i mĐll Đ mÜcadele dÖnem Đ ĐŞ Đ Şmasi Ömer selv Đ şehir...

159
i MĐLLĐ MÜCADELE DÖNEMĐNDE TÜRK-ERMENĐ ĐLĐŞKĐLERĐ VE GÜMRÜ ANTLAŞMASI ÖMER SELVĐ Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Ana Bilim Dalı Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Bilim Dalı YÜKSEK LĐSANS TEZĐ ESKĐŞEHĐR Haziran–2007

Upload: others

Post on 31-Dec-2019

9 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

i

MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM ĐNDE TÜRK-ERMEN Đ ĐLĐŞKĐLERĐ

VE

GÜMRÜ ANTLA ŞMASI

ÖMER SELV Đ

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi

Sosyal Bilimler Enstitüsü

Tarih Ana Bilim Dalı

Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Bilim Dalı

YÜKSEK L ĐSANS TEZĐ

ESKĐŞEHĐR

Haziran–2007

Page 2: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

ii

Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü’ne

Bu çalışma, jürimiz tarafından TARĐH……………………………………Ana-

bilim/Ana-sanat Dalında YÜKSEK LĐSANS TEZĐ/YÜKSEK LĐSANS SANAT ESERĐ

ÇALIŞMASI RAPORU olarak kabul edilmiştir.

(imza)

Başkan -------------------------------------------

Prof. Dr. Mehmet ŞĐŞMAN

(imza)

Üye---------------------------------------------

Doç. Dr. Selahattin TURAN

(imza)

Üye-------------------------------------------

Yrd. Doç. Dr. Mesut ERŞAN

(imza)

Üye---------------------------------------------

Yrd. Doç. Dr. Numan ELĐBOL

(imza)

Üye-------------------------------------------

Yrd. Doç. Dr. Mehmet KAYIRAN

(Danışman)

ONAY

………/………/200

Prof. Dr. F. Münevver YILANCI

Enstitü Müdürü

Page 3: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

iii

ÖZET

MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM ĐNDE TÜRK–ERMEN Đ ĐLĐŞKĐLERĐ VE GÜMRÜ ANTLA ŞMASI

SELVĐ, ÖMER

Yüksek Lisans, 2007 Türkiye Cumhuriyeti Tarihi

Danışman: Yrd. Doç. Dr. Mehmet KAYIRAN

Bu tezin amacı Milli Mücadele Döneminde Türk-Ermeni ili şkilerini, Ermenilerin

Anadolu’da yaptıkları faaliyetleri ve Gümrü Antlaşması’nı incelemektir.

Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde başlatılan; Türk milletinin azimli ve

kararlı tutumu sayesinde düşmana karşı başarı ile sonuçlanan Milli Mücadele

döneminde, Türkler bir yandan Đtilaf Devletleri, diğer taraftan da kendi çıkarlarına

hizmet etmesi için kullanılan Ermenilerle savaşmak zorunda kalmıştır. Gerek doğuda,

gerek güneyde Türk millî varlığına karşı gelen Ermenilerle şiddetli mücadeleler

yapılmış, Ermenilerin yaptıkları zülum ve işkencelerden bölge halkı, kadın ve çocuklar

da dahil paylarını fazlasıyla almışlardır.

Ermeniler geçmişte Osmanlı Devleti’nin kendilerine sağladığı özgür ve rahat

yılları unutarak düşmanla işbirliği yapmış ve Osmanlı Devleti’nin aleyhinde

faaliyetlerde bulunmuşlar, böylece dostlukla iç içe geçen yıllar bir çırpıda

unutuluvermiştir. Ermeniler Avrupalı Devletler tarafından kandırılarak, bağımsız

Ermenistan kuracakları düşüncesine kapılmış fakat bu hayal olmaktan ileri

gidememiştir. Ermenilerin olayları Avrupa kamuoyuna yanlış aktarması ve katliamların

sorumluluğunu Türk milletine yüklemek istemesi sonucu, suçlanan toplum hep Türkler

olmuş, ölen insanların faturası Türklere çıkartılmak istenmiştir.

Milli Mücadele Döneminde Türk –Ermeni Đlişkileri, Doğu cephesinde yapılan

başarılı mücadeleler sonucunda Türk Milletinin lehine sonuçlanmıştır. Doğu cephesinde

başarısız olan Ermenilerin antlaşma isteği üzerine TBMM ile Ermeniler arasında Gümrü

Antlaşması yapılmıştır. Bu antlaşma ile geçici olarak çözümlenen Ermeni sorunu, daha

sonra imzalanan Lozan Antlaşması ile tamamen sorun olmaktan çıkmıştır.

Page 4: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

iv

ABSTRACT

TURKISH - ARMENIAN RELATIONSHIP DURING THE TURKISH NATIONAL INDEPENDENCE STRUGGLE AND THE GUMRU AGREEM ENT

SELVĐ, ÖMER Master Thesis, 2007

History of Turkish Republic Advisor: Mehmet KAYIRAN, Assistant Professor

The aim of this study is to investigate the Turkish – Armenian relationship

during the Turkish Independence struggle, The Armenian activities in Anatolia, and The

Gumru Peace Agreement.

During the Turkish struggle for Independence which started under the leadership

of M. K. Atatürk and which resulted in victory due to the Turkish people's constancy

and determination; the Turks were forced to fight against the Armenians, a war which

served the interests of the Entente states. Whether it was East or West, the Armenians

were met with stiff Turkish resistance. The people of these war regions have had more

than they deserve of the Armenian torture and oppression.

The Armenians forgot the comfort and freedom provided to them by the

Ottoman state and collaborated with the enemy forces against the Ottoman Empire,

thus, years of friendship between the two was lost in the wink of an eye. The

Armenians had been used by European states for their benefits, and had been deluded

with promises of an independent Armenian state. However, this was not more than just

a dream. The misrepresentation of facts by the Armenians to the European public was

intended to throw the blame of the massacre onto the Turks, thus they accused the Turks

for the death of the people during this complicated period.

During the war for Turkish independence, the struggle on the East front resulted

in favour of the Turks. The Armenians with great losses, requested for an treaty on this

East front; the Turkish Grand National Assembly signed The Gumru Peace Agreement

with the Armenians. This treaty temporarily eased the Armenian issue. Later, the

Lausanne Treaty completely solved this Armenian issue.

Page 5: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

v

ĐÇĐNDEKĐLER

Sayfa No

ÖZET .............................................................................................................................. iii

ABSTRACT.................................................................................................................... iv

KISALTMALAR .........................................................................................................viii

ÖNSÖZ ........................................................................................................................... ix

GĐRĐŞ ............................................................................................................................... 1

BĐRĐNCĐ BÖLÜM

TÜRK-ERMEN Đ ĐLĐŞKĐLERĐ

1. MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM ĐNE KADAR OSMANLI DEVLET ĐNDE

TÜRKLER ĐLE ERMEN Đ TOPLUMU ARASINDAK Đ SOSYAL, KÜLTÜREL VE

EKONOM ĐK ĐLĐŞKĐLER ............................................................................................. 8

1.1. Ermeni Sorununun Tarihi Seyri ........................................................................... 11

1.1.1. Ermeni Sorununu Hazırlayan Olaylar.......................................................... 11

1.2. Ermeni Đsyanlarının Nedenleri............................................................................. 15

1.2.1. Milliyetçilik Akımının Etkileri ..................................................................... 15

1.2.1.1. Osmanlı Devlet Yönetiminin Bozulması............................................... 16

1.2.1.2. Misyoner Faaliyetleri ............................................................................. 17

1.2.2. Misyoner Okullarının Rolü........................................................................... 19

1.2.2.1. Cemiyetler ve Komitelerin Faaliyetleri ................................................. 21

1.2.2.2. I. Dünya Savaşı Öncesi ve Sonrası Komite Faaliyetleri ...................... 26

1.3. Batılı Devletlerin Siyaseti .................................................................................... 28

1.3.1. Fransa’nın Đzlediği Siyaset............................................................................ 29

1.3.3. Almanya'nın Đzlediği Siyaset ........................................................................ 37

1.3.4. ABD’nin Đzlediği Siyaset.............................................................................. 38

ĐKĐNCĐ BÖLÜM

MĐLL Đ ŞURA HÜKÜMETLERĐ

2. MĐLL Đ ŞURA HÜKÜMETLER ĐNĐN KURULU ŞU VE DĐRENĐŞ

FAAL ĐYETLER Đ .......................................................................................................... 41

2.1. Kars Milli Şurası Hükümeti Dönemi (5 Kasım 1918-18 Ocak 1919) ................. 41

Page 6: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

vi

2.1.1. Kars Kongresi ............................................................................................... 43

2.1.2. II. Kars Kongresi........................................................................................... 44

2. 2. I.Ardahan Kongresi (3-5 Ocak 1919) ................................................................ 45

2. 3. II. Ardahan Kongresi (7-9 Ocak 1919)............................................................... 47

2.4. Cenubi Garbi Kafkas Hükümeti Dönemi............................................................. 48

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEMĐNDE ANADOLU

3. MĐLL Đ MÜCADELE BA ŞLANGICINDAN TBMM'N ĐN AÇILI ŞINA KADAR

GEÇEN SÜRE ĐÇĐNDE BÖLGEDE GEL ĐŞEN OLAYLAR .................................. 49

3.1. Milli Mücadelenin Doğu Anadolu’da Teşkilatlanması .......................................50

3.2. Ermenistan ve Manda Sorunu.............................................................................. 52

3.2.1. Barış Konferanslarında ABD'ne Manda Önerisi .......................................... 54

3.2.2. Manda ve Himaye önerilerinin Kongrelerde Tartışılması ............................ 56

3.2.3. General Harbord Heyetinin Anadolu’da Đncelemeleri................................. 58

3.2.4. Heyet-i Temsiliye Döneminde Türk-Sovyet Đlişkileri ................................. 62

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM ĐNDE DOĞU CEPHESĐ

VE GÜMRÜ ANTLA ŞMASI

4. TBMM’N ĐN AÇILMASINDAN ÖNCE ASKER Đ, ĐKT ĐSADĐ VE SOSYAL

DURUM......................................................................................................................... 68

4.1. Đstanbul'un Đşgali Öncesi ve Sonrasında Bazı Önemli Gelişmeler .................... 75

4.2. TBMM'nin Açılması ve Siyasi - Askeri Durum.................................................. 80

4.2.1. San Remo Konferansı (19-26 Nisan 1920)................................................... 83

4.2.2. Türk-Sovyet Diplomatik Đlişkileri ve Sovyet-Rusya'dan Gelen Đlk Yardımlar

................................................................................................................................ 85

4.3. Doğu Cephesinde Taarruz Hazırlıkları ................................................................ 92

4.4. Sevr Barış Antlaşması.......................................................................................... 97

4.5. Doğu Cephesinde Taarruz Kararının Verilmesi ve Uygulanması ..................... 101

4.5.1. Sarıkamış Harekatı ve Siyasi Yankıları ...................................................... 104

Page 7: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

vii

4.5.2. Kars Harekatı .............................................................................................. 107

5. DOĞU CEPHESĐNDE KAZANILAN ZAFER ĐN SĐYASĐ VE ASKERĐ

SONUÇLARI .............................................................................................................. 112

5.1. Gümrü Barış Antlaşması.................................................................................... 112

5.2. Ermenistan'ın Sovyetleştirilmesi ve Ardahan ile Artvin'in Kurtarılması ....... 116

5.3. Türk Basınındaki Yankıları (1919-1920) .......................................................... 120

SONUÇ ........................................................................................................................ 134

KAYNAKÇA............................................................................................................... 136

EKLER……..…………………………………………………………………………144

Page 8: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

viii

KISALTMALAR

a.g.e., …………………………………………………. adı geçen eser

a.g.m. ………………………………………………… adı geçen makale

ATBD…………………………………………………Askeri Tarih Belgeleri Dergisi

ATASE. ……………………………………………… Askeri Tarih ve Stratejik Etüt

Daire Başkanlığı Arşivi

bkz. …………………………………………………… bakınız

bs. ……………………………………………………... baskı, basım

BOA. ………………………………………………….. Başbakanlık Osmanlı Arşivi

C. ……………………………………………………… Cilt

dos. ……………………………………………………. Dosya

fih. …………………………………………………….. Fihrist

HR. SYS.HU. …………………………………………. Hâriciye Siyasi Harb-i Umumi

HR. SYS. MÜ. ………………………………………… Hariciye Siyasi Mütareke

kls. ……………………………………………………... klasör

kr. ………………………………………………………. karton

NO (NU, Nr.) …………………………………………... numara

S. ………………………………………………………... sayı

s…………………………………………………………..sayfa

ss. ……………………………………………………….. sayfalar arası

Page 9: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

ix

ÖNSÖZ

Türk–Ermeni ilişkileri 19. ve 20. yüzyıllarda, gerek iç gerekse dış politikada

Türk kamuoyunu meşgul eden önemli sorunlardan biri olmuştur. Türklerin Anadolu’ya

gelmesi ile başlayan Türk – Ermeni ilişkileri 19. Yüzyıla kadar iyi bir şekilde devam

ederken bu yüzyılın ikinci yarısından itibaren Ermeniler tarafından tek taraflı olarak

bozulmaya başlamıştır. Ermeniler, Batılı Devletlerin elinde bir kukla durumuna gelmiş

adeta onlar tarafından kendi çıkarlarını gerçekleştirme uğruna, bir araç olarak

kullanılmışlardır. Özellikle de Rusya, Đngiltere ve Fransa, Osmanlı Devleti’ni yıkma

faaliyetlerini Ermenileri kullanmak suretiyle gerçekleştirmeye çalışmış, yüzyıllardır

Osmanlı Devleti’nde rahat ve huzur içinde yaşayan Ermeniler de bu oyuna gelerek

Batılı Devletlerin tahrik ve propagandalarından etkilenmişlerdir.

Ermeniler, kendi çıkarları için değil, başka devlet ve şahısların çıkarları için,

kendi vatandaşları da dâhil olmak üzere kitle halinde pek çok insanın ölümüne sebep

olmuşlardır. 19. Yüzyılda başlayan Ermeni faaliyetleri, Birinci Dünya Savaşı ve

özellikle de Milli Mücadele süresince de yaygın bir biçimde devam etmiş fakat Türk

milletinin azimli, kararlı ve mücadeleci ruhu sayesinde Ermeniler amaçlarına

ulaşamamış, Doğu Cephesi’nde kazanılan askeri ve siyasi başarı sonucunda imzalanan

Gümrü Antlaşmasıyla Türk – Ermeni ilişkileri geçici de olsa bir çözüme kavuşmuştur.

Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antlaşması ile de bu süreç tamamlanmıştır.

Fakat Ermeniler, Türkler aleyhine faaliyetlerine devam etmekten vazgeçmemiş Ermeni

terör örgütleri arcılıyla yurt dışında pek çok konsolosumuz ve elçimiz Ermeniler

tarafından katledilmişlerdir.

Böyle bir araştırmanın gerçekleştirilmesinde bana yardımlarını esirgemeyen

TBMM Kütüphanesi, ATASE Başkanlığı, Anadolu Üniversitesi Kütüphanesi,

Osmangazi Üniversitesi ve Eskişehir Halk Kütüphanesi personeline, ayrıca bu

araştırmanın yapılması ve tamamlanmasında bana yardımcı olan, her zaman desteğini

hissettiğim, yapıcı eleştirileri ile yönlendirici katkılarda bulunan Danışman Hocam

Sayın Yrd. Doç. Dr. Mehmet KAYIRAN’a teşekkür ederim.

Page 10: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

1

GĐRĐŞ

Ermenistan denilen bölge, coğrafî bir kavram olarak Doğu Anadolu'nun da bir

kısmını içine alan ve tarihte Ermenilerin yaşadıkları yer olarak bilinen Güney

Kafkasya’nın Murat Suyu ile Kür ve Aras nehirleri boyları için kullanılmıştır. Ermeniler

Güney Kafkasya geçit bölgesine uğrayan kavimlerle bölge yerlilerinin veya hâkimiyet

kurmuş olan halk ve kültürlerin ilişkileri ve karışımlarıyla ortaya çıkan gruplardan biri

olarak belirtilmiş olduğundan Ermenistan denilen coğrafi bölgede Ermeni

mevcudiyetinin devamlı var olduğunu iddia etmek mümkün olmamıştır.1

Ermenilerin yaşadıkları topraklar tarihte birçok güçlü devletlerin aralarındaki

ardı arkası kesilmeyen mücadelelerinde daima bir savaş alanı olmuştur. Bu mücadeleler

sonucunda Ermenistan ya bu devletlerden galip gelenin eline düşmüş veya savaşan

devletler arasında taksim edilmiştir2

Ermenilerin menşei ve Ermeni tarihinin başlangıcı kesin bir karara

bağlanamamış, çeşitli rivayet ve mitolojik bir takım hikayelerden ibaret kalmıştır.

Ermeni tarihçilerinin bir kısmı ve kilise, Ermenilerin menşeini Hazreti Nuh’un oğlu

Yafes’e bağlarlar. Ancak Ermenilerin tarihi hakkındaki tetkikler Hazreti Nuh’un

torununun torunu olan I. Hayk Sülalesi hakkındaki iddiaların tamamen efsanevi bir

mahiyet arz ettiğini ortaya koymuştur.3

1 Kâmuran Gürün, Ermeni Dosyası, Ankara, 1983, s. 10–29; Nejat Göyünç, Türk-Ermeni Đli şkileri Hakkında, Türk Dünyası Tarih Dergisi (TDTD), S. 98, Đstanbul, 1995, s. 45; Hakkı Dursun Yıldız, “X, Yüzyılda Türk Ermeni Münasebetleri”, Tarih Boyunca Türklerin Ermeni Toplumu ile Đli şkileri Sempozyumu, Ankara, 1985; Halil Metin,Türkiye Siyasi Tarihinde Ermeniler ve Ermeni Olayları, Ankara, 1997, s. 11; A,Hulki Saral, Ermeni Meselesi, Ankara,1970, s.54–55: Ermenistan ismi coğrafi bir bölgeyi belirtmek için tarihinin çok eski devirlerinden beri kullanılmaktadır, Kesin olmamakla birlikte Ermeniler bu bölgeye MÖ 4.yüzyılın başlarında gelmişler ve yerleşmişlerdir, Ancak sayıları ve oranlan nedir bilinmemektedir. Diğer bir husus da kendilerini Hayk soyundan gelmiş saymaları ve yaşadıkları bölgeye de Hayastan adını vermeleri bir Ermenistan tabirini çürütmektedir (Mim Kemal Öke, Ermeni Meselesi, Đstanbul, 1986, s. 84). 2 Mim Kemal Öke, a.g.e., s. 84; Erol Kürkçüoğlu, “Orta Çağda Bizans ve Đran”ın Ermeni Siyaseti 21 Yüzyıla Girerken Tarihe Dostça Bakış”, Türk Ermeni Đlişkileri Uluslararası Sempozyumu, Haz., Berna Türkdoğan, Ankara, 2000, s. 38; Cemalettin Yavuz, “Ermenilerin Arkasında Hep Birileri mi Olacak?” KÖK Ara ştırmaları Dergisi, Ankara, 2001, s. 5. 3 Yazara göre Ermenistan ve bu toprak parçası, halkı ve hayk kökeni ile ilgisinin olmadığını belirtir, ayrıca Ermenilerin iddia ettikleri gibi Ermenistan denilen coğrafi mekanın kendilerinin anayurtları olmayıp sonradan buraya geldikleri, büyük Đskender'e kadar Perslerin bir vilayeti olduğu, Persler tarafından tayin edilen valiler tarafından idare edildiği, bu bölgenin Makedonyalıların ve Selefkosların işgali devresinde de yabancı valilerin idaresi altında kaldığı görülmüştür,( Erice Feıgl, “Ağrı Dağı ve

Page 11: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

2

Ermenilerin Türkler ile karşılaşmaları genel olarak Türklerin batıya yönelmeleri,

yani 10. Yüzyıl sonlarından itibaren olmuştur. Bu dönemde Bizans'ın idarede acizliği,

toplumlarına zulmü, gittikçe daralan sınırları içerisinde yaşayan Ermenilerin bir

kısmının Bizans'a karşı Müslüman Türklerden yardım istediği ve işbirliği aradıkları

görülmüştür. Bu nedenle Türklerin Anadolu'ya gelişlerini bir bayram havası içinde

karşılamışlardır.4

Bizans düşmanlığının da kuvvetlendiği bu yıllarda, batıya doğru ilerleyen

Selçukluların karşılarında Ermenileri değil, siyasi güç olarak Bizans'ı buldukları ve bu

ilerleyişte bölge Ermenilerinin önemli bir kısmının Bizans'a karşı Selçuklular ile

işbirliği yaptıkları anlaşılmıştır.

Selçuklu-Bizans mücadelesi çok çetin olurken, Çağrı Bey'in 1018 yılında

Ermenilerin Vaspurugan (Van bölgesi) denilen küçük Ermeni Prensliği topraklarına

Azerbaycan'dan getirdiği Türk göçmenlerini yerleştirmeye başladığı görülmüştür.

Yine 1018 yılında Selçuklu Sultanı Tuğrul Bey ve kardeşi Çağrı Bey'in Doğu

Anadolu'daki faaliyetleri, daha sonra 1026 ve 1045 yılında, Selçuklu Sultanı Tuğrul

Iğdır Açısından Dostlara Dostça Bakış”, 21 Yüzyıla Girerken Tarihe Dostça Bakış, Türk Ermeni Đlişkileri Uluslararası Sempozyumu, Yay, Haz, Berna Türk Doğan, Ankara, 2000, s. 13), Yine Ermeni Đsmi ve Menşei; Nuh Tufanından Sonra Hz, Nuh’un Gemisinin Ağrı Dağı’na oturması ve oğlu Yasef’in buraya yerleşmesi sonucu torunu Aram tarafından bu soyu devam ettirildi ği şeklinde belirtilmiştir. Netice itibarı ile Aram'a izafeten Ermeniler bu isimle anılmaya başlamışlardır. Öte yandan Ermeni ve yabancı tarihçiler Ermenilerin menşei hakkında pek çok teoriler ortaya atmışlardır. Bunları şöyle sıralamak mümkündür, 1. Ermeniler Hind Avrupai topluluk olan Kimmerler ile birlikle Kafkasyadan veya Frigler ile birlikte Balkanlardan gelmişlerdir. 2.Güneyden gelen Hayklar ile kuzeyden gelen Ermenilerin birleşmesiyle oluşmuşlardır. 3.Hititlerin bir koludur. 4.Pamir Yaylası’ndan gelen Aryenler ile Mezopotamya'daki Samiler'in birleşmesinden doğmuş birkoldur. 5.Turan ırkından gelmişlerdir. 6.Urartular'a dayandırılmışlardır. (Daha geniş bilgi için bkz, Enver Ziya Karal, Osmanlı Đmparatorlu ğunda Ermeni Meselesi, Ankara, 1971, S. 4, 1976, s. 22; Şemsettin Günaltay, Yakın Şark, C,II, Ankara, 1959, s. 584; Kâmuran Gürün, a.g.e. s. 10–14; Edip Yavuz, Tarih Boyunca Ermeni Kavimleri, Ankara, 1960, s. 138; Osman Karabıyık, Türk-Ermeni Münasebetlerinin Dünü ve Bugünü, Đstanbul, 1984, s, 11; Halil Metin, a.g.e. s. 12–28.) 7.Bir zamanlar Kuzey Ege'de Teselya'nın kuzeyinde Đllirya'da oturdukları ancak daha sonra Đllirya’lıların baskıları ile doğuya göç ettikleri, buna mukabil bunun tam ters iddiası ile Ermenilerin doğudan Medler ile Lidyalılar arasında ki çarpışmalar sonrası doğu Anadolu bölgesine göç ettikleri vs. Mim Kemal Öke, Ermeni Meselesi, s. 85. 4 Halil Metin, a.g.e. s. 31.

Page 12: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

3

Bey'in amcazadesi Kutalmış Beyin, Gence önünde Bizans ordusunu bozguna uğratması

Türklerle Ermenileri karşı karşıya getiren olaylardır.5

Fakat genelde 26 Ağustos 1071'de Malazgirt Savaşında Romanes Diogenes'in

mağlup ve esir olması ile bütün Doğu Anadolu bölgesinin Selçukluların eline geçmesi

ve Anadolu kapılarının Türklere açılması sonucu Ermeniler ile büyük bir kaynaşma

başlamıştır.

1071'den sonra Selçukluların yönetimine giren Ermeniler, bir taraftan

Đslamiyet'in, diğer taraftan da Türklüğün, fethedilen yerlerde gayrımüslimlere

uyguladığı hoşgörü ve adaletten faydalanma imkânı bulmuşlardır.6

Bu tarihlerden sonra Ermenistan dediğimiz coğrafi bölgede Ermeniler, Sultan

Sancar'ın ölüm tarihi olan 1157 yılına kadar Irak Selçuklularının idaresinde, sonra

Harzemşahların, daha sonra Đlhanlıların yönetiminde kalmıştır.7

Ermeniler 1334 yılında Celayir'lilerin, 1383'te Timur’un ve Timur'un ölümünden

sonra Karakoyunlu'larla 1450'lerden sonra da tamamen Akkoyunlu'ların yönetimine

girmişlerdir.

Ermeniler Osmanlı Devleti'nin kuruluş döneminde, çoğunlukla Doğu Anadolu

ve Kafkasya'da gruplar halinde dağınık bir vaziyette ve Đran, Bizans, Gürcü, Selçuklu

5 Erdal Đlter, Ermeni Propagandasının Kaynakları, Ankara, 1999, s. 6; Abdurrahman Küçük, Ermeni Kilisesi ve Türkler, Ankara, 1997, s. 72–85; Yavuz Ercan, “ Tarihi Belgelerin Işığında Ermeni Đddiaları”, Tarih Boyunca Türklerin Ermeni Toplumu ile Đli şkileri Sempozyumu, Ankara, 1985, s. 210–211. 6 Anadolu Selçuklu sultanlarının akınlara başladıkları sırada IX, Konstantin Monomak 1042–105 yıllarında ermeni halkına çok ağır vergiler yüklediği, Ermeni kilisesini ortadan kaldırmaya çalıştığı, halkı sürgün ettiği, bu sebeple Alparslan’ın bu bölgede seferlerine zemin hazırladığı belirtilmiştir (Erol Kürkçüoğlu, a.g.m. s. 44- 46); Gültekin Ural, Tarihin I şığında Ermeni Dosyası, Đstanbul, 1998, s. 33; Mehlika Aktok Kaşgarlı, Kilikya Tabi Ermeni Baronlu ğu Tarihi, Ankara, 1990, s. 85–105; Halil Metin, a.g.e. s. 29-31. 7 Bahaeddin Yediyıldız, “XIV-XIX Asırlarda Gayrı Müslimlerin Türk Toplumu Đçindeki Yeri”, Tarih Boyunca Türklerin Ermeni Toplumu ile Đli şkileri Sempozyumu, Ankara, 1985, s. 142; Ali Sevim, “Büyük Selçuklu Đmparatorluğu Döneminde Selçuklu-Ermeni Đli şkileri”, Tarih Boyunca Türklerin Ermeni Toplumu Đle Đli şkileri Sempozyumu, Ankara, 1985, s. 67-73; Osman Karabıyık, , a.g.e. s. 24-30.

Page 13: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

4

Devletleri ve değişik küçük devlet ve beyliklere bağlı olarak yaşamaya devam

etmişlerdir.8

Ermenilerle Türklerin birbirlerine güvenlerinin Osmanlı Beyliği'nin daha ilk

günlerinden itibaren başlamış ve Türklere duydukları güvenden memnun kalmışlardır.

Bu arada Orhan Bey, Ermenileri koruma altına almış, Beyliğin başkenti Bursa'da

bulunan Ermeni Kilisesi ve Patrikliği’ni resmen tanımıştır.9

Böylece dini yönden de bazı hareketler görülmüştür. Nitekim Fatih Sultan

Mehmet, Đstanbul'u aldıktan sonra 1461 yılında Ermenilerin Bursa'daki ruhani reisleri

Hovakim'i Đstanbul'a getirerek ona Ermeni Patriği unvanı vermiş,10 Rum Patrikliği’nin

yanında Ermeni Patrikliğinin de kurulmasını sağlamış ve daha sonra onu Đstanbul'daki

Ermeni cemaatine patrik tayin etmiştir.11

Siyasi yönden ise Ermenilerin bulundukları bölgelerin Osmanlı topraklarına

katılması ancak Yavuz Sultan Selim zamanında tamamlanmıştır.12

Uzun zaman Osmanlı Devleti himayesinde huzurlu bir dönem geçiren Ermeniler

üzerinde XVII. yüzyılın başından itibaren Avrupalı Katolik, Protestan ve Ortodoks

mezheplerine bağlı misyonerler, yoğun bir propaganda faaliyetine girişmişler ve

8 Kamuran Gürün, a.g.e. s. 10-28; Gültekin Ural, a.g.e.s. 35-36; Cemal Anadol, Ermeni Dosyası, Đstanbul, 1982, s. 18; Halil Metin, a.g.e., s. 33-35; Mim Kemal Öke, a.g.e., s. 85. 9 Bahaeddin Yediyıldız, a.g.m. s. 144; Naşide Kerem Demir, Türkiye'nin Ermeni Meselesi, Ankara, 1982, s. 19-21; Halil Metin, a.g.e.,s. 31; Cemalettin Yavuz, “Ermenilerin Arkasında Hep Birileri mi Olacak?” KÖK Ara ştırmaları Dergisi, S. 6. 10 Cemalettin Yavuz, Ermenilerin Arkasında Hep Birileri mi Olacak? KÖK Ara ştırmaları Dergisi, S. 7; Abdullah Yaman, Ermeni Meselesi ve Türkiye, Đstanbul, 1973, s. 63-65; Abdurrahman Küçük, a.g.e.s.87; Naşide Kerem Demir, a.g.e., s. 30-36; Yavuz Ercan, Ermenilerin Maskesi Düşüyor, Ankara, 1993, s. 5-10. 11 Ermenilerin Batı Anadolu'da ilk ruhani merkezleri Kütahya olmuş, bu merkez sonradan Bursa’ya nakledilmiştir, Đstanbul'un fethinden sonra Fatih Sultan Mehmet, Bursa'dan Hovakim adında bir Ermeni'yi piskopos olarak tanımış ve Đstanbul Ermenilerin arasında sanatkârların, tüccarların ve hatta mimarların yanı sıra ziraatla uğraşan Ermenilerin Đstanbul'a yerleşmesine izin verilmiş olduğu görülmüştür,(General Mayewski, Van ve Bitlis Askeri Đstatistiği, Đstanbul, 1914, Haz, Hamit Pehlivanlı, Đstanbul, 1997, s.13; Mim Kemal Öke, a.g.e., s. 87. 12 Heyet, Arşiv Belgelerine Göre Kafkaslarda Ve Anadolu'da Ermeni Mezalimi, 1,1906-1918, Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlü ğü, Ankara, 1995, s. 3-4; Erdal Đlter, Ermeni Kilisesi ve Terör, Ankara,1992 ,s. 25-36; Halil Metin, a.g.e.,s.34, Yavuz Ercan, a.g.m., s. 211; Abdurrahman Küçük, a.g.e.,s. 88.

Page 14: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

5

Osmanlı Devletini içten yıkma çabalarını azınlıkları kışkırtmak suretiyle kullanmaya

başlamışlardır.13

Bunun yanında 1856 Islahat Fermanı’ndan sonra büyük yetki ve imtiyaz

sağlayan “Nizamname-i Millet-i Ermeniyan”ın 30 Mart 1863 tarihinde ilan edilmesi ile

Ermenilere anayasal hakları verilmiş ve bağımsız bir cemaat muamelesi yapılmıştır.

Ayrıca, 1856 Paris Barış Anlaşmasından itibaren de Türklerin hoşgörüsünden,

reformların kendilerine tanıdığı imtiyazlardan faydalanarak teşkilatlanmışlar, okullar

açmışlar, gazete ve dergiler çıkarmaya başlamışlardır.14

Batılı Devletler, Tanzimat ve 1856 Paris Antlaşması ile denetim ve gözetim

altına aldığı Osmanlı Devleti'nin mirasına göz dikmiştir. Avrupalılar için reformlar ile

varılacak hedef dini ve etnik gruplara biraz daha imkân sağlamak ve Osmanlı içindeki

Türk ve Müslüman hâkimiyeti yerine Hıristiyan azınlıkların hâkimiyetini tesis etmek

başlıca hedefleri olmuştur. Ancak Osmanlı yöneticileri bu gerçeği görememişlerdir.

Osmanlı yöneticileri ve aydınları bu yöntemle yani reformlarla, hem gayr-ı müslimleri

devlete ve ülkeye bağlayacaklarına, hem devleti ayakta tutacaklarına, hem de Avrupalı

büyük devletleri memnun edeceklerine inanmışlardır.

Đşte bu aşamalar çerçevesinde 19. Yüzyıldan itibaren Avrupalı sömürgeci güçler

Anadolu'yu, gelecekte kendi menfaatleri doğrultusunda bölmek için isyanları

desteklemeye ve bu isyanlara siyasi nitelik kazandırmaya çalışmışlardır. Yabancı

okullar, konsoloslar, Hıristiyan misyonerler ve yabancı tüccarlar bazı zaaflardan da

faydalanarak bu isyanları tahrik ve teşvik etmeye başlamışlardır. Ancak bunların amacı

ileride ortaya çıkacağı gibi, Osmanlı içinde yaşayan Rum ve Ermenileri, Müslümanların

hâkimiyetinden kurtarmak ve bir bağımsız devlet kurmak olmamış, bilakis işi bittiğinde

onları orta yerde bırakmak olmuştur.

13 Gültekin Ural, a.g.e.,s. 35; Yavuz Ercan, a.g.e., s. 5-10; Bahaeddin Yediyıldız, a.g.m., s. 145. 14 Đbrahim Yılmazçelik, “XIX, Yüzyılda Ermenilerin Sosyal ve iktisadi Durumları Hakkında Bazı Belgeler”, Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, C.l, S. l, Elazığ,1987, s. 243–251; Halil Metin, a.g.e. s 35; Gültekin Ural, a.g.e. s. 51-52; Belgelerle Ermeni Sorunu, Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı (ATASE), Ankara, 1983, s. 35; Dikran Kevorkyan, “Ermeni Meselesinde Tehcire Amil Olan Sebepler”, Tarih Boyunca Türklerin Ermeni Toplumu ile Đlişkileri Sempozyumu, Ankara, 1985, s. 297.

Page 15: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

6

Nitekim 1877–1878 Osmanlı-Rus Savaşı sonrası Osmanlı Devleti’nin yenilmesi

sonucu 3 Mart 1878 tarihinde imzalanan Ayestafanos antlaşmasının 16. Maddesinde

Ermenilerle ilgili hüküm konulmuştur. Buna göre: Ermenilerin meskûn olduğu illerde

derhal ıslahat yapmayı ve Hıristiyanların Kürtlerden ve Çerkezlerden korunmalarını

taahhüt ettiği belirtilmişti.

13 Haziran 1878'de toplanan Berlin Kongresinde ise Ermeni kilisesi de bir heyet

göndermişti. Eski Patrik Hırimyan, Beşiktaş Başpiskoposu Noren Narbey, Stephan

Papazyan ve Minos Çerez'den oluşan heyet, Avrupa başkentlerini dolaşarak, ilgili

devletlerin yardımlarını istemekle işe başlamıştı. Müzakereler sonunda Berlin

Kongresi’nin 61. Maddesine göre Babıâli, Ermenilerin yaşamış oldukları illerde ıslahatı

vakit geçirmeksizin tatbik etmeyi ve Ermenileri, Kürt ve Çerkezlerin saldırısından

korumayı taahhüt etmişti.15

Buna rağmen Berlin Kongresinden umduğunu bulamadan dönen Ermeni heyeti,

Ermeniler için artık şikâyet yerine harekete geçme zamanının geldiğini, bu sebepten yer

yer isyanlar hazırlayarak Osmanlı Devleti'ne yabancı müdahaleyi sağlamak gerektiğini

açıktan açığa yaymaya ve silahlanmaya başlamıştır16

Sahip oldukları imkânlara rağmen Ermenilerin siyasi maksatla çıkardıkları ilk

isyan bazı hazırlıklardan sonra Erzurum'da 20 Haziran 1890'da patlak vermiştir. Yine

bir ay sonra 15 Temmuz 1890’da Kumkapı'da toplanan Ermeniler, Yıldız Sarayı’na

doğru yürüyüşe geçmişler ancak Hınçak komitesi umduğunu bu nümayişle de elde

edememiş ve olaylar Avrupa müdahalesini gerçekleştirmeden son bulmuştur.17

Kumkapı gösterisinden sonra Hınçaklar, Avrupa müdahalesini çekmek için daha

büyük bir olayın organizasyonuna girişmişlerdir. Ermeni komiteleri, bağımsızlık

fikrinden vazgeçmemişlerdir. Devamlı olarak, gerek yurt dışında çıkarıp içeride

15 Cemalettin Yavuz, “Ermenilerin Arkasında Hep Birileri mi Olacak?” KÖK Ara ştırmaları Dergisi, s. 12; Ferit Ertan; Lozan Konferansında Ermeni Sorunu, Ankara, 2000, s. 210. 16 Cevdet Küçük, Osmanlı Diplomasisinde Ermeni Meselesinin Ortaya Çıkışı, Đstanbul, 1984, s.10–15; Ar şiv Belgelerine Göre Kafkaslarda ve Anadolu’da Ermeni Mezalimi, (Haz, Hacı Osman Yıldırım- Uğurhan Demirbaş- Ali Kava Vd,), C.1 ( 1906–1918), Ankara, 1995, s. 106. 17 Kemal Taran, “Günümüzde Ülke Dışındaki Militan, Şartlanmış Ermenilerin Türkiye'ye Yönelik Đddia ve Đsteklerinin Gerçekliliği Ve Geçerliliği Var Mıdır ?”, Tarih Boyunca Türklerin Ermeni Toplumu ile Đlişkileri Sempozyumu, Ankara, 1985, s. 186.

Page 16: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

7

dağıttıkları, gerekse içerde çıkardıkları gazete ve dergiler aracılıyı ile Ermeniler

bağımsız Ermenistan fikrini canlı tutmaya çalışmışlardır.18

Neticede Ermeniler, I. Dünya Savaşı ve sonrası Milli Mücadelede dünyanın en

büyük devletlerinin taarruzuna uğrayan Türk Milletinin mücadelesinde Türkleri

büsbütün yıkmak ve yok etmek için düşmanlarla birleşmiş, Türk ordusu aleyhinde

faaliyetlere kalkışmışlardır. Nitekim yörede Türk Milletinin savaştan yenik çıkması ve

çekilirken bırakmış olduğu silahlar ile zülum ve işkencelerine başlayan Ermeniler,

Erzurum, Karagurgan, Kağızman, Sarıkamış, Kars, Arpaçay, Ardahan, Çıldır, Göle vs.

gibi Türk halkının yoğun olarak yaşadığı yerlerde bütün vahşetlerini sergilemişlerdir.19

18 Ercüment Kuran, a.g.m., s. 21-26; Belgelerle Ermeni Sorunu, s. 42-50. 19 Gültekin Ural, a.g.e., s. 162-164; Kâmuran Gürün, a.g.e.,s. 193-211; Altan Deliorman, Türklere Kar şı Ermeni Komiteleri, Đstanbul, 1978, s.210; Ar şiv Belgelerine Göre Kafkaslarda ve Anadolu'da Ermeni Mezalimi, (Haz, Hacı Osman Yıldırım-Uğurhan Demirbaş- Ali Kaya ), C.2, Ankara, 1995, s. 108.

Page 17: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

8

I. BÖLÜM

TÜRK-ERMEN Đ ĐLĐŞKĐLERĐ

1. MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM ĐNE KADAR OSMANLI DEVLET ĐNDE

TÜRKLER ĐLE ERMEN Đ TOPLUMU ARASINDAK Đ SOSYAL, KÜLTÜREL VE

EKONOM ĐK ĐLĐŞKĐLER

Ermeniler, Osmanlı Devleti’nin her tarafına dağılmış olduklarından hiçbir

vilayet veya sancakta çoğunluğa sahip olmamışlar ancak bu durum, Türkler ile sosyal,

ekonomik ve diğer hususlarda çok iyi kaynaşmalarına bir engel teşkil etmemiştir.

Osmanlı Devletinin ilk padişahı Osman Bey, Ermenilerin Bizans zulmünden

korunmaları için Anadolu'da ayrı bir toplum olarak örgütlenmelerine izin vermiş ve Batı

Anadolu'daki ilk dini merkezleri Kütahya'da kurulmuştur. Bursa'nın alınmasından sonra

dini merkez Bursa'ya taşınmış, Osmanlı idaresinde, Müslümanları ilgilendirmeyen

bütün konularda tam bir hukuki serbestlik içinde olan Ermeniler, zamanının üstünde bir

hoşgörü ve tolerans içinde inanç özgürlüğünden yararlandırılmışlardır.20

Türklerle olan bu iyi ilişkiler sonrası Fatih, sadakat ve bağlılığına inandığı bu

azınlığa Đstanbul-Samatya'daki Sulu Manastır Kilisesi’ni bir ferman ile tahsis etmiştir.

Fatih'in Đstanbul'u fethinden sonra da dini lider Hovakim’i 1461'de Đstanbul'a getirilerek

burada bir Ermeni Patrikliği kurulmuştur. Ermenilerin Đstanbul'a gelmeleri Kanuni

Sultan Süleyman döneminde devam etmiştir.21

Van ve çevresinin fethinden sonra bu yöreden pek çok usta ve sanatkârı

Đstanbul'a getirmiştir. Bunlardan önemli ve anıtsal yapıların inşalarında mimar usta,

kalfa ve işçi olarak istifade etmişlerdir. Haliyle bu göçler sonucu 17.yüzyılın sonlarına

doğru Đstanbul’daki Ermeni nüfusu 90 bine ulaştığı belirtilmiştir.

20 Abdurrahman Çaycı, Türk - Ermeni Đlişkilerinde Gerçekler, Ankara,1995 s. 128; AbduIkadir Yuvalı, “Tarihi Devirlerde Ermeniler'in Đdari Statüleri” Yakın Tarihimizde Van Uluslararası Sempozyumu (Van 2-5 Nisan 1990), Ankara, 1990, s. 132; Mim Kemal Öke, Ermeni Sorunu (1914-1923), Ankara, 1991, s. 68, 21 Mim Kemal Öke, a.g.e. s.85.

Page 18: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

9

Ermeniler, kültürel yönden de hiçbir baskıya maruz kalmamışlardır. Kendi

dillerini rahatlıkla konuşabilmişler, örf ve kültürlerini sergileyebilmişlerdir. 1830'dan

sonra Ermenilerin ticari hayattaki payları ve tesirleri artınca Ermeni zenginlerinin de

yardımıyla okullar, matbaalar, kütüphaneler açılmıştır. Aynı zamanda birçok Ermeni

genci öğrenim yapmak ve sanat öğrenmek için Avrupa üniversitelerine gönderilmiştir.

Böylece daha iyi şartlarda yaşamayı başarmışlardır.

Bu güven ortamında Đstanbul'da ve bütün Osmanlı ülkelerinde Ermeniler sakin,

kendi halleri ve işleriyle meşgul olarak yaşamışlar, her çeşit sanayi ve ticaret işlerinde

iyi bir vatandaş gibi çalışarak özellikle kuyumculuk, yazmacılık, çuhacılık gibi el

sanatlarını Đstanbul, Sivas, Kayseri gibi büyük merkezlerde geliştirmişlerdir.22

Türkler ile böyle kaynaşmalarına rağmen Gregorian, Katolik23 ve Protestan

mezheplerine mensup olan Ermenilerin kendi aralarında büyük anlaşmazlıklara,

rekabetlere ve mücadelelere girdikleri görülmüştür

Tanzimat'la Ermeniler, bir yandan bütün gayr-i müslimlere tanınan hak ve

imtiyazlardan yararlanırken, öbür taraftan da Tanzimat'la gelen yenilik hareketlerinin

uygulamasında Türklerin en yakın yardımcısı olmuşlardır. 1839 Tanzimat Fermanı ve

1856 Islahat Fermanı, Ermenilerin siyasi yönden gelişimine yol açmıştır.

Osmanlı idaresinin Ermenilere tanıdığı geniş haklar karşılığında Osmanlı

Devleti'ne en sadık, müslüman toplumu ile en dostane ilişkilerde bulunan bir azınlık

olarak, çoğu yerde Türkler24 ve Kürtler25 ile kaynaşmışlardır. Türk dilini, adetlerini,

22 Ermenilerin 301 Yılında Saint Grigor öncülüğünde toplu olarak Hıristiyanlığa geçtikleri ve ilk Ermeni Kilisesini Eçmiyazin’de (Nahcivan Yakınları) kurdukları belirtilmiştir. Burada en önemli husus kendilerinin Ortodoks kilisesi içinde kaybolacaklarına inanmaları ve Bizans'a tepki göstermeleri sonucu Bizans'ın acımasız tedbirlere başvurması ve tarihi Ortodoks-Gregorian çatışmasının temellerinin atılması olmuştur.(Erol Kürkçüoğlu, a.g.m. s. 39–40). 23 Mayewski raporunda “Ermenilerin bilhassa bu grubu Gregoryanlar ile aynı ırk ve dinden olmalarına rağmen kendilerini daima başka bir millet olarak görmüşlerdir, Hatta birisine sen Ermeni misin? Diye sorulsa Katoliğim diye cevap verir, Bunu Katolikliğin bir prensibi olarak görmüşlerdir. Bu bakımdan Katolikliği milliyet propagandasına müsait görmezler, Bundan dolayı Ermeni Katolikleri arasında milli fikir yeşerip büyümez” diye anlatır. (Eyüp Şahin, Yabancı Gözüyle Ermeni Meselesi, Ankara,2001 s. 87). 24 Mayewski raporunda şöyle anlatır” Türkler bilhassa çiftçidir, ekincilik biraz da bahçıvanlıkla uğraşır. Bunlar arasında sanatkâr ve tüccar bir Türk'e rastlamak zordur. Genel olarak namuslu, sebatkar, samimi olup dışarıdan gerçekten Hıristiyanlara nispeten kaba görünürler, Hıristiyanlara yüksekten bakmaya

Page 19: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

10

yaşayışlarını benimsemişler, onların sınırsız güvenini ve ehemmiyetini kazanmışlardır.

Nitekim birçok örf ve adetleri benimsemişlerdir. Ayrıca kendi istekleri ile pek çok kişi

müslüman olmuştur. Böylece Ermenilere sadakatlerinden ve hizmetlerinden dolayı

Millet-i Sadık (Sadık Millet ) de denilmiştir.

Pek az sayıda olmalarına rağmen Ermeniler, şehir ve kasabalarda esnaf ve

sanatkâr olarak hayatlarını kazanmışlar, yani Ermenilere; tüccarlık, bankacılık,

kuyumculuk, zanaatkârlık, Türklere ise; çiftçilik, hayvancılık ve askerlik işleri kalırken,

Ermeniler Askerlikten muaf ve sadece vergi vermekle mükellef olmuşlar, bu yüzden

memleketin en zengin ve müreffeh, varlıklı sınıfı konumuna gelmişlerdir.26

Özellikle Rum isyanlarından sonra yüksek dereceli devlet memurluklarına,

elçiliklerine, mebusluklarına, hatta nazırlıklarına kadar tayin edilmişlerdir. 30 Ekim

1863 tarihinde ilan edilen “Nizamname-i Milleti Ermeniyân”ın tatbiki ile devlet

içerisindeki statüleri sağlamlaşmış, 1864 “Vilayet Nizamnamesi”nin ilanından sonra

bütün mahalli idarelerde geniş ölçüde görev almaya başlamışlardır.

Ermeniler bazı resmi dairelerde de çalışmışlardır. Dışişleri Bakanlığının en

mühim bürokratlarını hep Ermeniler teşkil etmiş, Konsolosluklar ve kâtipliklere dahi

alışmışlardır.Hiçbir zaman Hıristiyanlara güvenmezler, sessizdirler, sır saklamasını bilirler”, Eyüp Şahin,a.g.e., s. 87-90. 25 Yine Mayewski anlatıyor: Yaşantıları itibari ile iki kısma ayrılırlar. Birincisi Aşiret Kürtleri; Đkincisi, Reaya Kürtleri (Aşirete mensup olmayanlar) aralarındaki fark, Aşiret Kürtleri sınırsız yetkiye sahiptirler. Reaya ise toplu kitleler olmazlar. Aşiret kürtleri daha zengindir, Aşiret Kürtleri hayvan yetiştirir, yazın yayla, kışın köylerde yaşarlar, reaya ise çiftçilikle uğraşır, askerlik yaparlar, diğerlerinin bazı ayrıcalıkları da vardır. Bir aşiret içinde iki üç reis bulunabilir, bu bakımdan reislerin birbirlerin çekemeyip çarpıştıkları görülmüştür (Eyüp Şahin, a.g.e. s. 96–97). 26 Bu konuda bir Rus Generali ve konsolosu olan Mayewski, 1912 de Rusya'ya sunduğu raporu “ Van ve Bitlis Askeri Đstatistiği”nde şunları söylemektedir: Osmanlı döneminde genelde Anadolu'nun doğusunda bulunan Ermeniler, Türklerin gelmesinden önce de ahalinin zengin tabakasını teşkil etmişler. Her türlü sanayi, ticaret ve çiftçilikle uğraşmışlardır. Ermeniler, çiftçi ve şehirli olmak üzere iki kısım da toplanmıştır. Karakter olarak bunlar makam sevdalısıdırlar, maddi senet toplamaya düşkündürler. Saygı duyulacak kadar tutumludurlar, günlük zorunlu harcamalarını en az oranda sınırlamasını iyi bilirler. Gerek yiyecek ve giyecek hususunda pek ender olarak sarfiyat yaparlar. Ne kadar zengin olsalar da eğlence hususunda oldukça cimridirler. Buna mukabil çok çalışkan kişilerdir, şehirde yaşayan Ermeniler de şöhret sahibi olmak, yüksekten dem vurma, kendi fikrini beğenmek her zaman düşüncelerinde var olmuştur. Bilhassa gençlerde her türlü siyasi ilmin tüm inceliklerine sahip görünmek merakları da vardır, Mevcut neslin hepsi güzel söz söyleyebilme hastalığına düşmüşlerdir( Eyüp Şahin, a.g.e, s. 2–3.).

Page 20: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

11

getirilmişlerdir. Yine içlerinden bakan olanlar çıkmış, ticaret ve ziraat nezaretlerinde

yüksek memuriyetlere de getirilmişlerdir.27

Ancak bu güzel ilişkiler, Fransız Đhtilali ardından bozulmuştur. Başta Avrupa

olmak üzere bütün dünyaya yayılan Milliyetçilik Akımı, ne yazık ki Avrupa'nın büyük

devletleri ve Rus Çarlığı tarafından, azınlıklar Osmanlı Đmparatorluğu'nu zafiyete

uğratmak için kullanılmıştır. Bu Gelişmeler Ermeni toplumunu da etkilemekte

gecikmemiş ve Ermeni isyanları Anadoluda 1895 yılından itibaren sergilenmeye

başlanmış, böylece bu uyumlu toplum olan Ermeniler, isyanları ile anılmaya

başlamıştır.

1.1. Ermeni Sorununun Tarihi Seyri

1.1.1. Ermeni Sorunu ve Hazırlayan Olaylar

Ermeni Sorunu, aktif olarak 1877–78 Osmanlı-Rus Savaşı'nda, Rusya'nın Doğu

Anadolu'daki bazı Türk şehirlerini işgal ederek bu şehirlerde yaşayan Ermenileri

bağımsızlık amacıyla Osmanlı Devleti'ne karşı kışkırtmasıyla başlamıştır.

Bu durum Đngiltere'yi telaşlandırmış, Rusya'nın Ermenileri koruma perdesinin

altında Doğu Anadolu'yu Balkanlaştırmasından ve savaşta yarattığı elverişli durumdan

faydalanarak nüfuzunu bir yandan Đskenderun Körfezi'ne, öte yandan da Mezopotamya

üzerinden yaymasından korkmuştur. Bu nedenle Avrupa Devletleri’nin Berlin'de

toplanmasını sağlamıştır. Berlin Antlaşmasında muhtariyet yerine Islahat formülü

üzerinde mutabakata varılarak 61. maddesi yeniden tespit edilmiştir.28

Ermeni Sorunu, 19 yüzyılda uluslararası siyasi güçler (Rusya, Đngiltere, Fransa)

tarafından seçilen ve Osmanlıyı parçalamaya yönelik bir harekettir. Ancak bugün bu

27 Azmi Süslü, Ermeniler ve 1915 Tehcir Olayı, Van, 1990, s. 15; Cevdet Küçük, Osmanlı Diplomasisinde Ermeni Meselesinin Ortaya Çıkışı, s. 171; Enver Ziya Karal, Osmanlı Tarihi, C. VIII, Ankara,1971 s. 127. 28 Bu konuda Rus Generali Mayewski meseleyi şu şekilde açıklamıştır: Şark Hıristiyanların ve kiliseleri Hıristiyanlığın esesatı ve ananesini bir tarafa bırakarak, din yerine millet propagandasını kendilerine meşgale ittihaz etmişlerdir, Garp diplomatları da kendi nokta-i nazarlarına göre bu milliyet kavgasından pek gaddarene suretle istifadeye kalkışmışlardır, Ermenilerin hissiyat-ı milliyelerini tahrik ederek hiç sıkılmadan Türkiye'de bir Ermeni Meselesini icad etmişlerdir”, (General Mayewski, Van ve Bitlis Askeri Đstatistiği, (Haz. Hamit Pehlivanlı, s. 18).

Page 21: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

12

sorunun anlamı tamamen değişmiştir. 1915'e kadar Doğu Anadolu'da yaşadığı kabul

edilen Ermeniler, bu tarihte Đttihat-Terakki hükümeti tarafından çıkarılan bir “Tehcir

Kanunu” ile Osmanlı Devleti’nin çeşitli bölgelerine yerleştirilmi ştir. Bir kısmı da diğer

ülkelere göç etmişlerdir. Ermeniler, sözde soykırıma uğradıkları iddia ederek, kendi

çıkarları çerçevesinde Doğu Anadolu illerimizde bir Ermeni Devleti kurmak

istemişlerdir.

Böylece “Ermeni Sorunu”,sadece Ermenilerin değil Osmanlı Devleti üzerinde

çıkarları çarpışan iki büyük devletin Rusya ile Đngiltere'nin kışkırtmalarıyla ortaya çıkan

birolay olmuştur. Ermeniler de bu devletlerin sömürgeci emellerini tatmin için bir araç

ve kendi çıkarları için kullanılan toplum haline gelmişlerdir.29

Ermeni Sorunu üzerinde çok çeşitli tanımlamalara rastlamak mümkündür. Fakat

bu konu üzerinde hangi tanım yapılırsa, yapılsın yukarıda da belirtildiği gibi konunun

daima siyasi niteliği ağır basmış, daima Türkiye ve Türkler hedef teşkil etmiştir.

