zeml okul dergimiz: temrin - mayıs 2013

60

Upload: zeml

Post on 14-Mar-2016

234 views

Category:

Documents


3 download

DESCRIPTION

Zeytinburnu Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi ZEML Okul Dergisi Temrin Mayıs 2013

TRANSCRIPT

Page 1: ZEML Okul Dergimiz: Temrin - Mayıs 2013
Page 2: ZEML Okul Dergimiz: Temrin - Mayıs 2013

ZEYTİNBURNU TEKNİK VE ENDÜSTRİ MESLEK LİSESİ - MAYIS 2013

C İ L T 1 , S A Y I 1

Page 3: ZEML Okul Dergimiz: Temrin - Mayıs 2013

TEMRİN - eğitim, kültür ve sanat dergisi

Sayfa Konu

6 Misyon, Vizyon, Okulumuzun Tarihçesi

7 Okul Müdürümüzden

8 Yönetim Kadrosu

9 Öğretmen Kadrosu

10 Okul Türlerimiz

11 Bilişim Teknolojileri, Elektrik Elektronik Teknolojileri

12 Endüstriyel Otomasyon Teknolojileri, Makine Teknolojileri Alanı

13 Metal Teknolojisi Alanı, Tesisat Teknolojisi ve İklimlendirme Alanı

14 Atatürk ve Eğitim

15 İstiklal Marşının Kabulü

16 Çocuk Yaşadığını Öğrenir

17 Yenilenebilir Enerji, Okyanus Enerjisi İçin İlginç Bir Proje Yapılıyor

18 İstanbul Şairleri

19 Can Yücel

20 Neşet Ertaş

21 Aşık Veysel

22 Ata’ya Veda Günü, Akıllı Adam

23 Piri Reis Dünya Haritası’nın 500. Yıl Dönümü, Şanlı Gün

24 Beden Dili Özellikleri

25 Öğretmenim ve Ben

26 En Çok Neler Unutulur?, En Az Neler Unutulur?

28 Çocuklar Sevgiye Tepki Verir, Çocukların Özgüvenini Arttırmak

29 Felsefe ve İnsan, Evrenin Işığı

30 Başarmak İstiyorsan Bunlara Dikkat Et

31 Bulmacalar

33 Verimli ve Planlı Ders Çalışma Yolları Nelerdir

34 Mucize Yiyecekler

36 Bitkisel Atık Yağlar, Mavi Kapak Toplama Kampanyası

37 İlçemizin Tarihi Mekanları

38 Sportif Başarılar, Yangın Tatbikatı

39 Ağaçlandırma Çalışmalarımız

40 Okulumuzda Düzenlenen Seminerler

41 Coğrafya Maket Çalışması, Pagev ile Protokol İmzalandı

42 Okulumuzun Katıldığı Fuarlar

43 Model Uçak, Okul Tadilat Çalışmaları

44 Okulumuzun Katıldığı Yarışmalar

46 Önemli Gün ve Haftalar

48 23 Nisan Şiiri, 21. Yüzyılda Öğrenme

49 Yaratıcılık ve İnovasyon Becerileri

50 Dolmabahçe Sarayı Gezisi

51 Darülaceze Gezisi

52 Kardeş Okul: Diyarbakır Gezisi

53 Kardeş Okul: Yunanistan, Bulgaristan Gezisi

54 İlkyaz Özel Eğitim Gezisi, Turistlerle İngilizce Pratik

55 Çanakkale ve Söğüt Gezilerimiz

56 Fıkralar

57 Karikatürler

SAHİBİ

Zeytinburnu Teknik ve Endüstri

Meslek Lisesi Adına

Muzaffer AZ

Müdür Baş Yardımcısı

GENEL YAYIN YÖNETMENİ

Sadık Erdoğan

Müdür Yardımcısı

EDİTÖR

Alpaslan ÇEKİÇ

GRAFİK-TASARIM

Alpaslan ÇEKİÇ

Özveri USLUER

Hakan SARIKAYA

YAYIN KURULU

Pelin DEVRAN

Ümmü Gülsüm BALCI

Özlem İLBAN

Nurten YÖRÜK

REKLAM SORUMLUSU

Mehmet TÜRKOĞLU

FOTOĞRAFLAR

Serkan ALBAYRAK

TEKNİK DESTEK

Gözde ATEŞ

Dilek UYGUN

WEB

www.zeml.meb.k12.tr

İDARE VE YAZIŞMA ADRESİ

Merkezefendi Mah. G75 Sok. No:15 34760 Topkapı Zeytinburnu/İSTANBUL Tel: 0 212 547 40 60-61 Faks: 0 212 582 84 41

Ege Reklam Basım Sanatları San.Tic.Ltd.Şti. Esatpaşa Mah. Ziyapaşa Cad. No:4 Ataşehir / İSTANBULTel: 0216 470 44 70 Fax: 0216 472 84 05 www.egebasim.com.tr Sertifika No: 12468

Page 4: ZEML Okul Dergimiz: Temrin - Mayıs 2013

ZEYTİNBURNU TEKNİK VE ENDÜSTRİ MESLEK LİSESİ - MAYIS 2013

S A Y F A 4

Page 5: ZEML Okul Dergimiz: Temrin - Mayıs 2013

TEMRİN - eğitim, kültür ve sanat dergisi

S A Y F A 5

Page 6: ZEML Okul Dergimiz: Temrin - Mayıs 2013

ZEYTİNBURNU TEKNİK VE ENDÜSTRİ MESLEK LİSESİ - MAYIS 2013

S A Y F A 6

Zeytinburnu Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi

Misyonumuz

Ülkemiz ekonomisi ve sanayisini

kalkındıracak yetenekli teknik eleman

yetiştiren, bir üst öğrenime öğrenci

hazırlayan eğitim kurumuyuz.

Bütün öğrencilerin bilgili, becerili ve

kendine güvenen bireyler olarak

yetişmelerini sağlamak, fırsat tanımak

önümüzdeki yüzyılın ihtiyaçlarına cevap

verebilecek beceriler kazandırmak için

varız.

Vizyonumuz

Yeteneklerimizi deneyimlerimize bağlı

sahip olduğumuz değerler doğrultusunda

bilgili, becerili ve kendine güvenen

öğrenciler yetiştirmek.

Çağdaş uygarlık düzeyinde gelişmeleri

yakından takip eden, eğitim ve öğretim

alanında uluslararası normlara ulaşmayı

hedefleyen örnek eğitim, bilim ve teknoloji

merkezi olmak.

A T A T Ü R K D İ Y O R K İ . . .

“ Ç A L I Ş M A D A N , Y O R U L M A D A N , Ö Ğ R E N M E D E N

R A H A T Y A Ş A M A Y O L L A R I N I İ T İ Y A T H A L İ N E

G E T İ R E N İ N S A N L A R Ö N C E H A Y S İ Y E T L E R İ N İ ,

S O N R A H Ü R R İ Y E T L E R İ N İ , D A H A S O N R A

İ S T İ K B A L L E R İ N İ K A Y B E T M E Y E M A H K Û M D U R . ”

“Gençliği yetiştiriniz.

Onlara ilim ve irfanın

müspet fikirlerini

veriniz. İstikbalin

aydınlığına onlarla

kavuşacaksınız. “

Mustafa Kemal

ATATÜRK

Okulumuzun Tarihçesi 1983-1984 Öğretim yılında şu andaki kendi binasına taşınmış ve bu öğretim yılında

Tesviye ve Elektrik 1984-1985 Öğretim yılında Elektronik ve Metal işleri, 1989-1990

Öğretim yılında Teknik Lise Makine,1990-1991 Öğretim yılında Teknik Lise Bilgisayar ve

Makine Ressamlığı, 1992-1993 Öğretim yılında Kalıpçılık,1994-1995 Öğretim yılında

Anadolu Teknik Lisesi Otomatik Kumanda ve Elektrik bölümleri son olarak da 2004-2005

öğretim yılında Endüstri Meslek Lisesi Bilgisayar Bölümü açılmıştır. Aynı zamanda

okulumuz MEGEP kapsamında pilot kurum seçilmiş ve bu kapsamda okulumuzda bu yıl

Elektrik-Elektronik Teknoloji Alanı açılmıştır.

Okulumuzun 17873 m2 açık alanı, 8972 m2 kapalı alanı, üç ana binası ve çok amaçlı

salonu, 27 dersliği, 2 Bilgisayar, 3 (Fizik, Kimya, Biyoloji) laboratuvarı, 27 atölyesi, 3

resimhanesi, 1 kütüphanesi, 1 rehberlik servisi, 1 kantini ve 9 yönetim odası

bulunmaktadır.

Maçka Endüstri Meslek Lisesi Ağaç İşleri bölüm şefi Gündoğdu ÖZKAN 1982-1983

Öğretim yılında okulumuz kurucu müdürü olarak göreve başlamış, 1995 yılında

okulumuzdaki görevinden ayrılarak Küçükyalı Endüstri Meslek Lisesi kurucu müdürlüğüne

atanmıştır.

Erdemli Çok Programlı Lisesi Müdürü Mehmet AĞIRSOY 1995 yılında Okulumuza

Müdür olarak atanmıştır.

2006-2007 Eğitim Öğretim yılında Mesut BOZKURT Okul Müdürlüğüne vekalet

etmiştir.

2007-2008 Eğitim Öğretim yılında H. Eyüp GÜLTEK Okul Müdürlüğüne vekalet

etmiştir.

Sonrasında Müdürümüz Mehmet AĞIRSOY görevine başlamıştır.

Page 7: ZEML Okul Dergimiz: Temrin - Mayıs 2013

TEMRİN - eğitim, kültür ve sanat dergisi

Okul Müdürümüzden...

S A Y F A 7

Sayın Meslektaşlarım, Sevgili Öğrenciler, Kıymetli Veliler,

Teknolojide yaşanan hızlı gelişmeler, pazarların küreselleşmesi, iletişimin artması, bilgi alışverişinin ve ulaşımın kolaylaşması, serbest ticaret engellerinin kaldırılması yönündeki gelişmeler, ülkelerin ulusal ekonomilerini etkilemekte ve rekabeti ön plana çıkarmaktadır.

Ülkemizin, dünya ülkeleri arasında rekabet edebilme olanaklarını daha da geliştirerek ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınmamızı belirlenen hedeflere ulaştırabilmemiz için, gençlerimizi; Atatürkçü düşünce sistemini benimsemiş, kültürel değerlerini özümsemiş, bunlara sahip çıkan, değişiklilere uyum sağlayabilen, ekip çalışmasını benimseyen, kendisine ve toplumla barışık, yazılı ve sözlü iletişimin kurabilen, sorumluluk alabilen, çözüm üreten yeterliliklere ve performansa sahip bireyler olarak yetiştirmemiz gerekmektedir.

Cumhuriyetimizin kuruluşundan günümüze kadar mesleki ve teknik öğretim içerisinde önderliğini kabul ettiren , ülkemizin kalkınmasında ve ekonomimizin güçlenmesinde önemli rol oynayan endüstriyel teknik öğretimi, 21. yüzyıl standartlarına ulaştırmak, dünyanın üretim sistemindeki ve bunun dayandığı teknolojideki, değişim ve gelişmelere uyumlu, yüksek nitelikli teknik insan gücü yetiştiren bir yapıya getirmek hedefimizdir.

Bu hedefe ilerlerken; Büyük Önderimiz ATATÜRK’ ün;

“Türk Milletinin en değerli varlığı olan milli birlik, iyi geçinmek, çalışkanlık, duygu ve kabiliyetindeki olgunluğunu, milletimizin varlığının ve yurt erginliğini korumak azim ve kararını ve her türlü tedbir ve araçlarla geliştirmek , devletin temel eğitim vazifesidir.”

“Okullar, genç beyinlere insanlığa hizmeti millet ve memlekete sevgiyi, şerefi, bağımsızlığı öğretir. Bağımsızlık tehlikeye düştüğü zaman onu kurtarmak için takip edilmesi en uygun ve en güvenli yolu belletir.” Sözleri daime rehberimiz olmalıdır.

Meslekî ve teknik öğretim alanında yapılan bütün çalışmalarda, endüstriyel teknik öğretim okul ve kurumları; yöneticisi, öğretmeni, öğrencisi, diğer personeli ve çevresi ile her zaman olduğu gibi, liderlik vasfını korumalı, daima ileriye daha ileriye gitmeli ve güçlenmelidir.

Sevgili Gençler,

Sizler, ülkemiz sanayi ve hizmet sektörünün gereksinim duyduğu alanlarda eğitim ve öğretim görerek, 21. Yüzyılın teknik insan gücü olmayı hedeflemiş. Atatürk Milliyetçiliğine bağlı; kültürel değerlerini benimseyen, koruyan ve geliştiren; demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’nin özgür düşünceli, bilgi ve teknolojiyi üreten, başarmaktan mutluluk duyan, girişimcilik bilinci gelişmiş, iyi yurttaş, iyi insan ve iyi meslek elemanı olarak görmek bizleri, ailelerinizi ve öğretmenlerinizi onurlandıracaktır.

Ümidimiz, güvenimiz ve mutluluğumuz olan sizlere; yeni öğretim yılında da azimle, kararlılıkla, yılmadan ve usanmadan, her gün yeni bilgi ve beceriler kazanmanın verdiği mutlulukla derslerinize çalışacağınıza ve başarılı olacağınıza, inanmakta ve güvenmekteyim.

Değerli Veliler,

Ülkemizin geleceği olan gençlerimizin daha iyi yetişmesi için her zaman olduğu gibi okullarımızın yönetici ve öğretmenleri ile sürekli iletişim kurarak, çocuğun okul ve çevre ilişkilerini yakından takip ederek, eğitimde devlet ve millet bütünleşmesini gerçekleştirerek endüstriyel teknik öğretimin güçlenmesine katkı sağlayacağınıza yürekten inanmaktayım.

Bu duygu ve düşüncülerle; mesleklerin en onurlusu ve hizmetlerin en kutsalını üstlenmiş değerli yönetici ve öğretmenlerimize, sevgili öğrencilerimize, değerli velilerimize, görevli diğer personelimize; sağlık, mutluluk ve başarılar diler, saygı ve sevgilerimi sunarım.

İsmail Tutal

Okul Müdürü

Page 8: ZEML Okul Dergimiz: Temrin - Mayıs 2013
Page 9: ZEML Okul Dergimiz: Temrin - Mayıs 2013

TEMRİN - eğitim, kültür ve sanat dergisi

S A Y F A 9 Öğretmen Kadromuz REHBERLİK ZÜMRESİ BİYOLOJİ ZÜMRESİ ERCAN ŞİMŞİR

ÜMMÜ GÜLSÜN BALCI SEVİM ZENGİN AYDIN KASAP

BURCU BULGU KAYA SELMA ÖZÜPERK MURAT ÇALIŞIR

EDEBİYAT ZÜMRESİ İNGİLİZCE ZÜMRESİ UĞUR GÖVERCİN

HÜLYA BENER CANDAN KAYA NİLAY ESER

PELİN DEVRAN SEDA ONOK ENDÜSTRİYEL OTM. T. ZÜMRESİ

AYBETÜL TUĞÇE ELÇİ ASLI BAŞAK ÖZCAN MİLLETSEVER

SEVİM DORUK NURTEN YÖRÜK ABDULLAH NEYSE

YETER TÜRK ŞENAY ŞENER İSMETGÜRBEY

GÜLŞAH KAPTAN MELEK GÜL EYİGÜN YASİN AKDEMİR

KÜBRA KELEŞ DÜN KÜLTÜRÜ ZÜMRESİ MAKİNA TEK. ZÜMRESİ

ABDURRAHMAN ERİKLİ SİNAN DURUKAN FAZLI KURUM

BERİL GAZİ ESRA SUNA MEHMET NURİ ŞENER

TARİH ZÜMRESİ MÜZİK ZÜMRESİ YUNUS ŞEN

SUNA ŞANLI BEKİR YILDIRIM ONUR TOPALMUSAOĞLU

ÖZLEM İLBAN BEDEN EĞİTİMİ ZÜMRESİ HAKAN SARIKAYA

GÜLDEREN AYDIN İLHAN SEBAHATTİN AKIN ETHEM ARDA

COĞRAFYA ZÜMRESİ YASEMİN ALTUĞ HASAN ÇIRAK

TÜLİN AYVAZ KAMİL BUCAK TAHİR SANCAKLI

HÜLYA BİLGİN BİLİŞİM TEK. ZÜMRESİ BASRİ ŞENBAY

FELSEFE ZÜMRESİ ÖZVERİ USLUER A.CAFER KANGALOĞLU

EMİNE DİLEKÇİ ALPASLAN ÇEKİÇ İBRAHİM SEVER

DİLEK UYGUN BEHİCE GÜLEN ARAS NERMİN SOBA

MATEMATİK ZÜMRESİ CENK KARACAN ÖMER YILDIRIM

KADİR BENER ENGİN DEMİR MEHMET ÖZGÜR

SULTAN ÜNLÜ SERKAN ALBAYRAK ZAFER ÇELİK

NAVİN DENİZ ÖNDER GÖZDE ATEŞ HARUN BAL

MEHTAP YARGI MUHAMMET UÇAR KADİR KARA

SUZAN BİLGİN ELK-ELKTR. TEK. ZÜMRESİ İSMET DAHİL

GÜLSER ELBAS HASAN CEYLAN ALPASLAN YÜCEER

FİZİK ZÜMRESİ HASAN HÜRRİYET ÇEBİ MURAT BAKİ

NERİMAN GÜL ŞENER MEHMET BURUTEKİN METAL TEK. ZÜMRESİ

İSMAİL YILDIZ ZAFER ARAS SÜLEYMAN KOCAGÖZ

CENGİZ TARBAK HARUN AKTAŞ FATİH GÜMÜŞ

KİMYA ZÜMRESİ ÖZCAN SOLMAZ ZİHNİ ÖZÜBEK

HAVVA PARLAK SADİ ÖKSÜZ HASAN DURMUŞ

BERNA YIKILMAZ ONUR İBİŞ ALİ KARAMAN

MEMUR VE HİZMETLİ KADROMUZ

SAYMAN HİZMETLİ SÖZ.HİZMETLİ

TURGUT DAVULCU ALİ GENÇ RAHMİ AKSOY

MEMUR D.YAŞAR HAYKIRAN ÜMİT TAŞ

YUSUF ŞAHİN İSMAİL CANPOLAT

MUHASEBE HÜSEYİN SAĞLAM

RECAİ UZUN HULKETTİN KADIOĞLU

Page 10: ZEML Okul Dergimiz: Temrin - Mayıs 2013

ZEYTİNBURNU TEKNİK VE ENDÜSTRİ MESLEK LİSESİ - MAYIS 2013

S A Y F A 1 0

Okulumuz

A N A D O L U T E K N İ K L İ S E S İ

İlköğretim okulu üzerine öğrenim veren Anadolu Teknik Liselerinin öğrenim süresi 4 yıldır.

Bu okullarda öğrencilere, genel kültür dersleri, yabancı dil dersleri ile birlikte endüstriyel teknik

alanlarda programlar uygulanmaktadır.

Anadolu Teknik Liselerine, merkezi sistemle yapılan belirlenmesinde Seviye tespit puanının

etkili olduğu Orta Öğretim Kurumları Yerleştirme Puanı (OYP) ile öğrenci alınmaktadır.

