vergi portalı özelgeler · pdf filerusya’ya bağlı özerk tataristan cum....

37
GELİR İDARESİ ÖZELGELERİ 26 Nisan 2016 İçindekiler Rusya’ya bağlı Özerk Tataristan Cum. Firmaya verilen montaj tasarım hizmeti ve malzeme temini işinin kurumlar vergisinden istisna olup olmadığı hk Sözleşme damga vergisinin matrahı ile temerrüt faizinin matraha dahil olup olmadığı hk. VRHİ Belgesi kapsamında çekici alımına ilişkin rehin sözleşmesinde damga vergisi hk. Yurtdışında düzenlenip Türkçe tercümesi noterde tasdik ettirilecek sözleşme ve tadil sözleşmelerinin damga vergisi matrahı hk. Unvan değişikliği nedeniyle yeniden düzenlenen sözleşmede damga vergisi hk. Toprak altı maden işletmelerinde çalışanlara yıllık ücretli izinli olduğu, hafta tatili ve genel tatil günlerinde ödenen ücretlerde gelir vergisi ve damga vergisi kesintisi hk. Teknopark inşaatı yapmak üzere düzenlenen ihale kararı ve sözleşmenin damga vergisine tabi olup olmadığı hk. Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğünün işlemlerinde Damga Vergisi Uygulaması Hk. Yönetim kurulu kararı, genel müdürlük olur’u ve piyasa araştırması tutanağının damga vergisine tabi olup olmadığı hk. Karşılığı İnşaat Sözleşmesi tadiline ilişkin ek protokolün birden fazla işlemi içermesi nedeniyle damga vergisi ve harcın aranıp aranmayacağı hk. 6306 sayılı Kanuna göre riskli yapı şerhi bulunan taşınmazla ilgili düzenlenen hizmet sözleşmelerinin damga vergisi, tapu ve noter harcından istisna olup olmadığı hk. Türkiye’deki büyükelçilikte çalışan Türk uyruklulara ödenen ücret, kira ödemesi ve muhasebeci ile avukatlara yapılan ödemelerde vergi kesintisi hk. SGK prim bildirgeleri ve muhtasar beyannamelerinde damga vergisi muafiyeti hk. Uluslararası kuruluşlarca gerçekleştirilecek faaliyetler nedeniyle düzenlenen kağıtlarda damga vergisi ile bir kağıtta birden fazla akit olması halinde damga vergisi hk. Sendika avukatı vekalet ücretinin gelir vergisi, KDV ve damga vergisi kesintisi hk. Borsa tarafından borsa çalışanlarına ve borsanın hizmet satın aldığı şirket çalışanlarına bir defaya mahsus yapılan ödemeler hk. Suriyeli mültecilerin tedavi ve ilaç giderleri için eczane ve özel hastanelere yapılacak ödemelerde damga vergisi hk. Su ve Kanalizasyon İdaresi ...... Genel Müdürlüğü ve İller Bankası A.Ş. ...... Bölge Müdürlüğünce yapılacak hakediş ödemelerinde damga vergisi kesintisi yapılıp yapılmayacağı hk. Teknoloji Geliştirme Bölgesinde faaliyette bulunan yönetici şirketin damga vergisi ve harç muafiyeti hk.

Upload: duonghanh

Post on 16-Feb-2018

237 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

GELİR İDARESİ ÖZELGELERİ 26 Nisan 2016

İçindekiler

Rusya’ya bağlı Özerk Tataristan Cum. Firmaya verilen montaj tasarım hizmeti ve malzeme temini işinin kurumlar vergisinden istisna olup olmadığı hk

Sözleşme damga vergisinin matrahı ile temerrüt faizinin matraha dahil olup olmadığı hk.

VRHİ Belgesi kapsamında çekici alımına ilişkin rehin sözleşmesinde damga vergisi hk.

Yurtdışında düzenlenip Türkçe tercümesi noterde tasdik ettirilecek sözleşme ve tadil sözleşmelerinin damga vergisi matrahı hk.

Unvan değişikliği nedeniyle yeniden düzenlenen sözleşmede damga vergisi hk.

Toprak altı maden işletmelerinde çalışanlara yıllık ücretli izinli olduğu, hafta tatili ve genel tatil günlerinde ödenen ücretlerde gelir vergisi ve damga vergisi kesintisi hk.

Teknopark inşaatı yapmak üzere düzenlenen ihale kararı ve sözleşmenin damga vergisine tabi olup olmadığı hk.

Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğünün işlemlerinde Damga Vergisi Uygulaması Hk.

Yönetim kurulu kararı, genel müdürlük olur’u ve piyasa araştırması tutanağının damga vergisine tabi olup olmadığı hk.

Karşılığı İnşaat Sözleşmesi tadiline ilişkin ek protokolün birden fazla işlemi içermesi nedeniyle damga vergisi ve harcın aranıp aranmayacağı hk.

6306 sayılı Kanuna göre riskli yapı şerhi bulunan taşınmazla ilgili düzenlenen hizmet sözleşmelerinin damga vergisi, tapu ve noter harcından istisna olup olmadığı hk.

Türkiye’deki büyükelçilikte çalışan Türk uyruklulara ödenen ücret, kira ödemesi ve muhasebeci ile avukatlara yapılan ödemelerde vergi kesintisi hk.

SGK prim bildirgeleri ve muhtasar beyannamelerinde damga vergisi muafiyeti hk.

Uluslararası kuruluşlarca gerçekleştirilecek faaliyetler nedeniyle düzenlenen kağıtlarda damga vergisi ile bir kağıtta birden fazla akit olması halinde damga vergisi hk.

Sendika avukatı vekalet ücretinin gelir vergisi, KDV ve damga vergisi kesintisi hk.

Borsa tarafından borsa çalışanlarına ve borsanın hizmet satın aldığı şirket çalışanlarına bir defaya mahsus yapılan ödemeler hk.

Suriyeli mültecilerin tedavi ve ilaç giderleri için eczane ve özel hastanelere yapılacak ödemelerde damga vergisi hk.

Su ve Kanalizasyon İdaresi ...... Genel Müdürlüğü ve İller Bankası A.Ş. ...... Bölge Müdürlüğünce yapılacak hakediş ödemelerinde damga vergisi kesintisi yapılıp yapılmayacağı hk.

Teknoloji Geliştirme Bölgesinde faaliyette bulunan yönetici şirketin damga vergisi ve harç muafiyeti hk.

Rusya’ya bağlı Özerk Tataristan Cum. Firmaya verilen montaj tasarım hizmeti ve malzeme temini işinin kurumlar vergisinden istisna olup olmadığı hk

Sayı: B.07.1.GİB.4.41.15.01-125[5/h-2014/21]-17

Tarih: 16/03/2016

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

KOCAELİ VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü)

Sayı: 93767041-125[5/h-2014/21]-17

16/03/2016

Konu: Rusya’ya bağlı Özerk Tataristan Cum. Firmaya verilen montaj tasarım hizmeti ve malzeme temini işinin kurumlar vergisinden istisna olup olmadığı hk.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; Şirketinizin Rusya Federasyonuna bağlı Özerk Tataristan Cumhuriyetinde yerleşik ... firmasıyla ... Sanayi Bölgesinde kuracağı otomobil fabrikasına ait üretim bandı tasarımı, üretim bandı malzemelerinin temini ve üretim bandının montajı kapsamında üç ayrı sözleşme yaptığı,

Üretim bandı tasarımının tamamlandığı, 2013 yılında başlanan malzeme ihracatlarının 2014 yılında da devam ettiği, üretim bandı malzemelerin önemli bir kısmının ihraç edilmesine karşın Rusya’ya personel gönderilmek suretiyle başlanan üretim bandı montajının ise devam ettiği,

Türkiye ile Rusya arasında imzalanan Çifte Vergilendirmeye Önleme Anlaşmasının 5 inci maddesine göre işyeri oluşmadığından Rusya’da işyeri açılmadığı ve montajı tamamlanan kısım itibariyle hak edilen tutarın tahsili amacıyla faturanın Türkiye’den düzenlendiği belirtilerek, Rusya’da yapılan montaj işinden elde edilecek kazancın 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi

kapsamında istisna olup olmayacağı hususunda Başkanlığımızdan görüş talep edilmektedir.

KURUMLAR VERGİSİ KANUNU AÇISINDAN:

Kurumlar Vergisi Kanununun 3 üncü maddesinde; “Kanunun 1 inci maddesinde sayılı kurumlardan kanuni veya iş merkezi Türkiye’de bulunanlar, gerek Türkiye içinde gerekse Türkiye dışında elde ettikleri kazançların tamamı üzerinden vergilendirilirler.” hükmü yer almaktadır.

Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendinde; yurt dışında yapılan inşaat, onarım, montaj işleri ile teknik hizmetlerden sağlanarak Türkiye’de genel sonuç hesaplarına intikal ettirilen kazançlar kurumlar vergisinden istisna edilmiştir.

Diğer taraftan, 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “5.9. Yurt dışında yapılan inşaat, onarım, montaj işleri ile teknik hizmetlerden sağlanan kazançlarda istisna” başlıklı bölümünde;

“Kurumlar Vergisi Kanununun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi ile yurt dışında yapılan inşaat, onarım, montaj işleri ile teknik hizmetlerden sağlanarak Türkiye’de genel sonuç hesaplarına aktarılan kazançlar, herhangi bir koşula bağlanmaksızın kurumlar vergisinden istisna edilmiştir.

Kurumlar Vergisi Kanununun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendinde, kurumların yurt dışında bulunan işyerleri veya daimi temsilcileri aracılığıyla elde ettikleri kazançlar, maddede belirtilen tarihe kadar Türkiye’ye transfer edilmiş olmak ve en az %15 oranında gelir ve kurumlar vergisi benzeri vergi yükü taşımak koşuluyla vergiden istisna edilmiştir.

Benzer şekilde, anılan fıkranın (h) bendi ile de yurt dışında bulunan işyerleri veya daimi temsilcileri aracılığıyla yapılan ve yurt dışında vergilendirilen inşaat, onarım, montaj işleri ile teknik hizmetlerden sağlanan kazançların (vergi yükü oranına bakılmaksızın), ayrıca yurt içinde de vergilendirilmesinin önüne geçilmesi amacıyla bu kazançlar kurumlar vergisinden istisna edilmiştir.

Teknik hizmetler esas itibariyle inşaat, onarım ve montaj işleriyle ilgili olarak yürütülen planlama, projelendirme, mimarlık ve mühendislik, etüd, fizibilite, harita tasarım, metraj, keşif, idari ve teknik şartname ile ihale dosyası hazırlama, ihale değerlendirme, mesleki kontrollük, inşaat kontrollüğü, tasarım kontrollüğü, işletmeye alma danışmanlığı, proje ve yatırım yönetimi ve benzeri hizmetleri kapsamaktadır.

Teknik hizmetlerden elde edilen kazançların da anılan istisnadan yararlanabilmesi için bu işlerin yurt dışında bulunan işyerleri veya daimi temsilciler aracılığıyla yapılması; yurt dışında ayrıca bir işyeri veya daimi temsilci olmadan yapılan teknik hizmetlerin, hizmet ihracatı olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Ayrıca, teknik hizmetlerin yurt dışındaki inşaat, onarım ve montaj işlerine bağlı olarak yapılma şartı bulunmamaktadır.

İnşaat, onarım ve montaj işlerinin yurt dışında gerçekleştirilmesi için bir işyeri bulunması gerekirken, bu işlere bağlı teknik hizmetlerin yurt dışında herhangi bir işyeri olmaksızın Türkiye’den gerçekleştirilebilmesi de mümkün olabilmektedir. Proje hazırlanması gibi teknik hizmetler, inşaat ve onarma işinin tamamlayıcı bir unsuru olmasına karşın; kurumların yurt dışında devam eden bir inşaat ve onarma işi olmadığı ya da ayrıca bir işyeri veya daimi temsilci bulundurulmadığı durumlarda, bu faaliyetin ihracat olarak değerlendirilmesi gerekmekte olup yurt dışındaki inşaat işine bağlı olarak Türkiye’de yapılan teknik hizmetlerden sağlanan kazançların bu istisnadan yararlandırılması mümkün bulunmamaktadır. Dolayısıyla, kurumların yurt dışında bir inşaat ve onarım işi varsa, buna bağlı teknik hizmetler ister Türkiye’de isterse yurt dışında yapılsın, elde edilen kazançlar istisnadan yararlanabilecektir. Kurumların yurt dışında yaptıkları bir inşaat ve onarım işinin bulunmaması halinde ise ancak yurt dışında bir işyeri veya daimi temsilci aracılığıyla yaptıkları teknik hizmetlerden elde edilen kazançlar istisnadan yararlanılabilecektir.

Bu istisnanın uygulanması açısından, yurt dışında yapılan inşaat, onarım, montaj işleri ile teknik hizmetlerden sağlanan kazançların Türkiye’ye getirilmesi zorunluluğu bulunmamaktadır. Söz konusu kazançların Türkiye’de genel sonuç hesaplarına intikal ettirilmesi istisnadan yararlanması için yeterlidir.”

açıklamalarına yer verilmiştir.

Diğer taraftan, aynı Tebliğin “33.3. Mahsup edilebilecek yurt dışı vergilerin sınırı” başlıklı bölümünde ise yurt dışında elde edilen kazançların kurumlar vergisinden istisna edilmiş olması halinde, bu kazançlar üzerinden yurt dışında ödenen vergilerin yurt içinde hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edilmesinin mümkün olmadığı ifade edilmiştir.

Bu açıklamalara göre, yurt dışında yapılan montaj işinin yurt dışında bulunan iş yeri veya daimi temsilci aracılığı ile yapılması ve tasarım hizmetinin de yurt dışındaki inşaat, onarım ve montaj işi ile ilgili yürütülen teknik hizmetlerden olması halinde bu işlerle ilgili olarak Şirketinizce elde edilerek

Türkiye’deki genel sonuç hesaplarına intikal ettirilecek kazançların, Kurumlar Vergisi Kanununun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendine göre istisna edilmesi mümkün bulunmaktadır. Ancak, yurt dışında yaptığınız montaj ve teknik hizmetler dolayısıyla elde edeceğiniz söz konusu istisna kazanca ilişkin Şirketinizce ödenen vergilerin yurt içinde hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edilmesi mümkün bulunmamaktadır.

Öte yandan, yurt dışında yapılan montaj işinin yurt dışında bir iş yeri veya daimi temsilci olmaksızın gerçekleştirilmesi halinde montaj işinden elde edilen kazanç söz konusu istisna hükmü kapsamında değerlendirilmeyecek olup bu nedenle hizmet ihracatı olarak değerlendirilen tasarım hizmetine bağlı olarak elde ettiğiniz kazançların kurum kazancına dahil edilerek vergilendirilmesi gerekmektedir.

Diğer taraftan, taahhüt edilen söz konusu işlerde kullanılmak üzere temin edilen malzemelerin ihracından sağlanan kazançların da anılan istisnaya konu edilemeyeceği tabiidir.

ÇİFTE VERGİLENDİRMEYİ ÖNLEME ANLAŞMASI AÇISINDAN :

Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Rusya Federasyonu Hükümeti Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması” 15/12/1997 tarihinde imzalanmış olup, 01/01/2000 tarihinden itibaren uygulanmaktadır.

“Türkiye” ve “Rusya Federasyonu” ülke tanımlarının yapıldığı Anlaşma’nın “Genel Tanımlar” başlıklı 3 üncü maddesinin 1 inci fıkrasında;

“1. Bu Anlaşmanın amaçları yönünden metin aksini öngörmedikçe:

a) “Bir Âkit Devlet” ve “diğer Âkit Devlet” terimleri, metne bağlı olarak, Rusya Federasyonu (Rusya) veya Türkiye Cumhuriyeti (Türkiye) anlamına gelir;

b) “Rusya Federasyonu” ve “Türkiye Cumhuriyeti” terimleri, ülke topraklarını, karasularını, aynı zamanda uluslararası hukuka uygun olarak bu Devletlerin kıta sahanlıkları ile münhasır ekonomik alanlarını ifade eder;”

hükmü yer almaktadır.

Tataristan Cumhuriyeti, Rusya Federasyonu’nun 81 federe biriminden biri olup, diğer bir deyişle, Rusya Federasyonu’nun bir parçasıdır ve Türkiye-Rusya Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması (ÇVÖA)

hükümleri Tataristan Cumhuriyeti bakımından da geçerlidir.

Bu çerçevede, şirketinize Tataristan Cumhuriyeti mukimi Ford Sollers Holding LLC firması tarafından Tataristan Naberezhnye Chelny Sanayi Bölgesinde kurulacak otomobil fabrikasının üretim bandı tasarımı işi kapsamında yapılacak ödemelerin Türkiye-Rusya ÇVÖA’nın “Serbest Meslek Faaliyetlerinden Elde Edilen Gelir”e ilişkin 14 üncü maddesi; üretim bandı malzemelerinin temini ve söz konusu üretim bandının montajı işleri kapsamında yapılacak ödemelerin ise söz konusu Anlaşma’nın birer örneği ekli 5 ve 7 nci maddeleri çerçevesinde değerlendirilmesi gerekmektedir.

Diğer taraftan, Anlaşma’nın 14 üncü maddesi yalnızca gerçek kişilere yönelik olarak düzenlenmiş olduğundan, serbest meslek faaliyeti kapsamında yapılan işin de yine anılan Anlaşma’nın 5 ve 7 nci maddeleri kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir.

Söz konusu Anlaşma’nın 7 nci maddesinin 1 inci fıkrası;

“Bir Âkit Devlette, diğer Âkit Devletin bir teşebbüsünce elde edilen kazançlar, kazancın bu Devlette yer alan bir işyeri vasıtasıyla elde edilmesi halinde ve sadece işyerinin faaliyetlerine atfedilebilen miktarla sınırlı olmak üzere ilk bahsedilen Devlette vergilendirilebilir.”

hükmünü öngörmektedir.