Anadolu'nun fethi ile Türk yönetimini kabul eden Ermeniler 14.yüzyıldan itibaren de

Osmanlı Devleti uyruğunda ve yönetiminde bir azınlık olarak yaşamışlardır.

Osmanlı Devleti, Ermenilere karşı sürekli iyi davranmış, her zaman ulusal ve

dini düşüncelerine saygılı olmuş, kendilerine en önemli hizmetleri vermek refah içinde

olmaları için her türlü önlemleri almıştır. Nitekim Ermeniler, bu güven hoşgörü

ortamında, her türlü serbestlik içinde okullarını açmış, eğitim yapmış, ticaret ve ziraatla

uğraşmış, devletin en üst makamlarında görev almış en önemlisi de askere

alınmadıklarından işleri ile rahatça uğraşabilmişler ve neticede Osmanlı halkı içinde en

zengin toplum durumuna gelebilmişlerdir

Ancak 1683 yılında ikinci Viyana bozgunundan sonra Hıristiyan Avrupa

Devletlerinin bazıları Osmanlıyı, Balkanlardan atmak amacıyla Kutsal Đttifak

oluşturmuşlar ve 1699 tarihinde imzalanan Karlofça Antlaşması ile Osmanlılardan ilk

defa bir toprak almışlardır. Bunun karşısında Osmanlı Devleti yöneticileri başarısızlığın

29 Ercüment Kuran, Ermeni Meselesinin Milletlerarası Boyutu, “Tarih Boyunca Türklerin Ermeni Toplumu ile Đlişkileri Sempozyumu” Ankara, 1985, s. 19–21; Kâmuran Gürün; a.g.e. s. 112; Abdurrahman Çaycı; “Türk-Ermeni Đli şkilerinde Gerçekler”, Tarihi Geli şmeler Đçinde Türkiye'nin Sorunları Sempozyumu (Ankara 8–9 Mart 1990), Ankara, 1995, s. 86; E, Z, Karal, a.g.e. ,s. 126–131.

Page 22: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

13

ve ekonomideki darboğazın nedenlerini iyi kavrayamadıkları için getirdikleri çözüm

yolları da sorunları çözememiş ve içinden çıkılmaz hale getirmiştir. Batılı Devletler ise

bu tarihten sonra da ekonomik ve askeri alanda güçlenerek Osmanlı Devletine karşı

saldırı ve üstünlüklerini sürdürmüşlerdir.30

Daha sonra da Fransız Đhtilalinin getirmiş olduğu düşünceler sonucu Osmanlı

yönetiminde yaşayan Hıristiyan unsurların sorunları bazı Avrupa Devletlerinin kendi

sorunları gibi düşünülmüş ve bu sorunları çözümlemek için Osmanlı Devletinin iç

işlerine karışmaya başlamışlar ve azınlıkların koruyuculuğuna girişmişlerdir.

Avrupalı Devletler, bir taraftan kendi aralarında mücadele ederken, diğer

taraftan Osmanlı Devleti'nde nüfuz sahaları ve kendi çıkarları için topluluklar kazanmak

için uğraşmışlardır. Bunu gerçekleştirmek için Fransa Katolikleri, Rusya Ortodoksları,

Đngiltere ve Amerika ise Protestanları himaye ederek Anadolu'daki ajan ve

temsilciliklerinin sayısını arttırmışlardır. Batılı Devletler, Balkanlarda oynadıkları

oyunun perdesini kapatırken Doğu Anadolu'da yeni oyunlar sahneye koymuşlar ve bu

oyunun adını da “Ermeni Sorunu” olarak belirlemişlerdir.31

Özellikle Balkanlarda yaşayan Hıristiyan topluluklar bu durumdan istifade ile

Osmanlı yönetiminden ayrılmak için hazırlıklarını tamamlamış ve Avrupa devletlerinin

tutumlarını beklemeye başlamışlardır.

Yine Batılı Devletler, 1877- 1878 Osmanlı-Rus Savaşından sonra Osmanlıyı

koruma düşüncelerinden vazgeçmiş ve kendi çıkarları doğrultusunda Osmanlı

30 Ayhan Yalçın, Belgelerin Işığında Türk Ermeni Meselesinin Đç Yüzü, Đstanbul, 1975,s. 28-21; Gültekin Ural, a.g.e., s. 88-89; Veysel Eroğlu, Ermeni Mezalimi, Đstanbul, 1976,s. 36-67; Halil Metin, a.g.e.,s. 57; Arşiv Belgelerine Göre Kafkaslarda Ve Anadolu'da Ermeni Mezalimi, (Haz, Hacı Osman Yıldırım-Uğurhan Demirbaş-Ali Kaya Vd,), C.1 (1906-1918), s. 18-23;Halil Metin, a.g.e., s.58-65. 31 “Ermeni Meselesi” esasen “Şark Meselesi”nin bir uzantısıdır. Şark meselesinin aktörleri olan Batılı Devletler,Balkanlarda, Afrika topraklarında ve diğer bazı yerlerde emellerini gerçekleştirdikten sonra, Doğu Anadolu’da dağınık olarak yaşayan Ermenilerle ilgilenmeye ve onları tahrik etmeye başlamışlardır, böylece Şark Meselesi'ni Ermeni Meselesi adı altında Doğu Anadolu Bölgesi'ne kaydırmışlardır, (Recep Şahin, Tarih Boyunca Türk Đdarelerinin Ermeni Politikaları, Đstanbul, 1988, s. 158; Cevdet Küçük; a.g.e.,s.1. Ermeni Meselesi’ni Mayewski ise şöyle izah eder: “ Son yüzyıl içinde doğuda meydana gelen peşpeşe olaylarla ilgili olduğundan bunu bağımsız ve ayrı bir mesele gibi incelemek doğru değildir,Bu mesele bir çok tarihi olayın ve Türkiye'nin iç durumuyla Rusya'da dahil olduğu halde Batılı devletlerin Türkiye ile olan ilişkilerinin sonucudur, Ermeni Meselesinde yalnız hükümetle eşkıya arasıdaki çatışmaların ayrıntılarından bahsetmek çeşitli yerlerdeki olayların hikayesini yazıp, neticede esas meselenin neden ibaret olduğunu göstermeyip, yalnız genel şekilde senaryo yazmakla kalmak demektir,” Eyüp Şahin, a.g.e., s. 7.

Page 23: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

14

topraklarını aralarında paylaşmak amacıyla anlaşarak, sömürgeci çıkarlarını

sürdürebilmek amacıyla azınlıklarla, özellikle de Ermenilerle daha çok ilgilenmeye

başlamışlar ve adını “Şark Meselesi” olarak koydukları bu projeyi uygulamaya

koyulmuşlardır. Bu ilgi önceleri Rusya, Đngiltere ve Fransa arasında başlamış, sonraları

ABD'nin de katılmasıyla mesele daha büyük çapta uluslar arası mahiyet kazanmıştır.

Đşin askeri yönü bilhassa 1877–1878 Türk-Rus savaşı sonucunda Osmanlı

Devleti çok büyük bir yara almış ve bir daha toparlanması zor bir durum oluşturmaya

başlamıştır. Savaşın böyle sona ermesi Hıristiyan toplumları cesaretlendirmiş Romenler,

bağımsızlıklarını ilan etmiş, Bulgarlar şekil bakımından Osmanlı Devletine bağlı

Prenslik haline gelmiştir.

Bu durum Ermenileri de cesaretlendirmiş ve Osmanlı Devleti'nin zor

durumundan faydalanarak Anadolu'nun doğusunda bağımsız bir Ermenistan kurma

fikrine kapılmışlardır. Nitekim 1869'da Ermeni patrikliğine seçilen, Mıgırdıç Hırımyan,

bizzat Grandik Nikola’yı ziyaret etmiş. Nikola’ya Osmanlı toprakları üzerinde maruz

kaldıkları sözde baskıları şikâyet ettikten sonra, Ermenilerin yaşamakta oldukları bazı

doğu illerinin “Ermenistan” adı altında bağımsız bir devlete izin verilmesini bu olmazsa

söz konusu illerin Rus denetimi altına alınmasını rica etmiştir.32

Bunun sonucu Ayestafanos barış görüşmeleri sırasında Patrik Nerves

Varjebetyan'ın emriyle Rus delegeleri ile temasa başlamış, bu arada bir dilekçe

verilerek, Ermenilerin isteklerini de bir muhtıra halinde Rus Çar'ı ve Rus delegelerine

bildirmeye karar vermişlerdir. Nitekim Ayestafanos Antlaşmasına 16. madde33 olarak

Ermeni Sorunu eklenmiştir. Fakat 16. madde onları tatmin etmemiş daha da ileriye

gitmekten çekinmemişlerdir.34

32 Osman Karabıyık a.g.e., s.189; Osmanlı Belgelerinde Ermeniler, (Haz,Ahmet Altıntaş-Recep Karakay-Mehmet Canatar, vd.), Ankara, 1994, s. 17; Halil Metin, a.g.e., s. 58; Ar şiv Belgelerine Göre Kafkaslarda ve Anadolu'da Ermeni Mezalimi, C.1( 1906-1918) Ankara,1995,s.207. 33 16, maddeye göre, doğu Anadolu’da Rusların işgal ettikleri yerleri reform sonuçlanıncaya kadar işgal altında bulundurma yetkisi veriyordu, böylece Ruslar istedikleri yerleri alacaklar diğerlerim de reforma nezaret bahanesiyle ellerinde bulunduracaklardı, ermeni meselesi böyle hazırlandı, şark meselesinin bir bölümü haline geldi. 34 Mim Kemal Öke, a.g.e.,s. 7-2; Süleyman Kocabaş, Ermeni Meselesi Nedir, Ne Değildir?, Đstanbul, 1987,s. 24-45; Erdal Đlter, Ermeni Propagandasının Kaynakları, s. 44-47; Halil Metin, a.g.e.,s. 68; Esat Uras. 1877–1878 Osmanlı-Rus Savaşma Kadar Ermenilerin Türkiye'deki Durumu Ermeni

Page 24: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

15

Nihayet Ayestafonos Antlaşmasına 16. madde olarak Ermeni Sorunu

eklenmiştir. 16. madde onları tatmin etmemişti. Ancak yukarıda da belirtildiği gibi

Berlin Antlaşmasının 61. Maddesine yeniden koydurulmuştu. Ermeni Sorunu böylece

hazırlanmış ve yukarıda da belirtildiği gibi Şark Meselesinin bir bölümü haline

gelmiştir.35

1.2. Ermeni Đsyanlarının Nedenleri

1.2.1. Milliyetçilik Akımının Etkileri

1789 Fransız ihtilalinden sonra ortaya çıkan Milliyetçilik akımı ile Osmanlı

Devletindeki azınlıklar ayrılıkçı siyaset izlemişlerdir.Đsyancı topluluklardan biri olan

Ermeniler, kendi devletlerini kurmak amacıyla da Batılı Devletlerle de ittifak kurmaktan

da geri kalmamışlardır.

XIX. Yüzyılın ikinci yarısından sonra görülen Ermeni isyanları ilk bakışta Türk-

Ermeni ilişkilerinin sonucu gibi görünürse de dönemin kaynakları incelendiği zaman

durumun tamamen farklı olduğu anlaşılmaktadır. Zira bu isyanlar, Batılıların “Şark

Meselesi” olarak başlatmış oldukları mücadelenin bir halkasını teşkil ettiği anlaşılmıştır.

Bu meselenin doğuşu, gelişmesi ve ortaya atılan çözüm yolları tamamen suni

olup, kesinlikle bir Türk-Ermeni ilişkilerinin kötülüğü değil, Batılı sömürgeci

devletlerin ekonomik çıkarları doğrultusunda Türk Milleti ile Ermeni toplumunu karşı

karşıya getirmek için ortaya çıkartılmıştır.

Ermeni isyanlarının ortaya çıkışında etkili pek çok sebep vardır. Bunları şöyle

sıralamak mümkündür;

1. Osmanlı Devlet idaresinde görülen bozukluklar

Meselesi, C.2, Đstanbul, 1989, s. 55–58; Sadi Koçaş, Ermeniler Ve Türk Ermeni Đli şkileri , Ankara, 1967,s. 69–88. 35 Ergünöz Akçora, “Şark Meselesi Ve Van'da Ermeni Đsyanlarına Batılı Devletlerin Etkileri”, Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi , C.4, S. 1, Elazığ, 1990,s. 123; Mim Kemal Öke, Ermeni Sorununun Doğuşu ve Tehcir Kanunun Uygulanması,” Tarih Boyunca Türklerin Ermeni Toplumu Đle Đlişkileri Sempozyumu, Ankara, 1985, s. 271-275; Halil Metin, a.g.e., s. 70,71.

Page 25: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

16

2. Misyoner teşkilatlarının faaliyetleri

3. Komite Teşkilatları

4. Batılı devletlerin siyasi emelleri,

5. Ermeni kilisesi ve bilhassa din adamlarının görevleri ile bağdaşmayan

faaliyetleri.

Yukarıda sıralanan sebepler sonucu ortaya çıkarılan Ermeni isyanları XIX.

Yüzyılın sonlarına doğru gittikçe yoğunlaşmış ve sadece 1889–1897 yılları arasında 38

olay cereyan etmiştir.36

Bunları tek tek ele alınarak olaylar açıklanacak olursa:

1.2.1.1. Osmanlı Devlet Yönetiminin Bozulması

Osmanlı yönetimi şüphesiz, ekonomik, sosyal, askeri ve pek çok yönden

bozulmaya ve eski durumu aramaya başlamıştı. Ancak bilhassa azınlıklar üzerinde

oynanan oyunlar sonucu bu durumdan memnun olmayanlar seslerini yükseltmeye

başlamışlardı. Đşte bunlardan birisi de Ermeniler olmuştu. Aslında Ermenilerin durumu

daima Osmanlı yönetimi boyunca müslümanlardan çok daha iyi olmuştur. Bütün

bunlara rağmen Ermeni toplumu, siyasal yönden harekete geçerek her noktada mağdur

olduklarını haykırmaya ve yönetim bozukluğunu bahane ile isyana zemin hazırlamaya

çalışmışlardır.37

Misyonerler, Osmanlı topraklarında, Batılı Devletlerin ileri karakolu vazifesini

görmüşlerdir. Bunlardan Katolikler Fransa, Ortodokslar Rusya, Protestanlar ise Đngiltere

ve Amerika'dan destek görmüşlerdir. Bunların amaçlan ise azınlıkları kendi taraflarına

36 Mayewski ise eserinde bu olayların sebeplerini şöyle izah eder: 1) Bunların bilinen, politikacılıktaki ilerlemeleri, 2) Ermeni kamuoyunda millet, serbesti,istiklal fikrinin ortaya çıkması, 3) Bu fikirlerin, batı devletlerince özendirilmesi, Ermeni papazların çalışma ve telkinleri ile yayınlanması,( Eyüp Şahin, a.g.e.,s. 13). 37 Abdullah Yaman, a.g.e., s. 23-27.

Page 26: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

17

çekmek ve dini propaganda yapmaktır. Misyonerler yaptıkları bu faaliyetlerle Osmanlı

Devleti'nde bir “Ermeni Sorunu”nun doğmasında önemli rol oynamışlardır.38

Bu hareketlerde dışarıdan destekleme, kışkırtma ve teşvik gören Ermeniler,

komite, kilise ve derneklerin direktifi ile hareket ederek meselenin daha büyük

boyutlara ulaşmasına aracı olmuştur.

Başlangıçta Ermeni okullarında Osmanlı armalarının, padişah tuğrasının

kaldırılıp, yerine bağımsız Ermenistan, Hınçak ve Taşnak armalarının, asıldığı

görülmüştür. Yine kilise ve okulların bir silah ve cephane deposu haline geldiği,

bunların sonucu olarak da zaman zaman çeşitli yerlerde ayaklanmalar başladığı herkes

tarafında bilinmektedir. Buna rağmen, devletin etkili bir şekilde tedbirini almadığı,

sözlü ifadelerle meseleyi geçiştirmeye çalıştığı, böylece Ermeni isyanlarının çıkışını

adeta körüklediği anlaşılmıştır.

1.2.1.2. Misyoner Faaliyetleri

Misyoner 39 daha çok Hıristiyanlığı yaymaya çalışan kimse olarak açıklanır..

Fakat bu durum hiç bir zaman birinci plânda olmamış, başka milletlerin sömürülmesine

ve onların kendi istekleri doğrultusunda kullanılması için o bölgelere gönderilen birer

kuruluş olmuşlardır. Misyoner faaliyetleri bu amaçla Osmanlı toprakları üzerinde ilk

etapta azınlıklar üzerinde dini bir propaganda faaliyetleri gibi görünmüş ancak kısa

zamanda gerçek yüzlerini göstermişlerdir. Misyonerler, çıkarları çerçevesinde

38 Mustafa Gül, “Van'da II Ermeni Đsyanı”, Yakın Tarihimizde Van Uluslararası Sempozyumu (Van 2-5 Nisan 1990), Ankara, 1990, s. 277,; Ergünöz Akçora, Van ve Çevresinde Ermeni Đsyanları, Đstanbul, 1994, s.31; Uygur Kocabaşoğlu,“Doğu Sorunu Çerçevesinde Amerikan Misyoner Faaliyetleri”, Tarihi Geli şmeler Đçinde Türkiye'nin Sorunları Sempozyumu (Ankara 8-9 Mart 1990), Ankara 1995, s. 67. Mim Kemal Öke, a.g.e. s. 73. 39 Genel anlamda, başka din ve mezhepte olanları kendi din ve mezheplerine kazandırmak için kurulan teşkilata misyon, kendini bu işe adayan kişiye ise misyoner denmektedir. Bugünkü özel anlamıyla konu Hıristiyan misyonerliği olarak algılanmaktadır ve tarihçesi Hz, Đsa'nın havarilerine kadar götürülmektedir. Ancak saf bir dini telkin ve istek gibi başlayan misyonerlik zamanla sistemli, programlı ve amacından saptırılmış bir meslek konumuna getirilmiştir. Bu faaliyetlerin asıl amacı yerli din adamları yetiştirmek ve yerli kiliseler kurmaktır. Đşte bu kiliseler vasıtasıyla Hıristiyan olmayanlara dini propaganda yaparak kendi saflarına kazandırmaktır,( Erdal Açıkses, “Tarihi Geli şim Đçinde Terör Örgütlerinin Türkiye Üzerindeki Emelleri ve Đşbirlikleri”, Doğu Anadolu'da Güvenlik ve Huzur Sempozyumu, Đzmir, 1999, s. 186).

Page 27: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

18

Ermenileri yaşadıkları topraklarda ihanet derecesinde kandırarak isyanlara teşvik

etmişlerdir.40

Osmanlı Devleti'ndeki Hıristiyanların korumacılığını Fransa, Đngiltere, Almanya,

Rusya ve daha sonra ABD almak suretiyle bunlara destek olurlarken, tanınan imtiyazlar

sayesinde ilk etapta 1641 daha sonra 1701-1702'lerde Fransa, 1804'den itibaren

Đngiltere, 1819'dan itibaren Amerika'dan, 1774 ve özellikle 1829 Edirne

Antlaşmasından sonra Rusya'dan, gelen misyonerler Anadolu'da teşkilatlanmaya ve

propagandaya girişmişlerdir.

Nitekim 1839 yılında misyoner kuruluş sayısı 5 iken, 1870 yılında bu rakam 17’

ye yükselmiştir

Misyonerlerin Ermenilere yönelik faaliyetlerini sıralamak gerekirse;

1. Okullaşma,

2. Siyasi maksatlı örgütlerin kurulması ve teşvik edilmesi,

3. Silahlı ayaklanmaların başlatılması,

4. Bir dış müdahaleyi gerektiren eylemler düzenleme ve gerçekleştirme şeklinde

planlanmıştır.

Okullaşmayla başlayıp isyanlarla devam eden bu olaylarda misyonerler maddi

ve manevi alanlarda her türlü desteği verdikleri gibi zaman, zaman kendileri de bu

olaylara iştirak etmişlerdir.41

Öteden beri Rusya, Osmanlı idaresi altındaki Ortodoks Hıristiyanları, Fransa

Katolikleri, Đngiltere ve daha sonra sahneye çıkacak olan ABD'de Protestan mezhebinin

haklarını savunmuşlar ve onlar adına dini ve siyasi faaliyette bulunmuşlardır.

40 Erdal Açıkses, “Van ve Çevresinde Yabancı Devletlerin Faaliyetleri ve Beklentileri”, Yakın Tarihimizde Van Uluslararası Sempozyumu, Ankara, 1990, s. 179–188. 41 Abdurrahman Küçük,, a.g.e.,s. 197; Bilal Şimşir, “Ermeni Propagandasının Amerika Boyutu Üzerine” Tarih Boyunca Türklerin Ermeni Toplumu Đle Đlişkileri Sempozyumu, Ankara, 1985, s. 92-104; Ergünöz Akçora, a.g.e., s. 31-32.

Page 28: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

19

Amerikan Protestan misyonerlerinin faaliyetlerini daha çok Rum ve bilhassa

Ermeni toplulukları yönlendirmiştir. Okullarındaki eğitime de yardımcı olan

misyonerler, Türkiye'yi üç büyük çalışma bölgesine ayırarak aralarında taksim

etmişlerdir:

Bu üç bölgeden;

1. 104 yardımcı temsilcilikle, çalışma merkezleri olarak; Đstanbul, Đzmir, Trabzon,

Mersin, Kayseri, Sivas'ı seçen “Batı Türkiye Misyonu”;

2. 45 yardımcı temsilcilikle, çalışma merkezleri olarak; Antep ve Maraş'ı seçen

“Merkezi Türkiye Misyonu”;

3. 119 yardımcı temsilcilikle, çalışma merkezleri olarak; Bitlis, Erzurum, Harput,

Mardin ve Van'ı seçen “Doğu Türkiye Misyonu”, şeklinde teşkilatlanmışlardır.42

Misyonerler en büyük desteği konsoloslar ve elçilerden almışlardır. Önceleri

ticari maksatlarla ve bilhassa liman şehirlerinde açılan konsolosluklar misyoner

faaliyetlerini yoğunluk kazanmasından sonra Anadolu'nun iç kısımlarında Sivas,

Harput, Erzurum gibi şehirlerde de açılmıştır.43

1.2.2. Misyoner Okullarının Rolü

Amerikan misyonerlerinin ilk başarısı Đstanbul'da Robert Koleji'nin açılması

olmuştur. Bunu Merzifon, Talas, Tarsus ve Bitlis Kolejlerinin açılması izlemiştir.

Đsyanların gerek fikri ve gerekse fiili olarak ortaya çıkmasında etkili olan

sebeplerden biri ve belki de en önemlisi olan Misyoner okulları teşkil etmiştir. Bu

okullarda eğitilen isyancıların hamileri olan batılı devletler (Đngiltere, Amerika, Rusya

ve Fransa) Anadolu'da açmış oldukları konsolosluklar aracılığı ile misyoner

42 Erdal Açıkses. Tarihi Gelişim Đçinde Terör Örgütlerinin Türkiye Üzerindeki Emelleri ve Đşbirlikleri, Doğu Anadolu'da Güvenlik ve Huzur Sempozyumu, s. 192; Dündar Aydın,” Ermeni Meselesinin Ortaya Çıkmasında Fransa'nın Rolü “,Tarih Boyunca Türklerin Ermeni Toplumu Đle Đlişkileri Sempozyumu, Ankara, 1985, s. 288. 43 Osman Karabıyık, a.g.e.,s.,57; Orhan Kılıç, XIX, Yüzyılda Harput’ta Misyoner Faaliyetleri, Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, C.3, S. 1, Elazığ, 1998, s. 119.

Page 29: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

20

faaliyetlerini sürdürmüşlerdir Onun için çıkarılan Ermeni isyanları Batılı devletlerin,

Osmanlı Devletine müdahalesi yönünden her zaman bir neden teşkil etmiştir.44

Misyoner okullarının açılış biçimi, faaliyetler ve bilhassa Ermeni isyanlarını

başlatılması, desteklenmesi doğrultusundaki faaliyetlerine örnek olmak üzere Harput45

ve Merzifon'da ki46 misyoner okullarını göstermek mümkündür.

Amerikalı misyonerlerin Harput'taki eğitim merkezlerinin açılış nedenini

“Ermeni liderler yetiştirmek” olduğunu ifade etmişlerdir. Misyonerler her bölge için

ayrı bir yöntem gerektiğini anlamışlar ve en uygun metodu uygulamışlardır.

44 Abdulkadir Yuvalı, Ermeni Đsyanlarında Misyoner Okullarının Rolü, Yakın Tarihi mizde Kars ve Doğu Anadolu Sempozyumu (17-21 Haziran 1991), Ankara, 1992, s. 203-214; Kâmuran Gürün, a.g.e., s. 40-44. 45 19.Yüzyıldan itibaren Amerikalı misyonerler, devletlerinin Osmanlı ile yapmış olduğu ticari antlaşmalardan da istifade ile Osmanlı tebaası Hıristiyanlar arasında Protestanlığı yaymaya başlamışlarıdır, nitekim 1852 yılında Amerikalı Misyoner George W, Dunmore bağlı olduğu misyoner teşkilatınca Doğu Anadolu gezisine memur edilmiştir. Dunmore raporunda Harput için “Harput Ovası Anadolu'da gördüğüm en zengin ve en çok umut vaat eden bir mevkide”, ifadesini kullanmaktadır. Bu rapor üzerine burada bir özel merkezi kurulur ve aynı yıl içinde birde okul açılır, kısa zamanda gelişen misyoner merkezi Amerika’nın doğu misyonunun merkezi haline gelmiştir. Daha sonra Amerikalıların Ermenistan Koleji ( Armenia Collcge ), Ermenilerin ise “ Yepral Kolej” diye adlandırdıkları yüksek okul açılmıştır, Bab-ı âli’nin Ermenistan koleji adına karşı çıkması üzerine okulun adı “Fırat Koleji” olarak değiştirilmi ştir. Fırat Koleji ilkokuldan yüksek okula kadar uzanan geniş bir alanda eğitim vermiştir. Okulda öğretim dili Ermenice, yardımcı dil olarak ta Türkçe ve Đngilizce öğretilmiştir. Okulun öğretim kadrosu misyonerler ve yerli Ermeniler olup, çok az sayıda Türk, okulun diğer işlerinde görevlendirilmişti, Fırat Kolejinin açılmasından bir müddet sonra, uç istasyonlarda ve daha sonra da Harput’da olaylar çıkmıştır. Harput’da başlatılan Ermeni isyanı sırasında misyonerlerde kendilerini isyanın içinde bulmuşlar, kendileri ve okulları bundan zarar görmüştür. Bu isyan sırasında Fırat Koleji bünyesindeki okul binalarından bazıları yanmış, alınan tedbirler sonucu can kaybı olmamıştır. Bab-ı âli’ye çekilen telgraflardan olaya misyonerlerin sebep olduğu ve Ermenilerin de buna alet oldukları anlaşılmakladır. Đsyana katılan ve bu işte parmağı olan misyonerlerin sınır dışı edilmesi hakkında karar çıkartılır. Đsyan sırasında, vilayet merkezindeki Ermenilere ait ev ve işyerlerinde 5000 silah, 300 bomba, 40 kgram bomba fitili, 200 paket dinamit ve 5000 adet dinamit misketi ele geçirilmiştir. 46 Đstanbul Hasköy'de bulunan yatılı okul, misyoner faaliyetleri için daha emin ve verimli olması düşüncesiyle 1865 yılında Merzifon'a Taşınmıştır, 1883 Yılında, Amasya, Tokat, Sivas. Yozgat ve Kayseri’de bulunan orta dereceli misyoner okullarına öğretmen yetiştirmek maksadı ile Merzifon’da ki bu okul “Anadolu Koleji” adı altında yüksek okula dönüştürülmüştür, bir emrivaki ile açılan bu okulda diğer misyoner okulları gibi uzun misyoner teşkilatları, Batılı Devletler veya Amerika aracılığıyla siyasi veya ekonomik baskılar sonucu okullarını tasdik ettirmişlerdir. Nitekim Merzifon Anadolu Koleji’nde 1883 yılında öğretime açılmasına rağmen, Bab-ı Ali 1889’da “Amerikan Mektebi” olarak onaylamıştır,( Erdal Açıkses, “Tarihi Geli şim Đçinde Terör Örgütlerinin Türkiye Üzerindeki Emeller i ve Đşbirlikleri”,Do ğu Anadolu'da Güvenlik ve Huzur Sempozyumu, s. 193-195) Merzifon’da bu okulun açılışından hemen sonra olayların çıkması, okulun idareci, öğretmen ve öğrencilerin olaylar sırasındaki durumlarına bakarak, okulun Ermeni isyanlarının planlandığı bir merkez olduğu söylenebilir. 1890”lı yıllarda da görülen isyanlar sırasında misyoner okulları fikri bakımdan olduğu gibi fiili olarak da bu isyanlara destek olmuşlardır. Mayewski ise eserinde şunları belirtmiştir :“Ermeni ihtilalinin ilk ocağı Sivas ili Amasya Sancağının Merzifon kasabasında idi.Buradaki Amerikan mektebi, Londra'da ekilen ihtilal fikrine güzel bir deneme tarlasıydı.Merzifon birçok serbestlik ve Đstiklal habercileri yetiştirdi,Bunlar bir sürü cinayeti doğuran çatışmalar yaptılar.( Eyüp Şahin, a.g.e.,s. 20).

Page 30: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

21

Bu yöntemlerden birisi de sağlık alanında faaliyetler olmuştur. Sağlık

görevinden oldukça istifade etmişlerdir. Halk ile sosyal ilişki kurmada doktorluk

mesleğini en iyi şekilde kullanmak suretiyle hem azınlıkları, hem de müslümanları

rahatlıkla yanlarına çekmeyi başarmışlardır.

Yine bayanların eğitimi ile evlere kadar girip dikiş, nakış ve el işleri gibi benzeri

işler ile kız okulları açmaya ve beyinleri yıkanmaya çalışılmış ve bunda hayli mesafe

alınmıştır.47

1.2.2.1. Cemiyetler ve Komitelerin Faaliyetleri

Đlk zamanlarda Ermeniler arasında çeşitli adlar altında, hepsinin de amacı

bağımsız bir Ermeni Devleti kurmak üzere cemiyetler kurulmaya başlamıştı.

Bu konuda ilk teşebbüs Adana bölgesinde 1860 yılında kurulan “Hayırsever

Cemiyeti” ile olmuştur. Bunu “Fedakârlar Cemiyeti” takip etmiştir. Van bölgesinde

kurulan “Araratlı”, merkezleri Muş'ta Bulunan “Mektep Sevenler”, “Şarklı”, “Kilikya”

gibi bazı cemiyetlerde kurulmuştur. Bunlar daha sonra birleşerek “Ermenilerin Muttehid

Cemiyeti”, adını almıştır. Yine 1880 Yılında Erzurum'da “Silahlılar Cemiyeti”,

“Milliyetperver Kadınlar Cemiyeti”, “Ermenistan'a Doğru Cemiyeti”, Đstanbul'da

“Ermeni Vatanperver Đttihatı”, Erzurum'da “Müdafaa-ı Vatandaşlar Cemiyeti”48 1872'de

Van'da “Đttihat Ve Halas Cemiyeti,49 1882'de “Karahaç Cemiyeti”50 kurulmuştur.

47 Erdal Açıkses. Tarihi Gelişim Đçinde Terör Örgütlerinin Türkiye Üzerindeki Emelleri ve Đşbirlikleri, Doğu Anadolu'da Güvenlik ve Huzur Sempozyumu, s. 193–195. 48 Esat Uras. Ermeni Cemiyetleri, Osmanlı Arşivi Yıldız Tasnifi, C,3, Đstanbul, 1989,s. 19; Veysel Eroğlu, a.g.e.,s. 70-75; Ergünöz Akçora, a.g.m., s. 10-, Halil Metin, a.g.e.,s. 87. 49 1873'de Van'da kurulan “Đttihat ve Halas” Rus tarafları bir cemiyet olup Rusya'dan gördüğü destek ile kuşetli bir siyasi teşekkül haline gelmiş, isyan fikirlerini aşılamıştır. Gaye olarak kışkırtma hareketlerini hızlandırarak, Ermenileri Rus ordusu saflarına çekmeyi ve Osmanlı Ordularına karşı kullandırmayı benimsemiş olan bir cemiyettir.(Ergünöz Akçora, Van Ve Çevresinde Ermeni Đsyanları, s. 11).Cemalettin Yavuz; “Ermenilerin Arkasında hep Birileri mi Olacak?” KÖK Ara ştırmaları Dergisi, s.13. 50 1878'de Van'da kurulmuştur, “Kara Haç” adı üyeleri arasında sır saklamayan, cemiyetin prensiplerine uymayanların isimlerinin üzerine haç işareti çekilerek idama mahkûm etmelerinden gelmekteydi, Bu gizli cemiyeti, Rusya'dan gelen Dr. Navan Styan kurmuş, en büyük rolü de Rusyadan gelen Ermeniler almışlardır. (Sadi Koçaş, Tarih Boyunca Ermeniler ve Türk Ermeni Đli şkileri, Ankara, 1967, s. 124; Halil Metin, a.g.e.,s.89-90; Esat Uras. Ermeni Cemiyetleri, Ottoman Archives Yıldız Collectionthe Armenian Question, C,3,S. 17–26); Cemalettin Yavuz; Ermenilerin Arkasında hep Birileri ini Olacak? KÖK Ara ştırmaları Dergisi , s.13.

Page 31: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

22

Ancak Đhtilalci cemiyetler içinde adeta, siyasi bir parti hürriyeti ile ortaya çıkan

ilk kuruluş “Armenekan” cemiyeti olmuştur.”51

1878–1881 Berlin Antlaşması ile Avrupa, bilhassa Đngiltere Ermeni Sorunu ile

meşgul oldu. Bu ilgi sonucu Fransa, Đngiltere, Avusturya ve Amerika'ya dağılmış olan

Ermeniler arasında teşkilatlanmalar sonucu komiteler kurulmaya başladı.52

Bu komitelerin şüphesiz önemli bir tarafı faaliyet ve taktikleri olmuştur. Bu

taktikler arasında ise; her gün uydurma tecavüz olayları varmış gibi haberler yaymak,

Türklerin Ermenileri katledecekleri haberinin yayılmasını sağlamak, böylece dünyanın

ilgisin üzerlerine çekmek, ayrıca; sabotajlar yapmak, masum kişileri öldürmek, yakmak,

yağmalamak, gerekirse yabancı temsilcileri öldürmek, suçu Türklerin üzerine atmak

taktiklerinin başlıcaları olmuştur.53

Yine komiteler kendi insanlarını yazdıkları mektuplar ile tehdit etmeyi ve

kendileri için maddi imkânı da bu gibi tehditler ile sağlamayı başarmışlardır.54

Ermeni komiteleri, bu müddet içinde kendi menfaatlerini ve masum olarak

yaşayan Ermeni toplumunun felaketi hazırladığı gibi yüz binlerce masum Türk ve

51 Đlk ihtilalci parti olup, 1885 yılında kurulmuştur Mıdırgıç Terlemez, Ruban Satovaryan, Garigar Adion, Grigor Acemyan, M, Barutciyan, Gevand Harciyan, Grigar Beozikyan ve Garegin Mahukyan adlı öğrencileri ile birlikte “Armenekan Partisi”ni kurmuştur. Partinin kuruluş gayesi, ihtilal yolu ile Ermenilerin kendi kendilerini idare hakkını elde etmektir. Partiye sadece Ermeniler girebilir, parti gayesine ulaşmak için aynı ideale inanan Ermenileri bir araya getirmek. Đhtilalci fikirler yaymak, para ve silah temin etmek, üyelerine silah kullanmayı, asker disiplinini öğretmek, (K, Gürün; a.g.e.,s. 129-130,) 52 K,Gürün; a.g.e., s. 128-129; Gültekin Ural, , a.g.e., s. 94; , Halil Metin, a.g.e.,S. 90-92. Komitelerin durumu Mayewski tarafından şöyle açıklamaktadır: “Ermeni eşkıya çeteleri kimlerden oluşmuştu. Vatanın selametini, kendi aile ocağını, dinini müdafaa edenlerden mi? Hiçbir vakit! Hemen hemen hiç biri bir şey öğrenemeyen şehirli gençler idi ki ancak ortaya çıkan komitecilerin parlak sözleriyle avlanarak ve genel olarak cahillerden ibaretti. Çünkü yaydıkları hareketle vatandaşlarını kurtuluşa değil felakete sürüklüyordu.1895 yılında Ermenilerin büyük bir kısmı bu komitacıları hem milletin kurtarıcıları diye yücelttiler, hem de onlardan vebadan korktukları gibi korktular. Ermeni komiteleri bu yıllarda bölge halkı ile Ermenilerin arasına o kadar soğukluk oluşturdular ki bu bölgelerde hiçbir reform hareketinin yapılması mümkün değildi.(Eyüp Şahin, a.g.e.,s. 3-5), Mayewski devamla “Đhtilal cemiyetleri Taşnak ve Hınçak Ermenistan ilamıyla komitelere ayrılmıştı. Köylüyü teşvik etmek, gençlere müslümanlar aleyhine düşmanlık aşılamak suretiyle kısa zaman zarfında birçok idraksiz genç ölüme hazırlandılar, Bunlar karışıklık ve kan dökmek hususunda birleştiler.” (Eyüp Şahin, a.g.e.,s. 25-27) Bu komiteciler arasında Van ve çevresinde Antranik Hamarosp, Daro Pasürmacıyan, Kars ve çevresinde Keri, Kafkasya bölgesinde Karakin, Erzurum bölgesinde Haig Pajisc Liantz gibi isimleri göstermek mümkündür (ATBD; S. 81, Ankara, 1982,s. 217) 53 DBHEM , K, 109, D,3, NO, 87033; DBHEM ,, 109, D, 5/1, NO, 67773. 54 DBHEM , K, 313, D, 74, NO, 185/10.

Page 32: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

23

Ermeni’nin ölümünü de sebep olmuşlardır. Bu bakımdan bu sorumluluğun, doğrudan

Ermeni terör örgütlerinin üzerinde olduğunu Ermeni toplumu da kabul etmiştir.55

Asıl üzerinde durulması gereken ihtilalci kuruluş, şüphesiz “Hınçak” ve

“Taşnak” komiteleri olmuştur. “Hınçak” partisini kuranlar Avrupa'ya tahsile gidip orada

yerleşen zengin Ermenilerin çocukları olmuştur. Ancak Marksist doktrine inanan bu

gençleri bir araya getiren ise Portakalyan'ın çıkardığı gazetesi olmuştur.

Hınçak Cemiyeti, 1877' de Kafkasyalı Nazarbeg ile karısı Maro tarafından

Cenevre'de kuruldu. Đlk olarak Đzmir, Đstanbul ve Halep gibi yerlerde şubeler açıldı.

Đstanbul'u merkez seçen Hınçaklar diğer bölgelere de teşkilatçılar yollayarak hemen

faaliyete başladılar. Halkı silah ve cephane ile teçhiz ettikten sonra onları

ayaklandırdılar.

Bu partinin programı hem milliyetçi, hem de Marksist bir içerik taşır.

Programına göre, ihtilal yoluyla Türkiye'deki Ermeniler bağımsızlığa kavuşturulduktan

sonra, sözde bir Ermenistan kurulacaktır.

Faaliyetleri arasında Ermenilerin bulunduğu illerde, teşkilatının genişletilip

ihtilal araçlarının hazırlanması ve suikastlar için para toplanması, içeride çeteler kurulup

Osmanlı Hükümeti’nin devamlı meşgul edilerek zayıf ve kuvvetsiz düşürülmesi gibi

esaslar bulunuyordu.56

Komite 1890’da Türkiye'de ilk defa Đstanbul’da teşkilatını kurarak faaliyete

geçmiş, diğer illerde de şubelerini kurmuş, memleketin her tarafında çeşitli isyanlar

başlatmıştır.

Bu örgütün en önemli plânları arasında; Osmanlı topraklarında şubelerini

açtıktan sonra bu teşkilatın çeteleri Türkleri ve Kürtleri öldürmek için fırsat kollamak ve

bunların köylerini yaktıktan sonra dağlara çıkmaktır. O zaman Türkler ve Kürtler

55 Bkz, daha geniş bilgi için Ergünöz Akçora, Van ve Çevresinde Ermeni Đsyanları, s. 229 , Hulki Saral; a.g.e.,s. 192; Abdullah Yaman; a.g.e.,s , 167. 56 DBHEM, K, 287, D, 3, NO, 87443/55.

Page 33: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

24

kızacaklar, savunmasız Ermenilere saldıracaklar, böylece Rusya, insanlık ve

Hıristiyanlık adına Anadolu'ya girme fırsatını bulacaktı.57

Amacı; Ermeni toplumunu Türk idaresinden çıkarmak ve komünist yapmak,

ihtilaller çıkarmak, basın ve yayın yolu ile yapılacak propagandalar ile isyanları

çoğaltmak ve Avrupa'nın ilgisini çekmek ve Türkiye'deki diğer Hıristiyan toplumların

bağımsızlık fikirleri ile kafalarının karıştırmasını sağlamaktır. Hınçak komitesi, 1890' da

Türkiye' de teşkilatını kurarak faaliyete geçti. Merkez Đstanbul' da olup derhal faaliyete

başladı. Teşkilat, diğer illerde de şubeler kurdu. Đlk olarak Đzmir, Đstanbul ve Halep gibi

yerlerde şubeler açıldı.58

Hınçak komitesinin en büyük arzusu, Doğudaki bütün küçük milletlerle birlikte

Türkiye boyunduruğundan kurtulduktan sonra Đsviçre gibi bir genel federasyon

kurmaktır.

Hınçak komitesi daha sonra üyeleri arasında çıkan anlaşmazlık üzerine ikiye

bölünmüşlerdir. Neticede birbirlerini sokak ortalarında öldürmeye başlamışlar ve

komite zamanla dağılmak zorunda kalmıştır. Bu arada Osmanlı Devleti bu durumlardan

faydalanarak 26 Nisan 1915’te Hınçak ve Taşnak gibi benzeri komitelerin kapatılmasını

belgelerine el koyulması isteyerek bu zarar yuvasını ortadan kaldırmak istemiştir.59

Rusya'da Çarın baskıcı politikasından kurtulmak isteyen Ermeniler birleşmek

amacıyla Hınçakların memnun edemediği bazı Ermeniler önce çıkarılan bir gazetenin

adına izafeten “Troşak=Bayrak” namı altında bilahare “Taşnaksutyun” ismiyle bir

cemiyet teşkil ettiler.

57 Azmi Süslü, Ermeniler Ve 1915 Tehcir Olayı , s. 54; Mehmet Hocaoğlu, Tarihte Ermeni Mezalimi ve Ermeniler, Đstanbul, 1976, s. 159; Kâmuran Gürün, a.g.e., s.130; DBHEM , K, 305, D, 55, NO, 74717/65. 58 Altan Deliorman, a.g.e., s. 24; Gültekin Ural, a.g.e. s. 94; Askeri Tarih Belgeler Dergisi ATBD, S. 82 Ankara, 1982, s. 135; Kemal Taran, a.g.m. s. 184; Esat Uras,a.g.m.,s. 27-35; Enver Yaşarbaş, Ermeni Terörünün Tarihçesi, Đstanbul, 1984, s. 18; Bilal Şimşir, a.g.m. s. 88. 59 Kâmuran Gürün, a.g.e.,s.29; Nejat Göyünç, a.g.m., s. 98; Veysel Eroğlu, a.g.e.,s.75,76; Ermeni Komitelerinin Amal ve Harekat-ı Đhtilaliyesi (Haz.Erdoğan Cengiz),Ankara, 1983, s.77; Ercüment Kuran, a.g.m. s. 20; Abdullah Yaman, a.g.e., s. 173; Ayhan Yalçın, a.g.e.,s. 110-115-121; Sadi Koçaş, a.g.e.,s. 126-129; Ergünöz Akçora, Van Ve Çevresinde Ermeni Đsyanları ,s. 16-18, Osman Karabıyık a.g.e.,,s. 60; Gürün, a.g.e.,s. 76-85; Enver Yaşarbaş, a.g.e., s. 20.

Page 34: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

25

Taşnaksutyun “ Ermeni ihtilal cemiyetleri ittifakı “ demektir. 1890' da Kafkasya'

da teşekkül etmiştir. Ermeni ihtilalci Federasyonu anlamını ifade etmektedir.

Türkçe'mizde kısaltılmış ve değiştirilmi ş şekli ile “Taşnak” olarak kullanılmıştır.60

Amacı; merkezi Van'da olan Ermeneganlar cemiyeti ve Hınçak cemiyetini

birleştirmek ve Türkiye'ye geçen çeteleri sokmak için yardımlarda bulunmak, savunma

teşkilatı kurmak, taraftar toplayarak isyan, ihtilal çıkarmak ve Ermenistan'ın

bağımsızlığını sağlamak, Ermenileri silahlandırmaktır. Taşnak komitesinin

nizamnamesinin 14. maddesinde de “Her üye belirli bir silah kullanma eğitimi yapmış

olmalıdır” diyerek silahlı eylemlere hazırlıklı olmayı belirlemiştir.61

Bu partinin programı, 1892 yılında kongrelerinde aldıkları kararlar ile isyan

yoluyla hedefe ulaşmak için ihtilalci gruplar yetiştirmeyi esas almıştır. 1907 yılında

yaptığı Teşkilat Talimatnamesinde de faaliyet alanını belirtmiştir.

Taşnak komitesi, Türkiye' de Đstanbul, Trabzon ve Van şehirlerinde şubeler

açarak örgütlenmeye başlamış ve aynı şekilde isyanları bizzat idare etmişlerdir.62

Taşnak komitesinin ağırlık merkezi Doğu Anadolu olmuştur. Nitekim Bitlis'te

17.000 üyesinin bulunuşu bunu desteklemektedir. Taşnak örgütü bölgede pek çok yerde

silah dağıtım merkezleri kurulmuş, örgüt kendi toplumu arasında tehdit yaparak zorla

para toplamış ve silah alımına sarf etmişler ve bunlara silahlı eğitim yaptırmışlardır.

Türkler aleyhine nefret duyguları ile Ermenileri harekete geçirmeye çalışmışlardır.63

Bu komitelerin yanı sıra, Đngiltere, Fransa, Rusya ve Balkanlar'da birçok cemiyet

daha kurulmuştur. Bunların tek gayeleri Doğu Anadolu'da bir Ermenistan Devleti

kurmak olmuştur.

60 Erdal Đlter, a.g.e.,s. 85. 61 Mehmed Hocaoğlu, Tarihte Ermeni Mezalimi ve Ermeniler , Đstanbul, 1976, s. 164-174; Kâmuran Gürün, a.g.e., s. 132-136; Azmi Süslü, a.g.e., s. 55. 62 Kâmuran Gürün a.g.e. s. 140-142; Yuluğ Tekin Kurat, a.g.e. s. 228,232; Gültekin Ural, a.g.e.,s. 96-100; Ergünöz Akçora ,a.g.e., s. 19-22; Halil Metin, a.g.e., s. 96-97;Esat Uras, Ermeni Cemiyetleri, Ottoman Archives Yıldız Collectionthe Armenian Question, C.3, s. 35- 45;Mim KemalÖke, a.g.e., s. 76. 63 Salahı R, Sonyel, Yeni Belgelerin Işığında Ermeni Tehcirleri, Belleten, S. 144; Ankara, 1972, s. 42.

Page 35: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

26

Ayrıca çalışmalarını yürütecek aynı yetkide olan Batı ve Doğu bürosu

kurulmuştur. Batı bürosunun merkezi Đsviçre, Doğu bürosunun merkezi ise Cenevre

olarak belirlenmiştir. Bu gayeye ulaşmak için yine hepsinin uyguladıkları politikada

dini duygulan istismar etmek, her türlü vasıtaya başvurmak suretiyle her kesim

Ermeniler arasında milliyetçilik hislerini yaymak, Ermenileri silahlandırmak, Osmanlı

Devleti’nin her yerinde isyanlar, ihtilaller çıkarmak, çeteler vasıtasıyla gerilla savaşı

başlatmak ve Batılı Devletlerin müdahalesini sağlayarak amaca ulaşmaktır.64

Taşnaksutyun'un hedefi, içerde isyan çıkarmak, emri ise; “Türkü, Kürdü her

yerde, her türlü şartlar altında vur. Gericileri, sözünden dönenleri, Ermeni hafiyelerini,

hainleri öldür! Đntikam al” olmuştur.65

Ermeni örgütleri 1892 yılında Tiflis'te yaptıkları bir genel kurul toplantısında

aldıkları kararda ilk “ Fedai Hareketi” ni başlatmışlardır. Aynı terör örgütü 1919 yılında

Erivan'da aldıkları bir kararda eski Osmanlı yetkililerinin izlenmesi ve öldürülmesi

kararı almışlardı. Nitekim Nemses adlı Ermeni örgüt, bu harekâtın sonunda; 15.3.1921

tarihinde Talat Paşa'yı, Bahaddin Şakir ve Cemal Azmi Beyleri Berlin’de; 5.12.1921

tarihinde Sait Halim Paşa'yı Roma’da; 25.7.1922 tarihinde Cemal Paşa'yı Tiflis’te şehit

etmişlerdir.66

Aslında Taşnakların daha organize bir parti olarak ortaya çıkmadan önce

Türklere uyguladıkları terörü, kendi ırkdaşlarına da gerçekleştirdikleri görülmüştür.67

1.2.2.2. I. Dünya Savaşı Öncesi ve Sonrası Komite Faaliyetleri

II. Abdülhamit döneminde olduğu gibi 1913–1914 yılları arasında da Ermeni

komitelerinin yoğun teşkilatlanma ve silahlanma içinde oldukları görülmüştür.

64 Erdal Đlter, “Taşnak Partisinin Ermeni Đsyanlarındaki Rolü,” 21 Yüzyıla Girerken Tarihe Dostça Bakış, Türk Ermeni Đli şkileri Uluslararası Sempozyumu, s.86; DBHEMK,287,D,55,NO,57440/103. 65 Ayhan Yalçın, a.g.e.,s. 205-212 ;Yavuz Ercan, a.g.e., s. 7-13; Kemal Taran, a.g.m., s. 1185; Halil Metin, a.g.e.,s.92-97; Erdal Đlter, “Taşnak Partisinin Ermeni Đsyanlarındaki Rolü”,21 Yüzyıla Girerken Tarihe Dostça Bakış, Türk Ermeni Đli şkileri Uluslararası Sempozyumu, s. 87- 88; AbdullahYaman, a.g.e.,s. 74; Ermeni Komitelerinin Amal ve Harekat-ı Đhtilaliyesi (Haz:Erdoğan Cengiz), Ankara, 1983, s. 23-24. 66 Salahi R, Sonyel; Yeni Belgelerin Işığında Ermeni Tehcirleri, Belleten, S. 141–144, Ankara, 1972 s. 42. 67 Erdal Đlter, “Taşnak Partisinin Ermeni Đsyanlarındaki Rolü”, 21 Yüzyıla Girerken Tarihe Dostça Bakış, Türk Ermeni Đli şkileri Uluslararası Sempozyumu, s. 87.

Page 36: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

27

Bu konuda pek çok örnekler vermek mümkündür. Nitekim Rusya'dan Doğu

Anadolu'ya silah sokulduğuna dair Osmanlı Devleti'nin Kars Konsolosluğu 12 Temmuz

1913 (29 Haziran 1329) tarihli telgrafında özetle; hudutlarımız dâhiline Kars tarafından

son günlerde külliyetli silah kaçırıldığı ve Eleşgird'e civar Kulp mevkiinde altı gün

evvel Ruslar tarafından dört yüz tüfek gönderilmiş olduğu bildirilmiştir.

Ermenilerin kendi çabaları ile silahlanmalarının yanında Rusya'nın soktuğu

silahlarla Ermenilerin yaşadıkları yerler silah depoları haline gelmişti.

Taşnaklar, Osmanlı Devleti seferberlik ilan ettiği 30 Temmuz 1914’te Osmanlı

Devleti’nin Birinci Dünya Savaşına katılması halinde kendilerinin nasıl bir durum

alacaklarını belirlemişlerdir. Bu arada Taşnak Komitesi, sekizinci umumi kongresini

yaparak Rus ordusu Kafkaslardan güneye inerse Rus ordusuna katılacaklarını karar

altına almışlardır.68

Ermenilerin ellerinde bulunan silah, cephane ve bombalar tehlike arz edince

hükümet, 26 Nisan 1915 (13 Nisan 1331) tarihinde çıkardığı geçici bir kanunla, gayr-i

müslimlerin özellikle Ermenilerin elinde bulunan silah, cephane, bomba, dinamit,

patlayıcı madde yapımında kullanılan alet ve maddelerin Harbiye Nezareti tarafından

toplattırılması emrini yayınlamıştır.

Dâhiliye Nezareti, 18 Nisan 1331 ( 1 Mayıs 1915) tarihinde vilayet ve

mutasarrıflıklara çektiği telgrafta askeriye ile iş birliği yapılarak silahların düzenli bir

şekilde toplanmasını bildirmiştir. Bunun üzerine yapılan aramalarda Anadolu'nun her

tarafında Ermenilerin ev ve iş yerlerinde binlerce silah ele geçirilmiştir.

Bunlar liste halinde aşağıda gösterilmiştir.

Arama Yapılan Yer Bulunan Silah ve Mühimmat Adedi

Bursa 400 tüfek, çok miktarda cephane ve el bombası

Đzmit 100 tüfek, çok miktarda cephane ve el bombası Sivas 100 tüfek, çok miktarda cephane ve el bombası

Arapkir Çok sayıda tabanca ve hançerler

Đzmit 200 tüfek, 50 bomba, 10 gaz tabancası, bomba

Dörtyol 150 tüfek

68 Erdal Đlter, a.g.e., s. 91-100.

Page 37: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

28

Samsun 250 tüfek, çok sayıda cephane ve el bombası

Trabzon 100 tüfek, çok sayıda cephane ve el bombası

Urfa 180 tüfek, çok sayıda cephane ve el bombası

Merzifon 250 tüfek, çok sayıda cephane ve el bombası

Amasya 100 tüfek, çok sayıda cephane ve el bombası

Adana 200 tüfek, çok sayıda cephane ve el bombası

Hasanbeyli( Adana) 100 tüfek, çok sayıda cephane ve el bombası

Saimbeyli (Haçin) 1200 tüfek, barut deposu, cephane ve bombalar

Elazığ 100 tüfek, barut deposu, cephane ve bombalar

Malatya 200 tüfek, barut deposu, cephane ve bombalar

Diyarbakır 450 tüfek

Maraş 300 tüfek

Antep 300 tüfek, el bombası

Halep Çok sayıda el bombası

Kayseri 150 tüfek

TOPLAM 4780 Tüfek

Yukarıda gösterilen listede Ermenilerin ne derecede silahlanmaya önem

verdikleri ve hazırlandıklarını anlamak mümkündür. Yine yakalanan silahların

çokluğundan daha çok hangi bölgelerde faal olacakları ortaya çıkmıştır.

