tÜrkİye'de astronomİ...Ötegezegenler 1992 yılında wolszczan ve frail tarafından,...

36
TÜRKİYE'de ASTRONOMİ

Upload: others

Post on 18-Apr-2021

4 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: TÜRKİYE'de ASTRONOMİ...Ötegezegenler 1992 yılında Wolszczan ve Frail tarafından, özünde ölü bir yıldızın kalıntısı olan bir nötron yıldızının etrafında üstelik

TÜRKİYE'de ASTRONOMİ

Page 2: TÜRKİYE'de ASTRONOMİ...Ötegezegenler 1992 yılında Wolszczan ve Frail tarafından, özünde ölü bir yıldızın kalıntısı olan bir nötron yıldızının etrafında üstelik

Selçuk Bilir ve arkadaşlarının

“Research performance of Turkish astronomers in the period of 1980–2010”

ve

Zeki Eker ve arkadaşlarının

“Astronomy in Modern Turkey”

başlıklı çalışmalarına ilave olarak, mevcut astrononi ve uzay bilimleri bölümleri, eğitim, araştırma alanları,etkinlikler gibi konularda ülkemizde yapılanları özetlemek amacıyla “Türkiye'de Astronomi” konulu bir kitapçık hazırlamayı amaçladık. Bu doğrultuda hazırladığımız ilk taslağı web sayfamızda sunuyoruz.

Page 3: TÜRKİYE'de ASTRONOMİ...Ötegezegenler 1992 yılında Wolszczan ve Frail tarafından, özünde ölü bir yıldızın kalıntısı olan bir nötron yıldızının etrafında üstelik

TÜRK ASTRONOMİ DERNEĞİ

ASTRONOMİ BÖLÜMLERİ       eğitim       araştırma alanları

GÖZLEMEVLERİ

DESTEK ve ÖDÜLLER

TOPLANTILAR

kapak resmi:Uğur İkizler

içindekiler 

Page 4: TÜRKİYE'de ASTRONOMİ...Ötegezegenler 1992 yılında Wolszczan ve Frail tarafından, özünde ölü bir yıldızın kalıntısı olan bir nötron yıldızının etrafında üstelik

Türk Astronomi Derneği

iletişim adresleri

e-posta: [email protected]

/TurkAstronomiDernegi/GokyuzuBulten

web: www.tad.org.tr www.astronomi.org

@TurkAstroDer@gokyuzubulten

@TurkAstroDer@gokyuzubulten

Türk Astronomi Derneği (TAD; kuruluş 1954), astronom ve astrofizikçilerden oluşan  bir  meslek  derneğidir.  Üyeleri,  astronomi/astrofizik  alanlarında bilimsel  çalışmalar  yapmak  ve  dersler  vermenin  yanında,  bilim­toplum  ve öğretmen eğitimi projeleri yürüterek, popüler yazılar ve kitaplar yazarak bu konularda  doğru  bilgilerin  topluma  aktarılması  çalışmalarını  aralıksız sürdürmektedir.

Page 5: TÜRKİYE'de ASTRONOMİ...Ötegezegenler 1992 yılında Wolszczan ve Frail tarafından, özünde ölü bir yıldızın kalıntısı olan bir nötron yıldızının etrafında üstelik

@gokyuzubulten

Lisans/lisanüstü öğrencilere yönelik astronomi/fizik yaz okulları

Öğretmenlere yönelik yönelik temel astronomi eğitimi seminerleri Rahmi Koç Müzesi astronomi köşesi

TAD Bülteni Gökyüzü

Türk Astronomi Derneği

Hakkı Ögelman Yaz Okulları

Danışmanlık ve Destek FaaliyetleriÖğretmen Astronomi Eğitimleri

Page 6: TÜRKİYE'de ASTRONOMİ...Ötegezegenler 1992 yılında Wolszczan ve Frail tarafından, özünde ölü bir yıldızın kalıntısı olan bir nötron yıldızının etrafında üstelik

astronomi bölümleri

Türkiye'de  astronomi/astrofizik  eğitimi  üniversitelerde  Fen,  Fen­Edebiyat  ya  da  Mühendislik  ve  Doğa Bilimleri  Fakülteleri'ne  bağlı  Astronomi  ve  Uzay  Bilimleri,  Uzay  Bilimleri  ve  Teknolojileri,  Astronomi  ve Astrofizik  ve  Fizik  Bölümleri'nde  verilmektedir.  Temel  olarak,  bu  bölümlerden  birinde  4  yıllık  lisans eğitimini tamamlayan öğrenciler, yine bu bölümlerden birinde 2 yıl yüksek lisans, daha sonrasında ise 4 yıl doktora  olacak  şekilde  lisansüstü  programlarda  eğitimlerine  devam  edebilir.  Ülkemizde  lisans  ve/veya lisansüstü seviyedeastronomi/astrofizik eğitiminin verildiği kurumlar aşağıda listelenmektedir* .

Akdeniz Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Uzay Bilimleri ve Teknolojileri Bölümü

Ankara Üniversitesi, Fen Fakültesi, Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü

Atatürk Üniversitesi, Fen Fakültesi, Astronomi ve Astrofizik Bölümü

Boğaziçi Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Fizik Bölümü

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Uzay Bilimleri ve Teknolojileri Bölümü

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Fizik Bölümü

Çukurova Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Fizik Bölümü

Ege Üniversitesi, Fen Fakültesi, Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü

Erciyes Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü

İstanbul Üniversitesi, Fen Fakültesi, Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü

İstanbul Teknik Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Fizik Mühendisliği Bölümü

Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Fizik Bölümü

Sabancı Üniversitesi, Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi, Fizik Bölümü

* Güncel kontenjan durumu hakkında bilgi almak için lütfen ilgili bölümün web sayfasını ziyaret ediniz.

eğitim

Page 7: TÜRKİYE'de ASTRONOMİ...Ötegezegenler 1992 yılında Wolszczan ve Frail tarafından, özünde ölü bir yıldızın kalıntısı olan bir nötron yıldızının etrafında üstelik

Türkiye'de astronomi ve astrofizik konularındaki çalışmalar esas olarak üniversitelerde yapılmaktadır. Eğitim ve bilimsel araştırmaların bir arada sürdürüldüğü üniversitelerimizde araştırma konuları genel olarak aşağıdaki gibi sınıflandırılabilir:

●Güneş Sistemi ve Ötegezegen SistemleriGüneş fiziği Küçük gezegenler ve asteroidlerÖtegezegen sistemleri

●Yıldız AstrofiziğiÇift YıldızlarZonklayan YıldızlarYıldız Kümeleri

●Galaktik AstronomiYıldız popülasyonları Galaksi'nin oluşumu ve evrimi

●Galaksi­dışı AstronomiGalaksi evrimiGalaksi kümeleri ve kozmoloji    

●Yüksek Enerji AstrofiziğiX­ışın çiftleriGama­ışını patlamaları

araştırma alanları

Page 8: TÜRKİYE'de ASTRONOMİ...Ötegezegenler 1992 yılında Wolszczan ve Frail tarafından, özünde ölü bir yıldızın kalıntısı olan bir nötron yıldızının etrafında üstelik

Bize  en  yakın  yıldız  olan  Güneş,  çok önemli  bir  astrofiziksel  laboratuvardır. Ülkemizde  Güneş  üzerine  yapılan gözlemsel  çalışmalar,  1933  üniversite reformunu  izleyen  yıllarda  W.  Gleissberg tarafından  İstanbul  Üniversitesi Rasathanesi’nde,  aynı  yıllarda  Kandilli Rasathanesi’nde  de  Fatin  Gökmen’in önderliğinde  başlatılmıştır.  Bu  iki gözlemevinde,  1940’lı  yıllardan  bu  yana fotosfer  gözlemleri  yapılagelmiştir.  Güneş lekesi  gruplarının  elde  edilen istatistikleri,  halen  Brüksel’deki  Solar Influences  Data  Centre  adlı  merkeze gönderilmektedir.     Günümüzde  Türkiye’de  yapılan gözlemsel  Güneş  fiziği  çalışmaları,  leke etkinliğinin  kısa  ve  uzun  dönemli değişimleri, bunun yanında kromosferdeki dinamik yapılar üzerine odaklanmaktadır. Ayrıca  Güneş  yarıçapının  duyarlı ölçümleri  üzerine  çalışmalar  da yapılmaktadır.   

Güneş Sistemi ve Ötegezegen Sistemleri

Güneş’in  global  manyetik  alanının  nasıl  üretildiği  ve  leke çevriminin  nasıl  oluştuğu  konusunda  kuramsal  modeller  de yapılmaktadır.  Bu  modeller,  yüzlerce  yıllık  Güneş  etkinliği gözlemleriyle  karşılaştırılarak,  Güneş  çevrimini  daha  iyi anlamamıza  katkıda  bulunmaktadır.  Bunun  yanında,  Güneş çevrimini  doyuma  ulaştırmasında  etkili  olabilecek  fiziksel süreçler de gözlemlerin rehberliğinde modellenmektedir.    Ülkemizde Güneş Sistemi’ndeki diğer nesneler ve ortamlar  üzerinde yapılan çalışmalar görece azdır. Bunun nedeni, Güneş Sistemi çalışmalarının genellikle çok büyük bütçeli ve bilime büyük  yatırımlar yapan gelişmiş ülkeler arasındaki çok uluslu ortaklıklara dayanıyor olmasıdır. Buna karşın, ülkemizdeki teleskoplar kullanılarak küçük gezegenler ve asteroidler üzerinde  çalışmalar  yapılmaktadır.  Bu  kapsamda,  Yer yakınındaki  asteroidler  izlenmekte,  onların  kaotik yörüngelerinin  daha  iyi  modellenmesi  için  hesaplar yapılmaktadır. 

