Çukurova Ünİversİtesİ fen bİlİmlerİ …üretilen 2.002.033 ton elmanın büyük çoğunluğu...
TRANSCRIPT
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ
FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
YÜKSEK LİSANS TEZİ
Türker ERYILMAZ
GALAXY ELMA ÇEŞİDİNİN YONGA ve İNGİLİZ AŞILARIYLA M9 ve M 26 ELMA KLONAL ANAÇLARINA AŞILANARAK BİR YILDA FİDAN ELDESİ
BAHÇE BİTKİLERİ ANABİLİM DALI
ADANA, 2007
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
GALAXY ELMA ÇEŞİDİNİN YONGA VE İNGİLİZ AŞILARIYLA M9 VE M26 ELMA KLONAL ANAÇLARINA
AŞILANARAK BİR YILDA FİDAN ELDESİ
Türker ERYILMAZ
YÜKSEK LİSANS TEZİ
BAHÇE BİTKİLERİ ANABİLİM DALI
Bu tez 27 / 12/ 2007 Tarihinde Aşağıdaki Jüri Üyeleri Tarafından Oybirliği / Oyçokluğu ile Kabul Edilmiştir.
İmza............…………… İmza...................…………..….. İmza...........................…………. Prof. Dr. Ali KÜDEN Prof. Dr. Nurgül TÜREMİŞ Prof. Dr. Faruk EMEKSİZ DANIŞMAN ÜYE ÜYE
Bu tez Enstitümüz Bahçe Bitkileri Anabilim Dalında hazırlanmıştır. Kod No: Prof. Dr. Aziz ERTUNÇ Enstitü Müdürü Bu Çalışma Çukurova Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi Tarafından Desteklenmiştir. Proje No:
• Not: Bu tezde kullanılan özgün ve başka kaynaktan yapılan bildirişlerin, çizelge, şekil ve fotoğrafların kaynak gösterilmeden kullanımı, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri kanunundaki hükümlere tabidir.
I
ÖZ
YÜKSEK LİSANS TEZİ
Türker ERYILMAZ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
BAHÇE BİTKİLERİ ANABİLİM DALI
Danışman : Prof.Dr. Ali KÜDEN
Yıl : 2007, Sayfa: 35
Jüri : Prof. Dr. Ali KÜDEN
Prof. Dr. Nurgül TÜREMİŞ
Prof. Dr. Faruk EMEKSİZ
Bu çalışma, Afyonkarahisar’da 2006 -2007 yıllarında yürütülmüştür. Çalışmada köklü M 9 ve M26 elma anaçları üzerine Fuji Kiku -8 ve Galaxy elma çeşitleri Yonga ve İngiliz aşı yöntemleri kullanılarak iç mekanda aşılanmıştır. Her bir aşı yöntemi ve her bir dikim zamanı için Mart ayı başında 3 tekerrürlü ve her tekerrürde 20 aşılı bitki kullanılmıştır. Bitkilerin bir kısmı Mart ayındaki aşılamalardan hemen sonra dikilmiş, bir kısmı ise +4 Co lik depoya konulmuş ve Nisan ayında araziye dikilmiştir. Deneme süresince, aşı tutma oranları, fidan boyu, sürgün çapı, anaç çapı ve sürgün boyu gibi özelliklerin ölçümleri yapılmıştır.
Dikim zamanı bakımından,1 aylık depolama sonrasında veya direk araziye dikim yapılmasının; aşı tutma oranı, genel gelişme ve fidan kalitesi açısından bariz etkisi görülmemiştir. Aşı tutma oranlarında İngiliz aşısı Yonga aşıya göre daha başarılı olmuştur. Anaçlardan M26’nın kök çürüklüğüne M 9’dan daha duyarlı olduğu görülmüştür. Sonuç olarak Mart ayında aşılanan fidanlardan bir yıl sonra fidan elde edilmiştir. Bunun ölü sezon denilen bir zamanda yapılması atıl duran iş gücü ve materyalin kullanılması imkanını sağlamıştır.
Anahtar Kelimeler: Elma, Aşı, Fidan Üretim
GALAXY ELMA ÇEŞİDİNİN YONGA ve İNGİLİZ AŞILARIYLA M9 ve M26 ELMA KLONAL ANAÇLARINA AŞILANARAK BİR YILDA
FİDAN ELDESİ
II
ABSTRACT
MSc THESIS
Türker ERYILMAZ DEPARTMENT OF HORTICULTURE
INSTITUTE OF NATURAL AND APPLIED SCIENCES UNIVERSITY OF ÇUKUROVA
Supervisor : Prof. Dr. Ali KÜDEN
Year : 2007, Pages: 35
Jury : Prof. Dr. Ali KÜDEN
Prof. Dr. Nurgül TÜREMİŞ
Prof. Dr. Faruk EMEKSİZ
This study have been done to bring to light the possibility of rapid production by using a standard and an applicable method with some sorts' saplings which have high commercial value. The study has been performed for three years, between 2004–2007. During the study, Galaxy and Fuji kiku-8 have been grafted in inner place to M9 and M26 apple rootstocks by using bench grafting and chip budding techniques. A part of grafted saplings have been waited in cold storage for one month. The other part has been directly planted to the land in march. At the end of vegetation period; graft survival ratio, shoot length, shoot and rootstock diameter have been measured.
According to the measurements, there is no difference between the plants which were stored and the plant which were planted directly. İn addition to this, no different effects on rootstock and species, graft survival ratio, shoot length and shoot diameter were measured. From these aspects such as graft survival ratio, shoot length and shoot diameter; bench graft method is better than chip budding. On the contrary lots of deceases owing to the root putrefaction in M26 apple rootstock were observed. Key Words: Apple, grafting, producing sapling
GALAXY ELMA ÇEŞİDİNİN YONGA ve İNGİLİZ AŞILARIYLA M9 ve M 26 ELMA KLONAL ANAÇLARINA AŞILANARAK BİR YILDA
FİDAN ELDESİ
III
TEŞEKKÜR
Yüksek lisans tez konumun belirlenmesi, yürütülmesi ve yazım aşamalarında
yönlendirici katkılarıyla her zaman destek olan Danışman Hocam Sayın Prof. Dr. Ali
KÜDEN’e, Hocalarım Sayın Prof. Dr. Nurgül TÜREMİŞ ve Sayın Prof. Dr. Faruk
EMEKSİZ’e sonsuz saygı ve teşekkürlerimi sunarım.
Akademik alanda hiç görünmeyen ve perde arkasından tüm yaşamım boyunca
maddi ve manevi desteklerini benden hiçbir zaman esirgemeyen sevgili aileme
sonsuz teşekkürlerimi sunarım.
IV
İÇİNDEKİLER SAYFA NO
ÖZ..................................................................................................................................I
ABSTRACT.................................................................................................................II
TEŞEKKÜR................................................................................................................III
İÇİNDEKİLER………...............................................................................................IV
ÇİZELGELER DİZİNİ...............................................................................................VI
ŞEKİLLER DİZİNİ...................................................................................................VII
KISALTMALAR DİZİNİ……………………………………………………….VIII
1. GİRİŞ.......................................................................................................................1
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR....................................................................................10
3. MATERYAL ve METOD..................................................................................14
3.1. Materyal…...............................................................................................14
3.1.1. Denemede Kullanılan Elma Anaçlarının Özellikleri………….14
3.1.2. Denemede Kullanılan Elma Çeşitlerinin Özellikleri………….15
3.2. Metod…………………………………………………………………...17
3.2.1.Yapılan Ölçümler………………………………………….…..20
3.2.1.1. Aşı tutma oranları (%)…………...………………..........20
3.2.1.2. Aşı sürme uzunlukları (cm)………………………...…..20
3.2.1.3. Sürgün Kalınlığı (mm)…………...………………..........20
3.2.1.4. Anaç Kalınlığı (mm)……...….……………………..…..20
3.2.1.5. Aşı tutma oranları 2 (%)…………...……….……..........21
3.2.1.6. Aşı sürme uzunlukları 2 (cm)….…………………...…..21
3.2.1.7. Sürgün Kalınlığı 2 (mm)…………...………………......21
3.2.1.8. Anaç Kalınlığı (cm)…………...…………………...…..21
3.2.2. Denemede Kullanılan Aşı Yöntemleri...………………….…..22
3.2.2.1. Yonga Göz Aşısı…….…………...………………..........22
3.2.2.2. İngiliz Aşısı……………….………………………...…..23
3.2.3. Anaçların Çoğaltılması (Stool Bed Layering)…………….…..23
V
4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA.................................................25
4.1. Morfolojik Ölçümler................................................................................25
4.1.1. Aşı Tutma Oranları (%)............................................................25
4.1.2. Fidan Boyları (cm)…………………………………................26
4.1.3. Sürgün Çap Ölçümleri (mm)…………………….....................27
4.1.4. Sürgün Boy Ölçümleri (cm)…...……...……………….……...27
5. SONUÇLAR ve ÖNERİLER……………………………………………..…….32
KAYNAKLAR…………………………………………………………………..…35
ÖZGEÇMİŞ……………………………………………………………………..…38
VI
ÇİZELGELER DİZİNİ SAYFA NO
Çizelge 1.1. Ülkelere Göre Elma Üretim Miktarları (Bin ton) 2005 Yılı…………….2
Çizelge 1.2. Bazı Avrupa ülkelerinde 1990–1993 Yılları Arasında Elma Üretiminde
Saptanan Çeşit Bazındaki Değişimler……………..…………...………....3
Çizelge 1.3. Ülkelere Göre Elma Dışsatım Miktarları (ton) ……………………...…5
Çizelge 4.1. Denemede Yer Alan Tüm Faktörlerin Birlikte Değerlendirilmesi.……29
Çizelge 4.2. Denemede Kullanılan Faktörlerin İkili İnteraksiyonları…….………...30
VII
ŞEKİLLER DİZİNİ SAYFA NO
Şekil 3.1.1 M9 ve M26 klonal anaçları…………………………….….…..…….....15
Şekil 3.1.2 Galaxy ve Fuji Kiku-8 elma çeşitleri……………..….……….……..…18
Şekil 3.2.1 Aşılamaların yapılması...……………………………..….…………….19
Şekil 3.2.2 Anaçlarda kök temizliği………………………………….……………17
Şekil 3.2.3 Aşılı bitkilerde fungusit uygulaması…………………………………..18
Şekil 3.2.4 Fidanların dikimi………………………………………………………18
Şekil 3.2.5 Fidanlara can suyu verilmesi…………………………………………..19
Şekil 3.2.6 Aşı tutumu gerçekleşmiş fidanlarda sürgün gelişimi………………….19
Şekil 3.2.7 Aşılı bitkilerin depoya kaldırılmak üzere polietilen torbalara
koyulması………………………………………………………………21
Şekil 3.2.2.1 Yonga aşının yapılışı…………………………………………..…….22
Şekil 3.2.2.2 İngiliz aşının yapılışı………………………………………………...23
Şekil 4. 1 Aşı Tutumu Gerçekleşmiş Fidanlarda Kaynaşma……………………....25
Şekil 4. 2. Fidan Boyu Ölçümü……………………………………………………26
Şekil 4.3 Eylül döneminde fidanların gelişim durumları…………………...……..31
VIII
SİMGELER ve KISALTMALAR FAO : Food and Agriculture Organisation NaOH : Sodyum hidroksit SÇKM : Suda Çözünebilir Kuru Madde mm : Milimetre cm : Santimetre % : Yüzde Ö. D. : Önemli Değil
1.GİRİŞ Türker ERYILMAZ
1
1. GİRİŞ
Elma, ülkemizde uzun yıllardan beri yetiştiriciliği yapılan, dünyanın pek çok
yerinde yetişen ve çok eskiden beri bilinen bir ılıman iklim meyve türüdür. Bu
meyve türünde ülkemiz oldukça geniş bir çeşit zenginliğine sahiptir (Özbek, 1978).
