cebit llife magazine 2014 sayi2

24
CeBIT Bilişim Eurasia 15 yıldır zirvede SANAL PARALARI NELER BEKLİYOR? CeBIT Bilişim Eurasia Fuarı, T.C. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan’ın katılımıyla düzenlenen etkileyici bir törenle kapılarını açtı. İçeriği CeBIT Global Conferences ile zenginleşen fuar, 14 Eylül Pazar gününe kadar iş dünyasını ağırlayacak. OYUN SEKTÖRÜ NE KADAR BÜYÜK? PROJENİ SUN, SERMAYEYİ KAP Türkiye’nin en büyük yatırım bankası Türkiye’nin degerlerine yatırım yapıyor. Türkiye’nin en büyük sigorta aracısı Türkiye’nin en özellikli, en ekonomik spor, eğlence ve yaşam kartı Avrupa’nın en büyük ulaşım entegratörü Spor ve eğlence dünyasının yeni adresi Türkiye’nin ilk ve tek yerli global para transferi markası Lider ödeme ağı 4 yılda 68 Uluslararası Ödül 2013 Vergi sıralamasında ilk 100 2011-2012 2013 Dünyanın En Yenilikçi Bankası CeBIT EURASIA ANA SPONSORU AKTİF BANK Şimdi de teknolojiye verdiği destek ve yatırımlarıyla CeBIT’te… www.aktifbank.com.tr 444 30 50 linkedin.com/company/aktif-bank CeBIT Life Magazine, CeBIT Bilişim Eurasia 2014 ve CeBIT Global Conferences Resmi Yayınıdır. The newly established SAP Innovation Center in Istanbul is looking for top talents to help develop the next generation of software solutions. The SAP Innovation Center is part of a global network around the world. With the Innovation Lab in Istanbul we are extending our global network of R&D Labs. It will be an addition to our other locations in: Silicon Valley, Bangalore, Germany, France, Israel, China… And now in Istanbul. You will become part of a global network and will have the opportunity to work with talented people around the world. SAP Innovation Center Istanbul Teknopark Istanbul Istanbul, Turkey www.careersatsap.com Bir zamanlar küçümsenen oyun sektörü, artık müzik ve film sektörüyle aşık atıyor. Bitcoin artık eski ihtişamına sahip değil ama ardından gelen “dijital paralar” umut veriyor. Değerli fikirler ve projeler, bağışçıların katkılarıyla hayata geçiyor. www.cebitbilisim.com

Upload: ersin-akman

Post on 03-Apr-2016

240 views

Category:

Documents


7 download

DESCRIPTION

CeBIT Bilişim Eurasia 2014 için hazırlanan resmi gazetenin ikinci sayısı. CeBIT, CeBIT Blişim Eurasia. Sayı 2

TRANSCRIPT

CeBIT Bilişim Eurasia 15 yıldır zirvede

SANAL PARALARI NELER BEKLİYOR?

CeBIT Bilişim Eurasia Fuarı, T.C. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan’ın katılımıyla düzenlenen etkileyici bir törenle kapılarını açtı. İçeriği CeBIT Global Conferencesile zenginleşen fuar, 14 Eylül Pazar gününe kadar iş dünyasını ağırlayacak.

OYUN SEKTÖRÜ NE KADAR BÜYÜK? PROJENİ SUN, SERMAYEYİ KAP

Türkiye’nin en büyük yatırım bankası

Türkiye’nindegerlerineyatırım yapıyor.

Türkiye’nin en büyük yatırım bankası

yatırım yapıyor.

Türkiye’ninen büyük

sigorta aracısı

Türkiye’ninen özellikli,

en ekonomik spor,eğlence veyaşam kartı

Avrupa’nınen büyük

ulaşımentegratörü

Spor veeğlence dünyasının

yeni adresi

Türkiye’ninilk ve tek

yerli globalpara transferi

markasıLider

ödeme ağı

4 yılda68 Uluslararası

Ödül

2013 Vergisıralamasında

ilk 1002011-2012

2013

DünyanınEn Yenilikçi

Bankası

CeBIT EURASIA ANA SPONSORU AKTİF BANKŞimdi de teknolojiye verdiği destek ve yatırımlarıyla CeBIT’te…

www.aktifbank.com.tr444 30 50 linkedin.com/company/aktif-bank

CeBIT Life Magazine, CeBIT Bilişim Eurasia 2014 ve CeBIT Global Conferences Resmi Yayınıdır.

The newly established SAP Innovation Center in Istanbul is looking for top talents to help develop the next generation of software solutions. The SAP Innovation Center is part of a global network around the world. With the Innovation Lab in Istanbul we are extending our global network of R&D Labs. It will be an addition to our other locations in: Silicon Valley, Bangalore, Germany, France, Israel, China… And now in Istanbul. You will become part of a global network and will have the opportunity to work with talented people around the world.

SAP Innovation Center IstanbulTeknopark Istanbul

Istanbul, Turkeywww.careersatsap.com

İșbirliği ile

Bir zamanlar küçümsenen oyun sektörü, artık müzik ve film sektörüyle aşık atıyor.

Bitcoin artık eski ihtişamına sahip değil ama ardından gelen “dijital paralar” umut veriyor.

Değerli fikirler ve projeler, bağışçıların katkılarıyla hayata geçiyor.

www.cebitbilisim.com

Bilişim sektörü bir kez daha Avrasya’nın bir numaralı bilişim, teknoloji ve iletişim platformu olan CeBIT

Bilişim Eurasia ve CeBIT Global Conferences’ta buluşturdu.Bu yıl 15.si düzenlenen CeBIT Bilişim Eurasia, dün (11 Eylül 2014), T.C. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan’ın katılımıyla açıldı. Hannover Fairs Turkey tarafından organize edilen CeBIT Bilişim Eurasia ve Global Konferans’ın bu yılki ana sponsoru Aktif Bank oldu. Sektör liderlerinden SAP Innovation Center Turkey, İnovasyon Sponsoru olarak fuara destek veriyor. Fuarın Resmi Havayolu Sponsoru ise yine Türk Hava Yolları oldu.Bu seneki CeBIT Bilişim Eurasia’nın % 100 iş dünyası için hazırlandığını belirten Deutsche Messe AG, Yönetim Kurulu Üyesi Andreas Gruchow CeBIT’in diğer etkinliklerden farklı

olduğunu söyledi. CeBIT Bilişim Eurasia’nın global bir etkisi olduğunu belirten Gruchow bu şekilde sadece sektör firmalarının değil aynı zamanda son tüketici ve basın gibi diğer kısımların da birbirleri ile buluştuğunu açıkladı.Bu seneki CeBIT Bilişim Eurasia’nın tamamen iş odaklı olmasından dolayı bu fuarda sektör firmalarının birbirleri ile daha etkili iletişime geçeceğini belirten Gruchow “Türkiye, Avrupa’nın en dinamik ülkesi. Her sene bu etkinlik için Türk Hükümeti’nin yetkili birimlerinin ne derece önemle çalıştığını biliyoruz. ICT’ye verdiği önemi ile tanıdığımız Türkiye benim gözümde teknolojiye kısa yoldan ulaşabilen bir ülke, bu da özellikle ICT alanındaki gelişmeleri çok çabuk kavrayıp benimseyen bir yapıda oluşmasını sağlıyor” dedi.Gruchow ‘ın ardından söz alan SAP Innovation Center Turkey Genel Müdürü Cafer Tosun 14 yıl önce Silikon Vadisi’nde başlayan bilişim

AÇILIŞ3

CeBIT BİLİŞİM EURASIA BAŞLADI!

Bu yıl 15’incisi düzenlenen CeBIT Bilişim Eurasia Fuarı, T.C. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan’ın katılımıyla düzenlenen törenle kapılarını açtı. İçeriği CeBIT Global Conferences ile zenginleşen

fuar, 14 Eylül Pazar gününe kadar iş dünyasını ağırlayacak.

yolculuğunun şimdi Türkiye’de SAP Innovation Center ile devam etmesinden gurur duyduğunu söyledikten sonra Türkiye’de inovasyon alanında yapılacak çok iş olduğunu ve ülkenin bu anlamda fırsatlarla dolduğunu belirtti.“Dünyada veri üretimi çok hızlı büyüyor ve bu veriyi harmanlayıp anlamlı hale getirmek için gerekli araçların mevcudiyeti şart. SAP bu araçları Türkiye’ye getirmeyi başardı. Zaten SAP’nin Türkiye’ye gelme amacı da Ar-Ge alanındaki potansiyelini inovasyona dönüştürmek.

GENÇ NÜFUSÜ VERIMLI KULLANMALIYIZArtık şoförsüz araçlar, akıllı şehirlerin gelmeye başladığı bu dünyada en büyük projemiz dijital bir eğitim platformu geliştirmek. Bu dijital dünya platformunu öğrenci, öğretmen ve ailelere ulaştırarak toplumun gelişimini daha da hızlandırmak. Türkiye’deki aktif 19 milyonluk genç nüfus Avrupa’daki 24 ülkenin genç nüfusuna bedel. Bu gücü bilişim alanında kullanabilirsek tüm dünyada IT alanında lider olabiliriz.”Türkiye’deki kaynakların önceki dönemlerde boşa harcandığını ve ilgili alanlara yönlendirilmesi gerektiğini belirten Tosun, özellikle yazılım teknolojileri alanında Türkiye’nin

artık bu sektörde üretim alanına geçmesi gerektiğini belirtti:“Sosyal medyayı en çok kullanan ülke olsak da benzer bir yazılımlar ülkemizden çıkmadı. Bilişim altyapısı oldukça yüksek olsa da sadece alt yapı yeterli değil. Fatih Projesi gibi projelerin çoğalması lazım. İnovasyon kültürünü desteklemeliyiz.Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de start-up çözümleri artmakta. Yazılım şirketi sadece Silikon Vadisi’nden çıkacak diye bir kural yok. Alibaba firması yakında New York borsasına girecek ve bu büyük bir olay olacak.Türkiye’nin tüketen bir toplumdan üreten bir toplum olma zamanı geldi ve SAP de bu alanda bu değişime yardımcı olmak niyetinde.”

CeBIT’E ILK DEFA BIR BANKA SPONSOR OLDU2014 CeBIT Bilişim Eurasia bir ilke daha imza atarak sponsorları arasına ilk defa bir yatırım bankasını alarak bilişimin aslında her sektör tarafından kolayca desteklenebileceğini ve her sektörün bu pastadan pay alacağını da göstermiş oldu. Türkiye’nin en büyük yatırım bankası olan ve dünyanın en yenilikçi bankası seçilen Aktif Bank’ın katılımı CeBIT Bilişim Eurasia’da mutlulukla karşılandı. Açılış konferansında söz alan Aktif Bank Genel Müdürü Sayın Dr. Önder Halisdemir ise CeBIT Bilişim

Eurasia’ya sponsor olmalarındaki başlıca nedenin Türkiye’nin teknoloji alanındaki ihtiyaçlarına destek olmak olduğunu belirtti.“Analog dünyası ile dijital dünyayı entegre bir şekilde çalıştırabileceğimizi gösteren projelerimizle bu iki alanın birlikte var olabileceğini göstermiş olduk. Şu anda pek çok bakkalda bulunan maç bileti almaktan GSM kontör yüklemeye hatta sigorta başvurularına kadar pek çok işlemi yapabildiğiniz ‘Bakkal Mürsel Amca’ sistemin yanında Türkiye’nin kendisine ait ilk yerli para transfer markasını da ortaya çıkarttık. UPT adındaki bu servisimizi 1 yılda 500.000 kişi kullanarak ne kadar önemli bir alana yatırım yaptığımızı kanıtlamış olduk. “Halisdemir son zamanlarda reklamlarını da gördüğümüz Passolig projesi hakkında da konuşurken projenin temel hedeflerini anlattı.“Şu anda 36 takımı kapsayan ve sporda şiddeti engellemek adına attığımız Passolig projesi sayesinde artık taraftarların sadece, e-bilet değil alışveriş ve farklı ihtiyaçlarını da karşılayabileceği bir platform oluşturduk. Passolig sayesinde artık sadece takımların değil taraftarların da bir ligi olacak.

GIRIŞIMCILIK VE ALT YAPIAktif Bank sadece CeBIT’e değil

girişimciliğe de destek veren bir banka. Ülkemizdeki potansiyel girişimcileri ortaya çıkartmak ve bu kişileri ülke ekonomisine kaynak olarak kullanmak adına girişimci yarışmalarını organize edip sponsor oluyoruz, üniversitelerdeki öğrencilerin iş hayatlarına memurlukla başlamak yerine kendi işleri ile başlamalarına adına buralarda da girişimcilik yarışmaları yapıyoruz. 29 üniversiteden birinciler seçtik ve onların projelerine destek olduk. Avrupa melek yatırımcılar ağı ile birlikte ortaklaşa girişimciler için bir el kitabı hazırladık.”Ardından söz alan ve BTK Başkanı Tayfun Acerer Türkiye’deki bilişim potansiyeli hakkında rakamsal bilgiler verirken ülkedeki bilişim sektörünün 2013’te % 10.3 arttığını belirtirken 2014’te %13 - 14 arasında bir büyüme beklediklerini belirtti.Sektörde IT kısmında istihdam ihtiyacına dikkat çeken Acerer özellikle ICT’nin en önemli sorununun nitelikli eleman sıkıntısı olduğuna değindi. Bu sorunun birçok ülkede problem olduğunu belirten Acerer, bilişim sektörünün gelişmesi için gereken tek şeyin nitelikli eleman

olduğunu açıkladı.

YENI PETROL HATLARI FIBER KABLOLAR Son beş yılda geniş bant internet kullanımının 6 milyon arttığını belirten Acerer, şu anda 38.5 milyon fiili abone ve 50 milyonun üzerinde internet kullanıcısı olduğunu belirtti. Acerer fiber internetin önemine şu sözlerle devam etti:“Fiber kablolar yeni dünyanın petrol boruları. Bugün mobil data trafiğinin %60’ını videolar oluşturuyor. Bu yıl ülkemizde satılan telefonların %90’dan fazlası akıllı telefon. Ses trafiğinin gelir oranı %75’ten 65’e düşse de trafiğin arttığını görüyoruz. 2011’de 1 milyon Mbps kullanım 2014 Haziran’ında 3 milyon Mbps değerine ulaştı. 2017’de ABD’de evlere 100Mbps bağlantı, iş yerlerine ise 1Gbps bağlantı getirilecek. Bu yüzden alt yapının zaman geçirilmeden yapılması gerekiyor. Artık firmalara geleneksel iş modellerinden uzaklaşmak zorunda. İşte CeBIT de bu tarz konuların tartışılıp çözüme kavuşması için mükemmel bir platform.”Türkiye Cumhuriyeti Ulaştırma

AÇILIŞ 4

Aktifbank Genel Müdürü Dr. Önder Halisdemir, CeBIT Bilişim Eurasia’ya sponsor olma nedenlerini “Türkiye’nin teknoloji alanındaki ihtiyaçlarına destek olmak, ülkedeki inovatif yenilikleri desteklemek” olarak özetledi.

Denizcilik ve Haberleştirme Bakanı Lütfi Elvan’dan önce söz alan konuklar arasında KKTC Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Ahmet Kaşif tıpkı Türkiye’nin Avrupa ve Asya arasında bir köprü olması gibi KKTC’nin de Türkiye ve Orta Doğu – Afrika arasında bir köprü olacağını belirtirken Azerbaycan Teknoloji Bakanı İntimas Mamadov da CeBIT’e çok değer verdiklerini buraya katılan Azerbaycan firmalarının hem ülkelerindeki teknolojileri tanıtmakta hem de yeni ortaklıklar kurmakta ne kadar başarılı olduğuna değindi.En son söz alan Türkiye Cumhuriyeti Ulaştırma Denizcilik ve Haberleştirme Bakanı Lütfi Elvan ile 2014 CeBIT Bilişim Eurasia ve CeBIT Global Conferences açılış konferansında şunları söyledi:

BAKANDAN 4G MÜJDESI“Tüm dünyada bilgi ve iletişim sektöründe baş döndürücü bir gelişim söz konusu. Türkiye’de büyüme ortalamasının 3 katı hızda büyüyen bir bilgi ve iletişim sektörü var. Geniş bant kullanıcı sayısı 2002 yılında 20.000 gibi neredeyse yok denecek

kadar az iken bugün bu rakam 38.5 milyon kişi. Ocak ayından bu yana yani son 8 ayda 6 milyon yeni abone geniş bant kullanmaya başladı. Özellikle mobil telefonda aylık oldukça yüksek bir kullanım oranı var. Ayda ortalama 364 dakika telefon kullanımı ile Türkiye, Avrupa’da en önde gelen ülke.Türkiye’de ayda 32 saat internet kullanım mevcutken dünya ortalaması 24 saat, AB ortalaması 26 saat. Bilişim sektöründe Türkiye’de son derece hızlı ve etkili gelişim söz konusu bunun da ilk koşulu alt yapı. Son birkaç yılda Türkiye’de alt yapı yatırımlarında büyük bir gelişim söz konusu. Bilişimde şu anda önem arz eden konu siber güvenlik. Bu konuda son 10 yılda çok büyük önemli gelişmeler oldu bir çok kez siber güvenlik tatbikatı gerçekleştirdik. Kurullar oluşturup bu saldırı karşısında neler yapabileceğimiz hesapladığımız planlar oluşturduk.Bakan Elvan son olarak ülkemizde ne zaman aktif olacağını merak ettiğimiz 4G LTE teknolojisi hakkında konuşarak bu alanda da umut verici yatırımlardan bahsetti.

“LTE’nin yetkilendirmesi konusunda çalışmalara başladık. Akıllı ulaşım sistemine yönelik gelişmeleri yakından takip ediyoruz ve akıllı ulaşım altyapısı itibari ile Gebze - İzmit arasında akıllı ulaşım sisteminin çalışmalarına başladık. Bir diğer konu ise akıllı kentlerin inşası. Bir veya iki küçük kentimiz bu yıl bu proje kapsamında pilot kentler olacak.Araçlara eklenecek telematik uygulama sistemleri ile ekonomiye yolculuk ve daha az kaza ile önemli bir katkı sağlanacak. Nesnelerin interneti alanında farkındalık oluşturulup sektöre eğitim verilmeli. Elektronik atıklardan yeni bir ürün geliştirilmesi, ekonomiye katkısı olmayacakların da çevreyi koruyarak yok edilmesi gerekli.Ar-Ge alanında çalışan firmaların sabit maliyetlerini düşürmek adına Ar-Ge fonunda bilişim teknoloji ve test merkezlerinin kurulması projemiz mevcut. Geniş bant hizmetlerinin yaygınlaşması projesi, ulusal bir geniş bant stratejisi de planlarımız arasında. Türkiye’nin uluslararası bir veri iletim ve iletişim merkezi olması konusunda tüm adımlar atılıp ve gerekli işlemler

yapılacak. Burada alt yapıyı biz bakanlık olarak karşılarken dışarıdan da firmaların desteklerini alacağız.Ulusal düzeyde bulut bilişim politikası stratejileri yapıyoruz. Bilgi teknolojilerin gelişiminin takibi ve bu sorunların çözülmesi için bir başvuru noktası olması adına

yasa tasarısı hazırladık. En küçük köye bile internet ve mobil telefonu götürüyoruz.Bu alanda Türkiye % 10 - 15 hızında büyüyen bir ülke. Alt yapı yatırımlarının ortak gerçekleştirilmesi ve ortak kullanım alanı için çalışmalara başladık.”

