geÇmİŞten gÜnÜmÜze uluslararasi dİnÎ mÛsİkÎ...

11
GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE ULUSLARARASI DİNÎ MÛSİKÎ SEMPOZYUMU FROM PAST TO PRESENT INTERNATIONAL RELIGIOUS MUSIC SYMPOSIUM 03-04 KASIM 2017 AMASYA BİLDİRİLER KİTABI Bu sempozyum T. C. Amasya Üniversitesi Rektörlüğü Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinatörlüğü tarafından desteklenmiştir. AMASYA 2017

Upload: others

Post on 04-Jul-2020

5 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE ULUSLARARASI DİNÎ MÛSİKÎ …isamveri.org/pdfdrg/G00310/2017/2017_YERKAZANH.pdf · Keywords: Hadith, Music, Musical Instruments, Halâl, Harâm. Giriş

GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE ULUSLARARASI DİNÎ MÛSİKÎ SEMPOZYUMU

FROM PAST TO PRESENT INTERNATIONAL RELIGIOUS MUSIC

SYMPOSIUM

03-04 KASIM 2017 ● AMASYA

BİLDİRİLER KİTABI

Bu sempozyum T. C. Amasya Üniversitesi Rektörlüğü Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinatörlüğü tarafından desteklenmiştir.

AMASYA ● 2017

Page 2: GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE ULUSLARARASI DİNÎ MÛSİKÎ …isamveri.org/pdfdrg/G00310/2017/2017_YERKAZANH.pdf · Keywords: Hadith, Music, Musical Instruments, Halâl, Harâm. Giriş

HADĠSLERDE GEÇEN MÛSĠKÎ ENSTRÜMANLARI

Hasan YERKAZAN*

Özet

Hz. Peygamber‟in (sav) mûsikî aletlerine karĢı tutumu, Ġslâm kültür tarihinde tartıĢma konusu

olmuĢtur. Mevcut rivâyetlere göre, çalgı aletlerinin bir kısmı helal, bir kısmı ise haram kabul edilmiĢtir.

Def, ğırbal, keber/kîr gibi bazı vurmalı çalgı aletleri helâl; berbât, celâcil, ceres, ğubeyra, halhâl,

kennârât, kınnîn, kûbe, me„âzif, mezamir, mizher, sanc, tabl, urtube/artabe ve zemmâre gibi bazı telli

ve üflemeli enstrümanlar harâm kabul edilmiĢtir. Bu çerçevede hadislerde geçen çalgı enstrümanlarının

isimleri ve mahiyetlerini tam olarak tespit etmek büyük önem arz etmektedir. Bu tebliğde, helâl ve

harâm oldukları dikkate alınmaksızın hadislerde isimleri geçen mûsikî enstrümanlarının mahiyeti

hakkında elde edilen verilere yer verilmektedir. AraĢtırma sonucunda hadislerde isimleri geçen çalgı

enstrümanlarının bir kısmının mahiyeti tam olarak tespit edilmiĢ olup, büyük bir kısmının ise varlığı

günümüze kadar devam etmediğinden dolayı nitelikleri tam olarak belirlenememiĢtir. Sadece mevcut

bazı mûsikî enstrümanlarıyla benzer yönlerine dikkat çekilmiĢtir. Ayrıca hadisler bütünlük içerisinde

değerlendirildiğinde çalgı enstrümanı olarak kabul edilen bazı nesnelerin, gerçekte bir tür içki veya

kumar oyunu olduğu sonucuna varılmıĢtır.

Anahtar Kelimeler: Hadis, Mûsikî, Mûsikî Enstrümanları, Helâl, Harâm.

Musical Instruments in the Hadiths

Abstact

The attitude of the Prophet towards musical instruments has been a subject of debate in the history

of Islamic culture. According to the Prophet's hadiths, some of the instruments are halal and some

are forbidden (haram). Some percussive instruments such as def, ğırbal, keber/kîr have been

considered as halal; on the other hand some stringed and blown instruments such as berbât, celâcil,

ceres, ğubeyra, halhâl, kennârât, kınnîn, kûbe, mezâfif, mezamir, mizher, sanc, tabl, urtube / artabe

and zemmâre have been considered as haram. It is great importance in this context to fully identify

the names and characteristics of musical instruments in the hadith. It is given information about the

nature of musical instruments whose names are mentioned in the hadiths regardless of whether they

are halal or haram in this presantation. As a result of the research, only some of the instruments

which are named in the hadiths have been fully identified, because most of them does not exist today.

In this respect, only the similar aspects of some existing musical instruments have been pointed out.

Morever it is concluded that some of the objects, which are considered as musical instruments, are

actually a kind of alcoholic drink or gambling when the hadiths are evaluated in unity.

Keywords: Hadith, Music, Musical Instruments, Halâl, Harâm.

Giriş

Mûsiki, ses üzerine kurulmuĢ bir sanattır. Tarihi süreç içerisinde her milletin doğrudan veya

dolaylı olarak bu ilimle irtibatı olmuĢtur. Ġslâm dünyasında ise mûsiki çalıĢmaları erken dönemden

itibaren baĢlamıĢtır. Ġlk Ġslâm filozofu Ya„kūb b. Ġshak el-Kindî (ö. 252/866), bu sahada ilk teorik

çalıĢmaları yapan kiĢidir. Kindî‟den sonra mûsiki nazariyesine dair çalıĢmalar Fârâbî (ö. 339/950) ile

devam etmiĢtir. Mûsiki teorisi ve özellikle mûsiki felsefesi hakkında yazmıĢ olduğu el-Mûsîķa‟l-kebîr adlı

eseri, Batı‟da ve Ġslâm dünyasında en sistemli eserlerden biri kabul edilmiĢtir. Dinî, felsefî, siyasî ve

ilmî amaçlarla IV. (X.) yüzyılda Basra‟da ortaya çıkan Ġhvân-ı Safâ, mûsiki ile ilgili çalıĢmalar yapmıĢtır.

* Yrd. Doç Dr., Amasya Üniversitesi Ġlahiyat Fakültesi, [email protected].

Page 3: GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE ULUSLARARASI DİNÎ MÛSİKÎ …isamveri.org/pdfdrg/G00310/2017/2017_YERKAZANH.pdf · Keywords: Hadith, Music, Musical Instruments, Halâl, Harâm. Giriş

626 | Geçmişten Günümüze Uluslararası Dini Mûsiki Sempozyumu

Ayrıca tıp ve felsefe tarihinde önemli bir yere sahip olan Ġbn Sina (ö. 428/1037) da mûsikîye ait

bilgilere kaleme aldığı eserlerinde yer vermiĢtir.1

Tarihten tevarüsen gelen mûsikî bilgi birikimi, bahse konu olan kiĢilerin gayretleri ile geliĢmiĢ,

bu alanda zaman içerisinde teori ve pratiğe yönelik devasa çalıĢmalar yapılmıĢtır. Ancak Ġslâm

dünyasında bir yandan mûsikî ile ilgili çalıĢmalar yapılırken, bir yandan da mûsikînin dindeki yeri

konusu tartıĢılmıĢtır. TartıĢmaların merkezinde ise, hadislerde isimleri geçen mûsikî enstrümanları

olmuĢtur. Çünkü Hz. Peygamber‟den (sav) rivâyet edilen hadislerde isimleri belirtilen bazı mûsikî

aletlerinin dinlenmesi ve çalınması helal; bazıları ise haram kabul edilmiĢtir. Bu çerçevede Ġslâm

âlimlerince mûsikî ve çalgı aletlerinin hükmü konusunda müstakil çalıĢmalar yapılmıĢ ve geniĢ bir

mûsikî literatürü oluĢturulmuĢtur.2

Hadis kaynaklarında toplam 22 çalgı aletinin ismi tespit edilmiĢtir. Bu aletlerin bir kısmı

vurmalı, bir kısmı üflemeli, bir kısmı ise telli çalgı aletlerinden oluĢmaktadır. Bu tebliğde, mûsikî veya

çalgı enstrümanlarının meĢruiyeti konusunda lehte ve aleyhteki görüĢlerden ziyade hadis

kaynaklarında isimleri geçen çalgı aletlerinin mahiyeti hakkında bilgilere yer verilecektir. Ayrıca her bir

çalgı aletinin isminin geçtiği konuda örnek bir rivâyet verilmek suretiyle, konu bir bütünlük içerisinde

takdim edilmeye çalıĢılacaktır.

