yenÝ bÝr bÜtÜncÜl bakiÞ aÇisiınları.com/arsiv/1303dergi.pdf · atatürk'ün,...

52
YENÝ BÝR BÜTÜNCÜL BAKIÞ AÇISI BÝLÝM ve KÝLÝSE ARASINDAKÝ SAVAÞ 2013, 2013, Y Y AÞLI RUHUN AÞLI RUHUN ALET KUTUSU ALET KUTUSU MART 2013 Sayý: 531 Fiyat: 7 TL

Upload: others

Post on 13-Feb-2020

4 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: YENÝ BÝR BÜTÜNCÜL BAKIÞ AÇISIınları.com/arsiv/1303Dergi.pdf · Atatürk'ün, Türklerin ve Türkiye'nin kaderini deðiþtiren büyük kur-tarýþýna ve devrimlerine bakarak

YENÝ BÝR BÜTÜNCÜL BAKIÞ AÇISIBÝLÝM ve KÝLÝSE ARASINDAKÝ SAVAÞ2013, 2013, YYAÞLI RUHUN AÞLI RUHUN ALET KUTUSUALET KUTUSU

MART 2013 Sayý: 531 Fiyat: 7 TL

Page 2: YENÝ BÝR BÜTÜNCÜL BAKIÞ AÇISIınları.com/arsiv/1303Dergi.pdf · Atatürk'ün, Türklerin ve Türkiye'nin kaderini deðiþtiren büyük kur-tarýþýna ve devrimlerine bakarak

Aylýk Kültürel ve Siyasi Dergi

Onur Baþkaný:Dr. Refet Kayserilioðlu

Sevgi YayýnlarýSahibi ve Genel Yayýn Müdürü:

Ayþegül Kayserilioðlu

Yazý Ýþleri Müdürü:Güngör Özyiðit

Yayýn Kurulu:Güngör ÖzyiðitNelda BayraktarHale Ürkmezgil

Haberleþme ve Okur/Abone Ýliþkileri:

0535 455 4223 - 0549 722 0248

Yönetim Yeri:Hayri Eymezoðlu Sok. Ýkizler Ap.

No:8 D:32 Erenköy/Ýst

Baský:Hedef Dijital Baský

Taksim Cad. No: 19/ATaksim/Ýstanbul

Fiyatý: 7 TLYýllýk Abone: 75 TL

Yurt Dýþý: 90 TL

Cilt: 45 Sayý: 531 Mart 2013

Atatürk’ün Kehânetleri ......................... 2Dr. Refet Kayserilioðlu

Hani Bunun Ýlk Sahibi? ........................ 8Ahmet Kayserilioðlu

Dünya ve Ýnsan ................................. 15Güngör Özyiðit

Adý Ýbrahim, Soyadý Asil ........................................ 20Güngör Özyiðit

Ýnal Aydýnoðlu ile Söyleþi .................. 24Nihal Gürsoy

Bilim ve Kilise Arasýndaki Savaþ .............................. 30 (Ýslâm ve Bilim - VIII)Yalçýn Kaya

Yeni Bir BütüncülBakýþ Açýsý ........................................ 36Nelda Bayraktar

2013, Yaþlý RuhunAlet Kutusu ........................................ 40(Canlý Kryon Celsesi)

Dergimizin internet sitesini www.sevgidunyasidergisi.com, www.dostluk.org

adreslerinden ziyaret edebilirsiniz

ÝÇÝNDEKÝLER

Page 3: YENÝ BÝR BÜTÜNCÜL BAKIÞ AÇISIınları.com/arsiv/1303Dergi.pdf · Atatürk'ün, Türklerin ve Türkiye'nin kaderini deðiþtiren büyük kur-tarýþýna ve devrimlerine bakarak

1

Sevgili DostlarBir can daha gitti, bu zor, sýkýþýk ve baskýlý günlerde. Bir hayýrlý

buradaki zamanýný tamamlayýp ailesinin yanýna uçtu. Ýbrahim Asil,onu yakýndan tanýyanlar için benzeri az bulunan bir insandý.Onunla birlikte iken çoðu zaman neþe, zaman zaman ironiyle doluve her zaman kendinizi tüy gibi hafif ve rahatlamýþ hissedeceðinizbir dünyaya girerdiniz. O hiç kimseyi yalnýz, kimsesiz, çaresizbýrakmaz ve yaptýklarý için en ufak bir karþýlýk beklemez, kabuletmezdi. Onun usta bir kuyumcu olarak çalýþtýðý dükkânýnaayaklarýnýz yerden kesilerek sevinçle giderdiniz; orada hoþkarþýlanma, hüsn-ü kabul ve bir þekilde derde derman bulacaðýnýzýbilerek. Bize baþka dünyalardan, sistemlerden, dünya dýþý hayýrlývarlýklardan söz ederdi; þüphe etmeksizin dinlerdik; usanmadan,býkmadan çocuksu bir saflýk ve alçakgönüllülükle vermesinihayranlýkla izlerdik. Onun gidiþiyle, gideceðini bilmemize raðmen,yüreðimiz ince bir yerinden örselendi; ama gittiði yeringüzelliðinden eminiz.

Diyorlar ki, bizim geçtiðimiz yerlerden çoktan geçmiþ, bize yolugösteren varlýklar: “Siz öyle yaþayýnýz ki, birbirinizi baðýþlamakiçin mesele olmasýn. Çünkü yalnýz gerçek baðýþlayýcý O'dur...”“Düzelecek olan özünüzde deðil, sözünüzdedir. Çünkü siz özü temizolansýnýz. Sözünüze dikkat ediniz.” Þunu da ekliyorlar: “Biribirinizesöyleyeceðiniz söz, önceden düþündüðünüz gibi deðil, sonradanmünasip göreceðiniz gibi de deðil, sadece O'nun istediði þekildeolmalýdýr. O size, biribirinizden yalnýz güzel söz bekler.” “Sesimizduyulmayacak, sözümüz dinlenmeyecek diye korkunuz varsa, sizsesinizi kullanmasýný, söz söylemesini henüz bilmiyorsunuzdemektir... Doðru söz, en küçük sesle bile söylense, bir anda heryana ulaþýr. Doðru söyleyeceðiniz, sizin için en güzel ulaþtýrýcýdýr,öyle biliniz.” Hem doðru söz söyleyene hem de güzel söz söyleyebi-lene ne mutlu... Kavgasýz ve yalansýz yaþamak için ve öyle olanlarýhayatýmýza çekmek için yapmamýz gereken aslýnda ne basit...

SEVGÝ DÜNYASI

En Derin Sevgilerimizle

SEVGÝ DÜNYASI

Page 4: YENÝ BÝR BÜTÜNCÜL BAKIÞ AÇISIınları.com/arsiv/1303Dergi.pdf · Atatürk'ün, Türklerin ve Türkiye'nin kaderini deðiþtiren büyük kur-tarýþýna ve devrimlerine bakarak

SEVGÝ DÜNYASI2

Atatürk’ün Kehânetleri

Gazeteci ALÝ BEKTAÞ bu isimde bir kitap yazmýþ.Kitap kapsamlý araþtýrmalara dayanýyor.ATATÜRK hakkýndabilmediðimiz birçok yönlerbulunan bu kitaba “Kehânetler” adýný takmakçok doðru olmuþ. SINIR ÖTESÝ Yayýnlarýndançýkan bu kitaptan Atatürk hakkýnda çok ilginçyönlerden bazýlarýný size iletiyorum.

Dr. Refet Kayserilioðlu

Page 5: YENÝ BÝR BÜTÜNCÜL BAKIÞ AÇISIınları.com/arsiv/1303Dergi.pdf · Atatürk'ün, Türklerin ve Türkiye'nin kaderini deðiþtiren büyük kur-tarýþýna ve devrimlerine bakarak

3SEVGÝ DÜNYASI

ATATÜRK BÝR GÖREVLÝDÝR

Atatürk'ün, Türklerinve Türkiye'nin kaderinideðiþtiren büyük kur-tarýþýna ve devrimlerinebakarak onun bir görevliolduðunu düþünüyor vebunu konuþmalarýmda veyazýlarýmda sýk sýk belir-tiyordum. Fakat SayýnAli Bektaþ'ýn Atatürk'ünKehânetleri" kitabýnýokuyunca onun medyumyapýsýný daha iyi gördümve gerçek bir görevliolduðuna daha çok kanioldum. O Türk Milletinikurtarmakla ve ilerimedeniyet düzeyinegetirmekle görevlendi-rilmiþ bir kiþidir. Ogörevini en iyi yapýncayakadar sürekli her çeþittehlikeden korunmuþ,görevini bitirinceyekadar, en tehlikelicephelerde kýlýna zarargelmemiþtir. Ayný zaman-da Atatürk'e sürekli il-ham tarzýnda, ileri görüþve kehânet tarzýnda bil-giler, bildiriler gelmiþtir.Çok akýllý bir adam olanMustafa Kemal, el attýðýher konuyu çok iyiöðrenmiþ, çok kolaykavramýþ ve çok çabuk

sonuç çýkarmasýný bil-miþtir. O ayný zamandagerçek bir liderdir. Birliderde bulunmasýgereken ileri görüþlülük,kararlýlýk, sonuca ina-narak hedefe doðrusarsýntýsýzca ve sebatlayürümek onda fazlasýylavardýr.

Bugün TürkiyeCumhuriyeti'nin içtendýþtan gelen çeþitlisaldýrýlara karþý baþarýyladirenebilmesinde vedimdik ayakta dura-bilmesinde onun attýðýtemelin saðlamlýðýnýnrolü çok büyüktür. Onundin ve devlet iþleriniayýran Lâiklik esasýnýkoymasý, kadýn-erkekeþit demesi. Cumhuriyetikurmasý, serbest seçim-leri getirmesi ve kýyafetdevrimini, harf ve yazýdevrimini yapmasý hepsiTürkiye'nin kaderinideðiþtiren büyük olay-lardýr.

HEP TÜRKÝYE'NÝNGELECEÐÝNÝ DÜÞÜNÜYOR

Mustafa Kemal, baþ-tanberi Türk Milletinikurtaracak bir lider ola-

caðýný biliyordu. Bununasýl biliyordu? Ýlhamla,sezgiyle veya kendisinebir yolla içten bildirili-yordu. Þu iki olay bunukanýtlýyor. 1906 yýlýndaBulgar Ývan Manelof ileSelânik'te yaptýðý konuþ-mada þöyle diyorduMustafa Kemal: "Bir güngelecek ben, hayal olarakkabul ettiðiniz bu inký-lâplarý (devrim) baþara-caðým. Mensup olduðumTürk Milleti bana inana-caktýr. Düþündüklerimhayal mahsulü deðildir.Bu millet gerçeði görün-ce arkasýndan yürür. Sal-tanat ortadan kalkacaktýr.Devlet mütecanis (tektürden, homojen anlamý-na) olacaktýr. Din vedevlet iþleri birbirindenayrýlacaktýr. (Lâiklikprensibi). Batý medeniye-tine döneceðiz. Batýmedeniyetine girmemizeengel olan yazýyý atarak,Latin kökünden alfabeseçilecektir. Kadýn veerkek arasýndaki farklarkalkacaktýr. Her þeyimiz-le batýlý olacaðýz. Eminolunuz ki hepsi bir birolacaktýr."

Mustafa Kemal bukonuþmayý yaptýðý yýllar-

Page 6: YENÝ BÝR BÜTÜNCÜL BAKIÞ AÇISIınları.com/arsiv/1303Dergi.pdf · Atatürk'ün, Türklerin ve Türkiye'nin kaderini deðiþtiren büyük kur-tarýþýna ve devrimlerine bakarak

da II. Abdülhamidülkenin tek hâkimiydi. Odevirde böyle þeyleriyapacaðým, baþaracaðýmdiyebilmesi 18 - 20 senesonra olacaklarý göre-bilmesi demektir. Bukehânettir veya iç bil-gidir.

Gene ayný yýllardaMustafa Kemal henüzKolaðasý (ön yüzbaþý)iken Selânik'tearkadaþlarýyla sohbetederlerken OsmanlýDevleti'nin dýþ siyaseti(politikasý) üzerindetartýþýyorlardý. MustafaKemal, OsmanlýDevleti'ni aðýr bir dilleeleþtirdikten sonra iþiþakaya dökercesinearkadaþlarýna görevlervermeye baþladý.Arkadaþlarý gülüþerek bukonuþmalarý dinliyorlarve çok eðleniyorlardý.Ancak aradan geçen yýl-lar, bu þaka gibi görünengörevlendirmelerin birerbirer gerçekleþtiðini gös-terdi.

Mustafa Kemal, TevfikRüþtü Beyi göstererek:

"Bu sakim (hastalýklý,kötü) siyaseti bir gündoktor vasýtasýyla düzelt-tireceðim."

Yakýn arkadaþlarýndanNuri Conker, Dr. TevfikRüþtü'ye (Aras) dönerek:"Ne? Sen mi düzelte-ceksin?" dedi.

Mustafa Kemal tekrardevreye girerek veTevfik Rüþtü Beyi kas-tederek:

"Evet... Ben doktoruHariciye Vekili (DýþiþleriBakaný) yapacaðým.Bütün falsolarý ona tamirettireceðim."

Nuri Conker þakayadevam eder: "Demek sendoktoru Hariciye Vekiliyapacaksýn... Ya beni?"

"Seni de Vali veKumandan yaparým.

Bu sýrada Salih Bozokatýlýr: "Herhalde beni debir þey yaparsýn?"

"Salih, seni Yaveryapacaðým ve yanýmdanayýrmayacaðým."

Daha sonra kendisin-den daha da kýdemli birsubay olan Fethi Okyar'ada: "Seni Sadrazam(Baþbakan) yapacaðým "demiþti.

Nuri Conker yinedayanamayarak sorar:"Allah'ýný seversen, sen

ne olacaksýn ki hepimizeþimdiden böyle bir takýmmakamlar veriyorsun?"

Mustafa Kemal'in cev-abý net ve kýsa idi. Ciddibir ses tonuyla:

"Bu memuriyetleriveren ne olursa, iþte bende o olacaðým."

Bu sözlere hepsigüldüler, ama zamanlahepsi aynen gerçekleþti.

Mustafa Kemal gerçek-leþecek olaylarý nasýlbilebildi? Buna kehânetdeyip geçemeyiz. Önsezi,ilham sözleri de buradakiolayý izah edemez.Kehânet nedir, ilham veönsezi nedir? Bize göreMustafa Kemal'e ilerdekihayatý vizyon olarak gös-terilmiþ. Baþka hiçbir þe-kilde izah edilemez. Belliki o görevli olarak seçil-miþ ve ona sürekli olarakbilgi verilmiþ, hedefigösterilmiþ. Baþka türlühiç kimse bu kadar kesin,doðru konuþamaz, söy-ledikleri aynen çýkamaz.

15 YILLIK PADÝÞAHLIK

1911 Yýlýnda Trablus-garp'a (þimdiki Libya),

SEVGÝ DÜNYASI4

Page 7: YENÝ BÝR BÜTÜNCÜL BAKIÞ AÇISIınları.com/arsiv/1303Dergi.pdf · Atatürk'ün, Türklerin ve Türkiye'nin kaderini deðiþtiren büyük kur-tarýþýna ve devrimlerine bakarak

Ýtalyanlar saldýracaklardý.Osmanlý Ordusu orayýsavunuyordu. Bu aradabir grup subay da savaþakatýlmak için Bingaziþehrine gidiyordu.Onlarýn arasýnda MustafaKemal de vardý. Yoldabir bedeviye rastladýlar.Adam el falýndan çok iyianladýðýný söyleyerekgenç subaylarýn fallarýnabakmayý teklif etti. Hepsiavuçlarýný gösterdiler.Sýra Mustafa Kemal'egelmiþti. Önce elini uzat-mak istemedi. Fakatarkadaþlarýnýn ýsrarýyla oda elini uzattý. Sarýþýnsubayýn elini avucunaalan bedevi, elin çizgile-rine bakar bakmaz ayaðafýrladý ve büyük bir heye-canla:

"Sen padiþah olacak-sýn... Padiþah olacak ve15 yýl hüküm süre-ceksin..." Gülüþtüler veyollarýna devam ettiler.

Yýl 1911 idi. Aradan 12yýl geçti. Mustafa Kemal1923'de TürkiyeCumhuriyetininCumhurbaþkaný oldu.Cumhuriyet'in 14. yýlýsonlarýnda yani 1937yýlýnda karaciðer rahat-sýzlýðý iyice ilerlemiþti.

"Ýçme Paþam" dediklerizaman, o, Bingazi yolun-da el falýna bakan Bede-viyi hatýrlatarak güldü:

"Arap vaktiylesöylemiþti. Bizimpadiþahlýk nasýl olsa 15yýl sürecektir. Hesapçabu son senemizdir."

1938 yýlýnda odasýndayanýnda bulunan FuatBulca'ya eðilip fýsýldar:"Bingazi'deki falcýyýhatýrladýn mý? Bana 15yýl hükümdarlýk yapacak-sýn demiþti. Ýþte 15. yýlFuat... Vadem doldu..."

Kurtuluþ Savaþýsýrasýnda Hz.Muhammed'in soyundanÞeyh Ahmed Sünusi, birgece rüyasýnda Hz.Muhammed'i görür.Koþarak elini öpmekister. Hz. Muhammedona sol elini uzatýr. Bunaþaþýran ve üzülen þeyh:'"Ya Resûlallah, bana saðelinizi niçin uzat-madýnýz?" diye sorar. Hz,Muhammed þu cevabýverir: "Sað elimiAnkara'da MustafaKemal'e uzattým." Bucevap onun yüce varlýk-larca, bu arada Ýslâm'ýngülyüzlü peygamberiyle

de desteklendiðini açýkçagöstermektedir.

Atatürk, yýllarca önceTürkiye Haritasýnýçizmiþti. 1907 yýlýnda,Mustafa Kemal arkadaþ-larýyla ülke sorunlarýnýkonuþtuðu bir toplantýdakendisinin çizdiði ilginçbir harita çýkartýr.

O zaman hiçbir anlamverilemeyen bu harita,Osmanlý Ýmparatorluðu-nun sýnýrlarýyla hiç ilgisiolmayan, þimdikiTürkiye Cumhuriyeti'ninharitasý idi. Haritadabugünkü sýnýrlarýmýzauymayan küçük bir farkvardý. Kerkük'ü deTürkiye Cumhuriyetihudutlarý içinde göster-miþti. Daha sonra ÝstiklâlSavaþý kazanýldýktansonra Saltanat ortadankalkacaktýr. DevletLozan'da yapýlan antlaþ-mada Kerkük'ü býrakmakzorunda kalmýþtýr.

Ýstanbul'un iþgâledildiði günlerde, Ýstan-bul'a dönen MustafaKemal, düþmanzýrhlýlarýnýn Dolmabahçeönünde demirlediklerinigörünce büyük üzüntüyekapýlmýþ, ama geleceði

5SEVGÝ DÜNYASI

Page 8: YENÝ BÝR BÜTÜNCÜL BAKIÞ AÇISIınları.com/arsiv/1303Dergi.pdf · Atatürk'ün, Türklerin ve Türkiye'nin kaderini deðiþtiren büyük kur-tarýþýna ve devrimlerine bakarak

bilen bir güvenle:"Geldikleri gibi gidecek-ler" demiþtir.

ÝLERDE YAPACAKLARI veBÜYÜK ZAFERÝ

Mustafa Kemal,Erzurum Kongresisýrasýnda Mazhar MüfitKansu Bey'e ileriye aityapacaðý ve gerçekleþe-cek olan þu bildirileriyazdýrdý. "Mazhar notdefterini al gel. Yalnýz busayfayý kimseye göster-meyeceksin." "Peki,Paþam" diyor, MazharMüfit Bey.

"Önce tarih koy" 7-8Temmuz 1919 sabahakarþý. "Pekâlâ, yaz,zaferden sonra, hükümetbiçimi Cumhuriyet ola-caktýr. Bu bir. Ýki,Padiþah ve hanedanhakkýnda, zamaný gelincegereken iþlem yapýlacak-týr. Üç, örtünme kalka-caktýr. Dört, fes kalka-cak, uygar milletler gibiþapka giyilecektir." Buarada Mazhar Beyinelinden kalemi düþer,inanmaz bir ifadeyleMustafa Kemal'e bak-maktadýr. Paþa. "Nedenduraksadýn?" diye sorun-

ca Mazhar Müfit Bey:"Darýlma ama paþam,sizin hayâl peþinde koþantaraflarýnýz var" diyor.Mustafa Kemal gülüyorve "Bunu zaman gösterir,sen yaz" diyor. "Beþ,Latin harflerini kabuletmek " diye ekliyor.

Mazhar Müfit hayal ileuðraþmaktan býkmýþ birifade ile: "Paþam yeter,yeter." diyor. "Cumhu-riyet ilânýný baþarmýþolalým da, üst tarafýyeter" deyip Paþa'nýnyanýndan ayrýlýyor.

Mazhar Beyin sonrakisözleri: "Atatürk, þapkadevrimini açýklamýþolarak Kastamonu'dandönerken Meclis binasý-nýn önünden geçiyordu.Ben de binanýn önündebulunuyordum. Manza-rayý görünce gözlerimeinanamadým. Kendisininde ve yanýnda oturanDiyanet Ýþleri Baþkaný'-nýn baþýnda da birerþapka vardý. Ben hayretlebakarken Atatürk,arabayý meclisin önündedurdurdu ve beni yanýnaçaðýrdý ve þöyle dedi:

"Azizim Mazhar Bey,kaçýncý maddedeyiz.

Notlarýna bakýyormusun?"

Sonralarý Çankaya'dakiakþam yemeklerindenbirinde þöyle demiþtiAtatürk: "Bu MazharMüfit yok mu, kendisineErzurum'da örtünmekalkacak, þapka giyile-cek, Latin harfleri kabuledilecek dediðim zaman,defterini koltuðunun altý-na almýþ, bana hayâl pe-þinde koþtuðumu söyle-miþti" diye belirtmiþti.

Büyük taarruz hazýrlýk-larý tamamlanmýþ, kesinve büyük bir hücumladüþman Türk topraklarýn-dan atýlacaktý. MustafaKemal gizlice cepheyehareket etmiþ, bunugizlemek için de yabancýelçiler için 24 Aðustosgecesi bir kokteyl tertipettirmiþti. Fakat o, kok-teylde yoktu. 25- 26Aðustos gecesi Kocate-pe'nin güneyindekiderede bulunan Baþko-mutanlýk Karargâhýndaidi. Ankara'dan ayrýl-madan önce yakýn birarkadaþýna þöyle demiþti:

"Taarruz haberini alýn-ca hesap ediniz... Onbeþinci gün Ýzmir'deyiz."

SEVGÝ DÜNYASI6

Page 9: YENÝ BÝR BÜTÜNCÜL BAKIÞ AÇISIınları.com/arsiv/1303Dergi.pdf · Atatürk'ün, Türklerin ve Türkiye'nin kaderini deðiþtiren büyük kur-tarýþýna ve devrimlerine bakarak

Ýnanýlacak gibi deðilama. Taarruzdan 14 - 15gün sonra 9 Eylül'deTürk Ordularý ve arkadanMustafa Kemal Ýzmir'egirmiþtir.

Daha önce YunanlýlarAnkara'yý ele geçirmekiçin Sakarya önlerinegelmiþler ve SakaryaMeydan Savaþý verilmek-tedir. Bu sýralardaMustafa Kemal yaverleriile meclise gelir. Meclistoplantý halindedir.Mustafa Kemal'e bir tel-graf verilir. Telgrafýokuduktan sonra, mil-letvekillerine göstererek"Vaziyet kritik" der.Sonra izah eder:

"Arkadaþlar, cephekumandanýndan þimdialdýðým raporda kuvvet-lerimizin çok sýkýþýkdurumda olduklarý, düþ-manýn yeni hamlelere(saldýrýlara) baþlama

emareleri gös-terdiði ve geriçekilmemizinemredilmesibildiriliyor."

