yerel zemİn koŞullarinin belİrlenmesİnde …kocaeli2007.kocaeli.edu.tr/kocaeli2005/deprem... ·...

11
YEREL ZEMİN KOŞULLARININ BELİRLENMESİNDE MİKROTREMOR ÖLÇÜMLERİNİN KULLANILMASI: ADAPAZARI ÖRNEĞİ Bilge SİYAHİ 1 , Murat Ergenekon SELÇUK 2 [email protected] , [email protected] Öz: Bu çalışmada Adapazarı bölgesinde zemin büyütmesine göre mikrobölgeleme çalışması yapılabilmesi için 220 adet mikrotremor kaydı kullanılmıştır. Analizler basit olarak, mikrotremorların yatay bileşeninin düşey bileşenine oranı olarak adlandırılan Nakamura yöntemine göre yapılmıştır. Data işlenmesinde, uygun kalitede data kullanabilmek için, kayıtlar içinden 100 saniyelik beş ayrı bölüm seçilmiş, %10 cosine window ve 0.15Hz-10Hz bandpass filtreleriyle gerekli düzeltmeler sonucunda elde edilmiş, nihai sonuçlar Fourier genlik spektrumları hesaplanarak H/V oranı (Nakamura yöntemi) ile zemin büyütmeleri ve zemin hakim periyotları bulunarak elde edilmiştir. Mikrotremor çalışmaları yapılan yerler 500x500 m lik karelaj yapılan harita üzerinde işlenmiş, bu bölgelerde mevcut jeoloji, geoteknik veriler ve 1999 Kocaeli depreminde oluşan hasar değerleri ile karşılaştırılmıştır. Zemin hakim peryotlarının dağılımı yerel zemin koşularının degişim gözlendiği yerlerde büyük ölçüde değişmektedir. Ayrıca deprem sırasında gözlenen yapısal hasar dağılımı ile de paralellik göstermektedir. Anahtar Kelimeler: Mikrotremor, Mikrobölgeleme, Nakamura yöntemi Giriş Mikrotremor ölçümleri depremsel geoteknik mühendisliğinde yerel zemin koşullarını belirlemek için çok kullanılan ve umut vadeden yöntemlerden biri olmuştur. İlerleyen teknolojiye paralel deney cihazlarındaki gelişmeler mikrotremor ölçümlerinin kullanabilirliği artmış ve zeminlerin spektral büyütme, zemin hakim periyodu, anakaya derinliği, eşdeğer (ortalama) kayma dalgası hızı profilleri gibi farklı saha özelliklerini belirlemek ve yerel zemin davranışı özelliklerini bulmak için bir çok yeni mikrotremor yöntemi geliştirilmiştir. Bu konuda çok sayıda çalışma olmasına rağmen mikrotremor ölçümlerinin çeşitli alanlarda kullanılması ile ilgili tartışmalarda ortak bir görüş sağlanamamıştır. Mikrotremorlar genlikleri 0.01-0.001mm, periyotları ise 0.01-20 saniye arasında değişen küçük titreşimlerdir. Bu türün başlıca örnekleri olarak deniz dalgaları, rüzgar veya küçük manyitüdlü depremler gibi doğal kaynaklı veya trafik, endüstriyel gürültü gibi yapay kaynaklı titreşimler sayılabilir. Mikrotremorlar genellikle periyot özelliklerine göre sınıflandırıldığından 1 saniyeden uzun periyotlu mikrotremorlar uzun periyotlu, 1 saniyeden kısa periyot aralığına sahip mikrotremorlar ise kısa periyotlu mikrotremorlar olarak adlandırılır. Bu konudaki ilk çalışmalar Omori (1908) tarafından yapılmış, bunu Aki (1957); Santo(1959); Kanai ve Tanaka (1961); Lermo vd.,(1988); Yamanaka vd.,(1993); gibi diğerleri izlemiştir. Mikrotremorların Sınıflandırılması Mikrotremor kaynak özellikleri ve bunlarla ilgili önemli noktalar Seo ve diğerlerinin (1990) çalışmasında verilmektedir. Geoteknik deprem mühendisliğinde mikrotremorların kullanılması ve sınıflandırılması için anakriterler Tablo 1’de verilmiştir (Seo vd.,1990). Bu tabloda, uzun periyotlu mikrotremorlar yüzey dalgası özelliği gösteren ve deniz dalgaları gibi doğal kaynaklardan yayılan mikrosismik olaylar olarak, kısa periyotlu mikrotremorlar ise trafik, gürültü gibi insan aktivitesinden kaynaklanan sabit hakim özelliklere sahip S ve Rayleigh dalgası benzeri parçaçık hareketi gösteren titreşimler olarak tanımlanmıştır. Mikrotremor kaynakları ve yakın çevredeki çevresel faktörler mikrotremor hareketinin karakteri ve spektral özellikleri üzerinde önemli rol oynamaktadır. Bu etkiler hem kısa (Nakamura, 1989) hem de uzun periyotlu mikrotremorlar (Yamanaka vd.,1993) üzerine çalışmalarda gözlenmiştir. 1 Boğaziçi Üniversitesi, Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Ens., Deprem Mühendisliği Anabilim Dalı, Çengelköy, İstanbul 2 Yıldız Teknik Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, Yıldız, Beşiktaş, İstanbul 1167

