İ saĞlik bİlİmlerİ enstİtÜsÜ spor bİlİmlerİ...

93
T.C SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SPOR BİLİMLERİ ANABİLİM DALI ORTA ÖĞRETİM KURUMLARINDAKİ ÖĞRENCİLERİN (14-17 YAŞ) SPOR YARALANMA SIKLIKLARI, RİSK FAKTÖRLERİ VE OLUŞUM ŞEKİLLERİNİN İNCELENMESİ. ( BURDUR İLİ ÖRNEĞİ ) ŞERİ ERSOYOL YILMAZ YÜKSEK LİSANS TEZİ DANIŞMAN Yrd. Doç. Dr. Ali ERDOĞAN 2011-ISPARTA

Upload: others

Post on 03-Mar-2020

8 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: İ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SPOR BİLİMLERİ ...tez.sdu.edu.tr/Tezler/TT00575.pdfenerjilerini pozitif bir yöne aktarmak, yaşam boyu sürdürebilecekleri iyi bir alışkanlık

T.C SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ

SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SPOR BİLİMLERİ ANABİLİM DALI

ORTA ÖĞRETİM KURUMLARINDAKİ ÖĞRENCİLERİN (14-17 YAŞ) SPOR YARALANMA SIKLIKLARI, RİSK FAKTÖRLERİ

VE OLUŞUM ŞEKİLLERİNİN İNCELENMESİ. ( BURDUR İLİ ÖRNEĞİ )

ŞERİ ERSOYOL YILMAZ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

DANIŞMAN Yrd. Doç. Dr. Ali ERDOĞAN

2011-ISPARTA

Page 2: İ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SPOR BİLİMLERİ ...tez.sdu.edu.tr/Tezler/TT00575.pdfenerjilerini pozitif bir yöne aktarmak, yaşam boyu sürdürebilecekleri iyi bir alışkanlık

T.C SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ

SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SPOR BİLİMLERİ ANABİLİM DALI

ORTA ÖĞRETİM KURUMLARINDAKİ ÖĞRENCİLERİN (14-17 YAŞ) SPOR YARALANMA SIKLIKLARI, RİSK FAKTÖRLERİ

VE OLUŞUM ŞEKİLLERİNİN İNCELENMESİ. ( BURDUR İLİ ÖRNEĞİ )

ŞERİ ERSOYOL YILMAZ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

DANIŞMAN Yrd. Doç. Dr. Ali ERDOĞAN

2011-ISPARTA

Page 3: İ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SPOR BİLİMLERİ ...tez.sdu.edu.tr/Tezler/TT00575.pdfenerjilerini pozitif bir yöne aktarmak, yaşam boyu sürdürebilecekleri iyi bir alışkanlık

KABUL VE ONAY SAYFASI Sağlık Bilimleri Enstitü Müdürlüğüne; Süleyman Demirel Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Spor Bilimleri Anabilim Dalı Yüksek Lisans Programı Çerçevesinde yürütülmüş olan bu çalışma, aşağıdaki jüri tarafından Yüksek Lisans Tezi olarak kabul edilmiştir. Tez Savunma Tarihi: 11/ 02 /2011 Tez Danışmanı: Yrd. Doç. Dr. Ali ERDOĞAN Tıp Fakültesi Spor Hekimliği A.B.D.

Üye :Doç. Dr. Fatih KILINÇ Spor Bilimleri A.B.D.

Üye :Yrd. Doç. Dr. Mehmet KUMARTAŞLI Spor Bilimleri A.B.D.

ONAY: Bu yüksek lisans tezi, Enstitü Yönetim Kurulu’ nca belirlenen yukarıdaki jüri üyeleri tarafından uygun görülmüş ve kabul edilmiştir. Enstitü müdürü

Prof. Dr. Serpil DEMİRCİ

i

Page 4: İ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SPOR BİLİMLERİ ...tez.sdu.edu.tr/Tezler/TT00575.pdfenerjilerini pozitif bir yöne aktarmak, yaşam boyu sürdürebilecekleri iyi bir alışkanlık

ÖNSÖZ

Yüksek Lisans Eğitimi ile edindiğim bilgi birikiminin bir ürünü olarak

hazırladığım tezimin her aşamasında bilgi ve tecrübelerinden faydalandığım,

akademik olarak örnek aldığım, her zaman güven ve desteğini gördüğüm çok değerli

danışmanım Yrd. Doç. Dr. Ali ERDOĞAN’A,

Ders döneminde ve tez döneminde her türlü bilgi alış verişinde desteğini

esirgemeyen Sağlık Bilimleri Fakültesi Spor Bilimleri Bölüm başkanı Doç. Dr. Fatih

Kılınç’a

Öğrenim hayatımda benden desteklerini esirgemeyen saygı ve sonsuz

hoşgörü göstererek, destek olan eşim Şükrü YILMAZ ve çocuklarım Ceren ve

Kerem‘e,

Araştırmada değerli katkılarını gördüğüm Burdur İl Milli Eğitim

Müdürlüğüne ve okul yöneticilerine, anketin uygulanmasında desteğini esirgemeyen

değerli Beden Eğitimi öğretmenlerine ve bu araştırmaya katılan sporcu öğrencilere

en derin teşekkürlerimi sunarım.

Şeri ERSOYOL YILMAZ BURDUR-2011

ii

Page 5: İ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SPOR BİLİMLERİ ...tez.sdu.edu.tr/Tezler/TT00575.pdfenerjilerini pozitif bir yöne aktarmak, yaşam boyu sürdürebilecekleri iyi bir alışkanlık

İÇİNDEKİLER

Kabul ve Onay i

Önsöz ii

İçindekiler iii

Simgeler ve Kısaltmalar Dizini v

Şekiller Dizini vi

Tablolar Dizini vii

1. GİRİŞ 1

2. GENEL BİLGİ 4

2.1. Spor Yaralanmaları 4

2.1.1. Spor Yaralanmalarının Tanımı 4

2.1.2. Spor Yaralanmalarının Oluşum Nedenleri 5

2.2. Spor Yaralanmasına Etki Eden Faktörler 6

2.2.1. Ergenlik ve Yaralanma 8

2.2.2. Cinsiyet Farklılıkları 11

2.3. Spor Türlerine Göre Ortaya Çıkan Yaralanmalar 12

2.4. Spor Yaralanmalarına Karşı Alınan Önlemler 16

2.4.1. Sporcu Eğitimi 17

2.4.2. Isınma 18

2.4.3. Soğuma 19

2.4.4. Koruyucu Spor Malzemeleri 19

2.4.5. Oyun Kuralları 20

2.4.6. Spor Tesisleri 21

2.5. Spor Yaralanması Çeşitleri 21

2.5.1. Yumuşak Doku Yaralanmaları 22

2.5.2. Eklem Yaralanmaları 25

2.5.3. Kemik Doku Yaralanmaları 25

2.5.4. Aşırı Zorlanma Sonucu Oluşan Spor Yaralanmaları 26

2.6. Spor Yaralanmalarında Tedavi 27

2.6.1. İlk yardım 28

2.6.2. Sahada Bulundurulacak İlk Yardım Gereçleri 31

iii

Page 6: İ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SPOR BİLİMLERİ ...tez.sdu.edu.tr/Tezler/TT00575.pdfenerjilerini pozitif bir yöne aktarmak, yaşam boyu sürdürebilecekleri iyi bir alışkanlık

2.6.3. Yaşam Kurtarma ve Canlandırma 32

2.6.4. Spor Yaralanmalarında Radyoloji 34

2.6.5. Spor Yaralanmalarında Kesin Tedavi 35

2.7.Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon 36

2.7.1. Kriyoterapi 36

2.7.2. Termoterapi 37

2.7.3. Masaj Tedavisi 37

2.7.4. Bandajlama 38

2.8. Rehabilitasyon 39

2.8.1.Rehabilitasyonun amacı 40

2.8.2.Rehabilitasyon ve Egzersiz Tedavisi 40

3. GEREÇ- YÖNTEM 42

3.1. Araştırma Modeli 42

3.2. Evren ve Örneklem 42

3.3. Verilerin Toplanması 42

3.3.1. Kaynak İnceleme 42

3.3.2. Anket Uygulama 42

3.4. Verilerin Çözümü ve Yorumu 43

4. BULGULAR VE YORUM 44

5. TARTIŞMA 64

6. SONUÇ VE ÖNERİLER 68

ÖZET

ABSTRACT

KAYNAKLAR 71

EKLER 76

ÖZ GEÇMİŞ 77

iv

Page 7: İ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SPOR BİLİMLERİ ...tez.sdu.edu.tr/Tezler/TT00575.pdfenerjilerini pozitif bir yöne aktarmak, yaşam boyu sürdürebilecekleri iyi bir alışkanlık

KISALTMALAR DİZİNİ

WHO: Dünya Sağlık Örgütü

EMG : Elektromiyografi

NSAI: Nonsteroid Antienflamatuar İlaçlar

FIMS:Uluslar arası Spor Hekimliği Federasyonu

AKB: Akut Kullanıma Bağlı Spor Yaralanması

MR: Manyetik Renozans

BT: Bilgisayarlı Tomogrofi

v

Page 8: İ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SPOR BİLİMLERİ ...tez.sdu.edu.tr/Tezler/TT00575.pdfenerjilerini pozitif bir yöne aktarmak, yaşam boyu sürdürebilecekleri iyi bir alışkanlık

ŞEKİLLER DİZİNİ

Şekil 2.1. Sık Görülen Spor Yaralanmaları 21

Şekil 3.1. Soğuk Uygulama 30

Şekil 3.2. Hava Yolu Açma Uygulması 34

Şekil 3.3. Solunum Düzenlenmesi 34

Şekil 3.4. Örnek Bandajlama 39

vi

Page 9: İ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SPOR BİLİMLERİ ...tez.sdu.edu.tr/Tezler/TT00575.pdfenerjilerini pozitif bir yöne aktarmak, yaşam boyu sürdürebilecekleri iyi bir alışkanlık

TABLOLAR DİZİNİ Sayfa

Tablo 2.1.1. Spor Yaralanma Bölge ve Oranları 10

Tablo 2.1.2. Spor Sınıflandırılması 12

Tablo 2.2.1. Sporcu Durum Değerlendirilmesi 28

Tablo 2.2.2.Sıkça kullanılan soğuk uygulama yöntemleri ve dikkat edilecek

hususlar 30

Tablo 4. 1. Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Doğum Tarihine Göre

Dağılımı 44

Tablo 4. 2. Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Cinsiyete Göre Dağılımı. 44

Tablo 4. 3. Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Spor Yaşlarına Göre Dağılımı 44

Tablo 4.4. Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Branşlarına Göre Dağılımı 45

Tablo 4.5. Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Oyun İçindeki Pozisyonlarına

Göre Dağılımı 45

Tablo 4.6. Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Spor Geçmişlerine Göre

Dağılımı 45

Tablo 4.7. Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Sakatlık Geçirme Durumuna

Göre Dağılımı 46

Tablo 4.8. Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Spor Yaralanma Sıklığına

Göre Dağılımı 46

Tablo 4.9.Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Spor Yaralanma Bölgelerine

Göre Dağılımı 47

Tablo 4.10. Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Son Spor Yaralanma

Zamanına Göre Dağılımı 48

Tablo 4.11. Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Spor Yaralanmalarından

Sonra Spordan Uzak Kalma Zamanına Göre Dağılımı. 48

Tablo 4.12. Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Spor Yaralanmalarının

Devam Etme Durumuna Göre Dağılımı. 49

Tablo 4.13. Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Spor Yaralanmalarının

Gerçekleştiği Zaman Dilimine Göre Dağılımı. 49

Tablo 4.14. Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Spor Yaralanmalarının

Sakatlanma Anına Göre Dağılımı. 50

Tablo 4.15. Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Spor Yaralanmalarının vii

Page 10: İ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SPOR BİLİMLERİ ...tez.sdu.edu.tr/Tezler/TT00575.pdfenerjilerini pozitif bir yöne aktarmak, yaşam boyu sürdürebilecekleri iyi bir alışkanlık

Müsabakanın Evresine Göre Dağılımı. 50

Tablo 4.16. Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Yaralanma Anındaki

Pozisyonuna Göre Dağılımı 51

Tablo 4.17. Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Yaralanmanın Olduğu

Mevsime Göre Dağılımı 51

Tablo 4.18. Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Yaralanmanın Olduğu Saat

Dilimine Göre Dağılımı 52

Tablo 4.19. Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Yaralanmanın Olduğu Ana

Kadar Yapılan Antrenman Süresine Göre Dağılımı. 52

Tablo 4.20. Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Yaralanmanın Olduğu Ana

Kadar Yapılan Antrenman Sıklığına Göre Dağılımı. 53

Tablo 4.21. Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Yaralanmanın Olduğu Ana

Kadar Yapılan Antrenman Yoğunluğuna Göre Dağılımı. 53

Tablo 4.22. Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Yaralanmanın Olduğu Anda

Koruyucu Kullanma Durumuna Göre Dağılımı 54

Tablo 4.23. Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Yaralanmanın Olduğu

Andaki Sahanın Yüzeyine Göre Dağılımı 54

Tablo 4.24. Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Yaralanma Sonrasındaki

Durumlarına Göre Dağılımı 55

Tablo 4.25. Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Daha Önce Aynı Bölgeden

Yaralanma Durumlarına Göre Dağılımı 55

Tablo 4.26. Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Kendi Kendilerini Tedavi

Ettiği Yaralanma Durumuna Göre Dağılımı. 56

Tablo 4.27. Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Sakatlanma Durumunun

Sportif Aktivite Düzeyine Etki Etmesine Göre Dağılımı 56

Tablo 4.28. Araştırmaya Katılan Sporcuların Yaralanma Bölgesi ile

Spordan Uzak Kalma Sürelerine Göre Durumu. 57

Tablo 4.29. Araştırmaya Katılan Sporcuların Daha Önce Aynı Bölgeden

Yaralanmaları ile Yaralanma Sonrası Durumlarına Göre İncelenmesi 58

Tablo 4.30. Araştırmaya Katılan Sporcuların Yaralanma Bölgesi ile

Branşlarına Göre Durumu.

59

Tablo 4.31. Araştırmaya Katılan Sporcuların Yaralanma Anında Koruyucu 60 viii

Page 11: İ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SPOR BİLİMLERİ ...tez.sdu.edu.tr/Tezler/TT00575.pdfenerjilerini pozitif bir yöne aktarmak, yaşam boyu sürdürebilecekleri iyi bir alışkanlık

Kullanma Durumlarının Branşlara Göre Dağılımı

Tablo 4.32. Araştırmaya Katılan Sporcuların Yaralanma Sonrası

Durumlarının Branşlara Göre Dağılımı 61

Tablo 4.33. Araştırmaya Katılan Sporcuların Yaralanma Sonrası Spordan

Uzak Kalma Süreleri ile Yaralanma Olduğu Andaki Pozisyona Göre

Dağılımı 62

Tablo 4.34. Araştırmaya Katılan Sporcuların Spor Yaralanması Geçirme

Sıklıklarının Sportif Aktivite Düzeylerini Etkileme Durumlarına göre

Dağılımı 63

ix

Page 12: İ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SPOR BİLİMLERİ ...tez.sdu.edu.tr/Tezler/TT00575.pdfenerjilerini pozitif bir yöne aktarmak, yaşam boyu sürdürebilecekleri iyi bir alışkanlık

1

1. GİRİŞ

Son yıllarda tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de sportif aktiviteler oldukça

önem kazanmıştır. Spora büyük maddi yatırımların yapılması, beraberinde

sporculardan da üst düzeyde performans beklentisini gündeme getirmiştir. Kısa süre

içinde başarı beklentisi, sporcuların sezona fiziksel ve ruhsal yönden hazırlanamadan

maçlarda yer almasına neden olmaktadır. Yetersiz hazırlık ise, beraberinde

yaralanmaları getirmektedir (Ünal 2003).

Günümüzde spora katılan çocuk ve ergen sayısı arttıkça yaralanma oranları

da doğru orantılı olarak artış göstermektedir (Bavlı ve Kozanoğlu 2008). Adölesan

dönemi bireyin yaşamını önemli ölçüde etkileyen en kritik gelişim dönemidir. WHO

tarafından 10-19 yaş arası dönem adölesan dönemi, 15-24 yaşları da gençlik dönemi

olarak tanımlanmaktadır. Adölesan gençlerin sağlık problemlerinin çok fazla

olmadığı ama bu yaş döneminde riskli davranışları çok fazla uyguladıkları bir

dönemdir. Gençlerin hem riskli davranışlara çok fazla karşılaşmaları, hem de

hayatlarında spora karşı ilginin en fazla olduğu bu dönemde, spor sağlığı problemleri

ile sık karşılaşırız. Adölesan çağındaki hızlı fiziksel büyüme ve gelişme, anatomik

fizyolojik, mental ve psikolojik değişimlere neden olmaktadır (Bulduk, Şanlıer ve

Demircioğlu 2000). USA’ da yapılan çalışmalarda lisede spor ile uğraşan 7 milyon

gencin % 78’inde gelişmiş sağlık kontrollerinden geçirilmedikleri tespit edilmiş.

Sadece % 1’inde muayenede anormallik tespit edildiği bu oranın düşük olmasının da

en büyük sebebinin hastaların iskelet, adele muayenesi ve kardiyolojik

muayenelerinin tam manası ile yapılmamasına bağlı olduğu öne sürülmüştür

(Derman 2003). Bununla beraber çok sayıda anne-baba çocuklarını boş zamanlarını

değerlendirmek, daha sağlıklı olmak, büyüme ve gelişmesine katkı sağlamak,

enerjilerini pozitif bir yöne aktarmak, yaşam boyu sürdürebilecekleri iyi bir

alışkanlık edinmelerini sağlamak gibi değişik nedenlerle sportif aktivitelere

yönlendirmektedir. Öte yandan, birçok çocuk ev içinde, bilgisayar karşısında

oynamayı veya televizyon izlemeyi tercih etmektedir. Bu çocukların koruyucu

hareket kalıplarını öğrenme şansları olmamakta ve dışarıdaki oyunlarında daha kolay

yaralanabilmektedirler. Bu nedenle, sporun ve oyunun okul çağlarında ciddi bir

programla ele alınması hem eğitim hem de korunma açısından büyük önem

taşımaktadır. Bu nedenle spor çalışmalarının hem atılganlık hem de sosyal yetkinlik

Page 13: İ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SPOR BİLİMLERİ ...tez.sdu.edu.tr/Tezler/TT00575.pdfenerjilerini pozitif bir yöne aktarmak, yaşam boyu sürdürebilecekleri iyi bir alışkanlık

2

beklentisine olumlu katkı sağlaması beklenebilir. Sosyal yetkinlik ve atılganlık çocuk

ve ergen gelişiminde özel bir öneme sahiptir (Efe, Öztürk ve Koparan 2007).

Gelişen dünyada spora verilen önemin artması, birçok gencin üst düzey

sporcu olmak istemesine yol açmaktadır. Elit sporcu olma isteği ve spordan büyük

ekonomik getiriler sağlama beklentisi, anne-baba, antrenörler ve çevreleri tarafından

desteklenmektedir. Yaşıtlarına göre üstün yeteneği olan gençler erken yaşlarda ağır

antrenman programlarına alınmakta ve çoğu zaman tıbbi destek olmadan

çalışmalarını sürdürmektedirler. Bu kitleye kulüp veya okul çalışma/antrenman

düzeni dışında, organize olmadan (sokak, mahalle karşılaşmaları şeklinde) katılan

önemli bir kitle daha bulunmaktadır. Sadece spor kulübü veya okulda değil, organize

olmayan tarzda da spora, fiziksel etkinliklere katılan büyük bir grup bulunmaktadır.

Dolayısıyla, okul ve kulüpte yapılan spor etkinlikleri ile dışarıdakiler çocuklar

üzerine farklı etkide bulunabilmektedir.

Ülkemizin genç nüfusunun spora katılımına ve ortaya çıkan yaralanmalara ait

istatistik verilerden yoksun olmakla birlikte bu oranın gittikçe arttığı tahmin

edilmektedir (Bayraktar ve Yücesur 2009). Çeşitli sağlık kurumlarına spor

yaralanması nedeniyle başvuran çocukların sayısında artış olduğu dile

getirilmektedir. Yetişkin yaşlardaki sporculardan önemli farklılıklar gösteren bu yaş

grubunun sağlık ihtiyaçları da farklılıklar göstermektedir. Bu yaş grubunda yaygın

olarak görülen aşırı kullanım (overuse) yaralanmaları, yüksek yaralanma riski olan

tam gelişmemiş iskelet yapısının büyüme özelliğinden kaynaklanabilir. Çocukluk ve

ergenlik dönemindeki bu yaralanmaların incelenmesi ve tedavisinde iskelet

yapılarının fizyolojik özellikleri, büyümeye bağlı kas-iskelet yapısındaki

değişiklikler ve yaş grubuna özel yaralanma profilleri dikkate alınmalıdır (Can

2004).

Spor yaralanmalarının sıklığı, yaralanmalara etki eden faktör ve spor

yaralanmalarından sonra oluşum şekillerinin belirlenmesi vazgeçilmez bir

gerekliliktir. Spor, sadece üst düzey performans için değil yaşam standartlarını

yükseltmek içinde artık hayatımızın içinde yer edinmiştir. Sağlıklı bir yaşam devam

ettirebilmek için günümüzde spor bir gereksinim haline gelmiştir. Modern çağın bize

getirdiği yenilikler doğrultusunda insanlar araçlardan daha fazla faydalandıkları için

hareketsiz kalmışlardır. Bununla birlikte sağlık problemleri baş göstermiştir. İnsanlar

Page 14: İ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SPOR BİLİMLERİ ...tez.sdu.edu.tr/Tezler/TT00575.pdfenerjilerini pozitif bir yöne aktarmak, yaşam boyu sürdürebilecekleri iyi bir alışkanlık

3

günlük yaşam standartları içerisinde spor yapmaya başlamışlardır. Böylelikle spor

kişilerin sağlık durumunu koruyan ve geliştiren bedensel hareketler olarak

tanımlanabilir. Bir etkinliğin spor olması için, yoğun beden çalışması ve mücadele

gerekir. Sporun sadece profesyonel açıdan değil, yaşam boyu sağlık felsefesiyle

görülmesiyle birlikte kulüp ve okul takımları dışında evde, spor salonlarında hiçbir

sportif başarı, üstünlük beklemeden sağlık için spor yapanların sayısı artmaktadır.

Bu tez çalışması Burdur İlindeki ortaöğretim çağındaki gençlerin spor

yaralanmalarının sıklığını, buna etki eden risk faktörlerini ve spor yaralanmalarında

tedavi ve toparlanma süreçlerinde nasıl bir yöntem izlediklerini belirleyip bir

kaynakta toplamayı amaçlamıştır.

Page 15: İ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SPOR BİLİMLERİ ...tez.sdu.edu.tr/Tezler/TT00575.pdfenerjilerini pozitif bir yöne aktarmak, yaşam boyu sürdürebilecekleri iyi bir alışkanlık

4

2. GENEL BİLGİ

2.1. Spor Yaralanmaları

2.1.1. Spor Yaralanmalarının Tanımı

Spor yaralanması, vücudun bir bölümünün veya tamamının fiziksel aktivite

esnasında normalden fazla bir kuvvetle karşılaşarak dokuların dayanıklılık sınırının

aşılması neticesinde meydana gelen hasarın kolektif adıdır. Anlaşılacağı gibi spor

yaralanmaları aktivite esnasında meydana geldiği için spor yapmayan insanların

normal aktiviteleri sırasında da ortaya çıkabilmektedir. Spor aktivite sırasında

yaralanan birey ertesi gün sportif aktiviteye katılamayacak durumda ise yaralanmış

kabul edilirken, aktiviteye katılabilecek durumda ise sağlıklı varsayılır. Spor

yaralanması rekreasyonel, amatör, profesyonel olarak spor yapan kişilerin

antrenman, müsabaka dinlenme dönemlerinde bile karşılaşabilecekleri hafif veya

ciddi problemlerdir. Türkiye’de yapılan bir çalışmada polikliniğe başvuran çocuk

sporcularda hastanede tedavi gereği olanların oranının % 13.8 olduğu bulunmuştur

(Ülkar ve ark. 2002). 1986 yılında Avrupa Konseyi’nin spor sakatlıkları ve

önlenmesi konulu toplantısında, spor yaralanmalarının tanımı şu şekilde yapılmıştır.

Bir spor yaralanması;

a) Spor aktivitesinin düzeyinde ve dozunda düşmeye neden olan,

b) Tıbbi öneri veya tedaviye gerek doğuran,

c) Olumsuz sosyal ve ekonomik etkileri bulunan, spora katılım sırasında ortaya çıkan

ve yukarıdaki a ve b maddelerinden bir ya da bir kaçını kapsayan durumdur. (Ergen

1986).

Spor yaralanmalarının % 65-75’i önemsizdir ve sorun yaratmaz. Ancak geri

kalan kısmı ise kısa ya da uzun süreli bir tedaviyi gerektirir ve spora ara vermeyi

zorunlu kılabilir. Bu iş gücü kaybı çoğu kez telafisi zor bir durum olarak karşımıza

çıkmaktadır (Koruç 2003). Spor yaralanmaları; hafif yaralanma, orta yaralanma,

ciddi yaralanma olarak değerlendirilir. Bunun ışığında;

- Sportif aktiviteyi 1-7 gün engelleyen yaralanmalar hafif dereceli yaralanma

- Sportif aktiviteyi 8-21 gün engelleyen yaralanmalar orta dereceli yaralanma

- Sportif aktiviteyi 21 günden fazla etkileyen yaralanmaları ciddi yaralanma olarak

sınıflandırabiliriz (Bavlı ve Kozanoğlu 2008).

Page 16: İ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SPOR BİLİMLERİ ...tez.sdu.edu.tr/Tezler/TT00575.pdfenerjilerini pozitif bir yöne aktarmak, yaşam boyu sürdürebilecekleri iyi bir alışkanlık

5

2.1.2. Spor Yaralanmalarının Oluşum Nedenleri

Günümüzde sporla uğraşanların sayılarının artması, antrenmanların sıklaşıp

yoğunlaşmasıyla birlikte, alt yapı tesislerinin yetersiz veya hiç olmayışı, gerekli araç

gereçlerin bulunmayışı, sporun kısmen bilinçsizce uygulanışı spor sakatlıklarının

artmasına neden olmaktadır. Yüksek hızlı sporlar, yüksek irtifalı sporlar ve kontak

sporları ile uğraşanlar diğer branşlara göre daha fazla risk altındadırlar (Polat ve ark.

2010).

Spor yaralanmaları direk travma, tekrarlayan stres ve mikrotravmalar sonucu

oluşmaktadır. Direk travma sonucu oluşan sakatlıklar akut, mikrotavmalar sonucu

oluşan sakatlıklar uzun sürede gerçekleşir. Sporcularda tek bir büyük ve direk travma

ile kemiklerde fraktür, kaslarda rüptür, eklemlerde sprain oluşabilir. Fiziksel aktivite

sonrası ağrı, sızlama başlar, ağrı bazen uzun süreli olup günlerce sürebilir.

Mikrotravmalar sonucu oluşan aşırı kullanım tipi sakatlıklarda semptomlar yavaş

gelişir. Tekrarlayan mikrotravmalar neticesinde mikroskopik zedelenmeler ve

bunların birikimi sonucunda aşırı kullanım tipi yaralanmalar; stres kırıkları, aşil

tendiniti, Jamper’s tendonitis oluşur. Yaralanmalar kalıcı olmadığı sürece tedavi

edilebilir özelliğe sahiptirler.

Spor yaralanmalarına neden olan etmenlerin başında; yaş, cinsiyet, fiziksel

yapı, spora uygunluk, psikomotor gelişim, psikososyal nedenler, geçirilmiş

sakatlıklar, yetersiz rehabilitasyon, sporsal teknik yetersizliği, kişisel nedenler,

ısınma eksiklikleri, yapılan spor branşı, kullanılan spor alanı fiziki yapısı, kullanılan

malzeme, antrenör ve antrenman planlaması, iklim koşulları, aktivite süresi

gelmektedir. Spor yaralanmalarını; primer ve sekonder olarak sınıflandırmak

mümkündür. Primer yaralanmalar, doğrudan spor stresine maruz kalarak oluşan

yaralanmalardır. Sekonder yaralanmalar ise daha önceden geçirilmiş yaralanma

zemininde oluşan yaralanmalardır. Akut ve kronik spor yaralanmalarında birtakım

faktörler olumsuz etki yaparak yaralanmayı kolaylaştırır (Aydın 2006). Yaralanmayı

kolaylaştıran mekanizmaların başlıcaları şunlardır:

1. Temas ve çarpma,

2. Dinamik aşırı yüklenme,

3. Önceden geçirilmiş ve tam tedavi edilmemiş yaralanmalar,

Page 17: İ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SPOR BİLİMLERİ ...tez.sdu.edu.tr/Tezler/TT00575.pdfenerjilerini pozitif bir yöne aktarmak, yaşam boyu sürdürebilecekleri iyi bir alışkanlık

6

4. Soğuk, aşırı egzersiz, gerilme ve enfeksiyon gibi etkenlere bağlı olarak gelişen

kaslarda sertlik ve tutukluklar,

5. Geçirilmiş yaralanma veya yetersiz eğitim nedeniyle oluşmuş kas zayıflığı,

6. Kaslar arasında eşitsizlik ve kas gücünde dengesizlik,

7. Eklem kısıtlılığı,

8. Kötü ve yetersiz spor tekniği,

9. Sportif araç ve gereçlerdeki yetersizlik,

10. Bedensel hazırlığın tam olmaması,

11. Uygun olunmayan bir spor dalının seçilmesi,

12. Hızlı büyüme.

Sağlığa yönelik riskler, her spor etkinliğinde aynı değildir. Riski, sporun türü,

sporcunun, ortamın, kullanılan araç gerecin özellikleri yanında, etkinliğin önemi gibi

birçok değişken belirlemektedir:

a) Seçilen spor dalı ve spor etkinliğinin sıklığı, süresi sağlık sorunun olasılığını

etkilemektedir.

b) Spor etkinlikleri, günlük yaşam içerisinde, boş vakitlerde, tatillerde, eğitim

programlarında, tedavi programlarında farklı düzeylerde yer almaktadır. Bu

etkinliklere katılan farklı yaş, cins, eğitim, deneyim gibi özelliklerle, farklı

düzeylerde riskle karşılaşmaktadır.

c)Spor açık havada yapılıyor ise iklim koşulları, kapalı ortamda yapılıyor ise;

havalandırma, ısıtma, aydınlatma olanakları sağlığa yönelik riski etkilemektedir.

d) Araç gereç üretiminde gelişen teknolojiden yararlanma, başarının yanında

güvenliği de artırmaktadır. Öte yandan kalitesiz ve yetersiz araç gereç kullanımı da

ek sağlık sorunlarını oluşturabilmektedir.

e) Etkinlikte yarışmanın varlığı ve önemi yine riski etkilemektedir. Burada iki yönlü

risk söz konusudur. Etkinliğin önemi arttıkça sporcuların zorlanması da artmakta,

ancak öte yandan alınan güvenlik önlemleri de artabilmektedir (Özşahin 2002).

