imamlar ve sultanlar m.islamoglu print 35f

Upload: alajdin-dauti

Post on 07-Jul-2015

404 views

Category:

Documents


13 download

TRANSCRIPT

SZBAI Szler "Rahman, Rahim olan Allah'n adyla" balar. Biz de yle balyor, O'nun yce Nebi'sine salat, o Nebinin ehl-i beytine, ashabna ve onun izinde yaayp onun izinde lenlere sonsuz sayda selam olsun, diyoruz. Neden "mamlar ve Sultanlar"? unun iin: slam mmetinin bugn geldii vahim durumun tarihteki en byk nedeni nedir? diye sorulsa iki sebepten dolaydr derim: 1. Nebevi hilafetin saltanata tebdili. 2. tihadn ortadan kaldrlmas. Bu ikisinin de bir sebebe irca edilmesi istense ikinciyi birinciye irca ederek derim ki; mmetin on be asrlk tarihinin en byk yaras, "saltanat" belasdr. nk "saltanat" "ictihad"n dmandr. Gece ile gndz gibi, birinin olduu yerde dieri eleemez. ctihad ve saltanat deyince doal olarak iki zmre akla gelecektir: tihad temsil eden "imamlar" ve saltanat temsil eden "sultanlar". Ve tabii bu ikisi arasndaki tarihi mcadele. Bu kitap szkonusu tarihi mcadelenin sadece yz elli yln konu edinmektedir. mamlar ve sultanlar arasndaki tarihin bu en eski mcaddesini anlatmaya gemeden, sosyal ve siyasal bir ur olan saltanatn mahiyeti zerinde durmak istiyorum. Ftrat ve hilkatte "bir taran dileri gibi" eit yaratlan insanlarn farkl taraflar olan "liyakat" ve "kabiliyef'lerini hemcinslerine kar tahakkm aracna dntrmemeleri iin Allah Tela "adalet retisi"ni vaz' etmitir. "slam" bu retinin en genel ad, peygamberler ise onu tebli eden nc kadrodur. Geometrinin diliyle konuursak slam'n vaz' ettii "adalet retisi"ne gre Yaradan karsnda insan topluluklar "ftrat" asndan dz bir izgi zerindedirler. Kur'an'da insan ve melek topluluklar iin hep msbet manada kullanlan "saff" nitelemesi "dz izgi"den neyi kasdettiimizi aklayabilir. Adalet retisinin hkim olduu bir toplumun fertleri "zulm dzenleri"nde olduu gibi birbirlerinin omu-zuna ya da kafasna basarak "ykselme" yerine, kendi ayaklar zerinde durarak "hayrda ne geme" (festebiku'1-hay-rat) mcadelesi verirler. Bir toplumda, adalet nizam yerini zulm dzenine b-rakmsa bu "dz izgi" kamburlamaya balam demektir. "Saff" halindeki toplum kendisine tahakkm edilen bir yerinden krlvererek ''piramitleSme"ye balar. Bu durumda toplumdaki hayrda ne geme yar, yerini, balara basarak piramidin tepesine ulama yarna brakmtr. Artk her ban zerinde bir ayak vardr. Adalet toplumunda tm balar Allah'a bal iken, saltanat toplumunda "ba baa ba da padiaha bal" hale gelmitir. Padiah olmak ise ayaklan tm balarn zerinde olmak anlamn tayacaktr. Saltanat "saff halindeki toplumun pramitlemesinin addr. Adaletin zulme dnt byle bir toplumda "stte-ki!er"'m konumlarn muhafazalar "alttakiler"in balarn kaldrmamalarna baldr. Bunu temin etmek iin yukardakiler aadakileri bilinli bir "istiz'af(srletirme) sreci"ne tabi tutarlar. Bu ^urumda aadakiler (mustaz'aflar) ya izzet ve ereflerini feda edip balarnn zerinde ayak tamaya mahkum olarak yaayarak hem dnyalarn hem ahi-retlerini heder edecekler (Sebe: 31 -33, Nisa: 97) ya da zulme ve zillete rza gstermeyip yeryznn varisi olacaklardr: Biz ise yeryznn ezilenlerine ltfedelim, onlar nderler, onlar varisler klalm istiyoruz. (Kasas: 5) lahi adalete dayanmayan her retinin, toplumlar zerindeki tahakkmnn ileyi biimi aa be yukar birbirinin ayndr. Adna "demokrasi" vs. denilen 'oulcu rejimler' iin de geerlidir, "piramit" rnei. Ne ki, monarik-sultan piramitlerin tepesi sivri ve tek kiilik, oligarik-de-mokratik piramitlerin tepesi plato ve ok kiiliktir. Demok-ratik-saltanat piramidinin plato yaplan tepesinde kar guruplar (mtref), sekinler (mele), gizli g odaklan (cibt) ve iktidar paylaan daha baka gler oturur. Bu tip rejimlere "oulcu" denilmesinin hikmeti de sultanlarn "bir" deil "ok" olmasndan gelse gerek. Toplumlarn adalete dayal "saff'nfJsozup saltanata dayal bir piramit ortaya karan yukardakilerlt bu piramidin olumasnda gnll ya da gnlsz saltanata kaldra olmu aadakiler arasndaki mcadele iki farkl biimde tezahr etmitir. Biri pimadin tepesine kmak isteyenlerle orasn daha nce ele geirmi olanlarn kendi aralarnda verdii "soysuz" mcadele, dieri ise toplumun adalet retisi (slam)'ne aykr konumunun farkna varp piramidik zulm dzenini yeniden "dz izgi" (saff) haline getirmek isteyenlerin verdii "soylu" mcadele. Birinciler iin iki yol vard; ezmek ya da ezilmek. Onlar bu ikisi dnda bir k yolu aramadlar. Duraklar cehennem olan (Nisa: 97) mustaz'aflar olarak kalmak ya da ms-tekbir olmak gibi iki yanltan birine oynadlar. Bu kar mcadelesi, kazansalar da kaybetseler de aleyhlerine oldu. Tarihte grlen hanedanlar veya sultanlar arasndaki saltanat kavgalar bunun en bariz rneidir. kinciler ise inanlar ezilmemeyi emrettii iin (Nisa: 97) balarnn zerinde ayak grmek istememi yine inanlar gerei ezen bir konumda da bulunmak istememiler, toplumsal adaletin gerekletirilmesini boyunlarna bir bor olarak ykleyen inanlar (Saff: 14, Nahl; 90, Nisa: 58) ne gerektiriyorsa onu yaparak saltanatn her trne kar olmulardr. Bu kar oluu yerine gre fiil, kavl ve kalb olarak srdrmlerdir. Peki, zulm karsnda susmay "dilsiz eytanlk" olarak deerlendiren zalim yneticiye kar hakk sylemeyi "szlerin