tÜrkİye cumhurİyetİ Çukurova Ünİversİtesİ sosyal … · Ömer nasuhi bilmen’s work,...
Post on 20-Oct-2020
4 Views
Preview:
TRANSCRIPT
-
TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
TEMEL İSLÂM BİLİMLERİ ANABİLİM DALI
ÖMER NASUHİ BİLMEN’İN BÜYÜK İSLAM İLMİHALİ ADLI ESERİNDE
GEÇEN HADİSLERİN TAHRİCİ VE DEĞENLENDİRİLMESİ
Mehmet Emin ASLAN
YÜKSEK LİSANS TEZİ
ADANA / 2011
-
TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
TEMEL İSLÂM BİLİMLERİ ANABİLİM DALI
ÖMER NASUHİ BİLMEN’İN BÜYÜK İSLAM İLMİHALİ ADLI ESERİNDE
GEÇEN HADİSLERİN TAHRİCİ VE DEĞENLENDİRİLMESİ
Mehmet Emin ASLAN
YÜKSEK LİSANS TEZİ
Danışman: Doç. Dr. Muhammet YILMAZ
ADANA / 2011
-
Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne
Bu çalışma, jürimiz tarafından Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalında
YÜKSEK LİSANS TEZİ olarak kabul edilmiştir.
Başkan: Doç. Dr. Muhammet YILMAZ
(Danışman)
Üye : Prof. Dr. Ali Osman ATEŞ
Üye : Doç. Dr. Asım YAPICI
ONAY:
Yukarıdaki imzaların, adı geçen öğretim elemanlarına ait olduklarını onaylarım.
...../..../2011
Prof. Dr. Azmi YALÇIN
Enstitü Müdürü
Not: Bu tezde kullanılan özgün ve başka kaynaktan yapılan bildirişlerin, çizelge, şekil
ve fotoğrafların kaynak gösterilmeden kullanımı, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri
Kanunu’ndaki hükümlere tâbidir.
-
iii
ÖZET
ÖMER NASUHİ BİLMEN’İN BÜYÜK İSLAM İLMİHALİ ADLI ESERİNDE GEÇEN
HADİSLERİN TAHRİCİ VE DEĞERLENDİRİLMESİ
Mehmet Emin ASLAN
Yüksek Lisans Tezi, Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı
Danışman: Doç. Dr. Muhammet YILMAZ
Eylül 2011, 126 Sayfa
Ülkemizde son yüzyılda yetişmiş en büyük âlimlerden biri olan Ömer Nasuhi
Bilmen’in, Büyük İslam İlmihali adlı eserinde geçen hadislerin tahrîci ve değerlendirilmesi
adlı çalışmamız iki bölümden oluşmaktadır.
Birinci bölümde Ömer Nasuhi Bilmen’in hayatı, ilmî kişiliği, eserleri ve Büyük İslam
İlmihali adlı eseri hakkında bilgi verilmiştir.
İkinci bölümde ise Büyük İslam İlmihali’nde yer alan hadislerin temel hadis
kaynaklarındaki yerleri tespit edilerek sıhhat durumlarına ilişkin bazı değerlendirmeler
yapılmıştır.
.
Anahtar Kelimeler: Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük İslam İlmihali, Hadis, Tahrîc, İsnad
-
iv
ABSTRACT
ANALYZING AND EVALUATING OF THE HADITHS WHICH TAKE PLACE IN
THE ÖMER NASUHI BILMEN’S WORK CALLED LARGE ISLAMIC CATECHISM
Mehmet Emin ASLAN
Master Thesis, Department of Basic Islamic Sciences
Advisor: Assoc. Prof. Dr. Muhammet YILMAZ
September 2011, 126 Pages
Our work in analyzing and evaluating of the hadits’ in Great Islamic Catechism which
take place in one of the great scholars who has grown up in the last century in our country
Ömer Nasuhi Bilmen’s work, consist of two parts.
In the first part, it gives information about Ömer Nasuhi Bilmen’s life, scholarship, his
Works and the Great Islamic Catechism.
In the second part, the hadits’ related to their health conditions which take place in
Great Islamic Catechism, some evaluations have been done by identfying the importance of
their resources.
Keywords: Ömer Nasuhi Bilmen, Large Islamic Catechism, Hadiths, Takhric, Chain.
-
v
ÖNSÖZ
Kısaca “hal ilmi”, “davranış bilgisi” gibi anlamlara gelen “ilmihal” terimi, kişinin
kendisini ilgilendiren konular hakkında bilgi sahibi olması demektir. İlmihal türü eserler
İslam dininin dört temel unsuru olan itikat, ibadet, ahlâk ve muamelât konuları hakkında
okuyucuya bilgiler sunan geniş kapsamlı eserlerdir. Kendisini ilgilendiren durumlar hakkında
bilgi sahibi olması dini bir zorunluluk olan bir müslümanın, dinî konularda çoğunlukla bir
ilmihal kitabına müracaat ettiği görülür. Bu nedenle ilmihaller müslümanların hayatında
önemli bir yer teşkil eder. Başka bir ifadeyle ilmihaller müslümanların temel başvuru
kaynaklarıdır.
Bir müslüman mükellef olduktan sonra ölümüne kadar ki hayatının her evresinde
ilmihal bilgilerine ihtiyaç duyar. İslam dininin emrettiği şekilde hayatını idame ettirmek
isteyen bir müslümanın başvuru kaynağı olarak kullanacağı bir eserdeki bilgilerin
doğruluğundan emin olması gerekir. Özellikle Hz. Peygamber’e atfedilen sözlerin kaynağının
bilinmesi, sıhhat durumunun da ortaya konulması son derece önemlidir.
İlmihal türünde eser veren âlimler arasında eski Diyanet İşleri Başkanlarımızdan ve
İstanbul Müftülüğü de yapmış olan merhum Ömer Nasuhi Bilmen’in ayrı bir yeri vardır.
Ülkemizin son yüzyılda yetiştirdiği en önemli âlimlerden biri olan Ömer Nasuhi Bilmen
birçok alanda değerli eserler vermiştir. Bu eserler arasında en çok rağbet görenlerin başında
ise hiç şüphesiz Büyük İslam İlmihali adlı eseri gelmektedir.
Bu değerli eserde “hadis” olarak ifade edilen rivayetlerin kaynak ve sıhhatinin tespit
edilerek okuyuculara sunulmasını hedeflediğimiz bu çalışmamız iki bölümden oluşmaktadır.
Birinci bölümde Ömer Nasuhi Bilmen’in hayatı, ilmî kişiliği, eserleri ve Büyük İslam
İlmihali adlı eseri hakkında bilgi vermeye çalıştık.
İkinci bölümde ise Büyük İslam İlmihali’nde yer alan hadislerin temel hadis
kaynaklarındaki yerleri tespit edilerek sıhhat durumlarına ilişkin değerlendirmelere yer
verdik.
Burada bu çalışma boyunca benden yardımlarını esirgemeyen değerli hocam Doç. Dr.
Muhammet YILMAZ’a, tenkit ve tavsiyeleriyle çalışmama katkı sağlayan Doç. Dr. Bekir
TATLI’ya, beni bu konuyu çalışmaya teşvik eden Sayın Cihangir IŞIK Bey’e ayrıca
yardımını gördüğüm tüm hocalarıma ve tezin yazılmasında emeği geçen tüm arkadaşlarıma
teşekkür ederim.
Mehmet Emin ASLAN
-
vi
İÇİNDEKİLER
Sayfa
ÖZET .................................................................................................................................. iii
ABSTRACT ......................................................................................................................... iv
ÖNSÖZ ............................................................................................................................... vii
KISALTMALAR LİSTESİ ...............................................................................................viii
BİRİNCİ BÖLÜM
GİRİŞ
1.1. Çalışmanın Konusu, Sınırı, Amaç ve Yöntemi ................................................................. 1
1.1.1. Çalışmanın Konusu ve Sınırı ................................................................................. 1
1.1.2. Çalışmanın Amacı ................................................................................................. 1
1.1.3. Çalışmanın Yöntemi ............................................................................................. 1
1.2. Ömer Nasuhi Bilmen’nin Hayatı ve İlmî Kişiliği ............................................................. 3
1.2.1. Hayatı ................................................................................................................... 3
1.2.2. İlmî, Edebî ve Şahsî Kişiliği .................................................................................. 5
1.3. Ömer Nasuhi Bilmen’in Eserleri ...................................................................................... 6
1.3.1. Fıkıh ve İslam Hukukuyla İlgili Çalışmaları .......................................................... 6
1.3.2. Tefsirle İlgili Çalışmaları ...................................................................................... 6
1.3.3. Kelâmla İlgili Çalışmaları ..................................................................................... 8
1.3.4. Felsefe ve Ahlâkla İlgili Eserleri ........................................................................... 8
1.3.5. Diğer Çalışmaları .................................................................................................. 9
1.4. Büyük İslam İlmihali ....................................................................................................... 9
1.5. Büyük İslam İlmihali’nin Kaynakları ............................................................................. 11
İKİNCİ BÖLÜM
BÜYÜK İSLAM İLMİHALİ’NDE GEÇEN HADİSLERİN
TAHRÎC VE DEĞERLENDİRİLMESİ
2.1. İtikat Bölümünde Geçen Hadisler .................................................................................. 12
2.2. Tahâret Bölümünde Geçen Hadisler .............................................................................. 16
2.3. Namaz Bölümünde Geçen Hadisler ............................................................................... 22
-
vii
2.4. Oruç Bölümünde Geçen Hadisler .................................................................................. 43
2.5. Zekât Bölümünde Geçen Hadisler ................................................................................. 45
2.6. Hac ve Umre Bölümünde Geçen Hadisler ...................................................................... 46
2.7. Kerahîyet ve İstîhsan Bölümünde Geçen Hadisler ......................................................... 47
2.8. Ahlâk Bölümünde Geçen Hadisler ................................................................................. 59
2.9. Siyer-i Enbiyâ Bölümünde Geçen Hadisler .................................................................... 96
SONUÇ ............................................................................................................................. 117
KAYNAKÇA .................................................................................................................... 120
ÖZGEÇMİŞ .................................................................................................................... .126
-
viii
KISALTMALAR LİSTESİ
AÜİF : Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi
age : Adı Geçen Eser
as : Aleyhi’s-Selam
b. : Bin/İbn
bs. : Baskı/Basım
c. : Cilt
cc : Celle Celâluhû
çvr. : Çeviri/Çeviren
DİA : Türkiye Diyânet Vakfı İslam Ansiklopedisi
DEÜİF : Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi
h. : Hicri
Hz. : Hazreti
İAD : İlmi Araştırma Dergisi
ra : Radıyallahu anh
sav : Sallallahu Aleyhi ve sellem
s : Sayfa
thk : Tahkik eden
trc : Tercüme eden
thç : Tahrîc eden
trs : Tarihsiz
v : Vefatı
vb : Ve benzeri
yay : Yayın/Yayınevi/Yayıncılık
-
1
BİRİNCİ BÖLÜM
GİRİŞ
1.1. Çalışmanın Konusu, Sınırı, Amaç ve Yöntemi
1.1.1. Çalışmanın Konusu ve Sınırı
Ömer Nasuhi Bilmen’in Büyük İslam İlmihali adlı eserindeki hadislerin tahrîc ve
değerlendirmesini yaptığımız bu çalışmamız toplam iki bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde
eserin yazarı olan Ömer Nasuhi Bilmen’in hayatı, ilmî kişiliği ve eserleri ele alınmıştır.
Çalışmamızın konusunu, Büyük İslam İlmihali’nde yer alan hadislerin tahrîc ve
değerlendirilmesi oluşturduğu için birinci bölümün hacmini sınırlı tutmaya çalıştık. İkinci
bölümde ise eserde yer alan hadislerin muteber hadis kaynaklarındaki yerleri tespit edilerek
bu hadisler için yapılmış değerlendirmelere yer verilmiştir.
Büyük İslam İlmihali, Ömer Nasuhi Bilmen’in daha önceleri fasikül
şeklinde hazırladığı küçük risaleleri bir araya getirmesinden oluşmuş bir kitap olmasından
dolayı muhtevası oldukça geniştir. Eser’in İbadet ve muamelatla ilgili kısımları, eserin
muhtevasının büyük bir kısmını teşkil etmektedir. Ancak çalışmamızın konusu oluşturan
hadislerin ekserisi “Ahlâk ve Siyer” kısmında yer almaktadır. Bundan dolayı itikad, ibadet ve
muamelat ile ilgili kısımlar çalışmamızda daha az yer almıştır.
1.1.2. Çalışmanın Amacı
Biz bu çalışmamızda ülkemizde ilmihal denince ilk akla gelen eserlerden biri olan
Büyük İslam İlmihali adlı eserde hadis diye yer alan ifadelerin gerçekte Hz. Peygamber’in
sözü, fiili ya da uygulaması olup olmadığını tespit etmeyi amaçladık. Böylelikle bu eserdeki
dini bilgilere yönelik sünnet referanslarının kaynaklarını ortaya koymuş olduk. Bunu
yaparken de hadis usûlü yöntemlerinden faydalandık.