AÇILIŞ5

Direktör DirectorYıldıray Gökkaya [email protected]

Yayın Yönetmeni Editon in ChefErsin Akman [email protected]

Editörler Editors

Murat Halilbeyoğ[email protected]

Kerem [email protected]

Alper [email protected]

Fotoğrafl ar Photography Ufuk Sarışen, Ayşegül Uğurlu

Katkıda BulunanlarCanan Baydar, Ece Korsan, Asaf Congara, İrem Akalın, Ercüment Yılmaz, Murat Songür, Görkem Yıldırım

Reklam ve Proje KoordinatörüYeşim Kara [email protected]

Finans DirektörüMustafa Güler [email protected]

MuhasebeYeliz Congara [email protected]

YAYINA HAZIRLAYAN

CeBIT Life Magazine EMY Medya Yayıncılık tarafından yayına hazırlanmaktadır. www.emymedya.com

Baskı: 3Gen Ofset Tel: 0212 493 00 00

Bu der gi de ki ya zılar ve gör sel mal ze me ler elekt ro nik ya da ba sı lı or tam da izin alın ma dan ya da kay nak gös te rilmeden kul la nı la maz.

EMY MEDYA YAYINCILIKFulya Mah. Ortaklar Cad. Örmeci Sok. Neşe Ap. No: 2 Kat:4 D:9 Mecidiyeköy/İSTANBULTel: 0 (212) 275 22 66 Fax: 0 (212) 275 22 76

Basım Tarihi: Eylül 2014, Yayın Türü: Yılda bir defa yayınlanır.

İMTİYAZ SAHİBİ PublisherDeutsche Messe Worldwide adınaMurat Özer

YÖNETİM YERİ AddressHannover Fairs İnterpro Uluslararası Fuarcılık A.Ş.Büyükdere Cad. Şarlı İş MerkeziNo:103 B Blok Kat:5-6, 34394, Mecidiyeköyİstanbul TürkiyeTel: +90 (212) 334 69 69Faks: +90 (212) 334 69 70 E-posta: [email protected]: www.cebitbilisim.com

Yayın KURULU Editorial Board

Begüm Benli [email protected]

Burçin Çırpıcı [email protected]

CeBIT Bilişim Eurasia’nın açılışını

yapan Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi

Elvan, basının ilgi odağı oldu; ulusal

televizyon kanalları ve günlük gazeteler

açılış seremonisi izledi.

Son dönemin en büyük icatlarından 3D yazıcılar da CeBIT’in en çok ilgi gören ürünlerindendi. Maker Bot markalı 3D yazıcılar 3bFab’ın standında bulunuyor.

CeBIT HABERLERKISA KISA 6

TÜRKIYE’NIN ILK MOBIL SOSYAL ETKINLIK VE ILETIŞIM UYGULAMASI SOCIAL ATTEND CeBIT’TE!

Bircom, CeBIT Bilişim Eurasia Fuarı’ndaki 9-F01 numaralı standında, distribütörlüğünü yaptığı Sennheiser, 2N, AVer, AudioCodes ve Xpeech ürünlerinin yanı sıra ithalatçılığını üstlendiği Yealink’in çözümlerini ziyaretçilerin beğenisine sundu.Teknolojinin genelinde olduğu gibi kurumsal iletişim teknolojilerinde de önemli değişimler yaşandığına değinen CEO Burçin Bircanoğlu, “Bu kapsamda en güncel çözümlerimizi, CeBIT Bilişim Eurasia’da farklı ülkelerden ziyaretçilere ayrıntılı bir biçimde tanıtmayı amaçlıyoruz.

Özellikle Xpeech ürün ailesindeki gelişmelerin, telefon iletişimindeki tüm altyapı ihtiyaçlarını tek bir marka ile karşılamak isteyen şirketlerin ilgisini çekeceğine inanıyoruz. Yeni Xpeech ailesi, IP santral ve IP telefonların yanı sıra IP DECT, kulaklık ve switch gibi ürünlerle ihtiyaçları eksiksiz karşılıyor. Yine fuarda tanıtacağımız AVer’in ödüllü video konferans sistemleri EVC serisi ise her sektörden kurumların toplantılardan kaynaklanan konaklama ve seyahat masraflarını uygun maliyetler karşılığında minimum seviyeye indiriyor” dedi.

Büyük alanlarda yüzlerce kişinin arasında kaybolmaya son veren Türkiye’nin ilk sosyal etkinlik ve mobil uygulaması Social Attend firmaların kullanımına sunulmaya başlandı. Katılımcıların akıllı telefonlarına indirerek etkinlikle ilgili tüm detayları tek noktadan görmesini sağlayan uygulama sayesinde firmalar farkındalık yaratabiliyor ve hedef kitlelerine hiç olmadığı kadar yaklaşabiliyor. Social Attend üzerinden etkinlik ile ilgili program,

konuşmacılar, katılımcı firmalar, sponsorlar, etkinlik haritası gibi konularda bilgi vermek, bu bilgilerde sürekli anlık güncellemeler yapmak da mümkün. Kullanıcılar uygulamayı telefonlarına indirdikten sonra yapılan güncellemeler ise, kullanıcıların tekrar güncelleme yapmasına gerek olmadan telefonlarına otomatik yansıyor. Bu sayede revize edilen programların bilgisi anında paylaşılabiliyor ya da etkinliğe özel olarak oluşturulan kampanya, indirim veya fırsatlar hedef

kitleye özel sunulabiliyor. Uygulamanın, etkinliği düzenleyen firmaya, katılımcı firmalara ve ziyaretçilere birçok yönden fayda sağladığını belirten Social Attend kurucusu Ayşe Kızılkaya, uygulama ile etkinliklere olan katılımın hem daha aktif hale geleceğini, hem de etkinliklerin daha doğru, hızlı ve güvenilir sonuçlarla analiz etme imkânı olacağını belirtti. Etkinlik öncesi, etkinlik sırası ve sonrasında zaman, para ve emek tasarrufu sağladığının da altını çizdi.

MAKERBOT 3 BOYUTLU YAZICILAR3BFAB ILE TÜRKIYE’YE GELIYORMakerBot 3 boyutlu yazıcıların Türkiye dağıtıcısı 3bFab ürün ve hizmetlerin detaylarını CeBIT Bilişim Eurasia 2014’te paylaştı. 3bFab olarak tüketiciler arasında yaygın bir akıma dönüşme yolunda hızla ilerleyen 3 boyutlu yazdırma teknolojilerine dair gelişimi Türkiye’ye de eş zamanlı olarak yansıtmak amacıyla yola çıktıklarını ifade eden Güzelgöz, şu bilgileri verdi: “Dünya, 3 boyutlu yazıcıların yaygınlaşmasıyla bireylerin de üretimde ve tasarımda söz sahibi olacağı, tüketicilerin üreticiye dönüşeceği yeni bir endüstriyel devrime hazırlanıyor. Biz bu alandaki ürünleri ve bilgi birikimini gecikmeden Türkiye ile buluşturmak istedik.”Özellikle ev kullanıcılarına hitap eden MakerBot Mini adlı ürünün Türkiye’de satışa sunulacağının bilgisini de veren Güzelgöz çok yakın gelecekte tıpkı uygulama mağazalarında olduğu gibi 3 boyutlu baskıya uygun, fonksiyonel veya dekoratif amaçlı milyonlarca modelin küçük bedellerle sunulduğu ekosistemlerin oluşacağına dikkat çekti.

5 MILYON GMAIL HESABI HACK’LENDI!

BIRCOM, EN YENI ÜRÜNLERI ILECeBIT BILIŞIM EURASIA’DA

En popüler mail servislerinin başında gelen Gmail, bir sızıntı problemiyle gündeme geldi. Rusların sızdırdığı 5 milyona yakın Gmail hesap adı ve şifresi Rus Bitcoin forumlarında yayınlandı.Her ne kadar yapılan açıklamalar sızdırıaln şifrelerin geçerliliğini çoktan yitirdiğini gösterse de, her ihtimale karşı Gmail hesabınızın şifresini yenilemekte fayda var. Rus Bitcoin forumlarında sızdırılan şifreler “tvskit” kullanıcı adını kullanan biri tarafından yayınlandı. Ayrıca yayınlanan şifre kayıtlarına dair bir de ekran görüntüsüne yer verildi. Google servisleriyle beraber Rusya’da oldukça popüler olan Yandex’in de bu sızıntıya maruz kaldığı belirtiliyor.

HOŞÇA KAL WINDOWS PHONE, GÜLE GÜLE NOKIAMicrosoft kanadından sızdırılan dokümanlar gösteriyor ki, şirket Nokia’yı satın aldıktan sonra hem işletim sistemi hem de Nokia tarafında yeni bir isimlendirme politikasına geçiyor. Buna göre Nokia markası yerine sadece Lumia markasını kullanmayı tercih edecek olan Microsoft, Windows Phone yerine de her platform için sadece Windows ismini kullanacak.Yılbaşına denk gelen “Holiday Season” vaktinde başlayacağı belirtilen bu anlayışın o tarihten sonra çıkacak tüm cihazlar için geçerli olması planlanıyor. Ayrıca Windows Phone ismiyle beraber logo da değişerek sadece Windows logosu kullanılacak.

Bu yıl 15. kez düzenlenen CeBIT Bilişim Eurasia

Fuarı’na katılan şirketler en yeni ürün ve çözümlerini

tanıttılar. İş dünyasını hedefleyen yeni

teknolojiler ilgiyle karşılandı.

GENÇ TÜRK MÜHENDISLERINDEN IŞITME ENGELLILERE ÖZEL UYGULAMA CeBIT’TE

APPLE WATCH’U GÜN SONUNDA ŞARJ ETMEK ZORUNDASINIZ

TEKNOLOJIDE CASEPAX FARKI

CeBIT Bilişim Eurasia 2014’te yer alan Taiwan Excellence standında, Birch Technology Inc, APAC Opto Electronics, Argox Information Co, Gpstechnology Co, Sage Power Industrial, Picotec International Co, Hon Trace Corporation, Super Micro Computer, MARQUESS CO, Kunming Electronics Co, Case Pax International Co’nun AR-GE, kalite, tasarım ve pazarlama kriterleri ile Taiwan Excellence Ödülü alan en yeni ürünleri tanıtıldı.Elektronik, medikal ve teknik ekipman alanında yaptığı ihracat oranı 2013 yılında 136.4 milyar dolara ulaşan Tayvan, coğrafi konumu, gelişmiş sanayisi, Ar-Ge kapasitesi,

iyi kurulmuş altyapısı ile yerli ve yabancı yatırımcılar için ideal bir ülke konumunda yer alıyor. Tayvan Ticaret Merkezi Türkiye Direktörü Patty Yen CeBIT Fuarı’nda yaptığı açıklamada, Tayvan’ın 23 milyon nüfusa sahip bir ülke olarak, 2013 yılında dünyanın 18. en büyük teknoloji ihracatçısı konumunda olduğunu vurguladı. Yen, “Türkiye’de de bu sektörde büyümeyi planlıyoruz. Zaten Türk tüketicisi Tayvan teknolojisini Asus, Acer, HTC gibi markalar ile tanıyor. Artık Türkiye Tayvan’ın bağlantı ve ara parça sanayisinin başarısını da tanıyacak’ dedi.

Apple‘ın iPhone 6 modeli kadar ilgi gören yeni akıllı saati Apple Watch için batarya ömrü konusunda bir sessizlik hakimdi. Ancak eğer beklentilerinizi yüksek tuttuysanız, ne yazık ki hayal kırıklığına uğrayacaksınız. Apple adına açıklama yapan Nat Kerris, “Kullanıcıların her gece saati şarj edeceklerini düşünüyoruz. Ayrıca inovatif şarj çözümümüz MagSafe teknolojiyi de bu yüzden tasarladık” açıklamasını yaptı.Açıkçası hem Apple Watch hem de diğer akıllı saatler için şarj süresi çok önemli bir nokta. Çünkü zaten akıllı telefon ve tablet gibi mobil cihazlarımızda şarj problemi yaşıyorken bir de her gün akıllı saati şarj etme fikri biraz soğuk geliyor. Bakalım birçok kişi tarafından yetersiz olarak addedilen bu şarj süresi sonrası Apple Watch’un satış rakamları nasıl olacak?

Tayvan’ın ünlü çanta markası CasePax, 2014 yılı notebook, telefon ve tablet kılıfları ile CeBIT Bilişim Eurasia 2014’de katılımcıları büyüledi.Tayvan üretimli ileri teknoloji firmaları en yeni ürünlerini, dünyanın önde gelen bilgi ve iletişim teknolojisi (ICT) şirketlerinin bir araya geldiği CeBIT Bilişim Eurasia 2014’te tanıttı.CeBIT Bilişim Eurasia 2014’te yer alan Taiwan Excellence standında bu yıl Türk teknoloji severler ile buluşan, Taiwan Excellence Ödülü sahibi ünlü çanta tasarım markası CasePax 100’e yakın farklı renk ve modellerdeki çantaları için Türk şirketleri ile distribütörlük için görüşme yaptı.

ODTÜ Teknokent’te faaliyet gösteren Panteon Yazılım’ın iki yıldır üzerinde çalıştığı ve sözlü-yazılı bilgileri Türk İşaret Dili’ne tercüme eden mobil uygulama, ilk kez kullanıcılarıyla buluşmaya hazırlanıyor. 3 boyutlu animasyonları işaret dili ve ses / yazı algılama teknolojileriyle birleştiren TİD Dijital Tercüman uygulaması, dünyada bir ilk olma özelliğine de sahip. Bu yeni iletişim aracı sayesinde işitme engelliler çevrelerindeki kişilerle daha kolay iletişim kurabilecek.Panteon’un geliştirdiği teknolojinin kullanım alanı sadece TİD Dijital Tercüman uygulamasıyla sınırlı değil. Artık altyazılı televizyon yayınlarına ve filmlere işaret dili tercümesi eklenmesi, web sitesi, elektronik kitap, kiosk vb. dijital mecraların işaret diliyle görüntülenmesi de mümkün olacak. Bunlara işitme engellilerin hayatını kolaylaştıracak başka ürünler de eklenebilecek.Ülkemizde yaşayan yaklaşık 1 milyon işitme engelli vatandaşımızın TUİK verilerine göre %32’si okuma-yazma bilmiyor. Geliştirilen teknoloji hem okuma problemi olan işitme engellilerin hem de işitme engellilerle iletişim kurmak isteyen ancak işaret dili bilmeyen insanların yaşadığı problemleri çözmeyi amaçlıyor.

KISA KISA7

TAYVAN TEKNOLOJISI CeBIT BILIŞIM EURASIA 2014’TE GÖZ KAMAŞTIRDI

Tayvan Ticaret Merkezi Türkiye

Direktörü Patty Yen

GÖREVİMİZ İNOVASYONSAP Innovation Center Türkiye Genel Müdürü Cafer TOSUN Türkiye’deki genç potansiyeli bilişimde üretime yönlendirmeyi hedeflediklerini söylüyor.

T.C. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, açılış sonrası SAP Innovation Center Türkiye’nin standını

ziyaret ederek Genel Müdürü Cafer Tosun ile görüştü.

RÖPORTAJ 8

Cafer Bey, bize SAP Innovation Center’dan bahsedebilir misiniz? Kurumunuzun misyonu nedir?

Misyonumuz inovasyon. Biz, SAP İnovasyon merkezi olarak ülke dinamiklerini gözeterek Türkiye’nin teknoloji potansiyelini uluslarası seviyeye taşımak amacıyla kurulduk; faaliyetlerimizi de bu vizyon doğrultusunda sürdürmekteyiz.Türkiye için değer yaratmak adına, tüketen bir toplumdan üreten bir topluma giden yolda bizler SAP İnovasyon Merkezi olarak Türkiye’yi bilişimde bir üs olarak konumlandırmak için çalışmalarımıza devam ediyoruz.

SAP’nin Türkiye’de bu kadar önemli bir yatırım yapmasını neye bağlıyorsunuz? Daha doğrusu sizce bu yatırım neden Türkiye’ye yapıldı?Türkiye kıtaları ve kültürleri birbirine

bağlayan bir ülke olarak, bölgedeki ve dünyadaki pazarlarda yenilikçi BT çözümlerinin öncüsü olabileceği ideal bir konumda yer alıyor. İçerisinde yer alan 40 üniversitesiyle İstanbul, çok sayıda yetenekli gençle dolu bir şehir. Türkiye’de genç nüfus 24 Avrupa ülkesine bedel ve bilişim sektöründe bu genç nüfus oldukça fazla. Buna ek olarak, Türkiye dijitalleşme yolunda çok hızlı ilerlemekte. Biz SAP olarak teknolojilerimizle dijitalleşmenin önünü açar ve ivmelendiririz. Bu potansiyeli üretkenliğe ve inovasyona dönüştürerek katma değerli ürünler ve servisler çıkartabilme düşüncesi bizi Türkiye’ye getirdi.

Şu an SAP Innovation Center’da yapılan çalışmaları özetlemenizi istesek bize neler söylersiniz?En büyük projelerimizden biri, özel bir “dijital eğitim platformu” geliştirmek

üzerine. Bu platform dijital dünyanın avantajlarını öğrenci, öğretmen, idareci ve ebeveynlere taşıyarak onların kendi aralarında iletişimlerini kolaylaştıracak. Çok çeşitli dijital eğitim materyaline erişimi mümkün kılarak öğretmenlere çok daha etkin ders içeriği hazırlama olanağı verecek olan platform, öğrencilerin derse ilgilerini ve aktif katılımlarını artırmak üzere tasarlanıyor. Bir diğer uğraş alanımız ise “akıllı bakım sistemleri”.

Bu sistemler gerçek zamanlı sensör bilgilerinin ve geçmiş bakım verilerinin analizi ile uçak arızalarının önceden tahmin edilmesi ve böylece uçakların havada kalma sürelerinin maksimize edilmesini amaçlıyor. Geliştirmekte olduğumuz bu platformun enerji sektöründeki uygulamaları üzerinde de çalışmalarımız var. Ayrıca Almanya’daki SAP Lab ile yeni nesil veri tabanı yönetim platformlarını geliştiriyoruz. Bunların yanında üniversitelerle Ar-Ge

konusunda işbirliği ve Türkiye’deki startup’ları destekleme çalışmalarımız var.

GELECEĞİN EĞİTİM PLATFORMUNU GELİŞTİRİYORUZSAP Innovation Center’ın hedefleri neler?SAP İnovasyon Merkezi’nin kuruluş amacı Türkiye’deki yaratıcılık ve Ar-Ge potansiyelini global düzeyde

SAP Innovation Center General Manager Cafer TOSUN says that we are aiming to direct the young potential in Turkey to create value in IT.

