yılı . kur'an'da aileisamveri.org/pdfdrg/d264322/2011/2011_gorguluf.pdf ·...
TRANSCRIPT
DEÜ İLAHİYAT FAKÜLTESi,
SOMA BELEDİYESİ
ve
SOMA İLÇE MÜFfÜLÜGÜ
Kur'an'ın Nüziilünün
1400. yılı münasebetiyle
. KUR'AN'DA •
AILE aSEMPOZYUMlJr:.
10-11 ARALIK 2010
SOMA
DEÜ İlahiyat Fakültesi Dekanlığı ve
SOMA Belediyesi İşbirliği ile yayımlanmıştır.
Eserdeki bildiri ve müzakerelerin dini, ilmi ve hukuki sorumluluğu sahiplerine aittir.
Bildiriler müzakereler doğrutusunda gözden geçirilmiştir.
Eserin Adı: Kur'an'ın Nüzillünün 1400. yılı münasebetiyle
KUR'AN'DA AİLE SEMPOZVUMU
Baskı Yeri ve Tarihi: İzmir_, Temmuz 2011
ISBN: 978-9944-172-91-5
Editör Prof. Dr. Hüseyin YAŞAR
Editör Yardımcılan: Dr. Mehmet Çiçek
İlkerYenen Bekir Esen
Emin Yıldırım
Ali Doğan
Kapak Tibyan Yayıncılık- Ramazan ÇELİK
Montaj Baskı Cilt Tibyan Yayıncılık Basım Yayım Matbaacılık San.Tic.Ltd. Şti.
1145/1 Sak. No:64/A-1 Yeni§ehir -İZMİR Tel: O 232 459 77 78 Faks: 0232 449 3293
[email protected] - www.kitapbasimi.com Kültür Bakanlığı Sertifika No: 16613
Basım Tarihi: Şubat 2012
KUR'AN'DA EVLİLİGE İLİŞKİN BAZI TEMEL iLKELER*
Dr. Faruk GÖRGÜLU*
GİRİŞ
Kur'an-ı Kerim'in tanıklığıyla biliyoruz ki; insanlık serüveni iki e§/birl aile ile ba§lamı§ olup1
, her ikisi de insan olarak yeryüzünün halifesi olma onur ve sorurnluluğuna sahip kılınmı§lardır. Hz. Adem'le birlikte eşi Hz. Hawa da var edilmi§ ve cennetten yeryüzüne uzanan hayat yolculuğunda bu sorumluluğu hatasıyla, sevabıyla birlikte üstlenip ta§ımı§lardır.
Kur'an, erkek ve kadının birbirinde sükun/huzur bulmak üzere e§ler olarak yaratıldığını ifade edip, kalplerine birbirlerine kar§ı sevgi ve rahmet yerle§tirilmesini Allah'ın ayetleri olarak niteiemektedit. Dolayısıyla evlenip aile olmak Kur'an4 ve sünnette5 teşvik edilmi§tir.
Aile kavramının kökda§ı olan "ail" fakir, muhtaç demektir6• Bu an
lam; birbirine muhtaç olan erkek ve kadının, e§ ve aile olarak, birbiriyle bütünle§erek zenginle§eceği çağrı§ımını da içinde barındırır. Aile ile sadece genetik özellikler tevarüs edilmeyip, kimlik ve ki§iliği olu§turan değerler de nesilden nesile aile yoluyla aktarılmaktadır.
Evlenip, aile olma nikahla ba§layan bir beraberlik ve payl.a§ımdır. Nikah ise kar§ılıklı sadakat sözüdür. Kur'an'ın ifadesiyle bu, sapasağlam bir sözdür7
• Bu söz iki tarafı da e§değerde bağlar ve sorumluluk yükler. qler arasındaki ili§kinin sevgi ve merhamet ortak paydasında, kar§ılıklı
* Sempozyumda sunmuş olduğum "Eşler arası ilişkide Kur'an'ın ortaya Koyduğu Bazı Temel ilkeler" adlı tebliğimin başlığı daha sonra yapılan ilave ve düzeltmelerden sonra. "Kur' an' da Evliliğe İlişkin Bazı Temel ilkeler" şeklinde şeklinde değiştirilmiştir.
** DİB Dini Yayınlar Genel Müdürlüğü Süreli Yayınlar ve Kütüphaneler Daire Baş-kanı
1 Huct1rat, 49/13. 2 Bakara, 2/30. 3 Rum, 30/21 4 Nisa, 4/3; Nahl, 16/72; Nur, 24/32. 5 Buhan, Nikah, 3; Müslim, Nikah, 1. 6 İbn Manzı1r, Lisanu'l-arab, X, 355. 7 Nisa, 4/21.
Kur'an'da Aile Sempozyumu 317
saygı ve anlayış çerçevesinde sürdürülmesi, mutlu ve huzurlu bir beraberliğin ilk şartlanndandır .. Eşler arasındaki ilişki ne rekabet, ne de birbirine üstünlük kurma ilişkisidir. Olması gereken, birbirinin şahsiyetini değer kaybınc;t uğratmadan "biz olma" bilincini yaşama geçirebilmektir.
Aile, kendisini oluşturan bireylerin mutluluk çeşmesi olan, bireylerinin birbiriyle yüreklerini paylaşbkları, evin· bir barınak olmaktan öte bir sığınak ve hatta cennete dönüştüğü, toprağı yürek, tohumu sevgi ve meyvesi mutluluk olan müstesna bir müessesedir 8• Aile yuvasını cennetten bir köşeye çevirebilmek için eşiere büyük sorumluluk düşmekte, sonsuz bir özveri ve çaba gerekmektedir.
İnananlar olarak insan tasavvurumuzu olduğu gibi, eş ve aile olma tasavvurumuzu da Kur'an şekillendirmektedir. İlkeli insan olmak ve evliliği ilkeler üzerine oluşturmak bir bilinç ve eğitim işidir. "Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?"9 sorusuna bu bağlamda da cevap aramamız gerekir. İnsan niçin evlenir? Eş olmaya, anne-baba olmaya, aile sorumluluğu taşımaya hazır mıdır? Eşini seçerken önceliklerini neye göre belirlemektedir? Evliliği sıradan bir beraberliğin ötesine hatta ahiret yurduna taşıyabilmek, aile yuvasını dünyada cennetin bir minyatürü kılabiirnek için gerekli donamma sahip midir? Kur'an-ı Kerim bunu gerçekleştirebilmenin yöntemi ve ilkelerini önümüze koymuştur. Şimdi bu ilkelerden bir kısmının üzerinde durmaya çalışacağız.
1- Aynı Özden Yaratılmış Olmak:
Kur' an' da genel olarak erkek ve kadın cinsiyet bağlamında değil,' insanlık düzleminde ele alınır ve her ikisinin de aynı özden yaratııclıkları belirtilir10
• İlgili ayetlerde geçen ve insanın zatı/kendisi anlamına gelen11
"nefs" kavramı burada aynı asıldan, kökten yaratılmış olmayı ifade eder. Rum suresi 21. ayet de bu anlamı desteklemektedir.
