ateİzmİn boyutları ve tİplerİ1 -...

32
ATEİZMİN BOYUTLARı VE TİPLERİ 1 Kenan SEVİNÇ * Öz Ateizm, basitçe “Tanrı’ya inanmamak” şeklinde tanımlansa da yapılan saha araştırmaları kavramın bu kadar basit tanımlanamayacak kadar muğlak olduğunu göstermektedir. Araştırmalarda tespit edildiği kadarıy- la, bir dine mensup olduğu halde Tanrı’ya inanmayan; Tanrı’ya inandığı halde bir dine mensup olmayan; bir dine mensup olmadığı ve Tanrı’ya inanmadığı halde dini ritüellere katılan; Tanrı’ya inandığını söylediği halde “Tanrı yokmuş gibi” yaşayan bireyler vardır. Bunun yanında, bazı ateistler “Tanrı’nın var olmadığına inanıyorum” derken, bazıları “bende Tanrı’nın varlığına yönelik inanç yok”, bazıları da “bir Tanrı’nın olup olmadığını bil- miyorum ve bunu bilmenin bir yolu olduğuna inanmıyorum” demektedir. Bu yaklaşımlar her ne kadar birbirine benzer gözükseler de aralarında önemli farklar vardır. Bu tespitler, ateizmin de dindarlık gibi farklı boyut- lardan ve tiplerden oluşabileceğini göstermektedir. Bu makalede, ateizmin boyutlarına ve tiplerine ilişkin dünya genelinde yapılan araştırmalar ince- lenmiş, elde edilen sonuçlar değerlendirilerek, ateizm tipolojine dair genel bir resim elde edilmeye çalışılmıştır. Anahtar Kelimeler: Ateizm, Agnostsizm, Apateizm, İnançsızlık, Tipoloji, Boyut DIMENSIONS AND TYPES OF ATHEISM Abstract Although atheism is simply described as “disbelief in God,” empirical re- searches show that the concept is too ambiguous to define like that. It is found in the researches that there are people who are affiliated to a religion, but do not believe in God; who believe in God, but do not belong to a religion; who participate to rituals, but are not a member of a religion and do not believe in God; who “live as if God does not exist”, but say “I believe in God”. In addition, some atheists say, “I believe that God does not exist”, some say, “it is absence of belief in God”, and others “I don’t know whether there is a God and I don’t believe there is any way to find out”. Although these approaches are similar to each other, there are important differences between them. These show that atheism can be composed of different dimensions and types, such as religiosity. In this study, the re- searches on the dimensions and types of atheism have been examined, the results have been evaluated, and it is tried to obtain a general picture about typology of atheism. Key Words: Atheism, Agnosticism, Apatheism, Nonbelief, Typology, Di- mension Makalenin Dergiye Ulaştığı Tarih: 10.08.2017; Yayın Kurulu ve Hakem Değerlendirmesinden Geçen Makalenin Yayıma Kabul Edildiği Tarih: 15.12.2017 1 Bu makale, yazarın “Psikososyal Açıdan İnançsızlığın Oluşum ve Gelişimi” adlı doktora tezin- den (2016) hareketle hazırlanmıştır. * Yrd. Doç. Dr., Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, e-mail: [email protected]. İslâmî İlimler Dergisi, Yıl 12, Cilt 12, Sayı 3, Güz 2017 (101/132)

Upload: others

Post on 22-Oct-2020

7 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

  • atEİzmİn Boyutları vE tİPlErİ1

    Kenan SEVİNÇ*

    Öz

    Ateizm, basitçe “Tanrı’ya inanmamak” şeklinde tanımlansa da yapılan saha araştırmaları kavramın bu kadar basit tanımlanamayacak kadar muğlak olduğunu göstermektedir. Araştırmalarda tespit edildiği kadarıy-la, bir dine mensup olduğu halde Tanrı’ya inanmayan; Tanrı’ya inandığı halde bir dine mensup olmayan; bir dine mensup olmadığı ve Tanrı’ya inanmadığı halde dini ritüellere katılan; Tanrı’ya inandığını söylediği halde “Tanrı yokmuş gibi” yaşayan bireyler vardır. Bunun yanında, bazı ateistler “Tanrı’nın var olmadığına inanıyorum” derken, bazıları “bende Tanrı’nın varlığına yönelik inanç yok”, bazıları da “bir Tanrı’nın olup olmadığını bil-miyorum ve bunu bilmenin bir yolu olduğuna inanmıyorum” demektedir. Bu yaklaşımlar her ne kadar birbirine benzer gözükseler de aralarında önemli farklar vardır. Bu tespitler, ateizmin de dindarlık gibi farklı boyut-lardan ve tiplerden oluşabileceğini göstermektedir. Bu makalede, ateizmin boyutlarına ve tiplerine ilişkin dünya genelinde yapılan araştırmalar ince-lenmiş, elde edilen sonuçlar değerlendirilerek, ateizm tipolojine dair genel bir resim elde edilmeye çalışılmıştır.

    Anahtar Kelimeler: Ateizm, Agnostsizm, Apateizm, İnançsızlık, Tipoloji, Boyut

    DIMENSIONS AND TYPES OF ATHEISM

    Abstract

    Although atheism is simply described as “disbelief in God,” empirical re-searches show that the concept is too ambiguous to define like that. It is found in the researches that there are people who are affiliated to a religion, but do not believe in God; who believe in God, but do not belong to a religion; who participate to rituals, but are not a member of a religion and do not believe in God; who “live as if God does not exist”, but say “I believe in God”. In addition, some atheists say, “I believe that God does not exist”, some say, “it is absence of belief in God”, and others “I don’t know whether there is a God and I don’t believe there is any way to find out”. Although these approaches are similar to each other, there are important differences between them. These show that atheism can be composed of different dimensions and types, such as religiosity. In this study, the re-searches on the dimensions and types of atheism have been examined, the results have been evaluated, and it is tried to obtain a general picture about typology of atheism.

    Key Words: Atheism, Agnosticism, Apatheism, Nonbelief, Typology, Di-mension

    Makalenin Dergiye Ulaştığı Tarih: 10.08.2017; Yayın Kurulu ve Hakem Değerlendirmesinden Geçen Makalenin Yayıma Kabul Edildiği Tarih: 15.12.2017

    1 Bu makale, yazarın “Psikososyal Açıdan İnançsızlığın Oluşum ve Gelişimi” adlı doktora tezin-den (2016) hareketle hazırlanmıştır.

    * Yrd. Doç. Dr., Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, e-mail: [email protected].

    İslâmî İlimler Dergisi, Yıl 12, Cilt 12, Sayı 3, Güz 2017 (101/132)

  • 102 ‹SLÂMÎ ‹L‹MLER DERG‹S‹

    Giriş

    Ateizm, din psikolojisi alanında ihmal edilmiş bir konudur2, ama son za-

    manlarda bu konu ilgi çekmeye başlamıştır. Çünkü dünya genelinde, özel-

    likle de Batı’da (Avrupa, Kuzey Amerika ve Avustralya), inançsızların (ateist,

    agnostik, apateist vb) oranı gittikçe artmaktadır. Bugün birçok araştırmacı,

    dünya genelinde yaklaşık 500 milyon inançsız olduğunu düşünmektedir. Bu

    durumda inançsızlar, Hristiyanlık, İslam ve Hinduizm’den sonra dünyadaki

    en büyük dördüncü grup olacaktır.3 Batılı ülkeler arasında yalnızca ABD’de

    teistlerin oranı genel popülasyonda çoğunluğu oluşturmaktadır. ABD’de din-

    sizliğin oranı 1967’de % 2 iken 1990’da % 11’e ve 1998’de %14’e yükselmiş-

    tir.4 Sherkat, 1988 ile 1998 arasındaki on yıllık sürede ABD’de ateistlerin

    oranının %1,5’tan %3,2’ye çıktığını tespit etmiştir.5 Pew Research Center’ın

    araştırma verileri, ABD’de ateistlerin oranlarının gittikçe arttığını göstermek-

    tedir. 2004 yılında kendini ateist veya agnostik olarak tanımlayanların genel

    nüfus içindeki oranları %4 iken, 2007 yılında bu oran %7’ye yükselmiştir.6

    Avrupa ülkelerinde ise din dışı aidiyetler düzenli olarak ve hatta bazen radi-

    kal biçimde artmaktadır. Bugün İngiltere’de ve Avustralya’da inançsızların

    oranının %15 olduğu tahmin edilmektedir.7 Hollanda’da herhangi bir dine

    mensup olmayanların oranı 1966 yılında %33 iken 2011 yılında %64 ola-

    rak tespit edilmiştir.8 Kurumsal din mensubiyeti, başta Batı Avrupa olmak

    üzere dünyanın birçok bölgesinde düşmektedir.9 Hunsberger ve Altemeyer’in

    belirttiği gibi, Batı’da inançsızların artış oranı diğer herhangi bir dinin artış

    2 Bkz. Sevinç, K.. “Türkiye’de Din Psikolojisi Alanında Yapılan Lisansüstü Tezler Üzerine Bir İnceleme”, Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 15(28), 2013; Hunsberger, B. ve Altemeyer, B.. Atheists: A Groundbreaking Study of America’s Nonbelievers, New York, 2006, s. 19; Beit-Hallahmi, B.. “Atheists: A Psychological Profile”, Michael Martin (Ed.). The Cambri-dge Companion to Atheism içinde, New York, 2007, s. 300; Loewenthal, K.M.. The Psychology of Religion: A Short Introduction, Oxford, 2008, s. 56; Streib, H. ve Keller, B.. “The Variety of Deconversion Experiences: Contours of a Concept in Respect to Empirical Research”, Archive for the Psychology of Religion, 26, 2004, s. 181; Yavuz, K.. Günümüzde İnancın Psikolojisi, Ankara, 2013, s. 307-309.

    3 Zuckerman, P.. “Atheism: Contemporary Numbers and Patterns”, Michael Martin (Ed.), The Cambridge Companion to Atheism içinde, New York, 2007, s. 55; Keysar, A. ve Navarro-Rive-ra, J.. “A World of Atheism: Global Demographics”, Stephen Bullivant ve Michael Ruse (Ed.), The Oxford Handbook of Atheism içinde, Oxford, 2013, s. 553.

    4 Smith, J.M.. “Creating a Godlass Community: The Collective Identity Work of Contemporary American Atheists”, Journal for the Scientigic Study of Religion, 52(1), 2013, s. 81.

    5 Sherkat, D.E.. “Beyond Belief: Atheism, Agnosticism, and Theistic Certainty in the United States”, Sociological Spectrum, 28, 2008, s. 450.

    6 Pew Research Center. “10 Facts about Atheists”, Pew Research Center 2016, http://www.pewresearch.org/fact-tank/2016/06/01/10-facts-about-athe_sts/ (Erişim: 15.08.2017),

    7 Brown, C.G.. “The Twentieth Century”, Stephen Bullivant ve Michael Ruse (Ed.), The Oxford Handbook of Atheism içinde, Oxford, 2013, s. 232.

    8 Vermeer, P.. “Religious Indefference and Religious Education in the Netherlans: A Tension Unfolds”, Zeitschrift für Religionspädagogik, 12, 2013, s. 80.

    9 Baker, J.O. ve Smith, B.. “None Too Simple: Examining Issues of Religious Nonbelief and Nonbelonging in the United States”, Journal for the Scientific Study of Religion, 48(4), 2009, s. 719.

  • Ateizmin Boyutları ve Tipleri 103

    oranından oldukça fazladır ve kurumsal din, Batı’da gittikçe zayıflamaktadır.

    Her hafta düzenli olarak kiliseye gitme oranları oldukça düşmüştür. Örneğin

    bu oran Danimarka’da % 2, İskandinav ülkelerinde % 6, Almanya’da %7-

    8, Fransa’da % 12, İsviçre’de % 12 ve Hollanda’da %14 civarındadır.10 Bu

    veriler, ateizmin, başta Batı ülkelerinde olmak üzere, tarihin daha önceki

    dönemlerinde olmadığı kadar görünür olduğu anlamına gelmektedir.

    Türkiye, dünyada Tanrı’ya inanma oranının en yüksek olduğu ülkeler

    arasındadır. Türkiye’de Tanrı’ya inanmayanların oranının %1 ile 2 arasın-

    da olduğu tahmin edilmektedir11 ve herhangi bir dine inanmayanların ora-

    nı %3’tür.12 Eurobarometer ve ISSP gibi uluslararası araştırmaların verileri,

    Türkiye’de yaklaşık %2 civarında inançsız olduğunu ve bu oranın giderek

    arttığını göstermektedir.13 Türkiye’de 2017 yılında 30 büyükşehir ve 23 ilde

    5400 kişi ile yüz yüze görüşmelerle yapılan bir araştırmada ise katılımcıların

    %4’ü Allah’a inanmadığını belirtmiştir.14 Diğer Müslüman ülkelerde ateistle-

    rin oranlarına dair pek fazla veri bulunmamaktadır. Nüfusunun çoğunluğu

    Müslüman olan bazı ülkelerde irtidatın cezası idam olduğu için, ateistler ge-

    nelde kendilerini gizlemektedir. Bu sebeple bu ülkelerde ateistlerin oranlarını

    ve bu oranlardaki değişimi tespit etmek pek imkân dahilinde değildir. Fakat

    son dönemlerde Müslüman ülkelerde kendilerini gizleyen ve sayıları gittikçe

    artan bir ateist nüfus olduğu iddia edilmektedir.15

    Türkiye’de doğrudan ateistler üzerinde gerçekleştirilen çok az sayıda ça-

    lışma vardır.16 Fakat dünya genelinde ateizmle ilgili çalışmaların sayısında

    son 10 yılda artış yaşanmıştır. 2001 ile 2012 arasında, %38’i ulusal ölçekte

    ve çoğunlukla ABD’de olmak üzere ateizmle ilgili 100 çalışma yapılmıştır.

