il. bİngÖl sempozuyumu - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/d181793/2009/2009_leventl.pdf · 2019....
TRANSCRIPT
il. BİNGÖL SEMPOZUYUMU 25-27 Temmuz 2008
Ya~a Hazırlayanlar
Doç. Dr. Mehmet Mahfuz SÖYLEMEZ
Doç. Dr. İbrahim ÇAPAK
I
Bingöl Belediyesi Kültür Yayınlan Mart 2009
Bingöl Belediyesi Kültür Yayınlan: 2
Düzenleme Kurulu Prof. Dr . .Aydın GİRGİN
Doç. Dr. Mehmet Mahfuz SÖYLEMEZ Doç. Dr. Mehmet BARCA
Di. İbrahim ÇAPAK Yrd. Doç. Dr. Şevket ALP
Müslüm AYYILDIZ
Bilim Kurulu Prof. Dr. Abdullah BAYRAM
Prof. Dr. Nihat DİLİSİZ Prof. Dr. Şevket TE!ITAŞ Prof. Dr. Cevat BAŞARAN
Prof. Dr. Veli SEVİM Doç. Dr. Mehmet Mahfuz SÖYLEMEZ
Doç. Dr. İbrahim ÇAPAK Doç. Dr. Mehmet BARCA
Doç. Dr. Eşref TAŞ Doç. Dr. Halil HASAR
Doç. Dr. Fahrettln YAKUPHANOGLU Doç, Dr. Hayati AYDIN
Yrd. Doç. Dr. Abdullah ÇELİK Yrd. Doç. Dr. Abdullah TAŞKESEN Yrd. Doç. Dr. Abdulhakirn KOÇİN
Yrd. Doç. Dr. Ahmet DİKEN Yrd. Doç. Dr. Sahip BEROJE
Yrd. Doç. Dr. Mehmet AYÇİÇEK Yrd. Doç. Dr. Osrnaıi ÖZER
Abdullah DEMİR Zeki KORKUTATA
Destekleyenler Kurumlar Bingöl Valiliği
Bingöl Üniversitesi Bingöl Belediyesi
Bingöl Tarih ve Kültür Araştırmaları Dergisi
Sekreterya Ercan ÇAGLAYAN
Servet BEKİ
ISBN: 978-975-6788-64-6
Bingöl Belediyesi Kültür Yayınlan Bingöl Belediyesi
o 426 213 10 23-213 45 06
BİNGÖL ÖRNEÖİNDE KADIN DİNDARLIÖININ TEZAHÜRLERİ
Lamia LEVENT*
GİRİŞ
Aydınlanma ile başlayan modernleşme hareketi batı toplumlannıri yanı sıra, tüm dünyayı etkisi altına alan bir değişimin başlangıcı olmuştur. Modernleşmeyle hız kazanan sosyfll değişim toplumlarda ekonomiden, siyasete, . eğitimden sanata ve dine kadar pek çok alanda etkili olmuş ve bu kurumların önemli değişim ve dönüşümler geçirmesine öncülük emiştir. Geleneksel toplumdan modern topluma geçişte yaşanan değiş_imden en çok etkilenen kurumların başında din gelmektedir. Din değişimden etkilenen olduğu kadar, değişimi etkileyen yöne sahip olması bakımından, modernleşme ile aralarında karşılıklı etkileşimler mevcuttur. 1 Geleneksel toplumda din hayatın merkezinde bulunmakta ve toplum işleyişinin her alanında dini referanslar esas alınırken; modern toplumlarda rasyonel düşünce ve şüpheci yaklaşım dini, kutsalı ve geleneği temelden sarsacak bir anlayışla sorgulamaya başlamış, bilimsel ve felsefi bakış açısını insan ve toplumun temeline yerleştirmeye2 başladığını söyleyebiliriz.
Modernleşme sürecinde İslam toplumlarının geleneksel yapılarında önemli değişimler meydan gelmiştir'. Modernleşmenin etkisiyle, İslam dünyasının geleneksel dini algılayış ve yorumlayış biçimlerine itirazlar yapılm~ş ve yeni bakış açıları tartışıJmaya başlanmıştır. En önemli itirazlardan biri de dinin kadın meselesine yaklaşımına yapılmıştır. Dinin kadını ikincil bir konuma ittiği, özgürlüğünü kısıtladığı. eşitliğirµ engelleyici. uygulamaları dayattığı ön kabulüyle kadın konusu gündemde yer alamaya başlamıştır. Şimdiye kadar
- ·- ,. . geleneksel bakış açısıyla yapılan yorum ve değerlendirmelerin, yeni ve modem bir okumaya tabi tutulması gerektiği, özellikle kadının toplum hayatına katılımı, ailede, sosyal hayatta, eğitimde ve sanatta bir aktör olarak yer alması gerektiği fikri tartışılmaya başlandı.
Kadının sosyal hayattaki yerini sorgulayan yaklaşımlar modern dönemle birlikte başlamış ve bu tartışmalarda Hz. Peygamber dönemi ele alınmış ve o dönemde kadının sosyal hayatın her alanında yer aldığı konusunda örneklere yer verilmiştir. Kadını eve hapsederek toplumsal hayattan dışlayan gelenek-
Uzman 1 Ejder Okumuş, Toplumsal Değişim ve Din, İnsan yay. İst. 2003, s. 166-167 2 Ali Akdoğan, Geleneksel Toplumdan Modem Topluma Geçişte Dini Hayat, Rağbet Yay. İstanbul
2002. s. 60.
660 il. BİNGÖL SEMPOZVUMU
Çi söylemin dinden kaynaklanmadığı görüşü işlenerek kadının sosyal hayata 'daha fazla katılımı istenmiştir. Bir anlamda din, kadına sosyal hayatın kapılarını açan en yaygın ve etkili meşrulaştırma aracı3 olarak önemli bir rol almıştır. .