2.2. Spor Yaralanmalarına Etki Eden Faktörler

Yaralanmaya neden olan etkenlerin etki oranlarını saptamak çok zordur. Spor

branşı ne olursa olsun, her sporcunun aktif spor yaşamı boyunca küçük çaplı ya da

önemli derecelerde sakatlıklara uğraması muhtemeldir. Gerek bireysel sporlarda

gerekse takım oyunlarında her sporcu sakatlanma ihtimali ile karşı karşıyadır. Ancak

Page 18: İ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SPOR BİLİMLERİ ...tez.sdu.edu.tr/Tezler/TT00575.pdfenerjilerini pozitif bir yöne aktarmak, yaşam boyu sürdürebilecekleri iyi bir alışkanlık

7

sporda başarının önemli kriterlerinden biri olan, spora erken katılım ilkesi, spor

alanlarında genç sporcuların sayısını arttırmış ve gelişme döneminde olan bu

bireyleri yüksek sakatlanma riski ile karşı karşıya getirmiştir.

Profesyonel sporcularda antrenman sayısının, antrenman süresinin ve

yoğunluğunun artması, aşırı kullanıma bağlı yaralanmaların sayısını da artırmıştır.

Antrenmanlara yeni başlayan sporcuların antrenman programlarındaki ani artışlar ve

uzun süre aradan sonra yoğun şekilde antrenman yapmak spor sakatlığı riskini artırır.

Spor sakatlıkları sonucu ortaya çıkan sağlık problemleri azımsanmayacak derecede

çoktur. Spor yaralanmalarının oluşmasında etkili olan faktörler iç ve dış olmak üzere

iki ana grupta toplanmaktadır (Koz ve Ersöz 2010).

İç Nedenler (Kişisel)

1-Yaş (Genç sporcuların aşırı hırslı olmaları ve beden algılarının yetersizliği)

2-Cinsiyet ( Bayan sporcuların erkeklere göre 2 kat daha sık yaralanma rastlanır.)

3-Kondisyonel Yetersizlik (Dayanıklılık, kuvvet, esneklik, sürat, koordinasyon)

3-Kas Tendon Dengesizliği (Agonist - antagonist uyumsuzluk, ekstremiteler

arasındaki orantısızlık)

4-Spor Tekniğinin Bozukluğu

5-Yorgunluk( MSS ve fiziksel yetersizlikler)

6-Kötü Alışkanlıklar(Sigara, alkol, düzensiz yaşam)

7-Beden Kompozisyonu

8-Psikolojik Faktörler( Konsantrasyon ve riski kabullenme)

9-Yetersiz Isınma (Kas içi visikositenin artması, eklem hareket genişliğinin artması)

Kişisel temas gerektiren spor branşlarında sporcuların yaralanma olasılığı

daha yüksektir (Read ve Paul 1986). Günlük yaşamsal aktiviteler ve sportif

faaliyetler sırasında, alt ekstremite kompleksi fizyolojik ve biyomekanik sınırlar

içerisinde pek çok yüklenmeyle karşı karşıya kalmaktadır. Bu yüklenmelerin

fizyolojik ve biyomekanik sınırları aştığı ve alt ekstremite kompleksinin buna uyum

sağlayamadığı koşullarda spor yaralanmaları olmaktadır (Sakallı 2008).

Agonist ve antagonist kaslar arasındaki dengesizlik kas sakatlıkları riskini

artırır. Alt ekstremiteler arası uzunluk farklılıkları pubik instabiliteye ve pelvik

zorlanmalara neden olur. Femoral anteversiyondaki artış patello-femoral stres

Page 19: İ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SPOR BİLİMLERİ ...tez.sdu.edu.tr/Tezler/TT00575.pdfenerjilerini pozitif bir yöne aktarmak, yaşam boyu sürdürebilecekleri iyi bir alışkanlık

8

sendromuna neden olur. Spor yaralanmalarını oluşturan diğer kişisel nedenler;

anatomik defektler, kas güçsüzlüğü, esneklik azlığı olabilir.

Dış Nedenler (Çevresel)

1-Spor Alanı(Güvenlik önlemleri, zemin, ışık, ısı)

2-Spor malzemeleri( Koruma malzemeleri, ayakkabı, giysi, raket )

3-İklim Koşulları(Isı, nem, rüzgar vb.)

4-Antrenör ve antrenman şekli( Kötü planlama ve fazla yüklenme, sürantrenman)

5-Müsabakanın Yönetimi( Hakemlerin kötü yönetimleri ve sporcuyu koruyamaması)

dış nedenler olarak sayılabilir.

Kas yorulduğu zaman kasılabilme kabiliyeti azalır. Yorgun kasa yük vermeye

devam edersek beceri azalırken yaralanma riski artmaktadır. İnaktivite ve sakatlık

sonrası immobilizasyon kaslarda zayıflamaya, eklemlerde sertliğe ve

propriosepsiyonda azalmaya neden olur. Sporcunun kötü antrenman tekniği de

yaralanma riskini artırmaktadır. Ekstrensek faktörlerden bir diğeri antrenman yapılan

zeminin yapısıdır. Beton, asfalt, toprak, engebeli arazi gibi zeminlerde yapılan

antrenmanlarda tekrarlayan burkulma ve gerilmeler mikrotravmalara neden olarak,

overuse yaralanmalarına yol açarlar. Çevre şartları, ortamın ısısı, nemi ve rüzgarın

durumu yaralanma riskinde önemli rol oynar. Soğuk ortamda yapılan egzersizlerde

iyi ısınmamış kastaki kontraksiyonlara bağlı fibrotik hemorojilere sık rastlanır. Bu da

kasta yırtılmalara neden olur. Antrenman esnasında kullanılan ekipmanın yapılan

aktiviteye uygun olmaması yaralanmayı beraberinde getirir.

2.2.1.Ergenlik ve Yaralanma

Özellikle 14 yaş civarındaki çocuklar, kas-iskelet sistemi gelişimi ile

uyuşmayan aşırı risk alma istekleri nedeniyle ciddi yaralanmalara en açık yaş

grubunu oluştururlar (Can 2004). Özellikle adolesan dönemde boy artışı ile görülen

hızlı büyüme döneminde kas-kemik yapıları arasındaki gelişim uyumsuzluğu, kas ve

tendon yapılarının esnekliğinde göreceli düşüşe yol açarak yaralanma riskini artırır.

Adolesan dönemde yaralanma için uygun zemin oluşmasında androjen hormonların

artması da etkenlerden biridir. Böylece kas gelişimi ve kuvveti, dolayısı ile sürat ve

güç üretimi artarken sporcunun katıldığı müsabaka seviyesi, rekabet ve yarışma

düzeyi ile spora katılım süresi de artar. Bu döneme özgü dikkatsiz ve atılgan

davranışlar ile psikolojik özelliklere eklenen motor becerilerdeki sakarlık,

Page 20: İ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SPOR BİLİMLERİ ...tez.sdu.edu.tr/Tezler/TT00575.pdfenerjilerini pozitif bir yöne aktarmak, yaşam boyu sürdürebilecekleri iyi bir alışkanlık

9

koordinasyon ve denge yetilerinde geçici düşüş, yaralanma için uygun koşulları

oluşturur (Koşar ve ark. 2006).

Çocukların ve ergenlik çağındaki gençlerin spor aktivitelerine katılımıyla son

yıllarda spinal yaralanmalarda önemli derecede artış gözlenmiştir. Spor

yaralanmaları adolesan ve çocukların sağlığını tehdit eden en yaygın sebeplerden

birisidir. Çocuklar, hızlı büyüme ve gelişme periyodunda olmaları, ayrıca çok sayıda

farklı fiziksel aktiviteye ilgi duymaları nedeniyle çeşitli yaralanmalara maruz

kalırlar. Büyüme plakları halen açık olan genç sporcular, büyüme plağı yaralanmaları

ve avülsiyon kırıklarına, yetişkinlerde sık görülen bağ ve kas-tendon

yaralanmalarından daha duyarlıdır (Sakallı 2008). Çocuklar omurgalarının büyümeye

devam etmesi nedeniyle yetişkinlerden farklı sorunlarla karşılaşırlar (Berk 2004). En

sık ve en ciddi yaralanmalar kemik ve kıkırdaklarda gözlenmektedir. Yapılan

antrenmanlarla hızlı bir şekilde kuvvetlenen kaslar aynı hızda gelişmeyen kemikler

üzerinde ciddi strese/baskıya neden olur. Bu da özellikle kemik büyüme noktalarında

sıkıntı yaratır. Kemik büyüme noktaları (epifizler) geri kalan kemik bölgelerinden

daha zayıftır. Adeta ıslak/donmamış harç gibi kırılgandır. Dolayısı ile aşırı

yüklenmeler epifizlerde ciddi hasarlanmaya veya kırıklara neden olabilir. Hasarlanan

epifizin (büyüme kıkırdağının) vücut tarafından tamiri sırasında o bölgeye

kalsiyumun birikir. Bu da büyüme kıkırdağının kapanması anlamına gelir ki

büyümesinin durması ile sonuçlanır. Büyüme kıkırdağında meydana gelen bu tür

yaralanmaların % 10'unda büyüme olumsuz etkilenir. Bu durum ileriki yaşlarda iki

taraf arasında (hasarlı-hasarsız bacak) 1-2 cm uzunluk farkına da neden olabilir.

Bazen de hasarlanan alanda büyüme bölgesinin kapanmasına karşın hasarsız bölgede

büyümenin bir miktar daha devam etmesi kemikte o bölgede açılanmaya (şekil

bozukluğuna) neden olabilir (Gür 2010). 14-17 yaş adölesan dönemde en çok

karşılaşılan yaralanmalar ve yüzdeleri (Derman 2003);

Page 21: İ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SPOR BİLİMLERİ ...tez.sdu.edu.tr/Tezler/TT00575.pdfenerjilerini pozitif bir yöne aktarmak, yaşam boyu sürdürebilecekleri iyi bir alışkanlık

10

Tablo 2.1. Spor Yaralanma Bölge ve Oranları

Yaralanma Şekli Oranları

İncinme % 26

Kırık % 26

Burkulma % 30

Bere, Çürük % 9

Baş Yaraları % 5

Diğerleri % 7

Bir yaralanmanın çok etkenli (multifaktöryel) olması nedeniyle ancak tek tek

ele almak ve bunları daha çok yaralanmaların önlenmesine yönelik kullanmak

mümkündür. Burada bu etkenlerin bazıları şöyle sıralanabilir (Adirim ve Chang

2003):

1) Çocuklar vücut kitlelerine göre daha geniş vücut alanına sahiptir. Bu fazla temas

yüzeyi dış etkenlere açıklık yaratır.

2) Çocukların baş büyüklükleri, yetişkinlerle kıyaslandığında, vücuda oranla daha

fazladır. Baş bölgesi bu nedenle daha fazla risk altındadır.

3) Koruyucu malzeme kullanımı için vücut fazla küçüktür.

4) Büyüme bölgeleri travmalara karşı hassastır.

5) Koruyucu hareket kalıpları, karmaşık motor beceriler henüz gelişmemiştir.

Bazı yaralanmalar fizyolojik açıdan uygun olmadan bazı spor dallarında

müsabakalara katılma nedeniyle oluşur. Çocuklarda yarışma kavramı gelişimi 9

yaşından önce, bilişsel ve fiziksel olarak yarışmaya hazırlıklılık ise 12 yaşından önce

görülmemektedir (Patel ve Pratt 2002). Adolesan dönemde boy artışı ile karşımıza

çıkan hızlı büyüme döneminde kas-kemik yapıları arasındaki gelişim uyumsuzluğu,

kas ve tendon yapılarının esnekliğindeki göreceli düşüşe yol açarak yaralanma riskini

artırır. Adolesan dönemde yaralanma için uygun zemin oluşmasında androjen

hormonların artması da rol oynar. Böylece kas gelişimi ve kuvveti, dolayısı ile sürat

ve güç üretimi artarken sporcunun katıldığı müsabaka seviyesi, rekabet ve yarışma

düzeyi ile spora katılım süresi de artar. Bu döneme özgü dikkatsiz ve atılgan

davranışlar ile psikolojik özelliklere eklenen motor becerilerdeki sakarlık,

koordinasyon ve denge yetilerinde geçici düşüş yaralanma için uygun koşulları

Page 22: İ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SPOR BİLİMLERİ ...tez.sdu.edu.tr/Tezler/TT00575.pdfenerjilerini pozitif bir yöne aktarmak, yaşam boyu sürdürebilecekleri iyi bir alışkanlık

11

oluşturur. Diğer yandan spor aktivitelerinde çocukların kronolojik yaşlarına göre

gruplandırılmaları biyolojik olarak erken olgunlaşmış çocuklara avantaj sağlarken

diğer çocukların yaralanma riskini artırmaktadır (Koşar ve ark. 2006).

2.2.2. Cinsiyet Farklılıkları

Spor yaralanmaları cinsiyet farklılıklarında da değişiklik göstermektedir.

Günümüzde genç kızların spora katılım oranında bir artış gözlenmektedir. Bu

nedenle yaralanma oranı erkeklerle benzer olmasına karşın yaralanma mekanizmaları

farklı olabilmektedir (Sakallı 2008). Sporla ilgili yaralanmalar en sık erkeklerde 15,

kızlarda 14 yaşları civarında görülür. Daha çok temas sporlarının tercih edilmesi ve

sportif aktivitelere daha fazla katılım nedeniyle bu oran erkeklerde iki kat fazladır.

Erkeklerde yaralanma oranı yaş ile artar ve geç ergenlik döneminde en yüksek

düzeye ulaşır.

Organize olmayan sporlarda yaralanma oranı organize olanlara göre daha

fazladır. En büyük yaralanma oranına Amerikan futbolu, güreş, basketbol, cimnastik,

hokey, futbol, beyzbol, tenis gibi yüksek hızlı ve çaba gerektiren sporlarda rastlanır

(Can 2004). Takım sporlarına yönelen kız çocuklarında temas olmadan ortaya çıkan

ön çapraz bağ yaralanmalarında iç etkenler (hormonal-anatomik) sorumlu

tutulmaktadır. Ayrıca harekete bağlı olarak (örneğin sıçrama sonrası yere düşme) ani

ivme kayıplarının bağ ve tendon yapılarda ortaya çıkardığı büyük yükler olabileceği

düşünülmektedir. Bu şekilde ortaya çıkan diz bağ yaralanmalarının erkeklere oranla

2-8 misli daha yüksek oranda olacağı tahmin edilmektedir (Ergen 2003).

Kızlarda daha çok çekme tipi, erkeklerde kontüzyon şeklinde yaralanma

saptanmıştır. Kırıklarda da aynı özellik izlenmektedir, erkekler kırıklara daha çok

maruz kalmaktadırlar. Kız çocuklarında ön çapraz bağ yaralanmalarına daha fazla

rastlanmaktadır (Ergen 2004).

WHO’nun çocuklar için öngördüğü fiziksel aktivite düzeyi ( FAD) puanı 1.7

dir. Erkekler her yaşta akranları kızlara göre daha aktiftirler ve özellikle orta şiddetli

aktiviteye katılma oranları daha yüksektir. Kızlar genellikle hafif ve orta yoğunlukta

egzersizleri tercih ederler (Pınar 2003)

Page 23: İ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SPOR BİLİMLERİ ...tez.sdu.edu.tr/Tezler/TT00575.pdfenerjilerini pozitif bir yöne aktarmak, yaşam boyu sürdürebilecekleri iyi bir alışkanlık

12

2.3. Spor Türlerine Göre Ortaya Çıkan Yaralanmalar

Sportif yaralanmalar, genelde spor dallarına özgü özellikler içerir. Amatör

veya profesyonel şekilde yapılan spor branşının farklı kişisel ve çevresel özellikler,

branşa göre ağırlıklı kullanılan uzuvlardan dolayı değişik şekillerde yaralanmalar

ortaya çıkabilmektedir. Amerikan futbolu, güreş, basketbol, cimnastik, hokey, futbol,

beyzbol, tenis gibi yüksek hızlı ve çaba gerektiren sporlarda rastlanır( Can 2004).

Tablo 2.2. Spor Sınıflandırılması

Çaba gerektiren sporlar Tam temas ve

çatışma

Amerikan futbolu, buz hokeyi, güreş,

boks, paten

Çaba gerektiren sporlar Sınırlı temas Basketbol, çim hokeyi, futbol, voleybol

Çaba gerektiren sporlar Temas yok Tenis, cimnastik, kayak, kır koşusu,

bisiklet, halter, eskrim, yüzme, trekking

Orta derecede çaba

gerektiren sporlar

Badminton, golf, beyzbol

Çaba gerektirmeyen

sporlar

Bowling, masa tenisi, okçuluk

Türkiye’de polikliniğe başvuran olgularla yapılan araştırmada çocuk

yaralanmalarının çoğunun futbol % 23.3, basketbol % 17.2, voleybol % 14.5 gibi

takım sporlarında karşılaşıldığı görülmektedir (Ülkar, Güner ve Ergen 2002).

Bununla birlikte en sık yaralanmanın görüldüğü spor branşları ise % 10 ile futbol, %

6 ile güreş, % 3 ile hentbol ve boks, % 1 ile atletizm ve % 0.5 ile kayak olduğu

saptanmıştır (Erol ve Karahan 2006).

Alt ekstremite spor yaralanmaları, yaklaşık % 60 oranında görülme sıklığı ile

spor hekimliği uygulamalarında ilk sırayı alır. Alt ekstremite spor yaralanmaları,

yapılan sporun şiddetine, sıklığına, süresine, türüne ve biyomekanik soruna bağlı

olarak kalça ve kasık bölgesinde % 6, diz ekleminde % 33, ayak bileğinde % 16,

ayak ve ayak parmaklarında % 5 oranında görülür. Spor sırasında her türlü

yaralanma görülebilir. Ancak belirli bir yaş grubunda ve belirli bir spora özgü

yaralanmalar vardır. Bazı sporlara özgü yaralanma şekilleri:

Page 24: İ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SPOR BİLİMLERİ ...tez.sdu.edu.tr/Tezler/TT00575.pdfenerjilerini pozitif bir yöne aktarmak, yaşam boyu sürdürebilecekleri iyi bir alışkanlık

13

-Basketbol; Yakın temas sporlarından olduğu için pek çok yaralanmaya

açıktır. Basketbolda görülen sakatlanmalar üzerine yapılan geniş çaplı bir literatür

taraması sonucunda; adolesan dönem basketbolcularda görülen yaralanmaların

antrenmandan çok müsabaka sırasında meydana geldiği tespit edilmiştir. Bayan

sporcuların erkeklere oranla daha sıklıkla yaralandıkları ve akut yaralanmaların

kronik yaralanmalara göre daha fazla olduğu saptanmıştır. Burkulmanın en fazla

görülen yaralanma şekli olduğu ve genellikle sporcuların 7 günden az bir süre

spordan uzak kaldığı belirlenmiştir (Peter 2005). Basketbol oyuncularında

yaralanmalar en çok ayak bileği burkulması (% 46.15), diz bölgesinde bağ-tendon ve

menisküs zedelenmesi (% 17.95) ve sırt-bel bölgesindeki kas zedelenmeleri (%

15.38) olarak ortaya çıkmıştır . (Kıratlı ve Sanioğlu 2003).

Basketbolcularda ise yumuşak doku lezyonları (ezilme, kas veya lif kopmaları,

kanama, kas sertlikleri, kramplar vb), eklem travmaları (bağ lezyonları, menisküs

lezyonları, ayak bileği burkulmaları, parmak eklem zorlanmaları, bel zorlanmaları,

omuz çıkıkları), kırıklar ve büyük yaralanmalar görülebilmektedir.

-Futbol: Futbolcularda genellikle sıyrıklar, ezikler, yüzeysel ekimozlar (çürükler),

basit kas zorlanmaları, kas krampları, basit ayak bileği burkulmaları, basit burun

kanamaları, bel ve sırt bölgesinde geçici yaralanmalar, boyun bölgesi travmaları, kaş

ve baş bölgesi yaralanmaları görüldüğünü belirtmektedir. Futbol oynayan çocuklarda

leğen kemiğinde birkaç değişik noktada olabilecek bu durum, genellikle topa sert bir

vurmayı takiben çıkan ani batıcı bir ağrı ile veya ağır şut çalışmalarını takiben

günlerce devam eden sinsi bir ağrı ile kendini belli edebilir (Gür 2010).

Futbolcularda sık görülen yaralanmalardan biri de kasıkta uyluğun iç-üst kısmında

meydana gelen ağrılardır. Burada futbolcuların dizlerinin tam ekstansiyonda iken

(gerilmiş iken) bacağın kalça ekleminde aşırı abduksiyonu (uzaklaşması) ile dirence

karşı topa çıkarak savunma yapması, ya da bu pozisyonda topa kayarak müdahalesi

adduktör (yaklaştırıcı) kasların aşırı gerilmesi ve hareketin sonucu tendon (bağ)

kopmalarına veya kemiksel değişikliklere neden olur (Dagarov and Slanchev 1981).

Çarpışma sonucu kafa yaralanmaları görülebilir. Fakat tekrarlanan kafa vuruşlarının

kronik ensefalopatiye ( beyin hasarı ) neden olduğu bilinmektedir. Orta öğretim

dönemine kadar çocukların kafa vuruşlarından uzak durmaları önerilir.

Bacağa gelen direk vuruşlar tibia kırıklarına neden olabilir, koruyucu malzeme

Page 25: İ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SPOR BİLİMLERİ ...tez.sdu.edu.tr/Tezler/TT00575.pdfenerjilerini pozitif bir yöne aktarmak, yaşam boyu sürdürebilecekleri iyi bir alışkanlık

14

kullanmak gereklidir. Futbolcularda diz yaralanmaları ve ayak burkulması sıktır.

Baş ve boyun yaralanmaları, kafa içi kanama, boyun omurlarında kırık ve kayması

guadriplejiye (felçere) neden olabilir. Lumbar spondilozis ve spondilolistezis pars

interarti külaris yaralanmasına bağlı olarak oluşur ve bir tür stres kırığıdır (Erol ve

Karahan2006).

-Koşma: Koşucularda ise en çok kas ve tendon zorlanmaları, aşırı kullanım

yaralanmaları, eklem ve bağ yaralanmaları ile menisküs lezyonları görüldüğü

saptanmıştır. Bunların nedeni olarak da antrenman yanlışlıkları (mesafe ve temponun

ani artması), anatomik faktörler ile ayakkabı ve zemin gösterilmiştir. Özellikle

vücuda çok fazla yüklenildiği yarış dönemlerinin başında tibia ve metatarslarda stres

kırıkları görülebilir. Kemik kondisyonu prensibine göre kas gücü kemiğe oranla daha

hızlı gelişir. Bu nedenle 3-4 haftalarda kemik gücünün kas gücü seviyesini

yakalayabilmesi ve stres kırığının önlenebilmesi amacıyla antrenmanın

sınırlandırılması akıllıca olacaktır. Bir başka önlem de; koşuya uygun ayakkabı

kullanımı ve koşu zemininin iyi seçilmesidir. Koşucularda incik splintleri ve ön

bacak ağrısı sıktır. Plantar fasit koşularda sık görülür. Uygun ayakkabı ve koşu

zeminin seçilmesi sorunun önlenmesinde önemlidir.

-Halter: Uygun olmayan kaldırma teknikleri ve aşırı antreman nedeniyle bel ağrıları

görülür. Haltercilerde köprücük kemiğinin uç kısmında kemik erimesi bildirilmiştir.

Bu aşırı antrenmana bağlı olarak oluşan inflamasyon cevabı köprücük kemiğinin uç

kısmında erimeye yol açar. Kaldırma sırasında ellerin birbirine yakın tutulması, bu

bölgeye (akromio klavikular ekleme) binen stresi ( yükü ) azaltacağından bu sorunun

önlenmesini veya atletin egzersize devam edebilmesini sağlar. İstirahat genellikle

sorunu ortadan kaldırır, ancak daha inatçı olgularda bu kemiğin çıkartılması gerekli

olabilir. Biseps tendon yaralanması, omuz ayrılması, omuz çıkığı, dirsek çıkığı ve

başparmak yaralanmaları haltercilerde görülebilen yaralanmalardır (Erol ve Karahan

2006). Halterde daha çok yumuşak doku yaralanmaları görülmektedir. Bu

yaralanmalar haltercilerin gövde ve göğüs kafesi kaslarında, sırt kaslarında ve el

bileğinde ortaya çıkabilir. Sporcuların göğüs ve gövde kasları ile sırt ve bel

kaslarında oluşan zorlanmalar sık görülen yaralanmalardır.

-Voleybol: Özellikle elin omuz seviyesini geçtigi sporlarda, kolun aşırı abdüksiyonu

ile olan dış rotasyon, vurma veya atmayı takiben kolda olan addüksiyon ve iç

Page 26: İ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SPOR BİLİMLERİ ...tez.sdu.edu.tr/Tezler/TT00575.pdfenerjilerini pozitif bir yöne aktarmak, yaşam boyu sürdürebilecekleri iyi bir alışkanlık

15

rotasyona bağlı yaralanmaları sıktır. Yapılan bir çalımsa da voleybolcuların %

45'inde klinik ve EMG ile infraspinatus kasında tutulum saptanmıştır ( Doral ve ark.

2005).

-Güreş: Yakın temas sporlarından olduğu için sık yaralanmaların görüldüğü bir

spordur. Parmak, dirsek, omuz sık olarak yaralanan bölgelerdir. Güreşçinin kafa üstü

yıkılması sırasında boyun hizasında omurilik yaralanması görülebilir. Baş bir yana

doğru zorlandığında kola giden sinirleri (brakial pleksusun yaralanması) gererek el

ve kolda uyuşukluk ve karıncalanma görülmesine yol açabilir (Erol ve Karahan

2006).

-Boks: Boks da en çok yaralanan bölge yüzdür. Bilindiği gibi boks sporunda

öncelikle yumrukların hedefi yüz ve çenedir. Bu nedenle yüzde hafif ekimozlardan

(çürüklerden) başlamak üzere, önemli kırıklara ve yüzdeki organların ciddi

yaralanmalarına kadar değişik derecelerde yaralanmalar görülebilir. En çok

yaralanma kaş yarılmalarıdır. Ayrıca ikinci planda ve zamanla oluşan yaralanma ise

boksörlerde burun kemiğinin kırılması, çökmesi ve burundaki konkaların

deviasyonudur. Baş ve beyin yaralanmaları bu spor dalında görülen en sık ve en

riskli yaralanmalardandır ve boksörlerin temel hedeflerinden biridir. Yakın görme

bozukluğu olan boksörlerde göz darbeleri sırasında retina yaralanmaları daha fazla

görülür. Bu nedenle boksa başlamadan önce bu risk açısından hekime danışılmalıdır.

Bu, alınan darbenin şiddetine, sporcunun dayanıklılığına ve tecrübesine bağlı olarak

farklı sürelerle devam eder.

-Judo: Judocularda el bileği ve parmakla ilgili yumuşak doku yaralanmaları, diz

bölgesinde yüzeysel sıyrık, intra ve ekstra artiküler hematom (eklem içi ve dışına kan

birikmesi), bağ, kapsül ve menüsküs lezyonları (yaralanmaları) ile çeşitli kafa

travmaları görülebilir.

-Kayak: Kayakçılarda ise ayak bileği yaralanmaları, krus (bacak) yaralanmaları, diz

eklemi yaralanmaları, kafa travmaları, omurga yaralanmaları, donmalar ve

ultraviyole yanıkları görülmektedir.

-Taekvando: Taekwondo sporu diğer dövüş sporlarına oranla yaralanma riskinin

fazla olduğu bir branştır (% 59 taekwondo, % 51 aikido, % 38 kung fu, % 30 karate,

ve % 14 tai chi). Yaralanmanın öyküsü, mekanizması, zamanlaması, sporcunun

Page 27: İ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SPOR BİLİMLERİ ...tez.sdu.edu.tr/Tezler/TT00575.pdfenerjilerini pozitif bir yöne aktarmak, yaşam boyu sürdürebilecekleri iyi bir alışkanlık

16

antrenman ve müsabaka programı incelendiğinde risk faktörlerinin bir kısmı ile

karşılaşılır.

2.4. Spor Yaralanmalarına Karşı Alınan Önlemler

Spor yaralanmaların da önlem iki şekilde olabilir. Bunlardan biri, sakatlığın

olmasını önlemek diğeri iyileştikten sonra aynı sakatlığın tekrarlanmasını önlemektir.

