etilife nisan 2010

52

Upload: cuneyt-sahin

Post on 22-Mar-2016

232 views

Category:

Documents


8 download

DESCRIPTION

Etilife Nisan 2010

TRANSCRIPT

Page 1: Etilife Nisan 2010
Page 2: Etilife Nisan 2010
Page 3: Etilife Nisan 2010
Page 4: Etilife Nisan 2010

2 | Etilife | Nisan ‘2010

Page 5: Etilife Nisan 2010

3

Page 6: Etilife Nisan 2010

4 | Etilife | Nisan ‘2010

aktüel

İstanbul’un devleri satılıyor... Swiss Otel, Hyatt Regency ve Ali Sami Yen satışa çıkıyor.

İstanbul’un merkezi lokasyonlarında bulunan üç dev gayrimen-kul satılıyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Swiss Otel ve Hyatt Regency’nin arsası, TOKİ ise Ali Sami Yen Stadyumu için ihaleye

çıkacak.

Swiss Otel’in satışı için teklifler 14 Nisan’da alınıyor. Otelin arsası ve binası için 460 milyon lira tahmini bedel isteniyor.

İhalesi yapılacak Hyatt Regency ise istenen tahmini bedel 207 mil-yon lira. 16 Nisan’da açık artırmayla satılacak Ali Sami Yen arsası için 407 milyon 25 bin lira muhammen bedel belirlendi.

Tüm haklarıyla satılıyorİstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, Beşiktaş’taki 5 yıldızlı Swiss Otel tüm haklarıyla birlikte satıla-cak. Satışa çıkarılan The Bosphorus Swissotel 74 pafta, 684 adada 1, 2 ve 4 parseller üzerinde.

Swissotel’in bu üç parseldeki toplam arsa büyüklüğü 72 bin 422 metrekare, inşaat alanı ise 63 bin 928 metrekare. Arsanın üzerinde bulunan The Bosphorus Swissotel 600 oda kapasiteli.

Hyatt Otel ihalesi Otele biçilen geçici teminat ise 13 milyon 800 TL. Otelin satış ihale-si kapalı teklif usulüyle gerçekleşecek. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın satışa çıkardığı diğer otel ise Hyatt Regency Oteli. İBB

Hyatt Regency Oteli’nin arsasını ve üzerinde bulunan 5 yıldızlı oteli, arsa üzerindeki mükellefiyetleri ve hakları birlikte satacak.Hyatt Regency Oteli 14 bin 793 metrekare arsa üzerinde ve 44 bin 4 metrekare inşaat alanına sahip. Hyatt Regency Oteli’nde 360 oda bulunuyor. İhale kapalı zarf usulü yapılacak. İBB her iki otelin ihalesi-

ni de İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın Saraçhanedeki En-cümen Salonu’nda gerçekleştirecek.

Bu arada, TOKİ 16 Nisan’da ihaleye çıkaracağı Ali Sami Yen Stadı’nın arsasını Fransa’nın Cannes kentinde düzenlenen Avrupa’nın en önem-li emlak fuarlarından biri olan MIPIM’de yabancı yatırımcıların dikka-tine sunmuştu.TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar, stadın önündeki 10 dönümlük ala-nın da park yapılacağını, böylece Mecidiyeköy’ün nefes alacağını söy-lemişti.

Swiss’in 5, Hyatt’ın 7 talibi varSwiss Otel’in sahibi Hüsnü Özyeğin’e ait Fiba grubu ve Fenerbahçe Kulübü ikinci Başkanı Nihat Özdemir’e ait Limak grubu, Remax Gay-rimenkul, Güzel Oteller Turizm, Bomonti Uluslararası Kongre Turizm Swiss Otel için şartname aldı.Hyatt Regency Oteli için de Limak İnşaat, Remax Gayrimenkul, Güzel Oteller, Bomonti Uluslararası Kongre Turizm, Özbek İnşaat, Amplio İstanbul Otel Yatırım ve Göktrans Turizm olmak üzere 7 talipli şartna-me şartname aldı. 380 odalı otelin sahibi Doğuş grubunun ise henüz atağa geçmediği belirtildi.

TOKİ, nisanda ihaleye çıkıyorTOKİ, daha önce Seyrantepe Spor Kompleksi projesi ile birlikte de-ğerlendirdiği Ali Sami Yen Stadı’nın arazisini, Seyrantepe’de yaşanan gelişmelerden sonra, şimdi tek başına ihaleye çıkarıyor.

TOKİ, Ali Sami Yen Stadı’nın arazisinin satışı için, 16 Nisan’da açık artırma yapacak. Arsa için 407 milyon 25 bin lira muhammen be-del belirlendi.TOKİ’den verilen bilgiye göre, İstanbul-Şişli’de bulunan 34 bin 640,43 metre kare yüzölçümlü, 1199 ada 384 parsel numaralı Ali Sami Yen Stadyumu arsası, 16 Nisan Cuma günü, saat 14.30’da, 407 milyon 25 bin lira peşin muhammen bedel üzerinden, açık artırmayla satışa çıkarılacak. İhale, TOKİ’nin Bilkent’teki merkezinde bulunan konferans salonunda yapılacak. Açık artırma sonucunda en yüksek teklifi veren istekli, taşınmazı vadeli almak isterse yüzde 20’si peşin 48 ay vade ile ödeme yapabilecek. Arsa satışı, yüzde 18 KDV’den muaf olacak. İhaleye ilişkin broşür, katalog, şartname, sözleşme gibi bilgi ve belge-leri TOKİ’den alınabilir.

Page 7: Etilife Nisan 2010

5

Lale Festivali Emirgan’dan başlıyor...

İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından gerçekleştirilen 5. Uluslararası İstanbul Lale Festivali, Başkan Kadir Topbaş’ın

katılımı ile başlıyor.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen, İstanbul’un önemli simgelerinden ve Türk kültürünün de bir parçası olan laleyi İstanbullularla buluşturan Uluslararası İstanbul Lale Festivali, “En Güzel Lale İstanbul’da Yetişir” ve “İstanbul La-lesiyle Buluşuyor!” sloganıyla 2005 yılında başladı. Uluslararası İstanbul Lale Festivali kapsamında, bu yıl da kentin dört bir yanında etkinlikler düzenlenecek.

Bu yıl da İstanbul ve İstanbullular lalesine kavuşurken; Emirgan Korusu, Tak-sim Meydanı, Hidiv Korusu, Göztepe Gül Bahçesi, Büyük Çamlıca Korusu, Sultanah-met Meydanı ve Gülhane Parkı festival süresince çeşitli etkinliklere sahne olacak. Ebrudan, heykele lale temalı pek çok ürünün satışının yanı sıra resim ve fotoğraf sergisi ile müzik din-letileri gerçekleştirilecek. Ebru sanatçıları yapacakları canlı performans gösterile-riyle sanatseverlerle buluşurken, En Güzel 50 Lale Yarışması’nda en güzel lale fotoğrafını çeken 50 kişi ödüllendirilecek. Lale Festivali etkinlikleri kapsamında canlı lale satışı da yapılacak.

Silivri’den Tuzla’ya İstanbul’un tamamında bu yıl 82 farklı türde lale dikimi yapıldı. Lale soğanları Konya’nın Çumra ilçesi başta ol-mak üzere; Silivri, Çatalca ve Şile, Pamukova ve Geyve köylüleri tarafından yetiştirildi. Üreticiye ek gelir imkânı sağlanan projeler ile hem üreticiye destek hem de çiçek soğanlarının ıslahı sağlandı.

Dikimi yapılan toplam 9 Milyon 300 Bin adet lalenin maliyeti ise 1.488.000 TL.

İBB, lale ve İstanbul’u 5. kez buluşturuyor.

Raylı sistemler günde 90.000 özel aracın trafiğe çıkmasını önlüyorİstanbul Ulaşım A.Ş. tarafından yaptırılan araştırmaya göre; işletmeciliğini yaptıkları 52 km Raylı Sistem hattı, İstanbul’da günde yaklaşık 90.000 özel aracın trafiğe çıkmasını önlüyor.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinden İstanbul Ulaşım A.Ş. tarafından günde 720.000 yolcunun

taşındığı Aksaray- Havaalanı Metro Hattı, Taksim–4.Levent Metro hattı, Zeytinburnu-Kabataş Tramvay hattı, Zeytinburnu-Bağcılar Tramvay hattı ve Kabataş-Taksim Füniküler hattında yaptırılan araştırmaya göre tüm bu raylı sistem hatları, günde 90.000 özel aracın trafiğe çıkmasını önlüyor.

% 3,75 hata payı ile 2966 kişilik bir örneklem grubuyla yapılan araştırmada sorulan “Sizin veya ailenizin özel aracı var mı?” sorusuna ankete katılan yolcuların % 44.03’ü evet cevabını verirken, evet cevabını verenlere

sorulan “Bu yolculuğu özel aracınızla yapma imkânınız var mıydı?” sorusuna ise soru soru-lan yolcuların %48,46’lik kısmı evet cevabını verdi. Buna göre yolcuların % 21.34’ünün yolculuklarını özel araçlarıyla yapma imkanı olduğu halde raylı sistemleri tercih ettiklerini ve bu oranın toplamda yaklaşık 154.000 yolcuya tekabül ettiğini belirten İstanbul Ulaşım A.Ş. Genel Müdürü Süleyman Pektaş, “Özel araçla yapılan yolculuklarda araç başına ortalama 1.7 kişi taşındığı düşünülürse, Raylı Sistemler İstanbul’da günde yaklaşık 90.000 özel aracın trafiğe çıkmasını önlüyor” dedi.

Page 8: Etilife Nisan 2010

aktüel

İBB’den restorasyonlara devamAşiyan Müzesi, Bulgar Kilisesi ve Vezir Tekkesi listenin başında.

Eyüp Vezir Tekkesi ile Haliç’teki Bulgar Kilisesi de İstanbul Büyükşehir Bele-diyesi ile İl Özel İdaresi’nin restoras-

yon atağı kapsamında yenilenerek yaşatıla-cak. İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi, 11 Mart’taki birleşiminde Eyüp Vezir Tekkesi ile Haliç’teki Bulgar Kilisesi’nin restore edil-mesini kabul etti. Aynı toplantıda Aşiyan Mü-zesi, Atıf Efendi Kütüphanesi ve Sultanahmet Sosyal Tesisi’nin restorasyonu da karara bağ-lanmıştı.

Tekke yangından zarar gördüEyüp Sofular Mahallesinde Vezir Tekke Sokağı’nda bulunan Vezir Tekkesi, geçirdiği son yangında kısmen yıkılmış kısmen de ha-rap olmuştu. Ahşap ve fevkani olan tekke, her geçen gün biraz daha tahrip olduğu için, ihya-sı büyük önem arz ediyor. Tekke, 1795 yılın-da Sadrazam İzzet Mehmet Paşa tarafından yaptırılarak, zamanın sivil toplum kuruluşla-rı olan bir tarikat şeyhinin kullanımına veril-mişti.

Belediye Meclisi’nde onaylanan raporda Eyüp Vezir Tekkesi’nin restorasyon projesinin İs-tanbul II Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıkları-nı Koruma Bölge Kurulu tarafından onaylan-

dığına dikkat çekilerek, “Tekkenin 2010 Av-rupa Kültür Başkenti İstanbul için ihya edile-rek günümüz sosyal ve kültürel yaşamına ka-zandırılması için hedeflenmektedir” denildi.

112 yıllık Demir Kilise de restore edi-liyorHaliç’te bulunan ve Demir Kilise olarak da bi-linen Bulgar Kilisesi Sveti Stefan de İstanbul Büyükşehir Belediyesi-İl Özel İdaresi işbirli-ğiyle restore edilecek. Bir ay önce Bulgaris-tan Başbakanı Boyko Borisov’unda ziyaret ettiği kilisenin restorasyonu için kaynağın bir bölümünü İstanbul Valiliği bir bölümünü ise İstanbul Büyükşehir Belediyesi karşılayacak. Balat ile Fener arasında Haliç kıyısında bula-nan ve Bulgar Eksarhhanesine bağlı olan De-mir Kilise restore edilerek yaşatılacak.

Demir Kilise 3 Mart 1878’de imzalanan Ayastefanos Antlaşması ile Balkanlar’da özerk bir Bulgar Prensliği oluşturuldu. Bu ta-rihten sonra Bulgar hükümeti yeni bir Bul-gar Kilisesi yapılması için çalışmalara başla-dı. Gerekli mali destek hükümetten sağlandı. Fener’de kilisenin olduğu yerde konağı olan Stefan Bogodi de mülkünü kilise yapımı için hibe etti. Kilise temelinin Haliç’e doğru kay-

gan olmasından dolayı burada kaymayı önle-mek için önce demir konstrüksiyonlu bir te-mel düşünüldü. Sonra depreme dayanıklı bir bina yapmak fikri ortaya atıldı. Herhangi bir sorun karşısında prefabrike bir kilise yapma-ya karar verildi. Kilisenin projesi Mimar Hov-sep Aznavur tarafından çizildi. Yapım işi için de uluslararası bir yarışma açıldı. Yarışma-yı Viyana’dan R.Ph.Waagner firması kazandı. 1893’de statik projeleri üzerinde çalışma-lar başladı. İstanbul’a Tuna nehri üzerinden Karadeniz’e gemilerle getirilen parçaların montajı yapıldıktan sonra 8 Eylül 1898’de Eksarh I.Yosif’in kutsamasıyla ibadete açıldı. Kuledeki çeşitli büyüklükteki altı çanın üze-rinde Rusya’daki Yaroslavi kentinde özel dö-kümlerin yapıldığı yazılıdır.

Kilisenin taşıyıcı profilleri çelikten olup üze-ri saç ve döküm levhalarla kaplanmış. Bütün parçalar birbirine cıvata, somun, perçin ve kaynakla birleştirilmiş. Mimari üslup olarak eklektik diyebileceğimiz gotik ve barok par-çalar bir arada kullanılmış. Bulgaristan Baş-bakanı Boyko Borisov Türkiye ziyaretinde ki-liseyi ziyaret ederek vakıf başkanından bilgi almıştı.

6 | Etilife | Nisan ‘2010

Page 9: Etilife Nisan 2010

7

Kızılderili Türk ilişkisi...Bundan 35000 yıl önce yani MÖ

30000-34000 tarihleri arasında dünya şu andaki görünümünden bir

hayli uzaktı. O zamanlar buzul çağının en şid-detli dönemini yaşayan dünyamız büyük kı-tasal ve alabildiğince uzaklara uzanan bu-zullara sahipti. Şimdiki adıyla Bering deni-zi olarak bilinen bölge o zamanlarda Asya’yı ve Amerika’yı Bering boğazı denilen bir bu-zul kara köprüsüyle bağlamaktaydı. Ve o za-

manlar Sibirya bölgesinde avlanan Kızılderi-li kabilelerin yeni av alanları keşfetmek ama-cıyla çıktığı yolculuklar sonrasında; bu boğaz kullanılarak Amerika’ya ilk kez ayak basıyor-lar. Tabi bu insanlar yeni bir kıtaya geldikle-rinden habersizce Atalarının yaptığı gibi Si-birya bölgesinde avlandıklarını düşünüyor-lardı. Bu yeni av yerlerini beğenen Kızlıderi-liler buralara ve yerleştiler ve kabileler oluş-turmaya başladılar.Günümüze kadar uzanan tarihleriyle bazı ka-

bileleri şu şekilde irdeleyebiliriz:Amerika’ya gelen yerleşimcilerin ilk karşılaş-tıkları kabileler arasında Seminoller, Çeroki-ler ve Mişuki kabileleri bulunmaktaydı.İspanyol kaşiflerin Amerika’ya olan yolculuk-ları sırasında Kaliforniya’da bulunan Soson, Payitu, Kahula, Mevuk ve diğer bazı kabileler-le karşılaştılar.Günümüzde ise ABD de resmen kabul edilen 554 Kızılderili kabilesi bulunmaktadır.

DNA Bulguları:

2-4 Temmuz 1999’da Denizli’de gerçekle-şen Yedinci Türk Dünyası Dostluk Kardeşlik ve İşbirliği Kurultayında konuşan M. Frank-lin Keel (DoĞu Amerika Kızılderilileri Bolümü Başkanı) Kızılderililer ile Türklerin DNA test-lerinin aynı olduğunu ve ayrıca “Y” kromozo-munun sadece Türkler ile Kızılderililerde bu-lunduğunu belirtiyor.

Kültürel Benzerlikler:İndiana Üniversitesinden Amerikalı Profesör Denis Sinor Türklerle Kızılderililerin ortak bir kültüre sahip olduklarını belirtmiştir bunlara örnek olarak :

* Huş ağacından yapılmış oyma kayıklar , * Pinok adı verilen deriden yapılan oba tarzı barınaklar, * Önünde yarıklar bulunan giysi türleri(Kahpe Bizans’ta Süper Gazi’nin kıyafetini hatırlayın) * Loğusa kadınların kutsallığı ve kırkınınyapılması * Cenazede ölü ağlayıcılarının bulundurulması(Ankara yöresine ait bir gelenek,”Yasçı tutmak” olarak bilini

yor.) *Mohavk kızılderilileri’nin Anadolu’ya özgü 12 adet oyundan 11 tanesini oynadıkları biliniyor(Bunlardan biride Uzun eşşek oyunu) * Zakuma Kızılderililerinin(Brezilya’da) güreş tuttukları ve rakiplerden biri can verene kadar mücadele ettikleri biliniyor. * Atabaşkan ve Keçuva kabileleri Anadolu’ya özgü Sicim oyununu oynadıkları biliniyor. * Aynı Altaylılarda olduğu gibi Kızılderililer birbirlerine amca, baba, teyze, hala, ağabey diye hitap ederler. * Kan davası burda da var ve daha niceleri....

Kelimelerin kullanım açısından benzer-likleri

Tepek = TepeYatkı = Ev , yatılan yerDodohişça= dudakT-sün = uzunYu = Su,(yumak= yıkamak ” Çorum yöresin-de çamaşır yıkamak =>çamaşır yumak ola-rak geçer)Tete = DedeTamazkal = Hamam , temiz kalKuşa = KuşMissigi = MısırTüre = TöreYanunda = Yanındaİldiş = DişlemeAtış-ka = AteşAyrıca Fransız dil bilimcisi Dumesnil, Kızılde-rili dilinde 320 Türkçe kelime tespit etmiştir.

Bayrampaşa’ya dev kompleksKasım ayında hizmete girecek Ora’da herşey var.