Milletvekilleriolduklarý yerdedonupkalmýþlardý.

Durumumuzun çok kötüolduðu, büyük bir yenil-ginin eþiðinde olduðu-muz bildiriliyordu.Mustafa Kemal, fazla birþey söylemeden derin birdüþünceye dalmýþ olarak,bir aþaðý, bir yukarýyürümeye baþlar. Herkesþaþkýn bir bekleyiþiçindedir. Mustafa Kemalyaverine döner. "Yaz"der. Herkes susmuþ onunaðzýndan çýkacak cüm-leleri bekliyordu.

Raporunuzda, düþ-manýn durumu hakkýndaverdiðiniz malûmat, artýkonun muharebeyi kaybet-tiðini anlatýyor. Katiyençekilmeyiniz. Birkaçsaate kadar düþmançözülecektir."

Raporun mesajý ileMustafa Kemal'insöyledikleri taban tabanazýttý. Herkes þaþkýnþaþkýn bakýnýrken

Mustafa Kemal mil-letvekillerine:

"Yeniden bir geriçekilme yok. Kuvvetleümit edebilirsiniz ki,yarýna kadar düþmanýngeri çekilmeye baþladýðýhaberlerini iþiteceðiz."

Telgraf derhal cepheyebildirilir. Beklemektenbaþka yapacak bir þeyyoktur. Burada bir ilerigörüþ deðil, olacaðýönceden bilme, birkehânet vardýr. O sýradaTürk Ordularýna çekilmeemri verilmiþ olsa idi herþey kaybedilebilirdi. Beþsaat sonra cepheden yenibir rapor geliyor:"Düþman Sakarya'dançekilmeye baþlamýþtýr."

Burada olan büyük birmucizedir. "Atatürk'ünKehânetleri" kitabýnýmutlaka okumalýsýnýz.Türk Milletinin nasýl kur-tulduðunu, Atatürk gibi,yalnýz akýllý ve bilgilideðil, ayný zamandaileride olacaklarý bilen,gören ve þüphesizYaradandan yardým alan,görevli bir kurtarýcýyasahip oluþunun, nasýlbüyük bir þans olduðunuanlayacaksýnýz.

7SEVGÝ DÜNYASI

Page 10: YENÝ BÝR BÜTÜNCÜL BAKIÞ AÇISIınları.com/arsiv/1303Dergi.pdf · Atatürk'ün, Türklerin ve Türkiye'nin kaderini deðiþtiren büyük kur-tarýþýna ve devrimlerine bakarak

SEVGÝ DÜNYASI8

hmet Yýldýz 1979'da Sakar-ya'nýn Arifiye beldesindedoðan genç bir bilim adamý.

Az gelirli bir memur emeklisinin 7çocuðunun sonuncusu. Ýstanbul AtatürkFen Lisesi'nden sonra üniversiteyiBoðaziçi Fizik bölümünde tamamlýyorve kazandýðý bir bursla Amerika'yagidiyor. Yüksek lisans sonrasýnda bio-fizikle ilgili bir konuda doktora çalýþ-masýna baþlýyor. Tez konusu çok ilginç:Ýnsan hücrelerindeki motor proteinlerinnasýl yürüdüklerini Ýllinois ÜniversitesiPaul Selvin Laboratuarlarýnda deneyler-le ortaya koymak. Bu problem çözülüp

iyice aydýn-latýlýrsa felç,A l z h e i m e r,kanser, saðýr-lýk, körlükgibi hastalýk-larýn tedavi-sinde devadýmlar atýla-bilecek. Gençbilim adamý-mýza, insan-

lýða þifa getirecek bir buluþa katkýsaðlamak ayrý bir coþku veriyor. En iyisio günleri kendi aðzýndan dinleyelim:

“Buluþum bu alanda çalýþan insan-larý meþgûl eden bir konuydu. Fakatteknik yetersizlikten dolayý bulunamý-yordu. Teknik yetersizliði þöyle anlata-bilirim; bu proteinler hücrenin içindemetrenin milyarda bir boyu kadaradým atýyorlar. Günümüzde metreninmilyarda bir boyunu ölçecek teknikimkân sayýsý bir ya da ikidir. Buteknikler bizim çalýþmalarýmýza uygundeðildi.

Hani Bunun Ýlk Sahibi?Ahmet Kayserilioðlu, Psikolog

A

Page 11: YENÝ BÝR BÜTÜNCÜL BAKIÞ AÇISIınları.com/arsiv/1303Dergi.pdf · Atatürk'ün, Türklerin ve Türkiye'nin kaderini deðiþtiren büyük kur-tarýþýna ve devrimlerine bakarak

9SEVGÝ DÜNYASI

“Proteinlerin hücrede yürüdüðünübiliyorduk. Ancak iki ayaklý olan buproteinlerin nasýl yürüdüðünü, nasýladým attýklarýný bilmiyorduk. Biz deyeni bir teknik geliþtirerek bir bacaðý-na bir boya sürdük, diðer bacaðýnafarklý bir renkte boya sürdük. Pro-teinin ayaklarýnýn birbirini geçerek,ayný insanlardaki gibi arkadaki ayaköne geçecek þekilde, birbiri ardýnaadýmlar atarak yürüdüðünü gördük.Bilim dünyasýnda bunu izleyen ilkgrup olduk. Ýþin ilginç yaný bu kadarküçük boyalarla bu kadar iyi çözünür-lük elde etmemizdi. Metrenin milyardabiri kadar çözünürlük elde ettik. Bubuluþum da bilim dünyasýnda büyükyanký uyandýrdý.”

Vural Yiðit "Evrimin Öyküsü"kitabýnýn 89-91 sayfalarýnda AhmetYýldýz ile yapýlan bir söyleþide buluþuile ilgili sorulara verdiði bazý cevaplarýaktarmýþ. Bu cevaplardan konumuzlailgili olanlarý özet olarak aþaðýda sunu-yorum. Oðlum Boðaziçinden FizikDoktoru ve Matematikçi Ufuk Kayse-rilioðlu, Ahmet Yýldýz'ýn yurdumuza ilkgeliþinde kendisiyle dergimiz içindetaylý bir söyleþi yapmayý planlýyor.Buluþuyla ilgili sorularýmýzýn en doðrucevaplarýna o zaman kavuþacaðýz.

Ahmet Yýldýz'ýn üzerinde çalýþtýðýMyosin 5 adlý dev boyutlu proteindeninsanlýðýn haberdar oluþu çok eskileredayanmýyor. 1995'de ABD'li Prof. Dr.Lee Sweeney tarafýndan bulunan buproteinin görevi çok hayati önemde.Aslýnda Myosin proteinlerinin esas

görevi, kimyasal enerjiyi iþ ve hareketenerjisine çevirmek. Ama Myosin 5'inçok ayrý, baþka bir görevi daha var.Hücreler içinde gerekli yerleremalzemelerin en kýsa zamanda taþýn-masý yaþamsal önemde. Ýþte organeller,proteinler, retiküller gibi kimyasallarpaketlenip, Myosin 5 üzerine bindiril-dikten sonra taþýma iþinin baþlamasýgerekiyor.

Daha 24 yaþýnýn baharýnda iken buproteinin yürümeye benzer hareketini,deneysel olarak ortaya koyduktan sonraAhmet Yýldýz, hazýrladýðý makaleyi 4Mart 2003'de San Antonio'da düzenle-nen biofizik konferansýnda bilimdünyasýna sundu.

Çok þükür ki, herkes bizim gibi deðil.Hangi milletten olursa olsun ortaya birdeðer koyanýn kýymetini bilenler hâlâvar dünyamýzda. Hem de ne kýymetbilme... Ona bu buluþundan dolayý 2005yýlý Dünya Genç Bilim Adamý ödülünüveriyorlar ve ünlü bilim dergisi Science,Yýldýz'ý hem kapaðýna koyuyor hem de8 sayfasýný buluþunun anlatýmýna ayýrý-yor. Ve ne yazýk ki, kendi milletindenyakýn çevresinin dýþýnda ne ses var nenefes...

Sporcu, futbolcu, sanatçý, politikacýolmadýðý için bize normal geliyor deðilmi? Bilim bizim neyimize! Ne var ki,YÖK ve TÜBÝTAK'ýn bile ilgilenmek,bilgilenmek ne kelime, bir tebrik vetakdir mesajlarý bile yok. Son günlerdeortaya çýkan acý gerçeklerin ýþýðýnda bubile garip gelmiyor artýk bizlere. Öyle

Page 12: YENÝ BÝR BÜTÜNCÜL BAKIÞ AÇISIınları.com/arsiv/1303Dergi.pdf · Atatürk'ün, Türklerin ve Türkiye'nin kaderini deðiþtiren büyük kur-tarýþýna ve devrimlerine bakarak

SEVGÝ DÜNYASI10

ya üniversitelerin en tepesindeki rektör-lerimizin bazýlarýnýn önceliðinin, bilimve eðitim deðil; süper derecede lüksmakam otolarý olduðunu öðrenincegeriye tek þey söylemek kalýyor bizlere:Pes doðrusu!

Ahmet Yýldýz'ý insanlýða þifa getirecekbu buluþundan dolayý gönülden kutlu-yoruz. Darwin Teorisi, hayatýn oluþmasýve geliþmesiyle ilgili bu yazý dizimde bubuluþu sayesinde, vücudumuzdaki hari-ka oluþumlardan birini daha öðrenmek-ten dolayý ona ayrýca teþekkürborçluyuz.

Yaptýðý deneylerden de anlýyoruz ki,taþýyýcý da olsalar proteinlerin hareket-leri normal þartlarda neredeyse ölçüle-meyecek kadar çok yavaþ. Zaten bundandolayýdýr ki, ince teknikler bularak buölçmeyi yapabilen vatandaþýmýza 2005yýlý Dünya Genç Bilim Adamý Ödülünüverdiler. Bu kadar az hýzla taþýma iþinasýl gerçekleþecek öyleyse? Bu pro-teinin insanýn adým atýþý gibi yürüdüðügörülmüþ laboratuarda. Ama hücre için-deki sývý ortamda yürümekten nasýl sözedebiliriz ki? Yürümek için katý bir yollâzým deðil mi? Ayrýca bazý sinirhücrelerimizin uzunluðu çok fazla.Örneðin beynimizinden ayak parmaðýnakadar giden sinir hücrelerimiz en az 1,5metre boyunda. Hücrelerin yaþaya-bilmesi için çok dinamik, çok hýzlýçözümlere ihtiyaç var. Sürekli bir þeyleryýkýlýyor, yerine yenileri yapýlýyor.Onun için beynimizle sinir uçlarý arasýn-da haberleþmenin dýþýnda, hýzlý vesürekli malzeme akýþýnýn da olmasý

gerekli. Malzemeler paketlenip protei-nin üzerine kondu. Peki ya sonrasý! Katýbir yol yoksa hücresel sývý içinde buprotein ancak 2 yýlda ayak parmaklarýnaulaþabilir. Ama biliyoruz ki 15 saniyedebu taþýma gerçekleþiyor ama nasýl?

Ýþte bunun için bizim otobanlar gibi,katý bir yol, bir ray döþenmemiþ mihücrelerimizin içinde! Tabii bizim kum-dan, çakýldan, betondan yapýlmýþ yol-larýmýz deðil bunlar. Bizimkiler dahakolay. Hücrede organik temelli yollar,raylar döþenmesi lâzým. Peki, o raylarneden yapýlýyor? Cevap basit: Tabiibaþka proteinlerden. Bizim yolkenarlarýndaki kaldýrýmlarýmýz gibibiraraya gelerek bir iplik oluþturuyorlar.Ýþte malzemelerle yüklü Myosin 5 pro-teinleri kimyasal maddeleri hareketenerjisine çevirdikten sonra bu hazýrraylar üzerinde, iki ayaklý imiþ gibi týpýþtýpýþ yürüyerek 15 saniyede taþýma iþinigerçekleþtiriyor.

Eðer bu taþýyýcý proteinler ve bu raylarolmasaydý hem bizler, hem de pek çokcanlý yeryüzünde olmayacaktýk. Hattâraylar ve taþýyýcýlar olsa bile, vücudum-da onlarýn düzgün çalýþmalarýnýengelleyen bir bozukluðum olsaydý par-maklarým zaten çalýþamayacaðýndan buyazý yazýlamayacak ve þimdi sizlereyönelteceðim þu soru da gündeminizegiremeyecekti.

Sorum þu: Bizler geliþigüzel birkaldýrýmýn bile yapýlmasýnda plana,hünere gerek duyarken hücrelerimiziniçine bu taþýyýcý proteinin konmasý, bu

Page 13: YENÝ BÝR BÜTÜNCÜL BAKIÞ AÇISIınları.com/arsiv/1303Dergi.pdf · Atatürk'ün, Türklerin ve Türkiye'nin kaderini deðiþtiren büyük kur-tarýþýna ve devrimlerine bakarak

11SEVGÝ DÜNYASI

raylarýn döþenmesi tamamen rast-lantýlarýn eseriyle mi oldu? Bunun birdüþüneni, bir tasarlayaný, mimarý,mühendisi, kalfasý, ustasý, iþçisi yok muacaba? Ne dersiniz?

AÐZINDAN ÇIKANI KULAÐI DUYMUYOR

Biliyorsunuz bizler 40.000 frekansýnüzerindeki çok ince ultrasonik sesleriduyamayýz. Ama köpekler duyar.Nitekim daha 1883'lerde sadeceköpeklerin duyduðu köpek ýslýðý aygýt-larý yapýlmýþtý.

Bu ultrasonik sesler çok da güçlüolduklarýndan çarptýklarý yerlerden degüçlü bir þekilde yansýrlar. Bu yansý-malarý ölçebilecek aletlerimiz varsa, oyerler hakkýnda yeterli bilgilere sahipolabiliriz. Ve zaten II. Dünya Savaþýsonrasý icat edilen ultra ses yansýmasýy-la çalýþan sonar aletleri deniz dibiaraþtýrmalarý ve meteorolojide sonderece iþimize yaramaktadýr. Ayrýcabiliyorsunuz ayný fizik kanunuylaçalýþan ultrason aletleriyle doktorlar içorganlarýmýzdaki rahatsýzlýklarý kolaycateþhiþ edebiliyorlar.

Fizik dersinde deðiliz tabii. Bunlarý130.000 frekanslý çok güçlü ultrasoniksesler çýkaran yarasalardan söz etmekiçin anlatýyorum. Onlar çýkardýklarý buçok tiz seslerin yankýlarýný, gidiþ dönüþzaman farklarýný ve deðiþik ses dal-galanmalarýný kulaklarýyla algýlýyorlar.Böceklerin, nesnelerin, düþmanlarýnýnyerlerini saptayýp uçuþlarýna ona göre

yön verirler. 1793'de Ýtalyan Spallan-zani yarasalarýn kulaklarýyla gördükleri-ni söylemekte son derece haklý idi.

Yalnýz yarasalar mý? Yunuslar veVenezüella'da maðaralarda yaþayanGuaçoros kuþlarý da ultra ses yankýlarýy-la yer saptayabiliyorlar. Ancak onlardaha büyük hedeflerle ilgili olduklarýn-dan yarasalara göre daha az güçlü ultra-sonik seslerle yetinebiliyorlar. Yerigelmiþken bütün bunlarýn doðal seçilim-le ve türlerdeki gen varyasyonlarýylaolabileceðini söyleyen materyalistevrim yorumcularýna karþý þunun daaltýný önemle çizmemiz gerekir:Yarasalar, Yunuslar ve Guaçaros(Guacharos) kuþlarýnda bu sonar yön-temiyle doðayý algýlama düzeneklerininherbiri ayrý ayrý evrimleþmiþtir. Yanibirbirlerinden türeyip geliþerek tek biratadan oluþmuþ deðillerdir.

Þimdi biz yine esas konumuza, yara-salarýn kulaklarýný incelemeye dönelim.Onlar da bizler gibi kulak zarlarýylabaðlantýlý örs, çekiç, üzengi kemik-leriyle titreþimleri duyma sinirlerineaktarýrlar. Richard Dawkins Tübitakçevirisi "Kör Saatçi" kitabýnýn 33-34.sayfalarýnda yarasalarýn bu iþiterekgörme hünerinden uzunca söz eder."Usta bir elektronikçi de zorunlu bir"empedans (iç direnç) uyumu" iþlevinigörmesi için bu üç kemiði ancak böyleyerleþtirebilirdi" der.

Ama Dawkins'in yarasalarda esasüzerinde durduðu çok önemli bir baþkadüzenek var. Bunu çok kýsa radyo dal-

Page 14: YENÝ BÝR BÜTÜNCÜL BAKIÞ AÇISIınları.com/arsiv/1303Dergi.pdf · Atatürk'ün, Türklerin ve Türkiye'nin kaderini deðiþtiren büyük kur-tarýþýna ve devrimlerine bakarak

SEVGÝ DÜNYASI12

galarýyla çalýþan radar örneðiyle açýklar.Burada sorun þu: Radarda dalgayý güçlügöndermeli ki, yankýsý da güçlü olsun.Ama gönderilen bu güçlü dalga anten-leri bozar. Radarlarda bunu önlemekiçin araya alýcý-verici devresi koyuyor-lar böylece dalga yayýnlanmadan hemenönce anten devre dýþý býrakýlýyor. Sonrada yanký zamaný onu tekrar alýcý halegetiriyorlar. Böyle ince bir düzenekgeliþtirilmeseydi, II. Dünya SavaþýndaLondra'yý Alman uçaklarýndan korumakiçin icat edilen radarlarýn düzgün çalýþ-masý asla mümkün olmayacaktý.

Dawkins bunlarý milyonlarca yýldýrultra sesle yollarýný bulan yarasalardakigerçekten çok muhteþem açma-kapamasistemine bir örnek oluþtursun diyeanlatýr. Çünkü yarasalarýn kulaklarýnýnbu çok güçlü çýkan ultra sesten aynýradarlardaki gibi zarar görmesi ve yaþa-ma vedâ etmeleri söz konusu. Bunuönlemek için her kim düþündüysedüþünmüþ yarasalarýn çekiç ve üzengikemiklerine çok geliþmiþ kaslar baðlan-mýþ. Bu kaslar büzülünce kemikler sesiiyi iletemiyor. Týpký titreþen diyafram-lara parmaðýmýzý dayayýp mikrofonun

sesini kýsmamýz gibi, yarasalarda omahvedici ses geçici olarak bu güçlükaslarla devreden çýkarýlýyor. Yani sesçýkarmadan hemen önce kaslarbüzülerek yarasanýn kulaklarýnýneredeyse saðýr ediyorlar. Böyleceultrasonik sesin yapacaðý tahribat anýn-da önleniyor ama hemen sonrasýndakaslarýn gevþemesi ve yankýyý duyabile-cek yüksek duyarlýða kavuþmasý mutla-ka gerekli. Çünkü ancak bununla doðayýalgýlayabiliyor. Yarasanýn hayatta kala-bilmesi bu açma - kapama sistemininsaniyenin en küçük dilimlerinde bileçok ama çok düzgün çalýþmasýna kesin-likle baðlý. Ve Tadanda adlý yarasada buaçma-kapama kaslarý saniyede 50 keremuhteþem bir uyum içinde sýrasýylabüzülüp gevþemektedir. Yanlýþ oku-madýnýz saniyede 50 kere...

Görüyoruz ki bizim ancak 1883'deköpek ýslýðý olarak yapabildiðimiz ultraseslerin en güçlü olanlarýný ve yakýnzamanlarda radarlarda bulduðumuzaçma-kapama sisteminin çok dahasofistike (karmaþýk) olanýný yarasalarmilyonlarca yýldýr iþletip durmaktadýr-lar. Yarasalarda da gördüðümüz gibicanlýlarda neyi incelesek, büyük birzekâ ve hünerin görünmeyen ellerinineserleriyle karþýlaþýyoruz. BizimCelselerimiz’deki "eser"in þu tanýmýbunlarýn ýþýðýnda ne büyük anlamkazanýyor:

"Hiç þüphe yok ki, sizler O'nuneserisiniz.

Eser, sevgi verilen derin duygu veengin bilginin güzel marifetidir."

Page 15: YENÝ BÝR BÜTÜNCÜL BAKIÞ AÇISIınları.com/arsiv/1303Dergi.pdf · Atatürk'ün, Türklerin ve Türkiye'nin kaderini deðiþtiren büyük kur-tarýþýna ve devrimlerine bakarak

YARALARIN ÝYÝLEÞMESÝ

Proteinlerin hücreler içindeki yürü-yüþü, yarasalarýn kendi tiz seslerindennasýl korunduðu gibi iki muhteþemoluþumu inceledik ama bunlar günlükdeneyimlerimizin çok dýþýndaki olay-lar. Þimdi de somut olarak her birimizinyaþamýmýz boyunca defalarca kar-þýlaþtýðýmýz, bize çok sýradan gelen biroluþumu inceleyelim: YARALARINÝYÝLEÞMESÝ.

Ýyileþme için öncelikle yaranýn oluþ-tuðu yerde kanýn pýhtýlaþmasý veakýþýnýn kesilerek, kan kaybýndanölümün önüne geçilmesi gerekir. Kanýnpýhtýlaþmasý deyivermek ne kadar kolay.Ama pýhtýlaþmayý saðlayan kimyasalolaylarý biyokimya profesörü MichaelJ.Behe'nin "Darwinin Karakutusu"kitabýnýn sadece bir sayfasýndanHaziran sayýmýzda sizlere aktarmaktazorluk çekmiþ ve þu cümleyle aktarmaiþini yarým býrakmayý yeðlemiþtim:"Buraya kadar belki satýr atlayarakokurken bile yorulduðunuza eminim.Ne var ki, pýhtýlaþmanýn tamamlanmasýiçin kitaptan daha 5 sayfa molekülerreaksiyonlar okumanýz gerekecektir..."

Yaralarýn iyileþmesinde Behe'nin 6sayfada anlattýðý pýhtýlaþma olayý sonderece yaþamsal önemde ama olanlarsýrf bundan ibaret deðil ki! Yýllarca önceSevgi Dünyasýnda bu konuda J. Rat-cliff'den bir çeviri yayýnlanmýþtý.Pýhtýlaþma dýþýndaki bazý olaylarýoradan sadeleþtirerek aktarýyorum:"Hayatýn en þaþýrtýcý harikalarýndan biri

de vücudun kendisini yenileme, hasar-larý onarma ve iyileþtirme özelliðidir.En ufak kesik dahi bir gökdeleninþaatýndan daha karmaþýk onarýmçabalarý gerektirir. Biz yaralarýniyileþmesini gayet doðal karþýlar veonsuz ameliyatlarýn söz konusu bileolamýyacaðýný, en ufak yaranýn biziölüme götürebileceðini aklýmýza dahigetirmeyiz.

Normal olarak vücut koruyucu bir deritabakasý ile örtülüdür. Bu katmanýnhasara uðramasý ile altýndaki hücrelerparçalanýr, sinir aðlarý, kýlcal damarlaryýrtýlýr. Son derece karmaþýk bir þekildebirbirine geçmiþ olan bu canlý organikparçacýklarýn yenilenmesi, bozulan bað-lantýlarýn yeniden onarýlmasý gerekir.

Orta derecede önemli bir yaralanmahalinde dörtlü bir alarm sistemi bütünsavunma sistemlerini harekete geçirir.Kanamayý azaltmak üzere tansiyondüþürülür. Kanýn pýhtýlaþma süresibirkaç saniyeye indirilir. Kan kaybýnýkarþýlamak için dalak kendi kan stok-larýný dolaþýma gönderir. Akyuvarlarýnüretimi hýzlanýr, miktarý gerektiðindenormalin on katýna çýkabilir.

