğinde, %

16,7’sinin (17) yeni kurulduğu (1. nesil), % 52’sinin (53) 2. nesil olduğu, % 14,7’sinin

(15) 3. nesil olduğu, % 17’sininse 3. nesilin üstünde olduğu saptanmıştır. İşletmelerin

bir üst nesile geçiş oranları incelendiğinde; ikinci nesil işletmelerin % 52 oranıyla ilk

sırada yer aldığı görülmektedir. Bu oranın üçüncü nesle ve bir üst nesle geçiş sırasında

Page 135: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

119

% 14,7 ve % 17’ye düştüğü görülmektedir. Bu bulgular aile işletmelerinde

sürdürülebilirliğin önemli bir sorun olduğuna dair bir kanıt olarak kabul edilebilir.

İşletmelerin sektörlerine göre dağılımı incelendiğinde, % 32,4’nün (33) tekstil, %

17,6’sının (18) gıda, % 5,9’unun (6) otomotiv ve makine, % 4,9’unun (5) alüminyum

olduğu saptanırken, elektrik ve yapı malzelerinin her ikisinin % 3,9’ar (4) paya sahip

olduğu, metal ve kumaş iplik üretiminin her ikisinin % 2,9’ar (3) paya sahip olduğu,

yonga levha, hazır beton, gemi inşaat ve demirin % 2’şer (2) paya sahip olduğu, diğer

sektörlerinse % 17,6’lık (18) paya sahip olduğu belirlenmiştir. Bu çalışmada saha

araştırmasına katılan işletmelerin sektörlerine bakılmaksızın araştırmaya dâhil edilmiş

olmasının sebebi aile işletmeleri hakkında her hangi bir ayrım yapmaksızın genel bir

kanıya ulaşabilmektir. Araştırmaya katılan işletmelerin faaliyet sürüleri incelendiğinde,

% 3,9’unun (4) 1–10 yaş aralığında, % 21,6’sının (22) 11–20 yaş aralığında, %

34,3’ünün (35) 21–30 yaş aralığında, % 23,5’inin (24) 31–40 yaş aralığında, %

16,7’sininse 41 ve üzeri yaş aralığında olduğu saptanmıştır. İşletmelerin çalışan sayıları

incelendiğinde, % 3,9’unun (4) 10–50 çalışana, % 4,9’unun (5) 51–100 çalışana, %

5,9’unun (6) 101–150 çalışana, % 6,9’unun (7) 151–200 çalışana, % 78,4’ünün (80) 200

ve üzeri çalışana sahip olduğu saptanmıştır.

Cinsiyet, yaş ve öğrenim düzeyi gibi demografik göstergelerin kurumsallaşma

ve kurumsal girişimcilik üzerindeki etkisi ANOVA yöntemiyle analiz edilmiş olup

sadece kurumsallaşmanın profesyonelleşme düzeyinin cinsiyetlere göre (p=,001<,05)

farklılaştığı görülmüştür. Buna göre, işletmedeki bay ve bayan çalışan sayısına göre

profesyonelleşme düzeyininde değiştiği söylenebilir. Araştırmada kurumsallaşma

bileşenlerinin kurumsal girişimcilik bileşenleri üzerindeki etkileri adımsal regresyon

analizi yoluyla incelenmiştir. Bu analizin özet sonuçları kurumsal girişimcilik

değişkenleri açısından şu şekilde değerlendirilebilir:

• Risk: Adımsal regresyon uygulandığında kurumsal girişimciliğin risk bileşenini

açıklayan tek değişkenin kurumsallaşmanın sosyal sorumluluk bileşeni olduğu

görülmektedir. Bu katsayı tahmini negatif olup (-,209) %5 anlamlılık düzeyinde

anlamlıdır. Bu durumda kurumsallaşmanın sosyal sorumluluk bileşeni ile

kurumsal girişimciliğin risk bileşeni arasında negatif bir ilişkinin olduğu

görülmektedir. Başka bir deyişle, işletmelerin sosyal sorumluluk düzeyi arttıkça

risk düzeylerinin azalacağı söylenebilir. Kurumsallaşma düzeyinin diğer

bileşenleri olan tutarlılık, profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın

risk üzerinde anlamlı bir etkisinin olmadığı elde edilen diğer bir bulgudur.

Page 136: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

120

• Stratejik Yenilenme: Kurumsal girişimciliğin stratejik yenilenme bileşenini

anlamlı olarak açıklayan tek değişken kurumsallaşmanın tutarlılık bileşenidir.

Bu değişkenin katsayısı pozitif (,245) olup %5 anlamlılık düzeyinde anlamlıdır.

Kurumsallaşma düzeyinin diğer bileşenleri olan sosyal sorumluluk,

profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflık adımsal regresyon

sonucunda modele alınmamıştır. Bu durumda kurumsallaşmanın tutarlılık

bileşeni ile kurumsal girişimciliğin stratejik yenilenme bileşeni arasında pozitif

bir ilişki bulunmaktadır.

• Proaktiflik: Kurumsal girişimciliğin bir diğer bileşeni olan proaktifliği anlamlı

bir şekilde açıklayan değişkenler profesyonelleşme, sosyal sorumluluk ve

özerklikdir. Bu üç değişkenin katsayısı da pozitif olup (,226 ,220 ve ,203) %5

anlamlılık düzeyinde anlamlıdır. Kurumsallaşma düzeyinin diğer bileşenleri

olan tutarlılık, formalleşme ve şeffaflık modele alınmamıştır. Bu durumda

araştırmaya katılan işletmelerde profesyonelleşme, sosyal sorumluluk ve

özerklik düzeyleri ile proaktiflik arasında pozitif bir ilişki bulunmakta olup,

profesyonelleşme, sosyal sorumluluk ve özerklik düzeyleri arttıkça proaktifliğin

de artacağı yorumu yapılabilir.

• Yenilikçilik: Kurumsal girişimciliğin son boyutu olan yenilikçilik ele alındığında

bu değişkeni anlamlı olarak açıklayan kurumsallaşma düzeyi değişkenlerinin

tutarlılık ve şeffaflık olduğu görülmektedir. Tutarlılığın katsayısı negatifken (-

,276), şeffaflığın katsayısı pozitiftir (,215). Her iki katsayı da %5 anlamlılık

düzeyinde istatistiksel olarak anlamlıdır. Bu durumda tutarlılık ve yenilikçilik

arasında negatif bir ilişki görülürken, şeffaflık ve yenilikçilik arasında pozitif bir

ilişki görülmektedir. Kurulan adımsal regresyon modelinin sonuçlarına göre

kurumsallaşma düzeyinin diğer boyutları olan sosyal sorumluluk,

profesyonelleşme, özerklik ve formalleşmenin yenilikçiliği anlamlı bir şekilde

açıklamadığı saptanmıştır.

Tüm bu bulgular özetlendiğinde:

• Kurumsallaşmanın tutarlılık bileşeni, kurumsal girişimciliğin stratejik yenilenme

bileşeni ile pozitif bir ilişkiye sahip olurken, yenilikçilik bileşeni ile negatif bir

ilişkiye sahip olmuştur. Başka bir deyişle, saha araştırmasına katılan işletmelerin

tutarlılık düzeyi arttıkça stratejik yenilenme düzeyinin aratacağı, buna karşın

yenilikçilik düzeyinin azalacağı söylenebilir.

Page 137: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

121

• Kurumsallaşmanın sosyal sorumluluk bileşeni ile kurumsal girişimciliğin

proaktiflik bileşeni pozitif bir ilişkiye sahip olurken, risk bileşeni ile negatif bir

ilişkiye sahip olmuştur. Başka bir deyişle, saha araştırmasına katılan işletmelerin

sosyal sorumluluk düzeyleri arttıkça proaktiflik düzeylerinin artacağı, buna

karşın risk düzeylerinin azalacağı söylenebilir.

• Kurumsallaşmanın profesyonelleşme ve özerklik bileşenleri, kurumsal

girişimciliğin proaktiflik bileşeni ile pozitif bir ilişkiye sahip olmuştur. Başka

bir deyişle, saha araştırmasına katılan işletmelerin profesyonelleşme ve özerklik

düzeyleri arttıkça proaktiflik düzeylerinin de artacağı söylenebilir.

