aşkın dokunu şları 1 - download.e-bookshelf.de · bırak şimdi bunu da şuna bak.” miles,...

29
Aşkın Dokunuşları 1

Upload: others

Post on 07-Jun-2020

19 views

Category:

Documents


1 download

TRANSCRIPT

Page 1: Aşkın Dokunu şları 1 - download.e-bookshelf.de · Bırak şimdi bunu da şuna bak.” Miles, Country Chronicle ... bahçesinde tomurcuklanan gülleriyle çok güzel görü-nebilirdi

Aşkın Dokunuşları

1

Page 2: Aşkın Dokunu şları 1 - download.e-bookshelf.de · Bırak şimdi bunu da şuna bak.” Miles, Country Chronicle ... bahçesinde tomurcuklanan gülleriyle çok güzel görü-nebilirdi

Liz Fielding

2

Page 3: Aşkın Dokunu şları 1 - download.e-bookshelf.de · Bırak şimdi bunu da şuna bak.” Miles, Country Chronicle ... bahçesinde tomurcuklanan gülleriyle çok güzel görü-nebilirdi

Aşkın Dokunuşları

3

Harlequin Special Edition

ISBN 978-605-339-228-6 Đngilizce Adı: FOR HIS EYES ONLY Türkçe Adı: AŞKIN DOKUNU ŞLARI

Copyright © 2014 by Liz Fielding

Đngilizce Adı: A MAN WITHOUT MERCY Türkçe Adı: ÇILGIN B ĐR MACERA

Copyright © 2014 by Miranda Lee

Đngilizce Adı: MARRIAGE MADE OF SECRETS Türkçe Adı: GĐZEML Đ HATIRALAR Copyright © 2013 by Maya Blake Yayının Adı: Harlequin Beyaz Dizi Special Edition Tüzel Kişili ği: Harlequin Polska Spolka Z Ograniczona Odpowiedzialnoscia Đstanbul Şubesi Đmtiyaz Sahibi ve Uyruğu: Berkant Yıldırım T.C. Sorumlu Müdür ve Uyruğu: H. Rıza Bankoğlu T.C. Đdarehane Adresi: Mühürdar Cad. Uras Apt. No:83 D.1 Kadıköy – Đstanbul – Türkiye

Page 4: Aşkın Dokunu şları 1 - download.e-bookshelf.de · Bırak şimdi bunu da şuna bak.” Miles, Country Chronicle ... bahçesinde tomurcuklanan gülleriyle çok güzel görü-nebilirdi

Liz Fielding

4

LIZ FIELDING

Aşkın Dokunuşları

Çeviri

Zeynep Arda

HARLEQUIN TÜRK ĐYE

Mühürdar Cad. Uras Apt. No.83/1 Kadıköy - ĐSTANBUL

Tel: (0216) 418 12 72 (pbx) Faks: (0216) 338 87 12 [email protected] – www.harlequintr.com

www.facebook.com/harlequinbeyazdizi twitter.com/harlequintr

Page 5: Aşkın Dokunu şları 1 - download.e-bookshelf.de · Bırak şimdi bunu da şuna bak.” Miles, Country Chronicle ... bahçesinde tomurcuklanan gülleriyle çok güzel görü-nebilirdi

Aşkın Dokunuşları

5

ROMANIN KARAKTERLER Đ

Natasha (Tash) Gordon Romanın kadın kahramanı Darius Hadley Romanın erkek kahramanı Miles Morgan ve Peter Black Natasha’nın patronları Janine Natasha’nın çalıştığı Morgan ve Black emlak ajansının resepsiyonisti Patsy Darius’un ev işlerine yardımcı olan kadın Laura Natasha’nın annesi Gary Darius’un çocukluğunda ona abilik yapan birisi Morgan ve Black Natasha’nın çalıştığı emlak ajansı

Page 6: Aşkın Dokunu şları 1 - download.e-bookshelf.de · Bırak şimdi bunu da şuna bak.” Miles, Country Chronicle ... bahçesinde tomurcuklanan gülleriyle çok güzel görü-nebilirdi

Liz Fielding

6

~ BĐRĐNCĐ BÖLÜM ~

“M ILES’ın canı neye sıkkın?” Natasha Gordon kendine bir fincan kahve koydu. Sabah sekizdeki ilk randevusundan beri ayaktaydı. “Tam St. John Wood’daki daireyi gösterecektim. Mesajını alınca her şeyi bırakıp geldim.”

Morgan ve Black Emlak şirketinin resepsiyonisti olan ve hayatı dediko-du üzerine kurulu Janine cevap olarak omzunu silkmekle yetindi. Ancak kusursuzca ruj sürülmüş dudaklarında, aslında olan biteni bildiğini anlatan sinsi bir gülümseme belirdi.

Bunun üzerine Tash, kahvesini olduğu gibi bıraktı, basamakları ikişer ikişer çıkarak Miles Morgan’ın odasına koşturdu. Miles, dünyanın her tara-fından varlıklı insanların Londra’da emlak almak istedikleri zaman başvur-duğu ilk adres olan Morgan ve Black Emlak şirketinin kurucu ortakların-dandı. Son birkaç haftadır Natasha’ya onu da şirkete ortak yapabilecekleri-ni ima edip duruyordu.

Demek ki olmuştu sonunda! Natasha son üç yıldır gecesini gündüzünü katarak çalışmasının karşılığını alacaktı.

Miles’ın kapısının önünde durup saçlarını düzeltti. Sabah güne gayet şık ve bakımlı başlamıştı ama gün boyu ev gezdirdikten sonra dağılmış durumdaydı.

Kapıyı açarken içerden Miles’ın bağırdığını duydu. “Janine! Gelmedi mi daha o?” Miles, Natasha’yı karşısında görünce, “Nerede kaldın?” dedi hemen.

“Chelsea’deki evi gösteriyordum. Evi gezdirdiğim çift eve bayıldı. Bi-raz nazlanıyor gibi görünmeye çalışıyorlar ama ev için teklif vereceklerin-den eminim.”

Normalde böyle pahalı bir evin satışından kazanılacak beş rakamlı ko-misyonu düşününce Miles’ın gözleri parlardı ama böyle olmamıştı. Anlaşı-lan Janine’in biliyormuş gibi gülümsediği şey pek de iyiye alamet değildi.

“Beni apar topar çağırmana sebep nedir Miles? St. John Wood’daki dai-reyi Glencora Jarret’a gösterecektim daha.”

“Unut gitsin. Toby’yi gönderdim oraya.” “Toby mi?” Natasha’nın iş arkadaşı Avustralya’da rugby turnuvasına

katılmıştı, hafta sonuna kadar dönmesini beklemiyordu aslında. “Ama

Page 7: Aşkın Dokunu şları 1 - download.e-bookshelf.de · Bırak şimdi bunu da şuna bak.” Miles, Country Chronicle ... bahçesinde tomurcuklanan gülleriyle çok güzel görü-nebilirdi

Aşkın Dokunuşları

7

Glencora Jarret özellikle benden rica etmişti,” dedi biraz huzursuzca. “Biliyorum. Bırak şimdi bunu da şuna bak.” Miles, Country Chronicle

gazetesinin son sayısını uzattı Natasha’ya. Hadley Malikânesi için verilmiş tam sayfa ilan vardı gazetede. Natasha

ilanı hemen tanımıştı. “Çok iyi olmuş,” diye mırıldandı. Malikânenin gün doğumunda, sis iyice alçalmış durumdayken çekilmiş fotoğrafı muhteşem görünüyordu. “Telefonlar susmayacak.”

Miles hiç etkilenmeden, “Đlanı oku,” dedi. “ Đlanda ne yazdığını biliyorum Miles, ben yazdım.” Bir zamanlar muh-

teşem bir bina olan malikâne bakımsızlıktan harap durumdaydı. Natasha binanın güzel özelliklerini ve bulunduğu konumun değerini vurgulayan bir metin yazmıştı. “Sen de onayladın.”

“Ben bunu onaylamadım.” Natasha kaşlarını çattı. Miles her zaman aksi bir adamdı ama bu kez

iyice abartmıştı. Kendinden emin bir şekilde metni okumaya başladı. “Londra’nın nezih muhitlerinden Bershire Downs’da, on yedinci yüz-

yıldan kalma bir malikâne. Bu güzel haber, kötü haberse …” Natasha sustu. Bu da neydi böyle? “Devam et.” Çok kesin bir dille söylenmişti bu ama söyleyen patronu değildi.

Natasha başını kaldırıp, sesin geldiği tarafa baktı. Miles’ın masasının önündeki yüksek arkalıklı deri sandalyeden kalkan misafir de ona bakıyor-du.

Simsiyah saçlı, simsiyah gözleri olan, siyah kıyafetlere bürünmüş bir adamdı bu. Saçları omuzlarına geliyordu. Đri yarı bir adam değildi ama çok güçlü görünüyordu. Rengi siyahtan griye dönmeye başlamış kırışık keten ceketi omuzlarının genişliğini ortaya çıkarıyordu. Ceketin altındaki salaş tişörtse dar kalçalarından gevşekçe sarkıyordu. Adam elini koltuğun arkası-na koymuştu. Parmakları insanın hayal gücünü harekete geçirebilecek gü-zellikteydi.

Natasha adamın gözlerine baktığı anda vücudunun tüm hücrelerinde bir uyanma hissetti, kasıklarına doğru bir ateş yayılmıştı.

“Natasha!” Miles’ın sesiyle kendine gelen Natasha ilanı okumaya devam etti. “Kötü haberse, rutubet, tahtakuruları ve şişmiş alçılar. Aslında binayı

Page 8: Aşkın Dokunu şları 1 - download.e-bookshelf.de · Bırak şimdi bunu da şuna bak.” Miles, Country Chronicle ... bahçesinde tomurcuklanan gülleriyle çok güzel görü-nebilirdi

Liz Fielding

8

yıkıp baştan inşa etmek en akıllıcası olur ama bina ikinci dereceden tarihi eser olduğu için bir şey yapılamıyor. Meşe ağacından antika bir merdiven var ama üst katları görmek isteseniz de bunu kullanmasanız iyi olur.”

