zeml okul dergimiz: temrin - mayıs 2013
DESCRIPTION
Zeytinburnu Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi ZEML Okul Dergisi Temrin Mayıs 2013TRANSCRIPT
ZEYTİNBURNU TEKNİK VE ENDÜSTRİ MESLEK LİSESİ - MAYIS 2013
C İ L T 1 , S A Y I 1
TEMRİN - eğitim, kültür ve sanat dergisi
Sayfa Konu
6 Misyon, Vizyon, Okulumuzun Tarihçesi
7 Okul Müdürümüzden
8 Yönetim Kadrosu
9 Öğretmen Kadrosu
10 Okul Türlerimiz
11 Bilişim Teknolojileri, Elektrik Elektronik Teknolojileri
12 Endüstriyel Otomasyon Teknolojileri, Makine Teknolojileri Alanı
13 Metal Teknolojisi Alanı, Tesisat Teknolojisi ve İklimlendirme Alanı
14 Atatürk ve Eğitim
15 İstiklal Marşının Kabulü
16 Çocuk Yaşadığını Öğrenir
17 Yenilenebilir Enerji, Okyanus Enerjisi İçin İlginç Bir Proje Yapılıyor
18 İstanbul Şairleri
19 Can Yücel
20 Neşet Ertaş
21 Aşık Veysel
22 Ata’ya Veda Günü, Akıllı Adam
23 Piri Reis Dünya Haritası’nın 500. Yıl Dönümü, Şanlı Gün
24 Beden Dili Özellikleri
25 Öğretmenim ve Ben
26 En Çok Neler Unutulur?, En Az Neler Unutulur?
28 Çocuklar Sevgiye Tepki Verir, Çocukların Özgüvenini Arttırmak
29 Felsefe ve İnsan, Evrenin Işığı
30 Başarmak İstiyorsan Bunlara Dikkat Et
31 Bulmacalar
33 Verimli ve Planlı Ders Çalışma Yolları Nelerdir
34 Mucize Yiyecekler
36 Bitkisel Atık Yağlar, Mavi Kapak Toplama Kampanyası
37 İlçemizin Tarihi Mekanları
38 Sportif Başarılar, Yangın Tatbikatı
39 Ağaçlandırma Çalışmalarımız
40 Okulumuzda Düzenlenen Seminerler
41 Coğrafya Maket Çalışması, Pagev ile Protokol İmzalandı
42 Okulumuzun Katıldığı Fuarlar
43 Model Uçak, Okul Tadilat Çalışmaları
44 Okulumuzun Katıldığı Yarışmalar
46 Önemli Gün ve Haftalar
48 23 Nisan Şiiri, 21. Yüzyılda Öğrenme
49 Yaratıcılık ve İnovasyon Becerileri
50 Dolmabahçe Sarayı Gezisi
51 Darülaceze Gezisi
52 Kardeş Okul: Diyarbakır Gezisi
53 Kardeş Okul: Yunanistan, Bulgaristan Gezisi
54 İlkyaz Özel Eğitim Gezisi, Turistlerle İngilizce Pratik
55 Çanakkale ve Söğüt Gezilerimiz
56 Fıkralar
57 Karikatürler
SAHİBİ
Zeytinburnu Teknik ve Endüstri
Meslek Lisesi Adına
Muzaffer AZ
Müdür Baş Yardımcısı
GENEL YAYIN YÖNETMENİ
Sadık Erdoğan
Müdür Yardımcısı
EDİTÖR
Alpaslan ÇEKİÇ
GRAFİK-TASARIM
Alpaslan ÇEKİÇ
Özveri USLUER
Hakan SARIKAYA
YAYIN KURULU
Pelin DEVRAN
Ümmü Gülsüm BALCI
Özlem İLBAN
Nurten YÖRÜK
REKLAM SORUMLUSU
Mehmet TÜRKOĞLU
FOTOĞRAFLAR
Serkan ALBAYRAK
TEKNİK DESTEK
Gözde ATEŞ
Dilek UYGUN
WEB
www.zeml.meb.k12.tr
İDARE VE YAZIŞMA ADRESİ
Merkezefendi Mah. G75 Sok. No:15 34760 Topkapı Zeytinburnu/İSTANBUL Tel: 0 212 547 40 60-61 Faks: 0 212 582 84 41
Ege Reklam Basım Sanatları San.Tic.Ltd.Şti. Esatpaşa Mah. Ziyapaşa Cad. No:4 Ataşehir / İSTANBULTel: 0216 470 44 70 Fax: 0216 472 84 05 www.egebasim.com.tr Sertifika No: 12468
ZEYTİNBURNU TEKNİK VE ENDÜSTRİ MESLEK LİSESİ - MAYIS 2013
S A Y F A 4
TEMRİN - eğitim, kültür ve sanat dergisi
S A Y F A 5
ZEYTİNBURNU TEKNİK VE ENDÜSTRİ MESLEK LİSESİ - MAYIS 2013
S A Y F A 6
Zeytinburnu Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi
Misyonumuz
Ülkemiz ekonomisi ve sanayisini
kalkındıracak yetenekli teknik eleman
yetiştiren, bir üst öğrenime öğrenci
hazırlayan eğitim kurumuyuz.
Bütün öğrencilerin bilgili, becerili ve
kendine güvenen bireyler olarak
yetişmelerini sağlamak, fırsat tanımak
önümüzdeki yüzyılın ihtiyaçlarına cevap
verebilecek beceriler kazandırmak için
varız.
Vizyonumuz
Yeteneklerimizi deneyimlerimize bağlı
sahip olduğumuz değerler doğrultusunda
bilgili, becerili ve kendine güvenen
öğrenciler yetiştirmek.
Çağdaş uygarlık düzeyinde gelişmeleri
yakından takip eden, eğitim ve öğretim
alanında uluslararası normlara ulaşmayı
hedefleyen örnek eğitim, bilim ve teknoloji
merkezi olmak.
A T A T Ü R K D İ Y O R K İ . . .
“ Ç A L I Ş M A D A N , Y O R U L M A D A N , Ö Ğ R E N M E D E N
R A H A T Y A Ş A M A Y O L L A R I N I İ T İ Y A T H A L İ N E
G E T İ R E N İ N S A N L A R Ö N C E H A Y S İ Y E T L E R İ N İ ,
S O N R A H Ü R R İ Y E T L E R İ N İ , D A H A S O N R A
İ S T İ K B A L L E R İ N İ K A Y B E T M E Y E M A H K Û M D U R . ”
“Gençliği yetiştiriniz.
Onlara ilim ve irfanın
müspet fikirlerini
veriniz. İstikbalin
aydınlığına onlarla
kavuşacaksınız. “
Mustafa Kemal
ATATÜRK
Okulumuzun Tarihçesi 1983-1984 Öğretim yılında şu andaki kendi binasına taşınmış ve bu öğretim yılında
Tesviye ve Elektrik 1984-1985 Öğretim yılında Elektronik ve Metal işleri, 1989-1990
Öğretim yılında Teknik Lise Makine,1990-1991 Öğretim yılında Teknik Lise Bilgisayar ve
Makine Ressamlığı, 1992-1993 Öğretim yılında Kalıpçılık,1994-1995 Öğretim yılında
Anadolu Teknik Lisesi Otomatik Kumanda ve Elektrik bölümleri son olarak da 2004-2005
öğretim yılında Endüstri Meslek Lisesi Bilgisayar Bölümü açılmıştır. Aynı zamanda
okulumuz MEGEP kapsamında pilot kurum seçilmiş ve bu kapsamda okulumuzda bu yıl
Elektrik-Elektronik Teknoloji Alanı açılmıştır.
Okulumuzun 17873 m2 açık alanı, 8972 m2 kapalı alanı, üç ana binası ve çok amaçlı
salonu, 27 dersliği, 2 Bilgisayar, 3 (Fizik, Kimya, Biyoloji) laboratuvarı, 27 atölyesi, 3
resimhanesi, 1 kütüphanesi, 1 rehberlik servisi, 1 kantini ve 9 yönetim odası
bulunmaktadır.
Maçka Endüstri Meslek Lisesi Ağaç İşleri bölüm şefi Gündoğdu ÖZKAN 1982-1983
Öğretim yılında okulumuz kurucu müdürü olarak göreve başlamış, 1995 yılında
okulumuzdaki görevinden ayrılarak Küçükyalı Endüstri Meslek Lisesi kurucu müdürlüğüne
atanmıştır.
Erdemli Çok Programlı Lisesi Müdürü Mehmet AĞIRSOY 1995 yılında Okulumuza
Müdür olarak atanmıştır.
2006-2007 Eğitim Öğretim yılında Mesut BOZKURT Okul Müdürlüğüne vekalet
etmiştir.
2007-2008 Eğitim Öğretim yılında H. Eyüp GÜLTEK Okul Müdürlüğüne vekalet
etmiştir.
Sonrasında Müdürümüz Mehmet AĞIRSOY görevine başlamıştır.
TEMRİN - eğitim, kültür ve sanat dergisi
Okul Müdürümüzden...
S A Y F A 7
Sayın Meslektaşlarım, Sevgili Öğrenciler, Kıymetli Veliler,
Teknolojide yaşanan hızlı gelişmeler, pazarların küreselleşmesi, iletişimin artması, bilgi alışverişinin ve ulaşımın kolaylaşması, serbest ticaret engellerinin kaldırılması yönündeki gelişmeler, ülkelerin ulusal ekonomilerini etkilemekte ve rekabeti ön plana çıkarmaktadır.
Ülkemizin, dünya ülkeleri arasında rekabet edebilme olanaklarını daha da geliştirerek ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınmamızı belirlenen hedeflere ulaştırabilmemiz için, gençlerimizi; Atatürkçü düşünce sistemini benimsemiş, kültürel değerlerini özümsemiş, bunlara sahip çıkan, değişiklilere uyum sağlayabilen, ekip çalışmasını benimseyen, kendisine ve toplumla barışık, yazılı ve sözlü iletişimin kurabilen, sorumluluk alabilen, çözüm üreten yeterliliklere ve performansa sahip bireyler olarak yetiştirmemiz gerekmektedir.
Cumhuriyetimizin kuruluşundan günümüze kadar mesleki ve teknik öğretim içerisinde önderliğini kabul ettiren , ülkemizin kalkınmasında ve ekonomimizin güçlenmesinde önemli rol oynayan endüstriyel teknik öğretimi, 21. yüzyıl standartlarına ulaştırmak, dünyanın üretim sistemindeki ve bunun dayandığı teknolojideki, değişim ve gelişmelere uyumlu, yüksek nitelikli teknik insan gücü yetiştiren bir yapıya getirmek hedefimizdir.
Bu hedefe ilerlerken; Büyük Önderimiz ATATÜRK’ ün;
“Türk Milletinin en değerli varlığı olan milli birlik, iyi geçinmek, çalışkanlık, duygu ve kabiliyetindeki olgunluğunu, milletimizin varlığının ve yurt erginliğini korumak azim ve kararını ve her türlü tedbir ve araçlarla geliştirmek , devletin temel eğitim vazifesidir.”
“Okullar, genç beyinlere insanlığa hizmeti millet ve memlekete sevgiyi, şerefi, bağımsızlığı öğretir. Bağımsızlık tehlikeye düştüğü zaman onu kurtarmak için takip edilmesi en uygun ve en güvenli yolu belletir.” Sözleri daime rehberimiz olmalıdır.
Meslekî ve teknik öğretim alanında yapılan bütün çalışmalarda, endüstriyel teknik öğretim okul ve kurumları; yöneticisi, öğretmeni, öğrencisi, diğer personeli ve çevresi ile her zaman olduğu gibi, liderlik vasfını korumalı, daima ileriye daha ileriye gitmeli ve güçlenmelidir.
Sevgili Gençler,
Sizler, ülkemiz sanayi ve hizmet sektörünün gereksinim duyduğu alanlarda eğitim ve öğretim görerek, 21. Yüzyılın teknik insan gücü olmayı hedeflemiş. Atatürk Milliyetçiliğine bağlı; kültürel değerlerini benimseyen, koruyan ve geliştiren; demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’nin özgür düşünceli, bilgi ve teknolojiyi üreten, başarmaktan mutluluk duyan, girişimcilik bilinci gelişmiş, iyi yurttaş, iyi insan ve iyi meslek elemanı olarak görmek bizleri, ailelerinizi ve öğretmenlerinizi onurlandıracaktır.
Ümidimiz, güvenimiz ve mutluluğumuz olan sizlere; yeni öğretim yılında da azimle, kararlılıkla, yılmadan ve usanmadan, her gün yeni bilgi ve beceriler kazanmanın verdiği mutlulukla derslerinize çalışacağınıza ve başarılı olacağınıza, inanmakta ve güvenmekteyim.
Değerli Veliler,
Ülkemizin geleceği olan gençlerimizin daha iyi yetişmesi için her zaman olduğu gibi okullarımızın yönetici ve öğretmenleri ile sürekli iletişim kurarak, çocuğun okul ve çevre ilişkilerini yakından takip ederek, eğitimde devlet ve millet bütünleşmesini gerçekleştirerek endüstriyel teknik öğretimin güçlenmesine katkı sağlayacağınıza yürekten inanmaktayım.
Bu duygu ve düşüncülerle; mesleklerin en onurlusu ve hizmetlerin en kutsalını üstlenmiş değerli yönetici ve öğretmenlerimize, sevgili öğrencilerimize, değerli velilerimize, görevli diğer personelimize; sağlık, mutluluk ve başarılar diler, saygı ve sevgilerimi sunarım.
İsmail Tutal
Okul Müdürü
TEMRİN - eğitim, kültür ve sanat dergisi
S A Y F A 9 Öğretmen Kadromuz REHBERLİK ZÜMRESİ BİYOLOJİ ZÜMRESİ ERCAN ŞİMŞİR
ÜMMÜ GÜLSÜN BALCI SEVİM ZENGİN AYDIN KASAP
BURCU BULGU KAYA SELMA ÖZÜPERK MURAT ÇALIŞIR
EDEBİYAT ZÜMRESİ İNGİLİZCE ZÜMRESİ UĞUR GÖVERCİN
HÜLYA BENER CANDAN KAYA NİLAY ESER
PELİN DEVRAN SEDA ONOK ENDÜSTRİYEL OTM. T. ZÜMRESİ
AYBETÜL TUĞÇE ELÇİ ASLI BAŞAK ÖZCAN MİLLETSEVER
SEVİM DORUK NURTEN YÖRÜK ABDULLAH NEYSE
YETER TÜRK ŞENAY ŞENER İSMETGÜRBEY
GÜLŞAH KAPTAN MELEK GÜL EYİGÜN YASİN AKDEMİR
KÜBRA KELEŞ DÜN KÜLTÜRÜ ZÜMRESİ MAKİNA TEK. ZÜMRESİ
ABDURRAHMAN ERİKLİ SİNAN DURUKAN FAZLI KURUM
BERİL GAZİ ESRA SUNA MEHMET NURİ ŞENER
TARİH ZÜMRESİ MÜZİK ZÜMRESİ YUNUS ŞEN
SUNA ŞANLI BEKİR YILDIRIM ONUR TOPALMUSAOĞLU
ÖZLEM İLBAN BEDEN EĞİTİMİ ZÜMRESİ HAKAN SARIKAYA
GÜLDEREN AYDIN İLHAN SEBAHATTİN AKIN ETHEM ARDA
COĞRAFYA ZÜMRESİ YASEMİN ALTUĞ HASAN ÇIRAK
TÜLİN AYVAZ KAMİL BUCAK TAHİR SANCAKLI
HÜLYA BİLGİN BİLİŞİM TEK. ZÜMRESİ BASRİ ŞENBAY
FELSEFE ZÜMRESİ ÖZVERİ USLUER A.CAFER KANGALOĞLU
EMİNE DİLEKÇİ ALPASLAN ÇEKİÇ İBRAHİM SEVER
DİLEK UYGUN BEHİCE GÜLEN ARAS NERMİN SOBA
MATEMATİK ZÜMRESİ CENK KARACAN ÖMER YILDIRIM
KADİR BENER ENGİN DEMİR MEHMET ÖZGÜR
SULTAN ÜNLÜ SERKAN ALBAYRAK ZAFER ÇELİK
NAVİN DENİZ ÖNDER GÖZDE ATEŞ HARUN BAL
MEHTAP YARGI MUHAMMET UÇAR KADİR KARA
SUZAN BİLGİN ELK-ELKTR. TEK. ZÜMRESİ İSMET DAHİL
GÜLSER ELBAS HASAN CEYLAN ALPASLAN YÜCEER
FİZİK ZÜMRESİ HASAN HÜRRİYET ÇEBİ MURAT BAKİ
NERİMAN GÜL ŞENER MEHMET BURUTEKİN METAL TEK. ZÜMRESİ
İSMAİL YILDIZ ZAFER ARAS SÜLEYMAN KOCAGÖZ
CENGİZ TARBAK HARUN AKTAŞ FATİH GÜMÜŞ
KİMYA ZÜMRESİ ÖZCAN SOLMAZ ZİHNİ ÖZÜBEK
HAVVA PARLAK SADİ ÖKSÜZ HASAN DURMUŞ
BERNA YIKILMAZ ONUR İBİŞ ALİ KARAMAN
MEMUR VE HİZMETLİ KADROMUZ
SAYMAN HİZMETLİ SÖZ.HİZMETLİ
TURGUT DAVULCU ALİ GENÇ RAHMİ AKSOY
MEMUR D.YAŞAR HAYKIRAN ÜMİT TAŞ
YUSUF ŞAHİN İSMAİL CANPOLAT
MUHASEBE HÜSEYİN SAĞLAM
RECAİ UZUN HULKETTİN KADIOĞLU
ZEYTİNBURNU TEKNİK VE ENDÜSTRİ MESLEK LİSESİ - MAYIS 2013
S A Y F A 1 0
Okulumuz
A N A D O L U T E K N İ K L İ S E S İ
İlköğretim okulu üzerine öğrenim veren Anadolu Teknik Liselerinin öğrenim süresi 4 yıldır.
Bu okullarda öğrencilere, genel kültür dersleri, yabancı dil dersleri ile birlikte endüstriyel teknik
alanlarda programlar uygulanmaktadır.
Anadolu Teknik Liselerine, merkezi sistemle yapılan belirlenmesinde Seviye tespit puanının
etkili olduğu Orta Öğretim Kurumları Yerleştirme Puanı (OYP) ile öğrenci alınmaktadır.
Endüstriyel Otomasyon alanı 10. sınıfta Elektrik Elektronik Teknolojisi Alanında meslek
eğitimine başlayan öğrencilerimiz 11. sınıfta Mekatronik Endüstriyel Kontrol / Endüstriyel Bakım
Onarım dallarını seçme şansına sahiptir.
