aklin ve felsefeni̇n epi̇stemi̇k ve di̇lsel mahremi̇

17
1 AKLIN VE FELSEFENİN EPİSTEMİK VE DİLSEL MAHREMİ: GAZZÂLÎ VE WITTGENSTEIN’DA AKLINVE FELSEFENİNMAHREMİÜSTÜNE Mehmet Ulukütük Giriş: Modern insan için “rasyonel düĢünce” gerçek anlamına insanın özgürleĢmesi hedefine yönelik olarak iĢlev gördüğünde eriĢmektedir. Hegel‟de gördüğümüz “gerçek aklidir, akli olan gerçektir” parolası rasyonel düĢüncenin sonuçta mutlak ruh (Geist) formunda insanın özgürlüğüne tarihin diyalektik süreci içinde yönelmiĢliğini dile getirmektedir. Geçen yüzyıldan itibaren rasyonel düĢüncenin iki genel formu olarak ele alınmakta olan “anlama” (understanding) ve “açıklama” (explanation) insanın varlığının özgürlüğe açılan iki yolu olarak tasarlanmaktadır. Rasyonel düĢüncenin her iki formu, Hegel‟in özgürlüğe koĢan tarihsel diyalektiği açısından bakıldığında, insan bilincinin doğal belirlenmiĢliğin ve metafiziksel önyargıların ötesinde kalan “açıklığını” garanti altına almaya çalıĢmaktadır. Daha özlü olarak söylersek, modern bilinç kendi özgürlük macerasını sürdürebilmenin zorunlu Ģartı olarak kendi “açıklığını” veya “açık uçluluğunu” görmektedir. 1 Bu makalede modern rasyonel bilincin akıl ve metafizik arasında yaĢadığı gerilimi mahrem(iyet) 2 kavramını mahremiyet kavramı bağlamında ele almaya çalıĢacağım. 1 Burhanettin Tatar, “Mircea Eliade‟ın Modern Rasyonel DüĢünceyi EleĢtirisi”, Bilimname düşünce platformu, sayı: II, 2003/2, s. 75. 2 Mahremiyet, Arapça “haram” kelimesinden gelir ve “haram olma hali” demektir. Herhangi bir Ģey yasaklanmıĢsa onu yapmak haramdır. Bu haram olan Ģey için “mahrem” veya “muharrem” kelimesi de kullanılır. Yasaklılık haline ise “mahremiyet” denir. Bir anlamda dokunulmazlık da diyebiliriz.Haram, mahrem ve mahremiyet kelimeleri , dinî hükümlerle ilgili olarak yasak olan her Ģey için kullanılmıĢtır. Mahremiyet kelimesi ile karĢıladığımız privacy kelimesi, bugün sosyal bilimlerin çeĢitli alanlarında, özellikle hukuk, çevre sosyolojisi ve çevre sosyal psikolojisi veya ekolojik psikoloji alanında yoğun bir incelemeye tâbi tutulmakta olan bir kavramdır. Shorter Oxford Dictionary‟de 1450 yılında kullanılmaya baĢlandığını gördüğümüz kelime, bugün, Webster's New World Dictionary of the American Language adlı sözlükte, bünyesinde pek çok tarif içeren bir kelime olarak karĢımıza çıkmaktadır. Ayrıca, göreceğimiz üzere kelime, teknik kullanımlar da kazandırılmak suretiyle kavramlaĢtırılmıĢtır. Lâtince privatus sıfatından üretilmiĢ olan privacy, private (Fransızca privé) kelimesinin soyut özelliğine iĢaret etmektedir. Alenî olmaya, herkes tarafından bilinmeye karĢı kapalı olmayı, uzak kalmayı içermektedir.

Upload: mehmet-ulukuetuek

Post on 26-Sep-2015

237 views

Category:

Documents


6 download

DESCRIPTION

Aklin Ve Felsefeni̇n Epi̇stemi̇k Ve Di̇lsel Mahremi̇: Gazzali ve Wittgenstein

TRANSCRIPT

  • 1

    AKLIN VE FELSEFENN EPSTEMK VE DLSEL MAHREM:

    GAZZL VE WITTGENSTEINDA AKLINVE

    FELSEFENNMAHREMSTNE

    Mehmet Uluktk

    Giri:

    Modern insan iin rasyonel dnce gerek anlamna insann zgrlemesi

    hedefine ynelik olarak ilev grdnde erimektedir. Hegelde grdmz gerek

    aklidir, akli olan gerektir parolas rasyonel dncenin sonuta mutlak ruh (Geist)

    formunda insann zgrlne tarihin diyalektik sreci iinde ynelmiliini dile

    getirmektedir. Geen yzyldan itibaren rasyonel dncenin iki genel formu olarak ele

    alnmakta olan anlama (understanding) ve aklama (explanation) insann varlnn

    zgrle alan iki yolu olarak tasarlanmaktadr. Rasyonel dncenin her iki formu,

    Hegelin zgrle koan tarihsel diyalektii asndan bakldnda, insan bilincinin

    doal belirlenmiliin ve metafiziksel nyarglarn tesinde kalan akln garanti

    altna almaya almaktadr. Daha zl olarak sylersek, modern bilin kendi zgrlk

    macerasn srdrebilmenin zorunlu art olarak kendi akln veya ak

    ululuunu grmektedir.1

    Bu makalede modern rasyonel bilincin akl ve metafizik arasnda yaad gerilimi

    mahrem(iyet)2

    kavramn mahremiyet kavram balamnda ele almaya alacam.

    1 Burhanettin Tatar, Mircea Eliaden Modern Rasyonel Dnceyi Eletirisi, Bilimname dnce

    platformu, say: II, 2003/2, s. 75. 2 Mahremiyet, Arapa haram kelimesinden gelir ve haram olma hali demektir.

    Herhangi bir ey yasaklanmsa onu yapmak haramdr. Bu haram olan ey iin mahrem veya muharrem

    kelimesi de kullanlr. Yasakllk haline ise mahremiyet denir. Bir anlamda dokunulmazlk da

    diyebiliriz.Haram, mahrem ve mahremiyet kelimeleri, din hkmlerle ilgili olarak yasak olan her ey iin

    kullanlmtr. Mahremiyet kelimesi ile karladmz privacy kelimesi, bugn sosyal bilimlerin eitli

    alanlarnda, zellikle hukuk, evre sosyolojisi ve evre sosyal psikolojisi veya ekolojik psikoloji alannda

    youn bir incelemeye tbi tutulmakta olan bir kavramdr. Shorter Oxford Dictionaryde 1450 ylnda

    kullanlmaya balandn grdmz kelime, bugn, Webster's New World Dictionary of the American

    Language adl szlkte, bnyesinde pek ok tarif ieren bir kelime olarak karmza kmaktadr. Ayrca,

    greceimiz zere kelime, teknik kullanmlar da kazandrlmak suretiyle kavramlatrlmtr. Ltince

    privatus sfatndan retilmi olan privacy, private (Franszca priv) kelimesinin soyut zelliine iaret

    etmektedir. Alen olmaya, herkes tarafndan bilinmeye kar kapal olmay, uzak kalmay iermektedir.