Natasha yazılanları tam anlaması için iki kez okudu. “Anlamıyorum. Nasıl olabilir bu?” “Nasıl olabilir sahiden de?” Natasha, Miles’a sormuştu ama cevabı adam vermişti. Kimdi bu adam? Adam onun aklından geçeni anlamış gibi, “Hadley,” diyerek adını söy-

ledi. Natasha afalladı. Malikâne sahipsiz görünüyordu, devletin himayesine

bırakılmış durumdaydı. Hadley ailesinden kimse kalmamıştı diye biliyor-lardı.

Adam “Darius Hadley,” diye onun şüphelerini giderdi. Natasha, kariyeri boyunca çok insan görmüştü. Paralarını denkleştirerek

depozitoyu ödemeye çalışan gençlerden, Londra’da emlak yatırımı yapan milyarderlere kadar. Bu yüzden görünüşün aldatıcı olabileceğini çok iyi biliyordu. Ancak Darius Hadley’in görünüşü gerçekten de, on yedinci yüz-yıldan beri, II. Charles’ın onlara bahşettiği topraklarda yaşayan köklü bir Đngiliz ailesine aitmiş izlenimi vermiyordu hiç.

Omuzlarına dökülen siyah buklelerin arasında bir an ışıldayarak kendi-ni belli eden küpesi, rengi atmış ceketi, dizleri eprimiş kot pantolonuyla daha çok bir çingeneye ya da korsana benziyordu.

Bu adam soyadının hakkını verircesine kibirli bir havaya sahipti ama bir malikâneye yerleşip yaşayacak bir centilmene benzemiyordu hiç. Natasha bunun için onu suçlayamazdı ayrıca.

Hadley Malikânesi, sabah gün doğumunda sis dağılırken çekilen fotoğ-rafında olduğu gibi, bahçesinde tomurcuklanan gülleriyle çok güzel görü-nebilirdi ama burayı yaşanabilir bir yer hâline getirmek akıl almaz bir para gerektirirdi. Su tesisatı ellili yıllardan kalmıştı, her yeri dökülüyordu.

Öte yandan, böyle bir yeri bile almaya hazır zenginler her zaman bulu-nurdu. Natasha bu satıştan iyi bir komisyon kazanmayı aklına koymuştu.

“Ben de Natasha Gordon. Nasılsınız Bay Hadley?” “Sizce nasıl olmalıyım?” Adam, Natasha’nın ona uzattığı elini görmez-

den gelmişti. “Kızgın!” Adam kızmakta gerçekten haklıydı. “Burada neler olduğunu

bilmiyorum Bay Hadley ama bu sadece ufak bir terslik.” “Ufak bir terslik mi?” Adamın alev alev yanan gözleri Natasha’yı oldu-

Page 9: Aşkın Dokunu şları 1 - download.e-bookshelf.de · Bırak şimdi bunu da şuna bak.” Miles, Country Chronicle ... bahçesinde tomurcuklanan gülleriyle çok güzel görü-nebilirdi

Aşkın Dokunuşları

9

ğu yere mıhlamıştı sanki. “Ufak bir terslik demek,” diye tekrarladı adam. ‘Ufak’ sözünü iyice vurgulamıştı.

Natasha kendini toplamaya çalıştı. “Ciddi alıcılar böyle bir yerde bazı sıkıntılar olabileceğini kabul ederler zaten.”

“En azından üst katları canlarını tehlikeye atmadan görebilmeyi de umarlar,” dedi Bay Hadley. Sesini hiç yükseltmeden konuşmuştu.

“Natasha! Bay Hadley’e söyleyecek sözün var mı?” “Efendim?” Natasha kendini zorlayarak bakışlarını Darius Hadley’den

almaya çalışıyordu. Adamın botlarının çamurlu olması dikkatini çekmişti. Ne iş yapıyordu bu adam? Sanki inşaat alanından çıkıp gelmiş gibiydi.

“Şey, evet. Aslında binada birden fazla merdiven var, bu yüzden sorun yok aslında.”

“Profesyonel görüşünüz bu mu?” “Elektrik süpürgesiyle halledilemeyecek sorun yoktur aslında.” Na-

tasha, Miles’ın Bay Hardley’in arkasında elini kolunu sallayarak ona sus-masını işaret ettiğini gördü. “Satış işiyle ilgilenen acenteye önce binayı iyice temizletmelerini tavsiye ettim.”

“Ne dediler?” “Binada bir an önce bir görevli bulunduracaklarmış.” “Yani potansiyel müşterilerin sadece tahtakuruları, çürük kokusu ve ça-

tıda ampul olmaması konularında endişelenmesine gerek var.” Darius kaş-larını kaldırmıştı.

“Aslında, belgelere bakılacak olursa tahtakurusu meselesi yıllar önce çözülmüş.” Adam eğer evle biraz olsun ilgilenmiş olsaydı bunu bilirdi za-ten. “Kadınları korkutan tek şeyin örümcek ağları olduğunu göreceksiniz.”

Miles yeniden konuşmaması için işaretler yaptı. “Bay Hadley mazeret dinlemek değil, sadece bir özür istiyor.”

Natasha kaşlarını çattı. O bir aksiyon planı oluşturacaklarını düşünür-ken Miles’ın meseleyi hallettiğini görüyordu.

“Boş ver, yeterince dinledim ben,” dedi Hadley. “Avukatımdan yakında haber alırsınız Morgan.”

“Avukat mı?” Darius Hadley buz gibi bir bakışla Natasha’yı susturduktan sonra

Miles’a başıyla selam verdi ve odadan çıktı. “Biraz gergin biri galiba,” dedi Natasha. Toby’nin sevimli labrador

yavrusunun yanında simsiyah bir doberman gibiydi bu adam. Temkinli yaklaşmak gerekirdi. Ancak onun güvenini bir kez kazandıktan sonra ödül muhteşem olurdu.

Page 10: Aşkın Dokunu şları 1 - download.e-bookshelf.de · Bırak şimdi bunu da şuna bak.” Miles, Country Chronicle ... bahçesinde tomurcuklanan gülleriyle çok güzel görü-nebilirdi

Liz Fielding

10

“Haksız değil,” dedi Miles. Natasha pencereden dışarı baktığında Darius Hadley’in caddeyi geçti-

ğini gördü. Etrafta, çoğu kadın olmak üzere pek çok insan durmuş onun caddeyi geçişini izliyordu. Demek ki onun büyüsünden etkilenen sadece Natasha değildi.

Derken Darius Hadley aniden durdu, arkasına dönüp başını kaldırdı. Sanki Natasha’yı orada göreceğini biliyormuş gibi doğrudan ofisin pence-resine bakmıştı. Natasha bir an nefes alamadı.

“Natasha!” Natasha irkilerek bir an Miles’a döndükten sonra tekrar aşağı baktığın-

da Darius Hadley’in gitmiş olduğunu gördü. “Chronicle gazetesiyle konuştun mu?” diye sordu Miles’a. “Bay Hadley’in acentesi beni aradıktan sonra ilk yaptığım şey

Chronicle’ın ilan şefini aramak oldu.” Miles masasından bir kâğıt alıp Natasha’ya uzattı. “Şef bunu gönderdi. Hadley henüz belgeyi görmedi ama avukatı devreye girdiği anda öğrenecektir.”

Kâğıtta, gazetede çıkan ilanın onayının fotokopisi vardı. Onay kutusu-nun hemen yanında Natasha’nın imzası bulunuyordu.

“Bunda bir yanlışlık var Miles, ben bunu imzalamamıştım.” “Ama sen yazmışsın.” “Bir iki ifade tanıdık geliyor, doğru.” Natasha, satacağı yerin olumsuz tüm özelliklerini not alırdı bazen. Alı-

cının ilk dikkat edeceği olumsuz noktaları ondan önce fark ederek, uygun cevapları hemen verebilmek için yapıyordu bunu.

“Hadi ama Tash, bunlar gerçekten de senin ifadelerin.” “Benim ifadelerim her zaman çok kesin ve faydalıdır. Malikâneye hiç

bakmamışlar. Darius Hadley’in yerinde olsam malikânenin bakımından sorumlu olan kişiyi hemen kapının önüne koyardım doğrusu.” Miles bir cevap vermeyince Natasha devam etti. “Yapma Miles. Bunu gazeteye be-nim göndermediğimi biliyorsun.”

“Emin misin? Gerçekten mi? Ben sadece senin çok fazla çalıştığını bi-liyorum. Bu sabah ilk müşterinle kaçta buluştun?”

“Sekizde. Ne olmuş?” “Dün gece eve kaçta gittin?” Miles onun cevabını beklemeden, muhte-

melen Janine’den aldığı ajandaya göz gezdirdi. “Dün en son dokuz buçukta ev gezdirmişsin. Demek ki eve en erken on birde varmış olmalısın, doğru mu?”

Natasha eve vardığında gece yarısını geçiyordu. Müşteriler zaman sını-

Page 11: Aşkın Dokunu şları 1 - download.e-bookshelf.de · Bırak şimdi bunu da şuna bak.” Miles, Country Chronicle ... bahçesinde tomurcuklanan gülleriyle çok güzel görü-nebilirdi

Aşkın Dokunuşları

11

rına her zaman uymayabiliyorlardı. Büyük teyzesi Peter Black’le evli oldu-ğu için işi istediği zaman bırakma lüksüne sahip olan Toby dışında hiçbirisi uzun çalışma saatlerinden şikâyetçi olmazlardı zaten.