Bayrampaşa’da yapılan Ora, Türkiye’de ilk kez, kongre, toplantı, gösteri, eğlence, alışveriş, konaklama gibi fonksiyonları bir ara-

da sunuyor.Bayrampaşa’da Otogar, Carrefour ve Bauhaus’un yanın-da, E-5 ve TEM bağlantı yollarının hafif tramvay hattı ile kesiştiği yerde konumlanan Ora, Atatürk Hava Limanı’na 15, şehir merkezine ise 20 dakikalık bir mesafede bulunuyor.Ora hizmete açıldığında, Bayrampaşa bölgesinde yaklaşık 2500 ki-şiye istihdam sağlayacak, yılda 13,5 milyon ziyaretçi ve 60 milyon € da ciro hedefleniyor.

Ora’da ana fonksiyonların yanısıra, restoran ve kafeler, fonksiyon-lar arasında yer alan ve çeşitli amaçlar için kullanılabilecek 500 ki-şilik açık hava tiyatrosu, 4000 m2’lik büyük meydanı, 3.000 araçlık kapalı otoparkı, tam donanımlı, spor ve sağlık merkezi olarak hizmet verebilecek 4 katlı fitness ve Spa merkezi gibi bir şehir kesitinde bu-lunabilecek diğer parçalar da unutulmamış.

Her fonksiyon için toplumun her kesiminden insanı aynı çatı al-tında bir araya getirecek Ora, sadece bölge ve İstanbul’dan değil, Anadolu’dan ve Türkiye’nin çevresindeki ülkelerden gelecek ziyaret-çilere de ev sahipliği yapmayı planlıyor.

Ora İstanbul Gayrimenkul Yatırım ve Ge- liştirme A.Ş Mu-rahhas Üye- si Ahmet Uluğ, basın toplan- tısında yaptı-ğı konuşma- da, projeyi haya-ta geçirirken, 24 saat yaşayan bir şehir kesiti hayal ettiklerini, proje kapsamında yer alan, convention, arena, temalı park, outlet ve otel gibi birimlerin de bu hayalin sonucunda şekillendirildiğini söyledi.

Uluğ, Ora projesinin insanların her tür ihtiyacına cevap vermeyi he-defleyerek kurgulanmasının sonucunda, inşaattan daha fazla planla-ma ve araştırma aşamasının sürdüğünü belirtti. Ora projesini sadece eğlence, sadece alışveriş, sadece konaklama gibi tanımlamanın ye-tersizliğini vurgulayan Uluğ, Ora’daki fonksiyonların, projenin tama-mı için yaratacağı sinerjiye dikkat çekti.

Ora’nın Türkiye’nin ilk dev karma kullanımlı projesi olduğunun altı-nı çizen Ahmet Uluğ, fonksiyonların yönetimini üstlenen ve her biri kendi alanlarında dünyaca tanınan ve sektörlerinin en iyisi olan, ço-kuluslu işletmecilerinin varlığıyla da Türkiye’deki başka bir ilki başar-dıklarını ifade etti.

Page 10: Etilife Nisan 2010

8 | Etilife | Nisan ‘2010

moda

İlkbahar-Yaz 2010

Özl

em S

uer

Page 11: Etilife Nisan 2010

9

Özlem Suer ve Arzu Kaprol 2010 yılı İlkbahar-Yaz kreasyonundan sizin için seçtiğimiz kareler.

Arz

u K

apro

l

Page 12: Etilife Nisan 2010

10 | Etilife | Nisan ‘2010

Page 13: Etilife Nisan 2010

11

Page 14: Etilife Nisan 2010

12 | Etilife | Nisan ‘2010

güzellik

Cildinize nefes aldırın...

Kıştan çıkan yorgun cildinizi

yaza hazırlamanın vakti geldi.

Geride bıraktığımız çetin kış mevsimi ile cildiniz rengini, canlı-lığını mı kaybetti? Yüzünüz o canlı, pembe rengini kaybede-rek gözaltları mor, rengi soluk sarı bir görüntü halini mi aldı?

Kendinizi çirkin ve bakımsız mı hissediyorsunuz? Göz alıcı, canlı bir cilt için en önemli şey bakımdır. Bakımın ana kuralı ise cildin ölü de-rilerdenarındırılmasıdır. Kışın etkilerini cildinizden arındırmak ve bahar mev-simine yeni bir cilt ile merhaba demek için peeling ile cildinizi can-landırarak cildinize nefes aldırabilirsiniz. Estetik ve Plastik Cerrahlar peeling tedavisi hakkında bilgi vererek uygulama öncesi ve sonrası-nı anlattılar.

Peeling cildinizin tamamen yenileyerek sağlıklı tabakayı ortaya çıkarır.“Peeling üst derinin soyulması ile derinin yenilenmesi ve cilt sorun-larının giderilmesinde uygulanan en etkili yöntem. Peelingde temel amaç cildin hasar görmüş tabakalarını kaldırarak sağlıklı tabakayı or-taya çıkarmak ve cildi canlandırmaktır. Cildin uyarılması ile yeni hüc-re oluşumu hızlanır ve bu sayede cilt daha sağlıklı parlak ve pürüz-süz bir görünüme kavuşur. Peeling ile yüzdeki kırışıklıklar cildin er-ken yaşlanması, cilt kuruluğu, genişlemiş gözenekler, cilt yorgunlu-ğu, cilt lekeleri çatlaklar ve elastikiyet kaybı gibi sorunlar giderilir. İş-lem sonrası bu bölgelerdeki cilt daha genç daha parlak ve daha elas-tik bir hale gelir.

Peeling işlem derinliğine göre belirlenir“Biz peelingleri derinliğine göre; yüzeysel, orta derinlikte ve derin olarak üçe ayırıyoruz. Peelingin derinliği arttıkça etkisi de artar fakat riski de bununla doğru orantılı olarak büyür. Bu bakımdan orta ve de-

rin peelinglerin mutlak surette uzman kişiler tarafından uygulanma-sı gerekir.”Meyve asitleri ile hafif peeling uygulaması”Meyve asitleri (glikolik asit ve AHA) ile yapılır. Cildin üst tabakası yü-zeysel olarak soyulur. 5 dakika içinde yapılan uygulama esnasında ciltte hafif bir yanma ve hafif bir kızarma olur. Hemen sosyal haya-ta dönülebilir. Haftada 1 defa olmak üzere 5- 6 kere tekrarlanabilir.

Üst derinin orta derinlikte soyulmasına dayanan peeling işlemi“Üst derinin orta derinlikte soyulmasıdır. Yüzdeki kırışıklık, leke ve si-vilce izlerine daha etkilidir. Uygulama 5 dakika sürer, yüzde 1 -2 da-kika süren bir yanma hissi olur. Yüz önce beyazlaşır, daha sonra hafif bir kızarıklığa dönüşür. İki gün sonra cilt üst tabakası dökülerek yeni ve taze deri ortaya çıkar. Yüz üst derisinin yeni deri ile değişmesi 7 -10 gün sürer.10 gün sonra cilt daha pürüzsüz, daha temiz bir hale gelir. Sivilceler ve kırışıklıklar azalır. 1,5-2 ay sonra tekrarlanabilir.”

Peelingte en uygun zaman, bahar mevsimi…Estetik ve Plastik Cerrah Prof. Dr. Erol Kışlaoğlu peeling için en uygun mevsimin bahar ayları olduğunu belirterek şu açıklamalarda bulun-du: “Peeling bazı cilt tiplerinde kişiye özgü bazı rahatsızlıklar bu uy-gulamayı riskli hale getirebilir. Bu sebeple doktorunuzun alacağı ay-rıntılı peeling tedavisi önem taşır. Uygulama sonrası güneş ışınların-dan korunmalı ve makyajdan kaçınılması gereklidir. Eğer peeling te-davisi olmayı düşünüyorsanız doktorunuza sorularınızı çekinmeden sorun ve baharı karşıladığımız bu günlerde, hemen uygulamaya ge-çin. Güneş peeling için en büyük tehlike ve bu tedavi için en iyi za-man bu aylardır.”

Ter önleyici kullanmalı mıyım?Hava sıcaklıklarının artması ile birlik-

te ter önleyici ürün kullanımı da art-tı. Pudralı pudrasız, kokulu, yüksek koru-ma faktörlü derken ürün çeşitliliği ile birlik-te yanlış uygulamalardan doğan sağlık so-runları da baş gösterebiliyor. Ter önleyici kozmetik ürünler vücut-tan toksik maddelerin atılımında so-run çıkarabilir!Apokrin bezlerin salgıladığı ter, insan vücu-dundaki bakteriler tarafından fermente edi-lir ve ortaya çevreyi rahatsız edici bir koku çıkabilir. Özellikle sıcak havalarda, ağır iş ve spor sonrası bu durumun olmasını en-gellemek için terlemeyi engelleyici ürün-

ler sıkça kullanılmaktadır. Bu tip kozmetik ürünlerin çeşidi gittikçe artmaktadır, ancak terlemeyi önlemenin de insan vücudu için önemli zararları vardır. Terlemek, vücut ısı-sının korunmasında temel mekanizmadır ve çevre şartlarına karşı vücut ısısını korur, soğutur. Terlemeyi önleyici ürünlerin kulla-nılması ile özellikle sıcak havalarda ve ağır egzersiz sırasında vücut ısısı artışı ve buna bağlı halsizlik, kramp, kas ağrısı gibi rahat-sızlıklar görülebilir. Yine terleme sırasında ter bezleri böbrek gibi çalışarak bir tür bo-şaltım organı görevi de görürler. Üre, tuz ve çeşitli toksinler ter bezleri ile vücut dışı-na atılarak kanın temizlenmesi sağlanır. Bol miktarda ve sık deodorant kullanımı sonucu

vücudumuzdan deri yolu ile yapılan toksin atılımında aksama olabilir.

Pudralı deodorantlar vücutta sivilce nedeni olabilir!Özellikle katkılı ve pudralı ürünlerle ilgili önemli bir tehlike de, bu tip ürünlerin kol-tuk altı ve genital bölgede ter ve yağ bez-lerinin kanallarının ağızlarını tıkayarak, ge-ride birikim yapması ve yağ kistleri ile sivil-celenmenin artışıdır.

Su ve sabun en etkili çözüm!Doğal yollarla sık olarak uygun ph’da sabun ve su ile yapılan temizlik en fizyolojik ve sağlıklı olan te-mizliktir, sentetik ürünlerden kaçınılmalıdır.

Page 15: Etilife Nisan 2010
Page 16: Etilife Nisan 2010

14 | Etilife | Nisan ‘2010

güzellik

Hayalinizdeki Dudaklara KavuşunRujun en sevilen makyaj malzemesi olmasına şaşırmamak gerek! Çünkü ruju sihirli bir değnek gibi kullanarak dudaklardaki kusurları kapatabilirsiniz.

Doğru bazFondöteninizi her zaman dudaklarınıza da uygulayın. Nötr renkli bazın üzerinde rujunu-zun rengi öne çıkacaktır. Özelikle açık renk rujlarda bu daha önemlidir. Diğer bir getirisi de, kırışıklıkların ortadan kaybolması!

Dudak çevresiRujunuzla aynı renk veya bir ton açık dudak kalemiyle dudaklarınızın dış kenarlarını çizin. Böylece rujunuz için bariyer oluşturmuş ola-caksınız.

Ruju özenle sürünRuju küçük ve sert bir dudak fırçasıyla sürün. Bu şekilde hem daha dikkatli sürmüş olur, hem de rengi daha kolay işleyebilirsiniz. Ayrı-ca rujunuz daha kalıcı olacaktır. Rujunuzu sü-rerken kalemle çizdiğiniz dış çevrenin üzerin-den taşırmamaya özen gösterin.

Hafifçe sabitleyinFazla gelen boyayı alarak kalıcılık sağlayın. İnce bir kağıt mendili dudaklarınıza bastırın, kısa bir süre bekletin ve çekin.

ParlatıcıDudaklarınızın tatlı bir ışıltıya sahip olması-

nı istiyorsanız, kenarlarını çizip içini boyadı-ğınız dudaklarınızın üzerine bir parça parla-tıcı sürün.

Tekrar üstünden geçinKağıt mendili dudaklarınıza bastırdıktan son-ra üzerinden tekrar rujla geçebilirsiniz. Bu iş-lem rengi güçlü kılacaktır.

Kusurlarınızı Kapatın

Dudaklar çok inceyseRuju taşırmış etkisi yaratmadan daha dolgun görünen dudaklar için bazı hileler var: Dudak kalemi ile yumuşak bir hat çizin ve dudakları-nızın köşe kıvrımlarını da boyayın. Sonra ruj fırçası ya da parmağınızla dudağınızın ortası-na doğru rengi dağıtın veya daha açık renkte bir rujla üzerinden geçin.

Dudaklar asimetrikseÜst dudağınız ince ve alt dudağınız dolgun-sa, sadece üst dudağınızın kenarlarını çizin. Kalemi dışarı taşırmayın, bu çoğu zaman ya-pay bir görünüm verir. Alt dudağınızı çerçe-velemeyin. Sonra da her zamanki gibi rujunu-zu sürün.

Ağzınız büyükseAğzınızı biraz daha büyük ya da küçük mü göstermek istiyorsunuz? Bu mümkün, ama abartmayın. Hileye başvururken size yardım-cı olacak malzemeler: Dudak kenarına kapa-tıcı krem ve doğal hatların üzerinden yeni bir çerçeve çizeceğiniz dudak kalemi. Dudakları-nızın daha az dolgun görünmesini istiyorsa-nız mümkün olduğunca mat, dikkat çekme-yen renkler kullanın. Kalemle dudak çizgileri-nizi düzeltip içini boyayın veya dudak pudra-sı kullanın.

Ruj kalıntılarıMakyajınız bittiğinde rujunuzun diş üzerinde kalıntı bırakmasını istemiyorsanız kağıt men-dilinizi parmağınıza dolayın ve ağzınıza so-kup dudaklarınızı kapatın. Bu işlem fazla bo-yayı alacaktır.

Rujunuz pastel tonlarındaysaDudak kaleminizin rengi mutlaka açık olmalı. Aksi halde ruj yerine dudaklarınızın çerçevesi ön plana çıkacaktır.

Makyajla aranız yoksaHiç olmazsa rujunuzu eksik etmemeye çalı-şın. Böylece yüzünüze tatlı bir ışıltı gelir

Koyu tenlerde güzelliğin püf noktalarıKişinin ten rengine göre, kullanılacak renkler değişir.İşte

size koyu tenlerde güzelliğin

püf noktaları...

Sarı, kızıl ve kahve rengi saçlarla bütünleşen koyu tenle en uyumlu renkler; bejden mercana

ve çikolata kahvesine uzanan sıcak bir renk paleti-dir. Bu renkler, cildi daha genç gösterir. Ancak uy-gulamaya başlamadan önce, birkaç noktaya özen göstermelisiniz. Süreceğiniz fondöten, kendi te-ninizden daha koyu olmamalıdır. Daha koyu renk-li fondöten sürdüğünüzde, doğal durmayacak ve olduğunuzdan yaşlı görüneceksiniz. Cildinizin bir ton açığı veya aynı ton kullanmaya özen gösterin. Göz çevresinde fondöten kullanmayın. O bölgede biriken fondöten, kırışlıkları ortaya çıkarır.

Eğer ten renginiz hafif bronz ise, şeftali, mercan, ka-yısı ve kiremit renklerini kullanabilirsiniz. Pembe ton-ları sizde güzel durmayacaktır. Allığınızı sürerken, önce hafifçe sürüp, ağırlığını kontrol edin. Eğer az geldiyse ekleyebilirsiniz.Açık renkler, detayları orta-ya çıkarır. Koyu renkler ise, geri plana iter. Örneğin, yuvarlak hatlı bir yüzünüz varsa, elmacık kemikleri-

nin altına allık sürerek daha ince gösterebilirsiniz.Kahverengi gözleriniz varsa, günlük kullanım için en ideal renk, sedefli kahvedir. Bu renk gözlerinizi ortaya çıkarır. Akşam saatlerinde, altın veya bronz rengi, dikkati gözlerinize toplar. Üst ve alt kirpik-lerin diplerine, açık renk ve pırıltılı eye-liner uygu-layın. Gözleriniz daha aydınlık görünecektir. Üst kirpik diplerine çekeceğiniz kalemle, bakışlarınızı daha etkili hale getirebilirsiniz.

Bej ve şeftali renkleri, teninizin rengi ile uyum sağlayacağından, dudaklarınızı doğal gösterir. Ayrıca açık ve parlak renklerle, ince dudakları daha dolgun gösterebilirsiniz. Dudaklarda kulla-nacağınız turuncu tonları, hemen bakışları üstü-ne çeker.Önce rujunuzun rengine yakın bir dudak kalemiyle kontur çekin. Sonra içini rujla boyayın. Eğer dudaklarınız inceyse, kalemi çok hafifi dışa-rıdan çekebilirsiniz. Daha fazlası doğal olmaya-caktır.

Page 17: Etilife Nisan 2010

15

Bitki kürleri ile evde cilt bakımı...Cildinizin ölü hücrelerden arınıp kendini

yenilemesinin hızlandırılmasında maske ve peeling uygulamalarının büyük yararları var. Maskeleri

haftada 1-2 defa, peelingi ise ayda 1 ya da 2 defa uygulamalısınız. İşte evde kolaylıkla

hazırlayabileceğiniz bitkisel cilt bakımı kürleri…

Her tür cilt için papatya yağı kürü

30 gr mayıs papatyası, 100 ml susam yağı ve 100 ml kantaron ya-ğına eklenir. Cam yağ kavanozu bir saat boyunca içinde çok sıcak su bulunan derince bir kapta bekletilir. Daha sonra iyice çalkalanır ve te-miz bir tülbentten geçirilerek süzülür. Özellikle makyaj sonrası cildi canlandırmak için yağa batırılan pamukla yüz iyice temizlenir. Bu tip temizlik ciltteki ölü hücreleri azaltarak cildin kırışmasını ve yaşlanma-sını geciktirir.

Normal ve karışık cilt için doğal yağ karışımı

10 ml soya yağı ve hintyağı, 20 ml bademyağı ve 30 ml zeytinyağı iyice karıştırılarak koyu renkli bir şişeye aktarılır. Yağla ıslatılan bir pa-mukla, yumuşak hareketlerle yüze, boyuna ve dekolteye yedirilir.

Yağlı cilt için temizlik maskesi

Bir yumurta sarısı, bir yemek kaşığı susam yağı ve 3-4 damla limon suyu iyice karıştı-rılarak krem kıvamına getirilir. Elle veya bir

bezle, yüze, boyuna ve dekolteye sürülür ve 10 dakika bekletilir. Son-ra bolca ılık su ile durulanır.