1.1.3. Çalışmanın Yöntemi
Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük İslam İlmihali adlı eserini on başlık altında
oluşturmuştur. Bunlar İtikat, Tahâret, Namaz, Oruç, Zekât, Hac, Kurban, Kerahîyet-İstîhsan,
-
2
İslam Ahlâkı ve Siyer-i Enbiyâ (Peygamberlerin Hayatları ve Ahlâkı) isimli bölümlerdir. Biz
de hadislerin tahrîc ve değerlendirmesi yaparken eserin orijinal haline bağlı kaldık ve
hadisleri geçtiği konu başlığı altında verdik. Eserde 89 hadisin yer aldığı konu başlıkları
olduğu gibi, herhangi bir hadisin yer almadığı konu başlıkları da bulunmaktadır. Nitekim
Büyük İslam İlmihali’nde müstakil bir konu başlığı olan “Kurbanlar, Kesilen Hayvanlar ve
Avlar” bölümünde herhangi bir hadis tespit edemediğimiz için bu konu başlığına hiç yer
vermedik. Hadislerin konulara göre dağılımı şöyledir: İtikat bölümü 8 Hadis, tahâret bölümü
9 hadis, namaz bölümü 42 hadis, oruç bölümü 3 hadis, zekât bölümü 2 hadis, hac bölümü 4
hadis, kerahîyet-istîhsan bölümü 30 hadis, İslam ahlâkı bölümü 89 hadis ve siyer-i enbiyâ
bölümü 44 hadis içermektedir.
Çalışmamızda hadislerin geçtiği kaynakları araştırırken, öncelikle Kütüb-i Tis’a olarak
bilinen hadis kitaplarında yer alıp almadığına baktık. Kütüb-i Tis’a dışındaki eserleri ise
kronolojik bir sıraya (Hadis imamlarının ölüm tarihlerine) göre verdik.
Ele aldığımız bir hadis, Buharî ve Müslim gibi ilk dönem eserlerinde yer alıyor ve
sıhhati konusunda ittifak söz konusu ise, bu tür hadislerin daha sonraki kaynaklardaki
yerlerine işaret etmedik. Ancak sonraki eserlerde rivayet farklılıkları var ise bunları da
belirtmeye çalıştık.
Büyük İslam İlmihali’nde yer alan bazı hadisler, birçok yerde tekrar edilmiştir. Biz
hadisi ilk geçtiği yerde ele aldık. Bunun yanı sıra İlmihal’de ayrı ayrı veya parça parça
verildiği halde kaynaklarda bir bütün olarak nakledilen hadisleri birlikte ele almaya çalıştık.
Günümüz hadis âlimlerinden Nâsıruddîn el-Elbânî, Şuayb el-Arnavûd ve Hüseyin
Selim Esed’in hadislerin sıhhatiyle ilgili “sahîh”, “hasen”, “zayıf” ve “mevzû” şeklindeki
değerlendirmelerine yer verdik. Çalışmanın hacmini artıracağı için bu hadisçilerin uzun uzun
izahlarına yer vermedik.
Ömer Nasuhi Bilmen, eserinde delil olarak kullandığı hadislerin bir kısmının Arapça
lafızlarını verirken, diğer kısmının ise sadece Türkçe tercümesini vermiştir. Arapça metinleri
verilmeden nakledilen rivayetlerden ulaşabildiklerimizi metinde vermeye çalıştık.
Büyük İslam İlmihali üzerine günümüze kadar onlarca sadeleştirme çalışmaları
yapılmıştır. Biz bu çalışmalar arasında mümkün olduğu kadar günümüz Türkçesine en yakın
nüshasını kaynak olarak kullanmaya çalıştık. Çalışmamıza aldığımız hadisler, kaynak olarak
kullanmış olduğumuz nüshadan olduğu gibi alınmış olup hadisler üzerinde herhangi düzeltme
çalışması yapılmamıştır. Bundan dolayı bazı hadisler ile Arapça metinleri arasında anlam
bakımından bazı eksiklikler, fazlalıklar veya uyumsuzluklar olabilir.
-
3
Biz bu çalışmada “hadis” olarak ifade edilen rivayetleri ele aldığımız için
“denilmiştir” ifadesi kullanılarak nakledilen atasözü, vecize gibi söylemleri araştırmamıza
dahil etmedik. Yine bu çalışmada dua niteliğinde olan ifadelerin de kaynaklarını araştırmadık.
Buna karşın eserde nakledilen bazı sahabe sözlerini (mevkuf hadisleri) de araştırmaya dahil
ettik. Eserde yer alan 231 hadisten 8 hadis, mevkuf hadistir.
Kaynaklarını tespit ettiğimiz hadislerin senedlerine yer vermedik. Ancak çoğunlukla
hadisi Hz. Peygamber’den rivayet eden sahâbî ravinin ismini zikretmekle yetindik.
Araştırdığımız kadarıyla konumuzla ilgili ülkemizde lisansüstü bir çalışma yapılmamış
olmakla birlikte lisans düzeyinde yapılan iki çalışma bulunmaktadır.1 İlmihal’de sadece
Arapça metni verilen hadislerin tahrîcinin yapıldığı bu çalışmaları da incelediğimizi burada
belirtmek isteriz.
1.2. Ömer Nasuhi Bilmen’nin Hayatı ve İlmî Kişiliği
1.2.1. Hayatı
Kültürlü, âlim ve seyyid bir ailenin çocuğu olan Ömer Nasuhi Bilmen, Erzurum’un
Ilıca ilçesine bağlı Salasar köyünde doğmuştur. Kaynaklarda genellikle 1884 olan doğum
tarihi bazı kaynaklarda 1882 veya 1883 olarak da nakledilmiştir. Babası Hacı Ahmet Efendi,
annesi Muhibbe Hanım’dır. Ömer Nasuhi Bilmen’in babasının hangi yıl vefat ettiği hakkında
kesin bir bilgiye sahip olmamakla birlikte hac vazifesini ifa ederken Mekke’de vefat ettiği
bilinmektedir.2 Küçük yaşta iken babasının vefatı üzerine amcası Ahmediye Medresesi
müderrisi Abdurrezzâk Efendi’nin himayesinde yetişmiştir. Bu dönemde hocalığını amcası ile
aynı zamanda amcasının yakın bir arkadaşı olan o zamanın Erzurum Müftüsü Narmanlızâde
Hüseyin Haki Efendi yapmıştır. Bilmen hocalarından Kelâm, Farsça ve Arapça dersleri
almıştır. Bilmen 20’li yaşalarının başlarında ders aldığı iki hocasının kısa aralıklarla
vefatlarından sonra annesini ve kardeşini Erzurum’da bırakarak İstanbul’a yerleşmiştir.3
1 Nazife Avcı, Ömer Nasuhi Bilmen’in Büyük İslam İlmihali’ndeki Hadislerin Tespit ve Tahrîci, (Basılmamış
Lisans Tezi), DEÜİF, İzmir, 1998; Nihat Koçak, Ömer Nasuhi Bilmen’in Büyük İslam İlmihali’ndeki Hadislerin
Tahrîci (Basılmamış Lisans Tezi), AÜİF, Ankara, 1989. 2 Yaran, Rahmi, “Bilmen md”, DİA, VI, 162, İstanbul, 1992; Yavuz, Hulusi, "Erzurumlu Ömer Nasuhi Bilmen'in İlim ve Kültür Tarihimizdeki Yeri ve Te'siri", Siyaset ve Kültür Tarihi Açısından Osmanlı Devleti ve İslâm, s. 208, İstanbul, 1991. 3 DİA, VI, 162; Yavuz, age, s. 208; Ahmed Selim Bilmen, Ömer Nasuhi Bilmen: Hayatı - Eserleri - Anılar, s. 14, İstanbul, 1975; Vakkasoğlu, Vehbi, Osmanlıdan Cumhuriyete İslâm Âlimleri, s. 79, Cihan Yayınları, İstanbul, 1987.
-
4
İstanbul’da Tokatlı Şakir Efendi ve Yusuf Talat Efendi’den dersler almıştır. Bilmen
1326 (1908)’da sınavla girdiği Medresesetü’l-Kuzat’ı (Hukuk Fakültesi) birincilikle bitirip
aynı yıl (1911) Ruûs sınavını kazanarak henüz 28 yaşındayken “Dersiâm” (profesör) ünvanı
almıştır. Bir müddet Fatih Camisi’nde dersler vermiştir. 11 Temmuz 1329 (1911)’da
Fetvahane-i Âli Müsevvit Mülazımlığı’na atanan Ömer Nasuhi Bilmen, bu ilk görevini alması
münasebetiyle yıllarca ilim sevdasıyla ayrı kaldığı annesini ve kardeşini İstanbul’a getirmiş ve
aynı yıl evlenmiştir. Birinci dünya savaşı yıllarında Mahkeme-i Temyiz Şer’iyye Dairesi
Hey’eti Telifiye azalığına tayin edilmesi sebebiyle askerlikten muaf tutulmuştur. Ömer
Nasuhi Bilmen, Dârüşşafaka Lisesi'nde onbeş yıla yakın kelâm, siyer ve akaid, yirmi yıla
yakın felsefî ahlâk ve yurt bilgisi dersleri okutmuştur. İstanbul İmam-Hatip Okulu'nda ve
Yüksek İslâm Enstitüsü'nde fıkıh, usûl-i fıkıh ve kelâm dersleri vermiştir. 1
Ömer Nasuhi Bilmen birçok farklı memuriyet görevinde2 bulunduktan sonra 1943
yılında seçimle İstanbul Müftüsü olmuştur. Bu görevi tam 17 yıl sürdürmüştür. 1960
ihtilalinden sonra 5. Diyanet İşleri Reis’i olarak tayin edilmiştir. Ömer Nasuhi Bilmen kişisel
nedenlerden dolayı ertesi sene bu görevinden ayrılarak emekliliğe ayrılmıştır. Emekli
olduktan sonra bir müddet İstanbul Yüksek İslâm Enstitüsü’nde Kelâm dersleri vermiştir.3
Ömer Nasuhi Bilmen üç kez evlenmiştir. İlk iki hanımı dayısının kızlarıdır. İlk
hanımı Vasfiye hanımla birinci dünya savaşı başlamadan Erzurum’da evlenmiştir. İkinci
hanımı Sıdıka Hanım ise Selahaddin adında bir oğlunu da geride bırakarak Çanakkale’de şehit
olan, ağabeyinin dul hanımıdır. İkinci hanımından Sıdkı ve Avni isminde iki oğlu dünyaya
gelmiştir. Son eşi Hanife hanımdan da Ahmed Selim adında bir oğlu olmuştur. 4
Ömer Nasuhi Bilmen 6 Nisan 1961’de emekliye ayrıldıktan sonra da ilmî
çalışmalarını devam ettirir ve sekiz ciltlik tefsirini bu dönemde yazmıştır. Emekli olduktan
sonra günlerini ilim, ibadet ve taatle geçiren yazar 12 Ekim 1971’de İstanbul-Fatih’teki
evinde 87 yaşında vefat etmiştir. Ömer Nasuhi Bilmen, İstanbul Edirnekapı Sakızağacı
Şehitliği’ndeki aile kabristanında medfundur.5
1 DİA, VI, 162, Yavuz, age, s. 210; Ahmed Selim Bilmen, age, s. 15-18; Vakkasoğlu, Vehbi, Osmanlıdan Cumhuriyete İslâm Âlimleri, Cihan Yayınları, s. 80, İstanbul, 1987. 2 Yaptığı bazı memurluklar şunlardır: Fetvahane-i Âli Müsevvit Mülazımlığı, Heyet-i Te’lifiye üyeliği, Fatih Bahr’i Siyah Dershanesi Farsça Muallimliği, Darü’l-Hilafeti’l-Âliyye Medresesi Kısm-ı Âli Fıkıh Müderrisliği, Mahkeme-i Temyiz-i Şer’iyye Dairesi terekeye müteallık İ’lamatı Telhis Mümeyyizliği, Meclis-i Tedkikat-ı Şer’iyye üyeliği, Sahn Medresesi Kelam Müderrisliği, İstanbul Müftülüğü Müsevvidliği (muavinliği). 3 Vakkasoğlu, age, s. 80-86. 4 DİA, VI, 162; Yavuz, age, s. 210-216. 5 Vakkasoğlu, age, s. 80-86; DİA, VI, 162; Yavuz, age, s. 210-216.
-
5
1.2.2. İlmî, Edebî ve Şahsî Kişiliği
Ömer Nasuhi Bilmen bütün hayatını ilme adamış, sürekli okumuş, düşünmüş ve
yazmakla meşgul olmuştur. Dört yaşından itibaren Kur’ân-ı Kerîm’le haşir-neşir olan Ömer
Nasuhi Bilmen ömrünün sonuna kadar her gün bir cüz Kur’ân-ı Kerîm okumuştur.