Upload: others

Post on 03-Jul-2020

11 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: YEREL ZEMİN KOŞULLARININ BELİRLENMESİNDE …kocaeli2007.kocaeli.edu.tr/kocaeli2005/deprem... · YEREL ZEMİN KOŞULLARININ BELİRLENMESİNDE MİKROTREMOR ÖLÇÜMLERİNİN KULLANILMASI:

YEREL ZEMİN KOŞULLARININ BELİRLENMESİNDE MİKROTREMOR ÖLÇÜMLERİNİN KULLANILMASI: ADAPAZARI ÖRNEĞİ

Bilge SİYAHİ1, Murat Ergenekon SELÇUK2

[email protected], [email protected]

Öz: Bu çalışmada Adapazarı bölgesinde zemin büyütmesine göre mikrobölgeleme çalışması yapılabilmesi için 220 adet mikrotremor kaydı kullanılmıştır. Analizler basit olarak, mikrotremorların yatay bileşeninin düşey bileşenine oranı olarak adlandırılan Nakamura yöntemine göre yapılmıştır. Data işlenmesinde, uygun kalitede data kullanabilmek için, kayıtlar içinden 100 saniyelik beş ayrı bölüm seçilmiş, %10 cosine window ve 0.15Hz-10Hz bandpass filtreleriyle gerekli düzeltmeler sonucunda elde edilmiş, nihai sonuçlar Fourier genlik spektrumları hesaplanarak H/V oranı (Nakamura yöntemi) ile zemin büyütmeleri ve zemin hakim periyotları bulunarak elde edilmiştir. Mikrotremor çalışmaları yapılan yerler 500x500 m lik karelaj yapılan harita üzerinde işlenmiş, bu bölgelerde mevcut jeoloji, geoteknik veriler ve 1999 Kocaeli depreminde oluşan hasar değerleri ile karşılaştırılmıştır. Zemin hakim peryotlarının dağılımı yerel zemin koşularının degişim gözlendiği yerlerde büyük ölçüde değişmektedir. Ayrıca deprem sırasında gözlenen yapısal hasar dağılımı ile de paralellik göstermektedir.

Anahtar Kelimeler: Mikrotremor, Mikrobölgeleme, Nakamura yöntemi

Giriş Mikrotremor ölçümleri depremsel geoteknik mühendisliğinde yerel zemin koşullarını belirlemek için çok kullanılan ve umut vadeden yöntemlerden biri olmuştur. İlerleyen teknolojiye paralel deney cihazlarındaki gelişmeler mikrotremor ölçümlerinin kullanabilirliği artmış ve zeminlerin spektral büyütme, zemin hakim periyodu, anakaya derinliği, eşdeğer (ortalama) kayma dalgası hızı profilleri gibi farklı saha özelliklerini belirlemek ve yerel zemin davranışı özelliklerini bulmak için bir çok yeni mikrotremor yöntemi geliştirilmiştir. Bu konuda çok sayıda çalışma olmasına rağmen mikrotremor ölçümlerinin çeşitli alanlarda kullanılması ile ilgili tartışmalarda ortak bir görüş sağlanamamıştır. Mikrotremorlar genlikleri 0.01-0.001mm, periyotları ise 0.01-20 saniye arasında değişen küçük titreşimlerdir. Bu türün başlıca örnekleri olarak deniz dalgaları, rüzgar veya küçük manyitüdlü depremler gibi doğal kaynaklı veya trafik, endüstriyel gürültü gibi yapay kaynaklı titreşimler sayılabilir. Mikrotremorlar genellikle periyot özelliklerine göre sınıflandırıldığından 1 saniyeden uzun periyotlu mikrotremorlar uzun periyotlu, 1 saniyeden kısa periyot aralığına sahip mikrotremorlar ise kısa periyotlu mikrotremorlar olarak adlandırılır. Bu konudaki ilk çalışmalar Omori (1908) tarafından yapılmış, bunu Aki (1957); Santo(1959); Kanai ve Tanaka (1961); Lermo vd.,(1988); Yamanaka vd.,(1993); gibi diğerleri izlemiştir.