Yağlı ciltler için peeling

İki yemek kaşığı ince rendelenmiş limon kabuğu, iki yemek kaşığı yu-laf unu ve altı yemek kaşığı dolusu buğday kepeği iyice karıştırılır ve biraz su eklenerek esnek bir lapa haline getirilir. Dairesel hareketler-le, 2-3 dakikalık bir süre boyunca cilt temizlenir. Sonra bolca ılık suy-la yıkanır.

Kuru ciltler için çay losyonu

Bir su bardağı dolusu kaynar derecede sıcak suda, bir tatlı kaşığı do-lusu yeşil çay haşlanır, üstü kapalı olarak 10 dakika demlendikten sonra süzülür. Bir yumurta sarısı, bir tatlı kaşığı dolusu çiçek balı ve 10 ml gliserin eklenip demlenen yeşil çay, mikserle iyice karıştırıldık-tan sonra bir kavanoza konarak saklanır. Haftada 2-3 kez temiz bir pamuk yardımıyla cilde yavaş yavaş sürülür.

Bakımlı eller için ipuçlarıHavaların ısınması ile

ciltte meydana gelen kuruluklardan en çok etkilenen bölgelerden olan ellerin bakımı ve

sağlığı için özellikle dikkat etmek gerekiyor.

Uzmanlar, güzel, sağlıklı ve bakımlı eller için

birbirinden önemli ipuçları veriyor.

Kurutmayan temizleyiciler kullanın

Ellerinizi kurutmayan temizleyici kullanımına önem verin. Her el yıkama sonrası ellerinizin nem kaybettiğini unutmayın.

Ilık suyla yıkayın

Ellerin ılık suyla, cildi kurutmayan sabunlarla yıkanmasına dikkat edilmelidir.

Kısa banyo yapın

Banyo süreleri kısa tutulmalıdır. Uzun süren banyolar, derinin daha fazla nem kaybetmesine neden olur.

Nemsiz bırakmayın

Nemlendirici kullanmaya önem gösterin; ellerinizi sık sık nemlendirin.

Zeytinyağı ve E vitamini

Shea yağı, gliserin, zeytinyağı ve vitamin E içeren nemlendiriciler el sağlığı için faydalıdır.

Page 18: Etilife Nisan 2010

16 | Etilife | Nisan ‘2010

eğitim

“Bir çoçuğun ağzından anne ve babasına 12 altın öğüt!

1.Beni şımartmayın her istediğim şeyi elde edemeyeceğimi biliyorum

sadece sizi deniyorum

2.Benim kötü huylar edinmemi engelleyin bunların erkenden ortaya

çıkarılmasında ve önlenmesinde size güveniyorum.

3.Bana tatlı sert davranmaktan çekinmeyin! bunu tercih ederim benim

daha güvenli hissetmemi sağlar.

4.Benim yanlışlarımı başkalarının önünde söylemeyin..!

5.Herhangi birşeyin sonucunda beni kurtarmayın,bazen acı veren bu

yolla öĞrenirim.

6.Benim küçük hastalıklarımı büyütmeyin.

7.Düşüncesizce yerine getiremeyeceğiniz şeyleriyapacağınıza söz

vermeyin..!

8.Kendimi istediğim kadar iyi anlatamadığımı unutmayın.

9.Dürüstlüğümü fazla zorlamayın,kolayca korkup yalan söyleyebilirim..

10.Tutarsız olmayın,benim kafamı iyice karıştırır ve size olan

güvenimi sarsar

11.Benden özür dilemeyecek kadar gururlu olmayın,bazen içten bi özür

beni size çok yakınlaştırabilir..

12.Unutmayınki büyümek için sizin çok ve anlayışlı sevginize

muhtacım,ama bunu size söylemem gerekmez değil mi?

kendimi istediğim kadar iyi anlatamadığımı unutmayın “

Bunları biliyor muydunuz?Zeka gelişiminin % 60’ının 0-6 yaş arasında tamam-landığını,

Kişiliğin temelinin atıldığı kritik bir dönem olarak ad-landırılan okul öncesi yıllarda verilen eğitimin, tüm eği-tim kademelerini, hatta tüm yaşamı etkilediğini, kendi-ne güveninin arttığını,

İlköğretim 1. sınıfına, okul öncesi eğitimden yararlan-mış olarak gelen çocuğun, bu eğitimi almadan gelen çocuktan çok daha başarılı olduğunu, okuma-yazmaya diğer çocuklardan daha erken başladığını ve dil geli-şimlerinin olumlu yönde ilerlediğini, problem çözme, iletişim kurma ve grup içinde olma becerilerinin çok daha iyi geliştiğini,

Okul öncesi eğitimin çocuğunuzun anlama ve anlatma becerisini geliştirdiğini,

Okul öncesi eğitimi alan çocuğun duygu ve düşüncele-rini daha rahat ifade ettiğini, sosyal yaşama daha rahat uyum sağladığını,

Çocuğunuzun yaratıcılığının geliştirilmesinde, okul ön-cesi eğitimin rolünün çok önemli olduğunu,

Vücudu temiz tutma, diş sağlığı ve diğer tüm öz bakım becerilerinin okul öncesi eğitimle çocuklarınıza kazan-dırıldığını,

Sağlıklı beslenme bilincinin okul öncesi eğitimle daha kolay verilebildiğini,

Çoklu Zeka Kura-mını biliyor mu-sunuz ve çocuğu-nuzun hangi ze-kaya/zekalara sa-hip olduğunu okul öncesi eğitim ku-rumlarında ortaya çıkarıldığını...

Page 19: Etilife Nisan 2010

“Çocuk ve Müzik...

Müzik hayatımızın en önemli renklerinden biri… Onsuz bir yaşam düşünmek bile zor değil mi? Müzik yetişkinler için ol-duğu kadar çocuklar içinde önemli. Yapılan araştırmalar gös-teriyor ki çocuğun gelişiminde müzik olgusu önemli bir yere sahip. Bu nedenle birçok uzman çocuklara anne karnından itibaren müzik olgusunun aşılanması gerektiğini söylüyor. Anaokulu yıllarının ise çocuklara müzik olgusunun en iyi öğ-retilebileceği zamanı kapsadığı biliniyor.

Müzikle hareket etme yeteneği

Müzikle hareket etme insanoğlu için içgüdüsel bir olgudur. Bunun en iyi örneğini bebeklerde görebiliriz. Bebekler doğduklarından kısa bir süre sonra seslere cevap vermeye başlarlar, daha sonra bu seslerle bazı hareketleri birleştirirler. Bu olgunun çocuğunuzda gelişmesi için;

- Çocuğunuzun farklı müzikler dinlemesini sağlayın (klasik, caz, halk müziği…)- Müzik dinlerken istediği gibi hareket etmesine olanak sağlayın. Ona belirli figürler öğretmeye çalışmayın, kendi hareketlerini yaratmasına imkân sağlayın.

Sesleri keşfetme ve belirleme yeteneği

Çocuklar etraflarında birçok ses duyarlar ve çoğu zaman bu seslerin farkına bile varmazlar. Bu sesleri fark edebilmeleri için yardıma ihtiyaçları vardır. Onlar için;

- Çevrenizdeki farklı sesleri bulmaya çalışın ve bu sesleri çocuğunuzun da fark etmesini sağlayın. Örneğin; kuşların cıvıltısı, rüzgârın sesi…- Kullanılabilmesi için basit müzik aletleri edinin. Örneğin; blok flüt, tef… Çocukların bir şeyi öğrenmesinin en iyi yolu o şeyi kendisinin denemesidir.- Eğer müzik aletleri yoksa onlara ses çıkartan çeşitli materyaller sağlayın. Bazen bu materyaller çocuklara daha çekici gelebilir. Örneğin; tencere kapakları, kaşıklar…- Onlarla beraberken sessiz anlar yaratmaya çalışın ve sessizliği anlamasına yardım edin.- Çocuğunuzun ilgisini çeken sesleri belirlemeye çalışın ve bu ses-leri daha çok işitmesine yardımcı olun.- Çocuğunuzu duyduğu sesleri anlatması için teşvik edin. Örneğin; rüzgârın sesi nasıl çıkıyor? Bana gösterebilir misin?- Çocuğunuzla ses tahmin etme oyunu oynayın. Çeşitli sesleri taklit edin ya da dinletin ve bu seslerin kime ait olduğunu ona sorun ve tahmin etmesine yardımcı olun.

Şarkı söyleme potansiyelini keşfetme yeteneği

Çocuklar etraflarında birçok ses duyarlar ve belli bir süre sonra bu seslerle seslerin sahiplerini eşleştirmeyi becerirler. Örneğin; sizin sesinizi sizi tanımaya başladıktan kısa bir süre sonra algılamaya başlarlar. Bu yeteneğin onlarda gelişebilmesi için:- Onlar şarkı söylerken onları cesaretlendirecek konuşmalar yapın ve kendi sesini tanımasına imkân sağlayın. Örneğin; bu şarkını çok beğendim, bana da öğretir misin?- Yine onlar şarkı söylerken kayıt yapın ve daha sonra beraber dinleyin.

Page 20: Etilife Nisan 2010

18 | Etilife | Nisan ‘2010

sağlık

Yediklerimizi kısmak için ne kadar uğraşırsak uğraşalım, ki-lolar yerleşmeye devam ediyor. Peki ince kalmaya çalışmak neden bu kadar zor? Yoksa bedenimizi hiç tanımıyor

muyuz? Gözünüz pastanın ikinci diliminde ama almamaya karar verdiniz, çünkü kilonuza dikkat ediyorsunuz. Fakat arkadaşınız üçüncü dilimini yiyor. Nasıl istediği her şeyi yiyip de ince kalabili-yor? Kendi kendinize ‘metabolizması benimkinden hızlı olmalı’ diye düşünüyorsunuz. Fakat Jill Fullerton-Smith, ince kişilerin metabolizmasının aslında şişmanlarınkinden daha yavaş olduğunuz söylüyor: “İnce insanların daha hızlı değil, daha yavaş metabolizmaları vardır. Nasıl büyük bir araba küçük bir arabaya göre daha fazla benzin yakarsa, iri bir beden de küçük bir bedene göre daha fazla yakıt yakar. Her gün kullandığınız yakıtın miktarı, yani kaloriler, sizin metabolik hızınızdır. İnce arkadaşınızın metabolizması sizin-kinden yavaştır ve yediklerini size göre daha yavaş yakar. Aşırı kiloluysanız ve fazla kiloları vermek istiyorsanız, metabolizmanızın nasıl çalıştığını anlamanız önemlidir. Sürekli yaktığınızdan daha fazla kalori alıyorsanız, kilo alırsınız. Bu bu kadar basit-tir. Harcamadığınız her 7 bin 700 kalori için bir kilogram beden yağınız olur. Ekstra her 3 bin 500 kalori için de 453 gram. Ve kilo aldığınızda metabolizma hızınız artar, sonunda aldığınız enerji ile yaktığınız enerji tekrar dengelenir.”

1 SAATTE HARCANAN KALORİSaatte harcadığınız kalori büyük oranda ne yaptığınıza bağlıdır. Aşağıdaki rakamlar 70 kilo ağırlığında kırk yaşındaki bir kadın için geçerlidir:- Bir saat sakin oturmak: 90 kalori- Bir saat yürümek: 280 kalori- Bir saat jogging: 750 kalori

AÇKEN iÇiLEN SU iŞE YARAMAZLif, tok tutucu bir gıda tipidir. Lif oranı yüksek beslenme daha uzun süre tok kalmanıza yardım edecek, toplamda daha az kalori almanızı sağlayacaktır. Sağlığınız için de yararlıdır. Lif, tahıl, bakliyat, meyve, çiğ ve az pişmiş sebzeler gibi, bitkisel gıdalarda bulunur. Lif, çok az kalori verir, ama şişirir. Mideniz boş olduğunda bol miktarda ghrelin üretir, bu da beyindeki ‘yeme isteği düğmesi’ne basmasına neden olur. Yemek yedikten sonra mide duvarınız gerilir ve ghrelin (açlık hormonu) üretimi durur. Lif, bir sünger gibi davranır, mideden geçerken suyu tutar ve emer. Bol su içeren yiyecekler tokluk hissini artırabilir. Yemek-ten önce içeceğiniz bir bardak suyun faydası olmaz, çünkü mide sıvıların geçip gitmesine izin verir. Düşük kalorili çorbalar karnınızı doyurmanın başka bir yoludur. Su gıdayla karışık olmalı ki, mid-eden geçip gitmesin.

Açlığı geciktirmenin bir başka anahtarı da proteindir. Proteinden yana zengin gıdalar genelde yağlı ya da karbonhidrat oranı yüksek gıdalara göre, daha doyurucudur. Protein yüklü gıdalar arasında yağsız et, balık, baklagiller, tofu ve kabuklu yemişler bulunur.

Kalsiyum etkisiGenellikle insanlar kalori kısıtlamalı bir rejime başladıklarında, vazgeçilen ilk şeylerden biridir peynir. Süt ürünlerinin genel olarak yağ oranı yüksek olma ünü vardır. Fakat araştırmacılar, 1980’lerde beslenme ile kan basıncı arasındaki ilişkiyi incelerken kalsiyumun kilo verdirici etkisini rastlantı eseri gördüler. Bu etki

tartışılıyor ama onlarca araştırma bunun gerçek, en azından aşırı kilolu olanlar için gerçek olduğuna dair kanıtlara kanıt ekliyor. O halde, ara sıra mideye bir parça güzel pey-nir indirmek düşündüğünüz kadar kötü değil. Az yağlı olanları seçerseniz, yoğurt, peynir ve sütü düzenli olarak hayatınıza tekrar katabilirsiniz. Muhtemelen bunlar olmadan verdiğinizden daha fazla kilo vereceksiniz. Toplam kalori alımınız aynı olsun ama daha

fazla süt ürünü tüketin, böylece kilo verebilirsiniz. Bunun için;- Bir litresinde 700 mg kalsiyum içeren, az yağlı süt veya yoğurdu, kahvaltı gevreklerinin üzerine dökün.- Soğuk milkshake ve sıcak sütlü çikolata için.- Sütlaç ve sütlü irmik tatlısı gibi, sütlü tatlıları yeniden keşfedin.- Doğranmış taze yaz meyveleriyle yiyin.- En sevdiğiniz meyveyle karıştırarak içecek hazırlayın.- Salatalar için yoğurtlu sos ya da atıştırmalık sebze dilimleri için batırma sosu hazırlayın.- Doğal olarak az kalori içeren lor peyniriyle salata yapın.

TOKLUK iÇiN 5 ÖNERi1-İştahınızı dizginleyin, daha az yersiniz. Düşük enerji yoğunluklu yiyecekler daha az kaloriyle iştahınızı bastıracaktır.2-Su içeriğinin yüksek olmasına bakın: çorbalar, sebzeler, meyveler3-Az yağlı seçenekleri tercih edin, çünkü kalorilerin çoğu yağlardan gelir.4-Lif oranı yüksek yiyecekler seçin: tam gıdalar, meyve ve se-bzeler. Bu tür yiyecek- ler midenizde şişer, tokluk hissetmenizi sağlar.5-Protein yönünden zengin gıdalar, yağsız et, balık ve yemişler, uzun süre sizi tok tutar.

Neden yiyenler zayıf yemeyenler şişman?Yüzleşmemiz gereken gerçek; çoğumuz sürekli diyet yapıyoruz!

Page 21: Etilife Nisan 2010

19

Vücudumuzda ne kadar mikrop yaşıyor?

Büyükşehirlerde yaşamanın en büyük handikaplarından biridir, çevreden bak-teri ve virüsleri kaparak hasta olmak.

Otobüste yanına oturduğumuz birinin nefesinden veya inmek istediğimizde bastığımız düğmeden dışarıdaki mikroplar kolaylıkla

üzerimize bulaşabilir, aynı şekilde biz kendi mikrobumuzu başkasına bulaştırabiliriz. Temas ettiğimiz yerden bulaşan bu mikroplar akıl almaz bir hızla çoğalarak bizi hasta edebilir.

Peki hiç düşündünüz mü insan vücudunda ne kadar mikrop yaşıyor?

Cildinizde bulunan ortalama bakteri nüfusu her santimetre kare başına bin 500 ile 100 bin arasında değişiyor. Bu tüm vücudunuzda-

ki bakterilerin ihtiyatlı nüfusunun 50 milyon bakteri olduğu anlamına geliyor. Bu bakteriler, her 20 dakikada ideal koşullarda bölünebiliyor.

Böylece ortalama bir ömür boyunca 100 trilyon bakteriye ev sahipliği yapıyorsunuz. Kişisel temizlik ve hijyene dikkat etmediğinizde de bu bakter-

ileri ve mikropları şehirdeki bütün insanlara bulaştırabilirsiniz.

Anestezi yüzde 100 güvenli mi?Modern monitörler, daha iyi ilaçlar ve en önemlisi bunları kulla-nabilecek anestezi uzmanlarının varlığı anesteziyi gün geçtikçe daha güvenilir hale getiriyor.

BBC Focus’ta yer alan haberde, anestezi bilimindeki ilerleme-ler kadar, doktorlar da vücutta daha az direnç gösteren, kontrol-lü dozlarda farklı ilaç kombinasyonları kullanıyorlar ve operasyon süresince hastaları çok dikkatli bir şekilde gözlemliyorlar. 50 yıl önce ameliyatlarda ölen hastalar, şimdi güvenli bir şekilde ameli-yattan sağ çıkıyorlar. Fakat, günümüzde sadece daha hassas, na-rin ve dayanıksız insanlar için anestezi risk oluşturabiliyor.

Doğum kontrol yöntemlerine bir yeni-si daha eklendi... Cinsel ilişkiye girildik-ten 5 gün sonra bile kullanıldığında ha-mileliği önleyen hap üretildi.ABD’de “HRA Pharma” adlı firma ta-rafından üretilen doğum kontrol hapı, 1241 kadın üzerinde denendi. Cinsel ilişkiye giren kadınların yüzde 97.9’u hapı kullandıktan sonra, ilişkinin ardın-dan 5 gün geçmesine rağmen hami-le kalmadı. Amerika’da piyasaya sürü-len doğum kontrol hapının Avrupa’da satışa sunulacağı ilk ülke ise Almanya olacak. “Ertesi gün hapı” olarak bilinen “acil doğum kontrol hapları” (kontraseptifler), günümüzde birçok çift tarafından tercih ediliyor. Ancak uzmanlar, acil kontraseptif-lerin bir doğum kontrolyöntemi olmadığını, halihazırda kullanılan doğum kontrol yönte-minin başarısız olacağını düşündüğünüz durumlarda kullanılma-sı gerektiğini söylüyorlar. Doktorların ayda 1 kereden fazla kulla-nılmasını önermedikleri bu haplar, şu anda ilişkiden 72 saat son-raya kadar alındığında gebeliği önlemede ciddi etki sağlıyor. Yeni üretilen hap ise 5 gün geçse bile etkili oluyor.