Seksenli yıllarla beraber sosyal hayatta kendine yer açan kadın, kamusal alanın pek çok yerinde dini kimliği ile birlikte var olma çabası içerisinde olmuştur. Seksenli yıllar sadece Türkiye'de değil, pek çok ülkedeki toplumsal yapılar içinde de ciddi dinsel dönüşüm taleplerinin seslendirilmesine olanak tanıyan bir süreç olmuştur. Bu çerçevede din, geleneksel olandan farklılaşmayı içerdiği oranda, modem olana bir itiraz olarak anlaşılmış ve yine modem olanı içselleştirme konusundaki birçok eğilimin çatışma zemini olarak da dikkat çekmiştir. 4
Kadının dinsel kimliğiyle toplumda yer alma çabası, geleneksel olandan farklı bir "dindar kadın" tipini ortaya çıkarmıştır. Dindar kimliğini muhafaza ederek hayatın her alanında var olmaya çalışan bu yeni''.'dindar kadın" tipi, sosyal ve dini etkisi açısından sorgulanması ve araştırılması gereken bir fenomendir.
CİNSİYET VE DİN
İnsanın çevresinde ve yaşadığı sosy8.ı ortamlardaki değişkenlere bağlı olarak dini algılayış ve şekillerinde de değişnhlerin ve farklılıkların olması göz ardı edilmeyecek önemli bir faktördür. İnsanlar dine ba,ğlılıklarını bazı faktörlerin etkisiyle farklı şekillerde göstermektedirler. Bu demektir ki, insanın iman-amel temelliide ortaya koyduğu dini tutum, deneyim ve davranış biçimini ifade eden dindarlık, örneğin mekan, zaman, servet, meslek, tabaka, inanç, ideoloji mezhep. yaş. eğitim ve grup gibi değişken faktörlerin etkisiyle insanlarda farklılaşır, farklı olarak tezahür eder. Denilebilir ki, dindarlığıh insanlarda farklılık göstermesinde cinsiyet değişkeni de etkili olur. Yani dindarlık, insanlarda cinsiyete göre farklılık arz eder. Buna göre cinsiyet temelinde kadın ve erkek dindarlıklarından söz edebiliriz.5
Özellikıe de kadırıların; duygusallık,. hassasiyet, kırılganlık özelliklerinin onların daha dindar olmalarında etkili olduğu vurgulanmaktadır. Bu bağlamda din. kadının belirgin bir niteliği olarak görülmekte ve kadınlarda. erkeklerden farklı şekilde tezahür etmektedir.
3 Peter L. Berger, Dinin Sosyal Gerçekliği, . Çev. Ali Coşkun, insan Yay .• ist. 1993, s. 60. 4 Necdet Subaşı, "80'1i Yıllırrda Örtünmenin Anlamı" İslaıniyat III (2000) sayı 2, s. 61. 5 Ejder Okumuş, Kadın Dindarlığırun Sosyoiojik Yansıina!ıın, Diyanet Aylık Dergi Eki, Sayı 2007,
s.8. '
ll. BiNGÖL SEMP02YUMU 661
Kadınlık sadece cinsi bir aynın değil, toplumsal yükümlülükler de üreten bir kimliktir. Bu açıdan sosyo-kültürel manada statü, konum ve roller de dikkate alınarak incelenmelidir. Ancak kadınların toplumsal rolleri ve içinde bulundukları ilişkiler erkeklerinkinden farklıdır. Çünkü kadınlar bir yönüyle sosyal hayatta kıyıda bırakılmış, dış dünya ile ilişkileri de toplumsal hayata katılımları erkeklere oranla sınırlı kalmıştır. Bu da kadın dindarlığının yoğunluğu ve baskınlığında önemli bir etken olarak kabul edilmektedir.
Kadın, bir anne ya da potansiyel anne olarak ev içerisi konumuna uygun olarak yetiştifi!mektedir. İfade ettiğimiz gibi, öğrenilmiş. toplumsal roller çerçevesinde kadın; ev ve ailesine bağlı olarak varlığını onlar için sürdürmektedir. Toplumun bu konudaki tutumu, kadınların evlilik hayatına atılmasıyla daha da belirleyicilik kazanmaktadır. Toplumsal bilinçte erkeğin namus ve haysiyeti; onun egemenliği altında bulunan kadının namusuyla değerlendirilmektedir. Aynca bir halk deyişi olan 'yuvayı dişi kuş yapar ' ifadesi kadının toplumsal kurumların en önemlisi olan aile kurumunun tüm manevi ağırlığını yüklenme sonucunu da ifade etmektedir. Her ne kadar genel yaklaşımlar; an-
. nelik ve kadınlık algılarının içgüdüsel olduğunu belirtse de bunlardan daha fazla töreler, gelenekler, adetler ve daha pek çok toplumsal uygulamaların ve faktörlerin neticesinde davranışlar ve roller şekillenmektedir.
KADIN DİNDARLIÖI
"Kadın dindarlığı" kavramı üzerindeki tartışmaya geçmeden önce, "dindarlık" kavramı ve farklı dindarlık biçimlerinin imkanı hususlarına değinmek istiyorum. Dindarlık, insanın iman- amel temelinde ortaya koyduğu dini tutum, deneyim ve davranış biçimini yani dini yaşantıyı veya dindarca hayatı; inanılan. dinin emir yasakları doğrultusunda yaşamayı ifade eden ve inanç, bilgi, tecrübe/ duygu, ibadet. etki, organizasyon gibi boyutları olan bir olgu olarak6
tarif edilmektedir.
Esasında İslam Dini. tevhidi bakış açısından· kadını ve erkeği beraber muhatap almaktadır. Haklar. sorumluluklar, ceza ve mükafat bakımından katlin ve erkek arasında herhangi bir ayırım yapılmamıştır. "Erkek veya kadın, kim mümin olarak iyi bir iş işlerse, elbette ona hoş bir hayat yaşatacağız ve onlarin mükafatlarını yapmakta olduklarının en güzeli ile vereceğiz. "7 Ayetinde de geçtiği üzere, Yüce Allah ilahi vahiy ve sonuçları açısından erkek ve kadına eşit şekilde seslenmekte ve sorurrilu tutmaktadır.
