bodrum bülten eylül 2007

47

Upload: bodrum-ajans

Post on 30-Mar-2016

245 views

Category:

Documents


6 download

DESCRIPTION

Bodrum Bülten Eylül 2007

TRANSCRIPT

Page 1: Bodrum Bülten Eylül 2007
Page 2: Bodrum Bülten Eylül 2007

11 yıldırBodrum İş Dünyası’nın

buluştuğu adres

Şimdiden yerinizi ayırtın,

1 yıl daha beklemek zorunda kalmayın.

Bodrum Ajans İş Rehberi12. yılına hazırlanıyor

[email protected]

www.bodrumajansrehber.com

Peşin ödemelerde %10 indirim, worldcard’a liste fiyatından 6 taksit

19.Bü

YAYIN GRUBU

Tel: 317 10 90 - 91 / Fax: 317 10 92OASİS Alışveriş Merkezi No:226BODRUM

Page 3: Bodrum Bülten Eylül 2007

www.bodrumajans.com.tr [email protected]

MERHABA / Demircan Türkdoğan

GÜL DEVRİ / Aybars Attila

8

4

7

AKP HÜKÜMETİ SEÇİMİNİ YAPTI6

TRAFİK TERÖRÜNE ACİL ÖNLEM GEREK

12

14

1718

OKUL AÇTIRAN ADAM / E. Kayalar

23

BİR ZAMANLAR / Bülent Akkurt

İSMET KABAAĞAÇLI NOONAN

26

31

32

ETKİNLİKLER

ARŞİVDEN

34

28

İÇİMİZDEN BİRİ

36 MOSELEUM İLE BERGAMA SUNAĞI

38

YENİLER - YENİLİKLER - YENİLENENLER

40

KAKTÜS CENNETİ / Gülnar Önay

ŞAKA GİBİ / Hüsniye Kaya

46

2

PEDESA KAZILARI BAŞLADI

SU İHTİYACI DENİZDEN KARŞILANACAK

6

4

GEÇTİĞİMİZ AYA BAKIŞ

7 ADRES SAYFALARI

EYLÜL 2007

i Ç i N D E K i L E R136

18

26 34

14

31

8

SA

YI

AYLIK GAZETE

16

6TARİHİ ZENGİNLİKLER

HABER TURU

BAKIPDURU / Ramazan Borazan

PEYNİR ÇİÇEĞİ MAĞARASI ŞENLİĞİ24

TOPLUM & YAŞAM

Page 4: Bodrum Bülten Eylül 2007

4

katılmadığı, AKP’nin ise 3fire verdiği seçimdeTürkiye’nin 11. Cumhurbaş-kanı seçildi.Deneyimli gazeteci AybarsAttila, “Gül Devri” başlığı ilebir durum değerlendirmesiyaptı.

Bülent Akkurt, Ağustosayında yaptığı Rusyaseyahatini ve “Benimhayatımda çok, ama çokönemli bir insandır” dediğiNazım Hikmet’in kabribaşındaki izlenimleriniaktardı.

Araştırmalarını derinleştirenErdoğan Kayalar, 2007-2008öğretim yılının başlamaktaolduğu şu günlerdeBodrum’un ilk ortaokulununhikayesini anlatarak ilkmezunların izlenimleriniaktardı. O günlerden bu gün-lere istatiki bilgiler verdi.

22 Temmuz seçimlerinde İstanbul 2.bölgeden CHP Milletvekili adayı olan HüsniyeKaya, bizlerle izlenimlerini ve bundansonraki siyasi yaklaşımının ne olacağınıpaylaştı.

Bodrum Bülten’in, www.bodrumajans.comsitesinde her ay gerçekleştirdiği anketimizinbu ayki sorusu “Bodrum’un doğalgüzelliklerinin yanı sıra kültürel değerlerininde olduğunu biliyoruz. Bunların yeteri kadartanıtıldığına inanıyor musunuz?” oldu.Ancak, katılımcılardan her beş kişiden birisi

eçtiğimiz günlerde,Dergimiz Haber Editö-rü ve İskele Meydanı

Dergisi’nin sahibi sevgilikardeşimiz Yiğit Uygur veCemile Uygur, maalesefyakınları ve sevenleri ilebirlikte bu dünyadayaşanacak acıların enbüyüğünü yaşadı.

5 Ağustos’ta 274 promilalkollü olduğu belirtilenazrail sürücü, motorsikletlegiden kızları İrem Uygur vearkadaşı Yaşar MeteOymaklı’ya arka-dan çarparakhayatlarını sonlandırdı.

Bu gibi durumlarda bir şeyleryazmanın ve söylemenin nekadar güç olduğunu kabuledersiniz.

Şunu söyleyebirim; biz,yaşadığımız bu üzücüolaydan sonra "Masumhayatların sonlanmasını azaltacak, trafikcanavarları için caydırıcı, ürkütücü hükümleriçeren" yeni bir Trafik Yasası'nın öncelikle elealınarak uygulamaya konulmasının gerekli-liğine inanıyoruz.

Bizlerle aynı düşünceyi paylaşıyorsanız,www.bodrumajans.com sitesinde açılan imzakampanyasına bir imza da siz atın. Sesimizdaha gür çıksın. Masum insanlar trafikcanavarları ile daha az karşılaşsın.

Sancılı geçen günlerin ardından, KayseriMilletvekili Abdullah Gül, CHP’nin

BODRUM BODRUM AJANS / OASİS BODRUM D&R / Milta Marina BODRUM BUDUN MAĞAZASI BODRUM OASİS DANIŞMA GÜNDOĞAN GALİPDOS MOBİLYA & AKSESUAR  KONACIK BODRUM MUTFAK KONACIK DENİZHAN KONACIK ALDİMO MOBİLYA KONACIK WHITE ARTECH DESING TURGUTREİS MİGROS ÖNÜ GAZETE BAYİİ  YALIKAVAK ERDEM ECZANESİ - BORA VETERİNER

BELLİ OTELLERİN RESEPSİYONLARINDAN ve LOBİLERİNDEN ÜCRETSİZ OLARAK ALABİLİRSİNİZ...

BODRUMajansYayın Grubu Adına

Sahibi, Genel Yayın Yönetmeni:DEMİRCAN TÜRKDOĞAN

Haber Editörü: YİĞİT UYGUR

Görsel Yönetmen:EMİNE İLKORUR

Grafik Tasarım:BURCU COŞGUN

Sayının Yazarları:BÜLENT AKKURT

ERDOĞAN KAYALARGÜLNAR ÖNAYHÜSNİYE KAYA

İNCİ GÜRBÜZATİK RAMAZAN BORAZAN

Kapak FotoğrafıYİĞİT UYGUR

Halkla İlişkiler:CANSIN TÜRKDOĞAN

Reklam Koordinatörleri:NURHAN İBAKÖZGÜR ÜNLÜ

İletişim:OASİS Alışveriş Merkezi

No:226 48400 BODRUMTel : 0.252. 317 10 90 - 91

Fax: 0.252. 317 10 [email protected]

Baskı: Ankara Ofset ANKARA

Yayın Türü: Yerel Süreli

Basım Tarihi: 29/08/2007

Mavi Bakış Dergisi’nin ücretsiz ekidir.Yayınlanan yazıların sorumluluğu imza sahibine, yayınlanan

reklamların sorumluluğu reklam sahibine aittir.Bu dergi basın meslek ilkelerine uymayı taahhüt eder.

yı 4BüKÜLTÜR ve YAŞAM DERGİSİ

DEMİRCANTÜRKDOĞAN

MER

HA

BA Masum hayatlar sonlanmasın

DAĞITIMNOKTALARI

BODRUMe ü nt

Biz, yaşadığımız buüzücü olaydan sonra

"Masum hayatlarınsonlanmasını

azaltacak, trafikcanavarları için

caydırıcı, ürkütücühükümler içeren"

yeni bir trafik Yasası'nınöncelikle ele alınarak

uygulamayakonulmasınıngerekliliğineinanıyoruz.

G

19yıldır

yayındayız

YAYIN GRUBU

Page 5: Bodrum Bülten Eylül 2007
Page 6: Bodrum Bülten Eylül 2007

6 BODRUMe ü nt

Üstte sağda: Hayrunisa Gül Hanım. Yıl: 2007(kıyafet devriminden 73 yıl sonra)Üstte solda: Latife Hanım. 11 Eylül 1924.(kıyafet devriminden önce)Altta: Latife Hanım (kıyafet devriminden sonra)

Başbakan Erdoğan bir basıntoplantısında, “türban”la ilgili soruya“Cumhuriyet’in ilk CumhurbaşkanıAtatürk’ün eşine, annesine bak. Eğerörnek alacaksan Atatürk’ün eşi nasılgiyiniyor, buna bakarsın, bu da size birders olur” yanıtını verdi.

ATATÜRK’ÜN EŞİ NASIL GİYİNİYORMUŞBİRLİKTE BAKALIMAtatürk’ün Şapka Devrimi’nin tarihi29 Kasım 1925.Daha sonraki Kıyafet Devrimi’nin tarihi ise3 Aralık 1934.Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım’ınvefat ettiği tarih, 14 Ocak 1923.Atatürk’ün Latife Hanım’la evlendiği tarih29 Ocak 1923, boşandığı tarih11 Ağustos 1925.

YIL 1924 YIL 2007

İKİ RESİM ARASINDA 83 YIL VAR

AKP HÜKÜMETİ SEÇİMİNİ YAPTI

TÜRKİYE’NİNONBİRİNCİ CUMHURBAŞKANI

ABDULLAH GÜL

ürkiye, AKP Hükümeti tarafındanDışişleri Bakanı Abdullah Gül’ünCumhurbaşkanı adayı gösterilmesi

ve seçilememesinin ardından 22Temmuz’da genel seçime gitmişti.Seçimlerde oyların %47’sini alan AKP, tekrarhükümet oldu ve “22 Temmuz’da yapılanseçim neticesinde halkın iradesi tecellietmiştir” denerek Abdullah Gül, AKPHükümeti tarafından tekrar Cumhurbaşkanıadayı gösterildi.

MHP, DTP ve bazı bağımsızların katılmasıylailk turda 367 yeter sayısına ulaşan meclis, ilkiki turda seçilme yeterlilik sayısınaulaşamadığı için 28 Ağustos’ta yapılanüçüncü turda Abdullah Gül Türkiye’nin11. Cumhurbaşkanı seçildi.

Eşi Hayrunnisa Gül Hanım’ın türbanlı olmasıve kendisinin eski bazı söylemleri nedeni ilebelli kurumlar ve kesimler tarafındankuşkuyla yaklaşılan CumhurbaşkanıAbdullah Gül, aşağıdaki yemini ederek

T

Kayseri Milletvekili Abdullah Gül, CHP’nin katılmadığı,AKP’nin ise 3 fire verdiği seçimde, AKP oylarıylaTürkiye’nin 11. Cumhurbaşkanı seçildi.

“Cumhurbaşkanı sıfatıyla, devletin varlığı

ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin

bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve

şartsız egemenliğini koruyacağıma,

anayasaya, hukukun üstünlüğüne,

demokrasiye, Atatürk ilke ve inkılaplarına

ve laik Cumhuriyet ilkesine bağlı

kalacağıma, milletin huzur ve refahı, milli

dayanışma ve adalet anlayışı içinde

herkesin insan haklarından ve temel

hürriyetlerinden yararlanması ülküsünden

ayrılmayacağıma, Türkiye Cumhuriyeti’nin

şan ve şerefini korumak, yüceltmek ve

üzerime aldığım görevi tarafsızlıkla yerine

getirmek için bütün gücümle

çalışacağıma, Büyük Türk Milleti ve tarih

huzurunda, namusum ve şerefim üzerine

Page 7: Bodrum Bülten Eylül 2007

sona ermişti.Acaba öyle mi?

Gül, önümüzdeki 7 yıl içinde 3Genelkurmay Başkanı atayacak, AnayasaMahkemesi'nin 6, Hakimler ve SavcılarYüksek Kurulu'nun 5 üyesini, YargıtayBaşsavcısı’nı, YÖK Başkanı'nı ve YÖK'ün 18üyesini atayacak.

Gül'ün 90'lı yıllardan bu yana, Anayasa, laik-lik, din ile siyaset gibi konularda sarf ettiğisözler başta cumhurbaşkanı yemin töreninekatılmayan TSK ve CHP olmak üzere pekçok kurumu rahatsız ediyor, eline buncayetki geçiren Gül'ün bu yetkiyi kullanmaşekli endişeler yaratıyor, ayrıca TBMM'de suçdosyaları bulunan bir kişinin Atatürk'ünkoltuğuna oturması da hoş karşılanmıyordu.Bunun yansımalarını, "Her yere ‘Ne mutluTürküm diyene’ yaza yaza ülkeyi bu ilkelhale getirdiler" diyen Gül'e, "Ne mutluTürküm demeyen bu ülkenin düşmanıdır"açıklamasını dayayan, yemin töreninekatılmayan, 30 Ağustos bildirisini, 3 günönce ve sert bir üslupla açıklayan Büyükanıtve Kuvvet Komutanları gösteriyordu.

CHP'nin katılmadığı oylamalarda, diğerpartiler de kendi adaylarına destek verip,kimileri de boş oy verince Gül, AKP oyları ileseçilen bir Cumhurbaşkanı durumunadüşüyordu.

Erdoğan ikiye bölünen yetki alanınıtoparlamak için yeni bir anayasa hazırlığınagirişi-yor, Gül'ün yetkilerini kısıp kendiyetkilerini arttırarak denge kurmaya çalışıyor.Bu arada, MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin,Ecevit Hükümeti'ni "3 Kasım'da erken seçimyapılmalı" ısrarı ile seçime zorlayıp yıktığını,AKP'nin ekmeğine yağ sürdüğünü ilerisürenler bu kez de yine Bahçeli'nin 367şartını yok eden girişimi ile AKP'nin bir kez

daha önünü açtığını iddiaediyorlar.

Kısacası, Gül dilediği kadartarafsız davransın, AKP'denyeteri kadar uzak dursun, sonuçdeğişmeyecek gibi. Sıkıntı süre-cek. Zira gerek AKP, gerek CHP,gerekse MHP içerisinderahatsızlıklar baş gösteriyor.ANAP ve DP'nin yarınlarının neolacağı belli değil ama gerçekolan bir kaos yaşadıkları. DTP'ninbölücü beyan ve davranışlarıişin tuzu biberi olacak.

Edip Akbayram'ın meydanlarıdolduran şarkısı pek kolaygerçekleşecek gibi görünmüyor.

ürkiye bir kez daha ilginç bircumhurbaşkanlığı seçimi yaşadı.Cumhurbaşkanı için TBMM'ye

önceleri de baskılar yapıldı. 1960 İhtilalisonrası Cemal Gürsel ve 1980 sonrasıKenan Evren ihtilal baskısı ile cumhurbaşkanıoldular. 1973'de ordunun bir bölümüGenelkurmay Başkanı Faruk Gürler'incumhurbaşkanı olması için diretti amabaşaramadı.Ve son olarak bir dayatma daha yaşadık:Gül Olayı.

Geçtiğimiz Mayıs ayında, 360'ın üzerindemilletvekili olan AKP, Recep TayyipErdoğan'ın atadığı Gül'ü tek aday olarakmeclise da-yattı. Sonuç hepimizin malumu,ANAP evet demediği için bulunamayan367, erken seçim kararı ve seçim.

23 Temmuz akşamı, seçimi açık arakazanan AKP'nin genel merkez binası balko-nunda, lazer gösterileri ve havai fişek sesleriarasında Erdoğan'ın yaptığı açıklama…Erdoğan, dayatma değil uzlaşma ile adayçıkartacaklarını duyurdu. Erdoğan bu süreiçerisinde “adayım Gül” sözünü ağzınaalmamaya özen gösterdi.

Son anda umulmadık bir gelişme oldu,MHP lideri Bahçeli seçimde salonagireceklerini açıkladı. 367 engeli ortadankalkıverdi. Gül bu fırsatı çok ustaca kullandı.Erdoğan'ın hareket alanını daralttı veamacına ulaştı.Seçimin 3. turu 28 Ağustos günü yapıldı. Ogün adeta yangından mal kaçırırcasına hızlıbir trafik izledik. Gül, daha seçime 6 saatvarken TBMM'deki odasını boşalttı. Oyunukullanmasının ardından bir hışımla gidipelbiselerini değiştirdi. Hala seçim devamediyordu ama Gül sonuçtan emindi!Ardından yemin, Anıtkabir ve Çankaya.

Dilerseniz filmi biraz gerisaralım. Çankaya aslındaErdoğan'ın gönlünde yatıyordu,şartlar bu olanağı tanımadı.Yollarda beraber yürüdüğü Gül'ütensip etti Erdoğan ama içi hiç derahat değildi. Gücü bölünüyor, yenibir etki merkezi oluşuyordu. BekirCoşkun'a cevap verirken ErdoğanGül'ün hamisi, arkası olduğuizlenimini vermek istedi. Seçiminardından ilk sözü, "Bundan sonratoplu açılış törenlerine vetoplantılara SayınCumhurbaşkanımız Gül ile birliktegideceğiz" oldu. Gül'ün hala AKP'yebağlı olduğunu, AKP'nin debaşkanının kendisi olduğunuvurguladı, çok yanlış yaptı.

7BODRUMe ü nt

Gül, Kayseri'deki annesi Adviye Hanım'aherkese eşit davranacağı sözünü verdi.Mayıs'ta seçilemeyince eşi HayrünnisaHanım’ın çok üzüldüğü ve "Başörtüsü(türban demiyor, başörtüsü diyor!) nedenbu kadar problem oluyor" diye söylendiğiaçıklandı. Gül ailesi için artık bu sıkıntılar

T

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün makamında ilk fotoğrafı.

Foto

ğraf

: Mill

iyet.c

om

23 Temmuz akşamı, seçimiaçık ara kazanan AKP'nin

genel merkez binasıbalkonunda, lazer

gösterileri ve havai fişeksesleri arasında Erdoğan'ın

yaptığı açıklama…Erdoğan, dayatma değil

uzlaşma ile adayçıkartacaklarını duyurdu.

Erdoğan bu süre içerisinde“adayım Gül” sözünü

ağzına

GÜL DEVRİAYBARS ATTİLA

Yorum

Page 8: Bodrum Bülten Eylül 2007

CAHİLLERİN, SARHOŞLARIN ESTİRDİĞİTRAFİK TERÖRÜNE ACİL ÖNLEMGEREK...

8 BODRUMe ü nt

DosyaBodrum İskele Meydanı Dergisi Sahibi, Bodrum Ajans Yayın Grubu Haber

Editörü Yiğit Uygur ve Bodrumlu Gönüllüler Derneği Başkanı Cemile Uygur’untek evlatları, yavrumuz İrem Uygur ve arkadaşı Yaşar Mete Oymaklı,

274 promil alkollü olduğu belirtilen azrail sürücünün 5 Ağustos günü arkadançarpması sonucunda hayalleri ile birlikte aramızdan ayrıldı.

ÖLÜM ADIN KALLEŞ OLSUN

İzmir’ de meydana gelen trafikkazasında, aralarında Bodrum’ unusta ve sevilen gazetecilerindenYiğit Uygur ile Cemile Uygur’ unkızları İrem Uygur’un da olduğu3 kişi öldü, 4 kişi yaralandı.

Mümin İduğ yönetimindeki 35 DUZ71 plakalı otomobil, İzmir Uzunderemevkinde, önünde seyreden YaşarMete Oymaklı’nın kullandığı 35 DPD66 plakalı motosiklete çarptı.Çarpmanın etkisiyle kontroldençıkan otomobil yol ortasındakirefüje çarparak devrildi. Kazada,motosiklet sürücüsü Dokuz EylülÜniversitesi Tarih Bölümü 4.sınıföğrencisi Yaşar Mete Oymaklı (26)ile motosikletin arkasında bulunanDokuz Eylül Üniversitesi ArkeolojiBölümü 3. sınıf öğrencisi İremUygur (20) ve otomobilde bulunanBaki Yasin olay yerinde hayatınıkaybetti. Otomobil sürücüsüMümin İduğ (33) ile araçtabulunan Salih Çadak (32), İrfanKaragöz (64) ve Edip Diri Canoğlu(34) yaralandı. Yaralılardan Çadakve Karagöz, Bozyaka Eğitim veAraştırma, İduğ ve Canoğlu iseAtatürk Eğitim ve AraştırmaHastanesi’nde tedavi altına alındı.Otomobil sürücüsü İduğ’un 274promil alkollü olduğu iddia edildi.

ACI HABER TEZ ULAŞTI

Yeni Trafik Yasası’nıartık çıkarma zamanı

İki gencin ölümüne neden olan alkollü sürücünün mevcutyasalarla az bir cezayla kurtulma ihtimali tartışmaları da

beraberinde getirdi.

Hukukçular, birden fazla kişinin ölümüne neden olduğu için savcının Mümin İduğiçin, TCK’nun, “bilinçli taksir”le öldürmeyi kapsayan 85’e 2 maddesine göre 2 yıldan15 yıla kadar hapis cezası isteyebileceğini ya da Muğla’da alkollü araç kullanarak 4kişinin ölümüne neden olan Y.Ş. gibi “olası kast” hükmüne göre yargılanması halindeölen her kişi için 20 yıldan 25 yıla kadar hüküm giymesi söz konusu olabilir diyor.

Açtığımız imza kampanyasına baktığmızda, dergi baskıya girene kadar katılmışolan yaklaşık 15 bin imza sahibi, ‘Masum hayatların sonlanmasını azaltacak, trafikcanavarları için caydırıcı, ürkütücü hükümler içeren’ yeni bir Trafik Yasası’nın öncelikleele alınarak uygulamaya konulmasının gerekliliğine inanıyoruz” diyor.

Arkadaşımız Gökmen Yüce “olası kast” ve “bilinçli taksir” maddelerinin hangihükümleri içerdiğini araştırdı ve bir özet hazırladı.Yasaların bu günkü haliyle alkollü araç kullanıp kaza yapanların, gelecektecaydırıcı olması için “olası kast’tan yargılanması gerektiği sonucuna ulaşılmakta.