• Kurumsallaşmanın şeffaflık bileşeni ile kurumsal girişimciliğin yenilikçilik

bileşeni pozitif bir ilişkiye sahip olmuştur. Buna göre, saha araştırmasına katılan

işletmelerin şeffaflık düzeyi arttıkça yenilikçilik düzeylerinin de artacağı

söylenebilir.

• Kurumsallaşma düzeylerinden formalleşmenin kurumsal girişimciliğin herhangi

bir boyutu üzerinde anlamlı bir etkisi tespit edilememiştir.

5.2. Öneriler

Aile işletmelerinin başarılı yönetimi ve bu işletmelerin gelecek nesillere başarılı

bir şekilde devredilmesi özellikle ülke ekonomisine olumlu katkıları nedeniyle çok

önemlidir. Aile işletmelerinin bir sonraki nesle geçiş süreçlerinde sorun yaşaması ve bu

süreç içinde el değiştirmesi veya kapatılması istenmeyen durumlar olarak karşımıza

çıkmaktadır. Bu olumsuz durumların önlenebilmesi ve sorunun çözümü için yapılan

akademik çalışmaların odağında “aile işletmelerinin kurumsallaşması” yer almaktadır.

Aile işletmelerinde kurumsallaşmanın gerçekleşmesi için hem aile ilişkilerinin hem de

yönetimin kurumsallaşması gerekmektedir. Bu işletmelerde, kurumsallaşma başta

olmak üzere, yetki devri, yönetim organizasyon, sorumluluk gibi birçok alanlarda

sorunlar yaşanmakta olup, bu sorunların çözümü aile şirketi sahipleri ve profesyonel

yöneticilerin kendilerini geliştirmeleri ve konuyla ilgili bilgi ve becerilerini

artırmalarına bağlıdır. Temel amaç aile birliğini koruyarak, kurumsallaşmayı başarmak

olmalıdır (Kaymaz, 2006; Kiracı ve Alkara, 2009). Aile işletmelerinin sürdürülebilirliği

için olması gereken bir diğer süreç kurumsal girişimciliktir, kurumsal girişimcilik şirketi

Page 138: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

122

aktif bir hale getirip ataletten kurutulmasını sağlar. Dolayısıyla kurumsallaşma ve

kurumsal girişimciliği bir arada yürütebilmek işletmenin performanısını artıracaktır.

Bu çalışmanın sonuçları kurumsallaşma ve kurumsal girişimcilik konusunda

araştırma yapan bilim insanları ve kurum yöneticileri açısından önemli bilgiler

sağlamaktadır. Kurumsallaşma ve kurumsal girişimcilik ile bunların bileşenleri

arasındaki bulguların, ülkemizde de benzer sonuçlar gösterdiği görülmüş olup,

bulguların uluslar arası yazınla paralellik gösterdiği söylenebilir. Ancak, bu

değerlendirmede araştırmanın zaman ve maddi kısıtları nedeniyle sadece II. 500 büyük

sanayi kuruluşuna uygulandığı göz ardı edilmemelidir. Dolayısıyla konuyla ilgili

yapılacak olan bundan sonraki çalışmalarda diğer örneklem türlerinin de

incelenmesinde yarar vardır. Bu konu uluslararası yazında tartışılmasına karşın

ülkemizde oldukça yeni ve araştırılmaya gereksinin duyulan bir konudur. Bu yönüyle

çalışmanın ulusal yazına katkı sağladığı söylenebilir.

Bu çalışma sonucunda elde edilen bulgular genel olarak değerlendirildiğinde aile

işletmelerine şu öneriler sunulabilir:

• Aile işletmelerinin sürekliliklerini sağlamak için kurumsal girişimcilik ve

kurumsallaşma düzeylerinin yükseltilmesi gerekmektedir.

• Etkin kurumsallaşma sonucunda işletme subjektiflikten uzaklaşıp objektif bir

bakış açısına sahip olacak ve bunun sonucunda verimliliği artacaktır.

• Kurumsal girişimcilik faaliyetlerinin işletmeye uyarlanması sonucunda, örgüt

daha stratejik bir bakış açısıyla, profesyonel bir tarzla yenilikçilik odaklı

faaliyetlerini sürdürebilecektir.

• Kurumsallaşma ve kurumsal girişimcilik faaliyetlerinin bir arada teşvik

edilmesi işletmenin daha dinamik bir yapıya kavuşmasını sağlayarak

yenilikçiliği işletmenin karakteri haline getirebilecektir.

• Türkiye’deki aile işletmelerinin en önemli sorunlarından birisi yenilikçiliğe

karşı çekimser olmaları ve “şirketin sermayesi benimse yönetimide benim

olmalı” anlayışıyla hareket etmeleridir. Bu anlayışı kıran işletmelerin büyüdüğü

görülürken, bu tarzda devam edenlerin zamanla küçüldüğü ve piyasadan

çekildiği görülmektedir. Dolayısıyla, aile işletmelerinde kurumsallaşma ve

kurumsal girişimcilik süreci vakit kaybedilmeden işletmenin ruhuna

uyarlanmalıdır.

Page 139: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

123

KAYNAKÇA

Adler, Paul S., Bryan B. (1996). Two types of bureaucracy: enabling and coercive,

Administrative Science Quarterly, 41(1), 61–89. Ağca, V., Kurt, M. (2007). İç girişimcilik ve temel belirleyicileri kavramsal bir çerçeve.

Erciyes Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 29, 83–112.

Akgemci, T. (2001). KOBİ’lerin temel sorunları ve sağlanan destekler, Ankara:

KOSGEB Yayını.

Alayoğlu, N. (2003). Aile şirketlerinde yönetim ve kurumsallaşma, İstanbul: Müstakil

Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Yayınları.

Alpugan, O. (1998). Küçük işletmeler (kavramı kuruluşu ve yönetimi), Ankara: Özgün

Matbaacılık.

Antoncic, B., Hisrich, R.D. (2000). Intrapreneurship modeling in transition economies:

a comparison of slovenia and the United States. Journal of Developmental

Entrepreneurship, 5(1), 21–40.

Antoncic, B., Hisrich, R.D. (2001). Intrapreneurship construct refinement and cross-

cultural validation. Journal of Business Venturing, 16 (5), 495–527.

Antoncic, B., Hisrich, R.D. (2003). Clarifying the ıntrapreneurship concept. Journal of

Small Business and Enterprise Development, 10 (1), 7–24.

Arieti, S. (2005). Crativity: The magic synthesis, New York: Basic Books Publishers.

Arndt, M., Bigelow, B. (2000). Presenting structural ınnovation in an ınstitutional

environment: hospitals use of ımpression management. Administrative Science

Quarterly, 45(3), 494–522.

Argüden, Y. (2003). Aile şirketini yönetebilmek, Ekonomistler Platformu,

http://www.ekonomistler.com/arsiv/makaleler/2003/Nisan2003/KURUMSAL-

Ali Güner Tekin.doc. (Erişim Tarihi: 2010).

Ataman, G. (2001). İşletme yönetimi temel kavramlar ve yaklaşımlar, İstanbul:

Türkmen Kitabevi.

Ateş, Ö. (2005). Aile şirketleri: değişim ve süreklilik, Ankara: Ankara Sanayi Odası

Yayını.

Atılgan, T. (2003). Tekstil sektöründe aile işletmelerinden kurumsallaşmaya doğru

giden süreç, Türkiye VI. Pamuk, Tekstil ve Konfeksiyon Sempozyumu

Bildirileri, 100–114, Antalya.

Page 140: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

124

Barrınger, B.R., Bluedorn, A.C. (1999). The relationship between corporate

entrepreneurship and strategic management, Strategic Management Journal, 20,

421–444.

Bartlett, M.S. (1950). Tests of significance in factor analysis. British Journal of

Psychology, 3, 77–85.

Bayhan, V. (2002). Demokrasi ve sivil toplum örgütlerinin engelleri: patronaj ve

nepotizm, Cumhuriyet Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 26 (1), 1–13.

Baylan, N. (2003). Küçük ve orta ölçekli işletmeler, tobb, organize sanayi bölgeleri,

ticaret odaları, Başkent Üniversitesi, Ankara: İİBF Yayını.

Bayrak, S., Akdiş, M. (2000). KOBİ’lerin yönetsel durumu ve yeni sanayileşen illerde

analizi, Türkiye Sosyal Araştırmalar Dergisi, 4 (1), 73–90.