Bu noktada şöyle bir soru sorulabilir: Kadın ve erkek Allah karşında insan ve kul olarak dururken ,onların dindarlıklarını, "kadın dindarlığı" "erkek din-
6 Ejder Okumuş. Gösteıişçi Diıidarlık, Pınar Yay .. İstanbul 2002, s.38 7 Nahl. 16/97.
662 II. BİNGÖL SEMP02YUMİJ
dçrrlığı" şeklinde bir ayrrama tabi tutarak kategorilere ayınnak tevhidi anlayışa ~arar verebilir mi? Bu soruya şöyle bir cevap verilebilir: Burada söz konusu edılen kavram, akide üzerinden yapılan bir sorgulama veya ayırımı içermemektedir. Kadınların ve erkeklerin dine bak.İşları ve onu yorumlayıŞları sonucu ortaya çıkan farklılıklar ekseninde bir sınıflandırma yapılmaktadır. Sonuç olarak halihazırda kadınların değişimle birlikte dini yaşayışlarında meydana gelen değişim ve dönüşümün sorgulamaya tabi tutulduğunu söyleyebiliriz.
Diğer önemli bir nokta ise din ve kadın konusunun problemli bir alan olarak görülmesidir. Erkek ve din değil de kadın ve din konusunu tartışıyor olmamız bile bu alanın sorunlu olduğunu ortaya koymaktadır. Esasında kadınlar İslam Dininin getirmiş olduğu yeni uygulamalarla din, aile ve toplum alanlarında önemli bir yer edinmişlerdir. Hz. Peygamber dönemirıde kadınlar hayatın her alanında görünür ve söz sahibi olmuşlardır. Sonraki dönemlerde, geleneksel doku .İslam adına kadına aynı imkanları sunmamışlardır.
Dindarlığın tipolojisine geldiğimizde ise; din çeşitli değ!şkenlere bağlı olarak farklİ biçimlerde tezahür edebilir. Din, değişen sosyal Şartıara göre farklılık gösterebilirken, bireyler üzerindeki etkisi de çeşitlilik gösterinektedir. Etkileyen yönüyle din, bireylerde yankısını farklı farklı bulduğundan, dihdarlık da çeşitlik gösterir. Dünya dinleri ele alındığında, tezahür tarzlarındaki farklılıklar rahatça görülecektir. Farklı dinler, mensuplarından farklı beklentiler içindedir. Ortak olan ise dindarlığın kendisini gösterdiği genel boyutlardır. Bu boyutlar; dini tecrübe, inanç, ibadet, bilgi ye etkilenme boyutlarıdır. Ancak dindarlığı bu boyutlarla sınırlandırmak doğru değildir.8
Yukarıdaki sınıflamanın yanında farklı sınıflanmalar da yapılınıştır. Mesela geleneksel halk dindarlığı, seçkin dindarlığı, lfük dindarlık, tranzisyonel dindarlık9 ayrımları da mevcuttur. 10 Bu dindarlık tipolojilerinin oluşturulması, sosyal hayatta dinin ne yönde tezahür ettiğini dikkate almamızla ilgilidir: Çünkü her toplumda kişiler, yaşı, cinsiyeti, medeni durumu, eğitim düze:Yi ve kültür düzeyi ile ekonomik durumuna göre farklı dini yaşayış özellikleri göstermektedir. Dine farklı yaklaşımlar, farklı dindarlık türlerinin nedenleri arasında gösterebilir. Ancak bu olguyu açıklamak için tek neden göstermek bizleri yanJış yönlere sevk edebilir.
Dinin çeşitli değişkenlere bağlı olarak farklı şekillerde algılanması ve yaşanması sonucu ortaya çıkan kadın dindarlığı, Türkiye'nirı geçirmekte olduğu
8 Charles Y. Glock, Dindarlığın Boyutları Üzeıine, Çev. Emin Köktaş, İstanbul 1993, s. 253-254.
9 Tranzisyonel din.darlık, geleneksel ile modem dindar arasında yer alan, gelenek ve modemite arasında sıkışmış bulunan, bu sebeple sosyo-kültürel anlamda tranzisyonel (geçiş) bir yapı arz eden dindar tiplemesi için kullanılan bir kavram.
10 Ünver Günay, Erzurum ve Çevre Köyleıinde Dini Hayat, İstanbul 1999, s. 259-264. '
II. BiNGÖL SEMP02YUMU 663
değişim sürecinin anlaşılmasında ve din- kadın arasındaki ilişkinin boyutlarını anlamlandırmamız için anahtar konumunda olan bir konudur.
Kadını toplumsal kimliğiyle ele aldığımızda, erkeğe göre farklı dindarlık telakkilerine sahip olduğunu görmekteyiz. Elbette kadının dindarlık anlayışında dinin kadına verdiği rollerin yam sıra; kadının eğitim ve ekonomik düzeyi, köylü ve kentli olması, sosyal konumu, yaşı da önemli etkenler arasındadır. Yapılan araştırmalara göre, kadınların erkeklerin dindarlık açısından karşılaştırılmasında farklı sonuçlar elde edilmiştir. Kadınların daha dindar oldukları şeklindeki genel kanıyı destekleyen sonuçlara vanlmıştır. Ancak burada vurgulanması gereken diğer bir husus ise, kadınlar dinin inanç, ibadet ve duygu boyutlarında, erkekler ise dinin bilgi boyutunda daha dindar oldukları ortaya çıkmıştır. Kadınlar dini merasimlere katılmaya erkeklerden daha fazla önem vermekte ve dinsizliğe daha az. eğilim göı;ıtermekte ve dini inançlarına samimiyetle bağlı olmak bakımından erkeklerden farklı bir dindarlık ortaya koymaktadırlar.