A- Vurmalı Enstrümanlar

1-Def (انذف): Bir kasnakla onun üzerine gerilmiĢ deriden meydana gelen ve çok eski

devirlerden beri bilinen daire biçiminde bir çalgı aletidir. BaĢta Araplar olmak üzere bütün Ortadoğu

halkları tarafından kullanılmıĢtır. Evlilik ve sünnet merasimleri sırasında def çalıp eğlenmek çok eski

tarihlere dayanan adetlerdendir. Ġslâmî dönemde de bu gelenek sürdürülmüĢtür.3 Def, hadislerde ismi

en çok geçen mûsikî aletlerinden biridir. Bu hadislerden birisi Ģöyledir:

أعا زا اىبػ اعع ف :ع عبئشخ لبذ لبي سعي هللا ص هللا ع١ ع

.اغبعذ اضشثا ع١ ثبذفف

Hz. AiĢe (ra) anlatıyor: “Rasûlullah (sav) buyurdular ki: “Nikahı ilan edin, onu

mescidlerde yapın ve defler çalın.”4

2- Ğırbâl (انغربال): Ğırbal, def ve bendire benzeyen daire Ģeklinde bir çalgı aletidir.5 Tabl

yani davul anlamı verenler de olmuĢtur.6 Bu kelime kalbur anlamında da kullanılmaktadır.7 Hadiste

Ģöyle geçmektedir:

ثبغشثبي ع١ اضشثا اىبػ زا أعا لبي ع ع١ هللا ص اج ع عبئشخع

“ÂiĢe‟den (ra) rivâyet edildiğine göre Peygamber (sav) Ģöyle buyurmuĢtur: Bu

evlenme iĢini (halka) duyurun ve bunun için ğırbal (def) çalınız.”8

1 Ayrıntılı bilgi için bkz. Nuri Özcan, “Mûsiki”, DĠA, c. 31, Ġstanbul, 2006, s. 257-261. 2 Bkz. Muhammed ġâzelî Tûnisî, Ferahu‟l-esma bi ruhasi‟s-sema„, thk. Muhammed ġerif Rahmûnî, Dâru‟l-Arabiyyeti‟l-Kitab,

Trablus, 1985; Muhammed Ġbrahim Muvahhid Kazvînî, Nazratü‟l-Ġslâm ila‟l-mûsikî ve‟l-ğına, Mektebetü‟l-Elfeyn, Kuveyt, 1983; Muhammed Hamid, Hükmu‟l-Ġslâm fi‟l-ğına, Dâru‟l-Va„y, Haleb, h. 1397; Sâlim b. Ali Sekfî, Ahkâmu‟l-ğına ve‟l-me„azif ve enva„i‟t-terfihi‟l-hadif, Dâru‟l-Beyan, Kahire, 1996; Ebu Yahya Mustafa b. Ramazan b. Abdulkerim, es-Seyfü‟l-yemânî, thk. Ebu Abdurrahman Dânî b. Münir Ezherî, Beyrut, 2010; Muhammed b. Ebî Bekr Ġbn Kayyim Cevziyye, el-Kelâm „ala mes‟eleti‟s-sema„, thk. RaĢid b. Abdulaziz el-Hamd, Dâru‟l-Asıma, Riyad, h. 1409; Ebü‟l-Abbâs Takıyyüddîn Ahmed b. Abdilhalîm Ġbn Teymiyye, Hükmu‟s-sema, thk. Hammâd Selâme, Mektebetü‟l-Menâr, Zerka, 1988; Muhammed Ammâre, el-Ğına ve‟l-mûsikî helalun em haramun, Dâru‟n-Nahda, Kahire, 1999; Ahmed b. Muhammed Ġbn Hacer Heytemî, Hukmu‟l-Ġslâm fi‟l-ğına ve‟l-mûsikî ve‟Ģ-ġatranc, thk. Adil Abdulmun„im Ebu Abbas, Mektebetü‟s-Kur‟ân, Kahire, ty.

3 Ayrıntılı bilgi için bkz. Nebi Bozkurt, “Def”, DĠA, c. 9, Ġstanbul, 1994, s. 83-84. 4 Ebû Ġsa Muhammed b. Ġsa Tirmizî, Sünenü‟t-Tirmizî, thk. Ahmed Muhammed ġakir, Mustafa el-Bâbi el-Halebî, Kahire,

1395/1975, Tirmizî, Nikâh 6. 5 Ebü‟s-Seâdât Mecdüddîn el-Mübârek b. Esîrüddîn Ġbn Esir, en-Nihâye fî garîbi‟l-hadis, el-Mektebetü‟l-Ġlmiyye, thk. Tahir

Ahmed ez-Zâvî, Beyrut, 1979, c. 3, s. 352; Muhammed b. Mükerrem Ġbn Manzûr, Lisânü‟l-„Arab, 15 cilt, Dâru Sâdır, Beyrut, ty., c. 11, s. 491; Ebü‟l-Abbâs ġihâbüddîn Ahmed b. Ġdrîs b. Abdirrahmân Karâfî ez-Zahire, thk. Muhammed Hacî, Dâru‟l-Ğarb, Beyrut, 1994, c. 4, s. 400; Ġbrahim Mustafa, Mu„cemu‟l-Vasît, Mektebetü‟l-ġuruki‟d-Devliyye, Kahire, 2004, s. 648.

6 Muhammed Dusûkî, HaĢiyetü‟l-Dusûkî ala‟Ģ-Ģerhi‟l-kebir, Dâru‟l-Kütübi‟l-Ġhyai‟l-Arabî, yy., ty., c. 2, s. 399. 7 Bkz. Ġbn Manzûr, Lisânü‟l-„Arab, c. 11, s. 491. 8 Ebû Abdullah Muhammed b. Yezid el-Kazvinî Ġbn Mace, Sünenu Ġbn Mace, thk. Muhammed Fuad Abdülbaki, Dâru Ġhyai't-

Türasi'l-Arabiyye, Kahire, 1975/1395, Ġbn Mâce, Nikâh 20.

Page 4: GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE ULUSLARARASI DİNÎ MÛSİKÎ …isamveri.org/pdfdrg/G00310/2017/2017_YERKAZANH.pdf · Keywords: Hadith, Music, Musical Instruments, Halâl, Harâm. Giriş

Geçmişten Günümüze Uluslararası Dini Mûsiki Sempozyumu | 627

3- Keber/Kîr (انكير/انكبر): Keber, davula benzer bir çalgı aletidir.9 Kîr ise demircilerin

ateĢlerini üfledikleri tulum demektir.10 Aynı içerikte olan rivâyetlerin bir kısmında keber bazılarında ise

kîr olarak geçmektedir. Rivâyetlerin siyak ve sibakına bakıldığında keber olması daha güçlü

görünmektedir. Muhtemelen hadislerin bir kısmında “be” harfine bir nokta ziyade edilmek suretiyle

“ye” olarak yazılmıĢtır. Her iki kelimenin de yer aldığı örnek hadisler aĢağıda yer almaktadır:

أ صط اثخ ، وب عذ وجش، : " عجذ هللا ث جبس ث األعد، ع أث١، ع عذ جبس

صط : فم١" ب زا؟ : " غشاث١، فخشط سعي هللا ص هللا ع١ ع، فغع اصد، فمبي

أش١ذا اىبػ، أش١ذا اىبػ، زا اىبػ ال : " جبس اثز، فمبي اج ص هللا ع١ ع

اصط : اطج اىج١ش، اغشاث١: اىجش: فب اىجش ؟ لبي: لذ: لبي" اغفبػ

Abdullah b. Hebbâr b. el-Esved babasından o da dedesinden Ģöyle rivâyet etmiĢtir:

Hebbâr kızını evlendirmiĢti. Düğünde keber ve ğırbal çalıyordu. Rasûlullah (sav)

dıĢarı çıkıp bunu duyunca: “Bu nedir?” diye sordu. “Hebbâr kızını evlendirdi”,

dediler. Bunun üzerine Rasûlullah (sav) Ģöyle buyurdu: “Nikâhı kutlayınız. Nikâhı

kutlayınız. Bu nikâhtır, zinâ değildir.” dedi. Dedim ki: “Keber nedir?” Dedi ki: “Büyük

davuldur. Ğerabil ise sanclardır.”11

صط جبس اثز فضشة ف عشعب ثبى١ش اغشثبي فغع :ع عجذ هللا ث جبس ع أث١ لبي

صط جبس اثز فضشة ف :لبا" ب زا؟ : " ره سعي هللا ص هللا ع١ ع فمبي

أش١ذا اىبػ أش١ذا : " فمبي سعي هللا ص هللا ع١ ع . عشعب ثبى١ش اغشثبي

" اىبػ زا ىبػ ال عفبػ

Abdullah b. Hebbâr babasından Ģöyle rivâyet etmiĢtir: Hebbâr kızını evlendirmiĢti.