İstenmeyen Hamileliğe Karşı Yeni Hap

Page 22: Etilife Nisan 2010

20 | Etilife | Nisan ‘2010

eğitim

Çocuğum diş fırçalamıyor...Çocuklara diş fırçalama kültürünü vermek zor değil.

Çocukların birçoğu dişlerini fırçalamak istemez ya da zorla fırçalar. Anne ve babaların en zorlandığı konu çocuklara diş fırçalama alış-kanlığını kazandırmaktır. Çünkü çocukların dişleri yetişkinlere göre daha çabuk çürür. Dişlerinin çabuk çürümesindeki en önemli etken de fazlaca tüketilmesine izin verilen şeker, çikolata, cips gibi gıda-lardır. Diş Hekimi Çağdaş Kışlaoğlu çocuklarda diş fırçalama eğitimi için anne ve babalara önerilerde bulundu.

Çocuklarda diş temizliğine ne zaman başlanmalıdır?

“Ebeveynler, çocukların diş temizliğine 6–8 aylıkken başlamalıdır. Bebekler katı gıdaları almaya başladıktan sonra öğün aralarında ve gece yatarken ağız temizlikleri yapılmalıdır. Annelerin bir pamuğu hafif nemlendirerek dişlerin çiğneme yüzeylerini temizlemeleri iyi olur.”

Diş Fırçalama eğitimine ne zaman başlanabilir?

“Çocukların ileriki yaşlarda bu alışkanlığı sürdürmesinin en kolay ve etkili yöntemi erken yaşlarda dişlerin fırçalanmaya başlanmasıdır. Diş fırçalama eğitimine ise bebeklerin arka dişleri çıkmaya başla-dıktan sonra başlanmalıdır. İlk fırçalama girişimleri düşünüldüğün-den daha zor olabilir. Fakat zamanla bu bebeğinizin de hoşuna gi-den bir alışkanlık halini alacaktır. Süt dişlerinin yeni çıkmaya başla-dığı zamanlarda fırçalamanın düzenli olarak yapılması dişetlerine masaj etkisi yaparak bebeğinizin rahatlamasına ve diş çıkarken his-settiği ağrılarının azalmasına sebep olacaktır.

Çocuklarda nasıl bir diş fırçası ve macun kullanılmalıdır?

“Çocuklar için diş fırçası seçimi yapılırken öncelikle çocuğun ağız ve diş yapısına uygun yumuşak ve naylon kıllardan üretilmiş bir diş fır-çası seçilmelidir. Çünkü diş fırçasının sert olması çocuğun dişetleri-ne zarar verebilir. Eğer çocuk dişlerinde bir acıma hissi ya da kana-ma görürse korkar ve dişlerini fırçalamaktan vazgeçebilir. Bu yüz-den diş fırçası önemlidir. Diş macunu olarak florürlü diş macunları tercih edilmelidir. Diş macunu bir nohut tanesi büyüklüğünde kulla-nılmalı, diş fırçası düzenli olarak 6 ayda bir değiştirilmelidir. Çocuk-ların dişleri günde 2 kez sabah kahvaltısından sonra ve gece yat-madan önce 3’er dakikalık periyotlarda fırçalamalıdır.”

Çocuklara diş fırçalama nasıl sevdirilebilir?

—Çocuğunuzla aynı anda dişlerinizi fırçalayın. Çünkü çocuklar anne ve babalarının davranışlarından etkilenir.

—Çocuklara çeşitli renklerde sevdiği birkaç fırça alın. Böylece de-ğiştirerek kullandığı zaman bunu bir oyun haline getirebilir. Bu alış-kanlığı daha kolay kazanır.

—Çocuğunuza onun sevdiği çizgi film karakterlerinin bulunduğu pi-yasada satılan diş fırça ve macunlardan alarak diş fırçalama işlemi-ni daha sevimli bir hale getirin.

—Çocuğunuzun boyuna uygun bir diş fırçalama panosu oluşturun.

—Önce kendisinin dişlerini fırçalamasına izin verin daha sonra ör-neklerle ona gösterin.

—Oyuncak bebeklerinin ya da oyuncaklarının dişlerini fırçalamala-rını isteyin. Böylece herkesin dişlerini fırçalaması gerektiğine ina-nacaktır.

—Çocuklarınıza diş fırçalama alışkanlığının yanı sıra doğru beslen-me alışkanlığını da kazandırmanız çok önemlidir. Şeker, çikolata, cips gibi yiyecekleri sınırlı tüketmesine izin verin.

—Şeker ve benzeri ürünleri yedikten sonra bir ayna yardımıyla diş-lerinde ki şeker artıklarını gösterin. Fırçaladıktan sonra da tekrar bir ayna yardımı dişlerini çocuğunuza gösterin. Böylece dişlerinin temiz olduğunu görmesi ona bu işlemin gerekli olduğunu düşün-dürecektir.

Page 23: Etilife Nisan 2010

21

Okul öncesi eğitimin yararları

►Yaratıcı, bilimsel ve eleştrisel düşünme becerisi

gelişir.

►Bağımsız davranışlar edinir

►Hayal gücü genişler.

►Kendi duygılarını tanır ve nedenini öğrenir.Duygu-

larını ifade edebilme becerisi kazanır.

►Başkalarının duygularını tanıyarak empati

kurmayı öğrenir.

►Sorunlarla başa çıkma yetisi gelişir.

►Öz bakım becerileri kazanır.

►Psikomotor gelişimi desteklenir.

►Etkileşimde bulunma ve iletişim kurma

becerileri artar.

►Yaşadığı ortamı gözleme, veri elde etme ve bu

verileri aktarma becerileri edinir.

►Arkadaşlar edinir; arkadaşlık kurmayı ve arkadaş-

lık ilişkilerini öğrenir.

►Kendini daha iyi tanıma olanağı bulur ve başkala-

rıyla benzer ve farklı olan özelliklerini ayırt eder.

►Okumaya karşı ilgi duyar.

►Sorumluluk sahibi olur.

►Sanata ve estetiğe olan ilgisi çoğalır.

Okul öncesi eğitimin sayısız yararlarından 15 tanesini sizlerle paylaşıyoruz...

Page 24: Etilife Nisan 2010

22 | Etilife | Nisan ‘2010

sağlık

Bu formüllerle hastalıklar çok uzağınızda...

Altın kuralları not edin hayatın keyfine bakın.

““

Gökkuşağını yiyin:

Bu aylarda kırmızı lahana, turuncu havuç, beyaz laha-na, yeşil brokoli, elma... Yazın da kırmızı domates, mor patlıcan, yeşil fasulye ve diğerleri... Ancak renkli bes-lenirken mevsime ait sebze ve meyveleri tüketmek önemli.Uzmanlar sebze ve meyvelerin içerdikleri beta-karoten gibi renkli maddelerin, anti oksidan özellikle-ri nedeniyle kanser riskini azalttığı konusunda hemfi-kirler. Avrupa Kanser Araştırma Merkezi’nin (EPIC) ve-rileri de bunu doğruluyor. Bu yüzden ajandanıza gün-de 5 porsiyon meyve sebze yeme ve bunların da fark-lı renkte olmasına dikkat etme notunu düşebilirsiniz.

Yeterli miktarda sıvı tüketin:

Gün içinde vücut ağırlığınızla orantılı olarak, her bir kilo için yaklaşık 35 - 40 miligram oranında sıvı tüketme-niz öneriliyor. (Örneğin 60 kiloysanız günde 2-2,5 lit-re sıvı tüketmeniz gerekir.) Sıvı tüketiminin eksik ol-ması halinde organlardaki oksijen ihtiyacı artar ve kan basıncı düşer. Bu da baş ağrıları ve kalp sıkışmasına neden olabilir. Diğer yandan içmeniz gereken sıvı mik-tarının tamamının sudan karşılanması gerekmiyor. İç-tiğiniz çorba, yediğiniz meyve-sebzeyle de sıvı ihtiya-cının bir kısmı zaten karşılanıyor. Bunun yanı sıra içe-ceğiniz su, süt, ayran ve bitki çayları ile günlük sıvı ge-reksinimini karşılamış olursunuz.

Kasları kuvvetlendirin:

Çalışırken ofiste sürekli oturmak ve çok az hareket etmek durumunda kalıyorsanız, bu açığınızı kapata-cak egzersizleri mutlaka önemsemeniz gerekiyor. En azından gün içinde 10-15 dakika kendiniz için zaman ayırın ve sırt, kalça ve karın kaslarınızı hareket etti-rin. 40’lı yaşlardaysanız bu tarz egzersizler çok daha önem kazanıyor. Çünkü artık kaslarınızın yağ duvarla-rıyla kaplanması ve önleminin alınması için geri dönül-mez bir sürece girmektesiniz.

İyi bir öneri:

Domates suyu içmek. (Hem sıvı ilave olarak da C vi-

tamini almış olursunuz. Karabiberle mükemmel bir tat kazanıyor.)

Gülün:

Uzmanlar, bir dakikalık gülüşün neredeyse 45 daki-kalık bir gevşeme egzersizi ile eşdeğer olduğu kanı-sında. Strese karşı mücadelenin sürekliliği için de ol-dukça gerekli bir eylem bu. Üstelik unutmayın; gülün-ce mutluluk hormonuyla birlikte ağrılarınızı azaltacak maddeler de salgılanıyor.Hesap kitaplarla geçen yoğun iş temposundan kur-tulmak için zamanı doğru ayarlayıp, iyi bir yönetim planı çıkarmak gerek. Böylece neyi ne zaman yapa-cağınızı bilerek en azından stresin de önüne geçmiş olursunuz.

Masaj yaptırın:

Duruş bozuklukları ve sırt ağrılarından şikayet ediyorsanız,daha fazla vakit kaybetmeden hem be-deninize hem de ruhunuza iyigelecek bir masajı ay-lık listenize dahil edebilirsiniz. Ayrıca bu tarz gevşetici ve rahatlatıcı uygu-lamalar sayesinde kan basıncınız da doğal ritmini bulacaktır.Konsere ya da tiyatroya gidin: Bu, sevdiğiniz bir sa-natçının konseri ya da klasik bir mü-zik konseri de olabilir. Önemli olan, ru-hunuzu sesleyecek ve size keyif vere-cek bir aktiviteye her ay katılmaya ça-lışmanız. Üstelik kitap okumak da bu madde kapsamında iyi gelecek aktivi-telerden biridir.

Yardımsever olun:

Amerika’da yapılan araştırmalardan elde edilen bulgularda, başkalarına yardımcı olmaya çalışan ve birbirine çözüm üreten kadınlar arasında daya-nışma duygusuyla paralel olarak dep-resyon ve menopozun getirdiği sıkın-tıların hafiflediği görülmüş.

Page 25: Etilife Nisan 2010

23

Bahar Ayı Güzellik TrendleriDudaklara bahar bakımı yapınHer zaman her yerde dudaklarınızdan hiç eksilmeyecek bir kok-teyl tadına ne dersiniz? Blistex Fruit Smoothies; çilek ve orman meyveleri, kavun ve tropik tatlar gibi özel aromalarıyla, dudak-larınızı nemlendirerek koruyor.

Selülitle savaş dönemi geldiDoğal cilt bakım ürünleri ile tanı-nan NUXE, selülitle aranızdaki sa-vaşta, dengeleri değiştiriyor. NUXE; şaşırtıcı sıkılaştırma ve şekillendirme özellikleri ile sıradışı etkiler yaratan Anti-Selülit Krem Jel ve İn-celtici Masaj Yağı ile kusursuz bir görünüm vaat ediyor.

Rengarenk tırnaklarAmway’in renkli kozmetik markası ARTISTRY, yepyeni ojeler ile renkli dünyasını genişletiyor. ARTISTRY Oje artık çok daha çe-kici ve çok daha renkli. Soyulmaya ve çatlamaya karşı da uzun süre dayanıyor.

Güne taze bir başlangıçLüks yaşam markası Jo Malone, Japon tütsü geleneği Kohdo’nun çağdaş bir yorumu olan Kohdo Wood Koleksiyonu’nu çıkardı. Koleksiyondaki Lotus Blossom&Water Lily adlı parfüm, gün içi kullanımı için birebir.

Ebululla Mardin Cad. 4. Gazeteciler Sitesi No:133 Levent / İstanbul

Tel: 0212 279 50 41- 0212 268 34 47

Kendinizi Bizimle Yeniden KeşfedinDOĞRU ZAMAN + DOĞRU KİŞİ + DOĞRU YÖNTEM

MÜKEMMEL SONUÇ

Enstitümüzde,M.D FORMULATION-GUINOT-PHYTOMER-SKINTECH Markaları Kullanılmaktadır

CONTOUR & MAKE-UP

CİLT BAKIMLARI

VÜCUT GÜZELLİĞİ BAKIMLARI

DİĞER BAKIMLAR

Göz Çevresi Kaş ve DudakYara İziOrganik Gıda Boyaları İle Derinin Altına Mineral Özünün Aşılanması Kişiye Özel Renk Seçimi

Vücut PeelingiSelülit BakımlarıStarvac Alet UygulamalarıSırt ve Göğüs Bakımları Aroma Therapy, İsveç Masajı

Collagen Cilt BakımlarıNem ve Çizgi bakımlarıLifting BakımlarıGöz ve Boyun BakımlarıKimyasal Peeling(Leke ve Akne Tedavisi)

Gece ve Gündüz MakyajıKaş ve Kirpik BoyamaTakma Kirpik ve Kirpik Permasıİğneli ve Jelli EpilasyonParafinli El ve Ayak BakımlarıSir Ağda

OESTETIK MERKEZI

Porttakal Kabuğu Görünümünde

%85 AZALMA

Bölgesel Ödemlerde

%70 AZALMA

Bölgesel Ağrı ve Doku Sertleşmesinde

%95 AZALMA

Ciltte

%65 RAHATLAMA

Page 26: Etilife Nisan 2010

24 | Etilife | Nisan ‘2010

sağlık

Aman bahar aylarında gözünüzü hasta yatağında açmayın!

Bahar ayının uçarılığına kapılmayın...Bahar ayının uçarılığına kapılmayın...

Kış mevsiminin bitip, baharın başladığı Mart Nisan aylarında en-feksiyon hastalıklarının görülme riski artar. Mevsim değişikliği durumunda kişilerin beslenme alışkanlıklarının hayat düzenle-

rinin değişmesi ile birliktebağışıklık sisteminin de etkilenmesi sonucu hastalıklarda artış gözle-nebilir. Genellikle ısınan havanın ve çevre şartlarının da rolü ile bazı parazit ve bakterilerin ortamda çoğalması enfeksiyonların gelişme-sinde etkili olur.

ÜSYE ve allerjik hastalıklar sık görülüyor

Bahar aylarında grip, soğuk algınlığı gibi üst solunum yolu enfeksiyonları(ÜSYE) daha sık görülür. Kişiler öksürük, boğaz ağrısı, burun akıntısı, yaygın vücut ağrıları, halsizlik ve yorgunluk şikayeti ya-şayabilir. Saman nezlesi,polen allerjisi, mevsimsel allerjik rinit de en sık görülen alerjik reak-siyonlardır.Isınan hava ile birlikte su ve gıda ile bulaşan bazı parazit ve bakterile-rin de etkisi ile ishaller ortaya çıkabilir.

Bahar yorgunluğu da olabilir

Mevsim dönüşlerinde vücudumuzdaki bir takım reaksiyonlar da has-talık gibi algılanabilir. Kış aylarında kısa süren gündüz ve uzun sü-ren gecede kişiler biyolojik saatlerini, beslenme programlarını, uyku düzenlerini ve hayat tarzlarını mevcut duruma göre ayarlar. Baharda günlerin uzaması ile birlikte daha uzun süre dışarıda kalan kişiler ısı-nan havanın da etkisi ile daha fazla sıvı kaybettiği için vücut bu duru-ma alışana kadar çeşitli sorunlarla karşılaşabilir. Uykuya ayrılan za-mandan çalınıyor, sıvı tüketimi azalabiliyor ve kişiler kendilerini daha yorgun ve halsiz hissedebiliyor.

Sağlıklı beslenme altın kural

Uzayan gündüz süresi ve aktivitelerle birlikte güne sıkı bir kahvaltı ile başlanmalıdır. Öğün atlamamak çok önemlidir. Lifli sebze ve meyvele-rin tüketilmesi önerilir. Sağlıklı beslenmede karbonhidrat yağ ve pro-teinleri dengeli ve yeterli biçimde almak gerekir. Taze meyve ve seb-zelerin tüketilmesi ile vücudun ihtiyacı olan vitamin ve mineraller kar-şılanabilir.

Su için, içirin

Erişkinlerin günde 2- 2,5 lt sıvı tüketmesi uygundur ancak bilindiği gibi en sağlıklı içecek sudur. Havanın daha sıcak olduğu ve aktivitenin artığı zamanlarda çay, kahve, meyve suyu, çorba tüketimi ile birlikte 2,5- 3 lt sıvı tüketilmelidir.

Erken çıkan çileğe eriğe kanmayın

Meyve ve sebzeyi mevsiminde tüketmek en doğrusudur. En doğal ve sağlıklı meyve sebze, doğal ikliminde ve zamanında yetişenidir. Suni şartlarda ve hormonlu yetiştirilenler ürünler aynı besin değerini taşı-maz. Uygun sıcaklık ve çevre şartlarında yetiştirilen sebze meyveler tercih edilmelidir.

Lahana stili giyinin

Ani ısı değişikliği durumunda çok kalın ve ince giyinmek de doğru de-ğildir. Soğuk ve sıcağa bağlı olarak vücut direnci düşeceğinden kişinin yaşadığı çevrenin şartlarını bilip ona göre hareket etmesi çok önem-lidir. İnce katlar halinde, terletmeyen kumaşlardan oluşan kombinas-yonlar tercih edilmelidir.

Gerekirse uzman yardımı alın

Mevsim dönümlerinde vücudun yeni şartlara alışabileceği zamana ka-dar geçen sürede beslenme ve uyku düzenine sıvı alımına önem ve-rerek bireysel korunma yöntemleri uygulanabilir. Uzun süren hastalık belirtilerinin olması halinde mutlaka bir hekime başvurulmasını öne-riyoruz.

