uluslararasi gÜvenlİĞİn bİr ... -...

88
T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER ANA BİLİM DALI ULUSLARARASI İLİŞKİLER BİLİM DALI ULUSLARARASI GÜVENLİĞİN BİR BİLEŞENİ OLARAK SİBER GÜVENLİK Hazırlayan Kamil TARHAN 164229001002 YÜKSEK LİSANS TEZİ Danışman Doç. Dr. Nezir AKYEŞİLMEN KONYA 2018

Upload: tranlien

Post on 09-May-2019

227 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: ULUSLARARASI GÜVENLİĞİN BİR ... - afyonluoglu.orgafyonluoglu.org/PublicWebFiles/Reports-TR/Akademi/2018-KAmil Tarhan-Uluslararası... · Okulu, Eleştirel Teori, Postmodern yaklaşım,

T.C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

ULUSLARARASI İLİŞKİLER ANA BİLİM DALI

ULUSLARARASI İLİŞKİLER BİLİM DALI

ULUSLARARASI GÜVENLİĞİN BİR BİLEŞENİ

OLARAK SİBER GÜVENLİK

Hazırlayan

Kamil TARHAN

164229001002

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Danışman

Doç. Dr. Nezir AKYEŞİLMEN

KONYA 2018

Page 2: ULUSLARARASI GÜVENLİĞİN BİR ... - afyonluoglu.orgafyonluoglu.org/PublicWebFiles/Reports-TR/Akademi/2018-KAmil Tarhan-Uluslararası... · Okulu, Eleştirel Teori, Postmodern yaklaşım,

i

Page 3: ULUSLARARASI GÜVENLİĞİN BİR ... - afyonluoglu.orgafyonluoglu.org/PublicWebFiles/Reports-TR/Akademi/2018-KAmil Tarhan-Uluslararası... · Okulu, Eleştirel Teori, Postmodern yaklaşım,

ii

user
Dikdörtgen
user
Dikdörtgen
user
Dikdörtgen
Page 4: ULUSLARARASI GÜVENLİĞİN BİR ... - afyonluoglu.orgafyonluoglu.org/PublicWebFiles/Reports-TR/Akademi/2018-KAmil Tarhan-Uluslararası... · Okulu, Eleştirel Teori, Postmodern yaklaşım,

iii

ULUSLARARASI GÜVENLİĞİN BİR BİLEŞENİ OLARAK SİBER

GÜVENLİK

ÖZET

Uluslararası İlişkiler Disiplini özünde barış nasıl tesis edilebilir sorusu

üzerinden ortaya çıkmış bir disiplindir. Süreç içerisinde barış olgusu güvenlik ile

paralel şekilde ele alınmış; güvenliğin sağlanarak aynı sorunların tekrar yaşanmaması

için neler yapılabileceği konusunda çaba sarf etmektedir. Disiplinin temel inceleme

alanı ve baş aktörü devlet olduğu için; devletlerin var olduğu süreçten itibaren

disiplinden bahsetmek mümkündür. Modern anlamda 1648 Westfalya Antlaşması ile

kurulduğu belirtilen disiplin, günümüze kadar içerisinde birçok farklı tartışma ve

düşünceye ev sahipliği yapmıştır. Lakin birçok tartışma ve düşünce özünde güvenlik

odaklı olup, devletlerin güvenliğini nasıl tesis edileceği veya güvenliğin neden

gerekli olup, hangi koşullarda bunun ihlal edildiği konusu üzerinde tartışılmıştır.

Güvenlik devletlerin en vazgeçilmez olgusu olduğu için disiplin içinde hemen hemen

her teorik tartışma güvenliğe atıfta bulunmuştur. Çalışmada güvenlik ile ilgili tüm

yaklaşımlar geçmişten günümüze kadar incelenecektir. Devamında 21.Yüzyıla doğru

güvenliğin çeşitlendiği, yeni paradigmaların ortaya çıktığı süreç ele alınacaktır.

Küreselleşme ve teknolojik gelişmelerin yatay bir şekilde ilerlediği süreçte yeni bir

alan olarak ortaya çıkan Siber Uzay ise çalışmanın temelinde yer alacak; siber uzayda

meydana gelen yeni meydan okuma olarak Siber Güvenlik olgusu ele irdelenecektir.

Siber güvenliğin Uluslararası İlişkiler içerisine nasıl dâhil edildiği ve nasıl analiz

edildiği çalışmanın önemli ve kilit noktasını teşkil edecektir.

Anahtar Kelimeler: Uluslararası İlişkilerde Güvenlik, Siber Uzay, Siber

Güvenlik, Güvenlik Yaklaşımları

Page 5: ULUSLARARASI GÜVENLİĞİN BİR ... - afyonluoglu.orgafyonluoglu.org/PublicWebFiles/Reports-TR/Akademi/2018-KAmil Tarhan-Uluslararası... · Okulu, Eleştirel Teori, Postmodern yaklaşım,

iv

CYBERSECURİTY AS A COMPONENT OF INTERNATİONAL

SECURİTY

ABSTRACT

International Relations is essentially a discipline that emerged from the

question of how peace can be established. In the process, the peace case is handled in

parallel with the security and efforts are made to ensure that the same problems do

not happen again. Since the main subject of discipline is the state, it is possible to talk

about discipline from the time when states exist. In the modern sense, the discipline

established by the Treaty of Westphalia of 1648 has hosted many different debates

and conventions within the day. However, many discussions and thoughts are

essentially security oriented and discussed on how to establish the security of the

states or why security is necessary and in which conditions it is violated. Since

security is the most indispensable state of the states, almost every theoretical

discussion in the discipline has been found in safety. The study will examine all

approaches to security in the past to the present. Then the process of emerging new

paradigms, where security is diversified towards the 21st century, will be addressed.

Globalization and technological developments in the form of a horizontal Cyber

emerged as a new field in the process of promoting space will take place on the basis

of the work; Cyberspace as a new challenge occurring in cyberspace Security will

handle cases examined. How cyber security is incorporated into the International

Relations and how it is analyzed will be an important and key point of study.

Keywords: International Relations Security, Cyber Space, Cyber Security,

Security Approaches

Page 6: ULUSLARARASI GÜVENLİĞİN BİR ... - afyonluoglu.orgafyonluoglu.org/PublicWebFiles/Reports-TR/Akademi/2018-KAmil Tarhan-Uluslararası... · Okulu, Eleştirel Teori, Postmodern yaklaşım,

v

İÇİNDEKİLER

Özet ............................................................................................................................ iii

Abstract ...................................................................................................................... iv

İÇİNDEKİLER .......................................................................................................... v

Önsöz ........................................................................................................................ viii

Kısaltmalar ................................................................................................................ ix

Tablolar ....................................................................................................................... x

ULUSLARARASI GÜVENLİĞİN BİR BİLEŞENİ OLARAK ............................ 1

SİBER GÜVENLİK ................................................................................................... 1

GİRİŞ .......................................................................................................................... 1

1- Araştırmanın Konusu ........................................................................................... 6

2-Amacı ....................................................................................................................... 6

3-Önemi ....................................................................................................................... 7

4-Varsayımlar (Sayıtlılar) ......................................................................................... 7

5-Sınırlılıklar .............................................................................................................. 7

6-Tanımlar .................................................................................................................. 7

7-Yöntem ..................................................................................................................... 8

BİRİNCİ BÖLÜM ..................................................................................................... 9

ULUSLARARASI İLİŞKİLERDE GÜVENLİK .................................................... 9

1.1. Güvenliği Tanımlama Girişimi ......................................................................... 9

1.2. Uluslararası İlişkiler Öncesi Güvenlik Algısı ................................................. 12

1.3. Westfalya Sonrası Oluşan Güvenlik Algısı..................................................... 13

1.4. Modern Anlamda Güvenlik Yaklaşımı ........................................................... 13

1.5. Soğuk Savaş Döneminde Güvenlik – Geleneksel Güvenlik Anlayışı ............ 14

1.5.1. İdealist Teori’de Güvenlik Algısı ............................................................. 15

Page 7: ULUSLARARASI GÜVENLİĞİN BİR ... - afyonluoglu.orgafyonluoglu.org/PublicWebFiles/Reports-TR/Akademi/2018-KAmil Tarhan-Uluslararası... · Okulu, Eleştirel Teori, Postmodern yaklaşım,

vi

1.5.2. Realist Teori’de Güvenlik Algısı .............................................................. 17

1.5.3. Uluslararası Toplum Bağlamında İngiliz Okulunda Güvenlik Algısı ...... 19

1.5.4. Frankfurt Okulunda Güvenlik Algısı ........................................................ 21

1.6. Soğuk Savaş Sonrası Uluslararası Sistemde Güvenlik ................................... 22

1.6.1. Kopenhag Okulunda Güvenlik Yaklaşımları ........................................... 24

1.6.2. Aberystwyth Okulunda Güvenlik Algısı .................................................. 25

1.6.3. Feminist Kuram’ın Güvenliği Çeşitlendirmesi ........................................ 26

İKİNCİ BÖLÜM ...................................................................................................... 29

ULUSLARARASI İLİŞKİLER AÇISINDAN SİBER UZAY VE İLGİLİ

KAVRAMLAR ......................................................................................................... 29

2.1. Siber Uzay(Alan) Nedir .................................................................................. 29

2.2. Siber Politikalar ............................................................................................... 34

2.3. Siber Saldırılar/Tehditler ................................................................................. 36

2.4. Siber Savaşlar .................................................................................................. 38

2.5. Siber Güç ......................................................................................................... 40

2.6. Siber Diplomasi ............................................................................................... 42

2.7. Siber Güvenlik ................................................................................................ 44

2.8. Siber Alanın Uluslararası İlişkilere Dâhil olması ........................................... 46

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM .................................................................................................. 49

GÜVENLİK YAKLAŞIMLARINDA YENİ BİR OLGU: SİBER GÜVENLİK

VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER ....................................................................... 49

3.1. Güvenliği Çeşitlendirmek ............................................................................... 50

3.2. Klasik Güvenlikten Modern Güvenliğe Doğru Siber Güvenliğin Önemi ....... 51

3.3. Uluslararası İlişkilerde Yeni Paradigma ......................................................... 53

3.4. Uluslararası Sistem’de Meydana Gelen Siber Güvenlik Durumları ............... 54

3.4.1. Estonya’ya Yapılan 2007 Siber Saldırısı .................................................. 54

Page 8: ULUSLARARASI GÜVENLİĞİN BİR ... - afyonluoglu.orgafyonluoglu.org/PublicWebFiles/Reports-TR/Akademi/2018-KAmil Tarhan-Uluslararası... · Okulu, Eleştirel Teori, Postmodern yaklaşım,

vii

3.4.2. Gürcistan’a Yapılan 2008 Siber Saldırısı ................................................. 56

3.4.3. İran’a Yapılan 2011 Stuxnet Siber Saldırısı ............................................. 57

SONUÇ ..................................................................................................................... 61

KAYNAKÇA ............................................................................................................ 64

Page 9: ULUSLARARASI GÜVENLİĞİN BİR ... - afyonluoglu.orgafyonluoglu.org/PublicWebFiles/Reports-TR/Akademi/2018-KAmil Tarhan-Uluslararası... · Okulu, Eleştirel Teori, Postmodern yaklaşım,

viii

ÖNSÖZ

Çalışma, Uluslararası İlişkilerin 21. Yüzyıl içerisinde nasıl bir güvenlik

okuması yaptığını okuyucuya ulaştırmak amacıyla oluşturulmuştur. Teknolojinin

inanılmaz derecede ilerlediği ve yaygınlaştığı günümüz dünyasında yeni bir alan

olarak oluşan siber dünyanın ne ve ne olmadığı bilhassa okuyucuya sunulmak

istenmiştir. Ardından Siber Dünya içerisinde devletlerin güvenliğinin ne denli

dönüşüme uğrayarak, siber güvenlik olgusunu hızlandırdığını anlatmak önemli bir

durum haline gelmiştir.

Çalışmanın ortaya çıkmasında birçok kişinin kesinlikle yardım ve desteğini

göz ardı edemeyeceğim. Ancak her şeyin ötesinde çalışmanın ortaya çıkmasında

kuşkusuz her zaman desteğini esirgemeyen annem Zeliha Tarhan ve babam Cevdet

Tarhan’ın destekleri benim için çok önemli olmuştur. Her daim yanımda olmaları ve

yaptığım çalışmaya veya yapacağım çalışmalara sonsuz güvenlerinden dolayı

öncelikle teşekkürü onlara bir borç bilirim. Ardından 5 senelik lisans hayatım ve 2

senelik yüksek lisans sürecinde, gerek danışmanlığı konusunda gerekse akademik

anlamda tüm tecrübelerini benden esirgemeyen, tez konumun seçim aşamasından

başlayarak tüm süreçte yanımda olan ve destek veren danışmanım Doç. Dr. Nezir

Akyeşimen’e ayrıca teşekkürlerimi sunarım. Ne zaman bir konuda yardıma ihtiyacım

olsa hiç tereddüt etmeden, ulaşarak yardımlarını almam benim için çok önemli bir

nokta olmuştur.

Diğer yandan Selçuk Üniversitesi İİBF Uluslararası İlişkiler hocalarına da

ayrıca teşekkürü bir borç bilirim. Tüm eğitim sürecimde hoca olmaktan öteye daha

çok arkadaş şeklinde yaklaşımları ve bir aile ortamı yaratmış olmalarından dolayı

hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Son olarak bu süreçte yanımda olan

arkadaşlarıma, lisans arkadaşlarıma ve yüksek lisans süresinde sınıf arkadaşlığından

öte bir arkadaşlık kurarak beni destekleyen herkese çok teşekkür ediyorum.

Kamil Tarhan

2018

Page 10: ULUSLARARASI GÜVENLİĞİN BİR ... - afyonluoglu.orgafyonluoglu.org/PublicWebFiles/Reports-TR/Akademi/2018-KAmil Tarhan-Uluslararası... · Okulu, Eleştirel Teori, Postmodern yaklaşım,

ix

KISALTMALAR

NATO: North Atlantic Treaty Organization

ABD: Amerika Birleşik Devletleri-ABD-

SSCB: Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliğinin(SSCB)

AB: Avrupa Birliği

COPRI: Copenhagen Peace Research Institute

ARPA: Advanced Research Projects Agency

ARPANET: Advanced Research Projects Agency Network

BM: Birleşmiş Milletler

DDos: Distributed Denial of Service

DOS: Disk Operating System

SCADA: Supervisory Control And Data Acquisition

Page 11: ULUSLARARASI GÜVENLİĞİN BİR ... - afyonluoglu.orgafyonluoglu.org/PublicWebFiles/Reports-TR/Akademi/2018-KAmil Tarhan-Uluslararası... · Okulu, Eleştirel Teori, Postmodern yaklaşım,

x

TABLOLAR

Tablo 2.1 We are social special reports 2018, https://wearesocial.com/blog/2018/01/global-

digital-report-2018 ................................................................................................................. 31

Page 12: ULUSLARARASI GÜVENLİĞİN BİR ... - afyonluoglu.orgafyonluoglu.org/PublicWebFiles/Reports-TR/Akademi/2018-KAmil Tarhan-Uluslararası... · Okulu, Eleştirel Teori, Postmodern yaklaşım,

1

ULUSLARARASI GÜVENLİĞİN BİR BİLEŞENİ OLARAK

SİBER GÜVENLİK

GİRİŞ

İnsanoğlu tarihin tüm süreçlerinde hayatta kalma mücadelesi içerisinde

olmuştur. Bu insanlığın ilk çağlarından beri süregelen bir yaşam biçimi olarak devam

etmiştir. İnsanlığın ve onun yaratmış olduğu medeniyetin gelişmesi ile sosyalleşme

artmaya başlamış; bu birliktelik bir takım sosyal organizasyonlara ve birlikte yaşama

biçimlerine doğru evirilmiştir. Birlikte yaşayan insanlar koloniler halinde hareket

etmeye başlamış daha sonra bütünleşme gelişerek kabile, topluluk, imparatorluk ve

devlet olgusunun oluşumuna kadar sürekli bir biçimde devam etmiştir. Tüm bu süreç

içinde ortak amaç hayatta kalmak, neslini devam ettirmek ve kendine karşı oluşacak

herhangi tehdide karşı güvenliğini sağlamak olmuştur. Bu sebeple hangi şekilde bir

oluşumun olduğu önemli olmaksızın insanlar için güvenlik daima öncelik olmuştur.

Güvenlik bir nevi insanlar için bir ihtiyaç olarak görülmüştür. İnsanların gıda, barınak

ve diğer tüm ihtiyaçlarının yanı sıra güvenlik de bu ihtiyaçlar kadar önemli olan temel

bir ihtiyaç1 olmuştur.

İmparatorluk dönemlerinden ulus-devlet yapılanmasına geçilen 1648’den

itibaren modern anlamda oluşan devletler için de güvenlik temel amaç olmuştur.

Devletin güvenliği için her türlü uygulama meşru görülerek faaliyete geçirilmiştir.

Machievelle’nin Prens’te dediği gibi devletin bekası için her yol mübah

olmuştur(Machievell: 2011). Bu surette devletler kendilerini her zaman gelebilecek

tehdide karşı koruma zorunluluğu içerisine girmiştir. Devletlerin en güçlü oldukları

zaman içerisinde bile bir tehdit endişesi ile hareket ederek askeri anlamda kendisini

daha da güçlendirmeye çalışmıştır. Bu şekilde süren güvenlik anlayışı zamanla diğer

devletlerinde kendilerine yönelecek bir tehdit algısından dolayı güvenlik ikilemi2

denilen olguyu ortaya çıkarmıştır.

1 Abraham Maslow’un 1943 yılındaki çalışmasında güvenlik ihtiyacını diğer beşeri ihtiyaçların

üstünde bir şekilde belirtmiştir. A.H Maslow, İnsan Motivasyonu Teorisi, 1943. Ayrıntılı bilgi için

Bakız: http://psychclassics.yorku.ca/Maslow/motivation.htm 2 Bir devletin kendi güvenliğini artırması için alınan önlemlerin, diğer devletler tarafından bir tehdit

algısı oluşturarak, tehdit algısı hisseden devletlerinde güvenliğini arttırmaya yönelik çalışmalar

yapmasıdır. Bknz: Anders Wivel, Security Dilemma, International Encyclopedia of Political

Science, Thousand Oaks: Sage, 2011

Page 13: ULUSLARARASI GÜVENLİĞİN BİR ... - afyonluoglu.orgafyonluoglu.org/PublicWebFiles/Reports-TR/Akademi/2018-KAmil Tarhan-Uluslararası... · Okulu, Eleştirel Teori, Postmodern yaklaşım,

2

Uluslararası İlişkiler içerisinde güvenlik olgusu Ulus-Devlet yapısının ortaya

çıkışı olan Westfalya ile şekillenmeye başlamış, ardından 1815 Viyan Kongresi ile

biraz daha netleşmiştir. Ancak I. Dünya Savaş’ının ortaya çıkışı ile güvenlik

anlayışları savaş sonrasında tekrardan bir değişim içerisine girmiştir. Bu değişimde

Soğuk Savaş sonuna kadar kendi içerisinde de bir takım değişikliklere ve dönem

dönem farklı şekillerde olduğu görülmektedir. Lakin disiplin içerisinde genel

anlamda bir güvenlik olgusu irdelenirken en çok tartışılan konu Soğuk Savaş

sonrasına kadar hakim paradigma Realist Teori olmuştur.

Realist Teori’nin güvenlik anlayışı içerisinde daima temel aktör olarak devleti

görmüş ve devletin temel amacının varlığını sürdürmesi olarak belirtmiştir. Bu amaca

giden yolda ise araç olarak güç kavramı ön plana çıkmıştır. Ancak teori Soğuk Savaş

dönemi sonrasına doğru ağır eleştiriler alarak, hâkimiyetini kaybetmeye başlamıştır.

Disiplin içerisinde ortaya çıkan her temel tartışma biraz daha düşüncelerin

değişmesine sebebiyet vermiştir. Realist Teori ile başlayan süreç daha sonraki

tartışmalarda biraz daha genişlemiştir. Özellikle paradigmalar arası tartışma3

döneminde, yeni fikirler ve teorilerin hem ortaya çıkması hem de daha da güçlenmesi

ile birlikte güvenlik anlayışının da değiştiği görülmektedir.

Soğuk Savaş’ın başlamasıyla güvenlik çalışmaları alanında birtakım

değişiklikler gözle görülür derecede ortaya çıkmaya başlamıştır. Güvenlik alanında

teknoloji ve nükleer faaliyetlerin ortaya çıkması güvenlik anlayışının genişlemesine

neden olmuştur. İngiliz Okulu ve Kopenhag Okulu gibi yaklaşımlar çeşitliliği daha

fazla arttırmıştır. 1970’lerde gelen yumuşama4 dönemi eleştirel yaklaşımların

3 Disiplin içerisinde Gelenekselcilik-Davranışsalcılık Tartışmasından sonra meydana gelen

kimilerine göre III. Büyük Tartışma olarak belirtilirken(Banks, 1985) kimilerine göre ise ilk

tartışmanın tarafları olan Realizm ve İdealizm’in türevleri olarak cereyan etmiştir. Tartışmanın ortaya

çıkmasında Thomas Kuhn’un ortaya atmış olduğu paradigma değişimi fikri etkili olmuştur. Tartışma

1970’li yıllarda ortaya çıkmıştır. Taraflar Neo-Liberalizm, Neo-Realizm ve Marxsizm olarak

belirmiştir. M. Banks’ın tanımlamasına göre disiplin bu dönemde “paradigmalar arası tartışmaya”

(inter-paradigm debate) ev sahipliği yapmıştır. Tarafların dünya politikası, devletlerin yürütmüş

olduğu dış politika yapım süreci gibi önemli konularda ayrıştığı görülmektedir. Bakınız: Banks

Michael, “The Inter-Paradigm Debate”, M. Light, A. J. R. Groom (ed.), International Relations:

A Handbook of Current Theory, London, Pinter Publishers, 1985. 4 Soğuk Savaş içerisinde cereyan eden Detente Dönemi: 1960-1980’li yıllar arasında, Soğuk Savaşın

iki bloğu Doğu-Batı arasında yaşanılan olayların daha da yumuşadığı, politikalarında istemli bir

şekilde yumuşaya giderek, Soğuk Savaşın etkilerinin daha az hissedildiği dönem olarak

bilinmektedir. Daha ayrıntılı bilgi için bakınız: Oral Sander, ‘Siyasi Tarih: 198-1994’, Ankara: İmge

Kitabevi, 21.Baskı, 2012, Ss: 445-584

Page 14: ULUSLARARASI GÜVENLİĞİN BİR ... - afyonluoglu.orgafyonluoglu.org/PublicWebFiles/Reports-TR/Akademi/2018-KAmil Tarhan-Uluslararası... · Okulu, Eleştirel Teori, Postmodern yaklaşım,

3

gelişmesine neden olurken, Soğuk Savaş sonuna ve sonrası dönemde Frankfurt

Okulu, Eleştirel Teori, Postmodern yaklaşım, Feminist Teori, Konstrüktivist Teori ve

Aberystwyth Okulu gibi yaklaşımlar güvenlik algısında çeşitliliğe gidilmesini ve

Realist Teori’nin eleştirilerek yeni yaklaşımların ortaya çıkmasında oldukça etkili

olmuştur. Bu süreçten sonra Uluslararası İlişkiler ’de devlet tek aktör olarak

görülmekten çıkmaya başlamıştır. Birey, çevre, teknoloji ve göç gibi konularda

güvenliğin içine dâhil edilmeye başlanmıştır. Keza bu dönemde Baryy Buzan’ın

güvenliği yeniden tanımladığı “People, States and Fear(İnsanlar, Devlet ve Korku)”

başlıklı kitabında, yaptığı güvenlik tanımına çevreyi dâhil etmesi etkili olmuştur.

Yine aynı dönemde Richard Ullman’ın ele aldığı “Redefining Security( Güvenliği

Yeniden Tanımlamak)” adlı eserinde güvenlik olgusunu askeri konular odaklı

olmaktan çıkararak(Ullman; 1983, S.133) Buzan’a paralel şekilde çevreyi de

eklemesi güvenlik olgusunu askeri olmaktan öteye geçirmiştir.

Güvenlik algısının farklı perspektiflerden gelişmesinde teknolojik gelişmeler

ve küreselleşme süreci oldukça etkili olmuştur. Soğuk Savaş sonrası hızla etkisini

arttıran küreselleşme ve artan teknolojik faaliyetler güvenlik algısının dönüşmesine

sebep olmuştur. Güvenlik çalışmalarında girdilerin sayısı artmaya başlayarak

Uluslararası Sistem farklı bir çizgiye doğru evirilmeye başlamıştır. Küreselleşme bir

süreç olarak kabul edildiğinde bu sürecin ortaya çıkarmış olduğu değiştirici ve

dönüştürücü özellikler göz ardı edilemez bir boyuta ulaşmıştır. Sürecin yoğun bir

halde cereyan eden gerçekliği hissedildikçe devletler de bunun dışında bir okuma

yapmaktan kendilerini azade kılamamışlardır. Modern Ulus-Devletlerin egemenlik,

sınırsal belirlilik ve güvenlik üzerinde temellendiği göz önüne alındığı takdirde,

küreselleşme ile güvenlik olgusu önemli derecede değişime ve dönüşüme uğradığı

aşikârdır(Yılmaz: 2017, S.23).

Diğer önemli bir husus ise teknolojinin ilerlemesi ile oluşan yeni

yaklaşımlardır. Bunlardan en önemlisi Siber Uzay denilen yeni bir soyut alanın

oluşması olmuştur. Siber Uzay beraberinde diğer tüm olgular gibi birçok riskler,

olumlu ve olumsuz durumları beraberinde getirmiştir. Güvenlik boyutunun daha da

genişlemesine sebebiyet veren bu durum Siber Güvenlik gibi yeni bir alanın ortaya

çıkmasına ön ayak olmuştur. Siber Uzay kavramı tanımlama itibari ile çok yeni bir

alandır. Bu yüzden sosyal bilimler sözlüğü içerisinde ki yeri henüz gelişim

Page 15: ULUSLARARASI GÜVENLİĞİN BİR ... - afyonluoglu.orgafyonluoglu.org/PublicWebFiles/Reports-TR/Akademi/2018-KAmil Tarhan-Uluslararası... · Okulu, Eleştirel Teori, Postmodern yaklaşım,

4

aşamasındadır. Teknolojik parametreler genişledikçe teknik terminoloji

oluşturulmaktadır. Fakat siber uzayın tüm yönleri üzerinde henüz uzlaşılmış bir

ontoloji bulunmamaktadır(Choucri: 2012, s.6).Yine de oluşturulan bu yeni alan

devletlerin hassasiyet ile yaklaştığı ve bir takım önlemleri almaya başladığı; yeni ve

çok önemli bir alan olmuştur. Devletlerden ziyade örgütler ve örgüt üstü yapılar da

konuya çok özenli bir şekilde yaklaşmaktadır. North Atlantic Treaty

Organization(NATO) gibi kolektif amaçla kurulan örgütler meseleye daha geniş ve

farklı bir açıdan yaklaşarak işbirliği vurgusunda bulunmuştur. Hatta NATO Siber

Uzay’ın içerisinde yer alan Siber Saldırıları bir güvenlik sorunu olarak görmeye

başlamış ve öncelikli risk arz eden tehdit olarak belirtmiştir(Seren: 2016, S.18). Siber

Güvenliğin bu denli önemli bir şekilde ortaya çıkmaya başlaması güvenlik algısında

yeni dönüşümlerin yaşanmasının zeminini hazırlamıştır. Siber Uzayın ortaya çıkışı

ile birlikte devletlerin bu alanda oluşabilecek güvenlik tehditlerinin oluşturabileceği

tehditleri fark etmesi bu alanda çalışmaların artmasına neden olmuştur. Yapılan

çalışmalar ilk olarak güvenlik etrafında şekillenmiştir. Ve Uluslararası İlişkiler

içerisinde klasik anlamdaki güvenlik anlayışı değişim yaşamaya başlamıştır. Klasik

güvenlik algısı yerini yeni güvenlik anlayış biçimi olarak Siber Güvenliğe bırakmaya

başladığı görülmektedir(Tarhan: 2018b). Siber Güvenlik olgusundan bahsedebilmek

için üç temel önemli alanın varlığından söz etmek gerekir. Bunlar: erişim kontrolü,

kimlik denetimi ve yetkilendirme yetkisidir (Akyeşilmen:2016). Bu üç durumun aynı

anda birlikte olması kavramın belirtmek istediği durumu açık şekilde ortaya

koymaktadır.

Çalışmada öncelikle ilk bölüm içerisinde, Uluslararası İlişkiler içerisinde

güvenliğin ne olduğu tanımlanacaktır. Ardından devlet ve devlet öncesi süreçlerde

kavramın neyi ifade ettiği ve günümüze kadar nasıl şekillendiği incelenecektir.

Güvenlik olgusunun disiplin içerisindeki değişimi, kırılma noktaları ve güvenliğe

karşı yaklaşımlar ayrıntılı şekilde belirtilecektir. Bu belirtiler daha çok disiplin içinde

cereyan eden temel tartışmalar ve teoriler çerçevesinde ele alınacaktır.

Çalışmanın ikinci bölümünde tamamen Siber Uzay üzerinde durulacaktır.

Siber Uzay’ın ne olduğu ve ne olmadığı kendisi ile ortaya çıkan tüm kavramların

açıklanması şeklinde olacaktır. Ardından bu bölümde Siber Güvenlik üzerinde

durularak neyi ifade ettiği ayrıntılı ve örneklerle araştırılacaktır. Kavramın özellikle

Page 16: ULUSLARARASI GÜVENLİĞİN BİR ... - afyonluoglu.orgafyonluoglu.org/PublicWebFiles/Reports-TR/Akademi/2018-KAmil Tarhan-Uluslararası... · Okulu, Eleştirel Teori, Postmodern yaklaşım,

5

önemi üzerinde durularak devletlerin ne şekilde yaklaşım gösterdiği de

incelenecektir. Bölümün sonuna doğru tanımlaması sona eren siber uzayın

Uluslararası İlişkiler içerisine ne şekilde cereyan ettiği ve dâhil olması süreci kısaca

anlatılmaya çalışılacaktır.

Çalışmanın üçüncü ve son bölümünde, ilk iki bölümde anlatılan kavramların

ve durumların birleştirilerek daha derin bir analiz ortaya konulacaktır. Siber

Güvenliğin yeni bir alan olarak Uluslararası İlişkiler içerisine dâhil oluş süreci,

kavramın kronolojik şekilde ele alınmasıyla belirtilecektir. Güvenlik anlayışında

özellikle devlet odaklı bir yaklaşım esas alınarak güvenliğin dönüşümü belirtilmiş

olacaktır. Yeni bir güvenlik anlayışı olarak, klasik güvenlik yapısından farklı ve

tamamen başka bir boyutta olan Siber Güvenliğin disiplin içerisindeki önemi ve

getirmiş olduğu birtakım sorunlar analiz edilecektir. Ayrıca siber güvenlik olgusunun

da kendi içerisinde yaşamış olduğu kırılma noktaları belirtilecektir. Özellikle küresel

anlamda meydana gelen siber saldırı örnekleri ile bu süreç daha da belirgin bir şekilde

irdelenecektir. Sonuç kısmında ise ortaya çıkan bulgular yorumlanarak, çalışma son

halini alacaktır.