en gzeli" olarakniteley ip o tavrndan dolay ldrleni "ehid" ilan eden bir retinin (slam) saliklerinin bugnk durumu neydi? kbal'in dedii gibi, bugnk "din" anlayyla, Allah'n Cebrail (a) araclyla indirip Rasulullah'm tebli ettii "ed-Din" birbirinden o kadar farklyd ki, bu farkn bykl Allah', Cebrail'i ve Rasulullah' hayrettebrakyor-du. nsanlar "kuru et yiyen bir kadnn olu" olan bir Peygamber yerine, elmas tal, altn tahtl, srma kaftanl bir "peygamber" tasavvur ediyorlard. Yalnz tasavvur etmekle kalmyor, mr boyunca bunlardan uzak duran Nebi'den geriye kalan hatray bu tasavvura uygun aksesuarlarla ssl-yorlard. nsanlar "bir kul gibi yey ip bir kul gibi yaayan" bir peygambere inanmak yerine, tasavvurlarnda kayser ve kis-ra'ya benzettikleri bir peygambere inanmay yeliyorlard. zetle insanlar "bir kul gibi yaamak"tan daha ok "kayser ve kisra gibi yaamaya" taliptiler. Kendi hayatlarn Pey-gamber'e uydurmak istemeyenler, Peygmber'i ve onun tebli ettii Din'i kendi tasavvurlarndaki hayata uyduruyorlard. Bu "uydurma" ilemi "Hilafet, slam Devleti" gibi kavramlar da kapsamna alyordu. Bu nedenle siyaset sahnesine frlayan mslmanlar kendilerine Peygamber'in "kul" siyasetini deil, insanlara "kullarm" demeye alm sulta sahiplerinin "piramiti" siyasetini rnek alyorlar, kafalarndaki "devlet" dncesini ona gre ekillendiriyorlard. Bu hi de iaici olmayan durum, szkonusu alanda kesif bir entellektel boluk yaand sonucuna gtrd beni. Bu boluk "slam siyaset teorileri" alannda deil daha ok btn teorilere temel tekil eden "tarihi ilk rnekler" alannda yaanyordu. Bu eser szkonusu boluu yalnz bana doldurma iddiasnn deil, nebevi ve sultan siyaset arasndaki temel farkllklar hicri ilk yzelli yllk rneklerinden yola karak ortaya koyma abasnn bir rndr. Bugn "saltanat" siyasi yaantmzdan ok dnce ve duygularmza hakim. Allah Rasul'nn cahiliye ile birlikte mahkum ettii ve "bizden deildir" buyurduu "asabiyet" saltanat duygu ve dncelerimizi besleyen en byk kaynak. Allah'n dininden yz evirenlerin elinden o dinin emanetinin alnp lyk ve sadk olanlara verijecei (Maide: 54, Hadid: 38, Ra'd: 11, Saff: 5) Kur'n bir gerek olarak nmzde duruyor. Bu gerein aksini isbat etmek istercesine "ocuk dt yerden kalkar" nakaratlaryla ayetlerin aka beyan ettii hakikati yalanlamaya kalkanlar Medine'de, Mekke'de, Endls'te ve benzeri yerlerde den ocuun yzyllardr hl kalkamadn unutmu grnyorlar. Bilmiyorlar ki, din "sabk" olann deil "sdk" olanndr.

Irklktan daha kapsaml bir sapma olan "asabiyet" eitli biimlerde tezahr etmekte. "Muhta olduu kuvvetin damarlarndaki asil kanda mevcut olduu" masalna farkna vardrlmadan inandrlan koca koca insanlar, "asabiyet" morfniyle uyuturulup elinden slam' alnd halde hl "tarifesi bendedir" pikinlii ierisinde "lider" olmaktan, "nder" olmaktan, "slam'n bayraktarlmdan ve " ktada at koturmak"tan szediyorsa, onu ayiltacak koku, ya bir gn ta "harim-i ismetine" kadar uzanarak boazna geirili-veren ve kendisine "kokladin; boazna taktm" denilecek olan kfrn necaset torbas ya da "bebelerin salarn aartan" o gn'n geri dnlmez deheti olacaktr. "Gl" ile "hakh"nn mcadelesinde "bizden" gerekesiyle "gl"den yana olan "saltanat mantk" kalbyla deilse bile kalbiyle ve kafasyla istikbara meyyaldir. Bu mantk tarihe ve olaylara "yukardan" bakar. Piramidin tepesinden bakana aas bir ho grnr nedense. "Bizden" gerekesiyle olaylara "hakkn" deil" "gcn" gzyle bakan bu yamuk bakas doal olarak baktn da yamuk grecektir, te bir rnek: "Sonra Halife Mervan am'a dnp iki ordu daha hazrlad. Bunlardan birini halifelik iddiasyla ayaklanan Abdullah b. Zbeyr'in zerine, Hicaz'a; dierini de Irak'a gnderdi. /..../ Hicaz blgesinde Abdullah b. Zbeyr tehlikesinin bymesi..." Bu satrlar, zalim ve fas "dah" ve "siyaseti", entrika ve dzenbazl "deh" ve "siyaset" olarak niteleyen bir Arap tarihi (H. brahim Hasan)'ye ait. mam Azam'a "mr-cie" yaftasn asma cr'etinde bulunan bu zatn, Hz. Talha ve Hz. Zbeyr'in katili (birincisini bizzat ldrm, ikincisini Amr b. Cermuz adl adamna ldrtmt), Hz. Osman adna syledii aslsz szler ve yapt olumsuz iler sebebiyle Osman (r)'m ban yiyen, iktidar srasnda olmadk zulmler irtikab eden Mervan b. Hakemi "halife"; Abdullah b. Zbeyr gibi muttaki ve mcahid bir insan "ayaklanmac" ve "tehlike" olarak gstermesi, "bak as"ndan kaynaklanyor. Bu da bir gr, ama nasl bir gr olduu malum. Bu yamuk bak asndan sonra bir de nl muhaddis bn-i Hacer'in kaleminden okuyalm ayn olay: " Yezid'in lmyle oluan boluktan istifade ile Abdulah b. Zbeyr halife oldu. am ehlinden bazlar dnda tm beldeler ona itaat etti. Mervan ona kar hilafet iddiasyla ayakland." (Fethu'1-Bari, c. XII, s. 297). Evet, bu da bir bakas. kisi arasndaki fark m? Tam yz seksen derece. Saltanat eksenli bak as olay "Halife Mervan'a kar ayaklanmac bn-i Zbeyr" biiminde verirken adil bir yaklam benimseyen bn-i Hacer "Mervan, bn-i Zbeyr'e kar hilafet iddiasyla ayakland" diyecektir. nl alim bn-i Haceri'l-Askalan'nin yaklam bilinli bir tercihten kaynaklanyor. Ona bu tercihi yaptran zulme olan nefreti ve adalete olan tutkusu. Dierinin yamuk yaklam, eer bilinli bir saltanat meddahlndan kaynaklanmyorsa kendisinden evvelki saltanatlarn dolmuuna biniyor