Düğünde kîr ve ğırbal çalıyordu. Rasûlullah (sav) bunu duyunca “Bu nedir?” diye

sordu. Onlar da: “Hebbâr kızını evlendirdi, düğünde kîr ve ğırbal çalıyor.” dediler.

Bunun üzerine Rasûlullah (sav) Ģöyle buyurdu: “Nikâhı kutlayınız. Nikâhı kutlayınız.

Bu nikâhtır, zinâ değildir.”12

4- Kûbe (انكوبت): Kûbe, nerd (tavla), berbat ve davul gibi anlamlara gelmektedir.13 Uzun ve

iki yüzeyi geniĢ, orta kısmı dar olan tabl (davul) Ģeklinde tarif edenler de olmuĢtur.14 Bu kelimenin

farklı anlamlar taĢıması sebebiyle ne kastedildiği açık değildir. Hem bir oyun hem bir enstrüman aleti

olması oldukça güçtür. AĢağıda yer alan rivâyet dikkate alındığında kûbe, içki veya kumar türü bir

nesnenin ismini çağrıĢtırmaktadır.

ع اث عجبط ع سعي هللا ص هللا ع١ ع لبي إ هللا حش ع١ى اخش ا١غش

اىثخ لبي و غىش حشا

“Ġbn Abbas, Rasûlullah‟dan (sav) Ģöyle rivâyet etmiĢtir: “ġüphesiz Allah Teâla içkiyi,

kumarı, kubeyi yasakladı. SarhoĢluk veren her Ģey haramdır.” dedi”15

5- Urtube/Artabe (انعرطبت): HabeĢlilere ait bir tür davul çeĢididir.16 Ud ve tanbur Ģeklinde

açıklayanlar da olmuĢtur.17 Hadiste Ģöyle geçmektedir:

ف احذ٠ش إ هللا ٠غفش ى زت إال صبحت عشطجخ أ وثخ

“Allah, urtube ve kube sahibi dıĢındaki tüm günahkârları af edecektir.”18

9 Ġbn Esir, en-Nihâye, c. 4, s. 143. 10 Ġbn Esir, en-Nihâye, c. 4, s. 217; Ġbrahim Mustafa, Mu„cemu‟l-Vasît, s. 807. 11 Ebû Nuaym Ahmed b. Abdillâh b. Ġshâk el-Ġsfahânî, Ma„rifetü‟s-sahâbe, thk. Adil b. Yusuf el-Azâzî, Dâru‟l-Vatan, Riyad,

1998, c. 5, s. 2768. 12 Nuruddin Ali Heysemî, Mecme„u‟z-zevâid, Dâru‟l-Fikr, Beyrut, 1412, c. 4, s. 533. 13 Mahmud b. Ömer ZemahĢerî, el-Fâik fî ğaribi‟l-hadis, Dâru‟l-Fikr, Beyrut, 1979, c. 2, s. 412; Ġbn Esir, en-Nihâye, c. 4, s. 381. 14 Muhammed Hamid, Hükmu‟l-Ġslâm fî‟l-ğına, Dâru‟l-Vagy, Haleb, h. 1397, s. 8; Ahmed b. Muhammed Ġbn Hacer Heytemî,

Keffu‟r-ri„a„ „an muharremâti‟l-lehvi ve‟s-sema„, thk. Adil Abdulmun„im Ebu‟l-Abbas, Mektebetü‟l-Kur‟ân, Kahire, ty., s. 62. 15 Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, thk. ġuayb Arnavut, Müessesetü'r-risâle, Beyrut, 1995, c. 4, s. 381. 16 Ġbn Manzûr, Lisânü‟l-„Arab, c. 1, s. 597; Ebu Bekr Muhammed b. el-Hasan Ezdî Ġbn Düreyd, Cemheretü'l-Luga, thk. Remzi

Münir Ba„lebekî, Dâru‟l-Ġlm, Beyrut, 1987, c. 2, s. 1121. 17 Bkz. Ebu Ubeyd Kâsım b. Sellâm Herevî, Ğaribu‟l-hadis, thk. Muhammed b. Abdulmuid Han, Matbaatu Daireti‟l-Mearifi‟l-

Osmaniye, Haydarâbad, 1964, c. 4, s. 279; Ġbn Esir, en-Nihâye, c. 3, s. 216; Muhammed b. Ahmed Ġbn Mansûr el-Ezherî, Tehzibu‟l-luğa, thk. Abdulhalim en-Neccâr, Ed-Darû‟l-Mısriyye, Kahire, 1964, c. 3, s. 347; Ġbn Düreyd, Cemheretü'l-Luga, c. 1, s. 378; Heytemî, Keffu‟r-ri„a„, s. 62.

18 Ebu‟l-Ferec Abdurrahman Ġbnu‟l-Cevzî, Garibu‟l-hadis, thk. Abdulmuti„ Emin Kal„aci, Dâru Kütübi‟l-ilmiyye, Beyrut, 1985, c. 2, s. 87.

Page 5: GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE ULUSLARARASI DİNÎ MÛSİKÎ …isamveri.org/pdfdrg/G00310/2017/2017_YERKAZANH.pdf · Keywords: Hadith, Music, Musical Instruments, Halâl, Harâm. Giriş

628 | Geçmişten Günümüze Uluslararası Dini Mûsiki Sempozyumu

6- Celâcil (انجالجم): Kelimenin tekili culcul‟dur. Küçük ziller anlamına gelir.19 Celâcil, aĢağıda

yer alan rivâyetten de anlaĢılacağı üzere raks eden kiĢilerin üzerlerine taktıkları küçük zillerdir.

عبئشخ لبذ ث١ب عذب إر دخ ع١ب ثغبس٠خ ع١ب عالع ٠صر فمبذ ال رذخب

ال رذخ : ٠مي - ص هللا ع١ ع-ع إال أ رمطعا عالعب لبذ ععذ سعي هللا

االئىخ ث١زب ف١ عشط

“Hz. AiĢe‟nin (ra) yanına, üzerinde ziller bulunan bir kız getirildi. Kızın zilleri çıngır

çıngır ses çıkarıyordu. Hz. AiĢe (ra): “Sakın ha! zillerini koparmadan onu yanıma

getirmeyin!” dedi ve ilave etti: “Ben Rasûlullah‟ın (sav): “Zil bulunan eve melâike

girmez.” buyurduğunu iĢittim.”20

7- Ceres (انجرس): Gizli ses demektir.21 Ortadoğu ülkelerinin kültüründe bulunan yaygın bir

çalgıdır. Hayvanların boyunlarına asılan zil ile kiliselerde kullanılan çana da ceres denilmiĢtir.22

ععذ سعي هللا ص هللا ع١ ع : أ أ عخ صط اج ص هللا ع١ ع لبذ

.ال رذخ االئىخ ث١زب ف١ عغ، ال عشط، ال رصحت االئىخ سفمخ ف١ب عشط: ٠مي

Peygamber‟in (sav) hanımlarından Ümmü Seleme‟den (ra) rivâyete göre, Ģöyle

demiĢtir: Rasûlullah‟den (sav) iĢittim Ģöyle diyordu: “Melekler culcul ve ceres olan eve

girmezler. Ve yanlarında ceres olan kafileye de eĢlik etmezler.”23

8- Halhâl (انخهخال): Ayağa takılan bilezik Ģeklinde süs eĢyası demektir.24 Oyun oynayan

kiĢilerin ayak bileklerine halhal takıldığında ses çıkarmaktadır. Oyun esnasında ses çıkarma özelliğine

sahip olmasından dolayı müzik aleti olarak kabul edilmiĢtir. AĢağıda yer alan hadisten de anlaĢılacağı

üzere halhal, kadınların raks ederken ayak bileklerine taktıkları zildir.