Anadolu Teknik Liselerine, merkezi sistemle yapılan belirlenmesinde Seviye tespit puanının
etkili olduğu Orta Öğretim Kurumları Yerleştirme Puanı (OYP) ile öğrenci alınmaktadır.
Anadolu Teknik Lisesi bünyesinde 10. sınıfta Elektrik Elektronik Teknolojisi Alanında meslek
eğitimine başlayan öğrencilerimiz 11. sınıfta Otomasyon Sistemleri ve Elektrikli Ev Aletleri
dallarını seçme şansına sahiptir.
T E K N İ K L İ S E
Teknik Liseye 9. sınıfı doğrudan geçen ve Dil Anlatım, Matematik, Fizik, Kimya dersleri
başarı ortalaması 55 puanın üzerinde olan öğrenciler başvurabilir. Teknik lise eğitimi 4 yıldır.
Teknik Lise Bünyesinde;
* Bilişim Teknolojileri
* Makine Teknolojisi alanları bulunmaktadır.
E N D Ü S T R İ M E S L E K L İ S E S İ
İlköğretim okulu üzerine öğrenim veren Anadolu Teknik Liselerinin öğrenim süresi 4 yıldır.
Bu okullarda öğrencilere, genel kültür dersleri ile birlikte endüstriyel teknik alanlarda programlar
uygulanmaktadır.
Endüstri Meslek Lisesine giriş ilköğretim eğitiminden, sonra Orta Öğretim Geçiş puanı
(OGP) ile gerçekleşmektedir. Endüstri Meslek Lisesinde 9. sınıfta başarılı olan öğrencilerimiz.
Okulumuzda;
* Bilişim Teknolojileri Alanı
* Elektrik Elektronik Teknolojisi Alanı
* Makine Teknolojisi Alanı
* Metal Teknolojisi alanlarında Öğrenim görme şansına sahiptir.
TEMRİN - eğitim, kültür ve sanat dergisi
S A Y F A 1 1
B İ L İ Ş İ M T E K N O L O J İ L E R İ A L A N I
Bilgisayar bilimi; bilgisayar sistemlerinin ve yazılımların tasarlanması, geliştirilmesi ve bakımını içerir. Bilgisayar yazılımları,
bu konuda uzmanlaşmış, donanımlı kişi ve kurumlar tarafından üretilir. Bilgisayarların yaşamımızdaki yeri var oldukça yazılımlar
da önemini koruyacaktır.
Dal Programları:
1. Veri Tabanı Programcılığı
2. Web Programcılığı
E L E K T R İ K - E L E K T R O N İ K T E K N O L O J İ L E R İ A L A N I
Elektrik-elektronik alanındaki ürünler ve kullanılan teknoloji hızla değişmektedir. Dolayısıyla bu alan sürekli gelişen, dinamik
bir yapıya sahiptir. Bu alanda meslekî eğitim almış kişiler rahatlıkla iş bulabilirler. Başta Avrupa Birliği ülkeleri olmak üzere
birçok ülkede kendi branşlarıyla ilgili kariyer yapma imkânına sahiptirler.
Dal Programları:
1. Elektrik Tesisat ve Pano Montörü
2. Elektrikli Ev Aletleri Teknik Servisi
3. Endüstriyel Bakım Onarım
4. Görüntü ve Ses Sistemleri
Alan ve Dallar
ZEYTİNBURNU TEKNİK VE ENDÜSTRİ MESLEK LİSESİ - MAYIS 2013
S A Y F A 1 2
E N D Ü S T R İ Y E L O T O M A S Y O N T E K N O L O J İ S İ A L A N I
Otomasyon; endüstride, yönetimde ve bilimsel işlerde insan aracılığı olmadan işlerin
otomatik olarak yapılmasıdır. Üretimi artırmanın, verimliliği çoğaltmanın kaynağı otomasyondur.
Otomasyon ilerledikçe, endüstriyel üretim de gelişmeye devam edecektir. Endüstrideki
gelişmeler giderek otomasyon sistemleri üzerine yoğunlaşmaya başlamıştır. Bu nedenle
otomasyon alanındaki meslekler geleceğin meslekleridir.
Dal Programları:
1. Mekatronik Sistem
2. Endüstriyel Kontrol
M A K İ N A T E K N O L O J İ S İ A L A N I
Makina teknolojisi; endüstriyel makinelerin tasarımından satış sonrası hizmetlerine kadar
uzanan geniş bir alandır. Bu alanda endüstriyel tasarım, makine ressamlığı, makine imalâtı ve
endüstriyel kalıp üretiminin yanı sıra bu makinelerin bakım-onarımı da yapılmaktadır. Makine
teknolojileri tüm sanayi sektörlerine makine ve cihaz desteği sağlayan önemli alanlardan biridir.
Dal Programları:
1. Bilgisayar Destekli Makine Ressamlığı
2. Bilgisayarlı Makina İmalatı
3. Endüstriyel Kalıp
Alan ve Dallar
TEMRİN - eğitim, kültür ve sanat dergisi
S A Y F A 1 3
M E T A L T E K N O L O J İ S İ A L A N I
Metal teknolojisi; metal ve metal alaşımların sıcak ya da soğuk olarak biçimlendirildiği bir sanayi dalıdır. Bu alanda çeşitli
metaller ısıl işlemlere tabi tutularak kaynak, perçin ya da cıvatayla birleştirilir. Kaynakçılık dalında öğrenim gören bir öğrenci;
elektrik ark kaynağı, oksi gaz kaynağı, elektrikli direnç kaynağı, tig, mig-mag ve toz altı kaynak tekniklerini kullanarak çeşitli
metallerin sökülemeyecek şekilde birleştirmesini yapabilecek niteliğe kavuşmaktadır.
Dal Programları:
1. Kaynakçılık
2. Metal Doğrama
T E S İ S A T T E K N O L O J İ S İ V E İ K L İ M L E N D İ R M E A L A N I
Tesisat teknolojisi ve iklimlendirme alanı; insan hayatı için yaşamsal önem taşıyan suyun şartlandırılmasını ve tüketimini, gıda,
ilaç vb. maddelerin soğukta muhafazasını ve yaşam için sağlıklı, konforlu ortam şartlarının oluşturulmasını amaç edinmiştir.
Günümüzde konfor şartlarının oluşturulmasında standart donanım haline gelmiş ısıtma, havalandırma ve iklimlendirme
cihazları kullanılmaktadır. Bu cihazların üretiminden tutunda, servis hizmetleri ile büyük hacimli binalara iklimlendirme tesislerinin
kurulması ve işletilmesi Tesisat Teknolojisi ve İklimlendirme alanının önemli iş kollarındadır.
1.Soğutma Sistemleri
2.İklimlendirme Sistemleri
Alan ve Dallar
ZEYTİNBURNU TEKNİK VE ENDÜSTRİ MESLEK LİSESİ - MAYIS 2013
S A Y F A 1 4
“Atatürk, Türk
eğitim
felsefesinin
temeline bilimi,
akılı ve fenni
koymuştur. ”
Cumhurbaşkanı
Gazi Mustafa Kemal,
yeni Türk
harflerini halka biz-
zat öğretirken (20
Eylül 1928)
Atatürk ve Eğitim Cumhuriyet dönemini iyi
değerlendirebilmek için Cumhuriyeti
kuran ve onun mimari tasarımını yapan
Atatürk’ün eğitim ile ilgili görüşlerinin
genel bir değerlendirmesini yapmak
yararlı olacaktır.
Atatürk’ün Türk eğitimi ile ilgili görüşleri
dört açıdan değerlendirilebilir (Akyüz
2001).
Türk eğitimi ile gözlem ve tespitleri
Türkiye’nin eğitim hedefleri
Yaptığı eğitim reformları
Türk eğitimindeki uygulamalar.
Atatürk’ün Türk Eğitimi ile İlgili
Gözlem ve Tespitleri
Atatürk’e göre ;
Türk toplumu cahil bırakılmıştır.
Köylü ve halk bilgisizdir. ”Gerçek kurtuluş
istiyorsak her şeyden önce , bütün kuvvetimiz,
bütün süratimizle bilgisizliği yok etmeye
mecburuz.” sözü bu gerçeğin ifadesidir.
Eğitim öğretim programları ve yöntemleri çağ
dışıdır.
Atatürk geleneksel eğitim uygulayan mahalle
mektebinde eğitimini sürdürememiştir. Şemsi
Efendi’nin modern eğitim veren okulunda
eğitimini sürdürebilmiştir. Geleneksel tutumlu
öğretmenleri her fırsatta eleştirmiştir. Geri
kalmışlığın temel nedeni olarak geleneksel
eğitim program ve yöntemlerini görür.
Çocukların üstünde aşırı bir baskı vardır.
Aileler, okullar, yetişkinler ve toplum, çocuğu
susmaya ve sorgusuz boyun eğmeye
zorlamaktadır. Bu şekilde yetişen çocuklar genç
cumhuriyetin özgür vatandaşları olamaz.
Eğitim ulusal değildir.
Eğitim kurumları ulusal bir felsefeye sahip
olmadıklar için, toplumu birleştirmek yerine
bilmektedir. “Terbiyedir ki bir milleti ya hür ya
bağımsız, şanlı, yüksek bir toplum haline getirir
veya bir milleti kölelik ve yoksulluğa terk eder.”
Sözü bu açıdan anlamlıdır.
Tutarlı bir eğitim politikamız yoktur.
“Her bakanlığın bir eğitim politikası var. Bu
yüzden öğretim berbat hale gelmiştir.” sözleri bu
gerçeği ifade eder.
Eğitim mesleki beceri kazandırmaktan
uzaktır.
Geleneksel eğitimi eleştirirken “Eğitimimizin
amacı kendini, hayatı bilmeyen, her konuda
yüzeysel bilgi sahibi, tüketici insan yetiştirmek
olmuştur.” der.
Eğitim fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür
insanlar yetiştirmek yerine güvensiz, pasif
insanlar yetiştirmektedir. (Akyüz)
Atatürk’ün Eğitim Hedefleri
Türkiye Cumhuriyeti’ni koruyacak,
pekiştirecek yeni bir kuşak yetiştirmek
Ulusal bir eğitim sistemi kurmak
Bilime dayalı bir eğitim sistemi kurmak
Laik bir eğitim sistemi kurmak
İşe yarar, üretici insanlar yetiştirmek
Özgür ruhlu, disiplinli, çalışkan insanlar
yetiştirmek
Cehaleti , çağ dışılığı ortadan kaldırmak
Eğitimi bütün ülkeye yaymak
Atatürk’ün Türk Eğitiminde Hayata
Geçirdiği Uygulamalar
Atatürk Türk devlet adamları arasında
eğitime çok önem veren , bu alanda en köklü
değişimleri yapmış bir devlet adamıdır. O “
Benim asıl kişiliğim öğretmenliğimdir.” der.
Kendini milletin öğretmeni olarak görür. Onun
eğitim alanındaki büyük başarısını sağlayan
faktörlerden biri bizzat işin başında olmasıdır.
Tahtanın başına geçip “ Başöğretmen” olarak
öğretmenlik yapmasıdır. “Millî Eğitim Bakanı
olarak milli irfanı yükseltmeye çalışmak en
büyük emelimdir.” der. Gençleri öğretmenlere,
Cumhuriyeti gençlere emanet eden odur.
Öğretmenleri irfan ordusu , gerçek kurtuluşun
önderi olarak selamlar. Öğretmenlere ve eğitime
hiçbir mesleğe ve kuruma olmadığı kadar değer
verir, misyon yükler. Ders verdiği gibi ders
kitapları yazar, yazdırır. Okullar onun için genç
Cumhuriyetin yaratıldığı laboratuvarlardır.
Öğretmenler her fırsattan yararlanarak halka koşmalı, halk ile
beraber olmalı ve halk, öğretmenin çocuğa yalnız alfabe okutan bir
varlıktan ibaret olmayacağını anlamalıdır.
Mustafa Kemal ATATÜRK
TEMRİN - eğitim, kültür ve sanat dergisi
Millî marşlar, milletlerin kahramanlık destanlarıdır.
Bayrağımız ve onun hürriyetini ebedîleştiren İstiklal Marşımız;
milletimizin ruhunu, tarihini, ideallerini aksettiren ölmez
değerlerdendir.
Ülkenin bağımsızlığı ve bütünlüğü için ATATÜRK
önderliğinde mücadele veren TBMM Hükûmeti yeni bir ordu
kurarken bu orduyu ayakta tutacak, ona moral verecek güçleri
de harekete geçirme çabasındadır. Anadolu'da tutuşan
heyecanı koruyacak, vatan sevgisini ve inancı canlı tutacak bir
marşın hazırlanması düşüncesi, işte bu amaçla ortaya
çıkmıştır.
Dönemin Millî Eğitim Bakanlığı da bu düşünceyi
benimseyerek bir yarışma düzenlemiştir. Beğenilen güfte için
500 lira ödül verilecektir. Yarışma için gelen 724 şiir
incelemeye alınmıştır. Bir kurulca bunlar titizlikle incelenip
şiirlerin 6 tanesi ayrılmıştır. Ama hiçbiri beğenilmemiş, marş
olacak değerde bulunmamıştır. O zaman Burdur Milletvekili
olan Mehmet Akif'in para ödülünden rahatsızlık duyduğu için
yarışmaya katılmadığı öğrenilmiştir. Ancak Mehmet Akif, Millî
Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi Tanrıöver'in "Mükâfatı
almazsınız; fakat, iştirak ediniz." ricası üzerine yarışmaya
katılmıştır.
Millî Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi, daha önce seçilen
altı şiirle Mehmet Akif'in şiirini ordu komutanlarına
göndermiştir. Onlardan, şiirlerin askerlere okunması ve
beğenilenlerin sıralanmaları istenmiştir. Komutanlar, kısa
sürede sonucu bildirmişlerdir: Hepsi de Mehmet Akif'in şiirini
birinci sıraya almıştır.
12 Mart 1921 tarihinde TBMM'de yapılan oylama
sonucunda Mehmet Akif'in şiiri, İstiklal Marşı olarak kabul
edilmiştir. Mehmet Akif Ersoy, verilen 500 liralık ödülü "Ben bu
şiiri para için yazmadım." diyerek Türk ordusuna bağışlamıştır.
Mehmet Akif, İstiklal Marşı'nı kitabı Safahat'a niçin
koydurmadığı sorulduğunda "O benim değil, milletimindir."
cevabını vermiştir.
İstiklal Marşı'nın bestelenmesi için yarışma düzenlenmiş,
bu yarışmaya 24 besteci katılmıştır. 1924 yılında Ankara'da
toplanan seçici kurul, Ali Rıfat Çağatay'ın bestesini kabul
etmiştir. Bu beste 1930 yılına kadar çalındıysa da 1930'da
değiştirilerek Cumhurbaşkanlığı Orkestrası Şefi Osman Zeki
Güngör'ün hazırladığı bugünkü beste yürürlüğe konmuştur.
Millî marşımız, milletimizin hiç değişmeyen bağımsızlık
karakterinin yakın çağdaki büyük tezahürü olan ve Mustafa
Kemal ATATÜRK önderliğinde gerçekleştirilen Kurtuluş
Savaşı içinden çıkmıştır. Millî marşımız, Türk milletinin
"medeniyet denilen tek dişi kalmış bir canavar" tarafından yok
edilme niyet ve teşebbüslerine karşı verilmiş bir kavganın
içinden doğmuştur. Onun için adı "İstiklal Marşı”dır.
Mehmet Akif, son günlerinde, hasta yatağında yatarken
kendisine İstiklal Marşı için “Acaba yeniden yazılsa daha iyi
olmaz mı?” diye bir sual sorulmuş. Akif’in şu cevabı, bu marşın
neyin destanı, neyin mahsulü olduğunu anlatacak bir
vecizedir:
“O şiir bir daha yazılamaz, onu ben de yazamam; onu
yazmak için o günleri görmek, o günleri yaşamak lazım. Allah,
bir daha bu millete bir İstiklal Marşı yazdırmasın.”
İstiklal Marşı, Cumhuriyet’in ilanından önce 12 Mart 1921
tarihinde yazılmış olmakla beraber, Cumhuriyet’i müjdelemiş
ve millî marş olarak kabul edildikten sonra da hemen her gün
tekrarlandığı için ATATÜRK ile beraber Cumhuriyet’in
sembolü olmuştur.
İstiklal Marşının Kabulü S A Y F A 1 5
“Bu marş bizim inkılabımızı anlatır. İnkılabımızın ruhunu anlatır. Bunu ne unutmak ne de
unutturmak lazımdır. İstiklal Marşında istiklal davamızı anlatması bakımından büyük manalar
vardır. Benim en beğendiğim yeri de burasıdır:
"Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır Hakka tapan milletimin istiklal!"
Mustafa Kemal ATATÜRK
ZEYTİNBURNU TEKNİK VE ENDÜSTRİ MESLEK LİSESİ - MAYIS 2013
S A Y F A 1 6
Çocuk Yaşadığını Öğrenir
Eğer bir çocuk sürekli eleştirilmişse,
"Kınama ve ayıplamayı öğrenir."
Eğer bir çocuk kin ortamında büyümüşse,
"Kavga etmeyi öğrenir."
Eğer bir çocuk alay edilip aşağılanmışsa,
"Sıkılıp utanmayı öğrenir."
Eğer bir çocuk sürekli utanç duygusuyla eğitilmişse,
"Kendini suçlamayı öğrenir."
Eğer bir çocuk hoşgörüyle yetiştirilmişse,
"Sabırlı olmayı öğrenir."
Eğer bir çocuk desteklenip yüreklendirilmişse,
"Kendine güven duymayı öğrenir."
Eğer bir çocuk övülmüş ve beğenilmişse,
"Takdir etmeyi öğrenir."
Eğer bir çocuk hakkına saygı gösterilerek büyütülmüşse,
"Adil olmayı öğrenir."
Eğer bir çocuk güven ortamı içinde yetişmişse,
"İnançlı olmayı öğrenir"
Eğer bir çocuk kabul ve onay görmüşse,
"Kendini sevmeyi öğrenir"
Eğer bir çocuk aile içinde dostluk ve arkadaşlık görmüşse,
"Bu dünyada mutlu olmayı öğrenir"
Dorothy Law Nolte, 1975
Eğitim her şeydir. Şeftali
bir zamanlar acı bir
bademdi; Karnabahar,
üniversite eğitim almış
bir lahanadan başka bir
şey değildir.
(Mark Twain)
TEMRİN - eğitim, kültür ve sanat dergisi
Yenilenebilir Enerji S A Y F A 1 7
Yenilenebilir enerji (kaynakları), sürekli devam eden doğal
süreçlerdeki var olan enerji akışından elde edilen enerjidir.