Anlaşma’nın “İş Yeri” başlıklı 5 inci maddesinde ise hangi hallerde diğer devlette bir iş yeri oluşacağı veya oluşmayacağı açıkça belirtilmiş olup, ayrıca 3 üncü fıkrasının (a) bendinde on sekiz ayı aşan bir süre devam eden bir inşaat şantiyesi, yapım, montaj veya kurma projesi veya bunlarla ilgili gözetim faaliyetlerinin bir iş yeri oluşturacağı hüküm altına alınmıştır.

Buna göre, şirketinizin Tataristan Cumhuriyeti’nde bir şubesi bulunmasa dahi, söz konusu bentte sayılan faaliyetlerin icrasının belirtilen süreyi aşması durumunda Tataristan’da iş yerinin varlığından söz edilmesi mümkün olabilecektir.

Bu tür hizmetlerin Tataristan’da bir iş yeri vasıtasıyla yürütülmesi durumunda ise, elde edilecek gelirlerin Anlaşma’nın “Ticari Kazançlar”a ilişkin 7 nci maddesi kapsamında iş yerine atfedilebilir kazançlarla sınırlı olmak üzere Tataristan’da vergilendirilmesi mümkün bulunmaktadır.

Söz konusu hizmetleri Tataristan Cumhuriyeti’nde Anlaşma’nın 5 inci maddesi kapsamında bir iş

yerine sahip olmaksızın ifa etmeniz durumunda ise, elde edeceğiniz gelirleri vergileme hakkı iç mevzuat hükümlerimiz çerçevesinde sadece Türkiye’ye ait olacaktır.

Diğer taraftan, Türkiye mukimi şirketinizin Tataristan’da sahip olduğu bir iş yeri vasıtasıyla gelir elde etmesi durumunda Tataristan’da (Rusya’da) ödeyeceği vergi, anılan Anlaşma’nın “Çifte Vergilendirmenin Önlenmesi”ne ilişkin 22 nci maddesinin 1 inci fıkrası çerçevesinde, Türkiye’de ilgili gelire ilişkin hesaplanacak vergiden mahsup edilebilecek olup, bu şekilde çifte vergilendirme önlenebilecektir.

Anlaşma hükümlerinin uygulanabilmesi için şirketinizin Kocaeli Vergi Dairesi Başkanlığından alacağı, Türkiye’de tam mükellef olduğunuzu ve tüm dünya kazançları üzerinden Türkiye’de vergilendirildiğinizi gösteren bir mukimlik belgesini Tataristan Cumhuriyeti’ndeki vergi sorumlularına ibraz etmesi gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

Sözleşme damga vergisinin matrahı ile temerrüt faizinin matraha dahil olup olmadığı hk.

Sayı: 97895701-155[1-2013/319]-8897

Tarih: 03/02/2016

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü

03/02/2016

Sayı : 97895701-155[1-2013/319]-8897

Konu : Sözleşme damga vergisinin matrahı ile temerrüt faizinin matraha dahil olup olmadığı hakkında

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzun incelenmesinden, ...... Bankası A.Ş ile şirketiniz arasında imzalanacak olan “ ...... Sözleşme”nin damga vergisinden istisna olup olmadığı, istisna olmaması halinde damga vergisi matrahının banka kayıtlarında ve sözleşmede yazılı olan alacak tutarı mı yoksa temlik bedeli mi olacağı, matrahın alacak tutarı olması halinde banka kayıtlarında ve sözleşmede yer almayan temerrüt faizinin de matraha dahil olup olmayacağı hususunda görüş talep edildiği anlaşılmıştır.

488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde; bu Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıtların damga vergisine tabi olduğu, 3 üncü maddesinde; damga vergisinin mükellefinin kağıtları imza edenler olduğu, 6 ncı maddesinin ikinci fıkrasında; bir kağıtta toplanan akit ve işlemlerin birbirine bağlı ve bir asıldan doğma olmaları halinde damga vergisinin en yüksek vergi alınmasını gerektiren akit veya işlem üzerinden alınacağı, 9 uncu maddesinde ise; bu Kanuna ekli (2) sayılı tabloda yazılı kağıtların damga vergisinden müstesna olduğu; 11 inci maddesinde, cari hesap şeklinde açılan kredilerle her türlü ikrazata ait taahhütname ve mukavelenameler (Iskonto ve iştira senetleri taahhütnamesi-Dispans dahil) ve bunların temlik, yenileme, devir ve değiştirilmesine müteallik bütün kağıtlarda ve keza matlupların devir ve temlikine ilişkin mukavelename ve temliknamelerde ikraz veya

temlik edilen para miktarının veya azami haddinin gösterilmesi mecburi olduğu, gösterilmediği takdirde bu kağıtların her birinden alınması gereken damga vergisi ile cezasının, olayın meydana çıktığı tarihte ilgili bulunduğu cari hesapta kayıtlı kredi veya ikrazat miktarına göre hesaplanarak alınacağı hükme bağlanmıştır.

Mezkur Kanuna ekli (1) sayılı tablonun “I- Akitlerle ilgili kağıtlar” başlıklı bölümünün A/1 fıkrasında, belli parayı ihtiva eden, mukavelenameler, taahhütnameler ve temliknamelerin nispi oranda damga vergisine tabi tutulacağı, Kanuna ekli (2) sayılı tablonun “IV-Ticari ve medeni işlerle ilgili kağıtlar’” başlıklı bölümünün 23 numaralı fıkrasında, “Bankalar, yurt dışı kredi kuruluşları ve uluslararası kurumlarca kullandırılacak kredilere, bunların teminatlarına ve geri ödenmelerine ilişkin kâğıtlar ile bu kâğıtlar üzerine konulacak şerhler (kredilerin kullanımları hariç)”in damga vergisinden istisna olduğu hüküm altına alınmıştır.

Damga Vergisi Kanununda yer alan bu hükme göre, kredi kuruluşları tarafından kullandırılacak kredilerin temini ve geri ödenmesi amacıyla düzenlenen kağıtlar ve bunlar üzerine konulacak şerhler damga vergisinden istisnadır.

Yukarıda belirtilen istisna hükmü kredinin kullandırılması, teminatı ve geri ödenmesine ilişkin olarak doğrudan kredi ilişkisinden doğan kredi borçlusu ve kredi alacaklısı arasındaki işlemleri kapsamakta olup, kredi alacaklısının alacağını varlık yönetim şirketine temlikinin kredi borçlusunun kredi borcunu ödemesine ilişkin bir işlem olarak değerlendirilmesi mümkün bulunmamaktadır.

Özelge talep formunuz ekinde yer alan “ ...... Sözleşme” başlıklı kağıdın incelenmesinden, ...... Bankası A.Ş Ek-1’de dökümü yapılan icra/iflas takiplerine konu edilen ve icra/iflas takiplerine konu edilmeyen alacaklarını, Ek-2’de dökümü yapılan davalara konu edilen 06/12/2013 tarihi itibariyle nakit alacaklarını sair fer’ileriyle birlikte varlık yönetim şirketinize tahsiline zamin olmamak, borçların aczinden sorumlu olmamak, kendisine rucü edilmemek ve tahsilinde tekerrür etmemesi kaydıyla devrettiği, “Tanımlar” başlıklı bölümünde, ...... Bankası A.Ş. ile şirketiniz arasında Portföy’ün alış bedeli karşılığı devri konusunda anlaşıldığı, alış bedelinin Kredi Kartları Alt Portföy 2 için 9.810.000,00 TL portföy satış bedelini, portföyün bankanın sözleşmeye konu edilen 06.12.2013 tarihi itibarıyla kredi kartları Alt Portföy 2 de yer alan Kredi Kartı niteliğindeki kredilerden kaynaklanan 53.822.012,76 TL nakit ana para tutarlı tahsili gecikmiş alacakların tamamını, teminat mektubunun nihai teklif ile birlikte bankaya verilmiş 30.11.2014 tarihine kadar geçerli olan 292.000.00 TL bedelli ...... no.lu, ...... tanzim tarihli,

...... A.Ş. tarafından tanzim edilmiş teminat mektubunu ifade ettiği; 10.1 numaralı maddesinde, sözleşmenin 4(j) maddesi uyarınca verilmiş teminat mektubu banka nezdinde ise bu mektubun tazmini Bankanın zararını karşılamaya yeterli olmadığı takdirde zarar tutarının alış bedelinin asgari %5 ve üzerinde olması kaydıyla bankanın sözleşmeyi feshedebileceği; 10.2 numaralı maddesinde 10.1 maddesindeki şartların varlığına rağmen sözleşmeyi feshetmeyerek sözleşmenin ifasını ve sözleşmenin ifa edilmemesi nedeniyle işlemiş ve işleyecek temerrüt faizlerini, doğmuş ve doğacak her türlü müspet ve menfi zararları için alıcıyı dava edebileceği anlaşılmıştır.

Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, özelge talep formunuz ekinde yer alan ...... Bankası A.Ş.’nin kredi kartı alacaklarının şirketinize devrine ilişkin olarak düzenlenen “Düzenleme Şeklinde Tahsili Gecikmiş Alacakların Satış ve Devrine İlişkin Sözleşme” nin, 488 sayılı Kanuna ekli (2) sayılı tablonun IV/23 fıkrası kapsamında değerlendirilmesine imkan bulunmayıp, söz konusu sözleşmenin 488 sayılı Kanunun 6 ncı maddesinin ikinci fıkrası ve Kanuna ekli (1) sayılı tablonun I/A-1 fıkrası uyarınca en yüksek vergi alınmasını gerektiren devredilen alacak tutarı olan 53.822.012,76 TL üzerinden temerrüt faizi dahil edilmeden damga vergisine tabi tutulması gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

VRHİ Belgesi kapsamında çekici alımına ilişkin rehin sözleşmesinde damga vergisi hk.

Sayı: 16700543-155-2249

Tarih: 22/01/2016

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

GAZİANTEP VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

VERGİ VE ANLAŞMALAR UYGULAMA MÜDÜRLÜĞÜ

22/01/2016

Sayı : 16700543-155-2249

Konu : VRHİ Belgesi kapsamında çekici alımına ilişkin rehin sözleşmesinde damga vergisi

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzun incelenmesinden, Ekonomi Bakanlığı İhracat Genel Müdürlüğü tarafından firmanız adına düzenlenmiş olan ...... tarih ve ...... sayılı Vergi, Resim ve Harç İstisnası Belgesine istinaden, ekte sunmuş olduğunuz rehin sözleşmesinin damga vergisinden istisna olup olmadığı hususunda görüş talep edildiği anlaşılmaktadır.

488 sayılı Damga Vergisi Kanununun Ek-2 nci maddesinde, döviz kazandırıcı faaliyetlere ilişkin işlemlerle ilgili olarak düzenlenen kağıtların damga vergisinden müstesna olduğu, döviz kazandırıcı faaliyetlerin neler olduğunun ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasların Maliye Bakanlığı ile Dış Ticaret Müsteşarlığı( Ekonomi Bakanlığı) tarafından birlikte tespit edileceği hüküm altına alınmıştır.

Döviz Kazandırıcı Faaliyetlere ilişkin Ekonomi Bakanlığınca yayımlanan 2008/6 sayılı İhracat, Transit Ticaret, İhracat Sayılan Satış ve Teslimler ile Döviz Kazandırıcı Hizmet ve faaliyetlerde Vergi, Resim ve Harç İstisnası Hakkında Tebliğin 6/3-k maddesi ile Damga Vergisi Kanununun Ek-2 ve Harçlar Kanununun Ek-1 inci madde hükmünün uygulama usul ve esaslarını düzenleyen (1) Seri No.lu Döviz Kazandırıcı Faaliyetlerde Damga Vergisi ve harç İstisnası Uygulaması Hakkında Tebliğin, (4) Seri No.lu Tebliğ ile değişik ‘‘3.2. Diğer döviz Kazandırıcı faaliyetler’’ başlıklı bölümünde;

“(3.2.11) Uluslararası taşımacılıktan döviz olarak kazanılan navlun bedellerinin yurda getirilmesi kaydıyla kara, deniz veya hava ulaştırma hizmet ve faaliyetleri, döviz kazandırıcı faaliyetler arasında sayılmıştır.

Mezkur Tebliğin “4.Uygulamaya İlişkin Esaslar “ başlıklı bölümünde de;

“4.1. (3.1.8)’de belirtilen faaliyetler için bu konuda düzenlenmiş “Dahilde İşleme İzin Belgesi”; (3.2)’de belirtilen diğer döviz kazandırıcı faaliyetler için bu konuda düzenlenmiş “Vergi Resim Harç İstisnası Belgesi”nin ibrazı üzerine, ilgili kuruluşlarca, aşağıda açıklanan usul ve esaslar çerçevesinde başka bir belge aranmaksızın re’sen damga vergisi ve harç istisnası uygulanacaktır.

Ancak, damga vergisi ve harç istisnasının uygulanabilmesi için, vergi ve harca konu işlemin, sözü edilen belgelerin geçerlilik süresi içerisinde yapılması şarttır.

Belgenin alınmasından önce veya belgenin geçerlilik süresinin dolmasından sonra, belgeye bağlanan iş ile ilgili olarak yapılan işlemlere, damga vergisi ve harç istisnası tatbik edilmeyecektir.

4.7. Diğer Döviz Kazandırıcı faaliyetlerde, belgeye bağlı olarak uygulanan damga vergisi ve harç istisnasının; belge sahibi yatırımcı, ihracatçı veya üstlenicinin belge kapsamındaki iş nedeniyle ihale makamı dışında kalan ve belge sahibi olmayan diğer kişi ve kuruluşlarla ( taşeron, malzeme müteahhidi v.b.) yapacağı muamelelere tatbiki mümkün değildir.

Ancak belge kapsamındaki döviz kazandırıcı faaliyetlerde kullanılmak şartıyla, belge sahibi kişi veya kuruluşlardan temin edilecek mal, malzeme veya hizmet alımları damga vergisi ve harç istisnasından faydalandırılacaktır.

Bu durumda, döviz kazandırıcı faaliyetlerde, ihale makamı dışında kalan diğer işlem tarafları arasındaki muamelelere; her iki işlem tarafının da o işle ilgili olarak düzenlenmiş belgeye sahip olmasına bağlı olarak damga vergisi ve harç istisnası tatbik edilecektir.”

düzenlemelerine yer verilmiştir.

Kanun ve ilgili tebliğ hükümlerinin incelenmesinden de görüleceği üzere, uluslararası taşımacılıktan döviz olarak kazanılan navlun bedellerinin yurda getirilmesi kaydıyla kara, deniz veya hava ulaştırma hizmet ve faaliyetleri döviz kazandırıcı faaliyet olarak belirlenmiş olup, şirketinize çekici alımı ve bununla ilgili teminat,

rehin işlemleri döviz kazandırıcı faaliyetler arasında sayılmamıştır.

Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, ...... A.Ş’den çekici alımına ilişkin olarak düzenlendiği anlaşılan “Borç ve Rehin Sözleşmesi” başlıklı kağıda, 488 sayılı Kanunun Ek 2 nci maddesi ve (1) Seri No.lu Döviz Kazandırıcı Faaliyetlerde Damga Vergisi ve Harç İstisnası Uygulaması Hakkında Tebliğ kapsamında damga vergisi istisnası uygulanması mümkün değildir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

Yurtdışında düzenlenip Türkçe tercümesi noterde tasdik ettirilecek sözleşme ve tadil sözleşmelerinin damga vergisi matrahı hk.

Sayı: 97895701-155[1.2015/23]-13075

Tarih: 17/02/2016

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü

17/02/2016

Sayı :97895701-155[1.2015/23]-13075

Konu :Yurtdışında düzenlenip Türkçe tercümesi noterde tasdik ettirilecek sözleşme ve tadil sözleşmelerinin damga vergisi matrahı

İlgide kayıtlı özelge talep formunuz ve eklerinin incelenmesinden, yurtdışında İngilizce olarak hazırlanıp Türkçe tercümesi noterliğinize tasdik için getirilen “

“ başlıklı sözleşme ve sözleşmeyi tadil eden değişik bedeller içeren sözleşmelerin hangi bedel üzerinden damga vergisine tabi tutulacağı hakkında bilgi verilmesinin istenildiği anlaşılmaktadır.

488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde bu Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıtların damga vergisine tabi olacağı, bu Kanundaki kağıtlar teriminin yazılıp imzalanmak veya imza yerine geçer bir işaret kullanmak suretiyle düzenlenen ve herhangi bir hususu ispat veya belli etmek için ibraz edilebilecek olan belgeler ile elektronik imza kullanılmak suretiyle manyetik ortamda ve elektronik veri şeklinde oluşturulan belgeleri ifade edeceği, yabancı memleketlerle Türkiye’deki yabancı elçilik ve konsolosluklarda düzenlenen kağıtların Türkiye’de resmi dairelere ibraz edildiği, üzerine devir veya ciro işlemlerinin yürütüldüğü veya herhangi bir suretle hükmünden faydalanıldığı takdirde vergiye tabi tutulacağı; 2 nci maddesinde, vergiye tabi kağıtlar mahiyetinde bulunan veya onların yerini alan mektup ve

şerhlerle, bu kağıtların hükümlerinin yenilenmesine, uzatılmasına, değiştirilmesine, devrine veya bozulmasına ilişkin mektup ve şerhlerin de damga vergisine tabi olduğu; 3 üncü maddesinde, yabancı memleketlerle Türkiye’deki yabancı elçilik ve konsolosluklarda düzenlenen kağıtların vergisini, Türkiye’de bu kağıtları resmi dairelere ibraz eden, üzerinde devir veya ciro işlemleri yapanlar veya herhangi bir suretle hükümlerinden yararlananların ödeyeceği; 6 ncı maddesinin ikinci fıkrasında, bir kağıtta toplanan akit ve işlemler birbirine bağlı ve bir asıldan doğma oldukları takdirde damga vergisi en yüksek vergi alınmasını gerektiren akit veya işlem üzerinden alınacağı; 10 uncu maddesinde, damga vergisinin nispi veya maktu olarak alınacağı, nispi vergide kağıtların nevi ve mahiyetlerine göre, bu kağıtlarda yazılı belli bir para, maktu vergilerde kağıtların mahiyetlerinin esas olduğu, belli para terimi, kağıtların ihtiva ettiği veya bunlarda yazılı rakamların hasıl edeceği parayı ifade edeceği; 14 üncü maddesinin ikinci fıkrasında belli parayı ihtiva eden mukavelenamelerin değiştirilmesi halinde artan miktarın aynı nispette vergiye tabi olacağı hükme bağlanmıştır.