Page 9: Bodrum Bülten Eylül 2007

9BODRUMe ü nt

eni Türk Ceza Kanunu'nun cezayargılamasına getirdiğiyeniliklerden bir tanesi de “Olası

kast - Bilinçli taksir.” Bu maddelere göresuçun oluşması kastın varlığına bağlıolacak. (Kast: Suçun kanuni tanımındakiunsurların bilerek ve istenerekgerçekleştirilmesi) Olası kast, “kişinin suçunkanuni tanımındaki unsurlarıngerçekleşebileceğini öngörmesinerağmen fiili işlemesi” olarak tanımlandı.Olası kast durumunda, ağırlaştırılmışmüebbet hapis cezasını gerektirensuçlarda müebbet hapis cezasına,müebbet hapis cezasını gerektirensuçlarda 20 yıldan 25 yıla kadar hapiscezasına hükmolunacak. Diğer suçlardatemel ceza üçte birden yarısına kadarindirilecek. Bilinçli taksir, ise “kişininöngördüğü sonucu istememesine karşın,sonucun meydana gelmesi” halindegerçekleşmiş olacak. Bu durumda, cezaüçte bir-den yarısına kadar artırılacak.Taksirle işlenen suçtan dolayı verilecek olanceza failin kusuruna göre belirlenecek.Birden çok kişinin taksirle işlediği suçlarda,herkes kendi kusurundan dolayı sorumluolacak. Taksirle işlenen fiiller, kanununaçıkça belirttiği hallerde cezalandırılacak.

(Taksir: Dikkat ve özen yükümlülüğüneaykırılık dolayısıyla, bir davranışın suçunkanuni tanımında belirtilen sonucuöngörülmeyerek gerçekleştirilmesi)

Bilinçli taksir:Bilinçli taksir durumundaki fail, neticeyitahmin etmekte ama gerçekleşmesinikesinlikle istememektedir. Hatta bu net-icenin meydana gelmesini engellemekiçin elinden gelen tüm çabayı göstermek-tedir. O kadar ki, neticenin kesin olarakgerçekleşeceğini bilse, hareketi yapmak-tan bile vazgeçebilecek durumdadır.Harekete devam ederken, tasavvur ettiğineticenin gerçekleşmeyeceğinidüşünmüş, buna engel olabilecekönlemleri de almıştır. Ya da netice,tasavvurunda yer alsa bile, harekete okadar uzaktır ki, o hareketten doğabilecekbirçok sonuçtan sadece birisidir vegerçekleşme ihtimali düşüktür. Bu sebeplefail, neticeyi öngörmüştür amagerçekleşmeyeceğini ummuştur. Buumudu sebebiyle hareketten vazgeçme-miştir. Tekrar belirtelim ki, bilinçli taksirdefailin, neticeyi öngörmesine rağmenharekete devam etmesinin sebebi, bu ne-ticenin gerçekleşmeyeceğine inanç

duymasıdır. Ya kişisel yetenekleriyle, yaaldığı önlemlerle neticeye engelolabileceğini ya da zaten çok zayıf birihtimal olması sebebiylegerçekleşmeyeceğini düşünmüştür,gerçekleşmeyeceğine inandığı içinharekete devam etmiştir. Bunun içinsorumluluğu taksir kapsamındadır. Çünkütaksirli sorumluluğun esası, hareketin iradiolması ancak, öngörülebilir neticeninkusurlu olarak öngörülememesidir.

Özetlersek, kasta dayalı sorumluluklataksire dayalı sorumluluğu ayıran husus,failin neticeye yönelik isteme unsurudur.Fail ne-ticeyi istiyorsa kast sorumluluğu,öngörmüyorsa -doğal olarak öngörmediğibir şeyi istemesi mümkün değildir- taksirsorumluluğu mevcuttur. Bu ikisininarasında, bilinçli taksir ve olası kastkavramları mevcuttur. Bunların ortaknoktası, neticenin tasavvur edilmiş;öngörülmüş olmasıdır. Ayrıldıkları nokta ise,olası kastta neticenin göze alınmış olmasısebebiyle istenmiş sayılması, bilinçli tak-sirde ise kesin olarak istenmemesidir. Olasıkastta neticenin istenmiş sayılması sözkonusu olduğu için sorumluluk, kasta dayalısübjektif sorumluluk kapsamında yer

Alkollü araç kullanıp kaza yapanlar"OLASI KAST" tan yargılanmalı…

Yeni Türk Ceza Kanunu 1 Haziran 2005 tarihinden itibaren yürürlüğe girdi. Yeni yasa törecinayetinden kapkaça, kaçak yapılaşmadan alkollü araç kullanmaya kadar birçok yeni

düzenleme getirdi. 765 sayılı Türk Ceza Kanunu yerini 5237 sayılı TCK'ya bıraktı. Yeni Türk Ceza Kanunu'nun amacı 'kişi hak ve özgürlüklerini, kamu düzen ve güvenliğini,

hukuk devletini, kamu sağlığını ve çevreyi, toplum barışını korumak, suç işlenmesini önlemek'olarak tanımlanıyor.

Y

Page 10: Bodrum Bülten Eylül 2007

10 BODRUMe ü nt

İrem'in anısına Gökmen YÜCE

Trakya Üniversitesi'ndeki öğrenci olaylarında gözaltına alındığımda, kaldığım hücreninküçük paslı penceresinden içeriye giren soğuk hava, dişlerimin birbirine hızlı hızlıçarpmasına neden oluyordu. Hiç o kadar üşümemiştim…

Daha yirmisindeydi, sualtı tarihine ışık tutacaktı, arkeolog olacaktı… Gözü dönmüş birsarhoş celladı oldu İrem'in… Depremden kurtulan Mete, celladın baltasındankurtulamadı… Ölüm, yine sadık kalmıştı randevusuna… İki can dostumuzun kızlarını,İrem'imizi bir tabutun içinde aldı götürdü… Ölüm haberlerini tesadüfen kazanınolduğu gecenin sabahında internetten okuduğumda, beynimin karıncalandığınıhissettim. Acıyı daha yaşayamadan gözlerimden yaşlar boşaldı… Telefon açıp nediyebilirdim evladını kaybetmiş bir anne ve babaya… İçim titredi, üşüdüm… Tıpkıhücremin penceresinden içeriye giren soğuk havanın içimi titrettiği gibi üşüdüm…

İrem'imizin anne ve babası Cemile ile Yiğit hiç hak etmemişlerdi bu acıyı… Nasıl biradaletti? Yiğit bana cenaze töreninde bile "Gökmen, sen haberini yap. Bu senin işin"demişti. Cemile, o acısına rağmen cenazeye gelen hamile eşime "Ne işin var seninburada, dinlenmen lazım" diyerek kahramanlaşmıştı gözümde. Evet bu insanlar haketmedi bu acıyı, hem de hiç hak etmedi… Zaten tüm Bodrum cenazeye sahipçıkarak, bu kahraman insanların ve kızlarının nasıl sevildiklerini gösterdi.

Cellada gelince; Cellat diyorum çünkü içi bira şişeleriyle dolu bir arabada sarhoş vaziyette arabakullanan bir kişiyi başka nasıl tanımlarım? Bu kadar mı sorumsuz olur bir insan?Hiç mi aklından geçmedi "sarhoşken araba kullanırsam kaza yapabilirim" düşüncesi?Arabanın içinde 5 kişiymişsiniz, diğerleri de sarhoş muydu? Onlar neden kullanmadıarabayı? Uygur ailesinin tek tesellisi belki celladın ağır şekilde cezalandırılmasıolabilir… Tabi asıl cezalandırılması gereken birileri daha var… Bu topluma magazinkültürünü, alkolü, eğlenceyi dayatanlar, ülke insanını sosyal bilinçten yoksunbırakanlar…

Düşünüyorum şimdi 4 ay sonra dünyaya gelecek kızımı… Hatamı yapıyoruz acabadünyaya getirmekle… Ya bir cellat daha çıkarsa, ya İrem gibi benim kızımı daalırsa… Kızım, neremde saklayayım seni…

İREM GÖZYAŞLARIYLA UĞURLANDI İzmir’de geçirdiği trafik kazası sonucu hayatınıkaybeden İrem Uygur, Adliye Camii’nde kılınan cenaze namazının ardından GümüşlükMezarlığı'nda defnedildi. Çok sayıda kişinin katıldığı törende, ailesi, arkadaşları, sevenleriarasında gözyaşları içinde son yolculuğuna uğurlandı. Cenaze törenine Bodrum Kaymakamı Abdullah Kalkan, Bodrum Belediye BaşkanıMazlum Ağan, Gümüşlük Belediye Başkanı Mehmet Ülküm, Bitez Belediye Başkanı RemziGüngör, Bodrum Emniyet Müdürü Yılmaz Özden ile Uygur ailesinin çok sayıda yakını vearkadaşları katıldı.

İMZA KAMPANYASINAİLK GÜN 2500’E YAKINKATILIM OLDU

“Bodrum İskele Meydanı Dergisi Sahibi,Bodrum Ajans Yayın Grubu HaberEditörü Yiğit Uygur ve BodrumluGönüllüler Derneği Başkanı CemileUygur’un tek evlatları, yavrumuz İremUygur ve arkadaşı Yaşar Mete Oymaklı,274 promil alkollü olduğu belirtilenazrail sürücünün arkadan çarpmasısonucunda hayalleri ile birliktearamızdan ayrıldı.

Geriye dönüp baktığımızda cahiller vesarhoşlar tarafından yollarda bunabenzer nice cinayetlerin işlendiğini,verilen cezaların hiçte caydırıcıboyutlarda olmadığını görüyoruz.

Biz aşağıda imzası bulunanlar ‘Masumhayatların sonlanmasını azaltacak,trafik canavarları için caydırıcı,ürkütücü hükümler içeren’ yeni bir TrafikYasası’nın öncelikle ele alınarakuygulamaya konulmasının gerekliliğineinanı-yoruz”.

Siz de “CAHİLLERİN, SARHOŞLARINESTİRDİĞİ TRAFİK TERÖRÜNE ACİL ÖNLEMGEREK” diyorsanızwww.bodrumajans.com sitesindedevam etmekte olan imza kampan-yasına katkı verin, sesimizi daha güçlüve kararlı bir biçimde duyurabilelim.

Masum hayatların sonlanması azalsın...

“CAHİLLERİN, SARHOŞLARINESTİRDİĞİ TRAFİK TERÖRÜNE

ACİL ÖNLEM GEREK”

İMZA KAMPANYASIDosya

Page 11: Bodrum Bülten Eylül 2007

11BODRUMe ü nt

Merceğimizi Türkiye'deki trafiğeçevirdiğimizde de maalesef durumpek iç açıcı değil. Toplumdakigenel saygısızlık, bencillik ve yitirilmişdeğerler trafiğimize olduğu gibiyansımaktadır. Bunun en ağırfaturasını yayalar, bisikletliler vemotosiklet sürücüleri her gün öde-mektedir. Gücünü -veya güçzannettiğini- otomobiline yansıttığınıdüşünenler, hastalıklı ruhunubaşkalarına zarar vermeyeçalışarak rahatlama peşindeolanlar ve alkolün verdiği -bana birşey olmaz- rehaveti ile direksiyonaoturmakta sakınca görmeyenlerordusu saldırılarını aralıksızsürdürmekte...

Bu keşmekeşte sık sık "yok" sayılanmotosiklet, bisiklet ve yayalar kendi geliştirdikleri savunmamekanizmaları içerisinde yaşamlarını sürdürmeye çalışmaktadırlar.Belki biraz da bu nedenden trafikte sık sık kuralları dışlayan motosikletsürücülerine rastlamaktayız. Yayalara ayrılmış yollara giren, araçlarınsağından geçen, kent içerisinde aşırı hız yapan motosikletliler bunungünlük örneklerinden. Bu da özellikle büyük kentlerde motosikletler ilediğer araç sürücüleri arasında gergin bir rekabete yol açmaktadır.Bunun, rekabetin akla bile gelmemesi gereken trafik ortamındaayrıca ne tür tehlikeler doğurduğunu da her motosiklet sürücüsübirçok kez yaşamıştır.

Bir motosiklet sürücüsünün Türkiye şartlarında keyif alarak asgaritehlike altında seyretmesi için ön şart sakin ve serinkanlı olmasıdır.Sinirlenmek ve tepki vermek ilk önce kendi zararına olacaktır. Kask,kapalı ayakkabı gibi asgari düzeyde koruyucu malzemeyikullanmamak, zaten işin başından kendi yaşamına değervermemek anlamına geldiğinden, bu şekilde "çıplak" yola çıkanmotosiklet sürücülerinin zaten herhangi bir olumsuzluktan şikayetetme hakkı da kalmaz.

Konu toplumsal yaşam olduğunda, ister motosiklet yazın, isterpolitika, ister spor, ister eğlence, sonuç değişmeyecektir. Yakınzamanda bir şekilde kimliklerimizden silinen saygı, hoşgörü, sükunetgibi değerlerimize geri dönmediğimiz müddetçe, vahşi bir -herkoyun kendi bacağından- asılır ortamında eze ezile yuvarlanmaya

Hiç bilmediğiniz bir kente ilk gittiğinizde, ait olduğuülkenin yapısını, seviyesini ve karakterini kentin

trafiğini gözlemleyerek kısa zamanda çözebilirsiniz.Kırmızı ışıkta fütursuzca geçiliyorsa başkalarının

yaşamına pek saygı duyulmadığını, araçlaryayaların üzerine sürülüyorsa güçlünün zayıf

üzerinde egemen olduğunu, park edilmemesigereken bölgeler araç işgali altında ise beyinlerinitfaiye ve ambulans geçişi gibi konuları düşünecekkadar gelişmiş olmadığını kolayca anlayabilirsiniz.

Toplum dili beden dili gibidir, gerçeklerisaklayamaz, yalan hiç söyleyemez.

Şehir içi trafikte ve uzun yolda araç kullanmak kabiliyet,tecrübe, bilgi ister. Trafikte araç o kadar çoğaldı ki tabiki acılar, can yakıcı olaylar oluyor. Ancak bunları aza

indirgemek bizim elimizde. Motosiklet Türkiye'deotomobilden sonra en fazla kullanılan ulaşım aracı. Buaraçların trafikte kullanılması ile ilgili bilinçli, eğitimli bir

toplum ise yok. Bu da gazete ve televizyonlardanöğrendiğimiz kazaların oluş biçimlerinden belli. Örneğin,tarlaya gidenlerin yarısı trafikte hayatını kaybedebiliyor.

Motosikletlerde ise3-4 kişilik ailelere şehir içinde ve dışında 1 motor

üzerinde seyir ederken rastlayabiliyoruz. Görevli, görev-siz bu sürücüyü ikaz etmiyor. Maalesef bu bilinçsiz

sürücüler yüzünden hepimizin canı acıyor.

MOTOSİKLETLİ SÜRÜCÜLER, TRAFİKTEÖNEMSENMİYOR MU?

OTO SÜRÜCÜLERİ, MOTOSİKLETLİLERDEN

TRAFİKTE NE İSTİYOR?

MOTOSİKLET - VEYA BİRTOPLUMUN TRAFİĞE YANSIMASI

TECRÜBE EDİNMEDEN KENDİNİZİTRAFİĞİN İÇİNE ATMAYIN

YAMAN OLGAÇMotosikletliler Kulübü

Yön. Kur. Üyesi

Trafik konusu okullarda ders olarakverilmeli. İlköğretim hatta liselerdemilli eğitimin müfredatına konulmalı.Nasıl eğrelti otu, kurbağa anatomisiders olarak öğretiliyorsa ve bunaöğretmen not veriyorsa yaşamıboyunca trafikle içiçe olacaköğrencilere okulda ders olarakgösterilmesi şart. Keza TV magazinprogramları gibi trafik deönemsenerek anlatılmalı.

Benim gördüğüm, otomobili kul-lanan sürücü ile motor kullanansürücü arasında devamlı birsürtüşme var. Motor kullanan şehiriçinde araçların arasından geçer,otomobil sürücüsü bunu önemse-mez sonuç; kaza ve üzücü olaylar...Görev yaptığım Özel Bodrum

Hastanesi'nde bu gibi olaylara devamlı şahit oluyorum. Motor kazalarıbilinçsiz kullanma ve kask kullanmama, otomobil kazaları alkol vedikkatsizlik nedeniyle ortaya çıkmakta.

Otomobil kullanan bir şahıs yeni araca, yeni ehliyete sahip oluncahemen seyahat ve uzun yola çıkmaktadır. Oysa uzun yol sürücülüğüayrı bir tecrübe gerektirir. Uzun yol ile şehir içi sürücülüğü farklıdır.Motosiklet ehliyetine sahip olunca hemen motosiklet alınıyor. Bayan,erkek trafikte yeterli tecrübeye sahip olmadan hemen kendilerinitrafiğin içine atıyorlar. Bazı bayanlar da topuklu ayakkabı ile biniyor; buda onların hareketlerini kısıtlıyor. Motosiklet kullanmak ayrı bir teknik ister.Neticede iki tekerlek üzerinde gidiliyor. Araçlara yaklaşma, sollama,kapalı araçların solundan gitmek, mıcırlı yolda gitmek ve trafikte olurolmaz anlamsız akrobasi hareketleri bilgi ve tecrübe ister. Şayet hızlıkullanmak adrenalini boşaltmak isteniyorsa motor yarışları var.Meraklıları bu tür yarışlara katılabilirler. Aynı şey otomobil kullananlar içinde geçerli. Şehir içinde sürat yapmaktansa çeşitli yarışlar düzenleniyor.Onlara katılıp yarışçı ünvanını alıp, trafikte daha itinalı ve dikkatli araçkullanılmalıdır.

Otomobil kullanıcıları: Motosiklet, plakası olan, sürücülerine ise ehliyetverildiği için trafikte yer işgal eden bir araçtır.Motosiklet kullanıcıları: Trafikte plakalı bir araç kullandığınızı vekullandığınız aracın iki tekerlekli olduğunu unutmayınız. Otomobilsürücülerini ise trafikte zor duruma sokmayın.Herkesin dikkatli sürücü olmasını dilerim…

CENGİZ ERTUĞEski Ralli Pilotu

Ö. Bodrum Has. İdari Müd.

Page 12: Bodrum Bülten Eylül 2007

12 BODRUMe ü nt

BİTEZBitez Belediyesi’nde suihtiyacını denizdenkarşılamak için çalışmalarbaşladı. Özel bir şirketin ithalettiği cihaz deniz suyunuiçme suyuna çeviriyor. Bitezİskele Kafe önünde yapılantanıtımla Bitezlilere anlatılansistem Bitez’de faaliyete

geçirilerek su sorununun çözümü hedefleniyor. Arıtılan suyutanıtıma katılanlar içerek test ettiler. Bitez Belediye Başkanı M.Remzi Güngör “Bitez’de su sorununu bu cihazla çözmeyihedefliyoruz. Yapılacak olan sistemin maliyetini halkımızayansıtmayacağız. Çeşmelerden içilebilir su akacak” dedi.

TURGUTREİS

Turgutreis Belediyesitarafından hayatageçirilmesi planlanandenizden su arıtımı projesiyleilgili İstanbul’dan gelen YerelYönetim Danışmanlık Tic.San. A.Ş. yetkilileri projenindetaylarını TurgutreisBelediye Başkanı Ali Server

Yazgan ve Meclis Üyeleri ile görüştü. Projede öncelikle Turgutreis,Akyarlar, Peksimet, İslamhaneleri ve Dereköy yerleşimlerininiçmesuyu, kanalizasyon, yağmursuyu ve arıtma ihtiyaçlarınınçözülmesi hedefleniyor. Proje kapsamında beldeye hemDenizsuyu Arıtma Tesisi hem de Atıksu Arıtma Tesisi sistemleri kuru-lacak. Turgutreis merkez ve mücavir alanındaki yerleşimlerin, yazve kış aylarındaki su ihtiyacına göre kademeli olarakçalıştırılacak şekilde dizayn edilecek olan sistem sayesindebeldenin 30 – 40 yıllık içme suyu temini garantilenmiş olacağıbelirtildi.

Yalıkavak Belediyesi’nin aynı konuda yaptığı çalışmalarıgeçtiğimiz ay duyurmuştuk.

Bodrum, su ihtiyacınıdenizden karşılamaya

hazırlanıyor

BODRUM

Bodrum Belediye BaşkanıMazlum Ağan Bodrum'un suihtiyacını karşılayanMumcular Barajı'ndaki suseviyesininazlığından haberdarolduğuna işaret ederek,şöyle dedi:

“Mumcular Barajı'ndan gelen su bize yaz sonuna kadar yetersesorun yaşamayacağız. Temmuz ayı başında Bodrum'un içmesuyunu denizden karşılamak için meclis kararı aldık. Bu karar,deniz suyunun arıtılarak yap-işlet-devret modeli ile Bodrum'a suverilmesi ile ilgili. Onun yazışmaları sürüyor. Önümüzdeki yazakadar bu projeyi hayata geçirmeyi planlıyoruz. Proje hayatageçtiğinde deniz suyunu Güvercinlik tarafından alıp arıtarak,mevcut içme suyu şebekesi ile Bodrum'a ulaştıracağız.Bodrum'da tatil yapan insanları ve bölgedeki otelleri suyu dikkatlikullanmaları konusunda uyardık. Bu yazı geçirirsek sorun olma-yacak”

İzmir’de 5 Ağustos2007 tarihinde trafikkazasındahayatlarını kay-beden, GazeteciYiğit Uygur’un kızıüniversiteöğrencisi İremUygur ile yineüniversiteöğrencisiarkadaşı Mete

Oymaklı anısına,İzmir’de bulunan CKC Divers Dalış

Okulu bünyesinde dalış organizasyonugerçekleştirilecek.

CKC Divers Dalış Okulu tarafından yapılanyazılı açıklamada, 2 Eylül Pazar günü saat 11.00’deKaraburun İskele Mevkii’nde bulunan CKC Divers DalışOkulu’nda yapılacak organizasyona, İrem Uygur ve MeteOymaklı’nın da üyesi oldukları Dokuz Eylül Üniversitesi SualtıTopluluğu (DEÜSAT) öğrencileri, CKC Divers Dalış OkuluDalgıçları ve İzmir Ekonomi Üniversitesi Dalış Kulübü üyelerikatılacak.