Bu kaynaklar güneş ışığı, rüzgâr, akan su (hidro güç),
biyolojik süreçler ve jeotermal olarak sıralanabilir.
En genel olarak, yenilenebilir enerji kaynağı; enerji
kaynağından alınan enerjiye eşit oranda veya kaynağın
tükenme hızından daha çabuk bir şekilde kendini
yenileyebilmesi ile tanımlanır. Örneğin, güneşten elde edilen
enerji ile çalışan bir teknoloji bu enerjiyi tüketir, fakat tüketilen
enerji toplam güneş enerjisinin yanında çok küçük kalır. En
genel yenilenebilir enerji şekli güneşten gelendir. Bazı formlar
güneş enerjisini ve rüzgâr gücünü depolar.
Yenilenebilir enerjinin tesisler, hayvanlar ve insanlar
tarafından kalıcı olarak tüketilmesi mümkün değildir. Fosil
yakıtlar, çok uzun bir zaman çizelgesi göz önüne alındığında
teorik olarak yenilenebilir iken, istismar edilerek kullanılması
sonucu yakın gelecekte tamamen tükenme tehlikesi ile karşı
karşıyadır.
İskoçya hükümeti, Nisan ayının başında Dünya'daki tüm
bilim adamlarının, denizden üretilen yeni ve temiz bir enerji
kaynağı yolu bulmak amacıyla, sınırlarını zorlamaları için
tasarlanmış olan bir ödülü duyurdu. Saltire Prize ödülü
İskoçya'ya yerleştirilecek ve denizden elde edilen
yenilenebilir bir enerji teknolojisi üretebilen, kişiye ya da
takıma verilecek olan bu ödül tam 20 milyon dolar değerinde.
Ödülün detayları hakkında hala çalışmalar yapılıyor. Bir fikrin
varsa kafayı çalıştırmanın ve biraz hareketlenmenin tam
sırasıdır.
İskoçya, bu ödülün sonucunda ortaya çıkacak
gelişmelerden yararlanabilme konusunda, oldukça iyi bir
durumda bulunuyor. İskoçya; Avrupa'nın rüzgar enerjisi
gereksinimlerinin yüzde 25'ini karşılayacak, Avrupa'nın gelgit
enerjisi gereksinimlerinin yüzde 25'ini karşılayacak ve
Avrupa'nın dalga enerjisi gereksinimlerinin yüzde 10'unu
karşılayacak büyüklükte bir potansiyele sahiptir. İskoçya'nın
merkezi ile Orkney arasında yapılacak olan Pentland Firth'ü
geliştirmek için planlar hazırlanmaya başlandı bile. Bu proje
tek başına, inanılmaz bir değer olan 10 Gigawatt'lık bir güç
üretimi sağlayacak.
İskoçya'nın bu kadar ciddi bir potansiyeli olmasına
rağmen, sadece 0.27 Megawatt'lık, dalga gücünden enerji
üretimi bulunuyor ve hiçbir gelgit gücünden enerji üretim
sistemi bulunmuyor. Bunun yanında Kore, Dünya'nın en
büyük çaplı gelgit gücünden enerji üretme sistemini kuruyor
ve bu sistemin 2015 yılında faaliyete geçmesi planlanıyor.
Ödülün, İskoçya'nın denizden yenilenebilir enerji üretme
programının başlatılmasına ve 2020 yılında, tüm ülkenin
enerji ihtiyacının, yaklaşık yüzde 50'sini bu kaynaklardan elde
etme hedeflerine ulaşmalarında, yardımcı olması bekleniyor.
“Büyük işler, önemli girişimler ancak ortak çalışma ile sağlanabilir.”
Mustafa Kemal ATATÜRK
Okyanus Enerjisi İçin İlginç Bir
Proje Yapılıyor
ZEYTİNBURNU TEKNİK VE ENDÜSTRİ MESLEK LİSESİ - MAYIS 2013
S A Y F A 1 8
İstanbul Şairleri Yahya Kemal, birçok edebiyat tarihçisi
tarafından “Modern Türk Şiirinin kurucusu
sayılır. Yahya Kemal hem reel hayatının hem
de yazın hayatının bir kısmını İstanbul’a ve
onun güzelliklerine adamıştır. Bunların bazıları
çeşitli Türk müziği makamları dâhilinde
bestelenmiştir. Bunlar arasında en meşhuru
çoğunun ismini “Aziz İstanbul” diye bildiği
fakat orijinal ismi “Bir Başka Tepeden” olan şu
şiiridir.
İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı
Önce hafiften bir rüzgâr esiyor
Yavaş yavaş sallanıyor yapraklar, ağaçlarda.
Uzaklarda, çok uzaklarda,
Sucuların hiç durmayan çıngırakları
İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı
İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı
Kuşlar geçiyor, derken
Yükseklerden, sürü sürü, çığlık çığlık.
Ağlar çekiliyor dalyanlarda
Bir kadının suya değiyor ayakları
İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı
İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı
Serin serin Kapalıçarşı
Cıvıl cıvıl Mahmutpaşa
Güvercin dolu avlular
Çekiç sesleri geliyor doklardan
Güzelim bahar rüzgârında ter kokuları
İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı,
İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı
Başımda eski âlemlerin sarhoşluğu
Los kayıkhaneleriyle bir yalı
Dinmiş lodosların uğultusu içinde
İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı
İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı
Bir yosma geçiyor kaldırımdan
Küfürler, şarkılar, türküler, laf atmalar.
Bir şey düşüyor elinden yere
Bir gül olmalı İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı
İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı
Bir kuş çırpınıyor eteklerinde
Alnın sıcak mı, değil mi, biliyorum
Dudakların ıslak mı, değil mi, biliyorum
Beyaz bir ay doğuyor fıstıkların arkasında
Kalbinin vuruşundan anlıyorum
İstanbul’u dinliyorum.
Birçok şair İstanbul’u anlatmıştır. Nedim
ve Yahya Kemal ise çok iyi anlatmışlardır.
Ama Orhan Veli İstanbul’un ta kendisidir. Kısa
ve “Garip” yaşamına çok şey sığdırmıştır
Orhan Veli. 1941’de yayımladığı “Garip”
başlıklı makaleyle Türk edebiyatında bir çığır
açabilecek kadar görkemli ve bir belediye
çukuruna düşüp ölecek kadar da kötü
talihlidir. Belli ki birçok sevdası olmuştur ama
hiçbiri İstanbul sevdası kadar ağır
basmamıştır. ”İstanbul ile aklınıza ilk gelen
şiir nedir” diye sorulsa hatırı sayılır bir
çoğunluğun aklına gelecek ilk şiir olan
“İstanbul’u Dinliyorum” şiirinin şairidir. Hani
şu meşhur, “İstanbul’u dinliyorum, gözlerim
kapalı” diye başlayıp yine aynı şekilde biten
şu şiirden bahsediyorum:
Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul!
Görmedim gezmediğim, sevmedim hiçbir yer.
Ömrüm oldukça, tahtıma keyfince kuru!
Sade bir semtini sevmek bile bir ömre değer.
Nice revnaklı şehirler görünür dünyada,
Lakin efsunlu güzellikleri sensin yaratan.
Yaşamıştır derim, en hoş ve uzun rüyada,
Sende çok yıl yaşayan, sende ölen, sende yatan.
TEMRİN - eğitim, kültür ve sanat dergisi
S A Y F A 1 9
Can Yücel, 21 Ağustos 1926'da
İstanbul'da doğdu. Eski Millî Eğitim
Bakanı Hasan Ali Yücel’in oğludur. 1943
yılında, yakın dostu ve Ankara Atatürk
Lisesi'nden sınıf arkadaşı Gazi Yaşargil
ile birlikte yurtdışı eğitim bursu
kazandığı halde, babası, dönemin Milli
Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel'in "
Bakan, kendi oğluna torpil yaptı derler"
diyerek karşı çıktı, söylendi. Gazi
Yaşargil, bu bilginin doğru olmadığını,
ikisinin de ailelerinin imkânlarıyla yurt
dışına gittiklerini açıkladı. Ankara ve
Cambridge üniversitelerinde Latince ve
Yunanca okudu. Çeşitli elçiliklerde
çevirmenlik, Londra’da BBC’nin Türkçe
bölümünde spikerlik yaptı. Askerliğini
Kore’de yaptı. 1958’de Türkiye’ye
döndükten sonra bir süre Bodrum ve
Marmaris'te turist rehberi olarak çalıştı.
Ardından bağımsız çevirmen ve şair
olarak yaşamını İstanbul’da sürdürdü.
1956 yılında Güler Yücel ile evlendi. Bu
evlilikten iki kızı (Güzel ve Su) ve bir
oğlu (Hasan) oldu.
12 Ağustos 1999 gecesi ölen şair,
çok sevdiği günebakan çiçekleriyle
uğurlanarak Datça'ya defnedildi.
Öyle sabah uyanır uyanmaz yataktan fırlama
Yarım saat erkene kurulsun saatin
Kedi gibi gerin, ohh ne güzel yine uyandım diye sevin..
Pencereni aç, yağmur da olsa, fırtına da olsa nefes al derin derin
Yüzüne su çarpma, adamakıllı yıka yüzünü serin serin
...Geceden hazır olsun, yarın ne giyeceğin
Ona harcayacağın vakitte bir dilim ekmek kızart
Çek kızarmış ekmek kokusunu içine
Bak güzelim kahvaltının keyfine..
Ayakkabıların boyalı olsun, kokun mis,
Önce sana güzel gelsin aynadaki siluetin
Çık evinden neşeyle, karşına ilk çıkana gülümse, aydınlık bir gün dile
Sonra koş git işine, dünden, önceki günden,
Hatta daha da eskiden yarım ne kadar işin varsa hepsini tamamla,
Ohhh şöyle bir hafifle
Bir güzel kahve ısmarla kendine, seni mutlu eden sesi duymak için alo de
Hiç işin olmasa da öğle üzeri dışarı çık
Yağmur varsa ıslan, güneş varsa ısın, hatta üşü hava soğuksa
Yürü, yürürken sağa sola bak, öylesine değil, görerek bak
Çiçek görürsen kokla, köpek görürsen okşa, çocuk görürsen yanağından
makas al...
Sonra, şöyle bir düşün, kimler sana yol açtı, sen çok darda iken kimler seni ferahlattı,
hani kapını kimsenin çalmadığı günlerde kimler kapını tıklattı?
Ne kadar uzun zamandır aramadın onları değil mi?
Hadi hemen uğrayabilirsen uğra, arayabilirsen ara
Hatırlarını sor, öyle laf olsun diye değil, kucaklar gibi sor..
Bu sadece onların değil, senin de yüreğini ısıtacak, yüzünde güller açtıracak..
Günün güzeldi değil mi?
Akşamın da güzel olsun..
Yemeğin ne olursa olsun, masanda illaki kumaş örtü olsun..
Saklama tabakları, bardakları misafire
Sizden ala misafir mi var bu dünyada
Ailecek kurulun sofraya, öyle acele acele değil, vazife yapar gibi hiç değil,
Şöyle keyfe keyif katar gibi, lezzete lezzet katar gibi, eksik bıraktıklarını tamamlar
gibi tadına var akşamının..
Gece evinde, dostların olsun
Sohbet mezen, kahkahan içkin olsun..
Arkadaşım, hayat bu daha ne olsun?
Ama en önce ve illa ki sağlık olsun!
Can YÜCEL
Öyle sabah uyanır uyanmaz yataktan fırlama
ZEYTİNBURNU TEKNİK VE ENDÜSTRİ MESLEK LİSESİ - MAYIS 2013
S A Y F A 2 0
Neşet Ertaş Kimdir?
Ayaklarının altındaki toprağın renginden, kokusundan haberdar olan, bastıkları yeri az
çok tanıyan, yürekleri hep türkülerle birlikte atanların için Neşet Ertaş, belki de tam bir
“Yaşayan Efsane” ; Meçhul, uzak, esatiri ve sırlarla dolu…
Neşet Ertaş’ı tanımak, asıl onun ruh ve gönül macerasını bilmeyi gerektirir ki burada
hemen karşımıza, Neşet Ertaş’la en rafine üslubuna kavuşan Orta Anadolu Abdal Müziği
geleneğini gelmiş geçmiş en büyük ustalarından olan babası Muharrem Ertaş karşımıza
çıkar. İşte Neşet Ertaş, babası Muharrem Usta ile adeta Anadolu’daki en olgun seviyesine
erişen bu Türkmen /Abdal müzik birikiminin yeni bir yorumcusudur.
Neşet Ertaş’ın sanatı, hayatı ile o kadar iç içe ki çalıp, çığırdığı türkü ve bozlaklarında
bütün bir hayat hikâyesini bulmak mümkün olduğu gibi, hayatına yakından baktığımızda
da o içli türkülerin, acılı bozlakların nerelerden nasıl doğduğunu ipuçlarını elde ederiz
hemen. Onun yokluk, yoksulluk ve acılarla dolu hayatını “Garip” mahlasıyla yazdığı
koşma tarzında usta işi şiirlerle anlattığı ozan yönünü yıllarca kimse fark etmedi bile.
Babasından tevarüs ettiği geleneksel ve anonim türkülerin, bozlakların dışında, sözleri ile,
anonim türkülerdeki erişilmez sadeliği ve estetik seviyeyi yakalayan sayısız türkünün,
bozlağın altına attığı mütevazı imzasını kimselere söylemedi bile.
Neşet Ertaş o büyük yaratıcı yeteneği ile okuduğu her eseri yeni baştan öyle bir
yorumlar, ona öyle bir ruh ve hava verir ki, adeta yeni bir beste ile karşı karşıya
olduğunuzu dahi sanabilirsiniz. Bu durumu, yeteneği, kültürü ve birikimi oldukça sınırlı sığ
ve sıradan sanatçıların yorum adına yaptıkları “dejenerasyon” ile karıştırmamak gerekir.
Çünkü Neşet Ertaş kendisine ait olmayan bir türküyü bile öyle bir okur ve yorumlar ki,
o türkü şekliyle yıllar öncesine ait bir Neşet Ertaş türküsü gibidir artık.
Olağanüstü denilebilecek yeteneği, geleneği hâkimiyeti, gelenekten kopmayan yeniye
bağlılığı, yeni zamanların modern zevk ve eğilimlerini gözeten biri ve uyanık tecessüsü ile
Neşet Ertaş, Hep gündemde kalmış bir sanatçıdır. O, ismi bağlama ile özdeşmiş ve adeta
bu dünyaya türkü söylemek için gelmiş gerçek bir türkü ustası…Türküyü bağlamaya,
bağlamayı türküye bu kadar yakınlaştıran ve yaklaştıran, adeta birbirlerinin içinde-kendisi
ile birlikte-eritip yok eden ikinci bir sanatçı bulmak öyle sanıldığı kadar kolay olmasa
gerek. Neşet Ertaş’ın sanatı; müziğin özünü, ruhunu kavrayan birinin, hiçbir yapmacıklığa
tevessül etmeden, olduğu gibi kendini, kendi özünü ve hissettiklerini saza, söze
dökmesidir.
NEREDESİN SEN
Şu Garip Halimden Bilen İşveli Nazlı,
Gönlüm Hep Seni Arıyor Neredesin Sen.
Tatlı Dillim Güler Yüzlüm Ve Ceylan Gözlüm,
Gönlüm Hep Seni Arıyor Neredesin Sen.
Sinemde Gizli Yaramı Kimse Bilmiyor,
Hiçbir Tabip Şu Yarama Merhem Olmuyor.
Boynu Bükük Bir Garibim Yüzüm Gülmüyor,
Gönlüm Hep Seni Arıyor Neredesin Sen.
Türk Halk Müziği bestecisi, söz yazarı ve
yorumcusu Neşet Ertaş İzmir’de tedavi
gördüğü hastahanede 25 Eylül 2012 günü
74 yaşında hayatını kaybetti.
TEMRİN - eğitim, kültür ve sanat dergisi
S A Y F A 2 1
Dostlar Beni Hatırlasın
Aşık Veysel Ölümünün 40. Yılı
25 Ekim 1894 - 21 Mart 1973. Şarkışla’nın Sivrialan köyünde doğdu. Asıl adı Veysel
Şatıroğlu’dur. 7 yaşında yakalandığı çiçek hastalığından dolayı bir gözünü, daha sonra bir
kaza sonucu, az gören öteki gözünü yitirdi.
Evlerine sürekli olarak gelen aşıklardan dolayı türküyle ve bağlamayla ilgilendiğini gören
babasının aldığı bağlama Veysel’in yaşamına eşlik etti. İlk bağlama derslerini de
babasının arkadaşı Çamşıhılı Ali’den aldı. Yunus, Karacaoğlan, Dertli, Erzurumlu Emrah
gibi aşıklardan etkilendi ve türkülerinde onlarla olan duygu yakınlığını yansıttı.
Önceleri usta malı türküler söyleyen Aşık Veysel, 40 yaşlarına doğru kendi şiirlerine ağırlık
vermeye ve türküleştirmeye başladı. 1931 yılında gerçekleştirilen Aşıklar Bayramında adı
duyulan ve 1933 yılında Atatürk için söylediği bir türküden sonra özellikle Ahmet Kutsi
Tecer’in de yardımıyla giderek tüm Türkiye’de tanınmaya başladı. Bu yıllar aynı zamanda
Veysel’in kendi türkülerini söylemeye yönelmesi anlamında bir geçiş dönemi olarak
sayılabilir. Bu döneme dek köyünden hiç çıkmayan Aşık Veysel bunu izleyen yıllarda
Türkiye’nin birçok yöresini dolaşarak kendi yöresi dışında da insanlara türkülerini aktarma
fırsatı buldu.
1952 yılında İstanbul’da kendisi için büyük bir jübile yapılan Aşık Veysel’e, 1965 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin özel
bir kararıyla aylık bağlandı.
Türkülerinde kendine özgü bir içtenlikle, doğadan insan sevgisine hemen her konuyu işleyen Aşık Veysel, İstanbul
Radyosunun ilk yayınlarında da türkü söyledi. 1941-46 arasında, Aşık Ali İzzet’le birlikte Köy Enstitülerinde halk türküleri ve
bağlama dersleri verdi. Zamanla Veysel ve Ali İzzet’in temsil ettiği bağlama çalma ve türkü söyleme biçimi başlı başına bir tavır
olarak yerleşti.
Önceleri yöresindekiler sonra Türkiye’nin her yerinden aşıklarla karşılaştı, tanıştı. Ölümüne dek de sürekli olarak, yaşlı genç
aşıklar tarafından ziyaret edildi.