    Bu çalışmalarda örneklemin çoğunluğu (%61) beyaz Protestan gelenekten

    gelmektedir. Müslüman geçmişe sahip bireylerin örneklem olarak alındığı

    araştırmaların oranı %10’u geçmemektedir.17 Müslümanlar arasında ateizme

    10 Hunsberger ve Altemeyer, a.g.e, s. 12-15.11 Çarkoğlu, A. ve Kalaycıoğlu, E.. Türkiye’de Dindarlık: Uluslararası Bir Karşılaştırma, İstan-

    bul, 2009, s. 8.12 Çarkoğlu, A. ve Toprak, B.. Türkiye’de Din, Toplum ve Siyaset, İstanbul, 2000, s. 13.13 Eurobarometer. Special Eurobarometer 225: “Social Values, Sciences and Technology”.

    European Commission, 2005; ISSP. International Social Survey Programme 2008: Religion III (No: 4950). http://www.gesis.org/issp/issp-modules-profiles/religion/2008/ (Erişim: 10.10.2014).

    14 MAK. “Türkiye’de Toplumun Dine ve Dini Değerlere Bakışı”, MAK Danışmanlık, http://www.makdanismanlik.org/turkiyede-toplumun-dine-ve-dini-degerlere-bakisi/ (Erişim: 12.09.2017).

    15 The Washington Post. http://m.washingtontimes.com/news/2017/aug/1/atheists-in-mus-lim-world-growing-silent-minority/ (Erişim: 04.08.2017).

    16 Bkz. Sevinç, K.. İnançsızlık Psikolojisi, İstanbul, 2017; Aydın, A.R.. Dini İnkârın Psiko-sosyal Nedenleri, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Ondokuz Mayıs Üniversitesi SBE, Samsun, 1995.

    17 Brewster, M.E., M.A. Robinson, R. Sandil, J. Esposito ve E. Geiger. “Arrantly Absent: Atheism in Psychological Science From 2001 to 2012”, The Counselling Psychologist, 2014, s. 13-16.

  • 104 ‹SLÂMÎ ‹L‹MLER DERG‹S‹

    geçiş oranının Hristiyanlıktan ateizme geçiş oranına göre oldukça düşük ol-

    ması buna gerekçe gösterilebilir. Öte yandan bu konuda yapılan çalışmaların

    azlığı, Türkçe literatürün darlığı, konunun yeterince ilgi görmemesi gibi se-

    bepleri de bu konuda yapılan çalışmaların kısıtlı olmasına gerekçe göstermek

    mümkündür. Bu anlamda Türk din psikoloji literatürüne katkı sunması açı-

    sından ateizmin ne olduğu, ateizmin boyutları ve tipleri, ateistlerin demog-

    rafik özellikleri, ateizme geçiş nedenleri gibi konularda çalışmalar yapmaya

    ihtiyaç duyulmaktadır.

    Ateizmin ne olduğu meselesi, birçok kişi için gayet açık gibi görünse de

    aslında bu mesele, kendi içinde önemli soru işaretleri barındırmaktadır. Ör-

    neğin ABD’de yapılan bir araştırmanın verilerine göre, kendini ateist olarak

    tanımlayan kişilerin bazıları (%8) aynı zamanda Tanrı’ya veya evrensel bir

    güce inandıklarını beyan etmişlerdir. Öte yandan bazı kişiler ise kendilerini

    bir dine mensup olarak görmekte ama Tanrı’ya inanmadığını belirtmektedir.

    Yine Fransa’da Tanrı’ya inananların oranı %27, kendini Katolik olarak ta-

    nımlayanların oranı %41; Avusturya’da Tanrı’ya inanan %44, Katolik olan

    %78; Çek Cumhuriyeti’nde Tanrı’ya inanan %44, Katolik olan %75; Finlan-

    diya’da Tanrı’ya inanan %33, Protestan olan %73; Türkiye’de Tanrı’ya ina-

    nan %94,5, Müslüman olan %97’dir.18 Görüldüğü gibi kişinin kendini bir

    dini aidiyetle tanımlaması, o kişiyi ateizmin sınırları dışında bırakmak için

    yeterli değildir ve ateizm kavramı doğrudan dinsiz olmak veya üstün bir güce

    inanmamak anlamına gelemeyecek kadar muğlaklık barındırmaktadır. Tıpkı

    dindarlığın farklı boyutlarının ve yönelimlerinin olması gibi, ateizmin de fark-

    lı boyutları ve tipleri söz konusudur. Ateizm kavramını, ateizmin boyutlarını

    ve tiplerini ele alan bu makale, şu soruların cevaplarını aramaktadır. Ateizm

    yalnızca her şeyi yaratan ve her şeye gücü yeten müşahhas bir Tanrı’nın var

    olmadığını kabul etmektir midir? Ateistlerin hepsi Tanrı’nın olmadığına mı

    inanır? Bir kişi hem bir dine mensup olup hem ateist olduğunu iddia edebilir

    mi? Ateizm bir düşünce biçimi midir, yoksa belli bir tarzda davranmayı içerir

    mi? Ateizm ile agnostisizm arasında nasıl bir ilişki vardır? Her dinsiz ateist

    midir? Ateizmin farklı boyutları var mıdır? Ateizmin farklı tipleri var mıdır?

    Bir İnançsızlık Biçimi Olarak Ateizm

    Ateizmle ilgili yapılan araştırmalar, çoğunlukla inançsızlık (nonbelief,

    unbelief, disbelief) başlığı altında bulunmaktadır. İnançsızlık, dini veya spi-

    ritüel bir inanca sahip olmamak ve doğaüstü bir gerçeğin varlığını kabul

    etmemek anlamına gelmektedir ve inançsızlık kavramı çoğunlukla ateizm,

    agnostisizm, apateizm gibi yaklaşımların genel adı olarak kullanılmaktadır.

    18 Eurobarometer. “Pillars of Truth: Religion and Science”, Europeans and Biotechnology in 2010. European Commission, s. 170.

  • Ateizmin Boyutları ve Tipleri 105

    Literatürde inançsızlıkla ilgili kullanılan çok sayıda kavram vardır. imansız

    (faithless), din karşıtı (anti-religious), teizm karşıtı (anti-theist), dinsiz (non-re-

    ligious), ateist (atheist), mürted (apostate, deconvert), kilisesiz (unchurched),

    bağlı olmayan (unaffiliated), agnostik (agnostic), seküler (secularist), hüma-

    nist (hümanist), natüralist (natüralist), bilimci (scientist), septik (skeptic), hür

    düşünceli (freethought) ve benzerleri. Fakat yapılan çok sayıda araştırma bu

    kavramlar arasında benzerlikler olmakla birlikte bazı anlam farklılıkları ol-

    duğunu da göstermiştir. Literatürde de bu kavramlara ilişkin farklı sınıflan-

    dırmalara rastlamak mümkündür.

    Gurney ve arkadaşları, yaptıkları araştırmada inançsızları şu kategorilere

    ayırmıştır: ateist, agnostik, kilisesiz, dinsiz.19 Benzer şekilde, Baker ve Smith

    yaptıkları araştırmada Amerika’da üç dinsiz tipi olduğunu tespit etmişlerdir;

    ateist, agnostik ve kilisesiz. Ateistler din karşıtı ve reaksiyoner iken, agnos-

    tikler dine karşı değildir. Kilisesizler ise bireysel inanca sahiptirler. Bu üç

    grubun dine karşı çıkma düzeyleri bakımından sıralanışı şöyledir: ateistler,

    kilisesizler, agnostikler.20 Kosmin ve Keysar Religious Identification Survey

    (ARIS) verilerini incelemişlerdir. Bu verilere göre, dini kimliklerinin ne olduğu

    sorulan katılımcıların % 14’ü bu soruya “hiçbiri” şeklinde cevap vermiştir ve

    % 14’e ilaveten, katılımcıların % 5’i dini kimlikle ilgili soruya cevap vermeyi

    reddetmiştir. Bu % 19’luk kesimin % 5’i Tanrının olmadığını kabul etmiştir.

    Fakat kendini ateist olarak tanımlayanların oranı yalnızca % 1’dir.21 Herhan-

    gi bir dine mensup olmayanların yalnızca yarısı kendini ateist ve/veya ag-

    nostik olarak tanımlamaktadır.22 Geriye kalan %50’lik kısım, kendini dinsiz,

    kilisesiz, apateist, dine karşı ilgisiz, hümanist, septik veya seküler gibi etiket-

    lerle tanımlamaktadır. Bu kişilerden bazıları dini/spiritüel bir inanca sahip

    değildir ve bu anlamda inançsızdır. Ama bazıları, bir dine mensup olmasa da

    doğaüstü varlık/varlıklara inanmaktadır.

    Görüldüğü gibi inançsızlık başlığı altında birbirinden farklı birçok yakla-

    şım söz konusudur ve ateizm bunlardan biridir. Dini inanç Tanrı’nın varlı-

    ğına inanma ve ona uygun davranma şeklinde bir tutum; ateizm Tanrı’nın

    yokluğuna veya var olmadığına inanma şeklinde bir tutum; agnostisizm Tan-

    rı’nın varlığının veya yokluğunun bilinemeyeceğini inanma ve ona göre dav-

    19 Gurney, D., S. McKeown, J. Churchyard ve N. Howlett. “Believe I tor Not: Exploring the Rela-tionship between Dogmatism and Openness within Non-Religious Samples”, Personality and Individual Differences, 55, 2013, s. 936.

    20 Baker ve Smith, a.g.e, s. 720-731.21 Kosmin, B.A. ve A. Keysar. “American Religious Identification Survey (ARIS 2008)”, Summary

    Report, Trinity College, Connecticut, 2009.22 Vernon, G.M.. “The Religious “Nones”: A Neglected Category”, Journal for the Scientific Study

    of Religion, 7(2), 1968, s. 222; Cragun, R.T., B. Kosmin, A. Keysar, J.H. Hammer ve M. Niel-sen. “On the Receiving End: Discrimination toward the Non-Religious in the United States”, Journal of Contemporary Religion. 27(1), 2012, s. 111

  • 106 ‹SLÂMÎ ‹L‹MLER DERG‹S‹

    ranma şeklinde başka bir tutum; dini ilgisizlik veya pasif ateizm ise Tanrı’nın

    varlığına veya yokluğuna dair herhangi bir inanca sahip olmama ve Tanrı

    yokmuş gibi yaşama şeklinde görülen, Tanrı’ya inanç konusunda tutumsuz-

    luk (nonattitude) olarak değerlendirilebilir. Ateizm bir inançsızlık biçimidir.

    İnançsızlık başlığı altında ele alınan yaklaşımlar arasında en belirgin biçimde

    öne çıkan ve inançsız bireylerin kendilerini tanımlamak için en fazla tercih

    ettikleri tanımlama biçimi ateizmdir. Yapılan araştırmalarda inançsızların

    %80’inin kendini ateist olarak tanımladıkları görülmüştür.23 Bu sebeple, her

    ne kadar farklı inançsızlık türleri olsa da günümüzde yaygın olarak inançsız

    denildiğinde ateizm akla gelmektedir ve ateizm kelime anlamının dışına çıka-

    rak, tüm dini ve spiritüel inançların reddedilmesi anlamında yaklaşımların

    genel adı haline gelmiştir.

    Ateizm, (İng. Atheism, Tr. Tanrıtanımazlık, İlhadiye,), teizm kavramının

    da kökünü oluşturan Yunanca Tanrı anlamına gelen theos kelimesinin önü-

    ne olumsuzluk önekinin getirilmesiyle oluşturulmuş atheos kavramından

    gelmektedir ve “teist olmamak” anlamındadır. Teizm, genel olarak, her şeyi

    yaratan, her şeyi bilen, her şeye gücü yeten, müşahhas bir Tanrı kavramını

    ifade eder. Ateizm, en kısa tanımıyla, böyle Tanrı’ya (theos) yönelik inanç

    yokluğudur (the absence of belief in God)24. Bazıları için ateizm, teizmin iddi-

    alarını reddetmekten başka bir şey değildir.25 Bu tanım her ne kadar oldukça

    basit görünse de kavramın muğlaklığı burada başlamaktadır. Bugün farklı

    dinlerde farklı Tanrı tasavvurları olduğu bilinmektedir. Teizm dışında deizm,

    panteizm, panenteizm, politeizm gibi farklı Tanrı anlayışları vardır. Bu du-

    rumda eğer ateizm teizmin değillemesi ise yani müşahhas bir Tanrı fikrinin

    reddi ise o zaman teist Tanrı fikrine sahip olmayan tüm inançlar ateistik

    inançlardır. Yani panteizm, politeizm, pananteizm gibi farklı Tanrı anlayışla-

    rı ateistik birer Tanrı anlayışı olacaktır.

