tÜrkÇe tip dİlİ kilavuzu

110
TÜRKÇE TIP DİLİ KILAVUZU Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Türkçe Tıp Dili Kurulu 14 Mart 2006

Upload: api-19795871

Post on 13-Jun-2015

2.990 views

Category:

Documents


18 download

TRANSCRIPT

Page 1: TÜRKÇE TIP DİLİ KILAVUZU

TÜRKÇE TIP DİLİ KILAVUZU

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi

Türkçe Tıp Dili Kurulu

14 Mart 2006

Page 2: TÜRKÇE TIP DİLİ KILAVUZU

Türkçe Tıp Dili Kılavuzu

Kocaeli ÜniversitesiTıp Fakültesi

Türkçe Tıp Dili Kurulu

Bütün hakları saklıdır.

Kocaeli Üniversitesi Umuttepe, İzmit, 41380 KocaeliTel: (262) 303-7353 303-8740

Belgeç: (262) 303-7510www. [email protected]

ISBN 975-8047-63-9

Baskı

Kocaeli Üniversitesi Basımevi

Birinci bası: 14 Mart 20061.500 adet basılmıştır.

Page 3: TÜRKÇE TIP DİLİ KILAVUZU

Millî his ile dil arasındaki bağ çok kuvvetlidir. Dilin millî ve zengin olması millî hissin inkişafında başlıca müessirdir. Türk dili, dillerin en zenginlerindendir; yeter ki bu dil, şûûrla işlensin.

Ülkesini, yüksek istiklâlini korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır.

Gazi Mustafa Kemal 2 Eylül 1930

Page 4: TÜRKÇE TIP DİLİ KILAVUZU

Ey Türk Gençliği!

Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.

Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni, bu hazineden, mahrum etmek istiyecek, dahilî ve haricî, bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklâl ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmiyeceksin! Bu imkân ve şerait, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine

Page 5: TÜRKÇE TIP DİLİ KILAVUZU

girilmiş, bütün orduları dağılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elîm ve daha vahîm olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasî emelleriyle tevhid edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.

Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte; bu ahval ve şerait içinde dahi, vazifen; Türk istiklâl ve cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda, mevcuttur!

Gazi Mustafa Kemal Atatürk 20 Ekim 1927

Page 6: TÜRKÇE TIP DİLİ KILAVUZU

Türk milletinin dili, Türkçedir. Türk dili dünyada en güzel, en yaygın ve en kolay olabilecek bir dildir. Onun için her Türk, dilini çok sever ve onu yükseltmek için çalışır. Bir de Türk dili, Türk milleti için mukaddes bir hazinedir. Çünkü Türk milleti, geçirdiği nihayetsiz badireler içinde, ahlakının, ananelerinin, hatıralarının, menfaatlerinin, velhasıl bugün, kendi milliyetini yapan her şeyin dili sayesinde muhafaza edildiğini görüyor. Türk dili, Türk milletinin kalbidir, zihnidir.

Mustafa Kemal Atatürk

Page 7: TÜRKÇE TIP DİLİ KILAVUZU

Mustafa Kemal Paşa Kocaeli’de… 19 Ocak 1923

Page 8: TÜRKÇE TIP DİLİ KILAVUZU

Yabancı terimlere dayanan bir bilim uygulamasını büyüye benzetebiliriz. Büyünün de uygulamada kendine özgü sözcükleri, terimleri, törenleri ve yalın halktan gizlenen kutsal dokunulmazlıkları vardır. Hekimliği de anadilden ayrılan terimlere uygularsanız, onu bir büyü haline getirirsiniz. O zaman bilim ile büyü arasındaki sınır kalkar. bilim de bir gizem, bir büyü olur.

Hekimlik dilinin yabancı terimleriyle karşılanmasına hekimliği bir büyü haline getirdiği için karşıyım ilk önce. Hekimlik bir bilim olarak, kendini büyüden ayıran genel dile, ulusal dile gereksinir; bir sanat, bir iyileştirme, sağaltma sanatı olarak da halkın buyruğundaysa terimlerini halk diline, ulusal dile uydurmak zorundadır.

Hiçbir bilimin, halk üstünde, insanlık üstünde bir yeri yoktur, her bilim halk içindir, insanlık içindir. Hekimlik dilinin Türkçeleşmesi için savaşanların temel ereği budur. Hekimliği büyüden, gizemden kurtarmak istiyorlar. Hekimlik dilinin Türkçeleşmesini isteyenler bu kuramı savlıyorlar.

Ceyhun Atıf Kansu

Page 9: TÜRKÇE TIP DİLİ KILAVUZU

Önsöz

Büyük Atatürk doğrudan kendisinin kaleme aldığı ve Prof. Dr. Afet İnan tarafından 1930’da yayımlanan Vatandaş İçin Medeni Bilgiler (Yurttaşlık Bilgileri) kitabında; “Türk dili, Türk ulusu için kutsal bir hazinedir. Çünkü Türk ulusu, geçirdiği sayısız sarsıntılar içinde ahlakının, erdemlerinin, gelenek ve göreneklerinin, anılarının, kendi yararlarının kısacası bugün kendi ulusallığını oluşturan her şeyin diliyle korunduğunu görüyor. Türk dili, Türk ulusunun yüreğidir, belleğidir” demektedir. Gene Atatürk, Kasım 1932’de “Türk dilinin kendi benliğine, özündeki güzellik ve zenginliğe kavuşması için bütün devlet örgütlerimizin dikkatli olmasını, ilgi göstermesini isteriz” buyruğunu vermiştir. Bilindiği gibi her mesleğin kendisine özel sözcük ve terimleri vardır. Tıptaki terimlerin büyük kısmı Latince kökenli olmakla birlikte, özellikle son yıllarda giderek artan şekilde, başta İngilizce olmak üzere batı dillerinden pek çok kelime, biraz da özenti diyebileceğimiz bir şekilde günlük konuşmalarımıza girmiştir ve girmektedir. Hastalar “hospitalize edilmekte”, “exchange yapılmakta”, “department’lere transfer edilmekte”, “markerlerine bakılmakta”, “microwave tedaviler” uygulanmaktadır. İşin daha ilginç ve hatta komik yanı ise, bu sözcükleri sıkça kullanan meslektaşlarımızın, böyle davranarak konuşmalarına daha bilimsel hava verdiklerini sanmalarıdır. Kısacası Türkçemiz yabancı sözcüklerin saldırısına uğramış durumdadır. Bu nedenle, değerli meslektaşım Prof. Dr. Emin Sami Arısoy Türkçe Tıp Dili Kılavuzu hazırlama önerisiyle geldiğinde büyük mutluluk duymuştum. Fakültemizde oluşturulan Türkçe Tıp Dili Kurulu, yoğun ve özverili bir çalışmayla bu kılavuzu hazırladı. Bu değerli çalışma için başta kurul başkanı Prof. Dr. Emin Sami Arısoy olmak üzere, kurul üyeleri Prof. Dr. Arzu Arslan, Prof. Dr. M. Doğan Gülkaç, Prof. Dr. Kamil Toker, Prof. Dr. Güner Ulak, Prof. Dr. Kürşat Yıldız, Yard. Doç. Dr. Tonguç İşken ve Yard. Doç. Dr. Volkan Etuş’a teşekkür ederim. Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin Atatürk ve Türk Dili’ne saygısını gösteren bu kılavuzun, bütün meslektaşlarıma yararlı olmasını dilerim.

Prof. Dr. Ali GökalpKocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı

Page 10: TÜRKÇE TIP DİLİ KILAVUZU

Sunarken...

Aralık 2004’te kurulan Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Türkçe Tıp Dili Kurulu, öncelikli çalışma olarak, ‘ders, sunu, toplantı, tez, yayın, yazışma ve kayıtlarda kullanılan yabancı ve eski sözcüklerin yerine önerilebilecek karşılıklardan oluşan bir kılavuz’ hazırlamayı amaçlamıştır. Bu kılavuz çalışmasında, Prof. Dr. Emin Sami Arısoy’un hekimlik ortamlarında gerçekleşen toplantı ve sunumlarla tıp dergi ve kitaplarından derlediği “yabancı kaynaklı ‘tıp’ sözcükleri ve Türkçe karşılıkları dizelgesi” temel alınmıştır.

Türkçe Tıp Dili Kurulu’nun bu kılavuz taslağına ilişkin çalışmaları, bugüne değin Prof. Dr. Emin Sami Arısoy, Prof. Dr. Arzu Arslan, Prof. Dr. M. Doğan Gülkaç, Prof. Dr. Kamil Toker, Prof. Dr. Güner Ulak, Prof. Dr. Kürşat Yıldız, Yard. Doç. Dr. Tonguç İşken ve Yard. Doç. Dr. Volkan Etuş’un katılımıyla gerçekleşmiştir.

Kurulumuz kılavuz oluşturma sürecinde, her hafta en az bir kez toplanarak çalışmıştır. Bu çalışmada, Tıp Fakültesi anabilim dallarının eleştiri ve katkıları da değerlendirilmiş, geliştirilen kılavuz Ocak 2006’da üniversitemizin ‘kou.edu.tr’ adresinde genel ağ (internet) ortamına açılmış, birinci bası örneklerinin 14 Mart Tıp Bayramı’nda, her kuşaktan ‘tıp öğrencisi’ne sunulması tasarlanmıştır.

Kurulun kılavuza ilişkin derleme, değerlendirme, tartışma ve düzenleme çalışması sürmektedir. Elinizdeki kılavuzla ilgili her türlü öneri, gelecek basılar için yol gösterici olacaktır. Katkı ve öneriler, kılavuzda yer alan ve eski terimlere karşılık olarak önerilen sözcükler-de değişiklik veya ek öneriler, kılavuzda yer almayan yabancı kökenli terimler ve önerilen Türkçe karşılıkları biçiminde olabilir. Katkı ve öneriler, kurulumuza genel ağ aracılığıyla veya yazılı olarak bildirilebilir.

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Türkçe Tıp Dili Kurulu, başta Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Gökalp olmak üzere, Türkçe Tıp Dili Kılavuzu’nun oluşumuna emek ve zaman ayıran ‘tıp öğrencileri’ne teşekkür eder.

Page 11: TÜRKÇE TIP DİLİ KILAVUZU

Açıklamalar

Türkçe Tıp Dili Kılavuzu, alışılmış sözlük ve kılavuzlardan farklı olarak, hekimler ve tıp öğrencilerinin günlük sözlü ve yazılı iletişimindeki gereksinimlere göre hazırlanmıştır. Kılavuz, yabancı kaynaklı veya Eski Türkçe, Osmanlıca, Latince gibi eski dillere ait sözcüklerin yerine kullanılabilecek seçenekleri içermektedir.

Kılavuzun hazırlanma sürecinde başta Türk Dil Kurumu ve Dil Derneği kaynakları olmak üzere, çok sayıda sözlük ve kılavuzdan yararlanılmış, bazı eski terimler için önerilen karşılıklardan en çok benimsenenlere kılavuzda yer verilmiş, bazı terimler içinse kurulumuz tümüyle yeni karşılıklar türetmiştir.

Karşılığı aranan sözcüklere abecesel sırayla “eski terim”, karşılık olarak önerilen sözcüklere “yeni terim” başlığıyla yer verilmiştir.

Kılavuzda çoğu sözcük yazıldığı gibi yer almış, ancak özellikle İngilizce kaynaklı olup yalnızca sözlü iletişimde kullanılan, örneğin, “hospitalize etmek” gibi sözcükler söylendiği gibi yazılmıştır.

Bazı yabancı sözcüklerin farklı biçimlerdeki okunuşları, yan yana yazılmış veya abecesel dizi içinde farklı sıralarda yer alabilmiştir. Sözcüklerin aynı anlamları için farklı karşılıkları virgül ile, farklı anlamları için önerilen karşılıkları ise noktalı virgül ile ayrılarak yazılmıştır. Noktalı virgül ile ayrıldıktan sonra gerisi boş bırakılan durumlarda o sözcüğün başka anlamları da bulunduğu, ancak bunu karşılayacak bir önerinin geliştirilemediği anlaşılmalıdır.

Eski terimler için farklı okunuş ve yazılım seçenekleri ayraçlar kullanılarak belirtilmiştir. Önerilen yeni sözcüklerdeyse, ayraçlar içinde sözcüğün kullanım yeri ve farklı anlamları açıklanmıştır.

Az sayıda yabancı veya eski dildeki sözcük için uygun karşılıklar bulunamadığından yeni terim kısmı boş bırakılmıştır.

Ön-ek ve son-eklerin (hiper-, intra- gibi) karşılıkları (...) imleri ardından gelecek biçimde belirtilmiştir.

Kısaltmalara olabildiğince az yer verilmiş, açıklamaları genellikle yanlarına yazılmıştır.

Page 12: TÜRKÇE TIP DİLİ KILAVUZU

Türkçe Tıp Dili Kılavuzu

Aa-: ... yokluğu, ... sıza(b)normalite: olağandışılık;

kusur, bozuklukabazi: yürüyememeabdomen: karınabdominal: karın(la ilgili) abdusens: dışaçekmeabdüksiyon: dışaçekim abdüktör: dışaçeken,

uzaklaştırıcı aberan: sapkın (cinsel);

olağandışıaberasyon: sapma, sapkınlık,

sapıklık (cinsel)abeslang: dilbasacağıabiyogenez: cansızdan

oluşumabiyotik: cansız(lıkla ilgili) ablasyon: kesip çıkarmaabondan: çok miktarda, aşırıabortif: düşük yaptıran; eksikabortus: düşükabortus imminens: düşük

tehdidiabortus insipiens:

önlenemeyen düşükabrazyo(n): sıyrıkabrupsiyo: ayrılım abrupsiyo plasenta: erken eş

ayrılımıabsolu(t)(e): tam, kesin, safabsolu(t)(e) refrakter

periyot: kesin duyarsız dönem

absorban: emici, soğurucuabsorbans: emme, soğurum;

soğurganlıkabsorbe etmek: emmek,

soğurmakabsorpsiyon: emilim

absorptivite: emicilik, soğurganlık

abstinence, abstinens: yoksunluk

abstrakt: özetabuli: istenç yitimiabuse: kötüye kullanımAC, alternatif akım: dalgalı

akımad(d)itif: katkısal;

katkı(maddesi)adaptasyon: uyumadapte etmek: uyarlamakadapte olmak: uyum

sağlamak, alışmakadaptif: uyumsaladaptör: bağdaştırıcı,

uyarlayıcıaddüksiyon: içeçekimaddüktör: içe çeken,

yaklaştırıcıadeno-: bez (yapıda), bez(le

ilgili)adenoid: genizeti; bezimsiadezif: yapışıcı, yapışık adezyon: yapışma, yapışıklık adhere olmak: tutunmakadherens: tutunum, tutunmaadinami: devinimsizlikadinamik: devinimsizadipoz doku: yağdokusuadipoz: yağlı, yağ(la ilgili) adisyon: ek, ekleme, katmaadjuvan: ek, tamamlayıcı,

artırıcı, yardımcıadneks: ekler adolesan, adölesan: ergen adolesans, adölesans:

ergenlikadrenal: böbreküstü adsorban: soğurucu, yüzeyine

bağlayanadsorbe etmek: soğurmak,

yüzeyine bağlamak

11

Page 13: TÜRKÇE TIP DİLİ KILAVUZU

Türkçe Tıp Dili Kılavuzu

adsorbe olmak: soğurulmak, yüzeye bağlanmak

adsorpsiyon: soğurma, yüzeyine bağlama

adult: erişkinadvanced: gelişmiş; ileriadventisya: dışkatman, dışkatadvers: yan, istenmeyen, ters advers etki: yan etki adviser: danışman, kılavuzaero (air) chamber:

havakutusuaerob: havacılaerobik: havacıl; oksijenliaerofil: havacılaerosol: püskürtü; (havada)

asıltıaeroterapi: hava sağaltımıaf(f)eksiyon: duygulanım;

(hastalığa) yakalanmaaf(f)ekt: duygudurumaf(f)ekte: (hastalığa)

yakalanmışaf(f)ektif: duygusalaf(f)erent: getiren, getirici afaji: yutamama afali: penis oluşmamasıafazi: konuşamama, konuşma

yitimi, sözyitimi afebril: ateşsizafiliasyon: bağlantıafiliye: bağlantılı afinite: çekimafişe etmek: açığa çıkarmakafoni: sesyitimi afrodizyak: cinsel uyarıcıafterload: artyükag(g)lütinasyon: kümeleşimag(g)lütinin: kümeleştiriciagenez(is): oluşmamaaging: yaşlanma aglomerasyon: yığınlaşma,

yığılma, yumaklaşma

aglomere olmak: yığınlaşmak, yığılmak, yumaklaşmak

agnozi: tanımayitimiagoni: can çekişmeagonist: koşutetkinagorafobi: alan korkusu, alan

ürküsü agrafi: yazmayitimi agramatizm: tümcesizlikagregasyon: toplanma, bir

araya gelmeagrege olmak: toplanmak, bir

araya gelmekagres(s)if: saldırgan; yoğunagreve etmek:

şiddetlendirmek, artırmakagreve olmak: şiddetlenmek,

artmakair-born(e): havayla bulaşan,

havadan bulaşan ajan: etken; ilaç; araç ajitasyon: huzursuzluk;

çalkalama ajite: huzursuz; çalkalanmışajite etmek: huzursuz etmek;

çalkalamakajuzi: tatyitimi ak(k)iz: edinselakaryosit: çekirdeksiz hücre,

çekirdeksiz gözeakaryotik: çekirdeksizakatizi: oturamazlık akinezi: devinimsizlikakkiz immünite: edinilmiş

bağışıklıkaklimatasyon : iklime alışma;

iklime alıştırmaakne: sivilceakneiform : sivilcemsi akolik: ödsüzakomodasyon : uyum;

odakuyumuaköz: sulu

12

Page 14: TÜRKÇE TIP DİLİ KILAVUZU

Türkçe Tıp Dili Kılavuzu

akral: uç(la ilgili); uçbölgesi(yle ilgili)

akreditasyon: değerbiçmeakredite etmek: değer

biçmek akresyon: yapışmaakro-: uçakrodini: uçağrısı akrofobi: yükseklik ürküsüakromatik: renksiz akromatopsi: renkkörlüğüakromatizm: renkkörlüğüakromegali: uçirileşimi akroparestezi:

uçkarıncalanmasıakrosefali: sivribaşlılıkakrosefalik: sivribaşlıakrosiyanoz: uçmorarımıaks: eksenakselerasyon : hızlanma,

ivmeakseleratör: hızlandırıcıakselere etmek: hızlandırmakakseptans: kabul belgesiakseptör: alıcı (kabul eden)aksesibilite: ulaşabilirlik aksesuvar: eklenti, ekaksidental: kaza sonucuaksilla: koltukaltı aksiller: koltukaltı(yla ilgili)aksiyal: yatay, enineaksiyon: etki, işaktif: etkinaktif immünite: uyarılmış

bağışıklık, etkin bağışıklıkaktif immünizasyon:

uyarılmış bağışıklama, etkin bağışıklama

aktif transport: etkin taşınımaktivasyon: etkinleşme,

etkinleştirme; alevlenmeaktivatör: etkinleştirici,

tetikleyiciaktive etmek: etkinleştirmek

aktive olmak: etkinleşmekaktivite: etkinlikaktüel: güncelakustik: işitsel, işitme(yle

ilgili); sesbilimakut: ivegenakümülasyon: birikim akümüle olmak: birikmekakürasi: doğrulukal(l)erjen: duyarganal(l)erji: duyarcaal(l)iterasyon: ses yinelemesialbinizm: akşınlık albino: akşınaleksi: okuma yitimialerjik: duyarcılalert: uyanıkalet: aygıt, araçalgisid, algisit: alg öldürücü

(ilaç)algorit(i)m(a): yolağı, işakışıalimentar: beslenim(le ilgili)alimentar trakt: sindirim yolualimentasyon: beslenmealjezi: ağrı duyarlılığıaljezik: ağrılı-alji: … ağrısı alkolik: alkol bağımlısı alkolizm: alkol bağımlılığıalopesi : saç veya kıl

dökülmesi; saçsızlık, kellikalterasyon: değişiklikalternatif: seçenek; seçeneklialveol(us): hava keseciği,

petek; kovuk, çukuralveolus dentis: dişyuvası am(i)yotoni: kas gergi yitimiam(i)yotrofi: kas erimesi amaroz(is): körlükamasti: meme yokluğuambivalan: çelişik duygulu ambivalans: çelişik

duygululukambiyans: ortam, hava

13

Page 15: TÜRKÇE TIP DİLİ KILAVUZU

Türkçe Tıp Dili Kılavuzu

amblem: belirtkeambliyopi: bulanık görmeambulans: cankurtaranambulatu(v)ar: ayaktan;

yüreyebilir ameliorasyon: iyileşmeamenore: aybaşı yokluğu,

aybaşı olmamaamnezi: bellekyitimi;

bellekkusuruamnezik: bellekyitimli;

bellekkusurluamorf: biçimsizampirik, empirik:

deneyimsel, deneyime dayalı, deneysel

amplifikasyon: çoğaltma, artırma, güçlendirme

amplifikatör: yükselteçamplifiye etmek: çoğaltmak,

artırmak, güçlendirmekamplitüd(e): genlikampul: kapalı cam tüp (ilaç)ampütasyon: uçkesimi;

kopmaampüte etmek: uçkesmean-: … olmayan, -sız anabolik: özümselanabolizm(a): özümlemeanaerob(ik): oksijensiz

(yaşayan); havacıl olmayan; havasız, oksijensiz

anafilaksi : tez aşırıduyarlıkanafilaktik, anafilaktoid: tez

aşırıduyarlı, tez aşırıduyarlık(la ilgili)

anakronizm: tarih yanılgısıanalist: çözümleyicianalitik: çözümsel,

çözümleyicianaliz: çözümlemeanalizant: çözümlenen (kişi)analizör: çözümleyici

analjezi: ağrıdindirme,ağrıkesimi 

analjezik: ağrıkesicianalog: benzeşik; işlevdeşanaloji: benzeşim; işlevdeşlikanamnestik: öyküsel;

anımsayıcıanamnez: öykü; anımsamaanastomoz: ağızlaş(tır)maanazarka: genel ödemandrofobi: erkek ürküsü,

erkek korkusuanekdot: öykücük, kısa öyküanekdotal: anısalanemi: kansızlık anemik: kansızanensefali: beyin yokluğuanensefalik: beyinsizanerji: duyarsızlık anerjik: duyarsızanestetik, anestezik: duyum

yokluğu; duyumsuzlaştırıcıanestezi: duyumyitimianestezist, anestezi(y)olog:

anestezi uzmanıanevrizma:

balonlaşma,torbalaşımangina, anjina (pektoris) :

göğüs ağrısıanhidre, anhidröz: susuzanhidroz(is): terlememeanimasyon: canlandırmaanizokori: gözbebeği

eşitsizliğianizositoz: hücre eşitsizliği,

göze eşitsizliğianji(y)ogenez: damarlanmaanji(y)oplasti: damar onarımıanji(y)ospazm: damar

kasılımıankiloz: kaynaşım, eklem

kaynaşımı ankilozan: kaynaşım yapan,

kaynaşımlı, kaynaşık

14

Page 16: TÜRKÇE TIP DİLİ KILAVUZU

Türkçe Tıp Dili Kılavuzu

anksiyete: endişe, kaygı, tasa, içsıkıntısı

anoksemi: kan oksijensizliği anoksi: oksijensizlik anomali: bozuklukanopsi: görmezlikanoreksi : yeme isteksizliği,

iştahsızlıkanormal: olağandışıanormallik: olağandışılık,

sapkınlık anosmi: kokualmazlık ans: kangal, kıvrımantagonist: karşıgelen,

karşıtetkinantagonize etmek: karşı

gelmek, karşıt etkimekantagonizm: karşıtetkinlik

ante-: … öncesi, öneante(ro)grad: öne doğruantefleksiyon: öne bükülümantemortem: ölüm öncesiantenatal: doğum öncesiantepartum: doğurma öncesianterior: önantero-inferior: ön-altantero-interior: ön-içantero-lateral: ön-yanantero-median: ön-ortaantero-posterior: ön-arkaantero-superior: ön-üstanteversiyon: öne dönüklükantevert: önedönükanti-: karşıt-, ...