O halde erkek ve kadın arasında insan olma itibarıyla bir fark olmayıp, var olan farklar fizyolojik, psikolojik ve i§levsel anlamdadır. Her iki cins de insan olarak yaratılmışların en güzeli12 ve varlık aleminin en şereflisidir13. Allah'ın isim ve sıfatlarının tecellisine mazhardır.
8 İslamoğlu, Mustafa, Tavsiyeler Il, İst. 2006, s. 10. 9 Zümer, 39/9. 10 Nisa, 4/1; Zümer, 39/6. 11 el-Isfehanl, Ragıb, Mürediitü elfiizi'l-Kur'an, s. 522. 12 Tin, 95/4. 13 İsra, 17/70.
318 Beşinci Oturum
Kur'an'da eş ve eşler için zevc ve ezvac kavramlan kullanılır14• "İki eşi, erkeği ve dişiyi yaratan"15 Allah, varlığın çift yaratılmış olmasının üzerinde düşünüp ibret almamızı istemektedir16
• O halde zevc kavramı, üzerinde durmamız gereken bir kavramdır. Eril ya da dişi her varlık için kullanılabilen zevc, iki eşten her biri, çiftin teki anlamındadır. Ayakkabı, terlik gibi giysilerin her bir tekine de zevc denir17
• Bu bağlamda "zevca nialin" yani bir çift ayakkabının iki teki örneği verilmiştir18• Buna göre sağ ya da sol tek olmadan diğeri eksiktir. Ya da sol teki sağ ayağa, sağ teki sol ayağa giyemezsiniz. Bu hem ayağa hem ayakkabıya eziyet olur. Ayakkabı metaforu önemli anlamları barındırmaktadır. Dolayısıyla "eş olmak" birbirini tamamlayan bir bütünün iki eş parçası olmaktır. Hz. 1 Peygamber de kadınlarla erkeklerin bir bütünün iki eşit yansı olduklannı ifade buyurmuştur19• Ailede "biz olma" bilincinin gerçekleştirilmesinin de böyle anlaşılması uygun olur. "Biz olma" eşin kendi kimliğini ve özelliklerini koruyarak diğer eşle bütünleşebilmesi ve birbirini tamamlayabilmesidir.
Allah Teala kadın ve erkeğin her birine farklı özellikler vermiştir. Bunlar birinin diğerine üstünlüğü olarak değil, bir zenginlik olarak algılanmalıdır. Ancak Nisa suresinin 34. ayetinde geçen; "Allah'ın bir kısmına diğerlerinden fazla bağışladığı nimetler" ifadesinden yola çıkarak kimi müfessirlerce burada 'ba'dahum' kelimesiyle bütün erkeklerin, 'ba'd' kelimesiyle de bütün kadınlann kastedildiği yorumu yapılmıi0, böylece söz konusu ayet, aile içi ilişkileri düzenleme bağlarnından çıkarılıp, kapsamı genişletilerek, Allah'ın, yeryüzünün tüm erkeklerini, yeryüzünün tüm kadınlarından üstün kıldığı şeklinde anlaşılmıştır.
Ayeti, aile içi ilişkiler bağlamında yorumlayanlar da, erkeğin yaratılıştan getirdiği varsayılan özelliklere vurgu yapmaya özen göstermişlerdir. Bu yorum sahiplerine göre erkekler, ailede kadının yöneticisidirler, zira
14 Örnek olarak bkz. AI-i İmran, 3/15; Nisa, 4/20; Fatır, 35/11. 15 Necm, 53/45. 16 Zariyat, 51/49. 17 ei-Isfehanl, age, s. 220. 18 İbn Manzfır, age, VII, 75. 19 Ebu Davıld, Taharet, 94; Tirmizi, Taharet, 82; Dariml, Vudı1', 76. 20 Zemah§eri, Camilah Ebu'I-Kasım Mahmud b. Ömer, el-Ke§ştif an haktiikı't
tenzil ve uyuni'l-ekavil fi vücuhi't-te'vil, I, 537; Nesefı, Ebu'I-Berekat Abdullah b. Ahmed, Medariku't-tenzil ve lıakaiku't-te'vil, I, 223; İbnü'I-Cevzl, Ebu'I-Ferec Abdurrahman b. Ali b. Muhammed, Zadu'l-mesir fi ilmi't-tefsir, II, 74; Kasım!, Muhammed Cemaluddln, Meht:isinu't-te'vil ve medariku'tteıızil, V, 1218; Re§id Rıza, Muhammed, Tefsiru'l-Kur' ani'l-Hakim, V, 68.
Kur~an'daAile Sempozyumu 319
onlar güçlü ve mükemmel yarahlmışlardır1 . Buna bağlı olarak erkeklerin akıl, zeka, kavrayış, isabetli görüş ve kuwet yönünden de kadınlardan üstün oldukları ifade edilmiştir2 •
Bu yorumları Kur'an'ın bütünlüğü içinde değerlendirdiğimizde tafdil kavramını içeren ayetlerde23 ontolojik anlamda cinsler arası üstünlüğü çağrışbracak hiçbir kullanım yer almamaktadır. Kaldı ki erkek ya da ka~ dm olmak insanın tercihine bağlı değildir. Seçme yetkisinin bulunmadığı bir alanda cinsiyeti bir üstünlük meselesi yapmanın hiçbir dini dayanağı yoktur. Kur'an'ın benimsediği tek üstünlük ölçüsü vardır ki o da "takva"dır 24
.
Allah'ın isim ve sıfatlarının tecellisine mazhar olan insan, erkek ve kadın olarak birbirine göre eksik ya da üstün değil, Allah'anazaran eksik varlıkhr. Tam ve mükemmel olan yalnız Allah'hr.
Özetle söylemek gerekirse aynı özden yarahlmış ve birbirine eş kılınmış olma "eşdeğer" olmak demektir. Bu yaklaşımla eşierin birbirine saygı göstermeleri kendilerine ve Yüce Allah'a saygının bir gereğidir. Dolayısıyla evliliği ve eşler arası ilişkiyi bir rekabet ilişkisine ya da üstünlük yarışına dönüştürmek dünya cenneti olması gereken yuvalarımızı kendi ellerimizle ateşe vermek anlamına gelecektir.
2- Evliliği Sevgi ve Rahmet Temeli Üzerine Kurmak:
Kur'an, oluşturulmasını istediği ailenin temelini iki önemli ve hayati duygunun üzerine inşa etmektedir: Meveddet ve rahmet Bu ilkeler, t~şıdığı mesajla ilgili olarak üzerinde düşünülüp, tefekkür edilmesi ve ders çıkarılması istenen Rum suresinin 21. ayetinde şöyle ifade edilmektedir:
"Yine sizin içinizden kendileriyle huzur bulasınız diye kendi türünüıden eşler yaratması, aranıza sevgi ve merhameti yerleştirmesi de O'nun
21 Merağl, Ahmed Mustafa, Tefsiru'l-Meraği, II, 26; Re§id Rıza, age., V, 69. 22 Mukatil b. Süleyman, Tefsir, D.E.Ü.İ.F. Küt., 7lb; Maverd!, Ebu'I-Hasen Ali b.