Endüstriyel Otomasyon alanı 10. sınıfta Elektrik Elektronik Teknolojisi Alanında meslek

eğitimine başlayan öğrencilerimiz 11. sınıfta Mekatronik Endüstriyel Kontrol / Endüstriyel Bakım

Onarım dallarını seçme şansına sahiptir.

Anadolu Teknik Liselerine, merkezi sistemle yapılan belirlenmesinde Seviye tespit puanının

etkili olduğu Orta Öğretim Kurumları Yerleştirme Puanı (OYP) ile öğrenci alınmaktadır.

Anadolu Teknik Lisesi bünyesinde 10. sınıfta Elektrik Elektronik Teknolojisi Alanında meslek

eğitimine başlayan öğrencilerimiz 11. sınıfta Otomasyon Sistemleri ve Elektrikli Ev Aletleri

dallarını seçme şansına sahiptir.

T E K N İ K L İ S E

Teknik Liseye 9. sınıfı doğrudan geçen ve Dil Anlatım, Matematik, Fizik, Kimya dersleri

başarı ortalaması 55 puanın üzerinde olan öğrenciler başvurabilir. Teknik lise eğitimi 4 yıldır.

Teknik Lise Bünyesinde;

* Bilişim Teknolojileri

* Makine Teknolojisi alanları bulunmaktadır.

E N D Ü S T R İ M E S L E K L İ S E S İ

İlköğretim okulu üzerine öğrenim veren Anadolu Teknik Liselerinin öğrenim süresi 4 yıldır.

Bu okullarda öğrencilere, genel kültür dersleri ile birlikte endüstriyel teknik alanlarda programlar

uygulanmaktadır.

Endüstri Meslek Lisesine giriş ilköğretim eğitiminden, sonra Orta Öğretim Geçiş puanı

(OGP) ile gerçekleşmektedir. Endüstri Meslek Lisesinde 9. sınıfta başarılı olan öğrencilerimiz.

Okulumuzda;

* Bilişim Teknolojileri Alanı

* Elektrik Elektronik Teknolojisi Alanı

* Makine Teknolojisi Alanı

* Metal Teknolojisi alanlarında Öğrenim görme şansına sahiptir.

Page 11: ZEML Okul Dergimiz: Temrin - Mayıs 2013

TEMRİN - eğitim, kültür ve sanat dergisi

S A Y F A 1 1

B İ L İ Ş İ M T E K N O L O J İ L E R İ A L A N I

Bilgisayar bilimi; bilgisayar sistemlerinin ve yazılımların tasarlanması, geliştirilmesi ve bakımını içerir. Bilgisayar yazılımları,

bu konuda uzmanlaşmış, donanımlı kişi ve kurumlar tarafından üretilir. Bilgisayarların yaşamımızdaki yeri var oldukça yazılımlar

da önemini koruyacaktır.

Dal Programları:

1. Veri Tabanı Programcılığı

2. Web Programcılığı

E L E K T R İ K - E L E K T R O N İ K T E K N O L O J İ L E R İ A L A N I

Elektrik-elektronik alanındaki ürünler ve kullanılan teknoloji hızla değişmektedir. Dolayısıyla bu alan sürekli gelişen, dinamik

bir yapıya sahiptir. Bu alanda meslekî eğitim almış kişiler rahatlıkla iş bulabilirler. Başta Avrupa Birliği ülkeleri olmak üzere

birçok ülkede kendi branşlarıyla ilgili kariyer yapma imkânına sahiptirler.

Dal Programları:

1. Elektrik Tesisat ve Pano Montörü

2. Elektrikli Ev Aletleri Teknik Servisi

3. Endüstriyel Bakım Onarım

4. Görüntü ve Ses Sistemleri

Alan ve Dallar

Page 12: ZEML Okul Dergimiz: Temrin - Mayıs 2013

ZEYTİNBURNU TEKNİK VE ENDÜSTRİ MESLEK LİSESİ - MAYIS 2013

S A Y F A 1 2

E N D Ü S T R İ Y E L O T O M A S Y O N T E K N O L O J İ S İ A L A N I

Otomasyon; endüstride, yönetimde ve bilimsel işlerde insan aracılığı olmadan işlerin

otomatik olarak yapılmasıdır. Üretimi artırmanın, verimliliği çoğaltmanın kaynağı otomasyondur.

Otomasyon ilerledikçe, endüstriyel üretim de gelişmeye devam edecektir. Endüstrideki

gelişmeler giderek otomasyon sistemleri üzerine yoğunlaşmaya başlamıştır. Bu nedenle

otomasyon alanındaki meslekler geleceğin meslekleridir.

Dal Programları:

1. Mekatronik Sistem

2. Endüstriyel Kontrol

M A K İ N A T E K N O L O J İ S İ A L A N I

Makina teknolojisi; endüstriyel makinelerin tasarımından satış sonrası hizmetlerine kadar

uzanan geniş bir alandır. Bu alanda endüstriyel tasarım, makine ressamlığı, makine imalâtı ve

endüstriyel kalıp üretiminin yanı sıra bu makinelerin bakım-onarımı da yapılmaktadır. Makine

teknolojileri tüm sanayi sektörlerine makine ve cihaz desteği sağlayan önemli alanlardan biridir.

Dal Programları:

1. Bilgisayar Destekli Makine Ressamlığı

2. Bilgisayarlı Makina İmalatı

3. Endüstriyel Kalıp

Alan ve Dallar

Page 13: ZEML Okul Dergimiz: Temrin - Mayıs 2013

TEMRİN - eğitim, kültür ve sanat dergisi

S A Y F A 1 3

M E T A L T E K N O L O J İ S İ A L A N I

Metal teknolojisi; metal ve metal alaşımların sıcak ya da soğuk olarak biçimlendirildiği bir sanayi dalıdır. Bu alanda çeşitli

metaller ısıl işlemlere tabi tutularak kaynak, perçin ya da cıvatayla birleştirilir. Kaynakçılık dalında öğrenim gören bir öğrenci;

elektrik ark kaynağı, oksi gaz kaynağı, elektrikli direnç kaynağı, tig, mig-mag ve toz altı kaynak tekniklerini kullanarak çeşitli

metallerin sökülemeyecek şekilde birleştirmesini yapabilecek niteliğe kavuşmaktadır.

Dal Programları:

1. Kaynakçılık

2. Metal Doğrama

T E S İ S A T T E K N O L O J İ S İ V E İ K L İ M L E N D İ R M E A L A N I

Tesisat teknolojisi ve iklimlendirme alanı; insan hayatı için yaşamsal önem taşıyan suyun şartlandırılmasını ve tüketimini, gıda,

ilaç vb. maddelerin soğukta muhafazasını ve yaşam için sağlıklı, konforlu ortam şartlarının oluşturulmasını amaç edinmiştir.

Günümüzde konfor şartlarının oluşturulmasında standart donanım haline gelmiş ısıtma, havalandırma ve iklimlendirme

cihazları kullanılmaktadır. Bu cihazların üretiminden tutunda, servis hizmetleri ile büyük hacimli binalara iklimlendirme tesislerinin

kurulması ve işletilmesi Tesisat Teknolojisi ve İklimlendirme alanının önemli iş kollarındadır.

1.Soğutma Sistemleri

2.İklimlendirme Sistemleri

Alan ve Dallar

Page 14: ZEML Okul Dergimiz: Temrin - Mayıs 2013

ZEYTİNBURNU TEKNİK VE ENDÜSTRİ MESLEK LİSESİ - MAYIS 2013

S A Y F A 1 4

“Atatürk, Türk

eğitim

felsefesinin

temeline bilimi,

akılı ve fenni

koymuştur. ”

Cumhurbaşkanı

Gazi Mustafa Kemal,

yeni Türk

harflerini halka biz-

zat öğretirken (20

Eylül 1928)

Atatürk ve Eğitim Cumhuriyet dönemini iyi

değerlendirebilmek için Cumhuriyeti

kuran ve onun mimari tasarımını yapan

Atatürk’ün eğitim ile ilgili görüşlerinin

genel bir değerlendirmesini yapmak

yararlı olacaktır.

Atatürk’ün Türk eğitimi ile ilgili görüşleri

dört açıdan değerlendirilebilir (Akyüz

2001).

Türk eğitimi ile gözlem ve tespitleri

Türkiye’nin eğitim hedefleri

Yaptığı eğitim reformları

Türk eğitimindeki uygulamalar.

Atatürk’ün Türk Eğitimi ile İlgili

Gözlem ve Tespitleri

Atatürk’e göre ;

Türk toplumu cahil bırakılmıştır.

Köylü ve halk bilgisizdir. ”Gerçek kurtuluş

istiyorsak her şeyden önce , bütün kuvvetimiz,

bütün süratimizle bilgisizliği yok etmeye

mecburuz.” sözü bu gerçeğin ifadesidir.

Eğitim öğretim programları ve yöntemleri çağ

dışıdır.

Atatürk geleneksel eğitim uygulayan mahalle

mektebinde eğitimini sürdürememiştir. Şemsi

Efendi’nin modern eğitim veren okulunda

eğitimini sürdürebilmiştir. Geleneksel tutumlu

öğretmenleri her fırsatta eleştirmiştir. Geri

kalmışlığın temel nedeni olarak geleneksel

eğitim program ve yöntemlerini görür.

Çocukların üstünde aşırı bir baskı vardır.

Aileler, okullar, yetişkinler ve toplum, çocuğu

susmaya ve sorgusuz boyun eğmeye

zorlamaktadır. Bu şekilde yetişen çocuklar genç

cumhuriyetin özgür vatandaşları olamaz.

Eğitim ulusal değildir.

Eğitim kurumları ulusal bir felsefeye sahip

olmadıklar için, toplumu birleştirmek yerine

bilmektedir. “Terbiyedir ki bir milleti ya hür ya

bağımsız, şanlı, yüksek bir toplum haline getirir

veya bir milleti kölelik ve yoksulluğa terk eder.”

Sözü bu açıdan anlamlıdır.

Tutarlı bir eğitim politikamız yoktur.

“Her bakanlığın bir eğitim politikası var. Bu

yüzden öğretim berbat hale gelmiştir.” sözleri bu

gerçeği ifade eder.

Eğitim mesleki beceri kazandırmaktan

uzaktır.

Geleneksel eğitimi eleştirirken “Eğitimimizin

amacı kendini, hayatı bilmeyen, her konuda

yüzeysel bilgi sahibi, tüketici insan yetiştirmek

olmuştur.” der.

Eğitim fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür

insanlar yetiştirmek yerine güvensiz, pasif

insanlar yetiştirmektedir. (Akyüz)

Atatürk’ün Eğitim Hedefleri

Türkiye Cumhuriyeti’ni koruyacak,

pekiştirecek yeni bir kuşak yetiştirmek

Ulusal bir eğitim sistemi kurmak

Bilime dayalı bir eğitim sistemi kurmak

Laik bir eğitim sistemi kurmak

İşe yarar, üretici insanlar yetiştirmek

Özgür ruhlu, disiplinli, çalışkan insanlar

yetiştirmek

Cehaleti , çağ dışılığı ortadan kaldırmak

Eğitimi bütün ülkeye yaymak

Atatürk’ün Türk Eğitiminde Hayata

Geçirdiği Uygulamalar

Atatürk Türk devlet adamları arasında

eğitime çok önem veren , bu alanda en köklü

değişimleri yapmış bir devlet adamıdır. O “

Benim asıl kişiliğim öğretmenliğimdir.” der.

Kendini milletin öğretmeni olarak görür. Onun

eğitim alanındaki büyük başarısını sağlayan

faktörlerden biri bizzat işin başında olmasıdır.

Tahtanın başına geçip “ Başöğretmen” olarak

öğretmenlik yapmasıdır. “Millî Eğitim Bakanı

olarak milli irfanı yükseltmeye çalışmak en

büyük emelimdir.” der. Gençleri öğretmenlere,

Cumhuriyeti gençlere emanet eden odur.

Öğretmenleri irfan ordusu , gerçek kurtuluşun

önderi olarak selamlar. Öğretmenlere ve eğitime

hiçbir mesleğe ve kuruma olmadığı kadar değer

verir, misyon yükler. Ders verdiği gibi ders

kitapları yazar, yazdırır. Okullar onun için genç

Cumhuriyetin yaratıldığı laboratuvarlardır.

Öğretmenler her fırsattan yararlanarak halka koşmalı, halk ile

beraber olmalı ve halk, öğretmenin çocuğa yalnız alfabe okutan bir

varlıktan ibaret olmayacağını anlamalıdır.

Mustafa Kemal ATATÜRK

Page 15: ZEML Okul Dergimiz: Temrin - Mayıs 2013

TEMRİN - eğitim, kültür ve sanat dergisi

Millî marşlar, milletlerin kahramanlık destanlarıdır.

Bayrağımız ve onun hürriyetini ebedîleştiren İstiklal Marşımız;

milletimizin ruhunu, tarihini, ideallerini aksettiren ölmez

değerlerdendir.

Ülkenin bağımsızlığı ve bütünlüğü için ATATÜRK

önderliğinde mücadele veren TBMM Hükûmeti yeni bir ordu

kurarken bu orduyu ayakta tutacak, ona moral verecek güçleri

de harekete geçirme çabasındadır. Anadolu'da tutuşan

heyecanı koruyacak, vatan sevgisini ve inancı canlı tutacak bir

marşın hazırlanması düşüncesi, işte bu amaçla ortaya

çıkmıştır.

Dönemin Millî Eğitim Bakanlığı da bu düşünceyi

benimseyerek bir yarışma düzenlemiştir. Beğenilen güfte için

500 lira ödül verilecektir. Yarışma için gelen 724 şiir

incelemeye alınmıştır. Bir kurulca bunlar titizlikle incelenip

şiirlerin 6 tanesi ayrılmıştır. Ama hiçbiri beğenilmemiş, marş

olacak değerde bulunmamıştır. O zaman Burdur Milletvekili

olan Mehmet Akif'in para ödülünden rahatsızlık duyduğu için

yarışmaya katılmadığı öğrenilmiştir. Ancak Mehmet Akif, Millî

Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi Tanrıöver'in "Mükâfatı

almazsınız; fakat, iştirak ediniz." ricası üzerine yarışmaya

katılmıştır.

Millî Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi, daha önce seçilen

altı şiirle Mehmet Akif'in şiirini ordu komutanlarına

göndermiştir. Onlardan, şiirlerin askerlere okunması ve

beğenilenlerin sıralanmaları istenmiştir. Komutanlar, kısa

sürede sonucu bildirmişlerdir: Hepsi de Mehmet Akif'in şiirini

birinci sıraya almıştır.

12 Mart 1921 tarihinde TBMM'de yapılan oylama

sonucunda Mehmet Akif'in şiiri, İstiklal Marşı olarak kabul

edilmiştir. Mehmet Akif Ersoy, verilen 500 liralık ödülü "Ben bu

şiiri para için yazmadım." diyerek Türk ordusuna bağışlamıştır.

Mehmet Akif, İstiklal Marşı'nı kitabı Safahat'a niçin

koydurmadığı sorulduğunda "O benim değil, milletimindir."

cevabını vermiştir.

İstiklal Marşı'nın bestelenmesi için yarışma düzenlenmiş,

bu yarışmaya 24 besteci katılmıştır. 1924 yılında Ankara'da

toplanan seçici kurul, Ali Rıfat Çağatay'ın bestesini kabul

etmiştir. Bu beste 1930 yılına kadar çalındıysa da 1930'da

değiştirilerek Cumhurbaşkanlığı Orkestrası Şefi Osman Zeki

Güngör'ün hazırladığı bugünkü beste yürürlüğe konmuştur.

Millî marşımız, milletimizin hiç değişmeyen bağımsızlık

karakterinin yakın çağdaki büyük tezahürü olan ve Mustafa

Kemal ATATÜRK önderliğinde gerçekleştirilen Kurtuluş

Savaşı içinden çıkmıştır. Millî marşımız, Türk milletinin

"medeniyet denilen tek dişi kalmış bir canavar" tarafından yok

edilme niyet ve teşebbüslerine karşı verilmiş bir kavganın

içinden doğmuştur. Onun için adı "İstiklal Marşı”dır.

Mehmet Akif, son günlerinde, hasta yatağında yatarken

kendisine İstiklal Marşı için “Acaba yeniden yazılsa daha iyi

olmaz mı?” diye bir sual sorulmuş. Akif’in şu cevabı, bu marşın

neyin destanı, neyin mahsulü olduğunu anlatacak bir

vecizedir:

“O şiir bir daha yazılamaz, onu ben de yazamam; onu

yazmak için o günleri görmek, o günleri yaşamak lazım. Allah,

bir daha bu millete bir İstiklal Marşı yazdırmasın.”

İstiklal Marşı, Cumhuriyet’in ilanından önce 12 Mart 1921

tarihinde yazılmış olmakla beraber, Cumhuriyet’i müjdelemiş

ve millî marş olarak kabul edildikten sonra da hemen her gün

tekrarlandığı için ATATÜRK ile beraber Cumhuriyet’in

sembolü olmuştur.

İstiklal Marşının Kabulü S A Y F A 1 5

“Bu marş bizim inkılabımızı anlatır. İnkılabımızın ruhunu anlatır. Bunu ne unutmak ne de

unutturmak lazımdır. İstiklal Marşında istiklal davamızı anlatması bakımından büyük manalar

vardır. Benim en beğendiğim yeri de burasıdır:

"Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın hürriyet;

Hakkıdır Hakka tapan milletimin istiklal!"

Mustafa Kemal ATATÜRK

Page 16: ZEML Okul Dergimiz: Temrin - Mayıs 2013

ZEYTİNBURNU TEKNİK VE ENDÜSTRİ MESLEK LİSESİ - MAYIS 2013

S A Y F A 1 6

Çocuk Yaşadığını Öğrenir

Eğer bir çocuk sürekli eleştirilmişse,

"Kınama ve ayıplamayı öğrenir."

Eğer bir çocuk kin ortamında büyümüşse,

"Kavga etmeyi öğrenir."

Eğer bir çocuk alay edilip aşağılanmışsa,

"Sıkılıp utanmayı öğrenir."

Eğer bir çocuk sürekli utanç duygusuyla eğitilmişse,

"Kendini suçlamayı öğrenir."

Eğer bir çocuk hoşgörüyle yetiştirilmişse,

"Sabırlı olmayı öğrenir."

Eğer bir çocuk desteklenip yüreklendirilmişse,

"Kendine güven duymayı öğrenir."

Eğer bir çocuk övülmüş ve beğenilmişse,

"Takdir etmeyi öğrenir."

Eğer bir çocuk hakkına saygı gösterilerek büyütülmüşse,

"Adil olmayı öğrenir."

Eğer bir çocuk güven ortamı içinde yetişmişse,

"İnançlı olmayı öğrenir"

Eğer bir çocuk kabul ve onay görmüşse,

"Kendini sevmeyi öğrenir"

Eğer bir çocuk aile içinde dostluk ve arkadaşlık görmüşse,

"Bu dünyada mutlu olmayı öğrenir"

Dorothy Law Nolte, 1975

Eğitim her şeydir. Şeftali

bir zamanlar acı bir

bademdi; Karnabahar,

üniversite eğitim almış

bir lahanadan başka bir

şey değildir.