“Müşteriler eve bakmak için Amerika’dan gelmişlerdi. Mesaimin beş buçukta bittiğini nasıl söyleyebilirdim onlara?”

“Bu kadar uzun süre, dinlenmeden çalışan herkes hata yapabilir. Bence gazeteye bu ilanı yanlışlıkla gönderdin.”

“Hayır.” “Benim hatam. Seni çok zorladım. Bunun olacağını görebilmem gere-

kirdi.” Neyin olacağını? “Ben yanlış bir şey göndermedim gazeteye,” dedi Natasha yeniden.

Çok öfkelenmişti. Özenle yazdığı ilan metninin değiştirilmi ş olmasına ina-namıyordu. “Eğer öyle bir hata yapmış bile olsam onay için geldiğinde fark etmez miydim sence?”

“Buna vakit ayıramamış olabilirsin.” “Vakit ayırdım,” dedi Natasha. “Đlanın her kelimesini kontrol ettim.

Ayrıca gazetedekilerin aklı neredeymiş? Neden bir yanlışlık olabileceğini düşünüp uyarmamışlar?”

“Uyarmışlar. Ofisi bu konuda aradıklarına dair notları var.” “Hangi aptalla konuşmuşlar peki?” Miles kâğıdı ona uzattı. “Anlaşılan Natasha Gordon isminde bir aptalla

konuşmuşlar.” “Olamaz!” “ Đlan şefinin söylediğine göre, onlara bu ilan tarzının en son trend oldu-

ğunu anlatmışsın. Dürüstlüğü temel alan ilanlar daha başarılı oluyormuş.” Miles’ın bu serinkanlılığı Natasha’yı iyice ürkütmeye başlıyordu artık.

“Binayla ilgili tavsiyelerini istediğin gibi yerine getirmeyen acenteye iyice kızmışsın demek ki.”

“Ben Chronicle gazetesinden kimseyle konuşmadım.” “Ne yani, ilan şefi yalan mı söylüyor? Yoksa ofiste birisi senin yerine

mi konuştu? Kim yapar ki böyle bir şeyi Tash? Bunun kime ne faydası var?”

Natasha yutkundu. Böyle ifade edildiğinde gerçekten de çok saçma gö-rünüyordu durum.

“Bir konuda çok haklısın,” diye devam etti Miles. “Telefonlar susmak bilmiyor. Ancak Hadley Malikânesi görmek isteyenler değil, bir yorum yapmamızı isteyen dedikodu yazarlarıyla emlak ilan sayfalarının editörleri

Page 12: Aşkın Dokunu şları 1 - download.e-bookshelf.de · Bırak şimdi bunu da şuna bak.” Miles, Country Chronicle ... bahçesinde tomurcuklanan gülleriyle çok güzel görü-nebilirdi

Liz Fielding

12

arayıp duruyor.” “Daha gazete çıkalı iki saat oldu!” “Kötü haber çabuk yayılır derler, bilirsin.” Miles ilanı Natasha’nın

elinden alıp masanın üstüne fırlattı. “Bence Chronicle’da çalışan birisi bu işten iyi bir bahşiş koparmış olmalı.”

“Herhâlde. Darius Hadley nasıl duymuş?” “Anlaşılan adamın emlak acentesine de telefon edilmiş.” Natasha başını iki yana salladı. Durumun vahametini tam olarak anla-

maya başlıyordu. “Reklâmın iyisi kötüsü yoktur aslında. Yani, Bay Hadley’e de söylediğim gibi, eğer bu krizi yönetebilirsek…”

Miles, Natasha’nın sözünü kesti. “Tash, hem bizi hem de Bay Hadley’i alay konusu hâline getirdin. Krizin yönetilecek bir tarafı kalmadı! Bay Hadley malikâneyi satıştan çekti. Biz de şu ana kadar yaptığımız masraflar-dan başka bir de Morgan ve Black isminin itibarını kurtarmak durumunda-yız.”

“Eğer hemen bir alıcı bulabilirsek sorun çözülür. Hafta sonu tüm emlak sayfalarına yayılır bu haber.”

“Problemin ciddiyetini kavramana sevindim.” Natasha, malikânenin satışı söz konusu olduğunda internette kapsamlı

bir araştırma yapmış ama Hadley Ailesi hakkında bir iki bilgi kırıntısı dı-şında bir şeye rastlayamamıştı. Ya çok ketum ya da çok renksiz ve sıkıcı bir aile olmalıydılar. Natasha ikinci seçeneğin doğru olduğunu düşünmüştü.

Ancak Darius Hadley bu varsayımını yerle bir etmişti. Ne giydiği hiç önemli değildi. Saçlarındaki harika bukleler, siyah ve te-

kinsiz gölgeler gibi sanki varlığının bir parçası olmuştu. Natasha parmakla-rını hareket ettirirken, o harika buklelere dokunmanın hayalini kuruyordu. Görüntüyü zihninden uzaklaştırması için çaba harcayıp ev meselesine yo-ğunlaşması gerekiyordu.

“Hadi Miles, bu kadar reklâmı istesen yaptıramazsın. Malikânenin yeri harika olduğu gibi, öyle bir yeri alabilecek kadar varlıklı olan bir müşteri ufak tefek tadilat işlerine takılmaz. Hemen bir iki kişiyi arayayım.” Kendi-sini duvara karşı konuşuyormuş gibi hissedince çaresizlikle ellerini kaldır-dı. “Lanet olsun, tamam, gidip kendi ellerimle temizleyeceğim malikâne-yi.”

“Kimseyle konuşma, bir şey yapma.” “Ama hemen bir alıcı bulabilirsem belki…” “Yeter! Yeter artık.” Miles ilk kez sesini yükseltiyordu. “Öyle bir şey

olmayacak. Senin için Fairview Kliniği’nde yer ayırttım.”

Page 13: Aşkın Dokunu şları 1 - download.e-bookshelf.de · Bırak şimdi bunu da şuna bak.” Miles, Country Chronicle ... bahçesinde tomurcuklanan gülleriyle çok güzel görü-nebilirdi

Aşkın Dokunuşları

13

“Fairview mı?” Burası alkol ya da uyuşturucu problemi olanların tedavi gördüğü bir

klinikti. “Senin strese bağlı bir rahatsızlık geçirdiğini ve bir iki hafta kadar tıbbî

gözetim altında tutulacağını söyleyeceğiz.” “Hayır.” Natasha’nın çocukluğu hastaneler ve doktorlarla geçmişti, artık böyle

bir yerde harcayacak bir dakikası bile yoktu. “Sigorta her şeyi karşılıyor.” “Olmaz Miles.” “Bu süreçte sen de geleceğin hakkında düşünürsün.” “Bu ne demek şimdi?” Natasha gelecekte, şirkete ortak olacağını düşü-

nüyordu, alkolik bir film yıldızı gibi bir klinikte saklanmayı planlamamıştı hiç.

“Şaka yapıyor olmalısın Miles.” “Bana yardımcı olman gerek.” Miles onu dinlemiyordu bile, kulaklarını ve algısını kapatmıştı. O sade-

ce şirketinin itibarını korumaya çalışıyordu. Bir günah keçisine ihtiyacı vardı, onu da bulmuştu işte.

Onu bu yüzden ofise çağırmıştı, hatayı yapan personelini Darius Hadley’e teşhir ederek şirketini temize çıkarmıştı. Hadley ise bundan etki-lenmiş gibi görünmüyordu. Ona baktığında kekeleyip kıpkırmızı olan akıl-sız bir kadının özrü Darius Hadley için bir şey ifade etmiyordu. Daha bü-yük çapta bir tazminatın peşine düşeceği açıktı. Böylece Miles da ileri bir adım atmış, şirketinin itibarını korumak için Natasha’nın itibarını yok et-meyi seçmişti.

Natasha’nın başı fena hâlde dertteydi. “Peter Black’le haberleştik, o da meseleyi avukatlarımızla görüştü. He-

pimiz bunun en iyi çözüm olduğunu düşünüyoruz.” “Hemen mi?” “Kaybedecek vaktimiz yok.” “Hangi avukat böyle bir yalana dâhil olacak?” “Ne yalanı?” deyiverdi Miles. “Hepimiz moral çöküntüsü yaşayabili-

riz.” Natasha olacakları şimdiden gözünün önüne getirebiliyorlardı. ‘Değerli

elemanımız iş yoğunluğundan ve stresinden dolayı ağır bir sürmenaj ge-çirmektedir,’ gibisinden bir şeyler diyecekler ve yanlış ilanı böyle açıklaya-caklardı. Elbette Natasha’nın bir an önce sağlığına kavuşmasını diledikleri-

Page 14: Aşkın Dokunu şları 1 - download.e-bookshelf.de · Bırak şimdi bunu da şuna bak.” Miles, Country Chronicle ... bahçesinde tomurcuklanan gülleriyle çok güzel görü-nebilirdi

Liz Fielding

14

ni ekleyeceklerdi. Miles onun kliniğe giderek gazetecilerden uzak durmasını istiyordu.

Klinik, hastalarını paparazzilerin ısrarcı objektif ve kameralarından uzak tutabilmesiyle ünlüydü. Natasha tüm kariyerinin parmaklarının arasından kayıp gittiğini görebiliyordu.

“Bu haksızlık,” diye itiraz etti. Kararın çoktan verilmi ş olduğunu, ne söylerse söylesin değişmeyeceğinin farkındaydı aslında. “Bunu ben yap-madım.”

“Sebep olduğun kâbusu idare edebilmek için elimden geleni yapıyorum Natasha.” Miles’ın sesi dümdüzdü, yüzünde de en ufak bir ifade yoktu. “ Đşbirliği yapman senin için de iyi olacak.”