karşıtı, ...giderici, ... önleyiciantiaging, anti-aging: genç

kalma, yaşlanmayı önleme; yaşlanmayı önleyici

antialerjik: duyarca önleyici, duyarca giderici

antidepresan: çökkünlük giderici

antidiüretik: idrar kesici

antidiyabetik: şeker düşürücüantidot(e): panzehirantiemetik: kusma önleyiciantienfeksiyöz, antienfektif:

bulaş önleyici, bulaş gidericianti-enflamatuvar: yangı

gidericiantiflojistik: yangı giderici antifungal: mantar giderici,

mantar karşıtıantihelmintik: solucankıran,

solucan gidericiantihemorajik: kanama

kesici, kanama önleyiciantihipertansif: kan basıncı

düşürücüantijenite: antikoagülan: pıhtı önleyici,

pıhtı çözücüantikodon: karşıtşifreantikonsepsiyonel: gebelik

önleyiciantikonvülzif: nöbet önleyiciantimalarial: sıtma ilacıantimikotik: mantar ilacı,

mantar karşıtı antineoplastik: kanser ilacıantinevraljik: sinir ağrısı

dindirici antiparaziter: asalak ilacı,

asalak karşıtıantipiretik: ateş düşürücüantiproliferatif: çoğalım

önleyiciantiprüritik: kaşıntı gidericiantisekretuvar: salgı önleyici antisepsi: arıtım, bulaş

giderici antiseptik: arıtkan, bulaş

giderenantispazmodik: kasılım

çözücüantistres: gerilim giderici,

gerilim önleyici

15

Page 17: TÜRKÇE TIP DİLİ KILAVUZU

Türkçe Tıp Dili Kılavuzu

antite: özgün durumantite morbid: hastalıklı

özgün durum antitermik: ısı düşürücü,

sıcaklık düşürücüantitussif: öksürük kesici,

öksürük önleyiciantivertijinöz: baş dönmesi

önleyiciantraks: şarbonantrakt: ara

antropoloji: insanbilimantropometri: insanölçümantropometrik:

insanölçümselantrum: boşluk, oyukanulus: halka, halkacıkanüri: idrar yokluğuanüs: makatanyonik gap: anyon açığıaort stenozu: aort darlığı aort(a): ana atardamar ap(p)roaç: yaklaşımap(p)rove etmek: onaylamakap(p)rove(d): onaylıaparat, aparey: aygıt;

düzenekapatetik: duygusuz, duyarsız,

kayıtsızapati: kayıtsızlık, aldırmazlıkapatik: kayıtsız, aldırmaz apeks: tepe apeni: penis yokluğuapikal: tepe(ye ait)aplastik: gelişimsizaplazi: gelişmezlik,

gelişimsizlikaplikasyon: uygulamaaplikatör: uygulayıcıapne: soluk kesilmesiapofiz: kemikbaşı,

kemiksivrimiapolar: kutupsuz

apoptoz(is): hücre ölümüapraksi: işlevyitimi apropriate: uygunapse: irin birikimi aranjman: düzenleme; diziliş,

dizilim argüman: tartışma; savaritmi: atım düzensizliği

ark(us): kemer, yayarkus aorta: ana atardamar

kemeriaroma: hoş kokuaromatik: hoş kokuluarray: dizilimarrest: durmaarşiv: belgelik, kayıtlıkartefakt: artık, kalıntı;

anlamsız yapay değişiklikarter: atardamar arter(iy)oskleroz: damar

sertliğiarteriyel: atardamar(la ilgili)arteriyol: atardamarcıkarteriyovenöz: atar-

toplardamar(la ilgili)artifisyel: yapayartikülasyon: boğumlanma,

eklemlenmeartiküler: eklem(le ilgili)artistik: sanatsal artralji: eklem ağrısıartrodez: eklem dondurmaartrodini: eklem ağrısıartropati: eklem hastalığı artroplasti: eklem onarımıartropod: eklembacaklıartrotomi: eklem açımıas(c)it(es), assit: karında sıvı

birikimias(s)ay, es(s)ey: deneme;

çözümleme, inceleme; yöntem

as(s)endan: çıkan, çıkıcı

16

Page 18: TÜRKÇE TIP DİLİ KILAVUZU

Türkçe Tıp Dili Kılavuzu

as(s)ortment: karışım, sınıflandırma

as(s)osi(y)asyon: ilişki; birliktelik; birlik

as(s)osiye olan: eşlik eden, birlikte olan

aseksüel: eşeysizaselüler: hücresiz, gözesizasemptomatik: belirtisizasepsi: arındırma, bulaşsızlık aseptik: arınık, bulaşsızasidifikasyon: asitleştirme,

asitleşmeasidite: asitlik asidorezistan: aside dirençliasimetrik: bakışımsız asimilasyon: özümleme;

sindirmeasiniform : keseciksiasinus: kesecik asistan: araştırma görevlisi;

yardımcıasitfast: aside dirençli asit-proof: aside dirençliaspirasyon: emerek çekme aspiratör: emçek, emeç,

emmeçaspire etmek: emerek

çekmekastazi: ayakta duramamaasteni: güçyitimi astenik: güçten düşmüşat(t)enüasyon:

güçsüzleştirme, güçyitirim, zayıflatma, azaltma

at(t)enüe: güçsüzleştirilmiş, zayıflatılmış, azaltılmış

at(t)itüd(e): tutumatak: nöbet, alevlenme; saldırıatake etmek: hastalandırmak,

tutmakataksi: dengesizlikataksik: dengesiz ateist: Tanrıtanımaz

ateizm: Tanrıtanımazlıkateroskleroz: damar sertliği atipik: olağandışı, örnekdışı,

kuraldışıatoksik: zehirsizatoni: gergiyitimi atonik: gevşek, gergisizatrezi: deliksizlik, kapalılıkatrezik: deliksiz, kapalıatri(y)al: kulakçık(la ilgili)atri(y)um: kulakçıkatrofi: körelimatrofik, atrofiye: körelmiş atuşman: sıvamaaudit: dinleyicilerauditor: işitsel augmentasyon: büyütme;

güçlendirme augmente: güçlenmişavailibilite: yararlanım;

uygunlukavantaj: üstünlük, yararavasküler: damarsız avidite: isteklilikavitaminoz: vitamin eksikliğiavülsiyon: kopmaaylıtsel, islet cell: adacık

gözesi, adacık hücresi

Bbackground: altyapı; artalanbakteri(y)ostatik: bakteri

durdurucu bakterisid(al): bakteri

öldürücübalans: dengebalans point: denge noktasıbandaj: sargıbant: sargı; şeritbar: çubuk; bar (havabasıncı

ölçüsü)bariyer: engel

17

Page 19: TÜRKÇE TIP DİLİ KILAVUZU

Türkçe Tıp Dili Kılavuzu

baseline: anahat, temel; taban çizgisi

basis: temel, taban, altyüzbatın: karınbattered child: dövülmüş

çocuk, hırpalanmış çocukbaypas, bypass: köprüleme,

aşırtma, yangeçit; yangeçişbaz eksesi (BE): baz çokluğu,

baz fazlalığıbaz(al): temel; altbeam: demetbenign: iyicil, iyi huylubi(y)oavai(li)bilite:

biyoyararlanımbi(y)opsi: doku örneği; doku

örneklemesibi(y)oşimik: biyokimyasalbias: yan tutma, yanlılık,

kayırmabidistile: ikildamıtık bifazik: ikievreli bifid: ayrık, çatallı, yarıkbifokal: ikiodaklıbifürkasyo(n): çatallanım,

çatallanma bigemine: eş; çift; ikizbihevyor: davranışbihevyoral: davranışsalbiküspit: ikili kapakçıkbilateral: ikiyanlı, ikitaraflıbiliyer: safra(yla ilgili), öd(le

ilgili)bimanuel: ikielle, çiftellebimodal: ikitepelibinoküler: ikibakarlıbipartit(e): ikiparçalıbipedal: ikiayaklı bipolar: ikikutuplubiseksüel: ikieşeyli; iki cinse

yönelimlibistüri: bıçak bivalan: ikideğerli, ikideğerliklibiyoloji: dirimbilim

biyosid(al): canlı öldürücübiyotransformasyon: -blast: -göze(si) öncüsüblender: karıştırıcıblister: kabarcık; uçuk;

basçıkar (ilaç)blok: engel; durma; binablokaj: durdurma; tıkanma,

tıkanıklıkbloke etmek: durdurmakbloker, blokör: durdurucu;

engelleyicibody: cisim, cisimcik; bedenbody mass indeks: beden

kütlesi göstergesi bold: koyubolus: birden vermebooster: pekiştiriciborderline: sınır, sınırda-born(e): … kaynaklıbrace: destekbradi-: yavaş(lama)braki-: kısabranş: dalbreakthrough: araya girenbreath-hold(ing): soluk

tutmalıbreys (brace): destek bridging: köprüleşme;

köprülemebrit: yapışıklıkbronkografi: solunumağacı

filmibuffy-coat: kıryaybuji: dalmaçbukkal: yanak içi(yle ilgili)bulb(us): yuvarbulbus okuli: gözyuvarı,

gözküresi buldging: şişkinlik, çıkıntıbuluğ (çağı): ergenlikbulyon, buyyon: etsuyubursa: kese, torbabuşon: tıkaç

18

Page 20: TÜRKÇE TIP DİLİ KILAVUZU

Türkçe Tıp Dili Kılavuzu

buton: düğmebünye: beden yapısıbypass: köprüleme, aşırtma,

yangeçit; yangeçişby-product: yanürün

Cc/s (sezaryen): açımlı

doğurtmacapture, kepçır: tutma,

yakalamacatch up growth: yakalama

büyümesicaucasian: beyaz ırktancevap profili: yanıt biçimicevher: öz; özdekchamber: oda; kutu; odacıkchapter: bölümcheck-list: denetim çizelgesicherry red: kiraz kırmızısıchild resistant: çocuk

korumalıcihaz: aygıtclubfoot: yumruayak coefficient: katsayı coil: sargıcoin lesion: comet tail: kuyrukluyıldızcompound: bileşikcost-effective: eder-etkincounter: sayaçcrossbreed(ing): kırmalama,

melezlemeC/S, sezaryen sekşın: açımlı

doğurtmaCT, kompüterize tomografi:

BT, bilgisayarlı kesitçekim (tomografi)

curriculum vitae (CV): özgeçmiş

curve: eğri

curvilinear: eğriçizgisel, eğrisel

cut down: damaraçımı cut-off: sınırdeğer, ayrım

değeri

Ççek (check) etmek :

yoklamak çekap (check-up): sağlık

yoklamasıçekum: körbağırsak

Dd(ı)rastik: zorlayıcı, şiddetlid(i)ren: akıtaçd(i)renaj: akıtımdaltonizm: renk körlüğüdansi(to)metre:

yoğunlukölçerdansite: yoğunluk; (filmde)

koyulukdata: veriDC, direkt akım: doğru akımdebi: akım hacmi, akım

oylumudebil: bitkin, halsiz, güçsüz debilitan: bitkinleştirici,

güçsüzleştiricidebilite: bitkinlik, halsizlik,

güçsüzlükdebridman: yara temizliği,

yara kazımasıdebulking: kitle azaltıcı,

hacim azaltıcıdedektör: saptayıcıdediferansi(y)asyon:

ayrımlaşma yitimide fakto: edimli, edimli olarakdefans: savunma defekasyon: dışkılama

19

Page 21: TÜRKÇE TIP DİLİ KILAVUZU

Türkçe Tıp Dili Kılavuzu

defekt: kusur, bozukluk, eksiklik

defektif: kusurlu, bozuk, eksik defeyans: bayılma, baygınlık deficiency : eksiklikdeficient : eksikdefisit: açıkdeflorasyon: kızlık bozma deformasyon: biçim

bozukluğu, biçimini bozmakdeforme: bozuk biçimli,

biçimsizdeformite: biçim bozukluğudegradasyon: yıkım,

parçalanmadegranülasyon: tanecik

boşalımıdejavu: görmüşgibilik,

yaşanmışlık duygusu dejenerasyon: yozlaşma,

bozulmadejeneratif: yozlaştırıcı,

bozucudejenere: yoz, yozlaşmışdekad, dekat: onyıldekalsifikasyon:

kireçsizleşme, kireçsizleştirme

dekapitasyon: başı ayırmakdekolman: ayrılmadekolorasyon: renksizleşmedekompansasyon :

dengelenememe, telafi edilememe, yetmezlik

dekompanse: dengelenememiş, telafi edilememiş, yetmez

dekompoze olmak: ayrışmak, parçalanmak

dekompozisyon: ayrışım, parçalanma

dekompresyon: bası kaldırma, basıdan kurtulma; basınç kaldırma

dekonjestan: kandolum giderici, göllenme giderici

dekonjesyone etmek: kandolum gidermek, göllenmeyi gidermek

dekstroz, glikoz, glukoz: üzüm şekeri,

dekübit(us): yatar durumdadekübit(us) ülseri: yatak

yarasıdelesyon: kayıp; silme,

çıkarmadelüzyon: yanılsamadem(i)yelinizan:miyelinsizleşt

iricidemans: bunama demarkasyon: sınırdemarke: sınırlı, ayrıkdemineralizasyon:

mineralsizleş(tir)medemografi: nüfusbilimdemonstrasyon: görsel

anlatım; gösteri; göstermedemonstratif: demulsan, demulsent:

yatıştırıcı, dindirici; örtücü (ilaç)

denatürasyon: bozunma, bozulma

denatüre: bozunmuş, bozulmuş

dendrit: dallantıdenervasyon:

sinirsizleş(tir)medenovo, de novo: yeni; kendi

olarak; kendiliğinden;dental: diş(le ilgili)dentist: diş hekimi deontoloji: davranış kuralları

bilimidepartman: bölümdepersonalizasyon:

kimliksizleşmedepigmentasyon: renkyitimi

20

Page 22: TÜRKÇE TIP DİLİ KILAVUZU

Türkçe Tıp Dili Kılavuzu

depilasyon: kılsızlaştırmadepilatör: kıldökücü; kılsökücüdeplase etmek: yer

değiştirtmekdeplase olmak: yer

değiştirmekdeplesyon: boşalma, tükenmedepo: uzun salımlı (ilaç);

ambar; yığım depolama: yığmadepozit: birikinti, çökelti,

kalıntı depres(s)an, depresif:

çökkün; baskılayıcı, çökkünleştirici

depresyon: çökkünlük, çökme, çöküntü; baskılanma

deprivasyon : yoksunlukderealizasyon: gerçeklik

yitimi derepres(s)e: baskıdan

kurtulmuşderepresyon: baskının

kalkmasıderivasyon: türev, türeme,

türetme, köken derivatif, derive: türev,

türemiş derma-, dermato, dermo-:

deri(yle ilgili)dermabrazyon: deri kazımadermal, dermatik: deri(yle

ilgili)dermatoglifiks: deri çizgileri;

deriçizgibilimdermatolog: deri hastalıkları

uzmanıdermatoloji: deri hastalıkları

bilimidermatolojik: deri

hastalıkları(yla ilgili)dermatom: duyu alanıdermatoz: deri hastalığıdermis: altderi

dermoaktif: deriyi etkileyen dermoid: derimsiderogasyon: ayrıklıkdeselerasyon: yavaşlamadesendan: inen, inicidesensitizasyon:

duyarsızlaşma, duyarsızlaştırma

desensus: iniş desikant: kurututan, nem alıcıdesikasyon: kurututmadesikatör: kurututucudesk: masadeskalasyon: azalımdeskuamasyon: kepeklenme,

kavlama, soyulmadeskuamatif: kepeklenen, pul

pul dökülendestrüksiyon: yıkım destrüktif: yıkıcıdeşarj: boşalımdeşarj olmak: boşalmak

detachment: (yerinden) ayrılma

detay: ayrıntıdeteri(y)asyon:

gerileme,bozulmadeterminan(t): belirleyen,

belirleyicideterminasyon: belirlenim;

belirleme, belirleyicilikdetermine: belirlenmiş, belirlidetermine etmek: belirlemekdetoksifikasyon:

zehirsizleştirme detrusör: (aşağı, dışa) itici,

itkendevaskülarizasyon:

damarsızlaştırmadeveloper: geliştiricidevelopment: gelişimdevelopmental: gelişimseldevi(y)asyon: sapma, eğrilme

21

Page 23: TÜRKÇE TIP DİLİ KILAVUZU

Türkçe Tıp Dili Kılavuzu

devitalizasyon: öldürme, cansızlaştırma; duyarsızlaştırma

devolüsyon: gerileme, bozulma

dezavantaj: engel, yararsızlık, kazançsızlık

dezenfeksiyon: bulaşsızlaştırma

dezenfektan: bulaşımkırandezenfekte etmek:

bulaşsızlaştırmak dezoryantasyon: yönelim

bozukluğudi-: iki, çiftdi(y)abet: şeker hastalığıdi(y)abetik: şeker

hastalığı(yla ilgili), şeker hastası

di(y)aforetik: terletici; terleme(yle ilgili)

di(y)aforez: terleme

di(y)afram: böleç, zardi(y)agnostik: tanısal; tanı

koydurucudi(y)agnoz: tanıdi(y)agonal: verev, köşegendi(y)agram: çizenekdi(y)alektik: eytişimdi(y)aliz: süzme, süzülmedi(y)alizat: süzüntüdi(y)alizör: süzücüdi(y)alog: ikili konuşmadi(y)apazon: ses çatalı di(y)apedez: sızma,

yuvargöçüdi(y)aper: arabezidi(y)aper rash: pişikdi(y)are: ishal, sürgün di(y)astol: gevşemdi(y)atermi: ısı sağaltımı di(y)atez: yatkınlık di(y)et: besidüzeni, beslenme

di(y)etetik: besinbilim, besinbilim(le ilgili)

di(y)etisyen: beslenme uzmanı

dia: saydam (resim)dia-: içinden, arasındandifazik: ikievrelidiferansiyasyon: ayrımlaşma,

farklılaşma diferansiye: ayrımlaşmış,

farklılaşmışdifferansiyel di(y)agnoz:

ayırıcı tanıdiffüz: yaygındiffüzyon: geçişdifraksiyon: kırınımdifteri: kuşpalazıdigenetik: ikiüremlidigestif: sindirim(le ilgili),

sindiricidijital: parmak(la ilgili); sayısaldikaryotik: iki çekirdekli dilatasyon: genişleme dilate: genişlemişdilate etmek: genişletmek dilüe: seyreltik, seyreltilmişdilüe etmek : seyreltmek,

yoğunluğunu azaltmak dilüent: seyrelticidilüsyon: seyreltmedimpl(e): çukurcuk, gamze dinamik: devingendiplo-: çift, ikidiploid: çift takımlı diplopi: çiftgörmedipolar: iki kutupludireksiyonel: yönlendirilmiş direkt: doğrudan, düzdirektif: buyruk, emirdirektör: yönetmen, yöneticidis-: bozuk, kötü, güçdis(s)eke etmek: keserek

ayırmak dis(s)emine: yaygın, yayılmış

22

Page 24: TÜRKÇE TIP DİLİ KILAVUZU

Türkçe Tıp Dili Kılavuzu

dis(s)olüsyon: çözünmedis(s)osi(y)asyon: ayrışım,

ayrışma, ayrıştırma discharge, disçarç: atma,

atık, akıntıdisekilibri(y)um: dengesizlik,

eşitsizlik diseksiyon: kesip ayırmadisfaji: yutma güçlüğüdisfoni: konuşma güçlüğüdisfonksiyon: işlev bozukluğudisfonksiyonel: işlevsel

olmayandisfori: rahatsızlık duygusudisinformasyon: yanlış

bilgilendirmedisintegrasyon: parçalanma,

dağılmadisiplin: bilim dalı; bilgidiskaşın, discussion:

tartışmadisket: diskinezi: devinim bozukluğudiskontinyus: kesiklidiskordans: benzeşmezlik,

uyumsuzlukdiskordant: benzeşmez,

uyumsuzdiskrazi: bozuklukdiskriminasyon : ayırım,

ayırma yetisi, ayrımcılıkdisleksi: anlaşılır okuyamamadislokasyon: çıkık dismatür(e): yoz gelişimdismenore: ağrılı aybaşıdismorfizm: biçim bozukluğudisorder: bozukluk, hastalık,

düzensizlikdisosiasyon: ayrışma disosiye: ayrışmış, ayrıdispanser: dispensır: dağıtıcıdispepsi: sindirim güçlüğü,

hazımsızlık

dispers(e): dağılmışdispersif: dağınıkdispersiyon: saçılma, dağılmadisplastik, displazik: bozuk

gelişmişdisplazi: gelişim bozukluğudispne: solunum güçlüğüdispozabl(e): kullanatdisproporsiyone(l): orantısızdisregülasyon: düzeni bozma;

düzensizlik, düzen bozukluğu

distribüsyon: dağılım, dağıtımdistribütör: dağıtıcıdisritmi: atım düzensizliğidistal: (merkezden) uzak, uçdistandü: gergindistansiyon: gerginlikdistilasyon: damıtım,

damıtma distile: damıtık, damıtılmış distile etmek: damıtmakdistimi: zihinsel çökkünlük,

akıl durgunluğudistoni: gergi bozukluğudistorsiyon : biçimsel

bozulma; burkulma; çarpıtma

distosi: güç doğumdistres: sıkıntı, zorlukdistribüsyon: dağılım, dağıtım distribütör: dağıtımcıdistrofi : yozlaşım; yoz oluşumdiüretik: idrar artırıcı, idrar

söktürücüdiürez: işeme, idrar atımıdiürnal: günlük; gündüz(le

ilgili)divalan: iki değerlidiverjans: ıraksama,

uzaklaşmadiversite: çeşitlilik, başkalık,

ayrım, fark

23

Page 25: TÜRKÇE TIP DİLİ KILAVUZU

Türkçe Tıp Dili Kılavuzu

divertikül: köruzantı, körçıkıntı, çıkmaz

divizyon: bölünme; bölümdiz(z)ines(s): baş dönmesi,

sersemlikdizanteri: kanlı ishaldizayn: tasarımdizayn(e) etmek: tasarlamakdizüri: ağrılı (yanmalı) işemedoktor: hekim doktrin: öğretidoliko-: uzundolikoektazik: uzamış ve

genişlemişdomain: bölgedomene: almaç bölgesidomestik: evcildominan(t): baskın, başatdominans: baskınlık, başatlıkdone: veridonör: vericidoping: uyarma, uyarıcıdorman(t): uyuyandorsal: sırt(la ilgili), arka(yla

ilgili)dorsifleksiyon: geriye bükmedorso-lomber: sırt-bel(le ilgili)dorsum: sırt, arkadot blot: nokta emdirimi double bubble: çift kabarcıkdouble-blind: çift kördown-regülasyon:

altayarlanım, düşürerek düzenleme

doz: verit, ölçüdozaj: kullanım ölçüsü, düzemdoze etmek: ölçüsünü

ayarlamakdozimetre: ışınölçerdöküman: belgedökümantasyon: belgelemedraft: taslakdramatik: çarpıcıdrift: sürüklenme

drog: ilaçdromedary sign: hörgüç

bulgusudual: ikilidualist: duble: çift, iki kez, iki katduktuler: borusal, boru(yla

ilgili)duktuli: borucukduktus: boru dumping: hızlı emilim duodenal: onikiparmak

bağırsağı(yla ilgili)duodenum: onikiparmak

bağırsağıduoterapi: ikili sağaltımduplikasyon: ikilenmeduraplasti: dura onarımıduş: (iç organları)

yıkama,yıkanmadwarf: cüce dwarfism: cücelik

Eeau: suedisyon: basımeditör: yayın yönetmeni,

yaymaneditöryal: başyazıef(f)ektör: etkileyenef(f)erent: götüren ef(f)üzyon: sıvı (birikimi)efekt: etkiefektif: etkin, etkiliefervesan: köpüren,

kaynayan, kabaran efficacy,: etkinlikeflüks, efflux: dışatımefor: çabaego: ben, benlikegzajerasyon: abartıegzajere: abartılı