Kanuna ekli (1) sayılı tablonun “I-Akitlerle ilgili kağıtlar” başlıklı bölümün A-1 fıkrasında belli parayı ihtiva eden mukavelename, taahhütname ve temliknamelerin nispi damga vergisine tabi olduğu hükme bağlanmıştır.

35 Seri No.lu Damga Vergisi Kanunu Genel Tebliğinde ise, vergiye tabi kağıdın yabancı para cinsinden düzenlenmesi halinde kağıt üzerinde yer alan dövizin kağıdın düzenlendiği tarihteki T.C. Merkez Bankası’nca tespit ve ilan olunan cari döviz satış kuruna göre bulunacak Türk Lirası karşılığı üzerinden damga vergisi hesaplanması gerektiği belirtilmiştir.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuz eki sözleşmelerin incelenmesinden ...... ve ...... Havacılık Ulaştırma Taşımacılık Hizmetleri ve Tic. A.Ş. ile yurt dışında mukim ...... S.A. arasında düzenlenen;

- 22/12/2011 tarihli “Satınalma Sözleşmesi” başlıklı sözleşmenin, 15.250.000,00 USD tutar içerdiği,

- Temmuz 2012 tarihli, 22/12/2011 tarihli Satınalma Sözleşmesini tadil eden “

“ başlıklı sözleşmenin tutar içermediği,

- 12/04/2014 tarihli, 22/12/2011 tarihli Satınalma Sözleşmesini tadil eden “

“ başlıklı sözleşmenin 21.285.150,00 USD tutar içerdiği,

- 12/06/2014 tarihli, 22/12/2011 tarihli Satınalma Sözleşmesini tadil eden “

“ başlıklı sözleşmenin tutar içermediği;

- 03/09/2014 tarihli, 22/12/2011 tarihli Satınalma Sözleşmesini tadil eden “

“ başlıklı sözleşmenin 19.500.000,00 USD tutar içerdiği,

- 11/11/2014 tarihli, 22/12/2011 tarihli Satınalma Sözleşmesini tadil eden “

“ başlıklı sözleşmenin 21.296.742,00 USD tutar içerdiği,

- Diğer muhtelif tadil sözleşmelerinin de herhangi bir tutar içermediği

anlaşılmaktadır.

Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde,

- 22/12/2011 tarihli 15.250.000,00 USD tutarlı “

“ başlıklı sözleşmenin, içerdiği tutar üzerinden 488 sayılı Kanuna ekli (1) sayılı tablonun I/A-1 fıkrasına göre,

- 12/04/2014 tarihli, 21.285.150,00 USD tutarlı “

“ başlıklı sözleşmenin, Satınalma Sözleşmesinin artan tutarı üzerinden 488 sayılı Kanunun 14 üncü maddesinin ikinci fıkrası ve Kanuna ekli (1) sayılı tablonun I/A-1 fıkrasına göre,

- 11/11/2014 tarihli, 21.296.742,00 USD tutarlı “

“ başlıklı sözleşmenin; Satınalma Sözleşmesinin tadiline ilişkin düzenlenen 12/04/2014 tarihli, 21.285.150,00 USD tutarlı “

“ başlıklı sözleşmenin artan tutarı üzerinden 488 sayılı Kanunun 14 üncü maddesinin ikinci fıkrası ve Kanuna ekli (1) sayılı tablonun I/A-1 fıkrasına göre,

bu kağıtların Türkçe tercümesinin noterlikte tasdiki suretiyle Türkiye’de hükmünden yararlanıldığı tarihteki, T.C. Merkez Bankasınca tespit ve ilan olunan cari döviz satış kuruna göre bulunacak Türk Lirası karşılığı üzerinden nispi damga vergisine tabi tutulması gerekmektedir.

Diğer taraftan, 03/09/2014 tarihli, 19.500.000,00 USD tutarlı “

“ başlıklı sözleşmenin Satınalma Sözleşmesinin tutarında azalış yaratması nedeniyle damga vergisine tabi tutulmaması gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

Unvan değişikliği nedeniyle yeniden düzenlenen sözleşmede damga vergisi hk.

Sayı: 76464994-155[DH.2015.35]-56

Tarih: 17/02/2016

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

ANTALYA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Gelir Grup Müdürlüğü

17/02/2016

Sayı :76464994-155[DH.2015.35]-56

Konu :Unvan değişikliği nedeniyle yeniden düzenlenen sözleşmede damga vergisi.

İlgide kayıtlı özelge talep formunda, şirketinizin 31.12.2014 tarihi itibariyle nevi değiştirmek suretiyle limited şirketten anonim şirkete dönüştüğü belirtilerek, bazı iş sözleşmeleri ile kira kontratının yenilenmesi durumunda damga vergisi uygulaması konusunda Başkanlığımız görüşü sorulmaktadır.

488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde, bu Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıtların damga vergisine tabi olacağı, bu Kanundaki kağıtlar teriminin yazılıp imzalanmak veya imza yerine geçen bir işaret konmak suretiyle düzenlenen ve herhangi bir hususu ispat veya belli etmek için ibraz edilebilecek olan belgeler ile elektronik imza kullanılmak suretiyle manyetik ortamda ve elektronik veri şeklinde oluşturulan belgeleri ifade edeceği; 9 uncu maddesinde, bu Kanuna ekli (2) sayılı tabloda yazılı kağıtların Damga Vergisinden müstesna olacağı hükümleri yer almıştır.

Kanuna ekli (2) sayılı tablonun “IV-Ticari ve medeni işlerle ilgili kağıtlar” başlıklı bölümünün 17 nci fıkrasında, Kurumlar Vergisi Kanununa göre yapılan birleşme, devir ve bölünmeler nedeniyle düzenlenen kağıtların damga vergisinden istisna edileceği hükmü bulunmaktadır.

Öte yandan, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 19 uncu maddesinin bir ve ikinci fıkralarında, “(1) Bu Kanunun uygulanmasında

aşağıdaki şartlar dahilinde gerçekleşen birleşmeler devir hükmündedir:

a) Birleşme sonucunda infisah eden kurum ile birleşilen kurumun kanunî veya iş merkezlerinin Türkiye’de bulunması.

b) Münfesih kurumun devir tarihindeki bilânço değerlerinin, birleşilen kurum tarafından bir bütün halinde devralınması ve aynen bilânçosuna geçirilmesi.

(2) Kurumların yukarıdaki şartlar dahilinde tür değiştirmeleri de devir hükmündedir.” hükümleri yer almaktadır.

Bu itibarla, devir hükmündeki nev’i değişikliği işleminin 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 19 uncu maddesindeki şartları taşıması ve daha önce düzenlenen bazı iş sözleşmeleri ile kira kontratının bu nedenle yenilenmesi durumunda; süre uzatımına gidilmemesi, tutarı ve diğer hükümlerinde herhangi bir değişiklik yapılmaması şartıyla nevi değişikliği nedeniyle düzenlenen söz konusu kağıtların damga vergisinden istisna edilmesi gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

Toprak altı maden işletmelerinde çalışanlara yıllık ücretli izinli olduğu, hafta tatili ve genel tatil günlerinde ödenen ücretlerde gelir vergisi ve damga vergisi kesintisi hk.

Sayı: 66813766-155[1-2014-83]-78

Tarih: 16/02/2016

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İZMİR VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü)

Sayı : 66813766-155[1-2014-83]-78 16/02/2016

Konu : Toprak altı maden işletmelerinde çalışanlara yıllık ücretli izinli olduğu, hafta tatili ve genel tatil günlerinde ödenen ücretlerde gelir vergisi ve damga vergisi kesintisi hk.

İlgide kayıtlı özelge talep formu ve eklerinin incelenmesinden, şirketinizin yer altı madeni işlettiği, yer altında çalışan işçilere ücret dışında ikramiye ve prim adı altında ödemeler yapıldığı, resmi tatil günleri dışında kalan izin günlerine ilişkin ödenen ücretlerin vergiye tabi olduğu belirtilerek, yer altında geçen zamanın hesabında hafta tatilleri ve resmi tatillerin nasıl hesaba katılacağı, vergiye tabi olmayan ücrete isabet eden sigorta priminin, vergiye tabi olan ücrete ilişkin vergi matrahından indirilip indirilmeyeceği, işçi ücretlerinden kesilen damga vergisinin brüt ücret üzerinden mi yoksa net ücret üzerinden mi hesaplanacağı, işçi ücretlerinin ödenmesinde, makbuz veya bordro düzenlenmesi, ayrıca maaş ödemesi için bankaya yazı yazılması halinde, her ikisinden de ayrı ayrı damga vergisi hesaplanıp hesaplanmayacağı, işçi ücretlerinin ödenmesi için sadece bankaya elektronik ortamda mail atılarak talimat verilmesi halinde ve işçiye herhangi bir makbuz verilmemesi durumunda işçi ücretlerinden damga vergisi hesaplanıp hesaplanmayacağı hususlarında Başkanlığımız görüşünün sorulduğu anlaşılmaktadır.

GELİR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun “Ücretlerde” başlıklı 23 üncü maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendinde, toprak altı işletmesi halinde bulunan madenlerde cevher istihsali ve bununla ilgili diğer bütün işlerde çalışanların münhasıran yer altında çalıştıkları zamanlara ait ücretlerinin gelir vergisinden istisna edildiği hükme bağlanmıştır.

Konu ile ilgili olarak 25.02.1982 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 135 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinin “İstisna ve Muaflıklar” başlıklı bölümünün “D-Ücretlerde İstisnalar” başlıklı ayrımında,

“1. Toprak Altı Maden İşletmelerinde Çalışanların Ücretlerine Uygulanacak İstisna :

Bilindiği gibi, bu konuya ilişkin açıklamaların yapıldığı 128 Seri Sayılı Gelir Vergisi Genel Tebliğinde toprak altı işletmesi halinde bulunan madenlerde cevher istihsali ve bununla ilgili diğer işlerde çalışan işçi, mühendis, jeolog, topoğraf gibi hizmet erbabının münhasıran yer altında çalıştıkları zamanlara ait ücretleri ile bu tür hizmet erbabına yıllık dönemler itibariyle yapılan ikramiye ve benzeri nitelikteki ödemelerin yer altında çalışılan süreye isabet eden kısımlarının Gelir Vergisi Kanunu’nun 23/3 üncü maddesi gereğince vergiden istisna edileceği açıklanmıştır.

Buna göre, toprak altı işletmesi halinde bulunan madenlerde cevher istihsali ve bununla ilgili diğer bütün işlerde çalışan hizmet erbabına hafta tatili ve genel tatil günleri için ödenen ücretlerin de yer altında geçen zamana isabet eden kısımları vergiden müstesna tutulacak; resmi tatil günleri dışında kalan izin günlerine ilişkin olarak ödenen ücretler ise, istisna kapsamına dahil edilmeyerek vergiye tabi tutulacaktır. Bu tür hizmet erbabının istisna kapsamına dahil bulunmayan ve vergiye tabi tutulacak ücretlerinin vergilendirilmesinde ücretin ödeme dönemine göre genel, özel ve varsa sakatlık indirimleri uygulanacaktır.

Öte yandan, Gelir Vergisi Kanunu’nun 98 inci maddesine göre, 94 üncü maddesi gereğince vergi tevkifatı yapmaya mecbur olanlar bir ay içinde yaptıkları ödemeler veya tahakkuk ettirdikleri karlar ve iratlar ile bunlardan tevkif ettikleri vergileri ertesi ayın yirmiüçüncü günü akşamına kadar ödeme veya tahakkukun yapıldığı yerin bağlı olduğu vergi dairesine bildirmeye mecburdurlar. Bu nedenle, toprak altı işletmesi halinde bulunan madenlerde cevher istihsali ve bununla ilgili diğer işlerde çalışanların ücretlerinin peşin ödenmekte olması halinde ücretin ödenmesi anında söz konusu istisna uygulanmayacak, ancak ay sonunda bu kişilerin yer altında çalıştıkları süreler tespit edilerek, bu sürelere ilişkin ücretler vergiden istisna edilecek ve muhtasar beyannamede istisna

uygulandıktan sonra tespit edilen vergi beyan edilecektir.” denilmiş, istisnanın (hafta tatili ücreti dahil) hesaplanmasına ilişkin örneğe yer verilmiştir.

Öte yandan, 4857 sayılı İş Kanununun “Yıllık ücretli izin hakkı ve izin süreleri” başlıklı 53 üncü maddesinde, yıllık ücretli izin hakkından vazgeçilemeyeceği hüküm altına alınmıştır.

Bu itibarla, hizmet erbaplarının hafta tatili ve genel tatil günlerinde de çalışmaları halinde bu günlerde ödenen ücretlerin münhasıran yer altında çalışılan zamanlara isabet eden kısımlarının gelir vergisinden istisna tutulması gerekmekte olup, fiilen çalışması mümkün bulunmayan yıllık izin günleri ile yer üstünde çalışılan süreler için ödenen ücretlere söz konusu istisnanın uygulanması mümkün bulunmamaktadır.

Ayrıca, şirketinizin toprak altı işletmesi halinde bulunan madenlerde cevher üretiminde çalışan personele hafta tatili ve genel tatil günleri için ödenen ücretlerin de yer altında geçen zamana isabet eden kısımları gelir vergisinden istisna olduğundan vergiye tabi olan ücretin sigorta primi ile vergiye tabi olmayan ücretin sigorta primi ayrımı yapılmaksızın söz konusu personele ödenen ücretlerin tamamı üzerinden kesilen sigorta priminin gelir vergisi matrahının tespitinde vergiye tabi ücretten indirilmesi mümkün bulunmaktadır.

DAMGA VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde, bu Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı kâğıtların damga vergisine tabi olduğu, bu Kanundaki kâğıtlar teriminin, yazılıp imzalanmak veya imza yerine geçen bir işaret konmak suretiyle düzenlenen ve herhangi bir hususu ispat veya belli etmek için ibraz edilebilecek olan belgeler ile elektronik imza kullanılmak suretiyle manyetik ortamda ve elektronik veri şeklinde oluşturulan belgeleri ifade ettiği; 3 üncü maddesinde, damga vergisinin mükellefinin kağıtları imza edenler olduğu; 9 uncu maddesinde ise, bu Kanuna ekli (2) sayılı tabloda yazılı kâğıtların damga vergisinden müstesna olduğu hüküm altına alınmıştır.

Kanuna ekli (1) sayılı tablonun “IV. Makbuzlar ve diğer kağıtlar” başlıklı bölümünün 1/b fıkrasında, “Maaş, ücret, gündelik, huzur hakkı, aidat, ihtisas zammı, ikramiye, yemek ve mesken bedeli, harcırah, tazminat ve benzeri her ne adla olursa olsun hizmet karşılığı alınan paralar (avans olarak ödenenler dâhil) için verilen makbuzlar ile bu paraların nakden ödenmeyerek kişiler adına açılmış veya açılacak cari hesaplara nakledildiği veya emir ve havalelerine tediye olunduğu takdirde nakli veya tediyeyi temin eden kâğıtlar”ın nispi damga vergisine tabi olduğu hükmüne yer verilmiştir.

Kanuna ekli (2) sayılı tablonun “III-lşçiler, çiftçiler ve göçmenlerle ilgili kağıtlar” başlıklı bölümünün 3 üncü fıkrasında, toprakaltı işletmesi halinde bulunan madenlerde cevher istihsali ve bununla ilgili diğer bütün işlerde çalışan işçilerin yeraltındaki çalıştıkları günlere ait ücretleri ve primlerinin ödenmesinde düzenlenen kağıtların; “IV.Ticari ve medeni işlerle ilgili kağıtlar” başlıklı bölümünün 34 numaralı fıkrasında da, ticari, zirai veya mesleki faaliyetlere ilişkin olmamak şartıyla gerçek kişiler arasında düzenlenen akitlerle ilgili kağıtlar ile Gelir Vergisi Kanununun 23 üncü maddesinde belirtilen ücretlere ilişkin kağıtların damga vergisinden istisna olacağı hükme bağlanmıştır.

Buna göre, şirketinizin toprak altı işletmesi halinde bulunan madenlerde cevher istihsali ve bununla ilgili diğer bütün işlerde çalışan işçilerin yeraltındaki çalıştıkları günlere ait ücretleri ve primlerinin ödemesine ilişkin düzenlenen kağıtların, 488 sayılı Kanuna ekli (2) sayılı tablonun III/3 ve IV/34 üncü fıkraları uyarınca damga vergisinden istisna edilmesi mümkün bulunmaktadır.