“Senin için iyi olacak. Ben işsiz kalacağım. Elbette, daha sonra burada kaldığım yerden devam edebileceğimi de söyleyebilirsin. Aylardır bana ima edip durduğun ortaklık gibi mesela?”

“Ben şirketin çıkarlarını korumak durumundayım Natasha. Şirkette ça-lışan diğerlerinin çıkarları da var bunda.” Miles derin bir hayal kırıklığı yaşıyormuş gibi içini çekti. “Lütfen zorluk çıkarma.”

“Yoksa?” “Tash, lütfen. Neden bir hata yaptığını kabul etmiyorsun? Sen de hata

yapabilirsin, hastalanabilirsin. Herkes hata yapabilir. Bay Hadley bile. Bu yüzden sana da bize de anlayış gösterecektir.”

“Bunu ben yapmadım,” diye tekrarladı Natasha ama yaptığı kabahat or-tada olmasına rağmen ısrarla inkâr eden küçük bir kız çocuğu gibi görün-meye başladığının farkındaydı.

“Üzgünüm Natasha ama eğer işbirliğine yanaşmazsan, şirketin itibarını lekelediğin gerekçesiyle seni tazminatsız olarak işten çıkarmak zorunda kalacağız. Eğer bizi bunu yapmaya zorlarsan sana bir de dava açmak zo-runda kalacağız.”

Natasha boğazına kadar belaya batmıştı. Sesinin titremesine engel olmaya çalışarak, “Ben hasta değilim,” dedi.

“Dava açarsanız sizin ya da Bay Hadley’in jüriyi ikna edebileceğini sanmı-yorum çünkü ilan her ne kadar Bay Hadley’in istediği gibi olmadıysa da gerçekleri yansıtıyordu.”

“Tahtakuruları ve merdivenler hariç,” diye hatırlattı Miles. “ Đddiaya girmeye mi hazırlanıyorsun? O tozun toprağın altında ne ol-

duğunu kim bilebilir?” Natasha sorusuna cevap almayı beklemiyordu. Đnsanın patronu ona bu

seçenekleri sunuyorsa diyalog çoktan bitmiş demekti.

Page 15: Aşkın Dokunu şları 1 - download.e-bookshelf.de · Bırak şimdi bunu da şuna bak.” Miles, Country Chronicle ... bahçesinde tomurcuklanan gülleriyle çok güzel görü-nebilirdi

Aşkın Dokunuşları

15

~ ĐKĐNCĐ BÖLÜM ~

TASH, Miles’ın odasından çıkarken fena hâlde sarsılmış durumdaydı. Miles’ın yaptığı şeye inanamıyordu. Doğruca kadınlar tuvaletine gitti, önce kendisine çekidüzen vermesi gerekiyordu. Janine’in karşısına böyle çıkmak istemiyordu.

Saçını tekrar topladı, hafif bir ruj sürdükten sonra, az önce ikişer ikişer çıktığı basamakları büyük bir dikkatle indi.

Görüşme en fazla on dakika sürmüştü ama Janine, içinde eşyalarının bulunduğu bir kutuyla bekliyordu onu. Pişkin bir ifadeyle, “Hepsi burada,” dedi Natasha’ya. Janine’le hiçbir zaman arkadaş olmamışlardı. Natasha, Janine’i hiç umursamazdı ama resepsiyonist kadının aldığı primler nedeniy-le ona düşman olması muhtemeldi.

“Çoğu çöp zaten,” diye ekledi Janine. Natasha cevap bile vermedi. Çekmecelerindeki kişisel eşyalarının son

derece özensiz bir şekilde kutulara tıkıştırıldığının farkındaydı. Bir çift yedek çorap, erkek kardeşinin hediyesi olan kalem kutusu ve kalemlerini koymak için kullandığı kupa dışında eşyalarının çoğu çerçöp sayılırdı ger-çekten de. Kutuyu alıp kapıya yöneldi.

“Dur! Miles anahtarlarını da istedi.” Natasha buna hiç şaşırmamıştı. Miles onun daha sonra ofise gelip etrafa

zarar vermesinden korkmuş olmalıydı. Neyse ki Natasha için itibarı basit bir intikamdan daha önemliydi.

Kutuyu yere bıraktı, anahtarlığından ofisin anahtarını çıkardı, hiçbir şey söylemeden Janine’e uzattı.

“Araba anahtarlarını da.” Natasha, BMW arabasını sene sonunda çok büyük bir satış oranı yaka-

ladığı için ikramiye olarak almıştı. Bu oranın tutturulabileceğine aslında inanmayan Miles, tüm personelin önünde vermişti anahtarı Natasha’ya.

Natasha durdu. Đşler çığırından çıkmaya başlıyordu. Anlaşılan Miles, uğradığı zararı çıkarmaya kararlıydı. Toby’nin yılbaşı hediyesi olan Tiffany anahtarlıktan araba anahtarını çıkardı, anahtarlığı cebine attı. Anahtarı Janine’e vermeden önce, “Arabanın arkasından almam gereken şeyler var,” dedi.

“Ben de seninle geliyorum. Arabanın daha sonra güvenli bir şekilde ki-

Page 16: Aşkın Dokunu şları 1 - download.e-bookshelf.de · Bırak şimdi bunu da şuna bak.” Miles, Country Chronicle ... bahçesinde tomurcuklanan gülleriyle çok güzel görü-nebilirdi

Liz Fielding

16

litlendiğinden emin olmalıyım.” Natasha duyduklarına inanamıyordu. Bu rezil kadın anahtarları ona tes-

lim etmeyeceğini mi yoksa arabayı alıp gideceğini mi düşünüyordu acaba? Bir de araba hırsızı mı olacaktı yani?

“Aslında yirmi dakikalık park yerine bırakmıştım arabayı. Bak, görüyor musun, ceza kesmişler bile.”

Natasha, sileceğe sıkıştırılan ceza pusulasına hiç aldırmadan arabanın kapısını açtı, anahtarı Janine’e fırlattı. Torpido gözünü boşalttıktan sonra Wellington çizmelerini, emektar deri ceketini ve şemsiyesini aldı. En son dizüstü bilgisayarının çantasına uzanıyordu ki Janine müdahale etti.

“Onu ben alacağım.” Natasha dönüp Janine’e baktı. “Miles mı söyledi bunu?” “Onun kafası çok meşgul.” Yani Miles söylememişti. “Doğru, ben bu rezaletten kimin sorumlu olduğunu bulduğumda daha

da meşgul olacak.” Natasha bilgisayar çantasının askısını omzuna astıktan sonra değerli MacBook Pro’sunu çantanın deri kumaşı üzerinden okşadı. “Bu arada, eğer sana soracak olursa, bilgisayarı Ocak ikramiyemle aldığımı söylersin.”

Janine kıpkırmızı olmuştu ama kısa süreli bir zaferdi bu. “Seni Fairview’a götürmek için bir taksi bekliyor,” diyerek rövanşı aldı

Janine. Tash yan gözle, onu beklemekte olan taksiye baktı. Elinde yükler olma-

sına rağmen, en yakın metro istasyonuna gitmek istiyordu aslında ama bu-nu fark eden kimse olmayacaktı. Bu yüzden daha fazla uzatmadan taksiye binip adresi şoföre uzattı. Şoför arkasına dönüp baktı. “Fairview’a gitmem söylendi.” “Önce eve gitmem gerek, diş fırçamı alacağım.”

Darius, King’s Road’da, metroya doğru yürürken düşüncelerini Natasha Gordon’dan uzaklaştırmaya çalışıyordu. Ufak bir aksilik demişti kadın! Kullanmadığı hâlde yedi haneli emlak vergisi ödemek durumunda kaldığı evi satılamaz duruma getirdiği hâlde hem de!

Kantaron çiçeği mavisi gözleri, yataktan yeni kalkmış gibi duran dağı-nık saçları ve kıvrımlı hatlarıyla son derece çekici bir kadındı Natasha Gordon.

Darius, metroya bindikten sonra, her zaman yanında taşıdığı çizim def-terini çıkardı, dünyadan her uzaklaşmak istediğinde yaptığı gibi, gördüğü

Page 17: Aşkın Dokunu şları 1 - download.e-bookshelf.de · Bırak şimdi bunu da şuna bak.” Miles, Country Chronicle ... bahçesinde tomurcuklanan gülleriyle çok güzel görü-nebilirdi

Aşkın Dokunuşları

17

şeyleri çizmeye başladı. Ancak etrafında gördüğü şeyleri değil, zihnindeki-leri çiziyordu.

Zihninde, adımını bile atmak istemediği evden kurtulamadığı için öfkeli ve karanlık imgeler vardı ama sayfaya bambaşka şeyler çizmeye başlamıştı. Eli, zihnindeki karamsar düşüncelere aldırmadan Natasha Gordon’ı çizi-yordu. Natasha’nın, onu karşısında gördüğü andaki şaşkınlığı, kaşlarını tedirgince kaldırması, antika gümüş tokasından kurtulup dağılmış bukle bukle saçları kâğıtta ortaya çıkmıştı bile. Natasha’nın, elini ona uzatırken dudaklarının kenarında beliren ufak kıvrım da yerini almıştı. Bu imge zih-nine kazınmış gibiydi. Pembeleşmiş yanaklar, dolgun göğüslerinin arasında kaybolan zincir ve uzun bacaklar da imgeyi tamamlıyordu.

Darius, Natasha’nın bacaklarına dikkat ettiğini bile hatırlamıyordu ama şimdi onun siyah süet ayakkabılarını, yüksek topuklarına ve atkısına kadar çizmişti. Sanki zihnini meşgul eden bu görüntüleri kâğıda dökerse rahat-larmış gibi, hiç ara vermeden çiziyordu. Arkasına dönüp baktığında onu pencerede göreceğini biliyordu. Bir an geri dönmeyi bile geçirmişti içinden.