Açıklamada, organizasyon kapsamında hayatını kaybedenUygur ve Oymaklı’nın resimlerinin bulunduğu afişle, sualtındave karada fotoğraf ve görüntü çekilerek.

Dalışın yapılacağı noktaya ise “İrem ve Mete Dalış Noktası”isminin verileceği kaydedildi.

İREM İLE METE'NİNANISINA DALACAKLAR

Page 13: Bodrum Bülten Eylül 2007

13BODRUMe ü nt

DSİ Aydın Bölge Müdürü Halilİbrahim İndap, Bodrum'un suihtiyacını karşılayan MumcularBarajı'nın kentin su ihtiyacınıancak yıl sonuna kadarkarşılayabileceğini açıkladı.

uğla'da yaşanan kuraklık vebarajlardaki su seviyelerihakkında Muğla Valisi Lütfi

Yiğenoğlu ve yerel yöneticilere bilgi verenİndap, Aydın, Muğla ve Denizli'de geçenyıllara göre su eksikliği yaşandığınıbelirterek, “Barajlarda her yıl topladığımızsuyun üçte birini toplayabildik. Barajlarınüçte ikisi boş. Bu durum bölgede sıkıntıyaneden oldu. Barajların etkili olan sıcaklıknedeniyle boş kalması, içme suyukullanımında ve sulamada sorunlaraneden oldu” dedi.

Bodrum'da susuzluk kapıdaYaşanan su sorununun ekim başındabölgede etkili olacağını ancak bekledikleriyağışlarla birlikte sorunun ortadankalkmasını umduklarını işaret eden İndap,“İnşallah bol yağış gelir de barajlarımızdolar. Bölgemizde 9 büyük 8 küçük olmaküzere 17 depolama tesisi var. Bu sene bubarajların normal depolama kapasitesininancak üçte birine ulaştık. Bölgede bulunantermik santrallere su temin eden GeyikBarajı'nda ise üçte iki oranında doluluğaulaşıldı. Ayrıca su depolama tesislerimizolmadığı gibi Fethiye ve Dalaman'da sukaynaklarında bir azalma söz konusu.Sıcaklık böyle devam ederse bölgede susıkıntısı artacak. Arıttığımız veya depoladı-ğımız suları verdiğimizde şebekelerde ciddisu kaybı yaşanıyor. Bütün belediyelerin sukaybını önlemek için, içme suyu şebe-kelerini yenilemesi lazım. Bodrum'un suihtiyacını karşılayan Mumcular Barajı kentinsu ihtiyacını ancak yıl sonuna kadarkarşılayabilir. Yeni yağış olmazsa hayatdurur. Bütün hayat yağışa bağlı” dedi.

Bafa Gölü'nde son durumBafa Gölü'nün de kuraklıktan etkilendiğinive gölde bir buharlaşma yaşandığını iddiaeden İndap, “Yeni su verilemediği ve yağışolmadığı için o bölgede de bir su eksikliğikendini göstermeye başladı, yükseksıcaklık nedeniyle göldeki su seviyesindebir azalma söz konusu. Sıcaklık böyledevam ederse su seviyesi daha fazlaazalır. Bafa Gölü'ne bu sene kendihavzasından hiç su gelmedi. Hep bizMenderes'ten su vererek kuraklığı önledik.

SU ÇÖZÜM ARANMASI GEREKEN ENÖNEMLİ SORUNLARIN BAŞINDA GELİYOR

M

Haber Turu

her şey SANKİ DÜN gibi...

Zamanında gerekli önlemler alınmadığı için kuraklıkla yüzyüze kalan Türkiye, çareyi yağmurduasında arıyor...

DEM

İRC

AN

TÜR

KDO

ĞA

N /

196

6

Page 14: Bodrum Bülten Eylül 2007

14 BODRUMe ü nt

Haber Turu

ündoğan beldesindeki villaçatılarının bahçe halinegetirilmeye başlanması Bodrum

mimarisinde beğeni ile karşılandı. Villalarınçatıları tamamen bahçe haline getirilmesive dikilen çiçeklerin yörenin doğa ve bitkiörtüsüne de uyum sağlaması villalarıgörenleri kıskandırdı, Bodrum’da birçok villasahibi çatılarını çiçeklerle donatmayabaşladı. Sıcak yaz günlerinde bahçe halinegetirilen çatıların doğal klima vazifesi degördüğü belirtildi.Bodrum’un Gündoğan beldesindeki FarilyaResort Villaları’nın çatılarının tamamenbahçe haline getirilmesi ve yöreye özgüçiçeklerin dikilmesi, villaların, beyaz Bodrumevleri ile uyumlu hale gelmesini sağladı.Yeşil ile mavinin buluştuğu GündoğanKoyu’nda birçok villa çatılarını bahçeşeklinde yeniden dizayn etti. Bodrum’damoda haline gelen çatıya bahçe yapmave çiçek dikmenin villalara farklı bir güzellikkazandırdığını belirten Mimarlar OdasıBodrum Temsilcisi Bülent Bardak “Beyazevleri ve mavi denizi ile Akdeniz mimarisininözelliklerini taşıyan villaların çatılarının birkaçyıldır bahçe haline getirilmesinin, doğa ile içiçe yaşamaya duyulan bir özlem olarakortaya çıktığını düşünüyoruz. Çatılara bahçeyapmak beton blokları doğa ile uyumluhale getirirken bir yandan da binaların daha

VİLLA ÇATILARI ÇİÇEK AÇTI

serin ve kullanışlı olmasını sağlıyor. Villalarave çevrelerine farklı bir güzellik kazandırırkenadeta doğal bir klima ortamı da yaratıyor.Biraz masraflı olmakla birlikte hem sağlıkaçısından hem de yörenin mimari

dokusuna katkıda bulunması açısındanBodrum’a özgü düz çatıların bahçe halinegetirilip yeşillendirilmesi gerçekten çokönemli ve yararlı” dedi.

Ali Fikret Er

G

BODRUM’UTURİZM GÖNÜLLÜLERİDENETLEYECEK

Muğla Valisi Lütfi Yiğenoğlu, turizmin sorunlarını belirlemekiçin, kimliği gizli gönüllülerin göreve başlayacağını açıkladı.Kimliklerini kendi özel kaleminin dahi bilmeyeceği 100 kişiningörev yapacağını belirten Yiğenoğlu, "Eğitilecek sivil turizmdedektifleri müşteri gibi tatil yaparak eksiklikleri tespit edecek"dedi.

uğla Valisi Lütfi Yiğenoğlu, Bodrum'da Turizm Koordinas-yon Kurulu'na başkanlık etti, radikal kararlar alınmadığı veuzun vadeli projeler üretilmediği için sorunların çözüleme-

diğini bildirdi. Turizmin her noktada aynı kalitede yayılması gerektiğinivurgulayan Yiğenoğlu, Hürriyet Gazetesi'nin Ege ilavesinde yer alanhabere göre şöyle konuştu: "Çevre kirliliği, yangınlar, elektrikkesintileri, hanutçuluk, farklı fiyat uygulamaları turisti en çok rahatsızeden unsurların başında geliyor. Turizmde olumsuz görüntülereneden olanlar, bunları teşvik eden iş yerlerine, 30 güne kadarkapatma cezası verebiliriz. Sahilde ne olduğu belli olmayan seyyarsatıcılar, dövmeciler kol geziyor. Artık uzun vadeli ve radikal kararlarıuygulamaya geçirmenin zamanı geldi."

2008'de turizmde atılım ve olumsuzlukların geride bırakılması içindevlet memurlarının dahi 24 saat çalışacağını belirten Yiğenoğlu,şunları söyledi: "Muğla'da yaşamanın, tatil yapmanın, görevyapmanın, esnaf ve turizmci olmanın bir bedeli olacak. Sorunlarıntamamı ile topyekün mücadele başlatacağız. Ayak uyduramayan,sorunların hızlı çözümüne katkıda bulunamayan turizmci ve esnafıönce tatlı dille uyaracağız, uyum sağlayamayanlarla yola devametmeyeceğiz. İki yılda alacağımız çok sert ve titiz kararları hayatageçireceğimizden kimsenin kuşkusu olmasın."

HEM TATİL HEM GÖREVYiğenoğlu, eğitilecek gönüllü sivil turizm dedektiflerinin müşteri gibitatil yaparak sorunları yerinde belirleyip valiliğe bilgi vereceğini debelirterek, "İlk etapta bu iş için 100 gönüllü önümüzdeki yıldanitibaren çalışmaya başlayacak. Gönüllü turizm dedektiflerininkimliğini, özel kalemim dahil, kimse bilmeyecek. Ayrıca her turistayrılırken dolduracağı anket formları ile memnuniyetini veyamemnuniyetsiz-liğini ifade edecek. Her turistin sorununu ciddiye alıpdeğerlendireceğiz" dedi.

M

Page 15: Bodrum Bülten Eylül 2007

12 AY BOYUNCABODRUM’DA

HİZMETİNİZDEYİZ

Page 16: Bodrum Bülten Eylül 2007

16 BODRUMe ü nt

Haber Turu

ylin Erdil, Spor Bilimcisi Doç Dr.Güven Erdil’in kızı ve bu günleregelmesinde babasının büyük bir

rolü olduğunu belirtiyor. Erdil, babasının izin-den yürüyerek sörf sporunu yeni nesillereöğretiyor. Dört yıldır Slalom Genç BayanlarŞampiyonası’nda farklı dereceler kazananve Benotton firmasının destekleri ve kendiçabaları ile çeşitli başarılara imza atan Erdil,sponsorlar bulabildiği takdirde dünyasıralamasında ilk üçe gireceğinin degarantisini veriyor. Geçtiğimiz yıl dünya sıralamasında 5. sıradayerini alan Erdil, “İleriki günlerde Alaçatı’dakatılacağım şampiyona’nın ardından Eylülayında Fransa’da yapılacak olan DünyaŞampiyonası’nda Bayanlar kategorisindeTürkiye’yi ve Bodrum Ortakent’i temsiledeceğim” dedi.

“Sörf en büyük tutkum veyaşam stilim oldu…”

10 yaşında bu spora başladığını belirtenAylin Erdil, “Babamla birlikte başladığım ilkgünler sörf bana hiç cazip gelmemişti.Küçüktüm, kuvvetim yoktu ve bu sporusevmemiştim. Üç yıl sonra ilgi duymaya

başladım ve 2004 yarışlarında ilk derecemialdım. Bayanlar kategorisinde 4. olmambeni ateşledi ve o günden sonra hep ileriyeyürümek istedim. İstediğimi başarıpdereceleri art arda sıralamayabaşladığımda sörf en büyük tutkum veyaşam stilim oldu” diyor.

“Bayrağımızı uluslararasıarenalarda dalgalandıracağım”Suda özgürlük hissettiğini belirten Erdil, “Busporda hız, eğlence ve adrenalin var.Başladığınız an rüzgar, deniz ve siz biroluyorsunuz. Başkaları ile sörf yapmak isedaha bir eğlenceli ve suyun üstünde dansetmek için adeta birbirinizle yarışıyorsunuz.”Hedeflerinin yüksek olduğunu fakat bununda sponsorlar aracılığı ilegerçekleşebileceğini belirten Erdil, “DevamlıTürkiye birincisi olmak ve DünyaŞampiyonası’nda sıralamaya girmek,derece almak başlıca isteklerim. Bunubaşaracağım” dedi.

“Kendimi daha da geliştirmekistiyorum…”

Liseyi yeni bitiren Erdil, “Bir yıl sonra İngiltere

ALTIN KIZ AYLİN

de University of Sussex’te Politika veUluslararası ilişkiler okuyacağını belirterek,“Dört sene öğretim göreceğim İngiltere’deokulumun denize yakın olması dolayısıylasörf yapma ve sporculuğumu geliştirmeimkanı da bulacağım. Farklı yerlerde sörfyapmanın diğer sularda açılmanın tadı dabir başka. Bu yıl ülkemde birçok rüzgarlıkoyda sörf yapmak ideallerim arasında. Kışınise İspanya’da Tarifa’da sörf yapıp kendimidaha da geliştirmek istiyorum” dedi.

“Hedefim Başarı…”Dört yıldır babasının yanında eğitmenlik deyaptığını belirten Erdil, “Bu sporu yenigelenlere sevdiriyorum. Sevdiğiniz zamansörf daha da eğlenceli bir hal alıyor.Öğrencilerimin sörfüyle kendiminki arasınaipler bağlıyorum ve bu çalışmalardanfevkalade zevk alıyoruz. Her zaman biröğretmen gibi çalışarak bu sporu daha çokkişiye sevdirmek istiyorum. Bana en büyükdesteği sağlayan Belediye BaşkanımızMehmet Kocadon ve Benetton firmasınateşekkür ediyorum. Hedeflerim Ortakent’inadını dünyaya duyurmak ve bu başarıyı eldeetmektir” dedi.

Aylin Erdil, Ortakent Wındsurf Akademisi’nde eğitim veren, aynı zamanda da Türkiye’nin dört bir yerindemüsabakalara katılan Slalom Genç Bayanlar Şampiyonu. Geçtiğimiz yıl dünya sıralamasında 5. sıradayerini alan Erdil, bir sörf tutkunu. Bodrum Ortakent’i temsil ettiğini de belirten Erdil, “Başkanımız Mehmet

Kocadon’un destekleri ile kendimi daha da güçlü hissediyorum” diyerek, “İleriki günlerde Alaçatı’dakatılacağım şampiyonanın ardından Eylül ayında Fransa’da yapılacak olan Dünya Şampiyonası’nda

Bayanlar kategorisinde Türkiye’yi ve Bodrum Ortakent’i temsil edeceğim” dedi.

A

Türkiye Slalom Genç Bayanlar Şampiyonu,Dünya Sıralaması 5’incisi...

Page 17: Bodrum Bülten Eylül 2007

17BODRUMe ü nt

ani tak tak tak çalışıyor her gün. Neiş yapıyor derseniz Ali Doksan cevabıveriyor:

"Ayakkabıcı…" Ayakkabı nire köfte nire…Dayan bre diyor ama olmuyor. Evde açyatmak var. En iyi piyantayı çeksen bileolmu-yor. "Rodoslu usta İbrahim’in kalfasıolsan bile mümkünatı yok" diyor Ali Doksan.

1938 yılı Mustafa Dayı köfteci dükkanını açı-yor.Kale Caddesi’nde Eczacı Yücel'in bitişiği.Musta Bey’in dükkanı (Mustafa Dinçberg).Aynı caddede hemen arkasından birdükkan daha. Bodrum'un ilk meyhanesi. EskiAkbank şubesini hatırlayın. Şimdi dericidükkanı. Onun tam karşısı. Bitişik iki dükkan.Orta duvar kaldırılıp yerine bir kapı açılıyor.Birkaç masa ve tahta iskemleler… Tek tükdüşüyor Bodrumlular meyhaneye. Köşedekimasanın üstünde bir gramofon. Kolu çeviripkuruyor, iğneli kafayı tıklattırarak dönenplağın üzerine yavaşça koyuyorsunuz. Cızırtılıbir ses geliyor kulağınıza; " Sarı kurdelemsarı…"

Bodrum'da ilk köfteci dükkanı ve ilkmeyhane açılıyor. Yıl 1938. Ali Doksan dalıpgidiyor… Beni duymuyor bile… Tutturmuş“Sarı kurdelem sarı”yı mırıldanıyor. "Ali abeyçay getirdim" diyor çaycı çocuk. Derin biruykudan uyanıyor sanki Ali Doksan: "İlkokul

"Ne iş yapem?""Bre Mustafa ne yoruyonkendini? Aç bi köfteci dükkanı.Yok, bu memlekette. Önceİstanköy’e gidive. Örende geköfteciliği."

Bu konuşmalar Mustafa

Akçaalan ile Ali Subaşı

arasında geçiyor.

Yıl 1937. Mustafa Akçaalan

Ali Doksan'ın dayısı. Ali Subaşı

ise Körfez Restaurant'ın

sahipleri Ramazan ve Hasan

Subaşı'nın babaları.

Ne diyor Mustafa Akçaalan;"Gece gündüz tak takGit evde aç yat."

talebesiydim. Abem elimden tutarak benidayımın yanına götürdü, okul sonrası.Önceleri dayıma (Mustafa Akçaalan)bakardım. Sonradan sonraya kıymayıyoğurmaya başladım. Nerde o eski etler…Nerde o eski köfteler!.. De gidi de… Öncehayvan mera hayvanı olacak bir. Dişi danaolacak iki. Dananın göğüs etini alcen üç. Etikendi yağıyla makineden geçircen, kıymayapcen dört. Hafif baharatla tuzu katıpyoğurcen beş. Şişe takıp hafif kömürateşinde pişircen altıııı…"

“Şimdiki şiş köfteler?” diye hemen soruyorum."İyi. İyi de. İster istemez lezzet farkı var banagöre. Şişimiz gene meşhur. Müşteri mem-nun. Dükkânda çocuklarla, damatla,yeğenlerle çalışıyoruz. Arzum hatasızdavranmak ve müşteriyi her daim memnunetmek”

“Dayım 1977’de dükkanı bana devretti. Yenibir isim bulayım, eskinin de devamı olsunistedim. Aklıma "Sakallı" geldi. Dükkanın adı"SAKALLI" oldu. Sen hatırlarsın. O zamanlarBodrum'daydın. Sakallı dayım MustafaAkçaalan'dı kurucu. Bodrum'da ilk köfteciliğiyapan kişi ."

Şimdi Bodrum'a yolu düşenler, tatile gelenlerBodrum hatıralarını yad ederlerken soruyorlarbirbirlerine: “Sakallı’da köfte yedin mi?”

İçimizden Biri söyleşi: ERDOĞAN KAYALAR / fotoğraf: YiĞiT UYGUR

BODRUM’UN SİMGELERİNDEN“SAKALLI KÖFTECİ” (ALİ DOKSAN)

YETMİŞİNE MERDİVEN DAYADI

Y

Page 18: Bodrum Bülten Eylül 2007

BODRUMe ü nt18

% 89,3

% 10,6

1 - Hayır

2 - Evet

Geçtiğimiz ayBodrum Bülten’inbodrumajans.comsitesi anket bölümünde“Bodrum’un doğalgüzelliklerinin yanı sırakültürel değerlerinin deolduğunu biliyoruz.Bunların yeteri kadartanıtıldığına inanıyormusunuz ?”dedik ve iki şık sunduk:

1- EVET2- HAYIR

Oylama sonrasındagördük ki katılımcılarınneredeyse tamamınayakını, %89.3’ü, kültür vetarih değerlerimizin yeterikadar tanıtılmadığıgörüşünde birleşiyor.

Bu sayıda sizi küçük birBodrum tarihi ve kültürügezisine çıkarıyoruz...

Bodrum’un doğal güzelliklerinin yanı sıra kültürel değerlerinin de olduğunu biliyoruz.Bunların yeteri kadar tanıtıldığına inanıyor musunuz?

hazırlayan: YiĞiT UYGUR

Page 19: Bodrum Bülten Eylül 2007

19BODRUMe ü nt

lke genelinde sorunlar yumağıhaline gelen turizm konusu,yanlış, bilinçsiz ve tavizkar

politikalarla içinden çıkılmaz bir halalırken, Bodrum'da durum diğeryerlerdekinden farklı olmamakla birliktedaha da büyük risk faktörleriniyapısında barındırıyor.

Coğrafi özelliği nedeni ile 5yıldızlı otel turizmine çokolanak tanımayanBodrum'da, yıllardırsürmekte olanyanlış ve rantayönelikyatırımlar,yinecoğrafiözelliğinedeniile suhavzalarıfakir olanyarımadayıbugüniçindebulunduğudurumun ortasınagetirdi bıraktı.

Tarihi değerleri ve kültürü günışığına çıkarılacağı yerde üzerineoteller, sanayi sitesi, otogar yapılanantik yerleşimler, bugün yarımadayamilyonlarca tarih meraklısı, cüzdanıdolgun turist çekecekken, ne yazık ki,tu- riste sunacağımız özel bir şeykalmadı elimizde. Sadece bir kalemizvar ama Anadolu'da onca antikyerleşim varken, zengin turist diye tabirettiğimiz turist neden Bodrum'a gelsin?Mozelyum'u ya da Antik Tiyatro’yuhatırlayanlar olacaktır. AncakMozelyum'da sağa sola saçılmış birkaçsütun başlığını gören tu- rist, "Bu mudünyanın 7 harikasından biri" diyesormaktan kendini alamıyor. Antik

Tiyatro’nun durumu içler acısı. “Antik”demeye bin şahit gerektiren Tiyatro,dışarıdan bakıldığında, spotlardan,metal konstrüksiyonlardan, konservermek amacıyla hazırlanmışpodyumlardan ve önündeki yayın oto-büslerinden zaten görünmüyor. Hatta

ülkesinden tarih aşkıyla geliptiyatromuzu gezmek isteyen turistçoğunlukla, çalışma olduğu için içeriyealınmıyor. Kaldı ki içeri girse bile, kablo-lardan ve bir önceki konserinçöplerinden içeri girdiğine pişmanoluyor. Öte yandan aşınma özelliğiyüksek bir kaya yapısına sahiptiyatronun ömründen harcadığı-mız daaşikar...