Hücreler sürekli yýkandýðýndan ýslakhaldedir. Yaralanýnca hava ile karþýlaþ-mak onlarý kurutur. Olay yerindeki kandamarlarýnýn kopmasý ve vücudumuzda-ki organik sývýlarýn en deðerlisindenyoksun kalma tehlikesiyle canlý karþýkarþýya kalýr. Ayrýca mikroplar ordusu-nun vücudu iþgâl etmesi için kapýaçýlmýþ olur.

13SEVGÝ DÜNYASI

Page 16: YENÝ BÝR BÜTÜNCÜL BAKIÞ AÇISIınları.com/arsiv/1303Dergi.pdf · Atatürk'ün, Türklerin ve Türkiye'nin kaderini deðiþtiren büyük kur-tarýþýna ve devrimlerine bakarak

Bütün bu tehlikelere karþý hýzlý korun-ma çareleri üretilmelidir. Lenf sistemiyarayý ýslatarak kurumaktan kurtarýr.Ayrýca kan pýhtýlaþarak akýþ durdurulur.

Buna paralel olarak yaranýn çevresin-deki kýlcal damarlar geniþler.Çevresinin kýzarmasýnýn sebebi budur.Çeperleri incelir ve fagositler (hücreyiyiciler) ve bazý akyuvarlar salýverilir.Bunlarýn görevi iyileþmeyi geciktire-bilecek her þeyi yiyip bitirmektir:Bakteriler, ölü hücreler, pislikler vediðer yabancý cisimler... Bu minikçöpçüler mikroplarý öldüren bir zehirsalgýlar. Böylece her fagosit 20 kadarbakterinin hakkýndan gelebilir.

En ufak yara dahi binlerce hücreyiparçalar. Fagositler bu ölü hücreleri detoplayýp böbreklere göndermekte görev-lidirler. Kendilerinden bin defa dahabüyük diken ve kýymýklara da saldýr-maktan geri durmazlar. Bunlarýyemeleri mümkün olmadýðý için civar-daki dokularý eriten bir ferment salgýlar-lar. Böylece meydana gelen yoðun sývý,yabancý maddeleri derinin yüzeyinesürükler. Fagositler çok açgözlüdür.Bazen fazla þiþmekten patladýklarý daolur. Bu durumda irin dediðimiz mad-delere katýlýrlar.

Bütün bunlar aslýnda çabucak alýnmýþön önlemlerdir. Asýl iþ olan onarýma sýrabundan sonra gelir. Bunda ilk rolühücrelerimizin en dikkat çekicilerindenolan fibroblastlar oynar. Yara oluþuroluþmaz bu fibroblastlar derhal savaþmeydanýnýn yolunu tutarak fibrin

aðlarýnýn üzerinde birikerek yarayý geçi-ci olarak bir çeþit alçýya alma göreviyaparlar.

Yaranýn oluþtuðu yerde kan dolaþýmýda zarar gördüðünden fibroblastlarbesinlerini yarayý devamlý yýkamaktaolan sývýlardan alýrlar. Birkaç gün içindeyerlerine saðlam bir þekilde yerleþtik-lerinden artýk fibrin aðýna ihtiyaçlarýkalmaz. Ve að çözülerek parçalanýr,yeniden oluþmakta olan hücrelere ek birbesin haline gelir. Görüyoruz kiiyileþmekte olan bir yarada hiçbir þeyhovardaca harcanmamaktadýr. Yaralarýntamirine öncelik tanýndýðýndan yerinegöre saðlam dokulardan bile malzemealýnýr. Birçok aminoasitler kaslar eritile-rek saðlanýr. Aðýr yaralýlarýn adeta gözönünde erimelerinin sebebi budur.

Yeni dokunun oluþturulmasý gerçek-ten doðanýn harikalarýndan biridir.Bilinçli bir gücün yönetimi ile lifhücreleri, düzenli geometrik þekillereuygun olarak yer alýrlar ve beslenmeleriiçin ek kýlcal damar sistemleri meydanagelir.

Yaklaþýk olarak bir hafta içinde yarakapanmýþ görünür. Gerçekte ise dahayapýlacak çok önemli iþler vardýr.Sonraki aylarda minik kas lifleri yaranýnkenarlarýndan hareketle ortada birleþipbirbirlerine düðümlenirler. Yað dokusuyað dokusuyla, diðer dokular da benzer-leriyle birleþirler. Sonuçta yara dokusuyerini tamamen görev yapan yenidokuya býrakmýþ olur, onarým çalýþ-malarý artýk bitmiþtir.

SEVGÝ DÜNYASI14

Page 17: YENÝ BÝR BÜTÜNCÜL BAKIÞ AÇISIınları.com/arsiv/1303Dergi.pdf · Atatürk'ün, Türklerin ve Türkiye'nin kaderini deðiþtiren büyük kur-tarýþýna ve devrimlerine bakarak

SEVGÝ DÜNYASI15

ünya tüm canlýlarý, karalarý,denizleri ve atmosferiyle birbütünü oluþturuyor. Ekoloji

bilimi bize dünyadaki her þeyin bir-biriyle anlamlý bir iliþki ve dayanýþmaiçinde olduðunu gösteriyor. Canlýlarýnbirbirleriyle ve çevreleriyle oluþtur-duðu bu dinamik sisteme "Ekosistem"deniyor. Böylece bütün içindeki herparça, enerji iliþkileri ve beslenme zin-ciri ile birbirine baðlanýyor. Hepimizinortak evi olan, yaþamamýzý ve geliþme-mizi saðlayan, bizim de bir parçasýolduðumuz dünya, canlý ve cansýz öðe-lerden oluþuyor. Ekosistemin cansýzöðeleri, inorganik maddeler, organik

maddeler, fiziksel ve kimyasal çevre.Canlý varlýklar ise bitki, hayvan, insanve mikroorganizmalar (mikroskobikboyda canlýlar). Bunlar da üretici, tüke-tici, ayrýþtýrýcý olarak görev yapýyorlar.

ÜRETÝCÝLER

Dünya ekosisteminin temel üreticileriyeþil bitkilerdir. O kadar ki, yeþil bitki-ler olmasa, dünyada hayat olmazdý vebiz de olmazdýk. O nedenle her yeþilbitkiye, en azýndan bir teþekkürborçluyuz. Dünyanýn olmazsa olmaz vevazgeçilmez bir öðesi olan bu yeþilbitkiler, yani üreticiler, diðer bütün

Dünya ve ÝnsanGüngör Özyiðit, Psikolog

D

Page 18: YENÝ BÝR BÜTÜNCÜL BAKIÞ AÇISIınları.com/arsiv/1303Dergi.pdf · Atatürk'ün, Türklerin ve Türkiye'nin kaderini deðiþtiren büyük kur-tarýþýna ve devrimlerine bakarak

SEVGÝ DÜNYASI16

canlýlarýn yaþamalarý için gerekli olankimyasal enerjiyi, diðer deyiþle besini-mizi üretirler. Çünkü canlýlarýn yaþaya-bilmesi için enerji gereklidir. Her türlüenerjinin kaynaðý ise Güneþtir.Güneþten yayýlan ýþýnlarýn yüz milyon-da birine yakýn kýsmý dünyaya ulaþýyor.Yeþil bitkiler ise üstlerine rastlayanýþýnlarýn ancak % 1 kadarýný yakalýyor-lar. Ýþte yakaladýklarý bu küçük miktargüneþ enerjisi hem kendilerini hemdünyadaki bütün varlýklarý doyurmayayetiyor. Demek ki yeþil bitkiler, tümcanlýlar ve bu arada bizim için deGüneþ topluyorlar. Ve topladýklarýgüneþ enerjisini hünerli bir þekildekimyasal enerjiye çeviriyorlar. Yeþilbitkiler bir kimyager gibi çalýþarak vegüneþ ýþýðýný kullanarak, karbondioksitile sudan alýnan oksijen ve karbonatomlarýný þekere dönüþtürüyorlar.Kimyada buna inorganik (cansýz)maddeden organik madde üretmedeniyor. Üretilen þekerin bir kýsmýbitkinin kendi yaþam iþlemleri içinyakýt olur. Bir kýsmý da topraktan vesudan alýnan çeþitli atom ve molekül-lerin eklenmesiyle karbonhidrat, yað veprotein türünden diðer organik mad-delere çevrilir. Özetle, bitkiler,Güneþten gelen enerjiyi, diðer can-lýlarýn kullanabileceði hale getiriyor vebütünün hayrýna sunuyor.

TÜKETÝCÝLER, BUYRUN YEMEÐE

Yemek hazýrlanýp, sofra kuruluncatüketiciler sahneye çýkýyor. Ekologgözüyle hayvanlar ve insanlar, bitki-

lerin eline bakan hazýr yiyiciler.Tüketiciler, yaþamalarý için gereklikimyasal enerjiyi, yani besini, diðercanlýlardan ediniyorlar. Bitkilerdenaldýklarý maddeleri kendi dokularýnýüretmek ve yaþamlarýný sürdürmek içinkullanýyorlar. Yaþamlarý için gereklienerjiyi doðrudan bitkilerden alan oto-burlara birincil tüketici deniliyor. Buyönden bitkiyle beslenen kelebek ve filayný gruba giriyor. Birincil tüketicileriyiyerek yaþayanlara ikincil tüketici,onlarý yiyenler ise üçüncül tüketicioluyor. Buna göre bazý hayvanlar yal-nýz bitkiyi yiyiyor. Bazýlarý hem bitkiyihem hayvaný yiyerek yaþamýnýsürdürüyor. Biz insanlara gelince, hembitkiyi hem hayvaný yiyip tüketiyoruz.Çoðu kez hýzýmýzý alamýyoruz; birbiri-mizi de yiyiyoruz. (!)

Ne var ki, tüketiciler de sistem içingerekli. Onlarýn diðer varlýklarla iliþki-leri sayesinde canlýlarýn nüfusu bellisýnýrlarda tutulabiliyor, ekosistem den-geli ve özdenetimli bir bütün olarakvarlýðýný sürdürüyor. Ancak insan, biryönüyle serbest býrakýldýðýndan, herzaman dengeleri bozucu tehlikeli birvarlýk olma özelliðini taþýyor.

KENDÝ KÜÇÜK, ÝÞÝ BÜYÜK AYRIÞTIRICILAR

Bakteri ve mantarlar gibi mikrosko-bik boydaki canlýlarý, küçüklüðünebakarak küçüðe almamak gerek.Onlarýn sistem içinde, bitkiler gibi,boylarýnýn çok üstünde önemli görev-leri var. Þöyle ki, cansýz doðadan gelen

Page 19: YENÝ BÝR BÜTÜNCÜL BAKIÞ AÇISIınları.com/arsiv/1303Dergi.pdf · Atatürk'ün, Türklerin ve Türkiye'nin kaderini deðiþtiren büyük kur-tarýþýna ve devrimlerine bakarak

SEVGÝ DÜNYASI17

kimyasal maddeler, bitki ve hayvandokularýna katýlýp, bu dokular içindekilitlenirler. Ýþte ayrýþtýrýcý organiz-malarýn görevi, bu kilitleri açan anahtarolmaktýr. Baþka deðiþle, dokulardabiriken çeþitli organik kimyasal mad-deleri parçalayýp inorganik (cansýz)maddeler haline getirerek, yeniden can-lýlar tarafýndan kullanýlýr hale sokmak-týr. Ayrýþtýrýcýlar, ayrýþtýrma iþlemisýrasýnda, ölü bitki ve hayvan doku-larýný parçalarken, o arada kendiekmeklerini (enerjilerini) de çýkarýrlar.Ve bu enerjiyi kendi yaþam çabalarýiçin kullanýrlar. Ama en önemlisi,ayrýþtýrma olayý sonucunda, bitki vehayvan hücrelerinin yapýsýndaki kim-yasal elementler doðaya geri dönmüþolur. Ve inorganik maddelerin sürekliolarak cansýz ortamdan alýnýp, canlýöðeler arasýna aktarýldýktan sonra, yineayrýþtýrýlýp cansýz ortama iade edilmesive bitkilerin kullanýmýna sunulmasý,ayrýþtýrýcýlar sayesinde olur. Öyleceekosistemde su ve azot döngüsü gibi,kimyasal madde döngüsü de oluþturu-lur. Her þey kaynaðýna ve ilk halinedöner. Þöyle de söyleyebiliriz: Toprakve sudaki bitki ve hayvan artýklarýnýkimyasal olarak parçalayan bu gözlegörülmeyecek kadar küçük mikroorga-nizmalar olmasa, bir süre sonra bitkilergerekli inorganik maddeleri bulamadý-ðýndan büyüyemez. Ve o yüzden hiç bircanlý da yaþayamaz. Yani bu ayrýþtý-rýcýlar olmasa, dünyada hayat olmaz.

Dünya ekosistemi iki kuþaklaçevrilir: Üstte güneþten gelen enerjiyitoplayan yeþil kuþak, onun altýnda ise

kahverengi kuþak yer alýr. Organikmaddeler, ölüm olayý ile, yeþil kuþaklaiç içe geçmiþ olan kahverengi kuþaktatoplanýr. Sonra bu cesetler, topraktamikroorganizmalar tarafýndan ayrýþtýrý-larak, yeþil bitkilerin kullanabileceðiinorganik, cansýz maddelere dönüþür.

YAÞAMIN HAMMADDELERÝ: CANSIZLAR

Canlýlar, cansýz madde olmadanyaþayamazlar. Cansýz doðada kimyasalelementlerin iki büyük deposu var:Taþküre ve atmosfer. Ýnorganik madde-lerin çoðu taþkürede (kaya ve toprakta),hidrojen ve oksijen suda, karbon veazot gibileri de atmosferde bulunur. Bukimyasal maddeler her canlýnýn yaþamýiçin gereklidir. Ancak bitkiler tarafýn-dan alýnýp deðiþikliðe uðratýlmadan,diðer canlýlarca kullanýlamazlar. Canlý-larýn en çok ihtiyaç duyduðu kimyasal-lar karbon, oksijen ve hidrojendir; can-lýlýk molekülü denilen karbonhidrat,protein ve yaðlar, iþte bu üç inorganik(cansýz) maddenin, canlýlarda bin birþekilde biraraya gelmesiyle ortayaçýkar. Çok þükür ki her üç madde, sudave havada oksijen ve karbondioksitolarak bol miktarda bulunur. Ýnsanýnihtiyaç duyduðu diðer cansýz maddelerarasýnda azotu, fosforu, potasyumu,kalsiyumu, magnezyumu ve kükürdüsayabiliriz. Dokularýn oluþmasý ve inor-ganik maddelerin sentezlenmesi içinbunlar da gerekli. Ýlginç bir nokta,toplumsal yaþamda çok deðerli olanaltýn, organizmalar için pek gereklideðil. Ne yararý var ne de zararý.

Page 20: YENÝ BÝR BÜTÜNCÜL BAKIÞ AÇISIınları.com/arsiv/1303Dergi.pdf · Atatürk'ün, Türklerin ve Türkiye'nin kaderini deðiþtiren büyük kur-tarýþýna ve devrimlerine bakarak

SEVGÝ DÜNYASI18

CANLI KÖKENLÝ KÝMYASALLAR

Organik maddeler, karbonhidrat, pro-tein, yað ve türevlerinden oluþur.Bunlar inorganik kimyasallarýn (cansýzmaddelerin) canlý bedeni içinde sentez-lenmesiyle üretilmiþ büyük boydamoleküllerdir. Dünya ekosistemindebütün organik moleküllerin temel çatýsýkarbon atomlarýdýr.

Organik maddeler yalnýzca canlýdokularda bulunmaz. Ölü bitki, hayvanve insan artýklarýnda da bulunur. Veayrýþtýrýcýlar tarafýndan parçalanarak,yeniden cansýz maddeye dönüþür.Öylece doðadan ödünç olarak alýnanmaddeler, sonunda yine doðaya geriverilir.

FÝZÝKSEL VE KÝMYASAL ÇEVRE

Ekosistemin cansýz ortamý sadeceinorganik ve organik maddelerdenibaret deðildir. Çeþitli fiziksel vekimyasal koþullar, ortamý kendine göreetkiler. Çevredeki ýsý, ýþýk, yaðýþ, nemmiktarý, rüzgâr ve su hareketleri gibifiziksel özellikler, orada yaþayan can-lýlarýn türlerini, sayýlarýný ve çevresiyleuyumlarýný büyük ölçüde belirler.Kutuplarda aslana rastlama olasýlýðýbulunmadýðý gibi, Kongo ormanlarýndada penguen görülmez.

Baþta da söylediðimiz gibi dünyaekosistemi birbiri ile ilintili, her biridiðerini tamamlayan çeþitli öðelerdenoluþan bir bütün. Doðu felsefelerinde

veya mistik ekollerde ileri sürülenevrenin birliði görüþü, günümüzekologlarý tarafýndan da paylaþýlýyor.Ekoloji açýsýndan her ekosistemde,canlý ve cansýz varlýklar üç temeliþlevle birbirine baðlanýrlar. Doðanýnçeþitli elemanlarýný tek bir bütünhalinde toplayan bu iliþkiler; enerjiakýmý (besin zinciri), kimyasal maddedöngüleri ve yaþayan canlýlarýn doðalnüfus denetimleridir.

SÝSTEMÝN ÝÞLEYÝÞÝ

Dünya ekosistemi Güneþ enerjisi ileçalýþýr. Güneþ enerjisinin bir kýsmý bit-kiler tarafýndan fotosentez yoluylabesin enerjisine çevrilir. Bitki bu ener-jinin bir kýsmýný kendi büyümesi için,diðerini de solunumu için harcar.Tüketiciler, bitkiyi yedikleri zaman,bitkideki enerjiyi kendi bedenlerinealmýþ olurlar. Aldýklarý enerjinin birkýsmýný kendi yaþamlarý için kullanýr-lar. Enerjinin bir kýsmýný da, onlarýyiyen tüketicilere aktarýrlar. Ölen bitkive hayvan bedenlerindeki enerji deayrýþtýrýcýlar tarafýndan kullanýlýr.Güneþten baþlayan enerji akýmý, herdurakta, özellikle canlý varlýkta süreklideðiþimlere uðrar. Ekolojiye göreGüneþten baþlayan bu enerji akýmý tekyönlüdür. Kullanýldýkça canlýlardançevreye ýsý halinde yayýlýr. Oysa BizimCelselerimiz'den biliyoruz ki, Güneþ deverdiðini ustalýkla geri alýr. Yani güneþenerjisi de, dünyada depolanýp kul-lanýldýktan sonra, yine geldiði yere,kaynaðýna döner. Ama bilim henüz

Page 21: YENÝ BÝR BÜTÜNCÜL BAKIÞ AÇISIınları.com/arsiv/1303Dergi.pdf · Atatürk'ün, Türklerin ve Türkiye'nin kaderini deðiþtiren büyük kur-tarýþýna ve devrimlerine bakarak

SEVGÝ DÜNYASI19

bunu kanýtlamýþ deðildir.

Yine bir ekosistemde kimyasal mad-deler, toplam miktarlarý deðiþmeden,sistem içinde devir yaparlar. Su; buhar-laþýr, bulut olur ve yine yaðmur olarakyeryüzüne iner. Cansýz maddelerdenalýnan elementler, canlý dokularda sen-tezlenip organik maddeye dönüþtüktensonra, ölüm olayý ile topraða döner veayrýþtýrýcýlar tarafýndan yine cansýz(inorganik) maddelere dönüþtürülür.

Diðer taraftan bitki ve hayvan nüfus-larýnýn denetlenmesi, sistemin bütün-lüðünü ve devamýný saðlar. Her canlýüreme gücünün elverdiði oranda çoðal-saydý, yani baþka canlýlar tarafýndansayýlarý belli ölçüde sýnýrlanmasaydý,doðada denge diye bir þey kalmazdý.Ve o zaman doðal dengeden söz edile-mezdi. Örneðin sineklerin çoðalmasý,diðer varlýklarca engellenmeseydi, 1-2yýlda sinekler dünyayý kaplar veyeryüzü yaþanmaz hale gelirdi.

ÝNSAN FAKTÖRÜ

Ekosistemdeki varlýklar arasýndadüzeni bozacak tek etken, ne yazýk kiinsan!

Nitekim insan havayý, denizi, topraðýkirleterek, kendine zehirli bir ortamhazýrlýyor. Ozon tabakasýný delerek,Güneþin ozon tabakasý tarafýndansüzülen morötesi kanser yapýcý zararlýýþýnlarýna karþý kendini korunmasýzhale getiriyor.

Ormanlarý yakýp keserek, toprak kay-masýna, hava kirliliðine ve kuraklýðayol açýyor. Aþýrý nüfus artýþý ile doðalve toplumsal dengeleri zorluyor.

Bencilliði ve çýkarcýlýðý yüzündenhem kendi kuþaðýna, hem çocuklarýnave torunlarýna, hem de tekrar dünyayagelmesi halinde kendi geleceðinekötülük ediyor. Ancak bilgisizlikten vesevgisizlikten kaynaklanan bu yanlýþgidiþ, eðitimle düzeltilebilir. Ýnsan,kendi hakkýnda, çevresi ile iliþkilerihakkýnda, neden yaþadýðý ve nasýl yaþa-masý gerektiði hakkýnda, yaptýklarýndanda ders alarak bilinçlenebilir. Ve bun-dan böyle daha akýllý ve sorumlu birþekilde davranabilir.

Ekosistemdeki her eleman, belli birprogram içinde, düzeni korumayamemur edilmiþtir. Tanrý, insaný biryönüyle serbest býrakmakla, düzeniriske etmiþtir. Onu da akýl vererek vezaman zaman da gülyüzlüler kanalý ileyol göstererek sigorta altýna almýþtýr.Ýnsan, düzeni bozdukça zararýný yinekendi çekecek, sonunda düzene uymayýyeðleyecektir. Çünkü görecektir kidüzen insanýn ve tüm varlýklarýn hayrý-na kurulmuþtur. Her þey inceden inceyehesap edilmiþ, doðal dengeler oluþtu-rulmuþ ve hiçbir þey þansa býrakýl-mamýþtýr. Öyleyse dünyada yükselmek,arýnmak ve birliðe ulaþmak için bulu-nan ve O'na benzeme yolunda olaninsan da ayný yolu izlemelidir.

Son söz: Dünya ile kumar oynanmaz.

Page 22: YENÝ BÝR BÜTÜNCÜL BAKIÞ AÇISIınları.com/arsiv/1303Dergi.pdf · Atatürk'ün, Türklerin ve Türkiye'nin kaderini deðiþtiren büyük kur-tarýþýna ve devrimlerine bakarak

aþam biçimi ve karakteriyle ismibirebir örtüþen kiþilere eskiler"ismi ile müsemma" derler.

Ýbrahim aðabeyin hem ismi hem de soyis-mi, onun yaþamý ile özdeþ olmuþtu. Ýnancý,teslimiyeti, vermekten usanmayancömertliði, rýzkýný herkesle paylaþmasýylasemavi dinlerin atasý ve ortak paydasý Hz.Ýbrahim'e benziyordu. Kibar,zarif, nezaketleincelmiþ davranýþlarýnda manevi bir potadapiþmiþ, olgun, rafine bir ruhun asaleti ken-dini gösteriyordu.

Kýrk küsur yýl önce, þimdi rahmetli olandeðerli kardeþim Çetin Ener'in Sevgi

Dünyasý'nda "Beþ Basamakta Örnek Ýnsan-lar" yazý dizisine "Hayatta rastladýðým enbüyük insanlardan biri" diyerek Ýbrahimaðabey ile baþlamasý boþuna deðildi. Çetinkardeþ onun karda kýþta yolda kalmýþlarýarabasýna alýp kentin en uzak köþelerinegötürüþünü, fakirlere yardým ediþini, büyükküçük ayýrmadan herkese hizmeti iþ ediniþi-ni ve bunu gösteriden uzak, sonsuz biralçakgönüllülükle yapýþýný dile getirir. Odenli küçülüþünü de, o kadar büyük oluþunabaðlar.

