tÜrkÇe tip dİlİ kilavuzu
TRANSCRIPT
TÜRKÇE TIP DİLİ KILAVUZU
Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi
Türkçe Tıp Dili Kurulu
14 Mart 2006
Türkçe Tıp Dili Kılavuzu
Kocaeli ÜniversitesiTıp Fakültesi
Türkçe Tıp Dili Kurulu
Bütün hakları saklıdır.
Kocaeli Üniversitesi Umuttepe, İzmit, 41380 KocaeliTel: (262) 303-7353 303-8740
Belgeç: (262) 303-7510www. [email protected]
ISBN 975-8047-63-9
Baskı
Kocaeli Üniversitesi Basımevi
Birinci bası: 14 Mart 20061.500 adet basılmıştır.
Millî his ile dil arasındaki bağ çok kuvvetlidir. Dilin millî ve zengin olması millî hissin inkişafında başlıca müessirdir. Türk dili, dillerin en zenginlerindendir; yeter ki bu dil, şûûrla işlensin.
Ülkesini, yüksek istiklâlini korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır.
Gazi Mustafa Kemal 2 Eylül 1930
Ey Türk Gençliği!
Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni, bu hazineden, mahrum etmek istiyecek, dahilî ve haricî, bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklâl ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmiyeceksin! Bu imkân ve şerait, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine
girilmiş, bütün orduları dağılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elîm ve daha vahîm olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasî emelleriyle tevhid edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte; bu ahval ve şerait içinde dahi, vazifen; Türk istiklâl ve cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda, mevcuttur!
Gazi Mustafa Kemal Atatürk 20 Ekim 1927
Türk milletinin dili, Türkçedir. Türk dili dünyada en güzel, en yaygın ve en kolay olabilecek bir dildir. Onun için her Türk, dilini çok sever ve onu yükseltmek için çalışır. Bir de Türk dili, Türk milleti için mukaddes bir hazinedir. Çünkü Türk milleti, geçirdiği nihayetsiz badireler içinde, ahlakının, ananelerinin, hatıralarının, menfaatlerinin, velhasıl bugün, kendi milliyetini yapan her şeyin dili sayesinde muhafaza edildiğini görüyor. Türk dili, Türk milletinin kalbidir, zihnidir.
Mustafa Kemal Atatürk
Mustafa Kemal Paşa Kocaeli’de… 19 Ocak 1923
Yabancı terimlere dayanan bir bilim uygulamasını büyüye benzetebiliriz. Büyünün de uygulamada kendine özgü sözcükleri, terimleri, törenleri ve yalın halktan gizlenen kutsal dokunulmazlıkları vardır. Hekimliği de anadilden ayrılan terimlere uygularsanız, onu bir büyü haline getirirsiniz. O zaman bilim ile büyü arasındaki sınır kalkar. bilim de bir gizem, bir büyü olur.
Hekimlik dilinin yabancı terimleriyle karşılanmasına hekimliği bir büyü haline getirdiği için karşıyım ilk önce. Hekimlik bir bilim olarak, kendini büyüden ayıran genel dile, ulusal dile gereksinir; bir sanat, bir iyileştirme, sağaltma sanatı olarak da halkın buyruğundaysa terimlerini halk diline, ulusal dile uydurmak zorundadır.
Hiçbir bilimin, halk üstünde, insanlık üstünde bir yeri yoktur, her bilim halk içindir, insanlık içindir. Hekimlik dilinin Türkçeleşmesi için savaşanların temel ereği budur. Hekimliği büyüden, gizemden kurtarmak istiyorlar. Hekimlik dilinin Türkçeleşmesini isteyenler bu kuramı savlıyorlar.
Ceyhun Atıf Kansu
Önsöz
Büyük Atatürk doğrudan kendisinin kaleme aldığı ve Prof. Dr. Afet İnan tarafından 1930’da yayımlanan Vatandaş İçin Medeni Bilgiler (Yurttaşlık Bilgileri) kitabında; “Türk dili, Türk ulusu için kutsal bir hazinedir. Çünkü Türk ulusu, geçirdiği sayısız sarsıntılar içinde ahlakının, erdemlerinin, gelenek ve göreneklerinin, anılarının, kendi yararlarının kısacası bugün kendi ulusallığını oluşturan her şeyin diliyle korunduğunu görüyor. Türk dili, Türk ulusunun yüreğidir, belleğidir” demektedir. Gene Atatürk, Kasım 1932’de “Türk dilinin kendi benliğine, özündeki güzellik ve zenginliğe kavuşması için bütün devlet örgütlerimizin dikkatli olmasını, ilgi göstermesini isteriz” buyruğunu vermiştir. Bilindiği gibi her mesleğin kendisine özel sözcük ve terimleri vardır. Tıptaki terimlerin büyük kısmı Latince kökenli olmakla birlikte, özellikle son yıllarda giderek artan şekilde, başta İngilizce olmak üzere batı dillerinden pek çok kelime, biraz da özenti diyebileceğimiz bir şekilde günlük konuşmalarımıza girmiştir ve girmektedir. Hastalar “hospitalize edilmekte”, “exchange yapılmakta”, “department’lere transfer edilmekte”, “markerlerine bakılmakta”, “microwave tedaviler” uygulanmaktadır. İşin daha ilginç ve hatta komik yanı ise, bu sözcükleri sıkça kullanan meslektaşlarımızın, böyle davranarak konuşmalarına daha bilimsel hava verdiklerini sanmalarıdır. Kısacası Türkçemiz yabancı sözcüklerin saldırısına uğramış durumdadır. Bu nedenle, değerli meslektaşım Prof. Dr. Emin Sami Arısoy Türkçe Tıp Dili Kılavuzu hazırlama önerisiyle geldiğinde büyük mutluluk duymuştum. Fakültemizde oluşturulan Türkçe Tıp Dili Kurulu, yoğun ve özverili bir çalışmayla bu kılavuzu hazırladı. Bu değerli çalışma için başta kurul başkanı Prof. Dr. Emin Sami Arısoy olmak üzere, kurul üyeleri Prof. Dr. Arzu Arslan, Prof. Dr. M. Doğan Gülkaç, Prof. Dr. Kamil Toker, Prof. Dr. Güner Ulak, Prof. Dr. Kürşat Yıldız, Yard. Doç. Dr. Tonguç İşken ve Yard. Doç. Dr. Volkan Etuş’a teşekkür ederim. Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin Atatürk ve Türk Dili’ne saygısını gösteren bu kılavuzun, bütün meslektaşlarıma yararlı olmasını dilerim.
Prof. Dr. Ali GökalpKocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı
Sunarken...
Aralık 2004’te kurulan Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Türkçe Tıp Dili Kurulu, öncelikli çalışma olarak, ‘ders, sunu, toplantı, tez, yayın, yazışma ve kayıtlarda kullanılan yabancı ve eski sözcüklerin yerine önerilebilecek karşılıklardan oluşan bir kılavuz’ hazırlamayı amaçlamıştır. Bu kılavuz çalışmasında, Prof. Dr. Emin Sami Arısoy’un hekimlik ortamlarında gerçekleşen toplantı ve sunumlarla tıp dergi ve kitaplarından derlediği “yabancı kaynaklı ‘tıp’ sözcükleri ve Türkçe karşılıkları dizelgesi” temel alınmıştır.
Türkçe Tıp Dili Kurulu’nun bu kılavuz taslağına ilişkin çalışmaları, bugüne değin Prof. Dr. Emin Sami Arısoy, Prof. Dr. Arzu Arslan, Prof. Dr. M. Doğan Gülkaç, Prof. Dr. Kamil Toker, Prof. Dr. Güner Ulak, Prof. Dr. Kürşat Yıldız, Yard. Doç. Dr. Tonguç İşken ve Yard. Doç. Dr. Volkan Etuş’un katılımıyla gerçekleşmiştir.
Kurulumuz kılavuz oluşturma sürecinde, her hafta en az bir kez toplanarak çalışmıştır. Bu çalışmada, Tıp Fakültesi anabilim dallarının eleştiri ve katkıları da değerlendirilmiş, geliştirilen kılavuz Ocak 2006’da üniversitemizin ‘kou.edu.tr’ adresinde genel ağ (internet) ortamına açılmış, birinci bası örneklerinin 14 Mart Tıp Bayramı’nda, her kuşaktan ‘tıp öğrencisi’ne sunulması tasarlanmıştır.
Kurulun kılavuza ilişkin derleme, değerlendirme, tartışma ve düzenleme çalışması sürmektedir. Elinizdeki kılavuzla ilgili her türlü öneri, gelecek basılar için yol gösterici olacaktır. Katkı ve öneriler, kılavuzda yer alan ve eski terimlere karşılık olarak önerilen sözcükler-de değişiklik veya ek öneriler, kılavuzda yer almayan yabancı kökenli terimler ve önerilen Türkçe karşılıkları biçiminde olabilir. Katkı ve öneriler, kurulumuza genel ağ aracılığıyla veya yazılı olarak bildirilebilir.
Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Türkçe Tıp Dili Kurulu, başta Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Gökalp olmak üzere, Türkçe Tıp Dili Kılavuzu’nun oluşumuna emek ve zaman ayıran ‘tıp öğrencileri’ne teşekkür eder.
Açıklamalar
Türkçe Tıp Dili Kılavuzu, alışılmış sözlük ve kılavuzlardan farklı olarak, hekimler ve tıp öğrencilerinin günlük sözlü ve yazılı iletişimindeki gereksinimlere göre hazırlanmıştır. Kılavuz, yabancı kaynaklı veya Eski Türkçe, Osmanlıca, Latince gibi eski dillere ait sözcüklerin yerine kullanılabilecek seçenekleri içermektedir.
Kılavuzun hazırlanma sürecinde başta Türk Dil Kurumu ve Dil Derneği kaynakları olmak üzere, çok sayıda sözlük ve kılavuzdan yararlanılmış, bazı eski terimler için önerilen karşılıklardan en çok benimsenenlere kılavuzda yer verilmiş, bazı terimler içinse kurulumuz tümüyle yeni karşılıklar türetmiştir.
Karşılığı aranan sözcüklere abecesel sırayla “eski terim”, karşılık olarak önerilen sözcüklere “yeni terim” başlığıyla yer verilmiştir.
Kılavuzda çoğu sözcük yazıldığı gibi yer almış, ancak özellikle İngilizce kaynaklı olup yalnızca sözlü iletişimde kullanılan, örneğin, “hospitalize etmek” gibi sözcükler söylendiği gibi yazılmıştır.
Bazı yabancı sözcüklerin farklı biçimlerdeki okunuşları, yan yana yazılmış veya abecesel dizi içinde farklı sıralarda yer alabilmiştir. Sözcüklerin aynı anlamları için farklı karşılıkları virgül ile, farklı anlamları için önerilen karşılıkları ise noktalı virgül ile ayrılarak yazılmıştır. Noktalı virgül ile ayrıldıktan sonra gerisi boş bırakılan durumlarda o sözcüğün başka anlamları da bulunduğu, ancak bunu karşılayacak bir önerinin geliştirilemediği anlaşılmalıdır.
Eski terimler için farklı okunuş ve yazılım seçenekleri ayraçlar kullanılarak belirtilmiştir. Önerilen yeni sözcüklerdeyse, ayraçlar içinde sözcüğün kullanım yeri ve farklı anlamları açıklanmıştır.
Az sayıda yabancı veya eski dildeki sözcük için uygun karşılıklar bulunamadığından yeni terim kısmı boş bırakılmıştır.
Ön-ek ve son-eklerin (hiper-, intra- gibi) karşılıkları (...) imleri ardından gelecek biçimde belirtilmiştir.
Kısaltmalara olabildiğince az yer verilmiş, açıklamaları genellikle yanlarına yazılmıştır.
Türkçe Tıp Dili Kılavuzu
Aa-: ... yokluğu, ... sıza(b)normalite: olağandışılık;
kusur, bozuklukabazi: yürüyememeabdomen: karınabdominal: karın(la ilgili) abdusens: dışaçekmeabdüksiyon: dışaçekim abdüktör: dışaçeken,
uzaklaştırıcı aberan: sapkın (cinsel);
olağandışıaberasyon: sapma, sapkınlık,
sapıklık (cinsel)abeslang: dilbasacağıabiyogenez: cansızdan
oluşumabiyotik: cansız(lıkla ilgili) ablasyon: kesip çıkarmaabondan: çok miktarda, aşırıabortif: düşük yaptıran; eksikabortus: düşükabortus imminens: düşük
tehdidiabortus insipiens:
önlenemeyen düşükabrazyo(n): sıyrıkabrupsiyo: ayrılım abrupsiyo plasenta: erken eş
ayrılımıabsolu(t)(e): tam, kesin, safabsolu(t)(e) refrakter
periyot: kesin duyarsız dönem
absorban: emici, soğurucuabsorbans: emme, soğurum;
soğurganlıkabsorbe etmek: emmek,
soğurmakabsorpsiyon: emilim
absorptivite: emicilik, soğurganlık
abstinence, abstinens: yoksunluk
abstrakt: özetabuli: istenç yitimiabuse: kötüye kullanımAC, alternatif akım: dalgalı
akımad(d)itif: katkısal;
katkı(maddesi)adaptasyon: uyumadapte etmek: uyarlamakadapte olmak: uyum
sağlamak, alışmakadaptif: uyumsaladaptör: bağdaştırıcı,
uyarlayıcıaddüksiyon: içeçekimaddüktör: içe çeken,
yaklaştırıcıadeno-: bez (yapıda), bez(le
ilgili)adenoid: genizeti; bezimsiadezif: yapışıcı, yapışık adezyon: yapışma, yapışıklık adhere olmak: tutunmakadherens: tutunum, tutunmaadinami: devinimsizlikadinamik: devinimsizadipoz doku: yağdokusuadipoz: yağlı, yağ(la ilgili) adisyon: ek, ekleme, katmaadjuvan: ek, tamamlayıcı,
artırıcı, yardımcıadneks: ekler adolesan, adölesan: ergen adolesans, adölesans:
ergenlikadrenal: böbreküstü adsorban: soğurucu, yüzeyine
bağlayanadsorbe etmek: soğurmak,
yüzeyine bağlamak
11
Türkçe Tıp Dili Kılavuzu
adsorbe olmak: soğurulmak, yüzeye bağlanmak
adsorpsiyon: soğurma, yüzeyine bağlama
adult: erişkinadvanced: gelişmiş; ileriadventisya: dışkatman, dışkatadvers: yan, istenmeyen, ters advers etki: yan etki adviser: danışman, kılavuzaero (air) chamber:
havakutusuaerob: havacılaerobik: havacıl; oksijenliaerofil: havacılaerosol: püskürtü; (havada)
asıltıaeroterapi: hava sağaltımıaf(f)eksiyon: duygulanım;
(hastalığa) yakalanmaaf(f)ekt: duygudurumaf(f)ekte: (hastalığa)
yakalanmışaf(f)ektif: duygusalaf(f)erent: getiren, getirici afaji: yutamama afali: penis oluşmamasıafazi: konuşamama, konuşma
yitimi, sözyitimi afebril: ateşsizafiliasyon: bağlantıafiliye: bağlantılı afinite: çekimafişe etmek: açığa çıkarmakafoni: sesyitimi afrodizyak: cinsel uyarıcıafterload: artyükag(g)lütinasyon: kümeleşimag(g)lütinin: kümeleştiriciagenez(is): oluşmamaaging: yaşlanma aglomerasyon: yığınlaşma,
yığılma, yumaklaşma
aglomere olmak: yığınlaşmak, yığılmak, yumaklaşmak
agnozi: tanımayitimiagoni: can çekişmeagonist: koşutetkinagorafobi: alan korkusu, alan
ürküsü agrafi: yazmayitimi agramatizm: tümcesizlikagregasyon: toplanma, bir
araya gelmeagrege olmak: toplanmak, bir
araya gelmekagres(s)if: saldırgan; yoğunagreve etmek:
şiddetlendirmek, artırmakagreve olmak: şiddetlenmek,
artmakair-born(e): havayla bulaşan,
havadan bulaşan ajan: etken; ilaç; araç ajitasyon: huzursuzluk;
çalkalama ajite: huzursuz; çalkalanmışajite etmek: huzursuz etmek;
çalkalamakajuzi: tatyitimi ak(k)iz: edinselakaryosit: çekirdeksiz hücre,
çekirdeksiz gözeakaryotik: çekirdeksizakatizi: oturamazlık akinezi: devinimsizlikakkiz immünite: edinilmiş
bağışıklıkaklimatasyon : iklime alışma;
iklime alıştırmaakne: sivilceakneiform : sivilcemsi akolik: ödsüzakomodasyon : uyum;
odakuyumuaköz: sulu
12
Türkçe Tıp Dili Kılavuzu
akral: uç(la ilgili); uçbölgesi(yle ilgili)
akreditasyon: değerbiçmeakredite etmek: değer
biçmek akresyon: yapışmaakro-: uçakrodini: uçağrısı akrofobi: yükseklik ürküsüakromatik: renksiz akromatopsi: renkkörlüğüakromatizm: renkkörlüğüakromegali: uçirileşimi akroparestezi:
uçkarıncalanmasıakrosefali: sivribaşlılıkakrosefalik: sivribaşlıakrosiyanoz: uçmorarımıaks: eksenakselerasyon : hızlanma,
ivmeakseleratör: hızlandırıcıakselere etmek: hızlandırmakakseptans: kabul belgesiakseptör: alıcı (kabul eden)aksesibilite: ulaşabilirlik aksesuvar: eklenti, ekaksidental: kaza sonucuaksilla: koltukaltı aksiller: koltukaltı(yla ilgili)aksiyal: yatay, enineaksiyon: etki, işaktif: etkinaktif immünite: uyarılmış
bağışıklık, etkin bağışıklıkaktif immünizasyon:
uyarılmış bağışıklama, etkin bağışıklama
aktif transport: etkin taşınımaktivasyon: etkinleşme,
etkinleştirme; alevlenmeaktivatör: etkinleştirici,
tetikleyiciaktive etmek: etkinleştirmek
aktive olmak: etkinleşmekaktivite: etkinlikaktüel: güncelakustik: işitsel, işitme(yle
ilgili); sesbilimakut: ivegenakümülasyon: birikim akümüle olmak: birikmekakürasi: doğrulukal(l)erjen: duyarganal(l)erji: duyarcaal(l)iterasyon: ses yinelemesialbinizm: akşınlık albino: akşınaleksi: okuma yitimialerjik: duyarcılalert: uyanıkalet: aygıt, araçalgisid, algisit: alg öldürücü
(ilaç)algorit(i)m(a): yolağı, işakışıalimentar: beslenim(le ilgili)alimentar trakt: sindirim yolualimentasyon: beslenmealjezi: ağrı duyarlılığıaljezik: ağrılı-alji: … ağrısı alkolik: alkol bağımlısı alkolizm: alkol bağımlılığıalopesi : saç veya kıl
dökülmesi; saçsızlık, kellikalterasyon: değişiklikalternatif: seçenek; seçeneklialveol(us): hava keseciği,
petek; kovuk, çukuralveolus dentis: dişyuvası am(i)yotoni: kas gergi yitimiam(i)yotrofi: kas erimesi amaroz(is): körlükamasti: meme yokluğuambivalan: çelişik duygulu ambivalans: çelişik
duygululukambiyans: ortam, hava
13
Türkçe Tıp Dili Kılavuzu
amblem: belirtkeambliyopi: bulanık görmeambulans: cankurtaranambulatu(v)ar: ayaktan;
yüreyebilir ameliorasyon: iyileşmeamenore: aybaşı yokluğu,
aybaşı olmamaamnezi: bellekyitimi;
bellekkusuruamnezik: bellekyitimli;
bellekkusurluamorf: biçimsizampirik, empirik:
deneyimsel, deneyime dayalı, deneysel
amplifikasyon: çoğaltma, artırma, güçlendirme
amplifikatör: yükselteçamplifiye etmek: çoğaltmak,
artırmak, güçlendirmekamplitüd(e): genlikampul: kapalı cam tüp (ilaç)ampütasyon: uçkesimi;
kopmaampüte etmek: uçkesmean-: … olmayan, -sız anabolik: özümselanabolizm(a): özümlemeanaerob(ik): oksijensiz
(yaşayan); havacıl olmayan; havasız, oksijensiz
anafilaksi : tez aşırıduyarlıkanafilaktik, anafilaktoid: tez
aşırıduyarlı, tez aşırıduyarlık(la ilgili)
anakronizm: tarih yanılgısıanalist: çözümleyicianalitik: çözümsel,
çözümleyicianaliz: çözümlemeanalizant: çözümlenen (kişi)analizör: çözümleyici
analjezi: ağrıdindirme,ağrıkesimi
analjezik: ağrıkesicianalog: benzeşik; işlevdeşanaloji: benzeşim; işlevdeşlikanamnestik: öyküsel;
anımsayıcıanamnez: öykü; anımsamaanastomoz: ağızlaş(tır)maanazarka: genel ödemandrofobi: erkek ürküsü,
erkek korkusuanekdot: öykücük, kısa öyküanekdotal: anısalanemi: kansızlık anemik: kansızanensefali: beyin yokluğuanensefalik: beyinsizanerji: duyarsızlık anerjik: duyarsızanestetik, anestezik: duyum
yokluğu; duyumsuzlaştırıcıanestezi: duyumyitimianestezist, anestezi(y)olog:
anestezi uzmanıanevrizma:
balonlaşma,torbalaşımangina, anjina (pektoris) :
göğüs ağrısıanhidre, anhidröz: susuzanhidroz(is): terlememeanimasyon: canlandırmaanizokori: gözbebeği
eşitsizliğianizositoz: hücre eşitsizliği,
göze eşitsizliğianji(y)ogenez: damarlanmaanji(y)oplasti: damar onarımıanji(y)ospazm: damar
kasılımıankiloz: kaynaşım, eklem
kaynaşımı ankilozan: kaynaşım yapan,
kaynaşımlı, kaynaşık
14
Türkçe Tıp Dili Kılavuzu
anksiyete: endişe, kaygı, tasa, içsıkıntısı
anoksemi: kan oksijensizliği anoksi: oksijensizlik anomali: bozuklukanopsi: görmezlikanoreksi : yeme isteksizliği,
iştahsızlıkanormal: olağandışıanormallik: olağandışılık,
sapkınlık anosmi: kokualmazlık ans: kangal, kıvrımantagonist: karşıgelen,
karşıtetkinantagonize etmek: karşı
gelmek, karşıt etkimekantagonizm: karşıtetkinlik
ante-: … öncesi, öneante(ro)grad: öne doğruantefleksiyon: öne bükülümantemortem: ölüm öncesiantenatal: doğum öncesiantepartum: doğurma öncesianterior: önantero-inferior: ön-altantero-interior: ön-içantero-lateral: ön-yanantero-median: ön-ortaantero-posterior: ön-arkaantero-superior: ön-üstanteversiyon: öne dönüklükantevert: önedönükanti-: karşıt-, ...