ع أث أبخ شفعب إ هللا ٠جغض صد اخخبي وب ٠جغض اغبء ٠عبلت صبحج وب ٠عبلت

اضاش ال رجظ خخبال راد صد إال عخ

Ebû Ümâme‟den merfu olarak nakledilmiĢtir: “ġüphesiz Allah halhâl sesine, Ģarkıya

kızdığı gibi kızar. Halhâl sahibini Ģarkıyla ilgili olan gibi cezalandırır. Sesli halhâlı ancak

mel„un kadınlar giyer.”25

9- Sanc (اصظ): Birbirine vurularak çalınan ve iki metal parçadan oluĢan bir tür ritmik

enstrümandır.26 Bu aletin küçük ve büyük iki ebatı vardır. Küçük olan sanc, parmaklara takılır ve

birbirine vurulması ile ses çıkarır. Büyük olan ebatı ise mehter ziline benzemektedir.

لبي ع ث أث طبت سعي هللا ص هللا ع١ ع ع ضشة اذف، عت اصظ،

صد اضبسح

“Ali b. Ebî Talib Ģöyle dedi: Rasûlullah (sav), defe vurmaktan, sancla oynamaktan ve

zemmare sesinden nehyetti.”27

10- Tabl (انطبم): Bir kasnağın iki tarafına deri gerilerek yapılan çalgı aletidir. Türkçe karĢılığı

davul olup dünyanın en eski müzik aletlerinden biri kabul edilmektedir.28

وذ ع اث عش، فغع صد طج فأدخ إصجع١ ف أر١، ص رح، :ع غبذ، لبي

-ص هللا ع١ ع- ىزا فع سعي هللا : حز فع ره صالس شاد، ص لبي

“Mücahid Ģöyle demiĢtir: “Ġbn Ömer ile beraberdik. Davul sesi duydu ve kulaklarına

parmaklarını soktu. Sonra eğildi ve bunu üç kez yaptı. Daha sonra Ģöyle dedi:

Rasûlullah (sav) iĢte böyle yaptı.”29

19 Ġbn Esir, en-Nihâye, c. 1, s. 284; Ġbrahim Mustafa, Mu„cemu‟l-Vasît, s. 128. 20 Ġbn Mace, Hatem, 6. 21 Ebû‟l-Hasan Ahmed b. Fâris, Mucemu mekâyisi‟l-luga, thk. Abdusselam Muhammed Harun, Dâru‟l-Fikr, Beyrut, 1979, c. 1, s.

442; Ġbn Manzûr, Lisânü‟l-„Arab, c. 6, s. 35. 22 Ayrıntılı bilgi için bkz. ġeveyĢ Muhâmîd, “Ahkâmu‟l-mûsikî‟l-ceres fî‟l-fıkhi‟l-Ġslâmî”, Mecelletü Camiati‟l-DımeĢk li‟l-Ulumi‟l-

Ġktisadiyye ve‟l-Kanûniyye, 2007, c. 23, s. 475-509. 23 Ebû Abdurrahman Ahmed b. Ali b. ġuayb Nesâî, Sünenü'n-Nesâî, thk. Abdülfettah Ebû Gudde, Mektebetü'l-Matbuati'l-

Ġslamiyye, Haleb, 1406/1986, Nesâî, Zinet, 55. 24 Ġbrahim Mustafa, Mu„cemu‟l-Vasît, s. 249. 25 Muhammed b. Ali ġevkânî, Neylu‟l-evtâr, Ġdarutu‟l-Tıbati‟l-Münire, ty., c. 8, s. 117. 26 Muhammed b. Yakub el-Firuzâbâdî, Kamusu‟l-muhît, Müessesetü‟r-Risâle, Beyrut, 2005, s. 196; Heytemî, Keffu‟r-ri„a„, s. 88;

Ġbrahim Mustafa, Mu„cemu‟l-Vasît, s. 525. 27 Hatib el-Bağdadî, Tarihu Bağdat, thk. BeĢĢâr Avvâd, Dâru‟l-Ğarbi‟l-Ġslâmî, Beyrut, 2002, c. 15, s. 409. 28 Bkz. Nebi Bozkurt, “Davul”, DĠA, c. 10, Ġstanbul, 1994, s. 53-54.

Page 6: GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE ULUSLARARASI DİNÎ MÛSİKÎ …isamveri.org/pdfdrg/G00310/2017/2017_YERKAZANH.pdf · Keywords: Hadith, Music, Musical Instruments, Halâl, Harâm. Giriş

Geçmişten Günümüze Uluslararası Dini Mûsiki Sempozyumu | 629

11- Nâkus (ابلط): Bakır, tunç ve benzeri madenlerden yapılmıĢ olan ve içinde sarkan

tokmağının sallanmasıyla ses çıkaran; Hıristiyanların dua vakitlerinde çaldıkları bir alettir. 30

أ دخ بلط عع صد : لبي سعي هللا ص هللا ع١ ع : ع اث عجبط لبي

ال إ إال هللا ال عجذ إال إ٠ب وزت األعش : ث١عخ أ و١غخ أ ث١ذ بس أ ث١ذ أصب فمبي

٠مب أ وزت عذ هللا صذ٠مبعذد

Ġbni Abbas‟tan Rasûlullah‟ın (sav) Ģöyle dediği rivâyet edilmiĢtir: “Kim çan sesini

duyar veya sinagog, kilise, ateĢgede ve putların bulunduğu tapınağa girerse,

Allah‟tan baĢka ilah yoktur ve sadece Ona ibadet ederiz derse, o kiĢiye

eksiltilmeksizin çok sevap verilir veya sıddıklardan yazılır.”31

B- Telli Enstrümanlar

1- Ud (انعود): Ud, telli mûsikî aletlerinden biridir. Türkiye, Ġran, Azerbaycan, Ermenistan,

Yunanistan ve Arap ülkelerinde yaygın biçimde kullanılmaktadır.32 Çalgı aleti manasında ud kelimesine

hadis kaynaklarında rastlanmamıĢtır. Sadece aĢağıdaki örnek rivâyette kınnîn kelimesinin açıklaması

olarak geçmektedir. Ancak bu kelime bu rivâyette idrac33 görünümündedir.

إ سث حش : ع ل١ظ ث ععذ ث عجبدح ، أ سعي هللا ص هللا ع١ ع ، لبي

إ٠بو ازغج١ش ، فإب خش اعب: ، ص لبي انعودع اخش ، اىثخ ، ام١ ، ٠ع

“Kays b. Sa„d b. „Ubade‟den Rasûlullah‟ın (sav) Ģöyle dediği rivâyet edilmiĢtir:

“Muhakkak Rabbim hamr, kube ve kinnini yani udu haram kılmıĢtır. Daha sonra

Ģöyle dedi: Tağbirden sakının çünkü o içkidir.”34

2- Berbat (انبربط): Kelimenin aslı Farsçadır. Uda benzeyen35 ve lavta olarak bilinen

enstrümandır. Avrupa‟da Luth olarak tanınmaktadır.36 Bu alet, geçmiĢ dönemlerde Yahudiler arasında

dini ayinlerde kullanılmıĢtır.37

إ هللا ثعض سحخ ذ عب١، أش أ أحك : ع اج ص هللا ع١ ع لبي

…اضا١ش اىبساد، ٠ع اجشاثظ اعبصف، األصب از وبذ رعجذ ف اغب١خ

“Nebî‟den (sav) Ģöyle rivâyet edilmiĢtir: “Allah Teâla beni âlemlere rahmet ve hidâyet

olarak gönderdi. Mizmar, kennârât yani berâbit, me„azif ve cahiliye döneminde tapılan

putları imha etmemi bana emretti…”38

3- Ğubeyra (انغبيراء): HabeĢlilerin mısırdan yaptıkları ve sarhoĢ edici özelliği olan bir içkidir.39

Genel olarak bakıldığında bu kelime daha çok sarhoĢluk veren bir içkinin ismi olarak kullanılmıĢtır.