Page 27: Etilife Nisan 2010

25

Zayıflamak isteyenlere narenciye özü...

Doğal ve herhangi bir yan etkisi olmayan yepyeni bir zayıflama yöntemi olarak narenciye özleri önplana çıkmaya başlıyor. Öğütülmüş gerçek bitki tozlarıyla birlikte doğal yöntemlerle hiç bir diyet uygulamadan incecik bir vücuda sahip olabiliyorsunuz.

Yağları çözen turuncu çareBu yöntemle kendilerine başvuran 1000 dolayında kadını zayıf-lattıklanı söyleyen Herbalium’un sahibi ve Doğal Ürün Uzmanı Vol-kan Kurt, “Kilo verme işini bir hapa havale edip sağlığınızı tama-men bozmaktan vazgeçmelisiniz. Onların kalbe zararlı yan etkile-rinin olduğu artık herkesçe biliniyor. Bütün bunlardan dolayı çeşit-li diyetleri deneyip, başaramamış kadın ve erkekler, gebelikte kilo alanlar, “çok boğazlıyım” diye yakınanlar ve aşırı şişmanlayan er-genler narenciye ve bitki özleri yoluyla inceliyor. Fazlalıklardan bir daha gelmemecesine kurtuluyor” dedi. Zayıflayan kadınlara pro-masyon olarak göbek yağlarını kolaya eriten ve sarkmayı önleyen bitki yağı da hediye eden Herbalium zayıflama kurumu şimdiye ka-dar 1000 dolayında kadının kilo vermesini sağladı. Bu ürünlerin sitesi www.herbalium.net’e başvuran kadınlarden biri olan Aysun Özyurt , daha ilk ayda sonuç aldığını ve şimdiye kadar bir türlü ve-remediği kilolarınden bu yolla kurtulduğunu söyledi. Herbalium’un bir de etkinliği var: Her ay zayıflayan kadınların bazıları burada bir araya geliyor ve deneyimlerini paylaşıyor

Kilolar bir daha geri gelmiyorDiyetsiz incecik yapan özler portakal ve limon özlerinden, bazı çe-kirdeklerden ve bitkilerden üretiliyor. Bu sezon kilo sorunu olanla-rın “turuncu çare”yi denediklerinde pişman olmayacaklarını anla-tan, Volkan Kurt, en büyük sorun olan bölgesel zayıflama hakkın-da da şunları söyledi:

“Bazı narenciye meyvelerinden ve şifalı bitkilerden özel yollarla elde edilen zayıflatan öz, ‘uçucu yağ’ formunda. Suya damlatılarak kullanılıyor. Bunun yanı sıra öğütülmüş bazı şifalı bitkiler de kulla-nılıyor. Bu narenciye özleri, yağları bir daha gelmemecesine çöze-rek bedenden atıyor ve herhangi bir yan etki olmadan forma ka-vuşturuyor.

Romatizmaya bitkisel çözümRomatizma özellikle nemli bölgelerde yaşayan insanlar için büyük bir problem taşımaktadır. Romatizmal hastalıkları evinizde, ilaç kullanmadan, bitkisel yöntemlerle çözebilirsiniz. Aynı zamanda bir çok sağlık probleminin çözümü olarak kullanılan papatyaların fay-dalarını uzmanlar açıklıyor.

Yatıştırıcı, tonik ya da boğaz ağrıları antiseptiği olarak, yaş veya kurumuş çiçeklerinden hazırlanan infüzyon olarak uygulanan, gün-de birkaç kez de içilebilen papatya, uykusuzluğa ve cilltteki akne-lere de iyi geliyor. Uzmanlar, bu çiçeğin diğer etkilerini şöyle sıra-lıyor:

Akne durumunda bu infüzyonla yüz yıkanıp kurulanırsa cildi temiz-ler.

Romatizma ağrılarına karşı, zeytinyağında 10-15 gün kadar bek-letilen çiçekleriyle elde edilen özü ağrılı yerlere uygulanır.

Saçlara çok yararlı olan bir banyo suyu hazırlamak üzere çiçekle-ri suda kaynatılır. Bu banyo suyuna daldırılan tarakla saçlar taranır.

Cep telefonları uyku problemine sebep oluyorYapılan araştırmalara göre, cep telefonundan yayılan radyas-yonlar kişinin uyku düzeninin bozulmasına ve daha kısa süre uyumasına sebep oluyor.

Ayrıca baş ağrısı ve hafıza sorunlarına da neden olduğu belirtil-di. Yapılan açıklamada,cep telefonlarının yol açtığı en büyük ris-kin, bedenin kendini yenilediği derin uyku süresinin azalması ol-duğu belirtiliyor. Özellikle gençlerde, gece geç saatlerde cep te-lefonu kullanımının ruhsal değişimlere, kişilik problemlerine ve dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu gibi sorunlara neden olabileceği açıklanıyor. Yaşları 18 ile 45 arasında olan 71 kişi-nin katıldığı çalışmada, katılımcıların %38′i cep telefonu kulla-nımına bağlı olarak stres hormonları, performans, ve uyku ile il-gili problemlerinin olduğunu bildirdi.Yapılan çalışmada katılımcılara radyo dalgası verildiği ve perfor-mans ve hafıza testleri ile ruhsal durumlarının ve semptomların değerlendirildiği açıklandı.

Sonuç olarak, radyo dalgasına maruz kalan kişilerin derin uyku-ya yaklaşık altı dakika daha geç geçtikleri gözlemlendi.

Page 28: Etilife Nisan 2010

yoga academy

““Yoga ve Sağlık

Yoga çalışmalarının ilk meyveleri; mükemmel sağlık, az atık madde, parlak bir cilt, hafif bir

beden,hoş bir koku ve tatlı bir ses Şvetaşvatara Upanişada

Yoga sistemini bütünüyle doğru bir şekilde anlamak ve anlatmak için bilgileri, Yoga sis-teminin orijinal kaynaklarından öğrenmek gerekir. Günümüzde Yoga konusunda in-sanlara sunulan bilgilerin çoğu yanlış ve ek-sik bilgilerdir. Bu nedenle yaygınlaşmış söz-de yoga türlerinden ve ekollerinden bahse-dilerek birçok tartışma, yanlış anlaşılma ve fikir zıtlaşmalarına neden olunmaktadır. So-nuçta insanlar Yoganın çok çeşitli olduğu-na inanmaktadır. Tartışmalar ise hangi tü-rün daha iyi olduğu konusunda sürüp git-mektedir.Bu yazıda sizlere, Yogayı özgün kaynaklar-dan yani Orijinal Yoga Sistemi’nden alıntı-larla anlatmaya çalışacağız. Yoga kelime-si ile Orijinal Yoga Sistemi’ni kastediyordur.Orijinal Yoga Sistemi, dünyanın ilk yazılı ki-tapları olan Veda edebiyatında açıklanmak-tadır. İnsanı tüm yönleriyle geliştirmek için sekiz basamaktan oluşmaktadır. Sekiz ba-samaklı sistemde, somuttan soyuta giden basamaklar ve her basamakta da binler-ce değişik teknik içermektedir. Basamak-lar birbirini tamamlayarak insan hayatının tüm boyutlarını kapsamakta, olumlu etkiler yaratmakta, canlandırmakta, dengelemekte ve geliştirmektedir.

Yoganın sayısız faydalarından yaralanan in-sanoğlu yüz binlerce yıldır Yoga yapmak-tadır. Günümüzde daha çok Yogayı fiziksel egzersizler olarak görmek ve uygulamak bu sayısız faydalardan mahrum kalmak an-lamına gelir. Şimdi size Orijinal Yoga Sis-temiyle yapılan derslerimizde, hangi basa-

makların olduğunu açıklarken Yoganın bu sayısız faydalardan da bahsetmiş olacağım.Orijinal Yoga Sistemi’nin ilk basamağı olan Yama icra edildiğinde kişi pozitif enerjiyle dolar ve olumlu eğilimleri güçlenir. Kendini evrende ayrı ve üstün olarak değil, evrenin bir parçası olarak hisseder.

Niyama olarak bilinen prensipler hayata ge-çirildiğinde negatif enerji atılır ve kişinin olumsuz eğilimleri giderilir. Kişi kendisinin evrendeki tüm canlı varlıklarla bir aile oldu-ğunun farkına varır.

Asana olarak adlandırılan duruşlar Yoganın sadece bir basamağıdır. Yoga duruşları ile omurgayı çeşitli şekillerde çalıştırarak es-nek, güçlü ve sağlıklı kılmaktayız. Yoga fel-sefesine göre ‘’Esnek omurga genç beden demektir.’’Böylece bedensel denge ve ko-ordinasyon gelişmekte, beden duruşu dü-zelmekte, yerçekiminin etkisini azaltarak kasların ve organların yaşlanmasını ve sark-masını frenlemektedir.

Enerji kontrolünü amaçlayan dördüncü ba-samakta uygulanan biyoenerji teknikleri sa-yesinde biyoenerji alanını güçlendirip, ge-nişleterek beden daha enerjik ve sağlıklı ol-maktadır. Ayrıca Pranayama olarak adlandı-rılan solunum teknikleri ile doğru nefes alıp vermeyi öğrenerek duygularımızı kontrol etmeyi öğreniyoruz. Birçoğumuz doğru ne-fes alıp vermeyi bilmiyoruz. Bu nedenle sık-ça solunum yolu rahatsızlıklarına, sinir sis-temi ve kalp rahatsızlıklarına yakalanmakta-

yız. Öğrendiğimiz nefes tekniklerini pratiğe dönüştürerek günlük yaşamımızda uygula-yabiliriz. Nefes farkındalığımızı zamanla ge-liştirerek duyguları yatıştırıp, zihni dinginli-ğe kavuşturup, kalp atışlarımızı düzene so-kabiliriz.

Pratyahara olarak bilinen tekniklerde de bi-linçli derin gevşeme uygulanarak yorgunluk, uykusuzluk giderilir, birikmiş gerginlik atılır. Bol bol enerji depolanır. Yine bu basamak-ta uygulanan Çakra teknikleri sayesinde be-dende bulunan enerji merkezleri uyandırıl-makta, aktifleşmekte ve sağlıklı çalışmak-tadır. Kundalini teknikleriyle de enerji mer-kezlerinin daha verimli çalışmasına, beyin kapasitesinin artmasına, enerji blokajları-nın çözülmesine, duyguların güçlenmesine, bilincin yükselmesine ve tüm organizmanın yenilenmesine katkıda bulunmaktadır.

Dharana, Dhyana ve Samadhi adı verilen son üç basamak ise odaklanma gücünü ge-liştiren konsantrasyon, meditasyon ve üs-tün meditasyon teknikleri uygulanıyor. Zi-hinsel gerginliğimizi atarak, duygusal hu-zursuzluk ortadan kalkıyor ve günlük kaygı-lardan uzaklaşıyor. Yaşamın temposunu ya-vaşlatarak zorluklarla daha kolay başa çıka-bilmektedir. Pozitif bakış açısıyla bakmayı öğrenip, olumsuzluk içeren olayların sonuç-ları büyütmeden kişi artık hiçbir şeye kız-mamaya ve öfkelenmemeye başlıyor. Duy-gusal tutarsızlık yok oluyor. Duygusal den-genin gelişmesiyle birey aşırı yemek yeme alışkanlığından kurtularak gerçekten acıktı-

26 | Etilife | Nisan ‘2010

Prof. Dr Akif Manaf / Yoga Academy

Page 29: Etilife Nisan 2010

27

““ğı zaman, besin değeri yüksek, sağlıklı ve doğal besinler tüketme-ye başlıyor. Stresli yaşamdan uzaklaşarak Yoga sayesinde özgüveni artan insanın cinsel yaşamının kalitesi de artmaktadır.

Bedensel ve zihinsel terapi Yoga sisteminin en önemli başarıların-dan biridir. Bu terapi evrensel uyum ve birleşme prensipleri üzerin-de kurulduğu için bu kadar güçlü ve etkilidir. Astım, diyabet, tan-siyon dengesizliği, kireçlenme, sindirim düzensizliği, diğer kronik ve yapısal hastalıkların tedavisinde modern bilim başarısız kaldığı halde Yoga bir alternatif terapi biçimi gibi başarıya ulaşmıştır. HIV ve kanser tedavisinde Yoga çalışmalarının etkisi araştırılmaktadır ve umut verici olumlu sonuçlar izlenmektedir. Tıp bilim adamlarına göre Yoga terapisi bedenin tüm diğer sistemlerini ve organlarını di-rekt olarak etkileyen sinir ve endokrin sistemlerinde denge sağla-dığı için başarılıdır.

Bununla birlikte birçok insan için, gittikçe stresi arttıran toplumda, Yoga sağlık ve huzuru korumak için bir vasıtadır. Cep telefonları, bil-gisayar, yoğun trafik ve devamlı alış veriş çağında Yoga çalışmaları kişisel ve hatta iş hayatında büyük anlam taşımaktadır.

Derslerimize haftada iki kez düzenli devam eden öğrencilerimizde tüm bu bahsettiğim etkileri çok net bir şekilde hem bizler,hem ya-kın çevreleri hem de kişinin kendisi görebilmektedir. Burada anlat-tıklarım Orijinal Yoga Sistemi sayesinde elde edeceğimiz faydalar-dır. Günümüzde yaygın olan yoga türleri veya ekolleri bu yararla-rı sağlayamaz. Bir kaynak yoga yani Orijinal Yoga Sistemi vardır; bir de zaman içinde o kaynaktan alınmış, yaygınlaşmış, yoga türleri vardır. Yoga adı altında yapılan çeşitli şeyler var ama bunlar Orijinal Yoga Sisteminin etkilerine sahip değiller.

Astım, diyabet, tansiyon dengesizliği, kireçlenme, sindirim

düzensizliği, diğer kronik ve yapısal hastalıkların

tedavisinde modern bilim başarısız kaldığı halde Yoga bir

alternatif terapi biçimi gibi başarıya ulaşmıştır.

Page 30: Etilife Nisan 2010

28 | Etilife | Nisan ‘2010

Çocuğun Kişilik Gelişiminde Anne ve Babanın Önemi!Uzun çabalar ve emekler sonucunda minicik bir bebeğin aranıza ka-tılmasıyla aile olabilmek son derece mutluluk verici bir durumdur. Ne var ki, bebeğinizin doğmasıyla bir anda herşey değişir. Yaşam stili, hayat beklentisi, öncelikler, sorumluluklar, psikolojiler...yani, hayatınızın her açısı değişime uğramaya mahkumdur. Tabii çocuk-lar doğdukları zaman yanlarında bir “yetiştirme kılavuzu” ile doğ-muyorlar. Gerçi artık internet, kitaplar, “yardımcı” anneler, hamilelik “koç”ları, anneanne ve babaanne bu sürece dahil oldukları için çok yeni doğum yapan anne çabuk fikir ediniyor ve uygulamaya geçiyor. Unutmayın ki annelik hissi içgüdüseldir ancak annelik ve çocuk ba-kım becerilerinin de çeşitli yollardan öğretildiğini biliyoruz...Peki, ya çocuğunuzun psikolojisi ile ilgili ne biliyorsunuz? Kabul ediyorum, çocuk psikolojisi ile ilgili çok güzel ve detaylı kitaplar var kitapçı raf-larında ama çocuğunuz bu kitapların içinde yazan herşeyi yaşaya-cak ve size yaşatacak diye bir kaide yada kural yok. Unutmayın ki her çocuğun fiziksel gelişim dönemi aynı şekilde, ANCAK farklı hız-larda olur. Bunun için ebeveynliğin ilk adımında çocuğunuzu başka çocuklarla yada kendi çocukluğunuzla karşılaştırma yapmayın çün-kü çocuğunuzun kendine ait bir kişiliği olduğunu unutmayın.

Kişilik kavramını göz önünde bulundurursak, bu çocuğunuzun fizik-sel gelişiminin yanısıra gelişecek olan en önemli kavramlardan bir-tanesidir. Öncelikle kişiliğin kısaca tanımını yapacak olursak, kişi-lik, bir insanı tanımlayan temel niteliklerdir, örneğin inatçı, açık söz-lü, dışa dönük, girişken gibi. Bu özelliklerin bir kısmı genetik ola-rak aileden bize geçer. Bilmem hatırlarmısınız ama, hiç annenizden yada yakın bir ailenizden “aaa aynı baban gibisin” gibi laflar işitti-niz mi? İşte o anda göstermiş olduğunuz kişilik niteliğiniz size döl-lenme sırasında genetik yapınıza kodlanmıştır. Diğer bir yanda da çevrede yaşadığımız olaylar, gerek aileden gördüklerimiz gerekse sosyal çevreden gördüklerimiz, kişiliğimizin oluşumuna ve gelişimi-ne katkıda bulunmuştur. Çocuklarımızın temel kişilik nitelikleri 5 ila 7 yaşları arasında netleşir ve oturmaya başlar. Bu temel niteliklerin gelişiminde en önemli rol ebeveynlerindir.

Şüphesizdir ki ebeveynler çocuklarının gelişimleri için her türlü fe-dakarlıklarda bulunurlar. Ancak, çocuklar genelde annenin yada an-neannenin gözetimi altında gelişmektedirler. Tabii ki anne sevgisi ve ilgisi son derece önemli, ancak çok önemli bir detayı da unutma-mak gerekir: baba faktörü. Çocuğun sağlıklı bir psikoloji ile büyü-mesinde, babanın da en az anne kadar önemli bir role sahip olduğu-nu hiç bir zaman göz ardı etmemek gerekir. Çocuklarımızın fiziksel gelişimi, herhangi bir tıbbi sorun yok ise, akışında doğal olarak ge-lişecektir ancak çocuklarımızın ruhsal gelişimi kendi halinde oluşan bir olgu değildir. Aile fertlerinin bireysel olarak değil bir bütün ola-rak yani birlikte çocuklarına ne kadar ilgi gösterdikleri, nekadar ve

ne şekilde oyun oynadıkları, nekadar bireysel sorumluluk verdikle-ri ya da vermedikleri ,doğru ile yanlışı nasıl ayırt etmeleri gerekti-ğini öğrettikleri, nekadar ve ne şekilde sosyalleşme imkanı sunduk-ları ve çocuklarına “aman ben yapmadım, ben yaşamadım, onun için çocuğum yapsın/yaşasın” opsiyonunu sunmamaları son dere-ce önemlidir.