1925 yýlýnda Mardin'de doðan Ýbrahimaðabey, küçük yaþtan itibaren Kadim

SEVGÝ DÜNYASI20

Adý

ÝbrahimSoyadý

Asil

Güngör Özyiðit, Psikolog

Y

Page 23: YENÝ BÝR BÜTÜNCÜL BAKIÞ AÇISIınları.com/arsiv/1303Dergi.pdf · Atatürk'ün, Türklerin ve Türkiye'nin kaderini deðiþtiren büyük kur-tarýþýna ve devrimlerine bakarak

Süryani Medresesinde manevi bir eðitim-den geçer. Yaz tatillerinde dededen gelenkuyumculuðu sürdüren babasýnýn dükkanýn-da çalýþýr. Orta okulu bitirir ve 13 yaþýndamesleðinin kalfasý olur. Yýllar sonra TicaretBakanlýðý tarafýndan New York fuarýna 6Türk sanatkârýndan biri olarak gönderilir.Öylece ülkemizin en deðerli elsanatçýlarýnýn arasýna seçilerek onur-landýrýlýr. Amerika'ya gideceðini öðreniröðrenmez ingilizce çalýþmaya baþlar veNew York'a vardýðýnda, orada tek baþýnayaþayacak kadar meramýný anlatabilecekdurumdadýr. Kendisi Türkçe'den baþkaArapça ve Süryanice de bilir. New York'ta ozamanlar kimsenin girmeye cesaretedemediði Harlem'deki zenci mahallesinegider, oradaki fakir, itilmiþ, dýþlanmýþinsanlarla ilgilenir, onlarla insanca, sýcakbir iletiþim kurar. Yine New York'ta bir gözmuayenesinden geçtikten sonra doktorlarhayrete düþer, aralarýnda konsültasyonyaparlar ve "Biz böyle bir gözle ilk kezkarþýlaþtýk" derler.

Yýllar sonra vesikalýk resim için Ýstanbul'-da bir fotoðraf çektirir. Resimleri almaküzere adamýný gönderdiðinde, resimlerinbozuk çýktýðý tekrar çekilmesi gerektiðisöylenir. Ýbrahim aðabey yeniden fotoðrafçektirir. Ýkinci defa da fotoðraflarýn bozukçýktýðý söylenince Ýbrahim aðabey meraklakendi gider ve resimleri görmek ister.Baþýnýn ve yüzünün etrafýnda, aurasýnaonlarca ýþýklý toplar (orblar) ve alnýnýnüstünden geçen bir hâle olduðunu görür.Gayreti doðruda ve iyide olanlarýn yüzününnurlu olacaðýný, ýþýklar saçacaðýný, ya dadoðrularýn gözle görülmeyen ordularý ola-caðýný fotoðrafçý nereden bilsin?!..

ANILARDAN BÝR DEMET

Ýbrahim Asil'in aramýzdan ayrýlýþýnýngecesinde, diðer kardeþlerimiz için de yap-týðýmýz gibi, onun 40-50 yýllýk dostlarýolarak toplanýp, onunla ilgili anýlarýmýzýpaylaþtýk. Öylece onu hayýrla anmýþ olduk.

60'lý yýllarýn ortalarýnda Dr. Refet Bey,rahmetli Vedia Haným ve ben yüzük sipariþivermek üzere Kapalýçarþý Çuhacý Han'dakiÝbrahim Asil'in dükânýna girdik. O zaman"Dünya Sevgi Birliði Derneði" olarakilkelerimiz, yükselmenin 5 esasý (iyilik,doðruluk, çalýþmak, bilgi, sevgi) onun çokilgisini çekti. Bize yüzüklerimizi yaparken,aynýsýndan bir tane de kendisine hazýrlamýþ.Kýsa süre sonra aramýza katýldý. Ve pek çokdavranýþý ile hepimize özenilecek bir örnekoldu. Uçan Daire Grubunun baþkaný olarakbirlikte yaþadýðýmýz deneyimler, onun özelbir insan olduðunu bize gösterdi.

Televizyonlarýn devreye girmesiyle tiyat-rolarýn krize girip bir bir kapandýðý birdönemde bizim TÝFAÞ þirketinin kurduðu"Beþ Basamak" tiyatrosu da zor zamanlaryaþadý ve büyük bir borç yükü altýna girdi.Ýflas edip o yükten kurtulacak yerde,geçmiþimizde kara bir leke býrakmamakiçin borçlarý ödeme yolunu seçti. ÝþteÝbrahim Bey, o zor dönemde sürece önder-lik ederek grubu dar geçitten ustalýklageçirmekte en büyük rolü oynadý. Ýbrahimaðabey 20-22 kiþiyi haftada 4-5 gecetoplayarak, gelirken "Allah'ýn Nimetleri"dediði yiyeceði içeceði getirerek, paratoplayarak, borçlarý bir bir ödeyerek4-5 yýl içinde erittik. Ve iþin içindenyüzakýyla çýktýk.

21SEVGÝ DÜNYASI

Page 24: YENÝ BÝR BÜTÜNCÜL BAKIÞ AÇISIınları.com/arsiv/1303Dergi.pdf · Atatürk'ün, Türklerin ve Türkiye'nin kaderini deðiþtiren büyük kur-tarýþýna ve devrimlerine bakarak

Ýþte o dönemle ilgili bir aný: 60.000 liralýkbir senet, protesto edilmeye bir gün kalmýþ.Ýbrahim aðabey Ahmet Kayserilioðlu verahmetli Jale Gizer'i ertesi gün içindükkânýna çaðýrýyor. Yemekler yenilip çay-lar içiliyor. O arada dükkâna gelen herkesebu senet olayý anlatýlýyor,saatler ilerliyor.Ve bu iki arkadaþ artýk gidelim diye kalk-mak istediklerinde Ýbrahim Bey tarafýndan"biraz daha oturun diyerek" oturtuluyor.Artýk umutlar sönmek üzereyken senedinprotesto olmasýna yarým saat kala dükkânabir bey giriyor. Ýbrahim aðabey her geleneyaptýðý gibi, ona da senet olayýný anlatýyor.Adam senedin kime ciro edildiðiniöðrendikten sonra, cebinden telefon defteri-ni çýkarýp ilgili kiþiyi arayarak, derhalbankadaki senedi geri çekmesini, borçluarkadaþlarýn bunu taksitle ödeyeceklerini vekendisinin de kefil olduðunu bildirerekolayý çözüyor. Arkadaþlar da dükkânaçaðýrýlmalarýnýn ve o kadar bekletilmele-rinin hikmetini anlamýþ oluyorlar.

Can kardeþim Ahmet'in eþi Þule ile bir-likte tanýk olduklarý ilginç bir olay: 70'liyýllar, Tünel'deki lokalimizde toplanýyoruz.O gün erken gelmelerini isteyen Ýbrahimaðabeyle buluþmak için geliyorlar. Binayaçok yaklaþtýklarý bir yerde Ýbrahimaðabeyin karþýdan ters yöne doðru hýzla git-tiðini görerek yanlarýndan geçerken"Ýbrahim aðabey nereye?" diye soruyorlar.O da "siz gidin ben birazdan geleceðim"diyerek hýzla uzaklaþýyor. Apartmana giripkapýyý çaldýklarýnda ne görsünler? KapýyýÝbrahim Bey açýyor. Þûle hayretle "Aaaa.. -Siz ne zaman geldiniz?" diye geriye çeki-

liyor. Ýbrahim aðabey her zamanki çocuksuhaliyle kýkýr kýkýr gülerek "Bu akþamgeldim" diyor. Böylece bu iki kardeþimiz,Ýbrahim Bey'in þahsýnda "dedubluman" yaniçift bedenlenme olayýna tanýk oluyorlar.

Onun dükkâný ayný zamanda bir dergâhgibiydi. O bir gönül kuyumcusu, ruh simya-cýsý olarak, altýn almaya gelenlerin özle-rindeki altýný ortaya çýkarmalarý konusundaonlara yardýmcý oluyordu. Ýkramda sýnýrtanýmýyordu. Her gelene çay, kahve, meþru-bat... Öðlen gelenlere kebap, çocuðu olan-lara çikolata vererek uðurluyordu. Öyleceiyiliðin ve vermenin canlý örneði olarakonlarý iyiye ve güzele özendiriyordu.

Seyhun kardeþimiz bir gün onundükkânýnda iken hanýmlardan birinin birmücevher setine bakarken, bir parçayýgizlice aldýðýný gören oradaki bir baþkahaným da küçük bir kaðýda bunu yazarakÝbrahim beye verir. Az sonra o hanýmvedalaþarak dükkândan çýkar. Olayý görenhaným "Ýbrahim Bey sizi yazdýðým kâðýtlauyardým, o giden haným mücevherlerdenbirini gizlice aldý, gitti" demesi üzerine:"Sâkin olun kardeþler demek ki ihtiyacývardý" der. Seyhun haným asalet kokan budavranýþý hayranlýkla izler, örnek alýr. Vedaha sonra yaþadýðý benzer bir olayda aynýdavranýþta bulunur.

Yoga öðretmeni Erol Yurderi kardeþim,birkaç yýl önce hastalýðýnda kendisiniziyaret ettiklerinde artýk eskisi gibi konuþa-mamasýna ve insanlarý tam olarak tanýya-mamasýna raðmen misafirlerin tabaðýndaki

SEVGÝ DÜNYASI22

Page 25: YENÝ BÝR BÜTÜNCÜL BAKIÞ AÇISIınları.com/arsiv/1303Dergi.pdf · Atatürk'ün, Türklerin ve Türkiye'nin kaderini deðiþtiren büyük kur-tarýþýna ve devrimlerine bakarak

yiyecekler bittiðinde, Ýbrahim aðabeyinhemen hizmet eden hanýma iþaret ederekboþ tabaklarý doldurmasýný istediðini anlat-mýþtý.

Yine bir baþka gün bazý arkadaþlar Ýbra-him Bey'in arabasýyla bir göreve gidiyorlar.Þakýr þakýr yaðmur yaðýyor, silecekler çalýþ-mýyor, ayna kýrýk Ýbrahim aðabey yanýndakicamý açýp baþýný dýþarý çýkararak arabayýkullanýyor ve tabii ki 30-40’la gidiyor. Der-ken arkasýndaki araba yanlarýndan geçer-ken, þöför bir de okkalý bir küfür savuruyor.Ýbrahim Bey derhal arabayý kenara çekipdýþarý çýkarak secde ediyor ve o kiþi içinbaðýþlanma diliyor. Elbet ki bu, normalinsan ölçülerini aþan bir davranýþ. Ama onuözel kýlan, ona asalet kazandýran da bu türsýrdýþý davranýþlar deðil mi zaten?!.

Onun, baþbaþa olduðumuz uçan dairenöbetlerinde, hasta olanlar için, dardakalanlar için nasýl gönülden ve gözyaþlarýy-la dua ediþini hayranlýkla izlemiþimdir.Ýbrahim aðabey bütün bu erdemleri yanýndason derece espirili, mizah duygusuna sahipbiriydi. Birgün dükândayken saf bir adam-caðýz geldi ve kuyumcu terazisini göster-erek "Bu terazi hassas mý Ýbrahim Bey?"diye sordu. Ýbrahim aðabey o çocuksugülümseyiþi ile "Tabii ki, biz bununlakavun, karpuz tartmýyoruz" diyerek baþtasoruyu soraný olmak üzere hepimizigüldürdü.

Kimseye en küçük bir yük yüklemek iste-meyen Ýbrahim aðabey,son yolculuðundauðurlanmak üzere biz dostlarýna kýþ ortasýn-da bir bahar gününü seçmiþti. Geçtiðimiz

25 Þubat günü Kozlu Süryani Kilisesindeyapýlan cenaze töreninin sonunda, ona çokiyi bakan yeðeni Lolita Asil haným, duyguyüklü bir konuþma ile herkesin gönül tel-lerini titreþtirdi. Özetle þunlarý söyledi:

"Küçük yaþta yaþadýðým anne, daha sonrada baba kaybýnýn acýsýný, amcamýn þefkatpýnarý kalbi ve yumuþacýk, koruyucu ellerisayesinde aþabildim. Onun sýcak ilgisi, sa-rýp sarmalayan sevgisi ve sonsuz vericiliðibana yeniden hayat verdi. Bu sözlerle nedemek istediðimi hayatlarýnda bir þekildeonunla tanýþmýþ olanlar gayet iyi anlayacak-lardýr. Böyle bir amcam olduðu için YüceYaradanýma þükrediyorum."

Gerçekten Yaradan'ýn insanlara, onutanýyanlara sunduðu bir ikramdý o. Ýnsan-larý, tüm canlýlarý ve cansýzlarý ayýrmadan,kayýrmadan, fark gözetmeden, koþulsuzolarak sever ve Yunus'un dediði gibiYaradan'dan ötürü yaratýlaný hoþgörürdü.Gösteriþten uzak, sade yaþamý ile geçicideðerlere deðil, kalýcý deðerlere dikkatiçekiyordu. Dünya onun için bir beklemeyeri, göðe bakma duraðý gibiydi.Gündüzlerini hayýrlarla, iyiliklerle oya gibiiþledi. Geceleri gözyaþlarý içinde dua etti,derini gören gözlerini gökyüzüne dikti.Orada "Yüce dostlar" dediði uzaylýlarý izle-di, gözledi. Ve artýk arkasýnda örnek alý-nacak tertemiz bir hayat býrakarak, dost-larýnýn sevgisiyle, dualarla, çiçeklerineþliðinde ebedi yolculuðuna uðurlandý."Yüce dostlar" la buluþmak üzere geldiðiyere, göklere geri döndü...

23SEVGÝ DÜNYASI

Page 26: YENÝ BÝR BÜTÜNCÜL BAKIÞ AÇISIınları.com/arsiv/1303Dergi.pdf · Atatürk'ün, Türklerin ve Türkiye'nin kaderini deðiþtiren büyük kur-tarýþýna ve devrimlerine bakarak

SEVGÝ DÜNYASI24

Nihal Gürsoy: Sayýn Ýnal Aydýnoðlu,çeþitli merkezlerde verdiðiniz kurslardan,Büyük Kulüp Topluluðu için yapýlanlara sonhaftalarda katýlma fýrsatý buldum. AyrýcaGazete Kadýköy'deki yazýlarýnýzý ilgiyleokuyorum. Öncelikle þunu söylemek isterim,yaþam tecrübelerinizin, deneyimlerinizin bol-luðu ve sizin onlardan süzerek çýkardýðýnýzgerçekler, samimi ve sýcak söyleminizle bir-leþince dinleyenler üzerinde son derecebesleyici, birleþtirici ve rahatlatýcý bir etkioluþturuyor. Sanýrým bu nedenle insanlar sizi

çok çabuk benimsiyor ve girdiðiniz herortamla bütünleþiyorsunuz.

Ýnal Aydýnoðlu: Teþekkür ederim. Ben dedikkatiniz, çok iyi bir dinleyici olduðunuziçin size teþekkür ederim.

Nihal Gürsoy: Bize biraz kendinizden sözedebilir misiniz?

Ýnal Aydýnoðlu:18 Ekim 1941'deGaziantep'te doðdum. Ýlkokul, Ortaokul ve

Ýnal Aydýnoðlu Ýle SöyleþiDerleyen: Nihal Gürsoy

Kadýköylülerin “Sevgi ve Hizmet Adamý” olarak adlandýrdýklarý, sevip benimsedikleri Bir Gönüllü

Page 27: YENÝ BÝR BÜTÜNCÜL BAKIÞ AÇISIınları.com/arsiv/1303Dergi.pdf · Atatürk'ün, Türklerin ve Türkiye'nin kaderini deðiþtiren büyük kur-tarýþýna ve devrimlerine bakarak

25SEVGÝ DÜNYASI

Ticaret Lisesini orada bitirdim. Üniversiteiçin Ýstanbul'a geldim. Ýktisadi ve Ticari Ýlim-ler Akademisi'nin ilk öðrencilerinden birioldum. Çalýþarak okudum. Hayatýmýn zorlubir gençlik dönemi olduðunu söyleyebilirim.Biz altý kardeþiz, bunlardan üçü kýz. Babam,biz henüz çok küçükken baþka bir hanýmlaevleniyor, annemi ve bizleri terk ediyor.Annem, çok güçlü bir kadýndý, hepimizinsorumluluðunu üstlendi. Bu arada anneminbabasý, dedem de hep arkamýzda oldu, maddive manevi olarak. Hepimiz okuduk, ortayaçýktýk.

Nihal Gürsoy: Peki, babanýzýn sizden son-raki yaþamý hakkýnda bilgi sahibi olabildinizmi? Yoksa tamamen mi koptu iliþkiniz?

Ýnal Aydýnoðlu: Hayýr, tamamen kopmuþdeðildik, kendisinin haberlerini alýyordukama o farklý bir hayat kurmuþtu. Zamanlakanýksadýk. Bizim oralarda olur böyle þeyler1961 yýlýnda babamýn diðer eþinden olançocuklarýyla da tanýþtýk. Dört kýz, iki erkekkardeþimiz de o evliliðinden var. Çokmükemmel, çok terbiyeli insanlar.Görüþüyoruz ve birbirimize çok derin saygýduyuyoruz.

Nihal Gürsoy: Bu zor þartlar içinden çýk-mayý baþararak bugün olduðunuz yere gelmekkolay olmasa gerek. Baþarýlarýnýzýn altýndakien önemli etken ya da ivme nedir sizce?

Ýnal Aydýnoðlu: Bir defa hayata pozitifyaklaþacaksýnýz. Güzel düþüneceksiniz, ener-jinizi doðru kullanacak, yaptýðýnýz iþi veçevrenizdeki insanlarý severek, sayarak, yapa-bildiðinizin en iyisini yapmaya çalýþacaksýnýz.Bir de özünüzle sözünüz bir olacak, bu hay-atýn her alanýnda çok önemli, Ben, iþ ararkenticarete atýldým. Kendi iþimi kurdum fakat

önümde askerlik dönemi vardý ve askere git-tim. Tabii uzak kaldým iþimden, yeterincetakip edemedim, ancak tecrübesizlikten kay-naklanan hatalarým da oldu, neticede iþimbozuldu. Ýnsan, kayak sporunu yapmayýöðrenirken defalarca düþer, kalkar. Fakatbaþaracaðýna inanarak, yaptýðý hatalardanöðrenerek denemeye devam ederse sonundausta bir kayakçý olur. Ben de ticaret hayatýndaustalaþýncaya kadar defalarca düþtüm, kalk-tým. Tecrübe edinmeden baþarmak çok zor.Bu hayatýn doðasýnda var.

Nihal Gürsoy: Ýnþaat ve emlâk iþleriyleuðraþýyorsunuz deðil mi?

Ýnal Aydýnoðlu: Uðraþýyordum. Pek çokþirketler kurdum, geliþtirdim, yürüttüm.Ýþlerime önem verdim ama iki yýldan beriticareti býraktým, artýk yalnýzca hobilerimlemeþgûlüm, hem de günde en az 12 saat.Ticaretle uðraþtýðým dönemlerde ise herzaman aileme, yakýnlarýma, dostlarýma veinsanlara zaman ayýrma çabasý içinde olmuþ-tum. Kendimi birey olarak da sürekligeliþtirmeye ve yükseltmeye çalýþtým. Çokgüzel yaþadým, baþka insanlarýn yaþamlarýnakarþý da hep duyarlý oldum, olumlu katkýlardabulunmaya çaba sarfettim. Ýþiniz, varlýðýnýz,adýnýz büyürken bu büyümeyi iç dünyanýzdada gerçekleþtirebilirseniz gerçek baþarýyaulaþýrsýnýz. Ruhsal, sosyal, duygusal, fizikselve fikirsel bir denge içinde geliþen bir baþarýgerçektir. Bir insan için en tehlikeli þeylerinpara ve þöhret olduðu söylenir. Her ikisini detaþýmak gerçekten çok güçtür. Para ve zengin-lik sizi daha çok vermeye, paylaþmaya, dahacömert olmaya yönlendirebiliyorsa bir deðerifade eder ve gerçek zenginlik budur. Aksitakdirde cebi dolu, pinti, hasis, sevimsiz birinsan görüntüsü verirsiniz. Þöhret ve unvanlarise, doðruluðunuzu, dürüstlüðünüzü, iyi

Page 28: YENÝ BÝR BÜTÜNCÜL BAKIÞ AÇISIınları.com/arsiv/1303Dergi.pdf · Atatürk'ün, Türklerin ve Türkiye'nin kaderini deðiþtiren büyük kur-tarýþýna ve devrimlerine bakarak

SEVGÝ DÜNYASI26

ahlâkýnýzý, sevginizi, esirgemezliðinizi yan-sýtabiliyorsa saygýn olur.

Nihal Gürsoy: Çok güzel ifade ettiniz. Birde sizin "Gönüllü" olarak sosyal sorumlulukprojelerinde adýnýzdan sýkça söz edilen biriyiliðiniz oluþmuþ durumda. Ýþ yaþamýnýzýnve yoðun temponuzun dýþýnda oldukça önemlikulüp, dernek, vakýf, üniversite gibi yerlerdefonksiyonel ve aktif bir biçimde görevyapýyorsunuz. Zannederim ki, artýk kendinizisadece "gönüllü" olarak adlandýrýyor veyaþam amacýnýzý bu yolla gerçekleþtirdiðinizeinanýyorsunuz. Bu ilgi nasýl baþladý ve hangiprojelerde yer aldýnýz?

Ýnal Aydýnoðlu: Doðrudur. Az öncesöylediðim gibi gençlik yýllarýmda birmücadelenin içindeydim. Hayatýmý kurmayaçalýþýyordum. Ýflas sonrasý Kadýköy'de emlâkkomisyonculuðu iþine baþlamýþtým. O sýradaSuadiye Lions Kulübü henüz kurulmuþtu. Pekçok giriþimci iþ adamý ve profesyonel bukulübe üye olmaya baþlamýþtý. Ben de, böylebir kulübe üye olarak geniþ bir çevreye sahipolabilirim ve iþlerim açýsýndan avantaj eldeedebilirim düþüncesiyle katýldým. Ýþlerimaçýsýndan pek bir þey elde edemedim. Fakatgönüllü olarak, karþýlýk beklemeden hizmetetmenin ne demek olduðunu gerçek anlamýylaorada kavradým ve öðrendim. Bu, yaþamýmdaelde edebileceðim, öðrenebileceðim en zengindeneyimlerden biriydi. Bir birlik oluþturarak,projeler geliþtirmek, motive ve organizeolarak belli bir disiplin ve doðru metodlarladiðer insanlarýn yararýna hizmet eden hayýrlýiþler yapmak gerçekten büyük bir mutluluk vesevinç kaynaðýydý. Ayrýca þunu belirtmekisterim, bu gerçekten kutsal bir görevdir.Allah, bize kýsmet ettiði þeyleri, parayý, malý,mülkü, zamaný, enerjiyi, saðlýðý baþka insan-

larla da paylaþalým, hizmet edelim diye verir.Hiçbir þeyi hepsi sizin olsun, sahiplenin,biriktirin diye vermez. Özellikle sevdiðimiz,deðer verdiðimiz þeyleri paylaþmamýzý ister.

"Âl-i Ýmran Suresi'nde: "Sevdiðiniz þeyler-den vermedikçe, gerçek iyiliðe ulaþa-mazsýnýz" buyrulur. Her insanýn, baþka insan-lar için yapabilecek, paylaþabilecek þeylerivardýr. Ýnsanlar içlerindeki zenginliði ancakhizmet ederek ortaya dökebilirler. Bunu yapa-bilenler en büyük iyiliði de kendilerineyaparlar. Tanrý'nýn ýþýðý yollarýný aydýnlatýr.Sevgi, neþe ve mutluluk içinde yaþarlar.

Nihal Gürsoy: Sizce gönüllü hizmetlerekatýlmanýn asgari koþulu nedir?