Page 17: ULUSLARARASI GÜVENLİĞİN BİR ... - afyonluoglu.orgafyonluoglu.org/PublicWebFiles/Reports-TR/Akademi/2018-KAmil Tarhan-Uluslararası... · Okulu, Eleştirel Teori, Postmodern yaklaşım,

6

1- ARAŞTIRMANIN KONUSU

Araştırma kapsamında ilk önce Uluslararası İlişkiler disiplini içerisinde

meydana gelen güvenlik tartışmaları ve değişimleri ele alınacaktır. Bununla birlikte

disiplin içindeki belli başlı güvenlik yaklaşımları ve bunlarla alakalı olan kavramlar

incelenecektir. Belli başlı teoriler ve ekollerin disiplinin ortaya çıkış sürecinden

günümüze bir analize tabi tutulacaktır. Ardından devletler için güvenlik olgusunun

neden önemli olduğuna değinilecektir. Bunlar açıklandıktan sonra ise Siber Uzay

kavramı ve kavrama ilişkin diğer tüm terimler ve olgular incelenerek karşılaştırmalı

bir analiz yapılacaktır. Daha çok yeni güvenlik paradigması olarak Siber Güvenlik

üzerinden bir inceleme yapılacaktır. Siber güvenliğin klasik anlamdaki güvenlik

yaklaşımlardan farkının ne olduğu belirtilecektir. Özellikle 21.Yüzyıl içerisinde çok

önemli bir durum haline gelen siber saldırıların Uluslararası İlişkiler açısından nasıl

bir bakış açısıyla yorumlandığından bahsedilecektir. Ardından siber uzay sonrası

disiplinde meydana gelen değişimlerde ele alınarak, belli ülkelere karşı yapılmış olan

siber saldırılar incelenerek son bulacaktır.

2-AMACI

Tez konusun ilk amacı Uluslararası İlişkiler disiplini içerisindeki güvenlik

algısı ve devletlerin buna yaklaşımlarının önemini belirtmektir. Güvenlik algısına

ilişkin bilgilerin geniş bir çerçevede araştırılarak okuyucuya sunmaktır. Ardından

disiplinin temel özellikleri ve devletlerin uluslararası arenada yürütmüş oldukları

politikaların ne gibi bir değişime uğradığını göstermektir. Son olarak teknoloji ve

yeni gelişmeler ile ortaya çıkan Siber Uzay ve bu kavrama bağlı olarak Siber

Güvenlik ve siber politikaların yeni güvenlik anlayışlarını nasıl etkileyip

etkilemediğini ortaya çıkarmaktır.

Page 18: ULUSLARARASI GÜVENLİĞİN BİR ... - afyonluoglu.orgafyonluoglu.org/PublicWebFiles/Reports-TR/Akademi/2018-KAmil Tarhan-Uluslararası... · Okulu, Eleştirel Teori, Postmodern yaklaşım,

7

3-ÖNEMİ

Uluslararası İlişkiler öğrencileri ve akademisyenlerinin disiplin içerisinde

yapmış oldukları analizlerin genel itibariyle klasik anlamdaki anlayışlar ile olduğu

görülmektedir. Belli başlı teori ve tartışmaların disiplini şekillendirdiği ve

günümüzde de bu şekilde ilerlediği bilinmektedir. Tezin önemi bu noktada ortaya

çıkarak yeni bir alan olarak görülen Siber Uzayın ve Siber Güvenlik gibi kavramların

etkisiyle teknolojinin de artık disiplini şekillendirdiğini ortaya çıkarmaktır. Artık

klasik bakış açısıyla güvenlik meselelerini okumanın eksik olduğunu belirtmek ve

siber alan ile ilişkili şekilde güvenliği yeniden tanımlamak.

4-VARSAYIMLAR (SAYITLILAR)

Temel varsayımlardan ilki artık sosyal bilimlerin teknoloji ve günlük

meseleler ile daha çok ilgilendiğidir. Devletlerin bile bu şekilde hareket ettiği küresel

ortamda, her geçen gün yeni düşünce ve akımların ortaya çıktığı kaçınılmaz bir

gerçektir. Klasik anlamda işleyen devlet politikaları artık siber politikalar şeklinde de

görülmektedir. Kısacası Siber Uzay olgusu devletlerin dış politika veya iç

politikaların da yeni anlayışları beraberinde getirdiği görülüyor. Artık devletler Siber

Politikalar, Siber Güvenlikleri için daha çok yatırım ve teknoloji odaklı hareket

etmektedir.

5-SINIRLILIKLAR

Uluslararası İlişkiler disiplinin ortaya çıkış tarihinden bugüne kadar geçen

sürede meydana gelen değişim ve araçlardır.

6-TANIMLAR

Siber Uzay; tüm dünyaya ve uzaya yayılmış durumda bulunan bilişim

sistemlerinden ve bunları birbirine bağlayan ağlardan oluşan ortamdır.

Siber güvenlik; siber ortamda, kurum, kuruluş ve kullanıcıların varlıklarını

korumak amacıyla kullanılan araçlar, politikalar, güvenlik kavramları, güvenlik

teminatları, kılavuzlar ve teknolojiler bütünü olarak tanımlanmaktadır.

Siber savaş, düşmanı psikolojik olarak çökertmek için bilgisayar kontrolü

altındaki sistemlerine izinsiz, gizli ve görünmez olarak internet üzerinden erişmektir.

Page 19: ULUSLARARASI GÜVENLİĞİN BİR ... - afyonluoglu.orgafyonluoglu.org/PublicWebFiles/Reports-TR/Akademi/2018-KAmil Tarhan-Uluslararası... · Okulu, Eleştirel Teori, Postmodern yaklaşım,

8

7-YÖNTEM

Araştırmada kullanılan ilk yöntem açıklayıcı bir şekilde bazı kavram ve

terimlerin açıklanması ifade edilerek örnekler verilmesi şeklinde olacaktır. Ardından

karşılaştırmalı bir şekilde analiz yapılarak günümüz ve öncesi şeklinde bir çıkarıma

ulaşılacaktır. Tüm bu süreçte yöntemsel olarak disiplin içerisinde genel anlamda

hakim olan yaklaşımların karşılaştırılarak sentezi şeklinde bulgular ortaya

çıkarılacaktır.

Page 20: ULUSLARARASI GÜVENLİĞİN BİR ... - afyonluoglu.orgafyonluoglu.org/PublicWebFiles/Reports-TR/Akademi/2018-KAmil Tarhan-Uluslararası... · Okulu, Eleştirel Teori, Postmodern yaklaşım,

9

BİRİNCİ BÖLÜM

ULUSLARARASI İLİŞKİLERDE GÜVENLİK

1.1. Güvenliği Tanımlama Girişimi

Güvenlik kavramı insanların yaşamı boyunca hayatlarının her alanında

karşılarına çıkan önemli bir durumu ifade etmektedir. Gerek aile içerisinde, gerekse

okul, iş veya sosyal çevre içerisinde doğrudan güvenlikle ilintili durumlar söz konusu

olabilmektedir. Basit bir tanımlamayla güvenlik: ‘toplum yaşamında yasal düzenin

aksamadan yürütülmesi, kişilerin korkusuzca yaşayabilmesi durumu, emniyet’

(TDK, 2017) şeklinde tanımlanmıştır. Buradaki tanım daha çok bireyler için ve

vatandaşlara yönelik bir güvenlik algısı şeklinde görülmektedir. Tanım özü itibariyle

açık ve net şekilde olan bir durumun tasvirini yapmaktadır. Kavramın kullanıldığı

durum ve olgular ile tanımlamanın karşılaştırıldığı durum daha çok toplum

içerisindeki durumunu ifade ettiği görülmektedir. Lakin burada yapılması gereken ve

göz ardı edilmemesi gerek durum tanımın devlet ve Uluslararası İlişkiler içerisinde

neyi ifade ettiğidir.

Güvenlik birçok akademisyenin üzerinde hem fikir olarak uzlaştığı,

kavramsal olarak tanımının yapılmadığı, halen bir muğlaklığı barındıran, tarih

boyunca kullanılmış yaygın kullanımı olan bir durumdur. Lakin bazı akademisyenler

de bu durumun bu şekilde ifade edilmesine karşı çıkmaktadır. Aslında kavramın

sadece çekişmeli birçok tanımının yapıldığını ifade ederek, tanımların birçok şekilde

kullanılabileceğini, her tanımın kendi içinde bir değeri ve doğrusu olduğunu ifade

eder(Baldwin, 1997:10-11). Güvenliği tanımlamaya yönelik çalışmalar

incelendiğinde öncelikle dikkat çeken temel unsur tanımın fiziksel ve psikolojik

olarak ikiye ayrıldığıdır. Bunlardan ilki; ‘korku ve tehlikeden uzak olma durumu ’nu

ifade eden fiziksel boyut, ikincisi ise; ‘korku ve tehlikeden uzak olma hissi’ni ifade

eden psikolojik boyutudur(Özcan, 2011:448). Burada güvenliğin soyut ve somut

durumlarının var olması, karar verici mekanizmaların güvenliğe ilişkin alınacak

tavırlarda zorlanmasına neden olmaktadır. Öte yandan küreselleşme sürecinin

etkisiyle ortaya çıkan fırsatların ve risklerin bir arada olması da güvenliğe başka bir

tanımlama yapılmasını sağlamıştır. Güvenlik: belirli tehlikeler grubunun önlendiği

ya da en aza indirgendiği bir durum olarak tanımlanabilir(Giddens, 2016:41). Burada

Page 21: ULUSLARARASI GÜVENLİĞİN BİR ... - afyonluoglu.orgafyonluoglu.org/PublicWebFiles/Reports-TR/Akademi/2018-KAmil Tarhan-Uluslararası... · Okulu, Eleştirel Teori, Postmodern yaklaşım,

10

tehlikelerden kastedilen fırsatlar karşısında oluşabilecek risklerin genel anlamda

bütününü ifade etmektedir.

Güvenlik kavram olarak Uluslararası İlişkiler içerisinde ilk kez 1952 yılında

Arnold Wolfres tarafından ele alınmıştır. Wolfres güvenliği değerlere karşı yönelmiş

tehdit olarak tanımlamaktadır(Wolfres, 1952:485). Ancak kavramın burada kullanımı

modern anlamda Uluslararası İlişkiler’ine atıf etmektedir. Oysa güvenlik günümüzde

kullanılan yaygın anlamı ile ilk kez Thomas Hobbes tarafından Leviathan eserinde

kullanılmıştır. Hobbes, tüm topluma büyük endişe ve korku salan İngiliz iç savaşı

sırasında, toplumun içinde bulunduğu kaotik ortamın ancak güçlü bir devlet ile son

bulacağını belirterek güvenliği tanımlamıştır. Sonuç olarak bu betimle zamanla

hâkim bir anlam olarak, realist akımın da etkisiyle Uluslararası İlişkiler içerisinde yer

almıştır(Kardaş, 2014:338). Hobbes’un ortaya atmış olduğu güvensizlik ortamına

benzer bir tanımlama ise Buzan tarafından yapılmıştır. Buzan, güvenliği, güvence

altına alınması gereken bir şey oluşturmakla ilgili olduğunu belirtmektedir. Burada

güvence altına alınan şeyler; ulus, devlet, birey, etnik grup, çevre ya da gezegenin

kendisi olabilmektedir(Buzan, Hansen, 2009: 11). Yani kaotik ortam içerisindeki

vatandaşların güvence altına alınması güvenliği sağlandığı bir boyut olabilmektedir.

Lakin özü itibariyle tarih boyunca devletler ve imparatorluklar, daima güvenliğin

fiziksel boyutuna önem vermişlerdir. Güvenliği sağlamak için ortaya koydukları

stratejiler daha çok somut tehlike ve tehditlere göre biçimlenmiştir. Burada göz

önünde bulundurulması gereken temel nokta, ‘sınırların kesinliği mantığına dayalı

olan ulus-devletlerin, önceliği sınırların korunmasına verdikleri ve bu sınırlara diğer

devletler tarafından yöneltilen tehditlerden uzak durmaya çalıştıklarıdır’(Özcan,

2011:448). Burada ortaya çıkan durum devlet bekasının Uluslararası İlişkiler

içerisinde her şeyden önemli olduğudur. Beka olarak daha çok net ve modern

anlamda ortaya çıkan sınırların varlığı olarak ifade edilebilir. Bunu sağlamak içinde

güvenliği sağlamak devlet için çok önemlidir. Çünkü devlet güvenliği sağlandığı

ölçüde bireylerin, toplumların ve bölgelerin güvenliği sağlanmış olacaktır(Özlük,

2014: 103-105).

Güvenliğin Uluslararası İlişkiler bağlamında ele alınmaya başlaması

tanımlamaların da çeşitliliğini arttırmıştır. Başka bir tanımda ise güvenlik: ‘Bir

devletin koruyucu eylemleri başka bir devlet tarafından karşı önlemlere yol açtığı

Page 22: ULUSLARARASI GÜVENLİĞİN BİR ... - afyonluoglu.orgafyonluoglu.org/PublicWebFiles/Reports-TR/Akademi/2018-KAmil Tarhan-Uluslararası... · Okulu, Eleştirel Teori, Postmodern yaklaşım,

11

zaman ortaya çıkan müstahzarlar ve gerginlik sarmallarıdır… Bir devletin askeri

yeteneklerini, özellikle savunmasını geliştirdiği ve bu gelişmelerin diğer devletler

tarafından tehdit olarak algılandığı durum: Anarşik uluslararası sistemdeki her devlet,

diğerlerinde güvensizliğe yol açan kendi koruma düzeyini artırmaya çalışır; bir silah

yarışı’(Tuncay, 2017:246) şeklinde tanımlanmaktadır. Aslında güvenlik devletler

için uluslararası bir durumu ifade etmektedir. Yapılan birçok tanım disiplin içerisinde

hakim paradigma konumunda olan realistlerin ne denli etkili olduğunu

göstermektedir. Çünkü tanımlar doğrudan devlet için ortaya çıkan güvensizlik

ortamını ifade ederken birey ve toplumsal güvenlik göz ardı edilmiştir.

Güvenliğin kendi içerisinde de birçok farklı durumu bulunmaktadır. Ancak

burada bahsi geçen durum sadece ulusal ve uluslararası güvenlik olarak

irdelenecektir. Ulusal güvenlik kavramı İkinci Dünya Savaşından sonra Amerika

Birleşik Devletleri-ABD- Başkanı Herry S. Truman döneminde kongre tarafından

çıkartılan “National Security Act” (Ulusal Güvenlik Yasası, 18 Ekim 1947) ile

önemli bir konuma ulaşmıştır(Central İntelligence Agency: 2017). Kavram bir

tanımlamadan ziyade yürütülecek olan politikaların sınırlarına yöneliktir. Keza

Brauch’a göre: Ulusal Güvenlik iki büyük dünya savaşı sırasında ve savaş sonrası

yıllarda yaşanan, 1930’lardaki başlıca askeri silahlanma eleştirisinden, benzerinin

yaşanmadığı asker ve silah yığılması ve dış politika elitlerinin hâkim düşüncelerinin

askerileşmesine uzanan önemli bir zihniyet değişikliğini meşrulaştırmak için

kullanılmıştır(2008:4). Uluslararası güvenlik ise’ devletin güvenliğini, insanlığın ya

da devlet sınırları içinde ya da sınırlarında bulunan bireysel ya da azınlıkların

güvenliği ile özdeşleşmektedir. Devletin güvence altına alınması, diğer referans

nesnelerini de korumanın en iyi yolu olarak görülmektedir. Bu nedenle, 'ulusal

güvenlik', birçok gözlemcinin işaret ettiği gibi, daha uygun bir şekilde 'devlet

güvenliği' olarak belirtilmiştir(Buzan, Hansen, 2009:11). Güvenlik genel olarak

tarihsel tüm süreçlerde dikkate alındığında ana çalışma konusunu devletin oluşturup,

devletlerin kendilerine yönelik tehditlere karşı önlem almak veya mücadele etmek

olarak tanımlanabilir(Baylis, 2008:73).

Page 23: ULUSLARARASI GÜVENLİĞİN BİR ... - afyonluoglu.orgafyonluoglu.org/PublicWebFiles/Reports-TR/Akademi/2018-KAmil Tarhan-Uluslararası... · Okulu, Eleştirel Teori, Postmodern yaklaşım,

12

1.2. Uluslararası İlişkiler Öncesi Güvenlik Algısı

Günümüzdeki anlamıyla Uluslararası İlişkiler Disiplini veyahut ifade ettiği

durum devletlerarası ilişkiler ile eş anlamlı olarak 15. Ve 16. Yüzyıllarda modern

anlamda Ulus-Devlet yapılanmasının ortaya çıkışı ile başlamıştır. Her ne kadar

modern bir ürün olarak ifade edilse de Bee’ye göre birbirleriyle bir şekilde etkileşim

içerisinde olan yerel imparatorluk dönemlerinden beri var olmuştur. Buna da M.Ö.

3000’li yıllara dayanan Sümer kent devletleri örnek verilebilir(Yurdusev, 2016:19-

23). Bu örneğin verilmesi ise güvenliğin aslında ulus-devlet yapılanmasından önce

de var olduğuna işaret etmektedir. Her ne kadar güvenlik modern devletin ortaya

koyduğu bir kavram olarak algılansa da, esasında birçok sosyal bilimler kavramı gibi

varlığı çok eskilere dayanmaktadır.

Henüz Uluslararası İlişkilerin modern anlamda kurulmadığı dönemlerde de

güvenlikten bahsetmenin mümkün olacağı görülmektedir. Helenistik dönem buna

verilecek somut örneklerden biridir. Dönem içerisinde kent devletlerinin diğer kent

yapılanmalarına karşı hayatta kalma mücadelesi ciddi bir güvenlik meselesi olmuştur.

Veyahut emperyalist dönemlerde varlığını sürdüren imparatorlukların kendi

bütünlüğünü korumak istemesi, vergiler aracılığıyla gelirlerinin sürekliliğini

sağlaması ve topraklarını genişletme isteği bir güvenlik meselesi olarak ifade

edilebilir. Lakin net bir şekilde güvenlik bugün ki anlamıyla ulus-devlet

yapılanmasının oluşmasıyla anlam kazanmıştır (Demir, 2009:12). Burada güvenliğin

başka boyutlarla betimlendiği dikkat çekmektedir. Bir imparatorluğun hazinesine

yönelik yaptığı eylemler güvenlik olarak ifade edilmektedir. Yani salt askeri güç

unsurlarının olmadığı durumları da güvenlik olarak belirtebiliriz. Keza

Thucydides’in “Peloponez Savaşları” adlı eserinde de güvenliğe ilişkin birtakım

olguların olduğu ifade edilebilir. Eserinde bu dönemin güvenlik sorunlarına ilişkin

yaklaşımlar bulunabilmektedir. Thucydides, Atina ve Sparta arasında meydana gelen

savaşın temel nedenini, Atina’nın büyüyen gücü ve bunun Spartada yaratmış olduğu

korku ve endişe olduğunu belirtmektedir. Bu neden bize savaş olgusunun beraberinde

güvenlik anlayışına sebebiyet verdiğini göstermektedir(Dedeoğlu, 2008:40). Zaten

dönemin sistemsel özelliği bölgesel yapıların varlığıdır. Sistemin özelliği ise

birbirinden uzak ve yoğun merkezileşmenin olduğu birimlerdir. Diğer yandan

toplumlar üzerinde etkili bir inanç sisteminin olmayışı güvenlik meselesini, Roma

Page 24: ULUSLARARASI GÜVENLİĞİN BİR ... - afyonluoglu.orgafyonluoglu.org/PublicWebFiles/Reports-TR/Akademi/2018-KAmil Tarhan-Uluslararası... · Okulu, Eleştirel Teori, Postmodern yaklaşım,

13

imparatorluk dönemine kadar farklı açıdan değerlendirilmesine neden olmuştur

(Duygu, 2015).

1.3. Westfalya Sonrası Oluşan Güvenlik Algısı

Klasik imparatorluk döneminden, modern anlamda devlet yapısına geçildiği

tarih kuşkusuz bütün Uluslararası İlişkiler çalışanları için 1648 tarihli Westfalya

Barış Antlaşmasıdır. Bu dönem Avrupa Devletler Sisteminin başlangıcı olarak ifade

edilir(Sönmezoğlu, 2002:29). Devletler sisteminin ortaya çıktığı bu dönemi takip

eden süreç genel olarak klasik güç dengesi olarak ifade edilir. Bu dönemde güvenlik

olarak tezahür eden olgu tamamen büyük güçlerin birbiri karşısında yer almasıydı.

19. Yüzyıl’ın sonuna kadar Avrupalı büyük devletler, ABD ve Japonya dünyanın

nerdeyse tamamına yakın bölümünü sömürge aracılığıyla kontrol etmekteydi.

Dönemin en belirgin özelliği büyük güçlerin yapmış olduğu her türlü eylemin meşru

bir şekilde karşılanmasıdır. Savaş durumu güvenlikleştirilmeyerek, uluslararası

toplumun bir çıktısı olarak görülmüştür(Buzan, 2008: 110-11).

1.4. Modern Anlamda Güvenlik Yaklaşımı

Modern anlamda güvenlik yaklaşımını ele alırken sürecin dört farklı dönemde

meydana geldiği görülmektedir. Bu dönemlerden ilki 1918-1955 yılları arasında

oluşmaktadır. Dönemin içerisinde güvenliğin genel olarak tarif ettiği durum, daha

çok disiplinler arası bir yaklaşımı vurgulamış olduğu, uluslararası hukuk, uluslararası

örgütler, siyaset teorisi bağlamında demokrasi ve uluslararası kurumların

yaygınlaştırılarak silahsızlanmanın sağlanması olarak belirtilebilir. İkinci dönem

Bakan’a göre güvenlik çalışmalarının altın çağı olarak ifade edilir. 1955-1985

yıllarını kapsayan süreç ilk dönemden farklı olarak nükleer silahların uluslararası

politikayı yönlendirmeye başladığı dönem olarak belirtilir. Nükleer savaş, sınırlı

savaş ve silahların kontrolü gibi yeni konular gündeme gelmeye başlamıştır. Üçüncü

dönem Soğuk Savaşın son yılları ve sonrası dönemin hemen başını kapsayan 1985-

1995 yıllarını kapsayan çalışmalardır. Bu dönemde daha çok güvenlik anlayışının

yeniden tanımlanmaya başlandığı tarihler denk gelmektedir. Çevre gibi askeri

unsurun dışındaki faktörler tanımlamalar içerisine eklenerek, güvenliğin ekonomik

gelişme ve siyasal bütünleşme ile ilişkisi üzerinde durulmuştur. Son dönem ise

1995’ten günümüze kadar olan süreyi kapsayan Eleştirel Güvenlik Çalışmaları adı

Page 25: ULUSLARARASI GÜVENLİĞİN BİR ... - afyonluoglu.orgafyonluoglu.org/PublicWebFiles/Reports-TR/Akademi/2018-KAmil Tarhan-Uluslararası... · Okulu, Eleştirel Teori, Postmodern yaklaşım,

14

altında yapılan çalışmalardır. Güvenlik bu dönemde aktör, boyut ve seviyesinin

analizi şeklinde cereyan etmiştir(Bakan, 2007: 37-42). Ayrıca sistemsel olarak

bakıldığında, 1648 Westphalia Barış Antlaşmaları sonrasında kurulduğu üzerine

genel kabul görmüş modern uluslararası sistem, Uluslararası İlişkiler Disiplini

içerisinde analiz birimi olarak 2. Dünya savaşından sonra başlayan güvenlik

çalışmaları ile birlikte yer almaya başlamıştır(Sönmezoğlu, 2010:625).

1.5. Soğuk Savaş Döneminde Güvenlik – Geleneksel Güvenlik Anlayışı

Soğuk savaş dönemindeki güvenlik anlayışını geleneksel güvenlik olarak

tasvir etmek mümkündür. Geleneksel güvenlik anlayışında, güvenlik devlet odaklı

olup temelinde askeri tehdit ve riskleri barındıran bir bakış açısına sahiptir. Keza

soğuk savaş dönemi buna verilecek en güzel örnektir. ABD ve Sovyet Sosyalist

Cumhuriyetler Birliğinin(SSCB) dünyayı iki ana kutba ayırarak bir güç mücadelesi

içerisine girerek askeri silahlanmaya önem verdikleri görülmektedir.

Bu dönemde belli başlı bazı ekoller ve çalışmaların ortaya çıktığı

görülmüştür. Bunlardan ilki: 1)Kritik Güvenlik Çalışmalarıdır. Bu çalışma normatif

amaçlara sahip barış belgelerine benzemektedir. Devlet güvenliğinden ziyade insan

güvenliği ön plandadır. 2)Stratejik Çalışmaları, güvenlik konusunu siyasi-askeri

açıdan tanımlayan ve askeri dinamiklere odaklanan daha geleneksel bir anlayıştır.

Savaş, nükleer silahların yayılması, caydırıcılık teorisi, silah yarışları, silahların

kontrolü vb. konuları ele alarak devlet merkezli bir konum almaktadır. 3)Feminist

Güvenlik Çalışmaları: Hegemonik liderlerin üretmiş olduğu güvenlik politikalarının

sürdürülmesinde erkek rolünün önemine vurgu yapmaktadır. 4)İnsan Güvenliği

İnsanoğlunun güvenliğin öncelikli nesnesi olması gerektiği fikrine adanmıştır.

Bundan dolayı yoksulluk, azgelişmişlik, açlık ve insan bütünlüğü ve potansiyeli

üzerindeki diğer konuları da içermesi gerektiğini düşünen kalkınma çalışmaları ile

bağlantılıdır. 5)Barış Araştırmaları: uluslararası ilişkilerde güç kullanımının

azaltılması ya da ortadan kaldırılması, (özellikle nükleer) stratejik tartışmalardaki

tehlikeleri vurgulamak ve eleştirmek ve bireysel güvencenin korunmasını sağlamak

amacıyla çalışmalarını sürdürmüştür. Özellikle silahsızlanma konusuna önem

vermektedir. 6)Sömürgecilik Sonrası Güvenlik Çalışmaları: güvenlik çalışmalarının

genel olarak Batı merkezciliğine işaret etmektedir. Batı-dışı dünyanın çalışmasının,

Page 26: ULUSLARARASI GÜVENLİĞİN BİR ... - afyonluoglu.orgafyonluoglu.org/PublicWebFiles/Reports-TR/Akademi/2018-KAmil Tarhan-Uluslararası... · Okulu, Eleştirel Teori, Postmodern yaklaşım,

15

sömürge tarihini ve Üçüncü Dünya'daki belirli devlet oluşumlarına dikkat çeken

güvenlik teorilerinin gerekliliğini savunmaktadır. 7)Postyapısalcı Güvenlik

Çalışmaları: fikirlerden ziyade söylem kavramını benimseyen çalışma grubudur.

Devlet egemenliği ve güvenliğinin politik uygulamaların ürünü olduğunu savunuyor.

Devlet-merkezciliğin, güvenlikle ilgili diğer referans nesneleri için olasılıkları nasıl

kısıtladığını eleştirmekle birlikte, geleneksel Barış Araştırmaları'nın bireysel

güvenliğe dönüşünü reddeder(Buzan, Hansen, 2009:35-37).

1.5.1. İdealist Teori’de Güvenlik Algısı

Dünyanın şahit olduğu en büyük savaşlardan birisi olan 1.Dünya Savaşının

sona ermesiyle birlikte, bu tür bir savaşın ve problemin tekrar yaşanmaması için barış

arayışları hızlı bir şekilde başlamıştır. Kökenleri J. Locke, J. Bentham, H.Grotius ve

I.Kant’ın ortaya atmış olduğu fikirlerin sentezi şeklinde 8 Ocak 1918’de Woodrow

Wilson’un açıkladığı 14 ilke ile kendi fikirlerini gösteren yaklaşım Milletler

Cemiyetinin kurulması ile başlamıştır(Toklu, 2004:29). Her ne kadar kendilerini

idealist olarak tanımlamasalar da, sonradan ortaya çıkan Realist kesimin kendisini

tanımlamaya yönelik çabaları, idealist kesimin tanımlanma ve tasvir edilmesine

sebep olmuştur(Eralp, 1996:60).

İdealizm felsefi kökeni incelendiğinde hemen hemen liberalizm ile aynı özde

buluştuğu görülmektedir. Ancak ayrıldıkları nokta idealistlerin devleti, uluslararası

politika’da siyasal ve sosyal bir varlık olarak devleti ana aktör olarak

görmesidir(Ateş, 2013:61).

İdealizm’in politikaya bakış açısı daha çok normatif özelliklere sahiptir.

İdealistlerin öncülerinden olan Platon, “politikayı faziletli bir yaşam ve bu yaşamı

mümkün kılan toplumsal düzeni sağlayacak bir araç” olarak görmüştür. Bu görüşün

güvenlikle ilgili yaklaşımlara yansıması ise aslında tehditlerin ve oluşabilecek

düşmanlığın var olmadığı, tamamen insanların eylemleri sonucunda ortaya çıktığı ile

ilişkilidir. Ayrıca Aristo’ya göre eğitimin insanların olumsuz davranışlarının

değiştireceğini belirtmektedir. Eğitim sayesinde iyi insanların varlığı artacaktır. Buna

bağlı olarak da iyi yönetim biçimleri ortaya çıkacak ve tehlikelerden uzak güvenli bir

ortam oluşacaktır(Birdişli, 2011: 153-154). Bu şekilde bir bakış açısı idealist kesimin

daha çok normatif kanadının ortaya çıkartmış olduğu varsayımları göstermektedir.

Page 27: ULUSLARARASI GÜVENLİĞİN BİR ... - afyonluoglu.orgafyonluoglu.org/PublicWebFiles/Reports-TR/Akademi/2018-KAmil Tarhan-Uluslararası... · Okulu, Eleştirel Teori, Postmodern yaklaşım,

16

Her ne kadar disiplin içerisinde Normatif teorinin modern anlamda ortaya çıkmaya

başladığı ifade edilse de. Normatif kuramın çıkış tarihi daha çok 1960 ve 1970’lerde

meydana gelen 1967 Arap-İsrail Altı Gün Savaşları, Vietnam Savaşı, My Lai

Katliamı, vb.- çeşitli önemli olayların ardından savaş etiği gibi konuların önemli

derecede ön plana çıkmaya başlamasıyla gündeme gelmiştir. İlerleyen dönemlerde

ise akla mantığa uymayan işkence biçimlerinin veya şiddete başvurmanın meşruluğu

üzerine tartışmalar başlamıştır. Yine aynı dönemde John Rawls’ın kaleme aldığı

Theory of Justice(Bir adalet Teorisi-1971) eseri gündemde etki yaratarak gelişmesini

sağlamıştır. Son olarak 1980-1990’lı yıllarda pozitivist & post-pozitivist arasında

cereyan eden tartışmalarda, etik ve değerler sorununun disiplin içerisinden dışlandığı

fark edilmiş, kritik sorunların kavranabilmesi için disiplin içinde teorileştirme

farkındalığı oluşmuştur(Erskine, 2016: 42-43). Bu farkındalık sonucu köklü bir

geçmişi olmasına rağmen biz ahi özünde realizme tepki olarak soğuk savaş sonrası

ortaya çıkmıştır. Modern anlamda önemli temsilcileri ise: Chris Brown, Terry

Nardin, Mervyn Frost, Thomas Page’dir(Akyeşilmen, 2016a: 285). Bu bağlamda

normatif değerlere sahip olan idealizmin uluslararası meselelere yaklaşım şeklinde

kendinden çok sonra gelen normatif teoriyi etkilediği de ifade edilebilir. Bir nevi

idealist kesim normatif teorinin olmadığı süreçlerde normatif bir takım önermeler ile

güvenliğin tesis edilebileceği fikrini savunmaktadır.

İdealist kanat, ütopyacılık ile nitelendirilirken özünde olandan ziyade olması

gerekenden söz ettiği için normatif ağırlıklı bir teoridir. Anlayış daha çok etik ve

evrensellik gibi olgulardan yola çıkarak bir fikir geliştirmektedir. Bundan ötürü

güvenliğin, silahsızlanma, demokratik hareketlerin gelişimi, ulusüstü örgütlerin

varlığının artması ve uluslararası hukukun geliştirilmesi ile sağlanacağını ifade

ederler(Karabulut, 2014: 66).

