yÜksek lĠsans tezĠ

187
TÜRKĠYE CUMHURĠYETĠ ÇUKUROVA ÜNĠVERSĠTESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ ĠKTĠSAT ANA BĠLĠM DALI TURĠZM VE EKONOMĠK GELĠġME: TÜRKĠYE EKONOMĠSĠ ÜZERĠNE BĠR UYGULAMA Murat BAYRAKTAR YÜKSEK LĠSANS TEZĠ ADANA/ 2015

Upload: others

Post on 12-May-2022

3 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

1

TÜRKĠYE CUMHURĠYETĠ

ÇUKUROVA ÜNĠVERSĠTESĠ

SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ

ĠKTĠSAT ANA BĠLĠM DALI

TURĠZM VE EKONOMĠK GELĠġME: TÜRKĠYE EKONOMĠSĠ ÜZERĠNE BĠR

UYGULAMA

Murat BAYRAKTAR

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

ADANA/ 2015

Page 2: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

2

TÜRKĠYE CUMHURĠYETĠ

ÇUKUROVA ÜNĠVERSĠTESĠ

SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ

ĠKTĠSAT ANA BĠLĠM DALI

TURĠZM VE EKONOMĠK GELĠġME: TÜRKĠYE EKONOMĠSĠ ÜZERĠNE BĠR

UYGULAMA

Murat BAYRAKTAR

DanıĢman: Prof. Dr. Harun BAL

Üye: Prof. Dr. Ahmet Fazıl Özsoylu

Üye: Doç. Dr. HaĢim Akça

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

ADANA/ 2015

Page 3: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

3

Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne;

Bu çalıĢma jürimiz tarafından Türk Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalında YÜKSEK

LĠSANS TEZĠ olarak kabul edilmiĢtir.

BaĢkan: Prof. Dr. Harun BAL

( DanıĢman )

Üye: Prof. Dr. Ahmet Fazıl Özsoylu

Üye: Doç. Dr. HaĢim Akça

ONAY

Yukarıdaki imzaların, adı geçen öğretim elemanlarına ait olduklarını onaylarım.

……/……/ 2015

Prof. Dr. Yıldırım Beyazıt ÖNAL

Enstitü Müdürü

Not: Bu tezde kullanılan özgün ve baĢka kaynaktan yapılan bildiriĢlerin, çizelge, Ģekil

ve fotoğrafların kaynak gösterilmeden kullanımı, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri

Kanunu‟ndaki hükümlere tabidir.

Page 4: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

iii

ÖZET

TURĠZM VE EKONOMĠK GELĠġME: TÜRKĠYE EKONOMĠSĠ ÜZERĠNE BĠR

UYGULAMA

Murat BAYRAKTAR

Yüksek Lisans Tezi, iktisat Ana Bilim Dalı

DanıĢman: Prof. Dr. Harun BAL

Mayıs 2015, 173 Sayfa

Günümüzde dünya nüfusunun belirli bir kısmı iç dünyalarını zenginleĢtirmek

için doğal ve kültürel çevre içinde yaĢama amacı ile ülke içi ya da ülkeler arası seyahat

etmektedirler Turizm birçok aktivite ve bölümü bünyesinde barındıran çok boyutlu bir

endüstridir Dünya Turizm ve Seyahat Konseyi ( WTTO ) verilerine göre 2012 yılında

turizm sektörünün küresel GSYĠH‟ ya doğrudan katkısı 2 trilyon dolar olup küresel

istihdama katkısı ise doğrudan ve dolaylı 265 milyon kiĢi olmuĢtur.

Türkiye turizm sektörü ise 2014 verileri ile yıllık 38 milyon ziyaretçi ve 35

milyar dolar turizm geliri beklemektedir ve dünyada 6. sıraya yerleĢmiĢ bulunmaktadır.

Turizm sektörü sürdürülebilirlik ilkelerinin benimsenmemesi halinde nüfusu

hızla artan ve doğal kaynakları hızla tükenen ve kirlenen dünyamızda, iklim

değiĢikliğinden en olumsuz etkilenecek sektörlerdendir. Ülkemizin de dahil olduğu

Akdeniz çanağı çevresinde yer alan ülkeler geliĢmiĢ ülkelere göre daha olumsuz

etkilenecektir. Turizm sektörünün her yıl % 3-4 büyüyeceği dikkate alınırsa bu

büyümenin sürdürülebilir olması önem kazanmaktadır.

Bu çalıĢmada Türkiye‟de turizm sektörünün ekonomik büyüklükleri 1969-2012

dönemi için ele alınarak, sektörün GSMH ve istihdam içerisindeki yeri ve önemi

anlatılmıĢ, zaman serisi analiz yöntemi kullanılarak turizm gelirlerinin ekonomik

büyüme üzerindeki etkisi incelenmiĢtir.

Anahtar Kelimeler: Turizm sektörü, ekonomik büyüme, hollanda hastalığı, zaman

serisi analizi

Page 5: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

iv

ABSTRACT

TOURISM AND ECONOMIC DEVELOPMENT: AN APPLICATION ON

TURKISH ECONOMY

Murat BAYRAKTAR

Master Thesis, Department of Economics

Supervisor: Prof. Dr. Harun BAL

May 2015, 173 Pages

Humans are tend to travel abroad in order to search for new destinations and

fullfil the needs to learn, watch and meet new persons.

Nowadays tourism sector plays an important role on world economy and

especially for developng countries. According to WTTO gross tourism sector reached

for total 2 trillion dolar and around 265 million workers.

World‟s population will reach 8 billion in the future and it will bring many

enviromental problems within. Becouse tourism sector depends on climate and

enviroment, the concern for sustainability of the tourism sector in the future grows

every day.

According to 2014 tourism datas Turkey‟s tourism sector reachs the 6th biggest

for incoming tourists and a total of 35 billion dolars of tourism incomes. Climate

changes will affect negative to the counties at the Mediterrenian Region cause every

year sector grows around % 3-4 for the tourism sector. Within the context of the study,

it is aimed to estimate where Turkish tourism sector stays and what should be done in

order to stay at the top of the 10 countries around the world. With this aim of direction

yearly data for 1969-2012 period by using , VAR approach, ADF, VECM, relation

between tourism sector and economical growth will be analysied.

Key Words: Tourism, turkish tourism, toursim ıncomes, dutch disease, time series

analysis

Page 6: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

v

ÖNSÖZ

Yüksek lisans öğrenimime baĢladığımdan beri, hem ders aĢamasında hem de tez

yazımı aĢamasında, her türlü desteğini benden esirgemeyen ve tezimi dikkatli bir

Ģekilde inceleyip değerlendiren değerli danıĢmanım Prof. Dr. Harun Bal‟a teĢekkür

ederim. Ayrıca tezimi dikkatli bir Ģekilde inceleyip beni aydınlatan değerli jüri üyeleri

hocalarım Prof. Dr. Ahmet Fazıl Özsoylu ve Doç. HaĢim Akça‟ya teĢekkürlerimi

sunarım. Tez yazım aĢamasında önerileri ile bana yol gösterici olan ArĢ. Gör. Emrah

Eray Akça, ArĢ. Gör. Ġpek Tekin, ArĢ. Gör. Levent Yülek, Öğr. El. Orhan Cengiz ve

doktora öğrencisi ġahin Nas ‟a her zaman yanımda oldukları ve desteklerini benden

esirgemedikleri için teĢekkür ederim.

Murat BAYRAKTAR

Mayıs, 2015

Page 7: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

vi

ĠÇĠNDEKĠLER

Sayfa

ÖZET .............................................................................................................................. iii

ABSTRACT .................................................................................................................... iv

ÖNSÖZ ............................................................................................................................ v

KISALTMALAR LĠSTESĠ ............................................................................................ x

TABLOLAR LĠSTESĠ .................................................................................................. xi

ġEKĠLLER LĠSTESĠ .................................................................................................. xiii

BÖLÜM I

GĠRĠġ

1.1. ÇalıĢmanın Amacı ...................................................................................................... 2

1.2. ÇalıĢmanın Önemi ..................................................................................................... 2

1.3. ÇalıĢmanın Kapsamı ve Kısıtlar ................................................................................ 2

1.4. ÇalıĢmanın Planı ........................................................................................................ 2

BÖLÜM II

TURĠZM KAVRAMI, ÖZELLĠKLERĠ VE GELĠġĠMĠ

2.1. Turizm‟in Tanımı ...................................................................................................... .4

2.1.1. Turizm nedir? ................................................................................................... 6

2.2. Turizmin ile Ġlgili Kavramlar .................................................................................... 8

2.3. Turizm Ürünü, Özellikleri ........................................................................................ 9

2.4. Turizm Sektörü ve Özellikleri ................................................................................. 12

2.5. Amacına Göre Turizm ve Türleri ............................................................................ 13

2.5.1 Turizm Hareketlerinin Sınıflandırılması ......................................................... 14

2.5.2. Kitle Turizmi ve Alternatif Turizm Farkı ..................................................... 15

2.5.3. Ġklim ve Çevre DeğiĢikliğinin Turizme Etkileri ............................................ 17

2.6. Sürdürülebilir Turizm Kavramı ............................................................................... 18

2.7. Turizm Sektörü ve Krizler ....................................................................................... 20

2.8. Turizmin Sosyal ve Kültürel Etkileri ....................................................................... 20

2.8.1. Olumlu Etkileri .............................................................................................. 21

Page 8: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

vii

2.8.2. Olumsuz Etkileri ............................................................................................ 21

BÖLÜM III

EKONOMĠK FAALĠYET OLARAK TURĠZM

3.1. Turizm ve Ekonomi ĠliĢkisi ..................................................................................... 23

3.2. Turizm Talebi .......................................................................................................... 24

3.3. Turizm Arzı .............................................................................................................. 28

3.4. Dünya Turizm Piyasasının Yapısı ........................................................................... 31

3.4.1. Konaklama Sektörü ........................................................................................ 32

3.4.2. UlaĢım Sektörü .............................................................................................. 32

3.4.3. Tur Operatörleri ............................................................................................. 33

3.4.4. Turizm Sektöründe Fiyatlama ....................................................................... 34

3.4.5. Dünyada Turizm Sektörünü Düzenleyen Örgütler ........................................ 35

3.5. Uluslararası Turizm Talebinde Gelecek Trendler ................................................... 35

3.6. Dünya Turizm Sektörü ve Turizmde GeliĢmiĢ Ülkelerin Verileri .......................... 36

3.7. Turizm ve Kalkınma ĠliĢkisi .................................................................................... 43

3.8. Turizm ve Yoksulluğu Azaltıcı Etkisi ..................................................................... 45

3.9. Turizmin Ekonomik Etkilerini Ölçen Yöntemler .................................................... 46

3.9.1. Birincil Etkilerini Ölçen Yöntemler .............................................................. 46

3.9.2. Ġkincil Etkilerini Ölçen Yöntemler ................................................................ 47

3.10. Turizmin Olumlu Ekonomik Etkileri ..................................................................... 49

3.10.1. Turizmin Ödemeler Dengesi üzerine Etkisi ................................................. 50

3.10.2. Turizmin Gelir Etkisi ................................................................................... 52

3.10.3. Turizmin Ġstihdam Yaratıcı Etkisi ............................................................... 54

3.10.4. Turizmin Bölgelerarası GeliĢme Üzerindeki Etkisi ..................................... 56

3.10.5. Turizmin Tarım Sektörü Üzerindeki Etkisi ................................................. 57

3.10.6. Turizmin Sanayi Sektörü Üzerindeki Etkisi ................................................ 58

3.10.7. Turizmin Hizmetler Sektörü Üzerindeki Etkisi ........................................... 58

3.10.8. Turizmin Vergilendirilmesinin Ekonomik Etkileri ...................................... 59

3.10.9. Turizmin Diğer Ekonomik Sektörlere Katkısı ............................................. 59

3.11. Turizmin Olumsuz Ekonomik Etkileri ................................................................. 59

3.11.1. Fırsat Maliyeti .............................................................................................. 60

Page 9: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

viii

3.11.2. Turizme AĢırı Bağımlılık ............................................................................. 60

3.11.3. Enflasyonist Baskı ....................................................................................... 60

3.11.4. Mevsimsellik Etkisi ..................................................................................... 61

3.11.5. Yabancı ĠĢgücü Gereksinimi ........................................................................ 61

3.11.6. DıĢ Alım Eğilimindeki ArtıĢ ........................................................................ 61

3.12. Turizm ve Uluslararası Rekabet ............................................................................ 61

3.13. Turizm ve Pazarlama ............................................................................................. 63

3.14. Turizm ve Planlama ............................................................................................... 65

3.15. Turizmde MarkalaĢma, Reklam ve Tanıtım .......................................................... 65

BÖLÜM IV

TÜRKĠYE’DE TURĠZM SEKTÖRÜ VE TARĠHÇESĠ

4.1. Türk Turizminin 1980 Sonrası GeliĢimi .................................................................. 67

4.2. Türkiye Turizm Sektörünün Yapısı ......................................................................... 69

4.2.1. Konaklama ĠĢletmeleri Verileri ..................................................................... 69

4.2.2. UlaĢtırma ĠĢletmeleri Verileri ........................................................................ 70

4.2.3.Seyahat Acenteleri .......................................................................................... 71

4.3. Türkiye Ekonomisinde Turizm Sektörünün Yeri .................................................... 71

4.3.1. Turizm Yatırımları ......................................................................................... 71

4.4. Turizmde Ġstihdam ................................................................................................... 74

4.5. Turizm Gelirleri ve GSMH Ġçerisindeki Payı .......................................................... 77

4.6. Turizmin Ülkemizde Çevreye Etkileri ..................................................................... 82

4.7. Türkiye‟nin 2023 Turizm Stratejisi ve Ġlkeleri ........................................................ 82

4.8. Turizm Sektörünün Türkiye Ekonomisindeki Güncel Büyüklükleri ....................... 84

4.9. Türk Turizm Sektörünün Rekabet Gücü .................................................................. 90

4.9.1. Türk Turizm Sektörünün SWOT Analizi ...................................................... 93

4.9.2. Türk Turizminin Güçlü Yanları ..................................................................... 93

4.9.3. Türk Turizminin Zayıf Yanları ...................................................................... 94

4.9.4. Türk Turizminin Fırsatları ............................................................................. 94

4.9.5. Türk Turizminin Tehditleri ............................................................................ 95

4.9.6. Türk turizm sektöründe kümelenme uygulamaları ........................................ 97

Page 10: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

ix

BÖLÜM V

TURĠZM GELĠRĠ VE EKONOMĠK BÜYÜME ÜZERĠNE LĠTERATÜR

5.1. Büyüme Ġçin Ġhracat mı, Turizm Sektörümü TeĢvik Edilmelidir? ......................... 98

5.2. Turizm Geliri Ekonomik Büyüme iliĢkisi üzerine Dünyada Ampirik ÇalıĢmalar 102

5.3. Turizm Sektörü ve Hollanda Hastalığı ĠliĢkisi ...................................................... 110

5.4. Türkiye Turizm Sektörü Üzerine Yapılan ÇalıĢmalar ........................................... 115

5.5. Türk Turizm Sektöründe Hollanda Hastalığı Bulguları ........................................ 121

5.6. Güney Kore-Ġspanya‟nın Büyüme Nedenleri ve Türkiye ...................................... 123

5.7. Zaman Serilerinin Özellikleri ............................................................................... 124

5.8. Zaman Serilerinde Durağanlık ............................................................................... 126

5.9. Durağanlığın Sağlanması ....................................................................................... 126

5.10. Durağanlığın Sınanması için Birim Kök Testleri ................................................ 127

5.10.1. Dickey-Fuller ( DF ) testi ........................................................................... 127

5.10.2. Philips ve Perron ( PP ) testi ...................................................................... 128

5.10.3. EĢ-bütünleĢme analizi ................................................................................ 128

5.10.3.1. EĢ-bütünleĢme testleri ............................................................................. 129

5.10.3.2. Johansen yöntemi .................................................................................... 129

5.10.3.3. Vektör otoregresif regresyon (VAR) modeli .......................................... 130

5.10.3.4. Hata düzeltme modeli (VECM) .............................................................. 130

5.11. Ampirik bulgular .................................................................................................. 130

BÖLÜM VI

6.1. Sonuç ..................................................................................................................... 137

6.2. Öneriler .................................................................................................................. 145

KAYNAKÇA ............................................................................................................... 151

ÖZGEÇMĠġ ................................................................................................................ 174

Page 11: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

x

KISALTMALAR LĠSTESĠ

AB : Avrupa Birliği

ABD : Amerika BirleĢik Devletleri

AKTOB : Akdeniz Turistik Otelciler ĠĢletme Birliği

DPT : Devlet Planlama TeĢkilatı

GOÜ : GeliĢmekte Olan Ülkeler

GÜ : GeliĢmiĢ Ülkeler

GSMH : Gayri Safi Milli Hasıla

GSYĠH : Gayri Safi Yurt Ġçi Hasıla

IATA : International Air Transport Association

IH&RA : Uluslararası Otel ve Lokanta Birliği

KTB : Kültür ve Turizm Bakanlığı

M.Ö. : Milattan Önce

THY : Türk Hava Yolları

TCMB : Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası

TMGT : Türk Milli Gençlik TeĢkilatı

TÜĠK : Türkiye Ġstatistik Kurumu

TURĠNG : Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu

TÜSĠAD : Türkiye Sanayici ve ĠĢadamları Derneği

TÜRSAB : Türkiye Seyahat Acentaları Birliği

TÜROFED : Türkiye Otelciler Federasyonu

TUYED : Turizm Yazarları Derneği

TYD : Turizm Yatırımcıları Derneği

WEF : World Economic Forum

UNWTO : World Tourism Organization

WTTC : Dünya Seyahat ve Turizm Konseyi

Page 12: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

xi

TABLOLAR LĠSTESĠ

Tablo 1. Turizm Sektörünün GeliĢme Süreci ............................................................... 5

Tablo 2. Dünya Genelinde En Çok Ziyaret Edilen 10 Temalı Park ........................... 12

Tablo 3. Kitle Turizmi ve Ekolojik Turizm Farklılıkları ........................................... 16

Tablo 4. Avrupa Seyahat Pazarında Lider Tur Operatörleri ...................................... 33

Tablo 5. Dünya Turizm Hareketleri 1950-2014 ......................................................... 38

Tablo 6. Bölgesel Turist Sayıları 2013 ....................................................................... 39

Tablo 7. Turizm Harcamaları En Yüksek 10 Ülke ..................................................... 37

Tablo 8. Uluslararası Turizm Hareketlerinin Bölgesel Dağılımı 1990-2020 ............. 40

Tablo 9. Turist Sayısı Açısından Dünyada En Çok Turist Alan Ġlk 10 Ülke ............. 41

Tablo 10. Dünya Genelinde Turizm Gelirleri Açısından Ġlk On Ülke ......................... 41

Tablo 11. Dünyada En Çok Turist Gelen Ġlk 10 Ülke 1970-2013 ............................... 43

Tablo 12. DıĢ Turizm Bilançosu .................................................................................. 51

Tablo 13. Yabancı Sermayeye Verilen Ġzinler ............................................................. 73

Tablo 14. Turizm sektöründe ÇalıĢan Sayısı .............................................................. 75

Tablo 15. Turizm Sektöründe ÇalıĢan Sigortalı Sayısı ................................................ 76

Tablo 16. Turizmin Ekonomik Göstergeleri 2008-2013 .............................................. 78

Tablo 17. Yabancı ziyaretçi sayısının bölgelere dağılımı ............................................ 79

Tablo 18. Dünya Turizminden Turist Geliri ve Turist Sayısı Açısından Aldığı Pay ... 80

Tablo.19. Türkiye‟de Turizm Gelirleri ve Turist Sayısı 2001-2014 ............................ 81

Tablo 20. Türk Turizm Sektörüne ĠliĢkin Temel Makro Ek. Büyüklükler .................. 84

Tablo 21. Ziyaretçilerin Gelir Grubuna Göre Dağılımları ........................................... 86

Tablo 22. Toplam Yatak Kapasitesinin Tesis Türlerine Göre Dağılımı ...................... 87

Tablo 23. Ülkelerin Mavi Bayraklı Tesis Sayısı .......................................................... 88

Tablo 24. Türkiye ve Rakip Ülkelerin KarĢılaĢtırılması .............................................. 88

Tablo 25. Türkiye‟nin Rekabetçilik Raporundaki Durumu ......................................... 91

Tablo 26. Rekabetçilik Endeksinde Türkiye ile Rekabet Eden Ülkeler ....................... 92

Tablo 27. WEF 2013 raporuna göre Rakipler ve Ülkemizin Sıralamaları ................... 93

Tablo 28. Dünyada Yapılan Uygulamalı Modeller .................................................... 120

Tablo 29. ADF Testi ................................................................................................... 131

Tablo 30. PP Birim Kök Sonuçları…………………………… ................................. 132

Tablo 31. Johansen EĢ-bütünleĢme Testi…………………… ................................... 133

Tablo 32. Johansen EĢ-bütünleĢme Testi ................................................................... 133

Page 13: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

xii

Tablo 33. Hata Düzeltme Modeli (VECM ................................................................. 134

Tablo 34. Varyans AyrıĢtırması Analiz Sonuçları ..................................................... 135

Page 14: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

xiii

ġEKĠLLER LĠSTESĠ

ġekil 1. Ekonominin Sektörel Dağılımı ......................................................................... 8

ġekil 2. Uluslararası Turizmin ÇeĢitleri ...................................................................... 15

ġekil 3. Sürdürülebilir Turizm ..................................................................................... 18

ġekil 4. Turistik Taleb Eğrisi ...................................................................................... 25

ġekil 5. Turistik Arz Eğrisi .......................................................................................... 30

ġekil 6. Turizm Sektöründe Dağıtım Kanalları ġeması .............................................. 34

ġekil 7. Nedenlerine göre Turizm ve Oranları ............................................................ 37

ġekil 8. Bölgelere Göre Turist GeliĢ Oranları ............................................................. 39

ġekil 9. Ülkelerin KiĢi BaĢı Turizm Gelirleri ............................................................. 42

ġekil 10. Kalkınma Kuramları ....................................................................................... 44

ġekil 11. Turizm, Ekonomik Büyüme ve Yoksulluğun Azaltılması ............................. 45

ġekil 12. Turizm Çarpanı Süreci ................................................................................... 48

ġekil 13. Turizm Sektörünün Olumlu Ekonomik Etkileri ............................................. 50

ġekil 14. Turizm Sektörünün Olumsuz Ekonomik Etkileri ........................................... 60

ġekil 15. Turizm Endüstrisinde Pazarlama GeliĢim Süreci ........................................... 64

ġekil 16. Türkiye Yatak Arzı GeliĢimi (2000-2013) .................................................... 70

ġekil 17. Turizm Sektöründe ÇalıĢan KiĢi Sayısı (1983-2013) .................................... 77

ġekil 18. Türkiye Turizm Stratejisi 2023 ...................................................................... 83

ġekil 19. TeĢvik belgesine bağlanan tesislerin 5 yıldızlı tesislere göre (%) ................. 86

ġekil 20. Dünyada Gelen Turist sıralamasında Türkiye‟nin yeri (2000-2014) ............ 89

ġekil 21. Ülkemize Kurvaziyer ile Gelen Turist Sayısı (2004-2012) ........................... 90

ġekil 22. Türk Turizminin SWOT (güçlü, zayıf, fırsat, tehditler) analizi ..................... 96

ġekil 23. HH‟nın Turizm Ekonomisine Etkileri .......................................................... 112

ġekil 24. Impulse-Response Analiz Sonuçları ............................................................ 136

Page 15: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

1

BÖLÜM I

GĠRĠġ

Turizm; bireylerin gezme, görme, keĢfetme, yeni insanlarla tanıĢma gibi bazı

fiziksel ve psikolojik ihtiyaçlarının neticesinde doğan bir olgudur. Ġkinci Dünya SavaĢı

öncesi milyonlarca insan geçici süre için baĢka yerlere seyahat etmektedir. Yer

değiĢtirme sürecinde bireyler ulaĢtırma araçlarını kullanarak gidilen bölgelerdeki

konaklama, yeme-içme ve eğlence olanaklarından faydalanmaktadırlar.

Turizm sektörü ülkemizde son 25 yılda büyük bir sıçrama göstermiĢtir. Bu

sektör aynı anda 38 farklı sektörü eĢ zamanlı etkileyerek ekonomideki önemini ortaya

koymaktadır. Dünya Turizm Örgütü (WTO) 2020 yılında 1 milyar 600 milyon bireyin

turizm amaçlı seyahat edeceğini ve toplam 2 trilyon dolar harcama yapacağını ön

görmektedir.

Turizmin istihdam yaratıcı etkileri bağlamında turizm sektörünün emek-yoğun

özelliği dikkat çekmektedir. Turistik tüketim harcamaları doğrudan ve dolaylı istihdam

etkisi göstermektedir. Hem otel ve restoranlarda çalıĢan kiĢilerin sayısı, hem de

ulaĢtırma, eğlence ve alıĢveriĢ merkezlerinde istihdam edilenlerin sayısı artmaktadır.

Örneğin, Cayman adalarındaki toplam istihdamın %45 i turizm sektöründe

çalıĢmaktadır. Turizmin olumsuz etkileri arasında ise, fırsat maliyeti, turizme aĢırı

bağımlılık, enflasyonist baskı, mevsimlik dalgalanma, yabancı iĢgücü gereksinimi,

dıĢalım eğilimindeki artıĢ sayılabilmektedir. Ülkemizde Ege ve Akdeniz kıyılarındaki

verimli tarım alanları turizme tahsis edilmiĢ ve bu yörelerde üretilen bazı tarım ürünleri

ithal edilmeye baĢlanmıĢtır. Turizme aĢırı bağımlılık ise sektörün esnek talebe

dayanması, fiyat ve moda gibi kısmen tahmin edilebilir ve ekonomik, siyasi buhran,

doğal afetler gibi tahmin edilemeyen etkenler neticesinde talep kayıpları yaĢanmasına

yol açar. Turizmin belli bir bölgeye yoğunlaĢması neticesinde bölgesel enflasyon ve

arazi değerlerinde spekülatif artıĢlar söz konusu olabilmektedir. Enerji, hammadde ve

ücret artıĢları sektörü olumsuz etkilemektedir. Mevsimlik dalgalanma neticesinde

iĢletmeler kıĢ dönemi atıl kalmakta ve mevsimlik gizli iĢsizlik sorunu ortaya

çıkmaktadır. DıĢ alım eğilimindeki artıĢın kaynağı olarak turistik tesisler için ithal

edilen her türlü inĢaat ve donanım malzemesi, kar transferleri, yabancı personele ödenen

ücretler vb. sayabilmektedir (Kozak, 2012).

Page 16: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

2

1.1. ÇalıĢmanın Amacı

Bu çalıĢmanın yapılmasındaki temel amaç turizm ve ekonomik geliĢme

arasındaki iliĢkinin iktisadi ve ekonometrik açıdan analiz edilmesidir. Dünya turizm

sektörünün tarihsel geliĢimini turizm olayının ilk görüldüğü zamandan bu yana

incelemek, insanların neden turizm hareketine katıldıkları, neler talep ettikleri, turizm

sektörünü bekleyen trendler, 20 yıl sonraki turizm sektörünün yeri ve önemi, ekonomik

katkıları vb. konuları incelemektir .Bu çalıĢma kapsamında kısmında dünyada ve

ülkemizdeki turizm sektörünün tarihi geliĢimi ve kurumsal boyutları, ülkeye olumlu ve

olumsuz etkileri araĢtırılarak sektörün mevcut yapısının ayrıntılı bir profilinin ortaya

konması ve ekonometrik bir analiz yapılması amaçlanmaktadır.

1.2. ÇalıĢmanın Önemi

Turizm gelirleri geliĢmekte olan veya az geliĢmiĢ ülkeler için önem taĢımaktadır.

Turizm gelirleri hem görünmeyen bir ihracat kalemi hem de ödemeler dengesi açıklarını

kapatmaya faydalıdır. Yine turizm sektörünün emek yoğun bir sektör olması ve 54 diğer

sektörle iliĢkisi olması nedeni ile ekonomik büyümeye katkı sağlayan bir sektördür.

ÇalıĢmada turizm gelirlerinin ekonomik büyüme için önemi, turizm gelirlerinin daha

verimli bir Ģekilde kullanılması, turizmin 12 aya yayılması, turizm gelirlerinin

arttırılması ve sürdürülebilir turizm stratejileri hususunda önerilerde bulunulacaktır.

1.3. ÇalıĢmanın Kapsamı ve Kısıtlar

Mevcut çalıĢmada turizm sektörünün dünya da ve Türkiye‟deki sayısal

büyüklükleri kullanılmıĢtır. Bu çalıĢmada kullanılan veriler TÜĠK,Türsab kaynaklıdır.

Dünya da ilk on ülkeye gelen turist sayısı, turizm geliri gibi verilerle incelenmiĢtir.

Türkiye turizm sektörünün tarihçesi, verilen teĢvikler ve sektörün tüm verileri kapsam

alanı içerisine dahil edilmiĢtir. Ekonometrik model için 1969-2012 dönemi yıllık

Türsab verileri kullanılmıĢtır. 2005 yılı TÜFE baz olarak alınmıĢtır.

1.4. ÇalıĢmanın Planı

Bu tez çalıĢması, giriĢ ve sonuç bölümleri ile birlikte beĢ bölüm Ģeklinde

organize edilmiĢtir. Tez çalıĢmasının ilk bölümünde bu çalıĢmanın amacını, önemini,

kapsam ve kısıtları da içeren giriĢ kısmına yer verilmiĢtir.

Page 17: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

3

ÇalıĢmanın ikinci bölümünde turizm sektörü ile ilgili gerekli tanım, kavram

verilmiĢtir. Turizm sektörünün özellikleri ve turizmin çeĢitleri, turizmin olumlu ve

olumsuz etkileri açıklanmıĢtır.

ÇalıĢmanın üçüncü bölümünde turizmin ekonomik etkileri, turizm sektörünün

diğer sektörler ile olan iliĢkisi, olumlu ve olumsuz ekonomik etkileri

değerlendirilmiĢtir.

ÇalıĢmanın dördüncü bölümünde Türkiye turizm sektörünün 1980 sonrası

geliĢimi, ülkemizde uygulanan turizm politikaları, sektörün Türk ekonomisindeki payı

ve önemi açıklanmıĢtır. Ġlave olarak hükümetin 2023 Turizm Stratejisi ve hedefleri,

öneriler ve turizm sektörümüzün genel SWOT analizi sunulmuĢtur. ÇalıĢmanın beĢinci

bölümünde turizm gelirleri ile ekonomik büyüme iliĢkisi 1969-2012 dönemi arası olarak

zaman serisi ekonometrik analize tabi tutulmuĢ, yöntem ile ilgili içerikler tanıtılmıĢ,

özellikle konu ile ilgili dünyada ve Türkiye‟de ki çalıĢmaların literatür taraması

yapılarak bulunan ampirik bulgulara yer verilmiĢtir.

ÇalıĢmanın altıncı bölümünde tez çalıĢmasından elde edilen sonuçlar ve bu

sonuçlar doğrultusunda önerilen politikalar sonuç ve öneriler kısmında yer almaktadır.

Page 18: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

4

BÖLÜM II

TURĠZM SEKTÖRÜ: TANIMI, GELĠġĠMĠ VE ÖZELLĠKLERĠ

ÇalıĢmanın bu bölümünde turizm sektörü ile iliĢkili tanımlar kavramsal olarak

ele alınmakta ve turizmin tanımı, turizm olgusu, turist, turizmin nedenleri, turizmin

çeĢitleri, turizmin olumlu ve olumsuz etkileri hakkında çeĢitli bilgiler verilmektedir.

2.1. Turizm’in Tanımı

Turizm ve turistik kelimelerinin anlamını tanımlarken en önemli bileĢen,

hareket ve geri dönüĢ olayıdır (Sezgin, 1995, s.3). Türkçe de kullanılmakta olan

“seyyah” kelimesi “turist” , “seyahat” kelimesi ise “turizm” kelimesinin karĢılığıdır ve

turist, turizm, turistik kavramları ilk kez Ġngilizler tarafından kullanılmıĢ olsa da,

Fransızca kökenlidir (Özdemir, 1992, s.19). 17. yüzyıla kadar giden turizm kelimesinin

kökeni olan “tour” Ġbranilerce “öğrenme, araĢtırma” anlamı taĢıyan “torah”

kelimesinden türemiĢ, yaĢanılan yerlerin dıĢındaki uzak yerleri görmek ve gittikleri

yerlerdeki toplumların sosyo-ekonomik durumlarını ifade etmek üzere, kendi

gönderdikleri kiĢilere “turist” ve bunların eylemlerine de “turlamak” demiĢtir (de Freitas

2003, s. 45). Turizm ile ilgili tanım çalıĢmaları ilk olarak 19. Yüzyıla kadar dayanmakla

birlikte turizm olgusunun tanımı ilk olarak 1905 yılında Guyer-Feuler tarafından

yapılmıĢtır. Bu tanıma göre turizm “gittikçe artan hava değiĢimi ve dinlenme

gereksinimleri, doğa ve sanatla beslenen göz alıcı güzellikleri tanıma isteğine; doğanın

insanlara mutluluk inancına dayanan ve özellikle ticaret ve sanayinin geliĢmesi ve

ulaĢım araçlarının kusursuz hale gelmelerinin sonucu olarak ulusların ve toplulukların

birbirlerine daha çok yaklaĢmasına olanak veren modern çağa özgü bir olay” olarak

tanımlamaktadır. Bir baĢka tanıma göre turizm “modern doğa ve sanatla beslenen göz

alıcı güzellikleri tanıma isteğine, doğanın insanlara mutluluk verdiği inancına dayanan

ve özellikle ticaret ve sanayinin geliĢmesi ve ulaĢım araçlarının kusursuz hale

gelmelerinin bir sonucu olarak, ulusların ve toplulukların birbirlerine daha çok

yaklaĢmasına olanak veren modern çağa özgü bir olaydır.” (Özyaba 2001, Sertkaya

2001, Güngör 2003).

Page 19: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

5

Tablo.1.

Turizm Sektörünün Gelişme Süreci

Medeniyetler Dönemi: M.Ö.8000-Ġsa'nın doğumu

Ticaret Dönemi: Ġsa'nın doğumu-M.S.1700

Endüstri ve Teknoloji Dönemi: 1700-1900

Turizmin GeliĢme Dönemi: 1910-1945

Kitle Turizminin Yoğun YaĢandığı Dönem: 1946-1990

Turizmin Olgunluk Dönemi: 1990 ve sonrası

Kaynak: Gartner, 1996, s.36.

Günümüzde kullanılan turizm kavramının ilk olarak Ġkinci Dünya SavaĢı

döneminde Ġsviçreli ekonomistler Hunziker ve Krapf (1942) tarafından literatüre

sokulduğu görülür. Bu tanıma göre de “turizm, insanların sürekli çalıĢma ve

konutlarının bulunduğu yer dıĢında yaptıkları seyahat ve konaklamalarından meydana

gelen iliĢki ve olayların tümü” Ģeklindedir. Turizm olayını çok-disiplinli olarak

tanımlayan görüĢler de vardır ve bu tanılardan birine göre turizm olayı; “turist, turistik

iĢletmeler, turizm organizasyonlarının oluĢturduğu alt sistemler ve bu alt sistemlerin

ekonomik, sosyal, politik, hukuki, teknolojik ve ekolojik çevre ile olan iliĢkilerine

dayanan global bir sistem” olarak tanımlanmaktadır (Olalı ve Timur s, 5-6). Bir baĢka

turizm tanımı ise; “24 saatten az olmamak, sürekli kalıĢa dönüĢmemek ve gelir sağlayıcı

herhangi bir uğraĢıda bulunmamak koĢulu ile bireyin yolculuk ve/veya

konaklamalarından doğan olay ve iliĢkilerin tümüdür” (Erdoğan, 2003). BaĢka bir

tanıma göre ise “milli gelire katkı sağlayan, istihdamı artıran, ödemeler dengesi

üzerinde olumlu etki yapan bir sektördür” (Han ve Fang 1997, s. 357). BaĢka bir tanıma

göre ise “ Ġnsanların yeni yerler görmek ve tanımak, yeni deneyimler kazanmak, diğer

insanlar, çevreler, hayat Ģartları ve davranıĢ biçimleri ile temasa geçip kendi kültürlerini

geliĢtirmek, eğlence ve dinlence faaliyetlerinde bulunmak ve seyahat yolu ile macera ve

merak, zevk ve güdülerin tatmin edildiği, insanların seyahat ve hareketlerini içeren bir

faaliyettir (Lobo 1995). Bütün bu farklı tanımlara konu olan tüm seyahat harcamaları,

turizm ekonomisi kapsamı içinde bulunur.

Page 20: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

6

2.1.1 Turizm Nedir?

Turizm, birçok aktivite ve bölümü içerisinde barındıran çok boyutlu bir endüstri

görünümündedir. Bunlardan önemlilerini sayacak olursak: ulaĢtırma, konaklama,

aktiviteler, alıĢveriĢ, doğal kaynaklar ve çekiciliklerdir. Bunları her biri kendi

içerisinde ve birbirleri ile bağlantılıdır (Mc Intosh ve Goeldner, 1986, s. 16). Çok

sayıda bilim dalını ilgi alanına giren turizmin diğer tanımları ise Ģöyledir:

- Turizm kavramı, yolcuların evlerinden uzaklaĢmalarını ve onlara hizmet veren

kiĢilerin ve iĢ kollarının bu seyahatleri hem kolaylaĢtırmalarını hem de eğlenceli

hale getirmelerini içermektedir (Yağcı, 2003, s. 11).

- Turizm, turistleri ve diğer ziyaretçileri kendine çekme ve ev sahibi olarak konuk

etme süreci içinde, turistler, iĢletmeler, ev sahibi yönetimler ve ev sahibi

toplumlar arasındaki karĢılıklı etkileĢimlerden doğan olaylar ve iliĢkiler

yumağıdır (Erdoğan, 1995, s. 8).

Tribe (1997) turizm için yaptığı tanımda turizm, turistler, turist gönderen ve

kabul eden ülkelerde yaĢayanlar, turistlerin ihtiyaç duyacakları malları ve hizmetleri

üreten firmalar, hükümetler ile doğal ve insan yapısı çevrenin birbirleri ile

etkileĢiminden oluĢmuĢ sonuçları içeren süreç diye tanımlar.

Turizm serbest/boĢ zaman gerektiren bir faaliyet olmakla birlikte her serbest

zamanlarda yapılan dinlence ve eğlenmek için yapılan faaliyet ( müzik dinlemek,

tiyatroya gitmek, kitap okumak vb. ) turizmin kapsamı içinde yer almamaktadır.

Turizm, en baĢta ekonomi bilimi olmak üzere coğrafya, psikoloji, tıp, tarih vb. birçok

bilim dalı ve diğer sektörlerle iliĢki içerisinde olduğundan bu da neden birçok tanıma

sahip olduğunun açıklamasıdır.

AĢağıda turizm konusunda çalıĢmalar yapan disiplinler ve bu disiplinlerin turizm

endüstrisine olan destekleri sıralanmıĢtır (Page ve Connell, 2006, s. 8):

- Coğrafya: turizmin nerede geliĢtiğinin mekânsal analizi

- Ekoloji: turizmin çevre üzerine olumu ve olumsuz etkileri

- Tarım: kırsal turizmin geliĢiminin etkileri

- Ġktisat: turizmin ekonomik etkileri, büyüme üzerine etkileri vb.

- Sosyoloji: serbest zaman etkinliği olarak turizmin sosyolojik analizi

Page 21: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

7

- Psikoloji: turistlerin seyahat etme içgüdülerini açıklamaya yardım etme

- Antropoloji: yerel halk ve turist iliĢkilerini inceleme

- Siyaset bilimi: devlet politikalarının turizme olumlu ve olumsuz etkisi, vize ve

harç koymak gibi vb.

- ĠĢletme ve yönetim: turistik organizasyonların optimum yönetimi

- Pazarlama: turizm ürününün uluslararası ve ulusal piyasalarda pazarlanma

çabaları

- Hukuk: turizm hukuku, turistlerin hakkını savunma vb.

- ġehir ve bölge planlaması: turizmin planlanması ve alt yapının geliĢtirilmesi.

Burkart ve Medlik (1974) ve Smith (1988) turizmin bir endüstri olduğunu,

Davidson (1988, s. 28) ise turizmin bir endüstriler toplamı olduğunu savunmaktadır.

Turizm ürününün sadece satın alınan mal ve hizmetlerle sınırlı olmadığı, seyahat

süresince yaĢanan deneyimlerin de turistik ürünün bir parçası olduğu dikkate alınmalıdır

(Mak, 2004, s. 8-9). YaĢadığı deneyim turistin kendi kültürüne de farklı bir açıdan

bakmasına yol açabilmektedir (Holden, 2005, s. 1-3). Turizm bir sistem olarak ta

değerlendirilebilir (Tribe, 1997). Goeldner ve Ritchie (2006, s. 14-20) ye göre turizm

sistemini: doğal kaynaklar ve çevre, insan yapısı çevre (kültür, altyapı, teknoloji,

üstyapı, yönetim), turizm endüstrisini oluĢturan sektörler (ulaĢım, konaklama, yiyecek-

içecek, turistik cazibe alanları, seyahat acentaları, tur operatörleri) ve turizm planlaması,

tanıtımı ve geliĢtirilmesine odaklanmıĢ (kamu ve özel sektör) birimler olarak , temelinde

turist oluĢturur.

Turizm bugün dünyada en önemli üç temel hizmet sektöründen (diğerleri

telekonomikasyon ve enformasyon) biri ve ekonominin bir alt sektörüdür. Hizmet

gereksinimleri tatmin eden ama fiziksel olmayan Ģeylere denir (BüyükerĢen vd., s. 23).

Turizm gibi.

Ekonominin sektörel dağılımı aĢağıda Ģekil olarak çizilmiĢtir:

Page 22: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

8

SEKTÖRLER

TARIM SANAYĠ HĠZMETLER

Bilgiye Dayalı Hizmetler Geleneksel

Hizmetler

- Bankacılık -Turizm

-Sigortacılık -TaĢımacılık

-Bilgi Teknolojileri -Sosyal Hizmetler

-ĠnĢaat, Sağlık, Eğitim

-Kamu Hizmetleri vb.

Şekil 1. Ekonominin sektörel dağılımı

Kaynak: Seyidoğlu, 2001, s. 732.

ġekil 1‟e göre uluslararası ticarete konu olan geleneksel hizmetlerin ilk sırasında

turizm gelir, turizmi ekonominin bir alt sektörüdür, görüĢünü desteklemektedir.

Üretim faktörlerini turizm açısından, emek (turist rehberi), toprak (doğal

kaynaklar, doğa, orman, plajlar), sermaye (fiziki sermaye olarak otel, beĢeri sermaye

olarak yabancı dil konuĢabilme) ve giriĢimcilik (tur operatörü, otel iĢletmeciliği) olarak

sıralayabiliriz (Gürkan, 1997, s. 10).

2.2. Turizm ile Ġlgili Kavramlar

Milletler Cemiyeti Ġstatistik uzmanlarının 1937 yılındaki kararlarına göre

“yerleĢik bulunduğu ülkeden baĢka bir ülkeyi en az 24 saat süreyle ziyaret eden kiĢi”

turist olarak kabul edilir (Dinçer, 1993). Ülkemizde ise 1996 yılı Seyahat Acenteleri

Yönetmeliğine göre turist “Para kazanma amacı olmaksızın, dinlenmek ve eğlenmek

için ya da kültürel, bilimsel, sportif, idari, diplomatik, dinsel, sıhhi, ve benzeri

nedenlerle oturduğu yer dıĢına geçici olarak çıkan ve tüketici olarak belirli bir süre

seyahat edip kalan ve yeniden ikametgâhına dönen kimsedir” (Kozak vd., 2000, s.7).

Yukarıdaki tanımlara bakarak aĢağıda verilen sınıflamalardakileri turist olarak kabul

edebiliriz (Usta, 2001):

Page 23: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

9

- Zevk, ailevi nedenler, sağlık vb. nedenlerle seyahat edenler

- Bilimsel, idari, dini, ticari, diplomatik, sportif amaçlı seyahat edenler

- 24 saatten az kalsalar bile gemi (cruise) ile seyahat edenler

Bir diğer kavram olan “destinasyon” kavramı turizm sektöründe sık kullanılan

bir kavramdır. Destinasyon denildiği zaman turist grubuna bütünleĢtirilmiĢ hizmetler

sunan ve turizm ürünlerinin birleĢiminden oluĢmuĢ coğrafi bir bölge düĢünülmelidir

(Buhalis, 2000, s.97). Bu ürünler turizm bölgesi adı altında değerlendirilirler.

Geleneksel olarak turizm bölgeleri çok iyi tanımlanmıĢ coğrafi alanlardır bu bir yer, bir

ülke, bir Ģehir, bir kasaba, bir ada vb. olabilir. Örnek olarak Londra kenti, Alman iĢ

adamları için bir destinasyon sayılır iken; altı Avrupa ülkesini tur ile gezen Japon

turistler için de Avrupa Bölgesi destinasyon olarak kabul edilir (Davidson ve Maitland,

1997).

BaĢka bir kaynakta ise turizm bölgesi Ģöyle verilmiĢtir: ülke bütününden küçük

ve ülke içerisindeki pek çok kentten büyük, algı olarak belli bir imaja sahip markalaĢmıĢ

ulusal bir alandır ve önemli turistik çekiciliklere, çekim merkezlerine ve festivaller,

karnavallar gibi etkinlikler, bölge içerisinde kurulmuĢ iyi bir ulaĢım sistemine, geliĢim

potansiyeline, bölgeler arası ve ülke düzeyinde fiziki ulaĢım olanaklarına ve yeterli

coğrafi büyüklüğe sahip bölgedir (Jenkins ve Tosun, 1996) .

2.3. Turizm Ürünü, Özellikleri

Tanıma göre “turizm ürünü bir turistin seyahatinin baĢlangıcından bitimine

kadar geçen zaman dönemi içerisinde gereksinimlerini karĢılamak amacıyla elde ettiği

ve turizm arzını oluĢturan faktörler tarafından sunulan nesnel ve öznel değerlerin

bütünüdür “ (Ġçöz ve Kozak, 2002, s. 15). Turizm sektöründe tüketim amacı ile sunulan

tüm mal ve hizmetler “turistik üründür”

Turizm ürününün kendine has baĢlıca özellikleri Ģu Ģekilde belirtilmektedir

(Olalı, 1983, s. 133-136):

- Mal satın alan tüketicilerin nesnel beklentileri bulunur. Amaç ve yarar her turist

için farklıdır yani Ġstanbul‟ a gelen iĢ adamı ile gezen turistin aynı otelden

beklentileri farklı olacaktır.

Page 24: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

10

- Kullanım ve değiĢim olarak farklıdır. Turizm ürününün tüketimi soyuttur,

tatmin ya da tatminsizlikle neticelenebilir.

- Turizm ürününün arzı esnek değildir. Doğal ve tarihi kaynaklar kısa sürede

çoğaltılamaz. Tesislerin kurulması yıllar sürer. Talep azalmasında arzı azaltmak

imkansızdır.

- Turizm ürününe olan talep aĢırı esnektir. Bu talep siyasal, ekonomik, kültürel,

doğal ve psikolojik etkenlere dayanır. Terör, afetler, döviz kuru artıĢı, politik ve

ekonomik istikrarsızlık vb.

- Tüketim yeri farklıdır. Turistler üretim yerine bir Ģekilde taĢınmalıdır. Turizmde

dağıtım ters yönlüdür mallara göre.

- Mallar üretildikten sonra stok edilebilir. Turizm ürünü stok edilemez. KıĢın

güneĢ yoktur.

- Uyumluluk zorunludur. Turizm ürününün üretiminde çalıĢan (otel, konaklama,

ulaĢım) paydaların uyumlu çalıĢması gereklidir.

- Satın almanın bağlı olduğu unsurlar çoktur. Ġlgi, entelektüel ve kültürel birikim,

boĢ zaman, gelir ve tasarruf düzeyi gibi unsurlara bağlıdır.

- Ġkame olanakları çoktur. Turizm ürünleri hayati önem taĢımazlar sosyal bir

gereksinimdir. Ev satın almak, iĢe girmek daha önceliklidir.

- Turizm ürünü zaman ve mekan içerisinde yoğunlaĢmaktadır. Yaz dönemine

sıkıĢan yoğun sezon gibi. Haziran, Temmuz ve Ağustos ayları kitle turizminin

en yoğun yaĢandığı zamanlardır.

- Turizm ürünü çok boyutludur. Termal bir tesisten bir çok yarar beklenir, sağlık

veya prestij edinmek gibi.

- Turizm ürünü önce satılır sonra tüketilir. Erken rezervasyon ile iĢletmeler

üretmeden nakit elde ederler.

- Turizm ürünü sunulmaya hazır üründür, yarı veya tamamlanmamıĢ ürür

Ģeklinde satılamaz. Önceden hazırlanmalıdır.

- Aynısı ile kopya edilmesi zordur. Ürün soyut olduğundan tıpatıp baĢka bir

iĢletmede üretilmesi imkansızdır. Side‟de ki beĢ yıldız iĢletme ile Manavgat

Çayı‟nın kenarındaki beĢ yıldız iĢletmeler aynı hizmeti sunsalar dahi tüketici

tarih ve doğal olarak farklı algılayacaktır.

- Turizm ürünü ulaĢtırma hizmeti olmadan sunulamaz. Evinden çıkıp girene

kadar ulaĢım hizmetlerinden faydalanacaktır.

Page 25: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

11

Kitle turizmine olan talebin mevsimsel olması dikkat çeker. Yaz ayları tatil için

en uygun zamandır. Uzun süreli okul tatilleri yazın verilir. Ailenin birlikte tatil

yapabilmesi için ücretli izinlerde çoğunlukla yazın kullanılır (Butler, 1994).

Turistik ürünü oluĢturan beĢ temel unsuru vardır: çekicilik, ulaĢılabilirlik,

iĢletmeler, etkinlikler ve imaj (Kozak vd., 2006, s. 69-74):

Çekicilik: doğal kaynaklar, kültürel kaynaklar, eğlence (Disneyland,

Aquaparklar, oyuncak müzeleri, film ve TV stüdyo gezileri ve tema parkları),

olaylar (fuar, festival, sokak gösterileri, sahne Ģovları, Rio Karnavalı vb.), özel

merak (kumar, kano vb.)ve psikolojik etkenler (macera vb.). Doğal unsurlar:

iklim, hava, su, flora vb. Sosyo-kültürel unsurlar: müzeler, gelenek ve

görenekler vb.).Ekonomik unsurlar: turizm ürününün fiyatı, satın alma gücü ve

genel ekonomik durum. Psikolojik unsurlar: moda, snobizm, sempati, alıĢ veriĢ

merkezleri vb.

UlaĢılabilirlik: çekici olan destinasyonun hedef kitleye yakınlığı ve düĢük

maliyetle ulaĢılabilme yeteneğidir.

Ġmaj: New York iĢ turizmi, Las Vegas kumar turizmi, Roma kültür turizmi

olarak algılanır.

Etkinlikler: spor (futbol, Olimpiyat vb), Ģenlik, karnaval vb.

ĠĢletmeler: Turizm yer değiĢtirme olayıdır. UlaĢtırma iĢletmeleri (kara, hava,

deniz ve demir yolu), konaklama iĢletmeleri (otel, motel, tatil köyü, pansiyon,

termal tesis), yiyecek-içecek iĢletmeleri (hızlı yiyecek, pastaneler vb.), seyahat

iĢletmeleri (tur operatörleri toptancı ve paket turu oluĢturur, seyahat acenteleri),

rekreasyon iĢletmeleri, hediyelik eĢya satan iĢletmeler ve yan hizmet iĢletmeleri.

Page 26: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

12

Tablo.2.

Dünya Genelinde En Çok Ziyaret Edilen 10 Temalı Park

Temalı Park Destinasyon Yıllık Ziyaretçi Sayısı (2012)

Walt Disney Florida (ABD) 17.536.000

Disneyland

Kaliforniya (ABD) 15.963.000

Disneyland

Tokyo (Japonya) 14.847.000

Disneysea

Tokyo (Japonya) 12.656.000

Disneyland

Paris (Fransa) 11.200.000

EPCOT

Florida (ABD) 11.063.000

Animal Kingdom Florida (ABD) 9.998.000

Hollywood Studios Florida (ABD) 9.912.000

Universal Studios Osaka (Japonya) 9.700.000

Islands of Adventure Florida (ABD) 7.981.000

Kaynak: Themed Entertainment Association, 2013, s.16.

Bu tabloya dünyanın en büyük AVM‟si olan Dubaimall eklenecek olursa yıllık

64 milyon yerli yabancı turistin ziyaret ettiği belirtilmektedir.

2.4. Turizm Sektörü ve Özellikleri

Turizm sektörü genel anlamda hizmet sektörü içerisinde olmakla beraber diğer

sektörlerden de girdi almakta (konaklama, ulaĢım, yeme-içme vb.) ve nihayetinde çıktı

üreten kompleks bir yapı sergilemektedir. Bazı özellikleri ise: turizm sektörü hem

hizmetler sektöründen hem de diğer sektörlerden faydalanır. Turizm sektörünün temel

hammaddesi ülkelerin doğal arz kaynaklarından oluĢmaktadır (doğal, tarihi, kültürel

değerler), dıĢa bağımlılık azdır. Diğer sektörlere göre otomasyon ve makineleĢme azdır,

emek faktörü en yoğun olarak kullanılan bir sektördür. Turizm sektöründe riskler

oldukça yüksektir. Turizm talebindeki sürekli değiĢme turizm sektörünü dinamik tutar.

Turizm sektörü diğer sektörlerle iç içe girdiğinden veri toplama sistemi

oluĢamamaktadır. Turizm piyasası oligopol özellik taĢır. Turizm sektörü ekonomi

içerisinde önemli bir bileĢendir, ucuz döviz arzı sağlar ve istihdama katkı verir

(Ünlüönen ve Tayfun, 2011, s.40-41).

BaĢka yazarlara göre de turizm görünmez bir ihracat sektörüdür. Doğal, tarihi ve

kültürel zenginlikler “ekonomik mal” niteliği kazanmaktadır. Konaklama sektöründeki

Page 27: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

13

beĢ yıldızlı tesisler için oligopol piyasa geçerlidir. Terör, doğal afetler, politik ve

ekonomik istikrarsızlıklardan çok çabuk olumsuz etkilenme özelliği gösterir. Zorunlu

olmayan bir gereksinim sıralamasına (Maslow) sahiptir. Turizm arz ve talebi temel

ekonomik davranıĢlarla birlikte psikolojik, politik ve yasal faktörler ve moda gibi

unsurlarda büyük önem taĢırlar. Turizm harcamaları tam olarak hesaplanamaz, istatistiki

veriler anket sonuçlarına dayanan birincil verilerden oluĢur, bir çok sektörle iliĢkili

olduğundan ekonomideki yeri kesin olarak bilinemez ( Bahar ve Kozak, 2012, s. 54-57).

2.5. Amacına Göre Turizm Ve Türleri

Farklı amaçlarla gerçekleĢtirilen bir faaliyet olan turizmin baĢlıca türleri

Ģunlardır (Ünlüönen vd., 2011, s. 21-24):

- Sağlık Turizmi: klimatizm, termalizm ve üvalizm (kür) tedavileri amaçlıdır.

- Kitle Turizmi / Sosyal Turizm : Satın alma gücü düĢük bireylerin alınan önlem

ve teĢviklerle turizm olayına dahil olmalarıdır. Dünyada 1950 sonrası hızla

geliĢim göstermiĢtir. Ülkemizde 1960 sonrası ücretli yıllık izin haklarının

verilmesi ile baĢlamıĢtır (Akat, 1997, s. 25).

- Dağ ve KıĢ Turizmi: SanayileĢme ve hızlı geliĢmenin sonucunda bireyler

tekdüze ve sağlıksız çalıĢma koĢullarından yazın deniz kıyılarına, kıĢın ise

dağlık ve karlı bölgelere gitmektedirler.

- Öğrenci ve Gençlik Turizmi: Öğrenim kurumlarının hoca ve öğrencilerini toplu

Ģekilde gezdirdiği turistik gezilerdir (Sezgin, 1991, s.56).

- Üçüncü YaĢ Turizmi: GeliĢmiĢ ülkelerde ömür uzamıĢ ve 65 yaĢ ve üzeri

insanların toplumdaki oranı yükselmiĢtir. Emekli olmalarından ötürü bol

zamanları olduğundan ve ucuz olması nedeni ile mevsim dıĢı turizm

olanaklarını tercih etmektedirler. Avrupa da 100 milyon kiĢiye ulaĢmıĢtır.

- Yat Turizmi: Tatil ile sporu birlikte yapmak isteyenler ve denize aĢırı sevgi

duyanların katıldığı bir turizm türüdür, koyları ile ünlü Ege ve Akdeniz‟ de

yaygınlaĢmaktadır. Mavi Tur uygulamaları gibi.

- Dini Turizm: Ġnsanlar dininin kurucusunun doğduğu ve kutsal mekanları görmek

amacıyla dini turizme katılırlar. Tarsus, Hatay, Urfa ve Hac ziyareti vb.

- Bavul Turizmi : Doğu bloğu ülke vatandaĢlarının ziyaret ettikleri ülkeden birinci

elden mal almak ve gümrük duvarını aĢabilmek için yaptıkları turizm çeĢididir.

Laleli, Zeytinburnu ilçelerinde gerçekleĢtirilen deri ve kürk ticareti vb.

Page 28: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

14

- Diğer Turizm Türleri: turizmde uzmanlaĢma devri baĢlamıĢtır. Turist ilgi

alanına göre tatil programı yapmaktadır. Bunların baĢlıcaları ise av turizmi, eko-

turizm, rafting turizmi ve eğlence turizmidir (Bulut, 1999). ABD‟de bir yılda 78

milyon turist kuĢ gözlemciliğine katılmıĢtır. Eko turizm ise doğal kalabilmiĢ,

ekolojik yapısı bozulmamıĢ yerlere yapılan gezilere denilir. Doğu Karadeniz

yaylalarına yapılan geziler vb.

Smith (1989) turistleri yedi grupta incelemektedir: araĢtırıcı, seçkin, alıĢılmıĢ

yolların dıĢındaki turist, olağan dıĢı turist, baĢlangıç aĢamasındaki kitle turisti, kitle

turisti ve charter turist. Poon (1993) ise “eski turist- yeni turist” tiplemesinden söz

etmektedir.

2.5.1.Turizm Hareketlerinin Sınıflandırılması

Dünya Turizm Örgütü‟ ne göre bir ülke açısından turizm hareketleri üç ana

gruba bölünmüĢtür ( Goeldner ve Ritchie, 2006, s. 7):

1- Ülke vatandaĢlarının o ülke içerisinde yaptıkları seyahatler (domestic, yerli

turizm).

2- Bir ülkeye yabancıların yaptıkları seyahatler (inbound- tourism).

3- Bir ülke vatandaĢlarının ülke dıĢına yaptıkları seyahatler (outbound- tourism).

Page 29: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

15

ġekil 2‟de turizm faaliyetinin çeĢitleri ana hatları ile gösterilmektedir

TURĠZMĠN ÇEġĠTLERĠ

KiĢi Sayısına Göre YaĢa Göre Sosyo-Eko. Dur. Göre Amaca Göre

Bireysel Gençlik Sosyal Deniz, ĠĢ

Grup Orta YaĢ Lüks Termal, ġehir

Üçüncü YaĢ Kongre

Yat, Yayla

Dağ, KıĢ

Av, Golf

Şekil 2. Turizm çeĢitleri

Kaynak: Bahar O & Kozak M (2012), s.36

ġekil 2 de turizmin çeĢitleri kiĢi sayısına, yaĢa, sosyo-ekonomik durumuna ve

amaca göre sınıflandırılmıĢtır. Görüldüğü üzere tüm yaĢ grupları amaçlarına ve

gelirlerine göre turizm faaliyetlerine kitle veya alternatif turizm türü olarak

katılabilmektedir. Gençlik kampları (15-18 yaĢ arası), sağlık turizmi (üçüncü yaĢ, 65 yaĢ

ve üstü vb), kumar turizmi, macera turizmi gibi.

2.5.2.Kitle Turizmi ve Alternatif Turizm Farkı

Alternatif turizm ayrıca yeĢil turizm, soft-turizm, eko-turizm kavramları altında

da kullanılmaktadır. Kitle turizmine alternatif olarak düĢünülen alternatif turizmde, grup

tüketimi karĢısında bireysel turlar ön plana çıkmakta, büyük konaklama yerleri yerine,

küçük ve orta büyüklükteki iĢletmeler tercih edilmektedir. Alternatif turizmde insanlar

grup olarak yani daha ucuza mal edilmesi yaklaĢımı yerine daha fazla para ödemeyi

kabul ederler (Altınay, 1996, s, 60). AĢağıda kitle turizmi ile alternatif turizm arasındaki

farklılıklar verilmiĢtir:

Page 30: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

16

- Kitle Turizmi: Plansız, mekansız organizasyonlar, bağımsız projeler, kapalı

mekan ağırlıklı yeni bina kullanımı, her talebi karĢılama eğilimi, her yerde

turizm, ekonomik faydalar, mimaride uluslararası çizgiler, standart paket

programlar ve pasif turizm gibi özellikler.

- Alternatif Turizm: Planlı mekânsal organizasyonlar, bölge ile bütünleĢmiĢ

planlar, açık mekana ağırlık, talebe sınır koyma, yerel iĢgücü, yöresel mimari,

yerleĢme için özel seçim, mevcut yapı stokunu kullanma (otantiklik), bireysel

programlar, dinamizm ve aktif turizm gibi özellikler.

Alternatif turizm her geçen gün farklılaĢan (aile yapısı, eğitim, kültür ve gelir

değiĢkenleri) bireylerin seyahat ile alakalı beklentilerine cevap verebilmek, ülkeler arası

yaĢanan rekabet, mevsimsel yoğunlaĢmayı azaltmak (nisan-eylül arası), çevreyi

korumak (sorumlu turizm) hem turistik iĢletmelerin hem de çalıĢanların bütün yıl

boyunca istihdamlarının devam etmesine olanak sağlaması gibi nedenlerle gündeme

oturmuĢtur. Turistler kendilerini gerçekleĢtirmek, doğa ile iç içe kalabilmek, sportif

aktivitelere dahil olabilmek, yeni kültürleri deneyimlemek istemektedirler (Albayrak,

2013, s. 9-39).