Mülayim bir mizaca sahip olan Ömer Nasuhi Bilmen, gerek ilmî faaliyetleri ve ahlâkî
yaşantısı, gerekse samimi dindarlığı ve politikadan uzak durmasından dolayı çok sevilen ve
kendisine saygı duyulan son derece hoşgörülü bir insan olmuştur. 60 yıllık öğretmenlik hayatı
boyunca kimseyi sınıfta bırakmadığı gibi hiç kimseye de zayıf not vermemiştir. Bundan
dolayı da ismi Şeker Muallim’e çıkmıştır. Arapça ve Farsça’ya tam vukufiyeti olmakla birlikte
Fransızca’yı da tercüme yapacak kadar iyi derecede konuşmuştur. Ömer Nasuhi Bilmen siyasi
idarenin dine baskısının arttığı dönemleri insanlara faydalı eserler vermeye çalışarak
değerlendirmiştir. O mümkün olduğu kadar siyasetten uzak durmaya çalışmıştır. İstanbul
müftülüğüne tayin edildiği tarihten itibaren vefat edinceye kadar gerek ilmî ve ahlâki otoritesi,
gerekse samimi dindarlığı ve tevazuu ile dini konularda Türkiye‘de müslüman halkın başlıca
güven kaynağı olmuştur. İnançta, ibadette ve ahlâkta Ehl-i Sünnet mezhebini şahsında tam bir
liyakatla temsil ettiği için herkesin sevgi ve saygısını kazanmıştır. Şüphesiz bunda yaşadığı
sürece aktif politikanın dışında kalması da önemli bir rol oynamıştır.1
Memuriyeti esnasında beş yıl süreyle görev yaptığı Hey’et-i Te’lifiye üyeliği Ömer
Nasuhi Bilmen’e hukuk alanında büyük katkı sağlamış, burada elde etmiş olduğu altyapıyı
Hukûk-ı İslâmiyye ve Istılâhât-ı Fıkhîyye Kâmusu adlı eserini oluştururken kullanmıştır.2
Onu yakından tanıyanların şahitliğine göre Ömer Nasuhi Bilmen çok fazla kitap satın
almaz kitap ihtiyacını kütüphanelerden gideririr sürekli yazmakla meşgul olurmuş. Küçük
yaşta öğrendiği ciltçilik sanatı sayesinde emanet olarak aldığı kitapları kendisi tekrar yazarak
ciltleyip kütüphanesine eklermiş.3
Bilmen sevgi dolu ve şefkatli bir mizaca sahipti. Onu tanıyanların neredeyse tamamı
tarafından sevilirdi. Son derece saygılı bir kişiliği vardı. Yürümeyi, cami ve kabristanları
ziyaret etmeyi severdi. Sağlıklı bir insandı. Bunun yanında son derce yardımsever bir
insandı.4
1 DİA, VI, 162; Vakkasoğlu, age, s. 74-86; Bilmen, Ahmet Selim, age, s. 15-16. 2 DİA, VI, 162. 3 Yavuz, age, s. 217; Vakkasoğlu, age, s. 80. 4 DİA, VI, 162; Bilmen, Ahmet Selim, age, s. 15-16.
-
6
Eserlerinde kullandığı dil, günümüzde çok ağır gibi görünse de yaşadığı dönem
düşünüldüğünde son derece akıcıdır. Kullandığı üslûpta şairliğinin etkisi vardır. Ömer Nasuhi
Bilmen’in yazmış olduğu şiirlerin neredeyse tamamı dini mahiyettedir.
1.3. Ömer Nasuhi Bilmen’in Eserleri
Hayatının büyük bir kısmını telifle geçiren ve temel İslâmî ilimler alanında çok
sayıda eser veren Ömer Nasuhi Bilmen'in başlıca eserleri şunlardır:
1.3.1. Fıkıh ve İslam Hukukuyla İlgili Çalışmaları
Hukûk-ı İslâmiyye ve Istılâhât-ı Fıhhiyye Kâmusu: Eser sekiz cilt ve otuz kitaptan
(ana başlıktan) oluşmuştur. Mezhepler arası mukayeseli sistematik bir İslâm hukuku kitabı
olup Latin harflerinin kabulünden sonra Türkiye'de İslâm hukuku alanında kaleme alınmış ilk
ve en muhtevalı eserdir. Bu eser hazırlanana kadar İslam hukukunu bütünüyle inceleyen
Türkçe bir eser yazılmamıştır. Bu bakımdan çok önemli bir eserdir. İlk olarak İstanbul
Üniversitesi Hukuk Fakültesi tarafından bastırılmıştır. Bu kitap yayımlandığı zaman
akademik çevrelerde büyük bir yankı uyandırmıştı. Hukûk-ı İslâmiyye ve Istılâhât-ı Fıhhiyye
Kâmusu sadece bir sözlük değildir aynı zamanda İslam hukukunun birçok konusunu inceleyip
ayrıntılı bir şekilde açıklayan bir Fıkhî eserdir. Böyle bir eserin meydana gelmesinin en
önemli sebebi dilimizde İslâm hukukunun bütün bölümlerini içine alacak çapta bir eserin
bulunmayışıdır bu bakımdan eser büyük bir boşluğu doldurmuştur. 1
Büyük İslâm İlmihali: Burada incelemesini yaptığımız bu eseri aşağıda müstakil bir
başlık altında geniş bir şekilde inceleyeceğiz.
Dini Bilgiler (Ankara 1959): Diyanet İşleri Başkanlığı'nda çeşitli görevler için
yapılan imtihanlara girecek kimseler için sorulu cevaplı olarak hazırlanmış bir eser olup tefsir,
hadis, kelâm, usûl-ü fıkıh, vakıf, ferâiz ve siyer konularını ele almaktadır. Eserin daha sonra
da birçok baskısı yapılmıştır.2
1.3.2. Tefsirle İlgili Çalışmaları
Kur’ân-ı Kerîm'in Türkçe Meâl-i Âlîsi ve Tefsiri: Ömer Nasuhi Bilmen’in Tefsir
alanındaki en önemli ve kapsamlı çalışmasıdır. Eser sekiz ciltten oluşur. Eserde önce sûreler
1 DİA, VI, 162; Bilmen, Ahmet Selim, age, s. 16; Yavuz, age, s. 218. 2 DİA, VI, 162; Bilmen, Ahmet Selim, age, s. 54.
-
7
ve muhtevaları hakkında kısa bilgi verildikten sonra âyetlerin meali yer almakta, ardından her
âyetin sade bir üslûpla izah ve tefsiri yapılmaktadır. Ömer Nasuhi Bilmen bu kıymetli eserini
80 yaşında yazmaya başladığı bu eseri dört yılda tamamlamıştır. 1994 yılı itibariyle eser iki
yüz bin takımdan fazla basılmıştır.1 Bu eserle ilgili olarak yapılmış bir Yüksek Lisans tezi de
bulunmaktadır.2
Usûlu’t-Tefsir ve Tabakâtü’l-Müfessirîn: Eser, Büyük Tefsir Tarihi olarak da
bilinmektedir. İki kısımdan oluşan eserin birinci kısmı Usûlu’t-Tefsir’e, ikinci kısmı ise tefsir
tarihine ayrılmıştır. İlk cildi 1955, ikinci cildi ise 1974 yılında yayınlanmıştır. Birinci bölüm
olan Usûlu’t-Tefsir kısmında Kur’ân-ı Kerîm’in Tefsirine ve özet dini bilgilere yer verilmiştir.
Tabakâtü’l-Müfessirin’de Müfessirleri tabiinden itibaren 14 tabakaya (14 asra) ayırarak
incelemiştir. İlk tabakada "mümtaz tabaka" olarak anlandırılan 15 sahâbe ele alınmştır. Ömer
Nasuhi Bilmen burada tefsirleri kısaca tanıttıktan sonra metodları hakkında bilgiler vermiştir.
Müfessirlerin menfi ve müsbet yönlerini belirtmiştir. II. cildin sonunda 663 tefsir kitabıyla
bunların müelliflerini ihtiva eden alfabetik bir liste vardır. Bunu 46 tefsire ait ek bir liste takip
etmekte, daha sonra da Kur’ân-ı Kerîm’le ilgili çeşitli ilimlere dair 489 kitabı ve bunların
müelliflerini kapsayan bir liste yer almaktadır. 3
Kur’ân-ı Kerîm'den Dersler ve Öğütler: Harf inkilabından önce Osmanlıca olarak
Nesayih-i Kur’âniyye olarak basılan bu eser harf inkilabından sonra Kur’ân-ı Kerîm'den
Dersler ve Öğütler ismini almıştır. Bilmen’in Ramazan ayında Fatih, Beyazıt, Süleymaniye
ve Ayasofya camilerinde verilmiş olan otuz adet vaazın özetinden ibaret olan bu eser 1347
(1928) yılında İstanbul’da Nesayih-i Kur’âniyye adı ile neşredilmiştir. Diyanete, ahlâka,
sosyal ve iktisadî hayata dair birçok mütalaaları içerdiğinden Bilmen’in de müsaadesiyle 1959
yılında İstanbul’da “Kur’ân-ı Kerîm’den Dersler ve Öğütler” adı ile tekrar basılmıştır.4
Sûre-i Fethin Türkçe Tefsiri: İstanbul’un fethinin 500. Yıldönümü münasebetiyle
yazılmış bir eserdir. Bilmen’in ilk tefsir çalışmasıdır. Fatih Sultan Mehmed’e olan büyük
muhabbeti nedeniyle bu esere Fatih ile ilgili bir bölüm de eklenmiştir. Eser üç kısımdan
oluşmaktadır (aslında bu üç bölüm biribirinden bağımsız üç farklı eser olarak görülebilir). Bu
üç kısımda kendi arasında bölümlere ayrılmıştır. İlk kısımda Fetih sûresinin tefsiri yapılmıştır.
Bilmen, Fetih sûresinin tefsiri kısmında âyetlerin sırayla tek tek mealini verdikten sonra
âyetlerin geniş şekilde tefsirini yapar. İkinci kısım İ'tilâ-yı İslâm adında Dinler Tarihi tarzında
1 Vakkasoğlu, age, s. 89; DİA, VI, 162. 2 Adı geçen çalışma: Bektaş, Günay, Ömer Nasuhi Bilmen ve Tefsiri (Basılmamış Yüksek Lisans tezi), Selçuk Üniversitesi, Konya, 2001. 3 DİA, VI, 162. 4 Yavuz, age, s. 211-212.
-
8
hazırlanmış bir çalışmadır. Burada üç semavi din (İslamiyet, Hristiyanlık ve Yahudilik) ile
dört beşeri dinin (Zerdüştlük, Brahmanizm, Konfüçyanizm ve Budizm) incelemesi yapılır. Bu
bölümde dinleri İlahi, Batıl ve Muharref olarak sınıflandırır. Üçüncü kısımda ise İstanbul
Tarihçesi (kuruluşu, eski isimleri, semtleri ile fiziki ve coğrafi özellikleri hakkında bilgiler
verilir.) ile Fatih Sultan Mehmet (duğumu, ebeveynleri, yöneticiliği, vefatı vb. konular)
anlatılır.1
1.3.3. Kelâmla İlgili Çalışmaları
Muvazzah İlm-i Kelâm: (İstanbul 1955) Ömer Nasuhi Bilmen’nin Osmanlıca olarak
basılan ilk eseridir. Geniş bir girişle altı bölüm ve sonuç kısmından oluşan ve yeni İlm-i
kelâm çığırında yazılmış olan eserde başlıca itikadî ve kelâmî konular yanında İslâm
inançlarına ters düşen bazı modern felsefî akımlar da tenkit edilmeye çalışılmıştır. Eserin altı
bölümünde İslam inanç esalarının her bir bölümü ayrı ayrı ele alınmıştır. Bilmen, bu eserini
vaktiyle liselerde okuttuğu kelâm dersi müfredatına göre hazırlamıştır.2
Mülehhas İlm-i Tevhîd, Akaid-i İslâmiyye (İstanbul 1962, 1973): Ömer Nasuhi
Bilmen İslam inancının önemli konularını içeren bu eserini camilerde ve Yüksek İslam
Ensitüleri’nde kaynak olarak okutulması amacıyla kaleme almıştır. İslam akaidine dair
konuları inceler. 3
Ashab-ı Kiram Hakkında Müslümanların Nezih İtikatları. Eser üç bölümden
oluşmaktadır. İlk bölümde Hz. Peygamber ile sahâbeler anlatılmış. İkinci kısımda Muâviye,
Ebû Süfyan ve Yezid ile ilgili 41 adet soruya cevap verilmiş son bölümde ise Muâviye
hakkındaki islam büyüklerinin eserlerindeki yorumları bulunmaktadır.4
1.3.4. Felsefe ve Ahlâkla İlgili Eserleri
Yüksek İslâm Ahlâkı: (İstanbul 1949, 1964) Ahlâki konuları ihtiva eden ve Bilmen
Basımevi tarafından basımı yapılan bu eser 127 sayfadan müteşekkildir.5
Dîni ve Felsefî Ahlâk Lûgatçesi: Dini ve Felsefi ahlâk ile ilgili çok kullanılan 770
adet kelimeyi içeren bu eserde öncelikle kelimelerin anlamları verilmiş daha sonra ise ıstılâhî
1 Vakkasoğlu, age, s. 85. 2 DİA, VI, 162; Bilmen, Ahmet Selim, age, s. 27. 3 DİA, VI, 162; Bilmen, Ahmet Selim, age, s. 53. 4 DİA, VI, 162. 5 DİA, VI, 162.