Diğer taraftan, yer üstünde çalışılan günlere ait ücretlerin makbuz düzenlenmek suretiyle nakden ödenmesi durumunda ödemeye ilişkin düzenlenen kağıdın, ücret ödemesinin nakden ödenmeyerek kişiler adına açılmış veya açılacak cari hesaplara nakledildiği veya emir ve havalelerine tediye olunduğu takdirde nakli veya tediyeyi temin eden kağıtların (elektronik ortamda düzenlenen kağıtlar dahil), ihtiva ettiği tutar üzerinden 488 sayılı Kanuna ekli (1) sayılı tablonun IV/1-b fıkrası uyarınca damga vergisine tabi tutulması gerektiği tabiidir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

Teknopark inşaatı yapmak üzere düzenlenen ihale kararı ve sözleşmenin damga vergisine tabi olup olmadığı hk.

Sayı: 85373914-155[62.01.79]-22

Tarih: 16/02/2016

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

MANİSA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü

16/02/2016

Sayı :85373914-155[62.01.79]-22

Konu :Teknopark inşaatı yapmak üzere düzenlenen ihale kararı ve sözleşmenin damga vergisine tabi olup olmadığı

İlgide kayıtlı özelge talep formu ve eklerinin incelenmesinden, ...... Üniversitesi Rektörlüğü Teknoloji Geliştirme Bölgesi A.Ş.’ nin açmış olduğu ihaleye istinaden, T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının finansal desteği ile anılan üniversitenin kampüs alanı içerisine teknopark inşaatı yapımı işinin şirketiniz uhdesinde kaldığı belirtilerek, söz konusu işle ilgili olarak düzenlenen ihale kararı ve sözleşmenin damga vergisinden istisna olup olmadığı hususunda Başkanlığımız görüşünün talep edildiği anlaşılmıştır.

488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde, bu Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıtların damga vergisine tabi olduğu; 3 üncü maddesinde, damga vergisinin mükellefinin kağıtları imza edenler olduğu, 24 üncü maddesinin ikinci fıkrasında da, birden fazla kişi tarafından imza edilen kağıtlara ait vergi ve cezanın tamamından imza edenlerin müteselsilen sorumlu olacağı, bunlar arasında vergiden müstesna olanların bulunmasının damga vergisinin noksan ödenmesini gerektirmeyeceği, damga vergisinden muaf kuruluşlarca kişilerin (1) sayılı tabloda yer alan işlemleriyle ilgili olarak düzenlenen ve sadece bu kurumların imzasını taşıyan kağıtlara ait verginin tamamının kişiler tarafından ödeneceği, ancak bu kağıtlara ait verginin hiç ödenmemesi veya noksan ödenmesi halinde vergi ve cezanın tamamından kişilerle birlikte kurumların da

müteselsilen sorumlu olacağı hükümlerine yer verilmiştir.

Anılan Kanuna ekli (1) sayılı tablonun “I-Akitlerle ilgili kâğıtlar” başlıklı bölümünün A/1 fıkrasında, belli parayı ihtiva eden mukavelenameler, taahhütnameler ve temliknamelerin; “II- Kararlar ve mazbatalar” başlıklı bölümünün 2 nci maddesinde, İhale Kanunlarına tabi olan veya olmayan resmi daire ve kamu tüzel kişiliğini haiz kurumların her türlü ihale kararlarının nispi damga vergisine tabi olduğu hükme bağlanmıştır.

Diğer taraftan, 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanununun 1 inci maddesinde, bu Kanunun amacının, üniversiteler, araştırma kurum ve kuruluşları ile üretim sektörlerinin işbirliği sağlanarak, ülke sanayinin uluslararası rekabet edebilir ve ihracata yönelik bir yapıya kavuşturulması maksadıyla teknolojik bilgi üretmek, üründe ve üretim yöntemlerinde yenilik geliştirmek, ürün kalitesini veya standardını yükseltmek, verimliliği artırmak, üretim maliyetlerini düşürmek, teknolojik bilgiyi ticarileştirmek, teknoloji yoğun üretim ve girişimciliği desteklemek, küçük ve orta ölçekli işletmelerin yeni ve ileri teknolojilere uyumunu sağlamak, Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulunun kararları da dikkate alınarak teknoloji yoğun alanlarda yatırım olanakları yaratmak, araştırmacı ve vasıflı kişilere iş imkânı yaratmak, teknoloji transferine yardımcı olmak ve yüksek/ileri teknoloji sağlayacak yabancı sermayenin ülkeye girişini hızlandıracak teknolojik alt yapıyı sağlamak olduğu; 3 üncü maddesinin (k) fıkrasında, yönetici şirketin bu kanuna uygun ve anonim şirket olarak kurulan, bölgenin yönetimi ve işletilmesinden sorumlu şirketi ifade ettiği; 5 inci maddesinde, yönetici şirketin, bölge için gerekli her türlü hizmetlerin yürütülmesi ile yükümlü olduğu; 8 inci maddesinin üçüncü fıkrasında, yönetici şirketin bu Kanunun uygulanması ile ilgili olarak düzenlenen kağıtlardan ve yapılan işlemlerden dolayı damga vergisinden muaf olduğu hüküm altına alınmıştır.

Buna göre, teknoloji geliştirme bölgelerinde faaliyette bulunan yönetici şirketler, 4691 sayılı Kanunun uygulanması ile ilgili işlemlerde düzenlenen kağıtlar bakımından damga vergisinden muaf olup, bu bölgelerde faaliyette bulunan yönetici şirket haricindeki firmaların damga vergisi muafiyeti bulunmamaktadır.

Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, ...... Üniversitesi Rektörlüğünden ayrı tüzel kişiliği bulunan ve damga vergisi uygulaması bakımından resmi daire tanımı içerisinde yer almayan, kamu tüzel kişiliğini de haiz olmayan Teknoloji Geliştirme Bölgesi A.Ş. tarafından yaptırılan işe ilişkin olarak alınan ihale kararından damga vergisi aranılmaması gerekmektedir.

Ancak, ...... Üniversitesi Rektörlüğü Teknoloji Geliştirme Bölgesi A.Ş. ile yönetici şirket statüsünde olmayan şirketiniz arasında teknopark inşaatı işine ilişkin olarak düzenlenen sözleşmenin damga vergisine tabi tutulması ve sözleşmeye ilişkin damga vergisinin muafiyeti bulunmayan tarafınızca ödenmesi gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğünün işlemlerinde Damga Vergisi Uygulaması Hk.

Sayı: 73903997-155[1-2014/8]-13523

Tarih: 24/02/2016

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

ESKİŞEHİR VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri Gelir Grup Müdürlüğü)

24/02/2016

Sayı : 73903997-155[1-2014/8]-13523

Konu : Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğünün işlemlerinde Damga Vergisi Uygulaması Hk.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzun incelenmesinden, kurumunuz tarafından yapılan elektrik, su, mal ve hizmet alımı ödemeleri nedeniyle kesilen damga vergilerinin, vergi dairesine muhtasar beyannameyle mi yoksa damga vergisi beyannamesiyle mi bildirileceği hususunda görüş talep edildiği anlaşılmaktadır.

488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde, bu Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıtların damga vergisine tabi olduğu; 3 üncü maddesinde damga vergisinin mükellefinin kağıtları imza edenler olduğu, resmi dairelerle kişiler arasındaki işlemlere ait kağıtların damga vergisini kişilerin ödeyeceği; 8 inci maddesinde, bu kanunda yazılı resmi daireden maksadın, genel ve özel bütçeli idarelerle, il özel idareleri, belediyeler ve köyler olduğu, bu dairelere bağlı olup ayrı tüzel kişiliği bulunan iktisadi işletmelerin resmi daire sayılmayacağı; 19 uncu maddesinde, genel ve özel bütçeli dairelerle il özel idareleri ve belediyeler, bankalar, iktisadi kamu teşekkülleri ile bunların iştirakleri ve müesseseleri ve benzeri teşekkül, iştirak ve müesseselerin ödemelerinde kullanılan ve nispi vergiye tabi bulunan makbuzlarla bu mahiyetteki kağıtlara ait vergilerin, bu ödemelerin yapılması, avans suretiyle ödemelerde avansın itası sırasında ilgili daire ve müesseseler tarafından istihkaklardan kesinti yapılması şekliyle tahsil edileceği; 23 üncü maddesinde, genel bütçeli daireler dışında kalan ve istihkaktan kesinti yapmak durumunda bulunan daire ve müesseseler tarafından bir ay içinde kesilen damga vergisinin,

ertesi ayın yirminci ( 371 sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği uyarınca 23 üncü) günü akşamına kadar ödemenin yapıldığı yer vergi dairesine bir beyanname ile bildirileceği ve 26 ncı günü akşamına kadar yatırılacağı hükümlerine yer verilmiştir.

Mezkur Kanuna ekli (1) sayılı tablonun “IV-Makbuzlar ve diğer kağıtlar” başlıklı bölümünün 1/a fıkrasında, resmi daireler tarafından yapılan mal ve hizmet alımlarına ilişkin ödemeler (avans olarak yapılanlar dahil) nedeniyle, kişiler tarafından resmi dairelere verilen ve belli parayı ihtiva eden makbuz ve ibra senetleri ile bu ödemelerin resmi daireler nam ve hesabına, kişiler adına açılmış veya açılacak hesaplara nakledilmesini veya emir ve havalelerine tediyesini temin eden kağıtların nispi damga vergisine tabi tutulacağı hükme bağlanmıştır.

Diğer taraftan, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununa ekli (II) sayılı cetvelin (B) bölümünde özel bütçeli diğer idareler arasında sayılan Spor Genel Müdürlüğünün taşra birimi olan İl Müdürlüğünüz, Damga Vergisi Kanununun 8 inci maddesi kapsamında “resmi daire”dir.

Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, İl Müdürlüğünüzün elektrik, su ve diğer mal ve hizmet alımlarına ilişkin ödemeleri nedeniyle düzenlenen kağıtların Damga Vergisi Kanununa ekli (1) sayılı tablonun IV/I-a fıkrası kapsamında nispi damga vergisine tabi tutulması ve verginin kesinti suretiyle tahsil edilerek takip eden ayın 23 üncü günü akşamına kadar vergi dairesine muhtasar beyanname ile bildirilmesi ve 26 ncı günü akşamına kadar ödenmesi gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

Yönetim kurulu kararı, genel müdürlük olur’u ve piyasa araştırması tutanağının damga vergisine tabi olup olmadığı hk.

Sayı: 0792880-155.01[2015/503]-19719

Tarih: 24/04/2016

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü)

24/03/2016

Sayı : 90792880-155.01[2015/503]-19719

Konu : Yönetim kurulu kararı, genel müdürlük olur’u ve piyasa araştırması tutanağının damga vergisine tabi olup olmadığı

İlgide kayıtlı özelgetalep formunuz ve eklerinin incelenmesinden, tahkim davası için hukuki hizmet/bilirkişilik hizmeti alınması konusunda alınan “Yönetim Kurulu Kararı”, uluslararası merkez nezdinde açılan davaya ilişkin avukatlık hizmetinin 4734 sayılı Kanuna göre doğrudan temin yolu ile alınmasına ilişkin avukatlık sözleşmesi imzalanması konusunda alınan genel müdürlük “olur”u ile ihale komisyonu kurulmaksızın mal ve hizmet alımlarına ilişkin sadece ihale yetkilisi tarafından imzalanan piyasa fiyat araştırması tutanaklarının damga vergisine tabi tutulup tutulmayacağı hususlarında görüş talep edildiği anlaşılmaktadır.

488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde, bu Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıtların damga vergisine tabi olduğu; bu Kanundaki kağıtlar teriminin, yazılıp imzalanmak veya imza yerine geçen bir işaret konmak suretiyle düzenlenen ve herhangi bir hususu ispat veya belli etmek için ibraz edilebilecek olan belgeler ile elektronik imza kullanılmak suretiyle manyetik ortamda ve elektronik veri şeklinde oluşturulan belgeleri ifade edeceği; 4 üncü maddesinde ise, bir kağıdın tabi olacağı verginin tayini için o kağıdın mahiyetine bakılacağı ve buna göre tabloda yazılı vergisi bulunacağı, kağıtların mahiyetlerinin tayininde, şekli kanunlarda belirtilmiş olanlarda

kanunlardaki adlarına, belirtilmemiş olanlarda üzerlerindeki yazının tazammun ettiği hüküm ve manaya bakılacağı, mahiyeti tayin edilmek istenen kağıt üzerinde başka bir kağıda atıf yapılmışsa, atıf yapılan kağıdın hükümlerine nazaran iktisap ettiği mahiyete göre vergi alınacağı; Kanuna ekli (1) sayılı tablonun II.Kararlar ve mazbatalar” başlıklı bölümünün 2 nci maddesinde, ihale kanunlarına tabi olan veya olmayan resmi daire ve kamu tüzel kişiliğini haiz kurumların her türlü ihale kararlarının damga vergisine tabi olduğu hükme bağlanmıştır.

Diğer taraftan, 44 Seri No.lu Damga Vergisi Kanunu Genel Tebliğinin “ 5-îdarelerin 4734 sayılı Kamu îhale Kanununun 22 nci maddesi gereğince yaptıkları alımlar nedeniyle düzenlenen kağıtlara ilişkin damga vergisi uygulaması:” başlıklı bölümünde, “... idarelerin 4734 sayılı Kanunun 22 nci maddesi kapsamında yapacakları alımlar nedeniyle belli parayı ihtiva eden bir sözleşmenin düzenlenmesi halinde bu sözleşmenin, idarelerce kurulacak ihale komisyonlarınca bir ihale kararının alınması halinde bu kararın, damga vergisine tabi tutulması gerekmektedir. Ancak, söz konusu alımlar nedeniyle belli parayı ihtiva eden bir sözleşmenin düzenlenmemesi ve ihale komisyonları kurularak bir ihale kararının alınmaması halinde ise damga vergisinin aranılmayacağı tabiidir.” denilmektedir.

Öte yandan, 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun “ihale komisyonu” başlıklı 6 ncı maddesinde, ihale yetkilisinin, biri başkan olmak üzere, ikisinin ihale konusu işin uzmanı olması şartıyla, ilgili idare personelinden en az dört kişinin ve muhasebe veya malî işlerden sorumlu bir personelin katılımıyla kurulacak en az beş ve tek sayıda kişiden oluşan ihale komisyonunu, yedek üyeler de dahil olmak üzere görevlendireceği, ... ihale komisyonunca alınan kararlar ve düzenlenen tutanakların, komisyon başkan ve üyelerinin adları, soyadları ve görev unvanları belirtilerek imzalanacağı hükme bağlanmıştır.

Buna göre, idarelerin 4734 sayılı Kanunun 22/d madde hükmü kapsamında piyasada fiyat araştırması yapmak suretiyle uygun bulunan fiyattan mal ve hizmet temin etmelerine yönelik doğrudan alımlarda düzenlemek zorunda oldukları, harcama yetkilisi ve/veya harcama yetkilisince görevlendirilen kişiler tarafından imzalanan piyasa fiyat araştırması tutanağının, mahiyeti itibarıyla ihale komisyonlarınca alınan bir ihale kararı olarak değerlendirilmesi mümkün bulunmadığından damga vergisine tabi tutulmaması gerekmektedir.

Özelge talep formunuz ekindeki ... tarih ve ... Karar No.lu Yönetim Kurulu Kararının, ... sayılı tahkim davasında sunulacak yargılama yetkisine ilişkin itiraz, iddia ve savunmaların desteklenmesi ve güçlendirilmesi amacıyla ... Hukuk Bürosunun

belirttiği ihtiyaca binaen ve müzekkere eki-1’de sunulan Avukatlık Hizmet Sözleşmesinin 4 üncü maddesi kapsamında Hakim ... ‘dan hukuki hizmet/bilirkişilik hizmeti alınmasına; hukuki mütalaalar için her bir bilirkişiye ayrı ayrı olmak üzere 60.000 Avro, duruşmalara katılmak için ise her bir bilirkişiye 25.000 Avro ile sınırlı bir bütçenin tahsis edildiği iki ayrı sözleşme imzalanmasına ve bundan sonraki süreçte, mezkur tahkim yargılaması kapsamında alınacak bu ve benzeri hizmetlere ilişkin sözleşmelerin gerçekleşmesini teminen Genel Müdürlük Makamının yetkilendirilmesine yönelik olarak alındığı; ... tarihli “Olur” ile yatırım uyuşmazlıklarının çözümü için Uluslararası Merkez (ICSID) nezdinde açılan davaya ilişkin avukatlık hizmetinin, 4734 sayılı Kanunun 22 nci maddesinin (g) bendine göre doğrudan temin yolu ile alınmasına, söz konusu hizmetin alımına ilişkin piyasa araştırması yapılmasına ilişkin olarak hukuk müşavirliğinin yetkilendirilmesi üzerine görevli personel tarafından yapılan piyasa araştırması sonucuna göre ... Hukuk Bürosu- ... Ortaklığı teklifi doğrultusunda sözleşme imzalanması hususunun onaylandığı; 12/02/2015 tarihli piyasa araştırma tutanağının ihtiyaç duyulan malzemelerin son fiyat teklifinde yer alan en düşük birim fiyat teklifi sahibi firmadan satın alınması hususunun onaya sunulmasına ilişkin olarak düzenlendiği ve ilgili şef, satınalma müdürü ve ihale yetkilisi tarafından imzalandığı; 01/07/2015 tarihli piyasa araştırma tutanağının ise 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 22 nci maddesinin (d) fıkrası gereği mal/malzeme alımına yönelik olarak teklif veren firmalardan en düşük teklifi veren firmadan satın alınmasına ve harcama yetkilisi onayına sunulmasına karar verildiği ve piyasa araştırma görevlisi dışında 5 ayrı kurum yetkilisi tarafından imzalandığı anlaşılmıştır.

Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde;

- Hizmet/Bilirkişilik Hizmet Alımına ilişkin ... tarih ve ... sayılı yönetim kurulu kararı ile uluslararası merkez nezdinde açılan davaya ilişkin avukatlık hizmetinin alımına ilişkin olarak yapılan piyasa araştırması sonucuna göre avukatlık sözleşmesi imzalanması konusunda alındığı anlaşılan 18.06.2015 tarihli genel müdürlük “olur”unun, mahiyeti itibarıyla ihale komisyonlarınca alınan bir ihale kararı olarak değerlendirilmesi mümkün bulunmadığından damga vergisine tabi tutulmaması,

- Kurumunuzun 4734 sayılı Kanunun 22 nci maddesi kapsamında yapacağı alımlar nedeniyle düzenlenen 12/02/2015 ve 07/07/2015 tarihli piyasa araştırma tutanaklarının mahiyeti itibarıyla ihale komisyonlarınca alınan bir ihale kararı olarak değerlendirilmesi mümkün bulunmadığından damga vergisine tabi tutulmaması,

- Kurumunuzun, 4734 sayılı Kanunun 22 nci maddesi kapsamında yapacağı alımlar için düzenlediği ve ihale yetkilisi ve piyasa araştırma görevlisi olarak belirlenen bir kişi dışında dört kişi tarafından da imzalandığı anlaşılan 01/07/2015 tarihli piyasa araştırma tutanağının, tutanakta imzaları bulunan kişilerin ihale yetkilisi tarafından ihale komisyonu olarak görevlendirilmiş olmaları durumunda ihale kararı olarak damga vergisine tabi tutulması,

gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

Karşılığı İnşaat Sözleşmesi tadiline ilişkin ek protokolün birden fazla işlemi içermesi nedeniyle damga vergisi ve harcın aranıp aranmayacağı hk.

Sayı: 71387770-155[1-2014/285]-4

Tarih: 23/02/2016

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

DİYARBAKIR VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü

23/02/2016

Sayı : 71387770-155[1-2014/285]-4

Konu : Karşılığı İnşaat Sözleşmesi tadiline ilişkin ek protokolün birden fazla işlemi içermesi nedeniyle damga vergisi ve harcın aranıp aranmayacağı

İlgide kayıtlı özelge talep formu ve eklerinin incelenmesinden, Noterliğinizce tasdiki istenen Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi Tadiline ilişkin ek protokolün birden fazla işlemi içermesi nedeniyle harç ve damga vergisi yönünden incelenmesi ile emlak rayiç bedeli üzerinden nispi harç ve damga vergisine tabi olup olmadığı hususunda Başkanlığımızdan görüş talep edildiği anlaşılmaktadır.

488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde, bu Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıtların damga vergisine tabi olduğu; 2 nci maddesinde, vergiye tabi kağıtlar mahiyetinde bulunan veya onların yerini alan mektup ve şerhlerle, bu kağıtların hükümlerinin yenilenmesine, uzatılmasına, değiştirilmesine, devrine veya bozulmasına ilişkin mektup ve şerhlerin de damga vergisine tabi olacağı; 4 üncü maddesinde, bir kağıdın tabi olacağı verginin tayini için o kağıdın mahiyetine bakılacağı ve buna göre tabloda yazılı vergisinin bulunacağı, kağıtların mahiyetlerinin tayininde, şekli kanunlarda belirtilmiş olanlarda kanunlardaki adlarına, belirtilmemiş olanlarda üzerindeki yazının tazammum ettiği hüküm ve manaya bakılacağı, mahiyeti tayin edilmek istenen kağıt üzerinde başka bir kağıda atıf yapılmışsa, atıf yapılan kağıdın hükümlerine nazaran iktisap ettiği mahiyete göre

vergi alınacağı; 6 ncı maddesinde, bir kağıtta birbirinden tamamen ayrı birden fazla akit ve işlem bulunduğu takdirde bunların her birinden ayrı ayrı vergi alınacağı, bir kağıtta toplanan akit ve işlemler birbirine bağlı ve bir asıldan doğma oldukları takdirde Damga Vergisinin en yüksek vergi alınmasını gerektiren akit veya işlem üzerinden alınacağı, ancak bu akit ve işlemlere asıl işlemin akitlerinden başka bir şahsın eklenen akit ve işleminin de ayrıca vergiye tabı olacağı; 10 uncu maddesinde, damga vergisinin nispi veya maktu olarak alınacağı, nispi vergide, kağıtların nevi ve mahiyetlerine göre, bu kağıtlarda yazılı belli paranın, maktu vergide kağıtların mahiyetlerinin esas olacağı, belli para teriminin, kağıtların ihtiva ettiği veya bunlarda yazılı rakamların hasıl edeceği parayı ifade edeceği hüküm altına alınmıştır.

Anılan Kanuna ekli (1) sayılı tablonun “I-Akitlerle ilgili kağıtlar” başlıklı bölümünün A/l fıkrasında, belli parayı ihtiva eden mukavelenameler, taahhütnameler ve temliknamelerin nispi damga vergisine tabi olduğu hükme bağlanmıştır.

Özelge talep formu ve eklerinin incelenmesinden, özelge talebine konu sözleşmenin ... tarihli ve ... yevmiye numaralı sözleşmeye ek olarak düzenlendiği, arsa sahiplerinin ... , ... Tic. Ltd. Şti., ... , ... ve ... , müteahhidin ise ... Tic. Ltd. Şti olduğu, ... tarafından ... Ada ... no.lu parseli kapsayan ... m2 alan içerisinde toplam 6 bloktan ibaret yapının 4 bloğunun yapılacağı, 4 bloğa ait arsa payının ... m2 olduğu, bu ek protokole göre ... m2 arsanın müteahhide düşen payının 2/3 ü olan ... m2’nin tapuda ... Tic. Ltd. Şti. adına devredileceği, devredilen arsa payının % 40’lık kısmı olan ... m2 arsa payının üzerine arsa sahipleri lehine 1. derece ipotek tesis edileceği ve bu ipotek müteahhidin inşaatı ve daireleri ana sözleşmede bulunan teknik şartnamedeki şartlara uygun bir şekilde anahtar teslimi olarak teslim etmesinden sonra kaldırılacağı, arsanın 1/3 ü olan ... m2 arsanın ise arsa sahipleri adına kalacağı, 4 blok dışındaki blokların yapılmaması konusunda tarafların mutabakata vardıkları, geriye kalan 2 blok inşaatının sözleşme kapsamından çıkarıldığı, arsa sahiplerinden ... ‘ın söz konusu ifraz işleminden sonra oluşturulan ... parseldeki hissesinin tamamını ... Tic. Ltd. Şti., ... , ... ve ... ‘a bu kişilerin ... parseldeki hisselerinin tamamına karşılık olmak üzere hisseleri oranında devir ettiği ve bu işlem sonrası ... ‘ın ana sözleşmenin tarafı olmadığı hususunun belirlendiği anlaşılmaktadır.

Buna göre özelge talep formu eki “Ek Protokol”‘de;

- ... tarihli ve ... yevmiye numaralı sözleşme ile düzenlenen ... m2 arsa üzerine altı bloktan ibaret arsa karşılığı inşaat yapımı işinin “Ek Protokol” ile toplam arsanın sadece ... m2’lik kısmında önceki sözleşmede belirtilen sadece dört bloğun ilk

sözleşme şartları çerçevesinde arsa karşılığında inşaa edilmesi,

- ... tarihli ve ... yevmiye numaralı sözleşmeye konu ... m2 arsanın ifraz edilmesi sonucunda oluşan ... parseldeki ... ‘ın hisselerini ... parseldeki hisselerinin tamamı karşılığında hisseleri oranında ... Tic. Ltd. Şti., ... , ... ve ... ile karşılıklı olmak üzere devri,

şeklinde iki ayrı işlemin düzenlendiği anlaşılmaktadır.

492 sayılı Harçlar Kanununun 38 inci maddesinin birinci fıkrasında, noter işlemlerinden bu kanuna bağlı (2) sayılı tarifede yazılı olanları noter harçlarına tabi olduğu; 41 inci maddesinde, noter harçlarının (2) sayılı tarifede yazılı işlemlerden değer veya ağırlık ölçüsüne göre nispi, işlemin nevi ve mahiyetine göre maktu esas üzerinden alınacağı; 42 nci maddesinde ise değer veya ağırlık ölçüsüne göre harca tabi işlemlerde (2) sayılı tarifede yazılı değer veya ağırlığın esas olduğu, menkul ve gayrimenkul mallar hakkında alım, satım, taahhüt ve rehinle ilgili her nevi mukavele, senet ve kağıtlarda değer gösterilmesinin mecburi olduğu hükme bağlanmıştır.

Buna göre, özelge talep formu eki “Ek Protokol”ün noterde tasdiki işleminden; ... parselde yer alan taşınmazla ilgili arsa karşılığı inşaat yapımı işinden sözleşmenin düzenleyici hükümlerine paralel bir değer gösterilerek bu değer üzerinden nispi noter harcı; ... parseldeki hisselerin devriyle ilgili işlemden de yine sözleşmenin düzenleyici hükümlerine paralel bir değer gösterilerek bu değer üzerinden ayrı ayrı nispi noter harcı ve damga vergisi tahsil edilmesi gerekmektedir.

Diğer taraftan, ek protokolde yer alan, ilk sözleşmede yer alan altı blok inşaat yapım işinin dört bloka indirilmesine ilişkin işlemin ... tarihli ve ... yevmiye numaralı sözleşmenin tutarında bir artış yaratmaması durumunda, bu kısma isabet eden işlemlerden damga vergisi aranılmaması gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

6306 sayılı Kanuna göre riskli yapı şerhi bulunan taşınmazla ilgili düzenlenen hizmet sözleşmelerinin damga vergisi, tapu ve noter harcından istisna olup olmadığı hk.

Sayı: 97895701-155-14975

Tarih: 23/02/2016

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü)

23/02/2016

Sayı :97895701-155-14975

Konu :6306 sayılı Kanuna göre riskli yapı şerhi bulunan taşınmazla ilgili düzenlenen hizmet sözleşmelerinin damga vergisi, tapu ve noter harcından istisna olup olmadığı

İlgide kayıtlı özelge talep formu ve eklerinin incelenmesinden, şirketinizin 6306 sayılı Kanun kapsamında “riskli yapı” olarak değerlendirilen bir taşınmazı başka bir şirketten satın aldığı belirtilerek, tapu kaydının beyanlar hanesinde “6306 sayılı Kanun gereğince riskli yapıdır” şerhi bulunan ...... Ada, ...... parsel no taşınmaz ile ilgili olarak; şirketiniz ile inşaat işlerini yapacak ana yüklenici, proje yönetim ve teknik danışmanlık şirketleri arasında akdedilecek inşaat yapım işlerine ilişkin sözleşmelerin ve şirketiniz ile bağımsız bölümlerin satış ve pazarlanmasına aracılık edecek şirketler arasında akdedilecek sözleşmelerin damga vergisinden, şirketiniz ile üçüncü şahıslar arasında yapılacak satış vaadi sözleşmelerinin damga vergisi ve noter harcından, şirketinizin inşaat bittikten sonra sahip olacağı bağımsız bölümlerin üçüncü şahıslara satışı/devri işlemlerinin tapu harcından istisna olup olmadığı hususunda görüş talep edildiği anlaşılmaktadır.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 19 uncu maddesinde vergi alacağının vergi kanunlarının vergiyi bağladıkları olayın vukuu veya hukuki durumun tekemmülü ile doğacağı; 488 sayılı

Damga Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde, bu Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıtların damga vergisine tabi olduğu, bu Kanundaki kağıtlar teriminin, yazılıp imzalanmak veya imza yerine geçen bir işaret konmak suretiyle düzenlenen ve herhangi bir hususu ispat veya belli etmek için ibraz edilebilecek olan belgeler ile elektronik imza kullanılmak suretiyle manyetik ortamda ve elektronik veri şeklinde oluşturulan belgeleri ifade edeceği hükme bağlanmıştır.

Diğer taraftan, 492 sayılı Harçlar Kanununun 38 inci maddesinde, noter işlemlerinden bu kanuna bağlı (2) sayılı tarifede yazılı olanların noter harçlarına; 57 nci maddesinde, tapu ve kadastro işlemlerinden bu Kanuna bağlı (4) sayılı tarifede yazılı olanların tapu ve kadastro harçlarına tabi olduğu; 123 üncü maddesinde ise özel kanunlarla harçtan muaf tutulan kişilerle, istisna edilen işlemlerden harç alınmayacağı hüküm altına alınmıştır.

6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun 1 inci maddesinde, bu Kanun’un amacının; afet riski altındaki alanlar ile bu alanlar dışındaki riskli yapıların bulunduğu arsa ve arazilerde, fen ve sanat norm ve standartlarına uygun, sağlıklı ve güvenli yaşama çevrelerini teşkil etmek üzere iyileştirme, tasfiye ve yenilemelere dair usul ve esasların belirlenmesi olduğu; 3 üncü maddesinin 1 inci fıkrasında, riskli yapıların tespitinin, Bakanlıkça hazırlanacak yönetmelikte belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde masrafları kendilerine ait olmak üzere, öncelikle yapı malikleri veya kanuni temsilcileri tarafından, Bakanlıkça lisanslandırılan kurum ve kuruluşlara yaptırılacağı ve sonucun Bakanlığa veya İdareye bildirileceği; 2 nci fıkrasında, riskli yapıların, tapu kütüğünün beyanlar hanesinde belirtilmek üzere, tespit tarihinden itibaren en geç on iş günü içinde Bakanlık veya İdare tarafından ilgili tapu müdürlüğüne bildirileceği, tapu kütüğüne işlenen belirtmeler hakkında, ilgili tapu müdürlüğünce ayni ve şahsi hak sahiplerine bilgi verileceği; 7 nci maddesinin 9 uncu fıkrasında, bu Kanun uyarınca yapılacak olan işlem, sözleşme, devir ve tesciller ile uygulamaların, noter harcı, tapu harcı, belediyelerce alınan harçlar, damga vergisi, veraset ve intikal vergisi, döner sermaye ücreti ve diğer ücretlerden; kullandırılan krediler sebebiyle lehe alınacak paraların ise banka ve sigorta muameleleri vergisinden müstesna olduğu hükme bağlanmıştır.

6306 sayılı Kanunla, Kanun kapsamında yer alan hak sahibi maliklerle yapılacak işlemlere yönelik istisna öngörülmekte olup, hak sahiplerinin taraf olmadığı işlemler ve kağıtlara istisna uygulanmasının Kanun kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir.

Buna göre, “ ...... “ konulu Şirketiniz ile ...... Ltd. Şti. arasında düzenlenen sözleşmenin, münhasıran 6306 sayılı Kanun kapsamında riskli yapı şerhi konulan taşınmazla ilgili olması ve tapuya “riskli yapı” şerhinin konulmasından sonra düzenlenmesi şartıyla, damga vergisinden istisna edilmesi gerekmektedir.

Diğer taraftan;

- Şirketiniz ile ...... A.Ş. arasında pazarlama-satış amacıyla düzenlendiği anlaşılan ve konusu “ ...... İli, ...... İlçesi, ...... Mahallesi, ...... pafta, ...... ada, ...... parsel numarasında kayıtlı arsa üzerinde geliştirilen ve inşa edilecek, pazarlanacak toplu konut projesinin geliştirilmesi, finansmanı, pazarlama ve satışına yönelik danışmanlık hizmetlerinin sunulması “ olan “Hizmet Sözleşmesi”nin damga vergisinden,

- Riskli yapı olarak tespiti yapılan taşınmazın üzerinde inşa edilecek konutların hak sahibi malikler dışında üçüncü kişilere satışı işleminin tapu harcından,

istisna edilmesi mümkün değildir.

Öte yandan, şirketiniz ile üçüncü şahıslar arasında yapılacak satış vaadi sözleşmelerinin damga vergisi ve noter harcından istisna olup olmadığı hususunda, söz konusu işlemlerle ilgili düzenlenen sözleşmelerin ibraz edilmesi halinde görüş verilebilecektir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

Türkiye’deki büyükelçilikte çalışan Türk uyruklulara ödenen ücret, kira ödemesi ve muhasebeci ile avukatlara yapılan ödemelerde vergi kesintisi hk.

Sayı: 90792880-155.01.05.02[2015/3888]-7262

Tarih: 22/02/2016

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü)

22/02/2016

Sayı :90792880-155.01.05.02[2015/3888]-7262

Konu :Türkiye’deki büyükelçilikte çalışan Türk uyruklulara ödenen ücret, kira ödemesi ve muhasebeci ile avukatlara yapılan ödemelerde vergi kesintisi.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzun incelenmesinden; büyükelçiliğinizde çalışan Türk uyruklu personelinize yapılan ücret ödemeleri üzerinden gelir vergisi ve damga vergisi kesintisi yapılıp yapılmayacağı, kira olan elçilik binanız için gayrimenkul sahibine yapılan kira ödemesi ile muhasebeci ve avukatlara yapılan ödemelerden gelir vergisi kesintisi yapılıp yapılmayacağı hususlarında görüş sorulduğu anlaşılmıştır.

A-GELİR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME:

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında, kamu idare ve müesseseleri, iktisadi kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadi işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilânço veya zirai işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir

vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecbur oldukları hükme bağlanmıştır.