(Güneş fiziği, küçük gezegenler ve asteroidler, ötegezegen sistemleri)

credit: NASA/SDO/AIA/GSFC

Page 9: TÜRKİYE'de ASTRONOMİ...Ötegezegenler 1992 yılında Wolszczan ve Frail tarafından, özünde ölü bir yıldızın kalıntısı olan bir nötron yıldızının etrafında üstelik

Ötegezegenler

1992 yılında Wolszczan ve Frail tarafından, özünde ölü  bir  yıldızın  kalıntısı  olan  bir  nötron  yıldızının etrafında üstelik de iki gezegenin birden bulunması, özellikle bilim çevrelerini heyecanlandırmış  olsa da asıl  heyecan  ve  kamuoyu  ilgisi  Güneş  benzeri  bir yıldızın  etrafında  ilk  kez  bir  gezegenin  Mayor  ve Queloz  tarafından    1995  yılında  keşfedilmesiyle arttı.  Kamuoylarının  temelinde  Dünya  dışı  yaşam araştırmalarına  gösterdiği  ilgi  bu  alanda  pek  çok araştırmanın  yapılması,  yeni  ve  güçlü  gözlem araçları  ve  uzay  teleskoplarına  yatırımların artmasının  önünü  açmış  oldu.  O  günden  bugüne sayıları  3500'ü  aşan  gezegen  keşfi  yapıldı. Güneş'ten  başka  yıldızların  etrafında  dolanan  bu gezegenlere  bizden  uzaklıklarını  da  vurgulamak üzere  ötegezegenler  diyoruz.  Bir  teleskopla  dahi olsa bir ötegezegeni yıldızından ayrı olarak görmek mümkün  değildir.  Ancak  gökbilimciler  çok  iyi bildikleri  fizik  yasalarının  yardımıyla  gezegeni görmeden  yıldız  üzerinde  neden  olduğu  dolaylı etkilerden gezegenleri keşfedebiliyorlar.

Güneş  benzeri  bir  yıldızın  etrafında  bulunan  ilk gezegen  51  Peg  b  de  dahil  olmak  üzere    sayıları 680'i  bulan  ötegezegen,  bu  dolaylı  etkilerden  biri olan  dikine  hız  değişimleri  ölçülerek keşfedilmiştir.  Temelde  bir  gezegenin  yıldız etrafında  dolandığını  söylemek  bir basitleştirmedir. Gerçekte gezegen ve yıldız ortak kütle  merkezi  etrafında  dolanırlar.  Bu  hareket sırasında  yıldız  bize  yaklaşıp  uzaklaşabilir.  Işık gibi  bir  dalga  olan  tren  sesinin,  tren  sabit  bir gözlemciye yaklaşırken tiz (kısa dalgaboylarında), uzaklaşırken  pes  (uzun  dalgaboylarında) algılanması  gibi,  yıldızın  ışığındaki  tayf  çizgileri de  yıldızın  yörünge  hareketi  nedeniyle  kısa dalgaboyu  ve  uzun  dalgaboyu  arasında  dönemli olarak  gidip  gelir.  Güneş'in  Jüpiter'den kaynaklanan  bu  hareketi  saniyede  13  metre'ye karşılık gelir, Dünya kaynaklı hareketi ise sadece 10  cm/s  düzeyindedir.  Oldukça  küçük sayılabilecek bu hareketleri milyarlarca kilometre uzaklıktan  dahi  ölçebilecek  alet  ve  yöntemlere erişmemiz  1990'ları  buldu.  Buna  karşın  ilk başlarda  kullandığımız  cihazlarla  ancak  büyük hareketleri ölçebiliyorduk. O nedenle de ilk olarak yıldızına çok yakın, büyük gezegenleri bulabildik, zira  ancak  bu  gezegenler  yıldızlarına  bu  kadar büyük hareket yaptırabiliyorlar. 

Page 10: TÜRKİYE'de ASTRONOMİ...Ötegezegenler 1992 yılında Wolszczan ve Frail tarafından, özünde ölü bir yıldızın kalıntısı olan bir nötron yıldızının etrafında üstelik

Her  ne  kadar  gelişen  gözlem  olanaklarımız sayesinde  giderek  daha  uzakta  ve  daha  küçük gezegenler  bulabiliyor  olsak  da  bu  yöntemle keşfedilen  gezegenlerin  ezici  çoğunluğunu  sıcak Jüpiterler  adını  verdiğimiz  bu  tür  yıldızına  yakın, dev  gaz  gezegenler  oluşturmaktadır.  Bu  kadar büyük  gezegenlerin  nasıl  olup  da  yıldızlarına  bir turlarını  birkaç  gün  içerisinde  atabilecek  kadar yakında  olabildiklerini  hala  tam  olarak anlayabilmiş  değiiliz.  Bu  tür  gezegenlerin  şu  an bulundukları  yerde  oluşmuş  olmaları pek mümkün görünmüyor.  Ancak  bazı  öngörüleri  birbiriyle çelişen  gezegen  oluşum  kuramlarımız  da  bu gezegenlerin  bugün  bulundukları  yere  nasıl gelebildiklerini  açıklamak  konusunda  yeterince tatmin  edici  değil.  Yakın  gelecekte  kurulacak  olan dev  teleskoplarla  sahip  olacağımız  duyarlılık seviyesinde  yıldızına  bizim  Güneş'ten  olduğumuz kadar uzakta, bizim gezegenimiz gibi küçük kütleli, karasal  gezegenler  bulmamız  mümkün  olabilecek ancak  bu  kez  de  yıldızda  bu  harekete  benzer sonuçlara  neden  olan  manyetik  etkinlik  gibi nedenleri  ayıklamakta  güçlükler  yaşayacağız.  Bu alanda  çalışan  tüm  gökbilimciler  bu  sorunlara çözüm aramakla meşguller.

Başka  yıldızların  etrafında  dolanan gezegenlerden  bazıları  zaman  zaman  bizimle etraflarında  dolandıkları  yıldızın  arasından geçiyor,  bu  sırada  yıldız  diskinin  bir  miktarını kapattıkları  için  yıldızdan  normalde aldığımızdan daha az ışık  alabilmemize neden

credit: Planetary Habitability Laboratory

credit: NASA

Page 11: TÜRKİYE'de ASTRONOMİ...Ötegezegenler 1992 yılında Wolszczan ve Frail tarafından, özünde ölü bir yıldızın kalıntısı olan bir nötron yıldızının etrafında üstelik

oluyorlar. Bu ışık kayıplarının mertebesi son derece düşük. Ancak yerde ve uzayda çalışan teleskoplarla gezegen  geçişi  kaynaklı  bu  küçük  ışık  düşmelerini gözlemek  mümkün.  Bu  yönteme  dayalı  olarak yerdeki  pek  çok  teleskop  ağı  ve  uzaya  gönderilen CoRoT ve özellikle Kepler gibi teleskoplarla bugüne kadar  2672  gezegen  keşfedildi.  Ayrıca  geçiş zamanlarının  duyarlı  olarak  ölçülmesi  ile  sistemde gözlenemeyen başka ötegezegenlerin varlıklarını da ortaya  koymak  mümkün  olabilmektedir.  Geçiş zamanları  değişimi  (ingilizce  kısaltması  TTV)  adı verilen  bu  yöntemle  de  giderek  artan  sayıda ötegezegen  keşfinin  yapılması  ve  çoklu  gezegen sistemlerinin  sayısının  artması  beklenmektedir. Artık çalışmalar keşif sayısını arttırmaktan, 

keşfedilen  gezegenlerin  parametrelerini  ve  varsa atmosferlerinin  kimyasal  bileşimlerini belirlemeye  yöneldi.  Bir  gezegen  geçişi  sırasında yıldızın ışığı varsa gezegenin atmosferinin içinden geçerek  bize  ulaştığı  için  gezegenin  atmosferi konusunda  da  bilgi  sahibi  olmamız  mümkün. Geçiş  tayf ölçümü adı verilen bu yönemle bugüne kadar az sayıda dev gaz gezegenin atmosferindeki temel molekülleri belirlemek mümkün olmuş olsa da  önümüzdeki  10  yıllık  süre  içerisinde  uzaya gönderilmesi  planlanan  TeSS,  Cheops,  EcHO  ve PLATO  gibi  uzay  teleskoplarıyla  giderek  daha küçük  gezegenlerin  atmosferlerinin  yapısını çalışmak  mümkün  olacak.  Bu  çalışmalar sayesinde  yaşamın  temel  taşı  kabul  edilebilecek su  buharı,  metan  gibi  bileşiklerin  başka gezegenlerin  atmosferlerinde  bulunup bulunmadığı  ve  genel  olarak  gezegen sistemlerinin  nasıl  oluştuğu  konularında  bilgi sahibi olacağız. Gökbilimciler son derece güç  olsa da  özel  teknikler  kullanarak  ötegezegenleri yıldızlarının  etrafında  görüntülemeyi  de başardılar ve bu yöntemle şimdiden 70 ötegezegen keşfi yaptılar. Gelecekte kullanılacak 30­40 metre çaplı  yer  tabanlı  teleskoplar  ve  Hubble  Uzay Teleskobu'nun  yerini  alacak  olan  James  Webb Uzay Teleskobu gibi uzay teleskopları ile diğer 

credit: IAU

Page 12: TÜRKİYE'de ASTRONOMİ...Ötegezegenler 1992 yılında Wolszczan ve Frail tarafından, özünde ölü bir yıldızın kalıntısı olan bir nötron yıldızının etrafında üstelik

gibi  parametrelerini  duyarlı  olarak  belirlemeye yönelik  çalışmalar  da  zamanının  tamamı  Türk araştırmacılarca  kullanılan,  yine  TUG'da konuşlandırılmış  1  metre  aynı  çaplı  T100 teleskobunda  çeşitli  gruplarca  sürdürülmektedir. 2020 yılıyla birlikte Doğu Anadolu Gözlemevi'nin (DAG)  4  metre  çaplı  kızılöte  teleskobu  ve  olası diğer büyük teleskopların kullanılmasıyla birlikte araştırmacılarımızın  gökbilimin  bu  son  derece aktif  alanındaki  katkılarının  artacağı düşünülmektedir.