1.3. Batılı Devletlerin Siyaseti

Bilindiği gibi Osmanlı Devleti’nin coğrafi, stratejik durumu ve ekonomik

potansiyeli, dünya politikasındaki devletlerin dikkatlerinin üzerinde toplanmasına sebep

olmuştur. Bu yüzden, gerek Deli Petro ve gerek Napolyon, “Đstanbul'a (Ortadoğu'ya)

hâkim olan, dünyaya hâkim olur” demişlerdir. Bundan dolayıdır ki tarih boyunca Büyük

güçlerin özel ilgilerini daima eksik etmemiştir.69

Büyük devletler Osmanlı politikasında durumun kendi lehlerine veya aleyhlerine

olduğu veya olacağı zamana göre parçalanma veya muhafaza politikaları takip etmekte

idiler. Bu politikaları Ermeni toplumunu da kapsayan nüfuz sahası politikalarıyla

birlikte işlemekte idi.70

Nitekim Batılı Devletlerin büyük gayretleriyle çeşitli imtiyazlar kazanmış olan

Balkan milletlerinden bazıları, 1877–1878 Osmanlı-Rus savaşı sonunda

69 Ergünöz Akçora, “Şark Meselesi ve Van'da Ermeni Đsyanlarına Batılı Devletlerin Etkileri”, Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, C.4, S. 1, Elazığ, 1990, s. 9-12. 70 Ayhan Yalçın, a.g.e., s. 75-87.

Page 38: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

29

bağımsızlıklarını kazanmışlardır. Osmanlı-Rus savaşını neticelendiren antlaşmalara

koydurttukları maddelerle ilk defa “Anadolu Islahatı” sorunun ortaya atmışlar ve

Anadolu'da Ermenilerin sakin olduğu bölgelerde Babıâli’nin ıslahat yapmasını öngören

bu maddeler ile “Ermeni Sorunu”nun de ortaya çıkmasına sebep olmuşlardır.71

Osmanlı-Rus savaşının sebeplerinden biri olan Bulgar ayaklanmalarını örnek

alarak “Ermeni Milleti”nin büyük devletlerden aldığı destek ve yardımlarla başlattığı

olaylar, tıpkı Rumeli'de olduğu gibi ilgili devletler tarafından bir istismar aracı olarak

kullanıldı. Yüzyıllardan beri sulh içinde yaşamış, devletin önemli mevkilerinde görev

almış ve “Millet-i Sadıka” unvanını kazanmış olan Ermeniler, müslümanlara karşı kin

ve nefretle doldurulmaya başlandı.72

Bunun daha açık ortaya konulabilmesi için devletlerin, Osmanlı üzerindeki

çıkarlarını birer birer incelemekte yarar vardır.

1.3.1. Fransa’nın Đzlediği Siyaset

Türk- Fransız ilişkilerinin tarihi temellerine bakıldığı zaman; Fransa Kralı I.

Fransuva, kutsal Roma-Germen Đmparatoru Şarlken'le yaptığı savaşta yenilip esir

düşünce 1519 tarihinde Osmanlı Padişahı Kanunî Sultan Süleyman'dan yardım istemiş,

Osmanlı Padişahının olumlu cevabı üzerine iki ülke arasında dostluk ili şkileri

kurulmuştur. Kanunî devrinde 1535 yılında Fransa'ya diğer devletlerden ayrı olarak

kapitülasyonlarla bir takım ticari ve ekonomik ayrıcalıklar tanınmış ve bu ayrıcalıklar

1740. kapitülasyonları ile genişletilmiştir.73

Bütün bu iyi ilişkilere rağmen Fransa, Osmanlı dostluğuna ilk darbeyi 1683

ikinci Viyana Kuşatması sırasında Avusturya'ya yardım etmekle göstermiştir. Đkincisini

ise Napolyon Bonapart'ın başarısız Mısır seferi ile olmuş ise de, Napolyon Rusya'ya

karşı savaşırken Osmanlı Devleti ile dost olmayı çıkarları için uygun görmüş, ancak

Rusya ile 1807 tarihinde anlaşınca Osmanlı dostluğuna yeniden ihanet etmiştir.

71 Sadi Koçaş, a.g.e., s. 89; Abdurrahman Küçük, a.g.e., s. 116-118. 72 Abdullah Yaman, a.g.e., s. 30;Kemal Taran, a.g.m., s. 181. 73 Mehmet Çevik, “Türkiye'deki Terör Hareketlerinin Tarihi Temelleri”, Doğu Anadolu'da Güvenlik ve Huzur Sempozyumu, Đzmir, 1999, s. 216.

Page 39: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

30

Kırım Savaşı’nda III. Napolyon Osmanlı Devleti ile birlikte hareket etmeye

çalışmış fakat yine siyasi olaylar buna imkân tanımamıştı.74

Fransa 1890'lı yıllarda Đngiltere'den sonra en büyük deniz aşırı ülkesi olmuş ve

1871–1890 arasında, egemenlik alanlarına üç buçuk milyon mil kare toprak katmış,

iktisadi ve teknoloji gelişmesini hızla arttıran bir duruma gelmişti.

Fransa, I. Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı döneminde ise Türk yurdunu

parçalama, bölme ve işgal etme politikasını devam ettirerek bu konuda oldukça etkin bir

rol oynamıştır.75

Fransa'nın Ermenilerle ilgili politikasına gelince; Fransa, Osmanlı Devleti’ndeki

Ermenilerle ilk ilgilenen, bu ilgisini Anadolu toprakları üzerinde kurmak istediği

ekonomik nüfuz alanları bakımından devam ettiren, Ortadoğu ve Akdeniz de denge

sağlamak için bu unsuru uzun yıllar kullanma çabası gösteren bir devlet olmuştur.76

Fransa Osmanlı topraklarındaki menfaatlerini elde etmek için Ermenileri

kullanarak politik oyunlar oynamıştır. Ayrıca yurdun dört tarafında açtıkları

konsolosluklar, kurdukları okullar ve yetimhaneler aracılığı ile Ermeni gençlerini

eğitmiş ve komitecileri ne pahasına olursa olsun himaye etmiştir.

Bu durum zamanla daha ileriye gitmiş, Katoliklerin dışındaki, Rum, Süryani,

Kipti, Marunî, Keldani, vs.nin de koruyuculuğunu üstlenmişler ve Fransa'nın çıkarlarını

korumaya çalışmışlardır.77

Siyasetinin stratejik noktaları olarak kabul ettiği Suriye, Đstanbul ve Đzmir

bölgelerini siyasi, iktisadi ve kültürel faaliyetlerinin merkezi haline getirmektedir. Bu

bölgelerde, bir taraftan Katolik yanlısı Ermeniler üzerindeki faaliyetlerini

yoğunlaştırırken, diğer taraftan da, Katolik misyonerlerle Fransa çıkarları doğrultusunda

1864 yılındaki Lübnan işgalinden sonra 1895 yılındaki Zeytun isyanındaki destekleri ve

74 Cengiz Kürşat, a.g.m., s. 8; Dikran Kevorkyan, a.g.m., s. 299. 75 Süleyman Kocabaş a.g.e., s.140-145;Osmanlı Arşivi , Yıldız Tasnifi, Ermeni Meselesi, Tarih Araştırmaları ve Dokümantasyon Merkezi, C.1, S, 19-20; Dündar Aydın,a.g.m., s. 285-29. 76 Ertuğrul Zekai Ökte, 'Sunuş' Osmanlı Arşiv, Yıldız Tasnifi Ermeni Meselesi C.2 ,s. 9-10. 77 Mehmet Çevik, “Türkiye'deki Terör Hareketlerinin Tarihi Temelleri” Doğu Anadolu'da Güvenlik ve Huzur Sempozyumu, s. 217.

Page 40: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

31

daha sonra ki yıllarda Ermeni çeteleri ile birlikte Anadolu'daki masum insanların

öldürülmesinde hissesi pek azımsanacak cinsten olmamıştır.78

Fransa, I. Dünya Savaşı ve sonrası Mondros Ateşkesi Antlaşmasının

imzalanması ile Anadolu'nun işgali sırasında Fransız-Ermeni ilişkileri daha da gelişmiş,

Fransız işgal kuvvetleri Ermeni milis örgütlerini, nihayet müttefikler arası görüşme ve

konferanslarda Ermenileri büyük ölçüde desteklemiştir.79

1.3. Rusya’nın Đzlediği Siyaset

Rusya'nın Avrupa'da kendisinden söz edilir bir devlet haline gelmesi Çar I. Petro

devrine (1682 – 1725 ) rastlamaktadır. I. Petro, ülkesinde gerekli reformları yaptıktan

sonra genişleme ve yayılmacı bir politika izlemiştir. Ayrıca Baltık Denizi ve Karadeniz

yoluyla sıcak denizlere inmeye çalışmıştır.

Rusya politikalısını Çar Deli Petro ile belirlemiş ve her fırsatta Osmanlı

Devleti'nin aleyhine gelişmeye çalışmıştır. Bu maksatla Ortodoks Rum halkını

kullandığı gibi, Ermeni halkını da kendi çıkarları doğrultusunda Akdeniz'e inebilmek

için sözde bağımsızlık vaatleri ile devamlı kışkırtmıştır. Doğu Anadolu'da bir azınlık

devleti kurmak suretiyle emellerine ulaşacağını düşünerek bölgedeki Ermeniler arasında

her türlü oyunu oynamış, Doğuya sokulan Ruslar veya Rus Ermenileri, buralarda

öğretmenlik, din adamı maskeleri altında halkı galeyana getirip devlete karşı isyana

teşvik etmiştir.80

Rusya, Ermenileri sadece propaganda yoluyla desteklemekle kalmamış onlara

silah ve cephane temin etmiş ve mali imkânlar da sağlamıştır. Böylece kendi

menfaatleri için Türk-Ermeni milletlerinin huzurunun kaçmasına sebep olmuştur.81

78 Ergünöz Akçora, “Şark Meselesi Ve Van'da Ermeni Đsyanlarına Batılı Devletlerin Etkileri”, Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, C.4, S. 1, s. 27–29, Ergünöz Akçora, Van Ve Çevresinde Ermeni Đsyanları, s.87–92. 79 Kamuran Gürün, a.g.e.,s. 75; Halil Metin, a.g.e.,s. 64-65. 80 Mehmet Çevik, Türkiye'deki Terör Hareketlerinin Tarihi Temelleri Doğu Anadolu'da Güvenlik ve Huzur Sempozyumu, s. 218. 81 Ergünöz Akçora, a.g.m. s. 94.

Page 41: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

32

Bu özellik Rusya'da yönetime geçen her Çar ve Çariçenin bu amacı

gerçekleştirmek için büyük çaba göstermesine sebep olmuştur. Nitekim II. Katarina

devrinden itibaren Rusya'nın istekleri daha da artmış ve Baltık Denizi kıyılarından

Karadeniz'e kadar inmeyi başarmıştır.82

Rusya, 1774 yılında imzalanan Küçük Kaynarca Antlaşması’ndan sonra da

aşamalı olarak harekete geçmiş, bunun için Balkanlarda konsolosluklar kurarak Balkan

milletlerini Osmanlı Devletine karşı örgütlemiş, Slav ve Ortodoks halkın koruyucusu

durumuna gelmiştir. Nitekim 1806 - Sırp Đsyanı, 1827 Yunan Đsyanı, 1875' de Hersek'

de başlayıp 1876' da Bulgaristan'a ve Sırbistan'a sıçrayan isyanlar bu amaçla Rus'lar

tarafından çıkarılmıştır. Rusya'nın her defasında Osmanlı yönetiminde yaşayan Slav ve

Ortodoks halkı Osmanlılara karşı kışkırtarak Osmanlılar aleyhine toprak kazanmaya

çalışmıştır.83

Osmanlı Devleti içerisinde Ermeni Toplumu ile Rusların ilgilenmeleri tamamen

Anadolu topraklının parçalanması istemi içersinde ele alınmıştır. Osmanlı Devleti’nin

güçsüzlüğü Ermeni sorunun sonucunda olamayacağı anlaşıldığı anda, Ruslar

Ermenilerle tüm ilgilerini kesebilmişlerdir.84

Bilindiği gibi I. Petro zamanında Kafkasların güneyinde yaşayan Ermenilerin

Rusya'nın sıcak denizlere inme emeli çerçevesinde Ermenileri coğrafi konumu ve

dinlerinin Rusların dini ile aynı oluşu, onları kullanmada Rusya'ya büyük fırsat

vermiştir.

82 Yavuz Ercan, a.g.e., s. 18-21; Necati Ökse, “ Ermeni Sorununun Doğuşu, Tehcir Kanunu ve Uygulanması” Tarih Boyunca Türklerin Ermeni Toplumu Đle Đli şkileri Sempozyumu, Ankara, 1985, s. 272; Yuluğ Tekin Kurat, a.g.m., s. 28-29; Bilal Şimşir, a.g.m., s. 108, 109. 83 Mehmet Çevik,a.g.m.,s.218; Osmanlı Arşivi Yıldız Tasnifi, Ermeni Meselesi, Tarih Araştırmaları Ve Dokümantasyon Merkezi, (Ttt), C, l, S. xıx Arşiv Belgelerine Göre Kafkaslarda Ve Anadolu'da Ermeni Mezalimi, (Haz, Hacı Osman Yıldırım-Uğurhan Demirbaş- Ali Kaya Vd,), C.1 s. 10-15; Kâmuran Gürün, a.g.e., s. 76-79; Ergünöz Akçora, Şark Meselesi Ve Van'da Ermeni Đsyanlarına Batılı Devletlerin Etkileri, F.Ü. Sosyal Bilimler Dergisi, C.4,S. 1, s. 14-17 . 84 Bayram Kodaman, “Amerikalı Gazeteci Gözüyle Ermeni Macerası (1897)”, Tarih Boyunca Türklerin Ermeni Toplumu Đle Đlişkileri Sempozyumu, Ankara,1985, s.262; Abdulhalük Çay, “Ermenilerin Bakü’de Yaptığı 31 Mart 1918 Katliamı” Tarih Boyunca Türklerin Ermeni Toplumu Đle Đlişkileri Sempozyumu, Ankara,1985, s. 244; Cevdet Küçük,a.g.e, s. 2-9; Halil Metin, a.g.e.,s. 59; Ergünöz Akçora ,Şark Meselesi Ve Van'da Ermeni Đsyanlarına Batılı Devletlerin Etkileri, Fırat Üninersitesi Sosyal Bilimler Dergisi, C.4,S. 1, s.61-77.

Page 42: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

33

Rusya'nın Ermeniler üzerindeki emelleri, Ermenilere bağımsızlık vermek değil,

sahte vaatlerle onları aldatarak, düşmanlarına karşı bu toplumu kullanmak ve

Ermenilerin yaşadıkları toprakları Rusya'ya katmak, Rusya politikasının gerçek temelini

oluşturmuştur.

Rusya'nın Osmanlı topraklarında olan yayılmacılık planı üç temel faktöre

dayanmıştır. Bunlar: Dini Mezhebi yaklaşım; Etnik-Panislavizim; Siyasi Milliyetçi

yaklaşım olarak sınıflandırılabilir.85

1876'da Sultan V. Murat’tan sonra Sultan Abdülhamit Han tahta oturdu.

Abdülhamit Han, padişah olduğunda büyük problemlere gebe olan bir miras almış ve

1877–1878 Osmanlı-Rus harbi sonrası büyük bir bozgun ve Ayestafanos antlaşmasını

imzalamak zorunda kalmıştı. Sonuçta Ermeni patriği Nerses Rus başkumandanı

Grandük Nikola'yı ziyaret ederek Ermenilerle meskûn olan Doğu vilayetlerinin

“Ermenistan” adıyla bir devlet olarak istiklâlinin ilan edilmesini, bu mümkün olmazsa

bu bölgenin Rus hâkimiyeti altına alınmasını rica etti.

Nitekim Grandük Nikola, Ayestafanos'ta Antlaşma şartlarını görüşmek üzere

toplantı başladığında Ermenilerle ilgili 16. maddenin, maddeler arasında yer almasını

sağladı.

Ermenilerle alakalı olan bu madde;

1. Ermenistan denilen bir memleket vardır.

2. Buraların idaresi vakit geçirilmeden ıslah edilmelidir.

3. Ermenilerin Kürtler ve Çerkezlere karşı emniyetlerinin temini taahhüt

edilmelidir.

85 Mehmet Çevik, “Türkiye'deki Terör Hareketlerinin Tarihi Temelleri”, Doğu Anadolu'da Güvenlik ve Huzur Sempozyumu, s.218.

Page 43: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

34

Neticede Ayestafanos antlaşması, Ermenileri Rus himayesi altına koymuştu.

Ruslar, bu muahede mucibinde ıslahat yapılıncaya kadar Ermenistan' da işgal ettikleri

yerleri ellerinde tutacaklarını bildirmişlerdir.

Rusya, yüzyıllar süren ve yeni olayların yaratılmasına uygun olan Doğu

Hıristiyanlarının hamisi olarak görünmüştür. Ermeni Sorununda, 1890'larda onları

gizlice destekleyen, fakat kesinlikle bir güç olarak ortaya çıkmalarına, tam veya yarı

bağımsız siyasi bir varlık olarak görülmelerine asla razı olmayan bir politika izlemek

zorunda kalmış ve Rusya'da Fransa gibi Ermenileri destekler ve yardım eder gibi bir

görüntü vermiş ve gelişmelere paralel avantajlar kazanmak politikası izlemişti.86

Neticede ister Çarlık, ister Bolşevik olsun, Rusya'nın Anadolu topraklan

üzerinde jeopolitik beklentilerinde bir değişiklik olmamıştır. Ermeni konusu her zaman

Ruslar için bir menfaat stratejisinden öteye gidememiştir. Đşte bu gerçeği, maalesef

Ermeniler anlayamamışlardır87

Ruslar, Birinci Dünya Savaşı sırasında Ermeni komitelerini desteklemiş, ele

geçirdikleri yerleri onlara vereceklerini söylemek suretiyle onları kışkırtmıştır. Ermeni

köylerine gitmek suretiyle çeteler teşkil etmeye, silahlandırmaya ve ileride Rus ordusu

ile birleşmeyi uygun görmüştür.. Böylece devamlı kendi politikasına uygun hareket

etmeye çalışmıştır.88

1.3.2. Đngiltere’nin Đzlediği Siyaset

Đngiltere, Dünya nüfusunun %100’üne ve 12 milyon mil karelik toplam

parçasına ve Dünyanın en büyük deniz gücüne sahip olmuştu. Bu sebeple dünya

ticaretini ve iktisadi alanda dünya üretimini elinde tutmuş ve dünya güç dengesini her

an alt üst edebilecek imkânlar sağlamıştı.

86 Ertuğrul Zekai Ökte 'Sunuş' Osmanlı Arşiv, Yıldız Tasnifi Ermeni Meselesi C.2 s. 10-11; Eyüp Şahin, a.g.e.,s. 11. 87 Cengiz Kürşat ,a.g.m., s. 31-32. 88 ATASE Ar şiv No, “1/131,kl. No,2703,D,308, FA, 23–1; ATASE Ar şiv No, “1/2, kl.528, D.2061,FA. 21–23.

Page 44: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

35

Dünyanın çeşitli coğrafi alanlarda meydana getirmeyi başardığı tampon bölgeler,

Đngiltere'ye geniş hareket serbestîsi, manevra ve uzlaşma imkânları sağlamıştı. Ancak

adada siyasi istikrar, refah ve yükselme hedefi ancak deniz aşırı bölgelerde ve

okyanuslarda rakipsiz kalmaya bağlı kalmıştı.

Diğer taraftan üç kıtaya egemen olan Osmanlı Devleti’nin toprak bütünlüğü

korunarak, bu devletin jeopolitik konumundan ve ekonomik gücünden Đngiliz çıkarları

doğrultusunda yararlanmak uzun bir süre politikanın esasını teşkil etmiştir.

Đngiltere'nin Ermeni Sorununun benimsemesinde ön planda olan şüphesiz maddi

çıkarları olmuştur. Đngiltere, Rus nüfuzunun bölgede artmaması için kendi

egemenliğinde bir Ermeni devleti düşünmüş ve milletlerarası düzeyde en iyi şekilde

değerlendirmeye çalışmıştı.89

Ancak 18. yüzyıl sonlarından itibaren Balkanlarda ve Anadolu da “Ermenistan”;

Arabistan topraklarında ise, “Yahudilere” yer vermek ve nihayet bağımlı bir “Arap

Devleti” kurmak suretiyle, Rusya'ya, Fransa ve Almanya'ya karşı rekabet ve güç

mücadelesinde Đngiltere çıkarlarına uygun şekilde üstünlük sağlamaya da çalışmıştır.90

Đngiltere'nin, Osmanlı Devleti’ne karşı ilgi duyması 1774 Küçük Kaynarca

Anlaşmasından sonra başlar. 1787'de Osmanlı-Rus Savaşı başlayınca Đngiltere

hükümetinin başında bulunan William Pitt, Rusya'nın devamlı güneye sarkması ve

kuvvetli bir Karadeniz devleti olması halinde Đngiltere için tehlikeli olabileceği

kuskusunu ilk kez duymuş ve Rusya'ya karşı Osmanlı Đmparatorluğunu desteklemek

gerektiğini hissetmiştir.

Đngiltere'nin Ermenilerle ilgili politikasına gelince, Osmanlı Devleti içindeki

Katoliklerin koruyuculuğunu Fransa'nın, Ortodoksların koruyuculuğunu da Rusya'nın

üzerine almış olması, 1840'lardan itibaren Đngiltere'yi harekete geçirmiş ve devlet içinde

bir Protestanlık politikası gütmeye başlamıştır. Đngiltere'nin Protestan kiliseler açmak ve

Protestan kolejler kurmak suretiyle başlamış olduğu ve Osmanlı Devleti’nin iç işlerine

karışmak için bir araç olarak kullandığı Protestanlık politikası, en fazla Ermeniler

89 Mim Kemal Öke, a.g.e., s. 100-102. 90 Ertuğrul Zekai Ökte ‘Sunuş’ Osmanlı Arşivi, Yıldız Tasnifi Ermeni Meselesi, C. 2 s. 8-9.

Page 45: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

36

arasında etki yapmıştır. Çünkü bu din ve eğitim kurumları ilk defa olarak Ermeni

kültürünü ele almış ve Ermeni ulusal duygularını kışkırtmıştır.91

1870'li yılarda Avrupa'nın siyasi dengesinin değişmesi, Rusya'nın Panslavizm

politikası ve 1877–1878 Osmanlı-Rus Savaşının bitiminde imzalanan Ayestafanos ve

Berlin Antlaşmalarından sonra Đngiltere'nin Osmanlı Devleti ile ilgili siyasetinde büyük

değişiklik olmuştur.

Bu bakımdan Đngiltere, Rus isteklerine tek başına karşı çıkarlarını korumak için

harekete geçmiş ve Ermeni sorununu kabul etmiştir. Ayrıca Doğu Anadolu'da

Hıristiyanların bulunduğu eyaletlerde ıslahat yapması konusunda da tavizler

koparmıştır. Bu nedenle Ermeni sorunu, bir Đngiliz sorunu haline gelme yoluna

girmiştir.92

Đngiltere, daha Ayestafanos Antlaşması imzalanır imzalanmaz, Antlaşma gereği

ortaya çıkan durumu kendi aleyhine görmüş, Ayestafanos Antlaşması'nı değişiklik

yapılması için Berlin' de toplanan Konferans ta Ermeni Meselesi Rusya ile Đngiltere

arasında bir rekabet söz konusu olmuştur. Ayestafanos Antlaşmasında yer alan

Ermenilerle ilgili ıslahat maddesinin Berlin Antlaşmasına da geçmesi hususunda

çalışmışlar ve Ermenilerle ilgili ıslahat, Berlin Antlaşmasının 61. maddesinde yer

almasını sağlamışlardır.

Đngiltere, 1783 tarihinden sonra Osmanlı Devletine karşı izlediği onun toprak

bütünlüğünü koruma politikasını terk ederek, Osmanlı Devleti’ni parçalama ve onun

toprakları üzerinde kendisine bağlı ulusal devletler kurma politikasını benimsemiştir.

Đngiltere'yi böyle bir politika izlemeye iten nedenlerden birisi de 1880 yılından itibaren

Avrupa politikasında Ermeni sorununun ön plana çıkmasıdır.93

91 Cengiz Kürşat, a.g.m., s. 9; Arşiv Belgelerine Göre Kafkaslarda Ve Anadolu'da Ermeni Mezalimi, (Haz, Hacı Osman Yıldırım-Uğurhan Demirbaş- Ali Kaya Vd,),C,l( 1906-1918), s. 16; Necati Ökse a.g.m., s. 271. 92 Eyüp Şahin, a.g.e.,s. 20,21; Dikran Kevorkyan, a.g.m., s. 298-299; Erdal Đlter, Ermeni Meselesinin Perspektifi ve Zeytun Đsyanları ( 1780-1880), Ankara, 1988 s. 62-66; Mim Kemal Öke, a.g.e, s. 89-97; Halil Metin, a.g.e.,s. 61,64; Ergünöz Akçora, Şark Meselesi ve Van'da Ermeni Đsyanlarına Batılı Devletlerin Etkileri, Fırat Üniversitesi, Sosyal Bilimler Dergisi, C.4, S. 1, s. 78-82. 93 Bilal Şimşir, a.g.m., s. 110; Süleyman Kocabaş, a.g.e.,s. 46-59; Kâmuran Gürün, a.g.e.,s. 72-74, Ergünöz Akçora, a.g.m., s. 19-23.

Page 46: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

37

Bu tarihlerden sonra Đngiltere, Rusya gibi sözde Ermenilerin haklarını

savunucusu gibi ortaya çıkmıştır. Ermeniler için muhtariyet fikrinin Rusya için kötü bir

örnek olacağından korkup onları bırakmasından sonra hemen koruyucusu kesilmiştir.

Güney Kafkasya, Kuzey Đran ve Anadolu'nun doğusunda zayıf kendisine bağlı bir

Ermeni Devleti kurup, Ortadoğu'nun petrol kaynaklarını ve Hindistan yolunu güvenlik

altına almak ve Rusya'nın güneye sarkmasını engellemek amacıyla onlar ile ilgilenmeye

başlamıştır. Çünkü Rusların Doğu Anadolu'yu ilhakları halinde, Hindistan

sömürgelerinin çok ciddi tehlikelere maruz kalacağını bildiklerinden tedbirler almaya ve

politikalarını değiştirmeye başladı.94

Ermenilerle birlikte hareket edip savaş öncesi ve sırasında bir numaralı Ermeni

haklan savunucusu olan Rusya, Berlin Kongresi'nden sonra birinci sırayı Đngiltere'ye

bıraktı. Đngiltere, Ermenilerin en büyük koruyucularından birisi olmuş, para ve silah

yolu ile Ermenilere destek olduğu gibi Ermenileri kışkırtmış ve isyanlarının çıkmasında

çok etkili olmuştur.95

Mayewski'ye göre ilk Ermeni Sorununu çıkaran ilk devlet olarak Đngiltere'yi

suçlanmış ancak, diğer Avrupa Devletleri de isyanların birer çıkmaz yol olduğunu

bilmelerine rağmen desteklemişler bunun sonucu uğrayacakları zarar ve ziyanı hesaba

katmamışlar ve sonunda Ermenileri yalnızlığa ve ilgisizliğe terk etmişlerdir. 1895 yılı

kasım ayı sonunda Rusya'nın Osmanlı ile harbe girme ümidi gidince Đngiliz politikası

birden değişmiş ve Ermeni Sorunu tamamen terk edildiği görülmüştür.96

1.3.3. Almanya'nın Đzlediği Siyaset

1870'den sonra Almanya, Avrupa'nın en kuvvetli ve en korkulu devletidir.

Dünyada sömürgecilik siyasetine de bu tarihten sonra başlayan Almanya, Osmanlı

Devleti’ni nüfuzuna kolaylıkla alabileceği bir ülke olarak görmüş ve o tarihten itibaren

Osmanlı-Alman ilişkileri gittikçe yakınlaşmıştır. Bununla beraber Almanya, Osmanlı

94 DBHEM, K, 287, D, 3, NO, 59432; Mehmet Çevik, a.g.m., s. 219. 95 Mayewski ( Rus Generali),Van, Bitlis Vilayetleri Askeri Đstatistiği, s. 318; Azmi Süslü, a.g.e., s. 66;DBHEM, K, 313, D, 69, NO,5141/3; Ergünöz Akçora, Şark Meselesi Ve Van'da Ermeni Đsyanlarına Batılı Devletlerin Etkileri, Fırat Üniv, Sosyal Bilimler Dergisi, C.4,S. 1, s. 19-24. 96 Eyüp Şahin, a.g.e.,s. 12-45.

Page 47: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

38

Devleti’ni nüfuz bölgelerine ayırmak için Rusya-Fransa-Đngiltere arasında yürütülen

çalışmalarda da hazır bulunmuş ve kendisine pay ayırmaya gayret sarf etmiştir.

Berlin Kongresi'nde Osmanlı Devleti’ni tutması ve o tarihte müttefiki olan

Rusya’yı gücendirmesi, kendisinin bazı haklar elde etmeden Osmanlı Devleti’nin

parçalanmaması içindir. Nitekim o tarihten itibaren Osmanlı-Alman münasebetleri

gittikçe yakınlaşacaktır.97

Bu tarihlerden sonra Almanya'nın Osmanlı pazarındaki payı artmıştır. Rusya ve

Đngiltere'nin ticaret yolları içine girmişler ve Osmanlı Devletine karşı düşmanca tutum

artmıştı.98

1.3.4. ABD’nin Đzlediği Siyaset

Bu dönemlerde ABD'nin Osmanlı Devleti ile siyasi ilişkileri çok sınırlı,

kalmıştır. ABD ile Osmanlı Devleti arasındaki ilişkiler 19. yüzyılın başlarında

başlamıştır. Öncelikle ilişkiler siyasi olmaktan çok dinî, kültürel, ticari ve ekonomik

olmuştur.

Öncelikle Osmanlı Devletinin bu tarihlerde yıkılmasında ve parçalanmasında

ekonomik ve siyasal çıkarları olmayan tek ülke gibi görülüyordu. Ancak bu durum fazla

sürmedi. ABD'nin Ermenilerle ilgili politikasına gelince; ABD, Osmanlılara ilk olarak

ekonomik yönden yaklaşmıştır. Bilhassa Anadolu'dan Amerika ya göç eden Ermeniler

Osmanlı Devletinin aleyhine çalışmaya zemin bulmuş, ayrıca maddi konuda ve Ermeni

örgütlerin bomba eğitimi yapmada da ön sırayı almıştır. Yine Ermeniler katlediliyor

propagandasına inandırılarak ABD'yi yanlarına çekmeyi de başarmışlardır. Böylece

kurdukları lobiler ile Osmanlı devletini karalamayı ve yalnız bırakmayı zaman zaman

başarmışlardır.99

Ermeni olaylarının başlamasında etkili olan faktörlerden birisi de 1850'lerden

itibaren, Ermenilerin meskûn oldukları yerlerde açılan Amerika okullarının

faaliyetleridir. Bu okullar ile onlara bağlı teşekküller, Ermenilerin ihtilalci fikirlerle

97 Halil Metin, a.g.e.,s.32; Mehmet Çevik, a.g.m., s. 221. 98 Mehmet Çevik, a.g.m.,s. 221. 99 Mim Kemal Öke,a.g.e., s. 169-182

Page 48: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

39

yetişmesinde ve Osmanlı Devleti'ne düşman hale gelmelerinde büyük görevler

üstlenmişlerdir. Amerikan misyonerler, okullar açmakla yetinmeyerek, papaz

yetiştirmek ve diğer yüksek okullarda okumaları için birçok Ermeni gencinin de

Amerika'ya göndermişler, ayrıca gazete ve dergilerde Ermeniler lehine yazılar çıkarmak

suretiyle devamlı, Türklerin aleyhine çalışmışlardır.100

Ermeniler, Osmanlı Devleti’nin I. Dünya Savaşında Almanya ile aynı ittifak

içerisinde bulunduklarını ileri sürerek bir Müslüman-Hıristiyan çatışması şeklinde

göstermeyi başarmışlardır.

Bu arada Osmanlı Devletinin I. Dünya Savaşına girmesi, Đtilaf Devletleri’nin

Osmanlı toprakları içinde yaşayan Ermenileri isyana teşvik etme çabalarını daha da

hızlandırmış, Anadolu'da bağımsız bir Ermeni devleti kurmak üzere çarpışmalara

katılacak Ermeni gönüllü alayları teşkiline yardımcı olmaları görülmüştür.101

Öte yandan ABD'deki Ermeniler bomba eğitimi, silah yapımı ve maddi açılardan

komiteleri desteklemişler, Ermeni komitecilerine Amerikan pasaportları temin ederek

Anadolu'da başları sıkışınca ABD'ye kaçabilmelerini sağlamışlardır Bu tür faaliyetlere

göz yuman ABD ise Osmanlı Devletine Ermenilerin korunması yolunda muhtıralar

vermekten geri kalmamıştır.102

Amerika'da “Ermeni Müdafaa-i Milliye Komisyonunu” ismiyle bir

teşkilatlanmaya giden Ermeniler, aralarında Papke Gülesiryan, rahip Drayer gibi

Türkiye'de yıllarca itibar görmüş din adamlarının da aralarında bulundukları kişiler

tarafından desteklenen ve Amerika'da Ermenice yayınlanan Goçnak isimli gazete

çıkarmak suretiyle faaliyetler başlatmak suretiyle destek bulmaya çalışmışlardır.

Nitekim soykırım ve tehcir konuları bu devrede işlenmeye başlamıştır.

Ermenilerin, Amerikan kamuoyunda giriştikleri ve başarı ile yürüttükleri bu

propagandalar kısa zamanda etkisini göstermiş ve meyvelerini vermiştir.

100 Nejat Göyünç, a,g,m s. 98; ,Ergünöz Akçora, a.g.e., s.179. 101 DBHEM, K.109, D.3, NO.2. 102 Mayewski'nin Doğu Anadolu Raporu (Haz, Hamit Pehlivanlı), Van, 1997, s. 43; Aydın Talay, a.g.e., s. 98.

Page 49: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

40

Ermeniler ikinci olarak da Rus devrimini kuşku ile izleyen ABD kamuoyunu

Türk - Rus, işbirliği ile Ermenistan'ın parçalandığı ve aralarında paylaşıldığı yalanına

inandırmayı başarmışlar ve bunun sonucu olarak da ABD’de siyasi gücün iç politika

zorunlulukları sonucu kendileri ile ilgilenilmesini sağlamıştır.103

Nitekim Wilson'un ünlü savaş sonu demecinde bunu görmek mümkün olmuştur.

Wilson Amerika Senatosunda, bağımsız bir Ermenistan'ı tanıyacağına dair açıklanması

ve Sevr Anlaşmasının bilinen hükümleri içerisinde Türk toprakları üzerinde bağımsız

bir Ermeni Devletinin kurulacağını belirtmesi bunun en açık örneği olmuştur.

103 Bilal Şimşir, a.g.m.,s. 79-92; Halil Metin, , a.g.e.,s. 66-68; Dikran Kevorkyan, a.g.m., s. 297; Seçil Akgün, “Kurtuluş Savaşı Başlangıcında Türk- Ermeni Đli şkilerinde ABD'nin Rolü”, Tarih Boyunca Türklerin Ermeni Toplumu Đle Đli şkileri Sempozyumu, Ankara, 1985, s. 332; Ergünöz Akçora, “Şark Meselesi Ve Van'da Ermeni Đsyanlarına Batılı Devletlerin Etkileri”, Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, C,4,S. l, s. 29-32

Page 50: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

41

II. BÖLÜM

MĐLL Đ ŞURA HÜKÜMETLER Đ

2. MĐLL Đ ŞURA HÜKÜMETLER ĐNĐN KURULU ŞU VE DĐRENĐŞ

FAAL ĐYETLER Đ

2.1. Kars Milli Şurası Hükümeti Dönemi (5 Kasım 1918–18 Ocak 1919)

Anavatana katılma ve Mütareke Dönemi arasında Elviye-ı Selâse 1877–1878

Osmanlı-Rus savaşından, Rusların Doğu Anadolu’yu terketmelerine kadar geçen

dönemde, Çarlık idaresi tarafından Ardahan sancağı ikiye ayrılmış (Kars ve Ardahan

isminde) ve halkın toprak mülkiyeti elinden alınarak bütün Türk okulları kapatılmıştı.

Bu şartlar altında yöre halkı okuma yazma ve kültürünü koruyabilme

bakımından çeşitli sıkıntılarla karşı karşıya kaldı. Yoğun bir Ruslaştırma faaliyetine

karşı yöre halkı kendi kültürünü canlı tutarak Türklüğünü koruyup geliştirebilmiştir.104

Kars, Ardahan, Oltu ve Kağızman sancaklarına ayrılan Merkez Kars ordusu

(askeri Vilâyet) Hicaz demiryolu ve Balkan savaşlarında felakete uğrayanlara el

altından toplanan yardımları Osmanlı devlet adamları ve başka yollarla anayurda

ulaştırılıyor. Ermeni Komitelerine karşı Pasinlerde kurulan “Canbizar” teşkilâtına Kars

ve çevresinde gönüllü fedailer yazılarak yöre halkının can, mal ve namusu korunmaya

çalışılıyordu.105

I.Dünya Savaşı’nda Osmanlı Devleti birden fazla cephede savaştı. Kuvvetlerini

bu cephelere dağıtmak zorunda kalan Osmanlı Devleti'nin bu durumdan yararlanan

Ruslar, toparlanarak 1916 Şubat’ında Erzurum, daha sonra Görele'ye kadar bütün

Karadeniz kıyılarını Erzincan, Muş, Bitlis ve Hakkâri’yi işgal etti.

104 M. Fahrettin Kırzıoğlu; “Cenüb-i Garbi Kafkas Cumhuriyeti” Türk Kültürü , s. 72 Ekim 1968, s. 950. 105 M Fahrettin Kırzıoğlu, a.g.m. s. 55; M, Fahrettin Kırzıoğlu, Kars Tarihi , C.l Đstanbul, 1953, s.553-554.

Page 51: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

42

7 Kasım 1917 Bolşevik ihtilâli sonrasında çekilen Rus ordusunun yerini Ermeni

komitecileri almış, Erzincan'da başlayarak (Nisan 1918 yılından başlayarak) kaçarken

uğradıkları köy ve kasabalarda binlerce masum halkı öldürmüşlerdir.106 Bu katliamlar

sırasında Batum, Ahıska, Ahilkelek ve Elviye-i Selâse Türkleri birer Đslam Şuraları

kurup şubelerini yaygınlaştırmaya başladılar.

1917 Nisan ayında resmiyet kazanan Kars'taki “Đslam Komitesi” 1909 yılında

yine Kars'ta kurulan Canbizar Teşkilatı'nın bir devamı olup 30 Ekim 1918 müta-

rekesinden bir hafta sonra Kars'ta “Milli Đslam Şurası” olarak kurulmuştur.107

Türk Ordusu mütareke şartları gereği 1914 sınırı gerisine çekilmeye başlayınca,

topraklarımızı hukuken sahipsiz bırakmamak için Piroğlu Fahrettin Bey'in

başkanlığında Kağızmanlı Ali Rıza, Sarıhaliloğlu Muhlis, Mamiloğlu Tevhiddin Bey'ler

ve Kepenekçi Emin Ağa tarafından, merkezi Kars olmak üzere 5 Kasım 1918'de Kars

Milli Đslam Şurası kurulmuş oluyordu.108

Bu milli teşkilatın kurulmasında IX. Ordu Kumandanı Y.Şevki Paşa ile Kars

mutasarrıfı Hilmi Bey'in Kars'lı aydın ve milliyetçilere büyük ölçüde yardım ve

teşvikleri olmuştur.

Mondros mütarekesi şartları ve uygulamalarına karşı kurulan Kars Milli Đslam

Şurası aynı zamanda ilk Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti olma özelliği de taşımakta idi.

Şura'nın amacı, Osmanlı Devletinin Elviye-ı Selâse'den askeri ve mülki idaresi

ile tamamen çekilmesi üzerine, boşalan topraklarımızdan askeri ve idari teşkilat

oluşturarak, buraları Ermeni ve Gürcülere kaptırmamak, bunun için mücadele etmektir.

106 Ayrıntılı bilgi için bkz, M, Fahrettin Kırzıoğlu, Kars Đli ve Çevresinde Ermeni Mezalimi, (1918-1920), Ankara, 1970,s.79. 107 M.Fahrettin Kırzıoğlu, a.g.e., s.5-8; Fahrettin Erdoğan, Türk Ellerinde Hatıralarım, Đstanbul 1954, s. 173; Dursunoğlu, Cevat, Milli Mücadelede Erzurum, Ankara, 1946, s. 30; M.Fahrettin Kırzıoğlu, Kars Tarihi I, s. 556; M.Fahrettin Kırzıoğlu,a.g.m., s. 553. 108 M. Fahrettin Kırzıoğlu, a.g. e. , s. 556. Ayrıca bu konuda bkz, Alfred Ravrlinson, Advantures in the Nearest, Newyork 1923, G.Jaeschke, Kurtulu ş Savaşı ile ilgili Đngiliz Belgeleri, Ankara, 1971, s. 43.

Page 52: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

43

Şura kurulurken, en büyük destek, askeri ve mülki idareler ile halktan alınmıştı.

Öte yandan Wilson prensiplerinin 12.maddesinde yer alan “Her milletin kendi

geleceğini kendisinin tayin etme hakkı” da bir destek teşkil ediyordu.109

Bütün bunlara bağlı olarak Kars, Gümrü, Ahılkelek, Ahıska çevresi

temsilcilerinden oluşan bir meclis toplandı ve “Milli istişare Meclisi” adıyla 12 kişiden

ibaret bir hükümet kuruldu.110

2.1.1. Kars Kongresi

15 Kasım 1918'de yapılan I.Kars Kongresine, Ahıska ve Ahılkelek’ten

Efdal/Afzal, Behçet, Osman Server ve arkadaşları, Gümrü ve Akbaba adına

Halilbeyoğlu Topal Ali Bey ve Đsrafil Bey, Kağızman'dan Ali Rıza Bey ve arkadaşları

katılmışlardı.111

Kongrede, Piroğlu Fahrettin Bey'in başkanlığında 8 kişilik bir geçici heyet

kuruldu. Heyette Sarıkamış/Yedikilise köylü Hayrullah, Erivan / Đrevanlı Ahundoğlu

Taki, Karaçantalı Hacıoğlu ile (Kars köylerinden Rum muhacirler adına) Rum

Vafyeddin Efendi bulunuyordu.

Kongre sonunda “Kars Đslam Şurası Merkez-i Umumisi” kuruldu. Merkez-i

Umuminin ilk milli reisi Kepenekçi Emin Ağa, yardımcısı Fahrettin Bey'di.

Başlıca görevleri, zamanın bütün haberleşme araçları vasıtasıyla

Kars, Ardahan, Batua, Ahıska, Ahilkelek sancak ve kazalarından 30 Kasım

1918'de Kars'ta yapılacak olan kongreye delege göndermelerinin istenmesi çekilen

ordumuzdan boşalacak olan müstehkem yerlerin, bina ve silahların teslim alınmaya

başlanması ve kongreye delege istenen Elviye-i Selâse ve çevresinde Kars Milli Đslam

Şubeleri açılmasına çalışması idi.

109 Fahir Armaoğlu, 20.yüzyıl Siyasi Tarihi (1914–1980), Ankara, 1984, s. 133. 110 Akdes Nimet Kurat, Türkiye ve Rusya, Ankara,1967,s. 587; Sami Önal, Milli Mücadelede Oltu, Ankara, 1968, s. 41. 111Fahrettin Erdoğan, a.g.e.,S.167.

Page 53: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

44

2.1.2. II. Kars Kongresi

Yapılan çağrı üzerine II. Kars Kongresi, 30 Kasım 1918 Cumartesi günü Kars'ta

toplandı. Kongreye Ordubad, Nahcivan, Kamerli, Sürmeli, Serdarabad, Doğu Şuragel,

Ahilkelek, Ahiska, Batum, Ardahan ve Kars sancak ve kazalarından 60 kadar halk

temsilcisi katıldı.112

Kongre Başkanlığına Şüregel Kaymakamlığı ve Fahri Alay Kumandanlığı yapan

Cihangiroğlu Đbrahim (Aydın) Bey getirildi.113

Kongre üç gün sürmüş, 10 delegenin daha katılması ile toplam delege sayısı 70’e

ulaşmıştır.

30 Kasım'da toplanan 2 Aralık’ta sona eren Kars Kongresinde şu kararlar

alınmıştır.114

1. Batum'dan Ordubad'a kadar ve Ağrı'dan Azgur'a kadar halkının çoğu Türk ve

Müslüman olan yerlerden Osmanlı ordusu çekilince idare ve yurt korunması

işlerine bakmak üzere merkezi Kars'ta olmak üzere “Kars Milli Đslam Şurası”

adlı yeni bir hükümetin kurulması kararlaştırıldı.

2. Oniki kişilik “Merkez Mümessilleri Heyeti” seçilerek Cihangiroğlu Đbrahim

(Aydın) Bey, ordumuzun tasfiyesi ile Milli Đslam Şurası Reisliğine getirildi.

Kepenekçi Emin Ağa da reis yardımcılığına seçildi.

3. Merkezi Kars olarak kabul edilen Milli Şura Hükümetine 29 Ekim 1918'de

kurulan “Ahıska Hükümet-i Muvakkatası” ile 3 Kasım 1918'de merkezi Đğdır

olmak üzere kurulmuş olan “Araş Hükümeti” ve Batum Milli Şura'sı

katılmışlardır. Böylece Batum'dan Ordubad'a Ağrı dağından Azgur'a kadarki

bölgede halkın birliği sağlanmış oluyordu.

112 Fahrettin Erdoğan, a.g.e.,s. 168-169; M.Fahrettin Kırzıoğlu, a.g.e., s. 556. 113 Fahrettin Erdoğan , a.g.e.,s. 69; M,Fahrettin Kırzıoğlu, a.g.e., s. 556-557. 114 M,Fahrettin Kırzıoğlu, a.g.m. s. 958.

Page 54: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

45

4. Daha önce kurulmuş olan 8 kişilik “Muvakkat Heyetin” üye sayısı 12'ye

yükseltildi.115 Bu 12 kişilik heyet hükümetin parlementosunu teşkil ediyordu.

5. Çekilen Türk Ordusu, idareyi müttefikler adına Đngiliz heyetine bırakırken

elinde bulunan silah ve cephaneyi de çeşitli yollarla Milli Şura’ya terkediyordu.

Bu silah ve cephanenin teslim alınarak ilgili kişiler ile halka dağıtılmasına ayrıca

Milli Şura Hükümetine ait 8000 kişilik bir kuvvet verilmesine karar verilmiştir.

Geri çekilen Türk Ordusu tarafından her bakımdan desteklenen bu askeri

kuvvetler Aras boylarında Ermeniler, Kür boyu ve Acara taraflarında da

Gürcülere karşı Milli Şura hudutlarını korumak üzere and içildi.

6. Kongrede Milli Şura Hükümeti tarafından her ne olursa olsun Osmanlı

Devleti'ne ve halifeliğine bağlı kalınarak, Türk bayrağının kullanılmasına, adalet

ve idari işlerin Osmanlı Devleti kanunlarına göre yürütülmesine karar verildi.

7. Oltu, Kağızman, Ardahan ve Nahcivan'da beşer kişilik Milli Şuraların kurulması

kararlaştırıldı.

Bu arada mütarekenin hükümlerine göre, 11 Kasım'da Đngilizler Kars'a gelerek

ordu kumandanlığından müstahkem mevkii devir aldılar. 17 Aralık' ta Batum'a 7000

asker çıkaran Đngilizler demiryolu ile Tiflis'e oradan da Kars'a Albay Temperley

idaresinde bir birlik gönderdiler. Đngilizler 12 Ocak 1919'da Kars mevkilerine yerleşmiş

bulunuyorlardı.116

2. 2. I.Ardahan Kongresi (3–5 Ocak 1919)

5 Kasım 1918'de Kars Milli Đslam Şurası'nın kurulmasının hemen ertesi günü

Ardahan'da da faaliyetlere başlandı. Özellikle III. Fırka Kumandanı Kaymakam Halid

Bey, Ardahan ve çevresinde halkrn teşkilatlanmasında önemli rol oynadı.

115 Merkez Mümessiller Heyetini oluşturanlar hakkında bkz, M,Fahrettin Kırzıoğlu, Milli Mücadelede Kars, Ankara,1956, s. 1. 116 M.Fahrettin Kırzıoğlu, a.g.e., s. 9.

Page 55: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

46

6 Kasım 1918'de Ardahan Hükümeti Mahalliye Reisi Binbaşı Salih, 9.Ordu

kumandanlığına bir telgraf göndererek Ardahan Livasındaki halkın bir mahalli cemiyet

teşkil ederek, ulusal geleceklerini hükümete arz etmek üzere delege seçimi yapmayı

istediklerini bildirdi.117

9.Ordu Kumandanı Yakup Şevki 7 Kasım 1918'de verdiği cevapta, Türk

topraklarının ayrılmaz bir parçası olan Ardahan halkından kendi gelecekleri için delege

seçip göndermelerini istedi.118

I.Ardahan Kongresine Halid Bey'in başkanlığında Dr. Hakkı Cenâb, Dr.Abidin,

Ağacıkoğlu Dr. Fuad, Filibeli Hilmi, Baytar kaymakamı Arif ve Ebülhindili Köseoğlu

Cafer ile Ardahan eşrafından Haşimoğlu Rasim (Acar) Beyler katıldı.

Kongrede alınan kararlar gereği;

1. Devletimize Đngilizlerin dikte ettirdiği Mondros Mütarekesi şartları her türlü

çareye başvurularak uygulanmayacaktı.

2. Eldeki silahları teslim etmek şöyle dursun düşmanla savaşılacak ve yeniden

silahlanılacaktı.

3. Yeni kurulmuş olan Ahıska ve Elviye-i Selâse'yi teşkil ecen topraklarımızla

birlikte Mondros Mütarekesinin ağır şartlarına mahkûm edilen anavatanı da

kurtarmak için geniş teşkilat kurup zafer’e ulaşıncaya kadar yılmadan çalışmak.

4. Derhal Milli Đslam Şurası bölgeleri, temsilcileriyle Ardahan da yeni bir kongre

hazırlanacak.119

Alınan kararlar telgraf ve telefonlarla etrafa duyurularak Đngiliz işgalinden önce

Đngilizlerin Ardahan'a gelmeleri istendi.

117 ATASE Ar şivi, Kl s. 251, Dos. 4 F,11–1. 118 ATASE Ar şivi, Kl s. 251, Dos. 4, F.11. 119 M.Fahrettin Kırzıoğlu ,a.g.m.,s. 959.

Page 56: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

47

I.Ardahan kongresi, sadece Elviye-i Selâse'nin değil bütün yurdun

kurtarılmasından bahsettiği için oldukça ilgi çekici bir durum arz eder.

2. 3. II. Ardahan Kongresi (7–9 Ocak 1919)

II. Ardahan Kongresi, 7–9 Ocak 1919'da Haşimoğlu Rasim Bey’in konağında

yapıldı ve Kars, Erzurum ve Trabzon'dan delegeler katıldı. Kongreye, I.Ardahan

Kongresine katılan üyelerin dışında, Ahıska'dan Osman Server (Atabek), Ahilkelek'ten

Mehmet Ali ve Afzal Bey, Kars'tan Cihangiroğlu Đbrahim ve kardeşi Hasan Han,

Kağızman'dan Ali Rıza, Çıldır'dan Dr. Esat (Oktay), Oltu'dan Tahir Beyzade Yusuf Ziya

ve Şakiroğlu Ahmet, Mehmet Ramiz, doğru Haşimoğlu Rüstem (Acar), Şüregel'den

Akbabalı Hacıabbasoğlu Kerbelalı Mehmet Bey'ler katıldılar.120

Üç gün devam eden çalışmalar sonrasında şu kararlar alında. Alınan kararlar

I.Ardahan Kongresi kararlarını destekler nitelikteydi ve daha geniş içerikliydi.

1. Merkez Kars olmak üzere, bütün şuralardan katılacak delegelerle “Cenubi Garbî

Kafkas Hükümeti Muvakkat -ı Milliyesi”ni kurmak üzere, büyük bir kongre

yapmak.

2. Geri çekilen 9.Ordu'dan alınacak silah ve malzemeler, ordudan ayrılan gönüllü

er ve erbaşlar halktan toplanan gönüllüler ile yine ordudan ayrılacak subayların

idaresinde, düzenli asker birlikleri kurarak, Ermeni ve Gürcülere karşı koymak.

3. Erzurum, Batum ve Trabzon'da çıkan Seday-i Millet, Albayrak ve Đkbal

gazeteleriyle halkı uyarmak, dış dünyaya yayın ve resmi belgelerle milli hakları

tanıtmak.

4. Hiçbir suretle mevcut silahlarımızı Đngiltere ve onun ortaklarına (Gürcü ve

Ermeniler) teslim etmemek ve 1914 sınırı gerisine çekilecek III.Fırka

kumandanı Halit Bey’in Elviye-i Selâse'ye askeri yardım ve müdahalesini

devam ettirmek.121

120 Sami Önal, a.g.e.,s. 42-43; M,Fahrettin Kırzıoğlu, a.g.e., s. 9-10. 121 M.Fahrettin Kırzıoğlu, a.g.e., s. 12.

Page 57: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

48

I. ve II. Ardahan Kongereleri tam zamanında toplanmış ve önemli kararlar

alınmıştı. II. Ardahan Kongresinin ilk günü, Đngiliz Generali F.Walker, Türk ordusunun

biran evvel Kars'ı terketmesi ve Kars'a Ermenilerin gelmesi hakkında Y.Şevki Paşa ile

görüşmekteydi.

Ardahan Kongrelerinde alınan kararlar, hiç bir taviz vermeden uygulanmaya

başlandı.