-
9
manalarına yer verilmiştir. Bunun yanı sıra bu kelimelerle ilgili bir iki vecizeye de yer
verilmiştir.1
1.3.5. Diğer Çalışmaları
Hikmet Goncaları. Ömer Nasuhi Bilmen’in başta Buhârî ve Müslim olmak üzere
Ebû Dâvûd, Tirimzi, Ahmed b. Hanbel, Suyûtî ve Münâvî’nin eserlerinden derlediği 500 adet
hadisin tercüme ve izahını yapmış olduğu eseridir. Bilmen İtikad, ibadet, ahlâk ve sosyal
konularda dikkatini çeken hadisi şeriflerin açıklamasını ve yorumunu yapmış, hikmetlerini
ortaya koymaya çalışmıştır. 1974’de İstanbul’da kitap olarak Bilmen Yayınevi tarafından
basımı yapılmıştır.2
İki Şükûfe-i Taaşşuk: İki aşk çiçeği anlamına gelen ve gençlik yıllarında yazdığı bir
romandır. Ömer Nasuhi Bilmen’in çok sevdiği ve yakınlarına defalarca okuduğu bu roman
devrin özelliklerini temiz bir aşkla ifade etmektedir. Vefatından sonra oğlu tarafından
neşredilmiştir.3
Nüzhetü'l-ervah: Gençlik yıllarında 1322'de (1904) Farsça olarak yazıp Türkçe'ye
çevirdiği bir divançesidir.4
Bir Amerikalı’nın Suallerine Cevaplar: Bir Amerikalı’nın 23 adet sorusuna verilen
cevapları içermektedir.
Ömer Nasuhi Bilmen'in yukarıda ismi zikredilen eserler dışında risale tarzında
yazılmış birçok eseri mevcuttur. Bu eserler hiç basılmadığından veya yukarıda isimleri
zikredilen müstakil eserlere dercedildiklerinden ayrıca burada zikretme gereği duymadık.
Örneğin öğretmenlik yaptığı dönemde kendisi tarafından hazırlanan ders notları veya vaaz
şeklinde hazırlanmış birtakım fasikülleri vardır. Bunların yanı sıra Ömer Nasuhi Bilmen'in
Beyânülhak, Sırât-ı Müstakim ve Sebilürreşâd mecmualarında yayınlanmış çeşitli makaleleri
de mevcutttur.5
1.4. Büyük İslam İlmihali
İçinde yer alan hadislerin tahrîcini yaptığımız bu eser Ömer Nasuhi Bilmen’in en çok
bilinen ve itibar gören eserlerinin başında yer alır. Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük İslam İlmihali
1 Yavuz, age, s. 212; DİA, VI, 163. 2 DİA, VI, 162; Bilmen, Ahmet Selim, age, s. 52; Yavuz, age, s. 212. 3 Yavuz, age, s. 212; Ahmed Selim Bilmen, age, s. 25. 4 DİA, VI, 162. 5 İAD, sayı:3, s. 46; DİA, VI, 162.
-
10
adını verdiği bu eserini 1947-1948 yılları arasında yayınlamıştır. Yayınlanma amacı ise
yazarın kendi dönemine kadar yazılmış olan ilmihallerden Müslümanların daha anlaşılır ve
kolay şekilde istifade etmesini sağlamak olmuştur. İlk yayınlandığı dönem fasikül şeklinde
(her bir bölümü ayrı bir kitap şaklinde) yayınlanan bu eser daha sonra müstakil bir kitap
olarak basılmıştır. Eser on bölümden teşekkül etmiştir. Bu bölümler şunlardır: İtikad, Tahâret
Namaz, Oruç, Zekât, Hac, Kurban ve Av, Kerahîyet ve İstîhsan, İslam Ahlâkı, Siyer-i Nebi.
İtikad konusunda özet bilgilerle başlayan bu eserde, ibadetlerle ilgili konulara geniş yer
verilmiş ve dinî hükümler detaylı ve doyurucu olarak açıklamıştır. Eserin son kısmı islam
ahlâkı ile Kur’an’da ismi geçen peygamberlerin ve Peygamber Efendimizin (sav) hayatlarına
ayrılmıştır.1
Sahasında yazılan ilk eser olma ve dilinin ağır olması gibi birtakım özellikleri vardır.
Eserde yer alan Osmanlıca kelimelerin çok, dilinin ağır ve dini konulardaki terimlerin
anlaşılmasının güç olması gibi zorluklar göz önüne alınarak eserin 1986 yılı baskısına Ahmet
Selim Bilmen tarafından bir lugatçe eklenmiştir. Ancak bu durum okuyucuya beklenen
kolaylığı sağlayamamış bunun üzerine eser üzerinde birçok sadeleştirme çalışmaları
yapılmıştır. Eserde konular madde madde şeklinde incelenmiştir. Bu değerli eser, Türkiye'de
uzun yıllar ele alınmayan pek çok konuyu açıklayarak, halkın dini bilgilerle ilgili ihtiyacının
giderilmesinde önemli bir boşluğu doldurmuştur. 2002 yılında Çelik Kitabevi tarafından
yapılan baskısının önsözünde o güne kadar yaklaşık 2,5 milyon baskısının yapıldığı
bildirilmiştir.2
Ömer Nasuhi Bilmen, eserin önsözünde bu eseri kendisine gelen talep üzerine
yazdığını belirtmiştir. Ayrıca eseri hazırlarken en muteber, en kıymetli dini eserlere müracaat
ettiğini de eklemiştir. Eser kendisinden sonra yazılmış eserlere kaynaklık etmesi bakımından
son derece önemlidir. Eser genel itibariyle Hanefi mezhebinin görüşleri etrafında
oluşturulmuş bunun yanı sıra ihtiyaca göre diğer mezheplerin uygulamaları da belirtilmiştir.
Ömer Nasuhi Bilmen, çalışmamızın konusunu oluşturan bu eserindeki hadislerin hiçbirinin
kaynağını belirtmemiştir. Bir hadis naklederken “bir hadisi şerifte buyuruldu ki” diyerek o
hadisi nakletmiştir. Birkaç ravi dışında hadislerin ravilerinin ismini de zikretmemiştir. Aynı
şekilde âyetlerin de kaynağı gösterilmeden nakledilmiştir.
Büyük İslam İlmihali bölümlerden, bölümler ise maddelerden oluşmuştur. İlk bölüm
olan İtikad bölümünde 76, Tahâret bölümünde 229, Namaz bölümünde 630, Oruç bölümünde
282, Zekât bölümünde 128, Hac bölümünde 121, Kurban bölümünde 88, Kerahiyet ve
1 İAD, sayı: 3, s. 46; Yavuz, age, s. 212; DİA, VI, 162; Bilmen, age, s. 8. 2 İAD, sayı: 3, s. 46; Yavuz, age, s. 212; DİA, VI, 162; Bilmen, age, s. 8.
-
11
İstihsan bölümünde 184, Ahlâk bölümünde 96 ve son bölüm olan Siyer bölümünde 196
madde yer almaktadır. On bölümden oluşan bu değerli eser toplam 2030 maddeden
müteşekkildir.
1.5. Büyük İslam İlmihali’nin Kaynakları
Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük İslam İlmihali’nin sonunda bu eseri hazırlarken aşağıda
ismi geçen eserleri kaynak olarak kullandığını belirtmiştir. Bilmen’in kısaca ismini verdiği bu
eserlerden bazılarının hiç aşina olmadığımız eserlerden oluşmasından dolayı bu eserleri
İlmihal’de geçtiği şekliyle buraya ekledik.
1. Kur’ân-ı Kerîm. 24. el-Fetâva’l-Hindiyye.
2. Sahîh-i Buhârî. 25. Feyziyye
3. Sahîh-i Müslim. 26. Behçe
4. el-Camiu’s-sağîr. 27. Netice
5. Kitâbü’t-terğîb ve’t-terhîb. 28. Ali Efendi
6. Şemâil-i Tirmizî. 29. Abdürrahim Fetvaları
7. Şifâ-i Şerif 30. Mecmûâtu’l-Cedide
8. Mevâhib-i Ledünniye. 31. Muhtasar-ı Ebû’z-Ziya
9. Akâid-i Nesefiye. 32. Şerh-u Ebi’l-Berekât.
10. Şerhu’l-Mekâsıd. 33. Haşiyet-u Dusukî
11. Şerhu’l-Mevâkıf. 34. Kitabü’l-ümm.
12. el-Mebsût Serahsî 35. Tuhfetü’l-muhtaç.
13. el-Bedaî. 36. Neylü’l-Meârib.
14. el-Hidâye. 37. Keşşafü’l-kına.
15. el-Bahrürrâik. 38. Kitabü’l-Muhalla.
16. ed-Dürer ve’l-Gurer. 39. Bidayetü’l-müctehid Nihayetü’l-muktasıd.
17. el-Multeka’l-ebhur. 40. Siyer-i Halebî.
18. Haleb-i sağir. 41. el-Mizânü’l-kübra.
19. el-Merâkı’l-felâh. 42. İhyaü’l-ulum.
20. Haşiye-i Tahtavî 43. Tarikat-ı Muhammediyye.
21. ed-Dürrü’l-muhtar. 44. Şerh-u Şir’atü’l-İslâm.
22. Reddu’l-muhtar. 45. Siyer-i ibn-i Hişam.
23. Tarih-i İbn-i Esîr 46. Mecmûatu’r-resâil-i İbn-i Abidîn.
-
12
İKİNCİ BÖLÜM
BÜYÜK İSLAM İLMİHALİ’NDE GEÇEN HADİSLERİN
TAHRÎC VE DEĞERLENDİRİLMESİ
.
2.1. İtikat Bölümünde Geçen Hadisler
Ömer Nasuhi Bilmen on bölümden müteşekkil Büyük İslam İlmihali’nin ilk bölümünü
“itikat” konusuna ayırmış ve bu başlık altında hadis olduğunu belirttiği aşağıdaki rivayetlere
yer vermiştir.
بني اإلسالم على خمس: شھادة أن ال إلھ إال اهللا وأن محمدا رسول اهللا، وإقام الصالة،
وإیتاء الزكاة، والحج، وصوم رمضان1) “İslam dini beş şey üzerine kurulmuştur. Şehadet sözünü getirmek (Eşhedü enlâ ilahe
illallah ve Eşhedü enne Muhammeden Resûlüllah, demek) namaz kılmak, zekât vermek,
ramazan ayı oruç tutmak ve hac etmek.”1
İslam’ın şartları olarak bildiğimiz, başka bir ifadeyle İslam dinindeki temel ibadetleri
açıklayan bu hadis neredeyse bütün muteber hadis kaynaklarında mevcuttur. Hadisi Buhârî,
Müslim, Tirmizî, Nesâî, Ahmed b. Hanbel, İbn Huzeyme, İbn Hıbbân, Ebû Ya’lâ, Taberânî ve
Beyhâkî gibi çok sayıda hadis âlimi nakletmiştir.2 Hadis genel itibariyle İbn Ömer’den rivayet
edilmiştir. Sadece Şu’abü’l-İman’da İbn Zeyd’den, el-Mucemü-l Kebir’de ise Cerir’den
rivayet edilmiştir. Tirmizî, bu hadisin “hasen sahîh” olduğunu belirtirken Şuayb el-Arnavûd,
Buhârî ve Müslim’in şartlarına uymasından dolayı isnadının sahîh olduğunu söylemiştir.3
Hüseyin Selim Esed ise bu hadisin isnadının sahîh olduğunu vurgulamıştır.4 Elbânî de
müttefekun aleyh olan bu hadisin sahîh olduğunu dile getirmiştir.5
1 Bilmen, age, s. 12. 2 Buhârî, İman, 1 (hadis no: 7); Müslim, İman, 19 (hadis no: 16); Tirmizî, İman, 3 (hadis no: 2609); Nesâî, İman, 13 (hadis no: 4915); Ahmed b. Hanbel, Müsned, II, 120 (hadis no: 6015); İbn Huzeyme, Sahih, I, 159 (hadis no: 309); İbn Hıbbân, Sahih, I, 374 (hadis no: 158); Ebû Ya’lâ, Müsned, X, 164 (hadis no: 5788); Taberânî, el-Mu’cemü’l-Kebîr, II, 326 (hadis no: 2364, 2365), II, 327 (hadis no: 2369); Beyhâkî, es-Sünenü’s-Süğra, I, 210 (hadis no: 190, es-Sünenü’l-Kübrâ, IV, 81 (hadis no: 7013, Şu’abü’l-İmân, III, 185 (hadis no: 3291). 3 Ahmed b. Hanbel, Müsned, II, 120 (hadis no: 6015). 4 Ebû Ya’lâ, Müsned, X, 164 (hadis no: 5788). 5 Elbânî, Sahîhu’t-Tergîb ve’t-Terhîb, I, 84 (hadis no: 350).
-
13
ال عبادة كالتفكر2)“Düşünce gibi bir ibadet yoktur."1
İslam dininin akıl ve düşünceye verdiği önemi göstermek için İlmihal’de nakledilen bu
hadis neredeyse bütün tefsir kitaplarında Âl-i İmrân sûresinin 191. âyetinin tefsirinde
kullanılmıştır. İlgili âyetinin meali şöyledir: Onlar, ayakta dururken, otururken, yanları
üzerine yatarken (her vakit) Allah’ı anarlar, göklerin ve yerin yaratılışı hakkında derin derin
düşünürler (ve şöyle derler:) Rabbimiz! Sen bunu boşuna yaratmadın. Seni tesbih ederiz. Bizi
cehennem azabından koru!2
Bu hadise torunu Hz. Hasan’a Peygamber Efendimizin öğütlerini bildiren uzunca bir
hadisin içindeki bir cümlecik olarak rastladık. Taberânî ve Beyhâkî, Hz Ali’den rivâyetle
naklettikleri bu hadisin senedinin kuvvetli olmadığını belirtmişlerdir.3 Nâsiruddin el-Elbânî de
hadisin metninin zayıf olduğunu dile getirmiştir.4
ویل لمن قرأ ھذه االیة ثم لم یتفكر فیھا3)“Yazıklar olsun o kimseye ki bu âyeti okumuş da, üzerinde düşünmemiştir.”5
Allah’ın azameti karşısında insanların tefekkürde bulunmasının gerekliliğini
göstermek için nakledilen bu hadis Âl-i İmrân sûresi 190. âyetinin tefsirine delil olarak
yazılmış ve neredeyse bütün tefsir kitaplarının bu âyeti tefsirinde kullanılmıştır. Bahsi geçen
âyet şöyledir: “Şüphesiz ki göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca
gelişinde, akl-ı selîm sahipleri için (Allâh’ın birliğini gösteren) kesin deliller vardır”.6 İbn
Hıbbân bu hadisi Atâ’dan rivayetle Sahîh’inde nakletmiştir.7 Aynı hadisi, Deylemî, Irakî ve
Müttakî Ubeyd b. Umeyr’den rivayet etmişlerdir. 8 Şuayb el-Arnavûd9 bu hadisin Buhârî ve
Müslim’in şartlarına uymasından dolayı sahîh, Elbânî10 ise hasen olduğunu belirtmiştir.