24

Page 26: TÜRKÇE TIP DİLİ KILAVUZU

Türkçe Tıp Dili Kılavuzu

egzajere etmek: abartmakegzama: mayasılegzersiz: alıştırma; çalışmaejeksiyon: fışkırmaejekülasyon: boşalım,

belgelmesi ejekülat: meni, belsuyuekarte etmek: dışlamakekartör: ayırgaçekilibrium: dengeekimotik: morarmışekimoz: (deride) morartı,

göğerti ekip: takımekipman: donanım, araç-gereçekivalan: eşdeğereklampsi: eko: yankıekojen: yankı verenekojenite: yankısallıkekol: çığır, okulekoloji: çevrebilimeks olmak: ölmekeksantem: deri döküntüsüeksantematöz: döküntülü

(deride)eksazerbasyon: azma,

alevlenmeekses, excess: çokluk, fazlalıkeksesif: aşırıeksfol(i)(y)atif: pullanımlı,

dökülen, soyulgan eksfoli(y)asyon: pullanma,

dökülme, soyulmaekshalasyon: solukverim,

soluk vermeeksibisyon: sergi, sergilemeeksipiyan: sıvağ, dolgu

özdeği, dolgu maddesieksitabilite: uyarılganlık,

uyarılabilirlikeksitabl(e): uyarılgan,

uyarılabilireksitasyon: uyarma, uyarılma

eksitatör: uyarıcıeksite etmek: uyarmak eksize etmek: kesip çıkarmakeksizyon: kesip çıkarmaeksklüzif: özeleksklüzyon: dışlamaekskori(y)asyon: deriyi

sıyırmaekskresyon: atılım, boşaltım;

atık, boşaltıeksojen: dışsal, dışkaynaklıeksotermik: ısıverenekspanse olmak: genişlemek,

genleşmekekspansiyon: genişleme,

genleşmeekspektoran: balgam

söktürücüekspektorasyon: balgam

çıkarmaeksper: uzmaneksperiment: deneyeksperimental: denel,

deneyseleksperimentasyon: deney

yapma; deneyimekspir(i)yum: solukverimekspirasyon: solukverim,

soluk verme; sonlanmaeksplorasyon: açıp incelemeeksplore etmek: açıp

incelemek eksplosif: patlayıcıekspojur: karşılaşma, maruz

kalmaekspresyon: sergileme;

anlatım; dışavurumekspulsiyon: dışarı itme

ekstansiyon: genişleme; açılma

ekstansör: açan, gerenekstensif: yaygın, uzanımlıeksternal: dışsal, dış(la ilgili)

25

Page 27: TÜRKÇE TIP DİLİ KILAVUZU

Türkçe Tıp Dili Kılavuzu

eksterne etmek: taburcu etmek, hastaneden çıkarmak

ekstirpasyon: tümüyle çıkarma

ekstra: artık, ek, fazladanekstra-: -dışıekstraksiyon: çekip çıkarma;

öz eldelemeekstrapolasyon: bilinene

dayanan öngörüekstrasel(l)üler: hücredışı,

gözedışı ekstravazasyon: damar

dışına sızmaekstraversiyon: dışadönüklükekstravert: dışadönükekstre: öz, özütekstrem: aşırı, uç, en uçta, en

kenardaekstremite: kol veya bacakekstrensek, ekstrinsik:

dışsal, dış, dıştanekstripiye etmek: tümüyle

çıkarmakekstrofi: içi dışına dönme,

tersyüz olmaekstrude etmek: dışarı atmakeksüda: yangı sıvısıeksüdasyon: sızım, yangı

sıvısı sızımı eksüdatif: sızımlı-ektazi: … genişlemesi ektazi: genişlemeekto-: dış-, dış(la ilgili)ektoderm: dışderi; dıştabaka,

dışyaprak-ektomi: … alım(ı), …

çıkarım(ı) ektopi: yerdışılık (organ)ektopik: yerdışı (organ)ektropion: dışa katlanım

(gözkapağında) ekzantem: deri döküntüsü 

ekzanterasyon: çıkarma (çevresiyle birlikte)

ekzantrik: ayrıksı, sıradışı, alışılmadık

ekzo-: dış-, dış(la ilgili)ekzofitik: dışa büyüyenekzoftalmi: ekzojen: dışsal, dış kaynaklıekzokrin: dışsalgıekzositoz: göze dışına çıkma;

çıkıntı (kemikte)ekzoterik: dışsal; dış kaynaklıekzotoksin: dışzehir, dışağıelastik: esnekelastikiyet, elastisite:

esneklikelektif: seçici, seçmeli;

(zamanı) isteğe bağlıelektro-: elektrik(le ilgili),

akım(la ilgili)eleman: öge, unsur; çalışanelementer: temelelevasyon: yükselme,

yükseltmeeleve: yükselmişeliksir: sıvı ilaçeliminasyon: atılma,

uzaklaştırmaelimine etmek: atmak,

uzaklaştırmakelit: seçkinelongasyon: uzama, uzantıelonge: uzamışelüsyon: yıkayarak ayırmae-mail: e-mektup emaskulasyon: hadım etmeemboli: damar tıkacı; damar

tıkanması embriyo(n): dölet, öndölütemergency: acilemeritus: emekliemetik: kusturucuemezis: kusma

26

Page 28: TÜRKÇE TIP DİLİ KILAVUZU

Türkçe Tıp Dili Kılavuzu

emisyon: dışa verme, akıntı (belsuyu)

emol(i)(y)ant: (deriyi) yumuşatıcı; yatıştırıcı

emosyonel: duygusal; dokunaklı; duyarlı

empati: gönüldeşlik, başkasının duygularını duyumsayabilme

empirik, ampirik: deneyimsel, deneyime dayalı

emplant: içek, ekemplantasyon: içeyerleşim,

içeyerleştirim, çimlenmeempotans: (cinsel) güçsüzlük empoze etmek:

benimsetmek, kabul ettirmek

emülsiyon: sıvı asıltı; sıvı karışım (birbiriyle birleşmeyen)

en bloc, en blok: bütün olarak

enamel: diş minesienantem: döküntü

(mukozada) enantematöz: döküntülü

(mukoza)end-: son-, uç-end(-)point: sonnoktaendemi: yerel ve her zaman

görülen (hastalık)endemik: yerel, yerleşik endikasyon: kullanım alanı,

iyigelirlik; gerekirlikendike: iyi gelenendike olmak: iyi gelmek;

gerekmekendo-: iç-, iç(le ilgili)endoderm: içderi; içtabaka,

içyaprakendojen: içsel, iç kaynaklıendokrin: içsalgı

endokrinoloji: içsalgıbilimendokrinolojik: içsalgıbilim(le

ilgili)endotermik: ısıalanendotoksin : içtoksin, içzehir,

içağıendüklemek: başlatmak endüksiyon: başlatma endürasyon: sertleşme,

sertleşim, sertlik enema: lavman, yıkamaenfeksiyon: bulaş, bulaşımenfeksiyöz: bulaşıcı, bulaşlıenfekte: bulaşlı, bulaşmışenfekte olmak: (enfeksiyon

etkeni) bulaşmak enflamasyon: yangıenflamatuvar: yangılıenformasyon: bilgienhancement, enhansment:

güçlenmeenjeksiyon: iğne yapma enjektabl(e) : iğneyle

verilmeye elverişli enjekte etmek: iğneyle

vermek enjektör: İğne, şırınga enkoding: şifreleme enkontinans: tutamama,

kaçırmaenkübatör: kuluçkalık; küvöz ensektisid: böcek öldürücüensest: ensidans: sıklıkenstitü: kurum; eğitim kurumuenstrüman: aygıtensüflasyon: üflemeentegre: bütünleşmiş entel(l)ektüel: aydınentemoloji: böcekbilimenter: girmeenter(o)-: bağırsak-,

bağırsak(la ilgili); -arası

27

Page 29: TÜRKÇE TIP DİLİ KILAVUZU

Türkçe Tıp Dili Kılavuzu

enteral, enterik: bağırsak yoluyla, bağırsak(la ilgili)

enteresan: ilginçenterese etmek:

ilgilendirmekenterik coated: bağırsakta

açılanentermitan : aralıklı, durup

başlayan, yitip belirenenternasyonal: uluslararasıentoksikasyon: zehirlenmeentomoloji: böcekbilimentrensek: içsel, iç kaynaklıentropi(y)on: içekatlanım

(gözkapağında)entrovert: içedönükentübasyon: borulamaentübe: borulanmış, boru

takılmışentübe etmek: boru takmakentüisyon: sezgi, sezientüitif: sezgisel, sezilienükleasyon: bütünüyle

çıkarma (çevre dokudan soyularak); çekirdeksizleştirme

enürez(is): idrar kaçırmaenürezis noktürna: gece

işemesi, yatak ıslatmaenvelop: kılıfenvolüsyon: normale dönme;

gerileme (işlevsel ve fiziksel)

epanşman: sıvı toplanması, sıvı

epi-: üst-, üzerinde, üstündeepidemi: salgın epidemik: salgın(la ilgili)epidemiyoloji: sağlık

araştırma yöntembilimepiderm(is): üstderiepidermal: deridenepidural: duraüstü epifiz: kemikucu

epifora: göz yaşarmasıepigastri(y)um: orta üstkarınepikriz: çıkış özeti, dosya özetiepilasyon: kılsızlaştırmaepilatör: kıldökücü; kıl sökücüepilepsi: saraepileptiform: nöbetler halindeepileptojen: nöbet oluşturanepiploik: karınzarı(yla ilgili),

omentum(la ilgili)epistaksis: burun kanaması epitelizan: epitel oluşturucu epizyo-: vulva(yla ilgili)epizyotomi: vulvakesisieradikasyon: yokedimereksiyon: dikleşme;

sertleşmeerektör: diktutan, kaldıranergonomik: işbilim;eritem: kızartı eritematö(z): kızarıkeritroblast: önalyuvar,

öncülalyuvareritropo(i)etik: alyuvar

yapımı(yla ilgili)eritropo(i)ez: alyuvar yapımıeritrosit: alyuvarerizipel: yılancıkerode etmek: aşındırmakerozyon: aşınma, aşındırmaerror: hataerüpsiyon: döküntü; diş

çıkması es(s)ay: deneme, deney;

ölçmeesans: koku, koku özüesansiyel: temel; nedeni

bilinmeyenescape: sızıntı; kaçak;

salıverilmeeskar, skar: yaraizi; nedbeestetik: estimate: ölçmek,

hesaplamak

28

Page 30: TÜRKÇE TIP DİLİ KILAVUZU

Türkçe Tıp Dili Kılavuzu

et(i)yoloji: neden, nedenleret(i)yolojik: nedenseletap: aşamaetik: töre; törebilim; töreletimoloji: kökenbilimetnik: budunsaletüt: önçalışma; incelemeeu-: uygun; normal; gerçekeukaryot, ökaryot: gerçek

çekirdeklievakuasyon: boşaltmaevalüasyon: değerlendirmeevalüe etmek:

değerlendirmekevantrasyon: karın dışına

çıkma; yükselme (diyafram)evaporasyon: buharlaşma evaporatör : buharlaştırıcıeversiyon: dışa dönmeevidens, evidence: kanıteviserasyon: içini boşaltma;

dışarı çıkma (iç organ)evolüsyon: evrimexchange: değiştirmek,

değişim exchange transfüzyon: kan

değişimiexcimer:

Ff(u)ronkül: çıbanfagosit: yutargöze, yutarhücrefagosite etmek: yutmak fagosite olmak: yutulmakfagositoz: göze yutarlığı,

hücre yutarlığıfailure: yetmezlik; başarısızlıkfaj: bakteri virüsü fako-: gözmerceği(yle ilgili)faks: belgeç, belgegeçerfaktör: etmenfakültatif: uyumsal

falanks: parmak kemiğifals(e): yanlış; yalancıfamilya: ailefamilyal: aileselfan: hayran; pervanefanatik: bağnazfantazi: düşlemfantom: hayaletfarenks, farinks: boğaz,

yutakfaringeal: boğaz(la ilgili),

yutak(la ilgili) farma(ko)-: ilaç(la ilgili)farmakodinami: ilaçetkisifarmakodinamik :

ilaçetkisi(yle ilgili); ilaçetkibilim

farmakokinetik: ilaçyazgısı(yla) ilgili; ilaçyazgıbilim

farmakokinezi: ilaçyazgısıfarmakolog: ilaçbilim uzmanıfarmakoloji: ilaçbilimfarmakolojik: ilaçbilimsel,

ilaçbilim(le ilgili)farmakope: ilaç kılavuzu fas(i)yal: yüz(le ilgili); akzar(la

ilgili)faset: yüzeyfasil(it)atör: kolaylaştırıcıfasilitasyon: kolaylaştırmafasilite: kolaylık; fasya: akzarfatal: ölümcül, öldürücü,

ölüme yol açan fatalite: öldürücülük; ölümfatik: bitkin, bitkinlikfaz: evrefebril: ateşli feçes: dışkıfeedback: geribildirim;

geribeslemefeeding tüp: beslenme borusufekal: dışkısal

29

Page 31: TÜRKÇE TIP DİLİ KILAVUZU

Türkçe Tıp Dili Kılavuzu

fekal oral yol: dışkı-ağız yolufellow: yandal araştırma

görevlisifemoral : uyluk(la ilgili),

uyluksalfemur: uylukkemiğifenestra: pencerefenomen: olağandışı veya

ilginç durum (kişi, olay) fenotip: dışyapı ferment: maya fermentasyon: mayalanmafertil: döllenebilen,

dölleyebilenfertilizasyon : döllenme,

döllemefetal, fötal: dölüt(le ilgili) fetid: kokuşukfetor: kötü kokufetus, fötus, fötüs: dölütfever: ateşfiber: lif, iplikfibril: lifçik, iplikçikfibröz: lifli, ipliksifield: alanfield of view: görüntü alanıfigür: şekil; rakamfigürasyon: biçimleme fihrist: içindekilerfiksasyon: saplantı; saplanma;

sabitleştirmefiksatif: sabitleştirici, sıkı

tutucu fikse etmek: sabitleştirmek;

kalıcılaştırmakfikse olmak: odaklanmak,

saplanıp kalmakfil(i)m: çok ince tabaka, zarfilament: iplik, telfilamentöz: ipliksifiliform: ipliksifilogenez: soyoluşfiltrasyon: süzme; süzülmefiltrat: süzüntü

filtre: süzgeç, süzekfilum: iplik; budunfilum terminale: uçiplikfimbri(y)a: saçak, saçaksı yapıfinal: sonfirst aid: ilkyardımfirst-pass: ilk geçişfissür: çatlak, yarıkfistül: akarcafitness: sağlıklılıkfizibilite: yapılabilirlikfizyoloji: işlevbilim fizyolojik: işlevbilimsel; doğal

işlevlifizyon: bölünme, çoğalma;

ayrılmafizyopatoloji:işlev bozukluk

bilimifizyoterapi: flagel(la), flajel(la): kamçıflakon: küçük şişeflank: böğürflash, flaş: ani ışık, parıltıflatter: salıncak; içyeliflatülans: içyeliflebo-: toplardamar(la ilgili)flebolit: toplardamar taşıflegmon: bağdoku yangısı fleksibilite : esneklikfleksibl(e): esnekfleksiyon: bükülüm, bükülme;

bükme; esnemefleksör: bükücü, eğicifleksura: dönemeç, dirsekflep: kapakflokülasyon: bulanıklaşma,

topaklanmaflora: biteyfloroskopi: ışınbakıflow: akım, akışflowmetre: akışölçerfluktuasyon: dalgalanım;

dalga duygusuflushing: ani kızarıklık

30

Page 32: TÜRKÇE TIP DİLİ KILAVUZU

Türkçe Tıp Dili Kılavuzu

foam cell: köpük hücrefobi: ürkü -fobi: … ürküsüfokal: odaksal; yerelfokus: odak fol(l)ikül: kesecikfolio, folyo: yaprakfollow up: izlemfonasyon: ses çıkarmafonetik: konuşma(yla ilgili),

sesle ilgili; sesbilimfonksiyon: işlevfonksiyonel: işlevsel fontanel: bıngıldakfontikül: bıngıldakforamen: delik foregut: önbağırsakforensik: adliform, format: biçimformal: resmi; biçimselformasyon: biçimlenme;

oluşumformat: biçemforme: biçimli formüla: hazır mama, tecimsel

mamaformülasyon: biçimlendirmeformüle etmek:

biçimlendirmekformüleri: ilaç kılavuzuforniks: çıkmaz; kemer; tavanforse(d), force(d): zorlu,

zorlanmış forseps: doğumkaşığı; kaşık;

kıskaçfossa: çukur fotik stimülasyon: ışıluyarımfoto-: ışıl, ışık(la ilgili)fotodisintegrasyon:

ışılayrışım, ışıkbozunumfotofobi: ışık ürküsüfotokopi: tıpkıçekimfötal, fetal: dölüt(le ilgili) föy: kağıt, yaprak (kağıt)

fragman: parça; parçacıkfragmantasyon: parçalanmafragmante: parçalanmışfrajil: kırılgan, dirençsiz frajilite: kırılganlık, dirençsizlikfraksiyon: parça, bölüm,

kesim; bölüngüfraksiyone: parçalı, bölümlü;

parçalanmışfraktür: kırıkframe: çerçeveframe rate: çerçeve hızıfrekans: sıklık frenu(i)lum: bağcık, dizgincik,

gemcikfrijid: (cinsel yönden, eşeysel

yönden) soğukfrijidite: (cinsel, eşeysel)

soğuklukfriksiyon: sürtünme; sürtüşme frontal: alınsal, alın(la ilgili) frot(t)i: yaymafrotman: sürtünme sesifrozen: donmuş; dondurulmuşfrusturasyon: düş kırıklığıfull time: tamgünfulminan(t): (hızla) yayılan,

ilerleyen, kötüleşenfumigasyon: tütsülemefundemental: temelfundus: dipfungal: mantar(la ilgili)fungus: mantarfungusid: mantar öldürücüfuziform: iğsifüzyon: kaynaşma, kaynaşım

Ggaita, gayta: dışkıgal(l)o(p): dörtnalagal(l)o(p) ritmi: üçlü (dörtlü)

dizem

31

Page 33: TÜRKÇE TIP DİLİ KILAVUZU

Türkçe Tıp Dili Kılavuzu

galaktografi: sütyolu filmigalaktore: süt akmasıgalaktosel: süt kistigalaktoşezi: süt durmasıgalea: miğfer, miğferimsigalea aponörotika: kafa

akzarı, miğferzargalvanik akım: doğru akım,

düz akımgamet: eşeygöze(si), eşey

hücre(si) gametogenez: eşey göze

(hücre) oluşumugangli(y)on: düğümgangren: kankırangantry: tarayıcıgap: aralık, açıklık, gedikgap junction: aralıklı birleşme

yerigargara: çalkalamagargoyman: gurultugarnitür: bezentigasping: soluğu kesilme,

güçlükle solumagastr(o)-, gastrik: mide(yle

ilgili)gastralji: mide ağrısı gastrektomi: mide çıkarımıgastrit: mide yangısıgastro(-)intestinal: mide-

bağırsak(la ilgili)gastro(-)intestinal sistem :

sindirim dizgesi, sindirim yolları

gastroenterolog: sindirimbilim uzmanı

gastroenteroloji: sindirimbilim

gastrointestinal trakt: sindirim dizgesi, sindirim yolları

gastroplasti: mide onarımıgastroskopi: mide bakısı gavaj: dalgılı besleme

gayd (guide): kılavuzgen: kalıttaşır, ırataşırgeneralize: yaygın, yayılmışgenerasyon: kuşak, göbekgenetik: kalıtbilim; kalıtsal-genez: ... oluşum(u) genital: cinsel, eşeysel,

üreme(yle ilgili)genitalia: cinsel organlar,

üreme organlarıgenito(-)üriner: üreme-

işeme(yle ilgili)genom: kalıtaygenotip: kalıtyapı, soyyapıgenotipik: kalıtyapısal,

soyyapısalgeri(y)atri: yaşlılık bilimi, yaşlı

hekimliğigerm: tohumgerontoloji: yaşlılık bilimigestasyon: gebelikgestasyonel: gebelik(le ilgili)gestasyonel yaş: gebelik yaşıgibosite: kamburlukgibus: kamburgigantik: aşırı iri, dev benzeri,

dızmangigantizm: aşırı irileşme,

devlik, dızmanlıkgingiva: dişetigirift: karmaşıkgirus, gyrus: kıvrım, beyin

kıvrımıglabella: alınçatı; kaşarasıgland(ula): bezglans: başglikotoksisite: şeker yan

etkisiglikoz, glukoz,dekstroz:

üzüm şekeri glob: yuvarglob vezikal(e): global: küreselgloballeşme: küreselleşme

32

Page 34: TÜRKÇE TIP DİLİ KILAVUZU

Türkçe Tıp Dili Kılavuzu

globül: yuvar, yuvarcıkglobüler: yuvarımsıglokom: karasuglos(s)al, glos(s)o-: dil(le

ilgili) glutea, gluteus: kalça,

kabaetgluteal: kalça(yla ilgili)gode: çukurgoldstandart: temelölçütgonad: eşey bezi (yumurtalık,

erbezi)gonadal: eşey bezi(yle ilgili)gonore: belsoğukluğugossipiboma: dedikodu urugrade: aşama, derecegradient: eğim, eğilimgrading: aşamalandırma,

derecelemegradual: adım adım-graf: -yazar, -çizer-grafi: -yazım(ı), -çizim(-i), -

çekim(i)-gram: -yazı(sı), -çizim(i),

sayım(ı), -ölçüm(ü)grand: büyükgranül: tanecikgranülasyon dokusu: onarıcı

dokugranüle(r): tanecikligratis: bedelsizgravid: gebegravida(rum): gebelikgravite: yerçekimigref(t): yamagreftlemek: yama yapmak,

yamalamakgrid: ızgaragrip: sıkıca tutma; paçavra

hastalığıgroove: olukgros(s): büyük, kaba, görünürgros(s) total: görünümde tam

growth faktör: büyüme etmeni

grup: küme gudde: bezguide wire: kılavuztelguide, guideline: kılavuz guinea-pig: kobaygut: bağırsak; damla hastalığıguttat: benekligutter: oluk

Hh(i)yalin: camsıhabitat: doğal ortam; yaşama

alanıhabitüasyon: alışkanlıkhabitüel: yineleyenhabitüel abortus: yineleyen

düşükhafıza: bellekhair-on-end pattern: fırça

görünümühakimiyet: baskınlıkhal(l)üsinasyon: varsanı,

sanrıhal(l)üsinojen: varsanıya yol

açan, sanrıya yol açanhalf-life: yarılanma ömrühalo: aylahandbook: elkitabıhandikap: özür, özürlülük,

engelhandikaplı: özürlü, engellihaploid: tek takımlıharabiyet: yıkımhardcopy: basılı örnekhardware: donanımharmoni: uyum, ahenkhay fever : saman nezlesihaya: erbezihazard: tehlikehektik:

33

Page 35: TÜRKÇE TIP DİLİ KILAVUZU

Türkçe Tıp Dili Kılavuzu

helical, heliks: sarmalhelmint: solucan helper, helpır: yardımcıhem(at)opo(i)etik: kan

yapıcı; kan oluşumu(yla ilgili)

hem(at)opo(i)ez: kan yapımı, kan oluşumu

hem-, hemato-, hemo-: kan(la ilgili)

hemaglütinasyon: kan kümeleşimi

hematemez: kankusmahematojen: kan yapıcı; kan

yoluylahematolog: kanbilim uzmanıhematoloji: kanbilimhematom: kantoplağıhematüri: kanişemehemi-: yarı, yarımhemianopsi: yarımgörmezlikhemipleji: yarıinmehemisfer: yarıkürehemodiyaliz: kansüzümhemogram: tam kansayımıhemolitik: kanyıkımlı;

kanyıkıcıhemolitik anemi: yıkımlı

kansızlıkhemoliz: kanyıkımıhemoptizi: kantükürmehemoraji: kanamahemorajik: kanamalı,

kanama(yla ilgili) hemositometre: kansayarhemostatik: kanama

durdurucuhemostaz: kanama durması;

kanın durmasıhemşire deski: hemşire

masasıhepat(o)-: karaciğer (ön ek)hepatik: karaciğer(le ilgili)hepatoloji: karaciğerbilim

hepatomegali: karaciğer büyümesi

hepatosit: karaciğer hücresihepatosplenomegali:

karaciğer-dalak büyümesihepatotoksik: karaciğere

zararlıherbisit: otkıranheredite: kalıtım, soyaçekimherediter : kalıtsalheritabilite: kalıtılabilirlikhermafrodi(ti)zm:

çifteşeylilik, erseliklik, erdişilik

hermafrodit: çifteşeyli, erselik, erdişi

herni: fıtıkhernie diskal(e): omurga

fıtığı, disk kaymasıherpes labialis: dudak uçuğuheterojen: çoktürelheterojenite: çoktürellikheteroseksüalite:

karşıcinsellikheteroseksüel: karşıcinselheterotopi: yerdışılık (doku)heterotopik: yerdışıl (doku)hi(y)atus: açıklık, yarıkhibernasyon: kış uykusuhibrid(iz)asyon: kırmalama,

melezlemehibrit: kırma, melezhidrofil(ik): suçeken,

nemçeken; susevenhidrofobi: su korkusu; su

çekmezlikhidrofobik: sudankorkan;

suçekmezhidroliz: suylayıkımhidroterapi: susağaltımıhidröz: sulu high resolution: yüksek

çözünürlük(lü)

34

Page 36: TÜRKÇE TIP DİLİ KILAVUZU

Türkçe Tıp Dili Kılavuzu

hijyen: sağlıkbilgisi, sağlıkkoruma

hijyenik: sağlığa uygunhilus: göbek himen : kızlıkzarıhiper-: aşırı, yüksek, ...

üstündehiperaerasyon:

aşırıhavalanmahiperaktivite: aşırıdevinimhipereksitabilite:

aşırıuyarılganlıkhiperemez(is): aşırıkusmahiperemi: kızarıklık; kanartımıhiperestezi: aşırıduyumsarlıkhiperglisemi: yüksek kan

şekerihiperkinezi: aşırıdevinimhiperkrom(atik, ik):

koyuboyananhiperlipidemi: kan yağı

yüksekliğihipermetropi: yakıngörmezlikhipermotilite: aşırıdevinimhiperplazi: aşırıoluşum hiperrefleksi: aşırıtepkehipersekresyon :

aşırısalgı(lama)hiperselüler: artmışgözeli,

aşırıhücrelihipersensibilite:

aşırıduyar(lı)lıkhipersensitivite:

aşırıduyar(lı)lık hipertansiyon: yüksek kan

basıncı hipertermi: aşırısıcaklıkhipertoni: aşırıgergi; aşırı

yoğunlukhipertonik: aşırıyoğun;

aşırıgerginhipertonisite: aşırıyoğunlukhipertrikoz: aşırıkıllanmahipertrofi: aşırıbüyüme

hiperventilasyon: aşırısolu(t)ma; aşırıhavalanma

hipnotik: uyutucuhipnotizma: uyutumhipnoz: uykuhipo-: altında, olağanın

altında, alt, düşükhipoaktivite: düşükdevinim;

azetkinhipoderm(is): derialtıhipodermik: derialtı(yla ilgili)hipogastri(y)um: altkarınhipoglisemi: düşük kan şekerihipokondri: hastalık hastalığıhipokondriyak: hastalık

hastasıhipokrom(ik): solukboyananhipoksemi: kanda oksijen

azlığıhipoksi: oksijen azlığıhipoplastik, hipoplazik:

azgelişmişhipoplazi: azgelişmişlikhiporefleksi: tepke zayıflığıhiposelüler: seyrekgözelihipotansiyon: düşük kan

basıncıhipotermi: aşırısoğumahipotez: varsayımhipotoni: azgergihipotonik: gergi azlığı(yla

ilgili); azyoğunhipotonisite: azyoğunlukhipovolemi: kan hacmi

azalmasıhipovolemik: kan hacmi

azalmışhirşutizm: kıllanma (kadında)histeri: histo-inkompatibilite: doku

uyuşmazlığı histokimya: doku kimyası

35

Page 37: TÜRKÇE TIP DİLİ KILAVUZU

Türkçe Tıp Dili Kılavuzu

histokompatibilite: doku uygunluğu

histoloji: dokubilim histolojik: dokubilim(ile ilgili);

dokusalhistopatoloji: hastalıklı doku

bilimihistopatolojik: hastalıklı doku

bilimi(yle ilgili)hiyerarşi: aşama düzeni, sıra

düzenihoca: eğiticihomeostaz: dengeleşimhomicid(e): (insan) öldürmehomogreft: özdeş yama homojen: türdeşhomolog: kökdeşhomoseksüalite: eşcinsellikhomoseksüel: eşcinsel homoterm: sıcakkanlı hayvanhomotermal: sıcakkanlıhook(let), huk(let): kancahookworm: kancalı solucanhordeolum: arpacık horizontal: yatayhormon: içsalgıhospitalize etmek:

hastaneye yatırmakhost: konakhostilite: düşmanlıkHRCT: YÇBT (yüksek

çözünürlüklü BT)hum: uğultuhumma: ateşhumor, hümor: sıvıhumoral immünite: sıvısal

bağışıklıkhump: tümsek, hörgüç,

kamburhücre: göze

I, İIQ (intelligence quotient):

anlak katsayısııtrah: atılmai(y)atrojenik: tıp kaynaklı

(sorun)i(y)onizasyon: iyonlaşma,

iyonlaştırmaİd: altbenlikidame: sürdürüm, devam id(i)yopatik: nedeni

bilinmeyenid(i)yosenkrazi :

özgünduyarlıkide fiks: saplantıide, idea: düşünce, fikirideal: kusursuz, ülküsel; ülküidentifikasyon:

kimliklendirme, tanımlama; özdeşleme

identik: özdeşidentite: kimlik; özdeşlik idiyot: geri zekalı, geri anlaklıikter(us): sarılıkikterik: sarılıklıikterus neonatorum:

yenidoğan sarılığı ileus: bağırsak tıkanmasıillegal: yasadışıillüzyon: yanılsamaim(m)inent abortus:düşük

tehdidiimage, imaj: görüntü; imgeimbalans: dengesizlikimmatür: olgunlaşmamışimmersi(y)on: daldırma,

batırmaimmobilite: devinimsizlikimmun, immün: bağışık;

bağışıksalimmün mediated: bağışıksal

aracılı

36

Page 38: TÜRKÇE TIP DİLİ KILAVUZU

Türkçe Tıp Dili Kılavuzu

immün tedavi: bağışıksal sağaltım

immün tolerans: bağışıksal hoşgörü

immün yanıt: bağışıklık yanıtıimmünite: bağışıklıkimmünizasyon: bağışıklamaimmünoloji: bağışıklıkbilimimmünsupres(s)if: bağışıklık

baskılayıcıimmünsupresyon: bağışıklık

baskılamaimpakt: etki; çarpışma,

çarpmaimpakt faktör: etki etmeniimperfore: (doğuştan) kapalı,

delinmemişimpermeabilite: geçirmezlik,

geçirgen olmamaimpermeabl(e): geçirmez,

geçirgen olmayanimplant, inplant: içek, ekimplantasyon,

inplantasyon: ekim; çimlenme; yerleştirme

impotans: cinsel güçsüzlükimpresyon: iz; izlenimimpuls: uyarı, itki, tepi, dürtüimpulsif: itkisel, tepisel,

dürtüselin vitro: canlıdışı, yapay

ortamdain vivo: canlıdain(i)siyatif: öncecilik, önayak

olma; öncelik; girişim, girişimcilik

inaktif: etkisiz; etkin olmayaninaktivasyon: etkisizleşme,

etkisizleştirmeinapropriat(e): uygunsuzinborn: doğuştaninbreeding: indeks: gösterge; dizin; işaret

parmağı

indeks hasta: örnek hastaindentasyon: çentikleşme,

çukurlaşmaindiferansiye:

ayrımlaşmamış, farklılaşmamış

indikatör: belirteç, göstergeindirek(t): dolaylıindividualizasyon:

bireyleşmeindividüalize etmek:

bireyselleştirmek

indurasyon: sertleşme; sertlikindüklemek: başlatmak,

uyarmak indüklenmiş abortus:

uyarılmış düşükindüksiyon: uyarım, başlatmaindüktör: başlatıcı, uyarıcıinef(f)ektif: etkisiz, etkin

olmayaninersi: eylemsizlik, durgunlukinert: eylemsiz, etkisiz, durguninervasyon: sinir donanımı;

sinir uyarımıinerve olmak: (sinirle)

uyarılmakinfancy, infansi:

sütçocukluğu, bebeklik infant: sütçocuğu, bebekinfantil: bebek(le ilgili);

bebeksiinfarkt, enfarkt: inferior: aşağı, alt, altındainfertil: kısır infertilite: kısırlık infestasyon: asalak bulaşıinfiltrasyon: sızma, süzülme;

sızıntı; tutuluminfiltre olmak: sızmak,

süzülmek; tutulmakinflamasyon: yangı inflamatuvar: yangılı

37

Page 39: TÜRKÇE TIP DİLİ KILAVUZU

Türkçe Tıp Dili Kılavuzu

influenza: paçavra hastalığı, grip

informasyon: bilgiinformatik: bilişiminfra-: alt, altında, -ötesiinfraruj: kızılötesiinfundibulum: huni, huni

biçimli yapıinfüze etmek: damar yoluyla

vermek; derialtına vermekinfüzyon: damar yoluyla

verme; derialtına vermeinguinal: kasık(la ilgili)inguinal herni: kasık fıtığıinhalasyon: solumainhale etmek: solumakinhaler: solunan; ilaç solutucu

(aygıt)inheritans: kalıtinhibe: baskılanmış,

engellenmişinhibe etmek: baskılamak,

engellemek inhibisyon: baskılama,

engellemeinhibitor: baskılayıcı,

engelleyici, önleyici inis(i)yal: ilk, başlangıç, başinjeksiyon: iğne yapma; içine

verme; damar dolgunluğuinjeksiyon yapmak: iğne

yapmak, içine vermekinjektabl(e) : iğneyle

verilebileninjekte etmek: iğneyle

vermek injüri: yara, yaralanma,

örsenti, hasarinklinasyon: eğilim; eğim;

eğim derecesiinklüzyon: içertiinkompatibilite: uyuşmazlık inkompetens: yeteneksizlik;

yetersizlik

inkomple(t): eksik, tamamlanmamış

inkonstant: değişken, kararsızinkontinans: tutamama,

kaçırmainkorpore etmek:

birleştirmekinkorpore olmak: birleşmekinkübasyon: kuluçkainkübasyon periyodu:

kuluçka dönemiinkübatör: kuluçkalık;

yaşanakinkübe etmek: kuluçkalamakinokülasyon: bulaşma;

aşılama; ekme (kültür ortamına)

inoperabıl, inop: ameliyat edilemez

inotrop: kasılımsal, kastırıcıinput: girdiinsekt: böcekinsektisid, (-t): böcek

öldürücü, böcekkıraninseminasyon: döllenmeinsensib(ı)l(e):

duyumsanamayan, algılanamayan; duyumsuz, ayrımsız

insersiyon: ekleme; eklenti; yapışma yeri

insidans: sıklıkinsidental: raslantısalinsipient abortus: düşük

başlangıcı insisura: çentik insitu, in situ: yerinde,

yayılmamışinsizyon: kesiinsizyonel: kesiselinsolubl(e): çözünmezinsomni(a): uyuyamama,

uykuyitimi, uyku zoruinspir(i)yum: solukalım

38

Page 40: TÜRKÇE TIP DİLİ KILAVUZU

Türkçe Tıp Dili Kılavuzu

inspirasyon: soluk alma, solukalım

instabil(e): kararsız; dengesizinstabilite: kararsızlık;

dengesizlikinstinkt, instinct: içgüdüinstinktif: içgüdüselinsufficiency: yetmezlikinsüflasyon: hava verme,

üflemeint(e)rensek, intrinsik: içsel,

iç kaynaklıintake, inteyk: girişintakt: tam, bütünlüğü

bozulmamışintaniye: bulaşıcı hastalıklarintansiyonel: istem sırasında

gelişenintegral: ayrılmaz, tümleyen;

gömükintegrasyon: bütünleme,

bütünleşmeintensif: yoğun, şiddetliintensite: yoğunluk, şiddetinter-: -arasıinteraksiyon : etkileşiminteraktif: etkileşimliinterface: arayüzinterfaz: ara-evre,

bölünmelerarası evreinterferans: etkileşiminteriktal: nöbetlerarasıinterkostal: kaburgalararası intermediyer: ara, aracıintermediyer produkt:

araürünintermitan(t) : aralıklıinternal: iç, içselinternalizasyon: içselleştirmeinternasyonal: uluslararasıinterne etmek: hastaneye

yatırmakinternet: genelağ

interrapşın, interruption : kesilme, kesinti

interseks: çifteşey(li)lik, erselik, erdişilik

intersel(l)üler: gözelerarası, hücrelerarası

interstisyel: dokuaralığı(yla ilgili)

intertisyum: dokuaralığıinterval: ara, aralıkintervention: girişiminterventional: girişimselintervertebral: omurlararası intestin: bağırsakintestinal: bağırsak(la ilgili)intima: iç tabaka, damariçzarıintoksikasyon: zehirlenmeintolerabl(e): katlanılmazintolerans: hoşgörüsüzlük,

dayanılmazlıkintra-: iç, içine intraabdominal: karıniçiintraarteriyel: atardamar

içine intraartiküler: eklemiçi,

eklem içine intradermal: deri içi, deri içineintragluteal: kalçadan,

kabadan intraket: damariçi borucukintrakraniyal: başiçi, kafaiçiintrakütan: deri içi, deri içineintramusküler: kas içi, kas

içineintraoküler: göz içi, göz içine intraosseöz: kemik içi, kemik

içineintrapartum: doğum sırasındaintrasel(l)üler: gözeiçi,

hücreiçiintratekal: beyin omurilik

sıvısı içineintratorasik: göğüs içi, göğüs

içine, göğüs içinde

39

Page 41: TÜRKÇE TIP DİLİ KILAVUZU

Türkçe Tıp Dili Kılavuzu

intrauterin: dölyatağı içiintravajinal: dölyolu içi intravenöz: damar içi,

damardanintraventriküler: karıncık içiintro-: iç, içineintrospeksiyon: içebakış,

içgözlem, özincelemeintroversiyon: içedönüş,

içedönüklükintrovert: içedönük intussusepsiyon: içiçe geçmeintübasyon: borulamainvaginasyon: içiçe geçme,

içine girmeinvaze olmak: yayılmakinvazif: yayılan, yayılganinvazyon: yayılım, yayılmainversiyon: ters çevirme, ters

dönme; evrilmeinvizibıl: belirtisiz, görünmezinvolüsyon: normale dönme;

gerileme (işlevsel ve fiziksel)

ir(r)igasyon: yıkamair(r)ige etmek: yıkamakirradyasyon: ışınlamairrasyonel: akıldışı, mantıksızirregülarite: düzensizlik irregüler: düzensiz; kuraldışıirreversibilite: tersinmezlik,

dönüşsüzlük irreversibl(e) : tersinmez,

dönüşümsüzirritabilite: duyarlılık;

alınganlık; huzursuzluk irritabl(e): duyarlı; alıngan;

huzursuzirritan: huzursuz eden; tahriş

edenirritasyon: aşırı tepki; tahrişirrite etmek: tahriş etmek,

huzursuzlandırmakiskemi: kansızlanma

islet cell: adacık gözesi, adacık hücresi

istmus: dar geçit, kıstakizo-: eş-izokori: eşbüyüklük

(gözbebeği)izolasyon: ayırma, ayrıtutma;

ayrılma; yalıtımizolat: ayrılmış; ayrıkizole: ayrık, ayrılmış; yalıtıkizole etmek: ayırmak;

yalıtmak izomorf(ik): eşbiçimliizotonik solüsyon:

eşyoğunluklu çözeltiizotonik : eşyoğunluklu

Jjel, jöle: peltejelatinizasyon; jelleşme:

pelteleşmejeneralize: yaygın jenerasyon: kuşak jeneratör: üreteçjenosit: soykırımjeofaji: toprak yeme jest: tavır, davranışjet lag: uçak yorgunluğujinekolog: kadın hastalıkları

uzmanıjinekoloji: kadın hastalıkları

bilimi jinekolojik: kadın

hastalıkları(yla ilgili)jinekomasti: (erkekte) meme

büyümesi juksta-: bitişikjunction: kavşak, birleşimjunctional: kavşak(la ilgili)jüri: değerlendirme kurulu,

seçici kurul

40

Page 42: TÜRKÇE TIP DİLİ KILAVUZU

Türkçe Tıp Dili Kılavuzu

jüvenil: çocukluk dönemi(yle ilgili); genç; gençlik dönemi(yle ilgili)

Kk(u)alifikasyon : yeterlik;

niteleme; nitelikkadavra: ölü, cesetkadran: çeyrek, dörtte birkafeterya: yemekhanekalibrasyon: ayarlamakalibre: çapkalibre etmek: ayarlamakkalifiye: yetkinkaliks: çanakkalitatif: nitel, niteliksel,

niteleyici kalitatif analiz: nitel

çözümlemekalite: nitelikkalkül: taş kalkülasyon: hesaplamakallus: nasır; önkemik doku

(kırık sonrası)kalp: yürekkalsifikasyon : kireçlenmekalsifiye: kireçleşmiş,

kireçlenmişkamara: odakamptodaktili: kıvrıkparmakkampus, kampüs: yerleşkekanal: yol, borukanalikül: borucukkanalize etmek:

yönlendirmekkangren: kankırankanin: köpekdişi; köpekgilkanserojen: kanser yapıcıkanseröz: kanserli; kanser

yapıcı kantitatif: ölçülebilir, nicel,

niceliksel

kantite: nicelik, miktar; ölçükanül: borucukkapasite: sığa; yetenekkapil(l)arite: kılcallıkkapiller dolum süresi:

kılcaldamar dolum süresikapiller permeabilite: kılcal

geçirgenlikkapiller : kılcal; kılcaldamarkapsid, kapsit: kılıf kapsül: kılıf; jelatin kılıf (ilaç)kaput: başkarakter: özellikkarakteristik: belirtken,

ayırtkan; belirleyici, ayırt edici

karantina: sıkıyalıtım kardi(y)a: kalp, yürek; mide

ağzıkardiyak: kalp(le ilgili),

yürek(le ilgili); mide ağzı(yla ilgili)

kardiyak arrest: kalp durmasıkardiyak intake: kalp girdisi kardiyak output: kalp çıktısı,

kalp atım hacmikardiyolog: yürekbilimcikardiyoloji: yürekbilimkardiyomegali: kalp

büyümesi kardiyopulmoner

resusitasyon: diriltme, canlandırma

kardiyotoksik: kalbe yan etkili

kardiyotonik: kalp güçlendirici

kardiyovasküler: kalp damar(la ilgili)

karina: yargankariyer: meslek, meslekte

aşamakarpal: elbileği(ne ait)karsinojenik: kanser yapıcı

41

Page 43: TÜRKÇE TIP DİLİ KILAVUZU

Türkçe Tıp Dili Kılavuzu

kartilaj: kıkırdak karyotyping : soyaktaran

dizimikaset: kutukaskad(t): basamaklı dizgi;