Kadınların dinlerini yaşarken daha samimi ve dikkatli olmaları onların erkeklerden farklı bir psikoloji içerisinde olmalarıyla da ilgili bir konudur. Kadınların duygusal açıdan erkeklerden daha güçlü olmalarına karşı, zorluklarla mücadelede direnme güçle~ daha az olması kadınların insanüstü bir güce sığınma duygusu meydana getirmiş olabilir. Çaresiz kalan k_adınların bir otoriteye sığınma ihtiyacı onları mutlu ettiğinden, dini konular kadınlar için daha çekicidir. Erkeklerin egolarına daha fazla güvenmeleri, sınırsız ve sorumsuz davranma eğilimleri onları hesap verme ve kontrol edilme açısından rahatsız edebilir. 'Bu sebeple erkekler kadınlara kıyasla daha dine az yönelebilirler. Ayrıca kadınlardaki şefkat duygusu dinin merhamet duygusuyla örtüştüğünden kadınların psikolojileri gereği dine daha yatkın oldukları söylenebilir. 11
Kadınların dindarlıklarının daha ziyade geleneksel, törensel ve taklidi bir karaktere sahip olduğu araştırma bulguları arasındadır. Yine kadınların mevlid ve hatim merasimlerine daha fazla katıldığı. kutsal kabul edilen gün ve gecelerde nafile ibadet yapmaya (namaz, oruç vb.) daha fazla rağbet ettikleri görülmektedir. Ayrıca kadın dindarlığının zihinsel temellerinin kulaktan dolma bilgilerle biçimlendiği, ancak. onların ·inanç ve dini yaşantıdaki samimiyetlerinin daha kuwetli olduğu söylenebilir. Dahası günah ve sevap duygusunun kadınlarda daha fazla geliştiği, dolayısıyla onlcinn dindarlıklarının şekillenmesinde söz konusu bu iki duygunun belirgin olarak tezahür ettiği ortaya konmuştur. 12
11 Nevzat Tarhan. Kadın Psik6Jojisi, İstanbul 2005, Nesil Yay., s. 333-334. 12 J?kz. İlkay Şahin . Değişim Sürecindeki Bir Anadolu Kasabasında Kadın Dindarlığı. Boğazlıyan
Omeği. U. Günay & C. Çelik (Ed.), Dindarlığın Sosyo Psikolojisi içinde (ss. 321-345), Adana 2006 Karahan Yay.
664 il. BİNGÖL SEMP02YUMU
Burada belirtilmesi gereken diğer bir husus ise, kadınların daha çok bilgi ~emelinden yoksun halk dindarlığıı3 olarak tanımladığımız dindarlık anlayışına sahip olmalarıdır. Kadınlar arasında sıkça rastlandığı üzere kurşun döktürme, fal baktırma, büyü yaptırma ve bozdurma, muska yaptırma, kutsal kabul edilen yerleri çeşitli sebeplerle ziyaret etme, dua etme, adakta bulunma gibi uygulamaların bulunmasıdır. Kadınların hurafe olarak tabir edebileceğimiz bazı uygulamalara daha fazla itibar etmeleri onların kitabi dindarlıktan ziyade halk dindarlığına, popüler dindarlığa eğiliınli oldukları sonucunu doğurmaktadır. ı 4
Kadın dindarlığını toplumsal alanda görü;ıür kılan çeşitli etkenler sıralanabilir. Bunların başında kadının kamusal alanda kendine bir yer edinmesi sayılabilir. Geleneksel toplumda kadın dindarlığını daha kapalı ortamlarda, kadınlar arasındaki küçük gruplar arasında tezahür ediyordu. Bu da toplumsal hayatta kadının dindar kimliğini erkeğe göre daha etkisiz ve az görünür kılmaktaydı. Değişen toplumsal şartlarla beraber dindar kadın kamusal alanda daha etkili bir şekilde varlık göstermeye başladı. Böylece kadın dindarlığı camilerde, çeşitli dini faaliy~tlerde, sivil toplum örgütlerinde, Diyanet İşleri Başkanlığı gibi din hizmetlerine dayalı kurumlarda güçlü bir şekilde tezahür etti. Dolayısıyla geleneksel toplumlardaki kadın dindarlığı ile modem toplumlardaki kadın dindarlığı farklılıklar an: etmektecUr. ıs Modem toplumda kadının dindarlığı daha güçlü ve etkili bir şekilde tezahür etmiştir.
Kentleşme olgusu kadının dindarlığını e1fi!eyen etkenlerden bir diğeri olarak sayılabilir. Kent hayatı öncelikle kadını.İ1 eğitim seviyesini yükseltmiş ve eğitimin.her kademesinde yer almaya başlamıştır. Kadının eğitim seviyesinin artmasına paralel olarak dini algılayışında da değişimleri beraberinde getirmiştir. Kadın dindarlığı bilgiden ziyade taklide dayanan halk dindarlığından, kitabi dindarlık dediğimiz bilgiye dayanan dindarlığa dönüşmüştür.
Kadının inancında ve dini yaşantısındaki samimiyet ve duygusallık, bilgiye dayanan dindarlıkla birleştiğinde, kadın dindarlığı aileden topluma pek çok alanda etkisini göstermiştir. Dinin meşrulaştırıcı gücüyle kadın, hayatın her alanında kendine daha güvenen ve kendini ifade edebilen bir dindarlık duruşu sergilemiştir.
13 Halk Dindarlığı. en genel anlarruyla halkın dini inanç ve uygulamaları için kullanılan· bir ~vramdır. Popüler dindarlık ve volk/folk dindarlık şeklinde de kullanımlar mevcuttur: Diğer dinlerde olduğu gibi, Müslüman toplumlar içerisinde de seçkinlerin sahip oldukları kültür ile halk kültürünün birbirinden farklı olmasından dolayı seçkinlerin temsil ettiği resmi dinin yanında içinde yabancı ·unsurları ihtiva eden volk (halk) dini görülmektedir.Halk dindarlığının en karakteristik özel1*Jeri şekilcilik . gele!!,eksellik. taklitçilik, ritüalizm, ?-erin teolojik konulara yer vermemektir. AyrınWı bilgi için bkz. Unver Günay. Din Sosyolojisi, Insan Yay .. s. 538-539.
14 Mustafa Arslan. Türk Popüler Dindarlığı. İstanbul 2004. Dem Yay, s. 202. 15 Ejder Okumuş, a.g.m .. s.9. , ·
II. BiNGÖJ. SEMPOZVUMU
BİNGÖL'DE KADIN DİNDARLIÖININ TEZAHÜRÜ
Bingöl' de Kadınların Dini Algılayışlan ve Yaşayışları
665
Bingöl hem coğrafya hem de toplumsal yapı ve nüfus bakımından kapalı olarak ifade edebileceğimiz özellikler taşımaktadır. Merkeze uzak olması, geleneksel yapısını büyük ölçüde muhafaza etmesinde diğer bir faktör olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu muhafazakar yapısı nedeniyle, değişim ve yeniliklere karşı direnç gösteren bir karaktere sahip olduğunu söyleyebiliriz.