Tanıtım. Tüm bu olumsuzluklarkarşısında, tanıtım eksik diyehayıflanmanın bir gereği yok. Çünkü

“Bodrum’un tarihi zenginliğikorunmuyor ve tanıtılmıyor”

Bodrum'da tanıtacağımız pek bir değerde yok. Öncelikle elimizdekinin kıymetinibilip korumamız gerekiyor. ArdındanBodrum'daki 350 civarındaki dernek, 15civarında oda, 11 belediye, Bodrum'ukorumaktan çok yok etmeyi kendineamaç edinmiş. Bodrum BelediyelerBirliği, kendilerini "Bodrum'un markaları"

olarak ilan eden KOBİ'ler, BESİADkumpanyası ve Bodrum'un

tanıtımına gerçektenönem veren sayılı

kurumlardanBOYTAV ve

BOSİADbirleşip,

ellerinibiraz

ceplerine

götürdüklerinde, -"her şey dahil"

sisteminden deuzaklaşıldığında-,

prodüksiyonu yapılacak bir uzun,bir kısa Bodrum tanıtım filmi, DünyaTV'lerinde dönmeye başladığında,Bodrum kısa zamanda kültürel birbaşkent olacaktır. Yoksa BodrumBelediyesi’nin organize ettiği konser vegösterilerle Bodrum bir kültür şehriolmayacaktır. Yapılan tanıtımlar vedavet edilen yabancı gazetecilerepazarlanan tarih ve kültürümüz değil,"her şey dahil" sistem turizmken,Bodrum'da turizmden para kazanmakisteyenler daha çok hayaller kuracaklarve daha çok hayal kırıklıklarıyaşayacaklardır.Tüm bu kara tabloya karşın bakın

Ü

www.bodrumajans.com'da ziyaretçilerimize "Bodrum'un doğal güzelliklerinin yanı sıra kültüreldeğerlerinin de olduğunu biliyoruz. Bunların yeteri kadar tanıtıldığına inanıyor musunuz?"

şeklinde bir soru yönelttik. % 89.3 oranında ziyaretçi Bodrum'un tarihi ve kültürel özelliklerinin tanıtılmadığına inandığını beyan etti.

Page 20: Bodrum Bülten Eylül 2007

BODRUMe ü nt20

NE DEDiLER?

"Sanma ki sen geldiğin gibi gide-

ceksin, senden öncekiler de

böyleydiler. Akıllarını hep

Bodrum’da bırakıp gittiler..."

alikarnas Balıkçısı CevatŞakir Kabaağaçlı böyleyazmıştı Bodrum için.

Türkiye’nin tatil yöreleri içinde hiçbir yer Bodrum kadar değişik birimaja sahip değildir. Herkesin ayrıbir Bodrum’u vardır.

"Eskiden evler, savaş ve savunmaiçin yüksek yamaçlarakondurulurdu. Bunlara ev değil"kule" denirdi. Ama denizözlemiyle, maviye imrenişten ötürüyerlerinde duramayarak, çamkokan nalınlarıyla, tıngır mıngıryokuş aşağı seğirtmişler, iki koyungıcır gıcır çakılları boyuncadizilmişler. Arkada kalanlar ayakuçlarına kalkarak kızkardeşlerininomuzları üzerinden denizebakakalmışlar. Kimi cesur evler dedenize dalıp kayık olmuşlar ve dal-galar üzerinde oynaya güle, karadakipısırık kızkardeşleriyle alay etmişler. İştebundan dolayı kayıklarla evlerin, bir demandalin bahçelerinin sıkı fıkı akrabalığıvardır. Denizde gidip gelmekten usanankayıklar ya ev ya da mandalin bahçesiolurlar."

Görüp yaşamayana, Bodrum’utanımayana yalan gelebilir ama CevatŞakir’in dedikleri aynıyla vakidir, inanın.

Bodrum, ülkemizin adından en çok sözedilen tatil yörelerindendir. Bodrum’utanıtan Halikarnas Balıkçısı ve onunBodrum’a sevdalandırdığı aydınlarımızın,Bodrum’u mesken tutup yılın büyükbölümünü ya da tümünü orada geçirenyazar-çizerlerimizin bu ünde büyük paylarıvardır. Selim İleri’nin, Vedat Türkali’nin vedaha nice yazarımızın romanları, hikayelerivardır Bodrum’da geçen. Ünü gittikçeartan, ünü arttıkça ka- labalığı da artanBodrum’da bildiğiniz bir şairimize,yazarımıza ya da ressamımıza rastlarsınızmutlaka bir yerlerde.

Ama elbette sadece buradan gelmiyorünü. Bodrum’un engin yürekli süngercileri,denizlere sevdalı kaptanları, balıkçıları,beyaz badanalı evleri, evlerin duvarlarınasarılmış mor çiçekli begonvilleri, içindeolmasa da çevresindeki pırıl pırıl koyları veen çok da gündoğumuna doğru uzayıpgiden geceleri ününe ün katıyorBodrum’un.

Bodrum yalnızca dinlenilecek bir yer

değildir. Tatile mutlaka eğlence katılır.Bodrum tatilinde gün ikiye bölünür. Gündüzmasmavi bir koyda denize girilir, parlakgüneşin yakıcılığına bırakılır bedenler, yanidinlenilir de geceye hazırlanılır. Gün batıpda yıldızlar gökyüzünü süslediğinde yeni birhayatın çağrısı duyulur. Bu çağrıya kulaktıkamak mümkün değildir. Bodrumgecesinin çağrısıdır bu. Dostlukların,düşlerin, aşkların çağrısına kim karşı koya-bilir? Hele bir de dolunay süslüyorsagökyüzünü!

Kıyı boyunda, çevre köylerde ve koylarda,beyaz badanalı evlerin kıyısına dizildiğisokaklarda, yamaçlarda lokantalar ge-ceye hazırdır. Usta balıkçıların ağlarına,oltalarına paçayı kaptırmış balıklar buzlarayatırılmıştır.Orfozlar, renkli skaroslar, midye dolmaları,kalamarlar ve mutlaka ahtapotlar!Bodrum’da rakı sofrası kurulmuşsa ahtapotsalatası olmazsa olmaz. Ahtapotlarındanmı, pişiren ustalardan mıdır bilinmez amaöyledir.

Bodrum’da herkes kendi gönlüne göre biryer bulur akşamı geçirecek. Balıkçımeyhanesi de vardır, pizzacı da. Fasılgeçilen yer de vardır, rock müzik de. BarlarSokağı, Cumhuriyet Caddesi, Neyzen TevfikCaddesi, Azmakbaşı, kısacası her yer bar-larla, meyhanelerle doludur. Seçim sizin.

Bodrum’da tarihin zenginliği Bodrum sadece deniz ve güneş değildir,sadece renkli geceler de değildir.

Bodrum’un tarihi zenginliği

İnsanoğlunun Bodrum’dakimacerasının 3000 yıla uzanan birtarihi var. Bodrum’lu Tarihçi Herodotkentin MÖ. 1000 yıllarında Dorlartarafından bugün kaleninbulunduğu yerde kurulduğunuyazıyor. O zaman burası adaymış.

Halikarnassos en parlak döneminiMÖ. IV. yüzyılda yaşamış. BurayıKarya başkenti yapan Mausolos’un24 yıl süren yönetiminde dünyanınyedi harikasından biri sayılan vegünümüze ancak temelleriulaşabilen muhteşem Mausoleionanıtının yapımına başlanmış. Onunölümünden sonra hem karısı, hemde kızkardeşi olan II. Artemisia anıtmezarın yapımını sürdürdü. O datamamlayamadan ölüncesanatçılar kendi olanaklarıyla anıtıtamamladılar. 36 sütunla çevrili İontarzı tapınak bölümü, onunüzerinde 24 basamaklı piramix veen üstte atlı bir araba ile Mausolosve Artemisia’nın mermerheykellerinden oluşan 42 metrelik

muhteşem bir eser ortaya çıktı. Heykeller vebazı kabartmalar bugün BritishMuseum’dadır. Kaçırılmamış, padişahınizniyle götürülmüştür.

Artemisia ölünce yerine İdrius, ondan sonrada Prenses Ada başa geçmiş. Küçükkardeşi tarafından tahttan indirilen Adakente hakim olan İskender (MÖ. 334)tarafından tekrar tahta çıkarılmıştır.

İskender’den sonra bölge Lysimachos’un(MÖ. 301), sonra Ptolemaios’larınegemenliğine girmiş. MÖ. 189’da Rodos,167’de Bergama Krallığı’na bağlanmış, MS.IV. yüzyılda Karia döneminde PiskoposlukMerkezi haline gelmiştir. 1274’de MenteşeBeyliği bu bölgede kurulmuş ve KanuniSüleyman zamanında Osmanlı topraklarınakatılmıştır.

Eski kent bütünüyle bugünkü yerleşiminaltında kaldığı için fazla bir şey ortayaçıkarılamamıştır. Bodrum’un üst tarafındangeçen karayolunun yanındaki tepede bulu-nan ve restore edilen tiyatro da Maussollosdöneminde yapılmıştı. Kent surlarının birkısmı Gümbet yolundaki Myndos kapısındagörülebilmektedir. Kentin simgesi sayılanKale’nin gördüğümüz sonuncusu Saint JeanŞövalyeleri tarafından Sultan ÇelebiMehmet’in izniyle yapılmıştır. 1402’deyapımına başlanan kaleye zamanlaeklemeler yapılmıştır. Bir depremle yıkılanMausolleion’un kalıntıları kalede yapı taşıolarak kullanılmışlardı. Kalenin kuleleriyapılışlarına göre Fransız, İtalyan, Alman,

H

Page 21: Bodrum Bülten Eylül 2007

21BODRUMe ü nt

Genellikle sur ve iç kale kalıntılarıdır bunlar.Alanın güney ve güneydoğusuna düşenyamaçlarda ise Leleg’lere özgü türbebiçimli mezarlar görülecektir.

Telmissos, Bodrum-Turgutreis yolu üzerindeOrtakent’i geçtikten 3 km sonra, Gümüşlüksapağından 2 km önce Gürece köyündedirve kalıntıların bulunduğu tepe anayolunkuzeyine düşer. Tepede Helenistik dönemburç kalıntıları izlenir. Tarihçi Heredot,Telmissos’ta Apollon Tapınağı’nınbulunduğunu, tapınağın binicilikte oldukçaünlü olduğunu anlatır. Tapınaktan bugüne izkalmamış.

Ortakent’teki Müsgebi de bir Lelegyerleşimidir. Bu yerleşimin nekropolisindeyapılan kazılarda, MÖ 15-13. yüzyıla tarihle-nen Miken çanak çömlekleri bulunmuştur.

Aspat Kalesi Akyarlar Aspat koyuna bakankonik tepenin doruklarında, Termera antikyerleşimi ise 2 km yukarıda Mandraköyünün 1 km üzerindeki Asarlık Tepe’dedir.Aspat-Mandra köyü arasında yol yoktur.Yürümek gerekir.

Ama Mandra Köyü’ne Telmissos’unbulunduğu Gürece Köyü’nden başlayanyolu izleyerek araçla ulaşılabilir.

Termera kenti de diğer Leleg kentleri gibidirve bugüne ulaşan kalıntı yok denecekkadar azdır. Doruktaki iç kale tümüyleyıkılmış, alttaki surların bir bölümü iseayaktadır.

Halikarnassos’tan başkayarımadada en az

12 antik kent daha var.Bu kentler sırasıyla Pedasa, Telmissos(Gürece), Termera ve Aspat kalesi, Müsgebi(Ortakent), eski ve yeni Myndos, Uranion,Madnasa, Sibda (Side), Yeni Karyanda,Syangela, Theangela, Kindye (Sığırtmaç),Eski Karyanda ve Bargylia’dır.

Bunların büyük bölümü Leleg yerleşimleridir.Halikarnassos kralı 2. Mausolos dönemindebu yerleşimlerin altısının halkı Halikarnas-sos’a göçe zorlanmış, eski Myndos veSyangela ise farklı yerlerde Helenistikdüzende yeniden kurulmuştur. Böylelikledağınık ve güçsüz kentçikler yerine güçlüve mamur bir Halicarnassos yaratılmasısağlanmıştır.

Bargylia dışındaki yerleşimlerde bugüneulaşan kalıntılar genellikle sur ve burçparçalarıdır. Yerleşimler genellikle dağlıktepelik yerlerdedir ve yorucu bir tırmanışıgerektirir. Arkeolojiye meraklı olanlar ilezaman ayırıp doğada yürüyüş ve keşif keyfiyaşamak isteyenlere önerilir. Kalıntılardançok çevreye hakim manzaranın etkileyiciolduğunu not edelim.

Pedasa, Bodrum’dan kuş uçuşu 4 kmkuzeyde, ormanla kaplı tepelerdenbirindedir. Yol olmadığı için ancak yürü-yerek ulaşılabilir. Meraklısına keyifli biryürüyüş ve olağanüstü keşif olanağısunacaktır bu gezi. Kalıntılar tepede 150metre çapındaki bir daire içinde izlenebilir.

Eski Myndos da bir Leleg kentidir.Kadıkalesi’nden 1 km içeride, Bozdağdenen tepenin üzerindedir. Tepeye yolyoktur ve yürüyüş yaklaşık 1 saat sürer.Tepede kentin surlarının ve kare planlı biryapının kalıntılarını bulacaksınız. Doruktanbugünkü Gümüşlük kentini ve yarımadanınbüyük bölümünü içine alan manzara sonderece etkileyicidir. Eski Myndos halkı, 2.Mausolos döneminde Yeni Myndos’ayerleştirilmiş.

Yeni Myndos Gümüşlük Köyü ile iç içedir.Kent Mausolos döneminden sonra pek imargörmemiş, Roma egemenliğinde iseneredeyse unutulmuş olduğu için, bugüneulaşan kalıntılar diğer yarımada kentlerindeolduğu gibi yok denecek kadar azdır. Kentiçevreleyen sur kalıntıları, Gümüşlükkarşısındaki adacıkta da izlenir.

Turgutreis’ten çıkıp Gümüşlük kavşağınaulaşıldığında ve kavşaktan Gümüşlük’edoğru 1 km ilerlendiğinde yolun 50 metrekadar uzağında kaya mezarları gözeçarpar.

Yalıkavak’ın 3 km güneybatısında GerişKöyü’nün üstündeki iki tepede, adı Uranionolduğu sanılan Leleg yerleşiminin kalıntılarıvardır. Kıyıdaki tepenin üzerinde anıtsalmezar (Mausoleion) kalıntıları sur ve burçkalıntıları, diğer tepede ise sur kalıntılarıizlenebilir.

Türkbükü ve Gölköy’e hakim tepeliklerdenbirinde Madnasa (Kökpınar Tepesi),diğerinde ise Sibda/Side (Karadağ)

ve Yarımada’nın antik değerleri

Page 22: Bodrum Bülten Eylül 2007

BODRUMe ü nt22

bugüne ulaşan kalıntılar Akropolis’teki surve burç kalıntıları ile etrafa dağılmışkeramik çanak çömlek parçacıklarıdır.

Sibda için Yukarı Gölköy yolundan çıkıpdaBelen Köyü’ne araçla gelmek gerekiyor.Belen’den başlayan yürüyüş 40 dakikasonra kilise ve kale kalıntılarına ulaştırıyorönce. Sonra bir 40 dakika daha yürüyerekSibda kalıntılarının bulunduğu Karadağzirvesine çıkılıyor. Kalıntılar değil amayarımadanın bu bölümünü ayaklar altınaseren manzara çok güzel.

Yarımadanın Gökova Körfezi tarafında,

Çiftlik köyüne bağlı Alazeytin mahallesininüzerindeki tepenin doruğunda, Syangelakenti kalıntıları bulunur. Mahalleninbitiminden kalıntıların bulunduğu tepeyezeytinlikler arasından geçen 20 dakikalıkyürüyüşle çıkılır.

Bugüne ulaşan kalıntılar surlar, evler vediğer yapılardır. Tepeden Gökova Körfezive Orak Adası görülür.

2. Mausolos’un Syangela halkınıyerleştirmek için kurdurduğu Thaengela iseMumcular-Bodrum yolu üzerindekiPınarlıbelen köyünün mahallesi Etrim

BodrumYarımadası’nınantik diğerleri

köyünün 1.5 km üzerindeki tepededir.Köyden tepeye çıkan patika yol oldukçadiktir ve yürüyüş zaman alır. Köyden rehberalmakta yarar vardır. Tepedeki kalıntılar bukadar zahmete değer düzeyde değildir.Ama spor olsun isterseniz, hava sıcakdeğilse ve zamanınız da varsa böyle birkeşif ilgi çekici olabilir. Kentten bugüneulaşan kalıntılar arasında diğer Lelegkentlerinde olduğu gibi burç ve sur kalıntılarıön plandadır. Helen uygarlığının izlerini detaşıyan kentte ayrıca Stadion benzeri biryapı, anıt mezarlar, kamu yapıları ve evler,kuyu ve sarnıçlardan kalıntılar bulacaksınız.

Kndye: Milas-Bodrum karayolu üzerinde,Güllük sapağını geçtikten sonra sağda,Kemikler köyü ile Sığırtmaç köyü arasındakitepelik alanlardadır. Anayola oldukça yakınolan tepelerde kaba duvar parçalarındanbaşka bir kalıntının bulunmadığı bu antikyerleşme Kndye kentidir.

Sığırtmaç Köyü’nden Güllük Körfezi’neyönelindiğinde, Varvil Koyu’na uzananyarımadanın ucunda Bargylia antikyerleşimine ulaşılır. Kalıntıların bulunduğualan anayola 4 km uzaklıktadır. Araziaracıyla ulaşılabilir. Güllük’ten tekneylegelmek daha kolaydır.

Helen ve Roma uygarlıklarının etkisindeoldukça parlak bir dönem geçirenBargylia’da sütunları ve duvarları etrafadağılmış Roma Tapınağı, kabartmalı birsunak, ancak küçük bölümü bugüneulaşan tiyatro, sütun dayanakları kalmış birstoa kalıntısı, Roma dönemi su kemer-lerinden küçük bir parça, kent surları, ilkçağmezarlığı izlenebilir.

Kaynak: www.muğla-turizm.gov.tr

Bodrum Sualtı Müzesi Salonları’ndaönemli sergiler

Genç Çağ Batığı Cam Batığı Karya Prensesi Ada

Bodrum'un çevresi ve koyları Bardakçı Gümbet Akvaryum Koyu Bitez Aktur Koyu Ortakent (Müsgebi) Kargı Koyu Bağla Aspat Karaincir Akyarlar (Kefaluka) Turgutreis Kadıkalesi Gümüşlük Karakaya Gündoğan (Farilya)

Türkbükü Göltürkbükü (Karyanda) Ilıca Bükü-Cennet Koyu Torba Bargilya-Tuzla Güvercinlik İçmeler Yalıçiftlik, Çiftlikköy Orak Adası Karaada

Gökova Körfezi’ne doğru köyler ve koylar Mazı Vahşi Doğa Bakir Koylar Hurma Sahili

Bodrum'da dalış noktaları Büyük Bango Küçük Bango

Kargı Adası Köçek Adası Karaada-Kaçakçı Koyu Karaada-Delikli Mağara Karaada-Aksona Burnu Yassıkaya Adası Orak Ada-Burun

Yürüyüş parkurları Parkur -1) Pedasa (Gökçeler Kalesi) Parkur -2) Leleg Evleri + Pedasa Parkur -3) Pedesa + Gebe Kilisesi Parkur -4) Sandima + Partipanaz

Kayası Parkur -5) Geriş Kanamaşa Sırtları

Sandıma Parkur -6) Termera Parkur -7) Girel ve Ören Kaleleri (Antik

Side) Parkur -8) Gidel Avlusu

Gecelemeli parkurlarParkur -1) Antik Kral Yolu Yürüyüşü

Bodrum'da Tarihin Zenginliği

Page 23: Bodrum Bülten Eylül 2007

23BODRUMe ü nt

PEDASA KAZILARIBAŞLADI

Konacık Belediyesi’nin katkılarıyla,altı yıldır yüzey araştırmalarıyürütülen Pedasa Antik Kenti’ndeProf. Dr. Adnan Diler’inbaşkanlığında, başta arkeologlarolmak üzere birçok disiplindenuzman grupların katılımı ile kazıçalışmaları başladı.Kültür ve Turizm Bakanlığı ve MuğlaÜniversitesi adına yürütülecekçalışmaların kazı ödeneğiniBakanlık karşılıyor.

Kazı Başkanı Prof.Dr Adnan Diler“Pedasa, yöreye özgü ve iyitanınmayan Leleg Uygarlığı veonlara ait eşsiz kalıntıları barındıranneredeyse en ünlü Leleg kentidir.Kent salt arazisinin genişliği iledeğil, zengin ve çoğu ayaktakalmış tümülüsleri ve iyi korunmuşakropolü ile de tüm Leleg yerleş-meleri içinde erken tarihe gidenyoğun bir malzeme içermesi ile deoldukça önemlidir.Gerçekleştirilecek çalışmalar hemLeleglerin kimliği, dönemi, dinselve yaşamsal geleneklerikonusunda bugüne dek karanlıktakalan sorunlara açıklık getirecektirhem de Pedasa ve Leleguygarlığının ülkemize ve dünyayatanıtımını sağlayacaktır. Sekiz Leleg Kenti içinde ulaşımı enkolay yerleşim olan Pedasa’dagerçekleştirilmeye başlanılan kazıçalışmaları, bu neredeyse hiçbilinmeyen uygarlığın izleriniyakalamamızı ve onları tanıyıpgelecek kuşaklara aktarmamızısağlarken yüksek kaliteli kültürturizminin Bodrum Yarımadası’ndayaygınlaşmasına da katkısağlayacak” dedi.

Konacık Belediye Başkanı MehmetTosun, Konacık Beldesi’nde yeralan Pedesa Antik Kenti kazılarınınçok önemli olduğunu belirterek “Buantik kent beldemize büyük birturizm potansiyeli olarakyansıyacaktır. Yaptıkları başarılıçalışmalarından dolayı SayınProf.Dr. Adnan Diler ve kazı ekibineteşekkür ediyorum. Bundansonrada bu eşsiz antik kentin

LELEG UYGARLIĞIPEDASA KAZILARIİLE GÜN IŞIĞINAÇIKIYOR

Haber Turu

edasa, Leleg şehirleri arasındagünümüze en iyi korunarak gelenşehirlerden biridir. Bodrum

Yarımadası’nda, ilçe merkezinin kuzeyindekidağların sırtlarında, günümüzde Gökçelerolarak adlandırılan bölgede yeralır.Bodrumlular, Pedasa'dan Gökçeler Kalesidiye söz eder. Çevrede görülen kümbetleriandıran, kuru duvar tekniğiyle yapılmış,kubbeli mezarlar Pedasa'ya yaklaşıldığınıanlatır. Bu mezarlar 1919-1921 yıllarındaİtalyan hafirler tarafından açılmıştır.Buluntular Geometrik Devre olaraktarihlendirilmiştir. Mezarların küçük bir girişivardır. Kubbeli tek bir odadan ibarettir. Yereltaşlar kullanılarak bindirme tekniğiyleyapılmıştır.