Beehr T., Drexler J. A., Faulkner S. (1997). Working in small family businesses:

empirical comparisons to non-family businesses, Journal of Organızatıonal

Behavıor, 18, 297–312.

Berger, P. L., Luckmann T. (1966). The social construction of reality, New York:

Doubleday.

Berkol, D. (1996). Ulusal kampanya etkinliği: 1996 KOBİ yılı, İstanbul: İTKİB Yayını.

Boons, F., Strannegard L. (2000). Organizations coping with their natural environment,

International Studies of Management & Organization, 30(3), 7–17.

Bordeaux, D.B. (1987). Entrepreneurship, Manage, 39 (1), 2–4.

Bowman N. (1991). Transferring management in the family-owned business (emerging

business series). Texas: Emerging Business Series.

Bulmuş, İ., Oktay, E., Törüner, M. (1990). Küçük sanayi işletmelerimizin konumu,

önemi ve avrupa topluluğu’na girerken karsılaşabileceği sorunlar ile çözüm

yolları, Ankara: MPM Yayınları.

Bulut Ç., Fiş, A., Aktan, B., Yılmaz, S. (2008). Kurumsal girişimcilik: kavramsal yapı

üzerine bir tartışma, Journal of Yasar University, 3 (10), 1389–1416.

Burgelman, R.A.; (1983). A process model of ınternal corporate venturing in the

diversified major firm, Administrative Science Quarterly, 28 (2), 223–244.

Burgelman, R. A. (1983). Corporate entrepreneurship and strategic management:

insights from a process study, Management Science, 29 (12), 1349–1364.

Page 141: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

125

Campbell, N.D., Herıot, K.C. (2002). Which family-controlled business remain family-

controlled? 16th Annual USASBE National Conference Proceedings,

http://www.sbaer.uca.edu/research/usasbe/2002/pdffiles /papers/06.pdf. (Erişim

Tarihi: 2010).

Carsrud, A. L. (2004). Understanding The Complex Relationship Between Family

Business, and Ownership, 1. Aile İşletmeleri Kongresi, İstanbul Kültür

Üniversitesi, 4–11.

Carrier, C. (1996). Intrapreneurship In Small Businesses: An Exploratory Study,

Entrepreneurship Theory and Practice, 21 (1), 5–20.

Carroll, A. B. (1999). Corporate Social Responsibility-Evolution of a Definitional

Construct, Business & Society, 38 (3), 268–295.

Chua, J. H., Chrisman, J. J., Sharma, P., (1999). Defining the Family Business by

Behavior. Entrepreneurship Theory and Practice, 23 (4).

Chua, J., Chrisman, J., Sharma, P. (2003). Succession and nonsuccession concerns of

family firms and agency relationship with nonfamily managers, Family Business

Review, 16 (12).

Civan, M., Uğurlu M. (2005). Avrupa Birliği’ne Uyum Surecinde KOBİ’ler; Gaziantep

İli Orneği. Gaziantep: Re-Ta Ofset.

Cooper, A. C. (1981). Strategic Management: New Ventures and Small Business, Long

Range Planning, 14 (5), 39–45.

Covin, J. G., Slevin D. P. (1988). The influence of organization structure on the utility

of an entrepreneurial top management style, Journal of Management Studies, 25

(3), 217–234.

Cromie, S., Adams J., Dunn B. , Reid R. (1999). Family firms in scotland and northern

ireland: an empirical ınvestigation, Journal of Small Business and Enterprise

Development, 6 (3), 253–266.

Cox, E. S. (2005). The Family Firm As Foundation Of Our Free Society: Strenghts &

Oppurtunities, The Cornell University Family Business Research Institute--

Bronfenbrenner Life Course Center, http://www.fambiz.com.

Covin, J. G., Miles M. P. (1999). Corporate entrepreneurship and the pursuit of

competitive advantage, Entrepreneurship: Theory and Practice, 23 (3).

Cumming, B.S. (1998). Innovation Overview and Future Challenges, European Journal

of Innovation Management, 1(1), 1–29.

Page 142: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

126

Çakıcı, A. (2002), Mersin’de faaliyet gösteren küçük ve orta ölçekli işletmelerin

sorunları ve beklentileri. Mersin: Mersin Üniversitesi Yayınları.

Çavuş, M. F. (2005). Aile İşletmelerinde Stratejik Yönetim, Çukurova Üniversitesi

Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 14 (2),152–166.

Çetin C. (1996). Yeniden yapılanma, girişimcilik, küçük ve orta boy işletmeler ve

bunların özendirilmesi. İstanbul: Der Yayınları.

Çolakoğlu, M. H. (2002). Kobi rehberi, Ankara: TOBB Yayını.

Dalay, İ. (2002). Modern yönetim yaklaşımları, İstanbul: Beta.

Damanpour, F. (1991). The adoption of technological, administrative, and ancillary

innovations: ımpact of organizational factors, Journal of Management, 13(4),

675–688.

Dando, N., Tracey S. (2003). Transparency and assurance: minding the credibility gap,

Journal of Business Ethics, 44 (3), 195–200.

D’aunno T., Succi M., Alexander J. A. (2000). The role of ınstitutional and market

forces in divergent organizational change, Administrative Science Quarterly,

45(4), 679–703.

Danışman, A., Erkocaoğlan, E. (2007). Kurumsal girişimcilik ve firma performansı:

imkb’de işlem gören firmalar üzerinde bir araştırma, İktisat İşletme ve Finans,

22(11), 82–101.

Davenport, T.H. (1993). Process ınnovation: reengineering work through ınformation

technology. Boston: Harvard Business School Pres.

Deephouse, D. L. (1996). Does ısomorphism legitimate?, Academy of Management

Journal, 39(4), 1024-1039.

Denison, D. R. (1990). Corporate culture and organizational effectiveness, New York:

Wiley.

Dess, G. G., Ireland, R. D., Zahra, S. A., Floyd, S. W., Janney, J. J., Lane, P. J. (2003).

Emerging issues in corporate entrepreneurship, Journal of Management, 29 (3).

Degadt, J. (2003). Business family and family business: complementary and conflicting

values, Journal of Enterprising Cultures, 11(4), 379–397.

Demirdöğen, O. (1996). Küçük ve orta büyüklükteki işletmeler. Erzurum: Erzurum

Ticaret ve Sanayi Odası Yayını.

Dimaggio, P. J., Powell, W. (1983). The iron cage revisited institutional isomorphism

and collective rationality in organizational fields, American Sociological Review,

48 (2) 147-160.

Page 143: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

127

Doğan, M. A. (2005). AB güçlü KOBİ istiyor, ekonomik forum. İstanbul: TOBB Yayını.

Dougherty D., Hardy C. (1996). Sustained product ınnovation in large, mature

organization: overcoming ınnovative to organization problems, Academy of

Management Journal, 39 (5), 1120–1153.

Drucker, P. F. (1974). Tasks, responsibilities, practice (2nd ed), London: Heinemann.

Drucker, P. F. (1996). Gelecek için yönetim. (4.b.), (Üçcan F. Çev.), İstanbul: Türkiye İş

Bankası.

Dyer, Jr., Gibb W., Handler, W. (1994). Entrepreneurship and family business:

exploring the connections, Entrepreneurship: Theory & Practice, 19 (1).

Efe B. (1998). İzmir KOBİ’leri büyüteç altında. İzmir: İzmir Ticaret Odası Yayını.

Efil İ. (1987). İşletmelerde yönetim ve organizasyon. Bursa: Örnek Kitapevi.

Ekin N. (1999). Küreselleşme ve gümrük birliği, İstanbul: İstanbul Ticaret Odası

Yayını.

Efroymson, M.A. (1960). Mathematical Methods for Digital Computers.. In Ralston, A.

& Wilf, H.S., (Eds.), Multiple regression analysis, Wiley.

Ekvall, G. (1991). The organizational culture of idea-management: a creative climate

for the management of ideas. In Henry J. &Walker H. (Eds.), Harward Business

Review.

Eren, M. Ş. (2006). Şirket girişimciliğine etki eden faktörler ve şirket girişimciliği ile

işletme performansı ilişkisi üzerine bir saha araştırması (Doktora Tezi, Gebze

Yüksek Teknoloji Enstitüsü, 2006), Gebze.