Kim bilir Morgan ne kadar sevinirdi buna! Darius çizimi tamamladıktan sonra gözlerini kapattı, Natasha’nın hey-

kelini nasıl biçimlendireceğini hayal etmeye koyuldu. Nihayet gözlerini açtığında ineceği durağı çoktan kaçırmıştı.

Taksi tam bir U dönüşü yaparak King’s Road’da ilerlemeye başladı. Tash’in Londra’nın en prestijli emlak ajansından kovulması sadece yirmi dakika sürmüştü.

“Çok güzel bir ev burası Darius.” Patsy, kullanılmış çay poşetlerini çöpe atarken Chronicle gazetesini çöp kutusunda görmüştü. “Bir sürü odası varmış, burada harika bir stüdyo yapabilirdin. Bu tamirhaneden bozma atölyeden çok daha iyi olurdu. Neden taşınmıyorsun hemen? Evi senin için çekip çevirirdim bile.”

“Tek başına mı?” Darius, atalarının yüzyıllar içinde, değişen zevklerine göre eklemeler yaparak devasa bir boyuta getirdikleri evin fotoğrafına bak-tı. En azından fotoğrafçı işin doğru düzgün yapmış, malikâneyi görülebile-cek en iyi açıdan yakalamayı başarmıştı. Tam gül bahçesiyle, Kraliçe Viktorya’nın tahta geçmesi şerefine dikilmiş sedir ağacı görülüyordu fotoğ-rafta.

Page 18: Aşkın Dokunu şları 1 - download.e-bookshelf.de · Bırak şimdi bunu da şuna bak.” Miles, Country Chronicle ... bahçesinde tomurcuklanan gülleriyle çok güzel görü-nebilirdi

Liz Fielding

18

“En az yirmi odası var,” dedi Darius. “Mutfak, kiler, mahzen ve çatı katları buna dâhil değil.” Ayrıca binanın çevresindeki arazide on kadar ufak kulübe ve son yirmi yıldır berbat durumda olan bir de kayıkhane vardı. Kulübelerde, malikânede en son çalışan personel, aileleriyle birlikte kalı-yordu, Darius onları kesinlikle çıkaramazdı.

Patsy gazeteyi tezgâhın üzerine koyup bir bisküvi paketi açtı. “Peki, ne yapacaksın o hâlde?”

“O sefil kızın boynunu kırmama ne dersin?” Darius, Natasha’nın tenini ve asla unutmayacağı vanilya kokusunu düşündü. “Konu kapanmıştır.”

Gazeteyi tezgâhtan alıp tekrar çöp kutusuna fırlattı. “Gazetede yazdığına göre kızın bazı sağlık sorunları varmış,” diye iti-

raz etti Patsy. On yaşında oğluyla birlikte yaşayan dul bir kadın olan Patsy, Darius’un

kayıtlarını tutup düzenliyor, mutfağından süt ve biranın eksik olmamasını sağlıyor, sonuç olarak onun arkasını topluyordu. Bu şekilde hizmet verdiği pek çok yer vardı. Bu yüzden çevrede dolaşırken ayaklı bir dedikodu maki-nesi gibi çalışıyor, her gittiği yere diğerlerinin hikâyelerini götürüyordu. Darius bu hafta Patsy’nin abonelerinin Hadley Malikânesi hakkında bilgiye doyacaklarını tahmin edebiliyordu.

“Gazetede okuduğun her şeye inanmıyorsun herhâlde.” “Elbette inanmıyorum ama söylediklerine göre kızcağızın aklı pek ba-

şında değilmi ş bunu yaparken. Bu konuda yalan söyleyecek hâlleri yok herhâlde.”

“Kendisini en son gördüğümde son derece akıllı görünüyordu. Bence bu ruhsal çöküntü hikâyesini Morgan ve Black, rezaleti örtbas edebilmek için uydurmuştur.”

“Bu korkunç bir şey. Kız onlara dava açabilir.” “ Đnkâr etmeye uğraşmak istememiştir.” “Belki de avukatı susmasını tavsiye etmiştir. Nasıl biri? Onunla tanıştı-

ğını bilmiyordum.” “Unutmaya çalışıyorum.” Onu gördüğü anda vücudunun verdiği tepkiyi

unutmaya çalışıyordu. Bir erkeği günaha çağıran muhteşem bir denizkızın-dan farkı yoktu Natasha’nın.

Neyse ki artık Fairview Kliniği’nin güvenli sınırları içinde ondan çok uzaktaydı.

Cüssesi yediklerini hiç inkâr etmeyen Patsy, “Belki de anoreksiktir,” diye fikir yürüttü bir bisküvi daha yerken.

“Mümkün değil.” Darius’un gözünün önüne, Natasha ona elini uzatır-

Page 19: Aşkın Dokunu şları 1 - download.e-bookshelf.de · Bırak şimdi bunu da şuna bak.” Miles, Country Chronicle ... bahçesinde tomurcuklanan gülleriyle çok güzel görü-nebilirdi

Aşkın Dokunuşları

19

ken eğildiğinde beliren göğüs dekoltesi gelmişti. “Tam tersine, gürbüz bir sütçü kıza benziyor Natasha Gordon.”

“Sütçü kız mı?” Patsy tüm hayatı boyunca şehirde yaşadığı için Darius’un neden söz et-

tiğini anlamamıştı. “ Đri mavi gözleri, çok gür sarı saçları var. Teniyse gül goncası renginde.

Đnan bana, hiç de lahana diyeti yapan bir kadına benzemiyordu,” diye açık-ladı Darius.

“Yaptığı şey için özür diledi mi peki sütçü kız?” “Anlaşılan, gazeteye giden ilan metnini okumamış.” Ne özür dilemiş ne

de mazeret öne sürmüştü. “Đlanın böyle çıkmasının ufak bir aksilik olduğu-nu söyledi.

“Gerçekten mi? Zavallının gerçekten de kafayı üşütmüş olmadığından emin misin?”

“Kesinlikle eminim.” Sütçü kızlar ve gonca güller de nereden çıkmıştı? Natasha elbette özür dilemeyecekti! Emlak ajansı Natasha’nın cazibesi-

ne güvenmiş bile olabilirdi. Natasha’nın güzelliğiyle Darius’un dikkatini dağıtacağını ve yasal yollara başvurmasını önleyeceğini düşünmüşlerdi belki de. Darius, Natasha’nın bunu başarmak için ne kadar ileri gidebilece-ğini merak etti bir an. Arkasına yaslanıp bunu izlemekten memnun olurdu doğrusu.

“B aban senin için çok endişelendi Tash. O kadar fazla çalışıyordun ki.” Annesi ne istediğini asla dolaysız söylemezdi. “Eve daha sık gelmeni istiyor, böylece seninle daha fazla ilgilenebiliriz, kendini daha iyi hisseder-sin.”

Tash içini çekti. Ne söylerse söylesin, annesiyle babasının gazetedeki haberlerin bir kısmına inanacaklarını biliyordu, haklı çıktıklarını düşüne-ceklerdi. Onlara göre Tash’in yanlarında olması gerekirdi. Tash artık bir yetişkin olduğunu, sürekli olarak onların ilgisine muhtaç olmadığını bir türlü anlatamıyordu anne ve babasına.

“Anne, iyiyim ben.” Annesi kolay kolay ikna olmazdı. Sanki Natasha’yı duymamıştı, hiç

oralı olmadan konuşmaya devam etti. “Tom, işten biraz uzaklaşmanın sana iyi geleceğini düşünüyor. Sömestr

tatilinde Cornwall’da bir yazlık kiraladık.”

Page 20: Aşkın Dokunu şları 1 - download.e-bookshelf.de · Bırak şimdi bunu da şuna bak.” Miles, Country Chronicle ... bahçesinde tomurcuklanan gülleriyle çok güzel görü-nebilirdi

Liz Fielding

20

Tam Natasha’nın beklediği gibi gelişiyordu her şey. Ailesi tam onun beklediği gibi davranıyordu. Babası onun için endişeleniyor, doktor abisi ona deniz kenarında bir hafta geçirmesini tavsiye ediyor, annesi ise herkesi memnun etmeye çalışıyordu. Bunu da sanki Natasha için hiç endişelenmi-yormuş gibi davranmaya çalışarak yapıyordu.

“Orayı her zaman severdin, çocukları da çok uzun zamandır görmüyor-sun. O kadar büyüdüler ki, inanamazsın.”

Yirmi beş yaşında aileyle tatil yapmak, gün boyu yeğenlerle sahilde kumdan şatolar yaptıktan sonra akşamları kutu oyunları oynamak hiç de cazip gelmiyordu.

“Paskalya tatilinde görüştük onlarla. Bana kart atarsınız.” “Hayatım, dinle.” “Anne, gazetedeki haberler tamamen göz boyamaca. Turp gibi sağla-

mım ben.” “Emin misin? Sana gönderdiğim vitaminleri içiyor musun?” “Hiç atlamıyorum.” Natasha bıkkınlıkla içini çekti. Annesinin endişe-

lenmesini anlayabiliyordu ama konuşmalarını duyan, onun parlak kariyeri olan bir kadın değil, beş yaşında bir çocuk olduğunu düşünürdü. Çok can sıkıcı bir durumdu bu.

“ Đyi besleniyor musun?” Onun için endişelendiğinde annesinin ilk sorduğu şeylerden birisi nasıl

beslendiği olurdu. Kızının üzüntüden iştahının kesilip yataklara düşmesi onun en büyük korkularından biriydi.

“Çok dengeli besleniyorum, merak etme.” Taksiden inip eve girer girmez doğruca buzdolabının kapağını açmış,

çilekli dondurma yemişti. Bu sırada bilgisayarındaki onay dosyasını açtı, kendisi ne yaptığından emindi ama bir mahkeme söz konusu olursa ne yap-tığını kanıtlaması gerekebilirdi. Dosyada gördüklerine inanamıyordu. Ek-randa, gazetede gördüğü ilanın aynısı vardı.