Ýnal Aydýnoðlu: Ýnsanlar kendileri veya neyakýnlarý için aðýr sorumluluklar taþýrkenbunu baþkalarý için de gerçekleþtirebilmeleriçok zordur. O nedenle benim de kurucularýn-dan olduðum KASDAV Gönüllüleri, GönüllüYönetmeliði'ne göre, KASDAV gönüllüsüolabilmenin koþulu, "Kadýköy'e hizmet içinayýracak zamana, maddi ve manevi olanaklarasahip bulunmak" þeklinde belirlenmiþtir.Evinde hastasý olan, ailesinin veya kendiningeçimi için yoðun çalýþma gereksinimi bulu-nan, akrabalarýna, çocuklarýna ya da torununabakma, ilgilenme sorumluluðu ile zaman ayýr-ma mecburiyeti içinde olan kimselerin kendiyakýnlarýnýn ihtiyaçlarýný karþýlamadan KAS-DAV Gönüllüsü olmamasý gerekir.

Bir Cuma günü Hz. Muhammed etrafýndakicemaatle birlikte namaza giderken, býçkýn birdelikanlý yanlarýndan hýzla geçip gider.Topluluktan sesler yükselir. "Þu beynamazabakýnýz, Cuma namazý vaktinde dönüp decamiye bakmadý bile" derler. Hz.

Page 29: YENÝ BÝR BÜTÜNCÜL BAKIÞ AÇISIınları.com/arsiv/1303Dergi.pdf · Atatürk'ün, Türklerin ve Türkiye'nin kaderini deðiþtiren büyük kur-tarýþýna ve devrimlerine bakarak

27SEVGÝ DÜNYASI

Muhammed, hemen müdahale eder. "Dokun-mayýn ona, onun gittiði yer bizimkinden dahahayýrlýdýr. O, ailesinin rýzký için koþuyor"buyurur.

Nihal Gürsoy: Siz de kendi yaþamýnýzdaayný yolu mu izlediniz?

Ýnal Aydýnoðlu: Ben ilkokul, ortaokul, lise,üniversite hep çalýþarak okudum. Þimdikendimi bilgi, birikim ve deneyimlerini pay-laþmak isteyen bir "Gönüllü" olarak adlandýr-mak ve öyle yaþamak istiyorum. Özellikleþunu da belirtmek isterim ki, hayat toplamakve daðýtmak üzere iki bölümden oluþur.Gençken, kendimin ve ailemin geleceðinioluþturmak yolunda çabalar sarf ettim. Çokþükür hâlâ çalýþabiliyorum ama artýk enerjimi,zamanýmý ve imkânlarýmý çok daha özgür birbiçimde, baþka insanlara hizmet için kullan-ma tercihine sahibim. Günde en az on saatimigönüllü hizmetler için zevkle, sevinçle hiçbirkarþýlýk beklemeden kullanýyorum. Yakýngelecekte 14-15 saatlik günlük çalýþmalarýmýntümünü gönüllü olarak sürdürmeyi planlýyo-rum. 18-35 yaþlarý arasýnda iken de günde ondört-on beþ saat çalýþýyordum ama bir tekdakikasý gönüllü deðildi. Tek düþüncemekmek parasý, evimin kirasýný ödemek veyaþama tutunmak idi. Ne zaman ki artýkgeçimimi saðlayabildiðimi fark ettim, gönüllüolarak çalýþmalarýma da baþladým. Amacýmsadece sevgiyle hizmet edebilmek, çünküsevgisiz hizmet, hizmetsiz sevgi hedefe ulaþa-maz.

Nihal Gürsoy: Bir zamanlar Kadýköy'ünher mahallesinde gönüllülerden oluþan veyoðun hizmetler veren KASDAV'la ilginiznasýl baþladý, baþka hangi hizmet kuru-luþlarýnda görev aldýnýz?

Ýnal Aydýnoðlu: Kadýköy Belediye BaþkanýSayýn Selami Öztürk önderliðinde meclisüyeleri 1995 yýlýnda KASDAV isimli birvakýf kuruyorlardý. Politikayla hiç uðraþ-madýðým halde beni de aralarýna aldýlar. Dahasonra Sayýn Baþkanýmýzla birlikte KASDAVGönüllüleri'ni kurduk. Yine Selâmi Bey'le bir-likte Kadýköy Gazetesi'ni çýkardýk.Biliyorsunuz hâlen gazetede yazýyorum.Ayrýca 21. Yüzyýl Eðitim ve Kültür Vakfý,Türk Lions Vakfý, Türk Böbrek Vakfý,Türkiye Korunmaya Muhtaç Çocuklar Vakfý,Türk Ýþitmeyi Koruma Vakfý, Göz NurunuKoruma Vakfý, Türk Kalp Vakfý… Hepsindeuzun yýllar hizmet ettim. Kimisinde kurucu,kimisinde mütevelli üye olarak görev yaptým.Lions'da 1989-1990 yýllarýnda GenelYönetmenlik, 2003-2004'de TürkiyeBaþkanlýðý gibi görevlerde bulundum.Lions'da çok sayýda etkinlik yapýlýr, hepsigönüllü katýlýmlarla gerçekleþir.

Kadýköy ve Ataþehir Emniyet MüdürlüðüDernekleri'nin yöneticisiyim. 26 yýldan beriKadýköy Kaymakamlýk Vakfý'nýn mütevellisiidim. Hemþehrilerim olan Türkiye'dekiGaziantepliler'i ayný çatý altýnda toplayarakGaziantepliler Federasyonu'nun kurucu baþ-kanlýðýný yaptým. Þimdi ise hayatýmý adaya-caðým yeni bir Vakýf kurduk. Henüz iki yýloldu. Gönüllü Hizmet Vakfý. Bu bir aile vakfý,eski bir ortaðým, ben ve ablamdan oluþuyor.Vakýf olarak, Kurtköy'de bir Fen Lisesi yap-týk, bu yýl eðitim baþlayacak. Ataþehir'debüyük bir kültür merkezi yapýyoruz. Bu vak-fýn misyonu ve yaptýðý iþler umut ediyorum kiTürkiye'deki hayýrseverlere örnek teþkil ede-cek. Kamu ile hayýrsever iþbirliðini örnek-leyecek. Kültür merkezinin kaba inþaatý bitti,dört aya kadar dýþ cepheyi de tamamlayýp tes-lim edeceðiz. Ýçini de Ataþehir Belediyesi

Page 30: YENÝ BÝR BÜTÜNCÜL BAKIÞ AÇISIınları.com/arsiv/1303Dergi.pdf · Atatürk'ün, Türklerin ve Türkiye'nin kaderini deðiþtiren büyük kur-tarýþýna ve devrimlerine bakarak

SEVGÝ DÜNYASI28

yapacak. Geçen ay, Çorlu'da Endüstri MeslekLisesi yapmak için Sayýn Tekirdað Valisi ilebir görüþme yaptým. Hedefimiz her yýl en aziki adet olmak üzere, kalýcý ve büyük projelerihizmete sunmak. Okan Üniversitesi'nde veMarmara Üniversitesi'nde gönüllü olarakdersler ve konferanslar veriyorum. MarmaraÜniversite'nde Sivil Toplum Kuruluþlarý içinüst düzey yöneticiler yetiþtirecek birmerkezin ve yüksek lisans programýnýn kurul-masýna öncülük yaptým.

Ýnanýn, hizmet alandan çok vereni mutluediyor. Sevilmek istiyorsanýz, önce seve-ceksiniz. Sevgi ve saygý, güven ve inançiçinde yaþamak istiyorsanýz, bu ortamý yarat-mak sizin görevinizdir. Kendinize hiçbirkarþýlýk beklemeden vermeyi, sevmeyi,güvenmeyi, takdir etmeyi, paylaþmayýhedefleyen bir yaþam kurunuz. Sevmek vevermek insan olarak elde edebileceðiniz enzengin deneyimleri sunar. Bu deneyimleriyaþamýnýza katýnýz. Dünya'da istemek ve bek-lemek kadar zor bir þey yoktur. Ben son sekizyýldýr kendimi cömertlik konusunda eðitiyo-rum. Daha çok verebilmek ve gerçek anlamdacömert olabilmek için çalýþýyorum. Bütünarzum ve isteðim budur. Ayný duyguyu baþkainsanlara da yansýtabilmek için dersler veriy-orum. Herkes daima verebilen tarafta olsun,veren elin, alan elden hayýrlý olduðunu göre-bilsin, gerçek özgürlüðün ve mutluluðunfarkýný yaþayabilsin.

Nihal Gürsoy: 12 yýldan beri KadýköyBelediyesi Brifing Salonu'nda, 5 yýldan beriBüyük Kulüp'te sekizer aylýk kurslarverdiðinizi öðrendim. Sizi dinleyenlerin vetanýyanlarýn saygý ve sevgisini fazlasýyla hakettiðinizi düþünüyorum. Anlatma biçimiolarak da kendi günlük yaþam deneyim-

lerinizden elde edilen tecrübelerden hareketederek, sade ve samimi bir biçimde temelgerçekleri vurguluyor, örnekliyorsunuz. Peki,bu konularda sizin kendi yaþamýnýzda izbýrakan rehberleriniz oldu mu?

Ýnal Aydýnoðlu: Olmaz mý? Önceliklebüyümemiz ve yetiþmemizde hep arkamýzdaolan annemin babasý, dedem, Ali Usta ilksýrada gelir. Hizmet tutkusu onun genlerindentüm ailenin içine iþlemiþtir. Mahallesinde çoksevilir, sayýlýrdý, herkesin yardýmýna koþardý.Hayýrseverliði neredeyse efsaneyedönüþmüþtü. Haftanýn üç dört günü camideneve caminin takunyalarýyla dönermiþ.Ayakkabýlarýný ihtiyacý olan birine verirmiþmutlaka. Küçük bir çocuktum, bir gün,hakaretler yaðdýrarak birbiriyle yumruklaþaniki gence rastladýk. Dedem hemen aralarýnagirdi onlarý yatýþtýrdý, sakinleþtirdi. Nasihattebulundu ve her þey yoluna girdi. Bunusaðlayan neydi biliyor musunuz? Onun sevgi,barýþ ve birlik duygusuna olan inancý…Mahallenin en sözü geçeniydi ve içine girdiðiher ortama huzur verirdi.

Ayrýca eðer farkýna varabilirsek etrafýmýz-daki olaylardan ve insanlardan çok þeyöðrenebiliriz. Eþim Tülay Haným de eskidenMetapsiþik Araþtýrmalar Derneði'nde ErgünArýkdal Hoca vasýtasýyla ruhsal konulardakendini yetiþtirmeye çalýþmýþ, barýþçýl vesevgi dolu bir insandýr. O da bana çok þeykattý. Okumayý, kendime zaman ayýrmayý, içdünyamý geliþtirmeyi, giderek daha iyi birinsan olmayý hedefledim sürekli. Çok þükür,huzurluyum ve iyi yaþýyorum.

Nihal Gürsoy: Sanýyorum eþiniz halenruhsal konularla ilgili faaliyetlerine devamediyor?

Page 31: YENÝ BÝR BÜTÜNCÜL BAKIÞ AÇISIınları.com/arsiv/1303Dergi.pdf · Atatürk'ün, Türklerin ve Türkiye'nin kaderini deðiþtiren büyük kur-tarýþýna ve devrimlerine bakarak

29SEVGÝ DÜNYASI

Ýnal Aydýnoðlu: Evet eþim 13 yýldan beriGüzel Sanatlar Akademisindeki arkadaþlarýn-dan Sevgi Ersoy ve Nurettin Ersoy ile birlik-te, Maltepe'de bulunan Merkez Bilgi AlanýVakfý'nda hizmet ediyor. Oldukça yoðun birbiçimde çalýþýyorlar. Yazlarý da, Antalya ileIsparta illeri arasýnda, Karacaören -1 barajgölü yakýnýnda, 23.000 metrekarelik bir alan-da, oluþturduklarý, Reiki Huzur Vadisi isimlialanda ruhsal geliþim çalýþmalarý yapýyorlar.

Kýrk bir yýllýk evliyim ve çok mutluyum.Sanýyorum evlilikte mutlu olabilmek içinsevgi ve saygý þart. Biz farklýlýklarýmýzýzenginlik olarak kabul ettik. Birbirimizi hiçdeðiþtirmeye kalkmadýk. Duygularýmýzý vesevgimizi kendimize saklamadýk, söyledik,paylaþtýk. Birbimize geliþmek için fýrsattanýdýk. Ýki tane evladým, bir de torunum var.Büyük oðlum Can benimle birlikte çalýþýyor.Küçük oðlum Onur ise Geleneksel Çin Týbbýuzmaný. Oðullarým evlenince özgeçmiþimideðiþtirdim, iki oðlu, iki kýzý var yazýyorum.

Nihal Gürsoy: Ýnal Bey, ben buradakikonferanslara devam ederken diðer katýlým-cýlarla da konuþma fýrsatý buluyorum.Bugün kitaplarýnýzla ilgili küçük bir imzagünü olduðunu öðrendiðimde aramýzda kitap-larýnýzla ilgili bir sohbet geliþti.

Söylediklerine göre sizin KadýköyGazetesi'nde çýkan yazýlarýnýz okuyucularýno kadar ilgisini çekiyormuþ ki, bazýlarý buyazýlarý kesip saklayarak biriktiriyorlarmýþ.Hattâ yazýlarýnýzý ceplerinde taþýyan insanlarvarmýþ. Onlarýn arzu ve istekleri sonucundabunlarý kitap haline getirmeye ve yenikitaplar oluþturmaya baþlamýþsýnýz. Ne diyor-sunuz bu duruma, kaç kitabýnýz oldu þimdiyekadar.

Ýnal Aydýnoðlu: Evet doðrudur. KASDAVBaþkan Yardýmcýsý olduðum yýllarda Kadýköyiçin çýkardýðýmýz yerel gazete için yazdýðýmyazýlar okuyucudan çok olumlu tepkiler aldý.Önceleri Kadýköy ve Sosyal Yaþam üzerineyazýlar yazýyordum. Daha sonra verdiðimyetiþkin eðitim kurslarýný içerik olarak alanyazýlar yazmaya baþladým.

2007 yýlýndan itibaren ise yazýlarýmdanyaptýðým seçmeler ve verdiðim derslerdekiana temalarýn isimlerini konu alan kitaplaryazdým. Yayýnlanan kitaplarýmýn gelirini bursolarak baðýþlýyorum.

Kitaplarýmýn isimleri: SEVGÝ ÜZERÝNE, MUTLULUK ÜZERÝNE, DAHA ÝYÝ BÝR YAÞAM ÜZERÝNE, YAÞAMA SEVÝNCÝ ÜZERÝNE, YAÞAMIN ANLAMI ÜZERÝNE, BÝLÝNÇLÝ YAÞAM ÜZERÝNE, KADIN ERKEK ÜZERÝNE'dir.

Ayrýca 1978 yýlýndan beri süren gönüllülüktecrübelerimden elde ettiðim bilgi, birikim vedeneyimleri GÖNÜLLÜLÜK VE HÝZMETadlý yeni bir kitapta topluyorum.

Nihal Gürsoy: Efendim, çok teþekkürlerediyorum. Sizi tanýmaktan gerçekten çokmutlu oldum. Çalýþmalarýnýzda ve yaþamýnýz-da yolunuzun açýk olmasýný diliyorum. Sizinilâve etmek istediðiniz bir þey var mý?

Ýnal Aydýnoðlu: Ben teþekkür ediyorum.Herkes için sevgi, barýþ ve iyilikler diliyorum.Sevgi Dünyasý Dergisi okuyucularýna dasaygýlarýmý ve sevgilerimi yolluyorum.

Page 32: YENÝ BÝR BÜTÜNCÜL BAKIÞ AÇISIınları.com/arsiv/1303Dergi.pdf · Atatürk'ün, Türklerin ve Türkiye'nin kaderini deðiþtiren büyük kur-tarýþýna ve devrimlerine bakarak

SEVGÝ DÜNYASI30

arwin'in kuramýndan haberdaredilen Worcester Piskoposu'nunkarýsý þu yorumda bulundu:

"Maymunlardan mý türemiþiz? Dua edelimki doðru olmasýn; ama eðer doðruysa, duaedelim ki, herkes bilmesin."

Her inancýn (bugünkü köktenci Müs-lüman dâhil) Ortodoks takipçisi, biliminyöntem ve buluþlarýndan hep rahatsýzolmuþtur. Ama tarihe bir göz atýldýðýnda,bilime karþý en uzun ve en þiddetli savaþýverenin, Hýristiyan Kilisesi olduðu görülür.

Rönesans'tan önceki 1000 yýl boyunca,Hýristiyan Kilisesi, Avrupa'yý demir biryumrukla yönetmiþti. Hoþgörüsüzlük,önyargý, kuþku ve batýl inanç akademiköðrenimi olanaksýz kýlmýþtý. Baðýmsýzdüþünceye yönelik her giriþimi kuþkuylakarþýlayan Kilise, kendi öðretileriyle tambir uyum içinde olmayan her türlü öðretimiþiddetle bastýrmýþtý.

Dinî mahkemeler, on binlerce zanlýbüyücüyü ve kurulu dinî düzenden ayrýlan

karþýtý iþkenceyle ölüme mahkûm etmiþler-di. Mahkûmlar, iki atýn arasýna baðlanarakparçalanmýþ, iç organlarý boþaltýlmýþ,asýlmýþ ve kazýða baðlanarak yakýlmýþ,ölüler bile baðýþlanmamýþtý.

Ünlü Baþpiskopos Usher, Ýncil'i inceleye-rek, dünyanýn, Ý.Ö. 4004 yýlýnda, 23 EkimPazar günü saat 09.00'da baþladýðý sonucu-na varmýþtý. Böyle bir sonuca, uzun bir süreönce ölmüþ olan bir bilim adamýnýn bul-gusuna karþýn varýlmýþtý; Wycliffe, fosillereve yerbilime dayanarak, yeryüzünün enazýndan birkaç yüz bin yaþýnda olduðunailiþkin deliller ortaya koymuþtu çünkü. Buküstahlýðý hoþ görecek durumda olmayanKilise, Wycliffe'in kemiklerinin mezardançýkarýlmasýný, parçalanmasýný ve denize atýl-masýný emretti; bu þekilde, münafýklýk vekuþkuculuk mikroplarý, dünyayý bir dahakirletmeyecekti.

Kilise tutumunda neden bu kadar katýydý?Bacon, Wycliffe, Bruno, Galileo ve adýdaha az duyulmuþ on binlerce düþünür gibi,yeni fikirler taþýyan insanlara, neden bu

Ýslâm ve Bilim - VIII

Bilim ve KiliseArasýndaki SavaþYalçýn Kaya

D

Page 33: YENÝ BÝR BÜTÜNCÜL BAKIÞ AÇISIınları.com/arsiv/1303Dergi.pdf · Atatürk'ün, Türklerin ve Türkiye'nin kaderini deðiþtiren büyük kur-tarýþýna ve devrimlerine bakarak

31SEVGÝ DÜNYASI

denli þiddetle karþý çýkýyordu? Bu katýlýðýnnedeni, sanýrým aþaðýdaki birbirine baðlýhususlar zincirinden anlaþýlabilir:

* Tüm toplumsal düzen, Kilise'ninkoyduðu belli kurallara harfiyen uymayadaya-nýyordu. Ýbadet ayinlerinden, yemeyeiçmeye kadar; evlilikten sekse kadar, herþey için bir kural vardý. Orta Çað Hýristi-yanlýðý, kapsamlý bir yaþam yasasýydý.

* Bu kurallar ve Kilise'nin bunlarý uygu-latma yeteneði Kilise dogmalarýnýn tam vesorgusuz kabulüne dayanýyordu.

* Bu kurallarýn bir tanesinin bile (bilimselya da baþka bir yolla) reddi, dogmanýnkatýlýðý göz önünde bulundurulduðunda,tüm toplumsal düzenin çökmesine veparçalanmasýna yol açabilirdi.

* Bu nedenle, bilim ve özgür düþünce birtehditti ve yasaklanmalýydý.

Galileo'nun mahkûmiyetine bu çerçevedebakmak gerekir. Kayýtlara geçen en þiddetlicezalandýrma örneði olmasa da, Galileo'nuncezalandýrýlmasý özel bir önem taþýr; çünküileride evrensel olarak kabul edilmiþ birgerçek haline gelen bilimsel bir tezin, ilketkili yasaklanýþýdýr. Bernard Shaw, zekîceþu gözlemlerde bulunmaktadýr:

"Galileo, bilim adamlarýmýzýn raðbetettiði bir konudur; ama esas meseleyi göz-den kaçýrýyorlar. Bütün meseleyi, dünyanýngüneþin çevresinde dönen bir gezegen miolduðu; yoksa güneþin çevresinde döndüðüsabit bir merkez mi olduðuna iliþkin saný-yorlar. Oysa mesele bundan ibaret deðildi.

Alt tarafý, hiçbir moral deðeri olmayan vedolayýsýyla Kiliseyi hiçbir þekilde etkile-meyen, fiziksel bir gerçekti. Amaotoritelerin asýl düþünmesi gereken þey;sadece dünya uygarlýðýnýn deðil kendiuygarlýklarýnýn da dayandýðýna kuvvetleinandýklarý ve Ýbranî yazýlarýyla YunanAhit'ini esin kaynaðý açýklamalar olarakkabul eden Hýristiyanlýk dininin; Joshua'nýnGideon savaþýndaki taktiklerinden tutunda, Ýsa'nýn Göðe Çýkýþý'na kadar, birçokhikâyenin, fiziksel evrenin nasýl bir þeyolduðunu bilmeyen biri tarafýndan yazýlmýþolabileceði saptamasýnýn yaratacaðý þokadayanýp dayanamayacaðý konusu idi."

Galileo'nun astronomi alanýndaki katkýlarýsomut ve çarpýcýdýr. Daha baþtan Kopernik'-in Güneþ merkezli teorisini benimser vebunu doðrulamak için yoðun bir araþtýrmaiçine girer. 1609'da, Hollandalý bir gözlük-çünün uzak nesneleri büyüten bir mercekicat ettiðini öðrenince hemen çalýþmayakoyulur. Iþýðýn yansýma ve kýrýlma olgularýüzerindeki bilgilerden yararlanarak ilkteleskopunu yapar. Batlamyus astronomisinitemelinden çökerten buluþlar birbirinikovalamaya baþlar.

Ay yüzeyinin, öteden beri sanýldýðý gibikusursuz ve pürüzsüz deðil, dað ve vadiler-le kaplý olduðunu, Samanyolu denilen þeyinsayýsýz yýldýz kümesinden baþka bir þeyolmadýðýný saptar. Geleneksel öðretiningezegenlerin yediden fazla olamayacaðýnailiþkin varsayým, Jüpiter'in çevresindeKepler yasalarýna göre dolanan 4 uydununsaptanmasýyla geçerliliðini yitirir. Kilise'ninþiddetini üstüne çeken en önemli buluþu iseGüneþin üzerindeki lekeleri gözlemlemesi

Page 34: YENÝ BÝR BÜTÜNCÜL BAKIÞ AÇISIınları.com/arsiv/1303Dergi.pdf · Atatürk'ün, Türklerin ve Türkiye'nin kaderini deðiþtiren büyük kur-tarýþýna ve devrimlerine bakarak

SEVGÝ DÜNYASI32

olur. Kutsal Kitap Meryem için "güneþkadar lekesiz ve saf" deyimini kullanýrkengüneþte lekeler olduðunu söylemek kutsaladil uzatmak sayýlmaz mý?

Kopernik sistemini benimsediðini açýkçailan edince, 1616'da engizisyon tarafýndanmahkûm edilmiþ, 1633 yýlýnda 70 yaþýndaolmasýna karþýn bir kez daha engizisyonmahkemesi karþýsýna çýkarýlmýþ, dünyanýndöndüðünü yadsýmak zorunda býrakýlýptövbe ettirilmiþtir. Duruþma salonundançýkarken, kendi kendine "Eppur si muove."(Hâlâ dönüyor) diye mýrýldandýðý söylenir.

