"yenİlgİyİ kabul edeceĞİz kİ baŞariya ulaŞalim"

2
24 OPTİMİST MART 2014 “YENILGIYI KABUL EDECEĞIZ KI BAŞARIYA ULAŞALIM” Drexel Üniversitesi’nde Biyomedikal Profesörü olan Banu Onaral, Türkiye’de biyoteknolojinin gelişmesi için önemli katkılar sağlayan bir bilim insanı. Onaral bilimsel araştırmaların ürüne dönüşümünde ekosistem inşasının önemine dikkat çekiyor. METİN UNDER Çalışma alanlarınızı öğrenebilir miyiz? Akademik araştırmalarım ultrason ve optik tabanlı biyomedikal sinyal işlemciliği ve kompleks sistemler ağırlıklı bilgi mühendisliğinde yoğunlaşıyor. Son yıllarda araştırma ekibimizle birlikte yükselen bir alan olan “işlevsel optik beyin görüntüleme” konusuna odaklandık. Beyin işlevlerini bir tenis bandını andıran giyilebilir/taşınabilir bir cihazla doğal ortamlarda takip etmek önemli araştırma ve klinik geliştirme fırsatları sunuyor. Anestezi altında hastanın ameliyat sırasında uyanmasından okuma veya dikkat özürlü çocukların bilişsel durumlarının takibine, şizofreni hastalarının tedaviye gösterdikleri yatkınlığı izlemekten pilotlar ve hava trafik kontrolörleri gibi yüksek bilişsel işyükü altında çalışanların performanslarını ölçmeye kadar geniş bir uygulama yelpazesinde çözümler üzerinde çalışıyoruz. Üniversite laboratuvarlarında geliştirilen biyomedikal teknolojilerin hızla ticarileşmesi konusunda, Ürüne Dönüşebilir Araştırma (Translational Research) akımının önderleri arasında sayılıyorsunuz. Ona şimdi “Girişimci Teknoloji Aktarımı” da diyoruz. Akademik dünyada gelişen bilginin riskinin azaltılarak başlangıç firmalarına, orta ölçekli ve büyük firmalara hızla aktarılıp sanayileşmesi konusunda çalışıyoruz. Bunun bir ihtiyaç olduğunu, görevimiz olduğunu anladık. Akademik dünyanın üç görevi var. Bilgi dağarcığına bilgi eklemek yani araştırmak, gelecek nesli yetiştirmek ve bilgimizi geliştirip topluma yarara ve mümkünse FOTOĞRAF: ÖZGÜR GÜVENÇ

Upload: optimist-dergi

Post on 06-Jul-2015

64 views

Category:

Health & Medicine


1 download

DESCRIPTION

Drexel Üniversitesi’nde Biyomedikal Profesörü olan Banu Onaral, Türkiye’de biyoteknolojinin gelişmesi için önemli katkılar sağlayan bir bilim insanı. Onaral bilimsel araştırmaların ürüne dönüşümünde ekosistem inşasının önemine dikkat çekiyor.

TRANSCRIPT

Page 1: "YENİLGİYİ KABUL EDECEĞİZ Kİ BAŞARIYA ULAŞALIM"

24OPTİMİST MART 2014

“YENILGIYI KABULEDECEĞIZ KIBAŞARIYAULAŞALIM”

Drexel Üniversitesi’nde Biyomedikal Profesörü olan Banu Onaral, Türkiye’de biyoteknolojinin gelişmesi için önemli katkılar sağlayan bir bilim insanı. Onaral bilimsel araştırmaların ürüne dönüşümünde ekosistem inşasının önemine dikkat çekiyor.

✎ METİN UNDER

Çalışma alanlarınızıöğrenebilir miyiz?Akademik araştırmalarım ultrason ve optik tabanlı biyomedikal sinyal işlemciliği ve kompleks sistemler ağırlıklı bilgi mühendisliğinde yoğunlaşıyor. Son yıllarda araştırma ekibimizle birlikte yükselen bir alan olan “işlevsel optik beyin görüntüleme” konusuna odaklandık. Beyin işlevlerini bir tenis bandını andıran giyilebilir/taşınabilir bir cihazla doğal ortamlarda takip etmek önemli araştırma ve klinik geliştirme fırsatları sunuyor. Anestezi altında hastanın ameliyat

sırasında uyanmasından okuma veya dikkat özürlü çocukların bilişsel durumlarının takibine, şizofreni hastalarının tedaviye gösterdikleri yatkınlığı izlemekten pilotlar ve hava trafik kontrolörleri gibi yüksek bilişsel işyükü altında çalışanların performanslarını ölçmeye kadar geniş bir uygulama yelpazesinde çözümler üzerinde çalışıyoruz.