İdealist düşünürler güvenliği düşünürken bunu uluslararası barış şeklinde

ifade etmişlerdir. Bu nedenle uluslararası barışın sağlanması gerektiği fikrine sıkı

sıkıya bağlıdır. Barışın tesisi ve devamı için de devletlerim karşılıklı ilişkiler

içerisinde olması gerektiğini ifade ederler. Ticari ilişkilerin geliştirilmesi gibi

menfaate dayalı bağların barış için ön koşul olduğu belirtilmektedir(Sandıklı, Kaya,

2013: 61).

Page 28: ULUSLARARASI GÜVENLİĞİN BİR ... - afyonluoglu.orgafyonluoglu.org/PublicWebFiles/Reports-TR/Akademi/2018-KAmil Tarhan-Uluslararası... · Okulu, Eleştirel Teori, Postmodern yaklaşım,

17

1.5.2. Realist Teori’de Güvenlik Algısı

Pozitivist düşüncenin Uluslararası İlişkiler disiplini içerisindeki hâkimiyeti

süresince normatif kuram ve önermeler disiplin içerisindeki eleştiri ve yaklaşımlar

içinde fazla yer edinememiştir. Özellikle pozitivist kuram içindeki Realist damar

neredeyse Soğuk Savaş sonuna kadar disiplinin hâkim paradigması konumunda yer

alarak, sınırlı bir epistemolojik zemin çizmiştir. Uluslararası İlişkileri dar anlama

indirerek devletlerarasındaki ilişkiler olarak değerlendirip, devletin temel amacının

hayatta kalma mücadelesi olduğunu vurgulayarak, anarşi, güç ve çıkar gibi

kavramlara yoğunlaşan Realist akım(Ersoy, 2015: 163) uzun bir süre bu kavramlar

çerçevesinde disiplini şekillendirmeye çalışmıştır. Bu süreç Soğuk Savaş süresince

devam ettiği görülmektedir. Bunda kuşkusuz realizmin üstünlüğü ve realist kesim

tarafından normatif değerlerin disiplin içerisinde yeri olmadığı düşüncesi etkili

olmuştur. Ve bu dönemde normatif değerler sıra dışı bir hale

dönüştürülmüştür(Akyeşilmen, 2016a: 284). Normatif değerlerin eksikliği ise

güvenlik meselelerinde salt askeri unsurların ve devlet çıkarlarının hâkim olduğu

sürecin yaşanmasını sağlamıştır.

Soğuk savaşın sona ermesine paralel bir süreçte eleştirel kuram ve post-

modernizm akımının yavaş yavaş ortaya çıktığı bir sürede, Realist akımın soğuk

savaşın sona erişini öngörememesi önemli bir zafiyet(Aydın, 2004: 57) olarak

görülmüştür. Devletin varlığını her şeyden önemli olarak değerlendiren realist

kanadın, soğuk savaş sonrası dönemde ortaya çıkacak güvensizlik ortamını ön

görememesi ağır eleştiriler alarak, birtakım yeni teorilerin ortaya çıkmasına neden

olmuştur.

Realist kesim genel olarak hâkim olduğu süre zarfında, anarşik ortamda

devleti doğa durumundaki bireye benzeterek, amacının kendi çıkarlarını koruyan

akılcı bir varlığa benzetmiştir. Devleti bireyler oluşturmaktadır. Ancak Uluslararası

İlişkiler devletin iç yüzünden daha ziyade dış politika eğilimlerini incelediği için

devlet ana aktör olarak kendi çıkarları için hareket eden, ulusal çıkarlara önem veren

bir aktör olmuştur(Ateş, 2009: 17). Keza realist kesim Uluslararası İlişkilere, ulusal

güvenlik kavramını kazandırmıştır. Ulusal çıkarların genişletilmesi ile ilk kez ulusal

güvenlik meselesi realist kesim tarafından betimlenmiştir(Schmıdt, 2016:190).

Page 29: ULUSLARARASI GÜVENLİĞİN BİR ... - afyonluoglu.orgafyonluoglu.org/PublicWebFiles/Reports-TR/Akademi/2018-KAmil Tarhan-Uluslararası... · Okulu, Eleştirel Teori, Postmodern yaklaşım,

18

Realist kesimin ilk ayağı içerisinde olan klasik realist kesim esasında

doğrudan güvenliği tanımlama girişiminde olmamıştır. Ancak Uluslararası politikaya

ilişkin tutumlarından dolayı, kendilerinden sonra yapılan birçok tanımın özünü

oluşturmuşlardır. Öyle ki realist kesim soğuk savaş bitimine kadar klasik güvenlik

yaklaşımlarında başat bir rol oynamıştır. Teorik ve metodolojik açıdan güvenlik

yaklaşımlarına güvensizlik ve güvende olmama durumu üzerinden bir tanımlama

yaparak önemli katkı sağlamışlardır(Sandıklı, Emeklier, 2011:22).

Realist yaklaşım içerisinde güvenliğe ilişkin en önemli nokta askeri güç

olmuştur. Hemen hemen birçok realist teorisyen devletlerin varlıklarının devamı ve

ulusal güvenliğin sağlanması için daima askeri hazırlık içerisinde olmasını

savunmaktadırlar(Aydın, 2004:39).

Bunlara ilaveten Realizm üç önemli noktayı güvenlik ile özdeşletirmiştir.

Bunları; devletçilik, devletin varlığını sürdürmesi ve anarşik ortamda kendi başının

çaresine bakması ve ulusal güvenliğin aşırı derece önemsenerek, bunu sağlamak için

güç arttırımı politikası izlenmesinin meşru olduğudur(Schmıdt, 2016: 202). Dünyayı

yorumlama biçimleri sadece olanı görmek şeklinde olduğundan ötürü devletler için

en önemli görev güvenliği sağlamaktır. Daima kendi güvenliklerini tehdit edecek

olan unsurların var olma ihtimali göz önünde bulundurulur. Bundan dolayı

devletlerin kendi aralarındaki ilişki sadece çıkar ilişkisi olurken, kalıcı barışı tesis

etmek zordur. Ve buna bağlı olaraktan geçmiş tecrübeler örnek gösterilerek bu

duruma çözüm daima güç arayışı şeklinde olmuştur(Karabulut, Değer, 2015:76).

Lakin Neo realist anlayış ise doğrudan güç yerine güvenlik üzerine yoğunlaşmıştır.

Bu yaklaşım özünde realist felsefeye çok yakın olsa da ayrıldığı noktalar

bulunmaktadır. Özellikle işbirliğini öngörmekte, ittifaklar aracılığıyla güvenliğin

tesis edilebileceğini ileri sürmektedir. ‘Önderliğini Stephan M. Walt’un yaptığı bu

anlayış, devletin güvenliğinin yanında bir de ‘’sistem güvenliği’’nden bahsederek

güvenlik kelimesinin kapsamını genişletilmesinde katkı

sunmuştur’(Sandıklı/Emeklier, 2011, s.25). Neo-realizmin diğer farklı yaklaştığı

konu ise güvenlik içinde ekonomik faktörlerin dâhil edilme çabasıdır. Salt askeri-

stratejik konularını sadece güvenlik için yeterli olmayacağını, bunun yanı sıra

ekonominin de güvenlik kapsamına eklenmesinde önemli bir rol

üstlenmişlerdir(Ayhan, 2016:135).

Page 30: ULUSLARARASI GÜVENLİĞİN BİR ... - afyonluoglu.orgafyonluoglu.org/PublicWebFiles/Reports-TR/Akademi/2018-KAmil Tarhan-Uluslararası... · Okulu, Eleştirel Teori, Postmodern yaklaşım,

19

1.5.3. Uluslararası Toplum Bağlamında İngiliz Okulunda Güvenlik Algısı

İngiliz Okulu’nun ilk temsilcilerinin kimler olduğu ve hangi tarihler arasında

ortaya çıktığına ilişkin birtakım tartışmalar mevcuttur. Net bir şekilde üzerinde

mutakıp olunmamasına rağmen, kuramın Butterfield, Wight, Watson ve Bull gibi

önemli düşünürlerce kurulduğu yaygın şekilde kabul edilmektedir. Ancak Edward

Hallett Carr ve C. A. W. Manning’in de bir şekilde kuramı etkilediği de

düşünülmektedir. Bu yönde İngiliz Okulu’nun geç kuşak yazarlarından Dunne, Carr’ı

ve Manning’in ele almış oldukları eserlerde farkında olmadan kuramı etkilediğini

lakin bunları İngiliz Okulu üyesi olarak belirtmediği ifade edilir. Geç kuşağın önemli

temsilcilerinden ve İngiliz Okul’unu yeniden bir araya getirme düşüncesi olan Buzan

ise, belirtilen kişilerden Carr’ı temsilci olarak varsaymış ancak Manning’i üyesi

olarak görmemiştir(Ağkaya, 2016a: 1062). Öte yandan kuramın çıkış süreci de bir

takım farklı yaklaşımlarla değerlendirilmektedir. İngiliz Okulu 1959 yılında

Uluslararası İlişkilere dair bazı temel sorunları tartışmak amacıyla, İngiliz

akademisyenler tarafından kurulan Uluslararası Siyaset teorisi Komitesi ile

kurulduğu kabul edilir(Jorgensen, 2016: 190). Okul çalışmalarını belirli aralıklarla

düzenledikleri toplantılarla gerçekleştirerek bir takım eleştirilerde bulunarak,

kendilerini orta yol olarak göstermeye çalışmıştır. Ancak 1981 yılında Roy Jones’in

okulu eleştirirken kullandığı İngiliz Okulu kavramı, onun ve kuramcıların farkında

olmadan o güne kadar çalışma yapmış kuram için isim babalığı görevini

sağlamıştır(Buzan, 2015: 5).

İngiliz Okulu’nun diğer teorilere nazaran dikkat çekici özelliği Uluslararası

Toplum düşüncesidir. En temel argümanı olarak bu düşünceyi belirtmekte bir sakınca

yoktur. Egemen devletlerin bir toplum oluşturduğu düşüncesi hayli önemli bir tez

olarak görülmektedir. Bundan dolayı okulun temel argümanının Uluslararası Toplum

fikri olduğu rahatlıkla belirtilebilir(Buzan, 2015: 5). Ancak bu toplum anarşik bir

toplum olarak belirtilmektedir(Linklater, 2013: 123). Disiplin içerisinde devletlerin

doğasında olduğu gibi toplumunda anarşik bir şekilde hareket ettiğini belirterek,

toplumu devlete benzetmektedirler.

Uluslararası Toplum fikrini ilk olarak kuramın üyesi olarak görülmeyen

Charles Manning kullanmıştır. Kavramı Londra Ekonomi ve Siyaset Bilimi Okulu

Page 31: ULUSLARARASI GÜVENLİĞİN BİR ... - afyonluoglu.orgafyonluoglu.org/PublicWebFiles/Reports-TR/Akademi/2018-KAmil Tarhan-Uluslararası... · Okulu, Eleştirel Teori, Postmodern yaklaşım,

20

için hazırlamış olduğu ders müfredatında kullandığı görülmektedir(Dunne, 2016:

155). Uluslararası Toplum’u Bull’un tanımına göre –Aktaran Tim Dunne- : ‘belirli

ortak menfaatlerin ve ortak değerlerin farkında olan bir grup devlet birbiriyle ilişkileri

bağlamında ve ortak kurumlardaki çalışmalarında paylaştıkları ortak bir dizi kuralla

bağlı olduklarını kabul ederek bir toplum’ kurduklarında ortaya çıktığı ifade

edilmiştir(Dunne: 2016: 161). Tanımda daha çok değerlerin bir bütün oluşturarak

toplumu sağladığı sonucuna varılabilir.

İngiliz Okulu esasında genel olarak çalışmalarını bu fikir üzerinden

sürdürmeye çalışmıştır. Buna bağlı olarak güvenlik yaklaşımı da bu fikre dayanarak

oluşmuştur. Kuram kendi içerisinde uluslararası topluma ilişkin üç farklı bakış açısı

göstermektedir. Ekolün içindeki yaklaşımlardan birisi olan realist kanaat, uluslararası

toplumun olmadığını ileri sürerek bir mücadele alanının varlığından bahsetmededir.

Rasyonalistler, devletten farklı bir toplumun olduğunu belirtirken, revolüsyonistler

bir tek devletin olduğunu ifade etmektedirler. Bu çıkarımlardan dolayı kuram

realistlerin uluslararası ilişkileri güce dayanan, devletten başka bir aktörün olmadığı,

norm ve işbirliğini yok saymalarını kabul etmezler. Revolüsyonist paradigmayı ise

uluslararası toplumun kurumlarını kabul etmedikleri için reddederek, iki yaklaşımın

ortasında Grotiusçu geleneği özümsemektedirler(Ağkaya, 2014b: 644). Bu

yaklaşımların farklılığı, üzerinde tam net bir uzlaşı olmaması getirilen eleştirilen sığ

kalmasına neden olmuştur. Ancak yine de bu yaklaşımdan dolayı eklektik yapısının

çok özel olduğunu ifade etmek mümkündür(Devlen, Özdamar, 2010: 45).

İngiliz Okulu kuramcılarının ayrıştıkları bazı durumlar vardır. Bunlardan en

önemlisi çoğulculuk ve dayanışmacılık arasında görülmektedir. Bölünmenin

temelinde yatan durum Uluslararası toplumun doğası ve adalet/düzen ikilemidir.

Bull, Jackson ve Mayall gibi isimler daha çok realizme yatkın tavırlarıyla çoğulcu

kanadı oluşturmaktadır. Çoğulculara göre, egemenlik kavramının siyasi ve hukuki

önceliği vardır. Bundan dolayı pozitivist uluslararası hukuk anlayışını

benimsemektedirler. Buna bağlı olarak da insani müdahale gibi devlet egemenliğini

kısıtlayan yaklaşımlara izin verilmemesi gerektiğini düşünürler. Diğer yandan

dayanışmacılar ise Vincent, Dunne ve Wheler gibi isimler olarak belirtilir.

Dayanışmacı kanat ise daha çok devrimci ekole yatkınlığı ile görülmektedir.

Dayanışmacılar, uluslararası toplumun odak noktasına devlet yerine insanı

Page 32: ULUSLARARASI GÜVENLİĞİN BİR ... - afyonluoglu.orgafyonluoglu.org/PublicWebFiles/Reports-TR/Akademi/2018-KAmil Tarhan-Uluslararası... · Okulu, Eleştirel Teori, Postmodern yaklaşım,

21

almaktadır. İnsanlık bir bütün olarak ele alınmalıdır. Devlet insanların haklarını

korumakla görevli olan bir yapıdır. İnsan haklarını engelleyemez düşüncesine

sahiptir(Palabıyık, 2015: 238-240). Bundan dolayı öncelikli güvenlik noktasını

devletten ziyade bireye indirgedikleri görülmektedir.

Başka bir ifade ile kuramın temel varsayımlarını şu şekilde özetleyebiliriz:

Uluslararası İlişkiler, özünde bir insan ilişkileri biçimidir. Bundan dolayı hem

normatif değerleri adalet ve barış gibi onun yanı sıra bağımsızlık, güvenlik ve düzen

gibi bir takım değerleri özünde barındırmaktadır. İngiliz Okulu disiplinin yaklaşım

şeklinin insan odaklı olması gerektiğini savunmaktadır. Bu yüzden Uluslararası

Sistemin işleyişinde incelenmesi gerekenleri liderler, karar alıcılar ve diplomatlar

olmalıdır. Uluslararası Sistemin anarşik yapısı kabul edilmesi gereken temel

realitedir. Ancak böyle olması onun düzenli olmasında engel değildir. Dünya

siyasetinin de kendi içinde birtakım kuralları, normları, kurumları ve rejimleri olan

bir anarşik toplumu mevcuttur. Kurallar devlet adamları tarafınca dış politikada

uygulanabilir. İşbirliğinden bahsetmek için öncelikle Uluslararası Toplum ’un varlığı

kabul edilmelidir. Bu durum kabul edildiği sürece zaten işbirliği gerçekleşecektir.

Son olarak Uluslararası Hukuk’un gerekleri uygulandığı takdirde Uluslararası

siyasette düzen elde edilecektir(Serdar, 2015: 26). Buradaki ayrım özünde insan

haklarına dayanan normatif değerlerin ön planda olduğu bir ayrışma olarak ifade

edilebilir.

Uluslararası İlişkilerin anarşik yapısını İngiliz Okulu temsilcileri de kabul

etmektedir. Ancak klasik anlamdaki düşünceye göre bu anarşik yapı toplumun

oluşmasına engel teşkil ettiğidir. Ancak, Bull, bunu kabul etmeyerek, karşı

çıkmaktadır. Anarşik yapının toplum düşüncesi ile zıt olduğunu tezini

reddetmektedir. Çünkü ona göre uluslararası toplum zaten anarşik bir toplumdur;

mevcut toplumlardan farklı olarak devletlerin herhangi bir hükümete tabi olmaksızın

oluşturdukları bir toplum(Şeyşane, 2013: 19) olduğunu ifade etmektedir. Ve

oluşturulacak toplum sayesinde güvenliğin sağlanacağı düşüncesi hakimdir.

1.5.4. Frankfurt Okulunda Güvenlik Algısı

I.Dünya savaşı sonrasında sosyal bilimler alanında birçok alanda değişiklikler

yaşanmaya başlamış ve sosyal bilimler içindeki birçok alan daha interdisipliner

Page 33: ULUSLARARASI GÜVENLİĞİN BİR ... - afyonluoglu.orgafyonluoglu.org/PublicWebFiles/Reports-TR/Akademi/2018-KAmil Tarhan-Uluslararası... · Okulu, Eleştirel Teori, Postmodern yaklaşım,

22

şekilde çalışmaya başlamıştır. 1923 yılında Almanya’nın Frankfurt kentinde

psikoloji, sosyoloji ve siyaset bilimi akademisyenleri Sosyal Araştırmalar Enstitüsü

altında toplanarak, sonraki yıllarda Eleştirel Teori veya Frankfurt Okulu olarak

anılacak ekolü oluşturmuşlardır(Bağce, 2006:5-6).

Eleştirel kuram, Uluslararası İlişkilerde eleştirel yaklaşımların öncülüğünü

yapmıştır. Gerek hâkim teori realist yaklaşımı, gerekse pozitivizmi eleştirmiştir. Hali

ile güvenliğe karşı da eleştirilerini Kartezyen, Batılı ve akılcı bir fikirle modern

devletin kontrolü altında olan bir durum olarak eleştirmiştir(Sandıklı, Emeklier,

2011:28).

Frankfurt Okulu’nun eleştirel güvenlik alanına yapmış oldukları katkıları

1940’lı yıllarda başlayan antisemitizm üzerine yoğunlaşan çalışmalar ile başlamıştır.

Genel anlamda otorite ve önyargı problemleri üzerinde fikir yürüten okul, ırksal

önyargı ve saldırgan ulusçuluk gibi özellikler ile inançlar arasındaki bağlantıyı analiz

etmişlerdir(Birdişli, 2010:232). Bu durum ortaya çıkmasında şüphesiz akımın ilk

öncülerinin Yahudi asıllı bireyler olmasından dolayı ve döneme denk düşen

Holacaust uygulamaları etkili olmuştur. Özellikle akımın ilk öncülerinden olan Max

Horkheimer, katı pozitivizm ve Marxsizm’i eleştirerek daha çok Antonie

Gramsci’nin görüşlerine yakın durduğu görülmektedir. Özellikle Gramsci’nin

hegemonya kavramından ciddi şekilde etkilenen okul, bireyin özgürce gelişmesini

engelleyen eşitsiz yapılanmaları eleştirmektedir. Buradan yola çıkarak güvenlik

çalışmalarındaki en önemli katkısı özgürleşme olmuştur(Birdişli, 2010: 232).

1.6. Soğuk Savaş Sonrası Uluslararası Sistemde Güvenlik

Soğuk savaş sonrası güvenliğin küreselleştiği görülmektedir. Güvenlik

çalışmaları ve güvenliğe devletler tarafından verilen önem haylice ilerleyerek temel

argümanlardan birini oluşturmuştur(Clark, 2014: 215). Küreselleşme sürecinin

önemli bir ivme ile büyüyerek devam etmesi, küreselleşmenin gücü de önemsenecek

derece de artmaya başlamasına neden olmuştur. Ve doğrudan güvenlik noktası içinde

dâhil edilmektedir. Küreselleşmenin bir takım birleşme ve üst- bölgeselleşme olarak

hareket etmesi beraberinde güvensiz bir ortamı da oluşturmuştur(Hughes, 2009:244).

Soğuk savaş sonrası dönemde güvenliğin çeşitlenerek daha derin çalışmalar

içerisine dâhil edildiği görülmektedir. Geleneksel güvenlik anlayışı değişime girmiş

Page 34: ULUSLARARASI GÜVENLİĞİN BİR ... - afyonluoglu.orgafyonluoglu.org/PublicWebFiles/Reports-TR/Akademi/2018-KAmil Tarhan-Uluslararası... · Okulu, Eleştirel Teori, Postmodern yaklaşım,

23

olup, kim için, ne için, nereye kadar ve nasıl soruları etrafında alternatif güvenlik

anlayışları gelişmeye başlamıştır. Özellikle post pozitivist kuramların etkisiyle

birlikte güvenlik paradigması sorgulanarak, doğrudan güvenliğe atıflar

yapılmıştır(Sandıklı, Emeklier, 2011:28).

Soğuk savaş’ın son bulması, teknolojik faaliyetlerin hızla gelişmesi ve

küreselleşme sürecinin yaratmış olduğu atmosfer uluslararası sistemin değişmesine

neden olmuştur. Buna paralel olarak ülkelerin dış politikalarında da bir değişim

yaşanmıştır. Bu değişim yeni güvenlik arayışlarına sebep olduğu gibi yeni işbirliği

ortamlarının da oluşmasına neden olmuştur. Hali ile devletlerin diplomasi

anlayışlarında da farklılıklar ortaya çıkmaya başlamıştır. Dünya genelinde önceki

dönemlere göre daha çok bütünleşmiş ve ortak hareket etme algısı oluşmuştur.

SSCB’nin dağılması ile özgürlüğüne kavuşan ülkeler batı ile ilişkileri geliştirmek

isterken öncelikli amaç olarak diğer ülkeler tarafından tanınmak istemiştir. Buna

paralel olarak diğer ülkelerde eski komünist ülkelere yoğunlaşmıştır. Örneğin

Türkiye Orta Asya ve Kafkasya’da bulunan ülkelere yönelik bir açılım sergilerken,

ABD, SSCB’nin eski topraklarında NATO ve Avrupa Birliği (AB) öncülüğünde

himaye kurmaya çalışmıştır

Soğuk Savaş sonrası dönem güvenlik alanında da yeniliklere neden olmuştur.

Öncelikle Uluslararası Sistem içerisinde önemli değişiklik yaşanmıştır. İki kutuplu

olarak belirtilen sistem son bularak, yeni dünya düzeni adı altında Batı öncülüğünde

özel de ise ABD önceliğinde Uluslararası Sistem yeniden yapılanmaya başladığı

görülmüştür. Sistem içerisinde daha çok istikrar arayışı hâkim olurken yeni düzen

kendisiyle birtakım sorunları da beraberinde getirmiştir(Yılmaz, 2009:1). Bu dönemi

ayrıca Post-Westphalian, Neo-Westphelian, Post Egemen Dünya Düzeni gibi

kavramlar ile de kavramsallaştırılmıştır(Jane, Yılmaz, 2016:135). Özellikle sınır

tanımayan terörizm bu dönemde önemli bir güvenlik sorunu haline gelmiştir. Ayrıca

SSCB’nin dağılması ile birlikte ortaya çıkan yeni devletler içerisinde etnik çatışmalar

ve iç savaşlar ortaya çıkarak güvenlik sorunu olmuştur(Emeklier, 2010:6-7). Ayrıca

9/11 olaylarının ardından güvenlik ve güç politikalarında önemli bir dönüm noktası

olmuştur. Terör olgusu güç dengesi içerisinde yeni bir politika aracı olarak ortaya

çıkmıştır (Yılmaz, 2008:260).

Page 35: ULUSLARARASI GÜVENLİĞİN BİR ... - afyonluoglu.orgafyonluoglu.org/PublicWebFiles/Reports-TR/Akademi/2018-KAmil Tarhan-Uluslararası... · Okulu, Eleştirel Teori, Postmodern yaklaşım,

24

1.6.1. Kopenhag Okulunda Güvenlik Yaklaşımları

Genel kabul görmüş anlayışa göre uluslararası ilişkiler kuramları, genellikle

pozitivist-deneye dayalı ya da normatif olmaktadır. Pozitivist uluslararası ilişkiler

teorileri tanımlayıcı, açıklayıcı ve kural koyucu özellikler içermekteyken; normatif

uluslararası ilişkiler kuramları ise uluslararası ilişkilerin ahlaki ve etik boyutlarıyla

ilgilenmektedir(Evans&Newnham, 2007: 451). Burada bu normları içerisinde

barındıran ekole örnek olarak Kopenhag Okulu verebiliriz. Kopenhag Okulu diğer

birçok ekol ve teori de olduğu gibi güvenliği tanımlamaktan ziyade daha çok

güvenliğin içeriği ve oluşumu hakkında araştırma yapmıştır(Küçüksolak, 2012: 205).

Okul 1980’li yılların sonuna doğru Copenhagen Peace Research Institute-Kopenhag

Barış Araştırmaları Çalışmaları Enstitüsü- (COPRI) Avrupa merkezli bilim

insanlarının bu enstitü etrafında toplanmasıyla oluşmuştur(Zora, 2015:116).

Kopenhag ekolü ilk başta güvenlik konusu üzerinde cereyan eden tartışmalara

yönelik bir tepki ortaya koymuştur. Ardından güvenliği daha sistemli bir şekilde

çalışmayı hedeflemiştir. Sovyetlerin ortadan kalkmasıyla birlikte güvenliği bir takım

alt birimlere ayırarak çalışmalarına devam ettikleri görülür. Güvenliği üç temel ögeye

ayırmışlardır: güvenliğin boyutları, bölgesel güvenlik alanları ve güvenlikleştirme.

Ayrıca ekolün önemli temsilcilerinden Buzan, askeri güvenlik, çevresel güvenlik,

ekonomik güvenlik, sosyal güvenlik ve siyasi güvenlik olmak üzere güvenliği beş

farklı boyutta ele alarak(Buzan, 1983), güvenliği sadece askeri güvenlik olmaktan

öteye taşımıştır(Açıkmeşe 2011,ss.44-67). Geniş bir çerçeve de ele alınan güvenlik

kavramı bireylerin normal gündelik yaşantısını da etkileyen daha geniş bir

çerçeveden ele alınmıştır. Buzan ve Weaver genel bir güvenlik algısı yürütmek yerine

bölgelere ayırarak her bölge için farklı güvensizlik durumlarına karşın farklı

önlemleri belirtmiştir. Güvenlik kavramının içeriği ‘devletlerin askeri güç kullanımı

tekelinde şekillenen anlayıştan öteye götürülerek halkın yaşantısını etkileyen ve daha

önce güvenlik ajandasının dışında tutulan alanları kapsayacak şekilde geniş anlamda

tartışmaya açılmıştır’(Küçüksolak, 2012: 205).

Ekol içerisinde sektörlerin seçimi sırasında bun sektörlerle birlikte oluşan

birimler önem kazanmıştır. Askeri güvenlik olgusu, devletlerin haiz olduğu savunma

veya saldırı yeteneklerinin karşılıklı etkileşimini ve başka devletlerin algılayış

Page 36: ULUSLARARASI GÜVENLİĞİN BİR ... - afyonluoglu.orgafyonluoglu.org/PublicWebFiles/Reports-TR/Akademi/2018-KAmil Tarhan-Uluslararası... · Okulu, Eleştirel Teori, Postmodern yaklaşım,

25

biçimini içermektedir. Siyasi güvenlik devletin yönetim biçimi ve bu biçime yasallık

kazandıran ideolojileri ilgilendirmektedir. İktisadi güvenlik, devletin var olan gücünü

ve refah seviyesini kabul edilebilir aşamada tutmak veya daha iyi bir seviyeye

ulaştırmak için ihtiyaç duyulan maddi kaynaklara erişimi ifade etmektedir. ‘Sosyal

güvenlik, geleneksel dil, kültür, dini ve ulusal kimlik ile geleneklerin gelişimi için

gerekli koşulların sürdürülebilirliğini kapsamaktadır. Çevresel güvenlik ise, tüm

insani faaliyetlerin bağımlı olduğu yerel ve evrensel biyosferin korunmasını

ilgilendirmektedir’(Booth, 2007:162).

Kopehnag okulu klasik realizm ve diğer teorilerden farklı olarak analiz birimi

içerisine devletin dışında toplum ve bireyi de eklediği görülmektedir. En önemli öge

kimlik ve özneleri arasındaki iletişimdir. Liberal, post-yapısalcı, neo-realist ve

konstrüktivist yaklaşımlarının bir kombinasyonu şeklinde görünmektedir. Güvenli

klasik bakış açısından daha geniş bir ölçeğe taşımayı amaçlamıştır. Toplumsal

güvenlik üzerine yoğunlaşarak toplum güvenliğini devlet güvenliği ile aynı önemde

incelemiştir. Son olarak Kopenhag Okulu uluslararası güvenlik çalışmalarına çok

önemli üç farklı bakış açısı kazandırmıştır. Bunlar; güvenlikleştirme/güvenlik-

dışılaştırma teorisi, sektörel güvenlik yaklaşımı ve bölgesel güvenlik kompleksi

teorisidir(Baysal, Lüleci, 2011:70).

1.6.2. Aberystwyth Okulunda Güvenlik Algısı

Eleştirel güvenlik yaklaşımları içerisinde yer alan ve Kopenhag okuluna

benzer bir çizgide eleştirilerini ifade eden bir başka okul ise Aberystwyth Okuludur

(Sandıklı, Emeklier, 2012:54). Okulun öncülüğünü Ken Booth ortaya koymuş olduğu

eserler ve fikirler ile yapmaktadır. Özellikle Critical Security Studies (Eleştirel

Güvenlik Çalışmaları) adı çalışmasında yaptığı tüm çalışmaları toplayarak, güvenliği

diğer birçok tanımlamanın ötesine geçirip, esasında türetilmiş bir kavram olarak

belirtmiştir. Okul güvenlik bakış açısını iki farklı noktadan ele almaktadır. Bunlardan

ilki; güvenlik anlayışı derinleştirmektir. Bu bakış açısına göre amaç akademik

camiada oluşturulan kavramlar ile güncel siyasi olaylar arasındaki ilişkiyi ortaya

çıkarmaktır. Buradaki hedefin çıktısı olarak, çevre güvenliği gibi daha önemsiz veya

toplumsal güvenlik gibi kritik noktalardaki güvenlik durumlarını ön plana taşımaktır.

İkinci bakış açısının amacı ise uluslararası arenadaki aktörlerin karşılaştığı veya

Page 37: ULUSLARARASI GÜVENLİĞİN BİR ... - afyonluoglu.orgafyonluoglu.org/PublicWebFiles/Reports-TR/Akademi/2018-KAmil Tarhan-Uluslararası... · Okulu, Eleştirel Teori, Postmodern yaklaşım,

26

karşılaşabileceği güvensizlik durumlarını hesaba katarak güvenlik anlayışını

genişletmektir. Yani Aberystwyht Okulu, sorunları dönüştürmek veya daha çok

güvenlikleştirmek yerine türetilmiş bir kavram olan güvenliğin siyasi kimliği ortaya

çıkarmaya uğraşmaktadır(Bilgin, 2010: 84). Aberystwyht Okulunun güvenliğin

siyasiliğini ortaya çıkarmasında üç ana argüman bulunmaktadır. Bunlar sırasıyla;

stratejik, etik-politik ve analitiktir (Bilgin, 2010:85).