Gökçeler günümüzde bazı çobanlarınbüyükbaş hayvanlarını otlattıkları bir yerdir.Lelegler'in Pedasa'sından iç kale dışındahemen hiçbir şey kalmamıştır. Ancak,yüzeyde yapı kalıntılarının izlerigörülmektedir. İç kale günümüze oldukça iyi

bir durumda gelmiştir. Özellikle doğubölümü çok sağlamdır. Dar kale kapılarıkule ile takviye edilmiştir. Kale yapımındakuru duvar tekniği kullanılmıştır. İç kaleyüksek bir kaya üzerine oturtulmuştur.Doğudaki kulelerden çevreye bakıldığındayer yer sur duvarları izlenebilmektedir. Şehringüneybatısında, sur duvarlarının dışında,vadide sözü edilen Athena Tapınağı’ndangünümüze birkaç taş dizisinden başka birşey kalmamıştır.Konacık'tan ve Bodrum çöplüğündenburaya stabilize birer yol çıkar, öte yandanBodrum'un içinden de buraya bir patikayolla ulaşılır. Hatta bu patika yol, Pedasa'yayol olmayan zamanlarda yerli halkın sıkçakullandığı, hatta 1993 yangınına kadar dasık çam ormanın içinden geçen bir patikayol idi. Konacık'tan Pedasa'ya çıkan yolyapılmadan önce Çırkan Köyü'nden deburaya ulaşan bir patika mevcuttu.

Muğla Üniversitesi'nin yaptığı arkeolojik kazı-larla gün ışına çıkarılacak olan şehir,

P

Page 24: Bodrum Bülten Eylül 2007

BODRUMe ü nt24

Haber Turu

PEYNİR ÇİÇEĞİ MAĞARASI8 EYLÜL’DE ŞENLENECEK...

5-8 Eylül tarihleri arasında, profesyonel mağaracılar vearkeologlardan oluşan bir grup, Gündoğan’daki Peynir ÇiçeğiMağarası’nı temizleme etkinliği yapacak. Bodrum KaymakamlığıBodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi Müdürlüğü, Peynir Çiçeği GündoğanGönüllüleri Derneği, Mavi Yol Girişimi ve Türkiye MağaracılarBirliği’nin ortaklaşa düzenlediği bu etkinlik ile Bodrum Yarımadası’nıntarihsel, kültürel ve mağara içi doğal yaşam açısından büyük biröneme sahip olan mağarası tanıtılacak, özellikle yörede yaşayanhalkın dikkati bu kültürel mirasa çekilecektir. Etkinlik kapsamında 8Eylül Cumartesi saat 20:00’den itibaren Gündoğan Belediyesi’ninkatkılarıyla beldenin bir şenlik havasına bürünmesi sağlanacak vehalkın temizlik çalışmalarına katılmasıyla tarihsel mirasınkorunmasında daha somut bir adım atılmış olacaktır.

Mağara, sarkıtlarla kaplı, yarasa kolonilerinin yaşadığı doğal birmağara olmasının yanında Karya bölgesinin en eski yerleşim yer-lerinden biri olarak gösterilmesi bakımından da çok büyük önemesahiptir. Ancak mağaradaki tarihi buluntu ve katmanlara, kaçak vebilinçsizce girip çıkan kişiler tarafından zarar verilmiş, içerisi çöplükolarak kullanılmıştır.

Mağara ile ilgili belirlenen hedef, öncelikle mağarada tespit edilen

çöp yığınları ve çeşitli atıklar temizlendikten sonra, kirliliğin devametmemesi için yetkili kurumların gerekli denetimleri yapması veçevre halkının bilinçlendirilmesi olacaktır. Buna bağlı olarak tarihi vekültürel mirasları korumak her şeyden önce koruma bilincikazanmakla olur. Öncelikle yöre halkına bu bilincin kazandırılmasıdüşünülmektedir. Böylelikle gerektiği gibi korunması için daha fazlaçabanın oluşması sağlanacaktır. Mağaranın temizlenmesi ile birliktearaştırmalar düzenli olarak yürüyecek, mağaranın gerektiği gibi tarihive doğal yaşama zarar vermeden tanıtımının yapılmasısağlanacaktır.

Proje, insan faktörünün bilerek veya bilmeyerek çöplüğedöndürdüğü, doğal yaşamını bozduğu mağaranın Bodrum SualtıArkeoloji Müzesi’nin denetiminde, profesyonel mağaracılartarafından temizlenmesi ve yeniden hayata döndürülmesi ile bir ilkolacaktır.

8 Eylül Cumartesi günü tamamlanacak mağara temizliğiçalışmaları, etkinlik alanında gerçekleştirilecek mağara tanıtımgezileri, sergiler, şenlik yemeği, film gösterimleri ve konserlerlerenklenecek.

Yapılan araştırmalarda,Khalkolitik Çağ ve

Eski Tunç Çağı buluntularıylaen az 5000 yıllık bir tarihe sahip olduğunu gösteren

Bodrum Gündoğan’dakiPeynir Çiçeği Mağarası

yepyeni bir etkinlikle gündemde.

Bodrum Doğa Sporları Kulübü üyeleriPeynir Çiçeği Mağarası önünde.

Page 25: Bodrum Bülten Eylül 2007

Tüm doğa ve tarih severleri bu heyecanı paylaşmaya çağırıyoruz.MAĞARANIN KONUMU:Peynir Çiçeği Mağarası, Muğla İli Bodrum İlçesi Gündoğan BeldesiPeynir Çiçeği Tepesi’nde, Gündoğan’ın merkezine giden kavşaktanhemen önce, güney yönde yer almaktadır.

PROJENİN AMACI:Karya bölgesinin en eski yerleşimini göstermesi açısından büyük biröneme sahip olan Peynir Çiçeği Mağarası’nın öncelikle yöre halkıtarafından değerinin anlaşılması ve yeterli derecede korunabilmesigerekmektedir. Bölge ve Anadolu tarihi açısından önemli olan bumağara, aslında her şeyden önce kültürel bir mirastır. Bu miras, şuan yeterince korunamamakta, önemi bilinmemektedir.

PEYNİR ÇİÇEĞİ MAĞARASI’NDA YAPILANBİLİMSEL ÇALIŞMALAR Mağarada, 1992 yılında, Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesiarkeologlarından Bahadır Berkaya ve Harun Özdaş tarafından bir önaraştırma yapılmıştır. Bu araştırmada mağaranın krokisi çizilmiş,tanımı yapılmış, rastlanan kalıntılardan yola çıkılarak sondaj yapmaisteği uyanmıştır. 1993 yılında ise mağaranın ön galerisinde kazıçalışması yapılmıştır. Mağaranın güneydoğuya bakan bir girişininharicinde zamanla tıkanan başka bir giriş daha bulunmuş,mağaradan çıkan Eski Tunç Çağı seramikleri, Cilalıtaş Dönemi’netarihlenen bir balta, öğütme taşları ve hayvan kemikleri gibibuluntuların civarda değil de burada yoğunluk göstermesindendolayı mağarada bir yaşam olduğu sonucuna varılmıştır.

1998 yılında Prof. Dr. Adnan Diler tarafından, yörede yapılanaraştırmalar sonucunda mağarada, Khalkolitik ve Eski Tunç dönem-ine ta- rihlenen seramikler bulunmuştur. Prof. Dr. Adnan Dilermağaranın, Karya bölgesi içinde en eski buluntuları veren yer

(8 Eylül 2007) ŞENLİK PROGRAMI15:00 - Peynir Çiçeği Mağarası’na gezi (Profesyonel mağaracılareşliğinde)17:00 - Peynir Çiçeği Mağarası’na gezi (Profesyonel mağaracılareşliğinde)18:30 - Protokol ve basınla mağara gezisi19:00 - Basın açıklaması ve kokteyl20:00 - Şenlik yemeği ve film gösterimi21:00 - Müzik dinletisi

Peynir Çiçeği Gündoğan Gönüllüleri Derneğ[email protected] - [email protected]

PEYNİR ÇİÇEĞİ MAĞARASI ŞENLİĞİ NOTLARI

Peynir Çiçeği Mağarası, Bodrum’un Gündoğan BeldesiPeynir Çiçeği Tepesi’nde, Gündoğan’ın merkezine gidenkavşaktan önce, güney yönde yer almaktadır. Kayra bölgesinin en eski yerleşimlerinden olmasıyla büyüköneme sahip olduğu araştırmacılar tarafından vurgulanmıştır. 1992 yılından beri mağara içinde arkeologlar veantropologlar tarafından araştırmalar yapılmaktadır. Mağara için yapılan araştırmalarda Khalkolitik Çağ ve ErkenTunç Çağı seramikleri ve çeşitli buluntulara bulunmuştur. Sitalanı olarak belirlenmiş ve korumaya alınmıştır. Doğal bir mağaradır ve sarkıtlarla kaplıdır. Mağara içinde yarasa kolonileri yaşamaktadır. 2004 yılında mağaracılar tarafından yapılan araştırmalardaiçerisinin çöplük olarak kullanıldığı görülmüştür. Bu şekilde çöplüğe dönen ve tahrip olan mağarayı temiz-leme çalışması 5-6-7 Eylül tarihinde yapılacaktır. Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi’nin denetiminde yapılacakolan çalışmaları Türkiye Mağaracılar Birliği profesyonelmağaracıları sürdürecektir. Etkinlik halkın katılımına açıktır. 8 Eylül’de yapılacak olan şenlikte sergiler, yemek ve konserolacaktır.

Page 26: Bodrum Bülten Eylül 2007

YENiLENENLER

YENiLER

YENiLiKLER

COUNTRYRANCHAT ÇİFTLİĞİNDESAFARİ KEYFİ

BODRUM PLAJLARIEN İYİLER LİSTESİNDE

Türkiye Çevre Eğitim Vakfı, Türkiye’nin en güzel10 mavi bayraklı plajını seçti.

Bodrum’dan Sea Garden ve Kempinski BarbarosBay Bodrum plajları ilk 10 içinde yer alırken

Conde Nast Traveller'ın 2007'de dünyanınen seksi 19 plaj ve otelini belirlediği

listesine, Türkiye'den sadece KempinskiHotel Barbaros Bay Bodrum girdi.

2005 yılından bu yana yayınladığı"Dünyanın En Seksi Plajları" listesinde

bu yıl ilk kez Türkiye de yer aldı.Dergi, listesine 10. sıradan aldığı

Bodrum'u şirin bir Ege kasabasıolarak nitelendirdi.

26 BODRUMe ü nt

HALİKARNAS'TA SICAĞA KARŞI BUZLU EĞLENCE

vrupa’nın sayılı diskoları arasında yeralan Halikarnas Disko’da aşırı sıcaklarnedeniyle düzenlenen buzlu, sulu ve

köpüklü partiler yerli ve yabancı turistlerinhem serinlemesini hem de çılgıncaeğlenmesini sağladı. Gündüz yaşanansıcaklıkların gece de devam etmesi üzerinedüzenlenen sulu, buzlu ve köpüklü partiyekatılanlar Halikarnas dans grubunun erotik vehareketli dans ve gösterileri ile kendindengeçti.

Halikarnas Disko İşletme Müdürü Zafer Çetinel, her yıl geleneksel olarak düzenlenen geceyegösterilen ilgiden çok memnun kaldıklarını belirterek “Yerli ve yabancı turistlerin aynı mekandabüyük bir coşku ile aynı atmosferde eğlenmesi için hiçbir fedakarlıktan kaçınmadık.Dünyadaki ve Avrupa’daki eğlence tarzlarını yakından takip ediyoruz. Diskomuza yazaylarında uluslararası müzik arenasında isim yapmış ünlüleri davet ederek eğlence ve hizmetkalitemizi sürekli yukarılara taşıyoruz. Bu yıl da dünyaca ünlü sürpriz isimler Halikarnas Disko’da

urgutreis’te bulunanCountryranch At Çiftliği’ndeözellikle turistler At Safari turlarına

büyük ilgi gösteriyor.Beldeye tatil amaçlı gelen yabancıturistler, at üzerinde safari turu yapabil-mek için adeta sıraya giriyorlar. Sabah saat 10.00 -16.00 -18.30saatlerinde gerçekleştirilen safariturlarının bir saatlik ücretinin kişi başı 30Ytl olduğu belirtildi. At çiftliğinde görevlirehber binici eşliğinde turistler,İslamhaneleri mevkindeki safariparkurunda hem ata binmeyiöğreniyorlar hem de keyifli dakikalargeçiriyorlar. Çiftlikte, at safari, binicilikdersleri, köpek eğitimi ve dinlenmetesislerinin bulunduğunu ve özellikle tatiliçin gelen turistlerin büyük ilgi gösterdiğinibelirten Turgutreis Countryranch At ÇiftliğiSahibi Yüksel Akkaya “Safari turlarımızaHollandalı, İngiliz ve Alman turistler ilgigösteriyor. Turistler doğa ile baş başa

T

A

SANDALET EVLERİCEMİL İPEKÇİDEFİLESİ'YLE AÇILDI

onsept tasarımını ünlü modacıCemil İpekçi’nin üstlendiğiBodrum Sandalet Evleri, Cemil

İpekçi’nin defilesiyle 31 Ağustos Cumagünü açıldı. Şenay Akay, Fatoş Kabasakalve Seda Ertan’ın da aralarındabulunduğu 16 ünlü mankenin görevaldığı defilede, Cemil İpekçi’nintasarladığı, şilebezinden hazırlanmış 85parçadan oluşan yaz koleksiyonusergilendi.

K

BODRUM'DA HER YAŞ GÜZELDİR

odrum’un ilk huzurevi ve en iddialı anaokulu Yarımada’da birçok ilke imza atmışİstanbul Marmara Eğitim Kurumları tarafından açılıyor. “Türkiye’nin DünyayaAçılan İkinci Baharı Bodrum Huzurlu Yaşamevi” ve “Türkiye’nin Dünya Okulu

Marmara Koleji Özel Bodrum Anaokulu”, 7 Eylül 2007 Cuma günü saat 18.00’deyapılacak açılış kokteyli ile hizmete giriyor.

B

Page 27: Bodrum Bülten Eylül 2007
Page 28: Bodrum Bülten Eylül 2007

28 BODRUMe ü nt

TOPLUMYA Ş A M

hazırlayan: NURHAN İBAK

PAŞA'NINBODRUM TURU

enelkurmay Başkanı Büyükanıt,tatil için geldiği Bodrum’da ailesive arkadaşlarıyla çarşıyı gezdi.

Büyükanıt, Cumhuriyet Caddesi, HilmiUran Meydanı, Zeyyat MandalinciÇarşısı, Terzi İbrahim Meydanı, BelediyeMeydanı ile Neyzen Tevfik Caddesi’nigezdi, kendisine ilgi gösterenvatandaşların elini sıktı. Büyükanıt’agezisi sırasında ailesinin yanı sıraOrgeneral Erdal Ceylanoğlu veKorgeneral Hasan Igsız da eşlik etti.

G

DÜNYA’NIN EN ZENGİNİ YÜZEN SARAYLA GELDİ

ünyanın en zenginleri arasında yer alan, İngiliz Chelsea kulübünün sahibi Rusişadamı Roman Abramoviç'in “Le Grand Bleu” adlı kiralık yatı, Bodrum açıklarındademirledi. Büyüklüğü nedeniyle Bodrum Limanı'na giremediği için Akvaryum Koyu

yakınlarında demirlemek zorunda kalan yatın üzerinde 4 motor yat, 1 helikopter, 1 minidenizaltı ve jet-ski, kano, sörf gibi su sporları ekipmanları bulunuyor. Yat, 112 metreuzunluğunda, 35 metre genişliğinde ve 6 katlı.

D

BODRUMORMANLARINIGERİ İSTİYOR...

Bodrum Belediyesi ve B.B. Bodrumsporkatkılarıyla 19 Ağustos’ta BodrumKalesi’nde sunuculuğunu ŞebnemÖzinal’ın yaptığı "Bodrum OrmanlarınıGeri İstiyor" isimli konserde Yıldız Tilbe,Ferdi Özbeğen, dansöz Tanyeli, Popstaryarışmacılarından Barış, GazeteciSavaş Ay, Bülent Özdemir, Feraye, UlaşAy, Mansur Ark, Mr. Cole, Bodrumluşarkıcı Emin ve Halikarnas Disko’nundansçılarından oluşan Bodrum tutkunusanatçılar sahne aldı.

Konserden elde edilen yaklaşık 3000YTL gelir, 7 Temmuz’da Kızılağaçmevkiinde çıkan yangında yok olan300 hektarlık ormanlık alanın yenidenağaçlandırılması için kullanılacak.

BODRUM TUTKUNU SANATÇILAR19 AĞUSTOS’TA DOĞAYA KATKI İÇİN BİRARAYA GELDİ

İL EMNİYET MÜDÜRÜEMİN KÖRPE’NİNMUTLU GÜNÜ

Muğla İl Emniyet Müdürü EminKörpe’nin oğlu Yüzbaşı ÖzgürKörpe, Hatay’da öğretmenlikyapmakta olan Özge Amik ilehayatını birleştirdi. Düğüne Muğlave ilçelerinden birçok bürokratve emniyet camiası katılarak evliçiftlerin bu gününde mutluluğunu paylaştılar.

Salmakis Otel’de Muğla İl Emniyet Müdürü Emin Körpe’nin oğlu Yüzbaşı Özgür Körpe(32) ile öğretmen Özge Amik (27) görkemli bir törenle bir ömür boyu mutluluğa yolaldılar. Düğüne Muğla ve ilçelerinin mülki amir ve bürokratlarının yanı sıra BodrumKaymakamı Abdullah Kalkan, Milas Kaymakamı Bahattin Atçı, Muğla Belediye BaşkanıOsman Gürün, Güllük Belediye Başkanı Yavuz Demir, Bodrum Belediye Başkanı MazlumAğan, Yalıkavak Belediye Başkanı Mustafa Saruhan, Bodrum Ticaret Odası BaşkanıMahmut Kocadon, Ören Belediye Başkanı Kazım Turan, Bodrum İlçe Emniyet MüdürüYılmaz Özden ve Emniyet teşkilatı amirleri, Muğla Üniversitesi Rektörü Şener Oktik,belediye meclis üyeleri ve işadamlarından oluşan seçkin bir davetli grubu katıldı.

Page 29: Bodrum Bülten Eylül 2007
Page 30: Bodrum Bülten Eylül 2007

30 BODRUMe ü nt

Toplum Ya am

TURGUTREİS'EAĞUSTOS'TA100 BİNTURİSTGELDİ

Turgutreis, Ağustosayında yerli veyabancıturistlerinakınınauğrarken,beldeye gelenturist sayısı100 bine kadarulaştı, 5 yıldızlıotellerdeboş oda kalmadı.

Beldede bulunantüm turistik oteller%100 dolulukoranına ulaşırken,İngiliz, Alman veHollandalıturistler turistikbeldeyecanlılık getirdi,çarşı esnafınefes aldı.

SUUDİ PRENS TATİLİNİ UZATTI

öltürkbükü’ne mega yatı GoldenShadow ile gelen Prens Sultan BinAbdul Aziz, daha sonra zodyak

bot ile bu tekneden alınarak ailesinin tatilyaptığı 80 metre uzunluğundaki 'Golden Odyssey' isimli beyaz tekneye geçti. Lojistik teknesiGolden Shadow'da 3 motor yat bulunduğu ve bunlardan birinin 26 metre uzunluğundaolduğu bildirildi. Teknede ayrıca, 2 zodyak bot, 2 jet ski, 1 süper yat, 2 sürat teknesi ve bir desu sporu teknesi bulunduğu ifade edildi. Suudi prensin Göltürkbükü’ne eşi, 2 kızı 3 oğlu ve 8yardımcısı ile geldiği ve özel güvenlik görevlileri tarafından korunduğu ifade edildi. Prens Sultan Bin Abdul Aziz’in bir gün kalmayı planladığı Göltürkbükü’nü çok sevdiği için 4gün geçmesine rağmen tatiline devam ettiği bildirildi.

G

JOOST LAGENDIJK ‘İNGÜMÜŞLÜK ZİYARETİ

atilini Gümüşlük‘te geçirenTürkiye-AB Karma ParlamentoKomisyonu Eş Başkanı Joost

Lagendijk ve NTV Brüksel Muhabiri eşiNevin Sungur, Belediye Başkanı MehmetÜlküm’le tanışmak üzere kendisinimakamında ziyaret etti. Gümüşlükhakkında olumlu düşüncelerini ifade eden Lagendijk Başkan ile belde hakkında görüştü.Belediye Başkanı Mehmet Ülküm, Gümüşlük’ün doğal güzellikleri, tarihi zenginlikleri, kazıalanları, batık şehri ve ev pansiyonları konusunda bilgi verdi.Ev pansiyonculuğu fikrinin özendirilerek geliştirilmesi ve desteklenmesi hakkında AB ‘denher türlü desteğin sağlanacağını taahhüt eden Lagendijk bu konuda Başkan’danayrıntılı bir rapor talep etti.

RUSYA FEDERASYONUANTALYA BAŞKONSOLOSU,BAŞKAN AĞAN’I ZİYARET ETTİ

usya Federasyonu AntalyaBaşkonsolosu Mircalol Husanov,Bodrum Belediye Başkanı Mazlum

Ağan’ı makamında ziyaret etti.Marmaris ve Muğla’daki resmi ziyaretlerininardından Bodrum’a gelen BaşkonsolosHusanov, “Çok güzel bir kentiniz var ve Bodrum, doğal yüzünü kaybetmemiş, bu çokönemli” dedi.