Elmalar, Rosales takımının, Rosaceae familyasının, Pomoideae alt
familyasından Malus cinsine girer. Malus cinsi içerisinde Asya, Avrupa, Amerika ve
diğer ülkelerde yetişen 30’dan fazla tür vardır (Özbek, 1978).
Dünya üzerinde elmalar için Doğu Asya, Orta Asya, Kuzey Amerika ve Batı
Asya - Avrupa olmak üzere başlıca dört gen merkezi tespit edilmiştir (Özbek, 1978).
Anadolu, Batı Asya – Avrupa gen merkezi içerisinde yer almaktadır. Türkler, değişik
meyve, tür ve çeşitlerin seleksiyonu ve yayılmalarında önemli rol oynadıklarından
bugün kültür elması ülkemizin her yanına yayılmıştır (Özbek, 1978).
Elma, ülkemizde üretim miktarı ve üretim alanı bakımından diğer ılıman
iklim meyve türlerine oranla önemli bir yere sahiptir. 2006 yılı verilerine göre
63.804.534 ton olan dünya elma üretiminin 2.002.033 tonu ülkemiz tarafından
gerçekleştirilmektedir. Bu üretim miktarı ile ülkemiz Çin (26.065.500 ton) , ABD
(4.568.630 ton) ve İtalya (2.112.720 ton )’ dan sonra en büyük elma üreticisi ülke
konumundadır (Çizelge 1.1).
Elma yetiştiriciliği ülkemizin hemen hemen her bölgesinde yapılmaktadır.
Türkiye meyve üretiminin % 23,9’unu yumuşak çekirdekli meyveler
oluşturmaktadır. Bu üretiminde % 83,7’sini elma üretimi oluşturmaktadır. Son
yıllarda büyük boyutlarda tesis edilen bodur ve yarı-bodur anaçlı bahçelerin
kurulması ile bu üretimin daha da artacağı düşünülmektedir (Burak ve ark., 2003).
1.GİRİŞ Türker ERYILMAZ
2
Çizelge 1. 1 Ülkelere Göre Elma Üretim Miktarları (Bin ton) 2006 Yılı (*)
ÜLKELER YILLAR
1980 1985 1990 1995 2000 2006
Çin 2.382 3.627 4.331 14.017 20.437 26.065
A.B.D 4.000 3.590 4.380 4.798 4.681 4.568
İtalya 1.936 2.014 2.050 1.940 2.232 2.112
Türkiye 1.430 1.900 1.900 2.100 2.400 2.002
DÜNYA 32.942 38.908 41.016 50.298 59.199 63.804
(*) Kaynak:FAO Web Page ‘www.fao.org.’
Üretim miktarında sağladığımız bu başarıya rağmen, ürettiğimiz yazlık ve
güzlük elma çeşitleri dışsatım kalitesi olmayan standart dışı çeşitlerdir. Ülkemizde
üretilen 2.002.033 ton elmanın büyük çoğunluğu 15 Eylül – 15 Ekim arasında
olgunlaşmaktadır. Bu elmaların bir kısmı depolanmakta ve bir kısmı da piyasaya
sürülmektedir. Fakat bu dönemde elma fiyatları düşük seyretmektedir. Depolama
olanağı olmayan üreticiler için bu durum bahçe tesisini çekici halden çıkarmaktadır.
15 Eylül’den önce olgunlaşan elmalar doğrudan tüketime gitmekte ve iyi fiyatlardan
satılmaktadır. Bu durum hem yeni bahçe tesisinde üreticiler için çekici olmakta, hem
de tüketicilerin yazın kaliteli elma tüketmelerini sağlamaktadır. Denemede kullanılan
Galaxy elma çeşidi yazlık bir çeşit olup Avrupa ülkelerinde de en çok tutulan çeşittir.
Orta Avrupa’da Eylül’ün ilk yarısında olgunlaşmaktadır. Ülkemizde ise; Akdeniz
bölgesinde Ağustos başı, İç Anadolu bölgesinde de 15 – 20 Ağustos’ta
olgunlaşmaktadır. Bu açıdan da Galaxy çeşidinin Avrupa’ya satış imkânı
bulunmaktadır.
1.GİRİŞ Türker ERYILMAZ
3
Avrupa ülkelerindeki elma yetiştiriciliği konusunda yapılan incelemeler
sonucunda ülkemizin; özellikle çeşitler, yetiştirme tekniği ile dikim ve budama
sistemleri konularında bu ülkelerin çok gerisinde kaldığı gerçeği ile
karşılaşmaktayız. Ülkemizde yetiştiriciliği yapılan elma çeşitleri Golden grubu
(Golden Delicious ve Stark Spur Golden Delicious) ve Red Delicious grubu
(Starking D. ve Starkrimson D.) elmalarda yoğunlaşmıştır. Oysa bu elma çeşitleri
ABD’de 1970’li yıllardan itibaren, Avrupa ülkelerinde ise 1980’li yılların sonundan
itibaren terkedilmiş veya üretimleri azalmıştır. Özellikle Avrupa ülkelerinde son
yıllarda yaygınlaşmaya başlayan elma çeşitlerinden Elstar, Jonagold ve mutantları
(Jonagored, Jonasty, Jomured, Jonagold 2000 vb.) ile Gala ve mutantları (Royal
Gala, Mondial Gala, Galaksi vb.) üzerinde ise ülkemizde pek durulmamıştır. Çizelge
incelendiğinde, Avrupa ülkelerinde Golden ve Red Delicious grubu elma çeşitlerinin
üretiminin eksildiği görülecektir. (Çizelge 1. 2). Ülkemizde yetiştirilen elma
çeşitlerinin büyük çoğunluğu da bu grupta yer almaktadır.
Çizelge 1. 2. Bazı Avrupa ülkelerinde 1990–1993 Yılları Arasında Elma Üretiminde
Saptanan Çeşit Bazındaki Değişimler
Çeşitler 1990- 1993 yılları üretim %’si
Golden Delicious -10
Red Delicious -1
Granny Smith +12
Jonagold +71
Idared +30
Gloster +9
Elstar +118
Renette +18
Gala +397
1.GİRİŞ Türker ERYILMAZ
4
Avrupa ülkelerinde çok tutulan ve tüketilen çeşitlerin ülkemizdeki üretim
miktarlarının düşük olması, elma dışsatım miktarımızı da etkilemiştir. 1980 yılı
verilerine göre 30.304 ton olan elma dışsatımımız, 2004 yılında 20.023 ton olarak
gerçekleşmiştir. Çizelge 1. 2’den de görüleceği üzere 24 yıllık süre zarfında yıllara
göre değişmekle birlikte istenilen düzey yakalanamamıştır.
Buna karşılık ülkelere göre elma dışsatım rakamlarına bakıldığında en önemli
dışsatım yapan ülkelerin Çin (774,131 ton) , Şili(738,985 ton) , Fransa (628,017 ton)
ve İtalya (541,969 ton) olduğu görülmektedir (Çizelge 1. 3).
Daha fazla dışsatım yapılabilmesi için, Avrupa’da tutulan çeşitlerin bir an
önce ülkemiz üretimine katılması gerekmektedir. Günümüzde her yıl birçok yeni
çeşidin ortaya çıkması nedeniyle üreticilerin istedikleri fidanlar kısa sürede
karşılanamamaktadır. Zamanın rekabet üzerindeki rolü düşünüldüğünde istenilen
özellikte fidan üretiminin bir an önce sağlanması ve bu fidanların arzı daha çok önem
kazanmaktadır. Ülke meyveciliğinin daha ileri noktalara gidebilmesi için, yeni ve
pazar değeri yüksek çeşitlerle, ismine doğru, sağlıklı, kaliteli ve yeteri kadar fidanın
kısa sürede üretilip yetiştiricilerin hizmetine sunulması gerekmektedir (Güleryüz
1991).
Birim alana getirisinin pek çok tarımsal üründen daha karlı olması, sulanabilir
tarım alanlarındaki meyvecilik oranında önemli artışa neden olmuştur. Meyveciliği
gelişmiş ülkelerle karşılaştırdığımızda ise ülkemizde birim alandan elde edilen
verimin oldukça düşük olduğu görülmektedir. Bunun nedenleri arasında üretim
aşamasındaki kültürel uygulamaların yetersizliği yanında, ana materyal olan ve
bitkisel üretimde yüksek verim ve kalitenin temelini oluşturan üstün nitelikli fidan
üretim ve dağıtımının son derece yetersiz oluşu sayılabilir (Çelik ve Sakin, 1991).
1.GİRİŞ Türker ERYILMAZ
5
Çizelge 1. 3 Ülkelere Göre Elma Dışsatım Miktarları (ton)
ÜLKELER YILLAR
1980 1985 1990 1995 2000 2004
Çin 106.200 55.190 62.426 108.946 297,651 774,131
Şili 178.478 202.862 314.305 432.522 414,868 738,985
Fransa 680.151 652.942 678.048 767.837 847,833 628,017
İtalya 327.254 352.543 267.643 499.496 579,053 541,969
A.B.D 256.356 191.461 396.930 634.531 662,151 491,676
Polonya 10.714 264.966 38.597 138.950 211,554 407,393
Hollanda 160.382 164.393 240.563 411.812 286,111 388,094
Yeni Zelanda 92.577 146.755 201.244 302.415 373,829 358,327
Belçika 76.074 115.089 164.262 368.337 363,430 336,737
Güney Afrika 178.320 197.330 202.332 230.106 207,277 305,190
Türkiye 30.304 69.938 92.416 27.824 12,897 20,023
DÜNYA 3.210.942 3.280.581 3.693.052 5.187.465 5,276,721 6,425,739
(* ) Kaynak:FAO Web Page ‘www.fao.org.’
1.1 İç Mekan Aşıları ve Önemi
Ülkemizde devlet kuruluşları ve özel sektörde fidan üretimi “Yaz Durgun
Aşı” yöntemiyle gerçekleşmektedir. Bu yöntem ile fidan üretimi 2 yılda
gerçekleşebilmektedir. Bunun nedeni de kullanılan anaçların çöğür anacı olması ve
dikilen anaçlarında ancak Temmuz – Ağustos aylarında aşılanabilecek büyüklüğe
ulaşmalarıdır.