Sakatlığı önlemenin en iyi yöntemi müsabakaya ve ağır egzersizlere başlamadan

önce, kontrol altında yapılan bir kondüsyon programını uygulamaktır (Grıffıth 2000).

Spor yaralanmalarından korunmak için sporcunun düzenli sağlık kontrolünden

geçmesi gerekir. Spor sakatlıklarından korunmadan anlatmak istediğimiz, hem

sakatlık oluşumunun önlenmesi (primer), hem de oluşan sakatlığın bir an önce

tedavisinin yapılıp (sekonder), erken dönemde rehabilite edilerek (tersiyer) hastalığın

kronikleşmesine ve kalıcı sekel oluşmasına engel olmaktır. Özellikle yarışmalı

sporlarda sonu ölüm veya kalıcı sakatlanmaya varabilecek ağırlıkta hastalanma veya

yaralanma riski hep olacaktır. Bu nedenle birincil koruna yanında oluşacak

hastalanma ve yaralanmaya erken dönemde doğru ve yeterli yardım sağlayacak

önlemlerinde (ikincil koruma) geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması gerekmektedir.

Yani ilk değerlendirme acil yardım ilk yardım zincirinin sağlıklı işletilmesi

gerekmektedir (Özşahin 2002). Her geçen gün sportif performansı arttırmaya ve

spor yaralanmalarını önlemeye yönelik çalışmaların sayısı artmaktadır. Esneklik de

bu çalışmaların yapıldığı önemli bir biyomotor özellik olarak karşımıza çıkmaktadır

(Kıratlı ve Sanioğlu 2003). Spora yatkınlığı bulunan, ileride yüksek performans

beklentisi duyulan çocuklar, erken yaşlarda aşırı antrenman programlara alınmakta

çoğu zaman tıbbi destek olmadan çalışmalarını sürdürmektedir. Bu kitleye ek olarak,

düzenli kulüp ya da okul çalışmaları antrenmanlar dışında, fiziksel etkinliklere

organize olmadan katılan (sokak, mahalle karşılaşmaları şeklinde) önemli bir kesim

daha bulunmaktadır. Dolayısıyla, okul ve kulüpte yapılan spor etkinlikleri ile

dışarıda yapılan etkinliklerin artması, çocuklarda görülen spor yaralanmalarının

sıklığını da artırmıştır (Ergen 2004). Antrenörlerin antrenman programlarını

sporcuların yapısal özelliklerine ve oynadıkları mevkilere göre düzenlemeleri

durumunda, sakatlıkları en aza indirebilecekleri söylenebilir. Ortaya çıkabilecek spor

yaralanmaları tahmin etmek ve gerekli önlemleri alma şansımız olmakla birlikte spor

yaralanmalarını tamamen ortadan kaldırmak olası değildir. Öncelikle sporcunun şu

Page 28: İ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SPOR BİLİMLERİ ...tez.sdu.edu.tr/Tezler/TT00575.pdfenerjilerini pozitif bir yöne aktarmak, yaşam boyu sürdürebilecekleri iyi bir alışkanlık

17

anki fizik durumu gelişimi ve o yaşlarda karşılaşılabilecek sorunlar ve büyüklüğü

konusunda bilgi sahibi olmak gerekir. Çocukların spor yaptıkları ortamlarla (hava,

zemin gibi) ilgili gerekli tedbirler alınmalı ve düzenlemeler yapılmalıdır.

Kullandıkları donanımlar (top, raket, kayak gibi malzemelerin ağırlığı, büyüklüğü

vb.) fizik yapılarına uygun hale getirilmelidir. Koruyucu malzemeler (tekmelik,

kulaklık, kask, dizlik vb.) temin edilmeli ve kullanılmasına özen gösterilmelidir.

Yapılan araştırmalar belirli sporların, çocukların yaşı, farklı fizyolojik gereksinmeleri

ve sporun gerektirdiği çabaya göre sınıflandırılmaları nedeniyle ergenlik döneminde

daha büyük yaralanma riski oluşturduğunu göstermiştir. Bu nedenle yapılacak

sporların yaş özelliklerine göre sınıflandırılmaları, katılım da çocukların fizyolojik ve

psikolojik gelişimlerine göre yönlendirilmelidir (Stanitski 1993). Sonuç olarak spor

yaralanmaların önlenmesinde disiplinler arası bir yaklaşım sağlanması, gelişmelerin

yakından takip edilmesi, doğru tekniğin sporculara küçük yaşlardan itibaren

verilmesi ve tam bir ekip koordinasyonunu sağlanması gereklidir. Uluslararası Spor

Hekimliği Federasyonu'nun (FIMS) önerdiği 6S kuralı bu konuda bir anahtar olarak

kabul edilmelidir :

· Shoes (Ayakkabılar)

· Surface (Zemin)

· Speed (Hız)

· Structure (Fizik yapı)

· Strength (Kuvvet)

· Stretching (Germe)

2.4.1. Sporcu Eğitimi

Sporcunun yapacağı branşı kendi fizyolojik ve psikolojik yapısına uygun

şekilde seçebilmesi için antrenör veya beden eğitimi öğretmeni tarafından

bilgilendirilmesi gereklidir. Yaş, cinsiyet, psikolojik durumu uygun değil ise sporcu

sadece istiyor diye uygun olmayan spor dalını yapmasına izin verilmemelidir.

Sorumlu kişilerin özellikle gelişim dönemindeki çocuklara onları olumlu yönde

etkileyecek, sosyallik katacak, özgüven geliştirecek kendine uygun sporlara

yönlendirmesi gerekmektedir. Sporcuların; antrenman nedir? Spor sadece müsabaka

demek midir? Isınma nedir, niçin gereklidir? Spor ve özveri konularında

bilinçlendirilmesi, ailesi ile işbirliği halinde hareket edilmesi, sporcunun

Page 29: İ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SPOR BİLİMLERİ ...tez.sdu.edu.tr/Tezler/TT00575.pdfenerjilerini pozitif bir yöne aktarmak, yaşam boyu sürdürebilecekleri iyi bir alışkanlık

18

beslenmesine, sosyal hayatına dikkat etmesi, zararlı alışkanlıklardan uzak durması

konularında fikir sahibi olması gerekir. Burada en büyük görev öğretmenine ve

antrenöre düşmektedir. Yapılan spor dalı ile ilgili kurallar, kullanılan malzemeler,

önemli teknik ve taktik bilgiler, yaptığı branş ile ilgili liglerdeki takımlar ve onların

müsabakaları konularında doğru şekilde bilgilendirilmelidir. Sporun fairplay

çerçevesinde olması gerekir, sporda hırs vardır ama her şeyde olduğu gibi onunda bir

limiti vardır. Özellikle ergenlik dönemindeki sporcuların bu konuda kontrollü

gelişimi sağlanmalıdır. Unutulmamalıdır ki spor yapan kişi yaptığı işi ne kadar iyi ve

bilinçli yaparsa spor yaralanmaları da o ölçüde en aza indirgenecektir.

2.4.2. Isınma

Isınma genel ve amaca uygun ısınma olarak ikiye ayrılır. Genel ısınma büyük

kas gruplarının ısınmasını amaçlarken özel ısınmada branşa yönelik olarak kullanılan

kas gruplarının ısınmasıdır. Amaca yönelik özel ısınmada sportif hareket veya

tekniklerin dinamik ve kinematik özelliklerini gösteren hareketler ısınma

alıştırmaları olarak seçilir. Bu ısınmada aynı zamanda sakatlıklarda koruyucu özel

jimnastik programı da uygulanır (Muratlı, Şahin ve Kalyon 2005). Sporcudan daha

iyi verim alabilmek, ortaya çıkabilecek sakatlanmalardan korunmak ve yapılacak

yüklenmelere sporcuyu fizyolojik ve psikolojik yönden en uygun şekilde hazırlamak

ve uyum sağlamak için yapılan çalışmalar olarak görülmektedir. Isınma bir kasın

aktif ve devamlı hareketleri olarak, istirahat seviyesinden egzersize geçişi

kolaylaştırmakta, postural kasları gerdirmekte, kan akımını hızlandırmakta ve

metabolik hızı istirahat seviyesinden (1MET) aerobik seviyeye yükseltmektedir

(Berk 2004). Bağ dokusu esnekliğini artırarak kas-iskelet yaralanmalarına duyarlılığı

azaltmakta, eklem hareket genişliği ve fonksiyonlarını geliştirmekte, kassal

performansı yükseltmekte ve kas katılığını kontrol edebilme yeteneğini

geliştirmektedir. Sportif antrenman ya da yarışma öncesinde yapılan ısınma

sakatlanma riskini azaltmak ve performansı geliştirmek amacıyla bütün antrenörler

ve sporcular tarafından kabul edilmektedir ve uygulanmaktadır. Fakat ısınmanın

dozu ve standartlaştırılması ile ilgili öneriler yetersiz kalmaktadır. Yapılan

çalışmalarda, ısınma çeşitleri, yoğunlukları ve sürelerinin değişik olması bu

çalışmalarda kullanılan ısınma metotlarının farklı olmasından kaynaklanmaktadır.

Bütün bu farklılıklara bağlı olarak da fiziksel aktivitenin performans seviyeleri de

Page 30: İ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SPOR BİLİMLERİ ...tez.sdu.edu.tr/Tezler/TT00575.pdfenerjilerini pozitif bir yöne aktarmak, yaşam boyu sürdürebilecekleri iyi bir alışkanlık

19

değişmektedir. Vücut ve kas ısısının artması şu değişikliklere yol açar:

1-Isınan kasların kasılmaları, gevşemeleri, toparlanmaları daha süratli olur.

2-Isınma kas içindeki viskoz (yapışkanlık, tutucu) direnci azaltır. Bu da kasın daha

verimli çalışmasına yardımcı olur.

3-Enzim aktivitesi ve böylece enerji sistemindeki metabolik reaksiyon artar.

4-Kan akımı ve organizmanın O2 kullanmaya hazır bulunması artar (Zorba 1999).

2.4.3. Soğuma

Bir antrenmanın ana bölümünde yapılan yorucu çalışmadan sonra, sporcunun

ilk baştaki biyolojik ve psikolojik durumuna dönebilmesi için, yüklenmenin giderek

azaltılması önerilir. Bunun nedeni, tüm sistemlerde yenilenmenin hızla

gerçekleşmesi için, organizmanın çalışmasının birden durdurulmaması, uygun ölçüde

çalışmaya devam etmesi gerekir görüşüne dayanır. Özellikle kan dolaşımının belirli

bir hızda devam etmesi oksijen açığının karşılanması, enerji taşıyan besin

maddelerinin dokulara ulaşması, dokulardaki laktik asidin azaltılması gibi metabolik

değişimler yönünden önemlidir. Bu amaçla düşük yoğunlukta kısa süreli germeler

yapılabilir (Muratlı, Şahin ve Kalyon 2005) .Müsabaka ya da antrenman sonunda

yapılan egzersizlere toparlanma egzersizleri denir. Yarışmalar sona erince, pasif

dinlenme yerine hafif veya orta düzeyde egzersizlerle toparlanmayı sağlayan

egzersizlere ise soğuma egzersizleri denir. Soğumada antrenman veya yarışmalardan

sonra aktivite seviyesi dereceli olarak azaltılıp, hiçbir zaman aniden kesilmez. Bu

durum vücudun toparlamasına izin verir ve kas ağrılarını içeren yorgunluk etkilerini

azaltır. Hafif şiddette egzersizler ile 3-10 dk içerisinde gerçekleştirilir (Ergun ve

Baltacı 1997). Her aktivite sonrası mutlaka soğuma egzersizleri yapılmalıdır. Germe

egzersizlerini aktiviteyi takiben yapmak aktivite öncesi kadar önemlidir.

2.4.4. Koruyucu Spor Malzemeleri

Sporcuların spor yaralanmalarını en aza indirmek amacıyla branşa uygun

koruyucu kullanmaları gerekir. Futbolcuların tekmelik takmaları, basketbolcuların

ağızlık kullanmaları, voleybolcuların ve hentbolcuların dizlik, taekwandocuların safe

bord, kask kullanmaları, halter sporunu yapanların kemer takmaları, bokscuların

eldiven, kask takmaları spor yaralanmalarını azaltmada önemlidir. Dental travmadan

en çok etkilenen ağız içi bölgenin üst keserler olması nedeniyle üst çene için

hazırlanan plastik ağız koruyucularla travmaya bağlı kuvvetlerin absorbsiyonu

Page 31: İ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SPOR BİLİMLERİ ...tez.sdu.edu.tr/Tezler/TT00575.pdfenerjilerini pozitif bir yöne aktarmak, yaşam boyu sürdürebilecekleri iyi bir alışkanlık

20

hedeflenir. Direkt ve indirekt temasa bağlı travmadan korunmak için kullanılan ağız

koruyuculardan bireye özel olarak EVA (polyvinyl-acetate– ethylene copolymer)

materyali ile hazırlananlar önerilmektedir (Newsome 2001). Buz hokeyinde

kullanılan kafa koruyucu kaskların yanı sıra ağız koruyucunun da kullanılması dental

travmadan korunmada etkilidir. Kişiye özel olarak hazırlanan ağız koruyucular

performans ve uyum açısından sporcuyu rahatsız etmediği için sporcuyu ikna etmek

daha kolay olacaktır. Bu anlamda takım doktorlarının yanı sıra antrenör ve spor

federasyonlarına önemli görevler düşmektedir.

2.4.5. Oyun Kuralları

Bütün spor branşlarında kendine özgü oyun kuralları ve teknikleri vardır. Tüm

spor dalları incelendiğinde kuralların zaman içerisinde değiştiği görülmektedir. Bu

değişiklikler bazen taktik anlayışların tükenmesinden ve izleme zevkinin korunması

gereğinden, bazen de sakatlıkların önlenmesi çabasından kaynaklanmaktadır. Bu

konuda yaralanmalar ile ilgili kayıt ve arşiv sisteminin olması, spor türüne özel

yaralanmaların ortaya çıkarılmasına yol gösterici olacaktır. Koruyucu yaklaşım ön

plana çıkarılacak şekilde kurallar koruyucu ekipmanların kullanımının zorunlu hale

getirilmesinden, yaralanmaya sebebiyet veren oyun içi müdahalelere ceza

uygulamalarına kadar değiştirilebilir. Sporcuların branşlarındaki kurallara uyması

saha içinde, maç içinde ve antrenman içindeki yaralanmaları azaltmak açısından

önemlidir. Eğer oyuncular bu kurallara uymuyorlarsa rakiplerini ve kendilerini kolay

bir şekilde yaralayabilirler. Bu tür spor sakatlıklarından korunmak için;

a. Oyun kurallarını çok iyi belirlemek ve zamanla yeni kurallar getirecek dinamik

yapıya kavuşturmak gerekir.

b. Oyucuların kurallara uymalarını sağlayacak hakemlerin kural ihlallerinde hemen

ceza sistemlerini uygulaması ve kuralları sıkı bir şekilde takip etmesi gerekir

(Kayserilioğlu 2006). Sporcu kurallara uyuyor, kasti faullerden kaçınıyor ise hem

kendi sağlığı hem de karşı takım oyuncusu için sakatlanma riskini azaltıyor demektir.

Yakın temas gereken sporlarda yaralanmalar daha fazla oluştuğu için omuz omuza

mücadelelerde doğru teknikle hareket etmek spor yaralanmalarının önlenmesinde

önem teşkil etmektedir.

Page 32: İ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SPOR BİLİMLERİ ...tez.sdu.edu.tr/Tezler/TT00575.pdfenerjilerini pozitif bir yöne aktarmak, yaşam boyu sürdürebilecekleri iyi bir alışkanlık

21

2.4.6. Spor Tesisleri

Spor yapılan ortamın yapılan spor dalına göre düzenlenmiş olması saha

ölçülerinin, zeminin, ışıklandırmanın doğru olması sahanın branşa ve iklime göre

açık veya kapalı özellikte olması, hem spor aktivitesinin verimini artırır hem de spor

yaralanması oranını olumlu ölçüde etkiler. Sporun yapıldığı ortamın yaralanma

riskini en aza indirecek özellikte olması teknik bir konudur. Spor yapılan alanların

hijyenik koşullarda olması enfeksiyon, bulaşıcı hastalık riskini azaltmak bakımından

önem taşımaktadır. Bu sebeplerden dolayı sporcunun uygun fiziki ve psikolojik

şartlarda antrenman ve müsabaka yapması esastır.

2.5. Spor Yaralanması Çeşitleri

Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Kliniğinde 1983-87

yılları arasında yapılan bir araştırmada, beş yıllık dönem süresince kliniğe başvuran

1560 spor yaralanması olgusu incelenmiştir. Yaralanmaların yüzde 22sinin

kontüzyon (ezilme) ve yüzde 20sinin fraktür (kırık) olduğu tespit edilmiştir. En sık

yaralanan bölgenin ise yüzde 60 ile alt ekstremite (kasık, bacak, diz, ayak bileği,

ayak) olduğu belirlenmiştir. Sporcularda en sık karşılaşılan sorun ise aşırı kullanım

(overuse) yaralanmaları olarak tespit edilmiştir (Önçağ, Kızılay ve Taşkıran 1988).

Yaralanmalar sporcunun spor yaşantısını aksatarak antrenman periyodunu

bozmaktadır. Bazı yaralanmalar sporcunun ömür boyu spordan uzaklaşmasına neden

olurken bazen de paraplejik kalmasına ve hatta hayatını kaybetmesine neden

olmaktadır (Kaya ve ark. 1995).

Şekil 2.1. Sık Görülen Spor Yaralanmaları

Page 33: İ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SPOR BİLİMLERİ ...tez.sdu.edu.tr/Tezler/TT00575.pdfenerjilerini pozitif bir yöne aktarmak, yaşam boyu sürdürebilecekleri iyi bir alışkanlık

22

2.5.1. Yumuşak Doku Yaralanmaları

Kas iskelet sisteminin kemik dışındaki bütün diğer dokuları yumuşak doku

olarak adlandırılır. Bu yaralanma daha çok kas, tendon, ligamanların lezyonlarını

tarif etmek için kullanılır. Yumuşak doku yaralanması tüm spor branşlarında en sık

karşılaşılan yaralanma türüdür. Akut ve kronik olarak tanımlanabilirler.

Tanımlanabilmesi için oluş mekanizması, tipi, iyileşme süreci etkilenen dokular,

anatomik bölge gibi bazı parametrelerin göz önünde bulundurulması gerekir

(Bayraktar ve Yücesir 2009). Akut yaralanma ani ortaya çıkması, anatomik

bütünlüğün bozulması, yaralanma için yapılan uygun tedavi ile düzenli iyileşme ile

karakterizedir. Kronik yaralanma ise geç ve yavaş ortaya çıkar. Akut yaralanmadaki

tedavinin yetersizliği, uzaması ve tekrarlayan yaralanmalar sonucu kronik

yaralanmalar ortaya çıkar. Kronik yaralanmada iyileşme seyri akut yaralanmadan

farklı olarak zamanında olamayabilir ve daha çok eksik, yanlış tedavi neticesinde

ortaya çıkar. Basketbolcularda ve hentbolcularda daha sık görülmektedir. Yumuşak

doku yaralanmalarını aşağıdaki gibi sınıflandırabiliriz:

a. Kontüzyon (Ezik-Bere)

b. Hematom (Kan Birikmesi)

c. Açık Yaralar

d. Kramp

e. Tendopatiler

f. Tendon Kopmaları

g. Kas Yaralanmaları (Lif Kopması)

h. Bursit (Bağrıaçık ve Açak 1998)

a-Kontüzyon (Ezik): Travma sonucu deri altındaki kılcal damarların ezilmesi ve

sızıntı şeklinde kanamanın oluşmasıdır. Hemen bütün spor dallarında sıklıkla

karşılaşılan bir yaralanma şeklidir. Daha çok omuz omuza mücadele sırasında

çarpışma, yere düşme veya sporcunun zemin top gibi araçlara çarpması sonucunda

ortaya çıkabilmektedir. Ezik türü yaralanma vücudun her yerinde meydana gelebilir.

Yaralanma sonrası kişide ağrı, duyarlılık, renk değişimi, şişlik görülebilir. Yaralanan

bölgeye yaralanma sonrası uygulanacak ilk yardım soğuk uygulama olmalıdır.

Ekstremitelerde bir yaralanma ise; soğuk uygulamaya ek olarak yaralanan bölge

Page 34: İ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SPOR BİLİMLERİ ...tez.sdu.edu.tr/Tezler/TT00575.pdfenerjilerini pozitif bir yöne aktarmak, yaşam boyu sürdürebilecekleri iyi bir alışkanlık

23

yukarı kaldırılma, gerekirse bandajla tespit, istirahat ve ilaç tedavisi şeklinde

yapılmalıdır.

b-Hematom (Kan Birikmesi) : Travma sonucu yüzeysel veya derin olarak kanın belli

bölgede sınırlı olarak toplanmasıdır. Kan birikmesi yüzeysel ise bir bölgede şişme,

ağrı, renk değişimi görülür. Hematom derin ise ağrı, geniş bölgede şişlik, sertlik, geç

renk değişimi belirtileri görülür. Bu tip yaralanma genelde uyluk, bacak, kol, bel, ve

ayakta görülür (Kalyon 1990). Tedavisi için soğuk uygulama, elastik bandaj, gerekli

ise hematomun boşaltılması, bölgeyi hareketten korumak, ağrı ve iltihabı azaltan

ilaçlar (antienflamatuar) verilebilir. Tedavi geç devrede ise fizik tedavi yapılır.

c. Açık Yaralar: Sert bir cismin çarpması veya çarpışma sonucu derideki doku

bütünlüğünün bozulmasıdır. Küçük bir sıyrık da açık yaradır. Bütün spor

branşlarında sık olarak görülebilen bir yaralanma çeşididir. Baş, yüz, bacak ve başta

olmak üzere vücudun bütün bölümlerinde açık yara meydana gelebilir. Yaranın

büyüklüğü ve yerine bağlı olarak kanamayı durdurmak için bası, turnike uygulaması

yapılabilir. Yaralanan bölge temizlenmeli, pansuman yapılmalı, kişiye tetonoz aşısı

yapılmalıdır.

d. Kramp: Kas liflerinin ani ve şiddetli olarak bir ağrı ile kasılması bir süre kasılı

kalmasıdır. Oluş sebepleri aşırı terleme, sıvı elektrolit kaybı, düzensiz antrenman ve

aşırı yüklenme, fazla yorgunluk, dengesiz beslenme, bölgesel dolaşım

bozukluklarıdır. Şiddetli ağrı, kaslarda kasılma ve bölgesel sertleşme ile kendini

gösterir. Kramp daha çok baldırlarda, sırt, boyun, ayak ve omuzda meydana gelir.

Krampı tedavi etmek içim sıcak uygulama, karşıt kası çalıştırma, yumuşak masaj

yapılır. Eğer tekrarlıyor ve ileri seviyede ise kas gevşetici ilaçlar, magnezyum ve

kalsiyum takviyesi yapılır.

e. Tendopatiler: Tendonların ağrılı iltihabi reaksiyonları veya tendon yapışma

yerlerindeki yumuşak doku reaksiyonlarıdır (Bağrıaçık ve Açak 1998). Tenosinovit,

tendon kılıflarının irritasyonu, tendinit ise tendonun kendisinin inflamasyonudur.

Alışılmamış sporların yapılmasında, bir sporun ilk defa yapılmasında, alışılmamış

zemin ve spor malzemesi kullanımından bir gün sonra ortaya çıkar.

f- Tendon kopmaları: Kas dokusu, kontraksiyonun iletildiği bir tendon ile kemiğe

bağlıdır. Tendonlar çok güçlüdür ve 50- 100 N/mm2'lik tensil bir güçleri vardır

(Doral 2009). Tendonlar kuvvetleri kaslardan kemiklere aktarır ve kas kasılınca

Page 35: İ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SPOR BİLİMLERİ ...tez.sdu.edu.tr/Tezler/TT00575.pdfenerjilerini pozitif bir yöne aktarmak, yaşam boyu sürdürebilecekleri iyi bir alışkanlık

24

kuvveti doğurur, oluşan bu kuvvet tendonların gerilmesine sebep olur. Eklem

hareketliliğini sağlayan tendonların aşırı gerilme, ani ve sert hareketler sonucunda

zorlanarak kopması tendon kopması olarak adlandırılır. Eğer tendondaki gerilme %

4'den fazla değilse, lifler orijinal konfigürasyonlarına geri dönerler. % 4 ile % 8

arasındaki gerilmelerde ise kollajen lifleri birbirleri üzerinde kayar ve çapraz

baglantılar arasında kopmalar baslar. Gerilme seviyesi % 8'den fazla olduğunda ise,

lifler tensil kuvvetlere karsı koyamadığından makroskopik kopmalar görülür

(O'Brien 1992). Çok sık karşılaşılan bir yaralanma olmamakla beraber önemli bir

patolojidir. Ağrı, tendonların yaptığı hareketlerin yok olması, kopma yerinde şekil

bozukluğu ile teşhis konur. En çok aşil tendonunda, el ve ayak parmak tendonlarında,

kolda biceps tendonunda görülür. Özellikle ayak bileği burkulmalarına eşlik eden

peroneal tendinopati, kronik ayak bileği ağrısının en önemli nedenlerinden birisidir.

Tenosinovitler konservatif tedaviye cevap verirken tendon rüptürleri ve tendon

subluksasyonunda cerrahi tedavi gerekli olur (Tandoğan ve Kayaalp 2010). Son

yıllarda erken rehabilitasyon ve takiben ise sportif aktivitelere erken dönüş

seklindeki yaklaşım popülarite kazandığından, günümüzde artık birçok cerrah erken

tamiri tercih etmektedir (Karahan ve Erol 2004).

g.-Kas Yaralanmaları (Lif Kopması): Kaslar iskelet sistemine hareketi sağlayan

dinamik yapılardır. Dinlenme anında normal tansiyona sahip olan kaslar uyarı

geldiğinde kısalarak, eklemler üzerinde iki farklı kemiği birbirine yaklaştırırlar

(Karahan ve Güven 2002). Çocukluk ve ergenlik döneminde, kas dokusunu içeren

spor yaralanmaları çoğunlukla kas kontüzyonu veya gerginliği (strain) şeklinde

görülür (Karahan ve Erol 2004). Çeşitli spor branşlarında, kas kuvvetini normal

limitin dışına iten birçok durum vardır. Eğer bu durumlarda kas yeterince esnek

değilse, karşılaşılan kuvvet zorlanması durumlarında muhtemelen kas ve tendon

üniteleri yaralanacaktır kanısına varmıştır (Wilson 2003). Sert ve ani hareket sonucu

kasın bir veya birkaç lifinin zorlamalar ve darbeler nedeniyle kopmasıdır. Oluştuğu

bölgede ağrı, ödem, girinti, hareket güçlüğü görülür. Vücutta tüm kaslarda

görülebilir. Kas yaralanmaları iyileşme süreçleri farklı olsa da genelde birbirlerine

benzerlik gösterir. Ortalama iyileşme süreçler:

Hafif zorlamalarda: 2-6 hafta

Orta şiddetli zorlamalarda: 6-8 hafta

Page 36: İ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SPOR BİLİMLERİ ...tez.sdu.edu.tr/Tezler/TT00575.pdfenerjilerini pozitif bir yöne aktarmak, yaşam boyu sürdürebilecekleri iyi bir alışkanlık

25

Şiddetli zorlamalarda: 8-10 hafta iyileşme süresine ihtiyaç duyulur (Bağrıaçık ve

Açak 2000).

h. Bursit: Bursalar; kemik-tendon, tendon-tendon ve cilt-kemik arasında bulunan,

sürtünmeyi azaltan kaseciklerdir. Bunların inflamasyonunda ağrılı durumlar ortaya

çıkar ve kesecikler şişer. Bursa içinde fazla sıvı toplanması ve bunun sonucunda

iltihap oluşması durumuna bursit denir. Bursitler; friksiyonel bursit, septik bursit ve

kimyasal bursit olarak üçe ayrılmaktadır. Dolaysız darbeler sonucunda oluşur. İltihap

belirtileri olan şişlik, ağrı, renk değişimi görülür. Sporcularda daha çok dizde ve

dirsekte görülür. Tedavisinde ağrı tamamen kayboluncaya kadar istirahat, soğuk

uygulama, kompresyon bandajı ve elevasyon uygulanır. Şişlik yaygın ve ağrı şiddetli

ise 24 saat sonra aspirasyon ve kompresyon uygulanır.

2.5.2. Eklem Yaralanmaları

İki ya da daha fazla kemiğin birbirine bağlanmasıyla oluşan yapıya eklem

denir. Eklemlerde yer alan kemik uçları kıkırdakla kaplıdır. Eklem bağları

(Ligaments) eklemdeki kemiği kemiğe bağlayan yapılardır. Eklemler; kemiklerin

birbirine göre hareket edebildiği birleşme yerleridir. Eklem kapsülünün iç yüzü

sinoviyal zarla kaplı olup, bu zar sıvı üreterek eklemlerin yağlanmasını sağlayarak

aşınmasını engeller. Kuvvet iletimi, ekstremite hareket halinde iken stabilite ve

vücudun hareketinin sağlanması gibi görevleri olan eklemlerin, kayma, açısal ve

dönme ile ilgili belirli hareket oranları bulunmaktadır. Eklem sakatlıklarının

oluşmasında kas atrofisi ve güçsüzlüğü, tendon kuvvetsizliği ve ligament zayıflığı

predispozan faktör olarak rol oynamaktadır. Eklem yaralanması kas ve tendonun ani

olarak zorlanması veya fazla olarak kullanılması sonucu oluşan doku harabiyetidir.

Eklemlere sert ve ani yüklenme nedeni ile oluşur. Hareketle artan ağrı, hareket

kısıtlığı, duyarlılık, şişlik, kas kopmuşsa o yerde girintiye oluşur. Eklem

yaralanmalarını; zorlanma ve incinmeler, burkulma, hemartroz, çıkıklar olarak

sınıflandırabiliriz. Soğuk uygulama, tam tespit, bandaj, istirahat, kas gevşetici ilaç

tedavisi, kopma var ise cerrahi tedavi yapılır.