    Deist, doğaüstü bir gücün varlığını, panteist ise Tanrı’nın evrende içkin

    olduğunu kabul eder. Her ikisinde, teizmden farklı olsa da bir Tanrı tasavvu-

    ru vardır. Öte yandan bazı panteistler ve deistler kendilerini inançsız olarak

    nitelemektedirler. Geleneksel teist dinlere mensup bireylerin bu inançların-

    dan vaz geçip daha sonra deist veya panteist bir inanç benimsemeleri, bazen

    inançsızlığın ilk safhası olarak görülebilmektedir. Auguste Comte, 18. yüz-

    yıl deizmiyle sistematik ateizm arasında bir baba oğul ilişkisi görmektedir.26

    23 Sevinç, a.g.e.24 Bullivant, S.. “Defining Atheism”, Stephen Bullivant ve Michael Ruse (Ed.), The Oxford Hand-

    book of Atheism içinde, Oxford, 2013, s. 12.25 Cliteur, P.. “The Definition of Atheism”, Journal of Religion and Society. 11, 2009, s. 5; Hurth,

    E.. Between Faith and Unbelief: American Transcendentalists and the Challenge of Atheism, Leiden&Boston, 2007, s. 1.

    26 Bayet, A.. Dine Karşı Düşünce Tarihi. Cemal Süreyya (çev.), 4. Baskı, İstanbul, 2004, s. 55.

  • Ateizmin Boyutları ve Tipleri 107

    Bazı düşünürler, özgür düşüncenin henüz yeterince gelişmediği yerlerde,

    birçok kişinin kendini en azından deist olarak tanımlamak zorunda kaldık-

    larını ifade etmektedirler. Vetter ve Green, inançsız bireylerin ateist olmadan

    önce genellikle deist ve Üniteryen olduklarını tespit etmiştir.27 Bu nedenle

    deizm veya panteizm bazen inançsızlık başlığı altında değerlendirilmekte-

    dir. Fakat bu yaklaşımlar, teist bir Tanrı tasavvuruna sahip olmasalar da

    doğaüstü bir gerçekliğin varlığını kabul ederler. Dolayısıyla teizm dışındaki

    Tanrı tasavvurlarının ateistik olarak görülmesi bir kafa karışıklığı meydana

    getirmektedir. Bu durumda teist Tanrı anlayışa sahip olmayan bazı dinler de

    (örn. Budizm, Caynizm, Konfüçyüsçülük vb) ateistik dinler olarak kabul edil-

    melidir.28 Fakat biz günümüzde ateizm denilince bunun ötesinde bir anlamın

    kastedildiğini biliyoruz ve bir dini, ateistik olarak nitelendirmek, sağduyuya

    aykırı bir durum gibi gözükmektedir. Çünkü modern anlamda ateizm, Tan-

    rı’yı reddetmenin yanında ruhu ve aşkın olan her şeyi de reddetmektedir.

    Evrenin ve evrendeki düzenin tesadüfi bazı doğal güçlerin etkisiyle meydana

    geldiğini ve biyolojik yaşamın evrim sürecinin ürünü olduğunu kabul eden

    modern ateizmin temelinde ontolojik materyalizm yer almaktadır.29. Görül-

    düğü gibi ateizmin iki farklı tanımı vardır. Bunlardan birincisi yalnızca teizmi

    kabul etmemek anlamında, diğeri ise tüm dini ve aşkın spiritüel anlayışları

    reddetmek anlamındadır. Bunlardan birincisine dar anlamda ateizm (narrow

    sense) ve ikincisine geniş anlamda ateizm (broad sense) denilmektedir. Dar

    anlamda ateizm, sadece teist inanca karşı olmaktır, yani kişisel bir Tanrı’ya

    inanmamaktır. Geniş anlamda ateizm ise doğaüstü herhangi bir gerçekli-

    ği kabul etmemektir.30 Bu ayrımdan anlaşılacağı üzere, ateizm kavramının

    birbirinden farklı anlamları vardır31, ancak günümüzde ateizm denildiğinde

    yaygın olarak geniş anlamda ateizmin kastedildiği göz ardı edilmemelidir.

    27 Vetter, G.B. ve Green, M.. “Personality and Group Factors in the Making of Atheists”, The Journal of Abnormal and Social Psychology. 27(2), 1932.

    28 Martin, M.. “Atheism and Religion”, Michael Martin (Ed.), The Cambridge Companion to Athe-ism içinde, New York, 2007, s. 230.

    29 Bolay, S.H.. Felsefi Doktrinler ve Terimler Sözlüğü. 6. baskı, Ankara, 1996, s. 386-387; Ceviz-ci, A.. Felsefe Sözlüğü. 4. Baskı, İstanbul, 2000, s. 89-90.

    30 Martin, a.g.e, s. 2, s. 229; Rowe, W.. “The Problem of Evil and Some Varieties of Atheism”, American Philosophical Quarterly. 16(4), 1979, s. 335; Rowe, W.. “Agnosticism”, Edvard Craig (Ed.), The Shorter Routledge Encyclopedia of Philosophy içinde, London, 2005; Aydın (Aydın, M.. Din Felsefesi. 10. baskı, İzmir, 2007, s. 210), sadece “teist olmamak” anlamındaki ateizmi geniş anlamda ateizm şeklinde tanımlamaktadır. Bu açıdan Aydın’ın dar anlamda ateizm ve geniş anlamda ateizm tanımlamaları diğer yazarların tanımlarından farklıdır. Aydın, dar an-lamda ateizm ve geniş anlamda ateizm kavramlarını negatif-pozitif ateizm tartışması çerçe-vesinde ele almaktadır. Aydın’a göre, teist olmamak anlamındaki ateizm negatif ateizmdir ve bu, ateizmin geniş anlamıdır; Tanrı’nın var olmadığını iddia etmek ve bunu delillendirmeye çalışmak ise pozitif ateizmdir ve bu ise dar anlamda ateizmdir. Oysa diğer yazarlar (Martin, ve Rowe), ateizm kavramının geniş ve dar anlamlarını ayrı bir tartışma konusu olarak ve ne-gatif-pozitif ateizm tartışmasını is ayrı bir konu olarak ele almaktadır. Martin’e göre negatif ateizmin de pozitif ateizmin de dar ve geniş anlamları söz konusudur.

    31 Edwards, P.. “Atheism”, Paul Edwards (Ed.), Encyclopedia of Philosophy içinde, 2nd edition, Vol. 1-2, New York, 1967, s. 358.

  • 108 ‹SLÂMÎ ‹L‹MLER DERG‹S‹

    Yalnızca bazı Uzakdoğu ülkelerine (Çin, Kore, Japonya) ilişkin istatistiklerde

    halkın yarıdan fazlasının ateist olduğu iddia edilirken, dar anlamda ateizmin

    kastedildiği göz önünde bulundurulmalıdır.

    Ateizmin tarihi çok eskilere kadar götürülür. İlkçağ filozoflarından bazıla-

    rının ateist oldukları iddia edilmektedir. Bunlar özellikle atomcu görüşleriyle

    bilinen materyalist filozoflardır. Empedokles, Leukippos ve Demokritos bu

    düşünürlere örnek verilebilir. Bu düşünürler atomlardan başka hiçbir şeyin

    olmadığını savunmuşlardır.32 Aydın, ateizmin köklerinin, felsefe tarihinin ilk

    dönemlerine kadar gittiğini, ancak ilkçağ, ortaçağ ve modern dönemin ateizm

    anlayışlarının birbirinden farklı olduğunu söylemektedir. Bazı ilkçağ filozofla-

    rı dönemin Tanrı anlayışlarını inkâr etmiştir. Ancak bu düşünürlerin modern

    anlamıyla ateist oldukları söylenemez.33 Örneğin atomcu filozoflar Tanrıların

    da atomlardan meydana geldiğini iddia etmişlerdir.34 Xenophanes dönemin

    antropomorfist Tanrı anlayışını reddetmiştir, ama bu onun geniş anlamda

    ateist olduğu anlamına gelmez. Materyalist görüşleriyle bilinen Empedokles

    ruh göçüne inanmaktadır.35 Yine Demokritos insan ve hayvan ruhlarının özel

    bir tür atomdan meydana geldiğini söylemektedir.36 Ayrıca bu atomcu filozof-

    lar determinizmi reddetmişlerdir.37 Görüldüğü gibi, bu filozoflar dar anlamda

    ateist olsalar da geniş anlamda ateist olarak nitelendirilmeleri mümkün gö-

    zükmemektedir. Hyman’ın dediği gibi, Antik dönemdeki ateizm günümüzdeki

    modern ateizmden oldukça farklıdır.38 Ortaçağa baktığımızda, bu dönemde

    de günümüzdekinden farklı bir ateizm anlayışıyla karşılaşmaktayız. Modern

    anlayışın aksine, ortaçağda ateizm, ciddi bir inanç yokluğu olarak görülme-

    miştir.39 Bremmer’e göre gerek antik dönemde gerekse ortaçağda din hayatı-

    nın her anını ve her alanını doldurmaktaydı. Bu yüzden ateizm popüler bir

    ideoloji olarak gelişme fırsatı bulamamıştır.40

    Günümüzdeki anlamıyla inançsızlık açısından dönüm noktası 19. yüzyıl-

    dır. Bu dönemden önce ateist-septik bazı düşünürler olsa da ateizmin yay-

    gınlık kazanması ve toplumda kendine yer bulması 19. yüzyılda gerçekleş-

    miştir. Bu yüzyılda Feuerbach, Marx, Nietzsche gibi düşünürler dinin ateist

    açıklamalarını geliştirmiş ve dini şüpheyi yazılarıyla işlemişlerdir. İlk kez bu

    32 Bkz. Guthrie, W.K.C.. İlkçağ Felsefesi Tarihi, Ahmet Cevizci (çev.), Ankara, 1999, s. 56-62.33 Aydın, M., a.g.e, s. 191-192.34 Sedley, D.. “From the Pre-Socratics to the Hellenistic A.g.e”, Stephen Bullivant ve Michael

    Ruse (Ed.), The Oxford Handbook of Atheism içinde, Oxford, 2013, s. 145.35 Guthrie, a.g.e, s. 56.36 Guthrie, a.g.e, s. 6437 Lacey, A.R.. A Dictionary of Philosophy, 3rd edition, London, 1996, s. 96.38 Hyman, G.. Ateizmin Kısa Tarihi, Dilek Şendil (çev.). İstanbul, 2010, s. 20.39 Weltecke, D.. “The Medieval Period”, Stephen Bullivant ve Michael Ruse (Ed.), The Oxford

    Handbook of Atheism içinde, Oxford, 2013, s. 176.40 Bremmer, J.N.. “Atheism in Antiquitye”, Michael Martin (Ed.), The Cambridge Companion to

    Atheism, New York, 2007, s. 11.

  • Ateizmin Boyutları ve Tipleri 109

    dönemde ateistler devlet tarafından tanınmış ve agnostisizm gibi yeni inanç-

    sızlık biçimlerini ifade eden kavramlar geliştirilmiştir.41 20. yüzyılla birlikte

    ateizm demografik olarak kayda değer bir noktaya gelmiş, yasallaşmış ve sos-

    yal olarak kabul görmüştür. Bu gelişmelerin çok önemli bir kısmı 1960’dan

    sonra Batı’da gerçekleşmiştir.42 Ateizm modernitenin kaçınılmaz bir uzantı-

    sıdır ve ikisi kaçınılmaz biçimde bağlantılıdır.43 Bundan ötürü, moderniteyi

    anlamadan ateizmi anlamak mümkün değildir. Modern kelimesi geçmişten

    üstün oluşu ve bizim bugünkü yerimizin geçmişten daha ileride olduğunu

    vurgular. Bu ilerleyişin temini için doğanın kontrol edilmesi ve onun üstünde

    güç kurulması gerekmektedir. İnsan böylece “kul”luktan “efendi”liğe geçmek-

    tedir.44 Moderniteyle beraber ortaya çıkan ateizm yalnızca Tanrı’nın varlığını

    tartışan bir felsefi yaklaşım olmaktan çıkmış bir ideoloji, bir dünya görüşü,

    bir yaşam tarzı haline gelmiştir.

    Şayet, tüm doğaüstü aşkınlığın reddedilmesi anlamındaki ateizm modern

    bir olgu ise ve özellikle 19. yüzyılla birlikte Batı’da kendine yer bulmuşsa, bu

    durumda İslam dünyasında bu anlamda bir ateizmden ve İslam literatürün-

    de bu anlamda ateizme karşılık gelen bir kavramdan bahsedilebilir mi? Ate-

    izmin birincil muhatabı teist veya İbrahimi dinler olarak bilinen İslam, Hristi-

    yanlık ve Yahudiliktir.45 Dolayısıyla İslam dini de doğrudan modern ateizmin

    eleştiri sahasına girmektedir. İslam dini açısından inançsızlığı tanımlayan

    farklı kavramlar vardır. Müslüman olmayanlar, İslam inancına sahip olma-

    maları bakımından inançsızdırlar. Müslüman olmayan kişiler için, münafık,

    müşrik, ehl-i kitap (Hristiyan ve Yahudi), zındık, dehri, ehl-i delalet, mürted ve

    mülhid gibi kavramlar kullanılır. İslam geleneğinde Müslüman olmayan tüm

    bu sınıfları tanımlamak için genellikle kâfir kelimesi kullanılmaktadır. Kâfir

    -kavramı, müşrik, münafık, ateist ve benzeri bütün inkâr biçimlerini içi (كافر)ne alacak bir anlamdadır.46 Fakat ne kafir kelimesi, ne de ehl-i kitap, müşrik,

    münafık, ehl-i delalet, zındık ve dehri kavramları tam olarak modern anlam-

    da ateizm kavramını karşılamamaktadır. İslam literatüründe, günümüzdeki

    ateizm kavramının karşılığı olarak sıklıkla ilhad (اإللحاد) kavramı kullanılmak-tadır. İlhad, gerçekten sapmak anlamına gelmektedir.47 Kavramın içeriği dik-

    kate alındığında, bu kavramın da ateizm ile tam olarak örtüşmediği görül-

    41 Hyman, a.g.e, s. 90.42 Brown, a.g.e, s. 243.43 Hyman, G.. “Atheism in Modern History”, Michael Martin (Ed.), The Cambridge Companion to

    Atheism içinde, New York, 2007, s. 28.44 Hyman, G.. Ateizmin Kısa Tarihi. Dilek Şendil (çev.), İstanbul, 2010, s. 13-17.45 Bullivant, a.g.e, s. 20.46 Yücedoğru, T.. “Kur’an’da İman Kavramı”, Uludağ Üniveritesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 15(2),

    2006, s. 4; Ulutürk, V.. “Kur’an-ı Kerim’e Göre İnkar ve İnkar Amilleri”, Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 7, 1986, s. 286.