Mikrotremorların Sınıflandırılması Mikrotremor kaynak özellikleri ve bunlarla ilgili önemli noktalar Seo ve diğerlerinin (1990) çalışmasında verilmektedir. Geoteknik deprem mühendisliğinde mikrotremorların kullanılması ve sınıflandırılması için anakriterler Tablo 1’de verilmiştir (Seo vd.,1990). Bu tabloda, uzun periyotlu mikrotremorlar yüzey dalgası özelliği gösteren ve deniz dalgaları gibi doğal kaynaklardan yayılan mikrosismik olaylar olarak, kısa periyotlu mikrotremorlar ise trafik, gürültü gibi insan aktivitesinden kaynaklanan sabit hakim özelliklere sahip S ve Rayleigh dalgası benzeri parçaçık hareketi gösteren titreşimler olarak tanımlanmıştır. Mikrotremor kaynakları ve yakın çevredeki çevresel faktörler mikrotremor hareketinin karakteri ve spektral özellikleri üzerinde önemli rol oynamaktadır. Bu etkiler hem kısa (Nakamura, 1989) hem de uzun periyotlu mikrotremorlar (Yamanaka vd.,1993) üzerine çalışmalarda gözlenmiştir.

1 Boğaziçi Üniversitesi, Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Ens., Deprem Mühendisliği Anabilim Dalı, Çengelköy, İstanbul 2 Yıldız Teknik Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, Yıldız, Beşiktaş, İstanbul

1167

Page 2: YEREL ZEMİN KOŞULLARININ BELİRLENMESİNDE …kocaeli2007.kocaeli.edu.tr/kocaeli2005/deprem... · YEREL ZEMİN KOŞULLARININ BELİRLENMESİNDE MİKROTREMOR ÖLÇÜMLERİNİN KULLANILMASI:

Tablo 1. Mikrotremorların sınıflandırılması

Mikrotremorlar Mikrotremorların kaynağı nedir?

İnsan hareketliliğine Trafik ve/veya makina gürültüsü

Doğal etkiler Hava koşullarına bağlı meydana gelen

okyanus dalgaları Mikrotremorlar

S dalgaları, Rayleigh dalgaları Mikrosismik olaylar

Rayleigh dalgaları, Love dalgaları Kararlı özellikler

Sabit hakim periyot Spektral genliklerdeki günlük değişimler

Karasız özellikler Periyot ve genliklerde hava koşullarına

bağlı meydana gelen degişimler Mikrotremor ölçümleri ile yerel zemin koşulları hakkında bilgi edinilebilir mi?

Mikrotremorlar sismik hareketleri tahmin etmek amacı ile kullanılabilir mi?

Mikrotremorların Geoteknik Deprem Mühendisliğindeki Kullanımları Kanai ve Tanaka (1961) yaptıkları çalışmada Japon yönetmeliğine göre yerel zemin etkilerini tahmin etmek için kısa periyotlu mikrotremor ölçümlerini kullanmışlardır. Bu yaklaşımda hakim periyot-en büyük genlik ve en büyük periyot-ortalama genlik gibi iki farklı yönteme göre mikrotremorların spektral analizlerinin yapılmasını içermektedir. Kanai vd.,(1966) mikrotremor ölçümlerini mikrotremor bileşenlerinin doğrudan spektral analizlerinin sonuçlarını kullanarak değerlendirmişlerdir. Daha sonraları günümüzde de hala kullanılan yöntemlerden birileri olan referans ve tek istasyon (Nakamura) yöntemleri geliştirilmiştir. Referans yöntemi farklı saha etkilerini araştırmak için Borcherdt (1970) tarafından önerilmiştir. Referans yöntemi için farklı noktalarda ve kaya özelliği gösteren bir noktada eş zamanlı mikrotremor kayıtlarının alınması gerekir. Kayada alınan kayıtlar kullanılarak bulunan spektral oranlar ile diğer noktalar karşılaştırılarak transfer fonksiyonlar bulunmaktadır. Burada amaç kaynak ve yol etkilerini en aza indirgeyerek yerel zemin davranışını tahmin etmektir. Uzak depremler için referans yöntemi tatminkar sonuç vermekle birlikte, kaynak özelliklerinin değişmesine bağlı olarak önemli oranda hatayı da barındırmaktadır. Tek istasyon yöntemi uygulaması daha kolay olan bir yöntemdir. Bu yöntemde zemin hakim periyodu ve zemin büyütmesini tahmin etmek için yatay ve düşey mikrotremor bileşenlerinin spektrumlarının (H/V) oranlanmasına dayanmaktadır. Chavez-Garcia vd. (1996), Mexico City’de mikrobölgeleme çalışmaları sırasında iki farklı mahallede saha araştırmaları yapmışlardır. Bu amaçla 67 noktada mikrotremor ölçümü yapılmıştır. En büyük relatif büyütme haritası önermişler ve bu haritaların yerel jeoloji ile uyumlu olduğunu, detaylı mikrobölgelemede kullanılabileceğini ifade etmişlerdir. Regnier vd.(2000) Port Vila’da saha etkilerini incelemek için mikrobölgeleme çalışmaları yapmışlar, sonuç haritaları olarak hakim frekans ve yer hareketinin büyümeleri cinsinden elde etmişlerdir. 100 farklı yerde mikrotremor yapılmış, bu ölçümlere Nakamura yöntemi uygulanmıştır. Sonuçlar topoğrafik harita ve sondaj bulguları ile karşılaştırılmış dört saha grubu belirlenmiştir. Bu bulgular geçmiş depremlerde gözlenen hasar ile uyum göstermektedir. Ochiai vd.(2000) Japonya’nın Sagami ovasında yaptıkları mikrobölgeleme çalışmaları için mikrotremor ölçümleri kullanmışlardır. Bölgede 932 farklı noktada ölçüm alınmış ve proje alanı 500mx500m karelere ayrılmıştır. Çalışmada her kare için HVSR yöntemi kullanılarak hakim peryot değerleri belirlenmiştir. Hakim periyotlara göre elde edilen sonuçlar ile alüvyon kalınlıklarının yakından ilişkili olduğu görülmüştür. Bour vd. (1998) çalışmalarında Güney Fransa’da 60km2lik bir alanda 137 farklı noktada mikrotremor ölçümleri yaparak, Nakamura yöntemine göre değerlendirmişlerdir. Bulunan büyütme oranlarının tek boyutlu nümerik simulasyon ile kıyaslamışlar, temel frekansların uyumlu olduğunu, büyütme seviyelerinin ise kimi zaman farklılaştığını gözlemişlerdir. Mikrobölgeleme çalışmalarında her iki yöntemin birlikte kullanmak gerektiğini belirtmişlerdir. Konno ve Ocmachi (1998) mikrotremorların yüzey dalgalarından oluştuğunu kabul ederek H/V oranını tabakalı zeminlerde Rayleigh ve Love dalgaları olarak ifade etmişlerdir. Çalışmada büyütme oranı, hakim modlu Rayleigh dalgasının H/V oranının en büyük değeri ile ilişkilendirmişlerdir.