Ancak son yıllarda elma klon anacı üretimi hızla artmaya başlamıştır. Klon
anaçları ilkbaharda aşılamaya imkân sağlamakta ve 1 yılda fidan eldesi böylece
gerçekleşebilmektedir. Galaxy gibi dışsatım değeri yüksek olan çeşitlerin üretiminin
hızla artması, bu şekilde hızlı fidan üretme olanaklarının araştırılıp
yaygınlaştırılmasıyla mümkün olacaktır.
1.GİRİŞ Türker ERYILMAZ
6
Fidan üretim maliyetini düşürmenin yöntemlerinden birisi yukarıda da
bahsedildiği gibi; üretim sezonunu kısaltmaktır. İç mekan aşı tekniği ile fidan üretim
sezonunu 2 yıldan 8-9 aya indirmek mümkündür (Özongun ve ark., 2006).
1 yılda fidan eldesinde başarıyla kullanılan iç mekân aşılarının bazı
avantajları şöyle sıralanabilir:
- Durgun dönemin sonunda yoğunlaşmakla beraber durgun dönemin
tamamında yapılabilmektedir.
- İç mekânda istenilen sıcaklığı sağlamak ve bu sıcaklığı kontrollü olarak
muhafaza etmek mümkündür.
- Gerekli durumlarda iç mekânda yüksek oranda nem sağlama imkânı
mevcuttur.
- İç mekânda yapılan bu çalışmalarda tarla şartlarına göre daha az
miktarda toprağa ihtiyaç olacağı için bu az miktardaki toprağı istenilen
ölçüde ve kalitede hazırlamak mümkün olabilecektir. Dolayısıyla tarla
şartlarında yetişen fidanlara göre daha bol saçak köklü fidan elde
edilebilmektedir.
- İç mekânda, tüpte yetiştirilmiş olan fidanların nem ve besin miktarının
kontrolü daha kolaydır.
- Açık hava şartlarında yapılacak aşı ile çoğaltma çalışmalarında belli
miktarda fidan üretimi için kullanılacak olan alandan çok daha az bir
alanda aynı miktar aşılı fidan üretmek ve yetiştirmek mümkün
olmaktadır.
- İç mekân aşılamalarında işletme işgücü kışında kullanılabilmektedir.
- Depo şartları kullanıldığında dış şartlara bağımlı değildir.
- Dikim zamanı iklim ve toprak şartlarının en uygun olduğu zamana
ayarlanabilir.
(Yapıcı, 1992).
1.GİRİŞ Türker ERYILMAZ
7
İç mekân aşılarının özetlenen avantajlarına karşılık bazı yönlerden
dezavantajları da vardır:
- “T” göz aşılarında iyi ustalar 1000–1200 adet/gün aşı yapabilirken adi
veya dilcikli İngiliz aşısında 120–150 adet/gün aşı yapılabilmektedir.
- “T” göz aşısına göre çap olarak daha kalın kalem ihtiyacı vardır.
- Aşı gözü ve kalemin sınırlı olması halinde daha az fidan elde edilebilir.
- En azından anaç, kalem ve fidanların muhafaza edilebileceği
büyüklükte sıcaklık kontrollü depo gerektirmesi dezavantaj olarak
görülebilir.(Yapıcı, 1992).
Ancak sağlayacağı yararlar yanında dezavantajlar kesinlikle caydırıcı
olmamalıdır.
İç mekan aşılamasında, çalışmalar kontrollü şartlarda yapılacağından bir
taraftan aşı tutma oranına olumsuz etkisi olan faktörler ortadan kaldırılacak, diğer
taraftan dinlenme döneminde daha ucuz işgücü temin edilecek ve ayrıca aşılamada
mekanizasyon imkanı ortaya çıkacaktır (Şen, 1986 ).
1.2 Elma Anaçları
Günümüzde sıklıkla East-Malling klonal elma anaçları kullanılmaktadır.
East-Malling klonal elma anaç serileri 1912 – 1918 yılları arasında İngiltere’de East
Malling Araştırma Enstitüsü tarafından tanımlanmış ve sınıflandırılmıştır. Bu
anaçlardan ilk seriler 9 farklı anaçtan alınmış ve Roma rakamlarıyla dokuza kadar
numaralanarak M ekini almışlardır. Bu sayıya 15 anaç daha eklenerek sayı 24’e
kadar yükselmiştir ve bugün kullanılan rakamlar verilmiştir (Akça, 2000).
East Malling Araştırma Enstitüsü’nün yaptığı çalışmalar çok başarılı olmuş
ve ortaya bodurlaştırma özellikleri farklı tipler çıkmıştır.
Bütün dünya ülkelerinde son yıllardaki eğilim ya bodurlaştırıcı anaçlar
kullanarak ya da şiddetli budama yöntemleri uygulayarak sık dikim yapmaktadır.
Elmalarda bodurlaştırıcı anaçlar öteki meyve türlerinden önce bulunmuş ve bugün
için dünyanın pek çok ülkesinde yaygın bir şekilde kullanılmaya başlamıştır.
1.GİRİŞ Türker ERYILMAZ
8
Bodurlaştırıcı anaçlarla kurulan bahçelerde her ne kadar yatırım giderleri
yüksek ise de birim alandan alınan ürün klasik bahçelere göre daha fazla olmakta,
ağaçlar erken meyveye yatmakta, budamaya daha az gereksinim duyulmakta,
hastalık ve zararlılarla mücadele ve meyve derimleri daha kolay olmaktadır. Ayrıca
ağaçlar daha fazla güneş ışığı aldıklarından ve bodurlaştırıcı ağaçlar yüzünden fazla
büyüyemediklerinden daha kaliteli meyve vermektedirler. Böylece ilk yıllarda
bahçelere yapılan fazla yatırım giderleri sonraki yıllarda fazlasıyla geri dönmektedir
(Kaşka, 1997).
Meyveciliği gelişmiş birçok ülkede, klasik yetiştiricilik sistemleri yerini sık
dikim ve klonal anaçlarla kurulu modern meyve yetiştiriciliğine bırakmıştır. Bodur
anaç ve spur çeşit kullanılarak yapılan sık dikim veya yoğun yetiştiricilik
sistemlerinde birim alandan daha fazla ve daha kaliteli ürün alınmakta, ürün
maliyetleri azalmakta, bahçenin erken ürüne yatması sağlanmakta, meyilli ve hatta
küçük alanlarda da meyvecilik yapılabilmektedir (Bilginer ve ark., 2003).
Klonal anaçların kullanılma sebepleri; genotipin devamlılığını sağlaması,
üniform populasyon oluşturması, üretimlerinin kolay olması, değişen koşullar ve
pazar isteklerine daha kolay uyum sağlaması, gençlik kısırlığı dönemi daha kısa
sürdüğünden erken meyveye yatması, birden fazla genotipin bir bitki halinde
yetiştirilmesine olanak sağlaması ve gelişme dönemlerinin kontrol edilebilir olması,
yani anacın göz veya kalemle uyuşma durumu, üzerlerine aşılanan göz ya da
kalemlerden oluşacak meyve ağaçlarının verimlilikleri, gelişme kuvvetleri, meyveye
yatma zamanları, meyvelerin nitelikleri, ekonomik ömürleri, ekolojik ve fizyolojik
isteklerinin biliniyor olmasıdır.
Ayrıca bu anaçlarla yetiştiricilikte birim alandan elde edilen verim ve ürün
kalitesi artmakta, işçilik gibi masraflar azalmakta, kültürel işlemler daha kolay
yapılmaktadır (Ertürk ve Mert, 2000).
Klonal anaçlarla bahçe tesis etmenin avantajları; Erken yaşta verime
yattığından yatırım masrafları ilk yıllarda geri dönmektedir. Ağaçların taç yapısı
çöğür anaçlara göre çok daha küçük olduğundan budama, ilaçlama gibi kültürel
işlemler kolay ve etkili uygulanabilir. Sık dikim yapıldığından dolayı döllenme daha
1.GİRİŞ Türker ERYILMAZ
9
kolay ve etkili olur. Her yıl düzenli ürün alınır. İlk ürünlenme daha erken yaşta
olduğundan pazar isteklerine daha hızlı cevap verilir. Kültürel işlemler daha etkili ve
kısa sürede yapıldığından üretim maliyeti ve işgücü tasarrufu sağlanır. Kaliteli ve
yeknesak ürün miktarı artar. Birim alandan alınan ürün miktarı artar (Öztürk ve
ark., 2006).
2.ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Türker ERYILMAZ
10
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR
Skene ve ark. (1974), elma ve armutlarda “T” ve “yonga” aşılarını
karşılaştırdıkları çalışmada yonga aşısının kaynama ve aşı tutma oranı bakımından
daha iyi sonuç verdiğini bildirmişlerdir. Araştırıcılar aşı noktalarından aldıkları enine
kesitlerde “T” aşılarında anaç ve göze ait epidermis tabakaları arasında kalan
boşlukların kaynamayı geciktirdiğini belirtmişlerdir. Bu araştırma fidancılıkta bir
yaşlı fidan eldesinde büyük önemi olan Haziran sürgün aşılarında kaynama ve aşı
tutması bakımından “yonga” ve “T” göz aşılarını karşılaştırma amacıyla
yürütülmüştür.
Howard (1974), bir yılda elma fidanı yetiştirilmesi konusunda farklı aşı
yöntemlerini denemişlerdir. Howard serada saksılarda yonga göz aşısı yöntemini
kullanarak bir yılda fidan üretimi konusunda çalışmıştır. Araştırıcı Comice armut
çeşidinde aşılanan fidanların %31’inin 81–100 cm kadar büyüdüğünü, Cox elma
çeşidinde ise aynı büyüklüğe erişen fidan miktarının %36 olduğunu bildirmiştir.
Alibert ve Masseron (1976), “T” ve Yonga aşılama metotlarıyla bir yılda
fidan eldesi konusunda yaptıkları bir çalışmada gerek aşı tutma oranı, gerekse fidan
boyu ve bir örneklik bakımından Yonga göz aşısının, “T” göz aşısına göre daha iyi
sonuçlar verdiğini bildirmişledir. Araştırıcılar bunun yanında “T” göz aşısının
uygulanmasının hiçbir zor yanının olmadığını, aşılamadan sonra bağlama işleminin
de daha kolay olduğunu belirtmişlerdir.
Küden ve Kaşka (1990), yaptıkları bir çalışmada, bazı ılıman iklim meyve
türlerinde Haziran’da yapılan “T” ve “Yonga” göz aşılarında kaynaşmanın meydana
gelişini araştırmışlardır. Haziran sürgün aşısı döneminde aşılarda tutma ve kaynaşma
olayına açıklık getirmek amacıyla “T” ve “yonga” göz aşılarında histolojik
çalışmalar yapılmıştır. Haziran ayında elma, armut, badem ve kayısı çeşitlerinde
yapılan aşılarda kayısılarda kallus oluşumunun geç başladığı ve öteki meyve
türlerine göre kallus hücrelerinin iki aşı parçası arasındaki boşluğu doldurmasının da
daha geç olduğu bulunmuştur. Buna karşın elma, armut ve bademlerde hızlı ve
düzenli bir kallus oluşumu saptanmıştır. Yonga aşılarda başarı kaynaşmanın hemen
aşıdan 10 gün sonra iki aşı parçasının floem dokularında meydana gelmesinden
2.ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Türker ERYILMAZ
11
kaynaklanmaktadır. Bu dokularda başlayan kaynaşma, yine iki aşı parçasına ait
kambiyumların karşılıklı gelmesi ve bağlantının kurulması ile sağlanmaktadır. “T”
aşısında ise bu olayın daha geç olduğu belirtilmiştir.