çavlan, şelalekastrasyon: eşeybezi çıkarımıkaşe: damga; güllaç hapkaşeksi: erimişlik, cılızlıkkaşektik: erimiş, cılızkatabolizma: çözüştürüm,

yadımlama, yıkım, yıkılımkatalepsi: kasılıkalımkataleptik: kasılıkalım(la ilgili)katalizör: hızlandırıcıkatapleksi : yığılakalım katarakt: aksu, gözperdesikataral: akıntılı; nezle(yle ilgili)katarsis: boşalım; arınma katartik: bağırsak boşaltıcı,

ishal yapıcı katatoni: donakalım katatonik: donakalım(la ilgili)kategori: ulam, bölüm, sınıf,

kümekategorize etmek:

bölümlemek, kümelemekkateter: dalgıkateterizasyon: daldırım,

dalgılamakatgüt: dikiş ipikauda ekuina : omurilik

kuyruğu kauda, kavda: kuyrukkaudal, kavdal: kuyruksal,

kuyruk(la ilgili) kavern: boşluk, kovuk kavitasyon: kovuklaşma,

oyuklanımkavite: kovuk, oyukkazeifikasyon: peynirleşimkeçap (catch up) growth :

yakalama büyümesikemorezistan: ilaca dirençli

kemosensitif: ilaca duyarlıkemotaksi(s) : kimyasal

çekim kemoterapi: kimyasal ilaç

tedavisikemoterapötik: kimyasal ilaçki(y)azma: çapraz, kesişme

noktasıkifoskolyoz: açılı kamburlukkifoz: kamburluk killer: öldürücü, katilkimera: kinetik: devinimsel;

devinimbilimkinezyoloji: devinimbilimkist: kese, torbakistik: kesemsi, torbamsıkit: kiyazma optikum: görme

çaprazıkladikasyon: (dolaşım

bozukluğu nedenli) topallama

klasifikasyon: sınıflama, sınıflandırma

klasik: alışılmış, geleneksel, bilinen

-klast: -yıkanklaster, kluster: küme,

demetklastojen: parçalayıcıklavikula: köprücük kemiğikleft: yarıkkleft palat: yarık damakkleptoman: aşırgan, çalma

hastasıkleptomani : aşırganlık, çalma

hastalığıklerens, klirens: temizlemeklimaks: dorukklimakterik: yaşdönümsel,

yaşdönümü(yle ilgili), klimakteryum: yaşdönümü

42

Page 44: TÜRKÇE TIP DİLİ KILAVUZU

Türkçe Tıp Dili Kılavuzu

klinik: hastane bölümü; inceleme(yle ilgili)

klinisyen: hekimklipe etmek: kıskaçla

tutturmak, kıskaçlamakklir edilmek: temizlenmekklir etmek: temizlemekklon: eşlenikklonik: titrentili klonlama: eşlemeklonus: titrenti klostrofobi: kapalı yer ürküsüknow-how: yapabilme bilgisiko-: birlikte, eşlik edenkoagulan: pıhtılaştırıcıkoagulasyon: pıhtılaşmakoagulopati: pıhtılaşma

bozukluğukoagulum: pıhtı koaksiyal: eşeksenlikoalesan: birleşen, kaynaşankoalesans: birleşme,

kaynaşma koarktasyon: daralım kodeks: ilaç kılavuzukodominans: eşbaskınlıkkodon: üçlü dizikoenfeksiyon, koinfeksiyon:

eşzamanlı enfeksiyon, eşlik eden enfeksiyon

koenzim : yardımcı enzimkofaktör: yardımcı etkenkognitif: bilişsel, kavramsalkoheran(t), koheren(t):

yapışık; uyumlu, tutarlıkohesif: yapışkankohezyon: yapışmakohort: kümekoinsidans: rastlantıkoinsidental: rastlantısalkoitus: çiftleşme, cinsel

birleşmekoksigis, koksiks:

kuyruksokumu

kolaj: kesyap kol(l)ektif: toplu, ortaklaşakol(l)okyum: söyleşili sınavkolik: ağrı, sancıkolimasyon: sınırlama;

yönlendirmekolimatör: sınırlayıcı; yön

vericikolit: kalınbağırsak yangısıkollaborasyon: işbirliğikollaps: çökme, daralmakollateral: yandalkollikül: tümsek, tepecikkolloid(al): tutkalsıkolon: kalınbağırsak, sütun,

dikeçkoloni: soy, küme, toplulukkolonik: kalınbağırsak(la ilgili)kolonizasyon: kümelenme,

topluluk halinde kümelenme kolostomi: kalınbağırsak

ağızlamasıkolostrum: ilksüt, ağızkom(m)ent: yorumkom(m)osyo serebri: beyin

sarsıntısıkom(m)osyon: sarsıntıkoma: bilinçyitimi;kombinasyon: birleşimkombine: birleşikkomis(s)ur(a): birleşke,

birleşim yerikomisyon: kurulkomite: kurulkommensalizm: ortakyaşamkomorbidite: eşlik eden

hastalıkkompakt: sıkı, yoğun, tıkız,

özlükompakt disk (CD): yoğun

diskkompansasyon: dengeleme,

yerine koyma, telafi

43

Page 45: TÜRKÇE TIP DİLİ KILAVUZU

Türkçe Tıp Dili Kılavuzu

kompansatuvar: dengeleyici, telafi edici

kompanse: dengelenmiş, telafi edilmiş

kompanse etmek: dengelemek, yerine koymak, telafi etmek

komparatif: karşılaştırmalıkompartman: bölmekompetan: yetkinkompetans: yetkinlikkompetisyon: yarışımkompetitif: yarışımcıkomple(t): tamkompleks: birleşim; karmaşık,

çapraşıkkompleman: tümleçkomplemantasyon:

tamamlama, tümlemekomplemanter: tamamlayıcı,

tümleyicikomplement : tümleçkompli(y)ans: uyma;

genişleyebilmekomplikasyon: yenisorun,

artsorun; karışıklıkkomplike: karmaşık, çapraşık,

sorunlukomponent: bileşen, parça,

kısımkompound: bileşikkompozisyon: bileşimkomprehensif: kapsamlı,

ayrıntılı, genişkompres: baskı, sıkıştırma;

baskıbezikompresör: sıkıştırıcıkompresyon: baskı; sıkışma,

sıkıştırmakomprime: sıkıştırılmışkomünikasyon: iletişimkondansasyon: yoğunlaşma,

yoğunlaştırma

kondense etmek: yoğunlaştırmak

kondisyon, kondüsyon: erk, güç; durum; koşul

kondisyonel: koşullukondisyoner: geliştiricikondom: penis kılıfı, kaputkondüksiyon: iletim konfigürasyon: biçim,

biçimlenme; yapı, yapılanma

konfirmasyon: doğrulama, onaylama

konfirme etmek: doğrulamak, onaylamak

konflikt: çatışma, çelişkikonfluans, konflüens: toplak,

döküşek, suçatı; birleşmekonformasyon: uygunluk;

biçimkonfüze: kafası karışık; bilinci

bulanık; karışıkkonfüzyon: kafa karışıklığı;

bilinç bulanıklığıkonglomerasyon:

kümelenme, yığışım, birikinti

konglomere olmak: kümelenmek, yığılmak, birikmek

konjenital: doğuştan konjestif: göllenimli,

kandolum(la ilgili)konjesyon: göllenme,

kandolumkonjugasyon: bağlama,

bağlanma, birleşme konjuge: bağlanmış, birleşmişkonjuge olmak: bağlanmak,

birleşmekkonkav: içbükeykonklüzyon: sonuçkonkordans: uyum

44

Page 46: TÜRKÇE TIP DİLİ KILAVUZU

Türkçe Tıp Dili Kılavuzu

konkordant: uygunkonkürren: eşzamanlıkonküzyo serebri: beyin

sarsıntısıkonküzyon: sarsıntıkonneksiyon: bağlantı konnektif doku: bağdokukonsanguanite: akrabalık,

kanbağıkonsantrasyon: yoğunlaşma,

yoğunlaştırma; derişimkonsantre: derişik, yoğun,

yoğunlaşmış

konsensus: uzlaşıkonsepsiyon : döllenim;

kavram konsept: kavramkonservasyon: koruma,

korunmakonservatif: koruyucu; tutucukonsolidasyon: pekiştirme;

sertleşme; pekgölge (ışınbilim)

konsorsiyum: birlikkonstant: değişmezkonstellasyon: kümelenme;

takımyıldızkonstipasyon: kabızlık, peklikkonstitüsyon: yapıkonstitüsyonel: yapısalkonstriksiyon: büzülme,

büzüntü, daralmakonstriktör: büzücükonsültan: danışmankonsültasyon: danışımkonsülte etmek: danışmakkontakt lens: yapışır mercekkontaminasyon: bulaşma,

bulaşım; kirlilik, kirlenme kontamine: bulaşmış, bulaşıkkontamine etmek:

bulaştırmak, kirletmek kontent: kapsam, içerik

kontraksiyon: kasılma kontraktil: kasılır, kasılabilirkontraktilite: kasılabilirlik,

büzülebilirlikkontraktür: kasılıkalımkontrasepsiyon: gebelik

önlemekontraseptif: gebelik önleyicikontrast: karşıtlık, zıtlık;

çelişkikontrendikasyon:

kullanılmama alanı, kullanım sakıncası

kontrendike : sakıncalı, salık verilmez

kontribüsyon: katkı kontribütör: katkıda bulunankontrol: denetim; yeniden

değerlendirmekontur, kontür: sınırkontüzyo serebri: beyin

örselenmesikontüzyon: ezilme, örselenmekonvalesan(t): iyileşen, iyiye

giden, toparlanankonvalesans: iyiye gitme,

iyileşme, toparlanmakonvansiyonel: geleneksel,

alışılagelmişkonveks: dışbükeykonverjans: birbirine

yaklaşma konversiyon: dönüşümkonvülsiyon: havale,

çırpınma, nöbetkooperasyon: işbirliğikoopere: iletişim kurulabilenkoordinasyon: eşgüdümkoordinatör: eşgüderkor(r)ozif: aşındırıcıkor, core: iç, çekirdek; yürekkorda: şerit, şerit biçimli yapıkorelasyon: ilişki korele: ilişkili

45

Page 47: TÜRKÇE TIP DİLİ KILAVUZU

Türkçe Tıp Dili Kılavuzu

koriza: burun akıntısıkornea: saydam tabakakoronal: yanal-dikeykorozyon: aşınma korpus: gövdekorpüskül: parçacık; yuvar,

göze, hücrekorpüsküler: parçacıklı,

yuvar(la ilgili) korsa, korse: sıkı iç giysi,

sargaçkorteks: kabuk, dış katman kortikal: kabuk(la ilgili),

kabuksal koryon: dölütörtüsükosta: kaburga kost-ef(f)ektif: eder-etkinkostik: yakıcı kostotom: kaburga bıçağıkot: bebek yatağı, beşik;

kaburgakoter: dağlaç koterizasyon: dağlamakoterize etmek: dağlamakkovalan(t): ortak değerli,

ortaklaşım(la ilgili)kovaryans: eşdeğişirlikkozmetik: güzelleştirenkörv, kurve: eğrikramp: kasınç, kas tutulmasıkran(i)yo-: kafa-, kafatası-krani(y)al: baş(la ilgili),

kafa(yla ilgili)krani(y)um: kafatası, kafakresent: yarımay, ayçakresentik: yarımay benzeri,

ayçamsıkrest: kabartı, çıkıntıkreş: çocukevi, yuvakreten(izm): cüce(lik)kriminal abortus: yasadışı

düşükkriminoloji: suçbilim kript: girinti

kriptik: girinti(yle ilgili), girintili

kriptojen(et)ik: nedeni bilinmeyen

kriptorşidizm: inmemiş testis kristal: billurkriter: ölçütkriteria: ölçütlerkritik: eleştiri; önemli, ciddi kriyoterapi: dondurarak

sağaltımkriz: bunalımkromozom: soyaktarankronik: süregen kronikleşmek: süregenleşmekkronoloji: zamandizinkronolojik: zamandizinsel,

tarih sırasıylakronometre: süreölçerkros(s): çaprazkros(s)meç,cross-match:

çapraz (karşılıklı) uygunluk, kan eşleme

kros(s)over: değiştokuşkrosmeç yapmak: kan

eşlemekkseroderma, kserodermi:

deri kurumasıkseroftalmi: göz kurumasıkseroz(is): kurumakuasispesies: türümsükuaterner: dördüncülkuiz, quiz: yoklama, kısa sınavkuldösak (cul-de-sac):

çıkmaz kurrikulum (curriculum) :

öğretim izlencesikurrikulum vitae: özgeçmişkurvatür: eğri; eğrilikkutis: derikültür: besiyeri; ekim; ekinkümülasyon: birikim kümülatif: birikici; birikimsel kür: sağaltım; tam sağaltım

46

Page 48: TÜRKÇE TIP DİLİ KILAVUZU

Türkçe Tıp Dili Kılavuzu

küratif: sağaltıcı, tedavi ediciküretaj: kazıma, kazıyıp

temizlemekürete etmek: kazımak,

kazıyıp temizlemekkütanöz: derisel, deri(yle ilgili)küvöz: yaşanak

Llabi(y)oplasti: dudak

düzeltimilabial: dudak(la ilgili)labil: değişken, çabuk değişen,

kararsızlabilite: değişkenlik,

kararsızlıklabirent: dolambaçlabium: dudaklakrimasyon: göz yaşarmasılaksatif: yumuşatıcı, ishal

yapıcılaktasyon: emzirme; süt

gelmesi laktojen: süt yaptırıcı, süt

salgılatıcılakün(a): boşluk, çukur, girintilamina: kat, katman, yaprak,

ince tabakalaminar, laminer: katmanlı,

ince tabakalılanse etmek: tanıtmak,

sunmaklanset: deleçlansman: tanıtımlaparotomi: karın açımılarenks: gırtlaklaringeal: gırtlak(la ilgili)laringofarinks: altyutaklaringotomi: gırtlak açımılarva: kurtçuklarva migrans: gezici kurtçuklarvisid: kurtçukkıran

laserasyon: yırtılma, yırtık lasere: yırtık, yırtılmışlatans, latens: gizlilik;

durgunluk; gecikmelatent: gizlilateral: dışyan, yan, yanallateral dekübit(us): yanyatarlateralizasyon: bir yana

yönelme, bir yanı tutmalavaj: yıkamalayn, line: çizgi; yolLegal: yasal-lemma: … zarı lenf: akkanlenfoid: akkan(la ilgili)lens: merceklentiküler: merceksilepra: cüzzamletal, lethal: ölümcül,

öldürücületarji: uyuklamaletarjik: uykululevator: kaldırıcılezbiyen: sevicilezbiyenizm: sevicilikleze olmak: örselenmek,

berelenmek, yaralanmaklezyon: yara, doku bozukluğuli(y)ezon: işbirliğilibido: cinsel istek; yaşama

gücülider: önderlife-span: ömür, ömür

uzunluğuligaman, ligament: bağligasyon: bağlama; bağlanmaligatür: bağlama; bağlantılikefaksiyon: sıvılaşma,

sıvılaştırmalikefiye olmak: sıvılaşmak,

erimek likid, (-t): sıvı, akışkanlikör: sıvılimit: sınır

47

Page 49: TÜRKÇE TIP DİLİ KILAVUZU

Türkçe Tıp Dili Kılavuzu

limitasyon: sınırlama, kısıtlama

lineer: çizgisel, doğrusallinkage: bağlantılipid: yağlipoid: yağsı, yağımsı; yağlılipom: yağ urulisans: yetki belgesi, izin;liste: dizelgeliteratür: yazın; basılı yapıtlitiyasis: taş oluşumu-litiyasis: ... taşılitotom: taşkıranlitotomi: taşkırmaliyofilize: suyu alınmışlizis: dağılma, erime, çözüşüm-lizis: ... erimesi, ... çözüşümülizojeni: kaynaşmalobül: lopçuklobülasyon: lopçuklaşmalobüle: lopçukluloj: yerleşim, bölgelokal: yerellokalizasyon: yerleşim; yerini

belirlemelokalize etmek: sınırlamak,

yerini belirlemeklokalize: sınırlı, yerleşiklokus: konum, yerloküle: odacıklılombalji: bel ağrısılomber: bel(le ilgili)lomber lordoz(is):

belkamburluğulomber ponksiyon: beldelimilongitüdinal: uzunlamasına,

boyunaloşi: doğum sonrası akıntısılökokori: beyaz gözbebeğilökopeni: akyuvar azlığılökopoez: akyuvar yapımılökosit: akyuvarlökositoz: akyuvar artımılökoz: kan kanseri

lösemi: kan kanserilubrikan(t): kayganlaştırıcıluksasyon: çıkıklumbago, lumbalji: bel ağrısılumbar: bel(le ilgili)lup: büyüteçlup, loop: kangallümen: iç boşluk

Mm(i)yelit: ilikyangı; omurilik

yangısım(i)yelomeningosel: zarilik

kesesiM.D. (medical doctor):

hekimmacroglos(s)i: dil iriliğimagnifikasyon: büyültmemagnifiye etmek: büyültmek,

büyük göstermekmagnitüd: büyüklük, önem,

boy mail list: posta dizelgesimailleşmek: mektuplaşmakmaintenance: sürdürme,

bakımmajor, majör: temel; önemli;

büyük; şiddetli, ciddimajörite: çoğunlukmakro-: iri, büyük makroskopi: kababakımakroskopik: gözle görülen,

iri ölçekte makrozomik: büyük yapı(yla

ilgili)maksilla: üstçene maksiller: üst çene(yle ilgili)maksimal, maksimum: en

çok, en yüksek, en büyükmaksimize etmek: en yüksek

duruma çıkarmakmakül: benek

48

Page 50: TÜRKÇE TIP DİLİ KILAVUZU

Türkçe Tıp Dili Kılavuzu

makülar (-er): beneklimakülopapüler: benekli-

kabartılımalabsorpsiyon: emilim

bozukluğumaladjustment: uyumsuzlukmalarya: sıtma-malasi, -malazi: ...

yumuşamasımaldevelopment:gelişim

bozukluğu malformasyon: oluşum

bozukluğu, biçim kusurumalforme: biçim kusurlumalign: kötücül, kötü huylumalignansi, malignite:

kötücül hastalıkmalnütrisyon: beslenme

bozukluğumalpraktis: hatalı uygulamamamografi: meme filmimanage etmek: yönetmek,

becermek, başarmakmanagement: yönetimmandibula: altçene mandibüler: alt çene(yle ilgili)manifest: belli, açık, ortada,

belirginmanifestasyon: belirti;

gösterimanifesto: bildirimanipülasyon: elle çalıştırma,

kullanma, yönetme manipüle etmek: elle

çalıştırmak; yönlendirmekmanometre: basıölçermanuel: elle; elkitabımanyet: mıknatısmanzara: görünümmari(a)huana: kendir tütünümarj: sınırmarker, markır: belirteçmarket: pazarmasaj: ovma

maserasyon: yumuşama; yumuşatma

masif: büyük, çokmaskülinizasyon:

erkeksileşmemaster: ana, temel; uzman;

yüksek lisansmastürbasyon: özdoyum, elle

doyummat: donuk; tokmaternal: anneye ait,

anne(yle ilgili), anasalmateryal: örnek; gereç,

malzeme materyalist: maddeci,

özdekçi; maddiyatçımatri(k)s: ara madde; dizeymatür: olgunmatürasyon: olgunlaşma matürite: olgunluk mayi: sıvımazoşist, mazohist: özezermazoşizm, mazohizm:

özezerlikmean: ortalamameasles: kızamıkmedi(y)atör: aracımedia, medya, medyum:

besiyeri; ortammedial: içyan; orta, ortadamedian, medyan: ortanca;

orta çizgidemedikal: tıbbi, tıpsalmedikasyon: ilaç; ilaç tedavisimedikososyal: tıp ve

toplum(la ilgili)medisinal: ilaç ürünleriyle ilgilimedülla: ilikmedülla spinalis: omurilik medüller: ilik(le ilgili); iliksimega-: büyük; -milyon-megali: ... büyümesi, ...

büyüklüğümegaloman: büyüklük hastası

49

Page 51: TÜRKÇE TIP DİLİ KILAVUZU

Türkçe Tıp Dili Kılavuzu

megalomani: büyüklük hastalığı

megalosefalik : iribaşlımekanizma: düzenekmekonyum : ilkdışkımelena: karadışkımembran: zarmemori, memory: bellekmenarş: ilk aybaşımenenjit: beyin zarı yangısımenenks: beyinzarımeningom(i)yelosel: zarilik

kesesimeningosel: zarkesemenopoz: aybaşı kesilimimenoraji: aşırı aybaşı

kanaması menstrual siklus : aybaşı

döngüsümenstruasyon: aybaşımental: zihinsel, anlaksal;

çeneucuna aitmental blok: düşünce

durgusumentalite: düşünüşmes(s)enger: ulakmesafe: uzaklık; ara, aralıkmesaj: ileti, bildirimesial: orta çizgi(yle ilgili)metaanaliz: metabolik: özüştürel metabolit: özüştürüm ürünümetabolizma : özüştürüm,

yapımyıkım metafizik: doğaötesimetakarp: eltarağı metamorfoz: başkalaşımmetaplazi: doku dönüşümü,

dönüşümmetastaz: ötegeç, sıçramametatars: ayaktarağımeteorizm: gaz birikimimetod, metot: yöntem metodoloji : yöntembilim

metropol: anakentmezensefalon: ortabeyinmezenter(yum): incebağırsak

askısımezotelyum: ortayaprak, orta

içörtümi(y)otik: gözbebeği

küçültücü; küçük (gözbebeği)

mi(y)oz(is): gözbebeği küçülmesi

midgut: ortabağırsakmidpoint: orta noktamidri(y)atik: gözbebeği

büyütücü; büyük (gözbebeği)

midri(y)az(is): gözbebeği büyümesi

migrans: gezici, göçmenmigrasyon: göç migren: yarım başağrısımikoloji: mantarbilimmikolojik: mantarbilimselmikotik: mantar(la ilgili),

mantara bağlımikoz: mantar hastalığı mikro-: küçük ...mikroftalmi: göz küçüklüğümikrosefali: baş küçüklüğümikrosefalik: küçükbaşlımikrosit: küçük göze, küçük

alyuvarmikrositer, mikrositik: küçük

gözelimikrositik anemi: küçük

gözeli kansızlıkmikroskopik: çok küçük; gözle

görülmeyenmikrovasküler: küçük

damarsalmikser: çırpıcımiksiyon: işeme miksoid: sümüksümikst: karma, karışık

50

Page 52: TÜRKÇE TIP DİLİ KILAVUZU

Türkçe Tıp Dili Kılavuzu

mikstür: karışımmilenyum: binyılmiliyer: darımsı, darıya

benzer;-mimetik: öykünmeci; benzer

etkili; benzeyenmimik: yüz anlatımımind: zihinminimal, minimum: en az, en

düşük, en küçükminimize etmek: en aza

indirmek, azaltmak; küçümsemek

minimum letal doz: en düşük ölümcül doz

minör: önemsiz, küçük, hafifminörite: azınlıkmirror-image: ayna

görüntüsü

misdivizyon: bölünme kusurumismatch: uyuşmazlık,

uyuşmamamissed abortus: gözden

kaçmış düşükmisyon: amaç, görevmittelschmerz: adet arası

ağrımiyalji: kas ağrısı miyasteni: kas güçsüzlüğümiyastenik: kas güçsüzümiyop: uzakgörmezmiyopati: kas hastalığımiyopi : uzakgörmezlikmobil: devingenmobilite: devingenlikmod: kip, durum, gösterimmodalite: aygıt; biçemmodel: örnek, kalıpmoderate: ılımlı, orta derecelimoderatör: toplantı başkanı,

toplantı yöneticisimodere etmek: yönetmekmodern: çağdaş

modifikasyon: değiştirme, değişiklik

modifiye: uyarlanmışmodifiye etmek: uyarlamakmodül: birimmodüle etmek: ayarlamakmodüler: birimselmold: küfmolding: kalıbını çıkarmakmonitör: izlem aygıtı, görüntü

uçbirimimonitörizasyon: izlemmono-: tek-, teklimonogami: tekeşlilikmononükleer: tek çekirdeklimononükleoz(is): tek