1.6.3. Feminist Kuram’ın Güvenliği Çeşitlendirmesi

Feminizm, klasik anlamda kadın-erkek ayrımcılığına karşı çıkan bir siyasi

yaklaşımdır Karşı cinslerin ekonomik, siyasal, sosyo-kültürel ve toplumsal olarak eşit

olması gerektiğini savunmaktadır. Feminizmin başlıca amacı; kadının

özgürleştirilerek, ataerkil yapıların ortadan kaldırılmasını sağlamaktır(Taş,

2016:165). Feminizm tarihsel bağları oldukça güçlü bir kökene sahip akımdır. İlk

çıkış sürecinden beri kadının ezilerek erkeklere nispeten dezavantajlı olduğu, ikincil

konumda yer aldığı düşüncesi hâkim olmuştur. Feminist ekol, erkek-kadın

eşitsizliğinden yola çıkarak toplumsal cinsiyet hiyerarşisi oluştuğunu belirtir. Bundan

ötürü kadının bir ayaklanması olarak ifade edilebilir(Özlük, Doğan, 2016:46).

Soğuk Savaşın sona ermesine yakın bir süreçte ve sona ermesinden sonra

uluslararası politikaya ilişkin öncü kavramlar ve sorunlarda değişiklikler yaşandığı

görülmektedir. Klasik askeri ve ideolojik sınırların, doğu-batı gibi siyasi sınırların

ortadan kalktığı görülmektedir. Uluslararası İlişkiler özünde barış çalışmaları ve

güvenlik odaklı bir disiplin olarak ilerlerken bu dönemde farklı sorun ve tartışmalar

disiplin içerisine dâhil olmaya başlamıştır. Çevre, uyuşturucu, ticaret ve cinsiyet gibi

konularda artık disiplin gündeminde analiz edilmeye başlanmıştır. Tam bu dönemde

feminizm de tartışılarak siyasi bir yaklaşımdan daha çok teorik boyutta Uluslararası

İlişkiler içine dâhil olmaya başlamıştır(Ataman, 2009: 7). Dönemin özelliği daha

çoğulcu düşünce yapısının olduğu, eleştirel döneme denk gelmektedir. Tam bu

süreçte 1980’li yıllarda feminizm de eleştirel yaklaşımları ile alternatif bir teori olarak

disiplin içindeki yerini almıştır(Tickner, 1999: 45).

Feminist ekol cinsiyetin kimlikle yorumlanması şeklinde bir görüş ile

toplumsal cinsiyet olgusunu eleştirmiştir. Toplumsal cinsiyetin özünde bir kimlik

olduğu fikri benimsenmiştir. Cinsiyet, “önemli grupların çıkarlarını ve güvenlik

Page 38: ULUSLARARASI GÜVENLİĞİN BİR ... - afyonluoglu.orgafyonluoglu.org/PublicWebFiles/Reports-TR/Akademi/2018-KAmil Tarhan-Uluslararası... · Okulu, Eleştirel Teori, Postmodern yaklaşım,

27

kaygılarını yansıtarak, toplumsal güvenliğin etkisini ve önemini ve aynı zamanda

güvenlik dinamiğine verdiği anlamı gösterebilir”. Toplumsal cinsiyet analizleri ise

içinde olduğumuz ya da içinde yaşadığımız yapıları, devleti toplumu ve güvenlik gibi

birçok varsayışı ortaya çıkarmaktadır. Devlet ve güvenlik gibi kavramları daha çok

normalleştirerek değişimin istenmediği durumları sorgular. Cinsiyet sayesinde

bireyden kimliğe ve kimlikten güvenliğe doğru bağlantılar kurulabilmektedir. Bir

bireyin güvenliği politiktir ve duyulması gerekmektedir(Hoogensen, Rottem,

2004:163).

Feministlerin güvenlik çalışmaları daha çok toplumsal cinsiyetin ciddiye

alınması şeklinde olmuştur. Feminist güvenlik teorisi, toplumsal cinsiyete dayalı

güvensizliğin felsefi, akademik ve politik temellerini sorgulamakta ve alternatif bir

güvenlik vizyonunu dile getirmektedir. Bundan dolayı, cinsiyet özelinde oluşan

hiyerarşiyi açığa çıkarmak istemektedir. Amaç ataerkil yapıya dayalı şiddetin bir

şekilde ortadan kaldırılması ve ardından güvenliği başarılı bir şekilde sağlamayı

hedeflemektedir. Uluslararası ilişkilere ait olan birçok kavramı yeniden düşünmeyi

ve bu sayede güvenliğin kavramsal olarak daha geniş bir çerçevede tartışılmasını

istemektedir. “Cinsiyete dayalı barış / savaş bağlantılarının feminist incelemeleri,

ampirik bilginin genişlemesine neden olmuş, kadın barış işçilerinin, kadın

savaşçıların, savaş zamanlarındaki cinsel şiddetin ve askerileştirilmiş erkekliklerin

daha kapsamlı bir şekilde incelenmesine katkıda bulunmuştur”(Blanchard,

2003:1305).

Ayrıca Feminist ekol toplumsal cinsiyetin önyargısını ortaya koyan realizmi

de eleştirmişlerdir. Özellikle geleneksel gerçekçiliği yoğun bir şekilde eleştirerek

disipline farklı bir bakış açısı kazandırmışlardır(Tickner, 2005:2175). Morgenthau ve

Hobbes gibi klasik realistlerin düşüncelerinde ifade edilen, insan insanın kurdudur,

insan doğası gereği kötüdür gibi ifadeleri erkeksi bir bakış açısıyla ele alındığını ifade

ederek, gerçekliğin bu olmadığını eleştirel bir şekilde belirtmişlerdir(Tickner, 1999:

46).

Feminist yaklaşımın ifade edilen tezleri, aslında Hobbes ve Machiavelli gibi

ardından gelen önemli düşünür Kenneth Waltz’da dâhil edildiğinde disiplin

içerisinde erkek egemenliğinin varlığı azımsanmayacak şekilde olduğu

görülmektedir. Bundan dolayı feminist düşünürler uluslararası ilişkiler kuramı

Page 39: ULUSLARARASI GÜVENLİĞİN BİR ... - afyonluoglu.orgafyonluoglu.org/PublicWebFiles/Reports-TR/Akademi/2018-KAmil Tarhan-Uluslararası... · Okulu, Eleştirel Teori, Postmodern yaklaşım,

28

içerisinde kadının görmezden gelinerek erkek merkezli bakış açısının hâkim

olduğunu ifade ederler(Tür, Koyuncu, 2010: 10).

Son olarak feminist ekol ekonomik güvencesizliğin yaratmış olduğu

güvensizlikten bahsetmedir. Kadınlara yapılan özel ekonomik davranışların altı

çizilir. Kadınların genel anlamda tüm toplumlar içerisinde orantısız bir şekilde sosyo-

ekonomik piramidin en altında olduğu vurgulanır. Buradan yola çıkarak emeğin de

cinsiyetleştirilerek, eşitsizlik ve adeletsiz bir düzenin sağlandığı görüşü

hâkimdir(Tickner, Sjoberg, 2010:230). Bunların da güvensiz bir ortama giden yolda

itici kuvvetler olduğu açıkça söylenebilir.

Page 40: ULUSLARARASI GÜVENLİĞİN BİR ... - afyonluoglu.orgafyonluoglu.org/PublicWebFiles/Reports-TR/Akademi/2018-KAmil Tarhan-Uluslararası... · Okulu, Eleştirel Teori, Postmodern yaklaşım,

29

İKİNCİ BÖLÜM

ULUSLARARASI İLİŞKİLER AÇISINDAN SİBER UZAY VE İLGİLİ

KAVRAMLAR

Gelişen teknolojik gelişmeler sayesinde insanoğlu her daim bir adım ileri

doğru hareket etmiştir. Bu durum sürekli olarak insanoğlunun ilerlemesine ve her

geçen gün yeni durum ve olayları keşfetmesine sebep olmuştur. Bunlar genel olarak

fen bilimleri, sağlık bilimleri ve sosyal bilimler gibi insan için en temel bilim

alanlarında meydana gelmiştir. Sosyal bilimlerde özellikle son yüzyılda farklı bir

ivme kazanmaya başlamıştır. Bunun en önemli örneklerinden birisi Siber Alan

denilen yeni bir durumun ortaya çıkarak ardından sosyal bilimler içinde analiz

edilmeye başlamasıdır.

2.1. Siber Uzay(Alan) Nedir

İnsanoğlu, tarih boyunca ilerleme içerisinde yer alarak yeniliklere doğru

yelken açmıştır. Daima bir önceki durum ve duruma bağlı ‘şeyleri’ geliştirerek

gelişme içerisinde bulunmuştur. Bu gelişmeler ateşin bulunmasından, yazının ortaya

çıkması, matbaanın keşfi vb. birçok şekilde sıralanabilir. Ancak kuşkusuz en önemli

gelişmeler 20. ve 21. yy’lerde ortaya çıkmıştır. Bunlardan en önemli ve etkileyici

olan ise, kendisinden sonra birçok gelişmenin önünü açan internet olmuştur.

İnternetin ortaya çıkması ve gelişmesi ise beraberinde diğer yeniliklerde olduğu gibi

hem pozitif hem de negatif girdileri de insanlara sunmuştur.

İnternetin ortaya çıkış süreci tarihte Soğuk Savaş olarak adlandırılan döneme

denk gelmektedir. Soğuk Savaş sırasında SSCB’nin1957 yılında Sputnik adındaki ilk

yapay uydusunu uzaya göndermesi ile süreç başlamıştır. Amerika Birleşik Devletleri

(ABD) savunma bakanlığı bu durumun yaşanmasına paralel olarak, Advanced

Research Projects Agency (ARPA5) adında bir birim kurarak çalışmalara başlamıştır.

Bu birim farklı noktalarda yer alan bilgisayarları bir ağ kullanarak birbirine

5 ARPA net olarak ifade edilen birim 1971 yılında ismini değiştirerek ‘Defense Advanced Research

Projects Agency’ (DARPA) adını almıştır. Daha sonra 1993 yılında tekrar ARPA ve 1996 yılında

tekrardan DARPA olmuştur. İnternet gelişimi hakkında yapılacak okumalarda iki birimde aynı işleve

sahiptir. Bknz: Barry M. Leiner, Vinton G. Cerf, David D. Clark, Robert E. Kahn, Leonard Kleinrock,

Daniel C. Lynch, Jon Postel, Larry G. Roberts, Stephen Wolff, Brief History of the Internet,

Internet Society, 1997.

Page 41: ULUSLARARASI GÜVENLİĞİN BİR ... - afyonluoglu.orgafyonluoglu.org/PublicWebFiles/Reports-TR/Akademi/2018-KAmil Tarhan-Uluslararası... · Okulu, Eleştirel Teori, Postmodern yaklaşım,

30

bağlamıştır. Bu proje daha sonra Advanced Research Projects Agency Network

(ARPANET) adını almıştır. ABD tarafından geliştirilen bu proje sayesinde ilk bilgi

transferi 1969 yılında gerçekleşmiştir(Kara, 2013:8). İnternetin amacı başlangıçta

sadece bilgi transfer amacıyla kurulduğu ifade edilmiştir. Ancak geçen süre zarfında

bu amacından çok daha fazlasına tekabül edilerek kullanılmaya başlamıştır. En

önemlisi internetin gelişimi insanoğlunun yaşamış olduğu 4. Devrim olarak

tanımlanmaktadır.6 ARPANET’in çalışmaları farklı bir misyonu barındırmaktaydı.

Her ne kadar kurucular bunu kabul etmemiş olsa da ARPANET çalışmalarında

SSCB’den gelecek bir saldırıya karşı korunmak amacıyla ortaya çıkmıştır.

Sovyetlerin bulunduracağı yapay uydular bir süre sonra uzun menzilli nükleer silaha

dönüşeceği endişesiyle stratejik bir plan dâhilinde çalışmalara devam etmiştir(Cohen-

Almagor, 2011:47). Esasında yapılan araştırma ve incemeler internetin ortaya

çıkışında politik hareketlerin önemli olduğunu göstermektedir. Hükümetlerin bir

takım araştırmalar yapmak amacıyla kullanıldığı ifade edilir(Library Learning,

2018). Ancak bu konuda çok önemli görevleri yürüten ve önemli noktalarda bulunan

Clarke: bunun o dönemde bir askeri icat olduğu düşüncesinin yanlış olduğunu sadece

dönemin gençleri tarafından ortaya atılan bir fikir olarak ifade etmiştir(Clarke vd.,

2011:47). Her ne olursa olsun veyahut farklı açıklamalar yapılmış olsa da bugün

yaşadığımız gezegen tamamen internet etrafında şekillenmektedir. Ortaya çıkış

sürecinde belki de sadece bir takım bilgi alışverişi için kullanıldığı kabul edilebilir.

Ancak gelişimi ve değişimi ile birlikte artık bilgi alışverişinden çok daha fazlası

olduğu ifade edilebilir. İnternet kullanımı günümüz toplumlarında herhangi bir

kamusal ve özel alan ayrımı tanımadan dünyayı elektronik ortamda birbirine

bağlayarak, dönüştürücü bir rol oynamaya başlamıştır(Özger, 2016:29). Keza yapılan

son araştırmalara göre dünya nüfusunun 4.02 milyar’ internet kullanıcısı olduğu

ortaya çıkmıştır. Bu oran dünya nüfusunun %53’ünü kapsamaktadır(Dijilopedi,

2018). Her ne kadar dünya nüfusunun yarısından fazlasının internet kullandığı ifade

6 İlk devrim Nicolaus Copernicus (1473–1543) ile gelen astronomik çalışmalar. İkinci devrim

Charles Darwin’in(1809- 1882) insanlığı internet tarihinden uzaklaştıran çalışması, üçüncü gelişme

Sigmund Freud (1856–1939) tarafından zihnin bilinçsiz olarak savunma mekanizmasına dâhil

olmasıdır. Son olarak İnternetin gelişimi ile bilgi devriminde insanlığın temel doğasını ve evrendeki

rolünü yerinden etme ve yeniden değerlendirme sürecindeyiz. Bknz: Raphael Cohen-Almagor,

Internet History, International Journal of Technoethics, 2(2), 45-64, April-June 2011, p.45.

Page 42: ULUSLARARASI GÜVENLİĞİN BİR ... - afyonluoglu.orgafyonluoglu.org/PublicWebFiles/Reports-TR/Akademi/2018-KAmil Tarhan-Uluslararası... · Okulu, Eleştirel Teori, Postmodern yaklaşım,

31

edilse de aslında bir yandan doğru bir veri olmadığı söylenebilir. Çünkü halen

dünyanın her yerinde internet ve bilgisayar erişimi olmayan birçok üçüncü dünya

ülkesi bulunmaktadır. Bunu göz önünde bulundurduğumuz takdirde oranın çok daha

yüksek olduğunu rahatlıkla ifade edebiliriz.

Tablo 2.1 We are social special reports 2018,

https://wearesocial.com/blog/2018/01/global-digital-report-2018

Raporda gösterilen veriler internet kullanımının geldiği son noktayı

göstermektedir. 1990’lardan beri kullanımın artmaya başlaması, devlet

kullanımından ayrılarak bireylere kadar kullanılmaya başlanan internet bugün sanayi

sonrası toplumların vazgeçilmez iletişim kaynağı olmuştur. Başlangıçta devlet için

ortaya çıkarılan ve devletin amacına hizmet etmek için üretilen internet, Clare

Cridland’ın ifadesiyle 1990’ların başından itibaren bireylerinde kullanabileceği ve

ondan faydalanarak bilgi paylaşım aracı olarak kullanacağı bir alan haline

gelmiştir(Öğün-Kaya, 2013:149). Bu durumun geldiği nokta ise Siber

Uzay(Alan)/Cyber Space olarak adlandırılan yeni bir alanın oluşmasını sağlamıştır.

Siber uzay kavramı, ilk kez William Gibson tarafından 1984 yılında

yayınlandığı “Neuromancer” adlı romanında kullanılmıştır(The Guardian, 2011).

Romanında Gibson Siber Uzay’ı şu şekilde tanımlamıştır:

“Matematiksel kavramların öğretildiği çocuklar tarafından, her milletten

milyarlarca yasal operatörün deneyimlediği, her gün yaşanan içgüdüsel ve tepkisel

bir sanrı. İnsan sistemindeki tüm bilgisayar kümelerinden oluşturulmuş verilerin

grafiksel gösterimi. Düşünülemez bir karmaşıklık. Belleğin mekânsızlığında,

Page 43: ULUSLARARASI GÜVENLİĞİN BİR ... - afyonluoglu.orgafyonluoglu.org/PublicWebFiles/Reports-TR/Akademi/2018-KAmil Tarhan-Uluslararası... · Okulu, Eleştirel Teori, Postmodern yaklaşım,

32

verilerin kümelerinde ve takımyıldızlarında gezinen ışık çizgileri”(Gibson, 2016:69-

70).

Bir başka tanımlamayla ifade edilecek olursa, Siber Uzay, tüm dünyaya ve

uzaya yayılmış durumda bulunan bilişim sistemlerinden ve bunları birbirine bağlayan

ağlardan oluşan ortamdır.7 Tanımlamaya göre internete bağlı olan her türlü bilgisayar

ve teknolojik aletleri Siber Uzay olarak adlandırılan alan içinde dâhil edebilir(Tarhan,

2017a:109). Esasında Siber Uzay alarak adlandırdığımız alan günlük yaşamımızın en

basit ve vazgeçilmez bir gerçeğidir. İnternet sayesinde milyonlarca bilgisayarın

birbirine bağlanarak, etkileşim içerisinde olması ve gelişen dünyada giderek

sayılarının hızlı bir şekilde artması günlük yaşam için önemli yeni bir gerçekliği

yaratmış oldu(Choucri, 2012:3). Bu oluşan gerçeklik zamanla gelişerek bahsi geçen

Siber Uzay’ı oluşturmuş oldu.

Siber Uzay’dan bahsedebilmek için bazı gerekli olan durumlar söz konusudur.

Her alanın doğrudan Siber Alan olarak ifade etmek yanlış olacaktır. Siber Uzayın

varlığından bahsetmek için çok önemli dört katmanın varlığının söz konusu olması

gerekir. Öncelikle en temel gereksinim bir fiziksel alt yapının olmasıdır. Ardından

fiziksel alt yapı içerisinde bir takım programların olması gerekmektedir. Bu

programlar aracılığıyla bir bilgi transferi ve bilginin varlığı olmuş olacaktır. Bu

üçüncü aşamadan sonra ise Choucri’ye göre en önemli katman olan herhangi bir

kullanıcının tüm bu katmanlar içerisinde yer almasıdır. Bu da insanların katmanlar

içerisinde yer alması gerektiğini göstermektedir(Choucri, 2012:8). Choucri’nin

belirtmiş olduğu dört katmanın aynı anda birlikte bulunması ile Siber Uzay denilen

âlem meydana gelmektedir. Siber alan içine: Modern ulus-devletlerin tekelinde olan

savunma sanayi, finans sektörü, enerji alt yapıları, e-devlet uygulamaları, bireysel

bilgisayar kullanımını, devletlerin ve özel sektörün ticari alanlarına kadar

internetleşen her şeyi içine aldığını söylemek mümkündür. Bundan dolayı Siber

Uzay’ın her geçen gün hızla büyüyen bir yapıyı oluşturduğu ifade edilebilir(Önaçan-

Atan, 2016:14).

7 T.C. Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, Ulusal Siber Güvenlik Stratejisi ve 2013-2014

Eylem Planı, http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2013/06/20130620-1-1.pdf Erişim Tarihi:

10.12.2018

Page 44: ULUSLARARASI GÜVENLİĞİN BİR ... - afyonluoglu.orgafyonluoglu.org/PublicWebFiles/Reports-TR/Akademi/2018-KAmil Tarhan-Uluslararası... · Okulu, Eleştirel Teori, Postmodern yaklaşım,

33

Teknolojik gelişmelerin de küreselleşme dalgası içerisinde hızla ilerlediği

günümüzde ortaya çıkan Siber Uzay yeni bir dünyanın oluşmasını sağlamıştır. Bu

ortamda insanlar fatura ödemeden, bankacılık işleri ve alışverişe kadar pek çok işini

internet ağları üzerinden halledebilir hale gelmiştir. Birey ile birlikte başlayan bu

dönüşüm toplumlar ve devletlerarasında da etkisini gösterdikçe faydalı, hayatı

kolaylaştıran gelişmelerin yanında çeşitli sorunları ortaya çıkardığı bir

gerçektir(Shiftdelete, 2016).

Siber Uzayda etkili olan aktörler ağları öylesine derin kullanmaya

başlamışlardır ki sıradan kullanıcıların standart arama motorlarından erişemediği

sitelere ulaşımı sağlayan ve Deep Web8 olarak adlandırılan bir kaynak

oluşturmuşlardır. Bu kaynağı Tor Browser9 adlı yazılım aracılığı ile kullanılan Deep

Web’te silah-uyuşturucu ticaretinden kiralık katillere, pedofiliden illegal bankalara,

mafyalardan veri tüccarlarına kadar yasal olmayan birçok uygulama mevcuttur.

Üstelik tüm bu uygulamalarla birlikte kullanılan bir para birimi dahi oluşturulmuştur.

Bitcoin10 (Aktaran: Altıner, Ateş, 2016: 352) adı verilen dijital paranın hiçbir ülkenin

merkez bankası tarafından kontrol edilemediği söylenmektedir(Chiponline, 2018).

Böylesine genişlemiş ve karmaşıklaşmış siber alan, günümüzde sadece yüksek

düzeyde teknoloji kullanabilenleri değil tüm bireyleri, kurum ve kuruluşları,

devletleri doğrudan veya dolaylı olarak etkilemektedir. Yapılan siber saldırılarla

birlikte bireylere ve kurumlara ait veriler çalınabilmekte, internet ağları ile bağlantılı

çeşitli sistemlerin (baraj sistemleri, elektrik dağıtımı, vb.) çalışması

engellenebilmekte, finans sektörüne kilitlenebilmektedir. Gününüzde derinleşmiş bir

8 Bazen görünmez Web olarak adlandırılan derin Web, geleneksel arama motorlarına erişilemeyen

Internet'in büyük kısmıdır. Derin Web içeriği, e-posta mesajlarını, sohbet mesajlarını, sosyal medya

sitelerinde özel içeriği, elektronik banka ekstrelerini, elektronik sağlık kayıtlarını (EHR) ve İnternet

üzerinden erişilebilen ancak Google, Yahoo gibi arama motorları tarafından taranıp dizine

eklenmeyen diğer içerikleri içerir. Ayrıntılı Bilgi İçin Bakınız:

https://whatis.techtarget.com/definition/deep-Web Erişim Tarihi: 15.03.2018 9 TOR tarayıcısı, anonim web sörfü ve trafik analizine karşı koruma için tasarlanmış bir web

tarayıcısıdır. Tor genellikle karanlık ağ ve suç faaliyeti ile ilişkili olmasına rağmen, tarayıcı

genellikle kolluk görevlileri, muhabirler, eylemciler, düdük üfleyiciler ve sıradan güvenlik bilinçli

bireyler tarafından meşru sebeplerden dolayı kullanılmaktadır. Ayrıntılı Bilgi için Bakınız:

https://whatis.techtarget.com/definition/TOR-third-generation-onion-routing Erişim Tarihi:

15.03.2018 10 “Bitcoin, (sembolü: ฿, kısaltma: BTC) bir kripto para ve ödemeler sistemidir. Kripto kelimesi

kriptolojiden gelmektedir ve öz olarak şifreleme bilimi olarak adlandırılmaktadır. Kriptografi

kimlik bilgilerinin gizliliği, verilerin değişmezliğini, kimliğin doğrulanmasını sağlamakta ve

böylece sisteme olan güveni artırmaktadır”.

Page 45: ULUSLARARASI GÜVENLİĞİN BİR ... - afyonluoglu.orgafyonluoglu.org/PublicWebFiles/Reports-TR/Akademi/2018-KAmil Tarhan-Uluslararası... · Okulu, Eleştirel Teori, Postmodern yaklaşım,

34

bilişim dünyası oluşurken insanın yapabilme gücünün arttığı da aşikârdır. Bireylerin

bizzat yarattığı bu ortam, çeşitli etik sorunların doğmasına ve bu sorunlardan

etkilenen insan sayısının artmasına sebebiyet vermektedir. Siber suçlar, devletlerin

kritik sektörlerine zarar verirken herhangi bir coğrafyaya bağlı kalmadan dünyanın

herhangi bölgesinden bir diğerine yönelik işlenebilmektedir. Ülkelerdeki siyasi

seçimlerde dahi risk oluşturan siber saldırılar11 normatif kuramın önem verdiği

öncelik ve değerlere göre çözüm önerilerinin getirilmesini ve devletlerin bu suçlarla

mücadele edebilmek için uluslararası platformda işbirliği içerisinde hareket

edilmesini gerekli kılmaktadır.

Bu yeni alan için sosyal bilimler sözlüğü, gelişimin erken bir aşamasındadır.

Teknolojik parametreler genişledikçe teknik terminoloji oluşturuluyor. Fakat siber

uzayın tüm yönleri üzerinde uzlaşılmış ontoloji yoktur.

2.2. Siber Politikalar

Günümüzde bireylerden devletlere kadar uzanan ve yeni bir etkileşim alanı

sunan siber uzayda, etkileşimlerin yalnızca barışçıl amaçlarla gerçekleştirilmediği

görülmektedir. Siber alanın hayatın her alanında geçerli bir hale gelmesi; bu alana

yönelik olarak çeşitli politikaların da oluşturulması gerektiğini göstermektedir.

Özellikle siber güvenliğin sağlanmasında gerekli politikaların oluşturulması

elzemdir. Savunmadan sağlık hizmetlerine, askeri ve diplomatik istihbari bilgilerden

ulaşıma kadar dijitalleşen ve siber uzaya açık hale gelen dünyada bilgi ve ağ

güvenliğinin sağlanması meselesi, hem bireyler ve hem de devletler açısından hayati

önem taşımaktadır. İnternetin yayılmasıyla bilgisayar ve ağ sistemleri üzerinden çok

yönlü saldırılara maruz bırakılan kurumlar ve devletler; milyarlarca ekonomik zarara

uğramakta, hizmet sağlama pratikleri geriletilmekte ve yahut bilgileri

sızdırılmaktadır. Tüm bunlar göz önüne alındığında siber alana dair politikaların

ihtiyaç olduğunu, bu politikaların ise ulusal ve uluslararası işbirliğini düzenleyen bir

şekilde ele alınması gerektiğini ortaya koymaktadır (Özdaş, 2017: s. 60).

Siber politikaların oluşturulması konusunda çeşitli zorluklar ve engellerin var

olduğunu da belirtmek gerekecektir. Öncelikle devletlerin birbirlerine karşı

11 Örnek olay için bakınız: https://siberbulten.com/uluslararasi-iliskiler/abdden-sonra-almanya-

secimleri-de-hackerlarin-hedefinde/ Erişim Tarihi:11.12.2017

Page 46: ULUSLARARASI GÜVENLİĞİN BİR ... - afyonluoglu.orgafyonluoglu.org/PublicWebFiles/Reports-TR/Akademi/2018-KAmil Tarhan-Uluslararası... · Okulu, Eleştirel Teori, Postmodern yaklaşım,

35

duydukları güvenlik açmazı; ortak hareket edilmesini zorlaştırmaktadır. Ayrıca siber

alanın da bir çıkar sahası olarak belirmesi, devletlerin çıkarlarını maksimize ederken

karşı karşıya gelmelerine sebebiyet vermektedir. Kurumlara ve devletlerin altyapı

sistemlerine yönelik bu saldırıların önlenmesi, yok edilmesi ve yahut karşı taraf

aleyhine kullanılabilmesi açısından siber orduların oluşturulduğu görülmektedir

(Güntay, 2017: s. 15-16).

Siber politikaların oluşturulması aşamasında atılması gereken adımlar şu

şekilde özetlenebilmektedir;

Siber güvenliğe yönelik bir stratejesi belgesi oluşturma

Siber güvenlik kurulları oluşturmak

Siber güvenlik hakkında ulusal ve uluslararası düzede farkındalık yaratmak

ve etkin bir kültür oluşturmak

Siber altyapılar oluşturarak kişisel ve kurumsal güvenliği üst seviyeye

ulaştırmak

AB, NATO, Birleşmiş Milletler (BM) gibi uluslararası ve ulus üstü yapılarla

ortak hareket kabiliyeti oluşturmak, ortak projeler ve işbirlikleri geliştirmek

Siber güvenlik politikaları geliştirme çalışmalarını AR-GE politikalarıyla

güçlendirme

Milli teknoloji ve yazılımlar geliştirerek gizlilik ve güvenliği arttımak

Üniversite ve sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte ve eş güdümlü politikalar

üretmek, süreci çeşitlendirmek

Siber güvenlik alanındaki uzman sayısını arttırarak insan kaynakları

eksikliğini bu noktalarda azaltmak

Siber güvenlik politikalarını denetleyecek bağımsız denetim mekanizmaları

kurmak

Yasal mevzuatlar oluşturmak… ( Bıçakçı, 2015: s. 10).

Devletlerin siber güvenlik konusunda gecikmeli de olsa çeşitli adımlar attığı

görülmektedir. Bu konuda en etkili yol ise hiç şüphesiz yol haritası mahiyetindeki

siber politikalar geliştirmek olmaktadır. Günümüzde AB, BM, NATO gibi

uluslararası örgütler ve devletler bu konudaki eksiklikleri gidererek siber güvenlik

duvarlarını sağlamlaştırmaya özen göstermektedirler.

Page 47: ULUSLARARASI GÜVENLİĞİN BİR ... - afyonluoglu.orgafyonluoglu.org/PublicWebFiles/Reports-TR/Akademi/2018-KAmil Tarhan-Uluslararası... · Okulu, Eleştirel Teori, Postmodern yaklaşım,

36

2.3. Siber Saldırılar/Tehditler

Siber alandaki kişisel ve kurumsal verilerin herhangi birine yönelik güvenlik

ihlal eden her türlü siber saldırı siber tehdit olarak tanımlanmaktadır. Siber tehditlere

virüsler, trojenler, sosyal medyada girişilen kimlik avı, kişisel ve kurumsal verileri

ihlal etme adına yapılan tüm girişimler örnek verilebilir (Şahinaslan, 2013: s. 3).

Siber alanda karşılaşılan tehditlerle klasik tehditler arasında önemli

farklılıklar bulunmaktadır. Bu farklılıkların temelinde şüphesiz tehditlerin önceden

kestirilmesinin imkân ve ölçütlerinin az olmasıdır. Çünkü siber tehditler, günümüzde

oldukça hızlanmış internet ağları üzerinden gerçekleştirildiği için oldukça hızlı bir

şekilde cereyan etmektedir. Farklılıklardan birisi de yüklenilen ve sebep olunan

maliyetler açısından söz konusu olmaktadır. Siber ortamda bir saldırı yapmak için

ucuz enstrümanlar bile etkili olabilirken bu enstrümanlarla saldırıya maruz kalan taraf

açısından oldukça yüksek bedellere sebep olunabilmektedir (Gürkaynak ve İren,

2011: s. 265). Örneğin bir devletin yahut kurumun sistemlerine sızarak

gerçekleştirilecek en basit bir iş duraksaması bile milyon dolarlarla ölçülecek zararlar

getirebilmektedir. Yahut bir devletin yapmış olduğu seçimlere müdahale

edildiği/edilebildiği takdirde ortaya tartışmalı bir siyasi kargaşa çıkabilmektedir.