Mission Innovation

RÖPORTAJ9

inovasyonlara dönüştürmek. Kamu ve özel sektörle birlikte çalışarak kurumların büyük veri problemlerine yazılım çözümleri üretmek ve bu çözümleri global ürünlere dönüştürmek istiyoruz. Giderek daha da fazla dijitalleşen dünyamızda eğitim teknolojileri maalesef aynı ivme ile ilerlemiyor. Eğitim altyapımızdaki bu teknolojik boşluğu gidermek amacıyla geleceğin eğitim platformunu geliştirmeyi kendimize görev edindik. Bu tasarım sürecinde kullanıcı odaklı tasarım yaklaşımımız ile öğrenci, öğretmen, idareci ve ebeveynleri bu sürece dahil etmek de öncelikli hedeflerimiz arasında.Teknolojik gelişmenin son on yılına damga vuran en etken paydaşlar ise

startup şirketleri. Sürekli dinlediğimiz silikon vadisi başarı öykülerine Türkiye’den yenilerini ekleyebilmek istiyoruz. Bu amaçla SAP’nin globalde başarıyla uyguladığı “Startup-Focus” programını ülkemize getirerek startup şirketlerine destek vermeye başladık. Önümüzdeki yıllarda bu desteği arttırarak bu şirketlerin global sahnede etkin rol almalarını hedefliyoruz.Tüm bu hedeflerimizin ortak paydasında yatan ise Türkiye’deki BT/yazılım sektörünü güçlendirmek ve ülkemizi dünyada BT alanında sözü geçen lider ülkelerden biri haline getirmek.

Yenilikçilik ve teknoloji birbirinden ayrılmaz iki kavram. SAP Innovation Center fikri ise başlı başına bir

yenilikçilik örneği. Sizce merkeziniz yazılımcı gençlere neler vadediyor?İlk önce motivasyon ve güven vadediyor. SAP Innovation Center Türkiye, Avrupa’nın en büyük yazılım şirketi olan SAP’nin, 25 bin yazılımcıdan oluşan global Ar-Ge ağının bir parçası. Genç yazılımcılar bu ağ içerisinde deneyimli mühendislerle birlikte son teknolojiler üzerine çalışarak kendilerini uluslararası seviyede geliştirme fırsatı bulacaklar. Bu sayede ekibimize katılacak yetenekli arkadaşlar kendi uzmanlık alanlarına yoğunlaşarak global düzeyde teknoloji üretip yenilikçi ürünler geliştirecekler. Biz ülke potansiyelini bilişimde üretim yaparak kullanmak istiyoruz, tüketim yolunda değil…

TÜRKIYE KITALARI VE KÜLTÜRLERI BIRBIRINE BAĞLAYAN BIR ÜLKE OLARAK, BÖLGEDEKI VE DÜNYADAKI PAZARLARDA YENILIKÇI

BT ÇÖZÜMLERININ ÖNCÜSÜ OLABILECEĞI IDEAL BIR KONUMDA YER ALIYOR.

Mr. Tosun, can you tell us about the SAP Innovation Center?

What is the mission of your organization?As SAP Innovation Center, we were established to raise Turkey’s IT potential by pursuing the needs and the dynamics of the country, and we are carrying out our activities with this vision. We are working to position Turkey as an IT hub by transforming the society from one that consumes to one that produces, adding value to the country.

What do you attribute SAP makingsuch an important investment inTurkey to? More precisely why youthink this investment was made inTurkey?As a country that bridges continentsand cultures, Turkey is locatedin an ideal location to be a regional and global leader in theinnovative IT solutions. Istanbul,with its 40 universities, is a city fullof talented young people. The youngpopulation in Turkey is equivalentto the total of 24 European countries and this young population is particularly prevalent in the IT sector. In addition, Turkey is moving very fast with digitalization. As SAP we pave the way for and accelerate digitalization with our technologies. What brought us to Turkey is the idea of developing value added products and services by converting this potential to productivity and innovation.

If we were to ask you to summarizethe work carried out at SAPInnovation Center, what could youtell us?We are working on a Digital Education Platform as one of our projects. This platform will bring the advantages of the digital world to teachers, students, administrators and parents and will facilitate communication between them. The Education Platform, which will give teachers the opportunity to prepare more effective course content by allowing access to various digital education material, is being designed to engage and maintain students’ attention and involvement in the class. Our another field of focus is the Intelligent Maintenance Systems. These systems aim to predict aircraft failures by analyzing real time sensor data and prior maintenance records and thus maximizing the time an aircraft is in the air. We are working on adapting this platform to the Utilities industry as well. Also with the SAP Labs in Germany we are developing the next generation database management systems. In addition, we are engaging with universities on R&D projects and

initiating programs to support local start-ups.

WE COMMITTED OURSELVES TO DEVELOPINGTHE EDUCATIONALPLATFORM OF THE FUTUREWhat are the objectives of SAPInnovation Center?The purpose of establishing the SAPInnovation Center is to convert thecreativity and R&D potential inTurkey to innovations at the global level. We would like to create software solutions for big data problems in collaboration with the public and private sectors and convert thesesolutions into global products.In today’s world, which becomes more and more digitalized, education technologies are unfortunately not evolving with the same acceleration.To address this technological gap in our educational infrastructure, we have committed ourselves todeveloping the educational platform of the future. With our user-centereddesign approach, involving students,teachers, administrators and parentsin the development process is one of our highest priorities. Startup companies have been the prevailing stakeholder of the technological progress in the last decade. We want to be able to add new success stories from Turkey to those we constantly hear from Silicon Valley. For this purpose, we brought the “Startup-Focus” program, which has been successfully implemented by SAP globally, to our country and started supporting Startup companies. We are aiming to increase this support in the coming

years and these companies to have active roles on the global stage. The common denominator in all these targets is strengthening the IT/softwareindustry in Turkey and becoming aleading country at the global scale.

Innovation and technology aretwo inseparable concepts. TheSAP Innovation Center idea is anexample of innovation itself. Whatdo you think your center promisesto young developers?First of all it promises motivation and confidence. SAP Innovation Center Turkey is part of the SAP’s global R&D network which consists of 25 thousand developers as the largest software company in Europe. Young developers will find the opportunity to enhance their skills at the international level while working on the latest technologies with the experienced engineers within this network. With this opportunity, talented engineers who join our team will be able to focus on their own fields of expertise, drive technology further and develop innovative products at the global scale. We would like to use the nation’s potential to create value in the IT industry, rather than just consuming it.

SAP Innovation Center Türkiye Genel Müdürü

Cafer TOSUNSAP Innovation Center Turkey General Manager

AS A COUNTRY THAT BRIDGES CONTINENTS AND CULTURES, TURKEY IS LOCATED IN AN IDEAL LOCATION TO BE A REGIONAL AND GLOBAL LEADER

IN THE INOVATIVE IT SOLUTIONS.

WE WOULD LIKE TO USE THE NATION’S POTENTIAL TO CREATE VALUE IN INFORMATION TECHNOLOGY

RATHER THAN JUST CONSUMING IT.

CENTER TURKEY INNOVATION

BIZ ÜLKE POTANSIYELINI BILIŞIMDE ÜRETIM YAPARAK KULLANMAK ISTIYORUZ,

TÜKETIM YOLUNDA DEĞIL…

INOVASYON 10

CeBIT Bilişim Eurasia’da yer alacak olan ve Türkiye’nin en teknolojik kartı olarak dikkat çeken PASSOLİG’i Özgür

Gündoğan anlattı ve kafalardaki tüm soru işaretlerini giderecek yanıtlar verdi.

Tüm sporseverler şu anda PASSOLİG’i konuşuyor. En yetkili ağızdan dinleyelim. PASSOLİG nedir?PASSOLİG, taraftarların kombine konforuyla maça girmelerini sağlayan kişiye özel sportif kimlik kartıdır. PASSOLİG aynı zamanda taraftara sayısız fırsatlar sunan bir ödeme kartı olup anlaşmalı şehirlerde ulaşım kartı olarak da kullanılabiliyor. Tüm bu özellikleriyle tüm takım taraftarlarına hitap eden ve yine taraftarların günlük hayatlarında daimi olarak kullanacakları elektronik bir karttır.PASSOLİG Kredi Kartı, PASSOLİG Banka Kartı ve PASSOLİG Cüzdan Ön Ödemeli Kart çeşitleriyle tüm ihtiyaçlarınızı karşılayacak şekilde tasarlanmıştır. Gerek fiyatlaması, gerekse kullanım özellikleri ile PASSOLİG, Türkiye’nin en kullanıcı dostu, en ekonomik ve en teknolojik kart programıdır. Başka bankaların benzeri kredi ve banka kartı programları incelendiğinde bu

Keyif ve Güvenle Maç Seyretmenin Yolu

tutarların yaklaşık 75 TL civarında olduğu görülmektedir. PASSOLİG Kart ise, yıllık 15 TL e-bilet kullanım bedeli ile benzeri kart programlarından çok daha ekonomiktir. Üstelik bu bedelin 6.3 TL’si kulüplerimize kaynak olarak aktarılmaktadır.

PASSOLİG Kart zaman zaman eleştiri de alıyor. Bu özellikli kartın taraftara ne gibi faydaları olacak?Aslında PASSOLİG Kart taraftara çile çektirilen günleri unutturacak. Bunu çok net bir şekilde ifade edebilirim. Taraftar PASSOLİG ile keyif ve güven ile maç seyretmekle kalmayacak, ulusal ve yerel kampanyalarla yüzlerce TL değerinde indirim ve fırsatlar ile alışverişlerinde diğer kartların sunduğundan fazlasını sunacak. Bu kampanyalar ile e-bilet yıllık kullanım bedeli için ödediğiniz 15 TL’nin karşılığını 6 - 7 kat fazlası ile geriye alma şansınız var. Ayrıca anlaşmalı illerde şehir içi ulaşımda da geçerli olması çok büyük bir avantaj.Kart sadece stadyumlara giriş kartı değil, binlerce faydayı ayağınıza getiren bunu yaparken de size hiç külfete sokmayan bir kart. Üstelik bu kartı kullanarak kulüplerimizin ciddi gelir sahibi olmasında da pay sahibi olacak futbolseverler...

Henüz uygulama çok yeni, o nedenle taraftarın en çok merak ettiği konuların başında ‘maça nasıl girecekleri’ bulunuyor. Örneğin kartını teslim alamayan bir taraftar maça nasıl girebilir?Bu soru için çok teşekkür ederim, gerçekten bu da bizim taraftara sağladığımız kolaylıkların başında geliyor. Zira PASSOLİG Karta başvurduktan sonra, kartınız elinize ulaşmadan da passo.com.tr’den maç biletinizi alabilirsiniz. Maç gününe

kadar kartınız elinize geçmese bile stat gişelerinden sağlanacak olan tek geçişlik pass ile maça giriş yapabilirsiniz. Bu sayede taraftar kartına ulaşamasa bile mağdur olmuyor. Takıma özel logolu kart alırsam ne olur peki?Her PASSOLİG Kart’a bir bilet yüklenebiliyor. Bir kişi, ilgili kulübün belirlediği sayı kadar bilet satın alabilir, ancak bu biletleri ödeme adımından önce farklı PASSOLİG Kart sahiplerine tanımlaması gerekmektedir.Tüm PASSOLİG Kartlar, tüm stadyumlarda geçerlidir. Ancak ev sahibi kulüp, bilet satışında kendi logosunu taşıyan PASSOLİG Kart sahiplerine öncelik tanıyabilir. Bununla birlikte İl Güvenlik Kurulu kararı neticesinde bazı sınırlamalar da getirilebilir.

ulaşmasa bile stadyuma girebilirler. Kart başvurusu kolayca web’den ya da cepten 3 dakikada www.passolig.com.tr üzerinden yapılabiliyor. Kart başvurusu olan misafirlerinizin biletlerini siz alabilir, daha önce almış olduğunuz günlük maç ya da kombine biletlerini misafirlerinizin kartlarına tek bir SMS ile transfer edebilirsiniz. Satın almış olduğunuz maç biletiniz ya da kombinenizi passo.com.tr deki “biletlerim/kombinelerim” bölümüne giderek, PASSOLİG Kart sahibi bir arkadaşınızın TC Kimlik Numarasını yazarak saniyeler içerisinde transfer edebilirsiniz.

Özellikle ulaşım konusu taraftarın çok hoşuna gitti. Bu konuyu biraz açar mısınız?Sağladığı faydalar bütünü içinde

Kombineler de maç biletleri gibi yine aynı adresten mi edinilecek?Elbette... PASSOLİG Karta sahip olan her taraftar, passo.com.tr ye girerek çok kolay bir şekilde maç biletini ya da kombinesini satın alabilir. Kart sahipleri passo.com.tr üzerinde koltuklarını tribün haritasından kolaylıkla seçebilirler ve seçtikleri koltuklardan sahanın nasıl göründüğüne bakabilirler. Ödemelerini PASSOLİG Kartlar ile hızlıca gerçekleştirebilirler. Maç biletleri ayrıca - sayısı 3 bini aşkın - N Kolay noktalarında ve stat gişelerinde de satılmaktadır.

Diyelim ki bir taraftar maça misafirlerini götürmek istiyor. O zaman ne yapmak gerek?Artık stadyumlara anonim giriş olmadığı için herkesin PASSOLİG Karta başvurusu bulunmalı. Stadyuma girmek için PASSOLİG Kart’ın misafirlerinize

PASSOLİG, Türkiye’nin en ekonomik ve en özellikli spor, eğlence ve yaşam kartı imkanlarını sunuyor. PASSOLİG sahibi taraftarlar konforlu maç giriş ayrıcalığının yanı sıra hem kazanacak hem de kulübüne

kazandıracak. PASSO Genel Müdürü Özgür Gündoğan; “PASSOLİG Kart sadece maça girişi sağlamıyor. Hayatın her alanında taraftarın avantajlar ve fırsatlar kazanmasını sağlayacak bir dünya haline getiriyor” diyor.

Passo Genel Müdürü: Özgür Gündoğan

Fenerbahçe’nin sisteme henüz dahil olmadığını biliyoruz. Önümüzdeki sezon Fenerbahçe de sisteme dahil olacak mı, yoksa kendi taraftar kartlarıyla mı devam edecek?Fenerbahçe Spor Kulübü tüm kulüplerimizden farklı olarak bir taraftar kart programı sahibi… Bu kart programının PASSOLİG ile entegre çalışma koşullarının görüşülmesi diğer kulüplerden daha uzun sürdü, dileğimiz ve beklentimiz Fenerbahçe’nin PASSOLİG sistemi ile çalışmasıdır. Bu konuda anlaşmaya çok yakın olduğumuzu belirtmek isteriz.

PASSOLİG KARTA BAŞVURDUKTAN SONRA, KARTINIZ ELİNİZE ULAŞMADAN DA

PASSO.COM.TR’DEN MAÇ BİLETİNİZİ ALABİLİRSİNİZ. MAÇ GÜNÜNE KADAR KARTINIZ

ELİNİZE GEÇMESE BİLE STAT GİŞELERİNDEN SAĞLANACAK OLAN TEK GEÇİŞLİK PASS İLE

MAÇA GİRİŞ YAPABİLİRSİNİZ.

taraftarın gündelik hayatına dokunan kampanya ve marka işbirlikteliklerinin yanında anlaşmalı illerde toplu taşımada da kullanılmakta. Bu özellik Türkiye’de hiçbir bankanın kullanıcılarına sunmadığı çok özel bir hizmet. Şu anda Kayseri, Kütahya, Gaziantep, Aksaray ve Düzce illerinde PASSOLİG Kartlar toplu taşımada ulaşım kartı olarak kullanılabiliyor. EKent gibi bir iştirake sahip olan finansal kuruluş, şu anda Türkiye çapında aralarında Ankara ve Bursa’nın da olduğu 21 il ve ilçenin ulaşım faaliyetlerini yönetiyor. Bu sinerji etkisi ile PASSOLİG ile Türkiye nüfusunun çok büyük kısmına ulaşım faydasını tek kartla sunmak mümkün olacak olup e-bilet özelliği ile birlikte taraftarın günlük yaşamını kolaylaştıran ve bunu yaparken de Türk futboluna ve kulüplerimize ciddi maddi katkılar sağlayacak bir araç olarak kart programı öne çıkıyor.

INOVASYON11

Yeni nesil yazarkasaPos’ta son teknoloji Ingenico iWE280

Türk mühendislik harikası Fransız teknolojisi ile birleşti ve ortaya dünyaya örnek olacak yazarkasa ve mobil POS çıktı.

Pavo ve Ingenico AR-GE ekiplerinin ortaklaşa geliştirdiği cihaz laboratuvar, üretim ve saha testlerinden başarıyla geçerek 2014’ün ilk

aylarında satışa sunuldu. Sadece 456 gr ağırlığında hafif, küçük ve ergonomik seyyar yazarkasa sahada geçen 6 aylık zaman zarfında müşterilerinden tam not aldı. Türkiye’de Haziran ayına kadar sadece bankalar aracılığıyla satılan İWE 280, Ağustos ayından itibaren bayi kanalında da yerine almaya başladı.

456 GR’LA SEYYAR YAZARKASAPOS: IWE280Pavo ve Ingenico Ar-Ge ekiplerince geliştirilen ve üretimi Ingenico tarafından yapılan iWE280 yazarkasaPOS, son derece küçük boyutları ve sadece 456 gr ağırlığı ile gerçek bir seyyar cihaz özelliği taşıyor. Üstün pil performansıyla arka arkaya 400 işlem

yapabilen iWE280, saniyede 30 satır baskı yapan hızlı yazıcısı ile de saha ekiplerinin hayatını kolaylaştırıyor. Tek bir şarj ile 3 günden uzun süre standby’da kalabilen cihaz, düşmeye ve ekran darbelerine de dayanıklı. 2 saat gibi kısa sürede tam şarj olan iWE280 üzerinden çipli ve manyetik kartlı ödemelerin yanı sıra, cep telefonu ile NFC veya banka/ulaşım kartları gibi temassız ödeme özelliği olan kartlarla da ödeme yapılması mümkün.

ZOR KOŞULLARA DAYANIKLI: -10 ILE 45 DERECE SICAKLIKTA ÇALIŞIYOR...Dokunmatik, renkli ve zor koşullara dayanıklı ekranı ile iWE280, uzun süreli kullanımlarda bile çizilmiyor, -10 ile 45 derece sıcaklıkta da çalışabilen ve 1,2 metreden düşmelere de dayanıklı olan Ingenico yazarkasaPOS iWE280, ikinci SIM özelliği ile operatör kaynaklı iletişim kesintilerinde alternatif operatör üzerinden haberleşme sağlıyor. GPS ile lokasyon belirleme projelerine uygun olan cihaz, opsiyonel entegre barkod okuyucusu ile stok yönetimi uygulamalarında da konumlandırılarak anında satış ile kasalardaki kuyruklara son verecek. Taksit ve puan kazandırma özellikleriyle tüm banka uygulamaları da hazır olan Ingenico yazarkasaPOS cihazı, iletişim ve şarj ünitesi üzerinden para çekmecesi ile masaüstü olarak da kullanıma uygun.