Muhammed, el-Ahkamu's-sultaniyye ve'l-viMyatü'd-diniyye, s. 130; Razi, Fahrudd!n Muhammed b. Ömer b. EI-Hüseyn, Mefatihu'l-ğayb, X, 91; Cessas, Ebubekir Ahmed b. Ali er-Razı, Ahkamu'l-Kur'an, III, 148; Kurtub!, Ebu Abdiilah Muhammed b. Ahmed, el-Cami li ahkami'l-Kur'an, V, 169; İbn Arabl, Ebu Bekir Muhammed b. Abdillah, Ahkamu'l-Kur'an, I, 416; Beydavl, Nasuriddln Abdullah b. Ömer, Eııvaru't-teıızil ve esraru't-te'vil, I-VI, ty yy, II, 64; Kasım!, age., V, 1218; Merağl, age., II, 26; Tabataba!, Muhammed Hüseyn, el-Mizanfi tefsiri'l-Kur'an, V, 343.
23 Bakara, 2/47, 89, 122; Nisa, 4/ 95; A'raf, 7/140; İsra, 17/21, 55, 70; Casiye, 45/16.
24 Hucurat, 49/13.
320 Be§inci Oturum
ayetlerindendir. Şüphesiz bunda düşünecek bir topluluk için alınacak dersler vardır."
Ayet erkek ve kadının aynı özden, aynı insanlık mayasından yaratıldığını hatırlatarak, sevgi ve rahmete dayalı eşler arası ilişkinin getirisinin huzur ve mutluluk olduğuna dikkat çekmektedir. Aileyi yaşanır ve daimi kılan asıl unsur içinde huzurun var olmasıdır. Sağlıksız bir kalbin tüm bedenin rahatsızlığına neden olması gibi, huzursuz eşier/aileler de kendileri, yakın çevreleri ve toplum için birer sıkıntı ve problem kaynağıdır.
Kur'an eşierin huzuru oluşturmaları için olması gereken iki esasa dikkat çekmektedir ki bunlar meveddet ve rahmettir. Şimdi bu iki kavra--1 mı biraz açıklamaya çalışalım.
Meveddet: Meveddet, bir şeye karşı duyulan muhabbet, kuwetli sevgi anlamına gelen "vüd" kavramından türemiş bir isimdir. Allah Teala'nın çok seven ve sevilen anlamına gelen "Vedud" ismiyle aynı kökten gelir. Sevgi, yüce Allah'ın yüreklerde var ettiği eşsiz bir duygudur. Yakın zamana kadar birbirine yabancı olan iki insanı evlilik çatısı altında bir araya getiren ve birbirinin en yakını kılan, bu duygunun mucizevi gücüdür.
Sevgi ilahi bir lütuftur. Evlilik birliğinin tutkalı, aile binasının çirnentosudur. Evliliği mecburi bir beraberlik ya da zoraki bir katlarımadan farklı kılan sevgidir. Sevgiye dayalı ilişki evliliği ölümsüzleştirir. Eşler ve diğer ·aile bireyleri ölse bile sevgileri ve sevgiyle yaşattıkları yuvaları devam eder. Kur'an'da bahsedilen İbrahim ailesi, İmran ailesi bunun canlı örnekleridir.
Hz. Peygamber'in uzun yıllar mutlu bir evlilik sürdüğü v~ İslam'a davetin en zorlu günlerinde her türlü sıkıntıyı birlikte göğüstediği ilk eşi Hz. Hatice validemizin vefatından sonra onun dost ve akrabalarına gösterdiği yakın ilgi25
, sevgili ölse bile sevginin ölümsüz olduğunun ve vefanın en güzel ifadelerinden biridir.
Sevgi "canı cana değdirecek" bir iletişim dilidir. Diğer bir ifade ile "kalp kalbe iletişim"dir. Kur'an'da bize tanıtılan tüm peygamberler ve özellikle Yüce Resulümüz bu dili kullanabilmenin en güzel örneklerini sunmuşlardır. Çağları aşıp gelen mesajları bugün gönül dünyamızı aydınlatıyor, isimlerini andığımızda kendilerini yanı başımızda hatta daha yakın hissedebiliyorsak onlarla aynı lisanı konuşabilmekten değil, aynı sevgi ve duyguyu payıaşabilmekten olsa gerektir.
25 Müslim, Fedfulu's-sahabe, 12.
Kur'an'da Aile Sempozyumu 321
E§ler arası iletişimde asıl olan "sevgi dili"ni konuşabilmektir. Bu dil ile mesaj aktanlırken duruma göre lisan, el, göz ve yüz gibi pek çok unsur devreye girecek, böylece sevgi dilinin tüm lehçeleri kullanılmış olacaktır. Sevgimizi eşimize, onun duymayı ya da görmeyi istediği biçimde aktarabilmek bir sanattır.
E§ler birbirinin birincil sevgi dilini keşfedip konuşmayı öğrendiğinde uzun ömürlü ve sevgi dolu bir evliliğin anahtannı keşfetmiş olacaklardtr6
.
Hz. Peygamber, kişinin sevdiği kimseye bunu söylemesiniöğütlemiştir7. Sevildiğini duymaya en çok hak sahibi olanlar, hiç şüphesiz en yakınımızdakilerdir. Tatlı ve gönül alıcı bir söz, bir teşekkür ve takdir ifadesi belki de güneş misali, kalplerdeki pek çok buzların erimesini sağlayacaktır.
Sözün yanı sıra tebessüm ve güler yüz de sevgiyi aktarmanın en pratik yollarındandır. Hz. Peygamber'in beyanıyla tebessüm bir çeşit sadaka olup28
, O'nun önemli sünnetlerinden birisidir. Bu sünneti yaşayıp, yaşatacağımız ilk mekan şüphesiz evlerimiz olmalıdır. Sevgi paylaşımında üzerinde durulması gereken önemli bir beden dili de dokunmaktır. Hz. Peygamber; birbirine sevgiyle bakan eşiere Yüce Allah'ın da rahmet nazanyla bakacağı ve birbirinin elini sevgiyle tutan eşlerin, işledikleri günahların parmaklannın arasından dökülüp gideceği müjdesini vermiştir9 • Kendisi de her fırsatta eşierine gerek sözleri gerek davranışlarıyla muhabbetini göstermekten çekinmemiştir. Hz. Aişe validemize Hümeyra/alyanaklı diyerek seslenmesi30
, birlikte yemek yerken lokmayı onun ısırdığı yerden ısırması, suyu onun dudaklarının değdiği yerden içmesi31
bu konudaki pek çok örnekten bir kaçıdır. Yine Yüce Resulümüz, kişinin eşinin ağzına kayacağı bir lokmanın bile sadaka olacağını söyleyerek32
,
eşler arasında en küçük bir paylaşımın dahi bir muhabbet ifadesi olduğuna dikkat çekmektedir.