(Mark Twain)

Page 17: ZEML Okul Dergimiz: Temrin - Mayıs 2013

TEMRİN - eğitim, kültür ve sanat dergisi

Yenilenebilir Enerji S A Y F A 1 7

Yenilenebilir enerji (kaynakları), sürekli devam eden doğal

süreçlerdeki var olan enerji akışından elde edilen enerjidir.

Bu kaynaklar güneş ışığı, rüzgâr, akan su (hidro güç),

biyolojik süreçler ve jeotermal olarak sıralanabilir.

En genel olarak, yenilenebilir enerji kaynağı; enerji

kaynağından alınan enerjiye eşit oranda veya kaynağın

tükenme hızından daha çabuk bir şekilde kendini

yenileyebilmesi ile tanımlanır. Örneğin, güneşten elde edilen

enerji ile çalışan bir teknoloji bu enerjiyi tüketir, fakat tüketilen

enerji toplam güneş enerjisinin yanında çok küçük kalır. En

genel yenilenebilir enerji şekli güneşten gelendir. Bazı formlar

güneş enerjisini ve rüzgâr gücünü depolar.

Yenilenebilir enerjinin tesisler, hayvanlar ve insanlar

tarafından kalıcı olarak tüketilmesi mümkün değildir. Fosil

yakıtlar, çok uzun bir zaman çizelgesi göz önüne alındığında

teorik olarak yenilenebilir iken, istismar edilerek kullanılması

sonucu yakın gelecekte tamamen tükenme tehlikesi ile karşı

karşıyadır.

İskoçya hükümeti, Nisan ayının başında Dünya'daki tüm

bilim adamlarının, denizden üretilen yeni ve temiz bir enerji

kaynağı yolu bulmak amacıyla, sınırlarını zorlamaları için

tasarlanmış olan bir ödülü duyurdu. Saltire Prize ödülü

İskoçya'ya yerleştirilecek ve denizden elde edilen

yenilenebilir bir enerji teknolojisi üretebilen, kişiye ya da

takıma verilecek olan bu ödül tam 20 milyon dolar değerinde.

Ödülün detayları hakkında hala çalışmalar yapılıyor. Bir fikrin

varsa kafayı çalıştırmanın ve biraz hareketlenmenin tam

sırasıdır.

İskoçya, bu ödülün sonucunda ortaya çıkacak

gelişmelerden yararlanabilme konusunda, oldukça iyi bir

durumda bulunuyor. İskoçya; Avrupa'nın rüzgar enerjisi

gereksinimlerinin yüzde 25'ini karşılayacak, Avrupa'nın gelgit

enerjisi gereksinimlerinin yüzde 25'ini karşılayacak ve

Avrupa'nın dalga enerjisi gereksinimlerinin yüzde 10'unu

karşılayacak büyüklükte bir potansiyele sahiptir. İskoçya'nın

merkezi ile Orkney arasında yapılacak olan Pentland Firth'ü

geliştirmek için planlar hazırlanmaya başlandı bile. Bu proje

tek başına, inanılmaz bir değer olan 10 Gigawatt'lık bir güç

üretimi sağlayacak.

İskoçya'nın bu kadar ciddi bir potansiyeli olmasına

rağmen, sadece 0.27 Megawatt'lık, dalga gücünden enerji

üretimi bulunuyor ve hiçbir gelgit gücünden enerji üretim

sistemi bulunmuyor. Bunun yanında Kore, Dünya'nın en

büyük çaplı gelgit gücünden enerji üretme sistemini kuruyor

ve bu sistemin 2015 yılında faaliyete geçmesi planlanıyor.

Ödülün, İskoçya'nın denizden yenilenebilir enerji üretme

programının başlatılmasına ve 2020 yılında, tüm ülkenin

enerji ihtiyacının, yaklaşık yüzde 50'sini bu kaynaklardan elde

etme hedeflerine ulaşmalarında, yardımcı olması bekleniyor.

“Büyük işler, önemli girişimler ancak ortak çalışma ile sağlanabilir.”

Mustafa Kemal ATATÜRK

Okyanus Enerjisi İçin İlginç Bir

Proje Yapılıyor

Page 18: ZEML Okul Dergimiz: Temrin - Mayıs 2013

ZEYTİNBURNU TEKNİK VE ENDÜSTRİ MESLEK LİSESİ - MAYIS 2013

S A Y F A 1 8

İstanbul Şairleri Yahya Kemal, birçok edebiyat tarihçisi

tarafından “Modern Türk Şiirinin kurucusu

sayılır. Yahya Kemal hem reel hayatının hem

de yazın hayatının bir kısmını İstanbul’a ve

onun güzelliklerine adamıştır. Bunların bazıları

çeşitli Türk müziği makamları dâhilinde

bestelenmiştir. Bunlar arasında en meşhuru

çoğunun ismini “Aziz İstanbul” diye bildiği

fakat orijinal ismi “Bir Başka Tepeden” olan şu

şiiridir.

İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı

Önce hafiften bir rüzgâr esiyor

Yavaş yavaş sallanıyor yapraklar, ağaçlarda.

Uzaklarda, çok uzaklarda,

Sucuların hiç durmayan çıngırakları

İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı

İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı

Kuşlar geçiyor, derken

Yükseklerden, sürü sürü, çığlık çığlık.

Ağlar çekiliyor dalyanlarda

Bir kadının suya değiyor ayakları

İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı

İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı

Serin serin Kapalıçarşı

Cıvıl cıvıl Mahmutpaşa

Güvercin dolu avlular

Çekiç sesleri geliyor doklardan

Güzelim bahar rüzgârında ter kokuları

İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı,

İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı

Başımda eski âlemlerin sarhoşluğu

Los kayıkhaneleriyle bir yalı

Dinmiş lodosların uğultusu içinde

İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı

İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı

Bir yosma geçiyor kaldırımdan

Küfürler, şarkılar, türküler, laf atmalar.

Bir şey düşüyor elinden yere

Bir gül olmalı İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı

İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı

Bir kuş çırpınıyor eteklerinde

Alnın sıcak mı, değil mi, biliyorum

Dudakların ıslak mı, değil mi, biliyorum

Beyaz bir ay doğuyor fıstıkların arkasında

Kalbinin vuruşundan anlıyorum

İstanbul’u dinliyorum.

Birçok şair İstanbul’u anlatmıştır. Nedim

ve Yahya Kemal ise çok iyi anlatmışlardır.

Ama Orhan Veli İstanbul’un ta kendisidir. Kısa

ve “Garip” yaşamına çok şey sığdırmıştır

Orhan Veli. 1941’de yayımladığı “Garip”

başlıklı makaleyle Türk edebiyatında bir çığır

açabilecek kadar görkemli ve bir belediye

çukuruna düşüp ölecek kadar da kötü

talihlidir. Belli ki birçok sevdası olmuştur ama

hiçbiri İstanbul sevdası kadar ağır

basmamıştır. ”İstanbul ile aklınıza ilk gelen

şiir nedir” diye sorulsa hatırı sayılır bir

çoğunluğun aklına gelecek ilk şiir olan

“İstanbul’u Dinliyorum” şiirinin şairidir. Hani

şu meşhur, “İstanbul’u dinliyorum, gözlerim

kapalı” diye başlayıp yine aynı şekilde biten

şu şiirden bahsediyorum:

Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul!

Görmedim gezmediğim, sevmedim hiçbir yer.

Ömrüm oldukça, tahtıma keyfince kuru!

Sade bir semtini sevmek bile bir ömre değer.

Nice revnaklı şehirler görünür dünyada,

Lakin efsunlu güzellikleri sensin yaratan.

Yaşamıştır derim, en hoş ve uzun rüyada,

Sende çok yıl yaşayan, sende ölen, sende yatan.

Page 19: ZEML Okul Dergimiz: Temrin - Mayıs 2013

TEMRİN - eğitim, kültür ve sanat dergisi

S A Y F A 1 9

Can Yücel, 21 Ağustos 1926'da

İstanbul'da doğdu. Eski Millî Eğitim

Bakanı Hasan Ali Yücel’in oğludur. 1943

yılında, yakın dostu ve Ankara Atatürk

Lisesi'nden sınıf arkadaşı Gazi Yaşargil

ile birlikte yurtdışı eğitim bursu

kazandığı halde, babası, dönemin Milli

Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel'in "

Bakan, kendi oğluna torpil yaptı derler"

diyerek karşı çıktı, söylendi. Gazi

Yaşargil, bu bilginin doğru olmadığını,

ikisinin de ailelerinin imkânlarıyla yurt

dışına gittiklerini açıkladı. Ankara ve

Cambridge üniversitelerinde Latince ve

Yunanca okudu. Çeşitli elçiliklerde

çevirmenlik, Londra’da BBC’nin Türkçe

bölümünde spikerlik yaptı. Askerliğini

Kore’de yaptı. 1958’de Türkiye’ye

döndükten sonra bir süre Bodrum ve

Marmaris'te turist rehberi olarak çalıştı.

Ardından bağımsız çevirmen ve şair

olarak yaşamını İstanbul’da sürdürdü.

1956 yılında Güler Yücel ile evlendi. Bu

evlilikten iki kızı (Güzel ve Su) ve bir

oğlu (Hasan) oldu.

12 Ağustos 1999 gecesi ölen şair,

çok sevdiği günebakan çiçekleriyle

uğurlanarak Datça'ya defnedildi.

Öyle sabah uyanır uyanmaz yataktan fırlama

Yarım saat erkene kurulsun saatin

Kedi gibi gerin, ohh ne güzel yine uyandım diye sevin..

Pencereni aç, yağmur da olsa, fırtına da olsa nefes al derin derin

Yüzüne su çarpma, adamakıllı yıka yüzünü serin serin

...Geceden hazır olsun, yarın ne giyeceğin

Ona harcayacağın vakitte bir dilim ekmek kızart

Çek kızarmış ekmek kokusunu içine

Bak güzelim kahvaltının keyfine..

Ayakkabıların boyalı olsun, kokun mis,

Önce sana güzel gelsin aynadaki siluetin

Çık evinden neşeyle, karşına ilk çıkana gülümse, aydınlık bir gün dile

Sonra koş git işine, dünden, önceki günden,

Hatta daha da eskiden yarım ne kadar işin varsa hepsini tamamla,

Ohhh şöyle bir hafifle

Bir güzel kahve ısmarla kendine, seni mutlu eden sesi duymak için alo de

Hiç işin olmasa da öğle üzeri dışarı çık

Yağmur varsa ıslan, güneş varsa ısın, hatta üşü hava soğuksa

Yürü, yürürken sağa sola bak, öylesine değil, görerek bak

Çiçek görürsen kokla, köpek görürsen okşa, çocuk görürsen yanağından

makas al...

Sonra, şöyle bir düşün, kimler sana yol açtı, sen çok darda iken kimler seni ferahlattı,

hani kapını kimsenin çalmadığı günlerde kimler kapını tıklattı?

Ne kadar uzun zamandır aramadın onları değil mi?

Hadi hemen uğrayabilirsen uğra, arayabilirsen ara

Hatırlarını sor, öyle laf olsun diye değil, kucaklar gibi sor..

Bu sadece onların değil, senin de yüreğini ısıtacak, yüzünde güller açtıracak..

Günün güzeldi değil mi?

Akşamın da güzel olsun..

Yemeğin ne olursa olsun, masanda illaki kumaş örtü olsun..

Saklama tabakları, bardakları misafire

Sizden ala misafir mi var bu dünyada

Ailecek kurulun sofraya, öyle acele acele değil, vazife yapar gibi hiç değil,

Şöyle keyfe keyif katar gibi, lezzete lezzet katar gibi, eksik bıraktıklarını tamamlar

gibi tadına var akşamının..

Gece evinde, dostların olsun

Sohbet mezen, kahkahan içkin olsun..

Arkadaşım, hayat bu daha ne olsun?

Ama en önce ve illa ki sağlık olsun!

Can YÜCEL

Öyle sabah uyanır uyanmaz yataktan fırlama

Page 20: ZEML Okul Dergimiz: Temrin - Mayıs 2013

ZEYTİNBURNU TEKNİK VE ENDÜSTRİ MESLEK LİSESİ - MAYIS 2013

S A Y F A 2 0

Neşet Ertaş Kimdir?

Ayaklarının altındaki toprağın renginden, kokusundan haberdar olan, bastıkları yeri az

çok tanıyan, yürekleri hep türkülerle birlikte atanların için Neşet Ertaş, belki de tam bir

“Yaşayan Efsane” ; Meçhul, uzak, esatiri ve sırlarla dolu…

Neşet Ertaş’ı tanımak, asıl onun ruh ve gönül macerasını bilmeyi gerektirir ki burada

hemen karşımıza, Neşet Ertaş’la en rafine üslubuna kavuşan Orta Anadolu Abdal Müziği

geleneğini gelmiş geçmiş en büyük ustalarından olan babası Muharrem Ertaş karşımıza

çıkar. İşte Neşet Ertaş, babası Muharrem Usta ile adeta Anadolu’daki en olgun seviyesine

erişen bu Türkmen /Abdal müzik birikiminin yeni bir yorumcusudur.

Neşet Ertaş’ın sanatı, hayatı ile o kadar iç içe ki çalıp, çığırdığı türkü ve bozlaklarında

bütün bir hayat hikâyesini bulmak mümkün olduğu gibi, hayatına yakından baktığımızda

da o içli türkülerin, acılı bozlakların nerelerden nasıl doğduğunu ipuçlarını elde ederiz

hemen. Onun yokluk, yoksulluk ve acılarla dolu hayatını “Garip” mahlasıyla yazdığı

koşma tarzında usta işi şiirlerle anlattığı ozan yönünü yıllarca kimse fark etmedi bile.

Babasından tevarüs ettiği geleneksel ve anonim türkülerin, bozlakların dışında, sözleri ile,

anonim türkülerdeki erişilmez sadeliği ve estetik seviyeyi yakalayan sayısız türkünün,

bozlağın altına attığı mütevazı imzasını kimselere söylemedi bile.

Neşet Ertaş o büyük yaratıcı yeteneği ile okuduğu her eseri yeni baştan öyle bir

yorumlar, ona öyle bir ruh ve hava verir ki, adeta yeni bir beste ile karşı karşıya

olduğunuzu dahi sanabilirsiniz. Bu durumu, yeteneği, kültürü ve birikimi oldukça sınırlı sığ

ve sıradan sanatçıların yorum adına yaptıkları “dejenerasyon” ile karıştırmamak gerekir.

Çünkü Neşet Ertaş kendisine ait olmayan bir türküyü bile öyle bir okur ve yorumlar ki,

o türkü şekliyle yıllar öncesine ait bir Neşet Ertaş türküsü gibidir artık.

Olağanüstü denilebilecek yeteneği, geleneği hâkimiyeti, gelenekten kopmayan yeniye

bağlılığı, yeni zamanların modern zevk ve eğilimlerini gözeten biri ve uyanık tecessüsü ile

Neşet Ertaş, Hep gündemde kalmış bir sanatçıdır. O, ismi bağlama ile özdeşmiş ve adeta

bu dünyaya türkü söylemek için gelmiş gerçek bir türkü ustası…Türküyü bağlamaya,

bağlamayı türküye bu kadar yakınlaştıran ve yaklaştıran, adeta birbirlerinin içinde-kendisi

ile birlikte-eritip yok eden ikinci bir sanatçı bulmak öyle sanıldığı kadar kolay olmasa

gerek. Neşet Ertaş’ın sanatı; müziğin özünü, ruhunu kavrayan birinin, hiçbir yapmacıklığa

tevessül etmeden, olduğu gibi kendini, kendi özünü ve hissettiklerini saza, söze

dökmesidir.

NEREDESİN SEN

Şu Garip Halimden Bilen İşveli Nazlı,

Gönlüm Hep Seni Arıyor Neredesin Sen.

Tatlı Dillim Güler Yüzlüm Ve Ceylan Gözlüm,

Gönlüm Hep Seni Arıyor Neredesin Sen.

Sinemde Gizli Yaramı Kimse Bilmiyor,

Hiçbir Tabip Şu Yarama Merhem Olmuyor.

Boynu Bükük Bir Garibim Yüzüm Gülmüyor,

Gönlüm Hep Seni Arıyor Neredesin Sen.

Türk Halk Müziği bestecisi, söz yazarı ve

yorumcusu Neşet Ertaş İzmir’de tedavi

gördüğü hastahanede 25 Eylül 2012 günü

74 yaşında hayatını kaybetti.

Page 21: ZEML Okul Dergimiz: Temrin - Mayıs 2013

TEMRİN - eğitim, kültür ve sanat dergisi

S A Y F A 2 1

Dostlar Beni Hatırlasın

Aşık Veysel Ölümünün 40. Yılı

25 Ekim 1894 - 21 Mart 1973. Şarkışla’nın Sivrialan köyünde doğdu. Asıl adı Veysel

Şatıroğlu’dur. 7 yaşında yakalandığı çiçek hastalığından dolayı bir gözünü, daha sonra bir

kaza sonucu, az gören öteki gözünü yitirdi.

Evlerine sürekli olarak gelen aşıklardan dolayı türküyle ve bağlamayla ilgilendiğini gören

babasının aldığı bağlama Veysel’in yaşamına eşlik etti. İlk bağlama derslerini de

babasının arkadaşı Çamşıhılı Ali’den aldı. Yunus, Karacaoğlan, Dertli, Erzurumlu Emrah

gibi aşıklardan etkilendi ve türkülerinde onlarla olan duygu yakınlığını yansıttı.

Önceleri usta malı türküler söyleyen Aşık Veysel, 40 yaşlarına doğru kendi şiirlerine ağırlık

vermeye ve türküleştirmeye başladı. 1931 yılında gerçekleştirilen Aşıklar Bayramında adı

duyulan ve 1933 yılında Atatürk için söylediği bir türküden sonra özellikle Ahmet Kutsi

Tecer’in de yardımıyla giderek tüm Türkiye’de tanınmaya başladı. Bu yıllar aynı zamanda

Veysel’in kendi türkülerini söylemeye yönelmesi anlamında bir geçiş dönemi olarak

sayılabilir. Bu döneme dek köyünden hiç çıkmayan Aşık Veysel bunu izleyen yıllarda

Türkiye’nin birçok yöresini dolaşarak kendi yöresi dışında da insanlara türkülerini aktarma

fırsatı buldu.

1952 yılında İstanbul’da kendisi için büyük bir jübile yapılan Aşık Veysel’e, 1965 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin özel

bir kararıyla aylık bağlandı.

Türkülerinde kendine özgü bir içtenlikle, doğadan insan sevgisine hemen her konuyu işleyen Aşık Veysel, İstanbul

Radyosunun ilk yayınlarında da türkü söyledi. 1941-46 arasında, Aşık Ali İzzet’le birlikte Köy Enstitülerinde halk türküleri ve

bağlama dersleri verdi. Zamanla Veysel ve Ali İzzet’in temsil ettiği bağlama çalma ve türkü söyleme biçimi başlı başına bir tavır

olarak yerleşti.

Önceleri yöresindekiler sonra Türkiye’nin her yerinden aşıklarla karşılaştı, tanıştı. Ölümüne dek de sürekli olarak, yaşlı genç

aşıklar tarafından ziyaret edildi.