R

T

CİVAOĞLU BİTEZ BELEDİYE BAŞKANI’NI ZİYARET ETTİ

azeteci-yazar Güneri CivaoğluBitez Belediye Başkanı M. RemziGüngör’ü ziyaret etti. Bitez’e

tatile gelen Güneri Civaoğlu her yaz tatiliçin Bitez’i seçtiğini ifade ederek Bitez’inkendine özgün yapısının korunmasıgerektiğini söyledi. Bitez’de yazlığı bulunan Civaoğlu, ikihafta kaldıktan sonra İstanbul’adöneceğini ancak en kısa sürede tekrarBitez’e dönmek istediğini söyledi. BitezBelediyesi’nin çalışmalarını yıllardır takipettiğini belirten Civaoğlu “Başkan Güngör çalışmalarıyla Bitez’i her geçen gün geliştir-meye çalışıyor. Ben de değerli Başkan’ı ziyaret edip tanışmak istedim. Bitez’i önümüzde-ki günlerde ulusal medyada da ön plana çıkartacağım” dedi. Başkan Güngör ilk etapta belde halkını memnun etmek için çalıştıklarını ifade ederek“Hizmetlerimizin kalitesi her geçen gün artıyor. Beldenin eksiklerini gidermek içinçalışmalarımız devam ediyor” dedi.

G

BAŞKANLAR KONUKLARINI AĞIRLADI

FASHION TVGEMİSİ BODRUM'DA

ashion TV yöneticileri “F Diamond”adlı lüks gemiyle geldikleriBodrum’da hem tatil hem de

çekimler yaptı. Bodrum Kumbahçe sahilinedemirleyen lüks teknede aralarında FashionTV yöneticilerinin de olduğu yaklaşık 50kişinin bulunduğu, Yunanistan’ın MikonosAdası’ndan gelen Malta bayraklı ve 138metre uzunluğundaki teknede 75 personelbulunduğu kaydedildi.

F

Page 31: Bodrum Bülten Eylül 2007

31BODRUMe ü nt

odrum'da gece, gece yarısından sonrabaşlar sanki. Halikarnas Disko’nunardından koyun üzerinde, Eski ŞalvarağaTepesi'nin karşısında olan evimde sabahınilk ışıklarına kadar süren müziğin "dum

dum dum"larını dinler dururum. Bu müzik sadeceHalikarnas Disko'dan değildir kanısındayım.Hadigari, Catamaran, Vera Otel gibi diğer gürültümerkezlerinin de bu ses kirliliğine katkıları azdeğil. Saat 01:00 olur, 03:00 olur, 05:00 olur, budum dum müzik rüzgarların estiği yöne göre birazazalır biraz yükselir ama sürer gider. Bu yıl nedensefinal şarkısı Yeliz'in:

Ne bir kürk ister bu şen gönlümNe bir han ne de sarayGez, iç, eğlen çok kısa ömrünSev çünkü sevmek en kolay

“Sev çünkü sevmek en kolay” melodisini bitirdiktensonra, ki bu genelde 4:30 - 5:00 arasında oluyor,müzik kesiliyor. Ve ben bunları uyumaya çalıştığımyerde, odamda yaşıyorum. Zanneder misiniz ki müzik bitince olaybitiyor. Ne gezer... O saatten sonra öbek öbek insanlar, Fransız,İngiliz, Türk sarhoşlar, İçmeler yolundaki otellerine gitmek için yoladökülür. Bağıra bağıra kavga edenler, küfredenler, ellerindeki içkişişelerini yola fırlatanlar bazen arabalarla bazen yürüyerekönümüzden geçiyorlar. Diskolardaki müziğe doymamış, şarkısöyleyenler de var geçenler arasında, onlar amenna. Ortalık ancaksabah 06:00’ya doğru yatışıyor. Ve biz bir iki ay için gelenler, güyadinleniyoruz.

Ah Bodrum Ah... "Yokuşbaşı'na geldiğinde Bodrum'u göreceksin.Sanma ki sen geldiğin gibi gideceksin. Senden öncekiler deböyleydiler. Akıllarını hep Bodrum'da bırakıp gittiler" Ah Baba Ah,biz de bıraktık, bıraktık da, hangi Bodrum'a?

Evimizin Şalvarağa Tepesi'nin karşısında olduğunu yazmıştım.Çocukluğumun en güzel günlerini geçirdiğim bu yörede, bir evyaptırabileceğimiz bir arsa ararken 1980 yılında tepenin tamkarşısındaki bu yeri bulmuş, "Tam burası, hem Bodrum’un içindehem de dışında, manzara da fevkalade. Sağda Bodrum, soldaAkçabük, karşımızda Karaada, daha ne isteriz” deyip 480 metrekarearaziyi almıştık. Etrafımız bomboş, yol yok, elektrik yok, yanıbaşımızda çok sevdiğim İffet ve Gültekin'in arsası var. Diğer AliCengiz fertleri onların yanında. Büyük gayretlerle ev 1984'te bitti,taşındık. Aşağı katta kocaman şöminemizde kütükleri yakarkenyaşadığımız hazzın haddi hesabı yok. Üst katta yatak odaları. Hertaraftan denizi görü- yoruz. Her yer sessiz, her yer sakin.

Önümüzde Şalvarağa Tepesi var. Bu tepe Bodrum'un coğrafyasındavar. Biraz çıplak ve bakımsız. Burasını sit alanı sanıyordum. TepeninAtatürk Caddesi üzerinde olan cephesine odun -şöyle böyle odundeğil koca ağaç kütükleri- sıralanmıştı. Şalvarağalar odun ticaretiyapıyordu. Birkaç Şalvarağa ferdini tanı- yordum. Fakat onları hiçburada görmedim. Galiba burası yalnız Şalvarağa İbrahim'e aitti.Koca dağı kaç kuruşa aldı Allah bilir. Bir gün birikmiş odunlar ateşaldı koca kütükler tutuştu. Yangın berbat. Tesadüfen ben o sıradaBodrum'dayım. Arkada oturan komşular koşup geldi. Saatlerce evinduvarlarını hortumla suladık. Bu olaydan sonra aile buradaki odunstokunu azalttı. Ön tarafta bir baraka yaptı, kömür satmaya başladı.

Sol taraftan dağın tepesine doğru bir yol da açıldı.Bu arada Bodrum tutkunu Saynur GelendostBodrum Gönüllüler Derneği Başkanı idi. Tepeninsokağa bakan cephesini ağaçlandırmaya kararverdi. Gönüllüler bu işe soyundular. Hatta kızımKuki ve oğlu Can Gümüş de bu kampanyayakatılmış, çam ağaçları dikmişlerdi. Evden, dikilenbütün ağaçların büyüdüğünü görmek beni mutluederdi.

Şalvarağa'nın oğlu Mehmet bir ara Bodrum'un engüzel manzarasına hakim olan bölümde bir lokantaaçtı. Hem o güzelliği içimize sindirmek,arkadaşlarla paylaşmak ve Mehmet'e destek olmakiçin giderdik. Fakat işletme ehil ellerde değildi.Buranın tanıtımını yapmak için değişik dillerde birbroşür hazırlanmasını önermiştik, olmadı veŞalvarağa Tepesi de gitti. Gönül isterdi ki gitmesin,çünkü adı ne olursa olsun o Bodrum'un tepesiydi veöyle de kalmalıydı.

Şimdi tepe yok. Biz modernleştik, sınıf atladık.Şalvarağa'dan "Port Heights Mansions" a geçtik.

Devasa bir tabela böyle söylüyor. "Tepe satılır mı" derseniz, satılıyorişte. Satıldı da. Daha nice yerlerin satıldığı gibi. Geçtiğimiz kışBodrum'daki evime bir iki gün için geldiğim zaman duvara oturuphüngür hüngür ağladığımı hatırlıyorum. Eve girmek imkansızdı.Karşıda yapılan hafriyattan ev toz toprak içindeydi. Her taraftamakineler, koca koca çukurlar açılıyor. Araziyi aydınlatma aletleri…Ne olduğu ne olacağı hiç belli değil. İkinci gelişimde deli gibiduvarlar yapıyorlar. Kaç bina olacak? Ne kapanacak ne görünecekyine belli değil.

7 Temmuz! Yaz için geldiğimiz zaman her şey biraz dahabelirlenmiş, belirlenmiş de yani benim manzaranın içine edilmiş.Deli gibi çalışılmış. Yapılacak 32 evin birinci, ikinci katları çıkmış.İnşaat yasağı olduğu için şimdilik durdurulmuş. Yani çevredeyaşayan herkes ve ben evimde kalacağım bir-iki ay boyunca bupisliği gör-meye mahkum edilmişiz. Yığın yığın paslı demirlermetreler boyu tuğla, kırık tahtalar, daha nice pislik... Birkaç geceönce her akşam gelen bekçilerden birine rica ettim. Güneşinbatışını görebilmemiz için yığılan demirleri biraz sağa çekmelerinisöyledim. Hiç olmazsa önüme koca bina çıkmadan o güzelliğigöreyim istedim. Nerede başkasına saygı bu bencil dünyada!

Yapı mevsimi başlar başlamaz bu evler de bitecek. Kimler zenginolacak? Kimler taşınacak? Bu kadar insan arabasını nereye koyacak?Zavallı Bodrum'u daha ne kadar şişirecekler? Bodrum patlayacak birgün. Bu işler dururken en çok zararı gören gene bizleriz, 23 yıldırilk defa su sıkıntısı yaşıyoruz. Yaz böyle geçeceğe benziyor. Yıllarca emekle yetiştirdiğim ağaçlarıkurutmayacağım. Hele Bella Sombralar’ı. Babamın, tohumlarınıBrezilya'dan getirerek sıcak Bodrum'a gölge yapmaları için diktiği,şimdi yok olmuş olan Bella Sombralar'ın çocuklarından iki tanesibahçemde yaşıyor. Tanker tanker su alsam da babamın buarmağanlarını yaşatacağım.

Benim gibi Bodrum tutkunu çok. Kıyamıyoruz Bodrum'a,dayanamıyoruz Bodrum'da olan bitene. Bodrum konusundaki has-sasiyetim büyük boyutlarda. Serzenişim bundan. Yoksa Bodrumbizim Bodrum’umuz, hep içimizde olan -MERHABA BODRUM-

İSMET KABAAĞAÇLINOONAN

B

KO

NU

K Y

AZA

R

Sıcak, uzun bitmeyen Bodrum yaz geceleri...

Ah Bodrum Ah..."Yokuşbaşı'na geldiğinde

Bodrum'u göreceksin.Sanma ki sen geldiğin

gibi gideceksin. Sendenöncekiler de böyleydiler.Akıllarını hep Bodrum'da

bırakıp gittiler".Ah Baba Ah, biz debıraktık, bıraktık da,

hangi Bodrum'a?

Page 32: Bodrum Bülten Eylül 2007

konuşabilme şansını vermiş olduğunuz için baştaSayın Hale Yeremyan olmak üzere hepinizi en içtensevgi ve saygılarımla kucaklıyorum. Nazım Hikmetbenim yaşamımda çok, ama gerçekten çok önemli yeriolan bir insandır. Büyük bir rahatlıkla söylemekisterim ki, bugün gerçekleşen bu ziyaret, bu seyahatekatılmamın en büyük nedenidir.

Ben onu, 1940-41'li yıllarda, henüz lise dokuzuncusınıf öğrencisiyken şiirleriyle tanımıştım. Çok kısa birsüre içinde, ona ve şiirlerine olan hayranlığım saygı ilebirlikte bir büyük sevgiye dönüştü. Onu okudukça çokdaha iyi tanıdım ve daha çok, daha çok sevdim. Yaşamve yaşım ilerledikçe o olağanüstü şiirlerini, düzyazıları, romanları, mektupları ve anıları izledi.Okuyordum. Doya doya okuyor ve yudum yudumonunla doluyordum.

Şiire, yazıya, edebiyata, sanata her geçen gün ilgimdaha çok artıyor ve ben ruhen, adım adım yüceldiğimihissediyordum. Giderek onun etkisiyle kendime biryaşam felsefesi oluşturmayı başardım. Bu felsefeninözünde sadece ama gerçekten sadece "sevgi" vardı.

Çünkü o insan, pek de fazla bir suçu olmadığı halde, ülke genelinde birvatan haini olarak ilân edilmiş olmanın ağır ve ezici yükünü taşırken,ve de bu nedenle türlü eziyetlere uğrar ve inanılmaz boyutlarda maddîve manevî işkencelerle baş başa bırakılır ve hapishane köşelerinde uzunyıllar geçirme zorunluluğunu yüklenirken, yüreğindeki vatan ve milletsevgisini asla göz ardı etmeyerek şiirlerinin her dizesini sevgi sözcük-leriyle süslüyordu. Onun için hiçbir zaman dün yoktu, o her zamangeleceğe bakıyor ve hem kendi mutlu oluyor hem de çevresindekilerimutlu görebilmek için çırpınıyordu.

32 BODRUMe ü nt

ğustos ayı ortalarında Rusya'ya 10-12günlük bir ziyaret şansım oldu. St.Petersburg kentinden başlayarak beşnehrin ve içlerinde Avrupa'nın en

büyük gölü Ladoga Sea’nin de olduğu dört büyükgölün birbirine bağlanmasıyla oluşturulmuşbulunan nehir yoluyla beş gün süren biryolculukla varılan Moskova ile gezimiztamamlandı ve sevgili memleketimize döndük.Bu, bir hayli ilginç ve hemen hemen her şeyi ilekusursuz denebilecek şekilde düzenlenmişgezinin benim için en önemli yanı, Moskova'daNazım Hikmet'in kabrini ziyaret idi.

Bu ziyareti, kafile başkanımız Hale Yeremyan biranma töreni olarak düzenledi ve bana da butörende konuşma görevini verdi. Çok büyük birmutluluk ve heyecanla üstlenmiş olduğum bugörev kuşkusuz yaşamımın en önemligörevlerinden biri oldu. 46 kişilik kafilemizdenyaklaşık 40 kişinin katılmış olduğu bu törendeRusya'nın en önemli kişilerinin defnedilmişolduğu, halka açık bir ziyaretgâh olan NovodeviçiMezarlığı’nı o gün gezmeye gelmiş olanlardan oldukça kalabalıkbir grubun da katılımıyla, neredeyse 60-70 kişilik bir anmatoplantısı gerçekleştirmiş olduk.

17 Ağustos 2007 Cuma günü Saat 15.00'de Moskova'da NovodeviçiMezarlığı’nda Nazım Hikmet'in kabri başında yapılan anma konuşması

"Değerli dostlarım!Bugün burada, büyük Türk şairi Nazım Hikmet'in kabri başında, banabu şansı, yani bu anma toplantısını açmak ve onun hakkında

BÜLENT AKKURT

A

BİR

ZA

MA

NLA

R

Nazım Hikmet'in kabri başında

Nazım Hikmet benimyaşamımda çok,

ama gerçekten çokönemli yeri olan birinsandır. Büyük bir

rahatlıkla söylemekisterim ki, bugüngerçekleşen bu

ziyaret, bu seyahatekatılmamın en büyük

nedenidir.

Moskova'ya gidilir deKremlin ve ünlü Kızıl

Meydan ziyaretedilmez mi? 

Doğal olarak bizi degötürdüler. Ve artık bir"bayram yeri" havasıtaşıyan ünlü sarayı vemeydanı bizler de

gördük.

Üstelik meydanda veNazım Hikmet’inkabrinde fotoğrafçektirmeyi de aslaihmal etmedik. 

Page 33: Bodrum Bülten Eylül 2007

Şiir başta olmak üzere sanat ve edebiyatla birlikte, bedi sanatlarıntüm benliğimi kucaklamış olduğu gençlik yıllarımda başlayançabalarımın, kucak kucak sevgilerle dolu yüreğimle beni her geçengün, her geçen yıl daha olgunlaştırdığını görüyor ve yakaladığım tümbaşarılarda sevginin büyük rolü olduğu inancı içinde, giderekolgunlaşıyor ve dahası mutluluğa adım adım yaklaştığımıgörüyordum.

Aradan uzun yıllar geçti. Köprülerin altından çok sular aktı. Cılızçaylar ırmaklara ve ırmaklar nehirlere dönüştü ve denizlere ulaşarakummana karıştı. Bu arada o büyük insanı, sadece Türkiye'nin değil,dünyanın en büyük şairlerinden biri olarak sevilen, sayılan ve heryerde alkışlanan o büyük insanı, ebediyen kaybettik.

1902 yılının soğuk bir kış günü 15 Ocak tarihinde Selânik'te doğmuşolan Nazım Hikmet, 1963 yılının güzel bir ilkbahar günü, 3 Haziransabahının erken saatlerinde, geçirmiş olduğu ağır bir kalp krizi sonu-cu, sevdiklerini ve sevenlerini arkasında elem içinde bırakarakTanrı’nın yüce katına ulaştı. Sadece 61 yaşındaydı. Yaşaması vesevgilerle dolu yüreğindekileri daha çok uzun yıllar kendisini sevenleredağıtması gerekirken, bizleri gözyaşları içinde bırakarak aramızdanayrılmıştı.

Oldukça uzun bir süredir bir şeyler yazıyor, ama kendimi bir türlüyeterli olgunluğa erişmiş görmediğim için bunları yayınlamıyor vekendime saklıyordum. Bu arada, ölümünün 25. yılında, yani 1988'deonun için yazmış olduğum ve ‘Affet Bizi’ başlığını taşıyan şiirim dedosyalarımın arasında yerini koruyordu. Yıl 1994'e dayanmıştı. Birbakıma önümde pek fazla bir zaman da kalmamış olabilirdi.Cesaretimi topladım ve ilk şiir kitabım olan ‘Sevgilerde Yaşamak’,içinde yer alan ‘Affet Bizi’ ile birlikte yayımlandı. Bu denemenin çokkısa bir süre içinde iki baskı yapmasının verdiği neşe ve cesaretleyazma eylemini sürdürmeye başladım. Bir anı ve bir öykü kitabını dabüyük bir sevgi ve mutlulukla sunduktan sonra sanırım sıra NazımHikmet'e olan büyük borcumu ödemeye gelmişti. Bu borcu karıncakaderince ödemeye çalışacak ve bunu başaracaktım.

İnancım tamdı. Vaktim vardı. Onu sadece seviyor değildim, ayrıca çokiyi tanıyordum. Yine de bunlar yeterli değildi. Türkiye'de basılmışolan, Nazım'ın tüm eserlerinin yanına çok değerli bir dostumunyardımıyla Bulgaristan'da basılmış olanı da ekledim. Hepsi, zamanzaman birbirleriyle karşılaştırılarak bir ya da iki kez tekrar okundu.Bende uzun yıllar içinde alınmış olan, Nazım hakkında çıkmışbulunan yaklaşık 80 civarındaki kitap tekrar okundu ve ne zaman kiartık onu özümsemiş olduğum kanısına vardım, işte ondan sonra‘Nazım Hikmet Ve Onun Memleketinden İnsan Manzaraları’nıyazmaya başladım. Ve alt başlık olarak kullandığım ‘Nazım İçin,Nazım'a Dair ve Nazım'ca Bir Anlatı’ya sadakatle sahip çıktım.

Bilmelisiniz ki, ‘Bu çalışma, yaşadığı sürece, hatta ölümünden sonrabile uzun yıllar değeri bilinmemiş, birtakım gerçekler saklanarak veçarpıtılarak milleti karşısında küçük düşürülmeye çalışılmış bir büyükşaire, memleketini ve Türk insanını çok seven bir vatan evladına revagörülmüş bulunan davranışa, bir başkaldırı, millet adına bir özürdileme olarak kabul edilecek olursa, bana yaşamımın en büyükmutluluğunu kazandırmış olacaktır.’ diye not düştüğüm bukitabımın değeri benim için, Karun Hazineleri’yle bile kıyaslanamaz.

Değerli dostlarım!Şimdi sizlere, biraz önce sözünü etmiş olduğum ‘Affet Bizi’ başlıklışiirimi sunacak, hemen arkasından da Nazım'ın buram buram sevgive memleket hasreti kokan ve her şeye rağmen hiç mi hiç bedbinliktaşımayan umut dolu dizelerle bezenmiş şiirlerinden küçük bir demetsunacağım.

Sevgilerde kalın…”

Page 34: Bodrum Bülten Eylül 2007

BODRUMe ü nt34

edem Halil Kırkım 1960’lı yıllardagittiği Almanya’da tanışmışkaktüslerle. Kesin dönüş yaparkenyanında beş-on çeşit getirmiş. Kendi

evinde amatörce üretimlerini yapmaya başlamış.Üretimi eve sığmayınca evin balkonunu sera halinegetirmiş. Oda yetmeyince 500 metrekarelik ilkserasını kurmuş.

Bulunduğumuz kasaba, 1040 rakımlı Denizli’ninTavas ilçesine bağlı Nikfer kasabası. Üretimi iyiceartınca kaktüsleri İstanbul, İzmir, Ankara gibibüyük şehirlere satmaya başlamış. Bitki olayıtamamen bir kültür ve sevgi meselesi. Bunu duyankasabalılar “Halil Kırkım kaktüs diye dikenli birbitki yetiştirip satacakmış. Neye yarar bu bitki?Delirmiş bu adam” deyip lakabını Deli Halil olarakkabul etmişler. Dedem de “Meyve veren ağaç herdaim taşlanır” derdi ve bu lakap hoşuna giderdi.“Kaktüs aykırı bir bitki, ben de aykırıyım” derdi.

O yıllarda tanıştığı çok az sayıdaki kaktüs

koleksiyoncusu sayesinde kaktüs çeşitlerinigenişletmeyi başarmış. 1990 yılında emekli oldu.2003 yılına kadar babam Ali Kırkım kaktüs üreti-mini sürdürüp benim üniversite ve askerlikdönüşümden sonra işi bana bıraktı. Ben deüçüncü kuşak kaktüs üreticisi olarak işi 5 yıldanbu yana tek başıma yürütüyorum.