Tablo 3‟da kitle turizmi ile yeni turizm olgusu olan ekolojik (alternatif turizm)

turizm kavramları arasındaki farklılıklar verilmektedir.

Tablo 3.

Kitle Turizmi Ve Ekolojik Turizm Farklılıkları

Kitle Turizmi Ekolojik Turizm

Binli kapasite

Onlu kapasite

Uluslararası standart

Yerel standart

Sınırlı alan

Tüm çevre

Mega tesisler

Küçük ölçekli tesisler

Konfor yüksek

Orta konfor

Deniz-kum-güneĢ

Sınırsız eylemler

Animasyon

Yürüme vb.

Uluslararası üslup

Bölge mimarisi

Uyumsuz bitkiler

Doğal bitki örtüsü

KarmaĢık tasarım Basit tasarım

Kaynak: BaĢtanlar, 2001.

Page 31: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

17

Yukarıda Fordist üretim anlayıĢı sonucu 1950‟ler den sonra ortaya çıkan kitle

(kıyı) turizmi ile 2000‟li yıllarda baĢlayan post-fordist üretim anlayıĢına sahip alternatif

turizm çeĢidi ayrımı verilmiĢtir.

Kitle turizminin son yıllarda çevreye verdiği zararlar neticesinde bireyler

tarafından tercih edilmemesi yeni turizm anlayıĢını da (soft-turizm, yeĢil turizm,

alternatif turizm) beraberinde getirmiĢtir. Kitle turizmi 1950 ve 1960 arasına Avrupa

ülkeleri arasında yaygındır. GeliĢen teknoloji önce maliyetleri azaltmıĢ ve ölçek

ekonomilerine yol açarak maliyetler daha da düĢmüĢtür. Neticede seyahat Ģirketleri

standart bir ürün olarak paket turları geniĢ topluluklara ucuz olarak

pazarlayabilmiĢlerdir (Shaw ve Williams, 1994, s. 174-185).

Alternatif turizme geçiĢ 1970 sonrası post-Fordizme geçiĢ ile ilintilidir. JIT (Just

In Time) üretim ve stok kontrolü daha esnek istihdam düzenlemelerine neden olmuĢ, niĢ

pazarlar oluĢmasına yol açmıĢ, bireysel düĢünce ve davranıĢ tarzları geliĢme göstererek

kültür turizm, macera turizmi, kırsal turizm vb. küçük ölçekli ve özgün iĢletmeler ile

birlikte alternatif turizm türleri oluĢmuĢtur Kitle turizminin en belirgin özelliği katılımın

çok sayıda olması ve tatilin standart bir paket Ģeklinde satılmasıdır. Kitle turizmi orta

sınıf turistlerin katılımı ile gerçekleĢtiğinden, maliyet faktörü çok önemlidir, yani ancak

toplu alımlarda (milyon adet) ulaĢım ve konaklama maliyetleri düĢürülebilir. Turizm

Ģirketlerinin kalan tek rekabet alanı doğal olarak fiyattır ve bu da uluslararası turizm

Ģirketlerinin yatay ve dikey bütünleĢme ile faaliyet göstermelerine yol açar, büyük

ölçekli ve kolektif konaklama düzenine yol açar. Kitle turizminin bir diğer özelliği

mevsimsel olmasıdır. Yaz ayları içerisinde tarım faaliyetlerine katılmak için verilen

okul tatili geleneği hala günümüzde de devam etmektedir. Sonuç olarak kitle turizm

talebi Ģu anda da yaz aylarında yoğunlaĢır. Zaman yoğunlaĢması, mekan

yoğunlaĢmasına yol açar. Yatırımlar kıyı ve yazın artan talebi karĢılamak için bu

bölgelerde toplanır. Kitle turizmi Fordist üretim anlayıĢının sonucudur. Az sayıda

üretici bütün pazarı elinde tutar, üretici egemenliği görülür. Turizmi pazarlayan

uluslararası Ģirketler potansiyel turizm talebini etkiler, moda olan deniz, güneĢ, kum

paketini belirleyen turizm Ģirketleridir (Roney, 2011, s. 19-21).

2.5.3. Ġklim ve Çevre DeğiĢikliğinin Turizm Üzerine Olası Etkileri

Ġklim o bölgelere ziyaretçileri çeken temel güdü olup, iklim turizm sektörünün

temel hammaddesidir (Hamilton, 2005, s.1). BirleĢmiĢ Milletler Dünya Turizm Örgütü,

Page 32: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

18

BirleĢmiĢ Milletler Çevre Programı ve Dünya Meteoroloji Örgütü‟nün 2008‟de

ortaklaĢa yayınladıkları rapora göre iklim değiĢikliği 21. Yüzyıl sürdürülebilir turizmin

önündeki en büyük tehlikedir (UNTWO, UNEP ve WMO, 2008, s. 38). Yunanistan ve

Türkiye‟nin turizm bölgesi olarak en çok Ağustos ayında tercih edildiği, fakat olası

iklim değiĢikliği etkisi ile her iki ülkede Ağustos ayında 40 dereceyi aĢan sıcaklıkların

yaĢanması ile birlikte, Yunanistan ve Türkiye‟ ye olan turistik talebin yılın baĢka

aylarına veya alternatif destinasyonlara kayacağı tahmin edilmektedir (Gülüm ve Köse,

2013, s. 94). Ġklim değiĢikliği ile flora ve fauna yapısı, yaban hayatı ve tarım ürünlerine

kadar her Ģey olumsuz olarak etkilenecektir (Nicholls, 2006). 2008 de yayınlanan

UNTWO raporuna göre özellikle Akdeniz, Hint Okyanusu bölgeleri iklim

değiĢikliklerinden en fazla zarar görecek yerlerdendir. 2020 yılı tahmini senaryosuna

göre, Temmuz ve Ağustos aylarında bölgede konaklayan turistlerin kalıĢ süreleri 1 ile 7

gün arasından 1 ile 2 güne düĢecektir.

2.6. Sürdürülebilir Turizm Kavramı

BirleĢmiĢ Milletler tarafından 1992 Haziran ayında Rio zirvesinde vurgulanan

„sürdürülebilirlik‟ kavramı ileriki dönemlerde sürdürülebilir kalkınma, sürdürülebilir

turizm ve benzeri söylemleri gündeme getirmiĢtir (Pekin, 2011) . Bu faaliyetler

sürdürülebilir turizm adına doğal, kültürel, beĢeri ve fiziksel çevreyi ihmal etmeyen

kısacası sorumlu turizm faaliyetleri olarak adlandırılabilecek süreci ifade etmektedir

(Butler, 1999). Ancak Hall (2009) turizm sektörünün her yıl büyüyen (% 4-5 ) sosyo-

ekonomik yapısının sürdürülemez olduğuna dikkat çekmektedir. ĠĢte bu noktada

çevresel ve ekonomik dengeleri dikkate alan küresel bir modele yani eko-ekonomik

yaklaĢıma ihtiyaç duyulmaktadır (Brown, 2003). ġekil 3„de sürdürülebilir turizmin

boyutları verilmiĢtir.

Page 33: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

19

Ekonomik Boyut

Ekolojik Boyut Toplumsal Boyut

Şekil 3. Sürdürülebilir turizm.

Kaynak: Roney, 2011, s. 123

ġekil 3‟de Dünya Turizm Örgütü‟nün (WTO) yayınlarında ve sürdürülebilir

kalkınma Brundtland Raporu‟na göre turizm, gelecekteki fırsatları koruyan bugün de

turist kabul eden bölgelerin gereksinimini karĢılayacak turizmdir olgusu olarak kabul

görmüĢtür.

GeliĢme, küresel olarak çevresel sorunları da içerisinde barındırmaktadır. Dünya

ölçeğinde turizm sera gazı salınımlarının % 5‟ ini oluĢturmakta ancak bu oranın 2035‟ e

kadar % 130 daha artacağı düĢünülmektedir. Böylece Ģimdiki iklim değiĢikliklerinden

de etkilenilerek turizmin seyri daha da değiĢecektir. Hem çevresel etkileri azaltmak, ve

kaynakların etkin kullanımını sağlamak, hem de bölgelerin ve Ģirketlerin sosyal ve

ekonomik sürdürülebilirliklerini devam ettirmek için BirleĢmiĢ Milletler, turizm

sektörünü “sürdürülebilir turizm” uygulamalarını benimsemeye davet etmiĢtir ve bu

davet sektörce olumlu karĢılanmıĢtır (UNWTO, 2014).

1960‟ların ortalarından bu yana ekonomik büyüme, teknolojik ve endüstriyel

ilerleme mercek altına alınmıĢ, çevreye duyarlı bazı birey ve gruplar hükümetlere

uyarılar iletmeye baĢlamıĢtır. Bu dönemde doğal ve çevreye zarar vermeyen teknoloji

arayıĢları grupların eylemleri ile kamuoyuna yayılmıĢtır. Benzer yayılma turizmde de

olmuĢ “saldırgan turizmin” in yerine “alternatif turizm” ve “yavaĢ turizm” arayıĢları

baĢlamıĢtır.

Neoklasik iktisat varsayımlarından olan denge noktasında marjinal özel faydalar

özel marjinal maliyetlere eĢittir (MPB=MPC). Serbest mallar (doğal kaynaklar) da ise

dıĢsallıklarda hesaba katılmalıdır. DıĢsallık (externalities) MPB ve MPC‟ nin marjinal

sosyal faydalar ve marjinal sosyal maliyetlerden farklı olduğunu anlatır. Ancak bu fayda

ve maliyetler GSYĠH hesaplamalarına dahil edilmez. Negatif dıĢsallıklar genellikle

çevreye verilen zararlardır. Pozitif dıĢsallık durumunda (örneğin yatırımcı terk edilmiĢ

bir binayı restore ettirip butik otel açıyorsa) bu durumu Ģöyle formüle edebiliriz: Sosyal

Sürdürülebilir

Turizm

Page 34: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

20

fayda= Özel fayda+ DıĢsal fayda. Netice olarak Sosyal fayda> Özel fayda olacaktır.

negatif dıĢsallık durumunda (örneğin göl kenarına kurulan bir otel arıtma tesisi

kurmaktan kaçınıyorsa) ise formül: Sosyal maliyet= Özel maliyet+ DıĢsal maliyet olur

yani sonuçta Sosyal (toplumsal) maliyet> Özel maliyet olacaktır. Yani dıĢsallıklar

olduğunda. Ekonomik etkinlik için dıĢsallıklarında hesaplara dahil edilmesi gerekir

(Hussen, 2004, s. 55).

Yüzmilyonlarca insanı taĢımak için gerekli olan hava, deniz limanları,

demiryolları, karayolları ve konaklama tesislerinin yapılabilmesi için toprak eko-

sistemine müdahaleler yapılmaktadır. Büyük miktarlarda tarım ve ormanlık arazi

tahrip edilmektedir, 3. hava limanı inĢaatı, Himalaya‟lar, Avrupa Alpleri, taĢocakları,

Antalya ve Bodrum gibi güncel örneklerde tarım alanları ve ormanlar yok edilmiĢtir.

Fırsat maliyetlerini de göz ardı etmemek gerekmektedir. Kitle turizminin yaygın olduğu

turizm bölgelerinde günlük su tüketimi kat be kat fazladır (golf sporu için çimlere su

verilmesi, banyo, havlu ve yatak örtülerinin yıkanması vb.). Denizlere ve akarsulara

bırakılan kanalizasyon, çöp ve diğer atıklar denizlerin kirlenmesine yol açar. Mimari

kirlilik (kitle turizminin sonucu olarak) olarak ta karĢılaĢılmaktadır, tatil köyleri ve 4-5

yıldızlı oteller mimarisi, ikincil yazlık konutlar vb. (Roney, 2011, s. 94-98).

2.7. Turizm Sektörü ve Krizler

Krizler turizm gibi talep esnekliği büyük sektörlerde daha etkin olur. Turizm

talebinin esnek oluĢu yüzünden krizlerden (ekonomik, politik, doğal afetler gibi) en çok

olumsuz etkilenen sektörlerdendir. Bu olumsuz etkiler turizme doğrudan ve dolaylı

bağımlı tüm sektörlere de yansır. 1999 depremi sonucu ülkeye gelen turist sayısı % 24

düĢmüĢtür. Doğal olarak turizm gelirleri de % 33 azalmıĢtır. Dünyada görülen 2003

SARS salgını, 2006 kuĢ gribi salgını, 2008-2009 ekonomik krizi ve 2009 domuz gribi

krizlerinin turizm sektörüne olan olumsuz etkileri gözlemlenmiĢtir (Göçen vd., 2011, s.

507). Ebola salgını, Yemen ve Suriye‟ deki iç çatıĢmalar vb.

Turizm krizi bir turizm bölgesinde normal çalıĢmayı tehdit eden, turizmi

olumsuz etkileyen, turizm sektörünün çalıĢmasını engelleyen döneme denir ( Sönmez

vd., 1999, s. 13-14). 2008 dünya krizi nedeni ile IATA (2009) verilerine göre bu yıla ait

zarar toplamının 2.5 milyar dolar olması beklenmektedir. Smeral (2010, s.32)

vurguladığı gibi turistler harcamalarını azaltmıĢ ve ikincil tatillerini (kısa seyahatler,

Ģehir turu ) ana tatillerine tercih etmiĢlerdir. Akdeniz çanağı ülkelerine 2008 yılında

Page 35: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

21

551.4 milyon turist gelmiĢken kriz sonrası 503.7 milyona gerilemiĢtir. %8.7‟ lik azalma

vardır. En çok Yunanistan etkilenmiĢtir kayıp % 18.3 olmuĢtur (Gök vd., 2012, s.1042-

1058). Rusya rubleyi %50 develüe ettikten sonra 2015 sezonu için bir milyon ile bir

buçuk milyon Rus turistin ülkemize gelmeyeceği tahmin edilmektedir.

2.8. Turizmin Sosyal ve Kültürel Etkileri

UNESCO (1976) turist ve yerli halk iliĢkisinin dört temel özelliği olarak:

- ĠliĢkinin geçici olması.

- Zaman ve mekan kısıtlamaları.

- ĠliĢkinin doğal olmaması.

- EĢit olmayan iliĢkilerin yaĢanması.

olarak tanımlamıĢtır. Turist açısından eĢsiz bir deneyim olan tatil yerel halk için her

sezon boyunca tekrar tekrar yaĢanan yapay ve ticari bir iliĢkidir. GeliĢmiĢ ülkelerden

geliĢmekte olan ülkelere gelen turistler, yerel halkta aĢağılık kompleksine kapılmasına

yol açabilir görüĢü savunulmaktadır (Wall ve Mathieson, 2006, s. 224).

2.8.1. Turizmin Olumlu Sosyal ve Kültürel Etkileri

Weaver ve Opperman (2000) turizmin sosyal ve kültürel faydalarını üç grupta

toplamaktadır:

- Kültürler arasında karĢılıklı anlayıĢın ve hoĢgörünün geliĢmesi (örneğin Türkiye

ve Yunanistan arasında).

- Kültürel mirasın değerinin farkına varılarak korunması (yerel dans, mutfak gibi).

- Toplumsal refah ve istikrarın teĢvik edilmesi (GeliĢmiĢ ülkelerde iç savaĢ daha

az görülmektedir).

2.8.2. Turizmin Olumsuz Sosyal ve Kültürel Etkileri

Olumsuz etkiler dört baĢlık altında toplanabilmektedir:

- Kültürün metalaĢması: Yerel danslar turistler için para karĢılığı gösteriye

dönüĢtüğünde yapaylaĢmaktadır (Cohen, 1988).

Page 36: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

22

- GösteriĢ etkisi: Yerel halkın turistlerin kendi toplumları ile bağdaĢmayan

tüketim kalıplarını ve yaĢam biçimlerini benimsemeleridir (Wall ve Mathieson,

2006, s. 236).

- Turizm ve yeni-sömürgecilik: Lea (1988) ve Harrison (1992) ve Gartner (1996)

turizm sektörünün yeni bir sömürü düzenine sebep olduğunu savunmaktadırlar.

- Turizmin ahlaki değerler ve davranıĢlar üzerindeki etkisi: Yapılan çok sayıda

çalıĢmada seks iĢçiliğinin, suç iĢleme oranının artması ve organize kumarın

genelleĢmesi gibi turizmin olumsuz etkileri olduğu gösterilmiĢtir (Roney, 2011,

s. 115).

Holden (2005) Tayland‟a 2004‟te gelen turistlerin % 60‟ının erkek olduğunu

söylemiĢtir. Alkol ve uyuĢturucu kullanımı, hırsızlık gibi. nedenlerle kavgalar ve

cinayetler görülmektedir. Organize kumar 19. Yüzyıl baĢlarından bu yana turizmin

önemli bir parçasıdır. Dünya üzerinde Monte Carlo, Las Vegas ve Reno gibi merkezler

kumar casinoları ile bilinirler (Wall ve Matheison, 2006). KKTC ve Makau da örnek

olarak verilebilir. Kültürel kirlenme giyim, hareket, davranıĢ ve kiĢisel iliĢkilerde

kendini belli eder. Mesai saatleri uzun ve belirsizdir, dini bayramlarda yoğunlaĢma ile

aile içi iliĢkiler zayıflar.

Bu bölümde turizm olgusu, turizm kelimesinin etimolojik kökeni, turizmin

nedenleri, tanımı, boyutları, tarihi geliĢim sürecü, turizm hareketlerinin sınıflandırılması

(inbound, outbound ve yerli turizm) etraflıca anlatılmıĢtır. Heterojen bir yapı gösteren

turizm ürününün baĢlıca özellikleri özetlenmiĢtir. Turizm sisteminin ögeleri olan doğal

kaynaklar ve çevre, insan yapısı çevre (kültür, altyapı, üstyapı, teknoloji, yönetim),

turizm endüstrisini meydana getiren sektörler (ulaĢım, konaklama, yiyecek-içecek,

turistik cazibe, kültürel çekicilikler-tarihi yerler vb.) anlatılmıĢtır. Yine turizm

konusunda çalıĢmalar gerçekleĢtiren akademik disiplinler ve katkıları birer örnek olarak

verilmiĢtir. 1950 sonrası Avrupa ülkeleri arasında geliĢen kitle turizmi (3S), ölçek

ekonomisi sebebi ile geniĢ kitlelerce talep edilmiĢtir. Kitle turizmi “paket” olarak tur

operatörleri aracılığı ile pazarlanmaktadır. Kitle turizmi mevsimseldir, yaz aylarında

kıyı bölgelerinde yoğunlaĢır, turizm yatırımlarıda kıyı bölgelerinde yapılır. Kitle

turizmi, büyük ölçekli yatırımlara dayanan Fordist üretim tarzının turizm sektörüne

uygulanmasıdır. Az sayıda tur operatörü turizm piyasasını denetim eder, turistlerin

hangi ülkeye gideceklerine karar verirler. Günümüzdeki geliĢmeler sonucunda post-

Fordist üretim ve yaĢam tarzına geçiĢ olmuĢ, alternatif turizm türleri olan kırsal turizm,

Page 37: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

23

eko-turizm, macera turizmi, sağlık turizmi, inanç turizmi, Ģehir turizmi, gençlik turizmi,

Ģehir turizmi vb. bir çok niĢ turizm pazarı görülmeye baĢlamıĢtır. DeğiĢen müĢteri

profili turizm talebini de etkilemiĢtir. Bireysel düĢünce ve davranıĢ tarzları

yükselmektedir, ucuz paket turlar ile gidilen oteller yerine alternatif turizm türleri ve

giderek artan oranda özgün, butik oteller görülmeye baĢlamıĢtır ve oranları da kitle

turizmine göre daha hızlı artmaktadır.

Page 38: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

24

BÖLÜM III

EKONOMĠK FAALĠYET OLARAK TURĠZM

ÇalıĢmanın bu bölümünde turizm sektörünün ekonomik etkileri ve bu etkilerin

ölçülmesi, ölçülme talebi, turizmin parasal ekonomik etkileri, reel ekonomik etkileri

yöntemleri, turizm arzı, turizm, olumlu ve olumsuz ekonomik etkileri, turizmde talep

tahmini, turizm gelirleri ve sızıntı kavramları anlatılacaktır.

3.1. Turizm ve Ekonomi ĠliĢkisi

Dünyadaki bir çok ülke için turizm artık bir ekonomik faaliyet kabul

edilmektedir. Turizm, boĢ zamanın ve tasarrufun nasıl kullanılacağı amacına yönelik

ekonomik bir kararla baĢlayan ve yatırım, tüketim, istihdam, ihracat ve kamu gelirleri

gibi ekonomik yönleri bulunan sosyo- ekonomik bir olaydır. Turizm sektörünün

ekonomi ile olan yakın birlikteliğini belirtmek istersek (ġahin, 1990) :

- Turizm harcamaları o bölge insanı için gelir olduğundan gelen turist sayısı

arttıkça o bölgede yatırım, istihdam ve üretim artacak neticede turizm sektörü

ekonomik büyümenin itici bileĢeni olacaktır.

- Turizm sayesinde ülkedeki fiziki altyapının (marina, havaalanı, yol, su, elektrik,

haberleĢme vb.) geliĢmekte, bu durumdan hem gelen turistler hem de o bölge

insanı faydalanmaktadır.

- Bir bölgenin uluslararası turizmde rekabet yeteneğini belirleyen ekonomik

birimler, (konaklama ve seyahat iĢletmeleri, tur operatörleri vb.) doğa, sermaye

ve emeği bir araya getirerek turizm ürününü hazırlamaktadır. Örneğin bir turizm

bölgesi tesislerinin kalitesi ile tanınabilir.

- Turizm gelirleri (dövizler) ekonomik olarak ödemeler bilançosuna doğrudan

olumlu katkıda bulunmaktadır. Turizm hesapları ödemeler bilançosunun cari

iĢlemler kısmındaki görünmeyen iĢlemler dengesi adında bir alt baĢlıkla

yapılmaktadır. Turizm, ödemeler dengesi ile dıĢ ticaret açığını azaltıcı etkiye

sahiptir.

- UlaĢım, konaklama, eğlence, gezip- görme arasındaki sıkı iĢbirliği sonucu

dolaylı ve dolaysız olarak turizm sektörü yeni iĢ alanları sağlamakta, yani

turizme hizmet ve ürün sağlayan diğer sektörlerde geliĢmektedir. Bankacılık

Page 39: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

25

hizmetleri, posta, gıda, hediyelik eĢya, taĢımacılık vb. gibi faaliyet gösteren

iĢletmelerin sayısı turizm sektörünün geliĢtiği bölgelerde artmaktadır.

- Turizm, hizmet sektörünün alt dalıdır. Ürün ve hizmet üretiminin

makineleĢmemesi ile emek faktör talebi diğer sektörlere göre hala fazla

olmaktadır. Turizmin geliĢmesi ile emek gücüne daha fazla ihtiyaç duyulmakta,

neticede bölgede istihdam artmaktadır.

- Turizm sektörü yabancı sermaye yatırımlarını da ülkeye çekmektedir. Sektörün

bu günkü geliĢmesinde 1980 sonrası yapılan yabancı sermaye yatırımlarının

büyük payı olmuĢtur. Yeni kuĢak daha profesyonel yönetim vizyonuna sahiptir,

iĢletmecilik faaliyetleri ve yeni teknolojilerin transferi bu sayede geliĢmekte

neticede hizmet kalitesi de artmaktadır.

Turizm geliĢmiĢ ülkelere özgü bir sektör konumundadır (Yarcan, 1994, s.1-31).

Birçok ülke için turizm en önemli ihracat, en fazla döviz kazandıran sektör ve

kalkınmanın motorudur (Lim, 1997, s. 835).

Turizm sektörü bir sektörler kesitidir, diğer sektörlerden de yararlanır. T.C.

Merkez Bankasına göre turizmin 14 adet alt sektörü vardır. Avrupa Birliği tarafından

benimsenen (NACE) sektör sınıflaması kullanılmaktadır. Bunlar sırası ile oteller, kısa

süreli konaklama tesisleri, restoranlar, büfeler, karayolu düzenli yolcu taĢımacılığı, taksi

taĢımacılığı, karayolu ile düzensiz yolcu taĢımacılığı, diğer yolcu taĢımacılığı, kıyı ve

deniz taĢımacılığı, hava taĢımacılığı, seyahat acenteleri ve tur operatörlerinin

faaliyetleri, oto kiralama, diğer eğlence faaliyetleri ve sportif faaliyetlerdir (TCMB,

2013).

BM turizm sektör ayırımı ise: konaklama tesisleri, seyahat acenteları ve tur

düzenleyiciler, lokantalar ve içki satıĢ yerleri, ulaĢtırma iĢletmeleri (hava, deniz,

demiryolu, araba kiralama, otobüs ve diğer karayolu ulaĢım araçları), el sanatları ve

hediyelik eĢya satıĢı, müĢterilerine eğlence hizmeti sunan iĢletmeler, hükümet kamu ve

turizmle ilgili diğer kuruluĢlar (Ünlüönen ve Tayfun, 2011, s. 34).

3.2. Turizm Talebi

Bir tanıma göre ise turizm talebi turist gönderen bir merkezden turist çeken bir

merkeze yönelik akımdır (Yarcan 1994). Bir diğer tanıma göre, turizm amaçlı gezi

yapma isteğine ve bu isteği gerçekleĢtirecek gelire sahip olan insanların miktarıdır

(Sezgin ve Acar, 1991). Yolculuk ve konaklama ile doğrudan ve dolaylı ilgili ürün ve

Page 40: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

26

hizmetleri satın almaya hazır olmak (Eralp, 1970). Bir ülkenin turizm talebini ülke içi

ve ülke dıĢı olmak üzere iki bölüm olarak kabul edebiliriz (Bahar ve Kozak, 2012, s.

15).

Turizm talebi üç Ģekilde olabilir (Cooper vd., 1993, s.15):

1. Gerçek (fiili) talep: Fiili olarak seyahat eden turistlerden oluĢur.

2. Potansiyel talep: Seyahat etmek isteyen ancak zaman veya parasal nedenlerle

olanak bulamayanlardan oluĢur.

3. ErtelenmiĢ (çarpıtılmıĢ) talep: Seyahat kapasitesine sahip olan, faaliyetler

hakkında bilgisi olmadıklarından seyahat talebini gerçekleĢtiremeyenlerden

bireylerden oluĢur.

ġekil 4‟da turistik mal ve hizmetlerinin talep eğrisi çizilmiĢtir.

Gelir ĠĢ Turizmi Toplantı Turizmi Akraba Ziyareti

Tatil

Y1

Y0

Turizm Talebi (Harcamalar)

Şekil 4. Farklı turizm türlerinin gelir esnekliği

Kaynak: Bull, 1995, s. 37.

ġekil 4‟da turistlerin geliri yükseldikçe (Y0‟ dan Y1‟e) farklı turizm türlerinin

harcama miktarları da artmaktadır.

Uluslararası turizm hareketlerine ve talebin yönüne bakıldığında (Öztürk ve

Yazıcıoğlu, 2002, s.183)

- GeliĢmiĢ ülkelerden→ geliĢmekte olan ülkelere,

- Amerika‟dan→ Avrupa‟ya,

- Kuzey ve Batı Avrupa‟dan →Akdeniz bölgesine,

- Orta Avrupa‟dan→ Asya- Pasifik bölgesine,

- Sanayi bölgelerinden→ deniz kıyılarına

doğru olduğu görülmektedir.

Page 41: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

27

Turizm talebinin diğer mal ve hizmetlere göre bazı özelliklerinden bahsedecek

olursak (Ünlüönen ve Tayfun, 2011, s. 44-48):

- Turizm talebinin ekonomik, toplumsal ve psikolojik bileĢenleri vardır. Turizm

talebi otonom yani bağımsız, insanların durmadan yeni yerler keĢfetme

ihtiyacını ifade eden sosyal davranıĢların neticesidir (Oral, 1988, s.82).

- Turizm talebi çok yönlü yani heteronomdur. Ġnsanlar çok farklı motiflerin

etkisi ile seyahat etmektedirler. PsiĢik veya ticari amaçla seyahat edenler

arasında farklılık vardır (Olalı, 1988, s. 196 ).

- Turizm talebi harcanabilir gelirin fonksiyonudur. Pozitif yönlü iliĢki vardır, daha

çok geliĢmiĢ ülkelerden kaynaklanır. Turizm talebi kiĢisel gelirlerin kullanılması

ile ilgili olup (Olalı, 1983, s. 126). Turiste her zaman tüketici gözü ile

bakılmaktadır. Çok az sayıdaki geliĢmiĢ ülke uluslararası turizm talebine yön

vermektedir.

- Turizm ürünü ekonomideki baĢka lüks ve kültürel özellikteki ürün ve

hizmetlerle daimi bir rekabet halindedir, kiĢisel gelirden turizm amacı için pay

ayrılmak zorundadır. Örneğin otomobil kredilerinin düĢmesi sonucu bir ailenin

yapmayı düĢündüğü tatilden vazgeçip bankadan ucuz araba kredisi çekmesine

yol açacaktır vb.

- Engel ve Schwabe Kanunları kendini gösterecektir, gelir arttıkça lüks ve kültürel

harcamalar artacaktır, gelir azaldıkça bunun tam tersi olacaktır yani diğer

zorunlu ihtiyaçlara yapılan harcamaların oransal olarak artması turistik tüketimi

frenlemektedir (Oral, 1988, s. 82,83).

- Turizm talebi ekonomik, sosyal vb. nedenden ötürü mevsimlik özellik gösterir.

Ayrıca talep artıĢları karĢısında turizm arzı hemen arttırılamamaktadır. Yıllık

izinlerin yazın tercih edilmesi ve okulların tatile girmesi gibi nedenlerle turizm

talebini yıl içerisine bölüĢtürmek mümkün değildir. Yaz ayları en çok talep

edilen aylardır.

Ġkame imkanlarının yüksek olması, modadaki ve geçici meraktaki değiĢmelerden

ötürü turist motivasyonuna aĢırı esneklik sağlar (Coltman, 1989, s. 7). Bu da turizmin

fiyatlara, sosyal, ekonomik ve politik Ģartlara çok duyarlı olduğunu göstermektedir

Turistik talep fonksiyonu:

TT= f( G, FT, FĠ, FTA, N, M, B, Z, ) olarak yazılabilir. Burada G= milli gelir, FT=

turistik mal ve hizmetlerin fiyatı, FĠ= ikame turistik mal ve hizmetlerin fiyatı, FTA=

Page 42: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

28

turistik tamamlayıcı malların fiyatı, N= turist sayısı, M= mevcut turistik mal ve

hizmetlerin miktarı, B= gelecekteki fiyat beklentisi, Z= turistlerin zevk ve tercihleri

(Ünlüören vd., 2011, s. 63).

Ġktisatçılar turizm talebini etkileyen baĢlıca iki faktörün gelir ve fiyatlar

olduğunu savunurlar: ( Roney, 2011, s. 26 )

1. Gelirin turizm talebine etkisi: Turizm talebinin gelir esnekliği yüksektir yani

gelir arttığı zaman turizm talebi de artmaktadır. AraĢtırmalara göre, turizm

talebi, harcamalarla ölçüldüğünde daha esnek, geceleme sayısı olarak

ölçüldüğünde ise daha az esnektir ama gelir arttığında zaman kısıtlaması

bulunmakta ise tatilin süresini uzatmak mümkün olmamaktadır. Yine gelir

azaldığında bireyler tatil süresini kısaltmayı değil daha hesaplı tatil yapmayı

tercih etmektedir (Bull, 1995, s. 36). Ryan (1991 ) ise gelirde azalıĢ olduğunda

turizm talebinin çok fazla azalmadığını savunur. Farklı turizm türleri farklı gelir

esnekliklerine sahiptir, iĢ amaçlı seyahatler zorunluluk olduğundan gelir

esnekliği ikinci tatile göre daha küçüktür.

2. Fiyatın turizm talebine etkisi: Turizm ürünleri heterojen yapıya sahip

olduklarından ulaĢım hizmetlerindeki fiyat artıĢı (paket tur için) turistik bölgeye

olan talebi olumsuz etkilerken, benzer özelliklere sahip A otelinin fiyatının

artması B oteline olan talebi arttırmaktadır. Turist benzer özelliklere sahip

turizm bölgelerini tercih ederken fiyatı daha ucuz bölgeyi seçecektir. En önemli

faktör olan döviz kurları, Avro TL karĢısında değer kazanırsa Yunanistan yerine

ülkemizi tercih edeceklerdir. Bull (1995) döviz kuru hareketlerinin bir çeĢit ithal

ikamesi etkilerinden de söz eder.

Uluslararası turizm talebini etkileyen diğer faktörler altı grupta toplanmaktadır :

1. Demografik yapı: Ġnsanların seyahat etme eğilimi ve biçimi yaĢa göre

değiĢmektedir. YaĢlı turistler için konfor daha önemlidir, maliyetlere göre (Mak,

2004, s. 30).

2. Coğrafya: Ülkelerin coğrafik konumları turizm talebini etkilemektedir.

Hollanda, Fransa, Ġngiltere ve Ġtalya‟nın hayat standartları aynı olmasına rağmen

Hollanda ve Ġngiltere‟nin seyahat eğilimleri Fransa ve Ġtalya‟ya göre çok

yüksektir, bunun nedeni Fransa ve Ġtalya‟ da deniz-kum-güneĢ turistik bölgeleri

daha fazladır (Mak, 2004, s. 31).

3. Kültürel ve dini bağlantılar: Çin‟i en çok ziyaret edenler yurt dıĢında yaĢayan

Çin‟li lerdir (Mak, 2004, s. 31). Katolikler Vatikan‟a giderler.

Page 43: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

29

4. Güvenlik ve Ġstikrar: Turizm talebi savaĢ, terör ve yüksek suç oranı gibi sosyal

ve politik istikrarsızlıklara çok fazla duyarlıdır.

5. Hükümetlerin getirdiği kısıtlamalar: Hükümetlerin uyguladığı tarifeler ve diğer

kısıtlamalar (vize uygulamaları vb.) uluslararası turizmi etkilemektedir. Turistler

ancak gruplar halinde Bhutan‟a gidebilmekte, bireysel turist olarak kabul

edilmemektedir. Mekke‟ yi sadece Müslümanlar ziyaret edebilir.

6. Olumlu Pazar imajı: Önemli bir etken de ülke veya bölgenin kendine özgü

cazibeleri ile meydana gelen pozitif imajdır. Pekin‟deki Çin seddi, Kapadokya

Peribacaları vb. gibi. Kıyılarda yer alan çoğu merkez benzer özellikler

taĢıdığından, bu merkezleri farklı kılabilmek için reklamlarla farklı imaj

oluĢturma çabası Orta Doğu ve Afrika ülkeleri için daha fazla olması

gerekmektedir (Roney, 2011, s. 29-30).

2.3. Turizm Arzı

Turizm arzı bir ülkenin turizm zenginliklerinin tümü diye tanımlanmıĢtır.

Turizm arzı, bir dizi doğal ve insan yapımı çekim faktörleri ile turiste doğrudan veya

dolaylı olarak sunulan mal ve hizmetlerin tümü olarak açıklanmıĢtır (Dinçer 1993, s.

17). Bir baĢka tanımda ise “bir ülkenin turistik iĢletmeleri ve kurumları yolu ile

turistlere sunduğu maddi ve manevi değerlerin tümüdür “ (Dinler, s, 71-72) . Sessa

(1983, s.59) turizm arzını “turizm talebini karĢılamak için gereken mal ve hizmetleri

sağlayan üretim faaliyetlerinin sonucudur” olarak nitelendirmektedir. Turistik

zenginliklerin tümü turizm arzını meydana getirir (Dinçer, 1993, s. 20-21).

Turizm arzının daha iyi kavranabilmesi için turizm arzının özelliklerini bilmek

gerekmektedir (Ünlüören ve Tayfun, 2011, s. 78-79):

- Turizm arzının yaratılabilmesi için büyük yatırımların yapılması gerekir. Örnek

olarak beĢ yıldızlı bir otelin inĢa edilip iĢletmeye açılması yüksek miktarda

yatırım gerektirmektedir (yüz milyonlarca dolar vb.)

- Farklı turist gruplarına hitap edildiğinden, farklı taleplerin karĢılanması, tüm

sosyo- ekonomik, sosyo- demografik ve psikolojik özelliklere dikkat edilmesi

elzemdir.

- Turizm sektöründe üretilen mal ve hizmetlerin üretilmesi ve tüketilmesi eĢ

zamanlıdır. Örnek olarak havayolu koltuğu veya otel odası stoklanamaz. Daha

Page 44: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

30

sonra tüketilmesi, stok edilmesi imkansızdır. Ġptal edilen bir rezervasyonun

telafisi mümkün değildir (Lewis vd., 1995, s. 35).

- Bu sektörde insana insan hizmet eden bir sektör olduğundan diğer sektörlere

nazaran verimlilik artıĢı gerçekleĢmemiĢtir. Hala emek yoğun bir sektördür.

MakineleĢme ve verimlilik diğer sektörlere göre daha düĢüktür.

- Turizmde tüketici veya turist ürünün üretildiği yere gitmek zorunda kalır

(Coltman, 1989, s. 6). Ürünlerin paketlenmesi söz konusu değildir. Üretim yeri

ile tüketim teri arasında kalan uzaklığı ürün değil, turist yapar (Usta, 1995, s.

122).

- Turizm arzında ikame olanakları fazladır ve bu durum risklerin dağıtımını

güçleĢtirmektedir (risk satıcının üzerindedir). Belli bir bütçeye sahip turist

parasını tatiline veya hoĢuna giden bir ürün veya hizmet için de

harcayabilmektedir (Erdoğan, 1995, s. 359).

- Turizmin mevsimlik özelliğinden dolayı toplam talep aynı dönemde

oluĢmaktadır (yaz aylarında) bu da arz esnekliğini kapasite olarak sınıra getirir.

Turizm arzı bakımından eksik rekabet Ģartları görülmekte, turizm arzı turizm

talebinden uzakta gerçekleĢmektedir (Olalı ve Timur, 1988, s. 185).

- Sezon dıĢında arz bakımından tam rekabete yakın bir ortam oluĢtuğundan,

uzaklık zaman ve zahmet açısından avantajlı konuma sahip iĢletmeler olumlu

etkilenirken, bazı iĢletmeler sezon dıĢında kapanmakta veya indirime

gitmektedirler

- Turizm arzı çok kısa ve kısa dönemde esnek değildir, ancak uzun dönemde

esnektir.

Turizm endüstrisinin iki özelliğini olan, üretilen hizmetlerin yüksek sabit

maliyetler içermesi ve geniĢ üretim aralığında marjinal maliyetlerin düĢük olması turizm

arzı bakımından önemlidir (Reece, 2010, s.3). Üretim aralığının sonunda kapasite

sınırlaması problemi doğar, örnek olarak yeni bir yolcu için ikinci bir uçağın alınması

marjinal maliyetleri çok geniĢ olarak arttıracaktır. Kısa dönemde turizm arzının fiyat

esnekliği 1‟ den küçüktür (Roney S, 2011, s.34).

Turistik arz fonksiyonu: AT= f(Je, Skv, Ka, Fa, Ft, Fdt, M, T, D) Ģeklinde

yazılabilir. AT = turizm arzı, Ft= turistik mal ve hizmetlerin fiyatı, Fdt= diğer turistik mal

ve hizmetlerin fiyatı, M= turistik mal ve hizmetlerin maliyeti, T= teknoloji, D= üretimle

ilgili diğer değiĢkenler, Je= jeo- ekonomik varlıklar, Skv= sosyal, kültürel varlıklar, Fa=

fiziksel altyapı, Ka= kurumsal alt yapıyı temsil etmektedir (Ünlüören vd. 2011, s, 83).

Page 45: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

31

ġekil 5‟de turizm arz çizelgesi belli zaman dilimlerinde çeĢitli fiyatlarda

üreticinin satmayı düĢündüğü turistik mal ve hizmet miktarlarını göstermektedir.

Turistik Mal ve Hizmetlerin Fiyatı

ÇKD KD

UD

Turistik Mal ve Hizmetlerin Miktarı

Şekil 5. Turistik arz eğrisi

Kaynak: Roney, S, 2011, s.35

ġekil 5‟de turizm arz eğrisi çok kısa dönem, kısa ve uzun dönem olarak

verilmiĢtir.

ġekil 5‟de ki turizm arz eğrisi turizm arzının bileĢenleri beĢ ana kategoride

sınıflandırılmaktadır: (McIntosh ve Goeldner, 1986, s. 200).

1. Doğal Kaynaklar: Turizm arzının esas bileĢeni olup, ziyaretçilerin

kullanmasına ve eğlenmesine imkan sağlayan yerlerdir: Hava, iklim, yer

Ģekilleri, flora, arazi, fauna, su kaynakları, sahiller, doğal güzellikler, jeolojik

yapı, ovalar, kanyonları, göller, mercan adaları, nehirler, peri bacaları, Ģifalı

suları, kıyılar, krater gölleri vb.

2. Altyapı: Otoyollar, yollar, marinalar, otobüs ve tren istasyonları, kanalizasyon,

atık su sistemleri, elektrik ve haberleĢme sistemleri vb. Bir turizm bölgesinin

15- 20 yıl sonrasının altyapısını ileriye dönük planlarla hesaplanması

gerekmektedir.

3. Üstyapı: Konaklama, yeme-içme, eğlence hizmetleri, tatil siteleri, oteller,

moteller, restoranlar, müzeler, mağaralar, eğlence yerleri, alıĢ- veriĢ merkezleri

vb.

4. UlaĢtırma Donanımı: Turizm bölgesinin çekiciliği yüksek olsa da ulaĢımı zor

ise turist getirmek zorlaĢmaktadır. UlaĢım ve turizm bir bütünün ayrılmaz

parçalarıdır. Uzun mesafeli ve deniz aĢırı seyahatlerin artması ve dünyadaki yeni

Page 46: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

32

destinasyonların önem kazanması beklenmektedir. Bu durum turizmde

ulaĢtırmanın önemli bir arz kaynağı olduğunu ortaya koyar.

5. Konukseverlik ve kültürel varlıklar: Yerlilerin turistlere karĢı nazik, içten,

arkadaĢça olmaları olumlu neticeler vermektedir. Sanat, edebiyat, tarih, tiyatro,

musiki, mimari, folklor, spor etkinlikleri, eski eserler, tarihsel kalıntılar, kazı

yerleri, müzeler vb. ise kültürel varlıklara örnek teĢkil etmektedir.

Olalı ve Timur (1988), turizm arzının özelliklerini Ģöyle tanımlamaktadırlar:

turizmde arzın oluĢabilmesi için büyük yatırımların yapılması gerekmektedir. Turizm

arzı çeĢitli turizm ürünü sunan bölgelere göre değiĢiklik gösterir. Turizm arzına konu

ürünlerin aynı anda tüketilmesi gerekir. Turizm arzında ikame olanakları çok yüksektir.

Turizm arzı emek-yoğun üretime dayalıdır. Turizm arzı kısa dönemde inelastiktir. Turist

arzın bulunduğu yere gitmek zorundadır.

3.4. Dünyada Turizm Piyasasının Yapısı

Piyasa, iktisat literarüründe alıcı ve satıcıları bir araya getiren, bir Ģeyi alıp

satmalarını sağlayan düzenleme olarak tanımlanır (Ertek, 2008, s. 39-40). WTO (2014)

verilerine göre bu yılda dünya turizm sektörü bir önceki yıla göre %4.7 artmıĢ ve

1.138.000.000 turiste ulaĢmıĢtır. 2015 yılı içinde sektörde %3-%4‟lük artıĢ

beklenmektedir. KüreselleĢme sonucunda turizm piyasasının yapısı da değiĢerek turizm

sektöründe dört çeĢit bütünleĢme görülmektedir:dikey bütünleĢme, yatay bütünleĢme,

çeĢitlendirme ve çapraz bütünleĢme. Tur operatörleri hem ileri hem de geri

bütünleĢmeyi uygularlar (dikey bütünleĢme). ĠnĢaat Ģirketleri otelcilik faaliyeti yapabilir

(çeĢitlendirme), havayolu Ģirketleri (yatay bütünleĢme) ve bilgisayarlı rezervasyon

sistemleri araba kiralama ve uçak rezervasyonu iĢlemlerini aynı anda uygulayabilir

(çapraz bütünleĢme) (Poon, 1993, s. 215-228). Turizm piyasalarının yapısını üç baĢlık

altında incelemek mümkündür:

3.4.1.Konaklama sektörü

Ġkili bir yapı göstermektedir. ĠĢletmelerin hacmi (büyük-küçük) ve mülkiyeti

(zincir iĢletmeler-bağımsız iĢletmeler) ile kalitesi ve bulundukları mekan (merkez-

çevre) açısından geçerli olmaktadır. Hilton ve Starwood Ģirketi 286 otelin iĢletmecisi ve

312 otelden franchise ücreti almaktadır. Sektörde oligopol piyasası vardır (Reece, 2010,

s.140). Oteller genellikle havaalanlarına ve otobanlara yakın yerlerdedir ve fiyat

Page 47: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

33

dalgalanmalarından etkilenmemek için iĢ için seyahat edenlere ve zengin turistlere batı

tarzında hizmet vermektedir. Tatilcilere yönelik oteller, kayak merkezleri veya farklı

turistik cazibe merkezleri etrafında kümelenmiĢtir. Arazilerin pahalı olmasından dolayı

cazibe merkezinin çevresinde yer almaktadırlar. Küçük bütçelerle çalıĢan oteller, gibi

(Stabler vd., 2010, s. 170). Dünya ölçeğinde toplam otel oda sayısı 13 milyon 443 bine

ulaĢmıĢtır. Avrupa‟da toplam oda sayısı 1 milyon 760 bin‟ dir. Dünya‟nın en büyük otel

zincirleri: IHG (Ġngiltere, 4.602 otel, 675.982 oda) , Hilton (ABD, 3.992 otel, 652.378

oda), Marriot (ABD, 3.672 otel, 638.793 oda), Wyndham (ABD, 7.342 otel, 627.437

oda), Choice (ABD, 6.198 otel, 497.023 oda). Konaklama sektöründe dört ve beĢ yıldız

oteller grubunda oligopol piyasası vardır ( SamırkaĢ ve Bahar, 2012, s. 2).

3.4.2.UlaĢım sektörü

Havayolları için hem uzun hem kısa mesafeli uçuĢlarda yoğun rekabet vardır.

Hızlı trenlerin çalıĢtığı Avrupa ülkelerinde trenler uçak Ģirketleri ile rekabet ederler,

otobüs daha ucuz tren daha hızlı seyahat imkanı sunmaktadır. Demiryolları tekel

özelliği gösterir. Üç farklı havayolu ittifakı Oneworld, Star Allience ve Skyteam

uluslararası hava taĢımacılığının %60‟ını meydana getirmektedir (Stabler vd., 2010, s.

171). IATA (uluslararası hava taĢımacılığı birliği) hava taĢımacılığı kurallarını belirler.

1990 sonrası deregülasyon ile özelleĢtirmeler baĢlamıĢ ve düĢük maliyetli havayolları

ile rekabet amaçlı kendi bünyelerinde alt markalar oluĢturmuĢlardır (Reece, 2010, s.

104-106).

3.4.3.Tur operatörleri

Tur operatörlüğü konaklama, yiyecek-içecek ve ulaĢım gibi ürün ve hizmetleri

içeren paket turların önceden bir talep olmadan hazırlanması ve belirlenen

destinasyonların turistik ürün Ģeklinde pazarlanması iĢlemlerini içeren hizmetler bütünü

olarak tanımlanır. Sektörde oligopol bir yapı olup, yapı oldukça karmaĢıktır. Ġngiliz

Horizon Holidays 1950‟de paket tur hazırlayarak müĢterilerini Korsika‟ya götüren ilk

tur Ģirketidir. En eski Avrupa tur firması Ġngiliz Thomas Cook‟dur. Alman TUI AG

toplam olarak 28 ülkede 285 otel, 120 uçak, 10 gezinti gemisi ve 3.500 seyahat acentası

ile dünyanın en büyük tur operatörlerindendir. 2007 verilerine göre TUI, Thomas Cook,

First Choice Holiday ve Mytravel Avrupa tur pazarının % 46‟sını elinde tutmaktadır

(Stabler vd, 2010, s. 176). Günümüzde Avrupa seyahat pazarının %75‟i 10 seyahat

Page 48: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

34

grubunun kontrolündedir. Sektörde oligopol yapı mevcuttur. Bunlar düĢük kar marjları

ve yüksek orandaki satıĢları ile ölçek ve kapsam ekonomilerinden faydalanmaktadırlar (

Roney, 2011, s. 51- 53 ). Avrupa seyahat endüstrisi pazarının iki lokomotif ülkesi

Almanya ve Ġngiltere‟dir. 1990‟lar da Almanya‟da bankalar, Ġngiltere‟de borsa Ģirketleri

pazarı ele geçirdiler, 2007 eĢik yılıdır 4 büyük grup sayısı ikiye düĢtü TUI AG, First

Choice‟i ve Thomas Cook My Travel‟i satın.

Tablo 4.

Turizm seyahat pazaranda söz sahibi olan şirketler ve bağlı oldukları ülkeler

verilmiştir.

Avrupa Seyahat Pazarında Lider Tur Operatörleri Pazar Payları (%) 2006-2012

Almanya- TUI & First Choice %31.5

Ġngiltere- Thomas Cook & My Travel %26.2

Almanya- Rewe %10.1

Ġsviçre- Kuoni %10.2

Diğer %21.9

Kaynak: www.aktob Ar-Ge, 2014, s. 18-20).

Yukarıdaki tabloya bakarak turizm tur operatörlüğü sektöründe Almanya ve

Ġngiltere firmalarının oligopol oldukları görülmektedir.

ġekil 6 „de turizm sektörü dağıtım kanalları turistik ürünün bulunduğu yer temel

alınarak sınıflandırmaktadır.

Turizm iĢletmeleri ( Otel, restoran, UlaĢım, Eğlence vb. )

Toptancılar ( Tur Operatörleri )

Perakendeciler ( Seyahat Acenteleri )

Turistler

Şekil 6. Turizm sektöründe dağıtım kanalları Ģeması

Kaynak: Tükeltürk & Boz, 2013, s. 237.

ġekil 6‟de turizm ürününü tur operatörleri toptancı, seyahat acenteleri

perakendeci olarak turistlere satmaktadır. Turistler ürünün olduğu yere doğru seyahat

etmekte, buralarda eylemlerde bulunmaktadır. Asıl sorun turistin buralara nasıl

getirileceği ve turistik ürünün nasıl satılacağıdır. ġekilde bir turizm iĢletmesinin turiste

Page 49: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

35

ulaĢabilmesini ve satıĢın gerçekleĢmesini sağlayan dağıtım kanalı sistemi açıklanmıĢtır

(Tükeltürk ve Boz, 2013, s. 238-249).

3.4.4. Turizm Sektöründe Fiyatlama

Turizm sektöründe en yaygın fiyatlama, kar merkezli fiyatlama, satıĢ merkezli

fiyatlama (ucuz tarifeli uçak firmaları) ve statüko merkezli fiyatlama (hedef Ģirketin

piyasa payını aynı seviyede tutmaktır örnek olarak kiralık araba Ģirketleri verilebilir

(Vanhove, 2005, s. 87).

Ġki temel fiyatlama politikası olan maliyet üstü fiyatlama ve fiyat farklılaĢtırması

(turizm sektöründe sık görülür, örnek olarak bir havayolu Ģirketi iĢ amaçlı seyahat

edenlere daha yüksek fiyattan bilet satar, turizm amaçlı seyahat edenlere ise alternatif

taĢıma yolları bulunduğundan bilet fiyatını düĢürür) sektörde bulunur (Roney, 2011, s.

53-54).

Turizm sektöründe eksik rekabet koĢulları yaygındır, iĢletmelerde yüksek sabit

maliyetlerle ve düĢük marjinal maliyetlerle çalıĢılır bu yüzden kar maksimizasyonu için

ürün farklılaĢtırması ve fiyat farklılaĢtırılması sık görülür (Reece, 2010, s. 186-187).

3.4.5. Dünya da turizm sektörünü düzenleyen uluslararası örgütler

Bu örgütlerin en önemlileri UNTWO, IATA, WTTC, IH&RA ve WFTGA

kuruluĢlarıdır.

BirleĢmiĢ Milletler Dünya Turizm Örgütü (UNWTO): Dünya Turizm Örgütü

BirleĢmiĢ Milletler bünyesinde yer alan bir kuruluĢtur. Örgüt pazar hakkında veri

üreterek rekabetçi ve sürdürülebilir turizm politikaları oluĢtur ve turizm ile ilgili eğitim

faaliyetlerini teĢvik ederek ve turizmi ekonomik geliĢmenin etkin bir yöntemi yapmak

için dünyada 100 üzeri ülke ile çalıĢmaktadır (Dünya Turizm Örgütü, 2012).

Avrupa Birliği‟nin dünya turizmini yönlendirerek turizmin sosyo-kültürel

bütünleĢmeyi sağlayan ve hızlandıran bir rolü olduğuna inanmaktadır (Emekli, 2005).

Avrupa Birliği üye devletlerinden Akdeniz çanağındaki üye devletlerin ekonomileri

turizme bağımlı bir yapı ortaya koymaktadır. Kitlesel turizm ağırlıklı yapıya sahip bu

ülkelerle birlikte yeni üye devletlerin ve aday ülkelerin istihdamın arttırılması, dıĢ

ticaret açıklarının azaltılması için Birlik içerisinde turizm sektörünün geliĢimi

desteklenmektedir (Çeken, 2004). Örnek olarak IPARD fonların gösterebiliriz.

Page 50: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

36

Avrupa Komisyonu‟nun Altıncı Çevre Programı (Bizim Geleceğimiz- Bizim

Seçimimiz) dört öncelikli konuya vurgu yapmaktadır: iklim değiĢikliği, çevre ve doğal

yaĢamın korunması, çevre ve sağlık sorunlarının çözülmesi ile doğal kaynakların

muhafazası ve atık yönetimidir. Üye devletlere bu konularda destek olmak için Birlik

fon da sağlamaktadır (Branza, 2010). Uluslararası Hava TaĢımacılığı Birliği (IATA),

uluslararası hava taĢımacılığını ve koordinasyonlarını düzenler. Dünya Seyahat ve

Turizm Konseyi (WTTC), 1990 yılında üst yöneticilerce kurulmuĢtur, sektör ile ilgili

bilgilendirici raporlar yayınlamaktadır. Uluslararası Otel ve Lokanta Birliği (IH&RA),

konaklama hizmetlerinin standarnizasyonunu sağlar. Dünya Turist Rehberleri Birlikleri

Federasyonu (WFTGA ), dünyada bulunan turist rehberleri ile etik ilkeler ile alakalı

kararlar alır.

3.5. Uluslararası Turizm Talebinde Geleceğe Yönelik Trendler

21. yüzyılda küreselleĢme ile sınırların kalkması, yatırımların uluslararası hale

gelmesi, ulaĢım araçlarındaki hız konfor kapasite ve fiyatlandırmadaki geliĢmeler

uluslararası turizm sektörünün geliĢmesine sebep olmuĢtur. Dünya Bankası, BirleĢmiĢ

Milletler ve WTTC gibi uluslararası iĢ organizasyonları turizm sektörünü daha da

geliĢtirmek için yoğun faaliyet göstermektedirler. Dünya Ticaret Örgütü 11 ana

müzakerelerinin birinin alt baĢlığı turizm ve seyahat baĢlığıdır. Hizmet Ticareti Genel

AntlaĢması (GATS) müzakerelerinde turizm hizmetlerindeki tüm alanlar tartıĢılmakta,

tüm kamusal ulaĢımın serbestleĢtirilmesi, vize ve pasaport iĢlemlerinde regülasyonlar

gündeme gelmektedir. GOÜ‟ler açısından turizm sektörünü çok uluslu turizm

Ģirketlerine teslime hazırlamayı düĢünen süreç yaĢanmaktadır. Ekin Yayım Merkezi

(2001) raporuna göre müĢteri dağılımındaki ve enformasyon teknolojilerindeki hızlı

değiĢim ile birlikte yıl içerisinde çıkılan büyük tatillerin yerini kısa tatiller alacak, kültür

turizmi, eko-turizm, trekking, doğa turizmi, kutuplar, öğrenci turizmi (Erasmus), macera

turizmi, kurvaziyer ve eğlence turizmi çeĢitleri önem kazanacaktır.

Macera turizmi artacak, 65 yaĢ üstü kesim kültür turizmine yönelecek (dünyada

sayıları 1.5 milyar olarak tahmin ediliyor), kurvaziyer turları geliĢmeye çok açık.

2011‟de %51 olan internetten rezervasyonlar 2015‟de %73‟e çıkacak, Asya Latin

Amerika ve Çin pazarları önem kazanacak (özellikle Çin‟den 100 milyonlarca kiĢi yurt

dıĢına çıkacak), tatil anneleri (çalıĢan ama çocuğu olmayan kadınlar yeğenlerini tatile

çıkaracak), millenial kuĢak (18-30 yaĢ arası) Ģehir ve konser turlarına önem verecek,

Page 51: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

37

kiĢiye özel rehberlik, nehir turları (Volga, Tuna, Seine, Kwaii, Amazon) görülecek,

klasik pazarlama yerini mobil pazarlamaya bırakacak (sosyal medya, twitter), Ģehir

turizminin ve yaratıcı turizmin (özgün, otantik, deneyimi buluĢturan turizm çeĢidi)

yıldızı parlayacak.

3.6. Dünya Turizm Sektörü ve Turizmde GeliĢmiĢ Ülkelerin Verileri

Akdeniz bölgesi dünya turizminde önemli bir çekim alanı olması, Avrupa ve

Kuzey ülkelerine coğrafi yakınlığı, deniz, kum ve güneĢ imkanları, rekreatif yönden

zenginliği, büyük antik uygarlıkların zengin kalıntılarına ve yaĢayan özgün kültürlere

sahip olması gibi özelliklerinden kaynaklanmaktadır (Grenon, 1992).

AĢadaki Ģekile göre turizm eylemine en fazla %52 ile tatil amaçlı, sonra sırası ile

sağlık din eĢ dost ziyaretleri %27; iĢ amaçlı %14 olduğu anlaĢılmaktadır.

Şekil 7. Nedenlerine göre turizm ve oranları

Kaynak: UNWTO, Tourism Highligths, 2013.

Tablo 5‟de dünya da turizm sektörü verileri dünya turist sayılarının geliĢimi ve

dünya turizm gelirlerinin geliĢimi 2000-2014 verileri kullanılarak gösterilmiĢtir.

Tablo 5‟yi yorumlayacak olursak, dünyada 1950‟deki turist sayısı 25 milyondan,

1980 de 227 milyona, 1990 da 435 milyondan 2000‟de 675 milyona ve 2011‟de 940

milyona ulaĢmıĢtır, dünya turizm gelirleri 1970-1980 dönemi yaklaĢık 6 kat, turist

52%

14%

27%

7%

Nedenlerine Göre Turizm

Tatil 52% ĠĢ Amaçlı 14% Sağlık,din, eĢ,dost 27% BelirtilmemiĢ 7%

Page 52: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

38

sayısı da yaklaĢık 3 kat artmıĢtır ve ileriki yıllarda da düzenli olarak %3-%4 artacağı

belirtilmektedir. 2014 için %4.7 artmıĢtır (2013‟ göre 51 milyon daha fazla turist), 2013

dünya turizm gelirleri 1.197 milyar $ olmuĢtur. 2014 verileri Nisan 2015‟de UNTWO

tarafından açıklanacaktır. Her yıl 43 milyon kiĢi artarak 2030 yılında 1.8 milyar turiste

ulaĢılacağı tahmin edilmektedir.

Tablo 5.

Dünya’da Turizm Hareketlerinin Gelişimi 1950-2014

Yıllar Turist (mil.) ArtıĢ Or. %

Tur. Geliri (mil.$) ArtıĢ Or. %

1950 25 - 2.1 -

1960 70 173.9 6.8 223.8

1970 166 139.2 18 163.2

1980 285 73.5 105 471.5

1990 456 52.1 264 162.9

2000 683 56.6

475

76.5

2001 680 -0.2

482

-2.5

2002 700 2.7

482

3.6

2003 694 -1.7

533

8.9

2004 764 10.4

633

19.1

2005 802 5.2

679

8.5

2006 846 5.4

733

8.4

2007 901 6.5

856

17.0

2008 919 2.0

939

9.7

2009 880 -4.2

851

-9.4

2010 940 6.5

919

7.8

2011 995 4.5 1.042

12.0

2012 1.035 1.075

2013 1.087 1.159

2014 1.138

2020* 1.400

2030* 1.800

Kaynak: UNWTO, 2014.

Page 53: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

39

Tablo 6‟te 2011 yılı için turizm sektörünün dünya bölgelerin deki büyüme

oranları ve turizm gelirlerinin değiĢim oranları verilmiĢtir.

Tablo 6.

2013 Bölgesel Turist Sayıları,% ve Bölgesel Turizm Gelirleri %

Bölgeler

Böl. Tur. Sayısı, milyon (%) Bölgesel Turizm Gelirleri (%)

Amerika

168 (%15) 229 milyar $ (20%)

Avrupa

563 (%52) 489 milyar $ (42%)

Asya-Pasifik 248 (%25) 359 milyar $ (31%)

Afrika

56 (%5) 34 milyar $ (3%)

Ortadoğu 52 (%5) 47 milyar $ (4%)

Toplam 1.087 milyar 1.159 milyar $ 100%

Kaynak: UNTWO Highlights 2013 Yılı Raporu.

Tablo 6‟e göre en çok bölgesel büyümeyi 2013 yılı için sırası ile Amerika,

Avrupa, Asya-Pasifik, Afrika ve Ortadoğu bölgeleri gerçekleĢtirmiĢtir. Turizm gelirleri

açısından 2013 verileri ile en çok payı 489 milyar dolar ve % 42 pay ile Avrupa bölgesi

almıĢtır.

Şekil. 8. Bölgelere göre turist geliĢ oranları

Kaynak: WTO, Tourism Barometer, 2013.

15%

52%

23%

5% 5%

Bölgelere Göre Turist GeliĢleri Oranı

Amerika (%15) Avrupa (%52) AsyaPasifik (%23)

Afrika (%5) OrtaDoğu (%5)

Page 54: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

40

ġekil 8‟ye göre Avrupa bölgesi %52 ile en büyük payı almakta, sonra ikinci

sırada AsyaPasifik bölgesi gelmekte olduğu belirtilmektedir.

Tablo 8‟te uluslararası turizm hareketlerinin bölgesel dağılımı 1990-2020 arası

dönem için verilmiĢtir.