Mahiyeti tam olarak bilinmese de tanbur, ud, ve berbat manasında da kullanılmıĢtır.40 Her ne kadar bu

kelime bir müzik aletinin ismi olarak anılsa da sözlüklerde ve garibu‟l-hadis eserlerinde yer alan

bilgilere göre bu kelimenin bir tür içki çeĢidi olması daha da muhtemeldir. AĢağıda yer alan rivâyette

siyak ve sibak açısından böyle bir durumu güçlendirmektedir.

أ سعي هللا ص هللا ع١ , ع ل١ظ ث ععذ وب صبحت سا٠خ اج ص هللا ع١ ع

"اغج١شاء و غىش حشا : " لبي, ع لبي ره

“Kays b. Sa„d‟dan -Rasûlullah‟ın (sav) sancaktarı idi- Rasûlullah Ģöyle dedi: “Ğubeyra

ve sarhoĢluk veren her Ģey haramdır.”41

29 Ġbn Mâce, Nikâh 21. 30 Firuzâbâdî, Kamusu‟l-muhît, s. 578. 31 Heysemî, Mecme„u‟z-zevaîd, c. 10, s. 255. 32 Bkz. Fikret Karakaya, “Ud”, DĠA, c. 42, Ġstanbul, 2012, s. 39-40. 33 Ġdrac, hadislerin sened veya metinine, aslında olmayan bir Ģeyin karıĢtırılmasıdır. Bkz. Abdullah Aydınlı, Hadis Istılahları

Sözlüğü, Marmara Üniversitesi Yayınları, Ġstanbul, 2011, s. 106. 34 Ebû Bekr Abdullāh b. Muhammed b. Ebî ġeybe, el-Musannef, thk. Muhammed Avvâme, Dâru‟l-Kıble, Beyrut, 2006, c. 12, s.

270; Ebû Bekr Ahmed b. Hüseyn b. Alî el-Beyhakī, ġuabu‟l-iman, Dâru‟l-Kütübi‟l-Ġlmiyye, Beyrut, 1410, c. 8, s. 9. 35 Ġbn Esir, en-Nihâye, c. 1, s. 112; Ġbn Manzûr, Lisânü‟l-„Arab, c. 7, s. 258; Sâlim b. Ali Sekfî, Ahkâmu‟l-ğına ve‟l-me„âzif,

Dâru‟l-Beyan, Kahire, 1996, s. 121. 36 http://vista.ir/article/71265/(10.10.1017) ثشثظ. 37 Bkz. Alexander Keith, The Evidence of Prophecy Derived From The Fulfilment of The Predictions of The Hebrew Prophets

And Apostles, trc. J. L. Merrick (Ġngilizce‟den Farsça‟ya), Constable, Edinburgh, 1846, s. 66. 38 Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, c. 36, s. 551. 39 Ġbn Esir, en-Nihâye, c. 3, s. 338. 40 Bkz. Muhammed b. Ali ġevkânî, Neylu‟l-evtâr, Ġdarutu‟l-tıbati‟l-münire, ty., c. 8, s. 110. 41 Ebû Bekir Beyhakî, es-Sünenü‟l-kübra, Dâru‟l-Kütübi‟l-ilmiyye, Beyrut, 2003, c. 10, s. 374.

Page 7: GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE ULUSLARARASI DİNÎ MÛSİKÎ …isamveri.org/pdfdrg/G00310/2017/2017_YERKAZANH.pdf · Keywords: Hadith, Music, Musical Instruments, Halâl, Harâm. Giriş

630 | Geçmişten Günümüze Uluslararası Dini Mûsiki Sempozyumu

4- Kennârât (انكناراث): Kennârât veya Kinnârât, ud, berbat ve tanbur manasına

gelmektedir.42 Def manası verenler de olmuĢtur.43

إ هللا ثعض سحخ ذ عب١، أش أ أحك : ع اج ص هللا ع١ ع لبي

…اضا١ش اىبساد، ٠ع اجشاثظ اعبصف، األصب از وبذ رعجذ ف اغب١خ

“Nebî‟den (sav) Ģöyle rivâyet edilmiĢtir: “Allah Teâla beni âlemlere rahmet ve hidâyet

olarak gönderdi. Mizmar, kennârât yani berâbit, me„azifi ve cahiliye döneminde

tapılan putları imha etmemi bana emretti…”44

5- Kınnîn (ام١): Rumlara ait bir çeĢit kumar oyunudur.45 Ud manası verenler de olmuĢtur.46

AĢağıda yer alan hadiste kınnîn, içki ve kumarla birlikte anılmıĢtır. Bir müzik aleti olup olmadığı kesin

olarak belli değildir.

عجذ هللا ث عش لبي لبي سعي هللا ص هللا ع١ ع إ هللا حش ع أز اخش

ا١غش اضس اىثخ ام١ صاد صالح ارش لبي ٠ض٠ذ ام١ اجشاثظ

Abdullah b. Amr (ra)‟dan rivâyet edildiğine göre, Rasûlullah (sav) Ģöyle buyurmuĢtur:

“Allah ümmetime, içki, kumar, mizer (bira), kube (bir tür içki veya davul) ve kinnin‟i

yasakladı. Bana vitir namazını yükledi. Dedi ki: kinnine berâbiti ekledi.”47

6- Me‘âzif (اعبصف): Hadislerde en çok yaygın olan çalgı aleti me„aziftir. Ancak bu kelimenin

de tam olarak hangi müzik aletini karĢıladığı açık değildir. Tanbur ve ud gibi müzik aletleri manasına

gelmektedir.48 Yemenlilerin kullandığı uda bezilmekte veya vurmalı çalgı aletlerinden biri kabul

edilmektedir.49

حذصب صذلخ ث خبذ، حذصب عجذ اشح ث ٠ض٠ذ ث عبثش، حذصب عط١خ : لبي شب ث عبس

حذص أث عبش أ أث به : ث ل١ظ اىالث، حذصب عجذ اشح ث غ األشعش، لبي

١ى أز ألا، : عع اج ص هللا ع١ ع ٠مي: األشعش، هللا ب وزث

…٠غزح اخض احش٠ش، اخش اعبصف

HiĢâm ibnu Ammâr Ģöyle söyledi: Bize Sadaka b. Halid tahdîs etti. Bize Abdurrahmân

ibnu Yezîd ibn Câbir tahdîs etti. Bize Atıyye ibnu Kays el-Kilâbî tahdîs etti. Bize

Abdurrahman b. Ğanem el-EĢ'arî tahdîs edip Ģöyle dedi: Bana Ebû Âmir yahut Ebû

Mâlik el-EĢ'arî tahdîs etti: Vallahi o bana yalan söylemedi. Kendisi Peygamber‟den

(sav) iĢitti ki, Ģöyle buyuruyordu: “Yemîn olsun, ümmetimden muhakkak birtakım

kavim/er meydana gelecektir. Bunlar ferci (zina etmeyi), ipek elbiseler giymeyi, Ģarap

içmeyi, çalgı aletleri çalıp eğlenmeyi helal ve mubah sayacaklar…”50

7- Mizher (اضش): Ud gibi bir saz türüdür.51 Lavta‟ya benzetilmektedir.52 Lavta ise mızrapla