demektir. Ayn dolmuun n sralarnda Kerbela olayndaki Yeziti-saltanat tavryla Kad Ebubekir bn-i Arabi ve daha bakalar oturmaktadr. Bu tipler tarihi olaylar "insan" eksenli deil "sultan" eksenli dndklerinden deerlendirmeleri de ona gre olmaktadr. slami siyasetin sultani siyasete tebdi fiili bir durum olarak balam, bu siyasi tahrifat ve tahribat yalnz siyasi alanda kalmayp akideye ve dnceye de bulamtr. Daha sonralar, tahrifat ve tahribata urayan inan ve dnceler saltanat gler ve onlar destekleyen "ulema" tarafndan kurumlatrld. Artk "din" deyince akla Allah Rasul'nn ve ashabnn yaad slam deil slam'la badamas mmkn olmayan saltanat gelecek, adalet yerine, zulme dayal bir siyaseti merulatrmak iin baz "ilim" mahfillerin-ce uysal ve eyyamc siyaset teorileri retilecektir. Bu teorilerin uluslararas smr arkna ya olmasnn nlenemeyi-inin sebebi de mslmanlarn kendi tarihlerine bgne kalmalardr. Sahi, nasl bakyorlard mslmanlar kendi tarihlerine? inde bulunduklar bugnk duruma dmelerinde bu bakn pay var myd, varsa ne kadard? Bu sorulara, bu kitab okuduktan sonra daha net cevaplar verilebileceini umuyoruz. Ancak bir giri yazsnn snrlarn zorlamadan mslmanlarn kendi tarihlerine nasl baktna da ksaca deinmek istiyoruz. Bugn piyasadaki ynelileri ksmda deerlendirmek mmkn: 1- Gizleyenler, 2- Horlayanlar, 3- Kutsayanlar. 1- Gizleyenler: zellikle bu kitabn konu edindii tarih dilimi iin szkonusu olan bu tavrn oklukla iyi niyetten kaynaklanyor olmas muhtemel. Ne ki ad stnde "tarih" yaanm olaylar silsilesidir. Onu deitirmek mmkn deildir. Tarihindeki kimi netameli dnemleri gizlemek iin "tarih yazma" yolunu deil de "tarih yapma" yolunu seen kimi 'iyi niyetli' tarihiler bu gayretkeliklerini tarih1! "tahrif etmeye kadar vardrabiliyorar. Bu tavr adan sakncal: a) Tarihi gizlemek mmkn mdr, tartlr. Ancak mmkn olmas halinde bunun drst bir yntem olmad ortada. Tarih, hatasyla sevabyla bir ibretler hazinesidir. Yalnz sevaplarn alp hatalarnn zerini rtmeye almak gereki ve anlalabilir bir tavr deildir. Sonra bu, Kur'an slba uygun bir tavr da deildir. Eer tarihi ahsiyetlerin "ibret" olmas iin hatalarn aktarmak yanl bir ey olsayd her eyiyle muciz-i beyn olan Kur'an bunu yapmazd. Adem ve Yunus peygamberlerin Kur'an'da geen kssalar bunun ak rnekleridir. b) Siz tarihinizin kimi netameli sayfalarn habire kapatmak iin urarken islam'n isterik dmanlar szkonusu sayfalar hem de ilerine geldii gibi birin yannabe daha katarak yazp yaynlamaktadrlar. Sizin iyi niyetten kaynaklanan bu davrannzla elde edeceinizi sandnz menfaat bu takdirde bir cinayete dnecektir. zellikle son iki yzylda bunun ok eitli rnekleri grlmtr. Mslman toplumlara mensup gdml aydnlar bir ok konuda olduu gibi tarih konusunda da -kendi tarihlerini renmek iin-garezkar msteriklerin besteledikleri arky kendi halklarnn huzurunda syleme gafletine dmlerdir. Msr'dan Taha Hseyin, Ahmed Emin; Trkiye'den Abdullah Cevdet, Hseyin Cahid gibi isimler bunun arpc rnekleridir. c) Tarihi gizlemenin avantaj onu aakanp anlamaya ve hikmetini kavramaya almann avantaj yannda bir hitir. Sahih kaynaklara dayal salkl bilgilerden yola karak tarihini renmeyen "biz"Iere, sahte kaynaklara dayal rk bilgilerle kendi tarihimizi bize retmeye kalkan "el"ler kacaktr. Tarih uuruna sahip olmayan nesillerin gelecee salam admlarla yrmesi beklenemez. Tarih uuru ise tarihi tahrif, te'vil ve gizleyerek deil terih ve tefsir (doru yorum) ederek verilir. 2- Horlayanlar: Kendi tarihini horlayan bu tipler batllamann etkisiyle dnsel ve duygusal bir irtidat srecine girenler arasndan kmaktadr. Bunlar ierisinden bat karsnda kapldklar aalk kompleksi sebebiyle girdikleri sar'a nbeti srasnda azlarndan salyalar savurarak toplumlarnn dn ve tarih deerlerine akl almaz bir bnlkle saldran 'klinik vaka' tipler kmaktadr. Salman Rt ad bu tipin son 'cins' rneklerinden biridir. 3- Kutsayanlar: slam'n reddettii ve cahiliyyeye mahkum ettii asabiyetlerden biri olan "tarih asabiyeti"... Bu anlayta baz tarihi kesitler nce kutsanarak dokunulmazl ilan edilir. Tabi bunun iin baz deliller temin edilir. Ayet-i kerimelerin en olmadk te'villeri ve zorlama yorumlaryla mevzu hadislerden derlenen bu deliller kimi tarihi dnemlerden bir ibret vesikas olarak yararlanmak isteyen insanlarn nne takoz olarak konulur. slam'n siyasi tarihine dil bir bak asyla yaklap hicri birinci asrn baz siyasi olaylarn objektif bir gzle deerlendirmek steyen samimi mslman dnr ve alimler karalama kampanyalarna hedef klnr. Seyyid Kutub ve Mevdudi gibi saygn isimler bile bu iren kampanyalardan kendilerini kurtaramazlar. Bylece tarihi anlamak isteyenlerle tarihi kutsayanlarn yldz bir trl baramaz. Allah'n kullarn "nizam- alem" gerekesiyle "siyaseten kati" eden saltanat ynetimlerinin "necip millet" "anl tarih" asabiyetiyle kutsallatrlmak istenmesinin temelinde yatan sebep de ayn olsa gerek. Aslnda bu kitabn konusu olan tarih kesitini ele almak maynl bir arazide dolamaktan farkszdr. Bu zaman dilimi zerinde konumak hayli titizlik ve dikkat gerektiren bir i. Bunun byle olmas szkonusu zaman diliminde gerekleen nemli olaylarn kahramanlarnn sahabe olma ihtimali. te bu ihtimal baz kimseleri bu konuda ar duyarla sevketmitir.