Çevreme baktığımda bir sürü çocuklu ama eksik aile görüyorum...Gördüğüm tabloda bir anne, bir yada birkaç çocuk, bir ortayaşlı teyze yada gençten bir kız hep birlikte ya yürüyüşteler yada parkta oturup çocukların oyunun bitmesini bekliyorlar. Bu tabloda çok na-diren bir baba gözüme ilişir. Neden? Neden babalarımız çocuklarıy-la parkta oynamaz, kumsallarda kale yapmaz yada çocuğuyla si-nemaya gitmez? Yanlış anlamayın... tabii ki istisnayi durumlar var, yok değil. Ancak genele baktığımızda nedense babalar ortalıklarda görünmezler ve bu benim için son derece rahatsız edici bir durum olmaya başladı, çünkü çocuklarımızın ruhsal gelişimleri sadece ve sadece anne, kardeş, anneanne, yada teyze ile sağlıklı bir biçimde karşılanamaz. Tamam.. şunu da kabul ediyorum...Babalarımız geçi-mi sağlayabilmek için yoğun bir biçimde çalışyorlar ama bu çocuk-larıyla vakit geçirmemek için bir bahane değildir.

Çocuğunuzla birlikte paylaşın hayatı. Zaman o kadar çabuk geçiyor ki ve çocuklar hep böyle minicik kalmıyorlar... son derece hızlı büyü-yorlar! Fiziksel ve ruhsal gelişim süreçlerinden geçerken kaçırdığı-nız her an, hem sizin için hemde çocuğunuz için geri getirilemeye-cek ciddi bir kayıptır. “Aman ne olacak canım, ileride büyüdüğü za-man telafi ederiz” diye düşünüyorsanız çok ama çok yanılırsınız. Siz kendi çocukluğunuzda babanızla yada annenizle yapmayı istediği-niz ancak onların yoğunluğu yada ilgisizlikleri sonucunda yapama-dığınız şeyleri şu anda yapabiliyor musunuz???

Çocuğunuzun her anında yanında olamayabilirsiniz ancak, mümkün mertebe çocuğunuzun ruhsal gelişiminin her adımında olumlu kat-kıda bulunmak zorundasınız. Sonuçta, herkesin doğrusu başkasının yanlışıdır ancak çocuğunuzun hayatını şekillendirecek temelleri siz-lerin, yani anne ve babanın atacağını asla unutmayın.

““

Çocuğunuzla birlikte paylaşın hayatı. Zaman o kadar

çabuk geçiyor ki ve çocuklar hep böyle minicik

kalmıyorlar... son derece hızlı büyüyorlar!

Dr. N. Linda FraimSağlık Psikoloğ[email protected]şim: 0212 265 24 76

Page 31: Etilife Nisan 2010

29

Page 32: Etilife Nisan 2010

30 | Etilife | Nisan ‘2010

otomobil

Page 33: Etilife Nisan 2010

31

Page 34: Etilife Nisan 2010

32 | Etilife | Nisan ‘2010

Page 35: Etilife Nisan 2010

����������������������������� ����������������������������������������������������������������������������������������������������������������������� ���������������

����������������������� ��� ­ � ��� �� ��������� ��� ­ � ��� �� ��� ������������������������������������������������������

��������������

Page 36: Etilife Nisan 2010

34 | Etilife | Nisan ‘2010

Atilla BozkurtEğitim Uzmanı, Psikolojik Danışmaniletişim: 0212 852 48 13

YASLI ÇOCUKLAR...

Bir çocuk için ana-baba, akraba veya yakın arkadaşın ölümü yıkı-cı bir deneyimdir. Çocuğun ölümün yaşam dönemlerinin kaçınılmaz bir bölümü olduğu konusunda dürüstçe ve önemseyen bir tutum içinde hazırlanması ölümle baş etmenin en iyi şeklidir. Ailenin bir üyesi öldüğünde, tüm çocuklar şöyle yada böyle bundan etkilenir ve yetişkinlerden farklı davranırlar.sevdiği birini kaybeden bir çocu-ğun kendini güvende hissetmesi ancak ailedeki en yakın üyelerden gelecek sevgi ve şefkatle mümkündür.

Ölüm acısının ve yaşanan karmaşık duyguların üstesinden gelmek çok güçtür. Küçük çocuklar aileden birinin ölümüyle ilgili duygu-larını dile getiremezler.Bu yüzden çocuklar, ölüm hiç olmamış ve kendileri bundan hiç etkilenmemiş gibi davranabilirler.Ölümle ilgi-li duygularını anlaşılması zor, farklı davranışlarla ve oyunlarıyla belli ederler.Çok küçük çocuklar bile, ifade edememelerine rağmen de-rin bir yas duygusu yaşarlar.

Okul öncesi yaştaki çocuklar ölümü genellikle geçici bir durum sa-nırlar. Ölenin geri gelmesinin mümkün olduğuna inanırlar.Çizgi film-lerde ölen ve tekrar yaşama dönen kahramanları gördükleri için bu inancı taşımaktadırlar.Yaşları 5 ila 9 arasında olan çocuklar, ölümü yetişkinler gibi algılamaya daha hazırdırlar ama yine de kendilerinin veya yakınlarının ölebileceğine inanmazlar.

Yas tepkisi beş aşamadan oluşur. Bunlar şok, korku, öfke, suçluluk ve kederdir.

Bu aşamalar ister çocuk olsun ister yetişkin olsun ister doktor is-ter öğretmen olsun herkesi kapsar. Ancak herkes bu aşamlardan geçerken gösterdiği davranışlar farklılaşabilir. Bir yakınını kaybe-den bir çocuk çok büyük bir şok yaşayabileceği için bu ölümün ger-çek olduğuna inanmaz. Sanki olmamış gibi davranabilir. Bu durum-da aile bireyleri çocuktur diye açıklama yapma gereği hissetmeye-bilirler veya ilgilenmeyebilirler. Buda durumu daha da içinden çıkıl-maz hale getirir. Özellikle anne babasını kaybeden çocuklar kendi-sine kimin bakacağını merak edebilir, endişe duyabilir. Sevdiği di-ğer insanları da kaybetme korkusu yaşayabilir. Yakınlarına aşırı ilgi gösterip kendisini sevip sevmediklerini sorabilir.

Ölen kişi çocuk için önemli bir yer tuttuğun dan kendini güvensiz hissedebilir. Öfke nöbetleri geçirebilir, saldırganlaşabilir, ölümü in-kar edebilir uzun süre depresif davranışlar gösterebilir. Kekeleme-ye başlayabilir, altını ıslatabilir, sürekli birilerine sarılmak isteyebi-lir. Bunlar çok doğal ama geçici tepkilerdir.

Küçük çocuklar yakınlarının ölümüne kendilerinin sebep olduğuna inanırlar. Şöyle ki, eğer ölümünden çok daha önce, kardeşi, anne ya da babasına kızdığı için, yaşının gereği çok doğal bir tepki ola-rak “keşke ölse” diye düşünmüşse bu dileğinin gerçekleştiğini sa-nır ve bundan büyük bir suçluluk duyabilir. Çocuk baş ve mide ağrısı çekebilir, kendisinin de öleceğinden korkabilir. Çocuğun ölüm olayı karşısında gösterebileceği bu davranışların hepsi normaldir. Ama ölümün uzunca bir süre inkar edilmesi veya ölenin arkasından ağ-layıp üzülmekten kaçınma, ÜZÜNTÜYÜ UZUN SÜRE BASTIR-MAK YANLIŞTIR.

Ölüm Olayının Çocuğa Söylenmesi

Çocuklarda yetişkinler gibi yas tutarlar. Yas çok karmaşık bir sü-reçtir. Çocuktan çocuğa farklılık gösterebilir. Çocukla ilgilenen ye-tişkinler onunla bu duyguların utanılacak ya da gizlenecek bir tarafı olmadığı tersine bu duyguların sevilen bir kişinin ölümünün de son derece doğal olduğu hakkında konuşulmalıdır.

Çocukların hayalleri o denli geniştir ki, onların ölüme ilişkin korku ve endişeleri gerçeklerden daha rahatsız edicidir. Çocuklar ölümün nasıl bir şey olduğunu öğrenmek isterler.

Kendileri yaramazlık yaptıkları için ya da kötü ruhlardan dolayı de-ğil, ölümün fiziksel nedenlerden dolayı olduğunu anlamalıdırlar. Ço-cuklar gömme ve cenaze törenleri hakkında aydınlatılmalıdırlar.

Cenaze töreninin ne olduğu ve neden yapıldığını ona açıklayın, fa-kat gelmesi için ısrar etmeyin. Korku içinde olan bir çocuğu cenaze törenine gitmesi için zorlamak doğru değildir. Onun yerine, bir süre sonra ziyaret etmek amacıyla mezara götürülmesi uygun olacaktır. Sevilen birinin kaybında çocuğa duygularının, korkularının ve istek-lerinin anlaşılacağını gösteren bir ortam hazırlayın. Bu ortam çocu-ğa cenaze töreni planlarının bir parçası olma hakkının da verildiği-ni gösterebilmelidir. Her ne kadar çocuk bu töreni tam anlayamasa da tören çocuğun bir çeşit rahatlama hissetmesine ve yaşamın devam ettiğini anlaması-na yardımcı olur. Burada sözü edilen törene katılması için çocuğa fırsat verilmesidir, zorlanması değil. Törenin amacını açıklayın; bu-nun ölen kişinin anısına yapıldığını, bu günleri ailenin birbirini rahat-latma, yardım etme ve destek verme zamanı olduğunu ve yaşamın devam ettiğini gösterdiğini anlamasını sağlayın. Ölümü kabul etmek ve bu üzüntünün üstesinden gelmek, pek çok yetişkin için bile çözülmesi zor bir sorun olduğundan, onlar çocuk-ların da bu konuyla baş edemeyeceğine inanırlar. Ölümle ilgili ko-nuşmalardan, törenlerden çocuğu uzak tutmaya çalışarak, onu ko-ruyacaklarını sanırlar. Asıl bu durum çocukları endişelendirir, şaş-kınlık yaşamalarına ve kendilerini yalnız hissetmelerine yol açar. Çevrelerindeki insanlardan en çok destek ve güvence istedikleri bir zamanda, zihinlerini kurcalayan pek çok soruyla baş başa kalırlar. Bu sorulardan bazıları arasında: “Bana şimdi kim bakacak?” “Ba-bam/annem/kardeşim/dedem, vb. neden öldü?”, “Ne zaman gele-cek?” gibi sorular bulunmaktadır. Çocukların sorularına, onları an-layabileceği tatlı bir dille, olabildiğince gerçek ama basit cevaplar verin. Örneğin, 5 yaşından küçük bir çocuğa, ölen kişinin, uzun bir yolculuğa çıktığını, bu yolculuğun bildiğimiz yolculuklardan farklı olduğunu, o yüzden kendisine veda edemediğini ama her zaman bizi sevmeye devam edeceğini, bizi düşüneceğini söyleyebilirsiniz. Eğer çocuk 6 yaşında ya da daha büyük ise, ölümü, diğer canlıla-rı (bir çiçek veya bir hayvan gibi) ölümü ile ilgili bir örnek vererek açıklayabilirsiniz.Duygularını İfade Etmesine İzin Verin Sakin Olun Sabırlı Olun Panik Yapmayın….

Page 37: Etilife Nisan 2010

35

YASLI ÇOCUKLAR...

Page 38: Etilife Nisan 2010

36 | Etilife | Nisan ‘2010

röportaj

Page 39: Etilife Nisan 2010

37

Page 40: Etilife Nisan 2010

38 | Etilife | Nisan ‘2010

Page 41: Etilife Nisan 2010

39

Page 42: Etilife Nisan 2010

40 | Etilife | Nisan ‘2010

sinema

En Mutlu Olduğum YerKemal ve Elif yaşları 25’i geçmesine rağmen hayatta ne yapacaklarına karar verememiş genç insanlardır. Yolları tesadüfen bir ofis partisinde kesişir. Ikisi de çok sarhoşken, birbirlerinden etkilenirler. Elif yıllar önce çocukluğunu geçirdiği sahil köyünde, açık denizi ilk kez görüşünü anlatır ve “hayatta en mutlu olduğu yer”in orası olduğunu söy-ler. Kemal, “Hadi atlayıp oraya gidelim” der. Birbirlerini tanımadıkları halde o anın büyüsüne kapılır ve hemen yola çıkmaya karar verirler. Arabaya atlayıp gece gece, bir şeyden kaçar gibi yola düşerler. Istanbul’dan Ege sahillerine uzanan bu yol-

da birbirlerine aşık olacak ve hayatlarının en büyük macerasını yaşayacaklardır.

Çünkü olaylar başlangıçtaki kadar neşeli ve mutlu gelişmez. Birincisi Kemal de, Elif de ilk anda göründükleri kadar uçuk, masum, saf gençler değildir. Derinde, geçmişlerinde su yüzüne çıkmayı bekleyen dertler, hesaplaşmalar vardır. Ikincisi ve yolculuğun seyrini değiştirecek kadar mühim olanı; kullandıkları arabada hayatlarını tehlikeye atacak bir takım büyük sırlar vardır. Onlar farkında değildir ama arabada gizlenen sırrı ele geçirmek için peşlerine silahlı adamlar düşmüştür bile.

RinaFilme adını veren “Rina”, ada ve insa-nın aslında tek başına yalnızlığının ben-zeşmesinden doğan bir metafor. Film-de hayallerimize ulaşmak için yaşadığı-mız sürece neler yaptığımız sorgulanı-yor. Hayatta ev, araba, kariyer gibi bir-çok maddi şeye sahip olabiliriz ama so-nuca baktığımızda koca bir hayatı geri-de bırakmışızdır ve asıl istediklerimi

zi yapamamış, hayallerimizi gerçekleş-tirememişizdir.Rina,insanların hayal-leri ve istekleri için ne kadar fedakar-lık yaptıklarını sorgularken; komedi ile dramı iç içe sinematografik bir şekilde izleyiciye sunuyor.

Siyah BeyazAnkara’da 25 yıldır yaşamını sürdüren Siyah Beyaz Sanat Galerisi ve Bar, ünlü oyuncuların rol aldığı bir filmle beyazperd-eye taşınıyor.

Fırtınalı bir hayat yaşamış ama 70 yaşına gelmesine karşın hala durulmamış, ide-allerine bağlı bir ressam (Tuncel Kurtiz); kalp krizi geçirdikten sonra işini bırakan, sümüklü böcek besleyip sakin bir yaşam sürmeye çalışan bir avukat (Erkan Can); mesleğini yapmaktan sıkılmış, üstüne bir de karısı tarafından terk edilmiş bir dok

tor (Nejat İşler); hayata karşı tek başına direnen, yalnızlığı bir yaşam tarzı haline getirmiş bir iş kadını (Şevval Sam); Siyah Beyaz da onların sığınabilecekleri son li-man… Barın sahibiyse kimseye taviz ver-meyen, sinirli, alıngan ama dünya tatlısı bir insan olan Faruk (Taner Birsel)...

Siyah Beyaz, dostluk, duyarlılık, yaşlanmanın farkına varmak, bir mekâna bağlanmak ve hayatın küçük ayrıntıları üzerine bir film.

Değerlendirme:6.4

Değerlendirme:6.0

Değerlendirme:6.7

Page 43: Etilife Nisan 2010

41

Iron Man 2Marvel’in efsane Süper Kahramanı “Iron Man”e dayanan ve gişede büyük başarı elde eden filmin sabırsızlıkla beklenen devam filmi “Iron Man 2” yıldızlarla dolu bir kadrosuyla dik-kat çekiyor.Yönetmen Jon Favreau ve Oscar’a aday gösterilen Robert Downey Jr’ı tekrar bir araya getiren “Iron Man 2”de, milyarder mucit Tony Stark’ın (Robert Downey Jr.) zırhlı Süper Kahraman Iron Man olduğu tüm

dünya tarafından bilinmektedir. Teknolojisini orduyla paylaşması için hükümetten, basından ve halk-tan baskı gören Tony, bilginin yanlış ellere geçmesinden korktuğu için Iron Man zırhının sırrını açıklamak iste-mez. Yanında Pepper Potts (Gwyneth Paltrow), ve James “Rhodey” Rhodes (Don Cheadle) ile birlikte, Tony yeni ittifaklar kurar ve yeni büyük güçlerle yüzleşir.

Yeşil Bölge2003 yılında ABD önderliğinde Bağdat’ın işgali sırasında, tebligat çavuşu Roy Miller (Damon) ve ordu müfettişlerinden oluşan ekibi, Irak çölünde depolandığından kuşkulanılan kitle imha silahlarını bul-mak üzere görevlendirilir. Bubi tuzaklı bir bölgeden diğerine geçen askerler, ölümcül kimyevi maddelerin peşine düşerler. Ancak bunun yerine, görevlerinin amacını taban tabana değiştirecek bir örtbas olayı ile karşılaşırlar.

Farklı amaçları olan ajanlarca çevrilmiş olan Miller, yabancı topraklardaki gizli ve sahte istihbarat bilgilerinin ışığında, zorba bir rejimin yıkılmasına ya da istikrarsız bir bölgede savaşı tırmandıracak yanıtlara ulaşmak zorundadır. Bu hararetli ve teh-likeli yerde, en zor bulunan silahın, gerçeğin kendisi olduğunu keşfeder.

Aşk ÇeşmesiAşk hayatında hayal kırıklığına uğrayan New Yorklu müze müdiresi Beth (Kristen Bell), ablasının düğününe katılmak için Roma’ya gittiğinde Aşk Çeşmesi’ndeki sihirli paraları küstahça bir tavırla toplayınca o paraları ora-ya atmış olan dört erkeğin çekim merkezine girer. Sosis tüccarı Al (Danny DeVito), sokak sihirbazı Lance (Jon Heder), sevgi dolu res-sam Antonio (Will Arnett) ve kendini

beğenmiş fotomodel Gale’dir (Dax Shepard) artık onun peşindedir.

Beth taliplerinden kurtulmaya çalışırken Nick adlı yakışıklı bir gazeteciyle (Josh Duhamel) tanışır. Ancak onun da diğerleriyle eşit heye-canla peşinden koştuğunu görünce aşkının gerçekliğinden bir türlü emin olamayacaktır.