  • 2

    Acaba akln mahremiyetinden sz edebilir miyiz? Daha dorusu akln girmesinin

    mahrem olduu alanlardan sz edebilir miyiz? Mahrem kavram etrafndan bu kadar ok

    konuulurken, modern dnemlerde mahremiyetten zellikle bireysel insan yaamndaki

    gizlilik ve srlar balamnda sz edilirken akln kendisine mahrem olduu alanlardan

    bahsetmek ne anlama gelir? zellikle Aydnlanma ile birlikte epistemoloji merkezli bir

    felsefe ve bilim anlay ne nema bulurken, epistemolojide baat roln akla verilmesi

    ne anlama geliyordu? Bu, akln dstursuz ve ftursuzca her alana girecei ve orada tek

    sz syleyecei anlamna m geliyordu? Akln da kendisine mahrem bir alanndan sz

    etmek akl ilevsiz ve anlamszlatrmak anlamna gelir mi? Akln her alanda ve her

    dzlemde hkim olduunu iddia etmek, sorgulanamaz ve hesap verilemez bir varlk

    olduunu iddia etmek aklcln vazgeilmez bir aments mdr? Byle bir amentye

    sahip olanlarn akln ahlaki iradesini hie sayarak onu iradesiz ve ahlaksz bir nitelie

    dntrdklerinin ne kadar farkndalar acaba? Zira mmkn varlk dzleminde yer

    almak, irade sahiplerine yaratllar gerei ahlak bir varolu imknn aramalarn

    zorunlu klar? Mmkn varlk olmak, yaamla ilgili ahlak kriterleri kendisinin

    koymasnn mmkn olmas anlamna gelir ki tam da bundan dolay ahlaki bir varlk

    olma imkn da elde eder. nsann ahlakliinden sz edilebilecei yerde insan olan ve

    insana ait olan eylerin de ahlakliinden sz etmenin yine ahlak bir gereklilik olduunu

    kabul etmek gerekiyor. Bir insann nasl kendine ait mahremi varsa insan aklnn ve

    dilinin de bu sadece ama sadece kendi ahlaki iradeleri gerei bir mahreminin, girmemesi

    gereken varlk alanlarnn olduunu dnmek durumundayz. Bu makalede akln

    epistemik mahreminden sz ederken bu epistemik mahremiyetin tam da akln ve dilin

    Alglama asndan baktmz zaman, kelime, sz konusu yer, kii ve olaylarn mmkn olduu kadar az

    bilinmesi veya belirli kiiler tarafndan bilinmesi olayna iaret etmektedir. ngilizce-Trke szlklerimiz,

    bu kelimeyi, zel olan, bireysel olan, kamu ile paylalmayan anlamna gelen private olma anlamnda bir

    kelime olarak tarif etmektedirler. Kelime, yabanc nazarlardan uzak kalma arzusunu ifade eden yalnzlk,

    inziva, uzlet, halvet, kiisel dokunulmazlk, gizlilik ve mahremiyet kelimeleriyle de karlamaktadr.

    Gizlilie, aile hayatna, kadnn sahasna, yabancnn baklarna, yasaklanan eye ilikin olan mahrem

    szc, ayn zamanda samimi, ili dl, herkese bilinmemesi icap eden, sylenmeyen, gizli ey

    anlamlarna gelmektir. Nilfer Gle, Modern Mahrem, Metis Yay. stanbul 2001, s. 20,128. Mahremiyet

    Arapada ise mahrem kknden gelir. Bir eyin gizli hali, gizli yn demektir. zel alandan daha kapsaml

    bir anlam ifade eden mahremiyetin, ierdii anlamda dini bir hava olduu gzden kamamaktadr. Bunun

    nedeni kelimenin Arapa olmas deil, ilahi buyruklarla izilen snrlarn ihlali olmasndandr. Yani

    mahrem olan alann belirlenmesinde salt bireysellik yoktur, ilahi belirleyiciliin de egemen olduu bir

    alandan sz edilmektedir. Mesela mahrem kelimesinin kendisine sayg duyulan ey, yani kadn anlamn

    da iermesi, zel olarak kadn olgusuna dair bir ilahi belirleyicilii de ierir. Mazhar Bal, Modern

    Bilin ve Mahremiyet, Yarn Yay. stanbul, 2011, s.184.

  • 3

    ahlak iradesinin varlndan yola karak temellendireceim. Bu temellendirmeyi Bat ve

    slam dncesinden akln ve felsefenin epistemik ve dilsel mahremine iaret ettiini

    dndm iki dnr zerinden yapacam: Gazzl ve Wittgenstein.

    Gazzl: Akln ve Felsefenin Snrlar

    Gazzlnin yer ald slam dncesinde adna Mea denilen filozoflarn temel

    iddias, varlk alanna ilikin soruturmann gereklii ele alan yntem yani sofistik,

    diyalektik ve apodeiktik yntemlerle yaplabileceidir. Metafiziin ilk ilkeleri verirken

    temele koyduu mantksal rg, gerekliin yalnzca kesin ncllerden kurulu apodeiktik

    yani burhan akl yrtmeler ile elde edilebilecei biimindedir. 3 Metafiziin ilkeler

    bilimi oluunun Gazzl ve dier kelam bilginleri tarafndan yadsnmas, metafiziin salt

    akln ilkeleriyle ilahiyat alanna ait sylemde bulunmaya kalkmasndan dolaydr. nk

    metafizikiler, gereklii salt akln verileriyle kavrayabileceklerini ne srmler, bu

    anlamda burhan yntemi kullanarak btn bir varl anlamada tek geerli yolun

    mantktaki apodeiktik kyaslar olduunu ne srmlerdir. Gazzlnin yapt ey, bu

    filozoflarn biricik yntem olarak grdkleri burhana ilikin tutumlarn ilahiyat alannda

    srdrememelerini gstermek iin birtakm soruturmada bulunmaktr. 4 Gazl

    transandantal alana ilikin bilgileri elde etmede metafizikilerin kulland yntemin pek

    tutarl olmadn, metafizikilerin bizzat kendilerinden rnek vererek rtmeye alr.

    Gazzlnin iddias, felsefecilerin metafizik konusunda apodeiktik ynteme

    bavurmadklar, daha dorusu bu ii uygulayamadklardr. Zira apodeiktik yntemde bir

    orta terimin bulunmas zorunlu iken metafizikiler bunu yapmamalardr. rnein

    Tanrnn bilgisinin zorunlu oluunu belirten bir orta terim bulunmamakta ve filozoflarn

    sylemlerikendi kendilerini yalanlamaktadr.5 Bunun yan sra ruh ve zgrlk konular

    da metafiziin temel konular arasnda yer alr. Gazzlye gre filozoflar insan aklnn

    gcnn yetmeyecei bir alan olarak niteledii metafizik hakknda filozoflarn ne

    srdkleri grler ou durumda yanltr. nk metafizie ait bilgileri ancak metafizik

    alana hkim olan bir ey verebilir ki, o da Tanrnn kelamdr. Mealerin kullandklar

    3 Gazl, Tehfutul-Felsife, [3, s.131-132]. 4 Gazl, Tehfutul-Felsife, [6, II. mukaddime] 5 Gazzl, Tehfutul-Felsife, [5, Blm 2, s. 7.]

  • 4

    apodeiktik yntem ancak grnen varlklar arasnda yani tabiat bilimlerinin konusuna

    dhil olan varlklar arasnda genel geer bir hkm verebilir. Oysa fiziktesinin bilinmesi

    grnen varlklara ilikin kyasn bu alana uygulanmasyla bilinemez.6

    Gazzl, Tehftl-Felsifede, deimeyen ncllerle kati bir mnasebet yoluyla

    yaplan burhn kyas tarifinin gerektirdii aklilik artlarnn lhiyta dair meselelerdeki

    akl yrtmelerde bulunmadn ne srmektedir. Gazali'ye gre, akln anlamakta aciz

    kald esas alan tabiat tesi (ilahiyat-metafizik) alandr. Gazali metafizik alanda akl

    kullanmay bir tahta paras zerinde denize almak gibi tehlikeli bir macera olarak

    grr. Byle bir maceraya atlan kimsenin kurtulma ansnn da az olduunu belirtir.