Ne gelsemdi, ne giderdim

Günden güne arttı derdim

Garip kalır yerim yurdum

Dostlar beni hatırlasın

Açar solar türlü çiçek

Kimler gülmüş kim gülecek

Murat yalan ölüm gerçek

Dostlar beni hatırlasın

Gün ikindi akşam olur

Gör ki başa neler gelir

Veysel gider adı kalır

Dostlar beni hatırlasın

Ben giderim adım kalır

Dostlar beni hatırlasın.

Düğün olur bayram gelir

Dostlar beni hatırlasın

Can kafeste durmaz uçar

Dünya bir han, konan göçer

Ay dolanır yıllar geçer

Dostlar beni hatırlasın

Can bedenden ayrılacak

Tütmez baca yanmaz ocak

Selam olsun kucak kucak

Dostlar beni hatırlasın

Page 22: ZEML Okul Dergimiz: Temrin - Mayıs 2013

ZEYTİNBURNU TEKNİK VE ENDÜSTRİ MESLEK LİSESİ - MAYIS 2013

S A Y F A 2 2

“Doğrudur, bizler

birer dahi

yaratamayız. Biz

sadece onların

özgür olabilmesi,

güvenli olabilmesi

ve dengeli bir birey

olabilmesi için

sahip olduğu

potansiyeli

kullanmasını

sağlayabiliriz.”

Maria Montessari

Akıllı Adam

Ata’ya Veda Günü

10 Kasım Atamıza Veda Günü. Her 10

Kasım’da içimde bir burukluk olduğunu,

bayrağımıza gururla baktığımda hissederim

çünkü içimde güzel yurdu için savaşan,

yaşamının en güzel çağlarını bu uğurda

harcayan tek gayesi vatanı ilerletmek olan

kahramanın yasını tutuyorum.

Şimdi sana veda etmemi istiyorlar. Nasıl

veda edebilirim sana? Ölmedin ki sen!

Ölmek üzere olan bu vatana halkın önünde,

ordunun önünde liderliğinle güven verdin.

İleri! Komutunla kovdun düşmanı yurdun her

köşesinden. Yetmedi düşmanları arındırıp

koca bir devlet kurdun. Atatürk milletine,

milleti de Atatürk’e güvenmişti. Bu karşılıklı

güven sayesinde olmazlar oldu. Çağdaş

yaşam için devrim üstüne devrimler yapıldı.

İlkokul sıralarında heceledim ilk kez

adını, o gün tanıdım. O gün sevdim seni.

Her gün daha yakından tanıyabilmek için

okudum bir bir eserlerini, şiirlerini. Düşmedi

elimden kolay kolay. Nutuk’u dinledikçe

heyecanla çıkan sesini bir kez daha

anladım. Dünya’da eşi benzeri olmayan bu

insanı, bu devleti, bu vatanı.

Atatürk’e veda edebilir miyim

bilmiyorum? Sanki bazı şeylerin yarım

kaldığının hissine kapılıyorum. Veda için çok

erken gibi geliyor bana. Nasıl veda

edebilirim ki Atatürk’e? Ona olan vefa

borcumuz nasıl ödenir ki? Ulaşmak

istediğimiz hedefler hala onun inkılaplarıyla

onun bize çizdiği yollarla sağlanabilir gibi

geliyor bana. Bu yüzden de veda edemem.

Her iyi insan gibi Atatürk ’de benim için

aramızdan erken ayrıldı. Dostlarımın ve

düşmanlarımın hayran olduğu bir kahramanı

ne mutlu ki bu ülkenin toprakları yetiştirdi.

Ancak öyle bir zamandayız ki ona olan

sadakatimizi ve onun davası için

birlikteliğimizi korumalı Atatürk’ü unutanlara

tekrar Atatürk’ü hatırlatmalıyız. Atatürk’e

veda etmemeliyiz.

Süleyman Murat Görgün ATL-11C

(“Ata’ya Veda” konulu

kompozisyon yarışmasında ilçe

üçüncüsü)

büyük bir hayranlıkla Hoca’yı tebrik

etmiş. Olup bitenden bir şey anlamayan

halk keşişe ne olduğunu sormuş. Keşiş :

- Bu adam gerçekten dünyanın en

akıllı adamı. Yere dünya çizdim, o da

“ortadan ekvator geçer” dedi. Ben

dünyayı dörde böldüm, o da “Dört de

üçü sudur” dedi. Ben “Yerden

buharlaşma sonucunda ne olur” dedim,

o da “Yağmur yağar” dedi.

- Bu sefer halk dönüp hocaya ne

olduğunu sorar. Hoca da:

- Bu adam oburun biri. Yere bir tepsi

baklava çizdi, bende “yarısı benim”

dedim. Daha sonra tepsiyi dörde böldü,

o zaman “Dört te üçü benim” dedim. O

da tepsi altından ateşi hafif almalı dedi.

Bende “Üstünde fındık fıstık eklersek

daha iyi olur” dedim.

Bir keşiş, dünyanın en akıllı adamını

bulmak için diyar diyar geziyormuş. Sıra

Nasreddin Hoca’nın köyüne gelmiş ve

köylülere sormuş:

- Sizin köyün en akıllı adamı kim?

Köylüler:

- Nasreddin hoca.

Bunun üzerine keşiş, köy

meydanında Hoca ile görüşmeye

başlamış. Eline bir çomak almış, yere bir

daire çizmiş. Nasreddin Hoca da,

çomakla daireyi ortadan ikiye bölmüş.

Keşiş bir doğru daha çizerek daireyi

dörde bölmüş, Hoca da dörde

bölünmüş dairenin üç dilimine çarpı

işareti koymuş. Keşiş elleriyle aşağıdan

yukarıya doğru hareket yapmış. Hoca da

yukarıdan aşağıya yapmış ve keşiş

Page 23: ZEML Okul Dergimiz: Temrin - Mayıs 2013

TEMRİN - eğitim, kültür ve sanat dergisi

S A Y F A 2 3

Berat KOCABAŞ 9\B

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı

Şiir Yarışması Okul 1.’si.

Şanlı Gün 29 Ekim’di halkın mutluluğu

Çağdaşlıktı umudu arzusu,

Yenilikti amacı yolu

Cumhuriyetti halkın eli kolu

Neydi o gün kim kurmuştu bu devleti?

Ne içindi çağdaşlık ve mutluluk?

Sebepsiz değildi bu çabalar

Yeni bir devlet içindi bu topluluk.

Halkın sesiydi, gözlerdeki yaşlar,

Mutluluktu akan damla damla yaşlar

Âşıktı vatanı milleti, sevgisi,

Atatürk’tü tüm bu umutların kaynağı.

O’ydu Cumhuriyeti kuran,

Halkıydı onu oylayan

Türkiye’nindi bağımsızlık

Yenilik dolu yarınlarındı umut

Bu gün Cumhuriyet’ti günlerden

Halkın neşesi geliyordu en derinden

Sönmesin parlasın tüm ışıklar bu gün

Atamın bize armağan ettiği gün.

P İ R İ R E İ S K İ M D İ R ?

Pîrî Reis, 1523'deki Rodos seferi sırasında Osmanlı Donanması'na katıldı. 1524'de Mısır seyrinde kılavuzluğunu yaptığı

sadrazam Pargalı Damat İbrahim Paşa'nın takdiri ve desteğini kazanınca, 1525'da gözden geçirdiği Kitab-ı Bahriye'sini

İbrahim Paşa aracılığıyla Kanuni'ye sundu.

Pîrî Reis'in 1526'ya kadar olan yaşamı Kitab-ı Bahriye'den izlenebilir. Pîrî Reis, 1528'de, ilkinden daha içerikli ikinci dünya

haritasını çizdi.

1533 yılında Barbaros Hayrettin Paşa kaptan-ı derya olunca Pîrî Reis de Derya Sancak Beyi (Tümamiral) ünvanı alan Pîrî

Reis, sonraki yıllarda, güney sularında devlet için çalıştı. Barbaros'un 1546'da ölümünün ardından Mısır Kaptanlığı (Hint

Denizleri Kaptanlığı da denilirdi) yaptı.

P İ R İ R E İ S H A R İ T A S I

Piri Reis Haritası günümüze kalan, Amerika kıtasını gösteren en eski haritalardan biridir. Osmanlı amirali Piri Reis

tarafından 1513'te çizilmiş olup, Avrupa ve Afrika'nın batı kıyılarını ve Güney Amerika'nın doğu kıyılarını gösterir.

Aralarında Kristof Kolomb'a ait bir haritanın da bulunduğu yirmi kaynağı bütünleştirerek hazırlanmış, 16. yüzyıl Avrupa

ve Müslüman denizcilerinin coğrafya bilgilerini içeren değerli bir tarihi belgedir.

Piri Reis 1528'de Amerika'yı gösteren ikinci bir harita yapmıştır.

Page 24: ZEML Okul Dergimiz: Temrin - Mayıs 2013

ZEYTİNBURNU TEKNİK VE ENDÜSTRİ MESLEK LİSESİ - MAYIS 2013

S A Y F A 2 4

Çevrede Olumlu İzlenim Yaratacak Beden Dili Özellikleri

Daha İyi İnsan İlişkileri Kurabilmek İçin… 1-Göz ilişkisi: İnsanların

yüzüne bakanlar,

bakmayanlardan daha çok

hoşa gider, insanlarla, onları

rahatsız etmeyecek ölçüde,

ancak mümkün

olduğu kadar çok göz ilişkisini

kurun.

2-Yüz ifadesi: Canlı olun.

Mümkün olduğu kadar sıcak ve

dostça tebessüm edin ve gülün.

Yüzünüz, çevrenize olan ilginizi

yansıtsın. Donuk ve ifadesiz

gözükmekten kaçının.

3-Baş hareketleri:

Karşınızdaki konuşurken sık sık

başınızı hafifçe aşağı yukarı

hareket ettirerek onu

dinlediğinizi ve anladığınızı

hissettirin. Söylenenleri kabul

edip etmemeniz önemli değildir,

sizinle konuşana ”anlaşıldım”

duygusu yaşatın. Başınızı hafif

dik tutun.

4-Jestler: Çok aşırıya

kaçmadan, jestlerinizi kullanın.

Ellerinizi cebinizde tutmaktan

ve kollarınızı kavuşturmaktan,

ellerinizle ağzınızı örtmekten

kaçının. Açık anlaşılır jestleri

tercih edin.

5-Postür (Beden duruşu):

Ayaktaysanız, dik durun.

Oturuyorsanız sandalye ve

koltuğunuzu tam olarak

doldurun ve arkanıza yaslanın.

Birisiyle konuşurken ve birisi

doğrudan sizinle konuşurken

öne eğilin ve ilginizi gösterin.

6-Yakınlık: İnsanlara

daima, onları rahatsız

etmeyecek, mümkün olan en

yakın mesafede durmaya

gayret edin.

7-Yöneliş: Daima

konuştuğunuz veya sizinle

konuşan insana dönük durun.

İkiden fazla insanla bir grup

oluşturuyorsanız, sizin için

önemli olanların dışındakilere

merkezini kapatmayın. Mümkün

olduğu kadar çok kişiye

merkezinizi açık tutun.

8-Bedensel temas:

İnsanları tedirgin etmeden,

mümkün olan her durumda

bedensel teması kullanın.

Özellikle sizden gençlere, aynı

cinsiyetten olanlara, sizden

daha alt statüde olanlarla

bedensel temas kurmak için her

fırsatı değerlendirin.

9-Dış görünüş: Grup

normlarına, toplumsal rol ve

statünüze uygun giyinin.

Giyiminize mümkün olduğunca

renk katın. Kadınlar

erkeklerden daha çok renk

kullanabilir. Saç ve el

bakımınıza özen gösterin.

Kendinize gösterdiğiniz özen,

kendinize verdiğiniz değerin

ifadesidir. Günlük tıraşını

olmamış bir erkek, bıraktığı

olumsuz izlenimle ilgili başka

bir neden aramamalıdır.

10- Konuşmanın sözel

özellikleri: Çok fazla ve çok

hızlı konuşmaktan kaçının. Bir

topluluk içinde dinlediğinize

yaklaşık olarak eşit miktarda

konuşmaya gayret edin.

Sesinizin yüksekliğini ve

tonunu, bulunduğunuz

çevreye göre ayarlayın.

Güneş gibi ol şefkatte, merhamette.

Gece gibi ol ayıpları örtmekte.

Akarsu gibi ol keremde, cömertlikte.

Ölü gibi ol öfkede, asabiyette.

Toprak gibi ol tevazuda, mahviyette.

Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol.

Mevlana Celaleddin Rumi

Page 25: ZEML Okul Dergimiz: Temrin - Mayıs 2013

TEMRİN - eğitim, kültür ve sanat dergisi

Öğretmenim ve Ben

S A Y F A 2 5

2005-2006 Eğitim-öğretim yılında

Vali Cahit Bayar İlköğretim Okulun ’da

İlkokul üçüncü sınıfta yaşadığım ve şu

an bile etkisini üzerimde hissettiğim

bir anımı sizlerle paylaşmak istiyorum.

İlkokula başladığım günden beri

öğretmenim olan Barış Öğretmenim

benim ve tüm arkadaşlarımın

sorunlarıyla ayrı ayrı ilgilenirdi. Şimdi

düşündüğümde ya bana öyle

geliyordu ya da gerçekten öyleydi;

ama öğretmenimin bana karşı daha

ilgili olduğunu hissederdim. Ben

arkadaşlarıyla diyaloğu çok iyi olan bir

öğrenci değildim. Bırakın çok iyi bir

diyaloğu neredeyse konuşmuyordum

arkadaşlarımla. Barış öğretmenim

benim bu çekingenliğimi fark etmiş

olmalı ki teneffüslerde öğretmenim

benimle ilgilenir, benim bu sorunuma

çözüm bulmak için ailemle her daim

iletişim halindeydi. Ailemin, özelliklede

öğretmenimin bu çabaları kısa sürede

olumlu sonuçlar göstermeye başladı.

Teneffüslerde ısrar etmeden

arkadaşlarıyla oyun oynamayan ben

artık kimse ısrar etmeden oyunlara

katılıyor, eğlenceli vakitler

geçiriyordum. Derslerde de kendimi

daha kolay ifade etmeye başlamıştım.

Bu gelişmeler öğretmenimi çok

sevindiriyor, bunu hem sözleriyle dile

getiriyor hem de ben davranışlarından

anlıyordum; fakat bu durum uzun

sürmedi.

Bir akşamüzeri Bağcılar’daki

evimizin sokağında top oynarken top

bir anda yola kaçtı. Ben topu almak

için yola fırladım. Bundan sonra

hatırladığım tek şey üzerime gelen

arabanın farlarının ışıklarıydı.

Gözümü hastanede açtım. Ailemin

anlattığına göre, bir araba bana

çarpmış, ağzım burnum kan içinde

yere yığılmışım. Yardımıma mahalleli

ve arabanın şoförü koşmuş. Şoför

beni arabasının koltuğuna yatırır

yatırmaz hastaneye yetiştirmiş.

Bedenimde gözle görülür olarak sağ

kol kırığı, burnumda ve ağzımda yara

bere vardı. Bunların dışında kazanın

verdiği şokla o günden sonra

konuşamaz olmuştum. Doktorlar

ancak başka bir şokun etkisiyle tekrar

konuşabileceğimi söylemişler. Aradan

geçen bir hafta sonra derslerden geri

kalmamam ve şokun etkisini daha

kolay atlatabilmem için öğretmenimin

isteğiyle ailem beni okula göndermeye

başladı. Öğretmenim yine benimle

yakından ilgileniyor, arkadaşlarım

benimle iletişim kurmaya

çalışıyorlardı. Onlarla konuşmak, bir

şeyler anlatmak istiyordum; ama

yapamıyordum. Bu çaresizlik beni

daha da üzüyordu.

Kazanın üzerinden üç ay

geçmesine rağmen ben hala

konuşamıyordum. Bir gün

öğretmenimiz her sabah olduğu gibi

güler yüzüyle “Günaydın” diyerek

derse başladı. Dersin başlamasının

üzerinden daha 15-20 dakika

geçmemişti ki öğretmenimiz önce

masaya tutundu, ardından sertçe yere

düştü.

Sınıfta önce hiç ses çıkmadı, bir iki

saniye sonra kız arkadaşlarım çığlık

atmaya başladı. Bir süre sonra

herkes, idareci, öğretmen, hizmetli

sınıfa geldi. Öğretmenimin kravatını

çözdüler, kolonya koklattılar, “Kalp

krizi geçiriyor” dediler. Siren sesleriyle

gelen ambulans şoförü sedye ile

taşınırken öğretmenime kekeleyen

sesimle. Öğretmenim ne olur iyi olun,

sizi çok seviyorum .” dedim.

Herkesten önce öğretmenim tanıdı

sesimi.

Öğretmenim kapalı gözlerimin

ardından sızan yaşlarla “ Ah ne güzel!

Allah’ım Murat ta konuştu” dedi.

Ben de öğretmenim gibi

öğrencilerine kol kanat geren bir

öğretmen olup bilgisizliğin karanlığına

ışık tutacağım. Yurdumun

öğrencilerine ışık kaynağı olacağım

diye söz verdim kendime.

Süleyman Murat GÖRGÜN

ATL-11C

Öğretmenim ve Ben

konulu anı yarışmasında

ilçe üçüncüsü

Sultan Alparslan 27 bin aske-

riyle Bizans topraklarında iler-

lerken, keşfe gönderdiği asker-

lerden biri huzuruna gelip te-

laşla:-300 bin kişilik düşman

ordusu bize doğru yakla-

şıyor, der. Alparslan hiç

önemsemeyerek şöyle

der:

-Biz de onlara yaklaşıyo-

ruz.

Grunfeld , çocukken bir profesör-

den keman dersi alıyormuş. Bir

gün profesör;

-Ben senin yaşındayken bu par-

çayı daha iyi çalardım ,

demiş.

-Demek ki sizin profesö-

rünüz benimkinden iyiy-

miş.

Page 26: ZEML Okul Dergimiz: Temrin - Mayıs 2013

ZEYTİNBURNU TEKNİK VE ENDÜSTRİ MESLEK LİSESİ - MAYIS 2013

S A Y F A 2 6

En Çok Neler Unutulur? İsimler

Rakamlar ve tarihler

Zor öğrenilmiş, tam olarak kavranmamış konular

İnançlarımıza ve ön yargılarımıza ters düşen düşünceler

Kısa sürede, zorla öğrenmek zorunda kaldığımız konular

Öğrenmeye çalışmadan, rastgele edindiğimiz bilgiler

Öğrendikten sonra üzerine yeterince düşünmediğimiz konular

Yorgun, hasta, isteksiz ve sıkıntılı anlarımızda öğrenmeye çalıştığımız bilgiler

Uzunca bir süre çalışarak, ara vermeden öğrenilen konular

Anlayamadığımız, bize “anlamsız” gelen konular

Herhangi bir bilgi öğrenildikten sonra 10 dakikalık tekrar bilgiyi bir gün saklar.

24 saat sonra 5 dakikalık ikinci bir tekrar bilgiyi bir hafta saklar.

Bir hafta sonra 5 dakikalık üçüncü bir tekrar bilgiyi bir ay saklar.

Bir ay sonra 5 dakikalık dördüncü bir tekrar bilginin uzun süreli hafızada kalmasını sağlar.