Allah Rasul'nn keremli ashabna dil uzatmak, onlarn saygn isimlerini ypratmak ve thmet altnda brakmak haddi amaktr elbet. Deil sahabe kim olursa olsun, sradan insanlara kar bile hak etmedikleri bir slbu kullanmak m'minlik edebiyle badamaz. Kime kar yaplyor olursa olsun hakszln her tr merduttur. Bu ilke yaayanlar iin geerli olduu gibi el'an hayatta olmayanlar iin de geerlidir. Bu noktada inanan bir insana den Kur'an'n koyduu u lye uymaktr:Onlardan sonra gelenler derler ki: "Rabb'imiz, bizi ve bizden nce iman eden kardelerimizi affet. O kardelerimize kar kalplerimizde bir kin brakma! Rabb'imiz, sen ok efkatlisin, ok merhametlisin. (Har: 10) Bu mesaj, tm inananlarn kendilerinden nceki m'minlere hem de kusurlu m'minlere kar gsterecekleri tavr tesbit etmektedir. "Fey"hakkndanazil olan ayet-ikeri-menin siyak ve sibakndan da anlalaca gibi "nceki-ler"den kast -zelde- muhacir ve ensardr. Onlara "fcy" konusunda fedakar olup sonrakileri dnmeleri tavsiye edilirken, sonraki nesillere de, onlar hakknda AUah'dan af dilemelerini, fedakarlk yapmamalar halinde, onlara kin beslememelerini tavsiye etmektedir. Ayetten de anlalaca gibi, yanllara "doru" demek deil, m'minlere kar "kin beslememek" tavsiye edilmektedir. Elbette m'minc kar kin beslememek, hakikati gizlemek ya da hakikat karsnda duyarsz kalmak anlamna gelmemekledir. Adalet ve hakikat ask imann bir gereidir. Ya-plan yanla, kimden sdr olursa olsun "yanltr" demek knanacak bir davran deildir. Aksine yanla doru, doruya yanltr demek, knanacak ve yerilecek bir davrantr. Ancak, yanln yanl olduunu sahih delillerle isbat etmek ve isbat edilen bu yanl da edepli bir slpla ders almak iin aklamak gerekir. Yanl olduu nass'larla sabit olan bir davrana doru demek ve bunu isbat iin hakikati eip bkmek bata hakikatin kayna olan o nass'lara"sonra hakikatin bizzat kendisine hakarettir, zulmdr. Hele yanln adn "ietihad" koyarak ietihad gibi ok nemli bir kavram aibe altnda brakmann mazereti olamaz. Akidede peygamber dndaki kimseye masumiyet atfedilenieyecei sk tekrarlanan bir "ilke" iken fiiliyatta onbinlercc "masum" karan bir anlayla saadet asrn deerlendirmek izah mmkn olmayan bir eliki olsa gerek. Allah Rasul'nn kimi hadislerinde bariz bir biimde ortaya kan sahabe tarifiyle "mteahhirn"un sahabe tarifi arasndaki ak farkn ortaya konulmas gerekmekte. Geleneksel sahabe tanmnn Rasulullah'm, Hz. mer ve Hz. Ali'nin, tabiinden Said b. Mscyycb gibi kimi fakihlcrin sahabe tanmyla byk farklar arzetmesinin akdev ve siys sebep ve sonularn ele alp incelemek ayn bir alma, konusu. Buhari ve Mslim'in ortaklaa rivayet ettikleri "Sizden biriniz Uhud da kadar altm infak etse ashabm'dan birinin bir md hatta yarm md sadakasna yetiemez" hadisinde, geen "sizden biriniz" diye hitap ettii karsndaki topluluk kimdi, "sahabem" dedii insanlar kimdi? Klasik sahabe tanmna gre "sizden biri" diye hitab ettiklerine de "ashabm" demesi gerekmiyor muydu? Yoksa Allah Rasul'nn indinde "sahabe"nin daha zel bir anlam m vard? "Allahe Alla-he f-ashab..." diye balayan Tirmizi'nin rivayet ettii hadiste ashabna ta'n edenlere kar syledii "Ashabm hakknda Allah'tan korkun Allah'tan" szleriyle azarladklar kimlerdi? Oysa ki klasik anlaya gre "sahabe hakknda Allah'tan korkmas" ihtar edilenler de "sahabe" tanmna girmiyorlar myd? Beyhaki'nin bir rivayetinde Hz. Ali, ierisinde Rasu-lullah'i gren bir ok kimsenin bulunduu bir toplulua son gnlerinde yapt bir konumasnda "Rasulullah'm ashab..." diye balayarak vasflarn anlattktan sonra u hkm verir: "Aranzda onlara benzer kimse gremiyorum" rnekleri oaltmak mmkn. Maksadmz tabulatr-dklar sahabe tanmn bahane ederek usulcleri karmza almak deil, bu kavrama Allah Rasul'nn ykledii doru anlam bulmaya almak. Btn bunlarla birlikte Allah Rasul'nn "ashabm" buyurduu o altm nesle hangi akl banda m'min kin ve nefret besleyebilir? Yine o slam'n zor gn dostlarna svmek ve ta'n etmek gibi bir sua hangi mslman itirak eder ya da byle bir taknlk karsnda tepkisiz kalabilir? Sahabeye svme ve dil uzatma edepsizliini ilk icad eden, hatta bunu resmi bir emirle hutbelere yerletiren Emev halifelerinin bu kt davranlarn mahkum etmemek, dahas bu "snnet-i seyyie"yi devam ettirmek "adalet ve ihsan ile muameleyi" emreden Allah'akar gelmektir. Ayn zamanda bu, sahabeye svmemek iin canlarn feda etmi aziz slam ehidlerinin mesajna ihanettir. Nitekim bu kitapta katlediliini aktardmz Hicr b. Adiyy ve onun gibi Allah Rasul'nn pk ashabna svmemek iin canlarn veren aziz ehidler bu konudaki rnekler deil midir? Svg, deil sahabe, sradan insanlar iin bile irkin bir davrantr. Kald ki slam nimeti kendileri sayesinde bize kadar ulam, canlar dahil her eylerini Allah'a adam, Kur'an'n vgsne mazhar olmu (Al-imran: 110, Bakara: 143,Feth: 18,Tevbe: 100)olanen-sar ve muhacirin yani z ifadesiyle Ashab- Kiram her trl vgye ve sevgiye layktr. Bu vg ve sevgi sahabeyi kutsayip dokunulmazlklarn ilan etmeyi deil onlar anlamaya alp devrettikleri sanca yere drmemeyi gerektirir. Onlar yalnz "rnek" deil ayn zamanda "ibret"tirler. Ar snavlarda denenmi bu neslin engin tecrbesinden istifade etmeye engel olabilecek tavrlar sergilemek ve buna da tumturakl "fetvalar" bulmak ne slam'n ne de mslmanlarn hayrnadr. yi bilinmesi gereken bir ey var: slam siyaset tarihinin ilk ana hiziplerinin tm de hicri 41 'e kadar tfan bulunuyordu. Bu demektir ki isimleri ok duyulan ve k artlarn bu eserde incelediimiz ia, Mrcie, Hariciyye ve Mute-zile'yi temsil eden fertler ya birinci kuaa (sahabe nesli) ya da ikinci kuaa (tabiin nesli) mensup nsanlard. Bu hiziplere nisbet edilen insanlar bakabir yerden ithal edilmi deil o gnk slam toplumunun iinden km