çalınan, gövdesi uddan küçük, sapı uzun uda benzer bir çalgı aletidir.53

عظ إحذ عششح اشأح فزعبذ رعبلذ أ ال ٠ىز أخجبس :ع عبئشخ أب لبذ

لبذ اعبششح صع به ب به؟ به خ١ش ره إث وض١شاد اجبسن ... أصاع ش١ئب

ل١الد اغبسػ إرا عع صد اضش أ٠م أ اه

“AiĢe‟den (ra) Ģöyle nakledilmiĢtir: On bir kadın oturmuĢlar da kocalarının

haberlerinden hiçbir Ģeyi gizlememeye söz vermiĢleridir…. Onuncusu: Kocam

Mâlik‟dir. Amma ne Mâlik! Mâlik bundan çok daha hayırlıdır. Onun çok çöken, az

42 Bkz. Ġbn Esir, en-Nihâye, c. 4, s. 202. 43 Abdullah b. Müslim Ġbn Kuteybe, Ğaribu‟l-hadis, Matbaatu‟l-„Ani, Bağdat, 1397, c. 2, s. 388. 44 Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, c. 36, s. 551. 45 Ġbn Manzûr, Lisânü‟l-„Arab, c. 13, s. 348. 46 Bkz. ZemahĢerî, el-Fâik fî ğaribi‟l-hadis, c. 3, s. 284; Bkz. Ġbn Esir, en-Nihâye, c. 4, s. 191. 47 Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, c. 11, s. 104. 48 Ġbn Esir, en-Nihâye, c. 3, s. 230. 49 Ġbn Manzûr, Lisânü‟l-„Arab, c. 9, s. 244. 50 Ebu Abdullah Muhammed b. Ġsmail Buhârî, el-Câmiu's-sahîh, thk. Muhammed Züheyr b. Nâsır, Dâru Tavgi'n-Necât, Beyrut,

1422/2002, Buhârî, EĢribe 5. 51 Ġbn Esir, en-Nihâye, c. 4, s. 225. 52 Ġbrahim Mustafa, Mu„cemu‟l-Vasît, s. 404. 53 Ġlhan Ayverdi, Misalli Büyük Türkçe Sözlük, Kubbealtı NeĢriyatı Yay., Ġstanbul, 2008, c. 2, s. 1177.

Page 8: GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE ULUSLARARASI DİNÎ MÛSİKÎ …isamveri.org/pdfdrg/G00310/2017/2017_YERKAZANH.pdf · Keywords: Hadith, Music, Musical Instruments, Halâl, Harâm. Giriş

Geçmişten Günümüze Uluslararası Dini Mûsiki Sempozyumu | 631

dolaĢan develeri vardır. Mizher sesini iĢittiler mi helâk olduklarını anlarlar, demiĢ.”54

C. Üflemeli-Nefesli Enstrümanlar

1- Mezamir (اضا١ش): Mezâmir, mizmâr kelimesinin çoğuludur. Neyl, kaval ve düdük gibi

çalınan müzik aletleri için kullanılan ortak bir isimdir.55

ع أث أبخ لبي لبي سعي هللا ص هللا ع١ ع إ هللا ثعض سحخ عب١ ذ

عب١ أش سث عض ع ثحك اعبصف اضا١ش األصب اصت أش اغب١خ

Ebû Ümâme (ra), Rasûlulah (sav)‟in Ģöyle dediği rivâyet edilmektedir: Allah Teâla

beni âlemlere rahmet ve hidayet vesilesi olarak gönderdi. Bana me„âzif, mezâmir,

putları, haçı ve cahiliye iĢlerini yok etmemi emretti.56

2- Zemmâre (انزمارة): Mizmâr ile aynı anlamdadır. Ney, düdük, kaval ve zurnaya gibi

üflemeli çalgı aletlerindendir. Ayrıca zemmâre, bu aletleri çalan kadın manasına da gelmektedir.57

فغع إصجع١ ف أر١ عذي ع اطش٠ك : عع اث عش صد صبسح ساع لبي:ع بفع لبي

ىزا سأ٠ذ ): ال ساعع اطش٠ك ص لبي : ع فب لذ : ٠ب بفع أرغع؟ فألي:عع ٠مي

(سعي هللا ص هللا ع١ ع ٠فع

“Nâfi anlatıyor: Ġbni Ömer‟in peĢinden gidiyordum. Kaval çalmakta olan bir çobana

rastladık. Ġbni Ömer hemen ellerini kulaklarına tıkayarak yürümesini hızlandırdı ve

bana “Ey Nâfi! Bir Ģey duyuyor musun?” dedi. Ben de hayır dedim. Bunun üzerine

ellerini kulaklarından çekerek Ģöyle dedi: “Bir gün Rasûlullah (sav) ile beraberdim. O

da bunun gibi bir Ģey iĢitince böyle yapmıĢtı.”

3- Bûk (انبوق): Üflemeli bir çalgı aletidir.58 Yahudiler; koç, keçi ve antilop boynuzundan

yapılan boru Ģeklindeki bu alete Ģofar demektedirler. RoĢaĢana ve Yom Kipur bayramları gibi özel

günlerde kullanmaktadırlar.59 Bûk, hadiste Ģöyle geçmektedir:

أ اج ص هللا ع١ ع اعزشبس ابط ب ٠ إ : - ع عب ع أث١

. فىش أع اصبس. ص روشا ابلط. فىش أع ا١د. فزوشا اجق. اصالح

فطشق . فأس ازاء ره ا١خ سع األصبس ٠مبي عجذ هللا ث ص٠ذ عش ث اخطبة

فأش سعي هللا ص هللا ع١ ع ثالال . األصبس سعي هللا ص هللا ع١ ع ١ال

ث فأر

“Sâlim, babasından Ģöyle rivâyet etmiĢtir: Rasûlullah (sav), namaza çağrı

konusunda insanlarla istiĢare etmiĢtir. Onlar Yahudilerin borazanını zikretmiĢler.

Peygamber (sav), bu Yahudilerin adeti olduğu için bundan hoĢlanmamıĢ. Daha

sonra çandan bahsetmiĢler. Hıristiyanlardan dolayı bundan da hoĢlanmamıĢ.

Peygamber (sav) istiĢare gecesi Ensar‟dan Abdullah bin Zeyd (ra) isimli bir adam

ve Ömer bin el-Hattâb (ra), ezanla daveti rüyalarında gördüklerini söylemiĢler.

Ensâr'dan olan zât geceleyin Rasûlullah (sav)‟e gelerek (rüyasını anlatmıĢ)

Rasûlullah (sav) Bilal‟e bu çağrıyı emretmiĢ. Bilâl (ra) de ezan okumuĢtur.”60

4- Ney (اب): KamıĢtan yapılmıĢ en eski üflemeli müzik aletlerinden biridir.61 Bu kelimenin

geçtiği herhangi bir merfu hadise rastlanmamıĢtır. AĢağıda, tabiûn muhaddislerinden olan Ebû Osman

en-Nehdî‟ye ait maktu bir hadis örnek olarak verilmiĢtir.

ع أث عضب اذ لبي ص١ذ خف أث ع األشعش فب ععذ صد صظ ال

صرال ب أحغثشثظ

“Ebû Osman en-Nehdî‟den Ģöyle rivayet edilmiĢtir: Ebû Musa el-EĢ„arî‟nin

54 Ebü'l-Hüseyin el-KuĢeyrî Nisabûrî b. Haccâc Müslim, Sahihu Müslim, thk. Muhammed Fuad Abdülbaki, Dâru Ġhyai't-Türasi'l-

Arabi, Beyrut, 1956, Müslim, Fadılet‟s-sahabe 92. 55 Bkz. Ġbrahim Mustafa, Mu„cemu‟l-Vasît, s. 399. 56 Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, c. 36, s. 646. 57 Ġbn Manzûr, Lisânü‟l-„Arab, c. 4, s. 327. 58 Firuzâbâdî, Kamusu‟l-muhît, c. 1, s. 869. 59 Ayrıntılı bilgi için bkz. Suzan Alalu, vd., Yahudilikte Kavram ve Değerler, Gözlem Yay., Ġstanbul, 1996, s. 274-277. 60 Ġbn Mace, Ezan 1. 61 Bkz. Mehmet Nuri Uygun, “Ney”, DĠA, c. 33, Ġstanbul, 2007, s. 68-69.