Sevmek bütünleşmektir, verici olmaktır, güçlü olmaktır, sorumluluk sahibi olmaktır, çaba harcamak ve emek vermektir. Sevginin temel şartı sevdiğinizi hata ve noksanıyla olduğu gibi kabul edebilmektir. Sevmek
26 Gary Chapman, Beş Sevgi Dili, Çev. Betül Çelik, İst. 2000, s. 17. 27 Ebu DavCıd, Edeb, 112, 113. 28 Tirmizi, Birr ve Sıla, 36. 29 Münavi, Abdurrauf, Feyzu'l-kadir, II, 333; SuyCıfi, Celaleddin, el-Camiu's
sağir, I, 338. 30 İbn Mace, Rühun, 16; en-Nisaburi, Hakim, el-Müstedrek ale's-sahihayn, III,
129; IV, 517. 31 Müslim, Hayz, 2; Ebu DavCıd, Taharet, 102. 32 Buhari, İman, 41.
322 Beşinci Oturum
için mükemmelliği beklemek hata olur. Bu noktada birbirimize ve çevreınize nereden ve nasıl baktığımiZ önem arz etmektedir. Eşler olarak birbirimize Allah'ın güzelliğinirı bir tezahürü; O'nun en değerli varlığı ve bir armağanı olarak bakabildiğimizde birbirimizin sevilecek taraflarını görmemiz kolaylaşır. Hata ve kusur bulmak için bakarsak onu bulmakta da hiç zorlanmayız. Önemli olan "güzeVgüzeli görebilme" yeteneğini geliştirebilmemizdir. Basra'lı Rabia'nın dediği gibi; "Cemal-i Hakkın insandan içre bulunduğunun, harici güzelliğin ise dahili güzelliğin bir aksinden ibaret olduğunun"33 idraki içinde birbirini seyredebilmek ne güzel olurdu!
Şeyh Galib'in muhteşem ifadesiyle söylersek; "Hoşça bak zatına kirp zübde-i alemsin sen/Merdum u dicle-i ekvan olan Adem'sin sen." Eşler birbirinin zatına hoşça bakabilmelidir. Burada hoşça bakmayı, deyimin içerdiği tüm anlamlarıyla zikrettiğimizi vurgulamak isterim.
Vurgulanması gereken bir husus da sevgi ile hazzın farklılığıdır. Cinsel arzunun giderilmesi olarak haz gelip geçicidir. Sevgi ise kalıcı ve ebedi olandır. Zira eşierin birbirini sevmesi Allah'a saygının bir tezahürüdür. Allah için sevebilmek ise sevginin en yüce mertebesidir.
Sevginin zamanla tutkuya dönüşerek marazi bir hal almaması için şefkat ve merhamet gibi diğer bazı erdemlerle beslenmesi gerekir. Bu yüzden söz konusu ettiğimiz ayette Rabbimizin eşierin arasında meveddetle birlikte rahmeti de var ettiğinin belirtilmesi dikkat çekicidir. O halde biraz da rahmet kavramı üzerinde duralım.
Rahmet: İnçelik, yumuşaklık, şefkat, merhamet gibi anlamlara gelen34 rahmet, Kur'an'ın temel kavramlarından biridir. Allah Teala hakkında kullanıldığında yarattıklarına lütuf ve ihsanda bulunması, merhamet etmesi, nimet vermesi anlamını içerir35. Kur'an'ın en başında besmele ve Fatiha'da Yüce Allah'ın Rahman veRahim isimleriyle sonsuz rahmetinin tecellisine dikkat çekilmektedir. Allah rahmeti kendisine ilke edinmiş36 ve rahmeti her şeyi kuşatmıştıt7 • Her haliyle inananlar için en güzel örnek olan Hz. Peygamber de insanlığa rahmet sıfatıyla tanıtılmış38
ve müminlere karşı çok şefkatli ve merhametli olduğu özellikle hatırlatılmıştıt9 . Kur'an, birbirleriyle ilişkilerinde rahmeti esas almalarını40 ve
33 Schimmel, Annemarie, Ruhum Bir Kadındır, Çev. Ömer Enis Akbulut, İst. 1999, s. 39.
34 İbn Manzlir, age, VI, 124. 35 İbn Manzlir, age, VI, 125; el-lsfehan!, age, s. 196. 36 En'am, 6/12, 54 37 A'raf, 7/156; Mü'min, 40/7. 38 Enbiya, 21/107. 39 Tevbe, 9/128.
Kur'an'da Aile Sempozyumu 323
birbirlerine merhameti tavsiye etmelerini41 inananların özellikleri arasında zikretmektedir.
Kur'an'ın aile felsefesinin temelinde sevgiyle birlikte rahmet de vardır. Zira evliliklerde sevginin merhamet olarak tezahürü, ailede huzur ortarnının oluşmasında en büyük rolü oynayacaktır. Kişinin sevdasını
karaya, sevgisini kana bulamasına, sevdiğine şiddet uygulamasına engel olacaktır. Rahmetle kuşatılmış bir gönül sahibi Allah'ın emaneti olan eşini değil, eşyayı dahi incitemez!
Rahmet, şefkat, merhamet ve adalet gibi erdemlerle beslenmeyen sevginin kuru bir iddia olarak kalma riski de vardır. Örneklemek gerekirse; pek çok kişi hayvanları çok sevdiğini söyleyebilir. Ama çok az kişi çölde susuzluktan ölmek üzere olan bir köpeğe su vermek için aynı kuyuya aynı zahmeti çekerek ikinci kez inmek özveri ve merhametini gösterebilir. Böyle olduğu içindir ki hayvanları sevdiğini söyleyen değil, onlara merhamet eden mağfiretle müjdelenmiştir42 •
Sevgi ve rahmet esintilerinin kapladığı bir aile ocağı, sevgi depoları dolu, özgüven sahibi, kendisi ve çevresiyle barışık çocukların yetişmesi için de en verimli ortarnı sağlayacaktır.
Sonuç olarak ilgili ayetin ifadesi evliliğin sadece biyolojik ihtiyaçların karşılanması olmadığını, bunun ötesinde manalar taşıdığını ortaya koyar. Eşierin birbirinin ayeti olduğunu söyleyen başka bir öğreti var mıdır?
3- Güzel Geçinmek:
Kur' an' da özellikle erkek eşiere hanımlarıyla güzel geçinme ve onlara "maruf ile davranma ölçüsü getirilmiştir43 • Maruf, toplum tarafından bilinen, kabul edilen, hoş karşılanan, dine göre de meşru ve makbul olan davranışlardır. İslam öncesi Arap toplumunun örf ve adetleri arasında bulunan ve kadınlara karşı haksızlık içeren anlayış ve uygulamalar naslarla kaldırılmış44, kadınlara kötü davranan erkekler güzel muamele yapma konusunda uyarılmışlardır 45
•
Söz konusu ayet eşierin birbirlerinde hoşlanmayacakları yönlerin bulunabileceği gerçeğine de dikkat çekmekte, ancak buna rağmen hoşa
40 Fetih, 48/29. 41 Bel ed, 90/17. 42 Buhar!, Şirb, 9; Müslim, Selam, 41. 43 Nisa, 4/19. 44 ·Heyet, Kur'an Yolu, Ankara 2006, II, 37. 45 Razi, age, X, 13.