Shlyapnikov (1986), tarafından Rusya’da yapılan bir çalışmada, kışın iç
mekan aşılamasına uygun çeşitlerin saptanması amacıyla 27 çeşit denemeye almıştır.
Mautet, Melba, Narodne, SR0523, Pepin Shafrannyi, Wealthy, Spartan ve Seliger
çeşitleri, kış döneminde iç mekan aşılamasına uygun çeşitler olarak saptanmıştır.
Özkan (1988), Kütahya Vişnesi çeşidiyle Napolyon ve Bing kiraz
çeşitlerinde Ekim, Kasım ve Aralık aylarında iç mekan aşısı yapmıştır. En yüksek aşı
tutma oranları Napolyon çeşidinde % 98.75 ile Kasım ayında; Bing çeşidinde %
95.00 ile yine Kasım ayında; Kütahya vişnesinde ise % 97.50 ile Ekim ayında elde
etmiştir. Aşı tutma oranları açısından, aşılama zamanları arasında istatistiki olarak
fark bulunmamasına rağmen, tutan aşıların yaşaması bakımından Aralık ayı aşılama
zamanı olarak uygun görülmemiştir.
Küden ve Kaşka (1991), elmalarda “Yonga”, “T” göz aşıları ve “İngiliz”
kalem aşısı yöntemlerinin kullanılarak aşılama periyodunun uzatılmasına yönelik
yürütülen bir çalışmada anaç materyali olarak Amasya yozları, kalem materyali
olarak ise Yellow Spur ve Granny Smith elma çeşitleri kullanılmıştır. Aşı yöntemleri
olarak, ilkbahar sürgün aşılarında yonga ve İngiliz aşı yöntemleri, durgun aşı
döneminde ise Ağustos ve Eylül ayları ortası ile Ekim ayı başında T göz aşısı
kullanılmıştır. Anaçlarda kabuğun kalkmadığı 20 Ekim, 10 ve 29 Kasımda yonga göz
aşıları kullanılmıştır. Deneme sonucunda en uygun aşılama dönemleri ve yöntemleri
saptanmıştır. Ekim ayı ortasına kadar “T” göz aşısı ve Kasım sonuna kadar da
“yonga” göz aşısı yapılabileceği belirtilmiştir.
Kopuzoğlu ve Odabaş (1992), bazı meyve türlerinin iç mekan aşısı ile
çoğaltılması üzerine yaptıkları çalışmalarında çöğür anaç üzerine aşıladıkları Golden
Delicious çeşidinde aşı tutma oranlarını % 97.5, Starking Delicious çeşidinde %
82.5, Starkspur Golden Delicious çeşidinde % 70.0 ve Amasya çeşidinde ise % 100
oranlarında tespit etmişlerdir.
Küden ve Kaşka (1992), kaysı, şeftali, badem, armut ve elma türlerinde
2.ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Türker ERYILMAZ
12
erken ilkbahar döneminde kalem ve yongalı aşı; ilkbaharda yongalı ve “T” göz aşısı,
sonbaharda kalem ve “T” göz aşısı aşılamaları yapmışlardır. Aşılamalar için gerekli
kalemler ocak ayında alınmış ve aşı zamanına kadar 4 oC’de muhafaza edilmiştir. Aşı
tutma oranları 30 gün sonra tespit edilmiştir. Sürgün uzunlukları ise büyüme dönemi
sonunda tespit edilmiştir. Elma ve armutlar için erken ilkbahar ve ilkbahar dönemi
aşılamaları uygun bulunmuştur.
Uzun ve Şen (1992), yaptıkları çalışmada Golden Delicious, Starking
Delicious, Starkspur Golden Delicious ve Amasya elma çeşitlerinden Ekim - Ocak
ayları arasında dört ayrı dönemde aşı kalemleri almışlar ve çöğür anacı üzerine iç
mekanda dilcikli aşı metodu kullanılarak aşı çalışması yapmışlardır. Aşı tutma
bakımından aşılama zamanları arasında önemli bir fark bulunamamış olup yaşama
bakımından zamanlar arasında en yüksek yaşama oranı % 75,62 ile Ocak ayı aşıların
da, en düşük yaşama oranı ise % 26,25 ile Ekim ayı aşılarında görülmüştür. Sürgün
boyu gelişimi bakımından ise; çeşitler arasında en yüksek ortalama sürgün boyu 13,5
cm ile Starkspur Golden Delicious’ta, en düşük ortalama sürgün boyu 6,0 cm ile
Amasya çeşidinde bulunmuştur. Bulunan bu farklılıklar istatistiki bakımdan önemli
çıkmıştır.
Warmund ve Barritt (1994), uygun aşılama zamanını tespit etmek amacıyla
Empire elma çeşidini M9 anacına aşılamıştır. En uygun aşılama zamanı Temmuz
dönemi olarak belirlenmiştir. Temmuz dönemi aşılarında %92 aşı tutma oranı
yakalanmıştır.
Wlodarczyk ve Grzywaczewski (1994), Polonya’da yaptıkları bir çalışmada;
M 26, M 9 ve P 22 anaçları üzerine iç mekan aşısı ile Jonagold çeşidini 40 cm
yükseklikte dilcikli aşı metodu ile aşılamışlardır. Aşılı bitkiler 1–5 oC arasında
sıcaklıklarda dikim zamanına kadar muhafaza edilmiştir. 10 ve 24 nisan tarihlerinde
aşılı bitkilerin dikimleri gerçekleştirilmiştir. Farklı aşılama tarihleri ve ortam
sıcaklıklarının fidan kalitesine etkili olduğu belirtilmiştir. 10 nisanda dikimi yapılan
bitkilerin 24 Nisanda dikilenlere göre daha kaliteli olduğu kaydedilmiştir.
Küden ve ark. (1997), elma, armut ve eriğin aşı ile üretimi üzerine yaptıkları
çalışmada; Quince A klon anacı üzerine Santa Maria ve June Beauty armut çeşitlerini
2.ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Türker ERYILMAZ
13
yongalı aşı ve kalem aşısı teknikleri ile aşılamış ve aşı tutma oranlarını % 70 – 80
arasında bulmuşlardır. Ayrıca, 1 yıl sonunda fidan boylarının yongalı aşıda 91 – 118
cm, kalem aşısında ise 74 – 115 cm arasında olduğunu tespit etmişlerdir.
Küden (1998), yaptığı bir ön çalışmada kışın ısıtmalı ortamda fidan üretimi
konusunu araştırmıştır. Araştırmada anaç materyali olarak M9 elma anacı, QA anacı
ve kuş kirazı anacı kullanılmıştır. Çeşit materyali olarak ise Bing, Stella, Van
Compact kiraz çeşitleri; Anna elma çeşidi ve Deveci armut çeşidi kullanılmıştır. Aşı
yöntemi olarak Yonga, V ve İngiliz aşısı kullanılmıştır. Anna elma çeşidi için en iyi
sonucu İngiliz aşısı, Bing kiraz çeşidi için Yonga, Stella çeşidi için V aşısı vermiştir.
Yılmaz ve Akça (2003), yaptıkları çalışmada Granny Smith elma çeşidini
değişik klon anaçları üzerine iç mekan aşılarıyla aşılamışlardır. En iyi aşı tutma
sonuçlarını dönemler arasında I.Dönem (% 56.0), anaçlar arasında MM 111 (%
63.8), MM 106 (%62.5), MM 109 (% 62.5), aşı tipleri arasında dilcikli aşı metodu
(% 62.0) vermiştir.
Kadan ve Yarılgaç (2005), elma ve armut fidanı üretiminin bütün dünyada
olduğu gibi ülkemizde de “T” göz aşısı yöntemiyle gerçekleştiğini belirtmiştir. Elma
ve armutta durgun dönemde aşılama üzerine yaptıkları çalışmada armut çöğürü
üzerine Williams ve Ankara çeşitlerini aşılamışlardır. Williams çeşidinde %99,
Ankara çeşidinde %98 aşı tutma oranı elde etmişlerdir. Bir yıl sonunda Williams
çeşidinde 129 cm, Ankara çeşidinde 118 cm’ lik fidan boyu elde etmişlerdir.
Abolins (2006), yarı bodur bazı anaçlara (B.490, B.118) 5 değişik çeşit
aşılamış ve vejetatif gelişimlerini gözlemlemiştir. Araştırıcı yarı bodur çeşitlerdeki
gövde uzunluğunun birbirine yakın sonuçlar verdiğini bildirmiştir.
3.MATERYAL VE METOD Türker ERYILMAZ
14
3. MATERYAL ve METOD
3.1. MATERYAL
M9 ve M26 elma anaçları ile Galaxy ve Fuji Kiku-8 elma çeşitleri çalışmanın
materyalini oluşturmaktadır.
3.1.1 Denemede Kullanılan Elma Anaçlarının Özellikleri
M9: Elma klon anaçları içerisinde bodur olarak bilinen ve destek sistemine
ihtiyaç duyan bir anaçtır. East Malling Araştırma Enstitüsü tarafından İngiltere’de
tesadüf çöğürü olarak 1912 yılında selekte edilmiştir. ABD’de ve Avrupa’da yaygın
olarak kullanımı 1970’li yıllara dayanmaktadır. Şu anda dünyada kullanılan en
yaygın elma klon anacıdır. Pek çok tipi seleksiyon ve ıslahla geliştirilmiştir. Dünyada
kullanılan bodur anaçlar içerisinde çok değişik toprak ve iklim tiplerine dayanımı
açısından rakipsiz gözükmektedir. (Şekil 3.1.1)
Ağaçları yaklaşık 2,5 m boylanabilmektedir. Tohum anaçlı bitkilerin % 30’u
kadar taç yapmaktadır. Geniş yapraklı, sürgün gelişimi hızlı ve kuvvetlidir. Bunun
paralelinde pek çok M 9 üretim parselinde hızlı gelişimine mukabil sürgün ucunda
kloroz gözükebilmektedir. Meyveleri sarı zemin üzerine soluk kahverengidir ve
küçük orta iriliktedir. Meyvesinin buruk mayhoş tadı vardır.
Yatırma ( Stool Bed Layering) metodu ile kolay üretilmektedir. Çelikle
köklenme oranı çok düşüktür. Üzerine aşılanan çeşitleri kısa zamanda meyveye
yatırır. Aynı zamanda çok verimlidir. Dar alanlardan maksimum ürün alınabilen
yoğun dikim sistemlerine uygundur. Üzerine aşılanan çeşitte çok iyi renk oluşumu
sağlar. Aynı zamanda derim tarihini kuvvetli anaçlara göre 4–7 gün erkene alır.