En Az Neler Unutulur? Güzel olaylar, anılar

Yatmadan önce gözden geçirilen konular

Hatırlanması gerektiğine karar verilen konular

Üzerinde sık sık konuşulan, tekrar edilen konular

Kazanılan başarılar

Kişiye anlamlı gelen konular

Sık sık kullanılan bilgiler, zaman zaman gözden geçirilen veya düşünülen konular

Üzerinden iki hafta geçmeden tekrar edilen bilgiler

Her zaman yüksek sesle düşünülen ve konuşulan konular

Kişiyi doğrudan ilgilendiren konular ve olaylar

Page 27: ZEML Okul Dergimiz: Temrin - Mayıs 2013

TEMRİN - eğitim, kültür ve sanat dergisi

S A Y F A 2 7

Page 28: ZEML Okul Dergimiz: Temrin - Mayıs 2013

ZEYTİNBURNU TEKNİK VE ENDÜSTRİ MESLEK LİSESİ - MAYIS 2013

S A Y F A 2 8

Çocukların Özgüvenini Arttırmak İçin Neler Yapılabilir?

Çocuklar Sevgiye Tepki Verirler

Çocuklar sevgiye tepki

verirler. Çocuğunuzun

söylediklerini duymak

istemelisiniz. Çocuğunuzun

duyguları sizinkinden ne

kadar farklı olursa olsun

onun duygularını kabul

etmelisiniz. Duyguların

sürekli değil, geçici

olduğuna inanmalısınız.

Çocuğunuzun ayrı ve farklı

bir birey olduğunu kabul

etmelisiniz. Çocuğunuzun

sorunları olduğunda

yanında olmalı fakat

sorunları kendisi çözmesi

için onu yalnızca

cesaretlendirmelisiniz.

Evet, çocuklarla

iletişimimize engel olan,

konuşmalarımızı yüzeysel

kılan ve gerçek dinlenmeyi

engelleyen tavırlar: emir

vermek, yönlendirmek,

uyarmak, gözdağı vermek,

ahlak dersi vermek, öğüt

vermek ve çözüm önerileri

getirmek, nutuk çekmek.

Olumlu ilgi, çocuğunuzu

mutlu eder, kendine olan

güvenini arttırır. Övme,

teşekkür, iftihar ve

hayranlık gibi olumlu ilgi

gösterilen şekilleri kişinin

moraline gerçek bir katkıda

bulunur.

Olumsuz ilgi ise üzer ve

yenik düşürür. Eleştiri ve

gülünç bulma, hayal

kırıklığı ve güvensizlik kişiyi

üzer ve yıpratır. Çocuklarla

aramıza duvarlar

örmeyelim, köprüler

kuralım.

KENDİNİ VE DUYGULARINI “NE DÜŞÜNÜYORSUN, NASIL HİSSEDİYORSUN” GİBİ SÖZLERLE ANLAMAYA ÇALIŞIN.

ONUN FİKİRLERİNE DEĞER VERDİĞİNİZİ HİSSETTİRİN.

ONUN OLUMLU DAVRANIŞLARINI KESİNLİKLE TAKDİR EDİN.

KONUŞURKEN ONUN YÜZÜNE BAKIN VE CİDDİYE ALINDIĞINI HİSSETTİRİN.

ONUN İÇİN ZAMAN AYIRIN.

AŞIRI ELEŞTİRİCİ OLMAKTAN VE YARGILAYICI OLMAKTAN ÇEKİNİN.

HATALI DAVRANIŞLARINI KONUŞARAK UYARIN VE ONA DOĞRU OLANI ANLATIN.

BAŞKALARININ YANINDA ONU KÜÇÜK DÜŞÜRMEYİN.

BAŞKALARI İLE KIYASLAMAYIN.

KABİLİYETLERİNİ FARKEDİN VE TEŞVİK EDİN.

TOPLULUK İÇERİSİNDE SÖZ ALMASINI TEŞVİK EDİN.

ONUN İÇİN ÖNEMLİ OLAN ŞEYLERE SİZ DE ÖNEM VERİN.

ONUN ÖNEMLİ GÜNLERİNİ UNUTMAYIN. SADECE ONUN İÇİN AYIRDIĞINIZ ZAMANLAR OLSUN.

ONDAN BEKLENTİLERİNİZ ÇOK AŞIRI OLMASIN.

“Gerçek tatlı dil, iyi insanda olur. Yüreği

merhametle, sevgi ile dolu insanın dili de

kendiliğinden tatlılaşır. Bu geçici dünyada gönül

yıkmanın, kalp kırmanın bolluğunu sezecek kadar

olgun bir hayat anlayışına varmalı ki insan, en

küçüğünden en büyüğüne kadar tatlı dille, güler

yüzle seslenebilsin.”

Şevket RADO

Page 29: ZEML Okul Dergimiz: Temrin - Mayıs 2013

TEMRİN - eğitim, kültür ve sanat dergisi

Felsefe ve İnsan S A Y F A 2 9

Uygarlık boyunca, var olma ve farklı

olma çabası içerisinde olmuşuz. Bu

çaba, bizi yalnızlığa itse de yok olmakla

karşı karşıya bıraksa da varlığımızın

yegâne amacı olmuştur.

İlk çağdan günümüze tüm

düşünürler “ Evrende yerimiz ve

amacımız nedir?” sorusuna yanıt

aramışlardır. Bu arayış, insanoğluna

farklı ufuklar açmıştır. Filozoflar farklı

fikirleriyle insanların yaşamında dönüm

noktaları oluşturmuştur. Varlığımızı

sürdürebilmek, diğer varlıklardan

farklılığımızı ortaya koymak açısından

bu farklı fikirler her zaman yol

göstericidir. Yaşadıklarımızın nedenleri,

niçinleri bu fikirlerde saklıdır.

Olaylar gerçekleşir, onlar

hakkındaki düşüncelerimizi ve zihinsel

kavrayışlarımızı sonradan oluştururuz.

Bu “sonradan” oluşacak şey için

felsefeye ihtiyaç duyarız. Çünkü bu

kavrayışlar yeni bir kültür, yeni bir

başlangıç demektir.

İnsanların bir arada yaşamasını

mümkün kılan değerleri

oluşturabilmektir. İyi ve kötüyü

birbirinden ayırabilmektir. Felsefeye

ihtiyaç duymayanlar ise “iyi veya kötü”

üzerinde düşünmeyenlerdir, evrende

tek başına olduğunu sananlardır. Oysa

Gorki’nin dediği gibi: ”Şahsen bana bir

zararı dokunmasa bile hiçbir kötülüğe

göz yummamam gerekir. Çünkü

yeryüzünde yalnız değilim.”

Yeryüzünde yalnız değiliz ve yalnız

kalmamak için, yok olmamak için

felsefeye ihtiyacımız vardır.

Yaşadığımız dünyayı farklı kılmak

zorundayız.

“Hayatın amacının ‘mutlu’ olmak

olduğuna inanmam. Bence hayatın

amacı; yararlı, sorumlu ve şefkatli

olmaktır. En önemlisi fark yaratmaktır;

katkıda bulunmak, bir şeyi temsil

etmek, yaşamış olmakla bir değişim

meydana getirmektir.” Bu sözler, Leo C.

Rosten’e ait sözlerdir. Ama okuyunca

“Bana ne!” diyen , “ Sadece ben mutlu

olayım.” Diyen biri olabilir mi? Tek

başına mutlu olmak; var olmak ve

yaşamı anlamlandırmak için mümkün

müdür?

İnsanoğlunun yalnızlığı yenip birlikte

yaşamayı öğrenmesi felsefe ile

gerçekleşmiştir. Filozoflar fikirleriyle

yaşamımızı renklendirmiş, farklılığımızı

ortaya koymuşlardır. Her bir düşünce

başarının anahtarı olmuş ve doğaya

egemen olmamızı sağlamıştır. Felsefe,

düşüncelerde hoşgörü ve özgürlük

yaratarak bireylerin birbirine önem

vermesini sağlamıştır.

Adler’in dediği gibi , “ Hayatta en

büyük zorlukları yaşayan ve

başkalarına en büyük zararı veren

birey, diğer insanlara ilgi duymayan

bireydir. İnsanlığın bütün başarısızlıkları

bu tür bireylerden kaynaklanır.”

Felsefeyle barışmak ve

kucaklaşmak dileğiyle…

Emine DİLEKÇİ

Felsefe Öğretmeni

Tabloyu inceleyen bir sanat

eleştirmeni Hunt’a döndü:

-“Güzel bir tablo doğrusu, ama

anlamını bir türlü kavrayamadım”

dedi

“Adamın vurduğu kapı hiç

açılmayacak mı ? Ona kapı kolu

çizmeyi unutmuşsunuz da.”

Hunt gülümsedi.

-“Adam sıradan bir kapıya

vurmuyor ki” dedi ve tablosunun

anlamını açıkladı

“Bu kapı insan kalbini simgeliyor.

Ancak içerden açılabildiği için

dışarıdan kol olması gerekmiyor.”

“ O kapı size içerden açılmazsa

giremezsiniz.”

Ömür boyunca sizlere de sağlık,

mutluluk, sevgi kapılarının içerden

açılması dileğiyle…

Dilek UYGUN

Felsefe Öğretmeni

19.yüzyılın büyük İngiliz

ressamlarından William Holman

Hunt’un bir bahçeyi anlatan tablosu

Londra Kraliyet Akademisi’nde

sergileniyordu. Hunt’un “Evrenin

Işığı” adını verdiği bu tabloda gece

elinde fenerle bahçede duran filozof

görünüşlü bir adam vardı. Adam tek

eliyle bir kapıya vuruyor ve içerden

sanki bir yanıt bekliyormuşçasına

duruyordu.

Evrenin Işığı

“Bilgi insanı kuşkudan, iyilik acı çekmekten,

kararlı olmak da korkudan kurtarır.”

KonfüçyÜs

Page 30: ZEML Okul Dergimiz: Temrin - Mayıs 2013

ZEYTİNBURNU TEKNİK VE ENDÜSTRİ MESLEK LİSESİ - MAYIS 2013

S A Y F A 3 0

Başarmak İstiyorsan Bunlara Dikkat Et!

Çalışacağın masa cam kenarından uzak olsun.

Gürültüden, sıcak ve soğuktan etkilenmemiş olursun.

Seni hayal dünyasına götüren poster, resim vb. şeyler bir

seneliğine duvarından sök.

Çalışma masanda yemek yiyip, dergi okuma. O masayı

sadece ders çalışmak için kullan.

Çalışırken kullanacağın bütün malzemeleri yanına al. Zırt

pırt kalkmamış olursun.

"Çalışabileceğin özel bir odam yok" diye hayıflanmak

yerine, evin en sesiz köşesine geç, bir sehpa / masa al ve

hep orada çalış.

Çalışırken, dirsek ve kollarını yaslayabileceğin bir masa

veya sehpa kullan. Sert bir zeminde, sırtını yaslayabilecek

şekilde otur.

Evdeki televizyondan uzak dur. Odanda TV ve bilgisayarın varsa bir an önce onlardan

kurtul.

Telefon her çaldığında sen koşma. Ders çalışırken gelen telefonlara "işim var" veya

"çalışmam gerekiyor" demekten çekinme.

Unutmadan, eğer varsa cep telefonunu da çoktan kapatmışsındır herhalde!

Haftada bir dışarı çıkmak elbet senin de hakkın. Ama dozunu kaçırmadan

arkadaşlarımıza "hayır" demeyi becerebilmeliyiz.

“Kararsızlık ve

gecikme

başarısızlığın

iki önemli

sebebidir.”

Galileo

Birini etkilemek İstiyorsan onu sol

tarafınıza alın.

O bir şeyler anlatırken göz

hareketlerini takip edin.

Anlattıkları üzerinde konuşurken

yukarı doğru bakıyorsa, görsel

ifadeler kullanın veya

anlatacaklarınızı çizin.

Sağa sola doğru bakıyorsa ses

tonunuzu ve sözel ifadelerinizi

öne çıkarın.

Aşağıya doğru bakıyorsa, siz bir

şeyler anlatırken ona dokunun.

“Ne dokunuyorsun?” diyorsa

masadan kalkıp gitmesini

söyleyin.

“Nerede karşılıklı

sevgi ve saygı

varsa, orada gü-

ven ve itaat vardır.

Güven ve itaatin

olduğu yerde di-

siplin, disiplinin

olduğu yerde hu-

zur, huzurun oldu-

ğu yerde başarı

vardır.”

K.ATATÜRK

Page 31: ZEML Okul Dergimiz: Temrin - Mayıs 2013

TEMRİN - eğitim, kültür ve sanat dergisi

S A Y F A 3 1

"yine paltosuz gelmiş, bir de peruk takmış. gelirken yanında

bilgisayarını da getirmiş. pis ve çapaçul bir durumda. safran sarısı

bir yüzü var. kafasının içinde kim bilir ne tilkiler dolaşıyor. vaktinde

üç roman yazan adam bu mu? zaman dünkü başarılı adamdan

geriye kişiliksiz bir virane bırakmış. şimdi bir sanal manyak, tam bir

manyak. saçma sapan amaçlar peşinde koşuyor. Ben insanları

severim ama insanlar ayağını yorgana göre uzatmalı. davul bile

dengi dengine çalar. kim bilir kaç adam böyle sudan sebeplerle

ziyan oldu."

Paragrafta 20 tane ülke adı gizli. Bakalım bulabilecek misiniz?

Page 32: ZEML Okul Dergimiz: Temrin - Mayıs 2013

DÜNYANIN BASKI MERKEZİ

25 YILDIR

BASKISINI YAPIYORUZ

Esatpaşa Mah. Ziyapaşa Cad. No:4 Ege Plaza 34704 Ataşehir / İSTANBULT. +90 216 470 44 70 F. +90 216 472 84 05

www.egebasim.com.tr

DÜNYANIN DÜNYAYA

Page 33: ZEML Okul Dergimiz: Temrin - Mayıs 2013

TEMRİN - eğitim, kültür ve sanat dergisi

Tüm alışkanlıkları değiştirebilmek gibi, verimsiz çalışma alışkanlıklarını da değiştirebilmek olasıdır. Verimli ve

planlı çalışmak için birkaç öneri:

Amaçları belirlemek: Amaç belirlenirken ilgi, yetenek ve ihtiyaçlar dikkate alınmalıdır.

Verimi azaltıcı etkenleri ortadan kaldırmak: Yorgunluk, açlık, uykusuzluk, olumsuz fiziki şartlar ( çok soğuk,

çok sıcak ortam), aşırı heyecan, başka yerde olmayı isteme düşüncesi, dikkati dağıtacak poster, öfke vs. gibi

verimi azaltıcı etkenler ortadan kaldırılmalıdır.

Uygun bir çalışma ortamı hazırlamak: Çalışma yeri iyi belirlenmelidir. Örneğin; masanın konumu,

sandalyenin yüksekliği, ışığın oranı ve geliş yönü, ortalama sıcaklık ve gürültüden uzak olan bir çalışma odası

motivasyon ve dikkati artırmada, başarı kazanmada önemli bir rol oynar. Ders çalışırken mutlaka masa başında

oturulmalıdır. Çalışma sandalyesi çok rahat ya da rahatsız edici olmamalıdır. Mümkün olduğunca her gün aynı

mekânda ders çalışılmalıdır. Bu, öğrencinin ders çalışırken dikkatini ve konsantrasyonunu artırmasına yardımcı

olur.

Aralıklı tekrarlar yaparak unutmayı önlemek: Aynı konunun çeşitli aralıklarla tekrarlanması o konunun tam

olarak öğrenilmesini sağlar.

Planlı çalışmak: Günün hangi saatlerinde çalışılacağı belirlenmeli, günün erken ve verimli saatleri ders

çalışmak için tercih edilmelidir.

Zamanı verimli kullanmak: 35 – 40 dakika çalıştıktan sonra mutlaka 10 dakika ara verilmeli. Ancak zaman

içinde bunun yavaş yavaş artırılması önerilmektedir. Yapılamayacak kadar çok konu bir güne yüklenmemelidir.

Çalışmakta zorluk yaşanan konularda, konuyu bir günde çalışmak yerine parçalara bölerek zamana yaymak

daha verimli olacaktır.

Derslerle sosyal etkinlikler arasında mantıklı ve dengeli bir ayarlama yapmak: ‘Verimli çalışma’

programı içinde dinlenmeye, eğlenmeye, aile ve sevilen kişilere zaman ayırmaya, hobilere daima yer vardır.

Kararlı olmak: Yapılan plana uyma konusunda kararlı olunmaya çalışılmalıdır. Hangi derse nereden nasıl

başlanacağı bilinmediği ya da çalışmaya başlamak için karar verilmediği takdirde, kararsızlık ve karışıklık

durumları yaşanacaktır. İşe, öncelikler belirlenerek başlanmalıdır.

Derse aktif katılmak: Derse aktif katılarak önemli noktaları not etmek, unutmayı azaltmaktadır.

Dikkati uyanık tutmak: Çalışma odasında veya çalışma masasının görüş alanında; bilgisayar, televizyon,

telefon, resim, yiyecek vb. dikkati dağıtabilecek unsurlar bulundurulmamaya özen gösterilmelidir.

VERİMLİ VE PLANLI DERS ÇALIŞMA YOLLARI NELERDİR?

x

S A Y F A 3 3

Page 34: ZEML Okul Dergimiz: Temrin - Mayıs 2013

ZEYTİNBURNU TEKNİK VE ENDÜSTRİ MESLEK LİSESİ - MAYIS 2013

S A Y F A 3 4

Mucize Yiyecekler Bağışıklık sistemini

güçlendirmenin en

önemli yolunun

sağlıklı

beslenmeden

geçtiği bilinen bir

gerçek…

Uzmanlar, sağlıklı

beslenmek için sofralardan

eksik edilmemesi gereken

en önemli 10 besin

maddelerini şöyle açıklıyor.

K A L B İ N E N İ Y İ

D O S T U , B A D E M

Badem tam bir

magnezyum, demir,

kalsiyum, lif ve bazı

kanserlerin gelişmesini ve

kansızlığı önleyen,

vücudun enerji üretiminde

önemli rol oynayan ve doku

onarımına yardım eden

riboflavin içermektedir.

Bademin bir porsiyonunda

(23 adet) 75 miligram

kalsiyum bulunuyor. Ayrıca,

yine bir porsiyon badem,

günlük alınması tavsiye

edilen E vitamini ihtiyacının

yarısını karşılıyor. Tüm

kuruyemişler gibi badem en

iyi bitkisel protein

kaynaklarından biri ve

kalbin “en iyi dostu”.

K A N S E R İ N

D Ü Ş M A N I , E L M A

Elma, vücuda prostat,

kolon ve akciğer kanser

hücrelerini büyük oranda

öldüren moleküler

parçacıklar salan ve bu

sayede kanserin vücutta

ilerlemesine de

engel olan pektin

maddesinin

“mükemmel”

kaynağı olarak

gösteriliyor.

Elmada kandaki

kolesterol ve

glikoz düzeyini

düşüren lifler

bulunuyor.

Taze elma aynı zamanda

çok iyi C vitamini kaynağı

ve hücreleri koruyan bir

antioksidan. Ayrıca bağ

dokusunu, damarları

korumaya ve demir

emilimini sağlamaya

yardımcı oluyor.