324 Be§inci Oturum
gitmeyen bir durumun bile sonuç itibariyle hayırlı olabileceğini vurgulamaktadır.
Güzel davranış ve hoş geçim, oturmuş bir kişilik, olgun bir şahsiyet ve güzel ahlak sahibi olmayı gerektirir. Evlilik bir evi değil hayalı paylaşmakbr. Eşlerin birbirinin kimlik ve kişiliğine saygılı olması, görüş ve düşüncelerine değer vermesi bu paylaşımın bir gereğidir. Kur'an işlerin istişare/danışma ile yürütülmesi ilkesi üzerinde durur46
• Aileyi ilgilendiren her konuda birlikte karar almak, danışma prensibini genel ilke edinmek, eşler arası ilişkiyi güven zemininde yürütmek "maruf kapsamında değerlendirilebilecek davranış biçimleridir.
1 Genelde kadınların eşlerinden en çok şikayetçi olduğu hususlar; eşi
nin kendisini anlamadığım düşünmesi, sevgisini belli etmemesi, zaman ayırmaması, konuşmaması, dinlememesi, değer vermemesi, hiçbir şeyi paylaşmaması, ilgi ve duygularına karşı kayıtsız kalması gibi konularda yoğunlaşmal<tadır47• Birçok evden yükselen bu ortak sesin söylediği şey, Hz. Peygamber'in; "Müminlerin imanca en mükemmeli ahlakı en güzel olanlarıdır. Sizin en hayırlınız da hanımıarına karşı en hayırlı olanlarınızdır."48 ve "Kadınlarınız konusunda Allah'tan korkun. Çünkü siz onları Allah'ın emaneti olarak aldınız."49 ifadeleriyle ne derece örtüşmektedir?
Güzel muamele, sevgi ve merhametin davranışlara yansıma biçimidir. Eşlerin ve diğer aile bireylerinin birbirine hizmet olarak nitelenebilecek davranışları birbirlerini önemsemelerinin tezahürüdür. Bugün değişen yaşam tarzının sonucu olarak eşierin birbirine ayırdığı zaman dilimi gittikçe azalmal<ta, günün büyük bir bölümünü ev dışında çalışarak geçiren eşler, akşam saatlerinde de televizyon ya da bilgisayarın çe~ gücüne kapılarak birbirlerini ihmal edebilmektedir. Bu noktada Hz. Peygamber'in aile yaşanlısına bakbğımızda, meşguliyet ve sorumluluğu çok ağır bir konumda olmasına rağmen, eşleriyle ayrı ayrı ilgilenip zaman ayırdığına, bu bağlamda örneğin, Hz. Aişe ile yaplığı yarışlara50 tanık oluruz. O'nun aile hayalında güzel geçimin ve nitelikli beraberliğin en güzel örneklerini buluruz.
46. Bakara, 2/233; Al-i İmrfm, 3/159; Şura, 42/38.
47 Bkz. Tarhan, Nevzat, Kadın Psikolojisi, İst. 2005, s. 23, 33. 48 Tirmizi, Rada', 11. 49 Ebu Davüd, Menasik, 56. 50 Ebu Davı1d, Cihad, 61.
Kur~an'da Aile Sempozyumu 325
4- İman Kardeşliği ve Yakın Arkadaşlık:
Kur'an-ı Kerim inahanların kardeş olduklarını söyler51. Müminlerin;
sabı~2 , ôfkeyi yenme, affetme53, tevazu54
, ahde vefa55 gibi pek çok özelliklerinden bahseder. Kur'an'ın inananlarda görmek istediği bu ahlaki özellikler öncelikle eşler arasında yaşanmalıdır. Zira eş olma din kardeşfiğini iptal eden bir durum değildir. Yine Kur'an'a göre mürnin erkek ve kadınlar arasında "velayet" ilişkisi bulunmaktadır56 . Bunun bir gereği olarak da birbirlerine iyiliği anlatıp, kötülükten sakınciırma sorumluluğu verilmiştir. Velayetin bir anlamı da iman kardeşliğidir ve bu durum eşler arasında da geçerlidir.
Hz. Peygamber' in; "İman etmedikçe cennete giremezsiniz ve. birbirinizi sevmedikçe iman etmiş olamazsınız. "57 ifadesiyle cennete götüren yolun imanla birlikte karşılıklı sevgiye bağlanmış olması, yine O'nun lisanından; "Kişinin kendisi için istediği bir şeyi mürnin kardeşi için de istemedikçe olgun mürnin olamayacağı"58 hakikatinin duyurulması bu nebevi hikmetleri aile hayatımıza taşımanın ne kadar gerekli olduğunu bir daha hatırlatmaktadır. Bugün empati olarak nitelenebilecek böyle bir bakış açısına hepimizin çok ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum.
Eşler arasındaki ilişki aynı zamanda yakın arkadaşlık ilişkisidir. Sosyal ilişkilerin düzenlendiği ayetlerden biri olan Nisa suresinin 36. ayetinde kendilerine ihsanla/iyi ve güzel davranılması istenen kimseler sıralanır. Bunlardan biri de yakın arkadaş/can dosttur. Kelimenin literal anlamı yanı sıra yakınınızdaki dost ifadesiyle eşierin kastedildiği yorumu da dikkat çekmektedi~9 • İnananların tüm düşünce ve davranışiarına yansıması ve yön vermesi gereken bir nitelik olan ihsan, hadiste "Allah'ı görüyormuşçasına hareket etmek"60 olarak tanımlanmıştır. Eşler birbirine karşı davranışlarında ihsan bilincini kuşanarak, Allah'ın kendilerini görmekte olduğunu hissederek kaba ve ineitici söz ve tavırlardan mümkün oldukça uzak durmaya çaba göstermelidir. Yakın arkadaşlık aynı zamanda birbi-
51 Hucı1rat, 49/10. 52 Ahzab, 33/35. 53 Aı-i İmran, 3/134. 54 Maide, 5/54. 55 Mü'minı1n, 23/8. 56 T evbe, 9/71. 57 Müslim, İman, 22. 58 Buhan, İman, 7. 59 Taberi, Muhammed b. Cerir, Camiu'l-beyan an te'vil-i ayi'l-Kur'an, IV, 104-
105; Razi, age, X, lll. 60 Buhar!, İman, 37; Müslim, İman, 1.
326 Be§inci Oturum
rine sırda§ ve dost olabilmektir. Dostluk ise mutlulukların da zorlukların da payla§ılmasıdır.
O'ndan gelip, O'na gitmekte olan61 . insan/erkek ve kadın, e§ olarak bu yolculukta birbirine arkada§ ve yolda§ kılınmı§hr. Benliklerinin dar kalıplarını a§ıp, Yüce Yaratana ula§abilme sınavında birbirlerinin tamamlayıcısı olacaklardır.