Natasha delirdiğini ya da birilerinin ona çok kötü bir oyun oynadığını düşündü. Dosyanın orijinalini değiştirerek gazetede yanlış ilanın çıkmasını sağlamakla yetinmemişler, Natasha’nın bilgisayarına girerek kendi dosya-sını da tahrif etmişlerdi.

Bir uzman, dosyayı aslına dönüştürebilirdi elbette ama bu hiçbir şey kanıtlamazdı. Dosyadaki değişikli ği Natasha’nın yapmış olduğu düşünü-lürdü çünkü bilgisayar şifreyle açılıyordu.

Ancak bu durumda tek bir şüpheli kalıyordu. Rugby turundan erken döndüğünü ona haber vermeyen, başına gelenleri

Page 21: Aşkın Dokunu şları 1 - download.e-bookshelf.de · Bırak şimdi bunu da şuna bak.” Miles, Country Chronicle ... bahçesinde tomurcuklanan gülleriyle çok güzel görü-nebilirdi

Aşkın Dokunuşları

21

duyduğunda yanına koşmayan, aramayan ya da mesaj göndermeyen iş ar-kadaşı Toby Denton’dı bu.

Çalışmayı her zaman eziyet gibi gördüğünü söyleyen ve tek hırsı spor olan iri yarı rugby oyuncusu Toby’nin böyle bir iş çevirecek kapasitede olabileceği Natasha’nın aklından bile geçmezdi. Toby her zamanki gibi bir gün bir müşteriyle randevusunu unutmuş, Natasha ajandasını kontrol ede-bilmesi için ona bilgisayarının şifresini vermişti.

Natasha’nın eşyalarını toplayıp şirketten ayrıldığının ertesi günü, Toby Denton’ın şirketin yeni ortağı olduğu haberi yayınlanmıştı. Bir gün sonra da blog sitesinde yeni ortaklığın şampanyayla kutlanmasının fotoğ-rafları yayınlanmıştı.

“Tash? Orada mısın? Bir şeyler pişiriyor musun?” “Hayır.” Natasha birden büyük bir yılgınlık hissetmişti. “Kapatmam ge-

rek anne, diğer telefonda birisi arıyor. Cornwall’da iyi eğlenceler hepinize.” Keşke birisi arıyor olsaydı, kimsenin aradığı yoktu. Daha da kötüsü,

annesinin tahmin ettiği gibi, tepsiler dolusu kurabiye ve kek pişiriyordu. Mutfakta bulabildiği tüm karıştırma kaplarını kullanmıştı. Tezgâhın üstü yumurta kabukları, boş şeker kutuları, tereyağı ambalajlarıyla doluydu. Kendisi de dâhil her yeri un ve şeker kokusu sarmıştı.

Natasha rahatlamak için pasta pişirirdi. Kimi insan kendisini bilgisayar oyunlarına verir ya da koşar, Natasha ise hemen yumurtayla şekeri çırpma-ya başlardı.

Ne yazık ki onlarca kişilik kek pişirmesine rağmen zihnini boşaltama-mıştı henüz. Darius Hadley’i aklından çıkaramıyordu. Miles’ın ofisindey-ken dönüp ona baktığı an gözlerinin önünden gitmiyordu bir türlü. Ellerini, bukle bukle saçlarını, saçlarının altından beliren küpesinin altın pırıltısını unutması mümkün değildi. Sonra arkasında ofisten ayrılırken caddenin ortasında durup ona bakması da cabası olmuştu. O anda elini kaldırıp Natasha’ya gelmesini işaret etse Natasha bir an tereddüt etmeden giderdi.

Delilikti bu. Đşsizdi, kimse aramıyordu. Miles zaten aramıyordu ama aylardır onu

transfer etmek için çırpınan diğer ajanslardan da arayan yoktu. Natasha bir hafta öncesine kadar, Londra’daki tüm emlak ajanslarının bünyelerine kat-mak istediği değerli bir elemanken şimdi defolu ürün muamelesi görüyor-du.

Kariyerini kurtarmak istiyorsa, yeniden sahneye çıkmalı, mümkün olan

Page 22: Aşkın Dokunu şları 1 - download.e-bookshelf.de · Bırak şimdi bunu da şuna bak.” Miles, Country Chronicle ... bahçesinde tomurcuklanan gülleriyle çok güzel görü-nebilirdi

Liz Fielding

22

en çarpıcı bir şekilde kendini göstermeliydi. Emlak piyasasında rakipsiz olduğunu kanıtlamak zorundaydı. Bunu yapabilmesinin yolu tek bir isim-den geçiyordu.

Darius Hadley. Natasha, satılması imkânsız gibi görünen Hadley Malikânesi için en kı-

sa zamanda bir alıcı bulacaktı. Bir hafta önce olsa bu kolay sayılabilecek bir işti. Natasha, sektörde bilinen bir isim olduğundan, elindeki satılık emlakları haber verdiği yatırımcılar hep olurdu. Bu yatırımcılar ona güve-nirlerdi. Natasha’nın, onları yatırım yapmayı düşündükleri gayrimenkul hakkında kandırmayacağını bilirlerdi. Şimdiyse tüm bu olanakları kaybetmiş durumdaydı Natasha. Elinde sa-

dece kendi bilgi ve becerileri kalmıştı ama her şeyden önce Darius Hadley’i ona bir şans vermesi için ikna etmek zorundaydı ve bu hiç kolay değildi.

Basit bir bakışıyla bile kanını tutuşturan bu adamla yeniden yüz yüze gelmek zorunda kalacaktı. Her şey normal akışında gerçekleşirse Natasha’nın onunla karşılaşması gerekmeyecekti. Sıradan satışlarda Natasha satışı aracılar üzerinden yapar, emlak sahibini çoğu zaman gör-mezdi bile. Ancak bu satış işleminde olabilecek her şey ters gitmiş, işler çığırından çıkmıştı.

Natasha, Darius Hadley’in zihnini neden bu kadar meşgul ettiğini bu-lamıyordu ama düşündükçe, malikâneyi satmanın onun için ne kadar zor olduğunu görüyordu. En az dört yüz yıllık bir aile geçmişini silip atmak gibiydi bu. Natasha, insanların böyle evleri kolay kolay elden çıkarmak istemediklerini deneyimlerinden biliyordu.

Darius Hadley, muhtemelen yüksek vergilerden yıldığı ve paraya sıkış-tığı için satışa çıkarıyordu malikâneyi. Đşler planladığı gibi gitmediği için emlak ajansına, daha doğrusu Natasha’ya çok kızmıştı. Natasha onun artık biraz sakinleşmiş olacağını ve yardım teklifini reddetmeyeceğini umuyor-du. Şehir dışında bir malikâneyi satmak kolay bir iş değildi. Đlan ve yol

masrafı çok olurdu. Bundan başka, emlak ajanslarının, para etmeyeceği gazete ilanıyla belirtilmiş bir mekânı satmak için birbirleriyle yarışmaya-cakları da açıktı.

Natasha tüm bunların üstesinden gelebilirdi. Sonuçta, Darius Hadley onun tek umuduydu. Ne var ki ona nasıl ulaşabileceğini bilmiyordu. Hadley Malikânesi hakkındaki tüm bilgi bilgisayarında mevcuttu ama Darius Hadley hakkında hiçbir şey bilmiyordu. Đnternette önce Hadley Malikânesi’ni aradı. Bazı ufak tefek aile dedi-

Page 23: Aşkın Dokunu şları 1 - download.e-bookshelf.de · Bırak şimdi bunu da şuna bak.” Miles, Country Chronicle ... bahçesinde tomurcuklanan gülleriyle çok güzel görü-nebilirdi

Aşkın Dokunuşları

23

kodularından başka dişe dokunur bir şey bulamadı. Bunun üzerine, fazla umutlanmamakla birlikte doğrudan Darius Hadley’i aradı. Arama sonuçları şaşırtıcıydı.

Karşısına pek çok bağlantı ve fotoğraf gelmişti. Natasha fotoğraflardan birine tıklayınca Country Chronicle’da yayınlanmış bir yazı çıktı karşısına. Yazının başlığı, ‘Ödüllü heykeltıraş Darius Hadley, Serpentine Galeri-si’nde’ idi.

Natasha, Darius’un kıyafetlerinin neden lekeli olduğunu anlayabiliyor-du şimdi.

Yazıda kullanılan fotoğrafta Darius’un kravatı gevşemiş, gömleğinin yakası açılmıştı. Fotoğrafın habersiz çekildiği belliydi, birilerine ya da bir şeye gülerken yakalanmıştı. Tam Natasha’nın tahmin ettiği gibiydi, güldü-ğünde Darius’un yüzü aydınlanıyordu gerçekten de. Yüzünde yine karanlık ve tekinsiz ifade kalıyordu ama yine de keyifli görünüyordu.

Natasha elinde olmadan uzanıp, ekrana dokundu, bir parmağını Da-rius’un dudağında gezdirdi. Derin bir iç geçirerek, “Hiç kolay olmayacak bu iş,” diye mırıldandı sonra.

~ ÜÇÜNCÜ BÖLÜM ~

PARKE taşlı dar sokağın iki yanına dizilmiş binaların yüzlerce yıllık geçmişi olmalıydı. Tash’in elinde adres olarak sadece sokak ismi vardı ama ödül kazanmış bir heykeltıraşın atölyesini bulmasının zor olmayacağını düşünüyordu.

Çok yanılıyordu. Sokağın sonuna gelmiş ama atölyeye benzer bir yer görememişti. Çare-

sizlik içinde, binalara bakınarak sokakta ilerlerken bir kadınla burun buruna geldiler. Kadın gözlerini kısarak, “Size yardımcı olabilir miyim?” diye sordu.