Tablo 8.

Uluslararası Turizm Hareketlerinin Dünya da Bölgesel Dağılımı ( Milyon kişi)

Yıllar 1990 1995 2000 2005 2007 2009 2010 2011 2020*

Dünya 438 533 683 802 901 882 940 983

1561.

1

Avrupa

265.

0

309.

1

392.

2

441.

0

485.

4

461.

5

476.

6

504.

0 717

Asya Pasifik 55.8 82.0

110.

1

153.

6

182.

0

180.

9

203.

8

217.

0 416.0

Amerika 92.8

109.

0

128.

9

134.

0

143.

9

140.

6

149.

8

156.

6 282.3

Afrika 14.8 18.9 26.5 35.4 43.1 46.0 49.4 50.2 77.3

Orta Doğu 9.6 13.7 24.9 37.8 46.7 52.9 60.3 55.4 68.5

Akdeniz Bölgesi 152 172 232 238 - 246 256 274 -

Dünyada Akdeniz Böl. Payı (%) 35

32.6

2

34.4

8 30 - 28

27.3

2 28 -

Avrupa Böl. Akdeniz Böl. Payı

(%)

60.6

7 56.7

59.7

4

53.1

6 -

51.6

1 52.1

53.0

8 -

*2020 rakamları WTO tahminidir

Kaynak: UNWTO, 2013.

Tablo 8‟de uluslararası turizmin bölgesel dağılımı 1990- 2011 dönemi ve 2020

yılı ileriye dönük projeksiyon verileri sunulmuĢtur. Tablo incelendiğinde Asya bölgesi

ilk sırayı almaktadır, son 20 yılda bölgeye gelen turist sayısı 4 kat artmıĢtır. Avrupa

Bölgesi ve Amerika Bölgesi son 20 yılda gelen turist sayısını 2 kat artırmıĢtır. Ġleri

dönemlerde turizm rekabeti Avrupa ile Asya bölgeleri arasında olacaktır. UNWTO‟ nun

2030 yılı dünyadaki turist sayısı beklentisi 1.8 milyar kiĢidir. 2014 yılını Avrupa

Bölgesi 2013 yılına göre %4 artıĢla 588 milyon, Asya-Pasifik Bölgesi 263 milyon %5

artıĢ, Amerika Bölgesi 181 milyon %7 artıĢ ve Orta-Doğu Bölgesi 56 milyon turist %4

artıĢla tamamlamıĢtır.

Tablo 9‟da turist sayısı açısından dünyada en çok turist alan ilk 10 ülke

gösterilmektedir.

Page 55: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

41

Tablo 9.

En Çok Turist Gelen 10 Ülke (milyon kişi)

Ülkeler 2009 2010 2011 2012 2014

Fransa 76.8 76.8 79.5 82.2 81.4

ABD 55 59.7 62.4 66.1 62.7

Çin 50.9 55.7 57.6 57.4 57.6

Ġspanya 52.2 52.7 56.7 57.7 56.7

Ġtalya 43.2 43.6 46.1 45.9 46.1

Türkiye 28.2 28.1 29.2 35.6 34

Ġngiltere 25.5 27 30 29.2 29.3

Almanya 24.2 26.9 28.4 30.4 29.3

Malezya 23.6 24 24.7 24.7 24.7

Meksika 21.5 22.4 23.4 23.3 24.7

Kaynak: UNTWO, 2014 Ġstatistikleri

Tablo 9‟ a göre 2014 yılında 81.4 milyon turist sayısı ile Fransa birinci sıradadır.

Bu ülkeyi sırası ile A.B.D, Çin, Ġspanya, Ġtalya, Türkiye, Ġngiltere, Almanya, Malezya

ve Meksika izlemektedir. Özellikle Fransa, ABD ve Ġspanya sıralamaları farklı olmakla

birlikte, uzun süredir ilk üç veya dört olmaktadırlar. Tablo 10‟da dünya genelinde

turizm gelirleri açısından ilk on ülke sıralanmıĢtır.

Tablo 10.

Turizm Gelirleri ilk 10 Ülke (milyar $)

Ülkeler

2009 2010 2011 2012

A.B.D

94.2 103.5 116.3 128

Ġspanya

53.2 52.5 59.9 55.9

Fransa

49.4 46.3 58.8 53.7

Çin

39.7 45.8 485 50.0

Ġtalya

40.2 38.8 43.0 41.2

Almanya

34.6 34.7 38.8 38.1

Ġngiltere

30.1 30.4 35.9 36.4

Avustralya 254 30.1 31.4 31.5

Hong Kong 16.4 23.0 27 31.7

Türkiye 21.3 20.8 23.0 29.4

Toplam 908 948 995 1.035

Kaynak: UNTWO, 2012 Ġstatistikleri

Tablo 10‟da turizm gelirleri en fazla olan ilk on ülke sıralamaları 2009-2012

dönemi için verilmiĢtir. Dünya genelinde ABD 128.6 milyon dolar ve % 11.2‟lik pay ile

Page 56: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

42

birinci olmuĢtur. Bu ülkeyi Ġspanya 55.9 milyon dolar ve % 5.8, Fransa 53.7 milyon

dolar ve % 5.2, Çin 50.0 milyon dolar ve % 4.7, Ġtalya 41.2 milyon dolar ve % 4.1

izlemiĢtir. Türkiye 2011 de dünya turizm gelirlerinden 29.4 milyar dolar pay ve toplam

turizm gelirlerinin % 2‟lık pay ile listede 10. sıradadır. Ġlk üç sıradaki ABD, Ġspanya ve

Fransa‟nın önümüzdeki yıllarda da bu performanslarını devam ettirecekleri yorumu

yapılabilir (TÜROFED, 2012, s. 12).

Şekil 9. Ülkemizin kiĢi baĢı turist geliri (ortalama 827 $)

Kaynak: UNWTO, 2013.

ġekil 9‟e göre ülkemizin kiĢi baĢı turist geliri (ortalama 827 $) istenilen düzeyde

değildir, gerekli çalıĢmalarla bu miktar rahatlıkla iki katına çıkarılabilir.

UNWTO (2011) verilerine göre turizm gelirlerinin GSYĠH içindeki payı %

olarak, ABD %0.70, Ġspanya %3.69, Fransa %1.79, Ġtalya %1.84, Çin %0.76, Almanya

%1.03, Ġngiltere %1.33, Avustralya %2.42, Türkiye %2.8 ve Avusturya %4.77 olarak

gerçekleĢmiĢtir.

Uluslararası turizm harcamaları açısından 2013 yılı için ilk 10 ülkeye bakacak

olursak, ilk üç sırayı , Çin (128.6 mil$), ABD (86.2 mil.$) ve Almanya (85.9 mil.$)

paylaĢmaktadır. Diğer ülkelerde Rusya (53.5 mil$), Ġngiltere (52.6 mil$), Fransa (42.4

mil$), Kanada (35.2 mil$), Ġtalya (28.4 mil$), Japonya (27.0 mil$) ve Avustralya (25.1

mil$) olmuĢtur. 2013 yılı toplam küresel turizm harcamaları 1.159 milyar $ olmuĢtur.

2012 yılı için ise bu rakam 1.078 milyar $ ve 2011 yılı içinse 1.042 milyar $ olmuĢtur (

UNTWO, 2014). Tablo 11‟de Yıllara göre dünyada en çok turist gelen ilk 10 ülke

sıralamaları verilmiĢtir.

0

1.000

2.000

3.000

4.000

5.000

6.000

Ülkelerin KiĢi BaĢı Turizm Gelirleri ($)

$

Page 57: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

43

Tablo 11.

Turizm Sektöründe İlk 10 Ülke

Sıralama 1970 1990 2000 2010 2013

1 Ġtalya Fransa Fransa Fransa Fransa

2 Kanada Ġspanya ABD ABD ABD

3 Fransa ABD Ġspanya Ġspanya Ġspanya

4 Ġspanya Ġtalya Ġtalya Çin Çin

5 ABD Macaristan Çin Ġtalya Ġtalya

6 Avusturya Avusturya Ġngiltere Ġngiltere Türkiye

7 Almanya Ġngiltere Rusya Türkiye Ġngiltere

8 Ġsviçre Meksika Kanada Almanya Almanya

9 Yugoslavya Almanya Meksika Ukrayna HongKong

10 Ġngiltere Kanada Almanya Avusturya Rusya

Kaynak: Aktob, Nisan 2014.

Yukarıdaki tabloyu incelediğimizde Fransa, ABD ve Ġspanya düzenli olarak ilk 3

sırayı korurken Türkiye ise 2010 yılında dünyada en çok gelen turist sıralamasında 7. ve

2013 yılında dünya 6. sı olmuĢtur.

3.7. Turizm ve Kalkınma iliĢkisi

Holden (2005) günümüzde üçüncü dünya ifadesi geçerliliğini yitirmiĢ (birinci

dünya, geliĢmiĢ; ikinci dünya, Sovyetler ve üçüncü dünya; Afrika, Asya, Latin Amerika

ülkeleri için kullanılmakta idi) AGÜ ve GÜ‟ler tanımı kullanılmaktadır der. Kalkınma

kuramları (modernleĢme, bağımlılık, iktisadi neoliberalizm ve alternatif kalkınma

kuramları) kalkınma stratejilerinin temeli oluĢturur (Sharpley, 1999, s.230-241):

ModernleĢme kuramına göre turizm istihdam ve gelir oluĢturarak turizm

merkezleri sayesinde ekonomik faydaların GÜ‟ler den AGÜ e doğru yayılacağını

savunur. Tarım toplumundan hizmet sektörünün önem kazandığı modern topluma

geçiĢte katalizör rol oynayacaktır. Harrison (1992) turizm batılı ülkelerden sermaye,

teknoloji, uzmanlık ve batılı değerlerin transfer edilmesine neden olan modernleĢme

Ģeklidir der.

Bağımlılık kuramına göre dünya merkez ve çevre ülkeleri olarak sınıflandırılır.

Merkezde GÜ‟ler çevrede ise AGÜ (GÜ‟lerin eski kolonileri) yer alır. Sömürü bu kez

Page 58: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

44

uluslararası firmalar eli ile olur. Kimi araĢtırmacılar örneğin Britton (1982) turizmin

geliĢim ve büyüme iliĢkisini bu kurama göre açıklarlar. Turizm GÜ ve AGÜ arasında

ekonomik bütünleĢmeyi sağlarken bir taraftan da AGÜ sahip olduğu kaynaklar batı

tarafından sömürülmektedir. En tepede GÜ ait tur operatörleri, ortada birlikte çalıĢan

uluslararası firmaların Ģubeleri ve ulusal Ģirketler, en altta ise orta düzeydeki firmalara

bağımlı ve çekim ülkesinde faaliyet sürdüren küçük ölçekli yerli firmalar bulunur.

Turizm harcamalarının büyük kısmı merkez ülkelere, önemli bir bölümü de çevre

ülkede yer alan ticari merkezlerdeki yerli Ģirketlere çok az bir bölümü de tabanda ki

küçük Ģirketler arasında dağılmaktadır. Britton gibi Turner ve Ash (1975) turizmin

GÜ‟ler ve AGÜ arasında eĢitsizliği artıracağını savunarak turizm merkezlerine “sefa

çevresi” örneğin Akdeniz çanağı Batı Avrupa‟nın turizm bölgesi konumundadır derler.

Ġktisadi neoliberalizm (serbest piyasa ve özelleĢtirmeyi savunur, temsilcileri IMF

ve Dünya Bankası) . Bu kuruluĢlar AGÜ de yapısal dönüĢümü gerçekleĢtirmek için

projelere kredi ile destek vermiĢlerdir. Bu kredilerden turizm sektörü de faydalanmıĢtır.

AGÜ dıĢ ticarette mukayeseli üstünlük sağlayacak sektörlere yatırım yapmaları tavsiye

edilmiĢtir ve turizmin geliĢmesi teĢvik edilmiĢtir. Ülkemiz Antalya bölgesinin turizm

merkezi olması projesi Dünya Bankası‟ndan verilen kredi ile desteklenmiĢtir (Roney,

2011, s. 66). Krediler merkez ülkelerine bağımlılığı artırmıĢtır.

1950-1960‟lar

1970-1980‟ler 1980-1990‟lar

Şekil 10. Kalkınma kuramları

Kaynak: Holden, 2005,s. 109.

ġekil 10‟da kalkınma kuramlarının tarihsel geliĢimi gösterilmiĢtir.

Alternatif kalkınma kuramı her toplumun kendi dinamiklerine göre geliĢmesini

savunur, baĢkaları tarafından dikte edilen (üstten aĢağıya değil aĢağıdan üste doğru

karar alma süreci) kararların baĢarısız olacağını söyler. Kitle turizminin çevreye verdiği

ModernleĢme

Kuramı Bağımlılık Kuramı

Ġktisadi

Neoliberalizm

Alternatif

Kalkınma Kuramı

Page 59: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

45

zararları minimize etmek için alternatif turizm ve sürdürülebilir turizm kavramları önem

kazanmıĢtır.

3.8. Turizm ve Yoksulluğu Azaltıcı Etkisi

Yoksulluk ve turizm iliĢkisi son elli yıldır incelenmektedir, 1950‟lerde AGÜ

döviz giriĢine neden olduğundan turizm modernleĢme stratejisi olarak kabul görmüĢtür.

1970 ve 1980‟li dönemde sosyal bilimciler yoksul insanlara ne sunabileceğini

araĢtırmıĢlardır. 1990‟lar da yoksulluğu azaltmada turizmin önemine atıf yapılmaktadır.

Bu ülkelerde turizm GÜ‟lere göre daha fazla büyümektedir. WTO (2004) raporunda

yoksullukla mücadele için turizmin önemi açıklanmıĢtır. Yoksul ülkelerde turizmin bu

önemi yoksul odaklı turizm (pro-poor tourism/PPT) anlayıĢı olarak adlandırılır. PPT

yoksullar için net faydalar sağlayan turizm diye kabul görür. Bu anlayıĢın temelinde

turizm sektörünün boyutunu büyültmek yerine turizm içinde yoksullara fırsat

sağlanmasını öngörür. UNWTO bu anlayıĢı desteklemektedir. ġekil 11„ de turizm

sektörünün GOÜ‟lerde yoksulluk, istihdam yaratma ve döviz geliri üzerindeki etkisi

gösterilmiĢtir.

Ekonomik

Büyüme

Turizmin Ġstihdam

Büyümesi Gelir

GeliĢme ve Fırsatlar

Faydalanma Kapasitesi

Yoksulluğun Azaltılması

Şekil 11. Turizm, ekonomik büyüme ve yoksulluğun azaltılması Kaynak: Croes ve Vanegas, 2008, s, 94-103.

ġekil 11‟i yorumlarsak bir ülkede özellikle AGÜ de turizm gelirlerinin artması

yoksulluğun azalmasına ve ekonomik büyümeye, dolayısı ile kalkınmaya fayda

sağlayacaktır.

Page 60: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

46

3.9. Turizmin Ekonomik Etkilerini Ölçen Yöntemler

Turizm sektörünün ekonomik etkileri farklı yöntemlerle hesaplanmaya

çalıĢılmaktadır. Bu ekonomik etkilerin en önemlisi turist harcamalarıdır, ancak turist

harcamaları dolaylı ve uyarılmıĢ etkilere sebep olduğundan sadece turizm harcamalarını

dikkate alarak turizm sektörünün ekonomik büyümeye katkısını belirleyemeyiz. Asıl

önemli husus ekonomiye giren paranın nasıl harcandığıdır. Turizm harcamalarının gelir

ve istihdama katkılarının ikincil etkilerini ölçen en fazla kullanılan yöntemler olan

çarpan ve girdi-çıktı analizidir (Roney, 2011, s.82).

3.9.1. Turizmin Birincil Etkilerini Ölçen Yöntemler

Frechtling (1994) göre bir bölgedeki turist harcamalarını hesaplamak için

birincil etkileri ölçmede 8 ayrı yöntem mevcuttur, ikincil etkilerini ölçmek içinde iki

yöntem kullanılır. Turist harcamalarının birincil etkilerini ölçmede kullanılan

yöntemler:

1- Alan araĢtırmaları yöntemi

2- Banka kayıtları yöntemi

3- Artık gelirler yöntemi

4- Mevsimsel fark yöntemi

5- Uydu hesaplama yöntemi (TSA): Hem arz hem de talep yönünden değerlendiren

bir yöntemdir, yapılan hesapların ulusal hesaplarla uyum içerisinde olması

beklenmektedir. TSA ulusal hesaplarda net görülmeyen alanlardaki hesapların

netleĢtirilmesine yarayan yardımcı (uydu) yöntemdir. WTO, WTTO tarafından

desteklenmektedir (Fretcling, 1999).

6- Harcama oran yöntemi

7- Maliyet faktör yöntemi

8- Turist harcamalarının gözlemlenmesi yöntemi

Harcamalar yaklaĢımı ile ölçüldüğünde formül: GSYĠH= C+I+G+ (X-M) dır. Bu

formülde yabancı ve yerli turistlerin satın aldığı mal ve hizmetler için yaptıkları tüketim

harcamaları (C), iĢletmelerin turizm sektöründeki yatırım harcamaları (I), devletin

turizm sektörü altyapısı için yaptığı harcamalar (G), turizm sektörü ülkeye döviz giriĢi

sağladığı için görünmez ihracat olarak (X) de ve vatandaĢların gittikleri ülkelerde

yaptıkları harcamalar ise (M) de yer almaktadır (Bull, 1995, s. 125).

Page 61: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

47

Günümüzde WTO tarafından önerilen yöntem Turizm Uydu Hesapları (TSA)

yöntemidir, amacı merkezi yapının hesaplarda gizli kalmıĢ yönlerini görünür hale

getirmek ve daha fazla derinlik kazanmaktır (Semati, 1999, s. 23). TUH ile turizmin

ekonomik etkilerinin talep ve arz yönleri hesaplamalara dahil edilmektedir (Unur, 1993,

s.109). TUH sisteminin hedefleri: (Smith ve Wilson, 1991, s. 250) turizm faaliyetlerinin

yapısını tanımlamak, turizmin ekonomik büyüklüğünü ve katkısını ölçmek, potansiyel

bütün ölçülebilir verileri kullanarak birbirleri arasında iliĢki kurmaktır. TSA yeni bir

yaklaĢımdır. 2001 yılında Suich, Namibya için yaptığı sade TSA çalıĢmasında turizm

sektörünün GSYĠH içerisindeki payı %2.3 iken WTTC tahminlerine göre %8.1

çıkmıĢtır. TUH tablolarında turizmin arz, talep, mal ve hizmetler, faaliyetler, sektörler

ve yatırım, ödemeler dengesi ve istihdam gibi ekonomik değiĢkenlerdeki etkisi

gösterilmektedir. AraĢtırmacılar turizmin ekonomik etkilerinin ölçülmesinde çarpan

analizleri, girdi-çıktı analizleri yaparken günümüzde WTO‟nun önerdiği TUH (TSA)

kullanılmaktadır, turist tespit edemediğimiz mal ve hizmetleri de satın alacaktır,

büfeden çiklet satın almak gibi (Tükeltürk ve Boz, 2013, s. 110-119).

3.9.2. Turizmin Ġkincil Etkileri Ölçmede Kullanılan Yöntemler

Turist harcamaları ile oluĢan ikincil ve uyarılmıĢ etkiler iki ayrı yöntemle

hesaplanmaktadır: Keynesçi çarpan modeli ve girdi-çıktı yöntemleri. Çarpan Modeli:

Ekonomiye enjekte edilen paranın el değiĢtirerek milli gelir üzerindeki etkisini gösterir.

Çarpan kavramında tüm sektörlerin birbiri ile iliĢkili olduğu varsayılır. Çarpan katsayısı

(k)=1/MPL‟dir. MPL marjinal sızma eğilimini verir. ġekil 12‟de turist harcamasının

yerel ekonomideki dolaĢımı ayrıntılı olarak çizilmiĢtir.

Page 62: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

48

Turist Harcamaları DOĞRUDAN HARCAMALAR

Turizm ĠĢletmeleri

Ġthalat Sızıntıları Turizm iĢletmelerinin Turizmde çalıĢanların Tasarruflar

gelirlerinin mal ve hizmet ücretlerinin mal ve

almak için harcanan kısmı hizmet almak için harcanan kısmı

Ekonomideki bütün iĢletmeler

Ġthalat ĠĢletme gelirlerinin ÇalıĢanların ücretlerinin Tasarruflar

mal ve hizmet almak için mal ve hizmet almak için

harcanan kısmı harcanan kısmı

Şekil 12. Turizm çarpanı süreci

Kaynak: Cooper vd. , 2005, s.165.

ġekil 12‟ye göre ekonomiye turizm geliri olarak giren harcamaların bir kısmı

sızıntı nedeni ile ithalat olarak yurt dıĢına çıkmaktadır.

Ġthalat ulusal ekonominin dıĢına çıkan harcamalardan oluĢtuğu için en önemli

sızıntı kalemi olarak görülmektedir (Lundberg vd., 1991, s. 135). Görünmeyen sızıntı

kalemleri bir ülkenin kamusal altyapısına ve doğal çevresine turistler tarafından verilen

zararı içermektedir (Smith ve Jenner, 1992, s. 52). Herhangi bir turistik ülkede sızıntı

miktarı büyüdükçe çarpan etkisi azalmaktadır. Filipinler ülkesinin turistik gelir çarpanı

0.82 iken, sızıntıdan sonraki çarpan değeri 0.11‟e düĢmüĢtür (Archer, 1989, s. 131).

Dünya Bankası verilerine göre son yıllarda geliĢmekte olan ülkelerin turizm gelirlerinin

%55‟i dıĢarı sızmaktadır (Honey, 2003, s. 33). Türkiye‟de turizm çarpanı 1981 için 7.81

(Olalı ve Timur, 1988, s. 114) ve 1993 yılı için 4.03 olarak bulunmuĢtur ( Turizm

Bakanlığı, 1993, s. 63).

Turizmden gelir sağlayan ilk iĢletmeler (konaklama ve ulaĢım iĢletmeleri) için

doğrudan gelir iken diğer sektörlerden mal ve hizmet satın alacağından diğer sektörlerde

U

Y

A

R

I

L

M

I

ġ

D

O

L

A

Y

L

I

Page 63: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

49

uyarılmıĢ olur. Bu süreçte bir kısım gelir vergi, tasarruf ve ithalat olarak sızacaktır.

Sızıntılar arttıkça gelir azalacaktır (Unur, 2004, s.125-125).

Girdi- Çıktı Modelleri: Çarpan yöntemine göre daha geliĢmiĢ ve kapsamlı bir

yöntemdir. Leontieff tarafından geliĢtirilen model her mala olan toplam talebin

karĢılanabilmesi için bir ekonomide bulunan n tane sektörün hangi miktarda üretim

yapması gerektiğini söylemekte, her bir sektörün diğer sektörlerden ne kadar girdi

aldığını veya sektörlere çıktı verdiğini, yani sektörler arası bağımlılığı göz önüne

almaktadır. Bu yöntemde turizm sektörü, seyahat ve turizm olarak iki ayrı sektöre

ayrılmıĢtır (Chiang A, 2003, s.110-117).

Turist sayısındaki artıĢ yeni konaklama iĢletmelerinin kurulması için inĢaat

sektörü, çelik üretimi, kömür ve daha fazla enerji ihtiyacını doğuracağından, sektörler

arası zincirleme iliĢki geniĢleyecektir (Unur, 2004, s. 132).

Girdi-çıktı analizi ile seyahat harcamalarının devlet ekonomisindeki etkisi daha

doğru ve tam ölçülebilir (Mak, 1989, s. 3). Bu yöntem zaman, finansal ve insan gücü

olarak pahalı bir yöntemdir, sektörler arası verilere ulaĢım olamayabilir (Fletcher, 1989,

s. 516) ve hesaplamalar belli bir döneme ait verilerle yapıldığından sonuçlar sadece o

dönem için yorumlanabilir (Yağcı, 2003, s. 187).

3.10. Turizmin Olumlu Ekonomik Etkileri

WTTC (2014) verilerine göre turizm sektörü dünya GSMH %9.4‟ ünü, dünya

toplam istihdamının %7.6‟ sı nı (238 milyon kiĢi) ve dünya toplam ihracat gelirinin

%10.9‟ unu meydana getirir. Uluslararası hizmetler ticaretinin %40‟ ı nı oluĢturur.

Turizm görünmez bir ihracat kalemidir (Archer ve Cooper, 1998). Turizmden

elde edilen her türlü gelir, ek ihracat olarak kabul edilir (Bahar ve Kozak, 2012, s .11).

ġekil 13‟ de turizm sektörünün olumlu ekonomik etkileri verilmiĢtir. Bu etkiler tek tek

ayrıntılı olarak analiz edilecektir.

Page 64: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

50

Ödemeler Dengesi Üzerindeki Etkisi Gelir Yaratıcı Etkisi Ġstihdam Yaratıcı Etkisi

Turizmin Olumlu Ekonomik Etkileri

Diğer Ekonomik Sektörlere Katkı Altyapı - Üstyapı Yatırımlarına Etkisi Bölgelerarası Kalkın.

Etkisi

Şekil 13. Turizm sektöründen elde edilen gelirlerin ödemeler dengesi

Kaynak: Kozak N & Kozak M, 2013.

ġekil 13‟de turizm sektöründen elde edilen gelirlerin ödemeler dengesi, gelir,

istihdam, yatırımlar, diğer sektörlere faydası ve bölgeler arası geliĢme üzerine etkileri

bulunmaktadır.

3.10.1. Turizmin DıĢ Ödemeler Dengesi Üzerindeki Etkisi

Alkin (1978) ödemeler dengesi bir ülkenin bir yıl içinde diğer ülkelere çeĢitli

nedenlerle yaptığı ödemelerle diğer ülkelerden sağladığı dövizleri gösteren bilançodur

der. Ödemeler dengesi; cari iĢlemler hesabı, sermaye ve finans hesabı, net hata ve

noksan‟ dan meydana gelir (Ünsal, 2001, s. 475). Turizm sektörü, cari iĢlemler

hesabının dört ana bölümünden biri olan hizmetler dengesi (taĢımacılık, turizm, inĢaat

hiz.,finansal hiz.,diğer ticari hiz, resmi hiz, diğer hiz.) kaleminde yer alır.

Dar anlamda ödemeler bilançosu, yabancı turistlerin ülkede yaptıkları

harcamalar ile yurtdıĢına çıkan yurttaĢların yaptıkları harcamaları ve sonuç olarak

turizmin ekonomiye net katkısını gösterir. GeniĢ anlamda ödemeler bilançosu, hem

turistlerin hem de turizmle ilgili tüm kiĢi ve kuruluĢların tüm iĢlemlerinin gelir ve gider

kalemlerinden oluĢur. Ödemeler dengesine incelendiğinde uluslararası turizm

uluslararası hizmetler kalemi içerisinde yer alır, ödemeler dengesi içerisindeki en

önemli kalem uluslararası hizmetlerdir, ülkeye gelen ve çıkan turistlerin yaptıkları

harcamaları neticesinde turizm sektörünün ekonomiye net katkısını gösterir (Unur,

2000, s.1-18). Tablo 12‟de dıĢ turizm bilançosu kalemler halinde verilmiĢtir.

Turizmin Olumlu Etkileri

Page 65: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

51

Tablo 12.

Dış Turizm Bilançosu

Aktif DıĢ Turizm ( Turizm Gelirleri ) Pasif DıĢ Turizm ( Turizm Giderleri )

Turistlerin ülkedeki konaklama

VatandaĢların ülke dıĢındaki konaklama vb.

giderleri

ulaĢtırma, yeme-içme vb. ödemeler Turizm amaçlı mal ve hediyelik eĢya

dıĢalımı

Turizm amaçlı mal ve hediyelik eĢya

dıĢsatımı Turizm amaçlı yabancı sermaye yatırımları

Ülkeye turizm amaçlı kar transferleri Yabancı ülkelerdeki personel eğitim

giderleri

Yabancıların turizm amaçlı kiraladıkları Yabancı ülkelerdeki tanıtım, reklam

giderleri

tesislerin kira gelirleri Yabancı turizm iĢletmelerine ödenen

komisyonlar

Yabancıların turizm amaçlı tanıtım

harcamaları

DıĢ ülkelerdeki banka ve sigorta kuruluĢlarına

yapılan ödemeler

Yabancıların ülkedeki banka ve

sigortalara .yaptıkları ödemeler

Yabancı ülkede turizm amaçlı kiralanan

tesislere yapılan ödemeler

Diğer döviz girdileri Diğer döviz çıktıları

Net Giderler Net Gelirler

Kaynak: Ġçöz ve Kozak 2002, s. 198.

Tablo 12 incelendiğinde turizm sektörünün bir ülkenin ödemeler dengesi

üzerinde iki tür etkisinin olduğu görülmektedir. Birincisi, ülke vatandaĢlarının turist

olarak yurtdıĢına çıkmalarının negatif etkisi, diğeri ise ülkeye gelen turistlerin neden

olduğu pozitif etkidir. Yabancı turistlerin yaptığı her türlü turistik harcamalar ödemeler

bilançosunun aktifinde, yurtdıĢına çıkan vatandaĢların dıĢarıdaki turistik harcamaları ise

ödemeler bilançosunun pasifinde yer almaktadır. Elde edilen döviz geliri döviz

giderinden fazla ise turizm ödemeler bilançosu üzerinde pozitif etki meydana

getirecektir (SamırkaĢ ve Bahar, 2013, s. 7).

Ödemeler dengesi açık veren ülkelerin turizm sektörünü desteklemesinin nedeni,

açıklarını kapatmak için turist ve harcama miktarını artırarak, bu sayede döviz kazancı

elde etmektir. Ödemeler dengesi fazla veren ülkeler ise enflasyona yol açmamak için

vatandaĢlarının uluslararası turizme katılmalarını teĢvik etmekte yani her iki durumda

da turizm ödemeler bilançosunu dengelemeye yardımcı olmaktadır (Roney, 2011, s. 79).

Page 66: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

52

Dikkat edilmesi gereken bir diğer nokta ise döviz kurlarıdır . DeğiĢen döviz

kurları neticesinde turizm sektörünün milli gelire reel katkısı aynı kalsa bile, turizm

faaliyetlerinden elde edilen gelir miktarı artıp azalmaktadır (Bull, 2005, s. 184).

3.10.2. Turizmin Gelir Etkisi

Turizm milli gelirin göstergesi sayılan GSYĠH artmasına destek verir, GSYĠH ki

geliĢmeler turizmi etkiler. Turizm sektörünün GSYĠH olan miktarına sadece uluslararası

turizmden sağlanan döviz gelirleri dahil edilmekte, iç turizm harcamaları hesaba

girmemektedir (SamırkaĢ ve Bahar, 2013,s. 4-5).

Turizm dünyada en hızlı geliĢen ve büyüyen sektörü olmakla beraber bir çok

ülke için ulusal gelirin en önemli kaynağıdır (Freitas, 2003, s.45).

Turizm hem milli gelir yapısı içinde hem de çarpan mekanizması ile gelir etkisi

meydana getirir (McIntosh ve Goeldner, 1986, s. 268).

Turizm, geliĢmiĢ ülkelerden geliĢmekte olan ülkelere doğru döviz transferi

meydana getirmektedir, GOÜ döviz arzı artar (Ġçöz, 1987, s. 35):

- Kum, güneĢ, deniz gibi. sıfır maliyetli, atıl iĢgücü, ucuz tarım ve deniz ürünleri

gibi maliyeti düĢük ve alternatif değerlendirme imkanı bulunmayan kaynaklar

turizm aracılığı ile hem değer kazandırmakta hem de gelir oluĢturmaktadır.

Turizm sektörü, düĢük maliyetle doğrudan milli gelire ek destek vermektedir.

- Turizm sayesinde ülkeler, bölgeler ve sektörler arasında dengeli ve adaletli gelir

dağılımı olur, bölgelerin turizm geliri ile diğer ekonomik etkinlikler için kaynak

sağlanmıĢ olur.

Keynes ihracatı ülkeler açısından ekonomik büyümeyi arttıran ilaveler diye

kabul eder (Lundberg, 1995, s. 135). Önce ülkelerarası ticaret iliĢkileri baĢlar zamanla

bu ilgi turistlik amaçlı seyahatlere öncülük eder ( Kulendran ve Wilson, 2000, s.1002).

Yerli ve yabancı turistlerin tüketim harcamaları sayesinde meydana gelen

turizmin gelir etkisi, turizm gelirlerinin GSMH‟ ya oranlanması ile bulunmaktadır

(Ünlüören vb. 2011, s, 150). GeliĢmiĢ ülkelerde iç turizm harcamaları toplam turizm

gelirlerinin büyük kısmını meydana getirmekte bu yüzden iç ve dıĢ turizmin

hesaplamaları birlikte yapıldığında anlamlı olmaktadır (Barutçugil, 1986, s. 51,52).

GeliĢmiĢ ülkelerde toplam turistik harcamaların % 25‟i dıĢ, % 75‟i iç turizm için

yapmaktadır (Olalı ve Timur, 1988, s. 124).

Page 67: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

53

Turizm harcamalarının yerel ekonomi üzerindeki gelir etkisi üç farklı Ģekilde

kabul görmektedir. Fletcher ve Archer (1991), Hughes (1993) ve Wall (1993), doğrudan

gelir etkisi, dolaylı gelir etkisi ve uyarılmıĢ gelir etkisi. Turistlerin mal ve hizmet satın

almaları çarpan etkisi ile ekonomide daha büyük harcama ve gelir artıĢına neden olur

(Sengupta ve Espana, 1994, s. 41-51). Turizm sektörü sayesinde hizmet ihracatı

yapılarak daha fazla döviz girdisi ve sonuçta ulusal gelir artıĢı mümkün hale gelir

(Fayed ve Fletcher, 2002, s. 210). Turizm görünmez bir ihracat kalemidir (Theobald,

2001). Ġhracat odaklı büyüme hipotezinde olduğu gibi, turizm odaklı büyüme

hipotezinde de turizm gelirleri uzun dönemde ekonomik büyümeye yol açar (Croes,

2006).

Elde edilen turizm gelirleri inĢaat, tarım, sanayi vb. sektörler tarafından harcanıp

ve ekonomide el değiĢtirir bu gelir-harcama iliĢkisine iktisatta çarpan mekanizması

denmektedir. Turistlerin yaptıkları harcamalar önce kendisi kadar gelir sağlar, sonra bu

gelirin bir kısmı ülke içerisinde harcama, tasarruf, yatırım ve vergi ile devir ederek

dolaylı yeni gelirlerin oluĢmasına neden olur. Turistlerden gelir sağlayan turizm

iĢletmeleri hizmetlerine devam edebilmek için diğer sektörlerden mal ve hizmet satın

almakta, elde edilen gelirin bir bölümü tekrar harcama ile ekonomiye girmektedir.

Sonuçta oluĢan nihai turizm geliri, yerli ve yabancı turistlerin tüketim harcamaları ve

yatırım harcamalarına göre oldukça fazladır. AB turizminin çarpan etkisi çok yüksektir,

öyle ki % 20‟lik harcamanın çarpan etkisi % 500 dür. Türkiye‟nin de bulunduğu bir

araĢtırmada çarpan etkisi 1.96 olarak bulunmuĢtur yani turistlerin yaptığı harcamalar

kendisinin 2 katı kadar gelir artıĢına sebep olmaktadır (Ġçöz ve Kozak, s.270) .

Artan turist talebini karĢılamak için yapılacak turizm yatırımları hem turizm

sektöründe hem de diğer sektörlerdeki üretim faktörlerinin gelirlerini meydana

getirecektir (Tunç ve Saç, 1998, s.95).

Turizm sektörünün gelir etkisinin ve çarpan oranının bulunması için Keynesçi

çarpan modeli ile birlikte girdi-çıktı modellerinden yararlanılır ( Ünlüönen ve Tayfun,

2011, s. 157).

Turizm sektöründe artan altyapı ve üstyapı yatırımlarına yönelik çarpan

katsayısına turistik yatırım çarpanı denir (Olalı ve Timur, 1988, s.125).

Üretim değerinin, iç ve dıĢ turizm gelirleri toplamı üretim değerinin %75‟ inin

katma değer olduğu düĢünülmektedir (Sezgin, 1995, s.76).

Turizm Yatırımcılar Derneği “Turizmde Ġkinci Hamle Projesi” bağlamında 2010

yılına kadar yapılacak olan 13.250 milyar dolar toplam yatırım harcamaları (7.5 milyar

Page 68: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

54

$ üstyapı için, 3 milyar $ altyapı için ve 2.75 milyar $ tanıtma için) Türk ekonomisine

katkısı: 2010 yılına kadar 180 milyar $ döviz geliri elde edilecektir, turizm sektöründe 1

$ döviz geliri 1 $ katma değer yarattığından 10 yılda turizm sektörünün toplam katma

değeri 180 milyar $ a ulaĢacaktır (Varlıer, 2002, s. 217).

Uluslararası sermaye; otel, tur operatörleri, ulaĢım hizmetleri, altyapı

yatırımlarındaki DYS (doğrudan yabancı sermaye) olarak turizm sektörüne dahil olur

(Bahar ve Bozkurt, 2010, s.256).

Turizm gelirleri AGÜ açısından; politik ve ekonomik kısıtlamalardan uzak,

turizm mal ve hizmetlerinin fiyatları daha fazla kendi kontrolünde olması, ihracat için

çeĢitlendirme fırsatı olması gibi sebeplerle önem taĢır. Turizm daha az dıĢ girdi kullanır.

Sürekli büyüyen bir sektördür. ( SamırkaĢ ve Bahar, 2013, s. 8).

3.10.3. Turizmin Ġstihdam Yaratıcı Etkisi

Turizm emek- yoğun bir sektördür. Turizme uygun kırsal veya geliĢmemiĢ

bölgelerde turizm istihdamın temel kaynaklarındandır. Turizm amaçlı tüketim

harcamaları önce doğrudan, daha sonraki aĢamalarda ise dolaylı istihdam etkisi

yaratmaktadır. Turizmden gelen ilk gelirler ekonomi içerisinde baĢka sektörlere

yayılarak harcama ve gelir akımına, bu da yeni yatırımların ve iĢ alanlarının baĢlayıp

iĢgücüne olan talebin artmasına sebep olmaktadır.

Turizm sektöründeki istihdamın genel özellikleri Ģöyledir: (Ġçöz ve Kozak, s.

237-238)

- Turizm mevsimlik özelliktedir, yaz dönemlerinde istihdam artıĢı görülmektedir.

Hem kalifiye hem de kalifiye olmayan iĢgücü istihdam edilmekte, mevsim

dıĢında ise eksik istihdam söz konusu olmaktadır.

- Kadın personel sayısı diğer sektörlere nazaran yüksektir.

- Kitle turizminin yoğunlaĢtığı bölgelerde sektör mevsimlik iĢgücü kullanır,

sektörde aĢırı dalgalanmalar görülmektedir.

- Sektördeki iĢgücü karma bir sosyo-ekonomik ve sosyo-demografik yapıya

sahiptir. Farklı meslek ve yaĢ (öğrenci) grubundaki insanlar aynı tesiste

çalıĢmaktadırlar.

- Tam zamanlı, part-time ve mevsimlik istihdam nedeni ile kesin iĢgücü

rakamlarına ulaĢmak zordur.

Page 69: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

55

- Sektördeki istihdamın ne kadarının doğrudan turizme, ne kadarının da bölge

halkına hizmet ettiğini hesaplamak zordur.

- Sektörde iĢgücü devir hızı yüksek olup, mevsimsellik, çalıĢma Ģartlarının

zorluğu ve ücretlerin düĢüklüğü bu devir hızını yükseltmektedir.

- Yabancı iĢgücü animatör, rehberlik, ön büro, bar vb. alanlarda istihdam

edilebilmektedir.

- UlaĢtırma ve konaklama alt sektörlerindeki iĢgücü, günün 24 saati hizmet

sunmakta zira tüketici 24 saat hizmet talep edebilmektedir.

- Satın alma, depolama, bahçıvanlık gibi sektördeki bir çok alt meslek grupları

ileri seviyede beceriye gerek duymaz.

- ĠĢgücünün toplu pazarlık ve sendikalaĢma oranı çok düĢüktür.

Turizm GOÜ‟lerde kırsal veya geliĢmemiĢ bölgelerdeki istihdamın temel

kaynaklarındandır. Turizm eğitimli ve yetenekli iĢgücüne ve yeterli düzeyde eğitimi

olmayan insanlara da istihdam sağlar (ÇetinbaĢ ve BektaĢ, 2008, s. 1).

Bull (1995)‟ e göre turizm sektöründe istihdamın yüksek olmasının dört nedeni:

- Sektörün emek yoğun olması

- DüĢük ücretli iĢler.

- Yarı zamanlı ve geçici iĢler.

- Mevsimsellik.

Turizm sektörünün önem kazandığı Bahama Adaların da toplam istihdamın

%55‟i, Maldiv Adalarında % 45, Virgin Adaları % 50 ve Jamaika Adası % 28 oranında

toplam istihdamı çalıĢtırmaktadır. Ġspanya‟da % 11, Fransa‟da % 8‟dir (Kozak ve

Kozak, 2013, s.81).

Turizm sektörünün bir bölgede geliĢim göstermesi yeni iĢ ve istihdam

kaynaklarını artırır (Hodur ve Leistritz, 2007). Küresel olarak her 10 kiĢiden birinin

çalıĢtığı turizm sektörü, dünyanın en büyük ve geliĢme potansiyeli olarak baĢlarda

bulunur (Nadkarni, 2008). Son yıllarda istihdam ve gelirdeki hızlı artıĢ ile turizm

sektörü hem geliĢmiĢ hem de GOÜ de lokomotif vazifesi gösterir (Oki vd. 1997).

Turizm sektörünün meydana getirdiği istihdam yoğunluğu mekanizasyon ve

otomasyonun sınırlı olmasından diğer sektörlere göre daha fazladır (Mill ve Morrison,

1992, s. 294). Yüksek oranda iĢsizlik problemi olan GOÜ de hükümetler düzenli ve

verimli iĢ alanları oluĢturma gayreti içerisindedirler ( Zengin, 2010, s. 114).

Page 70: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

56

3.10.4. Turizmin Bölgelerarası GeliĢme Üzerindeki Etkisi

1960‟lı yıllardan beri GÜ ve GOÜ‟lerde uygulanan bölgesel kalkınma

programlarının ana hedefi ülkenin geri kalmıĢ bölgelerine yatırım teĢviki sağlamaktır.

Kitle turizminin parçası olan turistler seyahat ederken kendi ülkelerindeki yaĢam

standartlarına sahip bölgeleri tercih etmektedirler. Turizm yatırımlarının geliĢmiĢ

bölgelerde olacağı açıktır. Bu durumda bölgelerarası eĢitsizlik daha da artmaktadır bu

durumda kitle turizminin bölgesel kalkınmaya katkıda bulunması pek mümkün

olmamaktadır (Roney, 2011, s. 81).

Eğer turizm yatırımları bir ülkenin daha geri kalmıĢ bölgelerinde verilecek

teĢviklerle ivme kazandırılırsa bölgelerde dengeli kalkınmaya yol açar (Çeken, 2003, s.

147). Bir ülkenin turizm potansiyelinin kullanılması ile (artan sermaye birikimi) birlikte

geri kalmıĢ bölgeler kalkınabilecek ve neticede bölgelerarası dengesizlikleri gidermede

rol oynayacaktır (Zengin, 2006). Turizm sektöründen sağlanan gelir ekonomik büyüme

ve kalkınma amacı ile kullanılabilir (McKinnon, 1964, s. 388-409). Deniz kıyısı olan

geri kalmıĢ bir bölge için deniz-kum-güneĢ (kıyı) turizminin geliĢtirilmesi o bölgenin

kalkınması için çok önemlidir (Klein, Osleeb ve Viola, 2004, s. 1080-1088).

1950‟ler de bölge tanımı kalkınma ile birlikte anılmıĢtır. Günümüzde

küreselleĢme, bölgeselleĢme (AB), post-fordist üretim, postmodernizm bölge

kavramının yeniden tanımlanmasını gerekli kılmıĢtır. Ekonomik geliĢmiĢlik düzeyine

göre bölgeler, az geliĢmiĢ bölgeler (sanayileĢme zayıftır, geleneksel faaliyetler

sürmektedir, modern tarıma geçilmemiĢtir, emek-yoğun üretim yapılmaktadır) ve

geliĢmiĢ bölgeler (üretim faktörlerinin verimliliği ve kalkınma hızları ülke

ortalamasından yüksektir, altyapı yatırımları yeterlidir, bölge dıĢarıdan göç almaktadır).

Rostow, Mrydal, Hirchman, Perroux gibi bilim adamları bölgesel kalkınma ile ilgili

çalıĢmalar yapmıĢlardır. F. List tarım, imalat ve sanayi kesimleri için dengeli geliĢmenin

gerekliliğini belirtmiĢtir. Perroux, Mrydal ve Kaldor tarafından dengesiz kalkınma

modellerinde bölgesel gelirlerin piyasa güçlerinden dolayı birbirinden uzaklaĢmaya

neden olacağını savunmaktadırlar. En yaygın yaklaĢım Perroux büyüme kutupları

(growth poles) kuramıdır. Bu modelde temel olan sektördür. Lider sektörün seçilmesi en

elzem konudur. 1980‟lerin baĢına kadar Keynesyen kurallar geçerli olmuĢ (devletin bu

bölgelere yatırım yapacaklara teĢvik vermesi), 1980 sonrası dönemde Neo-klasik

yaklaĢım (az geliĢmiĢ bölgelerdeki giriĢimciliğin desteklenmesi ve piyasaya güvenmek)

geçerlilik kazanmıĢtır. Yukarıda bahsedilen iktisat literatürünün turizm sektörünü

Page 71: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

57

ilgilendiren kısımlarını açıklayalım. GOÜ‟lerde kalkınmanın kaynağı ĠDBS (ihracata

dayalı büyüme stratejisi), sanayi sektörü olarak görülmektedir, ihracat ve büyüme

değiĢkenlerinin nedensellik iliĢkisini inceleyen ampirik çalıĢmalar genel olarak olumlu

sonuçlar vermiĢtir. Buradan hareketle TDBS (turizme dayalı büyüme stratejisi)‟nin

temel dayanağı ĠDBS literatüründen gelmektedir. Turizmin döviz kazandırma özelliği

aynı ihracat etkisi göstermektedir (görünmeyen ihracat özelliğinden). Uzun dönemde

ĠOBH (ihracat odaklı büyüme hipotezi) gibi turizm ekonomik büyümeye neden

olabilecektir. Ekonomik kalkınma turizm iliĢkisi üzerine yapılan teorik çalıĢmalar,

birinci grup olarak kalkınma aĢamaları teorisi (geleneksel toplum, kalkıĢa hazırlık,

olgunluğa geçiĢ ve yüksek tüketim aĢamaları) ülkemiz için Cumhuriyet dönemi turizm

açısından geleneksel toplum, 1980 sonrası ise kalkıĢ aĢaması, ikinci grup olarak yayılma

teorisi (yatırımların belli bölgelerde toplanması) ülkemiz turizmi için Güney ve Batı

bölgelerinin tercih edilmesi, 1960‟lar da güney Ġtalya‟nın kalkınması için sanayiye

önem verilmiĢ ancak 1970 sonrası bu politika terk edilerek bölgenin kalkınması için

turizmin önemi fark edilmiĢtir ve turizmin geliĢmesi ile günümüzde Akdeniz turizm

pazarının en önemli güçlerinden biri olmuĢtur ve üçüncü grup olarak bağımlılık teorisi

(kapitalistler çevre ekonomileri ile ilgili yeni bağımlılıklar üretmektedirler (turizm bu

yüzden önemsenmektedir, çarpan etkileri abartılmaktadır, turizm ithalat eğilimini

yükselterek sızıntılara ve yabancı sermaye bağımlılığına neden olmaktadır) literatürde

yerini almıĢlardır. Az geliĢmiĢ bölgede turizmin çok kısa zamanda büyümesini

beklemek yanlıĢtır, turizmin geliĢtirilmesinin planlandığı bölgelerde fiziki altyapı, yol,

iletiĢim, marina, havaalanı vb. meydana getirilmesi diğer sektörleri ve ticareti de

uyararak kalkınma oranını artıracaktır (SamırkaĢ ve Bahar, 2013, s. 103-111).

3.10.5. Turizmin Tarım Sektörü Üzerindeki Etkisi

Turizm bölgesine gelen yerli ve yabancı turistlerin yeme- içme yani beslenme

ihtiyaçlarını karĢılamak için normal zamanlarda fiyatı düĢük olan ürünlerin fiyatı

yükselmekte, ek katma değer oluĢmaktadır. Yerli halk tarım arazisini, çiftliğini kendisi

iĢletip veya kiraya vereceğinden bölge halkının refahı da artacaktır (kırsal turizm

uygulamaları vb).

Turizm sektörünün etkilediği sektörlerden en önemlisi tarım sektörüdür. Bu

sektörde turizm sektöründen ötürü ek talep oluĢur, üretim artıĢı üretim hacmini

arttırmakta istihdam yaratmaktadır. Turizm sektörünün geliĢmesi o bölge tarımının

Page 72: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

58

üretim kalitesinin ve çeĢitliliğinin artmasına, kaliteli ürünlerin gerçek değerini

bulmasına neden olur. Kırsal kesimin en önemli sorunu olan iĢsizlik, turizm sektörünün

geliĢmesi ile azalacak, sektör kadınların dolaylı olarak istihdam edilmesini sağlayacaktır

(SamırkaĢ ve Bahar, 2013, s.13).

Turistik faaliyet için tarım alanlarının turizme ayrılması tarımsal faaliyetlerin

gerilemesine sebep verir yani turizm tarım için alternatif bir sektör haline gelme riski

taĢır (Albayrak, 2001, s. 44).

3.10.6. Turizmin Sanayi Sektörü Üzerindeki Etkisi

Turizm tüketim ve ara malı üreten sanayilerde yüksek, yatırım malı üreten

sanayiler için düĢük etkiler gösterir. Konaklama iĢletmeleri yapımında kullanılan

çimento, çelik, kum, taĢ ve demir gibi malzemelerin üretimini olumlu etkileyecektir.

Turizm yatırım harcamaları en fazla inĢaat sektörünü etkiler, çoğaltan etkisi ile milli

gelir de artıĢ olur (SamırkaĢ ve Bahar, 2013, s. 13-14).

3.10.7. Turizmin Hizmetler Sektörü Üzerindeki Etkisi

Turizm, içinde yer aldığı hizmetler sektörünü de önemli ölçüde etkiler. Hizmet

sektörü içerisinde turizm sektörünün önemli bir ağırlığı vardır. Bu bağlamda cari

tüketimle ilgili üçüncü üretim sektörünü; ekmek, et, süt, meyve- sebze gibi ürünleri

etkiler. Donatım sanatları ile ilgili üçüncü üretim sektörünü yani; demirci, inĢaat iĢçiliği,

boyacı vb. etkiler. Konforla ilgili üçüncü sektörü: çiçekçi, pastane, spor malzemeleri

gibi etkiler. Yardım ve güvenlik hizmetlerini, lüks kabul edilen kuyumcu, gece kulübü,

sauna gibi etkiler. Turizmin bir bölgeye gelmesiyle, bölgedeki kamu hizmetleri de

geliĢmekte yani haberleĢme, kanalizasyon gibi ve turizme yönelik hizmetlerin

gelmesine destek verir; ulaĢım, benzin istasyonları, eğlence yerleri ve animasyon

aktiviteleri vb. (Olalı, 1983, s.9). Turizm hizmetlerinin geliĢmesi sektörel, ulusal ve

uluslararası rekabeti de artırır, artan rekabet bütün ekonomideki kaynak verimliliğinde

artıĢa neden olur (Bhagvati ve Srinavason, 1979, s. 14).

3.10.8. Turizmin Vergilendirilmesinin Ekonomik Etkileri

Vergi gelirleri devlet için en önemli gelir kaynaklarındandır. Vergi devletin

kamu harcamalarını karĢılamak için gerçek ve tüzel kiĢilerden cebren istediği bir

yükümlülüktür. Hükümetler bazı turistik ürünlere doğrudan veya dolaylı vergi

Page 73: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

59

uygulayarak söz konusu ürünlerin talebini özendirmekte veya düĢürmektedir örnek

olarak havaalanı giriĢ ve çıkıĢ vergileri, giriĢ vizesi verilebilir (Bull, 1995, s.107).

Konaklama iĢletmelerinden alınan vergiler, turistik cazibe merkezlerine giriĢ bedelleri,

havaalanı giriĢ ve çıkıĢ vergileri yaygın olarak görülen turist vergileridir (Mak, 2004,

s.152-153). 2000-2010 arası dönem için devlete; %5‟ e düĢeceği tahmin edilen KDV,

kurumlar vergisi, vergi stopajları, ödenecek toplam vergi tutarı 40 milyar $ olacaktır

(Varlıer, 2002, s. 217). Devletin turizm iĢletmelerinden ve gelirlerinden aldığı dolaylı,

dolaysız vergiler, gelir vergisi, kurumlar vergisi, KDV, ÖTV, emlak vergisi, belediye

harç ve resimleri, sektörde çalıĢanlardan kesilen gelir ve sigorta, oyun harçları, vize

ücretleri, lisanslar, liman vergisi, milli park ve müzelere giriĢ parası onun gelir

kaynaklarındandır (Olalı ve Timur, 1988, s. 140).

3.10.9. Turizmin Diğer Ekonomik Sektörlere Katkısı

Türkiye‟de son yıllarda yapılan çalıĢmalarda turizm sektörü 35 alt sektör ile

yakın iliĢki içerisindedir.

3.11. Turizmin Olumsuz Ekonomik Etkileri

Turizm hareketlerinin olumsuz bazı etkileri de mevcuttur. Bunlar ithalat etkisi,

enflasyon etkisi, fırsat maliyeti etkisi, mevsimsellik etkisi ve yabancı iĢgücü gereksinimi

olarak sıralanabilir. AĢağıda bu olumsuz etkiler ayrıntılı olarak anlatılacaktır.

ġekil 14‟ de turizm sektörünün olumsuz ekonomik etkileri gösterilmiĢtir.

Page 74: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

60

Fırsat Maliyeti DıĢalım Eğilimindeki ArtıĢ Yabancı ĠĢgücü

Gereksinimi

Turizmin Olumsuz Ekonomik Etkileri

Turizme AĢırı Bağımlılık Enflasyonist Baskı Mevsimlik

Dalgalanma

Şekil 14. Turizm sektörünün olumsuz ekonomik etkileri

Kaynak: Kozak N & Kozak M, 2013, s. 83.

ġekil 14‟de turizm sektörünün olumsuz ekonomik etkileri baĢlıklar olarak

verilmiĢtir, bu etkiler aĢağıda ayrıntılı olarak tek tek analiz edilecektir.

3.11.1. Fırsat Maliyeti

Fırsat maliyeti (opportunity cost) literatürde kıt kaynaklar arasında seçim

yapılması, olarak tanımlanır. Türkiye‟de verimli tarım alanları, koylar ve kumsallar

Akdeniz ve Ege kıyılarında (Ġztuzu koyu, Göcek koyları özelleĢtirilmiĢtir) turizme

açılmıĢtır. Hastahane için ayrılabilecek kaynaklar otel inĢaatı için kullanılabilir.

3.11.2. Turizme AĢırı Bağımlılık

AGÜ turizmden kazanacakları dövize güvenerek verimsiz alanlara yatırım

yapabilir, dıĢ piyasalardan borçlanabilir ama oynak bir sektör olan turizmde kriz

görüldüğü vakit beklenen gelirler elde edilemeyecektir. 2015 için Rus turist sayısının

%25 azalacağı tahmin edilmektedir bu da yaklaĢık 1.4 milyar dolar turizm gelirinin az

elde edileceği anlamına gelmektedir.

3.11.3. Enflasyonist Baskı

Vanhove (2005, s. 175)‟e göre turizmin yol açtığı fiyat artıĢları çoğunlukla

geçici ve turistik bölgelerle sınırlı olup yerel fiyat artıĢlarıdır; dolayısıyla bu fiyat

artıĢlarını enflasyon olarak adlandırmak doğru değildir der. Pek çok turistik bölgede

gözlemlenen aynı mal ve hizmetin turistler için pahalı, yerli halk için daha ucuza

Turizmin Olumsuz Ekonomik Etkileri

Page 75: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

61

satılması durumu ise ikili pazar (dual market) yapısını göstermektedir (Roney, 2011, s.

82).

3.11.4. Mevsimsellik Etkisi

Turizm sektörü (kitle turizmi) özellikle yılın belli dönemlerinde (yaz dönemi)

yoğunluk gösteren bir sektördür.

3.11.5. Yabancı ĠĢgücü Gereksinimi

Turizm iĢletmelerinde ihtiyaç duyulan yabancı iĢgücü ağırlıklı olarak kendini,

animasyon ve müĢteri hizmetleri bölümlerinde göstermektedir, turizm sektöründen elde

edilen döviz gelirlerinin bir kısmı ücretler vb. olarak sızıntı ile ekonomi dıĢına çıkar.

3.11.6. DıĢ Alım Eğiliminde ArtıĢ

Turistik tesisler için ithal edilen inĢaat malzemesi, turistiklerin tükettikleri

çeĢitli mal ve hizmetler için ithal edilen mallar (içki, peynir, sos, puro vb), yabancı

sermaye ile kurulmuĢ iĢletmelerin kar transferi, yabancı personel maaĢlar, reklam

harcamaları, yurtdıĢında yapılan turistik yatırımlar görünmeyen ithalat (dıĢalım) olarak

ödemeler dengesi üzerinde turizm nedeni ile oluĢan döviz çıkıĢları (ek ithalat)

Ev sahibi ülke tarafından üretilemeyen ekipman, gıda ve diğer ürünler ithalat

yolu ile ithal edilmekte, bu durum ithalat sızıntıları olarak tanımlanmaktadır. UNCTAD

raporuna göre GOÜ‟lerde ithalat sızıntısı % 40-50 arasına iken, GÜ‟lerde bu oran %10-

20 arasındadır (SamırkaĢ ve Bahar, 2013, s. 15).

3.12. Turizm ve Rekabet

KüreselleĢme ile rekabet gücü ön plana gelmektedir. Adam Smith rekabet

gücünü üretimde mutlak üstünlüğe sahip üretim faktörlerinin coğrafi dağılımına

(hammaddelere yakın ekonomik faaliyetler) ve iĢbölümüne dayandırır (Smith, 1999).

David Ricardo rekabet gücünü karĢılaĢtırmalı üstünlük yani ülke kaynaklarının en

verimli oldukları üretim alanlarına yönlendirmeye bağlamıĢtır. H-O (Heckscher ve

Ohlin) faktör donatımı teorisi diye yorumlanmıĢtır. Bir ülke hangi üretim faktörüne

fazla sahip ise üretimini o faktörü yoğun kullanan ürünlerde uzmanlaĢmalı ve onu ihraç

ederek karĢılaĢtırmalı üstünlük elde etmelidir (Jayadevappa ve Chhatre, 2000).

Page 76: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

62

Günümüzde firmalar kitle üretimi ve ölçek ekonomilerinden yararlanarak

rekabet gücü yakalayabilmektedirler. Rekabet üretim üstünlüğüne dayanır, düĢük fiyat

politikaları ile pazarda tutunma önem kazanmıĢtır(Çoban, 2001). 1913 model-T

dünyanın ilk seri üretim otomobilidir, ısmarlama otomobillere göre fiyatların düĢmesine

ve üretimin artmasına neden olmuĢtur. Seri üretim veya “Fordizm” olarak adlandırılan

üretim anlayıĢı aynı üründen çok üretilmesi, satılması ve birim maliyetlerinin düĢmesine

olanak vermiĢtir (Kırım, 2003).

1960‟ler de rekabet gücü stratejilerinin temelini üreticiler, 1970‟ler de rekabet

gücü maliyet üstünlüğüne dayanmakta idi (Öz, 2000). 1980-1995 yıllarında Porter

“Ulusların Rekabet Gücü Teorisi” ile karĢılaĢtırmalı üstünlüklerin rekabetçi

üstünlüklere dönüĢtürülmesi yani rekabet; üretim üstünlüğü, fiyat rekabetinden ziyade

kalite, ürün çeĢitlendirmesi, yenilik, modern tasarım ve görüntü olacaktır demiĢtir

(Erkan, 1993). 1995 sonrası verimliliğe dayanan bölgeler yaklaĢımı (küme, küme

ekonomileri) yaklaĢımı, A. Marshall‟a dayanmaktadır, rekabet gücünü açıklayan en son

yaklaĢım olmuĢtur (AyaĢ, 2003).

Turizm sektöründe rekabet ile ilgili çalıĢmalar aslinda geleneksel rekabet

teorilerinin kullanılmasıdır. Turizm literatüründe rekabet ile destinasyonlar (turizm

bölgeleri) anlaĢılır. Destinasyon bir yer, ada, Ģehir veya bir ülke olabilir (Hall, 1994).

Günümüzde değiĢen müĢteri talebi turizm piyasasının ve rekabetin değiĢim

göstermesine sebep olmaktadır. Destinasyon baĢarısı için rekabet gücü ve

sürdürülebilirlik öne çıkmaktadır (Carmichael, 2003).

Turizme özgü rekabet modeli geleneksel ürün ve hizmet üretimi ile turizm ürünü

arasındaki muazzam farklılıklara dayanmaktadır. Lundberg vd., (1995) turizm

destinasyonundaki rekabet 41 değiĢik sektörü içeren yapıya sahip olmaktadır (ulaĢtırma,

konaklama, yiyecek-içecek, eğlence iĢletmeleri vb.). Turizm rekabeti döviz kuru

hareketi dahil fiyat oynaklığı, turizm sektörünün bileĢenlerinin verimlilik düzeyleri ve

bir bölgenin çekiciliğini meydana getiren niteliksel faktörleri de içeren kavramdır

(Dwyer, Forsyth ve Rao, 2002). Hassan (2000) turizm rekabetini bir destinasyonun

rakiplerine göre kaynaklarının devamlılığını sürdürerek katma değerli ürünler

geliĢtirmesi yeteneği olarak tanımlar. Kim vd., (2001) turizm tesislerinin kalitesi,

ulaĢılabilirlik, hizmet kalitesi, fiyat, bölge imajı, iklim ve turizm bölgesinin çekiciliğinin

destinasyonların rekabet gücünü açıklamada en önemli bileĢenlerdir der.