1 Bilmen, age, s. 14. 2 Âl-i İmrân, III, 191. 3 Taberânî, el-Mu’cemü’l-Kebîr, III, 68 (hadis no: 2688); Beyhakî, Şu’abü’l-İmân, IV, 157 (hadis no: 4647). 4 Elbânî, Silsiletul-Ehâdîsi’d-Daîfe vel-Mevdû’a, XI, 713 (hadis no: 5428). 5 Bilmen, age, s. 15. 6 Âl-i İmrân, III, 190. 7 İbn Hıbbân, Sahih, II, 386 (hadis no: 620). 8 Deylemî, Firdevs, IV, 400 (hadis no: 7158); Irakî, el-Muğnî; II, 1195 (hadis no: 4332); Müttakî, Kenzü’l-Ummal, I, 570 (hadis no: 2575). 9 İbn Hıbbân, Sahih, II, 386 (hadis no: 620). 10 Elbânî, Sahîhu’t-Tergîb ve’t-Terhîb, II, 88 (hadis no: 1468).
-
14
إن أمتي ال تجتمع على ضاللة4) "Ümmetim (sapıklık) üzerinde toplanmaz."1
Ömer Nasuhi Bilmen’in İslam Hukuku’ndaki şer’i delillerden biri olan İcma’nın
önemine vurgu yapmak maksadıyla İlmihal’de naklettiği bu hadisi İbn Mâce Enes b.
Mâlik’ten rivayet etmiştir. Hadis İbn Mâce’de şu şekilde yer almaktadır: “Benim ümmetim
dalalet uzerinde süphesiz toplanmaz (birleşmez). Bu itibarla siz (ümmetim arasında) bir
ihtilaf gördüğünüz zaman büyük müslüman topluluğundan ayrılmayınız"2 Bu hadisi Taberânî,
Heysemî ve Deylemî de eserlerinde nakletmişlerdir.3 Heysemî Taberânî’nin ravilerinin sika
olduğunu da dile getirmiştir. Elbânî hadisin zayıf olduğunu vurgulamıştır.4
ما رآه المؤمنون حسنا فھو عند اهللا حسن5) "Müslümanların güzel gördüğü bir şey, Allah yanında da güzeldir."5
Büyük İslam İlmihali’nde Hz. Peygamber’in sözü olarak nakledilen bu rivayet hadis
kitaplarında Abdullah b. Mes’ûd’un sözü (Mevkuf hadis) olarak geçmektedir. Ahmed b.
Hanbel, Taberânî, Tayâlisî, Hâkim ve Heysemî gibi âlimler de bu rivayeti Abdullah b.
Mes’ûd’un sözü olarak naketmişlerdir.6 Şuayb el-Arnavûd7 bu rivayetin isnadının, Nâsiruddin
el-Elbânî8 ise metninin hasen olduğunu belirtmiştir.
وقد بعث رسول اهللا صلى اهللا علیھ وسلم معاذ بن جبل إلى الیمن فقال : كیف تصنع
ض لك قضاء؟ قال : أقضي بما في كتاب اهللا . قال : فإن لم یكن في كتاب اهللا؟ قال : إن عر
فبسنة رسول اهللا صلى اهللا علیھ وسلم . قال : فإن لم یكن في سنة رسول اهللا صلى اهللا علیھ
وسلم ؟ قال : أجتھد رأیي ال آلو . قال : وضرب رسول اهللا صلى اهللا علیھ وسلم صدري ثم
هللا الذي وفق رسول رسول اهللا صلى اهللا علیھ وسلم لما ُیرضي رسول اهللا صلى قال : الحمد
اهللا علیھ وسلم
1 Bilmen, age, s. 39. 2 İbn Mâce, Fiten, 8 (hadis no: 3950). 3 Taberânî, el-Mucemü’l-Kebir, XII, 342 (hadis no: 13623); Heysemî, Mecmeu'z-Zevâid, V, 393 (hadis no: 9100); Deylemî, Firdevs, I, 41 (hadis no: 1662). 4 Elbânî, Sahîhu ve Daîfu Süneni İbn Mâce, VIII, 450 (hadis no: 3950). 5 Bilmen, age, s. 39. 6 Ahmed b. Hanbel, Müsned, I, 379 (hadis no: 3600); Taberânî, el-Mucemü’l-Kebir, IX, 112 (hadis no: 8583, el-Mu’cemü’l-Evsat, IV, 58 (hadis no: 3602); Tayâlisî, Müsned, I, 33 (hadis no: 46); Hâkim, el-Müstedrek, III, 83 (hadis no: 4465); Heysemî, Mecmeu'z-Zevâid, I, 428 (hadis no: 832). 7 Ahmed b. Hanbel, Müsned, I, 379 (hadis no: 3600). 8 Elbânî, Silsiletu’l-Ehâdîsi’d-Daîfe ve’l-Mevdû’a, II, 17 (hadis no: 533).
-
15
6) Peygamberimiz Ashab-ı Kiram’dan Muâz b. Cebel’i (ra) (Yemen’e) kadı tayin
etmişti. Peygamberimiz ona: "Ey Muâz, ne ile hükmedeceksin?" diye sorunca: "Kitap ile
hükmedeceğim, onda bulamazsam sünnet ile hükmedeceğim, onda da bulamazsam ictihadımla
hükmedeceğim." cevabını vermişti. Peygamber Efendimiz de bu cevap üzerine: "Yüce Allah'a
hamd olsun ki; peygamberinin görevlendirdiği elçisini, peygamberinin razı olduğu şeye
kavuşturmuştur."1
İlmihal’de Hz. Peygamber’in dini konularda yeterliliği olan kimseleri ictihad yapma
konusunda teşvik ettiğini göstermek maksadıyla nakledilen bu hadis birçok muteber hadis
eserinde geçmektedir. Dârimî, Ebû Dâvûd, Tirmizî, Ahmed b. Hanbel, Taberânî ve İbn Ebî
Şeybe hadisi Muâz b. Cebel’den rivayet etmişlerdir.2 Hüseyin Selim Esed,3 Şuayb el-
Arnavûd4 ve Elbânî5 bu hadisin zayıf olduğunu belirtmiştir.
اختالف أمتي رحمة7) “Ümmetimin arasında bulunan görüş ayrılıkları bir rahmettir.”6
Müctehidlerin fer’i konularda görüş ayrılıklarının olmasının müslümanlar için bir
rahmet vesile olduğuna vurgu yapmak için İlmihal’de nakledilen bu hadise ilk dönem büyük
hadis mecmualarında rastlayamadık. Bununla birlikte birçok tefsir ve fıkıh eseri ile sonraki
dönem hadis eserinde kaynak belirtilmeden kullanıldığına şahit olduk. Hadis Suyûtî’nin el-
Camiu’s-Sağîr’inde ravi belirtilmeden rivayet edilmiştir.7 Bu konuyla ilgili olarak Deylemî
Firdevs’te İbn Abbas’tan bir hadis rivayet etmiştir. Fakat burada yer alan hadisin metninde
ifedesi kullanılmıştır.8 Nâsiruddin el Elbânî, hem İlmihal’de أصحابي لكم ifadesi yerine أمتيhem de Deylemî de geçen hadisin uydurma olduğunu belirtmiştir.9
1 Bilmen, age, s. 39. 2 Dârimî, Mukaddime, 20 (hadis no: 170); Ebû Dâvûd, Akdiye, 11 (hadis no: 3592); Tirmizî, Ahkam, 3 (hadis no: 1327); Ahmed b. Hanbel, Müsned, V, 230 (hadis no: 22060); Taberânî, el-Mucemü’l-Kebir, XX, 170 (hadis no: 17119); İbn Ebî Şeybe, Musannef, X, 177 (hadis no: 29710). 3 Dârimî, I, 72 (hadis no: 170). 4 Ahmed b. Hanbel, Müsned, V, 230 (hadis no: 22060). 5 Elbânî, Sahîhu ve Daîfu Süneni’t-Tirmizî, III, 327 (hadis no: 1327). 6 Bilmen, age, s. 40. 7 Suyûtî, el-Câmiu’s-Sağîr, I, 21 (hadis no: 288). 8 Deylemî, Firdevs, IV, 160 (hadis no: 6497). 9 Elbânî, Silsiletul-Ehâdîsi’d-Daîfe vel-Mevdû’a, I, 141 (hadis no: 57); I, 46 (hadis no: 59).
-
16
أجرأكم على الفتیا أجرأكم على النار8) "Sizin ateşe atılmaya en cesaretliniz fetvaya (dini meselelerde) cevap vermeye en çok
cesaret göstereninizdir."1
İctihad için yeterli ehliyete sahip olmayan kimselerin şer’i meselelerde hüküm
vermelerinin doğru olmadığını göstermek için nakledilen bu hadise ilk dönem hadis
kaynakları arasında sadece Dârimî’nin Sünen’inde rastlayabildik. Dârimî, hadisi Ubeydullah
b. Ebî Ca'fer'den rivayet etmiştir. Dârimî bu hadisin mürsel olduğunu çünkü Ubeydullah b.
Ebî Ca'fer'in tabiûndan olduğunu bildirmektedir. Bu eserin tahkikini yapan Hüseyin Selim
Esed bu hadisin mu’dal olduğunu dile getirmiştir.2 Suyûtî el-Camiu’s-Sağîr’inde hadisin
Dârimî’de mürsel olarak nakledilen bir hadis olduğu bildirilmiştir.3 Elbânî, ise zayıf olduğunu
vurgulamıştır.4
2.2. Tahâret Bölümünde Geçen Hadisler
Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük İslam İlmihali’nin ikinci bölümünü “tahâretler ve sular”
olarak ele almıştır. Bu başlık altında İlmihali’de hadis olduğu belirtilen toplam 9 rivayet yer
almaktadır.
النظافة من اإلیمان1) "Temizlik imandandır."5
Temizlik denince akla ilk gelen hadislerin başında yer alan hadise İlmihal’de geçen
şekliyle elimizdeki mevcut hadis kaynaklarında rastlayamadık. Buna karşın bu hadisi anlam
yönünden destekleyen birçok hadis mevcuttur. Örneğin الطُُّھوُر َشْطُر اْلِإیَماِن veya النظافة
hadisleri İlmihal’de geçen “Temizlik imandandır” hadisiyle mana olarak نصف اإلیمان
benzerlik arzetmektedir. الطُُّھوُر َشْطُر اْلِإیَماِن ve النظافة نصف اإلیمان hadisleri birçok kaynakta yer almaktadır. Müslim hadisi Ebû Mâlik el-Eşari'den rivayet etmiştir. Müslim’de
geçen hadisin tam metni şöyledir: “Temizlik imanın yarısıdır. "Elhamdulillah" mizanı
doldurur. "La ilahe îllellahu vallahu ekber" göklerle yerin arasını doldurur. Namaz nurdur,
sadaka ayırdedici delildir, abdest ışıktır, Kur’ân ise lehine veya aleyhine delildir. Her insan
1 Bilmen, age, s. 41. 2 Darimî, Mukaddime, 20 (hadis no: 159). 3 Suyûtî, el-Câmiu’s-Sağîr, I, 16 (hadis no: 183). 4 Elbânî, Silsiletul-Ehâdîsi’d-Daîfe vel-Mevdû’a, IV, 294 (hadis no: 1814). 5 Bilmen, age, s. 45-434.
-
17
sabahleyin yola çıkar da nefsini satar. Böylece o, onu ya âzâd eder, ya da helak eder.”1 Aynı
hadisi Dârimî, İbn Mâce, Ahmed b. Hanbel, İbn Ebî Şeybe, Taberânî ve Beyhâkî de Ebû
Mâlik el-Eşari tarikiyle rivayet etmişlerdir.2 Elbânî, Ebû Mâlik el-Eşari'den rivayet olunan hadisinin sahîh olduğunu nakletmiştir.3 Hüseyin Selim Esed, Dârimî’de الطُُّھوُر َشْطُر اْلِإیَماِنnakledilen hadisin isnadının sahîh olduğunu belirtmiştir.4
مفتاح الصالة الطھور2) "Namazın anahtarı temizliktir."5
İslam dininin temizliğe verdiği önemi göstermek ve temizliğin faziletine vurgu
yapmak amacıyla İlmihal’de nakledilen bu hadis genel olarak Hz. Ali ve Ebû Saîd el-
Hudrî’den rivayet edilmiştir. Hadis Ebû Dâvûd’da hem tahâret hem de salât bölümlerinde Hz.