5. Birbirinin Elbisesi Olmak:
Kur'an'a göre e§ler aynı zamanda birbirinin elbisesidir62. Giysi insanı güzelli§tirdiği gibi63 e§ler de birbirini güzelle§tiren elbiseler olacaktır. El~ise bedenle bütünle§tiği gibi e§ler de birbiriyle bütünle§erek, birbirini gayn me§ru arayı§lara yönelmekten koruyacaklardır. Böylece cinsel duyguların evlilik sınırları içinde tutulması ve cinsel sapmalardan korunma sağlanacaktır. İffetli ya§ama ve neslin korunması için bu son derece önemlidir64
•
İnsanın temel içgüdülerinden biri de cinselliktir. Uzmanlar cinselliğin sadece biyolojik bir durum olmayıp, psiko-sosyal ihtiyaçlar arasında yer aldığını belirtmektedir65. Eşler arasında sağlıklı bir cinsel hayat mutlu bir evliliğin gereklerindendir. E§ler bu konuda da birbirinin ihtiyaç ve hassasiyetini dikkate almalı, ili§kinin bu boyutu da kar§ılıklı rıza ve gönüllülük esasına göre sürdürülmelidir.
Din i§leri Yüksek Kuruluna dört yıllık bir dönemde yöneltilen yakla§ık · 152.000 yazılı sorunun 7375'i cinsel konularla ilgili olup, bunların önemli bir kısmı e§ler arasında ya§anan sorunları yansıtmaktadır. Bu bağlamda son zamanlarda sanal ili§ki veya e§lerden birinin internet ortamında kar§ı cirısle görü§mesinden kaynaklanan problemierin sorulara yansıdığı görülmektedir66.
Dolayısıyla Kur'an'ın bu bağlamda e§ler arasındaki ili§kiyi giysi metaforuyla ortaya koymasının önemi daha net anla§ılmaktadır. Hz. Peygamber de bu fıtri ihtiyacı ki§inin e§iyle gidermesini sevap olarak nitelemektedir67.
61 Bakara, 2/156 62 Bakara, 2/187. 63 A'raf, 7/26.
·64 Nisa, 4/24-25; Maide, 5/5. 65 Tarhan, age, s. 39. 66 DİB Aileye İlişkin Sorunlar İstişare Toplantısı, 20-22 Aralık 2008, Kızılca
hamam Ankara, s. 110. 67 Ebu Davı1d, Tatavvu', 12; Edeb, 159, 160.
Kur' an' da Aile Sempozyumu 327
6. Karşılıklı Hak ve Sorumluluklan Yerine Getirmek:
. Kur'an erkeklerin kadınlar, kadınların da erkekler üzerinde maruf kapsamında benzer haklarının olduğunu belirterek68, hak ve sorumluluklarda karşılıklılık esasına dikkat çekmektedir. Burada hakiann neler olduğu konusunda ayrınlıya girilmeyip, maruf ölçütünün verilmiş olması,
zamanla toplumun ihtiyaç ve anlayışına göre bunlann değişip, gelişebileceğine işaret etmektedir. Haktan söz edebilmek için de sorumlulukları yerine getirmek gerekir.
İslam nafaka konusunda genel olarak erkeğe sorumluluk yüklemiştir69. Nitekim Nisa suresi 34. ayette geçen "kawam" kavramı bunu ifade eder. "Kame'r-raculü ale'l-mer'e" bir deyim olup, erkeğin kadına bakıp, geçimini sağlaması anlamına gelir. Dolayısıyla kawam evin geçimini üstlenen kişidir70 • Erkek, evlilik akdi sebebiyle kadına mehir vermek zorunda olduğu gibf1
, evlilik süresince ailenin geçimini de karşılamakla yükümlüdür. Kawam terimi Kur'an'da bu ayetin dışında iki yerde daha kullanılmıştır72 • Her iki ayette de müminlerin tamamından kawam olmaları istenmekte ve yerine getirmeleri gereken ahlaki bir sorumluluktan söz edilmektedir. Bunlar, "doğru şahitlik" ile "adaleti yerine getirme" sorumlulukları olup, kadın-erkek tüm inananlarda olması gereken ahlaki özelliklerdir. Nisa, 4/34. ayeti bu ayetlerin ışığında değerlendirirsek, erkekten, aile içinde aynı şekilde adaleti gözetme sorumluluğunu yerine getirmesinin istendiğini söyleyebiliriz. Huzurlu bir toplum hayalı için adalet ve doğruluğun yeri ve önemi tartışılmaz olduğu gibi, huzurlu bir aile hayalı için de bu değerlerin en az o kadar önemli yeri vardır.
Ancak kimi ailelerde erkekler, ekonomik ve fizik güçlerini kullanarak mutlak otorite olmaya yönelmişler ve aile reisliğini de bir tahakküm aracı haline getirmişlerdir. İslam'da itaat, kulun emrinin, isteğinin Allah'ın ve Resulü'nün emir ve yasaklarına aykırı olmaması şartına bağlı olduğu halde, erkekler din, ahlak ve merhamet dışı emir ve isteklerine mutlak itaat beklemişlerdir. İlgili nasların bağlamlarını, şartlarını göz önüne almadan, Kur'an'ı ve Sünnet'i bir bütün olarak ve mutlaka maksadı da gözeterek anlamaya çalışmadan sünnettir diye birden fazla evlenmeye, Kur'an izin veriyor diye kadın dövmeye kalkışmışlardır73 •
68 Bakara, 2/228. 69 Bakara, 2/233; Talak, 65/7. 70 İbn Manzı1r, age, XII, 227. 71 Nisa, 4/20-21. 72 Nisa, 4/135; Maide, 5/8. 73 Bkz. Hayretlin Karaman, Yeni Şafak Gazetesi, 07 Mart 2010.
328 Be§inci Oturum
Kadına yönelik bu bakış açısı ve davranışların temelinde din değil, yanlış algı ve kabuller yatmaktadır. Kur'an-ı Kerim'in bu yanlış algı ve uygulamalara bir referans olarak gösterilmesi mümkün değildir. Bilakis Kur' an inananları doğruya yönlendiren bir aydınlık kaynağı ve bir hayat rehberidir.
Evlilik tek taraflı itaate dayalı bir ilişki değildir. Karşılıklı olarak birbirinin haklarına saygı ve sadakat olmazsa eşler eşit bireyler olmaktan uzaktaşmış olurlar.
Geleneksel kabulde genel olarak benimsenen rol paylaşımı erkeğin evin dışında, kadının da evin içinde çalışması şeklinde belirirken, değişen hayat şartları kadının da evin dışında çalışmasını beraberinde getirmiştir. Bu durumda adalete ~ygun olan ev içi iş ve sorumluluklann da eşler arasında paylaşılması olmalıdır.