Field A. (2005). Factor Analysis Using SPSS, http://www.sussex. ac.uk/Users/ andyf/

factor.pdf. (Erişim Tarihi: 2010).

Fındıkçı, İ. (2008). Aile Şirketleri. (3. B.), İstanbul: Alfa Yayınları.

Fletcher, D. (2002). A network perspective of cultural organising and ‘professional

management’ in the small, family business, Journal of Small Business and

Enterprise Development, 9 (4), 400–415.

Gatignon, H., Xuereb J. M. (1997). Strategic orientation of the firm and new product

performance, Journal of Marketing Research, 34 (1), 77–90.

Genç N., Karcıoğlu F. (2004). Aile işletmelerinin karşılaştıkları sorunlar ve çözüm

önerileri-bir uygulama, 1.Aile İşletmeleri Kongresi Kongre Kitabı: 20–32,

İstanbul: Kültür Üniversitesi Yayınları.

Gibson J. L., Ivancevich J. H., Donelly J. H. Jr. (1988). Organizations Behavior,

Structure, Process (6th Ed.), Texas: Business Publications Inc.

Page 144: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

128

Gökçora, İ. H. (2005). Profesyonelliğe saygı, Bilim, Eğitim ve Düşünce Dergisi, 5 (3),

4–9.

Göker A. Z., Üçok T. (2006). Aile işletmeleri ve karar verme süreci, köklü aile

işletmelerinde bir uygulama, 2. Aile İşletmeleri Kongresi Kitabı: 46–47,

İstanbul: Kültür Üniversitesi.

Guth, W.D., Ginsberg, A. (1990). Guest Editors Introduction: Corporate

Entrepreneurship, Strategic Management Journal, 11 (5), 5–15.

Gümüştekin E. G. (2004). Aile işletmelerinin yapısal analizi ve tokat ili aile

işletmelerinde uygulama, 1.Aile İşletmeleri Kongresi Kongre Kitabı: 521–533,

İstanbul: Kültür Üniversitesi.

Günver, B. A. (2002). Aile işletmelerinin yapısı ve geleceği. İstanbul: Kültür

Üniversitesi Yayınları.

Genç, N., Güzel A., Pamukoğlu E. (2006). Aile işletmelerinde dış kaynak kullanımında

sahip yönetici profesyonel yönetici arasındaki tutum farkları, 2. Aile İşletmeleri

Kongresi Kongre Kitabı:571–584. İstanbul: Kültür Üniversitesi.

Gersick, K.E., Davis J. A., Mccollom, H., Lansberg, I. (1997). Generation to

generation: life cycles of family business. Boston: Harvard Business School

Press.

Hayton, J.C., Kelley, D.J. (2006). A competency-based framework for promoting

corporate entrepreneurship, Human Resource Management, 45(3), 407–427.

Hartline, M. D., Maxham J. G., Mckee D. O. (2000). Corridors of ınfluence in the

dissemination of customeroriented strategy to customer contact service

employee, Journal of Marketing, 64 (2), 35–50.

Hepkon Z. (2008). Kurumsal kimlik inşasını belirleyen faktörler: bir yazın taraması,

İstanbul Ticaret Üniversitesi Dergisi, 9, 175–211.

Hisrich, R. D., Peters, M. P. (2002). Entrepreneurship, (5’th Ed.), New York: McGraw-

Hill/Irwin.

Hodgetts, R. M., Kuratko, D. F. (1998). Effective Small Business Management, (6th

Ed.), New York: The Dryden Press.

Holm P. (1995). The dynamics of ınstitutionalization: transformation process in

norwegian fishers, Administrative Science Quarterly, 40 (3), 387–403.

Hornsby, J. S., Kuratko D. F., Zahra S. A., (2002). Middle manager’s perception of the

internal environment for corporate entrepreneurship: assessing a measurement

scale, Journal of Business Venturing, 17, 253–273.

Page 145: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

129

Hosmer, L. T. (1995). Trust: the connecting link between organizational theory and

philosophical ethics, The Academy of Management Review, 20 (2), 379–403.

İlkin, A. (1988). Kalkınma ve sanayi ekonomisi (5. B.), İstanbul: Yön Ajans.

İlter H. M. (2001). Aile şirketlerinde kurumsallaşma ve kobi’lerin yönetim sorunları.

İstanbul: İstanbul Ticaret Odası Yayınları.

Jaffe, D. T. (1990). Working with the ones you love: conflict resolution and problem

solving strategies for a successful family business, Berkeley, CA: Conari Pres.

Jaworski, B. J., Kenneth A. M. (1988). Toward a theory of marketing control:

environmental context, control types, and consequences, Journal of Marketing,

52(3), 23-39.

Jones, G. R., Butler, J. E. (1992). Managing internal corporate entrepreneurship: an

agency theory perspective, Journal of Management, 18 (4), 733–749.

Kangal F. G. (2007). Küçük işletmelerin kurumsallaşmasında değişim süreci ve bir

araştırma (Yüksek Lisans Tezi, Çukurova Üniversitesi 2007), Adana.

Karabacak, E. (1993). Medyanın tüketici davranışı üzerindeki etkisi ve pazarlama

yönetimi açısından önemi, (Yüksek Lisans Tezi, Selçuk Üniversitesi 1993),

Konya.

Karagöz Y., Kösterlioğlu İ. (2008). İletisim becerileri değerlendirme ölçeğinin faktör

analizi metodu ile geliştirilmesi, Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler

Dergisi, 21, 81–97.

Karakoyun Y. (2007). Esnek çalışma yoluyla kadınların işgücüne katılım oranının ve

istihdamının artırılması işkur’un rolü, (İŞKUR Uzmanlık Tezi), Ankara.

Karpuzoğlu, E. (2000), Aile işletmelerinin kurumsallaşma düzeylerini belirlemeye

yönelik bir araştırma, (Doktora Tezi, İstanbul Üniversitesi), İstanbul.

Karpuzoğlu, E. (2002). Büyüyen ve gelişen aile şirketlerinde kurumsallaşma (2. B.),

İstanbul: Hayat Yayınları.

Karpuzoğlu, E. (2004). Aile şirketlerinin sürekliliğinde kurumsallaşma, 1. Aile

İşletmeleri Kongresi, 42–53, İstanbul: Kültür Üniversitesi.

Karlöf, B. (1993). Çağdaş yönetim kavramları ve kalkınma modelleri, İstanbul: İnkılâp

Kitapevi.

Karlsson C., Johanısson B., Storey D. (1993). Small business dynamics. Routledge,

London.

Page 146: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

130

Kaymaz, A. (2006). Aile şirketlerinde kurumsallaşmanın önemi, http://www.mevzuat

bankasi.com/portal/konuk_yazarlar/mevzuat.asp?kategori=122&id=1415

(Erişim Tarihi: 2010).

Kendir, S. (2010). Yeni işler yeni fikirler, iş fikrinin teknolojik yönü, www.yfyi.

info/tr/download/isfikrininteknolojikyonu2010.ppt, ODTÜ, Teknokent. (Erişim

Tarihi: 2010).

Kets De Vrıes, M.E.R. (1993). The dynamics of family controlled firms: the good and

bad news, Organizational Dynamics, 21 (3), 59–71.

Kimberly J. R. (1978). Hospital adoption of ınnovation: the role of ıntegration into

external ınformational environments, Journal of Health and Social Behavior,

19(4), 361–373.

Kiracı, M., Aklara İ. (2009). Aile işletmelerinde kurumsallaşmaya verilen önem ve

turizm sektöründeki konaklama işletmeleri üzerine bir araştırma: alanya-

eskişehir örneği, Afyon Kocatepe Üniversitesi İ.İ.B.F. Dergisi, 10(1).

Kırım, A. (2001). Aile şirketlerinin yönetimi, İstanbul: Sistem Yayıncılık.

Koçel T. (1995). İşletme yöneticiliği: yönetici geliştirme, organizasyon ve davranış,

İstanbul: Beta Basım.

Koçel, T. (1998). Girişimcilik ama hangisi? Executive Exellence, 1 (10), 17–18.

Koçel, T (2004). Aile işletmelerinde yönetim sorunları ve yeniden yapılanma

gerekliliği, 1. Aile İşletmeleri Kongresi, İstanbul: Kültür Üniversitesi, 9–10.