*  Gezegen  keşif  sayıları  http://exoplanet.eu adresinden  alınmıştır  ve  16  Ağustos  2016  tarihi itibarı ile günceldir. 

yöntemlerle  keşfedilmeleri  güç.  yıldızlarına  uzak gezegenlerin  keşfi  mümkün  olacaktır.  Şu  anda uzaydan  hassas  konum  gözlemlerini  sürdürmekte olan Gaia teleskobuyla da yıldızlarından uzak binlerce ötegezegenin  keşfedileceği  öngörülmektedir.  Tüm  bu keşiflerle  yıldızlarına  yakın  ve  dev  gezegenlerin  yanı sıra  uzak  ve  küçük  gezegenlerin  ve  çoklu  gezegen sistemlerinin  keşfiyle  diğer  yöntemlerin  getirdiği yanlılıklar  dengelenerek  daha  homojen  bir  örnek uzayı  üzerinden  değerlendirmelere  gidebilmemiz mümkün  olabilecektir.  Bu  değerlendirmeler sonucunda başka gezegen sistemlerinin nasıl oluştuğu ve  evrimleştiğinin  yanı  sıra  kendi  sistemimizin  nasıl oluşup,  bugüne  nasıl  geldiği  konularında  daha  çok bilgi  sahibi  olabilmek  mümkün  olabilecektir. Türkiye'de  ötegezegen  çalışmaları  ancak  2000'lerin ortalarından  itibaren  ivme  kazanmaya  başlamıştır. Türk  araştırmacılar,  Rus  ve  Japon  ortakları  ile birlikte  dikine  hız  yöntemiyle  TÜBİTAK  Ulusal Gözlemevi (TUG)'nde konuşlandırılmış 1.5 metre ayna çaplı  Rus­Türk  Teleskobu  (RTT­150)'yla  dev yıldızların  etrafında  gezegen  araştırmalarını sürdürmekte,  projeleri  bir    TÜBİTAK  araştırma projesiyle    de  desteklenmektedir.  Ayrıca  geçiş yöntemiyle keşfedilen ötegezegenlerin yarıçap­kütle 

Page 13: TÜRKİYE'de ASTRONOMİ...Ötegezegenler 1992 yılında Wolszczan ve Frail tarafından, özünde ölü bir yıldızın kalıntısı olan bir nötron yıldızının etrafında üstelik

Yıldız Astrofiziği 

   

(Çift Yıldızlar, Zonklayan Yıldızlar ve Yıldız Kümeleri)

Bugüne  kadar  yapılan  gözlemsel  çalışmalar, yıldızların  yarısından  fazlasının  çift  ya  da  çoklu sistem  üyesi  olduklarını  ortaya  koymaktadır.  Kütle ve yarıçapın en duyarlı belirlenebildiği sistemler olan çift  yıldızlar,  üretilen  kuramsal  modellerin  testi  için de vazgeçilmez kaynaklardır. Ülkemizde çift yıldızlar üzerine  çalışmalar  neredeyse  50  yıl  öncesine dayanmaktadır.  Uzun  yıllar  boyunca,  sahip  olunan teleskoplar ve alıcıların sınırlı olmasının da etkisiyle, sadece fotometrik veri kaynaklı çalışmalar ile bu tür sistemler  çözülmeye  çalışılmıştır.  Ancak,  özellikle 2000'li  yıllarla  birlikte  uluslararası  ortaklılların  da etkisiyle,  fotometrik  çalışmalara  tayfsal  çalışmalar da  eklenmeye  başlanmış  ve  etki  değeri  yüksek dergilerde  çalışmalar  daha  sıklıkla  yayınlanmaya başlanmıştır.  Böylece,  önemli  sayıda  çift  yıldız bileşenlerinin  mutlak  parametreleri  hassas  bir şekilde  belirlenerek  literatüre  kazandırılmıştır.  Çok sayıda  ayrık  çift  çizgili  örten  çift  yıldız  sisteminin kütle  ve  yarıçap  değerlerinin  %3’ten  daha  duyarlı belirlenmesi  kuramsal  modellerin  geliştirilmesinde önemli  rol  oynadığından,  ülkemizden  bu  alana sunulan  çıktılarla  kuramların  denetlenmesine  de katkı verdiği açıktır. 

Çift yıldız araştırmalarında tayfsal veri katkısı, sadece  bu  sistemlerin  ve  bileşenlerinin  temel mutlak  parametrelerini  duyarlı  olarak belirlenmesini  sağlamamış,  bunun  yanında,  bu tür  dizgelerde  kütle  aktarımı,  manyetik etkinlik,  metal  bolluğu,  kinematik  ve  dinamik özelliklerin  incelenmesi  için  de  olanak sağlamıştır.        Ülkemizde  CCD  alıcılar  2000'li  yılların başında kullanılmaya başlanmış ve böylece kısa zamanda  çift  yıldızlar  alanında  da  farklı araştırma  alanlarına  girilmeye  başlanmıştır. Bunun  önemli  yansımalarından  biri  de, pulsasyon  yapan  bileşen  içeren  çift  yıldızların çalışmalarına  ülkemizden  oldukça  önemli katkıların  verilmesi,  keşiflerin  yapılması  ve alanda  yol  açıcı  çalışmaların  yayınlanmasıdır. Bu  çalışmalarda,  pulsasyon  yapan  bileşenlerin temel  parametreleri  oldukça  duyarlı belirlenirken,  çift  olma  özelliğinin  getirdiği yakınlık  etkilerinin  pulsasyonlar  üzerine etkileri üzerine çalışmalar yürütülmüştür.   

Page 14: TÜRKİYE'de ASTRONOMİ...Ötegezegenler 1992 yılında Wolszczan ve Frail tarafından, özünde ölü bir yıldızın kalıntısı olan bir nötron yıldızının etrafında üstelik

Çift  yıldızlar  alanında,  sistemlerin  fotometrik  ve tayfsal  analizlerinin  yanında,  onların  açısal momentum  değişimleri  ve  evrimleri,  kinematik  ve dinamik  özellikleri,  oluşumlarını  açıklamaya çalışan  kuramsal  çalışmalar,   korunumlu  olmayan yıldız  modelleri  ve  oluşum  senaryoları  ve  kütle­ışıtma  bağıntılarının  güncellenmesi  ve  etkin sıcaklık  belirlenmesi  üzerinde  duran  ve  bu  alanda özellikle  çift  yıldız  oluşumu  ve  evriminin açıklanmasına  önemli  katkılar    sunan  çalışmalar da yayınlanmıştır. Ülkemizde çift yıldız çalışmaları yapan  grupların  bir  bölümü,  bu  alandaki tecrübeleri  ile  ötegezegen  çalışmalarına  da başlayarak,  ilgi  gören  bu  alanda  da  çıktılar üretmeye başlamışlardır.      Yıldız  atmosferleri  konusunda  çalışmalar  büyük ölçüde  tayfsal  veriler  kullanılarak  yapılmaktadır. Ülkemizde  bu  alandaki  araştırmalar incelendiğinde,  uzun  yıllar  öncesinde  Ankara Üniversitesi  ve  İstanbul  Üniversitesi'nden  bazı araştırmacıların  tek  yıldızların  yurt  dışından alınan  tayf  verileri  üzerine  yaptığı  ve  çoğunluğu metal  bolluğu  analizlerine  dayanan  çalışmalar karşımıza çıkmaktadır. Yıldız atmosferleri  ile  ilgili araştırmalarda,  teleskop,  tayfçeker  ve  alıcıların gelişimine  bağlı  olarak,  özellikle  2000’li  yıllardan itibaren önemli adımlar atılmıştır. Ülkemizde de bu 

çalışmalar,  TUG'a  RTT150  teleskobu  ve tayfçekerlerinin  kurulması,  genç  araştırmacıların bu alanda yurt dışı imkanları daha sık kullanmaya başlaması  ile  hız  kazanmıştır.  Bu  sayede,  Ankara Üniversitesi  ve  İstanbul  Üniversitesi'ne  ek  olarak Ege  Üniversitesi,  Çanakkale  Onsekiz  Mart Üniversitesi, Çukurova Üniversitesi  ve son yıllarda Akdeniz  Üniversitesi  ve  Erciyes  Üniversitesi'nde yıldız  atmosferlerini  inceleyen  gruplar  ve/veya araştırmacılar bu alana katkı sağlamaktadır.   Yıldız  atmosferleri  çalışmalarında,  öncelikle, tayfsal  analizler  ile  atmosferi  tanımlayan  temel nicelikler  (sıcaklık,  yüzey  çekim  ivmesi,  bolluk, dönme  ve  türbülans  hızları)  belirlenmeye çalışılmaktadır.  Ülkemizdeki  araşırmacılar  da kullandıkları  yüksek  çözümleme  gücündeki  tayf verileri  ile  temel atmosfer parametrelerini  oldukça duyarlı  elde  ederek,  kendilerinin  öncülük  ettiği araştırmalarda,  özellikle  bolluk  analizleri  üzerine etkin çalışmalar yayınlamaya başladılar.     Son  yıllarda,  yurt  dışından  alınan  verilerin yanında  TUG'da  yer  alan  Coude  ve  TFOSC tayfçekerlerinin  de  kullanılması  ile,  yüzey haritalama  tekniği  ile  manyetik  etkin  bölgelerin araştırılması.  Gökadamızın  kimyasal  evriminin anlaşılmasında  önemli  olan  kırmızı  yatay  kol  alan yıldızlarının atmosfer parametreleri ve kimyasal 