Doğal kaynaklar bir turizm bölgesine karĢılaĢtırmalı üstünlük; kaynakların etkin,

verimli ve uzun dönemde tükenmeden geliĢtirilmesi rekabetçi üstünlük sağlayacaktır.

Page 77: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

63

Deniz, kum ve güneĢ turizminde Ġspanya ile Türkiye rakiptirler ancak baĢka

turizm ürünü sunan ABD Ġspanya ve Türkiye‟nin rakibi sayılmazlar (Kozak ve

Rimmigton, 1999).

Porter modeli “dinamik elmas” turizm sektörü açısından Ģöyle açıklanabilir

(Furman, Porter ve Stern, 2002):

Faktör koĢulları: Turistin turizm bölgesini tercih etmesinin en büyük nedeni

fiziksel, tarihsel, kültürel ve rekreatif kaynaklarıdır. BeĢeri kaynaklar, fiziki

kaynaklar, bilgi kaynakları, sermaye kaynakları ve altyapı yatırımlarının

geliĢtirilmesini amaçlamak çok önemlidir.

Talep koĢulları: Turizmde önce yüksek iç talep ile verimlilik artar, sonra dıĢ

talep olumlu etkilenir.

Bağlı ve Destek Endüstriler: turizm sektörünü destekleyen endüstriler arasındaki

pazarlama, dağıtım vb. ekonomik iliĢkiler destinasyonun rekabet gücü

kazanmasını etkiler.

Firma Stratejisi, Yapı ve Rekabet: Turizm sektöründe faaliyet gösteren

iĢletmelerin kendi aralarındaki rekabetleri dıĢ pazarlarda rekabet gücü elde

etmelerini sağlar.

Fırsatların ve Devletin Rolü: DeğiĢen fırsatlar turizm piyasasını aniden

değiĢtirerek destinasyonu bazen olumlu bazen olumsuz etkiler (11 Eylül

saldırıları, Tsunami vb). Devlet tanıtım, reklam ve turizm büroları açarak, eğitim

ve politikaları ile destinasyonun rekabet gücünü etkiler.

Porter modeli rekabet gücünü makro ve mikro yönü ile inceler (firma-endüstri-

ülke seviyesinde ele alır), teorik olarak ekonomideki tüm firma-endüstri-sektörleri

kapsayan çatı oluĢturur, bir ülkenin rekabet gücünü açıklarken rakip ülkelerin gücünü de

dahil eder. Model dinamiktir, rekabet gücünün hangi faktörlerin etkisinde olduğunu da

belirtir (Bahar ve Kozak, 2012, s. 20-72).

3.13. Turizm ve Pazarlama

Turizmde pazarlama anlayıĢı beĢ dönemden oluĢur (Kozak ve Bahçe, 2012, s.38-

43) :

Page 78: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

64

Üretim AnlayıĢı Dönemi: 19. Yüzyılda tüm çabalar üretimi yani arzı

arttırmaktır. 1830‟da Thomas Cook ilk seyahat acentesini açar ve ilk otel

açılıĢları baĢlar.

Ürün AnlayıĢı Dönemi: Ġyi mal kendini satar, ürün kalitesini artırma çabaları en

öndedir. Kitle turizminin ilk örneklerinin görüldüğü dönemdir.

SatıĢ AnlayıĢı Dönemi: Bu dönemde turizm sektöründe reklam, tanıtım ve

değiĢik satıĢ stratejileri, promosyon, katalog, broĢürlerin önemli hale geldiği

dönemdir.

Pazarlama AnlayıĢı: Firma alıcının isteklerine önem verir. MüĢteri her zaman

haklıdır. SatıĢ bölümü pazarlama bölümünün altındadır. Ülkelerde Turizm

Bakanlığı ve tanıtım birimlerinin kurulduğu dönemdir.

Toplumsal Pazarlama AnlayıĢı Dönemi: 1970‟ler ve 1980!ler de görülmeye

baĢlanmıĢtır, iĢletmelerin sosyal sorumluluğu vardır, kitle turizminin olumsuz

çevre etkilerini azaltmak için yeĢil iĢletmecilik, mavi bayrak ve sürdürülebilir

turizm uygulamalarının görülmeye baĢlandığı dönemdir.

Şekil 15. Turizm endüstrisinde pazarlama geliĢim süreci

Kaynak:Kozak ve Bahçe, 2012, s. 58.

ġekil 15‟e bakarak kitlesel üretimden çoğalarak ayrıĢan ve azalan bölümlerde

kiĢiselleĢtirilmiĢ üretime geçildiğini anlarız. Kitle turizmine oranla alternatif turizm ve

özel ilgi turizm türlerine dahil olma az sayıda olmaktadır, bazı yatırımcılara göre özel

ilgi turizmi ekonomik geliĢim için tehdittir. Çevreci düĢünenler açısından kitle

turizmine alternatiftir, gelecek nesillerde faydalanabilmelidir.

Kitlesel

Pazar

Bölümlenm

iĢ Pazar NiĢ Pazar KiĢiselleĢtirilmiĢ

Pazar

Kitle

Turizmi Alternatif

Turizm

Özel Ġlgi

Turizmi

UyumlaĢtırılmıĢ

Paketler

Page 79: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

65

3.14. Turizm ve Planlama

Turizm sektöründe kaynak etkinliği ve sürdürülebilirlik ciddi planlama

gerektirir. Hall (1999) planlama sürecinin etkin olabilmesi ancak turizm ile ilgili tüm

kesimlerin planlamada aktif rol alması ile mümkündür der. Turizmin kontrolsüz

geliĢtiği bölgeler turizmin planlı geliĢtiği bölgeler ile rekabet edemezler, nasıl hareket

edeceğini bilemeyen ülke, bölgeler için turizm planı rehber niteliği göstermektedir

(WTO, 1994). KuĢadası‟na 1970‟ler de turizmin geliĢmesi ile yatırımcılar bölgeye

gelmiĢ ama plansız yapılaĢma ile turizm talebi diğer bölgelere gitmiĢtir.

Tüketici istekleri, arz durumu, çevre, sağlık, güvenlik vb. nitelikler dikkate

alınarak bölge için ekonomik, sosyal, kültürel ve çevresel potansiyellerinde hesaba dahil

edildiği bir sistem kurulmalıdır. Yerel halka turizmin faydalarının anlatılması en önemli

baĢlangıç süreci olmaktadır (Edgell, Del Mastro, Smith ve Swanson, 2008).

Ülke ve bölge seviyesinde turizm planlaması her Ģeyden önce kaynakların akılcı

yöntem ve etkin olarak kullanılmasını gerektirir, belirlenen hedeflere ulaĢılmada ve

karĢılaĢılabilecek problemlerin çözümünde fayda sağlayacaktır (BM Çevre Programı,

2009).

1987-1992 yılları arasında Bermuda‟da turist sayısı çok düĢmeye baĢlamıĢ,

kurulan Turizm Planlama Komitesi önce sorunları analiz etmiĢ sonra önerilerini

hükümete sunarak turizmin yeniden artmasına yol açmıĢtır (Swarbrooke, 1998, s. 99).

3.15. Turizmde MarkalaĢma, Reklam ve Tanıtma

Marka tüketicinin zihnindeki algılanan değer olarak tanımlanmaktadır.

Destinasyonlar için benzer rakiplerinden ayrılmak için marka kimliği oluĢturmak çok

önemlidir. Seyahat alma kararında yapılan bir araĢtırmaya göre gazete haberi %10,

reklam %4 etkili olmaktadır. Turizm talebini destinasyona yönlendirmek için tanıtma

faaliyetlerinden yararlanılmaktadır.

Üçüncü bölümde turizm sektöründe turizm arzı ve turizm talebini etkileyen

faktörler anlatılmıĢtır. Turizm talebini etkileyen faktörler: demografik yapı, coğrafya,

kültürel ve dini iliĢkiler, güvenlik ve istikrar, devletlerin koyduğu kısıtlamalar ve

olumlu pazar imajı olarak sıralanabilir. Turizm arzını etkileyen faktörler ise: turizm

ürünün yüksek sabit maliyetler gerektirmesi ve geniĢ üretim aralığında marjinal

maliyetlerin düĢük ancak kapasite artırma (doluluk oranı) maliyeti çok yüksek olma

özelliğidir. AGÜ turizmden batılı ülkelerden sermaye, teknoloji, uzmanlık ve batılı

Page 80: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

66

değerleri transfer için kullanır (modernleĢme kuramı) ancak turizm odaklı kalkınmaya

çalıĢan ülkeler umut ettikleri faydaları gerçekleĢtirememiĢlerdir (bağımlılık kuramı).

Turizmden elde edilen gelirin büyük kısmı ülke dıĢına çıkmaktadır. Alternatif kalkınma

kuramı olarak turizmde “sürdürülebilir turizm” olgusu olarak yerel halklara ve çevrenin

korunması Ģeklinde kendini göstermektedir. Turizm sektörünün olumlu ekonomik

etkileri olarak: emek yoğun bir sektör olan turizmin istihdam oluĢturma, artan istihdam

nedeni ile kiĢisel gelir artar, ülkeye gelen döviz arzını artırır ve ödemeler bilançosuna

olumlu katkı verir, uygulanan KDV ve ÖTV vb. vergiler yolu ile devletin gelirleri artıĢ

gösterir neticede yatırımlar artar. Olumsuz ekonomik etkiler arasında mevsimsellik (yaz

dönemi yoğun çalıĢma, kıĢ dönemi atıl iĢletmeler), fırsat maliyeti (Akdeniz ve Ege

bölgesinde tarım arazileri turizme açılmıĢ ülkemiz net tarım ürünleri ihracatçısı iken net

tarım ithalatçısı olmuĢtur) en önemli olanlarıdır.

Rekabet, rakiplere göre nispi gücün elde edilmesidir. Porter (1998), pazar

konumunun güçlendirilmesi için rekabet stratejisi geliĢtirilmelidir der. Turizm

literatüründe rekabet, destinasyon (turizm bölgeleri) rekabeti Ģeklinde anlaĢılır.

Destinasyon rekabeti dinamik olgudur, ilerlemenin ana motorudur. Rekabet gücü

ölçümü ile alakalı yaklaĢımların baĢlıcaları: karĢılaĢtırmalı üstünlük ya da fiyat rekabeti

yaklaĢımı, strateji ve yönetim yaklaĢımı, trihi ve sosyo-kültürel yaklaĢım, ülke

rekabetinin göstergelerini geliĢtirme yaklaĢımıdır. Turizm bölgesi açısından

karĢılaĢtırmalı üstünlük: iklim, manzara, flora, fauna vb. ile olurken; rekabetçi

üstünlükde turizm altyapısı, yönetim kalitesi, devlet politikaları ve çalıĢanların özelliği

gibi olgular önemlidir. Turizm rekabetinde model oluĢturulurken karĢılaĢtırmalı

üstünlükler ve rekabetçi üstünlükler birlikte değerlendirilmelidir. Rekabet üstünlüğünün

devamı, karĢılaĢtırmalı üstünlüklerin rekabetçi üstünlüklere dönüĢümünün sağlanması

ile olur. Doğal kaynaklar destinasyon için karĢılaĢtırmalı üstünlük sağlarken, bu

kaynakların etkin ve sürdürülebilir kullanımı rekabetçi üstünlük sağlayacaktır.

Uluslararası turizm talebinde yeni trendlerin görülmesi ile dünya turizm talep

yapısının yakından analiz edilerek alternatif ürünlerin pazara sunulması, AB turizm

politikaları ile uyumlu politikalar uygulamak, turizm ürün kalitesini artırmak, pazarlama

stratejisi belirleme sonucu ülkemizin rekabet gücü artacaktır.

Page 81: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

67

BÖLÜM IV

TÜRKĠYE DE TURĠZM SEKTÖRÜ

Bu bölümde Türkiye turizm sektörü, 1980-2015 dönemi için güncel veriler

kullanılarak Türk turizm sektörünün kalkıĢ (take-off) tarihçesinden baĢlayarak

günümüze değin anlatılacaktır.

4.1. Turizm Sektöründe 1980 Sonrası GeliĢim Süreci

1980‟li yıllara kadar Türk turizm sektörü beĢ yıllık kalkınma planları

doğrultusunda geliĢim sergileyememiĢtir. Turizm sektörünün baĢlangıç noktası IV. BeĢ

Yıllık Kalkınma Planı (1979-1983) dönemi ikinci yılındaki 24 Ocak 1980 Ekonomik

Ġstikrar Tedbirleri paketi gösterilir. Bu paket dolayısı ile 1982‟deki 2634 sayılı Turizm

TeĢvik Kanunu ile artık sektör düĢük faizli kredi, teĢvik primi, döviz tahsisi, yabancı

personel istihdam edebilme ve haberleĢme kolaylıkları gibi teĢvikler verilmiĢtir. 2634

sayılı yasaya dayanılarak 1983 yılında Kamu Arazisinin Turizm Yatırımlarına Tahsisi

yönetmeliği ile Çanakkale-Ġçel kıyılarındaki turizm merkezlerinde bulunan kamu

arazileri kiralama yöntemi ile turizm yatırımcılarına verilmiĢtir. 1981‟de ayrı

bakanlıklar olan Kültür Bakanlığı ve Turizm ve Tanıtma Bakanlığı birleĢtirilerek Kültür

ve Turizm Bakanlığı kurulmuĢtur (Roney, 2011, s. 138-139).

1980 sonrası dönemde Türk turizm sektörü muazzam büyüme göstermiĢ, turizm

arz hacmi elde edilen turizm geliri ve gelen turist sayısı katlanarak artmıĢtır. 1980

sonrası en önemli etki 24 Ocak 1980 tarihli Ekonomik Ġstikrar Tedbirleridir. Turizm

sektörünü alakadar eden maddeleri Ģunlardır: devalüasyon yapılacaktır, yabancı

sermaye çerçeve kararı, kambiyo mevzuatının değiĢtirilmesi kararı, 2634 sayılı Turizmi

TeĢvik Kanunu ve yurtdıĢına turizm amaçlı çıkıĢlar hakkında kararlar vardır. 2634 sayılı

kanun ile daha önce olmayan bir çok teĢvik getirilmiĢtir, bunlardan baĢlıcaları: düĢük

faizli kredi, yatırım indirimi, finansman fonu bina inĢaat vergi resim harç istisnaları,

teĢvik primi, döviz tahsisi, KDV ertelemesi, yabancı personel istihdam edebilme,

haberleĢme kolaylıkları ve elektrik doğal gaz su ücretlerinde indirim. 2634 sayılı kanuna

dayandırılarak sonraki yıllarda bir çok yönetmelik yürürlüğe sokulmuĢtur. 1984

Programı ile turizm sektörünün öncelikli yöre ve yerleĢim merkezlerinde geliĢtirilmesi,

Page 82: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

68

ülkemize seyahat düzenleyen tur operatörleri ve hava yolu firmalarının desteklenmesi

uygulamaları göze çarpar ( Kozak ve Kozak, 2013, s.110-112).

1980- 1990 yılları turizm sektörünün en hızlı geliĢtiği dönemdir. Yatak sayısı 56 bin

den 170 bine ulaĢmıĢ, ülkeye giren turist miktarı 1.2 milyondan 5.3 milyona çıkmıĢtır.

1990 öncesi hiç konuĢulmayan iç turizmde milyonlara ulaĢan rakamlara varmıĢtır.

2634 sayılı Turizmi TeĢvik Yasası kapsamında sunulan teĢviklerin baĢlıcaları Ģu

Ģekilde sıralanabilir (Deloitte, 2010, s. 11):

- Turizm alan ve merkezleri ilan edilmiĢ, imar planı yapma ve onama yetkisi ile

turizm amaçlı planlanan kamu arazilerinin 49 yıl süre ile turizm yatırımcılarına

tahsisi yapılmıĢtır

- Turizm iĢletmelerinin belgelendirilmelerine baĢlanmıĢtır

- Konaklama tesislerinin su ve elektrik gider bedellerinin konutlara uygulanan

indirimli tarifeden ödenmesine baĢlanmıĢtır

- 155 adet turizm merkezi ilan edilmiĢtir

- Çanakkale- Mersin kıyı hattı boyunca 1 milyon 120 yatak kapasitesi öngören

çevre düzeni planlarının yapımı, 400.000 yatak kapasitesi içeren turistik tesisin

belgelendirilmesi ve 116.000 yatak kapasitesi içeren 320 turistik tesis için kamu

arazisi tahsisi gerçekleĢtirilmiĢtir

- Antalya sahili boyunca ilk bütünleĢik turizm geliĢim projeleri olan Güney

Antalya, Belek ve Side projeleri ile toplam 150.000 yatağa ulaĢılmıĢtır.

- Yabancı personel çalıĢtırma izni verilmesi hakkında yabancı uzman personel ve

sanatkarlar toplam personelin % 10‟u nu geçmemek kaydı ile çalıĢtırılabilir

kararı alınmıĢtır

- HaberleĢme kolaylıkları için belgeli iĢletmelerin her türlü telefon ve teleks

taleplerine iĢlem ve tahsis öncelikli yapılır kararı alınmıĢtır

- Turizm kredileri kullanılabilmesi hakkında TCMB turizm merkezlerindeki

yatırımlara tahsis edilmek üzere yabancı kaynaklardan döviz kredileri

alabilmesine olanak verilmiĢtir.

- Belgeli iĢletmelerden Bakanlar Kurulunca her yıl belirlenen döviz miktarını

sağlayanlar ihracatçı sayılır kararı alınmıĢtır.

2001 de bölgesel geliĢmeye yönelik yatırımlara iliĢkin Fon Kaynaklı Kredi

uygulamasının baĢlaması ile birlikte Adıyaman, Bitlis, Diyarbakır, Tunceli, ġırnak, Van

Page 83: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

69

vb. illerdeki yarım kalmıĢ, iĢletme sermayesi yetersizliğinden faaliyete geçememiĢ

konaklama tesisleri için yeni imkanlar tanınmıĢtır. 2001 yılında TeĢvik Mevzuatı‟nın

AB mevzuatına uyum ile Çanakkale il sınırlarının güneyi ve Ġçel ilinin doğusu arasında

kalan 3 kilometre derinliğindeki kıyı Ģeridi ile NevĢehir, Ürgüp ve Avanos ilçe sınırları

dıĢarısına yapılacak turizm yatırımları KOBĠ kapsamına alınmıĢ, kredi tahsisi yapılmıĢ,

Yatırım TeĢvik Belgeleri ve Fon Kaynaklı Kredi verilmesi kararlaĢtırılmıĢtır. Turizm

yatırımları hala özel önem taĢıyan sektör yatırımları olarak kabul edilmekte Yatırım

TeĢvik Belgeli yatırımlar; yatırım indirimi, KDV istisnası, gümrük vergisi, toplu konut

fonu istisnası, vergi resim ve harç istisnası desteklerinden faydalanmaktadırlar. Ancak

2634 Turizmi TeĢvik Yasasında belirtilmiĢ olmasına karĢın turizm yatırım ve

iĢletmecilerinin ihracatçı kabul edilmelerine yönelik uygulama baĢlatılamamıĢtır.

4.2. Türkiye’ de Turizm Sektörünün Yapısı

Turizm sektörü içerisindeki en önemli birimler olan konaklama, ulaĢtırma

iĢletmeleri ve seyahat Ģirketlerinin ve turizm sektörünü ilgilendiren diğer yan sektörlerin

yapısı incelenecektir.

4.2.1. Konaklama iĢletmeleri

2013-2014 yılı itibariyle Türkiye bakanlık konaklama tesislerinin yıldız ve

sınıfları açısından toplam büyüklüklerinin ayrıntılı büyüklükleri tablo ‟de verilmiĢtir

Gösterildiği üzere turizm belgeli konaklama tesislerinin çoğunluğunu oteller

meydana getirir. Otellerin çoğu 3 ya da 4 yıldızlıdır onları 5 yıldızlı oteller izler,

Türkiye‟de oteller sayısal olarak önemli rakama gelmiĢ olsalar da niteliksel açıdan

yeterli değildir Konaklama tesislerinin coğrafi bölge dağılımı turizm talebinin deniz-

kum-güneĢ özelliğinden baĢta Akdeniz Bölgesi olmak üzere kıyı bölgelerinde

kümelenmiĢtir. Toplam yatak kapasitesinin %88‟i kıyı bölgelerinde görülür. Toplam

yatak büyüklüğünün %45‟i Akdeniz Bölgesinde, %27‟si Ege Bölgesinde, %16‟sı

Marmara Bölgesinde, %6‟sı Ġç Anadolu Bölgesinde, %3‟ü Karadeniz Bölgesinde, %2‟si

Güneydoğu Anadolu Bölgesinde, %1‟i Doğu Anadolu Bölgesinde yer alır. (Roney S,

2011, s. 140). TÜROFED (2014) Turizm Raporu‟na göre 5 yıldızlı otellerin %52‟si

Antalya, %13.7‟si Ġstanbul ve %8.26‟sı Muğla ilinde bulunmaktadır. ĠĢletme belgeli

yatak kapasitesi son 10 yılda 2 kat artmıĢtır.

Page 84: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

70

Türk turizm sektörü, Bakanlık belgeli tesis sayısı ve sınıflandırmaları 2014 yılı

için: 5 yıldızlı otel 482 adet, 4 yıldızlı otel 657 adet, 3 yıldızlı otel 822 adet, 2 yıldızlı

otel 411 adet, 1 yıldızlı otel 51 adet, tatil köyü 83 adet, termal otel 62 adet, motel 9 adet,

butik otel 76 adet, apart otel 107 adet, özel konaklama tesisi 292 adet ve pansiyon 43

adettir. Bakanlık belgeli tesislerde 880.000 yatak, belediyelerce belgelendirilen

konaklama tesisleri yatak sayısı 1 milyon 390 bin dolayındadır.

Şekil 16. Türkiye yatak arzı geliĢimi (2000-2013)

Kaynak:www.aktob.org/2015.

Yukarıdaki Ģekile göre 2000-2013 yılı arasında Türkiye‟nin yatak arzı iki kat

artmıĢtır.

4.2.2. UlaĢtırma iĢletmeleri

Kitle turizmi ulaĢımda en çok hava yolunu tercih eder. 2009 KTB verilerine göre

ülkemize gelen turistlerin %70‟i havayolu, %22.27‟si karayolu, %7.5‟i deniz yolu ve

%0.26‟sı tren yolu ile giriĢ yapmıĢtır. TÖSHĠD (Türkiye Özel Sektör Havacılık

ĠĢletmeleri Derneği) 2010 yılında ülkemize gelen turistlerin %55‟inin yerli havayolu

firmalarını tercih ettiklerini verir ama ulaĢım hizmetlerinin yarıya yakını Türkiye‟ye

turist gönderen firmalardadır (Roney, 2011, s. 144). Havayolu Ģirketlerinin koltuk

kapasitesi 2013 yılı için 380 uçak ve 65.860 adet koltuktur.

0

200.000

400.000

600.000

800.000

1.000.000

1.200.000

1.400.000

2000 2002 2004 2006 2008 2010 2012 2013

Yatak Arzı GeliĢimi 2000-2013 (adet)

Yatak Arzı GeliĢimi

Page 85: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

71

4.2.3. Seyahat Acenteları

Türkiye‟de 2008‟de 5.672 olan toplam seyahat acentesi 2012 itibarı ile

TÜRSAB verilerin göre toplam 6721, A grubu (6445 adet), B grubu (93 adet), C grubu

(183 adet) olmuĢtur. Bunları büyük çoğunluğu “incoming” hizmeti yaptıklarından dıĢ

turizm gelirlerinin büyük bir oranı dıĢ ülkelere kalır. 2013 yılı toplam acente sayısı

7.429 adettir.

Ekin Grubu araĢtırma Birimi (2011) verilerine göre 2011 yılında ülkemize gelen

28 milyon turistin 13 milyonu paket tur ile giriĢ yapmıĢtır. 2010 paket tur pazarında ilk

iki sırada TUI (%14.27) ve Thomas Cook-Diana (%9.95) vardır. Pazarın ilk beĢ Ģirketin

payı %43.58‟dir (Resort Dergisi, 2011, s. 8-9)

4.3. Türkiye Ekonomisinde Turizm Sektörünün Yeri

1980 den bu yana döviz gelirlerini artırmak için kitle turizm politikaları ile

ülkemiz deniz-kum-güneĢ olarak pazarlanmaktadır (Roney, 2011, s. 146). Turizm

sektörünün öneminin analiz edilmesi için turizm yatırımları, dıĢ ödemeler dengesi, milli

gelir ve istihdam üzerindeki etkilerinin belirtilmesinde fayda vardır.

4.3.1. Türkiye’de Turizm Yatırımları

Turizm sektörü 1985 yılında “Kalkınmada Özel Önem TaĢıyan Sektör” kabul

edilmesi ile 1986 da hibe türü teĢviklerle yatırımların desteklenmesi neticesinde

baĢvuran firma sayısında ve yatırımlarda önemli artıĢlar gerçekleĢmiĢtir. Turizm

yatırımcıları 1985-1999 dönemi için en çok yatırım indirimi, gümrük muafiyeti, KKDP

(Kaynak Kullanımı Destekleme Primi), teĢvik primi, vergi, resim ve harç istisnaları

Ģeklinde olmuĢtur (Turizm Yatırımcılar Derneği, 1992). Yatırım maliyetini en düĢük

miktara indirmek yolu ile turizm sektörünü cazipleĢtirmeyi hedefleyen 2634 sayılı

Turizmi TeĢvik Kanunu ile 1985 den sonra yürürlüğe giren KKDP sektöre çok ivme

sağlamıĢtır. Yöre farkı gözetmeden turizm yatırımları için uygulanan yatırım indirimi

%100‟dür. Özel sektör 1980-1999 dönemi arası turizm yatırımlarının %90‟nını

gerçekleĢtirmiĢtir. TeĢvik belgelerinin dağılımında Ege, Akdeniz ve Marmara bölgeleri

ilk üçte yer alır (deniz-kum-güneĢ). Karadeniz Bölgesi geridedir çünkü yazları kısa

geçer (Kalkınma Bankası, 2000, s. 20-30).

Zengin (2006) yatırımı gelecek zamandaki faydalarından yararlanmak için sahip

olunan kaynakların belirli alanlara kanalize edilmesi olarak tanımlar. Bir bölgenin

Page 86: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

72

turizme açılması hızla olmaz, sektörün risk oranın yüksek olması finans ve kredi

kuruluĢlarını çekindirir, sonuçta gerekli olan yüksek miktar sermayenin bulunmasını

zorlaĢtırır. Kısıtlı turizm yatırımları ile beklenen fayda gerçekleĢemez (Tutar, 1999, s.

50).

Turizm yatırımları altyapı, konaklama tesisleri ve diğer hizmet tesisi yatırımları

olmak üzere üç baĢlıkta toplanı (Barutçugil, 1986, s. 131).

Turizm sektörüne 1980 öncesi ayrılan yatırımların payı toplam sabit sermaye

yatırımlarının ancak %0.7‟si tutarındadır (Çımat ve Bahar, 2003, s. 3). Yerli ve yabancı

turistlerin konaklama, yeme-içme, dinlenmeye yarayan tesis ve iĢletmeleri turizm

sektörü yatırımları içerisindedir. 1995‟den baĢlayarak turizm sektöründe sabit sermaye

yatırımlarının toplam yatırımlar içerisindeki oranı artmaktadır. 1995 de toplam sabit

sermaye yatırım tutarı olan 1.839 milyon YTL içerisinde turizm yatırımları 44 milyon

YTL yani %2.4 olmuĢtur. 2007 senesinde toplam sabit sermaye yatırımları 137.385

milyon YTL olmuĢ turizm yatırımları 7.763 milyon YTL yani %5.7‟ye yükselmiĢtir.

Tablo 13‟de turizm sektöründe yabancı sermayeye verilen izinler ve izin verilen

yabancı sermayenin tutarı verilmiĢtir.

Tablo 13‟e göre sektöre verilen yabancı sermaye izinleri 1991, toplam 940

adedin 117 si turizm sektörüne verilmiĢ (turizm sektörünün payı %12.4), toplam izin

verilen yabancı sermayenin % 12,2‟sini, 1995‟de % 6,0‟nı ve 2000 de % 1,6‟ sını

oluĢturmuĢtur. Örnek olarak 2000‟de izin verilen toplam yabancı sermaye miktarı

Hazine MüsteĢarlığı DıĢ Ticaret TeĢvik Dairesi verilerine göre 3.060 milyar dolar iken

turizm sektörünün yabancı sermaye yatırımı ancak 50 milyon dolar civarındadır (%1.6).

Toplam teĢvik izni 1.082 adet iken , turizm sektörü 94 adettir . 2003‟ te ise turizm

sektörüne verilen yabancı sermaye izini 36.9 milyon dolar olup bu miktar toplam

yabancı sermaye içerisinde ancak % 3.05 düzeyindedir (Ünlüören vd., 2011, s. 241).

Turizm yatırımlarının artmasının bir diğer nedeni de 1985-1989 dönemi teĢvik

kararnamelerin de sektör yatırımlarının hibe türü teĢviklerden en yüksek oranda

yararlanma imkanı sağlanması ve yabancı sermaye yatırımlarının teĢvik edilmesi

söylenebilir (Ulutürk, 1998, s. 165).

Page 87: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

73

Tablo 13.

Turizmde Yabancı Sermaye İzinleri ( 1991- 2003 )

Ġzin Verilen Yabancı Sermaye (Mil. $) Turizmin Top. Ġç. Payı

Yıllar Turizm Toplam %

1991 240.2 1.967

12,2

1992 108.1 1.820

5,9

1993 107.2 2.063

5,2

1994 57.0 1.478

3,9

1995 174.8 2.938

5,9

1996 129.1 3.837

3,4

1997 240.1 1.678

14,3

1998 52.1 1.647

3,2

1999 40.0 1.701

2,4

2000 50.2 3.060

1,6

2001 86.5 2.738

3,2

2002 80.2 2.726

3,6

2003 42.2 1.208

3,05

2005 4

0.57

2007 33 0.17

2009 54 0.86

2010 94 2.52

Kaynak: TÜROFED, 2011,Turizm Raporu s.18.

Hazine MüsteĢarlığı DıĢ Ticaret TeĢvik Dairesi verilerine göre sektörde 1991‟de

yatırım teĢvik belgeleri toplamda 1.775 teĢvikten 146 adeti yani % 8.2‟ si turizm yatırım

teĢvikidir. 1997 de turizm yatırım teĢviki toplam 5.144 yatırım içinde 284 adet ve oranı

% 5.5‟dir. 2003 yılı için yatırım teĢviklerinde turizm sektörünün oranı % 6.6‟dır

(Ünlüönen ve Tayfun, 2011, s. 240-243).

2634 sayılı Turizmi TeĢvik Kanunu ve Kamu TaĢınmazlarının Turizm

Yatırımlarına Tahsisi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak turizm alan ve

merkezleri içerisinde imar planları ile turizme ayrılan yerlerdeki KTB tasarrufuna

verilmiĢ kamu arazilerinde yerli ve yabancı giriĢimcilere yatırım ve iĢletme yapma izni

verilen tesis sayısı 2014 yılı için Antalya‟da 208 adettir. Çevreye duyarlı tesis belgeli

(yeĢil yıldız) toplam 188 adettir (KTB Tan. ĠĢl. G. M.).

Page 88: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

74

Konaklama sektörü 2014 yılında 375 adet yatırım projesi için 6.1 milyar YTL

teĢvik almıĢtır, teĢviklerden 313 adedi komple yeni yatırımdır, bu yatırımlar ile 84.000

yeni yatak üretilecek ve 20.300 yeni istihdam olanağı sağlanacaktır. Yatırım bütçesinin

%52‟si 5 yıldız otel, %30‟u 4 yıldız, yatırımların merkezi Antalya ve Ġstanbul‟dur

(Aktob Bülten, Mart 2015, s.20).

Turizm yatırımlarının kaynak sorunları için yabancı sermaye alternatif çözüm

sunar düĢüncesi turizm sektörü yabancı sermaye giriĢleri miktarlarına baktığımızda

gerçekleĢememiĢtir, Ciddi boyutta yabancı sermaye giriĢine gerek vardır (Zengin B,

2010, s. 120). Yabancı sermaye turizm sektörüne yatırımdan çok kiralama yöntemini

kullanır (Tunçsiper ve Çeken, 1997, s. 61). Günümüzde sektörün en büyük

problemlerinden biri de altyapı ve üstyapının yetersiz olmasıdır (Çeken, 2003, s. 164-

165). 2015 ve 2016 yılı içerisinde 341 tesis ve 58.321 oda yani 115.542 yatak devreye

girecektir, rekabet daha da artacaktır. Yeni pazarlara ihtiyaç vardır. Antalya ilimiz

turizm sektörü toplam tesis sayısının %23‟üne sahiptir (TÜROFED, 2015, s. 38).

Yatırımların mali büyüklüğü ile bir örnek vermek istersek Kültür ve Turizm

Bakanlığı 49 yıl arazi tahsis ve her yıl cirodan %1 pay alma Ģartı ile Antalya-MuratpaĢa‟

da 3.426.920 m2 araziye 70.000 metre

2 kapalı alana sahip temalı park inĢa edilecektir.

Projenin toplam maliyeti 346.831.910 YTL‟ dır.

5 yıldızlı oteller ve tatil köyü için genel inĢaat giderleri ve yüklenici karı dahil

m2 maliyeti 1.710 YTL, kongre merkezi ve dört yıldız oteller için m

2 maliyeti 1.500

YTL, üç yıldız otel için m2 maliyeti 960 YTL‟ dır .

Her yıl yayınlanan Avrupa Otel Değerleme Endeksi (HVI) 2014 Ģehir içi 1 otel

odasının maliyeti Ġstanbul için 303.000 Euro‟dur.

4.4. Türkiye Turizminde Ġstihdam Verileri

Turizmin emek yoğun bir sektör olmasından ve sektörün yapısından ötürü (

mevsimsel olması) istatistiki verilerin elde edilmesini zorlaĢtırır. Ġstihdam ile elde

edilen veriler son dönemleri özellikle 1992 ve sonrasını kapsar. Turizmin sunduğu

dolaylı ve dolaysız istihdam imkanları 1993 yılında toplam 1.655.203 kiĢiye ve 2001 de

ise 2.519.481 kiĢiye ulaĢmıĢtır (Ünlüönen vd. 2011 s, 247) 2012 verileri ile toplam

sektörde çalıĢanların sayısı 2.053.600‟dır (WTTC, Travel & Tourism Economic Impact

2013, s.7). Yine baĢka bir kaynağa göre ise 2008 yılında turizm sektöründe doğrudan

Page 89: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

75

istihdam 1.807.890, ülkemizin toplam istihdamı 21.736.000 a ve turizmin toplam

istihdam içerisindeki payı % 8.7 ye ulaĢmıĢtır (TÜRSAB, Nisan 2009).

1993 de turizm sektörünün toplam istihdamdaki payı %12.4‟den 2001 yılında

%17.9‟ a yükselmiĢtir. 2014 yılı için Türkiye toplam sigortalı sayısı 13.211.467 ve

turizm sektöründe çalıĢan sigortalı iĢçi sayısı 987.399 dur, toplam istihdam içerisindeki

payı %7.47.2dir. Turizm sektöründe istihdam sorunları üzerine yapılan bir araĢtırmada

sektörde çalıĢma saatleri genellikle 12 saat ve üzerinde olduğundan, genç nüfus 19- 24

yaĢ döneminde sektörde çalıĢmayı tercih ederken geliĢmiĢ ülkelerde ortalama 30- 44 yaĢ

arası istihdam edilmektedir (WTO, 2009, s. 21). Turizm sektöründe çalıĢanların % 25‟i

kır, % 75‟i ise kent nüfusludur. Sektörde iĢ gücü devir hızı yüksektir yapılan

araĢtırmaya göre % 51.2‟si mevcut iĢyerinde 1 yıl ve daha az, % 32.9‟u 2- 4 yıl arası

çalıĢmaktadırlar. Kadın çalıĢanlara dinlenme saatlerinde pozitif ayrımcılık

yapılmaktadır. Ücretlerin düĢüklüğü niteliksiz iĢgücünü sektöre çekmektedir. Örnek

olarak Fethiye ilçesinde turizm sektöründe çalıĢanların % 30‟u ilkokul mezunudur.

Bulgulara göre ise otellerin yıldız sayısı arttıkça çalıĢanlara sağlanan sosyal güvencede

artmaktadır (Avcı ve Yanardağ ,2012, s. 44- 50).

Tablo 14„de gösterildiği gibi TÜROFED 2011 yılı turizm sektöründe

çalıĢanlarının toplam sayısı ve toplam istihdamdaki payı yer almaktadır.

Tablo 14.

Türkiye Turizm Sektöründe Çalışanların Sayısı

Toplam ÇalıĢan

Sayısı Yabancıların

(Bin) Oranı (%)

2002 826 2.48

2004 872 3.11

2006 1.001 3.59

2008 1.058 4.49

2010 1.177 5.33

Kaynak: TÜROFED, 2011, Turizm Raporu, s. 34.

Tablo 14‟ye göre 2002 de 826.000 olan çalıĢan sayısı 2010 da 1.177.000

rakamına ulaĢmıĢtır. Türkiye turizm sektöründe konaklama iĢletmelerinde çalıĢanların

eğitim düzeyi 2004 verileri ile ilkokul % 33.6, lise % 31.0, Turizm meslek lisesi % 9.3,

Page 90: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

76

Turizm ön lisans % 6.2, turizm lisans % 10.8, üniversite % 9.1‟dir. Nitelikli iĢgücü ve

kalifiye eleman bakımından ülkemiz hala istenilen düzeyde değildir (Bahar, 2004).

Tablo 15‟de gösterildiği gibi Türkiye turizm sektöründe sigortalı çalıĢanların

toplam sayıları 2012-2013 dönemi verileri sunulmuĢtur.

Tablo 15.

Turizm Sektöründe Sigortalı Çalışan Sayısı

2012

2013

2014

Konaklama 394.806 257.979 244.484

Hava Yolu TaĢımacılığı 45.100 53.900 22.662

Yiyecek-Ġçecek Hizmetleri 222.809 458.000 559.606

Seyahat Acentası, Tur ope 46.210 49.998 49.745

Eğlence Hizmetleri 6.723 18.395 40.730

Toplam 715.640 838.199 917.227

Kaynak: Aktob Bülten, Mart 2015, Sayı:15, s.7

Yukarıdaki tabloya göre 2013 yılı için toplam istihdam 12.262.422 iken turizm

sektöründe sigortalı çalıĢanların oranı 838.199 yani %6.8‟dir. 2012 yılı için toplam

istihdam 11.521.869 iken turizm sektöründe çalıĢan sigortalı iĢçi sayısı 715.640 yani

%6.2‟dir. Turizm sektöründeki istihdamın %56‟sı yiyecek ve içecek hizmetlerinde,

%30‟u konaklama hizmetlerinde, %5.7‟si seyahat acentelerinde, %7‟si eğlence ve

dinlence hizmetlerinde ve %1.2‟si havayolu ulaĢtırma hizmetlerinde çalıĢmaktadır.

Page 91: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

77

Şekil 17. Turizm sektöründe çalıĢan kiĢi sayısı (1983-2013)

Kaynak: www.aktob.org/turizmraporu2013.

Yukarıdaki Ģekile göre bahsedilen dönem içerisinde (1983-2013) sektörde

çalıĢan sayısı yaklaĢık 7 kat artmıĢtır.

4.5. Türkiye’nin Turizm Gelirleri Ve GSMH Ġçerisindeki Payı

Planlı dönemin baĢlangıcı olan 1963 yılı itibari ile turizm istatistikleri düzenli

olarak tutulmaya baĢlanmıĢtır, turizm gelirleri 1963‟ten günümüze düzenli olarak artıĢ

göstermektedir (Ünlüönen vd., 2011, s. 247). Turizm gelirlerinin ulusal gelir içindeki

payı 1984 yılından itibaren önemli ölçüde artmıĢ, 1994 yılından sonrada ortalama % 3

düzeyinde seyretmiĢ ve 2001 yılı itibari ile % 6 olarak gerçekleĢmiĢtir. Uygulamada

sadece dıĢ turizm hesap edilmiĢ, iç turizm hesap edilmemiĢtir (Yarcan, 1996, s. 44).

Turizmin genel ekonomi içerisindeki gerçek yerini belirleyebilmek için WTTC beĢ yıl

süren çalıĢma neticesinde BM‟nin de kabul ettiği “Ulusal Uydu Muhasebesi” TSA adı

verilen yeni bir muhasebe sistemi geliĢtirmiĢtir (Han ve Fang, 1997, s. 357).

Bazı araĢtırmalara göre bir ülkede turizm gelirlerinin % 30‟u tarıma, % 20‟si

çalıĢanlara, % 15‟i turizm iĢletmelerine, % 15‟i ticari kuruluĢlara kalan % 20‟sinin ise

vergi geliri olarak kamuya gittiği hesaplanmıĢtır. 1983- 1989 yılları turist sayıları ve

turizm gelirleri bakımından ülkemiz bir önceki yılla karĢılaĢtırıldığında % 127 artıĢ ile

rekor seviyeye çıkmıĢtır. Turizm gelirlerinin GSMH içerisindeki payı 1980 yılında %

0

200

400

600

800

1000

1200

1400

Turizmde ÇalıĢan Sayısı 1983-2013 (000)

Turizmde ÇalıĢan Sayısı (000)

Page 92: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

78

0.6 iken, 2007 yılında % 6‟ya ulaĢmıĢtır. Türkiye 2000 yılında gelen turist sayısı

bakımından dünyada 20. Sırada iken 2009 da 7. sıraya, 2000 yılında turizm geliri olarak

dünyada 14. Sıradan 2009 da 9. sıraya çıkmıĢtır.

Turizmin ekonomik göstergelerinden bir diğeri de, turizmden elde edilen döviz

gelirlerinin ihracattan elde edilen gelire oranıdır. Uluslararası turizmden elde edilen

gelirler, ek ihracat veya görünmeyen ihracat Ģeklinde ülkenin ödemeler dengesine

olumlu katkılar yapar (Tutar, 1994, s. 24). BaĢlangıçta sadece güneĢ, doğa ve kum

turizmine ağırlık verilerek yapılan ve yalnızca turistik yatak kapasitesinin arttırılması

neticesinde elde edilecek maksimum döviz geliri Ģeklindeki turizm politikası anlayıĢı

yerini turizmin çeĢitlendirilmesi, tüm yıla yayılması gerektiği ve çevre faktörünün asla

göz ardı edilmemesi gerektiği anlayıĢına bırakmıĢtır (Bayer, 1990, s. 135).

Tablo 16.

Turizmin Ekonomik Göstergeleri (2008-2013)

Turizm

Geliri/GSMH %

Turizm

Geliri/Ġhracat %

Turizm Geliri/DıĢ Tic.

AçığınıKapama %

2008 3.4

19.2

36.9

2009 4.1

24.5

74.1

2010 3.4

21.9

30.8

2011 3.6

20.8

22.6

2012 3.7

19.2

33.0

2013 4.2 21.2 34.0

2014 4.1 21.0

Kaynak: Aktob, Nisan 2014.

2014 ihracat miktarı 157 milyar $, aynı yılın turizm geliri ise 34.3 milyar $ ve

dolayısı ile turizm gelirlerinin ihracatı karĢılama oranı %21‟dir. 2013 senesi içinde aynı

orandır. Yorumlar isek 2 yılda her dört ihracat kaleminden biri turizm sektörü ile

ilgilidir. Son on yıl içerisinde konaklama tesisinde ortalama 3.5 gün kalan ve ortalama

600 dolar harcama yapan bir turist profili ile karĢılaĢmaktayız. YurtdıĢına çıkan

vatandaĢların ortalama harcamaları 1963 yılında 490.3 dolar iken 1998 yılında ortalama

harcamaları 381 dolardır (Önen, 2000, s. 22- 34). 2012 yılında ortalama geceleme sayısı

10.8 günden, 2013 için 10.2 güne ve 2014 yılı için 10 güne gerilemiĢtir.

Page 93: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

79

Ülkemize gelen yabancıların (ilk beĢ) milletlerine göre dağılımı 2014 yılı için

Ģöyledir: Almanya 5.250.000 kiĢi, Rusya Federasyonu 4.480.000 kiĢi, Ġngiltere

2.600.000 kiĢi, Gürcistan 1.755.000 kiĢi ve Bulgaristan 1.693.000 kiĢi (TÜROFED,

2015, s. 9-19).

Tablo 17.

Yabancı ziyaretçi sayısının bölgelere dağılımı

Yabancı Ziyaretçi Sayısının Bölgelere Dağılımı

Kentler 2012 2013

DeğiĢim

Oranı (%)

Antalya 10.300.000 11.122.000 8

Ġstanbul 9.382.000 10.475.000 11.67

Muğla 3.010.000 3.078.800 2.31

Ġzmir 1.370.000 1.407.000 2.80

Diğer 7.723.000 8.826.000 14.28

Toplam 31.782.800 34.910.000 9.84

Kaynak: Aktob 2014, Turizm Verileri.

Yukarıdaki tabloya göre yıllık gelen turist sayısının 2/3‟ü Antalya, Ġstanbul ve

Muğla iline gelmektedir. Bu üç ilinde ülkemizin en geliĢmiĢ üç bölgesinde olması

dikkat çekicidir.

TÜĠK‟in üç ayda bir gerçekleĢtirdiği ziyaretçi anketine göre ülkemize gelen

turistlerin erkek oranı % 50.4, kadın oranı % 49.6‟dır. Genel çalıĢma durumuna

baktığımızda % 54.5‟i ücretli bir iĢte çalıĢmakta ve emekli turistlerin oranı % 13.4‟a

çıkmaktadır. Gelir düzeylerine baktığımızda orta gelir grubu % 68.3 ve yüksek gelir

grubu % 16.3‟tür (TÜROFED, 2012, Turizm Raporu).

2011 yılında TKB turizm istatistiklerinde revizyona giderek yabancı ziyaretçi

sayısına yurtdıĢında ikamet eden ve ülkemizi ziyaret eden vatandaĢlarımızın da dahil

edileceğini duyurmuĢtur. TÜĠK açıklanan yeni gelir-gider hesapları doğrultusunda

yukarı doğru %25 oranında turizm gelirlerini revize ederek 2012 için 23.4 milyar$ dan

29.3 milyar $ a yükseltmiĢtir. Eski yöntemle 637.4$ olan kiĢi baĢı harcama tutarı 798.1$

a çıkmıĢtır. TÜĠK yeni hesaplama yöntemi doğrultusunda gelir kalemlerine yerli

iĢletmeler tarafından taĢınan ziyaretçilerin uluslararası ulaĢım harcamaları, marina

harcamaları, ülke içindeki GSM dolaĢım harcamalarını dahil etmiĢtir. Aynı revizyon

Page 94: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

80

turizm giderlerine de yapılarak gider kalemlerine ulaĢtırma, GSM ve Hac harcamaları

da dahil edilerek, 2012 için 4 milyar $ olan turizm giderlerini 4.6 milyar $ a

yükseltmiĢtir. Paket tur ile gelen turistlerin harcamalarında ülkemize kalan pay tahmini

%40‟dan %54‟e, paket turların yurtdıĢında kalan payı %60‟dan %65.8‟ yükseltmiĢtir

(TÜROFED, 2012).

Dünya turist sayları ve turizm gelirleri açısından Türk turizminin aldığı paylar

1995-2013 dönemi için tablo halinde verilmiĢtir.

Tablo. 18

Türk Turizminin Dünya Turizminden Turist Geliri ve Turist Sayısı Açısından Aldığı Pay

Yıl Dünya Turizm Geliri % Dünya Turist Sayısı %

1995 1.0% 1.3%

2000 1.3% 1.4%

2005 2.5% 3.0%

2006 2.1% 2,80%

2007 2.0% 3.0%

2008 2.2% 3.4%

2009 2.4% 3.6%

2010 2.2% 3.5%

2011 2.3% 3.6%

2012 2.2% 3.5%

2013 2.3% 3.6%

Kaynak: UNWTO, World Bank, 2013.

Türk turizm sektörünün 1995-2007 dönemi hızlı artıĢ sağlayarak dünya turizm

gelirlerinin %1‟den %2‟ye ulaĢtığını ancak 2008-2013 (kriz sonrası) arası hemen hemen

aynı düzeyi koruduğunu görmekteyiz, aynı durum turist sayısı içerisindeki payı

açısındanda aynıdır.

Tablo 19‟da 2001- 2014 yılları arası turizm gelirler, ziyaretçi sayısı ve turist baĢı

ortalama harcamaları dolar olarak verilmiĢtir. Tablo 14‟ ü yorumlarsak turizm gelirleri

bu dönemde devamlı artan bir trend göstermiĢ, ziyaretçi sayısı 2001 de 10 milyondan

2013 de yaklaĢık 35 milyona ulaĢmıĢtır. Burada önemli konulardan biride turist baĢı

ortalama harcamaların da 2001‟de 777 dolardan ancak 2013‟de 824 dolara çok az artıĢ

göstermiĢ olmasıdır. Bu durum ülkemizi ucuz paket turlarla seyahat eden orta ve düĢük

Page 95: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

81

gelirli turistlerin ziyaret ettiğinin bir göstergesidir (Roney, 2011, s. 148). Son 10 yılda

turist sayısı %250 artıĢ gösterirken, turizm geliri %233 artmıĢtır.

Tablo 19.

Türkiye' de Turizm Giderleri, Gelirleri ve Turist Sayısı, 2001- 2014

Kaynak: Kültür ve Turizm Bakanlığı, 2015.

Yıllar Turizm Çıkan

VatandaĢ

Giderleri (mil. $) Sayısı

Turizm

Gelirleri

( bin $ )

Ziyaretçi

Sayısı

Ortalama

Harcama ($)

2000 10.428.153

2001 1.738 10 067 155 13 450 121 777

2002 1.880 11 900 925 15 214 516 816

2003 2.113

3.415.000

13 203 144 16 302 050 850

2004 2.524

3.845.000

15 887 699 20 262 640 843

2005 2.870

4.125.000

18 153 504 24 124 501 842

2006 2.742

4.063.000

16 850 947 23 148 669 803

2007 3.260

4.956.000

18 487 008 27 124 988 770

2008 3.507

4.893.000

21 950 807 30 979 979 820

2009 4.146

5.561.000

21 249 334 32 006 149 783

2010 4.825

6.557.000

20 806 708 33 027 943 755

2011 5.500

6.282.000

28 472 459 36 150 311 778

2012 4.600

5.803.000

29 000 000 34 782 000 795

2013 5.200

7.526.000

32 310 000 34 500 000 824

2014 5.470

7.982.000

34.305.900

41.415.000 828

Page 96: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

82

4.6. Turizmin Ülkemizde Çevreye Etkileri

Ülkemizde kitle turizmine yönelik geliĢmeler sonucu: Akdeniz ve Ege kıyı

kesiminde aĢırı yığılma, kıyı gerisi ve çevresi alanlarda çarpık kentleĢme ve altyapı

yetersizliği ve çevre sorunları ortaya çıkmıĢtır (K.T.B Türkiye Turizm Stratejisi 2023).

1980 sonrası yeni üretim ve tüketim tarzı turizm sektörünün geliĢmesine olanak

verirken, beraberinde çevresel bozulmaları getirmiĢtir. Bu olumsuz etkiler turizmin

geleceğini tehlikeye attığının anlaĢılması “alternatif turizm” kavramını gündeme

getirmiĢtir (Erdoğan, 2003).

4.7. Türkiye’nin 2023 Turizm Stratejisi ve Ġlkeleri

Türkiye Turizm Stratejisi (2023) ile turizm sektöründe kamu ve özel sektör iĢ

birliğinin sağlanması, üretim, yönetim ve uygulama süreçleri açısından bir yol

haritasının oluĢturulması amaçlanmıĢtır. Türkiye Turizm Stratejisi (2023) ile 9.

Kalkınma Planı (2007- 2013) hedefleri ile uyumludur. Ülkenin doğal, kültürel, tarihi ve

coğrafi değerlerinin korunması ve denge içerisinde kalkınma hedeflenmiĢtir. Kıyı

turizmi ile birlikte alternatif turizm imkanlarının geliĢtirilmesi ile uluslararası turizm

gelirlerinin artırılması hedeflenmektedir. Bazı önemli ilkeler Ģu Ģekilde sıralanabilir:

(KTB, 2007, s. 3) Sürdürülebilir turizm yaklaĢımı benimsenmiĢ, istihdamın artırılması

ve bölgesel geliĢimde turizm öncü sektör konumuna gelmelidir, 2023 yılına kadar

dünyanın ilk beĢ ülke arasına ve bir marka haline gelmesi; ulusal, bölgesel ve yerel

ölçekte markalaĢma, ulusal tanıtım ve pazarlamaya ek olarak varıĢ noktası bazında

faaliyetlerin baĢlaması, zengin kültürel ve doğal değerlere sahip kentlerin

markalaĢtırılması. Alternatif turizm türlerinden öncelikle sağlık, termal, kıĢ, golf, deniz,

eko-turizm, yayla turizmi, kongre ve fuar turizminin geliĢtirilmesi hedeflenmiĢtir.

Ekonomik geliĢimi destekleyen toplum yönelimli ve sürdürülebilir turizm ilkesini içeren

bir planlamanın ortaya konması, turizmde rekabetin ucuz ürün yerine markalaĢan turizm

bölgeleri oluĢturulması, turizmin sürdürülebilir çevre politikaları ile desteklenmesi,

küresel eğilim taleplerinin izlenmesi ve buna yönelik planlama yapılması, turizmde

ürünün çeĢitlendirilerek sezonun bütün yıla yayılması, turist profili odaklı turizm ürünü

oluĢturulması, nitelikli turist sayısının ve gelirlerinin artırılması, turizm ile ilgili altyapı

ve ulaĢım yatırımlarında özel sektör etkinliğinin özendirilerek kamu yükünün

azaltılması Ģeklindedir.

Page 97: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

83

ġekil 18‟de sektörü ilgilendiren kamu ve özel sektör kuruluĢlarının bir birleri ile

olan iliĢkileri verilmiĢtir.

TÜRKĠYE TURĠZM STRATEJĠSĠ- 2023

Konseyler

Ulusal Turizm KonseyleriUU

Ġl Turizm Konseyleri

Şekil 18. Türkiye turizm stratejisi 2023

Kaynak: KTB verilerinden Yararlanılarak Tarafımızca ÇizilmiĢtir.

ġekil 18‟de ki kamu, STK ve özel sektör kuruluĢlarının birbirleri ile koordineli

ve uyum içerisinde çalıĢmaları hem bürokratik iĢlemleri azaltacak hem de değiĢen

turizm taleplerine anında cevap verebilerek ülkemizin turizm gelirlerini arttırmaya

yardımcı olacaktır. Hedeflerden biri olarak sunulmuĢtur. Tüm paydaĢların koordineli

çalıĢmaları planlanmıĢtır.

KONSEYLER

Ulusal Turizm Konseyleri

Ġl Turizm Konseyleri

Noktasal Turizm Konseyleri

KÜLTÜR VE TURĠZM

BAKANLIĞI

Yatırım ve ĠĢletmeler

Genel Müdürlüğü

Tanıtma Genel Müdürlüğü

AraĢtırma ve Eğitim Genel

Müdürlüğü

DıĢ ĠliĢkiler ve AB

Koordinasyon Dairesi

BaĢkanlığı

SEKTÖR

KURULUġLARI

Turizm Birlikleri

Belediyeler Birliği

Yatırımcılar Birliği

TURSAB

Otelciler Birliği

Rehberler Birliği

Yatırım Destekleme ve

Tanıtım Ajansı

KAMU KURUMLARI

Devlet Planlama TeĢkilatı

Çevre ve Orman

Bakanlığı

Tarım ve KöyiĢleri

Bakanlığı

Sanayi ve Ticaret

Bakanlığı

UlaĢtırma Bakanlığı

Maliye Bakanlığı

Diğer Kamu Kurumları

Page 98: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

84

4.8. Türkiye’de Güncel Turizm Sektör Büyüklükleri

1977- 1987 yılları arasında baĢlangıç, 1987- 1997 yılları arasında büyüme

dönemi yaĢamıĢtır. 1998‟ den günümüze ise olgunluk dönemine giriĢ sinyalleri vermeye

baĢlamıĢtır (Vizyon 2023, UlaĢtırma ve Turizm Paneli, 2003 s, 23).

Türkiye‟ deki turizm sektörünün güncel durumana bakacak olursak T.C Kültür

ve Turizm Bakanlığı verilerine göre 2011 yılında turizmin dolaylı ve doğrudan GSMH‟

ya toplam katkısı 85 milyar dolar civarındadır. 2012 küresel finans krizi sebebi ile

sektörde beklenen yavaĢlama turizm gelirlerine ve ziyaretçi sayısına da yansımıĢ TÜĠK‟

in 2012 1. dönem verilerine göre gelirlerde % 9.7, ziyaretçi sayısında % 4.4 azalma

meydana gelmiĢtir. WTTO verilerine göre turizmin GSMH‟ya doğrudan katkısının

2011‟e göre %1.7 artacağı tahmin edilmektedir. Ziyaretçi sayısında artıĢ görülmemesine

rağmen turizm gelirlerinde geçen yıla oranla % 3.8‟ lik artıĢ olmuĢtur. Türk turizminin

dünya eğilimleri ile uyumlu olarak konjonktürel reflekslerden olumsuz etkilendiği

ancak diğer sektörlere göre ekonomik krizlere daha dirençli olduğu ortaya çıkmaktadır.

AĢağıdaki tablolarda istihdam ve gelir açısından ülkemizin rekabet içerisinde olduğu

ülkelerle karĢılaĢtırmasını görülmektedir (Tüsiad 40, Sürdürülebilir Turizm 2012, s. 21).

Tablo 20‟de Türkiye‟de turizm sektörüne ait tüm makro büyüklükler 1970- 2011

arası dönem için verilmiĢtir.

Tablo 20.

Türkiye'de Turizm Sektörüne İlişkin Temel Makro Ekonomik Büyüklükler 1970-2014

Göstergeler 1970 1980 1990 1995 2000 2005 2010 2014

Turist Sayısı (bin) 724 1.288 5.389 7.726 10.428 20.273 28.511 41.620

Turizm Geliri (mil.$) 51.6 326.7 3.225.0 4.957.0 7.636.0 18.152 20.806 34.350

Turizm Geliri/GSMH% 0.5 0.6 2.1 3.0 3.8 5.0 2.8 4.3

Turizm Geliri/Ġhracat % 8.8 11.2 24.9 22.9 27.8 24.7 18.2 21.2

DıĢ Tic. Açığı .Kapat. Payı % 1.1 6.5 28.6 30.8 27.0 54.1 22.4 34

Kaynak: www.turizm.gov.tr

Tablo 20 incelendiğinde turizm gelirlerinin dıĢ ticaret açıklarını kapatma oranları

1970-2005 dönemi için çok faydalı olmuĢ ancak 2005-2011 dönemi için bu fayda

azalmıĢtır. Türkiye GSMH‟ si dünya GSMH‟nın % 1.1‟ini oluĢturmaktadır. Türkiye

turizm sektörünün global turizm sektörü içerisindeki payı % 1.35‟tir. Ayrıca 2000- 2010

yılları arasında geliĢmiĢ ülkelerin turizm sektöründeki büyüme oranı ortalama % 1.8

Page 99: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

85

iken ülkemizin de aralarında bulunduğu geliĢmekte olan ülkelerde turizm sektöründe

büyüme oranı % 5.6‟ dır. 2014 için yurdumuza 41.620.000 turist gelmiĢtir, 2013 yılına

göre turist sayısı %4.43 artmıĢtır. 2014 yılı için turizm gelirimiz 34.350.000.000 $

olmuĢtur, 2013 yılına göre turizm gelirimiz % 6.2 artmıĢtır (TÜĠK, 2014).

Türkiye turizm sektörünün önümüzdeki on yıllık süreçte yıllık ortalama % 3‟ lük

bir büyüme oranı yakalayacağı tahmin edilmektedir (WTTO, 2011, s. 10).

Sektördeki yatırım rakamları da bu görüĢü desteklemektedir. 2011 yılında

ülkemizde turizm yatırımları 24 milyar TL ile gerçekleĢtirilen toplam yatırımların %

8.6‟sını oluĢturmuĢ, Dünya Seyahat Konseyi “ Ekonomik Tesir, Türkiye 2012”

raporuna göre 2012- 2022 yılları arasında turizm sektörü yatırımlarına yıllık % 4.9‟luk

artıĢla devam edeceği öngörülmüĢtür (WTTO, Economic Impact Turkey 2012, s . 11)

Bu geliĢmelere paralel olarak 2023 Turizm Stratejisi‟nde Türkiye‟nin turizm

endüstrisinde lider beĢ ülke içerisinde yer alması hedeflenmektedir. Türkiye‟ ye gelen

turist profili de değiĢmektedir. Avrupa ve ABD‟ den gelen ziyaretçi sayılarında düĢüĢ,

Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) ve Orta Doğu ülkelerinden gelen ziyaretçilerin

sayısında belirgin bir artıĢ vardır. 2008- 2010 yılları arasındaki rakamlarda ülkemize

gerçekleĢen turizm seyahatlerinin % 35‟lik kısmı Alman, Rus ve Ġngiliz turistlerden

oluĢmaktadır (TÜSĠAD , 2012, s. 25) .

Ziyaretçi profilinin değiĢimi turistik taleplerin ve seyahat beklentilerinin de

değiĢmesi demektir. Ülkemize gelen turistlerin % 68‟ i orta gelir seviyesinde iken,

Türkiye‟nin yatak kapasitesinin % 30‟ unu beĢ yıldızlı tesisler oluĢturmaktadır.

Ġspanya‟daki kapasite ile ziyaretçi gelir düzeyi arasındaki oran ülkemizde hala

yakalanamamıĢtır. Üst gelir grubu ziyaretçilere yönelik tesis açan iĢletmeciler hedef

gruptan beklenen ziyaretçi sayısına ulaĢamadıkları için fiyatları zorunlu olarak düĢürme

yoluna gitmekte bu da hizmet kalitesi ile talep edilen ücret arasında uyuĢmazlıkla

sonuçlanmaktadır. MüĢteri profili ile yatırım türü doğru orantılı kurulmalıdır (TÜSĠAD,

2012, s. 25).