    47 Sinanoğlu, M.. “İlhâd”, DİA, C. 22, Ankara, 2000, s. 90; Ulutürk, a.g.e, s. 218.

  • 110 ‹SLÂMÎ ‹L‹MLER DERG‹S‹

    mektedir.48 Aydın’a göre, dilimizde ateizm kavramını tam olarak karşılayan

    bir kavram yoktur. İslam dini literatüründe ateizm kavramına en yakın olan

    ilhad kavramıdır ama o da tam olarak karşılık gelmemektedir. Ateizm, günü-

    müz Türkçesinde bazen tanrıtanımaz şeklinde çevrilmektedir. Fakat tanımak

    ve inanmak kavramları birbirinden oldukça farklıdır ve ateizmde bir tanı-

    ma faaliyetinden ziyade inanma-inanmama faaliyeti söz konusudur. Bundan

    ötürü ateizm kavramı olduğu gibi kullanılmalıdır.49

    Coşkun, Kadı Beydavî ve Fahreddin er-Râzî gibi pek çok müfessirin, mut-

    lak inkârı mümkün görmediklerini50; İslam dünyasında mutlak anlamda bir

    inançsızlıktan söz etmenin zor olduğunu; İslam tarihinde ateist oldukları id-

    dia edilen Yahya bin İshak er-Ravendî ve Ebu Bekir er-Razi gibi düşünürlerin

    geleneğe aykırı fikirler ileri sürdüklerini, ama bu kişilerin ateist oldukları-

    nı gösteren kesin bir bilgi bulunmadığını ifade etmektedir.51 Görüldüğü gibi

    İslam tarihinde Batı’daki anlamıyla ateist yoktur ve İslam literatüründe de

    ateizm kavramına karşılık bir kavram bulunmamaktadır. Doğaüstü herhangi

    bir gerçekliğin kabul edilmediği, maddenin tek gerçeklik olarak görüldüğü,

    insanın tesadüfen meydana gelmiş doğa ürünü bir canlı olduğunun savu-

    nulduğu ve maddi sebepler dışında bir sebebin ve iradenin bulunmadığının

    iddia edildiği inançsızlık biçimi, Batı kaynaklı ve oldukça yeni sayılabilecek

    bir yaklaşımdır. Yukarıda da ifade edildiği gibi bu yaklaşım moderniteyle be-

    raber Batı’da ortaya çıkmış ve bir felsefi yaklaşım olmaktan ziyade bir ideolo-

    ji, bir dünya görüşü, bir yaşam tarzı haline gelmiştir.

    Bu noktada akla gelen bir diğer soru, bir ideoloji, bir dünya görüşü hali-

    ne gelen ateizmin bir tür “inanç” olup olmadığıdır. Karaca’ya göre her türlü

    eylemin arkasında bir inanç vardır ve bu yüzden de inançsız bir hayat dü-

    şünülemez.52 Yavuz, insanın inanan bir varlık olduğunu ve istese de iste-

    mese de içindeki inanma potansiyeli sayesinde buna karşı koyamayacağını

    söylemektedir.53 Peki, nasıl oluyor da bazı kişiler kendilerini inançsız olarak

    tanımlayabiliyor? Ateizm bir inanç olabilir mi? Bazı düşünürler ateizmi de

    bir tür inanç olarak görürken, diğer bazıları buna karşı çıkmaktadır. Konu-

    nun daha iyi anlaşılabilmesi açısından öncelikle inanç kavramının kısaca

    ele alınması gerekmektedir. İnanç kavramı oldukça geniş ve kapsayıcı bir

    anlama sahiptir. Fowler, imanı/inancı54, bir düşünce sistemine veya değer

    merkezine bağlı olarak tanımlamaktadır. İnanç, kişinin hayatına yön veren

    48 Gürsoy, K.. “İlhâd”, DİA, C. 22, Ankara, 2000, s. 96.49 Aydın, a.g.e, s. 207-208.50 Coşkun, İ.. Ateizm ve İslam. Ankara, 2011, s. 2.51 Coşkun, a.g.e, s. 49.52 Karaca, F.. Din Psikolojisi, Trabzon, 2012, s. 113-116.53 Yavuz, a.g.e, s. 23.54 Fowler burada faith kavramını kullanmaktadır. Bazı araştırmacılar bu kavramı iman olarak

    bazıları ise inanç olarak Türkçe’ye çevirmektedir.

  • Ateizmin Boyutları ve Tipleri 111

    değerlerin, anlamların, kabullerin oluşmasının altında yatan merkezi bir

    süreçtir. İnanç bir kişinin veya grubun hayat mücadelesinde hareket etme

    tarzıdır. İnanç, bir kişinin başka insanlarla paylaştığı ortak anlam ile ilişkili

    olma biçimidir. Bu tanımdan hareket edecek olursak, dini inanç dışındaki

    inançlardan da söz etmek mümkün hale gelir. Buna göre inanç kavramı dini

    doktrin ve öğretilerden öte bir anlama sahip olacağından, komünizm, ateizm

    gibi akımlar da birer inanç olarak kabul edilebilir.55 Fromm, dinin tanımını

    genişleterek bunu daha da ileri düzeye götürmüş ve birçok düşünce siste-

    mini, yaşam tarzını din olarak kabul etmiştir. Fromm’a göre din, “bir grup

    tarafından paylaşılan ve kişiye kendine bir yön bulmasını sağlayacak bir ze-

    min ve bir tapınma nesnesi sunan bir düşünceler ve eylemler sistemi”dir.56

    En katı laik sistemlerde dahi olsa, dinsel gereksinimi ve tapınma ihtiyacı ol-

    mayan hiç kimse yoktur. Fromm’a göre insan gerekirse puta, paraya, başka

    bir insana, ulusuna, partisine veya başarıya tapabilir.57 Özellikle de bunun

    bir grup tarafından paylaşılması, tapınma nesnesini daha tatmin edici bir

    noktaya yükseltir. Fromm’a göre “bir grupça paylaşılmak koşuluyla insana

    teselli olmayacak hiçbir şey yoktur”58. Dolayısıyla da bir ideolojik gruba veya

    bir düşünce akımına dâhil olmak, bir davanın savunucusu olmak bireye bir

    inanç dizgesi sunmaktadır. Bu durumda din dışı inanç sistemlerinden bah-

    sedilebilir. Bu yaklaşımdan hareketle bir komünist inanç, hümanist inanç,

    bilimci inanç ve natüralist inançtan söz edilebilir. Hatta bir ateist inanç da

    söz konusu olabilir.

    Ateizmin bir inanç olarak görülmesine karşı çıkanlar vardır. Örneğin Smith

    ve Bullivant, ateizmi bir inanç olarak değil, bir inanç yokluğu (absence of belief)

    olarak görür.59 Buna göre ateist, Tanrı’nın olmadığına inanan değil, Tanrı’nın

    olduğuna inanmayandır. Fakat Streib ve Klein, ateizm bir inanç (belief) ola-

    rak kabul edilebileceğini söylemektedir.60 Rümke’ye göre eğer inanç, entelek-

    tüel gerekçelerle doğrulanma zorunluluğu olmaksızın doğru kabul edilen şey

    olarak tanımlanırsa, o zaman inançsız hiçbir insan yoktur. Nitekim Sevinç’in

    yaptığı araştırma, ateistlerin önemli bir kısmının aslında evvela rasyonel bir

    gerekçelendirme yapmaksızın ateizmi tercih ettiklerini göstermektedir. Yani

    ateizm, birçok kişide bir inanç olarak ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle, “dini

    55 Fowler, J.. “İman Bilincinin Evreleri”, Ali Ulvi Mehmedoğlu (çev), Marmara Üniversitesi İla-hiyat Fakültesi Dergisi, 19, 2000, s. 89-92; Fowler, J.. Sta.g.es of Faith: The Pschology of Human Development and the Quest for Meaning, New York, 1981, s. 4.

    56 Fromm, E.. Psikanaliz ve Din, Elif Erten (çev.), 2. baskı, Ankara, 2010, s. 31.57 Fromm, a.g.e, s. 35.58 Fromm, a.g.e, s. 42.59 Smith, G.H.. Atheism: The Case Against God. Buffalo, New York, 1979, s. 14; Bullivant, a.g.e,

    s. 13.60 Streib, H. ve Klein, C.. “Atheist, Agnostics, and Apostates”, Kenneth Pargament, J.E. Julie

    ve W.J. James (Ed.), APA Handbook of Psychology and Spirituality içinde, Vol.1, American Psychological Association, 2013, s. 714.

  • 112 ‹SLÂMÎ ‹L‹MLER DERG‹S‹

    inançsızlık” (religious unbelief) genel anlamda bir inançsızlık (disbelief) değil-

    dir. Dini anlamda inançsız olan kişi aslında başka bir şeye inanıyordur.61 Yani

    ateizm bir inanç yokluğu değildir, bu yüzden bu olgunun yalnızca “dini inanç-

    sızlık” olarak görülmesi gerekir.62 Psikolojik ve hatta epistemolojik olarak dini

    inanç ve inançsızlık aynı denkliktedir.63 “Eğer dindar insanların anlayışlarının

    doğrulanabilir bir kanıtın çok uzağına düştüğünü söylersek unutulmamalıdır

    ki dindar olmayan insanların anlayışları da aynı şekildedir”.64

    Connolly’ye göre inanç ve inançsızlık, dünyada insanın ve hayatın anla-

    mının ne olduğu sorusuna verilen cevapla ilgilidir. Bu soruya rasyonel ola-

    rak yanıt vermeye yarayacak herhangi bir kanıt bulunmamaktadır. Dolayı-

    sıyla inanç ve inançsızlık oldukça sübjektiftir. İnanç temelde ikiye ayrılır:

    insani inançlar, aşkın inançlar. İnsani inançlar, her bireyin günlük hayatta

    tecrübe ettiği inançlardır. İnsani inançlar da kendi içinde ikiye ayrılır; ki-

    şisel insani inançlar, felsefi insani inançlar. Kişisel insani inançlarda bir

    başka kişinin sözünü doğru kabul etmek vardır. Felsefi insani inançlar ise

    hayata dair bazı temel prensiplerin benimsenmesiyle ilgilidir. Bunlar bazen,

    “yaşamak ölmekten daha iyidir” ifadesinde olduğu gibi gayet basit olabilir-

    ler. Öte yandan hümanizm, komünizm gibi çok daha bütüncül sistemler de

    söz konusudur. Aşkın inançlar da iki ayrılmaktadır: dini aşkın inançlar ve

    felsefi aşkın inançlar. Aşkın inançlarda temel nokta, sınırlı gerçekliğin öte-

    sinde bir gerçeklik olduğunu kabul etmektir. Bu, aslında nihai gerçekliğin

    mahiyetiyle ilgili bir tutum benimsemekle ilgilidir. Dini aşkın inanç, bu ger-

    çekliğin dini tecrübe temelinde benimsenmesiyle ilgilidir; felsefi aşkın inanç

    ise yalnızca akıl temelinde bu gerçekliğin benimsenmesi anlamına gelir.

    Dini inanç, nihai gerçekliğin objektif varlığının kabul edilmesiyle ilgili bir

    tutumdur. Her iki inanç biçimi de insana kim olduğu, bu dünyanın anlamı

    ve önemi gibi konularda cevaplar sunmaktadır. İnançsızlık, aşkın inançla-

    rın reddedilmesi ve olumsuzlanması anlamına gelmektedir.65 Connolly bu

    ikisi arasında bazı ortak yönler olduğunu da ifade etmektedir. Örneğin her

    ikisi de insanla ve onun bu dünyadaki yaşamının anlamıyla ilgilenmekte-

    dir. Her ikisi de varoluşsal meselelerdir. Her iki tutum da bir inanç unsuru

    içermektedir. Her ikisi de insanın anlam arayışı içerisinde meydana gel-

    mektedir. Yine her ikisi de aynı psikolojik süreçlerin ürünüdür. İnsan istese

    de inançtan kaçamaz, yaşamak ve insan olmak için inanmalıdır. İnanmak

    61 Rümke, H.C.. The Psychology of Unbelief: Character and Temperament in Relation to Unbelief. London, 1952, s. ix-xi.

    62 Scobie, G.E.W.. “Belief, Unbelief, and Conversion Experience”, Jozef Corveleyn ve Dirk Hut-sebaut (Ed.), Belief and Unbelief: Psychological Perspectives içinde, Amsterdam, 1994, s. 87-89.

    63 Nielsen, K.. “İnanç, İnançsızık ve Denklik Tartışması”, Hikmet Yurdu, 1(2), 2008, s. 246.64 Allport, G.. Birey ve Dini, Bilal Sambur (çev.), Ankara, 2004, s. 42.65 Connolly, J.R.. Dimensions of Belief and Unbelief, Washington, 1980, s. 1-20.