2.4. Cenubi Garbi Kafkas Hükümeti Dönemi

Ardahan Kongresinde alınan kararlar doğrultusunda 17/18 Ocak 1919 gecesi

büyük Kars Kongresi vali konağında toplandı. Bütün şura şubeleri birleştirilerek

“Cenubi-garbi Kafkas Hükümeti Muvakkata-i Milliyesi” kuruldu. Milli Şura

Hükümetinin” ismi değiştirilerek yeniden kurulan bu hükümet, Kars, Ardahan, Batum

sancakları ve kazaları ile Nahçıvan, Ordubad, Culfa, Ahıska ve Ahilkelek'i kapsıyordu.

Başkanlığına yine Cihangiroğlu Đbrahim Bey seçildi.122 Ardından hükümet üyeleri

seçilerek çalışmalara başlandı. 123 Hükümetin üyeleri şunlardan oluşuyordu.

1. Parlamento Reisi - Çıldır'lı Dr. Esat (Oktay) Bey.

2. Dâhiliye Nazırı - Kağızmanlı Ali Rıza Bey

3. Adliye Nazırı - Đrevanlı Hâkim Ağababayoğlu, Abbas Ali Bey.

4. Hariciye Nazırı - Divriği'li Fahrettin Bey.

5. Harbiye Nazırı - Cihangiroğlu Hasan Bey.

6. Maliye Nazırı - Gümrü'lü Hudadadbeyoğlu Mehmet Bey.

7. Maarif Nazırı-Önce Türkiye Rumlarından Kars’ta yerleşen Mihail sonra Kocaoğlu Mehmet Bey.

8. Đcra Nazırı - Hasanbeyoğlu Mehmet Bey daha sonra Yusuf Bey.

9. Nafia Nazırı - Đrevanlı Mühendis Mahmut Bey.

122 Fahrettin Erdoğan, a.g.e.,s. 184; M,Fahrettin Kırzıoğlu, a.g.e. s. 18-19; T,Zafer Tunaya,,Türkiye'de Siyasi Partiler, 1895-1952, Đstanbul 1952, s. 486. 123 A.Ender Gökdemir, Cenubi Garbi Kafkas Hükümeti, Ankara, 1989, s. 90; Cevat Dursunoğlu, a.g.e.,s. 345.

Page 58: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

49

III. BÖLÜM

MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM ĐNDE DOĞU ANADOLU

3. MĐLL Đ MÜCADELE BA ŞLANGICINDAN TBMM'N ĐN AÇILI ŞINA KADAR

GEÇEN SÜRE ĐÇĐNDE BÖLGEDE GEL ĐŞEN OLAYLAR

Kuzey Batı Kafkas Hükümetinin 12 Nisan 1919’da Đngilizler tarafından

dağıtılmasından sonra, başta Kars olmak üzere bölgedeki Đslam ahali büyük bir Ermeni

katliamı ve baskısı ile karşı karşıya kaldı.

Mondros Mütarekesinin ardından, Mütarekenin 7’nci Maddesi gereğince 15

Mayıs 1919'da Đzmir Yunanlılar tarafından işgal edildi.124 Memleket doğudan ve batıdan

işgal ediliyordu.

Karadeniz'in güneyinde Orta Anadolu’ya bir kapı olma özelliği taşıyan Samsun,

taşıdığı stratejik önemden dolayı Đngilizlerce işgal edildi. Samsun, Mütareke

Türkiye'sinin en huzursuz bölgelerinden biri idi. Bölgenin etnik yapısı, harp içinde

yaşadığı maceralar (Ermeni ve Rum tehciri) ve Pontuscu hazırlıklar bu huzursuzluğun

başlıca kaynağı idi. Çoğu Rum olmak üzere elli kadar çete, Samsun civarı içinde huzur

ve asayişi kökünden sarsmış bulunuyordu. Bütün bu özellikleri ile mütarekenin ilk

aylarından itibaren Samsun bölgesi, Đstanbul'daki Đngiliz kumandanlığının dikkatini

çekmiştir.125

Đngilizlerin, bölgedeki asayişsizlik ve Türk halkının Rumlara karşı silah-

landırıldığı hakkında şikâyetleri üzerine, Đstanbul Hükümeti olağanüstü yetkilerle

güvenilir bir kumandanı bölgeye göndermeye karar verdi. Bu sıralarda Türk

Genelkurmayı, kaldırılan Ordu Kumandanlıklarının yerini müfettişlikler kurarak

doldurmaya çalışıyordu.

124 Sabahattin Selek, Anadolu Đhtilali, Đstanbul 1973, s. 228; Nimet Arsan, Atatürk'ün Tamim, Telgraf ve Beyannameleri C.IV, Ankara,1982, s. 23–24. 125 Sabahattin Selek, a.g.e.,s. 207-208.

Page 59: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

50

Geniş yetkilerle Anadolu'ya geçen M. Kemal, gerçek düşüncesini faaliyete geçirebilme

fırsatını da elde etmiş oluyordu. Đlk olarak 22 Mayıs 1919'da Sadaret makamına bir

rapor yazan M. Kemal, raporunda, açık bir ifade ile Milli Mücadelenin birliğe ve Türk

Milliyetçili ğine dayalı olduğunu açıkladı.126 22 Haziran’da Amasya Tamimini

hazırlayan M. Kemal Paşa, vatanın kurtuluşunun milletin azim ve iradesine bağlı

olduğunu belirterek, Türk Milletini mücadeleye çağırdı. 127Milli Mücadele Türk

milletinin özverili çalışmaları ile başarıya ulaşabilineceği anlamak gerkiyordu.

3.1. Milli Mücadelenin Doğu Anadolu’da Teşkilatlanması

Kuzey Batı Kafkas Hükümetinin dağılmasından sonra, Ermenilerin Vilayât-ı

Şarkiyye'ye saldıracaklarını düşünen M. Kemal Paşa, 15 nci Kolordu'nun

muhafazasından yanaydı. 28 Mayıs'ta Havza'dan Kazım Karabekir'e çektiği telgraf,

Gürcü ve Ermenilere karşı alınacak tedbirleri açıklarken, milletin topluca hazırlıklı

olmalarını belirtiyordu.

Bu durum Đngilizleri rahatsız etti. Osmanlı Hükümeti üzerinde Đngiliz bakışının

artması üzerine 23 Haziran'da M. Kemal azledildi.

Birkaç gün sonra da M. Kemal, Erzurum'a hareket ederek 3 Temmuz'da sıcak bir

ilgi ile karşılandı. 23 Temmuz'da toplanan kongre önemli kararlar alan bir Temsil

Heyeti seçmiş temel faktör olarak da kayıtsız, şartsız milli haysiyet prensibini

benimsemiştir.128

M. Kemal Paşa Erzurum’a geldiğinde Cenub-i garbi Kafkas Hükümetinin

Hariciye Nazırı Fahrettin Bey Erzurum’da idi.

Erzurum kongresinin toplanma hazırlıkları sürdüğü sırada Fahrettin Bey'in isteği

üzerine Elviye-ı Selase temsilcileri, 15 Temmuz 1919'da Kongre başkanı M. Kemal

Paşa'ya müracaat ederek kongreye katılmak istediklerini bildirdiler.129

126 Atatürk’le Đlgili Ar şiv Belgeleri (1919–1921) Tarihleri Arasında 106 Belge, Ankara 1982, s. 21-22 Belge No. 19-19. 127 Nutuk, C. I, Đstanbul, 1971, s. 30–33. 128 Selahattin Tansel, a.g.e.,s. 17. 129 Vılâyât-ı Sıtte Kongresi Rıyâsat-ı Huzur-ı Ailesine Reis Efendi Hazretleri,

Page 60: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

51

Müracaat dilekçelerinde özetle, aynı uğurda can vermeye karar verdiklerini

hukuk ve haklarının korunması ve savunulması için çalışacaklarını bu bakımdan da

Fahrettin Bey ve Milli Şura Azasından Rasim Bey'i temsilci seçtiklerini kabul

buyurmalarını, rica ediyorlardı.

23 Temmuz 1919'da Erzurum Kongresi açıldığında Elviye-i Selase adına Fah-

rettin ve Rasim Bey'ler katıldılar.

Kongrenin açış konuşmasında M. Kemal, söz Ermenistan'a gelince “Đstilâ fikri

güden Ermeniler, Nahçıvan'dan Oltu'ya kadar bütün Müslüman halkı baskı altında

tutarak bazı yörelerde katliam ve yağmacılıkta bulunuyorlar. Sınırımıza kadar

Müslüman halkı yok etmek ve bir yandan 400.000 olduklarını iddia ettikleri Osmanlı

Ermenilerine tutamak olmak üzere, onları ülkemize sürmek istiyorlar” diyerek Elviye-ı

Selâsedeki Ermeni mezalimine işaret ediyordu

Fahrettin Bey hatıralarında M.Kemal ile aralarında geçen konuşmadan

bahsetmektedir.

Elvıye-ı Selase, Vilâyât-ı Sitte'nin ayrılmaz bir parçası olmuştur. Bu telakki-yi mecibâneden doğan kanaatle biz kardeşleriniz de, sevgili Türkiye'nin öz ve necib evladlarıyla mücahedede yan yana oturmayı istiyoruz. Gelecek felaket size bize değil hepimizedir. Đcab ettiği gün, siz kardeşlerimizle Erzurum Kongresinin toplandığı günün akşamı M, Kemal Kaşanın Erzurum’a gitmek istemesi üzerine Fahrettin Bey yanına gider. Paşa, ona 24 saat içinde aynı saff-ı harp üzerinde can vermek için karar vermişiz. Bu hissimizden fedakârlık yapmak niyetinde değiliz. Avrupa'nın özellikle Đngilizlerin bizim için reva gördükleri müteessif hareketler yüzünden zayi edilen hukukumuz, henüz telafi etmez bir halde değildir. Đşte biz kardeşleriniz bu hukukumuzun ikad edecek büyük kongrede müdafaası için Cenub-i garbi Kafkas Hükümeti sadık hariciye nazırı Fahrettin Bey'le Ardahan eşrafından ve milli şura azasından Rasim Bey'i Salahiyyet-i lazimeyi haiz murahhas sıfatıyle kongrede isbat-ı vücud etmek üzere seçtik. Bu itimadnamenin yeterli bir vesika olarak buyrulmasını ihtiramatımızı ilaveten rica ederiz . Đmzalar 15 Temmuz 1335 Ardahan Aşiret Rüesasından Ardahan Eşrafından ve

Mehmed Ardahan Milli Şura Çıldır Eşrafından (Sabık) Reisi Mehmed Ali

Kars Şura-yı Milli Reisi Dr,Esad Ardahan Milli Şura Azasından

Hacı Hamidzade Hafız

Ardahan Milli Şura Azasından

Ardahan Milli Şura Azasından Abdulah AğazadeKamil

Hacı Nebizade Kamil Ardahan Aşiret Rüesesasından Bahri

ATASE Atatürk Özel Ar şivi Kl s. 5, Dos. 1335, F,3

Page 61: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

52

M. Kemal Paşa ile Fahrettin Bey arasında geçen bu görüşme sonunda, Đngiliz-

lerin kongreyi dağıtabileceği endişesi ile Elviye-i Selase üye temsilcilerinin kongreye

katılmamasına karar verilir. Alınan karar gereğince, temsilciler, teşkilatlarına giderek,

Azerbaycan'la Türkiye arasında irtibat sağlamakla görevlendirilir.130 Bunun üzerine

Fahrettin Bey Erzurum'dan ayrılarak Oltu'ya gitti. Kars'ın kurtarılmasına kadar Oltu ve

çevresinde faaliyetlerde bulundu.

Erzurum Kongresinde açıkça Elviye-i Selase’den bahsedilmiyordu. Ancak 1.

maddede çizilen milli sınırlar içine Elviye-i Selase de dâhil edilmiştir.

Erzurum Kongresinden sonra Heyet-i Temsiliye BMM kurulup görevini ona

devredinceye kadar Elviye-i Selase meselesi ile ilgilenmiştir.131

Sivas Kongresinde, Erzurum Kongresindeki kararlar aynen kabul edildi. Bu

Elviye-i Selase açısından oldukça önem taşımaktaydı. Öyle ki her iki kongrede resmi

temsilcilerinin olmamasına rağmen, Elviye-i Selase meselesine sahip çıkarak, orayı

kurtarılması için mücadele edilecek vatanın bir parçası olarak kabul etmiştir.

Erzurum ve Sivas Kongresi kararlarının daha sonra Misak-ı Milli'yi oluşturması

ile Elviye-i Selâse bu defa da Misak-ı Milli de yer almıştır.132 2’nci madde de yer alan

Elviye-i Selâse'nin vatan sınırları içinde sayılması maddesi Türk Yurdunun ayrılmaz bir

parçası olduğunu gösteriyordu.

3.2. Ermenistan ve Manda Sorunu

I.nci Dünya Savaşı'nın bitiminden sonra toplanan Paris Barış Konferansında

gündeme getirilen ve bu konferansta kabul edilen manda sistemi, Latince “Mandetum”,

Fransızca “Mandat” kelimelerinden gelmekte olup, “vekâlet” anlamında

kullanılmıştır.133

130 Fahrettin Erdoğan, a.g.e.,s. 228-229. 131 Ayrıntılı bilgi için bkz, Uluğ Đğdemir, Heyet-i Temsiliye Tutanakları, Ankara, 1975. 132 Đsmail Soysal Türkiye'nin Dı ş Münasebetleri ile ilgili Başlıca Siyasi Anlaşmaları (1920–1945) C.I, Ankara 1983, s. 15–16. 133 Edip Çelik “Manda ve Vesayat Rejimleri Hakkında Milletlerarası Adalet Divanı'nın Đstişari Mütalaası” M.Raşit Sevig'e Armağan, Đstanbul 1956, s. 264–265.

Page 62: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

53

Paris Barış Konferansında ortaya atılan bu sistem, toprak ilhakını önlemeyi

yönelik insancıl bir sistem olarak gözükmektedir. ABD Cumhurbaşkanı woodrom

Wilson’un 8 Ocak 1918'de Amerikan Senatosuna gönderdiği ondört maddelik

muhtırasına dayanmaktadır. Bu muhtırada gelecekte kurulacak barışın temelleri iki

önemli nokta üzerinde açıklanıyordu.

1. Büyük ve küçük, bütün devletlere siyasi bağımsızlıkları ve toprak bütünlüklerini

karşılıklı olarak garanti altına almak imkânını sağlamak amacıyla bir milletler

teşkilatı kurmak. ( madde 14)

2. Milletlerin kendi geleceklerini kendilerinin hâkim olmaları ya da değişik bir

ifade ile toprak sınırlarının milletler ilkesine göre düzenlenmesiydi.134

O zamanki dünya siyasal durumu içinde Wilson'un bu iki prensibi incelenecek

olursa; savaşan milletlerin yaralarının sarılması için çekici bir teklif niteliğindedir. Artık

devletlerarasında siyasal dengeyi sağlayacak olan uluslararası bir birlik kurulacak ve

ulusların sorunları, silaha sarılmadan birlik aracılığı ile çözümlenebilecektir.

Ayrıca, “Milletlerin kendi geleceklerine kendilerinin hakim olması” prensibi

özellikle yenik düşmüş, asker ve ekonomik gücü zayıflamış devletler için zayıf da olsa

bir ümit ışığı olmuştur.

Mondros Mütarekesi imzalanmasından sonra başlayan işgaller çeşitli nüfuz

bölgeleri meydana getirme çabaları, Türk aydın ve idarecilerini “ülkenin toprak

bütünlüğünün ortadan kalkacağı” endişesine sevketmişti. Başkan Wilson'un harp

sonunda ortaya attığı adil barış formülleri ve nutukları, harpten ve batmaktan kurtuluş

için bir yol arayan Türk aydınlarında Amerika'ya karşı bir hayranlık ve umut

yaratmıştı.135

Öte yandan, Ermeniler ve Rumlar, Türkler katliam yapıyor iddiası ile Batı

ülkeleri ve Amerika'yı etkilemeye çalışıyorlardı.

134 Fahir Armaoğlu 20,Yüzyıl Siyasi Tarihi 1914–1980, Ankara 1983, s. 135. 135 Sabahattin Selek, Anadolu Đhtilali, Đstanbul 1981, s. 275.

Page 63: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

54

Paris Konferansında manda yönetimi altına alınacak ülkeler için kendilerini

idareden yoksun denmektedir. Osmanlı Devleti de aynı kapsama sokulduğundan dolayı,

“Türklerin kendi başlarına adaletli ve devamlı bir rejim kurup ülkelerini

genişletemeyecekleri inancı”136aydınlar arasında yayılmıştı. Bu rejimi ancak ABD gibi

güçlü bir devlet sağlayabilirdi.

Aynı zamanda Paris Barış Konferansı başta olmak üzere diğer barış

konferanslarında da Osmanlı Devleti’nin tümü veya bazı belgeleri için en çok önerilen

mandater yönetim, Amerikan mandasıdır. Barış Konferanslarındaki öneriler Türk aydın

ve idarecilerini büyük ölçüde etkilemiştir.

3.2.1. Barış Konferanslarında ABD'ne Manda Önerisi

Paris Barış Konferansının başlarında gündeme Amerika'nın Türkiye üzerinde bir

mandayı üstlenmesi gelmiştir. Bu öneriler, önce Türkiye'nin tümünü kapsayan manda

önerisi, daha sonra Ermenistan ve Đstanbul ile Boğazlar mandası biçimindedir. Lloyd

George tarafından önerilen Amerikan mandası, Fransa tarafından da destek görmüştü. 137 Bu fikir başkan Wilson tarafından kabul edilmekle birlikte, Amerikan halkının ve

senatonun görüşü henüz belirgin değildi. Rusya ile Türkiye arasında bir set çekmek

isteyen Đngiltere, Ermenistan'ın bir manda yönetimiyle kontrol altında tutulmasını ve bu

mandanın da ABD'ne verilmesini istiyordu.138 Böylece, Đngiltere, Fransa, Rusya ve

Türkiye'nin arasına ABD'nin bir tampon olarak konulması139 Đngilizlerin bölgeye nüfuz

etmelerini daha da kolaylaştırabilecekti. Ayrıca Đngiltere ekonomik sebeplerden dolayı

Ermenistan'a yapamadığı yardımı Amerika kanalıyla gerçekleştirmiş olacaktı.

Çok karmaşık ve çıkar hesaplarının yapıldığı bu manda önerisi Yunanlıların

Đzmir'e çıkarılışı sırasında yoğunlaşırken ABD Başkanı Wilson istekli görülüyordu.

136 Đzzet Öztoprak Kurtulu ş Savaşında Türk Basını (Mayıs 1919-Temmuz 1921) Ankara 1981, s. 80. 137 Reşat Sagay XIX ve XX YY, Büyük Devletlerin Yayılma Siyasetleri ve Milletlerarası Önemli Meseleler, Đstanbul 1972, s. 164. 138 John De Novo, American Đnterests and Policies in the Middle East 1900 1935-Đstanbul Minneopolis 1963, s. 418. 139 Abdülahat Akşin, Atatürk'ün Dı ş Politika Đlkeleri ve Diplomasisi, C.1, Đstanbul 1966, s. 72.

Page 64: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

55

Lloyd George, özellikle Đstanbul, Boğazlar ve Ermenistan için Amerika'nın

mandayı üzerine alması konusunda ısrar ediyordu. Đngiltere bu bölgelerde Fransa'nın

söz sahibi olmasına karşıydı. Fransa ise aynı şekilde Đngiliz hâkimiyetini

benimsemiyordu. Öteki ilgili güçler, kendileri direkt olarak hâkimiyetleri altına

alamayacakları için ABD mandasını kabul ettiler. Öte yandan ABD Ortadoğu'da

emperyalist emeller beslemiyordu. ABD'nin varlığı, Bolşevizmin güneye yayılmasına

bir engel oluşturarak, Akdeniz’deki Đngiliz menfaatlerini korumada bir vasıta olacaktı.

Đngiliz hedefleri emperyalist kaynaklara yük olmadan karşılanacaktı ve Đngiltere'nin

duyarlı olduğu toprakların gasp edilmesi söz konusu olmayacaktı.140

21 Mayıs'taki Đngiliz önerisi yine Lloyd George tarafından yapılıyordu. Bu

öneride Anadolu’nun tümünü bırakıp Đstanbul ve Ermenistan üzerinde ABD'nin manda

kabul etmesi ileri sürülüyordu. Gerekçe olarak da bölgede kan ve vahşetin

durdurulması, Ermeni soykırımının ortadan kalkması, bölgedeki Hıristiyan halkın

huzurlu yaşaması, Amerikalı misyonerlerin faaliyetlerini sürdürmesi Yakın Doğu'da

Amerikan menfaatlerinin korunması idi.

Đlk bakışta gerekçeler ABD açısından kabul edilebilir ve mantıklı gibi gözükse

de Wilson ve danışmanları, ABD Senatosunun ve Amerikan Halkının, Yakın Doğu'da

gereksiz sorumluluklar altına girmeyi onaylayacağının düşük bir ihtimal olduğunu

söylemişlerdir. Böylece ABD, bir Đngiliz olupbittisiyle büyük bir büyük bir sorumluluk

altına girmemiştir.

Ermenistan üzerinde Amerikan mandasını önerenlerin başında Ermeniler

gelmektedir. Nitekim öneriler Paris Barış konferansında sürekli temsilci bulundurmak

istemişler bu istekleri kapsayan bir muhtıra sunmuşlardı (26 Şubat 1919). Bu

muhtıranın ikinci ve üçüncü maddelerinde şu hususlara yer veriliyordu.

2. Kurulacak Ermeni Hükümeti itilaf Devletlerinin ve Amerikanın da katılmasını

istediği Milletler Cemiyetinin ortak garantisi altında olacaktır.

140 Bu konuda ayrıntılı bilgi için Bkz, John A De Nova, a.g.e.,s. 118.

Page 65: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

56

3. Barış Konferansı tarafından bir geçiş dönemi olarak devletlerden birine,

Ermenistan hakkında ezel bir manda verilmelidir. Kendisine manda verilecek devletin

seçilmesi konusunda şimdi Paris’te toplanmış bulunan ve bütün Ermeni milletini temsil

eden Ermeni delegasyonunun görüşü alınmalıdır. Mandanın süresi en çok yirmi yıl

olacaktır.141

31 Temmuz 1335 (1919) tarihli Türkyank adlı Ermeni gazetesi de özetle

“Amerika vesayeti ise Ermenistan için elzemdir” denilerek142 Amerikan mandası

öneriliyordu.

Bu öneriler karşısında istekli görünen ABD Başkanı Wilson tek başına karar

vermenin güçlüğü karşısında Yakın Doğu’da mandalar konusunu incelemek üzere

“King Crane Heyeti”ni bölgeye gönderdi.

3 Haziran 1919' da Đstanbul’a gelen heyet yetkilileri bazı Türk yetkilileri ile

görüşerek Amerika'nın Yakın Doğu’da hiçbir siyasal emeli olmadığını ancak Doğu

Anadolu'da bakımsız bir Ermenistan'ın Türkiye açısından yararlı olduğunu

açıklamışlardır.143

Wilson, konferansta Lloyd George, Clemanceau ve Orlando'nun önerileri ile

ABD'nin Ermenistan ile Đstanbul ve Boğazlar üzerinde mandasını benimsemiş olarak 27

Haziran’da ülkesine dönerken konu ile ilgilenmek üzere Yakın Doğu yardım işlerinin

yöneticisi olan Herber Hoover'i görevlendirdi. Hoover, bölgeyi incelemek üzere General

Harbord başkanlığında bir heyet kurarak bölgeye gönderdi.144

3.2.2. Manda ve Himaye önerilerinin Kongrelerde Tartışılması

Kongreler, kurtuluş çareleri arayan aydın ve idarecilerimizin manda ve himaye

fillerini en çok tartıştıkları yerler olmuştur.

141 Esat Uras,a.g.e.,s. 658. 142 ATASE Arşivi, Kls. 75, Dos. 292, fh,33 - ATASE Ar şivi, Kl s. 71, Dos. 238, fh.5–8- ATASE Ar şivi, Kl s. 78, Dos. 290, fh,6–4. 143 Seçil Akgün, “Kurtuluş Savaşı Başlangıcında Türk-Ermeni Đlişkilerinde ABD’nin Rolü”, Tarih Boyunca Türklerin Ermeni Toplumu ile Đli şkileri Sempozyumu, Atatürk Üniversitesi Rektörlüğü Yayınları, Erzurum, 2000, s.336. 144 Ayrıntılı bilgi için bkz, Hoover, Herbert, The Ordeal of woodrow Wilson, Newyork, 1969,s.152.

Page 66: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

57

Erzurum'da bir kongre toplanması kararının Mayıs 1919 sonlarına dayandığı

anlaşılmaktadır. Sadrazam Damat Ferit Paşa'nın “Osmanlı Devleti Đdaresinde özerk bir

Ermenistan'ı kabul edeceklerini” Paris Konferansına bildirmesi.145 Doğu Anadolu

Müdafaai Hukuk Cemiyetinin ve Erzurumluların harekete geçmesine neden oldu. “Milli

Bağımsızlığın kurtarılması için milli birlik ve azmini dünyaya göstermelidir.”146

Fikrinde anlaşan heyet, Trabzon, Erzincan ve Đstanbul ile haberleşmiş, Doğu illerinin

savunması için, Doğu illerinin katılımı ile Erzurum'da bir kongre toplanmasına karar

vermişlerdi.147 Erzurum Kongresinin toplanmasına karar verilmesinden (29 Mayıs

1919) kongreye kadar geçen sürede manda ve himaye konusu aydın ve idarecileri büyük

çapta meşgul etmiş ve tartışmalara neden olmuştur.148

Manda önerisini savunanlar kongre için yeterli hazırlık yapamadıklarından,

kongrenin daha çok Ermeni tehlikesine ağırlık vermesinden dolayı mandanın kabülü

yönünde olumlu sonuç çıkmamıştır. Ama kongrenin 7 nci maddesi manda yanlılarınca

ümit ışığı olarak değerlendirilmiş, hatta bazılarınca kabulü halinde yorumlanmıştır.149

Hâlbuki Mustafa Kemal ve bazı arkadaşlarına göre bu madde açıkça manda ve

himayeyi red anlamına geliyordu.150

Erzurum Kongresinde umduklarını elde edemeyen manda yanlıları, kongrenin 7

nci maddesini, Amerikan mandası olarak yayınlayıp Sivas Kongresinde bu yolda daha

açık bir karar çıkması için çaba sarf etmişlerdir. Gerçekten de Sivas Kongresi oldukça

yoğun manda tartışmalarına sahne olmuştur.

Sivas Kongresinde manda meselesi uzun uzadıya tartışılırken, kimi taraf

mandayı savunmuş, kimi taraf ise karşı çıkmıştır. Tutanaklara bakıldığında manda

fikrini savunanların Erzurum kongresine nazaran daha çok hazırlıklı oldukları

145 Mine Erol Türkiye'de Amerikan Mandası Meselesi (1919–1920) Giresun, 1972, s. 75. 146 Kazım Karabekir, Đstiklal Harbimizin Esasları, Đstanbul 1957, s. 45. 147 Mine Erol ,a.g.e., s. 76 148 Ayrıntılı bilgi için bkz, Namık Ambarcıoğlu, Ahmet Emin Yalman’ın Mütareke Devrinde Yazdıkları, Ankara 1945, s. 117. 149 Halide edipAdıvar hatıralarında, 7 nci maddedeki “…milliyet esaslarına riayetkâr ve memleketimize karşı istila emeli beslemeyen herhangi bir devlet ifadesiyle” ABD’nin kastedildiğini yazmaktadır. Halide Adıvar, Türk’ün Ate şle Đmtihanı, Đstanbul, 1962, s. 18–19. 150 M. Kemal Atatürk, Nutuk, C,1, Ankara 1974, s.62–63. “… Hakikaten bu maddenin ifade ediliş şeklinde ihtimal ki mandacılıkta pek ileri giden ve sonu gelmez propagandaları ile umumi efkara karıştıranları susturmaz.”

Page 67: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

58

görülmektedir. Bu mandayı savunanların başında Bekir Sami, Đsmail Hami, Vasıf, Rafet

Beyler'le Đsmail Fazıl Paşa gelmekteydi.

Madde 7: Milletimiz çağdaş gayelerin büyüklüğüne inanır, teknik, siyasi ve

iktisadi durumumuzu ve ihtiyacımızı takdir eder. Bu bakımdan devlet ve milletimizin

içte dışta bağımsızlığını ve vatanımızın bütünlüğünü korumak şartıyla altıncı maddede

bu belirtilen sınırlar içinde milliyet esaslarına saygılı ve memleketimize karşı istila

emeli beslemeyen herhangi devletin teknik, siyasi ve iktisadi yardımını memnunlukla

karşılarız. Bu adaletli ve insanca şartları taşıyan bir barışında bir an önce

gerçekleşmesi, insanlığın selameti ve dünyanın huzuru adına en özlü milli gayemizdir.

“Efendiler, bu maddenin hangi noktasında manda ve mandaterin Amerika

olacağı fikri vardır? Olsa olsa herhangi cehaletin teknik, siyasi ve iktisadi yardımını

memnunlukla karşılarız sözlerinden manda fikrini çıkaranlar bulunabilir, fakat

mandanın mana ve maksadının bu olmadığı muhakkaktır. Her zaman ve bugün bu

açıklık çerçevesinde yapılacak yardımları memnuniyetle karşılamaktayız ve

karşılarız...”

Sivas Kongresi manda ile ilgili tartışmalarını Amerikan Senatosuna bir mektup

yazmak suretiyle sonuçlandırırken151 Erzurum Kongresinin kabul ettiği yedinci maddeyi

de aynen benimsemiştir. Esasen bu madde ile manda ve himaye reddedilirken bunun

dolaylı ifadesi maddenin yanlış anlaşılmasına da neden olmuştur.

3.2.3. General Harbord Heyetinin Anadolu’da Đncelemeleri

Bütün bunlar olurken ABD tarafından görevlendirilen General Harbord 15

Ağustos 1919'da heyeti ile Paris'e geldi. 46 kişilik Harbord heyetinde ikisi subay, üç'ü

sivil 5 Amerikalı Ermeni bulunmaktaydı.152 Paris'te Ermenilerin ileri gelenleri ile de

görüşen Harbord, 21 Ağustos'ta Paris'ten ayrılarak. Đstanbul'a gelmek üzere Brest'e

hareket etti. Bu günlerde Orta Doğu mandalarını soruşturmakla görevli King Crane

Komisyon'u Paris'e dönerek ABD'nin Paris'teki delegasyon başkanı Frank Polk'a bir

151 ATASE Ar şivi, Kl s.40, Dos.158, F .72-Z; Karabekir Kazım,a.g.e., s.55-56; Erol Mine, a.g.e.,s.123. 152 Seçil Akgün, General Harbord'un Anadolu Gezisi ve (Ermeni Meselesine Dair) Raporu, Đstanbul 1981, s. 66.

Page 68: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

59

rapor verdi. Konferansa sunulmayan bu raporda “Türkiye, Đstanbul, Türkiye ve

Ermenistan olarak üçe bölünsün, buralarda kurulacak mandaterlik için ilk sırada ABD

düşünülebilir. Yunanlılar Anadolu'dan çıkarılmalıdır. Kilikya Ermenistan'a

bağlanmalıdır. Đzmir'e özerklik verilmelidir.153

2 Eylül'de Đstanbul'a gelen heyet önce Padişah Vahdettin sonra da Sadrazam

Damat Ferit ile görüşmüştür. Robert Koleji'nde şerefine resmikabul verilmiş, pekçok

gazeteci ve Türk aydını da toplantıya katılmıştır. Ayrıca toplantıya katılan Hüseyin

Ragıb Bey'in belirtiğine göre Rum, Ermeni ve Musevilerden de toplantıya katılanlar

olmuştur.154 Amerikan Mandasını savunan bazı Türk aydınlarının da (Halide Edip)

toplantıya katıldıkları bilinmektedir.

General Harbord, Đstanbul'daki temasları sırasında Türkler ve Türkiye hakkında

incelemelerde bulundu. Amerikanın Đstanbul Yüksek Komiseri, Amiral Bristol ile de

özel olarak görüştü. Đstanbul'daki görüşmelerini tamamlayan heyet ikiye ayrılarak

çalışmalarına devam etti. Bir kısmı sağlık, maliye ve ticaret gibi konuları araştırmak

üzere Đstanbul'da kaldı. Bu grup daha sonra Karadeniz yolu ile Tiflis'e, geriye kalan 30

kişi ise demiryolu ile Anadolu'ya geçmiştir.

Seyahat programı, yapılan incelemelerin ne kadar ciddi ve geniş kapsamlı

olduğunu göstermektedir. Seyahat programı gereğince, Haydar Paşa'dan hareketle

Đzmit-Konya-Adana üzerinden Tarsus, Mersin, Đskenderun, Halep'ten Mardin'e oradan

otomobille Diyarbakır, Harput, Malatya, Sivas, Erzincan, Erzurum, Kars Erivan ve

Tiflis'e geçilecekti. Sonra yine trenle, Bakü üzerinden Batum'a geçilip Karadeniz

yoluyla Đstanbul'a dönülecekti.155

General Harbord heyetinin gezisiyle Osmanlı idarecileri, (Başta Harbiye

Nezareti olmak üzere) ve Anadolu'da Milli Mücadeleyi yürüten Türk aydın ve

idarecileri yakından ilgilenmişlerdir.156 Türk aydın ve idarecilerinin asıl amacı Harbord

153 Zeki Sarıhan, Kurtulu ş Savaşı Günlüğü II, Ankara 1984, s.75. 154 Cemal Kutay Türk Milli Mücadelesinde Amerika, Đstanbul, 1979, s. 79. 155 Seçil Akgün a.g.e., s.75. 156 ATASE Ar şivi, Kl s. 184, Dos. 89, F.148; ATASE Arşivi Kl s.102, Dos.362, F.34-2, 34-3, 34-4.

Page 69: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

60

heyetinin tarafsız biçimde incelemelerini yapmalarına yardımcı olmakla birlikte, Türk

yurdunun bir kısmının Ermenistan toprakları olarak gösterilmesine engel olmaktı.

General Harbord Sivas Kongresinden sonra Sivas’a geçmiş 22 Eylül'de Milli

Mücadelenin önderi M. Kemal Paşa ile de görüşmüştür. Görüşmelerden her iki taraf

memnun kalırken, M. Kemal, Türk görüşünü kapsayan bir muhtırayı Harbord'a

göndermiştir. Muhtıra'da “Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti”nin kuruluş

sebepleri ve teşkilatı ile son durum, Ermeniler, Amerikan yardımı ve Bolşevizm.

Bolşeviklere karşı görüşümüz konuları” yer almaktadır.157 General Harbord’un M.

Kemal’le görüşmesi sonucu manda ile ilgili söyledikleri, bazı Türk aydın ve

idarecilerinin bir kısmının, mandayı nasıl anladıkları konusunda güzel bir örnek olduğu

kadar ilgi çekicidir. Harbord, Türk aydın ve idarecilerinin bir kısmının manda

konusunda farklı düşündüklerini şöyle anlatmaktadır.“... Onların manda sözü ile

anladıkları, bizim görüşümüzden farklıdır. Onlara göre manda ağabeyin kardeşine

önerileri gibi bir şey iç işlerine ve uluslararası ilişkilere karışmadan herhangi bir otorite

ortaya koymadan uygulanan bir ilişki”. 158

25 Eylül'de Erzurum'da 15 nci kolordu Komutanı Kazım Karabekir Paşa ile de

görüşen Harbord, 26 Eylül'de Türkiye'den Rus Ermenistan’ına geçmiştir. Türkiye

dışında Kafkaslardaki incelemesini tamamlayan Harbord 11 Ekim'de Đstanbul'a döndü.

Đstanbul'da bazı görüşmeler yapan Harbord ve heyeti 24 Ekim'de de Paris'e dönmüştü.

16 Ekim 1919 tarihini taşıyan Harbord raporu “Yakın Doğu'da Hakikatler” başlığını

taşmakta olup esas itibariyle iki bölümden oluşurken bir de ekler kısmı mevcuttu.159

General Harbord’un raporunda özetle “Ermeni tarihi, bu günkü durumu, politik

faktörler ve sorunlar, Türkiye ve Transkafkaslarda genel ve özel maliye, ticaret ve

endüstri, halk sağlığı ve bakımı; ahali sinai ve diğer yetenekler, iklim ve doğal

kaynaklar, coğrafi durum, madencilik ve hudutları, manda idaresinin askeri yönden

güçlükleri, ulaşım, haberleşme, biblioğrafya”160 başlıklarını kapsayan incelemeler yer

157 Fethi Tevetoğlu , “Milli Mücadele’de M, Kemal Paşa-General Harbord Görüşmesi” Türk Kültür Dergisi, Sayı 80, s. 590. 158 Seçil Akgün, a.g.e.,a,,14. 159 Seçil Akgün, a.g.e.,a,, 133. 160 Cemal Kutay Örtülü Tarihimiz, C,2, Đstanbul 1975, s.794.

Page 70: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

61

almaktaydı. Raporun en önemli kısmı son kısmıydı. Son kısmında ABD’nin bu bölgede

manda alıp almaması konusunda olumlu ve olumsuz nedenler sıralanmakta idi.161

Harbord raporunda, heyette görev alanların hemen hepsi olumlu ve olumsuz

manda ile ilgili gerekçeler ortaya koyarken “Türkiye ve Transkafkaslar’da Ticaret ve

Endüstri” konularını araştıran Ellıot Grinell Mears” Ortadoğu’da bir sorumluluk

almanın Monrce Doktrini’ne ters düşeceğini, Avrupa’nın emperyalist bir süreçte

olduğunu, bu bölgede mandaterliğin bu yüzden sonsuz sorunlar yaratacağını “öne

sürerek mandaya tamamıyla karşı çıkmıştır.162

Öte yandan Amerikan halkı da, olayın ekonomik yönünü düşünerek baştan beri

manda meselesine olumsuz bakıyordu. Amerika Kamuoyunu, Türkiye’nin ABD’ne

uzaklığı ve ABD’nin Yakındoğu’ya pek fazla tanımaması gibi faktörlerde olumsuz

yönde etkilemiştir.163

General Harbord raporu, Amerikan Senatosuna Başkan Wilson tarafından çok

geç verilmiştir. Wilson Amerika kıtasının dışında yükümlülük üstlenmeye istekli iken,

Wilson'un karşıtları “Amerika'nın Đngiliz emperyalizminin hizmetine giremeyeceğini

ileri sürerek Wilson'un istediği manda tasarısına karşı çıktılar.

24 Mayıs 1920'de Amerikan Senatosunda manda olayı reddedildi ve böylece

ABD için manda sorunu sona erdi. Bundan sonra ABD kapalı siyasetine (Monroe

Doktrini) dönerek Avrupa siyasetinde uzak kalmayı tercih etti.

Türk Milli Mücadelesinin daha başlarında ortaya çıkan manda fikri Anadolu1 da

başlayan direniş ve birlik karşısında tutunamadı. Birçok Türk aydını manda fikrini

savunmasına rağmen Türk halkının direniş ve bağımsız yaşama arzusu buna engel oldu.

161 Bu konuda ayrıntılı bilgi için bkz, “Türkiye’de Kurulmak Đstenen Amerikan Mandası (General Games G, Harbord’un Gizli Raporu) BTTD , C,4, Sayı 33, s. 11-14, 162 Seçil Akgün, a.g.e.,,,, s.136 ayrıca Seçil, Akgün, Ana Hatlarıyla General Moseley Raporu; Türkiye’de Amerikan Mandası”, Belleten, Sayı 189-192 s.955-108, 163 Mine Erol a.g.e.,s.20, Ayrıca bu konuda ayrıntılı bilgi için Bkz, Ulagay Osman, Amerikan Basınında Türk Kurtuluş Savaşı Đstanbul 1974,

Page 71: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

62

3.2.4. Heyet-i Temsiliye Döneminde Türk-Sovyet Đlişkileri

Türk Milli Mücadelesinin başlamasından itibaren Anadolu'daki faaliyetler

tamamıyla değişik bir yönde gerçekleşmiştir. Erzurum Kongresinde seçilen Heyet-i

Temsiliyye Anadolu'da bir ihtilal kıvılcımı yakmıştı. Bir yanda manda ve himaye

düşüncesiyle Anadolu topraklarını sömürgeleştirme çabaları, diğer yanda “Ya Đstiklâl

Ya Ölüm” parolasıyla mücadeleye atılanlar.

Daha Amasya'da iken M. Kemal Paşa ve arkadaşları arasında vatanın kurtuluşu

için ihtilal beyannamesi hazırlandı. Milli Mücadelenin başarıya ulaşmasında gerekli

askeri ve siyasi konular da bu görüşmelerde ele alınıyordu.

Bolşeviklerle Türk milliyetçileri arasında ilişkiler ilk defa bu sıralarda

kurulmaya başladı. Rusya da bu sıralarda içten içe kaynıyordu. Bolşevikler, Batı’dan

asker yardımı alan Beyaz Ruslara karşı savaşıyorlardı. Türkler ve Ruslar, Đngiltere'nin

liderliğindeki Batı’dan gelen kuvvetlere karşı koymaktaydılar. Tarihte ilk defa olarak

Türklerle Ruslar aynı koşullar altında ve aynı düşmana karşı idiler.

Milli mücadele taraftarları, Türkiye'nin çıkarları açısından büyük ölçüde yararlar

elde etmek amacıyla doğu ve batıya karşı dikkatle hazırladıkları siyasetlerini günün

gerçeklerine göre etkin biçimde uygulamaya çalışıyorlardı. Milli hareketin ilk

günlerinde milliyetçi önderlerin doğu siyasetini üstün tuttukları görülüyordu. Hâlbuki

Đtilaf Devletleri Türkiye'ye onurlu bir barış önerse batılı devletlerle bir uzlaşmaya

varmayı yeğ tutacaklardı. Ancak milliyetçiler batı ile bir uzlaşmaya varılamayacağını

anlayınca, dikkatlerini doğuya çevirdiler. Doğunun Anadolu hareketini tanımakla

kalmayacağına; Misak-ı Milli'nin uygulanması yolunda Türkiye'ye maddi ve manevi her

çeşit yardımda bulunacağına inanmaya başladılar.164

Türk-Bolşevik ilişkilerini iki devreye ayırmak mümkündür. Biri M. Kemal

Paşa'nın Samsun'a çıktığı 19 Mayıs 1919'dan, T.B.M.M.'nin açıldığı 23 Nisan 1920 tari-

hine kadar olan ilk devir, Diğeri de T.B.M.M.'nin açılmasından bu güne kadar devam

164 Salahi R.Sonyel “Kurtuluş Savaşı Günlerinde Doğu Siyasetimiz 1920,-1921” Belleten, C,XII, S. 164 (Ekim 1977) s. 661

Page 72: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

63

edip gelen devirdir. Birinci devir resmi olmayan, ikinci devir ise resmi olan ilişkiler

devridir.

Rusya'da kurulan Bolşevik rejim milli mücadele başlamadan önce Anadolu halkı

ile ilgilenmeye başlamıştı. 5 Mart 1919'da kurulan Komünist Enternasyonal 1 Mayıs

günü “Dünya Đşçilerine yayınladığı bildiride; Türkiye'nin isçi ve köylülerine ayrı bir

paragraf ayırmış ve Anadolu'daki Müdafaa-i Hukuk Cemiyetlerini kastederek

başlattıkları ihtilali başarmalarını ve “Kendi Kızılordusu” ile “Đşçi, asker ve köylü

Sovyetlerini” kurmalarını istemiştir.165

Sovyetler gerçekleştirmek istedikleri “Dünya Proleter ihtilalinde” Türkiye de yer

ayırmışlar dünya memleketlerini ikiye ayırarak, her kısımda uygulanacak taktiği ve

desteği buna göre tespit etmişlerdi. Batı Avrupa'nın endüstriyel memleketlerinde bu

ihtilalin dayandığı sanayi işçileri (Proleterler) ve bunları teşkilatlandıran komünist

partileri idi. Ortadoğu ve Asya'yı içine alan doğuda sanayi gelişmediğinden ve

dolayısıyla işçi kitlesi olmadığından ve buradaki memleketler batı sömürgeciliği altında

bulunduğundan, buralarda dünya proleter ihtilalinin öncülüğünü köylüler ve batı

sömürgeciliğine karşı bağımsızlık mücadelesini yürüten milliyetçi burjuvazi yapacaktı.

Milliyetçi burjuvazinin milli kurtuluş hareketi gerçekleştiği takdirde, batının

sömürgeleri elinden çıkacağından batı kapitalizminin hammadde kaynağını ve

dolayısıyla en kuvvetli desteğini teşkil eden unsur ortadan kalkarak batı kapitalizmi

zayıflayacak ve işçilerin komünist partisinin ele alacağı bir ihtilal ile bütün kapitalizm

yıkılarak doğu ve batıda bütün memleketlerde Sovyet Rejimi kurulacaktı.

Sovyet Rusya 1919 Martından itibaren Türkiye'ye bu açıdan bakmış, amaçlarını

bütün Milli Mücadele boyunca devam ettirmiştir. Milli Mücadeleye karşı Sovyetlerin

temel prensibi de bu olmuştur.166

165 Bildirinin metni için bkz, The Commünist International, Moscow, Mayıs 1919, s.1 Stefanos Yerasimos. a.g.e., s.130-133,; Fahir Armaoğlu, “1920 Yılında Milli Mücadele ve Sovyet Rusya” VII, TT Kongresi,C.II, Ankara 1973, s. 893. 166 Fahir Armaoğlu “20,Yüzyıl Siyasi Tarihi 1914-1980,” TT Kongresi, Ankara 1983 s.308.

Page 73: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

64

Kurtuluş savaşında Sovyetlerden yardım sağlamak bir zorunluluk olmuştur.

Sovyet yöneticilerde Milli Mücadele öncesinden beri Türkiye'ye karşı olumlu

davranmışlardır. Bu davranışın nedeni Sovyetler için milli politikaları gereğidir.

1919 yazında Anadolu milliyetçileri ile Sovyet yöneticileri, uzaktan uzağa

birbirlerine iyi niyetlerini ifade etmişlerdir. M. Kemal Paşa, Erzurum Kongresindeki

konuşmasında Sovyetleri öven sözler söylemiştir. 167

Sovyet Dışişleri Komiseri Çiçerin de Sovyet Dışişleri “Müslüman Yakın Doğu

Dairesi” başkanı Neriman Nerimanov'un imzasıyla Sivas Kongresinden iki gün sonra,

13 Eylül 1919'da “Türkiye Đşçi ve Köylülerine” yayınladığı uzun bildiride Đngiliz

emperyalizmini ve Đstanbul hükümetini yermiş, hazırlanan Anadolu Milli Mücadelesine

“Rus Đşçiler ve Köylüler Hükümeti'nin kardeşlik elini uzatacağını belirtmişti.168

Kurtuluş Savaşının komutanları arasında ilk yazışmalarda Bolşeviklik ve

Ruslardan yardım sağlamak konuları önemli bir yer tutmaktadır.

Bu dönemde, yardım konusunda siyasal rejim bakımından yakınlaşmayı

gerektireceği düşünülmektedir.169

Ancak komutanlar Sovyetlerle anlaşmadan önce Đtilaf Devletlerini, bu yanaşma

tehdidiyle korkutarak yola getirmeyi de denemişlerdir.170

TBMM’nin açılmasına kadar geçen süre içinde Türklerle Sovyetler arasında bazı

hazırlık temasları aranmıştır. Đlişkiler gayrı resmi kişiler aracılığı ile yazılıyordu.

167 Konuşmanın metni için bkz, Nutuk C.III, s.929 . 168 Bildiri için bkz, Yerasimos Stefenos. a.g.e., Belge 34, s. 130-133; Y.Hikmet Bayur, “Birinci Genel Savaştan Sonra Yapılan Barış Anlaşmaları” Belleten C.XXX, s. 117; Kazım Karabekir,a.g.e., s. 164;Mete Tuncay, Türkiye'de Sol Akımlar, 1908-1925, Ankara 1978, s. 96. 169 Salahi R. Sonyel, a.g.m. Belleten, s.660: M, Kemal'in Karargahında istihbarat ve siyaset şubesi müdürü Hüsrev (Gerede) Bey Havza'dan 7 Haziran 1919'da Karabekir’e yazdığı mektupta, “Bolşevikliğin Đtilaf Devletlerini emperyalist istilasına karşı güçlü bir unsur olarak dayandığının sevinçle anlaşıldığını ifade etmekte düşman taarruzlarına karşı mukabeleyi temin için silah, cephane, erzak almak cihetlerinin sağlam kazığa bağlamak lazımdır” demektedir, (Kazım Karabekir,a.g.e., s.59-61). M, Kemal'in 23 Haziran 1919'da Karabekir'e gönderdiği telgrafın üçüncü maddesinde “Bolşevizmin sureti telakki ve tecellisi dahi müzakere edilerek esasen Keşan, Orenburg vs. gibi ahali-i Đslamiyye bunu kabul ederek diyanet, anane gibi işlerle zaten haberdar olmadığından bunun memleket için bir mahzuru olmayacağı düşünüldü” denilmektedir, (Kazım Karabekir, a.g.e, s. 56-57.). 170 Karabekir Paşa, Amerika ve Avrupalıları en iyi tehdit cümlesi mahvetmek isterle Noktai istinadı bizzarur, şarkta arayacağımızdı” demektedir, Kazım Karabekir, Đstiklâl Harbimiz, s. 486.

Page 74: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

65

Bunlardan en önemlisi M. Kemal ile Rus Albayı S.M.Budienni arasındaki ilişkilerdi.171

Ruslar bu arada başka bir heyeti de temaslarda bulunmak üzere Đstanbul'a gönderdiler.

Bu Kafkas Cephesi Kumandanı Charva Eliaves idi.172

Erzurum Kongresi sırasında Bolşeviklerle temasın Doğu Cephesiyle yapılması

kararlaştırıldı. Dr. Ömer Lütfi ve Dr. Fuat Sabit Moskova'ya gönderildi.173

Bolşeviklerle temas için gönderilen Dr. Fuat Sabit Bey'den ilk rapor 19 Ekim

tarihinde Kazım Karabekir Paşa'ya ulaştı. Bu raporda Azerbaycan Hükümetinin

Đstikraza razı olduğu ve bir murahhas yollayacakları bildirildikten sonra “Bolşeviklerle

görüştüm. Bolşevizmin memleketimiz de tesisi için, sosyal, ekonomik hiçbir esas

olmadığı gibi, halkın irfan ve an'anesi de buna muhalif olduğundan, hiçbir sosyal ıslahat

talep etmeden nasıl yardım edeceklerini sordum.” Her suretle yardım edeceklerini ve

şimdi yol olmadığından yalnız paraca yardımın mümkün olduğunu ve ne miktara ihtiyaç

olursa verileceğini temin ettiler” demekteydi.174

Bakü’de bu temasın kimlerle yapıldığı raporda kayıtlı değildir.

Fuat Sabit Bey’in ikinci raporu 25 Ocak tarihini taşır. Karabekir Paşa'ya 26

Şubat'ta ulaşmıştır.175

Bu tarihlerde Bolşevikler henüz Kafkasya'ya nüfuz edememişlerdi. Gürcistan'da

Menşevikler, Azerbaycan'da Müsavat ağırlıkla koalisyon, Ermenistan'da Taşnaklar

iktidarda idi.

Azerbaycan, Đngilizlere dayanarak Bolşeviklere cephe almıştı. Hükümet

Azerbaycan ordusunda görev almak üzere, Türkiye'den subay celbine çalışıyor,

171 Ertürk Hüsamettin, M, Kemal Paşa’nın Havza’da Rus Albayı S.M, Budienni başkanlığında bir Sovyet Heyeti ile görüştüğünü yazmaktadır. Hüsamettin Ertürk, a.g.e, s. 338–342; Yine Fethi Tevetoğlu, Türkiye'de Sosyalist ve Komünist faaliyetler 1910–1960 s. 124'de bunu doğrulamaktadır. Öte yandan Yerasimos, gelen heyet başkanı'nın Budienni olamayacağını çünkü Budienni'nin anılarında o sıralarda “Volga kıyısında Çaritsin çevresinde çarpışmakta olduğunu heyetin Mustafa Suphi'nin Odesa'dan gönderdiği delegeler olabileceğini belirtmektedir. Bkz, Yerasimos. Stefanos a.g.e.,s.108; Mete Tuncay, Türk-Sovyet Đli şkilerinde Atatürk'le ilgili Olarak Uydurulmuş Bir Hikaye, Bilineceği Bilmek, Đstanbul 1983, s. 198-201. 172 A. Fuat Cebesoy, Moskova Hatıraları, Đstanbul 1955, s.60. 173 Feridun Kandemir, Atatürk’ün Kurdu ğu Türkiye Komünist Partisi ve Sonrası, Đstanbul 1965, s.25. 174 Kazım Karabekir,a.g.e., s. 342; Feridun Kandemir, a.g.e., s. 26-27. 175 Kazım Karabekir,a.g.e., s. 465.

Page 75: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

66

teşebbüs Bolşeviklere karşı mücadele amacına dayandığından Đngilizler buna göz

yumuyordu. Türkiye ise Milli Mücadelede her birine ihtiyaç duyulan subayların Türkiye

dışına gitmesine muhalifti.176

8-9 Eylül 1919 gecesi Đstanbul'da Bekir Ağa Bölüğünde tutuklu bulunan Halil

Paşa ile Botum'da Ardahan kışlasında tutuklu olan Nuri Paşa, birbirlerinden habersiz

kaçmışlardı. Karabekir Paşa aynı gün meydana gelen bu olayların bir tesadüf olmadığı

bunu Đngilizlerin tertiplediği fikrindeydi. Karabekir “Bolşeviklerin Kafkaslara inmesi

halinde Đngilizler, Menşevik Gürcü, Taşnak Ermeni ve Müsavat Azerbaycan

hükümetlerinden oluşan bir cephe yapmak istiyorlardı. Halil Paşa Bakü’nün Türkler

tarafından zaptıyla, Azerbaycan Hükümetinin Nuri Paşa vasıtası ile teessüsünde

Azeriler tarafından tanınmıştı. Bu iki zatın aynı gece, biri Đstanbul'dan biri Batum'dan

Đngilizlerin elinden kaçabilmelerini tesadüfe atfetmek pek saflık olur.”177 Diyerek

fikirlerini açıklamaktadır.

Nuri Paşa, kaçışının ertesi günü Karabekir Paşa ile mektuplaşarak temas aradı ve

Elviye-i Selasenin kurtarılarak burada bağımsız bir Cumhuriyet kurulması düşüncesinde

olduğunu bildirdi.