2.5.3. Kemik Doku Yaralanmaları

Mikro travma ve makro travmalar nedeni ile kemiğe ait tüm dokuların

bütünlüğünün, yapısının ve kısmen fonksiyonlarının bozulması şeklinde görülür.

Genellikle kemiğin elastikiyet ve öz sağlamlığının aşılmasına neden olan bir defalık

Page 37: İ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SPOR BİLİMLERİ ...tez.sdu.edu.tr/Tezler/TT00575.pdfenerjilerini pozitif bir yöne aktarmak, yaşam boyu sürdürebilecekleri iyi bir alışkanlık

26

doğrudan ya da dolaylı şiddet vasıtası ile oluşabilir ( Hilobil ve Mechelen 1990).

Kemik doku bütünlüğünün bozulması kırık yani fraktür olarak adlandırılır. Kemik

doku yaralanması açık yara ve kapalı yara olmak üzere ikiye ayrılır. Açık kırık

kemiğin dokuyu delerek dışarı çıkması, kapalı yara ise kırığın doku içinde kalması

şeklinde görülür. Yaralanma olan bölge tespit edilir.

2.5.4. Aşırı Zorlanma Sonucu Oluşan Spor Yaralanmaları

Aşırı kullanmaya bağlı yaralanmalar genellikle tekrarlayan mikrotravmalar ve

aşırı yüklenme ile kolojen doku hastalıkları gibi sebeplere dayalı olarak görülür.

Özellikle temas sporlarda antrenmanlarda koruyucu malzeme kullanımının az olması

sakatlık riskini artırmaktadır. Ayrıca tekrarlayan stres ve mikro travmalar sonrası

görülen aşın kullanıma bağlı yaralanmalar spor sakatlıkları içinde önemli bir yer

tutmaktadır. Profesyonel sporcularda antrenman sayısının, antrenman süresinin ve

yoğunluğunun artması aşırı kullanıma bağlı yaralanmaların sayısını da artırmıştır.

Spor yaralanmaları nedeniyle hastaneye müracaat eden hastaların % 25-30’unda aşırı

kullanıma bağlı yaralanmalar görülmektedir. AKB spor yaralanmaları genellikle iki

yıldan daha uzun süredir düzenli antrenman yapanlarda görülmektedir. Ayrıca spor

yapmaya yeni başlamış ve antrenman şiddeti yüksek olanlarda da görülebilir.

Müsabakalara hazırlanan elit sporcularda da sık görülmektedir. Bu tip yaralanmalar

% 85 oranında dayanıklılık sporu yapanlarda görülmektedir (Ünal 2009). Genellikle

tekrarlayan mikrotravmalar sonucu görülen AKBY hastanın şikâyetleri

mikrotravmanın etkilediği yere ve mikrotravmanın süresine göre değişir. Semptomlar

hastalık tablolarıyla birlikte ayrıntılı olarak anlatılacak olmakla birlikte; ağrı, şişlik,

hassasiyet, fonksiyon kaybı, ısı artışı, deri üzerinde ekimoz ve anatomik yapıda

defekt şeklinde kendini göstermektedir. Ağrı, önceleri hafif başlayan, dinlenmekle

geçen bir yapı gösterirken, aktivitelerin devam etmesi sonucu dinlenmekle geçmez

ve sporcunun performansını etkilemeye başlar. Zorlayıcı faktörlerin zamanında

durdurulması ile çoğu yaralanmada iyileşme sağlanmaktadır. Bu nedenle esas olarak

konservatif tedavi uygulanmalıdır. Erken tanı tedavi sonuçlar üzerinde çok etkilidir.

Aşırı kullanım yaralanmalarında beş basamaklı tedavi programı önerilmiştir.

1-Etkenin tanımlanması: Tedavinin en önemli basamağıdır. 2-Etkenin yeniden düzenlenmesi 3-Ağrı kontrolü 4-Aktif rehabilitasyon 5-İdame

Page 38: İ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SPOR BİLİMLERİ ...tez.sdu.edu.tr/Tezler/TT00575.pdfenerjilerini pozitif bir yöne aktarmak, yaşam boyu sürdürebilecekleri iyi bir alışkanlık

27

2.6. Spor Yaralanmalarında Tedavi

Zamanında ve uygun tanı konması tedaviyi kolaylaştırarak, spora ya da

aktiviteye dönüşü hızlandırır (Ergen 2004). Spor yaralanmalarında ilk olarak ayrıntılı

bir anamnez alınmalı, biyomekanik yapı değerlendirilmeli ve olası travma

mekanizması belirlenmelidir. Bu yaklaşım spor yaralanmasının tedavisinde ve yeni

bir yaralanmanın önlenmesinde oldukça önemlidir. Alt ekstremitenin kullanılamadığı

dönemde, sportif performansın devamı için üst ekstremiteye yönelik aerobik egzersiz

programları uygulanmalıdır. NSAI ilaçlar Akut ve kronik yaralanmalarda hem ağrı

kontrolü hem de yaralanmış bölgedeki inflamasyonun uygun seyirde olması ve

kontrol altında tutulması için kullanılır (Bayraktar ve Yücesir 2009). Tıbbi tedavi

sonrasında nöromuskuler, proprioseptif ve fonksiyonel kayıplar belirlenerek bunları

restore etmeye yönelik saha içi aktif rehabilitasyon programı düzenlenmelidir (Yıldız

2006). Spor yaralanmalarında tedaviyi 3 basamakta inceleyebiliriz:

1- Koruyucu hekimlik hizmeti (1. Basamak sağlık hizmeti)

2- Tedavi edici sağlık hizmeti ( 2. Basamak sağlık hizmeti )

3- Rehabilite edici sağlık hizmeti ( 3. Basamak sağlık hizmeti )

Yaralanma olduğu andan itibaren tedavi programını da 4 ana bölümde incelemek mümkündür:

1. İlk yardım

2. Ön tedavi

-İstirahat (Rest)

-Soğuk-Buz (İce)

-Kompresyon (Compression)

-Elevasyon (Elevation)

-İmmobilizasyon (İmmobilization)

3. Kesin tedavi ve fizik tedavi

-Masaj tedavisi

-Soğuk tedavi

-Sıcak tedavi

-Bandajlama

4. Rehabilitasyon

Page 39: İ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SPOR BİLİMLERİ ...tez.sdu.edu.tr/Tezler/TT00575.pdfenerjilerini pozitif bir yöne aktarmak, yaşam boyu sürdürebilecekleri iyi bir alışkanlık

28

2.6.1. İlk yardım

Spor yapanların sayısı son yıllarda oldukça artmıştır. Spor yaparken ortaya

çıkan yaralanmaların büyük kısmı hafif yaralanmalar olurken, çok ciddi yaralanmalar

da oluşabilmektedir. Yaralanma olduğu yerde yapılan ilk müdahale ilk yardım denir.

Oluşan sakatlığın akut veya kronik seyirli olması ve oluşma mekanizması, tedavi

yaklaşımını etkileyen faktörlerdir. Sahada, doğru şekilde yapılacak ilk ve acil yardım

hayat kurtarıcı olabilir. Aynı zamanda sporcunun kısa sürede iyileşmesini ve

komplikasyonların daha az olmasını da sağlar. İlk ve acil yardımın esas prensibi,

zamanında ve erken yapılan müdahaledir. Bu İlk yardım prensiplerinde 3 T kuralı

esas alınarak hareket edilir. T:Tanı, T: Tedavi, T: Taşıma şeklinde hareket edilir.

Yaralanma sahada olduğunda yapılacak işlemler şu şekilde sıralanabilir;

1) Oyuncuya yaklaşım

2) Yaralanmanın gözlenmesi

3) Yaralanmanın değerlendirilmesi (Ege 1981)

Gözlem ve değerlendirme için TOTAPS işlemi izlenmelidir. Sporcunun Durumunun

Değerlendirilmesi (Ergun ve Baltacı 1997).

Tablo 2.3. Sporcu Durum Değerlendirilmesi

TALK T KONUŞ

OBSERVE O GÖZLE

TOUCH T DOKUN

ACTIVE MOTION A AKTİF HAREKET

PASSİVE MOTION P PASİF HAREKET

Skill Test S Beceri Testleri Sportif sakatlık anında oluşan doku hasarı birincil

yaralanma olarak nitelendirilir. Kemik ve sinir dokular etkilenebilir (Bayraktar

Yücesur 2005 ). Tedavi protokolü oluşturulurken bunlara ek olarak yaralanmaya

zemin hazırlayabilecek tüm sebepler göz önünde bulundurulmalıdır. Öncelikle

nedeni ortadan kaldırmakla tedaviye başlanılmalı ve iyileşmenin hızlı olmasını

sağlayacak unsurlardan yararlanılması daha sonra planlanmalıdır (Bayraktar ve

Yücesur 2005). Bu genel yaklaşımla;

Akut uygulamalar; Sportif yaralanma olduğu anda yapılan ilk müdahalenin doğru

olması tedaviden alınacak sonucun iyi olması ve tedavi süresinin kısalması açısından

Page 40: İ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SPOR BİLİMLERİ ...tez.sdu.edu.tr/Tezler/TT00575.pdfenerjilerini pozitif bir yöne aktarmak, yaşam boyu sürdürebilecekleri iyi bir alışkanlık

29

önemlidir. Yaralanma oluştuğu anda alınan önlemler yeni bir yaralanma oluşumunu

en aza indirir. Unutulmaması gereken en önemli nokta, yaralanma oluştuğu andan

hemen sonra iyileşmenin de başladığıdır. Bölgesel spor yaralanmalarında en geçerli

yöntem PRICE dır. (P: protect, R: rest, I: ice, C: compression, E: elevation, S:

support).

P: (Protect) Koruma: Yaralanma sonrası düşünülmesi gereken en önemli nokta,

yaralanan bölgeyi korumaya almaktır. Yaralanmış bölgede yeni bir yaralanma

oluşmasını önlemek ve oluşan yaralanmanın seviyesinin artmaması için bölge

korumaya alınmalıdır. Çünkü iyileşme için gereken zaman hasarlı dokunun

büyüklüğüne ve yaralanmanın şiddetine direkt bağlıdır.

R: (Rest) Dinlenme: Antrenman veya müsabaka durdurularak sporcunun istirahat

etmesi ve yaralanan bölgenin istirahat pozisyonuna alınması sağlanmalıdır. Bu

istirahat yaralanmış bölge ve etkilenen eklem hareketinin tamamen engellenmesini

hedeflemektedir. Böylece vücudun kendini onarmasına müsaade edilmiş olur.

I: (Ice) Buz: Yaralanan bölgeye temel tedavi olarak soğuk uygulama yapılır. Soğuk

uygulama ile yaralanma kontrol altına alınır. Bu uygulamadan asıl olarak beklenen,

metabolizma hızının düşürülmesi, perfüzyon/kan akışının azaltılması, inflamasyonun

sınırlandırılması, ağrı kontrolü, ödem sınırlaması ve nöromusküler etkileridir.

Bunlardan dolayı sportif yaralanmanın oluştuğu bölgeye 1-2 saat arayla 15-20

dakikalık buz (soğuk) uygulaması yapılır. En sık kullanılan soğuk uygulama

yöntemleri buz torbası, cold pack (donmuş jel paketi), buz friksiyonu, buzlu suya

daldırma, soğuk kompresyon cihazları ve soğutucu spreylerdir. Bütün bu soğuk

uygulamalarının lokal soğuk etkisi yaptığı akıldan çıkarılmamalıdır (Bayraktar ve

Yücesur 2005). Soğuk uygulama yaralanmalardan sonra ilk 48 saat içinde yapılır.

Soğuk paketleriyle, doğrudan deri üzerine yapılmayan soğuk uygulamalarda süre; bir

seansta en az 12-15 dakikadır. Soğuk uygulamaya doku tepkisi 4 devrede gelişir:

1. devre; 0-3 dakika içinde rahatsız edici soğukluk hissedilir.

2. devre; 2-7 dakika içinde yanma, ısınma hissi ve ardından ağrı ve acı ortaya çıkar.

3. devre; 5-12 dakika içinde uyuşmayla beraber hissizlik başlar.

4. devre;12-15 dakika içinde hücre faaliyetinde artma olmaksızın derin dokularda

vazodilatasyon gelişir. Soğuk uygulama yapılan malzeme ile deri arasında mutlaka

bir şey bulunmalı ve araya konulan materyal soğuk su ile ıslatılmalıdır. Hiçbir şey

Page 41: İ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SPOR BİLİMLERİ ...tez.sdu.edu.tr/Tezler/TT00575.pdfenerjilerini pozitif bir yöne aktarmak, yaşam boyu sürdürebilecekleri iyi bir alışkanlık

30

bulunamıyorsa giysi üzerinden uygulama yapılmalıdır. Yaralanan bölgede zayıf

dolaşım, vazospazm ve vasküler yetersizlik varsa kesinlikle kullanılmamalıdır

(Bağrıaçık ve Açak 2005).

Şekil 2.2. Soğuk Uygulama

Tablo 2.4.Sıkça kullanılan soğuk uygulama yöntemleri ve dikkat edilecek hususlar

Uygulama Yöntemi Uygulama Özellikleri

Buz torbası Direkt deriye uygulanır, kompresyon bandajı kullanılabilir,

uygulama suresi cilt altı yağ dokusu kalınlığına gore 15-30

dk.’dır. Pure edilmiş veya parçalanmış buz, kup şeklindeki

buzdan daha iyi soğutma etkisi yapar.

Buzlu suya daldırma Uygulanacak bölge buzlu suya daldırılır, ince elastik teyple

kompresyon uygulanır (elastik bandaj ıslandığında yarattığı

basınç etkisini kaybettiğinden uygun değildir). Uygulama

suresi 10-20 dk.’dır.

Cold pack Deriye direkt uygulanmaz, kompresyon bandajı ve

elevasyon kullanılabilir, 15-20 dk. uygulanır. Soğutmada

buz torbaları cold pack’lerden daha etkilidir.

Soğutucu spreyler Spazm ve trigger noktalarına sprey ve germe teknikleri

birlikte uygulanırsa daha iyi sonuç elde edilir. Kolaylıkla

soğuk yanması oluşabilir. Sprain, strain, fraktur ve

kontuzyon gibi yaralanmalarda uygulanmamalıdır

(Bayraktar ve Yücesir 2009)

C : (Compresyon) : Kompresyon: Bölgesel basınç uygulamasıdır. Soğuk

uygulamanın yanında kanamayı durdurmak ve ödemi kontrol altına almak için

kullanılır. Elastik bandaj ve bası için uygun pedler tercih edilmelidir. Kompresyon

bandajı ön tedavinin diğer yöntemleriyle birlikte uygulandığında daha etkili olur.

Yaralanmış bölgeye kompresyon uygulamak amacıyla, hasarlı bölgede soğuk

Page 42: İ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SPOR BİLİMLERİ ...tez.sdu.edu.tr/Tezler/TT00575.pdfenerjilerini pozitif bir yöne aktarmak, yaşam boyu sürdürebilecekleri iyi bir alışkanlık

31

uygulama paketlerinin ya da basınç pedlerinin tespiti için, kronik sakatlıklarda ya da

spora yeniden dönüşte güvenlik ve oto kontrolün sağlanması için, bölgenin sıcak

tutulması gibi amaçlar doğrultusunda kompresyon yapılır. Basınç uygulamak

amacıyla kullanılan elastik bandajlar esneme yeteneğine sahip sargılardır. Değişik

ebatlardaki bandajların, yapışkan türde olanları da mevcuttur Ayak bileği uyluk gibi

bölgelerdeki doku içi kanamalara karşı kullanılan pedler, sert süngerimsi maddeler

veya keçeden hazırlanır. Halka ve at nalı şeklindedir. Yaralanmış bölgenin hemen

çevresinde doku üzerine yerleştirilen kompresyon pedleri üstüne elastik bandaj

sarılarak ödem azaltmak, bölgeyi kontrol altına almak ve kanamayı önlemek

amaçlanır.

E : (Elavation) : Elevasyon: Yaralanma sonrası gelişen ödemin kontrol edilmesi için

kullanılır. Yaralanmış bölgenin ‘’kalp seviyesinin üstünde’’, yukarda tutulması

anlamına gelir. Bu şekilde pozisyonlama ile özellikle alt ve üst ekstremite

yaralanmalarında şişliklerin giderilmesinde dolaşım sistemine destek verilir.

Elevasyon; yaralanmalardan sonra kompresyon bandajı ve soğuk uygulamayla

birlikte 2-3 gün süreyle yapılır. Başlangıçta 2 saatte bir 20 dakika yukarda tutmak

gerekir. Alt ekstremite yaralanmalarında yatar durumda 45’C yükseltme yeterlidir.

Kol yaralanmalarında oturma pozisyonunda omuz seviyesinden 45’C yukarda

desteklemek iyidir.

İmmobilizasyon (İmmobilization): Sakatlığın olduğu ilk aşamada antrenör veya

sağlık görevlisi tarafından uygulanabilecek yaygın bir yöntemdir. Sakatlığın

meydana geldiği bölgede daha fazla deformasyonu önlemek amacıyla uygulanan

hareket azaltma yöntemidir. Daha fazla doku yaralanması, şişlik ve kanamayı

önleyebilmek için sakatlanan kısmın desteklenmesi ve kullanılmasının engellenmesi

için akut dönemde bandaj daha sonraki dönemlerde hamlama ve enezler tercih

edilmelidir. Yaralanmanın tipine ve derecesine göre ciddi durumlarda

immobilizasyon, alçı, atel ve splint ile sağlanmaktadır.

2.6.2 Sahada Bulundurulacak İlk Yardım Gereçleri

Spor sahalarında sporcuların ilk yardım gereksinmeleri öncelikle saha

şartlarında karşılanmak durumundadır. Bu nedenle sağlık ekiplerinin ve

bulundurulacak malzemeleri organizasyonu gereklidir. Bütün spor karşılaşmalarında

sağlık ekibi donanımlı ambulans ile birlikte hazır şekilde olmalıdır. Ambulans yoksa

Page 43: İ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SPOR BİLİMLERİ ...tez.sdu.edu.tr/Tezler/TT00575.pdfenerjilerini pozitif bir yöne aktarmak, yaşam boyu sürdürebilecekleri iyi bir alışkanlık

32

hava yolu ve yaşam destek malzemeleri sağlık çalışanının yanında bulunmalıdır.

Dolaşım yolu açmak için branül, % 5 dekstroz ve ringer laktat, solunum yolu için

balon, valf, maske, oksijen tüpü vb. malzemeler bulunmalıdır. İskelet sistemi

yaralanmaları için atel, alçı, kol değneği, baston, elastik bandaj, dizlik, sırt tahtası,

geniş sargılar, flaster bulundurulması gerekir. Yara bakımı için lidokain, şırınga,

dikiş takımı, gazlı bez, yıkama solüsyonu, betadin, steril spançlar bulundurulması

gerekir. Kulüp hekimleri sporcuların ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak

sporcularda var olan alerji astım, şeker veya gibi kronik hastalık varsa onlara yönelik

ilaçları hazır bulundurması doğru olur. Gerekli durumlarda hastaneye nakil için ön

hazırlığın ve rotanın belirlenmiş olması müsabakanın kapsamı ne olursa olsun

gereklidir. 18 Nisan 1975 Cenevre anlaşmasına göre araçlarda ve evlerde bulunması

öngörülen ilk yardım çantasında şunlar bulundurmalıdır:

ADET

1. Solunum maskesi (ağız ağza değmemesi için)

2. Steril paket halinde hidrofil (emici) gazlı pansuman bezi

Küçük (10x10 cm), Orta (25 x 25 cm), Büyük (25 x 40 cm)

3. Gerilebilir tip çorap şeklinde (skocking) bandaj (en az 30 cm uzunlukta

4. Sargı bezi (10-12 cm)

5. Elastik bandaj (10-12 cm genişlikte, bası için bir yastıkçıklı)

6. Pansuman bezli kapama (6 x 10 cm kadar)

7. Flaster (orta genişlikte)

8. Battaniye (200 x 250 cm, bir yüzü çok çarpıcı renkte)

9. İlk yardım makası

10. Çengelli iğne (büyük)

11. Kauçuk yastıkçık (15x 30 x 50 cm)

12. Not defteri ve kalem

2.6.3. Yaşam Kurtarma ve Canlandırma

İnsan vücudu ve özellikle beyin yaşamak için mutlaka oksijene ve besinlere

gereksinim duyar. Besin maddelerinin aksine oksijen depolanamaz, bu nedenle

solunum yoluyla sürekli hava almamız gerekir. Akciğerlere ulaşan oksijen, kalbin

vurulan sayesinde dokulara oksijeni taşıyan kana geçer. Bu nedenle, solunum ve kan

dolaşımı iki yaşamsal işlevdir. Bu işlevlerin etkilenmesi ya da durması, yasamın

Page 44: İ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SPOR BİLİMLERİ ...tez.sdu.edu.tr/Tezler/TT00575.pdfenerjilerini pozitif bir yöne aktarmak, yaşam boyu sürdürebilecekleri iyi bir alışkanlık

33

devamı açısından acil bir sorun oluşturur. Beyin hücreleri oksijen almadan 3-5

dakika dayanabilir. Dolayısıyla, beyin hücrelerinde geriye dönüsü olmayan bir hasar

gelişmeden önce bu süre içinde solunumun ve kan dolaşımının düzeltilmesi gerekir.

Solunumun durduğu andan itibaren kalp birkaç dakika (2-5 dakika) daha atmaya

devam eder. Bu süre sonunda solunum yeniden başlamamışsa, kalp de oksijen

eksikliğinden etkilenerek duracaktır. Tüm bunlar göz önüne alındığında, bilinçsiz bir

kişinin soluk alıp almadığının nasıl anlaşılacağı ve solunumun ya da kalbin durduğu

durumlarda ne yapılacağını bilmek önemlidir. Bir hasta/yaralıyı incelerken yaşam

için tehdit oluşturabilecek durumların belirlenmesi önceliklidir. Yani bilinç durumu,

solunum ve kan dolaşımı değerlendirilmelidir.

İlk değerlendirmeyi yaparken “Temel Yaşam Desteğinin ABC’si” olarak adlandırılan

aşamaları sırasıyla izlemek gerekir.

A: Airvay: Hava yolunun açılması

B: Brathing: Solunumun düzeltilmesi

C: Circulation: Dolaşım sağlanması (Güler ve Bilir 1994)

A: Airvay: Hava yolunun açılması: Bilinçsiz bir hasta/yaralı, özellikle ağzı yukarıya

gelecek şekilde sırtüstü yatıyorsa, dil gevşeyip aşağı düşebilir ve akciğerlere hava

girişini zorlaştırabilir ya da engelleyebilir. Ya da hasta/yaralının ağzında tıkanmaya

neden olan yabancı cisim yiyecek v.b. olabilir bu nedenle ağız içi kontrol edilerek

temizlenmelidir. Daha sonra, bilinçsiz bir kişinin nefes alıp almadığını görmek için

bir elimizle başını arka/a doğru yatırırız böylece dili yukarıya doğru çekilerek hava

girişine izin veririz.

Şekil 2.3. Hava Yolu Açma Uygulaması

Page 45: İ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SPOR BİLİMLERİ ...tez.sdu.edu.tr/Tezler/TT00575.pdfenerjilerini pozitif bir yöne aktarmak, yaşam boyu sürdürebilecekleri iyi bir alışkanlık

34

B: Brathing: Solunumun düzeltilmesi: Hava yolunun açıklığını koruyarak, kişinin

nefes alıp almadığını kontrol edilir. Solunumu sayılır, göğsü inip kalkıyor mu, ağız

ve burundan hava çıkıyor mu kontrol edilir. Eğer yaralı nefes alıp veriyorsa, güvenli

yan pozisyon vermek gerekir. Eğer kişi hasta/yaralının nefes almıyorsa, akciğerlerin

oksijenlenmesini sağlamak amacıyla hemen “ağızdan ağıza solunum” yöntemiyle

yapay (suni) solunuma başlamak gerekir. Ağızdan ağıza solunum etkilidir, çünkü her

soluk alıp vermede akciğerlerimizden çıkan hava, solunumu durmuş bir kişiye

yetecek kadar oksijen içerir {yaklaşık % 16 soluduğumuz havadaki oksijen oranı ise

% 21′dir).

Şekil 2.4. Solunum Düzenlenmesi

C: Circulation: Dolaşım sağlanması: Solunum ve kan dolaşımı büyük ölçüde

bağlantılıdır. Bu nedenle, bir kişinin dolaşımı durmuşsa, kalbinin atıp atmadığına

bakmamız gerekir. Eğer hasta/yaralının nabzı alınmıyorsa, bu kalbinin durdurduğu

anlamına gelir ve “dış kalp masajı” yapmaya başlanmalıdır. Bu teknik, kalbin

omurga ve göğüs kemiği arasında bastırılarak kanın pompalanmasını sağlamak

amacıyla göğüs kemiğinin alt kısmına ritmik bir basınç uygulanmasından oluşur.

Basınç her gevşediğinde, kalp kanla dolar ve bu şekilde dolaşımı yapay olarak

sürdürmek mümkün olur.

2.6.4.Spor Yaralanmalarında Radyoloji

Yaralanma sonrası tanının doğru ve çabuk bir şekilde konulması ve uygun

tedavinin yapılabilmesi için radyolojik yöntemler kullanılır. Kullandığımız

yöntemler şunlardır ( Bağrıaçık ve Açak 1998).

a-Röntgen

b-Ultrason

Page 46: İ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SPOR BİLİMLERİ ...tez.sdu.edu.tr/Tezler/TT00575.pdfenerjilerini pozitif bir yöne aktarmak, yaşam boyu sürdürebilecekleri iyi bir alışkanlık

35

c-Bilgisayarlı tomogrofi

d- Manyetik Rezonans

a-Röntgen: Hareket sisteminin temelini kemikler oluşturur. Kemikler birbirleriyle

eklemlerle bağlanırlar. Spor yaralanmalarında önce kemikte problem olup

olmadığına bakmamız gerekir. Kemik veya eklemin olaydan etkilendiği

düşünülüyorsa röntgen çekimi gerekir. Bu yöntemle kırık ve çıkıkların varlığı tespit

edilerek tedavi uygulanır.

b-Ultrason: Kas tendonuyla kemiğe yapışır. Spor yaralanmalarında kaslar ve

tendonlar direk veya indirek olarak zarar görebilir. Ultrason yöntemiyle röntgende

görülemeyen bazı kırıklar, tendon yaralanmaları görülür.

c-Bilgisayarlı tomogrofi: Kemik yaralanmaları, yumuşak dokuda şiddetli ödem ve

hematomlar saptanabilir. MR’ın yaygınlaşmasıyla birlikte spor yaralanmalarında

kullanımı azalmıştır. MR’ın olmadığı yerlerde röntgenden sonraki ikinci basamak

olarak düşünülür. Röntgen ışınlarıyla oluşan BT görüntülerinde kas, tendon, kapsül,

yumuşak doku birbirinden ayırt edilemez (Bağrıaçık ve Açak 1998) .

d- Manyetik Rezonans: Manyetik rezonans artrografi (MRA) son yıllarda yaygın

olarak kullanılan bir tanısal görüntüleme yöntemi haline gelmiştir. Bu tetkikte eklem

içi sıvı miktarı serum fizyolojik (SF; % 0.9 NaCl) veya seyreltilmiş gadolinyum

bileşiği enjeksiyonu ile arttırılarak eklem kapsülünde şişkinleşme sağlanmakta ve

eklem içi yapılar daha iyi belirlenebilmektedir. MRA sırasında verilen kontrast

çözeltisi eklem içi yapılarındaki yırtıkların belirlenmesini, yırtıkların içini doldurarak

veya yırtıklardan eklem dışına sızarak kolaylaştırmaktadır. MRA direk veya indirekt

yolla yapılabilir. Direkt MRA tetkikinde kontrast çözeltisi eklem içine iğne ile

enjekte edilirken, indirekt MRA’da intravenöz (IV) yolla kontrast verildikten sonra

ekleme 10-15 dakika egzersiz uygulanması söz konusudur (Kerimoğlu ve Aydıngöz

2005).

2.6.5. Spor Yaralanmalarında Kesin Tedavi

Sporcuyu bilinçli tekrar aktif spor yaşantısına döndürmek için, ilkyardımdan

sonra tıbbi tedavi ve ardından etkili bir fizik tedavi ve rehabilitasyon programı

uygulamak önemlidir. Kesin tedaviye yaş, beslenme, genel sağlık durumu, psikolojik

faktör, sporcunun kas- doku farklılığı etki etmektedir.

Page 47: İ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SPOR BİLİMLERİ ...tez.sdu.edu.tr/Tezler/TT00575.pdfenerjilerini pozitif bir yöne aktarmak, yaşam boyu sürdürebilecekleri iyi bir alışkanlık

36

Yaş: Yaş ilerledikçe iyileşme yavaşlamaktadır. Çocuklar ve gençler yapılan tedaviye

daha erken cevap verirlerken ileri yaşlarda olan yaralanmalarda iyileşme daha uzun

zaman almaktadır.

Beslenme: Düzenli ve dengeli beslenerek spor yapan, vücudunun ihtiyacı olan

karbonhidrat, protein, vitamini düzenli yediklerinde karşılayan sporcu vücudu daha

dayanıklı ve daha çabuk toparlanmaya açık olacağı için beslenme tedavi v

eiyileşmede önemlidir.

Genel Sağlık Durumu: Sporcuda, kalıcı, bulaşıcı bir hastalık veya lokal bir

enfeksiyon mevcut ise iyileşme ve toparlanma süreci daha uzun sürebilir. Bu tip

rahatsızlıklar takım doktoru veya antrenör tarafından bilinerek tedavi sürecine

başlanmalıdır.