Üretim yerimiz Denizli, 1040 Rakımlı ve kışlarıçok soğuk olan bir yerdi. Bu yüzden kaktüsyetiştiriciliği iklim koşulları ve pazar açısından enuygun yer olan Bodrum’a taşınmayı uygungördüm. 2006 yılında bunu başardım. Şu anBodrum’da ikinci yılımızı yaşıyoruz. Üçüncü kuşakolmanın deneyimli avantajı ile Maya kavşağıGüvercinlik’te üretimimize ve bahçeuygulamalarımıza devam ediyorum. Asıl ilgialanımız kaktüs ve sukulent bitkiler olmakla bir-likte her türlü bahçe bitkisini bünyemizdebarındırmaktayız. Her türlü saksı, organik veinorganik güre, taşlar, kayraklar, sepetler vb. ilebahçe bakımı, uygulaması ve bilinçli bir şekilde

DBu sayı bir

konuğumuz var: Zeki Kırkım. Bize hobi

olarak başlayan kaktüs yetiştiriciliğinin

bugünlere nasılgeldiğini, kaktüsün neolduğunu ve kaktüsyetiştiriciliğinin püf

noktalarını anlatıyor.

BAHÇ

EM v

e BE

N

GÜLNAR Ö[email protected]

Kaktüs Cenneti

KAKTÜS NEDİR? Kaktüsler o kadar yavaş büyürler ki, bu yüzden dünyanın en değerlibitkisidir. Yavaş büyümesi nedeni ile sabrı ve uzun süren sevgiyi ifadeeder. Kaktüsler samimidir, gizlisi saklısı olmaz, içinde ne varsa zatengörünür. Bu yüzden samimiyeti ifade eder. Kaktüsler biraz da aykırıdır, hemen her şeyi kabullenmezler. Soğuğa,sıcağa, susuzluğa hemen teslim olmayıp direnirler. Diğer bitkilerdendaha farklıdır. Kaktüsler dünyanın en narin çiçeklerini açarlar.

KAKTÜS YETİŞTİRİCİLİĞİNİNPÜF NOKTALARI:Kaktüsler özel bahçıvan bakımı gerektirmeyip, bakımı en kolay olanbitkidir. Sulama: Sağlıklı kaktüsyetiştirmek için en dikkat edilmesigereken konu sulamadır. Suyubünyelerinde depolayabilmelerinedeni ile uzun süre susuz kala-bilirler. Aylarca susuz kalsalar bileölmezler. Bu yüzden kaktüs, toprağıtamamen kuruyunca sulanır.Sulama toprak suya tamamendoyuncaya kadar yapılır.Yaz aylarında ortalama yedi sekizgünde bir sulanır. Eğer elimizdekikaktüsü öldürmek istiyorsak her

gün sulamamız yeterli olacaktır. Bahar ayları daha serin olduğu içinsulama 15-20 günde bir yapılır. Kaktüsler kışın sulanmazlar. Bahçeyedikilen kaktüslerin yağmur suyunun göllenmeyeceği tümsek yerleredikilmesi kaktüsün kışın yağmur sularından etkilenmesini engelleyecektir.Ayrıca kaktüsler, kaktüse oranla daha bol su isteyen bahçe bitkileri ileberaber aynı yere dikilmemeli, ayrı bir kaktüs köşesi hazırlanmalıdır.

Işık: Kaktüslerin yaprakları olmaması ve fotosentez alanlarının azolması nedeni ile bol güneş ışığına ihtiyacı vardır. Gün boyunca direkgüneş ışığı alan yerlerden ziyade bol aydınlık yerlerde yetiştirmekkaktüste meydana gelebilecek güneş yanıklarını önleyecektir.

Sıcaklık: Çöl bitkisi olan kaktüsler 50 C derece gibi yükseksıcaklıklara dayana bilirler. Kışın -5 dereceye kadar toleransgösterebilirler. Sıfır derecenin altına düşen bölgelerde kaktüsler bahçeye

dikilmemeli, salon bitkisi olarakyetiştirilmelidir.

Toprak: Toprak istekleri, kumoranı fazla olan topraklardır. En iyikaktüs toprağı 1 birim toprak, 1birim kum, 1 birim ahır gübresişeklinde hazırlanan harçtır. Bununlaberaber sadece torf da kullanılabilir.

Bahçeye dikilecek kaktüslerin isetoprağı kumla karıştırılarak çok iyihazırlanmalı ve drenajı iyi

[email protected] - GSM: 0533 767 95 09 - MayaKavşağı Güvercinlik Bodrum - Zeki KIRKIM / Ziraat Mühendisi - KAKTÜS CENNETİ

Page 35: Bodrum Bülten Eylül 2007

Y A P IDEKORASYON

Page 36: Bodrum Bülten Eylül 2007

36 BODRUMe ü nt

987 yılında Londra'da BBC'de bir kursakatılmıştım. Arkadaşlarımın arasındaYavuz Aydar da vardı, tesadüf. Bir arayageldiğimizde hep konuştuğumuz konu

elbette Bodrum’du. British Museum'ugeziyorduk. Moseleum'un olduğu bölümüözellikle gezmek istedik. Şu adını hepduyduğumuz, Bodrum'da yerinde yellerin estiğiMouseleum'u Londra'ya gelmişken görmeliydik.Bakalım nasıl bir şeydi? Merakımızı gidermekiçin salondan içeriye girip o muhteşem anıtıgördüğümüzde önce bir sessizleştik. Sersemlediksonra. Dilimiz tutulmuştu sanki. Böylesinegörkemli bir eser, nasıl olur da... Gözlerimizeinanamadık.

Fon, herkesin bildiği, gördüğü gibi maviydi.Cevat Şakir'in mektubundan sonra, duvarlaronunla alay edilircesine İngilizler'in Akdeniz ma-visi sandıkları renge boyanmıştı. Anadolu'dangiden eserlerin hiçbirinin plaketinde, açıklayıcıbilgilerinde, Türkiye'nin adı geçmiyordu. BritishMuseum'daki salonlar dolusu, bütün oeserlerimizin Türkiye'den getirildiği, sankiözellikle belirtilmek, hatırlatılmak istenmiyordu.Minor Asia diye geçiştirmişlerdi orijinini. Hem deküçük harflerle. Ne acı. O gün orada gördüğümüzve hala orada olan Moseleum dahil bütün o bizeait olan eserleri bir yabancı gibi seyretmekgerçekten acı vericiydi.

Türkiye'ye döndüğümüzde Yavuz'la birlikte İsmail Cem'in TRT’degenel müdürlük yaptığı o muhteşem günlerden birindeMoseleum'la ilgili bir canlı yayıngerçekleştirdik. Bizi biraz olsunrahatlatabilecek, elimizden gelentek şey, belki desöyleyebileceklerimizdi. Ama herzaman yapılabilecek şeyler varBodrum için. Çok...

Yeri gelmişken, Bergama için de. Bergama Sunağı’nın geri alınmasıiçin girişimler var, çalışmalaryapılıyor. Geçtiğimiz yıllardaBodrum'da belediye meydanında bukonuda imza kampanyalarıdüzenlenmişti, ben de imzaatmıştım. Umutla. Çünküsanmıştım ki geri istenen tarihieser, nihayetinde bir sunak. Gerialdığımız pek çok sanat eserlerimizgibi onu da bu imzakampanyalarıyla, açılan davalarlageri alabileceğiz.

Bir yanılgı bu. Üstelik bir tanıtımeksikliği de var. Yerinden sökülen o

sunağın, dünyada eşi benzeri bulunmayan,binyıllardır böylesine sağlam korunmuş,olağanüstü bir mimari yapı, büyük bir tapınakolduğu neden vurgulanmıyordu? O tapınağıngitmesine nasıl göz yummuşuz, kim, neden, nasıl?Sorularımız yanıtsız.

Şimdi de geri getirmek için uğraşıyoruz?Geçen yıl Berlin'de sunağı ilk kez gördüğümdeşaşkınlıktan dilim tutuldu. Beklemiyordum, böyle-sine bir görkem beklemiyordum. Onu gördüktensonra imzamın ne kadar yararsız olduğunuanladım. Unutalım arkadaşlar. O tapınak oradanismim gibi eminim ki gelmez. Onu oraya taşımak,onu orada en ince ayrıntısına kadar yeniden inşaetmek ne kadar kolaysa, onu buraya getirmek deo kadar zor. Karamsar bir görüş belki ama öyle. Oadamlar o koskoca tapınağı Bergama'dan söküpgötürmüş, kondurmuşlar Berlin'in orta yerine,şimdi geri mi gönderecekler? Buna ben inanmı-yorum. Gördüm çünkü. İnanmanız için görmenizgerek. Öğrendim ki, Bergama'dan taş taşsöktükleri tapınağı, aslına uygun, milim milimyeniden monte edip kurmuş, müze binasını datapınağın üzerine inşa etmişler. Müzeyi dünyanındört bir yanından gelen turistler kulaklıklarlageziyorlar. Benim dinlediğim Türkçe tanıtımda, neacıdır ki Türkiye'nin adı bile geçmiyor. Sanki busunak buranın tarihinin bir parçası. Bergama diyebir yerden söz ediliyor bir iki yerde amamitolojiye boğulmuş anlatımda Bergama'nın

nerede olduğu geçiştirilmekte sanki. Ne akıl ama. Biraz vefaborçlu olduklarından olsa gerek, utanıp çekinmeden de müzenin

adına Bergama Müzesi demişler.

"Bu kadarı size yeter, bakın, adınıdeğiştirdik mi? Değiştirmedik. İstesek BergamaMüzesi demezdik.Yaa!"

Eh o kadar da olacak artık.Dünyada eşi emsali bulunmayansunağı, o koca tapınağı götürmüş,bize de avunmak için adınıbahşetmişsiniz. Sağ olun.

Yıllar önce, British Museum'da,Moseleum'un önünde yaşadığım oruh halimle, Berlin'de, BergamaMüzesi’nin mermer, sunakmerdivenlerine oturup, haksızlığauğramış bir çocuk gibi ağlamıştım.

Moseleum ile Bergama Sunağı’nınaynı kaderi paylaştıklarınıdüşünüyorum. İnşallah zamanbeni haksız çıkartır. Onları kenditopraklarında kendi yerlerinde

görür de yanıldığımı kabul ederim.

1

Moseleum ile Bergama Sunağı

Fon, herkesinbildiği, gördüğü

gibi maviydi.Cevat Şakir'inmektubundansonra, duvarlar

onunla alayedilircesine

İngilizler'in Akdenizmavisi sandıkları

renge boyanmıştı.Anadolu'dan gideneserlerin hiçbirinin

plaketinde,açıklayıcı

bilgilerinde,Türkiye'nin adı

İNCİ GÜRBÜZATİ[email protected]

Page 37: Bodrum Bülten Eylül 2007

BODRUM’DAN HABERİNİZ OLSUN

BODRUM’UN HABER PORTALIWWWbodrumajans.com

ÖNCESAĞLIK

Page 38: Bodrum Bülten Eylül 2007

BODRUMe ü nt38

ü n y ad ö n ü y o r,Türkiye'ning ü n d e m idünyadan

daha hızlı dönüyor. Neyazarlar ne gazetelerne de kanallar habersıkıntısı çekmiyor uzunzamandır. Hayır mıdır,şer midir bilinmez.Dokuz ay içinde kaçtane nur topu gibigündemimiz olur hepberaber yaşayıpgöreceğiz.

Önceleri kıyısından,k e n a r ı n d a ndokunduğum siyasetleiyice sıkı fıkı oldumartık, aramızdan su sızmıyor. Sanırımikimiz de birbirimizi sevdik, yakın birzamanda ayrılık görünmüyor bize.Herkes kenarda durup eleştirirse olmazdedim, eleştirme hakkımı baki tutuphizmet hakkımı kullanmaya kararverdim. Bu konuda daha fazla bir şeyyazmak istemiyorum, gelişmelerdenzaten haberdar olacaksınız. Şimdiliksöyleyeceğim, seçimlerde İstanbul 1.bölgeden milletvekili adayı idim. Siyasigeçmişi, yazılarından ibaret biri için sonderece başarılı bir başlangıç ve tecrübeidi benim için. Adayı olduğum partininadını bilerek yazmıyorum.

Bu köşede siyasi renk belirtmek doğruolmaz, yazılarımda objektif olmayadevam edeceğim çünkü.

Hummalı seçim çalışmaları sırasındahep aynı soru soruldu: “Siz de koltuksevdasına kapılacak mısınız? Vatana mıçalışacaksınız, kendinize mi?”

Haklılar. Sözün yetmediği, yetemediğizamanlar vardır. Sık sık o zamanlarıyaşadım, sözle olmaz ki, icraatla olurbunun cevabı. Aslında cevap sıkıntısı hiççekmem, bildiğimi bilirim, bilmediğimide cebimde gezdiririm ama karşımdaher türlü cevaba doymuş insanlarolunca, bildiklerini bile unut kızımdedim kendi kendime. Zaman bu şansıverirse, cevap hizmetle beraber gelirzaten.

Kariyer endişem, maddi endişem,

Şaka gibi

kendimi ispatlamaendişem yok ki. Hayatımson derece rahat, hattaakıl sağlığımdan endişeedenler oldu, neden burahatı bırakıp bu zorluçarka kendini atıyorsundiye. Vicdan...

Sadece eleştirmekle düzeçıkmıyor memleketinyolları, bazen sırtlayıpgereken yere taşımaklazım.

Hedeflediğim noktayavardığımda, asla vazgeç-meyeceğim ilkelerim ola-cak. Dürüst olmak, adilolmak, öncelik hakkınıvatanımın ve milletimin

çıkarlarına vermek gibi. Yazsam kelimelerçoğalır ama belki anlamda eksiklik kalabilir,işte bu yüzden buraya çok uygun bir örneğiekleyeceğim:

Hasan Ali Yücel, 1897-1961 dönemininbürokratlarından.2. Dünya Savaşı yıllarında Gazi Lisesi’nibitiren iki genç, okulu bitirir bitirmez, yurtdışında okumak için gençlerden birininbabası olan Milli Eğitim Bakanı Hasan AliYücel'e gitmişler. Bakan çocukları dinlemişve oğlunu dışarı çıkarıp arkadaşına şunlarısöylemiş:“Ben Milli Eğitim Bakanı’yım, oğlumugönderirsem yakışık almaz ama seniyollarım”.

Bu çocuk Alman elçisinin uçağıylaAlmanya'ya okumaya uçarken, bakanın oğluuğurlamaya gelmiş ve bütün lise hayatıboyunca biriktirdiği harçlığını da çıkarıparkadaşına vermiş. Arkadaşına “Benim artıkihtiyacım olmayacak, sen kullan” demiş.

Uçağa binen çocuğun adı Gazi Yaşargil, hanidünyaca meşhur beyin cerrahımız, diğeriise değerli edebiyatçımız Can Yücel.

İşte ben böyle bir zihniyetle siyaset yapmakistiyorum... Değişmeden, bozulmadan,yozlaşmadan.

Gönül ister ki herkes aynı amaçla hizmetetsin ama artık neredeyse, yurt dışınagönderilecek çocuğun uçağı, gemisi alınıpöyle yollanıyor. Bize de el sallayıp,uğurlamak düşüyor. Keşke bütün buyaşananlar bir kamera şakası olsa da bizona el sallasak...Ama şaka değil ve kameralardan bizlere elsallanıyor..

PA

RA

NTE

Z

HÜSNİYE KAYA [email protected]

DÖnceleri kıyısından,

kenarındandokunduğum siyasetle

iyice sıkı fıkı oldumartık, aramızdan su

sızmıyor. Sanırım ikimizde

birbirimizi sevdik, yakınbir zamanda ayrılık

Page 39: Bodrum Bülten Eylül 2007

RESTAURANTCAFE & BAR

Page 40: Bodrum Bülten Eylül 2007

40 BODRUMe ü nt

B A K I P D U R U

Merhaba...

[email protected]

RAMAZAN BORAZAN

ŞİMDİLİK……ontaigne'den günün an-lam ve önemine uygun birsöz: "En hoşlandığımızinsan, kendimizebenzettiğimiz insandır."

Bugünlerde, dolaştığımız yörelerde,geçmişin sessizi iken şimdi bülbülolmuş, seçim başarısının hazımsızlığıile herkesi kendine benzeten insansayısı çoğaldı. Bu insanlar, taslakanayasa, referandum,cumhurbaşkanlığı seçimi, türban vsüzerine farklı bir eda ile, kendilerindençok emin, iyi bilmedikleri konulardagörüşler beyan ediyorlar. Herkesinkendilerine benzediğini veya yakındabenzeyeceğini düşünen bu insanlar,seçim sonuçlarının keyfi ile bülbülolmuşlar. Hiçbirinin umurunda değil,pamuk ipliğine bağlı ekonomimiz,eğitim, iş-sizlik, sağlık, yol, ulaşım, susorunlarımız, küresel ısınma, milliberaberliğimiz, bölünen insanlarımız,ilkele-rimiz, iç ve dış düşmanlarımız...

Bendeniz ise, hayretle bu durumabakıp duru, düşünüp duru, amaçaresiz şimdilik bekleyip duru…

Madem ki şimdilik bekleyip duru, ozaman bari biz de iyi bildiğimiz şeylerisizlerle paylaşalım, fayda yaratalımbari. Bu sayıdaki yeni konumuz:

FAYDALI PÜFLER… Gözlüğünüzün vidası çok çabukçıkıyorsa, vidayı takmadan önce,vidanın gireceği deliğe renksiz ojedamlatın. Vidayı öyle takın. Satın aldığınız ayakkabılar ayağınızısıkıyor ise, ayakkabılarınızı birkaçdakika buhara tutun. Makasınızı zımpara kağıdı keserekbileyebilirsiniz. Sigaranız ile halınızı yakarsanız,yanık yerler üzerinde zımpara kağıdı

ile dairesel hareketler yaparak yanıklarıyok edebilirsiniz. Odanızdaki mobilyaların yer değişikliğisonrası, mobilyaların halı üzerindekiizlerinden, iz kalan yerlere buz koyup, buzeridikten sonra elektrik süpürgesi ilesüpürerek giderebilirsiniz. Satın aldığınız plastik ve cam eşyalarınüzerine yapıştırılan etiketlerden kurtul-mak için etiketin üzerine yemeklik mar-garin sürün ve 15 dakika bekletin, bir bezile ovalayıp yıkayın, eşya üzerinde hiçbirleke ve çizilme oluşmayacaktır. Ütü yapmayı kolaylaştırmak ve ütüsüresini azaltmak için ütü masasının kılıfıaltına alüminyum folyo koyun. Folyo, ısıyıgeri yansıtacağından ütü yapmak dahakolay olacaktır. Bez ayakkabılarınızın temizlenmesi için,

onları eski bir yastık kılıfının içinekoyun, kılıfın ağzını bağlayın veçamaşır makinesinde yıkayın…Tertemiz olacaklar…

Gördünüz mü, her şeyin bir püf noktasıvar... Biz nerede hata yaptık? Püfnoktasını nasıl bulamadık,öğrenemedik? Derin derin düşünürken,şimdilik bekleyip duru... Gelecek sayıdayeni “püf ”lerde buluşalım… Taa kigerçeğe ulaşana kadar…

Ne demiş Ata'mız: "Çalışmadan,yorulmadan, öğrenmeden rahat yaşamayollarını alışkanlık haline getirmiş mil-letler, evvela haysiyetlerini ve daha sonraistiklallerini kaybetmeye mahkumdurlar."

M

J HAYATTAN İKİ ŞEY

2

Hayatın dörtevresinin  dörtönemli sıvısı...

İki şey gelişmeyi engeller:1- Aşırılık (mübalağa,abartı,ifrat,tefrit)2- Felakete odaklanmış olmak

İki şey çözüm getirir:1- Tebessüm(sırıtma veya kahkaha değil!)2- Sükut (susmak)

İki şey kişiyi gözden düşürür:1- Demagoji (laf kalabalığı)2- Kendini ağıra satmak (övmek,vazgeçilmez göstermek)

İki şey çözümsüz problemleri bile çözer:1- Bakış açısını değiştirmek2- Karşındakinin yerine kendinikoyabilmek (empati)

İki şey kalitesiz insanın özelliğidir: 1- Şikayet etmek2- Dedikodu

İki şey yanlış yapmanı engeller:1- Kişi ve olayları akıl ve kalpsüzgecinden geçirmek2- Hak yememek

Page 41: Bodrum Bülten Eylül 2007

ÇEŞiTLiÇEŞiTLi

Page 42: Bodrum Bülten Eylül 2007

tatürk Caddesi’ne girin. Soldaki ilk köşeden sola dönün.30 metre yürüyün. Sağda tertemiz bakımlı bir binagöreceksiniz. Avluya girdiğinizde karşınıza bir kule evdikilecek. Bodrum için önemli bir ev.

"Hüseyin Biner daldı gitti. Sesi titriyordu… Öylesine bıraktım onu"diyerek yazımı bitirmiştim. Bir evvelki Bodrum Bülten'de.

Şimdi hanımefendinin pişirdiği kahveleriiçiyoruz. Bu sefer sesi de eli de titriyorHüseyin Biner'in. Kahvesinden büyük biryudum alarak anlatıyor: "Kule evdetoplanıyoruz. Zeyyat Mandalinci, DervişGörgün, Mustafa Yıllıkçı, Gavur Ali (AliKarayel), Tevfik Çaçaron, Ali Birol, bir de ben.Demokrat Parti Yönetim Kurulu üyeleri. Yedikişiyiz. Atıf Birol hariç, saydığım kişiler hepbirbirleriyle çekişi-yor. Zeyyat MandalinciGavur Ali’yle, Derviş Görgün Yıllıkçı’yla, TevfikÇaçaron benimle. Amma toplantı masasınaoturduğumuzda dargınlık yok ortada.Toplantıda konuşuluyor, tartışılıyor, kararlaroybirliğiyle alınıyor. Ben ev sahipliğiyapıyorum. Çayın yanında çarşıdan aldığımbisküvileri ikram ediyorum. Ve kararoybirliğiyle çıkıyor. Bodrum'a ortaokulaçılacak. Nasıl? Nerede? Neyle? Bilinmeyendenklemler dizisi. CHP'lilere bilgi veriliyor.Mutabık kalıyoruz. Bir süre sonra CHP PartiMüfettişi geliyor. ‘Okul için yardım edelim’diyor. Ben ‘Şu anda Bodrum Spor’un yardımaihtiyacı var, ilk yardımı oraya yapın’ diyorum.600 lira yardım ediyor. Bağışı makbuz karşılığıalıyorum. CHP atağa geçiyor. Ancak ortaokulusahiplenmelerine fırsat vermiyoruz."