insanlard. Bu gerek gz nne alndnda tarihteki baz kesitleri "muhafa-zakarhk"lar gerei tabulatrmak isteyenlerin ciddiyeti de suya dmektedir. Hatalarn adn "ictihad" koyanlarn, bu kitapta ilgin yks anlatlan Rasulullah'm ardnda cihada katlm Abdullah b. Zi'1-Huveysra et-Temim ve emsalleri iin kendi koyduklar "standartlar"a pek riayet etmedikleri grlmekte. Allah'n Kur'an'da aka "fask" diye hitab ettii kii ve benzerleri iin yaplan te'viller inandrc olamamaktadr. Bu tavrn sonu Mrcie gibi saadet asrnn tescilli mnafklarn dahi -haa- sahabe saymaya kadar gider. Bu dengesizliklerin balad tarihi ta hicri birinci asrn ilk eyreine kadar gtrmek mmkn. Daha raid halifeler dneminde ortaya kan alkantlar ve onlardan sonra "hila-fet"in zorla ele geirilerek "saltanat"a dntrlmesi, birbiri ardnca ortaya kan hizipler, hiziplerle gelen siyaset kaynakl akidevi ve fkhi ihtilaflar, ihtilaflarn kavgaya kavgann savaa dn ve "imamlar"la "sultanlar" arasndaki "din dvlan"yla btn bunlara sadan soldan eklenen "kin" ve "kan dvalar"... Toz dumandan kimsenin kimseyi seemedii bir ortamda bugn ad en ok anlp da ahsiyeti en az tannanlardan biri olan Byk mam Eb Hanife'yi tarih sahnesinde gryoruz. Eb Hanife, Raid Halifelerden sonra birbirinden ayrlan "hak" ve "gg"n arasndaki amansz savata gten ve glden yana deil, haktan ve hakldan yana olmu ve bunu da kanyla, belgelemi biri. mam saltanata kar itihad temsil ediyordu. Tarih boyunca tm saltanatlarn bariz zelliklerinden biri ise "ictihad"a dman olularyd. ok deil daha be asr nce Sayda kadsnn "ictihad yapyor" jurna-liyle idamna ferman kartlan nl fakih Zeynddin b. Ali (1505-1558)'nin suu ve akbeti de mam Azam'nkinin aynisi deil miydi? ctihadla saltanat yanyana elemesi mmkn olmayan eylerdi. Birinin yaps dinamik dierinin yaps statikti. Tm antik ve ada saltanatlar dnceye ve dnen insana dmandlar. ctihad ise dncenin, imann yedeinde ulat zirve, yani akln en soylu meyvesiydi. Elbette itihadn yannda olan alimler olduu gibi saltanatn yannda olan "saray ulemas" davard. Hicri 40 ylnda birbirinden ayrlan hak ile gc yeniden bir araya getirmek isteyen mtehidler birer birer temizlenip ortalk saray ulemasna kalnca yaptklar ilk i gayr meru olan zalim gc merulatrmak oldu. Sultanlara halklar zerinde kurduklar saltanatlarn nasl ayakta tutup daha fazla saltanat srebileceklerini reten siyaset teorileri gelitirmeye, bu dorultuda kitaplar yazmaya baladlar. Kendisini mam Azam'a nis-bet edenler arasndan, yneticilerin hi bir ahlaki deerle baml olmadn syleyen nl saray ulemas N. Machia-velli'yi aratmayan tipler kt. Ehl-i Snnet ad altnda Mr-cie'nin inan ve grlerini yayan bu tiplere gre yneticiler ne yaparsa yapsn "hikmet-i hkmet" gerei idi ve karlmamas, hatta boyun eilmesi lazmd.

Nebevi izginin temsilcisi olan imamlar sultanlara kar verdikleri mcadelede her eye ramen bir "g" olduklarn isbat edince sultanlar ilmin ve alimin nemini kavrayarak eitli makam ve mevki vaadleriyle onlar satn almak istediler. Buna yanamayanlar taciz ve tehdit ederek korkutmaya altlar. Onlarn bu tehditlerine de pabu brakmayan mcahid ve muttaki ulemay bir frsatni-bulup ortadan kaldrdlar. Onlardan boalan yere kendi besledikleri ulema taslaklarn geirmek istediler. Halk hicri nc yzyln ortalarna kadar saray ulemasna kar gsterdii hassasiyeti muhafaza etti ve onlara iltifat etmedi. Daha sonralar halkn tabiat da deiti. Ancak mam Azam'n temsil ettii "mamlar" izgisini srdren alimler az da olsa her asrda bulundu. Elbette bu izgiyi tahrif ettikleri, byk imamn manevi mirasm sahiplenmedikleri, onun sultanlar eliyle dklen kan zerinde "iportaclk" yaptklar halde kendisini onun mezhebine nisbet eden de az deildi. Bunlar yeryznde adalet nizamnn garantisi olan Mbin Kitab' kayser ve kis-ralarm iine gelir bir biimde yorumladlar. Bugn de "mu-harrefizgi"n\n kimi mensuplar "yneticilerden ikayet etmek Allah'n takdirine kar gelmektir" gibi vecizeler koy-veriyorlarsa Mrcie demokratik saltanatlarn glgesi altnda varln hl srdryor demektir. Byk mam Eb Hanife'nin, onun yolunu izlediini syleyenlerce yeterince tannmyor oluu yukarda dikkati ektiimiz "kutsallatrma"ya onun da kurban verilmi olmasnn bir sonucudur. mam'n ka kez hacca gittiini, ka hatim yaptn anlata anlata bitiremeyenler onun saltanatlara kar gsterdii rnek tavr ve sonu ehadetle talanan mrlk mcadelesini grmezden geliyorlar. Elinizde tuttuunuz kitabn ikinci blm B^k mam'n ite bu unutulmaya yz tutmu mcahid kiiliini ele alyor, onun yalnz fkhta deil "siyaset"te de "imam" olduunu gstermeye alyor. Bu konuda sylenecek her eyi sylediimiz iddiasnda deiliz. Mmkn olduunca ounluun "muteber" kabul ettii ilk kaynaklardan yola karak te'lif ettiimiz bu eser, nbvvet ve saltanat arasndaki farkn anlalmasna katkda bulunmusa amacna ulam demektir. Byk bir blmn Kahire'de kaleme aldm bu eserin msveddelerinin daktilo edilmesinde byk emei geen Fatih kardeime burada teekkr ediyorum.[1] ...ve min'Allahi't-Tevfik. 19. 7. 1990 BRNC BLM - MAMLAR VE SULTANLAR I. SALTANATIN KISA HKAYES Nebevi izgi Gerek saadet devrinde gerek rid halifeler dneminde "slm nderlik" dn ve siyas olarak ikiye blnmemiti. Srf nderlik kurumunda deil, hayatn tm alanlarnda da v din-siyset btnl korunuyordu. Rasulullah (s.) irkle birlikte, monoteist dinlerden gelen laik anlaylar da kknden kazmt. sm akidesinde irk nasl btne eklemekse laisizm de btn paralamakt. Yani irk, iinde hak bulunan batl, laisizm iinden hakk alnm batld. Biri dine eklemek, dieri karmakt. Biri akideyi ekleyerek bozuyor, dieri eksilterek bozuyordu. te bu anlay Rasulullah'n btncl metoduyla reddedildi. nsanlarn hem i dnyasn hem d dnyasn hemde te dnyasn tanzim eden, mamur eden bir dini tebli ediyordu. Mescitte namaz kldryor, cephede sava ynetiyordu Rasulullah. Raid ve mrid halifeler de onun yolundan gittiler. nderliin blnmezlii hususunda titizlik gsterdiler. Hz. Ebubekir saltanata alan tm kaplan kapatan Rasulullah'n yolundan gitti. O kapy atrmad. Mlhit Kis-ra'ya ve laik Kayser'e benzememekte titizlik gsterdi. mer(r.) de yle yapt. Saltanat kokusunu ald her delii tkad. nderliin blnmezlii ilkesine azami titizlik gsterdi. Ra-id ve mrit halifeler dneminden sonra siyasal yapda bir takm atlaklar meydana geldi. Din-dnya ayrm giderek yerleti. Adeta, saltanatlarn bekas din ve dnyann ayrlna, yani 'ilkel laisizm'e balyd.