    Akl, ahlakla ilgili konularda, zellikle de ilahiyatla (metafizik) ilgili konularda yetersiz

    bir bilgi aracdr. Allah'n din ve peygamber gnderme hikmetide bu noktada yatar.

    Dinlerin de zellikle ahlak ve ilahiyatla ilgili hususlar kendilerine konu edinmelerinin

    hikmeti de budur.7Bilmen gerekir ki, akl kendi kendine az yeterlidir. Akl, bir eyin

    tikellerinin deil, sadece tmellerinin bilgisine eriir. Szgelimi Hakka inanmann, doru

    sylemenin ve iyi davranmann, ly ve tarty dzgn kullanmann, iffete sarlmann

    iyi olduunu genel tarzda bilir. eriat ise, bir eyin tmellerini de tikellerini de bildirir ve

    tek tek eylerle ilgili inanlmas gereken ly ve dengeyi aklar. Ksaca akl, dinin

    ayrntlarna gtrmez. Din, bazen akln deimez yarglarn yerletirmek iin gelir;

    bazen gafili uyarmak ve bilginin doruluunun (hakikl-marife) farkna varncaya kadar

    delil gstermek iin gelir; bazen akll kimseye unuttuunu hatrlamas amacyla

    hatrlatmak iin gelir; bazen de teki dnyann hallerini ayrntl olarak retmek iin

    gelir. Buna gre din, salam inanlar, dzgn i ve ameller dzenidir ve dnya ve ahirette

    ie yarar eyleri gsterir.8

    Gazzlye gre, felsefeciler, metafizik ve ksmen doal bilimlerde kesin bilgiye

    (burhna) sahip deillerdir. Metafizie dair dnceleri varsayma dayanmaktadr.

    Yukardaki alntda da getii zere, metafizik konusundaki grleri varsayma/tahmine

    6lyas Altuner, Transandantal Diyalektik: Gazl ve Kant Felsefelerinde Metafizik Eletirisi, Felsefe ve

    sosial-siyasi elmler, 2011, No: 1, s.52-53. 7 Gazzali, el-Munkzu mine'd-Dalal ve Tasavvuf ncelemeleri, ev. S. Uan, stanbul, 2008, s. 337,

    342,385. 8 Gazzli, Meric'l-Kuds fi Medarici M'rifeti'n-Nefs, Daru'l-Kutubu'l-lmiyye, Beyrut, trs. s. 74.

  • 5

    dayanmyor olsayd, burhna dayanyor olsayd,gr ayrlklar iinde olmazlard.

    Tehftte genel olarak Aristotelesi ve onlarn grlerini en iyi ekilde nakledip

    inceleyen Frb ve bn Sny felsefeciler/filozoflar olarak adlandran Gazzl, on alt

    metafizik problem ve drt doabilimlerine ait problemde felsefecileri, genel olarak,

    tutarsz olmakla sular.Gazzl, felsefecileri ksma ayrr: 1) Materyalistler, 2)

    Naturalistler, 3) Metafizikiler.inde metafiziin de yer ald felsef bilimleri ise altya

    ayrr: Matematik,mantk, fizik, metafizik, siyaset, ahlk.9

    Metafizik biliminde mantk biliminin kullanmnn anlam ve nemi nedir? Ona

    gre,10 filozoflarn, delil getirmede zorlandklar bir problemle karlanca, en byk

    oyunlarndan biri, bu metafizik bilimi kapal ve gizlidir; zeki zihinler iin bile en zor

    bilimlerdendir, demeleridir. Onlara gre, bir kii bu zorluklarn stesinden ancak

    matematik ve mant ncelemekle gelebilir. Tabii bir kii matematik ve mantn kalkan

    olduu metafizik bilimi hakknda sorunla karlanca ki onlar kfrleri konusunda taklit

    etmektedir, filozoflar hakknda iyi bir zan besler ve der ki; phesiz onlarn bilimleri bu

    zorluun zmn iermektedir; fakat matematik ve mantkta uzman olmadm iin bu

    zorluklar kavramam zorlayor. Sonu olarak, Gazzlye gre, sreksiz niceliin yani

    aritmetiin incelenmesinden ibaret olan matematik ile metafizik arasnda hibir iliki

    yoktur. Dolaysyla metafiziin anlalmas iin matematie ihtiya vardr dncesi,

    Gazzl asndan samadr. Gazzl aslnda Tehfte baktmzda, metafizik konular

    hakknda konumay yasaklamamakta; sadece akln belli bir noktadan sonra yeterli

    olmadn iddia etmektedir. O, bu nedenle, felsefecilerin, Allahn lemin yaratcs

    olduu grlerinin aldatmaca olduunu, lemin yaratcsnn varln delillendirme

    konusunda aciz olduklar, 11 Allahn bir olduu konusunda delil getirmekten ciz

    kaldklarn, Allahn cisim olmad konusunda delil getirmekten ciz olduklar, lemin

    bir yaratcs ve sebebi olduu konusunda delil getirmekten ciz olduklar vb. gibi

    konularda konuur. Onun Tehftteki amac12, nceki felsefecilerin metafizie ilikin

    inanlarnn tutarsz ve eliik olduunu aklayarak reddetmektir. O, bu eserde

    pozitif bir argman sunmamtr. Felsefecilerin grlerindeki glklere karlk

    9 Gazzali, el-Munkzu mine'd-Dalal s. 300-345. 10 Gazzl, Filozoflarn Tutarszl, s. 10. 11 Gazzl, Miyarl-ilm, Beyrut 1990, s. 243. 12 Gazzl, Filozoflarn Tutarszl, s. 3.

  • 6

    verirken, felsefecilerin ortaya koyduu bu glkleri zmemitir. Biz bu kitapta

    kendimizi, sadece, onlarn retilerini bulandrmak ve tutarszlklarn gsteren eitli

    delillerini bozmakla snrl tuttuk. Bunu yaparken belli bir retiyi savunma yoluna

    gitmedik. Bylece bu kitabn amacn amadk ve [lemin] hudsunu gsteren delillerle

    ilgili syleneceklerin hepsini sylemedik. nk amacmz onlarn ezellikle ilgili

    iddialarn geersiz klmaktr.13 Biz bu kitapta [yanllar] dzeltmek zere meselelerin

    derinliine dalan [bir kimse] gibi davranmadk. Amacmz sadece filozoflarn tezleri

    hakknda phe uyandrmaktr.14 Gazzlnin amac, felsefeciler hakknda iyimser olan

    ve yntemlerinin elikisiz olduunu sananlar, onlarn tutarszlklarn eitli ynlerden

    aklayarak uyarmaktr. Bunun iin ben, bir tez ortaya atarak deil, sorgulayarak ve

    reddederek onlara kar kacam. Felsefecileri, eitli ekillerde sktrarak, kesinliine

    inandklar eyleri geersiz klacam. 15 yleyse onun Tehftte yapmak

    istediklerinden biri metafizik ve ksmen doal bilimlerde felsefecilerin elikilerini

    aklamaktr.16

    Gazzlnin eletirilerinin en temel amalarnn banda gelen ey, metafizikilerin

    Tanrnn bildirdii ilh yasalar aklarken kendi akllarna gvenerek ilhiyat alann

    kukularla doldurmalardr. Filozoflarn grleri vahyin bildirdii hakikati gizleyerek

    kendi kukulu grleriyle insanlar kandrdn ne sren Gazl, salt akln snrlar

    dhilinde ilhiyat alannda konuulamayacan belirtmektedir.17 Bilindii gibi, Gazlye

    gre, felsefeciler, metafizik ve ksmen doal bilimlerde kesin bilgiye sahip deildirler.