Page 15: TÜRKİYE'de ASTRONOMİ...Ötegezegenler 1992 yılında Wolszczan ve Frail tarafından, özünde ölü bir yıldızın kalıntısı olan bir nötron yıldızının etrafında üstelik

bolluklarının  belirlenmesi, yarı­ayrık çift yıldız bileşenlerinde karbon eksiliğinin araştırılması, çift  yıldız  bileşenlerinin  tayflarının  ayrılarak bileşen  tayflarının  analizlerinden  atmosfer özelliklerinin  ayrı  ayrı  çıkarılması  gibi  farklı tür çalışmalar da literatüre sunulmuştur. Yıldız  kümeleri,  yıldızların  ve  Gökada’mızın evrimi,  özellikle  de  kimyasal  element bolluklarının  ve  küme  yaşlarının  belirlenmesi bağlamında  ülkemizde  etkin  bir  araştırma alanıdır.  Yapılan  çalışmalarda  farklı  yaştan yıldız  kümelerinin  element  bollukları karşılaştırılarak  Samanyolu’nun  kimyasal yapısı  ve  bunun  evrimi  çalışmalarına  katkıda bulunulmaktadır.   Yıldızların  iç  yapısını  enerjinin  devasa miktarlarda üretimi ve nakli belirler. Bu süreç aynı zamanda mikro fizik ile makro fiziğin çok özel  birlikteliğidir.  Yıldızlar  hakkında  en ayrıntılı  bilgiler  gözlemsel  kısıtlar  ışığında yapılan  iç  yapı  modellerinden  elde  edilir. Türkiye’de  yıldızların  yapı  ve  evrimine  ilişkin ilk çalışmalar Dilhan Ezer Eryurt'un Kanada 

ve  ABD'deki  başarılı  çalışmalarını  Türkiye'ye taşımasıyla  başlar.  1970li  yıllarda  ODTÜ  Fizik Bölümünde  başlayan  çalışmalarda  Güneş  nötrino problemlerinin  yanı  sıra  dönmenin  yıldız  yapı  ve evrimine  etkisi  gibi  konularda  da  araştırmalar yapılmıştır.Günümüzde  yıldızların  iç  yapısı  ve  evrimi  üzerine yapılan  çalışmalar,  çift  yıldızları,  küme  üyesi yıldızları, Kepler ve CoRoT verilerini de kullanarak Güneş  benzeri  titreşim  yapan  yıldızları  ve gezegenleri  de  kapsayacak  şekilde  genişletilmiştir. Hem  gezegenlere  barınak,  hem  de  Gökada'nın  en yaşlı yıldızları bu tür yıldızlar arasında olduğundan bunların  kütle,  yarıçap,  yaş  gibi  temel parametrelerinin  asterosismik  yöntemlerle  duyarlı bir  şekilde  belirlenmesi  başlıca  uğraş  alanıdır. Ülkemizde  1990  lı  yıllarda  bu  alanda  çalışmalar başlasa  da  2000  li  yıllara  kadar  büyük  ölçüde kampanya  gözlemlerine  veri  üretme  ile  sınırlı kaldığı  söylenebilir.  Son  yıllarda,  Güneş  türü zonklamalara  ilişkin  kuramsal  ve  gözlemsel çalışmalar, farklı tür zonklayan yıldızların tayf

Page 16: TÜRKİYE'de ASTRONOMİ...Ötegezegenler 1992 yılında Wolszczan ve Frail tarafından, özünde ölü bir yıldızın kalıntısı olan bir nötron yıldızının etrafında üstelik

analizlerinden  atmosfer  parametrelerinin  ve modlarının  belirlenmesi,  çift  yıldızlarda zonklayan  bileşenlerin  temel  parametrelerinin belirlenmesi  ve  zonklama  özelliklerinin açıklanması  gibi  başlıklardaki  çalışmalar  etki faktörü yüksek dergilerde yer bulmuştur.     Güneş  benzeri  yıldızlar  üzerine  yapılan çalışmalarda  Güneş  benzeri  leke  ve  faküla etkinliğinin,  daha  hızlı  dönen  yıldızlarda  nasıl göründüğü,  ışıkölçüm  ve  tayfölçüm  çalışmaları ışığında  incelenmektedir.  Bunun  yanında,  MHD yaklaşımını  içeren  manyetik  alan  üretimi  ve taşınımı modelleri ile Güneş benzeri leke ve plaj bölgesi  etkinliğinin  gözlenen  farklı  yıldızlarda nasıl görünebileceği modellenmektedir. 

Page 17: TÜRKİYE'de ASTRONOMİ...Ötegezegenler 1992 yılında Wolszczan ve Frail tarafından, özünde ölü bir yıldızın kalıntısı olan bir nötron yıldızının etrafında üstelik

Galaktik Astronomi(yıldız  popülasyonları,  Galaksi'nin  oluşumu  ve evrimi)

Ülkemizde  Galaktik  yapı  çalışmaları  1960’lı yıllarda  başlamış  ve  günümüzde  de  devam etmektedir.  2000’li  yıllara  kadar  çok  renk fotometrisi  yardımıyla  Galaksimizin  farklı doğrultularındaki  yıldız  alanları  için  fotoğrafik plaklarının  ölçülmesinden  Galaksimizin  yapısı, oluşum ve evrimi araştırılmıştır. Gelişen  teknoloji sayesinde,  odak  düzlemi  aletlerindeki  duyarlı alıcıların  devreye  girmesi  ve  sistematik  olarak başlatılan  gökyüzü  tarama  programları  daha sönük  kaynakların  incelenmesine  olanak sağlamıştır.  Bu  da  Galaksimizin  daha  duyarlı bilgilerinin  elde  edilmesine  imkân  vermiştir. 2000’li  yıllardan  önce  yıldız  alanlarındaki  anakol yıldızlarının  ışıma  gücü  fonksiyonları  elde edilirken,  sonrasında  yıldız  alanlarındaki  farklı popülasyonların  yapısal  parametreleri  elde edilmiştir.  Bu  çalışmalar  sonucunda  Galaksimizin yapısını  ifade  eden  model  parametrelerinin  “tek” bir  değer  ile  açıklanamayacağı  bunun  yerine Galaktik  enlem  ve  boylama  bağlı  olarak  ifade edilebileceği  gösterilmiştir.  Ayrıca  gökcisimlerinin uzaklık  tayini,  fotometrik  sistemler  arasındaki dönüşüm  formülleri,  fotometrik  metal  bolluğu tayini için geliştirilen çok sayıda kalibrasyon yine

yine  Galaktik  yapı  grubu  elemanlarınca üretilmiştir.  Galaksimizin  oluşumu  hakkındaki teorik  çalışmaların  sınanmasında  yukarıda  ifade edilen  kalibrasyonlar  kullanılarak  Galaksimiz içinde  metal  bolluğu  gradyenti  araştırılmıştır. Sözkonusu  oluşum  modellerinin  ancak  bir  arada incelenmesiyle Galaksi oluşumunun anlaşılabileceği sonucuna ulaşılmıştır. Duyarlı  radyal hız ölçümleri yapılan  tek  ve  çift  yıldızların  öz  hareket  ve trigonometrik  paralaks  verilerinin  birleştirilmesi sonucu  Güneş  civarındaki  yapının  kinematik  ve dinamik  özellikleri  tayin  edilmiştir.  Özellikle anakolda bulunan  çift yıldızların kinematik yaşları tayin  edilerek  çift  yıldız  evrimi  yörünge periyodunun  küçülmesi,  kütle  ve  açısal  momentum kaybı hakkında önemli ipuçlarına ulaşılmıştır.    

Page 18: TÜRKİYE'de ASTRONOMİ...Ötegezegenler 1992 yılında Wolszczan ve Frail tarafından, özünde ölü bir yıldızın kalıntısı olan bir nötron yıldızının etrafında üstelik

Galaksi­dışı Astronomi(galaksi evrimi galaksi kümeleri ve kozmoloji) 

Geniş ölçekte evrene bakıldığında karşımıza çıkan en  küçük  yapıtaşları  galaksilerdir.  Kendi Galaksimiz  Samanyolu  gibi  evrende  milyarlarca galaksi  bulunmaktadır.  Bu  galaksilerin  biraraya gelerek  oluşturdukları  galaksi  kümeleri  ise evrende  görülebilen  en  büyük  yapılardır. Evrendeki  madde  dağılımının  ve  dolayısıyla evrenin evriminin belirlenmesinde önemli bir araç görevi  görmektedirler.  Ayrıca  galaksi  kümeleri, galaksiler  arası  yoğun  etkileşmelerin  görüldüğü yerler  olduğundan  galaksi  oluşumu  ve  evrimi çalışmaları  açısından  da  çok  önemli  bir laboratuvardır.    Ülkemizde  galaksiler  ve  galaksi  kümeleri üzerine  yapılan  çalışmalar  görece  yakın zamanlara  dayanmaktadır.  Astronomlarımızın erişimi  olan  teleskopların  ve  bunlara  bağlı  odak düzlemi aygıtlarının sınırlı olması nedeniyle uzak gökcisimlerinin çalışılması pek kolay olmamıştır.      Yakın galaksiler üzerine yapılan çalışmalarda, özellikle  spiral  galaksilerdeki  moleküler  gazın özellikleri, dev gaz bulutları ve CO moleküler  

emisyonunun  varlığı  milimetre  ve  milimetre­altı dalgaboylarındaki  gözlemler  yardımıyla araştırılmıştır.  Ayrıca  nötral  hidrojen  ve  optik  bölge  tayflarının yardımıyla  galaksilerdeki  yıldız  oluşum  aktivitesi incelenmektedir.  Ortamın  galaksi  evrimi  üzerindeki  etkileri,  az yoğun  ortamda  bulunan  eliptik  galaksilerin özellikleri  ve  yoğun  ortamdakilerle karşılaştırılmaları  gibi  galaksi  evrimi konularında çalışmalar  da  yakın  zamanda  ele  alınan  konular olmuştur.  Kuazar  rüzgârlarındaki  değişimler  ve  bununla bağlantılı çizgilerin genel soğurma özellikleri SDSS tayfları kullanılarak incelenmiştir.  Galaksi  kümesi  bulma  çalışmaları  ve  galaksi kümelerinin  çoklu  dalgaboylarında  taramaları yapılmıştır.  Ayrıca  bu  kümelerin  merkezi  parlak galaksilerinin  (BCGs)  fotometrik  ve  yapısal özellikleri  incelenmiştir.  Kümelerin  dinamik yapıları X­ışın verileri kullanılarak bir dizi çalışma ile  incelenmiştir.  Galaksi  kümelerinde  karanlık madde  araştırmaları  ise  yakın  dönemde başlamıştır.  Ayrıca  çarpışan  galaksi  kümelerinin dinamiği ve etkileşmeleri incelenmiştir.