Galileo'nun son yýllarý büyük bir insanlýktrajedisidir. Sonra üç yýl boyunca her haftabir kere yüksek sesle yedi tane piþmanlýkmezmurunu okumasý koþuluyla, yalnýz baþý-na Arcetri kasabasýnda göz hapsindeyaþamýna devam etti. 1637'de görmeduyusunu yitirdi; 1642'de yaþama vedâ etti.

Engizisyon, bu büyük bilginle alay edergibi, kör olduktan sonra dostlarý ilegörüþmesine izin verdi. Din adamlarýHýristiyan mezarlýðýna gömülmesine, dost-larýnýn Floransa'daki Santa CroceKilisesi'nde adýna bir anýt dikmesine izinvermediler. Galileo'nun Ýtalya'da o çaðlardadikilmeyen heykelleri, bugün dünyanýnbelli baþlý kentlerini, bilim müzelerinisüslemekte, onu mahkûm eden yargýçlarýnadlarý bile anýlmamaktadýr.

Bilimsel düþüncenin Orta ÇaðKilisesi'nce baský altýnda tutulmasý, insanlýktarihinin en karanlýk dönemlerinden birinitemsil ettiðinden, birçok aydýn bu dönemibüyük bir titizlikle incelemiþtir. Özellikle,

1896'da Andrew Dickson White (1832-1918) tarafýndan yayýmlanan, History OfThe Warfare Of Science With Theology(Bilimin Teolojiyle Savaþýnýn Tarihi) adlý,üç ciltlik bilimsel incelemeden söz etmekgerekir. White daha sonra, Cornell Üniver-sitesi'nin ilk rektörü olmuþtu. Bu tezdekibirçok ilginç öyküden sadece küçük birbölümünü aþaðýya aktaralým:

* Dünyanýn yuvarlak olduðu ve bunedenle, dünyanýn öbür tarafýnda da varlýk-larýn bulunduðu doktrinine þiddetle saldýranteologlar, þu soruyu soruyorlardý: "Ürün-lerin ve aðaçlarýn aþaðý doðru büyüye-ceðine, yaðmurlarýn ve karýn yukarý doðruyaðacaðýna inanacak kadar kafasýz bir insanolabilir mi?" Aziz Augustine'in büyükotoritesi, Kilise'nin, dünyanýn karþý tarafýn-da varlýklarýn olabileceði fikrine kararlýlýklakarþý çýkmasýnda etkili oldu; bin yýl boyun-ca, dünyanýn karþý tarafýnda (dünyanýn ikikarþýt tarafý olsa bile) insan bulunmadýðýnainanýldý. Altýncý yüzyýlda, Gaza'danProcopius, bu konumu destekleyecek, güçlüteolojik silahlarla ortaya çýktý: "Öbür tarafdiye bir þey olamaz," diyordu. "Öyle olsay-dý, Ýsa oraya da gitmek ve ikinci bir kez acýçekmek zorunda kalýrdý. Ayrýca, Cennet'in,Âdem'in, (yýlan kýlýðýndaki) Ýblis'in veHazreti Nuh tufanýnýn birer kopyasý olmuþolurdu. Dünyanýn karþý tarafýnda yaþayanyoktur; bu kesinlikle yanlýþtýr."

* Aziz Paul'e göre, hastalýklar, iblislerinuðursuz bir iþiydi. Kilise ileri gelenlerindenOrigenes þöyle diyordu: "Açlýða, kýsýrlýða(verimsizliðe) havanýn bozulmasýna ve sal-gýn hastalýklara yol açanlar, cinlerdir.Bunlar, alt atmosferin bulutlarý arasýnda

Page 35: YENÝ BÝR BÜTÜNCÜL BAKIÞ AÇISIınları.com/arsiv/1303Dergi.pdf · Atatürk'ün, Türklerin ve Türkiye'nin kaderini deðiþtiren büyük kur-tarýþýna ve devrimlerine bakarak

33SEVGÝ DÜNYASI

gizlenerek dolaþmakta ve kendilerini tamolarak gören kâfirlerin sunduðu kan ve tüt-sülere çekilmektedirler."

* Kilise'nin ilk otoriteleri arasýnda ennüfuzlusu olan Augustin, þunlarý yazmýþtý:"Hýristiyanlarýn bütün hastalýklarý bu cinlereatfedilmelidir; en çok da, yeni vaftiz olmuþHýristiyanlara ve hâtta yeni doðmuþ masumbebeklere eziyet çektirmektedirler," Papa V.Pius'un emirleriyle bütün hastalara, "vücutzayýflýklarýnýn genellikle günahtan kay-naklandýðý" gerekçesiyle "bir maneviyatdoktoruna" baþvurmalarý þart koþuldu.Burada sözü edilen "maneviyat doktorunundin adamlarý olduðunu açýklamaya bilmemegerek var mý? Hastalýklarýn nedenininiblisler ve kötü ruhlar olduðu kabul edilin-ce, tedavi de doðal olarak kutsal emanetler,kalýntýlar gibi araçlarla bu iblis ve kötü ruh-larýn defedilmesiydi. Böylece þifalý kutsalnesnelere sahip olduðu bildirilen kilise vemanastýrlara, muazzam paralar aktý. Kilise,yalnýzca Hýristiyanlarýn ruhlarýnýn deðil,ayný zamanda onlarýn fiziksel saðlýðýnýn dabekçisiydi.

* Çiçek hastalýðý ve kolera gibi bulaþýcýhastalýklar da Kilise tarafýndan Ýlâhi Takdir'den sayýldýðý için, bunlara karþý aþýlanma,köktenci çevrelerce þiddetle kýnanýyordu.Savunmalarýna göre, çiçek hastalýðý, insan-larýn günahlarýyla ilgili olarak verdiði birhükümdü. "Onu savuþturmaya çalýþmakTanrý'yý daha da kýzdýrýrdý." Çiçek aþýsýnýnöncüsü Dr. Boylston'u barýndýran biradamýn evine ateþlenmiþ bir el bombasýatýldý. Aþýnýn savunucularý, ruhban sýnýfýnýndüzenli küfür yaðmuruna tutuldular. Amagerçekler çok güçlüydü: Ýnsanlar aþýlanýnca

yaþýyor, aþýlanmayýnca ölüyorlardý. Bunedenle Kilise, aþýlanmayý en sonundakabul etti, ama aþýlanmaya karþý direniþhiçbir zaman, tümüyle kýrýlmadý. Bugünbile kimi Batýlý ülkelerde çiçek aþýsýna karþýkampanyalar düzenleyen aþýrý dinci örgütlervardýr.

* Bilimsel týbbýn geliþiminin önündeduran bir baþka ciddi engel de kadavralarýnparçalanmasýna karþý çýkýlmasýydý. AzizAugustinus anatomi bilginlerini "kasap"olarak tanýmlýyor ve bu uygulamayý açýkçakýnýyordu. Bir cesedi parçalamanýn, onu,bütün ölülerin dirildiði gün akýl almaz birdehþete düþüreceði yönünde genel bir korkuvardý. Kilise bu tartýþmaya þunu da ekliyor-du: "Kilise kan dökülmesinden nefret eder."Bu gerçekten de harika bir savunmaydý.Zanlý din muhaliflerini ve büyücüleri keyif-le yakan Kilise, iþ, "Kutsal Çýkarlara"geldiðinde, kan dökülmesini nefretlik birolay olarak görmüyordu.

* 1770'li yýllarda, Avrupa'nýn çeþitli yer-lerinde, çarpýcý bir olay gözlemlendi. Suyunkana dönüþtüðüne iliþkin, ayrýntýlý raporlar,Kraliyet Bilim Akademisi'ne ulaþtýrýldý.Dinî çevreler hemen bunu, Tanrý'nýn gaza-býnýn bir göstergesi olarak yorumladý.Ýsveç'te bu tür bir mucize gözlemlendiðizaman, seçkin bir doðabilimci olanLinnaeus, olayý dikkatle incelemiþ ve suyunkýzýllaþmasýndaki etkenin, yoðun miktardaminik böcekler olduðunu saptamýþtý. Bubuluþla ilgili haber piskoposa ulaþtýðýzaman, piskopos, söz konusu bilimselbuluþu "þeytanî bir fikir" olarak tanýmla-yarak, açýkça kýnamýþtý. Gelin görün ki,Linnaeus cesur bir adam deðildi ve

Page 36: YENÝ BÝR BÜTÜNCÜL BAKIÞ AÇISIınları.com/arsiv/1303Dergi.pdf · Atatürk'ün, Türklerin ve Türkiye'nin kaderini deðiþtiren büyük kur-tarýþýna ve devrimlerine bakarak

SEVGÝ DÜNYASI34

Galileo'nun baþýna gelenleri iyi biliyordu.Bu koþullar altýnda, geri adým atarak, buolayda hakikatin kendi anlayýþýný aþtýðýnýilân etti.

* Orta Çað Kilisesi'nin din adamlarýylateologlarý, kuyruklu yýldýzlarýn, kýzgýn birTanrý'nýn günahkâr dünyaya fýrlattýðý ateþtoplarý olduðu görüþünü hararetle yayýyor-lardý. Kilise mensuplarý, kuyruklu yýldýz-larýn moral deðerini; aþaðýya bir kuyrukluyýldýz gönderen Tanrý'yý, bir adaletmahkemesinde, kendisi ile bir suçlu arasýn-daki masaya infaz kýlýcýný uzatan bir yargý-ca benzeterek, anlatýyorlardý. Diðerleri de,Tanrý'dan gelen böylesi uyarýlara aval avalbakan kiþileri kýnýyor ve onlarý, "ahýr kapý-sýna bön bön bakan danalara" benzetiyor-lardý. 17. yüzyýlýn sonuna kadar, astronomiprofesörleri, içtikleri ant yüzünden, kuyruk-lu yýldýzlarýn, fiziksel yasalara göre hareketeden, göksel kütleler olduðunu öðreteme-diler. Ama sonuçta, bilim bastýrýlamadý.

Newton ve Kepler'in kuramýný kullananHalley, özellikle "tehlikeli" bir kuyrukluyýldýzýn yolunu gözlemledi ve tamý tamýna76 yýl sonra geri döneceði kehânetindebulundu. Halley, söz konusu kuyrukluyýldýzýn, göðün iyi tanýmlanmýþ bir nok-tasýnda ne zaman görüneceðini dakikasýdakikasýna hesapladý. Bu inanýlmaz birþeydi.. Halley ve Newton'un çoktan ölmüþolduðu 76 yýl sonrasýnda, Halley'in kuyruk-lu yýldýzý, tam önceden kestirildiði gibi geridönmüþtü.

* Baðnaz Hýristiyanlýk, jeolojiyi de, þey-tanýn hizmetinde, yýkýcý bir araç olarakkabul ediyordu. Jeolojik kanýtlar,

Baþpiskopos Usher'in dünyanýn yaþýylailgili iddiasýný yalanlamakla kalmýyor, altýgünde yaratýlýþýn mümkün olmadýðýný daortaya koyuyordu. Baðnaz kesim jeolojiyi,"karanlýk bir sanat" diye kýnadý, ona"cehennem bataryasý" adýný taktý; uygu-layýcýlarý da, "kâfir" ve "kutsal kitabýyalancý çýkaranlar" diye ilan edildi. Ýtalyabilim kongresinin, 1850'de Bolonga'datoplanmasýný yasaklayan Papa 9. Pius,kuþkusuz baðnaz kesimin bu yaklaþýmýnýyürekten destekliyordu.

* Orta Çað'da, fýrtýnalarýn þeytanî kökenliolduðu doktrini genelde kabul görmekleydi.Söz konusu doktrin, Aziz Augustinus gibidokunulmaz otoritelerden destek buluyordu.Buna göre, fýrtýnalar iblislerin iþiydi. Budoðaüstü "hava gücü"ne karþý çeþitli þeytankovma araçlarý kullanýlýyordu; bunlararasýnda en yaygýn biçimde kullanýlanlarý,Papa 13. Gregorius'a ait olanlardý. Ýlkzamanlarda, þeytan kovma araçlarý, sadeceçeþitli dinsel þarkýlarla ve fýrtýnalý günlerdekilise çanlarýnýn çalýnmasýyla sýnýrlý iken,15. yüzyýlda, bazý kadýnlarýn; kasýrga, dolu,don, sel vb. gibi olaylarýn meydanagelmesinde, þeytanî yardým saðladýklarýyönünde genel bir inanç ortaya çýkmýþtý. 7Aralýk 1484 tarihinde, Papa 8. Innocent,Ýncil'deki "Büyücülerin yaþamasýna izinvermeyeceksin" emrinden esinlenerek birpapalýk bülteni yayýnladý.

Almanya'daki din adamlarýný, kötü havakoþullarýna yol açmak suretiyle baðlarý,bahçeleri, çayýrlarý ve büyüyen ürünlerimahveden sihirbaz ve büyücüleri sapta-malarý konusunda uyardý. Bunun üzerine,binlerce kadýn, kendini, iþkence aletlerinde

Page 37: YENÝ BÝR BÜTÜNCÜL BAKIÞ AÇISIınları.com/arsiv/1303Dergi.pdf · Atatürk'ün, Türklerin ve Türkiye'nin kaderini deðiþtiren büyük kur-tarýþýna ve devrimlerine bakarak

35SEVGÝ DÜNYASI

kývranýrken buldu. En yakýnlarý ve ensevdiklerinin dehþetle baktýðý bu kadýnlar,iþkenceden kurtulmak için dört gözle ölümübekliyorlardý.

* Kilise dogmasýna göre, yýldýrým, þu beþgünahýn bir sonucuydu: Piþman olmamak,þüphecilik, kiliselerin onarýmýný ihmaletmek, din adamlarýna ödenen aþar ver-gisinde hile yapmak ve astlarýný ezmek. Hergöreve gelen papa, "Tanrý'nýn parmaðý"dediði bu ilahî takdir aracýný hararetle savu-nageldi. Daha sonra, Benjamin Franklin1752 yýlýnda ünlü uçurtmasýný gökgürültülü, yaðmurla karýþýk fýrtýnalý birgünde uçururken, bu tehlikeli deneyinde,yýldýrýmýn elektrikten baþka bir þeyolmadýðýný keþfetti. Bunu hemen, en þid-detli kasýrgada bile kesin korunmasaðlayan, yýldýrým çubuðu (paratoner) izle-di. Kilise önceleri bunun varlýðýný kýnadý.Daha sonra, bu paratonerlerin yararý yaygýnbir þekilde kabul edildikçe ve giderek artansayýda kuruldukça, baðnaz kesim bunlaraleyhinde kampanya baþlattý: 1755'deMassachussetts'de meydana gelen depreminsorumluluðu, Franklin'in çubuklarýnýn,Boston'da yaygýn þekilde kullanýmýna yük-lendi. Vaizler de, gök toplarýný kontroletmeye yeltenenlere ateþ püskürdüler.

Paratonersiz kiliseler, yýldýrým düþmesisonucu sýk sýk yýkýlmýþ olmasalardý, hiçkuþkusuz bu muhalefet çok daha uzun birsüre devam edecekti. Almanya'da, sadece1750-1783 döneminde, yýldýrým düþmesisonucu 400 kilise kulesi hasar gördü ve 120Çancý hayatýný kaybetti. Öte yandan,upuzun sivrilen yýldýrým çubuðuyla, birkasaba genelevi, en kötü fýrtýnalardan bile

yara almadan ve güvenli bir yer olarakayakta kaldý. Paratoner dikmiþ olan birkaçkilise de hiç etkilenmedi. Bu nedenle,Kilise, yüzyýlýn sonuna gelindiðinde, para-tonerlere istemeye istemeye Kutsal Onayý'nýverdi ve bu gereç çoðu kiliseyi korumakiçin kullanýlmaya baþlandý.

* Immanuel Kant, yýldýzlar yanýnda,nebulanýn (çok uzakta olduklarýndan bulutgibi görünen yýldýzlar kümesi) davarolduðunu savunan kuramýný ortayaattýðý zaman, teoloji dünyasýnýn her yanýn-dan "bu ne tanrýtanýmazlýk" çýðlýklarý yük-seldi. Köktenciler, Kutsal Kitap'ta, bukonuya hiç deðinilmediðini belirttiler.Bu nedenle nebula diye bir þey olamazdý.Nebula kuramýnýn karþýtlarý, geliþtirilmiþteleskoplarýn, nebula kütlesinin bazýparçalarýnýn gerçekten de yýldýzlaraayrýþtýrýlabileceðini göstermesi üzerinebüyük bir sevince kapýldýlar. Ama zamanla,spektroskop ve tayf (spektrum) analizi neb-uladan çýkan ýþýðýn gazlý bir maddeden kay-naklandýðý açýkça saptandý. Böylece baðnazkesim, en sonunda gerilemek zorunda kaldý.

Tüm Orta Çað boyunca yapýlan bilimselçalýþmalarýn büyük bölümü Kilise tarafýn-dan dikkatle izlenir. Olasý bir buluþunKutsal Kitap'ta yazýlanlara ters düþüpdüþmediði, Kiliseyi ilgilendirir. Ancak fizikve matematik konularýndaki çalýþmalarKiliseyi pek üzmez çünkü bu konulardakiçalýþmalarýn Kutsal Kitap bilgileriyleçeliþmesi söz konusu deðildir. Bununnedeni de açýk olsa gerek: Kutsal Kitap'tamatematik ve fizik ile baðlantýlý olabilecekanlatýmlarýn olmasý söz konusu biledeðildir...

Page 38: YENÝ BÝR BÜTÜNCÜL BAKIÞ AÇISIınları.com/arsiv/1303Dergi.pdf · Atatürk'ün, Türklerin ve Türkiye'nin kaderini deðiþtiren büyük kur-tarýþýna ve devrimlerine bakarak

SEVGÝ DÜNYASI36

Yeni Bir Bütüncül Bakýþ Açýsý

Çeviren: Nelda Bayraktar

Geçen ay hem bilimde hem de spiritüel alanda öncü çalýþmalar yapmýþbirisi olan David Bohm'un, bizim fiziksel evren diye algýladýðýmýz þeyinötesinde, aslýnda her bir parçasý fiziksel evren kadar gerçek olan, görülmeyenbir gerçekliðin varolduðunu söylediðinden bahis etmiþtik. Bohm, bu gizligerçekliðe "algýlarýmýza girmeyen düzen" adýný vermiþ ve bunun modernfiziðin verileriyle uyuþmadýðýný ama aslýnda kuantum ve görecelik teorilerigibi görünürde tuhaf olan fenomenler için kapsamlý ve inandýrýcý bir açýklamasaðladýðýný vurgulamýþtý. Bohm'a göre, algýlarýmýza girmeyen düzen temel veesas gerçeklik, algýlarýmýza girenler ise ikincil derecede öneme haizdi.Algýlarýmýza giren düzen, okyanustaki dalgalarýn üzerindeki köpük ise,algýlarýmýza girmeyen düzen okyanusun kendisiydi.

Bohm'un ortaya koyduðu en önemli teori, evrenin holografik bir yapýyasahip olmasýyla ilgiliydi. Bunu açýklamak için de fraktal geometriyi kullan-mýþtý. Kýsaca özetlemek gerekirse, fraktal geometri, nesneyi oluþturan þeklinaslýnda tek bir þeklin iç içe geçmiþ küçük kopyalarý biçiminde sürekli olaraktekrarlanmasýydý. Boyutlarý küçülen ve birbirini takip eden þekiller, zinciroluþturarak devam ediyordu. Ancak bu þekiller son derece simetrik birbiçimde sýralanýyorlardý. Bunun için kar taneleri veya salyangozun kabuðunuörnek vermiþtik.

Gerçekten de, doðada gördüðünüz tüm nesneler, hattâ kendi vücudunuzdakisistemler bile birçok karmaþýk yapýdan oluþtuðu zannedilmesine raðmenaslýnda bir düzene göre þekillenmiþlerdir. Bu özellikler, karmaþýk göründüklerihalde tamamen simetrik ve düzgün þekilde tekrar eden desenlerin varlýðýnýgöstermektedir.

Bu ay konumuzu bilim ve dinin birliðine kýsaca göz attýktan sonra, yeni birbütüncül bakýþ açýsýyla bitiriyoruz.

Page 39: YENÝ BÝR BÜTÜNCÜL BAKIÞ AÇISIınları.com/arsiv/1303Dergi.pdf · Atatürk'ün, Türklerin ve Türkiye'nin kaderini deðiþtiren büyük kur-tarýþýna ve devrimlerine bakarak

37SEVGÝ DÜNYASI

raktal geometrinin hayatýmýz-daki uygulamasý ne olabilir?Örneðin, Hinduizm'deki

"Atman" bireyin spiritüel doðasýný tem-sil eder (buna bazen öz-benlik dedenilir) ve Brahman ise kozmosunspiritüel doðasýdýr. Temel aydýnlanmadeneyimi ise Atman'ýn aslýndaBrahman olduðunun, diðer bir deyiþleher ikisinin de aslýnda ayný þey olduk-larýnýn farkýna varmaktýr.

Benzer þekilde Bhavad Gita isimlikutsal kitapta þöyle denilir: "Kendiniziher yaratýlmýþ varlýkta, her yaratýlmýþvarlýðý da kendinizde görün."Yahudilikte ise: "Siz Tanrýnýndüþüncesinde varoldunuz" denilir. Buiçgörüler sözü edilen fraktalgeometriye tam olarak uyar. En küçükolan isterse 100 milyon kez daha küçükolsun, karmaþýk ve detaylý yapýsýndanhiçbir þey kaybetmez. Büyükle küçükaynýdýr. Bu ilkenin Budist ve Hindumitolojisindeki diðer bir ifadesineIndra'nýn Aðý denilir. Burada kâinatýntümü, her biri diðerini kendi fasetindeyansýtan, parlak mücevherlerden oluþandev bir kafes olarak imgelenir. Böyleceher mücevher (yani her birey) kendiiçinde kâinatýn tümünü ihtiva eder veyayansýtýr.

Bohm'un bütüncül hareket teorisi, ikieski spiritüel prensibin bir sentezi gibigörülebilir:

1) Heraklitin de söylediði gibi:"Deðiþmeyen tek þey deðiþimin kendi-sidir." Bu ilke evrenin sürekli bir

deðiþim içinde olduðunu söyleyenBudist öðretilerin temelinde de vardýr.2) Mikro kozmos daima makro kozmo-sun aynasýdýr.

Benzer paralellik diðer dinlerde degöze çarpar. Örneðin Ýncil'de: "Benimolan her þey Senin'dir, Sen'in olan herþey ise benimdir" denilir. Hristiyanmistiklerinden Norwich'li Julian ise:"Hepimiz Tanrýnýn içindeyiz, Tanrý'dabizim içimizde" demiþtir. Bu içgörülerve ifadeler mikro kozmos ise makrokozmosun birliðinin fraktal yapýsýnanasýl da uyuyor deðil mi?

Benzer þekilde Müslümanlýk dinindeAllah þöyle seslenir müminlere: "Benne göklere ne de yere sýðarým; "Ben"ancak mümin kulumun kalbinesýðarým." Zen öðretisinde büyük ustaDogan þöyle der: "Biz benliðimizi onuunutmak için terbiye ederiz, ben-liðimizi unuttuðumuzda, on bin taneþeyle bir oluruz." Burada unuttuðumuzbenliðimiz, bedenimiz, egomuz,düþüncelerimiz, ailemiz, iþimizle ilgiliþartlandýðýmýz þeyler, yani kendimizidünyada ifade etmeye yarayan her þey-dir. Ýþte benliðimizi unuttuðumuzda,varlýðýmýzý vücuda getirenle bir oluruz.

Ýncil'de Hz. Ýsa þöyle der: "Ýkisini birettiðinizde, içinizdekileri dýþýnýzla,dýþýnýzdakileri de içinizle birettiðinizde, Tanrýnýn krallýðýnagirersiniz."