    Metafizie ilikin dnceleri varsayma dayanmaktadr. Eer onlarn metafizik

    konusundaki grleri varsayma dayanmyor ve burhna dayanyor olsayd, gr

    ayrlklar iinde olmazlard. Tehfutta genel olarak Aristotelesi ve onlarn grlerini

    en iyi ekilde nakledip inceleyen Frb ve bn Sny tutarsz olmakla sular.18

    13 Gazzl, Filozoflarn Tutarszl, s. 46-47. 14 Gazzl, Filozoflarn Tutarszl, s. 78. 15 Gazzl, Filozoflarn Tutarszl, s. 9. 16 Kemal Batak, Gazzl versus Mantksal Pozitivizm: Metafizik Bakmndan Bir Karlatrma,

    Marmara niversitesi lahiyat Fakltesi Dergisi, 35, 2008, s. 96. 17 lyas Altuner, Gazlnin Felsefeye Bak Tarz zerine Bir Soruturma, Idr niversitesi Sosyal

    Bilimler Dergisi Say: 1, Nisan 202, s. 55. 18 Kemal Batak, Gazzl versus Mantksal Pozitivizm: Metafizik Bakmndan Bir Karlatrma, s. 94.

  • 7

    nk Gazzl asndan ilhiyat alanna giren konularn zm salt aklla ya da

    burhnla yaplamaz. Dnrn bu konudaki genel tutumu, dinin pozitif gereklerine dair

    dorularn ne kantlanabilecei ne de yadsnabilecei ynndedir. Baka trl

    davranmak, filozoflar ak bir yanlla, dorusu sama ifadeler kullanmaya

    gtrmektedir. 19 Gazzlnin bu tutumu Kantn metafizik zmlemeleri ve

    Wittgensteinn aklamalarnda grlr: Sylenebilir ne varsa aka sylenebilir,

    zerine konuulamayan konusunda susmak gerekir.20

    Bu balamda sonu olarak ifade etmek gerekirse; Sadk Trkerin nemli bir

    deerlendirmesiyle ifade etmek gerekirse; Gazzlinin dnce tarihinde gerekletirdii

    en byk devrim, duyusal alann snrlarn ifade eden salt imknn mutlak artlar zaman

    ve uzay dnda, dolaysz bir felsefi bilgi araynn akli imknszln ortaya koyarak,

    felsefenin ayaklarn yere bastrmas ve onu siyasi bir maniplasyon arac olmaktan

    kararak bilgiyi siyaset-dlatrmas ve felsefeye iade-i itibarda bulunmas (kaybettii

    erefli konumu gerivermesi) olmutur. Felsefeyi ve aklcl katletmek gibi gerek d

    bir bahane yerine, belki de drste Gazzl, aradan geen dokuz yz yla ramen

    Mslmanlarn halen anlamaya bile hazr olmadklar bir devrimin, yutulamam byk

    bir lokma gibi slmn boaznda kalmasna neden olduu iin veya slm siyasetinde

    kemiklemi siyas statkoya kar bir devrim nerdii iin sulanmalyd.21

    19 M. Said eyh, Gazzl, ev. Mustafa Armaan, Klasik slm Filozoflar ve Dnceleri, ed. M.

    Muhammed erif, stanbul: nsan Yaynlar, 1997, s. 167. 20 Ludwig Wittgenstein, Tractatus Logico-Philosophicus, s. 27. 21 Trker, Sadk, Gazzlnin nc Dnys: Bilim, Siyas ve Metafizik Boyutlaryla, Kutadgubilig

    Felsefe-Bilim Aratrmalar, 21, 2012;

    Gazzlnin felsefe ve akl eletirileri ile ilgili zellikle u almalarn tetkik edilmesinde fayda

    mlahaza ediyoruz; Altuner, lyas, Critique of Metaphysics in the Philosophy of Ghazali and

    Kant,Ethos: Dialogues in Philosophy and Social Sciences,5(2),2012;Ayk, Hasan, Gazlnin Eletirileri

    Felsefeyi Bitirdi mi?, Dinbilimleri Akademik Aratrmalar Dergisi, 9(2), 2009.Batak, Kemal, Gazzl

    versus Mantksal Pozitivizm: Metafizik Bakmndan Bir

    Karlatrma, Marmara niversitesi lahiyat Fakltesi Dergisi, 35, 2008; Gazl, El-Munkz mined-

    Dall vel-Musfh bil-Ahvl, thk. Semh Dugaym, Beyrut: Drul-Fikril-Lubnn, 1993; Gazl,

    Maksdul-Felsife, thk. Suleymn Duny, Kahire: Drul-Marif, 1961; Gazl, Mihakkun-Nazar fil-

    Mantk, thk. Refk el-Acem, Beyrut: Drul-Fikril-Lubnn, 1994; Gazl, Miktul-Envr f Tevhdil-

    Cebbr, thk. Semh Dugaym, Beyrut: Drul-Fikril-Lubnn, 1994; Gazl, Mznul-Amel, thk. Suleymn

    Duny, Kahire: Drul-Marif, 1964; Gazl, Tehfutul-Felsife, thk. Mcid Fahr, Beyrut: Drul-Mark,

    1990; Griffel, Frank, Al-Ghazls Philosophical Theology, Oxford: Oxford University Press, 2009; eyh,

  • 8

    Wittgenstein:Dilin ve Felsefenin Snrlar

    Ludwig Josef Johann Wittgesntein(18891951), Avusturya'nn ok zengin,

    aristokrat ailelerinden birine mensup olmasna ramen burjuva dnyasna duyduu

    nefreti, tm malvarlndan feragat ettikten sonra Avusturya'nn bir kynde retmenlik

    Tokta, Fatih, slm Dncesinde Felsefe Eletirileri, Klasik, stanbul 2004; Trker, Sadk, Gazzl

    Felsefesi zerine Baz Tespitler: Psikoloji, Salt Akl ve Metafizik, Kutadgubilig Felsefe-Bilim

    Aratrmalar, 21, 2012; Tekin, Mustafa, Gazl: Soyut Okumalar ve Kalp Yarglarn tesinde, TYB

    Akademi: Dil Edebiyat ve Sosyal Bilimler Dergisi, 2011, cilt: I, say: 1, Gazl zel says, s. 31-50; Tatar,

    Burhanettin, Akl, Felsefe Ansiklopedisi, (Ed. Ahmet Cevizci), Etik Yaynlar, stanbul 2003; Sarolu,

    Hseyin, bn Rdn Bakyla Gazzl ve Felsefe, lm Aratrmalar, 1996, say: 3, s. 87-100; zdemir,

    Muhammet, Gazzlnin Tehftl-Felsife Adl Eserinde Meselenin Ele Aln ve bn Snnn

    Grleriyle Mukayesesi, (Marmara niversitesi, Sosyal Bilimler Enstits, Baslmam Doktora Tezi),

    stanbul 2012; zdemir, Muhammet, Alternatif Gazzl Epistemolojisi Okumalar in Bir Deneme:

    Toplumsal Koullu Bir Balamda Cedel ve Kefin Anlam, Frat niversitesi lahiyat Fakltesi

    Dergisi, 16, (2011) 253-275; Okumu, Mesut, Gazzlnin Tevil Ynteminin bn Rd zerindeki

    Etkileri, slm limler Dergisi, 2010, cilt: V, say: 1, s. 107-132; Macit, Muhittin, mkn Metafizii

    zerine -Gazzlinin Felsef Determinizmi Eletirisi, Dvn: lm Aratrmalar, 1997/1, cilt: II, say: 3, s.