M. Kemal, o sıralarda Anadolu üzerinde gözü olmayan Bolşeviklerle doğrudan

doğruya bir anlaşma yapmayı yeğ tutuyordu.178 Đhtiyatlı davranılmasını öneren

Karabekir ise, gerek Bolşeviklerle birleşmek, gerekse onlara karşı Đtilaf Devletlerinden

yardım dilemek gibi iki önemli ve tehlikeli konunun ya da tarafsız kalma ihtimalinin

büyük bir dikkatle incelenmesi gerektiğini ileri sürüyordu.179

Milli Mücadelenin başlangıcında Anadolu'da Bolşevikliğin ne olduğunu bilen

yok gibiydi.180 M. Kemal dâhil Bolşevikliğin kendilerine mahsus bir takım esasları

olduğunu, bunların bütün açıklığı ve ayrıntılarını bilemediğini söylemektedir.181

176 Kamuran Gürün, Türk-Sovyet Đlişkileri, s. 19. 177 Kazım Karabekir, Enver Paşa ve Đttihat Terakki Erkânı, Đstanbul 1967, s. 3; M, Müfit Kansu, Erzurum’dan Ölümüne Kadar Atatürk’le Beraber, C.I, Ankara 1966, s. 340. 178 M, Kemal'den Karabekir'e Şifre Telgraf, Ankara 1.3.1920. Kazım, Karabekir, a.g.e.,,s..418; Cevdet Kerim(Đncedayı) , Türk Đstiklal Harbi, Đstanbul 1341 (1925), s.29-32. 179 Karabekir'den M, Kemal'e şifre telgraf Ankara, 22.1.1920. Kazım Karabekir ,a.g.e., Ss 427-428. 180 Yusuf Hikmet Bayur, “M,Suphi ve Milli Mücadeleye El Koymaya Çalışan Başı Dışarıda Akımlar” Belleten, C,XXXV, s.60;Feridun, Kandemir, a.g.e., s.24.

Page 76: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

67

Öte yandan bu sırada sosyalist bir düzenin nasıl işleyeceği, hatta işleyip

işlemeyeceği Sovyetlerde dahi bilinmeyenlerle dolu bir tecrübe safhasındaydı.182 Đlk

komünist partisi, Türk sınırları dışında Mustafa Suphi tarafından Rusya'da kuruldu.

Osmanlı ülkesinden kaçarak faaliyetlerine Rusya'da devam eden M. Suphi Aralık

1918'de Petograg'daki uluslararası devrim toplantılarına katıldı.183

Anadolu'daki gelişmeler biraz daha değişiktir. 1920 yılında Maliye Vekili Hakkı

Behiç ve tanınmış arkadaşları tarafından Yeşil Ordu adıyla Komünist bir grup

kuruldu.184 Bu yeni grubun gayesi, Bolşevizmi Đslam örf ve adetleriyle birleştiren

Sovyet-Türk yakınlaşmasını sağlamaktı. Değişik siyasal grupları bir araya getiren

Yeşilordu grubunda, Çerkez Ethem, Şerif Manatof gibi kişiler faaliyet göstermiştir.

Komünist faaliyet ve propagandanın kontrolden çıkan bir şekle dönüşmesi

üzerine M. Kemal açık olarak Rusları gücendirmek istemedi.185 Bütün bu faaliyetleri

kontrol altına almak için resmi bir “Türkiye Komünist Fırkası'nı kurdurarak en yakın

mesai arkadaşlarını bu fırkaya üye olarak kaydetti. Bunlar arasında Tevfik Rüştü (Aras),

Mahmut Esat (Bozkurt), Yunus Nadi, Kılıç Behiç ve Refik Koraltan bulunuyordu.186

Komünistlere karşı gösterilen hoşgörü fazla sürmedi. Aralık 1920’de Ermenilere

karşı elde edilen başarıdan sonra M. Kemal, Yeşilordu ve Çerkez Ethem'e karşı harekete

geçti. 6 Ocak 1921'de Çerkez Ethem yenilgiye uğratılarak Yunan saflarına kaçtı.

Đkincisi, Rusya'dan Türkiye'ye dönmekte olan Komünist Mustafa Suphi ve arkadaşları

Trabzon açığında denize atılarak boğuldu.187

181 M. Kemal'in TBMM,'de 24 Nisan 1920 tarihinde yapılan gizli oturumda yaptığı konuşma için bkz, TBMM Gizli Celse Zabıtları, C.I, s. 4. 182 Sina Aksin, “Kurtuluş Savaşında ve Lozan'da Đngiltere ve Fransa ile Đlişkiler” Atatürk Döneminin Ekonomik ve Toplumsal Tarihiyle Đlgili Sorunlar, Sempozyumu 14–17 Ocak 1977, Đstanbul 1977, s. 126. 183 Kemal Melek, Doğu sorunu ve Milli Mücadele'nin Dış Politikası, Đstanbul 1978, s. 50. 184 Ayrıntılı bilgi için bkz, Fethi Tevetoğlu “Atatürk'ün Kapattırdığı Kızıl Teşekkül Yeşilordu”, Türk Kültürü, sayı 49 (Kasım 1966) s.62-74;Tuncay Mete, a.g.e., s.74-80; Feridun Kandemir, a.g.e.,s.9-21. 185 Sabahattin Selek, a.g.e., s.212. 186 Kemal H,.Karpat, Turkey's Politics. (Princeton, N,J, Princeton University Press 1955), s. 350–355. 187 Mete Tuncay, a.g.e.,s. 121.

Page 77: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

68

IV. BÖLÜM

MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM ĐNDE DOĞU CEPHESĐ

4. TBMM’N ĐN AÇILMASINDAN ÖNCE ASKER Đ, ĐKT ĐSADĐ VE SOSYAL

DURUM

Đtilâf Devletleri, Mondros Mütarekesi'nin imzalanmasından Đzmir'in işgaline

kadar geçen 6,5 ay içinde Osmanlı Devleti'ni, devletler hukuku prensiplerine aykırı

olarak işgal etmişler ve politik baskılarla Osmanlı Devleti’nin bütün kuvvet ve

teşkilâtını işlemez hale getirerek, yurdu savunmasız bölünmeye elverişli bir duruma

getirdiler. Boşaltılan yerlerden çekilen Türk Silâhlı Kuvvetleri yeniden dokuz kolordu

halinde Anadolu ve Đstanbul dolaylarında teşkilatlandı188. Mondros Mütarekesi ve

Birinci Dünya Savaşı sonunda asker ve depolarda kalan silah ve cephane miktarı

şöyledir:

—Tüfek: 791.174

— Ağır Makineli Tüfek: 4488

— Ağır Top (sahil ve kale topu): 1180

— Sahra ve dağ topu: 806

— Topçu cephanesi: 1.591.918

— Piyade cephanesi: 98.887.911.189

Elcezire ve Doğu Cephesi'nde, Adana Bölgesi ve diğer askeri birliklerin elinde

kalan silah ve cephane miktarı ise şöyle idi:

— Piyade Tüfeği: 115.914

— Ağır makineli tüfek: 290

188 Rauf Atakan, “Türk Đstiklal Harbi’nde Đdari Faaliyetler ve Lojistik”, Askeri Tarih Bülteni, s, 25, Ankara, 1988, s. 93–94. 189 Rauf Atakan, a.g.e. s.93–94.

Page 78: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

69

— Top: 152.190

Bu miktarlara Trakya'daki I. Kolordu, Đstanbul'daki XXV. Kolordu, XIV.

Kolordu'nun depoları dâhil değildir. Gülhane, Başıbüyük, Maçka ve diğer savaş

malzemesi üreten imalâthane depolan işgal altında olduğundan Milli Mücadele'nin ilk

başlarında bunlardan fayda sağlanamadı. Diğer levazım maddeleri için de bu durum

geçerlidir. Elbise yerine milli kıyafet, fotin yerine çarık giyiliyor, birliklere yemek

olarak haşlanmış yağsız birkaç kaşık çorba güçlükle temin ediliyordu.191

Bu günlerde halk yorgun ve perişan, ordunun bütün silâhlarına el konmuş ve

sayısı azaltılarak zayıflatılmış ve I. Dünya Savaşı yenilgisinin ağırlığı yurdun üzerine

çökmüş bulunmaktaydı. Bütün kuvvetlerin toplamı 50.000'i geçmemekteydi.192 Bu sayı

ise işgalci güçleri yenmeye, vatanın bütünlüğünü, milletin bağımsızlığını sağlamaya

yeterli değildi. Ordu birliklerine, işgal ve istila kuvvetleriyle çarpışmamaları padişah ve

Đstanbul Hükümeti tarafından kesinlikle emredilmişti.

Eylül 1919 başlarında Anadolu'da mevcut Türk Kara Kuvvetleri 20 tümenden

ibaretti. Bu birlikler ikisi bağımsız tümen olmak üzere sekiz kolordu halindeydi.

Topların çoğunun kamaları, cephane ve diğer savaş malzemesi işgal kuvvetleri veya

diğer birimlerin kontrolü altındaki depolardaydı. Birliklerin elinde kalan silah ve

özellikle cephane ihtiyacı karşılamaktan çok uzaktı.193 Birliklerin elindeki piyade

tüfekleri fazlaydı, ancak modelleri eski ve değişik tipte idi. Yunan istilasıyla birlikte

lüzumlu savaş gereçleri fedakâr ve cesur kimseler tarafından depolardan kaçırılarak yeni

kurulmakta olan milli kuvvetlerin emrine gönderilmeye başlandı. Bazı yerlerde silah ve

cephane, işgal ve istila kuvvetlerinin veya kontrol heyetlerinin eline geçmemesi için

yurt içine gönderiliyordu.

Kara ordusundaki kolordularla tümenlerin konumları ve sorumluluklarına

verilen bölgeler şöyle idi:

190 Rauf Atakan, a.g.e., s. 93–94, 191 Rauf Atakan, a.g.e., s. 93-94, 192 Türk Đstiklal Harbi Batı Cephesi, C, II, 2, Kısım, Ankara,1995, s. 31. 193 Türk Đstiklal Harbi Batı Cephesi, C,II, 2, Kısım, Ankara,1995, s.31–32,

Page 79: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

70

1. Kolordu Edirne'de,

49. Tümen Kırklareli'nde,

60. Tümen Keşan'da,

3. Kolordu Sivas’ta,

5. Kafkas Tümeni Amasya 'da

15. Tümen Samsun 'da,

12. Kolordu Konya 'da

11. Tümen Niğde 'de

41. Tümen Konya 'da

13. Kolordu Diyarbakır'da,

2. Tümen Siirt 'te,

5. Tümen Mardin 'de,

14. Kolordu Bandırma 'da,

55. Tümen Tekirdağ'da,

61. Tümen Balıkesir 'de,

15. Kolordu Erzurum 'da.

3. Kafkas Tümeni Trabzon 'da,

9. Kafkas Tümeni Erzurum 'da,

11. Kafkas Tümeni Van'da,

12. Tümen Horasan 'da,

Page 80: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

71

20. Kolordu Ankara'da,

23. Tümen Afyonkarahisar'da,

24. Tümen Ankara'da,

25. Kolordu Đstanbul'da,

1. Tümen Đzmit’te,

10. Kafkas Tümeni Đstanbul’da,

57. Tümen Çine'de (bağımsız), (Bu tümen daha sonra Denizli'ye

Gitmiştir.)

56. Tümen Bursa 'da (bağımsız)194

Mondros Mütarekesi gereğince Đtilâf Devletleri tarafından Osmanlı kara ordusu

birlikleri personel ve silah kadrosu olarak şöyle sınırlandırılmıştı:

Kolordu karargâh ve bağlı birliklerine: 1567 personel, 562 piyade tüfeği ve 8

adet top.

Piyade tümenlerine: 2020 personel, 1500 piyade tüfeği ve 12 makineli tüfek, 8

adet top.

Kuvvetler ise, verilen kadroların çok altında bulunmaktaydı.195 XV.

Kolordu'nun toplam personel sayısı 12.701 idi.196

Đngilizler iki tümenlik kuvvetlerinin çoğunu Çanakkale ve Đstanbul'da, geri kalan

kısmını Kütahya, Eskişehir, Afyonkarahisar, Samsun ve Erzurum gibi şehir ve

194 Türk Đstiklal Harbi Batı Cephesi, C, 2, 2, Kısım, 32–33. 195 Türk Đstiklal Harbi Batı Cephesi, C, 2, 2, Kısım, 33. 196 Türk Silahlı Kuvvetleri Tarihi, Türkiye Büyük Mille t Meclisi Dönemi (23 Nisan 1920–29 Ekim 1923), C,4, I, Kısım, Ankara 2001, s.89.

Page 81: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

72

kasabalarda bulundurmaktaydılar. Osmanlı topraklarının ekonomik ve stratejik değer

taşıyan kesimlerini elinde tutmak isteyen Đngiliz Hükümeti, bunu engelleyecek her

hareketin karşısındaydı. Fransızlar, Đstanbul, Çanakkale, Mersin, Adana ve Đskenderun

bölgelerinde büyük miktarlarda kuvvet bulunduruyordu. Bir kısmı Edirne'de, büyük

kısmı Batı Trakya'da olan bir tümenleri vardı. Bir tugay kadar olan Đtalyan kuvvetleri

Güneybatı Anadolu'nun en önemli şehir ve kasabalarında işgal kuvveti ya da temsil ve

kontrol heyetleri halinde bulunmaktaydı. Đşgal etmek istediklerin yerlerin sınırları

Yunanlılarla çatışıyordu. Đlk olarak bir tümenle Đzmir'e çıkan Yunanlılar yeniden

takviye kuvvetleri getirerek Batı Anadolu'daki sayılarını hızla arttırmaya çalıştılar.

Halka zulümler, yağma ve talan yaparak ilerleyen Yunan kuvvetleri en son Aydın-

Ödemiş- Kasaba (Turgutlu)-Manisa-Bergama-Ayvalık hattında beş tümenden fazla bir

kuvvete ulaştılar.197

Heyet-i Temsiliye'nin çabalarıyla oluşturulan Batı Cephesi'nde Yunan

Ordusu'yla, Doğu Cephesi'nde Ermenilerle mücadele ediliyordu. Fırat'ın doğusunda

Diyarbakır Bölgesi'nde Elcezire Cephesi, Adana Bölgesi'nde Adana Cephesi

bulunmaktaydı.

I. Dünya Savaşı sonlarına doğru Türk Ordusu'na birçok kez yenilerek dağılan

Ermeni Ordusu Đngilizlerin desteğiyle yeniden düzenlenmekteydi. XV. Kolordu

Komutanlığı'nın bildirdiğine göre; “Üç piyade tümeniyle bir süvari tugayı ve kolordu

topçusundan oluşan General Nazarbekof komutasındaki VII. Ermeni Kolordusu'nun 15

Mayıs 1919'daki konusu şöyleydi:

VII. Kolordu Karargâhı ve Birlikleri: Erivan 'da,

Bir Piyade Tümeni: Erivan çevresinde,

Diğer bir piyade tümeni: Gümrü (Leninakan) çevresinde,

197 Fransızlar, Maraş, Gaziantep ve Urfa Bölgesi’ni Đngilizlerden devraldıktan sonra 1920 başlarında buradaki kuvvetlerini 3 tümene çıkardılar, Türk Đstiklâl Harbi Batı Cephesi, C. II, 2, Kısım, 35–36.

Page 82: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

73

General Osepyan komutasındaki 1. Tümen Karargâh ve Bağlı Birlikleri, tümenin

1. Alayı, Kars çevresinde bulunuyordu.198

Türk Ordusu ve işgal kuvvetlerinin asker ve silah durumunu kısaca gözden

getirdikten sonra iktisadi durumun da genel bir tablosunu çıkartalım.Milli Mücadele'ye

değin devam eden kapitülasyonların olumsuz etkileri ve Avrupa ekonomisinin ezici

rekabeti karşısında Osmanlı Devleti, sadece hammadde ve yiyecek maddeleri satar ve

üretilmiş madde satın alır duruma düşmüş ve temel endüstrisi kurulamamıştı.

Trablusgarp, Balkan ve I. Dünya Savaşları'na katılan Osmanlı Devleti'nin bozuk olan

ekonomik ve mali durumu daha da kötüleşti. Ülkenin kaynakları kurumuş, devlet iç ve

dış borçlanmalara gitmişti.

I. Dünya Savaşı'nda 18.000.000 altın liralık bir iç borçlanmaya gidilmiş, dış

borçlarla bu tutar yarım milyara yaklaşmıştı. Elverişli endüstri kurumları, zengin kişiler

ve paralarına el konabilecek zengin bankalar mevcut değildi. Osmanlı Devleti'nin sayılı

bankalarından olan Osmanlı Bankası'ndaki sermaye ve mevduat toplamı 11.500.000.

lirayı geçmiyordu. Osmanlı Devleti topraklarında Yüksek Fırın ve Metalürji fabrikaları

bulunmadığından madensel eşya yapımında hurda demir kullanılmaktaydı. Top, ağır

makineli tüfek gibi ağır silâhlar, hatta piyade tüfeğinin bile dışardan sağlanması

gerekmekteydi. Bunun anlamı, Kurtuluş Savaşı'nın birçok yönden yoksun ve yetersiz

bir endüstriyle yürütülecek olması demekti.199

Mondros Ateşkes Antlaşması'nın yedinci maddesine dayanarak Anadolu'nun

stratejik ve verimli yerleri işgal edilmişti (Karadeniz, Çukurova, Batı Anadolu). 1919

yılında kişi başına düşen milli gelirde değişme olmamışken zekice uygulanan bu planın

devamında Sevr Antlaşması'yla Osmanlı Devleti'ne sadece Đç Anadolu ve yöresi

kalacaktı. Öncelikle ordunun bazı gereksinimleri, Anadolu'ya serpiştirilmi ş küçük

atölyelerde ve ev ekonomisi içinde yapılabildiği kadarıyla sağlanacaktı. Görülmektedir

ki ülkenin ekonomik ve parasal durumu hiç iç açıcı değildi. Ulaşım yolları da tümüyle

198 Türk Silahlı Kuvvetleri Tarihi Türkiye Büyük Millet Meclisi Dönemi (23 Nisan 1920–29 Ekim 1923), 2001, C.IV, I, Kısım, s.405–406. 199 Türk Silahlı Kuvvetleri Tarihi Türkiye Büyük Millet Meclisi Dönemi (23 Nisan 1920–29 Ekim 1923), 2001, C.IV, I, Kısım, s.35–36.

Page 83: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

74

bozuk ve çok kötü bir haldeydi. Toplam uzunluğu 4000 km'yi geçmeyen

demiryollarının çoğu200 işgal kuvvetlerinin kontrolü altındaydı.

Bu zor şartlar altında Heyet-i Temsiliye etkisini arttırmaya, Kurtuluş Savaşı'nı

başarıya ulaştırmak için para kaynakları bulmaya çalışmıştır. Đstanbul'un resmen

işgaliyle, Anadolu'nun mali kaynaklarına el konulduğundan 18 Mart 1920'de Mustafa

Kemal Paşa, kolordular, bağımsız mutasarrıflıklar, Şile, Kartal, Gebze

kaymakamlıklarına bir emir yayınlayarak; Osmanlı bankalarıyla Düyun-ı Umumîye ve

reji (tekel) idareleri mevcutlarını bölgede bulunan mülkiye ve maliye yetkililerine

bildirmelerini emretti.201 Ziraat Bankası mevduatlarını bildirerek, Đstanbul'la ilişkilerini

kesti. Ayrıca adı geçen kurumlarda mevcut para miktarları, cinsleri ve rehinelerin genel

kıymetlerini göstererek 18 Mart günü itibarıyla erişilen sayının bildirilmesini istedi.

Kurtuluş Savaşı boyunca para işleri Osmanlı ve Ziraat Bankası ile yürütüldü.

Türk Milleti orduya para, yiyecek, giyecek ve araç yardımında bulunulmaya

çağrıldı. Yardımların toplanması Balıkesir, Alaşehir ve Nazilli gibi kongrelerle

konuşularak ciddi esaslara bağlandı. Belediye gelirlerinin yarısına, ithalât ve ihracat

mallarıyla her çeşit yiyecek maddelerine belirli ölçüde vergiler kondu.

Cephelere yiyecek, giyecek, silah ve cephane araç gereçlerinin gönderilmesi

için; Orta ve Batı Anadolu kaynaklarından, Elcezire cephesinden gelenlerden, Đstanbul

Bölgesi'ndeki ve Đtilâf Devletleri gözetiminde olan Osmanlı depolarından kaçırılmak

suretiyle elde edilenlerden faydalanıldı.202

Bu çabalar ülkenin savunması için gerekli parayı bulmada yeterli değildi. Đşgal

altındaki yerlerin ekonomik desteği olmadan Kurtuluş Savaşı'nı Đç ve Doğu

Anadolu'dan yürütmek oldukça zordu. Günümüzde bile uzun süreli savaşlarda devletler

savaşa devam ederken oldukça zorlanmaktadırlar. Herhangi bir endüstrisi olmayan,

varolanın da zarar gördüğü Türk Milleti kendi kaynaklarına dayanarak Mustafa Kemal

200 Türk Silahlı Kuvvetleri Tarihi Türkiye Büyük Millet Meclisi Dönemi (23 Nisan 1920–29 Ekim 1923), 2001, C.IV, I, Kısım, s.37. 201 Rauf Atakan, a.g.e., 1988, s. 99. 202 Rauf Atakan, a.g.e., 1988, s. 99.

Page 84: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

75

Paşa önderliğinde mücadeleyi sürdürmüştür. Herhangi bir ülkeden dış yardım

alınmasının gerekliliği bu gerçeği değiştirmemiştir.

Askeri ve ekonomik durumun kötülüğüne, yabancılarla, işbirlikçi ajanların

memleketi kendi çıkarları uğruna daha da karmaşık bir hale getirme çalışmalarını da

ekleyebiliriz. Bu destekten güç kazanan Ermeni isteklerini, Kürt istekleri izledi.

Đngilizlerin kışkırtmalarına kapılan Kürtler, bağımsız Ermeni Devleti'nin kurulmasından

tedirgin olarak, doğuda bağımsız Kürdistan devleti kurulması yolunda girişimlerde

bulunmaya başladılar. Bağımsız Türkiye Devleti'nin toprakları olacak Anadolu

böylelikle Ermeni, Kürt ve Anadolu Rumları gibi azınlıkların bir takım hak iddialarıyla

karşı karşıya kaldı. Hatta 1920'de toplanan Londra Konferansı'nda Đngiltere Dışişleri

Bakanı Lord Curzon, “Ermenistan Devleti mandasında bir Lazistan Devleti

oluşturulmasını” bile önerdi.203

4.1. Đstanbul'un Đşgali Öncesi ve Sonrasında Bazı Önemli Gelişmeler

14 Ocak 1920'de; Mustafa Kemal Paşa,Umum Anadolu Kumandanı adıyla

başkomutan, Ali Fuat (Cebesoy) Paşa Erkân-ı Harbiye Başkanı, III. , XIII. ve XV.

Kolordular emrinde bulunacak olan Kazım Karabekir Paşa, Doğu Cephesi Kumandanı

vazifesini üstlendi.204 Sonraki günlerde Sivas Kongresi'nde tespit edilen milli

sınırlarımızın hayat bulduğu bir program olan Misak-ı Milli son Osmanlı Mebûsân

Meclisi’nde 28 Ocak 1920'de kabul edildi, altı maddeden oluşan Misak-ı Milli'nin ikinci

maddesi “Elviye-i Selâse” ile ilgilidir ve “Anavatana katılması için üç sancakta plebisit

yapılmasını” istemekteydi.

Elviye-i Selâse'nin anavatana katılımı konusunda fikir birliği bulunmasına

karşın, Paris Barış Konferansı'nda aynı senaryo oynanmaya devam etti. Ermeni katliamı

ile Yunanlılara ve Đtilaf Devletlerine karşı yapılan hareketlerin derhal durdurulması, aksi

takdirde barış şartlarının tekrar değiştirileceği talebi 19 Şubat 1920'de Osmanlı

Hükümeti'ne resmen sözlü olarak bildirildi. Hükümet, bildiriyi Harbiye Nezareti

203 Çağlar Kırçak, Cumhuriyetten Günümüze Gericilik, C,.II, Đstanbul 2001, s. 20. 204 Fahreddin Kırzıoğlu, Kazım Karabekir , Ankara,1991, s.30.

Page 85: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

76

kanalıyla bütün kolordulara ve Heyet-i Temsiliye'ye ulaştırdı. Mustafa Kemal Paşa, bu

bildiriye 22 Şubat 1920 tarihinde şöyle cevap verdi:

“Biliyorsunuz ki Đngiliz siyasi temsilcisinin Ermenilerin öldürüldüğüne dair

sözleri gerçeğe uygun değildir... Bağımsızlığının korunmasından başka hiçbir şey

istemeyen Türklere karşı yapılan bu zulüm ve yok etme siyaseti, medeni insanlığın

dikkatini çekecek bir durum almıştır. Memleket her zamankinden çok güven ve düzen

içindedir. Milli varlığımızın korunması hayat ve bağımsızlığımızın kurtarılması

gereğinden ortaya çıkan Adana ve Đzmir cephelerinde milletimizin şimdiye kadar

döktüğü kan, yaşamak hususundaki azim ve irademizin büyüklük derecesini ve

kuvvetini ispata yeter. Bu sebeple milli emellerimize uygun bir barış yapılacağını

ummaktayız...”205

Bir yandan da vatanın bütünlüğünü parçalamaya ve Milli Mücadele'yi boşa

çıkarmaya yönelik “Kürtçülük” propagandasının Anadolu'da hızla devanı ettiği

görülmektedir. Ermeniler, kendi toprakları saydıkları yerleri Đngilizlerin etkisiyle

şimdilik paylaşmaya Kürtleri ikna etmeye çalışıyorlardı. Iğdır’daki Ermeni Ordu

Komutanlığından askerlere gönderilen 15 Mart 1920 tarihli beyannamede bu konu ile

ilgili bazı bölümler şöyledir:

“Ey Kürtler;

Biz Ermenilerle Kürtler binlerce senelerden beri toprak ve su kardeşi ve komşu

olarak yaşamışız. Bizim idaremiz, Türkler aramıza girmezden evvel uzun müddet

birbirleriyle kirve olmuşlardır. Hiç kimsenin ve hiç bir tarihin inkâr edemeyeceği bir

hakikatte fakat son zamanlarda Türkler dışarıdan gelerek aramıza fesat tohumu

ekmişlerdir...

Đyi düşünelim, birbirimizle boğuşmaya ne sebebimiz vardı? Đyice düşünün.

Türkler bize yaptıkları kadar sizlere de yaptılar. O canavar Türklerin size yaptıkları

zulümleri bir hatırlayınız, düşününüz Türkler hiçbir zaman sizi sevmişler midir? Onlar

sizi ellerinde alt yapmak için yalnız yüzünüze güldüler... Avrupa'da Paris'te bulunan

205 Türk ĐstiklalHarbi Batı Cephesi, 1999, C.II, 2, Kısım, s.128.

Page 86: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

77

bizim ve sizin büyükler el ele vererek her hususta uyuşmuşlardır. Aramızda hiçbir

ihtilaf kalmamıştır. Müstakil Ermenistan’ı birde müstakil Kürdistanı teşekkül

edecektir...

Biliniz ki Ermenistan’ın ve Kürdistanın meydana gelmesi yalnız Ermenilerin ve

Kürtlerin arzularıyla değil, bütün Avrupa büyük hükümetlerinin arzusuyladır... Zaten

Ermenilerin ve Kürtlerin düşmanı olan hain Türkler bizim ve sizin topraklarımızdan

defolup gideceklerdir... Mademki Avrupa bu yöreleri bize vermiştir, ne vakit ve nasıl

olursa olsun muhakkak buraları zaptedeceğiz...”206

Kazım Karabekir, Şubat'ın başlarından itibaren Suragil, Akbaba, Zerşad ve

Çıldır mıntıkasındaki mezalimlerin artması, hem de “güya Kürtlerle Ermenilerin itilâf

ettiklerine dair ve ayrıca Kürdistan Hükümeti teşkil edildiğine Van, Bitlis, Erzurum,

Trabzon'un Ermenilere verildiğine dair” yalan haberlerin yayılması dolayısıyla Erivan

Ermeni Askeri Cumhuriyeti Komutanlığı'na bir telgraf gönderdi. Aynı telgrafta, Kürtler

namına söz söyleyemeyecekleri ve Kürtlerin Camiayı Osmaniye'den hiçbir surette

ayrılmayacaklarını bildirdi.207 Erivan'dan gelen cevapta, Ermenistan da oturan hiç

kimsenin tazyik ve tahkikat görmediği, sadece suçlu gördükleri kişileri

cezalandırdıkları, Kürtlerle ilgili ise sadece dost ve komşuluğa layık olarak yaşama

arzusunda oldukları bildirilerek suçlamalar ve katliamlar yalanlandı.208 Ancak Ermeni

mezalimi en acı şekillerde devam etti.

Đngilizlerin Kafkaslardaki diğer bir oyunu Gürcistan, Ermenistan ve

Azerbaycan'dan ibaret bir devletler grubuyla Bolşevik harekâtını durdurmak, Türkiye-

Sovyet Rusya yakınlaşmasını kesmekti.209 15 Mart 1920’de Kazım Karabekir,

doğudaki gelişmeleri Harbiye Nezaretine yazdığı şifrede şöyle belirtti: “Ermenistan ile

Gürcistan, Đngiltere’nin aracılığıyla Şubat'ta bir anlaşma yaptı. Ermenistan, Kars'ın

Çıklır. Akbaba (Arpaçayı başlarında Nahiye), Zarşat ve Şıtragel (Akyaka) kesimindeki

Müslümanları kırmaya ve mezalime başlayınca, Azerbaycan Dışişleri'nden bir protesto

206 BOA, HR, SYS, 2878/15. 207 BOA, HR, SYS, 2878/23. 208 BOA, HR, SYS. 2878/26, 29 Mart 1920 tarihli Kazım Karabekir’e Erivan Cumhuriyeti Askeri Kumandanlığı’ndan gelen şifre, 209 Kazım Karabekir, 1995d, C. III, s. 1115, 11 Mart 1920 Fuat Bey’in mektubu,

Page 87: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

78

notası aldığı halde yine “pek vahşice Kıtaller” yapıyor. Gürcistan Cumhuriyeti de

“Ardahan'dan Batum'a kadar ki bölgeyi işgale hazırlanıyor.”210 Bakû Türk Komitesi,

Đngiliz siyasetinin taraftarı olan Azerbaycan Hükümeti'ni yıkmaya ve Bolşeviklerle

anlaşacak bir Hükümeti başa getirmeye çalışıyordu. Azerbaycan Hükümeti Türk Ordusu

Bakü'ye girmeden evvel Bolşeviklik maskesi altında Ermenilerin yaptıkları talan ve

katliamı hatırlayarak Bolşevikliğe tereddütle bakıyorlardı. Azerbaycan halkı,

Türkiye'den yardım bekliyordu ancak bu imkânsızdı. Üstelik Gürcistan, Azerbaycan'dan

Batum’un terkini isterken Ermeniler de Karabağ’da saldırılara başlamışlardı.

Azerbaycan'ın Erkân-ı Harbiye Heyeti yoktu. Ordunun durumu kötüydü ve ilk

muharebede dağılmaya mahkûmdu. Nuri Paşa'nın Dağıstan'daki faaliyetleri ve

kendisine bağlı Çerkeş Kazım Efendi'nin bir Bolşevik reisini katletmek üzere

yakalattırması ve Sovyet’i dağıtarak azalarının ileri gelenlerini de katletmek üzere

tutuklattırması Bolşevik aleyhtarı bir vaziyet verdirmişti.211

Kazım Karabekir, Azerbaycan'ın kendisini tehlikeye düşürdüğü gibi milletini de

tehlikeye düşüreceğini düşünüyordu. Bu konuda “Bir taraftan Karabağ'da Ermenilerle

çarpışıyor, bir taraftan da Bolşeviklerle anlaşmaya yanaşmıyor, bizi ise hiç düşünmüyor.

Bütün bu ters işlerin Đngilizlerin tertibatı olduğunu bilmesi kabul olunamaz. Nuri

Paşa'nın yaptığı ve daha da yapacağı gafletlerde Müsavat Hükümeti'nin teşviki ve tabii

büyük bir müsbet hissesi de olacaktır.”212 Diyordu. Bir an önce Türkiye'nin kurtuluşunu

çabuklaştıracak adımlar atılmalıydı. Yani Azerbaycan'da Bolşevik Hükümet başa

geçmeli, Türkiye-Sovyet Rusya irtibat kurmalı, para, silah, malzeme teminine

başlanmalı, Ermenistan'a yapılacak harekâtta serbestlik kazanılmalıydı. Sovyet Rusya

Türkiye arasında güvenilir bir Azerbaycan, Türkiye açısından tampon bir ülke görevini

de görebilirdi. Yoksa Kazım Karabekir'in de dediği gibi hem kendini, hem Türkiye'yi

batıracaktı.

Kafkaslar'da bu gelişmeler olurken bir diğer dikkat çeken nokta Đstanbul'un

geleceğinin Misak-ı Milli'nin kabulünden sonra değiştiği gerçeğidir. Müttefikler çeşitli

bahanelerle Đstanbul'un işgaline uygun zemin hazırlamaya çalıştılar. Đleri sürdükleri

210 Fahrettin Kırzıoğlu, Kazım Karabekir , Ankara, 1991, s.3l. 211 Kazım Karabekir, a.g.e.,s.967. 212 Kazım Karabekir, a.g.e., s. 1308.

Page 88: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

79

sebep de, Ermenilerin ve Đstanbul'daki yabancıların hayatlarını emniyet altında

bulundurmak idi. Özellikle Đngilizler, milli iradenin gelişmesinden endişe etmekteydiler.

Meclis-i Mebûsân'da da memleketin kurtuluşu hakkında hararetli konuşmalar

yapılmaktaydı. Müttefik Devletlerin çeşitli baskılarına rağmen çalışmalarına devam

ediyordu.

16 Mart 1920'de Đstanbul fiilen işgal edildi. Heyet-i Temsiliye, Đstanbul'daki

Đngiliz, Fransız, Đtalyan ve Amerikan siyasi temsilcilerine gönderdiği telgrafta, yapılan

işgalin Wilson prensiplerine aykırı olduğunu açıklayarak protesto etti.213 Yayınlanan

bildirilerle, millet hayat hakkını ve bağımsızlığını savunmaya davet edildi. Bütün vali

ve komutanlardan, sivil ve askeri makamların Heyet-i Temsiliye ile bağlarını muhafaza

ederek, müttefik ve tarafsız bütün devletlerin harbiye nezaretleriyle parlamentolarına

protesto telgrafları çekilmesini istedi.214 Kolordulara verdiği emirle özetle; Đtilâf

ordularının, Đstanbul'u zorla işgal ve milletvekillerini sebepsiz yere tutukladıklarını bu

hareketlere karşılık Kolordu bölgelerindeki yabancı subay ve erlerin silâhlan alınarak

tutuklanmalarının uygun olacağını, Geyve Boğazı'nın işgal edilerek demiryolu

köprüsünün tahribini, Geyve, Ankara, Pozantı bölgelerindeki demiryollarına ve

malzemesine el koymak için Đtilâf Devletleri askerlerinin silahları alınarak

tutuklanmalarını, Konya demiryolu hattı komiser muavininin derhal demiryollarına el

koyarak işletmeyi sağlamasını ve Geyve santralının askeri işgal altına alınmasını

sağladı.215 Kazım Karabekir, bu olayları takiben Erzurum'da “Đngiliz Mütareke

Uygulamasını Kontrol Memuru” olarak bulunan Yarbay Ravlinson ile emrindeki beş

Đngiliz erini tutuklattı. (Sonradan 1921 'de Malta'daki Türk sürgünlerinin kurtarılması

karşılığında serbest bırakıldı.) Kendisine bağlı bütün valiliklere Đstanbul ile

haberleşmeyi yasaklattı.

5 Nisan 1920'de tekrar sadrazam olan Damat Ferit Paşa Đtilâf kuvvetlerine

dayanarak milli hareketi boğmak için aklına gelen tedbirleri almaya çalıştı.216 Damat

Ferit Paşa, 11 Nisan 1920'de Anadolu'daki milli hareketlere karşı mücadelede azimli

213 M. Kemal Atatürk, 2000, C.I, s.413-414. 214 M. Kemal Atatürk, 2000, C.I, s.415. 215 M. Kemal Atatürk, 2000, C.I, s.418. 216 Hamza Eroğlu, a.g.e.,s.202.

Page 89: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

80

olduğunu hükümet bildirisiyle yayınladı. Padişah, aynı gün dört ay içinde tekrar

toplanmak kaydıyla Meclisi dağıttı. Bu suretle Meclis-i Mebûsân son toplantısını 18

Mart 1920'de yaptıktan sonra Đstanbul'un işgali ve Đngilizlerin etkisiyle padişah

tarafından kapatıldı.

4.2. TBMM'nin Açılması ve Siyasi - Askeri Durum

Đstanbul'un Đngilizler tarafından işgalinden önce Meclis-i Mebûsân'da,

hükümette, hatta milli kurtuluş harekâtına fiilen katılanlarda, Heyet-i Temsiliye ve

Kuvâ-yı Milliye faaliyetlerinin durdurulması, tüm yetkinin Meclis-i Mebûsân ve

Hükümetin sevk ve idaresine bırakılması fikirleri oluşmaya başlamıştı. Hükümetin

teşvik ettiği gazetelerin aleyhte yazıları, hükümetin tutumu ve sadrazamın bildirisi

mecliste Kuvâ-yı Milliye'nin meşru olmadığını ileri süren nutuklar Türk kamuoyunu

etkilemekteydi. Teal-i Đslâm Cemiyeti'nin milli teşkilâta karşı tutumları, Đngilizlerin

kışkırtmaları ve Anzavur ayaklanması gibi olaylar da Mustafa Kemal Paşa'nın en

başından itibaren istediği Millet Meclisi'nin Anadolu'da kurulması fikrini desteklemişti.

Yapılan itirazlar karşısında meclisin Đstanbul'da toplanmasına razı olmuştu. Sonuçta 19

Mart 1920'de yayınlattığı bildiriyle “devlet merkezinin müttefik devletlerce işgali

üzerine devletin yasama, yargı ve yürütme organlarının işlemez hale gelmesiyle devlet

merkezinin korunması, milletin bağımsızlığı ve devletin kurtuluşunu sağlayacak

tedbirleri düşünmek ve uygulamak üzere olağanüstü yetkilere sahip bir meclisin

Ankara'da toplanması kararını” açıkladı.217

Türkiye Büyük Millet Meclisi 23 Nisan 1920'de kurulduğunda Türkiye

topraklarında 38.000 Đngiliz, 59.000 Fransız, 17.900 Đtalyan askeriyle 90.000 kişilik bir

Yunan Ordusu bulunuyordu. Türk Ordusu bu sayıya ancak Ağustos 1922 yılında

ulaşabilecekti.218 Yeni ve düzenli ordu kurulduğunda birliklerdeki mevcut subay ve er

sayıları şöyledir:

217 M, Kemal Atatürk, 2000, C,I, s. 418–420. 218 Türk ĐstiklalHarbi Batı Cephesi, 1999, C, II, 2, Kısım, s. 225.

Page 90: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

81

Birlikler Subay Er

Batı Cephesi Komutanlığı 1.728 27.571

Doğu Cephesi Komutanlığı 1.425 20.181

Elcezire Cephesi Komutanlığı 700 6.066

3. Kolordu Komutanlığı 477 9.256

Adana Havalisi K. Komutanlığı 360 11.212

Kastamonu Havalisi Komutanlığı 143 2.527

Ankara Komutanlığı 399 4.471

Toplam 5.232 81.284 219

200.000 kişilik i şgal ve istila kuvvetinden başka, güneyde Fransız işgalini

destekleyen 10.000 kadar silahlandırılmış Ermeni ve Karadeniz Bölgesi'nde silahlanmış

20–30 bin Pontusçu Rum Türk varlığını tehdit altında tutuyordu.220 Düzce, Bolu ve

Yozgat'ta Milli direnişi baltalayabilecek güçte ayaklanmalar vardı. Konya ve Bursa

yöreleri her an bu şekilde karışabilirdi. Güneydoğu'da Arap ve Kürt aşiretlerinin

hareketlerini kontrol altında tutmak gerekiyordu. Doğuda Ermenistan, sınır dışında ve

içinde kalan Türkler için büyük tehlike arz ediyordu. Đstanbul Hükümeti ve padişahın

desteklediği Kuvâ-yi Đnzibatiye Ordusu Ankara'ya ilerleyerek milli hareketi ortadan

kaldırmayı planlıyordu. Đstanbul'daki Halife ve Şeyhülislam'ın fetvaları ve milli

harekete din yoluyla saldırışları buna eklenince Mustafa Kemal ve milliyetçilerin ne

kadar zor durumda kaldıkları anlaşılabilir. Yeni kurulan Büyük Millet Meclisi'nin doğu

ve güneydoğu illeri hariç, sözünü geçirebileceği bugünkü idari bölüme göre dört-beş

Anadolu ili kalmıştı. Ayaklanmaların bastırılması, Ankara sınırlarına yaklaşan

tehlikenin giderilmesi düşünülecek ilk işti. Bu sebeple 25 Nisan 1920'de teklif edilen

Hıyanet-i Vataniye Kanunu 29 Nisan 1920 günü kabul edildi.

219 Rauf Atakan, a.g.e., s. 102. 220 Türk Đstiklal Harbi Batı Cephesi, C.II, 2, Kısım, s.225.

Page 91: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

82

Hükümet teşkilinden sonra iç ve dış siyasette memleket meseleleri milliyetçi-

vatansever anlayışta yetkili ellerde yürütülmeye başladı. Mustafa Kemal Paşa, Türk

Milleti'nin takip etmesi lazım gelen milli siyasetteki prensipleri şöyle açıklamaktadır:

“Efendiler, harici siyasetin en çok alakadar olduğu ve istinat ettiği husus, devletin dâhili

teşkilâtıdır. Harici siyaset, dâhili teşkilâta mütenasip olmak lazımdır... Hudud-ı

milliyemiz dâhilinde, her şeyden evvel kendi kuvvetimize müsteniden muhafaza-i

mevcudiyet ederek millet ve memleketin hakiki saadet ve ümranına çalışmak... Alelıtlak

türlü emeller peşinde milleti işgal ve ızrar etmemek... Medeni cihanda, medeni ve insani

muameleye ve müstekabil dostluğa intizar etmektir...”221 Öncelik Misak-ı Milli'yi

gerçekleştirmeye yönelik teşebbüstür. 24 Nisan 1920'de TBMM'nin açılışından bir gün

sonra yaptığı konuşmada Misak-ı Milli sınırları üzerinde önemle durmuş,

“mütarekenamenin imza olunduğu 30 Teşrinievvel 1334 tarihinde çizdiği hudut

hududumuz olacaktır.”222 Demiştir.

Doğu sınırına “Elviye-i Selâse” dâhildir. Dış siyasetteki konular, Turanizm,

Đslâm Birliği, Kafkas Milletleri ve batılılarla ilişkilerdi. Turanizm siyaseti

benimsenmemiş, maddi ve manevi bütün gücün, Misak-ı Milli ile çizilen sınırların

içinde toplanması hedeflenmiştir. Yabancı devletlerin en çok korktuğu konulardan biri

olan Đslâm Birliği oluşturma düşüncesinin üzerine fazla gidilmemiştir. Yine de doğuda

Kafkas Đslâm Devletleri, batıda Batı Trakya Türkleri ile temasa geçildi. Osmanlı

Devleti'nin bir parçası iken umdukları şekilde bağımsızlığı ve desteği yabancı

devletlerden göremeyen Suriye ve Irak çeşitli şekillerde Anadolu'yla temasa geçmeye

çalıştılar. Bir kısmı Osmanlı Devleti içinde bağımsız olmayı, bir kısmı halife ve

padişaha bağlı olarak Osmanlı Devleti'nin bir parçası olmayı istediler. Suriye ve

Đngilizlerin kötü idaresi karşısında Irak'a, Türk Milletinin insan kaynaklarını ve genel

yararlarını sınırlar dışında harcanmak istemediği, bununla beraber, birleşik bir kuvvet

teşkil etmesi bakımından Đslam Milletlerinin manen ve maddeten birleşmesinin

memnunlukla karşılanacağı bildirildi.223 Kafkas milletlerinden Çerkezlere de, önce

221 M,Kemal Atatürk, 2000, C, II, s. 435–436, 222 Kazım Öztürk, Atatürk'ün TBMM Açık ve Gizli Oturumlarındaki Konu şmalar, C. I, Ankara 1992, s. 29. 223 Türk ĐstiklalHarbi Batı Cephesi, C.II, 2, Kısım, s.214.

Page 92: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

83

kendi içlerinde, kendi kuvvetleriyle varlıklarını ispat etmeleri, sonra Đslâm Milletleriyle

birleşmeleri tavsiye edildi.224

Đç ve dış siyasi tutumun belirlenmesi haricinde düzenli bir ordunun kurulması,

mali durumu bozuk olan Milli Hükümet'e yeni bir bütçe yapılması, ordunun

teşkilâtlanması ve idari desteğin nasıl sağlanacağının saptanmasına çalışıldı. Haziran

1920 sonlarına doğru kurulacak Batı Cephesi ve Elcezire Cephesi'nin, Adana bölgesi

birliklerinin, Doğu Cephesi'nin silâhlanma ve lojistik ihtiyaçlarının karşılanması için bir

bütçe hazırlanmalıydı. Đlk bütçe Milli Hükümet tarafından beş aylık olarak meclise

sunuldu. Birçok tartışmalardan sonra bütçe altı aylık olmak üzere 30.000.000.TL. olarak

kabul edildi, bunun 10.775.303.TL. Milli Müdafaa Vekilli ği'ne tahsis edildi.225

Kurtuluş Savaşı'nın yürütülmesi ve iç isyanların bastırılması esnasında gerekli

gelirler toplanamadı. Mustafa Kemal, bu sıralarda mümkün olduğu kadar Sovyetlerden

mali ve askeri yardım alma düşüncesini taşımaktaydı.

4.2.1. San Remo Konferansı (19–26 Nisan 1920)

Mondros Mütarekesi'nin imzalanmasının üzerinden 1,5 yıla yakın bir, zaman

geçtiği halde Đtilâf Devletleri ile Osmanlı Hükümeti arasında barış antlaşması üzerinde

görüşme olmamış, Türk Milleti sadece savaşa son veren bir ateşkes antlaşmasıyla

işgallere uğramıştı. Đtilâf Devletleri önceden paylaştıkları toprakları, yapılacak

antlaşmayla hukuken sahiplenmek istediklerinden barış antlaşmasını geciktiriyorlardı.

1919 yılının ilk yarısı içinde Paris Barış Konferansı sadece Alman meselesiyle uğraştı

ve ilk bir aylık çalışmalarını Wilson'un isteği üzerine Milletler Cemiyeti'ni kurmaya

ayırdı. 28 Haziran'da Almanya ile Versay Antlaşması imzalanınca, bu sefer Avusturya

Macaristan ve Bulgaristan antlaşmalarını hazırlamaya vakit ayırdılar. Anadolu'da

yayılan milli mücadele akımları ve aralarındaki fikir anlaşmazlıkları Osmanlı Devleti ile

barış antlaşması imzalanması için daha fazla beklemeye gerek olmadığını gösterdi. Đtilâf

Devletleri San Remo'da Osmanlı Hükümeti ile Türk Milletine kabul ettirilecek barış

şartları üzerinde tek taraflı anlaşmaya vardılar.

224 Türk ĐstiklalHarbi Batı Cephesi, C.II, 2, Kısım, s.215. 225 Türk Silahlı Kuvvetleri Tarihi Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti Dönemi (23 Nisan 1920-29 Ekim 1923), 2001, C,IV, 1, Kısım, s. 41.

Page 93: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

84

Đngiltere ve Fransa, Arap ülkelerinin topraklarını aralarında paylaştılar. Bu

antlaşmayla Đngiltere, Irak.’ı Doğu Ürdün ve Filistin topraklarını, Fransa bütün Suriye

topraklarını aldı. Adana, Mersin. Maraş ve Diyarbakır illerinde Wilson prensiplerine

göre manda uygulanamayacağından Fransa buralardan vazgeçmek zorunda kaldı. Đtalya,

Venizelos-Tittoni anlaşmasıyla vazgeçtiği Aydın vilayetini Yunanistan'a bıraktı.226

13 Mart tarihli Temps Gazetesi'nde yazdığına göre Lord Curzon, Avam

Kamarası'nda söylediği nutukta Ermenilerle ilgili şu cümleleri söyledi: “Bana öyle

geliyor ki siz Ermenileri sekiz yaşında pek temiz ve masum bir kız gibi

zannediyorsunuz. Bunda çok yanılıyorsunuz. Zira Ermeniler bilhassa son harekât-ı

vahşiyaneleri ile ne derecelere kadar hunhar bir millet olduklarını bizzat kendileri ispat

eylemişlerdir.”227 Đngilizlerin Ermenilerle ilgili fikirleri yavaş yavaş değişirken

konferansta söz alan eski Osmanlı Meclis-i Mebûsân üyelerinden Ermenistan

Cumhurbaşkanı Aharonian, Van ve Erzurum'un Ermenilere bırakılmasını istedi.228

Đngiliz Başbakanı, Erzurum meselesinin çok sıkıntılı bir nitelik taşıdığını ve bu konuda

ne yapacağını pek bilemediğini itiraf edecek ve Büyük Ermenistan'ı kabul etmek

sorumluluğunu üzerine alamayacaktır. Kaldı ki, Büyük Ermenistan’ın kurulmasının

Hindistan'da ve bütün dünyadaki Müslümanlar arasında sert tepkilere yol açacağını

bilmektedir. Bu çözüm etnolojik açıdan da savunulamaz. Llyod George'un yapmak

istediği ABD kesin olarak mandayı kabul edinceye kadar konuyu askıya almaktır.229 Bu

sıralarda Başkan Wilson, 20 Mart 1920 tarihli notasında büyük bir Ermenistan

kurulmasını ve bunun hemen Cemiyet-i Akvam teşkilâtına üye olarak alınmasını istedi.

Đngilizlerin istenilen sınırları daraltması üzerine yeni sınır tespiti müttefiklerinin

oyununa gelen Başkan Wilson'a kaldı.230 Güney toprakları Kürdistan toprağına

katılacaktı.

San Remo'da barış antlaşmasının esasları kararlaştırılırken Osmanlı Heyeti'ne

danışılmasına gerek görülmedi. Avrupa'da Ermenilerin katliâma uğradıkları haberleri de

226 Türk ĐstiklalHarbi Batı Cephesi, 1999, C,II, 2, Kısım, s.231–232. 227 Atatürk’ten Ermeni Sorunu Belgelerle, 2002, s.167. 228 Türk ĐstiklalHarbi Batı Cephesi, 1999, C,II, 2, Kısım, s.232. 229 Mim Kemal Öke, a.g.e., s.193, 230 Senatonun reddetmesine rağmen (1 Haziran 1920), Başkan Wilson Kilikya hariç büyük Ermenistan sınırlarını Kasım 1920'de onayladı. Mim Kemal Öke, a.g.e., s. 193.

Page 94: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

85

gittikçe yaygınlaşmaya başladı. Bu yanlışın düzeltilmesi için Mustafa Kemal değişik

zamanlarda telgraflar çekti.231 20 Nisan 1920'de barışın son şekli kararlaştırılmaya

çalışırken, Erzurum'un Ermenistan topraklarına eklenecek yerlerden dışında tutulması

kararlaştırıldı. Kürdistan konusunda iki ayrı komisyon görev aldı. Barış antlaşmasının

yürürlüğe gireceği tarihten itibaren Đstanbul'da Đngiliz, Fransız ve Đtalyan

temsilcilerinden bir kurulacak bir komisyon özerk bir Kürdistan kurulması planı

hakkında bir teklif yapacak, Đngiliz, Fransız, Đtalyan, Đran ve Kürt temsilcilerinden

kurulu ayrı bir komisyon bölge mahalline gidip araştırmalar yapacaktı.232 Emperyalist

gayeler değişmemişti. Türkiye, hem bu komisyonun kararını hem de Kürtlerin özerk

idareye istekli olmalarını ve Milletler Cemiyeti'nin bunu onaylamasıyla oluşacak yeni

durumu önceden kabul etmiş sayılacaktı.

Đtilâf Devletleri görüşmeler sonucunda Osmanlı padişahını Paris'te toplanacak

barış konferansına davet ettiler. Padişah, eski sadrazamlarından Tevfik Paşa'yı 26 Nisan

1920'de konferansa katılmakla görevlendirdi. Mustafa Kemal Paşa, 30 Nisan'da Avrupa

Devletleri'nin Hariciye Nazırlarına birer nota göndererek, Türk Devleti'nin resmi

temsilcisinin TBMM olduğunu, Đstanbul Hükümeti'nin emir, fetva ve yükümlülüklerinin

geçersiz olduğunu bildirdi.233 Barış şartları, Tevfik Paşa başkanlığındaki delegelere

Versay'da Millerand tarafından 11 Mayıs 1920'de bildirdi. Tevfik Paşa antlaşma metnini

okur okumaz “bağımsız bir devletin yapacağı politik bir tavır” ortaya koyarak,

ültimatomu imza edemeyeceğini bildirerek Đstanbul'a döndü.

Đttifak Devletler, barış antlaşmasının şartlarını kabule mecbur bırakmak için

doğuda Ermenistan ordusu'nu, batıda Yunan ordusu'nu Türklerin üzerine saldırtmayı

uygun ve yeterli gördüler. Türkiye'nin geleceği çok zalim bir karara bağlanmıştı.

4.2.2. Türk-Sovyet Diplomatik Đlişkileri ve Sovyet-Rusya'dan Gelen Đlk Yardımlar

TBMM 23 Nisan 1920'de açıldıktan sonra Sovyet Rusya'yla resmi temas kurdu.

O günlerde kimsenin komünizm ve Sovyet yardımı konusunda belirli bir fikri olmadığı

231 Atatürk’ten Ermeni Sorunu Belgelerle, s.152–157–164. 232 Türk Đstiklal Harbi Batı Cephesi, C. II, 2.Kısım, s. 233–235. 233 Türk Đstiklal Harbi Batı Cephesi, C.II, 2.Kısım, s.237.