Dikim sıklığı tek sıralı sistemlerde sıra arası mesafe kullanılan alet ve
ekipmana göre değişmekle beraber 3,5-4m’dir. Sıra üzeri mesafede yine aynı şekilde
üzerine aşılanan çeşidin kuvvetine göre, uygulanacak terbiye ve budama sistemine
göre 0,9 – 1,5 m arasında değişmektedir. Üzerine zayıf gelişen (spur) çeşitlerin
aşılanması tavsiye edilmez. Bu çeşitlere benzer spur çeşitlerin M 9’dan biraz daha
3.MATERYAL VE METOD Türker ERYILMAZ
15
kuvvetli gelişen M 26 anacı üzerine aşılanması daha uygun olur. Pamuklu bite ve
ateş yanıklığına hassastır, kök çürüklüklerine diğer klon anaçlarına göre
dayanıklıdırlar. (Anonim 2007)
M 26: 1959 yılında M16 x M9 anaçlarının melezlenmesiyle elde edilmiştir.
Kökleri M9’ dan daha az kırılır. Toprağa bağlantısı M9’dan daha iyidir. Meyveye
erken yatar, iyi drene edilmiş toprakları sever. Çok nemli toprakları sevmez.
Çöğürlere göre %40–50 oranında bodurluk sağlar. (Şekil 3.1.1)
M26, dalgalı kenarlı yapraklara sahiptir. İyi drene edilmiş topraklarda M26
üzerindeki ağaçlar desteğe gereksinim duymazlar. Kuvvetli gelişen çeşitler tellere
veya kazığa gereksinim duyarlar. Bu anaç Phytophthora cactorum ve ateş yanıklığı
zararına meyillidir. Kök kanserine dayanıklıdır. Malling anaç serileri içinde kış
soğuklarına en dayanıklı anaçtır. (Anonim 2007)
Şekil 3.1.1 M9 ve M26 klonal anaçları
3.1.2 Denemede Kullanılan Elma Çeşitlerinin Özellikleri
Gala: Yeni Zelanda’da Kidd’s Orange ve Golden Delicious melezi olarak
geliştirilmiştir. Dünya’da yetiştiriciliği yapılan elma çeşitleri arasında en popüler
olanlarındandır. Ağaç gelişme kuvveti orta ve yayvan bir yapıya sahiptir. Meyveleri
küçük-orta olup geniş konik küresel yapıdadır. Derilen meyveler arasında
yeknesaklık söz konusudur. Orijinal Gala çeşidi soluk sarı zemin üzerine sıvama
üzeri çizgili karışık kırmızı ve portakal renklidir. Depo ömrü 3–6 ay arasındadır.
3.MATERYAL VE METOD Türker ERYILMAZ
16
Ağustos sonunda olgunlaşan Gala döneminin albenisi yüksek çeşitlerindendir. Aynı
performansı yeme kalitesinde de görmek mümkündür. İyi bir tozlayıcı olan Gala aynı
zamanda pek çok çeşitle de tozlama problemi çekmeden dikilebilmektedir.
Çiçeklenme tarihi Golden Delicious çeşidi ile çakışmaktadır. Çiçeklenme ile hasada
kadar geçen süre 110–120 gün arasındadır. Hasat tarihinde gecikme olursa meyve
sap kısmında çatlamalar gözükmektedir. Karaleke, pas, külleme ve ateş yanıklığına
dayanımı iyidir.
Pek çok mutantı geliştirilmiş olup bir kısmı şunlardır; Buckey Gala, Crimson
Gala, Galaxy Gala, Extrared Gala, Ultrared Gala, Mondial Gala, Royal Gala, Scarlet
Gala, Pasific Gala (Anonim 2006)
Galaxy: Yeni Zelanda’da Mr.Kiddle tarafından bulunmuştur. Gala elma
çeşidinin bir mutantıdır. Meyveleri kırmızı-turuncu renkte ve orta büyüklüktedir.
Mondial Gala elma çeşidinden daha çizgilidir. Derimi Ağustos ayının ikinci
yarısında yapılmaktadır. (Anonim 2006), (Şekil 3.1.2)
Fuji: Orijini Japonya’dır. Avrupa’da 80’li yıllarda yayılmaya başlamıştır.
Ağaç gelişimi çok kuvvetlidir. Yüksek ve düzenli bir verime sahiptir. Meyvesi orta-
iri büyüklükte; tatlı ve suludur. Sarı zemin üzerine turuncumsu kırmızı renklidir.
Meyve eti sert, gevrek ve krem rengindedir. Ekim ayının ikinci yarısı hasada gelir.
Tozlayıcıları Golden Delicious, Red Delicious, Gala grubu ve Granny Smith’dir.
Ticari değeri ve depo dayanımı yüksek bir çeşittir.
Fuji Kiku-8: Meyveleri yakut kırmızımsı renktedir. Güneş almayan
yerlerinde bile belirgin çizgilere sahiptir. Meyve kabuğundaki benekler çok
belirgindir. Fuji grubu içerisinde en albenili meyvelere sahip çeşittir. (Şekil 3.1.2)
Şekil 3.1.2 Galaxy ve Fuji Kiku-8 elma çeşitleri.
3.MATERYAL VE METOD Türker ERYILMAZ
17
3.2. METOD
Deneme 2006- 2007 yılları arasında Afyonkarahisar’da gerçekleştirilmiştir.
Denemede, köklü M9 ve M26 klon anaçları üzerine Galaxy ve Fuji Kiku-8
elma çeşitleri “Yonga” ve “İngiliz” aşı yöntemleri kullanılarak aşılanmış ve aşı
işlemi iç mekanda gerçekleştirilmiştir. Aşılama esnasında fungusit uygulamaları
yapılmış ve İngiliz aşı yöntemiyle aşılanan bitkiler parafinlenmiştir. Deneme
sonuçların irdelenmesinde COSTAT paket programı kullanılmıştır.
Şekil 3.2.1 Aşılamaların yapılması
Şekil 3.2.2 Anaçlarda kök temizliği
3.MATERYAL VE METOD Türker ERYILMAZ
18
Şekil 3.2.3 Aşılı bitkilerde fungusit uygulaması
Şekil 3.2.4 Fidanların dikimi
3.MATERYAL VE METOD Türker ERYILMAZ
19
Şekil 3.2.5 Fidanlara can suyu verilmesi
Şekil 3.2.6 Aşı tutumu gerçekleşmiş fidanlarda sürgün gelişimi
3.MATERYAL VE METOD Türker ERYILMAZ
20
3.2.1. Yapılan Ölçümler
Her aşı yöntemi Mart ayı başında 3 tekerrürlü ve her tekerrürde 20 aşılı bitki
olacak şekilde düzenlenmiştir.
Aşılı bitkiler, Afyonkarahisar ekolojisinde, açık alanda ve direkt araziye
dikilmiştir. 12 Eylül 2007 tarihinde ise aşağıda belirtilen özelliklerin ölçümleri
gerçekleştirilmiştir.
3.2.1.1. Aşı Tutma Oranları (%)
Her tekerrürde tutan aşılar tek tek belirlenmiş ve yüzdeleri alınmıştır.
3.2.1.2. Aşı Sürme Uzunlukları (cm)
Aşı noktasından sürgünün uç kısmına kadar olan uzunluk metre yardımıyla
ölçülmüş ve değerler kaydedilmiştir. İşlem her tekerrürde ve aşı tutumu gerçekleşmiş
fidanlarda tek tek yapılmıştır.
3.2.1.3. Sürgün Kalınlığı (mm)
Aşı noktasının 5 cm üzerinden 0,01 mm’ye duyarlı dijital kumpas ile her
tekerrürde ve aşı tutumu gerçekleşmiş fidanlarda tek tek ölçüm yapılarak
saptanmıştır.
3.2.1.4. Anaç Kalınlığı (mm)
Aşı noktasının 5 cm altından her tekerrürde ve aşı tutumu gerçekleşmiş her
fidanda 0,01 mm’ye duyarlı dijital kumpas ile ölçülerek belirlenmiştir.
Her aşı yöntemi yine Mart ayı başında 3 tekerrürlü ve her tekerrürde 20 aşılı
bitki olacak şekilde düzenlenmiştir. Aşılı bitkiler Nisan başında araziye dikilmek
üzere +4°C’lik soğuk hava deposuna kaldırılmış ve 30 gün süreyle bekletilmiştir.
Depolama sonunda aşılı bitkilerin 1. aşamada olduğu gibi Afyonkarahisar’da
araziye dikimleri gerçekleştirilmiştir. Muhafaza sonrası dikilen bitkilerinde ölçümleri
yine 12 Eylül 2007 tarihinde yapılmıştır.
3.MATERYAL VE METOD Türker ERYILMAZ
21
Şekil 3.2.7 Aşılı bitkilerin depoya kaldırılmak üzere polietilen torbalara
koyulması
3.2.1.5. Aşı Tutma Oranları 2 (%)
Her tekerrürde tutan aşılar tek tek belirlenerek ve yüzdeleri alınmıştır.
3.2.1.6. Aşı Sürme Uzunlukları 2 (cm)
Aşı noktasından sürgünün uç kısmına kadar olan uzunluk metre yardımıyla
ölçülmüş ve değerler kaydedilmiştir. İşlem her tekerrürde ve aşı tutumu gerçekleşmiş
fidanlarda tek tek yapılmıştır.
3.2.1.7. Sürgün Kalınlığı 2 (mm)
Aşı noktasının 5 cm üzerinden 0,01 mm’ye duyarlı dijital kumpas ile her
tekerrürde ve aşı tutumu gerçekleşmiş fidanlarda tek tek ölçüm yapılarak
saptanmıştır.
3.2.1.8. Anaç Kalınlığı 2 (mm)
Aşı noktasının 5 cm altından her tekerrürde ve aşı tutumu gerçekleşmiş her
fidanda 0,01 mm’ye duyarlı dijital kumpas ile ölçülerek belirlenmiştir.