“Darius Hadley’i arıyordum. Atölyesi bu sokaktaymış.” Kadın, Natasha’yı baştan aşağı süzdü. Natasha o gün en ciddi, gri iş ta-

kımlarından birini giymişti. Darius Hadley’le ilk karşılaşmalarında hissetti-ği elektriklenmenin önünü kesebilmeyi umuyordu bu şekilde. Yine de da-yanamamış, kırmızı topuklu ayakkabılarını giymeden edememişti.

Kadın nihayet Natasha’yı inceleme işini bitirdi. “Darius sizi bekliyor muydu?”

Page 24: Aşkın Dokunu şları 1 - download.e-bookshelf.de · Bırak şimdi bunu da şuna bak.” Miles, Country Chronicle ... bahçesinde tomurcuklanan gülleriyle çok güzel görü-nebilirdi

Liz Fielding

24

“Beni görmek isteyecektir. Kendisini tanıyor musunuz?” “Elbette. Ben herkesi tanırım. Sizi bile Natasha Gordon.” Tash kadının peşine düştü, üzerinde bir araba tamircisinin boyayla ça-

lakalem yazılmış telefon numarasının bulunduğu eski püskü bir kapının önünde durdular. Kadın cebinden bir anahtar yığını çıkardıktan sonra içle-rinden birini seçip kapıyı açtı.

“Darius?” Kadın içeri seslenirken Tash de peşinden içeri girdi. “Sütçü kız konusunda ne hissediyorsun bugün?”

“Sütçü kız mı?” Yukarıdan bir yerlerden bir homurdanma sesi geldi. “Şimdi olmaz

Patsy.” Natasha başını kaldırınca, bir merdivenin tepesinde, önündeki at heyke-

li üzerinde çalışan Darius Hadley’i gördü. “Hâlâ onun boynunu kırmak istiyor musun?” diye sordu Patsy. “Geçen haftadan bu yana bir değişiklik yok.” Darius, eserine alıcı gözle

bakmak için biraz geri çekilmişti. “Yine de için rahat edecekse, o ev bana yeterince sorun olmuştu zaten.”

“Yani onu içeri almamın bir tehlikesi yok, öyle mi?” “ Đçeri almak mı?” Darius aniden arkasına dönmeye çalışınca Natas-

ha’nın yüreği ağzına geldi. “O burada mı?” “Elinde süt kovası yok, ya da saçları iki örgü yapılmamış ama senin ta-

rifine tıpatıp uyuyor. Elbette son günlerde sağda solda rastladığım çizimle-rinin de faydası oldu onu tanımamda.”

“Patsy!” “Sokakta dolaşıp senin atölyeni arıyordu. Şu kapıya ismini koysan ne

iyi olacak.” Patsy, Darius’un ona söylenmesine aldırmamıştı. Yukarıdan vuran gün ışığının etkisi olabilirdi ama Darius’un gözleri kor

rengindeydi. Natasha, teninin onun bakışlarıyla kavrulduğunu hissetti bir an. Sanki üzerindeki gömlek eriyip gitmiş, çırılçıplak kalmıştı.

Kendisini böyle hissetmesine neden olan tek şey Darius’un gözleri de-ğildi, adam her şeyiyle baş döndürücüydü. Kusursuz bir şekilde üzerine oturan lekeli kot pantolonu, omuzlarına dökülen gece siyahı saçları ve kaslı kolları ona müthiş bir çekicilik katıyordu. Hele elleri…

Natasha aralarındaki elektriklenmenin kendi hayal gücünün eseri oldu-ğunu düşünmeye çalıştı. Darius Hadley’i Miles’ın ofisinde gördüğünde boş bulunup etkilenmişti. Şimdi de, hem onu günlerdir aklından çıkaramadığı hem de işine yeniden dönmesi ona bağlı olduğu için böyle düşünüyor olabi-lirdi.

Page 25: Aşkın Dokunu şları 1 - download.e-bookshelf.de · Bırak şimdi bunu da şuna bak.” Miles, Country Chronicle ... bahçesinde tomurcuklanan gülleriyle çok güzel görü-nebilirdi

Aşkın Dokunuşları

25

“Benimle görüşmek istemediğinizin farkındayım Bay Hadley ama bana on dakika ayırabilirseniz size bir teklifim olacak.”

“Teklif mi?” Darius, Natasha Gordon’ın kum saatini andıran vücut hatlarından bakış-

larını alamıyordu. “Eğer bana on dakika ayırabilirseniz anlatacağım.” Darius, yukarıdan baktığı için Natasha’nın blûzunun yakasından, dol-

gun göğüslerini rahatlıkla görebiliyordu. “Belki oturup konuşabiliriz,” diye ısrar etti Natasha. Bu sırada elindeki

pasta kutusunu kaldırıp göstermişti. “Ev yapımı kek getirdim. Çay bile yapabilirim.”

Darius nemli bir bezle ellerini silerken libidosunu yatıştırmaya çalışı-yordu. Aslında Natasha Gordon’ı sepetleyip göndermesi gerekirdi ama hangi aklı başında adam, elinde kendi yaptığı kekle gelen böyle çekici bir kadını gönderebilirdi ki?

“Umarım kek iyidir.” “Mükemmel olmasa getirir miydim hiç?” “Beni nasıl buldun?” “Ne fark eder?” Darius atölyesini herkesten gizlerdi. Bu yüzden Natasha Gordon’ın onu

bulmak için çok uğraştığından emindi. “Merak ettim, anlat bakalım.” Darius bir basamak aşağı inince Na-

tasha’nın nefesi kesildi. Bu adamın yanında sakin kalamıyordu. “Herkes gibi internette araştırdım,” deyiverdi çabucak. “Ödül kazanmış

bir heykeltıraş olduğunuz ve şu sıralar gerçek boyutlarında bir yarış atı heykeli üzerinde çalıştığınız yazıyordu.”

Darius soruya bu kadar ayrıntılı cevap vererek soruyu unutturma tekni-ğini büyük babasından biliyordu.

“Bir de fotoğraf vardı,” diye ekledi Natasha. “Benim mi?” Darius bir basamak daha inmişti. Natasha yutkundu ama

bu defa nefesi kesilmemişti hiç olmazsa. “Hayır, at heykelinin. Sizin çok fazla fotoğrafınız yok, bir web siteniz

bile yok.” Suçlar gibi konuşmuştu. “Böyle de iyiyim ben.” “Doğru.” Natasha çevreye göz gezdirdi. Her yerde, bir atın muhtelif anlarda çe-

kilmi ş fotoğrafları vardı. Fotoğrafların yanında, bir atın anatomisinin ayrın-tılı çizimleri vardı. Natasha karakalem çizimlerden birini dikkatle inceledi.

Page 26: Aşkın Dokunu şları 1 - download.e-bookshelf.de · Bırak şimdi bunu da şuna bak.” Miles, Country Chronicle ... bahçesinde tomurcuklanan gülleriyle çok güzel görü-nebilirdi

Liz Fielding

26

“Ev satışa çıktığında kim olduğunuzu bilseydim bunu editörlerin dikka-tini çekmek için kullanabilirdim. Yarış atı sahipleri genellikle çok zengin olurlar. Ayrıca Hadley Malikânesi’nin yakınında ülkenin en önemli yarış atı eğitim merkezlerinden biri bulunuyor.”

“Benden bilgi almadan da sütunları epey doldurmuştun. Ancak mesele kim olduğumu değil nerede olduğumu bulmak.”

Natasha gülümsedi. “Doğru. Patsy olmasa bulamayabilirdim.” “Yani?” “Üzgünüm Bay Hadley. Đyi bir emlak pazarlamacısı kaynaklarını asla

ele vermez.” “Bir gazeteciden mi öğrendin? Yoksa bir galericiden mi?” Kim bu iri

mavi gözlere ve dekolteye karşı koyabilirdi ki? “Freddie Glover birkaç ay önce bir parti vermişti.”

Natasha inkâr ya da kabul etmeyince durum anlaşılmıştı. “Eğer özür dilemeye geldiysen…” Darius cümlesini tamamlamamıştı,

Natasha’nın onu anlayacak kadar zeki olduğu belliydi. “Eminim Miles yeterince özür dilemiştir ama ısrar ediyorsanız ben de

üzerinden geçerim.” Darius cevap vermeyince Natasha, “Olanlar için üzgünüm,” dedi. “An-

cak burada bulunma sebebim bu değil.” “Neden geldin peki?” Darius bu kadının yanında kontrolünü kaybet-

mekten nefret ediyordu. Bir türlü ona gitmesini söyleyemiyordu. “Artık içeri gir, kapıyı kapat. Korkma, seni yemem.”

Natasha ikna olmuş gibi görünmemekle birlikte kapıyı kapatıp derin bir nefes aldı ve Darius’a doğru, elli yıl öncesine ait bir tarzla, salınarak yürü-dü. Kum saati kıvrımları da aşağı yukarı o yıllara ait gibiydi zaten. Gri ta-kımı, bu kıvrımları saklayamadığı gibi daha da ortaya çıkarmış gibiydi. Natasha gerçekten ciddi bir görünüm istiyorsa bir beden büyük bir takımı deneyebilirdi.

Darius, Natasha’nın gevşek bir şekilde ensesinde toplanmış saçlarını çözüp dağıtmayı geçirdi bir an içinden.

Natasha gelip merdivenin önünde durdu, Darius’a baktı. Parfümünün kokusu baş döndürücüydü. Darius’un keki düşündüğü yoktu, kek yerine Natasha’yı tercih ederdi kesinlikle.