karşıtı, ...giderici, ... önleyiciantiaging, anti-aging: genç
kalma, yaşlanmayı önleme; yaşlanmayı önleyici
antialerjik: duyarca önleyici, duyarca giderici
antidepresan: çökkünlük giderici
antidiüretik: idrar kesici
antidiyabetik: şeker düşürücüantidot(e): panzehirantiemetik: kusma önleyiciantienfeksiyöz, antienfektif:
bulaş önleyici, bulaş gidericianti-enflamatuvar: yangı
gidericiantiflojistik: yangı giderici antifungal: mantar giderici,
mantar karşıtıantihelmintik: solucankıran,
solucan gidericiantihemorajik: kanama
kesici, kanama önleyiciantihipertansif: kan basıncı
düşürücüantijenite: antikoagülan: pıhtı önleyici,
pıhtı çözücüantikodon: karşıtşifreantikonsepsiyonel: gebelik
önleyiciantikonvülzif: nöbet önleyiciantimalarial: sıtma ilacıantimikotik: mantar ilacı,
mantar karşıtı antineoplastik: kanser ilacıantinevraljik: sinir ağrısı
dindirici antiparaziter: asalak ilacı,
asalak karşıtıantipiretik: ateş düşürücüantiproliferatif: çoğalım
önleyiciantiprüritik: kaşıntı gidericiantisekretuvar: salgı önleyici antisepsi: arıtım, bulaş
giderici antiseptik: arıtkan, bulaş
giderenantispazmodik: kasılım
çözücüantistres: gerilim giderici,
gerilim önleyici
15
Türkçe Tıp Dili Kılavuzu
antite: özgün durumantite morbid: hastalıklı
özgün durum antitermik: ısı düşürücü,
sıcaklık düşürücüantitussif: öksürük kesici,
öksürük önleyiciantivertijinöz: baş dönmesi
önleyiciantraks: şarbonantrakt: ara
antropoloji: insanbilimantropometri: insanölçümantropometrik:
insanölçümselantrum: boşluk, oyukanulus: halka, halkacıkanüri: idrar yokluğuanüs: makatanyonik gap: anyon açığıaort stenozu: aort darlığı aort(a): ana atardamar ap(p)roaç: yaklaşımap(p)rove etmek: onaylamakap(p)rove(d): onaylıaparat, aparey: aygıt;
düzenekapatetik: duygusuz, duyarsız,
kayıtsızapati: kayıtsızlık, aldırmazlıkapatik: kayıtsız, aldırmaz apeks: tepe apeni: penis yokluğuapikal: tepe(ye ait)aplastik: gelişimsizaplazi: gelişmezlik,
gelişimsizlikaplikasyon: uygulamaaplikatör: uygulayıcıapne: soluk kesilmesiapofiz: kemikbaşı,
kemiksivrimiapolar: kutupsuz
apoptoz(is): hücre ölümüapraksi: işlevyitimi apropriate: uygunapse: irin birikimi aranjman: düzenleme; diziliş,
dizilim argüman: tartışma; savaritmi: atım düzensizliği
ark(us): kemer, yayarkus aorta: ana atardamar
kemeriaroma: hoş kokuaromatik: hoş kokuluarray: dizilimarrest: durmaarşiv: belgelik, kayıtlıkartefakt: artık, kalıntı;
anlamsız yapay değişiklikarter: atardamar arter(iy)oskleroz: damar
sertliğiarteriyel: atardamar(la ilgili)arteriyol: atardamarcıkarteriyovenöz: atar-
toplardamar(la ilgili)artifisyel: yapayartikülasyon: boğumlanma,
eklemlenmeartiküler: eklem(le ilgili)artistik: sanatsal artralji: eklem ağrısıartrodez: eklem dondurmaartrodini: eklem ağrısıartropati: eklem hastalığı artroplasti: eklem onarımıartropod: eklembacaklıartrotomi: eklem açımıas(c)it(es), assit: karında sıvı
birikimias(s)ay, es(s)ey: deneme;
çözümleme, inceleme; yöntem
as(s)endan: çıkan, çıkıcı
16
Türkçe Tıp Dili Kılavuzu
as(s)ortment: karışım, sınıflandırma
as(s)osi(y)asyon: ilişki; birliktelik; birlik
as(s)osiye olan: eşlik eden, birlikte olan
aseksüel: eşeysizaselüler: hücresiz, gözesizasemptomatik: belirtisizasepsi: arındırma, bulaşsızlık aseptik: arınık, bulaşsızasidifikasyon: asitleştirme,
asitleşmeasidite: asitlik asidorezistan: aside dirençliasimetrik: bakışımsız asimilasyon: özümleme;
sindirmeasiniform : keseciksiasinus: kesecik asistan: araştırma görevlisi;
yardımcıasitfast: aside dirençli asit-proof: aside dirençliaspirasyon: emerek çekme aspiratör: emçek, emeç,
emmeçaspire etmek: emerek
çekmekastazi: ayakta duramamaasteni: güçyitimi astenik: güçten düşmüşat(t)enüasyon:
güçsüzleştirme, güçyitirim, zayıflatma, azaltma
at(t)enüe: güçsüzleştirilmiş, zayıflatılmış, azaltılmış
at(t)itüd(e): tutumatak: nöbet, alevlenme; saldırıatake etmek: hastalandırmak,
tutmakataksi: dengesizlikataksik: dengesiz ateist: Tanrıtanımaz
ateizm: Tanrıtanımazlıkateroskleroz: damar sertliği atipik: olağandışı, örnekdışı,
kuraldışıatoksik: zehirsizatoni: gergiyitimi atonik: gevşek, gergisizatrezi: deliksizlik, kapalılıkatrezik: deliksiz, kapalıatri(y)al: kulakçık(la ilgili)atri(y)um: kulakçıkatrofi: körelimatrofik, atrofiye: körelmiş atuşman: sıvamaaudit: dinleyicilerauditor: işitsel augmentasyon: büyütme;
güçlendirme augmente: güçlenmişavailibilite: yararlanım;
uygunlukavantaj: üstünlük, yararavasküler: damarsız avidite: isteklilikavitaminoz: vitamin eksikliğiavülsiyon: kopmaaylıtsel, islet cell: adacık
gözesi, adacık hücresi
Bbackground: altyapı; artalanbakteri(y)ostatik: bakteri
durdurucu bakterisid(al): bakteri
öldürücübalans: dengebalans point: denge noktasıbandaj: sargıbant: sargı; şeritbar: çubuk; bar (havabasıncı
ölçüsü)bariyer: engel
17
Türkçe Tıp Dili Kılavuzu
baseline: anahat, temel; taban çizgisi
basis: temel, taban, altyüzbatın: karınbattered child: dövülmüş
çocuk, hırpalanmış çocukbaypas, bypass: köprüleme,
aşırtma, yangeçit; yangeçişbaz eksesi (BE): baz çokluğu,
baz fazlalığıbaz(al): temel; altbeam: demetbenign: iyicil, iyi huylubi(y)oavai(li)bilite:
biyoyararlanımbi(y)opsi: doku örneği; doku
örneklemesibi(y)oşimik: biyokimyasalbias: yan tutma, yanlılık,
kayırmabidistile: ikildamıtık bifazik: ikievreli bifid: ayrık, çatallı, yarıkbifokal: ikiodaklıbifürkasyo(n): çatallanım,
çatallanma bigemine: eş; çift; ikizbihevyor: davranışbihevyoral: davranışsalbiküspit: ikili kapakçıkbilateral: ikiyanlı, ikitaraflıbiliyer: safra(yla ilgili), öd(le
ilgili)bimanuel: ikielle, çiftellebimodal: ikitepelibinoküler: ikibakarlıbipartit(e): ikiparçalıbipedal: ikiayaklı bipolar: ikikutuplubiseksüel: ikieşeyli; iki cinse
yönelimlibistüri: bıçak bivalan: ikideğerli, ikideğerliklibiyoloji: dirimbilim
biyosid(al): canlı öldürücübiyotransformasyon: -blast: -göze(si) öncüsüblender: karıştırıcıblister: kabarcık; uçuk;
basçıkar (ilaç)blok: engel; durma; binablokaj: durdurma; tıkanma,
tıkanıklıkbloke etmek: durdurmakbloker, blokör: durdurucu;
engelleyicibody: cisim, cisimcik; bedenbody mass indeks: beden
kütlesi göstergesi bold: koyubolus: birden vermebooster: pekiştiriciborderline: sınır, sınırda-born(e): … kaynaklıbrace: destekbradi-: yavaş(lama)braki-: kısabranş: dalbreakthrough: araya girenbreath-hold(ing): soluk
tutmalıbreys (brace): destek bridging: köprüleşme;
köprülemebrit: yapışıklıkbronkografi: solunumağacı
filmibuffy-coat: kıryaybuji: dalmaçbukkal: yanak içi(yle ilgili)bulb(us): yuvarbulbus okuli: gözyuvarı,
gözküresi buldging: şişkinlik, çıkıntıbuluğ (çağı): ergenlikbulyon, buyyon: etsuyubursa: kese, torbabuşon: tıkaç
18
Türkçe Tıp Dili Kılavuzu
buton: düğmebünye: beden yapısıbypass: köprüleme, aşırtma,
yangeçit; yangeçişby-product: yanürün
Cc/s (sezaryen): açımlı
doğurtmacapture, kepçır: tutma,
yakalamacatch up growth: yakalama
büyümesicaucasian: beyaz ırktancevap profili: yanıt biçimicevher: öz; özdekchamber: oda; kutu; odacıkchapter: bölümcheck-list: denetim çizelgesicherry red: kiraz kırmızısıchild resistant: çocuk
korumalıcihaz: aygıtclubfoot: yumruayak coefficient: katsayı coil: sargıcoin lesion: comet tail: kuyrukluyıldızcompound: bileşikcost-effective: eder-etkincounter: sayaçcrossbreed(ing): kırmalama,
melezlemeC/S, sezaryen sekşın: açımlı
doğurtmaCT, kompüterize tomografi:
BT, bilgisayarlı kesitçekim (tomografi)
curriculum vitae (CV): özgeçmiş
curve: eğri
curvilinear: eğriçizgisel, eğrisel
cut down: damaraçımı cut-off: sınırdeğer, ayrım
değeri
Ççek (check) etmek :
yoklamak çekap (check-up): sağlık
yoklamasıçekum: körbağırsak
Dd(ı)rastik: zorlayıcı, şiddetlid(i)ren: akıtaçd(i)renaj: akıtımdaltonizm: renk körlüğüdansi(to)metre:
yoğunlukölçerdansite: yoğunluk; (filmde)
koyulukdata: veriDC, direkt akım: doğru akımdebi: akım hacmi, akım
oylumudebil: bitkin, halsiz, güçsüz debilitan: bitkinleştirici,
güçsüzleştiricidebilite: bitkinlik, halsizlik,
güçsüzlükdebridman: yara temizliği,
yara kazımasıdebulking: kitle azaltıcı,
hacim azaltıcıdedektör: saptayıcıdediferansi(y)asyon:
ayrımlaşma yitimide fakto: edimli, edimli olarakdefans: savunma defekasyon: dışkılama
19
Türkçe Tıp Dili Kılavuzu
defekt: kusur, bozukluk, eksiklik
defektif: kusurlu, bozuk, eksik defeyans: bayılma, baygınlık deficiency : eksiklikdeficient : eksikdefisit: açıkdeflorasyon: kızlık bozma deformasyon: biçim
bozukluğu, biçimini bozmakdeforme: bozuk biçimli,
biçimsizdeformite: biçim bozukluğudegradasyon: yıkım,
parçalanmadegranülasyon: tanecik
boşalımıdejavu: görmüşgibilik,
yaşanmışlık duygusu dejenerasyon: yozlaşma,
bozulmadejeneratif: yozlaştırıcı,
bozucudejenere: yoz, yozlaşmışdekad, dekat: onyıldekalsifikasyon:
kireçsizleşme, kireçsizleştirme
dekapitasyon: başı ayırmakdekolman: ayrılmadekolorasyon: renksizleşmedekompansasyon :
dengelenememe, telafi edilememe, yetmezlik
dekompanse: dengelenememiş, telafi edilememiş, yetmez
dekompoze olmak: ayrışmak, parçalanmak
dekompozisyon: ayrışım, parçalanma
dekompresyon: bası kaldırma, basıdan kurtulma; basınç kaldırma
dekonjestan: kandolum giderici, göllenme giderici
dekonjesyone etmek: kandolum gidermek, göllenmeyi gidermek
dekstroz, glikoz, glukoz: üzüm şekeri,
dekübit(us): yatar durumdadekübit(us) ülseri: yatak
yarasıdelesyon: kayıp; silme,
çıkarmadelüzyon: yanılsamadem(i)yelinizan:miyelinsizleşt
iricidemans: bunama demarkasyon: sınırdemarke: sınırlı, ayrıkdemineralizasyon:
mineralsizleş(tir)medemografi: nüfusbilimdemonstrasyon: görsel
anlatım; gösteri; göstermedemonstratif: demulsan, demulsent:
yatıştırıcı, dindirici; örtücü (ilaç)
denatürasyon: bozunma, bozulma
denatüre: bozunmuş, bozulmuş
dendrit: dallantıdenervasyon:
sinirsizleş(tir)medenovo, de novo: yeni; kendi
olarak; kendiliğinden;dental: diş(le ilgili)dentist: diş hekimi deontoloji: davranış kuralları
bilimidepartman: bölümdepersonalizasyon:
kimliksizleşmedepigmentasyon: renkyitimi
20
Türkçe Tıp Dili Kılavuzu
depilasyon: kılsızlaştırmadepilatör: kıldökücü; kılsökücüdeplase etmek: yer
değiştirtmekdeplase olmak: yer
değiştirmekdeplesyon: boşalma, tükenmedepo: uzun salımlı (ilaç);
ambar; yığım depolama: yığmadepozit: birikinti, çökelti,
kalıntı depres(s)an, depresif:
çökkün; baskılayıcı, çökkünleştirici
depresyon: çökkünlük, çökme, çöküntü; baskılanma
deprivasyon : yoksunlukderealizasyon: gerçeklik
yitimi derepres(s)e: baskıdan
kurtulmuşderepresyon: baskının
kalkmasıderivasyon: türev, türeme,
türetme, köken derivatif, derive: türev,
türemiş derma-, dermato, dermo-:
deri(yle ilgili)dermabrazyon: deri kazımadermal, dermatik: deri(yle
ilgili)dermatoglifiks: deri çizgileri;
deriçizgibilimdermatolog: deri hastalıkları
uzmanıdermatoloji: deri hastalıkları
bilimidermatolojik: deri
hastalıkları(yla ilgili)dermatom: duyu alanıdermatoz: deri hastalığıdermis: altderi
dermoaktif: deriyi etkileyen dermoid: derimsiderogasyon: ayrıklıkdeselerasyon: yavaşlamadesendan: inen, inicidesensitizasyon:
duyarsızlaşma, duyarsızlaştırma
desensus: iniş desikant: kurututan, nem alıcıdesikasyon: kurututmadesikatör: kurututucudesk: masadeskalasyon: azalımdeskuamasyon: kepeklenme,
kavlama, soyulmadeskuamatif: kepeklenen, pul
pul dökülendestrüksiyon: yıkım destrüktif: yıkıcıdeşarj: boşalımdeşarj olmak: boşalmak
detachment: (yerinden) ayrılma
detay: ayrıntıdeteri(y)asyon:
gerileme,bozulmadeterminan(t): belirleyen,
belirleyicideterminasyon: belirlenim;
belirleme, belirleyicilikdetermine: belirlenmiş, belirlidetermine etmek: belirlemekdetoksifikasyon:
zehirsizleştirme detrusör: (aşağı, dışa) itici,
itkendevaskülarizasyon:
damarsızlaştırmadeveloper: geliştiricidevelopment: gelişimdevelopmental: gelişimseldevi(y)asyon: sapma, eğrilme
21
Türkçe Tıp Dili Kılavuzu
devitalizasyon: öldürme, cansızlaştırma; duyarsızlaştırma
devolüsyon: gerileme, bozulma
dezavantaj: engel, yararsızlık, kazançsızlık
dezenfeksiyon: bulaşsızlaştırma
dezenfektan: bulaşımkırandezenfekte etmek:
bulaşsızlaştırmak dezoryantasyon: yönelim
bozukluğudi-: iki, çiftdi(y)abet: şeker hastalığıdi(y)abetik: şeker
hastalığı(yla ilgili), şeker hastası
di(y)aforetik: terletici; terleme(yle ilgili)
di(y)aforez: terleme
di(y)afram: böleç, zardi(y)agnostik: tanısal; tanı
koydurucudi(y)agnoz: tanıdi(y)agonal: verev, köşegendi(y)agram: çizenekdi(y)alektik: eytişimdi(y)aliz: süzme, süzülmedi(y)alizat: süzüntüdi(y)alizör: süzücüdi(y)alog: ikili konuşmadi(y)apazon: ses çatalı di(y)apedez: sızma,
yuvargöçüdi(y)aper: arabezidi(y)aper rash: pişikdi(y)are: ishal, sürgün di(y)astol: gevşemdi(y)atermi: ısı sağaltımı di(y)atez: yatkınlık di(y)et: besidüzeni, beslenme
di(y)etetik: besinbilim, besinbilim(le ilgili)
di(y)etisyen: beslenme uzmanı
dia: saydam (resim)dia-: içinden, arasındandifazik: ikievrelidiferansiyasyon: ayrımlaşma,
farklılaşma diferansiye: ayrımlaşmış,
farklılaşmışdifferansiyel di(y)agnoz:
ayırıcı tanıdiffüz: yaygındiffüzyon: geçişdifraksiyon: kırınımdifteri: kuşpalazıdigenetik: ikiüremlidigestif: sindirim(le ilgili),
sindiricidijital: parmak(la ilgili); sayısaldikaryotik: iki çekirdekli dilatasyon: genişleme dilate: genişlemişdilate etmek: genişletmek dilüe: seyreltik, seyreltilmişdilüe etmek : seyreltmek,
yoğunluğunu azaltmak dilüent: seyrelticidilüsyon: seyreltmedimpl(e): çukurcuk, gamze dinamik: devingendiplo-: çift, ikidiploid: çift takımlı diplopi: çiftgörmedipolar: iki kutupludireksiyonel: yönlendirilmiş direkt: doğrudan, düzdirektif: buyruk, emirdirektör: yönetmen, yöneticidis-: bozuk, kötü, güçdis(s)eke etmek: keserek
ayırmak dis(s)emine: yaygın, yayılmış
22
Türkçe Tıp Dili Kılavuzu
dis(s)olüsyon: çözünmedis(s)osi(y)asyon: ayrışım,
ayrışma, ayrıştırma discharge, disçarç: atma,
atık, akıntıdisekilibri(y)um: dengesizlik,
eşitsizlik diseksiyon: kesip ayırmadisfaji: yutma güçlüğüdisfoni: konuşma güçlüğüdisfonksiyon: işlev bozukluğudisfonksiyonel: işlevsel
olmayandisfori: rahatsızlık duygusudisinformasyon: yanlış
bilgilendirmedisintegrasyon: parçalanma,
dağılmadisiplin: bilim dalı; bilgidiskaşın, discussion:
tartışmadisket: diskinezi: devinim bozukluğudiskontinyus: kesiklidiskordans: benzeşmezlik,
uyumsuzlukdiskordant: benzeşmez,
uyumsuzdiskrazi: bozuklukdiskriminasyon : ayırım,
ayırma yetisi, ayrımcılıkdisleksi: anlaşılır okuyamamadislokasyon: çıkık dismatür(e): yoz gelişimdismenore: ağrılı aybaşıdismorfizm: biçim bozukluğudisorder: bozukluk, hastalık,
düzensizlikdisosiasyon: ayrışma disosiye: ayrışmış, ayrıdispanser: dispensır: dağıtıcıdispepsi: sindirim güçlüğü,
hazımsızlık
dispers(e): dağılmışdispersif: dağınıkdispersiyon: saçılma, dağılmadisplastik, displazik: bozuk
gelişmişdisplazi: gelişim bozukluğudispne: solunum güçlüğüdispozabl(e): kullanatdisproporsiyone(l): orantısızdisregülasyon: düzeni bozma;
düzensizlik, düzen bozukluğu
distribüsyon: dağılım, dağıtımdistribütör: dağıtıcıdisritmi: atım düzensizliğidistal: (merkezden) uzak, uçdistandü: gergindistansiyon: gerginlikdistilasyon: damıtım,
damıtma distile: damıtık, damıtılmış distile etmek: damıtmakdistimi: zihinsel çökkünlük,
akıl durgunluğudistoni: gergi bozukluğudistorsiyon : biçimsel
bozulma; burkulma; çarpıtma
distosi: güç doğumdistres: sıkıntı, zorlukdistribüsyon: dağılım, dağıtım distribütör: dağıtımcıdistrofi : yozlaşım; yoz oluşumdiüretik: idrar artırıcı, idrar
söktürücüdiürez: işeme, idrar atımıdiürnal: günlük; gündüz(le
ilgili)divalan: iki değerlidiverjans: ıraksama,
uzaklaşmadiversite: çeşitlilik, başkalık,
ayrım, fark
23
Türkçe Tıp Dili Kılavuzu
divertikül: köruzantı, körçıkıntı, çıkmaz
divizyon: bölünme; bölümdiz(z)ines(s): baş dönmesi,
sersemlikdizanteri: kanlı ishaldizayn: tasarımdizayn(e) etmek: tasarlamakdizüri: ağrılı (yanmalı) işemedoktor: hekim doktrin: öğretidoliko-: uzundolikoektazik: uzamış ve
genişlemişdomain: bölgedomene: almaç bölgesidomestik: evcildominan(t): baskın, başatdominans: baskınlık, başatlıkdone: veridonör: vericidoping: uyarma, uyarıcıdorman(t): uyuyandorsal: sırt(la ilgili), arka(yla
ilgili)dorsifleksiyon: geriye bükmedorso-lomber: sırt-bel(le ilgili)dorsum: sırt, arkadot blot: nokta emdirimi double bubble: çift kabarcıkdouble-blind: çift kördown-regülasyon:
altayarlanım, düşürerek düzenleme
doz: verit, ölçüdozaj: kullanım ölçüsü, düzemdoze etmek: ölçüsünü
ayarlamakdozimetre: ışınölçerdöküman: belgedökümantasyon: belgelemedraft: taslakdramatik: çarpıcıdrift: sürüklenme
drog: ilaçdromedary sign: hörgüç
bulgusudual: ikilidualist: duble: çift, iki kez, iki katduktuler: borusal, boru(yla
ilgili)duktuli: borucukduktus: boru dumping: hızlı emilim duodenal: onikiparmak
bağırsağı(yla ilgili)duodenum: onikiparmak
bağırsağıduoterapi: ikili sağaltımduplikasyon: ikilenmeduraplasti: dura onarımıduş: (iç organları)
yıkama,yıkanmadwarf: cüce dwarfism: cücelik
Eeau: suedisyon: basımeditör: yayın yönetmeni,
yaymaneditöryal: başyazıef(f)ektör: etkileyenef(f)erent: götüren ef(f)üzyon: sıvı (birikimi)efekt: etkiefektif: etkin, etkiliefervesan: köpüren,
kaynayan, kabaran efficacy,: etkinlikeflüks, efflux: dışatımefor: çabaego: ben, benlikegzajerasyon: abartıegzajere: abartılı
24
Türkçe Tıp Dili Kılavuzu
egzajere etmek: abartmakegzama: mayasılegzersiz: alıştırma; çalışmaejeksiyon: fışkırmaejekülasyon: boşalım,
belgelmesi ejekülat: meni, belsuyuekarte etmek: dışlamakekartör: ayırgaçekilibrium: dengeekimotik: morarmışekimoz: (deride) morartı,
göğerti ekip: takımekipman: donanım, araç-gereçekivalan: eşdeğereklampsi: eko: yankıekojen: yankı verenekojenite: yankısallıkekol: çığır, okulekoloji: çevrebilimeks olmak: ölmekeksantem: deri döküntüsüeksantematöz: döküntülü