Koberg C. S. (1987). Resource scarcity, environmental uncertainty, and adaptive

organizational behavior, Academy of Management Journal, 30 (4), 798–807.

Kostova, T. (1999). Transnational transfer of strategic organizational practices: a

contextual perspective, The Academy of Management Review, 24 (2), 308–324.

Lansberg, I., (1999). Succeeding generations: realizing the dream of families in

business, Boston: Harvard Business School Press.

Lawrence, T. B., Wınn M. I., Jennings P. D. (2001). The temporal dynamics of

institutionalization, The Academy of Management Review, 26(4), 624–644.

Leaptrott, J. (2005). An institutional theory view of the family business. Family

Business Review, 18(3), 215–228.

Longeneker, J., Moore C.W., Petty W. J. (1991). Small business management: an

entrepreneurial emphasis, Cincinati: South –Western Publishing Co.

Page 147: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

131

Luchsinger, V., Bagby, D.R. (1987). Entrepreneurship and ıntrapreneurship: behaviors,

comparisons, and contrasts, S.A.M. Advanced Management Journal, 52 (3), 10–

13.

Lumpkin, G.T., Dess, G.G. (1996). Clarifying the entrepreneurial orientation cunstruct

and linking it to performance, Academy of Management Review, 21 (1), 135–

172.

Lumpkin, G. T., Dess, G. G. (2001). Linking two dimensions of entrepreneurial

orientation to firm performance: the moderating role of environment and

industry life cycle, Journal of Business Venturing, 16, 429–451.

March J. G. (1996). Continuty and change in theories of organizational action,

Administrative Science Quarterly, 41 (2), 278–287.

Masters, R.D. (1983). The biological nature of the state, World Politics, 35 (2), 161–

193.

Matsuno, K., Mentzer J. T., Özsomer A. (2002). The effects of entrepreneurial

proclivity and market orientation on business performance, Journal of

Marketing, 66 (3), 18–32.

Meredith, G. G. (1984). Small business management in Australia, Australia: Mc-Graw-

Hill.

Mckinney G., Mckinney, M. (1989). Forget the corporate umbrella- entrepreneurs shine

in the rain, Sloan Management Review, 30 (4), 77–82.

Mcwilliams A., Donald S. (2001). Corporate social responsibility: a theory of the firm

perspective, The Academy of Management Review, 26 (1), 117–127.

Meyer J. W., Rowan B. (1977). Institutionalized organizations formal structure as myth

and ceremony, American Journal of Sociology, 83 (2), 340–363.

Miller, D.L.S. (2003). Lost in time ıntergenerational succession, change, and failure in

family business, Journal of Business Venturing, 18 (4), 513–531.

Milne, Markus J. And Dennis M. Patten (2002). Securing organizational legitimacy: an

experimental decision case examining the ımpact of environmental disclosures,

Accounting, Auditing & Accountability Journal, 15(3), 372–397.

Mohr, L.A., Webb D. J., Harıs E. (2001). Do consumers expect companies to be

socially responsible? the ımpact of corporate social responsibility on buying

behavior, The Journal of Consumer Affaires, 35 (1), 45–71.

Morris, M. H., Williams, R. O., Allen, J.A., Avilla R. A. (1997). Correlates of success

in family business transitions, Journal of Business Venturing,12 (5), 385–401.

Page 148: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

132

Mucuk, İ. (1998). Modern işletmecilik (8. B.), İstanbul: Türkmen Kitabevi.

Müftüoğlu, T. (1998). Türkiye’de küçük ve orta ölçekli işletmeler (4.B.), Ankara:

Turhan Kitapevi.

Nakip, M., Akdogan, A., Çelik, A., Uzay, Ş., İlkay, M.S. (2002). Açıklamalı işletme

terimleri sözlüğü, İstanbul: Literatür Yayıncılık.

North, D.C. (1990). An ıntroduction institutions and ınstitutional change, Institutional

Change and Economic Performance, Cambridge University, 1 (3), 3–26.

Oktav, M., Kavas A., Tanyeri M., Önce G. (1990). Orta ve küçük işletmelerde ihracata

yönelik pazarlama sorunları ve çözüm önerileri. Ankara: TOBB Yayını.

Oktay E., Güney A. (2002). Türkiye'de KOBİ'lerin finansman sorunu ve çözüm

önerileri, 21.Yüzyılda KOBİ’ler: Sorunlar, Fırsatlar ve Çözüm Önerileri

Sempozyumu, K.K.T.C.: Doğu Akdeniz Üniversitesi.

Olalı H., Doğan M., Doğan Ü. (1993). Türkiye’de küçük ve orta ölçekli işletmeler ve

uygulanan ekonomik, mali ve sosyal politikaların küçük ve orta ölçekli işletmeler

açısından değerlendirilmesi sorunlar ve çözüm önerileri, İzmir: İZSİAD Yayını.

Özdemir, L. (2010). Küçük ve orta ölçekli işletmelerde (KOBİ) kurumsal yönetişim

sürecinin gelişimi: van ili örneği, inönü üniversitesi, Eskişehir Osmangazi

Üniversitesi İşletme Bölümü Kongresi, http://iibf.ogu.edu.tr/kongre/bildiriler/17–

02.pdf. (Erişim Tarihi: 2010).

Özdevecioğlu, M. (2004). Aile işletmelerinde kurumsallaşmanın önündeki bazı

engeller, Ekonomi ve Yönetim Bilimleri Dergisi, 2 (2), 107–131.

Özen A. K. (2007). Aile şirketlerinde kurumsal yönetim sürdürülebilirliğin temeli

bağımsızlık ve kendi geleceğini denetleme. (Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Bilgi

Üniversitesi, 2007).

Özer, B. S. (2007). Küçük ve orta ölçekli işletmelerde kurumsallaşma düzeyinin

incelenmesi: Mersin İli örneği. (Yüksek Lisans Tezi, Mersin Üniversitesi, 2007).

Özgen H., Doğan S. (2005). Küçük ve orta ölçekli işletmelerin uluslararası pazarlara

açılmada karsılaştıkları temel yönetim sorunları, Ankara: T.C. Başbakanlık Dış

Ticaret Müsteşarlığı Yayınları.

Ozankaya, Ö. (1991). Toplumbilim, İstanbul: Cem Yayınevi.

Özgener, Ş. (2000). Organizasyonlarda iş ahlâkının kurumsallaştırılması, Marmara

Üniversitesi İİBF Dergisi, 16 (1), 309–324.

Özkaya M. O., Şengül C. M. (2006). Aile şirketlerinde kurumsallaşma ve ikinci kuşağın

“kurumsallaşma” konusuna bakış açısı, D.E.Ü.İ.İ.B.F.Dergisi, 21 (1), 109-126.

Page 149: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

133

Özler, H., Ergün N. D., Gümüştekin G. E. (2006). Aile işletmelerinde nepotizme

kurumsal bir bakış, 2. Aile İşletmeleri Kongresi, İstanbul: Kültür Üniversitesi.

Parson, T. (1960). Structure and process in modern societies, Glencoe, IL: Free Pres.

Pazarcık, O. (2004). Aile işletmelerinin tanımı kurumsallaşması ve yönetişimi, 1.Aile

İşletmeleri Kongresi, İstanbul: Kültür Üniversitesi.

Peters P. M., Hisrich, R. (1985). Entrepreneurship: starting, developing and managing

a new enterprise ( 3’nd Ed.), Richard D. Irvin Inc.

Pieckle, Hal B., Abrahamson R. L. (1990). Small business management (6’th Ed.),

USA: John-Wiley Sons. Inc.

Pinchot, G.(1985). Intrapreneuring, New York: Harper & Row.

Post, J. E., Frederıck W. C., Lawrence A. T., Weber J. (1996). Business and Society,

(8’th Ed.), New York: McGraw-Hill Inc.

Pratt, C. (2001). Leadership and leadership development ıssues in family businesses,

(Doktora Tezi, Seattle University, 2001).

Reed, R., Lemak, D.J., Montgomery, J.C., (1996). Beyond process: TQM content and

firm performance. Academy of Management Review 21,173–202.

Reid R., Dunn B., Cromıe S., Adams J. (1999). Family orientation in family firms: a

model and some empirical evidence, Journal of Small Business and Enterprise

Development, 6 (1), 55-67.