Page 9: GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE ULUSLARARASI DİNÎ MÛSİKÎ …isamveri.org/pdfdrg/G00310/2017/2017_YERKAZANH.pdf · Keywords: Hadith, Music, Musical Instruments, Halâl, Harâm. Giriş

632 | Geçmişten Günümüze Uluslararası Dini Mûsiki Sempozyumu

arkasında namaz kıldım. Onun sesinden daha güzel ne bir sanc, ne bir berbat ne

de bir ney dinledim.”62

Değerlendirme ve Sonuç

Bu çalıĢma sonucunda hadislerde on biri vurmalı, yedisi telli ve dördü üflemeli toplam 22

mûsikî aletlerinin ismi tespit edilmiĢtir. Vurmalı çalgı aletlerinden olan def, varlığını günümüze kadar

devam ettirmiĢtir. Ğaribu‟l-hadis ve ilk dönemlerde kaleme alınan sözlüklerdeki bilgiler göz önünde

bulundurulduğunda günümüzdeki def çeĢitleriyle hadis kaynaklarında ismi geçen defin aynı çalgı aleti

olduğu görülmüĢtür. Defe benzeyen ğırbal ise günümüzdeki bendir gibi bir çalgı aleti olduğu tespit

edilmiĢtir. Tabl olarak bilinen davul ise geçmiĢte ve günümüzde en çok bilinen müzik aletlerinden

biridir.

Vurmalı çalgı aletlerinden olan keber veya kîr davula benzer bir çalgı aletidir. Ancak Kûbenin

bir tür içki olma ihtimalinden dolayı hakkında kesin bir kanaate sahip olmak mümkün olmamıĢtır.

Berbat ve davul gibi bir çalgı aleti Ģeklinde tarif edenler olduğu gibi bu kelimeye tavla ve kumar manası

verenler de olmuĢtur. Hadisler bir bütünlük içerisinde değerlendirildiğinde kûbenin bir içki veya kumar

türü Ģeklinde anlaĢılması daha uygun görünmektedir. Kûbe gibi urtube/artabenin de tam olarak tarifi

yapılamamıĢtır. Bu kelimeye davul manası verenler olduğu gibi ud ve tanbur manası verenler de

olmuĢtur.

Celâcil, raks eden kiĢilerin üzerlerinde bulundurdukları zillerdir. Bu ziller yine aynı maksatla

günümüzde de bulunmaktadır. Hayvanların boyunlarına takılan ve aynı zamanda bir çalgı aleti olan

ceres; yani zil, bugün bilinen ve kullanılan bir nesnedir. Halhâl, celâcil gibi dans eden kiĢilerin

ayaklarına takılan ve ses çıkaran bir alettir. Sanc ise yapılan tariflerden anlaĢılacağı üzere günümüzde

parmaklara takılan birbirine vurularak çalınan bir enstrüman olduğu tespit edilmiĢtir. Zilin büyüğü olan

ve kiliselerde ibadet vakitleri belirlemek için kullanılan nâkus; yani çan da tarihi süreç içerisinde bilinen

müzik aletlerindendir.

Ğaribu‟l-hadis eserlerinin birçoğunda telli mûsikî aletleri hakkında bilgi verilirken uda benzer

veya ud Ģeklinde açıklamalar bulunmaktadır. Ancak bu kelimenin varlığına idrac görünümlü bir rivâyet

dıĢında rastlamak mümkün olmamıĢtır. Telli çalgı aletlerinden olan berbat ise ud ve lavtaya

benzetilmiĢtir. Ud, tanbur ve bir tür habeĢ içki Ģeklinde açıklanan ğubeyra‟nın da -rivâyetlerin geneli

siyak ve sibakı göz önünde bulundurulduğunda- bir içki çeĢidi olması kuvvetle muhtemeldir.

Kennârât veya Kinnârât adlı müzikal alet ise, ud, berbat ve tanbur Ģeklinde açıklanmaktadır.

Her ne kadar def manası verenler olmuĢsa da telli çalgı aleti olması ihtimali daha yüksektir. Yine aynı

Ģekilde kınnin‟in de uda benzer bir çalgı aleti olduğu görülmüĢtür.

Hadislerde ismi en çok geçen me„azif kelimesinin tam olarak anlamı tespit edilememiĢtir. Ud ve

tanbur manası verenler olmuĢtur. Ancak bu kelimenin çalgı aletlerinin birçoğunu içine alan bir terim

olduğu kanaatine varılmıĢtır. Keza mizher isimli alete de ud manası verilmiĢtir.

Üflemeli çalgı aletlerinden olan mezamir ise, ney, kaval ve düdük Ģeklinde bir çalgı aletidir.

Bugün eldeki mevcut mizmarlara benzeme olasılığı oldukça yüksektir. Zemmare de mizmar

manasındadır. Ancak bu kelimenin çalgı çalan kadın manasında da kullanıldığı görülmüĢtür. Üflemeli

aletlerden olan bûk, Yahudilerin Ģofar dedikleri bir alet olup günümüze kadar varlığını sürdürmüĢtür.

Günümüzde kullanılan ney ile ilgili herhangi bir merfu hadislere rastlamak mümkün olmamıĢtır. Sadece

bir maktu hadis tespit edilmiĢtir.

Genel olarak bakıldığında hadislerde isimleri geçen mûsikî enstrümanlarının büyük bir kısmının

kullanıldığı ortama göre bir anlam ifade ettiği görülmüĢtür. Bir içki veya kumar meclisi ile özdeĢleĢen

yahut baĢka bir dinin sembolü görünümünde olan çalgı aletleri hoĢ karĢılanmamıĢtır. Bu çerçevede

hadislerde isimleri geçen mûsikî enstrümanlarının dindeki yerini parçacı yaklaĢımdan ziyade bir

bütünlük içerisinde ve kullanıldığı dönemlerdeki bağlamında değerlendirmek gerekmektedir. Ayrıca bu

konuda disiplinler arası ortak bir çalıĢma yapmak suretiyle mahiyetleri ve hangi ortamlarda

62 Ebû Avâne Ya„kūb b. Ġshâk b. Ġbrâhîm Ġsferâyînî, Müsnedü Ebi Avâne, thk. Eymen b. Arif DımeĢkî, Dâru‟l-Marife, Beyrut,

1998, c. 2, s. 483.

Page 10: GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE ULUSLARARASI DİNÎ MÛSİKÎ …isamveri.org/pdfdrg/G00310/2017/2017_YERKAZANH.pdf · Keywords: Hadith, Music, Musical Instruments, Halâl, Harâm. Giriş

Geçmişten Günümüze Uluslararası Dini Mûsiki Sempozyumu | 633

kullanıldıkları tam olarak tespit edilmeyen mûsikî aletlerinin ortaya çıkarılması büyük önem arz

etmektedir.

Kaynakça

Alalu, Suzan vd., Yahudilikte Kavram ve Değerler, Gözlem Yay., Ġstanbul, 1996.

Ammâre, Muhammed, el-Ğına ve‟l-mûsikî helalun em haramun, Dâru‟n-Nahda, Kahire, 1999.

Aydınlı, Abdullah, Hadis Istılahları Sözlüğü, Marmara Üniversitesi Yayınları, Ġstanbul, 2011.

Ayverdi, Ġlhan, Misalli Büyük Türkçe Sözlük, Kubbealtı NeĢriyatı Yay., Ġstanbul, 2008.

Beyhakî, Ebû Bekir Ahmed b. Hüseyn b. Alî, es-Sünenü‟l-kübra, Dâru‟l-Kütübi‟l-ilmiyye, Beyrut, 2003.

Beyhakī, Ebû Bekr Ahmed b. Hüseyn b. Alî, ġuabu‟l-iman, Dâru‟l-Kütübi‟l-Ġlmiyye, Beyrut, 1410.

Bozkurt, Nebi, “Davul”, DĠA, c. 10, Ġstanbul, 1994.

-------, “Def”, DĠA, c. 9, Ġstanbul, 1994, s. 83-84.

Dusûkî, Muhammed, HaĢiyetü‟l-Dusûkî ala‟Ģ-Ģerhi‟l-kebir, Dâru‟l-Kütübi‟l-Ġhyai‟l-Arabi, yy., ty.

Bağdadî, Hatib, Tarihu Bağdat, thk. BeĢĢâr Avvâd, Dâru‟l-Ğarbi‟l-Ġslâmî, Beyrut, 2002.

Buhârî, Ebu Abdullah Muhammed b. Ġsmail, el-Câmiu's-sahîh, thk. Muhammed Züheyr b. Nâsır, Dâru

Tavgi'n-Necât, Beyrut, 1422/2002.