Bize biraz N Kolay İşlem Merkezlerinden bahseder misiniz?N Kolay İşlem Merkezleri;

vatandaşların, elektrik, su, doğal gaz, telefon, ADSL gibi tüm faturalarını tek bir merkezden sıra beklemeksizin kolayca ödeyebildikleri, maç bileti, kart dolumu, GSM TL yükleme ve abonelik gibi birçok hizmeti alabildikleri standart konsepte sahip lokallerdir.

“Güvenilir, yürüme mesafesinde yaygın ve güleryüzlü hizmet” Neden N Kolay? Sadece tüm faturaların tek merkezden ödenebilmesi mi cazip geliyor abonelere? Ülkemizde gelişmiş bankacılık sistemi ve çok sayıdaki banka şubesi, bu ihtiyacı karşılamıyor mu?Öncelikle belirtmek gerekir ki özellikle nüfusun yoğun olduğu kentlerde bankalar daha ziyade otomatik ödeme talimatı ve internet bankacılığı aracılığıyla bu hizmetleri kabul ediyor. Malum, bu şekilde fatura ödeyebilmek için bankada bir hesabınızın ve hesapta da paranızın olması gerekiyor. Maalesef hane halkının yaklaşık %65’i bu imkânlara sahip değil. Dolayısıyla nüfusun büyük çoğunluğunun faturalarını, banka hesabına gereksinim duymadan hem kolayca hem de güvenle ödeyebildiği ödeme noktasına ihtiyacı var.İkinci unsur yaygınlık. Bu noktada ana prensibimiz, “Her aboneye

yürüme mesafesinde bir hizmet lokali”. Böylece aboneler, herhangi bir vasıtaya binmeksizin mahallesinde faturalarını ödeyebilmekte, maç bileti veya ulaşım kartı dolumu gibi hizmetleri alabilmektedir.

“320 Noktada her ay 4.500.000 işlem”Hangi şehirlerde yaygın?N Kolay İşlem Merkezi olarak halen İstanbul’da 320 noktada hizmet verilmektedir. Bu yılın son çeyreğinden itibaren 2015 yılı sonuna kadar tüm bölgelerde yer almayı ve ülke genelinde hizmet vermeyi planlıyoruz.İstanbul’da her ay yaklaşık 4 milyon 500 bin adet fatura N Kolay İşlem Merkezlerinde ödenmektedir. Bir başka deyişle İstanbul’daki her 4 faturadan 1’i bu noktalarda tahsil edilmektedir. Yaptığımız çalışmalarda özellikle Büyükşehirler başta olmak

üzere ülkemizin diğer bölgelerinde de önemli bir ihtiyacın var olduğunu gözlemliyoruz. Buna paralel olarak da yaygınlaşma planlarımızı yapıyoruz.Peki su, elektrik, doğalgaz gibi “Fatura Üreten Kurumların” N Kolay İşlem Merkezlerine bakış açısı nedir?Birçok kurumun tahsilat hizmetinin tek noktadan verilmesi bu şirketlerin en başta maliyetlerinin aşağıya çekilmesine katkı sağlamıştır. Yine bu şekilde fatura üreten kurumlar yaygın hizmet noktasına ulaşarak abone memnuniyetini arttırmıştır. Esasında bu projede bizi en çok mutlu eden konu, projeyle sağlanan istihdam olmuştur. 320 girişimci kendi işinin sahibi olmuş, N Kolay İşlem Merkezlerinde 900 civarında kişiye istihdam sağlanmıştır.

Son olarak; N Kolay bayiliği almak isteyenlere mesajınız nedir?Yeni bir lokalin hizmete girmesi için lokalin konumu ve büyüklüğüne göre 25 bin TL ile 40 bin TL arasında yatırım maliyeti gerekli. Buna karşılık girişimciler, aylık 6-7 bin TL ortalama gelir elde ediyorlar. Adaylarda öncelikli aradığımız kriter; mali ve piyasa sicilinin temiz olması, gerekli teminatlandırmayı yapması ve en önemlisi işinin başında bilfiil bulunacak olması. Yıllardır, Yetkili İşlem Merkezi olarak sektöre öncülük yapmış projemizle çok yakında yeni yüzümüz ve yeni ürünlerle N Kolay İşlem Merkezi adı altında müşterilerimize hizmet veriyor olacağız.

ABONELERİN TÜM FATURALARINI TEK BİR MERKEZDEN ÖDEYEBİLDİKLERİ

N KOLAY İŞLEM MERKEZİ

2004 yılından itibaren yazarkasa

sektöründe faaliyet gösteren PAVO,

1998’den beri Türkiye’de POS

sektöründe faaliyet gösteren Ingenico

ile işbirliğine giderek; 2013

yılında Gelir idaresi Başkanlığından yeni

nesil ödeme kaydedici cihaz onayı aldı.

N Kolay işlem Merkezi: Haluk Yum

EN KOLAY ALIŞVERİŞ PLATFORMU:

N KOLAY İŞYERİ

2013 yılında Türkiye’yi yeni bir alışveriş ve hizmet platformu ile tanıştıran Aktif Bank, Perakende kanalında faaliyet gösteren işyerlerine

konulan “N KOLAY” terminalleri ve Ana caddelerde bulunan yetkili işlem merkezleri kanalı ile Spor Toto Süper Lig ve PTT 1. Lig maç biletinden etkinlik biletlerine, şehir kartı dolumundan fatura tahsilatına, GSM TL yüklemeden otobüs biletine kadar birçok farklı

hizmetin buluştuğu bu alışveriş ve güvenli işlem platformunu tüm Türkiye geneline yayarak eşsiz bir iş modelini hayata geçirmiştir. Ekmek alırken, şehirlerarası otobüs bileti işlemi yapabilir, faturanızı ödeyebilirsiniz. Cep telefonunuza GSM TL yükleyebilir, fırsat ürünü satın alabilir, şehir ulaşım kartınızı doldurabilirsiniz, ihtiyacınız olan sigorta başvurusunu yaparken aynı zamanda para transferinizi gerçekleştirebilirsiniz.Tüm bu işlemleri kuyruk beklemeden hızlı ve pratik şekilde N Kolay işyerlerinde yapabilirsiniz. Ayrıca Alo N Kolay 444 60 20’den, 6020’ye SMS göndererek ve web sitemizden işlemlerinizi kontrol edebilirsiniz.

Fatura tahsilatı, sigorta satışı, GSM TL yükleme, kataloglu ürün satışı gibi çeşitli hizmetleri tüketiciyle ihtiyacı olduğu anda buluşturan N Kolay İşyeri

N Kolay Işyeri: Murat Elkaya

UPT Genel Müdürü Erol Ulu.

Para transferi Türkiye’de çok yaygın ve bilinen bir hizmet değil. Para transferi hakkında kısaca bilgi verebilir misiniz?

Para transferi göndericinin yurt içinde veya yurt dışındaki alıcısına nakit olarak ödediği bir transfer yöntemidir. Genelde yurt dışında çalışan ve ailesine para gönderen bir müşteri kitlesine sahip olsa da yurt dışında okuyan çocuğuna para gönderen veya yurt dışıyla küçük çapta ticaret yapan müşterilerin yoğun kullandığı bir ödeme hizmetidir. UPT ile Türkiye’de PTT, N Kolay mağaza ve işyerleri ve MoneyPost ofisleri de dahil olmak üzere 10bin den fazla işyerinde hizmet veriyoruz. Ekonomik krizlere rağmen her yıl artan para transferlerinin Dünya Bankası verilerine göre 2014 yılında % 7’lik büyüme ile 581 milyar dolara ulaşması bekleniyor.

UPT’nin sunduğu diğer hizmetler nelerdir? Yurtiçi para transferi olarak kurduğumuz UPT platformunu yurtdışı

gönderim ve ödemeler olarak geliştirip UPT’yi uluslararası bir marka haline getirdik. Ödemeler birkaç saniye içerisinde alıcısına ulaşıyor ve alıcıdan hiçbir masraf tahsil edilmiyor. Nakit ödemelerin yanı sıra nakitten hesaba veya hesaptan hesaba gönderim ve ödemeleri de aynı UPT platformu üzerinden yapıyoruz. Bu sayede örneğin Avrupa’da veya Kanada’da emekli olan Türk ve yabancı vatandaşların emeklilik maaşlarını aynı gün Türkiye’deki hesaplarına yatırabiliyoruz.

Ödeme sistemlerindeki gelişmeleri nasıl yorumluyorsunuz? Geçtiğimiz yıl yürürlüğe giren Ödeme Sistemleri Kanunu bu yıl Haziran ayında yayınlanan Ödeme Sistemleri Yönetmeliği ile netlik kazanmış oldu. Para transferleri ve fatura ödemelerinin de dahil olduğu ödeme ve elektronik para hizmetleri böylece yasal bir zemine oturmuş oldu. Çok büyük hacimlerin döndüğü bu sektörde bu işlemlerin resmi yollardan yapılması tüketicinin korunması ve devletin gelir kazanması

açısından önemli bir adım. UPT olarak biz de gerekli düzenlemeleri yaparak büyümemizi bu kanun kapsamında sürdürmeye devam ediyoruz.

Aktif Bank CeBIT ana sponsoru olarak tüm iştirakleri ile birlikte büyük bir

etkinliğe katılıyor. UPT bilişim ve dijital dünyada neler yapıyor? UPT platformu birçok ülkede ve değişik alanlarda faaliyet gösteren kurumların sistemine entegre olan, gelişmiş bir teknoloji ve altyapıya sahip. UPT dünyasının zeminini oluşturan bu tasarımın dünyada başka bir örneği yok. Birçok hizmet gibi para transferleri de dijital dünyada büyümeye devam ediyor. Bizim de bu alanda e-cüzdan, mobil ve web üzerinde geliştirdiğimiz ve devam etmekte olan birçok projelerimiz var.

UPT’nin büyüme stratejisi nedir? Geleceği nasıl görüyorsunuz? Aktif Bank’ın tüm ürünlerinde olduğu gibi amacımız müşterilerimize en iyi hizmeti sunmak ve iş ortaklarımızla birlikte büyümeyi sürdürmek. 2015 yılı için en önemli büyüme hedefimiz Türkiye’de oluşturacağımız UPT noktalarının katlanarak artması. Bunu hem mevcut iş ortaklarımızla hem de yeni oluşturmaya başladığımız acenteliklerle yapmayı hedefliyoruz. Fiziki dağıtım kanallarından verdiğimiz

hizmetleri mobil, web ve tablet uygulamaları ile de destekleyip UPT’nin tüm hizmet alanlarında kullanımı yaygınlaştırmak istiyoruz.

Son olarak UPT’yi tercih etmeleri için nasıl bir mesaj vermek istersiniz?Para transferi yapan müşterilerimizi en çok etkileyen iki unsur var: hizmet kalitesi ve işlem masrafı. Ofislerimizde ve Çağrı Merkezimizde yabancı müşterilerimize kendi dillerinde hizmet veren geniş bir kadro ile müşteri hizmetini en üst seviyede tutmayı başardık. Kendi UPT platformumuzu kullanarak ödemeyi doğrudan alıcısına ulaştırdığımız için çok düşük masraflara işlem yapabiliyoruz. İşlem alıcısına anında ödenebildiği gibi yurtiçine veya yurtdışına yapılan UPT işlemlerinde alıcıdan hiçbir zaman masraf almıyoruz. Aynı zamanda en büyük iş ortağımız olan PTT işyerlerinden banka hesabına, kredi kartına veya isme para transfer imkanı veriyor ve herkesi bu hizmeti denemeleri için UPT hizmet noktalarına bekliyoruz.

Türkiye’nin ilk ve tek yerli, global para transfer markası olan UPT, 2010 yılında UPT - Ucuz Para Transferi markası ile Türkiye’de başladığı yolculuğuna 2012 yılından beri UPT - Universal Payment Transfer markası ile 5 kıtada büyümeye devam ediyor.

“Türkiye’nin para transfer markası UPT büyümede sınır tanımıyor”

EKent, Türkiye’nin önde gelen şehirlerinde raylı sistem, belediye ve halk otobüsleri, stadyumlar, otopark, kültür park, hayvanat bahçeleri ve müzeler gibi kamusal

alanlarda elektronik ücret toplama çözümlerini, güvenlik, izleme ve erişim kontrol sistemlerini projelerin özel ihtiyaçlarını da dikkate alarak kurmuş ve işletmektedir. Ayrıca spor ve ulaşım sektörleri başta olmak üzere bilet ve kart satışı, gişe işletmenliği ve saha yönetimi konularında 7/24 hizmet veriyor.Başta başkent Ankara olmak üzere 22 şehirde elektronik ücret toplama hizmetlerini sunan Ekent,

her gün 2,5 milyon kişinin kullandığı, altyapısı yılda 1 milyar işlem, 5 milyon akıllı ulaşım kartı yönetimi ve 160 milyon manyetik biletleme yapan sistemleri de kurmuş ve işletimini yapmaktadır. Hizmet verdiği şehirlerde, idarelerle beraber yaptığı çalışmalarla toplu taşımacılık hizmetinin idareler için operasyonel giderlerin azaltılmasında ve belediyenin önemli bir gelir kaynağı haline gelmesinde önemli rol üstlenmiştir.E-Kent; ayrıca dünyada yapılmış en kapsamlı e-bilet ve sporda dönüşüm projesinin sistem entegratörü görevini üstlenmiş ve de 7 aylık bir

sürede Türkiye’deki 31 stadyumun e-dönüşümünü tamamlamıştır. Bütün stadyumlarda kanunlar çerçevesinde istenen güvenlik standartlarında bilgi işlem ve kamera altyapılarının kurulması, maç operasyon merkezlerinin inşası ve kamu kurumları ile entegrasyonunu içeren projenin bakım ve işletim desteği de EKent tarafından verilmektedir. Ayrıca tüm futbol karşılaşmalarına Passolig (E-Bilet) Kartları satışı, maç biletlerinin kartlara yüklenmesi ve saha hizmetleri E-Kent tarafından yürütülmekte, Passolig kartlar stadyumlar dışında toplu ulaşımda ve diğer şehir hizmetlerinde kullanılabiliyor.

AKILLI KENTLER, MUTLU İNSANLAR 2002 yılında akıllı kent teknolojileri üretmek için kurulan EKent, modern yaşamın gerektirdiği yüksek teknoloji çözümlerini sunan, kentli yaşamın her anı için hızlı ve pratik çözümler üreten, kamu hizmetlerine erişimi kolaylaştıran, Türkiye’nin önde gelen sistem entegratör kuruluşudur.

“360 derece akıllı ulaşım hizmeti bir arada”EKent’i kısaca tanıyabilir miyiz ?2002 yılında Akıllı Kent Teknolojileri üretmek için kurulan EKent; hizmet verdiği kentlerde entegre çözümler ile altyapı dönüşümü sağlarken, katma değerli Akıllı Kent Hizmetleri de üretiyor. EKent’in Akıllı Ulaşım çözümlerini her gün 2,5 milyon kişi kullanırken, bu altyapı yılda 1 milyar işlem, 5 milyon akıllı ulaşım kartı yönetimi ve 160 milyon manyetik biletleme yapılıyor.Ankara başta olmak üzere 5’i Büyükşehir 21 noktada Akıllı Ulaşım, 18’i Büyükşehir 32 noktada Akıllı Şehir çözümleri olarak toplam 19’u Büyükşehir ve 45 noktada hizmet veren EKent, her biri kendi alanında uzman 500 kişilik güçlü ve dinamik bir ekibe sahip. Yetenekli, azimli insan kaynağı ve iş ortakları sayesinde her gün giderek daha da büyüyen ve önemli işlere imza

atan EKent, son olarak Türkiye Futbol Federasyonu’nun “E-Bilet Sistem Entegratörü” ihalesi ile birlikte futbol sektöründe Avrupa’nın en büyük stadyum dönüşüm projesini tamamladı.Bu proje kapsamında EKent, 26 şehir ve 32 stadyumda bilet alımı için “Akıllı Kart” sistemi, biletleme sistemi, 1.300 adet kameralı turnike ve geçiş sistemi kurulumu, yönetimi, 2.000 adet yüksek çözünürlükte kamera görüntüleme, kayıt sistemi montajı, kurulumu, veritabanı ve yazılım sistemlerinin kurulumlarını tamamlayarak birbiri ile entegre çalışan bu sistemi 7 ay gibi rekor bir sürede devreye alarak Türk sporunun hizmetine sundu.EKent bu büyük projenin 5 yıl boyunca sistem bakım ve işletmenliğini verecek, 2 milyona yakın sporsevere sahada Passolig Kart satışı, kartlara bilet yüklenmesi hizmetlerini de Türkiye sathında yürütecek.

Kısaca EKent, 2002 yılında çıktığı zorlu yolda, kendisini daima geliştirerek ve farklı enstrümanları da bünyesine katarak emin adımlarla yol almaya devam etmektedir.

Akıllı Kent Teknolojileri çerçevesinde birçok çözüm sunuyorsunuz. EKent Akıllı Kentler için neler yapıyor? EKent, ulaşımı herkes için pratik ve hızlı hale getirebilmeyi ve şehirlerde yaşam standartlarını yükseltmeyi hedeflemektedir. Kurduğu ve işletmesini yaptığı sistemlerin birinci önceliği; insanların şehir kartı konsepti kazandırılmış akıllı kartlar sayesinde şehrin her noktasında kurulan yaygın sistem ağı ile kamu hizmetlerini almalarını sağlamak ve şehre gelen turistler için bir ulaşım kültürü oluşturmaktır. EKent, Türkiye’nin önde gelen şehirlerinde raylı sistem, belediye ve halk otobüsleri,

stadyumlar, otopark, kültür park, hayvanat bahçeleri ve müzeler gibi kamusal alanlarda elektronik ücret toplama çözümleri, güvenlik, izleme ve erişim kontrol sistemleri gibi projeleri vatandaşların özel ihtiyaçlarını da dikkate alarak kurmuş ve işletmektedir. Ayrıca spor ve ulaşım sektörleri başta olmak üzere bilet ve kart satışı, gişe işletmenliği ve saha yönetimi konularında 7/24 hizmet vermektedir.E-Kent akıllı ulaşım kartı ve manyetik bilet sistemi ile, şehir içi ulaşımdaki nakit kullanımını tamamen ortadan kaldırma, dağıtım kanalları oluşturma, kart satış ve dolum cihazları, araç içi bilgilendirme, araç takip sistemi, akıllı durak ve araç içi görüntüleme sistemleri ile birlikte belediyelere yeni gelir sağlayan katma değerli hizmetlerle entegre, 360 derece akıllı ulaşım hizmetini bir

arada veren sektöründeki tek firma olma özelliğini taşımaktadır.Bursa’da kurulan akıllı şehir kartı sistemi ile Kültürpark Otopark, Hayvanat Bahçesi, Belediye Müzesi, Belediye Bilim ve Teknik Müzesi ve Belediye Körfez Turu seferlerinde hizmet alınabilmektedir. Kütahya’da kurulan akıllı şehir kartı sistemi ile de, Dumlupınar Üniversitesi’nde kampüs içinde yemekhane ve kütüphanede, kampüs dışında ise ulaşıma ek olarak alışverişte de kullanılan ve çeşitli avantajlar sunulan hizmetler zinciri oluşturulmuştur. EKent, hizmet sunulan her şehirde akıllı otopark çözümleri, stadyum çözümleri, trafik denetleme sistemi çözümleri ile akıllı ulaşım çözümlerini entegre ederek “Akıllı Kentler, Mutlu İnsanlar” vizyonunu oluşturmayı hedeflemektedir.