3.MATERYAL VE METOD Türker ERYILMAZ
22
3.2.2 Denemede Kullanılan Aşı Yöntemleri
3.2.2.1 Yonga Göz Aşısı
Bu aşı ilkbaharda aktif büyüme başlamadan önce veya yaz aylarında aktif
büyümenin su noksanlığı veya başka bir nedenle durduğu hallerde olduğu gibi,
kabuğun odundan kolayca ayrılmadığı zamanlarda yapılabilir. Metot, genellikle çapı
1-2,5 cm kadar olan oldukça küçük bir materyalle uygulanır. Her ne kadar yongalı
göz aşısı oldukça başarılı ise de, T göz aşısı kadar çabuk ve basit olmayıp T aşısı için
uygun olan koşullarda pek yapılmaz. (Şekil 3.2.2.1)
Anacın köke yakın kısımlarından, iki boğum arasındaki düzgün bir yerden
kabukla birlikte bir parça odun (yonga) kesilip çıkarılır. Bu yere istenilen bir çeşidin
göz kaleminden alınan ve üzerinde bir göz bulunan aynı büyüklükte bir kabuklu
yonga yerleştirilir. Anaç ve kalemin her ikisindeki yongalı kabuklar aynı şekilde
kesilirler. İlk kesim odunun 45° lik bir açıyla tomurcuğun hemen altından
kesilmesiyle yapılır. İkinci kesim, tomurcuğun 1 cm. kadar üstünden başlar ve
tomurcuğun arkasından, odunun içinden geçerek birinci kesimle birleşinceye kadar
aşağı iner. Burada tanımlanan ikinci kesim önce, birinci kesim de ikinci olarak
yapılabilir. Anaçtan çıkarılan kabuklu yonga yerine, göz kaleminden çıkarılan
yongalı göz yerleştirilir. Göz parçasındaki kambiyum tabakasının anacın her iki
tarafındaki, fakat hiç olmazsa bir tarafındaki kambiyumla üst üste gelmesine dikkat
edilmelidir. Daha sonra aşı yeri aşı bandıyla dikkatlice bağlanır (Yapıcı, 1992).
Şekil 3.2.2.1 Yonga Aşının Yapılışı
3.MATERYAL VE METOD Türker ERYILMAZ
23
3.2.2.2 İngiliz Aşısı
İlkbaharda fidanlıklarda kışın iç mekânda yapılan bir aşıdır. Bu aşının
yapılabilmesi için eldeki anacın kalınlığına eşit kalemlerin bulunması gerekmektedir.
Bu aşıda anacın tepesi kök bitim noktasının yaklaşık 20 cm. üzerinden 3-4cm lik bir
kesim noktası oluşturacak şekilde kesilir. Anaç kesilirken yara yüzeyinin gayet
düzgün olmasına dikkat edilir. Kalem üzerinde 4-5 gözü bulunan ve anaçla aynı
kalınlıkta olması gereken bir daldır. Kalemin alt ucu bir gözün karşı tarafından olmak
üzere aynen anaçtaki gibi kesilir. Bundan sonra kalemin kesik kısmı anacın üzerine
oturtulur ve yukarıdan aşağıya doğru rafya ile bağlanır. Adi ingiliz aşısında bağlama
çok dikkatli olmalıdır. Çünkü kalemle anacın birleştikleri kısımların kolayca
kaymaları tehlikesi vardır. Böylece kabuk kabuğa değmeyeceğinden aşının tutma
ihtimali azalabilir (Yılmaz, 1992).
Şekil 3.2.2.2 İngiliz aşının yapılışı.
3.2.3 Anaçların Çoğaltılması (Stool Bed Layering)
Bugün dış ülkelerde ve Türkiye’de bazı depo fidanlıklarda, klon anaçlarının
çoğaltılmasında kullanılan bu daldırma metodu ile M27, M9, M26, M109, M111 gibi
elma klon anaçları, Colt, SL 64 gibi kiraz ve vişne klon anaçları, Quince A gibi ayva
klon anaçları çok başarılı bir şekilde çoğaltılabilmektedir.
Hendek, tepe ve düz daldırmanın kombinasyonu şeklinde oluşturulmuş olan
bu daldırma metodu, birim alandan elde edilen anaç sayısı bakımından, diğer
daldırma metotları içerisinde en iyi sonuç verenidir.
Vejetatif üretim metotlarının herhangi birisiyle elde edilmiş köklü anaçlar,
bölgenin iklim şartlarına göre kış veya ilkbahar döneminde sıra üzeri 20cm. , sıra
arası 150 cm. ve toprakla 45 derece açı yapacak şekilde meyilli olarak dikilirler.
Dikim esnasında ana bitkinin 15–20 cm.’lik kısmı toprağa gömülmeli, toprak dışında
3.MATERYAL VE METOD Türker ERYILMAZ
24
kalan kısmında takriben 1/3’ü kısaltılmalıdır. Anacın uç kısmı güneye doğru meyilli
olmalıdır. En son bitki ise ters istikamette dikilir.
Dikilen yıl büyümeye bırakılan anaçlar, temmuz ayında başlamak üzere,
haftada bir defa gittikçe artan oranlarda yatırılır ve her anaç önündeki anaca birkaç
yerinden temas edecek şekilde sarılır. Böylece yılsonunda yatırma işlemi
tamamlanmış olur. Anaçların yatırıldığı toprak yüzeyinin gayet düz olması
gerekmektedir. Anaçları toprak üzerine sabitlemek için çatal kazık veya U şeklinde
demir kazıklar kullanılır. Bu şekilde yatırılan anaçlar, ertesi yıl ilkbahara kadar üstü
açık bir şekilde bırakılırlar.
İkinci yıl ilkbaharda, yani vejetasyon başlangıcında anaçların yan
sürgünlerinin tamamı dipten çıkarılır.
Mayıs ayından itibaren ana bitkilerin gövdelerinden çıkan sürgünler, 15cm.
yüksekliğe eriştiğinde her defasında 2 cm. olmak üzere haftada veya 10 günde bir
boğaz doldurma işlemi uygulanır. Ağustos ayı sonuna kadar sürgünlerin dipten
itibaren 10-15cm.’lik bir kısmı örtülmüş olur. Bu örtmelerden ilki torf, diğerleri
toprak ile yapılmalıdır.
Yıl boyunca çapalama, yabancı ot mücadelesi, sulama ve zirai mücadele gibi
işlemler eksiksiz olarak yapılır. İyi köklenme için anaçlardan çıkan sürgünlerin
diplerine çekilen toprağın mevsim boyunca nemli olması gerekmektedir.
Vejetasyon bitiminden itibaren köklenmiş anaçların hasadı başlar. Hasat için
köklerin kahverengileşmiş olması gerekir. M9 klonları her yıl, diğer anaçlar ise ilk
2–3 yıl el ile daha sonraki yıllarda makine ile hasat edilebilirler.
Hasattan sonra ilkbahara kadar anaçların üzerine 0.2cm. yükseklikte çok az
bir toprak konur ve öylece kalır. Bunun amacı anaçların düşük sıcaklık zararlarında
korunmasıdır.
İkinci yıl içerisinde anaçların birbirine bağlanan kısımları iyice kaynar ve
aynı sıradaki bitkiler tek vücut haline gelirler (Yapıcı, 1992).
4. BULGULAR ve TARTIŞMA Türker ERYILMAZ
25
4. ARAŞTIRMA BULGULARI ve TARTIŞMA
4.1. Morfolojik Ölçümler
Denemede kapsamında aşağıda belirtilen özelliklerde ölçümler yapılmıştır.
4.1.1. Aşı Tutma Oranları (%)
Deneme kriterlerinin bütünü ele alındığında en yüksek aşı tutma oranı %95
ile M26 anacına İngiliz aşı yöntemiyle aşılanmış direk dikim Galaxy çeşidinden elde
edilmiştir. En düşük aşı tutma oranı ise %65 ile depoda bekletilen M26 anacına
yonga aşılama yöntemiyle aşılanmış Fuji Kiku-8 çeşidinden elde edilmiştir. (Çizelge
4.2.).
Genel interaksiyonlar incelendiğinde anaç, çeşit ve dikim zamanının aşı tutma
oranlarını etkilemediği görülmüştür. Bununla birlikte aşı tekniği yönünden
istatistiksel farklar ortaya çıkmıştır. İngiliz aşılama yöntemiyle aşılanan bitkilerde
%91 lik bir aşı tutma oranı yakalanırken, yonga aşı yöntemiyle aşılanan bitkilerde aşı
tutma oranı %69 da kalmıştır.
Denemede M9 anacına yapılan aşıların %80 i tutarken, M26 anacına yapılan
aşılarında yine %80 inin tuttuğu görülmüştür. Dikim zamanlarının anaçlara kıyasında
ise yine istatistiksel olarak bir fark bulunamamıştır. Direkt dikilen anaçlarda %81 lik
bir aşı tutma oranı görülürken, depolanıp dikilen anaçlarda %79 aşı tutma oranı
görülmüştür. (Çizelge 4.3.).
Şekil 4. 1 Aşı Tutumu Gerçekleşmiş Fidanlarda Kaynaşma
4. BULGULAR ve TARTIŞMA Türker ERYILMAZ
26
4.1.2. Fidan Boyları
Denemede fidan gelişimi bakımından en yüksek değer 153,04cm ile M9
anaçlı, İngiliz aşılama yöntemi ile aşılanmış, direkt dikilmiş, Galaxy fidanlarında
görülmüştür. En kısa fidanlar ise; 118,56cm ile M9 anacına yonga aşıyla aşılanmış,
depoda bekletilen Fuji Kiku-8 fidanları olmuştur. Fidan boylarına en fazla etkiyi yine
aşılama teknikleri yapmıştır. İngiliz aşı yöntemiyle aşılanan bitkilerde fidan boyu
140cm olarak gerçekleşirken bu değer yonga aşılarda 123cm’de kalmıştır. Direkt
araziye dikimi yapılan bitkilerde fidan boyu 133cm ölçülürken, depoda bekletilip
dikimleri gerçekleştirilen bitkilerde 130cm fidan boyu elde edilmiştir. Anaç ve
çeşitlerin fidan boyuna etkilerinde istatistiksel olarak bir fark bulunamamıştır. M9
anacına aşılı bitkilerde 131cm ölçülen fidan boyu yine M26 anacına aşılı bitkilerde
de 131cm olarak ölçülmüştür. (Çizelge 4.3)
Şekil 4. 2. Fidan Boyu Ölçümü
4. BULGULAR ve TARTIŞMA Türker ERYILMAZ
27
4.1.3. Sürgün Çap Ölçümleri
Denemede yer alan bütün faktörler incelendiğinde, en yüksek sürgün çapı
değeri 8,33mm ile depolanan bitkilerde M9 anacına İngiliz aşılama yöntemiyle
aşılanmış Galaxy çeşidinde görülmüştür. En düşük değer ise direk dikim, M9 anacına
yonga aşıyla aşılanmış Fuji Kiku-8 çeşidinde 4,28mm olarak ölçülmüştür. Sürgün
çapı değerlerinde de yine aşı yöntemleri istatistiksel olarak farklılık göstermiştir.
İngiliz aşılama yöntemiyle aşılanan fidanlarda sürgün çapı 7,52mm ölçülürken
Yonga aşıyla aşılanan fidanlarda sürgün çapı 6.28mm olarak ölçülmüştür. M9
anacına aşılı bitkilerde sürgün çapı 6,63mm, M26 anacına aşılı bitkilerde ise 7,17mm
olarak gerçekleşmiştir. Direk dikimi yapılan fidanlarda 6,48mm sürgün çapı
ölçülürken depolama sonrası dikilen fidanlarda 7,32mm ölçülmüştür.