Ancak şehirleşme, küreselleşme olgusu, kitle ileP.ş:tm araçlarının yaygınlığı, ulaşımda meydana gelen kolaylıklar, değişime karşı olan direnci kınnış ve tabiri caizse Bingöl'ün, kabuğunu kırarak dış dünyaya açılmasında etkili olmuştur. Bingöl'ün sosyal yapısında meydana gele~ değişimi Türkiye ölçeğinde olduğu gibi, kadın üzerinden gözlemlemek mümkündür.
Bingöl'de kadınlar, geleneksel yapının kendilerine biçtiği rollerin gereği olarak evde çocuklarının annesi, kocasının eŞi ve anne babasının vesayetinde bir dünyanın içerisinde yer almaktadırlar. Eğitimden erkekler kadar yararlanmayan, toplum hayatında yer almayan ve hayatı üzerinde söz hakkına sahip olmayan bir anlayışla karşı karşıyadırlar. Kadının yerinin evi olduğunu ve kendini evine ve çocuklarına adamasını öngören bu anlayış büyük ölçüde dine dayandırılmaktadır. Ancak söz konusu anlayışın geleneksel bakış açısının sonucu olması hasebiyle dinirı onayladığı bir durum olduğunu söylememiz mümkün değildir. 16 Bingöl'ün dini hayatı hakkında yapılan araştırmalar, kadının sosyal hayata katılması konusunda tutucu olarak tanımlayabileceğimiz anlayışın hala devam ettiğini ortaya koymaktadır. 17
Bingöl ataerkil geleneğin hakim olduğu bir ilimizdir. Bu baskın gelenek, kadınların en başta kendileriyle ilgili kararlarda söz sahibi olmasına engel teşkil etmektedir. Geleneksel yapının dayattığı bu anlayış, kadının kendini gerçekleştirmesini değil, toplumun kendisine sunduğu rolleri kabul etmesini beklemektedir.
Bingöl'de 2000-2006 yıllarında din hizmetlerinde bulunmuş biri olarak, en ücra köyünden şehir merkezine kadar pek çok kadınla karşılaşma ve dini konularda muhatap olma imkanı bulduk. Gözlemlerimiz sonucu şunu söyleyebiliriz ki, Bingöl'de kadınların dindarlığı kitabi dindarlıktan ziyade halk
16 Muhafazakar toplumlarda. kadının yerinin evı olduğu ve ev dışı bir takım iş ve faaliyetlerde bulunamayacağı görüşü yaygın durumdadır. Ancak çeşitli dini kitaplarda da yer alan bu görüş ve hükümler, nasların açık ifadelerinden değil hukukçuların içinde bulunduğu sosyokültürel ve ekonomik şartlardari kaynaklanmaktadır. Hz. Peygamber devrinden itibaren kadınlar çeşitli özel ve kamu işlerinde çfilışmışlardır. (Aynntılı bilgi için bkz: İslam İlmihali. TDV Yay .. Ankara 2006, s. 312-325) .
17 Zeki Korkutata. "Bingöl' de Dini Hayat Adlı Tez Üzerine Bir Değerlendirme" Bingöl Tarih ve Kültür Araştırmaları Dergisi, Bingöl 2007, s.133.
666 II. BiNGÔL SEMPOZ\'UMU
dindarlığı dediğimiz bir karaktere sahiptir. Bu dindarlık, sufılik ve tarikat eğiliillıeri ile ziyaret ve adak dindarlığı, değişik örf ve adetler, dini ve büyüsel linsurlardan oluşmaktadır. Bingöl'de kadınlar, büyü ve muska yaptırma, fala baktırma, cinci kabul edilen hocalara başvurma, çeşitli gayelerle adakta bulunma, kutsal kabul edilen yerleri Ziyaret etme gibi davranışlar göstermektedirler. 18
Bingöl'de kadınlar dindarlıklarını daha ziyade mevlid ve hatim törenlerine kaWarak, kutsal gün ve gecelerde nafıle ibadetler yaparak, türbe ve mezar ziyaretlerinde bulunarak ortaya koymaktadırlar'. Bu dlİrtımda kadınların dindarlıklarının törensel ve taklidi bir özelliğe sahip olduğunu söyleyebiliriz.
Bingöl'ün dini hayatıyla ilgili yapılan bir çalışmada, kadınların erkekl.ere oranla daha yüksek düzeyde dini inançlara katılım gösterdikleri aynı şekilde, geleneksel dini formlara ve f?.alk inançlarına bağlılığın da aynı oranda erkeklere göre daha yüksek düzeyde olduğunu ortaya koymaktadır. 19
Kadının eğitim almaması, her türlü bilgiye ve tabii ki dini bilgiye ulaşmasının önünde engel teşkil etmektedir. Bu da beraberinde bilgide~ yoksun bir din anlayışını getirmektedir. Son verilere göre aktif nüfus olarak iıit~lenen 14-44 yaş grubu içerisinde okuma yazma bilen kadınların oranı yüzde 43.8, iken erkeklerin yüzde 71. 6 olması kadınların eğitim olanaklarından hala yeterince faydalanamadıklarını ortaya koymaktadır. Kadınların dini bilgileri sahih kaynaklara dayanmaktan ziyade anne-babasından aldığı kısıtlı bilgilerden ve kulaktan dolma malumattan oluşmaktadır. 1;3ingöl'deki kadınların yine dini gerekçelerle eğttimden yoksun bırakılmaları, dini anlayışlarında hurafelere dayanan bir cl.iıJdarlık sergilemelerine sebep olmaktadır. Biı durum bir tezat oluştursa da, geleneksel anlayışın·şekillendirdiği sosyal yapı bu sonucu doğurmaktadır.
Ancak seksenli yıllarda başlayan değişim dalgası burada da etkilerini göstermeye başladı. Bu durumun bir sonucu olarak kadınlar, geleneksel rollerini sorgulamaya başladılar. Kadınların eğitim hayatına kaWmalarıyla birlikte bilgiye ulaşmaları da kolaylaştı. Dini kaynağından öğrenen kadınlar, daha fazla bilgiye ulaşmak için yoğun bir çaba içerisine girdiler. Özellikle dinin kadına tanıdığı haklar çerçevesinde eksikleı;in ve yanlışların ortaya konması; kadınlan dini metinler üzerinden kendilerine daha geniş bir alan açmalarını sağladı. Kadınlar yine dine dayanarak bu geleneksel yapıya itirazlar getirdiler.