(deride)eksazerbasyon: azma,
alevlenmeekses, excess: çokluk, fazlalıkeksesif: aşırıeksfol(i)(y)atif: pullanımlı,
dökülen, soyulgan eksfoli(y)asyon: pullanma,
dökülme, soyulmaekshalasyon: solukverim,
soluk vermeeksibisyon: sergi, sergilemeeksipiyan: sıvağ, dolgu
özdeği, dolgu maddesieksitabilite: uyarılganlık,
uyarılabilirlikeksitabl(e): uyarılgan,
uyarılabilireksitasyon: uyarma, uyarılma
eksitatör: uyarıcıeksite etmek: uyarmak eksize etmek: kesip çıkarmakeksizyon: kesip çıkarmaeksklüzif: özeleksklüzyon: dışlamaekskori(y)asyon: deriyi
sıyırmaekskresyon: atılım, boşaltım;
atık, boşaltıeksojen: dışsal, dışkaynaklıeksotermik: ısıverenekspanse olmak: genişlemek,
genleşmekekspansiyon: genişleme,
genleşmeekspektoran: balgam
söktürücüekspektorasyon: balgam
çıkarmaeksper: uzmaneksperiment: deneyeksperimental: denel,
deneyseleksperimentasyon: deney
yapma; deneyimekspir(i)yum: solukverimekspirasyon: solukverim,
soluk verme; sonlanmaeksplorasyon: açıp incelemeeksplore etmek: açıp
incelemek eksplosif: patlayıcıekspojur: karşılaşma, maruz
kalmaekspresyon: sergileme;
anlatım; dışavurumekspulsiyon: dışarı itme
ekstansiyon: genişleme; açılma
ekstansör: açan, gerenekstensif: yaygın, uzanımlıeksternal: dışsal, dış(la ilgili)
25
Türkçe Tıp Dili Kılavuzu
eksterne etmek: taburcu etmek, hastaneden çıkarmak
ekstirpasyon: tümüyle çıkarma
ekstra: artık, ek, fazladanekstra-: -dışıekstraksiyon: çekip çıkarma;
öz eldelemeekstrapolasyon: bilinene
dayanan öngörüekstrasel(l)üler: hücredışı,
gözedışı ekstravazasyon: damar
dışına sızmaekstraversiyon: dışadönüklükekstravert: dışadönükekstre: öz, özütekstrem: aşırı, uç, en uçta, en
kenardaekstremite: kol veya bacakekstrensek, ekstrinsik:
dışsal, dış, dıştanekstripiye etmek: tümüyle
çıkarmakekstrofi: içi dışına dönme,
tersyüz olmaekstrude etmek: dışarı atmakeksüda: yangı sıvısıeksüdasyon: sızım, yangı
sıvısı sızımı eksüdatif: sızımlı-ektazi: … genişlemesi ektazi: genişlemeekto-: dış-, dış(la ilgili)ektoderm: dışderi; dıştabaka,
dışyaprak-ektomi: … alım(ı), …
çıkarım(ı) ektopi: yerdışılık (organ)ektopik: yerdışı (organ)ektropion: dışa katlanım
(gözkapağında) ekzantem: deri döküntüsü
ekzanterasyon: çıkarma (çevresiyle birlikte)
ekzantrik: ayrıksı, sıradışı, alışılmadık
ekzo-: dış-, dış(la ilgili)ekzofitik: dışa büyüyenekzoftalmi: ekzojen: dışsal, dış kaynaklıekzokrin: dışsalgıekzositoz: göze dışına çıkma;
çıkıntı (kemikte)ekzoterik: dışsal; dış kaynaklıekzotoksin: dışzehir, dışağıelastik: esnekelastikiyet, elastisite:
esneklikelektif: seçici, seçmeli;
(zamanı) isteğe bağlıelektro-: elektrik(le ilgili),
akım(la ilgili)eleman: öge, unsur; çalışanelementer: temelelevasyon: yükselme,
yükseltmeeleve: yükselmişeliksir: sıvı ilaçeliminasyon: atılma,
uzaklaştırmaelimine etmek: atmak,
uzaklaştırmakelit: seçkinelongasyon: uzama, uzantıelonge: uzamışelüsyon: yıkayarak ayırmae-mail: e-mektup emaskulasyon: hadım etmeemboli: damar tıkacı; damar
tıkanması embriyo(n): dölet, öndölütemergency: acilemeritus: emekliemetik: kusturucuemezis: kusma
26
Türkçe Tıp Dili Kılavuzu
emisyon: dışa verme, akıntı (belsuyu)
emol(i)(y)ant: (deriyi) yumuşatıcı; yatıştırıcı
emosyonel: duygusal; dokunaklı; duyarlı
empati: gönüldeşlik, başkasının duygularını duyumsayabilme
empirik, ampirik: deneyimsel, deneyime dayalı
emplant: içek, ekemplantasyon: içeyerleşim,
içeyerleştirim, çimlenmeempotans: (cinsel) güçsüzlük empoze etmek:
benimsetmek, kabul ettirmek
emülsiyon: sıvı asıltı; sıvı karışım (birbiriyle birleşmeyen)
en bloc, en blok: bütün olarak
enamel: diş minesienantem: döküntü
(mukozada) enantematöz: döküntülü
(mukoza)end-: son-, uç-end(-)point: sonnoktaendemi: yerel ve her zaman
görülen (hastalık)endemik: yerel, yerleşik endikasyon: kullanım alanı,
iyigelirlik; gerekirlikendike: iyi gelenendike olmak: iyi gelmek;
gerekmekendo-: iç-, iç(le ilgili)endoderm: içderi; içtabaka,
içyaprakendojen: içsel, iç kaynaklıendokrin: içsalgı
endokrinoloji: içsalgıbilimendokrinolojik: içsalgıbilim(le
ilgili)endotermik: ısıalanendotoksin : içtoksin, içzehir,
içağıendüklemek: başlatmak endüksiyon: başlatma endürasyon: sertleşme,
sertleşim, sertlik enema: lavman, yıkamaenfeksiyon: bulaş, bulaşımenfeksiyöz: bulaşıcı, bulaşlıenfekte: bulaşlı, bulaşmışenfekte olmak: (enfeksiyon
etkeni) bulaşmak enflamasyon: yangıenflamatuvar: yangılıenformasyon: bilgienhancement, enhansment:
güçlenmeenjeksiyon: iğne yapma enjektabl(e) : iğneyle
verilmeye elverişli enjekte etmek: iğneyle
vermek enjektör: İğne, şırınga enkoding: şifreleme enkontinans: tutamama,
kaçırmaenkübatör: kuluçkalık; küvöz ensektisid: böcek öldürücüensest: ensidans: sıklıkenstitü: kurum; eğitim kurumuenstrüman: aygıtensüflasyon: üflemeentegre: bütünleşmiş entel(l)ektüel: aydınentemoloji: böcekbilimenter: girmeenter(o)-: bağırsak-,
bağırsak(la ilgili); -arası
27
Türkçe Tıp Dili Kılavuzu
enteral, enterik: bağırsak yoluyla, bağırsak(la ilgili)
enteresan: ilginçenterese etmek:
ilgilendirmekenterik coated: bağırsakta
açılanentermitan : aralıklı, durup
başlayan, yitip belirenenternasyonal: uluslararasıentoksikasyon: zehirlenmeentomoloji: böcekbilimentrensek: içsel, iç kaynaklıentropi(y)on: içekatlanım
(gözkapağında)entrovert: içedönükentübasyon: borulamaentübe: borulanmış, boru
takılmışentübe etmek: boru takmakentüisyon: sezgi, sezientüitif: sezgisel, sezilienükleasyon: bütünüyle
çıkarma (çevre dokudan soyularak); çekirdeksizleştirme
enürez(is): idrar kaçırmaenürezis noktürna: gece
işemesi, yatak ıslatmaenvelop: kılıfenvolüsyon: normale dönme;
gerileme (işlevsel ve fiziksel)
epanşman: sıvı toplanması, sıvı
epi-: üst-, üzerinde, üstündeepidemi: salgın epidemik: salgın(la ilgili)epidemiyoloji: sağlık
araştırma yöntembilimepiderm(is): üstderiepidermal: deridenepidural: duraüstü epifiz: kemikucu
epifora: göz yaşarmasıepigastri(y)um: orta üstkarınepikriz: çıkış özeti, dosya özetiepilasyon: kılsızlaştırmaepilatör: kıldökücü; kıl sökücüepilepsi: saraepileptiform: nöbetler halindeepileptojen: nöbet oluşturanepiploik: karınzarı(yla ilgili),
omentum(la ilgili)epistaksis: burun kanaması epitelizan: epitel oluşturucu epizyo-: vulva(yla ilgili)epizyotomi: vulvakesisieradikasyon: yokedimereksiyon: dikleşme;
sertleşmeerektör: diktutan, kaldıranergonomik: işbilim;eritem: kızartı eritematö(z): kızarıkeritroblast: önalyuvar,
öncülalyuvareritropo(i)etik: alyuvar
yapımı(yla ilgili)eritropo(i)ez: alyuvar yapımıeritrosit: alyuvarerizipel: yılancıkerode etmek: aşındırmakerozyon: aşınma, aşındırmaerror: hataerüpsiyon: döküntü; diş
çıkması es(s)ay: deneme, deney;
ölçmeesans: koku, koku özüesansiyel: temel; nedeni
bilinmeyenescape: sızıntı; kaçak;
salıverilmeeskar, skar: yaraizi; nedbeestetik: estimate: ölçmek,
hesaplamak
28
Türkçe Tıp Dili Kılavuzu
et(i)yoloji: neden, nedenleret(i)yolojik: nedenseletap: aşamaetik: töre; törebilim; töreletimoloji: kökenbilimetnik: budunsaletüt: önçalışma; incelemeeu-: uygun; normal; gerçekeukaryot, ökaryot: gerçek
çekirdeklievakuasyon: boşaltmaevalüasyon: değerlendirmeevalüe etmek:
değerlendirmekevantrasyon: karın dışına
çıkma; yükselme (diyafram)evaporasyon: buharlaşma evaporatör : buharlaştırıcıeversiyon: dışa dönmeevidens, evidence: kanıteviserasyon: içini boşaltma;
dışarı çıkma (iç organ)evolüsyon: evrimexchange: değiştirmek,
değişim exchange transfüzyon: kan
değişimiexcimer:
Ff(u)ronkül: çıbanfagosit: yutargöze, yutarhücrefagosite etmek: yutmak fagosite olmak: yutulmakfagositoz: göze yutarlığı,
hücre yutarlığıfailure: yetmezlik; başarısızlıkfaj: bakteri virüsü fako-: gözmerceği(yle ilgili)faks: belgeç, belgegeçerfaktör: etmenfakültatif: uyumsal
falanks: parmak kemiğifals(e): yanlış; yalancıfamilya: ailefamilyal: aileselfan: hayran; pervanefanatik: bağnazfantazi: düşlemfantom: hayaletfarenks, farinks: boğaz,
yutakfaringeal: boğaz(la ilgili),
yutak(la ilgili) farma(ko)-: ilaç(la ilgili)farmakodinami: ilaçetkisifarmakodinamik :
ilaçetkisi(yle ilgili); ilaçetkibilim
farmakokinetik: ilaçyazgısı(yla) ilgili; ilaçyazgıbilim
farmakokinezi: ilaçyazgısıfarmakolog: ilaçbilim uzmanıfarmakoloji: ilaçbilimfarmakolojik: ilaçbilimsel,
ilaçbilim(le ilgili)farmakope: ilaç kılavuzu fas(i)yal: yüz(le ilgili); akzar(la
ilgili)faset: yüzeyfasil(it)atör: kolaylaştırıcıfasilitasyon: kolaylaştırmafasilite: kolaylık; fasya: akzarfatal: ölümcül, öldürücü,
ölüme yol açan fatalite: öldürücülük; ölümfatik: bitkin, bitkinlikfaz: evrefebril: ateşli feçes: dışkıfeedback: geribildirim;
geribeslemefeeding tüp: beslenme borusufekal: dışkısal
29
Türkçe Tıp Dili Kılavuzu
fekal oral yol: dışkı-ağız yolufellow: yandal araştırma
görevlisifemoral : uyluk(la ilgili),
uyluksalfemur: uylukkemiğifenestra: pencerefenomen: olağandışı veya
ilginç durum (kişi, olay) fenotip: dışyapı ferment: maya fermentasyon: mayalanmafertil: döllenebilen,
dölleyebilenfertilizasyon : döllenme,
döllemefetal, fötal: dölüt(le ilgili) fetid: kokuşukfetor: kötü kokufetus, fötus, fötüs: dölütfever: ateşfiber: lif, iplikfibril: lifçik, iplikçikfibröz: lifli, ipliksifield: alanfield of view: görüntü alanıfigür: şekil; rakamfigürasyon: biçimleme fihrist: içindekilerfiksasyon: saplantı; saplanma;
sabitleştirmefiksatif: sabitleştirici, sıkı
tutucu fikse etmek: sabitleştirmek;
kalıcılaştırmakfikse olmak: odaklanmak,
saplanıp kalmakfil(i)m: çok ince tabaka, zarfilament: iplik, telfilamentöz: ipliksifiliform: ipliksifilogenez: soyoluşfiltrasyon: süzme; süzülmefiltrat: süzüntü
filtre: süzgeç, süzekfilum: iplik; budunfilum terminale: uçiplikfimbri(y)a: saçak, saçaksı yapıfinal: sonfirst aid: ilkyardımfirst-pass: ilk geçişfissür: çatlak, yarıkfistül: akarcafitness: sağlıklılıkfizibilite: yapılabilirlikfizyoloji: işlevbilim fizyolojik: işlevbilimsel; doğal
işlevlifizyon: bölünme, çoğalma;
ayrılmafizyopatoloji:işlev bozukluk
bilimifizyoterapi: flagel(la), flajel(la): kamçıflakon: küçük şişeflank: böğürflash, flaş: ani ışık, parıltıflatter: salıncak; içyeliflatülans: içyeliflebo-: toplardamar(la ilgili)flebolit: toplardamar taşıflegmon: bağdoku yangısı fleksibilite : esneklikfleksibl(e): esnekfleksiyon: bükülüm, bükülme;
bükme; esnemefleksör: bükücü, eğicifleksura: dönemeç, dirsekflep: kapakflokülasyon: bulanıklaşma,
topaklanmaflora: biteyfloroskopi: ışınbakıflow: akım, akışflowmetre: akışölçerfluktuasyon: dalgalanım;
dalga duygusuflushing: ani kızarıklık
30
Türkçe Tıp Dili Kılavuzu
foam cell: köpük hücrefobi: ürkü -fobi: … ürküsüfokal: odaksal; yerelfokus: odak fol(l)ikül: kesecikfolio, folyo: yaprakfollow up: izlemfonasyon: ses çıkarmafonetik: konuşma(yla ilgili),
sesle ilgili; sesbilimfonksiyon: işlevfonksiyonel: işlevsel fontanel: bıngıldakfontikül: bıngıldakforamen: delik foregut: önbağırsakforensik: adliform, format: biçimformal: resmi; biçimselformasyon: biçimlenme;
oluşumformat: biçemforme: biçimli formüla: hazır mama, tecimsel
mamaformülasyon: biçimlendirmeformüle etmek:
biçimlendirmekformüleri: ilaç kılavuzuforniks: çıkmaz; kemer; tavanforse(d), force(d): zorlu,
zorlanmış forseps: doğumkaşığı; kaşık;
kıskaçfossa: çukur fotik stimülasyon: ışıluyarımfoto-: ışıl, ışık(la ilgili)fotodisintegrasyon:
ışılayrışım, ışıkbozunumfotofobi: ışık ürküsüfotokopi: tıpkıçekimfötal, fetal: dölüt(le ilgili) föy: kağıt, yaprak (kağıt)
fragman: parça; parçacıkfragmantasyon: parçalanmafragmante: parçalanmışfrajil: kırılgan, dirençsiz frajilite: kırılganlık, dirençsizlikfraksiyon: parça, bölüm,
kesim; bölüngüfraksiyone: parçalı, bölümlü;
parçalanmışfraktür: kırıkframe: çerçeveframe rate: çerçeve hızıfrekans: sıklık frenu(i)lum: bağcık, dizgincik,
gemcikfrijid: (cinsel yönden, eşeysel
yönden) soğukfrijidite: (cinsel, eşeysel)
soğuklukfriksiyon: sürtünme; sürtüşme frontal: alınsal, alın(la ilgili) frot(t)i: yaymafrotman: sürtünme sesifrozen: donmuş; dondurulmuşfrusturasyon: düş kırıklığıfull time: tamgünfulminan(t): (hızla) yayılan,
ilerleyen, kötüleşenfumigasyon: tütsülemefundemental: temelfundus: dipfungal: mantar(la ilgili)fungus: mantarfungusid: mantar öldürücüfuziform: iğsifüzyon: kaynaşma, kaynaşım
Ggaita, gayta: dışkıgal(l)o(p): dörtnalagal(l)o(p) ritmi: üçlü (dörtlü)
dizem
31
Türkçe Tıp Dili Kılavuzu
galaktografi: sütyolu filmigalaktore: süt akmasıgalaktosel: süt kistigalaktoşezi: süt durmasıgalea: miğfer, miğferimsigalea aponörotika: kafa
akzarı, miğferzargalvanik akım: doğru akım,
düz akımgamet: eşeygöze(si), eşey
hücre(si) gametogenez: eşey göze
(hücre) oluşumugangli(y)on: düğümgangren: kankırangantry: tarayıcıgap: aralık, açıklık, gedikgap junction: aralıklı birleşme
yerigargara: çalkalamagargoyman: gurultugarnitür: bezentigasping: soluğu kesilme,
güçlükle solumagastr(o)-, gastrik: mide(yle
ilgili)gastralji: mide ağrısı gastrektomi: mide çıkarımıgastrit: mide yangısıgastro(-)intestinal: mide-
bağırsak(la ilgili)gastro(-)intestinal sistem :
sindirim dizgesi, sindirim yolları
gastroenterolog: sindirimbilim uzmanı
gastroenteroloji: sindirimbilim
gastrointestinal trakt: sindirim dizgesi, sindirim yolları
gastroplasti: mide onarımıgastroskopi: mide bakısı gavaj: dalgılı besleme
gayd (guide): kılavuzgen: kalıttaşır, ırataşırgeneralize: yaygın, yayılmışgenerasyon: kuşak, göbekgenetik: kalıtbilim; kalıtsal-genez: ... oluşum(u) genital: cinsel, eşeysel,
üreme(yle ilgili)genitalia: cinsel organlar,
üreme organlarıgenito(-)üriner: üreme-
işeme(yle ilgili)genom: kalıtaygenotip: kalıtyapı, soyyapıgenotipik: kalıtyapısal,
soyyapısalgeri(y)atri: yaşlılık bilimi, yaşlı
hekimliğigerm: tohumgerontoloji: yaşlılık bilimigestasyon: gebelikgestasyonel: gebelik(le ilgili)gestasyonel yaş: gebelik yaşıgibosite: kamburlukgibus: kamburgigantik: aşırı iri, dev benzeri,
dızmangigantizm: aşırı irileşme,
devlik, dızmanlıkgingiva: dişetigirift: karmaşıkgirus, gyrus: kıvrım, beyin
kıvrımıglabella: alınçatı; kaşarasıgland(ula): bezglans: başglikotoksisite: şeker yan
etkisiglikoz, glukoz,dekstroz:
üzüm şekeri glob: yuvarglob vezikal(e): global: küreselgloballeşme: küreselleşme
32
Türkçe Tıp Dili Kılavuzu
globül: yuvar, yuvarcıkglobüler: yuvarımsıglokom: karasuglos(s)al, glos(s)o-: dil(le
ilgili) glutea, gluteus: kalça,
kabaetgluteal: kalça(yla ilgili)gode: çukurgoldstandart: temelölçütgonad: eşey bezi (yumurtalık,
erbezi)gonadal: eşey bezi(yle ilgili)gonore: belsoğukluğugossipiboma: dedikodu urugrade: aşama, derecegradient: eğim, eğilimgrading: aşamalandırma,
derecelemegradual: adım adım-graf: -yazar, -çizer-grafi: -yazım(ı), -çizim(-i), -
çekim(i)-gram: -yazı(sı), -çizim(i),
sayım(ı), -ölçüm(ü)grand: büyükgranül: tanecikgranülasyon dokusu: onarıcı
dokugranüle(r): tanecikligratis: bedelsizgravid: gebegravida(rum): gebelikgravite: yerçekimigref(t): yamagreftlemek: yama yapmak,
yamalamakgrid: ızgaragrip: sıkıca tutma; paçavra
hastalığıgroove: olukgros(s): büyük, kaba, görünürgros(s) total: görünümde tam
growth faktör: büyüme etmeni
grup: küme gudde: bezguide wire: kılavuztelguide, guideline: kılavuz guinea-pig: kobaygut: bağırsak; damla hastalığıguttat: benekligutter: oluk
Hh(i)yalin: camsıhabitat: doğal ortam; yaşama
alanıhabitüasyon: alışkanlıkhabitüel: yineleyenhabitüel abortus: yineleyen
düşükhafıza: bellekhair-on-end pattern: fırça
görünümühakimiyet: baskınlıkhal(l)üsinasyon: varsanı,
sanrıhal(l)üsinojen: varsanıya yol
açan, sanrıya yol açanhalf-life: yarılanma ömrühalo: aylahandbook: elkitabıhandikap: özür, özürlülük,
engelhandikaplı: özürlü, engellihaploid: tek takımlıharabiyet: yıkımhardcopy: basılı örnekhardware: donanımharmoni: uyum, ahenkhay fever : saman nezlesihaya: erbezihazard: tehlikehektik:
33
Türkçe Tıp Dili Kılavuzu
helical, heliks: sarmalhelmint: solucan helper, helpır: yardımcıhem(at)opo(i)etik: kan
yapıcı; kan oluşumu(yla ilgili)
hem(at)opo(i)ez: kan yapımı, kan oluşumu
hem-, hemato-, hemo-: kan(la ilgili)
hemaglütinasyon: kan kümeleşimi
hematemez: kankusmahematojen: kan yapıcı; kan
yoluylahematolog: kanbilim uzmanıhematoloji: kanbilimhematom: kantoplağıhematüri: kanişemehemi-: yarı, yarımhemianopsi: yarımgörmezlikhemipleji: yarıinmehemisfer: yarıkürehemodiyaliz: kansüzümhemogram: tam kansayımıhemolitik: kanyıkımlı;
kanyıkıcıhemolitik anemi: yıkımlı
kansızlıkhemoliz: kanyıkımıhemoptizi: kantükürmehemoraji: kanamahemorajik: kanamalı,
kanama(yla ilgili) hemositometre: kansayarhemostatik: kanama
durdurucuhemostaz: kanama durması;
kanın durmasıhemşire deski: hemşire
masasıhepat(o)-: karaciğer (ön ek)hepatik: karaciğer(le ilgili)hepatoloji: karaciğerbilim
hepatomegali: karaciğer büyümesi
hepatosit: karaciğer hücresihepatosplenomegali:
karaciğer-dalak büyümesihepatotoksik: karaciğere
zararlıherbisit: otkıranheredite: kalıtım, soyaçekimherediter : kalıtsalheritabilite: kalıtılabilirlikhermafrodi(ti)zm:
çifteşeylilik, erseliklik, erdişilik
hermafrodit: çifteşeyli, erselik, erdişi
herni: fıtıkhernie diskal(e): omurga
fıtığı, disk kaymasıherpes labialis: dudak uçuğuheterojen: çoktürelheterojenite: çoktürellikheteroseksüalite:
karşıcinsellikheteroseksüel: karşıcinselheterotopi: yerdışılık (doku)heterotopik: yerdışıl (doku)hi(y)atus: açıklık, yarıkhibernasyon: kış uykusuhibrid(iz)asyon: kırmalama,
melezlemehibrit: kırma, melezhidrofil(ik): suçeken,
nemçeken; susevenhidrofobi: su korkusu; su
çekmezlikhidrofobik: sudankorkan;
suçekmezhidroliz: suylayıkımhidroterapi: susağaltımıhidröz: sulu high resolution: yüksek
çözünürlük(lü)
34
Türkçe Tıp Dili Kılavuzu
hijyen: sağlıkbilgisi, sağlıkkoruma
hijyenik: sağlığa uygunhilus: göbek himen : kızlıkzarıhiper-: aşırı, yüksek, ...