Psikolojik Faktör: Spor yaralanması mevcut olan kişinin mental yapısı önemlidir.

Her şeyden etkilenen bir yapısı var ise kendisini tedavi eden kişinin davranışlarından

etkilenecektir (Bağrıaçı ve Açak 1998).

2.7.Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon

Rehabilitasyon, kas iskelet sistemine tam fonksiyonunu geri kazandırma

işlemleridir. Rehabilitasyon, bazı yaralanmalardan sonra, yaralanan dokular tam

iyileşmeden önce başlayabilir. Bir sporcuda fizik tedavi; ağrıyı dindirmek, bölgesel

şişliği azaltmak, kas gücü ve hareketliliğini arttırmak ve iyileşmeye yardımcı olmak

için uygulanır. Bütün olarak tedavideki amaç kişinin fonksiyonlarının tam olarak geri

dönmesi olduğu için tüm tedaviler rehabilitasyon prensipleri ile uygulanır

Sakatlıklar, kendisini çevreleyen kasların ve eklemlerin zayıflamasına neden

olduğundan, sakatlık sonrası yapılan ilk egzersiz basit ve emniyetli olmalıdır.

Rehabilitasyonu hızlandırmak için, egzersiz programları ile beraber soğuk, sıcak,

masaj, elektrik akımı bazen de ilaçlar kullanılabilir(Grıffıth 2000).

2.7.1. Kriyoterapi (Soğuk)

Ödem ve ağrıyı azaltmak amacıyla yapılan tedavi çeşididir. Soğuk tedavi,

kontrast tedavi ve egzersizle kombine soğuk tedavi şekillerinde uygulanır. Bu

uygulama için buz torbası, soğuk paketler, havlu tekniği, buz masajı, buz ile ovma,

buzlu su banyosu şekillerinde uygulanabilir. İncinmeler, yırtıklar, gerilmeler, kas

spazmları, gibi yumuşak doku sakatlıkları, tendinit, tenosinovit, fasiit gibi

durumlarda bu uygulama yapılır (Bağrıaçık ve Açak 1998).

Page 48: İ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SPOR BİLİMLERİ ...tez.sdu.edu.tr/Tezler/TT00575.pdfenerjilerini pozitif bir yöne aktarmak, yaşam boyu sürdürebilecekleri iyi bir alışkanlık

37

2.7.2. Termoterapi (Sıcak)

Sakatlık bölgesine gönderilen ısı, bölgedeki küçük kan damarlarını genişletir

ve kan akımını artırır. Sakatlık alanında artan kan miktarı dokuları besler ve

iyileşmeyi hızlandırır. Isı aynı zamanda sakatlanan bölgedeki ağrıyı ve kas

spazmlarını azaltır. Fakat ısı aynı zamanda küçük kılcal damarların sakatlık

bölgesindeki yumuşak dokuların içine kan ve plazma akıtma şansını da artırır.

İyileşme safhasında damarların genişlemesi ve kan miktarının artması isteniyorsa da,

kılcal damar akıntıları istenmeyen bir durumdur. Eğer sakatlanan bölgeye buz,

kompres ve elevasyon uygulanmışsa, kılcal damar akıntılarının geçmesi için 24-48

saat kadar bir zaman geçmesi gerekir (Grıffıth 2000). Isı tedavisi 4 şekilde uygulanır.

Kondüksiyon (iletkenlik), konveksiyon (sıcak kitlelerin yer değiştirmesiyle ısıtma),

radyasyon (ışınlama yoluyla ısıtma), Konversiyon (enerji değiştirme yoluyla ısıtma)

şeklinde uygulanır (Bağrıaçık ve Açak 1998).

2.7.3. Masaj Tedavisi

Yumuşak ve yavaşça yapılan masaj, yorgun ve ağrılı kaslar için çok iyidir.

Sporda masaj birçok yaralanmanın tedavisinde kullanılır. Masaj kullanımının

avantajı yaralanmış dokular bu şekilde çok yakın takip edilmiş hem de tedaviye

dokunun yanıtı izlenmiş olur. Ayrıca koruyucu amaçlı olarak zorlanmalı seanslar

sonrası kas gerginliği ve sertleşmesini azaltmaya yönelik de uygulanır. Bir egzersiz

seansından veya bir yarışmadan önceki ısınma bölümünde kas tonus ve dolaşımını

arttırmak için de kullanılabilir. Spor yaralanmalarında masaj yapılırken çok daha

dikkatli olunması gerekir. Yaralanmış bölgedeki kan akımını arttırmaya yardımcı

olmak, kas spazmını gidermek ve bölgesel şişliği azaltmak için sıklıkla

kullanılmaktadır. Ancak bu masajın yavaş ve nazik olması gerekir. Değişik amaçlarla

değişik masaj teknikleri kullanılabilir. Mesela yavaş ve orta derece basınçla yapılan

masaj dokuları gevşetirken, derin friksiyon masajı daha uyarıcı etki yapar. Masajın

özellikle hasta dokularda çok dikkatli uygulanması gerekir. Masajın fizyolojik

etkileri şunlardır:

a. Kan ve lenf dolaşımını düzenler: Burada refleks yoluyla arteriol (küçük

atardamar) ve kapillerin genişlemesini sağlamak suretiyle aktif rol oynar. Venlerin

toplardamarlara boşalmasına yardımcı olmak suretiyle de mekanik olarak görev

yapar.

Page 49: İ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SPOR BİLİMLERİ ...tez.sdu.edu.tr/Tezler/TT00575.pdfenerjilerini pozitif bir yöne aktarmak, yaşam boyu sürdürebilecekleri iyi bir alışkanlık

38

b. Uyarma ve sakinleştirme yoluyla sporcunun kendini subjektif olarak daha iyi

hissetmesini sağlar.

2.7.4. Bandajlama

Bandajlama esnek ve sert olmak üzere iki biçimde yapılabilir. Esnek bandajlar

çok daha genel kullanıma sahip olup esnemeyen bandajlar daha destekleyici

özelliklere sahiptirler. 3 tip bandaj vardır.

A-Yapışan Bandaj B-Elastik Bandaj C-Pamuk Sargılar

Bandajlar koruma, destekleme ve tespit amaçlı kullanılırlar. Bandajlamanın kullanım

amaçları arasında sakatlanmayı önleme, tedavi, rehabilitasyon ve propriyosepsiyonu

arttırma da bulunmaktadır. Bandajlar, distalden, proksimale doğru spiral şeklinde,

ters spiral şeklinde veya “8 sarımı’’şeklinde yapılabilir. Yukarıya doğru çıkıldıkça

sargının basıncı azalır. Bazı özel durumlar dışında bandaj 4-6 saatte bir çözülür

yarım saatlik bir dinlenmeden sonra tekrar sarılır. Bandajın sarımlarının bozulduğu

her durumda sargı yeniden yapılır. Kas içi kanamalarda kompresyon bandajının 48

saatten daha fazla kalması gerekebilir Destek bandajları: istenilen stabilite derecesine

göre farklı tiplerde destekleyici bandajlar kullanılır. Elastik bandajlar: yaralı bölgeye

konulan gazlı bez, ped veya buz yastıklarının desteklenmesinde ve akut

yaralanmalarda bölgeye basınç uygulanmasında kullanılır. Esnektir ve kullanımdan

sonra gerilebilir bu da uzun süreli kullanım için dezavantajlı olmasında neden olur.

Bandaj gece yatarken çıkarılmalı ve dolaşım problemi olan kişilerde kullanımına

dikkat edilmelidir (Bağrıaçık ve Açak 2005).

Şekil 2.5. Örnek Bandajlama

Page 50: İ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SPOR BİLİMLERİ ...tez.sdu.edu.tr/Tezler/TT00575.pdfenerjilerini pozitif bir yöne aktarmak, yaşam boyu sürdürebilecekleri iyi bir alışkanlık

39

2.8. Rehabilitasyon

Rehabilitasyonun en önde gelen amacı, sporcuların durumunu düzeltmek ve

fonksiyonel kayıpların hızla yerine konmasını sağlamaktır. Böylece sakatlanma ve

bunu izleyen dönemde hareket azlığına bağlı olarak ortaya çıkabilecek

komplikasyonları önlemek mümkün olabilecektir (Kalyon 1990). Ergenlik

dönemindeki sporcuların rehabilitasyonun daki tek farklılık, normal fonksiyonel

düzeyden çok mücadele aktivitelerine dönüş için fiziksel ve psikolojik yardıma

gereksinim olmasıdır. Rehabilitasyon yapılırken göz önünde bulundurulması gereken

durumlar şunlardır (Gandy 1989).

—Yaralanma mekanizması ve nedenleri,

— Yaralanan bölge veya ekstremite,

—Yapılan sporun tipi ve özellikleri,

— Spordaki mücadele düzeyi,

— Spor yapma süresi,

— Kronolojik yaşa göre olgunluk yaşı,

— Yapılan diğer tıbbi değerlendirme sonuçları,

— Yapılan veya yapılacak olan cerrahi,

— Yaralanma ile ilişkili olmayan tıbbi önlemler,

— Rehabilitasyonun hedefleri.

Rehabilitasyonun başlangıç döneminin en önemli kısmı, hem subjektif hem de

objektif değerlendirme bulgularıdır. Daha önce elde edilen tıbbi değerlendirme

sonuçları, daha sonra yapılacak subjektif ve objektif değerlendirme sonuçlarının

yorumlanmasına yardımcı olur. Tıbbi değerlendirme şunları içerir):

1. Yaş ve cinsiyet,

2. Fizyolojik gelişim,

3. Yaralanmanın oluş zamanı,

4. Yaralanmanın doğası,

5. Ekstremitelerin karşılaştırılması,

6. Yaralanmanın ilk veya tekrarlayan yaralanma oluşu,

7. Akut veya sinsi başlangıç,

8. Yapılan sporun genel riskleri,

Page 51: İ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SPOR BİLİMLERİ ...tez.sdu.edu.tr/Tezler/TT00575.pdfenerjilerini pozitif bir yöne aktarmak, yaşam boyu sürdürebilecekleri iyi bir alışkanlık

40

9. Radyografi, manyetik rezonans görüntüleme, bilgisayarlı tomografi, artrografi,

artroskopi gibi inceleme sonuçları (Can 2004).

2.8.1.Rehabilitasyonun Amacı

Spor sakatlıklarında uygulanacak rehabilitasyon programının amacı, sporcunun

yaşadığı kısıtlılık ve engel durumunun tamamen ortadan kaldırılmasıdır. Bu da

sporcunun mümkün olan en kısa zaman diliminde önceki aktivite seviyesine

gelmesini sağlayacak olan bir restorasyon sürecini gerektirir. Sakatlanmadan sonra

yarışmaya katılmadan önce sporcunun aerobik ve anaerobik kapasitelerinin de yeterli

düzeyde olmaları gerekmektedir. Sakatlık tedavi edilirken sakatlanmış ekstremitenin

dışındaki ektremiteler kullanılarak kardiovasküler sistemin kapasitelerindeki kayıplar

azaltılmalıdır. Sporcu yarışmalara katılmadan önce kondisyon testleri yapılarak

noksanlar belirlenmeli ve bunlar uygun egzersiz programlar ile düzeltilerek en üst

çıkarılmalıdır. Rehabilitasyon programı sporcunun yaşına, zamanına ve motivasyon

düzeyine uygun olmalı ve şunları amaçlamalıdır.

1. Fonksiyonlarda en kısa sürede en büyük artışı sağlamak,

2. Ağrısız, normal aktif ve pasif eklem hareket genişliliğini kazandırmak,

3. Dengeli, iki taraflı kas kuvvetini sağlamak.

4. Tüm eklemlerde fleksibiliteyi sağlamak.

5. Kardiyovasküler kondisyonu düzenlemek.

6. Koordinasyon, propriyosepsiyon ve reaksiyon zamanı için nöromusküler

reedükasyonu sağlamak.

7. Akut dönemden atletik aktivitelere katılıma kadar olan dönemde eğitimin şiddetini

sürekli olarak artırmak.

8. Normal motor gelişimi veya fizyolojik olgunlaşmayı hızlandırmak.

9. Rehabilitasyonun psikolojik yanını göz önünde bulundurmak, pozitif benlik ve

özgüveni sağlamak (Gandy 1989).

2.8.2. Rehabiltasyon ve Egzersiz Tedavisi

Spor yaralanmalarının tedavisinde en büyük bölüm aktif tedavinin yer aldığı

rehabilitasyondur. Spor yaralanmasının tedavisinde egzersizler M.Ö 5. yüzyıldan beri

eski yunanda kullanılmakta ve genellikle egzersiz, masaj ve diyetin üzerinde önemle

durulmaktadır (Sarpyener 2002). İyileşme ve normale dönme sürecini sağlayan

rehabilitasyon da hastanın da işbirliği ile aktif tedavi metotları uygulanır. Sporda

Page 52: İ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SPOR BİLİMLERİ ...tez.sdu.edu.tr/Tezler/TT00575.pdfenerjilerini pozitif bir yöne aktarmak, yaşam boyu sürdürebilecekleri iyi bir alışkanlık

41

egzersiz ne kadar önemli ise rehabilitasyon da da egzersiz tedavisi o kadar önemlidir.

Burada dikkat edilecek nokta yaralanmış bir sporcuya yaralanma derecesine uygun

tedavi edici egzersizlerin verilmesidir. Bu egzersizler yetersiz olursa iyileşme olmaz,

aşırı olursa da yeni zedelenmeler eklenir. Egzersiz hastanın istemli, düzenli, sistemik

kas kasılmaları ile yapılır. Bu tedavide hasta aktiftir. Dolayısı ile tedavi edici

egzersizler de ilaçlar gibi belirli zamanlarda ve belirli dozda ve doğru biçimde

yapılmalıdır. Yaralanmış kısma ait egzersizlerin dışında sporcunun yaptığı spor

gereksinmelerine göre bedensel formu koruma egzersizleri de tedaviye eklenmelidir.

Spor fizyoterapistleri veya bu konu ile uğraşan tüm terapistler için egzersiz

tedavisinde yer alan amaçlar doğrultusunda hangi egzersiz modalitesinin önerileceği

tedavinin sonuçlandırılmasında oldukça önemlidir. Bunun için egzersiz tedavisinde

amaçlar çok iyi bilinmeli ve önerilen egzersizler çok iyi öğrenilerek hasta veya

sporcular veya sağlıklı kişilere öğretilebilir (Baltacı ve ark 2003).

Page 53: İ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SPOR BİLİMLERİ ...tez.sdu.edu.tr/Tezler/TT00575.pdfenerjilerini pozitif bir yöne aktarmak, yaşam boyu sürdürebilecekleri iyi bir alışkanlık

42

3. YÖNTEM- GEREÇ

3.1. Araştırma Modeli:

Araştırma tarama modelindedir. Geçmişte ya da halen var olan bir durumu var

olduğu sekliyle betimlemeyi amaçlayan araştırma yaklaşımıdır. Araştırmaya konu

olan birey, nesne, olay kendi koşulları içinde ve olduğu gibi tanımlanmaya çalışır

(Karasar 2006).

3.2. Evren ve Örneklem

Araştırmanın evrenini Burdur ilinde, ortaöğretim okul takımlarında ve spor

kulüpleri takımlarında 2009- 2010 eğitim öğretim yılında oynayan 14-17 yaş arası

sporcular oluşturmaktadır.

Araştırmanın örneklemini, Burdur ili merkezinde ortaöğretimde öğrenim gören

sporcu öğrenciler oluşturmaktadır. Araştırmaya katılan öğrenciler gönüllülük esasına

göre seçilmiştir. Araştırma için gerekli verileri toplamak amacıyla Burdur ilinde

bulunan 10 ortaöğretim okulu belirlenmiştir. Belirlenen bu okullarda spor yapan ve

araştırmaya gönüllü olarak katılan, ortalama yaşları 16 olan, 191 kız, 309 erkek

olmak üzere toplam 500 sporcu öğrenciye anket uygulaması yapılmıştır.

3.3. Verilerin Toplanması

Araştırma ile ilgili veri toplama için iki teknik kullanılmıştır. Bu teknikler

literatür tarama ve anket yöntemidir. Spor yaralanmalarının önlenmesine ilişkin

veriler sınırlı olduğundan, toplanan veriler sayesinde çalışma ve antrenman

koşullarının iyileştirilmesi ve yaralanmaların önlenmesine yönelik yol ve yöntemler

geliştirilebileceği konusunda araştırmaya katılan sporcular bilgilendirilmiştir.

3.3.1. Kaynak İnceleme

Araştırma ile ilgili belirlenen amaçlara ulaşılabilmesi açısından konuyla ilgili

yerli ve yabancı tez, makale, bildiri, kitap gibi çalışmalar incelenmiştir.

3.3.2. Anket Uygulama

Burdur ili merkezinde bulunan ortaöğretim okullarındaki okul takımlarında

oynayan veya kulüplerde düzenli olarak spor yapan öğrencilere anket uygulanmıştır.

Öğrenciler 25 soru içeren anket bilgi formu doldurularak, anketten elde edilen

verilerle araştırmanın problemine çözüm aranmıştır. Uygulanan anketin geçerliliğini

ölçmek için test, retest çalışması yapılmıştır. Anket uygulanacak gruptan 50

Page 54: İ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SPOR BİLİMLERİ ...tez.sdu.edu.tr/Tezler/TT00575.pdfenerjilerini pozitif bir yöne aktarmak, yaşam boyu sürdürebilecekleri iyi bir alışkanlık

43

öğrenciye anket uygulanmış anlaşılamayan sorular düzeltilmiş ve daha grubun

tamamı olan 500 kişiye anket uygulanmıştır.

Uygulanan anket ile araştırmaya katılan sporcu öğrencilerin; Yaş, spor yaşı, branşı,

oyun içindeki pozisyonları, spor geçmişleri, spor yaralanması geçirme durumları ve

kaç defa yaralanma geçirdikleri, en son yaralanma geçirdiği bölge ve ne kadar zaman

önce geçirdiği, spordan ne kadar uzak kaldığı, yaralanmanın devam durumu,

antrenman ya da müsabakada yaralandığı, yaralanma anındaki durumu, yaralanma

şekli, mevsimi, saati, antrenman süresi, sıklığı, yoğunluğu, koruyucu kullanıp

kullanmadıkları, yaralanma anındaki saha yüzeyi, yaralanma sonrasında oyuna

devam edip etmediği, daha önce aynı bölgede yaralanma olup olmadığı, yaralanama

sportif aktivite düzeyini etkileme durumları hakkında veri toplanmıştır.

3.4. Verilerin Çözümü ve Yorumu

Elde edilen veriler araştırmacı tarafından son denetimden geçirildikten sonra

veriler değerlendirilerek çizelgeler halinde gösterilmiştir. Verilerin çözümlenmesinde

kişisel bilgi değişkenleri (yaş, cinsiyet, vb.) frekans ve yüzde dağılımları bulunarak

tanımlayıcı istatistikler yapılmıştır. Cinsiyete ilişkin Ki-Kare (X²) değerleri

hesaplanarak ilişkinin anlamlı olup olmadığı istatistiksel olarak test edilmiştir.

Öğrencilerin Spor yaralanma durumunun sportif aktivite düzeyine etkisi, branş

yaralanma bölgesi, branş oyuna devam edip edeme, branş ile koruyucu kullanma,

aynı bölgeden yaralanma ile yaralanmanın devam etme durumu, yaralanma bölgesi

ile spordan uzak kalma arasındaki anlamlılık düzeyi için Ki-Kare (X²) testi

uygulanmıştır. Yapılan istatistikler ile elde edilen tabloların yorumları yapılmıştır.

Page 55: İ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SPOR BİLİMLERİ ...tez.sdu.edu.tr/Tezler/TT00575.pdfenerjilerini pozitif bir yöne aktarmak, yaşam boyu sürdürebilecekleri iyi bir alışkanlık

44

4. BULGULAR VE YORUM

Tablo 4. 1. Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Doğum Tarihine Göre Dağılımı.

Doğum Tarihi Sayısı ( n ) Oranı (%) 1993 213 42.6 1994 148 29.6 1995 103 20.6 1996 36 7.2

Toplam 500 100

Tablo 5. 1. görüldüğü gibi araştırmaya katılan sporcu öğrencilerin çoğunluğu

(% 42.6) 1993 doğumludur. Ortaöğretim çağı dikkate alındığına sporcu öğrenciler

çoğunlukla lise 3. ve 4. sınıf öğrencileri olduğu söylenebilir.

Tablo 4. 2. Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Cinsiyete Göre Dağılımı.

Cinsiyeti Sayısı ( n ) Oranı (%) Bayan 191 38.2 Erkek 309 61.8

Toplam 500 100 Tablo 5. 2. ye göre araştırmaya katılan öğrencilerin 309’u erkek (% 61.8),

191’i kız (% 38.2) öğrencilerden oluşmaktadır.

Tablo 4. 3. Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Spor Yaşlarına Göre Dağılımı.

Spor Yaşı Sayısı ( n ) Oranı (%)

1-2 116 23.2 3-4 113 22.6 5-6 139 27.8 7-8 84 16.8 8 ve üstü 48 9.6

Toplam 500 100 Araştırmaya katılan öğrencilerin spor yaşlarına bakıldığında 1-2 yıldır spor

yapanların oranı % 23.2, 3-4 yıldır spor yapanların % 22.6, 5-6 yıldır spor yapanların

% 27.8, 7-8 yıldır spor yapanların % 16.8 olduğu belirlenmiştir. 8 yıl ve üstü spor

yapanlar oranı ise % 9.6 ile en az değeri oluşturmaktadır.

Page 56: İ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SPOR BİLİMLERİ ...tez.sdu.edu.tr/Tezler/TT00575.pdfenerjilerini pozitif bir yöne aktarmak, yaşam boyu sürdürebilecekleri iyi bir alışkanlık

45

Tablo 4. 4. Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Branşlarına Göre Dağılımı

Branş Sayısı ( n ) Oranı (%) Futbol 183 36.6 Basketbol 95 19.0 Hentbol 39 7.8 Voleybol 75 15.0 Atletizm 26 5.2 Güreş 50 10.0 Masa Tenisi 15 3.0 Mücadele Sporları 17 3.4

Toplam 500 100 Tablo 5.4. de görüldüğü gibi araştırmaya katılan öğrencilerden en çok futbol

branşından olanlar oluşturmaktadır (% 36.6). Öğrencilerin yoğunlukta olduğu ikinci

branş ise basketboldur (% 15). Araştırmanın sonucuna göre en az yapılan branş ise

15 kişi ile masa tenisidir.

Tablo 4. 5. Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Oyun İçindeki Pozisyonlarına

Göre Dağılımı

Oyun İçindeki Pozisyon Sayısı ( n ) Oranı (%) Savunma 129 25.8 Hücum 162 32.4 Kaleci 33 6.6 Pivot 37 7.4 Pasör 13 2.6 Diğer 126 25.2

Toplam 500 100 Burdur ili ortaöğretim kurumlarından araştırmaya katılan sporcu öğrencilerin

oyun içindeki pozisyonlarına bakıldığında 162 kişi ile en çok hücum oynayan

öğrenciler olduğu belirlenmiştir. Branşa özel olduğu için pasör oynayan öğrenciler

% 2.6 ile en düşük orandadır. Diğer seçeneğini işaretleyen öğrencilerin oranı ise

% 25.2 dir.

Tablo 4. 6. Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Spor Geçmişlerine Göre Dağılımı

Spor Geçmişiniz Sayısı ( n ) Oranı (%) Okul 222 44.4 Kulüp 22 4.4 Okul ve Kulüp 256 51.2

Toplam 500 100

Page 57: İ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SPOR BİLİMLERİ ...tez.sdu.edu.tr/Tezler/TT00575.pdfenerjilerini pozitif bir yöne aktarmak, yaşam boyu sürdürebilecekleri iyi bir alışkanlık

46

Araştırmaya katılan öğrencilerin çoğunluğu hem okul hem de kulüp takımlarında spor yaptıklarını belirtmişlerdir (% 51.2). Sadece okul takımında spor faaliyetlerini sürdüren öğrencilerin oranı ise % 44.4 olduğu görülmektedir. Tablo 4. 7. Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Spor Yaralanması Geçirme Durumuna Göre Dağılımı

Sakatlık Geçirme Durumu

Cinsiyet Toplam Kız Erkek n % n % N %

Evet 104 54.5 189 61.2 293 58.6 Hayır 87 45.5 120 38.8 207 41.4

Toplam 191 100 309 100 500 100 X²: 2.1 df: 1 P: 0.139 Araştırmaya katılan öğrencilerin % 58.6’sı spor yaralanması geçirdiği,

% 41.4’ünün ise herhangi bir spor yaralanması geçirmediği belirlenmiştir.

Öğrencilerin cinsiyete göre sakatlık geçirme durumlarında anlamlı bir fark

bulunamamıştır (P > 0.05).

Tablo 4. 8. Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Spor Yaralanma Sıklığına Göre Dağılımı

Yaralanma Sıklığı Cinsiyet Toplam Kız Erkek

n % n % N % 1 31 29.8 58 30.7 89 30.4 2 32 30.8 65 34.4 97 33.1 3 26 25 36 19 62 21.2 4 2 1.9 10 5.3 12 4.1 5 ve üstü 13 12.5 20 10.6 33 11.3

Toplam 104 100 189 100 293 100 X²: 3.4 df: 4 P: 0.480 Araştırmaya katılan öğrencilerin spor yaralanma sıklığına bakıldığında

çoğunlukla bir ya da iki defa yaralanma belirlenmiştir. İki defa yaralanma

geçirenlerin oranının en yüksek değer olduğu (% 33.1), bir defa yaralanma

geçirenler ise en yüksek ikinci değerdir (% 30.4). Kız ve erkek öğrencilerin

yaralanma sıklıkları karşılaştırıldığında anlamlı bir fark bulunamamıştır (P>0.05).

Page 58: İ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SPOR BİLİMLERİ ...tez.sdu.edu.tr/Tezler/TT00575.pdfenerjilerini pozitif bir yöne aktarmak, yaşam boyu sürdürebilecekleri iyi bir alışkanlık

47

Tablo 4. 9.Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Spor Yaralanma Bölgelerine Göre

Dağılımı

Yaralanma Bölgesi Cinsiyet Toplam Kız Erkek

n % n % N % Baş 6 5.8 10 5.3 16 5.5 Boyun 1 1.0 8 4.2 9 3.1 Sağ Omuz 3 2.9 9 4.8 12 4.1 Sol Omuz 3 2.9 4 2.1 7 2.4 Sağ Dirsek 6 5.8 6 3.2 12 4.1 Sol Dirsek 3 2.9 3 1.6 6 2.0 Sağ El Bilek 12 11.5 6 3.2 18 6.1 Sol El Bilek 3 2.9 5 2.6 8 2.7 Sağ El Parmak 11 10.6 8 4.2 19 6.5 Sol El Parmak 2 1.9 9 4.8 11 3.8 Sırt 1 1.0 0 0 1 0.3 Bel 7 6.7 11 5.8 18 6.1 Kalça 2 1.9 6 3.2 8 2.7 Sağ Diz 6 5.8 19 10.1 25 8.5 Sol Diz 9 8.7 12 6.3 21 7.2 Sağ Ayak Bilek 18 17.3 28 14.8 46 15.7 Sol Ayak Bilek 6 5.8 13 6.9 19 6.5 Sağ Ayak Parmak 1 1.0 9 4.8 10 3.4 Sol Ayak Parmak 2 1.9 2 1.1 4 1.4 Kasık 2 1.9 21 11.1 23 7.8

Toplam 104 100 189 100 293 100 X²: 33.06 df: 19 P: 0.024

Tablo 5. 9.araştırmaya katılan öğrencilerin spor yaralanma bölgelerine göre

dağılımına bakıldığında ayak bileklerinde yaralanmanın en çok olduğu bölge olduğu

bulunmuştur (% 22.2). Sırt yaralanması geçiren sporcuların oranı ise en düşük

değerdir (% 0.3). Kızlarda daha çok sağ ayak bileği (% 17.3), sağ el bilek (% 11.5),

sağ el parmak (% 10.6) yaralanmaları görülürken; erkeklerde sağ ayak bileği (%

14.8) kasık (% 11.1) ve sağ diz (% 10.1) yaralanmaları daha sık görülmektedir.

Cinsiyete göre yaralanma bölgelerine bakıldığında anlamlı fark bulunmuştur (P<

0.05).

Page 59: İ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SPOR BİLİMLERİ ...tez.sdu.edu.tr/Tezler/TT00575.pdfenerjilerini pozitif bir yöne aktarmak, yaşam boyu sürdürebilecekleri iyi bir alışkanlık

48

Tablo 4. 10. Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Son Spor Yaralanma Zamanına

Göre Dağılımı

Son Spor Yaralanmanız

Cinsiyet Toplam Kız Erkek n % n % N %

1 Aydan az 16 15.4 30 15.9 46 15.7 1-2 ay 48 46.2 66 34.9 114 38.9 3-4 ay 12 11.5 24 12.7 36 12.3 5-6 ay 9 8.7 10 5.3 19 6.5 7 ay ve üzeri 19 18.3 59 31.2 78 26.6

Toplam 104 100 189 100 293 100 X²: 7.6 df: 4 P: 0.105

Araştırmaya katılan sporcu öğrencilerin spor yaralanmasını en son

geçirdikleri zamana bakıldığında 114 kişi 1-2 ay önce yaralanma geçirdiklerini

belirtmişlerdir(% 38.9). Bir ay ve daha yakın bir zamanda yaralanma geçiren

öğrencilerin oranı ise % 15.7'dir. 5-6 ay öncesinde spor yaralanması geçiren

öğrenciler ise en az değeri oluşturmaktadır (% 6.5). Spor yaralanama zamanının

cinsiyete göre dağılımına bakıldığında anlamlı bir fark bulunmamıştır (P>0.05).