Yatırım türü ve ürün kompozisyonu müĢteri profili ile ters orantılıdır. 5 yıldız

kategorisindeki tesis 4 ya da 3 yıldız otel fiyatı ile satılması sektör açısından

sakıncalıdır. Ziyaretçilerin % 70‟ e yakını orta gelir grubunda iken sunulan ürün ve arz

edilen tesis kategorisi, % 5‟ i bulan üst gelir grubu mensuplarına yöneliktir (TÜROFED,

2012, Eylül). Akdeniz Çanağındaki en fazla 5 yıldız otel ülkemizdedir, 529 adet, bizi

sırası ile Ġtalya 395, Yunanistan 368 ve Fransa 298 adet ile takip etmektedir.

Page 100: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

86

Tablo 21‟de ülkemize gelen turistlerin tercih ettikleri tesislerin nitelikleri ve gelir

durumları oransal olarak verilmiĢtir.

Tablo 21.

Ziyaretçilerin Gelir Grubuna Göre Dağılımı

Tesis Tür. Göre % Gelir Dur. Göre %

5 Yıldızlı Otel 29,5 Yüksek 16,3

4 Yıldızlı Otel 21 Orta 68,3

3 Yıldızlı Otel 10,9 DüĢük 11,8

Tatil Köyü 6,8 Çok DüĢük 1,9

1 Yıldızlı Otel vd. 31,8 Çok Yüksek 1,8

Kaynak: TÜROFED, 2012, s.10.

ġekil 19„da teĢvik belgesine bağlanan konaklamaya ait tesis türüne göre dağılımı

oransal olarak verilmiĢtir.

Şekil 19. TeĢvik belgesine bağlanan tesislerin 5 yıldızlı tesislere göre durumu ( % ).

Kaynak: TÜROFED, 2012, Turizm Raporu.

ġekil 19 analiz edildiğinde yatırımlarda 5 yıldızlı tesis tercihi azalmaktadır.

Hazine MüsteĢarlığı verilerine göre 2012 de yılın ilk 5 aylık döneminde 115 proje teĢvik

belgesine bağlanmıĢtır. 2003 yılında yeni yatırımlar içinde 5 yıldızlı otellerin oranı %

24 iken bu oran 2012‟ de % 16.3‟e gerilemiĢtir. Butik otel ve özel belgeli otellerin sayısı

ise artmıĢtır. 2003‟ te özel belgeli otellerin oranı % 4 iken 2012‟ de dört kat artıĢla %

15‟ e yükselmiĢtir. Halen sürmekte olan yatırımların (2014 ve 2015 ilk yarısı için)

sınıfları ve tesislere göre dağılımlarının oranlarında 5 Yıldızlı otellerin payı % 34.9, 4

0

5

10

15

20

25

30

2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012

TeĢvikli 5 Yıldız Otel %

5…

Page 101: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

87

Yıldızlı otellerin payı % 27.9, Butik otel % 8.7, Termal otel % 8.7, 3 Yıldız otel % 6.4,

1 ve 2 Yıldız otel % 2.9, diğer % 10.4‟tür. Yani gelecek 1,5 yıl içinde devreye girmesi

planlanan yeni yatakların % 63‟ü, 5 Yıldız ve 4 Yıldızlı tesislerde bulunmaktadır

(TÜROFED, 2014, s. 21).

Tablo 22‟de ülkemizin ve en yakın rakiplerimizin tesis niteliklerinin sayısı ve

oranları verilmiĢtir.

Tablo 22.

Toplam Yatak Kapasitesinin Tesis Türlerine Göre Dağılımı %

Ġspanya % Fransa % Türkiye %

5 Yıldızlı Tesis 5,57 3,06 49,26

4 Yıldızlı Tesis 43,25 28.73 30,53

3 Yıldızlı Tesis 37,39 43,16 16,8

2 Yıldızlı Tesis 9,63 19,42 3,72

1 Yıldızlı Tesis 4,15 5,62 0,41

Top. Yatak Sayısı(Bin) 1524 1203 610

Kaynak: Türofed, 2012, s.16.

Tablo 22 incelendiğinde Ġspanya‟da yatak kapasitesinin % 80‟i gelir grubu

olarak orta kesime hitap ederken, Türkiye‟de 3 ve 4 yıldızlı tesislerin oranı % 46‟dır.

Ġspanya‟da 5 yıldızlı tesislerin oranı % 5.6 iken ülkemizde bu oran % 49.5‟tir. Üst gelir

grubuna daha yüksek fiyatla satılacağı beklentisi ile yapılan tesisler bir alt gruptaki tesis

fiyatına satılmaktadır (TÜROFED, 2014, s. 21).

Türkiye 335 Mavi Bayraklı tesis ile dünya sıralamasında 4‟ üncüdür.

Uluslararası Çevre Eğitim Vakfı ( FEE )‟nın verdiği “Mavi Bayrak” alan 38 ülke

içerisinde ülkemiz en çok mavi bayraklı 4‟ üncü ülke olmuĢtur. FEE verilerine göre

dünyada 3089 mavi bayraklı tesis bulunmaktadır. Ġspanya 540 tesis ile listenin baĢında.

Ġkinci sırada Yunanistan 394 tesis, üçüncü sırada Fransa 358 tesis, dördüncü sırada

Türkiye 335, beĢinci sırada Portekiz 275 tesis, altıncı Danimarka 253 tesis ve yedinci

sırada Ġtalya 247 tesise sahiptir (TÜROFED 2012). Marina sayısına baktığımızda

Ġspanya 99, Fransa 84, Ġtalya 62 ve ülkemiz 19 mavi bayraklı marinaya sahiptir.

Mavi Bayrak uygulamasında plajlar için 33 marinalar için 24 mavi bayrak kriteri

bulunmaktadır. Her 15 gün ara ile deniz suyu numunesi toplanıp analiz edilmektedir.

Tablo 23‟de Akdeniz Çanağındaki rakiplerimizin mavi bayraklı tesis sayıları

2012 yılı için ve toplam yatak kapasiteleri 2014 yılı için verilmiĢtir.

Page 102: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

88

Tablo 23.

Ülkelerin Mavi Bayraklı Tesis Sayısı Yatak Kapasiteleri (2014)

Ġspanya 540 1.859.000

Yunanistan 394 771.000

Fransa 358 1.249.000

Türkiye 355 1.260.000

Portekiz 275

Danimarka 253

Ġtalya 247 2.251.000

Almanya 1.833.000

Ġngiltere 1.571.000

Kaynak: TÜROFED, 2012, s.6. www.aktob.org.tr

Yukarıdaki tabloya göre akdeniz çanağındaki en büyük rakibimiz Ġspanya ve

Ġtalya‟dır.

Tablo 24‟de Türkiye‟nin turizm sektöründeki payı ve rekabet gücüne iliĢkin artıĢ

en yakın rakiplerimiz olan Fransa, Ġspanya, Ġtalya, Portekiz ve Yunanistan ülkelerine ait

1972- 2011 dönemi itibari ile gösterilmiĢtir.

Tablo 24.

Türkiye ve Rakip Ülkelerin Karşılaştırılması ( 1972-2011)

Ülkeler Gelen Turist ( Milyon kiĢi) Turizm Geliri ( Milyon $ )

1972 2011 % DeğiĢim 1972 2011 % DeğiĢim

Fransa 41.5 79.5 91.5 3.500 53.845 1438.4

Ġspanya 32.5 56.694 74.4 2.607 59.892 2197.3

Ġtalya 34.9 46.119 32.1 2.174 42.999 1877.8

Portekiz 3.9 7.432 90.5 391 11.339 2800

Yunanistan 2.4 16.427 584.4 392 14.623 3630.3

Türkiye 1.0 29.343 2834.3 103 23.020 22249.5

Kaynak: WTO, 2012.

Tablo 24‟e göre 39 yıllık zamanda Türkiye‟ye gelen turist sayısı yaklaĢık 30 kat

artmasına rağmen turizm geliri sadece % 32 artıĢ gösteren Ġtalya‟nın hala çok

gerisindedir. Yine Fransa ile karĢılaĢtırıldığında ülkemizin turizm geliri 222 kat

artmasına rağmen 14 kat artan bu ülkenin gerisinde kalmıĢtır. Bu verilere bakıldığında

Page 103: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

89

Avrupa ülkeleri arasındaki rekabet gücümüzün oldukça düĢük olduğu sonucuna

ulaĢılmaktadır (Bahar ve Kozak, 2013, s. 137).

Şekil 20. Dünyada gelen turist sıralamasında Türkiye‟nin yeri 2000-2014 yılları için

verilmiĢtir.

Kaynak: KTB, 2014, EriĢim Tarihi 02.04.2015.

2000 yılında dünya 20. si olan ama 2014 yılında düzenli olarak dünya 6. sırasına

oturan bir Türkiye görmekteyiz.

0

5

10

15

20

25

2000 2001 2002 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014

Dünya Turist Sayısı Açısından Türkiye‟nin

Sıralaması (2000-2014)

Page 104: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

90

ġekil 21: 2004-2012 dönemi için ülkemize kurvaziyer ile gelen turist sayıları

Şekil 21. Kurvaziyer gemileri ile gelen ziyaretçi sayısı

Kaynak: TÜROFED, 2012.

ġekil 21„de gösterildiği gibi ülkemize lüks gemiler ile gelen ve yüksek harcama

yapan turistlerin sayısı artmaktadır. En büyük limanımız KuĢadası, Ġstanbul ve Ġzmir

limanlarıdır. Kurvaziyer Turizm pazarı hem dünyada hem ülkemizde büyümektedir.

Yıllık 120 milyar dolar hacme ulaĢan bu pazar lüks yolcu gemileri ile ülkemizde 26

limana uğramaktadır. 2003 yılında ülkemize 332 bin ziyaretçi gelmiĢken bu rakam 2011

de 2.2 milyon olmuĢtur. Dünya kurvaziyer pazarı ise 22 milyon civarındadır. ABD 11.6

milyon ile en büyük pazar payına sahipken, Avrupa ise 6.2 milyon ile ikinci sıradadır

(TÜROFED Turizm Raporu, 2012).

AB‟de en çok ziyaretçi çeken ülkeler iç turizmde de güçlüdür. EuroStat

verilerine göre 27 AB üyesi ülkede gerçekleĢen toplam seyahatlerin yüzde 76‟sı yurt

içinde, yüzde 24‟ü yurt dıĢına yönelik seyahat Ģeklinde gerçekleĢmiĢtir (TÜROFED,

2012).

4.9. Türkiye Turizm Sektörünün Rekabet Gücü

Rekabet gücü ekonomik, insani, sosyal ve doğal faktörlerin bileĢimidir. Tüm bu

faktörleri sektördeki uluslararası rakipler ve son dönemdeki geliĢmeleri de dikkate

alarak karĢılaĢtırmak gerekmektedir. Örneğin Türkiye‟nin izlediği fiyat odaklı turizm

0

500.000

1.000.000

1.500.000

2.000.000

2.500.000

2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2014

Kurvaziyer ile Gelen Yolcu Sayısı 2004-

2014

Page 105: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

91

politikasından Ġspanya gibi kalite odaklı bir modele geçmesi gerekmektedir.

Türkiye‟deki içerisindeki doğal, tarihsel ve kültürel kaynakların eĢit koĢullar içinde

rekabeti sağlayacak politikaların tercih edilmesi gerekmektedir. Dünyanın önde

kuruluĢlarının baĢında olan WEF her yıl Dünya Rekabetçilik Raporunda Küresel

Rekabetçilik Endeksi‟ni 142 ülke ve 111 farklı kategoride yayınlamaktadır. Bu endeks

Seyahat ve Turizm Rekabetçilik Raporu‟na da uygulamaktadır. WEF (World Economic

Forum) Küresel Rekabetçilik Endeksini turizm sektörüne de uyarlamıĢ ve endeks ile

ülkelerin turizm sektörüne iliĢkin politikalarının etkilerinin ölçülmesi hedeflenmiĢtir.

Endeks 14 bileĢen ve 75 alt bileĢenden oluĢmaktadır. 2011 yılında yayımlanan bu

rapora göre turizm sektöründe en yüksek rekabet gücüne sahip ilk beĢ ülke: Ġsviçre,

Almanya, Fransa, Avusturya ve Ġsveç‟ tir. Ülkemiz ise 2008 raporunda 54. ve 2011

raporunda 50. Sırada yer almıĢtır. Dünya Ekonomik Forumu‟nun 2007 raporunda

Seyahat ve Turizm Rekabet Endeksi‟ n de Türkiye 52. Sırada yer alır. Sıralamada lider

ülkeler: Ġsviçre, Avusturya ve Almanya‟ dır. Ülkemizin Akdeniz bölgesindeki en yakın

rakipleri Fransa 12. Ġspanya 13. ve Ġtalya 33. Sıradadır. Gene ülkemiz alt- yapı ve iĢ

ortamı endeksinde 63 ve BeĢeri, Kültürel ve Doğal Kaynaklar alt endeksinde 48.

Sıradadır (WEF, 2007).

Tablo 25.

Seyahat ve Turizmde Rekabetçilik Raporu'na Göre Türkiye’nin Konumu

Çevresel Sürdürülebilirlik 85

Çevresel Düzenlemelerin Sıklığı

78

Çevresel Düzenlemelerin Uygulanması 75

Turizm Sektöründe GeliĢimin Sürdürülebilirliği 73

Partikül Madde Kirliliği

78

Karbon Dioksit Emisyonları

69

Tehdit Altındaki Türler

78

Ulus. Arası Çevre Ant. Kabul Edilmesi 107

Kültürel Kaynaklar 21

Dünya Kültürel Mirası Listesi

13

Yaratıcı Endüstriler Ġhracatı

16

Doğal Kaynaklar 81

Dünya Doğal Mirası Listesi

17

Koruma Altındaki Alanlar

118

Doğal Çevrenin Kalitesi

90

Bilinen Türlerin Toplam Sayısı

65

Kaynak: WTTO, Travel and Tourism, 2011.

Page 106: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

92

Tablo 25‟den de görüldüğü gibi ülkemiz çevresel sürdürülebilirlik ve doğal

kaynaklar göstergesinde listenin alt sıralarındadır. Kültürel kaynaklar bölümünde ise

dünya ortalamalarındadır. Çevresel sürdürülebilirlik, güvenlik ve hijyen endeksinde

ülkemiz 66. Sıradadır. Doğal ve kültürel varlıkların korunması konusundaki

uygulamalar rakip ülkeler ile karĢılaĢtırıldığında Türkiye bu alanlarda yeterli düzeyde

rekabetçilik gösterememektedir özellikle ana rakipler karĢısında (TÜSĠAD, 2012, s.35).

Türkiye‟nin rekabet ettiği ülkeler ile karĢılaĢtırıldığında bürokrasinin fazlalığı ve

rakip ülkeler devlet sektörünün öncelikli daha fazla olduğu dikkat çekmektedir.

Bürokrasinin azaltılması yarar sağlayacaktır. Hırvatistan, Yunanistan ve Ġspanya

Türkiye‟den daha avantajlı durumdadırlar (WEF, 2011).

Tablo 26‟de Türkiye ile rekabet eden Akdeniz bölgesi ülkelerinin çevresel

sürdürülebilirlik ve doğal kaynakların korunmasında rekabet gücünün dünya sıralaması

gösterilmiĢtir.

Tablo 26.

Rekabetçilik Endeksinde Türkiye ile Rekabet Eden Ülkeler

Ülke Rekabetçilik Çevresel Sür. Doğal Kay. Kor.

2008 2009 2011 2008 2011 2008 2011

Ġspanya 5 6 8 33 33 35 35

Yunanistan 22 24 29 40 68 75 61

Portekiz 15 17 18 15 17 81 86

Hırvatistan 34 34 34 41 46 68 75

Türkiye 34 56 50 90 85 79 81

Kaynak: WEF Travel and Tourism Report, 2011.

Tablo 26 incelendiğinde kendisini ekolojik devlet olarak niteleyen Karadağ

listede 59. sırada iken üç yıllık süre sonunda 36. sıraya yükselmiĢtir, bu sıçramanın

temel nedenlerinden birisi de çevresel sürdürülebilirlik kategorisinde yol aldığı

mesafedir. Bu kategoride üç yıl önce 105. Sırada olan Karadağ 2011‟ de 45. sıraya

yükselmiĢtir. Bu geliĢim WTTO tarafından da görülmüĢ Karadağ‟ın 2011-2012 yılları

arasında turizmde ortalama % 16 ile en hızlı büyüyen ülke olacağı belirtilmiĢtir (WTO,

2011, s.26).

Page 107: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

93

Tablo 27.

WEF 2013 raporuna göre rakiplerimiz ve ülkemizin sıralamaları, puanları ve

değişimleri,

Ülkeler 2013 Genel Puanı 2011 DeğiĢim

Türkiye 46 4.44 50 ↑

Ġtalya 26 4.90 27 ↑

Portekiz 20 5.01 18 ↓

Ġspanya 4 5.38 8 ↑

Yunanistan 32 4.75 29 ↓

Kaynak: WEF, Dünya Seyahat ve Turizm Rekabetçilik Raporu, 2013.

WEF 2013 raporuna göre ülkemizin ve Akdeniz çanağındaki rakiplerimizin

durumu gösterilmiĢtir. Ġspanya en önemli rakibimizdir.

4.9.1. Türk Turizminin SWOT Analizi

Turizm özellikle geliĢmekte olan ülkeler için büyük ihtiyaç olan döviz girdisi

sağlayan, istihdam olanakları yaratan ve ülkeler arası kültürel alıĢveriĢin geliĢmesine

olanak sağlayan bir faaliyettir. Tarım ekonomisinden sanayiye geçiĢ ve emek yoğun bir

sektör olması ve diğer sektörleri de uyarması dikkat çekmektedir. Bu özellikleri ile

turizm geliĢmekte olan ülkelerin gündemindedir. Türkiye‟de turizm devlet desteği ile

baĢlamıĢtır. 1963‟te 7.7 milyon olan turizm geliri 1998‟ de 8 milyar dolara ulaĢmıĢtır

(TÜBĠTAK, 2003, s.24).

4.9.2. Türk Turizminin Güçlü Yanları

- Ġklim, doğal kaynaklar, tarihi ve fazla bozulmamıĢ çevre. Dört mevsim aynı anda

yaĢanabilmektedir.

- Zengin tarih, kültür ve misafirperverlik.

- Turizm olgusuna çabuk adapte olacak genç ve dinamik nüfus.

- Coğrafi konumu nedeni ile ana pazarlara olan yakınlık.

- Halı, deri, konfeksiyon ve mücevher vb. alıĢveriĢ imkanları. El sanatları ürünleri

- Ġç turizmde hareketlenme.

- Son on yılda geliĢmiĢ destinasyonlar arasına girmesi

- Akdeniz çanağındaki rakip ülkelere göre daha yeni nitelikli tesisler.

Page 108: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

94

- Turizm ürün çeĢitlenmesine fırsat tanıyan coğrafi zenginlikler.

4.9.3. Türk Turizminin Zayıf Yanları

- Sektörle ilgili kurumlar arasında yetki karmaĢası, çok baĢlılık.

- Turist sağlığı ve güvenliğindeki yetersizlikler.

- Tesis ve çevre arasındaki uyumsuzluk.

- Yetersiz dıĢ yatırımlar.

- Yat turizmi için marina ve liman azlığı

- Butik otelciliğin geliĢtirilememesi

- Tanıtma ve pazarlanmaya ayrılan kaynakların yetersizliği.

- Trafik riskleri.

- Sağlıklı stratejik kararların alınmasındaki güçlükler.

- DüĢük fiyatların bir çekim unsuru haline gelmesi. Pazara tutunmada düĢük fiyat

politikası kaliteyi de olumsuz etkilemektedir.

- Hala deniz-kum-güneĢ turizm ülkesi olarak görülmesi

Yine dıĢ basında yer alan terör eylemleri, demokrasi ve insan hakları ihlalleri

gibi olumsuz haberler, Ortadoğu ve BDT ülkelerindeki savaĢlar ve siyasi

istikrarsızlıklar, yatay ve dikey entegrasyonlarla uluslararası tur kartellerinin rasyonel

çalıĢma yöntemlerini ve ölçek ekonomileri gibi avantajlarını kullanarak piyasaya

egemen olmaları, hem dıĢ talep hem de iĢletmelerin kar marjı üzerindeki baskılarını

artırmaları, yabancı tur kartellerinin ülkemizdeki acenta ve otelleri satın alarak döviz

kayıplarına neden olmaları, AB‟nin birlik içi turizmi özendirici politikalarına geçmesi,

üye rakip ülkelerin AB„nin finans desteğinden yararlanarak rekabet güçlerini artırmaları

gibi nedenler sayılabilir (Önen, TKB A.ġ. Sektörel AraĢtırmalar, 2000, s. 109).

4.9.4. Türk Turizminin Fırsatları

- Küresel ekonomik krizin ucuz pazara talebi artırması

- Avrasya bölgesinin öneminin artması

- 2. grup pazarlar ülkemize daha fazla önem vermeye baĢlamıĢlardır (Ġran, Suudi

Arabistan, Gürcistan vb. ).

- Dünya turizminde talep ülkemizin güçlü olduğu doğa, tarih ve kültür turizmi, av,

yayla gibi alternatif turizm türlerine kaymaktadır.

Page 109: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

95

- Yakın ülkelerin refah seviyelerinin artması olumludur.

- Küresel ekonomik krizin ucuz pazarlara olan talebi yükseltmesi.

- Bazı komĢu ülkelerle vize olayının kaldırılması.

- Batı Akdeniz‟in kirlenmesi, Doğu Akdeniz‟in çekiciliğinin artması.

- UlaĢım olanaklarının geliĢmesi ile uzak pazarlardan gelen turist miktarı

yükselmektedir.

- Sağlık, golf , kongre turizmlerinin dünya da geliĢiyor olması. Dünya da termal

arz olarak 7. sıradayız ancak kapasitenin %30‟u kullanılmamaktadır.

- Avrasya bölgesinin artan önemi ve ülkemizin stratejik önem kazanması, dünya

golf kongre sağlık turizminde yeni destinasyon taleplerinin olması, küresel

ekonomik krizin ucuz pazarlara talep artıĢına sebep vermesi, ülkemizde geliĢim

gösteren sağlık turizm, yeni ve potansiyel pazarların Türkiye‟ ye ilgisi (TEB

Turizm Konferansı 2011, s. 22).

4.9.5. Türk Turizminin Tehditleri

- DıĢ tehditler (Suriye, Irak, ISIS vb.)

- Sürdürülebilir turizm uygulamalarına geçilmemiĢ olması.

- Tur operatörlerine bağımlı olmak (fiyat baskısına maruz kalmak)

- Rakip ülkelerin rekabet gücünün artması. MarkalaĢma gücünde gerideyiz.

- Mevcut turist profili ülkemizi düĢük fiyat nedeni ile tercih etmekte, kaliteli

tesisler için tercih etmemektedir.

- Operatör piyasası rekabetçi piyasadan oligopol piyasaya geçiyor.

- AB birlik içerisinde tatili özendirmektedir.

- Rakip ülkelerin pazarlama yetenekleri artmaktadır.

- Türkiye 3S pazarına bağlı kalmaktadır.

- Uluslararası medyada (Ermeni meselesi vb.) olumsuz lobi çalıĢmaları.

- Ġç terör.

- AB2deki ekonomik durgunluk.

- Suç oranının artması.

- Kamu kurumları arası iĢbirliğinin kurulamaması.

- Sürdürülebilir turizm anlayıĢının geliĢtirilememesi.

ġekil 22‟de Türk turizminin SWOT (güçlü, zayıf, fırsat, tehditler) analizi

gösterilmektedir.

Page 110: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

96

Türkiye Turizminin SWOT Analizi

Şekil 22. Ülke Turizminin SWOT Analizi

Kaynak: Kaynakçada Gösterilen Kaynaklardan Yararlanılarak Tarafımızca ÇizilmiĢtir.

Turizm sektörüne en iyi hizmeti verebilecek ve sektörün kendi içerisinden

yetiĢmiĢ kalifiye ve eğitimli insan sayısı yetersizdir. Turizm sektörünün mevsimsel

özelliğinden dolayı düĢük ücretli vasıfsız iĢçiler tercih edilmektedir. Turizm sektörü

bilgi teknolojilerinin en yoğun kullanıldığı alanlardan birisi durumundadır (Sheldon,

1993). Ülkemizde sektörde yürütülen teknolojik uygulama ve geliĢmeler yetersizdir.

Bahar (2004) tarafından yapılan bir çalıĢmada turizm arz koĢulları arasında

değerlendirilen konukseverlik, rekabet gücünü etkileyen en önemli değiĢkendir. Ama

Türk turizm sektörünün hijyen ve temizliğin kalitesi ve havaalanlarının kalitesi

değiĢkenlerinin en olumsuz iki değiĢken olduğu anlaĢılmaktadır. Sektörün talep

koĢulları tarafında ise ülkemiz ucuz ülke imajına sahiptir. 2001 yılı OECD ülkeleri

araĢtırmasına göre Türkiye Slovenya‟dan sonraki en ucuz ikinci ülkedir. Örnek olarak

bir Japon turist ülkesinde 100 Japon Yeni‟ne karĢılık aldığı bir mal ya da hizmeti

ülkemizde 27 Japon Yen‟i karĢılığı alabilmektedir. Yunanistan‟da bir mal veya hizmetin

bedeli 187 TL iken ülkemizde 100 TL olmaktadır (Ekonomik Forum, 2002).

2001 yılı tur operatörleri kataloğuna göre ise Türkiye yaz sezonunda

Romanya‟dan sonra en ucuz ikinci ülkedir. Ülkemiz coğrafi olarak Irak, Suriye gibi

savaĢ bölgelerine yakın olması turist geliĢlerinde olumsuz etkiye yol açmaktadır.

Strengths ( Güçlü Noktalar )

- Mükemmel kıyı Ģeridi

- Sektördeki geniĢ bilgi birikimi

- Ġyi eğitimli iĢgücü

- Güçlü devlet desteği

Weaknesses ( Zayıf Noktalar )

- Artan girdi maliyetleri

- Küçük iĢletmelerde kayıt dıĢı

iĢlemler, vergi kayıpları

- Yüksek seviyede fiyat rekabeti

- Ortalama fiyatların komĢu

ülkelere göre düĢük olması

Opportunities ( Fırsatlar )

- Genç ve donanımlı iĢgücü

- Havacılık sektörünün

liberalleĢmesi

- Ġstanbul‟ un 2010 Avrupa kültür

baĢkenti olması

- Turizmin çeĢitlendirilmesi

potansiyelinin olması ( kıĢ, golf,

termal, yat turizmi vb.)

Threats ( Tehditler )

- HerĢey dahil sistemi

- Alkolden alınan ÖTV nin

yüksek olması

- Ülkemizdeki terör olayları

- Plansız turizm yatırımları

- Irak ve Suriye‟deki savaĢ

Page 111: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

97

Uygulanan KDV oranı ülkemizde % 8 iken rakip ülkelerde % 5 ile % 7

arasındadır. Rakip ülkelerde % 24-40 oranında nakit hibe, uzun vadeli düĢük faizli

krediler verilerek turizm yatırımları teĢvik edilmektedir. Hanutçuluk (çığırtkanlık)

olarak nitelendirilen satıĢ yönteminden turistler rahatsızlık duymaktadırlar. Devlet ve

bürokrasi Türkiye turizm sektörü rekabet gücünü olumsuz etkilemektedir. Örnek olarak

sektörü ilgilendiren 20 kadar farklı yasa bulunmaktadır (Bahar ve Kozak, 2012, s. 141-

149).

4.9.6. Türk turizm sektöründe kümelenme uygulamaları

Rekabetçilik politikalarında önemli bir yaklaĢım olan kümelenme temelli

sektörel ve bölgesel kalkınma stratejileri dünya genelinde uygulama alanı bulmuĢtur

(Eraslan, Bulu ve Bakan, 2008). Ülkemizde DPT öncülüğünde baĢlatılan turizm sektörü

kümelenme çalıĢmaları 2000‟de Sultanahmet Bölgesi‟nde baĢlatılmıĢtır. Güçlü bir

internet ağı ve tanıtım çalıĢmaları sonucu mevsimsel farklılıklardan doğan

dalgalanmaların önüne geçilmiĢ sonuç olarak bölgede satıĢlar artmıĢtır (KuĢat, 2010, s.

133). Bu bölümde: Türk turizm sektörünün bugün ulaĢtığı hızlı geliĢmenin baĢlangıcı

1982 yılında çıkarılan 2634 Sayılı Turizmi TeĢvik Yasası‟dır. 24 Ocak 1980‟de kabul

edilen Ekonomik Ġstikrar Tedbiri çerçevesinde bu kanun çıkarılmıĢtır. Bu kanun ile

birlikte görülmeyen teĢvik primi, kamu arazilerinin turizm yatırımcılarına tahsisi

(1983‟de), vergi indirim, yabancı personel çalıĢtırma, döviz tahsisi, haberleĢme

kolaylıkları vb. verilmeye baĢlanmıĢtır. Çanakkale-Ġçel arasında kıyı bölgelerinde

bulunan kamu arazileri kiralanmaya baĢlanmıĢ, Dünya Bankası ile 1989‟da imzalanan

sözleĢme ile finanse edilen Akdeniz-Ege Turizm Altyapısı ve Kıyı Yönetimi (ATAK)

tasarısı 1998 yılında tamamlanmıĢtır. Turizm sektöründe tur operarörleri 3S (deniz-

kum-güneĢ) turizm ürününü aynı ürünü arz eden alternatif ülkelerede

kaydırabileceğinden paket tur fiyatlarını kontrol etmektedirler. Ülkemize 2010 yılında

gelen 28 milyon turistin 13 milyonu paket tur ile gelmiĢlerdir (%45‟i). Ülkemize gelen

turistlerin büyük çoğunluğu ucuz paket turlarla gelen orta ve düĢük gelirli kiĢilerden

oluĢmaktadır. Doluluk oranı tesislerde %62‟dir, yatırımlarda “ego yatırımları” dikkat

çeker.

Page 112: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

98

BÖLÜM V

TURĠZM GELĠRĠ VE EKONOMĠK GELĠġME ÜZERĠNE ÇALIġMALAR

ÇalıĢmanın bu bölümünde turizm geliri ve ekonomik büyüme arasındaki iliĢki

üzerine teorik yaklaĢımlar ele alınmaktadır. Bu kapsamda turizm geliri açısından öne

çıkan ülkelerle ilgili mevcut literatürden seçilen çalıĢmaların sonuçlarına iliĢkin genel

bir değerlendirme yapılacaktır.

Turizm geliri ile ekonomik büyüme iliĢkisi üzerine görüĢlere geçmeden önce,

ihracat odaklı büyüme hipotezi (ELG-export led growth), turizm odaklı büyüme

hipotezi (TLG-tourism-led growth) ile ilgili teorik açıklamalarda bulunulmuĢtur.

5.1. Büyüme için Ġhracat Sektörü mü Turizm Sektörü mü TeĢvik Edilmelidir?

Endojen büyüme teorisine göre beĢeri sermaye ve dıĢ ticaret büyümenin en

önemli ögesidir. Lucas (1988), Romer (1990) ve Barro (1991) yaptıkları ampirik

çalıĢmalarda beĢeri sermayenin ülkenin uzun dönem büyüme oranlarını desteklediğini

bulmuĢlardır. GOÜ‟lerde ihracat, beĢeri sermaye birikiminin artmasını destekler.

Moslehi vd. (2006) Ġran üzerine yaptıkları çalıĢmada entelektüel sermayenin turizm,

sigorta, taĢımacılık ve mühendislik hizmetlerinin ihracat performansları üzerindeki

etkilerini inceleyerek, ihracatı arttırmak için entelektüel sermayenin önemli bir faktör

olduğu sonucuna varmıĢlardır. Turizm sektörü en az maliyetle ve en kısa sürede en

fazla istihdamı yaratan sektör olduğu kabul edilmektedir. AKTOB verilerine göre

turizm sektöründe 1 kiĢinin istihdamı için gerekli yatırım miktarı 38.000 YTL iken

enerji sektöründe 1 kiĢinin istihdamı için gerekli yatırım miktarı 410.000 YTL dır.

Turizm sektöründe geliĢmiĢ ülkeler incelendiğinde paydalar sadece tarih, tabiat, yatırım

zenginlikleri değil onları değerlendiren insan ve organizasyon gücüdür (Ġlkiz, Hitay,

1992, s. 159). TÜĠK turizm sektörünün yarattığı katma değer katsayısını 0.75 olarak

açıklamıĢtır. Witt, Türk turizm sektörü için çarpan katsayısını 1.98 olarak hesaplamıĢtır.

Ġhracatın ekonomik büyümenin en önemli bileĢeni olduğu bir çok araĢtırmacı

tarafından kabul edilir. Son yıllarda ihracat odaklı büyüme stratejisi yanlısı küresel

eğilimler görülmektedir. Temel olarak bu stratejinin potansiyel yararlarından

faydalanmak istenir. Ġhracatta görülen büyüme üretim, istihdam ve tüketim artıĢı

sağlayarak iç piyasanın geliĢmesine neden olur. Ġhracat sektörü bir ülkenin daha düĢük

birim maliyetli ve bol olan üretim faktörlerinin yoğun olarak kullanıldığı ürünlerde

Page 113: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

99

uzmanlaĢmasını yani karĢılaĢtırmalı üstünlükler temelinde ticaret yapılmasına neden

olarak etkin kaynak kullanımına da sebep olur (Tyler, 1981, s. 127). Balassa (1978)

yaptığı çalıĢmasında 11 ülke verilerini kullanarak ihracat artıĢının büyüme üzerindeki

etkisini analiz ederek ihracat artıĢının çıktı üzerindeki pozitif ve anlamlı etkisini ortaya

koymuĢtur. Hotchkiss vd (1994), 110 tane AGÜ için yaptığı çalıĢmasında ihracat

artıĢının önemli olduğunu, Sharma ve Dukul (1994) ihracat odaklı büyüme hipotezi

lehine güçlü bulgular sağlamıĢtır. Harrison (1996) dıĢ ticaretin büyüme üzerindeki

etkisini savunarak ihracat odaklı büyüme hipotezini desteklemiĢtir.

Geleneksel ticaret teorileri literatürü (Mutlak, KarĢılaĢtırmalı Üstünlükler ve H-

O teorileri) bir ülke hangi üretim faktörüne bolca sahip ise üretimde bu faktörü

kullanarak bu tip malların ihracatında uzmanlaĢacaktır der. Doğal kaynak zengini

ülkeler doğal kaynak ihracatçısı olacaktır (Hecksher, 1919). Singer-Prebish (1950)

hipotezine göre ticaret hadleri GOÜ‟ler aleyhine ve sanayi ürünleri ihraç eden GÜ‟ler

için düĢme eğilimindedir. Doğal kaynak zengini ülkeler yatırım ve büyüme oranını

yükseltebilmektedir (Alkhathlan, 2013, s.343). Rostow (1961) doğal kaynaklardan gelen

fonların bir ülkenin sanayileĢmesini (yatırımları finanse ederek) sağladığı görüĢündedir.

A. Smith ve D. Ricardo analizlerinde ticaretin üretkenlik seviyesinin

yükseltilmesinde ve artık değer oluĢumunda önemli olduğunu savunurlar. 19. Yüzyıl

Smith‟in üretim fonksiyonu AGÜ‟ler için ihracatı savunur. 1960‟lı yılların ikinci

yarısından sonra ihracata dönük büyüme modelleri, ihracatın iktisadi büyüme ile pozitif

ve doğrusal iliĢki içerisinde olduğu varsayımı kabul edilmiĢtir (Gübe, 1997, s. 19-20).

Lanza ve Pigliaru (1994) yılında Lucas (1988) büyüme teorisini kullanarak turizmde

uzmanlaĢmıĢ küçük ve açık ekonomisi olan bir ülke imalatta uzmanlaĢmıĢ bir ülkeye

göre daha fazla büyüme sağlayacaktır demiĢlerdir.

Theobald (2001) e göre turizm görünmez bir ihracat kalemidir, yabancı

turistlerin baĢka bir ülkede yapmıĢ oldukları harcamalar o ülkeye sağladığı döviz geliri

bakımından aynı mal ihracatındaki gibi bir ihracat etkisi oluĢturur der.

Turizm sektörü ile hizmet ihracatı yapılarak daha fazla döviz girdisi yani milli

gelir artıĢı sağlanmaktadır (Fayed ve Fletcher, 2002, s. 210).

Bir ülkenin turistik döviz kazançları döviz kayıplarından daha fazla ise turizm

sektörü ödemeler dengesine olumlu katkı yapacak bu yüzden aynı ihracat odaklı

büyüme hipotezinde olduğu gibi turizm odaklı büyüme hipotezinde de turizm

sektörünün uzun dönemde ekonomik büyümeye neden olacağı kabul edilmektedir

(Balaguer ve Jorda, 2002, s. 883-887; Croes 2006). Lea (1988) turizm sektörünün

Page 114: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

100

geliĢmesi yeni istihdam olanakları yaratır, devlet için gelir artar ve büyümeyi arttırır der.

Bu ekonomik iliĢkiye turizm odaklı büyüme hipotezi denir. Bu hipoteze göre

uluslararası turizm, ekonomik büyüme için önemli bir stratejik faktördür (Samimi et al.,

2011). Uluslararası turizm sektörü gelir artıĢını: artan rekabet (turizm destinasyonları

arasındaki) neticesinde verimlilik artıĢı (Krueger, 1980) ile ölçek ekonomisi sağlama

Ģeklinde (Helpman ve Krugman, 1985) kendini gösterir.

Hizmet sektöründe uluslararasılaĢma ile rekabet artacak, artan rekabet

ekonomide kaynak verimliliğini artıracaktır (Bhagwati ve Srinivason, 1979, s. 14).

Bir ülkede turizm sektörünün geliĢmesi ile döviz giriĢi artacak, sektördeki

iĢletmelerin uluslararası rekabet gücü ve verimliliği artacak ve ölçek ekonomilerinden

faydalanarak dıĢ ticaret dengesi pozitif etkilenmekte ve istihdam artacaktır (Kara, Kaya,

Çömlekçi, 2012, s. 75).

“ Türkiye‟de 10 yıl önce 14 milyar dolar olan görünmeyen ihracat 2012 de 38.8

milyar dolara ulaĢmıĢtır. Görünmeyen ihracat hizmet ihracı anlamına gelmektedir.

Turizm sektörü, taĢımacılık, danıĢmanlık, sigorta, sanat ve finansal hizmetler ihracına

“görünmeyen ihracat” denilmektedir. Ġngiltere‟de 2011 için 298.8 milyar pound olan

mal ihracının 193.6 milyar poundluk kısmı görünmeyen ihracattır. ABD için ise 2011

toplam 1.497 milyar dolar toplam mal ihracının 605.9 milyar dolarlık kısmı

görünmeyen ihracattır. Ülkelerin görünmeyen ihracat tutarları nerede ise mal

ihracatlarının yarısını oluĢturuyor. Artık mallar büyük ölçekli fabrikalarda üretiliyor ve

ulaĢımın hızlanması ile fiyatlar 150 yıl öncesine göre çok ucuzlamıĢtır ama hizmet

fiyatları artmaktadır”.

Turizm gelirleri kesinlikle ihracat geliri sayılmalıdır, GOÜ‟ler açısından en iyi

ihracat alanıdır. Turizm sektörü dıĢ ödemeler dengesinde “görünmez kalemler” arasında

yer alır, aynen mal ihracında olduğu gibi döviz sağlar. Hesaplamalarda birincil etkiler

olan (konaklama, ulaĢım alıĢveriĢ ve eğlence harcamaları dikkate alınır, ikincil (dolaylı)

etkilerini hesaplamak zor ve karmaĢık olduğundan dikkate alınmaz. Ülkemizde turizm

sektöründe yabancı girdi oranı oldukça düĢüktür, ihracat sektörü olan tekstilde %60‟ın

üzerindedir. En büyük gelir ve katma değer yaratan bir ihracat sektörüdür.

Turist, turistik ürünü ülkesine götüremediğinden ihracı mümkün olmayan mal ve

hizmetleri bir döviz kaynağı haline getirebilmektedir, turizm çoğu zaman “görünmeyen

ihracat” olarak nitelendirilir. Turistik ürün ülkenin kendi varlığından kaynaklandığından

turizm sektöründe ithalat ve dıĢa bağımlılık oranı düĢüktür. Turizm sektörünün

ödemeler dengesini olumlu etkileyen ihracat gelirleri içerisinde payı yüksek, ödemeler

Page 115: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

101

dengesini olumsuz etkileyen ithalat giderleri içerisindeki payı düĢüktür. Turizm

giderlerinin ithalattaki. payı %1.7‟dir (KTB, 2012, s.131).

Selvanathan et al., (2012) YDD (FDI) ile turist sayıları arasında nedensellik

iliĢkisinden söz eder. Önce DDY hizmet kalitesini ve hareketliliğini artırır sonra gelen

uluslararası turist sayıları artar.

Neo-klasik büyüme modeli GO ve geliĢmiĢ ekonomilerin uzun dönem reel

büyüme oranlarının birbirine yakınlaĢacağını varsayar, bu hipoteze yakınlaĢma

(convergence) hipotezi denir. Bu hipoteze göre Marmara, Akdeniz ve Ege bölgeleri

diğer bölgelere nazaran daha yavaĢ büyümesi gerekirken, böyle olmamıĢtır. KiĢi baĢına

düĢen geliri düĢük bölgelerin (Doğu Anadolu, Karadeniz, Güneydoğu Anadolu ve Ġç

Anadolu bölgeleri) aralarındaki farkı kapatabilmek için hükümetler gelir ve iĢgücünün

yeniden dağılımını ayarlayarak bölgelerarası gelir farkını kapatmaya yönelik politikalar

seçebilir yapılacak yatırımlar ve verilecek teĢvikler ile bölgelerarası geliĢmiĢlik

farklılıkları azaltılabilir Berber M, Yamak R, Artan S, (2000, s.51-59). Turizm sektörü

bölgelerarası geliĢmiĢlik farklarını kapatmada etkin bir araç olarak kullanılabilir.

Doğal kaynak ihracatından elde edilen gelir ekonomik büyümeyi teĢvik

edebilecek projelere kaynak sağlamak Ģeklinde fırsatlar sağlar (Stevens ve Dietsche,

2008, s. 57).

Çoğu bölge için turizm bölgenin en önemli gelir kaynağı haline gelmiĢtir.

Turizm potansiyeli olan bölgelerde “bacasız sanayi” olarak nitelenen turizm kalkınma

için araçtır. Porter‟ın geliĢtirdiği Elmas Modeli turizm sektöründe de uygulanır

olmuĢtur. Rostow (1960) iktisadi büyümenin aĢamalarından bahsetmiĢtir. Lewis (1966)

Sınırsız Emek Arzı hipotezine göre ikili yapının geleneksel ve aĢırı nüfusa sahip olan

kırsal sektörde iĢgücünün marjinal verimliliği 0 olduğundan, diğer sektöre (AGÜ‟lerde

ki yapı) transfer olacak iĢgücü üretim kayıplarına neden olmaz. Kalkınma diğer

sektörün tarım sektöründeki iĢsizleri kendine çekmesi ile baĢlar der. Harrod (1939)-

Domar (1940) büyüme modeline göre büyümeyi yatırımlar belirler, yatırımlar

fazlalaĢtıkça büyüme hızı da ivme kazanır. Uluslararası Bağımlılık Teorilerine göre

AGÜ‟ler kapitalist sistemde kalkınamaz. Dos Santos (Koloni Bağımlılığı) geliĢmiĢ, az

geliĢmiĢ ve potansiyel geliĢme bölge sınıflandırması yapmıĢtır. Rosenstein-Roden

Dengeli Kalkınma için ilk yol emek fazlasının bulunduğu geri kalmıĢ bölgeden geliĢmiĢ

bölgeye emek göçü ile bölgenin kalkınması veya ikinci yol olarak ta sermayenin geri

kalmıĢ bölgeye gelmesidir der. Perroux (1949), ulaĢım, yol, su, elektrik gibi altyapı

yatırımlarının bulunduğu sağlık, eğitim tesislerinin bulunduğu yerlerde kalkınma

Page 116: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

102

kutupları oluĢturulmalıdır fikrini savunur. Ülkemizde kümelenme örnekleri Antalya-

turizm, Muğla-turizm, Kapadokya-turizm kümelenmesi oluĢturulmuĢtur. Turizm

sayesinde ihracı mümkün olmayan bazı mal ve hizmetler bölge için döviz kaynağı

olmaktadır. Tunus Turizm Kümelenmesi, Ġspanya Endülüs Turizm Kümelenmesi

dünyadan örnek olarak verilebilir. Turizmde kümelenme Ģekilleri: coğrafik (dağ, kıyı),

yatay kümelenme (otel, tur operatörü vb) ve teknolojik kümelenme (ortak rezervasyon

sistemi) olarak karĢımıza çıkar (Kartal, 2013, s. 158).

5.2. Turizm Sektörü ve Ekonomik GeliĢme ĠliĢkisi Üzerine YapılmıĢ Ampirik

ÇalıĢmalar

Literatürdeki ilk çalıĢma Ghali (1976) tarafından Hawaii için yapılmıĢtır. Hawaii

ekonomisinde turist harcamalarının mal ihracatından kazanılan dövizin 7 katı olduğunu

ve büyümeye en fazla katkıyı turizm sektörü yapmaktadır neticesine varmıĢtır.

Dritsakis (2004) Yunanistan üzerine uzun dönemde turizmin ekonomik geliĢme

üzerine etkilerini 1960- 2000 arası verileri Johansen testi ve Granger testini kullanarak

test etmiĢtir. Koentegre analizi sonucu 3 değiĢken arasında (reel GDP, reel Döviz kuru,

uluslararası turizm gelirleri) bir adet koentegre vektör tespit ederek koentegre iliĢkisini

tespit etmiĢtir. Nedensellik analizi neticesinde uluslararası turizm gelirleri ile ekonomik

büyüme arasında güçlü bir Granger nedensellik iliĢkisi ve ekonomik büyüme ile reel

efektif döviz kuru arasında güçlü nedensellik iliĢkisi bulmuĢtur. Turizm arzının ve

talebinin geliĢmesi için devlet müdahalesinin olması gerektiğini tavsiye etmektedir.

Mckinnon (1964) TKIG hipotezini savunmuĢtur.

Balaguer ve Cantavella- Corda (2000) Ġspanya ve turizm sektörü uzun dönem

büyüme iliĢkisi üzerine 1975- 1997 dönemi arası verileri kullanmıĢlardır. Model GDP,

turizm ve döviz kuru değiĢkenlerini kullanarak turizm sektörünün Ġspanya‟nın uzun

vadeli ekonomik geliĢmesinde etkilidir hipotezini Johansen tekniği il test etmiĢlerdir.

Ekonometrik çalıĢma sonunda ekonomik büyüme ile turizm sektörünün geliĢmesi

arasında uzun dönemde iliĢki olduğu kısa dönemde ise turizmden ekonomik büyümeye

(T→G) tek yönlü iliĢki sonucuna ulaĢmıĢlardır. Sonuçlar turizm sektörünü ticarete konu

olmayan mal ve hizmet olduğunu kabul eden diğer modellerde olduğu gibi kanıtlamıĢtır.

Yine de Hazari ve Ng (1993) belirttiği gibi turizm sektörünün neden olduğu refah kaybı

(ticarete konu olmayan yerli malların fiyatları artacaktır) genel refaha olan diğer etkileri

Page 117: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

103

ile kompanse edilecektir. Doğal ve sosyo-kültürel kaynaklar korunmalıdır. Balaguer ve

Cantavella- Jorda (2002) ilk kez TLG hipotezini destekleyen akademisyenlerdir.

Shan ve Wilson (2001) Çin için uluslararası turizm ve uluslararası ticaret

iliĢkisini analiz ederek iki değiĢken arasında çift yönlü Granger nedenselliğe

ulaĢmıĢlardır.

Kim (2006) Tayvan için 1971-2003 ve 1956-2002 arası dönemi için turizm

gelirleri ve GSMH iliĢkisini Granger nedensellik analizini kullanarak uzun dönemde iki

yönlü iliĢki tespit etmiĢlerdir.

Ageli (2013) Suudi Arabistan için 1970- 2012 yılları arası (SAMA, 2012)

verilerini kointegrasyon ve Granger nedensellik analizini kullanarak turizm harcamaları

ve reel petroldıĢı GDP arasında nedensellik iliĢkisinin olup olmadığını araĢtırmıĢtır.

Sonuçta değiĢkenler arasında uzun dönemde GDP den turizm harcamalarına doğru iki

yönlü nedensellik ve pozitif iliĢkiye ulaĢmıĢtır.

Idowu (2008) 36 Afrika ülkesi ve 1950-2004 dönemi için yaptığı çalıĢmada

ekonomik büyüme ve turizm gelirleri arasında uzun dönemli iliĢki olduğunu bulmuĢtur.

Afrika‟nın ekonomik geliĢmesi için turizm sektörü kullanılabilir. Granger nedensellik

testi sonucu uzun dönem G→T iliĢkisi çıkmıĢtır çünkü ülkeler hala gelirlerini turizm

altyapı yatırımlarında kullanmaktadır. Turizm sektörünün geliĢmesi yabancı turizm

yatırımcılarını da kıtaya çekecektir.

Cortes- Jimenez, Nowak ve Sahli (2011), 1975- 2007 yılları arası verileri

kullanarak Tunus‟ un turizm sektörü ve ekonomik büyümesi arasında nedensellik

iliĢkisi olup olmadığını incelemiĢlerdir. Buldukları ise turizmden kazandıkları döviz

ülkenin sermaye malları ithalini finanse etmektedir. TLG (tourism- led growth)

Balaguer and Cantavella-Jorda (2002) hipotezi Tunus ekonomisi için netice

çıkarmamaktadır. Yetkililer tarafından bu iliĢki çok abartılmaktadır. TKIG (tourism

export→ capital good imports→ growth) iliĢkisi kısa vadede geçerlidir. Bu iki kanalı

birleĢtirdiklerinde ise resmi yetkililerin savunduklarının aksine (Granger nedensellik

testi sonuçlarına göre) büyüme üzerinde çok da önemli olmayan bir rol oynamaktadır.

Tunus ne yazık ki az çeĢitlendirilmiĢ kitle turizmine sahiptir, kıyı turizmine yönelik

sektör birkaç Avrupalı tur Ģirketlerinin baskısı altındadır. Kıyı kütle turizmine odaklı bir

turizm her zaman ülke büyümesi için fayda sağlamaz. Tunus yabancı ülke tur

operatörlerine olan bağımlılığını azaltmalı, turizm ürünü çeĢitlendirmesine gitmeli ve

değiĢik pazar segmentlerine ulaĢmalıdır.

Page 118: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

104

Nowak, Sahli ve Cortes-Jimenez (2007). Ġhracat uzun dönem büyüme üzerinde

iki önemli kanal üzerinden etkilidir. Birincisi ELG (export-led growth) ki turizm

sektöründe bu mekanizma TLG ( tourism-led growth ) olarak uygulanmıĢtır, ikinci

kanal olan EKIG (exports →capital good imports→growth) turizm sektörüne TKIG

(tourism→capital goods imports→growth) olarak uygulanmıĢtır. Franco dönemi

Ġspanya büyümesini turizmden karĢıladığı döviz ile ihtiyacı olan yatırım malları

ithalatını finanse etmiĢtir. Yazarlar çalıĢmalarında Johansen koentagrasyon yaklaĢımını

ve Granger nedensellik testini kullanmıĢlardır. Ġspanya‟ ya ait 1960- 2003 arası reel

GDP, reel girdi ithalatı ve reel turizm ihracatı arasındaki iliĢkiyi incelemiĢlerdir.

Balaguer ve Cantavella- Jorda (2002) tek yönlü nedensellik iliĢkisinin aksine iki yönlü

nedensellik iliĢkisi bulmuĢlardır. Reel GDP büyümesi reel turizm ihracatını

büyültecektir. Ġspanya turizm hizmetlerini ne kadar çok çeĢitlendirebilirse o kadar daha

fazla ülke ekonomisi büyüyecektir. Sonuçlarda TKIG hipotezini destekler yönde güçlü

kanıtlar bulmuĢlardır. Yine TLG reddedilmemelidir. Her iki hipotez olan TKIG ve TLG

Ġspanya ekonomisi üzerinde uygulanabilir gözükmektedir.

Jackman (2012) Barbados adası turizm sektörü turizm uydu hesaplamasına göre

(WTTC) GDP‟ sinin istihdama ve GDP‟ ye olan katkısı % 45 dolayındadır. Barbados

turizm sektöründe karĢılaĢtırmalı üstünlüğe sahiptir. Barbados turizm sektörüne bağımlı

dünyada ilk 20 ülkeden birisidir. Turizm sektörü döviz gelirlerinin en büyük kanağı ve

döviz gelirlerinin yaklaĢık yarısını temin etmektedir. Jackman (2012) Barbados adasının

1975- 2010 yılı arası verileri kullanarak ufalanmıĢ TLG hipotezini test etmiĢtir.

Nedensellik testlerinin sonuçlarına göre TLG hipotezi Barbados için turistlerin hangi

ülke kaynaklı olduklarına bakılmaksızın geçerlidir.

Gana‟ da turizm sektörü tüm döviz gelirlerinin içerisinde altın ve kakao dan

sonra üçüncü büyük sektördür. Ülkede turizm daha çok kültür turizmi olarak geliĢmiĢtir.

2007 GDP‟ sinin %6.3‟ünü turizm gelirleri oluĢturur. Morgan vd. ( 2002 ) dünya

turistlerinin %70‟ i dünyada on adet turizm destinasyonunu ziyaret ederken geri kalan %

30‟unu dünyanın geri kalanları paylaĢır demiĢtir. Bu yüzden rekabet edebilirlik çok

önem kazanmıĢtır (Ritchie ve Crouch, 1993).

AĢağıdaki tablodan da görüleceği üzere araĢtırmacı 1985- 2010 yılları arası

verileri inceleyerek, sonuç olarak nedensellik ekonomik büyümeden (LRY) turizm

gelirlerinin artması (LRTE) Ģeklindedir hipotezine ulaĢmıĢtır. Gana‟ da ekonomik

büyüme ve turizm gelirleri arasında uzun dönem koentegrasyon ve pozitif bir iliĢki

mevcuttur. Bu çalıĢma TLG hipotezini Gautam (2009) ve Kreishan (2010)‟ nın

Page 119: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

105

savundukları gibi desteklememektedir. Çünkü Granger nedensellik testine göre tek

yönlü ekonomik büyümeden turizm gelirlerine doğru nedensellik iliĢkisinin varlığını

tespit etmiĢtir (Ahiawodzi, 2013).

Lee (2008) Singapur üzerine kısa ve uzun dönem, turizm ve ekonomik geliĢme

arasındaki iliĢkiyi araĢtırmıĢtır. 2015 yılı hedefleri 17 milyon turist ve 30 milyar dolar

turizm geliri elde etmektir. 1978- 2007 arasını analiz etmiĢtir. Sonuç olarak kısa

dönemde tek yönlü Granger nedensellik iliĢkisini GDP‟ den turist sayılarına doğru

bulmuĢtur. Singapur ada devleti olduğundan tüm turizm ürünlerinin önce yapılıp

(Chinese Garden vb.) sonra pazarlanması gerekmektedir.

Cortes vd. (2009) Ġtalya için 1954- 2000 ve Ġspanya için 1964- 2000 yılları arası

verileri kullanarak ihracat sektörü ve turizm sektörünün ekonomik büyüme katkılarını

incelemiĢtir. Ġtalya için Federici ve Marconi (2002) VAR modelini ELG hipotezi

(Export Led Growth) dört makroekonomik değiĢken için test etmiĢler, pozitif sonuçlara

ulaĢmıĢlardır.

Cortes- Jimenes, M. Pulina, C.R. Prunera (2009) Ģu neticelere ulaĢmıĢlardır:

hem ihracat hem de turizm sektörleri kısa ve uzun vadede Ġspanya için, Granger

nedensellik, büyüme üzerinde etkilidir, yine TLG ve ELG hipotezleri Ġspanya için

savunulmuĢtur. Ġtalya içinde turizm ve ihracat sektörleri ekonomik büyüme üzerinde

uzun dönemde, Granger nedensellik, etkilidir.

Schubert ve Brida (2009) turizm talebindeki büyümenin ekonomik büyüme

üzerindeki etkilerini ada ekonomisi modeli kurarak incelemiĢlerdir. Uzun dönem

büyüme turizm talebindeki büyümeye bağlıdır. TLGH hipotezini destekler bulmuĢlardır.

Lanza, Temple ve Urga (2003) buldukları üzere ada ekonomisinin ticaret hadleri

yükselmiĢtir. Artan turizm talebini karĢılamak için turizm arzı da artmıĢtır.

Leon vd. turizm sektörü için endojen yaĢam döngüsü ve optimal büyüme

konularını incelemiĢlerdir. Doğal kapital stoku ve çevre korunmuĢsa turistlerin tüketim

harcamaları artmakta ve doğal kapital stoku azalmaya baĢladıkça turistlerin tüketim

harcamaları da azalmaktadır.

Brau, Lanza ve Pigliaru (2006) yaptıkları araĢtırmada büyüme, ülke coğrafi

büyüklüğü ve turizm uzmanlığı arasındaki iliĢkileri incelemiĢler ve turizm ülkelerinin

diğer tüm alt-grup ülkelere nazaran çok daha fazla geliĢtikleri sonucuna varmıĢlardır.

Küçük ülkeler sadece turizm sektöründe uzmanlaĢtıkları zaman daha fazla

büyümüĢlerdir. 1980- 2003 yılları arası ve 143 ülke Dünya Bankası veri setlerini

kullanmıĢlardır. 1980- 2003 arasında OECD ülkelerinin yıllık büyümesi ortalama %1.9

Page 120: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

106

iken 23 küçük turizm ülkesinin yıllık büyüme oranları %2.34 çıkmıĢtır (Small

Tour.>20%)

Figini ve Vici (2009) 1980- 2005 arası 150 ülkeyi incelemiĢler ( e.g., Brau et al.

2004 ve 2007 ) aksine 1980- 1990 arası haricinde (veriler güvenilir değildir) küçük

turizm ülkelerinin diğer ülkelere nazaran daha fazla büyümedikleri sonucuna

varmıĢlardır. Turizmde uzmanlaĢma sadece 1980 ler de küçük ülkeler için mükemmel

büyüme oranlarına sebep olmuĢtur. 1995-2005 dönemi için ekonomik büyüme ve

turizmde uzmanlaĢma arasında önemli nedensellik bulamamıĢlardır (BLP‟nin aksine).

Turizme dayalı ülkeler diğer ülkelere göre daha fazla geliĢmemiĢlerdir.

Jackson ve Zang (2012) Ġngiltere için yaptıkları 1993-2011 dönemi için

seçtikleri 9 ülke (ABD, Almanya, Fransa, G.Afrika, Avustralya, Ġtalya, Hollanda,

Portekiz ve Yeni Zellanda) çalıĢmada ülkeye yapılan ithalat ile Ġngiliz vatandaĢlarının

turizm harcamaları arasında çift yönlü nedensellik iliĢkisi tespit etmiĢlerdir.

Ahiawodzi (2013) Gana için 1985-2010 dönemi arası verileri ADF, birim kök ,

JJ ve Granger nedensellik testlerini uygulayarak ekonomik büyüme ve turizm gelirleri

arasında uzun dönemde tekyönlü nedensellik bulmuĢlardır. TLG hipotezini

destekleyememiĢtir.

K.G, Gautam ve Kumar (2011) Hindistan için 1996-2009 dönemi ticaret, turizm

ve reel gelir artıĢını kointagrasyon analizine tabi tutmuĢlar, uzun dönem için değiĢkenler

arasında iliĢki saptamıĢlar, kısa dönem için VECM analizine göre değiĢkenler arası ise

iliĢki bulamamıĢlardır.

Louca (2011) Güney Kıbrıs için yaptığı çalıĢmasında turizm gelirlerinin (adanın

ekonomisinin ve istihdamın yarısını turizm sektörü karĢılamaktadır) büyüme için

önemli olduğunu vurgulamıĢtır. Büyüme için turizm sektörünün seçilmiĢ olması bütün

ekonomiyi olumlu etkilemiĢtir.

Kulendran ve Wilson (2000) uluslararası ticaret ve turizm sektörü arasındaki

iliĢkiyi araĢtırmak için koentegrasyon ve Granger nedensellik testlerini kullanarak

Avustralya; Çin ve Singapur üzerine yaptıkları analizde çift yönlü iliĢki olduğunu

bulmuĢlardır. Saayman et al. ( 2009 ) aynı çalıĢmayı Güney Afrika için yapmıĢ, benzer

sonuçlara ulaĢmıĢ ancak ticaret turizme neden olur hipotezini daha güçlü bulmuĢlardır.

Turner ve Witt (2001) de turizm talebini analiz etmiĢler ve uluslararası ticaretin iĢ

gezilerinin en önemli nedenlerinden biri olduğunu bulmuĢlardır. Fischer ve Gil- Alana

(2005) Almanya‟ nın ithal ettiği Ġspanyol Ģaraplarının üzerinde turizm sektörünün

pozitif etkisi olduğunu bulmuĢlardır.

Page 121: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

107

Santana- Gallego vd. (2011) VECM ve Granger nedensellik testlerini

uyguladıktan sonra Ģu bulgulara ulaĢmıĢlardır: ticaret turizmi arttırır ve turizm ticareti

arttırır. Büyüme teorisi de ticaret büyümeyi tetikler demektedir. Büyüyen Pazar payı

gelen turist sayısını ve ticareti büyültecektir. Sadece Ġsveç‟ de uzun dönem gelen turist

sayısı ve ticareti arasındaki iliĢki negatif çıkmıĢtır. Kanayra adalarında ise HH

bulgularına rastlamıĢlardır. Servis sektörü ( non-tradable goods) üzerinde ihtisaslaĢma

ticarete konu olan mallar üretimini ve ihracatını azaltmıĢtır. Hükümet politikaları turist

sayısını arttırmıĢ hem dolaylı hem de dolaysız olarak uluslararası ticareti geliĢtirici

etkilere sebebiyet vermiĢtir.

Brida ve Pulina (2010) TLGH üzerine literatür araĢtırması yapmıĢlar, bulguları

hem geliĢmekte olan ülkeler için hem degeliĢmiĢ ülkeler için olumlu çıkmıĢtır. Turizm

sektörünün bir kaldıraç olarak kullanılması büyümeyi tetikleyecektir. Uzun dönem çift

yönlü Granger nedensellik iliĢkisi Malezya, Malta, Tayvan, Türkiye, Ġspanya ve Latin

Amerika ülkeleri için bulunmuĢtur. Bu ülkeler turizm sektörünün avantajlarını büyüme

için kullanmak durumundadır. Turizm sektörü bir çok eksojen faktörlerden, ekonomik

döngü ve turist tercihleri gibi, kolaylıkla etkilenir. Hükümetler uluslararası turizmin

geliĢebilmesi için kilit rol oynayabilirler.