  • Ateizmin Boyutları ve Tipleri 113

    evrensel bir faaliyettir ve her insan bir şeye inanır. Her ikisi de sonuçta ta-

    mamen kişisel bir kabulden ibarettir. Peki, bir inanç olarak görülen ateizm

    bir din olarak kabul edilebilir mi? Martin’e göre ateizm; ritüeller, organi-

    zasyonel yapı, kutsal alan tanımı ve benzeri bazı özelliklerden yoksundur

    ve bir din olmak için gerekli olan şartları taşımamaktadır.66 Ateizme din

    diyemeyiz, ama ateizmi yalnızca “dini/spiritüel anlamda inançsızlık” olarak

    kabul etmek durumundayız.

    Agnostisizm Ateizmin Bir Türü müdür?

    Ateizmden sonra en yaygın olan inançsızlık biçimi agnostisizmdir. Ag-

    nostisizm (İng. Agnosticism, Tr. Bilinemezcilik), Yunanca bilen anlamında-

    ki gnōstikós kelimesinin önüne olumsuzluk öneki getirilerek oluşturulmuş ve bilinemezcilik anlamına gelen felsefi/teolojik anlayışın adıdır. Agnostik,

    Tanrı’ya ne inanan ne de inanmayan kimsedir. Kısaca agnostisizm, insan

    aklının Tanrı’nın varlığına olan inancı rasyonel zeminde kanıtlayamayaca-

    ğına inanmaktır. Bu görüşe göre, bizim bilgilerimiz, sadece insan aklı tara-

    fından kanıtlandıklarında rasyoneldir. Bu bakımdan ne Tanrı’ya inanmak

    ne de inanmamak rasyonel değildir.67 Bu anlayış bazen Tanrı’ya inanmak ile

    inanmak arasında bir konum olarak değerlendirilmektedir. Örneğin Aydın,

    agnostisizmin pratikte mümkün olmadığını iddia etmektedir. Tanrı’ya ina-

    nıp inanmama konusunda bir uçta teizmin diğer uçta da ateizmin durdu-

    ğu ve agnostisizmin ise bu iki ucun ortasında bulunduğu iddia eden Aydın,

    Tanrı’nın varlığına inanmak ile inanmamak arasında bir yerde bulunmanın

    pek mümkün gözükmediğini iddia etmektedir. Aydın’a göre agnostik, tanrı-

    nın varlığı veya yokluğu hakkında hiçbir şey bilmediğini ve bu konuda bir

    şey söylenemeyeceğini ileri sürmektedir. Fakat bir kişinin Tanrı’nın varlığı

    veya yokluğu konusunda ortaya konulan tüm iddiaları tam bir eşitlikle ele

    alması gerekir ki tam ortada bulunsun. Aksi halde çok az da olsa bir tarafa

    dâhil olacaktır. Bu şekilde tam ortada bulunmak da imkânsızdır. Bu neden-

    le Aydın’a göre agnostisizm pratikte mümkün değildir.68 Oysa agnostisizm,

    Tanrı’nın varlığına inanmakla yokluğuna inanmak arasında bir kararsız-

    lık halini değil, Tanrı’nın varlığı veya yokluğuna dair bilginin epistemolojik

    statüsüyle ilgili bir tutumdur. Wulff’a göre inancın iki temel bileşeni vardır:

    müphem ve değişken bir obje ve objeye yönelik tutum. Dolayısıyla iki ihtimal

    vardır: farklı kanı derecelerinde objenin varlığını tasdik etmek veya inkâr

    etmek. Burada objenin varlık veya yokluğunun bilinemeyeceği yönünde bir

    tutum da sergilenebilir ama bu tutum inkâr ile aynı statüdedir.69 Müphem

    66 Martin, a.g.e, s. 17-20.67 Rowe, a.g.e, s. 1068 Aydın, a.g.e, s. 21169 Wulff, D.. “Beyond Belief and Unbelief”, Joanne Marie Greer ve David O. Moberg (Ed.), Rese-

    arch in the Social Scientific Study of Religion içinde, C. 10, Jai Press, Connecticut, 1999, s.

  • 114 ‹SLÂMÎ ‹L‹MLER DERG‹S‹

    obje olan Tanrı’nın varlığını inkâr etmek anlamındaki ateizm, bir tutumdur.

    Buna, Tanrı’nın veya doğaüstü herhangi bir gücün ve madde ötesinde bir

    gerçekliğin varlığına inanmamak ya da yokluğuna inanmak anlamında bir

    tutum diyebiliriz. Bu tutum bazı inançlar ihtiva eder ki bu inançlardan en

    önemlisi, Tanrı’nın veya doğaüstü üstün bir gücün olmadığına inanmaktır.

    Müphem objenin bilinemeyeceğini iddia etmek de bir tutumdur. Bu anlamda

    agnostikler Tanrı’nın varlığı konusunda bir tutuma sahiptirler ve bu konuya

    oldukça ciddi bir ilgi göstermektedirler.

    Agnostisizm, Tanrı’nın varlığının veya yokluğunun bilinemeyeceğine iliş-

    kin epistemolojik bir tavrın adıdır. Tanrı’nın yokluğunun bilinemeyeceğini

    iddia etmek noktasında agnostisizm ateizmden ayrılmaktadır. Fakat agnos-

    tisizmi bir inançsızlık tipi haline getiren şey, Tanrı’nın varlığının bilineme-

    yeceğinin iddia edilmesi ve “Tanrı yokmuş gibi” yaşanmasıdır. Bu noktada

    ise agnostisizm ateizmle iç içe görünmektedir. Meşhur agnostiklerden biri

    olan Bertrand Russell’a, Peder Copleston’la yaptığı tartışmada kendisine

    Tanrı’nın yokluğunun kanıtlanması hususunda agnostik mi yoksa ateist

    mi olduğu sorulmuştur. Kendisi bu soruya agnostik olduğunu söyleyerek

    cevap vermiştir.70 Öte yandan farklı bir eserinde Russell, bir filozof olarak

    tavrının agnostisizmden yana olduğunu, çünkü Tanrı’nın yokluğunu ka-

    nıtlayacak bir delil bulunmadığını, ama sıradan insanlarla konuşurken bir

    ateist olduğunu söyleyeceğini ifade eder.71 Görüldüğü gibi, agnostisizmin,

    hem ateizmden ayrışan hem de onunla aynı kategoride değerlendirilmesi-

    ne neden olan iki yönü vardır. Bazı agnostikler, Russell’ın sergilediği tavrı

    sergileyerek, Tanrı’nın varlığını kabul etmeme anlamında ateistik bir duruş

    gösterirler. Diğerleri ise Tanrı’nın varlığına dair bilginin insan bilgisinin sı-

    nırları dışında olduğunu söyleyerek fideizme benzer teistik bir tutum ser-

    gilerler. Birincisi ateistik agnostisizm, ikincisi ise dini agnostisizmdir. Bu

    durumda, agnostisizmle ateizmin tam olarak nasıl bir ilişki içinde oldukları

    sorusu akla gelmektedir. Agnostisizm ateizmin bir tipi midir yoksa ondan

    ayrı bir tavrın adı mıdır? Agnostisizmi ateizmin bir tipi olarak görenler ol-

    duğu gibi ikisini farklı görenler de mevcuttur. Örneğin Silver, agnostisizmi

    “agnostik ateizm” olarak isimlendirmekte ve ateizmin bir tipi olarak gör-

    mektedir.72Ateizm ile agnostisizm arasındaki bu ilişkiyi aşağıdaki şekilde

    resmedebiliriz:

    1-8.70 Russell, B.. Why I am not a Christian, London, 2004, s. 126.71 Russell, B.. Last Philosophical Testament 1943-68, John G. Slater (Ed.), London, 1997, s. 91.72 Silver, C.F.. Atheism, Agnosticism, and Nonbelief: A Qualitative and Quantitative Study of

    Type and Narrative, Yayınlanmamış Doktora Tezi, University of Tennessee, Knoxville, 2013.

  • Ateizmin Boyutları ve Tipleri 115

    Şekil-1: Agnostisizm ve Ateizm Arasındaki İlişki73

    16

    Şekil-1’de yer alan tasnife göre hem ateizmin hem de teizmin gnostik ve

    agnostik versiyonları vardır. Gnostik tavır bir bilgi iddiasını olduğunu gösterir. Gnostik

    teist Tanrı’nın varolduğu bilgisine sahip olduğunu iddia ederken gnostik ateist

    Tanrı’nın var olmadığına dair bir bilgiye sahip olduğunu iddia eder. Agnostik ateist

    Tanrı’nın varlığının veya yokluğunun bilinemeyeceğini iddia eder ama bunun yanında

    Tanrı’ya inanmaz. Agnostik teist ise Tanrı’nın varlığının veya yokluğunun insan

    bilgisinin sınırları dahilinde olmadığını ve dolayısıyla da bunun bilinemeyeceğin iddia

    etmekle birlikte Tanrı’ya inandığını söyler. Bu tasnife göre agnostisizm ateizmin bir

    tipi gibi gözükmektedir ve “agnostik ateizm” diye isimlendirilmektedir. Agnostik

    ateizm, Tanrı’ya inanmamakla birlikte bunun bilinemeyeceğini iddia eder.74

    Öte yandan, din psikolojisi alanında yapılan araştırmalar, agnostiklerin belirgin

    biçimde ateistlerden ayrıldığını ortaya koymaktadır. Bu veriler, kendini agnostik

    olarak tanımlayanların, yani “bir Tanrı’nın olup olmadığını bilmiyorum ve bunun bir

    yolu olduğuna da inanmıyorum” diyen kişilerin, kendini ateist olarak

    tanımlayanlardan, yani “Tanrı’nın var olduğuna inanmıyorum” diyenlerden belirgin

    biçimde farklı özellikler sergilediğini göstermektedir. Keysar ve Navarro-Rivera,

    74 Shook, J.. The God Debates: A 21st Century Guide for Atheist and Believers, Oxford, 2010, s. 17-18.

    Ateizm Teizm

    Agnostisizm

    Gnostisizm

    AgnostikAteizm

    AgnostikTeizm

    GnostikAteizm

    GnostikTeizm

    Şekil-1’de yer alan tasnife göre hem ateizmin hem de teizmin gnostik ve

    agnostik versiyonları vardır. Gnostik tavır bir bilgi iddiasını olduğunu göste-

    rir. Gnostik teist Tanrı’nın varolduğu bilgisine sahip olduğunu iddia ederken

    gnostik ateist Tanrı’nın var olmadığına dair bir bilgiye sahip olduğunu iddia

    eder. Agnostik ateist Tanrı’nın varlığının veya yokluğunun bilinemeyeceğini

    iddia eder ama bunun yanında Tanrı’ya inanmaz. Agnostik teist ise Tanrı’nın

    varlığının veya yokluğunun insan bilgisinin sınırları dahilinde olmadığını ve

    dolayısıyla da bunun bilinemeyeceğin iddia etmekle birlikte Tanrı’ya inan-

    dığını söyler. Bu tasnife göre agnostisizm ateizmin bir tipi gibi gözükmekte-

    dir ve “agnostik ateizm” diye isimlendirilmektedir. Agnostik ateizm, Tanrı’ya

    inanmamakla birlikte bunun bilinemeyeceğini iddia eder.74

    Öte yandan, din psikolojisi alanında yapılan araştırmalar, agnostikle-

    rin belirgin biçimde ateistlerden ayrıldığını ortaya koymaktadır. Bu veriler,

    kendini agnostik olarak tanımlayanların, yani “bir Tanrı’nın olup olmadığı-

    nı bilmiyorum ve bunun bir yolu olduğuna da inanmıyorum” diyen kişile-

    rin, kendini ateist olarak tanımlayanlardan, yani “Tanrı’nın var olduğuna

    inanmıyorum” diyenlerden belirgin biçimde farklı özellikler sergilediğini gös-

    termektedir. Keysar ve Navarro-Rivera, hemen tüm demografik değişkenler

    73 Bu sınıflandırma ilk kez Robert Flint tarafından 1903 yılında yayınlanan Agnosticism (Edin-burgh: William Blackwood and Sons) adlı eserde yapılmıştır.

    74 Shook, J.. The God Debates: A 21st Century Guide for Atheist and Believers, Oxford, 2010, s. 17-18.

  • 116 ‹SLÂMÎ ‹L‹MLER DERG‹S‹

    açsısından ateistlerin ve agnostiklerin ayrıştığını ifade etmektedir.75 Bainb-

    ridge’ın yaptığı araştırmada agnostiklerin, ateistlerle karşılaştırıldığında, ya-

    kın çevreleriyle daha sıcak ilişkiler kurdukları tespit edilmiştir.76 Zinbauer ve

    arkadaşları, yaptıkları araştırmada, kendini “spiritüel ama dindar değil” şek-

    linde tanımlayanların arasında daha yüksek oranda agnostik bulunduğunu

    tespit etmiştir.77 Baker ve Smith, dinsizlerin (non-religious) dindarlık ve spiri-

    tüellik arasında nerede durduklarını tespit etmek için bir araştırma yapmış-

    tır. Buna göre, kendini ateist olarak tanımlayanların %93’ü ve agnostiklerin

    %49’u kendini “hiç dindar değilim” şeklinde tanımlamıştır. “Hiç spiritualist

    değilim” şıkkını işaretleyenlerin oranı ise ateistlerde %78 ve agnostiklerde

    %58’dir.78 Agnostikler arasında herhangi bir dine aidiyet hissedenlerin oranı

    ateistlerden daha fazladır.79 Ayrıca agnostiklerin yaş ortalaması ateistlerden

    daha yüksektir80 ve dogmatizm oranları daha düşüktür.81 Hunsberger ve Al-

    temeyer’in yaptığı araştırmada agnostikler inançsızlar arasında en açık fi-

    kirli ve en esnek grup olarak tespit edilmiştir.82 Tüm bu veriler agnostiklerin

    birçok yönden ateistlerden ayrıldıklarını ve farklı bir inançsızlık türü olarak

    değerlendirilmeleri gerektiğini göstermektedir.