Ali’den rivayetle şu şekilde yer almaktadır: "Namazın anahtarı tahârettir, tahrîmi (girişi)
tekbîrdir, tahlili (çıkışı) selâm vermektir."6 İbn Mâce bu hadisi Ebû Saîd el-Hudrî’den rivayet
etmiştir.7 Dârimî’de bu hadis Hz. Ali’den rivayetle yer almıştır. Hüseyin Selim Esed, bu
hadisin hasen olduğunu belirtmiştir.8 Tirmizî de bu hadisi Hz. Ali’den rivayet etmiştir.
Tirmizî’de yer alan metin şöyledir: “Namazın anahtarı temizlik, namaz içinde yapılması yasak
olan şeyleri haram kılan şey ise, tekbir getirmektir. O şeyleri helal kılan ise selam vermektir.”
Tirmizî bu hadis için:” Bu hadis bu konuda rivayet edilenlerin en sahîh ve en güzel olanıdır.
Abdullah b. Muhammed b. Akil; doğru, dürüst kişilerdendir. Fakat hafızası konusunda tenkit
edilmiştir.” ifadesini kullanmıştır.9 Ahmed b. Hanbel de Müsned’inde bu hadisi Muhammed
b. Hanefi'den rivayet etmiştir. Şuayb el-Arnavûd burada geçen hadisin sahîh liğayrihi
isnadının ise hasen olduğunu belirtmiştir.10 Taberânî bu hadisi el-Mu'cemü’l-Evsat’ta
Abdullah İbn Zeyd’den, el-Mu'cemü’l-Kebir’de ise İbn Abbas’tan rivayet etmiştir.11 Elbânî,
1 Müslim, Tahâret, 1 (hadis no: 223). 2 Darimî, Tahâret, 2 (hadis no: 653); İbn Mâce, Tahâret, 4 (hadis no: 280); Ahmed b. Hanbel, Müsned, V, 344 (hadis no: 22960); İbn Ebî Şeybe, Musannef: I, 6 (hadis no: 37); Taberânî, el-Mucemü’l-Kebir, III, 284 (hadis no: 3425); Beyhakî, Şu’abü’l-İmân, I, 45 (hadis no: 12). 3 Elbânî, el-Câmiu’s-Sağîr ve Ziyâdetüh, I, 741 (hadis no: 7404). 4 Dârimî, I, 174 (hadis no:653). 5 Bilmen, age, s. 45. 6 Ebû Dâvûd, Tahâret, 31 (hadis no: 61); Salât, 74 (hadis no: 618). 7 İbn Mâce, Tahâret, 3 (hadis no: 276). 8 Dârimî, Tahâret, 22 (hadis no: 693). 9 Tirmizî, Tahâret, 3 (hadis no: 3). 10 Ahmed b. Hanbel, Müsned, I, 123 (hadis no: 1006). 11 Taberânî, el-Mucemü’l-Kebir, XI, 163 (hadis no: 11369); el-Mu’cemü’l-Evsat, VII, 167 (hadis no: 7175).
-
18
Hz. Ali kanalıyla nakledilen hadisin sahîh, Ebû Sa’id kanalıyla nakledilen hadisin ise zayıf
olduğunu dile getirmiştir.1
دم على الطھارة یوسع علیك الرزق3) "Temizliğe devam et ki rızkına genişlik verilsin."2
Yine İslam dininin temizliğe verdiği önemi belirtmek maksadıyla İlmihal’de
nakledilen bu hadis, Münâvî’nin Feyzül-Kadir’inde uzunca bir hadisin içinde bir cümle olarak
yer alır.3 Müttakî de bu hadisi nakletmiştir.4 Hadisin sıhhati konusunda elimizdeki kaynaklar
çerçervesinde bir değerlendirmeye ulaşamadık.
استنزھوا من البول فإن عامة عذاب القبر منھ4) "İdrardan çok korununuz. Çünkü kabrin bütün azabı ondandır."5
İstibra ve İstinca’nın temizlikteki önemine vurgu yapmak maksadıyla nakledilen bu
hadisi Dârekutnî, Ebû Hureyre’den rivayet etmiştir.6 İbn Mâce de bu konuyla ilgili bir hadisi
yine Ebû Hureyre’den rivayet etmiştir. İbn Mâce’de yer alan hadisin metni şöyledir: أكثر
Kabir azabının ekserisi sidik(ten sakınmamak)tan dolayıdır.7 Hadisi“ عذاب القبر من البولAhmed b. Hanbel, İbn Ebî Şeybe, İbnü’l-Mukrî, Bezzâr ve Müttakî Ebû Hureyre’den rivayet
etmişlerdir.8 Şuayb el-Arnavûd, Müsned-i Ahmed b. Hanbel’de nakledilen hadisin isnadının
sahîh olduğunu vurgulamıştır.9 Elbânî de hadisin sahîh olduğunu belirtmiştir.10
اللھم إني أعوذ بك من الُخبِث والخبائث5) "Allah’ım! Pislikten ve pis olmaktan sana sığınırım."11
Büyük İslam İlmihali’nde bir önceki hadisle birlikte İstibra ve İstinca’nın önemine
vurgu yapmak için nakledilen bu hadis neredeyse bütün muteber hadis kaynaklarında yer alan
1 Elbânî, el-Câmiu’s-Sağîr ve Ziyâdetüh, I, 1083 (hadis no: 10825), I, 1205 (hadis no: 12045). 2 Bilmen, age, s. 45. 3 Münâvî, Feyzül-Kadir, IV, 361 (hadis no: 5283). 4 Müttakî, Kenzü’l-Ummal, XVI, 129 (hadis no: 44154). 5 Bilmen, age, s. 67. 6 Dârekutnî, Sünen, I, 128 (hadis no: 7). 7 İbn Mâce, Tahâret, 26 (hadis no: 348). 8 Ahmed b. Hanbel, Müsned, II, 389 (hadis no: 9047); İbn Ebî Şeybe, Musannef, I, 122 (hadis no: 1315); İbnü’l-Mukrî, Mu’cem, III, 247 (hadis no: 1176); Bezzâr, Müsned, II, 204 (hadis no: 5208); Müttakî, Kenzü’l-Ummal, IX, 347 (hadis no: 26375). 9 Ahmed b. Hanbel, Müsned, II, 389 (hadis no: 9047). 10 Elbânî, Sahîhu’t-Tergîb ve’t-Terhîb, I, 38 (hadis no: 159). 11 Bilmen, age, s. 67.
-
19
müttefekun aleyh bir hadistir. Hadis genel itibariyle Enes b. Mâlik ve Zeyd b. Erkam’dan
rivayet edilmiştir. Buhârî, Müslim, Dârimî, İbn Mâce, Ebû Dâvûd, Tirmizî, Nesâî, Ahmed b.
Hanbel, Ebû Ya’lâ, İbn Huzeyme, Taberânî ve Beyhâkî bu hadisi eserlerinde rivayet
etmişlerdir.1 Tirmizî bu hadis için “hasen sahîh” ifadesini kullanmıştır. Hüseyin Selim Esed2
Müsnedü Ebî Ya’lâ’da nakledilen bu hadisin isnadının hasen, Elbânî3 ve Şuayb El-Arnavûd4
ise sahîh olduğunu belirtmiştir.
أمر وصلى كما أمر غفر لھ ما تقدم من ذنبھمن توضأ كما 6) "Her kim emrolunduğu gibi abdest alır ve emrolunduğu şekilde namaz kılarsa, geçmiş
günahları bağışlanır."5
Abdestin önemini belirtmek için İlmihal’de nakledilen bu hadisi Dârimî, İbn Mâce,
Nesâî, Ahmed b. Hanbel, İbn Hıbbân ve Taberânî, Asım b. Süfyan es-Sekafi’den rivayet
etmişlerdir.6 Nesâî’de ise hadis uzunca bir hadisin içinde bir parça olarak geçmektedir.
Nesâî’de geçen hadisin metni şöyledir: Asım b. Süfyan es Sekafî (ra)’den aktarılmıştır:
“Onlar Selasil savaşına katılmışlardı, savaş onları bazı şeylerden alıkoymuştu. Savaştılar
sonra Muâviye’nin yanına döndüler. Muâviye’nin yanında Ebû Eyyûb ve Ukbe ibn Âmir
vardı. Asım dedi ki: “Ey Ebû Eyyûb, bu savaş bu yıl bizi pek çok şeyden alıkoymuştur.
Halbuki bize Rasûlullah (sav) den: ”Kim şu dört mescidde (Mekke, Medine, Kudüs ve Kuba)
namaz kılarsa günahları affolunur” diye duymuştuk. Bunun üzerine Eyyûb; ey kardeşimin
oğlu, bundan daha kolayını sana haber vereyim mi? Rasûlullah (sav)’in şöyle buyurduğunu
duydum: “Her kim emrolunduğu şekilde güzelce abdest alır ve emrolunduğu şekilde namazını
kılarsa geçmiş günahları bağışlanır.” Öyle değil mi ey Ukbe? Ukbe ibn Âmir de: “Evet
öyledir” dedi. Şuayb el-Arnavûd7 bu merfu hadisin sahîh liğayrihi, isnadının ise hasen,
1 Buhârî, Vudu’, 9 (hadis no: 139), el-Edebü’l-Müfred, I, 240 (hadis no: 692); Müslim, Hayz, 122 (hadis no: 375); Dârimî, Tahâret, 10 (hadis no: 675); İbn Mâce, Tahâret, 9 (hadis no: 296); Ebû Dâvûd, Tahâret, 3 (hadis no: 4); Tirmizî, Tahâret, 4 (hadis no: 6); Nesâî, Tahâret, 18 (hadis no: 19, es-Sünenü’l-Kübrâ, I, 63 (hadis no: 9902); Ahmed b. Hanbel, Müsned, III, 99 (hadis no: 11965); Ebû Ya’lâ, Müsned, VII, 10 (hadis no: 3902); İbn Huzeyme, Sahih, I, 38 (hadis no: 69); Taberânî, el-Mucemü’l-Kebir, V, 208 (hadis no: 5114); el-Mu'cemü’l-Evsat, III, 161 (hadis no: 2803); Beyhâkî, es-Sünenü’s-Süğra, I, 59 (hadis no: 56). 2 Ebû Ya’lâ, Müsned, VII, 10 (hadis no: 3902). 3 Buhârî, el-Edebü’l-Müfred, I, 240 (hadis no: 692). 4 Ahmed b. Hanbel, Müsned, III, 99 (hadis no: 11965). 5 Bilmen, age, s. 75. 6 Dârimi, Tahâret, 45 (hadis no: 723); İbn Mâce, İkametü’s-Salât, 193 (hadis no: 1396); Nesâî, Tahâret, 108 (hadis no: 144); Ahmed b. Hanbel, Müsned, V, 423 (hadis no: 23643); İbn Hıbbân, Sahih, III, 318 (hadis no: 1042); Taberânî, el-Mucemü’l-Kebir, IV, 156 (hadis no: 3994). 7 Ahmed b. Hanbel, Müsned, V, 423 (hadis no: 23643).
-
20
Elbânî1 sahîh, Hüseyin Selim Esed2 ise Müsnedü Ebî Ya’lâ’da nakledilen hadisin isnadının
ceyyid olduğunu belirtmiştir.
السواك مطھرة للفم مرضاة للرب7) "Misvak ağzı temizleyici ve Rabbin rızasını kazandırıcıdır."3
İslam dininin ağız ve diş temizliğine verdiği öneme vurgu yapmak amacıyla
İlmihal’de nakledilen bu hadis farklı şekil ve tariklerle nakledilmiştir. Hadisi Dârimî, İbn
Mâce, Nesâî, Ahmed b. Hanbel, İbn Hıbbân, Taberânî ve Beyhâkî eserlerinde
nakletmişlerdir.4 İbn Mâce’de geçen hadisin tam metni şöyledir: “Misvaklenin. Çünkü misvak
ağzı temiz tutmaya yarar, Rabbın razı olmasına sebep olur. Cibril bana her gelişinde misvakı
tavsiye etti. Öyleki bana ve ümmetime farz olacağından gerçekten korktum. Ümmetime
meşakkat vermekten korkum olmasaydı, misvakı onlar için farz kılardım. Ben misvaki o kadar
çok kullanırım ki; öndeki dişlerimi köklerinden oynatacağımdan (veya) öndeki dişlerimin et-
lerini köklerinden gidereceğimden korktum.” Nesâî’de geçen hadisin metni ise şöyledir:
“Misvak, ağız ve diş sağlığı için temizleyici bir malzemedir. Ayrıca misvak kullanma işi;
Rabbimizin rızasını kazandıracak işlerdendir.” el-Arnavûd, Müsned’de yer alan her iki
hadisin de sahîh liğayrihi olduğunu bildirmiştir.5 Hüseyin Selim Esed, Dârimî’nin naklettiği
hadisin isnadının ravilerinden İbrahim b. İsmail’den dolayı zayıf, buna rağmen hadisin sahîh
olduğunu dile getirmiştir.6 Elbânî ise Nesâî ve İbn Mâce tarafından nakledilen hadislerin sahîh
olduğunu belirtmiştir.7
وال ان أشق على أمتي ألمرتھم بالسواك عند كل ُوُضوٍءل8) "Eğer ümmetime güçlük vermeyecek olsaydım, her abdest için misvak kullanmalarını
onlara emrederdim."8
Peygamber Efendimizin misvak kullanma konusunda ne kadar duyarlı olduğunu
gösternek için Bilmen’in eserinde nakletmiş olduğu bu hadis, müttefekun aleyh bir hadistir. 1 Elbânî, Sahîhu’t-Tergîb ve’t-Terhîb, I, 94 (hadis no: 396). 2 Dârimi, I, 197 (hadis no: 717). 3 Bilmen, age, s. 77. 4 Dârimî, Tahâret, 19 (hadis no: 690); İbn Mâce, Tahâret, 7 (hadis no: 289); Nesâî, Tahâret, 5 (hadis no: 5); Ahmed b. Hanbel, Müsned, I, 3 (hadis no: 7); VI, 124 (hadis no: 24969); İbn Hıbbân, Sahih, III, 348 (hadis no: 1067); Taberânî, el-Mucemü’l-Evsat, I, 91 (hadis no: 276); Beyhâkî, es-Sünenü’l-Kübrâ, I, 34 (hadis no: 138); es-Sünenü’s-Süğra, I, 75 (hadis no: 79); Şu’abü’l-İmân, II, 382 (hadis no: 2118). 5 Ahmed b. Hanbel, Müsned, I, 3 (hadis no: 7); VI, 124 (hadis no: 24969). 6 Dârimî, I, 184 (hadis no: 684) 7 Elbânî, Sahîhu ve Daîfu Süneni’n-Nesâî, I, 149 (hadis no: 5); Sahihu ve Daîfu Süneni İbn Mâce, I, 361 (hadis no: 289). 8 Bilmen, age, s. 77.