    93-141; Koshul, Basit Bilal, Ghazal, Ibn Rushd and Islams Sojourn into Modernity Comperative

    Analysis, Islamic Studies, 43/2, 2004; s. 207-225; Kenndy, Hugh, slamn lk Drt Asrnda Entelektel

    Hayat, (ev. M. eviker), slamda Entelektel Gelenekler, z Yaynlar, stanbul 2005, s. 31-45;

    mamolu, Tuncay, Din ve Modern Dnce zerine, Muhafazakr Dnce Dergisi, Say: 27,

    2011.Erdem, Hsameddin, Problematik Olarak Din-Felsefe Mnasebeti, Sebat Mat. Konya, 1999; Dural,

    Teoman aban, Felsefe-Bilim Geleneimizin Nirengi Noktas Ebu Hamit Gazali, Kutadgubilig: Felsefe-

    Bilim Aratrmalar, 2011, say: 20, Ebuhamit Gazali Vefatnn Dokuzyznc Yldnmnde, s. 17-40;

    Deniz, Grbz, Gazaliyi Anlamann Usul, Diyanet lmi Dergi [Diyanet leri Bakanl Dergisi],

    2011, cilt: XLVII, say: 3, s. 7-26; apak, brahim, Gazzl Mantnda Burhn, 900. Vefat Ylnda

    Uluslararas Gazzl Sempozyumu, Marmara niversitesitesi, lahiyat Fakltesi Vakf Yaynlar, stanbul,

    2012, s. 739-757; Aydnl, Yaar, Gazalide Mistik Tecrbe ve Akl, Diyanet lmi Dergi [Diyanet leri

    Bakanl Dergisi], 2011, cilt: XLVII, say: 3, s. 147-154; Atay, Hseyin, Gazzl ve bn Rd

    Felsefesinin Karlatrlmas, Kelm Aratrmalar Dergisi, 2003, cilt: I, say: 2, s. 3-48; Arkan, Atilla,

    Bir Me Filozofun Gazzl Algs: bn Rdn Gzyle Gazzl, 900. Vefat Ylnda Uluslararas

    Gazzl Sempozyumu, Marmara niversitesitesi, lahiyat Fakltesi Vakf Yaynlar, stanbul, 2012, s. 653-

    666; Alper, mer Mahir, Gazzlnin Felsef Gelenee Bak: O Gerekten Bir Felsefe Kart myd?,

    stanbul niversitesi lahiyat Fakltesi Dergisi, 2001, say: 4, s. 87-107; Binsaid, Said, el-azali vel-

    Felsefe: Mtahatut-Tevil, Nedvet Ebu Hamid el-azali: Dirasatun fi Fikrihi, ve Asrihi ve Tesirihi,

    Ribad, 1988, s. 85-102; Abu, Shanab, R. E., The Philosophical Significance of al-Ghazali, Iqbak Review,

    13 (1), 1972, s. 51-70; Macdonald, Duncan B., Meanings of the Philosophers by al-Ghazali, ISIS, 25,

    1936, s. 9-15; 27, 1937, s. 9-10; Tomeh, G. J., The Climax of Philosophical Conflict in Islam,Muslim

    World, 42, 1952, s. 172-89; Iysa A. Bello, The Medieval Islamic Controversy Between Philosophy and

    Orthodoxy : Ijma and Tawil in the Conflict Between Al-Ghazali and Ibn Rushd, Leiden, E. J. Brill, 1989;

  • 9

    yapmas, Cambridge'de ders vermesine ramen en nemli eserlerini Norvein sakin bir

    fiyordunda yazacak kadar yalnzlktan holanyor olmas, onun kendine has

    zelliklerinden sadece birkadr. Batl anlamda felsef abalarn bir dnem zerinde

    younlat dil-gereklik ve mantk gibi problematik alanlarda felsef anlamda nemli

    deiim ve dnmler gerekletirmi olan Wittgenstein, dil ve felsefe ilikisinin youn

    ilgi grmeye balad son dnem Trk dnce dnyasnda zellikle de akademi

    mahfillerde her geen gn dikkatleri kendi zerine eken, felsefe dnyasnda iki kez

    devrim yapm olan nemli Bat filozoflarndan biridir.

    Wittgenstein felsefesi Platondan balayan ve kendisine kadar gelen sreteki

    felsefe anlayna noktada alternatif bir yaklam getirir. Platon felsefesinde ifadesini

    bulan, eylerin hakikatinin/gerekliinin idelerle karlanmas, eylerin hakikatini ideal

    alemde bulmasna kar duru, ikincisi; Aristoteles felsefesinde zmlemesini bulan

    eylerin gerekliinin zihinde karlanmasna itiraz; ncs ise; Descartesten beri

    sregelen ve Kant felsefesinde dorua ulaan gerekliin fenomen-numen ayrm

    sonrasnda algyla snrlandrlmasna itirazdr. Wittgenstein kendisine kadar gelen btn

    felsef gelenein, eyin hakikatine ilikin oluturduu yaklam, felsefesinde yerinden

    eder ve bu yaklamlara kar eyin hakikatinin ancak dil ortamnda ifa edilebileceini

    ne srer22

    Dnya mantksal uzam iindeki olgularn toplamdr.23 Olgularn resimlerini

    yaparz.24Bir resim olarak nerme, belli bir olguyu resmetme yoluyla temsil eder. Bir

    resmin temsil ettii onun anlamdr. 25 O halde bir nermenin anlam temsil ettii

    olgudur. Bu nermenin u u anlam var, demek yerine bu nerme u ve u olguyu

    temsil ediyor, denebilir.26Bir resim olarak nermenin anlaml olmasnn, yani (mmkn)

    bir olguyu resmetme yoluyla temsil edebilmesinin koulu, resimde ve resmedilende ortak

    / zde bir ey olmasdr. 27 Wittgenstein, olgunun elerinin birbirlerine balanma

    22 Hseyin Subhi Erdem, Dilin Yrngesinde Felsefe: Wittgenstein, Bilge Adam Yay. Van, 2007, s. 95. 23Wittgenstein, Tractatus Logico-Philosophicus, 1.1, 1.13 24Wittgenstein, Tractatus Logico-Philosophicus, 2.1 25Wittgenstein, Tractatus Logico-Philosophicus, 2.221 26Wittgenstein, Tractatus Logico-Philosophicus, 4.031 27Wittgenstein, Tractatus Logico-Philosophicus, 2.16, 2.161

  • 10

    tarzna, olgunun yaps 28 olgunun resmi olarak nermenin elerinin birbirlerine

    balanma tarzna da resmin yaps der29. Olgunun ve olgularn toplam olarak dnyann

    yaps, olgunun resmi olan nerme ve nermelerin toplam olarak dilin yaps ile ortaktr.

    Bu yap ortakl sayesinde nerme olgunun resmi olur. Her resmin, gereklikle

    ortaklaa sahip olmas gereken, -doru ya da yanl- onu bir ekilde resmedebiliyor

    oluunu mmkn klan, mantksal bicim, yani gerekliin biimidir.30

    nerme btn gereklii temsil edebilir, ama gereklikle ortak olarak sahip

    olmas gereken eyi, sayesinde onu temsil edebilir olduu eyi mantksal biimi yani-

    temsil edemez. 31 Temsil etmenin koulu, temsil edilemez. Bylece mantksal biim

    sylenemez. Mantk temelinde ina edilen dilin snrlar iinde kalnd surece, yalnzca

    olgularn nasl olduu sylenebilir. Bu balamda sylenebilen ve sylenemeyen ayrm

    temelinde, sylemenin kendisi sayesinde mmkn olduu, bu anlamda sylemenin

    koulunu oluturan mantksal bicim sylenemez. mantksal biim nermede yansr,

    nerme gerekliin mantksal biimini gsterir. 32 Tractatusda sylenebilir olan

    olgulardr. Olgularn oluturucu eleri olarak nesneler sylenemez, ancak nermede bir

    sembol yoluyla gsterilebilirler. Mnin bir ey olduu sylenemez, bu samadr; ama bir

    ey M sembolyle gsterilir. 33 Olgu nesnelerin belli bir bicimde dzenlenmesinden

    meydana gelen bir yapdr 34 . Bu olgunun resmi olan nerme de, nesnelerin yerine

    isimlerin kullanld ve ayn bicimde dzenlenmi olan bir yapdr. rnein kitabn

    masann zerinde olmas olgusunun resmi, kitap masann zerindedir. nermesidir.