üstündehiperaerasyon:
aşırıhavalanmahiperaktivite: aşırıdevinimhipereksitabilite:
aşırıuyarılganlıkhiperemez(is): aşırıkusmahiperemi: kızarıklık; kanartımıhiperestezi: aşırıduyumsarlıkhiperglisemi: yüksek kan
şekerihiperkinezi: aşırıdevinimhiperkrom(atik, ik):
koyuboyananhiperlipidemi: kan yağı
yüksekliğihipermetropi: yakıngörmezlikhipermotilite: aşırıdevinimhiperplazi: aşırıoluşum hiperrefleksi: aşırıtepkehipersekresyon :
aşırısalgı(lama)hiperselüler: artmışgözeli,
aşırıhücrelihipersensibilite:
aşırıduyar(lı)lıkhipersensitivite:
aşırıduyar(lı)lık hipertansiyon: yüksek kan
basıncı hipertermi: aşırısıcaklıkhipertoni: aşırıgergi; aşırı
yoğunlukhipertonik: aşırıyoğun;
aşırıgerginhipertonisite: aşırıyoğunlukhipertrikoz: aşırıkıllanmahipertrofi: aşırıbüyüme
hiperventilasyon: aşırısolu(t)ma; aşırıhavalanma
hipnotik: uyutucuhipnotizma: uyutumhipnoz: uykuhipo-: altında, olağanın
altında, alt, düşükhipoaktivite: düşükdevinim;
azetkinhipoderm(is): derialtıhipodermik: derialtı(yla ilgili)hipogastri(y)um: altkarınhipoglisemi: düşük kan şekerihipokondri: hastalık hastalığıhipokondriyak: hastalık
hastasıhipokrom(ik): solukboyananhipoksemi: kanda oksijen
azlığıhipoksi: oksijen azlığıhipoplastik, hipoplazik:
azgelişmişhipoplazi: azgelişmişlikhiporefleksi: tepke zayıflığıhiposelüler: seyrekgözelihipotansiyon: düşük kan
basıncıhipotermi: aşırısoğumahipotez: varsayımhipotoni: azgergihipotonik: gergi azlığı(yla
ilgili); azyoğunhipotonisite: azyoğunlukhipovolemi: kan hacmi
azalmasıhipovolemik: kan hacmi
azalmışhirşutizm: kıllanma (kadında)histeri: histo-inkompatibilite: doku
uyuşmazlığı histokimya: doku kimyası
35
Türkçe Tıp Dili Kılavuzu
histokompatibilite: doku uygunluğu
histoloji: dokubilim histolojik: dokubilim(ile ilgili);
dokusalhistopatoloji: hastalıklı doku
bilimihistopatolojik: hastalıklı doku
bilimi(yle ilgili)hiyerarşi: aşama düzeni, sıra
düzenihoca: eğiticihomeostaz: dengeleşimhomicid(e): (insan) öldürmehomogreft: özdeş yama homojen: türdeşhomolog: kökdeşhomoseksüalite: eşcinsellikhomoseksüel: eşcinsel homoterm: sıcakkanlı hayvanhomotermal: sıcakkanlıhook(let), huk(let): kancahookworm: kancalı solucanhordeolum: arpacık horizontal: yatayhormon: içsalgıhospitalize etmek:
hastaneye yatırmakhost: konakhostilite: düşmanlıkHRCT: YÇBT (yüksek
çözünürlüklü BT)hum: uğultuhumma: ateşhumor, hümor: sıvıhumoral immünite: sıvısal
bağışıklıkhump: tümsek, hörgüç,
kamburhücre: göze
I, İIQ (intelligence quotient):
anlak katsayısııtrah: atılmai(y)atrojenik: tıp kaynaklı
(sorun)i(y)onizasyon: iyonlaşma,
iyonlaştırmaİd: altbenlikidame: sürdürüm, devam id(i)yopatik: nedeni
bilinmeyenid(i)yosenkrazi :
özgünduyarlıkide fiks: saplantıide, idea: düşünce, fikirideal: kusursuz, ülküsel; ülküidentifikasyon:
kimliklendirme, tanımlama; özdeşleme
identik: özdeşidentite: kimlik; özdeşlik idiyot: geri zekalı, geri anlaklıikter(us): sarılıkikterik: sarılıklıikterus neonatorum:
yenidoğan sarılığı ileus: bağırsak tıkanmasıillegal: yasadışıillüzyon: yanılsamaim(m)inent abortus:düşük
tehdidiimage, imaj: görüntü; imgeimbalans: dengesizlikimmatür: olgunlaşmamışimmersi(y)on: daldırma,
batırmaimmobilite: devinimsizlikimmun, immün: bağışık;
bağışıksalimmün mediated: bağışıksal
aracılı
36
Türkçe Tıp Dili Kılavuzu
immün tedavi: bağışıksal sağaltım
immün tolerans: bağışıksal hoşgörü
immün yanıt: bağışıklık yanıtıimmünite: bağışıklıkimmünizasyon: bağışıklamaimmünoloji: bağışıklıkbilimimmünsupres(s)if: bağışıklık
baskılayıcıimmünsupresyon: bağışıklık
baskılamaimpakt: etki; çarpışma,
çarpmaimpakt faktör: etki etmeniimperfore: (doğuştan) kapalı,
delinmemişimpermeabilite: geçirmezlik,
geçirgen olmamaimpermeabl(e): geçirmez,
geçirgen olmayanimplant, inplant: içek, ekimplantasyon,
inplantasyon: ekim; çimlenme; yerleştirme
impotans: cinsel güçsüzlükimpresyon: iz; izlenimimpuls: uyarı, itki, tepi, dürtüimpulsif: itkisel, tepisel,
dürtüselin vitro: canlıdışı, yapay
ortamdain vivo: canlıdain(i)siyatif: öncecilik, önayak
olma; öncelik; girişim, girişimcilik
inaktif: etkisiz; etkin olmayaninaktivasyon: etkisizleşme,
etkisizleştirmeinapropriat(e): uygunsuzinborn: doğuştaninbreeding: indeks: gösterge; dizin; işaret
parmağı
indeks hasta: örnek hastaindentasyon: çentikleşme,
çukurlaşmaindiferansiye:
ayrımlaşmamış, farklılaşmamış
indikatör: belirteç, göstergeindirek(t): dolaylıindividualizasyon:
bireyleşmeindividüalize etmek:
bireyselleştirmek
indurasyon: sertleşme; sertlikindüklemek: başlatmak,
uyarmak indüklenmiş abortus:
uyarılmış düşükindüksiyon: uyarım, başlatmaindüktör: başlatıcı, uyarıcıinef(f)ektif: etkisiz, etkin
olmayaninersi: eylemsizlik, durgunlukinert: eylemsiz, etkisiz, durguninervasyon: sinir donanımı;
sinir uyarımıinerve olmak: (sinirle)
uyarılmakinfancy, infansi:
sütçocukluğu, bebeklik infant: sütçocuğu, bebekinfantil: bebek(le ilgili);
bebeksiinfarkt, enfarkt: inferior: aşağı, alt, altındainfertil: kısır infertilite: kısırlık infestasyon: asalak bulaşıinfiltrasyon: sızma, süzülme;
sızıntı; tutuluminfiltre olmak: sızmak,
süzülmek; tutulmakinflamasyon: yangı inflamatuvar: yangılı
37
Türkçe Tıp Dili Kılavuzu
influenza: paçavra hastalığı, grip
informasyon: bilgiinformatik: bilişiminfra-: alt, altında, -ötesiinfraruj: kızılötesiinfundibulum: huni, huni
biçimli yapıinfüze etmek: damar yoluyla
vermek; derialtına vermekinfüzyon: damar yoluyla
verme; derialtına vermeinguinal: kasık(la ilgili)inguinal herni: kasık fıtığıinhalasyon: solumainhale etmek: solumakinhaler: solunan; ilaç solutucu
(aygıt)inheritans: kalıtinhibe: baskılanmış,
engellenmişinhibe etmek: baskılamak,
engellemek inhibisyon: baskılama,
engellemeinhibitor: baskılayıcı,
engelleyici, önleyici inis(i)yal: ilk, başlangıç, başinjeksiyon: iğne yapma; içine
verme; damar dolgunluğuinjeksiyon yapmak: iğne
yapmak, içine vermekinjektabl(e) : iğneyle
verilebileninjekte etmek: iğneyle
vermek injüri: yara, yaralanma,
örsenti, hasarinklinasyon: eğilim; eğim;
eğim derecesiinklüzyon: içertiinkompatibilite: uyuşmazlık inkompetens: yeteneksizlik;
yetersizlik
inkomple(t): eksik, tamamlanmamış
inkonstant: değişken, kararsızinkontinans: tutamama,
kaçırmainkorpore etmek:
birleştirmekinkorpore olmak: birleşmekinkübasyon: kuluçkainkübasyon periyodu:
kuluçka dönemiinkübatör: kuluçkalık;
yaşanakinkübe etmek: kuluçkalamakinokülasyon: bulaşma;
aşılama; ekme (kültür ortamına)
inoperabıl, inop: ameliyat edilemez
inotrop: kasılımsal, kastırıcıinput: girdiinsekt: böcekinsektisid, (-t): böcek
öldürücü, böcekkıraninseminasyon: döllenmeinsensib(ı)l(e):
duyumsanamayan, algılanamayan; duyumsuz, ayrımsız
insersiyon: ekleme; eklenti; yapışma yeri
insidans: sıklıkinsidental: raslantısalinsipient abortus: düşük
başlangıcı insisura: çentik insitu, in situ: yerinde,
yayılmamışinsizyon: kesiinsizyonel: kesiselinsolubl(e): çözünmezinsomni(a): uyuyamama,
uykuyitimi, uyku zoruinspir(i)yum: solukalım
38
Türkçe Tıp Dili Kılavuzu
inspirasyon: soluk alma, solukalım
instabil(e): kararsız; dengesizinstabilite: kararsızlık;
dengesizlikinstinkt, instinct: içgüdüinstinktif: içgüdüselinsufficiency: yetmezlikinsüflasyon: hava verme,
üflemeint(e)rensek, intrinsik: içsel,
iç kaynaklıintake, inteyk: girişintakt: tam, bütünlüğü
bozulmamışintaniye: bulaşıcı hastalıklarintansiyonel: istem sırasında
gelişenintegral: ayrılmaz, tümleyen;
gömükintegrasyon: bütünleme,
bütünleşmeintensif: yoğun, şiddetliintensite: yoğunluk, şiddetinter-: -arasıinteraksiyon : etkileşiminteraktif: etkileşimliinterface: arayüzinterfaz: ara-evre,
bölünmelerarası evreinterferans: etkileşiminteriktal: nöbetlerarasıinterkostal: kaburgalararası intermediyer: ara, aracıintermediyer produkt:
araürünintermitan(t) : aralıklıinternal: iç, içselinternalizasyon: içselleştirmeinternasyonal: uluslararasıinterne etmek: hastaneye
yatırmakinternet: genelağ
interrapşın, interruption : kesilme, kesinti
interseks: çifteşey(li)lik, erselik, erdişilik
intersel(l)üler: gözelerarası, hücrelerarası
interstisyel: dokuaralığı(yla ilgili)
intertisyum: dokuaralığıinterval: ara, aralıkintervention: girişiminterventional: girişimselintervertebral: omurlararası intestin: bağırsakintestinal: bağırsak(la ilgili)intima: iç tabaka, damariçzarıintoksikasyon: zehirlenmeintolerabl(e): katlanılmazintolerans: hoşgörüsüzlük,
dayanılmazlıkintra-: iç, içine intraabdominal: karıniçiintraarteriyel: atardamar
içine intraartiküler: eklemiçi,
eklem içine intradermal: deri içi, deri içineintragluteal: kalçadan,
kabadan intraket: damariçi borucukintrakraniyal: başiçi, kafaiçiintrakütan: deri içi, deri içineintramusküler: kas içi, kas
içineintraoküler: göz içi, göz içine intraosseöz: kemik içi, kemik
içineintrapartum: doğum sırasındaintrasel(l)üler: gözeiçi,
hücreiçiintratekal: beyin omurilik
sıvısı içineintratorasik: göğüs içi, göğüs
içine, göğüs içinde
39
Türkçe Tıp Dili Kılavuzu
intrauterin: dölyatağı içiintravajinal: dölyolu içi intravenöz: damar içi,
damardanintraventriküler: karıncık içiintro-: iç, içineintrospeksiyon: içebakış,
içgözlem, özincelemeintroversiyon: içedönüş,
içedönüklükintrovert: içedönük intussusepsiyon: içiçe geçmeintübasyon: borulamainvaginasyon: içiçe geçme,
içine girmeinvaze olmak: yayılmakinvazif: yayılan, yayılganinvazyon: yayılım, yayılmainversiyon: ters çevirme, ters
dönme; evrilmeinvizibıl: belirtisiz, görünmezinvolüsyon: normale dönme;
gerileme (işlevsel ve fiziksel)
ir(r)igasyon: yıkamair(r)ige etmek: yıkamakirradyasyon: ışınlamairrasyonel: akıldışı, mantıksızirregülarite: düzensizlik irregüler: düzensiz; kuraldışıirreversibilite: tersinmezlik,
dönüşsüzlük irreversibl(e) : tersinmez,
dönüşümsüzirritabilite: duyarlılık;
alınganlık; huzursuzluk irritabl(e): duyarlı; alıngan;
huzursuzirritan: huzursuz eden; tahriş
edenirritasyon: aşırı tepki; tahrişirrite etmek: tahriş etmek,
huzursuzlandırmakiskemi: kansızlanma
islet cell: adacık gözesi, adacık hücresi
istmus: dar geçit, kıstakizo-: eş-izokori: eşbüyüklük
(gözbebeği)izolasyon: ayırma, ayrıtutma;
ayrılma; yalıtımizolat: ayrılmış; ayrıkizole: ayrık, ayrılmış; yalıtıkizole etmek: ayırmak;
yalıtmak izomorf(ik): eşbiçimliizotonik solüsyon:
eşyoğunluklu çözeltiizotonik : eşyoğunluklu
Jjel, jöle: peltejelatinizasyon; jelleşme:
pelteleşmejeneralize: yaygın jenerasyon: kuşak jeneratör: üreteçjenosit: soykırımjeofaji: toprak yeme jest: tavır, davranışjet lag: uçak yorgunluğujinekolog: kadın hastalıkları
uzmanıjinekoloji: kadın hastalıkları
bilimi jinekolojik: kadın
hastalıkları(yla ilgili)jinekomasti: (erkekte) meme
büyümesi juksta-: bitişikjunction: kavşak, birleşimjunctional: kavşak(la ilgili)jüri: değerlendirme kurulu,
seçici kurul
40
Türkçe Tıp Dili Kılavuzu
jüvenil: çocukluk dönemi(yle ilgili); genç; gençlik dönemi(yle ilgili)
Kk(u)alifikasyon : yeterlik;
niteleme; nitelikkadavra: ölü, cesetkadran: çeyrek, dörtte birkafeterya: yemekhanekalibrasyon: ayarlamakalibre: çapkalibre etmek: ayarlamakkalifiye: yetkinkaliks: çanakkalitatif: nitel, niteliksel,
niteleyici kalitatif analiz: nitel
çözümlemekalite: nitelikkalkül: taş kalkülasyon: hesaplamakallus: nasır; önkemik doku
(kırık sonrası)kalp: yürekkalsifikasyon : kireçlenmekalsifiye: kireçleşmiş,
kireçlenmişkamara: odakamptodaktili: kıvrıkparmakkampus, kampüs: yerleşkekanal: yol, borukanalikül: borucukkanalize etmek:
yönlendirmekkangren: kankırankanin: köpekdişi; köpekgilkanserojen: kanser yapıcıkanseröz: kanserli; kanser
yapıcı kantitatif: ölçülebilir, nicel,
niceliksel
kantite: nicelik, miktar; ölçükanül: borucukkapasite: sığa; yetenekkapil(l)arite: kılcallıkkapiller dolum süresi:
kılcaldamar dolum süresikapiller permeabilite: kılcal
geçirgenlikkapiller : kılcal; kılcaldamarkapsid, kapsit: kılıf kapsül: kılıf; jelatin kılıf (ilaç)kaput: başkarakter: özellikkarakteristik: belirtken,
ayırtkan; belirleyici, ayırt edici
karantina: sıkıyalıtım kardi(y)a: kalp, yürek; mide
ağzıkardiyak: kalp(le ilgili),
yürek(le ilgili); mide ağzı(yla ilgili)
kardiyak arrest: kalp durmasıkardiyak intake: kalp girdisi kardiyak output: kalp çıktısı,
kalp atım hacmikardiyolog: yürekbilimcikardiyoloji: yürekbilimkardiyomegali: kalp
büyümesi kardiyopulmoner
resusitasyon: diriltme, canlandırma
kardiyotoksik: kalbe yan etkili
kardiyotonik: kalp güçlendirici
kardiyovasküler: kalp damar(la ilgili)
karina: yargankariyer: meslek, meslekte
aşamakarpal: elbileği(ne ait)karsinojenik: kanser yapıcı
41
Türkçe Tıp Dili Kılavuzu
kartilaj: kıkırdak karyotyping : soyaktaran
dizimikaset: kutukaskad(t): basamaklı dizgi;
çavlan, şelalekastrasyon: eşeybezi çıkarımıkaşe: damga; güllaç hapkaşeksi: erimişlik, cılızlıkkaşektik: erimiş, cılızkatabolizma: çözüştürüm,
yadımlama, yıkım, yıkılımkatalepsi: kasılıkalımkataleptik: kasılıkalım(la ilgili)katalizör: hızlandırıcıkatapleksi : yığılakalım katarakt: aksu, gözperdesikataral: akıntılı; nezle(yle ilgili)katarsis: boşalım; arınma katartik: bağırsak boşaltıcı,
ishal yapıcı katatoni: donakalım katatonik: donakalım(la ilgili)kategori: ulam, bölüm, sınıf,
kümekategorize etmek:
bölümlemek, kümelemekkateter: dalgıkateterizasyon: daldırım,
dalgılamakatgüt: dikiş ipikauda ekuina : omurilik
kuyruğu kauda, kavda: kuyrukkaudal, kavdal: kuyruksal,
kuyruk(la ilgili) kavern: boşluk, kovuk kavitasyon: kovuklaşma,
oyuklanımkavite: kovuk, oyukkazeifikasyon: peynirleşimkeçap (catch up) growth :