Adapazarı Bölgesinin Jeolojisi ve Depremselliği Adapazarı toplam yüzölçümü 4,821km2, nüfusu yaklaşık 200,000 civarında olan İstanbul’un doğusunda yer alan ziraat ve endüstri şehridir. Adapazarı bölgesi yakınlardaki Sakarya nehrinden yaklaşık 28-30m yükseklikte yerleşmiş derin bir alüvyal basen durumundadır. Adapazarı baseni daha çok kalın kil tabakası üzerinde yer alan gölsel çökeller ile oluşmuştur. Sakarya nehrinin taşıyıp getirdiği başlıca silt, ince kum olmak üzere Kuvaterner alüvyon kalınlığı zaman zaman bazı bölgelerde 300m ye kadar ulaşmaktadır. Basenin doğu ve kuzeyinde yer alan tepeler ise magmatik ve çökel kayaç orijinli yumuşak ve orta sert kayaçlardır (Bakır, 2000; Önalp, 2000; Bray et al., 2001). Şehrin büyük bir kısmı Kuvaterner alüvyon zemin üzerinde yer almaktadır, güneyde küçük bir kısım ise Kretase filiş formasyonları, batıya doğru gidildikçe Eosen kireçtaşlarına dönüşmektedir. Marn, killi kireçtaşı, çamurtaşı, silttaşı ve kireçtaşından oluşan

1168

Page 3: YEREL ZEMİN KOŞULLARININ BELİRLENMESİNDE …kocaeli2007.kocaeli.edu.tr/kocaeli2005/deprem... · YEREL ZEMİN KOŞULLARININ BELİRLENMESİNDE MİKROTREMOR ÖLÇÜMLERİNİN KULLANILMASI:

Üst Kretase ve Erken Eosen Akveren formasyonu, Adapazarı’nın batısındaki tepelerde yer almaktadır. Miosen ve Pliosen’e ait birimler, gevşek çimentolaşmış konglemera, kireçtaşı ve çamurtaşından oluşan Örencik formasyonudur. Şekil 1’de Adapazarı bölgesinin jeolojik haritası görülmektedir. Şekil 2’de ise Adapazarı bölgesinde yapılan derin sondajlardan elde edilen anakaya deriniklerini gösteren harita görülmektedir.