    Gerekte (dnyada)kitap ve masa arasndaki bant naslsa, dilde kitap ve masa

    arasndaki bant dayledir. Dnyada bu nesneler ne ekilde bir araya gelerek olguyu

    oluturdularsa, nesnelerin karlklar (temsilleri) olarak isimler de ayn ekilde bir araya

    gelerek nermeyi oluturur. Olgunun ve nermenin bicimi ortaktr, bu rnekte

    bicimaRbdir. aRb biimindeki bir nermede, a sembolyle bir nesne, b sembolyle

    28Wittgenstein, Tractatus Logico-Philosophicus, 2.032 29Wittgenstein, Tractatus Logico-Philosophicus, 2.15 30Wittgenstein, Tractatus Logico Philosophicus, 2.18. 31Wittgenstein, Tractatus Logico-Philosophicus, 4.12. 32Wittgenstein, Tractatus Logico-Philosophicus, 4.121. 33Wittgenstein, Notes on Logic Notebooks 1914-1916, Cev. G. Anscombe, Oxford, Blackwell, 1998,

    s.110 34Wittgenstein, Tractatus Logico Philosophicus, 2.03, 2.031.

  • 11

    baka bir nesne gsterilir. Benzer ekilde, rnein, yamur yamas olgusu, fa

    biimindeki bir nermeyle, kar yamas olgusu da ga biimindeki bir nermeyle dile

    getirilebilir. Bylece fa nermesi, anlamnn iinde a nesnesi getiini, fa ve g

    nermeleri de, iki nermede ayn nesneden bahsedildiini gsterir.35

    Wittgenstein iin dilin mantna (ileyiine) dair hibir ey sylenemez. Bu

    balamda bir olgunun dilde ne ekilde temsil edildii, olgunun temsili olarak nermede

    kullanlan kavramlarn, hangi kavramlarn altna decek ekilde kullanldna dair

    aklamalar yaplamaz 36 . rnein kalem krmzdr. nermesi hakknda kalem bir

    nesnedir. gibi bir aklama yaplamaz. Bu balamda kalemin bir nesne olduu

    sylenemez, byle bir ifade samadr. Bu noktada byle bir ifadenin Tractatusun

    terminolojisine gre sama olduu, yoksa bu ifadenin kendisiyle bir is grlebilmesi

    bakmndan anlaml olduu vurgulanmaldr. kalem bir nesnedir ifadesinde sylenmeye

    allan kalem kavramnn nesne kavram altna dtdr. Ayn ekilde Wittgenstein

    acsndan kalem krmzdr nermesi hakknda krmz bir renktir gibi bir aklama da

    yaplamaz. Krmznn bir renk olduu sylenemez. Sylenemez olan sylemeye ynelen

    byle bir ifade de samadr.

    Yukarda rnekleri verilen ayn trden iki ifadenin sama olmas, genelolarak, bu

    ifadelerin sylenemez olan dilin mantksal bicimi hakknda olmalarndan, zel olarak

    nermedeki (sahici) kavramlarn hangi (biimsel) kavramlarn altna decek ekilde

    kullanldna dair olmalarndan kaynaklanr. Wittgenstein iin, bir eyin, bir biimsel

    kavramn nesnesi olarak onun altna dt, bir nermeyle dile getirilemez. Bu,

    nesnenin gstergesinde kendisini gsterir.37Bylece Wittgenstein iin byle bir sorun

    syleyerek ( dil yoluyla) deil gsterilerek zlr. Baka bir deyile belli bir acdan

    bakldnda zm kendisini gsterir. ab nermesinde, a ve b nerme deikenleridir.

    nerme deikeni biimsel kavram, ald deerler de kavramn altna denleri

    gsterir.38Bylece kitap bir nesnedir. ve krmz bir renktir. ifadeleriyle sylenmeye

    35Wittgenstein, Tractatus Logico Philosophicus,4.1211. 36Hacker P.M.S. When the Whistling had to Stop Wittgenstein: Connections and Controversies, Oxford

    University Press, New York, 2001, s.148. 37Wittgenstein, Tractatus Logico Philosophicus,4.126. 38Wittgenstein, Tractatus Logico-Philosophicus, 4.127.

  • 12

    allan,kitap, krmzdr. nermesinde kendisini gsterir. ab biimindeki Kitap

    krmzdr. nermesinde, nerme deikenleri olarak a ve b, nesne ve renk(biimsel)

    kavramlarn gsterir ve bu deikenlerin kitap ve krmz deerlerini almas, kitap

    ve krmz kavramlarnn, nesne ve renk biimsel kavramlar altna dtn, yani

    kitabn bir nesne, krmznn da bir renk olduunu gsterir39. (Ayn nermede a masa,

    kalem vb. b de siyah, mavi vb. deerler alabilir.)

    Wittgenstein Tractatusda anlaml (sinn/sense), anlamsz (sinnlos/senseless) ve

    sama (unsinn/nonsense) kavramlarn birbirinden ayrt eder. Bylece tr nerme

    grubu ortaya kar. Anlaml nermeler mmkn bir olgunun resmi olan nermelerdir.

    Burada nermenin mmkn bir olgunun resmi olmas, nermede resmedilen olgunun

    gerekleme ihtimali olduunu, onun byle bir potansiyele sahip olduunu gsterir. Eer

    bu potansiyel, aktel hale gelmise nerme doru, eer potansiyel olarak kalmsa

    nerme yanltr. Olgunun resmi olan, dnya ile karlatrlarak doru ya da yanl

    olduu belirlenebilen, bu balamda doruluu belli bir koula bal olan ve bu koulun

    yerine getirilip getirilmemesine bal olarak doru ya da yanl deeri alan nermeler,

    doabilicinin nermeleridir. Anlamsz ve sama nermeleri, anlaml nermelerden ayran

    ortak zellie iaret etmek istersek, bu nermelerin bir resim olmadklarn ve doruluk

    koullarnn bulunmadn syleyebiliriz. Ancak anlamsz nermelerin altna den

    mantn nermelerinin doruluk koullar olmamasna ramen, bu tr nermelerin doru

    olup olmad nermeye bakarak belirlenebilir. yleyse anlamsz nermeler bir doruluk

    deeri tar. Dier taraftan sama nermelerin altna den felsefenin nermeleri ne

    nermenin kendisine ne de dnyaya bakarak doru olup olmad belirlenebilir. yleyse

    sama nermeler bir doruluk deeri tamaz. Bu anlamsz ve sama nermeler

    arasndaki temel farktr. Wittgensteinn kendisi ak olarak belirtmemesine ramen,

    anlam-d ifadeleri be ayr snfta toplayabiliriz;

    (a) Geleneksel felsefede semantik ve sentaktik tartmalardan dolay ortaya kan

    Sokrates iyiden daha zdetir. trndeki ifadeler;

    39Hacker, When the Whistling had to Stop , s.148.