Ne gelsemdi, ne giderdim
Günden güne arttı derdim
Garip kalır yerim yurdum
Dostlar beni hatırlasın
Açar solar türlü çiçek
Kimler gülmüş kim gülecek
Murat yalan ölüm gerçek
Dostlar beni hatırlasın
Gün ikindi akşam olur
Gör ki başa neler gelir
Veysel gider adı kalır
Dostlar beni hatırlasın
Ben giderim adım kalır
Dostlar beni hatırlasın.
Düğün olur bayram gelir
Dostlar beni hatırlasın
Can kafeste durmaz uçar
Dünya bir han, konan göçer
Ay dolanır yıllar geçer
Dostlar beni hatırlasın
Can bedenden ayrılacak
Tütmez baca yanmaz ocak
Selam olsun kucak kucak
Dostlar beni hatırlasın
ZEYTİNBURNU TEKNİK VE ENDÜSTRİ MESLEK LİSESİ - MAYIS 2013
S A Y F A 2 2
“Doğrudur, bizler
birer dahi
yaratamayız. Biz
sadece onların
özgür olabilmesi,
güvenli olabilmesi
ve dengeli bir birey
olabilmesi için
sahip olduğu
potansiyeli
kullanmasını
sağlayabiliriz.”
Maria Montessari
Akıllı Adam
Ata’ya Veda Günü
10 Kasım Atamıza Veda Günü. Her 10
Kasım’da içimde bir burukluk olduğunu,
bayrağımıza gururla baktığımda hissederim
çünkü içimde güzel yurdu için savaşan,
yaşamının en güzel çağlarını bu uğurda
harcayan tek gayesi vatanı ilerletmek olan
kahramanın yasını tutuyorum.
Şimdi sana veda etmemi istiyorlar. Nasıl
veda edebilirim sana? Ölmedin ki sen!
Ölmek üzere olan bu vatana halkın önünde,
ordunun önünde liderliğinle güven verdin.
İleri! Komutunla kovdun düşmanı yurdun her
köşesinden. Yetmedi düşmanları arındırıp
koca bir devlet kurdun. Atatürk milletine,
milleti de Atatürk’e güvenmişti. Bu karşılıklı
güven sayesinde olmazlar oldu. Çağdaş
yaşam için devrim üstüne devrimler yapıldı.
İlkokul sıralarında heceledim ilk kez
adını, o gün tanıdım. O gün sevdim seni.
Her gün daha yakından tanıyabilmek için
okudum bir bir eserlerini, şiirlerini. Düşmedi
elimden kolay kolay. Nutuk’u dinledikçe
heyecanla çıkan sesini bir kez daha
anladım. Dünya’da eşi benzeri olmayan bu
insanı, bu devleti, bu vatanı.
Atatürk’e veda edebilir miyim
bilmiyorum? Sanki bazı şeylerin yarım
kaldığının hissine kapılıyorum. Veda için çok
erken gibi geliyor bana. Nasıl veda
edebilirim ki Atatürk’e? Ona olan vefa
borcumuz nasıl ödenir ki? Ulaşmak
istediğimiz hedefler hala onun inkılaplarıyla
onun bize çizdiği yollarla sağlanabilir gibi
geliyor bana. Bu yüzden de veda edemem.
Her iyi insan gibi Atatürk ’de benim için
aramızdan erken ayrıldı. Dostlarımın ve
düşmanlarımın hayran olduğu bir kahramanı
ne mutlu ki bu ülkenin toprakları yetiştirdi.
Ancak öyle bir zamandayız ki ona olan
sadakatimizi ve onun davası için
birlikteliğimizi korumalı Atatürk’ü unutanlara
tekrar Atatürk’ü hatırlatmalıyız. Atatürk’e
veda etmemeliyiz.
Süleyman Murat Görgün ATL-11C
(“Ata’ya Veda” konulu
kompozisyon yarışmasında ilçe
üçüncüsü)
büyük bir hayranlıkla Hoca’yı tebrik
etmiş. Olup bitenden bir şey anlamayan
halk keşişe ne olduğunu sormuş. Keşiş :
- Bu adam gerçekten dünyanın en
akıllı adamı. Yere dünya çizdim, o da
“ortadan ekvator geçer” dedi. Ben
dünyayı dörde böldüm, o da “Dört de
üçü sudur” dedi. Ben “Yerden
buharlaşma sonucunda ne olur” dedim,
o da “Yağmur yağar” dedi.
- Bu sefer halk dönüp hocaya ne
olduğunu sorar. Hoca da:
- Bu adam oburun biri. Yere bir tepsi
baklava çizdi, bende “yarısı benim”
dedim. Daha sonra tepsiyi dörde böldü,
o zaman “Dört te üçü benim” dedim. O
da tepsi altından ateşi hafif almalı dedi.
Bende “Üstünde fındık fıstık eklersek
daha iyi olur” dedim.
Bir keşiş, dünyanın en akıllı adamını
bulmak için diyar diyar geziyormuş. Sıra
Nasreddin Hoca’nın köyüne gelmiş ve
köylülere sormuş:
- Sizin köyün en akıllı adamı kim?
Köylüler:
- Nasreddin hoca.
Bunun üzerine keşiş, köy
meydanında Hoca ile görüşmeye
başlamış. Eline bir çomak almış, yere bir
daire çizmiş. Nasreddin Hoca da,
çomakla daireyi ortadan ikiye bölmüş.
Keşiş bir doğru daha çizerek daireyi
dörde bölmüş, Hoca da dörde
bölünmüş dairenin üç dilimine çarpı
işareti koymuş. Keşiş elleriyle aşağıdan
yukarıya doğru hareket yapmış. Hoca da
yukarıdan aşağıya yapmış ve keşiş
TEMRİN - eğitim, kültür ve sanat dergisi
S A Y F A 2 3
Berat KOCABAŞ 9\B
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı
Şiir Yarışması Okul 1.’si.
Şanlı Gün 29 Ekim’di halkın mutluluğu
Çağdaşlıktı umudu arzusu,
Yenilikti amacı yolu
Cumhuriyetti halkın eli kolu
Neydi o gün kim kurmuştu bu devleti?
Ne içindi çağdaşlık ve mutluluk?
Sebepsiz değildi bu çabalar
Yeni bir devlet içindi bu topluluk.
Halkın sesiydi, gözlerdeki yaşlar,
Mutluluktu akan damla damla yaşlar
Âşıktı vatanı milleti, sevgisi,
Atatürk’tü tüm bu umutların kaynağı.
O’ydu Cumhuriyeti kuran,
Halkıydı onu oylayan
Türkiye’nindi bağımsızlık
Yenilik dolu yarınlarındı umut
Bu gün Cumhuriyet’ti günlerden
Halkın neşesi geliyordu en derinden
Sönmesin parlasın tüm ışıklar bu gün
Atamın bize armağan ettiği gün.
P İ R İ R E İ S K İ M D İ R ?
Pîrî Reis, 1523'deki Rodos seferi sırasında Osmanlı Donanması'na katıldı. 1524'de Mısır seyrinde kılavuzluğunu yaptığı
sadrazam Pargalı Damat İbrahim Paşa'nın takdiri ve desteğini kazanınca, 1525'da gözden geçirdiği Kitab-ı Bahriye'sini
İbrahim Paşa aracılığıyla Kanuni'ye sundu.
Pîrî Reis'in 1526'ya kadar olan yaşamı Kitab-ı Bahriye'den izlenebilir. Pîrî Reis, 1528'de, ilkinden daha içerikli ikinci dünya
haritasını çizdi.
1533 yılında Barbaros Hayrettin Paşa kaptan-ı derya olunca Pîrî Reis de Derya Sancak Beyi (Tümamiral) ünvanı alan Pîrî
Reis, sonraki yıllarda, güney sularında devlet için çalıştı. Barbaros'un 1546'da ölümünün ardından Mısır Kaptanlığı (Hint
Denizleri Kaptanlığı da denilirdi) yaptı.
P İ R İ R E İ S H A R İ T A S I
Piri Reis Haritası günümüze kalan, Amerika kıtasını gösteren en eski haritalardan biridir. Osmanlı amirali Piri Reis
tarafından 1513'te çizilmiş olup, Avrupa ve Afrika'nın batı kıyılarını ve Güney Amerika'nın doğu kıyılarını gösterir.
Aralarında Kristof Kolomb'a ait bir haritanın da bulunduğu yirmi kaynağı bütünleştirerek hazırlanmış, 16. yüzyıl Avrupa
ve Müslüman denizcilerinin coğrafya bilgilerini içeren değerli bir tarihi belgedir.
Piri Reis 1528'de Amerika'yı gösteren ikinci bir harita yapmıştır.
ZEYTİNBURNU TEKNİK VE ENDÜSTRİ MESLEK LİSESİ - MAYIS 2013
S A Y F A 2 4
Çevrede Olumlu İzlenim Yaratacak Beden Dili Özellikleri
Daha İyi İnsan İlişkileri Kurabilmek İçin… 1-Göz ilişkisi: İnsanların
yüzüne bakanlar,
bakmayanlardan daha çok
hoşa gider, insanlarla, onları
rahatsız etmeyecek ölçüde,
ancak mümkün
olduğu kadar çok göz ilişkisini
kurun.
2-Yüz ifadesi: Canlı olun.
Mümkün olduğu kadar sıcak ve
dostça tebessüm edin ve gülün.
Yüzünüz, çevrenize olan ilginizi
yansıtsın. Donuk ve ifadesiz
gözükmekten kaçının.
3-Baş hareketleri:
Karşınızdaki konuşurken sık sık
başınızı hafifçe aşağı yukarı
hareket ettirerek onu
dinlediğinizi ve anladığınızı
hissettirin. Söylenenleri kabul
edip etmemeniz önemli değildir,
sizinle konuşana ”anlaşıldım”
duygusu yaşatın. Başınızı hafif
dik tutun.
4-Jestler: Çok aşırıya
kaçmadan, jestlerinizi kullanın.
Ellerinizi cebinizde tutmaktan
ve kollarınızı kavuşturmaktan,
ellerinizle ağzınızı örtmekten
kaçının. Açık anlaşılır jestleri
tercih edin.
5-Postür (Beden duruşu):
Ayaktaysanız, dik durun.
Oturuyorsanız sandalye ve
koltuğunuzu tam olarak
doldurun ve arkanıza yaslanın.
Birisiyle konuşurken ve birisi
doğrudan sizinle konuşurken
öne eğilin ve ilginizi gösterin.
6-Yakınlık: İnsanlara
daima, onları rahatsız
etmeyecek, mümkün olan en
yakın mesafede durmaya
gayret edin.
7-Yöneliş: Daima
konuştuğunuz veya sizinle
konuşan insana dönük durun.
İkiden fazla insanla bir grup
oluşturuyorsanız, sizin için
önemli olanların dışındakilere
merkezini kapatmayın. Mümkün
olduğu kadar çok kişiye
merkezinizi açık tutun.
8-Bedensel temas:
İnsanları tedirgin etmeden,
mümkün olan her durumda
bedensel teması kullanın.
Özellikle sizden gençlere, aynı
cinsiyetten olanlara, sizden
daha alt statüde olanlarla
bedensel temas kurmak için her
fırsatı değerlendirin.
9-Dış görünüş: Grup
normlarına, toplumsal rol ve
statünüze uygun giyinin.
Giyiminize mümkün olduğunca
renk katın. Kadınlar
erkeklerden daha çok renk
kullanabilir. Saç ve el
bakımınıza özen gösterin.
Kendinize gösterdiğiniz özen,
kendinize verdiğiniz değerin
ifadesidir. Günlük tıraşını
olmamış bir erkek, bıraktığı
olumsuz izlenimle ilgili başka
bir neden aramamalıdır.
10- Konuşmanın sözel
özellikleri: Çok fazla ve çok
hızlı konuşmaktan kaçının. Bir
topluluk içinde dinlediğinize
yaklaşık olarak eşit miktarda
konuşmaya gayret edin.
Sesinizin yüksekliğini ve
tonunu, bulunduğunuz
çevreye göre ayarlayın.
Güneş gibi ol şefkatte, merhamette.
Gece gibi ol ayıpları örtmekte.
Akarsu gibi ol keremde, cömertlikte.
Ölü gibi ol öfkede, asabiyette.
Toprak gibi ol tevazuda, mahviyette.
Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol.
Mevlana Celaleddin Rumi
TEMRİN - eğitim, kültür ve sanat dergisi
Öğretmenim ve Ben
S A Y F A 2 5
2005-2006 Eğitim-öğretim yılında
Vali Cahit Bayar İlköğretim Okulun ’da
İlkokul üçüncü sınıfta yaşadığım ve şu
an bile etkisini üzerimde hissettiğim
bir anımı sizlerle paylaşmak istiyorum.
İlkokula başladığım günden beri
öğretmenim olan Barış Öğretmenim
benim ve tüm arkadaşlarımın
sorunlarıyla ayrı ayrı ilgilenirdi. Şimdi
düşündüğümde ya bana öyle
geliyordu ya da gerçekten öyleydi;
ama öğretmenimin bana karşı daha
ilgili olduğunu hissederdim. Ben
arkadaşlarıyla diyaloğu çok iyi olan bir
öğrenci değildim. Bırakın çok iyi bir
diyaloğu neredeyse konuşmuyordum
arkadaşlarımla. Barış öğretmenim
benim bu çekingenliğimi fark etmiş
olmalı ki teneffüslerde öğretmenim
benimle ilgilenir, benim bu sorunuma
çözüm bulmak için ailemle her daim
iletişim halindeydi. Ailemin, özelliklede
öğretmenimin bu çabaları kısa sürede
olumlu sonuçlar göstermeye başladı.
Teneffüslerde ısrar etmeden
arkadaşlarıyla oyun oynamayan ben
artık kimse ısrar etmeden oyunlara
katılıyor, eğlenceli vakitler
geçiriyordum. Derslerde de kendimi
daha kolay ifade etmeye başlamıştım.
Bu gelişmeler öğretmenimi çok
sevindiriyor, bunu hem sözleriyle dile
getiriyor hem de ben davranışlarından
anlıyordum; fakat bu durum uzun
sürmedi.
Bir akşamüzeri Bağcılar’daki
evimizin sokağında top oynarken top
bir anda yola kaçtı. Ben topu almak
için yola fırladım. Bundan sonra
hatırladığım tek şey üzerime gelen
arabanın farlarının ışıklarıydı.
Gözümü hastanede açtım. Ailemin
anlattığına göre, bir araba bana
çarpmış, ağzım burnum kan içinde
yere yığılmışım. Yardımıma mahalleli
ve arabanın şoförü koşmuş. Şoför
beni arabasının koltuğuna yatırır
yatırmaz hastaneye yetiştirmiş.
Bedenimde gözle görülür olarak sağ
kol kırığı, burnumda ve ağzımda yara
bere vardı. Bunların dışında kazanın
verdiği şokla o günden sonra
konuşamaz olmuştum. Doktorlar
ancak başka bir şokun etkisiyle tekrar
konuşabileceğimi söylemişler. Aradan
geçen bir hafta sonra derslerden geri
kalmamam ve şokun etkisini daha
kolay atlatabilmem için öğretmenimin
isteğiyle ailem beni okula göndermeye
başladı. Öğretmenim yine benimle
yakından ilgileniyor, arkadaşlarım
benimle iletişim kurmaya
çalışıyorlardı. Onlarla konuşmak, bir
şeyler anlatmak istiyordum; ama
yapamıyordum. Bu çaresizlik beni
daha da üzüyordu.
Kazanın üzerinden üç ay
geçmesine rağmen ben hala
konuşamıyordum. Bir gün
öğretmenimiz her sabah olduğu gibi
güler yüzüyle “Günaydın” diyerek
derse başladı. Dersin başlamasının
üzerinden daha 15-20 dakika
geçmemişti ki öğretmenimiz önce
masaya tutundu, ardından sertçe yere
düştü.
Sınıfta önce hiç ses çıkmadı, bir iki
saniye sonra kız arkadaşlarım çığlık
atmaya başladı. Bir süre sonra
herkes, idareci, öğretmen, hizmetli
sınıfa geldi. Öğretmenimin kravatını
çözdüler, kolonya koklattılar, “Kalp
krizi geçiriyor” dediler. Siren sesleriyle
gelen ambulans şoförü sedye ile
taşınırken öğretmenime kekeleyen
sesimle. Öğretmenim ne olur iyi olun,
sizi çok seviyorum .” dedim.
Herkesten önce öğretmenim tanıdı
sesimi.
Öğretmenim kapalı gözlerimin
ardından sızan yaşlarla “ Ah ne güzel!
Allah’ım Murat ta konuştu” dedi.
Ben de öğretmenim gibi
öğrencilerine kol kanat geren bir
öğretmen olup bilgisizliğin karanlığına
ışık tutacağım. Yurdumun
öğrencilerine ışık kaynağı olacağım
diye söz verdim kendime.
Süleyman Murat GÖRGÜN
ATL-11C
Öğretmenim ve Ben
konulu anı yarışmasında
ilçe üçüncüsü
Sultan Alparslan 27 bin aske-
riyle Bizans topraklarında iler-
lerken, keşfe gönderdiği asker-
lerden biri huzuruna gelip te-
laşla:-300 bin kişilik düşman
ordusu bize doğru yakla-
şıyor, der. Alparslan hiç
önemsemeyerek şöyle
der:
-Biz de onlara yaklaşıyo-
ruz.
Grunfeld , çocukken bir profesör-
den keman dersi alıyormuş. Bir
gün profesör;
-Ben senin yaşındayken bu par-
çayı daha iyi çalardım ,
demiş.
-Demek ki sizin profesö-
rünüz benimkinden iyiy-
miş.
ZEYTİNBURNU TEKNİK VE ENDÜSTRİ MESLEK LİSESİ - MAYIS 2013
S A Y F A 2 6
En Çok Neler Unutulur? İsimler
Rakamlar ve tarihler
Zor öğrenilmiş, tam olarak kavranmamış konular
İnançlarımıza ve ön yargılarımıza ters düşen düşünceler
Kısa sürede, zorla öğrenmek zorunda kaldığımız konular
Öğrenmeye çalışmadan, rastgele edindiğimiz bilgiler
Öğrendikten sonra üzerine yeterince düşünmediğimiz konular
Yorgun, hasta, isteksiz ve sıkıntılı anlarımızda öğrenmeye çalıştığımız bilgiler
Uzunca bir süre çalışarak, ara vermeden öğrenilen konular
Anlayamadığımız, bize “anlamsız” gelen konular
Herhangi bir bilgi öğrenildikten sonra 10 dakikalık tekrar bilgiyi bir gün saklar.
24 saat sonra 5 dakikalık ikinci bir tekrar bilgiyi bir hafta saklar.
Bir hafta sonra 5 dakikalık üçüncü bir tekrar bilgiyi bir ay saklar.