E Kent Genel Müdürü: M.Nabi Temuçin

12

INOVASYON13

Sigortayeri, Sigortanın Doğru Adresi!Sigortayeri.com, sigorta ile ilgili tüm anlayışı baştan sona değiştiren, müşterileri için en doğru ürünleri ve çözümleri en iyi fırsatlarla birleştirerek çalıştığı tüm sigorta şirketlerinin ürünlerini online ve karşılaştırmalı olarak sunan bir e-ticaret platformudur.

Sigortayeri.com’un temel felsefesi, kişiye özel sigorta ihtiyacını en kolay ve hızlı bir şekilde müşterilerine

ulaştırmaktır. Bilinen geleneksel tüm yöntemlerin aksine; farklı ödeme alternatifleri, canlı chat, Skype, çağrı merkezi ve benzeri bir çok kanaldan 7/24 hızlı erişimle kesin çözüm sağlamaktadır. Buna ek olarak da kişiye özel müşteri hizmetleri temsilcisi, Sigorta Avukatı gibi katma değerleri, satın alma esnasında sunduğu yüksek

teknoloji ile yarattığı kolaylık ve satış sonrası kullanıcı dostu uygulamalarıyla müşterilerine en kapsamlı hizmeti vermektedir. Çalıştığı sigorta şirketlerine ilişkin her türlü bilgiye en kolay ve anında erişim sağlamasıyla sigortaya ilişkin birincil veri kaynağıdır. Sigortayeri aynı zamanda 3950 Sigorta Cepte uygulaması ile sunduğu ürünlerin tekliflerini hızlı bir şekilde SMS ile iletebilen alt yapısı ve SMS üzerinden tamamlanabilen satın alma süreçleri ile her türlü segment için en pratik yoldan

sigortaya erişim kanalıdır. Sigortayeri Sigorta ve Reasürans Brokerliği A.Ş İcra Kurulu Başkanı Ali Erhan Tamer, Sigortayeri olarak yaratmaya çalıştıkları yeni sigortacılık dünyasını: “Biz herkesin bildiği ve yeni hiçbir şey vaad etmeyen sigortacılığın çok ötesinde, kişiye özel bir dil oluşturarak, her müşterimizi sigorta satın alma sürecinde en yüksek katma değer ve en iyi fiyat bileşeni ile memnun etmek, satış sonrasındaki tüm süreçlerde de arayacağı ilk arkadaşı

olmak üzere bir yapı oluşturduk. Bizim amacımız sigortanın müşterilerimiz için prestijli, fırsatlar sunan ve ihtiyaç duyulduğu anda telaşa kapılmadan kesin çözüm ilkesi ile hareket edecek bir hizmet haline getirmek.” olarak tanımlıyor. Sigortayeri.com’un sunduğu bu yeni sigortacılık anlayışına bizzat şahit olmak ve “bildiğin gibi değil” dediğimiz tüm sigortacılık hizmetlerimizi Sigortayeri.com ekibinden dinlemek için sizleri CeBIT fuarındaki standımıza bekliyoruz.Sigortayeri Icra Kurulu Başkanı: Ali Erhan Tamer

Prof. Dr. Murat Ali Yülek, teknoloji, iletişim ve ulaşımın şehir hayatını daha elverişli hale getirdiğine inanıyor.

Prof. Dr. Murat Ali Yülek believes technology, communication and transportation are the most important tools for urban living to become more favourable

Smart Municipalities

CEBIT Fuarına eşlik eden Global Summit içinde bu yıl Şehir İletişimi, Ulaşım ve Teknoloji Zirvesi

(CEBIT CCTT) düzenleniyor. Neden böyle bir konu seçildi?Dünya nüfusunun büyük kısmı yakın zamana kadar kırsal kesimde yaşarken artık kentlerde yaşıyor. Dolayısıyla ülke yönetimleri artık büyük ölçüde kentleri yönetiyor esasında. Başka bir açıdan bakıldığında ise kentler ülkeleri yönetiyor. Kent markaları ülke markalarından daha öne geçiyor; Londra, Paris, Dubai, Şangay, Tokyo ve tabii ki İstanbul. Uluslararası rekabet dendiğinde akla ilk başta ülkeler ya da şirketler arası rekabet geliyor. Ancak esasında, temelde şehirlerin rekabeti söz konusu. Türkiye de bu gelişmelerden kopuk değil. On yıllardır devam eden göç olgusu sonucunda nüfusumuzun büyük kısmı artık kentlerde yaşıyor. Kamu politikaları açısından bu olgu çok önemli. Hayat kalitesinden bahsettiğimiz zaman esasında büyük ölçüde kentlerdeki hayat kalitesinden bahsetmiş oluyor. Dolayısıyla, günümüzde kamu politikalarının yoğunlaşması gereken bir alan kent yaşamı. Öte yandan, şehir hayatı şirketlere de, özellikle teknoloji

şirketlerine de yeni fırsatlar getiriyor.Teknoloji, iletişim ve ulaşım da şehir hayatının daha elverişli hale gelmesinde en önemli araçlar. Bu yüzden, CEBIT Global Summit içinde bu konuya önemli bir yer ayrıldı.

Bu konuda dünyanın önde gelen ülke ve şirketleri neler yapıyor?Konu dünyanın önemli ülke ve şirketlerinin en önde gelen gündemleri arasında. Ülkeler, nüfuslarının büyük kısmına ev sahipliği yapan şehir

hayatını daha elverişli hale getirmeye çalışıyorlar. Bu konuda danışmanlık ve uygulama hizmetleri alıyorlar. Dünyanın önemli ölçekteki bilgi teknolojileri şirketleri de akıllı kent teknolojileri konusunda yetkinlik geliştirmek için önemli yatırım yapıyorlar. Zira önümüzdeki birkaç on yılda akıllı kent uygulamaları büyük bir pazar haline gelecek.

CCTT Zirvesi’de kimler olacak ve hangi alt konular ele alınacak?Ana konuları şehirlerde yeni ulaştırma ve haberleşme teknikleri ve teknoloji konuları ele alınacak. Bunların içinde big data, izleme sistemleri, uydu haberleşmesi, akıllı kart uygulamaları, akıllı eğitim uygulamaları bulunuyor. Türkiye’nin dışında, İngiltere, Kuzey Amerika, Finlandiya, Almanya gibi ülkelerden konuşmacılar bu ülkelerin tecrübelerini anlatacak. Google, Transport for London, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Ekent, Berlin HTW Üniversitesi, Atlas Eğitim Yazılımları gibi uluslararası deneyimleri olan kuruluşlar kendi sektör ve tecrübelerini aktaracaklar. Zirve’de Şehircilik ve Çevre Bakanı İdris Güllüce ve Alman Devlet Bakanı Olaf Lies’in açılış konuşmalarının ardından Prof. Dr. Suphi Saatçi ‘Şehir ve Medeniyet’ konulu bir vizyon konuşması yapacak.

Although there’s a general perception that the ICT market has shrunk, do you feel that R&D and

its achievements are still exerting a positive influence on the global economy?At the Global Summit accompanying this year’s CEBIT Fair, City Communications, Transportation and Technology Summit (CEBIT CCTT) is being held. Why was such a topic was chosen?While until recently a majority of the world population was living in rural areas, they are now living in cities. Therefore, country governments are

now largely governing cities. And with another perspective, the cities are governing the countries. City brands are overtaking country brands; like London, Paris, Dubai, Shanghai, Tokyo and of course Istanbul. International competition first brings to mind competition between countries or companies. However, the competition is the competition between cities. Turkey is not immune to these developments. As a result of the decades-long migration, a large part of our population now lives in cities. This phenomenon is very important in terms of public policy. When we talk about quality of life to a great extent we are talking about quality of life in

urban areas. Therefore, today an area that public policy should concentrate on is urban life. On the other hand, city life brings new opportunities to companies, especially technology companies.Technology, communication and transportation are the most important tools for urban living to become more favourable. Therefore, an important part was allocated to this in the CEBIT Global Summit.

What are the world’s leading countries and companies doing in this regard?The subject is leading the agenda in the important countries and companies of the world. Countries are attempting to make urban life more favourable for

the majority of the population who now live there. They are taking consultancy and implementation services on this issue. The world’s major scale information technology companies are also making significant investment in order to develop competence in smart city technologies. Because in the next few decades smart city applications will become a huge market. Who will be at the CCTT Summit and what sub-topics will be discussed?The main topics will be new transportation and communication techniques and technologies in cities. Within these there are big data applications, monitoring systems, satellite communications, smart

card applications and educational applications. Outside of Turkey, speakers from the UK, North America, Finland, Germany will describe the experiences from these countries. Institutions with international experience such as Google, Transport for London, İstanbul Metropoliton Municipality, Ekent, Berlin HTW University, Atlas Educational Software will convey their own experience and expertise in their sectors. Following opening speeches by Minister of Environment and Urban Planning Idris Güllüce and the German Minister of State Olaf Lies, Prof. Dr. Suphi Saatçi will give a vision speech titled ‘City and Civilization’.

Akıllı belediyeler

Prof. Dr. Murat Ali Yülek

RÖPORTAJ 14

GÜNDEM15

Technopc® ürettiği yenilikçi çözümlerle şirketlere maliyet avantajı sağlıyor.

Bilişim teknolojilerine yönelik çözüm ve hizmetleri, kaliteli ve verimli bir şekilde yaygınlaştırarak

uygulamak ilkesiyle yola çıkan Technopc®, bilişim sektörünün öncü markalarındandır. 2006 yılından bu yana, kurumsal şirketlere ve son kullanıcıya yönelik mini PC, tablet PC, masaüstü ve endüstriyel PC’ler, All In One’lar ve sanallaştırma çözümleri sunan Technopc®, yenilikçi, çevreci ve yüksek performanslı ürünleri ile farkını ortaya koymaktadır. Technopc®, ürün ve model tasarımlarını yaparken en son teknolojik ar-ge çalışmaları ile, katma değerli ve farklı ürünleri sunmayı hedeflemektedir. Kamu ve özel sektör tarafından tercih edilen markamızın referansları, Türkiye’nin kendi sektörlerindeki büyük firmalarıdır. Türkiye’de mini PC pazarında adetsel ve projeler anlamında en çok tercih edilen

bilgisayar markası olan Technopc®, mini PC serisi ile sağlıktan bankacılığa, eğitimden savunma sektörüne kadar geniş bir yelpazede, yeni kurulan veya teknolojisini iyileştirmek isteyen kurumlara çözümler sunmakta; ihtiyaçların belirlenmesi ve ürünlerin konumlandırılması konularında

hizmet vermektedir. Mini bilgisayar segmentinde Nano ve Smart Ultra SFF serileri, %70 oranında düşük enerji tüketimi, %90’a varan yerden tasarruf ve sessiz çalışma özellikleriyle, eğitim kurumları, belediyeler, hastaneler, mağazalar ve çağrı merkezleri başta olmak üzere birçok kullanım alanında tercih edilmektedir. Mini PC serisi, işletme yönetiminde kompakt tasarım ile yüksek performansı buluşturmayı hedeflemektedir.Masaüstü bilgisayar serimiz, ofis ve multimedya uygulamalarınıza güç katmak ve yönetilebilir, verimli modelleriyle tüm iş gereksinimlerinizi karşılamak için tasarlanmıştır. Technopc®, All In One ürün grubunda ise tasarım konusundaki farkını ortaya koymaktadır. All In One serisi, gelişmiş özelliklere sahip, düşük enerji tüketimi ile çevreye duyarlı, aynı zamanda zarif ve modern stile bilgisayarlar sunmaktadır.Bunlara ek olarak Technopc®, sanallaştırma teknolojilerinde de Zero Client, Thin Client ve Smart Client çözümlerine sahip bir yerli markadır. Bu sanallaştırma çözümleri, tüm verilerin güvenli bir merkezi sunucuya aktarılmasına yardımcı olarak, kurumsal maliyetleri asgariye düşürür; standart IP ağları üzerinde kurumsal veri yönetiminde güvenlikten ödün vermeden başarılı bir kullanıcı deneyimi

sunar. Şık tasarım, hızlı bağlantı ve yüksek grafik performansıyla dikkat çeken tablet PC serimiz ise her yerden çalışmaya olanak vermekte; internette gezinme, sosyal medya ile gündemi takip etme, oyun oynama ve film izleme gibi aktivitelere rahatça ulaşmayı sağlamaktadır. Tüm bunların yanında bir işletmenin büyümesinin sadece işlem hacmiyle değil, hizmet kalitesiyle de doğru orantılı olduğunu bilen markamız, ISO 9001 Kalite Belgesi, TSE Hizmet Yeri Yeterlilik, Sanayi Bakanlığı Satış Sonrası Hizmet Yeterlilik, Marka Tescil, TÜV, CE, Kapasite Raporu’na ek olarak düşük enerji kullanımını garantileyen Energy Star belgeleri ile kalitesini dünya standartlarına taşımıştır. Çevre ve insan sağlığıyla ilgili esasları düzenleyen RoHS belgesini de almaya hak kazanan Technopc® ürünlerinin Windows işletim sistemiyle kullanılmak üzere desteklendiği test edilerek onaylanmış ve Microsoft HCL listesinde yayınlanmıştır.Tüm ürünlerinde en ileri, yenilikçi ve çevreci teknolojiler kullanmayı ilke edinen markamız, müşterilerine en kaliteli ve uygun çözümleri sunmaya devam etmektedir.

Technopc

Technopc® is a well known trademark which gives service in IT business since 2006. Technopc® provides

mini PC, tablets, desktops, industrial PCs, All In Ones and cloud solutions for corporate customers and end users. Technopc® reveals differences in innovation, environmentalist and high performance product design. Technopc® aims to offer different and value added products and models by the latest technological research and development activities. Our products are preferred by both the public and private sectors references, which are the biggest companies in Turkey. Technopc® brand is mostly preferred in Turkey’s mini PC market by terms of volume and project amount and it also offers solutions for call centers, schools, universities, hospitals, municipalities and shops. The newly established or improving organizations and companies prefer our products. We identify the needs and provide services in positioning of the products. The mini PC segment, Nano and Smart Ultra SFF series, take attention with low energy consumption, space-saving and quiet operation features. Our desktop computers support your office and multimedia applications; manageable and efficient models are

designed to meet all your business needs.Technopc® All In One product group reveals the differences in design. All In One series, with advanced features, low power consumption and environmentally responsible, also offers an elegant and modern style computer. Additionally Technopc® is a domestic brand which provides cloud solutions with the products, Zero Client, Thin Client and Smart Client. Our tablet pc series allows to work from anywhere, browsing the internet, to follow up with social media and provides good access to activities such as watching movies and gaming, with stylish design, remarkable speed connectivity and high performance graphic experience. Besides, a company’s growth is not only evaluated by the volume of transactions, but is also directly proportional to the quality of its service. Therefore our brand has added ISO 9001, CE, Capacity Report, Energy Star, RoHS and HCL certificates and has reached to world wide standards and quality. Technopc® gathers the highest quality products and gives the best service with affordable prices to its customers. All of our products have the most advanced, innovative and environmentally friendly technologies.

Türkiye’de mini PC pazarında en çok tercih edilen bilgisayar markası

olan Technopc®, mini PC serisi ile sağlıktan bankacılığa, eğitimden

savunma sektörüne kadar geniş bir yelpazede çözümler sunuyor.

Sizce 2014 yılı Türkiye Bilişim sektörü açısından nasıl geçti? Bir değerlendirme alabilir miyiz?

Türkiye, özellikle genç nüfusu nedeniyle değişim ve dönüşümle teknolojiyi çok kolay benimseyen bir ülke ancak bu yılbaşından ortalarına kadar özellikle internet erişimine ilişkin sorunları konuşmak durumunda kaldık. Sıkıntılı günler geçirdik. Şubat’ta hükümet milletvekillerinin apar topar Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığı’na sunduğu torba yasası içinde yer alan düzenlemelerle, internete ciddi bir şekilde kısıtlama, erişimi engelleme, denetleme ve gözetleme getirildi. Bilişim sektörü sivil toplum kuruluşları, muhalefet ve toplumun çeşitli kesimlerinin “sansür” getireceği düşüncesiyle eleştirip “iptal” edilmesini beklediği, 5651 sayılı “İnternet Yasası”ndaki değişiklikleri de içeren 6518 sayılı “Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”, 19 Şubat’ta Resmi Gazete’de yayınlanıp yürürlüğe girdi.Yasa onaylandığında, bu durumun sürdürülebilir olduğunu düşünmediğimiz vurgulamıştım. Tepkilere karşın yasa yürürlüğe girdi. Ve 5651 sayılı yasanın yeni düzenlemesinde yapılan değişiklikle 85. Maddenin (n) bendinde Erişim Sağlayıcıları Birliği’nin (ESB) kurulması öngörülüyordu. Birlik resmi olarak kuruldu ancak kuruluş yöntemi ve tüzüğüne ilişkin eleştiriler hâlâ bir yanıt bulmuş değil. Yasanın geçmesinin ardında video paylaşım sitesi YouTube’un, 27 Mart 2014’te erişimi engellenmiş, site Anayasa Mahkemesi’nin “hak ihlali” gerekçesiyle verdiği kararın TİB tarafından uygulanmasıyla 67 gün sonra ancak açılabilmişti.Geçen ay açıklanan Engelli Web’in verilerine göre, Türkiye’de erişime engellenen internet sitelerinin sayısı 50

bini geçti. TİB’in 2008’de engellediği site sayısı 835 iken, bu sayı 2011’de 6,506, 2013’te ise 15,418 oldu. Engellemelerin yüzde 91.4’ünün Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’na (BTK) bağlı Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) tarafından yapıldığı, diğer engellemelerin ise mahkemeler, savcılıklar ve Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından gerçekleştirildiği bildiriliyor. Bu durum, Türkiye’de internetin hangi halde olduğunun önemli bir göstergesi olarak gösterilebilir. Aynı “Torba yasa” içerisinde yer alıp yasalaşan “5746 sayılı Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun” kapsamında araştırma ve geliştirme (Ar-Ge) merkezlerinin kurulmasının teşvik edilmesine ilişkin düzenlemeler de bulunuyordu. Düzenlemelerde, “50 tam zaman eşdeğer Ar-Ge personeli” istihdam etme şartı değiştirilerek, sektörel ihtiyaca göre 30’a kadar indirme ve sektörler itibarıyla farklılaştırma konusunda Bakanlar Kurulu’na yetki verilmişti. Bakanlar Kurulu, bu yetki çerçevesinde sektörel farklılık gözetilmeksizin Ar-Ge Personeli istihdam mecburiyetini 30’a indiren kararını Haziran’da aldı. Geç de olsa bu da sektörümüz için olumlu bir gelişme…Kalkınma Bakanlığı, Türkiye’de yürütülen bilgi toplumuna dönüşüm hedefine yönelik çalışmaların bir devamı olarak uygulanacak 2014 - 2018 dönemini kapsayan yeni Bilgi Toplumu Stratejisi (BTS) ve Eylem Planı’nı en kısa sürede ilan edeceğini açıkladı. Büyüme ve istihdam odaklı sekiz ana eksende hazırlanan BTS, Türkiye’nin bilgi toplumu alanında geldiği aşama ve devam eden ihtiyaçlarını, temel sorunları ve önündeki fırsatları, Avrupa Sayısal Gündem gibi uluslararası arenadaki politika tercihlerini içeriyor. Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu’nun (BTYK) 27. toplantısında, geleceği şekillendirecek en kilit alanlardan biri olan medikal biyo teknoloji alanında kamu, özel sektör ve üniversitelerde atılması gereken adımlar, Ar-Ge ve yenilik sistemi ile