Şekil 1. Adapazarı Bölgesinin Jeolojik Haritası

Şekil 2. Bölgedeki Anakaya Derinliğini Gösteren Harita Adapazarı bölgesinin uzun bir süre seller ve nehir menderesleri altında kaldığı, ulaşım için çoğunlukla kayıklar kullanıldığı bilinmektedir. Çevrede yapılan su rejimi düzenlemeleri ile en son su baskını 1963 yılında meydana gelmiştir. Şehri geçen Çark deresi, Sapanca gölünden beslenerek kuzeye doğru akmaktadır. Bölgedeki anakaya Üst Kretase Fliş, şehir merkezinin altından Kuzey-Güney doğrultusunda çentik şeklinde bir vadi olarak yer almaktadır. Bu vadi son 7000 yıl boyunca nehir çökelleri ile dolmuştur. Çökeller genellikle yumuşak ve gevşektir, yeraltı su seviyesi ise çoğunlukla yüzeye çıkabilmektedir. Zemin profilinin üst 10 metresinde bulunan plastik olamayan siltler sıvılaşabilir karekteristik taşımaktadır. Kahverengi killer 6 metrenin altında görülmekte ve sığ göllerde çökelmektedir. Arifiye civarındaki killer ise organik madde içerikli yüksek plastisiteli killerdir. Bölgede yapılan sondajlardan bölgedeki zemin koşulları şu şekilde özetlenebilir: Zemin tabakalaşması gelişigüzeldir; birçok tabakanın kalınlığı ender olarak birkaç metreyi geçmektedir. Üst 5 metrede, 100 ve 1000 yıl arasında değişen yaşa sahip siltler baskındır. Killer ve kumlar bantlar şeklinde görülmekte, yüksek plastisiteli killer eski bataklıklarda veya sığ göllerde, kum ve siltli kumlar eski dere yataklarında görülmektedir. Çakılın bulunduğu yerler ise Sakarya ve Çark deresinin eski yataklarıdır. Adapazarı ve civarını tehdit eden sismotektonik yapı Kuzey Anadolu Fay sistemidir. Türkiye’yi hemen hemen boydan boya kateden 1200km uzunluğunda sağ yanal atımlı fay olan Kuzey Anadolu Fayının (KAF) yaklaşık 8km kuzeyinde

1169

Page 4: YEREL ZEMİN KOŞULLARININ BELİRLENMESİNDE …kocaeli2007.kocaeli.edu.tr/kocaeli2005/deprem... · YEREL ZEMİN KOŞULLARININ BELİRLENMESİNDE MİKROTREMOR ÖLÇÜMLERİNİN KULLANILMASI:

yer almaktadır (Şekil 4). KAF yaklaşık her 10 yılda aktif olmuştur. Adapazarı son 30 yıl içinde bir kaç büyük deprem atlatmıştır. 26 Haziran 1943 depremi (ML=6.6), 22 Temmuz 1967, Mudurnu depremi (ML=6.8), en fazla hasar yapan deprem ise 17 Ağustos 1999 depremi olmuştur. Şekil 3’de bölgenin son 100 yıl içindeki deprem aktivitesi görülmektedir. Adapazarı 17 Ağustos 1999 depreminde oldukça fazla hasar almıştır. Toplam 5078 bina (bina stoğunun %27’si) ya yıkılmış ya da ağır hasar görmüştür. Deprem sırasında şehir nüfusunun %2’si hayatını kaybetmiştir. Şehrin daha katı zeminlerin yer aldığı güney kısmında mevcut hasar seviyesi oldukça düşüktür, bu kısımlarda aynı zamanda anakaya derinliği oldukça yüzeye yakındır. Genel olarak bakıldığında şehrin kuzeyine doğru gidildikçe hasarın arttığı gözlenmiştir. Hasarın büyük kısmı da kalın ve yumuşak alüvyon zeminler üzerinde yer alan yüksek binalarda olmuştur. Tamamen göçmüş ve ağır hasar almış binaların bulundukları yerlerdeki zemin kalınlıkları 125m ile 200m arasında değişmektedir (Bray ve Stewart, 2000). Deprem sırasında sıvılaşmalara fay boyunca oldukça fazla rastlanmıştır. Yapılar çok büyük ölçüde sıvılaşma nedeniyle hasar görmüşlerdir. Sıvılaşmaya bağlı zemin göçmeleri binaların batmalarına ve dönmelerine neden olmuştur. Sıvılaşma etkileri şehrin her bölgesinde gözlenmesine rağmen sıvılaşmaya bağlı şiddetli hasar Tığcılar mahallesinde olmuştur.

Şekil 3. Son Yüzyılda Bölgenin Depremselliği

Şekil 4. Bölgedeki Aktif Faylar

Adapazarı’nda Yapılan Saha Çalışmaları ve Analiz Eylül 2003 tarihinde ülkemizde bulunan Hiroshi Okada, Kazuyoshi Kudo ve çalışma grubu ile birlikte Adapazarı ilinde arazi çalışması yapılmıştır. Bu çalışmada dizin (array) mikrotremor ve tek istasyon mikrotremor ölçümleri yapılmıştır. Dizin mikrotremor çalışmaları zeminde s-dalga hızı profilini elde etmekte etkin bir araç iken, tek istasyon mikrotremor çalışması çoğunlukla zemin hakim periyodunu elde etmekte kullanılan bir yöntemdir. Taşınabilir bir kutu içinde muhafazalı, üç yönlü kayıt alabilen akselometreler(ivme ölçerler) daha önce güçlü ve zayıf yer hareketlerini kaydedilmesi için üretilmiştir (Kudo,1998). Sistemin, Akashi Co. Ltd tarafından üretilmiş üç yönlü ivme ölçer; sinyal amplifikasyon ve filtreleme işlemelerini yapan birim, Hakusan- Kogyo Co. Ltd tarafından üretilmiştir (Şekil 5). Dahili GPS alıcısı, sismik kayıtları 100 Hz ve 24 bit çözünürlükte dijitize edebilen birim ve 20 mb flash hafızadan oluşmaktadır (DRM datalarında ise bu örnekleme frekansı 31.25 Hz dir). Dahili bateri ile 7kg ağırlığındadır.Cihaz, 0.1 Hz ile 10 Hz arasında herhangi bir aletsel düzeltmeye gerek olmadan kayıt alabilmektedir.