[2] Dini nderliin Dnyevi nderlikten Ayrlmas: lkel Laisizm lk bakta birbirine taban tabana zt gibi grnen saltanatla laisizm arasndaki iliki neydi? Bunu aklamaya alalm. sam saltanatn her trn reddetmiti. Rasulullah da dier tm nebiler gibi saltanatn tm eitlerini reddetmi, dnyevi nderlii sefahat ve smrye dayanan saltanat zerine deil, hukukun stnlne dayanan "nbvvet" zerine bina etmiti. Saltanat zulme dosttu, slam dmand. Saltanat despotlua, slam raya dayanyordu. Nebevi ynetim ehade-te, saltanat ise sefahata dayanrd. Nebevi ynetimde hukuk yneticiden, saltanatta ise ynetici hukuktan stnd. Biri hukuk devleti, dieri imtiyaz devletiydi. Btn bunlardan ayr olarak nebevi ynetimde devlet dinin ve ebedi kurtuluun binei, saltanatta ise din devletin bineiydi. Sultanlar onu saltanatlarna alet olarak kullanyorlard. Daha z bir ifadeyle bu iki ynetimde 'din'in ilevi farkhlayor,tamlayan ve tamlanan deiiyordu. slam'n yeri nebevi hilafette 'dinin devleti'ykan saltanatta 'devletin dini' konumuna geiyordu. Dini saltanatlarna arac klmak iin nce siyaseti dinden ayrdlar. Ardndan dinsiz kalan siyasetin eline dini teslim ettiler. Buna da halkn gzn boyamak iin ihtiya duydular. te laik anlay saltanatn en byk dayana olarak byle ortaya kt. nk nebevi ynetimle saltanat eliiyordu. Nebevi ynetim hukuk devletiydi. Hukukun stnlne dayanyordu. Bu hukuk elbette kayna ilahi olan slam hukukuydu; yani slam'd. Bu hukukun stn olduu bir yerde saltanat mmkn deil yaayamazd. slam hukuku yaamasna izin vermezdi. Hukukun ruhuna aykryd. Yaps gerei slam hukuku kendi zerinde bir otorite taramaya msait deildi. Bu isterse fert, isterse aile, isterse bir gurup veya zmre olsun. Hukuku uygulayanlarn bizzat kendileri de hukuka kar sorumluydu ve o hukuk, karsnda herkesi eit grmek istiyordu. Ferdin, grubun, zmrenin, snfn haklan tanzim ve tespit edilmiti bu hukukta. Ferdin topluma zulmn onaylamad gibi toplumun ferde tahakkmne de imkan vermezdi. Bir ynetimin "saltanat" olmas iin adnn illa da padiahlk, krallk, meliklik olmas gerekmemekteydi. Bu pekala kendisini oulcu diye niteleyen gnmz demokrasileri iin de geerliydi. Hatta ad krallk olduu halde tarihte adalete ve hukukun stnlne dayanan ynetimler [Da-vud ve Sleyman (a)'n ynetimleri] olduu gibi, ad demokrasi olduu halde zmre ya da meclis saltanatna dayanan rejimler de vard. Ad ister monari, ister oligari, ister demokrasi, ne olursa olsun saltanat bir imtiyaz rejimiydi. Muhakkak bir imtiyazl zmre ortaya ikanyordu. Devlet pastasnn kayman ya bir fert, ya bir aile, ya bir meclis, ya bir snf ve zmre yemek istiyordu. te bu noktada slam hukukunu karlarnda buluyorlard. Nebevi ynetim buna izin vermiyordu. nk bata, slam hukuku 'devletin pastalamas'm ho,grmyordu. slam'n reddettii iki anlay bu noktada ibirlii yapt: Saltanat ve laisizm. Nebevi ynetimi ortak dman ilan ettiler. tkisi ibirlii yaparak ona yklendiler. nce nderliin blnmezlii prensibim zedelediler. Dini ve siyasi nderlik hakka deil gce dayanyordu. Saltanat, elinde bulundurduu bu gc dini nderlii yoketmekte, ypratmakta kulland. Gsz kalan dini nderlik hem kan kaybetti, hem de tahrifata urad.[3]

Siyasi nderliin Dini nderlie Tahakkm Dinden soyutlanan siyasi nderlik tabiatyla saltanata dnecekti; dnt de. nceleri dini nderlii tanmak zorunda kald. Ancak kendi yerini salama alnca dini nderlie kar eitli kollardan sava at. Onu altetmek iin eitli yntemler gelitirdi. Bunlar: 1. ktidarn iyi ilemeyen ya da hayt olmayan kimi kurumlarnn bir ksmn bu nderlie brakma teklifinde bulunmakt ki, dini kontrol altna almann yolu ancak buradan geiyordu. Bylece ayaklarm salamlatrm olacaklar, bir tala bir ka ku vurmu olacaklard. Dini nderlii temsil eden ulemay anlamaya ardlar. 2. Bu yntemleri, satn alma biimindeydi. Onlar makam ve mevki va'diyle satn almak istediler. Ulemay dnyevi vaadlerle ayartmaya altlar, eitli er'i deliller de buldular. Kimi kabul etti, kimi etmedi. "Dinini az bir deere satmayanlar" ikencelere urad, ldrld. Kimisi ise kabul etmek zorunda brakld. Bunlar ierisinde hayrl hizmet verenler olduu gibi ilmini satarak geimini temin edenler de kt. 3. Zor kullanarak direnen nderlere ikence ettiler. Onlar eitli basklarla susturmaya ya da yok etmeye altlar. Bunda baar da saladlar. Dini nderliin ba ezilmiti. Saltanata dayanan siyasi nderlik kalmt ortalkta.