Aynı maddenin bir numaralı bendinde ise; hizmet erbabına ödenen ücretler ile 61 inci maddede yazılı olup ücret sayılan ödemelerden (istisnadan faydalananlar hariç) 103 ve 104 üncü maddelere göre, 2/b numaralı bendiyle, yaptıkları serbest meslek işleri dolayısıyla bu işleri icra edenlere yapılan ödemeler üzerinden (2009/14592 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca 03.02.2009 tarihinden geçerli olmak üzere) %20 oranında, 5/a bendinde ise; 70’inci maddede yazılı mal ve hakların kiralanması karşılığı yapılan ödemelerden %20 oranında tevkifat yapacakları hüküm altına alınmıştır.

Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalara göre; yabancı elçilik ve konsolosluklar tevkifat yapmakla yükümlü bulunan kurum ve kuruluşlar arasında olmadığından büyükelçiliğiniz bünyesinde çalışan Türk vatandaşlarına ödenen ücret ile kira, muhasebeci ve avukatlara yapılan ödemeler üzerinden tevkifat yapmalarına gerek bulunmamaktadır.

Ancak, gayrimenkul sahibinin elde etmiş olduğu kira gelirinin, Gelir Vergisi Kanununun 86’ncı maddesinin birinci bendinin (d) alt bendi gereğince ilgili bulunduğu yıl için belirlenen haddi (2015 yılı için 1.500 TL) aşması halinde, gayrimenkul sahibince yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan edileceği tabiidir.

Diğer taraftan; 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun “Tevkifata tabi olmayan ücretler” başlıklı 95 inci maddesinde; “Aşağıda yazılı hizmet erbabının ücretleri hakkında vergi tevkif usulü cari olmaz;

2- 16 ncı maddede yazılı istisnadan faydalanmayan yabancı elçilik ve konsolosluk memur ve hizmetlileri;

Bunlar gelirlerini, bu kısmın 2 nci bölümündeki hükümlere göre, yıllık beyanname ile bildirirler.” hükmüne yer verilmiştir.

Bu çerçevede, Büyükelçiliğiniz bünyesinde çalışan Türk vatandaşlarının ücretleri Gelir Vergisi Kanununun 15 ve 16 ncı maddelerinde yer alan muafiyet ve istisna hükmü kapsamına girmemekte olup, vergi kesintisine tabi tutulmayan söz konusu ücretlerin Gelir Vergisi Kanununun 92 nci maddesinde belirtilen sürede yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilmesi gerekmektedir.

B- DAMGA VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME:

488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde, bu Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıtların damga vergisine tabi olduğu, bu Kanundaki kağıtlar teriminin, yazılıp imzalanmak veya imza yerine geçen bir işaret konmak suretiyle düzenlenen ve herhangi bir hususu ispat veya belli etmek için ibraz edilebilecek olan belgeler ile elektronik imza kullanılmak suretiyle manyetik ortamda ve elektronik veri şeklinde oluşturulan belgeleri ifade ettiği, yabancı memleketlerle Türkiye’deki yabancı elçilik ve konsolosluklarda düzenlenen kağıtların, Türkiye’de resmi dairelere ibraz edildiği, üzerine devir veya ciro işlemleri yürütüldüğü veya herhangi bir suretle hükümlerinden faydalanıldığı takdirde vergiye tabi tutulacağı; 3 üncü maddesinde damga vergisinin mükellefinin kağıtları imza edenler olduğu; 9 uncu maddesinde, bu Kanuna ekli (2) sayılı tabloda yazılı kağıtların damga vergisinden müstesna olduğu hükümlerine yer verilmiştir.

Anılan Kanuna ekli (1) sayılı tablonun “IV-Makbuzlar ve diğer kağıtlar” bölümünün 1/b fıkrasında, maaş, ücret, gündelik, huzur hakkı, aidat, ihtisas zammı, ikramiye, yemek ve mesken bedeli, harcirah, tazminat ve benzeri her ne adla olursa olsun hizmet karşılığı alınan paralar”(avans olarak yapılanlar dahil)” için verilen makbuzlar ile bu paraların nakden ödenmeyerek kişiler adına açılmış veya açılacak cari hesaplara nakledildiği veya emir ve havalelerine tediye olunduğu takdirde nakli veya tediyeyi temin eden kağıtların nispi damga vergisine tabi olduğu hüküm altına alınmıştır.

Kanuna ekli (2) sayılı tablonun “I- Resmi işlerle ilgili kağıtlar” başlıklı bölümünün “A) Resmi daireler arasında kullanılan kağıtlar” alt başlıklı bölümünün (5) numaralı fıkrası ile, “Yabancı elçilik ve konsolosluklarının mühür veya imzasını ihtiva eden resmi kağıtlarla yabancı elçilik ve konsolosluklarda düzenlenen ve fakat elçilik ve konsolosluklar dışında kullanılmayan kağıtlar. (Bu fıkradaki istisna mütekabiliyet şartiyledir.)” damga vergisinden istisna edilmiştir.

Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, Büyükelçiliğinizde çalışan Türk uyruklu personele yapılacak ücret ödemelerine ilişkin olarak düzenlenen kağıtların, Büyükelçiliğiniz dışında kullanılmaması durumunda, Kanuna ekli (2) sayılı tablonun I/A-5 numaralı fıkrasına göre mütekabiliyet esasları dikkate alınarak damga vergisinden istisna edilmesi mümkün bulunmaktadır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

SGK prim bildirgeleri ve muhtasar beyannamelerinde damga vergisi muafiyeti hk.

Sayı: 90792880-155.01.05.04[2015/3589]-6982

Tarih: 19/02/2016

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü)

19/02/2016

Sayı : 90792880-155.01.05.04[2015/3589]-6982

Konu : SGK prim bildirgeleri ve muhtasar beyannamelerinde damga vergisi muafiyeti

İlgide kayıtlı özelge talep formunun incelenmesinden, okulunuz bünyesinde faaliyet gösteren çocuk kulübünde görevlendirilecek personel için Sosyal Güvenlik Kurumuna verilecek sosyal güvenlik prim bildirgeleri ile vergi dairesine verilecek muhtasar beyannamelerden damga vergisi aranılıp aranılmayacağı hususunda görüş talep edildiği anlaşılmaktadır.

Bilindiği üzere, 488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde, bu Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıtların damga vergisine tabi olduğu; 3 üncü maddesinde, damga vergisinin mükellefinin kağıtları imza edenler olduğu, resmi dairelerle kişiler arasındaki işlemlere ait kağıtların damga vergisini kişilerin ödeyeceği; 8 inci maddesinde, bu Kanunda yazılı resmi daireden maksadın, genel ve özel bütçeli idarelerle, il özel idareleri, belediyeler ve köyler olduğu, bu dairelere bağlı olup ayrı tüzel kişiliği bulunan iktisadi işletmelerin resmi daire sayılmayacağı; Kanuna ekli (1) sayılı tablonun “IV. Makbuzlar ve diğer kağıtlar” başlıklı bölümünün 2/b-bd bölümünde, muhtasar beyannamelerin; 2/e fıkrasında, sosyal güvenlik kurumlarına verilen sigorta prim bildirgelerinin maktu damga vergisine tabi tutulacağı hükme bağlanmıştır.

Anılan Kanuna ekli (2) sayılı tablonun “I. Resmi işlerle ilgili kağıtlar” başlıklı bölümünün A/1 fıkrasında ise, resmi daireler arasındaki işlemleri kapsayan her türlü kağıtlarla bu dairelerin soruları

üzerine kişiler tarafından yazılan cevaplar ve eklerinin damga vergisinden istisna olduğu hüküm altına alınmıştır.

Öte yandan, 20.05.2006 tarih ve 26173 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5502 sayılı Kanun ile 4958 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 1 ila 24 üncü maddeleri yürürlükten kaldırılmış ve Sosyal Güvenlik Kurumu kurulmuştur. Söz konusu Kanunun “Vergi ve fon muafiyeti” başlıklı 36 ncı maddesiyle de Sosyal Güvenlik Kurumuna damga vergisi muafiyeti getirilmiştir.

Konuya ilişkin olarak yayımlanan 16 No.lu Damga Vergisi Sirkülerinin 3 üncü bölümünde de, 488 sayılı Kanunun 8 inci maddesinde tanımlanan resmi daireler ya da damga vergisinden muaf tutulmuş diğer kişi ve kuruluşlar tarafından 5502 sayılı Kanuna göre damga vergisi muafiyeti bulunan Sosyal Güvenlik Kurumuna 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu hükümleri gereğince verilecek sigorta prim bildirgesi niteliğindeki aylık prim ve hizmet belgesi ile e-bildirge sözleşmelerinin damga vergisine tabi tutulmaması gerektiği yönünde açıklamalara yer verilmiştir.

Buna göre, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununa ekli (I) sayılı cetvelde genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri arasında sayılan Milli Eğitim Bakanlığının bir birimi olan müdürlüğünüze bağlı olarak hizmet veren çocuk kulübünüzün, müdürlüğünüzden ayrı tüzel kişiliği ve iktisadilik vasfının bulunmaması durumunda Damga Vergisi Kanununun 8 inci maddesi kapsamında resmi daire olarak değerlendirilmesi gerekmekte olup, 5502 sayılı Kanuna göre damga vergisi muafiyeti bulunan Sosyal Güvenlik Kurumuna vereceğiniz aylık sigorta prim bildirgeleri ile vergi dairesine verilecek muhtasar beyannamelerden damga vergisi aranılmaması gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

Uluslararası kuruluşlarca gerçekleştirilecek faaliyetler nedeniyle düzenlenen kağıtlarda damga vergisi ile bir kağıtta birden fazla akit olması halinde damga vergisi hk.

Sayı: 90792880-155.01.01.01[2014/3428]-6987

Tarih: 19/02/2016

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü)

19/02/2016

Sayı : 90792880-155.01.01.01[2014/3428]-6987

Konu : Uluslararası kuruluşlarca gerçekleştirilecek faaliyetler nedeniyle düzenlenen kağıtlarda damga vergisi ile bir kağıtta birden fazla akit olması halinde damga vergisi.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuz ve eklerinin incelenmesinden, Birleşmişler Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ile Vakfınız arasında imzalanan “UNDP ile Alıcı Kuruluşlar Arasındaki Hibe Fonlarının Teminatı ile İlgili Mikro-Sermaye Anlaşması”nın 488 sayılı Damga Vergisi Kanununa ekli (2) sayılı tablonun IV/38 maddesinde yer alan istisna hükmü uyarınca damga vergisinden istisna olup olmayacağı ile ... İli Merkez İlçe ve ... Üreticileri Birliği, ..... San.ve Tic. A.Ş. ile vakfınız arasında imzalanan sözleşmenin hangi bedel üzerinden damga vergisine tabi olacağı hususlarında görüş talep edildiği anlaşılmaktadır.

488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde, bu Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıtların damga vergisine tabi olduğu; 3 üncü maddesinde, damga vergisinin mükellefinin kağıtları imza edenler olduğu; 6 ncı maddesinde, bir kağıtta birbirinden tamamen ayrı birden fazla akit ve işlem bulunduğu takdirde bunların her birinden ayrı ayrı vergi alınacağı, bir kağıtta toplanan akit ve işlemlerin birbirine bağlı ve bir asıldan doğma oldukları takdirde damga vergisinin, en yüksek vergi alınmasını gerektiren akit veya işlem

üzerinden alınacağı; 9 uncu maddesinde, bu Kanuna ekli (2) sayılı tabloda yazılı kağıtların damga vergisinden istisna olduğu; 12 nci maddesinde damga vergisine tabi kağıtlarda yazılı yabancı paraların Maliye Bakanlığınca tayin ve ilan edilecek fiyat üzerinden Türk parasına çevrilerek ona göre damga vergisinin alınacağı hükme bağlanmıştır.

Aynı Kanuna ekli (1) sayılı tablonun “I-Akitlerle ilgili kâğıtlar” başlıklı bölümünün A/1 fıkrasında, belli parayı ihtiva eden mukavelenamelerin nispi damga vergisine tabi olduğu; (2) sayılı tablonun “IV.Ticari ve Medeni İşlerle İlgili Kağıtlar” başlıklı bölümünün 38 inci fıkrasında, kamu kurum ve kuruluşlarının talebi üzerine Türkiye’nin üyesi olduğu uluslararası kuruluşlar tarafından gerçekleştirilecek olan ülke incelemeleri, araştırma, proje ve benzeri faaliyetler nedeniyle düzenlenen kağıtların damga vergisinden muaf olduğu hükme bağlanmıştır.

35 Seri No.lu Damga Vergisi Kanunu Genel Tebliğinde ise, vergiye tabi kağıdın yabancı para cinsinden düzenlenmesi halinde kağıt üzerinde yer alan dövizin kağıdın düzenlendiği tarihteki T.C. Merkez Bankası’nca tespit ve ilan edilen cari döviz satış kuruna göre bulunacak Türk Lirası karşılığı üzerinden damga vergisi hesaplanması gerektiği açıklaması yapılmıştır.

İlgide kayıtlı özelge talep formu ekindeki sözleşmelerin incelenmesinden;

- Birleşmişler Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ile Vakfınız arasında 18/08/2014 tarihinde imzalanan “Hibe Fonlarının Teminatı İle İlgili Mikro Sermaye Anlaşması”nın “ ... ‘de İklime Karşı Dirençli Tarım ve Su” projesinin gerçekleştirilmesi için anlaşma belgesinde belirtilen şart ve koşullar doğrultusunda Birleşmişler Milletler Kalkınma Programı (UNDP)’nin Vakfınıza 120.000- ABD Doları tutarında fon sağlanmasına yönelik olarak düzenlendiği; sözleşme konusu işe ait projenin herhangi bir kamu kurum ve kuruluşunun talebi olmaksızın uygulanan bir proje olduğu, dolayısıyla 488 sayılı Damga Vergisi Kanununa ekli (2) sayılı tablonun “IV.Ticari ve medeni işlerle ilgili kağıtlar” başlıklı bölümünün 38 numaralı fıkrası kapsamında bulunmadığı;

- Vakfınız, ... İli Merkez İlçe ve ... Süt Üreticileri Birliği, ... San.ve Tic. A.Ş arasında ... İlinin ... İlçesine bağlı ... Köyünde inşa edilecek olan süt sağım merkezinin yapılması, inşaatının finansmanı, sağlanan finansmanın geri ödenmesi koşulları ile bu konuda sağlanacak kısmi hibenin koşulları ile süt sağım merkezinin çalışma ve işletilme esaslarının kararlaştırılmasına yönelik olarak ...... tarihinde imzalandığı, söz konusu sözleşmenin 3.4 no.lu maddesinde, Birlik tarafından, sözleşmenin

imzalanmasını takip eden 15 gün içerisinde süt sağım merkezi inşaatına dair inşaat maliyetlerini ve ödeme planını içeren fizibilite raporu ve inşaatın ilerleme takvimini içeren iş programının Vakfınıza sunulacağı ve onaylanacağı; söz konusu madde hükmüne göre sözleşmeye ek olarak düzenlenen “Süt Sağım Merkezi Sözleşmesi” başlıklı kağıdın “Maliyetler ve Ödeme Planı” başlıklı bölümünde yer alan tabloda inşaat için 166.728,18 TL, sağım ekipmanı için 93.300,00 Euro ve dezenfektan için 17.262,60 TL bedel belirlemesi yapılmış, “ ... Süt Üreticiler Birliği nin Borcu Geri Ödeme Planı” başlıklı bölümünde ise süt sağım merkezinin toplam maliyet bedelinin %25’i olan 111.307,68 TL’nin geri ödeneceği belirlemesinin yapıldığı,

anlaşılmıştır.

Yukarıda yer alan açıklamalar çerçevesinde,

- Birleşmişler Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ile vakfınız arasında 18/08/2014 tarihinde imzalanan ““Hibe Fonlarının Teminatı İle İlgili Mikro Sermaye Anlaşması”nın, sözleşme bedeli olan 120.000- ABD Dolarının sözleşmenin düzenlendiği tarihteki T.C. Merkez Bankasınca tespit ve ilan olunan cari döviz satış kuruna göre bulunacak Türk Lirası karşılığı bedel üzerinden,

- ... İli Merkez İlçe ve ... İlçesi Süt Üreticileri Birliği , ... San.ve Tic. A.Ş. ile vakfınız arasında düzenlenen ...... tarihli sözleşmenin, söz konusu sözleşmeye ek olarak düzenlendiği anlaşılan “Süt Sağım Merkezi Sözleşmesi” başlıklı kağıdın ihtiva ettiği tutar olan 166.728,18 TL inşaat maliyet bedeli, 17.262,60 TL dezenfektan bedeli ve 93.300,00 Euro sağım ekipman bedeli toplamının bu ek sözleşmenin düzenlendiği tarihteki T.C. Merkez Bankasınca tespit ve ilan olunan cari döviz satış kuruna göre bulunacak Türk Lirası karşılığının toplamı üzerinden 488 sayılı Damga Vergisi Kanuna ekli (1) sayılı tablonun I/A-1 fıkrasına göre nispi damga vergisine tabi tutulması gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

Sendika avukatı vekalet ücretinin gelir vergisi, KDV ve damga vergisi kesintisi hk.

Sayı: 90792880-155.01.05.02[2013/2512]-6991

Tarih: 19/02/2016

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü)

19/02/2016

Sayı : 90792880-155.01.05.02[2013/2512]-6991

Konu : Sendika avukatı vekalet ücretinin gelir vergisi, KDV ve damga vergisi kesintisi hk.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzun incelenmesinden, 4688 sayılı Kanun kapsamında faaliyet gösteren sendikanız bünyesinde ücretli/sigortalı olarak çalışan avukatın sendika adına açılmış davalardan doğan vekalet ücretlerinin, borçlu kurumlardan tahsilinde kurumlarca serbest meslek makbuzu istenilip istenilmeyeceği, gelir vergisi damga vergisi, katma değer vergisi gibi kesintilerin yapılıp yapılmayacağı ve kesintilerin borçlu kurum mu yoksa sendikanız tarafından mı yapılacağı hususunda Başkanlığımız görüşünün talep edildiği anlaşılmıştır.