4.1.4. Sürgün Boy Ölçümleri
Denemede en fazla sürgünü 119,69cm ile direkt dikilen, M9 anacına İngiliz
aşılama yöntemiyle aşılanmış Galaxy fidanları vermiştir. En düşük sürgün gelişimi
ise direkt dikilen fidanlardan M9 anacına yonga aşılama yöntemi ile aşılanmış Fuji
Kiku-8 fidanlarında 84.70cm ile görülmüştür. Anaç ve çeşitlerin sürgün boyuna
etkisi görülmemiştir. Direkt dikimlerde 104cm sürgün boyu elde edilirken depolanan
bitkilerde 101cm ölçülmüştür. İstatistiksel olarak, aşılama yöntemlerinin sürgün
boyuna etki ettiği görülmüştür. İngiliz aşılama yöntemiyle aşılanan bitkilerde
112,5cm sürgün boyu elde edilirken, yonga aşıyla aşılanan bitkilerde 92cm
ölçülmüştür.
Bu deneme ile; iç ve geçit bölgelerinde, değişik iç mekan aşılarıyla ve değişik
bodur anaçlarla, depolama ve direk dikimde mukayese edilerek 1 yılda fidan eldesi
imkanları araştırılmıştır.
Deneme kriterlerinin tümü incelendiğinde; M26 anacına İngiliz aşı
yöntemiyle aşılanmış, direk dikim Galaxy fidanlarında %95 aşı tutma oranı
yakalanmıştır. Yine direk dikilen fidanlardan İngiliz aşılama yöntemiyle aşılanan
4. BULGULAR ve TARTIŞMA Türker ERYILMAZ
28
Galaxy ve Fuji Kiku-8 çeşitlerinde %91- %93, M 26 anacına İngiliz aşısıyla
aşılanmış Fuji Kiku-8 çeşidinde de %92 gibi aşı tutma oranları elde edilmiştir.
Depolanan bitkilerde gerek M9 gerekse M26 anacına İngiliz aşısıyla aşılanmış
bitkilerde yüksek aşı tutma oranları yakalanmıştır.
Bununla birlikte en düşük aşı tutma oranı; depolanan bitkilerde, M26 anacına
yonga aşıyla aşılanmış Fuji Kiku-8 çeşidinde görülmüştür (%65). Yine yonga aşıların
tamamında çok yüksek değerler elde edilememiştir.
Fidan boyları incelendiğinde; en yüksek değer direkt dikimi yapılan M9
anacına İngiliz aşısıyla aşılanmış Galaxy çeşidinde 153,04cm ile elde edilirken,
depolanan bitkilerden M26 anacına İngiliz aşılı Galaxy çeşidinden de yüksek
değerler elde edilmiştir. En düşük fidan boyları ise; 118cm ile, depolanan, M9
anacına yonga aşıyla aşılanmış Fuji Kiku-8 çeşidinde görülmüştür. Bu değeri yine
depolanan bitkilerden M26 anacına yonga aşılı Fuji Kiku-8 çeşidi takip etmiştir.
Bütün değerler bir arada incelendiğinde; İngiliz aşı yöntemiyle aşılanan bitkilerde,
yongalara nazaran daha uzun bitkiler elde edilmiştir. Direkt dikilen bitkilerle
depolanan bitkiler arasında fidan boyu yönünden bariz bir fark bulunamamıştır.
Sürgün ve anaç kalınlıkları incelendiğinde ise; hemen hemen aynı anaç
kalınlığına sahip olmalarına rağmen aşı tekniklerinin sürgün kalınlığına etki ettiği
görülmüştür. En yüksek sürgün kalınlıkları 8.33mm ve 7,98mm ile depolanan, M9
anacına İngiliz aşılı fidanlarda görülmüştür. En düşük değerler ise; direk dikilen
fidanlardan, M9 anacına yonga aşılı Galaxy (4,62mm) ve Fuji Kiku-8 (4,28mm)
çeşitlerinde görülmüştür.
Bunların yanında M26 anacında kök çürümesine bağlı bitki ölümleri daha
fazla görülmüştür.
4. BULGULAR ve TARTIŞMA Türker ERYILMAZ
29
Çizelge 4. 1. Denemede Yer Alan Tüm Faktörlerin Birlikte Değerlendirilmesi
Aşı
Tutma
(%)
Fidan
Boyu
(cm)
Sürgün
Çapı
(mm)
Anaç
Çapı
(mm)
Sürgün Boyu
(cm)
Dire
kt D
ikim
M 9
İngi
liz Galaxy 90,57 bc 153,04 a 7,21 ac 8,65 dg 119,69 a
Fuji Kiku-8 92,62 ab 138,62 c 7,36 ab 8,36 eg 113,34 bd
Yong
a Galaxy 68,12 gh 126,36 e 4,62 d 9,58 ce 94,72 h
Fuji Kiku-8 70,33 eg 122,68 f 4,28 d 8,26 eg 84,70 j
M 2
6
İngi
liz Galaxy 95,28 a 142,25 b 7,43 ac 8,64 dg 115,27 bc
Fuji Kiku-8 92,35 b 133,12 d 7,24 ab 8,67 dg 106,69 e
Yong
a Galaxy 71,41 ef 126,47 e 7,35 ac 12,58 a 100,02 f
Fuji Kiku-8 69,36 fg 124,84 ef 6,38 bc 9,65 ce 96,08 gh
Dep
o
M 9
İngi
liz Galaxy 89,22 cd 139,39 c 8,33 a 11,62 ab 111,41 d
Fuji Kiku-8 91,04 bc 139,76 c 7,98 a 9,71 ce 110,96 d
Yong
a Galaxy 67,25 hı 122,29 f 7,12 ac 9,58 ce 98,28 fg
Fuji Kiku-8 70,16 eg 118,56 g 6,15 cd 7,67 g 87,05 ıj
M 2
6 İngi
liz Galaxy 87,23 d 144,02 b 7,63 ab 9,29 cf 116,13 b
Fuji Kiku-8 89,47 cd 138,32 c 7,02 ac 8,03 fg 112,38 cd
Yong
a Galaxy 72,51 e 123,51 f 7,41 ac 10,34 bc 89,92 ı
Fuji Kiku-8 65,53 ı 119,08 g 6,97 ac 9,94 cd 87,33 ıj
P<0,05; Aynı harfi taşıyan gruplar arasında fark yoktur.
4. BULGULAR ve TARTIŞMA Türker ERYILMAZ
30
Çizelge 4. 2. Denemede Kullanılan Faktörlerin İkili İnteraksiyonları
İnteraksiyonlar
Aşı
Tutma
(%)
Fidan
Boyu
(cm)
Sürgün
Çapı
(mm)
Sürgün
Boyu
(cm)
Anaç
X
Çeşit
M 9 x Galaxy 79 135,27 6,82 106,02
M 9x Fuji Kiku-8 82 129,90 6,44 99,01
M 26 x Galaxy 82 134,06 7,45 105,33
M 26 x Fuji Kiku-8 79 128,84 6,90 100,62
Dikim
zamanı
X
Çeşit
Direkt x Galaxy 81 137,03 6,65 107,42
Direkt x Fuji 81 129,81 6,31 100,20
Depo x Galaxy 78 132,30 7,62 103,93
Depo x Fuji 78 128,93 7,03 99,43
Aşı
Tekniği
X
Çeşit
İngiliz x Galaxy 90 144,67 7,65 115,62
İngiliz x Fuji 91 137,45 7,4 110,84
Yonga x Galaxy 69 124,65 6,62 95,73
Yonga x Fuji 69 121,29 5,94 88,79
Dikim
Zamanı
X
Anaç
Direkt x M 9 81 135,17 5,86 103,11
Direkt x M 26 81 131,67 7,1 104,51
Depo x M 9 79 130 7,39 101,92
Depo x M 26 78 131,23 7,25 101,44
4. BULGULAR ve TARTIŞMA Türker ERYILMAZ
31
Şekil 4.3 Eylül döneminde fidanların gelişim durumları
5. SONUÇ ve ÖNERİLER Türker ERYILMAZ
32
5. SONUÇ ve ÖNERİLER
Afyonkarahisar koşullarında 1 yılda fidan eldesinin imkanları üzerine yapılan
bu çalışma sonrası;
1 aylık depolama sonunda dikilen fidanların; genel gelişme, fidan kalitesi ve
aşı tutma oranlarına bariz bir katkısı olduğu görülmemiştir. Bunun yanında; İngiliz
aşılardan elde edilen %90, yonga aşılardan elde edilen %70’lik aşı tutma oranları,
fidanların yeterli büyüklüğe ulaşmaları, iç mekan aşılamalarıyla, geçit bölgelerinde
ticari olarak fidancılığa olanak sağlamış görünmektedir.
Günümüzde özellikle elma çeşitlerinin çok hızlı çoğalması nedeniyle, popüler
çeşitlerin fidanlarının en kısa zamanda üretime sunulması büyük önem taşımaktadır.
Ülkemizde gerek devlet kurumlarında gerekse özel sektörde fidan üretimi ‘Yaz
Durgun Aşı’ yöntemiyle gerçekleşmektedir. Bu yöntem fidan üretimini 2 yıla
çıkarmaktadır. İç mekan aşılarla üretim 1 yıla indirilmekle beraber her türlü işçilik ve
bakım masrafını da yarıya indirmektedir. Bunun yanında kışın atıl durumdaki iş
gücünden yararlanmak mümkün olmaktadır. Yine iç mekan aşıları, aşılanmış
fidanları depolamaya olanak sağlamakta ve çevre şartları uygun olduğunda dikime
izin vermektedir. Denemede fidanların aşılandıktan sonra depolanabileceği ortaya
konulmuştur.
İç mekan aşıları kendi arasında mukayese edildiğinde İngiliz aşı yönteminin
daha başarılı olduğu ortaya çıkmıştır. Aşı tutma oranları, fidan büyüklüğü ve kalitesi
yönünden İngiliz aşılar daha başarılı sonuçlar vermişlerdir. Yonga aşılı bitkilerde aşı
kaynaşması geç gerçekleşmiş ve sürgün boyları kısa kalmıştır. Ortalama 120 cm lik
bir fidan boyu elde edilmiştir. İngiliz aşılı bitkiler sürmeye ve gelişmeye daha çabuk
başlamışlardır. Bu da sürgün boyunda etkili olmuştur. İngiliz aşılı bitkilerden alınan
153, 144, 143 cm’ lik değerler sürmenin daha hızlı gerçekleştiğini göstermektedir.
İngiliz aşılı bitkilerde kalem kısmında 3-4 göz olmasından dolayı çoklu sürgünler
meydana gelmiştir. Bu sürgünler teke indirilerek bitki gücü tek bir gözde toplanmış
ve daha uzun sürgünler elde edilmiştir. Bunların yanında İngiliz aşının aşıcılarca
daha kolay ve rahat yapıldığı gözlemlenmiştir. Aşılamadan sonra parafin uygulaması
5. SONUÇ ve ÖNERİLER Türker ERYILMAZ
33
aşının başarısında etkili olmuştur.
Denemede değişik anaçların aşı tutma oranlarını etkilemediği görülmüştür.