Page 95: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

86

gibi, bir takım endişeler de mevcuttu. TBMM'nin açılışından bir gün sonra 24 Nisan

1920'de Mustafa Kemal Paşa, konu hakkında şunları söylemiştir:

“Bilindi ği gibi Bolşeviklerin kendilerine mahsus bir takım esasları, görüşleri

vardır. Ben şahsen bütün açıklığı ile ve ayrıntılarıyla bunları bilmiyorum. Yakın zamana

kadar Bolşevikler nere ile temas eder, nereye gelirse daima kendi ilkelerini kabul

ettirmek azmindeydiler. Her ne olursa olsun bu ilkeler, bizim milletimizin kendine

mahsus görenekleri, dini inançları ve memleketimizin icapları ile bağdaşmaz. Biz her ne

yaparsak kendimizi, kendi âdetlerimizi, dini icaplarımızı dikkatte tutmak, ona göre

kendimize esaslar koymak mecburiyetindeyiz… Gerçekten milli hududumuz dâhilinde

arz ettiğim şartlarla mevcudiyetimizi muhafaza edebildiğimiz takdirde başka bir şey

istemek bendenizce doğru değildir. Yalnız her ihtimale karşı varlığımızı muhafaza için

dışarıdan güç kaynağı aramak lazım gelirse, yine daima kendi prensiplerimiz baki

kalmak şartıyla her kaynaktan faydalanmayı uygun gördük.”234

Mustafa Kemal Paşa, 26 Nisan 1920 tarihinde Çiçerin'e yazdığı mektubunda,

“Emperyalist hükümetlerin yönetimi ve esaretine karşı mazlum insanların kurtarılması

amacıyla Bolşevik Ruslarla harekât ve çalışmaları kabul ettiklerini, Rus Hükümeti

Gürcistan üzerine askeri harekât yaparsa, Türkiye Hükümeti'nin de Ermeni Hükümeti

üzerine harekat yapmayı, bu devleti Bolşevik Devletler zümresine sokmaya söz

verdiğini, evvela ortak mücadelede başarı kazanabilmek için ilk taksit olarak beş milyon

altının kararlaştırılacak miktarda cephane ve diğer savaş malzemeleri ve sıhhi gereçlerin

sağlanmasını”235 teklif etti. Sınıf mücadelesiyle ilgili hiçbir şey yazmamıştı. Çiçerin bu

mektuba 3 Haziran 1920’de cevap verdi ve yardımlara değinmeksizin diplomatik

temasların kurulmasını istedi. Çiçerin'in mektubunda herhangi bir ittifaktan

bahsetmeyişini şu sebeplere bağlayabiliriz: “Sovyet, Hükümeti'nin o sıralarda Đngiltere

ile bir ticaret antlaşması yapmaya çalışması ve Đngiltere'den almaya muhtaç olduğu

maddelerin olması, Türkiye ile yapacağı ittifakın bu ticaret antlaşmasına engel

olabileceği düşüncesi, Komünist olmayan memleketlerle ittifakı kendi bakımlarından

uygun görmemeleri, Polonya savaşı, Wrangel ve Gürcistan'daki Menşeviklerle

234 Atatürk’ün Özel Mektupları (Derleyen Sadi Borak), Đstanbul, 1988, s.143–144. 235 Mektubun aslı için bkz, Türk Đstiklal Harbi Batı Cephesi, 1999, C.II, 2,.Kısım, s.221.

Page 96: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

87

uğraşırken Rus askerlerinin Yunanlılara karşı mücadelesini geciktirebileceği ihtimali,

nihayetinde Mustafa Kemal'in henüz mücadelenin başında olması ve başarı kazanıp

kazanamayacağının şüpheli olmasıdır.”236 Çiçerin, mektubunda Misak-ı Milli

esaslarının kendilerince kabul edildiğini belirttikten sonra Misak-ı Millinin bazı

hükümlerini Sovyet çıkarlarına göre yorumlamıştır.237 Ermenistan'ın, Kürdistan'ın,

Lazistan'ın, Batum Vilayeti'nin, Doğu Trakya'nın ve Türk Arap Halkları ile yerleşik

ülkelerin kendi mukadderatlarını kendilerinin tayin edeceği hakkındaki kararına

değindikten sonra Türk Boğazları meselesinin Karadeniz'e sahildar devletlerin katıldığı

bir konferansta ele alınması hakkındaki eski Sovyet iddiasını yenilemekteydi.238 Bütün

bunların anlamı diplomatik olarak, “Mustafa Kemal'den Türkiye'nin, kendisinin olarak

gördüğü bir takım topraklardan, ekseri halde Sovyetler Cumhuriyeti lehine,

vazgeçmesini talep etmek demektir.”239

TBMM'nin başvuru mektubu 1 Haziran'da Moskova'ya ulaştı ve Sovyet toplumu

tarafından hoşnutlukla karşılandı. Bazı maddelerin gösterişli olmasına karşın, yeni Türk

Hükümeti’nin dış politika ilkeleri, padişah hükümetinin izlediği politikanın ilkelerinden

köklü biçimde farklıydı. Bu ilkeler Türkiye'nin çıkarlarına uygun düşüyordu.240

Mayıs 1920'de Şerif Manatov adlı bir Sovyet temsilcisi Ankara'ya geldi.241 Aynı

tarihlerde Sevr Antlaşması'nın ana hatlarının tespit edildiği San Remo Konferansına

Tevfik Paşa Osmanlı Hükümeti'ni temsil etmek üzere katılıyordu. Alınan kararlar hiç iyi

niyetli kararlar değildi. Bir an önce Türkiye-Sovyet Rusya arasında bir ittifak antlaşması

imzalanması gerekiyordu.

236 Fahir Armaoğlu, a.g.e., s.675. 237 Mustafa Kemal'in mektubundan böyle bir içerik çıkartıldığı A, Şemsuttinov'da geçmektedir, A,Şemsuttinov, , Kurtuluş Savaşı Yıllarında Türkiye Sovyetler Birliği Đlişkileri, (Çeviren A, I Đnsanoğlu), Đstanbul, 2000, s.9–10. 238 Mehmet Gönlübol, Cem Sar, Olaylarla Türk Dı ş Politikası (1919–1965), Ankara, 1969 s. 22. 239 Paul Dumont, Mustafa Kemal, Ankara, 1998, s.79, 240 A,Şemsuttinov, Kurtulu ş Savaşı Yıllarında Türkiye Sovyetler Birli ği Đlişkileri, (Çeviren A.Hasanoğlu), Đstanbul 2000, s.10; Şemsutlinov, bu yargısına bir de dipnot eklemiştir, “Kemalistler 26 Nisan 1920 tarihli bu mektupta yer alan bazı ilkelerden daha sonra vazgeçtiler,” 241 Türk Komünistlerinden Baytar Salih Zeki ile Şerif Manalov 1920 Haziran'ında Türkiye Komünist Partisini kurmuşlardır, 14 Temmuz'da yayınlanan ilk parti demecinde sultan mutlakıyeti ile olduğu kadar Mustafa Kemal'in sahte politikasıyla mücadeleyi ilan etti, Şerif Manatov sınır dışı edildi, partisi yasaklandı,Fahir Armaoğlu, a.g.e.,s. 283.

Page 97: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

88

Hariciye Nazırı Bekir Sami Bey başkanlığında bir heyet 11 Mayıs 1920'de

Ankara'dan Moskova'ya hareket etti. Heyet üyeleri arasında Đktisat Vekili Yusuf Kemal

(Tengirşek), Dr. Miralay Đbrahim Tali (Öngören), Lazistan Mebusu Osman, Erkân-ı

Harbiye Kaymakamı Seyfi (Düzgören) Beyler bulunuyordu. Heyete verilen talimat

şöyleydi: “Türkiye'nin ulusal sınırları içinde tüm iç ve dış egemenliğine saygı

gösterilirse, yazgısını Sovyet Rusya'nın yazgısıyla birleştirmeye hazır olduğu

açıklanmalı, tüm Karadeniz Devletleri'nin Boğazları serbestçe kullanmalarına izin

verileceği gibi, bunların yine Karadeniz Devletleri ve Türkiye ile savunulacakları

yolunda Sovyet önderlerine güvence verilmeli, Türk-Rus ortak askeri harekatının

başarılı olması için Türkiye'nin öteki Đslâm ülkelerinden yararlanacağı, ama böyle bir

harekât için para, savaş malzemesi, taşıt araçları ve muhtemelen askeri birliklere ihtiyaç

duyacağı, sonra iki ülke arasındaki ulaştırma araçlarının ve sınırın tüm olarak güvenlik

içinde ve her türlü engelden yoksun bulunmasının gereği anlatılmalı.”242 Ancak

bahsettiğimiz Çiçerin'in mektubu Misak-ı Milli'nin tahrifiyle Ankara'da düş kırıklığı

yaratmıştır. Đngiltere bu heyetin güzergâhını adım adım takip ediyordu.243 Bekir Sami

Bey ve heyeti, Moskova'ya 19 Temmuz 1920'de ulaştı. Heyetin çalışmaları Sovyetlerin

tutumu buna Çiçerin'in tutumu da diyebiliriz yüzünden kolay geçmemiştir.

Bekir Sami Bey ve heyeti Moskova'dayken Azerbaycan'da (27–28 Nisan 1920)

ve Ermenistan'da (Mayıs-Haziran 1920) ayaklanmalar oldu. Azerbaycan'da Bolşevik

rejim iktidara geldi.244 Haziran 1920'de Sovyet Azerbaycan'la Türkiye arasında

diplomatik ilişki kuruldu. Azerbaycan Hükümeti Türkiye Hükümeti'ne Müslüman

Komünistlerin Türk ulusal hareketinin başarısı için her türlü çabayı harcayacakları

konusunda güvence verdi.245 Ancak Ermenistan ve Gürcistan halâ karayolundan

ulaşıma engeldiler. Gürcistan'daki Menşevik Hükümeti 7 Mayıs'ta Sovyet Azerbaycanı,

6 Haziran'da Sovyet-Rusya ile antlaşmalar yapmak zorunda kaldı. Sovyet-Rusya

Kafkasya'daki rejim değişikli ğini Ermenistan ve Gürcistan üzerinde de sağlamak

istiyordu.

242 Salahi R. Sonyel,a.g.e., s. 9. 243 Salahi R. Sonyel, a.g.e.,s.81. 244 Kazım Öztürk,a.g.e., s. 122. 245 A, Şemsuttinov, a.g.e. s.12-13.

Page 98: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

89

Moskova'da bulunan Türk heyeti 24 Temmuz 1920'de ilk görüşmelerini Hariciye

Nazırı Çiçerin ve Müsteşarı Karahan ile yaptılar. Çiçerin, Halil Paşa ile daha önce

görüşmüş olduklarını, kendilerinin isteklerini ve şartlarını onunla hükümete bildirmiş

bulunduklarını, Fransızlarla mütareke yapılmasından endişeye düştüklerini, Đngilizlerle

kendileri arasında bunun şartlarım Türk heyeti ile görüşeceklerini, Đslâm siyasetini

tayinin Türkiye ile daha iyi olacağını, Komünizm siyasetine muhalif olan

Müslümanların harekâtına mani olmak lazım geldiğini anlattı. 4 Ağustos’ta Karahan

ikinci görüşmede Sovyet Rusya'nın yavaş yavaş niyetlerini açığa vurmaya başladı.

Karahan, Brest Litovsk Antlaşması'na dayanarak Ermenistan üzerine Türk taarruzunu

bir takım siyasi düşüncelerle ve Avrupa umumi efkârı için uygun görmediklerinibelirtti.

Ermenistan meselesini kendi bildikleri gibi halledeceklerinden Türkiye'nin eski Rus

sınırının beri tarafından bahsetmesini uygun bulmadıklarını söyledi. Nahçivan

üzerinden haberleşmenin mümkün olacağını, Anadolu'daki durum ve askeri durumu bir

müttefik olarak öğrenmek istediklerini söyledi 10 Ağustos 1920 tarihinde Sovyet Rusya,

Ermenistan'la bir antlaşma yaptı. Bu antlaşmayla, Türkiye'ye ait bazı bölgelerde sözde

Ermeni egemenliği tanınıyor, Sovyet-Rusya'yı Anadolu'ya bağlayan karayolu

Ermenistan'ın kontrolüne terk ediliyordu. Antlaşmayı öğrenen Türk heyeti, açılmasını

istedikleri Tiflis yolu haricinde Şahtahtı yolunun da Ermenilerin eline geçtiğini öğrendi.

Daha sonra Lenin, Ermenilerle yapılan bu antlaşmanın mecburen yapıldığını belirtmek

için; “Biz o muahedeyi yapmakla hata ettiğimizi anladık, düzeltmeye çalışacağız. Biz

düzeltemezsek siz düzeltirsiniz” demiştir. Antlaşmayla Ermeniler üzerinde nüfuzunu

arttıran Sovyet-Rusya, Çiçerin aracılığıyla 13 Ağustos'la Bekir Sami Bey'e; Bitlis, Van,

Muş gibi Türk ülkelerinin Ermenistan'a terk edilmesini iletmiş ve bu işlek Bekir Sami

Bey tarafından reddedilmiştir.

Bekir Sami Bey'in Büyük Millet Meclisi'ne yazdığı raporu yanına alan Yusuf

Kemal Bey 2 Eylül'de Moskova'dan ayrıldı.246

Polonya'daki mağlubiyetten sonra 1920 Ağustos ayı içerisinde Rusya'daki

lehimize olan teşebbüslerin durması veya durdurulmuş gibi görünmesi, verilen

sözlerden dönülmesi gibi siyasi manevraları Ali Fuat Cebesoy, Sovyet Rusya'nın

246 Yusuf Kemal Tengirşek, Vatan Hizmetinde, Ankara ,2001, s. 180-181.

Page 99: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

90

Đngilizlerle yaptığı compromis antlaşmasından kaynaklandığını düşünmektedir. Aynı ay

içerisinde Ermenilerle yapılan ittifak antlaşmasını ve Kafkaslardaki Bolşevizmin

yayılma çabalarını da unutmamak gerekir. Sovyet Rusya'nın Türkiye'ye verdiği Rusya-

Đngiltere compromise antlaşmasının garbı karıştıracağı güne kadar sıkı durulması ve

mukavemet edilmesi gibi tavsiyeler neyle mukavemet edileceği gerçeğini

cevaplandırmıyordu. Ali Fuat Cebesoy böylelikle, “hakikatlere nüfuz etmiş, Ruslardan

ne kadar fazla yardım görürsek kâr saymıştık” demektedir.247

Siyasi anlaşma zemininde pürüzler olmasına rağmen ilk Sovyet-Rus yardımları

Anadolu'ya gelmeye başladı. Albay Đlyashev başkanlığındaki Bolşevik kurul 20

Haziran'da Erzurum'a ulaştı. Türklerin Ermenistan'a saldırmasından kaygılanan Ruslar,

onu acilen Ankara'ya göndermişlerdi. Đlyashev, Anadolu'da pek uzun süre kalmadı.

1920 Temmuz'unda Ankara-Moskova arasında başka heyetler gidip geldi. 1920

Ağustos'unda Anadolu'ya başka bir Sovyet heyet ulaştı. Kurulun getirdiği 200 kg. altın

sevindirici olmakla birlikte, altınların bir kısmının propaganda amaçları için olduğu

anlaşıldı. Kurulda yer alan kişiler şunlardır: “Upmal (kurulun sekreteri), Bagirof

(çevirmen), Dahilov (istihbarat sorumlusu), Madam Dahilova (Sovyet gizli polisi

ÇEKA'nın üyesi).”248 Elli kişilik grubun geriye kalanları propagandacı, telgrafçı, deniz

gücü temsilcisi ve muhafızlardan oluşuyordu. Kazım Karabekir, altınların içeriye

götürülmesinin tehlikeli olacağını öne sürerek Erzurum'da bırakılmasını önerdi. Bagirof,

teklifi reddetti. Kurul, istihbarat ve tahrik grubunu Danilov'un başkanlığında

Erzurum'da bırakarak Trabzon'a gitti ve orada bir Sovyet Konsolosluğu kurdu.249

Sivas Kongresi'nden sonra Bakü'ye gönderilen Halil Paşa, Moskova'dan

dönüşünde 1920 Temmuz'unda aldığı 6 sandık (400 kg.) altını, Nahçivan'dan

Karaköse'ye geçerek oradaki tümen komutanı Cavit Bey'e teslim etti.250 Altınların

değeri aynı kaynakta 100.000 TL olarak geçmektedir.251

247 Ali Fuat Cebesoy, Moskova Hatıraları, Ankara, 1982, s. 126-128. 248 Salahi R.Sonyel, a.g.e., s. 83. 249 Altınların ne şekilde kullanıldığı ya da kullanılmadığı kaynakta yazılmamıştır, (Salahi R.Sonyel, a.g.e., 1995, s.83). 250 Erol Mütercimler, a.g.e., s. 113. 251 Erol Mütercimler, a.g.e. , s. 113.

Page 100: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

91

Cavit Bey altınları, 8 Eylül 1920'dc Erzurum'a ulaştırdı. Kazım Karabekir, 200

kg. kadarını yani altı sandıktan üç tanesini Doğu Cephesi için alıkoyarak geri kalanını

Ankara'ya gönderdi.252

Bekir Sami Bey, Çiçerin'le görüşmesinden sonra 30 Ağustos 1920'de TBMM

Başkanlığı'na gönderdiği raporda: Miktar ve zamanı 4 güne kadar belli olacak ilk bölüm

para ve silah yardımının Osman Bey'le (Lazistan Mebusu) gönderileceğinibelirtti.

Ayrıca silah nakli güç olduğu için Ermenistan dâhilindeki yolun açılmasına çalışıldığını

ve Đtalya'dan silah sağlamak için para vermelerini teklif ettiğini belirtmektedir.253

Bekir Sami Bey, 1.000.000 ruble istemeyi düşünüyordu.254 18 Eylül 1920

tarihinde Yusuf Kemal Bey, Trabzon limanına bu para ile ayakbastı ve Karahan

tarafından Đtalya'da hesabımıza 1.000.000–3.000.000 Đtalyan lirası kredi açıldı.255

Sovyet-Rusya'dan askeri malzeme teminine, Eylül 1920'den itibaren başlandı.

Kafkasya yolu açılıncaya kadar askeri ve maddi yardımlar Rusya'daki Tuapse

Limanı'ndan yönlendirildi, buradan motor ve vapurlarla Trabzon, Samsun ve Đnebolu'ya

ulaştırıldı. Đtilâf Devletleri'nin Karadeniz'i sıkı denetim altında tutması nakliyatı

zorlaştırdı.

18 Eylül 1920 tarihinde Yusuf Kemal Bey, Trabzon'a vardığında 1.000.000 altın

ruble haricinde bir vagon mavzer mermisi de getirdi.256 Aynı zamanlarda Trabzon'a

gelen ilk silah ve cephane yardımları, “3387 tüfek, 2623 sandık cephane, 3.000

dolayında süngüden” ibaretti.257 Karayoluyla geleceği söylenen diğer malzemeler

(60.000 silah, para, top) Ermenilerin engel olmaları nedeniyle ulaştırılamamıştır.

Sevkıyatın başlangıcından 1920 sonlarına kadar taşıma, Türk motor ve vapurlarıyla

yapılmıştır.258 Yardımlar işgalci devletlerin, Rumların ya da yerli işbirlikçilerin saldırıda

bulunması ihtimaline karşı gizli tutulmuştur. 29 Aralık 1920'de bunlara ek olarak

Sovyetler Birliği'nden eksik olan savaş araç ve gereçleri istenmiştir.

252 Ahmet Emin Yaman, Kurtulu ş Savaşında Anadolu Ekonomisi, Ankara 1998, s. 139. 253 Ahmet Emin Yaman, a.g.e., s.141. 254 Yusuf Kemal Tengirşek, a.g.e., s.199. 255 Yusuf Kemal Tengirşek, a.g.e., s.217-218. 256 Yusuf Kemal Tengirşek, a.g.e., , s.217. 257 Yusuf Kemal Tengirşek, a.g.e., s.141. 258 Erol Mütercimler, a.g.e., s.122.

Page 101: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

92

Heyet-i Temsiliye, istekte bulunurken saptanan ilkeler doğrultusunda siyasetini

sürdürmeye devam etmiştir. Bunlar Misak-ı Milli'den fedakârlık yapmamak,

Bolşevizme engel olmak, ülkeye 100.000 silah ve orantılı diğer donanımlarını sokmak,

iki ülke arasında değişimi hızlandırmaktı.259

4.3. Doğu Cephesinde Taarruz Hazırlıkları

Kurtuluş Savaşı'nda başarılı olmak için doğuda Ermenilerle, batıda Yunanlılarla

savaşmak, büyük devletlere karşı yürütülen diplomatik faaliyetlerden sonuç almak

gerekliydi. Doğu harekâtıyla ilgili detaylar düşünülmeden önce Mustafa Kemal Paşa.

Đstanbul'un işgal edildiği gün Kazım Karabekir'e bir telgraf çekerek taarruz hakkındaki

görüşünü sordu.260 Kazım Karabekir verdiği cevapta, uygunsuz hava koşullarının Nisan

başlarında veya ortasında böyle bir harekâta girişmek için engel teşkil ettiğini.

Bolşevikler Kafkaslara henüz inmediğinden irtibat kurulamadığını, şimdilik bazı

tedbirler ve hazırlık yapmanın uygun olduğundan bahsetti. 28 Mart'ta çekmiş olduğu bir

diğer şifrede; “Rus ordusunun direncinin kırılmasıyla vaziyetin uygun bir hale girdiğini,

Bolşeviklerin en çok bir aya kadar Güney Kafkasya'yı istila edeceklerini, bunun

oluşması halinde maneviyatımız ve ordu üzerinde fena tesir bırakacağınısöyledi. Brest

Litosk Antlaşması'yla sınırlanan Elviye-i Selâse'yi işgal fırsatını kaçırmakla millet ve

tarih önünde sorumlu olunacağınıve Nisan 15’ten evvel harekâtın mümkün olacağını.

Belirtti”. 261 Kazım Karabekir, bu sıralarda batıda çıkan isyanların bastırılmasında

kullanılmak üzere Mustafa Kemal Paşa'nın istediği iki fedai müfrezesini Erzurum'dan

yola çıkardı.262 Doğu cephesiyle ilgili harekât zamanının geldiğine dair uyarı

niteliğindeki şifrelerinden birini daha 26 Nisan'da yolladı ve bir harekat planı

hazırladı.263 Kazım Karabekir, Fevzi Paşa ve Đsmet Paşa'nın harekat planının

uygulanmasında kolaylaştırıcı çabalarda bulunmamalarını da eleştirmekteydi. Mustafa

Kemal Paşa hazırlıklara devam edilmesini, hududu geçmek konusunda kararın

Ankara'dan verileceğini bildirdi.264

259 Ahmet Emin Yaman, a.g.e.,, s.143, 260 Kâzım Karabekir, Đstiklal Harbimizin Esasları, Đstanbul, 1995, s.229. 261 Kâzım Karabekir, a.g.e., s. 237-238. 262 Kâzım Karabekir,a.g.e., s. 239. 263 Kamuran Gürün, a.g.e., s.349. 264 Kazım Karabekir, a.g.e., s. 240-241.

Page 102: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

93

Kazım Karabekir komutasındaki Doğu Ordusu hazırdı. Đş sadece Ankara'dan

gelecek “ileri” emrinin verilmesine kalmıştı. Ancak Mustafa Kemal Paşa, Sovyet-Rusya

ile ili şkilerin Ankara lehine bir zemine oturtulmasına kadar harekâtın geciktirilmesi

taraftarıydı. 6 Mayıs 1920'de Kazım Karabekir'e yaptığı açıklamada, “Bolşeviklerle

şerait-i mütarekemiz az çok tebellür etmeden ve hudud-ı esasiyemiz tespit ve bize temin

edecekleri maddi muavenet tayin edilmeden girişilecek harekâttan olumsuz

etkilenebileceğimizi” belirtti.265 O sıralarda iç durum karışıktı. Barış Konferansı'nda

verilecek kararları beklemek gerekiyordu ve az da olsa Ermenilere yapılacak taarruzun

Hıristiyan dünyasında yaratacağı tepkiler de düşünülüyordu. Kazım Karabekir, bütün

bunları kabul etmesine rağmen, Kaçırılacak fırsat ve kaybedilecek bir gün bizim için

pek zararlı olacak ve Ermeniler de dâhil olmak üzere tekmil Kafkas kavimlerinin

Bolşeviklerle anlaşması ihtimali karşısında kazanılmış haklarımızı da kaybetmiş

olacağız.” şeklinde endişelerini dile getiriyordu.266 Kazım Karabekir, 9 Mayıs 1920'de

TBMM Başkanlığı'na yazdığı şifre ile “Brest-Eitosvk Muahedesi mucibince (Bolşevik-

Rusya'nın tasdik ettiği gibi) bize ait ve bütün halkı Müslüman olan Elviye-i Selâse'yi

işgal etmek hakkımızdır diyerek harekâta izin istedi.267 11 Mayıs'ta Bekir Sami Bey ve

heyeti yola çıktılar. 15 Mayıs ve 30 Mayıs tarihlerinde harekât isteğini tekrarladı. 4

Haziran 1920'de “Soğanlı Geçitlerine kadar ki” yerlerimizi almak için izin istedi.

Nihayet TBMM 6 Haziran'da Türk savunmasını kuvvetlendirmek amacıyla sınırlı bir

harekâta izin verdi. Bu talimatta şunlar yazılıdır:

“Vaziyet-i tedafüiyemizi ıslah maksadıyla Soğanlı Geçitlerini işgal etmek için

kıtaatı askeriye ile ilerlemek hakkındaki 4 Haziran 1336 tarihli XV. Kolordu

Kumandanlığının teklifi Vekiller Heyeti'nce tetkik edilerek muvafık görülmüştür.

Elviye-i Selâse'nin işgali hakkının istimali Büyük Millet Meclisi tarafından

Heyet-i icraiyeye tevdi edilmiş olduğundan Vekiller Heyeti bu salahiyete istinaden

teklifin tatbikine karar vermiştir. Kararın cihet-i siyâsiyesinin sureti-i idare ve ilânı için

lazım gelen nota ve talimat gibi mukarrerat zatı âlilerine ayrıca buradan bildirilecektir.

265 Mim Kemal Öke, a.g.e., s.203. 266 Kazım Karabekir, a.g.e., s.241. 267 Fahrettin Kırzıoğlu, a.g.e., s.31.

Page 103: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

94

O zamana kadar siyasî hiçbir teşebbüste bulunulmayarak yalnız harekât-ı askeriyenin

ihzarı ve bu harekâtın ne zaman başlayabileceğinin işarı mercudur.”268

Bu kararın alınmasında San Remo Konferansı'nda Türkiye aleyhine alınan

kararların ve Kafkasya ve Doğu Anadolu'daki Ermeni mezaliminin tahammül edilmez

bir hal alması etkili oldu. Zaten o sırada Bolşeviklerin Kafkasya'daki sıkıntılı

durumlarının da Türkiye aleyhine bir müdahaleye fırsat vermeyeceği düşünülüyordu.

Kazım Karabekir, bölgede (Erzurum, Van, Erzincan sancakları) kısmi

seferberlik yaparak birlikleri sınır boyuna yaklaştırdı. 1890–1891 doğumlu ihtiyatlarını

orduya aldırttı.269 15 Haziran 1920 tarihinde XV. Kolordu Komutanlığı Doğu Cephesi

Komutanlığı adını aldı.270 Ermeni komutanına verdiği notada, üç sancakta katliam

yapılmasından şikâyet ederek, bu yerleri işgal etmek zorunda olduğunu, kan dökmemek

için üç sancağın boşaltılmasını istedi. Brest Litovsk Antlaşması imzalandığında üç

sancağın Türkiye'ye verilmesini o zaman Ermenistan Cumhuriyeti de kabul etmişti.

Taarruz hazırlıkları devam ederken, 14 Haziran'da Çiçerin'in mektubu Ankara'ya

ulaştı. Mektubun içeriğinde, “Ermenilere karşı harekât yapılmaması, Türk sınırlarının

barış yolu ile düzenleneceği yazıyordu.271 Batı Anadolu'da da Yunanlılar taarruza

geçtiğinden hükümet Ermenistan'a yapılacak harekâtın durdurulmasını emretti, ismet

Đnönü, harekâtın durdurulma sebeplerini Sovyetler Hükümetinin Azerbaycan,

Ermenistan, Đran, Gürcistan'la münasebetleri ve sınır konusundaki tekliflerinin

içeriğinin anlaşılması ve Sovyet Rusya ile siyaseten tutuşmamak için dikkatli olmak

gereği olarak sıralanıyordu.272 23 Haziran 1920'de taarruza geçilmesi planlanıyordu.273

Kazım Karabekir sonradan Çiçerin'in; “Karabekir'in yumruğu kuvvetli ise ne duruyor?”

dediğini öğrenecektir.274 Soğanlı Geçitleri'ni tutan birliklerimiz. 1914 sınırının 40 km.

içerisinde karargâhını Bardız'da (şimdiki Şenkaya Bucak Merkezi “Gaziler”) kurarak

konumunu korudu. Đkinci bir taarruz emri verilene kadar, Türk Ordusu bu emre uyarak

268 Kamuran Gürün, a.g.e., s. 350-351. 269 Kazım Karabekir,a.g.e., C.IV, s.1648-1649. 270 Belgelerle Ermeni Sorunu, s. 381. 271 Kazım Karabekir,a.g.e., s.256. 272 Đsmet Đnönü, Hatıralar, C,I, Ankara, 1995 s. 220. 273 Kazım Karabekir, a.g.e., s. 256. 274 Kazım Karabekir, a.g.e., s. 277.

Page 104: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

95

Kafkasya sınırında soydaşlarının sürekli mezalime uğramasına rağmen burada bekledi,

mütareke hududunu tecavüze kalkmadı.

Kafkasya'da kurulan bağımsız devletlerin işi bu arada oldukça zorlaşıyordu.

Bolşevik Rus kuvvetleri Đngilizlerin engellemelerine rağmen üzerlerinde egemenlik

kurmaya çalışıyordu. Gürcü ve Ermenilerle bir anlaşma yapılmıştı. Đngilizler, Güney

Rusya'nın egemenliğini Ruslara bırakmak zorunda kaldılar. Her yönden korudukları

Ermenilere o andan itibaren, yalnız silah ve araç vermekle yetindiler.

Bütün bu gelişmelerle birlikte Ermeniler boş durmadılar. Şahtahtı-Nahçivan

karayolunu kesmek için 18 Haziran 1920'de Zengibasar (Zengezor) Şûra Hükümeti'ne

bir kesin uyarı verdiler. Hemen bir gün sonrasında da Zengibasar'a kuzeyden ve

doğudan taarruza geçtiler. Đçlerinde Türk kuvvetlerinin de bulunduğu Zengibasar Şûra

Kuvvetleri, üstün bir gayretle karşı koydular. Ancak düşman kuvvetleri karşısında

büyük kayıplar vererek Aras Nehri güneyine çekildiler. Halk, ordunun çekilme yönünde

ve Đran'a göç etti. Zengibasar Bölgesi'nde bir Ermeni birli ği 30 Haziran 1920'de Çul'u

ele geçirdikten sonra, Hanzirik üzerine yürüdü. Nahçivan'dan gönderilen milis

kuvvetleri Mezrea-Ernis hattında Ermenileri durdurdu. Ancak, Doğubeyazıt'ta yapılan

taarruz sonunda Ermeniler yenildiler. Geri çekilirken pek çok köyü yaktılar.

Bolşevik birlikleri, Ermenilerin karşı koymayacaklarını düşünerek Geruş'a

(Karabağ batısı) geldiler. Moskova'da Sovyet-Ermeni barış antlaşması yapılınca,

Geruş'taki Kızılordu Tümen Komutanı'na Ermenilerle savaşmaması emredildi.275

Böylece Bolşevik birliklerinin varlığı Nahçivan'ı büyük tehlikeden kurtardı.

22–23 Haziran 1920'de Ermenilerin çok sayıda piyade ve topçu birliklerinin

Vedi (Erivan'ın güneydoğusunda) Bölgesi'nde toplandığı haber alındı. Nitekim 11

Temmuz 1920'de taarruza geçtiler. Müslüman milis kuvvetlerinin karşı koymasına

karşın Ermeniler Rus subayları komutasındaki çok sayıdaki topçunun desteğiyle Vedi-

Karalar güney bölgesini ele geçirdiler.

275 Belgelerle Ermeni Sorunu, 1983, s.383,

Page 105: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

96

Ermenilerin taarruz ettikleri bir sonraki yer, Şahtahtı oldu. 24 Temmuz'da

Nahçivan milis kuvvetleriyle Ermeniler arsında çarpışmalar meydana geldi.276 Kazım

Karabekir bu saldırının Nahçivan yönünde ilerleyen Kızılordu birliklerine bildirilmesini

istedi.277 Ermeniler başka yerlerde yaptıklarından farklı olmaksızın, burada da katliama

başlayarak yaklaşık 500 kişiyi öldürdüler.278 Şahtahtı’nın Ermenilerin eline geçmesi ve

buradaki Türk müfrezesinin Aras Nehri güneyine çekilmesiyle Türkiye-Azerbaycan

karayolu ulaşımı kesildi.279 Dolayısıyla Sovyet-Rusya ile de işbirliği kısa süreliğine

gerçekleşemedi. Kızılordu'nun Ermenilerle muharebeye giriştikleri anlaşılır anlaşılmaz,

Kızılordu birliklerine yardım edilmesi emredildi.280

Ermeniler, Mayıs 1920 sonlarından itibaren de Zengibasar ve Kervansaray

Bölgesi'nde serbest kalan kuvvetleriyle Oltu ve Bardız (Gaziler) bölgelerine ilerlediler.

Adım adım Türk Ordusu'na yaklaşıyorlardı. 19 Haziran 1920'de Merdenek (Göle)

bölgesine ve Sarıkamış'ın kuzeybatısından Bardız yönüne taarruz ettiler. Verişan

(Gürbüzler) Köyü ve Akmezar Dağı'nı ele geçirdiler. 20 Haziran'da Kosor Boğazı'nın

kuzeyinden taarruza geçerek, Göle-Oltu yolunu kestiler.

Kazım Karabekir'in öngörüsü doğru çıkmış, Sovyet Hariciye Nazırı Çiçerin şart

olarak, doğudaki iki Türk vilâyetinin (Muş'un bağlı olduğu Bitlis ve Van) Ermenistan'a

bırakılmasını istemiş ve bu TBMM üzerinde ters etki yapmaktan başka bir işe

yaramamıştır.281 Sovyet-Rusya'nın, eninde sonunda Ermenistan'ın Bolşevik nüfuzuna

düşeceğini düşünerek, topraklarını Doğu Anadolu'nun bazı yerlerini içine alacak şekilde

genişletmeye çalıştığı anlaşılmıştı. Ermenistan'la Sovyet-Rusya'nın Misâk-ı Milli'yle

çelişen istekleri, oyalamaları Doğu Cephesi'nde kesin bir sonuca gidilmesinin

gerekliliğini ortaya koyuyordu.

276 Askeri Tarih Belgeleri Dergisi, s. 106, Ankara 1988, s.11. 277 Askeri Tarih Belgeleri Dergisi, 1988, s.14. 278 Belgelerle Ermeni Sorunu, 1983, s. 383. 279 Askeri Tarih Belgeleri Dergisi, 1988, s. 17. 280 Askeri Tarih Belgeleri Dergisi, 1988, s.23. 281 Yusuf Kemal Tengirşek, a.g.e., s.195.

Page 106: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

97

4.4. Sevr Barış Antlaşması

Sevr Barış Antlaşması'nın ana hatları 24 Nisan 1920'de San Remo

Konferansı'nda kararlaştırılmıştır ve Osmanlı Devleti lehine hiçbir maddeyi

barındırmayarak bir insafsızlık örneği olarak karşımıza çıkmaktadır. Sözde Ermeni

hakları savunucusu Đngiltere ve Fransa, 1916 yılındaki gizli antlaşmalarla Türkiye'nin

doğusunu Rusya'ya bağışlarken bu sloganı o zamanlarda kullanmaya gerek

duymamışlardı. Sadece Ermeni Meselesi'nde değil. Anadolu Direnişi'nin ulusal

bağımsızlık anlayışıyla, Sevr'in Türkiye'ye getirmek istediği her sahadaki tutsaklık

birbiriyle ters orantılıdır. San Remo'da saptanan maddeler Paris'te Tevfik Paşa'ya

önerildiği anda TBMM bu öneriye karşı olarak 18 Haziran 1920 tarihli toplantısında,

“Ulusal Ant'a bağlı kalacağı ve Türk topraklarının parçalanmasını kabul etmeyeceği

üzerinde yemin ederek” bunu tüm dünyaya duyurdu.282 Emperyalist güçlere karşı,

onurlu bir mücadele verilmeye devam edilecekti.

Barış Konferansı'nda Ermeniler iddialarını Milliyetler prensibine ve hissi-tarihi

delillere dayandırmışlardı. En başından beri belirtildiği gibi, hak iddia ettikleri Doğu

Anadolu topraklarında azınlıkta olduklarından hissi, manevi ve tarihi delilleri daha çok

öne sürdüler. Hissi-tarihi deliller olarak; “a) Ermenistan Doğu da medeniyetin

öncüsüdür, b) Ermenistan Fransa'ya akrabadır, c) Ermenilerin zihni üstünlüğü vardır, d)

Mazlum Ermenistan sloganı ve Ermeniler katledilmektedir” tezleri kamuoyuna

sunulmaktaydı.283 Özellikle Fransız kamuoyu, Ermenilerin ve onları destekleyen

Fransızların verdiği yalan, yanlış çelişkili bilgiler, tutarsızlıklar dolayısıyla bunlardan

fazla etkilenmemiştir. Her ne kadar Ermeni propagandası yanında, Kürtlerin seslerini

duyurma çabaları cılız kalsa da aralarında bir anlaşmaya vardıklarını Kürt Heyeti

Başkanı Şerif Paşa'dan öğrenmekteyiz:

“... Bizim teşkilâtımız beni bizzat rakiplerimize bir Kürdistan 'in varlığını kabul

ettirme düşüncesine itti ve Barış Konferansı'ndaki Ermeni temsilcilerine bu yolda bir

282 Đzzet Öztoprak, Türk ve Batı Kamuoyunda Milli Mücadele, Ankara 1989, s. 112. 283Yahya Akyüz, a.g.e., s.130-131.

Page 107: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

98

belge imzalattım. Buna karşılık ben de Ermenilerin tartışılmaz bağımsızlık hakkını

tanıdım...”284

Đngiltere, San Remo'da Türkiye antlaşmasını bitirmeye çalışıyordu. Kararlar,

“ Đngiltere’nin yarın ki fedaisi olmaya hazırlanan Yunanistan ve Ermenistan'da her

sersem dimağı karıştıracak bir biçim almağa”285 başlamıştı. Lloyd George, “Türkiye'ye

Boğazları kapama fırsatını bir daha asla verdirmemek, Avusturya Macaristan'ı yok

etmek veya Akdeniz'den Karadeniz'e geçiş yolunun milletlerarası bir hale getirilmesi

şartıyla Đstanbul’u Türklerin elinde bırakmaktan söz etmekteydi.286 “... Ben Ermenilerin

bir katliam tehlikesi karşısında bulunduklarını bilseydim, Sultanı Toros dağlarının

yüzlerce mil gerisinde değil, Đstanbul da Đngiliz gemilerinin toplarının tehdidi altında

görmeyi tercih ederdim287 diyerek bu yanlış ısrarları devam ettirmiştir. Llyod George 30

Nisan 1920'de; “San Remo Konferansı'nın mütarekeden sonra akdedilen bütün

konferanslardan daha verimli olduğunu ve anlaşmazlıkların ve şüphelerin ortadan

kalkması dolayısıyla alınan neticelerden bütün dünyanın memnun kaldığını”288

belirtmiştir.

Osmanlı Murahhas Heyeti'ne bildirilen Sevr Antlaşmasının kabulünü

kolaylaştırmak ve Sevr hükümlerini tatbik etmek üzere ilk önce Yunan Ordusu 23

Haziran 1920'de taarruza geçti. Yunan kuvvetleri 30 Haziran'da Balıkesir'i, 8

Temmuz'da Bursa'yı işgal etti.

Osmanlı Murahhas Heyeti, müttefikler tarafından kendisine önerilen antlaşma

metnine mukabil teklif götürdülerse de, müttefikler haksız olarak ileri sürdükleri

fikirlerle bunu görmezden gelmişlerdir. Akıl almaz cümlelerden bazıları şöyledir:

“Osmanlı Hükümeti, harpteki mesuliyetinin, müttefiklerine nispetle daha az

olduğu ve bu itibarla kendisine karşı daha yumuşak davranılmasını istemekte haklı

bulunduğu kanaatinde görünüyor. Müttefikler bu iddiayı kabul edemezler...

284 Yahya Akyüz, a.g.e., s.137. 285 Đzzet Öztoprak, a.g.e., s.114. 286 Galip Kemali Söylemezoğlu, Yok Edilmek Đstenen Millet, Đstanbul 2001, s.23-25. 287 Galip Kemali Söylemezoğlu, a.g.e., s.25. 288 Galip Kemali Söylemezoğlu, a.g.e., s.26.

Page 108: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

99

Türkiye, en küçük bir mazereti olmadan ve hiçbir tehdit karşısında kalmadan

harbe girmiştir. Müttefikler kendisine karşı hiçbir hasmane maksat beslememekte

idiler..

Müttefikler, Türklerin diğer milletler üzerindeki hâkimiyetlerine son vermesi

zamanının geldiğini açıkça görmektedirler...

Son 20 sene içinde Ermeniler, işitilmemiş barbarlık şartları altında

katledilmişlerdir...

Müttefik devletler, aynı sebeple Birleşik Amerika Reisi tarafından âdilâne bir

şekilde tespit edilecek olan hudutlar içinde müstakil bir Ermenistan ihdasını hedef tutan

hükümlerde hiçbir değişiklik yapamayacaklardır...

Netice olarak müttefikler, muahedenin, Osmanlı heyeti tarafından bu vesikaya

isnat edilen mahiyeti taşımadığını bildirirler...

Fakat muahede de, Türkiye'yi geniş ve mahsuldar topraklara malik milli bir

devlet olarak ibka etmektedir...

Muahede, Đstanbul'un burada Türklerin ekseriyeti teşkil ettikleri şüpheli olmakla

beraber başkent olarak Türkiye'de kalmasını bile temin etmektedir...

Türk Hükümeti sulhu imzalamaktan imtina ettiği, yahut Anadolu üzerinde

otorite tesis etmekte aciz gösterdiği veya muahedenin tatbikini temin edemediği

takdirde, müttefiklerin muahede hükümlerine uyarak bu maddeyi değiştirmeleri ve

Türkleri bu sefer ebediyen Avrupa dışına atmak mecburiyetinde kalmaları ihtimali

vardır...”289

Bütün bunlara rağmen Vahdettin'in başkanlığında toplanan Şura-yı Saltanat 22

Temmuz 1920'de, tamamen yok olmaktansa, zayıf bir mevcudiyeti kabule değer görerek

antlaşmanın onaylamasına karar verdi.290 Aynı gün Lloyd George, Avam Kamarası'nda

Türkiye'nin neden tamamen yok edilmediğini şöyle açıklamıştır:

289 Galip Kemali Söylemezoğlu, a.g.e., s.8-12. 290 Hazma Eroğlu, a.g.e., s.211.

Page 109: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

100

“Büyük devletler Türkleri toplu bir halde bırakmışlardır. Bunlar, onlara herhangi

suretle itimatları olduğu için değil, Türkleri ortadan kaldırmanın neticelerinden

korktukları için yapmışlardır. Sona eren harp bu korkuyu tamamıyla izole etmiştir.

Türkiye tamamıyla ezilmiştir. Buna müteessir olmanız içinde hiçbir sebep yoktur.

Türkiye'nin yerine kimin ikame edilmesini araştırmamız lazım geliyordu”291 Tabii bu

devletler tahmin edileceği gibi Đngiltere, Fransa ve Đtalya idi.

Đstanbul Hükümeti murahhasları, milli şeref ve haysiyetle bağdaşmayan, milli

hâkimiyeti tanımayan bu antlaşmayı Sevr'de 10 Ağustos 1920'de imzaladılar. Kazım

Karabekir'in 17 Ağustos 1920 tarihli önerisiyle,292 TBMM 19 Ağustos 1920 tarihli

toplantısında, Sevr Antlaşması'nı imzalayanların ve onaylayan Şûrayı Saltanat

üyelerinin vatan ihaneti suçlamasıyla itham olunarak vatansız sayılmaları kararını aldı.

Aynı zamanda TBMM Hükümeti bu antlaşmanın kendisini hiçbir surette bağlamadığını

ilan etti.293

10 Ağustos 1920'de Osmanlı murahhaslarından, Maarif Nazırı Bağdatlı Hadi

Paşa, Şûrayı Devlet (Danıştay) Başkanı Rıza Tevfik ve Bern Sefiri Reşat Halis Beyler

tarafından imzalanan antlaşma bir önsöz ve 433 maddeyi kapsamaktadır. Antlaşma on

üç kısımdan meydana gelip birinci kısım Birinci Cihan Harbi'ne son veren

antlaşmalarda olduğu gibi Milletler Cemiyeti Misakı’na ait bulunmaktadır.294

Antlaşmanın üçüncü kısmı Kürdistan muhtariyeti, altıncı kısım, Ermenistan'ın

kurulması ve yeni sınırlarının tayiniyle ilgilidir.

Boğazına bıçak dayanmış olan Türkiye, Đngiltere ve Yunanistan tarafından

hazırlanmış ve Fransa için çok zararlı olan bu tuhaf antlaşmayı imzaladı.295 Đngiltere,

kendisine zarar gelmesini önleyerek her şeyi tezgâhlarken son darbeyi böylelikle

vurmuş oldu. Fransa tıpkı Mondros'ta olduğu gibi Đngiltere tarafından kasti olarak

tuzağa düşürülmüştü. Fransa, Türkiye'nin paylaşılmasını âdil bulmazken, bir taraftan da

291 Galip Kemali Söylemezoğlu, a.g.e., s.27. 292 Kazım Karabekir, a.g.e., s.1782. 293 Hazma Eroğlu, a.g.e. s.211. 294 Hazma Eroğlu, a.g.e. , s.211–212. 295 Pierre Loti, Sevgili Fransa'mızın Doğudaki Ölümü, Ankara, 2002 s. 145.

Page 110: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

101

bu paylaşımla doğudaki varlığının azaldığını düşünüyordu. Đktisadi, dini, siyasi her

açıdan zarar görecekti. Türkiye'nin Fransa'ya olan borçları ise ayrı bir meseleydi.

Gerçekten Fransızlar, antlaşmanın Đngilizce düşünülüp, yazıldığını, kamuoyunun

etkisinde kalmakla beraber Millerand'ın bağımsız bir politika izleyemediğini

düşünüyorlar. Rhen Bölgesi'ndeki güvenliği ve Alman tazminatları konusunda

Đngiltere'nin desteğine ihtiyaç duymasa Fransa, kurnaz dostuna bu kadar taviz vermezdi

diyorlardı.296

Müttefikler her ne düşünürlerse düşünsünler, I. Dünya Savaşı'nın esas amacı

olan Türkiye'nin paylaşılması, Sevr Antlaşması'yla birlikte, Mısır, Irak, Elcezire, Suriye,

Trakya'dan sonra da Anadolu'nun sömürülmesinin nasıl olacağı gösterilmiştir. (Bkz.

Harita Ek 7) TBMM bu antlaşmanın uygulanmadan kalacak bir ütopya olduğuna dair

ilk ciddi yanıtı doğuda Ermenilere karşı kazanılacak olan zaferle vermiştir.

4.5. Doğu Cephesinde Taarruz Kararının Verilmesi ve Uygulanması

Sovyet Hükümeti'nin Türkiye ile işbirliği yapma hususunda gösterdiği

gevşekliğin dışında, bir kere Ankara'da Sovyetlerin fikir ve siyasetleri hakkında şüphe

ve tereddütler uyandırmıştı. Mustafa Kemal, 10 Ağustos 1920'de yazdığı bir yazıyla

Doğu Cephesi Komutanlığı'ndan, “Bolşevik kıtalarıyla ilişkilerin mahiyeti, Gürcülerin

Batum taraflarındaki en son vaziyetleri ve Ermenilerin durumuyla ilgili bilgi verilmesini

istedi. Artık Bolşevikler Türkiye ile irtibat ve ittifak sağlanmasına karar vermişlerdi.

Lehistan Cephesi'ndeki durum dolayısıyla, Azerbaycan'da durumu muhafaza için

Gürcistan ve Ermenistan'la antlaşma yaptılar. Kafkas Cephesi'ne yeterli kuvvet gönderip

Gürcistan, Ermenistan ve Azerbaycan'ı Sovyet idaresini kabule zorlayacaklardı. Ruslar

Lehistan Cephesi'nde başarı kazandılar. Ermeniler Nahçivan'daki Türk-Rus işbirliğini

dikkate alıp ona göre hareket ediyorlar ve Gürcistan-Ermenistan Hükümetleri, geçici

antlaşma yapmış olmalarına rağmen en çok Ruslardan çekmiyorlardı. Ermeniler

Ağustos ayı ortalarından itibaren saldırılarını arttırdılar. 12 Ağustos'ta Oltu mıntıkasında

birçok Türk köyünü işgal ettiler. Malazgirt'in doğusunda da aynı şeyi yaptılar. 20

Ağustos'ta bir Ermeni piyadesi bir Türk karakoluna baskında bulundu. 19 Ağustos'ta

296Yahya Akyüz, a.g.e., , s.157.

Page 111: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

102

Đsmet Bey (Đnönü) Ermenilerin saldırılarını takiben 11 Ağustos tarihli Đslâm Gürcistan’ı

Gazetesi’nin bir haberine dayanarak; “Ermeniler, Gürcülerle müşterek bir hareket

yapacaklarsa daha evvel harekete geçelim mi?”297 diye sordu. Kazım Karabekir, Halil

Paşa'nın verdiği bilgiye dayanarak Kızılordu'nun 21–25 Ağustos 1920 tarihlerinde

Ermenistan'a taarruza geçeceğini ve eğer bir taarruz olursa gelecekteki harekâta ve milli

irademize nasıl bir yön verileceği gibi hayati meseleler hakkında karara varılmasını rica

etti.298 Bu haber gerçekleşmedi ve taarruz yapılmadı.

Kızılordu'nun harekâtının bilinmeyen bir zamana kalması, Moskova'da

imzalanan Ermeni-Sovyet Antlaşması ve Türk-Sovyet Dostluk Antlaşması imzasının

bazı şartlara bağlanması keyfiyetleri, Erkân-ı Harbiye Başkanlığını Ermenistan işini

Sovyetlere bağlı olmayarak bir an önce bitirmeye zorladı. 29 Ağustos'ta Kazım

Karabekir, Araş ve Novoselim'e kadar harekâta izin istedi.299 Đsmet Paşa bu karara

katıldıklarını bildirdi. Ermeniler, 7 Eylülde Kağızman'a saldırdı ve Kulp'u işgal ettiler

ve 13 Eylülde Doğu Beyazıt mıntıkasına saldırdılar.300 Genelkurmay Başkanlığı'nın

Sovyetlerin yardımına lüzum görmeden taarruz kararına varmasında, 9.Kafkas

Tümeni'nin 14 Eylül 1920'de Oltu Bölgesi'nde kazandığı başarının etkisi büyüktür.301

Yapılan harekât neticesinde Ermeniler Merdenek'e çekilmişti.302 Genelkurmay

Başkanlığı, 15 Eylül 1920'de Doğu Cephesi'ne arka arkaya gönderilen yazılarda diğer

bölgelerdeki harekâtın da Ermeni kuvvetlerine karşı yöneltilmesini istedi ve

“Ermenistan'a taarruzdan beklenen fayda ve zararlar hakkında Doğu Cephesi

Komutanlığının fikri, Kızılordu'yla beraber bir askeri harekât hakkında son durumun

açıklanması ve özellikle Gürcülerin durumu” soruldu.303

Sovyet-Rusya her iki devletle 10 Ağustos 1920'de bir antlaşma imzalamasına

rağmen, Ermenistan ve Gürcistan Hükümetleri, Sovyet-Rusya'ya güvenmiyor,

Đngilizlerin elinde bir oyuncak konumuna düşüyorlardı. Gürcüler bütün kuvvetlerini,

Ermeniler ise kuvvetlerinin yarısını Sovyet tehdidine karşı doğu sınırlarında

297 Kazım Karabekir, a.g.e.,s.227. 298 Türk Đstiklal Harbi Do ğu Cephesi (1919–1921), s.147. 299 Kazım Karabekir, a.g.e., s.278. 300 Đsmet Đnönü, a.g.e., s.221. 301 Türk Đstiklal Harbi Do ğu Cephesi (1919–1921), 1995, s.148. 302 Askeri Tarih Belgeleri Dergisi, S.110, Ankara 2000, s.29. 303 Türk Đstiklal Harbi Do ğu Cephesi (1919–1921), 1995, s.148.

Page 112: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

103

tutmaktaydılar. Đngilizlerin aracılığıyla Ermeniler ve Gürcüler aralarındaki sınır

anlaşmazlığını geçici olarak çözümlemişler, tarafsız bir bölge kurmuşlardı. Ancak

Gürcülerin Ermenilere güvensizliği hâlâ devam ettiğinden, Gürcülerle temas kurmaya

çalışıldı. Gürcülerin tarafsızlığını kazanmak görevi, Kazım Karabekir'e verildi.304

Temaslar, 9.Kafkas Tümeni Cephesi'nden Oltu Bölgesi'ndeki Gürcü sınır subayı ile

başladı ve daha sonra Doğu Cephesi Komutanı'nın düzenlediği ve Vekiller Heyeti'nin

kabul ettiği bir yönetmelikle iki subay Trabzon'dan Tiflis'e gönderildi.305 Gürcülerle

Ermenilerin Türkiye'ye karşı işbirliği yapmaları endişesinin ortadan kaldırılmasına

çalışıldı. Erkân-ı Harbiye Başkanlığı, Ermenistan Meselesi'nin bir an önce kesin çözüme

bağlanarak doğudaki kuvvetlerin serbest kalmasını sağlamak amacıyla taarruza geçmek

için uygun zamanın geldiğini düşünüyordu.

1920 Đlkbaharından itibaren şu önemli gelişmeler olmuştu:

a) Yunanlılar, 22 Haziran 1920'de Milne hattından Bursa ve Afyon yönlerinde

giriştikleri harekâtla Temmuz ve Ağustos aylarında Bursa'nın doğusu, Uşak hattına

kadar süratle ilerlemiştiler ama daha ileri gidemediler.

b) Adana Cephesi'nde Fransızlara karşı başarılı bir harekât yapıldı.

c) Batılı müttefikler (Đngiliz, Fransız, Đtalyan) Temmuz 1920'de Batum'u

boşalttılar ve Gürcülere bıraktılar. Oysaki Batum Türk kuvvetlerinin Ermeni

kuvvetlerine karşı yapacağı bir harekâtta Batılı müttefiklerin Ermenistan'a yardım

etmesi bakımından özel önem taşıyordu.

d) Bolşevikler, Ağustos ortalarından itibaren karşı taarruza geçmiş olan Lehlilere

karşı mağlup olmuşlar ve zor bir duruma düşmüşlerdi.306

Buna rağmen, harekâtı olumsuz etkileyebilecek bir olay yaşandı. Birinci Büyük

Millet Meclisi'nde ikinci başkan olan Celalettin Arif Bey, izin alarak Erzurum Mebusu

Hüseyin Avni Bey ile Erzurum'a gitti. Mustafa Kemal Paşa'yı küçük düşürmek ve

Erzurum vali vekili Miralay Kazım Bey'in görevinden uzaklaştırılmasını sağlamak için

304 Kazım Karabekir, a.g.e., s.282. 305 Askeri Tarih Belgeleri Dergisi, s.61. 306 Türk Đstiklal Harbi Do ğu Cephesi (1919–1921), s.155–156.