Tablo 4. 11. Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Spor Yaralanmalarından Sonra

Spordan Uzak Kalma Zamanına Göre Dağılımı.

Yaralanma Sonrası Spordan Uzak Kalma

Zamanı

Cinsiyet Toplam Kız Erkek n % n % N %

1 Haftadan Az 41 39.4 59 31.2 100 34.1 1 Hafta 29 27.9 53 28.0 82 28.0 2 Hafta 11 10.6 21 11.1 32 10.9 3 Hafta 4 3.8 9 4.8 13 4.4 4 Hafta 10 9.6 19 10.1 29 9.9 5 Hafta ve Üzeri 9 8.7 28 14.8 37 12.6

Toplam 104 100 189 100 293 100 X²: 3.4 df: 5 P: 0.624 Tablo 5. 11. göre araştırmaya katılan öğrencilerin spor yaralanmalarından

sonra spordan uzak kalma zamanına bakıldığında 1 haftadan daha az spordan uzak

kaldığını belirten öğrenciler en yüksek değeri oluşturmaktadır(% 34.1). beş hafta ve

daha uzun süreli spordan uzak kalan öğrencilerin oranı % 12.6’dır. Spordan uzak

kalma zamanının kız ve erkek açısından bakıldığında anlamlı bir fak bulunmamıştır

(P>0.05).

Page 60: İ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SPOR BİLİMLERİ ...tez.sdu.edu.tr/Tezler/TT00575.pdfenerjilerini pozitif bir yöne aktarmak, yaşam boyu sürdürebilecekleri iyi bir alışkanlık

49

Tablo 4. 12. Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Spor Yaralanmalarının Devam

Etme Durumuna Göre Dağılımı.

Spor Yaralanmanız Devam Ediyor mu?

Cinsiyet Toplam Kız Erkek n % n % N %

Evet 16 15.4 36 19.0 52 17.7 Hayır 88 84.6 153 81.0 241 82.3

Toplam 104 100 189 100 293 100 X²: 0.6 df: 1 P: 0.432 Araştırmaya karılan sporcu öğrencilerin büyük çoğunluğu spor

yaralanmaların devam etmediğini belirtmişlerdir (% 82.3). Spor yaralanması devam

eden öğrencilerin oranı ise % 17.7’dir. Spor yaralanmasının devam etme durumuna

cinsiyet açısından bakıldığında anlamlı bir fark bulunmamıştır (P>0.05).

Tablo 4.13. Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Spor Yaralanmalarının

Gerçekleştiği Zaman Dilimine Göre Dağılımı.

Yaralanma Evresi Cinsiyet Toplam Kız Erkek

n % n % N % Sezon Öncesi 3 2.9 7 3.7 10 3.4 Sezona Hazırlık Antrenmanlarında 36 34.6 29 15.3 65 22.2

Müsabaka Sırasında 47 45.2 118 62.4 165 56.3 Müsabaka Dönemi Antrenmanlarında 15 14.4 21 11.1 36 12.3

Diğer 3 2.9 14 7.4 17 5.8 Toplam 104 100 189 100 293 100

X²: 17.8 df: 4 P: 0.001 Araştırmaya katılan sporcu gençlerin büyük çoğunluğu müsabaka anında

yaralanma geçirdikleri belirlenmiştir (% 56.3). Sezon öncesinde yaralanma

geçirenlerin oranı ise % 3.4 tür. Kızlar müsabaka sırasında (% 45.2) ve sezona

hazırlık antrenmanlarında (% 34.6), erkekler müsabaka sırasında (% 62.4), sezona

hazırlık antrenmanları (% 15.3) yaralanma geçirmektedirler. Yaralanmanın

geçirildiği zaman diliminin cinsiyete göre dağılımına bakıldığında anlamlı bir fark

bulunmuştur (P<0.05).

Page 61: İ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SPOR BİLİMLERİ ...tez.sdu.edu.tr/Tezler/TT00575.pdfenerjilerini pozitif bir yöne aktarmak, yaşam boyu sürdürebilecekleri iyi bir alışkanlık

50

Tablo 4. 14. Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Spor Yaralanmalarının Anına

Göre Dağılımı.

Sakatlanma Anı Cinsiyet Toplam Kız Erkek

n % n % N % Müsabaka 60 57.7 145 76.7 205 70 Antrenman 44 42.3 44 23.3 88 30

Toplam 104 100 189 100 293 100 X²: 11.5 df: 1 P: 0.001

Tablo 5. 14’e göre araştırmaya katılan öğrencilerin spor yaralanmalarının

anına bakıldığında % 70’inin müsabaka anında, % 30’unun ise antrenman anında

yaralanma geçirdiği saptanmıştır. Müsabaka sırasında kızlar % 57.7, erkekler % 76.7

yaralanmaktadır. Cinsiyet açısından yaralanma anına bakıldığında anlamlı bir fark

bulunmuştur (P<0.05).

Tablo 4.15. Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Spor Yaralanmalarının

Müsabakanın Evresine Göre Dağılımı.

Yaralanma Evresi Cinsiyet Toplam Kız Erkek

n % n % N % Isınma 22 21.2 32 16.9 54 18.4 1.Yarı 28 26.9 50 26.5 78 26.6 2.Yarı 33 31.7 72 38.1 105 35.8 Soğuma 10 9.6 18 9.5 28 9.6 Hatırlamıyor 11 10.6 17 9.0 28 9.6

Toplam 104 100 189 100 293 100 X²: 17.8 df: 4 P: 0.001 Araştırmaya katılan sporcu öğrencilerin spor yaralanmasını geçirdiği evreye

balkıdığında çoğunluğunun müsabakanın ikinci yarısında geçirdikleri belirlenmiştir

(% 35.8). Kızlar (% 31.7), erkekler (% 38.1) oranla 2, yarıda yaralandıkları

belirlenmiştir. 2. devre spor yaralanmasını soğuma evresinde ve yaralanma anını

hatırlamayanların oranı ise en düşük değerdir (% 9.6). Yaralanma evresine cinsiyet

açısından bakıldığında anlamlı bir fark bulunmuştur (P<0.05).

Page 62: İ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SPOR BİLİMLERİ ...tez.sdu.edu.tr/Tezler/TT00575.pdfenerjilerini pozitif bir yöne aktarmak, yaşam boyu sürdürebilecekleri iyi bir alışkanlık

51

Tablo 4.16. Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Yaralanma Anındaki

Pozisyonuna Göre Dağılımı

Yaralanma Anındaki Pozisyonunuz

Cinsiyet Toplam Kız Erkek n % n % N %

Top Sürerken 12 11.5 45 23.8 57 19.5 Şut Atarken 12 11.5 26 13.8 38 13.0 Sprint 8 7.7 7 3.7 15 5.1 Sıçrama 20 19.2 18 9.5 38 13.0 Sıçrama Sonrası Düşme 18 17.3 21 11.1 39 13.3 Adam Değişirken 2 1.9 1 0.5 3 1.0 Oyuncu İle Çarpışma 15 14.4 38 20.1 53 18.1 Oyun Materyali İle Çarpışma 6 5.8 3 1.6 9 3.1 Markaj Esnasında 11 10.6 30 15.9 41 14.0

Toplam 104 100 189 100 293 100 X²: 21.9 df: 8 P: 0.005

Tablo 5. 16’da araştırmaya katılan öğrencilerin yaralanma anındaki

pozisyonuna göre dağılımına bakıldığında top sürerken yaralanma geçiren öğrenciler

en yüksek değeri oluşturmaktadır (% 19.5). Oyun materyali ile çarpışarak yaralanan

sporcular ise en düşük değeri oluşturmaktadır (% 3.1). Kızlar sıçrama sonrasında (%

19.2) daha sık yaralanırken erkeklerin top sürerken (% 23.8) yaralandıkları tespit

edilmiştir. Öğrencilerin yaralanma anıdaki pozisyonlarında kız erkek açısından

bakıldığında anlamlı bir fark bulunmuştur (P<0.05).

Tablo 4. 17. Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Yaralanmanın Olduğu Mevsime Göre Dağılımı

Yaralanmanın Olduğu Mevsim

Cinsiyet Toplam Kız Erkek n % n % N %

Kış 37 35.6 61 32.3 98 33.4 İlkbahar 43 41.3 81 42.9 124 42.3 Yaz 8 7.7 27 14.3 35 11.9 Sonbahar 16 15.4 20 10.6 36 12.3

Toplam 104 100 189 100 293 100 X²: 3.9 df: 3 P: 0.266

Araştırmaya katılan sporcu öğrencilerin yaralanma mevsimine bakıldığında

en çok ilkbahar mevsiminde yaralanma geçirdikleri görülmektedir (% 42.3 ). En az

yaralanmanın ise yaz mevsiminde olduğu belirlenmiştir (% 11.9 ). Kış mevsiminde

Page 63: İ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SPOR BİLİMLERİ ...tez.sdu.edu.tr/Tezler/TT00575.pdfenerjilerini pozitif bir yöne aktarmak, yaşam boyu sürdürebilecekleri iyi bir alışkanlık

52

yaralanma geçiren öğrencilerin oranı ise % 33.4’tür. Yaralanma mevsiminin

cinsiyete göre bakıldığında anlamlı bir fark bulunmamıştır (P>0.05).

Tablo 4. 18. Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Yaralanmanın Olduğu Saat

Dilimine Göre Dağılımı

Yaralanmanın Olduğu Saat Dilimi

Cinsiyet Toplam Kız Erkek n % n % N %

8-11 13 12.5 21 11.1 34 11.6 12-14 21 20.2 35 18.5 56 19.1 15-17 27 26.0 44 23.3 71 24.2 18-20 16 15.4 24 12.7 40 13.7 21-24 8 7.7 11 5.8 19 6.5 Hatırlamıyor 19 18.3 54 28.6 73 24.9

Toplam 104 100 189 100 293 100 X²: 3.9 df: 5 P: 0.552 Tablo 5. 18’ye göre araştırmaya katılan öğrencilerin spor yaralanmalarının

saat dilimine bakıldığında yaralanmaların 15:00-17:00 saatleri arasında gerçekleştiği

görülmektedir. Spor yaralanma saatini hatırlamayan öğrenci sayısı 73’tür. 21:00-

24:00 saatleri arasında yaralanma geçiren öğrenciler ise en az değeri oluşturmaktadır

(% 6.5). Sporcu öğrencilerin yaralanma saatinde cinsiyet açısından

karşılaştırıldığında anlamlı bir fark bulunmamıştır (P>0.05).

Tablo 4.19. Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Yaralanmanın Olduğu Ana

Kadar Yapılan Antrenman Süresine Göre Dağılımı.

Yaralanmanın Olduğu Ana Kadar Yapılan

Antrenman

Cinsiyet Toplam Kız Erkek n % n % N %

1 Aydan Az 11 10.6 24 12.7 35 11.9 1 ay 12 11.5 20 10.6 32 10.9 2 ay 24 23.1 34 18.0 58 19.8 3 ay 22 21.2 25 13.2 47 16.0 4 Ay ve Üzeri 13 12.5 17 9.0 30 10.2 Hatırlamıyor 22 21.2 69 36.5 91 31.1

Toplam 104 100 189 100 293 100 X²: 9.7 df: 5 P: 0.084 Tablo 5. 19’a göre araştırmaya katılan sporcu öğrencilerin yaralanma olduğu

ana kadarki yaptıkları antrenman sürelerine bakıldığında çoğunluğunun antrenman

süresini hatırlamadığı belirlenmiştir (% 31.1). 4 ay ve üzeri antrenman yapan

Page 64: İ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SPOR BİLİMLERİ ...tez.sdu.edu.tr/Tezler/TT00575.pdfenerjilerini pozitif bir yöne aktarmak, yaşam boyu sürdürebilecekleri iyi bir alışkanlık

53

öğrenciler % 10.2 ile en az değeri oluşturmaktadır. Antrenman sürelerine kız, erkek

açısından bakıldığında anlamlı bir fark bulunmamıştır (P>0.05).

Tablo 4.20. Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Yaralanmanın Olduğu Ana

Kadar Yapılan Antrenman Sıklığına Göre Dağılımı.

Haftalık Antrenman Sıklığınız

Cinsiyet Toplam Kız Erkek n % n % N %

1 9 8.7 19 10.1 28 9.6 2 44 42.3 59 31.2 103 35.2 3 35 33.7 75 39.7 110 37.5 4 2 1.9 14 7.4 16 5.5 5 ve Üzeri 14 13.5 22 11.6 36 12.3

Toplam 104 100 189 100 293 100 X²: 7.01 df: 4 P: 0.135 Araştırmaya katılan öğrencilerin yaralanma dönemindeki haftalık antrenman

sıklığına bakıldığında çoğunluğunun haftada 3 antrenman yaptığı belirlenmiştir (%

37.5). haftada 4 antrenman yapan öğrenciler % 5.5 ile en az değeri oluşturmaktadır.

Antrenman sıklıklarına cinsiyet açısından bakıldığında anlamlı bir fark

bulunmamıştır (P>0.05).

Tablo 4.21. Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Yaralanmanın Olduğu Ana

Kadar Yapılan Antrenman Yoğunluğuna Göre Dağılımı.

Antrenman Yoğunluğunuz

Cinsiyet Toplam Kız Erkek n % n % N %

Hafif 13 12.5 43 22.8 56 19.1 Orta 78 75.0 125 66.1 203 69.3 Ağır 13 12.5 21 11.1 34 11.6

Toplam 104 100 189 100 293 100 X²: 4.5 df: 2 P: 0.102 Araştırmaya katılan öğrencilerin yaralanma dönemindeki antrenman

yoğunluğuna bakıldığında büyük çoğunluğunun orta şiddette antrenman yaptığı

belirlenmiştir (% 69.3). Ağır düzeyde antrenman yapan öğrenciler % 11.6 ile en az

değeri oluşturmaktadır. Antrenman yoğunluğuna cinsiyet açısından bakıldığında

anlamlı bir fark bulunmamıştır (P>0.05).

Page 65: İ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SPOR BİLİMLERİ ...tez.sdu.edu.tr/Tezler/TT00575.pdfenerjilerini pozitif bir yöne aktarmak, yaşam boyu sürdürebilecekleri iyi bir alışkanlık

54

Tablo 4.22. Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Yaralanmanın Olduğu Anda

Koruyucu Kullanma Durumuna Göre Dağılımı

Koruyucu Kullanıyor musunuz?

Cinsiyet Toplam Kız Erkek n % n % N %

Evet 24 23.1 64 33.9 88 30.0 Hayır 80 76.9 125 66.1 205 70.0

Toplam 104 100 189 100 293 100 X²: 3.7 df: 1 P: 0.054 Tablo 5. 22’e göre araştırmaya katılan öğrencilerin yaralanmanın olduğu anda

koruyucu kullanma durumuna bakıldığında % 70’inin koruyucu kullanmadığı,%

30’unun da koruyucu kullandığı belirlenmiştir. Öğrencilerin koruyucu

kullanmalarına cinsiyet açısından bakıldığında anlamlı bir fark bulunmamıştır

(P>0.05).

Tablo 4.23. Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Yaralanmanın Olduğu Andaki

Sahanın Yüzeyine Göre Dağılımı

Yaralanma Anındaki Saha Yüzeyi

Cinsiyet Toplam Kız Erkek n % n % N %

Parke 47 45.2 38 20.1 85 29.0 Tartan 6 5.8 8 4.2 14 4.8 Beton 28 26.9 34 18.0 62 21.2 Toprak 9 8.7 13 6.9 22 7.5 Çim 2 1.9 52 27.5 54 18.4 Sentetik Çim 4 3.8 17 9.0 21 7.2 Diğer 8 7.7 27 14.3 35 11.9

Toplam 104 100 189 100 293 100 X²: 46.4 df: 6 P: 2.4 Tablo 5. 23’ye göre araştırmaya katılan öğrencilerin yaralanmanın olduğu

andaki sahanın yüzeyine bakıldığında parke yüzeyde yaralanma geçirenlerin en

yüksek değeri oluşturduğu belirlenmiştir (% 29). En az yaralanma ise tartan

yüzeylerde olduğu görülmektedir (% 4.8). Sakatlanma yüzeylerine cinsiyet

açısından bakıldığında anlamlı bir fark bulunmamıştır (P>0.05).

Page 66: İ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SPOR BİLİMLERİ ...tez.sdu.edu.tr/Tezler/TT00575.pdfenerjilerini pozitif bir yöne aktarmak, yaşam boyu sürdürebilecekleri iyi bir alışkanlık

55

Tablo 4.24. Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Yaralanma Sonrasındaki

Durumlarına Göre Dağılımı

Yaralanma Sonrasındaki Durum

Cinsiyet Toplam Kız Erkek n % n % N %

Oyuna Devam Edemedi 17 16.3 62 32.8 79 27.0 Soğutucu İle Devam Etti 30 28.8 48 25.4 78 26.6 Devam Etti 46 44.2 59 31.2 105 35.8 Hatırlamıyor 11 10.6 20 10.6 31 10.6

Toplam 104 100 189 100 293 100 X²: 10.210 df: 3 P: 0.017 Araştırmaya katılan sporcu öğrencilerin spor yaralanması geçirdikten sonra

oyuna devam etmeleri durumlarına bakıldığında % 35.8’inin oyuna devam ettiği, %

27’sinin oyuna devam edemediği, % 26.6’sının soğutucu ile oyuna devam ettiği, %

10.6’sının da hatırlamadığı belirlenmiştir. Cinsiyete göre bakıldığında kızların %

44.2 ile erkeklerden (% 31.2) daha çok oyuna devam ettikleri tespit edilmiştir. Oyuna

devam etme durumuna cinsiyet açısından bakıldığında anlamlı bir fark bulunmuştur

(P<0.05).

Tablo 4.25. Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Daha Önce Aynı Bölgeden

Yaralanma Durumlarına Göre Dağılımı

Daha Önce Aynı Bölgeden Yaralanma

Durumu

Cinsiyet Toplam Kız Erkek n % n % N %

Oldu 53 51 85 45 138 47.1 Olmadı 51 49 104 55 155 52.9

Toplam 104 100 189 100 293 100 X²: 0.9 df: 1 P: 0.326

Tablo 5. 25.’e göre araştırmaya katılan öğrencilerin daha önce aynı bölgeden

yaralanma durumlarına bakıldığında aynı bölgeden yaralananların oranı % 47.1,

yaralanmayanların oranı ise % 52.9 olarak belirlenmiştir. Kızlarda daha önce aynı

bölgeden yaralananların oranı (% 51) iken erkeklerde aynı bölgeden yaralananların

oranı (% 49) dur. Daha önce spor yaralanması durumuna kız erkek açısından

bakıldığında ise anlamlı bir fark bulunmamıştır (P>0.05).

Page 67: İ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SPOR BİLİMLERİ ...tez.sdu.edu.tr/Tezler/TT00575.pdfenerjilerini pozitif bir yöne aktarmak, yaşam boyu sürdürebilecekleri iyi bir alışkanlık

56

Tablo 4.26. Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Kendi Kendilerini Tedavi Ettiği

Yaralanma Durumuna Göre Dağılımı.

Kendi Kendinizi Tedavi Ettiniz mi?

Cinsiyet Toplam Kız Erkek n % n % N %

Evet 62 59.6 94 49.7 156 53.2 Hayır 42 40.4 95 50.3 137 46.8

Toplam 104 100 189 100 293 100 X²: 2.6 df: 1 P: 0.105 Araştırmaya katılan sporcu öğrencilerin spor yaralanması sonrası kendi

kendilerini tedavi etme durumlarına bakıldığında % 53.2’sinin kendisini tedavi ettiği,

% 46.8’inin ise kendi kendisini tedavi etmediği belirlemiştir. Öğrencilerin kendi

kendini tedavi etmelerinin cinsiyete göre durumu incelendiğinde anlamlı bir fark

bulunmamıştır (P>0.05).

Tablo 4. 27. Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Yaralanma Durumunun Sportif

Aktivite Düzeyine Etki Etmesine Göre Dağılımı

Spor Yaralanmaları Sportif Aktivite

Düzeyinizi Etkiliyor mu?

Cinsiyet Toplam Kız Erkek

n % n % N %

Az Etkiliyor 22 21.2 57 30.2 79 27.0 Orta Düzeyde Etkiliyor 21 20.2 39 20.6 60 20.5 Çok Etkiliyor 6 5.8 18 9.5 24 8.2 Etkilemiyor 55 52.9 75 39.7 130 44.4

Toplam 104 100 189 100 293 100 X²: 5.8 df: 3 P: 0.121 Tablo 5. 27’ye göre araştırmaya katılan öğrencilerin sakatlanma durumunun

sportif aktivite düzeyine etki etmesine bakıldığında çoğunluğunun sportif aktivite

düzeyini etkilemediği belirlenmiştir (% 44.4). Sportif aktivite düzeyini çok

etkilediğini belirten öğrencilerin değeri ise % 8.2’dir. Etkilenme düzeylerine

bakıldığında erkeklerin % 9.5) oranla kızlardan (% 5.8) daha çok etkilendikleri

görülmektedir. Öğrencilerin sportif aktivite düzeyini etkileme durumunu cinsiyet

açısından değerlendirildiğinde anlamlı bir fark bulunmamıştır (P>0.05).

Page 68: İ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SPOR BİLİMLERİ ...tez.sdu.edu.tr/Tezler/TT00575.pdfenerjilerini pozitif bir yöne aktarmak, yaşam boyu sürdürebilecekleri iyi bir alışkanlık

57

Tablo 4.28. Araştırmaya Katılan Sporcuların Yaralanma Bölgesi ile Spordan Uzak Kalma Sürelerine Göre Durumu.

Yaralanma Bölgesi

Spordan Ne Kadar Uzak Kalınız?

Toplam 1 Haftadan

Az 1 Hafta 2 Hafta 3 Hafta 4 Hafta

5 Hafta Ve

Üzeri Baş N 10 3 1 0 2 0 16

% 62.5 18.8 6.3 0 12.5 0 100 Boyun N 2 5 0 0 2 0 9

% 22.2 55.6 0 0 22.2 0 100 Sağ Omuz N 4 3 1 0 3 1 12

% 33.3 25.0 8.3 0 25.0 8.3 100 Sol Omuz N 0 4 0 0 3 0 7

% 0 57.1 0 0 42.9 0 100 Sağ Dirsek N 3 5 1 1 0 2 12

% 25.0 41.7 8.3 8.3 0 16.7 100 Sol Dirsek N 3 1 1 0 0 1 6

% 50.0 16.7 16.7 0 0 16.7 100 Sağ El Bilek N 5 5 3 1 3 1 18

% 27.8 27.8 16.7 5.6 16.7 5.6 100 Sol El Bilek N 1 4 0 0 0 3 8

% 12.5 50.0 0 0 0 37.5 100 Sağ El Parmak N 5 9 2 1 1 1 19

% 26.3 47.4 10.5 5.3 5.3 5.3 100 Sol El Parmak N 3 5 1 1 1 0 11

% 27.3 45.5 9.1 9.1 9.1 0 100 Sırt N 0 0 0 1 0 0 1

% 0 0 0 100 0 0 100 Bel N 5 4 5 0 3 1 18

% 27.8 22.2 27.8 0 16.7 5.6 100 Kalça N 6 1 1 0 0 0 8

% 75 12.5 12.5 0 0 0 100 Sağ Diz N 8 4 1 3 4 5 25

% 32.0 16.0 4.0 12.0 16.0 20.0 100 Sol Diz N 11 3 2 1 0 4 21

% 52.4 14.3 9.5 4.8 0 19.0 100 Sağ Ayak Bilek

N 16 16 5 1 3 5 46 % 34.8 34.8 10.9 2.2 6.5 10.9 100

Sol Ayak Bilek

N 7 3 2 1 1 5 19 % 36.8 15.8 10.5 5.3 5.3 26.3 100

Sağ Ayak Parmak

N 2 3 1 0 0 4 10 % 20.0 30.0 10.0 0 0 40 100

Sol Ayak Parmak

N 3 0 1 0 0 0 4 % 75 0 25 0 0 0 100

Kasık N 6 4 4 2 3 4 23 % 26.1 17.4 17.4 8.7 13.0 17.4 100

Toplam N 100 82 32 13 29 37 293 % 34.1 28.0 10.9 4.4 9.9 12.6 100

X²: 127.5 df: 95 P: 0.015

Page 69: İ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SPOR BİLİMLERİ ...tez.sdu.edu.tr/Tezler/TT00575.pdfenerjilerini pozitif bir yöne aktarmak, yaşam boyu sürdürebilecekleri iyi bir alışkanlık

58

Tablo 5. 28 incelendiğinde yaralanma bölgelerine göre spor yaralanması

geçiren öğrencilerin çoğunluğu 1 haftadan daha kısa bir dönem spordan uzak

kaldıkları belirlenmiştir (% 34.1). Spor yaralanma bölgelerine göre 3 hafta spordan

uzak kaldığını belirten öğrencilerin oranı ise % 4.4 ile en düşük değeri

oluşturmaktadır. Spor yaralanması sonrası spordan 5 hafta ve üzeri uzak kalanların

oranı ise % 12.6 dır. Spor yaralanma bölgeleri ile öğrencilerin spordan uzak kalma

sürelerine bakıldığında anlamlı bir ilişki olduğu belirlenmiştir(X²(95): 127.5, p<0.05).

Tablo 4.29. Araştırmaya Katılan Sporcuların Daha Önce Aynı Bölgeden

Yaralanmaları ile Yaralanma Sonrası Durumlarına Göre İncelenmesi

X²: 8.7 df: 3 P: 0.034

Araştırmaya katılan sporcu öğrencilerin aynı bölgeden spor yaralanması

geçirme durumlarının yaralanma sonrası durumları ile karşılaştırıldığında, aynı

bölgeden yaralanma geçirenlerin çoğunluğu yaralanma sonrası devam ettiklerini

belirlenmiştir (% 44.8). Spor yaralanması sonrası öğrencilerden 105 kişi oyuna

devam ettiğini belirtmiştir. Aynı bölgeden spor yaralanması geçirmeyen öğrencilerin

% 29’u da spor yaralanması geçirdikten sonraki durumunu hatırlamadığı tespit

edilmiştir. Sporculardan daha önce spor yaralanması geçirenlerin % 44.8’i oyuna

devam etmiş, daha önce aynı bölgeden yaralanma geçirmeyenlerin oranı ise %

52.2’si oyuna devam etmiştir. Sporcu öğrencilerin aynı bölgeden yaralanma geçirme

durumları ile spor yaralanması geçirdikten sonraki durum karşılaştırıldığında anlamlı

bir fark bulunmuştur (X²(3): 8.7, P<0.05).

Yaralanma Sonrası Durum Daha Önce Aynı Bölgeden

Yaralanma Oldu mu? Toplam Oldu Olmadı

Oyuna Devam Edemedi N 32 47 79 % 40.5 59.5 100

Soğutucu İle Devam Etti N 37 41 78 % 47.4 52.6 100

Devam Etti N 47 58 105 % 44.8 55.2 100

Hatırlamıyor N 22 9 31 % 71 29 100

Toplam N 138 155 293 % 47.1 52.9 100

Page 70: İ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SPOR BİLİMLERİ ...tez.sdu.edu.tr/Tezler/TT00575.pdfenerjilerini pozitif bir yöne aktarmak, yaşam boyu sürdürebilecekleri iyi bir alışkanlık

59

Tablo 4.30. Araştırmaya Katılan Sporcuların Yaralanma Bölgesi ile Branşlarına Göre Durumu.

Yaralanma Bölgesi

Branşınız

Topl

am

Futb

ol

Bas

ketb

ol

Hen

tbol

Vol

eybo

l

Atle

tizm

Gür

M. T

enis

i

M

ücad

ele

Spor

ları

Baş N 5 5 2 1 0 1 0 2 16 % 31.3 31.3 12.5 6.3 0 6.3 0 12.5 100

Boyun N 3 2 1 0 0 3 0 0 9 % 33.3 22.2 11.1 0 0 33.3 0 0 100

Sağ Omuz N 4 4 1 1 0 1 0 1 12 % 33.3 33.3 8.3 8.3 0 8.3 0 8.3 100

Sol Omuz N 2 1 0 2 0 1 1 0 7 % 28.6 14.3 0 28 0 14.3 14.3 0 100

Sağ Dirsek N 5 3 1 0 0 2 0 1 12 % 41.7 25.0 8.3 0 0 16.7 0 8.3 100

Sol Dirsek N 2 0 0 2 1 1 0 0 6 % 33.3 0 0 33.3 16.7 16.7 0 0 100

Sağ El Bilek N 1 4 2 9 1 0 0 1 18 % 5.6 22.2 11.1 50.0 5.6 0 0 5.6 100

Sol El Bilek N 4 2 0 1 0 0 1 0 8 % 50.0 25.0 0 12.5 0 0 12.5 0 100

Sağ El Parmak

N 4 6 2 4 0 2 0 1 19 % 21.1 31.6 10.5 21.1 0 10.5 0 5.3 100

Sol El Parmak

N 4 4 0 1 0 1 0 1 11 % 36.4 36.4 0 9.1 0 9.1 0 9.1 100

Sırt N 0 0 0 0 0 1 0 0 1 % 0 0 0 0 0 100 0 0 100

Bel N 8 1 1 3 1 2 0 2 18 % 44.4 5.6 5.6 16.7 5.6 11.1 0 11.1 100

Kalça N 7 1 0 0 0 0 0 0 8 % 87.5 12.5 0 0 0 0 0 0 100,

Sağ Diz N 12 3 2 4 1 2 0 1 25 % 48.0 12.0 8.0 16.0 4.0 8.0 0 4.0 100

Sol Diz N 9 3 0 3 2 1 0 3 21 % 42.9 14.3 0 14.3 9.5 4.8 0 14.3 100

Sağ Ayak Bilek

N 22 13 0 4 5 1 0 1 46 % 47.8 28.3 0 8.7 10.9 2.2 0 2.2 100

Sol Ayak Bilek

N 6 4 3 0 4 2 0 0 19 % 31.6 21.1 15.8 0 21.1 10.5 0 0 100

Sağ Ayak Parmak

N 7 2 0 0 0 0 0 1 10 % 70.0 20.0 0 0 0 0 0 10.0 100

Sol Ayak Parmak

N 0 0 1 1 0 2 0 0 4 % 0 0 25.0 25.0 0 50.0 0 0 100

Kasık N 16 2 1 0 2 1 1 0 23 % 69.6 8.7 4.3 0 8.7 4.3 4.3 0 100

Toplam N 121 60 17 36 17 24 3 15 293 % 41.3 20.5 5.8 12.3 5.8 8.2 1.0 5.1 100

X²: 184.1 df: 133 P: 0.002

Page 71: İ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SPOR BİLİMLERİ ...tez.sdu.edu.tr/Tezler/TT00575.pdfenerjilerini pozitif bir yöne aktarmak, yaşam boyu sürdürebilecekleri iyi bir alışkanlık

60

Tablo 5. 30. incelendiğinde spor yaralanması en çok geçirilen branşın futbol

olduğu görülmektedir. Futbol branşında ise en çok yaralanma 22 kişi ile sağ ayak

bileğinden olduğu tespit edilmiştir. En az yaralanma geçirilen branş ise 3 kişi ile

Masa Tenisi olmuştur. Sırt bölgesinde spor yaralanması geçiren öğrencilerin sayısı 1

kişi ile en düşük yaralanma bölgesini oluşturmaktadır. Öğrencilerin yaptıkları branş

ile yaralanma bölgeleri arasındaki ilişkiye bakıldığında anlamlı bir fark

görülmektedir (X²(133): 184.1, P<0.05 ). Örneğin; voleybol branşında el bileği

yaralanması % 50, güreşçilerde boyun yaralanması % 33.3 oranla en yüksek

değerdir.