Araski ve Cheriff (2009) turizmde uzmanlaĢma ve ekonomik büyüme iliĢkisini

1980- 2002 yılları verilerini kullanarak incelemiĢler ve aralarında pozitif iliĢki olduğunu

bulmuĢlardır. Turizm ihracatında bir standart deviation artıĢında GDP‟ de % 0.5 yıllık

ek büyümeye neden olacaktır.

Mitchell ve Faal (2008) yazarlar Gambiya üzerine araĢtırma yapmıĢlardır.

Amaçları turizm ve fakirlik arasındaki iliĢkiyi ortaya koymaktır. Turizm gelirlerinin

sadece yarısı ülke de kalabilmektedir, diğer yarısı uluslararası tur operatörleri ve uçak

Ģirketleri tarafından ülke dıĢına transfer olmaktadır. Ülke için acil olarak turizm ürünü

çeĢitlendirilmesine gidilmesi ve destinasyonun pazarlama çalıĢmaları faaliyetlerinin

artırılması gereklidir. Hükümetler ve özel sektör daha yakın iliĢki içerisinde bu hedefleri

gerçekleĢtirebilirler.

Majewska ve Minska-Struzik (2011) Polonya üzerine 1993-2010 (VAR1) ve

2005- 2010 (VAR2) testlerini kullanarak Marko Polo (gelen turistler→ticaret), Ġlgi ve

merak (ticaret→turizm) ve Fırsat (iĢ amaçlı olmayan turizm→ticaret) hipotezlerini test

etmiĢlerdir. Uluslararası turizm ve uluslararası ticaret iliĢkisini kointegrasyon ve

Granger nedensellik testi ile incelemiĢler ve turizm ticarete neden olur hipotezini kabul

etmiĢlerdir. Yine Granger nedensellik testi sonuçlarına göre Polanya‟ nın en önemli

Page 122: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

108

ticaret partnerlerinden olan Fransa ve Almanya ile iĢ amaçlı geziler ile ihracat arasında

çift yönlü nedensellik bulmuĢlardır.

Lashkarizadeh, Keshmir ve Gashti (2012) Ġran üzerine turizm sektörü ile

ekonomik büyüme arasındaki iliĢkiyi 1980-2009 arası verileri ECM kullanarak

incelemiĢler ve kısa dönemde büyümeden turizm sektörüne nedensellik iliĢkisine

rastlamamıĢlar fakat uzun dönemde turizm sektörü ve büyüme iliĢkisi arasında Granger

nedenselliğe ulaĢmıĢlardır.

Khan ve Lin 1987-2000 arası verileri kullanarak iĢ turizmi ile toplam ticaret

arasında çift yönlü nedensellik bulmuĢlardır. Tatil turizm ile toplam ticaret arasında

zayıf iliĢki saptamıĢlardır. Singapur MICE ( meetings, incentives, conferences,

exhibitions ) iĢ turizmine ağırlık vererek daha fazla gelir edecektir, ASEAN ülkeleri de

tatil turizmine ağırlık vermelidir.

Samimi, Sadeghi ve Sadeghi (2013) 1995-2008 arası verileri kullanarak

geliĢmekte olan 20 ülke ile turist sayısı (TOUR) ve direkt yabancı sermaye yatırımları

(FDI) arasındaki iliĢkiyi panel veri teknikleri, Granger nedensellik, VECM ile analiz

etmiĢler ve uzun dönem için çift yönlü nedensellik ve kısa dönemde nedensellik

iliĢkisine rastlamamıĢlardır.

Huybers ve Skerrit (2005) uluslararası turizm sektörünün kiĢi baĢı GSMH

iliĢkisini 37 adet GOÜ için EKK yöntemi kullanılarak iki değiĢken arasında pozitif etki

bularak kiĢi baĢı GSMH‟nın artırılabilmesi amacı ile kaynakların verimi az sektörlerden

turizm sektörüne aktarılmasını savunmuĢlardır.

Al-Qudair (2004) yaptığı çalıĢmada uluslararası turizm ile uluslararası ticaret

iliĢkisini geliĢmekte olan Ġslam ülkeleri için analiz etmiĢ ve bazı ülkeler için turist sayısı

ile ticaret arasında uzun dönem nedensellik iliĢkisi bulmuĢtur, bazı ülkeler için ise böyle

bir iliĢki bulmamıĢlardır, yine artan turizm talebini tatmin edebilmek için ithalatlarını

arttırmak zorunda kalmaktadırlar. Bölgedeki geliĢmekte olan Ġslam ülkeleri ile olan

turizm sektörü teĢvik edilmelidir, diğer ekonomik sektörlerde geliĢtirilmelidir ki artan

ithalat yolu ile sızan miktar minimize edilebilsin.

Tang vd. (2007) Çin için 1978-2005 dönemi verileri ECM yöntemi ile test etmiĢ

ve FDI, ekonomik büyüme ve turizm sektörü arasında nedensellik iliĢkisi tespit etmiĢtir.

Garcia-.Flores vd. (2008) Meksika için 1982-2007 arası FDI, turizmin geliĢmesi

ile çevre üzerine etkilerini analiz etmiĢler, FDI ve turizmin geliĢmesi arasında pozitif

iliĢki tespit etmiĢlerdir.

Page 123: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

109

Bento ve Santos (2012) 2009 da turizm sektörü ülkenin en büyük ihracat kalemi

olmuĢtur. Toplam ihracat içerisindeki payı %14.6‟dır. GSMH‟ nın %5‟ini

oluĢturmaktadır ve o yıl 12 milyon turist gelmiĢtir. 1997-2010 arası Portekiz için turizm

ile ekonomik büyüme iliĢkisini incelemiĢler ve ikisi arasında güçlü tek yönlü

nedensellik bulmuĢlardır. Sürdürülebilir turizm sektörünün büyümesi turizm sektörünü

o da ekonomik büyümeyi büyültecektir. TLGH hipotezini savunmuĢlardır. Bu yüzden

kamu yatırımları turizm sektörüne kanalize edilmelidir.

Cortes-Jimenez, Nowak ve Sahli (2011) Tunus için 1975-2007 dönemi Granger

nedensellik iliĢkisini aynı modelde reel GDP, turizm gelirleri ve reel endüstri makinası

ithalatı değiĢkenlerini kullanarak TLG ve TKIG hipotezleri üzerinde denemiĢlerdir.

Tunus için TLG mekanizmasının çalıĢmadığını fakat TKIG mekanizması sadece kısa

dönemde etkilidir bulgularına varmıĢlardır. Yine büyüme→turizm sonucuna ulaĢarak

“growth-led tourism hypotesis” geçerlidir demiĢlerdir. Bu da Oh (2005) Güney Kore

üzerine yaptığı çalıĢmada bulduğu sonuç ile tutarlıdır. Bhagwati (1988) bahsettiği

faktörler ile açıklanabilir.

Hazari ve Lin (2011) Yoksul-zengin ayırımı yaparak turizm sektörü yoksulluğu

azaltır ama zenginlerin refah artıĢı daha çok olacaktır, bu olumsuz etki turizm üzerine

konulacak bir vergi çeĢidi (non-distortionary tax) yatak vergisi, Agra‟da Taç Mahal

ücreti ve daha yüksek vize harçları vb. yoksulları sübvanse ederek refah seviyelerini

korumalarını sağlayacaktır görüĢünü savunmaktadırlar.

Cortes-Jimenez, Pulina, Prunera ve Artis (2009) yaptıkları çalıĢmada 1954-2000

dönemi için Ġtalya ve Ġspanya üzerine ihracat, turizm ve büyüme iliĢkisini

koentegrasyon ve Granger nedensellik testlerini yaparak uzun dönemde bu iki ülkede

ELG ve TLG mekanizmalarının çalıĢtığını kanıtlamıĢlardır. Hem uluslararası hem de

yurtiçi turizm iki ülke için ekonomik büyümeye olumlu katkılar sağlamıĢtır. Her iki

ülke turizm sektörünün olumlu katkılarını da kullanarak geliĢmiĢ ülke konumuna

gelmiĢlerdir. Hükümetler turizm sektörünün pozitif etkileri konusunda dikkatli olmalı

ve nasıl karĢılaĢtırmalı üstünlüklerini artırıcı önlemler almalıdır.

Literatüre baktığımızda turizm gelirleri ve ekonomik büyüme iliĢkisini beĢ farklı

sonuç olarak açıklayan ampirik çalıĢmalar:

Page 124: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

110

1. TLEG bulanlar: Holzner (2011), Ivanov ve Webster (2013), Pratt (2011),

Matarrita ve Cascante (2010) ve Shubert et al. (2011).

2. ELEG bulanlar: Narayan (2004), Oh (2005), Payne ve Mervar (2010) ve Tang

(2011).

3. Ġki yönlü nedensellik bulanlar: Apergis ve Payne (2012), Chen Chiou-Wei

(2009), Lee ve Chang (2008), Ribberstaat et al. (2013) ve Seetanah (2011).

4. Nedensellik bulamayanlar: Figini ve Vici (2009), Katırcıoğlu (2009), Tang ve

Jung (2009), Po ve Nuang (2008).

5. Zaman içerisinde iliĢkili bulanlar (over-time): Aslantürk et al. (2011), Lee ve

Tang (2010), Tang ve Tan (2013).

5.3. Turizm Sektöründe Hollanda Hastalığı (Beach Disease) Üzerine Ampirik

ÇalıĢmalar

Ekonomik büyüme ve doğal kaynak iliĢkisi ile ilgili iki ayrı görüĢ vardır: doğal

kaynak donanımı bir ülke için Ģanstır diğer görüĢ ise doğal kaynak donanımı bir ülke

için talihsizliktir der. ÇalıĢmamızda her iki farklı görüĢün girdi olarak yoğun doğal

kaynak (deniz-kum-güneĢ-hava) kullanan turizm sektörünü ilgilendiren çalıĢma

konuları incelenecektir.

Birinci görüĢ savunucularına göre Alkhathlan (2013) bir ülkenin doğal

kaynakları hem büyümesini hem de yatırım olanaklarını olumlu etkiler der. Rostow

(1961) GOÜ‟e azgeliĢmiĢlikten sanayileĢmeye fırsat tanır der (ABD, Avustralya).

GörüĢleri doğal kaynaklar GOÜ için Ģanstır Ģeklindedir.

Ġkinci görüĢ olan doğal kaynak ülkeler için talihsizliktir “Doğal Kaynak

Talihsizliği, Resource Curse” ilk kez Auty (1991) ile doğal kaynak zengini ülkelerin

neden doğal kaynak fakiri ülkelere göre neden daha düĢük büyüme performansı

gösterdiklerini açıklamak için literatüre girmiĢtir. Kaynak talihsizliğinin dört ana

bileĢeni vardır: baskıcı rejimler, artan borçluluk, iç savaĢ ve siyasi istikrarsızlık ve

Hollanda Hastalığı. Bu görüĢün savunucularına göre örneğin Sachs ve Warner (1995)

AGÜ‟ler için doğal kaynak talihsizliktir derler. Onlara göre birincil ürün ihracatında

%13‟lük bir artıĢ yıllık büyümeyi %1 düĢürmektedir, Gylfason (2001) de aynı

görüĢtedir. Bağımlılık teorisyenleri birincil ürün fiyatlarının sürekli dalgalanmakta

olduğunu, kaynakların çokuluslu Ģirketler tarafından çıkarılması ve bu kazançları kendi

ülkelerine transfer etmeleri sonucu doğal kaynak sahibi ülkenin büyümesine pozitif

Page 125: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

111

katkı sağlamadığı görüĢündedirler. Ross (2001) doğal kaynak zengini ülkelerde

demokratikleĢmenin az olduğunu savunmuĢtur çünkü rantiyeci devlet ve baskının

artması sonucuna ulaĢmıĢtır. Rant kollama yolsuzluklara bu da kaynak dağılımında

çarpıklığa ve verimsizliğe yol açar Glyfason (2001, s. 850). Mikesell (1997) doğal

kaynaklara yönelik yağmacı faaliyetlerden bahseder. Torvik (2002) artan kaynak

gelirleri verimli giriĢimleri engeller der. Usui (1997), doğal kaynak gelirleri ile dıĢ

borçlanma arasındaki iliĢkiden bahseder. Birincil ürün piyasaları istikrarsız bir

görünümdedir, tam rekabet Ģartları geçerlidir ve bu ürünleri arz edenler fiyat

kabullenicidirler (Strauss, 2000, s. 5).

Doğal kaynak talihsizliğinin bir diğer bileĢeni Hollanda Hastalığı (Dutch

Disease, Hollanda Hastalığı, HH) hipotezidir. 1970‟ler de keĢfedilen doğal gaz

kaynaklarının Hollanda imalat sanayi üzerindeki negatif etkileri görülmesi üzerine

literatüre Corden (1984) tarafından girmiĢtir. Ġngiltere ve Hollanda‟da petrol ve doğal

gaz keĢfi bu iki ülkede imalat sanayi sektörleri üzerinde çıktı ve istihdamı azaltmıĢ,

sanayisizleĢme olgusu HH diye tanımlanmıĢtır (John, 2011, s. 169). Ġmalat sektöründeki

gerileme, hizmet sektörünün geliĢmesi ve ücretlerin artması HH‟ nın ulusal paranın aĢırı

değer kazanmasından sonraki etkileridir (Gylfason, 2001, s. 1). Papyrakis ve Rahev

(2012) ilk defa Bölgesel HH teorisini bularak Kanada‟nın kaynak zengin eyaletlerindeki

enflasyon kaynak fakiri eyaletlere göre daha yüksektir bulgularına ulaĢmıĢlardır.

HH modelinde dıĢa açık küçük ekonomi üç sektöre bölünmüĢtür: doğal kaynak

keĢfi olan sektör, imalat sanayi (gerileyen sektör) ve hizmetler (ticarete konu olmayan

sektör). Bazı ülkelerde doğal kaynak sektöründeki canlanmanın dıĢlamacı etkisi tarım

sektöründe olur, o zaman bu etkiye tarımsızlaĢma denir (Corden, 1984, s. 363). HH ile

GOÜ ihracatlarındaki kaynak yoğun birincil sektörler için uzmanlaĢılmasına ve imalat

sektörü için gerilemesine sebep olur (Corden ve Neary, 1982). Emek geliĢen sektöre

akar, tüm sektörlerdeki ücretler aynı hale gelene dek devam eder. Buna “kaynak

hareketi etkisi” denir (Kenell, 2008, s. 5). Meydana gelen talep artıĢı (canlanan

sektörden dolayı) verimli kaynakların diğer sektörlerden canlanmanın olduğu sektöre

kayması sonucunu doğurur. Doğal kaynak keĢfi ile kaynakların sektörel komposizyonu

değiĢecektir. “Harcama etkisi” olarak gelir artıĢından dolayı ticarete konu olan ve

olmayan sektörlere talep ve harcama artıĢı yaĢanmakta bu mal ve hizmetlerin fiyatları

yükselmektedir. Ġmalat sektöründe fiyat dünya piyasasında oluĢtuğundan artmayacak

ama ticarete konu olmayan hizmet sektörünün fiyatı yurtiçinde oluĢtuğundan artacaktır.

Ulusal para aĢırı değer kazanacaktır (Corden ve Neary, 1984).

Page 126: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

112

Turizm olgusu aynı HH fenomeni gibi etkiler gösterecektir. Turizmde patlama

ile ticarete konu olmayan mallara talep artacak, kaynak dağılımını bu sektör lehine

yeniden oluĢturarak endüstrisizleĢme ile tipik HH meydana çıkacaktır. Chao vd.,(2006)

ve Sheng (2011) bir çok turizm destinasyonlarındaki HH olgusuna gönderme

yapmıĢlardır. EndüstrisizleĢmeyi engellemenin yolu bir çeĢit mali vergi koymak ve

imalat sektörüne yatırımları teĢvik etmektir.

Bunlardaki patlamalar (boom) yabancı yardımlar, sermaye akımları, iĢçi döviz

giriĢleri ve turizm dahi bir ülke ekonomisinin HH bulguları göstermesine sebeptir

(Andrade ve Duarte, 2013,s. 1-38). HH, ilk defa Rybczynski (1955) tarafından bir

üretim faktörü bolluğu o faktörü yoğun kullanan sektörün çıktısını yükseltirken, baĢka

sektörlerin çıktı miktarlarını azaltacaktır bulgusuna dayanır. Gylfason (2001, b) “sorun

doğal kaynakta değil fakat onu etkin ve verimli Ģekilde kullanmasını beceremeyen kamu

otoritelerindedir” der.

Turizm sektörünü de yakından ilgilendiren, yukarıda anlatılan Hollanda

Hastalığı ile örtüĢen, bulgular üzerine yapılan ampirik çalıĢmalar aĢağıda verilmiĢtir:

ġekil 23‟de HH‟nın turizm sektörüne etkileri verilmiĢtir.

iĢçiler iĢçiler

iĢçiler

Şekil 23. HH‟nın turizm ekonomisine etkileri

Kaynak: Capo vd. 2007.

Turizm

Endüstrisi

Üretim↑

Ticarete Konu

Olmayan Sektör

Üretim↑

Fiyatlar↑

Ticarete Konu

Olan Sektör

Üretim↓

Ġthalat↑

Page 127: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

113

Copeland (1991) turizm sektöründeki geliĢmeler reel döviz kurunun pozitif

yönde değer kazanmasına neden olacak ve tıkanıklıktan ötürü bir negatif etki

oluĢmasına sebebiyet verecektir. Net etki pozitif veya negatif olabilir ancak bu dıĢsal

tıkanıklıkların vergilendirilmesi refah seviyesini artıracaktır. Eğer servis sektöründe

yabancı yatırımcıların payı yüksekse turizm sektöründeki büyüme sosyal refahı

azaltacaktır çünkü ekonomik kazançların büyük miktarı ülkeyi terk edecektir. Eğer

turizm sektörüne yeterli kapital akıĢı olursa sanayi sektörü kesinlikle üretimi

durduracaktır.

Wikström ve Österberg (2003) Jamaika üzerine yaptıkları 1970- 1999 yıllarını

kapsayan ampirik çalıĢmada HH bulgularına rastlamamıĢlardır. Teoriye göre döviz

kurunun değerlenmesi beklenirken ampirik veriler JA dolarının değer kaybettiğini

göstermektedir. Ayrıca yazarlar boksit ve alimunyum madenlerinin toplam ihracat

içerisindeki paylarının 1990 larda %55 oranında olduğunu görmüĢlerdir. Madencilik

sektörü ticarete konu olan sektörlerden emek ve kapital çekmiĢtir. HH teorisine göre

non-primary sektör olan muz ve Ģeker üretiminin düĢmesi gerekirken bu iki ürün miktarı

ihracı artarak büyümüĢtür. HH göre değer kazanan ülke döviz kuru, relatif rekabet

oranını düĢürerek ihracat miktarını azaltacaktır, ama bu etki de Jamaika için

görülmemiĢtir.

Wattanakuljarus ve Coxhead (2008) Tayland üzerine yaptıkları çalıĢmada turizm

sektörünün geliĢmesi yoksul hane halklarının gelirini artıracak ama gelir dağılımını

bozacaktır. Turizm patlamasının etkileri bütün sektörlere yayılmıĢtır (HH‟na göre

sadece bir sektör etkilenir) kaynak hareketi etkisi harcama etkisinden daha fazla etkilidir

(HH‟na göre faktör pazar bağlantıları çok düĢük olur ve harcama etkisi kaynak hareketi

etkisinden daha agır basar bulgularına ters çıkmıĢtır). Ayrıca turizmin geliĢmesi,

giriĢimciler ve deneyimli iĢçileri örneğin elektronik sektöründen turizm sektörüne

kaydırır, çevre ve yoksullar için beĢeri sermayenin uzun dönemde geliĢmesini

engellemektemidir, turizm sektörünün net etkileri nelerdir ve iç ve dıĢ her türlü

geliĢmeden bir anda olumsuz etkilenen turizm sektörünün iĢlem maliyetleri (transaction

costs) ekonomik büyümeye katkılarını azaltmaktamıdır gibi sorularıda gelecekte

araĢtırılmalıdır.

Lu, Chang ve Hu (2008) turizm sektörü dıĢsallık tıkanıklığının giderilmesi ve

HH ve optimal vergilendirme konularını incelemiĢlerdir. ġu neticelere varmıĢlardır:

turizm sektörünün geliĢmesi dıĢsallık tıkanıklılıklarına yol açmaktadır. Eğer ekonomi

turizm sektöründe dıĢsallık tıkanıklığı gösteriyorsa HH daha az vurgulanacaktır. Turizm

Page 128: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

114

gelirlerine uygulanacak vergiler refah etkisini artıracak ve kaynak dağılımını sanayi ve

turizm sektörü arasında paylaĢtırıcı etkisi olacaktır.

Hazari ve Ng (1993) Karayip ülkelerini analiz ederek bu ülkelerde turizm

sektörünün tekelci bir güç (rent-seeking) altında ekonomik refahı azaltacağı,turizm

sektöründeki büyümenin tarım sektöründe daralmaya neden olacağı ve sonuçta büyüme

için olumsuz etkiler göstereceğini bulmuĢlardır.

Gooroochurn ve Blake (2005) Mauritius üzerine yaptıkları çalıĢmada ölçeğe

göre artan turizm patlaması refah kayıplarına neden olarak ekonomiyi küçültecektir.

Diğer yandan ölçeğe göre artan turizm ile ilğili sektörler ve ticarete konu olmayan

mallar ve hizmetler turizm patlaması sonrası refah artıĢına yol açacaktır.

Chao, Hazari, Laffagues, Sgro ve Yu (2006) iki sektörlü dinamik modelde

turizm patlaması ekonomik büyümeyi daraltır bulgusuna ulaĢmıĢlardır. Aynı yazarların

2005 yılında yaptıkları çalıĢmada turizm patlamasının yerli halkın refahını azaltacağı

neticesine varmıĢlardır.

Manera ve Taberner (2005) Korsika, Sardunya, Malta ve Belarik Adaları üzerine

yaptıkları çalıĢmada Malta ve Belarik Adaları için HH bulgusuna rastlayarak bu iki

adada imalat sektörünün AB ortalamasından iki kat azaldığını, AR&GE harcamalarının

AB ortalamasının altında kaldığını, eğitim ortalamasının AB ortalamasından iki kat

daha az olduğunu ve üretken kaynakların imalat ve geleneksel sektörlerden hizmet ve

inĢaat sektörlerine kaydığı bulgularına rastlamıĢlardır.

Kenell (2008) Tayland üzerine yaptığı çalıĢmada genel denge modelini

kullanarak Tayland ekonomisinin imalat sektörü ağırlıklı oldugundan turizm patlaması

HH‟ a neden olmamaktadır, para birimi olan baht aĢırı değer kazanmamıĢtır imalat

sektörü gerilememiĢtir, tarım sektöründen imalat sektörüne kaymalar turizm

sektöründen ötürü değildir bulgularına ulaĢmıĢtır. Ayrıca seks endüstrisi, ekonomik

sızıntı, çevre sorunları ve toprak için savaĢ gibi turizm sektörünü ilgilendiren

konulardan dolayı turizm sektörü Tayland için hem Ģans hem de talihsizlik demiĢtir.

Holzner (2010) 134 ülke için 1970-2007 dönemi verilerini panel analiz yöntemi

ile test ederek Beach Disease (HH) bulgularına rastlamadığı gibi aksine turizm

sektörüne bağımlı ülkelerin daha yüksek ekonomik büyüme gerçekleĢtirdikleri

sonucuna ulaĢmıĢtır.

Capo, Font ve Nadal (2007) Ġspanya‟da ki Kanarya ve Belarik adaları üzerine

yaptıkları çalıĢmada HH bulgularına rastlayarak eğitim, inovasyon, teknolojik geliĢme

Page 129: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

115

ve uzmanlaĢmanın düĢtüğünü ve neticede uzun dönemde ekonomik büyümelerinin

azalacağını bulmuĢlardır.

Hazari, Nowak, Sahli ve Zdravevski (2003) turizm sektörü ile bölge ekonomik

büyümesi iliĢkisin analiz ederek Ģehirdeki turizm patlamasının kırsal bölgede

daralmaya yol açacağını bulmuĢlardır.

Mierio ve Ramos (2010) Makau adası için yaptıkları 1998-2009 dönemi arası

kumar gelirleri ve imalat sektörü arasında negatif korelasyon bularak HH bulgularına

rastlamıĢlardır.

Mierio, Ramos ve Alvez (2012) Makau adası imalat sektörünün 2000 yılında

GSMH‟da ki %10‟luk payı, 2010 yılında %1‟den daha aza gerilemiĢtir.

Gylfason ve Zvega (2014) Mauritus adasında turizm sektörü geliĢmeye

baĢladıktan sonra 1962‟de tarım ihracatının payı toplam ihracat içerisinde %55‟den

%16‟ya gerilemiĢtir. Ġzlanda adasında ise balıkçılık sektörü, turizm sektörü 3 kat

geliĢtikten sonra, 1995-2014 arası, neredeyse yarı yarıya azalmıĢtır. HH ters etki yapmıĢ

Kron %30 değer kaybedince (2008 finansal kriz neticesinde) gelen turist sayısı patlama

yapmıĢtır.

Literatür incelendiğinde turizm sektörü bazan kaynak talihsizliğine neden

olmuĢtur bazan de Ġzlanda‟da (2008 kriz sonrası gelen yabancı yardımlar sonucu)

turizm sektörü geliĢmiĢtir, Avustralya‟da görüldüğü üzere (maden ihracatı turizm

sektöründe daralmaya, küçülmeye neden olmuĢtur).

5.4. Türkiye’de Turizm Sektörü Üzerine Yapılan Ampirik ÇalıĢmalar

Kasman ve Kasman (2004) Granger nedensellik testi bulgularına göre turizm

gelirlerinden ekonomik büyümeye doğru tek yönlü iliĢki tespit etmiĢtir.

Çağlayan, GüriĢ ve Öskönbayeva (2012) KKTC için 1977-2008 dönemi verileri

kullanarak Sınır Testi ve Toda-Yamamato nedensellik testi ile turizme dayalı büyüme

hipotezinin geçerli olmadığını bulmuĢlardır.

Akkemik (2011) 1996-2002 dönemini SAM (social accounting matrix) modelini

kullanarak uluslararası turizmin Türk ekonomisine katkısını analiz etmiĢ ve uluslararası

turizmin GSMH elastikiyetini düĢük bulmuĢtur ama analiz sonuçlarına göre etkin

politikalar önerilebilmektedir. Bunun nedeni yabancı tur operatörlerinin turizm talebini

domine ederek deniz kıyılarına turist göndermeleridir, ülkeye düĢük fiyat politikası ile

turist çekilmeye çalıĢılmaktadır ama kültür turizmi donanımımız dikkate alınmalıdır.

Page 130: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

116

Sızıntı miktarı sektörde sıkça görülmektedir. TSA verilerinin eksikliği turizm sektörü

üzerine çalıĢmaları sınırlayabilmektedir.

Akan ve IĢık (2009) yabancı ziyaretçi harcamalarının ekonomik büyüme

iliĢkisini 1970-2007 dönemi arası PP, eĢbütünleĢme ve nedensellik analizlerini yaparak

iki değiĢken arasında uzun dönem tek yönlü iliĢki (YZH→EB) saptamıĢlardır.

Uysal, Erdoğan ve Mucuk (2004) turizm gelirleri ekonomik büyüme iliĢkisini

1992-2003 dönemi arasında ADF, Granger nedensellik ve regresyon analizi kullanarak

analiz etmiĢler ve sonuç olarak turizm gelirlerinin ekonomik büyümeyi pozitif yönde

etkilediği neticesine ulaĢmıĢlardır.

AktaĢ, Kaplan ve Kocaman (2012) 5 adet Akdeniz Bölgesi ülkesinin turizm

gelirleri ile ekonomik büyüme iliĢkisini 1995-2011 dönemi arası panel veri analizi

tekniğini kullanarak analiz etmiĢler ve sonuç olarak turizm gelirlerinin ekonomik

büyüme üzerine pozitif etki yaptığını ve bir yıl içerisinde oluĢan dengesizliklerin

%50‟sinin bir sonraki dönemde normalleĢeceğini saptamıĢlardır.

Özdemir ve Öksüzler ( ) turizm ve ekonomik büyüme iliĢkisini 1963-2003

dönemi turizm gelirleri, GSMH ve reel döviz kuru değiĢkenleri için Johansen tekniğini

kullanarak analiz etmiĢler ve hem kısa hem uzun dönem turizmden ekonomik

büyümeye doğru (T→G) tek yönlü iliĢki saptamıĢlardır. Kamu politikaları turizm

sektörü arz ve talebini artıracak Ģekilde kanalize edilirse büyümeyi hızlandıracaktır.

Çoban ve Özcan (2013) 1963-2010 dönemi için turizm ve ekonomik büyüme

iliĢkisini eĢbütünleĢme ve nedensellik yöntemi uygulayarak analiz etmiĢler ve sadece

uzun dönemde turizm ekonomik büyümenin önemli bir nedenidir sonucuna

ulaĢmıĢlardır.

Yavuz (2006) 1992-2004 dönemindeki turizm gelirindeki artıĢın ekonomik

büyümeye etkisini ADF birim kök testi uygulayarak analiz etmiĢ, Zivot ve Andrews‟in

tersine GSYĠH ve

turizm değiĢkenleri durağan, Granger nedensellik ve Toda-Yamamoto analizine göre

turizm gelirleri ile iktisadi büyüme arasında nedensellik iliĢkisi bulmamıĢtır.

Demir (2010) yaptığı 1980- 2007 dönemi için “Türkiye Turizm Talebinin

Ekonometrik Analizi: Zaman Serisi YaklaĢımı” adlı çalıĢmasında hem kısa hem de uzun

dönemde gelir değiĢkeninin Türkiye‟ ye gelen turist sayısı üzerinde pozitif etkiye sahip

olduğu sonucuna varmıĢtır. Yine Türkiye‟ ye gelmenin Almanya, Fransa ve Hollanda‟

da yaĢayanlar için lüks tüketim malı olduğunu çünkü talep elastikiyetlerinin 1‟ den çok

Page 131: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

117

büyük değerlere sahiptir, bulmuĢtur. Bu ülkelerdeki ekonomik döngülere göre Türkiye

turizm talebindeki değiĢimleri planlamak zorundadır (Demir 2010, s. 106).

Bahar ve Bozkurt (2010) GO 21 ülke (Türkiye‟de dahildir) turizm sektörü ile

ekonomik geliĢme arasında 1998-2005 dönemi arası (panel veri seti yardımı ile) analiz

edilerek GOÜ‟ler için pozitif ve anlamlı iliĢki tespit etmiĢlerdir. Turizm gelirlerindeki

%1‟lik artıĢ uzun dönemde ekonomik büyümeyi %2.825 artırmaktadır.

Aslan (2008) yaptığı Türkiye‟ de Ekonomik Büyüme ve Turizm ĠliĢkisi Üzerine

Ekonometrik Analiz çalıĢmasında 1992- 2007 arası dönemi incelemiĢ ve turizmin

ekonomik büyümeyi teĢvik ettiği hipotezini Johansen ve Granger nedensellik testleri ile

doğrulamıĢtır. Turizm 15 yıllık dönem için Türkiye‟ nin ekonomik büyümesini

desteklemiĢtir (Aslan 2008, s. 1- 11)

Kozak ve Sezgin (2013) yaptıkları çalıĢmada her ne kadar gelen turist sayısı artıĢ

gösterse de toplam uluslararası kredi kartı harcamaları azalmıĢtır. Genellikle banka

kartını kullanmayı tercih etmektedirler.

Önder ve Durgun (2008) 1980- 2007 arası dönem için turizm sektörü ve

istihdam nedensellik iliĢkisini araĢtırmıĢlar ve VAR testi sonuçlarına göre turizm

istihdam üzerinde uzun dönemde pozitif etkiye sahiptir.

Arslantürk ve Atan (2012) ekonomik büyüme ve döviz kuru ve turizm gelirleri

arasındaki iliĢkileri 1987- 2009 dönemi için incelemiĢler ve turizm gelirlerinden

ekonomik büyümeye doğru nedensellik iliĢkisi bulmuĢlardır yani turizm ekonomik

büyümeye katkı sağlamaktadır.

Zengin (2010) 1980- 2009 arası dönemi turizm sektörünün Türkiye ekonomisine

reel ve moneter etkilerini incelemiĢ turizm sektörünün ülke ekonomisi açısından

vazgeçilmez sektörlerden biri haline geldiğini bulmuĢtur.

Yamak, Tanrıöver ve Güneysu (2012) “Türkiye ve ekonomik büyüme iliĢkisi:

sektör bazında bir inceleme” adındaki çalıĢmaları ile 1968- 2006 dönemi verileri için

hem reel turizm gelirlerinin hem de turist baĢına düĢen reel GSMH, tarım, sanayi ve

hizmet sektörü üzerindeki kısa ve uzun dönem etkilerini incelemiĢ ve söz konusu

değiĢkenler arasında hem Engle-Granger (1987) hem de Johansen (1990) koentegrasyon

yöntemine göre uzun dönemde bir iliĢki bulunmamaktadır, reel turizm gelirleri ile

sanayi ve hizmet sektörleri arasında kısa dönem için istatistiksel anlamlı iliĢki ama

turizm gelirleri, reel GSMH ve tarım sektörü arasında kısa dönem iliĢkiye

rastlamamıĢlar, turist baĢına düĢen reel turizm gelirleri ile reel GSMH, tarım, sanayi ile

hizmet sektörleri arasında nedensel bir iliĢki bulmamıĢlardır. Genel olarak uzun

Page 132: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

118

dönemde ne reel turizm gelirlerinin ne de turist baĢına düĢen reel turizm gelirlerinin

ekonomi üzerinde bir etkilerinin olmadığı söylenebilir. Reel turizm gelirlerinin sanayi

ve hizmet sektörü üzerinde kısa dönem için etkili olduğu söylenebilir (Yamak vd. 2012,

s.218- 219).

Bahar (2006) Turizm sektörünün Türkiye‟nin ekonomik büyümesi üzerine

etkisi: VAR analizi yaklaĢımı adlı çalıĢmasında turizm gelirlerinden (TUR) ekonomik

büyümeye (GSMH) yönelik tek yönlü bir nedensellik iliĢkisinin mevcudiyetini 1963-

2004 dönemi arası için bulmuĢ, regresyon analizi sonucunda turizm gelirlerinde %1‟lik

bir artıĢ olduğu zaman GSMH‟ da %0.16 birimlik artıĢ meydana gelmektedir. Yani

uluslararası turizmden elde edilen gelirin uzun dönemde ekonomik büyüme üzerinde

olumlu etkileri vardır ve bulgular daha önceki literatürdeki çalıĢmalar ile benzemektedir

der.

Kandır, Karadeniz, Özmen ve Önal (2008) Türk turizm sektöründe büyüme

göstergelerinin turizm iĢletmelerinin finansal performansına etkisinin incelenmesi adlı

çalıĢmalarında finansal performans, yatırım karlılığı, öz-sermaye karlılığı ve satıĢların

karlılığı 1991-2003 dönemi verileri ile ölçülmüĢ sonuçta Türk turizm iĢletmelerinin

doluluk oranları ile finansal performansları arasında doğru yönde bir iliĢki bulmuĢlardır.

Turizm iĢletmeleri türev finansal araçlardan yararlanarak döviz kuru oynaklığına karĢı

korunabilir, (Kandır ve diğ. 2008, s. 211)

Bahar (2007) bölgesel kalkınmada turizm sektörünün bir politika aracı olarak

kullanılması katkı sağlayacaktır görüĢündedir. Güneydoğu ve Doğu Anadolu

Bölgelerinin kalkınması sanayi ile olmuyorsa turizm sektörünün harekete geçirilmesi

önerilmektedir (Paksoy, 2005).

Çakmak, Bozkurt, Aksu ve Emsen (2011) Türkiye için 1974-2008 dönemi

verileri kullanılarak hizmet ticareti ve büyüme iliĢkisi ARDL yöntemi ile test edilmiĢ

hizmet ticaretinin etkisi (henüz) negatif, dıĢa açıklığın etkisi ise büyüme üzerine pozitif

çıkmıĢtır. Türkiye‟de mal ticareti yerine hizmet ticaretine yönelme politikaları daha

düĢük katma değer oluĢturarak kaynak dağılımını bozmaktadır.

Bahar ve Baldemir (2008) uluslararası ticaret ve uluslararası turizm arasındaki

nedensellik iliĢkisini 1980-2005 dönemi arası ihracat ve turizm verilerini E-views 3.1

paket programı ile analiz etmiĢler ve beklentileri doğrultusunda turizmden ihracata

(T→X) doğru tek yönlü pozitif iliĢki tespit etmiĢlerdir. Ülkemize gelen turistlerin 1/3‟ü

ticaret amaçlı gelmektedirler.

Page 133: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

119

Kara vd. (2012) Turizm gelirlerinin çeĢitli makro ekonomik göstergeler ile

iliĢkisi: Türkiye örneği 1992- 2011 adlı çalıĢmalarında üç model oluĢturmuĢlar, turizm

gelirleri ile ekonomik büyüme arasındaki iliĢkiyi, turizm gelirleri ile cari iĢlemler

dengesi arasındaki iliĢkiyi ve reel döviz kuru ile turizm gelirleri arasındaki iliĢkiyi

ölçmüĢlerdir. Elde edilen sonuçlara göre büyümeden turizm gelirlerine tek yönlü;

turizm gelirlerinden cari iĢlemler dengesine doğru çift yönlü ve döviz kurundan turizm

gelirlerine doğru tek yönlü nedensellik iliĢkisine rastlamıĢlardır.

Boztürk ve Topçuoğlu (2013) Türkiye‟ de ekonomik büyüme ve turizm iliĢkisi

üzerine 1970-2011 dönemi arası yaptıkları çalıĢmada turizm gelirlerinin ihracat gelirleri

içerisindeki payı ile ekonomik büyüme arasında hem kısa hem de uzun dönemli çift

yönlü nedensellik tespit etmiĢlerdir. Büyüyen bir ekonomi de turizm gelirlerini

arttırmaktadır. Bu iki değiĢken arasında karĢılıklı büyüme hipotezi geçerlidir (T↔G).

Yine test sonuçlarına göre dıĢa açıklık GSYH da pozitif etkilere yol açmıĢtır.

Bahar ve Baldemir (2006) Uluslararası ticaret ile uluslararası turizm arasındaki

nedensellik iliĢkisi: Türkiye örneği adlı çalıĢmalarında 1980- 2005 dönemi ihracat ve

turizm verilerini analiz ederek turizmden ihracata doğru tek yönlü bir iliĢki

bulmuĢlardır. Yani turizm değiĢkeni ile ihracat değiĢkeni arasında pozitif bir iliĢki

mevcuttur sonucuna varmıĢlardır.

ÇetintaĢ ve BektaĢ (2008) Türkiye‟ de turizm ve ekonomik büyüme arasındaki

kısa ve uzun dönemli iliĢkiler adlı çalıĢmalarında 1964- 2006 dönemi için iki değiĢken

arasında iliĢki bulmamıĢlar, turizm uzun dönemde ekonomik büyümenin önemli bir

belirleyicisidir, turizm gelirleri ekonomik büyümeni anlamlı Granger nedeni iken ters

yönde bir nedensellik mevcut değildir, iki değiĢken arasındaki uzun dönemli iliĢki

TLGH‟ n Türkiye için geçerli olduğu sonuçlarına ulaĢmıĢlardır turizm endüstrisi

Türkiye‟nin büyümesi açısından önemli katkılar sağlamaktadır

IĢık (2010) yabancı ziyaretçi harcaması ile turizm gelirleri iliĢkisini 1970-2008

dönemi için ADF, Co-integration ve Granger nedensellik testlerini uygulayarak iki

değiĢken arasında uzun dönem denge iliĢkisi ve çift yönlü nedensellik bulmuĢtur.

Hepaktan ve Çınar (2010) Net turizm geliri ve yabancı turist sayısı

değiĢkenlerinin büyüme ve ödemeler dengesi üzerindeki etkilerini1980-2008 dönemi

arası TCMB ve DPT verilerini kullanarak ADF testi kullanarak test etmiĢler ve turizm

sektörünün dıĢ ticaret dengesi üzerinde etkisi olduğunu ama büyüme üzerinde etkisi

olmadığını bulmuĢlardır.

Page 134: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

120

Kızılgöl ve Erbaykal (2008) Türkiye için turizm gelirleri ve ekonomik büyüme

iliĢkisini 1992-2006 dönemi arası verileri kullanarak Todo-Yamamoto yöntemi ile test

ederek ekonomik büyümeden turizm gelirlerine doğru (G→T) tek yönlü nedensellik

bulmuĢlardır.

Polat vd. (2010) Yaptıkları çalıĢmada turizm ile ticaret iliĢkisini 1997- 2010

dönemi için analiz etmiĢler ve turist sayısı ile ihracat arasında tek yönlü bir iliĢki ve

ithalat ile turizm harcamaları arasında çift yönlü Granger nedensellik iliĢkisi

bulmuĢlardır.

Kızılgöl (2006) Türkiye için ihracat, turizm gelirleri ve büyüme iliĢkisini 1963-

2005 dönemi arası yıllık verileri eĢbütünleĢme, ECM ve Granger nedensellik testi

yardımı ile analiz etmiĢ ve bu değiĢkenler arasında uzun dönem iliĢkisi tespit ederek

Türkiye‟de ihracata ve turizme dayalı büyüme hipotezi geçerlidir demiĢtir.

Tablo 28‟de dünyada ve Türkiye turizm ve ekonomik geliĢme üzerine yapılan

bazı ekonometrik çalıĢmaların listesi verilmiĢtir.

Tablo 28.

Turizm ve Ekonomik Büyüme Üzerine Literatür

AraĢtırmacılar Ülkeler/ Dönem Yöntem

Sonuç

Lee-Chang(2007) OECD ve dıĢ 1990-2002 Nedensellik Tek yönlü büyüme

Handsa(2003) 115 alt sektör 1993-1999 Girdi-Çıktı Analizi Hizmet sektörü daha etkilidir

Po-Huang(2008) 88 ülke,1995-2005 EĢik Değer Analizi Etkisinin olmadığı

Özdemir(2006) Türkiye, 1963-2003 Johansen EĢbütünleĢme Tek yönlü büyüme

Bahar(2006) Türkiye, 1998-2008 VAR

Uzun dönem iliĢkisi

vardır

Modeste(1995) 4 Karayip ülkesi Regresyon

Etkilidir

Martin vd.(2004) 21 Latin Amerika ülkesi Dinamik Panel Büyüme üzerinde etkilidir

Balaguer-Jorda(2002) Ġspanya

VAR, Granger

Nedensellik KarĢılıklı iliĢki mevcuttur

Yıldırım-Öcal(2004) Türkiye VAR

Büyüme üzerinde etkilidir

Kasman-

Kasman(2004) Türkiye

VAR, Granger

Nedensellik Büyüme üzerinde etkilidir

Gündüz-Hatemi

(2005) Türkiye ARCH

T sayısı büyümede etkilidir

Yavuz (2006) Türkiye

Granger Nedensellik ĠliĢki yoktur

Gökovalı-Bahar(2006) 13 Akdeniz ülkesi Panel Data

Büyüme üzerinde etkilidir

Katırcıoğlu (2009) Türkiye ARDL Modeli Büyüme üzerinde etkilidir

Hazari-Sgro(1995) OECD Dinamik Panel Büyümeyi olumlu etkiler

Oh (2005)

Kor

e

VAR, Granger

Nedensellik Büyümeüzerinde etkili değildir

Ongan-Demiröz(2005) Türkiye Granger Nedensellik Ġki yönlü iliĢki mevcuttur

Khalil vd. (2007) Pakistan Granger Nedensellik Güçlü bir iliĢki vardır

Tang & Tan (2015) Malezya Granger Nedensellik Time-varying iliĢki vardır

Apergis & Payne

(2014) Karayibler Granger Nedensellik Çift yönlü nedensellik vardır

Kaynak: Kara, Çömlekçi ve Kaya, 2012, s.81-83.

Page 135: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

121

Yapılan çalıĢmalarda turizm geliri ile büyüme iliĢkisinin büyük oranda pozitif

çıktığı ve büyümeyi olumlu etkilediği görülmektedir.

5.5. Türkiye Turizm Sektöründe (Güney Ege-Antalya) Hollanda Hastalığı

Bulguları

Doğal kaynak laneti göstergelerinden biride Hollanda Hastalığı (Dutch Disease)

olarak tanımlanan birincil ürün ihracatındaki ani büyümenin iktisadi büyümeyi neticede

olumsuz etkileyeceğini varsayarken imalat sanayi sektörünü büyüme için itici kuvvet

olarak kabul eder. Ġmalat sektörünün büyümeyi artırıcı rolü GOÜ‟deki geri kalmıĢlığın

sebeplerini araĢtıran çalıĢmalardan kaynaklanmaktadır.

HH modeli H-O teorisinden üretilen Rybczynski teoreminin versiyonu gibidir,

aynı mantığı kabul eder. Birincil ürünlerin üretimi ve ihracatı artarken, teknoloji ve

sermaye (fiziki, beĢeri) faktörlerinin yoğun kullanıldığı imalat sanayilerinde üretimin

azalmasına neden olur.

Kaynak hareketi etkisi ve harcama etkisi görülür. Ticarete konu olmayan

sektörler hizmet, inĢaat vb. lehine; ticarete konu olan sektörler imalat sanayi, tarım

sektörü aleyhine dönüĢüm olacaktır.

HH‟nın temel olumsuz etkileri (Corden, 1984) sanayisizleĢme, tarımsızlaĢma

(Avustralya, Nijerya örnekleri) olarak kendini gösterecektir der.

Antalya-Muğla illerine 2014 yılında turizm geliri olarak 17 milyar $ döviz

girmiĢtir (turizmi aynı ihracat geliri olarak kabul ediyoruz, bacasız sanayi, görünmeyen

ihracat) acaba 4 ay içerisinde gelen bu miktar döviz Hollanda Hastalığına sebep

olmakta mıdır?

Harcama etkisi olarak ticarete konu olmayan malların fiyatı artmaktadır, örneğin

Adana‟da 2 YTL olan dolmuĢ fiyatı Ölüdeniz-Fethiye arası (17 km) 5 YTL dır, bu fiyat

yerli ve turistler için aynıdır, berber, taksi ücretleri, markette ĢiĢe su Türkiye

ortalamasının dört misli fiyattan satılmaktadır.

Afandiyev (2011) turizmin aniden geliĢmesi (dıĢ yardımlar, iĢçi döviz giriĢleri)

ekonomide aynı HH gibi etkilerin görülmesine yol açacağını saptamıĢtır. Ġspanya‟da

tarım ve sanayi üretimi azalmıĢtır, AR&GE harcamaları düĢmüĢtür. Ġmalat

iĢletmelerinde karların AR&GE harcamalarına oranı %6.8 iken, konaklama sektöründe

%0.717 dir, 3S kaynakları sürdürülemez (kirlilik) hale gelirse uzun dönemde bu

Page 136: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

122

kaynaklara dayanmak ülkeye fayda getirmez. Lorde vd. (2011) büyüme için turizme

aĢırı bağımlılığın HH sebep olacağını bulmuĢtur.

Larsen (2004) imalat sektörü daraldığı zaman teknolojik geliĢme ve inovasyon

(yaparak öğrenme, learning by doing) düĢer neticede ekonomik büyüme azalır der. Türk

Patent Enstitüsü 2013 yılında 1025 patent vermiĢ (Ġstanbul 490 adet, Bursa 112 adet,

Ankara 96 adet) Antalya sadece 6 patent almıĢtır. Antalya ilinde AR&GE olan firma

sayısı 57 dir. Muğla ilinde AR&GE olan firma sayısı 11, personel sayısı 15 dir.

Antalya ili Türkiye geliĢmiĢlik düzeyine göre 7. sırada olmasına rağmen, sanayi

alanında Türkiye ortalamasının altındadır. Sanayi sektörünün Türkiye ortalaması %28

iken Antalya‟da %7 dir. Muğla ilinde sanayinin oranı %17 dir.

Sektörler için nitelikli iĢgücü sağlaması bakımından büyük önem arz eden

meslek eğitim liseleri yetersiz kalmaktadır, beklentiyi karĢılamamaktadır. TR32

bölgesinde (Muğla, Denizli, Aydın) %46 iken AB ortalaması %60 dır.

Antalya‟da verilen yatırım teĢvik belgesi turizm için 312 adet, eğitim için 16

adettir. Antalya ili milli geliri içerisindeki sanayi sektörü payı %4.3 gibi bir düĢük

oranda kalmaktadır. Muğla ilinde 2013 de verilen teĢvik belgelerinde imalat sektörünün

payı %2 dir. Hizmetler sektörü aldığı pay %63 dür. Arazilerin fiyatları diğer illere göre

çok daha fazladır.

Mesleki, bilimsel ve teknik faaliyetlerde giriĢimci sayısı TR (Türkiye) 192.896

adet iken Muğla ilinde 3.528 adet, bilgi ve iletiĢim için TR 40.790 adet, Muğla ili 360

adettir.

Kaynak hareketi etkisi olarak bakir koylar, kumsallar, ormanlar, tarım arazileri

turizme tahsis edilmekte, sanayileĢsizleĢme ile birlikte tarımsızlaĢma birlikte

görülmektedir (Antalya-Muğla illeri için).

Türkiye‟nin kıt kaynakları, yılda 3 ay %60 doluluk oranı ile çalıĢan kıyı (kitle)

turizmine aktarılmaktadır. Yatırımların ülkemize maliyeti 100 milyar $ olarak

hesaplanmaktadır (75 milyar $ tesisler, 25 milyar $ arazi ve her sene 2.5 milyar $

yenileme maliyeti) acaba bu kaynaklar sanayi sektörüne, biliĢim sektörüne, AR&GE,

katma değer yaratan mal üretimine yatırım yapılsa idi Türkiye Ģimdi daha fazla

geliĢebilirmiydi? SavaĢ yorgunu, ülkesi ikiye bölünmüĢ, sanayileĢmeye Türkiye ile

birlikte 1960‟larda baĢlayan bir Güney Kore düzeyinde olabilirmiydik?

Page 137: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

123

5.6. Güney Kore-Ġspanya Büyüme Nedenleri ve Türkiye

Kaynak fakiri Güney Kore, Tayvan, Hong Kong ve Japonya kaynak zengini

Rusya‟ya göre daha fazla geliĢmiĢlerdir.

Teknolojik geliĢme kalkınmanın temel itici motorudur, geliĢmede bilimin rolü

büyüktür, AR&GE sonucu bulunan ürünler ulusal ekonominin geliĢmesine katkı verir,

teknoloji ihraç edilir, ülkenin rekabet gücü artar taĢma etkisi (spill-over) ile.

Günümüzde büyümenin en önemli temel bileĢeni teknoloji faktörüdür (know-

how, organizasyon, teknik). Schumpeter iktisat kuramında teknolojik geliĢme

içselleĢtirilmiĢtir. AR&GE GSMH‟ya oranı, AR&GE çalıĢan bilim adamı, mühendis

sayısı, patent sayısı, bilimsel yayım sayısı, ihracatta ileri teknoloji ürünleri oranı,

internet eriĢimi, bilgisayar sayısı önem kazanmıĢtır. Rekabet edebilmek için sermaye-

yoğun teknolojiler seçilmelidir.

BeĢeri sermaye ve kalkınma iliĢkisinde eğitim ve sağlık bileĢenleri yer

almaktadır. GÜ ve GOÜ eğitim yolu ile kazanılan beĢeri sermaye ekonomik büyümeyi

pozitif etkilemektedir.

Arrow (1962) yaparak öğrenme, Romer (1986) içsel büyüme modellerine

uyarladığı teknik bilginin mal ve hizmet üretiminde bedelsiz girdi olarak kullanılması

sonucu üretim maliyetinin düĢtüğü, kalitenin arttığı, üretilen bilgi taĢma (Lucas ) etkisi

ile diğer sektörleri de olumlu etkileyerek büyümeye olumlu taktılar sağlayacaktır

görüĢündedir.

Eğitim harcamalarının büyüme üzerine olumlu etkileri kanıtlanmıĢtır. BeĢeri

sermaye eğitim yolu ile ortaya çıkmaktadır. Porter “ulusların rekabet üstünlüğü”

modelinde teknik iyileĢme sonucu ülkeler rekabet yeteneği kazanabilir der. Yeni

büyüme modellerinde 1985 sonrası, Lucas (spill over), Romer AR&GE den taĢma

etkisini, Barro hükümetin teknoloji yatırımlarından kaynaklanan taĢma etkisini savunur.

Ġyi eğitilmiĢ ve sağlıklı bir nüfus iktisadi geliĢmenin önemli bir kaynağıdır.

Güney Kore günümüzde dünyanın 6. en büyük ihracatçısı, SK Group dünyanın

2. en büyük çip üreticisi, POSCO dünyanın en büyük 4. çelik üreticisi ve Hyundai H. I.

Dünyanın en büyük 1. gemi üreticisidir. Yıllık turizm geliri yıllık 6 milyar $ dır.

Bu ülke büyümesini marka oluĢtur-AR&GE ye önemli ölçüde kaynak ayır-

yenilikçilik ve teknolojiyi en iyi Ģekilde harmanla-sanayi odağını kaybetme stratejisini

uygulayarak geliĢmiĢtir. “Eğitim Ģart” kabul görmüĢ, yüksek öğretime kayıt

Page 138: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

124

yaptıranların sayısında dünyada 1, AR&GE sıralaması 7 ve patent sıralaması 4

olmuĢtur.

Ġspanya yıllık 55.6 milyar $ turizm gelirine rağmen günümüzde ekonomik kriz

ile boğuĢmakta, iĢsizlik %24‟dür ve %12 seviyesine tekrar düĢmesi 10 yıl alacaktır,

restoranlar büyük indirimler yaparak ayakta kalabilmektedir (önceden 140 Avro olan

Michelin yıldıza sahip bir restoranda yemek artık 30 Avro‟ya satılmaktadır, saatlerce

dükkanlara kimse girmemektedir.

Ġç çatıĢma (Katalan ve Bask bölgesi ayrılmak istemektedir) riski artmıĢtır.

Konaklama tesisleri yenilenmemektedir. 2008 sonrası konut fiyatları %25 düĢmüĢtür,

konut alan yabancılara 10 yıl oturma izni vermektedirler, Turizm Bakanı ekonomik kriz

nedeni ile 450 milyon avro olan turizm tanıtım bütçesini %25 oranında azaltılacağını

söylemiĢtir.

Güney Kore, Ġspanya ve Türkiye yüzölçümü ve coğrafi konum ve nüfus olarak

benzer özellikler gösterir. Ġspanya turizme dayalı büyümüĢ, Güney Kore ticaret ve

sanayileĢme ile büyümüĢ iken Türkiye hala istenilen düzeyde (ne turizmde ne de

sanayileĢmede) değildir. Soru Ģudur: Türkiye ekonomik büyümesini hangi sektöre

öncelik vererek en kısa sürede sağlar?

5.7. Zaman serilerinin özellikleri

Geleneksel ekonometrik modeller yapısal analiz ve politika yapımı için

kullanılırken zaman serisi modelleri daha çok öngörü için ve daha uzun dönemlerde

kullanılmaktadır. Zaman serilerinin, geleceği tahminde kullanılan bir bilgi kaynağı ve

bir araç olarak kullanırken en önemli nokta bunun bir sebep sonuç iliĢkisi bağlantısı

olmaktan çok, serinin ileriye güvenilir bir uzantısının olmasıdır.

Zaman serilerinin en önemli yönlerinden biri bu serilerin durağan (stationary)

ya da durağan olmama (nonstationary) ları dır. DeğiĢkenler arasında anlamlı iliĢkiler

elde edebilmek için analizi yapılan serilerin durağan olması lazımdır. DeğiĢkenler

üzerinde birkaç dönemde yok olan geçici Ģoklarla birlikte etkileri uzun dönem devam

eden kalıcı Ģoklarında olduğu ortaya çıkmıĢtır.

DeğiĢkenlerin zaman içerisinde belli bir değere doğru yaklaĢmaları olarak

tanımlanan durağanlık açısından Ģokların tanımı gereği tahmin edilemeyen tesadüfi

niteliğinden dolayı kalıcı Ģokların oluĢturduğu trend „stokastik trend‟ olarak adlandırılır.

Page 139: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

125

Belli bir dönem için gözlemlenen bir seriyi ortaya çıkaran stokastik sürecin

durağan olma Ģartları Ģunlardır:

- Sabit aritmetik ortalama: E(Yt) = μ

- Sabit varyans: Var (Yt) = E(Yt-μ)2= δ

2

- Gecikme mesafesine bağlı kovaryans γk = E[(Yt-μ) (Yt-k-μ)]

Bütün t değerleri için, k= gecikme mesafesi, bu Ģartlar sağlanmadığında süreç

durağan değildir (Tarı, 2012, s. 373- 375).

Zaman serisi ile ilgili analizin amacı gözlem kümesince temsil edilen gerçeğin

anlaĢılması ve zaman serisindeki değiĢkenlerin gelecekteki değerlerinin doğru olarak

tahmin (forecast) edilmesidir (Allen, 1964, s. 133- 152).

Zaman serileri dört bileĢenden oluĢur (Newbold, 2000, s. 777- 785) :

1. Uzun dönem eğilim bileĢeni: zaman serilerinin uzun dönemde gösterdiği düĢme

ve alçalma süreçlerinden sonraki kararlı durumdur.

2. Mevsim (seasonal) bileĢeni: zaman serilerinde mevsimlere göre değiĢmeyi ifade

eder. Mevsim etkisi mutlaka çeyrek yıllık gibi yıldan az zamanlar için

ölçülmelidir.

3. Konjonktürel (cyclical) bileĢen: mevsimsel değiĢmeler ile ilgili olmayan

dönemsel değiĢmelerdir.

4. Rassal (random walk) bileĢeni: belli olmayan , önceden öngörülemeyen ve hata

terimleri ile anlatılabilecek değiĢmelerdir.

Zaman serileri tüm yukarıda bahsedilen bileĢenlere ayrıldıktan sonra, belirli bir t

dönemi için Yt zaman serisi; ya Yt= Tt + St + Ct + Rt biçiminde bileĢenlerin toplamı veya

Yt = Tt. St. Ct. Rt biçiminde bileĢenlerin çarpımı olarak ifade edilebilir. Denklemdeki Tt

t döneminde trend bileĢeninin etkisini, Ct t dönemindeki konjonktürel etkiyi, St t

dönemindeki mevsimsel bileĢenin etkisini ve Rt t dönemindeki rassal etki bileĢenini

temsil eder.

DeğiĢkenler arasında ekonometrik anlamlı iliĢkiler elde edilebilmesi için analizi

yapılan serilerin güçlü trend taĢımaması lazımdır (ġahbaz, 2007, s. 9). Eğer

değiĢkenlere ait zaman serilerinde eğilim (trend) bulunuyorsa, iliĢki gerçek olmaz sahte

regresyon olur (Granger ve Newbold, 1974, s. 113).

Page 140: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

126

5.8. Zaman serilerinde durağanlık

Zaman serisinin durağan olması analiz süresince serinin ortalamasının ve

varyansının sabit olması gecikmeli zaman periyodundaki değiĢkenlerin kovaryansının

zamana değil değiĢkenler arası gecikmeye bağlı olmasıdır (Gujarati, 1995, s. 712).

DeğiĢkenlerin stokastik sürece sahip olmaları bileĢik bir olasılık dağılımına

sahip olmaları demektir ve bu normal dağılım varsayımında öngörüleri imkansız kılar.

Zaman serileri kullanıldığında zaman serilerinin aynı yönlü güçlü eğilimler yada

eğilimden dolayı aralarında güçlü bir iliĢki olabilir. Durağan olmayan değiĢkenler bir

çok standart hipotez testini geçersiz kılar. BütünleĢme düzeyi sıfır (I(0)) olan seriler

durağan niteliktedir (ġahbaz, 2007, s. 10).

Zaman serisinin durağan olması, serinin geçmiĢe ait çok az bilgi taĢıması ya da

geçmiĢte gelen etkiye hiç maruz kalmaması demektir ki Ģokun etkisi geçici olacak ve

seriler ortalama etrafında hareket edecektir DeğiĢkenler arasında ekonometrik anlamlı

iliĢkiler elde edilebilmesi için zaman serilerinin durağan olması gerekmektedir (Alper,

2005, s. 63).

5.9. Durağanlığın sağlanması

Yt = β0 + β1 Xt+ ρ Yt-1 + ϵt (1)

Denklem 1‟de Yt gibi bir seriyi bağımlı değiĢke alıp, Y değiĢkenini t anındaki

değerini Xt gibi bağımsız değiĢken ve Y değiĢkeninin bir dönem önceki değeri ile

açıklamaya çalıĢan ve rassal hata terimi ϵt‟yi içeren bir modelde |ρ| > 1 olması durumu

birim kök var, dolayısı ile seri durağan değildir ve varyansı zamanla artmaktadır

demektir (Yiğit, 2005).

Zaman serilerinde durağan olmayan ve mevsimsel dalgalanma gösteren serilere

belirli olasılık kurallarını uygulamak ve öngörü yapmak hatalıdır. Bunun için durağan

olmayan serileri durağan hale getirmek ve mevsimsel trendden arındırmak lazımdır.

Bu amaçla çeĢitli dönüĢüm iĢlemleri yapılır (IĢığıçok, 1994, s. 48)

- Logaritma alma

- Fark alma

- Filtreleme

- Trendden arındırma

Page 141: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

127

Box ve Jenkins (1970) logaritma alma veya birinci ya da ikinci dereceden fark

alınarak durağanlığın sağlanacağını savunurlar.

Granger ve Newbold (1974) sahte regresyon sorununa dikkat çekerek durağan

olmayan serilerde t ve F testlerinin olmayacağını savunmuĢlardır.

5.10. Durağanlığın sınanması için Birim Kök Testleri

Birim kök (unit root) testleri zaman serilerinde durağanlığın sınanması için

kullanılan testlerdir. Serinin birim köke sahip olması durağan olduğunun iĢaretidir

(ġahbaz, 2007, s. 14).