. . 18 Lamia Levent. Bingöl.ve Çevresinde Ziyaret ve Ziyaret Yerleri. basılmamıl yüksek lisans tezi,
Fırat Üniv. İlahiyat Fak. 2005, 64 19 Zeki Korkutata, Bingöl'de Dini, Hayat, basılmamış yüksek lisans tezi, Ankara Üniv. İlahiyat Fak.
2005,s.226. ·
Il. BiNGÖL SEMPOZVUMU 667
Bingöl'de bu yeni anlayışın yansımalarını görmek mümkün. Kızların okutulmaya başlanması, kadınların çalışma hayatına katılması, sosyal ve dini içerikli bir takım organizasyonlarda yer almaları gibi örnekler değişimin göstergeleri olarak sunulabilir. Küçük ve dar bir toplum olması hasebiyle Türkiye'deki diğer yerlere oranla değişim daha yavaş olmakta ve bir takım direnç noktalan ile karşılaşabilmektedir. Nitekim Bingöl'de bize başvuran kadınlar, geleneksel din anlayışını sorgulayarak doğru bilgilere ulaşmak için çaba gösterdiklerini söyleyebiliriz.
Bingöl'de l 950'li yıllarda okur-yazarlık oranı 14.1 olarak tesbit edilmiş ve bu oranların cinsiyete göre dağılımında kadınlar erkeklerin çok gerisinde ka~ lırken, 90'lı yıllarda okuma oranı yükselmiş ve kadın erkek arasındaki fark daha da aza inmiştir. 1990 sayım sonuçları itibariyle okuma yazma bilmeyenlerin oranı yüzde 38 olup; kadınlarda bu oran yüzde 51, erkeklerde ise yüzde 25'tir.20 2004 yılında yapılan istatistiklere göre Bingöl'de, erkeklerin yüzde 7'si, kızların yüzde 20'si okula devam etmiyor. Bingöl'de kızların okula gönderilmemesinin pek çok sebebi vardır, ancak bu sebeplerin başında ekonomik, dini nedenler gelmektedir.21 İstatistiklerde de görüldüğü üzere kızlar arasında okullaşma oranı giderek artmaktadır.
Bingöl medreselerde yetişen mahalli pek çok hoca ve molla bulunmaktadır. Bu mahalli hocalar Bingöl'de dini itibarı yüksek kişilerdir. Halk üzerinde mahalli hocaların ve mollaların yanı sıra ağırlıklı olarak Nakşi ve Kadiri şeyhlerinin de büyük etkisi vardır. Dini ve sosyal hayatın şekillenmesinde büyük ölçüde etkili olmaktadırlar. Şeyhlerin halk arasında. dini ilimler yanında kendilerine bir takım keramet ve manevi güçler atfedilen kişiler22 olarak görülmesi etkinlik alanlarını genişletmiştir.
Gerek mollalar, gerekse şeyhler: kız çocuklarının eğitimine karşı çıkmışlardır. "Latin harfleriyle eğitim yapan okullara çocuklarını göndermek kişiyi dinden çıkartır" göruşü halk arasında mollalar tarafından oluşturulmuş yaygın bir inançtır23 Dolayısıyla kızların okutulmama sebeplerinin başında bu dini gerekçeler yer almaktadır, Kadınların aile ve sosyal hayat içerisindeki rolleri molla ve şeyhlerin yorumladıkları İslam anlayışı çerçevesinde şekillenmiştir diyebiliriz.
20 Ayrıntılı bilgi için bkz. Okan Alay. Kültür Dünyamızda Bingöl, Üniversite Kitapevi, Bingöl, s.68 vd.
21 Nusrettin Boleli, Osmanlı ve Cumhuriyet Döneminde Kadın Eğitimi. 1. Bingöl Sempozyumu, Bingöl, 2007, s .. 348-349~
22 Necdet Subaşı. Doğu ve Güneydoğu Anadolu Örneğinde Dinsel İtibarın Kategorileri. İslarniyat il, s. 32, s. 127.
23 Nusrettin Boleli, a.g.e., s.348.
668 II. BİNGÖL SEMPOZVUMU
Bingöl'de Kadınlara Yönelik Din Hizmetleri Faaliyetleri
Bingöl'de kadınlara yönelik din hizmetlerinin tarihi çok gerilere gitmemektedir. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın çok dar bir kadroyla kadınlara sunduğu din hizmetinden pek çok il gibi Bingöl'de 2000 yılına kadar faydalanamamıştır. Başkanlığın 1ürkiye çapında başlattığı kadınlara yönelik din hizmeti, 2000 yılında Bingöl'e atadığı Din Hizmetleri Uzmanı ve iki vaize ile başlamış oldu.
Bunun öncesinde çeşitli cemaatlerin kadın faaliyetleri geniş bir alanda devam etmekteydi. Cemaatler, Diyanet'in kadın hizmetleri alanında bıraktığı
boşluğu doldurma anlamında bir takım toplanWar, kermesler ve din ~ğitimi programları gerçekleştirmekteydiler. Ancak kadınların dini bilgiye cemaatler yoluyla ulaşmaları farklı dindarlık anlayışlarının oluşmasını da beraberinde
getirdi. Genel olarak geleneksel din anlayışının bu cemaatler yoluyla devam
ettirildiğini söyleyebiliriz. ,
Diyanet İşleri. Başkanlığı'nın Bingöl'de kadınlara yönelik din hizmetleri, dinin sahih ve doğru bilgisiıp. hanımlara ulaştırma, İslam'm,kadınlara tanıdığı hakları öğretme, toplum içerisinde kadınların daha aktif ve üretk.en olmalarını sağlama vb. noktalarda etkili olmuştur. Diyanetin kadın faaliyetleri ceı:ıaatlerin aksine, her kesimden ve her düşünceden kadının rahatlıkla katılabileceği ve faydalanabileceği ortamlarda olması, geniş bir kadın kitlesine ulaşmayı sağlamıştır. Örneğin,toplanWarın evlerden ziyade toplantı ve konferans salon
larında ve daha merkezi yerlerde olması katılımı çeşitlendiren ve artıran bir
etken olmuştur. Kadınlara ulaşmayı kolaylaştıran diğer bir unsur ise, Diyanet İşleri Başkanlığı gibi din konusunda yetkin ve güvenilen bir kurum yoluyla bu hizmetin veriliyor olmasıdır.