Ve son olarak Tantrik Budizm'inönemli rehberlerinden Ajit Mukerjee de

F

Page 40: YENÝ BÝR BÜTÜNCÜL BAKIÞ AÇISIınları.com/arsiv/1303Dergi.pdf · Atatürk'ün, Türklerin ve Türkiye'nin kaderini deðiþtiren büyük kur-tarýþýna ve devrimlerine bakarak

SEVGÝ DÜNYASI38

bu gerçeði su götürmez bir þekildeþöyle ifade eder: "Kâinatýn tümünüinsan bedeninde görebilirsiniz. Bedeningerçekliðinin farkýna vardýðýnýzda, koz-mosun gerçekliðinin farkýna varýrsýnýz.Böylece her þeyin kozmik bir çizelgedeilerlediðini keþfedersiniz."

Sadece dýþ görüntümüze yani formu-muza baktýðýmýzda, kozmosta bir zerre-den ibaret olduðumuzu anlarýz. Ama özvarlýðýmýzla bir olduðumuzda, Kutsalolanýn tüm derinliðiyle ve muhteþem-liðiyle içimizde olduðunu anlarýz.

Bu yeni geliþmeleri ve içgörüleri bir-birine dokuduðumuzda þuur ve ortakbaðla ilgili yeni bir bilimin þafaðýndaolduðumuzu görürüz. Çünkü kâinatyalnýzca nesnelerin biraraya gelmiþ halideðil, fakat bunlarýn aralarýnda ortakbir baðýn bulunduðu ve iþlerlik halindeolduðu bir sistemdir. Bilim gerçekliðikavrayabilmek için þuurun çok önemliolduðunu söylemeye baþladý.Laboratuvar araþtýrmalarý da madde veþuurun birbirlerine temelden baðlý

olduklarýný ve tüm maddeyi, ener-jiyi ve þuuru birbirine baðlayanbir birlik bilincinin olduðunugöstermektedir. Rehberlerin vepeygamberlerin de binlerce yýldýrsöyledikleri "varoluþtaki birlik"artýk yeni bilim tarafýndan dadesteklenmektedir. Dahasý þuurun;maddenin, enerjinin, uzayýn vezamanýn sýradan fiziksel kanun-larýnýn ötesine geçtiði gözlemlen-miþtir. Fiziksel evren, þuurluevrenin gerisinde kalmýþtýr.

Bununla birlikte, þu an geçerli olanbilim bu yeni geliþmelerin vaat ettiðizenginliði kucaklamadan önce,materyalizm ve rasyonalizmle olan sýkýbaðlarýný gevþetmesi gerekmektedir.Modern bilimin en büyük keþfi kendikýsýtlamalarýný keþfetmesidir aslýnda.Yine de üzülerek söylemek gerekirse,birçok bilim adamý dünyaya dar birmateryalist bakýþ açýsýndan bakmayadevam etmektedir. Gerçekliðindoðasýyla ilgili materyalist ve mekanikvarsayýmlar gerçekliðin yeni formlarýnýkeþfetme konusunda birçok bilimadamýnýn kapasitesini daraltmaktadýr.

Mark Twain bunu kendine has mu-zipliðiyle þöyle ifade etmiþtir: "Senisýkýntýya sokan bilmediðin þey deðil,böyle olmadýðýný bildiðin þey hakkýndane düþündüðündür." Bilimin yenihudutlarýnda yapýlan bu yeni keþiflerleruhsal ve dinsel gelenekler de yavaþçabirbirine yaklaþmaktadýr. Bu bir çeþitevrensel ruhsallýktýr. Birbirinden farklýruhsal ve dinsel geleneklerden çýkan

Page 41: YENÝ BÝR BÜTÜNCÜL BAKIÞ AÇISIınları.com/arsiv/1303Dergi.pdf · Atatürk'ün, Türklerin ve Türkiye'nin kaderini deðiþtiren büyük kur-tarýþýna ve devrimlerine bakarak

SEVGÝ DÜNYASI39

sesler tüm geleneklerdeki bilgeliðintemelde ayný olduðunu söylemekte-dirler. Ýnsanýn farkýndalýðý evrenin bir-liðini ve evrendeki o üstün þuuru artýkdaha geniþ biçimde idrak etmektedir.Bu, her birey için geçerlidir ve herkesteevrensel þuuru ve birliði kavrayacakpotansiyel mevcuttur. Bu hayalci veyamistik bir metafor deðildir. 13. y.y. dayaþamýþ olan Mevlana "Ýzin ver birdamla su olan sen, yüz tane güçlüdeniz olsun. Ama sanma ki bir damla,koca bir okyanus olur tek baþýna.Okyanusta bir damla olur sonunda."(Kendini okyanusta bir damla sanma.bir damlanýn içinde kocaman birokyanussun).

Kendimize ve evrene bu tarz birbakýþ açýsýyla baktýðýmýzda yanievrensel þuurun daha engin bilgeliðitarafýndan idare edildiðimizi ve onabaðlý olduðumuzu bildiðimizde, yap-týðýmýz iþler ve çalýþmalarda hayatýmýzýdeðiþtirebilecek kadar büyük dönüþüm-ler yaþarýz. Gandhi, Rahibe Teresa,Martin Luther King ve diðer birçokspiritüel aktivistin derinden anlayýp dauyguladýklarý spiritüel kanunlar iþtebunlardý. Elbet ki fark yaratabilmekiçin mutlaka Gandhi veya iyi bir bilimadamý olabilmek için Einstein olmanýzgerektiðini söylemiyoruz. Gerçekteinsaný dönüþtüren ilkeler herkes içinaynýdýr. Kendimizi farkýndalýðýn içseldisiplini yoluyla dönüþtürerek, elidaima üzerimizde olan engin bilgeliðinenstrümaný oluruz. Böylece de

dünyanýn ruhsal dönüþümüne hizmetetmiþ oluruz.

Birlik ve farkýndalýkla ilgili çalýþangruplar ve topluluklarda büyük güçvardýr. Yeni bilgelik artýk tek bir kiþidedeðil, sevgi dolu iyilik ve bilinçlifarkýndalýðýn yaþandýðý gruplardaortaya çýkacaktýr. Bu kiþiler, en yüksekbirliðe ulaþmak amacýyla tüm gönüllerive akýllarýyla çalýþacaklardýr. Böylecealgýlarýmýza girmeyen düzendenmuazzam boyutta bir enerji dünyayaçekilebilir ve bu þekilde devamedildiðinde, yaratýlýþýn merkezine bileulaþýlabilir. Algýlarýmýza girmeyen incedüzenin derinliklerine kök salmýþolarak, ayný yüksek amaç etrafýndadüzgünce kümelenmiþ insanlarsevginin yaratýcý süreciyle doðrudançalýþabilirler. Topluluðun gücü vespiritüel gruplarýn bilinçli biçimdebiraraya gelmeleri iþte bu nedenlegittikçe önem kazanmaktadýr.

Sevgi gerçekten de kâinattaki enbüyük güçtür. "Her þey, sevgiyle varol-muþtur. Henüz varlýk âleminde tezahüretmemiþ olanlar da sevgiyle varolacak-lardýr" der Ýranlý mistik Shebastari.Ýlâhi sevgi ise sevginin en güçlü for-mudur.

Kendimizi bu sevginin dönüþtürücügücüne teslim edersek, hangi gelenek-ten ve hangi dinden olursak olalým,yaþamlarýmýz tutkuyla ve ilâhi sevgininateþiyle yanmaya baþlar.

Page 42: YENÝ BÝR BÜTÜNCÜL BAKIÞ AÇISIınları.com/arsiv/1303Dergi.pdf · Atatürk'ün, Türklerin ve Türkiye'nin kaderini deðiþtiren büyük kur-tarýþýna ve devrimlerine bakarak

SEVGÝ DÜNYASI

elâmlar sevgili varlýklar. BenManyetik Hizmetten Kryon. Buiþi ne kadar çok yaparsakyapalým, yine de "Bu adam hâlâ

bedeninde mi?" (Lee'den söz ederek) diyemerak edenler var. Gayet tabii ki bedenininiçindedir ama bilinci bölünmüþ durum-dadýr. Þimdi bazýlarý, "Biliyordum! Bu onupsikoloða görünmesi gereken biri halinegetirir" diyeceklerdir. Ama bu öyle birbölünme deðildir. Her birinizin buradagördüklerinizi yapabilme yeteneði ve kapa-sitesi var ama mutlaka bu biçimde olmasýgerekmiyor. Dünyada çok yeni bir enerjioluþmaya baþlamaktadýr ve biz de bunuaðýr aðýr tartýþmaya baþlýyoruz.

Bir hafta önce yeni çaðda neler bekleye-bileceðinizle ilgili bilgiler vermiþtik.Ondan birkaç hafta önce de, gelecektehangi icatlarý gerçekleþtirebileceðinizhakkýnda bilgi vermiþtik. Ancak insanýnevrimi sürecinde bazýlarýnýzýn medyumlukyapmalarý kaçýnýlmazdýr. Bu medyumluðunmutlaka halka açýk olmasý ve baþka insan-larýn önünde olmasý gerekmemektedir.Sadece kendiniz için de yapýlabilir. Bubazýlarýnýzýn eskiden "otomatik yazma"olarak adlandýrdýðý biçimde olabileceði gibifarklý da olabilir. Ayrýca, yazýcý medyum-lukta otomatik hiçbir þey yoktur. Bu sadeceoluveren bir þey deðildir. Bu iþlem sýrasýn-da siz kenara çekilirsiniz ve varlýðýnýzýn

S

40

2013 Yaþlý Ruhun Alet Kutusu Canlý Kryon Celsesi,

13 Ocak 2013 Boulder, Colorado Lee Carroll kanallýðý ile verilmiþtir.

Çeviren: Necati Tarýman

Page 43: YENÝ BÝR BÜTÜNCÜL BAKIÞ AÇISIınları.com/arsiv/1303Dergi.pdf · Atatürk'ün, Türklerin ve Türkiye'nin kaderini deðiþtiren büyük kur-tarýþýna ve devrimlerine bakarak

41SEVGÝ DÜNYASI

mahremiyeti içinde kendi kutsal parçanýzýbulur ve içinizde olaný medyumluk kanalýile dýþarý çýkarýrsýnýz. Bazýlarýnýz ismi olanbir varlýk bulamayacaksýnýz ve onun yerinekendi tanrýsallýðýnýzdan parçalar ve bölüm-leri ifade etmeye baþlayacaksýnýz. Siz bunamedyumluk diyeceksiniz ama gerçekte bukendi yüksek benliðiniz ile iletiþim olacak-týr. Bu durumda aslýnda o da kendiniz olankendi çekirdek ruhunuzla temasa geçmiþolacaksýnýz. Ama bu medyumluk yaparakbir varlýktan bilgi almaya benzeyecektir.Aslýnda baþka varlýktan deðil de kendiYüksek Benliðinizden bilgi alacaksýnýz.

Ýnsan evriminde bir sonraki adým dýþarýdoðru deðil, içeri doðru olacaktýr çünküinsan türünün evrimi insan beyninin beden-deki tüm DNA'larla birlikte kolektif olarakne yapabileceði ile ilgilidir. Bedenlerinizde100 trilyondan daha fazla DNA parçasývardýr ve bunlarýn tamamý kendi damganýzile özdeþ olmanýn yanýnda tamamýyla sizeözgüdür. Bunlarýn hepsi birbiri ile baðlan-týlýdýr veya tek bir parça gibi dolaþýkdurumdadýr. Birlikte hepsi bir ortak alanýtemsil ederler ve bu da ruhtur, yani sizsiniz(sizin Merkabah'ýnýz)

Gözden Geçirme

Eski enerji ile iþiniz bitti ve her þeyyeniden ayarlanma sürecinde. Geçen haftasize bundan böyle neler beklemeniz gerek-tiðini söylemiþtik. Ama devam etmekteolan bir salýverme iþlemi var ve siz bunuhissetmeye baþladýnýz. Salývermeye baðlýolarak bazý anomaliler ortaya çýkacak vebunlarý yakýnda görmeye baþlayacaksýnýz.Dünyanýn karanlýk enerjilerinin savaþý kay-betmekte olduklarýný anlamaya baþladýk-larýný ve bu karanlýk enerjilerin anomaliler

arasýnda bulunduðunu söylemiþtik. Budurumu, kafalarýný kaldýrýp hâlâ iþ baþýn-daymýþ gibi yapacak olan, bazý eski enerjisüreçlerinin son çýrpýnýþý olarak göre-bilirsiniz ama tabii ki onlar artýk yetkilideðiller. Siz bunlarýn halktan destek bula-madýklarý için açýða alýnýp etkisiz halegeldiklerini göreceksiniz ve bu belki deinsanlýk tarihinde ilk kez olacak.

Yaþlý Ruhun Alet Kutusu - 2013

Bugün size bazý potansiyellerden sözedeceðiz ve ufukta gördüðümüz bazý þey-leri söyleyeceðiz. Buna ek olarak gerçektenmevcut olmalarýna raðmen çok güçlüolmayan bazý potansiyelleri de iþaret ede-ceðiz. Bu yenidir çünkü insanlýðý þu andaetkiliyor veya etkilemiyor olsa da geriplanda bulunan ama "mutfakta piþmekte"olan þeyler ortaya çýkacaktýr. Bunu yaparakeylem halindeki özgür iradeyi göre-bilirsiniz.

Geçen haftaki celsede anlattýðýmýz bazýþeyleri yineleyerek ve celseyi devam ettire-rek baþlayacaðým. Bugün size beþ maddelik2013 Yaþlý Ruhun Alet Kutusundan bahset-mek istiyorum. Baþka bir ifadeyle, sizebakmanýz gereken beþ maddeyi söyleye-ceðiz. Bunlar bazýlarýnýzýn ihtiyaç duy-duðu, bazýlarýnýzýn ise ihtiyaç duymadýðýþeyler olacaktýr. Ayrýca biz bu odada bulu-nanlardan daha fazla sayýda dinleyici veokuyucumuz olduðunu da biliyoruz. Bunupek çok kez söyledik: Eðer þu anda bunuokuyor veya dinliyorsanýz, saatinizin veyatakviminizin ne gösterdiðinin hiç önemiyoktur çünkü biz sizin kim olduðunuzubiliyoruz. Bu mesajý dinleyen evrimleþmiþruhunuzun potansiyellerini biliyoruz ve opotansiyel tam gözümüzün önünde duru-

Page 44: YENÝ BÝR BÜTÜNCÜL BAKIÞ AÇISIınları.com/arsiv/1303Dergi.pdf · Atatürk'ün, Türklerin ve Türkiye'nin kaderini deðiþtiren büyük kur-tarýþýna ve devrimlerine bakarak

SEVGÝ DÜNYASI42

yor. Biz sizin yüksek benliðinizle temashalindeyiz ve sizin planýnýzý biliyoruz.Sizin bir þey yapabileceðiniz veya yap-mayabileceðiniz baðlamýndaki öncedenbelirlenmiþ tutumunuzun farkýndayýz.Biz onu da biliyoruz. Bu nedenle, eðerbu mesajý dinliyorsanýz, tam da olmanýzgereken yerdesiniz demektir.

Yolu Açmak

Ýþaret noktasýnýn (2012) geçilmesindenhemen sonra olmasý önceden planlanmýþolan pek çok þeyin olmasý beklenmektedir.2012 enerjisi içinde büyük miktarda korkutaþýyordu ve artýk bu durum geridekalmýþtýr. Dolayýsýyla, enerjilerin oyunsahasýnda bir temizlenme, açýlma olduðunusöyleyebilirsiniz. Size ezoterik (batýni)olarak görünebilecek olan þeylere bir gözattýðýnýzda, deðiþimin belirli özeliklerininonurlandýrýlmakta olduðunu görürsünüz. Þuanda bu ekinokslarýn (gündönümlerinin)devinimi ve orta nokta olmaktadýr. Siz þuanda geçiþin ortasýnda bulunuyorsunuz vebu yeni enerjiye geçiþi deneyimlerken sizinalet kutunuzda ihtiyaç duyacaðýnýz beþmaddeyi sunuyoruz.

Tolerans

Bir numarada hoþgörü (tolerans) bulun-maktadýr. Þimdi yaþlý ruhlara hitap ede-ceðim ve hoþgörüden söz ettiðimde özellik-le yaþlý ruhlara hitap ediyorum. Yaþlý ruhsen çok uzun süreyle çok hoþgörü sahibioldun. Eski enerjiye karþý hoþgörülüdavrandýn ve hiçbir ortak noktan olma-masýna raðmen pek çok þeyle birliktevarolmayý baþardýn. Þimdi artýk yaþlý ruh-lardan birbirlerine karþý hoþgörülüolmalarýný istiyorum çünkü bazýlarýnýz bun-

dan sonra olacak þeylerden pek hoþlan-mayabilir. Bazýlarýnýz gelenekten ayrýlacakve diðerlerini kýzdýracaktýr.

Bunu açýklamanýn en iyi yolu bir örnekvermektir: Diyelim ki, siz otuz yýldan beriþifacýsýnýz ve iþe yarayan bir usûlünüz var.Sizin kullandýðýnýz enerjiler var ve siz neyaptýðýnýzý gayet iyi biliyorsunuz.Birdenbire etrafýnýzdaki enerjinin temelözellikleri deðiþmeye ve baþkalaþmayabaþlýyor. Bu zamana kadar yapmaktaolduklarýnýzýn ve size öðretilmiþ olanlarýnesasý deðiþmeye baþlýyor.

Ancak siz böyle bir deðiþime hiç katýl-mayacaksýnýz çünkü bazý þeyler yýllardanberi sizin lehinize çalýþmýþtýr. Size göredoðru olan ve size rahatlýk saðlayanþeylerde deðiþim olduðuna inanmak iste-meyeceksiniz. Yaþlý bir ruh olarak sahipolacaðýnýz peþin hüküm ve eðilim açýktýr.Siz, "Bu doðru olamaz. Filaný veya filanýyapmak gerekir. Ben yýllardan beri böyleyapýyorum ve Ruh her zaman tüm yaptýk-larýmý onurlandýrmýþtýr" diyeceksiniz.

Neyin ne olduðunu nasýl bileceksinizöyleyse? Deðiþimler olduðunu size nelergösterecektir? Ýlk yapacaðýnýz þey belirliusûllerle yapýlmasýna alýþtýðýnýz her þeydehoþgörüyü öne çýkarmaktýr çünkü ilkdeðiþime uðrayan þeyler bunlar olacaktýr.Bundan sonraki adým da yeni ve sezgiselgüçlere yönelmek olacaktýr.

Ruhsal iþinizde aldýðýnýz sezgiseliþaretler bu süreç içinde ne yapmanýzgerektiðini söyleyecektir ve yýllardan beriçalýþmalarýnýzda kullandýðýnýz sezgiseliþaretler bundan böyle de güvenmeyedevam edeceðiniz iþaretler olacaktýr.

Page 45: YENÝ BÝR BÜTÜNCÜL BAKIÞ AÇISIınları.com/arsiv/1303Dergi.pdf · Atatürk'ün, Türklerin ve Türkiye'nin kaderini deðiþtiren büyük kur-tarýþýna ve devrimlerine bakarak

43SEVGÝ DÜNYASI

Medyum bile artýk iþini yaparken kullan-masý gerekecek olan yeni paradigmalarolduðunu görecektir. Çünkü yeni enerjiylebirlikte insan bedeniyle, sizin deyiminizlezeki beden, Yüksek Benlik bedeni arasýn-daki iliþki deðiþmeye baþlayacaktýr (bun-larýn birbirleri ile kullandýklarý iletiþimdebir yeniden ayarlanma). Ama birçoklarýyeni olan hiçbir þeyi dinlemeyecektir vefarklý olabilecek olan hiçbir þeyin "dalgaboyuna" ayarlanmayacaklardýr.

Bedensel siz ile zeki siz arasýnda sizinnötr (tarafsýz) diyebileceðiniz ve kuantumdurumda olan yollar inþa edilecektir. Bubazýlarýnýzýn kendi hücresel yapýnýzlakonuþabileceðiniz ve oradan geri bildirim-ler alacaðýnýz anlamýna gelmektedir.Örneðin, kinesiyoloji (kaslardaki enerjiakýmý dengelenmesi) ile uðraþanlar içindeyer alan bazýlarý, "Hayýr, hayýr böyleolmaz. Bunu yapmanýn usûlleri vardýr veonyýllardan beri iþleri bu usûlleri kulla-narak yapýyoruz. Kullanýlmasý gerekenusûller bunlardýr" diyeceklerdir. Daha gençbir Iþýk Ýþçisi ise, "Doðrusu ben bunu farklýþekilde ve sizin eskiden kullanmýþolduðunuz usûllerin hiçbirini kullanmak-sýzýn yapabilirim" diyebilecektir.Dolayýsýyla, bazýlarýnýz yeni ve eskidenkullanmýþ olduklarýnýzý deðiþtiren usûllerve süreçler baðlamýnda daha hoþgörülü veaçýk fikirli olmak zorunda kalacaksýnýz.Eðer bunu yapamazsanýz, bu dünya geze-geninin evrimini yavaþlatacaktýr çünküböyle bir durumda yaþlý ruhlar ile onlarýninançlarý arasýnda "eski ve yeni metafizik"þeklinde ayrýþma bile olabilir.

Yýllardan beri kullanagelmekteolduðunuz süreçlerin, usûllerin, öðretilerinve sistemlerin parçasý olanlar için sizden

hoþgörü bekliyoruz. Ýnancýnýza görebelirlediðiniz kendi gerçeðiniz hakkýndayargýlama yapmadan veya eleþtirelmahiyette konuþmadan önce evrimleþmekteolan dünyanýn ne kadar güzel olduðunugörün. Size her zaman yapabileceðinizisöylediðimiz þeyleri artýk talep etmeyebaþlayacak veya baþlamýþ olan yaþlý ruhungüzelliðini görün. Ortaðým 23 yýldan berineyin mümkün olabileceðini söylüyor.Þimdi artýk bunu yapabileceðiniz durumunzirvesine çýktýnýz. Bu birinci maddeydi.

Sabýr

Aynen geçen hafta söylemiþ olduðumuzgibi, þimdi de ayný þeyi ifade edeceðiz:Sabýr. Size sözünü ettiðimiz özellikler içinbelirli bir süre gerekir. Geçen hafta sizeekininin tohumlarýný attýktan sonra dahaertesi gün onlarýn büyümelerin izlemek içintarlasýna giden ama tabii ki, büyüme süreciçok yavaþ ilerlediði için hiçbir þey göre-meyen amatör çiftçiden söz etmiþtik. Ýþteher þey bundan böyle bu þekildegörünecektir, çok yavaþ. Haberleri izleye-ceksiniz, hükümetinizin icraatlarýnýgözlemleyeceksiniz, dünyaya bakacaksýnýzve bazýlarýnýz, "Doðrusu pek o kadar fazladeðiþiklik göremiyorum" diyeceklerdir.Durum aynen tohumlarda olduðu gibidir vekýsa sürede pek bir þey göremezsiniz. Onunyerine bilinçte yavaþ, metodik ve tutarlý birdeðiþim yer alýr. Bu deðiþimlerden bazýlarýeski enerjiler ölmeden görünür olmaz.Bazýlarý ise eski enerji baðlamýnda yetkiliolanlarýn bu yetkilerini kaybetmelerindensonra ancak gerçekleþtirilecektir. Bazýdeðiþimler gençler liderlik konumunagelmelerinden önce açýða çýkmayacaklardýrve þu anda bazýlarýnýz, "Kryon, bu iþlerçok, çok uzun sürüyor" demektedir.