Tablo 4.31. Araştırmaya Katılan Sporcuların Yaralanma Anında Koruyucu

Kullanma Durumlarının Branşlara Göre Dağılımı

X²: 17.9 df: 7 P: 0.012 Araştırmaya katılan sporcu öğrencilerin yaralanma anında büyük çoğunluğu

yaralanma anında koruyucu kullanmadıkları belirlenmiştir (% 70). Koruyucu en çok

mücadele sporları branşlarında kullanılmaktadır (% 53.3). Masa tenisi branşında

sporcuların hiç koruyucu kullanmadıkları tespit edilmiştir. Spor yaralanması anında

koruyucu kullanma durumu ile sporcuların branşları arasındaki ilişkiye bakıldığında

anlamlı bir fark bulunmuştur (X²(7): 17.9 P<0.05 ).

Branş Koruyucu Kullanıyor musunuz? Toplam Evet Hayır Futbol N 46 75 121

% 38.0 62.0 100 Basketbol N 13 47 60

% 21.7 78.3 100 Hentbol N 2 15 17

% 11.8 88.2 100 Voleybol N 8 28 36

% 22.2 77.8 100 Atletizm N 2 15 17

% 11.8 88.2 100 Güreş N 9 15 24

% 37.5 62.5 100 Masa Tenisi N 0 3 3

% .0 100 100 Mücadele Sporları N 8 7 15

% 53.3 46.7 100

Toplam N 88 205 293 % 30.0 70.0 100

Page 72: İ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SPOR BİLİMLERİ ...tez.sdu.edu.tr/Tezler/TT00575.pdfenerjilerini pozitif bir yöne aktarmak, yaşam boyu sürdürebilecekleri iyi bir alışkanlık

61

Tablo 4.32. Araştırmaya Katılan Sporcuların Yaralanma Sonrası Durumlarının

Branşlara Göre Dağılımı

Branş

Yaralanma Sonrası Durum

ToplamOyuna Devam

Edemedi

Soğutucu İle Devam

Etti

Devam Etti Hatırlamıyor

Futbol N 36 34 42 9 121 % 29.8 28.1 34.7 7.4 100

Basketbol N 13 19 21 7 60 % 21.7 31.7 35 11.7 100

Hentbol N 3 9 2 3 17 % 17.6 52.9 11.8 17.6 100

Voleybol N 7 5 23 1 36 % 19.4 13.9 63.9 2.8 100

Atletizm N 5 2 6 4 17 % 29.4 11.8 35.3 23.5 100

Güreş N 8 6 5 5 24 % 33.3 25.0 20.8 20.8 100

Masa Tenisi N 0 0 2 1 3 % 0 0 66.7 33.3 100

Mücadele Sporları

N 7 3 4 1 15 % 46.7 20.0 26.7 6.7 100

Toplam N 79 78 105 31 293 % 27 26.6 35.8 10.6 100

X²: 39.6 df: 21 P: 0.008 Araştırmaya katılan öğrencilerin spor yaralanması sonrası oyuna devam

edemeyen öğrencilerin çoğunluğu mücadele sporları ile uğraşan öğrenciler olduğu

görülmektedir (% 46.7). Soğutucu ile oyuna devam eden öğrencilerin çoğunluğu %

52.9 ile Hentbol branşındaki öğrenciler oluşturmaktadır. Yaralanma sonrası oyuna

devam eden öğrenciler % 63.9 ile en çok voleybol branşındaki öğrencilerdir. Masa

tenisi branşında spor yaralanması sonrasında oyuna devam edemeyen ve ya soğutucu

ile oyuna devam eden öğrenci bulunmamaktadır. Araştırmaya katılan sporcuların

yaralanma sonrası durumlarının branşlara göre ilişkisine bakıldığında anlamlı bir fark

bulunmuştur (X²(21): 39.6 P<0.05 ). Bir başka deyişle öğrencilerin spor yaralanması

sonrası durumu ile branşları arasında anlamlı bir ilişki vardır.

Page 73: İ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SPOR BİLİMLERİ ...tez.sdu.edu.tr/Tezler/TT00575.pdfenerjilerini pozitif bir yöne aktarmak, yaşam boyu sürdürebilecekleri iyi bir alışkanlık

62

Tablo 4.33. Araştırmaya Katılan Sporcuların Yaralanma Sonrası Spordan Uzak

Kalma Süreleri ile Yaralanma Olduğu Andaki Pozisyona Göre Dağılımı

Yaralanma Olduğu Andaki Pozisyonunuz

Spordan Ne Kadar Uzak Kalınız?

Topl

am

1 H

afta

dan

Az

1 H

afta

2 H

afta

3 H

afta

4 H

afta

5 H

afta

V

e Ü

zeri

Top Sürerken N 18 19 6 4 2 8 57 % 31.6 33.3 10.5 7.0 3.5 14 100

Şut Atarken N 15 6 4 3 4 6 38 % 39.5 15.8 10.5 79 10.5 15.8 100

Sprint N 5 3 5 0 0 2 15 % 33.3 20.0 33.3 0 0 13.3 100

Sıçrama N 11 15 5 0 6 1 38 % 28.9 39.5 13.2 0 15.8 2.6 100

Sıçrama Sonrası Düşme

N 13 13 3 1 2 7 39 % 33.3 33.3 7.7 2.6 5.1 17.9 100

Adam Değişirken

N 0 0 0 1 2 0 3 % 0 0 0 33.3 66.7 0 100

Oyuncu İle Çarpışma

N 19 16 6 2 6 4 53 % 35.8 30.2 11.3 3.8 11.3 7.5 100

Oyun Materyali İle Çarpışma

N 3 2 1 0 3 0 9 % 33.3 22.2 11.1 0 33.3 0 100

Markaj Esnasında

N 16 8 2 2 4 9 41 % 39 19.5 4.9 4.9 9.8 22.0 100

Toplam N 100 82 32 13 29 37 293 % 34.1 28.0 10.9 4.4 9.9 12.6 100

X²: 59.7 df: 40 P: 0.023

Tablo 5. 33’e göre şut atarken spor yaralanması geçirip, spor yaralanması

sonrası bir haftadan daha az spordan uzak kalan öğrencilerin oranı % 39.5 ile en

yüksek değerdir. Bir hafta spordan uzak kalan öğrencilerin çoğunlu ise sıçrama

esnasında yaralanma geçirdiklerini belirtmişlerdir (% 39.5). Spor yaralanması sonrası

5 hafta ve üzeri spordan uzak kalan öğrencilerin çoğunluğu ise markaj esnasında spor

yaralanması geçiren öğrenciler olduğu belirlenmiştir (% 22). Araştırmaya Katılan

Sporcuların Yaralanma Sonrası Spordan Uzak Kalma Süreleri ile Yaralanma Olduğu

Andaki Pozisyona arasındaki ilişkiye bakıldığında anlamlı bir fark bulunmuştur

(X²(40): 59.7 P<0.05 ).

Page 74: İ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SPOR BİLİMLERİ ...tez.sdu.edu.tr/Tezler/TT00575.pdfenerjilerini pozitif bir yöne aktarmak, yaşam boyu sürdürebilecekleri iyi bir alışkanlık

63

Tablo 4.34. Araştırmaya Katılan Sporcuların Spor Yaralanması Geçirme

Sıklıklarının Sportif Aktivite Düzeylerini Etkileme Durumlarına göre Dağılımı

X²: 21.6 df: 12 P: 0.042

Araştırmaya katılan sporcu öğrencilerden 5 ve üstü spor yaralanması

geçirenlerin çoğunluğu spor yaralanmasının sportif aktivite düzeyini az etkilediğini

belirtmişlerdir (% 42.4). 4 defa spor yaralanması geçiren öğrencilerin % 58.3’ü spor

yaralanmasının sportif aktivite düzeyini etkilemediği yönünde görüş belirtmişlerdir.

Sporcuların spor yaralanması geçirme sıklıklarının sportif aktivite düzeylerini

etkileme durumları karşılaştırıldığında anlamlı bir fark bulunmuştur (X²(12): 21.6

P<0.05 ).

Spor Yaralanması

Kaç Defa Geçirdiniz?

Spor Yaralanması Sportif Aktivite Düzeyini Etkiliyor mu?

ToplamAz

Etkiliyor

Orta Düzeyde Etkiliyor

Çok Etkiliyor Etkilemiyor

1 N 20 12 9 48 89 % 22.5 13.5 10.1 53.9 100

2 N 21 23 5 48 97 % 21.6 23.7 5.2 49.5 100

3 N 21 18 6 17 62 % 33.9 29 9.7 27.4 10

4 N 3 1 1 7 12 % 25 8.3 8.3 58.3 100

5 ve üstü N 14 6 3 10 33 % 42.4 18.2 9.1 30.3 100

Toplam N 79 60 24 130 293 % 27 20.5 8.2 44.4 100

Page 75: İ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SPOR BİLİMLERİ ...tez.sdu.edu.tr/Tezler/TT00575.pdfenerjilerini pozitif bir yöne aktarmak, yaşam boyu sürdürebilecekleri iyi bir alışkanlık

64

5. TARTIŞMA

Bu çalışmanın amacı 14- 17 yaş arası orta öğretim kurumlarında ergenlik

dönemindeki 500 sporcu öğrencinin spor yaralanma sıklıkları, risk faktörleri ve

oluşum şekillerini incelemektir. Burdur il merkezinde belirlenen okullarda futbol,

basketbol, hentbol, voleybol, atletizm, güreş, masa tenisi, mücadele sporları

branşların da spor yapan ve gönüllü olarak anket dolduran, ortalama yaşları 16 olan,

191 kız, 309 erkek olmak üzere toplam 500 sporcu öğrenci çalışmaya katılmıştır.

Benzer bir yaş grubunda (16.2±1.23 yıl), 518 sporcunun (130 kız 188 erkek) katıldığı

bir başka çalışmada (Alagöz İmren 2010) ise voleybol, basketbol, futbol, hentbol,

atletizm, güreş, badminton, boks, judo, masa tenisi, body, tekwando, yüzme

branşlarından sporcu yer almıştır.

Yaptığımız araştırmayı branşlar açısından incelersek futbol, basketbol, hentbol,

voleybol, atletizm, güreş, masa tenisi, mücadele sporları branşlarının çalışmaya

katıldığı tespit edilmiştir. Spor branşları açısından incelendiğinde (Alagöz İmren

2010) voleybol, basketbol, futbol, hentbol, atletizm, güreş, badminton, boks, judo,

masa tenisi, body, tekwando, yüzme vb. spor branşlarının katıldığı belirlenmiştir.

Araştırmaya katılan sporcuların çoğunluğunu 183 kişi ile futbol, 95 Basketbol, 75

Voleybol, 50 güreş gibi branşlar oluşturmaktadır. Bir başka araştırmada (Alagöz

İmren 2010) görüldüğü gibi araştırmaya katılan sporcularda, en çok katılımın

voleybol, basketbol ve futbolda olmasına karşın hentbol, atletizm vb. sporlarda daha

az olduğu gözlenmiştir.

Araştırmaya katılan sporcu öğrencilerin spor yaşı ortalamalarına bakıldığında

2.67 olarak tespit edilmiştir. Spor yaşı ortalamaları alınan bir başka çalışmada (Abdi

2009) spor yılı 5.83±2.42 yıl olarak tespit etmiştir. Bunun sebebinin bizim

çalışmamızda 14-17 yaş esas almamız diğer çalışmada ise 13-20 yaş esas alınması

nedeniyle olabileceği görüşündeyiz.

Çalışmamıza katılan sporcularımızdan elde ettiğimiz verilere göre 500

sporcudan 293 tanesi spor yaralanması geçirmiş ve katılımcıların % 58.6’sını

oluşturmuştur. Benzer bir çalışmada sporcudan 58’i (% 70.7) daha önce yaralanma

geçirdiğini, 24’ü (% 29.3) ise daha önce yaralanma geçirmediğini belirtmiştir (Bavlı

ve Kozanoğlu 2008). Diğer çalışmada basketbol branşı ve belli mevkilerde oynayan

Page 76: İ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SPOR BİLİMLERİ ...tez.sdu.edu.tr/Tezler/TT00575.pdfenerjilerini pozitif bir yöne aktarmak, yaşam boyu sürdürebilecekleri iyi bir alışkanlık

65

82 sporcunun esas alınması, bizim çalışmamızda ise sporcu sayısı 500 ve 8 branş

üzerindedir yaralanma oranlarında ki fark buradan kaynaklanabilir.

Araştırmaya katılan sporcuların spor yaralanmalarının çoğunun mücadele

sporları (% 88.2), futbol (% 66), atletizm (% 65) gibi branşlarda görüldüğü

belirlenmiştir. Benzer bir araştırmada Türkiye’de polikliniğe başvuran olgularla

çocuk yaralanmalarının çoğunun futbol (% 23.3), basketbol (% 17.2), voleybol (%

14.5) gibi takım sporlarında görüldüğünü bulunmuştur (Ülkar ve ark. 2002).

Yaptığımız çalışmada spor yapan gençlerde spor yaralanması geçirme

oranlarına bakıldığında kızlar (% 54.5) ve erkekler (% 61.5) olarak tespit edilmiştir.

Fiziksel olarak aktif çocuk ve ergenlerde kız ve erkek çocuklarının yaralanma

oranları sırasıyla % 48 ve % 52 olarak bildirmişlerdir (Ülkar ve ark. 2002). Bir başka

çalışmada bir yıl boyunca 11-15 yaşları arasında 4710 çocukta ortaya çıkan

yaralanmaları retrospektif olarak incelediklerinde sağlık desteği alması gereken

olguların % 42 olduğunu, erkeklerin kızlara göre ve alt ekstremitelerin üste göre daha

sık yaralandığını bulmuşlardır (Williams J.M. ve ark.1998). 2004 yılında yapılan

çalışmada sporla ilgili yaralanmalar en sık erkeklerde 15, kızlarda 14 yaşları

civarında görülmüştür. Daha çok temas sporlarının tercih edilmesi ve sportif

aktivitelere daha fazla katılım nedeniyle bu oran erkeklerde iki kat fazladır.

Erkeklerde yaralanma oranı yaş ile artar ve geç ergenlik döneminde en yüksek

düzeye ulaştığı sonucuna varmıştır (Can 2004).

Yaptığımız çalışmada en sık yaralanma ilkbaharda (% 42.3), kış aylarında (%

33.4) oranında yaralanma tespit edilmiştir. Benzer bir çalışmada (Özdemir ve ark.

2003) kış(% 38.7) ve sonbahar aylarındaki (% 34.8) yüksek oran dikkat çekmiştir.

Sonuç olarak, soğuk iklim yaralanma riskini artırmıştır.

Araştırmaya katılan gençlerin spor yaralanmaların genelinin müsabaka

sırasında olduğu yaralanana sporcuların % 70 ‘inin müsabakada yaralandığı tespit

edilmiştir. Yapılan bir çalışmada yaralanmaların en çok müsabaka esnasında (%

62.1) meydana geldiğini tespit edilmiştir (Bavlı ve Kozanoğlu 2008). Benzer

çalışmada ise yaralanmaların çoğunlukla eleme ve antrenman müsabakasında olduğu

ortaya koymuştur (% 37.1 - % 22.6) (Özdemir ve ark. 2003). Bir başka çalışmada,

sakatlıkların % 60-70’inin maç sırasında % 30-40’ının ise antrenman sırasında

oluştuğunu belirlenmiştir (Diniz ve Ketenci 2000).

Page 77: İ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SPOR BİLİMLERİ ...tez.sdu.edu.tr/Tezler/TT00575.pdfenerjilerini pozitif bir yöne aktarmak, yaşam boyu sürdürebilecekleri iyi bir alışkanlık

66

Lise dönemi 14-17 yaş arası adolesan sporcularda yaptığımız çalışmada ayak

bileği ve kasık yaralanmalarının daha çok yaşandığı ve aynı bölgeden tekrar eden

yaralanmaların el bileği ve diz olduğu sonucuna varılmıştır. 2003 yılında yapılan

çalışmaya göre sportif travmaya maruz kalan bölgeler diz eklemi % 32.9, ayak bileği

% 16 olarak tespit etmiştir ( Baydar 2003). 2008 yılında yapılan benzer çalışmada el

ve el bileğinde daha çok düşme şeklindeki travmalar veya zorlanmalar sonucunda da

değişik yaralanma şekilleri ortaya çıkmaktadır Tüm spor yaralanmalarının yaklaşık

1/3 ü bu bölgede meydana geldiğini belirtmiştir (Sakallı 2008).Bir başka çalışmada

en fazla yaralanan vücut bögeleri sırasıyla: ayak bileği ve diz, el, el bileği, dirsek,

baldır ön ve arkası, baş, boyun ve klavikula, omuz, ayak, sırt, kalça ve

hamstringlerdir. (Koşar ve Demirel 2006). Adolesan dönem lise öğrencilerinde

görülen basketbol yaralanmalarının sebepleri ve cinsiyet yönünden farklılıklarını

belirlemek üzere 543 erkek ve 436 bayan öğrenci üzerinde yapılan çalışma

sonucunda erkeklerin kızlara oranla daha fazla yaralanmalara maruz kaldığını, ayak

bileği ve diz yaralanmalarının en sık görülen yaralanma bölgesi olduğu tespit

edilmiştir (Bavlı ve Kozanoğlu 2008). Kıratlı ve Sanioğlu 2003 yılında yaptığı

çalışmada basketbol oyuncularının genel yaralanma durumlarına baktığımızda; en

çok görülen yaralanmalar ayak bileği burkulması (% 46.15), diz bağ-tendon ile

menisküs yaralanmaları (% 17.5) ve sırt-bel yaralanmalarıdır (% 15.38). Yapılan

çalışmalarla bizim bulgularımız desteklenmektedir.

Yaptığımız çalışmada sporcuların çoğunluğu parka zeminde (% 29), beton

zeminde (% 21.2) yaptığı antrenman veya müsabaka sonucunda yaralanma

geçirmiştir. 2007 yılında yapılan çalışmada 101 sporcudan 67 sporcunun (% 66.3)

ağırlıklı olarak parke zeminde antrenman yaptığı, buna karşılık 34 sporcunun (%

33.7) sentetik zeminde antrenman yaptığı tespit edilmiştir. Bu sporculardan %

35.8’inin en az bir defa yaralanma geçirdiği, % 64.2’nin hiç yaralanma geçirmediği

bulunmuştur. Çoğunlukla sentetik zeminli spor salonlarında antrenman yapan 34

sporcunun ise % 41.2’nin en az bir defa yaralanma geçirdiği, % 58.8’inin ise hiç

yaralanma geçirmediği bulunmuştur (Uluöz 2007).

Araştırmaya katılan sporcuların koruyucu kullanma durumuna bakıldığında

en yüksek değeri mücadele sporları (% 53.3) ve en düşük değeri masa tenisi (% 0)

oluşturmaktadır. 2007 yılında yapılan bir çalışmada101 sporcunun 77’sinin (% 76.2)

Page 78: İ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SPOR BİLİMLERİ ...tez.sdu.edu.tr/Tezler/TT00575.pdfenerjilerini pozitif bir yöne aktarmak, yaşam boyu sürdürebilecekleri iyi bir alışkanlık

67

antrenman ve müsabaka sırasında koruyucu malzeme kullandığı, 24’ünün (% 23.8)

koruyucu malzeme kullanmadığı tespit etmiştir (Uluöz 2007).

Araştırmaya katılan sporcuların oyun içi pozisyonlarının yaralanma ile

ilişkisine bakıldığında kalecilerin % 69.7, pivot oyuncularının % 62.2, hücum

oyuncularının ise % 61.7 oranında yaralandıkları tespit edilmiştir. 1997 yılında

yapılan çalışmada rakibe temas etmeden alt ekstremitede oluşan travmatik

yaralanmalarda defans oyuncularının durumlarının % 48, % 62 ‘si kalecilerde, %

54’ü dip kenar oyuncularında ve % 48 kanat oyuncularında oluştuğu belirlenmiştir

(Wedderkopp ve ark. 1997). Bir başka çalışmada yaralanmaların 21’i (% 35) orta

mevkide oynayan sporcular tarafından geçirilmiştir. Bu yaralanmaların 14’ü (%

66.7)’u alt ekstremitede, 7’si (% 33.3) üst ekstremitede meydana gelmiştir.

Verilerden de anlaşılacağı gibi orta oyuncular alt ekstremite yaralanmaları açısından

risk altındadır. Pasör,/pasör çaprazı mevkisinde oynayan oyuncuların ise üst

ekstremite (el bileği ve el bileği parmakları) yaralanmaları açısından risk altında

oldukları düşünülebilir (Uluöz 2007).

Yaptığımız çalışmada sporcu öğrencilerden kız ve erkeklerden % 47.1’ini

aynı bölgeden yaralanma geçirdiği % 53.9’ununda aynı bölgeden yaralanma

geçirmediği sonucuna varılmıştır. Benzer bir çalışmada araştırmaya katılan kız ve

erkek sporcuların % 54.9’unun aynı yerden sakatlık geçirmedikleri belirlenmiştir

(Alagöz İmren 2010). Genellikle spor sırasında geçirilen yaralanmalar küçük çaplı ve

hafif çaplı yaralanmalar olduğundan, tekrarlayıcı sakatlıkların yaşanma oranları daha

düşüktür. Aynı yerden sakatlık geçirme oranları buna paralel olarak daha düşüktür.

Araştırmamıza göre spordan uzak kalma süresi incelendiğinde % 34.1

sporcunu bir haftadan az, % 28’ inin bir hafta spordan uzak kaldığı belirlenmiş olup

% 12.6’sının 5 hafta ve üzeri spordan uzak kaldığı tespit edilmiştir. 2010 yılında

yapılan çalışmada yaralanma sonrası spora dönüş süresi” incelendiğinde, yapılan

spora uzak kalmanın en çok % 33.8 oranında 1-3 gün ve % 25.5 oranında 4-7 gün

arasında olduğu belirlenmiştir. Sporcuların % 22.9 oranında 1 aydan fazla bir süre

spordan uzak kaldıkları bulgusu çok önemli bir noktadır (Alagöz İmren 2010).

Page 79: İ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SPOR BİLİMLERİ ...tez.sdu.edu.tr/Tezler/TT00575.pdfenerjilerini pozitif bir yöne aktarmak, yaşam boyu sürdürebilecekleri iyi bir alışkanlık

68

6. SONUÇ VE ÖNERİLER

Araştırmanın sonuçlarına ve elde edilen bulgulara göre ulaşılan sonuçlar

şunlardır;

Araştırmaya katılan sporcuların genelinin erkeklerden oluştuğu ve sporcuların

futbol, basketbol, voleybol, güreşe yönelik eğilimlerinin diğer spor branşlarına göre

daha çok olduğu görülmektedir. Sporcularda cinsiyete göre yaralanmaya

bakıldığında erkekler kızlara oranla daha sık yaralanma geçirmelerine rağmen aynı

bölgeden yaralanma oranlarına bakıldığında kızların erkeklere oranla aynı bölgeden

daha yüksek oranda yaralandıkları görülmektedir. Bunun sebebinin de fizyolojik yapı

farklar ve adolesan gelişim dönemi farklılıkları olduğu düşünülebilir. Bununla

beraber aynı bölgeden yaralanan sporcuların % 44.8’i yaralanma sonrası oyuna

devam etmiştir. Bunun sebebi olarak yaralanmanı hafif dereceli bir yaralanma olduğu

veya sporcunun yaralanma sonrası tamamen iyileştikten sonra spora döndüğü

düşünülebilir. Sporcu öğrencilerin aynı bölgeden yaralanma geçirme durumları ile

spor yaralanması geçirdikten sonraki durum karşılaştırıldığında anlamlı bir fark

bulunmuştur (P<0.05).

Kendi kendini tedavi etme oranlarına bakıldığında % 53.2’lik oranla kızların

kendi kendini daha çok tedavi ettiği görülmektedir. Bununla beraber kendi kendini

tedavi etme ile cinsiyet arası ilişkide anlamlı bir fark bulunmamıştır (P>0.05).

Oyuna devam edip edememe durumuna bakıldığında kızların % 44.22 lik

oranla oyuna erkeklerin % 31.2’lik oranla oyuna devam ettikleri görülmüştür.

Sporcuların yaşadıkları yaralanmalardaki bu farklılıkların sebebi kızlar ve erkeklerin

aynı türden sakatlık geçirmelerine rağmen, geçirdikleri sakatlıkların oluşum

mekanizmalarının farklı olmasıdır. Yaralanmalar genellikle hafif düzeyde ve

travmalara bağlı olarak oluştuğundan zayıf bağlarda, sınırlı eklem hareketlerinde ve

kaslarda daha sık sakatlıklar meydana gelmektedir. Oyuna devam edip edememe

durumunu cinsiyetle olan ilişkisine bakıldığında anlamlı bir fark bulunmuştur

(P<0.05).

Sporcuların birçoğu müsabaka veya antrenman sırasında koruyucu

kullanmamaktadır. Koruyucu kullanma durumuna bakıldığında mücadele sporlarının

ve futbolun ilk sıraları aldığını görüyoruz. Bunun sebebi olarak mücadele sporlarında

koruyucuların zorunlu olması, futbolda da tekmelik kullanma zorunluluğunun

Page 80: İ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SPOR BİLİMLERİ ...tez.sdu.edu.tr/Tezler/TT00575.pdfenerjilerini pozitif bir yöne aktarmak, yaşam boyu sürdürebilecekleri iyi bir alışkanlık

69

bulunması gösterilebilir. Koruyucu kullanma durumuna branşlara göre bakıldığında

anlamlı bir fark bulunmuştur (P<0.05).

Yaralanma bölgesine göre incelediğimizde en fazla yaralanma sağ ayak

bileğinde ve en çok futbolcularda görülmektedir. Yaralanma bölgesi ve branş ilişkisi

incelendiğinde anlamlı bir fark bulunmuştur (P<0.05). Bunun yanı sıra yaralanma

anındaki pozisyona bakıldığında markaj anında yaralanan sporcuların spordan daha

uzun süre uzak kaldıkları belirlenmiştir. Yaralanma pozisyonu ile spordan uzak

kalma süresi arasındaki ilişkiye bakıldığında anlamlı bir fark bulunmuştur (P<0.05).

Araştırmaya katılan sporcu öğrencilerin aynı bölgeden spor yaralanması

geçirme durumlarının yaralanma sonrası durumları ile karşılaştırıldığında, aynı

bölgeden yaralanma geçirenlerin çoğunluğunun yaralanma sonrası devam ettiklerini

belirlenmiştir. Sporcu öğrencilerin aynı bölgeden yaralanma geçirme durumları ile

spor yaralanması geçirdikten sonraki durum karşılaştırıldığında anlamlı bir fark

bulunmuştur (P<0.05).

Araştırmamıza katılan gençlerin yaralanma sonrası devam edip edemediğine

bakıldığında güreşçilerin oyuna devam edemediği, masa tenisçilerinin oyuna devam

ettiği belirlenmiştir. Bir başka deyişle öğrencilerin spor yaralanması sonrası durumu

ile branşları arasında anlamlı bir ilişki vardır (P<0.05).

Araştırma sonuçlarına göre sporcu öğrencilerin spor yaralanma sıklığı ile

sporcuların sportif aktivite düzeyini etkileyip etkilemediğine bakıldığında anlamlı bir

fark bulunmuştur (P<0.05).

Sonuç olarak Burdur ili ortaöğretim kurumlarında okuyan sporcu öğrencilerin

spor yaralanma durumları, yaralanma sıklıları, spor yaralanmasına etki eden

faktörler, spor yaralanma şekiller ve bölgeleri gibi değişkenler belirlemiştir. Sporcu

gençlerin çoğunun spor yaralanması geçirdiği fakat aynı bölgeden yaralanma

sıklığının az olduğu, spor faaliyetini yaparken çoğunun korucu kullanmadığı, spor

yaralanma bölgelerinin daha çok branşa özgü bölgeler olduğu ve spor yaralanması

geçirenlerin yaralanmalarının sportif aktivite düzeyine çok fazla etki etmediği tespit

edilmiştir. Bu sonuçlar ışığında aşağıdaki öneriler getirilebilir:

1. Sporcu sağlığının korunması konusunda, gerekli önlemlerin yaralanmalar

oluşmadan alınması yaralanma sayısının azaltılmasına yardımcı olabilir.