K U V V E T L İ

A N T İ O K S İ D A N V E

V İ T A M İ N Z E N G İ N İ

B R O K O L İ

Brokoli, iyi birer

kalsiyum, potasyum, folik

asit ve lif kaynağı olmasının

yanında kalp hastalığı,

diyabet ve bazı kanser

türleri gibi kronik

hastalıkların önlenmesine

yardımcı olan fitonütrienler

içeriyor.

A ve C vitamini içeren

brokoli, ayrıca hücre

koruyucu antioksidanlar

ihtiva ediyor.

S A Ğ L I K L I

Y A Ş L A N M A İ Ç İ N

Y A B A N M E R S İ N İ

Kızılcık gibi yaban

mersinindeki fitonütrienler

idrar yolu enfeksiyonları

önlemeye yardımcı oluyor.

Yaban mersini hafızayı

güçlendirmeye yardımcı

olurken, sağlıklı yaşlanma

için vazgeçilmez bir besin

olarak gösteriliyor.

Yaban mersini ayrıca düşük

kalorili lif ve vitamin

kaynağı. 84 kalori olan 1

fincan taze yaban mersini

3,6 gram lif ve 14 miligram

C vitamini içeriyor.

K A L B İ N D O S T U -

K A N S E R İ N

D Ü Ş M A N I ,

M E R C İ M E K

Kırmızı mercimek iyi bir

demir, magnezyum, fosfor,

potasyum, bakır ve merkezi

sinir sistemi sağlığını

korumakta önemli bir rol

oynayan thiamin (B1

vitamini) kaynağı.

Düşük kalori ve yağ içeren,

protein ve lif kaynağı olan

kırmızı mercimek, aynı

zamanda kalp hastalığı ve

kanser gibi kronik

hastalıkları önleyen

fitonütrien içeriyor.

M Ü K E M M E L B İ R

P R O T E İ N V E

O M E G A - 3

K A Y N A Ğ I , S O M O N

Somon kalp krizini

önleyen Omega-3 yağ

asitleri açısından

mükemmel bir kaynak.

Page 35: ZEML Okul Dergimiz: Temrin - Mayıs 2013

TEMRİN - eğitim, kültür ve sanat dergisi

S A Y F A 3 5

-sarı renginin yüksek

antioksidan ve beta karoten

seviyesini gösterdiği bildirildi.

Patatesteki A vitaminin yapı

taşı olan beta karoten,

yaşlanmayı yavaşlatıyor, bazı

kanser risklerini önlüyor. İyi bir

lif kaynağı olan patates, B6, C

ve E vitaminleriyle folik asit ve

potasyum ihtiva ediyor.

Tüm sebzeler gibi tatlı patates

de düşük yağ oranı ve

kalorisiyle beslenme

programının “olmazsa olmazı”

şeklinde gösteriliyor. Küçük bir

tatlı patateste sadece 54 kalori

bulunuyor.

K A L P K R İ Z İ N E

K A R Ş I S E B Z E S U L A R I

Sebze suyu en çok vitamin,

mineral ve besin değerleri

açısından sebzede bulunan

tüm yararlı bileşenleri içeriyor

ve sebzeleri beslenme

programına dahil etmenin

oldukça kolay yolunu sunuyor.

Domates suyu ve domates

içeren sebze suları iyi bir

likopen kaynağı. Kalp krizi,

prostat başta olmak üzere bazı

kanser türlerinin riskini azaltan

antioksidanlar içeriyor.

Başta hazır satılan domates

suları olmak üzere bazı hazır

sebze suları çok yüksek oranda

sodyum içerebiliyor, dolayısıyla

düşük sodyum çeşitlerinin

seçilmesi öneriliyor.

B U Ğ D A Y T O H U M U

B E Y N E , C İ L D E V E

S İ N D İ R İ M E İ Y İ

G E L İ Y O R

Çok önemli bir tahıl çeşidi

olan buğdayın çok küçük bir

parçası bile vitamin B-3 olarak

da bilen ve yağ, protein ve

karbonhidratların enerjiye

dönüştürülmesinde rol

oynayan, beyin fonksiyonları,

sağlıklı cildin korunması ve

sindirim sistemi için önemli bir

vitamin olan niasin zengini

olarak tanımlanıyor.

Bu besin maddesi aynı

zamanda bazı kanserlerin

gelişmesini ve kansızlığı

önleyen, vücudun enerji

üretiminde önemli rol oynayan

ve doku onarımına yardım eden

riboflavin, E vitamini, folik asit,

magnezyum, fosfor, potasyum,

demir ve çinko açısından çok

konsantre bir kaynak olarak

gösteriliyor.

Buğday tohumu protein, lif ve

bazı yağlar da içeriyor.

I S P A N A K

B A Ğ I Ş I K L I Ğ I

G Ü Ç L E N D İ R İ Y O R ,

S A Ç L A R I V E C İ L D İ

G Ü Z E L L E Ş T İ R İ Y O R

Ispanak yüksek oranda

vitamin A ve C ve folik asit

içeriyor. Vücudun enerji

üretiminde önemli rol oynayan

ve doku onarımına yardım eden

bir vitamin olan riboflavin

içermesinin yanı sıra, aynı

zamanda B-6 vitamini,

kalsiyum, demir ve magnezyum

açısından iyi bir kaynak.

İçeriğindeki bileşikler bağışıklık

sistemini güçlendirirken, sağlıklı

saç ve cilt için de yardımcı

oluyor.

K A N S E R V E

Y A Ş L A N M A K A R Ş I T I ,

T A T L I P A T A T E S

Tatlı patatesin koyu turuncu

“Bağışıklık

sistemini

güçlendirmenin

en önemli

yolunun sağlıklı

beslenmeden

geçtiği bilinen

bir gerçek…”

İSRAF NASIL ÖNLENİR?

İsrafı önleme yolunda tüketicilere bazı öneriler;

- İhtiyaçtan fazla ekmek alınmamalı

- Ekmek poşette saklanmalı

- Uzun süre saklanacaksa derin dondurucuda saklanmalı

- Dilimlenerek tüketilmeli

- Kuruyan ekmekler su buharında yumuşatılarak tüketilmeli

- Bayat ekmekler yemek, pasta ve tatlı yapımında kullanılmalı

Page 36: ZEML Okul Dergimiz: Temrin - Mayıs 2013

ZEYTİNBURNU TEKNİK VE ENDÜSTRİ MESLEK LİSESİ - MAYIS 2013

S A Y F A 3 6

Mavi Plastik Kapak Topluyoruz.

“Sağlığımız,

çevremiz,

ülkemiz için:

Hep Birlikte!

Bitkisel Atık Yağlar B İ T K İ S E L A T I K

Y A Ğ L A R I N

Z A R A R L A R I

N E L E R D İ R ?

Son zamanlarda

ülkemizde yağda kızartılmış

patates ve diğer yiyeceklerin

kullanımında önemli artışlar

olmuştur. Bu artışın sonucu

kullanılmış bitkisel yağ atıkları

da artmıştır.

1 litre atık yağ, 1 milyon litre suyu

kullanılamaz, 5 milyon litre suyu içilemez

duruma getirir.

Atık yağlar, suya, kanalizasyona döküldüğü

zaman su yüzeyini kaplar, su sistemine zarar

verir, havadan suya oksijen transferini önler,

zamanla suda bozunarak sudaki oksijenin

tükenmesini hızlandırır. Atık su arıtma tesisinin

işletme maliyetini artırır. Atık su kanal

borularına yapışarak boru kesitinin daralmasına

ve tıkanmasına neden olur. Kullanılmış bitkisel

yağlar atık su kirliliğinin %25 ini oluşturmaktadır.

Bitkisel atık yağlar ekotoksik özelliğe

sahiptir; denize, akarsuya ve göle ulaşan atık

yağlar, kuşlara, balıklara ve diğer canlı türlerine

zarar vermektedir. Yukarıda sıralanan

olumsuzluklardan dolayı gelişmiş ülkelerde ve

ülkemizde kullanılmış bitkisel yağların

kanalizasyona, yüzeysel sulara dökülmesi

yasaktır. Bu tür yağların kanala dökülmesi

önlendiği için gelişmiş ülkelerde atık suların

kirlilik yükü Türkiye’deki evsel atık sulara göre

daha düşüktür.

B İ T K İ S E L A T I K Y A Ğ L A R N E

Y A P I L M A L I D I R ?

1-Kullanılmış kızartmalık yağları diğer

atıklardan ayrı olarak temiz ve ağzı kapaklı bir

kapta biriktiriniz.

2-Kullanılmış kızartmalık yağları, çevrenin

korunması amacıyla kanalizasyona, toprağa,

denize ve benzeri alıcı ortamlara dökmeyiniz.

3-Bu yağları kullanılmış kızartmalık yağ

toplayıcılarına vermeye özen gösteriniz.

B İ T K İ S E L A T I K Y A Ğ L A R I N

G E R İ D Ö N Ü Ş Ü M Ü

Kullanılmış bitkisel atık yağlardan Biyodizel

üretilmektedir. Biyodizel; ayçiçek, soya, kanola,

aspir gibi yağlı tohum bitkilerinden elde edilen

yağların veya hayvansal yağların bir katalizör

eşliğinde kısa zincirli bir alkol ile reaksiyonu

sonucunda açığa çıkan ve yakıt olarak

kullanılan bir üründür. Evsel kızartma yağları ve

hayvansal yağlar da biyodizel hammaddesi

olarak kullanılabilir. Biyodizel doğrudan veya

motorine katılarak kullanılan ve hava kirliliğini

azaltan organik ve çevreci bir yakıttır.

Fosil yakıtların tükeniyor olması ve bu

nedenle petrol fiyatlarının giderek yükselmesi,

biyodizeli alternatif bir yakıt kaynağı yapmıştır.

Ayrıca fosil yakıtların kullanımından doğan

büyük çevre zararları ve bunların telafisi için

yapılan büyük harcamalar çevreci biyodizele

talebi artırmıştır.

Okulumuz Çevre Kulübü öğrencileri yapmış

oldukları “Mavi Kapak Toplama Kampanyası”

sonucunda yaklaşık 500 kg plastik kapak topla-

mışlardır. Toplanılan kapaklar Engelliler Derne-

ği’ne 29.11.2012 tarihinde teslim edilmiştir. Bu

kapaklar karşılığında alınmış olan 2 adet teker-

lekli sandalye, engelli iki vatandaşımıza okulu-

muz Zeytinburnu Endüstri Meslek Lisesi Çevre

Kulübü olarak teslim edilecektir.

Page 37: ZEML Okul Dergimiz: Temrin - Mayıs 2013

TEMRİN - eğitim, kültür ve sanat dergisi

S A Y F A 3 7

İlçemizin Tarihi Mekanları Y E N İ K A P I M E V L E V İ H A N E S İ

Yenikapı Mevlevihanesi, Mevlevî tarikatının

İstanbul'da Galata Mevlevihanesi'nden sonra

faaliyete geçirdiği ikinci dergâhtır. Merkez Efendi

Mahallesi sınırları içinde yer alan mevlevîhane,

tarikatın "Âsitâne" olarak kabul ettiği büyük ölçekli

külliyelerinin başında gelir. Merkez Efendi

Mahallesi'nde Mevlevihane Caddesi üzerinde

bulunan Yenikapı Mevlevihanesi uzun yıllar

Mevlevi tarikatının önemli merkezlerinden biri

olmuştur.

M E R K E Z E F E N D İ T Ü R B E S İ

Avlunun içerisinde türbe duvarına iliştirilmiş

mermer bir levha var. Büyük harflerle, Latin

alfabesiyle ve Türkçe olarak şöyle yazılmış: “Kanuni

Sultan Süleyman ile harbe girmiş gazilerden ve

zamanın en ileri hekimlerinden Musa Muslihiddin

Merkez Efendi, Halvetî tarikatının Sünbülî kolunu

kuran din ve tasavvuf âlimlerinin emsalsizlerinden

Koca Mustafa Paşa Tekkesi Şeyhi Sünbül Sinan

Efendinin Halifesi, büyük mürşidin vefatı ile yerine

şeyh olmuştur.

Page 38: ZEML Okul Dergimiz: Temrin - Mayıs 2013

ZEYTİNBURNU TEKNİK VE ENDÜSTRİ MESLEK LİSESİ - MAYIS 2013

Okulumuz Bilişim Teknolojileri Alanı

12-A şube öğrencisi Selin ŞAHBAZ

Atletizm Koşu yarışmasında Zeytinburnu

ilçe birincisi, İstanbul üçüncüsü olmuştur.

Sportif Başarılar S A Y F A 3 8

Okulumuz Anadolu Teknik Lisesi

Elektrik Elektronik Alanı 10-A şube

öğrencisi Umut USTAHÜSEYİN Okullar

Arası Karate İl Şampiyonluğu

Turnuvasında İstanbul üçüncüsü

olmuştur.

Okulumuz Zeytinburnu Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi Sivil Savunma Kulübünün

17.10.2012 tarihinde düzenlemiş olduğu Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Müdürlüğüne

bağlı ekipler okulumuz bahçesinde “Yangın Söndürme ve Kurtarma Tatbikatı”

yapmışlardır. Okulumuzun tüm öğretmen ve öğrencileri tatbikatı izlemiştir.

Yangın Söndürme Tatbikatı

Bir gün Eflatun , talebelerinden birini kumar oynarken

yakalamış ve şiddetle azarlamış. Talebesi:

-“İyi ama ben çok az bir paraya oynuyordum” diye

itiraz edecek olunca Eflatun cevap vermiş:

-“Ben seni kaybettiğin para için değil kaybettiğin

zaman için azarlıyorum.”

Sokrates ve eşi bir türlü iyi geçinemezlermiş. Bir gün

eşi Sokrates’e verip veriştirmiş, ağzına geleni söylemiş.

Bakmış kocası hiçbir tepki göstermiyor; bir kova suyu

alıp başından aşağı boşaltmış. Sokrates gayet sakin:

-“Bu kadar gök gürültüsünden sonra bir sağanak

zaten bekliyordum” demiş.

Page 39: ZEML Okul Dergimiz: Temrin - Mayıs 2013

TEMRİN - eğitim, kültür ve sanat dergisi

S A Y F A 3 9

“Okulumuz öğrencileri fidan dikimi

etkinliği”

Bizim Ormanımız: Kemerburgaz

Ağaçlandırma Çalışmalarımız

Orman Haftası Etkinlikleri kapsamında okul bahçemizin daha

yaşanır bir hale gelmesi için Kemerburgaz Orman Bölge

Müdürlüğünden alınan fidanlarla öğrencilerimize fidan dikimi

yaptırılıp yeşil bir çevrede yaşamanın gerekliliği anlatılmış ve

doğanın, yeşilin korunması ile ilgili çalışmalar yaptırılmıştır. Bu

kapsamda üç yıldır Kemerburgaz bölgesinde okulumuza tahsis

edilen alanlara çam fidanı dikimi öğretmen ve öğrencilerimiz

tarafından yapılmaktadır.

Bir ulusun uygarlık

seviyesi, üzerinde yaşadığı

toprakların

ağaçlandırmasıyla ölçülür.

Rosevelt

Page 40: ZEML Okul Dergimiz: Temrin - Mayıs 2013

ZEYTİNBURNU TEKNİK VE ENDÜSTRİ MESLEK LİSESİ - MAYIS 2013

S A Y F A 4 0

Yaşanabilir Çevre

Metalik Fikirler

Hijyen ve Cilt Sağlığı T.C. Milli Eğitim Bakanlığı Mesleki ve Teknik Eğitim

Genel Müdürlüğü ve Procter & Gamble Satış ve

Dağıtım Ltd. Şti. arasında imzalanan ve T.C. Milli Eğitim

Bakanlığı, Mesleki ve Teknik Eğitim Genel

Müdürlüğü’nün 08/02/2013 tarih ve

74822907/30.03/95335 yazısı ile de İl Milli Eğitim

Müdürlüklerine duyurulan “Gençlerde Hijyen ve Cilt

Sağlığı Projesi’nin” eğitim uygulaması okulumuzda

tamamlanmıştır.

İSO 9001: 2008’e göre; Türk Plastik Sanayicileri Araştırma, Geliştirme ve Eğitim Vakfı

PAGEV ve Zeytinburnu Endüstri Meslek, Teknik, Anadolu Teknik Lisesi işbirliği ile 20 Aralık

2012 tarihinde düzenlenen, konuşmacı Prof. Dr. Tekin Arda’nın “METALİK

FİKİRLER,İŞLEYEN FİKİRLER IŞILDAR” semineri düzenlenmiştir.

Okulumuz öğrencilerinden oluşan 120 kişilik öğrenci grubuna 16.01.2013 tarihinde 10.45

-12.15 saatleri arasında İstanbul Teknik Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi

Prof. Dr. Orhan KURAL tarafından “Yaşanabilir Çevre İçin Elele” konulu seminer vermiştir.

Page 41: ZEML Okul Dergimiz: Temrin - Mayıs 2013

TEMRİN - eğitim, kültür ve sanat dergisi

Coğrafya Maket Çalışması S A Y F A 4 1

19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı etkinlikleri çerçevesinde Coğrafya Öğretmenleri Tülin AYVAZ ve Hülya

BİLGİN, öğrencilere Türkiye’nin tarihi ve doğal güzelliklerini tanıtırken, aynı zamanda coğrafya derslerindeki yer şekilleri

konusunu öğrencilerin kendi yaratıcılıklarını da katarak daha iyi öğrenmelerini hedeflemişlerdir.

3308 Sayılı Mesleki Eğitim Kanunu, 4857 Sayılı İş Kanununun 85. maddesi ile 27244 Sayılı Resmi Gazetede

yayınlanan; ağır ve tehlikeli işlerde çalıştırılacak işçilerin işindeki verimini yükseltmek ve bunların yeni teknolojilere

ve işlerine uyumunu sağlamak için Plastik Sanayicileri Araştırma Geliştirme ve Eğitim Vakfı PAGEV ile

müdürlüğümüz 26.01.2013 tarihinde PAGEV Protokolü düzenlenmiş ve imzalanmıştır.

Resmi

veya grafi-

ği açıkla-

yan alt

yazı.

PAGEV ile Protokol İmzaladık

Page 42: ZEML Okul Dergimiz: Temrin - Mayıs 2013

ZEYTİNBURNU TEKNİK VE ENDÜSTRİ MESLEK LİSESİ - MAYIS 2013

S A Y F A 4 2

WIN Fuarı

Leonardo Da Vinci Proje Fuarı

Okulumuz Zeytinburnu Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi, İstanbul Valiliğinin 17-18-19 Ekim

2012 tarihinde Feshane’de düzenlemiş olduğu Projeler Fuarına katılmıştır. Okulumuzun

Leonardo da Vinci Projeleri kapsamında hazırladığı ve uyguladığı “Avrupa’da ve Türkiye’de

Ferforje ve Rölyef Sanatı” isimli projeye ait görseller, bize tahsis edilen fuar alanında

sergilenmiştir.

kurabilmektedirler. Geçmiş yıllarda öğrenci

olarak fuara katılan birçok mezunumuzun, bu

yıl düzenlenen fuardaki çeşitli sanayi

kuruluşlarda istihdam edildiklerini ve bu

kuruluşların standlarında firmalarının ürünleri

tanıttıkları gözlemledik. Öğrencilerimiz,

okudukları alanda nasıl geçerli bir mesleki

eğitim aldıklarının farkına vararak, bu alanda

eğitim görmenin gururunu yaşadılar.