çekirdekli akyuvar çoğalımımonoterapi: tek ilaçla

sağaltımmonoton: tekdüzemood: duygudurum, ruhdurummorbid: hastalıklı; hastalığa

yol açan morbidite: hasta olma

durumu, sağlıksızlıkmorbil(l)i: kızamıkmorbil(l)iform: kızamık

benzerimorfoloji: biçimbilim; biçim morg: ölülükmortal: ölümcülmortalite: ölüm; ölüm sıklığı motil: devinimlimotilite: devingenlik, devinim

yeteneğimotivasyon:

güdüleme,özendirme; güdülenme, özendirilme

motive etmek: güdülemek, özendirmek, isteklendirmek

motor: devinimsel, devinim(le ilgili)

motor sinir: devinim sinirimouse (mice): fare

51

Page 53: TÜRKÇE TIP DİLİ KILAVUZU

Türkçe Tıp Dili Kılavuzu

mRNA: ulak RNAmukoid: sümüksümulti-: çok-, çoklu multidisiplin(er): çokalanlımultifaktöriyel: çok etmenlimultigravid: daha önce birden

çok gebe kalmışmultigravida: öncesinde

gebelikler olan gebelikmultiloküle: çok odacıklımultinodüler: çok

düğümcüklümultinükleer: çokçekirdeklimultipar: birden çok

doğurmuşmultiparite: çok doğurmamultipl(e) : çok, çoklu, birçokmultipolar: çokkutuplumultipotent: multirezistan: çoğul dirençlimultisentrik: çok merkezlimultislice CT: çokkesitli BTmultivalan: çokdeğerliklimultivaryant: çoklu değişkenmumps: kabakulakmural: duvar(la ilgili), duvarsalmural trombus: duvar pıhtısımurmur: üfürüm muskülatür: kasdüzenimusküler: kas(la ilgili)mutajen: (soy)değişim yapanmutant: (soy)değişime

uğramışmutasyon: (soy)değişimmutilasyon: mutizm: dilsizlik, konuşamamamutualizm: karşılıklı

yararlanımmüköz: sümüksümüsin: sümüközü, sıvıksumüsinöz: sıvıksı, sıvıksulum(i)yel(o)-: omurilik(le ilgili)m(i)yotoni: kas gergi artımı

Nnabazan, nabız: vuru, atımnaiv, naif: deneyimsiz, saf,

çocuksunarkolepsi: uyuklama

hastalığınarkotik: uyuşturucunarkoz: genel uyuşturum,

genel anestezinarsisist, narsist: özsevernarsizm: özseverliknatal: doğum(la ilgili)natalite: doğum hızı, doğum

oranınativ(e): yerlinatürel: doğalnavigasyon: yönlenimnavigatör: yönleyicinazal: burun(la ilgili)nazofarenks: üstyutaknazogastrik sonda: burun-

mide borusunebül: buharilaçnebüliz(at)ör: buharilaç

aygıtı, puslaçnebülize: buhar içindenefrektomi: böbrek çıkarımınefrolitiazis: böbrek taşı nefropati: böbrek hastalığınefroptoz: böbrek düşüklüğünefrotoksik: böbreğe yan

etkilinefrotomi: böbrek açımınegatif: olumsuz; yoknegatif sens: anlamsıznegatifleşme: yok olma;

olumsuzlaşmanegatoskop: ışıklıcamnekro-: ölü-nekro-enflamatuvar: ölü-

yangısalnekrofili: ölüsever

52

Page 54: TÜRKÇE TIP DİLİ KILAVUZU

Türkçe Tıp Dili Kılavuzu

nekropsi: ölüaçımı, otopsi nekrotomi: ölü doku çıkarımınekroz: doku ölümünematod: yuvarlak solucannemfoman: erkek düşkünü,

erdelisi nemfomani: erkek

düşkünlüğü, erdeliliği neofobi: yenilik korkusu neonat(e): yenidoğanneonatal: yenidoğan(la ilgili) neonatolog: yenidoğan

uzmanıneonatorum: yenidoğan(la

ilgili)neoplastik, neoplazik: ur(la

ilgili)neoplazi, neoplazm: urnervus: sinirnet: açık; ağnevralji: sinir ağrısınevüs: bennewborn: yenidoğannidasyon: yuvalanmanidus: yuvanihilizm: hiççilikniş: oyuk, yuvanitrifikasyon: nitratlaşmanitrojen: azotnod: düğüm, yumrunodül: düğümcük, yumrucuknodüler: düğümcük(le ilgili)noise: gürültü, parazitnoktüri: gece işemesinoktürnal asit sekresyonu:

uykudaki asit salgılanmasınoktürnal enürez: gece idrar

kaçırmanomenklatür: adlar dizgesi;

adlandırmanon-: … olmayan, … dışınondisjunction: ayrılamamanoninvazif: yayılmayan;

girişimsel olmayan;

nonnutritif: besleyici olmayannonpalpabl(e): ele gelmeyen,

ele gelmemeknonpatojen: hastalığa yol

açmayannonpolar: kutupsuznonproporsiyone(l): orantısıznonsens: anlamsıznonsmoker: sigara içmeyennonspesifik: özgül olmayannonsupressibl(e):

baskılanamayannormal: olağannormalizasyon:

olağanlaştırma, normalleştirme

normoaktif: olağan etkinliktenormoselüler: olağan hücreli,

olağan gözelinormotonik: olağan derişimli,

olağan gergilinosiseptif: ağrı ileticinosiseptör: ağrı almacı; ağrı

alıcısınostalji: geçmişe özlemnosyon: kavram; görüşnotch: çentiknotokord: omurga taslağınozokomi(y)al: sağlık

hizmetiyle ilişkili, hastane kaynaklı

nöral impuls: sinirsel uyarı, sinirsel itki

nöral: sinirsel nöralji: sinir ağrısınörilemma: sinirkılıfınörodevelopmental:

sinirgelişimselnöroglia: sinirdestek,

sinirdolgunörojen(ik): sinirsel, sinir

kökenlinöroloji: sinir hastalıkları

(bilimi)

53

Page 55: TÜRKÇE TIP DİLİ KILAVUZU

Türkçe Tıp Dili Kılavuzu

nöromusküler: sinir-kas(la ilgili)

nöromusküler junction: sinir-kas kavşağı

nöropati: sinir hastalığınöropsiki(y)atri: ruh ve sinir

hastalıklarınöroşirürji: beyin ve sinir

cerrahisinöroşirürjiyen,

nöroşirürjist: beyin ve sinir cerrahı

nöt(ü)r, nötral: etkisiz, yüksüz, yansız

nötralizasyon: etkisizleşme; etkisizleştirme

nullipar: hiç doğurmamışnumune: örneknüans: ince ayrımnükleer: çekirdek(le ilgili)nükleik asit: çekirdek asidinükleol(us): çekirdekçiknükleus: çekirdeknüks: yinelemenütrient: besin, besleyici nütrisyon: beslenmenütrisyonel: beslenme(yle

ilgili)nüve: çekirdek

Oobes, obez: şişmanobesite, obezite: şişmanlık obje: nesneobjektif: nesnelobligatu(v)ar: zorunluoblik: eğik obliterasyon: tıkanmaoblitere: tıkanmışoblitere olmak: tıkanmak observasyon: gözlem;

gözlemleme

obsesif: takıntılı, takınçlı, takıncalı

obsesyon: takıntı, takınç, takınca

obstetrik: doğumbilim; doğum(la ilgili)

obstetrisyen: doğum uzmanıobstrüksiyon: tıkanma;

engellemeobstrüktif: tıkayıcı; engelleyiciod(i)yogram: işityazım od(i)yoloji: işitimbilimod(i)yometre: işitölçer od(i)yometri: işitölçümod(i)yometrik: işitölçümselodistile, eau distile: damıtık

suodit: dinleyicileroditif: işitselodontogenez: diş oluşumu;

diş gelişimi odontoloji: dişbilimoftalmik: göz(le ilgili) oftalmolog:göz hastalıkları

uzmanı oftalmoloji: göz hastalıkları

bilimioftalmolojik: göz

hastalıkları(yla ilgili)oftalmoskopi: gözdibi bakısıointment: merhemok(k)üpasyon : uğraşı, işokkült: gizli oklüzif: kapayıcı; tıkayıcıoklüzyon : kapanma; tıkanmaoksidasyon: oksitlenme,

yükseltgenmeoksijenizasyon: oksijenlenme oksiput: baş arkası, kafa ardıoksiyur: kılkurdu oküler: göz(le ilgili);olekranon: dirsek çıkıntısıoligospermi: sperm azlığıoligüri: idrar azalması

54

Page 56: TÜRKÇE TIP DİLİ KILAVUZU

Türkçe Tıp Dili Kılavuzu

ondülan, ondüle: dalgalı ondülasyon: dalgalanım,

dalgalanmaonişi : tırnakyatağı yangısıonkogen, onkojen: kanser

genionkojen(ik) : kanser yapıcıonkolog: kanserbilim uzmanıonkoloji: kanserbilimonore etmek: onurlandırmakop(p)ortünist(ik): fırsatçıopak: ışıkgeçirmez, saydam

olmayanopasite: ışıkgeçirmezlik;

ışıkgeçirmez alanoperabl(e): ameliyat edilebiliroperasyon: ameliyat; işlemoperatör: cerrah; işletmenopsiyon: seçme, seçenekopsiyonel: seçmelioptik: ışıkbilim; göz(le ilgili)optik kiazma: görme çaprazıoptimal, optimum: en uygun optimist(ik): iyimseroptometri: görme ölçümüor(i)jinal: özgün; asıloral: ağızdan, ağız yoluyla,

ağız(la ilgili)orbit: yörünge; gözçukuruorbita: gözçukuruorbital: gözçukuru(yla ilgili)order: istemorgan: örgenorganik: canlı(yla ilgili)organizasyon: yapılanma,

düzenleme; örgüt, kuruluşorganizatör: düzenleyiciorganize: yapılanmış,

düzenlenmişorganize etmek: düzenlemek,

yapılandırmakorganize olmak: yapılanmak;

örgütlenmekorganizma: örgenlik

organomegali: organ büyüklüğü

orgasm, orgazm: doruklanım, dorukduyum

orijin: kökenoriküler: kulak(la ilgili) orofarenks: ortaboğaz,

ortayutakorogastrik sonda: ağız-mide

borusuorşi(y)ektomi: testis çıkarımıortez: düzelteç, düzeltme

gereciortodonti: diş düzeltimi,

dişdüzeltim bilimortodontist: diş düzeltim

uzmanıortostatik: ayakta(yken)

oluşanoryantasyon: yönelim, uyumoryante: uyumlu; yönelimli os: kemikos(s)ifikasyon: kemikleşme osilasyon: salınım, salınma,

titreşmeoskültasyon: dinleme osmotik: geçişmeli, geçişimli osseöz: kemik, kemiksiossikül: kemikçikosteofit: kemik çıkıntıosteogenez: kemik oluşumu;

kemik gelişimiosteoid: kemiksi, kemiksi dokuosteojen(ik): kemik oluşturan,

kemik oluşumu(yla ilgili)osteoliz: kemik yıkımıosteomalazi: kemik

zayıflamasıosteoplasti: kemik onarımıosteoporoz: kemik erimesi-ostomi: … ağızlaştırımıotalji: kulak ağrısıotistik: otizm:

55

Page 57: TÜRKÇE TIP DİLİ KILAVUZU

Türkçe Tıp Dili Kılavuzu

oto-: öz-; kulak(la ilgili)otoanaliz: özçözümleme otograft, otogreft: özyamaotoimmünite: özbağışıklıkotoimmünizasyon:

özbağışıklanım otoklav: basınçlı buğulukotomasyon: özişlerlik,

özdevinimotomatik: özişler, özdevinimliotomatizm: özişlerlik,

özdevinim otonom: özerk otonomi: özerklik otopsi: ölüaçımı otorite: yetke; yetkili, uzmanotozom: beden kromozomuotozomal: beden

kromozomuna aitotör: yazar; uzmanoutpatient: ayaktan hastaoutput: çıktıovarium, over: yumurtalıkover-: aşırı-overdominans: üstün

baskınlıkoverdoz: ölçü aşımı,

veritaşımı, aşırı dozoverestimate: abartılı öngörüoverlap: üstüste binme,

örtüşmeoverweight: aşırıkiloluovoid: yumurta biçimindeovum: yumurta ovülasyon: yumurtlama ozmotik frajilite: geçirim

dirençsizliğiozmoz(is): geçişme, geçişim

Öödem: öfori: aşırı mutluluk

ökaryot: çekirdekli

Pp(i)toz(is): sarkma; düşmep.c., post cibum: yemekten

sonraPA, posteroanterior: arka-önpacemaker: atım düzenleyici;

kalp pilipaf, puff: püskürtmepager: çağrı aygıtıpaging: çağrı pake: paketpakimenenjit: dura yangısıpalat: damakpalmar: el ayası, el ayası(yla)

ilgilipalör: solgunluk, soluklukpalpasyon: elle yoklamapalpe etmek: elle yoklamakpalpitasyon: çarpıntıpalsi: felçpalyasyon: hafifletme,

azaltma palyatif: belirti azaltıcıpan-: tüm- panari(s): (parmakta) dolamapandemi: tümsalgınpandemik: tümsalgın(la ilgili)panel: açık oturum; kurul;panik: ürküpano: duyuru tahtasıpapil(l)er: memebaşımsı;

memebaşı(yla ilgili); parmaksı çıkıntılı

papilla: memebaşı; parmaksı çıkıntı

papül: kabartıpapüler: kabartılıpar(i)(y)etal: yan; çepere aitpara-: yan, yanındaparadoks: çelişki

56

Page 58: TÜRKÇE TIP DİLİ KILAVUZU

Türkçe Tıp Dili Kılavuzu

paralel: koşutparalitik: inmeli, felçliparalize etmek: felç etmek paralizi: inme, felçparamedi(y)an: orta çizgi

yanı parametre: değişken,

değiştirgenparamnezi: bellek karışıklığı parankim(a): özekdoku parankimatö(z): özekdokusalparaparezi: altyarı güçsüzlükparapleji: altyarı inmeparavertebral: omur yanındaparazit: asalak parazitik: asalak(larla ilgili) parazitoloji: asalakbilimparenteral: sindirim dizgesi

dışı yoldanparestezi: karıncalanmaparezi: hafif inmeparite: denklik, eşitlik; eşlik;

doğurulan çocuk sayısıparoksizm: azıtım, saldırı paroniş(i)ya: (parmakta)

dolamaparotis: kulakaltı beziparsiyel: kısımsalpart time: yarı zamanlıpartikül: tanecik, parçacıkpartisyon: bölme, parçalama;

bölünmepartner: eşparturisyon : doğurmapartus: doğum pasif: etkin olmayan, edilgen pasif immünite: edilgen

bağışıklıkpasif immünizasyon: edilgen

bağışıklamapassword: şifre, parolapatent: açık (damar)patern: örüntü, örnek, desenpaternal: babasal; babaya ait

pathway, petvey: yol, yolak-pati: ... bozukluğu, ... hastalığıpatient: hastapatogenez, patojenez:

hastalık oluşumu patognom(on)ik: tanı

koydurucupatojen: hastalık etkeni;

hastalığa yol açanpatojenik: hastalığa yol açanpatoloji: hastalık; hastalık

bilimipatolojik: hastalığa ait;

hastalık bilimi(yle ilgili)pause: duraklama, durdurmapeak, pik: doruk, tepepedi(y)atr(ist): çocuk hekimipedi(y)atri: çocuk hekimliğipedi(y)atrik: çocuk

hekimliği(yle ilgili); çocuk(la ilgili)

pedigri: soyağacıpediküloz(is): bitlenmepedodonti: çocuk diş

hekimliğipedodontist: çocuk diş hekimipedontoloji : çocuk diş

hekimliğipeeling: soyum, soyulmapelvis: leğen, leğen kemiğipenetran: delici, içeri geçen,

içeri girenpenetrans: gen etkinliğipenetrasyon: delip girme,

içine işlemepens: tutaçpentaloji: beşli bozukluk peptik: sindirimselper os: ağızdan per(i)yod, per(i)yot: dönem;

devir; aybaşı; süreperiyodik: süreli yayınpercent, persent: yüzde

57

Page 59: TÜRKÇE TIP DİLİ KILAVUZU

Türkçe Tıp Dili Kılavuzu

percentage: yüzde oranı, yüzdelik

perforasyon: delinmeperformans: verim; başarım;

gösteriperfüzyon: sıvı içitimiperi-: çevresinde, yakınındaperi(y)ost: kemikzarı perianal: anüs çevresiperifer: çevreperiferal, periferik :

çevresel, çevre(yle ilgili) perinatal: doğum zamanıyla

ilgiliperistaltik: sağınımsalperistaltizm: sağınım, itici

kasılımperiton: karınzarı peritoneal: karınzarı(yla ilgili) peritonit: karın zarı yangısıperivasküler: damar

çevresi(yle ilgili); damar çevresinde

periyodisiteperleş: dönemsellikdudakkıyısı çatlağıperlingual: dil yoluylapermanen(t): kalıcı, sürekli permeabilite: geçirgenlik permeabl(e): geçirgen pernazal: burun yoluylapernisiyö(z): kötücül, azılı peroral: ağızdan, ağız yoluylaperos: ağızdanperpendiküler: dikey, dikpersantil, persentil: yüzdelikperseküsyon: eziyet, zulüm,

işkenceperseküte olmak: acı

çektirmekpersepsiyon: algı; algılamapersistan: kalıcı; direngenpersistans: kalıcılıkpersonalite: kişilik

personel: çalışanlarperspektif: bakış açısı, görüş

açısıperspirasyon: terlemepertus(s)is: boğmacapes planus : düztabanpes(s)imist(ik): kötümserpestisit: böcekkıranpetit: küçükpigment: renkverenpik: dorukpika: toprak yeme pilot çalışma: ön çalışma,

örnek uygulamapilül: hapçıkpinositoz: hücresel içmepireksi: ateşpirojen(ik): ateş oluşturan,

ateş yükselticipitoz(is): düşüklükpituiter gland: hipofiz bezipiyo- : irinli, irin ...piyojen(ik): irinlenme yapan,

irinyapanplacebo, plasebo : etkili

özdeği bulunmayan, aldancaplain film: düz filmplan: düzlem; tasarplanar: düzlemselplanlamak: tasarlamakplasenta: döleşi, eşplaster: örtkalplasti: onarımplatelet: trombosit, kan

pulcuğuplato: düzlükplato konsantrasyonu:

kararlı durum derişimiplazma: kansıvıpleksus: ağpleomorfik: çokbiçimlipleomorfizm: çokbiçimlilikpletore: kan bolluğu; doluluk,

bolluk

58

Page 60: TÜRKÇE TIP DİLİ KILAVUZU

Türkçe Tıp Dili Kılavuzu

plevra: akciğer zarıplevral: akciğer zarı(yla ilgili)plika: kıvrım, büklümplika vokalis: sesteliplonjan: dalanplug: tıkaçpneum-, pneumo- ;

pneumato-: hava-, gaz- ; akciğer-

pnömoni: zatürre-po(i)ez(is): ... oluşum(u)pointer: göstergeç; imleçpoison: zehirpol(l)usyon: kirlenmepolar: kutuplu, kutupsalpolarite: kutupsallıkpolarizasyon: kutuplaşmapolemik: sert tartışmapolen: çiçek tozupoli-: çok-; aşırı-polidaktili: çokparmaklılıkpolidipsi: aşırı su içmepolifaji: aşırı yemepoliform: çokbiçimlipoligami: çokeşlilikpoligenik: çokgenlipolikistik: çokkeseciklipoliklinik: polimer: çok parçalı birleşikpolimerizasyon:

polimerleşme polimorf: çokbiçimlipolimorfizm: çokbiçimlilik;

çeşitlilikpolimorfonükleer: parçalı

çekirdeklipolinükleer: çokçekirdeklipolio(miyelit): çocuk felcipolip: mukoza urupolisitemi: alyuvar artımı poliüri: çok işemepolivalan: çokdeğerli(kli)pollaküri: sık işemepomad, pomat: merhem

ponksiyon: delme ponksiyon lomber: beldelimipopliteal: diz ardı(yla ilgili)popülasyon: topluluk, toplumpopüler: sevilen, gözdepor: gözenekporsiyon: parça, kısımport(a): kapı, girişportabl: taşınabilir, taşınırportal: kapı(yla ilgili), girişportatif: taşınır, taşınabilirportör: taşıyıcı post-: ... sonrasıpostefektif: postenfeksiyöz: enfeksiyon

sonrasıposterior: arkaposterolateral: arka-yanposteromedian : arka-içpostgraduate: mezuniyet

sonrasıpostload: ardyükpostmatür: geçdoğanpostmenopozal: yaşdönümü

sonrası(yla ilgili)postmenstrual: adet sonrasıpostmortem: ölüm sonrasıpostnatal: doğum sonrasıpostop(eratif),

postoperatuvar: ameliyat sonrası

postpartum: doğum sonrasıpostprandial: yemek sonrasıpostprosesing: işlem sonrasıpostterm, post-term:

geçdoğanposttranskripsiyonel: yazılım

sonrasıposttranslasyonel: çeviri

sonrasıposttransplant: aktarım

sonrası

postulat, postülat: önerme

59

Page 61: TÜRKÇE TIP DİLİ KILAVUZU

Türkçe Tıp Dili Kılavuzu

postür: duruş postvital: ölürölmezposyon: şekerli içintipotans, potens: güç; cinsel

güçpotansiyel: gizil; gizilgüç;

olası; gerilimpotent: güçlü, etkilipowder: tozpozisyon: konumpozisyonel: konumsalpozisyonlamak: yerleştirmekpozitif: olumlu; varpozitifleşme: varolma,

belirmepozoloji: ölçübilim, düzebilimpragmatik: yararcıpragmatizm: yararcılıkpratik: uygulama, uygulamalı;

kolaypre-: ... öncesipreadult: erişkin öncesiprebiyotik: canlılık öncesiprediksiyon: öngörü,

öngörmeprediktif: öngörüselprediktif değer: öngörme

değeriprediktör: öngörücüpredispozan: zemin

hazırlayan, yatkınlaştıran, eğilimli kılan

predispoze: yatkın, eğilimli predispozisyon: yatkınlık predominant: üstün, en üstünpreemptif: erken dönemdepregnansi: gebelik pregnant: gebepreikterik: sarılık öncesipreimplantasyon: yerleştirme