Bir ay sonra 5 dakikalık dördüncü bir tekrar bilginin uzun süreli hafızada kalmasını sağlar.
En Az Neler Unutulur? Güzel olaylar, anılar
Yatmadan önce gözden geçirilen konular
Hatırlanması gerektiğine karar verilen konular
Üzerinde sık sık konuşulan, tekrar edilen konular
Kazanılan başarılar
Kişiye anlamlı gelen konular
Sık sık kullanılan bilgiler, zaman zaman gözden geçirilen veya düşünülen konular
Üzerinden iki hafta geçmeden tekrar edilen bilgiler
Her zaman yüksek sesle düşünülen ve konuşulan konular
Kişiyi doğrudan ilgilendiren konular ve olaylar
TEMRİN - eğitim, kültür ve sanat dergisi
S A Y F A 2 7
ZEYTİNBURNU TEKNİK VE ENDÜSTRİ MESLEK LİSESİ - MAYIS 2013
S A Y F A 2 8
Çocukların Özgüvenini Arttırmak İçin Neler Yapılabilir?
Çocuklar Sevgiye Tepki Verirler
Çocuklar sevgiye tepki
verirler. Çocuğunuzun
söylediklerini duymak
istemelisiniz. Çocuğunuzun
duyguları sizinkinden ne
kadar farklı olursa olsun
onun duygularını kabul
etmelisiniz. Duyguların
sürekli değil, geçici
olduğuna inanmalısınız.
Çocuğunuzun ayrı ve farklı
bir birey olduğunu kabul
etmelisiniz. Çocuğunuzun
sorunları olduğunda
yanında olmalı fakat
sorunları kendisi çözmesi
için onu yalnızca
cesaretlendirmelisiniz.
Evet, çocuklarla
iletişimimize engel olan,
konuşmalarımızı yüzeysel
kılan ve gerçek dinlenmeyi
engelleyen tavırlar: emir
vermek, yönlendirmek,
uyarmak, gözdağı vermek,
ahlak dersi vermek, öğüt
vermek ve çözüm önerileri
getirmek, nutuk çekmek.
Olumlu ilgi, çocuğunuzu
mutlu eder, kendine olan
güvenini arttırır. Övme,
teşekkür, iftihar ve
hayranlık gibi olumlu ilgi
gösterilen şekilleri kişinin
moraline gerçek bir katkıda
bulunur.
Olumsuz ilgi ise üzer ve
yenik düşürür. Eleştiri ve
gülünç bulma, hayal
kırıklığı ve güvensizlik kişiyi
üzer ve yıpratır. Çocuklarla
aramıza duvarlar
örmeyelim, köprüler
kuralım.
KENDİNİ VE DUYGULARINI “NE DÜŞÜNÜYORSUN, NASIL HİSSEDİYORSUN” GİBİ SÖZLERLE ANLAMAYA ÇALIŞIN.
ONUN FİKİRLERİNE DEĞER VERDİĞİNİZİ HİSSETTİRİN.
ONUN OLUMLU DAVRANIŞLARINI KESİNLİKLE TAKDİR EDİN.
KONUŞURKEN ONUN YÜZÜNE BAKIN VE CİDDİYE ALINDIĞINI HİSSETTİRİN.
ONUN İÇİN ZAMAN AYIRIN.
AŞIRI ELEŞTİRİCİ OLMAKTAN VE YARGILAYICI OLMAKTAN ÇEKİNİN.
HATALI DAVRANIŞLARINI KONUŞARAK UYARIN VE ONA DOĞRU OLANI ANLATIN.
BAŞKALARININ YANINDA ONU KÜÇÜK DÜŞÜRMEYİN.
BAŞKALARI İLE KIYASLAMAYIN.
KABİLİYETLERİNİ FARKEDİN VE TEŞVİK EDİN.
TOPLULUK İÇERİSİNDE SÖZ ALMASINI TEŞVİK EDİN.
ONUN İÇİN ÖNEMLİ OLAN ŞEYLERE SİZ DE ÖNEM VERİN.
ONUN ÖNEMLİ GÜNLERİNİ UNUTMAYIN. SADECE ONUN İÇİN AYIRDIĞINIZ ZAMANLAR OLSUN.
ONDAN BEKLENTİLERİNİZ ÇOK AŞIRI OLMASIN.
“Gerçek tatlı dil, iyi insanda olur. Yüreği
merhametle, sevgi ile dolu insanın dili de
kendiliğinden tatlılaşır. Bu geçici dünyada gönül
yıkmanın, kalp kırmanın bolluğunu sezecek kadar
olgun bir hayat anlayışına varmalı ki insan, en
küçüğünden en büyüğüne kadar tatlı dille, güler
yüzle seslenebilsin.”
Şevket RADO
TEMRİN - eğitim, kültür ve sanat dergisi
Felsefe ve İnsan S A Y F A 2 9
Uygarlık boyunca, var olma ve farklı
olma çabası içerisinde olmuşuz. Bu
çaba, bizi yalnızlığa itse de yok olmakla
karşı karşıya bıraksa da varlığımızın
yegâne amacı olmuştur.
İlk çağdan günümüze tüm
düşünürler “ Evrende yerimiz ve
amacımız nedir?” sorusuna yanıt
aramışlardır. Bu arayış, insanoğluna
farklı ufuklar açmıştır. Filozoflar farklı
fikirleriyle insanların yaşamında dönüm
noktaları oluşturmuştur. Varlığımızı
sürdürebilmek, diğer varlıklardan
farklılığımızı ortaya koymak açısından
bu farklı fikirler her zaman yol
göstericidir. Yaşadıklarımızın nedenleri,
niçinleri bu fikirlerde saklıdır.
Olaylar gerçekleşir, onlar
hakkındaki düşüncelerimizi ve zihinsel
kavrayışlarımızı sonradan oluştururuz.
Bu “sonradan” oluşacak şey için
felsefeye ihtiyaç duyarız. Çünkü bu
kavrayışlar yeni bir kültür, yeni bir
başlangıç demektir.
İnsanların bir arada yaşamasını
mümkün kılan değerleri
oluşturabilmektir. İyi ve kötüyü
birbirinden ayırabilmektir. Felsefeye
ihtiyaç duymayanlar ise “iyi veya kötü”
üzerinde düşünmeyenlerdir, evrende
tek başına olduğunu sananlardır. Oysa
Gorki’nin dediği gibi: ”Şahsen bana bir
zararı dokunmasa bile hiçbir kötülüğe
göz yummamam gerekir. Çünkü
yeryüzünde yalnız değilim.”
Yeryüzünde yalnız değiliz ve yalnız
kalmamak için, yok olmamak için
felsefeye ihtiyacımız vardır.
Yaşadığımız dünyayı farklı kılmak
zorundayız.
“Hayatın amacının ‘mutlu’ olmak
olduğuna inanmam. Bence hayatın
amacı; yararlı, sorumlu ve şefkatli
olmaktır. En önemlisi fark yaratmaktır;
katkıda bulunmak, bir şeyi temsil
etmek, yaşamış olmakla bir değişim
meydana getirmektir.” Bu sözler, Leo C.
Rosten’e ait sözlerdir. Ama okuyunca
“Bana ne!” diyen , “ Sadece ben mutlu
olayım.” Diyen biri olabilir mi? Tek
başına mutlu olmak; var olmak ve
yaşamı anlamlandırmak için mümkün
müdür?
İnsanoğlunun yalnızlığı yenip birlikte
yaşamayı öğrenmesi felsefe ile
gerçekleşmiştir. Filozoflar fikirleriyle
yaşamımızı renklendirmiş, farklılığımızı
ortaya koymuşlardır. Her bir düşünce
başarının anahtarı olmuş ve doğaya
egemen olmamızı sağlamıştır. Felsefe,
düşüncelerde hoşgörü ve özgürlük
yaratarak bireylerin birbirine önem
vermesini sağlamıştır.
Adler’in dediği gibi , “ Hayatta en
büyük zorlukları yaşayan ve
başkalarına en büyük zararı veren
birey, diğer insanlara ilgi duymayan
bireydir. İnsanlığın bütün başarısızlıkları
bu tür bireylerden kaynaklanır.”
Felsefeyle barışmak ve
kucaklaşmak dileğiyle…
Emine DİLEKÇİ
Felsefe Öğretmeni
Tabloyu inceleyen bir sanat
eleştirmeni Hunt’a döndü:
-“Güzel bir tablo doğrusu, ama
anlamını bir türlü kavrayamadım”
dedi
“Adamın vurduğu kapı hiç
açılmayacak mı ? Ona kapı kolu
çizmeyi unutmuşsunuz da.”
Hunt gülümsedi.
-“Adam sıradan bir kapıya
vurmuyor ki” dedi ve tablosunun
anlamını açıkladı
“Bu kapı insan kalbini simgeliyor.
Ancak içerden açılabildiği için
dışarıdan kol olması gerekmiyor.”
“ O kapı size içerden açılmazsa
giremezsiniz.”
Ömür boyunca sizlere de sağlık,
mutluluk, sevgi kapılarının içerden
açılması dileğiyle…
Dilek UYGUN
Felsefe Öğretmeni
19.yüzyılın büyük İngiliz
ressamlarından William Holman
Hunt’un bir bahçeyi anlatan tablosu
Londra Kraliyet Akademisi’nde
sergileniyordu. Hunt’un “Evrenin
Işığı” adını verdiği bu tabloda gece
elinde fenerle bahçede duran filozof
görünüşlü bir adam vardı. Adam tek
eliyle bir kapıya vuruyor ve içerden
sanki bir yanıt bekliyormuşçasına
duruyordu.
Evrenin Işığı
“Bilgi insanı kuşkudan, iyilik acı çekmekten,
kararlı olmak da korkudan kurtarır.”
KonfüçyÜs
ZEYTİNBURNU TEKNİK VE ENDÜSTRİ MESLEK LİSESİ - MAYIS 2013
S A Y F A 3 0
Başarmak İstiyorsan Bunlara Dikkat Et!
Çalışacağın masa cam kenarından uzak olsun.
Gürültüden, sıcak ve soğuktan etkilenmemiş olursun.
Seni hayal dünyasına götüren poster, resim vb. şeyler bir
seneliğine duvarından sök.
Çalışma masanda yemek yiyip, dergi okuma. O masayı
sadece ders çalışmak için kullan.
Çalışırken kullanacağın bütün malzemeleri yanına al. Zırt
pırt kalkmamış olursun.
"Çalışabileceğin özel bir odam yok" diye hayıflanmak
yerine, evin en sesiz köşesine geç, bir sehpa / masa al ve
hep orada çalış.
Çalışırken, dirsek ve kollarını yaslayabileceğin bir masa
veya sehpa kullan. Sert bir zeminde, sırtını yaslayabilecek
şekilde otur.
Evdeki televizyondan uzak dur. Odanda TV ve bilgisayarın varsa bir an önce onlardan
kurtul.
Telefon her çaldığında sen koşma. Ders çalışırken gelen telefonlara "işim var" veya
"çalışmam gerekiyor" demekten çekinme.
Unutmadan, eğer varsa cep telefonunu da çoktan kapatmışsındır herhalde!
Haftada bir dışarı çıkmak elbet senin de hakkın. Ama dozunu kaçırmadan
arkadaşlarımıza "hayır" demeyi becerebilmeliyiz.
“Kararsızlık ve
gecikme
başarısızlığın
iki önemli
sebebidir.”
Galileo
Birini etkilemek İstiyorsan onu sol
tarafınıza alın.
O bir şeyler anlatırken göz
hareketlerini takip edin.
Anlattıkları üzerinde konuşurken
yukarı doğru bakıyorsa, görsel
ifadeler kullanın veya
anlatacaklarınızı çizin.
Sağa sola doğru bakıyorsa ses
tonunuzu ve sözel ifadelerinizi
öne çıkarın.
Aşağıya doğru bakıyorsa, siz bir
şeyler anlatırken ona dokunun.
“Ne dokunuyorsun?” diyorsa
masadan kalkıp gitmesini
söyleyin.
“Nerede karşılıklı
sevgi ve saygı
varsa, orada gü-
ven ve itaat vardır.
Güven ve itaatin
olduğu yerde di-
siplin, disiplinin
olduğu yerde hu-
zur, huzurun oldu-
ğu yerde başarı
vardır.”
K.ATATÜRK
TEMRİN - eğitim, kültür ve sanat dergisi
S A Y F A 3 1
"yine paltosuz gelmiş, bir de peruk takmış. gelirken yanında
bilgisayarını da getirmiş. pis ve çapaçul bir durumda. safran sarısı
bir yüzü var. kafasının içinde kim bilir ne tilkiler dolaşıyor. vaktinde
üç roman yazan adam bu mu? zaman dünkü başarılı adamdan
geriye kişiliksiz bir virane bırakmış. şimdi bir sanal manyak, tam bir
manyak. saçma sapan amaçlar peşinde koşuyor. Ben insanları
severim ama insanlar ayağını yorgana göre uzatmalı. davul bile
dengi dengine çalar. kim bilir kaç adam böyle sudan sebeplerle
ziyan oldu."
Paragrafta 20 tane ülke adı gizli. Bakalım bulabilecek misiniz?
DÜNYANIN BASKI MERKEZİ
25 YILDIR
BASKISINI YAPIYORUZ
Esatpaşa Mah. Ziyapaşa Cad. No:4 Ege Plaza 34704 Ataşehir / İSTANBULT. +90 216 470 44 70 F. +90 216 472 84 05
www.egebasim.com.tr
DÜNYANIN DÜNYAYA
TEMRİN - eğitim, kültür ve sanat dergisi
Tüm alışkanlıkları değiştirebilmek gibi, verimsiz çalışma alışkanlıklarını da değiştirebilmek olasıdır. Verimli ve
planlı çalışmak için birkaç öneri:
Amaçları belirlemek: Amaç belirlenirken ilgi, yetenek ve ihtiyaçlar dikkate alınmalıdır.
Verimi azaltıcı etkenleri ortadan kaldırmak: Yorgunluk, açlık, uykusuzluk, olumsuz fiziki şartlar ( çok soğuk,
çok sıcak ortam), aşırı heyecan, başka yerde olmayı isteme düşüncesi, dikkati dağıtacak poster, öfke vs. gibi
verimi azaltıcı etkenler ortadan kaldırılmalıdır.
Uygun bir çalışma ortamı hazırlamak: Çalışma yeri iyi belirlenmelidir. Örneğin; masanın konumu,
sandalyenin yüksekliği, ışığın oranı ve geliş yönü, ortalama sıcaklık ve gürültüden uzak olan bir çalışma odası
motivasyon ve dikkati artırmada, başarı kazanmada önemli bir rol oynar. Ders çalışırken mutlaka masa başında
oturulmalıdır. Çalışma sandalyesi çok rahat ya da rahatsız edici olmamalıdır. Mümkün olduğunca her gün aynı
mekânda ders çalışılmalıdır. Bu, öğrencinin ders çalışırken dikkatini ve konsantrasyonunu artırmasına yardımcı
olur.
Aralıklı tekrarlar yaparak unutmayı önlemek: Aynı konunun çeşitli aralıklarla tekrarlanması o konunun tam
olarak öğrenilmesini sağlar.
Planlı çalışmak: Günün hangi saatlerinde çalışılacağı belirlenmeli, günün erken ve verimli saatleri ders
çalışmak için tercih edilmelidir.
Zamanı verimli kullanmak: 35 – 40 dakika çalıştıktan sonra mutlaka 10 dakika ara verilmeli. Ancak zaman
içinde bunun yavaş yavaş artırılması önerilmektedir. Yapılamayacak kadar çok konu bir güne yüklenmemelidir.
Çalışmakta zorluk yaşanan konularda, konuyu bir günde çalışmak yerine parçalara bölerek zamana yaymak
daha verimli olacaktır.
Derslerle sosyal etkinlikler arasında mantıklı ve dengeli bir ayarlama yapmak: ‘Verimli çalışma’
programı içinde dinlenmeye, eğlenmeye, aile ve sevilen kişilere zaman ayırmaya, hobilere daima yer vardır.
Kararlı olmak: Yapılan plana uyma konusunda kararlı olunmaya çalışılmalıdır. Hangi derse nereden nasıl
başlanacağı bilinmediği ya da çalışmaya başlamak için karar verilmediği takdirde, kararsızlık ve karışıklık
durumları yaşanacaktır. İşe, öncelikler belirlenerek başlanmalıdır.
Derse aktif katılmak: Derse aktif katılarak önemli noktaları not etmek, unutmayı azaltmaktadır.
Dikkati uyanık tutmak: Çalışma odasında veya çalışma masasının görüş alanında; bilgisayar, televizyon,
telefon, resim, yiyecek vb. dikkati dağıtabilecek unsurlar bulundurulmamaya özen gösterilmelidir.
VERİMLİ VE PLANLI DERS ÇALIŞMA YOLLARI NELERDİR?
x
S A Y F A 3 3
ZEYTİNBURNU TEKNİK VE ENDÜSTRİ MESLEK LİSESİ - MAYIS 2013
S A Y F A 3 4
Mucize Yiyecekler Bağışıklık sistemini
güçlendirmenin en
önemli yolunun
sağlıklı
beslenmeden
geçtiği bilinen bir
gerçek…
Uzmanlar, sağlıklı
beslenmek için sofralardan
eksik edilmemesi gereken
en önemli 10 besin
maddelerini şöyle açıklıyor.
K A L B İ N E N İ Y İ
D O S T U , B A D E M
Badem tam bir
magnezyum, demir,
kalsiyum, lif ve bazı
kanserlerin gelişmesini ve
kansızlığı önleyen,
vücudun enerji üretiminde
önemli rol oynayan ve doku
onarımına yardım eden
riboflavin içermektedir.
Bademin bir porsiyonunda
(23 adet) 75 miligram
kalsiyum bulunuyor. Ayrıca,
yine bir porsiyon badem,
günlük alınması tavsiye
edilen E vitamini ihtiyacının
yarısını karşılıyor. Tüm
kuruyemişler gibi badem en
iyi bitkisel protein
kaynaklarından biri ve
kalbin “en iyi dostu”.
K A N S E R İ N
D Ü Ş M A N I , E L M A
Elma, vücuda prostat,
kolon ve akciğer kanser
hücrelerini büyük oranda
öldüren moleküler
parçacıklar salan ve bu
sayede kanserin vücutta
ilerlemesine de
engel olan pektin
maddesinin
“mükemmel”
kaynağı olarak
gösteriliyor.
Elmada kandaki
kolesterol ve
glikoz düzeyini
düşüren lifler
bulunuyor.
Taze elma aynı zamanda
çok iyi C vitamini kaynağı
ve hücreleri koruyan bir
antioksidan. Ayrıca bağ
dokusunu, damarları
korumaya ve demir
emilimini sağlamaya
yardımcı oluyor.