Yılmaz ve Akça (2003), yaptığı çalışmada Granny Smith çeşidini değişik klon
anaçlarına aşılamış ve anaçlar arasında aşı tutma oranı bakımından bariz farklar
olmadığını belirtmişlerdir. Çalışmada bulunan aşı tutma oranları: M 111 (% 63.8),
M 106 (%62.5), M 109 (% 62.5) şeklinde belirtilmiştir. Anaçlara bağlı aşı tutma
oranları bu çalışmayla paralellik göstermektedir. Yine bu çalışmada en yüksek aşı
tutma oranının İngiliz dilcikli aşı yöntemiyle elde edildiği belirtilmiştir. Bu yönüyle
de çalışmalar arasında paralellik görülmektedir. Zira bu çalışmada da İngiliz aşılama
yöntemi Yonga aşıya oranla daha başarılı olmuştur.
Wlodarczyk ve Grywaczewski (1994), yaptıkları çalışmada İngiliz aşılama
metodunu iç mekanda M 26, M 9 ve P 22 anaçları üzerine Jonagold çeşidini
aşılayarak kullanmışlar, belli bir müddet muhafaza ettikten sonra iki farklı tarihte
dikimini gerçekleştirmişlerdir. Çalışmada 10 Nisan tarihinde dikimi yapılan bitkilerin
24 Nisan’da dikilen bitkilere oranla daha kaliteli oldukları bildirilmiştir.
Afyonkarahisar ekolojisinde farklı dikim tarihlerinin fidan kalitesine bariz etkileri
görülmemiştir. Bütün faktörler birlikte ele alındığında direkt dikilen fidanlarda
133cm’ lik fidan boyu elde edilirken depolanan bitkilerde fidan boyu 130 cm
ölçülmüştür.
Depolanan bitkiler polietilen torbalara koyulmuştur. Torbaların diplerine
nemli torf koyularak nem kaybının önlendiği görülmüştür.
Denemede M26 anaçlarının kök çürüklüğüne olan hassasiyeti
gözlemlenmiştir. Kök çürüklüğünden kaynaklanan bitki ölümleri M26 anacında daha
fazla görülmüştür. Aşılama sonrası bitki köklerine fungusit uygulaması yapılsa da
özellikle M26 anaçlı bitkilerde kök çürüklüğüne bağlı ölümler gerçekleşmiştir.
Ölümlerin azaltılması ve hastalığın yayılmasını önlemek için hastalıklı olduğu
saptanan bitkiler araziden uzaklaştırılmıştır. Bu yolla hastalığın bütün bitkilere
bulaşması önlenmiştir.
Bu çalışmayla İç kesimlerde fidan üretiminde iç mekan aşılarının büyük
avantaj sağladığı, fidan üretiminin çok kısa sürelere düşürüldüğü görülmüştür. Dikim
5. SONUÇ ve ÖNERİLER Türker ERYILMAZ
34
şartlarının henüz oluşmadığı durumlarda, bitkilerin rahatlıkla depoda bekletildikten
sonra dikilebileceği, bu durumun herhangi bir olumsuz etkisinin bulunmadığı
görülmüştür. Profesyonel aşıcıların İngiliz aşıyı daha rahat yapmaları ve yukarıda
sıralanan olumlu yönlerinden dolayı İngiliz aşının uygulanmasının daha uygun
olacağı ortaya çıkmıştır. M26 anacının kök çürüklüğüne hassasiyeti göz önüne
alınarak M9 anacıyla fidancılık yapmak daha verimli olacaktır.
35
KAYNAKLAR
ABOLINS, M., 2006. Evaluation of Apple Rootstock-Cultivar Combinations by
Growth Rhythms Coincidence. Sodininkyste ir Darzininkyste 25 (3) : 342-
349
AKÇA, Y.,2000. Meyve türlerinde kullanılan anaçlar. Gazi Osman Paşa
Üniversitesi, Ziraat fakültesi Yayınları.No.46. Ders Kitapları Serisi No:17
Tokat.
ALİBERT, J.P., A. MASSERON, 1976. Une Technique de Production d’un Scion
Fruitier dans L’annee. CTIFL- Documents No: 59 . 139-194.
ANONİM 2007. www.ebkae.gov.tr
BİLGİNER. Ş., AKBULUT. M., KAPLAN. N. 2003. Samsun Koşullarında Elma
Yetiştiriciliğinde AnaçxÇeşitxDikim Sıklığı Kombinasyonlarının Saptanması
Üzerine Bir Araştırma. Türkiye lV. Ulusal Bahçe Bitkileri Kongresi s.52-54
Antalya.
BURAK, M., TÜRKELİ, Y., AKÇAY, E,N., YAŞASIN, A,S., 2003. Bazı Yeni
Elma Çeşitlerinin Doğu Marmara Bölgesindeki Verim ve Kalitelerinin
Belirlenmesi. Türkiye lV. Ulusal Bahçe Bitkileri Kongresi s.303-308
Antalya.
ÇELİK, M., SAKİN, M. 1991. Ülkemizde Meyve Fidanı Üretiminin Bugünkü
Durumu. Türkiye 1. Fidancılık Simpozyumu. Bildiri Kitabı 169-180. T. C.
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Ankara.
ERTÜRK, Ü., MERT, C. 2000. Marmara Bölgesindeki Fidan Üretimine Genel Bir
Bakış. II. Ulusal Fidancılık Sempozyumu. 25-29 Eylül 2000 Bademli
GÜLERYÜZ, M. 1991. Ülkemizde Meyve Fidancılığında Anaç Sorunu ve Dünyada
Anaç Islahı ile İlgili Çalışmalar. Türkiye 1. Fidancılık Sempozyumu. Bildiri
Kitabı s. 273-280. T. C. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Ankara.
HOWARD, B.H. 1974. Chip budding. Report East Malling Research Station for
London.. s: 195-197
36
KADAN, H., YARILGAÇ T., 2005. Van Ekolojik Şartlarında Elma Ve Armutların
T Göz Aşısıyla Çoğaltılması Üzerine Araştırmalar. Yüzüncü Yıl Üniversitesi
Ziraat Fakültesi Dergisi 15 (2). s 167 – 176. Van.
KAŞKA, N., 1997. Türkiye’de Elma Yetiştiriciliğinin Önemi, Sorunları ve Çözüm
Yolları. Yumuşak Çekirdekli Meyveler Semp. 2-5 Eylül 1997, Yalova. S: 1-
12
KOPUZOĞLU, N., ODABAŞ, F., 1992. O.M.Ü. Ziraat Fakültesinde Bazı Meyve
Türlerinin İç Mekan Aşısı İle Çoğaltılması Üzerine Yapılan Çalışmalar.
Türkiye 1. Ulusal Bahçe Bitkileri . , s.5-8. İzmir.
KÜDEN, A., ve N., KAŞKA,1990. Subtropik İklim Koşullarında Bazı Ilıman İklim
Meyve Tür, Anaç ve Fidanlarının Yetiştirilme Olanakları Üzerinde
Araştırmalar. Doğa İklim Dergisi 14(2): 127-139.
KÜDEN, A., KAŞKA N. 1991. Research on Different Budding Methods in
Propagation of Temperate- Zone Fruit Nursery Plants Grown in Subtropical
Areas. Doğa-Tr.J. of Agriculture and Forestry 15(3): 759–763.
KÜDEN, A., N. KAŞKA., 1992. Research on Different Budding Methods in
Propagation of Temperate-Zone Fruit Nursery Plants Grown in Subtropical
Areas. Doğa TU. Tar. Ve Or. Dergisi. 15 (1): s.759 – 764
KÜDEN, A., GÜLEN, H., KÜDEN, A. B., DENNİS, F. G., 1997. Procecing Of the
Fifth İnternational Symposium On Temperate Zone Fruits İn The Tropics
And Subtropics. No: 441. 29 May – 1 June. Adana.
ÖZBEK, S., 1978a. Özel Meyvecilik Kitabı. Ç.Ü.Ziraat Fakültesi Yayınları. 128,
Ders Kitabı. 11.A.Ü.Basımevi. Ankara, 486 s.
ÖZKAN, Y., 1988. Napolyon ve Bing Kiraz Çeşitleriyle Kütahya Vişnesi Çeşidinin
İç Mekan Aşısı ile Çoğaltılması Üzerine Araştırmalar. Onduz Mayıs
Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi, Samsun.
ÖZONGUN, Ş., ÖZTÜRK G., DOLUNAY E. M., PEKTAŞ M, BAYAV A.,
2006. Elma Klon Anaçlarında İç Mekan Aşılarının Uygulanabilirliği Üzerine
Araştırmalar. TAGEM Sonuç Raporu. Isparta.
37
ÖZTÜRK, G., ÖZONGUN, Ş., EREN, İ., AKGÜL, H., KAYMAK. S., 2006.
Bodur Meyve Yetiştiriciliği . Eğirdir Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü
Yayınları.s.2 Isparta.
SHLYAPNİKOV, S. 1986. Apple Varietes for Winter Grafting,Referativy ni
Zhurnal,6.55.644.
SKENE D.S., J.S. COLES, 1974. The effects of different grafting methods upon the
development of one year old nursery apple trees. J. Of Hort. Sci. 49: 287–
295.
ŞEN, S., M., 1986. Ceviz Yetiştiriciliği. Eser Matbası. Samsun.
UZUN, S., ŞEN. S. M., 1992. Değişik Elma Çeşitlerinin İç Mekan Aşısı ile
Çoğaltılmaları Üzerine Bir Araştırma. Ondokuz Mayıs Üniversitesi Fen
Bilimleri Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi. Samsun.
WARMUND, M. R., BARRITT, B.H., 1994. Survival and Growth of Empire
Apple Trees Chip Budded onto Mark or M 9 Rootsdtocks, Tree Research and
Extension Center,Washington State University,USA.
WLODARCZYK, P., GRZYWACZEWSKİ, P., 1994. Effect of Tree Factor on
The Quantity and Quality of Hand-Grafted “Jonagold” Apple Trees,
Akademia Rolnicza, Lublin, Poland.
YAPICI, M. 1992. Meyve Fidanı Üretim Tekniği, Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı
Yayın Dairesi Başkanlığı Ankara. s: 97-100.
YILMAZ, M. 1974. Bahçe Bitkileri Yetiştirme Tekniği, Ç.Ü.Z.F Yayınları
YILMAZ, S., AKÇA, Y. 2003. Granny Smith Elma Çeşidinin Değişik Klon Elma
Anaçları Üzerinde İç Mekan Aşısı İle Çoğaltılması Üzerine Bir Araştırma.
Türkiye lV. Ulusal Bahçe Bitkileri Kongresi s.137-139 Antalya.
38
ÖZGEÇMİŞ
1982 Afyonkarahisar-Sultandağı doğumluyum. İlk, orta, lise öğrenimimi
Isparta- Eğirdir’de tamamladım. 2004 yılında Çukurova Üniversitesi Bitkisel Üretim
Bölümünden mezun oldum. 2004 yılında Ç.Ü Fen Bilimleri Enstitüsü Bahçe Bitkileri
Ana Bilim Dalında yüksek lisans eğitimime başladım. Halen Afyon-Şuhut Tarım İlçe
Müdürlüğünde Ziraat Mühendisi olarak görev yapmaktayım.