Rosenblatt, P. C., De Mik, L., Anderson, R. M., Johnson, P. (1985). The family in

business, San Francisco: Jossey-Bass Publishers.

Rosenblatt, P.C. (1990). The family in business: human dilemmas in the family firm,

Sanfrancisco: Jossey Bass Publishers.

Ruekert R. W., Orvılle C. W., Kenneth J. R. (1985). The organization of marketing

activities: a contingency theory of structure and performance, Journal of

Marketing, 49 (1), 13–25.

Rule, E.G., Irwin, D.W. (1988). Fostering intrapreneurship: the new competitive edge,

The Journal of Business Strategy, 9 (3), 44–47.

Sabuncuoğlu, Z., Tokol, T. (1991). İşletme I-II, Bursa: Rota Ofset.

Sağlam, M. (1979). Örgütsel değişme. Ankara: Hacettepe Üniversitesi İktisadi ve İdari

Bilimler Fakültesi Yayınları.

Sandberg B. (2002). Creating the market for disruptive ınnovation: market

proactiveness at the launch stage, Journal of Targeting, Measurement and

Analysis For Marketing, 11 (2), 164–189.

Page 150: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

134

Sarıaslan, H. (1994). Orta ve küçük ölçekli işletmelerin finansal sorunları: çözüm için

bir finansal paket önerisi, Ankara: TOBB Yayını.

Sarıaslan, H. (1996). Türkiye ekonomisinde küçük ve orta ölçekli işletmeler. Ankara:

TOBB Yayını.

Savaşır R. (1999). Türkiye ve avrupa birliği ülkelerinde küçük ve orta boylu işletmeler

açısından istihdam politikaları. Ankara: Kamu İş Sen.

Scott, W.R. (1992). Organizations rational, natural and open systems (3’th Ed.),

Prentice-Hall.

Schollhammer, H. & Vesper, K. H. (Ed.) (1981). The efficacy of ınternal corporate

entrepreneurship strategies, In, Frontiers of Entrepreneurship Research, Babson

College, Wellesley, M. A., 451-456.

Schollhammer, H. & C.A. Kent, D.L. Sexton, K.H. Vesper (Eds.). (1982). Internal

corporate entrepreneurship. Encyclopedia of entrepreneurship. Englewood

Cliffs, NJ: Prentice-Hall, 209–229.

Selznick, P. (1996). Institutionalism “Old” and “New”, Administrative Science

Quarterly, 41(2), 270–277.

Seyrek, İ. H., Akgün A. E., Özer, G. (2007). Süreç yeniliği yapan takımların

öğrenmesine etki eden faktörler ve yenilik çalışmasının başarısına etkileri,

Gaziantep Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 6(1), 17–31.

Shanker, M. C. & Astrachan J.H. (1996). Myths and realities: family businesses

contribution to the us economy–a framework for assessing family business

statistics, Family Business Review, 9(2), 107–123.

Sharma, P., Chrisman, J. J. (1999).“Toward a reconciliation of the definitional ıssues ın

the field of corporate entrepreneurship, Entrepreneurship Theory and Practice,

23(3), 11–27.

Silverman, M. A. (2005). The challenges of a family business,

http://www.cleanlink.com/SM/article.asp?id=3371&keywords=.

Slevin, D., Covin, J. (1990). Juggling entrepreneurial style and organization structure:

how to get your act together, Sloan Management Review, 31(2), 43–53.

Staggenborg, S. (1988). The consequences of professionalization and formalization in

the pro-choice movement, American Sociological Review, 53(4), 585–606.

Steinhoff, D., Burgess, J.F. (1993). Small business management Fundamentals (6’th

Ed.). McGraw-Hill.

Page 151: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

135

Stopford, J. M., Baden–Fuller, C. W. F. (1994). Creating corporate entrepreneurship,

Strategic Management Journal, 15 (7), 521-536.

Süder A. (1989). Organizasyonda içsel farklılaşma, İstanbul Üniversitesi İşletme

Fakültesi Dergisi, 18 (2).

Syonzi, J. A. (1991). Small business management fundamentals. New York: Praeger

Press.

Tatlıdil, H. (2002). Uygulamalı çok değişkenli istatistiksel analiz. Ankara: Akademi

Matbaası.

Tavşancıl E. (2002). Tutumların Ölçülmesi ve SPSS İle Veri Analizi, Ankara: Nobel

Yayın Dağıtım.

Tavşancı, S. (2009). Firmalardaki kurumsallaşma düzeyinin rekabet gücüne etkisi

üzerine bir araştırma. (Doktora Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi, 2009).

Tekinkuş, M. (2008). Aile şirketleri ve kurumsallaşma, http://www.akdeniz ofset.com/

gazete/arsiv/19042006/haber–2.htm.

Tetik, N., Uluyol, O. (2005). Aile şirketlerinin yapısal sorunları, Malatya sanayi

işletmeleri uygulamaları. İstanbul: Atlas Yayın Dağıtım.

Thompson, C. Carey (1995). Institutional adjustment. Austin: University of Texas

Press.

Thomson, N., Mcnamara, P. (2001). Achieving post-acquisition success: the role of

corporate entrepreneurship, Long Range Planning, 34 (6), 669-697.

Uludağ İ., Serin V. (1991). Türkiye’de küçük ve orta ölçekli işletmeler-yapısal ve

finansal sorunlar çözümler. İstanbul: İstanbul Ticaret Odası.

Ülgen, H. , Mirze S. K. (2004). İşletmelerde stratejik yönetim (1. B.) İstanbul: Literatür

Yayıncılık.

Vesper, K. H. (1984). Three faces of corporate entrepreneurship research,Wellesley, M.

A: Babson Colleges.

Vesper, K. H. (1990). New Venture Strategies, Rev. Ed., Prentice- Hall, Eaglewood

Cliffs, NJ.

Vinton, K. (2005). Keeping the family business healthly four keys to success,

http://www. fambiz.com.

Walker, Orville C. Jr. (1997). The adaptability of network organizations: some

unexplored questions, Journal of the Academy of Marketing Science, 25 (1), 75–

82.

Page 152: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

136

Wallace, Jean E. (1995). Organizational and professional commitment in professional

and nonprofessional organizations, Administrative Science Quarterly, 40 (2),

228–255.

Warren R. C. (2003), The evolution of business legitimacy, European Business Review,

15(3), 153–163.

Westfall, S.L. (1969). Stimulating corporate entrepreneurship in U.S. industry, The

Academy of Management Journal, 12 (2), 235–246.

Westphal, J. D., Ranjay G., Stephen M. S. (1997). Customization or conformity? an

institutional and network perspective on the content and consequences of TQM

adoption, Administrative Science Quarterly, 42(2), 366–394.

Wiklund, J., Shepherd, D. (2005). Entrepreneurial orientation and small business

performance: a configurational approach, Journal of Business Venturing, 20 (1),

71–91.

Word Employment Report. (2004). “Small-Scale Activities and the Productivity

Divide”, http://www.docstoc.com/docs/6219964/Small-scale-activities-and-the-

productivity-divide-It-is.

Wortman, M. S., (1994). Theoretical foundations for family-owned business: a

conceptual and research-based paradigm. Family Business Review, 7(1), 3–27

Yalçın, A., Günel,R. (2004). Aile işletmelerinde yönetimin bir sonraki kuşağa devrinde

karşılaşılan sorunlar ve çözüm önerileri, 1. Aile İşletmeleri Kongresi, İstanbul:

Kültür Üniversitesi.

Yazıcıoğlu İ., Koç H. (2009). Aile işletmelerinin kurumsallaşma düzeylerinin

belirlenmesine yönelik karşılaştırmalı bir araştırma, Selçuk Üniversitesi Sosyal

Bilimler Enstitüsü Dergisi, 21, 497–507.

Yelkikalan N., Kalmış H. (2001). KOBİ’lerde verimlilik yönelimli yeniden

yapılandırma stratejileri, I. Orta Anadolu Kongresi, “KOBİ’lerin Finansman ve

Pazarlama Sorunları”, Art Tanıtım ve Hizmetleri ve Matbaacılık, Nevşehir.

Yılmaz C., Alpkan L., Ergun E. (2005). Cultural determinants of customer- and

learning-oriented value systems and their joint effects on firm performance,

Journal of Business Research, 58 (10), 1340-1352.