Üniversite laboratuvarlarında geliştirilen biyomedikal teknolojilerin hızla ticarileşmesi konusunda, Ürüne Dönüşebilir Araştırma

(Translational Research) akımının önderleri arasında sayılıyorsunuz. Ona şimdi “Girişimci Teknoloji Aktarımı” da diyoruz. Akademik dünyada gelişen bilginin riskinin azaltılarak başlangıç firmalarına, orta ölçekli ve büyük firmalara hızla aktarılıp sanayileşmesi konusunda çalışıyoruz. Bunun bir ihtiyaç olduğunu, görevimiz olduğunu anladık. Akademik dünyanın üç görevi var. Bilgi dağarcığına bilgi eklemek yani araştırmak, gelecek nesli yetiştirmek ve bilgimizi geliştirip topluma yarara ve mümkünse

FOTOĞRAF: ÖZGÜR GÜVENÇ

Page 2: "YENİLGİYİ KABUL EDECEĞİZ Kİ BAŞARIYA ULAŞALIM"

25OPTİMİST MART 2014

ekonomik değere dönüştürmek. Araştırmacıların, araştırmalarını onlara değer katacak hukukçular, girişimciler, yatırımcılarla birlik olup mümkün olduğu kadar hızla topluma ulaştırması lazım. Onun önderliğini yaptım. Biyomedikal teknolojilerin ürüne dönüşebilmesi için ihtiyaçlar neler? Nasıl bir ekosistemvar olmalı?Ürüne dönüşme konusunda en zor sektörler havacılık, uzay ve sağlıktır. Bunun nedeni de çetin bir düzenleyici sistemin varlığı. Çözümünüzün çok güvenli ve etkin olması, bütün özelliklerinin de denenmiş olması lazım. Diğer yandan fikrin patent olarak hukuki koruması önemli. Akademik olarak risk kavramını hiç bilmezdik. Risk kavramını bilmiyorsanız çalıştığınız teknolojiyi ona göre yönlendirmiyorsunuz. Biz şimdi ticarileşme sürecinde bütün paydaşları birinci günden yanımıza alıyoruz ve onlarla birlikte riskleri azaltıyoruz. Seri girişimciler ya da melek yatırımcılar girişimciyle birlikte firmanın içine genellikle danışman olarak girerler, illa orayı yönetmezler. Hep birlikte çalışırlar ve onu ayağa kaldırınca hepsi kazanır. Bu düzenler dünyanın pek çok yerinde denenmiş. Türkiye o modellerin bir kısmını doğru, bir kısmını da anlamadan alıyor. O nedenle bazı mekanizmalar Türkiye’de çalışmayacak.

Türkiye’de biyoteknoloji girişimciliği potansiyeli var mı?Türkiye’de şu anda inanılmaz bir insan kapasitesi var. Bu konuları çalışmış insanlarla konuştuğumda eyleme geçmediklerini görüyorum çünkü

risk alma konusunda tereddütler var. Risk alanı yermek yerine ona saygıyla bakmak vakit alacak. Bir iki denemeden önce başarılı olmak çok zor. Yenilgiyi kabul edeceğiz ki başarıya ulaşalım. Türkiye’de sanki bilmecenin ufak öbekleri çözülmüş ama kimse daha tüm bilmeceyi çözmemiş durumda. Bu işi evrensel düzeyde bilenler ve yapanlar var ama çok az sayıda. İşe kalkışanların sayısı arttıkça, birbirini tamamlar hale geldikçe Türkiye süratle biyomedikal ve biyoteknolojide atılım yapacaktır. Pek çok gencimiz o yüzden yurtdışında. Yurtdışındaki müthiş beyin gücü biyoteknoloji ve biyomedikal teknolojilerde şu anda. Bütün çalıştığım teknoparklar, destek verdiğim bütün yerel inovasyon girişimlerinde esas hedefim bu gençlerin dönmeleri ve döndüklerinde hemen verimli olacakları ortamlar hazırlamak. Türkiye tam bir kırılma noktasında. Dört, beş senedir bunun farkındayız. 2005’lerde bu farkındalık ortaya çıkarken öne atılıp başarılı olan genç insanlar başkalarını gönüllendirmek peşinde. Bizler de başka bir dünyada o işi yaptığımız için o dünyanın yöntemleri konusunda o gençlere biz destek veriyoruz. Temel ilkeler aynı ama uygulamalar, yöntemler çok farklı. Sadece İstanbul, İzmir’den de bahsetmiyorum, bütün Anadolu’dan

bahsediyorum. Türkiye birçok konuda 40-50 senedir durgun bir dönem geçiriyor. Bu dönemi kapatması için dalgaları çok hızla yakalayıp zamanın ötesine atlaması lazım.

Türkiye için hangi alanlarfırsat olabilir?Biyotekstil, beyin işlevleri... Biyoenformatik Türkiye’de çok hızla gelişebilir çünkü müthiş bir bilişim dünyası var. E-sağlık, evde sağlık konularında Türkiye müthiş atılımlara zaten başlamış, bunlar daha da artabilir.

“İşe kalkışanların sayısı arttıkça, birbirini tamamlar hale geldikçe Türkiye süratle biyomedikal ve biyoteknolojide atılım yapacaktır”

Drexel Üniversitesi’nde Biyomedikal Mühendisliği, Bilimleri ve Sağlık Sistemleri Fakültesi’nin Kurucu Dekanı Prof. Banu Onaral, aynı zamanda Pennsylvania eyaletinin Toplumsal ve Ekonomik Kalkınma Kurumu’nun işbirliği ve desteğiyle yöresel

“Sağlıkta Yenileşim Ortaklığı” stratejik planlama çalışmalarını yürütüyor. Türkiye’de yöresel yenileşim hareketlerini (İnova, İnoviz, İnovita) ve Teknopark İstanbul’un kuruluş çalışmalarını uluslararası onursal baş danışman olarak destekliyor.

Prof. Banu Onaral