Bilgi teknolojisinin gelişimine paralel olarak çeşitli saiklerle ki bunlar ticari,

şahsi yahut politik sebeplerle olabilir, devletlerin ve kurumların maruz kaldıkları

siber saldırıların arttığı görülmektedir. Yakın zamanda ‘I Love You’, ‘Nimda’,

‘MyDoom’ isimli virüs ve kurtçuklarla gerçekleştirilen siber saldırılarla yaklaşık 24,8

milyar dolarlık bir zarar yaratılmıştır. Ayrıca siber saldırı yapmak amacıyla

kullanılan bu virüs programları ve araçlarının tespit edilmesi de tahmin edildiği kadar

kolay olmamaktadır. Örneğin 2008 yılında istihbarat sağlama amaçlı kullanılan

‘’Regin’’ adlı virüs; İran, Suudi Arabistan, Rusya, Belçika gibi birçok ülkeye

yayıldıktan ancak 6 sene sonra 2014 yılında tespit edilebilmiştir (Yılmaz, Ulus ve

Gönen, 2015: s. 137-138).

Siber araçlarla girişilen siber saldırılar kimyasal veya biyolojik silahların

yaratmış olduğu yıkıcı etkiyi aynı oranda gerçekleştirmiyor gibi görünse de askeri

savunma sistemlerinin, bireysel bilgilerin ve diğer hizmet sektörlerinin hemen hemen

büyük oranlarda internete ve bilgisayar sistemlerine taşınmış olması stratejik bir

kırılganlık yaratabilmektedir. Çünkü ağlar üzerinden erişilen bu bilgiler kısa süre

Page 48: ULUSLARARASI GÜVENLİĞİN BİR ... - afyonluoglu.orgafyonluoglu.org/PublicWebFiles/Reports-TR/Akademi/2018-KAmil Tarhan-Uluslararası... · Okulu, Eleştirel Teori, Postmodern yaklaşım,

37

içerisinde ifşa edilebilmekte, kopyalanabilmekte ve değiştirilebilmektedir. Bütün bu

tehditleri yönlendiren saldırganlar amaçları temelde devletlerin ve kurumların

çalışabilirliğini yok etme amacı gütme yerine bazen sadece algı yaratmak

olabilmektedir. Ya da birçok hedefe yönelik eş anlı ve yıkıcı sonuçlara varabilecek

saldırılar da gerçekleştirilebilmektedir. Böyle saldırılarda elçilikler, güç şebekeleri,

hastane sistemleri, ulaşım sistemleri veya savunma sistemleri gibi kritik noktalar aynı

anda çalışamaz hale getirilebilmektedir (Borcgrave, Cilluffo, Cardash ve

Ledgerwood, 2000: s. 9-10). Bu gibi saldırılara karşı yeterli siber güvenlik donanım

ve altyapılarına sahip olamayan devlet veya şirketler çok ağır sonuçlara katlanmak

durumunda kalmaktadırlar.

İnternetin hızla yayılmaya ve gelişmesine paralel olarak siber saldırılar da

artmış ve artmaktadır. İnternetin 1990’lı yıllarla beraber yaygınlaştığını referans

aldıktan sonra ilk siber saldırının da yine 1994 yılında gerçekleştirildiğini belirtmek

gerekecektir. Rome Lab. Olarak adlandırılan ve çeşitli askeri projeler üreten Roma

Hava Geliştirme Merkezi, Griffiss Hava Kuvvetleri Üssüne yönelik yapılan saldırıyı

iki mühendis fark etmiştir. Sisteme yüklenen ‘’Sniffer’’ adlı virüs aracılığıyla illegal

bir şekilde sistemin izlendiği tespit edilmiştir. Neyse ki bu virüs sisteme herhangi bir

zarar vermeden tespit edilmiştir12. Siber saldırıların hemen hemen siber ortamın

yaratılmaya başlandığı 1990’lı yıllarla birlikte gelmiş olması ve hala sürekli ve hızlı

bir şekilde devam ediyor olması önemlidir. Bu saldırıların en önemlilerinden ve sıkça

referans verilenlerinden biri de şüphesiz 11 Eylül 2001 yılında ABD’nin iki uçağının

kaçırılarak yapılan saldırıdır ki bu saldırıda da bilgi ve iletişim sistemleri etkili bir

şekilde kullanılmış, uluslararası ilişkilerde büyük etkileri olacak bir döneme

girilmesine sebebiyet vermiştir. Bir diğer siber saldırı ise Hollandalı bir hacker

tarafından Amerikan savaş operasyonlarının yönetildiği Pentagon’a yapılmıştır. Bu

saldırıda Pentagon’un bilgi sistemlerine sızmak suretiyle bir takım operasyon

bilgileri değiştirilmiş ve kopyalanmıştır (Kara, Aydın ve Oğuz, 2006: s. 5). Şüphesiz

bu saldırıları örneklendirmek zor olmayacaktır keza hemen her gün birçok siber

saldırı gerçekleştirilmektedir. Fakat siber saldırılara karşı ciddi önlemlerin alınması

gerektiği fikri özellikle Estonya ve Gürcistan gibi devletlere de siber saldırılar

12 Ayrıntılı bilgi için bakınız: https://fas.org/irp/congress/1996_hr/s960605b.htm

Page 49: ULUSLARARASI GÜVENLİĞİN BİR ... - afyonluoglu.orgafyonluoglu.org/PublicWebFiles/Reports-TR/Akademi/2018-KAmil Tarhan-Uluslararası... · Okulu, Eleştirel Teori, Postmodern yaklaşım,

38

geçekleşince ve bu saldırılar beklenmedik sonuçlar doğurunca oluşmuştur. Başta

büyük güçler ve uluslararası örgütler olmak üzere birçok devlet ve örgüt gerekli

adımların atılması gerektiği yönünde görüş bildirmişler ve harekete

geçmişlerdir/geçmek durumunda kalmışlardır (Kurnaz, 2016: s. 69).

Siber saldırıları başka bir boyutta ele almak gerekirse, saldırılar esasında Siber

Çatışma olarak tanımlanabilir. Akyeşilmen’e göre: ‘Siber çatışmalar genellikle

kinetik bir çatışmanın devamıdır’. Her gün dünya üzerinde birçok siber çatışmanın

olduğunu belirtmek mümkündür. Tüm bu çatışmaların bir şekilde küresel politikayı

etkilediğini ifade etmekte yanlış olmayacaktır. Lakin şu an için küresel çapta bu

saldırıların bir barometresinin oluşturulmadığı görülmektedir. Siber çatışmalar,

dünyadaki çatışma eğilimini önemli ölçüde etkileyecektir. Ancak siber çatışmalar

bugün itibariyle fiziksel şiddeti içermediğinden, bu tür çatışmaların uluslararası

düzeyde artması olasılığı çok yüksektir. ABD seçimleri için bugün iddia edilen siber

saldırıların en basit örneği ABD ve Rusya arasında devam etti. Benzer şekilde, Çin

ile ABD arasındaki siber istihbarat gerilimi gündemde. Bu çatışmalar, devletle devlet

dışı aktörler arasındaki şiddet içermediğinden, bu tür çatışmaların sayısı günden güne

artacaktır ve maalesef fiziksel şiddeti içeren diğer çatışmaları sıklıkla

tetikleyecektir(Akyeşilmen, 2017: 177).

2.4. Siber Savaşlar

Modern bilişim sistemlerinin küreselleşmenin de katkılarıyla uluslararası

alanda hızlı bir şekilde yayılarak ekonomiden sosyal hayata, teknolojik yeniliklerden

askeri bilgi ve projelere kadar hemen hemen her şey dijitalleşmiş, siber alanda

etkileşime açık hale gelmiştir. Bireyler, şirketler ve kuruluşlar kadar bu alanda

devletlerin de bulunması diğer taraftan siber alanın tehlikelerle dolu olması, siber

uzaydaki tüm bu etkileşimleri güvenli olmaktan zaman zaman uzaklaştırmaktadır.

Devletlere karşı bireylerden yönelen siber saldırılar veya terörist saldırılar olmakla

birlikte kimi zaman, siber uzayda devletlerin de karşı karşıya geldikleri

görülmektedir. İşte siber uzayda devletlerin birbirleriyle çatıştıkları bu zemin kimi

zaman savaşa evirilebilmektedir (Borcgrave, Cilluffo, Cardash, Ledgerwood, 2000:

s. 1).

Siber uzayda, ağ ve internet üzerinden bir kurum veya devleti;

Page 50: ULUSLARARASI GÜVENLİĞİN BİR ... - afyonluoglu.orgafyonluoglu.org/PublicWebFiles/Reports-TR/Akademi/2018-KAmil Tarhan-Uluslararası... · Okulu, Eleştirel Teori, Postmodern yaklaşım,

39

Maddi ve yahut manevi zarar vermek,

Rakip devlet/kurumun altyapı sistemlerine sızarak çalışamaz hale getirmek,

Rakip devlet aleyhinde kamuoyu oluşturmak,

Etkili bir propaganda yaratmak

gibi sonuçları meydana getirme amacıyla sistematik bir şekilde saldırıya

maruz bırakmak suretiyle ortaya çıkarılan duruma siber savaş denmektedir

(Şahinaslan, 2013: s. 4).

Kara, hava, deniz ve uzayda rekabetlerin söz konusu olduğu, bu rekabetlerin

de savaşlara yol açabilecek mahiyette olduğu uluslararası ilişkiler disiplini tarafından

paylaşılan bir görüştür. 1990’lı yıllarla birlikte bilgi işletim sistemleri, internet ve ağ

yapılarının yaratmış olduğu siber alan da artık beşinci bir parametre olarak bu savaş

bağlamına eklemlenmiş bulunmaktadır. Devletlerin hemen hemen her alanda siber

uzayda bir aktör olarak belirmiş olmaları, onları siber saldırı ve savaşlara açık hale

getirmiştir. Keza süper güç olarak tanımlanan ABD’nin de siber alanda her anlamda

entegre bir durumda olduğu, 44. Başkan Barack H. Obama’nın; siber uzayı ülkenin

sinir uçları ve kontrol noktası olarak anlatmasından anlaşılabilmektedir (Beidleman,

2009: s. 1).

Siber uzayda savaş düşüncesi ilk aşamada tahayyüllerin ötesinde bir durum

olarak karşılanmış olsa da esasında Uluslararası İlişkiler disiplini açısından bir

geçerlilik söz konusu olabilmektedir. Uluslararası alanı anarşik bir yapıda gören

realist paradigma; devletlerarası anlaşmazlıkları çözmede, devletlerin üzerinde bir

güç olmadığı için çatışmaların kaçınılmaz olma durumunu ifade etmektedir. Siber

uzayda da var olan aktörlerin (birey, terör örgütleri, devlet vs) üzerinde ve onları

tamamıyla kontrol edebilecek bir güç veya yapının olmadığı düşünüldüğünde, siber

uzayda da bir anarşi durumunun oluşabileceği/oluştuğu ifade edilmektedir. Realist

paradigma, tıpkı anarşik bir alan olarak ifade ettiği uluslararası alanda olduğu gibi

siber alanda da birbirlerine güven duymayan devletler, çıkarlarına ulaşmak

maksadıyla sürekli olarak tedbirler almakta, bu da diğer tarafın da yeni güvenlik

önlemleri ve risk algılamasıyla sürekli tırmandırılmaktadır ki sürecin savaşa

evirilmesinin önü açılmaktadır (Keskin, 2017: s. 291). Günümüzde siber savaş olarak

Page 51: ULUSLARARASI GÜVENLİĞİN BİR ... - afyonluoglu.orgafyonluoglu.org/PublicWebFiles/Reports-TR/Akademi/2018-KAmil Tarhan-Uluslararası... · Okulu, Eleştirel Teori, Postmodern yaklaşım,

40

adlandırılabilecek birçok sistematik saldırının var olması, bu durumu açıklar

niteliktedir.

Siber saldırıların savaş olarak nitelendirilmesinde en önemli kriterlerden biri

en az iki devlet arasında cereyan etmesidir. Diğer taraftan bunun sistematik olarak

yapılması da onu siber saldırıdan öteye taşımaktadır. Siber savaşın da klasik savaş

kadar etkili ve tahrip edici olduğunu belirtmek gerekir. Örneğin 2007 yılında

arkasında Rusya’nın olduğu sistematik siber saldırılar sonucunda Estonya’nın finans

merkezleri, parlamentosu, güvenlik ve ulaşım altyapıları üç hafta süreyle iş yapamaz

hale getirilmiştir. Siber saldırıların etkileri ise sadece bununla kalmamış, Estonya’nın

olaylar üzerinde ülkedeki bazı Rusları tutuklamasıyla da iç karışıklık çıkmıştır

(Gürcan, 2011: s. 166). Bu örmekten anlaşılacağı üzerine siber savaşlar kimi zaman

klasik savaşlardan daha etkili ve yıpratıcı olabilmektedir. Yine de henüz tam olarak

bir Uluslararası konsensüs sağlanmadığı için birçok devlet ve örgüt bu durumları

saldırı şeklinde tanımlamaya devam etmektedir. Oysa özünde yapılan saldırıların

klasik savaş tarzındaki etkilerinin var olduğu da açıkça görülmektedir.

2.5. Siber Güç

Güç; Uluslararası İlişkiler literatüründe sıkça referans alan fakat üzerinde

mutabakatın bulunmadığı kavramlardan biridir. Üzerinde mutabakat sağlanmamış

olması, hakkında yapılan tanımlamaların yanlış veya eksik olduğunu göstermemekle

birlikte, her tanımlamanın amacına hizmet eder hale getirmektedir. Keza bazıları

gücü başkalarına istediği şeyi yaptırma kabiliyeti olarak tanımlarken, bazıları ise

başkalarını etkileme veya başkalarından etkilenmeme olarak tanımlamaktadır.

Tanımlamaların yanlışlık veya doğruluklarından öte bu tanımlamaların spesifik

tanımlamalar olduğu gerçeği göz önünde bulundurulmalıdır. Keza bir devletin bir

diğer devlet üzerindeki etkisi ve yahut etkileme gücü ekonomi özelinde

gerçekleşebilirken, politik anlamda bir etki söz konusu olmayabilmektedir. Bu

durumda etkileyen devletin gücü veya güçlü olması onun ekonomik anlamdaki

gücüyle sınırlı kalmaktadır. Yahut bir devlet askeri kabiliyet alanı ve gücü

bakımından birçok devleti etkileyebilirken diplomasi alanında bu gücünü harekete

geçiremiyorsa; onun gücü de askeri alanla sınırlı kalabilmektedir. Tam da bu noktada

devletlerin güç okumalarını sınayacak, hangi devletin güçlü hangisinin zayıf olarak

Page 52: ULUSLARARASI GÜVENLİĞİN BİR ... - afyonluoglu.orgafyonluoglu.org/PublicWebFiles/Reports-TR/Akademi/2018-KAmil Tarhan-Uluslararası... · Okulu, Eleştirel Teori, Postmodern yaklaşım,

41

adlandırılabileceği bir parametre ise siber güç olarak ortaya çıkmaktadır (Nye, 2000:

s. 2).

Yukarıdaki başlıklarda siberin ne olduğu, siber güvenlik ve siber alanın

uluslararası ilişkilere nasıl dâhil olduğu/ olması gerektiği tartışılarak açıklanmıştır.

Klasik uluslararası ilişkilerde güç olgusu, askeri, politik, ekonomik yahut coğrafya

doğal kaynaklar, nüfus, ulusal karakter gibi faktörlerle tartışılırken son zamanlarda

devletlere karşı girişilen siber saldırılar sonucunda yeni bir okuma yapılması

gerektiği de göz önüne serilmiştir (Özdemir, 2008: s. 116). Keza askeri, ekonomik ve

politik anlamda her ne kadar güçlü de olsa bir devletin; başka bir devletten gelen siber

tehditler bir tarafa bırakılırsa bireylerden gelen saldırılara dahi karşı koyamadığı

gerçeğiyle yüzleşilmiştir. O halde siber alanda da güçlü olmak, güçlü olunan unsurlar

arasına siber alanı da dâhil etmek devletler için kaçınılmaz olmaktadır.

Siber güç; siber uzayda/alanda, siber araçlarla bu çevreyi kullanabilme, siber

alanda hâkimiyet elde ederek kazanımlar sağlamak ve bu kazanımlar ve siber

araçlarla siber alanın diğer aktörlerini etkileyebilme yetisidir (Starr, 2006:31). Siber

güç adına yapılan bu tanımlama; etkili siber politikalar üretmek, siber aksiyon ve

operasyonlar yapabilme, siber tehditleri önleyebilme, saldırı tehditlerinin

kaynaklarını tespit ve takip edebilme, tüm bunları yaparken de etkilenen değil

etkileyen olabilme avantajına sahip olmak gibi parametreler de eklenerek

genişletilebilir. Diğer taraftan siber gücü; siber uzayda stratejik olarak etkili bir şeyler

yapabilme yetisi olarak tanımlayan görüşler de mevuttur (Gray, 2013: s. 9).

Siber alanda güçlü olma çabalarının 21. yüzyıl başlarında dikkate alındığını,

gecikmeli de olsa bu yeni alanın güvenlik okumalarına dâhil edildiğini belirtmek

gerekir. 2000’li yıllarla birlikte ABD, Rusya, Çin, Kuzey Kore, İsrail gibi devletlerin

siber alanda altyapısal reformlara giderek etkinliklerini arttırma gayretleri bu durumu

göstermektedir. Siber uzayın ekonomi, hukuk, diplomasi ve güç politikaları

parametreleriyle her geçen gün uluslararası politikanın ve gündemin önde gelen

unsurlarından biri olduğu anlaşılması bu çabaların itici unsuru olarak görülmektedir.

Devletler özellikle bilgi alanında hâkimiyet, askeri ve bilimsel istihbarat sağlama,

küresel ekonomiye siber alandan gelen tehditleri önlemek gibi dürtülerle bu alanda

da hareket kabiliyetlerini geliştirmeye çalışmaktadırlar (Karar, 2016).

Page 53: ULUSLARARASI GÜVENLİĞİN BİR ... - afyonluoglu.orgafyonluoglu.org/PublicWebFiles/Reports-TR/Akademi/2018-KAmil Tarhan-Uluslararası... · Okulu, Eleştirel Teori, Postmodern yaklaşım,

42

2.6. Siber Diplomasi

Diplomasi denildiğinde ilk olarak akla klasik diplomasi anlayışı gelmektedir.

Bu anlayış devletlerin başka devletler ile düştüğü ihtilaflı durumları çözmek için

kullanılan metodlardan birisidir. Diğer bir metod ise savaştır(Demir, 2012:7).

Diplomasi Tayyar Arı’ya göre bir dış politika aracı ve sorunların barışçıl yollarla

çözüme kavuşturulması için kullanılan yöntemdir(Arı, 2011:338). Bu yöntem

ülkelerin menfaatlerini gerçekleştirmek için Uluslararası alanda ülkeden ülkeye farklı

şekilde kullanılmıştır. Faruk Sönmezoğlu’na göre ise; geniş anlamda, bir devletin tüm

dış ilişkilerini nitelerken, dar anlamda diplomasi, bir hükümetin belirli konulardaki

görüşlerinin doğrudan doğruya diğer devletlerin karar alıcılarına iletilme

sürecidir(Sönmezoğlu, 2010:245).

Diplomasi ilk ortaya çıktığı süreçten beri farklı sistem ve yapıların içinde

farklı şekilde gelişmektedir. Modern anlamda yeni diplomasi olarak I.Dünya savaşı

sonrası Woodrow Wilson’un çabaları ile değişime başlayan diplomasi algısı(Çınar,

2014:168-169) son olarak özellikle küreselleşme hareketleri ile büyük değişim

aşamasına girmiştir(Sancar, 2012:13). Bu değişim zamanla klasik diplomasi

anlayışının yetersiz kaldığını göstermekteydi.

2000’li yıllara doğru gelirken, küresel çapta yoğun bir teknolojik ilerleme

meydana gelmeye başlamıştır. Küreselleşme ile birlikte teknolojik faaliyetlerin

sayesinde dünya küresel çapta küçük bir köye doğru evrilmeye başlamıştır. Gerek

ulaşım gerekse iletişim anlamında dünya hiç olmadığı kadar birbiriyle bağlantılı hale

gelmiştir. Özellikle siber alanın da genişlemesi bunda oldukça etkili olmuştur.

İnternet sayesinde artan sosyal medya kullanımı birçok bürokrat ve devlet liderinin

bu alana doğru yönelerek diplomasisini yeni yöntemlerle geliştirmesine neden

olmuştur. Özellikle liberal ekole göre; Siber uzaya erişimin artması siyasal fikirlerin

gelişmesini ve yayılmasını, sivil toplum ve örgütlenmesini ve ulusötesi sosyal ağların

gelişimini desteklemektedir. Liberalizm, siber uzay sayesinde diplomasinin

çeşitlenerek, dijital diplomasiye geçişin olabileceğini ileri sürerken aynı zamanda

siber erişimin devlet davranışlarını şekillendireceğini düşünmektedir. Keza sadece

devlet ile kalmayıp Uluslararası Politikayı da etkileyebileceği savunulur(Reardon and

Nazli Choucri, 2012:7).

Page 54: ULUSLARARASI GÜVENLİĞİN BİR ... - afyonluoglu.orgafyonluoglu.org/PublicWebFiles/Reports-TR/Akademi/2018-KAmil Tarhan-Uluslararası... · Okulu, Eleştirel Teori, Postmodern yaklaşım,

43

Siber uzayda başlayan diplomatik faaliyetler, Nye’ye göre yeni operasyonel

diplomasi durumunu ortaya çıkarmıştır. Burada diplomasi yumuşak güç ile

bütünleştirilmeye çalışılmıştır Joseph Nye tarafından. Ülkelerin dış politka yapım

süresinde ve diplomasisinde başkalarına zorlama yerine, kendi rızasıyla isteklerinin

yaptırıldığı yumuşak güç, teknoloji ve inovasyon gibi değerler ile yeniden

şekillendirilmiştir. Nedeni ise dijital yani siber diplomasinin, yumuşak güç unsuru

olarak ortaya çıkmasıdır(Yücel, 2016:752). Burada dikkat edilmesi gereken bir diğer

husus is zorlayıcı diplomasisidir. Ancak günümüzde zorlayıcı diplomasi sadece

askeri unsurlar ile sağlanabileceği fikrinin de ortadan kalkmaya başlandığı

görülmektedir. Siber politikalar ve siber diplomasi ile de birtakım caydırıcı etkilere

ulaşılabilir. Siber Saldırıların ve üretilen birçok politikanın stratejik açıdan çok

önemli olduğu kesindir. En önemli husus ise bu tür yaptırımların hangi devlet veya

aktör tarafından gerçekleştirildiğinin bilinmemesidir. Bu durumda diplomatik bir

araç olarak siber alanın kullanılmaya başlandığını kanıtlamaktadır (Güntay, 2015).

Son yıllarda birçok akademisyen BİT’lerin13 küresel bir sivil toplumun

kurulmasını teşvik ettiğini ileri sürmektedirler. Siber uzay sayesinde birbirine daha

iyi bağlanmış ve güçlendirilmiş, küresel siyasete yön veren barış ve demokratik

normların oluşmaya başladığını ifade etmektedirler (Reardon and Nazli Choucri,

2012:8).

Öte yandan başka bir ifade şeklinde ise Dijital diplomasi (veya İnternet, siber,

e-Diplomasi); devletlerin internet ortamında zamanla bazı hususların dışında

kalmalarına karşı verdikleri tepkiyi ifade etmektedir. Ünver’e göre: ‘Küresel bir

kavram olarak “dijital diplomasi”, 2010 Arap Baharı ve 2011’de ortaya çıkan Occupy

hareketlerinin başlangıcına denk gelmektedir’(2017: 2). Özellikle bu süreçten sonra

hem devlet nezdinde hem de devlet dışı aktörler siber diplomasiye oldukça önem

vermeye başlamıştır. Örnek vermek gerekirse, 2016 yılında Avustralya küresel ortam

13 Bir bit (ikili rakam için kısa), bir bilgisayardaki en küçük veri birimidir. Bir bitin 0 veya 1 olan tek

bir ikili değeri vardır. Bilgisayarlar genellikle bitleri test edebilen ve işleyebilen yönergeler sağlasa

da, genellikle verileri depolamak ve yönergeleri bayt adı verilen bit katlarında yürütmek için

tasarlanmıştır. Çoğu bilgisayar sisteminde bir baytta sekiz bit vardır. Bir bitin değeri genellikle bir

bellek cihazında tek bir kapasitörde belirlenmiş bir elektrik yükü seviyesinin üstünde veya altında

depolanır. Ayrıntılı Bilgi için bakınız: https://whatis.techtarget.com/definition/bit-binary-digit

Erişim Tarihi: 04.04.2018

Page 55: ULUSLARARASI GÜVENLİĞİN BİR ... - afyonluoglu.orgafyonluoglu.org/PublicWebFiles/Reports-TR/Akademi/2018-KAmil Tarhan-Uluslararası... · Okulu, Eleştirel Teori, Postmodern yaklaşım,

44

içerisinde ilk Siber İşler Elçisinin(Tobias Feakin) atandığını uluslararası kamuoyuna

duyurmuştur (Siber Bülten, 2016).

2.7. Siber Güvenlik

Tarihin her evresinde insanoğlunun ve onun kurmuş olduğu her yapının

(toplum, devlet)temel ihtiyaçlarından biri şüphesiz güvenlik olagelmiştir.

Uluslararası İlişkilerde güvenliğin temel sağlayıcısı olarak devlet ele alınmaktadır ki

devletler de buna yönelik çeşitli girişimler, kurumlar ve paktlar oluşturmuşlardır.

Klasik güvenlik yaklaşımlarından birini ortaya koyan realist paradigma, güvenliği

sağlamayı daha çok askeri envanter ve askeri kabiliyet hareketi üzerinden

anlamlandırmaktadır (Sancak, 2013: s. 125). Yani bu durumda devletler kendilerine

yönelik ancak somut tehditlere karşı koyabileceklerdir. Bu haliyle oldukça dar bir

yaklaşım sergilendiğini savunan ve siyasi, sosyal, ekonomik ve çevresel etmenler ve

tehditlerin de güvenlik tanımlamaları ve anlayışına eklemlenmesini savunan görüşler

de ortaya çıkmıştır. Barry Buzan’ın güvenlik anlayışını takdim eden bu tanımlamaya

göre devletler, merkezlerinde sadece kendilerinin oldukları güvenlik anlayışını terk

ederek çevre ülkelerden gelebilecek tehditleri de göz önüne almalıdır (Baylis, 2008:

s. 73). Bu görüşün nispeten uluslararası ilişkilerin çoklu ortamını daha iyi yansıttığını

söylemek mümkündür. Fakat nihayetinde tüm bu güvenlik tanımlarının somut alana

yönelik tanımlamalar olduğunu ve aynı zamanda küreselleşmeyle meydana gelen

yeni aktörleri ve durumları da bir nebze göz ardı ettiğini belirtmek gerekecektir.

Güvenlik tanımlamalarının gün geçtikçe eksik kalmalarının temel nedeni

değişimin her alanda olduğu gibi teknolojiyi de etkilemesinden kaynaklanmaktadır.

Teknolojideki gelişmeler, ilk bakışta şahısları ve şirketleri dünyaya açmış gibi

görünse de devletlerin de katı sınırların arkasında, sert güç unsurlarıyla kendilerini

savunabilecekleri bir durumdan çıkartmıştır. Çünkü artık devletler de her anlamda

teknolojinin getirmiş olduğu yeniliklere bağlı hale gelmişlerdir. Bu yenlikler kişileri,

şirketleri ve devletleri birbirine sanal ağlar yoluyla bağlarken; onların az ve yahut çok

birbirlerini etkilemelerini, birbirlerine rakip veya tehdit dolayısıyla düşman

olabilmelerinin de yolunu açmıştır. Buradan yola çıkarak şahısların, şirketlerin ve

devletlerin birbirleriyle etkileşime geçebilecekleri, birbirleriyle rakip ve hatta

Page 56: ULUSLARARASI GÜVENLİĞİN BİR ... - afyonluoglu.orgafyonluoglu.org/PublicWebFiles/Reports-TR/Akademi/2018-KAmil Tarhan-Uluslararası... · Okulu, Eleştirel Teori, Postmodern yaklaşım,

45

düşman olabilecekleri bir alanın doğmuş olduğu görülmektedir ki bu alan siber alan

olarak tanımlanmaktadır.

Siber alanın ne olduğuna yönelik kesin ifadeler kurmak, üzerinde bir

uzlaşmanın var olmamasından dolayı mümkün görünmemektedir. Diğer taraftan

birtakım görüşler bulunmaktadır ki buna göre siber alan; internetin var olduğu,

telekomünikasyon ağlarını ve bilgisayar sistemlerini de muhteva eden bir şekilde,

birbirlerine teknolojik altyapılarla bağlı halde bulunan küresel bir alandır (Karimi ve

Korkmaz, 2006: s. 2). Şüphesiz internetin son yirmi yıl içerisinde beklenilen de öte

bir performansla her alanda kullanılıyor olması dünyayı birbirine daha yakın ve daha

ulaşılır bir hale getirmiştir. Bu durum coğrafyayı bir engel olarak ortadan

kaldırmakta, mesafe tanımaksızın bilginin kısa bir süre içerisinde dünyanın herhangi

bir yerine ulaşmasını kolaylaştırmaktadır. Günümüzde devletler dahi birey ve

şirketlere nazaran siber alanı daha geç fark etmiş olsalar da bu alanı hafife

alamayacaklarını deklare etmektedirler. Birçok devlet de artık hizmetlerini, savunma,

ulaşım, sağlık, istihbarat ve hatta savunma sistemlerini sanal ortama dolayısıyla da

siber alana taşımışlardır ve taşımaktadırlar. Bu durum devletler için yeni ve kritik bir

durum ortaya çıkarmaktadır; siber alanda güvenliği sağlamak…

İnternetin yaygınlaşmasıyla beraber, internet ağları üzerinden gerçekleşen

işlemler de bir hayli artmıştır/artmaktadır. Bireylerden şirketlere ve devletlere kadar

hemen hemen siber alandaki her aktör burada etkileşime geçmektedir ki tam da bu

etkileşim sırasında çeşitli güvenlik ihlalleri ile de karşı karşıya kalınabilmektedir.

Karşılaşılan bu güvenlik tehditlerinin odakları ulusal ve uluslararası olabilmektedir.

Çünkü internet üzerinden sağlanan bu hizmetler de sadece ulusal alana değil

uluslararası alana yönelik olmaktadır. Buradan yola çıkarak özel şahıs

kullanıcılarının ve hatta devlet kurumlarının siber alanda tehditlere maruz

kalmamaları adına, kalmaları durumunda ise buradan en hızlı şekilde müdahale

kabiliyeti kazandırabilecek bir siber güvenlik ortamı sağlanmalıdır (Daban, 2016: s.

90).

1990 sonrası döneme olumlu anlamda büyük katkı sağlayan internet; şüphesiz

ki siber alanın kontrol edilmesinin zorluğu, kullanıcıların kimliğine ulaşmadaki

sorunlar bilhassa devletlerin bu alanda güvenlik adımları atmada oldukça gecikmeleri

sonucu tehditleri çok çeşitli aynı zamanda mal ve can güvenliğini tehlikeye atar hale

Page 57: ULUSLARARASI GÜVENLİĞİN BİR ... - afyonluoglu.orgafyonluoglu.org/PublicWebFiles/Reports-TR/Akademi/2018-KAmil Tarhan-Uluslararası... · Okulu, Eleştirel Teori, Postmodern yaklaşım,

46

getirmiştir (Ünver ve Canbay, 2009: s. 94-95). Devletlerin de ulaşım, sağlık,

güvenlik, istihbarat gibi geniş yelpazede birçok hizmetini bilgi iletişim sistemleri

aracılığıyla yapmasından dolayı günlük hayata ve devletlerin en hayati sistemlerine

müdahale etmek/edebilmek klasik savaş taktiklerine nazaran, önlem alınmadığı

takdirde daha kolay olmaktadır.