Page 81: İ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SPOR BİLİMLERİ ...tez.sdu.edu.tr/Tezler/TT00575.pdfenerjilerini pozitif bir yöne aktarmak, yaşam boyu sürdürebilecekleri iyi bir alışkanlık

70

2. Spor faaliyetleri esnasında sporcuların koruyucu kullanması spor yaralanma

riskini azaltabilir.

3. Sakatlanmanın en çok alt ekstremitede oluşmasına, salon ve saha zeminin

kötü olmasından etkili olmaktadır. Spor yapılan ortamların özellikle spor

salonları ve tesislerin fiziki şartlarının düzeltilmesi sakatlanma riskini önemli

ölçüde azaltabilir.

4. Tedavi edilmeyen spor yaralanmaları yaralanma riskini arttırdığından

geçirilmiş spor yaralanmaları uygun şekilde tedavi edilmelidir.

5. Çalışma daha farklı yaş grupları üzerinde yapılabilir.

Page 82: İ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SPOR BİLİMLERİ ...tez.sdu.edu.tr/Tezler/TT00575.pdfenerjilerini pozitif bir yöne aktarmak, yaşam boyu sürdürebilecekleri iyi bir alışkanlık

71

ÖZET

Bu araştırmanın amacı, Burdur ili orta öğretim kurumlarındaki öğrencilerin

(14-17 yaş) spor yaralanma sıklıkları, risk faktörleri ve oluşum şekillerinin

belirlenmesidir. Araştırmanın amacı doğrultusunda literatür taraması yapılarak

araştırmanın problemine yönelik spor yaralanmaları ve spor yaralanmalarında tedavi

ile ilgili bilgilere yer verildi. Araştırma kapsamında Burdur ili merkezinde 10

ortaöğretim okulunda okuyan 191 kız, 309 erkek olmak üzere 500 sporcu öğrenciye

anket uygulaması yapıldı. Araştırmaya katılanların kişisel bilgi değişkenleri

verilerinin cinsiyete göre karşılaştırılmasında frekans ve yüzde dağılımları

kullanılarak tanımlayıcı istatistikler yapıldı. Elde edilen verilerin karşılaştırılmasında

K-Kare testi kullanılmış ve sonuçların anlamlı olup olmadığı alfa 0.05 düzeyinde

tespit edildi.

Burdur ili ortaöğretim kurumlarında okuyan sporcu öğrencilerin spor

yaralanma durumları, yaralanma sıklıları, spor yaralanmasına etki eden faktörler,

spor yaralanma şekiller ve bölgeleri gibi değişkenler belirlendi. Sporcu gençlerin

çoğunun spor yaralanması geçirdiği(% 58.6) belirlendi. Araştırmaya katılan

öğrencilerin yaralanma sıklığına bakıldığında bir defa yaralanma geçirenler (% 30.4)

ile iki defa yaralanma geçirenlerin (% 33.1) çoğunlukta olduğu, spor faaliyetini

yaparken koruyucu kullanma sıklığının düşük olduğu (% 70) bulundu. Spor

yaralanma bölgelerinin daha çok branşa özgü bölgeler olduğu, en çok yaralanma

geçirilen bölgenin ayak bileği olduğu (% 22.2), spor yaralanmasından sonra

çoğunlukla (% 62.1) 1 hafta ya da bir haftadan daha az spordan uzak kaldıkları, aynı

bölgeden yaralanma geçirme oranının kızlarda erkeklerden daha fazla olduğu (% 51)

ve spor yaralanması geçirenlerin yaralanmalarının sportif aktivite düzeyine çok fazla

etki etmediği (% 44.4) tespit edildi.

Sonuç olarak araştırmaya katılan öğrencilerin spor faaliyetleri esnasında

koruyucu kullanmaları durumunda spor yaralanma oranlarının düşeceği

düşünülmektedir. Sporcu öğrenciler müsabaka ya da sezon öncesi düzenli ve sistemli

bir antrenman süreci geçirdikleri takdirde spor yaralanmalarına olumlu etki edecek

ve yaralanma sonrası toparlanma sürecini de hızlandıracaktır.

Anahtar Kelimeler: Spor Yaralanması, adölesan dönem, risk faktörleri, Yaralanma Sıklığı.

Page 83: İ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SPOR BİLİMLERİ ...tez.sdu.edu.tr/Tezler/TT00575.pdfenerjilerini pozitif bir yöne aktarmak, yaşam boyu sürdürebilecekleri iyi bir alışkanlık

72

ABSTRACT

The aim of this research is to determine the frequency of sport injuries, risk

factors and their types of formation among the students aged between 14-17’in the

high schools in Burdur. In accordance with the aim of the research, by carrying out

literature scanning , the knowledge about the sport injuries and the treatment of these

sport injuries are mentioned in the research. The survey has been implemented to 191

girls and 309 boys in total 500 sports students from the high schools in Burdur.

Descriptive statistics has been done by using distribution of frequency and

percentage in the comparison of the individual information variability of the research

attendants according to the gender. In the comparison of the gained data K-Square

test has been used and whether the results are meaningful or not has been decided on

alfa 0.05 level.

The condition of sport injuries of the students, the frequency of the injuries,

factors effect the injuries, the types of injuries and the areas of the injuries have been

identified in this research in the high schools in Burdur. It is determined that most of

the sports teenagers (% 58.6) have had sport injuries. Looking at the frequency of the

sport injuries of the students attending the research, it has been discovered that the

ones who have had sport injuries once (% 30.4) and the ones who have had sport

injuries twice (% 33.1) are a lot and the frequency of using the protectors while

doing sports is very low (% 70). It has been discovered that the areas of the sport

injuries are the areas related to the sports branch, the most injuries have been seen on

the ankle (% 22.2),the sports students are away from the sports for about a week after

the injury (% 62.1) ,the percentage of the injury from the same area is higher for the

girls when compared with the boys (% 51) and the injuries haven’t effected the level

of the sportive activities very much (% 44.4).

Consequently, it is believed that if the sports students use protective during

the sportive activities, the ratio of the sports injuries will decrease. If the students

have a regular and systematic training period before the bout and the season, this

would effect the sports injuries positively and will fasten the period of healing after

the injury.

Key words: Sports injury, adolescent period, risk factors, the frequency of the

injury.

Page 84: İ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SPOR BİLİMLERİ ...tez.sdu.edu.tr/Tezler/TT00575.pdfenerjilerini pozitif bir yöne aktarmak, yaşam boyu sürdürebilecekleri iyi bir alışkanlık

73

KAYNAKLAR

1-Abdi A. 10-18 Yas Erkek Futbolcularda Somatotip ve Vücut Kompozisyonunun

Atletik Performans ve Yasanan Sportif Yaralanmalar ile İlişkisinin

Değerlendirilmesi, İstanbul Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Yüksek Lisans

Tezi, İstanbul, (PROF. DR. Safinaz A YILDIZ), 2009

2-Adirim TA, Cheng TL. Overview of injuries in the young athlete. Sports Medicine,

2003;33(1):75-81

3-Alagöz İmren G. Kahramanmaraş Bölgesindeki Ortaöğretim Düzeyindeki

Sporcuların Spor Yaralanmalarında İlk Yardım, Fizik Tedavi Ve Rehabilitasyon

Uygulamalarındaki Görüşlerinin İncelenmesi Kahramanmaraş Sütçü İmam

Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, Kahramanmaraş, (Yrd.

Doç. Dr. Ökkeş Alpaslan GENÇAY), 2010

Beden Eğitimi Ve Spor Anabilim Dalı

4-Aydın T. 2006. Spor Yaralanmalarının Patomekaniği, Türkiye Klinikleri J Int Med

Sci, 2(27), ss. 8-17.

5- Bağrıaçık A, Açak M. Spor sakatlıkları ve Rehabilitasyon, 2. Basım, Malatya,

Sezer Ofset, 1998

6-Bağrıaçık A ve Açak M. Spor Yaralanmaları ve Hastalıkları, İstanbul, 2000

7-Bağrıaçık A ve Açak M. Spor Yaralanmaları ve Rehabilitasyon, İstanbul, Yaylacık

Matbaası, 2005

8-Baltacı G, Bayrakçı Tunay V, Tuncer A, Ergun N. Spor Yaralanmalarında

Egzersiz Tedavisi, Birinci Basım, Ankara, Alp Yayınevi, 2003

9-Bavlı Ö, Kozanoğlu E. Adolesan Basketbolcularda Mevkilere Göre Yaralanma

Türleri ve Nedenleri, Fırat Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi, 2008, 22 (2),77-80

10-Bayraktar B, Yücesir İ. Spor Yaralanmaları Ve Ağrı Kontrolü. In: Özyalçın NS,

eds. Akut Ağrı. 1st ed. Ankara: Güneş Kitabevi; 2005: 201-224.

11-Bayraktar B, Yücesir İ. Yumuşak Doku Yaralanmaları Tedavi Yaklaşımları ve

İyileşme Süreci, http://www.klinikgelisim.org.tr/eskisayi/klinik_2009_22_1/10.pdf Erişim

Tarhi: 10-11-2010

12-Berk RH. Çocuk ve Ergen Sporcularda Lomber Yaralanmalar, Acta Orthop

Traumatol Turc 2004;38, 58-63

Page 85: İ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SPOR BİLİMLERİ ...tez.sdu.edu.tr/Tezler/TT00575.pdfenerjilerini pozitif bir yöne aktarmak, yaşam boyu sürdürebilecekleri iyi bir alışkanlık

74

13-Bulduk S, Şanlıer N, Demircioğlu Y. Ankarada Yaz Okuluna Devam Eden

Adölesanların Beslenme Durumlarının Saptanması, 1. Gazi Beden Eğitimi ve Spor

Bilimleri Kongresi, 1. cilt, Ankara, 2000

14-Can F. Çocuklarda rehabilitasyon ve spora dönüş, Acta Orthop Traumatol Turc,

2004;38 vol. 1:151-162

15- Dagarov, N, Slanchev, P. Futbolcularda spor sakatlanmalarının karakteristiği,

Spor Hekimliği Dergisi. C:16, 1981. S. 4

16- Derman O. Adölesanlarda Sportif Yaralanmalar ve Preopsiyon, , XI. Ulusal Spor

Hekimliği Kongre Kitabı, Nevşehir 2003:86-91

17- Diniz F, Ketenci A, Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon. Nobel Tıp Kitabevi, 2000,

592s.

18-Doral MN, Spor Yaralanmaları Artroskopi ve Eklem Cerrahisi,

http://www.medinfo.hacettepe.edu.tr/ders/TR/D3/9/3875.pdf Erişim Tarihi

03.12.2009

19-Efe M, Öztürk F, Koparan Ş. 14-16 Yaş Grubu Bireylerde Atletizm

Çalışmalarının Sosyal Yetkinlik ve Beklentisi Üzerine Etkisi, Uluslar arası Akdeniz

Spor Bilimleri Kongre Kitabı, Antalya, 2007

20- Ege R. Kaza ve Yaralanmalarda İlk ve Acil Yardım, Ankara, Emel matbabası,

1881

21-Ergen E. 1986. Avrupa Konseyi Spor Sakatlıkları ve Önlenmesi Konulu

Toplantısı, Spor Hekimliği Dergisi , 21(2), ss. 63-66.

22-Ergen E. Bayan Sporcular Daha Mı Sık Yaralanmaktadır? , XI. Ulusal Spor

Hekimliği Kongre Kitabı, Nevşehir, 2003:296-298

23-Ergen E. Çocukluk ve Ergenlik döneminde Spor Yaralanmalarının Nedenleri,

Epidemiyolojisi, Risk Faktörleri, Acta Orthop Traumatol Turc. 2004;38 ,1:27-31

24-Ergun N, ve BALTACI G. Spor Yaralanmalarında Fizyoterapi ve

Rehabilitasyon Prensipleri, Hacettepe Üniversitesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon

Yayınları, 1997,Ankara, 310s.

25-Erol B, Karahan M. “Çocuklarda Spor Yaralanmaları”, Türkiye Klinikleri J

Pediatr Sci, 2006, 2(4):89-97.

26-Gandy J. Adolescent sport injuries. In: Tecklin JS, editor. Pediatric physical

therapy. Philadelphia: J. B. Lippincott, 1989. p. 318-41.

Page 86: İ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SPOR BİLİMLERİ ...tez.sdu.edu.tr/Tezler/TT00575.pdfenerjilerini pozitif bir yöne aktarmak, yaşam boyu sürdürebilecekleri iyi bir alışkanlık

75

27-Gür H. Çocuklarda Sık Görülen Spor Kaynaklı Yaralanmalar Ve Korunma,

www.sporhekimliği.com. Erişim Tarihi 11.10.20

28-Grıffıth HW. Spor Sakatlıkları Rehberi, İstanbul, Birol Basın Yayın Dağıtım,

2000

29-Güler Ç, Bilir N. Temel İlkyardım (B düzeyi), 1. Basım, Ankara, 1994

30-Hlobil H, Mechelen WV. How can sports injuries be prevented (Spor Sakatlıkları

Nasıl Engellenebilir), Çev: Hasçelik Z. Başbakanlık Gençlik ve Spor Genel

Müdürlüğü Eğitim Daire Başkanlığı Yayınları, Ankara;1990.6,7

31-Kalyon TA. Spor Hekimliği, Sporcu Sağlığı ve Spor Sakatlıkları, Ankara, Gata

Basımevi, 1990

32-Karahan M, Erol B. Asil Tendon Yırtıklarına Yaklaşım, TOTBD (Türk Ortopedi

ve Travmatoloji Birligi Dernegi) Dergisi, 2004, Cilt: 3 Sayı: 1-2,

33-Karahan M, Erol B. Çocukluk ve Ergenlik Döneminde Kas ve Tendon

Yaralanmaları, Acta Orthop Traumatol Turc, 2004;38 Suppl 1:37-46

34-Karahan M, Güven O. Spor Yaralanmalarına Yaklaşım, 7. Uluslar arası Spor

Bilimleri Kongre Kitabı, 2002, Antalya

35-Karasar N. Bilimsel Arastirma Yöntemi, Ankara, Nobel Yayınları, 2006.

36-Kaya Y, Gül M, Cander B, Öztürk B, Girişgin S. II. Avrupa WU-SHU

Şampiyonası’nda sporcularda oluşan travmalar, yapılan müdaheleler ve

değerlendirilmesi, 5. Uluslar arası Spor Bilimleri Kongresi, Ankara, 1995,

37-Kayserilioğlu A. Spor Yaralanmalarından Korunma, Türkiye Klinikleri J Int Med

Sci, 2006, 2(27), ss. 72-80.

38-Kerimoğlu Ü, Aydıngöz Ü. Eklem görüntülemesinde son basamak: manyetik

rezonans artrografi, http://www.medinfo.hacettepe.edu.tr/tebad/dergi/doc/2005_2/80-

85.doc

39-Kıratlı E, Sanioğlu A. Basketbolcuların esneklik profilleri ve sakatlanmayla olan

ilişkisi, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2003, 14, 393-400

40-Koruç Z. Spor Sakatlıklarının Rehabilitasyonunda Psikolojik Boyut IX Ulusal

Spor Hekimliği Kongresi 24–26 Ekim Nevşehir Kongre Kitabı, 2003:346–350,

41-Koşar NŞ, Demirel HA, Aydoğ TS, Doral MN. Adolesanlarda Sporcu Sağlığı,

,Türkiye Klinikleri J Pediatr Sci, 2006, 2(7):25-33

Page 87: İ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SPOR BİLİMLERİ ...tez.sdu.edu.tr/Tezler/TT00575.pdfenerjilerini pozitif bir yöne aktarmak, yaşam boyu sürdürebilecekleri iyi bir alışkanlık

76

42-Koz M, Ersöz G. Spor yaralanmalarının önlenmesinde fiziksel kassal uygunluğun

önemi, Ortapedi ve travmatoloji özel dergisi, 2010, Cilt 3, Sayı 1

43-Muratlı S, Şahin G, Kalyoncu O. Antrenman ve Müsabaka, İstanbul, Yaylım

Yayıncılık, 2005

44-Newsome PRH, Tran DC, Cooke MS. The role of the mouthguard in the

prevention of sports-related dental injuries: a review. International Journal of

Paediatric Dentistry, 2001, 11,396–404

45-O'Brien M. Functional anatomy and physiology of tendons. Clinic Sports

Medicine, 1992, 11(3), 505-20.

46-Önçağ H, Kızılay C, Taşkıran E, Spor Yaralanmaları ve istatistiki

değerlendirmesi, Spor Hekimliği Dergisi, C:3, 1988, s. 4-13

47-Özdemir Ö, Ayçeman N, Artun V, Çetinkaya V, Nalbant Ö. Türkiye

Şampiyonasına Katılan Elit Taekwondo Sporcularının Geçirdikleri Yaralanma

Hikayelerinin zamanlama ve antrenman Kapsamı Bakımından İncelenmesi,

Uluslararası Akdeniz Spor Bilimleri Kongresi, 2007, Antalya

48-Özşahin A. Spor Yaralanmalarında Acil Yardım Organizasyonu, 7. Uluslar arası

Spor Bilimleri Kongre Kitabı, 2002, Antalya

49-Patel DR, Pratt HD, Greydanus DE.Pediatric neurodevelopment and sports

participation. When are children ready to play sports?, Pediatr Clin North Am. 2002,

49(3):505-31

50-Peter A, Harmer Maffulli N, Caine DJ. Basketball Injuries, Epidemiology of

Pediatric Sports Injuries, Team Sports. Med Sport Sci. Basel, Karger, 2005, 49:31-61

51-Pınar S. Çocuklarda Fiziksel Aktivite ile Daha Sağlıklı Yaşam, XI. Ulusal Spor

Hekimliği Kongre Kitabı, 2003, Nevşehir

52-Polat O, Demirkan A, Oğuz B, Başkan S. Sporcularda Göğüs Ve Karın

Yaralanmaları, Türkiye Klinikleri J Orthop & Traumatol-Special Topics, 2010,

3(1):51-7

53-Read, M, Paul W. Sport Injures, British Library Catalog in publucation, Data

Read, Malcom, 1986.

54-Sakallı FMH. Sporda Sporcuların Yaralanması ve Risk Faktörleri, Fırat Sağlık

Hizmetleri Dergisi, 2008, Cilt:3, Sayı:7

55-Stanitski CL. Knee overuse disorders in the pediatric and adolescent athlete. Instr

Page 88: İ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SPOR BİLİMLERİ ...tez.sdu.edu.tr/Tezler/TT00575.pdfenerjilerini pozitif bir yöne aktarmak, yaşam boyu sürdürebilecekleri iyi bir alışkanlık

77

Course Lect, 1993, 42:483-95.

56-Tandoğan RN, Kayaalp A. Alt Ekstremite Kas-Tendon Yaralanmaları,

Türkiye Klinikleri J Orthop & Traumatol-Special Topics, 2010, 3(1):58-63,

57-Sarpyener K. Sporcularda Konservatif ve Cerrahi Ortopedik Tedaviden Sonra

Egzersiz Prensipleri, 7. Uluslar arası Spor Bilimleri Kongre Kitabı, 2002, Antalya

58-Uluöz E, 16–22 Yaş Bayan Voleybol Oyuncularında Hipermobilite ve Bazı

Antropometrik Özellikleriyle Yaralanma Durumları Arasındaki İlişkinin

İncelenmesi, Çukurova Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Beden Eğitimi ve

Spor Yüksekokulu, Yüksek Lisans Tezi, Adana, (Doç. Dr. M. Erkan

KOZANOĞLU), 2007

59-Ünal M. Aşırı Kullanıma Bağlı Spor Yaralanmaları, Ankara,

http://www.klinikgelisim.org.tr/eskisayi/klinik_2009_22_1/11.pdf Erişim Tarihi:10.11.2010

60-Ünal M. Sakatlıkların Önlenmesi ve Tekrar Sportif Aktiviteye Dönüşte Takım

Doktorlarının Fonksiyonları, XI. Ulusal Spor Hekimliği Kongre Kitabı, 2003,

Nevşehir

61-Ülkar B, Güner R, Ergen E. Fiziksel olarak aktif çocuk ve ergenlerde yaralanma

özellikleri, 7. Uluslararası Spor Bilimleri Kongresi; 27-29 Ekim 2002, Antalya

62-Yıldız Y. Alt Ekstremite Spor Yaralanmaları, Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon

Dergisi, 2006 / Cilt: 2 / Sayı: 27

63-Wedderkopp N, Kaltoft M, Lundgaard B, Rosendahl M, Froberg K. Injuries in

young female players in European team handball, Scand J Med Sci Sports 1997: 7:

342-347 Printed in Denmark . AN rights reserved

64-Williams JM, Wright P, Currie CE, Beattie TF. Sports related injuries in Scottish

adolescents aged 11-15. Br J Sports Med 1998;32:291-6.

65-Wilson GJ. Muscle: Stiffness and Flexibility: Implications for Performance

Enhancement and Injury Prevention, Centre for Human Movement Science & Sports

Management The University of New England-Northern Rivers, NSW, Australia, 2003

67-Zorba E. Herkes İçin Spor ve Fiziksel Uygunluk, Ankara, G.S.G.M. Eğitim

Dairesi, 1999

Page 89: İ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SPOR BİLİMLERİ ...tez.sdu.edu.tr/Tezler/TT00575.pdfenerjilerini pozitif bir yöne aktarmak, yaşam boyu sürdürebilecekleri iyi bir alışkanlık

78

ORTA ÖĞRETİM KURUMLARINDAKİ ÖĞRENCİLERİN (14-17 YAŞ) SPOR YARALANMA SIKLIKLARI, RİSK FAKTÖRLERİ VE

OLUŞUM ŞEKİLLERİNİN İNCELENMESİ. ( BURDUR İLİ ÖRNEĞİ )

YÜKSEKLİSANS TEZİ ANKET FORMU

Bu anket formu Burdur İlinde Orta öğretim kurumlarında okuyan öğrencilerin spor yaralanmalarını, sıklıklarını ve spor yaralanmalarına etki eden risk faktörleri ile oluş şekillerinin belirlenmesi amacı ile yapılmaktadır. Verdiğiniz bilgiler daha sonraki yaralanmalara bakış açısını değiştirebilir ve çeşitli önlemlerin alınmasını sağlayabilir. Ankete göstereceğiniz ilgiden dolayı şimdiden teşekkür ederim.

Şeri ERSOYOL YILMAZ Beden Eğitimi Öğretmeni

1- Doğum tarihiniz :………………………………….………..

2- Cinsiyetiniz :……………………………………………

3- Spor yaşınız :……………………………………………

4- Branşınız :……………………………………………

5- Oyun İçerisindeki pozisyonunuz( Savunma, hücum, pivot, kaleci v.b.)?:

…………………………………

6- Okul geçmişi ile ilgili sorular:

Evet Hayır

Kaç

yıl? Hangi okul/kulüp?

Okul takımında oynadınız

mı?

Kulüplerde oynadınız mı?

7- Spor geçmişiniz içerisinde spor yaralanması geçirdiniz mi?

a) Evet b) Hayır

8- (Cevabınız evet ise) Spor yaşantınız boyunca kaç defa spor yaralanması

geçirdiniz?

a) 1 b) 2 c) 3 d) 4 e) 5 ve üstü

Not:Bundan sonraki sorular son yaşanan spor yaralanması göz önünde

bulundurularak cevaplanacaktır.

Page 90: İ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SPOR BİLİMLERİ ...tez.sdu.edu.tr/Tezler/TT00575.pdfenerjilerini pozitif bir yöne aktarmak, yaşam boyu sürdürebilecekleri iyi bir alışkanlık

79

9- Spor yaralanması geçirdiyseniz en son geçirdiğiniz yaralanma hangi

bölgedeydi?

Baş Boyun Omuz sağ sol Dirsek sağ sol

El Bilek sağ sol El Parmak sağ sol Sırt Bel

Kalça Diz sağ sol Ayak bilek sağ sol

Ayak Parmak sağ sol Kasık

10- Son spor yaralanmasını ne kadar zaman önce geçirdiniz?

a) 1 Aydan az b) 1-2 Ay c) 3-4 Ay d) 5-6 Ay e) 7 Ay ve üzeri

11- Yaralanmadan sonra ne kadar bir süre spordan uzak kaldınız?

a) 1 Haftadan az b) 1 Hafta c) 2 Hafta d) 3 Hafta e) 4 Hafta f) 5

Hafta ve üzeri

12-Spor yaralanmanız hala devam ediyor mu?

a) Evet b) Hayır

13- Aşağıdaki hangi zaman diliminde spor yaralanmanız gerçekleşti?

a) sezon öncesi b) sezona hazırlık antrenmanlarında c) müsabaka sırasında

d) müsabaka dönemi antrenmanlarında e) diğer………………………

14- Yaralanma müsabakamı antrenmanda mı gerçekleşti?

a) Müsabaka b) Antrenman

Ayak bileği

baldır

diz

uyluk

kasık

El bileği

önkol

dirsek

Üst kol

omuz

boyun

kalça

ayak

Page 91: İ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SPOR BİLİMLERİ ...tez.sdu.edu.tr/Tezler/TT00575.pdfenerjilerini pozitif bir yöne aktarmak, yaşam boyu sürdürebilecekleri iyi bir alışkanlık

80

15- Yaralanma müsabakanın hangi kısmında gerçekleşti?

a) Isınma b) 1. Yarı c) 2. Yarı d) Soğuma e) Hatırlamıyor

16- Yaralanmanın olduğu andaki mekanizmanız neydi?

a) Top Sürerken b) Şut Atarken c) Boş Sprint

d) Sıçrama Sırasında e) Sıçrama Sonrası Düşme Sırasında

f) Adam Değişirken g) Oyuncuyla Çarpışma h) Oyun Metaryali İle Çarpışma

ı) Markaj Yapma-Yapılma

17- Yaralanmanın olduğu mevsim neydi?

a) Kış b) İlkbahar c) Yaz d) Sonbahar

18- Yaralanmanın olduğu gün zamanı saat olarak neydi?

a) 8-12 b) 12-14 c) 14-17 d) 17-19

e) 19-24 f) hatırlamıyor

19-Yaralanma olduğu zamanki antrenman süresiniz ( Ay ) neydi?

a) <1 b) 1 c) 2 d) 3

e) 4 ay ve üzeri f) hatırlamıyor

20-Yaralanma olduğu zamanki antrenman sıklığınız(haftada) neydi?

a) 1 b) 2 c)3 d) 4 e)5 ve üzeri

21- Yaralanma olduğu zamanki antrenman yoğunluğunuz neydi?

a) Hafif b) Orta c) Ağır d) Hatırlamıyor

22- Yaralanma olduğu anda koruyucu kullanıyor muydunuz?

a) Evet b) Hayır

23- Yaralanma sırasında saha yüzeyi nasıldı?

a) Parke b) Tartan c) Beton d) Toprak e) Çim

f) Sentetik Çim g) Hatırlamıyor h) Diğer ………………

24- Yaralanma sonrasında ?

a) Oyuna Devam Edemedi b) Soğutucuyla Devam Etti

c) Hiçbir şey Yapılmadan Devam Etti d) Hatırlamıyor

25- Daha önce aynı bölgede yaralanma oldu mu?

a) Oldu b) Olmadı

Page 92: İ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SPOR BİLİMLERİ ...tez.sdu.edu.tr/Tezler/TT00575.pdfenerjilerini pozitif bir yöne aktarmak, yaşam boyu sürdürebilecekleri iyi bir alışkanlık

81

26- Spor yaralanması sonrası ile ilgili sorular:

Evet Hayır Açıklayınız

Spor yaralanmasına bağlı

ameliyat geçirdiniz mi?

Tedaviniz hala devam

ediyor mu?

Spor yaralanmasından

sonra fizik tedavi gördünüz

mü?

Başka bir nedene bağlı

ameliyat geçirdiniz mi?

Herhangi bir hastalığınız

var mı?

İlaç kullanıyor musunuz?

Kendi kendinize tedavi

ettiğiniz yaralanmalar var

mı?

Spor sakatlığınız sportif

aktivite düzeyinizi etkiliyor

mu?

□ Az etkiliyor

□ Orta seviyede etkiliyor

□ Çok etkiliyor

□ Etkilemiyor

Page 93: İ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SPOR BİLİMLERİ ...tez.sdu.edu.tr/Tezler/TT00575.pdfenerjilerini pozitif bir yöne aktarmak, yaşam boyu sürdürebilecekleri iyi bir alışkanlık

82

ÖZGEÇMİŞ

Kişisel Bilgiler

Adı – Soyadı : Şeri ERSOYOL YILMAZ

Doğum Yeri ve Tarihi : Burdur, 01.01.1979

Eğitim Durumu

İlk Öğretimi: Burdur Mehmet Akif Ersoy İlköğretim Okulu

Orta Öğretimi: Burdur Lisesi

Lise Öğrenimi: Burdur Sağlık Meslek Lisesi

Lisans Öğrenimi: Süleyman Demirel Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor

Öğretmenliği Bölümü

Yüksek Lisans Öğrenimi: Süleyman Demirel Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü

Spor Bilimleri Anabilim Dalı

Bildiği Yabancı Diller: İngilizce

İş Deneyimi

Çalıştığı Kurumlar: İzmit Devlet Hastanesi

Burdur Yeşilova Devlet Hastanesi

Burdur Hacılar Sağlık Ocağı

Burdur Bucak Devlet Hastanesi

Zonguldak Çaycuma Lisesi

Antalya Necati ve Fatma Dölen İlköğretim Okulu

Burdur Kayış İlköğretim Okulu

Burdur U.S.O. Anadolu Lisesi

İletişim

E-Posta Adresi: [email protected]

Tel. :0(505) 6819386

Tarih :