5.10.1. Dickey-Fuller (DF) testi

1970‟li yıllarda geliĢtirilmiĢtir. Yt değiĢkenin bu dönemde aldığı değerin geçen

dönemdeki değeri olan Yt-1 ile iliĢkisi

Yt = PYt-1 + ut (2)

Biçiminde kurulabilir. Ut stokastik hata terimidir. Bu model birinci dereceden

otoregresif AR(1) modelidir. P katsayısı bire eĢit bulunursa birim kök var demektir ve

denklem 2

Yt = Yt-1 + ut (3)

Ģeklini alır. Bunun anlamı bir önceki dönemdeki Ģokun olduğu gibi sistemde kalması

demektir. Ortaya çıkan sonuç bütün dönemler için geçerli olduğundan, daha önceki

Ģoklarında geçmiĢteki Ģokların toplamından oluĢtuğu anlamına gelir. Eğer P katsayısı

birden küçükse geçmiĢ dönemdeki Ģokların etkisi giderek azalacak ve tamamen ortadan

kalkacak demektir.

Yukarıdaki 1 nolu denklemin sağ ve sol tarafından Yt-1 çıkarılacak olursa

ʌ Yt = ( P-1 ) Yt-1 + ut (4)

iliĢkisi elde edilir. ( P-1 ) de δ olarak ifade edilirse

Page 142: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

128

ʌ Yt = δ Yt-1 + ut (5)

olarak yazılabilir. P= 1 olduğunda δ = 0 olacaktır, yani

ʌ Yt = ( Yt – Yt-1 ) = ut (6)

olacak sonuçta Yt birinci fark durağan olacaktır. Orijinal bir serinin birinci farkı durağan

ise orijinal seriye birinci dereceden entegre olmuĢ denir, I (1) olarak yazılır (Tarı, 2012,

s. 388- 398).

5.10.2. Philips ve Perron testi (PP)

Bir testin gücü yanlıĢ olan hipotezi ret etme gücü ile ölçülür. DF testlerinin gücü

bu yönden, azdır çünkü bu testler birim kökü ve yakın birim kökü ayırt etmede yetersiz

olur; δ = 1 olursa birim kök vardır, δ = 0.95 olursa birim kök olmadığını göstermez.

Eğer model

Yt = 0.95Yt-1 + ut Ģeklinde olursa DF testine göre durağan sayılır. PP testi DF ve

ADF testlerinin hata terimine iliĢkin varsayımlarına göre daha esnektir. PP testi DF t

istatistikleri geliĢtirilmesinde hata terimlerinin varsayımları konusundaki sınırlamaları

dikkate almaz (Tarı, 2012, s. 399- 414).

5.10.3. EĢ-bütünleĢme Analizi

EĢ-bütünleĢme yaklaĢımı uzun dönem serilerinde fark almaktan kaynaklanan

bilgi kaybını ve çözümsüzlüğü önleyen bir yaklaĢımdır. Serilerin grafiklerine

bakıldığında belirli bir trend ve bu serilerin aralarındaki doğrusal farkın sabitliği söz

konusu ise bu serilerin eĢ-bütünleĢik olma ihtimali yüksektir. DeğiĢkenler arasında uzun

dönemli bir denge iliĢkisi olabilmesi için belli bir iliĢki etrafında sürekli dönme eğilimi

taĢıyacak Ģekilde dalgalanma göstermesi beklenir. Yt ve Xt değiĢkenleri arasında Yt = bo

+ b1Xt uzun dönem denge iliĢkisi varsa bu denklemi Yt- bo – b1Xt = 0 olarak yazabiliriz

(Tarı, 2012, s. 415- 416).

EĢ-bütünleĢme analizi durağan olmayan zaman serileri arasındaki uzun dönem

iliĢkisinin tahmin edilmesinde kullanılan bir yöntemdir. Granger (1986) tarafından

geliĢtirilmiĢtir. Ġki veya daha fazla zaman serisi durağan olmadıkları halde doğrusal

bileĢimleri durağan ise bu serilerin eĢ-bütünleĢik (koentegre) oldukları söylenebilir.

Page 143: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

129

Aynı derecede bütünleĢme olan değiĢkenler üzerine en küçük kareler yöntemi (OLS)

uygulanabilir. EĢ-bütünleĢme analizi değiĢkenlerin aynı düzeyde bütünleĢik (entegre)

olması ön koĢulunu içerir (ġahbaz, 2007, s. 28- 30).

5.10.3.1. EĢ-bütünleĢme testleri

Engle- Granger eĢ-bütünleĢme (EG) testi:

Yt = ao + a1Xt + u1t (7)

Xt = bo + b1Yt + u2t (8)

Regresyonlarından biri kullanılarak yapılabilmektedir. Bu regresyonlardan biri

bulunarak et hata terimleri elde edilir. Daha sonra hata terimlerine birim kök testi

yapılarak durağanlığı araĢtırılır. Eğer hata terimleri seriĢ durağan ise iki zaman serisinin

eĢ-bütünleĢik yani uzun dönem denge iliĢkisi olduğu söylenecektir. (Tarı, 2007, s. 416-

423).

EG testinde OLS yöntemi kullanıldığından bağımlı ve bağımsız değiĢken

ayrımının kesin yapılması gerekir (ġahbaz, 2007, s. 36). EG testi modelde ki

değiĢkenler arasında uzun dönemli iliĢkinin sayısı hakkında bilgi vermemektedir (Taban

ve Kar, 2006, s. 168).

5.10.3.2. Johansen yöntemi

Johansen ( 1988 ) durağan olmayan serilerin farkları ile düzey değerlerini içeren

VAR tahmininden oluĢur. Johansen testi EG eĢ-bütünleĢme testlerinin eksikliklerini

gidermek üzerine geliĢtirilmiĢtir. Bu testi uygularken (ġahbaz, 2007, s. 40).

- Ekonomik teoriye uygun değiĢkenler alınmalı.

- Modeli kısa dönemde etkileyebilecek değiĢkelerde modelde yer almalı.

- DeğiĢkenlerin I (1) olması gerekmektedir.

- EĢ-bütünleĢme elde edildiğinde uzun dönemli iliĢkinin ekonomik teoriye uygun

olup olmadığı araĢtırılmalıdır.

- Johansen yönteminin her aĢamasında durağanlık ve artık terimlerin rassallığı test

edilmelidir.

Page 144: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

130

5.10.3.3. Vektör otoregresif regresyon (VAR) modeli

Yapısal denklem modellerinde bazı değiĢkenler bağımlı, bazıları bağımsız ya da

önceden belirlenmiĢ alınır. Sistemdeki eĢitliklerin tam tanımlanmıĢ olduklarından emin

olunmalıdır. Yani belirlenmiĢ bazı değiĢkenlerin bazı eĢitliklerde bulunduğu

varsayılarak yapılır, Sims tarafından eleĢtirilmiĢ ve değiĢkenlerin bağımlı ya da

bağımsız olarak ayrımı daha önceden yapılmamalıdır der. Sims VAR modelini bu

çerçevede oluĢturmuĢtur (ġahbaz, 2007, s. 42).

5.10.3.4. Hata düzeltme modeli (VECM)

EĢbütünleĢme değiĢkenler arası uzun dönemli bir denge iliĢkisini gösterir. Ancak

kısa dönemli bir sürede denge iliĢkisi bozulabilir. Hata düzeltme kavramı Engle ve

Granger tarafından kısa dönem dengesizliği ortadan kaldırmak amacı ile bulunmuĢtur.

ʌYt = β1 + β2ʌXt + β3u^t-1 + ϵt (9)

Denklem 9‟da modelin Yt‟ deki değiĢmeyi Xt‟ deki değiĢmeye ve bir önceki

dönemin denge hatasına bağladığı ispatlanmıĢtır (ġahbaz, 2007, s. 52). Bu yaklaĢım

kısa dönem dinamiklerini analiz eder (Tarı, 2012, s. 435).

5.11. Ampirik Bulgular

ÇalıĢmada kullanılan tüm değiĢkenlerin doğal logaritmaları alınmıĢtır. Durağan

olmayan serilerin zaman içerisinde ortalaması veya varyansı değiĢmektedir bu da sahte

regresyona yol açarak yanlıĢ neticelere yol açar. Öncelikle reel turizm gelirleri, reel

döviz kuru ile reel GDP arasındaki uzun dönem iliĢkisini tespit etmek amacı ile

değiĢkenlere ait serilerin durağan olup olmadığına bakılmıĢtır. Serilerin entegre

derecelerini belirlemek amacı ile tüm değiĢkenlere ayrı ayrı 1979 Augmented Dickey-

Fuller (ADF) ve 1988 Phillips- Perron (PP) birim kök testleri uygulanmıĢtır. Birim kök

test sonuçlarına göre serilerin durağan olup olmadıkları ve durağan iseler kaçıncı

dereceden durağan oldukları tespit edilmektedir. ADF birim kök testi sonuçları tablo 35

ve tablo 36‟da gösterilmiĢtir. Analizlerde E.Views 7.0 paket programı kullanılmıĢtır.

ADF birim kök testi:

∆Yt = ɑ0+ɑ1Yt-1+ɑ2trend+∑β∆Yt-1+ϵt (10)

Page 145: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

131

Denklem 10‟da ∆Yt seviyesinde durağanlığı test edilen değiĢkenin 1. Farkı, n

gecikme uzunluğu ve ϵt beyaz gürültü hata terimidir. Negatif olması beklenen ɑ1

katsayısının t-istatistik mutlak değeri MacKinnon (1991) tablo kritik değerinin mutlak

değerinden büyük ise söz konusu değiĢken durağandır denilir. Yoksa aynı süreç zaman

serisinin diğer farkları alınarak durağanlık sağlanana kadar sınanmalıdır.

Tablo 29.

ADF Birim Kök Sonuçları

Düzey Birinci Fark

DeğiĢkenler ADF Değerleri Olasılık Değerleri ADF Değerleri

Olasılık

Değerleri

lnPGDP - 0.638.819 0.5266 -3.727.736 0.0313

lnTOUR - 0.487.573 0.8835 -3.942.932 0.0003

lnEXCHANG

E - 0.333192 0.9112 -5.929.047 0.0000

ADF testi için kritik değerler, MacKinnon ( 1996 ) dan elde edilmiĢtir. * simgesi 5 % düzeyinde

anlamlılığı gösterir.

PP birim kök testinin denklemi:

∆Yt= ɑ0+ɑ1Yt-1+ɑ2trend+ϵt (11)

Philips-Perron hata terimlerine iliĢkin daha esnek bir DF bulmuĢlar ve sınamaları

hata terimlerinin zayıf bağımlı ve heterojen olmasına olanak vermektedir.

Alternatiflerden hiçbirisinde bağımlı değiĢkenin gecikmeli değerleri yer almamaktadır.

Regresyon EKK ile tahmin edildikten sonra ɑ1 katsayısının t istatistiği Newey- West

(1987) tahmincisi ile düzeltilmektedir.

Page 146: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

132

Tablo 30.

PP Birim Kök Sonuçları

Birim kök içermediğine karar verilen değiĢkenler arasındaki uzun dönem iliĢkiyi

bulmak için Johansen- Juselius (1990) koentegrasyon yöntemi kullanılır. Analize konu

olan her değiĢkenin en az 1. farkında durağan olmaları ve değiĢkenlerin durağan

oldukları seviyelerinde eĢit olmaları gerekmektedir. Hata terimlerinin bir alt seviyede

durağan olması durumunda:

Yt= β0+β1Zt+ϵt (12)

Denklem 12‟e EKK ile tahminden elde edilen hata terimine birim kök sınaması

yapılmaktadır. Y ve Z değiĢkenleri 1. Farkında ϵt hata terimi seviyesinde durağan

bulunursa koentegre iliĢkisinden söz edilir. Eğer iki seri seviyesinde durağan bulunursa

bu seriler ayrıca koentegredir ve aralarında uzun dönem iliĢkisi vardır denilir. Ġz

istatistiği r= ve <r test eder. Maksimum öz değer istatistiği ise r+1 ifade eden alternatif

hipotezi karĢı test eder. Eğer Π matrisinin rankı 0 ise Z matrisini oluĢturan değiĢkenler

Düzey Birinci Fark

DeğiĢkenler

ADF

Değerler

i

Olasılık

Değerleri

ADF

Değerleri

Olasılık

Değerleri

lnPGDP

-

3.884.34

8 0.0216 -3.727.736 0.0006

lnTOUR

-

0.119.67

0 0.9406 -3.942.932 0.0003

lnREXCHANG

E

-

0.430.56

7 0.8946 -5.927.967 0.0000

PP testi için kritik değerler MacKinnon ( 1996 ) dan elde edilmiĢtir. * 5% düzeyinde

anlamlılığı gösterir.

Page 147: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

133

birbiri ile koentegre değildir ama rankı 1 ise Z matrisindeki iki değiĢken uzun dönemde

birlikte hareket ettikleri sonucuna ulaĢılır. Ġz istatistik değeri %5 kritik değerden büyük

olduğundan 40.53766>29.79707 değiĢkenler arasında bir koentegre edici vektör olduğu

görülür. Tablo 29 ve 30‟de Johansen test sonuçları özetlenerek sunulmuĢtur.

Tablo 31.

Johansen Eş-bütünleşme Testi

EĢ-bütünleĢme

sayısı Özdeğer Ġz testi %5 Kritik Değer P**

r=0* 0.534323 40.53766 29,79707 0.0020

r≤1 0.198231 9.202916 15,49471 0.3470

r≤2 0.003521 0.144617 3.841466 0.7037

* 0.05 düzeyinde hipotezin reddedildiğini göstermektedir

** MacKinney-Haug-Michelis ( 1999 ) p-değerleri

Tablo 32.

Johansen Eş bütünleşme Testi

EĢ bütünleĢme

sayısı Özdeğer Mak. Özdeğer Sayısı %5 Kritik Değer P**

r=0 0.534323 31.33474 21.13162 0.0013

r≤1 0.198231 9.058299 14.26460 0.2813

r≤2 0.003521 0.144617 3.841466 0.7037

* 0.05 düzeyinde hipotez reddedilmektedir

** MacKinnon-Haug-Michelis ( 1999 ) p- değerleri

Kurulan model sonrası tahmin edilen regresyon modelimiz:

lnPGDP= 0.93lnTOUR - 0.12lnREXCHANGE çıkmıĢtır. Regresyon denklemini

analiz ettiğimizde Ģu sonuca ulaĢmaktayız: turizm gelirleri %1 arttığında GDP %0.93

artıyor yani bu iki değiĢken arasında pozitif iliĢki mevcuttur. Reel döviz kuru %1

arttığında reel GDP %0.12 azalmaktadır, bu sonuçlar ekonomi teorisi ile de

örtüĢmektedir. Test sonuçları da istatistik olarak anlamlıdır.

Tablo 33‟de gösterildiği gibi, VECM sonuçlarına göre 100/55= 1.81 dönem

sonra sapmalar ortadan kalkacak ve dengeye yeniden ulaĢılacaktır.

Tablo 33.

Page 148: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

134

Hata Düzeltme Modeli (VECM)

Hata Düzeltme D(LNRPGDP,2) D(LNRTOUR,2) D(LNREXCHANGE)

Coint Eq1

-0.555661

0.979213

0.124999

(0.25582)

(0.27721)

(0.13489)

[-2.17205] [3.53244] [0.92668]

D(LNRPGDP(-1),2) -0.088346

-0.242301

3.32E-05

(0.15925)

(0.17257)

(0.08397)

[0.55475] [-1.40411] [-0.00040]

D(LNTOUR(-1),2) -0.397916

0.138978

0.176368

0.17648

(0.19123)

(0.09305)

[-2.25478] [0.72677] [1.895383]

D(LNEXCHANGE 0.613251

1.512.238

0.251620

(-1))

(0.44249)

(0.47947)

(0.23331)

[1.38591] [3.15395] [1.07846]

C

0.030914

0.071222

-0.037529

(0.04099)

(0.04442)

(0.02161)

[0.75417] [1.60348] [-1.736373]

F testi sonuçları iliĢkilerin iĢaretini veya bu etkilerin ne kadar süreceğini

açıklayamaz. Bir değiĢkenin değerindeki değiĢimlerin sistemdeki diğer değiĢkenler

üzerinde pozitif mi negatif mi etkide bulunacağını göstermez. Bu bilgiler VAR etki-

tepki ve varyans ayrıĢtırma analizleri ile elde edilebilirler (Brooks, 2008, s. 299). Bir

makro ekonomik büyüklüğün üzerinde en etkili değiĢkenin hangisi olduğu varyans

ayrıĢtırması ile belirlenirken; etkili bulunan bu değiĢkenin politika aracı olarak

kullanılabilir olup olmadığı ise etki-tepki fonksiyonları ile belirlenir (Sarı, 2008, s. 4).

Varyans ayrıĢtırması diğer değiĢkenlerdeki Ģoklar karĢısında bağımlı değiĢkende

oluĢan hareketlenmenin oranını verir. i. değiĢkene Ģok doğrudan hem kendisini

etkileyecek ve VAR‟ın dinamik yapısı nedeni ile sistemdeki diğer tüm değiĢkenleri de

etkileyecektir. Tablo 32‟da gösterildiği gibi reel PGDP‟nin varyans ayrıĢtırması sonucu

döviz kuru 2. dönemden 10. döneme kadar miktarını arttırmakta ve sonra sabit

kalmaktadır. Turizm gelirleri ise çok etkili olmamakla beraber artmaya devam

etmektedir.

Tablo 34.

Page 149: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

135

Varyans Ayrıştırması (Cholesky)

Varyans AyrıĢtırması

LNRPGDP‟nin Varyans AyrıĢtırması

Dönem LNRPGDP LNRTOUR LNEXCHANGE S.E.

1 100.0000 0.000000 0.000000 0.244871

2 95.31464 0.747144 3.938215 0.411846

3 89.59712 2.161349 8.241530 0.558775

4 85.45582 2.713738 11.83045 0.687604

5 82.87610 2.487955 14.63594 0.800235

6 81.24938 2.023522 16.72709 0.900031

7 80.10434 1.692615 18.20305 0.990208

8 79.19343 1.622854 19.18372 1.073017

9 78.41801 1.788318 19.79367 1.149759

10 77.74954 2.106343 20.14411 1.221118

11 77.18183 2.495031 20.32314 1.287479

12 76.71035 2.895098 20.39455 1.349122

13 76.32667 3.271666 20.40166 1.406312

14 76.01909 3.608470 20.37244 1.459327

15 75.77472 3.901046 20.32423 1.508358

16 75.58119 4.151351 20.26745 1.553992

17 75.42768 4.364218 20.20810 1.596212

18 75.30521 4.545298 20.14949 1.635381

19 75.20666 4.700007 20.09333 1.671742

20 75.12652 4.833073 20.04041 1.705521

21 75.06059 4.48419 19.99099 1.736919

22 75.00571 5.49210 19.94508 1.766123

23 74.95952 5.137954 19.90252 1.793301

24 74.92024 5.16632 19.86313 1.818606

25 74.88651 5.86805 19.82668 1.842178

26 74.85732 5.349716 19.79296 1.864146

27 74.83187 5.406364 19.76176 1.884625

28 7480955 5.457561 19.73289 .1903725

29 74.78985 5.503975 19.70617 1.921544

30 74.77239 5.546168 19.68144 1.938173

Etki-tepki fonksiyonları rassal hata terimlerinden birindeki bir standart sapmalı

Ģokun içsel değiĢkenlerin Ģimdiki ve gelecekteki değerlerine olan etkisini yansıtır.

Böylece gelecekte meydana gelebilecek Ģok politikalar neticesinde diğer değiĢkenlerin

nasıl bir tavır içine girecekleri, ne Ģekilde tepki verecekleri belirlenebilmektedir. Kısa

dönemli iliĢkinin tespiti için kullanılan yöntemlerden biriside etki-tepki ( impolse-

response ) analizidir.

Page 150: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

136

Şekil 24. Impulse-Response analiz sonuçları

ġekil 24‟de ki etki-tepki analizi sonuçlarına göre: turizm gelirlerine verilen 1

standart sapmalık Ģok karĢısında kiĢi baĢı GDP yaklaĢık 5 dönem anlamlı ve pozitif

tepkiler vermekte iken turizm gelirlerinin kiĢi baĢı GDP‟ye tepkisi istatistiki olarak

anlamsızdır. Yine kiĢi baĢı GDP‟ye verilen1 birimlik standart Ģok karĢısında reel döviz

kuru yaklaĢık 8 dönem istatistiki olarak anlamlı negatif tepkiler vermekte iken kiĢi baĢı

GDP‟nin reel döviz kuruna tepkisi istatistiki olarak anlamsızdır. Ayrıca turizm

gelirlerine verilen 1 standart sapmalık Ģok karĢısında reel döviz kuru istatistiki olarak

anlamlı yaklaĢık 2 dönem pozitif tepkiler göstermektedir.

Page 151: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

137

BÖLÜM VI

SONUÇ VE ÖNERĠLER

6.1. Sonuç

Ġkinci dünya savaĢı sonrası uluslararası turizm kitle turizm özelliği göstermiĢtir.

Ġnsanların gelirinin artması, çalıĢma saatlerinin günde 12 saatten 8 saate düĢmesi, resmi

tatil imkanı sağlayan iĢ yasalarının kabulü, kredi kartlarının yayılması, havayolu ulaĢım

imkanlarının artması (fiyatlarının ucuzlaması), iletiĢim teknolojisinde yaĢanan

geliĢmeler neticesinde kitle turizmi ivme kazanmıĢ, turizm faaliyetine dahil olan tüm

iĢlemlerin bir paket içerisinde sunma (gittikçe ucuzlayan) fikri içeren kitlesel paket

turlarının oluĢturulması gerçekleĢmiĢtir. Esnek çalıĢma saatleri ile artan boĢ zaman yıl

içerisinde çıkılan büyük tatillerin yerini kısa süreli tatiller almıĢtır. Mevsimsel

yoğunlaĢma (yaz dönemi) vardır.

Turizm talebi her yıl artmaktadır, AGÜ için döviz açıklarını kapatabilme özelliği

vardır. Ekonomik kısıtlamalarından (tekstil kotası vb.) az etkilenmektedir.

Dünya turizm sektörü 2003 yılından beri ortalama %6 büyümektedir. 1950‟de 25

milyon olan dünya turist sayısının tümü batılı 25 ülke (Avrupa ve ABD) arasında

%97‟si gerçekleĢmekte iken günümüzde ilk 15 ülke toplam turist sayısının %62‟sini

(arasına Asya, Doğu Avrupa gibi yeni ülkeler girmiĢtir) gerçekleĢtirmektedir.

WTO (2014) verilerine göre, 1.138.000.000 kiĢi turizm hareketlerine katılmıĢtır,

bir önceki yıla göre %4.7 artmıĢtır. Uluslararası turizm dünya genelinde ihracat

hizmetlerinin %29‟u, toplam mal ve hizmet ihracatının %6‟sını karĢılamaktadır. Dünya

ihracatında yakıt, kimya, gıda, otomotiv sektöründen sonra 5. sırada turizm sektörü

gelmektedir. WTO 2015 yılı için %3-4 büyüme bekliyor. Küresel turizm harcaması

2014 için 1 trilyon 138 milyar $‟dır, bu miktarın 615 milyar $ GÜ ve 523 milyar $

GOÜ‟de elde edilmektedir. Küresel istihdamda çalıĢan kiĢilerin %9.5‟i yani 266

milyon kiĢi turizm sektöründe çalıĢmaktadır. 2023 yılında bu rakam 339 milyon kiĢiye

ulaĢacaktır. 2015 yılı için global GDP‟nin %3.9, turizm sektörü ise %6.9 büyüyecektir.

Yan sektörlerle birlikte 7 trilyon $ yani global ekonominin %9.5‟i ni oluĢturmaktadır.

Önümüzdeki on yıl içinde (2023) sektörün hacmi iki katına çıkarak 13.6 trilyon $

seviyesine ulaĢacağı hesaplanmaktadır.

Turizm sektörünün olumlu ekonomik etkileri: ödemeler dengesi üzerine etkisi,

gelir yaratıcı etkisi, istihdam etkisi, bölgelerarası geliĢmiĢlik farklarını azaltma etkisi,

Page 152: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

138

tarım sektörü üzerine ve diğer sektörlere etkisi olarak sıralayabiliriz. Turizm sektörünün

olumsuz ekonomik etkileri olarak: fırsat maliyeti, ithalat etkisi, yabancı iĢgücü ihtiyacı,

bölgesel enflasyon etkisi, mevsimsellik özelliği sayılabilir.

AGÜ‟ler tarafından turizm görünmeyen ihracat sayılması, ödemeler dengesine

olumlu etkileri ve istihdama katkısı nedeni ile tercih edilmektedir.

1990‟lar dan bu yana değiĢen tüketici tercihleri ile birlikte çevresel olarak ta

sürdürülebilir alternatif turizm türleri ortaya çıkmıĢtır, ekoturizm, kültür turizmi, yat

turizmi, sağlık turizm vb. Günümüzde yeni turist profili: turistler daha fazla

rekreasyonel, sportif (Dünya Kupası, Yaz Olimpiyatları, vb) macera istemektedirler.

Turistler artık ilgi alanları ve hobilerine göre seyahat etmektedirler. Sürekli yeni

destinasyonlar ve yeni turizm ürünleri talep etmektedirler. Üçüncü yaĢ ve sağlık turizmi

geliĢmektedir. Çevrenin korunmasına olan istekleri artmıĢtır. Dünyada son beĢ yılda

kıyı tatili %18, Ģehir turizmi %58 büyümüĢtür.

Teknolojik geliĢmeler sonucu insan gücünün yerini otomasyon alacak, bireylerin

çalıĢma süreleri kısalacaktır. Bireylerin eğitim ve kültür düzeyleri artacaktır. Dünya

nüfusu da artacağından turizmin potansiyeli artacaktır. Ticari iliĢkiler geliĢecek, kongre,

fuar ve toplantıların turizmdeki payı artacaktır. Kapalı siyasi ve ekonomik yapıya sahip

ülkeler turizm piyasasına dahil olacaklardır.

Kitle turizminde verilecek hizmet miktarı önceden belli olduğundan toptan

alımlar ve anlaĢmalar görülmekte, bir sene sonraki pazar hareketlerini bilen seyahat

acenteleri elindeki turist profilini otellere pazarlamakta, bedellerini ödemeyi garanti

etmektedirler. Oteller senenin baĢında daha sene baĢında kazanacakları geliri risk

almadan kazanmaktadır. Acenteler düĢük fiyattan aldıkları otel odalarını müĢterilerine

avantajlı fiyattan satma Ģansı bulmaktadırlar. Oteller sayısı sene baĢından belli olan

müĢteri sayısına göre yiyecek içecek ihtiyaçlarını ve malzemeleri toptan olarak daha

ucuza satın almakta ancak artık müĢteri odaklı hizmet Ģartı ortadan kalkarak hizmet

kalitesi ikinci plana itilmektedir.

Kitle turizmi sürdürülebilirlik açısından büyük sorunlara neden olmaktadır.

Büyük ölçekli firmaların kurduğu zincir otellerin pazarlamacıları da büyük ölçekli

firmalar olacağından destinasyonun turizm gelirinin büyük kısmı uluslararası firmalara

aktarılacaktır.

Kitle turizmi aynı imalat sanayinin kitlesel ve standartlaĢtırılmıĢ fordizm özelliği

göstermekte, pazarlama yöntemi olarak “paket tur” turizm pazarına egemen pazarlama

yöntemi olmuĢtur. Kitle turizminin ekonomilere olumlu ekonomik faydalar sağlayacağı

Page 153: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

139

düĢüncesi ile AGÖ kitle turizmini teĢvik eden devlet politikaları 1960‟lı yıllardan sonra

görülmeye baĢlamıĢtır. 1990 sonrası dönemde görülen imalat üretim özellikleri (JIT)

gibi turist profili de değiĢmeye baĢlayarak (son anda rezervasyon yapma) post-fordist

yani bireysel istekleri dikkate alan turizm türleri ortaya çıkmıĢtır.

Turları organize eden ve satan tur operatörleri, seyahat acenteleri, ulaĢtırma

Ģirketleri, konaklama, yiyecek-içecek sektörü, araba kiralama firmaları çokuluslu

Ģirketlerin kontrolü altındadır (oligopol pazar). Tur operatörleri tekel ve temel alıcı

konumdadırlar.

Havayolu ağırlıklı ulaĢtırma, grup ve organize olarak düzenlenmiĢ kitleler

Ģeklinde tatil yapılması fikrine dayanan kitle turizmi turizm bölgesinde büyük altyapı ve

üstyapı yatırımlarını sermaye yoğun tesisleri zorunlu kılarak oligopolcü tur operatörleri

ve zincir konaklama iĢletmelerinin önderliğinde geliĢen bir sektöre neden olmuĢtur.

Turizm sektörü yabancı talebe yabancı sermayeye ve yabancı ortaklığa dayalı ve

yabancıların denetimindedir.

Yeni turistler artık iĢletmelerden temiz plaj ve suya eriĢim, tesis ve çevresinde

atık olmaması, gürültü kirliliğinden uzaklık talep etmektedirler. 2000 yılı baĢından bu

yana yeĢil tüketici hareketi (green consumerism), doğa ve çevre bilinci oluĢmuĢ turistler

destinasyonlarda ve turistlik ürünlerde sahicilik (authenticity) arayıĢına yönelmiĢlerdir.

Mevsimsellik yılın belli dönemlerinde (yaz dönemi, toplam giriĢlerin %72.7‟sini

oluĢturmaktadır) doğal kaynaklar ve yerel halk üzerinde baskı oluĢturmaktadır. Neticede

yılın belli dönemlerinde (kıĢ dönemi) atıl kalan, diğer dönemde ise aĢırı yoğun faaliyet

gösteren turizm sektörü, iktisadi prensipler (kaynakların etkin kullanılması) ve doğal

kaynakların kullanılması açısından sürdürülebilir olması çok zordur.

Turizm ürünü 3S‟nin (deniz-kum-güneĢ) yanı sıra 3E (heyecan-eğlence-eğitim)

görülmektedir.

Uzun mesafeli ve deniz aĢırı seyahatler artacak, yeni destinasyonlar önem

kazanacaktır.

Dünya ölçeğinde turizm sektörü sera gazı salınımlarının %5‟ini oluĢturmaktadır,

2035 yılında bu oran %12 seviyesine çıkacaktır.

Turizm sektörü sürdürülebilirlik ilkelerini benimsememesi halinde olumsuz

etkilenecek sektörlerin baĢında gelmektedir. Akdeniz çanağı (dünya turist sayısının %30

ve dünya turizm gelirlerinin ve yatak kapasitesinin %25‟ini elinde tutan) 90 yıl

içerisinde tamamen kirlenmesi beklenmektedir.

Page 154: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

140

Türk ekonomisinin genel trendi sanayi ve hizmet sektörlerinde geliĢme

Ģeklindedir, turizm sektörü ekonominin genel trendine paralel büyümektedir.

Turizm sektörü ulusal ve uluslararası düzeyde bir çok baĢka sektörle girdi-çıktı

iliĢkisi içerisindedir. Türk turizmi balıkçılık sektörünün %51‟ini, gıda-içecek

sektörünün %20‟sini ve mobilya sektörünün %14‟ünü satın almaktadır.

Türkiye turizm gelirinin dünya turizm geliri içeresindeki payı %2.3 civarındadır.

Türkiye dünya GSH‟nın %1.1‟ini oluĢturmaktadır.

Türkiye‟de toplam yatırımlarda turizm sektörü yatırım tutarı 24 milyar YTL,

yani toplam yatırımların %8.6‟sını oluĢturmuĢtur.

Türkiye paket tur pazarında (Antalya), TUI %14.24, Pegas %8.78, Odeon

%8.33, Tez Tour %8.01 ve Thomas Cook-Diana %7.37‟dir. Ege Bölgesi için Thomas-

Cook %26.39, TUI %21.86, HST %5.41 ve Corendon %4.27‟dir.

341 tesis önümüzdeki 2 yıl içerisinde (2015-2017) iĢletmeye açılarak, 58.321

oda ve 115.542 yatak devreye girecektir.

Golf tesis sayısı 30 dur. Bu rakamın 24 adedi Antalya Belek‟tedir.

Otel yatırımlarında arsa maliyetlerinin toplam yatırım maliyet tutarının %20‟sini

geçmemesi kuraldır.

Türkiye‟de otel yatırımcılarının önemli bir kısmı müteahhitlerdir, özellikle beĢ

yıdızlı otel yatırımları “ego yatırımları” olarak yapılmaktadır.

KTB verilerine göre 2011 yılında turizm sektörünün dolaylı ve doğrudan

GSYH‟ya katkısı 85 milyar $ olarak hesaplanmıĢtır.

Türkiye‟de kitle turizminin olumlu ekonomik etkilerini elde edebilmek amacı ile

bu turizm tarzını teĢvik ederek 1960‟lı yıllardan itibaren 5 yıllık kalkınma programları

ile (Ġkinci BYKP, 1968-1972) Akdeniz ve Ege kıyı bölgelerine yabancı kitle turizminin

geliĢmesi hedeflenmiĢtir. Kitle turizmine dayalı altyapı yatırımları kamu, üstyapı

yatırımları özel sektör tarafından yapılması ilke olarak benimsenmiĢtir. DıĢa açık dönem

de (1980 sonrası) 24 Ocak kararları ile ithal ikameci sanayileĢme durdurulmuĢ, ihracat

odaklı büyüme kabul görmüĢ ve döviz getirici politikaların benimsenmesi ile birlikte

turizm sektörüde kalkınmada öncelikli sektörlere dahil edilmiĢtir. 1980 sonrası dönem

Türk turizm sektörü için take-off (kalkıĢ) sayılır çünkü bir dizi teĢvik politikaları kabul

edilmiĢtir (2634 sayılı Turizmi TeĢvik Kanunu 1982 ve 1985 kalkınmada özel önem

taĢıyan sektör). ÖzelleĢtirme politikaları neticesinde devlet kurumlarının sahip olduğu

konaklama tesisleri, kamu kampları, otel ve marinalar satılmıĢtır (TURBAN vb.). 1996-

2000 7. BYKP ile yeni tüketici taleplerini dikkate alan alternatif turizm ürünlerinin

Page 155: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

141

yayılması ve küçük ölçekli iĢletmelerin geliĢmesine özel önem verilmesi önerilmiĢtir.

KTB (Kültür ve Turizm Bakanlığı) 2007‟de kabul edilen en önemli turizm politikası

belgesi olan “Türkiye Turizm Stratejisi 2023” ile kıyı (kitle) turizminin yanı sıra

alternatif turizm çeĢitlerinde potansiyeller bulunduğuna fakat rasyonel

kullanılmadıklarına dikkat çekilmiĢ alternatif turizmin çeĢitlendirilmesinin

desteklenerek geliĢtirilmesi gerektiği söylenmiĢtir.

Türk turizminde 3S (sea-sun-sand) turizmine yönelen kitle turizmi organize tur

ağırlığı fazla olan paket tur tarzı pazarlama görülmektedir. Batılı ülkelerin belirlediği

uluslararası standartlara uygun ürün sunma ve yatırım yapma baskısı vardır. Atıl

kapasite ve düĢük doluluk ve ölçek ekonomilerine bağımlılık ile uluslararası rekabete

açık kar maksimizasyonu güden turizm arzı kendini göstermektedir. Kitle turizminin

(3S) sınırlarına yaklaĢılmakta, her Ģey dahil sistemi ile hizmet kalitesi azalmaktadır.

Katma değerin önemli kısmı destinasyonlara yönelik paket turları satan oligopolcü tur

operatörlerine aktarılmaktadır.

Ziyaretçi profili değiĢimi turistik taleplerin ve beklentilerinin değiĢimini

beraberinde getirmektedir. Ülkemize gelen turistlerin %68‟i orta gelir düzeyinde iken

ülkemizin yatak kapasitesinin %30‟u 5 yıldızlı tesislerden oluĢmaktadır. Ġspanya‟da

görülen ziyaretçi gelir düzeyi ile tesis düzeyi arasındaki oran ülkemizde mevcut

değildir. Üst gelir düzeyine hitap eden tesis düzenlemesi yapan yatırımcılar hedef

gruptan beklenen turist sayısına ulaĢamadıklarında çare olarak fiyat indirimine gitmekte

sonuçta sunulan hizmet kalitesi ile talep edilen fiyatlar arasında uyuĢmazlık

görülmektedir.

Her Ģey dahil sistemi (all inclusive pension system) kitle turizmi geliĢmesine

bağlı olarak kıyılarda yatak kapasitesinin plansız geliĢimi neticesinde konaklama

iĢletmeleri tarafından 1990‟lı yılların ortalarından bu yana uygulanmakta olan bir

sistemdir. AĢırı yatak arzı doluluk oranlarını olumsuz etkilemektedir.

3S turizmi Marmara, Ege ve Akdeniz bölgelerinde yoğunlaĢmaktadır, bu

bölgeler zaten sosyo-ekonomik açıdan ülkemizin en geliĢmiĢ bölgeleridir. Turizm

sektörünün bölgeler arası geri kalmıĢlık düzeyini azalttığı görüĢü tam oluĢmamıĢtır,

alternatif turizm türlerinin artması ile geri kalmıĢ dört bölge daha fazla turist ve turizm

geliri elde edebilecektir.

Türkiye‟de bir kiĢi günlük ortalama 217 litre su tüketirken, lüks otelde 750-1000

litre su tüketilmektedir.

Page 156: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

142

Turizm sektöründe 1983‟de 218 bin olan istihdam 2013 yılı için 1.298 bin

olmuĢtur. Sektörde çalıĢanların %56‟sı yiyecek-içecek hizmetlerinde, %30‟u konaklama

sektöründe, %5.7‟si seyahat acentelerinde ve %1.2‟si havayolu ulaĢtırmasında

çalıĢmaktadır.

Aktob AR&GE raporuna göre turizm talebinde meydana gelen 1 birimlik

geliĢme, Türk ekonomisinde 2 birim canlanma yaratıyor. Ekonomideki 1 birim

canlanma turizmde 1.3 birim canlanma yaratıyor. Turizm geliri %1 artınca, tarım

sektörü üretimini %3 artırıyor. Turizm, 54 sektörü doğrudan uyarıyor.

1980-2013 dönemi Türk turizmi gelen ziyaretçi sayısı olarak 26 kat artıĢ, turizm

gelirleri 107 kat artıĢ göstermiĢtir. Dünyada turist baĢına harcama ortalaması 2013 için

1066 $ iken ülkemizde 750 $ dır çünkü ülkemizde yoğun olarak fiyat rekabetin

görüldüğü, batılı ülkelerin para harcama esneklikleri fazla olmayan orta gelirli gruplara

yönelik kitle turizmi yaygındır.

Türkiye paket tur pazarında dünya da Ġspanya‟dan sonra ikinci sıradadır.

Turizm sektörü 150 milyar $ olan ihracatın %20‟sine ulaĢmıĢtır.

OVP (Orta Vadeli Plan): koruma-kullanma dengesi gözeten, karĢılaĢtırmalı

rekabet üstünlüğüne uygun turizm çeĢitlerini öne çıkaran yapı oluĢturulacaktır, turizm

yatırımlarının diğer bölgelere kaydırılarak çeĢitlendirilmesine, turizm faaliyetlerinin 12

aya yayılmasına yönelik politikalar uygulanacaktır.

Türk turizm sektörü 25 yılda turizm sektörü 75 milyar $ yatırım yaptı. Arazi

maliyetlerini de hesaplarsak 100 milyar $ olmaktadır.

Toplam yatak sayısı KTB belgeli 750.000, belediye belgeli 504.000 adede

ulaĢmıĢtır.

(2014-2018) 10. Kalkınma Planına göre turizm gelirinin 45 milyar $ ve turizm

giderlerinin 8 milyar $ olması, turizmin GSYH oranı 2018 için %3.5 ve yine 2018 için

turizmin ihracatı karĢılama oranının %16.2 hedefleniyor. Hedeflenen 2023 yılı 63

milyon turist ve 86 milyar $ turizm gelirine ulaĢabilmek için daha 25 milyar $ yatırıma

ve ortalama 1.350 $ turist baĢına harcamaya ulaĢılması gerekmektedir.

2023 yılı için 63 milyon turist, 86 milyar $ turizm geliri ve kiĢi baĢı ortalama

1.350 $ turizm geliri hedefleniyor.

2023 yılında 20 milyon yuttaĢımız yurtiçi pazara katılacak.

Tesislerin %65, yatak sayısının %78.9 oranı kıyılardaki 5 ilde toplanmıĢtır

(Antalya, Muğla, Ġzmir, Aydın ve Ġstanbul). Anadolu‟da tesis oranı %35, yatak

kapasitesinin %21.1 bulunmaktadır.

Page 157: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

143

2015 yılı için 1 milyon Rus turist ekonomik krizden ötürü ülkemize

gelmeyecektir, turizm sektörünün direkt zararı 1 milyar $ olacaktır.

Turizm sektörü yeni istihdam olanakları, GSYH ve ödemeler dengesine verdiği

destek ile dünyada ve Türkiye‟de ekonomik kalkınmanın en önemli itici güçlerindendir.

Özellikle 1980 sonrası baĢlayan ivme ile 2014 yılında ülkemiz gelen turist sayısı olarak

dünyada 6. sıraya yükselmiĢtir. Küresel turizm GSYH içerisindeki payı 1990‟da %1.2

iken 2011 yılında % 2.2‟ye yükselmiĢtir. Türkiye‟nin sektördeki turizm yatırımları

toplam yatırımların %8.6‟sına ulaĢmıĢtır. WTO 2012 Türkiye Turizm Sektörü

Raporu‟na göre 2020 yılına kadar yıllık % 4.9 artması beklenmektedir. Bu geliĢmeler

ülkemizin 2023 Turizm Stratejisi‟ne dayanarak uluslararası pazarda turist sayısı ve

turizm gelirleri olarak ilk beĢ ülke arasına girmesi ve uluslararası bir marka olması

hedeflenmektedir. Turizm sektörü makro ekonomik değiĢkenleri etkileyen aynı

zamanda bu değiĢkenlerden etkilenen bir sektör olarak tüm dünyada olduğu gibi

ülkemizde de önemli bir yere sahiptir. Türkiye‟de bölgelerarası geliĢmiĢlik sonucu

geliĢmiĢ illere doğru iç göç görülmektedir. Devlet Planlama TeĢkilatı (DPT) yaptığı

2003 ve 2010 yılları il bazında sosyoekonomik geliĢmiĢlik sıralamasına göre Muğla ili

2003 de 13. sıradan 2010 da 8. sıraya, Antalya 10. sıradan 7. sıraya, Ġstanbul 1. sırasını

korumuĢ, Adana ili ise 8. sıradan 18. sıraya gerilemiĢtir. GeliĢmiĢlik düzeyi en yüksek 5

ilden (Ġstanbul, Ankara, Ġzmir, Kocaeli ve Bursa) 3 ü Marmara Bölgesinde, yer

almaktadır. Marmara Bölgesini, Ege Bölgesi, Ġç Anadolu Bölgesi, Akdeniz Bölgesi

izlemektedir. En az geliĢmiĢ bölgeler ise Karadeniz Bölgesi, Güneydoğu Anadolu

Bölgesi ve Doğu Anadolu Bölgesi‟dir. 2001 krizi sonrası büyüme Ġstanbul, Ankara ve

Antalya ile kalmıĢ, Ġzmir ve çevresinin, 2006 için %7.5‟den %6.7 ye Adana ve

çevresinin milli gelirden aldıkları pay 2006 için %6‟dan %4.1‟e gerilemiĢtir. Doğu

Anadolu ve Güney Doğu Anadolu‟nun milli gelirden aldıkları pay % 7.7‟den %6.9‟a

gerilemiĢtir. Türkiye‟de uygulanan neo-liberal politikalar (kitle turizmini teĢvik etme)

Batı ve Doğu arasındaki geliĢmiĢlik farkını azaltmadığı gibi büyültmüĢtür. Bu farkları

azaltmak için turizm sektörü yeni bir büyüme motoru olabilir. Antalya 2001 yılında

milli gelirden %3.5 pay alırken, 2006 da %4 olmuĢ yine Muğla ilinin dahil olduğu Ege

Bölgesi bu ilin sayesinde milli gelirden aldığı pay sayesinde daha da gerilemekten

korunmuĢtur. Türkiye‟de ki tesis ve yatak sayılarının yoğunlaĢtığı bölgeler yine

bölgesel geliĢmede ilk 3 sırada olan Marmara, Ege ve Akdeniz bölgelerindedir (%80‟ni)

ve gelen ziyaretçi sayıları açısından da ilk 3 sırada bulunan bölgeler yine öndedir

(%75‟i). 2013 yılı için tesislerin doluluk oranları ortalama%52.6, kalıĢ süreleri yabancı

Page 158: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

144

turistler için ortalama 4.23 gün, yerli turistler için 1.94 gündür. TÜĠK tarafından

yapılan girdi-çıktı araĢtırmasına göre 54 sektörü doğrudan etkilemektedir. Turizm

sektörü 100 birim üretim için 53 birim mal almaktadır.

Dünyada turizm çeĢitleri içerisinde %20 paya sahip yapılan 5.315 uluslararası

kongrenin 2005‟te sadece 68‟i yurdumuzda yapılmıĢtır. Hong Kong, Singapur ve

Tayland‟ın ana turizm gelirlerini oluĢturmaktadır.

Türk turizm sektörünün güçlü tarafları: coğrafi ve doğal yapının varlığı, iklim,

henüz bozulmamıĢ çevre, rakip ülkelere göre daha yeni ve nitelikli tesisler, halı, deri,

konfeksiyon, mücevher vb. geniĢ alıĢ-veriĢ imkanları.

Türk turizm sektörünün zayıf tarafları: rekabet sonucu pazarlamanın düĢük fiyat

öne çıkarılarak yapılması, kapasite kullanım düĢüklüğü sayılabilir.

Her Ģey dahil sistemi ülkemizi ucuz tatil pazarı olarak algılanmasına neden

olmakta, esnaf otel dıĢına çıkmayan turist yüzünden ciro yapamamaktadır.

“ Ġspanya‟nın yaptığı hataya” düĢmemek istenirken aynı hataya düĢülmüĢtür.

100 metre ara ile oteller kurulmuĢ, kıyı betonla kaplanmıĢ müzik sesleri birbirine

karıĢarak rahatsız edici Ģekildedir.

WEF (2001) Küresel Rekabetçilik Endeksi, Seyahat ve Turizm Rekabetçilik

Raporu‟na göre Türkiye çevresel sürdürülebilirlikte sıralaması 85 (rakibimiz Ġspanya

35.), doğal kaynakların korunması 81 (Ġspanya 33.) ve rekabetçilikte 50 (Ġspanya 8.).

Turizm Eylem Planı 2007-2013, 172 adet eyleme yer vermiĢ ayrıntılı bir

belgedir. Amaçları doğal kaynakların korunması, bölgesel geliĢmiĢlik farklılıkların

giderilmesi, mevsimselliğin azaltılması ve kitlesel turizmin neden olduğu çevresel

baskının minimize edilmesi olarak sayılabilir. Eylemlerin izlenmesi ve raporlamasına ait

mekanizma gerçekleĢtirilememiĢtir. Mevzuat “koruma-kullanma” dengesini

içermektedir.

Ülkemiz geleneksel sanayi ve tarım ihracatından gerekli döviz miktarı

karĢılanamamaktadır, iĢçi dövizleri ve dıĢ finansman miktarı da arzu edilen seviyede

değildir. Turizm sektörü önemli miktarda döviz sağlayacaktır, ihracı mümkün olmayan

zenginlikler döviz kazandırıcı özelliğe dönüĢmektedir. Hızlı nüfus artıĢı neticesinde tam

istihdam sağlanamamaktadır, turizm iĢsizlik probleminin azaltılmasında önemli rol

oynamaktadır.

Page 159: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

145

6.2. Öneriler

Türkiye turizm sektöründe görülen bu olumlu geliĢmeler ancak sektörün

niteliksel dönüĢümü ile desteklenirse mümkün olur. Sürdürülebilir turizm en önemli

politika aracıdır. Turizm sektörünün en önemli bileĢeni olan doğa ve ayrıca çevre, tarihi

varlıkların korunması, yenilenmesi gerekmektedir. Sürdürülebilir turizm anlayıĢının

kesinlikle özel sektör, kamu, yerel gruplar ve sivil toplum örgütleri ile koordinasyon

içerisinde devlet politikası haline getirilmesi lazımdır.

Bu da uzun vadede sektörün geliĢimi için alternatif stratejilere ihtiyaç olduğunu

göstermektedir. Raporda ülkemizin en önemli avantajları arasında sahip olduğu doğal

ve kültürel varlıklar ve el sanatlarındaki gücü vurgulanmıĢtır. Bununla birlikte doğal ve

kültürel varlıklar ile korunmasında yeterli rekabetçiliği gösteremediği ve turizm

sektöründeki ana rakipleri karĢısında dezavantajlı olduğu ifade edilmiĢtir.

Sürdürülebilirlik ile iliĢkili alt baĢlıkların birçoğunda Türkiye rakiplerinin gerisindedir

ve orta sıralardadır. Uzun vadede sektörün geliĢimi için alternatif stratejilere ihtiyaç

duymaktadır. Bir diğer sorun da nitelikli iĢgücüne eriĢimin kısıtlı olmasıdır. Mevsimlik

istihdam sektörün nitelik olarak geliĢmesindeki en büyük kısıttır (WEF Raporu).

DeğiĢen ve artan turizm taleplerine cevap verebilmek için sektör sürdürülebilir turizm

modelini benimsemelidir. Özellikle kitle turizminden kaynaklanan sorunlar arttıkça

alternatif yolların aranması ve alternatif turizm planlamaları ivedilikle hayata

geçirilmelidir. Devlet turizm sektörü için öncü ve koordinasyonu sağlayacak bir

denetleyici rolünü üstlenmelidir. Tesislerde güneĢ ve rüzgar gibi yenilenebilir enerji

kaynaklarının kullanımının ve üretilmesinin teĢvik edilmesi önemlidir. Konaklama

sektöründe enerji verimliliği sağlanmalıdır.

Kitle turizmi yerine yeĢil turizm (ekoturizm) sürdürülebilirlik yönü ile

kaynakları daha verimli kullanmaya yatkın olduğundan daha verimlidir.

Türkiye 2023 yılına kadar uluslararası pazarda turist sayısı ve turist geliri

açısından ilk 5 ülke arasına kalıcı olarak girmek istiyorsa marka haline gelmesi

gerekmektedir.

Turizm sektörünün kırsal eğitim ve bölgesel kalkınma iliĢkisi düĢünüldüğünde

sürdürülebilir ekonomik kalkınmaya da etkisi olacaktır. Küçük ve orta ölçekli, KOBĠ

iĢletmelerinin yenilenme ve sürdürülebilir turizm yatırımlarının devlet tarafından özel

teĢviklerle desteklenmesi zorunludur.

Page 160: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

146

Türkiye turizminin en büyük sorunlarında olan mevsimsellik ancak alternatif

turizm arzları ile çözülebilir. Hedeflere varmada kalifiye iĢgücüne ihtiyaç vardır.

Turizm sektörünün yapısından dolayı kalifiye iĢgücü sürekli istihdam edilecekleri

sektörleri tercih etmektedirler.

Nitelikli turistlerin gelmesini sağlayacak fiyat dıĢı rekabet stratejileri hayata

geçirilmelidir.

Türkiye Turizm Stratejisi doğrultusunda 50 milyon turist, 50 milyar $ turizm

gelirine ulaĢabilmek için turizm ürünleri çeĢitlendirilmeli, kaynaklar daha etkin

kullanılmalı, pazarlama stratejileri değiĢen talep ve eğilimlere göre yeniden

oluĢturulmalıdır aksi halde bu hedeflere ulaĢılamayacaktır. Özellikle yüksek harcama ve

gelir elde edebilme potansiyeli dikkate alınarak kongre, gastronomi, spor, organizasyon,

sağlık, wellness, alıĢ-veriĢ eve eğlence vb. turizm çeĢitleri alanında giriĢim ve

farkındalık yoğunlaĢtırılmalıdır.

Turizm sektöründe kayıt dıĢı ekonominin en azından azaltılabilmesi için

Bakanlık belgeli ve belediye belgeli tesis avantajlarının gözden geçirilmesi uygun

olabilir.

Türkiye‟de ÖTV ve KDV rakip ülkeler seviyesine indirilmelidir. ÖTV artıĢları

sonucu (1 litre rakı da 51.48 YTL ÖTV vardır) maliyet yükseliĢlerinden dolayı

mönülerden kaldırılmakta iĢletmeler kaçak (kaçak içki) ve sağlıksız ürünlere (kaçak et)

yönelmektedir.

ġehir turizmi geliĢtirilmelidir. Fransa‟ya gelen 80 milyon turistin %30‟u Paris‟i

ziyaret etmektedir. Ġspanya‟yı ziyaret eden 64 milyon turist en çok Madrid ve

Barcelona‟yı gezmektedir. Ġstanbul için bu rakam 10 milyondur, bu Ģehirleri yakalama

potansiyeli vardır.

Kongre turizmi ICCA verilerine göre turizm gelirlerinin %30‟unu (250 milyar $)

oluĢturmaktadır. 1901 yılında yapılan ilk kongre günümüzde dünyada yılda 9.000

kongre sayısına ulaĢmıĢtır. Avrupa bölgesi 2013 de turizm gelirlerinin %42‟sini kongre

turizminden karĢılamıĢtır. Kıyı turizminde kiĢi baĢı harcama 600-700 $ seviyesinde iken

kongre turizminde 2.000-2.500 $ dır, kongre turizmi “her Ģey dahil sisteminin” tam tersi

bir durumdur. En az 1000 kiĢi kapasiteli salonlara ihtiyaç vardır, yatırımların geri dönüĢ

süresi otellere göre daha kısadır çünkü mevsimsellik özelliği görülmemektedir. 2014

yılında kongre turizminde %3-4 arası büyüme bekleniyor. Türkiye kongre turizmine

gerekli önemi vererek bu turizm çeĢidinden gelirlerini artırabilir.

Ödül turizmi (incentive tourism) baĢlatılmalıdır.

Page 161: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

147

Mağara turizmi (ülkemizde 1.000 adet vardır), dağ ve kıĢ turizmi

geliĢtirilmelidir.

Av turizmi önemli gelir kaynağı olabilir.

Akarsu turizmi, rafting, trekking geliĢtirilmelidir.

Gençlik turizmi (15-24 yaĢ arası) geliĢtirilmelidir. UNWTO verilerine göre 0-30

yaĢ arası turistler dünya turizm talebinin %20‟sini, dünya turizm gelirlerinin %18‟ini

oluĢturmaktadır. Diğer seyahat türlerine göre daha hızlı büyüme gerçekleĢtirmektedir,

maceracı bir pazardır doğal felaketler ve terör gibi olumsuz faktörlerden daha aza

etkilenir. Dünyada sayıları 300 milyon ve 320 milyar $ gelir yaratan bir turizm

çeĢididir. Özel kamplar açılmalı, yaz okulları (dil, sanat, spor eğitimi vb.) kurulmalıdır.

En uzun seyahat eden turist grubudur (ortalama 46 gün), en çok ABD, Ġngiltere, Ġsviçre,

Malta ve Fransa tercih edilmektedir.

Öğrenci turizmi geliĢtirilmelidir, ERASMUS, SOCRATES vb. Malta adasına

giden kiĢilerin %5‟i öğrenim amaçlı (üniversite, dil eğitimi) gitmektedir.

Golf turizmi geliĢtirilmelidir. Dünyada 32.000 golf sahası var iken (%62‟si

ABD‟de) ülkemizde 25 tesis vardır. Dünya turizminden üç kat fazla büyümektedir

(yılda %12 büyümektedir). Dünyada 61 milyon kiĢi golf oynamaktadır, yıllık golf

turizmi 100 milyar $ hasıla yaratmaktadır (dünya turizm gelirinin %11‟i). Normal

turiste göre dört kat daha fazla para harcamaktadırlar. Rakiplerimizden olan Ġspanya

yılda 5 milyon golf oyuncusunu ağırlamakta, yılda 7 milyar $ gelir elde etmektedir,

ülkemiz ancak turizm gelirinin %1.8‟ini golf turizminden sağlamaktadır, yatırımların

geri dönüĢ süresi kısadır golf tesisleri yıl boyu açık kalmaktadır.

Sağlık ve termal turizmi geliĢtirilmelidir. Tedavi ve tatil bir aradadır. Ülkemiz

yılda 500.000 turist çekiyor, bu rakam kat be kat artabilir. 12 ay turizm imkanı sunan bir

turizm çeĢididir, yüksek istihdam gerektirir, karlı ve rekabet gücüne sahip yatırımlardır.

Wellness, termal spa tesisleri, çamur banyoları, içme, inhalasyon, fizik tedavi, kaplıca

tedavisi, talassoyerapi, klimaterapi vb. kullanılarak bu turizm türünden gelirlerimiz kat

kat artırılabilir.

Üçüncü yaĢ turizmi geliĢtirilmelidir (55 yaĢ ve üstü). Dünyada 1999 da 593

milyon olan bu grup 2050 de 2 milyar kiĢi olacaktır. Dünya toplam turizm

harcamalarının 1/3‟ü nü oluĢturur. Ülkemiz iĢletmelerde daha fazla yaĢlı turist

çekebilmek için diyet menüleri oluĢturulmalıdır (yağ, tuz, Ģeker oranı düĢük),

restoranlarda, otel giriĢ, lobi, lavabo ve tuvalet düzenlemeleri yapmalıdırlar engelliler

için.

Page 162: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

148

Ġnanç turizmi geliĢtirilmelidir. WRTA (Dünya Turizm Ġnanç Birliği) raporuna

göre her yıl 300 milyon kiĢi inanç turizm amacı ile seyahat etmektedir. Yıllık Pazar

büyüklüğü 18 milyar $ civarındadır. NiĢ Pazar olan bu turizm çeĢidi 2020 yılına kadar

%18 büyüyecektir. Mevsimsel faktörlerden uzak alternatif bir turizm çeĢididir. Atıl

kapasite sorununa çözüm sağlayabilir. Ülkemizde Ġncil‟de adı geçen 39 yer

bulunmaktadır. Aziz Nikolas Antalya Demre ilçesinde yaĢamıĢtır, Tarsus, Hatay,

NevĢehir, Efes, Manisa Sard sinagogu, Mardin önemli inanç turizm çekim merkezleri

olabilir, bu yerler Hristiyanlık için çok önemlidir. Ġtalya ya yılda 20 milyon turist Roma

ve Vatikan ziyareti yapmaktadır. Dünya da her yıl 150 milyon kiĢi Hristiyan hacı

olmaktadır. Tarsus‟ta sadece 288 yatak bulunmaktadır ama yıllık 100.000 turist

gelebilir.

Kümelenme sistemi-cluster (Silikon Vadisi vb. ) destinasyonlarda

oluĢturulmalıdır.

Turizm eğitimine gereken önem verilmelidir.

Destinasyon odaklı tanıtım yapılmalıdır.

Digital tanıtıma ağırlık verilmelidir.

KiĢi baĢı harcama ve kalıĢ sürelerinin artırılmasına çalıĢılmalıdır.

Turizmin bölgelere dengeli dağıtılmasına özen gösterilmelidir.

GeliĢmekte olan pazarlara vize kolaylığı, bankalar aracılığı ile kredi

desteklerinin sağlanması, kriz ortamlarında iç pazara ağırlık verilmesi, bakanlık-özel

sektör-yerel yönetimler-medyanın ortak çalıĢması geliĢmekte olan pazarlardaki fuarlara

dahil olunması önerilmektedir.

Kurvaziyer (yat) turizmi geliĢtirilmelidir. Rakiplerimiz olan Fransa‟nın 227.000,

Ġspanya‟nın 107.000 ve Ġtalya‟nın 128.000 yat bağlama kapasitesi varken ülkemizin

16.000 dır. Coğrafi konumu, yat güzergahı zengin bir potansiyele sahipken bu

üstünlükler değerlendirilmemektedir. Mavi tur (Bodrum-Antalya güzergahı)

geliĢtirilebilir. Liman maliyetleri yüksektir, marina arz kapasitesi artırılmalıdır, yat ve

limanlarda modernizasyon ve yoğun bürokratik iĢlemler iyileĢtirilmelidir. 1998 yılında

7 milyon 790 bin olan kurvaziyer turizmi 2008 de 16 milyon 36 bin yolcuya (%110

artıĢ) ulaĢmıĢtır. Karadeniz bölgesi için kurvaziyer turizminin geliĢtirilmesi ve gerekli

altyapı eksikliklerinin giderilmesi tavsiye edilebilir.

Arap turizm pazarı, Ġran, Ġngiltere, Rusya ve Almanya pazarı geliĢtirilmelidir.

2010 da 1 milyon Suudi‟den Ġngiltere‟ye 390.000, Ġsviçre‟ye 210.000 giderken

ülkemize sadece 115.000 Suudi turist gelmiĢtir. Arap turizm pazarı kolaylıkla 2023

Page 163: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

149

yılına kadar 7-10 milyon turist geliĢine ulaĢabilir. Ġran‟dan her sene 5.5 milyon kiĢi

yurtdıĢına çıkmaktadır, yüksek harcama eğilimleri vardır. Turizm Bakanlığı farsça web

siteleri oluĢturulmalıdır. Almanya her yıl 75 milyon turist göndermektedir, çoğunlukla

Ġspanya‟yı tercih etmektedirler (yılda 10 milyon), ülkemize 5 milyon civarında

gelmektedir. 2020 yılında bu ülke dıĢ tatillerde lider olacaktır.

Türkiye kendi ulusal tur operatörlerini (digital ortamda) oluĢturmalıdır.

Ġl turizm arz envanterleri çıkarılmalıdır.

ġehir turizmi geliĢtirilmelidir. Paris yılda 18.8 milyon, New York 18.5 milyon,

Londra 16.1 milyon turist ağırlamaktadır. ġehir turları en hızlı büyüyen segmenttir.

Ülkemize turist getiren tur operatörlerine teĢvik verilmelidir.

ABD‟ye giden bir turist ortalama 1.882 $ harcama yapıyor iken ülkemizde

ortalama 800 $ dır. Bu rakamın artırılması gerekmektedir.

WEF 2009 Seyahat ve Turizm Sektöründe Rekabet Raporu (2009) dünya turizm

sektörünün geliĢiminde temel baĢarı kamu ve özel sektör ortaklığı olduğu

vurgulanmıĢtır, ülkemizde de bu ortaklık iliĢkisi güçlendirilmelidir. Turizm sektöründen

kiĢilerle turizm akademisyenleri bir araya getirilerek turizm sektörünün geliĢtirilmesi

için tartıĢma ortamları hazırlanmalıdır. Tanıtmaya ayrılan kaynaklar artırılmalıdır.