K U V V E T L İ
A N T İ O K S İ D A N V E
V İ T A M İ N Z E N G İ N İ
B R O K O L İ
Brokoli, iyi birer
kalsiyum, potasyum, folik
asit ve lif kaynağı olmasının
yanında kalp hastalığı,
diyabet ve bazı kanser
türleri gibi kronik
hastalıkların önlenmesine
yardımcı olan fitonütrienler
içeriyor.
A ve C vitamini içeren
brokoli, ayrıca hücre
koruyucu antioksidanlar
ihtiva ediyor.
S A Ğ L I K L I
Y A Ş L A N M A İ Ç İ N
Y A B A N M E R S İ N İ
Kızılcık gibi yaban
mersinindeki fitonütrienler
idrar yolu enfeksiyonları
önlemeye yardımcı oluyor.
Yaban mersini hafızayı
güçlendirmeye yardımcı
olurken, sağlıklı yaşlanma
için vazgeçilmez bir besin
olarak gösteriliyor.
Yaban mersini ayrıca düşük
kalorili lif ve vitamin
kaynağı. 84 kalori olan 1
fincan taze yaban mersini
3,6 gram lif ve 14 miligram
C vitamini içeriyor.
K A L B İ N D O S T U -
K A N S E R İ N
D Ü Ş M A N I ,
M E R C İ M E K
Kırmızı mercimek iyi bir
demir, magnezyum, fosfor,
potasyum, bakır ve merkezi
sinir sistemi sağlığını
korumakta önemli bir rol
oynayan thiamin (B1
vitamini) kaynağı.
Düşük kalori ve yağ içeren,
protein ve lif kaynağı olan
kırmızı mercimek, aynı
zamanda kalp hastalığı ve
kanser gibi kronik
hastalıkları önleyen
fitonütrien içeriyor.
M Ü K E M M E L B İ R
P R O T E İ N V E
O M E G A - 3
K A Y N A Ğ I , S O M O N
Somon kalp krizini
önleyen Omega-3 yağ
asitleri açısından
mükemmel bir kaynak.
TEMRİN - eğitim, kültür ve sanat dergisi
S A Y F A 3 5
-sarı renginin yüksek
antioksidan ve beta karoten
seviyesini gösterdiği bildirildi.
Patatesteki A vitaminin yapı
taşı olan beta karoten,
yaşlanmayı yavaşlatıyor, bazı
kanser risklerini önlüyor. İyi bir
lif kaynağı olan patates, B6, C
ve E vitaminleriyle folik asit ve
potasyum ihtiva ediyor.
Tüm sebzeler gibi tatlı patates
de düşük yağ oranı ve
kalorisiyle beslenme
programının “olmazsa olmazı”
şeklinde gösteriliyor. Küçük bir
tatlı patateste sadece 54 kalori
bulunuyor.
K A L P K R İ Z İ N E
K A R Ş I S E B Z E S U L A R I
Sebze suyu en çok vitamin,
mineral ve besin değerleri
açısından sebzede bulunan
tüm yararlı bileşenleri içeriyor
ve sebzeleri beslenme
programına dahil etmenin
oldukça kolay yolunu sunuyor.
Domates suyu ve domates
içeren sebze suları iyi bir
likopen kaynağı. Kalp krizi,
prostat başta olmak üzere bazı
kanser türlerinin riskini azaltan
antioksidanlar içeriyor.
Başta hazır satılan domates
suları olmak üzere bazı hazır
sebze suları çok yüksek oranda
sodyum içerebiliyor, dolayısıyla
düşük sodyum çeşitlerinin
seçilmesi öneriliyor.
B U Ğ D A Y T O H U M U
B E Y N E , C İ L D E V E
S İ N D İ R İ M E İ Y İ
G E L İ Y O R
Çok önemli bir tahıl çeşidi
olan buğdayın çok küçük bir
parçası bile vitamin B-3 olarak
da bilen ve yağ, protein ve
karbonhidratların enerjiye
dönüştürülmesinde rol
oynayan, beyin fonksiyonları,
sağlıklı cildin korunması ve
sindirim sistemi için önemli bir
vitamin olan niasin zengini
olarak tanımlanıyor.
Bu besin maddesi aynı
zamanda bazı kanserlerin
gelişmesini ve kansızlığı
önleyen, vücudun enerji
üretiminde önemli rol oynayan
ve doku onarımına yardım eden
riboflavin, E vitamini, folik asit,
magnezyum, fosfor, potasyum,
demir ve çinko açısından çok
konsantre bir kaynak olarak
gösteriliyor.
Buğday tohumu protein, lif ve
bazı yağlar da içeriyor.
I S P A N A K
B A Ğ I Ş I K L I Ğ I
G Ü Ç L E N D İ R İ Y O R ,
S A Ç L A R I V E C İ L D İ
G Ü Z E L L E Ş T İ R İ Y O R
Ispanak yüksek oranda
vitamin A ve C ve folik asit
içeriyor. Vücudun enerji
üretiminde önemli rol oynayan
ve doku onarımına yardım eden
bir vitamin olan riboflavin
içermesinin yanı sıra, aynı
zamanda B-6 vitamini,
kalsiyum, demir ve magnezyum
açısından iyi bir kaynak.
İçeriğindeki bileşikler bağışıklık
sistemini güçlendirirken, sağlıklı
saç ve cilt için de yardımcı
oluyor.
K A N S E R V E
Y A Ş L A N M A K A R Ş I T I ,
T A T L I P A T A T E S
Tatlı patatesin koyu turuncu
“Bağışıklık
sistemini
güçlendirmenin
en önemli
yolunun sağlıklı
beslenmeden
geçtiği bilinen
bir gerçek…”
İSRAF NASIL ÖNLENİR?
İsrafı önleme yolunda tüketicilere bazı öneriler;
- İhtiyaçtan fazla ekmek alınmamalı
- Ekmek poşette saklanmalı
- Uzun süre saklanacaksa derin dondurucuda saklanmalı
- Dilimlenerek tüketilmeli
- Kuruyan ekmekler su buharında yumuşatılarak tüketilmeli
- Bayat ekmekler yemek, pasta ve tatlı yapımında kullanılmalı
ZEYTİNBURNU TEKNİK VE ENDÜSTRİ MESLEK LİSESİ - MAYIS 2013
S A Y F A 3 6
Mavi Plastik Kapak Topluyoruz.
“Sağlığımız,
çevremiz,
ülkemiz için:
Hep Birlikte!
”
Bitkisel Atık Yağlar B İ T K İ S E L A T I K
Y A Ğ L A R I N
Z A R A R L A R I
N E L E R D İ R ?
Son zamanlarda
ülkemizde yağda kızartılmış
patates ve diğer yiyeceklerin
kullanımında önemli artışlar
olmuştur. Bu artışın sonucu
kullanılmış bitkisel yağ atıkları
da artmıştır.
1 litre atık yağ, 1 milyon litre suyu
kullanılamaz, 5 milyon litre suyu içilemez
duruma getirir.
Atık yağlar, suya, kanalizasyona döküldüğü
zaman su yüzeyini kaplar, su sistemine zarar
verir, havadan suya oksijen transferini önler,
zamanla suda bozunarak sudaki oksijenin
tükenmesini hızlandırır. Atık su arıtma tesisinin
işletme maliyetini artırır. Atık su kanal
borularına yapışarak boru kesitinin daralmasına
ve tıkanmasına neden olur. Kullanılmış bitkisel
yağlar atık su kirliliğinin %25 ini oluşturmaktadır.
Bitkisel atık yağlar ekotoksik özelliğe
sahiptir; denize, akarsuya ve göle ulaşan atık
yağlar, kuşlara, balıklara ve diğer canlı türlerine
zarar vermektedir. Yukarıda sıralanan
olumsuzluklardan dolayı gelişmiş ülkelerde ve
ülkemizde kullanılmış bitkisel yağların
kanalizasyona, yüzeysel sulara dökülmesi
yasaktır. Bu tür yağların kanala dökülmesi
önlendiği için gelişmiş ülkelerde atık suların
kirlilik yükü Türkiye’deki evsel atık sulara göre
daha düşüktür.
B İ T K İ S E L A T I K Y A Ğ L A R N E
Y A P I L M A L I D I R ?
1-Kullanılmış kızartmalık yağları diğer
atıklardan ayrı olarak temiz ve ağzı kapaklı bir
kapta biriktiriniz.
2-Kullanılmış kızartmalık yağları, çevrenin
korunması amacıyla kanalizasyona, toprağa,
denize ve benzeri alıcı ortamlara dökmeyiniz.
3-Bu yağları kullanılmış kızartmalık yağ
toplayıcılarına vermeye özen gösteriniz.
B İ T K İ S E L A T I K Y A Ğ L A R I N
G E R İ D Ö N Ü Ş Ü M Ü
Kullanılmış bitkisel atık yağlardan Biyodizel
üretilmektedir. Biyodizel; ayçiçek, soya, kanola,
aspir gibi yağlı tohum bitkilerinden elde edilen
yağların veya hayvansal yağların bir katalizör
eşliğinde kısa zincirli bir alkol ile reaksiyonu
sonucunda açığa çıkan ve yakıt olarak
kullanılan bir üründür. Evsel kızartma yağları ve
hayvansal yağlar da biyodizel hammaddesi
olarak kullanılabilir. Biyodizel doğrudan veya
motorine katılarak kullanılan ve hava kirliliğini
azaltan organik ve çevreci bir yakıttır.
Fosil yakıtların tükeniyor olması ve bu
nedenle petrol fiyatlarının giderek yükselmesi,
biyodizeli alternatif bir yakıt kaynağı yapmıştır.
Ayrıca fosil yakıtların kullanımından doğan
büyük çevre zararları ve bunların telafisi için
yapılan büyük harcamalar çevreci biyodizele
talebi artırmıştır.
Okulumuz Çevre Kulübü öğrencileri yapmış
oldukları “Mavi Kapak Toplama Kampanyası”
sonucunda yaklaşık 500 kg plastik kapak topla-
mışlardır. Toplanılan kapaklar Engelliler Derne-
ği’ne 29.11.2012 tarihinde teslim edilmiştir. Bu
kapaklar karşılığında alınmış olan 2 adet teker-
lekli sandalye, engelli iki vatandaşımıza okulu-
muz Zeytinburnu Endüstri Meslek Lisesi Çevre
Kulübü olarak teslim edilecektir.
TEMRİN - eğitim, kültür ve sanat dergisi
S A Y F A 3 7
İlçemizin Tarihi Mekanları Y E N İ K A P I M E V L E V İ H A N E S İ
Yenikapı Mevlevihanesi, Mevlevî tarikatının
İstanbul'da Galata Mevlevihanesi'nden sonra
faaliyete geçirdiği ikinci dergâhtır. Merkez Efendi
Mahallesi sınırları içinde yer alan mevlevîhane,
tarikatın "Âsitâne" olarak kabul ettiği büyük ölçekli
külliyelerinin başında gelir. Merkez Efendi
Mahallesi'nde Mevlevihane Caddesi üzerinde
bulunan Yenikapı Mevlevihanesi uzun yıllar
Mevlevi tarikatının önemli merkezlerinden biri
olmuştur.
M E R K E Z E F E N D İ T Ü R B E S İ
Avlunun içerisinde türbe duvarına iliştirilmiş
mermer bir levha var. Büyük harflerle, Latin
alfabesiyle ve Türkçe olarak şöyle yazılmış: “Kanuni
Sultan Süleyman ile harbe girmiş gazilerden ve
zamanın en ileri hekimlerinden Musa Muslihiddin
Merkez Efendi, Halvetî tarikatının Sünbülî kolunu
kuran din ve tasavvuf âlimlerinin emsalsizlerinden
Koca Mustafa Paşa Tekkesi Şeyhi Sünbül Sinan
Efendinin Halifesi, büyük mürşidin vefatı ile yerine
şeyh olmuştur.
ZEYTİNBURNU TEKNİK VE ENDÜSTRİ MESLEK LİSESİ - MAYIS 2013
Okulumuz Bilişim Teknolojileri Alanı
12-A şube öğrencisi Selin ŞAHBAZ
Atletizm Koşu yarışmasında Zeytinburnu
ilçe birincisi, İstanbul üçüncüsü olmuştur.
Sportif Başarılar S A Y F A 3 8
Okulumuz Anadolu Teknik Lisesi
Elektrik Elektronik Alanı 10-A şube
öğrencisi Umut USTAHÜSEYİN Okullar
Arası Karate İl Şampiyonluğu
Turnuvasında İstanbul üçüncüsü
olmuştur.
Okulumuz Zeytinburnu Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi Sivil Savunma Kulübünün
17.10.2012 tarihinde düzenlemiş olduğu Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Müdürlüğüne
bağlı ekipler okulumuz bahçesinde “Yangın Söndürme ve Kurtarma Tatbikatı”
yapmışlardır. Okulumuzun tüm öğretmen ve öğrencileri tatbikatı izlemiştir.
Yangın Söndürme Tatbikatı
Bir gün Eflatun , talebelerinden birini kumar oynarken
yakalamış ve şiddetle azarlamış. Talebesi:
-“İyi ama ben çok az bir paraya oynuyordum” diye
itiraz edecek olunca Eflatun cevap vermiş:
-“Ben seni kaybettiğin para için değil kaybettiğin
zaman için azarlıyorum.”
Sokrates ve eşi bir türlü iyi geçinemezlermiş. Bir gün
eşi Sokrates’e verip veriştirmiş, ağzına geleni söylemiş.
Bakmış kocası hiçbir tepki göstermiyor; bir kova suyu
alıp başından aşağı boşaltmış. Sokrates gayet sakin:
-“Bu kadar gök gürültüsünden sonra bir sağanak
zaten bekliyordum” demiş.
TEMRİN - eğitim, kültür ve sanat dergisi
S A Y F A 3 9
“Okulumuz öğrencileri fidan dikimi
etkinliği”
Bizim Ormanımız: Kemerburgaz
Ağaçlandırma Çalışmalarımız
Orman Haftası Etkinlikleri kapsamında okul bahçemizin daha
yaşanır bir hale gelmesi için Kemerburgaz Orman Bölge
Müdürlüğünden alınan fidanlarla öğrencilerimize fidan dikimi
yaptırılıp yeşil bir çevrede yaşamanın gerekliliği anlatılmış ve
doğanın, yeşilin korunması ile ilgili çalışmalar yaptırılmıştır. Bu
kapsamda üç yıldır Kemerburgaz bölgesinde okulumuza tahsis
edilen alanlara çam fidanı dikimi öğretmen ve öğrencilerimiz
tarafından yapılmaktadır.
Bir ulusun uygarlık
seviyesi, üzerinde yaşadığı
toprakların
ağaçlandırmasıyla ölçülür.
Rosevelt
ZEYTİNBURNU TEKNİK VE ENDÜSTRİ MESLEK LİSESİ - MAYIS 2013
S A Y F A 4 0
Yaşanabilir Çevre
Metalik Fikirler
Hijyen ve Cilt Sağlığı T.C. Milli Eğitim Bakanlığı Mesleki ve Teknik Eğitim
Genel Müdürlüğü ve Procter & Gamble Satış ve
Dağıtım Ltd. Şti. arasında imzalanan ve T.C. Milli Eğitim
Bakanlığı, Mesleki ve Teknik Eğitim Genel
Müdürlüğü’nün 08/02/2013 tarih ve
74822907/30.03/95335 yazısı ile de İl Milli Eğitim
Müdürlüklerine duyurulan “Gençlerde Hijyen ve Cilt
Sağlığı Projesi’nin” eğitim uygulaması okulumuzda
tamamlanmıştır.
İSO 9001: 2008’e göre; Türk Plastik Sanayicileri Araştırma, Geliştirme ve Eğitim Vakfı
PAGEV ve Zeytinburnu Endüstri Meslek, Teknik, Anadolu Teknik Lisesi işbirliği ile 20 Aralık
2012 tarihinde düzenlenen, konuşmacı Prof. Dr. Tekin Arda’nın “METALİK
FİKİRLER,İŞLEYEN FİKİRLER IŞILDAR” semineri düzenlenmiştir.
Okulumuz öğrencilerinden oluşan 120 kişilik öğrenci grubuna 16.01.2013 tarihinde 10.45
-12.15 saatleri arasında İstanbul Teknik Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi
Prof. Dr. Orhan KURAL tarafından “Yaşanabilir Çevre İçin Elele” konulu seminer vermiştir.
TEMRİN - eğitim, kültür ve sanat dergisi
Coğrafya Maket Çalışması S A Y F A 4 1
19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı etkinlikleri çerçevesinde Coğrafya Öğretmenleri Tülin AYVAZ ve Hülya
BİLGİN, öğrencilere Türkiye’nin tarihi ve doğal güzelliklerini tanıtırken, aynı zamanda coğrafya derslerindeki yer şekilleri
konusunu öğrencilerin kendi yaratıcılıklarını da katarak daha iyi öğrenmelerini hedeflemişlerdir.
3308 Sayılı Mesleki Eğitim Kanunu, 4857 Sayılı İş Kanununun 85. maddesi ile 27244 Sayılı Resmi Gazetede
yayınlanan; ağır ve tehlikeli işlerde çalıştırılacak işçilerin işindeki verimini yükseltmek ve bunların yeni teknolojilere
ve işlerine uyumunu sağlamak için Plastik Sanayicileri Araştırma Geliştirme ve Eğitim Vakfı PAGEV ile
müdürlüğümüz 26.01.2013 tarihinde PAGEV Protokolü düzenlenmiş ve imzalanmıştır.
Resmi
veya grafi-
ği açıkla-
yan alt
yazı.
PAGEV ile Protokol İmzaladık
ZEYTİNBURNU TEKNİK VE ENDÜSTRİ MESLEK LİSESİ - MAYIS 2013
S A Y F A 4 2
WIN Fuarı
Leonardo Da Vinci Proje Fuarı
Okulumuz Zeytinburnu Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi, İstanbul Valiliğinin 17-18-19 Ekim
2012 tarihinde Feshane’de düzenlemiş olduğu Projeler Fuarına katılmıştır. Okulumuzun
Leonardo da Vinci Projeleri kapsamında hazırladığı ve uyguladığı “Avrupa’da ve Türkiye’de
Ferforje ve Rölyef Sanatı” isimli projeye ait görseller, bize tahsis edilen fuar alanında
sergilenmiştir.
kurabilmektedirler. Geçmiş yıllarda öğrenci
olarak fuara katılan birçok mezunumuzun, bu
yıl düzenlenen fuardaki çeşitli sanayi
kuruluşlarda istihdam edildiklerini ve bu
kuruluşların standlarında firmalarının ürünleri
tanıttıkları gözlemledik. Öğrencilerimiz,
okudukları alanda nasıl geçerli bir mesleki
eğitim aldıklarının farkına vararak, bu alanda
eğitim görmenin gururunu yaşadılar.