Yine Kurula yansıyan sorulardan anlaşıldığına göre eşler arasında hak ihlalleri büyük sorurılara yol açmaktadır. Kadının m ehrinin nzası dışında elinden alınması, kadının evde çalışarak ürettiği hizmetin göz ardı edilmesi, harcamalarda kadının söz sahibi olmaması, kadının erkeğin makul bazı taleplerini reddetmesi ve eşierin birbirinin şahsiyetini rencide edici davranışlar sergilernesi burılardan bazılandır74•
Çocukların bakım ve eğitimi de eşierin ortak sorumluluk alanlannın başında gelmektedir. Ailede annenin rol ve görevini babanın, babanın rol ve görevini de annenin yüklenmesi mümkün değildir.
7- Anlaşmazlıkların Çözümünde Diyalog ve Banşı Esas Almak:
Buraya kadar bahsettiğimiz ilkelerin uygulanabildiği evliliklerde mutluluk ve huzurun elde edilmesinde önemli başarılar kazanılmış olacaktır. Ancak her şeye rağmen birbirinden farklı iki insanın bir araya gelmesiyle oluşan bir kurumda problemlerin, sıkıntıların olmaması neredeyse imkansızdır. Sorunsuz aile yoktur, ancak sorunlanyla baŞ edebilen ve çözebilen aileler, mutlu ailelerdir.
Kur'an-ı Kerim eşler arası problemierin çözümünde konuşup, anlaşma yolunu ilk yöntem olarak sunmaktadır75 • Sağlıklı bir ailede sorunlar konuşularak çözülebilir. Bunun için eşierin iyi niyetle, önyargısız birbirini dinlemeleri ve anlamaları gerekir.
74 DİB Aileye İlişkin Sorunlar İstişare Toplantısı, s. 109. 75 Nisa, 4/34, 128.
Kur'an'da Aile Sempozyumu 329
Kur'an öfkemizi kontrol edebilmemizi ister76• Bu da sorunlan, kırıp
dökerek değil, soğukkanlılıkla konuşabilmenin ilk şamdır. Zira konuşmayı tarbşmaya, tarbşmayı kavgaya sürükleyen öfkenin kontrol edilememesidir. Diyalogcia amaÇ problemi çözmek olmalı, bir kavganın galibi olma mücadelesine dönüştürülmemelidir. Bunun için eşler, birbirinin kişiliğiyle problemi karıştırmamayı becerebilmelidir. ·"Sen hep böylesin, çok sorumsuzsun, zaten neyi doğru yaptın ki?," gibi kişiliğe yönelik yıkıcı sözler iletişim kazalarıdır.
Oysa Kur'an konuşmalarımızda uymamız/uygulamamız gereken ölçüleri koyarken; "kavlun maruf' meşru, güzel söz77
, "kavlun sedid" doğru söz78
, "kavlun kerim" tatlı, merhametli söz79, "kavlun meysur" gönül alıcı
sôz80 ve "kavlun leyyin" yumuşak söz81 gibi konuşma formlarına dikkat çekmektedir.
Bu sonuncu kavramın bağlaını da ayrıca dikkat çekicidir. Zira Allah Teala Hz. Musa ve Hz. Harun'u, Firavun'u dine davet için göndermekte ve muhatap Firavun bile olsa konuşmanın uslübunu şu şekilde belirtmektedir: "Firavun'a gidin, çünkü o azmıştır. Ona yumuşak söz söyleyin. Belki öğüt alır ya da çekinir."82
Kişinin kendisini sözle ifade edemediği durumda şiddet ortaya çıkar83. Şiddet güç ve baskı uygulayarak insanın bedensel ve ruhsal açıdan zarar görmesine neden olan hareketlerdir. Fiziksel, duygusal/psikolojik, sözel, cinsel, ekonomik hangi tür olursa olsun, şiddetin sorun çözme seçenekleri arasından çıkarılması gerekir. Çünkü şiddetin bizatihi kendisi bir sorundur. Atalanmız; "Her şey incelikten, insan kabalıktan kırılır." derken bu gerçeği ne kadar öz ifade etmişlerdir. Fiziksel şiddet insanın bedenini yaralarken, duygusal şiddet ruhunda derin yaralar açar.
Duygusal şiddete maruz kalan insan kendini değersiz ve yetersiz hisseder. Bu şiddet şekli eleştirinin çok olduğu evliliklerde oluşur. Kıskançlık da bir duygusal şiddettir. Bir diğeri ise ihmaldir. Hislere değer vermemek şeklinde ortaya çıkar84•
76 Aı-i İmran, 3/ı34. 77 Bakara, 2/235; Nisa, 4/5,8. 78 N isa, 4/9. 79 İsra, ı 7/23. 80 İsra, ı 7/28. 81 TaM, 20/44 82 Taha, 20/43-44. 83 Tarhan, age, s. ı83 84 Tarhan, age, s. ı85-ı86.
330 Beşinci Oturum
Hz. Peygamber hayalı boyunca çevresindeki hiçbir varlığa hiçbir biçimde şiddet uygulamamışbr85 . Eşierini dövenleri kınamış ve "Gece birlikte olduğunuz hanımlarınızı nasıl döversiniz?" diyerek hayretini ifade etmiştir86. Cemile bt. Abdullah'ın eşinden yediği dayak sebebiyle kolu kırılmış, durum Resulullah'a bildirilince kocası Sabit b. Kays'a haber göndererek, eşini bırakmasını söylemiştir87 .
Zaman zaman Hz. Peygamber'in evlerinde de sıkınblar yaşanmış fakat Resuluilah eşlerinin hiç birine sözlü ya da fiili şiddet uygulamayıp, onları evliliği sürdürme ya da ayrılma konusunda serbest bırakmıştır88 •
Veda haccı için Medine'den yola çıkan kervanda, yanık sesiyle şiirlı:}t ve ezgiler okuyarak, Hz. Peygamber'in eşierini taşıyan develerin hızlanmasına sebeb olan Enceşe'ye, hanımlar tedirgin olur endişesiyle müdahale edip; "Enceşe dikkat et, kristalleri kırma" diyerek seslenmiştir89 •
Develerin hızlı koşması sebebiyle eşlerinin incitilip, rahatsız edilmesine gönlü razı olmayan o Yüce Resulün, bugün ümmetinin, ailesine uyguladığı şiddeti onaylaması mümkün mü? Resulullah'ın çağları aşan örnektiği tüm tazeliğiyle önümüzde dururken, aile ve şiddet kelimelerini aynı cümle içinde kullanıyor olmak bile insana hicab veriyor. Bir zamanlar aile şiddeti değil, mutluluğu, huzuru, sevgiyi, güveni, paylaşımı çağrışbrırdı ve yine öyle olmalıdır. İrfan geleneğimizde gönül yıkınanın Kabe'yi yıkmaktan daha büyük vebali olduğunun ısrarla vurgulandığını habrlatarak, hem beden, hem ruh, hem de aile sağlığımız için şiddetin her çeşidinden uzak durmamız gerektiğini bir kez daha ifade edelim.