Ebû Avâne, Ya„kūb b. Ġshâk b. Ġbrâhîm Ġsferâyînî, Müsnedü Ebi Avâne, thk. Eymen b. Arif DımeĢkî,

Dâru‟l-Marife, Beyrut, 1998.

Ebu Nuaym Ġsfehânî, Ahmed b. Abdillah, Hılyetü‟l-evliya ve tabakâtü‟l-asfiyâ, Dâru‟l-Fikr, Beyrut, 1996.

-------, Ma„rifetü‟s-sahâbe, thk. Adil b. Yusuf el-Azâzî, Dâru‟l-Vatan, Riyad, 1998.

Ebu Ubeyd Kâsım b. Sellâm el-Herevî, Ğaribu‟l-hadis, thk. Muhammed b. Abdulmuid Han, Matbaatu

Daireti‟l-Mearifi‟l-Osmaniye, Haydarâbad, 1964.

Ebu Yahya, Mustafa b. Ramazan b. Abdulkerim, es-Seyfü‟l-yemânî, thk. Ebu Abdurrahman ed-Dânî b.

Münir el-Ezherî, Beyrut, 2010.

Ezherî, Muhammed b. Ahmed Ġbn Mansûr Tehzibu‟l-luğa, thk. Abdulhalim en-Neccâr, ed-Darû‟l-

Mısriyye, Kahire, 1964.

Firuzâbâdî, Muhammed b. Yakub, Kamusu‟l-muhît, Müessesetü‟r-Risâle, Beyrut, 2005.

Heysemî, Nuruddin Ali, Mecme„u‟z-zevâid, Dâru‟l-Fikr, Beyrut, 1412.

Heytemî,Ahmed b. Muhammed b. Hacer Keffu‟r-ri„a„ „an muharremâti‟l-lehvi ve‟s-sema„, thk. Adil

Abdulmun„im Ebu‟l-Abbas, Mektebetü‟l-Kur‟ân, Kahire, ty.

http://vista.ir/article/71265/(10.10.1017) ثشثظ.

Ġbn Düreyd, Ebu Bekr Muhammed b. el-Hasan el-Ezdî, Cemheretü'l-Luga, thk. Remzi Münir Ba„lebekî,

Dâru‟l-Ġlm, Beyrut, 1987.

Ġbn Ebî ġeybe, Ebû Bekr Abdullāh b. Muhammed el-Musannef, thk. Muhammed Avvâme, Dâru‟l-Kıble,

Beyrut, 2006.

Ġbn Esir, Ebü‟s-Seâdât Mecdüddîn el-Mübârek b. Esîrüddîn, en-Nihâye fî garîbi‟l-hadis, el-Mektebetü‟l-

Ġlmiyye, thk. Tahir Ahmed ez-Zâvî, Beyrut, 1979.

Ġbn Faris, Ebû‟l-Hasan Ahmed Mucemu mekâyisi‟l-luga, thk. Abdusselam Muhammed Harun, Dâru‟l-

Fikr, Beyrut, 1979.

Ġbn Hacer el-Heytemî, Ahmed b. Muhammed, Hukmu‟l-Ġslâm fi‟l-ğına ve‟l-mûsikî ve‟Ģ-ġatranc, thk. Adil

Abdulmun„im Ebu Abbas, Mektebetü‟s-Kur‟ân, Kahire, ty.

Ġbn Hanbel, Ahmed, el-Müsned, thk. ġuayb Arnavut, Müessesetü'r-risâle, Beyrut, 1995.

Ġbn Kayyim Cevziyye, Muhammed b. Ebî Bekr, el-Kelâm „ala mes‟eleti‟s-sema„, thk. RaĢid b. Abdulaziz

el-Hamd, Dâru‟l-Asıma, Riyad, h. 1409.

Ġbn Kuteybe, Abdullah b. Müslim Ğaribu‟l-hadis, Matbaatu‟l-„Ani, Bağdat, 1397.

Ġbn Mace, Ebû Abdullah Muhammed b. Yezid el-Kazvinî, Sünenu Ġbn Mace, thk. Muhammed Fuad

Abdülbaki, Dâru Ġhyai't-Türasi'l-Arabiyye, Kahire, 1975/1395.

Ġbn Manzûr, Muhammed b. Mükerrem Lisânü‟l-„Arab, 15 cilt, Dâru Sâdır, Beyrut, ty.

Page 11: GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE ULUSLARARASI DİNÎ MÛSİKÎ …isamveri.org/pdfdrg/G00310/2017/2017_YERKAZANH.pdf · Keywords: Hadith, Music, Musical Instruments, Halâl, Harâm. Giriş

634 | Geçmişten Günümüze Uluslararası Dini Mûsiki Sempozyumu

Ġbn Teymiyye, Ebü‟l-Abbâs Takıyyüddîn Ahmed b. Abdilhalîm, Hükmu‟s-sema, thk. Hammâd Selâme,

Mektebetü‟l-Menâr, Zerka, 1988.

Hamid, Muhammed, Hükmu‟l-Ġslâm fî‟l-ğına, Dâru‟l-Vagy, Haleb, h. 1397.

Karâfî, Ebü‟l-Abbâs ġihâbüddîn Ahmed b. Ġdrîs b. Abdirrahmân, ez-Zahire, thk. Muhammed Hacî,

Dâru‟l-Ğarb, Beyrut, 1994.

Karakaya, Fikret, “Ud”, DĠA, c. 42, Ġstanbul, 2012, s. 39-40.

Kazvînî, Muhammed Ġbrahim Muvahhid, Nazratü‟l-Ġslâm ila‟l-mûsikî ve‟l-ğına, Mektebetü‟l-Elfeyn,

Kuveyt, 1983.

Keith, Alexander, The Evidence of Prophecy Derived From The Fulfilment of The Predictions of The

Hebrew Prophets And Apostles, trc. J. L. Merrick (Ġngilizce‟den Farsça‟ya), Constable,

Edinburgh, 1846.

Muhâmîd, ġeveyĢ, “Ahkâmu‟l-mûsikî‟l-ceres fî‟l-fıkhi‟l-Ġslâmî”, Mecelletü Camiati‟l-DımeĢk li‟l-Ulumi‟l-

Ġktisadiyye ve‟l-Kanûniyye, 2007, c. 23, s. 475-509.

Mustafa, Ġbrahim, Mu„cemu‟l-Vasît, Mektebetü‟l-ġuruki‟d-Devliyye, Kahire, 2004.

Müslim, Ebü'l-Hüseyin el-KuĢeyrî Nisabûrî b. Haccâc, Sahihu Müslim, thk. Muhammed Fuad Abdülbaki,

Dâru Ġhyai't-Türasi'l-Arabi, Beyrut, 1956

Nesâî, Ebû Abdurrahman Ahmed b. Ali b. ġuayb, Sünenü'n-Nesâî, thk. Abdülfettah Ebû Gudde,

Mektebetü'l-Matbuati'l-Ġslamiyye, Haleb, 1406/1986.

Özcan, Nuri, “Mûsiki”, DĠA, c. 31, Ġstanbul, 2006, s. 257-261.

Sakfi, Sâlim b. Ali, Ahkâmu‟l-ğına ve‟l-me„âzif, Dâru‟l-Beyan, Kahire, 1996.

ġevkânî, Muhammed b. Ali Neylu‟l-evtâr, Ġdarutu‟l-tıbati‟l-münire, ty.

Uygun, Mehmet Nuri, “Ney”, DĠA, c. 33, Ġstanbul, 2007, s. 68-69.

Tirmizî, Ebû Ġsa Muhammed b. Ġsa, Sünenü‟t-Tirmizî, thk. Ahmed Muhammed ġakir, Mustafa el-Bâbi

el-Halebî, Kahire,1395/1975

Tûnisî, Muhammed ġâzelî, Ferahu‟l-esma bi ruhasi‟s-sema„, thk. Muhammed ġerif Rahmûnî, Dâru‟l-

Arabiyyeti‟l-Kitab, Trablus, 1985.

ZemahĢerî, Mahmud b. Ömer, el-Fâik fî ğaribi‟l-hadis, Dâru‟l-Fikr, Beyrut, 1979.