Ortaokul için ilk çare bulunuyor. Bodrumgeceleri yapılacak.Üç gün sürecek. El işleri sergilenecek,yemekler satılacak. Yürüyüş yapılacak.Ellerinde pankart taşıyan çocuklaryürüyecek. Pankartları bobsitil MehmetUslu yazacak. Hüsnü Satı çocukları bula-cak.

Demokrat Parti Milletvekili Nuri Özsan'a ulaşılıyor. Cevap çok net:"Ortaokulu açın. Sizinleyim."

Pankartlar yazılmış: "Ortaokul istiyoruz", "Bizi Milas'agöndermeyin", "Okumak istiyoruz", "Öğretmen olacağım","Doktor olmak istiyorum" gibi.

"Şimdiki Baraz Otel'i o zamanki Bodrum Spor Lokali önünde toplanıyorçocuklar. Ellerindeki yazılarla sıraya giriyorlar. Tam o sırada,

Kaymakam Nuri Bey beni çağırtıyor. Gidiyorum. ‘Bak Hüseyin, buyürüyüşü yapamazsın. Çünki izin almadın’. Meğer üç gün önce izinalmak lazımmış. Valiye telefon ediyor. Ben çıkıyorum. Kaymakam Bey iyiniyetli. Bu coşkumuza ve heyecanımıza engel olmak istemiyor.Halkevi’nin (şimdiki kütüphane) önünden yürüyüşe geçiliyor. CumhuriyetCaddesi, İskele Meydanı, Kale Caddesi, Hükümet Konağı. Çocuklarıngırtlağı paralanıyor bağırmaktan: ‘Ortaokul isterizzz!’ Esnaf alkış

tutuyor. Düşünün bir kere Bodrum'un 1949yılını. Ben bazı terslikler yüzünden ilkokuldansonra okuyamadım. Bodrumlu çocuklarınokumalarını istiyorum. Onlarla birliktebağırıyorum. Ortaokul isteriz!”

"Aradan zaman geçiyor. Yaz ortaları gibi.Kaymakam beni çağırtıyor. Gidiyorum. Odadaüç kişi oturuyor. Birisi Milas'tan Yavuz Bey.Diğer ikisini tanımıyorum. Kaymakamtanıştırıyor: Ortaokul müdürü Lütfü Bey.Yardımcısı Abidin Bey. Şaşırıyorum. Okul yok.Öğretmen yok. Öğrenci yok. Sıra yok.Karatahta yok. Yok… Hiçbir şey yok. Amayılmak da yok. Okulun müdürü gelmiş. Müdüryardımcısı gelmiş. Yolun yarısına gelinmiş.Dayan Hüseyin dayan! Şimdiki Baraz Oteli’ninolduğu yerde Bodrum Spor Kulübü’nün binasıvar. Alt katı lokal. Orayı Ortaokul yapmayakarar veriyoruz. Okullardan sıra istiyoruz.Cumhuriyet İlkokulu Müdürü Ömer Bey (YunusGözen'in eniştesi) ‘Sıra veremem, sonrasorumlu olurum’ diyor. Turgutreis İlkokuluMüdürü O. Nuri Bilgin ‘Ben 15 sıra verebilirimdiyerek isteğe olumlu yaklaşıyor. Sonuçta ikiokuldan 25 sıra tedarik ediyoruz. Kara tahtayaptırı-yoruz. Tebeşirler alıyoruz. Öğretmenleride bulduk: Turgut Nalbantoğlu Fransızca,Mehmet Çevik Matematik, Necdet BedenEğitimi, Tarih, Coğrafya da var. Sıraöğrencilerde. Sonra onlar da bulundu. Hem debir hayli kalabalık."

Yonca Ataman, Ünal Erbaşoğlu, NurayÖztürk, Birol Acar, Turgut Cingöz, OsmanUygun, Güzin ve Nevin Aybars, Metin

Karayel, Yılmaz Erbil, Yüksel Pak, Tanju Mandalinci, İbrahimSubaşı, Ali Çırakoğlu, Sevim Efe, Sevim Aya, Suna ve Birsen Eriş,Menşure Sandık, Aysel Davulcu, Nuri Su, Hüseyin Şakar, AralTuran, Cumhur Emek, Nihal Taylan ve diğerleri.

Zamanın Belediye Reisi Dr. Mümtaz Ataman’ın kızı Yonca Ataman,okulun 1 numaralı öğrencisi. Ancak Bodrum Ortaokulu’ndanmezun değil. Diploma kütük defterinde ismi yok. Araştırdığımda07.09.1951 tarihi itibariyle Ankara İsmet Paşa Kız Enstitüsü’nenaklini yaptırdığını görüyoruz Yonca'nın.

BODRUMe ü nt

SONSUZ BAHAR RÜZGARLARI ÜLKESİ BODRUM ...

AOkul açtıran adam

...............................

Ortaokul için ilk çarebulunuyor. Bodrumgeceleri yapılacak.

Üç gün sürecek.El işleri sergilenecek,yemekler satılacak.Yürüyüş yapılacak.

Ellerinde pankart taşıyançocuklar yürüyecek.

Pankartları bobsitil MehmetUslu yazacak. Hüsnü Satı

çocukları bulacak.

Demokrat Parti MilletvekiliNuri Özsan'a ulaşılıyor.

Cevap çok net: "Ortaokuluaçın. Sizinleyim."

Pankartlar yazılmış:"Ortaokul istiyoruz",

"Bizi Milas'a göndermeyin","Okumak istiyoruz",

"Öğretmen olacağım","Doktor olmak istiyorum"

gibi.

42

Page 43: Bodrum Bülten Eylül 2007

SONSUZ BAHAR RÜZGARLARI ÜLKESİ BODRUM ... ............................... ERDOĞAN KAYALAR

Bodrum Ortaokulu'nun ilk öğrencilerine ulaşmağa çalıştımgünlerce. Sonra başardım ve dört öğrenciye ulaşabildim. Bakınneler söylediler:Birsen Eriş (Ali Eriş’in kızı). Güzel bir taş ev ve bakımlı bir bahçedekabul ediyor beni Birsen Eriş. Uzun boylu zarif bir hanımefendi. "Ortaokulun ilk öğrencilerinden biri sizsiniz. Okulun ilk açıldığıgünü ve duygularınızı anlatabilir misiniz?" Hiç düşünmedenhemen söze girdi. "Şimdiki Kortan Restaurant’ta toplandık. Ozamanlar Şehir Kulübü’ydü. Herkes oturacağı sandalyeyi kendisigetirmişti. Öyle tembih etmişlerdi. Suna ile ben hasır sandalyelergötürmüştük. Babam önce Suna’yı (kardeşi) sonra beni kaydettirdi.Kız, erkek karışıktık. Kızlar daha fazlaydı sanki. Hepimizi 72 kişi diyehatırlıyorum. Tek hoca vardı. Müdür Lütfü Bey. Tek sınıftık. SonraAbidin Bey geldi. İki öğretmen oldular. Sınıf da ikiye bölündü. Bu seferbir sınıf Halkevi’ne (şimdiki kütüphane), öbür sınıf da tam karşıdakiBodrum Spor Lokali’ne taşındı. Hocalarımızdan, Emekli GeneralMazlum Boysan Fransızcaya geliyordu. Uzun boylu kranta bir adamdı.Her zaman iyi giyinirdi. Temizdi. Mehlika Hanım, General’den sonraFransızca öğretmeni olarak geldi. Ufak tefek, minyon tipli güzel birhanımdı. Zannediyorum Jimnastikçi Necdet Bey’le nişanlıydılar. MehlikaHanım siyah önlüklerimizi ve beyaz yakalarımızı tasarladı. Yakalardakitek siyah bant birinci, iki siyah bant ikinci, üç siyah bant üçüncü sınıfıbelirliyordu. Onları giyerdik. Osman Zeki, Tabiat Bilgisi öğretmeni.Tarih, Ziya Işıtman. Coşkulu bir tarih öğretmeniydi. Çok güzelkonuşurdu. Hepimiz ona hayrandık. Sonra müdür oldu." Sohbetimizbiraz daha sürdü. Sınıf arkadaşlarıyla konumuz üzerine ceptelefonuyla görüştü. Kendisine teşekkürlerimle saygılarımısundum. Ayrıldım.

Turgut Cingöz. Kim bu Turgut Cingöz? Hemen hemen hepiniztanıyorsunuz onu. Kim mi? Hemen söyleyeyim: Erdoğan Cingöz.Namı diğer, Mustafa Turgut Erdoğan Cingöz. İspanyol asilzadelerigibi uzun bir isim. Bana göre tanıdığım Erdoğan Cingöz deBodrum Beyefendisi. Bodrum Ortaokulunun 11 numaralı

öğrencisi. Kendisiyle telefonla görüştük. Okulun açılışı olan 21Ekim 1949 gününü şöyle anlattı: "O gün Şehir Kulübü’nde toplandık.Açılış töreni yapıldığını hatırlamıyorum. 60-70 kişi vardık. Sanki kızlarçoktu. Beyaz yaka, siyah önlükleri vardı. Ceket pantolon, gömlek, kravatolan kıyafetimizi kasketler tamamlıyordu. Müdürümüz Lütfü Bey’di. İkisınıfa ayrılınca Halkevi’ne ve Spor Kulübü’ne gittik. İkinci yılCumhuriyet İlkokulu’nun üst katına taşındık. Daha sonraları, yani ilkmezuniyetten sonra okul kendi binasına yerleşti. Galiba 1953 yılıydı.Geçen gün Teksen'i gördüm. Ayaküstü konuştuk yolda. Sizin oralardakisitelerde oturuyormuş. O disiplinli bir kızdı. Ben sana onu bulayım.Konuş onunla." Teşekkür ettim. Telefon kapandı.

Araştırdım. Gümrük muayene memuru Arif Hikmet Bey’in kızıTeksen Harova Trabzonlu. Bali Kız Ortaokulu 3. sınıfındantasdiknamesini alarak babasının tayini nedeniyle 1951’de BodrumOrtaokulu’na kaydolmuş. Asıl önemli olan Teksen Harova'nınokulun ilk mezunlarından olması. Bodrum Ortaokulu’nun 1numaralı diploması da kendisinde. Tarih: 04.07.1952. Diplomanumarası:1. Derecesi: İyi.

Tanju Mandalinci 29 numaralı öğrenci. Kendisini telefonlabuldum. "Şimdi yola çıkıyorum, Milas'a gideceğim" dedi. “Hemengeliyorum.” 15 dakika sonra Turgutreis'te oğlu Ali'nin ofisindebuluştuk. "Şimdi seni görünce hatırladım. De bakalım?"Ortaokulun açılışını sordum. Biraz düşündü. Gerindi."Vallaha pek bir şey hatırlamıyorum. Zaten okumağa gönlüm yoktu.Şehir Kulübü’nde toplandık. Sonra Halkevi’ne geçtik. Teneffüse kumsalaçıkardık. Ben yatardım kumsala. Müdürümüz Lütfü Bey’di. Ben bıraktımokulu. Okumadım. İşte böyle."

Hüseyin Şakar. Çok aradım izini, sonunda buldum. Emekli MüdürMustafa Polatlı'yı da yanıma aldım. Kapıyı çaldık. Kapı açıldı. Benikarşılarında görünce eşiyle birlikte hayretler içinde kaldılar.

Üstte Bodrum’un ilk ortaokulu,Yanda Bodrum’un ilk ortaokulu’ndan diploma alan

ilk beş öğrenci

Hüseyin Biner'in Arşivinden

Page 44: Bodrum Bülten Eylül 2007

BODRUMe ü nt

SONSUZ BAHAR RÜZGARLARI ÜLKESİ BODRUMÇünkü geleceğim telefonda kendilerine bildirilirken MustafaHoca’yla biz kapıyı çalmışız. Gerçekten şaşırtan bir rastlantı.Erdoğan adını duyan torun “Başbakan mı geldi” diye sormuş. Havakararmaya başlamıştı. Hemen konuya girdim. "Ben okula geçbaşladım. İlk günü bilmiyorum. Halkevi’yle, Spor Kulübü’nde okuduk.Yalnız arşivim var. 10-15 gün sonra Bodrum'da buluşalım.Fotoğraflardan vereyim, suret çıkart. Müdürümüz Lütfü Bey. İyi adamdı.Bir de emekli bir general vardı. Tok sesli. Fransızca öğretmeni. MazlumBoysan. Bir gün kızdırmıştım onu derste. Dudaklarımı sabit kalemleboyadım. Gördü. Sertçe "Hüseyin kumsala çık orda bekle beni "diyerekbana ceza vermiş oldu. Sınıftan çıktım. Biraz sonra bir de baktım Aralgeldi. Kasap Aral Turan. O da boyamıştı dudaklarını. Zil çaldı. Dersbitti. Hoca yanımıza geldi, “Yakıştı mı size?” deyip döndü gitti.”

Tarih 21 Ekim 1949. Bodrum Ortaokulu açılıyor. Gönüller rahat.70’e yakın öğrenci heyecanlı. Okulları var artık. Ortaokul içinyaban ellere gitmeyecekler. Bodrum Spor Lokali şimdilik ortaokuloldu. Yoklar bitmiş, varlar gelmişti Bodrum'a. Okul var. Sıra var.Kara tahta var. Öğrenci var. Öğretmen var. Dolu dolu bir sene gözaçıp kapayıncaya kadar geçmişti. Ders yılının bitimine doğruTürkiye'de de bir büyük değişim yaşanmış, Demokrat Parti iktidarolmuştu.

Okulun ikinci ders yılı başlarken, yeni kayıtlar yapıldı. Ortaokul daCumhuriyet İlkokulunun ikinci katına geçti. Üç yıl sonra da kendibinası vardı artık. Sıkıntılar geride kalmıştı…

Bütün öğrenci ve öğretmenlere yeni ders yılında sağlıklarla,

1742 yıllarına. Kızılhisarlı Mustafa Paşa "Çarşı Medresesi"ni 1742yılında yaptırır. 1756 yılında Cafer Paşa’nın yaptırdığı "TepecikMedresesi"ni görüyoruz. 1880 yılında ise, İptidaiye ve Rüştiyemektepleri açılıyor. Sonraları kız ve erkek numune mekteplerigörülüyor. 1910-1911 yılları içerisinde Kaymakam Faik Üstün Özelİdare’den 5 bin lira alıyor. Bodrumlular da 4 bin lira bağıştabulunuyor. Kaledeki hükümlüler işçi olarak çalıştırılarak 11 sınıflıknumune mektebi yaptırılıyor. Bodrum, birinci ve ikinci ilkmekteplere sahip oluyor. 1948 yılında numaralar kaldırılıyor.Kaymakam Faik Üstün'ün yatırdığı mektebe de Cumhuriyet adıveriliyor.

O günlerden bugünlere geldiğimizde aşağıda vereceğim rakamlarsakın sizleri şaşırtmasın. Bodrumluların okuma hevesi,yokluklarla, zorlukların üstesinden gelerek yüksek okula kadarulaşmış oldu.

Bodrum İlçesi, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı özel ve resmikurumların kısaca sayısal verileri şöyle: 29 ilköğretim okulu. Buokullarda toplam 12096 öğrenci. 6347'si erkek, 5749'u kız. 647erkek, 594 kız olarak toplam 1241 mezun. Genel ve MeslekLiseleri toplamı 10. Kız öğrenci 1632, erkek öğrenci 2011 olmaküzere toplam 3643 öğrenci. 692 mezunun 326’sı kız, 366’sı erkek.

Okul öncesi öğretim kurumu 1, sekiz sınıflı ilköğretim kurumu 24,üç sınıflı öğretim kurumu 5, özel ilköğretim kurumu 1, özel okulöncesi öğretim kurumu 1, özel motorlu taşıt sürücü kursları 7,özel kurslar 4, özel dershaneler 7, özel eğitim kurumları 2, diğerkurumlar 1 olmak üzere toplam 54 öğretim kurumu varBodrum’da.

Bütün bu okulları ve öğrencileri, yöneticiler de dahil 815öğretmen idare ediyor.

"Öğretmenler!Ordularımızın kazandığı zafer, sadece eğitim ordusunun zaferi içinzemin hazırlamıştır. Gerçek zaferi, cahilliği yenerek siz kazanacak, sizkoruyacaksınız. Çocuklarımızı ve geleceğimizi ellerinize teslimediyoruz. Çünkü aklınıza ve vicdanınıza güveniyoruz." Gazi Mustafa Kemal

Çok eski yıllara uzanır Bodrum'da eğitim

Yukarıda,1930 BodrumKarmaİlkokulu’ndanhatıra resmi

Yanda,Ali Özer’eait olan,1. İlkmektepbelgesi

44

Ali Özer'inArşivinden

Page 45: Bodrum Bülten Eylül 2007

SONSUZ BAHAR RÜZGARLARI ÜLKESİ BODRUM

MAVSOLOS RESTAURANT Neyzen Tevfik Cad. No:10 Bodrum Tel: 316 41 76

MUTFAK SIRLARI

Dolabınızdaki kötü kokuyu gidermek içinbir kaseye süt koyarsanız belli bir süre sonrakokuların gittiğini görürsünüz.

Bir tencereyi su ile doldurun, üzerine birtel koyun bayat ekmeklerinizi telin üzerinedizin ve tencerenin kapağını kapatın, 5dakika içinde taze ekmeğiniz hazır olacaktır.

Balık buğulama, haşlama, balık şişeDEFNE YAPRAĞI; fırında ve soslu yemekbalıklarına TARHUN; tadı nispeten yavanolan balıklara fırın, kavurma ve yahnilerineBİBERİYE; balık ızgara ve jumbo karidestavaya NANE yakışır.

Mavsolos Restaurant’danTereyağlı Karides - Izgarada Soslu ÇupraLEZZET

USTALARI

TEREYAĞLI KARİDES

Malzemeler:1 yemek kaşığı tereyağ1 diş sarmısak1 çay kaşığı pul biber1 çay kaşığı toz biber

Hazırlanışı:Tavaya tereyağ ile birlikte jumbo karideslerkonur ve kısık ateşte 5 dakika pişirilir.Pişmesine yakın baharatlar ve sarmısak ilaveedilir. Sonra da servis yapılır.

IZGARADA SOSLU ÇUPRA

Malzemeler:1 diş sarmısak1 cevizin içi1 fincan zeytinyağıYarım fincan limon suyuYarım çay kaşığı tuzYarım çay kaşığı toz karabiberBir tutam kıyılmış maydanoz

Hazırlanışı:Sarımsak ve ceviz dövüldükten sonra diğermalzemeler eklenir ve çırpılır. Sosumuzkullanıma hazırdır. Sos, balığın yanınakonarak servis edilir.

45BODRUMe ü nt

Page 46: Bodrum Bülten Eylül 2007

CANSU TÜRKDOĞAN [email protected]

GÜZEL DENİZKIZININ ARDINDAN...

Canım Dostum,Okul hayatımın ilk günü sınıfa girdim, etrafabakınıyorum, eğlenceli bir çanta çarptı gözümeve dedim ki heralde bu çantanın sahibi de eğlen-celidir. Ve koydum çantamı yanına... Hayatıma girenilk dost, ilk muzurluk yaptığım insan, ilk sırrımıpaylaştığım... İyi ki tanımışım seni güzel dostum...

İlk yaramazlıklarımız birinci sınıfta başlamıştı vesonra ailelerimiz debirbiriyle tanışınca ev toplantılarında ablamı zehirlemeye varanhainlik dolu mucitliklerimizle devam etti ama kıyamamıştık ablama...

Bir ara seninle babalarımızın mesleğine merak sarmıştık; önceelimizle yaptığımız çizimler ve kendi yazdığımız yazı vearaştırmalardan oluşan bir dergi çıkaralım dedik, taslak hazırladıksonra, bilgisayar hayatımıza girince daha profesyonel bir projehazırladık.Ama bir türlü çoğaltamadık o dergileri. Acaba çoğaltsak okuyan olur muydu ki?

Evet yavaş yavaş büyüyoruz; ilk içkimiseninle içtim, hem de Bodrum'un en güzelmanzarasına sahip olan yerde; 11 yaşın-daydık yine Özgür, sen ve ben İngilizKulesi’ne gitmiştik masumane bir haldeyine üzüm suyu isteyecektik ki Özgürbirden aklımızı çeldi..."Hadi şarap içeliiiimmm". Seninle bakıştık,o güzel gülümsemenle, "Eveetttt" diyebaşını salladın ve 2 kadeh şarapla sarhoşolduk... Dönüş yolu çok eğlenceliydi...

Ortaokul, lise ve üniversite...Evet ayrılmamıştık ortaokulu ve liseyi İzmir'deokumamıştın ve ben çok mutluydum.Sonunda İzmir'e gittin ama ben de peşin-den geldim, yine kurtuluşun yok...

20 yıllık yaşamımın 14 yılı benimleydinve hayatıma muhteşem anılar kattındostum...

Birlikte büyüdük seninle, kırgınlıklarımız-la olgunlaştık, sevgimizin büyüklüğüyleaffettik hep birbirimizi.Bir kere söz vermiştik, “Ölene dek dostolacaktık”. Olduk da...

Gülümsemen çok güzeldi, içtendi veherkes senin gülüşüne hayrandı.Çünkü sen hep içinden geldiğigibi davrandın, hep içindengeldiği için gülümsedin...Yapmak istediğin her şeyi yaptıngüzel Denizkızı ve her yaptığındabaşarılı oldun!...

Hayatı dolu dolu yaşadığın içinmutluyum deli kız, eminim sen deşu an sevdiğinle bulunduğunyerde mutlusun ve yine o içtengülümsemenle bizleri seyrediyorsun....

Sana ve hayallerine veda etmekçok zor İroşum, Seni özleyeceğim...

@net

b kış

Page 47: Bodrum Bülten Eylül 2007