    Ateizmin Boyutları

    Ateizm tek boyutlu bir olgu değildir. Bullivant (2013), bazı ateistlerin Tan-

    rı’nın yokluğuna inandıklarını, bazılarının Tanrı’nın varlığına ikna olmadık-

    larını, bazılarının Tanrı’nın varlığına inançtan yoksun olduklarını, bazıları-

    nın ise bunu bilmediklerini söylemektedir.83 Kendini ateist olarak tanımla-

    yanlar arasında Tanrı’ya inanç konusunda farklı tutumlar vardır. Ateizmle

    ilgili genel kabul gören sınıflandırma, ateizmi pratik ve teorik ateizm olmak

    üzere temel iki boyuta ayırmaktır. Daha sonra teorik ateizm kendi içinde

    pozitif ve negatif ateizm olmak üzere ikiye ve pratik ateizm de pasif ve aktif

    ateizm olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.84

    75 Keysar ve Navarro-Rivera, a.g.e, s. 576.76 Bainbridge, W.S.. “Atheism”, Interdisciplinary Research on Religion. 1(1), 2005, s. 19-20.77 Zinnbauer, B.J., K.I. Pargament, B. Cole, M.S. Rye, E.M. Butter, T.G. Belavich, K.M. Hipp,

    A.B. Scott ve J.L. Kadar. “Religion and Spirituality: Unfuzzying the Fuzzy”, Journal for the Scientific Study of Religion, 36(4), 1997, s. 554-560.

    78 Baker ve Smith, a.g.e, s. 726.79 Baker ve Smith, a.g.e, s. 724.80 Hunsberger ve Altemeyer, a.g.e, s. 116.81 Silver, a.g.e, s. 176.82 Hunsberger ve Altemeyer, a.g.e, s. 119.83 Bullivant, a.g.e, s. 12.84 Cevizci, a.g.e, s. 89-90; Aslan, A.. “Analitik Pozitif Ateizmin Bir Eleştirisi: Michael Martin”, İs-

    lam Araştırmaları Dergisi, 7, 2002, s. 75-76; Aslan, A.. Dinî Çoğulculuk, Ateizm ve Geleneksel Ekol: Eleştirel Bir Yaklaşım, İstanbul, 2010, s. 59; Bullivant, a.g.e.

  • Ateizmin Boyutları ve Tipleri 117

    Şekil-2: Ateizmin Boyutları

    18

    teorik ateizm kendi içinde pozitif ve negatif ateizm olmak üzere ikiye ve pratik ateizm

    de pasif ve aktif ateizm olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.84

    Şekil-2: Ateizmin Boyutları

    Teorik Ateizm: Teorik ateizm, Tanrı’nın varoluşunun zihni bir çaba ile

    yadsınması anlamına gelmektedir. Bu yaklaşımda Tanrı’nın varlığına dair kanıtların

    çürütülmesine veya yokluğuna dair kanıtların savunulmasına yönelik entelektüel bir

    çaba söz konusudur. Bu ateizm boyutunda birey niçin ateist olduğunu izah

    etmektedir ve Tanrı kavramı teorik çerçevede eleştirilmektedir.85 Teorik ateizm

    Tanrı’nın varlığını veya yokluğunu kanıtlama çabası içinde olmak bakımından pozitif

    ve negatif ateizm olmak üzere ikiye ayrılır.

    Pozitif ateizm, Tanrı’nın olmadığına inanmak, Tanrı’nın varlığını inkâr etmek,

    Tanrı’nın olmadığını ispat etmeye çalışmaktır; negatif ateizm ise Tanrı’nın var

    olduğuna inanmamak, Tanrı’nın yokluğunu kabul etmek, Tanrı’nın var olduğunu iddia

    eden delilleri eleştirmektir.86 Negatif ateizm, inanç yokluğu (absence of belief in God),

    pozitif ateizm ise yokluğa inanç (belief that God does not exist) anlamına gelmektedir.

    Ateizm denilince akla gelen tür genellikle pozitif ateizmdir. Hood ve arkadaşlarına

    göre, pozitif ateizm, bir inançtır.87 Ayrıca Hood ve Chen, pozitif ateizmde dereceli bir

    inkârın, negatif ateizmde ise genellikle ani bir inkârın gerçekleştiğini; pozitif ateizmin

    eğitim ve natüralist bilim anlayışıyla ilgili olduğunu, negatif ateizmin ise duygusal

    84 Cevizci, a.g.e, s. 89-90; Aslan, A.. “Analitik Pozitif Ateizmin Bir Eleştirisi: Michael Martin”, İslam Araştırmaları Dergisi, 7, 2002, s. 75-76; Aslan, A.. Dinî Çoğulculuk, Ateizm ve Geleneksel Ekol: Eleştirel Bir Yaklaşım, İstanbul, 2010, s. 59; Bullivant, a.g.e. 85 Topaloğlu, A.. Tanrıtanımazlığın Felsefi Boyutları: Teizm ya da Ateizm, İstanbul, 2001, s. 24; Cevizci, a.g.e, s. 89-90. 86 Aslan, A.. Dinî Çoğulculuk, Ateizm ve Geleneksel Ekol: Eleştirel Bir Yaklaşım, İstanbul, 2010, s. 59; Aslan, A.. “Analitik Pozitif Ateizmin Bir Eleştirisi: Michael Martin”, İslam Araştırmaları Dergisi, 7, 2002, s. 75-76; Bullivant, a.g.e, s. 20; Martin, a.g.e, s. 221. 87 Hood, R.W.J., P.C. Hill ve B. Spilka. The Psychology of Religion, 4th edition, New York, 2009, s. 132.

    Ateizm

    TeorikAteizm PratikAteizm

    PozitifAteizm NegatifAteizm AktifAteizm PasifAteizm

    Teorik Ateizm: Teorik ateizm, Tanrı’nın varoluşunun zihni bir çaba ile

    yadsınması anlamına gelmektedir. Bu yaklaşımda Tanrı’nın varlığına dair

    kanıtların çürütülmesine veya yokluğuna dair kanıtların savunulmasına

    yönelik entelektüel bir çaba söz konusudur. Bu ateizm boyutunda birey

    niçin ateist olduğunu izah etmektedir ve Tanrı kavramı teorik çerçevede

    eleştirilmektedir.85 Teorik ateizm Tanrı’nın varlığını veya yokluğunu kanıt-

    lama çabası içinde olmak bakımından pozitif ve negatif ateizm olmak üzere

    ikiye ayrılır.

    Pozitif ateizm, Tanrı’nın olmadığına inanmak, Tanrı’nın varlığını inkâr et-

    mek, Tanrı’nın olmadığını ispat etmeye çalışmaktır; negatif ateizm ise Tan-

    rı’nın var olduğuna inanmamak, Tanrı’nın yokluğunu kabul etmek, Tanrı’nın

    var olduğunu iddia eden delilleri eleştirmektir.86 Negatif ateizm, inanç yok-

    luğu (absence of belief in God), pozitif ateizm ise yokluğa inanç (belief that

    God does not exist) anlamına gelmektedir. Ateizm denilince akla gelen tür

    genellikle pozitif ateizmdir. Hood ve arkadaşlarına göre, pozitif ateizm, bir

    inançtır.87 Ayrıca Hood ve Chen, pozitif ateizmde dereceli bir inkârın, negatif

    ateizmde ise genellikle ani bir inkârın gerçekleştiğini; pozitif ateizmin eğitim

    ve natüralist bilim anlayışıyla ilgili olduğunu, negatif ateizmin ise duygusal

    faktörlerle ilgili olduğunu belirtmektedir.88 Pozitif ateizme örnek olarak Ric-

    hard Dawkins, Christopher Hitchens, Carl Sagan gibi isimler verilebilir. Po-

    zitif ateistler aktiftirler, ateistik düşüncelerini temellendirmek için çaba sarf

    ederler ve hatta bunları yaymaya gayret gösterirler.

    Pratik Ateizm: En kısa tanımıyla pratik ateizm, bir ateist gibi yaşamayı

    ve bu yönde faaliyet içinde olmayı ifade etmektedir. Topaloğlu’na göre pratik

    85 Topaloğlu, A.. Tanrıtanımazlığın Felsefi Boyutları: Teizm ya da Ateizm, İstanbul, 2001, s. 24; Cevizci, a.g.e, s. 89-90.

    86 Aslan, A.. Dinî Çoğulculuk, Ateizm ve Geleneksel Ekol: Eleştirel Bir Yaklaşım, İstanbul, 2010, s. 59; Aslan, A.. “Analitik Pozitif Ateizmin Bir Eleştirisi: Michael Martin”, İslam Araştırmaları Dergisi, 7, 2002, s. 75-76; Bullivant, a.g.e, s. 20; Martin, a.g.e, s. 221.

    87 Hood, R.W.J., P.C. Hill ve B. Spilka. The Psychology of Religion, 4th edition, New York, 2009, s. 132.

    88 Hood, R.W.J. ve Chen, Z.. “Conversion and Deconversion”, Stephen Bullivant ve Michael Ruse (Ed.), The Oxford Handbook of Atheism içinde, Oxford, 2013, s. 541-542.

  • 118 ‹SLÂMÎ ‹L‹MLER DERG‹S‹

    ateizm, bir insanın sanki “Tanrı yokmuş gibi” yaşaması ve dini uygulamalara

    duyarsız kalmasıdır. Bir ateist, Tanrı’nın varlığını veya yokluğunu her zaman

    kendine dert edinmeyebilir. Yani bir kişi sadece davranış boyutunda ateist

    olabilir.89 Pratik ateizmde davranışlara herhangi bir dinin hükümleri değil,

    sadece dünyevi değerler yön verir. Davranış boyutunda ateist olanlar eylem-

    lerinde Tanrı’yı tamamen yok sayarlar.90 Hemen her ateist günlük yaşamında

    “Tanrı yokmuş gibi” yaşamayı tercih edecektir. Ama bir ateist gibi yaşayan

    herkes Tanrı’nın varlığı veya yokluğu meselesini kendisine mesele yapma-

    yabilir. Pratikte ateist olanlar kendi aralarında aktif ve pasif olmak üzere

    ikiye ayrılırlar. Pasif ateistler, din ve Tanrı inancıyla herhangi bir hesaplaş-

    ması olmayan ama bir ateist gibi yaşayan kişilerdir. Aktif ateistler ise hem

    Tanrı inancını reddetmekte hem de Tanrı inancına ve dine karşı faaliyette

    bulunmaktadır. Bu tip ateistler kendi dünya görüşlerinin ve yaşam tarzları-

    nın yaygınlaşmasını ve toplumda egemen olmasını arzu etmektedirler. Bu tip

    ateistlere militan ateist de denilmektedir.91

    Her tutum temel üç bileşenden oluşur: duygu, düşünce, davranış. Her

    ne kadar bir tutumu meydana getiren bileşenler çoğunlukla birbiriyle tutarlı

    olsa da bazen düşünce ve davranış birbirinden farklı olabilmektedir. Bunun

    en klasik örneği, sigaranın zararlı olduğunu düşündüğü halde bir kişinin

    sigara içme davranışı sergilemesidir. Aynı şekilde ateizm de Tanrı’nın varlı-

    ğına yönelik bir tutumsa eğer, bu tutumun düşünce ve davranış bileşenleri

    ayrı ayrı değerlendirilmelidir. Teorik ateizmi kısaca ateizmin düşünce boyutu

    ve pratik ateizmi ise davranış boyutu olarak adlandırabiliriz. Bir ateist gibi

    düşünmekle bir ateist gibi davranmak birbirinden farklı olgulardır. Tanrı’nın

    varlığına inanmayanların çoğunluğu ateist gibi düşünüp ateist gibi davransa

    da bazı kişiler ateist gibi düşündüğü halde ateist gibi davranmamakta veya

    ateist gibi davranmadığı halde ateist gibi düşünmemektedir. Bu da farklı

    ateist tiplerini ortaya çıkarmaktadır.

    Ateizmin Tipleri

    Ateizmin tiplerini ortaya koymaya yönelik olarak çeşitli araştırmalar ya-

    pılmıştır.92 Bunlardan bazıları (1) kurumsal dinden uzaklaşmayı temele ala-

    rak ateizmi tiplere ayırmaktadır. Bazıları ise (2) davranış ve düşünce ayrımı-

    89 Topaloğlu, a.g.e, s. 26.90 Cevizci, a.g.e, s. 89-90.91 Topaloğlu, a.g.e, s. 19.92 Bkz. Baker ve Smith, a.g.e; Silver, a.g.e; Hunsberger ve Altemeyer, a.g.e; Oser, F.K., K.H.