eğitim konusunda yapılan çalışmaların değerlendirilmesini olumlu bir adım olarak değerlendiriyoruz. 21. yüzyılın öncül teknolojileri arasında yer alacak alanlardan biri olan “Yaşam Bilimleri ve Biyoteknoloji” alanında Türkiye, çok gerilerde kaldığı biliniyor. Yüksek katma değerli ürün odaklı bir üretim yapısına ulaşmak için ise yurt içi tıbbi cihaz ve tıbbi malzeme ihtiyacının yüzde 20’sinin yerli üretimle karşılanması ve yurt içi ilaç ihtiyacının değer olarak yüzde 60’ının yerli üretimle karşılanması hedefleniyor.BTYK’da bu alanda stratejik projelerin başlatılmasına yönelik çalışmalar yapılması ve güdümlü projelerin oluşturulması için alınan kararlar sayesinde, Türkiye’nin ilaç ve aşı alanında Ar-Ge ve yenilik kapasitesini artıracak ve yüksek teknoloji ürünleri ihraç edecek

noktaya gelmesi planlanıyor. Kararlar çerçevesinde “Sağlık ve Biyoteknoloji Alanında Dış Ticaret Açığının Azaltılmasına ve Teknolojik Yetkinliğimizin Artırılmasına Yönelik Destekler Oluşturulması”; “Sağlık ve Biyoteknoloji Alanında Araştırma Altyapılarının Kurulması, Geliştirilmesi ve Desteklenmesi”; “Uluslararası Şirketlerin Ar-Ge Laboratuarlarının Ülkemizde Kurulmasına Yönelik Destekler Oluşturulması”; “Yüksek Teknoloji Şirketlerinin Satın Alınmasına Yönelik Desteklerin Geliştirilmesi” ile “Horizon 2020 Programı Ulusal İrtibat Kuruluşunun Görevlendirilmesi” gerçekleştirilecek. TBD olarak özellikle “Horizon 2020 Programı” konusunun gündeme gelmesini çok önemsiyoruz. Avrupa Birliği’nin (AB) 2014-2020 yılları arasında yürütülecek araştırma ve yenilik programı Horizon 2020’ye katılımımıza yönelik karar olumlu bir adım. AB’nin “Sayısal Gündem 2020” hedeflerine son bir yıldır dernek olarak dikkat çekip bu konuda inisiyatif üstlenerek çalışma grupları oluşturduk bile. TBD olarak son birkaç yıldır büyüme oranı düşüşe geçen Türkiye’de BİT sektörünün büyüklüğünün 2013 sonunda 33 milyar doları bulacağını tahmin ettiğimizi bildirmiştik. Ancak bilişim sektörünün 2013 yılı performansı istenilen düzeyde seyretmediği gibi, kamuda sektöre yönelik beklenilen büyük alımlar yapılmadı. 2013 Aralık ayının sonlarında yaşanan Türk Lirası’nın (TL) değer kaybı, 2014’ün “seçim yılı” olması nedeniyle tüm sektörler için olduğu gibi BİT sektörü için de zor bir yıl oldu, sektörde bir büyüme olmadı, belirlenen hedefler tutturulamadı.2014’te sektörümüz ciddi bir büyüme gösteremedi, büyüme oranı yüzde 3’lerin altına düştü. Türkiye’de gerek enflasyon, cari açığı ve ithalatı önlemeye yönelik olarak alınan önlemler, gerekse “seçim ekonomisi” büyüme ve iç piyasayı yavaşlattı. TBD olarak son birkaç yıldır büyüme oranı düşen Türkiye’de BİT sektörünün

büyüklüğünün 2015 sonunda 40 milyar doları bulacağını tahmin ediyoruz. 2015’in de “seçim yılı” olması nedeniyle zor bir yıl olacağı ve ciddi büyüme olmayacağını öngörüyoruz. Büyüme oranının da yine yüzde 3’lerde olmasını bekliyoruz. TBD’nin 2014 ve sonrası için hedeflediği en önemli hamle nedir? TBD olarak, bu yıl da tüm e-devlet çalışma ve stratejilerinde “Avrupa 2020 Stratejisi”nin dikkate alınması gerektiğini vurgulamak isteriz. “Avrupa 2020 Stratejisi”; “akıllı, sürdürülebilir ve kapsayıcı büyüme” yaklaşımı altında, sadece krizin aşılmasına yönelik kısa vadeli politikalara odaklanmayarak, daha üst hedefler ile küreselleşme karşısında bir dönüşüm perspektifi öneriyor.Avrupa için Sayısal Gündem (Digital agenda for Europe) tebliğine göre, 2015 yılı itibarıyla interneti hiç kullanmamış bireylerin oranının yüzde 15’e indirilmesi planlanıyor. 2015’te vatandaşların yüzde 50’sinden fazlasının e-Devlet’i kullanıp en az yarısının doldurulmuş form göndermesi; üye ülkelerin bütün temel hizmetlerin 2015 itibarıyla sınır ötesi sunulabilmesi ve kamu BİT Ar-Ge yatırımlarının iki katına, 11 milyar Avro’ya çıkarılması öngörülüyor.“Türkiye olarak biz bu hedeflerin neresindeyiz, neler yapmalıyız?” sorusunun yanıtını verebilmek için devlet ve STK’lar olarak bir an önce bir araya gelip politika ve hedefler belirlemeliyiz. Bilişim sektöründe önümüzdeki dönemde Türkiye’de özellikle hangi alanlarda gelişme ve ilerleme bekliyorsunuz?Türkiye, 2023 vizyonu kapsamda, dünyanın ilk 10 ekonomisi arasında yer almayı hedefliyor. Bunun için 500 milyar dolar ihracat gerçekleştirmesi, yılda ortalama yüzde 8,5 büyümesi gerekiyor. Bu büyüme ancak bilişim teknolojilerinin etkin ve verimli kullanımıyla mümkün olabilir. Gelecek yıllarda mobilite, büyük veri ve bulut bilişimin önemli roller

Türkiye Bilişim Derneği Başkanı Turhan Menteş, bir an önce Türkiye’ye özel bir ulusal yazılım modeli oluşturulması gerektiğini söylüyor.

Chairman of the Informatics Association of Turkey Turhan Menteş, says that a national software model specific to Turkey must be created as soon as possible.

e-state Work Is Very Important

ACCORDING TO THE DIGITAL AGENDA

FOR EUROPE, IT IS PLANNED FOR THE

PROPORTION OF INDIVIDUALS WHO HAVE NEVER USED

THE INTERNET TO BE REDUCED TO 15% AS OF THE YEAR 2015.

e-devlet çalışmaları çok önemli

AVRUPA IÇIN SAYISAL GÜNDEM (DIGITAL

AGENDA FOR EUROPE) TEBLIĞINE GÖRE,

2015 YILI ITIBARIYLA INTERNETI HIÇ KULLANMAMIŞ

BIREYLERIN ORANININ YÜZDE 15’E INDIRILMESI

PLANLANIYOR.

RÖPORTAJ 16

Türkiye Bilişim Derneği (TBD)

Başkanı

Turhan Menteş

Informatics Association of Turkey

(TBD) Chairman

üstleneceğini görüyoruz. Ayrıca robotik, nano teknoloji, teletıp çözümlerinde önemli gelişme ve ilerlemeler olmasını bekliyoruz. Yenilikçi ürünlerin ticarileştirilmesi ve pazarlanmasının desteklenmesi gibi eksik ve acil çözüm gerektiren ihtiyaçların karşılanması için çekirdek yapısında kullanıcı yönlendirmeli bir açık inovasyon eko sistemi olan çözüm yaklaşımı getirilmeli.Sizin özellikle ülkemizde üretilen yazılımların ve yazılımcıların geliştirilmesine çok önem verdiğinizi biliyoruz. Bu konuda TBD’nin ne tür planları olduğunu öğrenebilir miyiz?Türkiye’de bir an önce yazılım sektörü öncelikli ve stratejik sektörler arasında yer almalı. Mevcut mevzuatta bilişim ürün ya da hizmetlerinin anlamlı biçimde lisanslanmasına olanak verecek iyileştirmeler yapılmalı. Patent ve fikri mülkiyet haklarının tanımı, uygulaması ve adil kararlara bağlanması yönündeki eksiklikler giderilmeli.İlgili tüm kesimden yetkililerin katılımıyla Türkiye’ye özel ulusal yazılım modeli oluşturulmalı. Ayrıca ulusal kaynakları destekleyecek şekilde ve sektörlere özel yazılımlar geliştirilmeli. Yazılım ve hizmet sektörünü destekleyecek politikalar oluşturulmalı. Ülkemizin ICT hedefleri konusunda

yapması gerekenleri özetlemenizi istesek bize neler söylersiniz?2014 yılı içinde gerçekleşen ve gerçekleşmeyenlere baktığımızda ülke hedefi olarak gördüğümüz “Bilişim Toplumuna” ulaşılmasında daha yolumuzun olduğu görülmektedir. Ülkemizin bilgisayar okur-yazarlığını artırmak için çok hızlı hareket etmek zorunda olduğunu bu yıl da tekrar vurgulamak gerekmektedir. Cumhuriyetin ilk yıllarındaki okuma-yazma seferberliği gibi bir bilgisayar okur-yazarlığı seferberliği başlatılarak toplumumuzun büyük kesiminin bu teknolojileri kullanabilir hale getirilmesi “Bilişim Toplumu” yolunda atılacak önemli bir adım olacaktır. Buna paralel olarak atılacak önemli bir diğer adım da, kullanıcılara katma değer sağlayacak yararlı içeriklerin geliştirilmesidir.Türkiye’nin 21. yüzyılda etkin bir dünya gücü olarak var olabilmesi ancak ve ancak kendi teknolojilerini üreterek uluslararası rekabet edebilen bir konumdaki bir bilişim sektörüne sahip olmasıyla mümkündür. Bunun için devletimizin bilişim sektörünü stratejik sektör olarak tanımlaması ve ölçülebilir hedeflerini belirlemesi gerekmektedir. Bu hedeflere ulaşmada tüm STK’lar, üniversiteler ve özel sektör bir bütün olarak kenetlenecek ve devletimize her türlü desteği verecektir. çocuklarımızın

küçük yaşta bilgi ve iletişim teknolojileri ile tanışması için fırsat eşitliği sağlamak üzere geliştirilen bir proje. Bu proje adım adım ilerliyor. Her adımda önemli kazanımlar elde ediliyor. Evrensel Hizmet fonundan karşılanmak üzere okullara ücretsiz genişbant erişim hizmeti verilmesi, mobil kapsamanın tüm yerleşim yerlerini kapsaması sayısal uçurumun azaltılması ve herkese bilgi ve iletişim teknolojileri hizmetlerinin götürülmesi için çok önemlidir. Bilgisayar okuryazarlığının yetişkin nüfus içinde de artmakta olduğunu görüyoruz. E-devlet hizmetlerini kullanan kişi sayısı 17 milyonu geçti. Bunun önemli bir bölümü 65 yaş üstü kullanıcılardır. Bilgisayar sahipliğinin de arttığını görüyoruz. Bilgisayar üretimi, kolaylaştırıcı kampanyalar ile satılıyor olması bunda etkili oluyor. Ben yetişmekte olan neslin iyi teknoloji kullanan bir nesil olduğunu özellikle içerik geliştirme konusunda çok yetenekli insanımız olduğunu görüyorum ve şu anda da var olmakla birlikte hızla üretime dönük; ar-ge ve inovasyona dönük çalışmaların artırılması gerektiğini düşünüyorum. Bilgi Teknolojileri odaklı altyapı yatırımlarında ne durumdayız? Son yıllarda bu konuda epey yol alındı diye biliyoruz. Sizce halen eksiklerimiz var mı?

Altyapı açısından Türkiye’nin kapasitesinin yüksek olduğunu biliyoruz. Hatta internet yönetişiminde etkin olan ICANN’in Türkiye’de yönetim merkezi açma kararında, Türkiye’nin altyapı kalitesinin ve kapasitesinin yüksek olduğunu deklare etmeleri de bunun bir göstergesidir. Ancak, altyapı yatırımlarının kesintisiz sürdürülmesi ihtiyacı da her zaman var. Çünkü özellikle data kullanım miktarı yüzdelerle değil katlayarak artıyor. Bu da altyapı ihtiyacını sürekli olarak artırıyor. İşletmecilerin tıkanmamaları için hem altyapı yatırımlarını, hem ortak kullanım ve tesis paylaşımı gibi konuları hep diri tutmaları gerekiyor. Altyapı kapasitesinin atıl tutulmaması, kaynakların israf edilmemesi, altyapıyı kullananların maliyetleri desteklemeleri gerekiyor. Şu anda 234 bin kilometre fiber kablo işletmeciler tarafından hizmete verilmiş durumda. Bu yatırım da çok önemli, işletmeciler özellikle fiber kablolarını artırmak için yatırımlarına devam ediyorlar. Türkiye’nin 2023 vizyonunda ICT sektörünün ürün, hizmet ve servislerinin nasıl bir rol oynayacağını öngörüyorsunuz?ICT sektörü Türkiye’de son on yılda, Türkiye’nin genel ekonomik büyümesinin üzerinde bir hızla büyümeye devam ediyor. Türkiye’nin

telekomünikasyonu da içine alan bilişim altyapısı, hizmetleri ve içeriği son derece güçlüdür. Bunu yalnızca ben söylemiyorum, yalnızca yerli kaynaklar da söylemiyor, uluslar arası yayınlar, araştırmalar ya da konferanslarda da bunlar dile getiriliyor. Örneğin Davos’ta düzenlenen Dünya Ekonomik Forumunda, Türkiye’nin dünyanın en iyi mobil kapsama kapasitesine sahip olduğu açıklandı. Yine aynı Forum’da dünyada evlere kadar 1000 Mbps fiber bağlantı sağlayan dünyanın dört ülkesinden biri de Türkiye. Zaten genişbant erişim başlı başına ülkelerin ekonomik gelişmişlikleri üzerinde artırıcı etki yaratıyor. Genişbant erişimde % 10’luk bir artış ülkelerin GSYİH üzerinde % 1 ila % 2 oranında artış sağlıyor. Türkiye’de % 1.8 oranında artış sağlıyor. 2023 vizyonunda da özellikle genişbant erişimin yaygınlaşmasına, hızının bant genişliğinin artmasına ilişkin hedefler konulmuştur. Bu hedeflerin bir kısmı şimdiden ulaşılmış ve geçilmiştir. 2023 iletişim hedefleri arasında, Ülke genelinde fiber optik ağının kurulması ve Türkiye’nin bölge ülkeleri arasında fiber kesişim noktası (hub) olması, hanelerin tamamına internetin götürülmesi ve yarısından fazlasına da 100 Mbps genişbant erişim sağlanması bulunmaktadır.

How do you think the year 2014 has passed in term of the Turkish IT Sector? Can we

get a review?Turkey, with its young population in particular is a country which embraces change and transformation and technology very easily, however from the new year to the middle of the year in particular we have had to talk about issues related to internet access. We experienced difficult days. With the bag law passed hurriedly through the Turkish Grand National Assembly (Parliament) in February by the governing members of parliament, serious limitations to the Internet, access blocks, control and surveillance was introduced. The 6518 “Law regarding Changes to Organization and Duties of Law on Certain Laws and Amending of Decrees of the Family and Social Policies Ministry”, which included changes in the 5651 numbered “Internet Law”, the “cancellation” of which was expected by IT sector non-governmental organizations (NGOs), the opposition and various segments of society due to the belief that it would bring censorship, was published on February 19th in the Official Gazette and entered into force. When the law was approved, I stressed that I did not believe this situation would be sustainable. Despite the reaction the law entered into force. And with the 5651 numbered amendment of the law the formation of theAccess Providers Association (APA) was envisaged in (n) paragraph of Article 85. The association was officially established, however the criticism of the establishment and regulations have still not been answered. Access to video-sharing website YouTube was blocked on March 27, 2014 following the bill’s passage, and the site was only able to be opened 67 days later with the implementation by TIB of the decision given by the Constitutional Court on the grounds of “infringement of rights”.According to the data of Engelli Web announced last month, the number

of internet sites blocked to access in Turkey has passed 50 thousand. While the number of sites blocked by TIB in 2008 was 838, this number became 6,506 in 2011, and 15,418 in 2013. It is reported that 91.4 percent of the blocking is carried out by the Telecommunications Communications Directorate (TIB), bound to the Information and Communication Technologies Authority (ICTA), while other blocks are carried out by courts, prosecutors and the Supreme Election Board (YSK). This situation can be displayed as an important indicator of the state of the Internet in Turkey. The “5746 numbered Law on the Support of Research and Development Activities”, which entered into force in the same “bag law”, contained arrangements for the promotion of the establishment of research and development (R & D) centres. The “50 full-time equivalent R & D personnel” employment condition was changed in the amendments, and authorization was given to the Council of Ministers to lower to 30 in accordance with sectoral needs and differentiation by sector. The Council of Ministers, using this power, took their decision in June to lower the employment requirement for R&D personnel to 30 without taking into consideration sectoral differentiation. This is a positive development for our sector, even if it is late...The Ministry of Development has announced that it would be announcing the Information Society Strategy (BTS) and Action Plan covering the period of 2014-2018, to be applied as a continuation of the work carried out towards the goal of transforming into an information society soon. The BTS, prepared in eight major axis focused on growth and employment, contains the stage reached in the field of information society in Turkey, the continuing needs, basic problems and the opportunities ahead, and policy preferences in the international arena such as the European Digital Agenda. In the 27th meeting of the Science and Technology Board (SCST), we see the evaluation of the steps to taken in the

public, private sector and universities in one of the key areas to shape the future medical biotechnology, R&D and innovation system and work carried out on the subject of education as a positive step. It is known that Turkey is lagging behind in the “Life Sciences and Biotechnology” field, which will be one of the leading technologies of the 21st century. In order to achieve a production structure focused on high value added products, the aim is to meet 20% of domestic medical device and medical material needs with domestic production, and 60% in terms of value of the domestic pharmaceutical requirements in the country with domestic production.As a result of the decisions made by the SCST for the commencement of strategic projects in this area and the establishment of controlled projects, it is planned to increase the R&D and innovation capacity in pharmaceuticals and vaccines in Turkey and to being it to the point where it will export high technology products. Within the framework of the decisions, “The Creation of Supports to Lower the Foreign Trade Deficit in Health and Biotechnology and Increasing Technological Competence”, “Establishment, Development and Support of Research Infrastructure in the Health and Biotechnology Fields”, “Creation of Supports for the Establishment of R&D Laboratories of International Companies in Our Country” “The Development of Support for the Purchase of High Technology Companies” and “Appointment of National Liaison Organization with the Horizon 2020 Program” will be carried out. We value the “Horizon 2020 Programme” coming to the agenda very must as TBD. The decision to participate in the Horizon 2020 programme to be carried out between 2014-2020 by the European Union (EU) is a positive step. We have drawn attention to the “Digital Agenda 2020” objectives of the EU as an association in the last year and have taken the initiative to start group work.