Page 19: TÜRKİYE'de ASTRONOMİ...Ötegezegenler 1992 yılında Wolszczan ve Frail tarafından, özünde ölü bir yıldızın kalıntısı olan bir nötron yıldızının etrafında üstelik

Yüksek Enerji Astrofiziği       Uzay tabanlı X – ışın ve Gama ışın uydularının (RXTE,  Suzaku,  Chandra,  XMM,  Integral,  Swift, Fermi  vb.)  gönderilmesiyle  son  yıllarda  yüksek enerji  astrofiziğinde  dikkate  değer  ilerlemeler olmuştur.    En  önemli  ilerlemelerden  biri  Gama Işın  Patlamaları  (GRBs),  pulsar  ve  AGN’  lerden gelen yüksek enerjili yayınımın tespit edilmesidir. Fermi  (LAT  ve  GBM)  ,  Swift  (BAT  ve  XRT) uydularından  alınan  gama  ışınlarında  gözlenen prompt  ve  X­ray  flare  GRB  verilerinin  gözlemsel özellikleri  üzerine  yapılan  araştırma  konularının başlıkları asağıdaki gibi özetlenebilir;  (i) Patlama ile  ortaya  çıkan  relativistik  olarak  çarpışan kabuklarda  olusan  şok  mekanizmasının  altında yatan  fiziğin  araştırılması,  (ii)  Pulse profillerindeki  time  dilation  etkisinin araştırılması,  (iii)  Anlık  (prompt)  yayınım ve  X  – ısın  parlamalarının  geniş  dinamik  bir  zaman skalasında  benzerlik  ve  farklılıklarının çalışılması.  Bunun  yanısıra  Adıyaman Üniversitesi,  İstanbul  Üniversitesi  ve  Sabancı Üniversi ortaklığı ile TÜBITAK Ulusal Gözlemevi (TUG)' nde bulunan T100 ve T60 teleskopları ile

GRB'lerin  optik  ardıl  ışınımlarının  takip gözlemleri ile GRB' lerin ışık eğrilerindeki zamana bağlı  değişimleri  ve  buna  bağlı  fiziksel parametrelerin  öngörülen  teorik  modeller çerçevesinde  araştırılmaktadır.  Yüksek  Enerji Astrofiziği  alanında  Nötron  yıldızları  (NY), Karadelik  (KD) ve Beyaz cüceler  (WD) gibi yoğun astrofiziksel  objelerin  yapısı  ve  dinamiğinin anlaşılması  ile  GRB’  lerin  ve  küme  ve  yakın galaksilerdeki  X  –  ışın  kaynaklarının  doğasının hem teorik hem gözlemsel çerçevede çalışılmasına olanak sağlayacaktır. 

(X­ışın çiftleri, gama­ışını patlamaları)

Credit: NASA

Page 20: TÜRKİYE'de ASTRONOMİ...Ötegezegenler 1992 yılında Wolszczan ve Frail tarafından, özünde ölü bir yıldızın kalıntısı olan bir nötron yıldızının etrafında üstelik

  Ülkemizde nötron yıldızları alanındaki gözlemsel çalışmaların  önemli  bir  kısmı  X­ışını uydularından  gelen  verilerin  analizi  ve yorumlanması  üzerinedir.  Bu  alandaki çalışmaların  ilk  tohumları    1970’lerin  ilk yarısında  ODTÜ  Fizik  Bölümü’nde  Hakkı Ögelman’ın  kurduğu  Yüksek  Enerji  Astrofiziği grubuyla atılmıştır. Nötron yıldızlarının, X­ışını gözlemlerine dayanan zamanlama  ve  tayf  analizlerini  içeren  çalışmalar özellikle  1990’lı  yıllardan  bu  yana  hız  kazanarak sürdürülmektedir.  Türkiye’deki  bilim  insanları; CGRO,  ASCA,  RXTE,  Chandra,  XMM­Newton, INTEGRAL  ve  Swift  gibi  X­ışını  uydularının verilerini  kullanarak  X­ışınında  ışıma  yapan nötron  yıldızları  hakkında  bilim  dünyasına katkılarda  bulunmaya  devam  etmektedirler. Ayrıca  ülkemizde  bu  kaynakların  bir  kısmının optik bileşenlerinin hem ulusal (TUG vb.) hem de yurtdışı  gözlemevlerinden  elde  edilen  görünür band  gözlem  verilerini  kullanan  çalışmalar  da yapılmaktadır.  Nötron  yıldızlarının  yanı  sıra yıldız  kara  delikleri  hakkında  da  ülkemizde  son yıllarda  gözlemsel  çalışmalar  yapılmaktadır. Mikrokuasar ve galaktik geçici kara delik gibi  

adlar  verilen  bu  tür  kaynaklarla  ilgili  nötron yıldızlarının  gözlemsel  çalışmalarındakine  benzer teknikler  ve  X­ışını  uydusu  verileri kullanılmaktadır.       Ülkemizde,  gözlemsel  çalışmaların  yanı  sıra, nötron  yıldızlarıyla  ilgili  pek  çok  fenomenolojik  ve kuramsal çalışmalar da yapılmaktadır. Atarcaların iç  yapılarının  anlaşılması,  X­ışını  çift sistemlerindeki  nötron  yıldızlarının  kütle  aktarım mekanizmalarının  ve  çevrelerindeki  kütle  aktarım disklerinin  yapıları,  magnetarların  fiziksel yapısının  ortaya  konulması  ve  bu  tür  kaynakların etrafında  kalıntı  disklerin  varlığının  kuramsal olarak temellendirilmesi gibi ses getirici çalışmalar yapılagelmektedir.Nötron  yıldızları  ve  karadeliklerle  ilgili  çalışma yapan  astronom  ve  astrofizikçiler,  bu çalışmalarıyla  ilgili  pek  çok  ulusal  ve  uluslararası işbirlikleri yapmaktadır.

Page 21: TÜRKİYE'de ASTRONOMİ...Ötegezegenler 1992 yılında Wolszczan ve Frail tarafından, özünde ölü bir yıldızın kalıntısı olan bir nötron yıldızının etrafında üstelik

X­ışın çiftlerinin diğer bir sınıfı beyaz cüce çift yıldız sistemleri  üç    katagoriye    ayrılırlar:  1)  Kataklismik Değişlenler,  Roche­Lobe  taşması  ile  disk­madde aktarımı yaparlar, genellikle donörler geç­tip anakol yıldızı  olup  orbit  dönemleri  1.4­14  saat  arasındadır; 2)  AM  CVnler    yine  Roche­Lobe  taşması yapan  çift­dejenere  beyaz  cüceden  oluşan  yıldız  sistemleridir, bunlar  ultra  küçük  sistemler  olarak  da  bilinirler  ve orbit  dönemleri  10­65  dakikadır;  3)  Simbiyotikler rüzgar  aktarımı    yaparlar  bir  madde  aktarım  diski olup olmadığı veya geçici diskler oluştuğu tam olarak bilinmemektedir,  donörler  geç­tip  dev  Mira yıldızlarıdır  ve  orbit  dönemleri  birçok­yıl mertebesindedir.    Beyaz  cüce  sistemleri  astronomi tarihinde  eskiden  beri  çalışılagelmiştirler.  Yıldız çalışmalarıyla  nerdeyse  eş  zamanlı  bir  zaman skalasına  sahiptirler.  Özellikle  bu  sistemler içerisinde  Süper  yumuşak  X­ışını  sistemleri  ve Novalar  (kataklismik  değişken  türü)    tip1­a süernovalarının  atası  olarak  bilinirler.  İçerdikleri bolluklar  ve  geçirdikleri  patlamalarla  galaktik kimyasal  evrimin  oluşumuna  etki  ederler. Geçirdikleri  geçici  disk  patlamaları  global    madde aktarım  teorilerine  ve  evrensel  madde  aktarım karaterlemelerine  en  küçük  skalalardan,  süper­kütleli karadelik aktarımını içine 

alan çalışmalarda yer almaktadır.       Türkiye’de de bu alandaki çalışmalar yıldız ve çift  yıldız  sistemlerinin  çalışmalarının başladığı zamanlardan    daha  yenidir    ve  sistemetik çalışmalar  1980  lerden  sonra  başlamıştır. Çalışmalara  genel  olarak  bakıldığında kataklismik değişkenler daha ağır basmaktadır. Bunlar  klasik  ve  tekrarlayan  novalar,  cüce novalar,  nova­gibi  sistemler,  manyetik katklismik değişken sistemler, orta kutupsal ve kutupsal  sistemler  olarak  katagorize edilebilirler.  1995  yılı  öncesinde  çalışmalar genelde zamansal (optik) fotometrik analizler  ve eklips zamanlamaları ağırlıkta olmaktaydı. Bazı moröte  (IUE)  tayf  analizleride  ve  novalarda uzamsal  paralaks  çalışmaları  1990ların  son yarısında  yapılmıştır.  1997­2000  den  sonra  bu konularda  yapılan  çalışmalar  ivmelenmiştir. Teorik  çalışmalar  esas  olarak  disk  yapısı  ve madde  aktarım  kolonunun  syklotron  emisyonu yapısı çalışmalarıyla sınırlı olsa da gözlemsel ve analitik  populasyon  çalışmaları    ağırlıktadır. Yapılan  çalışmalara  TÜBİTAK  Ulusal Gözlemevindeki  RTT150  den  gelen  katkı oldukça  olmuştur.  Bunlar  imajlama,  uzamsal çalışmalar, derin fotometri ve tayf  verileri