Page 113: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

104

suçlamalarda bulundu. Doğu Cephesi'nde Ermenilere taarruz edilmesi düşünülürken

hükümetin adliye vekilliği sıfatını da taşıyan bu kişi, orduda hırsızlıktan ve görevlilerin

sorumlu olabileceklerinden bahsederek, yasadışı bir yolla vali vekili olmaya çalıştı.

Mustafa Kemal Paşa, bu olaya oldukça sert tepkiler gösterdi. Sözü edilen kişiler,

amaçlarına ulaşamadan Ermenistan Zaferi'ni gördükten sonra Ankara'ya dönmek

zorunda kaldılar.307

Ağustos ayı sonu ile Eylül ayı başlarında Türk-Ermeni savaşına ne Batılı

müttefikler, ne de Bolşevikler müdahale yapabilecek durumda değildiler. Erkân-ı

Harbiye Başkanlığı doğuda taarruza geçilmesi hakkında bir teklif yaptı ve Meclis

tarafından uygun görüldükten sonra Vekiller Heyeti 20 Eylül 1920'de taarruza karar

verdi. Harekât emrine göre;” Doğu Ordusu Kars genel istikametinde taarruz edecek,

birinci devrede Kağızman-Novoselim-Merdenek hattına ilerlenecek, esas amacı Ermeni

silahlı kuvvetlerini yok etmek olacak, sivil Ermeni vatandaşlara her türlü tecavüzattan

kaçınılacak, Gürcülerin işgal mıntıkasına girilmeyecek ancak mukabil harekât ihtimali

dikkate alınacaktı”.308 24 Eylül 1920'de Ermeniler, Bardız’daki 9.Kafkas Tümeni

Cephesi'ne saldırdılar.309 Ermenilerin taarruz amacı, 13 Eylül 1920'de Oltu Bölgesi'nde

9.Kafkas Tümeni Komutanı'nın idare ettiği taarruzda uğradıkları yenilginin intikamını

almaktı. Yapılan savunma ve karşı taarruz sonucunda Ermeniler geri çekildiler. Bardız

taarruzunun sonuçlanmasıyla Doğu Cephesi'nin yapacağı taarruz bir gün sonraya kaldı

ve taarruzun 28 Eylül 1920’de yapılacağı Genelkurmay Başkanlığı'na bildirildi.310

4.5.1. Sarıkamış Harekâtı ve Siyasi Yankıları

Doğu Cephesi Komutanlığı, 28 Eylül 1920 saat 14.00’e kadar bağlantıların

yapılması ve keşif raporlarının gelmesinden sonra harekâtın akşama kadar devamı için

gerekli emri verdi. Birlikler bu emir çerçevesinde gerekli düzeni almakla meşgulken

Cephe Komutanlığı 29 Eylül 1920 tarihinde yapılacak harekâtı, “Sarıkamış'ın işgal

altında olup olmaması” durumlarına göre ayrı ayrı planladığından yapılacakları

307 Ayrıntılı bilgi için bkz, M, Kemal Atatürk, a.g.e.,s.464-480; Kazım Karabekir, a.g.e., s.271-273. 308 Başbakanlık Cumhuriyet Ar şivi, Bakanlar Kurulu Kararları Katalogu (Kronolojik), Kararname Sayısı, 68, Kutu No, 1, Dosya No, 4, Evrak sıra No. 9. 309 Askeri Tarih Belgeleri Dergisi, 2000, s.66–67. 310 Askeri Tarih Belgeleri Dergisi, 2000, s.78.

Page 114: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

105

birliklere emir olarak gönderdi,Ermeniler Novoselim yönünde çekiliyorlardı.311 Bu

sıralarda Ermeni kuvvetlerinin 28/29 Eylül gecesi Sarıkamış'tan çekildiğini ve

Azerbaycan Süvari Alayı'nın 29 Eylül 1920'de Sarıkamış'ı savaşmadan işgal ettiği

öğrenildi. Ermeniler, 30 Eylül 1920'de Göle'deki ambarları yakarak büyük kuvvetleriyle

güneydoğuya, bir kısım süvarisiyle de Buğa Tepesi'ne çekildi. Oltu Müfrezesi

Süvarileri, 28 Eylül'de Göle'ye girdiler. Bu müfreze daha sonra Merdenek Müfrezesi

adını aldı

Ekim 1920'den itibaren gelişen olaylardan Ermenilerin 9. Kafkas Tümeni sol

kanadında keşif taarruzları yaparak, bu tarafın direnme derecesini ortaya çıkarmak

istedikleri, bütün askeri olanaklarını Kars Bölgesi'nde topladıkları ve özellikle

kuzeydoğuya doğru bu kaydırmaların son bir ümit ile yapılacak taarruzun işaretleri

olarak gördükleri anlaşılmaktadır. Sarıkamış Harekâtından sonra Kağızman da 1

Ekim'de ele geçirildi. Harekât Ermenilerin halk ve askeri birliklere saldırısı yüzünden,

Kağızman-Novoselim-Merdenek hattına kadar harekât sürdürüldü.312 Doğu Cephesi'nde

Kars Harekâtına karar verilinceye ve yeni bir düzene geçilinceye kadar Ermeni

kuvvetleriyle temas edilmeden keşif hareketlerine devam edildi.

Sarıkamış'ın Doğu Cephesi Kuvvetleri tarafından işgali Ermenistan ve

Gürcistan'ı endişelendirdi. Harekâtın ne kadar ilerleyeceğini, Türk Ordusu zafer

kazanırsa Kafkaslardaki durumun ne olacağını sezmeye çalışıyorlardı. Ermenistan

Hariciyi Nazırı Agacanyan 3 Ekim 1920'de Sovyet Rusya Hükümetine bir nota verdi.

Notada, Türk kuvvetlerinin taarruzu hakkında bilgileri olup olmadığı, bilgileri varsa

harekâtın durdurulması için bir teşebbüste bulunulup bulunulmadığı soruluyordu.

Türklerin harekâtının hemen durdurulması, gelecekte tekrarlanmaması ve Türk

Ordusu'nun eski sınıra çekilmesinin sağlanmasının Sovyet Rusya ve Ermeni Hükümeti

arasında yapılacak olan barış görüşmelerinin büyük sükûnet ve samimiyet içinde

devamını sağlayacağı vurgulanıyordu. Doğu Cephesi Komutanlığı, bu notayı aynı gün

Hariciye Nezareti'ne ve Genelkurmay Başkanlığına bildirdi. Ayrıca Ermeni Hükümeti,

311 Askeri Tarih Belgeleri Dergisi, 2000, s.93. 312 Askeri Tarih Belgeleri Dergisi, 2000, s.116–117.

Page 115: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

106

bu Türk harekâtını, Ermenilerin imhasına yöneltilmiş bir hareket diye dünya

kamuoyuna yaymaya girişti.

Sovyet Hükümeti'nin, bu Ermeni isteğine resmi olarak ne cevap verdikleri, ya da

Rusların Ankara'da bir teşebbüste bulunup bulunmadıklarına dair kesin bir şey

söylemek zordur. Notanın verilmesinden önce 30 Eylül 1920'de Karabağ vilayetinin

güney tarafında, Migri istikametinde, Sovyet kuvvetleriyle Ermeniler arasında yeni

çarpışmalar olmuştu.313 Ermeni arazisi içinde olmayan fakat Ermenilerin sahip olmak

istedikleri bu bölgede, Kızıl birlikleri başarısızlığa uğramaları üzerine, Nahçivan'daki

Kızıl Müfreze Komutanı'ndan yardım istedi. 7–9 Ekim 1920 tarihleri arasında Ermeniler

Kağızman-Merdenek hattına taarruz ettiler ve geri püskürtüldüler.314

Gürcistan Hükümeti, Türk Doğu Cephesi Birlikleri'nin harekâtının süratle

gelişmesi karşısında telaşa düşerek 12 Ekim 1920'de seferberlik ilan etti. Ermenilerle

işbirliği yapmak imkânlarını arayarak onlar gibi, 14 Ekim 1920'de Sovyet Hükümeti'ne

başvurdular. 20 Ekim 1920'de Tiflis'ten Moskova'ya iletilen Gürcü istekleri, Doğu

Cephesi tarafından Ankara'ya bildirildi. Esas olarak Mustafa Kemal Paşa'nın, Güney

Kafkasya'ya yapmakta olduğu harekâtın neden ileri geldiğini ve Türk ordusunun

Gürcistan'a girip girmeyeceklerini öğrenmek istiyorlardı. Gürcülerle ilgili olarak,

“Ardahan'daki kuvvetlerini arttırıyorlar veya Tiflis'ten Kars'a nakliyat yapıyorlar.”315

şeklinde haberler geliyordu ki bu da Ermeni Ordusu'nu takviye ederek Türk Ordusu'na

karşı savaşabilecekleri ihtimalini akla getiriyordu.

Gürcülerin tarafsız bir halde tutulması zorunluluğunu kabul eden Büyük Millet

Meclisi Hükümeti, Gürcülerin her türlü şüpheden uzak tutulması için gerekli

teşebbüsleri yaptı ve tedbirleri aldı. Hariciyi Nezareti tarafından, Doğu Cephesi

Komutanlığı vasıtasıyla Trabzon-Batur- yoluyla Tiflis'e özel bir heyet gönderildi.

Heyet, TBMM'nin bağımsız bir Gürcistan Hükümeti'nin varlığını çıkarlarına uygun

bulduğunu, Tiflis Hükümeti'nin bütün tekliflerini göz önünde bulunduracağını ve

doğrudan doğruya görüşmelere girişmeye hazır olduğunu bildirdi. Girişilen taarruzun

313 Türk Đstiklal Harbi Do ğu Cephesi (1919–1921), s.187. 314 Kazım Karabekir, a.g.e., s.1876. 315 Askeri Tarih Belgeleri Dergisi, S.111, Ankara 2001, s. 6.

Page 116: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

107

amacı; Müslüman halka yapılan Ermeni zulümlerine ve Ermeni askerlerinin arazisi

içinde saldırılarına son vermek ve sınırı büyütme amaçlarından vazgeçmeye mecbur

bırakmaktı. Belirtilen askeri hattı geçmemeye karşılık Tiflis Hükümeti'nden harekât

sırasında hattın kuzeyine sığınacak Ermeni birliklerinin silahlarının alınması suretiyle

bu bölgenin tarafsızlığının sağlanması istendi.

Tiflis'e gönderilen heyetten bir haber alınamayınca, Gürcülerin tarafsızlığını bir

an önce sağlamak için mütarekeden beri Ardahan Bölgesi'nde bulunan eski Đttihat ve

Terakki murahhası olan Hilmi Bey muhafızla bu bölgeye gönderildi. Hilmi Bey

Ardahan'daki Gürcü memurlarıyla yaptığı samimi ve inandırıcı işbirliği sonucunda

Gürcülerin telaş ve şüphelerini bir süre için gidermeyi başardı.316

Sovyet-Rusya Hariciye Nazırı'nın, Moskova görüşmeleri sırasında (Ağustos

1920) Van ve Bitlis vilayetleri hakkında ileri sürdüğü isteği Sarıkamış'ın işgalinin

doğurduğu güveninde etkisi altında, Yunan Ordusu'nun Uşak'ı alarak epeyce ilerlemişti.

Yunan ordusunun ilerlemiş olmasına rağmen Misak-ı Milli'ye dayanarak kabul edilmedi

ve bu karar 21 Ekim 1920'de Moskova'da Bekir Sami Bey Heyeti'ne resmen iletildi

Kars işgal edilmeden önce Doğu Cephesi Komutanlığı'na gelen Sovyet-Rusya'nın

Büyükelçisi Budi Midvani, Ermenilere Türkiye'den toprak verilmesi isteğinin bir

yanlışlık eseri olduğunu açıkladı.

4.5.2. Kars Harekâtı

Türk Ordusu söz konusu sınıra kadar ilerledi. Erkân-ı Harbiye Başkanlığı

Sarıkamış'ın kurtarılmasından sonra 1 Ekim 1920'de, Kars ve çevre arazisinin ele

geçirilmesine aykırı bir düşünce yoksa harekâtın yapılmasını istedi.317

Doğu Cephesi Komutanlığı, Sarıkamış'ın doğusunda bulunan hattın, Ermeni-

Gürcü birleşik hareketine bile karşı koyacak derecede savunmaya elverişli olduğunu,

Kars'ın doğusundaki her mevzinin kuzeyden ve geriden Gürcülerin tehdidine maruz

kalacağını düşünüyordu. Bu sebeple, harekâttan siyasi çıkarın ne olduğu, Gürcistan ve

Sovyet-Rusya ile anlaşmadan böyle bir harekâtın Bakanlar Kurulunca ne şekilde

316 Türk Đstiklal Harbi Do ğu Cephesi (1919–1921), s.189–190. 317 Askeri Tarih Belgeleri Dergisi, 2000, s.11.

Page 117: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

108

düşünüldüğü soruldu.318 Bu hareketin yapılması siyaseten sakıncalı bulunuyordu.

Genelkurmay Başkanlığı Kars'ın ele geçirilmesinin siyasi ve askeri yararlarını şöyle

sıraladı:

a) Askeri bakımdan Ermeni Ordusu'nun Kars'ta direnmesi halinde büyük

kısmını yok etmek, buranın işgaliyle askeri durumu düzeltmek, Gürcülerin ileri harekete

geçmelerini önlemek,

b) Siyasi bakımdan, Ermenilerle aradaki düşmanlığın barış yoluyla halledilmesi

imkânını sağlamak.319 Zaten Doğu Cephesi Komutanlığı askeri durumda varılan

fırsatlardan faydalanarak harekâtı ilerletmeye yetkiliydi.

Bu harekâtın sebep olabileceği fazla insan ve gereç kaybının sakıncaları

açıklanmış olduğundan Doğu Cephesi Komutanlığı tam bir netliğe ulaşmak istedi.

Harekât için bir Ermeni Harekâtını beklemek ya da bu beklenmezse düşman aleyhine

bir harekât hazırlamak gerekiyordu. Düşmana kesin bir darbe vurmak için aleyhine bir

plan hazırlandı. Genel hatlarıyla planda, Ermenileri sıkıştırarak ezmek ve savaşmayı

kabul etmez çekilirse bu çekilmeyi panik haline sokmaya çalışmak amaçlanıyordu. Bu

plan 20 Ekim 1920'de Erkân-ı Harbiye Başkanlığı'na sunuldu. Ayrıca: Erzurum, Van,

Erzincan, Beyazıt illerinden 1884–1889 doğumlu erlerin silâhaltına alınmasına izin ve

bu iş için acele karar alınması ve karşılığının makine başında emredilmesi istendi.320

Mustafa Kemal Paşa ve Fevzi (Çakmak) Paşa, görüşleri değerlendirerek yapılanları

uygun buldular. Gürcülerin, Ermenilerle beraber olarak aleyhimize bir hareketi ihtimal

dâhilinde tutularak Trabzon vilayetindeki askerlik çağındakilerin yeteri kadarının

silâhaltına alınması ve 3.Kafkas Tümeni taburları mevcutlarının tamamlanması, Çoruh

vadisinde taarruz ve savunma yapabilecek bir grup teşkili düşünülüyordu.

Yapılan keşiflere ve alınan haberlere göre, karşılaşılması muhtemel Ermeni

birliklerinin mevcudu 8.000–10.000 civarındaydı. Ermenistan'da seferberlik ve gönüllü

kaydına hızla devam edildiğinden bu sayı daha da artabilirdi. Kars Kalesi'nin 25.000–

30.000 kişilik bir savunma gücüne ihtiyacı vardı. Ermenilerin sayısı ise yetersizdi.

318 Askeri Tarih Belgeleri Dergisi, 2000, s.96. 319 Türk Đstiklal Harbi Do ğu Cephesi (1919–1921), 191–192. 320 Askeri Tarih Belgeleri Dergisi, 2001, s.45.

Page 118: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

109

Onlar I. Dünya Savaşı'nda olduğu gibi Kars'ı kale gibi savunmayarak mevcut

istihkâmlardan yararlanarak bir sahra savaşı vereceklerdi.

Ermeni kuvvetlerine karşılık Türk kuvvetleri, Merdenek Müfrezesi dâhil 10.000

kişi ise de savaşçı sayısı 7.700 idi. Kağızman Bölgesi'nde 1.400 kadar piyade ve süvari

aşiret kuvveti savaşma kabiliyetleri yetersiz olduğundan hesaba katılmıyorlardı.

Ermenilerin sayıca üstün olmaları, sağlam mevzilerde savunma yapmalarına rağmen

Türk birliklerinin moralleri yüksekti. Manevra kabiliyetinin de kendilerinde bulunması

dolayısıyla Ermeniler dışardan yardım olmadığı takdirde harekâtın başarıyla

sonuçlandırılacağına dair inanç tamdı. Kazım Karabekir Paşa, elindeki zayıf kuvvetlerle

Kars'ı doğudan kuşatmak gibi çok cesurca bir karar verdi.

Doğu Cephesi Komutanlığı, Kars'a karşı yapılacak harekâtın ana fikrini 9.

Kafkas ve 12.Tümenlere 18 Ekim 1920'de bildirdi. Đkinci bir seferberlik çağrısı, 21

Ekim 1920'de yayınlandı.321 Birliklerin toplanma bölgelerine giderken harekât ve

hazırlıkların hiçbir şekilde hissettirilmemesi istenmekteydi. Kazım Karabekir, 21 Ekim

1920 tarihli şifresinde; “Iğdır mıntıkasına iki alayın geldiği yönünde” haberler yayarak

Ermenilerin dikkatini yanlış yöne çekmek istedi.322 Taarruz tarihi, 27 Ekim 1920 olarak

belirlenmesine rağmen 9.Kafkas Tümeni birliklerinin iki gece yağmur altında yaptıkları

çetin yürüyüş sebebiyle taarruz 28 Ekim 1920 gününe bırakıldı.

9. Kafkas Tümeni Yahniler-Vezinköy hattını, 12. Tümen Borlukdağı-Hacıhalil

köyü hattını tutmak üzere harekâta başladı. 30 Ekim'de yapılan genel taarruz sonucunda

Ermeniler iki gruba ayrılarak, bir kısmı Vezinköy'ün kuzeydoğusuna geri çekildi, bir

kısmı da Kars yönünde kaçtı ve Kars zaptedildi.323

Türk Ordusu 9 şehit vermiş, 47 askeri yaralanmıştı.324 Sağlam mevzilere

yerleşen Ermeni Ordusu hezimete uğratılmış, çok sayıda esir alınmıştı. Esirler arasında;

“Harbiye Nazırı Araratof, Genelkurmay Başkanı Vekilof, Kars Kale Grup Kumandanı

321 Askeri Tarih Belgeleri Dergisi, 2001, s.36–37, 63–64. 322 Askeri Tarih Belgeleri Dergisi, 2001, s.48. 323 Askeri Tarih Belgeleri Dergisi, 2001, s.135. 324 Askeri Tarih Belgeleri Dergisi, 2001, s.141.

Page 119: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

110

Pirimof ve bir de sivil bakan vardı.”.325 Ermeni ölü sayısı, 1.110 kişi idi.326 Kazım

Karabekir, 31 Ekim'de Milli Müdafaa Vekili Fevzi Paşa'ya “Kars'taki ganimetlerin on

yıl Đstiklal Harbimizin devamına yetişecek derecede çok olduğunu”327 bildirdi. Eğer

Kars'tan kuzeye ve kuzeydoğuya giden yollar 9. Kafkas Tümeni tarafından daha uzun

süreli tutulsaydı, Ermenilerin hemen hepsi esir olabilirdi. Ermeniler Kars'ı boşaltıp,

Gümrü istikametinde çekildiler.328 31 Ekim'de Kazım Karabekir, başarılı olan ordusunu

kutladı. Aynı gün Kazım Karabekir, Kars şehrini ele geçirmesi dolayısıyla ferikliğe terfi

edildi.329

Erkân-ı Harbiye Başkanlığı, Ermenileri tamamen etkisiz hale getirmek kadar,

alınacak silah ve cephaneye batıda pek çok ihtiyacı olması dolayısıyla harekâta aralıksız

devam edilmesini istedi. Barış teklifinin Hariciye Nezareti tarafından Doğu Cephesi

Komutanlığı aracılığıyla yapılacağı bildirildi. Harekâtın uzatılması için iki yön öne

sürüldü:

a) Kars-Erivan yönü

b) Kars-Gümrü yönü330

Birinci seçenekte, çabuk ve kesin bir darbe etkisi gösterebilirdi. Fakat bu hareket

alanı içinde gıda maddelerinin gönderilmesinde yollar bozuk olduğundan zorluklarla

karşılaşılabilirdi.

Đkinci seçenekte, sonuç gecikse de harekât emin olarak cereyan edebilirdi.

Nitekim Kazım Karabekir, Kars-Gümrü yönünün tercihi olduğunu belirtmiştir. 2 Kasım

1920'de Erkân-ı Harbiye Başkanlığı verdiği cevapta, Gümrü yönündeki harekât

konusunda aynı fikirde olduğunu bildirdi.331 Doğu Cephesi birlikleri 5 Kasım 1920'de

Kars'tan ileriye doğru harekete geçti.

325 Kazım Karabekir, a.g.e., s.289. 326 Askeri Tarih Belgeleri Dergisi, s.141. 327 Kazım Karabekir, a.g.e., s.290. 328 Türk Đstiklal Harbi Do ğu Cephesi (1919–1921), s.211–213. 329 Başbakanlık Cumhuriyet Ar şivi, Bakanlar Kurulu Kararları Katalogu (Kronolojik), Kararname Sayısı, 301/39–4, Kutu No,.1, Dosya No, 16, Evrak No. 18. 330 Türk Đstiklal Harbi Do ğu Cephesi (1919–1921), 214. 331 Askeri Tarih Belgeleri Dergisi, s.10.

Page 120: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

111

Bu sıralarda Şahtahtı'nın ele geçirilmesi ve Ermenilerin o tarafa dikkatlerinin

çekilmesi için Erivan yönünde harekât yapılması emrini alan Nahçivan Müfreze

Komutanı, 7 Kasım 1920'de Bolşeviklerle işbirliğini göz önünde tutmadan taarruza

karar verdi ve 6–7 Kasım gecesi Nahçivan'dan hareket etti. 8 Kasım'da Şahtahtı

kurtarıldı. Şahtahtında bulunan Kızıl Birlik Komutanı. Rusya ile Ermenistan arasında 10

Ağustos 1920'de imzalanan barış antlaşmasına uyar görünmek çabasıyla, Türklerle

açıktan işbirliğinden çekindi. Bu sıralarda, Ermenilerin mütareke istediklerinin haberi

alındı.332

332 Türk Đstiklal Harbi Do ğu Cephesi (1919–1921), s.220–221.

Page 121: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

112

5. DOĞU CEPHESĐNDE KAZANILAN ZAFER ĐN SĐYASĐ VE ASKERĐ

SONUÇLARI

5.1. Gümrü Barış Antlaşması

Doğu Cephesi birliklerinin Ermenistan topraklarına ilerlemesi ve Ermeni

kuvvetlerinin hiçbir varlık gösterememesi sonucu Gümrü'deki Ermeni Komutanı. 6

Kasım 1920 tarihli ateşkes ve barış istek mektubunu Doğu Cephesi Komutanlığına

gönderdi.333 Daha önce askeri gelişmelerin yanısıra Türkiye ile Ermenistan arasında

diplomatik yazışmalar olmuştu. 1 Kasım 1920 tarihli ve Hariciye Nazırı Ahmet Muhtar

imzalı notada Ermenilerin Doğu'da Đngiliz emperyalizminin “muti bir aleti” olmaktan

artık vazgeçmesi isteniyordu. Đngilizlerin Đran ve Irak petrol bölgelerinde egemen

olmak düşüncelerine katkıda bulunmaktan Ermenistan'ın geri durmasının gerekliliğine

değiniliyordu. Türkiye'nin Doğu dünyasının doymak bilmeyen Batı sermayedarlarının

sonsuz hırslarına karşı yalnız başına koruduğu ekleniyordu.334 Bu notada ayrıca

Türklerin, Asya'nın özgürlük ve bağımsızlığını Đngiliz Ordularıyla birleşen Ermenilere

kaptırmak düşüncesinde olmadıkları, kan dökülmesine son verilmesi gerektiğini kabul

ettikleri ve bu notanın barışın yeniden kurulması yolunda yapılan kesin bir öneri

biçiminde değerlendirilmesi üzerinde duruluyordu.”

3 Kasım 1920 tarihli ilk Ermeni notasında ise; “Her ulusun geleceğini kendisi

tayin etmesi ilkesine uygun olarak Ermenistan Cumhuriyeti'nin hukuku ve mevcut

bağımsızlığını Türkiye Halkı ve TBMM kabul etmiş ve onaylamıştı. Bundan Ermeni

Ulusu ve Ermeni Hükümeti haberdardır. Ermenistan'a açılan savaşın nedenleri

belirlenmediği gibi amacı da açıklanmadı. Bu girişimi yukarıda söz konusu ilkeye göre

anlamak son derece güç ve çok da şaşılacak bir durumdur... Böyle bir saldırı yok yere

kan dökmeye neden oluyor”335 deniliyor. Barış yolu öneriliyor ve temsilcilerin görüşme

zamanının saptanması isteniyordu.

Ermenilerin 6 Kasım 1920 tarihli mütareke istemini değerlendiren Doğu Cephesi

Komutanlığı, yine aynı gün mütareke şartlarını Gümrü Komutanlığı'na gönderdi.

333 Askeri Tarih Belgeleri Dergisi, 2001,s. 151 334 Đzzet Öztoprak, a.g.e., s.126. 335 Đzzet Öztoprak, a.g.e., s.127.

Page 122: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

113

Bu şartlar şunlardır:

1. Arpaçayı'nın batısındaki Ermeni kuvvetlerinin Gümrü'yü boşaltarak en az 15

km. doğuya çekilmesi,

2. Gümrü kasabasının işgal edilmeyerek, sadece Gümrü Kalesi ve istasyonunun

askeri işgal altına alınacağının, hukuk ve genel emniyetin güvence altında

bulunacağının Gümrü halkına ilân edilmesi,

3. Erivan-Tiflis-Kars demiryollarının birleştiği yer olması dolayısıyla Gümrü'nün,

10 km. çevresine kadar olan bölgenin Türk birliklerince işgaline engel

olunmaması,

4. Türk Ordusu birliklerine hiçbir tarafta, hiçbir sebeple taamız edilmemesi,

5. Sayılan bu maddelerin 7 Kasım 1920 saat 17.00’ye kadar tamamıyla

uygulanması,

6. Şartlar kabul edilmediği takdirde, askeri harekâtın yürütülmesi zorunluluğunda

kalınacağından, bundan doğacak maddi ve manevi sorumluluğun Ermeni Ordusu

Komutanlığı'na ait olacağı şeklinde idi.336

Ermeniler, Türk mütareke şartlarını aynen kabul etti. Bunun üzerine Doğu

Cephesi Komutanlığı, birliklerine Arpaçayı'nın doğusuna geçiş için hazırlık emrini

verdi. 8 Kasım 1920'de TBMM Hükümeti, Ermenistan Hükümeti'ne verdiği bir notada

siyasî ve askeri isteklerini bildirdi. Teklif edilen yeni mütareke şartlarında Arpaçayı’nın

batısına çekilecektir. Ermeni kuvvetlerinin teçhizat ve savaş gereçlerini teslim etmeleri

ve bunların üç gün sonra Karakilise'deki Türk askeri heyetine teslimi, Gümrü'de

başlanacak barış görüşmelerine murahhasların en kısa zamanda gelmeleri, teslimat

başlamadığı takdirde askeri harekâtta Doğu Cephesi Komutanlığı'nın serbest kalacağı,

ateşli silâhlar ve mermisi ile iki trenin verilmesi gibi maddeleri vardı.

336 Askeri Tarih Belgeleri Dergisi, 2001,s. 151.

Page 123: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

114

Ermeniler, sonradan ellerindeki silâhlar alınınca, Bolşevik propagandasının

artarak Ermeni Hükümetini devirmeye çalışacaklarını ve anarşi çıkacağını ileri sürerek

teklifi kabul etmediler ve sonuna kadar savaşa devam kararını verdiler.

Kendisini harekâtta serbest kabul eden Doğu Cephesi Komutanlığı, 12 Kasım

1920'de 9.Kafkas ve 12.Tümenlerin Arpaçayı batısındaki kuvvetleri tamamen Arpaçayı

doğusuna geçtiler. Taarruz 14 Kasım'da başladı. Đki gün süren savaşta Ermeni kuvvetleri

geriye sürüldüyse de muharebe kabiliyeti yok edilemedi. 17 Kasım'daki taarruzla, Arpa

Köyü'ne kadar çekilmek zorunda kaldılar. Ermeni kuvvetleri Şahtahtı Bölgesi'ndeki

yenilgileriyle Iğdır’ın kuzeyine çekilmişler, bunu gören Türk birlikleri Iğdır kasabasını

ele geçirmişlerdi. Durumun kötüleşmesi Ermeni Hükümeti'ni mütareke şartlarını kabule

zorladı (17 Kasım 1920). Bu haber 21 Kasım 1920'de Doğu Cephesi Komutanlığı'ndaki

birliklere ve Erkân-ı Harbiye Başkanlığı'na bildirildi- Türk Ordusu bulunduğu sınırdan

daha da ileriye gitmişti. Mütarekenin kabulü yeni sınır durumuna göre oldu. Mütareke

şartları uygulanırken bu sefer, Azerbaycan'a giden yolların tamamen emniyetle

tutulmasına daha çok dikkat edilecekti.337

Ermeni Ordusu, Araş Đstasyonu-KızılziyaretDağı-Danagirmez-Yardanlı

(Karakilise doğusunda) hatlına çekilecek ve islenen silâh ve mühimmatı teslim edecekti. 338 30 Kasım 1920'de Ermenistan Cumhuriyeti Ordusu Başkomutanı General

Nazarbekof, Ermeni Ordusu'nun mütareke hattının gerisine 28 Kasım akşamı tamamen

çekildiğini bildirdi.339

Doğu Cephesi'nde Ermenilerle barış antlaşması hazırlıkları sürerken, oluşan

güvensizlik sonucu Ermenilerin mütareke şartlarını bozmaları veya tamamen yerine

getirmemeleri halinde harekâta devam düşüncesiyle yeni tedbirler alındı. Bu sefer asıl

taarruz, Erivan yönünde yapılacaktı. Ermeniler silâh tesliminde ve diğer konularda

mütareke şartlarına uygun hareket ettiklerinden yeni bir taarruza gerek kalmadı.

Oluşturulan tarafsız bölgeye Ermenilerin girmelerine izin verilmedi ve az sayıdaki

jandarma kuvvetleri de çıkarıldı.

337 Kemal Öztürk, a.g.e.,, s.321-322. 338 Kazım Karabekir,a.g.e., s.1893. 339 Türk Đstiklal Harbi Do ğu Cephesi (1919-1921), 1995, s.230.

Page 124: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

115

Barış görüşmeleri için Doğu Cephesi Komutanı Kazım Karabekir, Erzurum

Malisi Hamid ve Erzurum Mebusu Necati Beyler murahhas olarak seçildiler.

Görüşmeler, 26 Kasım 1920 tarihinde Gümrü'de başladı. Mustafa Kemal 29 Kasım

1920'de Ermenistan Cumhuriyeti Vekiller Heyeti'ne gönderdiği telgrafta, “Gümrü'de

başlayan barış görüşmelerinin iki ulus için karşılıklı güvenlik ilkesine dayalı bir barış ve

bolluk dönemi getirecek bir sonuca ulaşması umudu ile Ermenistan’ı artık zararlı dış

etkilerden korumaya yönelik yurtseverce çalışmalarda başarılar dileyerek iyi niyetli bir

atılım yaptı.340 Görüşmeler 2–3 Aralık tarihinde antlaşmanın imzalanmasıyla son buldu.

18 maddelik antlaşma genel hatlarıyla 3 Kasım tarihli Ankara Hükümeti'nin notasındaki

koşullardan meydana geliyordu. (Bkz. Antlaşma Metni Ek 6) Ermeniler antlaşmanın 10.

maddesiyle Sevr Antlaşması'nın geçersiz olduğunu kabul ettiler. Gümrü Antlaşmasında

bir anlaşmazlık çıktığında geçerli metnin Türkçe olduğu son maddesinde yazılıdır.341

Gümrü Antlaşması'yla Türk Milleti'nin önemli kazançları oldu. Misak-ı Millinin

Kafkasya sınırı için öngördüğü 93 Savaşı (1877) öncesi sınırın Ermenistan kesimi,

1828'de Rusya'ya geçen ve 1918'den beri Ermeni işgalinde olan Kars'ın Iğdır ve

Tuzluca ilçeleri geri alındı. Kazım Karabekir komutasındaki Türk Ordusu'nu Gürcistan

doğrultusunda ilerlemesiyle Ardahan, Artvin hatta Batum'un ele geçirilmesiyle

doğudaki hedeflere ulaşılmış oldu. Sevr Barış Antlaşması'nın geçersizliği fiilen

kanıtlandı. Ermeni Meselesi, Türkiye'nin haklarını karşılayacak biçimde ve kesinlikle

çözümlendi. Doğudaki zaferden sonra Batı Cephesinde serbest hareket etme fırsatı

doğdu. Sovyetler Birliği ile Kafkasya'da ulaşım olanağı elde edildi. Ermenilerin elinden

birçok silâh alındı. Doğu Cephesi'nde Kazım Karabekir komutasındaki Türk askerinin

kazandığı zafer TBMM Hükümeti ve Türk halkına büyük moral kaynağı olmuş,

doğudan batıya giden askeri yardımlar Batı Cephesi'nde büyük kolaylıklar sağlamıştır.

Mondros'tan itibaren terhis edilmeden kalan XV. Kolordu kazandığı zaferle Kurtuluş

Savaşı'nın önemli bir basamağı olan askeri zaferini, böylelikle siyasi alanda Türkiye'nin

çıkarlarına uygun Gümrü Antlaşması'yla süslemiştir.

340 Atatürk’ten Ermeni Sorunu Belgelerle, s.231. 341 Mümtaz Soysal, a.g.e.,s. 23.

Page 125: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

116

5.2. Ermenistan’ın Sovyetleştirilmesi ve Ardahan ile Artvin'in Kurtarılması

TBMM Hükümeti ile Taşnak Ermenistan Cumhuriyeti arasında Gümrü'de

görüşmelerin yapıldığı sıralarda XI. Kızılordu, Ermenistan-Gürcistan sınırlarında

toplanmaktaydı. Kızılordu, yığınaktan ve yapacağı harekâttan Türk Doğu Cephesi'ne

bilgi vermese de bu iki memleketi Bolşevikleştirme fikrinde olduğu anlaşılıyordu. Oysa

TBMM Hükümeti'nin Sovyet Rusya Hükümeti'ne yaptığı ilk teklifte, Kızılordu'nun

Gürcistan'ı Bolşevikleştirerek Đngilizleri oradan çıkarması istenmişti. Sovyet-Rusya,

şimdi kendi lehine silâhlı faaliyete geçiyordu. Gürcistan sınırlan içinde bulunan

Ardahan ve Batum sancaklarının, Kars sancağı gibi anavatana katılması Türk Misak-ı

Millisinin gerçekleşmesi yolunda hâlâ önemini korumaktaydı. Ancak Sovyet Rusya'nın

Gürcistan sınırları ve Batum üzerindeki ekonomik ve politik ilgisi, siyasi durumu daha

da nazikleştiriyordu.

Ermenistan, 3 Aralık 1920'den itibaren kuzeyden ve doğudan Kızıl süvari

birlikleri tarafından işgal edildi.342 Taşnak Ermenistan, Sovyet-Rusya'nın bir parçası

haline geldi. Bağımsız Ermenistan'ı yok eden bu işgalle yine Sovyet rejimi oldu.

Sovyet Ermenistan Hükümeti'nin ilk işi Gümrü Antlaşması'nda kabul edilen

sınırın bazı noktalarına özellikle Türklerde kalmış olan Ararat Đstasyonu'na itiraz etmek

ve tarafsız bölgeye müfrezeler sokarak ihlâl etmek oldu. Ermenistan'da yeniden

seferberlik ilân edildi. Doğu Cephesi Komutanlığı'nın, Gümrü Antlaşması'na dayanarak

yaptığı protesto Ermenilere geri adım attırdı. Ararat Đstasyonu üzerindeki isteklerini

tekrarlamadılar ve tarafsız bölgeye giren Ermeni kuvvetleri çekildi. Kızılordu komutanı,

bu konuda Kazım Karabekir'in isteğini destekledi.

Doğu Cephesi Komutanlığı, Ermenistan'da seferberlik gerçekleşirse, bunu savaş

nedeni sayacağı teklifini Erkân-ı Harbiye Başkanlığı'na sundu.343 Genelkurmay

Başkanlığı da bu teklifi kabul ederek, durumu Hariciye Nezareti'ne ve hükümete

bildirdi. Diplomatik yönden işin gerçekleşme durumunun araştırılmasını istedi.

342 Türk Đstiklal Harbi Do ğu Cephesi (1919–1921), s.238. 343 Türk Đstiklal Harbi Do ğu Cephesi (1919–1921), s.238.

Page 126: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

117

Ermeniler, seferberliğin Gürcülere karşı ve aynı zamanda memlekette bir karşı

hareket ihtimali üzerine yapıldığını ileri sürdüler. Eskiden beri düşündükleri Borçalı’nın

(Ermeni-Gürcü sınırından başlayıp, Tiflis'in güneyine kadar uzanan, halkının

çoğunluğunun Türk olduğu bölge) güney kısmını zaptetmek isliyorlardı. Borçalı'ya

saldıracak Ermeni kuvvetleri, Kızılordu'nun Gürcistan'a taarruzunda bir ileri karakol

görevi göreceğinden Sovyet Rusya bu isteği destekledi. 11 Şubat 1921 'de Tiflis Türk

Temsilcisi Albay Kazım (Dirik), “Ermeni Ordusu'nun Karakilise'nin 20 km. kadar

kuzeyinde bulunan Şağalı Gürcü sınır karakoluna hücum ettiklerini ve ilerlediklerini”344

Doğu Cephesi Komutanlığı'na bildirdi. Raporda, Gürcistan Hariciye Nazırı tarafından,

Borçalı Bölgesi'ne Sovyet Ermenilerinin yerleşmesinin aslında Rusların yerleşmesi

demek olacağından, Kars ve Gümrü'yü elinde bulunduran Türkiye için de sakıncalı

olduğu dile getirilerek Türkiye'nin bu konudaki fikri alınmak isteniyordu. 12 Şubat

1921'de Londra'da kurulan konferansa TBMM temsilcileri de davet edildi ve bu olay

Gürcü Hükümeti'ne resmen bildirildi.345 Kazım Karabekir, 14 Şubat tarihli şifresinde

Albay Kazım Bey'e verdiği cevapta, Türk haklarına bir tecavüz olmadıkça tarafsızlığın

devam edeceğini bildirdi. Ayrıca XI. Kızılordu Komutanlığı'na yazdığı aynı gün tarihli

yazısında, komşu, dost ve müttefik olmak dolayısıyla bu gibi olaylardan haberdar

olmalarının faydalı olacağını ve Gürcistan sınırındaki yığınak hakkında bilgi verilmesini

istedi. Gürcü kuvvetleri 18 Şubat 1921'de Tiflis'in doğusuna kadar çekildi. Bu arada

Türkiye temsilcisi Albay Kazım Bey, Gürcülerin ve dolayısıyla Đngilizlerin işine

yarayacak şekilde Türk Doğu Cephesi'ni Gürcülerin yararına savaşa sokmak teklifinde

ısrar ediyordu. Gürcistan'ın Ankara elçisi olan Midvan'a TBMM Hükümeti, “Elviye-i

Selâse'nin bir parçası olan Ardahan Sancağı'nın ve ayrıca Artvin Kasabası'nın

Türkiye'ye bırakılması”346 yönünde bir kesin uyarı verdi. Ajanslarla yayınlanan bu

haberden sonra Sovyetler gelişmelerden oldukça telaşlandılar. Moskova Hükümeti,

Türk-Rus antlaşmasını bir an önce gerçekleştirmek istediğini gösterdi. Ermenistan

Zaferi ve I. Đnönü Zaferi'ni kazanan bir hükümetin temsilcisi olarak Moskova'ya giden

Türk heyetinin istediklerini alabilme şansı daha da arttı. Ruslar, Đngilizlerden önce

344 Türk Đstiklal Harbi Do ğu Cephesi (1919–1921), s.238. 345 Londra Konferansı, siyasi bir manevradan başka bir şey değildi, Đngilizler, Misak-ı Milli'yi tanımak istemiyorlardı ve ileri sürdükleri teklifler, Sevr Antlaşması'ndan farklı değildi. 346 Askeri Tarih Belgeleri Dergisi, S. 107, Ankara 1999, s. 5.

Page 127: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

118

davranmak istiyorlardı. Gürcistan meselesinin bir an önce çözümlenmesi gerekiyordu.

19 Şubat 1921 'de Gürcistan'a savaş ilân ettiler. XI. Kızılordu, Viladikafkas üzerinden

ve Karadeniz sahilinden, Gürcü ordusunun gerilerine doğru kuvvet sevk etmeye başladı-

Doğu Cephesi Komutanlığı, Elviye-i Selâse'nin geri kalan kısmının işgaline

taraftar olmasına rağmen, Ruslarla bozuşmak istemediğinden Batum ve dolaylarının

işgali işini, sonradan Ruslarla anlaşmak üzere uygun bir zamana bırakmak, fakat

Ardahan ve Artvin için siyasi ve askeri teşebbüslere geçmek fikrindeydi. 17 Şubat 1921

'de Erkân-ı Harbiye Başkanlığı'na sunulan savaş raporu kabul edildi.347 Ruslara karşı

hazırlık durumu alarak, Ardahan ve Artvin sancaklarının 22 Şubat 1921'de işgale

başlanacak şekilde tertipler alınması, Ahılkelek'in şimdilik i şgal edilmeyeceği, Ardahan

ve Artvin sancaklarının Türkiye'ye bırakılması ve Balımı hakkında sonradan genel oya

başvurulması için Büyük Millet Meclisi Hükümeti'nin Gürcü Hükümeti'ne bu hususları

bildirdiği ve kabul etmedikleri takdirde silâh kuvvetiyle uygulanacağı talimatını verdi.

23 Şubat 1921 'de Gürcü elçisi, Ardahan ve Artvin sancaklarının hükümeti

tarafından Türkiye'ye bırakıldığını Hariciye Nezareti'ne bildirdi.348 Ardahan'da bulunan

Türk temsilcisi Hilmi Bey idareyi ele aldı. Ardahan ve Artvin'in anavatana kavuşması,

Doğu Cephesi Komutanlığı'nca birliklere müjdelendi ve Kars'ta bu olay kutlandı.

Bolşeviklerin Gürcistan'daki harekâtı devam ediyordu. Ahıska halkının

Ermenilerden zarar görmesi ihtimaline karşı Gürcü Hükümeti uyarıldı ve Đslâm halkının

silahlandırılması istenildi. Ahıska halkının, bir Ermeni saldırısının korku ve telaşı içinde

bulunması dolayısıyla, Ardahan'daki 2. Tümen Müfrezesi'nin büyük kısmının Ardahan-

Ahıska civarında ve Gürcü sınırının yakınında bir bölgeye hareketi ve 15. Süvari

Alayı'nın Çıldır'a gitmesi için emir verildi.349 Kazım Karabekir, 2 Mart 1921'de 3.

Tümen Komutanlığı'na Gürcistan'a ait Borçka'nın işgal edileceğini bildirdi.350

Bu sıralarda Kızılordu hızla Batum'a doğru ilerlemekte. Türk temsilcisi

Sovyetlerden daha önce Batum'un işgali için teklifler yapmaktaydı. Kazım Karabekir,

347 Askeri Tarih Belgeleri Dergisi, 1999, s.49. 348 Askeri Tarih Belgeleri Dergisi, 1999, s.29. 349 Türk Đstiklal Harbi Do ğu Cephesi (1919–1921), s.243. 350 Askeri Tarih Belgeleri Dergisi, 1999, s.90.

Page 128: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

119

aynı fikirde değildi. Genel olarak “Sovyet-Rusya'nın bütün sancağı işgale kalkışması

halinde, Batum'u elde tutacak kadar kuvvet bulundurmanın zorluğunu, Batum'un

Türkiye için askeri ve ekonomik bakımdan önemli bir yeri olmadığından işgalini faydalı

bulmadığını ve ilk önce işgal, sonra tahliye edildiği takdirde Đslâm halkının ezilmesine

ve güvenin azalmasına sebep olacağını” açıkladı. Đşgalden sonra tekrar çekilme ihtimali

ortadan kalkmadan Çoruh Vadisi'nden daha kuzeye geçilmemesinin uygun olacağına

dikkat çekti.

Türk temsilcisi, Ardahan ve Artvin sancaklarında olduğu gibi, bu bölgenin ve

Batum'un belli şartlarla geçici olarak Türk kuvvetleri tarafından işgalini teklif etti. 3

Mart 1921 tarihli Vekiller Heyeti kararına dayanarak Erkân-ı Harbiye Başkanlığı,

“Sovyet birliklerinin Ahıska ve Ahılkelek kasabalarını tarafsız sayarak buralara

girmemelerini”351 Moskova Hükümeti'ne bildirdi. 8 Mart 1921 tarihinde de Gürcü

Hükümeti'nin yaptığı teklif kabul edilerek Batum, Ahıska ve Ahılkelek kasabalarını

geçici olarak askeri işgal atına alınmasını kararlaştırıldı. Đşgalin Gürcistan ve Kafkasya

meselesinin halline kadar devam edeceği ve bu bölgeni Gürcü askeri tarafından tahliye

olunacağı bildirildi. Batum Bölgesi'nin anavatana bağlanması Misâk-ı Milli'de

belirtildiğinden vazgeçilemezdi ve Ahıska-Ahılkelek sancakları Kars iline bağlı ilçeler

olduğundan doğal olarak anavatanın bir parçası idi. Đşgalin, 9 Mart 1921 akşamına

kadar çabuklukla halledilmesi istendi.352 Artvin'in işgali için harekete geçirilen

kuvvetlerin doğruca Batum'a şevki ve Ardahan ve kuzey sınırında toplanan kuvvetlerin

Ahıska Bölgesi'ni işgalleri emredildi. Ayrıca Gürcü Ordusu'nun çözülmesi,

komünistleşmesi sonucunda işgal altına alınan bölgeye, Rus birliklerin geçme

ihtimaline karşı tedbirlerin alınması istendi.353 Batum kayıtsız şartsız Kazım Karabekir

komutasındaki Türk Ordusu tarafından işgal edildi. Kazım Karabekir, “Batum'da

Bolşeviklerle bir mesele çıkarılmamasına dikkat edileceğini, bununla birlikte çarpışma

ihtimaline karşı Kuvâ-yı Milliye birlikleri ve mahalli teşkilâtlardan elde edilecek

kuvvetlerle takviye isteğini” 354 dile getirdi. Çünkü Sovyet Rusya ile savaş durumu

351 Başbakanlık Cumhuriyet Ar şivi, Bakanlar Kurulu Kararları Katalogu (Kronolojik), Kararname Sayısı, 13/49–2, Kutu No.2, Dosya No. 37, Evrak No. 19. 352 Askeri Tarih Belgeleri Dergisi, 1999, s.49. 353 Türk Đstiklal Harbi Do ğu Cephesi (1919–1921), s.34–35. 354 Askeri Tarih Belgeleri Dergisi, 1999, s.124–125.

Page 129: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

120

olabilirdi. 19 Mart'ta Gürcistan Sovyet Cumhuriyeti ilân edildi. Mayıs 1921'e kadar

Bolşeviklerle Ermenilerin çatışmaları devam etti. Bolşevikler bu tarihte Zengibasar

hariç, bütün Ermenistan’ı işgal etmişti.355 Batum için ortaya çıkan çatışma tehlikesi 16

Mart 1921 Moskova Antlaşması'yla önlendi.

5.3. Türk Basınındaki Yankıları (1919–1920)

Ermenilerin, Đtilâf Devletleri'nin desteğini alarak özellikle Doğu illerinde baskı

ve katliamlarını artırmaları, bir askeri harekâtı zorunlu hale getiriyordu. Nitekim

Đstanbul'un Đtilâf Devletleri tarafından resmen işgalinden sonra, doğudaki askeri

harekâta kesin bir şekilde karar verildi.

Ermeniler'in Doğu illerindeki faaliyetlerini artırmaları üzerine, 15. Kolordu

Kumandanı Kazım Karabekir, Ermenistan'a 22 Mart 1920 tarihinde bir ihtarname verdi.

Đhtarnamede, Ermeni çetelerinin bölgedeki baskı ve zulümleri üzerinde durularak, bu

faaliyetlerin bir an önce durdurulması gerektiği belirtilmekteydi. Bütün uyanlara

rağmen, Ermenilerin bölgedeki faaliyetlerinin artarak devam etmesi üzerine, Mustafa

Kemal'in emriyle, Doğu Anadolu'da seferberlik ilan edildi. Ancak Ermeniler üzerine

yapılacak askeri harekât konusunda T.B.M.M. Hükümeti'nin bazı çekinceleri vardı. Bu

nedenle de Ankara Hükümeti ile 15. Kolordu Kumandanlığı arasında, harekâtın tarihi

konusunda birçok yazışma yapılmıştı.356

Kazım Karabekir, 6 Mayıs 1920'de T.B.M.M. Hükümeti'ne başvurmuş ve bir an

önce Ermeniler üzerine harekâta geçilmesi gerektiğini bildirerek, bu konuda kendisine

izin verilmesini istedi. Kazım Karabekir'in askeri harekâtın bir an önce yapılması

gerektiği yönündeki ısrarının temel sebebi, Bolşevik Rusya'nın Kafkaslarda ileri

harekâta geçmiş olmasıydı. Paşaya göre; Bolşeviklerin bu ileri harekâtı, Ermenileri de

içine alacak şekilde gelişirse, Kars, Ardahan ve Batum'un geri alınması hayli zor

olacaktı.357 Mustafa Kemal ise, Paris'te ve arkasından yapılan Londra ve San Remo

355 Askeri Tarih Belgeleri Dergisi, (1999), S. 108, Ankara, s.3–7. 356 Kazım Karabekir, a.g.e.,s.505-624. 357 Albayrak, 10 Mayıs 1920, S.90, s.2.

Page 130: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

121

Konferanslarında Türkiye barışı hakkında kesin bir karara yarılamadığı ve 1920 yılının

Haziran ayından itibaren Sovyetler ile başlayan diplomatik görüşmelerin bir sonuca

bağlanmamış olması nedeniyle, askeri harekâtı ertelemek istiyordu. Ancak kısa süre

sonra Đtilâf Devletleri'nin Türk barış esaslarını kararlaştırarak bu maddeleri Đstanbul

Hükümeti'ne kabul ettirmeleri, Türk-Sovyet diplomatik ili şkilerinde ilerlemenin

kaydedilememesi ve Ermenilerin doğudaki baskı ve katliamlarını artırmaları üzerine,

Mustafa Kemal 20 Eylül 1920'de harekât emrini verdi.

Türk basını, doğudaki askeri hareketi yakından takip etmiş ve harekâtla ilgili

haberlere ayrıntılı bir şekilde yer vermişti. Doğudaki askeri harekât hakkında en kısa

süre içinde haber veren gazetenin Albayrak olduğu anlaşılmaktadır. Gazetenin

çıkarıldığı il, 15. Kolordu Kumandanlığı’nın merkezi ve sıcak mücadelelerin yaşandığı

bir bölgedeydi. Bu nedenle bölgedeki gelişmeler en kısa süre içinde bu gazetede

yayınlandı. Gazetenin askeri harekâta ilişkin yayınladığı haberler, genelde 15. Kolordu

Kumandanlığının resmi rapor, telgraf ve istihbarat bilgilerinden oluşmaktaydı.