As TBD, we estimate that the size of the ICT sector in Turkey, whose growth rate has fallen in the past few years, will reach 33 billion dollars by the end of 2013. However while the IT sector did not show the desired level of performance in 2013, the large purchases in the sector in the public sector were not made either. The loss of value experienced in the Turkish Lira (TL) at the end of December 2013, 2014 being an “election” year meant that as with all sectors, 2014 was a difficult year for the ICT sector, there was no growth in the sector, the expected targets were not met. in 2014 our sector could not show significant growth, and the growth rate dropped below 3 percent. The precautions against inflation, current deficit and import prevention, as well as the “election economy” has slowed the growth and domestic market. As TBD, we estimate that the size of the ICT sector in Turkey, whose growth rate has fallen in the past few years, will reach 40 billion dollars by the end of 2015. With 2015 being an “election year” we envisage a difficult year and do not expect significant growth. We still expect the growth rate to be around 3 percent. What is the most important move targeted for 2014 and after by the TBD? As TBD, we would like to emphasize that “Europe 2020 Strategy” must be taken into account in all e-state work and strategies this year. “Europe 2020 Strategy”; recommends instead of focusing on short term policies aimed at avoiding crisis, the conversion perspective in the face of globalization under te approach of “smart, sustainable and inclusive growth”.According to the Digital Agenda for Europe, it is planned for the proportion of individuals who have never used the internet to be reduced to 15% as of the year 2015. It is expect by 2015 that 50% of citizens will have used e-State and at least half will have completed a form; for all basic services of member countries to be able to offer these services across borders by 2015 and the ICT R&D state investment to increase two fold to 11 billion Euro.

To be able to answer the question “Where are we, as Turkey, in these goals, what should we do?”, we must come together as state and NGOs as soon as possible and determine policies and targets. In what areas are you expecting development and progress in the coming period in the IT sector in Turkey?Turkey, in the scope of its vision for 2023, aims to be among the top 10 economies in the world. For this, an annual export of 500 billion dollars and an annual growth rate on average of 8.5% must be achieved. This growth is only possible through effective and efficient use of information technology. We can see that mobility, large data and cloud computing will play important roles in the coming years. In addition, we are expecting important developments and progress in robotics, nano technology and telemedicine solutions. To meet the urgent needs such as the commercialization and marketing of innovative products, the users in the core structure must be directed and a solution approach with an open innovation eco system must be brought.We know you really value the software produced in our country and the development of software developers. Can you tell us what sort of plans TBD has regarding this?The software industry should be among the priority and strategic sectors in Turkey as soon as possible. Meaningful improvements should be made to the existing legislation allowing the licensing of IT products or services. The deficiencies in the definition, application and fair decision of patent and intellectual property rights must be corrected.A special national software model should be established with the participation of officials from all relevant sectors. In addition, resources to support national and sector-specific software should be developed. Policies to support the software and services sector should be established.

RÖPORTAJ17

Cryptocurrency’leri şimdi neler bekliyor?

Bitcoin’den sonrası…

GÜNDEM 18

Paranın artık tamamen dijital bir olgu olduğunu dünyaya kanıtlayan Bitcoin belki artık eski ihtişamına sahip değil ancak onun halefleri daha umut vadedici şekilde geliyor.

Murat Halilbeyoğlu

Para ilk keşfedildiğinden beridir insanoğlunun hayatından sürekli olarak önemli yer kaplayan bir değer oldu. Takas

sisteminden vazgeçilip parasal sistemi uygulamaya başladığımız ilk günden bu yana teknolojinin de etkisi ile gelişmeye devam eden bu sistem 2010’lu yıllara gelindiğinde artık dijital ortama olana adaptasyonunu tamamlayıp onu evrimleştirmeye başladı.Günümüzde para artık çok ender olarak kağıt olarak görülüyor. Para dediğimiz olgu % 98 dijital ortamda depolanan rakamlardan ibaret. Uzun zamandır hem kredi kartı ödemeleri hem de dijital transferler sayesinde,

para dijital ortamın değişmez bir parçası haline geldi. Günümüzde büyük firmaların haricinde bireyler bile artık paranın dijital yönüne daha ağırlık veriyor. Bu şekilde yolda çantanız veya cüzdanınız çalınsa bile paranızı kaybetmemiş ya da çok azını kaybetmiş oluyorsunuz. Elbette parayı dijital dünyada tutmanın da büyük riskleri mevcut fakat onun da önlemleri her geçen gün artıyor.Şimdi bu dijital para devri bir adım daha öteye giderek yeni bir çağın başlangıcı oldu. Belki ilk adım çok başarılı olmadı ve düzenleme yasaları karşısında ilk raundu kaybetti ancak savaştan vazgeçmeye hiç niyeti olmadığı kesin.Evet, sizlerin de tahmin ettiği gibi

Bitcoin’den bahsediyoruz. Satoshi Nakamoto takma isimli programcı tarafından 2009 yılında bulunan Bitcoin bir anda dünyanın gözdesi oldu ve 2013 yılının Nisan ayında bir tanesinin fiyatı 266 dolara kadar çıktı. Aslında bir balondan ibaret olan bu sistem kısa zaman içinde de patladı.Bitcoin’in de dahil olduğu bu sistemin adı cryptocurrency yani şifreli para birimi. Bu değerler kimliği belirsiz, takip edilemeyen ve yasalara aykırı malları da satın alabileceğiniz para birimleri olduğu için devletlerin dikkatini çekiyor. Misal Amerikan hükümeti gibi. Takip edilemediği ve kaynağı araştırılamadığı için Amerikan Güvenlik teşkilatı Wells Fargo adındaki

bankanın Mt. Gox adındaki Tokyo tabanlı Bitcoin hesabını dondurdu. Bitcoin’i diğer para birimlerine değiştiren takasların en büyüğü olan bu hesabı dondurma sebebi olarak da kara para aklamayı engelleyen kanuna aykırı nitelikleri gösterdi. Daha sonrasında ise takas hesabı para çekme işlemlerini durdurarak kullanıcıları değeri düşük Bitcoin’lerle baş başa bıraktı. Bitcoin bu olaydan sonra 95 dolara kadar geriledi.Şu an için tek adını duyduğumuz ve en büyük ağ olarak Bitcoin bilinse de onun başarısı yeni nesil dijital para birimlerine yol açtı. Bütün bu yeni sistemlerin gelecekteki “para” konsepti için ise kendilerine has vizyonları mevcut.

Cryptocurrency’leri şimdi neler bekliyor?

GÜNDEM19

Dedik ya hükümetler belki ilk raundu kazandı ancak savaş henüz bitmedi. Dolayısı ile işin uzmanları Bitcoin’in sorunun ne olduğunu bulmak için kafalarını yormaya başladılar. Para kaynağı ve merkezi otorite engellemeleri bir kenara bırakıldığında Bitcoin’in çöküşüne neden olacak üç ana unsur mevcut; hız, programlanabilirliği ve güç tüketimi.Bir Bitcoin alışverişi yapmanız ortalama 10 dakikanızı alıyordu. Borsada hızın ve sürenin ne kadar önemli olduğunu az çok hepimiz biliriz. Belki fiziksel ürünlerin e-ticaret takaslarında bir saat oldukça kısa bir zaman olarak kabul görse de POS takasları için bu kabul edilemez bir süre. Risk arbitrajı bu zaman boşluğunu bağlasa da bu sefer de maliyet artıyordu.Bir diğer sorun ise programlanabilme özelliği. Bitcoin’in içerisine gömülü olarak gelen ve her takas sırasında güvenlik ile para birimlerinin yönlendirilmesini sağlayan kendisine has bit dil mevcut. Bu dil sayesinde çoklu takasları, üçüncü parti bir aracı kullanarak malın üçüncü şahıslara emanet edildiği (escrow) basit takasları ve bazı “akıllı kontratları” da yapabiliyordunuz. Lakin karmaşık kontratlar, otonom acenteler ve markalı zincir aracılı (blockchain-mediated) ilişkileri kurma konusunda bu dil hiçbir işinize yaramıyordu.Bir diğer konu ise güç tüketimiydi.

Devasa sunucu odalarına sahip firmaların bu konuda neler yaşadığını hepimiz biliyoruz. Google, Facebook ve daha nicesi sunucu odalarına bilgisayarlar, ağ sistemleri, disk sürücüler, bunların serin kalması için soğutma sistemleri, yer altı odaları gibi konulara masraflar harcıyorlar. Hatta pek çoğu artık bu tesislerini rüzgar değirmeni solar enerji panelleri gibi daha ucuz enerji üretimi sağlayabilecekleri tarlaları kuracakları alanlara dikmeye çalışıyorlar. Bitcoin üretmek oldukça enerji harcayan bir işlem. Sayısal verimlilik Bitcoin üretim araçları ile artış gösterdi. Uygulamalara özel entegre devrelerden (ASCI) oluşan bu araçlar SHA-26 yenileme algoritmasını çok ama çok hızlı bir şekilde yapıyordu. ASCI’lerin tek işi bu olsa da şu anda bile Bitcoin ağının tükettiği enerji tüm Kıbrıs adasını kullandığı enerjinin yarısı kadar. Bitcoin’in değeri arttıkça daha çok işlem ve daha çok enerji gerekliliğinden dolayı enerji tüketimi de artıyordu.Neredeyse koca bir ada kadar enerji tüketip karbon üreten bir para sistemi ne kadar etkili olursa olsun her zaman için bir geri adım olarak görüldü.İşte yeni ortaya çıkan cryptocurrency’ler de bu hataları ve kötü özellikleri göz önüne alarak kendilerine yer edinmeye çalıştılar. Ripple onlardan bir tanesi. Kendisi Bitcoin’in halefi olarak görülüyor. OpenCoin adında 2012

yılında Chris Larsen tarafından kurulan firma tarafından çıkartılan Ripple istediğiniz anda, istediğiniz para birimi olarak dünyanın istediğiniz yerine para transferini gerçekleştiren sürtünmesiz ve transparan para değeri ve ödeme sistemi sunuyor. Kısa zamanda ilgi çeken bu sistem Google Ventures tarafından bile yatırım almayı başardı. Larsen konu hakkında “Biz e-postanın

iletişime yaptığı işi paraya uyguluyoruz” şekilde bir açıklama yaptı.Tıpkı Bitcoin ve diğer sistemler gibi OpenCoin de sektöre bir başkalaşım yaşattı. Örneğin E-Loan kredi skorlarının ücretsiz ve müşterilerin kullanabileceği hale getirmesini sağlarken Prosper bankacılık sistemi dışında da kişisel kredi alınabilecek bir altyapı hazırladı. Lakin bunları

yaparken her üç firma ortak bir DNA’yı paylaşıyor; finansal süreç sırasında boşa giden ve gereksiz aracıları ortadan kaldırmak.İki kısımdan oluşan Ripper XRP ve ödeme sistemi olarak ikiye ayrılıyor. Bitcoin’e benzer matematiksel olarak düzenlenmiş parasal değer olan XRP’nin bulunduğu Ripper’da müşterilerin cüzdanları bulunuyor.

Bugün uluslararası bankacılık sisteminde para transferi gerçekleştirirken transfer edilen değer birden çok kurumdan geçerek son kullanıcıya ulaşır. Bankalar ve aracı kurumlardan oluşan bu kurumlar değer kendilerine geldiğinde aracı olarak kendi komisyonlarını keserler. Bu da transfer edilen değerin son kullanıcıya ulaşana kadar orijinal halinden daha da düşük bir değere sahip olmasına neden olur. İşte Ripple gibi cryptocurrency sistemlerinin temel amacı da bu aracı kurumları ortadan kaldırarak transfer edilen değerin varlığını korumaktır. Örneğin Rippen bu süreç boyunca dolar, Yen, Bitcoin, XPR hatta İzlanda Kronu gibi değerleri tek bir taka işlemi ile değiştirebilir ve bütün işlem için XPR’ın çok küçük bir oranını komisyon olarak alır. Bu da Rippen’in Bitcoin’in uğradığı gibi geniş çaplı siber saldırılardan nasiplenmemesini sağlar.Kapitalist ekonomi ve onun alt tabakalarında her zaman için balonlar olmuştur ve olacaktır. Ve sürekli şişen her balo gibi eninde sonunda bu balonlar da patlayacaktır. Kağıt paranın balonu John Law’ın French Mississippi balonu ile patladı, kaldıraç hisse senetleri balonu patladığında takvimler 1929’u gösteriyordu ve bütün bundan etkilendi. Emlak sektöründeki balonun patladığı zamanları hepimiz hala hatırlıyoruz. Dolayısı ile cryptocurrency’ninde bir balon olarak ortaya çıkıp daha sonradan patlayacak olması bu ekosistemin bir gerçeği olarak görülmelidir. Lakin bu balonlar belki patladıkları yere zarar verebilir ancak kendi ekosistemlerinde diğer yerler için iyi sonuçların da doğmasına sebep olur. Zaten düzenin devamlılığını sağlayan da bu sistematik denge yapısıdır.

Hollanda’da lale balonun patlaması belki Hollanda ekonomisine ağır bir darbe vurmuştur fakat bu balon lale açısından oldukça avantajlı bir durum oldu. Kaldı ki işin sonunda Hollanda yine milyon dolarlık lale piyasasına sahip olarak ayakta kaldı.Dolayısı ile Bitcoin, Rippen ya da E-Loan gibi cryptocurrency’lerin zamanla şişerek patlayacak olması bu sektörün yok olacağı ya da sürekli aynı yerde sayacağı anlamına gelmez. Bir tanesi patlayınca ortaya yeni bir tane çıkacaktır ve her yeni çıkan cryptocurrency ile sistem daha da evrimleşecek, temelleri daha da sağlamlaşacak, düzeltilecek, merkezi olarak düzenlenip kontrol edilecektir. Öte yandan Ocuppy fantezileri olanlar için şunu da belirtmek gerekir ki cryptocurrency’ler ne kadar güçlenirse güçlensin hiçbir zaman hükümetleri yerinden edemeyecek, mevcut bankacılık sisteminin ortadan kalkmasını da sağlamayacaktır. Kapitalist ekonominin doğal yaşamında birbirine zıt varlıkların bir arada yaşayabildiği örnekleri tarih boyunca var. Bunun en basit şekli kar amacı gütmeyen kamu kurumları,

vakıflar ile özel sektör işbirlikleri. Dolayısı ile cryptocurrency ile mevcut bankacılık sisteminin bir arada yaşayamaması için hiçbir sebep yok. Sadece gereken şey artık yetişkin ve ne yaptığını iyi bilen bankacılık sistemine karşılık cryptocurrency’nin de bebeklikten yetişkinliğe hızlıca geçmesi lazım.Dolayısı ile Bitcoin’e öcü gözü ile bakanların da yanıldığını belirtmek gerekir. Şu anki haline çok da takılmamamız gereken bu sistem kısa zamanda kendisi ya da onun haleflerinden bir tanesi ile büyük bir ilerleme kaydederek farklı bir matematik tabanlı algoritma ile geleceği oluşturabilirler. Elbette bu zaman alacak bir süreç. Bitcoin ve diğer rakipleri internet üzerinden çalışıyor olsa da hala ellerinde para ve değerler mevcut. Ne zaman ki internet ve para bir araya gelirse değişim mekanizması vites küçülterek daha sakin, daha yavaş bir sürece doğru ilerler. Sonuçta internet ve teknoloji bütün her şeyi olduğu gibi para mekanizmasını da bir şekilde değiştirecektir. Günümüze baktığımızda bunun etkileri çok bariz şekilde de görülebilir. En basitinden reklam sektörünün 467 milyar dolarlık pastasının % 7.7’lik kısmı (36 milyar dolar) internet üzerinden yapılan Google reklamlarına gidiyor. Dünyadaki yıllık toplam 406 milyar dakika süren uluslararası aramaların % 13’ü (54 milyar dakika) Skype üzerinden yapılıyor. Bitcoin ise altın çağında Dünyanın 98 trilyon dolarlık para payının % 0.00004’ünü (41 milyon dolar) Bitcoin ele geçirmişti. Mevcut sistemdeki güvenlilik tartışmalarını da bu denklemin içine kattığımızda cryptocurrency’nin geleceğinin açık olduğunu en azından bir geleceği olduğunu söylemek çok da yersiz olmaz.

PARANIN ASKERLERI

ANLAYIŞ FARKI

Artık yetişkin ve ne yaptığını iyi bilen bankacılık

sistemine karşılık cryptocurrency’nin

de bebeklikten yetişkinliğe

hızlıca geçmesi lazım.

Projeni sun, sermayeyi kap

En başarılı Kickstarter Projeleri

GÜNDEM 20

Değerli fikirler ve projeler, bağışçıların katkılarıyla hayata geçiyor.Kerem Enginar

Gerçekleştirmek istediğiniz projelerinizi finansal sorunlar nedeniyle hayata

geçiremiyor veya bir süre sonra başını getirdiğiniz girişiminizi rafa kaldırmak zorunda kalıyorsanız artık bunun için harika bir oluşum var: Kickstarter2009 yılında kurulan ve herhangi bir kâr amacı gütmeyen bir bağış şirketi olan Kickstarter, internet üzerinden hayata geçirilmesi gereken ilginç projelerin gerçeğe dönüşmesine ön ayak oluyor. Şirketin çalışma mantığı oldukça basit. Kickstarter’ın internet sitesinde bağış toplamak istediğiniz projenizi, video ve yazılı metinlerle destekleyerek insanlara açıklayan bir sayfa oluşturuyorsunuz. Daha sonra ise projeniz için ihtiyacınız olan bağış miktarını ve bağış toplanma süresini belirleyip beklemeye koyuluyorsunuz. Eğer belirlenen sürede talep ettiğiniz bağış miktarı toplanırsa, projeniz için gereken sermayeye sahip oluyor ve girişiminizi hayata geçirebiliyorsunuz. Ayrıca Kickstarter’da projeniz için bağış toplamanın tamamen ücretsiz olması da çok büyük avantaj.Her ne kadar proje yayınlamak ve bağış toplamak ücretsiz olsa da, Kickstarter’da proje yayınlayabilmek için bazı koşullar isteniyor. Proje yayınlayabilmeniz için 18 yaşını doldurmuş olmakla beraber ABD, İngiltere, Hollanda, Yeni Zelanda, Kanada veya Avusturalya’da ikamet belgeleri ve bu ülkelerde yer alan bir banka hesabı isteniyor. Bir başka değişle Türkiye üzerinden Kickstarter’da proje yayınlayamıyorsunuz. Ancak bu şartları yerine getirebilen bir ortağınız veya yakınınıza varsa, Kickstarter’da proje yayınlamamanız için bir sebep yok.