Değerlendirme:7.6

Değerlendirme:8.0

Değerlendirme:8.0

Page 44: Etilife Nisan 2010

42 | Etilife | Nisan ‘2010

etkinlikler konsergösterisahne sanatlarıfestivallerpartilerbale/dansAkbank Oda Orkestrası

22 Nisan PerşembeCRR Konser Salonu - Istanbul

Genç Yetenekler Buluşması24 Nisan Cumartesi

Akbank Sanat - Istanbul

İstanbul 2010 Chopin Piyano Haftaları - Gabor Csalog ve

Istvan Varga Piyano - Çello Resitali

24 Nisan CumartesiFMV,Işık Lisesi, Muvaffak

Benderli Salonu - Istanbul

Moskova Grand Klasik Bale - Bolşoy Solistleri

24 Nisan CumartesiCRR Konser Salonu - Istanbul

İstanbul Klarnet Korosu - Ulusal Egemenlik ve Çocuk

Bayramı Konseri24 Nisan CumartesiCaddebostan Kültür

Merkezi - Istanbul

Sıcak Çikolata25 Nisan Pazar

the Seed - Istanbul

Moskova Grand Klasik Bale - Bolşoy Solistleri25 Nisan Pazar

CRR Konser Salonu - Istanbul

Kimmo Pohjonen Kluster & Proton String Quartet

27 Nisan SalıCRR Konser Salonu - Istanbul

Günbatımında Oda Müziği28 Nisan Çarşamba

Borusan Müzik Evi - Istanbul

Catriona McKay28 Nisan ÇarşambaSalon İKSV - Istanbul

İstanbul 2010 Chopin Piyano Haftaları - Marek Drewnowski

Piyano Resitali28 Nisan Çarşamba

Beşiktaş Belediyesi Akatlar

Bülent Evcil & Lior Kretzer29 Nisan Perşembe

Borusan Müzik Evi - Istanbul

Pelin Halkacı Akın - Metin Ülkü29 Nisan Perşembe

Akbank Sanat - Istanbul

Birsen Ulucan - Şeytani Fısıltılar30 Nisan Cuma

Borusan Müzik Evi - Istanbul

Virtuoso! Joshua Bell - Sam Haywood, Piyano

01 Mayıs Cumartesiİş Sanat Kültür Merkezi -

Istanbul

İstanbul 2010 Chopin Piyano Haftaları - Endre Hegedüs

Piyano Resitali02 Mayıs Pazar

Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür Merkezi - Istanbul

Andante Sunar: Kulüpte Klasik Müzik

03 Mayıs PazartesiBabylon - Istanbul

İstanbul 2010 Chopin Piyano Haftaları - Emre Şen

Piyano Resitali05 Mayıs Çarşamba

Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür Merkezi - Istanbul

Fatih Akbulut, klasik gitar06 Mayıs Perşembe

Akbank Sanat - Istanbul

İstanbul 2010 Chopin Piyano Haftaları - Özgür Aydın

Piyano Resitali06 Mayıs Perşembe

Notre Dame de Sion Lisesi Konser Salonu - Istanbul

Anjelika Akbar09 Mayıs Pazar

İş Sanat Kültür Merkezi - Istanbul

İstanbul 2010 Chopin Piyano Haftaları - Emre Elivar

Piyano Resitali09 Mayıs Pazar

Notre Dame de Sion Lisesi Konser Salonu - Istanbul

Cristina Ortiz12 Mayıs Çarşamba

MKM Attila İlhan Salonu - Istanbul

Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası

12 Mayıs ÇarşambaCaddebostan Kültür

Merkezi - Istanbul

Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası

13 Mayıs PerşembeLütfi Kırdar UKSS - Istanbul

Ah Güzel İstanbul15 Mayıs Cumartesi

İş Sanat Kültür Merkezi - Istanbul

Yüreklendirme Konseri15 Mayıs Cumartesi

CRR Konser Salonu - Istanbul

Swingle Singers23 Mayıs Pazar

Cemil Topuzlu Açık Hava Sahnesi - Istanbul

Yol Project Plays Rock’n Roll & Blues Oldies

22 Nisan Perşembeİstanbul Jazz Center - Istanbul

Jülide Özçelik22 Nisan Perşembe

Beyoğlu Hayal Kahvesi - Istanbul

Jehan Barbur - Güvenç Da-ğüstün

22 Nisan PerşembeJazz Stop Beyoğlu - Istanbul

Ayhan Sicimoglu & Friends - Cuba Vieja

22 Nisan PerşembeGhetto - Istanbul

Fred Wesley & The New JB’s23 Nisan CumaGhetto - Istanbul

Elif Çağlar Dörtlüsü24 Nisan Cumartesi

Bosphorus Yatı - Istanbul

Ayhan Sicimoğlu & Friends - Cuba de hoy

24 Nisan CumartesiGhetto - Istanbul

Al Di Meola26 Nisan Pazartesi

CRR Konser Salonu - Istanbul

Mavi Kod26 Nisan Pazartesi

Jazz Stop Suadiye - Istanbul

Merve Caloğlu27 Nisan Salı

Jazz Stop Suadiye - Istanbul

Focan & Focan Quartet28 Nisan Çarşamba

Ghetto - Istanbul

Ceynur28 Nisan Çarşamba

Beyoğlu Hayal Kahvesi - Istanbul

Pia Tango29 Nisan Perşembe

Jazz Stop Suadiye - Istanbul

Hale Caneroğlu30 Nisan Cuma

Jazz Stop Suadiye - Istanbul

Watcha Clan (Marseille)30 Nisan CumaGhetto - Istanbul

Selen Beytekin Dörtlüsü01 Mayıs Cumartesi

Bosphorus Yatı - Istanbul

Exodus: Movement of Jah People

01 Mayıs CumartesiBabylon - Istanbul

Fanny Beriaux Quartet01 Mayıs Cumartesi

İstanbul Jazz Center - Istanbul

Jozi Levi: Brazil Project feat. Berg Campos (Rio de Ja-

nerio)01 Mayıs Cumartesi

Ghetto - Istanbul

Fanny Beriaux Quartet01 Mayıs Cumartesi

İstanbul Jazz Center - Istanbul

Selen Beytekin Dörtlüsü02 Mayıs Pazar

Bosphorus Yatı - Istanbul

Aydın Esen ve Randy K05 Mayıs ÇarşambaBabylon - Istanbul

Kevin Mahogany Quartet06 Mayıs Perşembe

İstanbul Jazz Center - Istanbul

Kevin Mahogany Quartet06 Mayıs Perşembe

İstanbul Jazz Center - Istanbul

Kevin Mahogany Quartet07 Mayıs Cuma

İstanbul Jazz Center - Istanbul

Ayhan Sicimoğlu07 Mayıs Cuma

Jazz Stop Suadiye - Istanbul

Kevin Mahogany Quartet07 Mayıs Cuma

İstanbul Jazz Center - Istanbul

Dolunay Obruk - Neşet Ruacan Dörtlüsü

08 Mayıs CumartesiBosphorus Yatı - Istanbul

Kevin Mahogany Quartet08 Mayıs Cumartesi

İstanbul Jazz Center - Istanbul

Kevin Mahogany Quartet08 Mayıs Cumartesi

İstanbul Jazz Center - Istanbul

Dolunay Obruk - Neşet Ruacan Dörtlüsü09 Mayıs Pazar

Bosphorus Yatı - Istanbul

Romanian Cultural Institute Presents Harry Tavitian &

Cserey Csaba12 Mayıs Çarşamba

Ghetto - Istanbul

Kyle Eastwood Quartet14 Mayıs Cuma

İstanbul Jazz Center - Istanbul

Kyle Eastwood Quartet14 Mayıs Cuma

İstanbul Jazz Center - Istanbul

Ece Göksü Dörtlüsü ve İmer Demirer

15 Mayıs CumartesiBosphorus Yatı - Istanbul

Kyle Eastwood Quartet15 Mayıs Cumartesi

İstanbul Jazz Center - Istanbul

Kyle Eastwood Quartet15 Mayıs Cumartesi

İstanbul Jazz Center - Istanbul

Ece Göksü Dörtlüsü ve İmer Demirer

16 Mayıs Pazar

Bosphorus Yatı - Istanbul

Cazın Ustaları: John McLaughlin - The Fourth

Dimension18 Mayıs Salı

İş Sanat Kültür Merkezi - Istanbul

Harry Connick Jr.18 Mayıs Salı

İstanbul Kongre Merkezi Harbi-ye Salonu - Istanbul

Nouvelle Vague18 Mayıs Salı

Babylon - Istanbul

Nouvelle Vague19 Mayıs ÇarşambaBabylon - Istanbul

Mısırlı Ahmet ve The Search21 Mayıs Cuma

Punctum Performance - Istanbul

Yahya Dai Quartet22 Mayıs Cumartesi

Bosphorus Yatı - Istanbul

Ayhan Sicimoğlu - Latin All Stars

22 Mayıs CumartesiGhetto - Istanbul

Yahya Dai Quartet23 Mayıs Pazar

Bosphorus Yatı - Istanbul

Karaoke Party22 Nisan PerşembeLife Roof - Istanbul

Türkçe & Yabancı Pop Party23 Nisan Cuma

Life Roof - Istanbul

Oldies But Live: Retro - Komodor 64 - DJ Sener Çetin

23 Nisan CumaTaXim Live - Istanbul

70’lerden 2010’a Türkçe Pop Parti

23 Nisan CumaStudio Live - Istanbul

Fred Wesley & The New JB’s23 Nisan CumaGhetto - Istanbul

Infected Mushroom23 Nisan Cuma

Bronx Pi Sahne - Istanbul

Eski 45’likler Partisi - Dj Hakan Küfündür

24 Nisan CumartesiLife Roof - Istanbul

Saturday Night Live : Popcore-Tapeloop24 Nisan CumartesiTaXim Live - Istanbul

Bee Gee @ Studio Live24 Nisan CumartesiStudio Live - Istanbul

Solardip24 Nisan Cumartesi

İndigo - Istanbul

Latin Gecesi27 Nisan Salı

Life Roof - Istanbul

City Star Nights by Conver-se 26 Why?

27 Nisan Salıİndigo - Istanbul

Açık Radyo 15. Yıl Eğlentileri: Pazartesi Sallanır Partisi

27 Nisan SalıBabylon - Istanbul

No Commercial Party28 Nisan ÇarşambaLife Roof - Istanbul

Karaoke Party29 Nisan Perşembe

Life Roof - Istanbul

90lar Türkçe Pop Partisi30 Nisan Cuma

Life Roof - Istanbul90’lar Türkçe Pop Parti

30 Nisan CumaStudio Live - Istanbul

Oldies But Goldies30 Nisan Cuma

Babylon - Istanbul

Doritos Presents: World Music Days #3 - De Phazz

30 Nisan CumaOtto - Santral - Istanbul

70s 80s 90s Oldies Party &Türkçe Nostalji

01 Mayıs CumartesiLife Roof - Istanbul

Sidekick-Deep Fear01 Mayıs Cumartesi

Garden 74 - Club - Istanbul

Latin Gecesi04 Mayıs Salı

Life Roof - Istanbul

Mayer Hawthorne04 Mayıs Salı

Babylon - Istanbul

İş Çıkışı Partisi: Eski - Yeni - Yerli / Yabancı

05 Mayıs ÇarşambaLife Roof - Istanbul

Pantha Du Prince (Live) & Jessica 6

07 Mayıs CumaBabylon - Istanbul

Amsterdam Party - Think Amsterdam!

08 Mayıs CumartesiGhetto - Istanbul

Latin Gecesi11 Mayıs Salı

Life Roof - Istanbul

Phonem by Miller: The Electrosonic City

12 Mayıs ÇarşambaSalon İKSV - Istanbul

Post Dial13 Mayıs PerşembeBabylon - Istanbul

Lindstrom & Christabelle (Live)14 Mayıs Cuma

Babylon - Istanbul

Latin Gecesi18 Mayıs Salı

Life Roof - Istanbul

The Cinematic Orchestra21 Mayıs Cuma

Tamirane - Istanbul

Carlsberg presents Robots In Disguise (UK) + Bon Mod

(Remoov, TR)21 Mayıs CumaGhetto - Istanbul

Dub Pistols21 Mayıs Cuma

Babylon - Istanbul

Oldies But Goldies22 Mayıs CumartesiBabylon - Istanbul

The Cinematic Orchestra22 Mayıs CumartesiTamirane - Istanbul

Kenan Doğulu Darüşşafaka İçin Söylüyor...

21 Nisan ÇarşambaTürker İnanoğlu Maslak Show

Center - Istanbul

Cem Adrian21 Nisan Çarşamba

Beyoğlu Hayal Kahvesi - Istanbul

Soner Sarıkabadayı22 Nisan Perşembe

Balans Jolly Joker - Istanbul

Bora Duran22 Nisan Perşembe

Jazz Stop Suadiye - Istanbul

The Go Find22 Nisan PerşembeSalon İKSV - Istanbul

Demet Akalın Zirve 2010 - Yeni Albüm İlk Konser

23 Nisan CumaRefresh The Venue - Istanbul

Sertab Erener23 Nisan Cuma

Balans Jolly Joker - Istanbul

Mirkelam & Kargo23 Nisan Cuma

Beyoğlu Hayal Kahvesi - Istanbul

Emre Aydın - Yeni Albüm İlk İstanbul Konseri

24 Nisan CumartesiRefresh The Venue - Istanbul

MFÖ24 Nisan Cumartesi

Balans Jolly Joker - Istanbul

Mustafa Ceceli24 Nisan CumartesiBursa Suare - Bursa

Bora Uzer24 Nisan CumartesiBabylon - Istanbul

Let Me Entertain You by Sibel Tüzün

24 Nisan CumartesiHayal Bistro - Istanbul

Erdem Yener26 Nisan Pazartesi

Beyoğlu Hayal Kahvesi - Istanbul

Bora Duran27 Nisan Salı

Balans Jolly Joker - Istanbul

Cenk Sökmen - Kavela27 Nisan Salı

Jazz Stop Beyoğlu - Istanbul

Bay J & Geveze28 Nisan Çarşamba

Balans Jolly Joker - Istanbul

Temas28 Nisan Çarşamba

Jazz Stop Suadiye - Istanbul

Tekirdağ Rakısı Trakya Serisi sunar: Hande Yener’le Dün-

den Bugüne/Akustik29 Nisan Perşembe

Ghetto - Istanbul

Bülent Ortaçgil - Güvenç Dağüstün

29 Nisan PerşembeJazz Stop Beyoğlu - Istanbul

Braun Iontec ile Sertab Erener30 Nisan Cuma

Matine 216 - Istanbul

Mirkelam & Kargo30 Nisan Cuma

Beyoğlu Hayal Kahvesi - Istanbul

Yeni Türkü01 Mayıs Cumartesi

Balans Jolly Joker - Istanbul

KLASİK

CAZ-BLUES

PARTİ-DJ

POP

Page 45: Etilife Nisan 2010

konsergösterisahne sanatlarıfestivallerpartilerbale/dansYaşar

01 Mayıs CumartesiTitanic Otel - Istanbul

12305 Mayıs Çarşamba

Ghetto - Istanbul

Candan Erçetin09 Mayıs Pazar

Bostancı Gösteri Merkezi - Istanbul

Emre Aydın09 Mayıs Pazar

Salon İKSV - Istanbul

Dany Brillant10 Mayıs Pazartesi

Haliç Kongre Merkezi - Is-tanbul

Serdar Ortaç14 Mayıs Cuma

Maltepe Üniversitesi Marma Açık Hava Tiyatrosu - Istanbul

Tekirdağ Rakısı Trakya Serisi Sunar: Nev

14 Mayıs CumaGhetto - Istanbul

Levent Yüksel14 Mayıs Cuma

Matine 216 - Istanbul

İlhan Şeşen Akustik15 Mayıs Cumartesi

Ghetto - Istanbul

Bora Uzer15 Mayıs CumartesiBabylon - Istanbul

Bank Holiday @ Sean Par-ker Band

22 Nisan PerşembeStudio Live - Istanbul

23 Nisan CumaPunctum Performance -

Istanbul

Cingi Performs Queen and the Originals

23 Nisan CumaBabylon - Istanbul

Serkan Özcan - Yol Project23 Nisan Cuma

Jazz Stop Beyoğlu - Istanbul

Rüya23 Nisan Cuma

Jazz Stop Suadiye - Istanbul

Infected Mushroom23 Nisan Cuma

Bronx Pi Sahne - Istanbul

Rock Party Hosted by Mabbas23 Nisan Cuma

Babylon - Istanbul

Eva24 Nisan Cumartesi

Punctum Performance - Istanbul

Vega - Model24 Nisan Cumartesi

Bronx Pi Sahne - Istanbul

Make Up - Bordo24 Nisan Cumartesi

Jazz Stop Beyoğlu - Istanbul

Soul Stuff24 Nisan Cumartesi

Beyoğlu Hayal Kahvesi - Istanbul

Sıcak Çikolata25 Nisan Pazar

the Seed - Istanbul

Sepultura27 Nisan Salı

Küçükçiftlik Park - Istanbul

Teoman27 Nisan Salı

Sabancı Üniversitesi Gösteri Merkezi - Istanbul

Dört x Dört27 Nisan Salı

Beyoğlu Hayal Kahvesi - Istanbul

Gökcan Sanlıman-Play House28 Nisan Çarşamba

Jazz Stop Beyoğlu - Istanbul

Temas28 Nisan Çarşamba

Jazz Stop Suadiye - Istanbul

Pamela29 Nisan PerşembeBabylon - Istanbul

Sıfır KM29 Nisan Perşembe

Beyoğlu Hayal Kahvesi - Istanbul

Rock’N Dark 2010 Finali Hayko Cepkin - Anneke van

Giersbergen30 Nisan Cuma

Refresh The Venue - Istanbul

Teoman30 Nisan Cuma

Balans Jolly Joker - Istanbul

Cipso Sunar: The Pierces!30 Nisan CumaRoxy - Istanbul

Selçuk Balci - Volkan Arslan - Yol

30 Nisan CumaJazz Stop Beyoğlu - Istanbul

Chantage30 Nisan Cuma

Hayal Bistro - Istanbul

Batı Yakası01 Mayıs CumartesiTaXim Live - Istanbul

Secret Chiefs 306 Mayıs PerşembeSalon İKSV - Istanbul

İstanbul Arabesque Project06 Mayıs Perşembe

Ghetto - Istanbul

Pinhani07 Mayıs Cuma

Balans Jolly Joker - Istanbul

Anathema @ İstanbul07 Mayıs Cuma

Refresh The Venue - Istanbul

Moğollar07 Mayıs CumaGhetto - Istanbul

Draconian08 Mayıs Cumartesi

Punctum Performance - Istanbul

Multitap08 Mayıs CumartesiSalon İKSV - Istanbul

Midnight Juggernauts08 Mayıs Cumartesi

Otto - Santral - Istanbul

Redd Softcore Babylon08 Mayıs CumartesiBabylon - Istanbul

Riverside11 Mayıs Salı

Studio Live - Istanbul

Pickpocket15 Mayıs CumartesiStudio Live - Istanbul

Lamb of God17 Mayıs Pazartesi

Küçükçiftlik Park - Istanbul

Bluesaint Blues Band18 Mayıs Salı

Ghetto - Istanbul

Cingi performs Queen and The Originals

20 Mayıs PerşembeBalans Jolly Joker - Istanbul

Yüksek Sadakat21 Mayıs Cuma

Balans Jolly Joker - Istanbul

Tuborg Gold Rocks Presents Vol. 2: Replikas

22 Mayıs CumartesiAlt. - Istanbul

Caspian25 Mayıs Salı

Studio Live - Istanbul

Sunay Bey Tarihi22 Nisan Perşembe

Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür Merkezi - Istanbul

Sermet Erkin’le İllüzyonda Harikalar

24 Nisan CumartesiProfilo Kültür Merkezi Küçük

Salon - Istanbul

Yunus Gösterisi24 Nisan Cumartesi

İstanbul Dolphinarium Yunus Gösteri Merkezi - Istanbul

Caveman - Mağara Adamı24 Nisan Cumartesi

Beşiktaş Kültür Merkezi - Istanbul

Yunus Gösterisi25 Nisan Pazar

İstanbul Dolphinarium Yunus Gösteri Merkezi - Istanbul

Sermet Erkin’le İllüzyonda Harikalar

25 Nisan PazarProfilo Kültür Merkezi Küçük

Salon - Istanbul

Ben Kimim? Peer Gynt (Per Günt)