A- GELİR VE KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 1 inci maddesine göre dernek ve vakıflar kurumlar vergisi mükellefleri arasında sayılmazken, aynı maddenin (ç) bendi ile dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmeler kurumlar vergisi mükellefiyeti kapsamına alınmışlardır.

Aynı Kanunun 2 nci maddesinin beşinci fıkrasında, dernek ve vakıflara ait veya bağlı olan faaliyetleri devamlı bulunan ve sermaye şirketleri ile kooperatifler dışında kalan ticari, sınai ve zirai işletmelerin dernek ve vakıfların iktisadi işletmeleri olduğu, bu Kanunun uygulanmasında sendikaların dernek; cemaatlerin vakıf sayılacağı hükme bağlanmıştır.

Buna göre, sendikanızın tüzel kişiliği itibariyle kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunmamaktadır. Ancak, devamlılık arz eden ticari, sınai veya zirai faaliyetinin bulunması halinde Sendikaya ait veya bağlı olarak oluşacak iktisadi işletme nezdinde kurumlar vergisi mükellefiyetinin tesisi gerekecektir.

Öte yandan, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 61 inci maddesinde; “Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.

Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez.” hükmü yer almıştır.

Aynı Kanunun 65 inci maddesinde, “Her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazançlar serbest meslek kazancıdır.

Serbest meslek faaliyeti sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılmasıdır.” hükmü yer almıştır.

Yine, aynı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında; kamu idare ve müesseseleri, iktisadi kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadi işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya zirai işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçilerin maddede bentler halinde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dâhil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaları gerektiği hükme bağlanmıştır.

Diğer taraftan, 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 164 ile 166 ncı maddelerinde, avukatlık ücreti tanımlanmakta ve kaynakları itibariyle, sözleşmeye bağlı iş sahibinden sağlanan vekalet ücreti ile dava sonucunda kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenen vekalet ücreti olmak üzere iki ayrı vekalet ücretinden söz edilmektedir.

Aynı Kanunun 168 inci maddesinin 3’üncü fıkrasında, “Avukatlık ücretinin takdirinde, hukuki yardımın tamamlandığı veya dava sonunda hüküm verildiği tarihte yürürlükte olan tarife esas alınır.”, 169 uncu maddesinde ise, “Yargı mercilerince karşı

tarafa yükletilecek avukatlık ücreti, avukatlık ücret tarifesinde yazılı miktardan az ve üç katından fazla olamaz.” denilmektedir.

Dava sonunda, kararla tarifeye dayanılarak alacaklı taraf avukatına ödenen vekalet

ücreti;

a) Mahkeme veya icra veznesinin düzenlediği makbuz imzalanarak nakden,

b) Bizzat karşı/borçlu tarafın, mahkeme veya icra dairesinin tespit ettiği vekalet ücretini elden (nakden) veya banka havalesi ile ödemesi,

c) Mahkeme veya icra dairesinin, yargılama giderleri ile birlikte davayı kazanan müvekkile herhangi bir şekilde ödeme yapması ve müvekkilin de karşı/borçlu taraftan alınan vekalet ücretini avukata ödemesi,

şekillerinde tahsil edilebilmektedir.

Dava sonunda, mahkeme ilamına göre avukatlık tarifesine dayanılarak karşı tarafa yüklenilecek vekalet ücretinin Gelir Vergisi Kanununun 65 ve 66 ncı maddelerine göre serbest meslek erbabı olan avukatlara ödenmesi halinde, Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesi ve 2009/14592 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca sorumlularca % 20 nispetinde gelir vergisi tevkifatına tabi tutulması gerekmektedir.

Bu açıklamalar çerçevesinde, sendikanızda ücretli olarak çalışan avukatın sendika adına açılmış davalara vekâlet etmesi ve kazanması halinde doğan vekalet ücretlerinin, sendika tarafından davayı kaybeden taraftan (borçludan) tahsil edilerek Gelir Vergisi Kanununun 61, 94 ve 103 üncü maddeleri hükmü gereğince ücret olarak vergilendirilerek, avukata ödenmesi gerekmektedir.

Öte yandan, Eğitimciler Birliği Sendikasının ücretli avukatı olan kişinin, sendikanın taraf olduğu davalara değil de, sendika üyelerinin taraf olduğu davalara vekalet etmesi halinde, avukatın verdiği hizmet serbest meslek faaliyeti, avukat ise serbest meslek erbabı kapsamında değerlendirilecektir. Bu durumda, vekalet ücretini ödeyen tarafın (sendika üyesinin taraf olduğu davada davayı kaybeden karşı tarafın) Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrası kapsamında sayılan kişilerden olması halinde, yapılan vekalet ücreti ödemesinin % 20 oranında gelir vergisi tevkifatına tabi tutulması gerekmektedir.

B- KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 1/1 maddesinde; ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye’de yapılan teslim ve hizmetlerin katma değer vergisine tabi olduğu hükme bağlanmıştır.

Anılan Kanunun “Teslim ve Hizmet İşlemlerinde Matrah” başlıklı 20/1 maddesinde; “Teslim ve hizmet işlemlerinde matrah, bu işlemlerin karşılığını teşkil eden bedeldir.” hükmüne yer verilmiştir.

Konuya ilişkin olarak, 26.04.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinin I/B-4 numaralı bölümünde, “Mahkemelerce hükmolunan avukatlık ücretlerinin davayı kazananlara ödenmesi KDV’nin konusuna girmez. Ancak bu paralardan sözleşmeleri gereği ücret karşılığı çalışanlar dışında kalan avukatlara intikal eden kısım, serbest meslek kazancı kapsamında vergiye tabi olur. Avukatlar aldıkları bu para için davayı kazanana serbest meslek makbuzu düzenler ve makbuzda alınan tutar üzerinden KDV hesaplayıp ayrıca gösterirler.

Mahkeme kararında “KDV hariç” şeklinde bir ifadenin yer almaması halinde, vekalet ücretinin KDV dahil olduğu kabul edilir ve iç yüzde oranı uygulanmak suretiyle hesaplanan KDV, düzenlenen serbest meslek makbuzunda gösterilir.” açıklamasına yer verilmiştir.

Bu itibarla,

1- Sendikanızda ücretli olarak çalışan avukatın sendika adına açılmış davalara vekalet etmesi ve davaların kazanılması halinde davayı kaybeden tarafın ödemesine hükmolunan vekalet ücretlerinden sendika tarafından tahsil edilerek avukatlara yapılan ödemeler ücret olarak değerlendirileceğinden KDV’ nin konusuna girmemektedir.

2- Sendikanızda ücretli avukat olan kişinin sendikanın taraf olduğu davalara değil de, sendika üyelerinin taraf olduğu davalara vekâlet etmesi halinde, avukatın verdiği hizmet serbest meslek faaliyeti kapsamında katma değer vergisine tabi olacak, düzenlenecek serbest meslek makbuzunda, mahkemece ödenmesine hükmolunan vekâlet ücreti üzerinden ayrıca katma değer vergisi hesaplanması gerekecektir. Ancak, mahkeme kararında “KDV hariç” şeklinde bir ifadenin yer almaması halinde vekâlet ücretine katma değer vergisi dâhil kabul edilecek ve iç yüzde oranı uygulanmak suretiyle tespit edilen katma değer vergisi düzenlenen serbest meslek makbuzunda ayrıca gösterilecektir.

C- VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 236 ncı maddesinde; “Serbest meslek erbabı, mesleki faaliyetlerine ilişkin her türlü tahsilatı için iki nüsha serbest meslek makbuzu tanzim etmek ve bir nüshasını müşteriye vermek, müşteri de bu makbuzu istemek ve almak mecburiyetindedir.” hükmü yer almaktadır.

Aynı Kanunun 238 inci maddesinin birinci fıkrasında; “İşverenler her ay ödedikleri ücretler için (ücret bordrosu) tutmaya mecburdurlar. Gelir Vergisi Kanununa göre vergiden muaf olan ücretlerle diğer ücret üzerinden vergiye tabi hizmet erbabına yapılan ücret ödemeleri için bordro tutulmaz.” hükmüne yer verilmiştir.

Yukarıda yer alan hükümlere göre,

- Sendikanızda ücretli olarak çalışan avukatın sendika adına açılmış davalara vekalet etmesi ve davaların kazanılması halinde davayı kaybeden tarafın ödemesine hükmolunan vekalet ücretlerinden sendika tarafından tahsil edilerek avukatlara yapılan ödemeler ücret olarak değerlendirileceğinden, söz konusu ödemeler için sendika tarafından ücret bordrosu tanzim edilmesi gerekmekte olup, avukatın bahse konu ödemeler için serbest meslek makbuzu düzenlemesi söz konusu değildir.

- Sendikanızın ücretli avukatı olan kişinin sendikanın taraf olduğu davalara değil de, sendika üyelerinin taraf olduğu davalara vekâlet etmesi halinde, mahkeme ilamına göre karşı taraf avukatına ödenen veya icra dairelerince alacaklı taraf avukatına ödenmesine karar verilen vekalet ücretini tahsil eden avukatın, Vergi Usul Kanununun 236 ncı maddesi hükmü uyarınca ödemeyi yapan adına serbest meslek makbuzu düzenlemesi gerekmektedir.

D- DAMGA VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME

488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde, bu Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı kâğıtların damga vergisine tabi olduğu; 3 üncü maddesinde, damga vergisinin mükellefinin kâğıtları imza edenler olduğu, resmi dairelerle kişiler arasındaki işlemlere ait kâğıtların damga vergisini kişilerin ödeyeceği; 8 inci maddesinde, bu Kanunda yazılı resmi daireden maksadın, genel ve özel bütçeli idarelerle, il özel idareleri, belediyeler ve köyler olduğu, bu dairelere bağlı olup ayrı tüzel kişiliği bulunan iktisadi işletmelerin resmi daire sayılmayacağı hükme bağlanmıştır.

Mezkur Kanuna ekli (1) sayılı tablonun “IV. Makbuzlar ve diğer kağıtlar “ başlıklı bölümünün 1/b fıkrasında, maaş, ücret, gündelik, huzur hakkı, aidat, ihtisas zammı, ikramiye, yemek ve mesken

bedeli, harcırah, tazminat ve benzeri her ne adla olursa olsun hizmet karşılığı alınan paralar (avans olarak ödenenler dahil) için verilen makbuzlar ile bu paraların nakden ödenmeyerek kişiler adına açılmış veya açılacak cari hesaplara nakledildiği veya emir ve havalelerine tediye olunduğu takdirde nakli veya tediyeyi temin eden kağıtların nispi damga vergisine tabi olduğu hüküm altına alınmıştır.

Buna göre, sendikanızda ücretli olarak çalışan avukatın sendika adına açılmış davalara vekâlet etmesi ve kazanması halinde, doğan vekalet ücretlerinin sendika tarafından davayı kaybeden taraftan (borçludan) tahsil edilerek avukata ödenmesine ilişkin düzenlenen kağıtların, 488 sayılı Damga Vergisi Kanuna ekli (1) sayılı tablonun IV/1-b fıkrasına göre damga vergisine tabi tutulması gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

Borsa tarafından borsa çalışanlarına ve borsanın hizmet satın aldığı şirket çalışanlarına bir defaya mahsus yapılan ödemeler hk.

Sayı: 90792880-155.01.05.02[2014/3543]-7119

Tarih: 19/02/2016

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü)

19/02/2016

Sayı : 90792880-155.01.05.02[2014/3543]-7119

Konu : Borsa tarafından borsa çalışanlarına ve borsanın hizmet satın aldığı şirket çalışanlarına bir defaya mahsus yapılan ödemeler

İlgide kayıtlı özelge talep formu ve eklerinin incelenmesinden, 31.10.2014 tarih ve 19 sayılı Olağan Meclis toplantısında alınan karar gereğince, Borsanızda çalışan her statüdeki personel ile hizmet satın aldığınız şirket çalışanlarına bir defaya mahsus olmak üzere seyyanen yapılacak ödemelerin Gelir Vergisi ve Damga Vergisine tabi olup olmadığı hususunda görüş sorulduğu anlaşılmıştır.

A - GELİR VERGİSİ KANUNU UYGULAMASI YÖNÜNDEN

193 Sayılı Gelir Vergisi Kanununun “Gelirin unsurları” başlıklı 2 nci maddesinde “Gelire giren kazanç ve iratlar şunlardır.

1- Ticari kazançlar

2- Zirai kazançlar

3- Ücretler

4- Serbest meslek kazançları,

5- Gayrimenkul sermaye iratları,

6- Menkul sermaye iratları,

7- Diğer kazanç ve iratlar

...” hükmüne yer verilmiştir.

Aynı Kanunun 61 inci maddesinde, “Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.

Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez.” hükmü yer almış olup, 62 nci maddesinde de, hizmet erbabını işe alan, emir ve talimatları dahilinde çalıştıran gerçek ve tüzel kişiler işveren olarak tanımlanmıştır.

Buna göre, ücret gelirini oluşturan üç unsur bulunmaktadır.

- İşverene tabi olma,

- Belli bir işyerine bağlı olma,

- Hizmetin karşılığı olarak bir ödeme yapılması

Öte yandan, ücret ödemelerine ilişkin açıklamaların yer aldığı 149 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde, muafiyet ve istisna kapsamına girmeyen ve her ne ad altında yapılırsa yapılsın ücret tanımı içine giren tüm ödemelerin, ücret olarak vergiye tabi tutulacağı açıklamasına yer verilmiştir.

Diğer taraftan, aynı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında, “Kamu idare ve müesseseleri, iktisadî kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadî işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya ziraî işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecburdurlar.” hükmüne yer verilmiş olup, aynı fıkranın birinci bendinde ise, hizmet erbabına ödenen ücretler ile 61 inci maddede yazılı olup ücret sayılan ödemelerden (istisnadan faydalananlar hariç), 103 ve 104 üncü maddelere göre gelir vergisi tevkifatı yapılacağı hükme bağlanmıştır.

Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, Borsanızın 31.10.2014 tarih ve 19 sayılı Olağan Meclis toplantısında alınan karar gereğince, borsada çalışan her statüdeki personele bir defaya mahsus olmak üzere seyyanen yapılacak ödemenin Gelir Vergisi Kanununun 61 inci maddesine göre ücret olarak değerlendirilmesi ve aynı Kanunun 94, 103 ve 104 üncü maddeleri gereğince tevkifata tabi tutulması gerekmektedir.

Diğer taraftan, Borsanız ile hizmet ilişkisi bulunmayan ve Borsanızın hizmet satın aldığı şirket çalışanı olan kişilere bir defaya mahsus olmak üzere seyyanen yapılacak ödemenin ücret olarak kabul edilmesi ve ücret kapsamında tarafınızca gelir vergisi tevkifatına tabi tutulması gerekmekte olup söz konusu ödemelerin doğrudan hizmet satın aldığınız şirketlere yapılması ve bu şirketler tarafından da çalışanlara ödenmesi durumunda ise işverenin ödemeyi yapan şirket olarak kabul edilip, ücret bordrosunun buna göre düzenlenerek, Gelir Vergisi Kanununun 61, 94, 103 ve 104 üncü maddeleri gereğince gelir vergisi tevkifatına tabi tutulması gerekmektedir.

B - VERASET VE İNTİKAL VERGİSİ KANUNU UYGULAMASI YÖNÜNDEN

7338 sayılı Veraset ve İntikal Vergisi Kanununun 1 inci maddesiyle, Türkiye Cumhuriyeti uyruğunda bulunan şahıslara ait mallar ile Türkiye’de bulunan malların veraset yoluyla veya herhangi bir suretle olursa olsun ivazsız bir tarzda bir şahıstan diğer şahsa intikali veraset ve intikal vergisine tabi tutulmaktadır.

Aynı Kanunun 2 nci maddesinin (a) fıkrasında da “şahıs” tabirinin, hilafına sarahat olmadıkça hakiki ve hükmi şahısları; (b) fıkrasında, “mal” tabirinin, mülkiyete mevzu olabilen menkul ve gayrimenkul şeylerle mameleke girebilen sair bütün hakları ve alacakları, (d) fıkrasında ise ivazsız intikal tabirinin, hibe yoluyla veya herhangi bir tarzda olan ivazsız iktisapları ifade edeceği belirlenmiştir.

Bu hükümlere göre, malların veraset yoluyla veya her ne suretle olursa olsun ivazsız bir şekilde bir şahıstan diğer şahsa intikalinin veraset ve intikal vergisine tabi tutulması gerekmektedir.

Diğer taraftan, gelir vergisinin konusuna giren ödemeler karşılıksız olsa dahi veraset ve intikal vergisine tabi tutulmamaktadır.

Bu açıklamalar çerçevesinde, Borsada çalışan her statüdeki personele bir defaya mahsus olmak üzere seyyanen yapılacak ödemeler ve Borsanız ile hizmet ilişkisi bulunmayan ve Borsanızın hizmet satın aldığı şirket çalışanı olan kişilere bir defaya mahsus olmak üzere seyyanen yapılacak ödemeler ücret olarak kabul edilip ücret kapsamında gelir vergisi

tevkifatına tabi tutulacağından, söz konusu ödemelerden veraset ve intikal vergisinin aranılmaması gerekmektedir.

C - DAMGA VERGİSİ KANUNU UYGULAMASI YÖNÜNDEN

488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde, bu Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıtların damga vergisine tabi olduğu; 3 üncü maddesinde, damga vergisi mükellefinin kağıtları imza edenler olduğu, resmi dairelerle kişiler arasındaki işlemlere ait düzenlenen kağıtların damga vergisini kişilerin ödeyeceği hüküm altına alınmıştır.