[4] Ayrlan Siyasi nderlik ve Sembolikleen "Hilafet" Bu siyasi nderlik de byle gitmedi. Abbasilerin glerini kaybetmeleriyle onun dini nderlie yaptklarn sultanlar ve emirler de ona yaptlar. Siyasi nderliin gcn de elinden aldlar. "Hilafet" adn verdikleri kurumun kanatlarndaki son tyleri de yolarak garip bir kua evirdiler. Artk bu kurum hutbelerde ad okumak, cbbe giymek ve paralarn zerine isim yazmaktan te bir deer ifade etmiyordu. Saltanatla laisizmin yzyllara dayanan ortakl, nebevi ynetimi, sonunda Bizans sistemine evirmiti. Artk din dnyaya deil, dnya dine hkmediyordu. Saltanat hakim, din mahkumdu. Bu dnemde nebevi ynetimin devam olan 'hilafet' ad, eitli kepazeliklere kartrld. Her trl zulm, sefahat, ahlkszlk bu ad altnda icra edilir oldu. Hkmranlk haklan sultanlarca ellerinden alnan halifeler ii sefahata dkmlerdi. Halifenin saraynda binbirgeceler yaanyordu. Lakalaan bu kurum artk dokuzuncu yzyldan sonra yaptrm gcn yitirerek tamamen sembolik -bir hl ald. Ayakta durabilmek iin bir sultayamuhta hale gelmiti. Bugnn ngiliz kraliesinden daha beter ilevsizletirilen halifeler kapann elinde kalyordu. Kim daha zorbaysa, kim daha zalimse, kim daha baskn karsa onun tarafna geiyor, onun saltanatna kaldra oluyordu. Bylesi bir hilafetin varl yokluundan daha zararl bir hale gelmi; msl-manlarn, slam'n "nebevi hilafet" kurumuna olan gvenleri zedelenmiti. Artk yeni duruma uygun siyasal teoriler gelitiriliyor, bir takm ilim mahfilleri de nderlii nebevi aslna dndrme yerine mevcut anlaya klf bulma abasna giriyorlard. Ulemann bir ksm mevcudu onaylamasa bile bu duruma bir vaka olarak bakyor, pragmatik yaklamlarla mevcut otoriteden slam namna bir eyler koparmaya alyordu. Otoritenin gayri slami, gayri ahlk ve hatta gayri insan davranlarna slam adna koparlacak tavizler hatrna gz yumuluyordu. Ve tabi her zaman olduu gibi Rasuln varisleri de btn bunlara kar canlar pahasna direniyorlar; bedelini ikence, zindan ve lmle ekiyorlard.[5] Bab- Hmayun'dan Geip Mecliste Kaybolan Hilafet Hilafet, Osmanl'yla, kaybettii dnyevi gcne kavumutu. Ama hi bir zaman dini gcne, yani meruiyetine kavumamt. Osmanl, Emeviler ve Abbasilerin ilk yarm asrndaki konumuna getirmiti hilafeti. Hilafet asndan bir gelime saylabilirdi yeni durum. Hilafet messesesi gc olmayan "Vatikan" rnei bir yapdan kurtulup dnyevi otoritesine kavumutu. Hicri binin ortalarnda kaybettii gcne sonlarnda kavumu grnyordu. Asabiyetimizi bir tarafa brakp dnrsek gerekte yle miydi? Osmanlyla hilafet mi glenmiti, yoksa 'g1 m kendisine yeni bir dayanak daha edinmiti? Osmanlnn hilafeti ele geirmesiyle mahiyet asndan kimin daha krl kt sorulacak olursa, bundan hilafet messesesi krl kmtr demek mmkn. Ama Osmanl teb'as olan mslmanlann bundan ne gibi bir yarar salad tartlmal. Hilafet messesesi hangi hukuk, iktisad, itima yaraya merhem olmutur? Osmanlnn mslman te-basi bu messeseyle hangi haklar elde etmilerdir? Asl konumuza dnp sorumuza cevap bulmaya alrsak halifelik Osman Bey ve Orhan Bey'in saltanattan uzakta cihad ve adaletle kurarak ynettikleri Osmanl Dev-leti'ne hi de hayrl eyler katmad. Herhalde kimse, Osmanl'nn ele geirdii hilafetin Ra-sul'n ve Raid Halifeler'in miras brakt nebevi hilafet olduunu iddia edemez. mmetin kendi hukukunu temsil hakkn kendi iradesiyle (ra) teslim etmesi gibi bir durum da szkonusu deil. Neydi o halde? Elbette nebevi deil 'sultani hilafet. Yani naks bir hilafetti. Osmanl'nn ele geirdii hilafetin dikkate deer unsuru yok muydu? Vard elbette; Mukaddes emanetler. Bir de mmete bir iyilik yapt Osmanl; yzyllardr mmetin imkanlaryla sefahat sren bir aileyi mmetin srtndan kaldrd. Ama hilafetin yzlerce yllk atafat ve saltanatn da tevars etti. Ne ki, yine de Emevi ve Abbasi saraylaryla Osmanl saray ok farkllklar arzet-mekte. Osmanl'nn hilafet tarihi dierlerinden daha insani ve slami'dir. Hi deilse zulm ve sefahat asndan byledir. Hilafetin Osmanl slam Devleti'ne kazandrdklarn ve kaybettirdiklerini soukkanllkla tartmak gerekiyor. Konuya nebevi ynetim asndan deil de "necip millet", "anl tarih" nostaljisiyle yaklalnca elbette kimsenin diyecek bir eyi kalmaz. O zaman Rasulullah'tan esirgedikleri vgy arap rkn ycelttii iin Emevilere bol keseden datan 'arap-mslman1 sentezclerinin yapt saltanat savunuculuunu biz de tersinden yapabiliriz. 'Halife' unvan gerektike kullanla kullanla yzylmza kadar gelindi. Ancak son 'hilafet devleti' de yklnca yeryznde sureta da olsa sami ynetimi temsil eden g kalmad. Osmanl sonras yaplanmada, 'sultani hilafet'in saltanat boyutu, 'hilafet'ten ayrlarak hakim gler arasnda pay edildi. Zaten saltanata ok daha nceleri, merutiyetle (1908) birlikte bir ortak bulunmutu: Meclis. Saltanat haklarnn bir ksmn meclise devreden 'halife', yeni ynetimle birlikte elinde kalan ksmndan da oluyordu. nk saltanatn yeni sahipleri kendilerineferik' istemiyorlard. Saltanat btnyle 'meclis'e geince 'halife sultarim sultanl gidiyor, yalnz halifelii kalyordu. Yani halifelik Osmanl'dan nceki haline avdet ediyordu. Bu srecin doal sonucu olarak, sonra, o da tarihe karacakt. Hindistan'da kbal, Msr'da Taha Hseyin gibi bazlar saltanat gibi hilafetin de meclise getiini savunacakt. kbal bu grnde yanldm ac ac itiraf edecektir daha sonralar. lk meclis mebuslarndan SeyyitBey'in dedikleri doruysa, artk sultan-halife bir kii deil bir ka yz kiiydi. Bu anlay doru kabul etmemiz halinde 'hilafetimiz'in hala devam ettiine inanabiliriz. Bazlarnn T. C.'yi 'lider' gsterme alkanlnn yalnzca bir temenni deil bir 'gerei' de yansttn bylece renmi oluyoruz. Saltanata gelince: O zaten asr- saadet ve hulefa-i rai-din dnemi dnda arada bir aksamalara ramen hi kalkmam bir kurumdur. Ancak ok el deitirilmitir. imdi ise saltanat artk klasik yntemlerle deil modern yntemlerle iliyor. Esasen slam'n dnda hi bir ynetim sistemi saltanat kaldracak bir mekanizmaya da sahip deildir. Saltanat "hukuk kargsnda bir imtiyaz" olarak alrsak, bu tanma gre bugn hi bir ynetim yoktur ki saltanat olmasn. imdilerde 'evrim' geiren marksizmde snf saltanat, militarizmde asker saltanat, demokraside meclis ve "gizli odaklar" saltanat, kapitalizmde para saltanat srp gidecektir. nk saylan tm bu sistemlerde hukukun mutlak stnl diye bir ey yoktur. Bu yasalar birileri yapar ve bu sistemlerde muhakkak birileri hukukun stndedir. Acktklar (ihtiya duyduklar) zaman