“Evet?” diye sordu Natasha’ya. Çalışmasını böldüğü için ona karşı öf-keliydi. Çalışmasının bu şekilde bölünmesinden rahatsızlık duymadığı için kendisine karşı da öfkeliydi. Natasha’yı karşısında görünce içten içe sevin-diğini kendisine itiraf etmesi gerekiyordu. Aslında, Morgan’ın ona çekici

Page 27: Aşkın Dokunu şları 1 - download.e-bookshelf.de · Bırak şimdi bunu da şuna bak.” Miles, Country Chronicle ... bahçesinde tomurcuklanan gülleriyle çok güzel görü-nebilirdi

Aşkın Dokunuşları

27

elemanını göndermesini beklemiyor değildi, büyük bir sürpriz olmamıştı onun için.

Tash mesleği gereği güçlü adamlar ve kadınlarla karşılaşmaya alışkındı ama Darius Hadley’in atölyesindekinden daha zorlu bir görüşme yaptığını hatırlamıyordu. Beton zemin ve duvarların etkisiyle içerisi dışarıdaki gü-neşli havadan sonra serin gelmişti ona. Öte yandan içgüdüleri ona ceketini çıkarıp atmasını, saçlarını dağıtmasını ve merdivendeki kot pantolonlu ba-cakları sıkıca kavramasını söylüyordu ona.

“Ne istiyorsun Natasha Gordon?” Natasha bir an onun da gözlerinde benzer bir ihtiras gördüğünü düşün-

dü, duyguları karşılıklı mıydı yoksa? “Sizden bir şey istemiyorum Bay Hadley.” Ne kadar zor bir durumdu

bu. “Tam tersine, size bir iyilik yapacağım, evinizi sizin için satacağım.” “Bayan Gordon…” “Biliyorum,” diye Darius Hadley’in sözünü kesti hemen Natasha. “Ba-

na güvenmeniz için bir neden yok.” Bunu söylediği anda söylediğine piş-man olmuştu bile.

“Mutlaka söyleyeceksiniz, öyle mi?” “Evet, öyle.” Natasha bilgisayar çantasını yere bırakarak bir yere git-

meyeceğini belli etmiş oldu. Sonra kek kutusunu atölyenin bir kenarındaki tezgâhın özerine koydu. Tezgâhın üstü düzgünce yerleştirilmi ş alet edevat ve malzemeyle doluydu. Uzun ve kıvrık bir kaburga kemiği dikkatini çek-mişti, kemiği eline aldı.

“Beni sinirlendiren en son kişiye aitti,” dedi Darius Hadley. Bu sırada nihayet merdivenden inmişti.

“Gerçekten mi?” Hadley’in suratsız görünümünün altında iyi bir espri anlayışı var gibiydi.

“Sizi sinirlendirmek için ne yapmıştı?” Natasha henüz bitmemiş at hey-keline baktı. At muhteşem bir şekilde ileriye atılıyor görünüyordu. “Sizi sırtından mı attı?”

Darius kemiği Natasha’nın elinden alıp tezgâhtaki yerine koydu. “Hoş resimler ya da figürler yapmak kolaydır. Ben güç ve hareketin arkasındaki göstermek istiyorum. Kemikleri ve kalbi.”

“Kaportayı değil motoru önemsiyorsunuz yani.” Natasha, Hadley’le göz teması kurmamaya dikkat ederek at heykelini çevresini dolaştı, her açıdan inceledi. “Bize nesnelerin iç yüzünü gösteriyorsunuz yani, öyle mi?”

“Önemli olan gerçeklerdir.” “Tate Müzesi’nde ‘ev’ çalışmanızı görmüştüm.” O ev de çırılçıplak so-

Page 28: Aşkın Dokunu şları 1 - download.e-bookshelf.de · Bırak şimdi bunu da şuna bak.” Miles, Country Chronicle ... bahçesinde tomurcuklanan gülleriyle çok güzel görü-nebilirdi

Liz Fielding

28

yulmuştu. “Ödevini iyi çalışmışsın.” “Çalışmanızı daha önce görmüştüm. Sizi internette araştırana kadar ‘ev’

çalışmasının size ait olduğunu bilmiyordum. Bana çok kasvetli gelmişti.” “Herkes kendince bir eleştirmendir elbette.” “Hayır, çok güzel bir çalışmaydı. Sadece, hiç insan yoktu ve ev sadece

bir çerçeveden ibaretti.” “Belki de asıl anlatmak istediği budur.” “Öyle mi?” Darius ona cevap vermeyince Natasha başını kaldırıp at

heykeline baktı yeniden. “Çok büyük bu.” “Daha ufak boyutta da çalışacağım.” “Biblo olarak herhâlde,” diye atıldı Natasha. Sonra pişman oldu. Darius

Hadley’in çalışmaları daha önemli olmalıydı. “Üzgünüm, aptalca bir yorum oldu. Biraz gerginim de.”

“Şaşırmadım. Miles Morgan bir dilim kek ve biraz dekolteyle beni satın alabileceğini mi düşünüyor gerçekten?”

“Efendim?” Natasha dehşete kapılarak blûzunun üst düğmesini kontrol etti hemen, açılmamıştı. Mümkün olan en rahat blûzlarından birini giymişti ama yoğun iş temposu yüzünden diyete ya da spor yapmaya vakit bulması mümkün değildi. Hafif kilolu olunca göğüs dekoltesinin belirginleşmesi kaçınılmazdı. “Beni Miles göndermedi. Dekolteye gelince, şu sıralar mut-fakta çok vakit geçiriyorum, sonra da dayanamayıp yiyorum.” Natasha omuzlarını silkerek söylemişti bunları, çok rahat görünmeye çalışıyordu.

“Şimdi de keki paylaşmak istiyorsun.” “Sadece aramızdaki buzları biraz eritiriz diye ummuştum.” Darius, ikisinin arasında buz diye bir şeyin varlığını sürdüremeyeceğini

düşündü. Bir haftadır neredeyse sadece Natasha’yı çizip duruyor, onu ak-lından çıkarmaya çalışıyordu. Kendi iki boyutlu çizimleri, gerçeğinin ya-nında tamamen değersizdi. Orijinal modelin sıcaklığı ve pırıltısı yoktu o çizimlerde.

O anda tek yapmak istediği şey Natasha’nın üzerindekileri çıkarmak ve onun kıvrımlarının gün ışığı ve gölgeyle yapacağı oyunları izlemekti. Onu her açıdan çizmek, katman katman soyarak özüne ulaşmak istiyordu. Böy-lece onun ne düşündüğünü, ne hissettiğini tam olarak anlayacaktı.

“Neler var yanında?” diye sordu. “Neden hoşlandığınızı bilmediğim için birkaç şey getirdim. Limonlu,

çikolatalı, kahveli kek ve kurabiyeler var.” Kutudan yayılan vanilya kokusu Darius’u, kaşıkta kalan kek hamurunu

Page 29: Aşkın Dokunu şları 1 - download.e-bookshelf.de · Bırak şimdi bunu da şuna bak.” Miles, Country Chronicle ... bahçesinde tomurcuklanan gülleriyle çok güzel görü-nebilirdi

Aşkın Dokunuşları

29

yalayıp fırından çıkan sıcacık kekten bir lokma aldığı çocukluğuna götür-müştü.

Artık küçük bir oğlan değildi ama karşısında bana dokun diye bağırı-yormuş gibi duran ılık göğüslere bakmamak için kendisiyle mücadele et-mesi gerekiyordu. Babası da mı böyleydi acaba? Bir kadına hissettiği tutku, zihnindeki her şeyi silip atmıştı. Bir kadın tüm dünyası olmuştu.

“Kek pişiriyorum derken doğru söylemişsin.” Darius kutudan bir dilim kek aldı. “Fairview’da önerilen tedavi yöntemlerinden birisi mi yoksa bu?”

“Herkes Tash der bana.” “Ben Natasha demeyi tercih ederim.” Darius bu sırada parmağını ağzı-

na almış, kek kırıntılarını temizliyordu. Natasha kıpkırmızı oldu. “Annem dışında kimse Natasha demez bana. O da bana kızacağı zaman

Natasha der.” “Benim de Natasha demem isabet olmuş demek ki.” “Mesaj alınmıştır.” Natasha hafifçe gülümsedi. “Sizin yerinizde olsam

ben de kızardım. Kendime çok kızdım zaten. Ailemi arayıp, gazetelerde okuyacakları şeyin doğru olmadığı konusunda onları uyarmak hiç de eğlen-celi değildi. Ya da gazetecilerin kapılarına dayanabileceği konusunda onları uyarmak da hoş değildi.” Gerçekten de gazeteciler gitti, o ayrı.

“Yorum yok.” Natasha’nın gülümsemesi derinleşince yanağında bir kırışıklık belir-

mişti. Belli ki daha önce bir gamzesi vardı orada. “Fairview hikâyesi doğru değil bu arada. Eğer bu konuda bir şüpheniz

varsa söylemiş olayım. Siz ofisten ayrıldıktan on beş dakika sonra ben de Miles Morgan’dan ayrılmıştım.”

“Seni kovdu mu?” Orada beklemesi gerekirdi. Đçgüdülerini dinlemeli, gidip Natasha’yı elinden tutarak oradan çıkarması gerekirdi. “Çalışma hu-kuku konusunda uzman sayılmam ama bunu yapmaya hakkı yok sanırım. Sen rahatsızlığın nedeniyle raporluyken seni işten çıkaramaz.”

“Haklı olabilirsiniz ama ben onunla işbirliği yapmayı reddettim. Firma-nın itibarının korunması için benim bir süre Fairview’da yatmam bekleni-yordu.”

“Gazeteyi gördüm.” “Herkes gördü. Fairview’da bir yandan dinlenip bir yandan da gelece-

ğime kafa yorduğum düşünülüyor.” “Sen de inkâr etmedin bunu.” “Sanki bir işe yararmış gibi.” Natasha kendini boğazlıyormuş gibi yap-