Kur'an'a göre sorun/lar eşleri.n kendi arasında çözebUeceği boyutu aşmışsa bu durumda aile büyükleri ve yakın akrabanın ya da güven duyulan kimselerin tecrübe ve hakemliğine müracaat edilir90
• Burada önemli olan eşler arasında yaşanan sorunların dal budak salmadan, mahkemeye aksedip toplumsal boyuta taşınmadan önce aile içinde çözümlenebilmesidir.
Kur' an, aile büyüklerine eşler arası anlaşmazlıklarda yapıcı bir rol üstlenip, problemierin çözümüne bilgi ve tecrübeleriyle katkı sağlamak gibi bir sorumİuluk vermiş iken, maalesef kimi zaman her iki tarafın ailesi sorunun bizzat kaynağı haline gelebilmektedir. Anne, babalar, evli çocuk-
85 Bkz. İbn Sa' d, et-Tabakatü'l-kübra, VIII, 204. 86
· İbn Mace, Nikah, 51; Dfui.mi, Nikah, 34. 87 Nesaı, Talak, 53. 88 Ahzab, 33/28-29. 89 Buhan, Edeb, lll; Müslim, Fedail, 18. 90 Nisa, 4/35. ·
Kur'an'da Aile Sempozyumu 331
larına müdahale edip, kendi isteklerini zorla kabul ettirme, sütünü ya da hakkını helal etmemeyi öne sürerek manevi baskı uygulama gibi pek çok yanlış tavır ve davranış sergileyebilmektedirler.
Dolayısıyla aileler ve hakemlik görevini üstlenen kimseler adil olmalı, kendilerini haklı, karşı tarafı haksız göreı;ek, önyargı ile değil, Kur'an'ın uyansı doğrultusunda hareket etmelidirler91
• Bu yolla olumlu sonuç alınırsa mahkemelerin yükü de oldukça hafiflemiş olacaktır.
Modem zamanlarda insan ilişkilerinin ciddi boyutta yıpranması evlilik bağlarını da gevşetmiştir. İnsanlar zor evlenebilir ama kolayboşanabilir hale geldiler. Neredeyse boşanma evlilik sorunlarının çözüm seçeneklerinden ilki haline gelmek üzeredir92
• Oysa boşanma tüm çözüm yolları denenip, tüketildikten sonra son çare olarak düşünülebilir. Eşleri boşanma noktasına getiren çok sayıda sebep olabilir.
Burada küreselleşmenin günlük yaşam ve aile üzerindeki olumsuz etkilerini de göz ardı edemeyiz. Birey ve aile olmaya ilişkin imgelerimiz küreselleşme ile büyük ölçüde değişti. Tüketim toplumu insan ilişkilerini metalaştırmakla meşgul. Kullan at, anlayışı insan ilişkilerinin doğasını bozmakta. Kullan at toplumunun anlamı sadece üretilen malları kullanarak tüketmek değil, değerlerin, yaşam biçimlerinin, istikrarlı ilişkilerin atılabilmesi, terk edilebilmesi anlamına da gelmektedir. İnsanlık anlam verici güçlerinin büyük bir kısmını, belki de hepsini yitirmektedir93
•
insani değerleri ve anlam verici bu gücü yitirdikçe aileyi de yitiriyoruz maalesef. Boşanma gün geçtikçe sıradan bir olay haline gelmekte ve boşanmanın zarar faturası çoğu zaman en fazla çocuklara çıkmaktadır. O yüzden eşler boşanmaya karar vermeden önce kendilerine şu soruları sormalıdırlar:
*Evliliği kurtarmak için elimden gelen her şeyi yaptım mı?
*Mutsuzluğumun sebebinin evliliğim olduğuna emin miyim?
*Boşanma sonrası çıkacak yeni sorunlarla baş edebilir miyim?
*Çocuğun yalnız birimize ait olmadığı gerçeğini kabullenebiliyor muyuz?94
91 Nisa, 4/58, 135. 92 Demirci, Senai, Ve Aşk Evliliğin Ellerinden Tuuu, İst. 2005, s. 79. 93 Bkz. Hablemitoğlu, Şengül, "Küreselleşme Sürecinde Aile Yapısı" s. 4, 7,
Kutlu Doğum Sempozyumu, Balıkesir 2009. 94 Tarhan, age, s. 245.
332 Beşinci Oturum
Tüm bu süreçlerin ardından anlaşma sağlanamayıp, son çare olarak boşanmaya gidilmişse, Kur'an bu durumda da kişilik haklarına saygılı olunması ve boşanmanın düşmanlığa dönüştürülmemesi için uyarıda bulunmaktadır95 .
Sonuç
Evlilik nikahla başlayan ve belki cennete kadar sürdürülebilecek olan bir birlikteliktir. Bu uzun yolda eşierin önünü aydınlatacak, yükünü hafifIetecek ilke ve uyarılara, örnek ve modeliere ihtiyacı vardır. Eş ilişkimizde ve aile yaşantımızcia Kur'an' ı yol haritamız kılarak ve Hz. Peygamber'in "en güzel" olan örnekliğinden sonuna kadar yararlanarak bu yolu yürdyecek ve bu yuvayı sürdüreceğiz. Buna hem bizim hem çocuklanmızın hem de toplumumuzun ihtiyacı vardır. "Nikahta keramet vardır" yargısının taşıdığı hakikat payından fazla, evliliği huzur ve mutluluğun pınarına dönüştürecek asıl kerametin insanda potansiyel olarak mevcut olduğu gerçeğini görebilmeliyiz.
Yıkmak kolay ama yapmak, kurmak ve korumak zordur. Kırmak bir anlık ama onarmak bir ömürlük çaba gerektirebilir. Hz. İbrahim ve Hz. İsmail peygamberleri Allah, Beytullah'ın iki işçisi yaptı. Onlar müminlerin aşkla koşup gittiği, dua ve zikirlerle tavaf ettiği ve ziyaretçilerinin huzurla dolup taştığı Kabe'yi inşa ettiler. Erkek ve kadın olarak eşler de evlilik binasını inşa eden iki işçidir. Bu inşa süreci ömür boyu devartı eder ve arzu edilir ki bu eve yürürken ayaklar, Kabe'ye gidiyor gibi hissetsin gönüller.
Bunu başarabilmek için Allah'ın yardım ve inayetine muhtacız kuşkusuz. Burada ele almaya çalıştığımız Kur'an öğretisini ve Hz. ·Peygamber'in uygulamalarını evlilik hayatımıza taşımaya çalışmak fiili dua yerine geçecektir diye düşünüyorum. ihtiyacımız olan kavli duayı da Kur'an bize öğretiyor: "Ey Rabbimiz! Eşlerimizi ve çocuklarımızı bize göz aydınlığı kıl ve bizi Allah'a karşı gelmekten sakınanlara önder eyle."96
Hz. Mevlana'nın bir çağrısıyla bitirelim: "Gel de birbirimizin kıymetini bilelim çünkü ansızın ayrılacağız birbirimizden!"
95 Bakara, 2/228-229, Talak, 65/6. 96 Furkan, 25/74.