Kamu ve özel sektör paydaĢlarının koordinasyonu sağlanmalıdır.

T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı‟nın hazırladığı Türkiye Turizm Stratejisi 2023

Eylem Planı (2007- 2013) doğrultusunda: planlama, yatırım, örgütlenme, iç turizm,

araĢtırma ve geliĢtirme, ulaĢım ve altyapının güçlendirilmesi, tanıtım ve pazarlama,

eğitim, hizmet kalitesi, kentsel ölçekte markalaĢma, turizm çeĢitlendirilmesi, mevcut

turizm alanlarının rehabilitasyonu, turizm geliĢim bölgeleri, turizm geliĢim koridorları,

eko-turizm bölgeleri hedeflerinin tüm boyutları ile bir bütünlük içerisinde kamu, iĢ, sivil

toplum kuruluĢları baĢta olmak üzere tüm toplumun yukarıda bahsedilen stratejiyi

benimseyerek ortak hedefler doğrultusunda uyumlu çalıĢmaları gerekmektedir. Turizm

politikası sürdürülebilir eksende geliĢtirilmesi gerekmektedir.

Karadeniz, Güney Doğu Anadolu be Doğu Anadolu bölgelerinin alternatif

turizm türlerinin devreye sokulması gerekmektedir.

YeĢil yıldız kriterlerinin bakanlık tesis sınıflandırılma formlarına entegre

edilmesi ve yeĢil yıldız baĢvurularının özendirici düzenlemelerin yapılması gereklidir.

Sürdürülebilirliğe en uygun ulaĢtırma türü olan demiryolu taĢımacılığı turizm

merkezleri arasında yaygınlaĢtırılmalıdır. UlaĢım, iletiĢim kanallarının iyileĢtirilmesi

gereklidir.

Page 164: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

150

Pazar çeĢitliliğinin, dünya standartlarında tesisleĢebilme, yatak kapasitesinin

artırılması, iç turizm için tatil bilincinin artırılması, 2634 sayılı yasa ve ilgili

yönetmeliklerin revize edilmesi ve kalifiye personelde artıĢ sağlanması önemlidir.

Özel olaylar pazarında (event) olan fuar, seminer, konferans, sergi, konser,

sportif ve sanatsal etkinlikler artırılmalıdır. Çağımız özel olaylar çağıdır, Lord of the

Rings filminin Yeni Zellanda‟da çekilmesinden sonra ülkeye gelen turist sayısı 3 kat

artmıĢtır.

Yoksulların turizmden elde edilen gelirden adil ve genele dağıtılacak Ģekilde pay

almaları sağlanmalıdır.

Turizm sektöründe yatırım türü ve ürün kompozisyonu müĢteri profili ile doğru

orantılı olmalıdır.

Çevresel baskı, altyapı eksikliği, temiz suya eriĢim, atıkların imhası, sera gaz

salınımlarının azaltılması, suya az gereksinim duyan peysaj uygulamaları, gri su

kullanımının yaygınlaĢtırılması, turizm iĢletmelerinde yenilenebilir enerji kullanımının

artırılması, turistlerin çevre ve doğa bilincinin geliĢtirilmesi, yaratılan katma değerin

bölgede kalmasının sağlanması, geleneksel el sanatlarının ve yerel ürünlerin (halı, kilim

vb.) tanıtımının sağlanması ülkemizin uluslararası rekabet gücünü artıracaktır.

Türkiye‟nin fiyat odaklı turizm politikasından çıkıp Ġspanya tarzı kalite odaklı

modele geçmesi gerekmektedir.

2014 yılında 55 milyon Alman dıĢ turizme 67 milyar Avro harcadı. Bu turistlerin

%13.5‟i rakibimiz olan Ġspanya‟ya gitti, ülkemize %7.0 civarında geldiler. Alman turist

pazarı büyültülebilir.

Türkiye‟de emek arzı fazlalığı vardır, turizm sektörü (emek-yoğun, otomasyon

sınırlı) fazla arz miktarını massetme içim politika aracı olarak kullanılabilir. Kırsal

turizm geliĢtirilmelidir. Mevsimsellik özelliğinden ötürü nitelikli iĢgücünün sektörde

devamlı kalması sağlanmalı, aranılan kriterler sıkılaĢtırılmalıdır.

Turizm sektörü AGÜ için fırsatlar verir, emek-yoğundur, döviz geliri sağlar,

turizm geliri 700$ arttığı zaman uzun dönemde ekonomide 3.168$ artıĢ göstermektedir.

Turizm sektöründe yeni eğilimler neticesinde sermaye yoğun altyapı ve tesislerin

yapılması (temalı park 600 milyon $ a mal olmaktadır) ancak GÜ‟in altından

kalkabileceği harcamaları gerektirir, uluslararası ticaretin geliĢmesi uluslararası turizmi

de artıracağından turizm talebi GÜ arasında olacaktır, ancak küçük ada devletleri

(Kıbrıs, Malta, Jamaika, Küba vb.) turizm sektörü sayesinde büyüyebilirler.

Page 165: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

151

KAYNAKÇA

Afandiyev E., (2013). Causes of Dutch Disease and Ways to Deal with It: Literature

Review. Indiana University-Purdue University. Fort Wayne. ABD.

Ahiawodzi A. K., (2013). Tourism Earnins and Economic Growth in Gana. British

Journal Of Economics, Finance and Management Sciences. April 2013, Vol. 7

(2), 187-202.

Ageli M.M., (2013). Tourism Economics in Saudi Arabia: PP-Var Approach, MPRA,

21-27.

Alkin E. (1984). İktisat, Ġstanbul:Filiz Kitabevi.

Allen,R.G.D,(1964).Statics for Economists,Mc-Millan,UK,1964.

Alkhathlan K. A., (2013). Contribution of Oil in Economic Growth of Saudi Arabia.

Applied Economics Letters, 20, 343-348.

Akan Y. & IĢık C., (2009). Yabancı Ziyaretçi Harcamalarının Ekonomik Büyümeye

Etkisi (1970-2007). Anatolia: Turizm Araştırmaları Dergisi. Cilt 20, Sayı 2,

Bahar, 197- 203.

Akat Ö. (1997). Turizm İşletmeciliği, Bursa :Ekin Kitabevi.

Akkemik K. A., (2011). Assesing the importance of international tourism for the

Turkish Economy: A social accounting matrix analysis, Elsevier, 1-12.

Allen, R.G.D.,(1964). Statistics for Economists, McMillan, Ġngiltere.

Akpınar E. & Bulut Y., (2010). “ Ülkemizde Alternatif Turizm Dalı Olan Eko-turizmi

ÇeĢitlerinin Bölgelere Göre Dağılımı ve Uygulama Alanları”, III. Ulusal

Karadeniz Ormancılık Kongresi Mayıs 2010, Cilt 4, 1575-1594.

AktaĢ A. R & Kaplan F., Kocaman S. (2013). “ Turizm ile Ekonomik Büyüm

Arasındaki ĠliĢki: Akdeniz Ülkeleri Üzerine Bir Panel Veri Analizi”,

International Conference On Eurasian Economies 2013, 755-760.

Alper, M. A., (2005).ĠĢçi Dövizlerini Belirleyen Makroekonomik Etkenler: Türkiye

Örneği, T.C.M.B. Yayınları, ġubat, 2005.

AltıntaĢ H. & ÇetintaĢ H. (2011). Erciyes Üniversitesi İİBF Dergisi, Sayı 36, Ağustos-

Aralık 2010, 33-56.

Al-Qudair K. H. A., (2004). The Causal Relationship Between Tourism and

InternationalTrade in some Islamic Countries, King Saud University, Riyadhs,

Saudi Arabia, 1-20.

Page 166: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

152

Auty, R.M. & Gelb, A.H. (2001). Political Economy of Resource Abundant States,

Oxford University Press, Oxford.

Auty R. M. (2001a). The Political Economy of Resouce-driven Growth, European

Economi Review, 46, 839-846.

Andersen J. J. & Aslaksen S. (2008). Constitutions and the resource curse, Journal of

Development Economics, 87, 227-246.

Andrade J. S. & Duarte A. P. (2013). The Dutch Disease in the Portugease Economy

No:05,Coimbria, Portugal, 1-38.

Apergis N. & Payne J. E. (2012). Tourism and growth in the Caribbean-evidence from a

panel Error correction model. Tourism Economics, Vol. 18(2), 449-456(8).

Arslanturk, Y., Balcilar, M., &Ozdemir, Z. A. (2011).Time-varying linkages between

tourism receipts and economic growth in a small open economy.Economic

Modelling, 28(1), 664- 671.

Archer B. H.,(1976). Demand Forecasting in Tourism. Bangor Occasional Paper in

Economics, No:9. Bangor. University of Wales Press, 115-132.

Archer B. & Cooper C. (1988). The Positive and Negative Impacts of Tourism, The

Economics of Tourism, Vol.2.

Aslan, Z & G. AktaĢ (1994). “Turizm Açısından Çevre Sorunlarına Genel Bir

YaklaĢım”.

Aslan A. (2008). “Türkiye‟ de Ekonomik Büyüme ve Turizm ĠliĢkisi Üzerine

Ekonometrik Analiz”, MPRA, Paper No. 10611 UTC.

AyaĢ N. (2003). Bölgesel Rekabet Gücünü GeliĢtirmeye Yönelik Alternatif Bir

YaklaĢım Yeni Endüstriyel Bölgeler YaklaĢımı (Denizli Örneği), Muğla

Üniversitesi SBE BasılmamıĢ Doktora Tezi, Muğla.

Bahar O. (2004). “Türkiye‟de Turizm Sektörünün Rekabet Gücü Analizi üzerine Bir

Alan ÇalıĢması:Muğla Örneği”. Muğla Üniversitesi SBE, Muğla.

Bahar O. ( 2006 ). “ Turizm Sektörünün Türkiye‟ nin Ekonomik Büyümesi Üzerindeki

Etkisi: VAR Analizi YaklaĢımı”, Yönetim ve Ekonomi, Celal Bayar

Üniversitesi İ.İ.B.F Cilt:13 Sayı: 2, 137- 148.

Bahar O. (2007). Bölgesel Kalkınmada Turizm Sektörünün Ekonomik Açıdan Yeri ve

Önemi, Muğla Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Güz 2007, sayı

19.

Page 167: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

153

Bahar O. & Baldemir E., Uluslararası Ticaret ile Uluslararası Turizm Arasındaki

Nedensellik ĠliĢkisi: Türkiye Örneği, Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler

Enstitüsü Dergisi Cilt:10, Sayı:4, 97- 111.

Bahar, O & M. Kozak ( 2012 ). “Turizm Ekonomisi”, Detay Yayıncılık, Ankara Çevre

Dergisi, vol 11, 43-45.

Bahar O. ve K. Bozkurt ( 2010 ). “ GeliĢmekte Olan Ülkelerde Turizm- Ekonomik

Büyüme ĠliĢkisi: Dinamik Panel Veri Analizi”, Anatolia: Turizm Araştırmaları

Dergisi Cilt: 21,Sayı:2 Güz, 255- 265.

Balaguer J. & Cantavella-Jorda M., (2002). Tourism as a long-run economic growth

factor: the Spanish case, Instituto Valenciano de Investigaciones Economicas, 1-

15.

Barro R. J. (1991). Economic Growth in a Cross Section of Countries, Quarterly

Journal of Economics, 106(2), 407-443.

Barutçugil Ġ. S. (1989). Turizm İşletmeciliği, Ġstanbul:Beta Yayıncılık.

Bayer M. Z. (1992). Turizme Giriş, Ġstanbul Üniversitesi ĠĢletme Fakültesi Yayını

No:253.

Becken S. ( 2010 ). “ The Importance of Climate and Weather for Tourism”, Land

Environment & People LEAP, Literature Review.

Bento J. P. C & Santos M., ( 2012 ). Tourism As a Long Run Economic Growth Factor

in Portugal: Evidence from Causality Analysis. Revista Turesmo &

Desenvolvimento, 2012. No 17/18, 1760-1765.

Berber, M. Yamak, R. ve Artan, S. (2000) Türkiye’de yakınlaşma hipotezinin bölgeler

bazında geçerliliği üzerine ampirik bir çalışma: 1975-1997. 9. Ulusal Bölge

Bilimi ve Bölge Planlama Kongresi Bildiriler Kitabı, 51-59.

BirleĢmiĢ Milletler Çevre Programı (2009). Sustainable Coastal Tourism, Sustainable

Consumption and Production Branch, Milan.

Bhagwati J. N., (1984). Why are Services Cheaper in Poor Countries. Economic Journal

94, 279-286.

Bhagwati, J., &Srinivasan, T. (1979).Trade policy and development. In R.Dornbusch,

&J. A. Frenkel (Eds.), International economic policy: Theory and evidence (pp.

1-35). Baltimore: Johns Hopkins University Press.

Bozkurt E. ve Ö. Topçuoğlu ( 2013 ). “ Türkiye‟ de Ekonomik Büyüme Turizm

ĠliĢkisi”, Gümüşhane Üniversitesi Sosyal Bilimler. Elektronik Dergisi Sayı: 7,

Ocak, 91-105.

Page 168: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

154

Box, G.E.P., Jenkins, G.M., (1970).Time Series Analysis: Forecasting and Control,

Holden-Day, California.

Buhalis D. (1999). Limits of tourism development in peripheral destinations: problem

and Challenges. Tourism Management, 20(2), 182-185.

Buhalis D. (2000). Marketing the Competitive Destination of the Future, Tourism

Management, 21(1), 97-116.

Bull, A. (1995). The Economics of Travel and Tourism, Melbourne:Longman.

Butler R. (1994). Seasonality in Tourism:issues and problems. London:John Wiley &

Sons.

Brau, R., Lanza A., & Pigliaru F., ( 2006 ). How Fast Are Small Tourist Countries

Growing? The 1980-2003. Evidence. Crenos. Universita di Cagliari, 1-15.

Brida, J. G., Cortes-Jimenez I. & Pulina M., (2014). Has the tourism-led growth

hypothesis Been validated? A literature review. Current Issues in Tourism, 1-37.

Britton, S. (1982). The political economy of tourism in the Third World. Annals of

Tourism Research, 9(3), 331-358.

Brown, F. (2000). Tourism Reassessed: Blight or Blessing? Oxford:Butterworth &

Heinemann.

Burkart, A.J. & Medlik S. (1974). Tourism Past, Present and Future. London:

Heinemann.

BüyükerĢen, Y. vd. (1999). İktisada Giriş, Anadolu Üniversitesi Ġktisat Fakültesi Ders

Kitapları Yayın No:3.

Capo, J., Font, A., & Nadal, J. (2007). Dutch Disease in tourism economics: Evidence

from Balearics Canary Islands. Journal of Sustainable Tourism, 15(6), 615-627.

Chao, C. C ; B.R. Hazari, J.P Laffargue; P.M. Sgro & Yu E.S.H.,( 2006 ). “ Tourism,

Dutch Disease And Welfare In An Open Dynamic Economy”, The Japanese

Economic Review Vol. 57, No 4, December, 501-515.

Chao, C.C., Hazari B. R., Laffargue J.P., Sgro P.M. & Yu E.S.H., (2005). Tourim, Jobs,

Capital Accumulation and the Economy: A Dynamic Analysis, Paris-Jourdan

Sciences Economiques No: 16, 1-23.

Chang, J. J., Lu L. J. & Hu S. W., (2010). Congestion Externalities of Tourism, Dutch

Disease and Optimal Taxation: Macroeconomic Implications. Economic Record.

Vol.87, Issue 276, 90-108, March 2011.

Page 169: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

155

Chen, C., & Chiou-Wei, S. (2009). Tourism Expansion, Tourism Uncertainty and

Economic Growth: New Evidence From Taiwan and Korea. Tourism

Management, 30, 812-818.

Cohen E, (1988). Authenticity and commoditization in tourism. Annals of Tourism

Research, 15(3), 371-386.

Collier, P. Hoeffler, A. ( 1998 ). On Economic Causes of Civil War. Oxford Economic

Papers 50, 563-573.

Cooper C., Fletcher J, Gilbert D, & Wanhill S. (2005). Tourism Principles and Practices

(3. Baskı), Harlow:Pearson Education.

Copeland B.R., (1991). Tourism, Welfare and De-industrialization in a Small Open

Economy Economica, New Series, Vol.58, No.232, 515-529.

Corden W. M., (1984). Boomimg Sector and Dutch Disease Economics: Survey and

Consolidation. Oxford Economic Papers 36 (1984), 359-380.

Corden, W.M. & Neary, P. ( 1982 ). Booming Sector and De-Industrialisation in a

Small Open Economy. The Economic Journal, Vol. 92, No. 368, 848.

Cortes-Jimenez vd., ( 2009 ). Tourism and Exports as a Means of Growth. Research

Institute of Applied Economics. Working Papers 2009/10.

Croes R. R. (2006). A Paradigm Shift to a New Strategy for Small Island Economies:

Embracing Demand Side Economics for Valu Enchancement and Long Term

Economic Stability, Tourism Management,27(3), 453-465.

Crouch G. I. & Ritchie J. R. B. (1999). Tourism, Competitiveness and Social Prosperity

Journal of Business Research, 44(3), 137-152.

Çakmak E., Bozkurt E., Aksu H. & Emsen Ö.S., (2011). Türkiye‟de Hizmet Ticareti ve

Ekonomik Büyüme ĠliĢkisi, Sosyoekonomi, Temmuz-Aralık 2011, 21-39.

Çayır D. “ Ankara Esenboğa Havaalanından GiriĢ Yapan Yabancı Turist Sayısı için

Zaman Serisi Analizi ve Kestirimi ”, Gazi Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi

İstatistik Bölümü, Ankara.

Çeken H. (2003). KüreselleĢme, Yabancı Sermaye ve Türkiye Turizmi,

İstanbul:Değişim Yayınları.

ÇetintaĢ H; Ç. BektaĢ ( 2008 ). “ Türkiye‟ de Turizm ve Ekonomik Büyüme Arasındaki

Kısa ve Uzun Dönemli ĠliĢkiler”, Anatolia: Turizm Araştırmaları Dergisi, Cilt

19, Sayı 1 Bahar, 1-8.

Page 170: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

156

Çağlayan E.,GüriĢ B., Öskönbayeva Z., (2012). Turizme Dayalı Büyüme Hipotezinin

KKTC Ġçin Geçerliliğinin Analizi. Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi,

Aralık 2012, Cilt 14, Sayı 2, 105-122.

Chen C. F. & Chiou-Wei S. (2009). Tourism expansion, tourism uncertainty and

economic Growth:New evidence from Taiwan and Korea. Tourism

Management. Vol 30(6), 812- 818.

Çıkın A. ; H. Çeken; M. Uçar ( 2009). “ Turizmin Tarım Sektörüne Etkisi, Agro-

Turizm ve Ekonomik Sonuçları”, Tarım Ekonomisi Dergisi 2009; 15 ( 1 ) : 1-8

Çımat A. & Bahar O., ( 2003). “Turizm Sektörünün Türkiye Ekonomisi Ġçindeki Yeri

ve Önemi Üzerine Bir Değerlendirme”, Akdeniz İ.İ.B.F Dergisi ( 6 ), 1-18.

Çoban O. (2001). Teknolojik GeliĢme ve Rekabet Gücü, Hazine Dergisi, 13, 29-48.

Çoban O. & Özcan C.C., ( 2013 ). “ Türkiye‟ de Turizm Gelirleri- Ekonomik Büyüme

ĠliĢkisi: Nedensellik Analizi ( 1963- 2010 ), Osmangazi Üniversitesi İ.İ.B.F

Dergisi 8(1), 243- 261.

Davidson T. L. & Maitland R. (1997). Tourism Destinations, London:Hodder and

Stoughton.

Davidson T. L. (1998). What are travel and tourism? Are they really an industry?

Oxford: Butterworth & Heinemann.

Demir Ç. ( 2010 ). “ 1980- 2007 Türkiye Turizm Talebinin Ekonometrik Analizi:

Zaman Serisi YaklaĢımı”, Doktora Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi S.B.E

Ekonometri Anabilim Dalı.

Deloitte (2010). Konaklama e-Vizyon Bülteni Kasım 2012.

De Freitas C. R. (2003). Tourism Climatology: Evaluating Environmental Information

for Decision Making and Business Planning in the Recreation and Tourism

Sector, International Journal of Biometeorol, 48, 45-54.

D‟Hautesserre A. M. (2000). Lessons in Managed Destination Competitiveness:the

Case of Foxwoods Casino Resort, Tourism Management, 21(1), 23-32.

DICKEY, D.A. and FULLER, W.A. (1981), „Likelihood Ratio Statistics for Autoregressive

Time Series with a Unit Root‟, Econometrica, 49(4), 1057-73.

Dinçer M. Z. (1993). Turizm Ekonomisi ve Türkiye Ekonomisinde Turizm, Ġstanbul Filiz

Kitabevi.

Dinler Z. (2001). Bölgesel İktisat, Bursa:Ekin Kitabevi.

Page 171: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

157

Dritsakis N., (2004). Tourism as a long-run economic growth factor: an empirical

investigation for Greece using casuality analysis, Tourism Economics, Vol.10 1-

25.

Dritsakis, N. (2012). Tourism development and economic growth in seven

Mediterranean countries: a panel data approach. Tourism Economics, 18(4), 801-

816.

Domar E. D., (1940). Essays in the Theory of Economic Growth. New York:Oxford

University Press.

Durbarry, R. (2004). Tourism and Economic Growth: The Case of Mauritius. Tourism

Economics, 10(4), 389-401.

Dwyer L., Forsyth P. & Rao P. (2002). Destination Price Competitiveness. Exchange

Rate Changes Versus Domestic Inflation, Journal of Travel Research, 40(3),

328-336.

Edgell D. L., Del Masto M., Smith A. & Swanson J.R. (2008). Tourism Policy and

Planning: Yesterday and Tomorrow. Int. J. Tourism Policy, Vol. 2, Nos. ½.

Ekin Yazım Grubu (2001). Turizmde Yeni Trendler IĢığında Akdeniz Bölgesinin

Geleceği ve Rekabetin Odaklandığı Bölge Ülkelerinde Durum.

Ekin Yazım Grubu (2003). Turizm Yıllığı 2002 Yılı Verileri, Ġstanbul Ekin Yayınevi.

Eralp Z. (1980). Turizm Ekonomisi ve Politikası, Ankara: SBF Basın-Yayın

Yüksekokulu Yayını.

Erdoğan H. (1995). Uluslararası Turizm, Bursa:Uludağ Üniversitesi Yayını.

Erkan C. (1993). KüreselleĢme ve Avrupa Topluluğu KarĢısında Türkiye‟nin Rekabet

Yeteneği, Ġzmir, Takav Matbaacılık.

Ertek T. (2008 a). Mikroekonomiye Giriş. (GeniĢletilmiĢ 4. Baskı) Ġstanbul: Beta Basım

A.ġ.

Fayed H. & Fletcher J., (2002). Report: Globalization of economic activity: issues for

tourism. Tourism Economics, Volume 8, Number 2, 1 June 2002, 201-230(24).

Figini P. & Vici L., (2007). Tourism and Growth in a Cross-Section of Countries, The

Rimini Center for Economic Analysis, 1-9.

Figini, P., & Vici, L. (2010). Tourism and Growth in a Cross Section of Countries.

Tourism Economics, 16(4), 789-805.

Fletcher J.E. & SNEE H. (1989). Tourism In The South Pacific Islands, Progress In

Tourism Recreation And Hospitalty Management, Vol. 1, 114-124, London

Belhaven Press.

Page 172: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

158

Frechtling D. C. (1999). The Tourism Satellite Account:Foundations, Progress and

Issues Tourism Management, 20(1), 163-170.

Frechtling D. C. (1994). Assessing the impacts of travel and tourism-measuring

economic Benefits. John Wiley & Sons, 367-392).

Frechtling D. C. & Smeral E. (2010). Measuring and Interpreting the Economic Impact

Of Tourism:20-20 Vision, D. G. Pearce and R. W. Butler, eds., Oxford, UK, 67-

79.

Furman J. L., Porter M.E. & Stern S. (2002). The Determinants of National Innovative

Capacity, Research Policy, 31(6), 899-933.

Gartner W., (1996). Tourism Development, New York, John Wiley and Sons, Inc.,36.

Ghali M. (1976). Tourism and Economic Growth: An Empirical Study, Economic

Development and Cultural Change, Vol.24, 527-538.

Goelder C. R & Ritchie B. (2006). Tourism: Principles, Processes, Philosophies. (10.

Ed) New Jersey: John Wiley and Sons.

Gündüz L,Hatemi-JA. 2005. Is the tourism-led growth hypothesis valid for Turkey?

Applied Economics Letters 12(8): 499–504.

Gürkan Ö. (1997). İktisada Giriş, Ankara:Attila Kitabevi.

Goeldner C.R & Ritchie B., ( 2012 ). “Tourism Principles, Practices, Philosophies”,

Wiley Inc 12th ed.

Gooroochurn N. & Blake A., “ Tourism Immiserization: Fact or Fiction?”, Economics

Division, Nottingham University Business School, UK, 1-22.

Granger, C.W.J., Newbold, Paul., Spurius Regressions in Econometrics, Journal of

Econometrica, 37 ( 3 ), 1969.

Gujarati, D. N., Basic Econometrics, McGraw-Hill, 1995.

Gurbanov, S. ( 2012 ). Hollanda Hastalığı: Teori ve Ülke Örnekleri. (Ed.) Gürselgil, S.

Akis Kitap, Ġstanbul.

Gübe Y., (1997). Ġktisadi Büyüme ve Ġhracat Performansı, Hazine Dergisi, 6, 17-28.

Gujarati,D. N.,(1995).Basic Econometrics,third edit,MC-Graw-Hill,Ġnc.,USA,1995.

Gylfason T. (2001a). Natural Resouces and Economic Growth: What is the

Connection?. CESifo Working Paper Series, No. 530, 1-20.

Gylfason T. (2001b). Natural Resources, Education and Economic Development.

European Economic Rewiew, 45, 847-859.

Gylfason T. & Zoega ,(2014). The Dutch Disease in Reverse: Iceland‟s Natural

Experiment Ox Carre Research Paper 138, University of Oxford.

Page 173: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

159

Granger, C.W.J. & P. Newbold, 1973, Some comments on the evaluation of economic

forecasts, Applied Economics 5, 35-47.

Hall C. M. (1994). Tourism and Politics: Policy, Power and Place, Wiley, Chichester.

Hall C.M. (1999). Tourism Planning. Londra. Prentice Hall.

Han X. & Fang B. (1997). Measuring the Size of Tourism and Its Impact in an

Economy, Statistical Journal of The United Nations Economic Commision For

Europe, 14(4), 357-379.

Harrison D. (1992). International tourism and the less developed countries: the

background. London: Belhaven Press, 1-18.

Harrison A. (1996). Openness and Growth: A Time-Series, Cross-Country Analysis for

Developing Countries, Journal of Development Economics, 48(2), 407-443.

Hassan S. S. (2000). Determinants of Market Competitiveness in an Environmentally

Sustainable Tourism Industry, Journal of Travel Research, 38(2), 239-245.

Hazari B.R., Nowak J. J., Sahli M. & Zdravevski D. (2003). Tourism and Regional

Immiserization, Pacific Economic Review.

Hecksher E. F. (1911). The Effect of Foreign Trade on the Disrtibution of Income.

Ekonomisk Tidskrift, 21, 497-512.

Hepaktan E. & Çınar S., ( 2010 ). Turizm Sektörünün Türkiye Ekonomisi Üzerindeki

Etkileri. Celal Bayar Üniversitesi S.B.E. Yıl:2010 Cilt:8 Sayı:2, 135- 154.

Helpman, E. and Krugman, P.R. (1985) Market Structure and Foreign Trade:

Increasing Returns, Imperfect Competition, and the International Economy,

Cambridge: MIT Press.

Henderson J. C., (2014). Tourism and Develpoment in Singapore. Tourism as an

Instrument For Development: A Theoretical and Practical Study, 169-181.

Holzner M. ( 2005 ). “ Fear of Croation Disease”, Phd Thesis at Vienna University of

Economics.

Holzner M. ( 2010 ). “ Tourism and Economic Development: the Beach Disease?”, The

Vienna Institute for International Economic Studies, June 2010, 1-29.

Holden A. (2005). Tourism Studies and the Social Sciences. London: Routledge.

Hosein R. & Franklin M., Dutch Disesase, Ecotourism and Development Funding.

Hunziker W. & Krapf K. (1942). Grundriss der allgemeinen Frendenverkehrslehn (The

Outline of General Tourism Science), Zuerich, Switzerland.

Hussen A. (2004). Principles of Environmental Economics. London & NY: Routledge.

Page 174: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

160

Idowu O. K., (2008). Tourism-Exports and Economic Groth in Africa, AES conference

in South Africa 13th, 1-32.

IĢık C., ( 2010 ). Türkiye‟de Yabancı Ziyaretçi Harcaması ve Turizm Gelirleri ĠliĢkisi:

Bir EĢbütünleĢme Analizi ( 1970-2008 ). Sosyoekonomi 2010-2. Temmuz Aralık,

117-128.

IĢığıçok, E.,(1994). Zaman Serilerinde Nedensellik Çözümlemesi, Uludağ Üniversitesi

Basımevi, Bursa.

Ġçöz O. (2001). Turizm İşletmelerinde Pazarlama, Ankara:Turhan Yayınevi.

Ġçöz O. & Kozak M. (2002). Turizm Ekonomisi, Ankara:Turhan Kitabevi, 2. Baskı.

Ivanov, S., & Webster, C. (2013). Tourism‟s impact on growth: The role of

globalisation. Annals of Tourism Research, 41, 231-236.

Jackman M., (2012). Revisiting the Tourism-Led Growth Hypotesis for Barbados: A

Disaggregated Market Approach, Regional and Sectoral Economic Studies, Vol.

12-2, 15-26.

Jackson, K. & Zang W., ( 2012 ). Estimating Tourism: Can The Role Of Regional

Integration Really Be Ingnored?. European Trade Study Group Conference

2012.

Jayadevappa R. & Chhatre S. (2000). International Trade And Environmental Quality:

A Survey, Ecological Economics, 32(2), 175-194.

Jimenez I.C., Pulina M., & Prunera C. R., (2009). Toursim and Exports as a means of

Growth, Research Institute of Applied Economics, 1-28.

Jiminez I. C., Nowak J. J. & Sahli M., (2011). Mass Beach Tourism and Economic

Growth: lessons from Tunisia, Tourism Economics, 2011, 17 (3), 531-547.

Johansen S. & Juselius K. (1990). Maximum Likelihood Estimation and Inference on

Cointegration with Applications to the Demand for Money. Oxford Bulletin of

Economics And Statistics, 52(2), 169-209.

John J. D. (2011). Is there Really a Resource Curse? A Critical Survey of Theory and

Evidence. Global Governence 17, 167-184.

Kandır, S.Y; E. Karadeniz ; M. Özmen; Y. B. Önal ( 2008 ). “ Türk Turizm Sektöründe

Büyüme Göstergelerinin Turizm ĠĢletmelerinin Finansal Performansına Etkisinin

Ġncelenmesi”, Dokuz Eylül Üniversitesi S. B. E Dergisi Cilt 10, Sayı 1, 211- 234.

Kara O., Çömlekçi Ġ. & Kaya V., (2012). Turizm Gelirlerinin ÇeĢitli Makro Ekonomik

Göstergeler ile ĠliĢkisi: Türkiye Örneği (1992-2011). AİBÜ-İİBF Ekonomik ve

Sosyal Araştırmalar Dergisi. Bolu.

Page 175: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

161

Kartal G. (2013). Bölgesel Kalkınmada Kümelenme. Türkiye‟de Turizm Kümelenmesi

(2000-2012). Niğde Üniversitesi S.B.E.

Kasman S. & Kasman A, (2004). Turizm Gelirleri ve Ekonomik Büyüme Arasındaki

EĢbütünleĢme ve Nedensellik iliĢkisi, İktisat, işletme ve Finans Dergisi, 220,

122-131.

Katırcıoğlu, S. T. (2009). Revisiting the tourism-led-growth hypothesis for Turkey

using the bounds test and Johansen approach for cointegration. Tourism

Management, 30(1).

Katırcıoğlu S. T., (2014). Testing the tourism-induced EKC hypothesis: The case of

Singapore. Economic Modelling 41, 383-391.

Kenell L. ( 2008 ). “ Dutch Disease and Tourism: The Case Of Thailand”, Dept. Of

Economics, Lund University Bachelor Thesis, 1-31.

Khan H. & Lin C. C., International Trade and Tourism: Evidence from Cointegration

and Casuality Tests by using Singapore Data.

K. G. Suresh vd., ( 2011 ). Analysing The Relationships Among Tourism, Trade and

Economic Growth In Indian Perspective. Journal of International Business and

Economy 2011, 12 ( 1 ), 1-11.

Kırım A. (2003). Yeni Dünyada Strateji ve Yönetim, Ġstanbul: Sistem Yayıncılık.

Kızılgöl Ö. Ve Erbaykal E. ( 2008 ). Türkiye‟de Ġhracata ve Turizme Dayalı Büyüme

Hipotezinin Analizi: EĢ-bütünleĢme ve Nedensellik Analizi. Süleyman Demirel

Üniversitesi İİBF Dergisi. 2008, C.13,S. 2, 351-360.

Kızılgöl Ö., (2006). Türkiye‟de ihracata ve Turizme Dayalı Büyüme Hipotezinin

Analizi: EĢbütünleĢme ve Nedensellik iliĢkisi, İktisat ve Girişimcilik Üniversitesi

Türk Sosyal Bilimler Enstitüsü Kırgızistan, 1-19.

Kim C. & Dywer L. (2001). Destination Competitiveness: Development of a Model

with Aoolication to Australia and Republic of Korea. The National Center for

Tourism and the Australia-Korean Foundation, Australia.

Klein Y., Osleeb J. P. & Viola M.R. ( 2004). Tourism-generated earnings in the coastal

zone: A reginal analysis. Journal of Coastal Research, 1080-1088.

Kozak, N. & M.A. Kozak ( 2012 ). “Genel Turizm Bilgisi”, T.C. Anadolu Üniversitesi

Yayını NO: 2472, 3-34.

Kozak N, Kozak M. & Kozak M. (2000). Genel Turizm. İlkeler-Kavramlar.

(GeliĢtirilmiĢ 4. baskı). Ankara:Turhan Kitabevi.

Page 176: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

162

Kozak M. & Rimmington M. (2000). Measuring Tourist Destination Competitiveness:

Conceptual Conciderations and Empirical Findings, International Journal of

Hospitality Management, 18(3), 273-283.

Kozak M., (2014). Sürdürülebilir Turizm: Kavramlar-Uygulamalar. Detay Yayıncılık.

Ankara.

Kutan, A.M. ve Yiğit, T.M., (2005), “Real and Nominal Stochastic Convergence: Are

the New EU Members Ready to Join the Euro Zone?”, Journal of Comparative

Economics, 33, 387-400.

Krueger A. O. (1980). Trade policy as an input to development. American Economic

Review, 70(2), 288-292.

Kronenberg T. ( 2004 ). The Curse of Natural Resources in the Transition Economies,

Economics of Transition, The European Bank for Reconstraction and

Development. Volume 12 ( 3 ), 399.

Lanza F. & Pigliaru F., (1996). The tourist sector in the open economy, Rivista

internazionale Di Scienze Economiche e Commerciali, 41, 15-28.

Larsen E.R. (2004). Escaping the resource curse and the Dutch Disease? When and why

Norway cought up and forged ahead of its neighbors. Statistics Norway

Research Department. Discussion Paper, 277.

Lea J. (1988). Tourism and Development in the Third World. London:Routledge.

Lee C. C. & Chang C. P. (2008). Tourism development and economic growth: A closer

look at panels. Elsevier, Vol 29(1), 180-192.

Lean, H. H., & Tang, C. F. (2010). Is the tourism-led growth hypothesis stable for

Malaysia? A note. International Journal of Tourism Research, 12(4), 375e378.

Lim C. (1997). Review of International Tourism Demand Models, Annals of Tourism

Research, 24(4), 835-849.

Louca C., ( 2011 ). Tourism Growth and Setbacks in a Small Economy Within an

Enlarged EU: Evidence From Cyprus. Int J. Of Management, Marketing and

Technology. Vol. 1, No. 1, March 2011.

Lee C. G., (2008). Tourism and Economic Growth: The case of Singapore. Regional

and Sectoral Economic Studies, Vol.8-1, 89-98.

Lashkarizadeh M., Keshmir Z. & Gashti H. P., Evaluation of the Relationship between

Tourism Industry and Economic Growth in Iran, Asian Journal of Business and

Management Sciences, Vol.1 No.9, 88-97.

Page 177: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

163

Lorde, T., Greenidge, D., & Devonish, D. (2011). Local residents perceptions of

theimpacts of the ICC Cricket World Cup 2007 on Barbados: comparisons of

preand post games. Tourism Management, 32(2), 349-356.

Lundberg E.D., Stavengs M. H. & Krishnamoorthy M. (1995). Tourism Economics,

NY: John Wiley.

Lucas R. E. (1988). On the Mechanics of Economic Development, Journal of Monetary

Economics, 48(2), 3-42.

Lewis W. A., (1966), “Sınırsız Emek Arzı Ġle Ġktisadi Kalkınma”, Çev: Metin Berk,

İktisadi Kalkınma Seçme Yazıları, ODTÜ Ġdari Bilimler Fakültesi Yayınları,

Ankara.

MacKinnon, J. G. (1991). “Critical Values for Cointegraion Tests”, in Engle, R.F. and

Granger, C.W.J (eds), Long-run Economic Relationships, Oxford University

Press, Oxford.

Majewska J. & Minska-Struzik E., ( 2011 ). In Search of The Relationship Between

International Tourism and Trade: Evidence From Poland. Poznan University of

Economics.

Mak J. & Mancur J. E. T. (1980 a). The Choice of Journey Destinations and Lengths of

Stay: A micro Analysis. The Review of Regional Studies, 10(20), 38-47.

Mak J. (1989). The Economic Contributions Of Visitor Groups In Hawaii, Journal Of

Travel Research, 28(2), 3-5.

Mak J. (2004). Tourism and the Economy. Understanding the Economics of Tourism.

Honolulu: University of Hawaii Press.

Mamun K. A. Ve Nath H. K., ( 2005 ). Export-led Growth in Bangladesh: a Time Series

Analysis. Applied Economics Letters, 12, 361-364.

Manera C. Ve J.G. Taberner ( 2004 ). “ The Recent Evolution And Impact Of Tourism

In The Mediterranean: The Case Of Island Regions, 1990- 2002”, Spain, 1-38.

Matarrita-Cascente D. (2010). Beyond Growth.Reching tourism-led development.

Annals of Tourism Research 37(4), 1141-1163.

Mathieson A. & Wall G., (1982). Tourism: Economic, Physical and Social Impacts.

New York. Longman.

McIntosh R. W., Goeldner C. R. & Ritchie J. R. B. (1995). Tourism Principles,

Practices Philosophies, New York:John Wiley, 7. Baskı.

Page 178: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

164

Merida A. & Golpe A. A., (2014). Tourism-led Growth Revisited for Spain: Casuality,

Business Cycles and Structural Breaks. International Journal of Tourism

Research, 335- 388.

Mierio S; P.N. Ramos & J. Alves ( 2012 ). “ Gaming Tourism Boom, Foreign Currency

Inflows, and Dutch Disease Effects: an Empirical Model for Macau”,

International Journal of Trade and Finance, Vol. 3, No 6, 421-427.

Mierio S ve P.N. Ramos ( 2010 ). “ Dutch Disease in Macau: Diagnosis and Treatments,

1-20.

Mikesell, R. F. (1997). Explaining the resource curse, with special reference to mineral-

exporting countries. Resources Policy, 23, 191–199.

McIntosh R.W. & Goeldner C. R. (1986). Tourism Principles, Practices, Philosophies.

New York, John Wiley and Sons, Inc., 268.

McIntosh R. W., Goeldner C. R. & Ritchie J. R. B. (1995). Tourism Principles,

Practices, Philosophies, New York: John Wiley, 7. Baskı.

Moslehi A., Mohagmar A., Tamizi A. R. & Bayati S. (2006). Intellectual Capital and

Export Development, An Examination in Four Service Industries, IEEE

International Conference on Management of Innovation and Technology, 407-

441.

Narayan P. K., (2004). Economic Impact of Tourism on Fiji‟s Economy. Empirical

Evidence From a CGE Model. Tourism Economics 10(4), 419-433. Deakin

University.

Newbold, P. & C.W.J. Granger, (1974). Experience with forecasting univariate time

series and the combination of forecasts, J. R. Statist. Sot. A 137, forthcoming.

Newbold, P. (Çev. ġenesen Ü.) İşletme ve İktisat için İstatistik, Literatür Yayınları,

Ġstanbul 2000.

Nowak, J.J.,Sahli M. & Cortes-Jimenez I., ( 2007 ). Tourism Capital Good Imports and

Economic Growth: Theory and Evidence From Spain. Tourism Economics,

2007, 13 ( 4 ), 515-536.

Pablo- Romero M. Del & Molina J. A., (2013). Tourism and economic growth: A

review of Empirical literatüre. Tourism Management Perspectives, 8, 28-41.

Papyrakis, E. R.Gerlagh .2007. ―Resource Abundance and Economic Growth in the

U.S. European Economic Review 51:1011-1039.

Papyrakis, E. & Raveh, O. (2012). An Ampirical Analysis of a Regional Dutch Disease:

The Case of Canada. 1-26.

Page 179: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

165

Payne J. E. & Mervar A., (2011). The tourism-growth nexus in Croatia. Tourism

Economics Vol. 16 (4), December 2011, 1089-1094(6).

Philips P. C. B & Perron P., (1988), „Testing for a Unit Root in a Time Series

Regression, Biometrika, 75, 2, 335-46.

Persson T. & Tabellini G., (2000). The Economic Effects of Constitutions: What Do the

Data Say? MIT Press, Cambridge, Mass.

Pratt L. ( 2011 ). “ Economic linkages and impacts across the TALc, Annals of Tourism

Research, Vol. 38, Issue 2, April 2011, 630-650. Elsevier.

Prebish R. (1950). The Economic Development of Latin America and its Principal

Problems, Economic Bulletin for Latin America, Vol. 7, New York: United

Nations.

Po, W. C., & Huang, B. N. (2008).Tourism development and economic growth–a

nonlinear approach.Physica A: Statistical Mechanics and its Applications,

387(22), 5535-5542.

Pons P.D; M. Crang; P. Troulou ( 2009 ). “Cultures of Mass Tourism”, Ashgate.

Poon A. (2002). Tourism, Technology and Competitive Strategies, Wallingford:CAB.

Porter M. E. (1998), Clusters and the New Economics of Competition, Harward

Business Review, November-December, 78-80.

Porter M. E. (1990). The Competitive Advantage of Nations, New York:The Free Press.

Reece W. (2010). The Economics of Tourism, New Jersey: Prentice Hall.

Ridderstaat J., Croes R. & Nijkamp P. (2013). Modelling Tourism Development and

Long- Run Economic Growth in Aruba. Econstor. Tinbengen Institute

Discussion Paper, No. 13- 145/VIII.

Ricardo, D. (1821). On the Principles of Political Economy and Taxation (2001 ed.).

Batoche Books.

Ritchie J.R.B. & Crouch G. I., (2003). The Competitive Destination, England: CABI

Publishing.

Romer P. M. (1990). Human Capital and Growth: Theory and Evidence, Carnegie-

Rochester Conference Series in Public Policy, 32 (1), 251-286.

Roney S. A. , (2011). Turizm Bir Sistemin Analizi. Detay Yayıncılık. Ankara.

Rosenstein-Roden P. N., (1961). Notes on the Theory of the “Big Push”, H.W. Ellis

(ed.), Economic Development for Latin America, Macmillan, London.

Ross, M. L. (1999). The political economy of the resource curse. World Politics, 51,

297–322

Page 180: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

166

Ross M. L. (2000a). Timber booms and the institutional breakdown in southeast asia,

Cambridge University Press, Cambridge.

Ross M. L. (2000b). Does oil hinder democracy, World Politics, 53, 325-361.

Rostow W. (1961). The Stages of Economic Growth: a non-communist Manifesto.

Cambridge University Press.

Rybczynski T. (1955). Factor Endowment and Relative Commodity Prices. Economica

22, 336-341.

Oh, C. O. (2005). The contribution of tourism development to economic growth in the

Korea economy. Tourism Management, 26(1), 39e44.

Olalı H. & Timur A. (1986). Turizmin Türk Ekonomisindeki Yeri, Ġzmir, Ofis Ticaret

Matbaacılık.

Olalı H. & Timur A. (1988). Turizm Ekonomisi, Ġzmir:Ofis Ticaret Matbaacılık.

Olalı H. (1983). Dış Tanıtım ve Turizm, ĠĢ Bankası Kültür Yayınları, Ankara, 133-136.

Olalı H. & Timur A. (1988). Turizm Ekonomisi, Ġzmir: Ofis Matbaacılık.

Ovalı, P ( 2007 ). “Kitle Turizmi ve Ekolojik Turizmin Kavram, Mimari ve Çevresel

Etkiler Bakımından KarĢılaĢtırılması”, YTÜ Mi. Fak. E-Dergisi Cilt 2, Sayı 2,

64- 79.

Önen O. ( 2000 ). “ Türkiye‟ nin Turizm Sektöründeki GeliĢmeler, Dünya Turizmindeki

Yeri ve Türkiye Kalkınma Bankası‟ nın Rolü”, TKB Sektörel Araştırmalar TKB

Matbaası, Ankara.

Öz Ö. (2000). Assessing Porter‟s Framework for National Advantage: The Case of

Turkey, Journal of Business Research, 55 (6), 509-515.

Özdemir A. R & Öksüzler O.(2006). “ Türkiye‟ de Turizm Bir Ekonomik Büyüme

Aracı Olabilir Mi? Bir Granger Nedensellik Analizi”, Balıkesir Üniversitesi

İ.İ.B.F, 108- 124.

UlaĢtırma ve Turizm Paneli ( 2003 ). “ Vizyon 2023 “, Temmuz Ankara.

Unur K., (1993). Turizmin Ekonomik Etkilerinin Ölçülmesinde Kullanılan Yöntemler

ve Türkiye‟nin Aktif DıĢ Turizm Gelirlerini Ölçmek Ġçin Bir Model Önerisi,

YayınlanmamıĢ Doktora Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi, SBE, Ġzmir, 109.

Unur K., (2004). Turizmin Ekonomik Etkilerinin Ölçülmesi, Dokuz Eylül Üniversitesi

SBE Dergisi, 6(4), 114-142.

UNESCO (1976). The Effects of tourism on socio-cultural values. Annals of Tourism

Research, 4(1), 74-105.

UNWTO (2007). Tourism and climate change. Confronting the common challenges.

Page 181: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

167

UNWTO. (2010). UNWTO World Tourism Barometer. World Tourism Organization.

UNWTO ( 2012 ), “ Tourism Highlights ”, 2012 Edition www.unwto.org

UNWTO (2013). “Tourism Highlights”, 2013 Edition www.unwto.org

UNWTO (2011). Tourism Towards 2030, 1-19. EriĢim Tarihi:17.06.2014

Usui, N. (1997). Dutch Disease and Policy Adjustment to the Oil Boom: A Comparative

Study of Indonesia and Mexico, Resorces Policy, Vol. 23, No. 4, 151-162.

Usta Ö., (2001). Genel Turizm, Ġzmir: Anadolu Matbaacılık.

Uysal D. Erdoğan S., Mucuk M.( 2004 ). Türkiye‟de Turizm Gelirleri Ġle Ekonomik

Büyüme Arasındaki ĠliĢki (1992-2003). Selçuk Üniversitesi İİBF Sosyal ve

Ekonomik Araştırmalar Dergisi, 163-170.

Ünlüönen, K; A. Tayfun; A. Kılıçlar ( 2011). “Turizm Ekonomisi”, Nobel Yayıncılık,

Ankara.

Ünsal E. (2003). Makro İktisat, Ankara:Turhan Kitabevi.

Sachs, J. D., & Warner, A. M., (1995a/1997). Natural resource abundance and

economic growth. Working Paper 5398. Cambridge, MA: National Bureau of

Economic Research and Harvard University.

Sachs, J.D. & Warner, A.M. ( 2001 ). Natural Resources and Economic Development:

The Curse of Natural Resources. EER 45, 827-838.

SamırkaĢ M. & Bahar O., (2012). Turizm ve Rekabet, Detay Yayıncılık, Ankara.

Sala-i-Martin, X. (1996) The classical approach to convergence analysis. The Economic

Journal, 106(437) July, 1019-1036.

Samimi A. J., Sadeghi S. & Sadeghi S., (2011). Tourism and Economic Growth in

Developing Countries: P-Var Approach, Middle-East Journal of Scientific

Research 10 (1): 28-32.

Samimi A. J., Sadeghi S. & Sadeghi S., (2013). The Relationship Between Foreign

Direct Investment and Tourism Development: Evidence from Developing

Countries, Institutions and Economics, Vol. 5, No. 2, 59-68.

Schubert S. F. & Brida J. G., (2009). A Dynamic Model of Economic Growth in a Small

Tourism Driven Country, Free University of Bozen-Bolzano, MPRA, 1-25.

Schubert, S. F., Brida, J. G., & Risso, W. A. (2011). The impacts of international

tourism demand on economic growth of small economies dependent on tourism.

Tourism Management, 32(2), 377-385.

Page 182: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

168

Semati A., Yeni Ulusal Hesaplar Ġçindeki Uydu Analizlerinin Ġncelenmesi ve Bu

Analizler Ġçin Yapılması Gereken Analizler, DĠE Uzmanlık Tezi, Ankara, 1999,

23.

Selvanathan, S., Selvanathan, E.A. and Viswanathan, B. (2012) “Causality between

Foreign Direct Investment and Tourism: Empirical Evidence from India”,

Tourism Analysis, 17(1): 91-98.

Seetanah B. (2011). Assessing the dynamic economic impact of tourism for island

economies. Annals of Tourism Research. Elsevier. Vol.38(1), 291-308.

Seyidoğlu H., (2001). Uluslararası İktisat 14. Baskı, Gizemcan Yayınları, Bursa.

Singer H. W. (1950). The Distribution of Gains between Investing and Borrowing

Countries. American Economic Review, Vol.15, 473-485.

Sharpley R. (1997). Tourism, Tourists and Society (2. Baskı) England: ELM

Publications.

Sheng L., (2011). Taxing tourism and subsidizing non-tourism: A welfare-enhancing

solution To “Dutch Disease”? Tourism Management, 32, 1223-1228.

Smeral E. & Weber A. (2000). Forecasting International Tourism Trends to 2010,

Annals of Tourism Research, 27(4), 982-1006.

Smeral, E. (2009). The impact of the financial and economic crisis on European

tourism.Journal of Travel Research, 48(1), 3-13.

Sugiyarto, G., Blake, A., & Sinclair, M. T. (2003). Tourism and globalization: economic

impact in Indonesia. Annals of Tourism Research, 30(3), 683-701.

Smith A. (1999). The Wealth of Nations, England: Penguin Books.

Smith S. (1988). Defining tourism: a supply-side view. Annals of Tourism Research,

15(2), 179-190.

Smith S.L.J & Wilton D., (1991). TSA and The WTTC/WEFA Methodology: Different

Satellities or Different Planets?, Tourism Economics, The Business and Finance

Of Tourism and Recreation 3(3), 249-263.

Sönmez B. ( 2012 ). “ Türk Turizminin Dünya Turizmindeki Yeri Türkiye Ekonomisine

Etkileri”, Pamukkale Üniversitesi S.B.E. Yüksek Lisans Tezi, Denizli.

Solow, R. (1956). A contribution to the theory of economic growth. Quarterly Journal

of Economics, 70(1), 65e94.

Soykan F. ( 2002 ). “ Kırsal Turizm ve Türkiye Turizmi Ġçin Önemi”, Ege Coğrafya

Dergisi, 12 ( 2003 ), 1- 11 Ġzmir.

Page 183: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

169

Syresh K. G., Gautam V. & Kumar m., (2011). Analysing the Relationships Among

Tourism, Trade and Economic Growth in Indian Perspective, JIBE, 12 (1), 1-11.

Simpson, M.C ; S. Gössling ; D. Scott ( 2008 ). “Climate Change Adaptation and

Migitation in the Tourism Sector”, UNEP.

Stevens, P. & Dietsche, E. (2008). Resources Curse: An Analysis of Causes,

Experiences and Possible Ways Forward, Energy Policy 36, 56-65.

Swarbrooke J., (1998), Sustainable Tourism Management, Oxon: CABĠ.

ġahbaz, Ü., (2007), “Zaman Serilerinde Nedensellik Analizi (Türkiye‟de Ekonomik

Büyüme Ve Turizm Gelirleri Arasındaki ĠliĢkinin Nedensellik Analizi)”,

Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi.

T.C. KTB (2007). Türkiye Turizm Stratejisi 2023 Eylem Planı 2007-2013. Ankara.

TÜROFED ( 2012 ). “ Turizm Raporu”, Eylül 2012 Sayı: 5.

Taban, S & Kar, M. (2006) “BeĢeri Sermaye ve Ekonomik Büyüme: Nedensellik

Analizi (1969-2001)”, Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2006/1.

Tang, C., & Jang, S. (2009). The Tourism-economy Causality in the United States: A

Sub- industry Level Examination. Tourism Management, 30, 553-558.

Tang, C. F. (2011a). Is the tourism-led growth hypothesis valid for Malaysia? A view

from disaggregated tourism markets. International Journal of Tourism Research,

13(1), 97e101.

Tang, C. F. (2011b). Multivariate Granger causality and the dynamic relationship

between health care spending, income, and relative price of health care in

Malaysia. Hitotsubashi Journal of Economics, 52(2), 199e214.

Tang C. F. & Tan E. C., (2013). How stable is tourism-led growth hypothesis in

Malaysia? Evidence from disaggregated tourism markets. Tourism Management

37, 51-57.

Tang C. F. & Tan E. C. (2015). Tourism-led growth hypothesis in Malaysia. Evidence

Based Upon Regime Shift Cointegration and Time-Varying Granger Casuality

Techniques. Asia-pacific Journal of Tourism Research, 1-21.

Tarı, Recep ( 2012 ). Ekonometri, Umuttepe Yayın N0: 32. Kocaeli.

Taban, Sami ve Kar Muhsin, Human Capital and Economic Growth: Causality

Analysis, 1969- 2001, Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt 6, Sayı

1, 2006.

TEB/BNP Paribas Ortaklığı, (2011). Turizm Sektörü Gelecek Stratejileri Konferansı

Antalya, 1-64.

Page 184: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

170

Theobald W. (1994). The context, meaning and scope of tourism. Oxford: Butterworth

and Heinemann. 3-19.

Torvik R. (2002). Natural Resources, Rent Seeking and Welfare. Journal of

Development Economics, 67(2), 455-470.

Tosun C., & Jenkins C. L. (1996). Regional Planning Approaches to Tourism

Development The Case of Turkey, Tourism Management, 17(7), 519-531.

Tribe J. (1997). The indiscipline of tourism. Annals of Tourism Research, 24 (3), 638-

657.

Turner L. & Ash J. (1975). The Golden Hordes: International Tourism and the Pleasure

Periphery. London: Constable.

Tükeltürk ġ. A., & Boz, M. (2013). Turizmde Güncel Konu ve Eğilimler. Detay

Yayıncılık. Ankara.

TÜBĠTAK (2003). “Vizyon 2023 UlaĢtırma ve Turizm Paneli”.

TÜSĠAD ( 2012 ). “ Sürdürülebilir Turizm”, Tüsiad-T/ 2012- 09/ 531 Ġstanbul.

T. C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları 3085, ( 2007 ) “ Türkiye Turizm Stratejisi

2023”, Ankara 1. Basım .

United Nations World Tourism Organisation (2012a). Annual report 2011. Madrid:

UNWTO.

United Nations World Tourism Organisation (2012b). UNWTO tourism highlights 2012

edition. Madrid: UNWTO.

Usui, N. (1997). Dutch Disease and Policy Adjustment to the Oil Boom: A Comparative

Study of Indonesia and Mexico. Resources Policy, Vol. 23, No. 4, 151-162.

Vanhove N. (2006). A Comparative Analysis of Competition Models for Tourism

Destination Progress in Tourism Marketing, Kozak M, L. Andreau (Ed),

London, Elsevier.

Vanegas, M., & Croes, R. (2000). Evaluation of Demand, US Touristst to Aruba.

Annals of Tourism Research, 27(4), 946-963.

Vizyon 2023, UlaĢtırma ve Turizm Paneli (2003).

Wall G. & Mathieson A. (2006). Tourism. Change, Impacts and Opprtunities. Essex

Pearson Education Limited.

Weaver D. & Oppermann M. (2000). Tourism Management. Melbourne: John Wiley &

Sons.

Wikström D. & Österberg H. (2003). The Dutch Disease in a Small Economy. The Case

of Jamaica. Bachelor‟s Thesis. 2003.024 SHU.

Page 185: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

171

Witt S. & Martin C. A. (1987). Tourism Demand Forecasting Models, Tourism

Management.

World Travel & Tourism Council ( 2012 ). “ Travel & Tourism Economic Impact

2012”.

Wattanakuljarus A. & Coxhead I., (2008). Is tourism-based development good fort he

poor? A general Equilibrium analysis for Thailand, 1-27.

WEF (2007). The Travel & Tourism Comprtitiveness Report 2007 Furthering the

Process Of Economic Development, Geneva, Switzerland.

WEF (2013). World Economic Forum.The Travel & Tourism Competitiveness Report

2013 Geneva: WEF.

WTO (2007). Tourism Highligths, Madrid, Spain.

WTO (2013). Tourism Barometer. Madrid. Spain.

WTO (2014). Tourism Barometer, Vol.12, Nisan 2014.

WTO (2015). World Tourism Barometer, Vol.13, Ocak 2015.

WTTC (2007). The 2007 Travel Travel & Economic Research, London, UK.

World Travel & Tourism Council . (2012a). Travel & Tourism, Economic Impact 2012.

World Travel & Tourism Council. (2012b). Travel & Tourism Economic Impact 2012.

WTTC, Travel & Tourism Impact 2013.

WTTC (2015). Travel & Tourism Economic Impact 2015 World.

Yağcı Ö. (2003). Turizm Ekonomisi, Ankara, Detay Yayıncılık.

Yarcan ġ. (1994). Turizm Endüstrisinin Yapısı, Ġstanbul: Boğaziçi Üniversitesi

Yayınları.

Yamak, N., Tanrıöver B., & F. Güneysu ( 2012 ). “ Turizm- Ekonomik Büyüme ĠliĢkisi:

Sektör Bazında Bir Ġnceleme”, A.Ü. İ.İ.B.F Dergisi, Cilt: 26, Sayı: 2 ss. 205-

219.

Yücel S. Ü ( 2004 ). “Yayla Turizmi”, TÜRSAB Ar-Ge Departmanı, Mayıs.

Yunis, E. (2004). Sustainable tourism and poverty alleviation. Brussels: WTO.

Yavuz, N. Ç ( 2006 ). “ Türkiye‟ de Turizm Gelirlerinin Ekonomik Etkisinin Testi:

Yapısal Kırılma ve Nedensellik Analizi”, Doğuş Üniversitesi Dergisi, 7 ( 2 ),

162- 171.

Zengin. B ( 2010 ). “Turizm Sektörünün Türkiye Ekonomisine Reel ve Moneter

Etkileri”, Akademik İncelemeler Dergisi Cilt: 5 Sayı: 1 ss. 102-124.

www.aktob.org.tr. (EriĢim Tarihi:15/01/2015)

www.world-tourism.org (EriĢim Tarihi:16/12/2014)

Page 186: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

172

www.unep.fr (EriĢim Tarihi: 16/12/2014)

www.untwo.org (EriĢim Tarihi:10/11/2014)

www.wiiw.ac.at (EriĢim Tarihi:15/10/2014)

www.tcmb.gov.tr (EriĢim Tarihi:16/11/2014)

www.invest.gov.tr (EriĢim Tarihi:19/11/2014)

www.ttyd.org.tr (EriĢim Tarihi:11/12/2014)

www.turofed.org.tr (EriĢim Tarihi:11/12/2014)

www.tursab.org.tr (EriĢim Tarihi:13/12/2014)

www.tureb.net (EriĢim tarihi: 12.03.2015)

http://www.goturkey.com (EriĢim tarihi: 08.04.2015)

http://www.turob.org (EriĢim tarihi: 05.03.2015)

http://www.mkt.unwto.org (EriĢim tarihi: 06.02.2015)

http://www.tuik.gov.tr (EriĢim tarihi: 19.05.2015)

http://www.tusiad.org (EriĢim tarihi: 20.03.2015)

http://www.dpt.gov.tr (EriĢim tarihi: 22.03.2015)

http://www.kalkinma.com.tr (EriĢim tarihi: 27.03.2015)

http://www.wttc.org (EriĢim tarihi: 14.02.2015

http://www.tcmb.gov.tr (EriĢim tarihi: 15.03.2015)

http://www.tubitak.gov.tr (EriĢim tarihi: 19.03.2015)

http://www.antalya.bel.tr (EriĢim tarihi: 26.03.2015)

http://www.tubitak.gov.tr. (EriĢim tarihi: 20.03.2015)

www.bloomberght.com (EriĢim Tarihi: 06/04/2015)

www.emittistanbul.com (EriĢim Tarihi: 22/01/2015)

www.turizmgazetesi.com (EriĢim Tarihi:20/03/2015)

www.sabah.com (EriĢim Tarihi:13/04/2015)

Page 187: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

173

ÖZGEÇMĠġ

KiĢisel Bilgiler

Adı Soyadı : Murat BAYRAKTAR

Doğum Tarihi ve Yeri : 05.01.1969 Adana

Elektrik Posta : [email protected]

Telefon: : 0 539 898 4848

Eğitim Bilgileri

Yüksek Lisans ( 2015 ) : Çukurova Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü,

Ġktisat Ana Bilim Dalı, Adana

Lisans ( 1991 ) : Çukurova Üniversitesi, Ġktisadi ve Ġdari Bilimler

Fakültesi, Ġktisat Bölümü, Adana

Lise ( 1986 ) : Adana Anadolu Lisesi

Ġlk Öğretim ( 1979 ) :Celalettin Seyhan Ġlköğretim Okulu Adana.

Yabancı Dil : Ġngilizce, Almanca.