Yılmaz, F. (2003). Türkiye’de küçük ve orta boy işletmeler (KOBİ’ler). İstanbul: İş

Bankası Yayınları.

Zahra, S. A. (1991). Predictors and financial outcomes of corporate entrepreneurship: an

explorative study, Journal of Business Venturing, 6 (4), 259–285.

Page 153: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

137

Zahra, S. A. (1993). Environment, corporate entrepreneurship and financial

performance: a taxonomic approach, Journal of Business Venturing, 8 (4), 319–

340.

Zedeck, S., Mosier K.L. (1990). work in the family and employing organization,

American Psychologist, 45, 240-251.

Zucker, L. G. & W. W. Powell and P.J. DiMaggio (Eds.) (1977). the role of

institutionalization in cultural persistence in the new ınstitutionalism in

organizational analysis, pp:63–82. Chicago: University of Chicago Press.

Türk Dil Kurumu (TDK) Resmi Web Sitesi, (2010). http://tdkterim.gov.tr /bts/?kategori

=verilst &kelime=risk&ayn=tam, (Erişim Tarihi: 2010).

http://ansiklopedi.turkcebilgi.com/M%C3%BClkiyet, (Erişim Tarihi: 2011).

http://www.icdenetim.net/kurumsal-yonetim, (Erişim Tarihi: 2010).

http://www.ozyazilim.com/ozgur/marmara/orgut/kurumsallik.htm,(Erişim Tarihi: 2010).

http://www.yapi.com.tr/Sektorden/2010-verilerine-gore-kadinlarin-isgucune-katilim-

orani-yuzde-276_86178.html, (Erişim Tarihi: 2010).

http://tr.wikipedia.org/wiki/KOB%C4%B0, (Erişim Tarihi: 2010).

Page 154: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

138

EKLER

Ek1 ARAŞTIRMA ANKETİ

Sayın Katılımcı, Bu anket, Çukurova Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İşletme Bölümü Yönetim ve Organizasyon

Anabilim Dalı bünyesinde Prof. Dr. Hüseyin ÖZGEN’in danışmanlığında yürütülen “Aile İşletmelerinde Kurumsallaşma ve Kurumsal Girişimcilik Üzerine Bir Araştırma” başlıklı doktora tez çalışması kapsamındaki araştırmaya veri desteği sağlamak amacıyla hazırlanmıştır. Bu çalışma, Türkiye’de ikinci 500 büyük sanayi kuruluşunun sahiplerinin ve yöneticilerinin kurumsallaşmaya bakışı, kurumsallaşmanın kurumsal girişimcilikle olan ilişkisi konularını kapsamaktadır. Sağladığınız bilgiler sizi ve firmanızı tanıtıcı nitelikte olmayacak, sadece araştırma kapsamındaki bütün firmalara ilişkin genel sonuçlara ulaşmada kullanılacak ve sonuçlar yalnızca bilimsel yayın, sunum vb. materyallerde yer alacaktır.

İlgilendiğiniz ve soruları yanıtladığınız için şimdiden çok teşekkür eder, işlerinizde başarılar ve esenlikler dileriz.

Öğr. Gör. Musa ŞANAL Prof. Dr. Hüseyin ÖZGEN Doktora Öğrencisi Çukurova Üniversitesi İ.İ.B.F. Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi İşletme Bölümü Osmaniye M.Y.O. Yönetim ve Organizasyon A.B.D. OSMANİYE Balcalı/ADANA [email protected] [email protected] 328 825 18 18 322 338 72 54 / 202

I. Bölüm Lütfen demografik özelliklerinizle ve firmanızla ilgili fikir edinmek için oluşturulmuş bu bölümde, size ilişkin kutucuğu [X] işareti koyarak belirtiniz. 1. İşletmenizi bir “aile işletmesi” olarak kabul ediyor musunuz? ( ) Evet ( ) Hayır 2. İşletmeniz kaç nesildir faaliyetlerine devam ediyor? ( ) Yeni kuruldu ( ) 2. Nesil ( ) 3. Nesil ( ) Diğer (belirtiniz)________ 3. Cinsiyetiniz ( ) Bay ( ) Bayan 4. Yaşınız ( ) 20-30 ( ) 31-40 ( ) 41-50 ( )51-60 ( ) 61-Üzeri 5. Öğrenim Düzeyiniz ( )İlköğretim ( )Lise ( )Fakülte/Yüksekokul ( )Lisansüstü 6. İşletmenizin Faaliyet Gösterdiği Sektör : ________________________________ 7. İşletmenizin yaşı ( ) 1-10 ( ) 11-20 ( ) 21-30 ( ) 31-40 ( ) 41-Üzeri 8. İşletmedeki çalışan sayısı ( ) 10-50 ( ) 51-100 ( ) 101-150 ( )151-200 ( ) 200-Üzeri 9. İşletmedeki çalışma süreniz (yıl): __________ II. Bölüm Anketin bu bölümünde örgütün kurumsallaşma düzeyini belirlemeyi amaçlayan ifadeler yer almaktadır. Lütfen aşağıda yer alan ifadelere ne ölçüde katıldığınızı ifadenin karşısına [X] işareti koyarak belirtiniz. Araştırmamızın amacına ulaşabilmesi için bütün ifadelere eksiksiz cevap verilmesi gerekmektedir.

1. Kesinlikle Katılmıyorum 2. Katılmıyorum 3. Kısmen Katılıyorum 4. Katılıyorum 5. Kesinlikle Katılıyorum 1 2 3 4 5

1 Firmamızda güvenlik ve çalışma şartları gibi konuları içeren bilgi kitapçığı bulunmaktadır. 2 Firmamızda çalışanlar için yazılı operasyon talimatları bulunmaktadır. 3 Firmamızda prosedürleri ve sabit kuralları içeren el kitapçığı bulunmaktadır. 4 Çalışanların görev, yetki ve sorumlulukları yazılı hale getirilmiştir. 5 Yönetimi devralabilmesi için bir sonraki kuşağa gerekli eğitim verilir. 6 Firmamızda aile üyeleri de performans denetiminden geçer. 7 Firmamızda açık ve adil bir terfi sistemimiz vardır. 8 Çalışanların görev dağılımını yansıtan resmi bir örgüt şeması vardır.

Page 155: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

139

9 Çalışanlar toplum yararını gözeterek işlerini yürütmektedirler. 10 Çalışanlar mesleki alanlarıyla ilgili ilke ve kurallara uygun kararlar vermektedir. 11 Çalışanlar mesleklerine bağlıdır. 12 Firmamızdaki profesyonellerin karar verme özerklikleri yüksektir. 13 Firmamızda çalışanların yetki ve sorumluluk alanına müdahale edilmez. 14 Çalışanlar işi yapmalarına ve yeteneklerine göre terfi alırlar. 15 Firmamızda uzmanlaşma vardır. 16 İşe yeni alınacak kişilerin belirlenmesinde profesyoneller söz sahibidir. 17 Çalışanlar işi yapmalarına ve yeteneklerine göre ödüllendirilmektedir. 18 Amaçların belirlenmesinde aile dışı çalışanların da fikirleri alınır. 19 Finansman yönetimi sorumluluğu uzman kişilere devredilir. 20 Stratejik kararların alınmasında profesyonellerin görüşü alınır.

21 Firmamızda, yönetim kurulunda görev yapacak yöneticilerin belirlenmesine yönelik tarif edilmiş standart kriterler bulunmaktadır.

22 Firmamızın faaliyetleri sektörel, mesleki ve devlet kurumlarınca belirlenen standartlara uygun olarak yürütülmektedir.

23 Firmamızla ilgili bilgilere ilgili kişi ve kuruluşlarca ulaşılabilmektedir.

24 Firmamızda davranışlarımızı yönlendirip, doğru ile yanlışı ayırmamızı sağlayan kurumsal ahlaki kurallar vardır.

25 Firmamız, verdiği taahhütlere uyar. 26 Firmamız, yönetimsel anlamda çalışanlarına karsı şeffaftır. 27 Firmamız, paydaşlarına (hissedar, müşteri, kamu kurumları vs.) karşı her konuda şeffaftır. 28 Firmamızda denetim kolaylıkla sağlanır. 29 Firma yönetimi çalışanlardan sosyal değerlere uygun davranış göstermesini beklemektedir. 30 Firmamızda yönetim çalışanların etik kurallara uymasını beklemektedir. 31 Firma yönetimi çalışanların mesleki ve sektörel normlara uygun davranmasını beklemektedir. 32 Firmamız toplumsal değerlere uygun eylemler gerçekleştirmektedir. 33 Firmamız eylemlerinden doğan sonuçların sorumluluğunu üstlenmektedir. 34 Firmamızda çalışanların eylemleri kontrol edilir. 35 Firmamız, toplumun gözünde saygı duyulan bir firma olmayı önemser.