Bingöl'de kadınlara yönelik din hizmetleri büyük bir ilgiyle karşılanarak, yüksek düzeyde katılım sağlanmıştır. Nüfusun yarısını oluşturan kadınlar, uzun yıllar mahrum oldukları din hizmetine kavuşmanın yanı sıra, sosyal ve kültürel alanda da faaliyetlere katılarak kendilerini gerçekleştirme ve üretken olma fırsatını yakalamışlardır.
Bingöl'~e Kadın Dindarlığının Tezahür Biçimleri
1.Vaazlara Katılım
Bingöl'de kadınların din hizmeti anlamında, en fazla ilgi gösterdikleri ve kaWdıkları alanı vaazlar oluşturmaktadır. Kadınların eğitim olanaklarından yeterince faydalanamamaları neticesinde okur-yazarlık oranı kadınlar arasında oldukça düşüktür. Bu sebeple dinin temel bilgileri konusunda bile yetersizlik ve yanlış bilgilerin yaygın olduğunu söyleyebiliriz. Kadınlar, vaazlar
il. BİNGÖL SEMPOZVUMU 669
yoluyla din konusundaki eksikliklerini tamamlamakta ve dinin sahih ve doğru bilgisine ulaşmaktadırlar. Aynca karşılarında bir bayan din görevlisinin bulunması hasebiyle, daha rahat davranmakta, soru ve sorunlarını çekinmeden ifade etmektedirler.
Kadınlar vaazlara katılım konusunda çok istekli olmalarına rağmen bir takım dini çekincelerle bizlere başvurmakta idiler. Kadınların en başta gelen çekinceleri, vaazlara gelmek konusunda eşlerinin izninin gerekli olup olmadığı konusuydu. Pek çok kadın programlara katılmak istiyor ancak eşleri izin
vermediği için· katılamadığını söylüyordu. Ancak İslam dini, kadınların kendilerine gerekli olan dini bilgileri almak için eşlerin iznini gerekli görmemesine rağmen, toplumda bunun tersi bir anlayış yaygındır. 24
Vaazların konusunu, kadınların din konusundaki eksiklikleri, yanlış tutumları ve bölgesel şartlar göz önünde bulundurularak seçilmektedir. İnanç ve ibadet konularının yanı sıra, gündemde tartışılan bir takım dini konulara da değinilmektedir. Aynca kadınların daha ziyade aile sorunlarıyla bizlere danışmaları, aile, iletişim, çocuk ve gençlerin terbiyesi, anne-baba ve kadın hakları işlenen diğer konuları oluşturmaktaydı. Bölgesel şartları dikkate aldığımızda ise, kan davaları, intihar ve kız çocuklarının eğitimi gibi konulara yer verilmektedir.
Diğer taraftan varoşlarda ve şehir merkezine uzak semtlerde yaşayan kadınlara ulaşmak için zaman zaman o bölgelerde periyodik programlar yapılmış ve bazı özel programlar gerçekleştirilmiştir. Daha fazla kadına ulaşmak için radyo, gazete ve intemet imkanları kullanılmış. Radyo ve müftülük intemet sitesi aracılığıyla irşat çalışmaları yapılarak, sorulara cevaplar verilmiştir.
Vaazlar camilerde, Kur'an Kurslarında, toplantı ve konferans salonlarında yapılmakta ve zaman zaman da ev sohbetleri şeklinde gerçekleşmektedir. Bu toplantılarda dini konuları:µ yanı sıra, kadın sağlığı, -aile hukuku, iletişim gibi gerek görülen alanlarda da konunun uzmanları çağrılarak kadınların bilgilendirilmesi sağlanmıştır.
2.Sohbetlere Katılım (Ev Sohbetleri)
Camiler, toplantı ve konferans salonlarında yapılan vaaz programlarının yanı sıra, zaman zaman ev sohbetleri de düzenlerımektedir. Ev sohbetleri çeşitli vesilelerle yapılmaktaydı. Mevlid, Yasin, hatim merasimleri ve mübarek gün ve geceler dolayısıyla evlerde toplantılar düzenlerımektedir .
;
24 Kadın kocasının izni olmadan da hac ibadetini yerine getirebilir. ailesini ziyaret edebilir ve ilim öğrenmek maksadıyla meclislere devam edebilir. şeklindeki hükümler pek çok fıkıh kitaplarında yer alan hükümler arasındadır. Aynca bu listeye ticaret yapmak vb. maddeleri ekleyen alimler de vardır. (Geniş bilgi için bkz: Nirnetü"l-İslam, c. 3, s. 76; IsWahat-ı Fıkhiyye. c.2. s.174
670 n. BiNGÖL SEMPozruMu
Ayrıca hasta ziyareti, kutlama ve taziye ziyaretleri de ev sohbetlerinin diğer sebepleri arasında zikredilebilir.
Herhangi bir vesile olmadan, hanımlar evlerine davet etmekte ve dini bir toplantının evlerinde yapılmasını arzu etmektedirler. Bunun sebebi öncelikli olarak sevap kazanma düşüncesi olduğu gibi, daha fazla bilgilenme olanağına kavuşma gayesi olduğunu söyleyebiliriz.
3. Teravihlere Katılım
Bingöl'de kadınların vakit namazları için camilere gitmeleri şeklinde bir gelenek oluşmamıştır. Bunun başlıca sebebi camilerin erkekler için oluşturulmuş bir mekan olması anlayışının yaygın olmasıdır. Kadınların vakit namazları için camiye gitmesi toplum ve özellikle cami cemaati tarafından pek hoş karşılanmayan bir durumdur. Ancak son yıllarda bu anlayış değişime uğramış ve Diyanet'in bu konuda ortaya koymuş olduğu teşVik edici yaklaşım etkisini göstermiştir.
''•
Camiler konusunda yerleşik anlayışın değiştiğini gösteren en önemli gös-terge, Bingöl' de kadınların bazı camilere Cuma namazı için gitmeleridir. Ancak kadınların Cuma namazı kıldıkları yer caminin bodrumu veya camiye bitişik ayrı bir mekan olmaktadır. Buna rağmen bu gelişme, kadınların camiye gitme alışkanlığı kazaiımaları açısından önemlidir.