    Reich ve A.A. Bucher. “Development of Belief and Unbelief in Childhood and Adolescence”, Jozef Corveleyn ve Dirk Hutsebaut (Ed.), Belief and Unbelief: Psychological Perspectives için-de, Amsterdam 1994; Hadaway, C.K.. “Identifying American Apostates: A Cluster Analysis”, Journal for the Scientific Study of Religion, 28(2), 1989; Keysar, A.. “Shifts Along the American Religious-Secular Spectrum”, Secularism and Nonreligion. 3(1), 2014.

  • Ateizmin Boyutları ve Tipleri 119

    na vurgu yaparak ateizmi farklı boyutlarda ele almaktadır. Diğer bir grup, (3)

    ateizmin ne derece entelektüel bir çabaya dayalı olarak geliştiği temelinde bir

    tipoloji oluşturmaktadır.

    Hashemi, geçmişte ateizmin, hümanist ve bilimsel ateizm olmak üzere

    ikiye ayrıldığını belirtmektedir. Buna göre bilimsel ateizm doğa bilimlerinin

    (örn. evrim teorisi) verileri üzerine dayanırken, hümanist ateizm beşeri bi-

    limlerin (sosyoloji, psikoloji, antropoloji vb.) dini sosyal ve psikolojik bir fe-

    nomen olarak görmesi üzerine dayalıdır. Hashemi bu ayrımın 19. yüzyıla ait

    olduğunu ve günümüzde artık geçerli olmadığını iddia etmektedir. Buna göre

    artık modern ateizm, hacı ateizmi (pilgrim atheism) ve turist ateizmi (tourist

    atheism) olarak ikiye ayrılmaktadır. Bu tipoloji, Bauman’dan hacı ve turist

    karakter tiplemesini ödünç alarak bunları modern ateizme uyarlamaktadır.

    Hindistan’da bir tapınağı ziyaret eden bir Hindu ile bir Avrupalı turisti gözü-

    müzün önüne getirelim. Bu ikisinin tecrübeleri birbirinden farklı olacaktır.

    Hacı ateizmi ve turist ateizmi de birbirinden aynı şekilde farklıdır. Hacı ate-

    izmi fen ve beşeri bilimlerin verilerine dayalı bir ateizmdir. Olayları doğru ve

    yanlış şeklinde kategorilendirir. Bu ateizm türü dini, insan eliyle üretilmiş

    olarak görmektedir. Evrimci bir bakış açısına sahip olan bu anlayış, yalnızca

    canlıların değil, kültürlerin de evrim sürecinde olduğunu ve dinin az gelişmiş

    dönemlere ait bir toplumsal fenomen olduğunu düşünmektedir. Turist ateiz-

    mi ise postmodern bir olgudur. Turist ateizmi, nesnel gerçeklik arayışından

    ziyade bir haz, eğlence ve macera arayışını ifade eder. Turist ateizmi bilimsel

    gerekçelendirmelere ihtiyaç duymaz. Hacı ateizmi din ile bilim arasında kesin

    bir çatışma olduğunu düşünürken, turist ateizmi ikisi arasında bir çatışma

    olduğunu düşünmez. Hashemi, hacı ateizmine örnek olarak Richard Daw-

    kins’i, turist ateizmine örnek olarak ise Alain Botton’ı göstermektedir. Hacı

    ateizminin temsilcileri (Dawkins, Dennett, Harris, Hitchens vb.) çok satan

    kitaplar yazmakta, televizyon programları veya sosyal medya yoluyla ateis-

    tik düşüncelerini yaymaya çalışmaktadır. Aynı zamanda dine karşı açık bir

    savaş yürütmektedirler. Dinin, yeterli bilimsel bilgiye sahip olmamakla bağ-

    lantılı olduğu fikrindedirler. Yayınlarında dinin çelişkilerini gösterme gayreti

    sergilerler. Bulundukları ülkelerin çeşitli politikalarına (eğitim, iç siyaset, dış

    siyaset vb.) nüfuz etme çabaları da vardır. Bu nedenle bu kişiler bazen aktif

    ateist olarak isimlendirilmektedir. Turist ateizminin hacı ateizmi gibi kaygı-

    ları yoktur. Dini kültürel bir miras olarak görür ve dolayısıyla dini mutlak

    biçimde reddetmek yerine, toplum ve birey için hala bazı faydalarının olabile-

    ceğini söyler. Turist ateizmi için asıl mesele bireyselleşmedir. Bundan kasıt,

    herkesin kendisinin tanrısı olmasıdır. Bu tür ateizmin amacı egoistik hazdır.

    Bu alemde herhangi bir üstün gücün varlığını kabul etmez. Çünkü bunun

  • 120 ‹SLÂMÎ ‹L‹MLER DERG‹S‹

    kabul edilmesi insanın özgürlüğünü kısıtlayıcı olacaktır ki bu da bireysel

    hazzın önünde bir takım kurallar, kısıtlamalar demektir.93

    Hadaway, ateizm tipolojisini, dinden çıkanları, medeni halleri, siyasi gö-

    rüşleri ve sosyal statüleri ekseninde beş tipe ayırarak yapmaktadır: (1) ba-

    şarılı hareketli bekârlar (Successfull Swinging Singles), (2) müzmin bekârlar

    (Sidetracked Singles), (3) genç mukim liberaller (Young Settled Liberals), (4)

    genç özgürlük taraftarları (Young Libertarians) ve (5) dinsiz gelenekçiler (Ir-

    religious Traditionalists). Bu tipolojiye göre, birinci gruptakiler günü birlik

    yaşayan eğlence düşkünü ve bağımsız olmayı seven kişilerdir. Ama ikinci

    gruptakiler ekonomik durumları ve sağlıkları bozuk, hayata küsmüş kişi-

    lerdir. Hadaway’in tipolojisi incelendiğinde, daha çok çevresel ve duygusal

    faktörlerin dikkate alındığı görülmektedir.94

    Oser ve arkadaşları, entelektüel çabayı temele alan bir sınıflandırma yap-

    mışlardır: (1) geçişken ateizm (transitional atheism), (2) düşünülerek elde

    edilen, felsefi, sürdürülen ateizm (worked-through, philosophical, continu-

    ing atheism), (3) kilisesizlerin ateizmi (unchurched atheism), dini ilgisizlik-

    ten kaynaklanan ateizm (atheism due to religious indifference). Oser’in tas-

    nifindeki ilk iki tip, entelektüel temellidir. Üçüncüsü kilise mensubiyetiyle

    ilgilidir. Dördüncü tip ise oldukça önemli bir olguya işaret etmektedir. Bu

    olgu, “ilgisizlerin inançsızlığı”dır.95 Hunsberger ve Altemeyer (2006), dindarlık

    karşısındaki tutumlar içinde pasif inançlılardan (inactive believer) bahset-

    mektedir. Pasif inançlılar, kendilerine sorulduğunda bir dine ait olduklarını

    söyleyen ama bu dinin gereklerine dair herhangi bir edim içinde olmayan

    kişilerdir. Bunlar “inançlı ama hiç aktif değil” şeklinde tanımlayabileceğimiz

    bir gruptur.96 Bunlara genel olarak “dini ilgisizler”, “pasif inançsızlar” veya

    “ilgisiz inançsızlar” diyebiliriz.

    Norenzayan ve Gervais, inançsızlığın kökenine dair yaptıkları araştırmada

    dört tip inançsız tespit etmişlerdir: (1) zihni kör ateizm (mind-blind atheism),

    (2) apateizm (apatheism), (3) kuşkucu ateizm (incredulous atheism), (4) ana-

    litik ateizm (analytic atheism). Bu tiplerden birincisi ve dördüncüsü bilişsel

    süreçlerle ilgilidir. Mesela birincisinde otizm gibi sebeplerden ötürü, Tanrı

    kavramının kavramsallaştırılamaması söz konusuyken, dördüncüsünde

    analitik düşünmekten kaynaklanan bir inançsızlık vardır. İkinci ve üçüncü

    tipler ise dine yönelik bir ilgisizliğin ve kayıtsızlığın sonucudur.97

    93 Hashemi, M.. “A New Typology of Modern Atheism: Pilgrim Atheism versus Tourist Atheism”, Culture and Religion, 17(1), 2016.

    94 Hadaway, a.g.e, s. 206-212.95 Oser vd, a.g.e, s. 39.96 Hunsberger ve Altemeyer, a.g.e, s. 115.97 Norenzayan, A. ve W.M. Gervais. “The Origins of Religious Disbelief”, Trends in Cognitive

    Sciences. 17(1), 2013, s. 20-23.

  • Ateizmin Boyutları ve Tipleri 121

    Din psikolojisi literatürü içinde, ateizme dair en önemli tipoloji çalışma-

    larından biri Silver’a aittir. Silver, yaptığı ampirik araştırmada inançsızları

    psikolojik olarak altı tipe ayırmıştır. Bu tasnifte bireylerin herhangi bir felsefi

    tanıma dâhil olup olmadıklarından ziyade, kendilerini nasıl tanımladıkları ve

    inançsızlık tutumları ele alınmıştır. Buna göre bu altı inançsızlık tipi şöyle sı-

    ralanmaktadır: (1) entelektüel ateist/agnostik (Intellectual Atheist/Agnostic),

    (2) aktivist ateist/agnostik (Activist Atheist/Agnostic), (3) arayış içindeki ag-

    nostik (Seeker Agnostic), (4) anti-teist (Anti-theist), (5) teist olmayan (Non-te-

    ist), (6) töresel ateist/agnostik (Ritual Atheist/Agnostic). Entelektüel ateist-

    ler, genellikle bilim, felsefe veya teoloji alanlarında eğitim görmüş kişilerdir.

    İnançsızlık ve ontoloji konularına ilgi gösterirler ve bu konularda okumalar

    yaparlar. Diğer kişilerle düzeyli tartışmalara girmekten hoşlanırlar. Aktivist

    ateistler, çeşitli toplumsal faaliyetlerde bulunmayı, toplantı ve gösterilere

    katılmayı, çeşitli tartışmalara girmeyi severler. Arayış içindeki agnostikler,

    Tanrı’nın varlığının veya yokluğu bilinemeyeceğini düşünen, bu konuda ate-

    istik veya teistik argümanların geçerliliğini tartışan kişilerdir. Anti-teistler ise

    kurumsal din karşıtıdır. Çoğunlukla semavi dinlerin Tanrı anlayışına karşı

    çıkarlar. Bu kişiler, dinin toplumsal açıdan zararlı bir kurum olduğunu dü-

    şünürler. Teist olmayanlar, teizmin Tanrı tasavvurunu kabul etmeyen ki-

    şilerdir. Töresel ateistler ise dinleri birer kültürel sistem veya felsefi öğreti

    olarak görür bu anlamda onlara değer atfederler. Dini gelenekleri ve ritüelleri

    faydalı bulurlar. Bazı özel ritüellere katılabilirler. Bazen bu kişiler “spiritüel

    ama dindar değil” şeklinde tanımlanırlar. Çoğunlukla “kültürel olarak bir

    dine mensup” olduklarını söylerler.98

    Keysar, ateizmin farklı tiplerini dindarlığın üç boyutuna referansla ele al-

    maktadır: ait olma (belonging), dini davranış (religious behaviour) ve inanç

    (belief). Bir kişinin kendini bir dini kimlikle tanımlaması, dini ritüellerde bu-

    lunması ve Tanrı’ya inanması üç farklı olgudur ve bunların bir arada bu-

    lunma zorunluluğu yoktur. Yani bir kişi kendini Yahudi olarak tanımladığı

    halde Tanrı’ya inanmadığını söyleyebilir. Ya da bir kişi Tanrı’ya inandığını

    söylediği halde hiçbir dini ritüele katılmayabilir ve hiçbir dini davranış ser-

    gilemeyebilir. Bu üç boyutun var olup olmamasına göre Keysar sekizli bir

    kombinasyon geliştirmiştir.99

    98 Silver, a.g.e, s. 115-120.99 Keysar, a.g.e, s. 1-16.

  • 122 ‹SLÂMÎ ‹L‹MLER DERG‹S‹

    Tablo-1: ABD’de Genel Popülasyon İçinde Dini Kimlik, Dini Katılım ve

    Tanrı’ya İnanç100

    Tip Kimlik Üyelik/Devam/Katılım İnanç Genel nüfustaki oran (%)

    1 Hayır Hayır Hayır 6.0

    2 Hayır Hayır Evet 9.5

    3 Evet Hayır Hayır 4.1

    4 Hayır Evet Hayır

  • Ateizmin Boyutları ve Tipleri 123

    olan her ateist bir mürteddir, ama her mürted ateist değildir. Brinkerhoff ve

    Mackie’nin araştırmasına göre mürtedlerin %22’si Tanrıya inanmakta, %21’i

    bireysel olarak dua etmekte ve %7’si haftalık olarak kiliseye gitmektedir.102

    ISSP verilerine göre mürtedler arasında “Tanrı’ya inanmıyorum” diyenlerin

    oranı %2,8, “bir Tanrı’nın olup olmadığını bilmiyorum ve buna karar verme-

    nin bir yolu olduğuna da inanmıyorum” diyenlerin oranı %5 ve “kişisel bir

    Tanrı’ya inanmıyorum ama üstün bir güce inanıyorum” diyenlerin oranı %

    10,3 olarak tespit edilmiştir. Batı’da mürtetlere, bir kiliseye bağlı olmamak

    anlamında çoğunlukla kilisesiz (unchurched) denilmektedir ve bunlar da ba-

    zen ateist gibi değerlendirilmektedir. Oser ve arkadaşlarının tipolojisinde bu

    tip kilisesizlerin ateizmi (unchurched atheism) diye isimlendirilmektedir.103

    Hout ve Fischer’ın araştırmasına göre kilisesiz bireylerin çok azı kendilerini

    ateist, agnostik veya septik olarak tanımlamaktadırlar. Bu kişilerin büyük

    kısmı kendilerini “spiritüel ama dindar değil” şeklinde tanımlamaktadırlar.104

    Baker ve Smith yaptıkları araştırmada Amerika’da kilisesizlerin bir dinin

    mensubu olmadıklarını ama Tanrı’ya veya bir üstün güce inandıklarını tes-

    pit etmişlerdir. Kilisesizlerin özel spiritüel bir yaşamları vardır ve bunlar “ait

    olmadan inanan” (believing without belonging) kişilerdir. Bu kişiler, inancın

    öznel olmasından ötürü kilisesizdirler.105 Tanrı’ya veya herhangi bir üstün

    güce inandığını söyleyen bireyleri ateist olarak addetmek mümkün olmadı-

    ğından, kilisesizlere doğrudan inançsız denilememektedir. Nitekim kilisesiz-

    lerin bir kısmı Hristiyanlığın teist inancına bağlılıklarını devam ettirmekte-

    dir. Kilisesizler dışında, yine Tanrı’ya veya üstün bir güce inanan ama ku-

    rumsal herhangi bir dine mensubiyeti olmayan bir diğer grup, dinsizlerdir106

    (non-religious). Dinsiz olmak, ateist olmakla aynı anlama gelmemektedir. Ya-

    102 Brinkerhoff, M. ve M. Mackie. “Casting Off the Bonds of Organized Religion: A Religious-Ca-reers Approach to the Study of Apostasy”, Review of Religious Researh, 34(3), 1993, s. 243.