1170

Page 5: YEREL ZEMİN KOŞULLARININ BELİRLENMESİNDE …kocaeli2007.kocaeli.edu.tr/kocaeli2005/deprem... · YEREL ZEMİN KOŞULLARININ BELİRLENMESİNDE MİKROTREMOR ÖLÇÜMLERİNİN KULLANILMASI:

Şekil 5. Kayıt Cihazının Kurulması Bu çalışma kapsamında Adapazarı ve civarında 45 adet mikrotremor ölçümleri yapılmıştır. Mikrobölgeleme amaçlı kullanabilmek amacıyla Adapazarı’nda yapılan diğer çalışmalardan elde edilen (DRM projesi, 2003) mikrotremor verileri de kullanılmıştır.

Verilerin Analizi Mikrotremor ölçümleri, yaygın kullanılan veri/sinyal işlem teknikleri ile işlenmiştir. Öncelikle, alınan verinin istenilen kalitede olup olmadığının incelenmesi amacıyla datanın her üç yöndeki bileşeni öncelikle görsel olarak, kültürel gürültü ya da ölçüm aletinden kaynaklanan gürültü ihtiva edip etmediği yolunda incelenmiştir (Şekil 6). Görsel kontrol için, bir yatay bileşen için 100 saniyelik beş ayrı set veri grubu seçilmiştir. Seçilen her grubun, “Cosine Taper Window” ile başlangıç ve bitiş kısımları sıfırlanmış, daha sonra Fourier Genlik Spektrumları hesaplanmıştır.Ayrıca spektrumlar da kendi aralarında kıyaslanarak birbirleriyle olan uyumluluğu kontrol edilmiştir. Bu işlemlerden sonra seçilen kısımlara göre kaydın diğer yatay ve düşey bileşenleri seçilmiştir. Benzer şekilde, %10 Cosine Taper Window ile başlangıç ve sonraki sıfır olmayan elemanlar nedeniyle oluşacak gürültü elimine edilmiştir (Şekil 7). Elde olunan nihai data 0,15Hz ve 10Hz arası filtreleme işlemine tabii tutulmuş, Hızlı Fourier algoritmalarıyla genlikleri bulunmuştur (Şekil 8).

Şekil 6. Mikrotremor Kaydının Üç Bileşeni

1171

Page 6: YEREL ZEMİN KOŞULLARININ BELİRLENMESİNDE …kocaeli2007.kocaeli.edu.tr/kocaeli2005/deprem... · YEREL ZEMİN KOŞULLARININ BELİRLENMESİNDE MİKROTREMOR ÖLÇÜMLERİNİN KULLANILMASI:

Şekil 7. Mikrotremor Kaydının 100 Saniyelik Kısmı.(Cosine Taperwindow’ dan Sonra)

Şekil 8. Seçilen Veri Bölümleri İçin Fourier Genlik Spektrumları Spektrumlardaki gerçek bilgiyi gözlemleyebilmek için düzeltme (smoothing) işlemi Hannig Window ile uygulanmıştır. Kayıt içerisinde gözlemlenecek lokal pik değerler, H/V oranlarının gereğinden büyük değerler almasını sağlayacaktır. Kaydın yatay bileşenlerinin geometrik ortalaması alınmış ve düşey bileşenle bölünerek H/V oranları hesaplanmıştır (Şekil 10).

1172

Page 7: YEREL ZEMİN KOŞULLARININ BELİRLENMESİNDE …kocaeli2007.kocaeli.edu.tr/kocaeli2005/deprem... · YEREL ZEMİN KOŞULLARININ BELİRLENMESİNDE MİKROTREMOR ÖLÇÜMLERİNİN KULLANILMASI:

Şekil 9. Bir Kayıtın Fourier Genlik Spektrumlarının Ortalaması

Şekil 10. Seçilen Kayıtlar İçin H/V Oranları Son kontrol olarak H/V oranları üstüste çizdirilerek, beş kayıttan elde edilen sonuçların biribirleriyle olan tutarlılığına bakılmıştır.