  • 13

    (b) Bilimlerin yerine gemeye alan ve olgularn bilimsel tasvirini vermeye

    alan szde bilimsel felsefelerin dile getirdii Tarihsel sreler diyalektik bir

    etkileim gsterir trndeki kavramsal alan ile ampirik alan kartran ifadeler;

    (c) Asl hakikati, varln gerek doasn szde yksek bir kavrayla aklsal,

    kurgusal anlamda kavramaya alan bilim ustu metafiziklerin Varlk Geistin te

    ikisinden olumutur biimindeki ifadeler;

    (d) Dnyann mantksal yapsnn nasl olduunu sylenebilenler ile

    sylenemeyeni ayran mantksal felsefenin dnyay doru grmek amacyla teklif

    niteliindeki Dil ile dnyann mantksal yaplar ortaktr. biimindeki aydnlatc

    ifadeler;

    (e) Olgular dnyasn dorudan doruya tasvir etmek istemeyen dnyann

    mantksal yapsyla ilgilenmeyen; Tanr, Hayat ve Dnyann anlamyla praksis acsndan

    ilgilenen ahlak, sanat ve din alanlarnda ortaya kan Tanrya inanmak hayatn anlamna

    ilikin sorunu zmektir. trnden ifadeler.

    Bununla birlikte Wittgenstein kabaca be bekte topladmz dilsel kullanmlarn

    ifadelerinin her birini anlam-d veya sama daha temelde ise ahlak ve din susku

    (sukut) olarak deerlendirir.40

    1. Dilin formlar hayatn formlardr. Dolaysyla dini sylemi ancak

    ierideninceleyebiliriz. Bunlara d anlam ve doruluk kstaslarn uygulamamz

    imkanszdr.

    2. Dini ifadelerin anlam ifade edildii balam iinde bulunmaktadr. Yani dinin

    kendine has bir dili vardr. Dolaysyla bu dili dinin iinden kavramak mmkndr.

    3. Buna gre din dilinin yapsnn, kullanld balam ve grd fonksiyonagre

    aratrlp zmlenmesi gerekir.

    40Cengiz Cakmak, Logico-Philosophicusun Temel zellikleri, Felsefelogos,stanbul, 1999/2 s.189

  • 14

    4. nanmayanlar, inananlar dini dil oyununun dil ii hareketlerinin nasl

    yapldn bilme anlamnda anlayabilirler. Ancak onlar inananlarn kendi tecrbelerini

    ihtiva eden kavramlara sahip olma anlamnda, inananlar anlayamazlar; nk onlar

    inananlarn kendi kazanmlar olan dini tecrbelerine sahip deildir. Bu bakmdan, kendi

    iinde bir btn olan hayat tarz eletiriye tabi tutulamaz.

    5. Tanrnn varlna inanmak iin hibir dayanak bulunmadn syleyen

    olumsuz iddialarla, Onun varlna inanmak iin salam dayanaklar bulunduunu dile

    getiren iddialar, hemen hemen her zaman, birbiriyle elimez.Dolaysyla dini konularda

    pheciliin anlamsz olduunu kabul etmek gerekir.41Zira din ile ilgili felsefenin grevi,

    dini rasyonelletirmeye, uzlatrmaya ve hatta herhangi bir deerlendirmeye tabi tutmak

    deil, sadece din dilinin kavramsal ve ilevsel analizini, zmlemesini yapmaktr.

    Felsefe dini eletiremez, sadece dini sylemin fonksiyon icra edi slubunu veya alma

    tarzn bize gsterebilir. Wittgensteinn ikinci dnemini kendilerine rehber edinmi

    analitik filozoflara gre, bir filozofun grevi, klasik metafizikilerin modasna uygun bir

    tarzda kurgusal sistemler, sentezler veya dnya grleri icat etmek deil, kullandmz

    terimlerle ne kastettiimizi ve bunu nasl ortaya koyduumuzu ak seik hale

    getirmektir. Wittgenstein ikinci dneminde oulcu olarak nitelenebilecek bir anlam

    teorisi gelitirmitir. Buna gre o zihinsel durumlar, zevkler, aclar, alglar, vb. hakknda

    konuurken kullandmz kavram gruplarn ifade eden zel dil oyunlarndan sz

    etmektedir. Bir szcn anlam artk zel dil oyunundaki kullanmna gre tanmlanr.

    Bu oulcu anlam kuram, dini szlerin kendi zel anlamlar olduunu ve dini sylemin

    kendine zg mant olduunu ortaya koymutur. Bu oulcu anlam teorisi, din diline

    uygulanabilir bir zellie sahiptir. Bu durumda dinin bir yaam biimi olduu ve dini

    ifadelerin anlamllnn yalnzca bu kendine has yaam biimi balamndan

    deerlendirilebilecei sylenebilir.42

    41 Turan Ko, Din Dili, Rey Yaynclk, Kayseri, 1995, s.247 42 Tuncay mamolu, Mantk Pozitivizm, Wittgenstein ve Din, Atatrk niversitesi, lahiyat Fakltesi

    Dergisi,Say: 35, Erzurum 2011, s. 48-49.

  • 15

    unu da ifade etmek gerekir ki, Wittgenstein hakknda mantk pozitivistler onun

    metafizikten iddetle katn ifade etseler de Wittgensteinn Tractatusu bunun aksini

    syler: Tractatusun 1, 2, 3, nolu nermeleri eserin metafizik vurgusunu temellendirir. 4,

    5, 6, nolu nermeler ise, pratie dayal nermelerdir. Bu konuda ilk sral nermenin

    Wittgenstein tarafndan daha nce dnlm ev tasarmlanm olmas gerektii zerine

    bir kanaat olumutur. Ama o muhtemelen Tractatusun ikinci yarsna yerletirmesi

    gereken ilk sral nermeleri baa alarak; baa yerletirmesi gereken 4, 5, 6, sral

    nermeleri kitabnn ikinci yarsna koymutur. Bu yzden Wittgensteina Tractatusun

    dzenlenmesinde bile eseri metafizik bir temele oturtmutur eletirisi yaplr. Bylece

    metafizie kar radikal bir eletiri ve kar kta bulunan eser, ilk nermeleriyle

    metafizie teslim olur. Gereklii felsef dzlemde mutlaklatrmak balamndaki her

    giriim, aslnda gizli ya da ak metafizik yapma durumuna gelmitir43

    Wittgensteinn geleneksel felsefeyi sona erdirdiini ne srd dhiyane

    eserinin tuhaf yazgs, kendi nermelerini de felsef nermeler safnda yer alan sama

    nermeler olduunu itiraf etmek olmutur. Tractatusun gelitirdii retinin mantksal

    temelleri zerinde, ne resim teorisinin olgusal nermeleri gereklikteki dayanaklarn

    salayacak ontolojik temellendirme giriiminin ne de bu temellendirme gereksiniminin

    kendisinden karsand dil teorisinin olgu nermeleriyle aklanamayaca kesindir.