Zeytinburnu Teknik ve Endüstri Meslek
Lisesi olarak; öğrencilerimizin, yarınlara daha
güvenle bakabilmeleri amacıyla; gerek yapmış
olduğumuz projeleri sergilemek, gerek
yürüttüğümüz çalışmalar hakkında
paylaşımlarda bulunmak ve gerekse sanayi
kuruluşlarının mesleki eğitim veren okullarla
olan ilişkilerini güçlendirmek amacıyla 21 - 24
Mart 2013 tarihlerinde WIN Fuarı’nda stand
açtık.
Geçtiğimiz yıllarda da okulumuzun
Endüstriyel Otomasyon Alanı bu türdeki
fuarlara katılmış, Elektrik – Elektronik ve
Hidrolik-Pnömatik konularında öğrencilerimizin
ürettikleri özgün proje düşünceleriyle ortaya
çıkarmış oldukları ürünleri sergileme imkânı
bulmuştur.
Öğrencilerimiz, fuarlarda sektördeki son
gelişmeleri öğrenmenin yanı sıra, sanayi
kuruluşlarının sahipleri, iş adamları, teknik
servis yetkilileri ile tanışma imkânı bulmakta,
karşılıklı bilgi alışverişinde bulunarak staj ve
mezuniyet sonrası iş bağlantıları
TEMRİN - eğitim, kültür ve sanat dergisi
S A Y F A 4 3
Okulumuz Tadilat Çalışmaları
Model Uçak
Uzun bir aradan sonra, bu yıl T.H.K. Bakırköy şubesi işbirliği ile okulumuzda model uçak kursları düzenledik. Havacılık Kulübü
rehber öğretmenleri önderliğinde havacılığı seven öğrencilerin katılımıyla Ocak 2013, Mart 2013 aylarında iki tane kurs düzenledik.
Kursa katılarak başarılı olanlara sertifikaları ile birlikte model uçakları teslim edildi. Nisan 2013 kursu halen devam etmektedir.
Amacımız siz değerli gençlere model uçak başlangıç eğitimi vererek, havacılığı sevdirmek, uçma ve uçurma merakı aşılayarak,
konunun öneminin kavranmasını sağlamaktır.
Okulumuzun İstanbul İl Özel İdaresi tarafından tadilat çalışmaları kapsamında öğrenci tuvaletlerinin, spor salonu zemini ve
soyunma odalarının; fayans, sifon ve lavaboları yenilenerek öğrencilerimizin daha temiz bir ortamda eğitim öğretim görmesi
sağlanmıştır. Aynı zamanda okulumuzun A blok ve Spor Salonu dış cepheleri mantolama yapılarak enerji tasarrufu sağlanmıştır.
C Blok dış cephesi bakımı yapılarak boyanmıştır.
Sanatsız kalan bir milletin, hayat damarlarından biri kopmuş demektir.
Mustafa Kemal ATATÜRK
ZEYTİNBURNU TEKNİK VE ENDÜSTRİ MESLEK LİSESİ - MAYIS 2013
S A Y F A 4 4
Madde Kullanımına Hayır
İstanbul Narkotik Suçlarla Mücadele
Şube Müdürlüğü tarafından düzenlenen
'HEDEF SENSİN-MADDE KULLANIMINA
HAYIR' projesi fotoğraf ve afiş tasarım
yarışmasında, Okulumuz Endüstri Mes-
lek Lisesi 9. sınıf öğrencilerinden Mertsev
MERCAN afiş dalında dereceye girerek
İstanbul 3.sü olmuş ve ödülünü Türk Polis
Teşkilatı'nın 168. kuruluş yıldönümü kutla-
maları çerçevesinde 03 Nisan Çarşamba
günü Taksim Cumhuriyet Sanat Galeri-
si'nde açılmış olan Polis Sergisi standında
İstanbul Valisi Hüseyin Avni MUTLU tara-
fından almıştır. Öğrencimizi tebrik eder,
yaratıcılığının ve başarılarının devamını
dileriz.
AB Proje Fuarı Zeytinburnu Teknik Ve
Endüstri Meslek Lisesi,
“Avrupa’da ve Türkiye’de
Ferforje ve Rölyef Sanatı”
isimli projesiyle fuara katıl-
dı. Okulumuza ayrılan
standda, proje yönetim
izleme ekibimizden Özcan
Milletsever ve Candan Ka-
ya fuarı gezmeye gelenlere
okulumuzun proje faaliyet-
leri konusunda bilgiler ver-
diler.
Okulumuz adına düzen-
lenen onur belgesini, okulu-
muz adına proje koordina-
törü Hasan Hürriyet Çebi,
AB Bakanı Egemen Ba-
ğış’tan alırken, öğrencileri-
mizin hazırlamış olduğu AB
Bakanlığı amblemi rölyef
çalışmasını bakanımıza
hediye etti.
Okul müzik grubumuz
da, fuarın açılışında hazır-
lamış olduğu repertuarını
sundu. Projeyi izlemeye
gelenler, ilk önce organi-
zasyonu hazırlayanların
profesyonel bir müzik grubu
getirdiğini düşündü-
ler. Büyük beğeni toplayan
müzik grubumuz, AB Baka-
nı Egemen Bağış’ın salona
girdiği zaman tekrar müzik
yapması için sahneye davet
edildi.
Onur belgemizi, okulumuz adına proje
koordinatörü Hasan Hürriyet Çebi, AB
Bakanı Egemen Bağış’tan alırken...
Zararlı Alışkanlıklardan En Güzel
Korunma Yolu: Hiç Başlamamaktır
TEMRİN - eğitim, kültür ve sanat dergisi
Kepçe
Kepçe gerçek kepçenin
minyatür halidir. Hava ve elekt-
riksel olarak yönlendirilir. Kep-
çenin kolları hava (pnomatik) ile
alt tabanı ve yürüme kısımları
elektriksel hareket eder. Kepçe
kumanda ile yönlendirilir hava
ile kol hareketi elektriksel olarak
motorlarla yönlendirilip ileri geri
sağa sola hareket edebiir.
Asansör gerçek asansörün
minyatür halidir. Elektrik ve akü
ile çalıştırılır. Sistemin tamamı
elektriksel olup LED ile görsel
şekline eklenmiştir. Asansör
PLC yardımı ile yönlendirilir.
Üstündeki buton ve sınır anah-
tarları sayesinde manuel olarak
da kontrol edilebilmektedir.
İpe Tırmanan Robot: Robo-
tumuz ön ve arka kısımlarda iki
adet ve belde bir adet olmak
üzere toplam üç adet servo
motor ile tırmanma hareketini
gerçekleştirecektir. Ön ve arka
kısımlardaki servo motorlar ipi
tutmaya, orta kısımdaki servo
motor ise beli bükerek robotu
ilerletmeyi sağlayacaktır.
Robot Asansör
Öğrencilerimizin Projeleri
İTÜ Robot Olimpiyatları 2013
kapsamındaki yarışmaya okulumuz
Elektrik Elektronik Teknolojisi Alanı
Pano Tesisat Dalı Öğrencimiz Ertuğrul
Nalbantoğlu katılmıştır.
Öğrencimizin projesi siyah zemin
üzerinde beyaz şeridi veya beyaz
zemin üzerinde siyah şeridi takip eden
robot araba. Aracın önüne engel
geldiğinde araç duruyor ve engel
kalktığında yoluna devam ediyor.
İlim ilim bilmektir,
İlim kendin bilmektir,
Sen kendini bilmezsen,
Bu nice okumaktır.
Yunus Emre
Hedefi olmayan gemiye hiçbir rüzgar yardım edemez.
Montaigne
S A Y F A 4 5
ZEYTİNBURNU TEKNİK VE ENDÜSTRİ MESLEK LİSESİ - MAYIS 2013
S A Y F A 4 6
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı
10 Kasım Atatürk’ü Anma
B Ü L T E N
Cumhuriyetimizin kuruluşunun 89. yılı
okulumuzda yapılan tören ve etkinliklerle hafta
boyunca kutlandı. Okulumuz Kültür Edebiyat
Kulübü öğrencilerinin hazırlamış olduğu program
okulumuz bahçesinde; 29 Ekim’de öğrencilerimize
aktarıldı. Okulumuzdaki görevli tüm öğretmen,
personel, öğrencilerimiz ve bazı velilerimiz
törenimizi izledi. Şehitlerimiz için saygı duruşunda
bulunuldu. İstiklal Marşımız söylendi.
Okul müdürümüz İsmail
TUTAL günün anlam ve önemini
belirten konuşmasını yaptıktan
sonra öğrencilerimiz tarafından
Cumhuriyet Bayramı ile ilgili
kompozisyon, şiirler okundu.
Atatürk’ün ebediyete intikalinin 75. yıldönü-Atatürk’ün ebediyete intikalinin 75. yıldönü-
mü okulumuzda düzenlenen programla anıldı.mü okulumuzda düzenlenen programla anıldı.
“Ey yükselen yeni
nesil! istikbal sizsiniz.
Cumhuriyeti biz kurduk,
onu yükseltecek ve
yaşatacak sizsiniz. ”
Mustafa Kemal
ATATÜRK
"İnsanlık tarihi bir-
kaç yüzyılda bir dahi
yetiştirebiliyor. Şu ta-
lihsizliğimize bakınız ki
dünyanın beklediği
son dahi bir anda Tür-
kiye`de çıktı. Hem de
bize karşı.. Elden ne
gelebilirdi?"
David Lloyd George
TEMRİN - eğitim, kültür ve sanat dergisi
12 Mart İstiklal Marşı’nın Kabulü S A Y F A 4 7
İstiklal Marş’ımızın kabulünün 92. yıldönümünü
okulumuzda düzenlenen program ile kutlandı.
Program boyunca İstiklal Marş’ının kabulü ve
Mehmet Akif Ersoy’un hayatı öğrencilere aktarıldı.
“Onu millete hediye ettim; artık o, milletindir.
Benimle alâkası kesilmiştir. Zaten o, milletin eseri,
milletin malıdır. ” Mehmet Akif ERSOY
Çanakkale Zaferi’nin 98. yıldönümü
münasebetiyle hazırlanan 18 Mart Çanakkale
Zaferi ve Şehitleri Anma Programı okulumuz
bahçesinde öğrencilere sunuldu. Ayrıca hafta
boyu okulumuz brifing salonunda rehberlik
derslerinde öğrencilere 18 Mart Çanakkale
Zaferi video ve filmleri izletildi.
18 Mart Çanakkale Zaferi
ZEYTİNBURNU TEKNİK VE ENDÜSTRİ MESLEK LİSESİ - MAYIS 2013
S A Y F A 4 8
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Doğum günümüzdür 23 Nisan
Tükenmiş hayatlarda umut bulan
Can suyuydu, Ülkemize can katan
Kurtuluş yolu 23 Nisan
Sarmıştı dört bir yanımızı düşman
Bir kuşatmanın altındaydı Vatan
Bir kahraman seslendi Samsundan
Atatürk yolu 23 Nisan
Amasya’dan, Erzurum’dan, Sivas’tan
Bir çığlığa dönüştü tüm yürekler volkan
Duydu bu sesi dünya Ankara’dan
Cumhuriyet yolu 23 Nisan
Başladı İnönü’de kutsal isyan
Nasıl geldilerse öyle gitti düşman
Kovuldu il il düşmandan, kurtuldu vatan
Ulusal Egemenliğin yolu 23 Nisan
Ey…çocuklar uyan uyan
Bugün bizlere Mustafa Kemal’den armağan
Cumhuriyetimizi kuran, koruyup kollayan
Bağımsızlık ve özgürlüğün ilk adımı 23 Nisan
Hasan Ceylan
Elektrik Elektronik Tek. Dal Şefi
grup çalışmaları, mizah ve sa-
nat aracılığıyla aktarılmalıdır.
Öğretmenin birden fazla öğren-
ciye hitap etmesi ihtiyacı, farklı
şekillerde düşünebilme beceri-
sini geliştirmesi sebebiyle bir
avantaja dönüşür. Tabii ki dijital
çağda yaşanılacak en büyük
zorluk, bilginin nasıl en etkin
şekilde kullanılacağının bilinme-
sidir.”(H.Gardner)
21. yüzyılda öğrenciler ken-
di konularını öğrenmenin yanın-
da bugünün dünyasında başarı-
lı olabilmek için;
Öğrenme ve İnovasyon Bece-
rileri
A. Yaratıcılık – inovasyon
B. Eleştirel düşünce ve
problem çözme
C. İletişim,
D. İşbirliği yapma,
2. Bilgi, medya ve teknolojiyi
kullanma
3. Yaşam ve kariyer beceri-
lerini de öğrenmek zorundalar.
Temel konuların
(matematik, fen, sanat, dünya
dilleri gibi…) üzerine bu beceri-
lere sahip bireyler yetiştirmek
okulların görevi haline gelmek-
tedir.
Bu amaçla okullarda;
Öğrenme ortamları,
Kişisel ve mesleki gelişim
olanakları,
Program ve öğrenim,
Standartlar ve ölçümlerin
düzenlenmesi gerekmektedir.
EYGEP
“Tüm insanlar zekidir ama
hiçbir insan, aynı zekâ profiline
sahip değildir. Çoklu zekâ kura-
mı birçok alanda olduğu gibi
eğitimde de yararlı oldu. Çoklu
zekâdan çıkarılması gereken
ise bireyselleştirme ve çoğullaş-
tırmadır. Bireyselleştirme, her
çocuğa kendi öğrenme stiline
göre öğretilmeyi öngörürken,
çoğullaştırma önemli konuların
farklı şekillerde öğretilmesini
gerektirir. Karmaşık konular,
sadece sunum yoluyla değil
21. Yüzyılda Öğrenme
TEMRİN - eğitim, kültür ve sanat dergisi
Yaratıcılık ve İnovasyon Becerileri S A Y F A 4 9
İnovasyon kavramı 21. yüzyıl ve öğrenme süreçlerinde sıklıkla kullanılan bir kavram
olmaya başladı. Türkçe çevirisi olmayan kavram yaratıcı düşünerek yeni ürün ve hiz-
metler geliştirmek anlamında kullanılmaktadır. Özellikle bilginin hızlı yayılımı nedeniyle
gelecek nesillerin inovasyon becerisinin yaşam başarısında etkili olacağı düşünülmekte-
dir. Aynı şekilde okul yönetimlerinin de inovasyon becerilerini geliştirerek yönetimde
yaratıcı fikir üretmenin yanı sıra ürün ve hizmetler ortaya koyması beklenmektedir.
Öğrencilere kazandırılması gereken beceriler;
Çok çeşitli yaratıcılık tekniklerini kullanabilmek (beyin fırtınası, tartışma protokolleri…)
Yeni ve değerli fikirler yaratmak (reformist ve radikal olarak)
Kendi fikirlerini ayrıntılandırmak, yeniden düzenlemek ve değerlendirmek.
Yeni fikirleri başkalarıyla birlikte geliştirmek, uygulamak ve paylaşmak.
Yeni ve farklı bakış açılarını kabul etmek; işine gruptakilerin katkısını ve geribildirimini katmak
İşinde yeni fikirleri gerçek dünya koşullarına uyarlamak.
Başarısızlığı, öğrenmenin fırsatı olarak görüp yaratıcılık ve yenilikçiliğin küçük başarılar ve küçük hatalardan
oluşan uzun süreli bir döngü olduğunu anlamak
İnovasyonun gerçekleşeceği alanda, hissedilir ve yararlı katkılar oluşturmak için yaratıcı fikirlerle hareket
etmek
Bir okul müdürü öğrencilerin ve kurumun inovasyon becerilerini geliştirmek için neler yapabilir:
ZEYTİNBURNU TEKNİK VE ENDÜSTRİ MESLEK LİSESİ - MAYIS 2013
S A Y F A 5 0
Dolmabahçe Sarayı Gezisi
Dolmabahçe Sarayı, otuz birinci
Osmanlı Padişahı Sultan Abdülmecid
(1839-1861) tarafından yaptırılmıştır.
İnşasına 13 Haziran 1843 tarihinde
başlanan Saray, çevre duvarlarının
tamamlanması ile birlikte 7 Haziran 1856
tarihinde kullanıma açılmıştır.
Saray'ın ana yapısı; Mâbeyn-i
Hümâyûn (Selâmlık), Muâyede Salonu
(Tören Salonu) ve Harem-i Hümâyûn
adlarını taşıyan üç bölümden oluşur.
Mâbeyn-i Hümâyûn; devletin yönetim
işleri, Harem-i Hümâyûn; Padişah ve
ailesinin özel yaşamı, bu iki bölümün
arasında yer alan Muâyede Salonu ise;
Padişah'ın devlet ileri gelenleriyle
bayramlaşması ve kimi önemli devlet
törenleri için ayrılmıştır.
Ana yapı; denize paralel bölüm boyunca
bodrumla birlikte üç katlıdır. Harem
dairelerinin bulunduğu kara tarafına uzanan
bölümde ise musandıra (tavan arası)
katlarıyla birlikte dört katlı bir yapı özelliği
kazanmaktadır. Biçimde, ayrıntılarda ve
süslemelerde gözlenen belirgin Batı etkileri,
İmparatorluğun son döneminde değişen
estetik değerlerin bir yansımasıdır. Öte
yandan mekân örgütlenmesi, oda ve salon
ilişkileri açısından, geleneksel Türk Evi plan
tipinin çok büyük boyutlarda uygulandığı bir
yapı bütünüdür. Beden duvarları taştan, iç
duvarları tuğladan, döşemeleri ahşaptan
yapılmıştır. Çağın teknolojisine açık olan
saraya, 1910-1912 yıllarında elektrik ve
kalorifer sistemi eklenmiştir. 45.000 m²lik
kullanılır döşeme alanı, 285 odası, 44 salonu
ve 6 hamamı vardır.
Padişah'ın devlet işlerini yürüttüğü
Mâbeyn; işlevi ve görkemiyle Dolmabahçe
Sarayı'nın en önemli bölümüdür. Girişte
karşılaşılan Medhal Salon, üst kat ile
bağlantıyı sağlayan ve protokol özelliği
taşıyan Kristal Merdiven, elçilerin ağırlandığı
Süferâ Salonu ve Padişah'ın huzuruna
çıktıkları Kırmızı Oda; İmparatorluğun
tarihsel görkemini vurgulayacak biçimde
süslenmiş ve döşenmiştir. Üst katta yer alan
Zülvecheyn Salonu; Padişah'ın Mâbeyn'de
kendine özel olarak ayrılmış dairesine bir tür
geçiş mekânı oluşturmaktadır. Bu özel
dairede, padişah için, mermerleri Mısır'dan
getirilmiş görkemli bir hamam, çalışma
odaları ve sultanın günlük yaşantısını
sürdürdüğü yemek ve dinlenme odaları yer
almaktadır. Aynı bölümde bulunan ve Halife
Abdülmecid'in kitaplarından oluşan
kütüphane dikkat çekici mekânlardandır.