36 Firmamız, sosyal sorumluluk çalışmaları kapsamında toplumun bazı ihtiyaçlarını (eğitim, sağlık, çevre vs.) karşılamaya çalışır.

37 Firmamız, uzun vadeli stratejik planlarını oluştururken, toplumun refah düzeyini de dikkate alır.

38 Firmamızın misyon, strateji ve eylemleri birbiriyle uyumludur. 39 Firmamızda iş süreçleri ile örgüt yapısı uyumludur. 40 Firmamız diğer kurumlara, müşterilere ve çalışanlara verdiği sözleri tutmaktadır. 41 Firmamızdaki iş süreçleri stratejiye uygundur. 42 Firmamız benzer durumlarda benzer tepkiler verir. 43 Firmamızda alınan kararlar, firma vizyonuna, misyonuna ve stratejisine uygundur. 44 Firmamızda iş süreçleri ile çalışanların teknik yeterlilikleri uyumludur. 45 Firmamızda uygulanan eylem, süreç ve yapılar dış denetçilere söylenenden farklı değildir. 46 Firmamızda ödüllendirme ve cezalandırma benzer şartlarda herkese aynı uygulanmaktadır.

III. Bölüm Anketin bu bölümünde firmanızın kurumsal girişimcilik boyutlarına bakış açısına yönelik ifadeler yer almaktadır. Lütfen aşağıda yer alan ifadelere ne ölçüde katıldığınızı ifadenin karşısına [X] işareti koyarak belirtiniz. Araştırmamızın amacına ulaşabilmesi için bütün ifadelere eksiksiz cevap verilmesi gerekmektedir.

1. Kesinlikle Katılmıyorum 2. Katılmıyorum 3. Kısmen Katılıyorum 4. Katılıyorum 5. Kesinlikle Katılıyorum 1 2 3 4 5

1 Firmamız geçen 5 yılda AR&GE (Araştırma ve Geliştirme) çalışmalarına önemli oranda yatırım yapmıştır.

2 Firmamız geçen 5 yılda pazara büyük çapta yeni ürün sunmuştur.

3 Firmamız geçen 5 yılda kendi sanayi dalında çarpıcı yeniliklerin ve buluşların geliştirilmesinde önemli bir rol üstlenmiştir.

4 Firmamızda çalışanların yaratıcılık ve yenilikçilik faaliyetleri ödüllendirilmektedir.

5 Firmamız geçen 5 yılda misyonunu yeniden tanımlayıp kar etmeyen birimlerini elden çıkarmıştır.

6 Firmamız geçen 5 yılda rekabet stratejisini yenileyip değiştirmiştir. 7 Firmamız geçen 5 yılda verimliliğini arttıracak faklı programlar geliştirmiştir.

8 Firmamız geçen 5 yılda birimler arası işbirliği ve iletişimini arttırarak yeniden organize olmuştur.

9 Firmamızda risk alma olumlu bir girişim ve davranış olarak görülür.

Page 156: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

140

10 Firmamızın rakiplerine kıyasla risk alma eğilimi daha yüksektir. 11 Firmamız geçen 5 yılda yeni ürünler geliştirerek yeni sanayi dallarına girmiştir. 12 Firmamız geçen 5 yılda uluslararası faaliyetlerini önemli oranda geliştirmiştir.

13 Firmamız geçen 5 yıl boyunca içinde bulunduğu iş alanlarında önemli derecede genişlemeye gitmiştir.

14 Firmamız yöneticileri yüksek belirsizlik ve risk içeren projelere /yatırımlara çok değer verir.

15 Firmamızın tepe yöneticileri, geçmiş 5 yılda, geri dönüş şansı fazla ama risk oranı yüksek projelere önem vermiştir.

16 Firmamız, yüksek-riskli projeler için oldukça toleranslıdır.

17 Firmamız, rakiplerin hamlelerini bekleyip onlara cevap vermek yerine ilk hamleyi kendisi yapmaya çalışır.

18 Firmamız yeni ürün, yönetim teknikleri ve süreç teknolojilerini sektöre tanıtmakta öncü bir rol oynar.

19 Üst yönetim, yeni fikir ve ürünler sunmada diğer firmaların önünde olmaya özen gösterir. Anketimiz burada sona ermiştir. Araştırmamıza katkıda bulunduğunuz için teşekkür ederiz.

Page 157: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

141

ÖZGEÇMİŞ

Adı Soyadı: Musa ŞANAL

Doğum Yeri ve Tarihi: Osmaniye, 08.09.1977

Adres: Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi Karacaoğlan Yerleşkesi Osmaniye MYO Pk: 80000 Merkez / OSMANİYE

Tel: 328 8271000

EĞİTİM DURUMU

• Doktora: Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İşletme Ana Bilim Dalı, Adana, 2011.

• Yüksek Lisans: Mustafa Kemal Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İşletme Ana Bilim Dalı, Hatay, 2006.

• Lisans: Çukurova Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, İktisat Bölümü, Adana, 2001.

• Lise: Atatürk Anadolu Lisesi, Ankara, 1995. • Ortaokul: Adana Kurttepe Anadolu Lisesi, 1992. • İlkokul: Cebesoy İlkokulu, Adana, 1988.

GÖREVLER

• Yayladağı MYO, Öğretim Görevlisi, Mustafa Kemal Üniversitesi Yayladağı MYO İktisadi ve İdari Programlar, 2004–2005.

• Yayladağı MYO, Müdür Yardımcısı, Mustafa Kemal Üniversitesi Yayladağı MYO İktisadi ve İdari Programlar, 2003–2005.

• Yayladağı MYO, İktisadi ve İdari Programlar Bölüm Başkan Yrd., Mustafa Kemal Üniversitesi, 2004–2005.

• Osmaniye MYO, Posta Hizmetleri Program Koordinatörü, Osmaniye Korkut Ata Ünversitesi, 2009-...

• Erzin MYO, İktisadi ve İdari Programlar Bölüm Başkanı, Osmaniye Korkut Ata Ünversitesi, 2009-...

BİLİMSEL YAYINLAR

• Ölçer F., Şanal M. (2007), “İşletmelerde Entelektüel Sermaye Yönetimi”, Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt:16, Sayı:1, Adana.

• Ölçer F., Şanal M. (2007), “Türkiye’deki Sanayi İşletmelerinde Bilgi’nin Değeri ve Paylaşımı Üzerine Bir Araştırma.”, 6. Bilgi, Ekonomi ve Yönetim Uluslararası Kongresi Bildiriler Kitabı, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi, İstanbul.

• Şanal M., Şanal İ. (2009), “Ekonomi Politikalarının Siyasal Alana Etkisi Üzerine Bir Tartışma: Türkiye Örneği”, 1. Uluslararası 5. Ulusal MYO Sempozyumu Bildiriler Kitabı, Selçuk Üniversitesi, Konya.

Page 158: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL … · profesyonelleşme, özerklik, formalleşme ve şeffaflığın, kurumsal girişimcilik ve bunun bileşenleri risk,

142

• Şanal M. (2009), “Kurumsallaşmanın Önemi Üzerine Osmaniye OSB’de Bir Araştırma”, 1. Uluslararası 5. Ulusal MYO Sempozyumu Poster Sunumu, Selçuk Üniversitesi, Konya.

• Şanal M., Apaydın F. (2011), “Öğrenci Motivasyonu Üzerine Osmaniye Meslek Yüksek Okulu’nda Bir Araştırma”, 2. Ulusalararası 6. Ulusal MYO Sempozyumu Bildiriler Kitabı, Adnan Menderes Üniversitesi, Aydın.

SERTİFİKALAR

• Conversational English Certificate (2000), CT/ USA. • Avrupa Birliği ve Türkiye İlişkileri (2006), Ç.Ü.İ.İ.B.F. Semineri, Adana.

E-POSTA

[email protected]