yakalama büyümesikemorezistan: ilaca dirençli
kemosensitif: ilaca duyarlıkemotaksi(s) : kimyasal
çekim kemoterapi: kimyasal ilaç
tedavisikemoterapötik: kimyasal ilaçki(y)azma: çapraz, kesişme
noktasıkifoskolyoz: açılı kamburlukkifoz: kamburluk killer: öldürücü, katilkimera: kinetik: devinimsel;
devinimbilimkinezyoloji: devinimbilimkist: kese, torbakistik: kesemsi, torbamsıkit: kiyazma optikum: görme
çaprazıkladikasyon: (dolaşım
bozukluğu nedenli) topallama
klasifikasyon: sınıflama, sınıflandırma
klasik: alışılmış, geleneksel, bilinen
-klast: -yıkanklaster, kluster: küme,
demetklastojen: parçalayıcıklavikula: köprücük kemiğikleft: yarıkkleft palat: yarık damakkleptoman: aşırgan, çalma
hastasıkleptomani : aşırganlık, çalma
hastalığıklerens, klirens: temizlemeklimaks: dorukklimakterik: yaşdönümsel,
yaşdönümü(yle ilgili), klimakteryum: yaşdönümü
42
Türkçe Tıp Dili Kılavuzu
klinik: hastane bölümü; inceleme(yle ilgili)
klinisyen: hekimklipe etmek: kıskaçla
tutturmak, kıskaçlamakklir edilmek: temizlenmekklir etmek: temizlemekklon: eşlenikklonik: titrentili klonlama: eşlemeklonus: titrenti klostrofobi: kapalı yer ürküsüknow-how: yapabilme bilgisiko-: birlikte, eşlik edenkoagulan: pıhtılaştırıcıkoagulasyon: pıhtılaşmakoagulopati: pıhtılaşma
bozukluğukoagulum: pıhtı koaksiyal: eşeksenlikoalesan: birleşen, kaynaşankoalesans: birleşme,
kaynaşma koarktasyon: daralım kodeks: ilaç kılavuzukodominans: eşbaskınlıkkodon: üçlü dizikoenfeksiyon, koinfeksiyon:
eşzamanlı enfeksiyon, eşlik eden enfeksiyon
koenzim : yardımcı enzimkofaktör: yardımcı etkenkognitif: bilişsel, kavramsalkoheran(t), koheren(t):
yapışık; uyumlu, tutarlıkohesif: yapışkankohezyon: yapışmakohort: kümekoinsidans: rastlantıkoinsidental: rastlantısalkoitus: çiftleşme, cinsel
birleşmekoksigis, koksiks:
kuyruksokumu
kolaj: kesyap kol(l)ektif: toplu, ortaklaşakol(l)okyum: söyleşili sınavkolik: ağrı, sancıkolimasyon: sınırlama;
yönlendirmekolimatör: sınırlayıcı; yön
vericikolit: kalınbağırsak yangısıkollaborasyon: işbirliğikollaps: çökme, daralmakollateral: yandalkollikül: tümsek, tepecikkolloid(al): tutkalsıkolon: kalınbağırsak, sütun,
dikeçkoloni: soy, küme, toplulukkolonik: kalınbağırsak(la ilgili)kolonizasyon: kümelenme,
topluluk halinde kümelenme kolostomi: kalınbağırsak
ağızlamasıkolostrum: ilksüt, ağızkom(m)ent: yorumkom(m)osyo serebri: beyin
sarsıntısıkom(m)osyon: sarsıntıkoma: bilinçyitimi;kombinasyon: birleşimkombine: birleşikkomis(s)ur(a): birleşke,
birleşim yerikomisyon: kurulkomite: kurulkommensalizm: ortakyaşamkomorbidite: eşlik eden
hastalıkkompakt: sıkı, yoğun, tıkız,
özlükompakt disk (CD): yoğun
diskkompansasyon: dengeleme,
yerine koyma, telafi
43
Türkçe Tıp Dili Kılavuzu
kompansatuvar: dengeleyici, telafi edici
kompanse: dengelenmiş, telafi edilmiş
kompanse etmek: dengelemek, yerine koymak, telafi etmek
komparatif: karşılaştırmalıkompartman: bölmekompetan: yetkinkompetans: yetkinlikkompetisyon: yarışımkompetitif: yarışımcıkomple(t): tamkompleks: birleşim; karmaşık,
çapraşıkkompleman: tümleçkomplemantasyon:
tamamlama, tümlemekomplemanter: tamamlayıcı,
tümleyicikomplement : tümleçkompli(y)ans: uyma;
genişleyebilmekomplikasyon: yenisorun,
artsorun; karışıklıkkomplike: karmaşık, çapraşık,
sorunlukomponent: bileşen, parça,
kısımkompound: bileşikkompozisyon: bileşimkomprehensif: kapsamlı,
ayrıntılı, genişkompres: baskı, sıkıştırma;
baskıbezikompresör: sıkıştırıcıkompresyon: baskı; sıkışma,
sıkıştırmakomprime: sıkıştırılmışkomünikasyon: iletişimkondansasyon: yoğunlaşma,
yoğunlaştırma
kondense etmek: yoğunlaştırmak
kondisyon, kondüsyon: erk, güç; durum; koşul
kondisyonel: koşullukondisyoner: geliştiricikondom: penis kılıfı, kaputkondüksiyon: iletim konfigürasyon: biçim,
biçimlenme; yapı, yapılanma
konfirmasyon: doğrulama, onaylama
konfirme etmek: doğrulamak, onaylamak
konflikt: çatışma, çelişkikonfluans, konflüens: toplak,
döküşek, suçatı; birleşmekonformasyon: uygunluk;
biçimkonfüze: kafası karışık; bilinci
bulanık; karışıkkonfüzyon: kafa karışıklığı;
bilinç bulanıklığıkonglomerasyon:
kümelenme, yığışım, birikinti
konglomere olmak: kümelenmek, yığılmak, birikmek
konjenital: doğuştan konjestif: göllenimli,
kandolum(la ilgili)konjesyon: göllenme,
kandolumkonjugasyon: bağlama,
bağlanma, birleşme konjuge: bağlanmış, birleşmişkonjuge olmak: bağlanmak,
birleşmekkonkav: içbükeykonklüzyon: sonuçkonkordans: uyum
44
Türkçe Tıp Dili Kılavuzu
konkordant: uygunkonkürren: eşzamanlıkonküzyo serebri: beyin
sarsıntısıkonküzyon: sarsıntıkonneksiyon: bağlantı konnektif doku: bağdokukonsanguanite: akrabalık,
kanbağıkonsantrasyon: yoğunlaşma,
yoğunlaştırma; derişimkonsantre: derişik, yoğun,
yoğunlaşmış
konsensus: uzlaşıkonsepsiyon : döllenim;
kavram konsept: kavramkonservasyon: koruma,
korunmakonservatif: koruyucu; tutucukonsolidasyon: pekiştirme;
sertleşme; pekgölge (ışınbilim)
konsorsiyum: birlikkonstant: değişmezkonstellasyon: kümelenme;
takımyıldızkonstipasyon: kabızlık, peklikkonstitüsyon: yapıkonstitüsyonel: yapısalkonstriksiyon: büzülme,
büzüntü, daralmakonstriktör: büzücükonsültan: danışmankonsültasyon: danışımkonsülte etmek: danışmakkontakt lens: yapışır mercekkontaminasyon: bulaşma,
bulaşım; kirlilik, kirlenme kontamine: bulaşmış, bulaşıkkontamine etmek:
bulaştırmak, kirletmek kontent: kapsam, içerik
kontraksiyon: kasılma kontraktil: kasılır, kasılabilirkontraktilite: kasılabilirlik,
büzülebilirlikkontraktür: kasılıkalımkontrasepsiyon: gebelik
önlemekontraseptif: gebelik önleyicikontrast: karşıtlık, zıtlık;
çelişkikontrendikasyon:
kullanılmama alanı, kullanım sakıncası
kontrendike : sakıncalı, salık verilmez
kontribüsyon: katkı kontribütör: katkıda bulunankontrol: denetim; yeniden
değerlendirmekontur, kontür: sınırkontüzyo serebri: beyin
örselenmesikontüzyon: ezilme, örselenmekonvalesan(t): iyileşen, iyiye
giden, toparlanankonvalesans: iyiye gitme,
iyileşme, toparlanmakonvansiyonel: geleneksel,
alışılagelmişkonveks: dışbükeykonverjans: birbirine
yaklaşma konversiyon: dönüşümkonvülsiyon: havale,
çırpınma, nöbetkooperasyon: işbirliğikoopere: iletişim kurulabilenkoordinasyon: eşgüdümkoordinatör: eşgüderkor(r)ozif: aşındırıcıkor, core: iç, çekirdek; yürekkorda: şerit, şerit biçimli yapıkorelasyon: ilişki korele: ilişkili
45
Türkçe Tıp Dili Kılavuzu
koriza: burun akıntısıkornea: saydam tabakakoronal: yanal-dikeykorozyon: aşınma korpus: gövdekorpüskül: parçacık; yuvar,
göze, hücrekorpüsküler: parçacıklı,
yuvar(la ilgili) korsa, korse: sıkı iç giysi,
sargaçkorteks: kabuk, dış katman kortikal: kabuk(la ilgili),
kabuksal koryon: dölütörtüsükosta: kaburga kost-ef(f)ektif: eder-etkinkostik: yakıcı kostotom: kaburga bıçağıkot: bebek yatağı, beşik;
kaburgakoter: dağlaç koterizasyon: dağlamakoterize etmek: dağlamakkovalan(t): ortak değerli,
ortaklaşım(la ilgili)kovaryans: eşdeğişirlikkozmetik: güzelleştirenkörv, kurve: eğrikramp: kasınç, kas tutulmasıkran(i)yo-: kafa-, kafatası-krani(y)al: baş(la ilgili),
kafa(yla ilgili)krani(y)um: kafatası, kafakresent: yarımay, ayçakresentik: yarımay benzeri,
ayçamsıkrest: kabartı, çıkıntıkreş: çocukevi, yuvakreten(izm): cüce(lik)kriminal abortus: yasadışı
düşükkriminoloji: suçbilim kript: girinti
kriptik: girinti(yle ilgili), girintili
kriptojen(et)ik: nedeni bilinmeyen
kriptorşidizm: inmemiş testis kristal: billurkriter: ölçütkriteria: ölçütlerkritik: eleştiri; önemli, ciddi kriyoterapi: dondurarak
sağaltımkriz: bunalımkromozom: soyaktarankronik: süregen kronikleşmek: süregenleşmekkronoloji: zamandizinkronolojik: zamandizinsel,
tarih sırasıylakronometre: süreölçerkros(s): çaprazkros(s)meç,cross-match:
çapraz (karşılıklı) uygunluk, kan eşleme
kros(s)over: değiştokuşkrosmeç yapmak: kan
eşlemekkseroderma, kserodermi:
deri kurumasıkseroftalmi: göz kurumasıkseroz(is): kurumakuasispesies: türümsükuaterner: dördüncülkuiz, quiz: yoklama, kısa sınavkuldösak (cul-de-sac):
çıkmaz kurrikulum (curriculum) :
öğretim izlencesikurrikulum vitae: özgeçmişkurvatür: eğri; eğrilikkutis: derikültür: besiyeri; ekim; ekinkümülasyon: birikim kümülatif: birikici; birikimsel kür: sağaltım; tam sağaltım
46
Türkçe Tıp Dili Kılavuzu
küratif: sağaltıcı, tedavi ediciküretaj: kazıma, kazıyıp
temizlemekürete etmek: kazımak,
kazıyıp temizlemekkütanöz: derisel, deri(yle ilgili)küvöz: yaşanak
Llabi(y)oplasti: dudak
düzeltimilabial: dudak(la ilgili)labil: değişken, çabuk değişen,
kararsızlabilite: değişkenlik,
kararsızlıklabirent: dolambaçlabium: dudaklakrimasyon: göz yaşarmasılaksatif: yumuşatıcı, ishal
yapıcılaktasyon: emzirme; süt
gelmesi laktojen: süt yaptırıcı, süt
salgılatıcılakün(a): boşluk, çukur, girintilamina: kat, katman, yaprak,
ince tabakalaminar, laminer: katmanlı,
ince tabakalılanse etmek: tanıtmak,
sunmaklanset: deleçlansman: tanıtımlaparotomi: karın açımılarenks: gırtlaklaringeal: gırtlak(la ilgili)laringofarinks: altyutaklaringotomi: gırtlak açımılarva: kurtçuklarva migrans: gezici kurtçuklarvisid: kurtçukkıran
laserasyon: yırtılma, yırtık lasere: yırtık, yırtılmışlatans, latens: gizlilik;
durgunluk; gecikmelatent: gizlilateral: dışyan, yan, yanallateral dekübit(us): yanyatarlateralizasyon: bir yana
yönelme, bir yanı tutmalavaj: yıkamalayn, line: çizgi; yolLegal: yasal-lemma: … zarı lenf: akkanlenfoid: akkan(la ilgili)lens: merceklentiküler: merceksilepra: cüzzamletal, lethal: ölümcül,
öldürücületarji: uyuklamaletarjik: uykululevator: kaldırıcılezbiyen: sevicilezbiyenizm: sevicilikleze olmak: örselenmek,
berelenmek, yaralanmaklezyon: yara, doku bozukluğuli(y)ezon: işbirliğilibido: cinsel istek; yaşama
gücülider: önderlife-span: ömür, ömür
uzunluğuligaman, ligament: bağligasyon: bağlama; bağlanmaligatür: bağlama; bağlantılikefaksiyon: sıvılaşma,
sıvılaştırmalikefiye olmak: sıvılaşmak,
erimek likid, (-t): sıvı, akışkanlikör: sıvılimit: sınır
47
Türkçe Tıp Dili Kılavuzu
limitasyon: sınırlama, kısıtlama
lineer: çizgisel, doğrusallinkage: bağlantılipid: yağlipoid: yağsı, yağımsı; yağlılipom: yağ urulisans: yetki belgesi, izin;liste: dizelgeliteratür: yazın; basılı yapıtlitiyasis: taş oluşumu-litiyasis: ... taşılitotom: taşkıranlitotomi: taşkırmaliyofilize: suyu alınmışlizis: dağılma, erime, çözüşüm-lizis: ... erimesi, ... çözüşümülizojeni: kaynaşmalobül: lopçuklobülasyon: lopçuklaşmalobüle: lopçukluloj: yerleşim, bölgelokal: yerellokalizasyon: yerleşim; yerini
belirlemelokalize etmek: sınırlamak,
yerini belirlemeklokalize: sınırlı, yerleşiklokus: konum, yerloküle: odacıklılombalji: bel ağrısılomber: bel(le ilgili)lomber lordoz(is):
belkamburluğulomber ponksiyon: beldelimilongitüdinal: uzunlamasına,
boyunaloşi: doğum sonrası akıntısılökokori: beyaz gözbebeğilökopeni: akyuvar azlığılökopoez: akyuvar yapımılökosit: akyuvarlökositoz: akyuvar artımılökoz: kan kanseri
lösemi: kan kanserilubrikan(t): kayganlaştırıcıluksasyon: çıkıklumbago, lumbalji: bel ağrısılumbar: bel(le ilgili)lup: büyüteçlup, loop: kangallümen: iç boşluk
Mm(i)yelit: ilikyangı; omurilik
yangısım(i)yelomeningosel: zarilik
kesesiM.D. (medical doctor):
hekimmacroglos(s)i: dil iriliğimagnifikasyon: büyültmemagnifiye etmek: büyültmek,
büyük göstermekmagnitüd: büyüklük, önem,
boy mail list: posta dizelgesimailleşmek: mektuplaşmakmaintenance: sürdürme,
bakımmajor, majör: temel; önemli;
büyük; şiddetli, ciddimajörite: çoğunlukmakro-: iri, büyük makroskopi: kababakımakroskopik: gözle görülen,
iri ölçekte makrozomik: büyük yapı(yla
ilgili)maksilla: üstçene maksiller: üst çene(yle ilgili)maksimal, maksimum: en
çok, en yüksek, en büyükmaksimize etmek: en yüksek
duruma çıkarmakmakül: benek
48
Türkçe Tıp Dili Kılavuzu
makülar (-er): beneklimakülopapüler: benekli-
kabartılımalabsorpsiyon: emilim
bozukluğumaladjustment: uyumsuzlukmalarya: sıtma-malasi, -malazi: ...
yumuşamasımaldevelopment:gelişim
bozukluğu malformasyon: oluşum
bozukluğu, biçim kusurumalforme: biçim kusurlumalign: kötücül, kötü huylumalignansi, malignite:
kötücül hastalıkmalnütrisyon: beslenme
bozukluğumalpraktis: hatalı uygulamamamografi: meme filmimanage etmek: yönetmek,
becermek, başarmakmanagement: yönetimmandibula: altçene mandibüler: alt çene(yle ilgili)manifest: belli, açık, ortada,
belirginmanifestasyon: belirti;
gösterimanifesto: bildirimanipülasyon: elle çalıştırma,
kullanma, yönetme manipüle etmek: elle
çalıştırmak; yönlendirmekmanometre: basıölçermanuel: elle; elkitabımanyet: mıknatısmanzara: görünümmari(a)huana: kendir tütünümarj: sınırmarker, markır: belirteçmarket: pazarmasaj: ovma
maserasyon: yumuşama; yumuşatma
masif: büyük, çokmaskülinizasyon:
erkeksileşmemaster: ana, temel; uzman;
yüksek lisansmastürbasyon: özdoyum, elle
doyummat: donuk; tokmaternal: anneye ait,
anne(yle ilgili), anasalmateryal: örnek; gereç,
malzeme materyalist: maddeci,
özdekçi; maddiyatçımatri(k)s: ara madde; dizeymatür: olgunmatürasyon: olgunlaşma matürite: olgunluk mayi: sıvımazoşist, mazohist: özezermazoşizm, mazohizm:
özezerlikmean: ortalamameasles: kızamıkmedi(y)atör: aracımedia, medya, medyum:
besiyeri; ortammedial: içyan; orta, ortadamedian, medyan: ortanca;
orta çizgidemedikal: tıbbi, tıpsalmedikasyon: ilaç; ilaç tedavisimedikososyal: tıp ve
toplum(la ilgili)medisinal: ilaç ürünleriyle ilgilimedülla: ilikmedülla spinalis: omurilik medüller: ilik(le ilgili); iliksimega-: büyük; -milyon-megali: ... büyümesi, ...