Anılan Kanuna ekli (1) sayılı tablonun “IV. Makbuzlar ve diğer kağıtlar” başlıklı bölümünün 1/b fıkrasında, maaş, ücret, gündelik, huzur hakkı, aidat, ihtisas zammı, ikramiye, yemek ve mesken bedeli, harcırah, tazminat ve benzeri her ne adla olursa olsun hizmet karşılığı alınan paralar (avans olarak ödenenler dahil) için verilen makbuzlar ile bu paraların nakden ödenmeyerek kişiler adına açılmış veya açılacak cari hesaplara nakledildiği veya emir ve havalelerine tediye olunduğu takdirde nakli veya tediyeyi temin eden kâğıtların nispi damga vergisine tabi tutulacağı hükme bağlanmıştır.

Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, Borsanızda çalışan her statüdeki personele ve Borsanız ile hizmet ilişkisi bulunmayan ve Borsanızın hizmet satın aldığı şirket çalışanı olan kişilere bir defaya mahsus olmak üzere seyyanen yapılacak ödemeler nedeniyle düzenlenen kağıtların 488 sayılı Damga Vergisi Kanununa ekli (1) sayılı tablonun IV-1/b fıkrasına göre nispi damga vergisine tabi tutulması gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

Suriyeli mültecilerin tedavi ve ilaç giderleri için eczane ve özel hastanelere yapılacak ödemelerde damga vergisi hk.

Sayı: 45404237-155[ 14-140]-33

Tarih: 18/02/2016

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

BURSA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Gelir Grup Müdürlüğü

18/02/2016

Sayı : 45404237-155[ 14-140]-33

Konu : Suriyeli mültecilerin tedavi ve ilaç giderleri için eczane ve özel hastanelere yapılacak ödemelerde damga vergisi

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzun incelenmesinden; İlinizde ikamet etmekte olan Suriyeli mültecilerin hastanelerde yapılan tedavileri sonucu hastaların tedavi ve ilaç giderlerinin Müdürlüğünüze fatura edildiği, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığınca (AFAD) ödemelerin kurumunuz hesabına gönderilen acil yardım ödeneği ile yapıldığı belirtilerek, eczane ve özel hastanelere yapacağınız ödemelerden damga vergisi kesintisi yapılıp yapılmayacağı hususunda görüş talep ettiğiniz anlaşılmıştır.

488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde, bu Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıtların damga vergisine tabi olduğu; 3 üncü maddesinde, damga vergisi mükellefinin kağıtları imza edenler olduğu; resmi dairelerle kişiler arasındaki işlemlere ait düzenlenen kağıtların damga vergisini kişilerin ödeyeceği; 8 inci maddesinde, bu Kanunda yazılı resmi daireden maksadın, genel ve özel bütçeli idarelerle, il özel idareleri, belediyeler ve köyler olduğu; bu dairelere bağlı olup ayrı tüzel kişiliği bulunan iktisadi işletmelerin resmi daire sayılmayacağı hüküm altına alınmıştır.

Mezkur Kanuna ekli (1) sayılı tablonun “IV-Makbuzlar ve diğer kağıtlar” başlıklı bölümünün 1/a fıkrasında, resmi daireler tarafından yapılan mal ve hizmet alımlarına ilişkin ödemeler (avans olarak

yapılanlar dahil) nedeniyle kişiler tarafından resmi dairelere verilen ve belli parayı ihtiva eden makbuz ve ibra senetleri ile bu ödemelerin resmi daireler nam ve hesabına, kişiler adına açılmış veya açılacak hesaplara nakledilmesini veya emir ve havalelerine tediyesini temin eden kağıtların nisbi damga vergisine tabi tutulacağı hükmüne yer verilmiştir.

Diğer taraftan, 5902 sayılı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun 18 inci maddesinde, İllerde bütünleşik afet ve acil durum yönetiminin tüm unsurlarını içerecek şekilde, Başkanlığın taşra teşkilatı olarak valiye bağlı il afet ve acil durum müdürlüklerinin kurulduğu, Müdürlüğün sevk ve idaresinden, ildeki afet ve acil durum faaliyetlerinin yönetiminden birincil derecede valinin sorumlu olduğu, İl afet ve acil durum müdürlüklerinin harcamalarının, Başkanlık bütçesine bu amaçla konulacak ödenekten yapılacağı hükme bağlanmıştır.

Buna göre, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanununa ekli (I) sayılı cetveldeki “Genel Bütçe Kapsamındaki Kamu İdareleri” arasında yer alan Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının taşra birimi olan müdürlüğünüz Damga Vergisi Kanununa göre “resmi daire” olup, resmi daire kapsamında bulunmayan kişi konumundaki eczane ve özel hastanelere, Suriyeli mültecilerin tedavi ve ilaç giderleri için Müdürlüğünüzce yapılacak ödemeler nedeniyle düzenlenen kağıtların Kanuna ekli (1) sayılı tablonun IV-1/a fıkrasına göre nisbi damga vergisine tabi tutulması gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

Su ve Kanalizasyon İdaresi ...... Genel Müdürlüğü ve İller Bankası A.Ş. ...... Bölge Müdürlüğünce yapılacak hakediş ödemelerinde damga vergisi kesintisi yapılıp yapılmayacağı hk.

Sayı: 50426076-155[1-2015/20-403]-39

Tarih: 18/02/2016

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

KAYSERİ VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü)

18/02/2016

Sayı : 50426076-155[1-2015/20-403]-39

Konu : ...... Su ve Kanalizasyon İdaresi ...... Genel Müdürlüğü ve İller ...... Bankası A.Ş. ...... Bölge Müdürlüğünce yapılacak hakediş ödemelerinde damga vergisi kesintisi yapılıp yapılmayacağı.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuz ve eklerinin incelenmesinden, ...... Su ve Kanalizasyon İdaresi (

) Genel Müdürlüğü ve İller Bankası A.Ş. ...... Bölge Müdürlüğünce ihalesi yapılan ve yükleminiz altında yapımı devam eden kanalizasyon ve içme suyu inşaatları işine ait sözleşmelerin damga vergilerini ödediğinizi belirterek, adı geçen Müdürlüklerce firmanıza yapılacak hakediş ödemelerinden damga vergisi kesintisi yapılıp yapılmayacağı hususunda görüş talep edildiği anlaşılmaktadır.

488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde, bu Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıtların damga vergisine tabi olduğu, bu Kanundaki kağıtlar teriminin, yazılıp imzalanmak veya imza yerine geçen bir işaret konmak suretiyle düzenlenen ve herhangi bir hususu ispat veya belli etmek için ibraz edilebilecek olan belgeler ile elektronik imza kullanılmak suretiyle manyetik ortamda ve elektronik veri şeklinde oluşturulan belgeleri ifade ettiği; 8 inci maddesinde bu Kanunda yazılı resmi daireden maksadın genel ve özel bütçeli idarelerle, il özel idareleri, belediyeler

ve köyler olduğu, bu dairelere bağlı olup ayrı tüzel kişiliği bulunan iktisadi işletmelerin resmi daire sayılmayacağı hükme bağlanmıştır.

Mezkur Kanuna ekli (1) sayılı tablonun “IV. Makbuzlar ve diğer kağıtlar” başlıklı bölümünün 1/a fıkrasında, “Resmi daireler tarafından yapılan mal ve hizmet alımlarına ilişkin ödemeler (avans olarak yapılanlar dâhil) nedeniyle kişiler tarafından resmi dairelere verilen ve belli parayı ihtiva eden makbuz ve ibra senetleri ile bu ödemelerin resmi daireler nam ve hesabına, kişiler adına açılmış veya açılacak hesaplara nakledilmesini veya emir ve havalelerine tediyesini temin eden kağıtlar”ın nispi damga vergisine tabi olduğu hükme bağlanmıştır.

Diğer taraftan, 2560 sayılı İstanbul Su Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunun 1 inci maddesinde, İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresinin (İSKİ), İstanbul Büyük Şehir Belediyesine bağlı müstakil bütçeli ve kamu tüzel kişiliğini haiz bir kuruluş olduğu; 21 inci maddesinin (a) bendinde, İSKİ’nin görevleri için kullandığı taşınmaz malları, tesisleri, işlemleri ve faaliyetlerinin her türlü vergi, resim ve harçtan muaf olduğu; EK 5 inci maddesinde ise, bu Kanunun diğer büyükşehir belediyelerinde de uygulanacağı hükümlerine yer verilmiştir.

Buna göre, Damga Vergisi Kanununun 8 inci maddesi kapsamında resmi daire sayılmayan İSKİ Genel Müdürlüğüne 2560 sayılı Kanunla tanınan damga vergisi ve harç muafiyetinin, yine resmi daire sayılmayan diğer Büyükşehir belediyelerine bağlı su ve kanalizasyon idarelerine de tatbik edilmesi gerekmektedir.

Öte yandan, 6107 sayılı İller Bankası Anonim Şirketi Hakkında Kanununun 1 inci maddesinde, bu Kanun ile düzenlenen hususlar dışında, özel hukuk hükümlerine tabi, tüzel kişiliğe sahip, anonim şirket statüsünde “İller Bankası Anonim Şirketi” unvanıyla bir kalkınma ve yatırım bankası kurulduğu, bankanın kısaltılmış ünvanının “İLBANK” olduğu, bankanın ilgili olduğu Bakanlığın, Bayındırlık ve İskân Bakanlığı olduğu; 3 üncü maddesinde, bankanın amacının; il özel idareleri, belediyeler ve bağlı kuruluşları ile münhasıran bunların üye oldukları mahalli idare birliklerinin finansman ihtiyacını karşılamak, bu idarelerin sınırları içinde yaşayan halkın mahalli müşterek hizmetlerine ilişkin projeler geliştirmek, bu idarelere danışmanlık hizmeti vermek ve teknik mahiyetteki kentsel projeler ile alt ve üstyapı işlerinin yapılmasına yardımcı olmak ve her türlü kalkınma ve yatırım bankacılığı işlevlerini yerine getirmek olduğu; 13 üncü maddesinde de Bankanın bu Kanunda yer alan hükümler dışında 5411 sayılı Bankacılık Kanunu, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu ve diğer kanunların ilgili hükümlerine tabi olduğu hükme bağlanmıştır.

Buna göre, 488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 8 inci maddesi kapsamında resmi daire statüsünde bulunmayan ...... Genel Müdürlüğü ve İller Bankası A.Ş. ...... Bölge Müdürlüğünce firmanıza yapılacak hakediş ödemeleri nedeniyle düzenlenen kağıtların, Kanuna ekli (1) sayılı tablonun IV/1-a fıkrası uyarınca damga vergisine tabi tutulmaması gerekmektedir.

Öte yandan, özelge talep formu ve eklerinin incelenmesinden, söz konusu işe ilişkin iş artışı yapıldığı anlaşılmıştır. Buna göre, iş artışına ilişkin olarak;

- Yeni bir ihale kararı alınmış, ek sözleşme veya bu kağıtların mahiyetini iktisap eden herhangi bir kağıt (protokol, fiyat farkı tespit tutanağı, vb.) düzenlenmiş ise, alınan ihale kararının 488 sayılı Kanuna ekli (1) sayılı tablonun II/2 maddesine göre, düzenlenen ek sözleşmenin veya sözleşme yerine geçen protokolün veya bu mahiyetteki kağıdın ise aynı tablonun I/A-1 fıkrasına göre,

- İhale kararı ve ek sözleşme düzenlenmemiş fakat harcama yetkilisinden “olur”alınmış ise alınan “olur” hem ihale kararı, hem de mukaveledeki belli parayı değiştirir mahiyette olduğundan, söz konusu “olur”un, 488 sayılı Kanunun 6 ve 14 üncü maddelerinin ikinci fıkraları gereğince en yüksek vergi alınmasını gerektiren mukavele değişikliği (artırılan meblağ) üzerinden anılan Kanuna ekli (1) sayılı tablonun I/A-1 fıkrasına göre,

damga vergisine tabi tutulması gerekmektedir.

Ancak iş artışı uygulaması nedeniyle ihale makamı ile yüklenici arasında ihale kararı, ek sözleşme vb. belge düzenlenmemiş veya bu kağıtların yerine kaim olmak üzere ilgili makamdan “olur” alınmamışsa, söz konusu kağıtlara ilişkin olarak ayrıca damga vergisi aranılmayacağı tabiidir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

Teknoloji Geliştirme Bölgesinde faaliyette bulunan yönetici şirketin damga vergisi ve harç muafiyeti hk.

Sayı: 50426076-155[9-2014/20-362]]-38

Tarih: 18/02/2016

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

KAYSERİ VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü)

18/02/2016

Sayı : 50426076-155[9-2014/20-362]]-38

Konu: Teknoloji Geliştirme Bölgesinde faaliyette bulunan yönetici şirketin damga vergisi ve harç muafiyeti hk.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzun incelenmesinden, ...... Üniversitesi Teknoloji Geliştirme Bölgesinin, 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanununun 4 üncü maddesine göre 30/04/2004 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 22/03/2004 tarih ve 2004/127 sayılı Bakanlar Kurulu kararı uyarınca teknoloji geliştirme bölgesi olarak ilan edildiği ve söz konusu teknoloji geliştirme bölgesinin yönetici şirketi olduğunuzdan bahisle;

- Şirketinizin ana sözleşme değişikliği, genel müdür atamaları, imza sirküsü ilanları, adres değişiklikleri ve genel kurul kararlarının ticaret siciline tescilinin harca tabi olup olmadığı,

- Noter onayına tabi defterlerinizin açılış, kapanış ve yıl içi tasdikleri ile şirketinizle ilgili konularda noter kanalı ile yapılacak her türlü tebligat, ihtar ve sözleşmelerle ilgili harç, damga vergisi ve resimden muaf olup olmadığı,

- Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) verilecek prim bildirgeleri ile kurumlar vergisi, kurum geçici vergi, muhtasar ve katma değer vergisi beyannamelerinin damga vergisinden istisna olup olmadığı,

hususlarında Başkanlığımız görüşünün talep edildiği anlaşılmıştır.

492 sayılı Harçlar Kanununun 2 nci maddesinde; yargı işlemlerinden bu kanuna bağlı (1) sayılı tarifede yazılı olanlarının yargı harçlarına tabi olduğu, 38 inci maddesinde de; noter işlemlerinden bu kanuna bağlı (2) sayılı tarifede yazılı olanlarının noter harçlarına tabi olduğu belirtilmiş olup, Kanunun 123 üncü maddesinin birinci fıkrasında; “Özel kanunlarla harçtan muaf tutulan kişilerle, istisna edilen işlemlerden harç alınmaz.”, son fıkrasında ise; “Bu maddede veya diğer kanunlarda yer alan harçtan muafiyete ilişkin hükümler, bu Kanunun (1) sayılı Tarifesinin “(A) Mahkeme Harçları” bölümünün (V) numaralı fıkrasındaki “keşif harcı” ve (1) sayılı Tarifesinin “B) İcra ve iflas harçları” bölümünün (III) numaralı fıkrasındaki “haciz, teslim ve satış harcı” bakımından uygulanmaz.” hükümleri yer almaktadır.

Ayrıca, 488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde, bu Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıtların damga vergisine tabi olduğu; 3 üncü maddesinde, damga vergisinin mükellefinin kağıtları imza edenler olduğu; 8 inci maddesinde ise bu Kanunda yazılı resmi daireden maksadın genel ve özel bütçeli idarelerle, il özel idareleri, belediyeler ve köyler olduğu, bu dairelere bağlı olup ayrı tüzel kişiliği bulunan iktisadi işletmelerin resmi daire sayılmayacağı hüküm altına alınmıştır.

Kanuna ekli (1) sayılı tablonun “I. Akitlerle ilgili kağıtlar” başlıklı bölümünün A/1 fıkrasında, belli parayı ihtiva eden mukavelenameler, taahhütnameler ve temliknamelerin nispi; ‘‘IV. Makbuzlar ve diğer kağıtlar” başlıklı bölümünün 2/b fıkrasında, vergi beyannamelerinin; 2/e fıkrasında da sosyal güvenlik kurumlarına verilen sigorta prim bildirgelerinin maktu damga vergisine tabi tutulacağı hükümlerine yer verilmiştir.

Öte yandan, 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanununun 3 üncü maddesinin (f) fıkrasında, girişimcinin bölgedeki hizmet ve imkanlardan yararlanmak isteyen veya yararlanmakta olan gerçek ve tüzel kişileri; (k) fıkrasında, yönetici şirketin bu Kanuna uygun ve anonim şirket olarak kurulan, bölgenin yönetimi ve işletmesinden sorumlu şirketi ifade ettiği; 8 inci maddesinin üçüncü fıkrasında, yönetici şirketin bu Kanunun uygulanması ile ilgili olarak düzenlenen kağıtlardan ve yapılan işlemlerden dolayı damga vergisi ve harçtan muaf olduğu hüküm altına alınmıştır.

Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, teknoloji geliştirme bölgesinde faaliyet gösteren şirketinizin yönetici şirket statüsünde olması halinde, 4691 sayılı Kanunun uygulanması ile ilgili işlemlerde, 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı (2) sayılı tarifede yazılı olan noter harçlarından ve keşif harcı ile haciz, teslim ve satış harcı hariç (1) sayılı

tarifede yazılı olan yargı harçlarından muaf tutulması gerekmektedir.

Ayrıca, yönetici şirkete 4691 sayılı Kanunun uygulanmasına dair işlemler yönünden muafiyet tanındığı hususu dikkate alındığında, bu kapsamda değerlendirilmesi mümkün bulunmayan vergi dairelerine verilecek vergi beyannameleri ve sigorta prim bildirgelerine ilişkin damga vergisinin aranılacağı tabiidir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.