Page 46: YENÝ BÝR BÜTÜNCÜL BAKIÞ AÇISIınları.com/arsiv/1303Dergi.pdf · Atatürk'ün, Türklerin ve Türkiye'nin kaderini deðiþtiren büyük kur-tarýþýna ve devrimlerine bakarak

SEVGÝ DÜNYASI44

Sizin alet kutunuzla yapmanýzý iste-diðimiz þey sizin yaþlý ruh olarak buradabulunma nedeninizin bitkilerin büyümeleriiçin gýda ve ýþýk olduðunuzu anlamanýzdýr.Þimdi aniden her þeyden vazgeçip, "Benyeterince bekledim ve artýk bir 18 yýl dahaayný þeylere tahammül etmeye niyetimyok" diyemezsiniz. Olayý þu þekilde can-landýrýn zihninizde sevgili varlýklar: Þimdiartýk tohumlarý sulamak için su tenekesinesahipsiniz. Oysa 2012'den önce tohum bileyoktu. Eski enerjiler giderek azalmakta veþimdi siz yalnýz tohumlara sahip olmaklakalmýyorsunuz, su tenekesi bile elinizinaltýnda. Öyleyse artýk her sabah kalkýpsulama iþini yapabilirsiniz.

Dinleyin: Sizden sonra gelenler ekinlerigeliþmiþ ve hazýr olarak görebilecekler. Busizin alet kutunuzdaki bir sonraki alettir,anlayamadýðýnýz þeyler için anlayýþ ve hoþ-görü göstermek. Yeni bir paradigmada bun-lar sizin beklemediðiniz þeyler olacaktýr vesiz bunlara bakýp, "Asla olmaz" diye-bilirsiniz.

Tutum Ayarlama

Üçüncüsünden söz edeyim: Tutumayarlama. Bazýlarýnýz Kryon'un eskidensöylemiþ olduðu bazý þeyleri biraraya geti-rerek anlamaya baþlýyorsunuz. Ben yýllar-ca önce ancak þimdi olgunluða ulaþmýþolan bazý bilgileri aktarmýþtým ve siz o za-man anlamadýðýnýz þeyleri þimdi yeni yenianlamaya baþlýyorsunuz. O zamanlar sizedemiþtik ki, "Herkes herkesle konuþmayabaþladýðýnda ortada gizli saklý kalmaz."Þimdi içinde yaþadýðýnýz dünyada bu artýksosyal að içinde baðlantýlý olmak þeklindenitelendiriliyor. Bu terim daha ortadayokken ben size bundan söz etmiþtim.

Dünyada bir gün herkesin birbiri ile anlýkolarak temas kurabileceðini söylemiþtim.Bunun eski iletiþimin eski paradigmalarýnýnasýl iþe yaramaz hale getireceðini göre-biliyor musunuz? Bunun doðru olmayanbilgilerin etkisini nasýl azaltacaðýný farkedebiliyor musunuz? Herkes herkeslekonuþabildiði zaman, iþte þimdi olan budur.

Teknoloji size bir þeyin baþlangýcýsaðlamýþtýr ve bazýlarýnýz, özellikle dahayaþlý olanlarýnýz, buna bakmakta ve bunun-la hiçbir ilgisinin olmasýný istememektedir.Bu kiþiler, "Tüm bu teknoloji iþi sadecegençlerin geçici hevesinden baþka bir þeydeðildir" demektedir. Ben sizlerin tutu-munuzu buna uygun olacak þekilde ayarla-manýzý istiyorum. Býrakýn gençler sizebunun nasýl kullanýlabileceðini ve anlýkolarak kaç kiþiyle birden konuþabilecekleri-ni göstersinler ve öðretsinler. Býrakýn onlarsize bir yere yerleþtirmiþ olduklarý bir bil-giyi diðerlerine iletmek istedikleri zamanneler olduðunu ve bu bilginin yüzlercekiþiye birden nasýl gönderildiðini göstersin-ler. Bu insanlarýn birbirleri ile iletiþimindekullanacaklarý yeni paradigmadýr.

Size tüm bunlarýn sonuçta nereye götüre-ceðini söylemek istiyorum çünkü sosyal aðiletiþiminin sýnýrlarý yoktur. Genç bir Ýsrail-li, genç bir Ýranlý veya genç bir Filistinli ilesosyal að cihazlarýnda görmüþ olduklarý birþey hakkýnda konuþursa ne olur? Fikirlerþimdiye kadar hiç olmadýðý kadar sýnýrlarýaþarak uçarlar. Yüzlerce insanýn anlýkolarak birbiri ile görüþebildiði ortamlarda,belki de bunun önceden asla mümkünolmadýðý bir ülkede, arkadaþlarýn birarayagelmesi sonucunda neler olur acaba?Sonuç? Bu birbirleri hakkýnda sadece uzak-tan bir þeyler duymuþ veya baþkalarý

Page 47: YENÝ BÝR BÜTÜNCÜL BAKIÞ AÇISIınları.com/arsiv/1303Dergi.pdf · Atatürk'ün, Türklerin ve Türkiye'nin kaderini deðiþtiren büyük kur-tarýþýna ve devrimlerine bakarak

45SEVGÝ DÜNYASI

tarafýndan bir þeyler anlatýlmýþ olanlararasýnda anlayýþ köprüleri kurulmayabaþlanacak ve kurulmaya devam edilecek-tir. Zira þimdi insanlar birbirlerini göre-bilmekte, duyabilmekte ve aslýnda hepsininde ayný þeyi istediðini bilmektedir.

Bu iletiþimin yeni paradigmasýdýr amabunun da ötesinde geleceðin yöntemiolmaktadýr ve bu yöntemle herkes her þeyidoðru olarak ve anýnda öðrenebilmektedir.Ýþte bu husus dünyada barýþýn gerçekleþme-si için katalizörlerden biri olacaktýr.

Sevgili varlýklar, burada derhal gözeçarpandan daha fazlasý vardýr ve sizin tutu-munuz her þeydir. Zira siz bunlarýn hepsinebakar ve "Bu sadece geçici bir hevestir veaslýnda gençlere mahsustur" derseniz, eðersiz buysanýz, o zaman olayý tamamenýskalýyorsunuz demektir. Genç insanlarýnsize neler yapabileceklerini açýklamasýnave kafanýzýn içindeki elektrik ampulününyanmasýný saðlamasýna izin verin çünküinsan neslinin evrimi meydana çýkmýþtýr vebir daha ortadan kaybolmayacaktýr. Eðersiz bunlardan hoþlanmýyorsanýz, sosyal aðiletiþimi sizin için sadece daha kötüyegidiþin vesilesi olacaktýr. Bunu esprili vealaycý bir tavýrla söylüyoruz.

Uzak olmayan bir gelecekte bu her þeyinyolu ve yordamý olacaktýr. Bir münzeviolmak artýk imkânsýz olacaktýr. Mümkünolabileceðini düþündüðünüzden çok dahafazla sayýda arkadaþýnýz olacaktýr. Sizdenbeklemenizi istediðimiz þeyler bunlardýrama bunu becerebilmeniz için her þeyefarklý gözlerle bakmanýz ve uyum saðla-manýz gerekecektir.

Fiziksel Beden

Dördüncü madde fiziksel bedeninizdirçünkü bu yeni enerjide o da yenidenayarlanmak durumundadýr. Dolayýsýyla, sizne isterseniz isteyin, beden bunu yapacak-týr. Sizler burada kalma niyetinizi açýk-ladýnýz sevgili varlýklar. Bu nedenle deiçinizde kimyasal deðiþiklikler olmasý içinizin de vermiþ oldunuz. Bazýlarý için buhastalýk anlamýna gelmektedir ama gerçek-te hastalýk deðildir. Bu durum sadece geçicikimyasal dengesizliktir. Bu noktadanhareketle bazýlarýnýzýn fiziksel zorluklarolarak adlandýracaðýnýz aþamalardan geçe-ceðinizi söyleyebiliriz. Þu anda bunudinleyenler ve okuyanlar arasýnda bu aþa-mada bulunanlar vardýr. Eðer siz de bunlar-dan biriyseniz, bunun ne olduðunu anlýyor-sunuz demektir.

Bu bazý yönlerden sizin düþündüðünüz-den daha hýzlý bir evrim olacaktýr. Zira buburada kalmayý ve bu yeni paradigmayageçmeyi seçmiþ olanlarý etkileyecektir.Bu yeni enerjinin içine girmek zordur.Bedeniniz yeniden ayarlanýrken, bedenkimyanýz üzerinde baský oluþacaktýr.Bunlar olduðunda benim ne demek iste-diðimi anlayacaksýnýz. O zaman sakýn olaki korkmayýn. Ýþte size bir meydan okuma:Dengesizliði coþku ile karþýlayýn.Dengesizliðin sizin adalelerinizde,baðýrsaklarýnýzda veya baþka bir yerdeolmasýndan baðýmsýz olarak sizi, "Teþekkürederim Tanrým. Ben yeniden ayarlanýyorumve nedenini de biliyorum" demeye davetediyorum. Sizlerin burada kalmanýz vebitkilere su vermeniz gerekmektedir.Benim ne demek istediðimi kýsa süreiçinde anlayacaksýnýz çünkü çok beklen-medik þeyler olacak.

Page 48: YENÝ BÝR BÜTÜNCÜL BAKIÞ AÇISIınları.com/arsiv/1303Dergi.pdf · Atatürk'ün, Türklerin ve Türkiye'nin kaderini deðiþtiren büyük kur-tarýþýna ve devrimlerine bakarak

SEVGÝ DÜNYASI46

Ýþlerin Yapýlýþ Þeklinde Deðiþiklik

Beþinci maddede çok dikkatli olacaðým vemedyumluk yapma paradigmasýnda birdeðiþiklik yapacaðým. 23 yýldan beri sizinetrafýnýzdaki potansiyeller çorbasýndaokuduðumuz ve varolan en yüksek olasýpotansiyeli söyleyegeldik. Bunlar bir zamansonra sizin gerçekliðiniz oluyordu çünkü sizinözgür iradeniz vardýr ve biz sizin ne iste-diðinizi biliyoruz. Biz potansiyellerin neolduðunu biliyoruz çünkü biz peþin hüküm-lerin ve eðilimlerin ne olduðu biliyoruz ve bizinsanlýðý bir bütün olarak görüyoruz. Potan-siyeller enerjidir ve bu bize bu potansiyellerlenasýl çalýþtýðýnýz temeline dayalý olarak sizingeleceðinizi tahmin etme ve ileriye yansýtmayeteneði baðýþlamaktadýr. Bunu çok uzunzamandan beri yapmaktayýz. 23 yýl önce sizepotansiyel olarak olmasý ihtimali yüksek olanþeyleri söylemiþtik ve þimdi o zamansöylediklerimiz sizin gerçeðiniz oldu.

Ama þimdi bu senaryoyu bir tarafa býraka-caðým ve size dünyada en güçlü olmayan birpotansiyelden söz edeceðim. Size seçim hakkýolan bir insandan söz edeceðim. Potansiyelsadece % 50 dir. Ama size sizin hiç bek-lemediðiniz bir potansiyeli söyleyeceðim. Budeðiþmeye baþlamýþ olan bir paradigmadýr.

Gelin Kuzey Kore hakkýnda konuþalým.Orada yeni ve genç bir lider var. Onun bucelseyi herhangi bir zamanda duyma ihtimalineredeyse sýfýrdýr ve onun için de ben bukonuda serbestçe konuþabilirim.

Bu kiþi þu anda bir ikilem ile karþýkarþýyadýr çünkü gençtir ve ülkesindeki ener-jilerdeki farklarý bilmektedir. Bunu hisset-mektedir. Ölmüþ olan babasýnýn tüm mirasý

onun omuzlarýndadýr ve etrafýndaki herkesonun soyunun kopyasý olmasýný beklemekte-dir. Kendisine öðretilmiþ olan ve KuzeyKore'yi büyük yapan þeyleri aynen devamettirmesi beklenmektedir kendisinden.

Ama artýk o bunlarý yeniden gözdengeçirmeye baþlamýþtýr. Gerçekten de büyükbir lider olmak, duyulmak ve görülmek veKuzey Kore tarihine damgasýný vurmak iste-mektedir. Babasý ona bunun çok önemliolduðunu söylemiþti. Þimdi þu husus üzerindedüþünmektedir: Bir dünya liderini büyükyapan nedir?

Þimdi ayný soruyu çok eski olmayan birgeçmiþte eski dünya paradigmasý içindeyaþamýþ olan birine soralým. Bu kiþi biruzmandýr ve çok baþarýlý olmuþtur. Eskidenyaþamýþ ve durumu bilen birine sormakgeçerli bir egzersizdir. Bu soruyu sizin detanýdýðýnýz bir kimse olan Napoleon'a sora-caðýz. Bizim için bu daha dün olmuþtur vebazýlarýnýz oradaydýnýz.

Eðer Napoleon'a "Bir dünya liderini büyükyapan nedir?" diye sorsaydýnýz, size "ordusu-nun büyüklüðü, sýnýrlý miktardaki maddi veinsan kaynaklarýyla ne kadar büyüklüktekitopraðýn etkili bir þekilde fethedilebileceði,kaç vatandaþýn onu imparator veya kral ola-rak adlandýrýp kabul ettiði, salabileceði vergi-ler ve kimlerin ve kaç kiþinin ondan korktuðutemeline dayalý olarak bir dünya liderinin nekadar büyük olduðu belirlenir" derdi. Busadece Napoleon'un gerçekliði olmaklakalmýyordu, ayný zamanda haklýydý da çünküparçasý olduðu enerji bakýmýndan da bu cevapdoðruydu. Bu nedenle de Napoleon dünyalideri, general ve mahkûm arasýnda gidipgeldi. Yapmayý amaçladýðý þeylerin büyük

Page 49: YENÝ BÝR BÜTÜNCÜL BAKIÞ AÇISIınları.com/arsiv/1303Dergi.pdf · Atatürk'ün, Türklerin ve Türkiye'nin kaderini deðiþtiren büyük kur-tarýþýna ve devrimlerine bakarak

47SEVGÝ DÜNYASI

çoðunluðunu baþardý. Uzmanlýk alaný belliydive ismini bu güne kadar hatýrlamaya devamediyorsunuz. Büyük þöhret sahibi olmuþtu.

Bir dünya liderini büyük yapan nedir? Sizegöstermeye çalýþtýðým þey o zamanla þimdikizaman arasýndaki düþünce farklýlýðýdýr. Eðeristerse bu gezegende her þeyi deðiþtirmepotansiyeline sahip olan ve evrim geçirmekteolan bu genç insanýn yapabileceði seçimlervardýr. Bu adamýn babasý ona bir dünya lideri-ni büyük yapan þeyin onun füzelere dayalýgücünün veya nükleer silaha sahip olmaya nekadar yakýn olduðunun veya batýlý güçlerekarþý nasýl kafa tuttuðunun veya küçük birülke olarak dramlarý nasýl büyütmeye vekarýþtýrmaya devam ettiði hususunun - yanidikkat çekme ve korku salma hususunun -büyük dünya lideri yapmaya götüren yoluntaþlarý olduðunu söylerdi. Babasý ona bununonun soyunun mirasý olduðunu söylerdi vezaten tüm hayatý boyunca ona söylenen debuydu. Onun babasý bunu gayet iyi yaptý veçevresini böyle düþünen danýþmanlarladoldurdu ve ayný danýþmanlar þimdi onunoðlunun yanýnda yer alýyorlar.

Þimdi bu konuda bir þeylerin olma potan-siyeli yüzde ellilik þansa sahiptir ama bunungüçlü bir potansiyel olmadýðý açýktýr sevgilivarlýklar. Ben bu konuyu açtým çünkü sizlerbu durumun hangi yönde geliþeceðini göre-ceksiniz. Eðer oðul babasýnýn ayak izlerinitakip ederse, baþarýsýzlýk mukadder olacaktýr.Dünyadaki enerji bu tutumu eski olarak nite-lendirecek ve o da bir aptal muamelesi göre-cektir. Ama eðer bu genç adam meseleyiçözebilirse, o zaman gezegendeki en meþhurinsan olacaktýr ki, zaten bu da onun babasýnýnasýl istediði þeydi.

Eðer Kryon bu adama tavsiye verme duru-munda olsaydý, ona þunlarý söylerdi. O þimdi-ki dünyanýn gördüðü en büyük lider olabilirçünkü onun þimdi yapacaðý þey dünya tarafýn-dan eski yöntem ve usûllerden ayrýlma vekavþak noktasý olarak görülecektir. Bunun daötesinde, böyle bir þey yapmasý halinde, busonsuza kadar tarih kitaplarýnda yer alacaktýrve genç olmasý nedeniyle onun gezegendekidiðer tüm liderlerden daha uzun yaþama þansývardýr. Bu da onun þimdiye kadar olanherkesten daha uzun süre ile þöhret sahibiolacaðý anlamýna gelmektedir.

Ona þöyle söylerdim: Sýnýr muhafýzlarýnaevlerine gitmelerini söyle. Güneyi selâmla veþimdiye kadar hiç kimsenin aklýna gelmemiþþekilde Güney ile Kuzeyi birleþtirmeye baþla.Ýki ülkenin iki ayrý varlýk olarak kalmalarýnaama büyük Kore aileleri olarak serbest tica-rete ve tam seyahat özgürlüðüne izin ver. Batýile ittifak kurmaya baþla ve bunu ciddiye aldý-ðýný onlara göster. Füze programlarýndan vaz-geç çünkü nasýlsa ona ihtiyacýn olmayacak.

Tüm bunlar Kuzey Kore halkýna onlarýn hiçbeklemedikleri bir bolluk getirecektir. Büyükekonomik desteðe, okullara ve hastaneleresahip olacaklar ve müthiþ liderleri için herzamankinden fazla saygý olacaktýr. Sonuçbabanýn asla sahip olmadýðý þan ve þöhreteoðlun sahip olmasý olacaktýr ve bu yüzlerceyýl boyunca dünyada konuþulacaktýr. Bunungerçekleþmesi oðul Birleþmiþ Milletler genelkuruluna girerken tüm delegelerin onu ayaktaalkýþlamalarý sonucunu doðuracaktýr. Ona þusoruyu sorardým, "Böyle bir þey hoþuna git-mez miydi?"

Bu çoðunuza çok aþikâr bir husus olarakgörünmüyor mu? Bu kiþi anýnda þöhret sahibi

Page 50: YENÝ BÝR BÜTÜNCÜL BAKIÞ AÇISIınları.com/arsiv/1303Dergi.pdf · Atatürk'ün, Türklerin ve Türkiye'nin kaderini deðiþtiren büyük kur-tarýþýna ve devrimlerine bakarak

SEVGÝ DÜNYASI48

olurdu ve fark yaratan ve hayret uyandýrýcýbir þey baþlatan bir kiþi olarak görülürdü. Onuizleyin. Seçim hakký var ama olay hiç de okadar basit deðil. Hâlâ babasýnýn danýþmanlarývar etrafýnda ama onlardan birini uzaklaþtýrdý.Bu iþi baþarabilir de, baþaramayabilir de.Yüzde ellilik bir þansý var. Ama size söyleye-bilirim ki, eðer þimdiki lider bunu becere-mezse, ondan sonraki becerecek. Durum bukadar açýk.

Size bunlarý söyledik çünkü bu insantürünün evrimidir. Her þeyi birbirinden ayýr-mak veya fethetmek yerine her þeyi birarayagetirmenin en iyi çözüm olduðu tedricen veyavaþça anlaþýlmaktadýr. Ödün verilmesineönayak olanlar ve bundan önce hiç buradabulunmamýþ olan enerjileri yaratanlar sizlerve herkes tarafýndan hatýrlananlar olacaktýr.Sevgili varlýklar, bunlar liderler arasýnda,siyasette ve iþ yaþamýnda olacaktýr. Bu yeniparadigmadýr.

Bu özel alet þudur: Sizin iþ gördüðünüdüþündüðünüz gerçekliðin belki artýk iþeyaramadýðýnýn farkýna varýlmasý. Ama eðerenerji deðiþiminin ne olduðunu biliyorsanýz,siz hâlâ bilmediðiniz þeylerin gelmesiyle ilgiliplanlar yapabilirsiniz.

Size ileride geniþleyeceði ve dolayýsý iletrafiðin de rahatlayacaðý söylenmiþ olan biryolda araba sürmeye benzer bu iþ. Size busöylenene inanýrsýnýz, bunu bilirsiniz ve onagöre hazýrlýk yaparsýnýz. Geniþlemenin nezaman ve nerede olacaðýný bilmezsiniz amagerçekleþtiðinde hazýr olursunuz, rahatlayýpderin bir nefes alýrsýnýz ve "Böyle olacaðýnýbiliyordum." dersiniz.

Bununla kapatýyoruz. Þimdi dünya bu genç

adamýn ne yaptýðýný izlerken siz de izlemeyedevam edin. Eðer yeni enerjiyi aslýndavarolan yeteneðine uygun olarak görebilecekkadar akýllý olursa, belki de dünyanýn en fazlasevilen lideri olacaktýr. Yaþýnýn çok ötesindeakla sahip olan bir kiþi olarak görülecek veþimdiye dek kimseye nasip olmamýþ olan þanve þöhrete sahip olacaktýr. Ama eski enerjiçok güçlüdür, dram ve korku hâlâ geçerlidir.

Ýnsanlar yavaþ yavaþ birliðin her þeyincevabý olduðunu görüp anlamaya baþlaya-caktýr. Düþmanlarýn düþmanlarla birleþmesine kadar zor olursa olsun, bu onlarýn yaþam-larýný devam ettirmelerini saðlayacak. Amaiþleri eskiden olduðu gibi deðiþmeden devamettirmeye çalýþmak ise ölüm anlamýna gele-cektir. Eski enerji bundan böyle eski yol veyöntemleri desteklemeyecektir. Buna dikkatederek etrafý izleyin. Pek de uzun olmayan birsüre sonunda bu olacaktýr.

Oturumu bundan önce olduðu gibi kapata-caðýz. Sevgili insan, görmek üzere olduðunþeyler seni korkutmasýn çünkü eski enerji çýr-pýnýp mücadele edecek ve zor ölecek vekolayca ve baþýný öne eðmiþ olarak günbatýmýna gitmeyecektir. Savaþacaktýr. Bunusize bir mecaz (metafor) olara söylüyorum.Bunu göreceksiniz ve gördüðünüzde de bile-ceksiniz. Onun için onu anlayýn ve ondankorkmayýn.

Dünya sanki gölgelerden Güneþe çýkmýþgibi yeni bir enerjiye doðru ilerlerken, biryeniden ayarlanma ve uyum süreci olacaktýr.Tepedeki þehir yavaþça açýða çýkmaktadýr:Yeni Kudüs (New Jerusalem).

Ve öyledirKRYON

Page 51: YENÝ BÝR BÜTÜNCÜL BAKIÞ AÇISIınları.com/arsiv/1303Dergi.pdf · Atatürk'ün, Türklerin ve Türkiye'nin kaderini deðiþtiren büyük kur-tarýþýna ve devrimlerine bakarak

DeðerliOkuyucularýmýzSevgi Dünyasý DergimizHaziran 2007 tarihindenbaþlamak üzere yalnýzcaabonelerimize ulaþmaktadýr. Bizlerle olmaya devam etmek istiyorsanýz,Haberleþme adresi: [email protected] içten sevgilerimizleSevgi Dünyasý

Adý, Soyadý: .....................................................Adres: .....................................................Posta Kodu: .....................................................Ýlçe: .....................................................Ýl: .....................................................Tel: .....................................................2013 yýlý için Tek Dergi fiyatý: 7 TL.Abone ücreti: Yurt içi (75 TL) ................

Yurt dýþý (90 TL) ................Posta Çeki No: 10214085 (Sevgi Yayýnlarý)Ýþ Bankasý IBAN: TR77 0006 4000 0011 0180 6837 24

“Lütfen Yeni Yýlda AboneliðiniziYenilemeyiUnutmayýnýz!..”

Page 52: YENÝ BÝR BÜTÜNCÜL BAKIÞ AÇISIınları.com/arsiv/1303Dergi.pdf · Atatürk'ün, Türklerin ve Türkiye'nin kaderini deðiþtiren büyük kur-tarýþýna ve devrimlerine bakarak