-
21
Hadis bütün muteber hadis kaynaklarında Ebû Hureyre’den rivayetle yer almıştır. Aynı
zamanda bazı kaynaklarda bir önceki hadisle beraber yer alır. Buhârî, Müslim, Dârimî, İbn
Mâce, Tirmizî, Nesâî, İmam Mâlik, Ahmed b. Hanbel, Ebû Ya’lâ ve İbn Hıbbân hadisi
eserlerinde nakletmişlerdir.1 Tirmizî bu hadisin sahîh olduğunu rivayet etmiştir. Ebû Dâvûd
da hadisi yukarıdaki metinden biraz farklı olarak Zeyd b. Hâlid el-Cühenî’den nakletmiştir.
Ebû Dâvûd’da geçen hadisin metni şöyledir: "Mü'minlere sıkıntı vermeyecek olsaydım, her
namaz (başın)da misvak kullanmalarını emrederdim”.2 Taberânî el-Mucemü’l-Evsat’ta bu
hadisi Ebû Hureyre’den el-Mucemü’l-Kebir’de ise iki farklı rivayetle İbn Abbas ve İbn
Ömer’den nakletmiştir.3 Şuayb el-Arnavûd Ahmed b. Hanbel’de nakledilen hadisin Buhârî ve
Müslim’in şartlarına uymasından dolayı isnadının sahîh olduğunu dile getirmiştir.4 Hüseyin
Selim Esed, bu hadisin isnadının sahîh olduğunu vurgulamıştır.5 Elbânî; Tirmizî, Nesâî, İbn
Mâce ve Ebû Dâvûd’dan nakledilen hadislerin sahîh olduğunu belirtmiştir.6
ما منكم من أحد یتوضأ فیسبغ الوضوء ثم یقول أشھد ان ال إلھ اال اهللا وحده ال شریك
لھ وان محمدا عبده ورسولھ اال فتحت لھ أبواب الجنة الثمانیة یدخل من أیھا شاء9) "Sizden biri, abdest alır da abdestini noksansız olarak tamamlar ve sonra: "Şahitlik ederim
ki, Yüce Allah’tan başka ibadet edilecek varlık yoktur; Hz. Muhammed de onun kulu ve
Resûlüdür" derse, ona cennetin sekiz kapısı açılır. Artık dilediği kapıdan cennete girer."7
İlmihal’de abdest aldıktan sonra kelime-i şehadet getirmenin faziletini belirtmek için
nakledilmiş olan bu hadisi Müslim ve Ebû Dâvûd, Ukbe ibn Âmir’den rivayet etmişlerdir.8
Tirmizî, Nesâî, Ahmed b. Hanbel ve İbn Huzeyme ise Ömer b. Hattâb’dan nakletmişlerdir.9
1 Buhârî, Cuma, 8 (hadis no:838); Savm, 27 (hadis no: 1797); Müslim, Tahâret, 42 (hadis no: 252); Dârimi, Tahâret, 18 (hadis no:689); İbn Mâce, Tahâret, 7 (hadis no: 287); Tirmizî, Tahâret, 18 (hadis no: 22); Nesâî, Tahâret, 5 (hadis no: 7); İmam Mâlik, Muvatta’, Tahâret, 32 (hadis no: 115); Ahmed b. Hanbel, Müsned, II, 245 (hadis no: 7335); II, 287 (hadis no: 7840); II, 287 (hadis no: 9168), II, 429 (hadis no: 9544, II, 530 (hadis no: 10880); Ebû Ya’lâ, Müsned, XI, 150 (hadis no: 6270); İbn Hıbbân, Sahih, III, 350 (hadis no: 1068). 2 Ebû Dâvud, Tahâret, 25 (hadis no: 47). 3 Taberânî, el-Mucemü’l-Evsat, VII, 253 (hadis no: 7424); el-Mucemü’l-Kebir, XII, 375 (hadis no: 13423); XI, 87 (hadis no: 11133). 4 Ahmed b. Hanbel, Müsned, II, 245 (hadis no: 7335); II, 287 (hadis no: 7840); II, 287 (hadis no: 9168); II, 429 (hadis no: 9544); II, 530 (hadis no: 10880). 5 Ebû Ya’le, Müsned, XI, 150 (hadis no: 6270). 6 Elbânî, Sahîhu ve Daîfu Süneni’t-Tirmizî, I, 23 (hadis no: 23); Sahîhu ve Daîfu Süneni’n-Nesâî, I, 151 (hadis no: 7); Sahihu ve Daîfu Süneni Ebî Dâvûd, I, 125 (hadis no: 47); Sahihu ve Daîfu Süneni İbn Mâce, I, 359 (hadis no: 287). 7 Bilmen, age, s. 79. 8 Müslim, Tahâret, 17 (hadis no: 234); Ebû Dâvud, Tahâret, 65 (hadis no: 169). 9 Tirmizî, Tahâret, 41 (hadis no: 55); Nesâî, Tahâret, 110 (hadis no: 148); Ahmed b. Hanbel, Müsned, IV, 153 (hadis no: 17431); İbn Huzeyme, Sahih, I, 111 (hadis no: 222).
-
22
İbn Mâce bu hadisi diğer hadis imamlarından farklı olarak Enes b. Mâlik’ten nakletmiştir.1
Şuayb el-Arnavûd, Ahmed b. Hanbel’in Müsned’inde nakledilen hadisin sahîh olduğunu
vurgulamıştır.2 Elbânî de Tirmizî, Nesâî, İbn Mâce ve Ebû Dâvûd’dan nakledilen bu hadisin
sahîh olduğunu belirtmiştir.3
2.3. Namaz Bölümünde Geçen Hadisler
Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük İslam İlmihali’nin üçüncü bölümünü “namaz” konusuna
ayırmış ve bu başlık altında hadis olduğunu belirttiği aşağıdaki rivayetlere yer vermiştir.
الصالة عماد الدین1) “Namaz, dinin direğidir.”4
Namazın ehemmiyet ve faziletine vurgu yapmak amacıyla Bilmen’in İlmihal’de
nakletmiş olduğu bu hadisi Beyhâkî, Hz Ömer’den; Deylemî ise Hz Ali’den rivayet etmiştir.5
Suyûtî ve Müttakî de bu hadisi eserlerinde nakletmişlerdir.6 Elbânî bu hadisin zayıf olduğunu
belirtmiştir.7
صالة الرجل نور في قلبھ فمن شاء منكم فلینور قلبھ2) “Namaz, kişinin kalbinde bir nurdur, artık sizden içini aydınlatmak dileyen, kalbindeki
nurunu artırmaya çalışsın.”8
Bir önceki hadisle birlikte namazın önem ve faziletine vurgu yapmak için İlmihal’de
nakledilmiş olan bu hadisi Deylemî ve Müttakî Ebû Hureyre’den rivayet etmiştir.9 Elimizdeki
kaynaklar çerçevesinde bu hadisle ilgili bir değerlendirmeye ulaşamadık.
1 İbn Mâce, Tahâret, 60 (hadis no: 469). 2 Ahmed b. Hanbel, Müsned, IV, 153 (hadis no: 17431). 3 Elbânî, Sahîhu ve Daîfu Süneni’t-Tirmizî, I, 55 (hadis no: 55; Sahîhu ve Daîfu Süneni’n-Nesâî, I, 292 (hadis no: 148; Sahihu ve Daîfu Süneni Ebî Dâvûd, I, 247 (hadis no: 169); Sahihu ve Daîfu Süneni İbn Mâce, II, 42 (hadis no: 470). 4 Bilmen, age, s. 103. 5 Beyhâkî, Şu’abü’l-İmân, III, 39 (hadis no: 2807); Deylemî, Firdevs, II, 404 (hadis no: 3795). 6 Suyûtî, el-Câmiu’s-Sağîr, II, 64 (hadis no: 5185); Müttakî, Kenzü’l-Ummal, VII, 284 (hadis no: 18891, VIII, 4 (hadis no: 21618). 7 Elbânî, el-Câmiu’s-Sağîr ve Ziyâdetüh, I, 801 (hadis no: 8005); Silsiletü’l-Ehadîsi’d-Daîfe, VIII, 276 (hadis no: 3805). 8 Bilmen, age, s. 103. 9 Deylemî, Firdevs, II, 388 (hadis no: 3723); Müttakî, Kenzü’l-Ummal, VII, 300 (hadis no: 18973).
-
23
أقرب ما یكون العبد من ربھ وھو ساجد ، فأكثروا الدعاء3) “Kulun Rabbine en yakın olduğu hal, secdeye varmış olduğu haldir. Artık secdede duayı
çokça yapınız."1
Secdenin namazın en önemli rükunlarından biri olduğuna dikkat çekmek maksadıyla
İlmihal’de nakledilen bu hadisi Müslim, Ebû Dâvûd, Nesâî, Ahmed b. Hanbel, Ebû Ya’lâ ve
İbn Hıbbân, Ebû Hureyre’den rivayet etmişlerdir. 2 Şuayb el-Arnavûd bu hadisin isnadının
sahîh, ravilerinin sika olduğunu vurgulamıştır.3 Hüseyin Selim Esed de bu hadisin isnadının
sahîh olduğunu nakletmiştir.4 Elbânî ise bu hadisin sahîh olduğunu belirtmiştir.5
اللھم صل على سیدنا محمد وعلى آل سیدنا محمد كما صلیت على سیدنا إبراھیم
وعلى آل سیدنا إبراھیم وبارك على سیدنا محمد وعلى آل سیدنا محمد كما باركت على سیدنا
إبراھیم وعلى آل سیدنا إبراھیم في العالمین إنك حمید مجید4) “Ey Allah'ım! Efendimiz, büyüğümüz velinimetimiz Muhammed'e ve Efendimiz Hz.
Muhammed'in aile efradına rahmet et! Onların şeref ve değerini yücelt! Hz. İbrahim'e ve Hz.
İbrahim'in aile efradına rahmet ettiğin gibi! Şüphe yok ki, Sen Hamid'sin (bütün hamd-ü
sena) Mecid'sin bütün azamet ve celal sana mahsustur. Ve Efendimiz Hz. Muhammed'i ve
Efendimiz Muhammed'in aile efradını mübarek kıl, onların feyiz ve bereketini daima artır. Hz.
İbrahim'i ve Hz. İbrahim'in aile efradını mübarek kıldığın gibi! Şüphe yok ki, Sen Hamid'sin
(bütün hamd-ü sena) Mecid'sin (bütün azamet ve celal) sana mahsustur.”6
Salavat duaları olarak bildiğimiz ve namazda son oturuşlarda tahiyyat duasından sonra
okunan bu dua çeşitli şekillerde nerdeyse bütün hadis mecmualarında Ka'b b. Ücre’dan
rivayetle yer alır. Müslim, İbn Mâce, Tirmizî ve Nesâî, hadisi eserlerinde nakletmişlerdir.7
Tirmizî bu hadisin hasen sahîh olduğunu vurgulamıştır. Elbânî; Tirmizî, Nesâî, İbn Mâce ve
Ebû Dâvûd’da nakledilen bu hadisin sahîh olduğunu belirtmiştir.8
1 Bilmen, age, s. 124. 2 Müslim, Salât, 215 (hadis no: 482); Ebû Dâvûd, Salât, 152, (hadis no: 875); Nesâî, Tatbîk, 78 (hadis no: 1125); Ahmed b. Hanbel, Müsned, II, 421 (hadis no: 9442); Ebû Ya’lâ, Müsned, XII, 12 (hadis no: 6658); İbn Hıbbân, Sahih, V, 254 (hadis no: 1928). 3 Ahmed b. Hanbel, Müsned, II, 421 (hadis no: 9442). 4 Ebû Ya’lâ, Müsned, XII, 12 (hadis no: 6658). 5 Elbânî, el-Câmiu’s-Sağîr ve Ziyâdetüh, I, 206 (hadis no: 2055). 6 Bilmen, age, s. 130. 7 Müslim: Salât, 65-66 (hadis no: 405-406); İbn Mâce, İkametü’s-Salât, 25 (hadis no: 904); Tirmizî, Vitr, 20 (hadis no: 483); Nesâî, Sehv, 51 (hadis no: 1270-1275). 8 Elbânî, Sahîhu ve Daîfu Süneni’t-Tirmizî, I, 483 (hadis no: 483); Sahîhu ve Daîfu Süneni’n-Nesâî, III, 431 (hadis no: 1287); Sahihu ve Daîfu Süneni Ebî Dâvûd, II, 476 (hadis no: 976); Sahihu ve Daîfu Süneni İbn Mâce, I, 46 (hadis no: 904).