öncesipreklinik: klinik öncesi;

belirtiler öncesi

prekordiyal: yürekönü(yle ilgili)

prekordiyum: yürekönüprekürsör: öncül; ön maddepreliminar, preliminer:

başlangıç, girişpreload: önyükprematür(e): erkendoğanprematür(e) atım: erken atımpremenstrüel: aybaşı öncesipremorbid: hastalık öncesiprenatal: doğum öncesiprensip: ilkepreoperatif: ameliyat öncesipreparasyon: hazırlama preparat: hazır ilaç; inceleme

için hazırlanmış nesneprepisyum: sünnet derisipresipitasyon: çökelmepresipitat: çökelti, tortupresipite etmek: çöktürmekprestij: saygınlıkpreterm: erkendoğan pretransplant: aktarım öncesiprevalan(t): yaygın prevalans: yaygınlıkprevantoryum: önleyimevipreventif: koruyucu, önleyiciprezentasyon: sunum; geliş

(doğumda)prezente etmek: sunmakprezervatif: penis kılıfı, kaput;

koruyucuprimer: ilk, başlangıç; birincil;

başlıca, temelprimigravid: daha önce bir

kez gebe kalmışprimipar: bir doğum yapmışprimitif: ilkelprimordi(y)al: taslaksal; ilkelprimordiyum: taslak (organ)print: baskıpro-: önce, önünde

60

Page 62: TÜRKÇE TIP DİLİ KILAVUZU

Türkçe Tıp Dili Kılavuzu

pro re nata: gerekirse, duruma göre

prob(e): başlık; sonda, boru; tanımlayıcı (genetik)

proband: ilk hastaprobe etme: sondalamaproblem: sorunproçes, proses: süreç, işlemprodrom: önbelirti, önprodromal: öncü,

önbelirti(lerle ilgili) pro-drug: ön-ilaçprodüksiyon: üretimprodüktif: verimliprodüktivite: verimlilikprofesyonel: mesleki; uzmanprofil: biçim; döküm; yandan

görünüşprofilaksi : önkoruma,

korunum, koruyucu sağaltımprofilaktik: önkoruyucu,

korunmayla ilgili, önleyiciproforma fatura: teklif

mektubuprogeni: soyprogenitör: ata; öncülprognostik: önbilisel,

öngörümsel, kestirimselprognoz : önbili, öngörüm,

kestirimprogram: izlenceprogres: ilerleme; izlemprogres(s)if: ilerleyiciprogresyon: ilerleme, gelişme proje: tasarımprojeksiyon: çıkıntı; yansıtma;

izdüşümprojektil: fışkırır tarzda;

fırlatılanprokaryot: ilkel çekirdekliproksimal: yakın, yakınsalprolapsus : sarkma proliferasyon: çoğalmaprolifere olmak: çoğalmak

prominensia: çıkıntı promontorium: çıkıntıpromosyon: yükselme,

ilerleme; tanıtımpromotor: kurucu, geliştirenpron: yüzükoyunproof: önbaskıproofreading: sondüzeltmeproporsiyon: orantıproporsiyone(l): orantılıpropositus: ilk hastapropriyoseptif: derin duyusalpropriyoseptör: özdurum

algıcıprosedür: işlemprosessus: çıkıntı prospektif: ileriye dönükprospektüs: tanıtmalıkprostrasyon: bitkinlik proteksiyon: koruma,

korunmaprotez: takmaproto-: ilk-; tek-prototip: ilkörnekprotokol: tutanak; yöntem;

resmi davranış kurallarıprototip: ilkörnek, örnekprotrüde: çıkıntı oluşturmuş;

dışarı uzanmışprotrüzyon: çıkıntıprovokasyon: uyarma,

kışkırtmaprovokatif, provokatör :

kışkırtıcıprovoke etmek: kışkırtmak,

uyarmakpruf, proof: önbaskı, deneme

basımı; dayanıklıprürit(is): kaşıntıpsikanalist: ruh çözümleyicipsikanaliz: ruh çözümlemepsikiyatr(ist): ruh hekimipsikiyatri: ruh sağlığı

61

Page 63: TÜRKÇE TIP DİLİ KILAVUZU

Türkçe Tıp Dili Kılavuzu

psikiyatrik: ruh hekimliği(yle ilgili)

psikojen(ik): ruhsal kökenlipsikolojik: ruhsalpsikomotor: ruhdevinimsel;

tindevinimselpsikopat : ruh hastasıpsikopati: ruh hastalığıpsikosomatik: ruhsal-

bedenselpsikotrop: ruhsal etkinpsikoz: akıl hastalığı, çıldırıpsişik: ruhsalpsödartroz: yalancı eklempsödo-: yalancı ...psödogestasyon: yalancı

gebelikpsödopod: yalancı ayakpsödotümör: yalancı urpsöriazis: sedef hastalığıpuberte: ergenlik pudra: tozpuerperal: lohusalık(la ilgili)pulmoner: akciğer(le ilgili) pulpa: öz, dişözü, parmak ucupuls(us), pulsasyon, pulse :

atım, vuru, nabızpulse oksimetre: oksijenölçerpulverizatör: püskürteç;

tozpüskürtücüpunç, punch: delgeç, delgipunktat: benekli, noktalı,

noktasalpunktur(e): delme pupil(la): gözbebeği purgatif: sürgen, müshil pü(y): irinpür: arı, safpürifikasyon: arıtım,

arılaştırımpürtrefiye: kokuşmuşpürülan: irinlipürülans : irinlenim

püstül: irinli kabarcık, irinli sivilce

pütrefaksiyon: kokuşma, çürüme

püy: irin

Rrabies: kuduzradikal: kökten; köktenci;

kök(le ilgili)radikalizm: köktencilik radiks: kök radiküler: kök(le ilgili);

kökçük(le ilgili)radyasyon: ışıma, ışınım, ışın

saçmaradyolog: radyoloji uzmanı,

ışınbilim uzmanıradyoloji: ışınbilimradyoopak: ışıngeçirmez radyoopasite: ışıngeçirmezlik radyorezistan: ışındirençliradyosensitif: ışınduyarlıradyoterapi: ışın sağaltımırafine: arı, saf; incerafine etmek: arılaştırmak,

saflaştırmak, arıtmakral: çıtırtıramifikasyon: dallanım random(ize): rastgele,

gelişigüzelrandomizasyon:

rastgeleleştirmerange: aralıkrant: haksız kazançrantabl(e): verimlirapel: pekiştirmerapid eye movement: hızlı

göz hareketirapidly progres(s)if: hızlı

ilerleyici

62

Page 64: TÜRKÇE TIP DİLİ KILAVUZU

Türkçe Tıp Dili Kılavuzu

rapor: yazanakrapor etmek: bildirmekrasyo, ratio: oranrasyonalize etmek: akla

uydurmak; kılıf uydurmakrasyonel: akılcırat: sıçanrate: oran, hız, orantıre-: yeniden-reabsorpsiyon: geri emilimreagent: ayıraçreaksiyon: tepki; tepkimereaktan: tepken, tepkimeye

katılanreaktif: tepkili, tepkisel; ayıraçreaktivite: tepkililik,

tepkisellikrealistik: gerçekçirealite: gerçeklikrealizasyon: gerçekleştirme;

kılıf uydurma;reanimasyon: canlandırma,

diriltmerebound: geri tepme, geri

sekme; yansımareceiver: alıcırecover: iyileşme, düzelme,

toparlanmarecumbant: yatarreduplikasyon: ikilemeredüksiyon: indirgeme,

indirgenme; azaltma, azalma

redüktan: indirgen, indirgeyici; azaltıcı

reel: gerçekreferans: kaynak referans noktası: çıkış

noktası; karşılaştırma noktası

refere etmek: kaynak göstermek; göndermek

refleks arkı: tepke döngüsürefleks: tepke

refleksiyon: yansımareflektör: yansıtıcı reflü: gerikaçış, geriakış, reform: düzeltme, iyileştirmereformasyon: biçimlendirmerefraksiyon: kırılma, kırmarefrakter: yanıtsız, tepkisiz,

dirençlirefrakter per(i)yot: duyarsız

dönemrefresh: tazelemek, yenilemekrefüze etmek: geri çevirmekregistrasyon: kayıtregistri, registry: kayıt

sistemi; kayıtlıkregl: aybaşıregresif : gerileyici regresyon: gerilemeregülarite: düzenlilikregülasyon: düzenleme,

ayarlama regülatör: düzenleyici regüle: ayarlı, denetim altındaregüle etmek: ayarlamak,

düzenlemekregüler: düzenli regürjitasyon : geri gelme,

gerikaçışregürjite olmak: geri gelmek,

geri kaçmakrehabilitasyon: esenlendirmereinforsment: güçlendirmerej(i)yonal: bölgesel rejeksiyon: atılım, reddetme rejenerasyon: yeniden

oluşma, yenilenmerejenere olmak : yeniden

oluşmak, yenilenmekrejim: perhiz; yönetim biçimi;

uygulama biçimirekalsifikasyon: yeniden

kireçlenme

63

Page 65: TÜRKÇE TIP DİLİ KILAVUZU

Türkçe Tıp Dili Kılavuzu

rekombinan(t): yeniden yapılanmış, yeniden düzenlenmiş

rekombinasyon: yeniden düzenlenme

rekonstrüksiyon: yeniden yapım, yeniden yapılandırma

rekonstrüktif: yeniden yapım(la ilgili)

rekord: kayıt, tutanakrektal: rektum(la ilgili), göden

yoluylarekür(r)en: yineleyenrekür(r)ens: yinelemerelaksan: gevşeticirelaksasyon: gevşeme,

gevşeklikrelaps, rölaps : depreşme,

alevlenmerelatif, rölatif: göreceli, göreli release: salma, açığa çıkma,

salıvermeremisyon: azalma, gerileme,

iyileşmeremittan: kesikli, oynakremnant: kalıntırenal: böbrek(le ilgili)reparasyon: onarımrepetetif (-itif): yinelenenreplasman: yenileme, yerine

koyma; yenisiyle değiştirmereplikasyon: eşlenmereplikatif: eşlenme(yle ilgili)replike olmak: eşlenmekrepres(s)ör: baskılayıcırepresyon: baskılama, baskıreprezant: tanıtımcıreprezentasyonel: temsil

edicireprint: ekbaskıreprodüksiyon: üreme,

çoğalma; çoğaltımreprodüktif: üreme(yle ilgili)

repulsiyon: itme; geri tepmeresearch: araştırmareseptivite: alabilirlik, alırlıkreseptör: alıcı, almaçreses(s)if: çekinikresiprokal: karşılıklırespirasyon: solunumrespiratu(v)ar: solunumsal,

solunum(la ilgili)respiratuvar arrest: solunum

durmasırespons: yanıtrest: dinlenme; artık, kalıntırest(i)riksiyon: kısıtlama,

sınırlamarestless: huzursuzrestorasyon: onarımrestriktif: kısıtlayıcı, sınırlayıcıresusitasyon: canlandırmaretansiyon: birikme, birikip

kalma, toplanıp kalma; tutma; tutulma

retard: uzun etkiliretardasyon: gerilik; gecikmeretarde: geri (kalmış)retikulum : ağcıkretiküler: ağsı, ağ(la ilgili)retina: ağkatmanretraksiyon: çekilme,

büzülme; çekinti, büzüşmeretro-: … arkasıretrofaringeal: yutak arkasıretrograd : ters yönde, geriye

doğruretrokaval : ana toplardamar

arkası(yla ilgili)retronazal : burun arkası(yla

ilgili)retroperitoneal : karınzarı

arkası(yla ilgili)retrospektif: geriye dönükretroversiyon: geriye

dönüklükretrovert: geriye dönük

64

Page 66: TÜRKÇE TIP DİLİ KILAVUZU

Türkçe Tıp Dili Kılavuzu

reuptake: gerialımreusabl(e): yeniden

kullanılabilirreversibilite: tersinirlikreversibl: tersinir, geri

dönüşümlüreversiyon: geri dönüşümreview: derleme; gözden

geçirmerevir: bakım odası, bakımlıkrevival: diriltme, canlanmarezeksiyon: kesme, kesip

çıkarma rezektabl(e): kesip

çıkarılabilirrezerv: yedekrezervuar: depo, havuzrezidü(el): artık, kalıntırezistan: dirençli rezistans: dirençrezolüsyon: çözünürlük;

çözülme; düzelmerezonans: titreşimrezorpsiyon: emilim; eriyip

dağılmaRh, eraş: Re-herigor: katılıkrigor mortis: ölü katılığırijid: katı, sertrijidite: katılıkring: halkarisk: tehlikeritim, ritm: dizemrodent: kemirgenronkus: hırıltırotasyon: dönmerotasyonel, rotasyoner:

dönmeli;rotatu(v)ar: dönüşlü; dönerrubella : kızamıkçıkrubelliform: kızamıkçık

benzerirubeola: kızamık

rudimanter: gelişmemiş, güdük kalmış; körelmiş

rule out (R/O): dışlamakruminasyon : derin düşünme;

geviş getirmerutin: alışılagelenrüptür: yırtık, delinme, kopmarüptürabl(e): yırtılabilir rüptüre olmak: yırtılmak

Ss(i)katris: yaraizis(i)katrisiyel: yaraizi(yle ilgili)s(i)katrizan: yara kapayıcısaber-sheath: kılıç kınısabite: katsayısac, sak: kese; torbasadist: elezersadizm: elezerliksadomazoşist: elözezersadomazoşizm: elözezerliksagital: ön-arka dikeysakrifiye etmek: öldürmeksakrum: kuyruksokumu kemiğisakşın, suction: emmesaline: tuzlu çözeltisaliva: tükürüksalivasyon: tükürük

salgılanmasısalvaj, salvage: kurtarmasampling, sempling :

örnekleme sanatoryum: sağaltımevisanitasyon : sağlık koruma,

sağlık hizmetisantral: merkezsantrifüj: ayrıştırım aygıtısantrifüje etmek: ayrıştırmaksaplement: eksaponifikasyon: sabunlaşmasaprofit, saprofitik: çürükçülsarkastik:

65

Page 67: TÜRKÇE TIP DİLİ KILAVUZU

Türkçe Tıp Dili Kılavuzu

sarkoid, sarkomatoid: sarkomsu

satellit(e): uydusature, satüre: doymuş,

doygun satürasyon: doygunluk,

doymascatter: saçılmascreen(ing): taramasebore: aşırı yağlanma (deri)seboreik: yağ salgısı(yla ilgili)second look: ikinci

değerlendirmesedanter: oturgansedasyon: yatışma, yatıştırmasedatif: yatıştırıcısedatize etmek: yatıştırmaksedimanter: tortulsediment: çökelti, tortusedimentasyon: çökelme,

çökelim, çökeltme, tortulaşma

seeding: ekim, ekilmesefalik: baş(la ilgili)segment: bölüt, kesimsegmentasyon: bölütlenme,

bölütlemesegregasyon: ayırma, ayrı

tutmaseizure: nöbetsekans: dizi, sırasekel: izik, hastalık kalıntısı,

kalansorunsekestr(um): ölükemiksekestrasyon: ayrıklaşma,

ayrıkalmasekonder: ikincil sekresyon: salgı; salgılama,

salgılanma, salgılanımsekreta: salgılarsekrete etmek: salgılamaksekreter: yazman, yazıcısekreterya: yazı işi; resmi

kurul; yazman

seks: cinsiyet, cinsellikseksi(y)o: açım(lı doğurtma)seksiyon: bölümseksoloji: eşeybilimseksüalite: eşeysellik,

eşeylilikseksüel: cinsel, eşeyselsektör: kesim, bölgeseküriti, security: güvenlik-sel: -keseleşimi; -şişmesisel(l)üler: hücresel, gözesel seleksiyon: seçilim; seçmeselektivite: seçicilikself assesment: kendini

değerlendirmeself-limited, self limiting:

kendini sınırlayan, kendisini kısıtlayan

self medikasyon: kendi kendini tedavi

self-care: özbakımsella tursika, sella turcica:

Türk eyerisembi(y)otik, simbi(y)otik:

ortakyaşar; ortakyaşamsal sembi(y)oz(is),

simbi(y)oz(is): ortakyaşamsembol: simgesembolize etmek:

simgeleştirmeksemen: ersuyusemi-: yarı-, yarım-semilunar: yarımaysı seminal: ersıvısal, ersıvı(yla

ilgili) semipermeabl(e):

yarıgeçirgensemisirküler: yarım daire

biçimindesemiyoloji: belirtibilim sempati: yakınlık, sevimlilksempatik: sevimli, cana yakınsempozyum: tartışılı oturum semptom: belirti

66

Page 68: TÜRKÇE TIP DİLİ KILAVUZU

Türkçe Tıp Dili Kılavuzu

semptomatik: belirtili; belirti(yle ilgili)

semptomatoloji : belirtiler; belirtiler bilgisi

sendrom: belirgisenil : yaşlılık(la ilgili)senilite: yaşlılık senkop: baygınlık senkron(ize),

senkronik:eşzamanlısenkronizasyon: eşleme;

eşzamanlamasens: anlam; anlamlı; duyusensasyon: duyum sensibıl: duyarlısensibilite : duyarlıksensibilizasyon: duyarlama,

duyarlanmasensitif: duyarlı sensitivite: duyarlık sensitizasyon: duyarlama,

duyarlanmasensoriyel: duyumsalsensör: algılayıcı, duyaçsensörinöral: sinirduyusalsensus: duyu sentetik: yapaysentez: yapım, bireşim-sentez: -delimisentrifügasyon: ayrıştırmasentromer: birincil boğumseparasyon: ayrılma, ayırma,

ayırımseparatör: ayırıcısepta: arabölmelerseptasyon: bölmelenmeseptik: bulaşlı septum: arabölmeserebellar: beyincik(le ilgili)serebellum: beyincikserebral konküzyon: beyin

sarsıntısı serebral korteks: beyin

kabuğu

serebral: beyin(le ilgili)serebrospinal: beyin-

omurilik(le ilgili)serebrum: beyin seremoni: törenseri: dizi; hızlı; art ardaseroloji: kansu incelemesiserolojik: kansu(yla ilgili)seröz: kansuluseröz membran: kayganzarsertifika: yeterlik belgesiserum: kansuservikal: boyun(la ilgili);

dölyatağı boynu(yla ilgili)servikal lordoz(is): ense

çukuru, boyun yayıserviks: boyun; dölyatağı

boynuservis: koğuşsesil: sapsızsestod: yassı solucan, şeritset: takımsezaryen, sezaryen sekşın

(C/S): açımlı doğurtmasfigmomanometre :

kanbasıncıölçerisfinkter : büzgeç, büzgen

(kas)sibernayf, cyberknife: uzay

bıçağısibling: kardeşsickle cell anemi: orak hücreli

kansızlıksifiliz: frengisign: belirti, bulgu, imsignificant: anlamlı, önemlisiklik: halkasal; döngüsel,

çevrimselsiklus: çevrim, döngü sil(i), silia: kirpik, kirpiklersimbiyoz(is): ortakyaşamsimetri: bakışımsimetrik: bakışımlısimple: yalın, basit

67

Page 69: TÜRKÇE TIP DİLİ KILAVUZU

Türkçe Tıp Dili Kılavuzu

simülasyon: benzetimsimültane: anında, eşzamanlısin-: bitişik, yapışık, kaynaşıksinaps: kavşaksinapsis: eşleşmesinartroz: oynamaz eklemsindaktili: yapışık parmaklılıksinerji: eşetkinlik, görevdeşliksinerjik: eşetkin, görevdeşsinestezi: duyum ikiliğisineşi: yapışıklık, yapışma sinister, sinistra: sol, soldakisinovi(y)a: oynak sıvısı, eklem

sıvısısinovi(y)al membran:

oynakzarı, eklemzarısintilasyon: parıldamasinüs: boşluksinyal: im, işaretsirkadiyen ritm: günlük

dizemsirkumsizyon: sünnetsirkülasyon: dolaşım sirküler: çembersel; duyumsirop: şekerli sıvı ilaç-sis: ... hastalığısistem: dizgesistematik: sistemli, dizgeselsistemik: dizgesel, yaygın,

tümselsistern: sarnıç-sit: -göze(si)sitasyon: kaynak gösterimi,

atıfsite (sayte) etmek: kaynak

göstermeksitogenetik: göze kalıtımbilim;

göze kalıtımbilim(le ilgili)sitogenez: göze oluşumusitoloji: gözebilim, hücrebilim sitoplazma:göze sıvısı, hücre

sıvısısitostatik: hücre durdurucu,

göze durdurucu

sitotoksik: hücre zararlı, göze zararlı

siyanoz: morarmaskabies: uyuzskala: dizi, sıra; yelpaze;

gösterge çizelgesi; ölçekskalp: kafa derisi, saçlı deriskapula: kürekkemiği skar: yaraizi; nedbeskarlatin(a): kızılskarlatiniform: kızılımsısken(ing), scanning: taramaskenır, scanner: tarayıcıskenogram: kılavuz görüntüskip: atlama; sıçramaskleroz(is): sertleşme, sertliksklerozan: sertleşimli;

sertleştirenskolyoz: omurga eğriliği,

yaneğrilikskor: puan, değerskorlama: puanlama,

değerlendirmeskotom: görme boşluğu, kör

bölgeskuam: kepekskuamoz, skuamöz: kepekli;

yassıslayt: saydam; camslayt görüntüsü: yansıslice: kesitslow release, SR: yavaş

salıverensmear, smir: yaymasofistik(e): karmaşık, ayrıntılı;

deneyimlisoftware: yazılımsolid: katı, tıkızsoliter : teksolubilite: çözünürlüksolubl(e): çözünürsolüsyon: çözelti, eriyiksolüt: çözünensolvent: çözücü

68

Page 70: TÜRKÇE TIP DİLİ KILAVUZU

Türkçe Tıp Dili Kılavuzu

somatik: bedenselsomnambül: uyurgezersomnambülizm: uyurgezerliksomnipati: uyku bozukluğusomnolans : uyuklama somnus: uykusonda: boru, dalgısosyal: toplumsal sosyalizasyon: toplum-

sallaştırma; toplumsallaşmasosyoloji: toplumbilim sömester: yarıyılsörfeys, surfeys, surface :

yüzeyspastik: aşırıkasılımlı,

süreklikasılımlı, kasınıkspastisite : aşırıkasılım,

sürekli kasılımspatial: uzaysalspatül(a): spazm: kasılım spazmodik: kasılımlıspazmolitik: kasılım çözenspazmoliz: kasılım çözülmesispecies, spesies: tür, türlerspektrum: yelpazespekulum: gözgü, aynaspekülasyon: kurgu;

dayanaksız görüşspekülatif: kurgusalspeküle etmek: kurgulamaksperm: ergözespermatik kord: ersuyu

borususpermatozoa,

spermatozoon, spermatozoit: ergöze

spesifik: özgül; özgüspesifik gravite: özgül ağırlıkspesifikasyon: ayrıntılarıyla

tanımlamaspesifiye olmak:

özgülleşmek, özelleşmekspesivite: özgüllük

spesiyal: özelspesiyalite: özellikspesiyalizasyon:

uzmanlaşma, özelleşmespesmen, speysmen: örnekspikül: iğnemsispina bifida: ayrık omurgaspinal: omurga(yla ilgili)spinal kord: omurilikspindıl, spindle: iğsispinöz: dikensi;spiral: sarmal; dölyatağı içi

araçsplanknik: splenektomi: dalak çıkarımısplenik: dalak(la ilgili)splenomegali: dalak

büyümesi, dalak büyüklüğüsplint: süyek, sabitleme sargısı split: yarıkspondiloz: omur kaynaşması;

omuryozlaşmasıspongiyöz: süngerimsisponsor: destekçi sponsorluk: destekçilikspontan: kendiliğindensporadik: tek tükspot: nokta; benek; lekespotted: beneklispray, sprey: püskürtme;

serpintisputum: balgamstabil angina (pektoris):

kararlı göğüs ağrısıstabil: kararlı, dengeli;

durağanstabilite: kararlılık, dengestaff: çalışan, çalışanlar

(sürekli)stage: evrestaghorn: geyikboynuzustaging: evrelemestain: boyastaining: boyama

69

Page 71: TÜRKÇE TIP DİLİ KILAVUZU

Türkçe Tıp Dili Kılavuzu

standardize etmek: örnekölçüye ayarlamak, ölçünlemek

standart: örnekölçü, ölçünstapez: üzengistar: yıldızstarvasyon: açlıkstart: başlama, çıkışstasyoner: durağan,

devinimsizstatement: deyim; tümce;

belgestatik: durağan-statik: ... durduranstatü: durum, mevki;

toplumsal durumstatüko: süregelen durumstaz: yavaşlama; göllenme-staz (son ek): ... durması, ...

durgunluğusteatore: yağlı dışkı, yağlı

sürgün steatoz: yağlanma (iç

organlarda)stenoz: darlıkstep: basamak, adımstepkak: musluksteril: kısır; arınık, arınmışsterilite: kısırlık; arınımsterilizasyon: kısırlaştırma;

arındırmasterilizatör: arındırıcısterilize etmek:

kısırlaştırmak, arındırmaksternum: göğüs kemiğistetoskop: dinleme aygıtısteyçleme, stageleme:

evrelemestick, stik: çubuk, şeritstil: biçemstile(t): kılavuz telstillborn: ölüdoğan stimulus, stimülüs: uyarıstimülan: uyarıcı

stimülasyon: uyarımstimülatör: uyarıcıstimüle: uyarılmışstoma: ağız -stomi: ... ağızlaştırmakstoplamak: son vermek,

durdurmakstorage pool: yığım havuzustrabismus: şaşılıkstrain: soy; zorlanmastrateji: anayöntemstratejik: elverişli, uygunstratifikasyon: çokkatlılaşma;

katmanlaşmastratum: katmanstreç: germe, gerilmestres: gerilim, ruhsal gerginlik,

baskıstri(y)a: çizgi; deri çatlağıstriasyon: çizgilenme; çizgililikstridor: ıslık sesi, ötme sesi,

üflükstriktür: daralmastrip: şeritstrok(e): inme, felç stroma: destekdoku struma: guatrstrüktür: yapıstrüktürel: yapısalstudy: çalışmastump: güdük stupor: yarıbilinçlilik,

uyuşukluk, uyuklama stutter: kekeme, kekemelik sub-: -altısubakut: yeğinaltısubfebril: hafif ateşlisubject: konu; bireysubjektif: öznel subklinik: belirtisizsubkostal: kaburga altısubkütan: derialtısublimasyon: yüceltme;

arıtma; uçunma, uçunum

70

Page 72: TÜRKÇE TIP DİLİ KILAVUZU

Türkçe Tıp Dili Kılavuzu

sublingual: dilaltısubmandibular: çenealtı suboksipital: başardıaltı substantia: dokusubstitüsyon: değişim, yerini

almasubstrat: etkilenen maddesubtip: altörnek, alt tipsubtotal: tüme yakınsubtraksiyon: çıkarmasubünit(e): altbirimsuccessive: ardışıksuction, sakşın: emmesudden infant death: ani

bebek ölümüsufl(e): üfürüm suggest: önermeksuicide: özkıyımsuitable: uygunsulkus: oluksumasyon: yığışmasunburn: güneş yanığısunstroke: güneş çarpmasısup(p)ortif: destekleyicisuperior: üst, üstünde; üstünsupin: sırtüstüsuplamenter: bütünleyici, eksuplement: eksuplementasyon: ek, desteksuplemente etmek: eklemek,

desteklemeksupply: sağlantısupport: desteksupra-: ... üstüsuprafizyolojik: fizyolojik

dozun üstündesupres(s)e: baskılanmışsupres(s)ibl(e):

baskılanabilensupres(s)ör: baskılayıcısupresyon: baskılamasur-: aşırı-, ötesindesurface: yüzeysurfaktan: yüzeyetkin özdek

surgeon: cerrahsurrogate: taşıyıcı (anne);

yerini tutansurvey: araştırma; sormacasurvi(val): sağkalım sustained release: sürekli

salıverensuş: köken, kök, soysüje: deneksüperalimentasyon: aşırı

beslemesüperego: üstbenliksüpereksitasyon: aşırı

uyarma, aşırı uyarılmasüperenfeksiyon: yinelbulaş;

üstüne eklenen bulaşsüperfisyal: yüzeyel, yüzeysel süpernatan: üstte kalan,

yüzensüperpoze: üst üste gelmiş,

üstüne eklenmişsüperpoze olmak: üst üste

gelmek, üstüne eklenmeksüpervayzır, supervisör :

üstdenetmensüpervizyon : üstdenetim süpürasyon: irinleşim,

irinlenme süpüratif: irin yapan;

irinleşimlisüpüre: irinlisüralimentasyon: aşırı

beslemesüreksite: aşırı uyarılmış sürmenaj: aşırı yorgunluk,

bitkinliksürrenal: böbreküstü sürveyans: belirleme, izlem

ve denetlemesürvi: sağkalım; tarama,

araştırmasüspansiyon: asıltı; askılamasütür atmak : dikmeksütür: dikiş

71

Page 73: TÜRKÇE TIP DİLİ KILAVUZU

Türkçe Tıp Dili Kılavuzu

Şşaft: gövdeşans: olasılık şant: yangeçitşape kostale: tespih tanesi

(kaburga)şaperon: şarj: yükleme; yükşelasyon: bağlanma,

kıskaçlamaşelat: bağ; kıskaçşık: seçenekşema: çizemşift: kayma, yer değiştirme;

vardiyaşizofreni: şok: sarsıntı, sarsı;şok(e) olmak: şaşkına

dönmek, şaşırmak şoka girmek: şov, show: gösteriştamp (stump): güdük

Tt(h)ril(l): titreşimtabakizm: tütün zehirlenmesitabako: tütüntablet: yassı haptablo: durum; çizelgetagged: imli, işaretlenmiştaktik: yöntemtaktil: dokunsaltampon: tıkaç, yastıktanatofobi: ölüm korkusutandans: eğilimtansiyon: gerilim, gerginlik;

basınç; kan basıncıtansiyon arteriyel : kan

basıncıtardif: geç

tarsal: ayak bileği(yle ilgili) tayming: zamanlamateenage: ergen, ergenlik(le

ilgili)teknik: uygulayım, yöntem;

uygulayım(la ilgili)tekst, text: metin, yazıtekstbook, textbook:

temelkitaptelensefalon: uçbeyintelepati: uzaduyum,

öteduyumtemperatür: sıcaklıktemporal: zamansal; şakak(la

ilgili)tender: hassastendon: kiriş tenesmus, tenezm: ağrılı

dışkılama duygusu, ağrılı işeme duygusu

tentoryum: çadırteori: kuramteorik: kuramsalterapi: sağaltım, tedavi terapist: sağaltman,

sağaltımcıterapötik: sağaltımsal,

sağaltıcı; sağaltımbilim terapötik abortus : sağaltıcı

düşükterapötik indeks: sağaltım

oranı, tedavi oranıteratojen(ik): tansık

oluşturucu, tansıkoluşum(sal)

teratoloji: tansıkbilimterim: söz, deyimterm: dönem; dönem sonu;

gününde doğmuş (bebek)termal: kaplıca(yla ilgili); ısısalterminal: uç, son; uç(a ait),

son(a ait)terminasyon: sonlanma,

bitme

72

Page 74: TÜRKÇE TIP DİLİ KILAVUZU

Türkçe Tıp Dili Kılavuzu

terminasyon, termine etme: sonlandırma

terminoloji : adlandırmatermofor: ısıtırtermokoter: ısıldağlak,

ısıldağlaçtermometre: ateşölçer,

sıcaklıkölçertermoregülasyon:

ısıdüzenlemetermoregülatör: ısı

düzenleyicitermostat: ısıdenetirtermoterapi: ısıyla sağaltım,

ısısağaltımıterörize etmek: dehşet

saçmak, korkutmak, yıldırmak

tersiyer: üçüncültest: deney, sınav; inceleme,

araştırmatest etmek: denemek,

sınamak; araştırmak, incelemek;

testiküler: erbezi(yle ilgili)tetani: kesintili kasılmatetanoz: kazıklıhummatethered cord: gergin

omuriliktetrad: dörtlü, dört kollu tetraloji: dörtlü belirtitez: sav threshold: eşiktik: seğirtitilt: yana yatıklık; eğim tim, team: takımtimpan: kulak zarı; davul sesi

(perküsyonda)timpanoplasti : kulakzarı

onarımı tinnitus: kulak çınlamasıtip: çeşit, türtipik: özgün, olağantişu, tissue: doku

titr: unvan, santitrasyon: tutarlamatitre: orantod(d)ler: yürümeye başlayan;toksemi: kan zehirlenmesi,

kan ağılanması toksik: zehirli, ağılı, ağılayıcıtoksikolog: zehirbilim uzmanıtoksikoloji: zehirbilimtoksikoz: zehirlenme,

ağılanma, ağılanımtoksin: zehir, ağıtoksisite: zehirleyici etkitolerabilite: katlanılırlıktolerabl(e): katlanılabilir,

dayanılabilirtoleran: hoşgörülü; dayanıklıtolerans: hoşgörü; dayançtolere etmek: hoşgörmek;

katlanmak, dayanmak-tomi: -açım, ... açımı; -

kesim, ... kesimitomografi: kesitçekimtonik: gergili; güçlendiricitonisite: gergitonsil: bademciktonsillektomi: bademcik

çıkarımıtonus: gergi; dirilik, güçtopik: konu, başlıktopikal: yüzeyel; yerel,

bölgeseltorakoplasti: göğüs onarımıtorakotomi: göğüs açımıtoraks: göğüstoraks kavitesi, torakal

kavite, torasik kavite: göğüs boşluğu

torsiyon: burulma, bükülmetortikol(l)is: eğriboyuntotal: toplam, tam, tümtrabekül: kirişçik, demet;

bölmeciktrace, treys: eser, iz

73

Page 75: TÜRKÇE TIP DİLİ KILAVUZU

Türkçe Tıp Dili Kılavuzu

trahom: train: eğitmetrait: nitelik, özelliktrakea: ana soluk borusutrakeal: ana soluk borusu(yla

ilgili)traksiyon: çekmetrakt(us): yoltrankilizan: yatıştırıcı trans: kendinden geçmetrans(en)fekte: transducer: aktarıcı, enerji

dönüştürücütransdüksiyon: aktarımtranseliminasyon: aktarılarak

kaybolmatransfer : aktarma, taşıma transfontanel: bıngıldak

yoluylatransformasyon: dönüşümtransfüzyon : kan aktarımı,

aktarımtransillüminasyon:

saydamgörümtransit: geçiştransizyon: geçiş; değişmetransizyonel: değişicitransjenik: gen aktarımlıtranskripsiyon: kopyalama,

yazılım (protein yapımı)transkript: belge örneği,

resmi kopyatranskütan: deri yoluyla,

deridentranslasyon: değiştirme,

dönüştürme; çeviri translokasyon: yer değişimitranslüsen: yarı saydamtransmembranel: zar yoluylatransmisyon: aktarım, iletim,

geçiş transmit(t)ed: bulaştırılan,

yayılantransparan: saydam

transpirasyon: terleme transplant: aktarılantransplantasyon : (organ

veya doku) aktarımtransport: taşınım, taşımatransporter: taşıyıcıtranspoze etmek: yerini

değiştirmek transpozisyon : yerdeğişimitransüda: kansu sızıntısıtransvers: enine, yataytrase: yol; iztravay: doğum sürecitravma: örselenme travmatik : örseleyici travmatizasyon : örseleme;

örselenmetreatment: sağaltımtremor: titremetrend: eğilimtrendelenburg: başaşağıtriad: üçlemetrial: deneme, deneytrifazik: üç evrelitrifurkasyon: üçlü çatallaşmatrigeminal: üçüztrigemine, trigeminus: üçlütrigger: tetiktriggering: tetikleme,

tetikleyicitrigon: üçgentriküspid: üçlü kapakçıktriloji: üçlü (bozukluk)trimester, trimestır: üçaytriplet: üçlü, üçüztriyaj: ayırma, elemetrofi, -trofi: besleme; ...

beslemetrofik: beslenmeyle ilgili,

besleyicitromboemboli: pıhtı tıkacıtrombüs: pıhtı-tropik: ... ilgi gösteren, ...

büyüten

74

Page 76: TÜRKÇE TIP DİLİ KILAVUZU

Türkçe Tıp Dili Kılavuzu

trough (traf) konsantrasyon: çukur derişim

tru-cut biyopsi: kesici iğne biyopsisi (doku örneklemesi)

trunkal: gövdeseltrunkus: gövdeturgor: gergiturnover: devir; iş miktarıtussis: öksürüktuşe: dokunumtutor: tüba, tüp: borutüber: tümsek, yumrutüberkül: tümsekçik,

yumrucuktüberküloz: veremtübül(üs): borucuk tübüler: borucuksu,

borucuksal tümör: urtünika adventisya: dışörtü,

dışkatmantünika : örtü, gömlek, katman türbid: bulanıktürbidite: bulanıklık twin: ikiztwitch: seğirme

U ulkus: yara, oyarcaultra: çok fazla, aşırıultrafiltrasyon: incesüzmeultrafiltrat: incesüzüntüultrason: sesötesi ultrasonografi: sesgörümultrastrüktür: inceyapıultraviyole: morötesi umbilikal: göbek(le ilgili)umbilikus: göbekunborn: doğmamışunconscious: bilinçsiz

undescended: inmemişundetermine: belirsiz undiferansiye: farklılaşmamışunequal: eşitsizuni-: tekuniform: tekbiçimli, birörnekunilateral: tekyanlı, tektaraflıunipolar: tek kutupluunkompanze: dengelenmemişunkus: çengelunsature, unsatüre:

doymamışunstabil: kararsızunstabil angina (pektoris):

kararsız göğüs ağrısıuntolerabl(e): katlanılmaz,

dayanılmazupdate: güncellenmiş;

güncellemeupdate etmek: güncellemekup-regülasyon: üstayarlanım,

artırarak düzenlemeuptake: alım, tutulum USA: Amerika Birleşik

Devletleriuterus: dölyatağıutilizasyon: kullanımuvula: küçükdil

Üülser: yara, oyarcaülserasyon: yaralaşma ülseratif: yaralaşma(yla ilgili),

yaralaşmalıülserojen : yarayapanüni-: tek-üniartiküler: tekeklem(le

ilgili)ünifokal: tekodaklı üniform: tekbiçim, birörnekünilateral: tekyanlı, tektaraflı

75

Page 77: TÜRKÇE TIP DİLİ KILAVUZU

Türkçe Tıp Dili Kılavuzu

ünisel(l)üler: tekgözeli, tekhücreli

ünite: birimünivalan: tekdeğerliüniversal: evrenselüreter: idrar borusuüretra: idrar yolu-üri: ... işeme ürinasyon: işeme üriner: idrar yolu(yla ilgili)ürtiker: kurdeşen

Vvademekum: elkitabı, elbetiği,

kılavuzvajinal: dölyolu(yla ilgili)vaksin: aşı vaksinasyon: aşılama vaksinia: inekçiçeği vakum: havasız boşlukvakuol: kofulvalans: değer; değerlikvalidasyon: onaylama,

geçerlik ölçmevalv: kapak valvül: kapakçıkvalvüler: kapakçıksal,

kapakçık(la ilgili) valvülotomi: kapakçık kesimivaporiz(at)ör: buharlaştırıcı,

püskürteçvaporizasyon: buharlaşmavar(i)(y)abl(e): değişkenvariola: çiçekvaris: toplardamar genişlemesivarisella: suçiçeğivaryans: değişkenlik, değişirlikvaryant: değişik; çeşit, değişik

biçimvaryasyon: çeşitleme,

çeşitlilik, değişirlik

vaskülarizasyon: damarlanım, damarlaşım

vasküler: damarsal, damar(la ilgili)

vazodila(ta)tör: damar genişletici

vazodilatasyon: damar genişlemesi

vazoformasyon: damarlanmavazokonstriksiyon: damar

daralımı, damar büzülmesivazokonstriktör: damar

daraltıcı, damar büzücüvazomotör: vazopres(s)ör: damar büzücü vazorölaksan: damar

gevşeticivazospazm: damar kasılmasıvejetasyon: kabartı,

karnıbaharımsı kabartıvejetatif: bitkisel; karnabahar

görünümünde, karnabaharımsı

vejeteryan: etyemezvektör: bileşke, yöney; taşıyıcıvelosite: hızven(a): toplardamar venenoz: zehirlivenom: zehirvenöz: toplardamar(la ilgili)ventilasyon: havalandırmaventilatör: havalandırıcıventral: önventrikül: karıncıkvenül: toplardamarcıkverbal: sözel, sözlüverbalizasyon: sözlü anlatımverge, verj: kenarverifikasyon: doğruluğunu

denetleme, doğruluğunu sınama

verifiye etmek: doğruluğunu de-netlemek, doğruluğunu sınamak

76

Page 78: TÜRKÇE TIP DİLİ KILAVUZU

Türkçe Tıp Dili Kılavuzu

versiyon: dönme; sürümvertebra: omur vertebral: omur(la ilgili)vertebral kolon: omurgaverteks: tepe, doruk, kafa

tepesivertigo: baş dönmesivertijinöz: baş dönmesi(yle

ilgili)vertikal: dikey, düşeyvestigeal: körelmiş, artık,

kalıntıvezika: kese, torbavezikal: idrar torbası(yla ilgili)vezikül: kesecik, torbacık,

sulukabarcıkvezikülasyon: keseciklenme,

torbacıklanmavi(y)abilite: yaşayabilirlik;

canlılıkvi(y)abl(e): yaşayabilir; canlıvi(y)al: şişecikvia: yol, geçit; yoluylavial: sıvı ilaç şişesivibrasyon: titreşimvigilans, vijilans: uyanıklık,

tetikte olma vigor: dinçlik, zindelikvillus: saçakviral: virüs(le ilgili)virgo: erdenvirilizan: erkeksileştirenvirilizasyon: erkeksileşme,

erkekleşmevirilizm: erkeksileşmevirülan: hastalık oluşturan;

zehirli, öldürücüvis(s)eral: iç organ(larla ilgili)viskozite: akışmazlık, ağdalılıkvisser: içorganvital: yaşamsalvital bulgular: temel yaşam

bulguları

vitalite: yaşama gücü, dirilik, canlılık

vitröz, vitreus: camsıvizibıl, visible: görünürvizing, wheezing: hışıltı,

hışırtıvizit: hasta dolaşımıvizite: görüm, görüm bedelivizkoz: akışmaz, ağdalıvizüel, visüel: görselvizyon: görme; görüş; uzgörü,

uzak görüşlülük; gösterimvolatil: uçucuvolenter, volonter: gönüllü;

istemlivolüm: oylum, hacim; cilt;

yoğunlukvomit: kusmakvörkşap, workshop: çalıştayvörkup, work-up: çalışmavulgaris: sıradan

Wwarning: uyarı, uyarmawart: siğilwash: yıkama, temizlemewash-in: tutmawash-out: yıkanmaweaning: ayırmawave: dalgawave-length: dalga boyuweb: ağ; perdewebbed: perdeliwedge: kamawell-being: esenlikwhey: kesilmiş sütün suyuwithdrawal: çekilme, kesilme;

geri çekmeword-salad: saçma sapan

konuşmaworkstation: işistasyonu,

işdurağı

77

Page 79: TÜRKÇE TIP DİLİ KILAVUZU

Türkçe Tıp Dili Kılavuzu

World Health Organization(WHO): Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)

Xx-linked: ikse bağlıx-ray: iks ışını, röntgen ışını

Zzero: sıfırzigoma: elmacıkzigot: anaç hücre, döllenmiş

yumurtazimogen: önenzimzon: kuşak, bölgezwitterion: çift yüklü iyon

78

Page 80: TÜRKÇE TIP DİLİ KILAVUZU

Kaynakça

Atmaca, Nidai Sulhi. Sindirim Hastalıklarında Türkçe Terimler Sözlüğü, Ankara, Türk Gastroenteroloji Vakfı, 2002.

Devellioğlu, Ferit. Osmanlıca – Türkçe Ansiklopedik Lûgat. Ankara, Aydın Kitabevi, 1982.

Dil Derneği. Türkçe Sözlük, 2. bası, Ankara, 2005.

Dorland’s Illustrated Medical Dictionary, 25. bası, Philadelphia, Saunders, 1974.

Eyüboğlu, İsmet Zeki. Türk Dilinin Etimoloji Sözlüğü, 2. bası, İstanbul, Sosyal Yayınlar, 2004.

Kocatürk, Utkan. Açıklamalı Tıp Terimleri Sözlüğü, 10. bası, İstanbul, Nobel Tıp Kitabevi, 2005.

Mıhçıoğlu, Cemal. Türk Hekimlik Dili. Ankara, Kültür Bakanlığı Yayınları, 1993.

Özdemir, Emin. Terim Hazırlama Kılavuzu, Ankara, Türk Dil Kurumu Yayınları.

Özön, Mustafa Nihat. Osmanlıca Türkçe Sözlük, 8. bası, İstanbul, İnkılâp Kitabevi, 1997.

Püsküllüoğlu, Ali. Arkadaş Türkçe Sözlük, 4. bası, Ankara, Arkadaş Yayınevi, 2003.

Püsküllüoğlu, Ali. Türkçedeki Yabancı Sözcükler Sözlüğü, 2. baskı, Ankara, Arkadaş Yayınevi, 2001.

Tuğlacı, Pars. Tıp Sözlüğü, İstanbul, Pars Yayınları, 1978.

Türk Dil Kurumu. Biyoloji Terimleri Sözlüğü, Ankara, 2004.

Türk Dil Kurumu. Hekimlik Terimleri Kılavuzu, 2. bası, Ankara

Türk Dil Kurumu. Türkçe Sözlük, 10. bası, Ankara, 2005.

Unat, Ekrem Kadri; İhsanoğlu, Ekmeleddin; Vural, Suat. Osmanlıca Tıp Terimleri Sözlüğü, Ankara, Türk Tarih Kurumu, 2004.

Ülker, Süreyya. Ülker Tıp Terimleri Sözlüğü, 3. bası, İstanbul, Erkam Matbaası, 2004.