Kickstarter insanlarının bağış toplayan ve bağış yapan olarak ikiye ayrıldığını söylemek gerek. Bir projeye bütçesi kadar bağış yapmak isteyen bir kişi, yaptığı bağış oranında proje sahibinin daha önceden belirlediği hediyelerden birini kazanıyor. Örneğin farklı bir buzdolabı projeniz için bağış toplamak istiyorsunuz, bir dolardan sınırsız bağış miktarına kadar bağışçılara hediyeler belirliyorsunuz. Genellikle 500 dolar veya 1000 dolar gibi miktarlarda bağış yapan insanlara, projenin sonunda o buzdolabının bir örneği hediye ediliyor. Böylece hem proje sahibi gerekli finansmanı sağlamış oluyor, hem de bağış yapan kişi yaptığı bağış tutarı bazında geri dönüş almış oluyor.Kickstarter’ın ortaya çıkışının ardından geçen 5 yıllık süreçte milyon dolarlar toplanarak öyle güzel projeler hayata geçirildi ki, bu platformun ne kadar ihtiyaç duyulan bir şey olduğu kanıtlanmış oldu. Ancak tabii ki her proje Kickstarter’da başarılı olmayabiliyor. Şirketin yayınladığı istatistiklere bakacak olursak projelerin % 44’ü toplaması gereken bağış miktarını toplayabildi. Şu ana kadar 5.4 milyon kişinin bağış yaptığı Kickstarter’da toplamda projelere 935 milyon dolar bağış yapıldı. Bağış miktarı olarak biraz daha büyük paralar talep eden projelere baktığımızda; 10 bin dolar bağış miktarı talep eden projelerin %38, 50 bin dolar talep edenlerin % 50’si, 100 bin dolar talep eden projelerin de % 7’si başarıyla sonuçlandı. Başarısız olan projelere baktığımızda ise 12 bin proje hiç bağış almazken, 70 bin proje de yeterli miktara ulaşamadığı için hayata geçirilemedi.

COOLEST COOLEREylül ayı başı itibarıyla son bulan Coolest Cooler, yepyeni bir proje olmasına rağmen Kickstarter’da en çok bağış toplayan proje olmayı başardı. Kickstarter’da sadece akıllı saat veya oyun konsolu gibi ürünlerin değil, daha basit ancak yaratıcı olan ürünlerin de çok bağış toplayabileceğinin kanıtı olan Coolest Cooler, çok amaçlı bir mini buzdolabı olarak karşımıza çıkıyor.Ürünün diğer mini buzdolaplarından o kadar çok farklı özelliği var ki, insanlar bu ürüne sahip olabilmek ve projenin hayata geçmesi için toplamda 13 milyon dolar bağış yaptılar. İçerisinde şarj edilebilir blender, su geçirmez Bluetooth hoparlör, USB şarj ünitesi, LED fener, kesme tahtası, şişe açacağı gibi onlarca özellik barındıran Coolest Cooler’ı Kickstarter sayesinde çok yakında raflarda görebileceğiz.

GÜNDEM21

Kickstarter tarihi kadar teknoloji dünyası için de çok önemli bir yere sahip olan Pebble Watch, tam 10 milyon dolar bağış toplayarak gerçeğe dönüşen bir akıllı saat projesi. Pebble Watch o kadar iyi tasarlanmış bir üründü ki, sadece yüz bin dolar bağış miktarına ihtiyacı varken, gereken bağışın 100 katını toplayabildi.iOS ve Android işletim sistemli akıllı telefonlarla eşleşerek çalışan Pebble Watch, neredeyse tüm büyük firmaların akıllı saat ürünlerinden önce çıkmasına karşın, onlardan çok daha başarılı olmayı başardı. Bu başarısındaki en büyük etken ise kişiselleştirilebilir olması ve uzun süre giden pil ömrüydü. Ayrıca ilk parti PebbleWatch’lardan sonra metal kayış sunan farklı modelleri de pazarda görebildik.

Toplanan bağış miktarı olarak listede üçüncü sırada yer alan OUYA, toplaması gereken bağış miktarı 950 bin dolarken, 8 milyon dolar toplamayı başarmış bir proje. Avucunuza sığabilecek kadar küçük tasarıma sahip Android işletim sistemli oyun konsolu OUYA, bu yapısıyla Android oyunlarını oturma odalarına taşımayı amaçlamıştı. Fiyat olarak da 100 dolar seviyesinde kalarak dikkat çeken konsol ne yazık ki yetersiz uygulama desteği ve mobil cihazlardan çok da farklı bir deneyim sunmaması açısından Kicstarter’da başarılı olsa da piyasada başarısız bir ürün olarak kabul edildi.

ANDROID OYUN KONSOLU: OUYA

PEBBLE AKILLI SAAT

KICKSTARTER’IN EN ILGINÇ PROJESI: PATATES SALATASIŞu ana kadar görülmüş en çılgın Kickstarter projesi, bir patates salatası aşığı olan Zach Danger Brown tarafından oluşturuldu. Sadece 10 dolar bağış toplamak isteyen Brown, projesini yayınlarken “Sadece patates salatası yapmak istiyorum, ancak henüz nasıl bir salata yapacağıma karar vermedim” yazmıştı. Proje birden internette viral oldu ve toplanması gereken 10 dolarlık bağış miktarı, projenin sonunda 55 bin 492 dolarla son buldu. Bu muhteşem destek karşısında tabii ki Brown’da bağışçıları es geçmeyi unutmadı. Projeyi değiştiren Brown, patates salatası ve müzik eşliğinde bu ay içerisinde bir parti verecek ve tüm patates salatası aşığı insanlarla güzel bir gece geçirilecek.

VERONICA MARS, KICKSTARTER SAYESINDE FILM OLDUKickstarter’da yer alan projelerin illa bir ürün olmasına gerek yok. Bunun en güzel örneği, bir zamanların sevilen dizisi Veronica Mars’ın Kickstarter projesiyle filme dönüşmesi oldu. 2004-2007 yılları arasında yayınlanan ve oldukça seveni olan Veronica Mars dizisi, geçtiğimiz yıl film olarak tekrar sevenleriyle buluşması için Kickstarter’daki yerini aldı. Toplanması gereken 2 milyon dolar bağış miktarını 5.7 milyon dolarla kapatan Veronica Mars filmi projesi, bu yıl beyaz perdede seyirciyle buluşarak Kickstarter’ın ne kadar güçlü bir oluşum olduğunu tekrar bizlere gösterdi.

BIR TÜRK OYUN PROJESI MONOCHROMA, KICKSTARTER SAYESINDE HAYAT BULDUGeçtiğimiz yıl Ağustos ayında Kickstarter’a giriş yapan Türk oyun geliştiricilerin oluşturduğu NoWhere Studios’un ilk PC oyunu MonoChroma, gereken bağış miktarı olan 80 bin doları 84 bin dolar toplayarak gerçeğe dönüştü. Puzzle platform türünde

karşımıza çıkan MonoChroma, özellikle ülkemizdeki bağışçılardan büyük destek gördü. Üç senelik bir çalışmanın ürünü olan bu oyun, yeterli sermaye olmadığından dolayı Kickstarter formülünü uygulamayı seçen birçok yapımdan bir diğeri oldu.

Projenin yeterli bağışı toplamasının ardından Monochrome’un tam sürümü oyun severlerle buluştu. Ayrıca Mayıs ayında Steam ve Playstore’da da yerini alan Monochrome, başarılı satış rakamlarıyla firmanın yüzünü güldürdü.

Oyun sektörü ne kadar büyük?

GÜNDEM 22

Bir zamanlar küçümsenen oyun sektörü, artık müzik ve film sektörüyle aşık atıyor.Kerem Enginar

1971’de Computer Space ve hemen onu takip eden yılda Atari’nin ilk başarılı oyunu Pong ile ortaya çıkan oyun sektörü, son 10 yılda müthiş

bir ivme kazanarak film ve müzik sektörüyle rahatlıkla aşık atabilecek bir konuma geldi. Bir zamanlar bir kişinin bile rahatlıkla geliştirebildiği oyunlar, artık milyon dolarlık projelerle içerisinde onlarca kişinin ortak çalışması sonucu ortaya çıkıyor. Geçtiğimiz yıl sonu Rockstar’ın geliştiriciliğini üstlendiği ve sadece konsollara çıkan GTA 5 oyunu, satışa çıktığı ilk gün11.2 milyon adet satarak 800 milyon dolar, üçüncü güne gelindiğinde ise 1 milyar dolar hasılat yaptı. Oyun sektöründe “24 saatte en çok kazandıran oyun” “En hızlı 1 milyar satış rakamına ulaşan oyun” gibi 7 farklı rekor kırarak Guinness Rekorlar kitabına girmeye hak kazanan GTA V, oyun sektörünün ne denli büyük olduğunun en güzel kanıtı oldu. Ancak bu noktada oyunun topladığı hasılat kadar, geliştirilme sürecinde harcanan para da dikkat edilmesi gereken bir diğer nokta. Geliştirilmesi için 265 milyon harcanan GTA 5, film endüstrisinde büyük ses getirmiş Avengers, Harry Potter 6 ve Inception gibi yapımlardan çok daha pahalıya mâl edildi.Oyun sektörünün nasıl bu kadar büyüdüğünü hayal etmek zor değil.

Yayınlanan araştırma sonuçlarına göre dünya genelinde 1 milyardan fazla insan dijital oyun oynuyor. Ülkemize baktığımızda ise geçen yıl TÜDOF’un açıkladığı rakamlara göre Türkiye’de 22 milyon dijital oyun kullanıcısı var. Rakamlar bu denli büyük olunca, sektörün de büyümesi her geçen yıl biraz daha artıyor. Gartner’ın 2013 verilerine göre oyun sektörü toplamda 93 milyar dolarlık bir sektör haline geldi. 2012 yılında 78 milyar dolar olarak açıklanan oyun sektörünün 2014’te 101 milyar dolara ulaşması, önümüzdeki yıl ise 111 milyar doları görmesi bekleniyor.Sektörün bu denli büyük rakamlara ulaşması, tabii ki zaman içerisinde firmaların ve çalışanların çalışma standartlarını da baştan aşağı değiştirdi. Bir zamanlar tek bir kişinin binlerce satan bir atari oyunu geliştirmesi mümkünken, artık oyunun her parçası için ayrı bir ekip çalışmak zorunda. Ayrıca oyun geliştirmek ve o ekibin bir parçası olmak bir zamanlar küçük görülürken, artık hem prestij hem de para anlamına geliyor. Para kazanan sadece oyun sektörü de değil. Oyun sektöründen beslenen oyun dergileri, internet siteleri, oyunlara seslendirme yapan dublaj sanatçıları, grafik tasarımcılar derken iş dallanıp budaklanıyor.Bu noktada oyun sektörünü bir bütün olarak görmekten vazgeçip,

parçalarına ayırdığımızda. İrili ufaklı onlarca platformun her birlikte dev bir sektörü oluşturduğuna tanık oluyoruz. Bu parçanın en büyük dilimleri tabii ki PC oyun sektörü ve konsollar.

PC OYUN SEKTÖRÜŞüphesiz neredeyse her evde artık bir tane bulunan bilgisayar, oyun sektörünün en önemli paylarından birini oluşturuyor. 1970’lerde şahsi bilgisayarların yaygınlaşmasıyla başlayan PC oyunculuğu90’larda

işlemci ve grafik ünitelerinde görülen gelişmeler, CD’ye geçilmesi gibi mikenk taşlarıyla önemli yol kat etti. Şu anda yaklaşık 900 milyon PC oyuncusu olduğu tahmin edilirken; Nintendo Wii, Xbox 360 ve Playstation 3 kullanıcılarının toplamının sadece 262 milyon etmesi bilgisayarın oyun sektöründe ne denli önemli bir payı oluşturduğunu kanıtlıyor.Bu noktada online oyunların da PC oyunculuğunda çok büyük önem teşkil ettiğini bilmek gerek. Geçtiğimiz yıl

Blizzard firması, ünlü online oyunu World of Warcraft’tan 1 milyar dolar gelir elde etti. Tek başına bir firmanın sadece bir oyundan bu denli para kazanabiliyor olması sektörün büyüklüğünü çok güzel ifade ediyor. Öte yandan dünyanın en çok oynanan oyunu olarak nitelendirilen League of Legends ise ücretsiz bir oyun olmasına rağmen oyun için satın alınabilir içerikler sayesinde geçtiğimiz yıl 624 milyon dolar gelir elde etmeyi başardı.

GÜNDEM23

KONSOLLAROyun sektörünün en büyük bir diğer parçası ise tabii ki oyun konsolları. Atari ile başlayan oyun konsolu macerası günümüzde Microsoft’un Xbox serisi, Sony’nin Playstation ürünleri ve tabii ki Nintento’nun farklı konsollarıyla devam ediyor. Konsolların oyun sektörüne katkısına bakacak olursak, son yıllarda en çok gelir getiren oyunların konsol oyunları olduğunu görüyoruz. Geçtiğimiz yıl 44 milyon dolar, bu yıl ise 49 milyon dolar gelir elde eden konsol oyunlarının gelecek yıl 55 milyon dolar gelir elde etmesi bekleniyor.Konsolların bilgisayar gibi sürekli bir geliştirmeye ihtiyaç duymaması, bir kere satın aldığınızda 5 ila 7 yıl arası kullanılabiliyor olması ve tabii ki televizyona bağlayıp hemen oyuna geçebilmenize imkân veren kolay yapısı kullanıcılar tarafından tercih edilmesinin en büyük sebepleri arasında.Geçtiğimiz yıl konsol tarihinde Microsoft, Sony ve Nintendo’nun uzun bir aradan sonra yeni nesil konsolları piyasaya sürmesi açısından oldukça önemli bir yıldı. Sony, Playstation 4 ile karşımıza çıkarken Microsoft’un Xbox One konsolu da en dişli rakiplerden biri oldu. Oyunlardan ziyade konsolların satış rakamları da bir hayli ilgi çekici. Yeni nesil oyun konsolu savaşlarında Playstation 4’ün Xbox One’a karşı önemli bir üstünlük sağladığı gözüküyor. Sony Playstation 4 dünya genelinde yaklaşık 9 milyon satış rakamına ulaşmışken, Xbox One ise 5 milyon satış rakamında kaldı.

OYUN SEKTÖRÜNÜN YÜKSELEN YILDIZI MOBIL OYUNLARBundan 5 yıl önce mobil oyunların sektörde pek esamesi okunmuyordu. Ancak akıllı telefon ve tabletin hayatımız için bir vazgeçilmez bir hale gelmesinin ardından mobil oyunlar da yükselişe geçerek oyun endüstrisi içerisinde sağlam bir yere sahip olmaya başladılar. Rovio’nun Angry Birds oyunuyla başlayan bu serüven, Electronic Arts ve Gameloft gibi önemli oyun geliştiricilerinin mobil pazara sunduğu oyunlarla daha da gelişti.

Gartner verilerine göre 2012 yılında oyun endüstrisinde sadece 9 milyon dolar gelir elde eden mobil oyunlar, bu yıl içerisinde 17 milyon dolar gelir elde etti.Mobil oyunlarda tabii ki iOS ve Android platformlarının dominesini görüyoruz. Ancak iOS ile Android uygulama indirme sayılarında ciddi bir benzerlik görülüyor olsa da, iOS’un Android’e oranla 3.5 kat daha fazla gelir elde ediyor olması, Apple kullanıcılarının oyunlara Android kullanıcılarına nazaran daha fazla para ödemeyi tercih ettiğini gözler önüne seriyor.Ayrıca mobil pazarın elde ettiği gelirin büyük çoğunluğu artık ücretsiz oyunlardan sağlanıyor. Freemium olarak isimlendirilen bu oyunlar, ücretsiz olmasına karşın uygulama içi satın alınabilir içerikler barındırıyor. Örneğin iOS gelir tablosunun birinci sırasında yer alan Clash Of Clans oyunu, ücretsiz olmasına karşın oyun içerisinde yer alan ve parayla satılan güçlendirmeler sayesinde iOS’un

en çok gelir toplayan oyunu olmayı başarıyor.

KULLANICILAR ARTIK FIZIKSEL OYUNDAN ZIYADE DIJITAL OYUNU TERCIH EDIYORİnternet hızlarının artması ve dijital oyunların günlük kampanyalarla çok daha ucuza geliyor olması kullanıcıları kutulu oyunlardan dijitale yönlendirdi. Başta Steam ve Origin platformları olmak üzere oyun dünyasına hükmetmeye başlayan dijital satışlar, geçtiğimiz aylarda yayınlanan bir araştırmaya göre %92 gibi yüksek bir oranla sektörü domine etmeye başladı.DFC Intelligence’ın bu araştırmasına göre geçtiğimiz yıl satılan tüm oyunların %92’si dijital olarak satın alındı ve internet üzerinden indirildi. İngiltere’de dijital oyun satışlarından 1.18 milyar pound’luk gelir sağlanırken, fiziksel oyunlardan 1 milyar pound gelir elde edildi. Tabii ki Türkiye gibi dijitalin fiziksel oyunlara göre çok daha ucuza geldiği ülkelerde dijital oyunların

sağladığı gelir oranı fiziksele oranla çok daha fazla oluyor.Dijital oyunların tercih edilmesinin bir diğer sebebi ise internette Humble Bundle gibi platformların yaptığı paket oyun satışları. Temelinde hayır kurumlarına bağış yapmayı ilke edinmiş

bu kurumlar, kullanıcılara 1 dolardan başlayan fiyatlarla birden fazla dijital oyun sunuyor. Böylece hem toplanan para hayır kurumlarına gidiyor, hem de oyun severler çok cüzi rakamlara kütüphanelerine birden fazla oyun eklemiş oluyorlar.

SAP Innovation Center IstanbulTeknopark Istanbul

Istanbul, Turkeywww.careersatsap.com

SAP Innovation Center IstanbulTeknopark Istanbul

Istanbul, Turkeywww.careersatsap.com

The newly establ ished SAP Innovat ion Center in Is tanbul is look ing for top ta lents to he lp develop the next generat ion of sof tware so lut ions. The SAP Innovat ion Center is par t o f a g lobal network around the wor ld. Wi th the Innovat ion Lab in Is tanbul we are extending our g lobal network of R&D Labs. I t w i l l be an addi t ion to our o ther locat ions in : S i l icon Val ley, Bangalore, Germany, France, Israe l , China… And now in Is tanbul . You wi l l become par t o f a g lobal network and wi l l have the oppor tun i ty to work wi th ta lented people around the wor ld.

SAP Innovat ion Center Is tanbulTeknopark Is tanbul

Is tanbul , Turkeywww.careersatsap.com