Kadınların ,Ramazan Ayı'nda teravih namazı için camilere gitmesi yaygın ve yerleşik bir durumdur. Vakit ve Cuma namazlarında camilere gitmeyen kadınlar, teravih namazı için büyük kalabalıklar halinde camilere gitmektedirler.
Camiler dip hizmetlerinde en önemli kurumların başında gelmektedir. Yaygın din eğitimi veren camilere kadınların gitmeleri, dini bilgiye ulaşmalarını sağlayacak ve bu vasıtayla sahih bir din anlayışını elde edeceklerdir.
Bingöl'de kadınlar arasında faaliyet gösteren dini cemaatler, kadınların camiye teravih dışında gitmelerine pek sıcak bakmamaktadırlar. Hatta daha katı cemaatler kadınların teravihlerde bile camiye gitmelerine karşıdırlar. Bu görüşü destekleyen mahalli hocalar ve şeyhler de vardır. Bize başvuran kimi hanımlar, ka:dınlar ve erkeklerin aynı kapıdan camiye girmeleri ve cami giriş çıkışında erkeklerle kadıpların karşılaşmalarından dolayı, camiye giden kadınların sevap değil günah kazanacaklarını ifade etmişlerdir. Bu anlayışa göre kadınlar için en ideali evlerinde hatta evlerinin de en kuytu yerinde namaz kılmaları en sevap olan davranış olarak telakki edilmektedir. 25
25 Hz. Peygamber döneminde kadınların gerek eğitiminde gerekse dini hayatlarında caınileıin (mescidleıin) öneınll bir yeri vardı. Hz. Peygamber kadınların camiye itmeleıine mani olmamış, aksine teşvik ve tavsiyede bulunmuştur: "Biriniz hamını mescide gitmek için izin isterse mani
'
IJ. BiNGÖJ, SEMPOZVUMU 671
4.Yardım Faaliyetlerine Katılım (2. El Mağazası, Kermes, Burs vs.)
Kadınlara yönelik din hizmetleri arasında, yardım faaliyetleri de önemli bir yer teşkil etmektedir. Vaaz ve sohbetlere katılan kadınlar, hem dini duyarlılıkları gereği, hem de sosyal hayat içerisinde kendilerini ifade etme bakımından yardım faaliyetlerine katılmaktadırlar. Ev hayatı dışında sosyal bir alanda bulunmayan kadınlar bu yardım faaliyetleri konusunda samimiyet ve gayretle çalışmakta ve başarılı olmaktadırlar.
Kadınların el emeğiyle açılan kermes ve çay programlarından elde edilen gelirlerle depremzedelere, öğrencilere ve yoksullara yardım edilmekte ve böylece kadınlar toplumsal bir sorumluluğu yerine getirmenin verdiği güvenle faaliyetlerini artırmaktadırlar.
Kadınların daha hassas ve samimi bir din ~ayışına sahip olmaları, onları bu faaliyetlere sevk etmekte ve evlerinden çıkmayan kadınlan daha üretken ve duyarlı bir şekilde toplum hayatında yer almalarını sağlamaktadır.
5.Kültürel Programlara Katılım
2000 yılından önce katıldığım bir Kutlu Doğum programında, dinleyici olarak katılan kadın sayısı iki, üç kişiyi geçmemekteydi. Diğer dini konferans ve programlara katılımında bu şekilde olduğunu söyleyebiliriz. Kutsal gün ve gecelerde ise kadınlar genellikle evlerde toplanmakta, nafile ibadet ve sohbetle bu geceleri ihya etmekteydiler. Ev dışında herhangi bir programa katılım olmamaktaydı.
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın kadınlara yönelik başlattığı yeni atılımla, çeşitli vesilelerle programlar düzenlemeye başlandı. Önceleri kadınların dinleyici olarak bile katılmadığı konferans, panel, toplantı gibi faaliyetleri, artık kadınlar düzenliyor ve büyük kalabalıklar, halinde iştirak ediyorlardı.
Özellikle Kutlu Doğum Haftası münasebetiyle düzenlenen programlara katılan kadın sayısı erkeklerin çok üzerindedir. Sadece kadınlar için düzenlenen
. programlarda ise izdiham diyebileceğimiz sayıda kadın katılmakta. Kutsal gün ve geceler münasebetiyle düzenlenen programlarda aynı şekilde ilgiyle karşılanmakta, erkeklerden fazla kadınlar bu programlara iştirak etmektedirler.
Diyanet bünyesinde ve çeşitli sivil toplum örgütlerinin kadınlar için açtıkları, Tefsir, Hadis, Arapça ve tec:'İd kursları yine kadınların ilgisiyle _karşılaşmıştır. Kadınlan okumaya teşvik etmek üzere Müftülüğün düzenlediği kitap okuma programlan kadınların katıldıkları diğer kültürel faaliyetleri arasında sayılabilir.
olmasın."(Müslim. Salat. 134); "Allalı"ın hanım kullarını mescidden men etmeyiniz." (Müslim, Salt, 136); "Kadınlarin geceleyin mescide gitmelerine engel olmayın. "(Müslim, Salat. 138)
672 n. BiNcöı. SEMrozvıiMu
Alevi vatandaşların da bulunduğu Bingöl ilinde, bazı programlara onlarda katılmaktadırlar. Aşure Günü dolayısıyla düzenlenen ve Bingöl'de geleneksel hale gelen programlara, Alevi-Sünni kadınlar beraber katılarak, dinin birleştirici paydasında buluşmaktadırlar.
Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz ki, Bingöl'de kadırı dindarlığının tezahürü, kadının eğitimi, sosyal hayata katılımı, bilgilenmesi ile farklı bir karaktere kavuşmuştur. Bingöl'de kadınların sınırlı bir alan içerisinde yaşadı.klan dini hayatları, özellikle Diyanet İşleri Başkanlığının din hizmetleriyle daha görünür bir mahiyete sahip olmuştur. Kadınlar sosyalleştikçe ve eğitim düzeyleri arttıkça dindarlıklarını erkeklerden daha baskın şekilde hissettirmeye başlamışlardır.26 Bu da Bingöl'deki kadınlar açısından önemli bir gelişme olarak görülmelidir.
26 Ejder Okumuş, a.g.m. s.9.