büyüklüğümegaloman: büyüklük hastası
49
Türkçe Tıp Dili Kılavuzu
megalomani: büyüklük hastalığı
megalosefalik : iribaşlımekanizma: düzenekmekonyum : ilkdışkımelena: karadışkımembran: zarmemori, memory: bellekmenarş: ilk aybaşımenenjit: beyin zarı yangısımenenks: beyinzarımeningom(i)yelosel: zarilik
kesesimeningosel: zarkesemenopoz: aybaşı kesilimimenoraji: aşırı aybaşı
kanaması menstrual siklus : aybaşı
döngüsümenstruasyon: aybaşımental: zihinsel, anlaksal;
çeneucuna aitmental blok: düşünce
durgusumentalite: düşünüşmes(s)enger: ulakmesafe: uzaklık; ara, aralıkmesaj: ileti, bildirimesial: orta çizgi(yle ilgili)metaanaliz: metabolik: özüştürel metabolit: özüştürüm ürünümetabolizma : özüştürüm,
yapımyıkım metafizik: doğaötesimetakarp: eltarağı metamorfoz: başkalaşımmetaplazi: doku dönüşümü,
dönüşümmetastaz: ötegeç, sıçramametatars: ayaktarağımeteorizm: gaz birikimimetod, metot: yöntem metodoloji : yöntembilim
metropol: anakentmezensefalon: ortabeyinmezenter(yum): incebağırsak
askısımezotelyum: ortayaprak, orta
içörtümi(y)otik: gözbebeği
küçültücü; küçük (gözbebeği)
mi(y)oz(is): gözbebeği küçülmesi
midgut: ortabağırsakmidpoint: orta noktamidri(y)atik: gözbebeği
büyütücü; büyük (gözbebeği)
midri(y)az(is): gözbebeği büyümesi
migrans: gezici, göçmenmigrasyon: göç migren: yarım başağrısımikoloji: mantarbilimmikolojik: mantarbilimselmikotik: mantar(la ilgili),
mantara bağlımikoz: mantar hastalığı mikro-: küçük ...mikroftalmi: göz küçüklüğümikrosefali: baş küçüklüğümikrosefalik: küçükbaşlımikrosit: küçük göze, küçük
alyuvarmikrositer, mikrositik: küçük
gözelimikrositik anemi: küçük
gözeli kansızlıkmikroskopik: çok küçük; gözle
görülmeyenmikrovasküler: küçük
damarsalmikser: çırpıcımiksiyon: işeme miksoid: sümüksümikst: karma, karışık
50
Türkçe Tıp Dili Kılavuzu
mikstür: karışımmilenyum: binyılmiliyer: darımsı, darıya
benzer;-mimetik: öykünmeci; benzer
etkili; benzeyenmimik: yüz anlatımımind: zihinminimal, minimum: en az, en
düşük, en küçükminimize etmek: en aza
indirmek, azaltmak; küçümsemek
minimum letal doz: en düşük ölümcül doz
minör: önemsiz, küçük, hafifminörite: azınlıkmirror-image: ayna
görüntüsü
misdivizyon: bölünme kusurumismatch: uyuşmazlık,
uyuşmamamissed abortus: gözden
kaçmış düşükmisyon: amaç, görevmittelschmerz: adet arası
ağrımiyalji: kas ağrısı miyasteni: kas güçsüzlüğümiyastenik: kas güçsüzümiyop: uzakgörmezmiyopati: kas hastalığımiyopi : uzakgörmezlikmobil: devingenmobilite: devingenlikmod: kip, durum, gösterimmodalite: aygıt; biçemmodel: örnek, kalıpmoderate: ılımlı, orta derecelimoderatör: toplantı başkanı,
toplantı yöneticisimodere etmek: yönetmekmodern: çağdaş
modifikasyon: değiştirme, değişiklik
modifiye: uyarlanmışmodifiye etmek: uyarlamakmodül: birimmodüle etmek: ayarlamakmodüler: birimselmold: küfmolding: kalıbını çıkarmakmonitör: izlem aygıtı, görüntü
uçbirimimonitörizasyon: izlemmono-: tek-, teklimonogami: tekeşlilikmononükleer: tek çekirdeklimononükleoz(is): tek
çekirdekli akyuvar çoğalımımonoterapi: tek ilaçla
sağaltımmonoton: tekdüzemood: duygudurum, ruhdurummorbid: hastalıklı; hastalığa
yol açan morbidite: hasta olma
durumu, sağlıksızlıkmorbil(l)i: kızamıkmorbil(l)iform: kızamık
benzerimorfoloji: biçimbilim; biçim morg: ölülükmortal: ölümcülmortalite: ölüm; ölüm sıklığı motil: devinimlimotilite: devingenlik, devinim
yeteneğimotivasyon:
güdüleme,özendirme; güdülenme, özendirilme
motive etmek: güdülemek, özendirmek, isteklendirmek
motor: devinimsel, devinim(le ilgili)
motor sinir: devinim sinirimouse (mice): fare
51
Türkçe Tıp Dili Kılavuzu
mRNA: ulak RNAmukoid: sümüksümulti-: çok-, çoklu multidisiplin(er): çokalanlımultifaktöriyel: çok etmenlimultigravid: daha önce birden
çok gebe kalmışmultigravida: öncesinde
gebelikler olan gebelikmultiloküle: çok odacıklımultinodüler: çok
düğümcüklümultinükleer: çokçekirdeklimultipar: birden çok
doğurmuşmultiparite: çok doğurmamultipl(e) : çok, çoklu, birçokmultipolar: çokkutuplumultipotent: multirezistan: çoğul dirençlimultisentrik: çok merkezlimultislice CT: çokkesitli BTmultivalan: çokdeğerliklimultivaryant: çoklu değişkenmumps: kabakulakmural: duvar(la ilgili), duvarsalmural trombus: duvar pıhtısımurmur: üfürüm muskülatür: kasdüzenimusküler: kas(la ilgili)mutajen: (soy)değişim yapanmutant: (soy)değişime
uğramışmutasyon: (soy)değişimmutilasyon: mutizm: dilsizlik, konuşamamamutualizm: karşılıklı
yararlanımmüköz: sümüksümüsin: sümüközü, sıvıksumüsinöz: sıvıksı, sıvıksulum(i)yel(o)-: omurilik(le ilgili)m(i)yotoni: kas gergi artımı
Nnabazan, nabız: vuru, atımnaiv, naif: deneyimsiz, saf,
çocuksunarkolepsi: uyuklama
hastalığınarkotik: uyuşturucunarkoz: genel uyuşturum,
genel anestezinarsisist, narsist: özsevernarsizm: özseverliknatal: doğum(la ilgili)natalite: doğum hızı, doğum
oranınativ(e): yerlinatürel: doğalnavigasyon: yönlenimnavigatör: yönleyicinazal: burun(la ilgili)nazofarenks: üstyutaknazogastrik sonda: burun-
mide borusunebül: buharilaçnebüliz(at)ör: buharilaç
aygıtı, puslaçnebülize: buhar içindenefrektomi: böbrek çıkarımınefrolitiazis: böbrek taşı nefropati: böbrek hastalığınefroptoz: böbrek düşüklüğünefrotoksik: böbreğe yan
etkilinefrotomi: böbrek açımınegatif: olumsuz; yoknegatif sens: anlamsıznegatifleşme: yok olma;
olumsuzlaşmanegatoskop: ışıklıcamnekro-: ölü-nekro-enflamatuvar: ölü-
yangısalnekrofili: ölüsever
52
Türkçe Tıp Dili Kılavuzu
nekropsi: ölüaçımı, otopsi nekrotomi: ölü doku çıkarımınekroz: doku ölümünematod: yuvarlak solucannemfoman: erkek düşkünü,
erdelisi nemfomani: erkek
düşkünlüğü, erdeliliği neofobi: yenilik korkusu neonat(e): yenidoğanneonatal: yenidoğan(la ilgili) neonatolog: yenidoğan
uzmanıneonatorum: yenidoğan(la
ilgili)neoplastik, neoplazik: ur(la
ilgili)neoplazi, neoplazm: urnervus: sinirnet: açık; ağnevralji: sinir ağrısınevüs: bennewborn: yenidoğannidasyon: yuvalanmanidus: yuvanihilizm: hiççilikniş: oyuk, yuvanitrifikasyon: nitratlaşmanitrojen: azotnod: düğüm, yumrunodül: düğümcük, yumrucuknodüler: düğümcük(le ilgili)noise: gürültü, parazitnoktüri: gece işemesinoktürnal asit sekresyonu:
uykudaki asit salgılanmasınoktürnal enürez: gece idrar
kaçırmanomenklatür: adlar dizgesi;
adlandırmanon-: … olmayan, … dışınondisjunction: ayrılamamanoninvazif: yayılmayan;
girişimsel olmayan;
nonnutritif: besleyici olmayannonpalpabl(e): ele gelmeyen,
ele gelmemeknonpatojen: hastalığa yol
açmayannonpolar: kutupsuznonproporsiyone(l): orantısıznonsens: anlamsıznonsmoker: sigara içmeyennonspesifik: özgül olmayannonsupressibl(e):
baskılanamayannormal: olağannormalizasyon:
olağanlaştırma, normalleştirme
normoaktif: olağan etkinliktenormoselüler: olağan hücreli,
olağan gözelinormotonik: olağan derişimli,
olağan gergilinosiseptif: ağrı ileticinosiseptör: ağrı almacı; ağrı
alıcısınostalji: geçmişe özlemnosyon: kavram; görüşnotch: çentiknotokord: omurga taslağınozokomi(y)al: sağlık
hizmetiyle ilişkili, hastane kaynaklı
nöral impuls: sinirsel uyarı, sinirsel itki
nöral: sinirsel nöralji: sinir ağrısınörilemma: sinirkılıfınörodevelopmental:
sinirgelişimselnöroglia: sinirdestek,
sinirdolgunörojen(ik): sinirsel, sinir
kökenlinöroloji: sinir hastalıkları
(bilimi)
53
Türkçe Tıp Dili Kılavuzu
nöromusküler: sinir-kas(la ilgili)
nöromusküler junction: sinir-kas kavşağı
nöropati: sinir hastalığınöropsiki(y)atri: ruh ve sinir
hastalıklarınöroşirürji: beyin ve sinir
cerrahisinöroşirürjiyen,
nöroşirürjist: beyin ve sinir cerrahı
nöt(ü)r, nötral: etkisiz, yüksüz, yansız
nötralizasyon: etkisizleşme; etkisizleştirme
nullipar: hiç doğurmamışnumune: örneknüans: ince ayrımnükleer: çekirdek(le ilgili)nükleik asit: çekirdek asidinükleol(us): çekirdekçiknükleus: çekirdeknüks: yinelemenütrient: besin, besleyici nütrisyon: beslenmenütrisyonel: beslenme(yle
ilgili)nüve: çekirdek
Oobes, obez: şişmanobesite, obezite: şişmanlık obje: nesneobjektif: nesnelobligatu(v)ar: zorunluoblik: eğik obliterasyon: tıkanmaoblitere: tıkanmışoblitere olmak: tıkanmak observasyon: gözlem;
gözlemleme
obsesif: takıntılı, takınçlı, takıncalı
obsesyon: takıntı, takınç, takınca
obstetrik: doğumbilim; doğum(la ilgili)
obstetrisyen: doğum uzmanıobstrüksiyon: tıkanma;
engellemeobstrüktif: tıkayıcı; engelleyiciod(i)yogram: işityazım od(i)yoloji: işitimbilimod(i)yometre: işitölçer od(i)yometri: işitölçümod(i)yometrik: işitölçümselodistile, eau distile: damıtık
suodit: dinleyicileroditif: işitselodontogenez: diş oluşumu;
diş gelişimi odontoloji: dişbilimoftalmik: göz(le ilgili) oftalmolog:göz hastalıkları
uzmanı oftalmoloji: göz hastalıkları
bilimioftalmolojik: göz
hastalıkları(yla ilgili)oftalmoskopi: gözdibi bakısıointment: merhemok(k)üpasyon : uğraşı, işokkült: gizli oklüzif: kapayıcı; tıkayıcıoklüzyon : kapanma; tıkanmaoksidasyon: oksitlenme,
yükseltgenmeoksijenizasyon: oksijenlenme oksiput: baş arkası, kafa ardıoksiyur: kılkurdu oküler: göz(le ilgili);olekranon: dirsek çıkıntısıoligospermi: sperm azlığıoligüri: idrar azalması
54
Türkçe Tıp Dili Kılavuzu
ondülan, ondüle: dalgalı ondülasyon: dalgalanım,
dalgalanmaonişi : tırnakyatağı yangısıonkogen, onkojen: kanser
genionkojen(ik) : kanser yapıcıonkolog: kanserbilim uzmanıonkoloji: kanserbilimonore etmek: onurlandırmakop(p)ortünist(ik): fırsatçıopak: ışıkgeçirmez, saydam
olmayanopasite: ışıkgeçirmezlik;
ışıkgeçirmez alanoperabl(e): ameliyat edilebiliroperasyon: ameliyat; işlemoperatör: cerrah; işletmenopsiyon: seçme, seçenekopsiyonel: seçmelioptik: ışıkbilim; göz(le ilgili)optik kiazma: görme çaprazıoptimal, optimum: en uygun optimist(ik): iyimseroptometri: görme ölçümüor(i)jinal: özgün; asıloral: ağızdan, ağız yoluyla,
ağız(la ilgili)orbit: yörünge; gözçukuruorbita: gözçukuruorbital: gözçukuru(yla ilgili)order: istemorgan: örgenorganik: canlı(yla ilgili)organizasyon: yapılanma,
düzenleme; örgüt, kuruluşorganizatör: düzenleyiciorganize: yapılanmış,
düzenlenmişorganize etmek: düzenlemek,
yapılandırmakorganize olmak: yapılanmak;
örgütlenmekorganizma: örgenlik
organomegali: organ büyüklüğü
orgasm, orgazm: doruklanım, dorukduyum
orijin: kökenoriküler: kulak(la ilgili) orofarenks: ortaboğaz,
ortayutakorogastrik sonda: ağız-mide
borusuorşi(y)ektomi: testis çıkarımıortez: düzelteç, düzeltme
gereciortodonti: diş düzeltimi,
dişdüzeltim bilimortodontist: diş düzeltim
uzmanıortostatik: ayakta(yken)
oluşanoryantasyon: yönelim, uyumoryante: uyumlu; yönelimli os: kemikos(s)ifikasyon: kemikleşme osilasyon: salınım, salınma,
titreşmeoskültasyon: dinleme osmotik: geçişmeli, geçişimli osseöz: kemik, kemiksiossikül: kemikçikosteofit: kemik çıkıntıosteogenez: kemik oluşumu;
kemik gelişimiosteoid: kemiksi, kemiksi dokuosteojen(ik): kemik oluşturan,
kemik oluşumu(yla ilgili)osteoliz: kemik yıkımıosteomalazi: kemik
zayıflamasıosteoplasti: kemik onarımıosteoporoz: kemik erimesi-ostomi: … ağızlaştırımıotalji: kulak ağrısıotistik: otizm:
55
Türkçe Tıp Dili Kılavuzu
oto-: öz-; kulak(la ilgili)otoanaliz: özçözümleme otograft, otogreft: özyamaotoimmünite: özbağışıklıkotoimmünizasyon:
özbağışıklanım otoklav: basınçlı buğulukotomasyon: özişlerlik,
özdevinimotomatik: özişler, özdevinimliotomatizm: özişlerlik,
özdevinim otonom: özerk otonomi: özerklik otopsi: ölüaçımı otorite: yetke; yetkili, uzmanotozom: beden kromozomuotozomal: beden
kromozomuna aitotör: yazar; uzmanoutpatient: ayaktan hastaoutput: çıktıovarium, over: yumurtalıkover-: aşırı-overdominans: üstün
baskınlıkoverdoz: ölçü aşımı,
veritaşımı, aşırı dozoverestimate: abartılı öngörüoverlap: üstüste binme,
örtüşmeoverweight: aşırıkiloluovoid: yumurta biçimindeovum: yumurta ovülasyon: yumurtlama ozmotik frajilite: geçirim
dirençsizliğiozmoz(is): geçişme, geçişim
Öödem: öfori: aşırı mutluluk
ökaryot: çekirdekli
Pp(i)toz(is): sarkma; düşmep.c., post cibum: yemekten
sonraPA, posteroanterior: arka-önpacemaker: atım düzenleyici;
kalp pilipaf, puff: püskürtmepager: çağrı aygıtıpaging: çağrı pake: paketpakimenenjit: dura yangısıpalat: damakpalmar: el ayası, el ayası(yla)
ilgilipalör: solgunluk, soluklukpalpasyon: elle yoklamapalpe etmek: elle yoklamakpalpitasyon: çarpıntıpalsi: felçpalyasyon: hafifletme,
azaltma palyatif: belirti azaltıcıpan-: tüm- panari(s): (parmakta) dolamapandemi: tümsalgınpandemik: tümsalgın(la ilgili)panel: açık oturum; kurul;panik: ürküpano: duyuru tahtasıpapil(l)er: memebaşımsı;
memebaşı(yla ilgili); parmaksı çıkıntılı
papilla: memebaşı; parmaksı çıkıntı
papül: kabartıpapüler: kabartılıpar(i)(y)etal: yan; çepere aitpara-: yan, yanındaparadoks: çelişki
56
Türkçe Tıp Dili Kılavuzu
paralel: koşutparalitik: inmeli, felçliparalize etmek: felç etmek paralizi: inme, felçparamedi(y)an: orta çizgi
yanı parametre: değişken,
değiştirgenparamnezi: bellek karışıklığı parankim(a): özekdoku parankimatö(z): özekdokusalparaparezi: altyarı güçsüzlükparapleji: altyarı inmeparavertebral: omur yanındaparazit: asalak parazitik: asalak(larla ilgili) parazitoloji: asalakbilimparenteral: sindirim dizgesi
dışı yoldanparestezi: karıncalanmaparezi: hafif inmeparite: denklik, eşitlik; eşlik;
doğurulan çocuk sayısıparoksizm: azıtım, saldırı paroniş(i)ya: (parmakta)
dolamaparotis: kulakaltı beziparsiyel: kısımsalpart time: yarı zamanlıpartikül: tanecik, parçacıkpartisyon: bölme, parçalama;
bölünmepartner: eşparturisyon : doğurmapartus: doğum pasif: etkin olmayan, edilgen pasif immünite: edilgen
bağışıklıkpasif immünizasyon: edilgen
bağışıklamapassword: şifre, parolapatent: açık (damar)patern: örüntü, örnek, desenpaternal: babasal; babaya ait
pathway, petvey: yol, yolak-pati: ... bozukluğu, ... hastalığıpatient: hastapatogenez, patojenez:
hastalık oluşumu patognom(on)ik: tanı
koydurucupatojen: hastalık etkeni;
hastalığa yol açanpatojenik: hastalığa yol açanpatoloji: hastalık; hastalık
bilimipatolojik: hastalığa ait;
hastalık bilimi(yle ilgili)pause: duraklama, durdurmapeak, pik: doruk, tepepedi(y)atr(ist): çocuk hekimipedi(y)atri: çocuk hekimliğipedi(y)atrik: çocuk
hekimliği(yle ilgili); çocuk(la ilgili)
pedigri: soyağacıpediküloz(is): bitlenmepedodonti: çocuk diş
hekimliğipedodontist: çocuk diş hekimipedontoloji : çocuk diş
hekimliğipeeling: soyum, soyulmapelvis: leğen, leğen kemiğipenetran: delici, içeri geçen,
içeri girenpenetrans: gen etkinliğipenetrasyon: delip girme,
içine işlemepens: tutaçpentaloji: beşli bozukluk peptik: sindirimselper os: ağızdan per(i)yod, per(i)yot: dönem;
devir; aybaşı; süreperiyodik: süreli yayınpercent, persent: yüzde
57
Türkçe Tıp Dili Kılavuzu
percentage: yüzde oranı, yüzdelik
perforasyon: delinmeperformans: verim; başarım;
gösteriperfüzyon: sıvı içitimiperi-: çevresinde, yakınındaperi(y)ost: kemikzarı perianal: anüs çevresiperifer: çevreperiferal, periferik :
çevresel, çevre(yle ilgili) perinatal: doğum zamanıyla
ilgiliperistaltik: sağınımsalperistaltizm: sağınım, itici
kasılımperiton: karınzarı peritoneal: karınzarı(yla ilgili) peritonit: karın zarı yangısıperivasküler: damar
çevresi(yle ilgili); damar çevresinde
periyodisiteperleş: dönemsellikdudakkıyısı çatlağıperlingual: dil yoluylapermanen(t): kalıcı, sürekli permeabilite: geçirgenlik permeabl(e): geçirgen pernazal: burun yoluylapernisiyö(z): kötücül, azılı peroral: ağızdan, ağız yoluylaperos: ağızdanperpendiküler: dikey, dikpersantil, persentil: yüzdelikperseküsyon: eziyet, zulüm,
işkenceperseküte olmak: acı
çektirmekpersepsiyon: algı; algılamapersistan: kalıcı; direngenpersistans: kalıcılıkpersonalite: kişilik
personel: çalışanlarperspektif: bakış açısı, görüş
açısıperspirasyon: terlemepertus(s)is: boğmacapes planus : düztabanpes(s)imist(ik): kötümserpestisit: böcekkıranpetit: küçükpigment: renkverenpik: dorukpika: toprak yeme pilot çalışma: ön çalışma,
örnek uygulamapilül: hapçıkpinositoz: hücresel içmepireksi: ateşpirojen(ik): ateş oluşturan,
ateş yükselticipitoz(is): düşüklükpituiter gland: hipofiz bezipiyo- : irinli, irin ...piyojen(ik): irinlenme yapan,
irinyapanplacebo, plasebo : etkili
özdeği bulunmayan, aldancaplain film: düz filmplan: düzlem; tasarplanar: düzlemselplanlamak: tasarlamakplasenta: döleşi, eşplaster: örtkalplasti: onarımplatelet: trombosit, kan
pulcuğuplato: düzlükplato konsantrasyonu:
kararlı durum derişimiplazma: kansıvıpleksus: ağpleomorfik: çokbiçimlipleomorfizm: çokbiçimlilikpletore: kan bolluğu; doluluk,
bolluk
58
Türkçe Tıp Dili Kılavuzu
plevra: akciğer zarıplevral: akciğer zarı(yla ilgili)plika: kıvrım, büklümplika vokalis: sesteliplonjan: dalanplug: tıkaçpneum-, pneumo- ;
pneumato-: hava-, gaz- ; akciğer-
pnömoni: zatürre-po(i)ez(is): ... oluşum(u)pointer: göstergeç; imleçpoison: zehirpol(l)usyon: kirlenmepolar: kutuplu, kutupsalpolarite: kutupsallıkpolarizasyon: kutuplaşmapolemik: sert tartışmapolen: çiçek tozupoli-: çok-; aşırı-polidaktili: çokparmaklılıkpolidipsi: aşırı su içmepolifaji: aşırı yemepoliform: çokbiçimlipoligami: çokeşlilikpoligenik: çokgenlipolikistik: çokkeseciklipoliklinik: polimer: çok parçalı birleşikpolimerizasyon:
polimerleşme polimorf: çokbiçimlipolimorfizm: çokbiçimlilik;
çeşitlilikpolimorfonükleer: parçalı
çekirdeklipolinükleer: çokçekirdeklipolio(miyelit): çocuk felcipolip: mukoza urupolisitemi: alyuvar artımı poliüri: çok işemepolivalan: çokdeğerli(kli)pollaküri: sık işemepomad, pomat: merhem
ponksiyon: delme ponksiyon lomber: beldelimipopliteal: diz ardı(yla ilgili)popülasyon: topluluk, toplumpopüler: sevilen, gözdepor: gözenekporsiyon: parça, kısımport(a): kapı, girişportabl: taşınabilir, taşınırportal: kapı(yla ilgili), girişportatif: taşınır, taşınabilirportör: taşıyıcı post-: ... sonrasıpostefektif: postenfeksiyöz: enfeksiyon
sonrasıposterior: arkaposterolateral: arka-yanposteromedian : arka-içpostgraduate: mezuniyet
sonrasıpostload: ardyükpostmatür: geçdoğanpostmenopozal: yaşdönümü
sonrası(yla ilgili)postmenstrual: adet sonrasıpostmortem: ölüm sonrasıpostnatal: doğum sonrasıpostop(eratif),
postoperatuvar: ameliyat sonrası
postpartum: doğum sonrasıpostprandial: yemek sonrasıpostprosesing: işlem sonrasıpostterm, post-term:
geçdoğanposttranskripsiyonel: yazılım
sonrasıposttranslasyonel: çeviri
sonrasıposttransplant: aktarım
sonrası
postulat, postülat: önerme
59
Türkçe Tıp Dili Kılavuzu
postür: duruş postvital: ölürölmezposyon: şekerli içintipotans, potens: güç; cinsel
güçpotansiyel: gizil; gizilgüç;
olası; gerilimpotent: güçlü, etkilipowder: tozpozisyon: konumpozisyonel: konumsalpozisyonlamak: yerleştirmekpozitif: olumlu; varpozitifleşme: varolma,