25 Nisan Pazarİş Sanat Kültür Merkezi -

Istanbul

Çok Güzel Hareketler Bunlar26 Nisan Pazartesi

Beşiktaş Kültür Merkezi - Istanbul

Lokal Anestezi26 Nisan PazartesiBabylon - Istanbul

Çok Güzel Hareketler Bunlar - (TV Çekimi)

27 Nisan SalıBeşiktaş Kültür Merkezi -

Istanbul

Vedat Özdemiroğlu: Tek Kişi-lik Komiklik

27 Nisan SalıHayal Bistro - Istanbul

Çok Güzel Hareketler Bunlar30 Nisan Cuma

Bostancı Gösteri Merkezi - Istanbul

Yunus Gösterisi01 Mayıs Cumartesi

İstanbul Dolphinarium Yunus Gösteri Merkezi - Istanbul

Caveman - Mağara Adamı01 Mayıs Cumartesi

Beşiktaş Kültür Merkezi - Istanbul

Yunus Gösterisi02 Mayıs Pazar

İstanbul Dolphinarium Yunus Gösteri Merkezi - Istanbul

Çok Güzel Hareketler Bunlar03 Mayıs Pazartesi

Beşiktaş Kültür Merkezi - Istanbul

Çok Güzel Hareketler Bunlar - (TV Çekimi)

04 Mayıs SalıBeşiktaş Kültür Merkezi -

Istanbul

Yunus Gösterisi08 Mayıs Cumartesi

İstanbul Dolphinarium Yunus Gösteri Merkezi - Istanbul

Yunus Gösterisi09 Mayıs Pazar

İstanbul Dolphinarium Yunus Gösteri Merkezi - Istanbul

Lokal Anestezi10 Mayıs PazartesiBabylon - Istanbul

Çok Güzel Hareketler Bunlar10 Mayıs Pazartesi

Beşiktaş Kültür Merkezi - Istanbul

Çok Güzel Hareketler Bunlar - (TV Çekimi)

11 Mayıs SalıBeşiktaş Kültür Merkezi -

Istanbul

Yunus Gösterisi15 Mayıs Cumartesi

İstanbul Dolphinarium Yunus Gösteri Merkezi - Istanbul

Yunus Gösterisi16 Mayıs Pazar

İstanbul Dolphinarium Yunus Gösteri Merkezi - Istanbul

Çok Güzel Hareketler Bunlar17 Mayıs Pazartesi

Beşiktaş Kültür Merkezi - Istanbul

Çok Güzel Hareketler Bunlar - (TV Çekimi)

18 Mayıs SalıBeşiktaş Kültür Merkezi -

Istanbul

Yunus Gösterisi22 Mayıs Cumartesi

İstanbul Dolphinarium Yunus Gösteri Merkezi - Istanbul

Tiyatro Boyalı Kuş: Ophelia’yı Kim Öldürdü?

22 Nisan PerşembeKumbaracı50 - Istanbul

Kirli Çıkı İstanbul22 Nisan Perşembe

Halis Kurtça Kültür Merkezi - Istanbul

Aşkımızda Virüs Var!22 Nisan PerşembeKulis Oda Sahnesi

Caddebostan - Istanbul

Çelik Manolyalar22 Nisan Perşembe

Rüştü Uzel Lisesi Tiyatro Sahnesi - Istanbul

Shopping & F***ing/ Alışveriş ve S***ş

22 Nisan PerşembeDot - Istanbul

Punk Rock22 Nisan PerşembeDotmarsta - Istanbul

Tiyatro Boyalı Kuş: Ophelia’yı Kim Öldürdü?

22 Nisan PerşembeKumbaracı50 - Istanbul

Masal Masal İçinde23 Nisan Cuma

Çevre Tiyatrosu - Istanbul

Memo’nun Önlenemez Yükselişi

23 Nisan CumaÇevre Tiyatrosu - Istanbul

Hayal Kurma Oyunu23 Nisan Cuma

Büyükçekmece Belediyesi Atatürk Kültür Merkezi - Is-

tanbul

Nasreddin Hoca23 Nisan Cuma

Çevre Tiyatrosu - Istanbul

Bir Delinin Hatıra Defteri23 Nisan Cuma

Kulis Oda Sahnesi Caddebostan - Istanbul

Kirli Çıkı İstanbul

23 Nisan CumaBarış Manço Kültür Merkezi -

IstanbulHaneler ekibi oyuncuların-

dan Denizaltında Altı Taham-mülfersa

23 Nisan CumaProfilo Kültür Merkezi Küçük

Salon - Istanbul

Tiyatro Artı: Sesler23 Nisan Cuma

Kumbaracı50 - Istanbul

Şölen23 Nisan Cuma

Büyülü Sahne (Eski Sinema 74) - Istanbul

Tuhaf İkili23 Nisan Cuma

Türkan Saylan Kültür Merkezi Kardelen 1 Salonu - Istanbul

Medya Maymunları23 Nisan Cuma

Rüştü Uzel Lisesi Tiyatro Sahnesi - Istanbul

Shopping & F***ing/ Alışve-riş ve S***ş

23 Nisan CumaDot - Istanbul

Punk Rock23 Nisan Cuma

Dotmarsta - Istanbul

Karanlık Korkusu23 Nisan Cuma

Studio Oyuncuları Sahnesi - Istanbul

En Mutlu Kim?24 Nisan Cumartesithe Seed - Istanbul

Akbank Karagöz ve Kukla Tiyatrosu

24 Nisan CumartesiAkbank Sanat - Istanbul

İki İnatçı Keçi24 Nisan Cumartesi

Caddebostan Kültür Merkezi Küçük Salon - Istanbul

Aladdin’in Sihirli Lambası24 Nisan Cumartesi

TİM Fettah Aytaç Salonu - Istanbul

Kırt Kırt ile Cırt Cırt24 Nisan Cumartesi

Halis Kurtça Kültür Merkezi - Istanbul

İki İnatçı Keçi24 Nisan Cumartesi

Caddebostan Kültür Merkezi Küçük Salon - Istanbul

Mıknatıs Çocuk24 Nisan Cumartesi

Büyükçekmece Belediyesi Atatürk Kültür Merkezi - Is-

tanbul

Yeni Kuşak Tiyatrosu: Ben Patronum

24 Nisan CumartesiAkbank Sanat - Istanbul

Benim Küçük Sevgilim!24 Nisan CumartesiKulis Oda Sahnesi

Caddebostan - Istanbul

Yeni Kuşak Tiyatrosu: Ben Patronum

24 Nisan CumartesiAkbank Sanat - Istanbul

Seni Seviyorum, Mükemmel-sin, Şimdi Değiş

24 Nisan CumartesiBeşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür Merkezi - Istanbul

Yastık Adam24 Nisan Cumartesi

Rüştü Uzel Lisesi Tiyatro Sahnesi - Istanbul

Altıdan Sonra Tiyatro - Kapıların Dışında

24 Nisan CumartesiKumbaracı50 - Istanbul

Herkes mi aldatır? (Aşk Otopsisi - Lirik Comedy)

24 Nisan CumartesiKulis Oda Sahnesi

Caddebostan - Istanbul

Basit Bir Ev Kazası24 Nisan Cumartesi

Büyülü Sahne (Eski Sinema 74) - Istanbul

Vanti24 Nisan Cumartesi

Çevre Tiyatrosu - Istanbul

Bir Kadın Bir Ürkek24 Nisan Cumartesi

Profilo Kültür Merkezi Küçük Salon - Istanbul

Punk Rock24 Nisan CumartesiDotmarsta - Istanbul

Memo’nun Önlenemez Yükselişi

25 Nisan PazarÇevre Tiyatrosu - Istanbul

Metin Zakoğlu ile Oyunculuk Çalışması

25 Nisan PazarKulis Oda Sahnesi

Caddebostan - Istanbul

Kukla Show25 Nisan Pazar

Caddebostan Kültür Merkezi Küçük Salon - Istanbul

Kırt Kırt ile Cırt Cırt25 Nisan Pazar

Halis Kurtça Kültür Merkezi - Istanbul

Güzel ve Çirkin25 Nisan Pazar

TİM Fettah Aytaç Salonu - Istanbul

Hayal Kurma Oyunu25 Nisan Pazar

Büyükçekmece Belediyesi Atatürk Kültür Merkezi - Is-

tanbul

Kukla Show25 Nisan Pazar

Caddebostan Kültür Merkezi Küçük Salon - Istanbul

Benim Küçük Sevgilim!25 Nisan Pazar

Kulis Oda Sahnesi Caddebostan - Istanbul

Çelik Manolyalar25 Nisan Pazar

Rüştü Uzel Lisesi Tiyatro Sahnesi - Istanbul

Alevli Günler25 Nisan Pazar

Caddebostan Kültür Merke-zi - Istanbul

Bir Delinin Hatıra Defteri25 Nisan Pazar

Kulis Oda Sahnesi Caddebostan - Istanbul

Pazar Günkü Cinayet25 Nisan Pazar

Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür Merkezi - Istanbul

Bir Kadın Bir Ürkek25 Nisan Pazar

Profilo Kültür Merkezi Küçük Salon - Istanbul

Altıdan Sonra Tiyatro: Faili Müşterek

25 Nisan Pazar

ROCK

TİYATRO

GÖSTERİ

Page 46: Etilife Nisan 2010

44 | Etilife | Nisan ‘2010

Page 47: Etilife Nisan 2010

45

Page 48: Etilife Nisan 2010

46 | Etilife | Nisan ‘2010

Page 49: Etilife Nisan 2010

47

Page 50: Etilife Nisan 2010

astroloji

48 | Etilife | Nisan ‘2010

Koç (20 Mart – 20 Terazi (24 Eylül – 23 Ekim)

Akrep (24 Ekim – 22 Kasım)

Yay (23 Kasım – 21 Aralık)

Oğlak (22 Aralık – 20 Ocak)

Boğa (21 Nisan – 21 Mayıs)

Kova (21 Ocak – 19 Şubat)

Balık (20 Şubat – 20 Mart)

İkizler (22 Mayıs – 21 Haziran)

Yengeç (22 Haziran – 22 Temmuz)

Aslan (23 Temmuz – 23 Ağustos)

Başak (24 Ağustos – 23 Eylül)

Bu ay yeni fikirler ve düşünceler üreteceğiniz verim-li günler geçireceksiniz. Özellikle ekip çalışmalarında parlak fikirleriniz ve projelerinizle göz dolduracaksınız.

Entelektüel ve iletişim alanındaki faaliyetlerinizin yoğunla-şacağı bir evreye giriyorsunuz. Yaratıcılık potansiyeliniz hayli yüksek. Bu dönem içinde kardeşleriniz ve yakın çevrenizdeki insanların manevi yar-dımını alacaksınız. Aşkta küçük kaçamaklar yaşayabilirsiniz.

Mesleki ya da eğitim yaşantınızda zorlu bir evreden geçiyor-sunuz. Biraz sabırlı davranarak özveriyle çalışmak durumun-

da kalabilirsiniz. Ancak, bu süreç bittiğinde başarılı sonuçlar elde edeceksiniz. Bu yoğunluğa rağmen karşı cinsle olan ilişki-

lerinizde cazibeniz ve albeninizle oldukça dikkat çekiyorsunuz. Özellikle eski aşklarınızla olan ilişkilerinize dikkat etmeli, ilişkiyi yeniden canlandırmama-ya çalışmalısınız.

Bu ay olayları fazla irdelemeden akışına bırakarak yaşa-maya gayret edin. Sorumluluk bilinciniz yüzünden zihin-

sel ve fiziksel anlamda ağır yük altına giriyorsunuz. Din-lenmek ve yenilenmek için kendinize zaman tanımalısınız. İn-

sanlara karşı fazlasıyla iyimser ve iyi niyetle yaklaşıyorsunuz. Biraz daha temkinli olmalısınız. Sevdiğiniz kişiyle pürüzleri geride bırakarak keyifli zaman geçireceğiniz bir döneme adım atıyorsunuz.

Uzun zamandan beri gerek zihinsel gerek bedensel ola-rak gerilimli günler yaşıyorsunuz. Bu geriliminiz sağlığı-

nızı olumsuz yönde etkileyebilir, bu nedenle gevşeyerek rahatlamanın yoluna bakmalısınız. Karşı cinsle olan birlikte-

liğinizde bazı parasal harcamalar yapmak durumunda kalabilirsiniz. Şu zamana kadar üzerinde düşünmediğiniz bazı işler hakkında planlar ya-pabilirsiniz. Sakin ve soğukkanlı olmalısınız.

Mayıs ayı içerisinde biraz yoğun ve sıkıntılı bir iş dönemi geçirebilirsiniz. Ekip halinde yapılması gereken iş yükünü

tek başınıza göğüslemek zorunda kalabilirsiniz. Ama planlı ve programlı hareket ettiğiniz takdirde fazla yıpranmadan hep-

sinin üstesinden geleceksiniz. Bu ay hava değişimleri yüzünden sağlığınıza daha çok özen göstermelisiniz. Karşı cinsten yeni tanışacağınız kimselere karşı temkinli yaklaşacaksınız.

Bu ay duygularınız hayli değişkenlik gösterecek bu se-beple sergileyeceğiniz tutarsız davranışlar yüzünden

etrafınızdaki insanlardan olumsuz tepkiler alabilirsiniz. Mesleki yaşantınızda bazı atılımları gerçekleştirmeden

önce güvendiğiniz kimselerin görüşlerine de başvurmanız faydalı olabi-lir. Uzun zamandan beri çözümsüz kalmış bir sorun bu ay çözüme kavu-şuyor. Aşk hayatınızda mutlu ve huzurlu bir ay sizi bekliyor.

Mantığınızın her zamankinden daha dinamik işlediği bir dönemdesiniz, bu sayede gelecek için avantajlı yatı-rımlar yapacaksınız. İş ortamındaki ilişkilerinize her za-

mankinden daha çok dikkat etmelisiniz. Yoğun tempoda ufak tefek pürüzlerin gerginliğe dönüşmesine mahal vermemelisiniz. İş ve çalışma temponuzun yoğunluğu yüzünden aşk hayatınızı ihmal edebilirsiniz. Sevdiğiniz kişinin gönlünü almayı ihmal etmeyin.

Sosyal ilişkileriniz açısından sizi bir hayli hareket-li günler bekliyor. Eğlenceli ve keyifli ortamlarda eğ-

lenerek stresinizi üzerinizden atacaksınız. Mesleki açı-dan Mayıs ayı oldukça sakin görünüyor. Yine de iş hayatınızda beklenmedik çıkışlar yapmaktan ve fikirlerinizde ısrarcı olmaktan ka-çınmanızda fayda var. Herhangi bir konuda karar verirken aceleci dav-ranmaktan kaçının. İkili ilişkiler açısından keyifli ve olumlu gelişmeler söz konusu.

Mesleki yaşamınızda maddi hususlarla ilgili bazı pürüzler yaşayabilirsiniz. Bu konudaki beklentinizi

daha açık bir diller ifade ederek ortaya koymanız ge-re- kebilir. Özel yaşamınızda her şey gayet olumlu ilerliyor. Oldukça faal ve tempolu bir dönemdesiniz. Zaman zaman sağ sola koşturmaktan bitap düşebilirsiniz. Kendinize daha çok vakit ayıra-rak dinlenmelisiniz.

Bu ay sizden uzakta yaşayan ve sevdiğiniz kimselerden güzel haberler alacaksınız. Moralinizin hayli yüksek oldu-

ğu bir döneme giriyorsunuz. Özellikle iş yaşamında ter-fi almanız veya daha yüksek gelirli işlere geçmeniz söz ko-

nusu olabilir, alacağınız teklifleri iyi değerlendirin. Yeni projeler ve yorucu günler sizi bekliyor. Sevdiğiniz kişiyi ihmal etmeniz aranızda bazı pürüz-lerin çıkmasına neden olabilir.

Bu ay daha sağlıklı ilişkiler kurabilmek için daha karar-lı bir tutum sergilemeniz gerekiyor. Kararsız tutumları-

nızı bir kenara bırakarak her olayda kendinizi merkeze al-maktan vazgeçmelisiniz. Özel hayatınızda bazı hareketlenme-

ler söz konusu. Bu ay yeni bir ilişkiye başlamanız mümkün. Psikolojik ve fi-ziksel açıdan oldukça faal olacağınız bir döneme giriyorsunuz.

Mesleki hayatınızda projelerinizin neticelendiği ve iş yükünüzün hafiflediği bir döneme giriyor-sunuz. Hedeflediğiniz başarıyı yakaladığınız için

keyfiniz bir hayli yerinde olacak. Bu mutlu haliniz ikili i l işkileriniz ve sosyal hayatınıza da olumlu bir şekilde yan-sıyacak. Ufkunuzu açacak yeni fikirler ve düşünceler ile sizi et-kileyecek yeni kimselerle tanışacak, bu insanlarla keyifli diya-loglar kuracaksınız.

Page 51: Etilife Nisan 2010
Page 52: Etilife Nisan 2010