    103 Oser vd, a.g.e, s. 39.104 Hout, M. ve C. Fischer. “Why More Americans Have No Religious Preference: Politics and

    Generations”, American Sociological Review, 67(2), 2002, s. 178.105 Baker ve Smith, a.g.e, s. 720-731.106 Dinsiz kelimesinin Türkçe ve İngilizce kullanımlarında farklılıklar vardır. İngilizce non-reli-

    gious kavramı Türkçeye “dinsiz” veya “dindar olmayan” şeklinde çevrilebilmektedir. Türk-çede dindar olmamak; günlük hayatta dinin bir öneme sahip olmaması, dini davranışların az olması, ibadetleri yerine getirmeme veya az getirme, dini emirlere çok dikkat etmeme gibi anlamlara gelmektedir. Ancak dindar olmayan kişi, bunun yanında bir dine mensup-tur. Türkçede dindar olmayış, dinin bireyin hayatında büyük bir öneme sahip olmadığını ifade etmekte ama dine mensup olmamak anlamına gelmemektedir. Türkçede dinsizlik ise inançsızlığa yakın anlamda kullanılmaktadır. İngilizce’de non-religious kavramı hem dindar olmamayı hem de dinsiz olmayı ifade etmektedir. Religious kavramı bir dine mensup olmayı ve bu mensubiyetin farklı düzeylerde tezahürünü gösterirken; non-religious kavramı bireyin herhangi bir kurumsal dinle ilişkisinin olmadığını veya bireyin bir dine inanmadığını ifade etmektedir. Ayrıca İngilizce’de dinsizlik veya din karşıtlığı anlamında irreligious kavramı da kullanılmaktadır. Ancak din psikolojisi literatüründe dindar olmayışı veya dinsizliği ifade etmek için non-religious kavramı tercih edilmektedir (Sevinç, K., M. Güven ve T. Metinyurt. “Dindar ve Spiritüel Olmama Ölçeğinin (DİSOL) Türkçe’ye Uyarlanması”, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 6, 2015, s. 61).

  • 124 ‹SLÂMÎ ‹L‹MLER DERG‹S‹

    pılan araştırmalarda, dinsizlerin yaklaşık %30’nun Tanrı’ya inanmadığı, %

    23-27’sinin kendisini ateist veya agnostik olarak tanımladığı, geri kalanların

    spiritüel olduğu veya Tanrı’ya inanmaya devam ettiği tespit edilmiştir.107 Her

    ateist dinsizdir ama her dinsiz ateist değildir. Bu durumda dinsizler ve kili-

    sesizler ateist sınıfında değerlendirilemez. Diğer tipler ise aşağıdaki şekilde

    ele alınabilir:

    1. Aktif Pozitif ve Negatif Ateistler: Norenzayan ve Gervais bu tipe analitik

    ateizm (analytic atheism) adını vermektedir.108 Oser ve arkadaşlarının tipolo-

    jisinde “düşünülerek elde edilen, felsefi, sürdürülen ateizm” (worked-throu-

    gh, philosophical, continuing atheism) diye isimlendirilen ve Keysar’ın tipo-

    lojisinde 1. gruptaki (HHH) bireylerin oluşturduğu ateizm tipidir. Bu tipteki

    kişiler belirgin biçimde ateisttir. Bu kişilerin dini kimlikleri, dini davranışla-

    rı ve dini/spiritüel inançları yoktur. Doğaüstü herhangi bir gücün varlığını

    kabul etmezler. Evrenin ve evrendeki düzenin tesadüfi bazı doğal güçlerin

    etkisiyle meydana geldiğini iddia ederler. Tanrı’yı alenen inkar eden, Tan-

    rı’nın yokluğunu ispata çalışan veya varlığına ilişkin delilleri kabul etmeyen,

    Tanrı’ya inanmak için herhangi bir makul gerekçe görmeyen, inançsızlığını

    tüm yaşamına yansıtan, açıkça ateist olduğunu deklare eden ateistler bu

    grupta değerlendirilebilir. Bunlar arasında dine karşı faaliyet yürüten militan

    ateistler (örn. R. Dawkins, T. Dursun) olduğu gibi, Tanrı’nın varlığına dair

    bir inanca sahip olmadığını söyleyenler de vardır. Her durumda, bu gruptaki

    bireyler dine karşıdırlar ve çoğunlukla dinin toplum için zararlı bir müessese

    olduğunu düşünürler.

    2. Töresel Ateistler: Silver’ın tipolojisinde töresel ateist (Ritual Atheist/Ag-

    nostic) olarak, Hadaway’in tipolojisinde dinsiz gelenekçiler (Irreligious Tradi-

    tionalists) olarak isimlendirilen ve Keysar’ın tipolojisinde 3. (EHH), 4. (HEH)

    ve 5. grupta (EEH) yer alan bireylerdir. Silver’a göre töresel ateistler, Tanrı’ya

    veya herhangi bir üstün güce inanmadıklarını ifade derler. Ama bunun ya-

    nında dinleri birer kültürel sistem veya felsefi öğreti olarak görür; dini gele-

    nekleri ve ritüelleri faydalı bulur ve hatta bazen bu ritüellere katılırlar. Bu

    kişiler çoğunlukla “kültürel olarak bir dine mensup” olduklarını söylerler.

    Töresel inançsızlığın tespit edilmesi oldukça güçtür. Ancak bu kişilerin ne

    derece yaygın olduklarını anlamak için Sherkat’ın yaptığı araştırma verileri-

    ne bakmak yeterlidir. Sherkat’ın araştırmasında kendini ateist olarak tanım-

    layanların yalnızca %53’ü asla kiliseye gitmediğini belirtmiştir. Buna karşın

    %12’si yılda bir kez, %5’i ayda bir kez, %6’sı ise her hafta kiliseye gittiğini be-

    107 Vernon, a.g.e, s. 222; Hout ve Fischer, a.g.e, s. 174-177; Baker ve Smith, a.g.e, s. 724; Cra-gun vd, a.g.e, s. 111.

    108 Norenzayan ve Gervais, a.g.e, s. 20-23.

  • Ateizmin Boyutları ve Tipleri 125

    lirtmiştir.109 Yani bazı kişiler Tanrı’ya inanmadıkları halde dini ritüellere ka-

    tılmakta ve bir dindar gibi yaşamaya devam etmektedir. Bu bireyler Tanrı’ya

    inanmadıkları halde kültürel olarak kendilerine Hristiyan veya Müslüman

    demektedirler ve o dinin bir mensubu olarak yaşamlarına devam etmektedir-

    ler. Zuckerman’a göre dünyada milyonlarca insan “yalnızca kültürel olarak

    dindar”dır. Bu insanların bir geleneğe ait dini kimlikleri vardır ama bu di-

    nin teolojik muhtevasına inanmazlar.110 Örneğin daha önce bahsedildiği gibi,

    Avrupa’da kendini bir dini aidiyetle tanımlayanların oranı, Tanrı’ya inandı-

    ğını söyleyenlerinden oranından oldukça fazladır. Kısacası bazı kişiler Tan-

    rı’ya inanmadığını söylediği halde kendini Yahudi, Protestan veya Müslüman

    olarak tanımlayabilmektedir. Birçok ateist noel ayinine katılmakta, birçok

    Yahudi Tanrı’ya inanmadığı halde Yahudi dini geleneklerini uygulamaktan

    uzak durmamaktadır. Bu da bize, Tanrı’ya inanmakla, bir dine mensup ol-

    mak arasında önemli bir fark olduğunu ve bazı kişilerin dini, bir kimlik veya

    kültürel bir sistem olarak kabul ettiklerini göstermektedir. Dini kimlik ile

    dini inanç farklı olgulardır ve bazı bireyler dini inançları olmadığı halde dini

    kimliklerini devam ettirmekte ve hatta dini davranışlarda bulunmaktadır.

    Bazı kişiler ise dini kimliklerini muhafaza etmedikleri halde dini davranışlar-

    da bulunabilmekte ve ritüellere eşlik etmektedir.

    3. Pasif Ateistler: Oser ve arkadaşlarının tipolojisinde dini ilgisizlikten

    kaynaklanan ateizm (atheism due to religious indifference) diye isimlendiri-

    len111, Norenzayan ve Gervais’in dörtlü tipolojisinde apateizm (apatheism) de-

    dikleri ve Keysar’ın tipolojisinde 2. grubu (HHE) oluşturan bireylerdir.112 Bu

    kişileri tanımlamak için literatürde farklı kavramlar kullanılmaktadır; ılımlı

    (moderate), sözde (nominally), ismen (in name only), sembolik, sahte (token)

    ateistler. Fakat genel olarak bu tipe pasif ateistler diyebiliriz. Pasif ateistler

    oldukça geniş bir yelpazede farklı alt tiplere ayrılmaktadır: ateist olduğunu

    söyleyen ama Tanrı’nın varlığı ve yokluğu meselesine tamamen kayıtsız olan

    “öylesine ateistler”, dine ve Tanrı’nın varlığı meselesine tamamen ilgisiz olan

    tutumsuzlar, dine ve Tanrı’nın varlığı meselesine ilgisizliği bir tutum olarak

    benimseyen apateistler, Tanrı’ya inandığını söylediği halde tamamen Tanrı

    yokmuş gibi yaşayan dini ilgisizler,

    Smith, ateizmi “zımni” (implicit) ve “zahiri” (explicit) olmak üzere ikiye ayı-

    rır. Smith’e göre zımni ateistler bir Tanrı’ya inanmazlar ama ona inanma-

    dıklarını gösterme adına bir gayret içinde değildirler.113 Blazo’ya göre, zımni

    109 Sherkat, a.g.e, s. 448.110 Zuckerman, P.. “Atheism, Secularity, and Well-Being: How the Findings of Social Science

    Counter Negative Stereotypes and Assumptions”, Sociology Compass, 3(6), 2009, s. 950.111 Oser vd, a.g.e, s. 39.112 Norenzayan ve Gervais, a.g.e, s. 20-23.113 Smith, a.g.e, s. 16-17.

  • 126 ‹SLÂMÎ ‹L‹MLER DERG‹S‹

    ateistler daha ziyade teistik inançlara hiç maruz kalmaksızın ateistik bir çev-

    rede yetişen kişilerdir. Bu kişiler ateist olduklarını söylerle ama iddialarını

    doğrulamak için çaba sarf etmezler. Çoğunlukla eski komünist ülkelerde ya-

    şadıkları, devletin resmi ideolojisi gereği ateist oldukları düşünülmektedir.114

    Bu kişiler tam birer pasif ateisttir. Yani Tanrı’ya inanmadığını açıkça deklare

    eden ama bunun dışında herhangi bir fikir beyan etmeyen, “öylesine ateist-

    ler”dir.

    Ateizm tipleri arasında, tespit edilmesi oldukça güç olanlardan biri dini

    ilgisizliktir (religious indifference). Dini ilgisizliği tanımlamak için Meulemann

    bir açıklama sunmaktadır. Meulemann’a göre bazı sorular vardır ki bunlar

    bilim ve felsefeyle cevaplandırılabilecek sorular değildir. Bu sorular inançla

    ancak cevap bulur. Bu sorulara cevap verip vermeme konusunda muktedir

    olunamaması durumunda bazı tutumlar ortaya çıkar. Bir kişi cevap verme

    konusunda henüz belirsiz (uncertain) olabilir. Bir başkası ise bu soruya karşı

    ilgisiz (indifferent) olabilir.115 Bazı kişiler Tanrı’nın varlığına inandığını veya

    inanmadığını söylerken, bazıları bu konuya tamamen ilgisiz kalarak hayat-

    larını sürdürmektedir. Bu ilgisizlik, agnostisizmden farklıdır. Agnostisizm-

    de, Tanrı’nın varlığı ve yokluğu meselesine ciddi bir entelektüel ilgi vardır

    ve bu meselenin rasyonel zeminde tartışılamayacağına dair bir felsefi duruş