belirmepozoloji: ölçübilim, düzebilimpragmatik: yararcıpragmatizm: yararcılıkpratik: uygulama, uygulamalı;
kolaypre-: ... öncesipreadult: erişkin öncesiprebiyotik: canlılık öncesiprediksiyon: öngörü,
öngörmeprediktif: öngörüselprediktif değer: öngörme
değeriprediktör: öngörücüpredispozan: zemin
hazırlayan, yatkınlaştıran, eğilimli kılan
predispoze: yatkın, eğilimli predispozisyon: yatkınlık predominant: üstün, en üstünpreemptif: erken dönemdepregnansi: gebelik pregnant: gebepreikterik: sarılık öncesipreimplantasyon: yerleştirme
öncesipreklinik: klinik öncesi;
belirtiler öncesi
prekordiyal: yürekönü(yle ilgili)
prekordiyum: yürekönüprekürsör: öncül; ön maddepreliminar, preliminer:
başlangıç, girişpreload: önyükprematür(e): erkendoğanprematür(e) atım: erken atımpremenstrüel: aybaşı öncesipremorbid: hastalık öncesiprenatal: doğum öncesiprensip: ilkepreoperatif: ameliyat öncesipreparasyon: hazırlama preparat: hazır ilaç; inceleme
için hazırlanmış nesneprepisyum: sünnet derisipresipitasyon: çökelmepresipitat: çökelti, tortupresipite etmek: çöktürmekprestij: saygınlıkpreterm: erkendoğan pretransplant: aktarım öncesiprevalan(t): yaygın prevalans: yaygınlıkprevantoryum: önleyimevipreventif: koruyucu, önleyiciprezentasyon: sunum; geliş
(doğumda)prezente etmek: sunmakprezervatif: penis kılıfı, kaput;
koruyucuprimer: ilk, başlangıç; birincil;
başlıca, temelprimigravid: daha önce bir
kez gebe kalmışprimipar: bir doğum yapmışprimitif: ilkelprimordi(y)al: taslaksal; ilkelprimordiyum: taslak (organ)print: baskıpro-: önce, önünde
60
Türkçe Tıp Dili Kılavuzu
pro re nata: gerekirse, duruma göre
prob(e): başlık; sonda, boru; tanımlayıcı (genetik)
proband: ilk hastaprobe etme: sondalamaproblem: sorunproçes, proses: süreç, işlemprodrom: önbelirti, önprodromal: öncü,
önbelirti(lerle ilgili) pro-drug: ön-ilaçprodüksiyon: üretimprodüktif: verimliprodüktivite: verimlilikprofesyonel: mesleki; uzmanprofil: biçim; döküm; yandan
görünüşprofilaksi : önkoruma,
korunum, koruyucu sağaltımprofilaktik: önkoruyucu,
korunmayla ilgili, önleyiciproforma fatura: teklif
mektubuprogeni: soyprogenitör: ata; öncülprognostik: önbilisel,
öngörümsel, kestirimselprognoz : önbili, öngörüm,
kestirimprogram: izlenceprogres: ilerleme; izlemprogres(s)if: ilerleyiciprogresyon: ilerleme, gelişme proje: tasarımprojeksiyon: çıkıntı; yansıtma;
izdüşümprojektil: fışkırır tarzda;
fırlatılanprokaryot: ilkel çekirdekliproksimal: yakın, yakınsalprolapsus : sarkma proliferasyon: çoğalmaprolifere olmak: çoğalmak
prominensia: çıkıntı promontorium: çıkıntıpromosyon: yükselme,
ilerleme; tanıtımpromotor: kurucu, geliştirenpron: yüzükoyunproof: önbaskıproofreading: sondüzeltmeproporsiyon: orantıproporsiyone(l): orantılıpropositus: ilk hastapropriyoseptif: derin duyusalpropriyoseptör: özdurum
algıcıprosedür: işlemprosessus: çıkıntı prospektif: ileriye dönükprospektüs: tanıtmalıkprostrasyon: bitkinlik proteksiyon: koruma,
korunmaprotez: takmaproto-: ilk-; tek-prototip: ilkörnekprotokol: tutanak; yöntem;
resmi davranış kurallarıprototip: ilkörnek, örnekprotrüde: çıkıntı oluşturmuş;
dışarı uzanmışprotrüzyon: çıkıntıprovokasyon: uyarma,
kışkırtmaprovokatif, provokatör :
kışkırtıcıprovoke etmek: kışkırtmak,
uyarmakpruf, proof: önbaskı, deneme
basımı; dayanıklıprürit(is): kaşıntıpsikanalist: ruh çözümleyicipsikanaliz: ruh çözümlemepsikiyatr(ist): ruh hekimipsikiyatri: ruh sağlığı
61
Türkçe Tıp Dili Kılavuzu
psikiyatrik: ruh hekimliği(yle ilgili)
psikojen(ik): ruhsal kökenlipsikolojik: ruhsalpsikomotor: ruhdevinimsel;
tindevinimselpsikopat : ruh hastasıpsikopati: ruh hastalığıpsikosomatik: ruhsal-
bedenselpsikotrop: ruhsal etkinpsikoz: akıl hastalığı, çıldırıpsişik: ruhsalpsödartroz: yalancı eklempsödo-: yalancı ...psödogestasyon: yalancı
gebelikpsödopod: yalancı ayakpsödotümör: yalancı urpsöriazis: sedef hastalığıpuberte: ergenlik pudra: tozpuerperal: lohusalık(la ilgili)pulmoner: akciğer(le ilgili) pulpa: öz, dişözü, parmak ucupuls(us), pulsasyon, pulse :
atım, vuru, nabızpulse oksimetre: oksijenölçerpulverizatör: püskürteç;
tozpüskürtücüpunç, punch: delgeç, delgipunktat: benekli, noktalı,
noktasalpunktur(e): delme pupil(la): gözbebeği purgatif: sürgen, müshil pü(y): irinpür: arı, safpürifikasyon: arıtım,
arılaştırımpürtrefiye: kokuşmuşpürülan: irinlipürülans : irinlenim
püstül: irinli kabarcık, irinli sivilce
pütrefaksiyon: kokuşma, çürüme
püy: irin
Rrabies: kuduzradikal: kökten; köktenci;
kök(le ilgili)radikalizm: köktencilik radiks: kök radiküler: kök(le ilgili);
kökçük(le ilgili)radyasyon: ışıma, ışınım, ışın
saçmaradyolog: radyoloji uzmanı,
ışınbilim uzmanıradyoloji: ışınbilimradyoopak: ışıngeçirmez radyoopasite: ışıngeçirmezlik radyorezistan: ışındirençliradyosensitif: ışınduyarlıradyoterapi: ışın sağaltımırafine: arı, saf; incerafine etmek: arılaştırmak,
saflaştırmak, arıtmakral: çıtırtıramifikasyon: dallanım random(ize): rastgele,
gelişigüzelrandomizasyon:
rastgeleleştirmerange: aralıkrant: haksız kazançrantabl(e): verimlirapel: pekiştirmerapid eye movement: hızlı
göz hareketirapidly progres(s)if: hızlı
ilerleyici
62
Türkçe Tıp Dili Kılavuzu
rapor: yazanakrapor etmek: bildirmekrasyo, ratio: oranrasyonalize etmek: akla
uydurmak; kılıf uydurmakrasyonel: akılcırat: sıçanrate: oran, hız, orantıre-: yeniden-reabsorpsiyon: geri emilimreagent: ayıraçreaksiyon: tepki; tepkimereaktan: tepken, tepkimeye
katılanreaktif: tepkili, tepkisel; ayıraçreaktivite: tepkililik,
tepkisellikrealistik: gerçekçirealite: gerçeklikrealizasyon: gerçekleştirme;
kılıf uydurma;reanimasyon: canlandırma,
diriltmerebound: geri tepme, geri
sekme; yansımareceiver: alıcırecover: iyileşme, düzelme,
toparlanmarecumbant: yatarreduplikasyon: ikilemeredüksiyon: indirgeme,
indirgenme; azaltma, azalma
redüktan: indirgen, indirgeyici; azaltıcı
reel: gerçekreferans: kaynak referans noktası: çıkış
noktası; karşılaştırma noktası
refere etmek: kaynak göstermek; göndermek
refleks arkı: tepke döngüsürefleks: tepke
refleksiyon: yansımareflektör: yansıtıcı reflü: gerikaçış, geriakış, reform: düzeltme, iyileştirmereformasyon: biçimlendirmerefraksiyon: kırılma, kırmarefrakter: yanıtsız, tepkisiz,
dirençlirefrakter per(i)yot: duyarsız
dönemrefresh: tazelemek, yenilemekrefüze etmek: geri çevirmekregistrasyon: kayıtregistri, registry: kayıt
sistemi; kayıtlıkregl: aybaşıregresif : gerileyici regresyon: gerilemeregülarite: düzenlilikregülasyon: düzenleme,
ayarlama regülatör: düzenleyici regüle: ayarlı, denetim altındaregüle etmek: ayarlamak,
düzenlemekregüler: düzenli regürjitasyon : geri gelme,
gerikaçışregürjite olmak: geri gelmek,
geri kaçmakrehabilitasyon: esenlendirmereinforsment: güçlendirmerej(i)yonal: bölgesel rejeksiyon: atılım, reddetme rejenerasyon: yeniden
oluşma, yenilenmerejenere olmak : yeniden
oluşmak, yenilenmekrejim: perhiz; yönetim biçimi;
uygulama biçimirekalsifikasyon: yeniden
kireçlenme
63
Türkçe Tıp Dili Kılavuzu
rekombinan(t): yeniden yapılanmış, yeniden düzenlenmiş
rekombinasyon: yeniden düzenlenme
rekonstrüksiyon: yeniden yapım, yeniden yapılandırma
rekonstrüktif: yeniden yapım(la ilgili)
rekord: kayıt, tutanakrektal: rektum(la ilgili), göden
yoluylarekür(r)en: yineleyenrekür(r)ens: yinelemerelaksan: gevşeticirelaksasyon: gevşeme,
gevşeklikrelaps, rölaps : depreşme,
alevlenmerelatif, rölatif: göreceli, göreli release: salma, açığa çıkma,
salıvermeremisyon: azalma, gerileme,
iyileşmeremittan: kesikli, oynakremnant: kalıntırenal: böbrek(le ilgili)reparasyon: onarımrepetetif (-itif): yinelenenreplasman: yenileme, yerine
koyma; yenisiyle değiştirmereplikasyon: eşlenmereplikatif: eşlenme(yle ilgili)replike olmak: eşlenmekrepres(s)ör: baskılayıcırepresyon: baskılama, baskıreprezant: tanıtımcıreprezentasyonel: temsil
edicireprint: ekbaskıreprodüksiyon: üreme,
çoğalma; çoğaltımreprodüktif: üreme(yle ilgili)
repulsiyon: itme; geri tepmeresearch: araştırmareseptivite: alabilirlik, alırlıkreseptör: alıcı, almaçreses(s)if: çekinikresiprokal: karşılıklırespirasyon: solunumrespiratu(v)ar: solunumsal,
solunum(la ilgili)respiratuvar arrest: solunum
durmasırespons: yanıtrest: dinlenme; artık, kalıntırest(i)riksiyon: kısıtlama,
sınırlamarestless: huzursuzrestorasyon: onarımrestriktif: kısıtlayıcı, sınırlayıcıresusitasyon: canlandırmaretansiyon: birikme, birikip
kalma, toplanıp kalma; tutma; tutulma
retard: uzun etkiliretardasyon: gerilik; gecikmeretarde: geri (kalmış)retikulum : ağcıkretiküler: ağsı, ağ(la ilgili)retina: ağkatmanretraksiyon: çekilme,
büzülme; çekinti, büzüşmeretro-: … arkasıretrofaringeal: yutak arkasıretrograd : ters yönde, geriye
doğruretrokaval : ana toplardamar
arkası(yla ilgili)retronazal : burun arkası(yla
ilgili)retroperitoneal : karınzarı
arkası(yla ilgili)retrospektif: geriye dönükretroversiyon: geriye
dönüklükretrovert: geriye dönük
64
Türkçe Tıp Dili Kılavuzu
reuptake: gerialımreusabl(e): yeniden
kullanılabilirreversibilite: tersinirlikreversibl: tersinir, geri
dönüşümlüreversiyon: geri dönüşümreview: derleme; gözden
geçirmerevir: bakım odası, bakımlıkrevival: diriltme, canlanmarezeksiyon: kesme, kesip
çıkarma rezektabl(e): kesip
çıkarılabilirrezerv: yedekrezervuar: depo, havuzrezidü(el): artık, kalıntırezistan: dirençli rezistans: dirençrezolüsyon: çözünürlük;
çözülme; düzelmerezonans: titreşimrezorpsiyon: emilim; eriyip
dağılmaRh, eraş: Re-herigor: katılıkrigor mortis: ölü katılığırijid: katı, sertrijidite: katılıkring: halkarisk: tehlikeritim, ritm: dizemrodent: kemirgenronkus: hırıltırotasyon: dönmerotasyonel, rotasyoner:
dönmeli;rotatu(v)ar: dönüşlü; dönerrubella : kızamıkçıkrubelliform: kızamıkçık
benzerirubeola: kızamık
rudimanter: gelişmemiş, güdük kalmış; körelmiş
rule out (R/O): dışlamakruminasyon : derin düşünme;
geviş getirmerutin: alışılagelenrüptür: yırtık, delinme, kopmarüptürabl(e): yırtılabilir rüptüre olmak: yırtılmak
Ss(i)katris: yaraizis(i)katrisiyel: yaraizi(yle ilgili)s(i)katrizan: yara kapayıcısaber-sheath: kılıç kınısabite: katsayısac, sak: kese; torbasadist: elezersadizm: elezerliksadomazoşist: elözezersadomazoşizm: elözezerliksagital: ön-arka dikeysakrifiye etmek: öldürmeksakrum: kuyruksokumu kemiğisakşın, suction: emmesaline: tuzlu çözeltisaliva: tükürüksalivasyon: tükürük
salgılanmasısalvaj, salvage: kurtarmasampling, sempling :
örnekleme sanatoryum: sağaltımevisanitasyon : sağlık koruma,
sağlık hizmetisantral: merkezsantrifüj: ayrıştırım aygıtısantrifüje etmek: ayrıştırmaksaplement: eksaponifikasyon: sabunlaşmasaprofit, saprofitik: çürükçülsarkastik:
65
Türkçe Tıp Dili Kılavuzu
sarkoid, sarkomatoid: sarkomsu
satellit(e): uydusature, satüre: doymuş,
doygun satürasyon: doygunluk,
doymascatter: saçılmascreen(ing): taramasebore: aşırı yağlanma (deri)seboreik: yağ salgısı(yla ilgili)second look: ikinci
değerlendirmesedanter: oturgansedasyon: yatışma, yatıştırmasedatif: yatıştırıcısedatize etmek: yatıştırmaksedimanter: tortulsediment: çökelti, tortusedimentasyon: çökelme,
çökelim, çökeltme, tortulaşma
seeding: ekim, ekilmesefalik: baş(la ilgili)segment: bölüt, kesimsegmentasyon: bölütlenme,
bölütlemesegregasyon: ayırma, ayrı
tutmaseizure: nöbetsekans: dizi, sırasekel: izik, hastalık kalıntısı,
kalansorunsekestr(um): ölükemiksekestrasyon: ayrıklaşma,
ayrıkalmasekonder: ikincil sekresyon: salgı; salgılama,
salgılanma, salgılanımsekreta: salgılarsekrete etmek: salgılamaksekreter: yazman, yazıcısekreterya: yazı işi; resmi
kurul; yazman
seks: cinsiyet, cinsellikseksi(y)o: açım(lı doğurtma)seksiyon: bölümseksoloji: eşeybilimseksüalite: eşeysellik,
eşeylilikseksüel: cinsel, eşeyselsektör: kesim, bölgeseküriti, security: güvenlik-sel: -keseleşimi; -şişmesisel(l)üler: hücresel, gözesel seleksiyon: seçilim; seçmeselektivite: seçicilikself assesment: kendini
değerlendirmeself-limited, self limiting:
kendini sınırlayan, kendisini kısıtlayan
self medikasyon: kendi kendini tedavi
self-care: özbakımsella tursika, sella turcica:
Türk eyerisembi(y)otik, simbi(y)otik:
ortakyaşar; ortakyaşamsal sembi(y)oz(is),
simbi(y)oz(is): ortakyaşamsembol: simgesembolize etmek:
simgeleştirmeksemen: ersuyusemi-: yarı-, yarım-semilunar: yarımaysı seminal: ersıvısal, ersıvı(yla
ilgili) semipermeabl(e):
yarıgeçirgensemisirküler: yarım daire
biçimindesemiyoloji: belirtibilim sempati: yakınlık, sevimlilksempatik: sevimli, cana yakınsempozyum: tartışılı oturum semptom: belirti
66
Türkçe Tıp Dili Kılavuzu
semptomatik: belirtili; belirti(yle ilgili)
semptomatoloji : belirtiler; belirtiler bilgisi
sendrom: belirgisenil : yaşlılık(la ilgili)senilite: yaşlılık senkop: baygınlık senkron(ize),
senkronik:eşzamanlısenkronizasyon: eşleme;
eşzamanlamasens: anlam; anlamlı; duyusensasyon: duyum sensibıl: duyarlısensibilite : duyarlıksensibilizasyon: duyarlama,
duyarlanmasensitif: duyarlı sensitivite: duyarlık sensitizasyon: duyarlama,
duyarlanmasensoriyel: duyumsalsensör: algılayıcı, duyaçsensörinöral: sinirduyusalsensus: duyu sentetik: yapaysentez: yapım, bireşim-sentez: -delimisentrifügasyon: ayrıştırmasentromer: birincil boğumseparasyon: ayrılma, ayırma,
ayırımseparatör: ayırıcısepta: arabölmelerseptasyon: bölmelenmeseptik: bulaşlı septum: arabölmeserebellar: beyincik(le ilgili)serebellum: beyincikserebral konküzyon: beyin
sarsıntısı serebral korteks: beyin
kabuğu
serebral: beyin(le ilgili)serebrospinal: beyin-
omurilik(le ilgili)serebrum: beyin seremoni: törenseri: dizi; hızlı; art ardaseroloji: kansu incelemesiserolojik: kansu(yla ilgili)seröz: kansuluseröz membran: kayganzarsertifika: yeterlik belgesiserum: kansuservikal: boyun(la ilgili);
dölyatağı boynu(yla ilgili)servikal lordoz(is): ense
çukuru, boyun yayıserviks: boyun; dölyatağı
boynuservis: koğuşsesil: sapsızsestod: yassı solucan, şeritset: takımsezaryen, sezaryen sekşın
(C/S): açımlı doğurtmasfigmomanometre :
kanbasıncıölçerisfinkter : büzgeç, büzgen
(kas)sibernayf, cyberknife: uzay
bıçağısibling: kardeşsickle cell anemi: orak hücreli
kansızlıksifiliz: frengisign: belirti, bulgu, imsignificant: anlamlı, önemlisiklik: halkasal; döngüsel,
çevrimselsiklus: çevrim, döngü sil(i), silia: kirpik, kirpiklersimbiyoz(is): ortakyaşamsimetri: bakışımsimetrik: bakışımlısimple: yalın, basit
67
Türkçe Tıp Dili Kılavuzu
simülasyon: benzetimsimültane: anında, eşzamanlısin-: bitişik, yapışık, kaynaşıksinaps: kavşaksinapsis: eşleşmesinartroz: oynamaz eklemsindaktili: yapışık parmaklılıksinerji: eşetkinlik, görevdeşliksinerjik: eşetkin, görevdeşsinestezi: duyum ikiliğisineşi: yapışıklık, yapışma sinister, sinistra: sol, soldakisinovi(y)a: oynak sıvısı, eklem
sıvısısinovi(y)al membran:
oynakzarı, eklemzarısintilasyon: parıldamasinüs: boşluksinyal: im, işaretsirkadiyen ritm: günlük
dizemsirkumsizyon: sünnetsirkülasyon: dolaşım sirküler: çembersel; duyumsirop: şekerli sıvı ilaç-sis: ... hastalığısistem: dizgesistematik: sistemli, dizgeselsistemik: dizgesel, yaygın,
tümselsistern: sarnıç-sit: -göze(si)sitasyon: kaynak gösterimi,
atıfsite (sayte) etmek: kaynak
göstermeksitogenetik: göze kalıtımbilim;
göze kalıtımbilim(le ilgili)sitogenez: göze oluşumusitoloji: gözebilim, hücrebilim sitoplazma:göze sıvısı, hücre
sıvısısitostatik: hücre durdurucu,
göze durdurucu
sitotoksik: hücre zararlı, göze zararlı
siyanoz: morarmaskabies: uyuzskala: dizi, sıra; yelpaze;
gösterge çizelgesi; ölçekskalp: kafa derisi, saçlı deriskapula: kürekkemiği skar: yaraizi; nedbeskarlatin(a): kızılskarlatiniform: kızılımsısken(ing), scanning: taramaskenır, scanner: tarayıcıskenogram: kılavuz görüntüskip: atlama; sıçramaskleroz(is): sertleşme, sertliksklerozan: sertleşimli;
sertleştirenskolyoz: omurga eğriliği,
yaneğrilikskor: puan, değerskorlama: puanlama,
değerlendirmeskotom: görme boşluğu, kör
bölgeskuam: kepekskuamoz, skuamöz: kepekli;
yassıslayt: saydam; camslayt görüntüsü: yansıslice: kesitslow release, SR: yavaş
salıverensmear, smir: yaymasofistik(e): karmaşık, ayrıntılı;
deneyimlisoftware: yazılımsolid: katı, tıkızsoliter : teksolubilite: çözünürlüksolubl(e): çözünürsolüsyon: çözelti, eriyiksolüt: çözünensolvent: çözücü
68
Türkçe Tıp Dili Kılavuzu
somatik: bedenselsomnambül: uyurgezersomnambülizm: uyurgezerliksomnipati: uyku bozukluğusomnolans : uyuklama somnus: uykusonda: boru, dalgısosyal: toplumsal sosyalizasyon: toplum-
sallaştırma; toplumsallaşmasosyoloji: toplumbilim sömester: yarıyılsörfeys, surfeys, surface :
yüzeyspastik: aşırıkasılımlı,
süreklikasılımlı, kasınıkspastisite : aşırıkasılım,
sürekli kasılımspatial: uzaysalspatül(a): spazm: kasılım spazmodik: kasılımlıspazmolitik: kasılım çözenspazmoliz: kasılım çözülmesispecies, spesies: tür, türlerspektrum: yelpazespekulum: gözgü, aynaspekülasyon: kurgu;
dayanaksız görüşspekülatif: kurgusalspeküle etmek: kurgulamaksperm: ergözespermatik kord: ersuyu
borususpermatozoa,
spermatozoon, spermatozoit: ergöze
spesifik: özgül; özgüspesifik gravite: özgül ağırlıkspesifikasyon: ayrıntılarıyla
tanımlamaspesifiye olmak:
özgülleşmek, özelleşmekspesivite: özgüllük
spesiyal: özelspesiyalite: özellikspesiyalizasyon:
uzmanlaşma, özelleşmespesmen, speysmen: örnekspikül: iğnemsispina bifida: ayrık omurgaspinal: omurga(yla ilgili)spinal kord: omurilikspindıl, spindle: iğsispinöz: dikensi;spiral: sarmal; dölyatağı içi
araçsplanknik: splenektomi: dalak çıkarımısplenik: dalak(la ilgili)splenomegali: dalak
büyümesi, dalak büyüklüğüsplint: süyek, sabitleme sargısı split: yarıkspondiloz: omur kaynaşması;
omuryozlaşmasıspongiyöz: süngerimsisponsor: destekçi sponsorluk: destekçilikspontan: kendiliğindensporadik: tek tükspot: nokta; benek; lekespotted: beneklispray, sprey: püskürtme;
serpintisputum: balgamstabil angina (pektoris):
kararlı göğüs ağrısıstabil: kararlı, dengeli;
durağanstabilite: kararlılık, dengestaff: çalışan, çalışanlar
(sürekli)stage: evrestaghorn: geyikboynuzustaging: evrelemestain: boyastaining: boyama
69
Türkçe Tıp Dili Kılavuzu
standardize etmek: örnekölçüye ayarlamak, ölçünlemek
standart: örnekölçü, ölçünstapez: üzengistar: yıldızstarvasyon: açlıkstart: başlama, çıkışstasyoner: durağan,
devinimsizstatement: deyim; tümce;
belgestatik: durağan-statik: ... durduranstatü: durum, mevki;
toplumsal durumstatüko: süregelen durumstaz: yavaşlama; göllenme-staz (son ek): ... durması, ...