Page 22: TÜRKİYE'de ASTRONOMİ...Ötegezegenler 1992 yılında Wolszczan ve Frail tarafından, özünde ölü bir yıldızın kalıntısı olan bir nötron yıldızının etrafında üstelik

olarak  özetlenebilir.  Burda  RTT150  XION  ile yapılan  hızlı  fotmetri  ve  orta  kutupsal  ve kutupsal  sistemlerin  yariperiodik  gürültü çalışmalarını  da  eklemek  gerekir.    Ayrıca  bu yıllarda  X­ışın  uydularından  (ROSAT,    ASCA,   Beppo­SAX,  Suzaku,  Chandra,  XMM­Newton, Swift)    alınan  verilerle  kataklismik değişkenlerde  hem  imajlama,  hem  tayf  hem  de zamansal analizler yapılmıştır. İlk nova kabuğu X­ışın  gözlemleri  yayınlanmıştır.  Novaların  X­ışın evrimi çalışılmıştır. Manyetik değişkenlerin  dönem  üstünde  çözünmüş  tayf  çalışmaları yapılabilmiştir.    Cüce  novaların  durgun  ve patlama  fazında  tayf  çalışmaları  ve  zamansal salınım  araştırmaları  yapılmıştır.    Bu  X­ışını uydularıdan  bireysel  gözlem  zamanları  da alınmıştır.    Bunlarla  beraber  yurtdışından araştırmacılara açık  survey misyon verileri (IR, 2MASS, WISE gibi)  ,   HST verileri   kullanarak fotomerik ve   kinematik popülasyon   analizleri   ve galaktik­extragalaktik popülasyon parametre parametre belirlemeleri  toplu  uzaklık hesapları yapılabilinmiştir.    Bunun  dışında    çeşitli  yer bazlı  optik  gözlemevleriyle  ortak  çalışmalar yapılarak  tayf,  zamansal  fotometri  ve  hızlı fotometri  (Asiago  E­FOSC,    Skinakas  OPTİMA gibi) yapılmıştır. Ayrıca Türkiyedeki 40­60cm'lik  

teleskop  ve  universite  gözlemevleriyle  de kolaborasyon çalışmaları yapılmaktadır.        Güncel  olarak yer bazlı  IR­optik bandlarda  (veya katolog  ve  survey  verileri  kullanılarak)  uluslararası koloborasyonlarla  ve/veya  TUBITAK  TUG gözlemevi teleskopları  kullanılarak    fotometrik  ve  tayf çalışmaları  ve  ayrıca  X­ışınlarında  yine  uluslararası kolaborasyonlar  da  kullanılarak  uydu  verileriyle zamansal, imaj ve tayf analizleri devam etmektedir.  Kataklismik  değişkenlerin  ve  novaların    kinematik popülasyon,  evrimsel  oluşumlarını anlamak; durgun ve patlama fazlarının dinamiklerini ve sistemlerdeki madde  aktarım  fiziğini  çalışmak  amaçlanmaktadır.   Türkiye  de  Beyaz  cüce  sistemlerinin  çalışmalarına katkılarda  bulunmuş  bölümler  şunlardır:    Ortadoğu Teknik  Üniversitesi  Fizik  Bölümü,  İstanbul Üniversitesi  Astronomi  ve  Uzay  Bilimleri  Bölümü  , Ege  Üniversitesi  Astronomi  ve  Uzay  Bilimleri  ,   Çanakkale 18 Mart  Üniversitesi Fizik, ve  Astronomi ve  Uzay  Bilimleri  Bölümleri,  Atatürk  Üniversitesi,   Çukuova  Üniversitesi  Fizik  Bölümü  ve  Adıyaman Üniversitesi Fizik Bölümü.

Page 23: TÜRKİYE'de ASTRONOMİ...Ötegezegenler 1992 yılında Wolszczan ve Frail tarafından, özünde ölü bir yıldızın kalıntısı olan bir nötron yıldızının etrafında üstelik

    Galaksilerin  merkezinde  bulunmayan  ve    X­ışın bölgesinde çok güçlü ışıma (Lx > 1039 erg/s) yapan çift  sistemler    olarak  Aşırı  Parlak  X­ışın Kaynakları  (AXK)  olarak    tanımlanmaktadır.   Henüz Galaksimizde gözlenemeyen bu kaynakların ışıma  mekanizmaları  ve  fiziksel  doğası      iyi bilinmeyen  astrofizik  konuları  arasındadır.  X­ışın verilerinin yanısıra diğer dalgaboylarında (özellikle kızıl­ötesi,  optik  ve  radyo)  gözlem  verileri   kaynakların  temel  özelliklerini  araştırmada  cok önemli bilgiler sunmaktadır.      1970’lerden  bu  yana  X­ışın  gözlem  uydularının uzaya  gönderilmesi  ile  yakın  galaksilerde  (<  10 Mpc)  X­ışın  kaynakları  çalışılmaya  başlanmıştır. Yeni  nesil  X­ışın  uydularının  (Chandra  ve  XMM­Newton)  ileri  teknolojisiyle  artan  görüntüleme  ve enerji  çözümleme  kapasitesi  galaksi­ötesinden gelen  X­ışın  yayınımının  daha  iyi  anlaşılmasını sağlamaktadır.  Galaksilerden  gelen  X­ışıması genel  olarak  ayrık  kaynaklar,  sıcak  yıldızlararası gaz  ve  merkezdeki  olası  Aktif  Galaktik Çekirdekten  gelen  ışımanın  toplamıdır.  Bu  ayrık kaynaklar  tipik  olarak  X­ışın  çiftleri  (X­ray Binaries, XRB), Aşırı Parlak X­ışın Kaynakları 

(Ultraluminous X­ray Source, ULX), süper yumuşak kaynaklar  (Super  Soft  Sources,  SSS)  ve  süpernova kalıntıları  (Supernova  Remnants,  SNR)  olarak sınıflandırılır.  Chandra  ve  XMM­Newton gözlemleriyle iyi bilinen yakın galaksilerin ( M 31, M 33, M 101 , NGC 4395, NGC 4736 ve NGC 4258 gibi) özellikle  disk  bölgelerinde  çok  sayıda  ayrık  kaynak belirlenmiştir. 

M101 galaksisinde AXK–X1 ( ULX­X1) Credit: Chandra X­ray Observatory / Spitzer Satellite / Hubble Space Telescope / GALEX Satellite.

Page 24: TÜRKİYE'de ASTRONOMİ...Ötegezegenler 1992 yılında Wolszczan ve Frail tarafından, özünde ölü bir yıldızın kalıntısı olan bir nötron yıldızının etrafında üstelik

Galaksilerde belirlenen bu kaynakların heterojen bir topluluk  olduğu  ve  X­ışın  karakteristiklerinin  geniş bir  ölçekte  sergilendiği  görülmüştür.  Bunlar arasında AXK’lar    'Normal' X­ışın  çiftleri  (Lx≤  1038 erg/s  )  ve  Aktif  Galaktik  Çekirdekler  (Lx  >  1042 erg/s)  arasında  yeni  bir  sınıf  oluşturmaktadırlar. Bachetti  ve  ark.  (2014)  ‘de  yayınladıkları  çalışmada M82  galaksisinde  bir  AXK    ile  eşleşen  ve  ortalama periyodu  1.37  s  olan  ve  yaklaşık  2.5  günlük yörüngesel  periyoda  sahip  bir  nötron  yıldızı olduğunu  keşfettiklerini  açıklaması  bu  kaynakların dogası  ve  yayınım  geometrisi  hakkında  tartışmaları güçlendirdi.  AXK’ların    çoğunluğunun  kara  delik içeren  sistemler  olduğu  varsayımını  sürdürülerek   yüksek  ışıma  güçlerini  açıklamak  için    önerilen popüler  modeller  ;    izotropik  yayınım  varsayımı  ile standart  akresyon  (yığılma)  diskine  sahip  orta­kütleli  (102  ­ 104) M    kara delik  içeren sistemler   ⊙ya  da  hüzmelenmiş  ışıma  varsayımı  ile  süperkritik yıgılma  diskine  sahip    yıldız  kütleli  (M<  100  M   ) ⊙kara delik içeren sistemler  olarak  özetlenebilir.   Ülkemizde AXK konulu araştırmalar, Yer ve uzay tabanlı  teleskop  gözlemlerinden  yararlanılarak AXK’ların X­ışın ve optik özelliklerinin    incelenmesi ayrıca    tıkız  cismin  doğası  ve  ışıma  geometrisi dolayısıyla  çift  sistemin  olası  yapısı  üzerinde kuramsal çalışmalar şeklinde özetlenebilir. 

X­ışın  ve  optik  verilerle  AXK’ların  araştırılması konulu  çalışmalarda,  ayrıntılı  analizlerin yapılmadığı  çok  miktarda  verinin  bulunduğu Chandra, XMM­Newton ve Swift uydularının arşiv verileri kullanılmaktadır. 

NGC 4258 galaksisinde AXK­X6  (ULX­X6) Credit: Avdan ve ark.(2016)NGC 4258 galaksisinin SDSS üç renk görüntüsü. Kırmızı, yeşil ve mavi renkler sırasıyla SDSS I,r ve u filtrelerini temsil etmektedir. Beyaz çizgiler ise AXK'nın içinde bulunduğukümeyi  göstermektedir.