Klasik güvenlik okumalarını geçersiz hale getiren bu yeni alan şüphesiz

Uluslararası İlişkiler içinde bir değişimi beraberinde getirmektedir/getirmelidir. Hali

hazırda somut güç unsurlarıyla müdahale edilemeyecek kadar soyut bir ortam olan

siber alan ve burada gerçekleşen siber güvenlik sorunlarına çözüm bulmak da yine

bu alanı iyi bilmekten geçmektedir. Kişiler, şirketler veya devletler de bu değişimin

farkında ve ona uygun bir şekilde önlem ve politikalar geliştirirlerse güvenliklerini

sağlamada daha az sorunla karşılaşacaklardır.

2.8. Siber Alanın Uluslararası İlişkilere Dâhil olması

Siber Alanın Uluslararası İlişkiler disiplini içerisine dâhil olması tamamen

güvenlik odaklı bir yaklaşımdan dolayı olmuştur. Devletlerin son yıllarda ciddi

şekilde güvenlik ikilemi içerisine düşmesi ve diğer devletlere yapılan siber saldırılar

konunun önemini arttırarak disiplin içinde önemli bir noktaya ulaşmasını

sağlamıştır(Tarhan, 2017a: 111). Devletlerin önceden var olan risk durumunun

tehdide dönüşmesi güvenlik politikalarını üretmesine neden olmuştur. Bir devletin,

diğer devletlerin egemenliğini, istikrarını ve güvenliğini tehdit ettiği bir alan olarak

görmesinden sonra Uluslararası İlişkiler için kritik bir noktaya gelmiştir(Choucri,

2012: 5).

Uluslararası İlişkiler özü itibariyle modern devlet yapılanması ile ortaya

çıktığı genel kabul görmüş bir ifadedir. Bundan dolayı araştırma, inceleme konusu ve

temel aktörü daima devlet olmuştur. Devleti ilgilendiren meseleler disiplin içerisinde

ele alınmaya başlanmıştır. Zamanla mesele ve sorunlarda değişikliğe uğrayarak

çeşitlenmeye başlamıştır. Bir zamanlar low politics olarak ifade edilen durumlar, bir

süre sonra high politics haline dönüşmüştür. Siber uzayda bu evrelerden geçmiştir.

Başlangıçta low politics olarak görülen alan ki bunda realist teorinin önemi oldukça

büyüktür. Zamanla devlet için kritik ve çok önemli bir nokta haline gelmiştir.

Özellikle Siyasi liderlerin internetin dönüştürücü etkisini benimsemeye başlamaları

Page 58: ULUSLARARASI GÜVENLİĞİN BİR ... - afyonluoglu.orgafyonluoglu.org/PublicWebFiles/Reports-TR/Akademi/2018-KAmil Tarhan-Uluslararası... · Okulu, Eleştirel Teori, Postmodern yaklaşım,

47

alanın önemini arttırmıştır. İnternet uzun bir geçmişi olmasına rağmen 1990’ların

başında kullanım oranı çok azdı güvenlik açıkları da yok denecek kadar önemsizdi.

Ancak bugün milyarlara ulaşan kullanım oranının yaratmış olduğu karşılıklı

bağımlılık ve fırsatların oluşması alanın disiplin içindeki önemini arttırmıştır (Nye,

2011:18).

Siber alanda güvenliği sağlamak devletlerin tek başına çabaları ile mümkün

görülmemektedir. Nasıl I. Dünya Savaşı sonrası disiplin oluşurken, karşılıklı işbirliği

vurgusu önemli bir meseleyse bugün de gelinen noktada devlet ve devlet dışı birçok

aktörün birlikte hareket ettiği görülmektedir (Ünver, 2017: 108). Örneğin uluslararası

alanda yapılan ilk önemli çalışma; Avrupa Konseyi tarafından 2001’de imzalanan

Avrupa Siber Suç Sözleşmesi olmuştur. 23 Kasım 2001 tarihinde imzalanıp, 2004

yılında yürürlüğe giren temel metin olarak nitelendirebilecek sözleşmedir.

Budapeşte’de imzalandığı için Budapeşte sözleşmesi olarakta anılmaktadır. Siber

suçlara ilişkin imzalanan ilk sözleşme olan Budapeşte sözleşmesi içerik olarak; Siber

suçlarla mücadeleyi, bilgisayarla bağlantılı sahtecilik ve telif haklarının ihlali gibi

konular üzerinde yoğunlaşmıştır(Council of Europe, 2001). Sözleşmeden sonra diğer

bir uluslararası çalışma ise Budapeşte sözleşmesinin referans alınarak AB tarafından

imzalanan Şubat 2005 yılına ait 2005/222/JHA sayılı Çerçeve Kararı’dır. Bu karar

daha sonra 14 Ağustos 2013 tarihinde Bilgi Sistemlerine Saldırılara Dair Yönerge

şeklinde değiştirilmiştir(Mavzer, 2014). İmzalanan sözleşme de aynı şekilde AB için

siber alanda imzalanmış ilk sözleşmedir.

Bir diğer uluslararası örgüt olan NATO bağlamında incelendiğinde ise siber

güvenlik meselesinin 2000’li yılların başında gündeme geldiği görülmektedir. 1999

yılında NATO’nun Sırbistan’a düzenlediği askeri operasyonları protesto etmek için

NATO ve üye devletlerine karşı yapılan siber saldırılar konunun NATO’nun

gündemine girmesine neden olmuştur. Bundan dolayı NATO 2002 yılındaki Prag

Zirvesi’nde Siber Savunma Programını kabul etmiştir. Amaç siber saldırılara karşı

üye devletleri bilgilendirmek ve bu alanda güçlenmelerini sağlamaktır(Seren,

2016:16). Bu çalışmaların başlaması siber dünyanın devletler ve disiplin için önemli

bir nokta haline dönşmesini sağlamıştır. Sözleşmeler ilk halleri ile kalmamış, zaman

geçtikçe yeni sözleşmeler, toplantılar ve konferanslar düzenlenmeye devam

edilmiştir. Ayrıca her ülke kendisi için ulusal siber güvenlik stratejisi yayımlamaya

Page 59: ULUSLARARASI GÜVENLİĞİN BİR ... - afyonluoglu.orgafyonluoglu.org/PublicWebFiles/Reports-TR/Akademi/2018-KAmil Tarhan-Uluslararası... · Okulu, Eleştirel Teori, Postmodern yaklaşım,

48

başlamıştır. Bu da meselenin artık disiplinin içerisinde önemli bir kavram olmaktan

öteye öncelikli alan olmasını sağlamıştır.

Page 60: ULUSLARARASI GÜVENLİĞİN BİR ... - afyonluoglu.orgafyonluoglu.org/PublicWebFiles/Reports-TR/Akademi/2018-KAmil Tarhan-Uluslararası... · Okulu, Eleştirel Teori, Postmodern yaklaşım,

49

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

GÜVENLİK YAKLAŞIMLARINDA YENİ BİR OLGU: SİBER GÜVENLİK

VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER

Realistlerde her şeyden önce devletin kendi varlığını sürdürebilmesi için

güvenliğin sağlanmasını ön koşul olarak ifade etmektedirler. Ancak Siber Uzay

olarak ifade edilen alan sadece devletlerden oluşmamaktadır. Keza devlet dışında,

bireyler, şirketler ve kurumlar kısacası hemen hemen internete bağlı tüm yapıların

güvenliğini göz önünde bulundurulmalıdır. Bilhassa birey güvenliği çok önemli bir

durumu teşkil etmektedir. Zira birey güvenliği olmadan devlet güvenliği olmayacağı

anlayışı vardır. Bundan dolayı ki realist akım içerisinde aktör olarak görülmeyenler,

siber uzayda belirtilerek paydaş olarak kabul edilmektedir(Tarhan, 2017a:118). Bu

paydaşların her biri de kendi başına bir güvenlik problemi olabilmektedir.

Güvenlik kavramı tehdit ve risk kavramları ile birlikte ele alınmaktayken

strateji kavramı da büyük ölçüde güvenlik kavramı içinde

değerlendirilmektedir(Dedeoğlu, 2003;56). Dolayısıyla, hedef, risk ve tehdit

kavramları için ‘güvenlik stratejisinin olmazsa olmazları’ denilebilir. Güvenlik

strateji belgesinde ele alınması gereken bir diğer önemli unsur ise, tehdit algılamaları

ve tehdit belirleme sürecidir.

Soğuk Savaşın sona ermesinden sonra özellikle tehdit olarak görülen

Komünizm son bulmuştur. Ardından Batı’da oluşan birçok düşünce ve teorinin

bunun sonunu ön görememesi önemli bir eksiklik olmuştur. Bu eksikliği güvenlik

alanının yetersiz olmasından kaynaklandığı ifade edilmiştir. Bu durum içinde daha

çok güvenlik içerisinde siyasal, sosyal ve kültürel konuların askeri konular kadar

işlenmemesinden kaynaklandığı ifade edilmiştir. Keza güvenliğin artık Uluslararası

İlişkiler içerisinde eskisi kadar önemli olmadığı, bir daha büyük güvenlik

sorunlarının ortaya çıkmayacağı görüşü benimsenmeye başlanmıştır(Tanrısever,

2010:118). Ancak bu tespitin doğruluk payı tartışmalı bir durum olarak görülebilir.

Çünkü soğuk savaş sonrası güvenlik alanında birçok yeni gelişme ve risklerin ortaya

çıktığı da görülmektedir. Bilhassa her ne kadar güvenlik çalışmalarının çeşitlenmesi

ve daha önemli bir konu haline gelmesi doksanlı yılların başında cereyan etmeye

başladığı fikri hâkim bir görüş olsa da esasında bu durumu ortaya çıkaran fikirlerin

Page 61: ULUSLARARASI GÜVENLİĞİN BİR ... - afyonluoglu.orgafyonluoglu.org/PublicWebFiles/Reports-TR/Akademi/2018-KAmil Tarhan-Uluslararası... · Okulu, Eleştirel Teori, Postmodern yaklaşım,

50

varlığı çok daha eskilere uzanmaktadır (Bilgin, 2010:73). Bundan dolayı da bu

çalışmaların azaldığı konusu kabul edilebilir bir durum değildir.

3.1. Güvenliği Çeşitlendirmek

Klasik güvenlik yaklaşımlarında genel olarak devlete karşı herhangi bir risk

ve tehdidi devletin bekası için önlemek gerekiyordu. Bunu da klasik bir bakış açısıyla

askeri imkanların arttırılması, kabiliyet, strateji ve kapasite aracılığıyla yapmak

mümkündü(Baylis, 2008:73). Askeri güvenlik bundan dolayı işlevi yönünden küresel

güvenlik önlemleri içerisinde en önemli ve temel konu olmuştur. Askeri güvenliğin

önemini kaybettiği durumlarda da güvenlik önlemleri ve dengeler bozularak güvensiz

bir ortam oluşmuştur(Dedeoğlu, 2004: 16).

Güvenlik kavramı bir takım durumlarda farklı özellikler gösterebilmektedir.

Bunlardan biri de karşılıklı çıkar ilişkileri içerisinde cereyan eden güvenlik durumu.

Bu güvenlik anlayışının tipik özelliği uluslararası ve ulusal güvenlik arasındaki

uyumun büyük oranda ortadan kalkmasıdır. Güvenlik, klasik anlamdaki toprakların

korunmasından çok daha öteye geçerek içeriği zenginleşip başka faktörlerin de

içerisine eklendiği durum olmuştur. Birey güvenliği daha ön plana çıkarak, devletin

kendi güvenliği ile neredeyse eş bir seviyeye gelerek güç kapasitesi ile ölçülebilir

noktaya ulaşmıştır. Ayrıca karşılıklı çıkar ilişkisi veyahut bağımlılık diye

adlandırabileceğimiz durum içinde toplumların birbiriyle olan iletimi de öncesine

nazaran artmış olup, farklı taleplerin ortaya çıkmasına vesile olmuştur. Tam bu

noktada güvenlik, tüm bu ilişkiler bütününde talep karşılanması, yönlendirilmesi

veya risk arz eden taleplerin bertaraf edilmesinde dinamik yapıda bir süreç olmuştur

(Dedeoğlu, 2004:7).

İşin realitesinde günümüz dünyasında yaklaşık 200 den fazla devlet olmasına

rağmen bunların çok az bir kısmı küreselleşme sürecinin imkânlarını avantaja

çevirebilmektedir. Gelişmiş olan sanayi devleti olarak adlandırılan üst düzey

devletler, çok uluslu şirketler politik ve ekonomik menfaaletlerini en üst düzeyde

tutabilmek için kaynaklarını ve güçlerini sahip oldukları son noktada

kullanmaktadır(Yılmaz, 2007:261).

Siber güvenlik başlangıçta sadece teknik boyutlarda ele alınan bir durumken

zamanla stratejik öneme sahip ciddi bir melese haline dönüşmüştür. Özellikle

Page 62: ULUSLARARASI GÜVENLİĞİN BİR ... - afyonluoglu.orgafyonluoglu.org/PublicWebFiles/Reports-TR/Akademi/2018-KAmil Tarhan-Uluslararası... · Okulu, Eleştirel Teori, Postmodern yaklaşım,

51

küreselleşme süreci ve teknolojik faaliyetlerin sürekli gelişmesi, yeni teknolojilerin

ortaya çıkmasıyla birlikte devlet ve devlet dışı aktörler bu teknik meseleyi bir güç

unsuruna dönüştürmüştür(Ünver, 2017: 108). Yeni bir güç aracı olarak siber uzay

güvenlik politikalarından stratejik meselelere kadar uzanan geniş bir yelpazede

kullanılmaya başlanmıştır. Gerek devletler için gerekse birey ve devlet dışı aktörler

bu alanda kendileri için bir takım strateji ve hedefler geliştirmeye başlamıştır.

Zamanla kavram internet kullanan herkes için önemli bir soru haline dönüşmüştür.

Ortam içerisinde risk ve tehditlerin her geçen gün artması güvenlik kaygısını da

paralel şekilde arttırmaya başlamıştır(Akyeşilmen, 2016c: 51). Özellikle son yıllarda

meydana gelen küresel terör eylemlerinin siber alanda gerçekleşmeye başlaması bu

alana yönelik çalışmaların acili yetini göstermektedir(Yiğittepe, 2017:76). Tüm bu

ifade edilen olgular klasik güvenlik anlayışının hızlı bir şekilde siber güvenliğe doğru

evrilmesini hızlandırmaktadır. Artık salt askeri ordular güvenliği sağlamakta yetersiz

kalmaya başlamıştır. Bunun yerine birçok devlet siber ordular kurmaya başlayarak,

siber güvenlik bakanlıkları oluşturmaktadır. Güvenlik bir nevi somut olandan soyut

olana doğru harekete geçmektedir. Son olarak önemli olan bir başka husus ise siber

güvenlik için devletlerin işbirliği aracılığıyla siber yönetişimi sağlama çabasıdır.

(Gücüyener, 2016a).

3.2. Klasik Güvenlikten Modern Güvenliğe Doğru Siber Güvenliğin Önemi

Klasik güvenlik anlayışından modern güvenliğe doğru geçişte kuşkusuz en

önemli etkenlerden birisi bilgi ve iletişim ağının gün geçtikçe artan önemiyle Siber

Dünya’ya taşınan rekabet olgusu olmuştur. Siber alanın ulusal ve uluslararası sınırları

dikkate almayan, herhangi bir hukuku da bağlayıcı olarak görmediği çok açıktır.

Siber silahların ve saldırılarının artan oranı, ulus devletlerin veya uluslararası

aktörlerin bu alana yönelik hızla çalışma yapmalarına neden olmuştur. Her aktör

kendi içerisinde siber kapasitesini arttırmaya çalışarak bunu sadece savunma amaçlı

kullanmamaya başlamıştır(Gücüyener, 2016). Başlangıçta, internet genellikle insan

haklarının geliştirilmesi ve korunması için ütopik bir terim olarak tanımlanmıştı.

Demokratikleşmenin ve insan haklarının hayata geçirilmesine yol açarak, tüm bilgiyi

özgürleştiren, bireyleri güçlendiren ve devleti daha şeffaf ve hesap verebilir hale

getirerek zayıflatacak olan bir alanı temsil ediyordu (Akyeşilmen, 2016b: 51). Ancak

Page 63: ULUSLARARASI GÜVENLİĞİN BİR ... - afyonluoglu.orgafyonluoglu.org/PublicWebFiles/Reports-TR/Akademi/2018-KAmil Tarhan-Uluslararası... · Okulu, Eleştirel Teori, Postmodern yaklaşım,

52

zamanla bu durumda değişiklik yaşandığı görülmektedir. Süreç güç çatışması halini

almıştır. Güce ilişkin durumu ise şu şekilde ifade edebiliriz: ‘Anarşik ortamda

güvenlik en önemli sorun ve güvenliğin sağlanması sahip olunan güçle doğru orantılı

olduğundan ulusal çıkar güçle özdeşleştirilmiştir’(Ateş, 2009:18). Ulusal çıkarların

sağlanmasında ise temel kritik alt yapılar ve siber güvenliğin geliştirilmesi hususu ön

plana çıkmaktadır.

Klasik güvenlik anlayışlarında kuşkusuz en önemli dönem soğuk savaş

dönemi olarak belirtilebilir. Bu dönemde devletler daha özelinde ABD ve SSCB

olarak ifade etmekte bir sakınca yoktur. Gelen saldırıların genellikle kökenini

tanımlayabilmekte ve buna göre birtakım eylemler içerisine girebilmekteydi.

Veyahut bu saldırıların güvenlik için bir caydırıcı foksiyonu mevcuttu. Ancak siber

alana geçiş sürecinde, gerek ortamın kendine has özelliği gerekse aktör sayısının çok

fazla çeşitlenmesinden dolayı, saldırıların kökenini anlamak oldukça zorlaşmıştır.

ABD örneği üzerinden hareket edilirse, Bate’e göre, bir saldırının failini (ve

sponsorunu) tanımlayamazsa, ekonomik, hukuki, siber ve bir yanıt için diğer tüm

mekanizmalar işe yaramaz hale gelebilmektedir(Bate, 2015). Bu da güvenliğin

sağlanmasının başarısız olduğunu göstermektedir. Oysa anarşik bir yapı da devlet

için en önemli sorun kendi güvenliğini sağlamaktır. Her devler kendi güvenliğini

sağlamakla yükümlü(Ateş, 2009:18) iken bunu başaramadığı takdirde saldırıların

çatışmaya dönüşme ihtimali oldukça yüksektir.

Siber güvenlik alanında Goodman’a göre iki temel problem bulunmaktadır.

Daha doğrusu güvenliği sağlamak amacıyla oluşturulan siber caydırıcılık için

ölçeklenebilirlik ve zamansallık problemi dikkat çekmektedir. Ölçeklendirilebilirlik,

siber âlemin bilinmezliğini ifade etmektedir. Klasik anlamda bir saldırı sırasında

kullanılan askeri mühimmat, nükleer silah veya fiziki olarak kullanılan her şey

tahmin edilebilir düzeyde olmuştur. Saldırının sonucu ve yaratacağı etkileri

öncesinden kestirmek mümkündü. Ancak siber alanda bunu tahmin etmek ve

sonuçlarını kestirmek neredeyse imkânsız olarak gözükmektedir. Ayrıca her devletin

potansiyel sahip olduğu askeri güçleri bilmek mümkün iken günümüzde devlet veya

aktörlerin siber alanda nasıl bir güce sahip olduğunu anlamakta zorlaşmıştır.

Diğer bir problem ise siber saldırıların ani doğasını ifade eden zamansallık

problemidir. Klasik güvenlik biçimlerinde fiziksel dünya öngörülebilir bir yapıda

Page 64: ULUSLARARASI GÜVENLİĞİN BİR ... - afyonluoglu.orgafyonluoglu.org/PublicWebFiles/Reports-TR/Akademi/2018-KAmil Tarhan-Uluslararası... · Okulu, Eleştirel Teori, Postmodern yaklaşım,

53

oluşmaktaydı. Saldırıların başladığında uyarıcıların devreye girmesi gibi veyahut

uçak veya füzelerin, fırlatma fotoğraflarının, sınırlara yığılmış tanklardan devletlerin

haberdar olması gibi hususlar mevcuttu. Ancak siber alandaki saldırılar veya virüsler

ile oluşturulan tehditler, dijital sinyaller, ne zaman, nasıl, kime karşı, hangi amaçlarla

kullanıldığı ve diğer siber saldırıların meydana gelebileceğini, fiziksel sinyallerin ne

zaman ve nasıl sağlanabileceğini göstermemektedir. Siber uzay, fiziksel dünya

tarafından sunulanlar gibi açık bir saldırı imzası oluşturmamaktadır (Goodman, 2010:

116).

Nye’ye göre bu kötü bir durum olarak gözükmektedir. Çünkü siber teknoloji,

klasik nükleer gibi güvenlik mekanizmalarının aksine sadece devlete güç vermeyip,

devlet dışı aktörlere de çok fazla güç vermesidir. Bu da artık tehditlerin sadece

devletlerden gelmeyeceğini bireylere kadar uzanan bir tehdit listesinin oluşmasını

sağlamıştır(Nye, 2011:36).

3.3. Uluslararası İlişkilerde Yeni Paradigma

Kullanıcıların, internet ağlarının sağladığı iletişim araçlarından

yararlanabilmeleri beraberinde etik açısından çeşitli ihlalleri de getirmeye

başlamıştır. Bilgilerin ve internet kullanımının artmasıyla birlikte verilerin mekânsal

sınırları ortadan kalkmış, internet ortamında kişisel verileri gözetleyen bir kitle

oluşmuş ve sanal ortamda kullanıcılara ait veriler çeşitli kurumlarda inceleme-eleme

için kıstas olarak kabul edilmeye başlamıştır. Bireylerin rahatsız edici mesajlar

almaları, şahsi sitelerinin hacklenmesi, özel hayata ilişkin kişisel bilgilerinin

çalınması ve zararlı sitelerle paylaşılması, sahte hesaplar vasıtası ile kullanıcıların

kandırılması dijital ortamdaki mahremiyet ihlallerinden bazılarını oluşturmaktadır.

Bu riskler aynı zamanda bir grup kullanıcının hayatını kolaylaştıracak uygulamalara

tereddüt ile yaklaşmasına da sebebiyet vermektedir.

Siber Uzayda kişisel mahremiyetin korunmasının sağlanabilmesinde

teknolojik altyapı, sistem ve kullanıcılar gibi dinamiklerin önemi ön plana

çıkmaktadır. Alanda uzman kişiler tarafından, kullanıcıların güvenliğini önceleyen

sistemlerin oluşturulması büyük önem taşımaktadır. Sistemlerin işlerliği,

kullanıcıların çeşitli hatalara düşmemeleri açısından bilgi donanımlarının tam olması

gerekmektedir(Uçkan, 2013:i).

Page 65: ULUSLARARASI GÜVENLİĞİN BİR ... - afyonluoglu.orgafyonluoglu.org/PublicWebFiles/Reports-TR/Akademi/2018-KAmil Tarhan-Uluslararası... · Okulu, Eleştirel Teori, Postmodern yaklaşım,

54

3.4. Uluslararası Sistem’de Meydana Gelen Siber Güvenlik Durumları

3.4.1. Estonya’ya Yapılan 2007 Siber Saldırısı

Sovyetler Birliğinin dağılmasından sonra Rusya ve Estonya arasında sürekli

bir anlaşmazlık mevcuttu. Anlaşmazlığın son noktası Estonya’nın 26 Nisan 2007

yılında Tallinn merkezinde bulunan eski Sovyet Asker Anıtını kaldırmasıyla ilişkiler

iyice gerilmiştir. Gece tarih sahnesine Bronz Gece olarak geçmiştir. Tam bu süreçte

yoğun Rus azınlığını da içinde bulunduran Estonya üç hafta süren yoğun siber

saldırılara maruz kalmıştır. Avrupa’nın en güçlü kablo toplumu ve e-devlet

uygulamasının en üst düzeyde olduğu ülkede siber saldırılar hayatı durdurma

noktasına getirmiştir. Saldırıların hedef noktası; Estonya Cumhurbaşkanlığı ve

Parlementosu, Siyasi partiler, hükümete ait tüm bakanlıklar, ülkenin ün büyük üç

haber kuruluşu, en büyük bankası ve iletişimde uzmanlaşmış firmalar vardı.

Saldırı sonrası Estonya Savunma Bakanı Jaak Aaviksoo yaptığı açıklamada;

NATO’nun, açık bir askeri harekât olarak siber saldırıları tanımlamadığını ve bundan

dolayı durumu Kuzey Atlantik Antlaşması'nın V. maddesinin hükümlerine göre veya

başka bir deyişle toplu savunma mekanizmasının, saldırıya uğrayan ülkeye otomatik

olarak uzatılmayacağı anlamına geldiğini ifade etmiştir. Keza NATO savunma

bakanı da yaptığı açıklamada, Siber saldırıyı şu anda açık bir askeri eylem olarak

tanımlayamayız. Ancak, bu konunun yakın gelecekte çözülmesi gerektiğini ifade

etmiştir(The Guardian, 2007). Burada önemli nokta eğer bu saldırı savaş olarak

tanımlansaydı, NATO kollektif şekilde Rusya ile karşı karşıya kalmak zorunda

kalacaktı. Keza Estonya savunma bakanı ilk başta bunu bir savaş olarak kabul ettiğini

ifade etmiştir ancak NATO’dan o şekilde bir geri dönüt asla sağlanmamıştır. Bundan

dolayı yapılan açıklamalar daha ılımlı olarak bir saldırı şeklinde kabul edilip,

araştırılacağı yönünde olmuştur. Aynı şekilde Kremlin sözcüsü Dimitri Peskov da

iddiaları gerçek dışı olduğunu belirterek Rusya’nın sorumlu olmadığını

açıklamıştır(BBC Türkçe, 2007). Ancak uzmanların yapmış olduğu araştırmalar

gösteriyor ki saldırıların DDos14(Distributed Denial of Service) olarak bilinen

14 Dağıtılmış hizmet reddi (DDoS) saldırısı, birden fazla risk altındaki bilgisayar sisteminin bir

sunucu, web sitesi veya diğer ağ kaynağı gibi bir hedefe saldırdığı ve hedeflenen kaynak kullanıcıları

için hizmet reddine neden olduğu bir saldırıdır. Gelen mesajların, bağlantı isteklerinin veya hatalı

biçimlendirilmiş paketlerin hedef sisteme taşması, yavaşlatmaya, hatta çökmesine ve kapanmasına

neden olur; bu da, yasal kullanıcılara veya sistemlere hizmet vermeyi reddeder. Ayrıntılı Bilgi için

Page 66: ULUSLARARASI GÜVENLİĞİN BİR ... - afyonluoglu.orgafyonluoglu.org/PublicWebFiles/Reports-TR/Akademi/2018-KAmil Tarhan-Uluslararası... · Okulu, Eleştirel Teori, Postmodern yaklaşım,

55

yöntemle gerçekleştirilmesidir. Pek çok bilgisayarın ele geçirilip zombi bilgisayar

haline getirilerek yapıldığı ortaya çıkmıştır. Zombi bilgisayarların ise kullanıldığı ana

bilgisayarların Rusya’da olup, programında Kril alfabesiyle yazıldığı tespit

edilmiştir(Clarke, Kanke, 2011:15).

Estonya saldırısı Uluslararası alanda önemli bir soruyu ortaya çıkarmıştır.

Böyle bir durumla karşılaşan devletin nasıl tepki vereceği veya saldırı karşısında nasıl

bir savunma mekanizması oluşturacağını gündeme getirmiştir. Burada cevap

niteliğinde kesinlikle devletlerin sahip oldukları göreceli güçlerinin önemine bağlı

olduğu noktası dikkat çekmiştir. 2007’de meydana gelen olayda Rusya’nın

saldırılarını başlatmasının ardından Estonya’nın doğrudan Rusya Hükümetini

suçlaması iki devletin karşı karşıya gelmesine neden olmuştur. Estonya NATO

üyeliğinden yararlanmak isteyerek kolektif öz savunmasını başlatmak istedi 5.madde

gereği. Lakin NATO Rusya'yı silahlı saldırıyı suçlamaktan kaçındı. Estonya

Savunma Bakanı yaşadığı hayal kırıklığı ile birlikte hizmet etkinliğinin

reddedilmesini doğrudan terörist faaliyetlerle kıyasladı. Saldırının Rusya siber

uzamının içinde yer alan bilgisayarlardan geldiğini ifade etmeye devam etti. Yaşanan

olay NATO veya AB özelinde savaş olarak belirtilmeyip saldırı şeklinde ifade

edilmiştir. Burada savaş olmayışı, önemli ölçüde maddi hasarın oluşmayıp veya

insanların zarar görmemesi şeklinde ifade edildi. Aaviksoo, ne AB ne de NATO'nun

siber savaş olarak nitelendirilebileceğini, ne de bu tür saldırıların başlatılması

durumunda üye devletlerin hakları ile AB ve NATO'nun yükümlülüklerinin neler

olduğunu tanımlayamadığını kabul etti. Siber saldırıların net bir askeri eylem olarak

tanımlamanın zor olduğu açıkça ifade edilmiştir. Kısaca böyle durumlarda

NATO’nun 5.maddesinin otomatik olarak hayata geçeceği anlamına gelmediği ifade

edildi(Farwell, Rohozinski, 2011:32).

NATO ve AB’nin yaptığı açıklamalar gösteriyor ki böyle saldırılar karşısında

devletlerin aslında Siber Alan’ın yaratmış olduğu anarşik ortamdan dolayı yalnız

olduklarını göstermiştir. Halkının yüzde 60’a yakınının günlük ihtiyaçlarının çoğunu

internetten sağladığı, ülkedeki bankacılık işlemlerinin yaklaşık yüzde 96’sının

Bakınız: https://searchsecurity.techtarget.com/definition/distributed-denial-of-service-attack Erişim

Tarihi: 04.01.2018

Page 67: ULUSLARARASI GÜVENLİĞİN BİR ... - afyonluoglu.orgafyonluoglu.org/PublicWebFiles/Reports-TR/Akademi/2018-KAmil Tarhan-Uluslararası... · Okulu, Eleştirel Teori, Postmodern yaklaşım,

56

internet üzerinden gerçekleşen Estonya gibi ülkerin böyle saldırılar karşısında ne

denli hezimete uğrayacağı açıkça anlaşılmıştır(Yener, 2015).

3.4.2. Gürcistan’a Yapılan 2008 Siber Saldırısı

Soğuk Savaşın sona ermesiyle dağılan SSCB toprakları içerisinde uzun yıllar

bir takım etnik ve devlet içi sorunların yaşandığı görülmektedir. Bunlardan bir diğeri

de Gürcistan içerisinde bulunan fiili olarak 1991’de bağımsızlaşan ancak uluslararası

arenada halen Gürcistan’a bağlı olduğu kabul edilen Güney Osetya sorunudur. Her

ne kadar Güney Osetya Gürcistan’a bağlı olsa da genel anlamda Rusya’dan oldukça

önemli destek almaktaydı. 2008 ağustos ayına gelindiğinde Güney Osetya bölgesinde

bir takım ayrılıkçı hareketlerin yaşandığı görülmüştür. Gürcistan hükümeti ise bu

ayrılıkçı hareketleri durdurmak amacıyla Osetya bölgesine askeri operasyon

düzenlemeye başlamıştır. Başlanan bu operasyon sonrasında ise Rusya Osetya’ya

destek vererek Gürcistan’a hem askeri hem de siber alanda saldırılar

düzenlemiştir(Tikk, vd., 2008:4).