Analiz Sonuçlarının Yorumlanması Adapazarı bölgesinde yapılan mikrotremor ölçüm yerleri Şekil 11’deki harita üzerinde gösterilmiştir. Bölge 500mx500m lik karelere bölünmüş, her bir kare yatay ve düşey olarak isimlendirilmiştir. Bu bölgede alınan kayıtlar çeşitli kategorilerde değerlendirilebilir. Çevresel gürülüyü içeren bazı kayıtlar olduğu gibi yanlızca tek bir pik değeri veren kayıtlar vardır. Değişik tabalanma koşullarında kayıtlarda iki veya daha fazla pik gözlenmektedir. İki veya daha fazla kuvvetli empedans koşullarına sahip zemin yapılarında, temel modlara bağlı olarak fazla pik beklenen bir sonuçtur. Adapazarı bölgesinin kuzey kısmında iki tabakalaı durumlarda rastlanmaktadır (özellikle 40.76 N enleminin üst kısmında). C-05, C-06 bölgelerinde alınan kayıtlarda spektrum sonuçlarının iyi sonuçlar verdiği gözlenmiştir. Bu pik değerleri Şekil 12’ de verilmiştir. Şekil 12’de C-06 bölgesinden alınan bir mikrotremor kayıdında H/V oranları bulunmuş üç grafik görülmektedir. Bu bölgede mevcut iki tabakanın neden olabileceği iki pikten daha büyük olan temel frekans olarak seçilmiş, haritalamada bu değer temel frekans olarak kullanılmıştır. Adapazarının kuzey kısmı genellikle 1.60 ile 4.00 arasında daha küçük amflikasyon (büyütme) değerleri, birbirine yakın bölgeler frekans olarak yakın sonuçlar vermektedir. Adapazarı’nın kuzey kısmında yer alan Şeker, Ozanlar, Sakarya, Tekeler, Tuzla, Cumhuriyet, Kurtuluş, İstiklal, Orta, Karaosman, Yahyalar ve Yağcılar nispeten düşük büyütmeler bulunmuştur. Tablo 2’de Adapazarında 199 depreminde oluşan hasar oranları ile mikrotremor ölçümlerinden bulunan zeminlerin büyütme ve temel frekans özellikleri karşılaştırılmıştır.

1173

Page 8: YEREL ZEMİN KOŞULLARININ BELİRLENMESİNDE …kocaeli2007.kocaeli.edu.tr/kocaeli2005/deprem... · YEREL ZEMİN KOŞULLARININ BELİRLENMESİNDE MİKROTREMOR ÖLÇÜMLERİNİN KULLANILMASI:

Tablo.2 1999 Kocaeli Deprem Hasarı Ve Büyütme Ve Temel Frekans Verileri

Bölge Hasarlı ve yıkık bina oranı Büyütme Temel frekans PABUCCULAR 28.8% 6.4 0.92

AKINCILAR 20.3% 6.4 1.25 GULLUK 3.3% 6.4 3

KARAOSMAN 30.0% 5.72 0.35 YENICAMI 25.4% 5.72 1.25

CUKURAHMEDIYE 18.6% 5.72 1.75 SİRİNEVLER 3.7% 5.72 1.75

MALTEPE 0.0% 5.72 0.35 YENIDOGAN 24.6% 5.14 0.56

SEKER 12.5% 5.14 0.35 OZANLAR 8.6% 5.14 0.35 HIZIRTEPE 0.6% 5.14 0.56 ISTIKLAL 40.8% 4.69 0.35 TIGCILAR 11.4% 4.69 0.77

KURTULUS 10.7% 4.69 0.56 SAKARYA 8.6% 4.69 0.35 YAGCILAR 7.1% 4.69 0.69

MITHATPASA 5.3% 4.69 0.56 TUZLA 8.6% 4.53 0.35

CUMHURİYET 15.4% 4.31 0.77 TEKELER 8.0% 4.31 0.35

SEMERCILER 24.2% 3.84 0.35 YENIGUN 16.5% 3.84 0.92

YAHYALAR 8.3% 3.42 0.56 ORTA 13.8% 2.46 0.92

Şekil 11.Adapazarı’nda Yapılan Ve Toplanan (DRM) Mikrotremor Ölçüm Yerleri

1174

Page 9: YEREL ZEMİN KOŞULLARININ BELİRLENMESİNDE …kocaeli2007.kocaeli.edu.tr/kocaeli2005/deprem... · YEREL ZEMİN KOŞULLARININ BELİRLENMESİNDE MİKROTREMOR ÖLÇÜMLERİNİN KULLANILMASI:

Şekil 12. C-06 Bölgesindeki Tipik Spektrum Adapazarı’nda ağır hasarın gözlendiği İstiklal ve Karaosman mahallelerinde ortalama büyütme değerleri 4.7 ve 5.7 olarak bulunmuştur. Adapazarının batı bölgesinde yer alan baskın zemin Akveren formasyonudur. Bu bölgede alınan kayıtlarda daha düz spektrumlar elde edilmiştir ki bu tür spektrumlar genellkile kaya formasyonlarda ve kayma dalgası hızının fazla farklı değişmediği durumlara karşılık gelmektedir. Alüvyon zeminin olduğu bölgenin orta kısmında, temel frekanslar 0.7 ile 9 Hz arasında değişmektedir. Bu geniş aralıktaki değişim yumuşak zemin tabaka kalınlıklarında hızlı artışı göstermektedir. Semerciler ve Tığcılar’da büyütme oranları 3.6 ve 4.5 arasında değişmektedir. Yenidoğan, Pabuccular ve Yenicamii gibi hasarın yüksek olduğu bölgelerde 4.9 ve 6 gibi daha yüksek genlikler görülmektedir. Adapazarının güney kısmında H/V oranları yaklaşık 0.20 Hz ile 0.48 Hz arasında değişmektedir. Bu da bölgedeki tabakalar arasında kayma dalgası hızları farklarının yüksek olduğunu ifade etmektedir. Elde edilen sonuçlara göre bölge haritası temel frekanslar (Şekil 14) ve büyütme (Şekil 15) değerlerine göre düzenlenmiştir.

1175

Page 10: YEREL ZEMİN KOŞULLARININ BELİRLENMESİNDE …kocaeli2007.kocaeli.edu.tr/kocaeli2005/deprem... · YEREL ZEMİN KOŞULLARININ BELİRLENMESİNDE MİKROTREMOR ÖLÇÜMLERİNİN KULLANILMASI:

Şekil 13. Adapazarı Bölgesinde Temel Frekansların Dağılımı

Şekil 14. Adapazarı Bölgesinde Büyütme Değerlerinin Dağılımı

Teşekkür Bu çalışma Boğaziçi Üniversitesi, Bilimsel Araştırma Projeleri Komisyonunca, 03T101 kodlu proje ile desteklenmiştir. Verilen destek için teşekkürlerimizi arz ederiz.

1176

Page 11: YEREL ZEMİN KOŞULLARININ BELİRLENMESİNDE …kocaeli2007.kocaeli.edu.tr/kocaeli2005/deprem... · YEREL ZEMİN KOŞULLARININ BELİRLENMESİNDE MİKROTREMOR ÖLÇÜMLERİNİN KULLANILMASI:

KAYNAKLAR

1. AKİ, K. 1957. Space and Time Spectra of stationary stochastic wave with special reference to microtremors, Bulletin of Earthquake Res. Inst., Un. of Tokyo, (35), 415-457. 2. BOUR,M.,FOUSSIAC,D.,DOMINIQUE,P.,MARTIN.C. 1998. On the use of microtremor recordings in seismic microzonation, Soil Dynamics and Earthquake Engineering, (17). 465-474. 3. CHAVEZ-GARCIA, F.J.,CUENCA,J.,SANCHEZ-SESMA, F.J., 1996. Site Effects in Mexico City Urban Zone. A Complementary Study, Soil Dynamics and Earthquake Engineering, (15), 141-146. 4. KANAİ, K., TANAKA,T. 1961. On Microtremors VIII, Bulletin of Earthquake Res. Inst., Un. of Tokyo, (39), 97-114. 5. KANAİ, K.,TANAKA,T.,MORİSHİTA,T.,OSADA,K. 1966. Observation of microtremors XI, Bulletin of Earthquake Res. Inst., Un. of Tokyo, (44), 1297-1333. 6. LERMO,J.,RODRİGUEZ,M.,SİNGH,S.K. 1988. The Mexico City earthquake of September 19, 1985: Natural period of sites in the Valley of Mexico from microtremor measurements and strong motion data, Earthquake Spectra, (4), 805-814. 7. NAKAMURA,Y., 1989. A Method for Dynamic Characteristics estimation of Subsurface Using Microtremor on the Gorund Surface, QR of RTRI, (30), 25-33. 8. NAKAMURA,Y.,SAİTA,J., 1994. Characteristics of Ground Motion and Structures around the Damaged Area of the Northridge Earthquake by Microtremor Measurement, 1st Preliminary Report, railway Technical Research Institute, Japan. 9. OCHIAI,T.,ENOMOTO,T.,ABEKI,N.,MAEDA,T. 2000. Seimic microzonation of predominant period of ground in Sagami Plain using H/V Spectra Ratio, Proc. 6th Int. Conf. On Seismic Zonation, Cal., USA. 10. OMORİ,F. 1908. On microtremors, Res. Imp.Earthquake Inv. Comm., (2):1-6. 11. SANTO,T. 1959. Investigation into microseisms using the observational data many stations in Japan Part 1: On the origins of microseisms, Bulletin of Earthquake Res. Inst., Un. of Tokyo, (37), 307-325 12. YAMANAKA,H.,DRAVİNSKİ,M.,KAGAMİ.H. 1993. Contionus measurements of microtremors on sediments and basement in Los Angeles, California, BSSA, (83),1595-1609.

1177