Zeytinburnu Teknik ve Endüstri Meslek

Lisesi olarak; öğrencilerimizin, yarınlara daha

güvenle bakabilmeleri amacıyla; gerek yapmış

olduğumuz projeleri sergilemek, gerek

yürüttüğümüz çalışmalar hakkında

paylaşımlarda bulunmak ve gerekse sanayi

kuruluşlarının mesleki eğitim veren okullarla

olan ilişkilerini güçlendirmek amacıyla 21 - 24

Mart 2013 tarihlerinde WIN Fuarı’nda stand

açtık.

Geçtiğimiz yıllarda da okulumuzun

Endüstriyel Otomasyon Alanı bu türdeki

fuarlara katılmış, Elektrik – Elektronik ve

Hidrolik-Pnömatik konularında öğrencilerimizin

ürettikleri özgün proje düşünceleriyle ortaya

çıkarmış oldukları ürünleri sergileme imkânı

bulmuştur.

Öğrencilerimiz, fuarlarda sektördeki son

gelişmeleri öğrenmenin yanı sıra, sanayi

kuruluşlarının sahipleri, iş adamları, teknik

servis yetkilileri ile tanışma imkânı bulmakta,

karşılıklı bilgi alışverişinde bulunarak staj ve

mezuniyet sonrası iş bağlantıları

Page 43: ZEML Okul Dergimiz: Temrin - Mayıs 2013

TEMRİN - eğitim, kültür ve sanat dergisi

S A Y F A 4 3

Okulumuz Tadilat Çalışmaları

Model Uçak

Uzun bir aradan sonra, bu yıl T.H.K. Bakırköy şubesi işbirliği ile okulumuzda model uçak kursları düzenledik. Havacılık Kulübü

rehber öğretmenleri önderliğinde havacılığı seven öğrencilerin katılımıyla Ocak 2013, Mart 2013 aylarında iki tane kurs düzenledik.

Kursa katılarak başarılı olanlara sertifikaları ile birlikte model uçakları teslim edildi. Nisan 2013 kursu halen devam etmektedir.

Amacımız siz değerli gençlere model uçak başlangıç eğitimi vererek, havacılığı sevdirmek, uçma ve uçurma merakı aşılayarak,

konunun öneminin kavranmasını sağlamaktır.

Okulumuzun İstanbul İl Özel İdaresi tarafından tadilat çalışmaları kapsamında öğrenci tuvaletlerinin, spor salonu zemini ve

soyunma odalarının; fayans, sifon ve lavaboları yenilenerek öğrencilerimizin daha temiz bir ortamda eğitim öğretim görmesi

sağlanmıştır. Aynı zamanda okulumuzun A blok ve Spor Salonu dış cepheleri mantolama yapılarak enerji tasarrufu sağlanmıştır.

C Blok dış cephesi bakımı yapılarak boyanmıştır.

Sanatsız kalan bir milletin, hayat damarlarından biri kopmuş demektir.

Mustafa Kemal ATATÜRK

Page 44: ZEML Okul Dergimiz: Temrin - Mayıs 2013

ZEYTİNBURNU TEKNİK VE ENDÜSTRİ MESLEK LİSESİ - MAYIS 2013

S A Y F A 4 4

Madde Kullanımına Hayır

İstanbul Narkotik Suçlarla Mücadele

Şube Müdürlüğü tarafından düzenlenen

'HEDEF SENSİN-MADDE KULLANIMINA

HAYIR' projesi fotoğraf ve afiş tasarım

yarışmasında, Okulumuz Endüstri Mes-

lek Lisesi 9. sınıf öğrencilerinden Mertsev

MERCAN afiş dalında dereceye girerek

İstanbul 3.sü olmuş ve ödülünü Türk Polis

Teşkilatı'nın 168. kuruluş yıldönümü kutla-

maları çerçevesinde 03 Nisan Çarşamba

günü Taksim Cumhuriyet Sanat Galeri-

si'nde açılmış olan Polis Sergisi standında

İstanbul Valisi Hüseyin Avni MUTLU tara-

fından almıştır. Öğrencimizi tebrik eder,

yaratıcılığının ve başarılarının devamını

dileriz.

AB Proje Fuarı Zeytinburnu Teknik Ve

Endüstri Meslek Lisesi,

“Avrupa’da ve Türkiye’de

Ferforje ve Rölyef Sanatı”

isimli projesiyle fuara katıl-

dı. Okulumuza ayrılan

standda, proje yönetim

izleme ekibimizden Özcan

Milletsever ve Candan Ka-

ya fuarı gezmeye gelenlere

okulumuzun proje faaliyet-

leri konusunda bilgiler ver-

diler.

Okulumuz adına düzen-

lenen onur belgesini, okulu-

muz adına proje koordina-

törü Hasan Hürriyet Çebi,

AB Bakanı Egemen Ba-

ğış’tan alırken, öğrencileri-

mizin hazırlamış olduğu AB

Bakanlığı amblemi rölyef

çalışmasını bakanımıza

hediye etti.

Okul müzik grubumuz

da, fuarın açılışında hazır-

lamış olduğu repertuarını

sundu. Projeyi izlemeye

gelenler, ilk önce organi-

zasyonu hazırlayanların

profesyonel bir müzik grubu

getirdiğini düşündü-

ler. Büyük beğeni toplayan

müzik grubumuz, AB Baka-

nı Egemen Bağış’ın salona

girdiği zaman tekrar müzik

yapması için sahneye davet

edildi.

Onur belgemizi, okulumuz adına proje

koordinatörü Hasan Hürriyet Çebi, AB

Bakanı Egemen Bağış’tan alırken...

Zararlı Alışkanlıklardan En Güzel

Korunma Yolu: Hiç Başlamamaktır

Page 45: ZEML Okul Dergimiz: Temrin - Mayıs 2013

TEMRİN - eğitim, kültür ve sanat dergisi

Kepçe

Kepçe gerçek kepçenin

minyatür halidir. Hava ve elekt-

riksel olarak yönlendirilir. Kep-

çenin kolları hava (pnomatik) ile

alt tabanı ve yürüme kısımları

elektriksel hareket eder. Kepçe

kumanda ile yönlendirilir hava

ile kol hareketi elektriksel olarak

motorlarla yönlendirilip ileri geri

sağa sola hareket edebiir.

Asansör gerçek asansörün

minyatür halidir. Elektrik ve akü

ile çalıştırılır. Sistemin tamamı

elektriksel olup LED ile görsel

şekline eklenmiştir. Asansör

PLC yardımı ile yönlendirilir.

Üstündeki buton ve sınır anah-

tarları sayesinde manuel olarak

da kontrol edilebilmektedir.

İpe Tırmanan Robot: Robo-

tumuz ön ve arka kısımlarda iki

adet ve belde bir adet olmak

üzere toplam üç adet servo

motor ile tırmanma hareketini

gerçekleştirecektir. Ön ve arka

kısımlardaki servo motorlar ipi

tutmaya, orta kısımdaki servo

motor ise beli bükerek robotu

ilerletmeyi sağlayacaktır.

Robot Asansör

Öğrencilerimizin Projeleri

İTÜ Robot Olimpiyatları 2013

kapsamındaki yarışmaya okulumuz

Elektrik Elektronik Teknolojisi Alanı

Pano Tesisat Dalı Öğrencimiz Ertuğrul

Nalbantoğlu katılmıştır.

Öğrencimizin projesi siyah zemin

üzerinde beyaz şeridi veya beyaz

zemin üzerinde siyah şeridi takip eden

robot araba. Aracın önüne engel

geldiğinde araç duruyor ve engel

kalktığında yoluna devam ediyor.

İlim ilim bilmektir,

İlim kendin bilmektir,

Sen kendini bilmezsen,

Bu nice okumaktır.

Yunus Emre

Hedefi olmayan gemiye hiçbir rüzgar yardım edemez.

Montaigne

S A Y F A 4 5

Page 46: ZEML Okul Dergimiz: Temrin - Mayıs 2013

ZEYTİNBURNU TEKNİK VE ENDÜSTRİ MESLEK LİSESİ - MAYIS 2013

S A Y F A 4 6

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı

10 Kasım Atatürk’ü Anma

B Ü L T E N

Cumhuriyetimizin kuruluşunun 89. yılı

okulumuzda yapılan tören ve etkinliklerle hafta

boyunca kutlandı. Okulumuz Kültür Edebiyat

Kulübü öğrencilerinin hazırlamış olduğu program

okulumuz bahçesinde; 29 Ekim’de öğrencilerimize

aktarıldı. Okulumuzdaki görevli tüm öğretmen,

personel, öğrencilerimiz ve bazı velilerimiz

törenimizi izledi. Şehitlerimiz için saygı duruşunda

bulunuldu. İstiklal Marşımız söylendi.

Okul müdürümüz İsmail

TUTAL günün anlam ve önemini

belirten konuşmasını yaptıktan

sonra öğrencilerimiz tarafından

Cumhuriyet Bayramı ile ilgili

kompozisyon, şiirler okundu.

Atatürk’ün ebediyete intikalinin 75. yıldönü-Atatürk’ün ebediyete intikalinin 75. yıldönü-

mü okulumuzda düzenlenen programla anıldı.mü okulumuzda düzenlenen programla anıldı.

“Ey yükselen yeni

nesil! istikbal sizsiniz.

Cumhuriyeti biz kurduk,

onu yükseltecek ve

yaşatacak sizsiniz. ”

Mustafa Kemal

ATATÜRK

"İnsanlık tarihi bir-

kaç yüzyılda bir dahi

yetiştirebiliyor. Şu ta-

lihsizliğimize bakınız ki

dünyanın beklediği

son dahi bir anda Tür-

kiye`de çıktı. Hem de

bize karşı.. Elden ne

gelebilirdi?"

David Lloyd George

Page 47: ZEML Okul Dergimiz: Temrin - Mayıs 2013

TEMRİN - eğitim, kültür ve sanat dergisi

12 Mart İstiklal Marşı’nın Kabulü S A Y F A 4 7

İstiklal Marş’ımızın kabulünün 92. yıldönümünü

okulumuzda düzenlenen program ile kutlandı.

Program boyunca İstiklal Marş’ının kabulü ve

Mehmet Akif Ersoy’un hayatı öğrencilere aktarıldı.

“Onu millete hediye ettim; artık o, milletindir.

Benimle alâkası kesilmiştir. Zaten o, milletin eseri,

milletin malıdır. ” Mehmet Akif ERSOY

Çanakkale Zaferi’nin 98. yıldönümü

münasebetiyle hazırlanan 18 Mart Çanakkale

Zaferi ve Şehitleri Anma Programı okulumuz

bahçesinde öğrencilere sunuldu. Ayrıca hafta

boyu okulumuz brifing salonunda rehberlik

derslerinde öğrencilere 18 Mart Çanakkale

Zaferi video ve filmleri izletildi.

18 Mart Çanakkale Zaferi

Page 48: ZEML Okul Dergimiz: Temrin - Mayıs 2013

ZEYTİNBURNU TEKNİK VE ENDÜSTRİ MESLEK LİSESİ - MAYIS 2013

S A Y F A 4 8

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Doğum günümüzdür 23 Nisan

Tükenmiş hayatlarda umut bulan

Can suyuydu, Ülkemize can katan

Kurtuluş yolu 23 Nisan

Sarmıştı dört bir yanımızı düşman

Bir kuşatmanın altındaydı Vatan

Bir kahraman seslendi Samsundan

Atatürk yolu 23 Nisan

Amasya’dan, Erzurum’dan, Sivas’tan

Bir çığlığa dönüştü tüm yürekler volkan

Duydu bu sesi dünya Ankara’dan

Cumhuriyet yolu 23 Nisan

Başladı İnönü’de kutsal isyan

Nasıl geldilerse öyle gitti düşman

Kovuldu il il düşmandan, kurtuldu vatan

Ulusal Egemenliğin yolu 23 Nisan

Ey…çocuklar uyan uyan

Bugün bizlere Mustafa Kemal’den armağan

Cumhuriyetimizi kuran, koruyup kollayan

Bağımsızlık ve özgürlüğün ilk adımı 23 Nisan

Hasan Ceylan

Elektrik Elektronik Tek. Dal Şefi

grup çalışmaları, mizah ve sa-

nat aracılığıyla aktarılmalıdır.

Öğretmenin birden fazla öğren-

ciye hitap etmesi ihtiyacı, farklı

şekillerde düşünebilme beceri-

sini geliştirmesi sebebiyle bir

avantaja dönüşür. Tabii ki dijital

çağda yaşanılacak en büyük

zorluk, bilginin nasıl en etkin

şekilde kullanılacağının bilinme-

sidir.”(H.Gardner)

21. yüzyılda öğrenciler ken-

di konularını öğrenmenin yanın-

da bugünün dünyasında başarı-

lı olabilmek için;

Öğrenme ve İnovasyon Bece-

rileri

A. Yaratıcılık – inovasyon

B. Eleştirel düşünce ve

problem çözme

C. İletişim,

D. İşbirliği yapma,

2. Bilgi, medya ve teknolojiyi

kullanma

3. Yaşam ve kariyer beceri-

lerini de öğrenmek zorundalar.

Temel konuların

(matematik, fen, sanat, dünya

dilleri gibi…) üzerine bu beceri-

lere sahip bireyler yetiştirmek

okulların görevi haline gelmek-

tedir.

Bu amaçla okullarda;

Öğrenme ortamları,

Kişisel ve mesleki gelişim

olanakları,

Program ve öğrenim,

Standartlar ve ölçümlerin

düzenlenmesi gerekmektedir.

EYGEP

“Tüm insanlar zekidir ama

hiçbir insan, aynı zekâ profiline

sahip değildir. Çoklu zekâ kura-

mı birçok alanda olduğu gibi

eğitimde de yararlı oldu. Çoklu

zekâdan çıkarılması gereken

ise bireyselleştirme ve çoğullaş-

tırmadır. Bireyselleştirme, her

çocuğa kendi öğrenme stiline

göre öğretilmeyi öngörürken,

çoğullaştırma önemli konuların

farklı şekillerde öğretilmesini

gerektirir. Karmaşık konular,

sadece sunum yoluyla değil

21. Yüzyılda Öğrenme

Page 49: ZEML Okul Dergimiz: Temrin - Mayıs 2013

TEMRİN - eğitim, kültür ve sanat dergisi

Yaratıcılık ve İnovasyon Becerileri S A Y F A 4 9

İnovasyon kavramı 21. yüzyıl ve öğrenme süreçlerinde sıklıkla kullanılan bir kavram

olmaya başladı. Türkçe çevirisi olmayan kavram yaratıcı düşünerek yeni ürün ve hiz-

metler geliştirmek anlamında kullanılmaktadır. Özellikle bilginin hızlı yayılımı nedeniyle

gelecek nesillerin inovasyon becerisinin yaşam başarısında etkili olacağı düşünülmekte-

dir. Aynı şekilde okul yönetimlerinin de inovasyon becerilerini geliştirerek yönetimde

yaratıcı fikir üretmenin yanı sıra ürün ve hizmetler ortaya koyması beklenmektedir.

Öğrencilere kazandırılması gereken beceriler;

Çok çeşitli yaratıcılık tekniklerini kullanabilmek (beyin fırtınası, tartışma protokolleri…)

Yeni ve değerli fikirler yaratmak (reformist ve radikal olarak)

Kendi fikirlerini ayrıntılandırmak, yeniden düzenlemek ve değerlendirmek.

Yeni fikirleri başkalarıyla birlikte geliştirmek, uygulamak ve paylaşmak.

Yeni ve farklı bakış açılarını kabul etmek; işine gruptakilerin katkısını ve geribildirimini katmak

İşinde yeni fikirleri gerçek dünya koşullarına uyarlamak.

Başarısızlığı, öğrenmenin fırsatı olarak görüp yaratıcılık ve yenilikçiliğin küçük başarılar ve küçük hatalardan

oluşan uzun süreli bir döngü olduğunu anlamak

İnovasyonun gerçekleşeceği alanda, hissedilir ve yararlı katkılar oluşturmak için yaratıcı fikirlerle hareket

etmek

Bir okul müdürü öğrencilerin ve kurumun inovasyon becerilerini geliştirmek için neler yapabilir:

Page 50: ZEML Okul Dergimiz: Temrin - Mayıs 2013

ZEYTİNBURNU TEKNİK VE ENDÜSTRİ MESLEK LİSESİ - MAYIS 2013

S A Y F A 5 0

Dolmabahçe Sarayı Gezisi

Dolmabahçe Sarayı, otuz birinci

Osmanlı Padişahı Sultan Abdülmecid

(1839-1861) tarafından yaptırılmıştır.

İnşasına 13 Haziran 1843 tarihinde

başlanan Saray, çevre duvarlarının

tamamlanması ile birlikte 7 Haziran 1856

tarihinde kullanıma açılmıştır.

Saray'ın ana yapısı; Mâbeyn-i

Hümâyûn (Selâmlık), Muâyede Salonu

(Tören Salonu) ve Harem-i Hümâyûn

adlarını taşıyan üç bölümden oluşur.

Mâbeyn-i Hümâyûn; devletin yönetim

işleri, Harem-i Hümâyûn; Padişah ve

ailesinin özel yaşamı, bu iki bölümün

arasında yer alan Muâyede Salonu ise;

Padişah'ın devlet ileri gelenleriyle

bayramlaşması ve kimi önemli devlet

törenleri için ayrılmıştır.

Ana yapı; denize paralel bölüm boyunca

bodrumla birlikte üç katlıdır. Harem

dairelerinin bulunduğu kara tarafına uzanan

bölümde ise musandıra (tavan arası)

katlarıyla birlikte dört katlı bir yapı özelliği

kazanmaktadır. Biçimde, ayrıntılarda ve

süslemelerde gözlenen belirgin Batı etkileri,

İmparatorluğun son döneminde değişen

estetik değerlerin bir yansımasıdır. Öte

yandan mekân örgütlenmesi, oda ve salon

ilişkileri açısından, geleneksel Türk Evi plan

tipinin çok büyük boyutlarda uygulandığı bir

yapı bütünüdür. Beden duvarları taştan, iç

duvarları tuğladan, döşemeleri ahşaptan

yapılmıştır. Çağın teknolojisine açık olan

saraya, 1910-1912 yıllarında elektrik ve

kalorifer sistemi eklenmiştir. 45.000 m²lik

kullanılır döşeme alanı, 285 odası, 44 salonu

ve 6 hamamı vardır.

Padişah'ın devlet işlerini yürüttüğü

Mâbeyn; işlevi ve görkemiyle Dolmabahçe

Sarayı'nın en önemli bölümüdür. Girişte

karşılaşılan Medhal Salon, üst kat ile

bağlantıyı sağlayan ve protokol özelliği

taşıyan Kristal Merdiven, elçilerin ağırlandığı

Süferâ Salonu ve Padişah'ın huzuruna

çıktıkları Kırmızı Oda; İmparatorluğun

tarihsel görkemini vurgulayacak biçimde

süslenmiş ve döşenmiştir. Üst katta yer alan

Zülvecheyn Salonu; Padişah'ın Mâbeyn'de

kendine özel olarak ayrılmış dairesine bir tür

geçiş mekânı oluşturmaktadır. Bu özel

dairede, padişah için, mermerleri Mısır'dan

getirilmiş görkemli bir hamam, çalışma

odaları ve sultanın günlük yaşantısını

sürdürdüğü yemek ve dinlenme odaları yer

almaktadır. Aynı bölümde bulunan ve Halife

Abdülmecid'in kitaplarından oluşan

kütüphane dikkat çekici mekânlardandır.