    Baka bir deyile Tractatusun, zerinde sz syleme yetkisini kendisinde bulduu bu

    temel konular, tpk etik, estetik ve teolojinin hakikatleri gibi, sylenemeyen, yalnzca

    gsterilebilen eylerdir. Doal olarak, olgusal / yasal sylemin snrlarn izmeye alan

    Tractatusun yazar da tm olgusal sylemin dnda, yerleebilecei ve olgu terimleriyle

    konumasn srdrebilecei felsefi bir konum bulamamtr. Wittgenstein bunun

    farkndadr, nermelerine trmanarak yukar ktmzda, merdiveni bir kenara atmamz

    ister. Sonuta Tractatus, bizi yazarnn arzu ettii teorik ykseklie tar ve son

    deinisiyle nl dn verir: zerine konuulamayan hakknda susmal.44 Bu susku

    hem etik hem de dindir: Dnyann kesin olgularn amak iin mantn kullanarak

    43 Subhi Erdem, Dilin Yrngesinde Felsefe: Wittgenstein, s. 242. 44Wittgenstein, Tractatus Logico-Philosophicus, .7

  • 16

    Tanr ile birleen bir mistiin susuudur. Elbette bu, bir mistiin olduu kadar, geleneksel

    felsefenin de susuudur.45

    Sonu:

    Bu makalede akln ve felsefenin, epistemik ve dilsel mahreminden bahsetmeye

    altm. Mahrem bir durumun varl ahlak bir durumun, ilkenin, ahlaklln olduunun

    45Ali Utku, Ludwig Wittgenstein: Erken Dneminde Dilin Snrlar ve Felsefe, Dou-Bat Yay. stanbul,

    2009, s.267-268;

    Wittgenstein ve onun dncesi-felsefesi ile ilgili ve bilhassa felsefeye ve dile izmek istedii

    snrlar ile din ve metafizik grleri hakknda geni bilgi iin zellikle u almalara baklabilir; Hadot,

    Pierre; Wittgenstein ve Dilin Snrlar, ev. Murat Eren, Dou Bat Yay, 2009; A. J. Ayer, Dil, Doruluk

    ve Mantk, ev. V. Hackadirolu, Metis Yay. stanbul 1984, Alpyal, Recep, Wittgenstein ve

    Kierkegaarddan Hareketle Din Felsefesi Yapmak, stanbul: Anka Yaynlar, 2002 Alston, William P.

    Philosophy of Language. New Jersey: Printice-Hall Ine., 1964; Aruoba, Oru, Nesnenin Balantsall-

    Hume Kant, Wittgenstein zerine Bir alma, Hacettepe niversitesi Sosyal Bilimler Enstits, Ankara

    1979; Aydn, Mehmet, Tanr Hakknda Konumak: Felsefi Bir Tahlil, lemden Allaha, Ufuk Kitaplar,

    stanbul, 2001, s. 9-33; Ba, Murat, Wittgenstein ve Anlamn Ortalkta Olmas, Felsefe Tartmalar,

    28. Kitap, stanbul: Boazii niversitesi Yaynevi 2001; Blackstone, William T. Dinsel Bilgi Sorunu:

    Felsef zmlemelerin Dinsel Bilgi Sorununa Etkileri, ev. Tuncay mamoglu, Ata Yaynlar, stanbul,

    2005. akmak, Cengiz, Wittgensteinda Dil ve Felsefe likisi, Felsefe Arkivi, Say: 30, s. 141-151,

    stanbul 1997; Demir, Gkhan Yavuz, Sosyal Bir Fenomen Olarak Dilin Belirsizlii, Paradigma Yay,

    stanbul, 2007; Ferre, Frederick,Din Dilinin Anlam, ev. Zeki zcan, Alfa Yaynlar, stanbul,1999;

    Greisch, Jean; Wittgensteinda Din Felsefesi, ev. Zeki zcan, Asa Kitabevi, Bursa, 1999; Grnberg,

    David, A Wittgensteinian Approach to Truth, The Role of Pragmatics in Contemporary Philosophy, Cilt:

    1 Kirchberg am Wechsel, 1997; Grnberg, Teo; Anlam Kavram zerine Bir Deneme, Yap Kredi Yay,

    stanbul, 2006; Kai Nielsen, Wittgeisteinian Fideism Philosophy 42, no: 61 (1967): ss. 191-209; King,

    Robert H. Tanr`nn Anlam, ev. Temel Yeilyurt, nsan Yaynlar, stanbul, 2001; akir Kocaba,

    fadelerin Gramatik Ayrm, Ekin Yaynlar, stanbul, Tarihsiz; Osman, Fikret, Wittgensteinin Dil Oyunlar

    Teorisinin Din Diline Etkisi, Uluda niversitesi Sosyal Bilimler Enstits, Bursa 2003; Sezgin, Erkut,

    Dilin Sfr Noktasnda Felsefe, Felsefe Tartmalar, 22. Kitap, s. 29-36, stanbul Sezgin, Erkut,

    Wittgensteinin Ardndan: Felsefede Yntem, Felsefe Tartmalar, 3. Kitap, s. 18-27, stanbul Eyll

    1988; Sezgin, Erkut, Wittgensteinin Ardndan Beden ve Zihin Hareketleri, Cem Yay., stanbul , 2002;

    Soykan, mer Naci, Wittgensteinin Felsefe ve Metafizik Karsndaki Tutumu, Felsefe Tartmalar, 16.

    Kitap, s. 63-75, stanbul Austos 1994; Soykan, mer Naci, Felsefe ve Dil: Wittgenstein stne Bir

    Aratrma, Kabalc Yay, stanbul, 1995; Turanl, Aydan, Ge Wittgensteinda Temel nermelerin

    Nitelii, Felsefe Dnyas Dergisi, Say: 14, s. 11-17, Ankara K 1994; Uluktk, Mehmet, Anlamn

    Dilsellii indeki Oyunsallk: Gadamer ve Wittgenstein'da Oyun Kavram, Uluslararas Akademik

    Aratrmalar Dergisi, Say: 40, 2009, s. 209-224; Utku, Ali, Sylenemeyeni Sylemek: Tractatusta

    Paradoksal Yap, Dou Bat, Say: 9, 1999; Utku, Ali, Tractatusa Gecikmi Bir Dzelti, Virgl, Say:

    18, 1999; Utku, Ali, Tractatusda Dnyann Yaps, Felsefe Tartmalar, 24. Kitap, s. 69-76, stanbul

    Ocak 1999; Utku, Ali, Wittgeinsteinde Resim Kuram ve Metafizik, Atatrk niversitesi Sosyal Bilimler

    Enstits, Erzurum 1996; Yeilyurt, Temel, Szn Anlam: Teolojik Dilin Paradoksal Grnm zerine

    Bir zmleme, lahiyat Yay, Ankara, 2007;

  • 17

    gstergesidir. Ahlak da iradenin varlyla kaim olabilir ancak. Akln ve felsefenin

    epistemik ve dilsel bir mahreminin olmas onlar iradeye sahip ahlak zneler haline

    getirir. Kanaatimce Gazzl ve Wittgesnteinn dile ve felsefeye snr izme kayglar,

    sylenebilen ve sylenemez olan arasnda farklar ina etmeye almalar akln ahlaki

    iradesi balamnda da yeniden okunabilir. Meai filozoflarnn gerekliin yalnzca

    kesin ncllerden kurulu apodeiktik yani burhan akl yrtmeler ile elde edilebileceine

    karlk bir snr ve mahrem durumdan bahseden Gazzl ile modern felsefede yaanan

    dilsel dn (linguistik turn) akmna dilde sylenemeyeni syleme abas da

    belirttiimiz balamda yeniden okunabilir. Bylelikle modernliin ahir zamannda

    yaadmz u gnlerden hayatn hemen hemen her alannda iyiden iyiye hakim sylem

    haline gelmeye balayan rasyonel bilin, rasyonel hayat, rasyonel bilim, rasyonel din gibi

    sylemlerin aslnda nasl bir mahremsizlie ve edepsizlie ak ak bir davetiye olduu

    da grlebilir. Kierkgaardn da Heideggerin de sklkla biz modern zihinlere syledii

    u ifade de belki bu balamda anlalabilir: Tanr brahimin, smailin ve Yakubun

    tanrsdr, filozoflarn deil.