Harem ve Mâbeyn bölümleri arasında
yer alan Muâyede Salonu; Dolmabahçe
Sarayı'nın en yüksek ve en görkemli
salonudur. 2000 m²yi aşan alanı, 56 sütunu,
yüksekliği 36 m.yi bulan kubbesi ve bu
kubbeye bağlı yaklaşık 4,5 tonluk İngiliz
yapımı avizesiyle bu salon, Saray’ın diğer
bölümlerinden belirgin bir biçimde
ayrılmaktadır. Salonun avizesi, Sultan
Abdülmecid tarafından İngiltere’den sipariş
verilerek satın alınmıştır.
TEMRİN - eğitim, kültür ve sanat dergisi
S A Y F A 5 1
kurulmasını ferman ile
emir buyurmuştur. Bu
ferman sonrası oluşturulan
misyonun tetkikleri
neticesinde,
Darülaceze’nin
Okmeydanı’nda inşasının
muvafık olacağı ve
inşaatının 72.000 altın
liraya çıkabileceğini arz
etmişlerdir. Darülaceze’nin
Okmeydanı’nda inşasına
başlanması için sunulan
25 Mart 1306 tarihli
ferman, 30 Mart 1306
tarihli Resmî Tebliğ ile
yayımlanarak yürürlüğe
girmiştir.
Sultan II. Abdülhamid
Han, Darülaceze’nin
kuruluş masraflarını
karşılamak üzere olan özel
eşyalarını müzayedeye
çıkarttırarak 7.000 altın lira
gelir sağlamıştır. Bununla
birlikte 10.000 altın lira da
nakit olarak bağış
yapmıştır.
Böylelikle temin edilen
inşaat parasıyla 6 Ekim
1892 tarihinde yirmi bir
koyun kesilerek
Darülaceze’nin temeli
atılmış ve Sultan II.
Abdülhamid Han’ın
cülusunun sene-i devriyesi
olan 19 Ağustos 1895
tarihinde binaların inşaatı
tamamlanarak
fotoğraflardan oluşan
albümle birlikte anahtarları
Sultan Abdülhamid Han’a
teslim edilmiştir.
Darülaceze’nin açılış resmî
küşadı 31 Ocak 1896
tarihinde yapılmıştır.
Demokrasi ve İnsan
Hakları Kulübü olarak
öğrencilerimizle “Bâb-ı
Şefkat” olarak anılan
kapıdan beraber girdik ve
Yaşlılar Haftasında onların
yalnızlığını paylaştık.
Asırlık bir hayır kurumu
olan Darülaceze
Müessesesi şefkat
padişahı Sultan
Abdülhamit Han
zamanında bütün
zorluklara rağmen inşa
edilmiştir. Camisi, kilisesi
ve havrasıyla farklı din, dil,
ırk ve mezhepteki insanlar
burada birlikte yaşar. Bu
nedenle Darülaceze, bir
hoşgörü, merhamet ve
sınırsız sevginin
simgesidir.
Darülaceze’nin kuruluş
süreci 1877 Osmanlı-Rus
Savaşı’na kadar
uzanmaktadır. Bu savaşın
ardından göçler başlamış
ve 1877-1879 arasında
İstanbul’a dört yüz bine
yakın göçmen gelmiştir.
Sokaklarda evsiz, barksız,
hasta, kimsesiz çocuk ve
dilenciler artmıştır.
İstanbul’daki dilencileri,
sokaklarda başıboş gezen
kimsesiz çocukları, cami
avlusunda yatan kimsesiz
aileleri bir araya toplayıp
ıslah ederek sanat sahibi
yapmak, kimsesizlerin son
ömürlerini huzur içinde
geçirtmek maksadıyla
zamanın padişahı Sultan
II. Abdülhamid Han bir
darülaceze (düşkünlerevi)
Darülaceze Gezisi
Gönül kimsesiz
yapamaz sevebileceği
bir dost arar. Taşın
kalbi yoktur ama
onu bile yosun sarar.
ZEYTİNBURNU TEKNİK VE ENDÜSTRİ MESLEK LİSESİ - MAYIS 2013
S A Y F A 5 2
Kardeş Okul: Diyarbakır Gezisi Okulumuz Diyarbakır’ın Eğil
Mesleki ve Teknik Eğitim Merkezi ile
kardeş okul olarak eşleştirilmiştir.
Bu kapsamda Diyarbakır’a 26 Nisan
ile 1 Mayıs tarihleri arasında gezi
düzenlenip kardeş okulumuz ziyaret
edilmiştir.
Gezide Eğil dışında Diyarbakır,
Mardin, Midyat, Hasankeyif,
Batman, Şanlıurfa’yı da ziyaret edip
bu bölgelerde bulunan tarihi,
kültürel ve doğal güzellikleri
öğrencilerimizle gezdik, Bölgenin
tarihi ve coğrafyası hakkında
öğrencilerimize bilgi aktardık.
Zeytinburnu Belediyesinin
yapmış olduğu kitap yardımını
kardeş okulumuzun kütüphanesine
teslim ettik.
Okul aile birliğimizin hazırlamış
olduğu giyim yardımını okul
müdürüne ihtiyacı olan öğrencilere
dağıtılmak üzere verdik.
Demir gibi cahili, altın gibi bilginden daha kıymetli
yapan şey ahlaktır.
Mevlana
TEMRİN - eğitim, kültür ve sanat dergisi
Kardeş Okul: Yunanistan, Bulgaristan Gezisi
S A Y F A 5 3
Kardeş Okul Projesi kapsamında eşleştirildiğimiz;
Yunanistan’ın IEK Paster Selanik Teknik Koleji ve
Bulgaristan’ın Profesör Svetan Lazarov Mekanik Teknik
Lisesi’ne 22 – 27 Kasım tarihleri arasında bir gezi
düzenlemiştir.
13 öğretmen ve 13 öğrenciden oluşan delegasyonumuz,
24 Kasım günü Mustafa Kemal Atatürk’ün Selanik’te doğduğu
eve gitmiş, Öğretmenler Günü kutlamalarını Başöğretmen
Atatürk’ün evinin bahçesinde gerçekleştirmiştir.
Selanik’te bulunan IEK Paster Teknik okulunun daveti
üzerine, bu okulu ziyaret eden delegasyonumuz, okul idarecisi
Tsakiridis Gorgo eşliğindeki müdür yardımcılarından ve bölüm
şeflerinden oluşan bir heyet tarafından karşılandı. Okulun
brifing salonunda, sunum yaparak okullarını, meslek alanlarını
ve eğitim sistemlerini anlattılar.
Yiyecek İçecek Hizmetleri Alanı öğrencilerinin Yunan
mutfağına ait hazırlamış olduğu yemek ikramında bulundular.
Karşılıklı olarak hediyelerin takdim edilmesinden sonra, kardeş
okulumuzun dershane, laboratuar, atölyeleri gezildi.
Öğrencilerin hazırlamış oldukları uygulamalı ders eksersizleri
delegasyonumuzca izlendi.
Okul basketbol takımımız, ev sahibi okulun basketbol
takımı ile bir maç yaptı. Dostluk karşılaşmasını ekibimiz
kaybetti. Takımımız, alçakgönüllülüğü ve centilmenliği ile gerek
rakip takımın gerekse maçı izlemeye gelen seyircilerin büyük
beğenisini topladı.
Bulgaristan’da ise okulumuz rock grubu bir konser verdi.
Müzik konseri, antik Roma’dan kalan anfi-tiyatroda yapıldı
Konserin açılışını Plovdiv Muavin Başkonsolosumuz İmren
Çamlıklı yaptı.
Müzik grubumuz, Türk hafif müziği ve Türk rock
müziklerinin örnek parçalardan oluşturdukları repertuarı
sundular. Salonu dolduran yerli ve yabancı seyirciler
repertuara büyük ilgi gösterdi.
Konserin ardından, okul öğrencilerimizin Türkiye’de iken
hazırlamış oldukları ebru resimleri ile ilgili bir sergi düzenlendi.
Eserleri büyük bir ilgi ile izleyen katılımcılar, bu eserlerin nasıl
yapıklarına ait görsel sunuyu ekranlardan izlediler.
Sanatkar toplumda uzun çalışma ve çabalardan sonra, alnında ışığı ilk hissedilen insandır.
Mustafa Kemal ATATÜRK
ZEYTİNBURNU TEKNİK VE ENDÜSTRİ MESLEK LİSESİ - MAYIS 2013
S A Y F A 5 4
İlkyaz Özel Eğitim Gezisi
3.4.2013 tarihinde
Psikoloji dersinde Zeka
konusu ile ilgili olarak
Zeytinburnu İlkyaz Özel
Eğitim kurumuna
öğrencilerimizle gezi
düzenledik. Otizm haftasına
denk gelen bu gezimizde
hedefimiz öğrencilerimizin
engelli bireylere karşı
duyarlılığını arttırmak ve
sosyal projelere
yönlendirmekti. Gezimiz
sonrasında aynı kurumu
okulumuza davet ederek
futbol maçı organize ettik.
19.4.2013 tarihinde
okulumuza gelen zihinsel
engelli olan grupla yapılan
maç, onların da neleri
başarabileceğini bizlere
gösterdi. Neşeleri,
samimiyetleri, mutlulukları
ve okulumuz öğrencileriyle
kurdukları dostluk hepimizi
umutlandırdı.
Turistlerle İngilizce Pratik
Öğrencilerimizin bu
gezideki izlenimleri
İstanbul’umuzun ilk
yerleşim yerleri, İstanbul
Üniversitesi yerleşkeleri ve
değerli mimarımız Mimar
Sinan’ın yapıları ve türbesi
oldu. Öğrencilerimiz
Süleymaniye’den Haliç ve
Boğazın eşsiz manzarasını
izleme fırsatı buldular, bir
yandan bu münazarayı
seyreden öğrencilerimiz
İngilizce olarak ilk
siparişlerini verdiler.
İsviçreli üç turistle tanışıp
ilk etkileşimi kurdular.
Gezimizin diğer etabında
İstanbul Üniversitesi
yerleşkesinden geçerek
kendilerine okumanın
önemini kavratmak için
sahaflar çarsısıyla
tanıştırdık. Gezimizin en
eğlenceli kısımlarından biri
olarak Sultan Ahmet
meydanına vardığımızda
birçok turistle etkileşime
girerek onlara; nereli
oldukları, isimleri,
meslekleri, İstanbul’u sevip
sevmedikleri, İstanbul’da
kaçıncı kez bulundukları,
İstanbul’un en beğendikleri
yönlerini sorup ve onlara
kültürümüze ait yemek, yer
vb tavsiyelerde bulundular.
Hollanda, Avustralya,
Amerika, Macaristan,
İsviçre’den farklı yaşlarda
ve farklı meslek gruplarında
birçok turistle röportaj
yaptılar. İlk üç röportajda
zorlanan öğrenciler daha
sonraki röportajlarda pratik
konusundaki rahat tavırları
ve özgüvenleri görülmeye
değerdi.
“Etraflıca çalış, doğru
bir şekilde araştır,
dikkatlice düşün,
düşündüklerini gözden
geçir, ciddi ve samimi bir
şekilde uygula.”
Konfüçyüs
TEMRİN - eğitim, kültür ve sanat dergisi
Turistlerle İngilizce Pratik
S A Y F A 5 5
Çanakkale ve Söğüt Gezilerimiz
Kültürel Miraslarımızı Gezerek Öğreniyoruz...
30 Nisan 2013 günü Zeytinburnu Belediyesi’nin düzenlediği
Kültür gezileri ile 100 öğrenci 8 öğretmen eşliğinde
Çanakkale’ye, 50 öğrenci 4 öğretmen eşliğinde ise Bilecik
Söğüt’e gidilmiştir.
Şehitlerimizi anmak ve tarihimizi öğrencilerimize aktarmak için
Çanakkale’de Gelibolu Milli Parkı’na gezi düzenledik.
Birinci Dünya Savaşı Çanakkale Deniz ve Kara
Muharebelerinin yapıldığı yerler Gelibolu Milli Park’ı
içerisindedir. Ayrıca Batık gemiler, toplar, siperler, kaleler ve
burçlardan ve savaşla ilgili yüzlerce başka kalıntıdan oluşan
geniş bir yelpazenin yanı sıra 250.000'i aşan Türk Şehidinin
ve yine 250.000'i aşan Avustralya, Yeni Zelanda, İngiliz ve
Fransız askerlerinin savaş mezarları ve anıtları da ziyaret
etme imkânı bulduk.
Söğüt’te görülebilecek en görkemli tarihi eser olan Ertuğrul Gazi Türbesi’ni ziyaret ettik. Söğüt, Ertuğrul Gazi’ye yurtluk
olarak verilmişti. Ertuğrul Gazi ölümüne kadar burada yaşadı. Daha sonra da Kayı Beyi Osman Gazi’nin mülkü oldu. Osman
Gazi Bilecik’i de alarak Osmanlı beyliğinin bağımsızlığını ilan etti.
Türbe yakınındaki Söğüt Müzesi’nde de Ertuğrul Gazi’ye ait belgeler ve çevreden toplanan etnografik eserleri yerinde
gördük.
Oğul, İnsanlar vardır, şafak vaktinde doğar, akşam
ezanında ölür. Avun oğlum avun. Güçlüsün, kuvvetlisin,
akıllısın, kelamlısın, ama, bunları nerede, nasıl
kullanacağını bilmezsen, öfken ve nefsin bir olup aklını
yener, sabah rüzgarlarında savrulur gidersin. Daima
sabırlı, sebatlı ve iradene sahip olasın. Dünya senin
gözlerinin gördüğü gibi büyük değildir. Bütün
fethedilmemiş sırlar, bilinmeyenler, görülmeyenler ancak
senin fazilet ve gayretinle gün ışığına çıkacaktır. Ananı,
atanı say. Bereket büyüklerle beraberdir. Bu dünyada
inancını kaybedersen, yeşilken çorak olur, çöllere dönersin.
Açık sözlü ol. Her sözü üstüne alma, gördün söyleme,
bildin bilme. Sevdiğin yere sık gidip gelme, kalkar
itibarın, muhabbet olmaz. Üç kişiye acı: Cahiller
arasındaki alime, zenginken fakir düşene, hatırlı iken
itibarını kaybedene. Unutma ki, yüksekte yer tutanlar,
aşağıdakiler kadar emniyette değildir. Haklı olduğun
mücadelenden korkma.
Şeyh Edebali’nin Osman Gazi’ye Vasiyeti
Ben size taarruz emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zamanda yerimizi başka kuvvetler alabilir.
Mustafa Kemal ATATÜRK
S A Y F A 5 6
Mİ- MİZAH
4 tane üniversite öğrencisi, uyanamadıkları için matematik finaline geç kalırlar ve okula gidince
hocaya bindikleri arabanın lastiğinin patladığını söylerler…
Hoca ilk basta inanmaz ama öğrencilerinin yalvarmalarına dayanamayarak, onları 3 gün sonra
sınav yapacağını söyler. Sınav günü gelince hoca, 4 öğrencinin hepsini bos bir salonun ayrı ayrı köşelerine oturtur.
Sınav geçme sistemi şöyledir: 100 üzerinden 50 puan alan herkes sınavı geçebilir… Hocanın hazırladığı sınavda ise ön sayfada
10′ar puanlık 4 tane basit matematik sorusu vardır… Bunları kolayca çözerler. Arka sayfada ise 60 puanlık 1 soru vardır: “Hangi
lastik patladı?”
Hangi Lastik?
Öğretmen: Size verdiğim ödevi hatırladınız mı, neydi bakayım?
Öğrenciler hep bir ağızdan evet derler. Ödevin ne olduğunu söylemek için parmak kaldırırlar.
Dilay: Matematikten denklemlerle ilgili problemler vermiştiniz öğretmenim.
Öğretmen: Herkes ödevini yaptı mı? Açın bakalım defterlerinizi.
Öğretmen tam ödevleri kontrol edecekken Emine parmak kaldırır.
Emine: Öğretmenim size bir şey sorabilir miyim?
Öğretmen: Evet Emine sor bakalım.
Emine: Öğretmenim insan yapmadığı bir şeyden ötürü ceza alır mı hiç?
Öğretmen: Hiç olur mu öyle şey? Elbette ki cezalandırılmaz.
Emine: Tamam o zaman der gülerek ve halinden memnun bir şekilde yerine oturur.
Öğretmen bu arada ödevleri kontrole başlar. Sıra Emine’ye gelince Emine ödevini yapmadığını söyler.
Öğretmen: Neden yapmadın sen ödevini bakayım seni tembel teneke diyerek Emine’yi azarlar. Ve ona sıfır verir.
Emine: Ama öğretmenim hani insan yapmadığı bir şey için cezalandırılmazdı.
Öğretmen: Kızım bu sıfır sana ceza değil ki ödül sayılır. Yanındakiler ( Songül) gülerek oh olsun işareti yaparlar. Emine bozulur.
Ödev
Renkli kişiliği ve düşük not vermesi ile öğrencileri arasında özel bir üne sahip olan öğretmen, sınav yapacağı
gün öğrencilere, önce kâğıt ve kalemlerini hazırlamalarını söyledi, sonra da sandalyesini kaldırıp masanın
üzerine koydu.
Sonra: "Sınav sorumu soruyorum" dedi. "Bu sandalyenin var olmadığını kanıtlayınız."
Sıfırcı öğretmen, sınav kâğıtlarını okuduktan sonra, bu konudaki ününe gölge düşüreceğini bilmesine rağmen, hayatında ilk kez
bir öğrencisine yüz üzerinden yüz vermek zorunda kaldı.
Öğrencinin sınav kâğıdında yalnızca şu iki sözcük yer alıyordu:
- Hangi sandalyenin?
Sınav
S A Y F A 5 7
MİZAH
Düşünmeden öğrenmek
faydasız, öğrenmeden
düşünmek tehlikelidir.
(Konfüçyüs)
2013 1960
ZEYTİNBURNU TEKNİK VE ENDÜSTRİ MESLEK LİSESİ - MAYIS 2013
S A Y F A 5 8
Resmi veya grafiği
açıklayan alt yazı.
TEMRİN - eğitim, kültür ve sanat dergisi
S A Y F A 5 9
ZEYTİNBURNU TEKNİK VE ENDÜSTRİ MESLEK LİSESİ - MAYIS 2013