Page 25: TÜRKİYE'de ASTRONOMİ...Ötegezegenler 1992 yılında Wolszczan ve Frail tarafından, özünde ölü bir yıldızın kalıntısı olan bir nötron yıldızının etrafında üstelik

Belirlenen  ışıma  gücü  yüksek  (>  1037  erg/s)  ayrık kaynakların  tayfsal  analizleri,  uzun  ve  kısa  dönem zamansal değişimleri ayrıntılı olarak incelenmektedir. Fiziksel  doğası  ve  ışıma  mekanizmalarının  daha  iyi anlaşılması  amacıyla  optik  ve  kızıl­ötesi  bölgede   Hubble  Uzay  Teleskobunun    arşiv  verilerinden yararlanılmaktadır.  Seçilen  kaynakların    parlak olanlarının  optik  bileşenlerinin  veya    bulundukları ortamın  (bulutsu  yada  yıldız  kümeleri)  tayfsal gözlemleri    TÜBİTAK  Ulusal  Gözlemevi  (TUG)'  da bulunan RTT150 cm teleskopuna takılı TFOSC (TUG Faint Object Spectrograph and Camera) kullanılarak ve Rus Bilim Akademisine bağlı Special Astrophysical Observatory  (SAO)'da  6m­BTA  teleskopu  ile yapılmaktadır. 

Page 26: TÜRKİYE'de ASTRONOMİ...Ötegezegenler 1992 yılında Wolszczan ve Frail tarafından, özünde ölü bir yıldızın kalıntısı olan bir nötron yıldızının etrafında üstelik

gözlemevleriTürkiye’deki  gözlemlevleri  genelde üniversitelere  bağlı  olarak  faaliyet göstermektedir. Kandilli Rasathanesi, TÜBİTAK Ulusal Gözlemevi ve yeni kurulmakta olan Doğu Anadolu  Gözlemevi  dışındaki  gözlemevleri, üniversitelerimizdeki  Astronomi  ve  Uzay Bilimleri,  Uzay  Bilimleri  ve  Teknolojileri  ve Fizik  Bölümlerine  bağlı  olarak  faaliyette bulunmaktadırlar.

Akademik/profesyonel  amaçlar  doğrultusunda çalışan ülkemiz gözlemevleri kuruluş tarihlerine göre aşağıda sıralanmaktadır:

Kandilli Rasathanesi (1868/1911)http://www.koeri.boun.edu.tr/astronomy/

İstanbul Üniversitesi Gözlemevi (1935)http://gozlemevi.istanbul.edu.tr

Ankara Üniversitesi Gözlemevi (1963)http://rasathane.ankara.edu.tr

Ege Üniversitesi Gözlemevi (1965)http://gozlemevi.ege.edu.tr/EUOTR/

Çukurova Üniversitesi UZAYMER (1991/2003)http://www.uzaymer.cukurova.edu.tr

TÜBİTAK Ulusal Gözlemevi (1997)http://www.tug.tubitak.gov.tr

ÇOMÜ Ulupınar Astrofizik Gözlemevi (2002)http://caam.comu.edu.tr

Erciyes Üniversitesi UZAYBİMER (2009)http://uzaybimer.erciyes.edu.tr

İnönü Üniversitesi Gözlemevi (2012)https://www.inonu.edu.tr/tr/cms/astronomi

Adıyaman Üniversitesi Gözlemevi (2015)http://adyu60.adiyaman.edu.tr/?page_id=67

Doğu Anadolu Gözlemevi (2019)http://dag­tr.org

Page 27: TÜRKİYE'de ASTRONOMİ...Ötegezegenler 1992 yılında Wolszczan ve Frail tarafından, özünde ölü bir yıldızın kalıntısı olan bir nötron yıldızının etrafında üstelik

Bu  gözlemevlerinden  TÜBİTAK  Ulusal Gözlemevi  (TUG)  ve  Doğu  Anadolu  Gözlemevi (DAG)  ulusal  nitelikte  olup,  tüm  Türkiye’deki astronom  ve  astrofizikçilere  açıktır.  Türkiye’deki astronomların  30  yıllık  rüyası  olan  TUG’un kuruluş  çalışmaları  1970’li  yılların  sonunda başlamıştır.  1983  yılında  “Ulusal  Gözlemevi Yerseçimi  Güdümlü  Projesi”  ile  çeşitli üniversitelerden  7  araştırmacının yürütücülüğünde  yerseçim  çalışmaları  resmen başladı.  Proje  çerçevesinde  atmosferik  kalite gözlemleri  yapılan  4  tepe  arasından  Bakırlıtepe (Antalya) en uygun yer olarak seçilmiştir. 

Daha  sonra  TÜBİTAK  tarafından  DPT’ye  sunulan proje  ile  1992­1996  yılları  arasında  Ulusal Gözlemevi  kuruluş  çalışmaları  başlamış  oldu. TÜBİTAK  Ulusal  Gözlemevi’nin  resmi  açılışı  5 Eylül  1997’de  devlet  büyüklerinin  de  katıldığı  bir törenle  gerçekleşti.  2016  yılına  geldiğimizde TUG’un  sahip  olduğu  ve  Türk  astronomlarının kullanımına sunduğu teleskoplar 1.5 m, 1 m, 0.6 m, 0.45  m  ve  0.4  m  ayna  çaplarına  sahiptir.  Bu teleskoplar  içerisined  yalnızca  1.5  metrelik  Rus­Türk  Teleskobu  (RTT150)  tayfsal  gözlemler yapabilecek odak düzlemi aygıtlarına sahiptir.

Credit: TÜBİTAK Ulusal Gözlemevi

Page 28: TÜRKİYE'de ASTRONOMİ...Ötegezegenler 1992 yılında Wolszczan ve Frail tarafından, özünde ölü bir yıldızın kalıntısı olan bir nötron yıldızının etrafında üstelik

Türkiye’nin en büyük ve  ilk kırmızı öte  teleskobu olacak olan DAG teleskobunun (4 m) temelleri ve düşüncesi 2008 yılında  bir  grup  araştırmacı  tarafından  olgunlaştırılmış ve daha sonraları Kalkınma Bakanlığı’na dönüşen DPT’ye 2011  yılında  proje  olarak  sunulmuştur.  2012  yılında kabul edilip başlayan proje ile 2019 yılının sonuna doğru teleskoptan ilk ışığın alınması bekleniyor. DAG teleskobu hem ayna çapı, hem çalışacağı dalgaboyu aralığı (optik + yakın  kırmızı  öte)  hem  de  odak  düzlemi  aygıtları açısından ülkemizdeki gözlemsel astronomiyi bir üst sınıfı çıkartacak  bir  gelişme  olacaktır.  DAG  teleskobuna takılacak odak düzlemi aygıtları hem en modern aygıtlar olacak,  hem  de  daha  önce  Türk  astronomlarının kullanımına  açık  olmayan  yeni  gözlemsel  yöntemleri içerecektir.

Radyo Astronomi Çalışmaları

Radyo  teleskop  başta  radyo  astronomi,  astrononik, jeodezi,  uzaktan  algılama,  iletişim  ve  navigasyon  gibi alanlarda  kullanılan  temel  enstrümandır.  Ülkemizde radyo  astronomi  teleskobu  kurulum  çalışmaları  Erciyes Üniversitesi öncülüğünde yürütülmektedir. Konu ile ilgili ayrıntılı bilgi için aşağıdaki bağlantıya başvurabilirsiniz:

www.tad.org.tr/radyoastronomi

Yukarıda sıralanan gözlemevleri dışında, ülkemizde  astronomi  ve  uzay  bilimleri alanıyla ilgili olan kurumlar şunlardır:

TÜBİTAK  Uzay  Teknolojileri  Araştırma Enstitüsü (1998)http://uzay.tubitak.gov.tr

Havacılık  ve  Uzay  Teknolojileri  Genel Müdürlüğü (2011)http://www.hutgm.gov.tr

Page 29: TÜRKİYE'de ASTRONOMİ...Ötegezegenler 1992 yılında Wolszczan ve Frail tarafından, özünde ölü bir yıldızın kalıntısı olan bir nötron yıldızının etrafında üstelik

destek ve ödüllerTürkiye’deki  Astronomi  çalışmalarının  finans kaynağı,  çoğunlukla  ulusal  ölçekte  kamu kurumlarının  destek  programlarıdır.  Bu  ulusal desteklerin yanı sıra Avrupa Komisyonu ve diğer ülkelerle  ikili  anlaşmalarla  sağlanan  fonlardan da  yararlanılmaktadır.  Astronomi araştırmalarında  faydalanan  destekleri  şöyle sıralayabiliriz:

Üniversitelerin  araştırmacı  istihdamı  ve  BAP destekleri:  Lisansüstü  ve  doktora  eğitimlerini sürdüren  astronomi  öğrencileri  yaygın  olarak üniversitelerimizin  astronomi  ve  fizik bölümlerinde araştırma görevlisi olarak istihdam edilmektedir. Yine doktoralı araştırmacılarımızın önemli bir kısmı öğretim görevlisi ya da öğretim üyesi  olarak  belirtilen  bölümlerde  çalışmalarını sürdürmektedir. Astronomi alanında doktoralı ya da  eğitimini  sürdüren  araştırmacılar,  hem bulundukları  üniversitelerin  fiziki  mekân, kütüphane  ve  İnternet  erişimi  gibi altyapılarından  yararlanmakta  hem  de üniversite  için  bilimsel  araştırma  projelerinden (BAP)  yararlanarak  kısmen  araştırmaları  için gereken maddi imkânı elde edebilmektedir.   

Ayrıca  üniversitelerimiz  bünyesinde  üstün başarı gösteren astronomlar, bir örneği İstanbul Üniversitesi’nin  ülkemizin  ilk  kadın  astronomu olan  Nüzhet  Gökdoğan  adına  vermekte  oduğu ödül olan ödüllerle onurlandırılmaktadır.

Uluslararası  işbirlikleriyle  sağlanan  destekler: Bu  destekler  Avrupa  Komisyonu  ve  diğer ülkelerle sağlanan ikili anlaşmalar çerçevesinde olup  Türkiye’deki  astronomların  kullanımına sunulmaktadır.  TÜBİTAK  tarafından  koordine edilen  bu  desteklerden,  hem  projelere  finansal kaynak  sağlamak  hem  de  araştırmacı hareketliliğini  arttırmak  için  yararlanılabilir.   Finansal destek içeren işbirliği programlarından başlıcaları,  Uluslararası  Bilimsel  Araştırma Projelerine  Katılma  Programı  (UBAP),  İkili Proje  Destekleri,  ERA­NET  ve  COST  (Bilimsel ve  Teknik  İşbirliği  Alanında  Avrupa  İşbirliği) olarak  sıralanabilir.  Araştırmacı  hareketliliğini hedefleyen işbirliği programlarıysa 2221 (konuk veya  akademik  izinli  bilim  insanı  destekleme programı)  ve  2236  (Uluslararası  Deneyimli   Araştırmacı Dolaşımı Destek Programı). 