Gürcistan-Rusya arasındaki savaşın önemli olmasını sağlayan ve diğer klasik

anlamdaki savaşlardan ayıran bazı noktalar bulunmaktadır. Öncelikle Rusya

başlatmış olduğu askeri operasyonları desteklemek için siber saldırılarda

bulunmuştur. Hükümet siteleri ve ticari birçok web sitesine saldırarak savaşı sanal

âleme de taşımıştır(The Sydney Morning Herald, 2008). Esasında askeri saldırılar

başlamadan önce bu saldırılar başlamıştı. Daha savaşın ortaya çıkmasına 20 haftalık

gibi çok uzun bir süre önce Rusya birçok ülkede binlerce bilgisayarı ele geçirerek

Gürcistan’a karşı saldırıları başlatmıştı. Bu süre içinde de Ahbazya ve Osetya

sınırlarına yavaş yavaş asker konuşlandırmaya başladığı açık şekilde

görülmüştür(Newsweek, 2008). Başlangıçtan beri Gürcistan hükümeti Rusya’yı

suçlamıştır. Rusya tarafı bu durumu reddetmek yerine, ‘ülkesi için bir şeyler yapmaya

çalışan insanlar var’ açıklaması ile suçlamaları kabul etme noktasına getirmiştir.

Saldırılar ülkede günlerce internet ulaşımının kesilmesine neden olmuştur. Hatta

elektrik kesintileri de yaşanmış, ülkenin dış dünya ile bağlantısı kesilmeye

çalışılmıştır(The New York Times, 2008). Hâlihazırda saldırılardan bir sene sonra

yapılan detaylı araştırma sonuçları da bu açıklamarı doğrular nitelikte olmuştur.

Saldırıların Rusya’da Rus karşıtı ve anti Rus eylemcilere karşı oluşturulmuş gençlik

Page 68: ULUSLARARASI GÜVENLİĞİN BİR ... - afyonluoglu.orgafyonluoglu.org/PublicWebFiles/Reports-TR/Akademi/2018-KAmil Tarhan-Uluslararası... · Okulu, Eleştirel Teori, Postmodern yaklaşım,

57

hareketi tarafından düzenlendiğini açıkça göstermiştir(The Register, 23.03.2009).

Bunun yanı sıra Sank Petersburg merkezli Russian Business Network (RBN) adlı

internet kurumunun Türkiye ve Rusya’daki birçok bilgisayarı ele geçirerek saldırıları

gerçekleştirdiği anlaşılmıştır(Deutsche Welle, 2008).

Saldırıların uluslararası sistemde ve disiplin içerisindeki önemi; ilk kes siber

alanda başlayan saldırıların, silahlı bir çatışmaya dönüşerek savaş şeklini almasıdır.

Daha önce yaşanan birçok saldırı da bu durumun açık şekilde yaşanmadığı

görülmektedir. Ancak Rusya-Gürcistan çatışması silahlı çatışmaya eşlik eden ilk

önemli siber saldırıları temsil etmektedir(Nye, 2008). Rusya siber saldırılar alanında

önemli derecede güçlü bir ülke konumunda bulunmaktaydı. Bu saldırılar Batı ve

dünyanın geneline de açıkça verilmiş bir mesaj olarak algılanabilmektedir. Siber

saldırıların, savaşa dönüşebileceğini kanıtlayan Rus Hükümeti, bunun yanı sıra

caydırıcılık etkisi yaratmak istemiştir. Özellikle Soğuk Savaş sonrasında tekrardan

büyük bir güç olduğunu kanıtlama çabasına girerek, kendi bölgesinde söz sahibi

olduğunu vurgulamıştır. Buna benzer bir olayı da 2009 yılında ABD’nin

Kırgızistan’da askeri üs kurma kararı aldıktan sonra ülkenin 4 önemli servis

sağlayıcısının yoğun saldırılar altında kalması örnek verilebilir(TimeTurk, 2013).

Tüm bunlar bir arada düşünüldüğünde Gürcistan saldırısı caydırıcılık için siber

saldırıların potansiyel bir güç olduğunu göstermiş bulunmaktadır(Goodman,

2010:104).

3.4.3. İran’a Yapılan 2011 Stuxnet Siber Saldırısı

İnternetin yaygın kullanımı ile birlikte sanal dünya da bir takım değişiklikler

ve risklerin ortaya çıktığı aşikârdır. Özünde 1988’de kötü yazılımlar ile bir takım

Disk Operating System (DOS) ve başka kötü amaçlı yazılım sistemleri ile başlayan

küçük boyuttaki kışkırtıcı saldırılar, 2009 yılına gelindiğinde daha önceki birçok

virüs ve saldırıdan çok daha etkili bir boyutta ortaya çıkmıştır. Bir nevi siber alanda

gerçekleştirilen saldırılar içerisinde bir evrim niteliği taşımaktadır(Collins,

McCombie, 2012:80).

Stuxnet saldırısı ismini Stuxnet virüsünden almaktadır. 2009 yılında ABD

tarafından İran nükleer santrallerine karşı yapıldığı belirtilmektedir. Her ne kadar

ABD tarafı saldırıları üstlenmemiş olsa da verilen politik cevaplar ve analizler ABD

Page 69: ULUSLARARASI GÜVENLİĞİN BİR ... - afyonluoglu.orgafyonluoglu.org/PublicWebFiles/Reports-TR/Akademi/2018-KAmil Tarhan-Uluslararası... · Okulu, Eleştirel Teori, Postmodern yaklaşım,

58

üzerinden gerçekleştiği argümanını ortaya çıkarmaktadır(Çelik, 2014:144). Saldırı

esasında 2010 yılında fark edilmiştir. İran zenginleştirilmiş uranyum tesislerinde bir

yıl boyunca değiştirilen santrifüjlerin %10’lara ulaşması, sistem içerisinde bir takım

ters giden durumun olduğu fikrini ortaya çıkarmıştır. Ardından yapılan bir yıllık

çalışma sonucu, değişen santrifüjlerin aslında bilgisayar sisteminden gelen bir

arızadan dolayı olduğunu kanıtlamıştır. Bir yıl boyunca neredeyse dünyadaki birçok

bilgisayar güvenliği araştırmacısının, dünyanın ilk yazılı sanal silahı olarak tarihe

dönüşecek bir yazılım parçası olan, o güne kadarki yazılan en karmaşık kötü amaçlı

yazılım olarak tarihe geçecek olan virüsün farkına varmışlardır(Zetter, 2011).

Virüsün saldırı noktası tesisler de bulunan Simatic WinCC Step7 olarak bilinen enerji

üretim ve dağıtımının kontrolü, su, doğal gaz, kanalizasyon sistemleri gibi kritik

altyapıların kontrol edildiği ve izlendiği program olmuştur. Program SCADA15

(Supervisory Control And Data Acquisition) denetleme kontrol ve veri toplama

sistemi olarak bilinmektedir. Ve kritik alt yapılar içerisinde en önemlilerinden

birisidir. Bu da siber alanda gerçekleştirilen bir saldırı ile normal gündelik hayatın

çok ciddi boyutlarda aksayacağını göstermiştir.

Stuxnet virüsü, incelendiğinde fark edildi ki önceki bir çok saldırı veya

virüsten farklı olarak uzak sistemlerden özerk bir şekilde nüfuz etmek ve kontrol

sağlamak için tasarlanmış sofistike bir bilgisayar programı olduğu anlaşıldı. Yani

program öncelikle bilgisayarlara önceden ulaşılmamış güvenlik açıklarına erişerek

şifreleme yoluyla diğer bilgisayarlara erişim sağlamaktadır(Farwell, Rohozinski,

2011:24). Program o kadar güçlü idi ki araştırmalara göre 100.000 den fazla

bilgisayar üzerinden bağlantı sağlamaktaydı(Zetter, 2011). Ancak yapılan araştırma

sonuçları zararın çok büyük derece de olmadığını göstermektedir. Keza İran

hükümeti tarafından yapılan açıklama çok daha küçümsenecek düzeyde bir durum

olduğu yönünde olmuştur(BBC News, 2010).

15 SCADA (denetleyici kontrol ve veri toplama), ekipman kontrolü ve koşullarını kontrol etmek için

uzak konumlardan gerçek zamanlı olarak verilerin toplanması, süreç kontrolü için bir yazılım

uygulama programı kategorisidir. SCADA, enerji santrallerinde, petrol ve gaz rafinasyonu,

telekomünikasyon, nakliye ve su ve atık kontrolünde kullanılmaktadır. Ayrıntılı bilgi için bakınız:

https://whatis.techtarget.com/definition/SCADA-supervisory-control-and-data-acquisition Erişim

Tarihi: 04.03.2018

Page 70: ULUSLARARASI GÜVENLİĞİN BİR ... - afyonluoglu.orgafyonluoglu.org/PublicWebFiles/Reports-TR/Akademi/2018-KAmil Tarhan-Uluslararası... · Okulu, Eleştirel Teori, Postmodern yaklaşım,

59

Siber Saldırılar içerisinde en önemlisi olarak ifade edilen Stuxnet saldırısı,

sistemi ele geçirme ve çökertme üzerine yazılmış virüsün, birçok kritik altyapı

içerisinde kullanılan PLC16 devreleri üzerine yoğunlaşması diğer birçok devletinde

böyle bir durumla karşılaşacağı riskini ortaya çıkarmıştır. Bu da Uluslararası İlişkiler

içerisinde devletlerarasında süre gelen güvenlik ikilemi olgusunun halen geçerli

olduğunu göstermektedir. Keza bu durumun klasik güvenlik anlayışında olduğundan

öte bir duruma geçerek daha da güçlendiği şeklinde ifade edilebilir.

John Arquilla, günümüz teknolojisiyle kitlesel ölçekte saldırıların

gerçekleşebileceğini ancak stuxnet ile birlikte sadece enformasyon savaşlarının

olmayacağını bunun yanı sıra fiziki tahribatında verilebileceği vurgusunu

yapmaktadır. Stuxneti diğer birçok program, yazılım veya virüsten ayıran özelliği ise,

diğer birçok saldırı şekli için internete bağlı olmak koşulunun bu program için geçerli

olmamasıdır. Yani herhangi bir veri girişinin bilgisayarı ele geçirip kendisi için

kullanması mümkündür(Elektirik Port, 2011). Aslında siber alanda da meydana gelen

yenilikler bir bakıma güvenlik olgusu içinde değişerek klasikleşmektedir.

Stuxnet saldırının programın özelliği ve kodları yönünde bir inceleme ile

ABD tarafından gerçekleştiği ihtimalini ortaya çıkarmaktadır. Ancak ABD hükümeti

bu iddiaları ne kabul etmiştir ne de açıkça yalanlamıştır. Edward Snowden yapmış

olduğu röpartajda açıkça bunun İsrail ile ortak bir saldırı olduğunu ifade

etmiştir(Snowden, 2013). Buna benzer bir açıklama da David E. Sanger tarafından

gerçekleşmiştir. Sanger de aynı şekilde saldırının, Obama tarafından bizzat yürütülen

ve İsrail ile işbirliği içinde hareket edilen bir program olduğunu belirtmiştir(Sanger,

2012).

Stuxnet’in güçlü teknik özellikleri siber tehditlerin daha da güçlenmeye

başlayarak politik ve stratejik amaçlar için kullanılabileceğini göstermiştir.

Devletlerin siber ortamı bir nevi caydırıcı etki sağlamak için kullanmaya başladığı

ifade edilebilir. Caydırıcılık esasında güvenlik ikilemi içerisinde olan devletlerin

16 Programlanabilir mantık denetleyici (PLC), belirli bir görevi yerine getirmek için özelleştirilmiş

talimatlara sahip küçük, modüler bir katı hal bilgisayarıdır. Çok çeşitli endüstriler için endüstriyel

kontrol sistemlerinde (ICS) kullanılan PLC'ler büyük ölçüde mekanik rölelerin, tambur sıralayıcıların

ve kam zamanlayıcıların yerini almıştır.

Ayrıntılı bilgi için bakınız: https://whatis.techtarget.com/definition/programmed-logic-controller-

PLC Erişim Tarihi: 04.03.2018

Page 71: ULUSLARARASI GÜVENLİĞİN BİR ... - afyonluoglu.orgafyonluoglu.org/PublicWebFiles/Reports-TR/Akademi/2018-KAmil Tarhan-Uluslararası... · Okulu, Eleştirel Teori, Postmodern yaklaşım,

60

gelebilecek saldırılara karşı kısıtlama getirmek için kullanılan bir araçtır(Korhan,

2016:154). Ancak bazı durumlarda caydırıcılık sadece tehditi önlemek için değildir.

Keza ülke çıkarları ile uyuşmayan ekonomik gelişme veya toplumsal güçlenmenin

önünü kesmek içinde yapılabilmektedir. Fiziksel hasara neden olan ve insanlara zarar

vermeyen siber saldırılar, güç veya silahlı saldırıların kullanımı olarak ele

alınmamıştır. Fakat bir ülkenin finansal sistemi gibi kritik altyapıyı aşağıya çekmek

ve ticarete, ekonomiye, işlere ve yaşamlara ciddi bir şekilde zarar vermek, güç

kullanımı olarak nitelendirilebilir. Bunun herhangi bir füze veya askeri saldırıdan

aslında bağımsız olduğu düşünülemez. Keza ikisinde de büyük ekonomik zararlar

ortaya çıkarak ülkenin gelişmesini engellemeye yöneliktir. Stuxnet saldırısı da

modern anlamda caydırıcılığı en büyük saldırılardan biri olarak belirtilebilir. Program

politik ve stratejik bağlamlarda yarattığı etkiler özelde caydırıcılık alanında oldukça

önemli olmuştur. En önemli husus, siber suç ile devlet eylemi arasındaki

yakınlaşmadır; Bu, devletin siber suç tarafından yönlendirilen teknoloji gelişiminden

yararlandığı yerdir. Devletin bu teknolojiyi kullanma yeteneği olmasa bile, siber

saldırıları yürütmek için üçüncü taraflara sözleşme yapma olasılığı her zaman

vardır(Collins, McCombie, 2012:88).

Özetle yapılan saldırı çıkış kaynağı tam olarak belirlenmemiş olarak ifade

edilse de programın bireyler bazında yapılamayacağı, arkasında devlet gibi önemli

bir gücün olduğu apaçık ortadır. ABD tarafı suçlamaları kabul etmese de durum,

büyük bir egemenlik ihlalini ortaya çıkarmaktadır. Uluslararası Sistemin anarşik

doğası içinde klasik anlamda devletler saldırı kaynaklarını bilerek hareket ederken,

günümüz dünyasında sistem içerisinden gelen saldırılar belirsiz olmaktadır. Bu da

devletlerin önlem alma ve yaptırım uygulama veya saldırı şeklinde cevap vermesinin

önüne geçmektedir. Zaten siber alnın en önemli problemi, gerçekleştirilmiş saldırının

kaynağının nereden geldiği ve kim tarafından gerçekleştirildiğinin

bilinmemesidir(Can, 2014). Bu durumda devletlerin daha fazla güvenlik ikilemi

içerisine girmesine neden olurken, diğer bütün devletleri çıkarına ters düşen risk ve

tehdit şeklinde algılamasına neden olmaktadır. Bundan dolayı da güvensiz bir dünya

düzeni kurulmaya başlamıştır.

Page 72: ULUSLARARASI GÜVENLİĞİN BİR ... - afyonluoglu.orgafyonluoglu.org/PublicWebFiles/Reports-TR/Akademi/2018-KAmil Tarhan-Uluslararası... · Okulu, Eleştirel Teori, Postmodern yaklaşım,

61

SONUÇ

Güvenlik belki de ilk insandan günümüze kadar tüm insanlar için önemli bir

konu olmuştur. Buna bağlı olarak insanı ilgilendiren tüm meseleler de güvenlik içinde

ele alınarak öncelikli konular olarak belirtilmiştir. Devletin oluşması her ne kadar bir

doğa durumu olarak ifade edilse de insanın kendi çabaları ile farkında olmadan

yaratmış olduğu bir durum olmuştur. Bundan dolayı insanı ilgilendiren güvenlik

doğrudan devlet için de elzem bir konu haline dönüşmüştür. Günümüze kadar geçen

süre zarfında ise güvenlik daima devlet için anlatılmaya ve tanımlanmaya

çalışılmıştır.

Henüz Uluslararası İlişkiler var olmadan önceki süreçte bile imparatorluk

dönemlerinde güvenlik en hassas konular içerisinde olmuştur. Daha çok toprak

güvenliği olarak ortaya çıkan bu süreç, zamanla sınırların güvenliği ardından

Avrupa’da başlayan devrimler ve ayaklanmalar, insan hakları çalışmaları ile

toplumsal ve birey güvenliğini de içerisine alarak çeşitlenmeye başlamıştır. Ancak

güvenliğe ilişkin yapılan çalışmaların ve somut verilerin ortaya çıkarak bir literatür

oluşması 20. Yüz yıl içerisinde meydana gelmeye başlamıştır. Özellikle dünyanın

bugüne kadar görmüş olduğu iki büyük topyekûn savaşlar bu alandaki çalışmaların

hızlandırılmasına neden olmuştur.

II. Dünya Savaşı sonrası, dünya iki kutuplu sisteme yönelirken başat aktörler

ABD-SSCB olduğu görülmektedir. Bu dönemde güvenlik algısı daha çok

ötekileştirme etrafında Batı-Doğu arasında pozitivizm akımının etkisi içerisinde

cereyan etmiştir. Disiplin içerisinde pratiğin teoriyi oluşturduğu fikrinden yola

çıkarak Realizmde bu dönemde temel düşünce yapısını oluşturmaktadır. Her ne kadar

güvenliğe ilişkin çok dar anlamda tanımlamalar yaptığı görülse de küreselleşme

sürecinin kırılma noktası olan ve disiplin içinde paradigmalar arası tartışma denilen

döneme kadar güvenlik dar anlamdaki tanımlamasıyla işlenmiştir. Dönemin pratiği

olan savaşlar teori olarak Realizm oluşturup güçlendirmiştir. Özelde askeri unsurların

güçlendirilmeye çalışıldığı, nükleer enerjinin potansiyel caydırı etkisinin kullanıldığı,

bir takım örgütler ve ittifakların kurulduğu dönem, her devletin kendine bir tehdit

unsuru oluşturduğu açık şekilde analiz edilmiştir.

Soğuk savaş döneminde realist kesimin söylemlerinin daha kuvvetli olması

bir gerçektir. Ancak onun yanı sıra bir takım farklı düşüncelerde ortaya çıkmaya

Page 73: ULUSLARARASI GÜVENLİĞİN BİR ... - afyonluoglu.orgafyonluoglu.org/PublicWebFiles/Reports-TR/Akademi/2018-KAmil Tarhan-Uluslararası... · Okulu, Eleştirel Teori, Postmodern yaklaşım,

62

başlamıştır. Soğuk savaşın sonuna doğru hız kazanmaya başlayan eleştirel fikirler

bunlara örnek verilebilir. Dönemin yaratmış olduğu iki kutuplu sistem içerisindeki

devletleri korkutan denge, diğer birçok devletin de odak noktasını kendi bekalarına

yönlendirmiştir. Bu yönleniş başka fikirlerin çıkışını hızlandırmıştır. Lakin bu

sürecin asıl değişim kaynağı positivizmin dünya genelinde sorgulanarak, güvenliğin

kapsamının genişlemesi şeklinde olmuştur. Başka bir nokta da küreselleşme ve

iletişim teknolojisinin oluşturduğu etkileşim sayesinde askeri dışında olan konularda

tehdit konumuna yükselmeye başlamıştır. Güvenlik artık daha geniş çevrelerden daha

geniş tanımlamalar ile ele alınmaya başlamıştır. Çevre, toplum, ekonomi gibi birçok

konuda tanım içerisine dâhil olmuştur.

21. yüzyıla gelirken soğuk savaş sona ermiş, küresel ortamda aktör çeşitliliği

yaşanarak iki kutuplu sistem son bulmuştur. Bu dönemde güvenlik için en önemli

yeni girdi internet ve teknoloji olmaya başlamıştır. Birçok aktör buna ulaşım

sağlayarak tehdit unsuru haline dönüşmeye başlamıştır. 1999 Kosova savaşı sırasında

kullanılan ilk siber saldırılar artık internet ve siber alanında tehdit olduğunu

göstererek bu alana ilişkin çalışmaların yapılmasını başlatmıştır. 21.yüzyılın hemen

başında 9/11 olayı olarak bilinen ABD’ye karşı yapılan saldırı önemli bir dönüm

noktası oluşturarak güvenliği başka bir boyuta dönüştürmüştür. Ardından küresel

ortamda bu alana yönelik işbirliği ve çalışmalar başlayarak, tehdit unsurları

tanımlanmaya çalışılmıştır. Devletler salt askeri unsurların artık tek tehdit olmadığını

görerek, sanal âleme oldukça önem vermeye başlamışlardır. Siber tehdit ve siber

suçlar ile ilgili sözleşmeler imzalanarak işbirliği yoluna doğru bir hareketlenme

olmuştur. İmzalanan sözleşmelerden sonra devletler kendi ulusal siber strateji

planlarını oluşturmaya başlamış, siber güvenlik birimlerini kurmaya başlamış, siber

alanda çalışacak kişilerin eğitimi ve son olarak siber orduların kurulması için hızlı bir

hareketin içine girmişlerdir. Güvenlik artık klasik anlamdaki yapısından çok farklı

bir duruma dönüşerek soyut alana doğru geçiş sağlamıştır.

Siber saldırılar devletlerin güvenlik içerisinde interneti kritik nokta olarak ele

almasında birkaç nedenin var olduğu görülmektedir. Her şeyde önce siber saldırılar

özellikle caydırıcılık yönünde önemli etkileri ortaya çıkarmıştır. Özellikle Estonya

ve Gürcistan’da hizmet reddi saldırıları bunun açık örnekleri içerisinde

değerlendirilebilir. Meydana gelen siber saldırılar veyahut siber güvenlik açıkları

Page 74: ULUSLARARASI GÜVENLİĞİN BİR ... - afyonluoglu.orgafyonluoglu.org/PublicWebFiles/Reports-TR/Akademi/2018-KAmil Tarhan-Uluslararası... · Okulu, Eleştirel Teori, Postmodern yaklaşım,

63

başta ABD olmak üzere diğer ülkelerin de belirli türden siber saldırılara nasıl cevap

verecekleri konusunda daha net olmaları gerektiğini ima etmektedir. Siber uzayda

caydırıcılık, zorluklar yaratsa da, siber uzaydaki caydırıcılığın fiziksel dünyanın

jeopolitiğine ayrılmaz biçimde bağlı olduğunu göstermektedir. Sonuç olarak, siber

caydırıcılık, gerçek hayatta birçok teorik modelde göründüğünden daha basit

görünmektedir(Goodman, 2010:105). Ancak bu basitlik yine de tam olarak

güvenliğin sağlanması yönünde yeterli bir durumu oluşturmamıştır. Ve güvenlik

ikileminin artmasına neden olurken, her unsur potansiyel tehdit olarak algılanmaya

başlanmıştır.

Siber güvenliğin bütün devletler içinde önemli bir nokta olması ve

çalışmaların hızlı bir şekilde ilerlediği görülmektedir. Ancak gelişen teknoloji

bağlamında ele alındığında çalışmaların yavaş ve eksik olduğu da aşikârdır. İlk siber

saldırılardan günümüze kadar ki süreç analiz edildiğinde saldırıların boyutu ve etkisi

bir hayli büyüdüğü görülmektedir. Hizmet reddi ile başlayan saldırılar, Stuxnet

saldırısı ile bir evrim yaşamış ve fiziksel tahribata neden olabilecek güce ulaşmıştır.

Yani siber alan içerisinde de güvenlik artık klasikleşmeye başlayarak, yeni güvenlik

olgularının ortaya çıkması elzem bir durum olarak görülebilir.

Peki, tüm bu tehdit ve saldırılar dünya geneline yayılmakta iken ne yapılabilir.

Öncelikle şunu belirtmek gerekirse; siber tehditler ve suçların tamamını ortadan

kaldırmak günümüz şartlarında zor olsa da azaltmak ve etkilerini minimize

edebilmek zor olmayacaktır. Bu alanda güvenliği sağlamak için devletlerin öncelikle

siber etiği sağlamaları gerektiği öne sürülebilir. Siber suçlarla mücadeleye ilişkin

normatif değerlendirmede, evrensel etik kuralları açısından çalışmalar yapılarak bu

konuda eğitimler sağlanabilir. Tamamen önüne geçilmemiş olsa da kısmen fiziksel

ve insan hayatına ilişkin verilecek zararların minimize edilerek önlenmesi mümkün

olabilir.

Page 75: ULUSLARARASI GÜVENLİĞİN BİR ... - afyonluoglu.orgafyonluoglu.org/PublicWebFiles/Reports-TR/Akademi/2018-KAmil Tarhan-Uluslararası... · Okulu, Eleştirel Teori, Postmodern yaklaşım,

64

KAYNAKÇA

------ Siber Diplomaside Yeni Dönem: Avustralya Siber İşler Elçisi Atadı,

Siber Bülten, 21.11.2016.

Ağkaya, Onur (2014). İngiliz Okulu Perspektifinden Uluslararası Toplum

Ve Enerji Güvenliği: Enerji Zengini Devletlerin Geçmişteki Ve Geleceğe Yönelik

Muhtemel Dış Politikalarının Değerlendirilmesi. Bilge Adamlar Stratejik

Araştırmalar Merkezi.

Ağkaya, Onur (2016). İngiliz Okulu Ve Uluslararası Toplum Düşüncesi.

Ankara Üniversitesi SBF Dergisi, Cilt 71, Sayı 4, ss. 1059 – 1089.

Akgül-Açıkmeşe, Sinem (2011). Algı mı,Söylem mi? Kopenhag Okulu ve

Yeni Klasik Gerçekçilikte Güvenlik Tehditleri. Uluslararası İlişkiler, Cilt 8, Sayı

30, ss.43-73.

Akyeşilmen, Nezir (2016). Cybersecurıty And Human Rıghts: Need For A

Paradıgm Shıft?. Cyberpolitik Journal, Vol 1, No 1&2, pp. 38-61.

Akyeşilmen, Nezir (2016). Normatif Teori. (Editörler: Şaban Kardaş, Ali

Balcı), Uluslararası İlişkilere Giriş (5.Baskı), İstanbul: Küre Yayınları.

Akyeşilmen, Nezir (2016, 7 Aralık). Siber Güvenlik ve Özgürlük. İlkses

Gazetesi, Erişim Adresi: http://ilksesgazetesi.com/yazilar/siber-guvenlik-ve-

ozgurluk-3816

Akyeşilmen, Nezir (2017). Rethınkıng Cybersecurıty: A Quıck

Transformatıon. Cyberpolitik Journal, Volume 2, Number 4, pp. 183-191.

Altıner, Müberra (2017). Kripto Para: Bitcoin Ve Uluslararası İlişkiler.

Cyberpolitik Journal, Volume 2, Number 4, ss.130-147.

Arı, Tayyar (2011). Uluslararası İlişkiler Ve Dış Politika (9.Baskı). Bursa:

MKM Yayıncılık.

Ataman, Muhittin (2009). Feminizm: Geleneksel Uluslararası İlişkiler

Teorilerine Alternatif Yaklaşımlar Demeti. Alternatif Politika, Cilt 1, Sayı 1, ss.1-

41.

Ateş, Davut (2009). Uluslararası İlişkiler Disiplininin Oluşumu: İdealizm /

Realizm Tartışması Ve Disiplinin Özerkliği. Doğuş Üniversitesi Dergisi, Cilt 10,

Sayı 1, ss.11-25.

Page 76: ULUSLARARASI GÜVENLİĞİN BİR ... - afyonluoglu.orgafyonluoglu.org/PublicWebFiles/Reports-TR/Akademi/2018-KAmil Tarhan-Uluslararası... · Okulu, Eleştirel Teori, Postmodern yaklaşım,

65

Ateş, Davut (2013). Uluslararası Politika Dünyayı Anlamak ve Anlatmak.

Bursa: Dora Yayınları.

Aydın, Mustafa (2004). Uluslararası İlişkilerin ‘gerçekçi’ teorisi: kökeni,

kapsamı, kritiği. Uluslararası İlişkiler, Cilt 1, Sayı 1, ss.33-60.

Ayhan, Ufuk (2016). Yeni Güvenlik Konsepti Ve Güvenliği Sınır Ötesinde

Karşılama. Güvenlik Çalışmaları Dergisi- Turkish Journal of Security Studies, Cilt

18(3), Volume 18(3), ss. 133-143.

Bakan, Zerrin Ayşe (2007). Soğuk Savaş Sonrasında Yeni Güvenlik

Teorileri ve Türkiye’nin Güvenlik Algılamaları. 21. Yüzyıl Dergisi,

Ekim/Kasım/Aralık, ss. 35-50.

Baldwin, Davıd A. (1997). The Concept Of Security. Review of International

Studies, 23, 5-26.

Bate, Laura K. (2015, 24 Ekim). In Search Of Cyber Deterrence. Erişim

Adresi: https://warontherocks.com/2015/09/in-search-of-cyber-deterrence/ Erişim

Tarihi: 06.01.2018

Baylis, John (2008). Uluslararası İlişkilerde Güvenlik Kavramı.

Uluslararası İlişkiler, Cilt 5, No 18, ss.69-85.

Baysal, Başar, Lüleci, Çağla (2011). Kopenhag Okulu ve Güvenlikleştirme

Teorisi. Güvenlik Stratejileri, Sayı 22, s.61-96.

BBC News (2010, 26 Mart). Stuxnet Worm Hits Iran Nuclear Plant Staff

Computers. Erişim Adresi: https://www.bbc.co.uk/news/world-middle-east-

11414483

BBC Türkçe (2007, 17 Mayıs). Estonya'ya Siber Saldırı. Erişim Adresi:

http://www.bbc.co.uk/turkish/news/story/2007/05/070517_estonia_cyber.shtml

Beıdleman, Lıeutenant Colonel Scott W. (2009). Defınıng And Deterrıng

Cyber War. Usawc Strategy Research Project, Erişim Adresi:

http://www.dtic.mil/dtic/tr/fulltext/u2/a500795.pdf

Bıçakcı, Salih (2012). Yeni Savaş ve Siber Güvenlik Arasında NATO’nun

Yeniden Doğuşu. Uluslararası İlişkiler, Cilt 9, Sayı 34, ss. 205-226.

Bıçakcı, Salih (2015). Türkiye’de Siber Güvenlik. EDAM Siber Politika

Kağıtları Serisi, Sayı 1.

Page 77: ULUSLARARASI GÜVENLİĞİN BİR ... - afyonluoglu.orgafyonluoglu.org/PublicWebFiles/Reports-TR/Akademi/2018-KAmil Tarhan-Uluslararası... · Okulu, Eleştirel Teori, Postmodern yaklaşım,

66

Bilgin, Pınar (2010). Güvenlik Çalışmalarında Yeni Açılımlar: Yeni

Güvenlik Çalışmaları. SAREM, Cilt 8, Sayı 14, ss. 70-96.

Birdişli, Fikret (2011). Ulusal Güvenlik Kavramının Tarihsel ve Düşünsel

Temelleri. Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Sayı: 31, ss. 149-169.

Blanchard, Eric M. (2003). Gender, International Relations, and the

Development of Feminist Security Theory. Signs, Vol 28, No 4, pp.1289-1312.

Booth, Ken (2007). Theory of World Security. UK: Cambridge University

Press.

Borchgrave, Arnaud de vd (2000). Cyber Threats and Information Security

Meeting the 21st Century Challenge, Center for Strategic and International Studies.

Brauch, Hans Günter (2008). Güvenliğin Yeniden Kavramsallaştırılması:

Barış, Güvenlik, Kalkınma ve Çevre Kavramsal Dörtlüsü. Uluslararası İlişkiler,

Cilt 5, Sayı 18, s.1-47.

Buzan, Barry (2008). Askeri Güvenliğin Değişen Gündemi. Uluslararası

İlişkiler, Cilt 5, Sayı 18, s. 107-123.

Buzan, Barry, Hansen, Lene (2009). The Evolutıon Of Internatıonal Securıty

Studıes. New York: Cambridge University Press.

Buzan, Bary (1983). People, States and Fear: The National Security

Problem in İnternational Relations. Brighton: Harvester Wheatsheaf.

Buzan, Bary (2015). Uluslararası İlişkilerde İngiliz Okulu. (Çeviren: Haluk

Özdemir(, İstanbul: Röle Akademik Yayıncılık.