Harem ve Mâbeyn bölümleri arasında

yer alan Muâyede Salonu; Dolmabahçe

Sarayı'nın en yüksek ve en görkemli

salonudur. 2000 m²yi aşan alanı, 56 sütunu,

yüksekliği 36 m.yi bulan kubbesi ve bu

kubbeye bağlı yaklaşık 4,5 tonluk İngiliz

yapımı avizesiyle bu salon, Saray’ın diğer

bölümlerinden belirgin bir biçimde

ayrılmaktadır. Salonun avizesi, Sultan

Abdülmecid tarafından İngiltere’den sipariş

verilerek satın alınmıştır.

Page 51: ZEML Okul Dergimiz: Temrin - Mayıs 2013

TEMRİN - eğitim, kültür ve sanat dergisi

S A Y F A 5 1

kurulmasını ferman ile

emir buyurmuştur. Bu

ferman sonrası oluşturulan

misyonun tetkikleri

neticesinde,

Darülaceze’nin

Okmeydanı’nda inşasının

muvafık olacağı ve

inşaatının 72.000 altın

liraya çıkabileceğini arz

etmişlerdir. Darülaceze’nin

Okmeydanı’nda inşasına

başlanması için sunulan

25 Mart 1306 tarihli

ferman, 30 Mart 1306

tarihli Resmî Tebliğ ile

yayımlanarak yürürlüğe

girmiştir.

Sultan II. Abdülhamid

Han, Darülaceze’nin

kuruluş masraflarını

karşılamak üzere olan özel

eşyalarını müzayedeye

çıkarttırarak 7.000 altın lira

gelir sağlamıştır. Bununla

birlikte 10.000 altın lira da

nakit olarak bağış

yapmıştır.

Böylelikle temin edilen

inşaat parasıyla 6 Ekim

1892 tarihinde yirmi bir

koyun kesilerek

Darülaceze’nin temeli

atılmış ve Sultan II.

Abdülhamid Han’ın

cülusunun sene-i devriyesi

olan 19 Ağustos 1895

tarihinde binaların inşaatı

tamamlanarak

fotoğraflardan oluşan

albümle birlikte anahtarları

Sultan Abdülhamid Han’a

teslim edilmiştir.

Darülaceze’nin açılış resmî

küşadı 31 Ocak 1896

tarihinde yapılmıştır.

Demokrasi ve İnsan

Hakları Kulübü olarak

öğrencilerimizle “Bâb-ı

Şefkat” olarak anılan

kapıdan beraber girdik ve

Yaşlılar Haftasında onların

yalnızlığını paylaştık.

Asırlık bir hayır kurumu

olan Darülaceze

Müessesesi şefkat

padişahı Sultan

Abdülhamit Han

zamanında bütün

zorluklara rağmen inşa

edilmiştir. Camisi, kilisesi

ve havrasıyla farklı din, dil,

ırk ve mezhepteki insanlar

burada birlikte yaşar. Bu

nedenle Darülaceze, bir

hoşgörü, merhamet ve

sınırsız sevginin

simgesidir.

Darülaceze’nin kuruluş

süreci 1877 Osmanlı-Rus

Savaşı’na kadar

uzanmaktadır. Bu savaşın

ardından göçler başlamış

ve 1877-1879 arasında

İstanbul’a dört yüz bine

yakın göçmen gelmiştir.

Sokaklarda evsiz, barksız,

hasta, kimsesiz çocuk ve

dilenciler artmıştır.

İstanbul’daki dilencileri,

sokaklarda başıboş gezen

kimsesiz çocukları, cami

avlusunda yatan kimsesiz

aileleri bir araya toplayıp

ıslah ederek sanat sahibi

yapmak, kimsesizlerin son

ömürlerini huzur içinde

geçirtmek maksadıyla

zamanın padişahı Sultan

II. Abdülhamid Han bir

darülaceze (düşkünlerevi)

Darülaceze Gezisi

Gönül kimsesiz

yapamaz sevebileceği

bir dost arar. Taşın

kalbi yoktur ama

onu bile yosun sarar.

Page 52: ZEML Okul Dergimiz: Temrin - Mayıs 2013

ZEYTİNBURNU TEKNİK VE ENDÜSTRİ MESLEK LİSESİ - MAYIS 2013

S A Y F A 5 2

Kardeş Okul: Diyarbakır Gezisi Okulumuz Diyarbakır’ın Eğil

Mesleki ve Teknik Eğitim Merkezi ile

kardeş okul olarak eşleştirilmiştir.

Bu kapsamda Diyarbakır’a 26 Nisan

ile 1 Mayıs tarihleri arasında gezi

düzenlenip kardeş okulumuz ziyaret

edilmiştir.

Gezide Eğil dışında Diyarbakır,

Mardin, Midyat, Hasankeyif,

Batman, Şanlıurfa’yı da ziyaret edip

bu bölgelerde bulunan tarihi,

kültürel ve doğal güzellikleri

öğrencilerimizle gezdik, Bölgenin

tarihi ve coğrafyası hakkında

öğrencilerimize bilgi aktardık.

Zeytinburnu Belediyesinin

yapmış olduğu kitap yardımını

kardeş okulumuzun kütüphanesine

teslim ettik.

Okul aile birliğimizin hazırlamış

olduğu giyim yardımını okul

müdürüne ihtiyacı olan öğrencilere

dağıtılmak üzere verdik.

Demir gibi cahili, altın gibi bilginden daha kıymetli

yapan şey ahlaktır.

Mevlana

Page 53: ZEML Okul Dergimiz: Temrin - Mayıs 2013

TEMRİN - eğitim, kültür ve sanat dergisi

Kardeş Okul: Yunanistan, Bulgaristan Gezisi

S A Y F A 5 3

Kardeş Okul Projesi kapsamında eşleştirildiğimiz;

Yunanistan’ın IEK Paster Selanik Teknik Koleji ve

Bulgaristan’ın Profesör Svetan Lazarov Mekanik Teknik

Lisesi’ne 22 – 27 Kasım tarihleri arasında bir gezi

düzenlemiştir.

13 öğretmen ve 13 öğrenciden oluşan delegasyonumuz,

24 Kasım günü Mustafa Kemal Atatürk’ün Selanik’te doğduğu

eve gitmiş, Öğretmenler Günü kutlamalarını Başöğretmen

Atatürk’ün evinin bahçesinde gerçekleştirmiştir.

Selanik’te bulunan IEK Paster Teknik okulunun daveti

üzerine, bu okulu ziyaret eden delegasyonumuz, okul idarecisi

Tsakiridis Gorgo eşliğindeki müdür yardımcılarından ve bölüm

şeflerinden oluşan bir heyet tarafından karşılandı. Okulun

brifing salonunda, sunum yaparak okullarını, meslek alanlarını

ve eğitim sistemlerini anlattılar.

Yiyecek İçecek Hizmetleri Alanı öğrencilerinin Yunan

mutfağına ait hazırlamış olduğu yemek ikramında bulundular.

Karşılıklı olarak hediyelerin takdim edilmesinden sonra, kardeş

okulumuzun dershane, laboratuar, atölyeleri gezildi.

Öğrencilerin hazırlamış oldukları uygulamalı ders eksersizleri

delegasyonumuzca izlendi.

Okul basketbol takımımız, ev sahibi okulun basketbol

takımı ile bir maç yaptı. Dostluk karşılaşmasını ekibimiz

kaybetti. Takımımız, alçakgönüllülüğü ve centilmenliği ile gerek

rakip takımın gerekse maçı izlemeye gelen seyircilerin büyük

beğenisini topladı.

Bulgaristan’da ise okulumuz rock grubu bir konser verdi.

Müzik konseri, antik Roma’dan kalan anfi-tiyatroda yapıldı

Konserin açılışını Plovdiv Muavin Başkonsolosumuz İmren

Çamlıklı yaptı.

Müzik grubumuz, Türk hafif müziği ve Türk rock

müziklerinin örnek parçalardan oluşturdukları repertuarı

sundular. Salonu dolduran yerli ve yabancı seyirciler

repertuara büyük ilgi gösterdi.

Konserin ardından, okul öğrencilerimizin Türkiye’de iken

hazırlamış oldukları ebru resimleri ile ilgili bir sergi düzenlendi.

Eserleri büyük bir ilgi ile izleyen katılımcılar, bu eserlerin nasıl

yapıklarına ait görsel sunuyu ekranlardan izlediler.

Sanatkar toplumda uzun çalışma ve çabalardan sonra, alnında ışığı ilk hissedilen insandır.

Mustafa Kemal ATATÜRK

Page 54: ZEML Okul Dergimiz: Temrin - Mayıs 2013

ZEYTİNBURNU TEKNİK VE ENDÜSTRİ MESLEK LİSESİ - MAYIS 2013

S A Y F A 5 4

İlkyaz Özel Eğitim Gezisi

3.4.2013 tarihinde

Psikoloji dersinde Zeka

konusu ile ilgili olarak

Zeytinburnu İlkyaz Özel

Eğitim kurumuna

öğrencilerimizle gezi

düzenledik. Otizm haftasına

denk gelen bu gezimizde

hedefimiz öğrencilerimizin

engelli bireylere karşı

duyarlılığını arttırmak ve

sosyal projelere

yönlendirmekti. Gezimiz

sonrasında aynı kurumu

okulumuza davet ederek

futbol maçı organize ettik.

19.4.2013 tarihinde

okulumuza gelen zihinsel

engelli olan grupla yapılan

maç, onların da neleri

başarabileceğini bizlere

gösterdi. Neşeleri,

samimiyetleri, mutlulukları

ve okulumuz öğrencileriyle

kurdukları dostluk hepimizi

umutlandırdı.

Turistlerle İngilizce Pratik

Öğrencilerimizin bu

gezideki izlenimleri

İstanbul’umuzun ilk

yerleşim yerleri, İstanbul

Üniversitesi yerleşkeleri ve

değerli mimarımız Mimar

Sinan’ın yapıları ve türbesi

oldu. Öğrencilerimiz

Süleymaniye’den Haliç ve

Boğazın eşsiz manzarasını

izleme fırsatı buldular, bir

yandan bu münazarayı

seyreden öğrencilerimiz

İngilizce olarak ilk

siparişlerini verdiler.

İsviçreli üç turistle tanışıp

ilk etkileşimi kurdular.

Gezimizin diğer etabında

İstanbul Üniversitesi

yerleşkesinden geçerek

kendilerine okumanın

önemini kavratmak için

sahaflar çarsısıyla

tanıştırdık. Gezimizin en

eğlenceli kısımlarından biri

olarak Sultan Ahmet

meydanına vardığımızda

birçok turistle etkileşime

girerek onlara; nereli

oldukları, isimleri,

meslekleri, İstanbul’u sevip

sevmedikleri, İstanbul’da

kaçıncı kez bulundukları,

İstanbul’un en beğendikleri

yönlerini sorup ve onlara

kültürümüze ait yemek, yer

vb tavsiyelerde bulundular.

Hollanda, Avustralya,

Amerika, Macaristan,

İsviçre’den farklı yaşlarda

ve farklı meslek gruplarında

birçok turistle röportaj

yaptılar. İlk üç röportajda

zorlanan öğrenciler daha

sonraki röportajlarda pratik

konusundaki rahat tavırları

ve özgüvenleri görülmeye

değerdi.

“Etraflıca çalış, doğru

bir şekilde araştır,

dikkatlice düşün,

düşündüklerini gözden

geçir, ciddi ve samimi bir

şekilde uygula.”

Konfüçyüs

Page 55: ZEML Okul Dergimiz: Temrin - Mayıs 2013

TEMRİN - eğitim, kültür ve sanat dergisi

Turistlerle İngilizce Pratik

S A Y F A 5 5

Çanakkale ve Söğüt Gezilerimiz

Kültürel Miraslarımızı Gezerek Öğreniyoruz...

30 Nisan 2013 günü Zeytinburnu Belediyesi’nin düzenlediği

Kültür gezileri ile 100 öğrenci 8 öğretmen eşliğinde

Çanakkale’ye, 50 öğrenci 4 öğretmen eşliğinde ise Bilecik

Söğüt’e gidilmiştir.

Şehitlerimizi anmak ve tarihimizi öğrencilerimize aktarmak için

Çanakkale’de Gelibolu Milli Parkı’na gezi düzenledik.

Birinci Dünya Savaşı Çanakkale Deniz ve Kara

Muharebelerinin yapıldığı yerler Gelibolu Milli Park’ı

içerisindedir. Ayrıca Batık gemiler, toplar, siperler, kaleler ve

burçlardan ve savaşla ilgili yüzlerce başka kalıntıdan oluşan

geniş bir yelpazenin yanı sıra 250.000'i aşan Türk Şehidinin

ve yine 250.000'i aşan Avustralya, Yeni Zelanda, İngiliz ve

Fransız askerlerinin savaş mezarları ve anıtları da ziyaret

etme imkânı bulduk.

Söğüt’te görülebilecek en görkemli tarihi eser olan Ertuğrul Gazi Türbesi’ni ziyaret ettik. Söğüt, Ertuğrul Gazi’ye yurtluk

olarak verilmişti. Ertuğrul Gazi ölümüne kadar burada yaşadı. Daha sonra da Kayı Beyi Osman Gazi’nin mülkü oldu. Osman

Gazi Bilecik’i de alarak Osmanlı beyliğinin bağımsızlığını ilan etti.

Türbe yakınındaki Söğüt Müzesi’nde de Ertuğrul Gazi’ye ait belgeler ve çevreden toplanan etnografik eserleri yerinde

gördük.

Oğul, İnsanlar vardır, şafak vaktinde doğar, akşam

ezanında ölür. Avun oğlum avun. Güçlüsün, kuvvetlisin,

akıllısın, kelamlısın, ama, bunları nerede, nasıl

kullanacağını bilmezsen, öfken ve nefsin bir olup aklını

yener, sabah rüzgarlarında savrulur gidersin. Daima

sabırlı, sebatlı ve iradene sahip olasın. Dünya senin

gözlerinin gördüğü gibi büyük değildir. Bütün

fethedilmemiş sırlar, bilinmeyenler, görülmeyenler ancak

senin fazilet ve gayretinle gün ışığına çıkacaktır. Ananı,

atanı say. Bereket büyüklerle beraberdir. Bu dünyada

inancını kaybedersen, yeşilken çorak olur, çöllere dönersin.

Açık sözlü ol. Her sözü üstüne alma, gördün söyleme,

bildin bilme. Sevdiğin yere sık gidip gelme, kalkar

itibarın, muhabbet olmaz. Üç kişiye acı: Cahiller

arasındaki alime, zenginken fakir düşene, hatırlı iken

itibarını kaybedene. Unutma ki, yüksekte yer tutanlar,

aşağıdakiler kadar emniyette değildir. Haklı olduğun

mücadelenden korkma.

Şeyh Edebali’nin Osman Gazi’ye Vasiyeti

Ben size taarruz emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zamanda yerimizi başka kuvvetler alabilir.

Mustafa Kemal ATATÜRK

Page 56: ZEML Okul Dergimiz: Temrin - Mayıs 2013

S A Y F A 5 6

Mİ- MİZAH

4 tane üniversite öğrencisi, uyanamadıkları için matematik finaline geç kalırlar ve okula gidince

hocaya bindikleri arabanın lastiğinin patladığını söylerler…

Hoca ilk basta inanmaz ama öğrencilerinin yalvarmalarına dayanamayarak, onları 3 gün sonra

sınav yapacağını söyler. Sınav günü gelince hoca, 4 öğrencinin hepsini bos bir salonun ayrı ayrı köşelerine oturtur.

Sınav geçme sistemi şöyledir: 100 üzerinden 50 puan alan herkes sınavı geçebilir… Hocanın hazırladığı sınavda ise ön sayfada

10′ar puanlık 4 tane basit matematik sorusu vardır… Bunları kolayca çözerler. Arka sayfada ise 60 puanlık 1 soru vardır: “Hangi

lastik patladı?”

Hangi Lastik?

Öğretmen: Size verdiğim ödevi hatırladınız mı, neydi bakayım?

Öğrenciler hep bir ağızdan evet derler. Ödevin ne olduğunu söylemek için parmak kaldırırlar.

Dilay: Matematikten denklemlerle ilgili problemler vermiştiniz öğretmenim.

Öğretmen: Herkes ödevini yaptı mı? Açın bakalım defterlerinizi.

Öğretmen tam ödevleri kontrol edecekken Emine parmak kaldırır.

Emine: Öğretmenim size bir şey sorabilir miyim?

Öğretmen: Evet Emine sor bakalım.

Emine: Öğretmenim insan yapmadığı bir şeyden ötürü ceza alır mı hiç?

Öğretmen: Hiç olur mu öyle şey? Elbette ki cezalandırılmaz.

Emine: Tamam o zaman der gülerek ve halinden memnun bir şekilde yerine oturur.

Öğretmen bu arada ödevleri kontrole başlar. Sıra Emine’ye gelince Emine ödevini yapmadığını söyler.

Öğretmen: Neden yapmadın sen ödevini bakayım seni tembel teneke diyerek Emine’yi azarlar. Ve ona sıfır verir.

Emine: Ama öğretmenim hani insan yapmadığı bir şey için cezalandırılmazdı.

Öğretmen: Kızım bu sıfır sana ceza değil ki ödül sayılır. Yanındakiler ( Songül) gülerek oh olsun işareti yaparlar. Emine bozulur.

Ödev

Renkli kişiliği ve düşük not vermesi ile öğrencileri arasında özel bir üne sahip olan öğretmen, sınav yapacağı

gün öğrencilere, önce kâğıt ve kalemlerini hazırlamalarını söyledi, sonra da sandalyesini kaldırıp masanın

üzerine koydu.

Sonra: "Sınav sorumu soruyorum" dedi. "Bu sandalyenin var olmadığını kanıtlayınız."

Sıfırcı öğretmen, sınav kâğıtlarını okuduktan sonra, bu konudaki ününe gölge düşüreceğini bilmesine rağmen, hayatında ilk kez

bir öğrencisine yüz üzerinden yüz vermek zorunda kaldı.

Öğrencinin sınav kâğıdında yalnızca şu iki sözcük yer alıyordu:

- Hangi sandalyenin?

Sınav

Page 57: ZEML Okul Dergimiz: Temrin - Mayıs 2013

S A Y F A 5 7

MİZAH

Düşünmeden öğrenmek

faydasız, öğrenmeden

düşünmek tehlikelidir.

(Konfüçyüs)

2013 1960

Page 58: ZEML Okul Dergimiz: Temrin - Mayıs 2013

ZEYTİNBURNU TEKNİK VE ENDÜSTRİ MESLEK LİSESİ - MAYIS 2013

S A Y F A 5 8

Resmi veya grafiği

açıklayan alt yazı.

Page 59: ZEML Okul Dergimiz: Temrin - Mayıs 2013

TEMRİN - eğitim, kültür ve sanat dergisi

S A Y F A 5 9

Page 60: ZEML Okul Dergimiz: Temrin - Mayıs 2013

ZEYTİNBURNU TEKNİK VE ENDÜSTRİ MESLEK LİSESİ - MAYIS 2013