-
24
ال صالة إال بحضور القلب5) “Namaz, ancak kalp huzuru iledir.”1
Namaz kılan kimsenin bütün duygu ve düşünceleriyle namaza yönelmesinin
gerekliliğini belirtmek için nakledilen bu hadise İlmihal’de geçen şekliyle kaynaklarımızda
rastlayamadık. Ancak mana itibariyle benzer anlam taşıyan ع في صالتھال صالة لمن ال یتخش hadisini Deylemî ve Müttakî, Ebû Saîd’den rivayet etmişlerdir.2 Elbânî, Deylemî’nin Ebû
Saîd’den naklettiği hadisin mevzû olduğunu belirtmiştir.3
ال یسمع مدى صوت المؤذن جن وال إنٌس وال شيء إال شھد لھ یوم القیامة6) "Müezzinin sesinin yetiştiği yerlere kadar insan, cin ve diğer hiç birşey yoktur ki onu
işitmiş olsun da, kıyamet gününde müezzin için güzel şehadette bulunmasın."4
Ezan okumanın ve müezzinliğin faziletini belirtmek için İlmihal’de nakledilen bu
hadis merfu bir hadistir. Hadisi Buhârî, İbn Mâce, Nesâî, İmam Mâlik ve İbn Hıbbân Ebû
Saîd el-Hudrî’den rivayet etmişlerdir.5 Ahmed b. Hanbel’de hadis Ebû Saîd el-Hudrî’den iki
farklı rivayetle nakledilmiştir. İlk rivayet şöyledir: “İbn Ebî Sa'saa (Abdullah b.
Abdurrahman) babasından nakletti: Ebû Saîd el-Hudrî (ra) hücresindeyken bana dedi ki: 'Ey
yavrum, ezan okuduğunda sesini yükselt, ben Rasûlullah'tan (sav) şunu işittim: "Müezzini
işiten her şey; ister cin, insan ve taş olsun, müezzin lehine şahitlik yaparlar.'" Şuayb el-
Arnavûd bu hadisin senedinin Buhârî’nin şartına uymasından dolayı sahîh olduğunu
belirtmiştir. Diğer rivayet ise şöyledir. 'Ebû Saîd el-Hudrî râviye dedi ki: (Ey Yavrum!) davar
ve çölü sevdiğini görüyorum. Koyunlarının içinde ya da kırsal alanda olup namaz için ezan
okuduğunda sesini yükselt! "Şüphesiz müezzinin sesinin ulaştığı insan ve cin kıyamet gününde
onun lehine şahitlik yapacak." Ben bunları Rasûlullah'tan (sav) duydum. Şuayb el-Arnavûd
bu hadisin senedinin Buhârî’nin şartına uymasından dolayı sahîh olduğunu vurgulamıştır.6
Aynı şekilde Elbânî de bu hadisin sahîh olduğunu belirtmiştir.7
1 Bilmen, age, s. 131. 2 Deylemî, Firdevs, V, 195 (hadis no: 7935); Müttakî, Kenzü’l-Ummal, VII, 526 (hadis no: 20088). 3 Elbânî, Silsiletü’l-Ehadîsi’d-Daîfe, XIV, 1028 (hadis no: 6942). 4 Bilmen, age, s. 135. 5 Buhârî, Ezan, 5 (hadis no: 574); İbn Mâce, Ezan, 5 (hadis no: 723); Nesâî, Ezan, 14 (hadis no: 640); Mâlik, Muvatta’, I, 207 (hadis no: 138); İbn Hıbbân, Sahih, IV, 546 (hadis no: 1661). 6 Ahmed b. Hanbel, Müsned, III, 35 (hadis no: 11323), III, 43 (hadis no: 11411). 7 Elbânî, Sahîhu ve Daîfu Süneni İbn Mâce, II, 288 (hadis no: 644).
-
25
المؤذنون أطول الناس أعناقا یوم القیامة7) "İnsanların kıyamette en uzun boylusu müezzinlerdir.”1
Bir üstteki hadisle birlikte İlmihal’de müezzinliğin kıymet ve değerine dikkat çekmek
maksadıyla nakledilmiş olan bu hadisi Müslim, İbn Mâce, Ahmed b. Hanbel, İbn Hibban, Ebû
Avâne ve Kudâ’î, Muâviye b. Ebî Süfyan’dan rivayet etmişlerdir.2 Taberânî bu hadisi el-
Mucemü’l-Evsat’ta Ebû Hureyre’den el-Mucemü’l-Kebir’de ise Ukbe ibn Âmir’den rivayet
etmiştir.3 Şuayb el-Arnavûd bu hadisin senedinin Müslim’in şartına uymasından dolayı sahîh
olduğunu söylemiştir.4 Elbânî de Muâviye b. Ebî Süfyan’dan rivayet edilen hadisin sahîh
olduğunu belirtmiştir.5
لو كنت أطیق األذان مع الخلیفا ألذنت 8) "Eğer üzerimde halifelik görevi olmasaydı, müezzinlik yapardım."6
İlmihal’de Arapça metni verilmeyen ve Hz. Ömer’e izafe edilen bu söze yukarıda
ifade edilen şekliyle kaynaklarımızda rastlayamadık. Ancak Hz. Ömer’in mana itibariyle aynı
anlama gelen یق األذان مع الخلیفا ألذنتلو كنت أط “Eğer halifelikle beraber ezan okuyabilseydim (müezzinlik yapabilseydim) ezan okurdum (müezzinlik yapardım)” dediğini
İbn Ebî Şeybe Mûsânnef’’te Kays’tan rivayet etmiştir.7 Tahâvî de Hz. Ömer’in Mûsânnef’’te
nakledilen bu sözünü yine Kays b. Ebî Hâzim’a dayanarak nakletmiştir.8 İbn Hacer, el-
Metâlibü’l Âliye’de benzer bir şekilde bu sözü nakletmiştir.9 Müttakî de Mûsânnef’’te yer alan
Hz. Ömer’in bu sözünü rivayet etmiştir.10
1Bilmen, age, s. 135. 2 Müslim, Salât, 14 (hadis no: 387); İbn Mâce, Ezan, 5 (hadis no: 725); Ahmed b. Hanbel, Müsned, IV, 98 (hadis no: 16944); İbn Hıbbân, Sahih, IV, 555 (hadis no: 1669); Ebû Avâne, Müsned, I, 278 (hadis no: 971); Kudâ’î, Müsnedü’ş-Şihab, I, 166 (hadis no: 235). 3 Taberânî, el-Mucemü’l-Evsat, VII, 61 (hadis no: 6851 el-Mucemü’l-Kebir, XVII, 282 (hadis no: 14465). 4 Ahmed b. Hanbel, Müsned, IV, 98 (hadis no: 16944). 5 Elbânî, Sahîhu ve Daîfu Süneni İbn Mâce, II, 297 (hadis no: 725). 6 Bilmen, age, s. 135. 7 İbn Ebî Şeybe, Musannef, I, 224 (hadis no: 2348); I, 225 (hadis no: 2360). 8 Tahâvî, Müşkilü’l-Âsâr, V, 182 (hadis no: 1827). 9 İbn Hacer, el-Metâlibü’l-Âliye, I, 321 (hadis no: 251). 10 Müttakî, Kenzü’l-Ummal, I, 433 (hadis no: 2124).
-
26
صالة الجماعة تفضل صالة الفذ بخمس وعشرین درجة9) "Cemaatle namaz kılmanın sevâbı, yalnız başına namaz kılmanın sevâbından yirmi yedi kat
fazladır."1
Cemaatle namaz kılmanın faziletini göstermek maksadıyla İlmihal’de nakledilen
müttefekun aleyh bu hadisi Buhârî, Müslim, Nesâî, İmam Mâlik, Ahmed b. Hanbel, Ebû
Ya’lâ, İbn Hibbân ve Taberânî rivayet etmişlerdir.2 Şuayb el-Arnavûd Ahmed b. Hanbel’in
Müsned’inde Abdullah İbn Ömer’den naklettiği hadisin senedinin Müslim’in ve Buhârî’nin
şartlarına uymasından dolayı sahîh olduğunu belirtmiştir. Hüseyin Selim Esed de Ebû
Ya’lâ’nın Müsned’inde nakledilen rivayetin sahîh olduğunu belirtmiştir. Aynı şekilde Elbânî
de hadisin sahîh olduğunu söylemiştir.3
من كان لھ إمام فقراءتھ لھ قراءة10) "Kimin imamı varsa, imamın okuyuşu o kimse için de okuyuştur."4
İmam-ı Â'zam ile Ebû Yusuf'un “Namaz kılan kimsenin zikir özelliği olan dualar
dışında namazda susarak imama uymaları gerekir” ictihadına delil olması amacıyla
İlmihal’de nakledilen bu hadisi İbn Mâce, Ahmed b. Hanbel, Dârekutnî ve İbn Ebî Şeybe
Câbir’den rivayet etmişlerdir.5 Şuayb el-Arnavûd Müsned’de nakledilen bu hadisin hasen
olduğunu belirtmiştir. Elbânî de Câbir’den rivayet edilen bu hadisin hasen olduğunu
söylemiştir.6
خیر صالة النساء في قعر بیوتھن11) "Kadınların namazlarının en faziletlisi, evlerinin içinde kıldıkları namazlardır."7
Kadınların namazlarını evde kılmalarının İslam adabına daha uygun olduğuna dikkat
çekmek için İlmihal’de nakledilen bu hadis kaynaklarda Ümmü Seleme’den rivayet edilmiştir.
1 Bilmen, age, s. 136. 2 Buhârî, Cemaat, 2 (hadis no: 609); Müslim, Mesâcid, 245-249 (hadis no: 649-650); Nesâi, İmâmet, 42 (hadis no: 828); Mâlik, Muvatta’, Salât, 19 (hadis no: 425); Ahmed b. Hanbel, Müsned, II, 65 (hadis no: 5332), Ebû Ya’lâ, Müsned, II, 513 (hadis no: 1361); İbn Hıbbân, Sahih, V, 401 (hadis no: 2052); Taberânî, el-Mucemü’l-Evsat, I, 114 (hadis no: 356). 3 Elbânî, Sahîhu ve Daîfu Süneni İbn Mâce, II, 481 (hadis no: 837). 4 Bilmen, age, s. 141. 5 İbn Mâce, İkametü’s-Salât, 13 (hadis no: 850); Ahmed b. Hanbel, Müsned, III, 339 (hadis no: 14684); Dârekutnî, Sünen, 1 (hadis no: 20); İbn Ebî Şeybe, Musannef, I, 376 (hadis no: 3800). 6 Elbânî, Muhtasar İrvâi’l-Ğalîl’, I, 100 (hadis no: 500). 7 Bilmen, age, s. 145.
-
27
Hadisi Ahmed b. Hanbel, Ebû Ya’lâ, Taberânî ve Heysemî rivayet etmişlerdir.1 Elbânî2 bu
hadisin sahîh, Şuayb el-Arnavûd3 Müsned-ü Ahmed b. Hanbel de yer alan hadisin hasen,
Hüseyin Selim Esed4 ise Ebû Ya’lâ de yer alan hadisin isnadının sahîh olduğunu belirtmiştir.
نوروا منازلكم بالصالة وقراءة القرآن12) "Oturduğunuz yerleri, namazla Kur’ân okumakla nurlandırınız."5
Bir önceki hadisle birlikte kadınların namazlarını evde kılmalarının daha uygun
olacağı düşüncesine dayanak olması maksadıyla İlmihal’de nakledilen bu hadis kaynaklarda
Enes b. Mâlik ve Ebû Hureyre’den rivayet edilmiştir. Hadisi Beyhâkî, Deylemî ve Suyûtî
rivayet etmişlerdir.6 Elbânî bu hadisin zayıf olduğunu belirtmiştir.7
صلوا كما رأیتموني أصلي13) "Beni nasıl namaz kılar gördünüz ise, öylece namaz kılın."8
Namaz kılarken Hz. Peygamber’in taklit edilmesinin gerektiğine dikkat çekmek
maksadıyla İlmihal’de nakledilen bu hadisi Buhârî, Mâlik b. el-Huveyris’ten rivayet etmiştir.
Bu hadisin İmam Buhârî’nin eserinde geçen metni şöyledir: Mâlik b. el-Huveyris şöyle
demiştir: “Kavmimden ben on kişi ile berâber Nebiyy-i Ekrem (sav)`in yanına gelmiştim.
Yanında yirmi gün kaldık. (Resûlullâh (sav) mü’minlere karşı rahîm idi. Rıfk ile mecbûl idi.
Ailelerimizi özlediğimizi görünce bize: "Haydi (kendi ehlinizin yanına) dönünüz.
top related