durgunluğusteatore: yağlı dışkı, yağlı
sürgün steatoz: yağlanma (iç
organlarda)stenoz: darlıkstep: basamak, adımstepkak: musluksteril: kısır; arınık, arınmışsterilite: kısırlık; arınımsterilizasyon: kısırlaştırma;
arındırmasterilizatör: arındırıcısterilize etmek:
kısırlaştırmak, arındırmaksternum: göğüs kemiğistetoskop: dinleme aygıtısteyçleme, stageleme:
evrelemestick, stik: çubuk, şeritstil: biçemstile(t): kılavuz telstillborn: ölüdoğan stimulus, stimülüs: uyarıstimülan: uyarıcı
stimülasyon: uyarımstimülatör: uyarıcıstimüle: uyarılmışstoma: ağız -stomi: ... ağızlaştırmakstoplamak: son vermek,
durdurmakstorage pool: yığım havuzustrabismus: şaşılıkstrain: soy; zorlanmastrateji: anayöntemstratejik: elverişli, uygunstratifikasyon: çokkatlılaşma;
katmanlaşmastratum: katmanstreç: germe, gerilmestres: gerilim, ruhsal gerginlik,
baskıstri(y)a: çizgi; deri çatlağıstriasyon: çizgilenme; çizgililikstridor: ıslık sesi, ötme sesi,
üflükstriktür: daralmastrip: şeritstrok(e): inme, felç stroma: destekdoku struma: guatrstrüktür: yapıstrüktürel: yapısalstudy: çalışmastump: güdük stupor: yarıbilinçlilik,
uyuşukluk, uyuklama stutter: kekeme, kekemelik sub-: -altısubakut: yeğinaltısubfebril: hafif ateşlisubject: konu; bireysubjektif: öznel subklinik: belirtisizsubkostal: kaburga altısubkütan: derialtısublimasyon: yüceltme;
arıtma; uçunma, uçunum
70
Türkçe Tıp Dili Kılavuzu
sublingual: dilaltısubmandibular: çenealtı suboksipital: başardıaltı substantia: dokusubstitüsyon: değişim, yerini
almasubstrat: etkilenen maddesubtip: altörnek, alt tipsubtotal: tüme yakınsubtraksiyon: çıkarmasubünit(e): altbirimsuccessive: ardışıksuction, sakşın: emmesudden infant death: ani
bebek ölümüsufl(e): üfürüm suggest: önermeksuicide: özkıyımsuitable: uygunsulkus: oluksumasyon: yığışmasunburn: güneş yanığısunstroke: güneş çarpmasısup(p)ortif: destekleyicisuperior: üst, üstünde; üstünsupin: sırtüstüsuplamenter: bütünleyici, eksuplement: eksuplementasyon: ek, desteksuplemente etmek: eklemek,
desteklemeksupply: sağlantısupport: desteksupra-: ... üstüsuprafizyolojik: fizyolojik
dozun üstündesupres(s)e: baskılanmışsupres(s)ibl(e):
baskılanabilensupres(s)ör: baskılayıcısupresyon: baskılamasur-: aşırı-, ötesindesurface: yüzeysurfaktan: yüzeyetkin özdek
surgeon: cerrahsurrogate: taşıyıcı (anne);
yerini tutansurvey: araştırma; sormacasurvi(val): sağkalım sustained release: sürekli
salıverensuş: köken, kök, soysüje: deneksüperalimentasyon: aşırı
beslemesüperego: üstbenliksüpereksitasyon: aşırı
uyarma, aşırı uyarılmasüperenfeksiyon: yinelbulaş;
üstüne eklenen bulaşsüperfisyal: yüzeyel, yüzeysel süpernatan: üstte kalan,
yüzensüperpoze: üst üste gelmiş,
üstüne eklenmişsüperpoze olmak: üst üste
gelmek, üstüne eklenmeksüpervayzır, supervisör :
üstdenetmensüpervizyon : üstdenetim süpürasyon: irinleşim,
irinlenme süpüratif: irin yapan;
irinleşimlisüpüre: irinlisüralimentasyon: aşırı
beslemesüreksite: aşırı uyarılmış sürmenaj: aşırı yorgunluk,
bitkinliksürrenal: böbreküstü sürveyans: belirleme, izlem
ve denetlemesürvi: sağkalım; tarama,
araştırmasüspansiyon: asıltı; askılamasütür atmak : dikmeksütür: dikiş
71
Türkçe Tıp Dili Kılavuzu
Şşaft: gövdeşans: olasılık şant: yangeçitşape kostale: tespih tanesi
(kaburga)şaperon: şarj: yükleme; yükşelasyon: bağlanma,
kıskaçlamaşelat: bağ; kıskaçşık: seçenekşema: çizemşift: kayma, yer değiştirme;
vardiyaşizofreni: şok: sarsıntı, sarsı;şok(e) olmak: şaşkına
dönmek, şaşırmak şoka girmek: şov, show: gösteriştamp (stump): güdük
Tt(h)ril(l): titreşimtabakizm: tütün zehirlenmesitabako: tütüntablet: yassı haptablo: durum; çizelgetagged: imli, işaretlenmiştaktik: yöntemtaktil: dokunsaltampon: tıkaç, yastıktanatofobi: ölüm korkusutandans: eğilimtansiyon: gerilim, gerginlik;
basınç; kan basıncıtansiyon arteriyel : kan
basıncıtardif: geç
tarsal: ayak bileği(yle ilgili) tayming: zamanlamateenage: ergen, ergenlik(le
ilgili)teknik: uygulayım, yöntem;
uygulayım(la ilgili)tekst, text: metin, yazıtekstbook, textbook:
temelkitaptelensefalon: uçbeyintelepati: uzaduyum,
öteduyumtemperatür: sıcaklıktemporal: zamansal; şakak(la
ilgili)tender: hassastendon: kiriş tenesmus, tenezm: ağrılı
dışkılama duygusu, ağrılı işeme duygusu
tentoryum: çadırteori: kuramteorik: kuramsalterapi: sağaltım, tedavi terapist: sağaltman,
sağaltımcıterapötik: sağaltımsal,
sağaltıcı; sağaltımbilim terapötik abortus : sağaltıcı
düşükterapötik indeks: sağaltım
oranı, tedavi oranıteratojen(ik): tansık
oluşturucu, tansıkoluşum(sal)
teratoloji: tansıkbilimterim: söz, deyimterm: dönem; dönem sonu;
gününde doğmuş (bebek)termal: kaplıca(yla ilgili); ısısalterminal: uç, son; uç(a ait),
son(a ait)terminasyon: sonlanma,
bitme
72
Türkçe Tıp Dili Kılavuzu
terminasyon, termine etme: sonlandırma
terminoloji : adlandırmatermofor: ısıtırtermokoter: ısıldağlak,
ısıldağlaçtermometre: ateşölçer,
sıcaklıkölçertermoregülasyon:
ısıdüzenlemetermoregülatör: ısı
düzenleyicitermostat: ısıdenetirtermoterapi: ısıyla sağaltım,
ısısağaltımıterörize etmek: dehşet
saçmak, korkutmak, yıldırmak
tersiyer: üçüncültest: deney, sınav; inceleme,
araştırmatest etmek: denemek,
sınamak; araştırmak, incelemek;
testiküler: erbezi(yle ilgili)tetani: kesintili kasılmatetanoz: kazıklıhummatethered cord: gergin
omuriliktetrad: dörtlü, dört kollu tetraloji: dörtlü belirtitez: sav threshold: eşiktik: seğirtitilt: yana yatıklık; eğim tim, team: takımtimpan: kulak zarı; davul sesi
(perküsyonda)timpanoplasti : kulakzarı
onarımı tinnitus: kulak çınlamasıtip: çeşit, türtipik: özgün, olağantişu, tissue: doku
titr: unvan, santitrasyon: tutarlamatitre: orantod(d)ler: yürümeye başlayan;toksemi: kan zehirlenmesi,
kan ağılanması toksik: zehirli, ağılı, ağılayıcıtoksikolog: zehirbilim uzmanıtoksikoloji: zehirbilimtoksikoz: zehirlenme,
ağılanma, ağılanımtoksin: zehir, ağıtoksisite: zehirleyici etkitolerabilite: katlanılırlıktolerabl(e): katlanılabilir,
dayanılabilirtoleran: hoşgörülü; dayanıklıtolerans: hoşgörü; dayançtolere etmek: hoşgörmek;
katlanmak, dayanmak-tomi: -açım, ... açımı; -
kesim, ... kesimitomografi: kesitçekimtonik: gergili; güçlendiricitonisite: gergitonsil: bademciktonsillektomi: bademcik
çıkarımıtonus: gergi; dirilik, güçtopik: konu, başlıktopikal: yüzeyel; yerel,
bölgeseltorakoplasti: göğüs onarımıtorakotomi: göğüs açımıtoraks: göğüstoraks kavitesi, torakal
kavite, torasik kavite: göğüs boşluğu
torsiyon: burulma, bükülmetortikol(l)is: eğriboyuntotal: toplam, tam, tümtrabekül: kirişçik, demet;
bölmeciktrace, treys: eser, iz
73
Türkçe Tıp Dili Kılavuzu
trahom: train: eğitmetrait: nitelik, özelliktrakea: ana soluk borusutrakeal: ana soluk borusu(yla
ilgili)traksiyon: çekmetrakt(us): yoltrankilizan: yatıştırıcı trans: kendinden geçmetrans(en)fekte: transducer: aktarıcı, enerji
dönüştürücütransdüksiyon: aktarımtranseliminasyon: aktarılarak
kaybolmatransfer : aktarma, taşıma transfontanel: bıngıldak
yoluylatransformasyon: dönüşümtransfüzyon : kan aktarımı,
aktarımtransillüminasyon:
saydamgörümtransit: geçiştransizyon: geçiş; değişmetransizyonel: değişicitransjenik: gen aktarımlıtranskripsiyon: kopyalama,
yazılım (protein yapımı)transkript: belge örneği,
resmi kopyatranskütan: deri yoluyla,
deridentranslasyon: değiştirme,
dönüştürme; çeviri translokasyon: yer değişimitranslüsen: yarı saydamtransmembranel: zar yoluylatransmisyon: aktarım, iletim,
geçiş transmit(t)ed: bulaştırılan,
yayılantransparan: saydam
transpirasyon: terleme transplant: aktarılantransplantasyon : (organ
veya doku) aktarımtransport: taşınım, taşımatransporter: taşıyıcıtranspoze etmek: yerini
değiştirmek transpozisyon : yerdeğişimitransüda: kansu sızıntısıtransvers: enine, yataytrase: yol; iztravay: doğum sürecitravma: örselenme travmatik : örseleyici travmatizasyon : örseleme;
örselenmetreatment: sağaltımtremor: titremetrend: eğilimtrendelenburg: başaşağıtriad: üçlemetrial: deneme, deneytrifazik: üç evrelitrifurkasyon: üçlü çatallaşmatrigeminal: üçüztrigemine, trigeminus: üçlütrigger: tetiktriggering: tetikleme,
tetikleyicitrigon: üçgentriküspid: üçlü kapakçıktriloji: üçlü (bozukluk)trimester, trimestır: üçaytriplet: üçlü, üçüztriyaj: ayırma, elemetrofi, -trofi: besleme; ...
beslemetrofik: beslenmeyle ilgili,
besleyicitromboemboli: pıhtı tıkacıtrombüs: pıhtı-tropik: ... ilgi gösteren, ...
büyüten
74
Türkçe Tıp Dili Kılavuzu
trough (traf) konsantrasyon: çukur derişim
tru-cut biyopsi: kesici iğne biyopsisi (doku örneklemesi)
trunkal: gövdeseltrunkus: gövdeturgor: gergiturnover: devir; iş miktarıtussis: öksürüktuşe: dokunumtutor: tüba, tüp: borutüber: tümsek, yumrutüberkül: tümsekçik,
yumrucuktüberküloz: veremtübül(üs): borucuk tübüler: borucuksu,
borucuksal tümör: urtünika adventisya: dışörtü,
dışkatmantünika : örtü, gömlek, katman türbid: bulanıktürbidite: bulanıklık twin: ikiztwitch: seğirme
U ulkus: yara, oyarcaultra: çok fazla, aşırıultrafiltrasyon: incesüzmeultrafiltrat: incesüzüntüultrason: sesötesi ultrasonografi: sesgörümultrastrüktür: inceyapıultraviyole: morötesi umbilikal: göbek(le ilgili)umbilikus: göbekunborn: doğmamışunconscious: bilinçsiz
undescended: inmemişundetermine: belirsiz undiferansiye: farklılaşmamışunequal: eşitsizuni-: tekuniform: tekbiçimli, birörnekunilateral: tekyanlı, tektaraflıunipolar: tek kutupluunkompanze: dengelenmemişunkus: çengelunsature, unsatüre:
doymamışunstabil: kararsızunstabil angina (pektoris):
kararsız göğüs ağrısıuntolerabl(e): katlanılmaz,
dayanılmazupdate: güncellenmiş;
güncellemeupdate etmek: güncellemekup-regülasyon: üstayarlanım,
artırarak düzenlemeuptake: alım, tutulum USA: Amerika Birleşik
Devletleriuterus: dölyatağıutilizasyon: kullanımuvula: küçükdil
Üülser: yara, oyarcaülserasyon: yaralaşma ülseratif: yaralaşma(yla ilgili),
yaralaşmalıülserojen : yarayapanüni-: tek-üniartiküler: tekeklem(le
ilgili)ünifokal: tekodaklı üniform: tekbiçim, birörnekünilateral: tekyanlı, tektaraflı
75
Türkçe Tıp Dili Kılavuzu
ünisel(l)üler: tekgözeli, tekhücreli
ünite: birimünivalan: tekdeğerliüniversal: evrenselüreter: idrar borusuüretra: idrar yolu-üri: ... işeme ürinasyon: işeme üriner: idrar yolu(yla ilgili)ürtiker: kurdeşen
Vvademekum: elkitabı, elbetiği,
kılavuzvajinal: dölyolu(yla ilgili)vaksin: aşı vaksinasyon: aşılama vaksinia: inekçiçeği vakum: havasız boşlukvakuol: kofulvalans: değer; değerlikvalidasyon: onaylama,
geçerlik ölçmevalv: kapak valvül: kapakçıkvalvüler: kapakçıksal,
kapakçık(la ilgili) valvülotomi: kapakçık kesimivaporiz(at)ör: buharlaştırıcı,
püskürteçvaporizasyon: buharlaşmavar(i)(y)abl(e): değişkenvariola: çiçekvaris: toplardamar genişlemesivarisella: suçiçeğivaryans: değişkenlik, değişirlikvaryant: değişik; çeşit, değişik
biçimvaryasyon: çeşitleme,
çeşitlilik, değişirlik
vaskülarizasyon: damarlanım, damarlaşım
vasküler: damarsal, damar(la ilgili)
vazodila(ta)tör: damar genişletici
vazodilatasyon: damar genişlemesi
vazoformasyon: damarlanmavazokonstriksiyon: damar
daralımı, damar büzülmesivazokonstriktör: damar
daraltıcı, damar büzücüvazomotör: vazopres(s)ör: damar büzücü vazorölaksan: damar
gevşeticivazospazm: damar kasılmasıvejetasyon: kabartı,
karnıbaharımsı kabartıvejetatif: bitkisel; karnabahar
görünümünde, karnabaharımsı
vejeteryan: etyemezvektör: bileşke, yöney; taşıyıcıvelosite: hızven(a): toplardamar venenoz: zehirlivenom: zehirvenöz: toplardamar(la ilgili)ventilasyon: havalandırmaventilatör: havalandırıcıventral: önventrikül: karıncıkvenül: toplardamarcıkverbal: sözel, sözlüverbalizasyon: sözlü anlatımverge, verj: kenarverifikasyon: doğruluğunu
denetleme, doğruluğunu sınama
verifiye etmek: doğruluğunu de-netlemek, doğruluğunu sınamak
76
Türkçe Tıp Dili Kılavuzu
versiyon: dönme; sürümvertebra: omur vertebral: omur(la ilgili)vertebral kolon: omurgaverteks: tepe, doruk, kafa
tepesivertigo: baş dönmesivertijinöz: baş dönmesi(yle
ilgili)vertikal: dikey, düşeyvestigeal: körelmiş, artık,
kalıntıvezika: kese, torbavezikal: idrar torbası(yla ilgili)vezikül: kesecik, torbacık,
sulukabarcıkvezikülasyon: keseciklenme,
torbacıklanmavi(y)abilite: yaşayabilirlik;
canlılıkvi(y)abl(e): yaşayabilir; canlıvi(y)al: şişecikvia: yol, geçit; yoluylavial: sıvı ilaç şişesivibrasyon: titreşimvigilans, vijilans: uyanıklık,
tetikte olma vigor: dinçlik, zindelikvillus: saçakviral: virüs(le ilgili)virgo: erdenvirilizan: erkeksileştirenvirilizasyon: erkeksileşme,
erkekleşmevirilizm: erkeksileşmevirülan: hastalık oluşturan;
zehirli, öldürücüvis(s)eral: iç organ(larla ilgili)viskozite: akışmazlık, ağdalılıkvisser: içorganvital: yaşamsalvital bulgular: temel yaşam
bulguları
vitalite: yaşama gücü, dirilik, canlılık
vitröz, vitreus: camsıvizibıl, visible: görünürvizing, wheezing: hışıltı,
hışırtıvizit: hasta dolaşımıvizite: görüm, görüm bedelivizkoz: akışmaz, ağdalıvizüel, visüel: görselvizyon: görme; görüş; uzgörü,
uzak görüşlülük; gösterimvolatil: uçucuvolenter, volonter: gönüllü;
istemlivolüm: oylum, hacim; cilt;
yoğunlukvomit: kusmakvörkşap, workshop: çalıştayvörkup, work-up: çalışmavulgaris: sıradan
Wwarning: uyarı, uyarmawart: siğilwash: yıkama, temizlemewash-in: tutmawash-out: yıkanmaweaning: ayırmawave: dalgawave-length: dalga boyuweb: ağ; perdewebbed: perdeliwedge: kamawell-being: esenlikwhey: kesilmiş sütün suyuwithdrawal: çekilme, kesilme;
geri çekmeword-salad: saçma sapan
konuşmaworkstation: işistasyonu,
işdurağı
77
Türkçe Tıp Dili Kılavuzu
World Health Organization(WHO): Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)
Xx-linked: ikse bağlıx-ray: iks ışını, röntgen ışını
Zzero: sıfırzigoma: elmacıkzigot: anaç hücre, döllenmiş
yumurtazimogen: önenzimzon: kuşak, bölgezwitterion: çift yüklü iyon
78
Kaynakça
Atmaca, Nidai Sulhi. Sindirim Hastalıklarında Türkçe Terimler Sözlüğü, Ankara, Türk Gastroenteroloji Vakfı, 2002.
Devellioğlu, Ferit. Osmanlıca – Türkçe Ansiklopedik Lûgat. Ankara, Aydın Kitabevi, 1982.
Dil Derneği. Türkçe Sözlük, 2. bası, Ankara, 2005.
Dorland’s Illustrated Medical Dictionary, 25. bası, Philadelphia, Saunders, 1974.
Eyüboğlu, İsmet Zeki. Türk Dilinin Etimoloji Sözlüğü, 2. bası, İstanbul, Sosyal Yayınlar, 2004.
Kocatürk, Utkan. Açıklamalı Tıp Terimleri Sözlüğü, 10. bası, İstanbul, Nobel Tıp Kitabevi, 2005.
Mıhçıoğlu, Cemal. Türk Hekimlik Dili. Ankara, Kültür Bakanlığı Yayınları, 1993.
Özdemir, Emin. Terim Hazırlama Kılavuzu, Ankara, Türk Dil Kurumu Yayınları.
Özön, Mustafa Nihat. Osmanlıca Türkçe Sözlük, 8. bası, İstanbul, İnkılâp Kitabevi, 1997.
Püsküllüoğlu, Ali. Arkadaş Türkçe Sözlük, 4. bası, Ankara, Arkadaş Yayınevi, 2003.
Püsküllüoğlu, Ali. Türkçedeki Yabancı Sözcükler Sözlüğü, 2. baskı, Ankara, Arkadaş Yayınevi, 2001.
Tuğlacı, Pars. Tıp Sözlüğü, İstanbul, Pars Yayınları, 1978.
Türk Dil Kurumu. Biyoloji Terimleri Sözlüğü, Ankara, 2004.
Türk Dil Kurumu. Hekimlik Terimleri Kılavuzu, 2. bası, Ankara
Türk Dil Kurumu. Türkçe Sözlük, 10. bası, Ankara, 2005.
Unat, Ekrem Kadri; İhsanoğlu, Ekmeleddin; Vural, Suat. Osmanlıca Tıp Terimleri Sözlüğü, Ankara, Türk Tarih Kurumu, 2004.
Ülker, Süreyya. Ülker Tıp Terimleri Sözlüğü, 3. bası, İstanbul, Erkam Matbaası, 2004.