5 Ekim 1920 tarihli Albayrak gazetesinde, Doğu Cephesi Kumandanlığından

alınan bir telgraf suretine yer verilerek, Ankara Hükümeti'nin doğudaki askeri harekâtın

amaçlan ve neden başlatıldığına dair açıklamaları üzerinde duruluyordu. Haberde,

Ermenilerin bölgede yaptıkları baskı ve zulümlere bugüne kadar bir askeri harekâtla

karşılık verilmediği, ancak son birkaç ay içinde Taşnak Ermenilerinin yaptıkları katliam

ve yağmaların dayanılmaz boyutlara ulaştığından, askeri bir harekâta gerek duyulduğu

belirtiliyordu. Aynı gazetenin 11 Ekim 1920 tarihli nüshasında da, Taşnak Cemiyeti'nin

30 Eylül'de yayınladığı bir beyannamesine de yer verilmekteydi. Taşnak Cemiyeti, bu

beyannamede doğudaki askeri harekâtın amacının, Ermenistan'ı ortadan kaldırmak,

Versay Antlaşmasının yükümlülüklerinden birden bire kurtulmak olduğunu

belirtmekteydi. Beyannamenin devamında, Ermenistan'da seferberlik ilan edildiği ve

asker kaçaklarının cezalandırılacakları üzerinde durulmuştu. Taşnak Cemiyeti'nin bu

beyannamesi Albayrak gazetesi yazarı Müştak Sıdkı tarafından gazetenin 11 Ekim 1920

tarihi nüshasında, “Bir defa görülüyor ki Taşnaklar bu Beyannameyi neşr ederlerken her

zamanki gibi yine yalan dolan ve masum görünmek planına başvurmaktan geri

durmamışlardır. Zulm ederken, mazlum feryadı yükseltmek oyununun bu mahir

aktörleri, yanı başlarındaki insani emelcilerin tevcih-i itâb etmelerine hak kazanmamak

Page 131: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

122

için mesuliyet-i zamaneyi bizim omuzlarımıza yükletmek istiyorlar şeklindeki ifadelerle

ciddi şekilde eleştirildi. Erzurum Milletvekili Celalettin Arif Bey de, beyannameyi

eleştirerek protesto etti.358

Milli Mücadele karşıtı Alemdar ve Peyam-ı Sabah gibi Đstanbul gazetelerinin

Türk askeri harekâtı hakkındaki haberleri, Ermeni gazetelerden edindikleri bilgiler

doğrultusunda hazırladıkları anlaşılmaktadır. 14 Ekim 1920 tarihli Alemdar gazetesi,

Juguvert Jamanak gazetesinden naklen yayınladığı bir haberinde, “Kafkas harekât-ı

cedidesi Ermenileri ciddi bir endişeye ilga edemez. Milliciler Ermenistan’ı istila ve

tasviye edebilecek derecede büyük kuvvetlere malik değildir. Asıl tehlike

Bolşeviklerden gelebilir ise de bunlar da Ermenilerin başına bela olmak için lazım gelen

vesaite malik bulunmuyorlar.” bu açıklamalara yer vermişti. Gazete Türk askeri

harekâtının bir blöf olarak değerlendirmekteydi. Nitekim konuyla ilgili diğer bir

haberde de bu dönemdeki siyasal gelişmeler üzerinde durularak, Ermenistan'ın

geleceğinin bu ortam içinde şekilleneceği belirtiliyordu: “Ermenistan vukuatının yarın

daha iyi yoksa daha fena mı olacağı bilgimden tahmin edilmez. Herhalde şu sırada

Ermenistan büyük bir zafiyet devresi geçirmektedir. Türk taarruzu, Bolşevik istilası,

beynelminel vaziyetin en nazik olduğu bir sırada vuku'a gelmiştir. Rusya ile münasebet-

i ticariye, Yunan buhranı, Sevr muahedesinin ta'dili meselesi Anadolu ile Đtilâf

müzakeresi Wilson tarafından Ermenistan'ın hudutlarının tayini hep bu sırada mevzu'

bahs olmaktadır. Bütün vaka' Ermenistan vaziyetinin tayini meselesi üzerinde icray-ı

tesir edecektir”.359

1 Kasım 1920 tarihli Peyam-ı Sabah gazetesinin Journal des Debats

gazetesinden naklen verdiği bir haberde de, Türk askeri harekâtının amacının,

Ermenistan ve Gürcistan’ı ortadan kaldırılması ve bu bölgenin Türkler ve Bolşeviklerin

faaliyetleri ile Bolşevikleştirilmesi olduğu iddia edilmektedir.

Türk basınının, Ermenilerin muhtemel bir Türk askeri hareketi karşısında gerek

Đtilâf Devletleri'nden ve gerekse de Gürcistan’dan talep ettiği yardım hakkındaki

gelişmeleri de yakından takip ettiği anlaşılmaktadır. Hem Đstanbul hem de Anadolu

358 Albayrak, 10 Mayıs 1920, S.113, s.1. 359 Vakit, 22 Aralık 1920, No. 1090.

Page 132: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

123

basınında, Ermenilerin Đtilâf Devletleri'nden talep ettiği yardımla ilgili haberler, Aralık

ayından itibaren yoğunluk kazanmaktadır. Ancak Aralık ayından öncede pek yoğun

olmamakla birlikte konu ile ilgili haberlere yer verilmişti. 15 Ekim 1920 tarihli Đkdam

gazetesinde, Juguvert-Jamanak gazetesinden naklen verilen bir haberde, büyük bir çaba

içinde olan Türk ordusu karşısında Gürcistan ve Ermenistan’ın yalnız bırakılmaması,

onlara kolaylık göstermenin yanında Belçika,

Sırbistan ve son olarak da Sovyet Rusya'ya karşı savaşmakta olan Lehistan'a

yapılan yardımın yansı kadar yapılacak bir yardım sayesinde büyük basanların

gerçekleştirileceği görüşü ileri sürülüyor, Türk saldırısının sadece Ermenistan'a yönelik

olmadığı savunularak, Türklerin “yayılma” politikası izlediği öne sürülüyordu. Ayrıca

Ermenistan'ın Panislamizm'e karşı bir dalga kıran oluşturduğu ve ayakta kalabilmesi

için herkesin Ermenistan'a yardıma koşması gerektiği de belirtiliyordu.360

Đkdam gazetesinin 13 Aralık 1920 tarihli nüshasında, Yergir ve Juguvert-

Jamanak gazetelerinden naklen yayınlanan haberde, Ermenilerin Đtilâf Devletleri’ne

müracaat ederek, silah ve harp malzemesi talebinde bulunduğu belirtiliyordu. Haberin

devamında, Ermenistan'ın Gürcistan’dan da destek istediği üzerinde durulmuştu. Aynı

gazetenin 15 Aralık 1920 tarihli nüshasında da. Ermeni gazetelerden naklen haberlere

yer verilerek, Ermenilerin Gürcistan ve itilâf Devletlerinden yardım talebinde

bulundukları belirtilmekteydi. Yine aynı tarihli Đkdam gazetesinde, Çağadamard

gazetesinden naklen yayınlanan bir haberce de, Ermenistan Hükümeti'nin doğudaki

Türk askeri harekâtı hakkındaki açıklamalarına yer verilmişti Ermeni Hükümeti, Türk

askeri harekâtının Kafkaslarda Dağıstan ve Azerbaycan'ı da içine alarak yayılmasının,

sadece Ermenistan için değil tüm Müttefik devletler için de zararlı olduğunu

belirtmekteydi. Hükümet açıklamalarına, “...Batum'a gelince bunun müdafaasına yalnız

Gürcüler ve Ermenilerin değil, Mavera’yı Kafkas yolu üzerinde Bakû’de ve daha içeri

taraflarda münafi'i hayatiyyeye malik olan düvel-i müttefikanın bile alakadar olmaları

lazım gelir. Bu Kafkas’ın dört taraftan baş gösteren Panislamizm dalgasıdır.” diyerek

devam etmiş ve Panislamizm tehlikesinin önüne geçilmek isteniyorsa, bu tehlike

360 Đzzet Öztoprak, a.g.e.,s. 119.

Page 133: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

124

önünde bir set konumunda olan Ermenistan ve Gürcistan’a askeri yardımda bulunulması

gerektiğini vurgulanıyordu.361

Ermenistan muhtemel bir Türk taarruzu karşısında Đngiltere’ye de müracaat etti.

Bu konuda Times'ın Đstanbul muhabirinin 11 Ekim tarihli bir haberine göre, Ermenistan

Hükümeti Bağlaşık ülkelerden ve Yunanistan'dan kendisine savaş malzemeleri

verilmesini istemişti. Đngiltere Hükümeti, Ermenistan demiryolları için odun, kömür

gibi gerekli yakacağın gönderilmesini kabul etmişti.362

Ermenilerin, tüm uyarılara rağmen baskı ve zulümlerine devam etmeleri üzerine,

Kazım Karabekir Paşa'nın komutasındaki Türk birlikleri, 28 Eylül 1920'de Sarıkamış

üzerine harekâta geçerek, 29 Eylül'de Sarıkamış'ı ele geçirdi.363 9 Ekim 1920 tarihli

Peyam-ı Sabah gazetesinde, Türk birliklerinin Ermeniler üzerine yapmış olduğu askeri

harekât hakkında, Ermeni gazetelerinden naklen haberlere yer veriliyordu. Bu

haberlerde, Türk askeri harekâtına dair olumsuz açıklamalarda bulunularak, harekâtın

amacının Ermenileri tamamen ortadan kaldırmak olduğu ileri sürülmektedir. Yine aynı

gazetenin, Times gazetesinden naklen yayınlanan bir haberinde de, Ermenistan Sosyal

Demokrat Fırkası'nın, Avrupa ve Amerika'nın Sosyal Demokrat Fırkalarını, Türk

taarruzuna ve Bolşeviklerin takip ettikleri siyasete karşı gösterdikleri tavır dolayısıyla

protesto ettiği belirtilerek, Ermenilerin gerek Türkler ve gerekse Bolşevik siyaseti

karşısında yalnız bırakıldığı ifade edilmekteydi. Haberin devamında, Ermenilerin bu

sıcak gelişmeler karşısında müttefiklere müracaat ederek, askeri yardım talebinde

bulundukları gibi, seferberlik ilanından hemen sonra Gürcistan’a müracaat ederek savaş

karşısındaki tavrının ne olacağın, öğrenildiği ve Gürcistan’ın Ermenistan'a destek

vereceği ve muhtemel bir Türk taarruzu karşısında seferberlik ilan edeceği de

belirtilmekteydi.364

361 Bu konuyla ilgili olarak ayrıca bkz,, Đkdam, 16 Aralık 1920, S.8481, s.1. Yine aynı gazetenin 19 Aralık 1920 tarihli nüshasında da Yergir, Çağardamard ve Juguvert Jamanak gazetelerinden naklen konuyla ilgili haberlere yer veriliyordu. 362 Đzzet Öztoprak, a.g.e.,s. 118. 363 Albayrak, 5 Ekim 1920, S.112, s.1. 364 Peyam-ı Sabah, 10 Ekim 1920, No,11096, s.1. Yine aynı gazetenin 7 kasım 1920 tarihli nüshasında da doğudaki savaşa dair haberler Ermeni gazetelerden naklen veriliyordu.

Page 134: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

125

Sarıkamış'ın Ermeni işgalinden kurtarılmasından sonra, Türk birlikleri 10 Ekim

1920'de Kars'a girerek Ermeni işgaline son verdi.365 Kars'ın Türk birlikleri tarafından

alınması, gerek Ermenistan ve gerekse de Gürcistan tarafından endişe ile takip

edilmekteydi. Ermeni gazetelerinin hemen tamamında, Türk birliklerinin Kars'tan sonra

Batum'a hareket edeceği yönünde haberlere yer veriliyordu.366 Bu yöndeki haberlerin

temel sebebi, Gürcistan’ın Türk birliklerine karşı mücadele etmesini sağlamaktı. Ancak

Gürcistan bu tahriklere kapılmayacaktır. Açıksa gazetesinin 30 Kasım 1920 tarihli

nüshasında, Zaven Efendi'nin Türk askeri harekâtına ili şkin açıklamalarına yer

verilmekteydi. Zaven Efendi, Ermenistan'ın Kemali taarruzu karşısında Kars'ı tahliye

etmek zorunda kaldığını ve bu tahliyen m tüm Ermenistan'da üzüntü yarattığını

belirterek, Ermenilerin yalnız Kemalilerin tarafından değil, aynı zamanda Bolşevikler

tarafından da sıkıştırıldığı üzerinde durmaktaydı. Zaven Efendi, Müttefik devletlerin

Türk taarruzu karşısında Ermenistan'a yardım vaad ettiklerini, ancak bunun sadece

sözde kaldığım belirterek Müttefik devletleri eleştiriyordu.367

Türk askeri harekâtının devam ettiği günlerde, Bolşevik Rusya Ermenistan’a bir

kesin uyarı verdi. 25 Ekim 1920 tarihli Alemdar gazetesi bu ültimatoma yer vermişti:

“Bolşeviklerin Ermenilere Ültimatoma başlıklı haberde, “Sovyet Hükümeti Ermenistan

Hükümetine Rus kıt'atı ile Kemalistlerin serbest-i istifade etmelerini talebi havi bir

kesin uyarı göndermiştir. Ermeni hükümeti cevabı reddetmiştir, yönünde bir açıklama

yapılmıştı.

Doğudaki askeri harekât, Müttefik devletler tarafından yakında takip

edilmekteydi. Ermeniler ile Türkler arasında cereyan eden savaş, Milletler Cemiyeti'nde

pek çok kez görüşüldü. Bu toplantılarda, iki devlet arasında devam eden savaşa son

vermek amacıyla bir devletin temsilci olarak seçilmesi ve her iki ülke ile de

görüşmelerde bulunmak üzere harekete geçilmesi gerektiği yönünde bir karar alındı ve

altı kişilik bir komisyon kurulması teklif edildi. Bu öneriler, cemiyette tartışılırken

365 Albayrak, 1 Kasım 1920, sayı,116, s.1; Alemdar; 20 Ekim 1920, No,662, s.1. 366 Alemdar, 11 Kasım 1920, No,684, s.l. 367 Konuyla ilgili olarak ayrıca bkz,, 16 Kasım 1920, No.689, s.l .

Page 135: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

126

Ermenistan'ın Türk taarruzundan kurtulması noktasında özellikle Amerika'nın desteği

alınmak istenmiş, ancak Amerika, Ermenistan mandasının senato tarafından

reddedilmesinin etkisiyle de konuyla ilgilenmemişti. Milletler Cemiyeti'ndeki

toplantılarda, Norveç temsilcisi “Ermenistan meselesinin 20.000.000. lira sarf ederek

a'zami 60 bin kişi ile halledileceğim beyan ile her ne kadar Amerika vekâleti reddetmiş

ise de Ermeni milletini kurtarmak için bu fedakârlığa (itibar) edeceği” yönünde

açıklamalarda bulundu.368 Vakit gazetesinin 18 Aralık 1920 tarihli nüshasında,

“Ankara'da Bir Amerikan Heyeti” başlığı ile verilen haberinde, sekiz kişilik bir

Amerikan heyetinin Anadolu'ya gelerek, Ankara Hükümeti ile görüştüğü açıklanmış, bu

heyetten yedi kişinin iki devlet arasındaki anlaşmazlığı çözmek için bazı araştırmalarda

bulunmak amacıyla Ermenistan'a hareket ettiği belirtilmektedir.

Müttefik devletlerin, Ankara Hükümeti ile Ermenistan arasındaki ilişki

çerçevesinde dikkatle takip ettikleri konulardan biri de, Ankara Hükümeti ile Sovyet

Rusya arasındaki ilişkinin seyriydi. 1920 yılının Haziran ayından itibaren Türk-Sovyet

diplomatik ilişkileri başlamıştı. Batı kamuoyu, Türk-Sovyet ilişkilerini yakından takip

etmekteydi. Đngilizlerin Orient News gazetesinde. Đtilaf Devletleri'nin amacının, Türkiye

ile Kafkasya'daki devletlerarasına bir tampon bölge oluşturmak için, bağımsız bir

Ermenistan oluşumunu sağlamak olduğu, buna karsın Kemalizm ve Bolşeviklerin bu

politikanın karşısında olduklarını ve böyle bir ortamda Kafkasya'ya kadar uzanacak bir

Türkiye'nin bağımsız değil Bolşevik olacağı üzerinde durulmaktaydı. Benzer

açıklamalar, Bosfhore gazetesi ile Near East Dergisinde de yer almaktaydı.369 Müttefik

devletler, Kafkasya'daki menfaatleri doğrultusunda, bölgede kurulacak güçlü bir

ittifaktan çekinmekteydiler

Londra'da yayınlanmakta olan Near East dergisi, Türk-Bolşevik ordularının

Tiflis-Erivan demiryolu hattının batısındaki topraklan işgal etmeyi planladıkları,

Türklerin Brest-Litovsk Antlaşması uyarınca Kars, Ardahan ve Batum'u ele geçirmek

istediklerini iddia etmekteydi. Aynı yazıda, Türklerin üç ilin kendilerine bırakılması

yönündeki tasarımlarına, Sovyet Rusya'nın uyup uymayacağının önemli olduğu; Bakû

368 Peyam-ı Sabah, 29 Kasım 1920, No , 11143, s. 1; ayrıca Alemdar, 24 Kasım 1920 No. 697, s. 1. 369 Đzzet Öztoprak, a.g.e.,s. 123.

Page 136: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

127

Kongresi'ndeki Rus temsilcisinin bu konuda kendilerinin olumsuz davranacaklarını

sezinlettiği ileri sürülüyordu. Bu duruma gerekçe olarak da Sovyet Rusya'nın

Kafkasya'daki eski sınırlarına kavuşmak isteği gösteriliyordu Bu haber basında, Türk-

Ermeni barış antlaşması görüşmelerinin devam ettiği bir dönemde yayınlandı. Bu Đngiliz

görüşü yanında, Ermeni görüşü de Türk-Sovyet ilişkilerinin çıkar çelişkileriyle karşı

karşıya bulunduğunu anımsatıyordu. Ermenice Jamanak gazetesinin bir haberinde,

Türklerin Brest-Litovsk Antlaşması'nı uygulamak istedikleri bunun ise Sovyetlerin işine

gelmediği, gelecekte Mustafa Kemal'in Azerbaycan ve Kuzey Kafkas Đslâmlarını

destekleyerek, Türk-Tatar egemenliğini kurmak düşüncesinde olduğu ileri sürülüyordu.

Öte yandan, Bolşeviklerin bu oyuna gelmek ve Türkleri güçlendirmek istemedikleri,

Ermenistan'a karşı düşmanca bir tutum ve hareketten vazgeçmeye başladıklarının

anlaşıldığı üzerinde ısrarla duruluyordu.370

Türk kuvvetlerinin askeri girişimlerini sürdürerek, Gümrü'ye doğru ilerlemeleri

karşısında Ermeniler ateşkes teklifinde bulunmuş, ancak T.B.M.M Hükümeti'nin

önerdiği koşulların Ermenilerce kabul edilmemesi karşısında savaş yeniden

başlamıştı.371 Ermenilerin doğuda yeniden taarruza başlamasından sonra, Kazım

Karabekir Paşa bir beyanatta bulunarak, bu taarruzlara karşılık Türk taarruzunun da

yeniden başladığını belirtti. Nitekim ikinci askeri hareket sonunda, Ermeniler bir kez

daha başarısız oldu ve Türk birlikleri 7 Kasım 1920'de Gümrü'yü ele geçirdi. Bu

gelişmeler üzerine Ermeniler, Ankara Hükümeti ile 2–3 Aralık 1920 tarihinde

imzalanacak olan Gümrü Antlaşması için görüşmelere başladı.372

Ermenistan ile Ankara Hükümeti arasında 2–3 Aralık 1920 tarihinde imzalanan

Gümrü Antlaşması'ndan kısa bir süre sonra, Bolşevik Rusya ile Ermenistan arasında da

370 Đzzet, Öztoprak, a.g.e.,s. 123. 371 Peyam-ı Sabah, 12 Kasım 1920, No.11126, s. 1. 372 Albayrak, 29 Kasım 1920, S. 120, s.2; 11 Kasım 1920 tarihli Açıksöz gazetesindeki bir haberde de Gümrü'de müzakerelere başlandığına ve Kazım Karabekir, Erzurum Valisi Hamit Bey ve Erzurum Milletvekili Necati Beyin murahhas olarak atandığına dair bir habere yer verilmektedir. 6 Aralık 1920 tarihli Açıksöz gazetesinde Ermenilerle yapılan barış antlaşması üzerinde durularak, bütün bu felaketlere Avrupa'nın sebep olduğu belirtiliyordu. Ermenilerin özellikle Đngiltere ve A,B,D,'nin tahriklerine kapılarak hareket ettiği ifade ediliyordu. 17 Kasım 1920 tarihli Peyam-ı Sabah gazetesinde de Gümrü Antlaşmasına dair haberlere yer verilerek antlaşma şartları üzerinde duruluyordu.

Page 137: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

128

bir antlaşma imzalandı.373 Đmzalanan bu antlaşma ile Ermenistan'da kabine değişikli ği

olmuş ve bir Bolşevik Hükümet oluşturulmuştu. Türk basınının, bu gelişmelerle

yakından ilgilendiği anlaşılmaktadır.374 26 Aralık 1920 tarihli Peyam-ı Sabah

gazetesinde Ermenistan'daki kabine değişikli ği üzerinde durulmaktaydı. Haberde,

Juguvert Jamanak gazetesinin hükümet değişikli ğine dair yorumlan ele alınarak,

Ermenistan'daki durumun iç açıcı olmadığı ve özellikle Taşnak Sütyun Fırkası içinde

yer alan parti mensuplarının bir birlerine düştükleri belirtilerek, bu partinin sol kanadına

mensup olanların, sağ kanada mensup olanları tutuklamaya başladığı ifade

edilmektedir.375

Ermenistan'da Bolşeviklerin iktidara gelmesi ile Ermeni-Gürcü ilişkileri de

gerginleşti. Yeni Erivan Hükümeti'nin, Gürcistan’dan Ermenilerin çoğunlukta olduğunu

iddia ettiği Ahılkelek'te, bir plebisit istemesi üzerine iki ülke arasındaki ilişkiler

gerginleşti. Ermenistan'ın bu talebi üzerine, Gürcistan Hükümeti Tiflis'te pek çok

Ermeni'yi tutukladı. Đki ülke arasındaki ilişkilerin daha da gerginleşmesi üzerine,

Ermenistan'daki Rus Dokuzuncu Ordusu tarafsız bölgeyi ihlal ederek, harekata

geçebileceklerini açıkladı. Bu sırada Gürcistan’daki Bolşevikler de bir hükümet

darbesine hazırlandıklarım Bolşevik Rusya'ya bildirmişti.376

Kars'ın Ermenilerce kaybedildiği ve henüz Gümrü'nün Türklerin eline geçmediği

1920 yılı Kasım başlarında Đstanbul'da yayınlanmakta olan bir Yunanca gazetede çıkan

şu görüşler, 10 Kasım tarihli Vakit gazetesinde, “Ermeni ordusu barış andlaşması

yapmaya zorunlu kalacaktır... Đtilâf Devletleri pek yakında onlarla (Ulusal Kuvvetler

kastediliyor) karşı karşıya gelecektir. Ermenilere karşı kazanılan zafer Kemalıstleri

görüşlerinde daha ısrarlı bir duruma getirecektir. Sevres Andlaşması'nın bir Padişah

emriyle de onaylanmasından vazgeçilmesi uzak değildir... Gerek Sevres Andlaşması'nın

373 Peyam-ı Sabah, 14 Aralık 1920 tarihli nüshasında, bu antlaşmanın şartları yayınlanmışt:. “1-Ermenistan müstakil olacak ve dâhili takibat-ı siyasiye vuku” bulmayacaktır. 2- Yeni bir kabine teşkil edilecektir. 3- Zengezivar ve Nahcivan ve Dağlık Karabağ Ermenistan’a ilhak olunacaktır.” Bu konuyla ilgili olarak ayrıca bkz, Alemdar, 13 Kasım 1920, No.686, s.1. 374 Albayrak, 22 Aralık 1920, Sayı,130, s.2, 375 Vakit, 25 Kasım 1920 tarihli nüshasında da bu kabine değişikli ği hakkında Yergir ve Çagardamard Gazetelerinin yorumlarına yer veriliyordu. 376 Vakit, 27 Aralık 1920, No.1095, s.1.

Page 138: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

129

onayı ve gerek Doğu'daki mevcut durum boşlukta kalıp gidecektir.”377 Şeklinde yer

almaktaydı.

Ermeni basını, özellikle Kars'ın Türk birlikleri tarafından ele geçirilmesi üzerine

konuyla ilgili pek çok açıklamada bulunmaktaydı. Bu açıklamalar. Türk basını

tarafından yakından takip ediliyordu. Ermeni basını, Kars'ın “mahalli Đslamların isyanı”

sonunda kaybedildiği yönünde iddialarda bulunarak, bölgedeki Tatarların bilhassa

Akbaba havalisinde isyan ettiklerini ve bu gelişmeler sonunda cephedeki bazı Ermeni

birliklerinin isyanı bastırmak için bölgeye geldiklerini ve fırsatı değerlendiren Türk

birliklerinin Kars'ı aldıklarını belirtmektedir.378 Aynı konuyla ilgili olarak 12 Kasım

1920 tarihli Peyam-ı Sabah gazetesinde Juguvert Jamank gazetesinden naklen

yayınlanan bir haberde de, Kars'ın “...meçhul bir takım zaruri esbab-ı askeriyeden

dolayı terk edildiği, Ermeni ordusu daha mühim mevkilere çekilmiştir.” denilmekteydi.

Ermeni gazetelerinde yayınlanan bu tarz haberlere, Türk basınında genellikle Milli

Mücadele karşıtı Alemdar ve Peyam-ı Sabah gazeteleri yer vermekteydi.

Türk basınında, Türk birliklerinin Kars'a girdikten sonra oradaki Ermeni halka

nasıl davrandığına dair pek çok habere yer verildiği görülmektedir. 19 Kasım 1920

tarihli Vakit gazetesinde Juguvert Jamank gazetesinden alınarak yayınlanan bir haberde,

“Batum 'dan gelen bir yolcunun Juguvert gazetesine verdiği malumata göre Kuvay-ı

Milliye girdi ği yerlerde Ermenilere hüsn-ü mu'amele etmiştir. (Kars) ta ve (Gümrü) de

kital icra edilmemiştir” yönündeki açıklamalara yer verilmektedir. Albayrak gazetesinin

9 Kasım 1920 tarihli nüshasında da aynı konu üzerinde duruluyordu. Haberde, Türk

birliklerinin Kars'a girdikten sonra, şehirdeki Ermenilere hiçbir baskı ve şiddet

uygulamadığı vurgulanmaktadır.

Ermenilerin, T.B.M.M'nin önerdiği mütareke şartlarını kabul etmemesi üzerine

yeniden başlayan Türk taarruzu karşısında, Ermeni birlikler bir kez daha başarısız

olmuş ve barış teklifinde bulundu. Barış görüşmeleri için Doğu Cephesi Kumandanı

Kazım Karabekir, Erzurum Valisi Hamid ve Erzurum Milletvekili Necati beyler seçildi.

Görüşmeler 26 Kasım'da Gümrü'de başladı ve 2-3 Aralık 1920'de Gümrü Antlaşmasının

377 Đzzet, Öztoprak, a.g.e.,s.123. 378 Alemdar, 14 Kasım 1920, No,687, s.1’den, Yergir, Çağardamard, Juguvert-Jamanak gazeteleri.

Page 139: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

130

imzalanması ile son buldu. 18 maddelik antlaşma, 7 Kasım tarihinde Ermenilerce kabul

edilmiş olan mütareke şartları ile:

1. Ulusal Kuvvetler bırakışma süresince Gümrü (Aleksandrapol) kalesini,

demiryolu istasyonunu ve kentin 10 km'lik çevresini işgal edecekler,

2. Ermeni ordusu, Arpaçay'ın batı (sol) kıyısına çekilecek,

3. Türk kumandanlığı, kentin iç güvenliğini ve halkın korunmasını üstlenecek,

4. Brest-Litovsk Antlaşması esas tutularak barış görüşmelerine hemen

başlanacaktır.

Ankara Hükümetince 3 Kasım tarihinde hazırlanan notadaki esasların

birleşiminden oluşmaktaydı. Bu notada belirtilen esaslar şunlarıdır:

1. Türkiye-Ermenistan sınırının saptanması salt bir istatistik ve genel oy sorunu

olacaktır. Anlaşmazlık durumunda olan tüm yörelerin sınırlan gerek

Bolşevikler gerekse Wilson'ca yayınlanan “her ulusun kendi geleceğini

saptama hakkı kendisine aittir” ilkesine uygun olarak belirlenecektir.

Buraların güvenliğinin her iki ulusun ortak jandarma birliklerince yerine

getirilmesini uygun görüyor. Bu çözüm biçimi Batılıların, Asya ve Afrika

uluslarına karşı uyguladıkları siyasi aldatmacalara pek büyük bir darbe

oluşturacaktır. Bunun, özellikle Đngilizlere hoş görünmek amacıyla Erivan

Hükümeti'nce kabul edilmesinden kuşkuluyuz.

2. Ermenistan'ın her çeşit gereksinimine ve doğal bir ekonomik durumun

oluşmasına elimizdeki tüm araçlarla yardımcı olacağız.

3. Her iki yan, demiryolu ve her çeşit taşım araçları üzerinde tam bir özgürlük

içinde kullanım hakkına sahip olacaktır.

4. Göç eden Ermenilerin, eski yerlerine dönmeleri kabul edilecektir.

Page 140: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

131

5. Türkiye, kendi gelecekteki güvencesi açısından “teminat-ı fiiliye”

istemektedir. Temsilcilerimiz Gümrü'de barış görüşmeleri ve imza için tam

bir yetkiye sahip olarak Ermeni temsilcilerini beklemektedirler.

6. Silah bırakışması, Doğu Cephesi Kumandanlığınca tarafımıza

bildirilmi ştir.379

Gümrü Antlaşması'nın 10. maddesiyle Sevr Antlaşması'nın tümüyle geçersiz

olduğu Ermenilerce kabul edildi. Ermenistan'ın sınırları Brest-Litovsk Antlaşmasıyla

saptanan sınıra göre daha dar olacaktı. Ermenistan, Erivan, Yeni Beyazıt ve Gümrü'nün

belirli kısımlarından oluşmaktaydı. Nahçıvan ve Karabağ yörelerinde halkoyuna

başvurulacaktı.380

Gümrü Antlaşması ile Ermeni sorunu belirli ölçüde çözüme kavuşturuldu.

Antlaşmanın imzalanmasından sonra, yukarıda da belirttiğimiz gibi Sovyet Rusya 2

Aralıkta Erivan' işgal ederek, Ermeni Hükümeti ile bir antlaşma yaptı. Bu anılaşma ile,

Ermenistan bağımsız bir Sovyet Cumhuriyeti oldu.

Türk basınında Kasım ayı sonlarıyla Aralık başlarında Ermenistan sorunu ile

ilgili başka bir haber yer almaya başladı. Bu haber. Amerikan Başkanı Wilson'un Sevr

Antlaşması'yla Ermenistan sınırının saptanması görevini üstlenmiş olmasıydı. Doğudaki

askeri mücadele devam ederken, Ermeni ve Đngiliz gazetelerinde çıkmış olan bu

konuyla ilgili yazılarda, Wilson'un çizeceği Ermeni sınırının bundan sonra fazla bir

değer taşımayacağı öne sürülürken, Adana'ya değin uzanan geniş bir bölgeyi kapsaması

Wilson'ca düşünülen Büyük Ermenistan Đmparatorluğu hakkında Đtilâf Devletleri'nin

olumlu bir tutum içerisinde olmayacakları da ekleniyordu. Yergir adlı Ermeni gazetesi,

aynı konu ile ilgili olarak yayınladığı bir haberinde. Ulusal kuvvetlerin Sevr

Antlaşması'nı kabul etmediklerini anımsatarak, Amerika Başkanı'nın çizeceği

Ermenistan sınırının bir anlam taşımayacağını belirtiyordu. Haberin devamında, bu

sınırın Türklere kabul ettirilmesi için gerekli olan Amerikan ordusunun da ortada

görülmediği bu noktadan hareketle Đtilâf Devletleri'ne güvenilmeyeceğinin de

379 11 Kasım 1920 tarihli Öğüt gazetesinden naklen Đzzet Öztoprak, a.g.e., s.128. 380 Đzzet Öztoprak, a.g.e., s.129.

Page 141: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

132

anlaşıldığı üzerinde durulmaktaydı. Gazete haberin sonunda şu açıklamada

bulunmuştu:” Wilson'un hakemliğinin bizim için hiçbir kıymet ve ehemmiyet-i kafiyeyi

haiz olamayacağı bedihidir... Ermenistan hududunun tayini vazifesi ancak Ermenistan

ordusuna ait olacaktır. Binaenaleyh hakemlik ancak Ermenistan tarafından bir emri vaki

ihdas olunduğu takdirde müsait olabilir.”381 Bu haber, 6 Aralık 1920 tarihli Öğüt

gazetesinde, şiddetli şekilde eleştirildi. Haberde, Ermenilerin Birleşik Amerika'ya bel

bağlamak yerine kendi ordusuna dayanarak Anadolu'da “emri vakiler ibdaına”

çalışmanın daha uygun olacağı düşüncesinde oldukları anımsatılarak, bu çeşit

girişimlerden Erzurum. Bitlis ve Van illerinin ele geçirilmesinin amaçlandığı üzerinde

durulmaktaydı. Haberin devamında, olayları oldubittiye getirmenin Ermeniler aleyhine

bir durum yarattığı bunun ise, Kars'ın. Gümrü'nün düşmesi ve Ermeni ordusunun

dağılması sonucunu doğurduğu eklenerek. Ermenilerin gelişme ve yükselmeleri

konusunda, “Avrupa tacirlerine alet olmaktan vazgeçmeleri” öneriliyordu.

Wilson'un saptadığı Ermenistan sınırı konusundaki haberlerden biri de Morning

Post gazetesinin 2 ve 4 Aralık tarihli sayılarında yer almıştı. Haberde. Wilson'un kuvvet

kullanamayacağı, para harcayamayacağı öne sürülüyor, Onun başarısızlığı ortaya

çıkınca kongreye başvursa dahi alacağı yanıtın olumsuz olacağı savunuluyor ve bu

girişimin Amerika adına yapılmış olmayacağı üzerinde duruluyordu. Haberin

devamında, bağımsız bir Ermenistan kurulmasının Sevr Antlaşması'yla öngörüldüğü, bu

nedenle de Đtilâf Devletleri'nin Londra'da yapmış oldukları toplantıda bunun söz konusu

edildiği fakat Ermenistan'ın Milletler Cemiyeti'ne kabul edilemeyeceğine karar verildiği

belirtiliyordu. Ayrıca Wilson'un önerdiği Trabzon'da dâhil olmak üzere Adana'ya değin

uzanan geniş bir Ermenistan'ın kurulması düşüncesinin benimsendiği, böyle bir

Ermenistan'ın korunması sorumluluğunun pek çok güçlükler taşıyacağı sonucuna

varıldığı ekleniyordu.382

T.B.M.M. Hükümeti'nin emri ile başlayan doğudaki askeri hareket sonunda.

Ermeni işgaline son verildi. Ermenilerin barış teklifi üzerine imzalanan Gümrü

381 5 Aralık 1920 tarihli Öğüt gazetesinden naklen Đzzet Öztoprak, a.g.e.,s.124. 382 Đzzet Öztoprak, a.g.e.,s.125.

Page 142: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

133

Antlaşması ile Ermeni sorunu bir çözüme kavuşturuldu. Bu antlaşma daha sonra

imzalanacak olan Kars Antlaşması'na da temel olacaktır.

Page 143: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

134

SONUÇ

Türk-Ermeni ilişkileri 11.yüzyıldan itibaren başlamıştır. Yüzyıllardır Türk

yönetiminde yaşayan Ermeni toplumu, Fransız Đhtilalinden olumsuz yönde etkilenerek,

ayrılıkçı politikalar izlemeye başlamıştır. 19. Yüzyılın ortalarına kadar Osmanlı

yönetiminde huzur ve refah içerisinde yaşayan Ermeniler, bir süre sonra Avrupa

Devletlerinin propagandaları ve misyoner faaliyetleri sonucu isyan ederek, o güne kadar

dost olarak gördükleri Türk milletine karşı olumsuz faaliyetlerde bulunmaya

başlamışlardır. Bu propagandaların etkisiyle zihinleri öylesine bulanan Ermenilerin

çoğu, ogünlerde dünya sahnesinde önemli bir mevkiye sahip olamamalarını, Türk

yönetiminde bulunmalarına bağlayarak, Ermenilerin yeniden siyasi bir üstünlük elde

edeceklerini iddia etmektedirler.

19.Yüzyılın ikinci yarısından itibaren Türk-Ermeni ili şkilerinde dışardan

müdahaleler sonucu gerçekten çok zor günler yaşanmış. Avrupalı Devletler, ıslahat,

reform gibi bahanelerle Osmanlı Devleti’nin içişlerine karışarak azınlıklarla ilgili

konulara müdahale etmişlerdir. Böylece sömürgeci devletlerin kışkırtmaları ve

teşvikleri sonucu, iki toplum birbirine düşman duruma getirilmiş ve dostluk yıkılmıştır.

Đki toplum da pek çok insan kaybetmişti. Ermeniler, Osmanlı Devleti’nin hoşgörülü

siyasetinin kıymeti bilememiştir. Şu bir gerçektirki iki toplum arasındaki bu kıyasıya

mücadele de, onları kışkırtan büyük devletlerin çıkarları için yapılmıştır.

Ermenilerin bu olumsuz faaliyetler, Birinci Dünya Savaşı ve özellikle de Milli

Mücadele döneminde de devam etmiştir. Düşmanla işbirliği içerisindeki tutumları,

acımasızca genç yaşlı demeden halka yaptıkları zulümler karşısında, Türkler de şimdiye

kadar Ermenilere gösterdikleri hoşgörünün yersiz olduğunu anlayarak kendilerini

savunmak için bir taraftan Avrupalı Devletlerinin ordularıyla savaşırken, diğer taraftan

da Ermenilerin saldırganlıklarını önlemeye çalışmışlardır.

Yüzyıllardır süren dostluğun bozulmasına yol açan ve ilk hareketi yapan hep

Ermeniler olduğu halde nedense, Ermeniler ve Türkler arasındaki olayların sorumluluğu

hep Türk halkına yüklenmek istenmiştir. Oysa arşiv belgeleri incelendiğinde Türk

halkının tarihinde Ermeni soykırımı diye bir olayın olmadığı görülür. Özellikle de

Birinci Dünya Savaşı günlerinde 1915 yılında Osmanlı Devleti’nin kendi güvenliğini

Page 144: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

135

korumak için mecbur kalarak çıkardığı Tehcir Kanunu ve uygulanması sırasında

meydana gelen olaylar, Avrupa kamuoyuna çok farklı bir biçimde yansıtılmıştır.

Esasen, bu suçlamayı Türk devletine yüklemek isteyenlerin amaçları, olaylardaki kendi

sorumluluklarını başkalarına yükleme çabasından başka bir şey değildir. Milli Mücadele

döneminde Türk –Ermeni Đlişkilerinin bozulmasının en önemli nedeni Avrupalı

Devletleri’nin kendi çıkarları için Ermeni halkını kışkırtmalarıdır. Ermeniler, Avrupalı

Devletleri’nin sözde bağımsız Ermenistan devleti kurduracaklarına inanarak Türk

halkına karşı savaş ilan etmişlerdir. Türkler, Milli Mücadele döneminde Güney

cephesinde ve özellikle de Doğu cephesinde Ermenilere karşı mücadele etmişlerdir.

Doğu cephesinde Bolşevik Rusya, Đngiltere ve Fransa’nın desteğini alarak Türklere

karşı savaş ilan eden Ermenilerin saldırılarına karşılık Türk Halkı, 14 Eylül 1920’de

mücadeleye başlamıştır.

Doğu cephesindeki Türk –Ermeni mücadelesi, Ermenilerin barış isteği üzerine 3

Aralık 1920’de imzalanan Gümrü Antlaşması ile sona ermiştir. Bu antlaşma ile Türk-

Ermeni Đlişkieri barış sürecine girmiştir ve Ermeniler işgal ettikleri Türk topraklarından

geri çekilmiştitr. Türk –Ermeni Đlişkileri, Milli Mücadele döneminin sonunda imzalan

Lozan Antlaşması ile kesin çözüme kavuşmuştur.

Lozan Antlaşması ile sona eren Ermeni Sorunu, günümüzde yine Türkiye

toprakları üzerinde çıkarları olan devletler tarafından “Sözde Ermeni Sorunu ve

Soykırımı Đddialari” nedeniyle gündeme getirilmektedir. Bunun en önemli nedeni,

Türkiye’yi dış politikada yalnız bırakarak Anadolu üzerindeki emellerini

gerçekleştirmektir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak 21. Yüzyılda ve gelecekte

“ERMENĐ SORUNU ve SÖZDE SOYKIRIMI ĐDDĐALARI” ile bir daha

karşılaşmamak isteniyorsak tarihi olayların gerçek tarihi belgelerle incelenmesi ve

dünya kamuoyuna duyrulması lazımdır. Ayrıca devletlerarası yenı politikalar üretilerek

sosyo-ekonomik ve kültürel çalışmalarla ,Türk-Ermeni Đlişkileri barışçıl yollarla

çözüme kavuşturulur ve dünya barışına katkıda bulunabilinir.

Page 145: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

136

KAYNAKÇA

Arşiv Belgeleri

ATASE Atatürk Özel Ar şivi Kls.5, Dos. 1335, F.3.

ATASE Ar şivi, Kls.40, Dos.158, F.32-Z.

TBMM Gizli Celse Zabıtları, C.I.

BOA, HR. SYS, 2878/15.

BOA, HR. SYS, 2878/23.

ATASE Ar şivi, Kls.251, Dos.4 F.11-1.

ATASE Ar şivi, Kls.251, Dos. 4 F.11.

Resmi ve Süreli Yayınlar

— Albayrak Gazetesi, 10 Ağustos 1920, 1Kasım 1920.

— Alemdar Gazetesi, 20 Ekim 1920, No.662.

— Đkdam Gazetesi, 16 Aralık 1920, Sayı 8481.

— Peyam-ı Sabah Gazetesi, 10 Ekim 1920, No.11096.

— Peyam-ı Sabah Gazetesi, 12 Kasım 1920, No.11126.

— Öğüt Gazetesi, 11 Kasım 1920.

— Vakit Gazetesi, 22 Aralık 1920, Sayı No.1090.

Dergiler

— Askeri Tarih Belgeleri Dergisi, S.106, Ankara 1988.

— Askeri Tarih Belgeleri Dergisi, S.110, Ankara 2000.

Page 146: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

137

— Askeri Tarih Belgeleri Dergisi, S.111, Ankara 2001.

— Askeri Tarih Belgeleri Dergisi, S.107, Ankara 1999.

— Askeri Tarih Belgeleri Dergisi, S.81, Ankara 1982.

— Askeri Tarih Bülteni, S.25, Ankara 1988.

— Belleten, S.141–144.

— Belleten, S.189–192.

— Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, C.I, S.1, Elazığ 1987.

— Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, C.4, S.1, Elazığ 1990.

— Türk Dünyası Tarih Dergisi, Sayı 45, Đstanbul 1995.

- KÖK Ara ştırmaları Dergisi, Sayı 5, Ankara .2001.

— Türk Kültürü Dergisi, S.72, Đstanbul, Ekim 1968.

— Türk Kültürü Dergisi, S.80, Đstanbul 1976.

Kitaplar

- ADIVAR, Halide Edip, Türk’ün Ate şle Đmtihanı, Đstanbul 1962.

- ARSAN, Nimet, Atatürk’ün Tamim, Telgraf ve Beyannameleri, C.4, Đstanbul

1989 .

- AKÇORA, Ergün Öz, Van ve Çevresinde Ermeni Đsyanları, Đstanbul 1994.

- AKGÜN, Seçil, General Harbord’un Anadolu Gezisi ve (Ermeni Meselesine

Dair) Raporu, Đstanbul 1981.

- AKŞĐN, Abdülahat, Atatürk’ün Dı ş Politika Đlkeleri ve Diplomasisi, C.I, Đstanbul

1966.

Page 147: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

138

- AMBARCIOĞLU, Namık, Ahmet Emin Yalman’ın Mütareke Devrinde

Yazdıkları, Ankara 1945.

- ARMAOĞLU, Fahir, 20. Yüzyıl Siyasi Tarihi (1914–1980), Ankara 1984.

- ANADOL, Cemal, Ermeni Dosyası, Đstanbul 1982.

- ATATÜRK, M. Kemal, Nutuk, C.I, Ankara 1974.

- Belgelerle Ermeni Sorunu, Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt

Başkanlığı (ATASE), Ankara 1983.

- CEBESOY, A. Fuat, Moskova Hatıraları, Đstanbul 1955.

- DELĐORMAN, Atlan, Türklere Kar şı Ermeni Komiteleri, Đstanbul 1978.

- DEMĐR Naşide Kerem, Türkiye’nin Ermeni Meselesi, Ankara 1982.

- DURSUNOĞLU, Cevat, Milli Mücadelede Erzurum, Ankara 1946.

- ERDOĞAN, Fahrettin, Türk Ellerinde Hatıralarım, Đstanbul 1954

- EROĞLU, Veysel, Ermeni Meselesini, Đstanbul 1976.

- EROL, Mine, Türkiye’de Amerikan Mandası Meselesi, (1919–1920),Giresun

1972.

- ERTAN, F. Temuçin, Lozan Konferansında Ermeni Sorunu, Ankara 2000.

- GÖKDEMĐR, A. Ender, Cenubi Garbi Kafkas Hükümeti, Ankara 1989.

- GÜNALTAY, Şemsettin, Yakın Şark, C.II, Ankara1959.

- GÜRÜN, Kamuran, Türk – Sovyet Đlişkileri, Ankara 1986

- GÜRÜN, Kamuran, Ermeni Dosyası, Ankara 1983.

- Genelkurmay Başkanlığı, Türk Đstiklal Harbinde Batı Cephesi, C.II, 2. Kısım,

Ankara 1999.

Page 148: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

139

- Genelkurmay Başkanlığı, Türk Đstiklal Harbi Do ğu Cephesi (1919–1921),

Ankara 1995.

- HOCAOĞLU, Mehmet, Tarihte Ermeni Mezalimi ve Ermeniler, Đstanbul 1976.

- ĐĞDEMĐR, Uluğ, Heyet-i Temsiliye Tutanakları, Ankara 1975.

- ĐLTER, Erdal, Ermeni Meselesinin Perspektifi ve Zaytun Olayları (1780-1880),

Ankara 1988.

- ĐLTER, Erdal, Ermeni Propagandasının Kaynakları, Ankara 1994.

- KANDEM ĐR, Feridun, Atatürk’ün Kurdu ğu Türkiye Komünist Partisi ve

Sonrası, Đstanbul 1965.

- KANSU, M. Müfit, Erzurum’dan Ölümüne Kadar Atatürk’le Beraber, C.I,

Ankara 1966.

- KARABEK ĐR, Kazım, Enver Paşa ve Đttihat Terakki Erkanı, Đstanbul 1967.

- KARABEK ĐR, Kazım, Đstiklal Harbimizin Esasları, Đstanbul 1957.

- KARABIYIK, Osman, Türk – Ermeni Münasebetlerinin Dünü ve Bugünü,

Đstanbul 1984.

- KARAL, Enver Ziya, Osmanlı Đmparatorlu ğunda Ermeni Meselesi, Ankara 1971.

- KIRZIOĞLU, M. Fahrettin, Kars Đli ve Çevresinde Ermeni Mezalimi (1918-1920),

Ankara 1970.

- KIRZIOĞLU, M. Fahrettin, Kars Tarihi, C.I, Đstanbul 1953.

- KIRZIOĞLU, M. Fahrettin, Milli Mücadelede Kars, Đstanbul 1943.

- KIRÇAK, Çağlar, Cumhuriyetten Günümüze Gemicilik, C.II, Đstanbul 2001.

- KIRZIOĞLU, Fahrettin, Kazım Karabekir, Ankara 1991.

- KOCABAŞ, Süleyman, Ermeni Meselesi Nedir? Ne Değildir? Đstanbul 1987.

Page 149: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

140

- KOÇAŞ, Sadi, Ermeniler ve Türk Ermeni Đlişkileri, Ankara 1967.

- KURAT, Akdes Nimet, Türkiye ve Rusya, Ankara 1990.

- KUTAY, Cemal, Örtülü Tarihimiz, C.2, Đstanbul 1975.

- KUTAY, Cemal, Türk Milli Mücadelesinde Amerika, Đstanbul 1979.

- KÜÇÜK, Abdurrahman, Ermeni Kilisesi ve Türkler, Ankara 1997.

- KÜÇÜK, Cevdet, Osmanlı Diplomasisinde Ermeni Meselesinin Ortaya Çıkışı,

Đstanbul 1984.

- MELEK, Kemal, Doğu Sorunu ve Milli Mücadelenin Dış Politikası, Đstanbul 1978.

- METĐN, Halil, Türk Siyasi Tarihinde Ermeniler ve Ermeni Olayları Ankara

1997.

- ÖKE, M. Kemal, Ermeni Meselesi, Đstanbul 1986.

- ÖNAL, Sami, Milli Mücadelede Oltu, Ankara 1968.

- ÖZTOPRAK, Đzzet, Kurtulu ş Savaşında Türk Basını (Mayıs 1919-Temmuz

1921), Ankara 1981.

- ÖZTOPRAK, Đzzet, Türk ve Batı Kamuoyunda Milli Mücadele, Ankara 1989.

- SAGAY, Reşat, XIX ve XX. YY. Büyük Devletlerinin Yayılma Siyasetleri ve

Milletlerarası Önemli Meseleler, Đstanbul 1972.

- SARAL, A. Hulki, Ermeni Meselesi, Ankara 1970.

- SARIHAN, Zeki, Kurtulu ş Savaşı Günlüğü II, Ankara 1984.

- SELEK, Sabahattin, Anadolu Đhtilali, Đstanbul 1973.

- SONYEL, Selahi, Türk Kurtulu ş Savaşı ve Dış Politika, C.I, Ankara 1987.

Page 150: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

141

- SOYSAL, Đsmail, Türkiye’nin Dı ş Münasebetleri Đle Đlgili Başlıca Siyasi

Antlaşmalar (1920-1945), C.I, Ankara 1983.

- SÖYLEMEZOĞLU, Galip Kemali, Yok Edilmek Đstenen Millet, Đstanbul 2001.

- SÜSLÜ, Azmi, Ermeniler ve 1915 Tehcir Olayı, Van 1990.

- ŞAHĐN, Eyüp, Yabancı Gözüyle Ermeni Meselesi, Ankara 2001.

- ŞAHĐN, Recep, Tarih Boyunca Türk Đdarelerinin Ermeni Politikası, Đstanbul

1988.

- TUNAYA, T. Zafer, Türkiye’de Siyasi Partiler, 1895-1952, Đstanbul 1952.

- TENGĐRŞEK, Yusuf Kemal, Vatan Hizmetinde, Ankara 2001.

- URAL, Gültekin, Tarihin I şığında Ermeni Dosyası, Đstanbul 1998.

- YALÇIN, Ayhan, Belgelerin Işığında Türk Ermeni Meselesinin Đç Yüzü, Đstanbul

1975.

- YAMAN, Abdullah, Ermeni Meselesi ve Türkiye, Đstanbul 1973.

- YAMAN, Ahmet Emin, Kurtulu ş Savaşında Anadolu Ekonomisi, Ankara 1998.

- YAŞARBAŞ, Enver, Ermeni Terörünün Tarihçesi, Đstanbul 1984.

- YAVUZ, Edip, Tarih Boyunca Ermeni Kavimleri, Ankara 1960.

- YAVUZ, Ercan, Ermeniler ve Đran, Ankara 1994.

- YAVUZ, Ercan, Ermenilerin Maskesi Düşüyor, Ankara 1993.

Makaleler

- AKGÜN, Seçil, “Kurtuluş Savaşı Başlangıcında Türk-Ermeni Đlişkilerinde ABD’nin

Rolü” Tarih Boyunca Türklerin Ermeni Toplumu ile Đlişkileri

Sempozyumu, Atatürk Üniversitesi Rektörlüğü Yayınları, Erzurum 2000.

Page 151: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

142

- AKŞĐN, Sina, “Kurtuluş Savaşında ve Lozan’da Đngiltere ve Fransa Đle Đlişkiler”

Atatürk Döneminde Ekonomik ve Toplumsal Tarihiyle Đlgili Sorunlar

Sempozyumu (14-17 Ocak 1977), Đstanbul 1977.

- ÇAY, Abdülhalük, “Ermenilerin Bakü’de Yaptığı 31 Mart 1918 Katliamı” Tarik

Boyunca Türklerin Ermeni Toplumu Đle Đlişkileri Sempozyumu, Ankara

1985.

- ÇAYCI, Abdurrahman, “Türk – Ermeni Đlişkilerinde Gerçekler” Tarihi Geli şmeler

Đçinde Türkiye’nin Sorunları Sempozyumu, Ankara 1995.

- KEVORKYAN, Dikran, “Ermeni Meselesinde Tehcire Amil Olan Sebepler” Tarih

Boyunca Türklerin Ermeni Toplumu ile Đlişkileri Sempozyumu Ankara,

1985.

- KIRZIOĞLU, Fahrettin, “Cenub-i Garbi Kafkas Cumhuriyeti” Türk Kültürü

Dergisi, S.72, Đstanbul 1968.

- KODAMAN, Bayram, “Amerikalı Gazeteci Gözüyle Ermeni Macerası (1987)” Tarih

Boyunca Türklerin Ermeni Toplumu Đle Đlişkileri Sempozyumu, Ankara

1985.

- KURAN, Ercüment, “Ermeni Meselesinin Milletlerarası Boyutu” Tarih Boyunca

Türklerin Ermeni Toplumu Đle Đlişkileri Sempozyumu, Ankara 1985.

- KÜRKÇÜOĞLU, Erol, “Ortaçağda Bizans ve Đran’ın Ermeni Siyaseti 21 Yüzyıla

Girerken Tarihe Dostça Bakış” Türk Ermeni Đlişkileri Uluslararası

Sempozyumu, Yay. Haz. Berna Türkdoğan, Ankara 2000.

- ÖKSE, Necati, “Ermeni Sorununun Doğuşu, Tehcir Kanunu ve Uygulaması” Tarih

Boyunca Türklerin Ermeni Toplumu Đle Đlişkileri Sempozyumu, Ankara

1985.

- SEVĐM, Ali, “Büyük Selçuklu Đmparatorluğu Döneminde Selçuklu-Ermeni Toplumu

ile Đlişkileri” Tarih Boyunca Türklerin Ermeni Toplumu Đle Đlişkileri

Sempozyumu, Ankara 1985.

Page 152: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

143

- TEVETOĞLU, Fethi, “Milli Mücadele’de M. Kemal Paşa – General Harbord

Görüşmesi” Türk Kültürü Dergisi, S.80.

- YAVUZ, Ercan, “Tarihi Belgelerin Işığında Ermeni Đddiaları”, Tarih Boyunca

Türklerin Ermeni Toplumu Đle Đlişkileri Sempozyumu, Ankara 1985.

- YEDĐYILDIZ, Bahaeddin, “XIV-XIX Asırlarda Gayri Müslimlerin Türk Toplumu

Đçindeki Yeri”, Tarih Boyunca Türklerin Ermeni Toplumu ile Đlişkileri

Sempozyumu, Ankara 1985

- YUVALI, Abdülkadir, “ Tarihi Devirlerde Ermenilerin Đdari Statüleri” Yakın

Tarihimizde Van Uluslararası Sempozyumu (Van 2-5 Nisan 1990), Ankara

1990.

EKLER

EK-1: Hadisat, 17 Mayıs 1919, No:137, Sayfa, 1.

EK-2: Đkdam, 5 Mart 1920, No:8285, Sayfa, 1.

EK-3: Açıksöz, 10 Kasım 1920, No: 95, Sayfa, 4.

EK-4: Alemdar, 24 Ekim 1920, No:666, Sayfa, 1.

EK-5: Peyam-ı Sabah, 29 Kasım 1920, No:11143, Sayfa, 1.

EK-6: Türkiye –Ermenistan Barış Andlaşması, 2 Aralık 1920.

Page 153: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

144

EK-1:

Page 154: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

145

Page 155: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

146

Page 156: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

147

Page 157: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

148

Page 158: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

149

EK-6:

Page 159: i MĐLL Đ MÜCADELE DÖNEM Đ ĐŞ Đ ŞMASI ÖMER SELV Đ şehir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Milli Mücadele sonrası imzalanan Lozan Antla şması

150