Page 30: TÜRKİYE'de ASTRONOMİ...Ötegezegenler 1992 yılında Wolszczan ve Frail tarafından, özünde ölü bir yıldızın kalıntısı olan bir nötron yıldızının etrafında üstelik

  TÜBİTAK  koordinasyonuyla  yürütülen  bu desteklerin yanı sıra yurt dışı ve yurt dışı diğer kuruluşların  koordinasyonuyla  sağlanan  başka destekler de astronomların kullanımına açıktır. Örneğin  lisans  ve  lisansüstü  öğrenciler  için dönemlik değişim programları sağlayan Avrupa Komisyonu  programı  olan  ERASMUS,  aynı zamanda öğretim görevlisi ve öğretim üyelerine Avrupa  ülkelerinde  kısa  süreli  ders  verme  ve böylece  o  ülkelerdeki  öğrenci  ve akademisyenlerle  etkileşimde  bulunma  imkânı vermektedir. 

Bütün  bu  desteklerin  dışında,  Türkiye’deki astronomlar arasında diğer ülkelerdeki bilimsel kuruluşlarla  ve  üniversitelerle  ikili  ilişkilerini sürdürerek  orada  yürütülen  çalışmalara ortaklıklar  yapanlar  da  vardır.  Türk astronomları,  doğrudan  yurtdışı  kaynaklı programlarla,    doktora  sonrası  ve  izinli araştırmacı  olarak  yurtdışında  çalışmaktan, NASA,  ESA,  ESO  gibi  kuruluşların  gözlem projelerinde yer almaya kadar pek çok bilimsel etkinliğin içinde yer almaktadır.

Bilim  Akademisi  Genç  Bilim  İnsanları  Ödül Programı  (BAGEP)  astronomi/astrofizik  alanında çalışan genç araştırmacıları da desteklemektedir.

Ayrıca her iki yılda bir yapılan Ulusal Astronomi Kongreleri'nde  en  iyi  konuşma  ve  posteri  sunan öğrencilere Türk Astronomi Derneği tarafından en iyi sunum ödülü verilmektedir.

Page 31: TÜRKİYE'de ASTRONOMİ...Ötegezegenler 1992 yılında Wolszczan ve Frail tarafından, özünde ölü bir yıldızın kalıntısı olan bir nötron yıldızının etrafında üstelik

toplantılarTürkiye'de yapılmış olan astronomi/astrofizik konulu toplantı, çalıştay ve yaz okulları aşağıda listelenmiştir. 

ULUSLARARASI2016Binary Stars and Exoplanets, 21­23 Şubat, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Astrofizik Araştırma Merkezi ve Ulupınar Gözlemevi, Çanakkale

2015International Workshop on Neutrino Physics and Astrophysics, 16­20 Mart, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, İstanbul

2014­

2013Dig Sites of Stellar Archeology: Giant Stars in the Milky Way, 4­6 Eylül, Ege Üniversitesi, Fen Fakültesi, İzmir

Page 32: TÜRKİYE'de ASTRONOMİ...Ötegezegenler 1992 yılında Wolszczan ve Frail tarafından, özünde ölü bir yıldızın kalıntısı olan bir nötron yıldızının etrafında üstelik

2012The 3rd Azarquiel School of Astronomy­A Bridge Between East and West, 8­18 Temmuz, İstanbul Kültür Üniversitesi, İstanbul

Black Holes by the Black Sea,  25–29 Haziran, Koç Üniversitesi, İstanbul

2011Summer School on Astrometry and the Workshop “Astrometry now and in the future”, 11­13 Eylül, Akdeniz Üniversitesi

Physics of Stars, 17­29 Temmuz, Institute of Theoretical and Applied Physics,  Turunç, Marmaris, Muğla

2010Astrophysics of Neutron Stars 2010: A Conference in Honor of M. Ali Alpar, 2­6 Ağustos, Çeşme, İzmir

20093rd Astrophysics of Neutron Stars Workshop, 31 Ağustos­4 Eylül, Sabancı Üniversitesi, İstanbul

2008VII Microquasar Workshop: Microquasars and Beyond, 1­5 Eylül,  Foça, İzmir

2nd Astrophysics of Neutron Stars Workshop, 30 Haziran­4 Temmuz, İstanbul

30th IAU­ISYA International School for Young Astronomers, 1­22 Temmuz, İstanbul

20071st Astrophysics of Neutron Stars Workshop, 2­6 Temmuz, İstanbul

Page 33: TÜRKİYE'de ASTRONOMİ...Ötegezegenler 1992 yılında Wolszczan ve Frail tarafından, özünde ölü bir yıldızın kalıntısı olan bir nötron yıldızının etrafında üstelik

ULUSALUlusal Astronomi Kongreleri Ulusal Astronomi Kongreleri (UAK), her iki yılda bir farklı bir üniversitenin ev sahipliğinde yapılan, farklı konularda araştırmalarını yürüten bilim insanlarının bir araya geldiği ve araştırma sonuçlarını aktardıkları toplantılardır. UAK’nın, 2008 yılından bu yana yapılanları aşağıda listelenmiştir:

2016, 5­9 Eylül tarihleri arasında Erzurum Atatürk Üniversitesi'nde yapılacaktır.2015, 2­6 Şubat, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Ankara2012, 27 Ağustos­1 Eylül, Malatya İnönü Üniversitesi, Malatya2010, 31 Ağustos­4 Eylül, Çukurova Üniversitesi, Adana2008, 8­12 Eylül, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Çanakkale

UAK’nın haricinde, 2010 yılından bu yana düzenlenmiş olan diğer ulusal toplantı, çalıştay ve yaz okulları aşağıda listelenmiştir:

2015TUG T60 ve T100 Teleskopları Performans Çalıştayı ­ V, 23­25 Ekim, Antalya

Hakkı Ögelman Yaz Okulu: Temel Bilimciler için Astronomi, 7­11 Eylül,  Çukurova Üniversitesi Uzay Bilimleri ve Güneş Enerjisi Araştırma ve Uygulama Merkezi, Adana

Açık Yıldız Küme Çalıştayı, 28­30 Nisan, Erciyes Üniversitesi, Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü

Page 34: TÜRKİYE'de ASTRONOMİ...Ötegezegenler 1992 yılında Wolszczan ve Frail tarafından, özünde ölü bir yıldızın kalıntısı olan bir nötron yıldızının etrafında üstelik

2014TUG T60 ve T100 Teleskopları Performans Çalıştayı ­ IV, 16­19 Ekim, Antalya

Hakkı Ögelman Yaz Okulu: Astronomlar için Fizik, 4­8 Ağustos, Boğaziçi Üniversitesi, Feza Gürsey Enstitüsü, İstanbul

Ötegezegenler ve Yaşam Çalıştayı, 16­17 Haziran, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Fizik Bölümü, Çanakkale

2013Hakkı Ögelman Yaz Okulu: Astronomlar için Fizik, 2­6 Eylül, Boğaziçi Üniversitesi, Feza Gürsey Enstitüsü, İstanbul

Büyük Çaplı Teleskoplar İçin Türkiye’de Yer Belirleme Çalıştayı, 11 Mayıs, Bilim Akademisi, İstanbul

Küçük Teleskoplarla Bilim Çalıştayı: Fırsat Gözlemciliği, 9­10 Mayıs,  İstanbul Üniversitesi Kongre Kültür Merkezi, Beyazıt / İstanbul

TUG T60 ve T100 Teleskopları Performans Çalıştayı­II, 26­27 Ocak, Antalya

2012Hakkı Ögelman Yaz Okulu: Astronomlar için Fizik, 9­13 Temmuz, Bilim Akademisi, İstanbul

Page 35: TÜRKİYE'de ASTRONOMİ...Ötegezegenler 1992 yılında Wolszczan ve Frail tarafından, özünde ölü bir yıldızın kalıntısı olan bir nötron yıldızının etrafında üstelik

2011TUG T60 ve T100 Teleskopları Performans Çalıştayı­I, 17 Aralık, Antalya

Türk Astronomi Derneği Yaz Okulu: Astronomlar için Fizik, 4­8 Temmuz, Sabancı Üniversitesi, İstanbul

Türkiye'de IR Astronomisi ve Doğu Anadolu Gözlemevi Çalıştayı, 1­3 Nisan, Erzurum Atatürk Üniversitesi, Erzurum

Lisansüstü Echelle Tayf İndirgeme Çalıştayı­II, 13­19 Şubat, TUG

2010Yakın Çift Yıldızların Yapısı ve Evrimi Çalıştayı, 21­23 Haziran, Ege Üniversitesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü

Lisansüstü Echelle Tayf İndirgeme Çalıştayı, 5­11 Şubat, TUG

Astrofizikte Manyetik ve Hidrodinamik Süreçler I. Çalıştayı, 1­3 Şubat, Ege Üniversitesi, Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü, İzmir

Page 36: TÜRKİYE'de ASTRONOMİ...Ötegezegenler 1992 yılında Wolszczan ve Frail tarafından, özünde ölü bir yıldızın kalıntısı olan bir nötron yıldızının etrafında üstelik

Destek verenler:

Şölen Balman ­ Beyaz cüce çift sistemleri

Özgür Baştürk – Ötegezegenler

İbrahim Küçük ­ Erciyes Üniversitesi’nde Radyo Astronomi Çalışmaları

Eda Sonbaş – Gama ışın patlamaları

Faruk Soydugan – Çift ve zonklayan yıldızlar

Mutlu Yıldız – Yıldızların iç yapısı ve asteroismoloji