Can, Murat (2014). Stuxnet Ve Uluslararası Hukuk: Bir Siber Saldırının

Anatomisi. Bilim Ve Gelecek, Sayı 125.

Choucri, Nazli (2012). Cyberpolitics in International Relations. England:

The MIT Press Cambridge, Massachusetts.

Choucri, Nazli, Reardon, Robert (2012). The Role of Cyberspace in

International Relations: A View of the Literature. Paper Prepared for the 2012 ISA

Annual Convention San Diego, CA April 1.

Clark, Ian (2014). Güvenlik Devleti. (Çevirenler: Ali Rıza Güngen vd.),

(Derleyenler: Davıd Held, Anthony Mcgrew), Küresel Dönüşümler Büyük

Küreselleşme Tartışması (2.Baskı). Ankara: Phoenix Yayınevi.

Page 78: ULUSLARARASI GÜVENLİĞİN BİR ... - afyonluoglu.orgafyonluoglu.org/PublicWebFiles/Reports-TR/Akademi/2018-KAmil Tarhan-Uluslararası... · Okulu, Eleştirel Teori, Postmodern yaklaşım,

67

Clarke, Richard A., Kanke, Robert K. (2011). Siber Savaş. (Çeviren: Murat

Erduran), İstanbul: İstanbul Kültür Üniversitesi.

Cohen-Almagor, Raphael (2011). Internet History, International Journal of

Technoethics. Vol 2, No 2, pp.45-64.

Collins, Sean, McCombie, Stephen (2012). Stuxnet: The Emergence Of A

New Cyber Weapon And İts İmplications. Journal of Policing, Intelligence and

Counter Terrorism, Vol 7, No 1, pp. 80-91.

Council of Europe(2001, 23 Kasım). Conventıon On Cybercrıme. Erişim

Adresi:http://www.europarl.europa.eu/meetdocs/2014_2019/documents/libe/dv/7_

conv_budapest_/7_conv_budapest_en.pdf

Çelik, Şener (2014). Stuxnet Saldırısı Ve Abd’nin Siber Savaş Stratejisi:

Uluslararası Hukukta Kuvvet Kullanmaktan Kaçınma İlkesi Çerçevesinde Bir

Değerlendirme. Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt 15, Sayı 1,

ss. 137-175.

Çınar, Yusuf (2014). Diplomasi. (Editörler: Arif Behiç Özcan, Yusuf Çınar),

Uluslararası İlişkilerin Temel Kavramları, İstanbul: Hükümdar Yayınları.

Daban, Cihan (2016). Siber Güvenlik Ve Uluslararası Güvenlik İlişkisi.

Cyberpolitik Journal, Vol 1, No 1, Ss. 78-94.

Dedeoğlu, Beril (2003). Uluslararası Güvenlik ve Strateji. İstanbul: Derin

Yayınları.

Dedeoğlu, Beril (2004). Yeniden Güvenlik Topluluğu: Benzerliklerin

Karşılıklı Bağımlılığından Faklılıkların Birlikteliğine. Uluslararası İlişkiler, Cilt 1,

Sayı 4, ss.1-21.

Demir, Sertif (2009). Avrupa Güvenlik Mimarisinin Tarihsel Gelişimi Ve

Türkiye’nin Bu Güvenlik Mimarisindeki Yeri. Stratejik Araştırmalar Enstitüsü

Güvenlik Stratejileri Dergisi, Sayı 9.

Demir, Vedat (2012). Kamu Diplomasisi Ve Yumuşak Güç. İstanbul: Beta

Yayıncılık.

Deutsche Welle (2008, 18 Ağustos). Rusya, Gürcistan’ı Sanal Âlemde De

Vurdu. Erişim Adresi: https://www.dw.com/tr/rusya-g%C3%BCrcistan%C4%B1-sanal-

alemde-de-vurdu/a-3575502

Page 79: ULUSLARARASI GÜVENLİĞİN BİR ... - afyonluoglu.orgafyonluoglu.org/PublicWebFiles/Reports-TR/Akademi/2018-KAmil Tarhan-Uluslararası... · Okulu, Eleştirel Teori, Postmodern yaklaşım,

68

Devlen, Balkan, Özdamar, Özgür (2010). Uluslararası İlişkilerde İngiliz

Okulu Kuramı: Kökenleri, Kavramları ve Tartışmaları. Uluslararası İlişkiler, Cilt

7, Sayı 25, Bahar, ss. 43-68.

Dunne, Tim (2016). İngiliz Okulu. (Çeviren: Özge Kelekçi), (Editör: Steve

Smıth vd.), Uluslararası İlişkiler Teorileri: Disiplin ve Çeşitlilik, Sakarya: Sakarya

Üniversitesi Kültür Yayınları.

Duygu, Nil (2015, 31 Mayıs). Uluslararası Sistem Açısından Güvenlik ve

Güvenlik Algısında Yaşanan Değişmeler. Tuiç Akademi, Erişim Adresi:

http://www.tuicakademi.org/uluslararasi-sistem-acisindan-guvenlik-ve-guvenlik-

algisinda-yasanan-degismeler/

Emeklier, Bilgehan (2010). Soğuk Savaş Sonrası Uluslararası Sistemin

Analizi, BİLGESAM.

Eralp, Atilla (2016). Uluslararası İlişkiler Disiplininin Oluşumu: İdealizm-

Realizm Tartışması, (Editör: Atilla Eralp), Devlet, Sistem ve Kimlik Uluslararası

İlişkilerde Temel Yaklaşımlar (15.Baskı). İstanbul: İletişim Yayınları.

Erskine, Toni (2016). Normatif Teori. (Çeviren: Özge Kelekçi), (Editör:

Tim Dunne vd.), Uluslararası İlişkiler Teorileri, Disiplin ve Çeşitlilik, Sakarya:

Sakarya Üniversitesi Kültür Yayınları.

Ersoy, Eyüp (2015). Realizim. (2.Baskı). (Editör: Ramazan Gözen),

Uluslararası İlişkiler Teorileri, İstanbul: İletişim Yayınları..

Evans, Graham, Nenham, Jeffrey (2007). Uluslararası İlişkiler Sözlüğü.

(Çeviren: Ahsen Utku), İstanbul: Gökkubbe Yayınları.

Farwell, James P., Rohozinski, Rafal (2011). Stuxnet and the Future of

Cyber War. Survival, Vol 53, No 1 pp. 23-40.

Gıbson, William (2016). Neuromancer. (Çeviren: Sergül Oğur), İstanbul:

Altıkırkbeş Yayınları.

Giddens, Anthony (2016). Modernliğin Sonuçları (7.Baskı). (Çeviren: Ersin

Kuşdil). İstanbul: Ayrıntı Yayınları.

Goodman, Will (2010). Cyber Deterrence: Tougher in Theory than in

Practice?, Strategic Studies Quarterly, Vol 4, No 3, pp.102-135.

Gray, Colin S. (2013). Makıng Strategic Sense of Cyber Power: Why The

Sky Is Not Falling. Strategic Studies Institute and U.S. Army War College Press.

Page 80: ULUSLARARASI GÜVENLİĞİN BİR ... - afyonluoglu.orgafyonluoglu.org/PublicWebFiles/Reports-TR/Akademi/2018-KAmil Tarhan-Uluslararası... · Okulu, Eleştirel Teori, Postmodern yaklaşım,

69

Gücüyener, Ayhan (2016) Stratejik Siber Güvenlik: Uluslararası İlişkiler

Disiplini ile Beraber Bir Okuma. https://tr.linkedin.com/pulse/stratejik-siber-

g%C3%BCvenlik-uluslararas%C4%B1-ili%C5%9Fkiler-ile-bir-gucuyener Erişim Tarihi:

06.02.2018

Gücüyener, Ayhan (2016). 21. Yüzyılda “Siber” Rekabet: Yeni Hedef Kritik

Altyapılar mı?. https://www.linkedin.com/pulse/21-y%C3%BCzy%C4%B1lda-siber-rekabet-yeni-hedef-

kritik-m%C4%B1-ayhan-gucuyener Erişim Tarihi: 06.02.2018

Güntay, Vahit (2015, 14 Aralık). Siber Güvenlik Yeni Bir Zorlayıcı

Diplomasi Aracı Olabilir mi?. Siber Bülten.

Güntay, Vahit (2016). Siber Uzay Ve Güvenlik Politikası Üzerine Teorik Bir

Yaklaşım, Cyberpolitik Journal, Vol 1, No 1, ss: 95-114.

Gürcan, Metin (2012). Bir Önceki Savaş İçin Hazırlanmak: Değişen Küresel

Güvenlik Ortamının Geleneksel Savaş Olgusuna Etkisi. (Editör: Atilla Sandıklı),

Teoriler Işığında Güvenlik, Savaş, Barış Ve Çatışma Çözümleri, İstanbul: Bilgesam

Yayınları.

Gürkaynak, Muharrem, İren, Adem Ali (2011). Reel Dünyada Sanal Açmaz:

Siber Alanda Uluslararası İlişkiler. Süleyman Demirel Üniversitesi İktisadi Ve İdari

Bilimler Fakültesi Dergisi, Cilt 6, Sayı 2, ss. 263-279.

Hoogensen, Gunhild, Rottem, Svein V. (2004). Gender Identity and the

Subject of Security. Security Dialogue, Cilt 35, Sayı 2, s. 155–171.

Hughes, Christopher W. (2009). Küreselleşme, Güvenlik ve 9/11 Üzerine

Düşünceler. (Çevirenler: Yavuz-İklime Çakır), (Editör: Kudret Bülbül),

Küreselleşme Temel Metinler, Ankara: Orion.

Jane, Murat, Yılmaz, Sait (2016). Richard Rosecrance’in Sistem Yaklaşımı

Temelinde Soğuk Savaş Sonrası Dönem Ve Uluslararası Sistemde İstikrar.

International Journal of Social Sciences and Education Research, Volume 2 (1), ss.

131-143.

Jorgensen, F.Aslı Ergül (2016). İngiliz Okulu. (5.Baskı). (Editörler: Şaban

Kardaş, Ali Balcı), Uluslararası İlişkilere Giriş, İstanbul: Küre Yayınları.

Kara, Mahruze (2013). Siber Saldırılar - Siber Savaşlar Ve Etkileri.

Yayımlanmış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul: İstanbul Bilgi Üniversitesi.

Page 81: ULUSLARARASI GÜVENLİĞİN BİR ... - afyonluoglu.orgafyonluoglu.org/PublicWebFiles/Reports-TR/Akademi/2018-KAmil Tarhan-Uluslararası... · Okulu, Eleştirel Teori, Postmodern yaklaşım,

70

Kara, Oğuz, Aydın, Üzeyir, Oğuz, Ahmet (2016). Ağ Ekonomisinin

Karanlık Yüzü: Siber Terör. 5. İzmit: Bilgi, Ekonomi Ve Yönetim Kongresi,

03/11/2006.

Karabulut, Andaç, Değer, Filiz (2015). Uluslararası İlişkilerde Güvenlik

Kavramı ve Realist Yaklaşım’a Genel Bakış, İGÜSBD, Cilt 2, Sayı 2, ss. 69-79.

Karabulut, Bilal (2014). Birinci Dünya Savaşı ve Uluslararası İlişkilerde

İdealizmin Yükselişi. Akademik Bakış, Cilt 8, Sayı 15, ss. 57-72.

Kardaş, Tuncay (2014). Güvenlik. (Editörler: Şaban Kardaş, Ali Balcı)

Uluslararası İlişkilere Giriş (5.Baskı), İstanbul: Küre Yayınları.

Karimi, Oldouz, Korkmaz, Adem (2013). Kişisel Verilerin Korunması. İnet-

Tr’13, XVIII. Türkiye'de İnternet Konferansı, İstanbul Üniversitesi, , 9-11 Aralık.

Keskin, Şahin (2017). Realizm Ve Liberalizm Işiğinda Siber Savaş Ve

Alternatif Bir Kavram Olarak Siber Bariş’in Değerlendirilmesi. TURAN-SAM, Sayı

35, ss.287-297.

Korhan, Sevda (2016). Uluslararası İlişkilerde Siber Caydırıcılık,

Cyberpolitik Journal, Vol 1, No 1-2, pp:147-162.

Kurnaz, İbrahim Kurnaz(2016). Siber Güvenlik ve İlintili Kavramsal

Çerçeve. Cyberpolitik Journal, Vol 1, No 1, ss. 56-77.

Küçüksolak, Övgü Kalkan (2012). Güvenlik Kavramının Realizm,

Neorealizm Ve Kopenhag Okulu Çerçevesinde Tartışılması. Turan Stratejik

Araştırmalar Merkezi Dergisi, Cilt 4, Sayı 14, s.202-208.

Leiner, Barry M., Cerf, Vinton G., Clark, David D. Clark, vd., (1997). Brief

History of the Internet. Internet Society, https://www.internetsociety.org/internet/history-

internet/brief-history-internet/ Erişim Tarihi: 04.05.2018.

Levent, Yiğittepe (2017). Avrupa Birliği’nde Güvenlik Politikaları ve

Arayışları, Kavram, Kuram ve Uygulama. İstanbul: Cinius Yayınları.

Linklater, Andrew (2013). İngiliz Okulu. (Çevirenler: Muhammed Ağcan,

Ali Aslan), (Editörler: Scott Burchıll vd.), Uluslararası İlişkiler Teorileri(4.Baskı).

İstanbul: Küre Yayınları.

Machıavellı, Nıccolo (2011). Prens. (Çeviren: Murat Satıcı), İzmir: İlya

yayın evi.

Page 82: ULUSLARARASI GÜVENLİĞİN BİR ... - afyonluoglu.orgafyonluoglu.org/PublicWebFiles/Reports-TR/Akademi/2018-KAmil Tarhan-Uluslararası... · Okulu, Eleştirel Teori, Postmodern yaklaşım,

71

Maslow, Abraham Harold (1943). İnsan Motivasyonu Teorisi, Aslen

Psikolojik İnceleme, Sayı 50, s.370-396.

Mavzer, Şener (2014, 19 Kasım). Siber Suçlarla Mücadelede Uluslararası

İşbirliği. Erişim Adresi: http://cybercrimesmavzer.blogspot.com/2014/11/siber-

suclarla-mucadelede-uluslar-arasi.html

Michael, Banks (1985). The Inter-Paradigm Debate. Der: M. Light, A. J. R.

Groom, International Relations: A Handbook of Current Theory, London: Pinter

Publishers.

Newsweek (2008, 22 Ağustos). How Russia May Have Attacked Georgia’s

Internet. Erişim Adresi: https://www.newsweek.com/how-russia-may-have-

attacked-georgias-internet-88111

Nye, Joseph S. (2008, 10 Aralık). Cyber Insecurity, Project Syndicate.

ErişimAdresi:https://www.projectsyndicate.org/commentary/cyberinsecurity?a_la=nglish&a_d=

5366089a1a91c10c78bfed32&a_m=&a_a=click&a_s=&a_p=%2Farhive&a_li=cyber-

insecurity&a_pa=&a_ps=&barrier=accesspaylog Erişim Tarihi: 05.02.2018

Nye, Joseph S. (2010). Cyber Power. Belfer Center for Science and

International Affairs.

Nye, Joseph S. (2011). Nuclear Lessons for Cyber Security?. Strategic

Studies Quarterly, pp. 18-38.

Öğün, M. Nesip, Kaya, Adem (2013). Siber Güvenliğin Milli Güvenlik

Açısından Önemi Ve Alınacak Tedbirler. Güvenlik Stratejileri Dergisi, Cilt 9, Sayı

18, ss. 145-181.

Önaçan, Mehmet B. K., Atan, Hasan (2016). Siber Güvenlikte Lisansüstü

Eğitim: Deniz Harp Okulu Örneği. Trakya University Journal of Engineering

Sciences, Cilt 17, Sayı 1, ss.13-21.

Özcan, Arif Behiç (2011). Uluslararası Güvenlik Sorunları ve ABD'nin

Güvenlik Stratejileri. Selçuk Üniversitesi İİBF Sosyal ve Ekonomik Araştırmalar

Dergisi, ss:445-465.

Özdemir, Haluk (2008). Uluslararası İlişkilerde Güç: Çok Boyutlu Bir

Değerlendirme. Ankara Üniversitesi SBF Dergisi, 63-3, ss. 113-144.

Özger, Özgün (2016). Gözetim Kavramının Tarihsel Gelişimi Ve

Elektronik Gözetim. Cyberpolitik Journal, Vol 1, No 1&2, ss. 11-37.

Page 83: ULUSLARARASI GÜVENLİĞİN BİR ... - afyonluoglu.orgafyonluoglu.org/PublicWebFiles/Reports-TR/Akademi/2018-KAmil Tarhan-Uluslararası... · Okulu, Eleştirel Teori, Postmodern yaklaşım,

72

Özlük, Duygu, Doğan, Fazlı (2016). Feminist Uluslararası İlişkiler Ve

Uluslararası İlişkiler Eleştirisi: Cinsiyet, Devlet Ve Güvenlik. Selçuk Üniversitesi

İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Sosyal Ekonomik Araştırmalar Dergisi, Sayı 32,

ss. 43-60.

Özlük, Erdem (2007). Feminist Yaklaşım. Der: Haydar Çakmak,

Uluslararası İlişkiler “Giriş, Kavram ve Teoriler”, Ankara: Platin Yayınları.

Özlük, Erdem (2014). Uluslararası İlişkilerde Devlet: Tanım, Teori ve

Devlet İstisnacılığı (2. Baskı), Konya: Çizgi Kitabevi.

Palabıyık, Mustafa Serdar (2015). İngiliz Okulu. (Editör: Ramazan Gözen),

Uluslararası İlişkiler Teorileri, İstanbul: İletişim Yayınları.

Sancak, Kadir (2013). Güvenlik Kavramı Etrafındaki Tartışmalar Ve

Uluslararası Güvenliğin Dönüşümü. KTÜ Sosyal Bilimler Dergisi, Sayı 6, ss. 123-

134.

Sancar, Gaye Aslı (2012). Kamu Diplomasisi Ve Uluslararası Halkla

İlişkiler. İstanbul: Beta Yayıncılık.

Sander, Oral (2012). Siyasi Tarih: 198-1994 (21.Baskı). Ankara: İmge

Kitabevi.

Sandıklı, Atilla, Emeklier, Bilgehan (2011). 21. Yüzyılda Yeni Güvenlik

Anlayışları ve Yaklaşımları. İstanbul: BİLGESAM Yayınları

Sandıklı, Atilla, Emeklier, Bilgehan (2012). Güvenlik Yaklaşımlarında

Değişim ve Dönüşüm, Der: Atilla Sandıklı, Teoriler Işığında Güvenlik, Savaş, Barış

Ve Çatışma Çözümleri. İstanbul: BİLGESAM Yayınları.

Sandıklı, Atilla, Kaya, Erdem (2013). Barış Kavramına Teorik Yaklaşımlar

ve Küresel Yönetişim. İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimleri Dergisi. Cilt

12, Sayı 23, ss. 59-79.

Sanger, David E. (2012, 1 Haziran). Obama Order Sped Up Wave of

Cyberattacks Against Iran. The New York Times, Erişim Tarihi: 04.03.2018

Schmıdt, Brian C. (2016). Ulusal Güvenliğin Önceliği. (Çeviren: Nasuh

Uslu), (Editörler: Steve Smıth vd.), Dış Politika Teoriler, Aktörler, Örnek Olaylar,

İstanbul: Röle Akademik Yayıncılık.

Page 84: ULUSLARARASI GÜVENLİĞİN BİR ... - afyonluoglu.orgafyonluoglu.org/PublicWebFiles/Reports-TR/Akademi/2018-KAmil Tarhan-Uluslararası... · Okulu, Eleştirel Teori, Postmodern yaklaşım,

73

Serdar, İskender (2015). Neorealizm, Neoliberalizm, Konstraktivizm Ve

İngiliz Okulu Modellerinde Uluslararası Sistemsel Değişikliklere Bakış. The

Journal Of Europe - Middle East Social Science Studies, Cilt 1, Sayı 1, Ss: 14-38.

Seren, Merve (2016). Siber Tehditlerle Mücadelede Farkındalık Ve Hazırlık.

Amkara: SETA Analiz, Sayı 183.

Snowden, Edward (2013, 8 Temmuz). The NSA and Its Willing Helpers,

Spıegel Online. Erişim Adresi: http://www.spiegel.de/international/world/interview-with-

whistleblower-edward-snowden-on-global-spying-a-910006.html

Sönmezoğlu, Faruk (2002). Uluslararası İlişkilere Giriş. İstanbul: Der

Yayınları.

Sönmezoğlu, Faruk (2010). Uluslararası İlişkiler Sözlüğü. İstanbul: Der

Yayınları.

Sönmezoğlu, Faruk (2010). Uluslararası Politika ve Dış Politika Analizi.

İstanbul: Filiz Kitabevi.

Starr, Stuart H. (2006). Towards an evolving theory of cyberpower.

(Editörler: Czosseck, C., Geers, K.), The Virtual Battlefield: Perspectives on Cyber-

Warfare, pp. 18–52. Amsterdam: IOS Press.

Şahinaslan, Önder (2013). Siber Saldırılara Karşı Kurumsal Ağlarda Oluşan

Güvenlik Sorunu Ve Çözümü Üzerine Bir Çalışma. Doktora Tezi, Edirne.

Şeyşane, Volkan (2013). İki Savaş Arası Dönemde Uluslararası Toplum ve

Çatışma: İngiliz Okulu Perspektifinden Mançurya Krizini Anlamak. Barış

Araştırmaları Ve Çatışma Çözümleri Dergisi, Cilt 1, Sayı 1, ss: 16-31..

T.C. Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, Ulusal Siber Güvenlik

Stratejisi ve 2013-2014 Eylem Planı,

http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2013/06/20130620-1-1.pdf Erişim Tarihi:

10.12.2018

Tanrısever, Oktay F. (2010). Güvenlik. (Editör: Atilla Eralp), Devlet ve Ötesi

(5.Baskı),İstanbul: İletişim Yayınları.

Tarhan, Kamil (2017). Siber Uzayda Realist Teorinin Değerlendirilmesi.

Cyberpolıtık Journel, Volume: 2, Number: 3, ss: 105-124.

Page 85: ULUSLARARASI GÜVENLİĞİN BİR ... - afyonluoglu.orgafyonluoglu.org/PublicWebFiles/Reports-TR/Akademi/2018-KAmil Tarhan-Uluslararası... · Okulu, Eleştirel Teori, Postmodern yaklaşım,

74

Tarhan, Kamil (2018). Uluslararası İlişkilerde Yeni Bir Güvenlik Anlayışı:

Siber Güvenlik ve Siber Politika. 11-14 Mayıs, İstanbul: II. İstanbul Boğaziçi

Uluslararası Siber Politika Ve Siber Güvenlik Konferansı Özet Kitapçığı.

Taş, Gün (2016). Feminizm Üzerine Genel Bir Değerlendirme: Kavramsal

Analizi, Tarihsel Süreçleri Ve Dönüşümleri. Akademik Hassasiyetler, Cilt 3, Sayı 5,

ss.163-176.

The Guardian (2007, 17 Mayıs). Russia Accused Of Unleashing Cyberwar

To Disable Estonia, Erişim Adresi:

https://www.theguardian.com/world/2007/may/17/topstories3.russia

The New York Times (2008, 12 Ağustos). Before the Gunfire, Cyberattacks.

Erişim Adresi: https://www.nytimes.com/2008/08/13/technology/13cyber.html

The Register(2009, 23 Mart). Russian Spy Agencies Linked to Georgian

Cyber-Attacks. Erişim Adresi:

https://www.theregister.co.uk/2009/03/23/georgia_russia_cyberwar_analysis/

The Sydney Morning Herhald (2008, 12 Ağustos). Georgian Websites

Forced Offline İn 'Cyber War' Erişim Adresi:

https://www.smh.com.au/technology/georgian-websites-forced-offline-in-cyber-

war-20080812-gdsqac.html

Tickner, J. Ann (1999). Searching for the Princess? Feminist Perspectives in

International Relations. Harvard International Review, Cilt 21, Sayı 4, ss.44-48.

Tickner, J. Ann (2005). Gendering a Discipline: Some Feminist

Methodological Contributions to Interntional Relations. Signs: Journal of Women

in Culture and Society, Cilt 30, No 4, ss. 2173-2188.

Tickner, J. Ann Tickner, Sjoberg, Laura (2010). Feminizm, (Çeviren: Özge

Kelekçi), (Editörler: Tim Dunne vd.), Uluslararası İlişkiler Teorileri Disiplin ve

Çeşitlilik, Sakarya: Sakarya Üniversitesi Kültür Yayınları.

Tikk, Eneken, vd. (2008). Cyber Attacks Against Georgia: Legal Lessons

Identified. Tallinn: Cooperative Cyber Defence Centre of Excellence.

TimeTurk (2013, 17 Ocak). Siber Âlemin ‘Kanlı’ Savaşları. Erişim Adresi:

https://www.timeturk.com/tr/2013/01/17/siber-alemin-kanli-savaslari.html

Toklu, Vefa (2004). Uluslararası İlişkiler (2.Baskı). Ankara: İmaj Yayınevi.

Page 86: ULUSLARARASI GÜVENLİĞİN BİR ... - afyonluoglu.orgafyonluoglu.org/PublicWebFiles/Reports-TR/Akademi/2018-KAmil Tarhan-Uluslararası... · Okulu, Eleştirel Teori, Postmodern yaklaşım,

75

Tuncay, Hidayet (2017). Uluslararası İlişkiler ve Siyaset Bilimleri Terimler

Sözlüğü. İstanbul: Yalın Yayıncılık.

Tür, Özlem, Koyuncu, Çiğdem Aydın (2010). Feminist Uluslararası İlişkiler

Yaklaşımı: Temelleri, Gelişimi, Katkı ve Sorunları. Uluslararası İlişkiler, Cilt 7, No

26, ss.3-24.

Türk Dil Kurumu,

http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_gts&arama=gts&guid=TDK.GTS.5

b3df6be141d72.60530541 Erişim Tarihi: 05.03.2017

Uçkan, Özgür (2013, 15 Eylül). İnternet, Mahremiyet ve Kişisel Verilerin

Korunması, Erişim Adresi: https://www.evrensel.net/haber/67935/internet-mahremiyet-

ve-kisisel-verilerin-korunmasi

Ullman, Richard H. (1983). Redefining Security. İnternational Security, Vol

8, No 1, pp: 129-153.

Ünver, Gül Nazik (2017). Ulusal Siber Güvenlik Strateji Belgelerinde İnsan

Hakları. Cyberpolitik Journal, Volume 2, Number 4, ss. 104-129.

Ünver, H. Akın (2017). Bilişimsel Diplomasi, Siber Politikalar ve Dijital

Demokrasi, Ekonomi ve Dış Politika Araştırmalar Merkezi, Sayı 3.

Ünver, Mustafa, Canbay, Cafer (2010). Ulusal Ve Uluslararası Boyutlarıyla

Siber Güvenlik. Elektrik Mühendisliği, 438. sayı, ss. 94-103.

Wivel, Anders (2011). Security Dilemma, International Encyclopedia of

Political Science, Thousand Oaks: Sage.

Wolfres, Arnold (1952). National Security as an Ambiguous Symbol.

Political Science Quarterly. Cilt 67. ss. 481-502.

Yener, Yavuz (2015, 26 Nisan). 8. Yılında Estonya Saldırılarına Çok

Boyutlu Bir Bakış. Siber Bülten.

Yılmaz, Ercan Nurcan, Ulus, Halil İbrahim, Gönen, Serkan (2015). Bilgi

Toplumuna Geçiş Ve Siber Güvenlik. Bilişim Teknolojileri Dergisi, Cilt 8, Sayı 3,

ss. 133-146.

Yılmaz, Muzaffer Ercan (2009). Soğuk Savaş Sonrasında “Yeni Dünya

Düzeni”. Akademik Bakış, Sayı 17.

Yılmaz, Onur (2017). Küreselleşme Sürecinde Dönüşen Güvenlik Algısı Ve

Siber Güvenlik. Cyberpolitik Journal, Volume 2, Number 4, ss. 22-43.

Page 87: ULUSLARARASI GÜVENLİĞİN BİR ... - afyonluoglu.orgafyonluoglu.org/PublicWebFiles/Reports-TR/Akademi/2018-KAmil Tarhan-Uluslararası... · Okulu, Eleştirel Teori, Postmodern yaklaşım,

76

Yılmaz, Sait (2007).Türkiye İçin Yeni Bir Güvenlik Konsepti İhyiyacı.

Bölgesel Sorunlar Ve Türkiye Sempozyumu: 12-13 Kasım 2007, K.Maraş Sütçü

İmam Üniversitesi Yayın No: 131, ss. 258-278.

Yurdusev, A. Nuri (2016). Uluslararası İlişkiler Öncesi, Der: Atilla Eralp,

Devlet, Sistem ve Kimlik Uluslararası İlişkilerde Temel Yaklaşımlar(15.Baskı)

İstanbul: İletişim Yayınları.

Yücel, Gökhan (2016). Dijital Diplomasi. TRTAkademi, Cilt 1, Sayı2,

ss.748-760.

Zetter, Kım (2011, 7 Aralık). How Digital Detectives Deciphered Stuxnet,

the Most Menacing Malware in History. Erişim Adresi:

https://www.wired.com/2011/07/how-digital-detectives-deciphered-stuxnet/all/

Erişim Tarihi: 03.03.2018

Zora, Kadir (2015). Güvenlikleştirme: Hukuksal Meşruiyetten Siyasal

Meşruiyete Evrilme Ve Kopenhag Okulu. Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi

Dergisi, Cilt 23, Sayı 2.

İnternet Kaynakları

http://shiftdelete.net/deep-web-hakkinda-her-sey-bolum-1-61937 Erişim

Tarihi:10.12.2017

http://www.chip.com.tr/haber/bitcoin-nedir-ne-ise-yarar_44828.html

Erişim Tarihi: 10.07.2018

http://www.elektrikport.com/teknik-kutuphane/siber-savaslar-

stuxnet/4383#ad-image-0 Erişim Tarihi: 04.03.2018

https://dijilopedi.com/2018-internet-kullanimi-ve-sosyal-medya-

istatistikleri/ Erişim Tarihi: 30.04.2018

https://searchsecurity.techtarget.com/definition/distributed-denial-of-

service-attack Erişim Tarihi: 04.01.2018

https://siberbulten.com/uluslararasi-iliskiler/abdden-sonra-almanya-

secimleri-de-hackerlarin-hedefinde/ Erişim Tarihi:11.12.2017

https://whatis.techtarget.com/definition/programmed-logic-controller-PLC

Erişim Tarihi: 04.03.2018

https://whatis.techtarget.com/definition/SCADA-supervisory-control-and-

data-acquisition Erişim Tarihi: 04.03.2018

Page 88: ULUSLARARASI GÜVENLİĞİN BİR ... - afyonluoglu.orgafyonluoglu.org/PublicWebFiles/Reports-TR/Akademi/2018-KAmil Tarhan-Uluslararası... · Okulu, Eleştirel Teori, Postmodern yaklaşım,

77

https://www.cia.gov/library/readingroom/docs/1947-07-26.pdf Erişim

Tarihi: 24.04.2018

https://www.theguardian.com/books/2011/sep/22/william-gibson-beyond-

cyberspace Erişim Tarihi: 12.01.2018

https://www.usg.edu/galileo/skills/unit07/internet07_02.phtml

Erişim Tarihi: 30.04.2018

http://www.karar.com/gorusler/devletler-siber-gucu-nasil-kullaniyor-

301080# Erişim Tarihi: 06.03.2018

https://whatis.techtarget.com/definition/deep-Web Erişim Tarihi:

15.03.2018

https://whatis.techtarget.com/definition/TOR-third-generation-onion-

routing Erişim Tarihi: 15.03.2018