helvadan tanrlarn yiyen cahiliye mrikleri gibi onlar da acktklar zaman stnl yalnz mazlum halka olan yasalarn yerler ve bir yenisini yaparlar.[6] Evet, alarst bir hukuku olan Ebu Hanife'nin hayatn anlatrken elbette onun tavrlarn anlamamza yardmc olacak nbvvetten saltanata gei srecini iyi bilmemiz gerekiyor. mamn tm mcadelesinin temelinin, 'hukukun stnlnyeniden salamak' olduu gn gibi ak. Saltanat tarihi, iyi bilinmeden gemi ve bugn hakknda doru ve salkl deerlendirmeler yaplamayacaktr.[7] Hangi slam Devleti? mam'n hayatnda, slam nderlie ilikin kimi sorularmza ve sorunlarmza cevap bulabileceimizi sanyorum. Bugn slami hareketin temel sorunlarndan biridir n-derliksorunu. Bu sorunun zm iin ncelikle entellekt-el birikim gerekmektedir. slami nderliin kendine zg felsefesi ortaya konulmadan; konuulup tartlmadan, elbette salkl sonulara ulalamayacaktr. nk nderlik sorunu devlet sorunundan nce gelmektedir. Mslmanlarn bir buhran yaad mahrumiyet artlarnda nde yrme cesaretini gsterenlerden bazlarnn, kendilerine slam tarihinin en netameli dnemlerinden rnek semeleri de gsteriyor ki, bu alanda entellektel bir boluk yaanmaktadr. mam-i Azam, Asr- Saadeti ve Hlefa-i Raidin'i 'fazla ideal' bulup, kendilerine 'anl tarih'in saltanat zaarndan nder ve rnekler beenenlere iyi br yol gsterici ve uyarc olabilir. mamn can pahasna muhalefet ettii modelin en silik kopyelerine 'slam1 diye, 'tarih' diye, 'devlet' diye sarlmann ve onun ryalaryla yatp kalkmay 'devlet uuruna ermi olmak' sayp,bunu bir ayrcalk gibi sergilemenin ne byk bir yanlg olduu artk renilmeli. Gerekten de bugn 'slam devleti' kavramnn bir ojc mslmann zihninde oluturduu imaj aslnda slam'la taban tabana zt olan 'saltanat devleti'dir. Asr- saadet ve raid halifelerin, hukukun stnln esas alan, adalet ve raya dayanan nebev ynetiminden deil de> sefahat ve istibdata dayanan saltanatlardan, slami ynetime ulamada klavuzluk yapmasn istemek, hl "krk katr m, krk satr m? ikileminde bocalamak demektir. Bu durumda, 'nebevi hilafet ve 'sultanihilafefm tarihim bilmek daha bir nem arzedyor.[8] II. SALTANATIN TARH ARKA-PLANI 1. NBVVET VE SALTANAT "-Ey Fazl'm babas yeeninin saltanat ne kadar da bym!" "-Yazk sana! O saltanat deil, nbvvettir.,"[9] Bu konuma binlerce kiilik slam ordusunun Mekke srtlarndan ehre giriini seyreden iki kii arasnda geiyordu. Bu basit bir muhavere deildi. Ayn zamanda iki farkl dnya grnn ayn olay nasl deerlendirdiinin de bir timsaliydi. Baka bir deyimle kazanan gle yirmi ksur senelik mcadele sonunda Mekke gibi ilk ve son kalesini kaybeden g arasndaki siyaset felsefesinin farkhllnm deliliydi, kisi de ayn olay gzledikleri halde birbirine taban tabana zt iki farkl bakasyla ifade ediyorlard grdklerini: Nbvvet ve saltanat. Mekke'yi temsil eden bak, olay dnyevi g asndan deerlendiriyordu. Bir ou birbirine can dman olan ve hepsinin farkl deerlere inand bunca farkl kabileyi tek inan (tevhid), teklider (rasul), tek slogan (Allahu Ekber). Eletiren eyin olsa olsa yalnzca zorbalk ve dn-cirafn dayanan 'saltanat' olabileceini dnyordu.Gine'yi temsil eden mantk, bylesine ezici birkuvUardrkendisineveinancnakarkrbirinatlaayak *' ^ 'nsanlarm ellerindeki en byk karargah fetheden komutannn, sultanlara ve padiahlara yarar bir o*1* ve gururla deil de, hamd ve krle ykml ol-t,ir tan| . ^fjsmda ba devesinin hrgcne deecek kaduu r' birteVazu vetoprakgibibirmahviyetierisindege-r ve hkmn veriyordu: "Saltanatdeil, nfrv asr_, saadetteki mcadele (biri batl da olsa) iki mcadelesi miydi? Bir inan mcadelesi olarak ^yrin* mjydik m'minlerle mrikler arasndaki tarihi lara doru cevap bulabilmemiz iin bir ka ola-3 den hatrlamamz gerekecek. bRasulullah'a:Ben iman edersem bana ne var?" 'tn m'minlere ne varsa sana da o var." ni bakalaryla eit tutan din olmaz olsun!"[10] - f jk Mekke toplumunun nclerinden Ebu Leheb'in ^ada da grld gibi 'irk' dininin korunmas de-rdi nL m hukuku karsnda imtiyazl olmak iin dpe-' lkyap1)'01'- Uluhiyet ve rububiyete bu kadar kar p'1^' temel sebebi de bu. Biliyorlar 'rabb' bir, 'ilah' ikm:1'1 ^(iyazlar ellerinden alnr. rpnlar hep bu bir ol1"' ^ kiijj- ama bu imtiyazn tannmas durumunda yzde'1/ jerden bir ounun kabul etmesi mmknd. nya^ i ,rin elebas Ebu Cehil de buna benzer bir mantk i' jjz Ali ile karlamalarnda "amcann olu ,.." dedikten sonra iki kabile arasndaki rekabeti uzun uzadya sralyor, "imdideHaimoullar tutmular bir peygamber karmlar; biz nereden bulalm peygamberi?" diyordu. Ebu Leheb'in derdi imtiyaz, Ebu Cehil'in derdi de asabiyet idi. Yani din gayreti yine yoktu ortalarda. Mriklerin bir inanc savunmak gibi bir kaygyla hareket etmedikleri ortadayd. Mevcut konumlarnn deieceinden, smrlerini kaybetmekten, saltanatlarnn sneceinden, asabiyetlerine halel geleceinden korkuyorlard. Maddeler halinde sralarsak onlar eyi korumaya alyorlard: 1. Saltanatlar: Ki buna tm menfaatleri ve hukuki imtiyazlar girer. 2. Asabiyetleri: Fertten balayp rkn tmne kadar uzanan bir silsile iinde gereksiz kavga ve dklen kanlar pahasna srdrlyordu asabiyet. 3. Atalar Yolu: Bu da asabiyetlerinin bir paras olarak dinlemi bir tarihti. Onlar irki semediler. Atalarn zerinde bulduklar yola tabi oldular. Onlara: "Allah'n indirdiine uyun!" dense, "Hayr, biz atalarmz zerinde bulduumuz (yol)a uyarz!" derler. Peki ama, atalar bir ey dnmeyen, doru yolu bulamayan kimseler olsa da m (atalarnn yoluna uyacaklar)? (Bakara, 170) Babalarmz zerinde bulduumuz ey bize yeter derler. (Maide, 104) Onlar bir ktlk yaptklar zaman: "Babalarmz bu yolda bulduk, (o halde) Allah da bize byle emretti." derler. "Allah ktl emretmez" de. Allah'a kar bilmediiniz eyleri mi sylyorsunuz? {A'raf, 28) Eer atalar baka bir yolda olsalard ona tabi olacaklard. Yani grld gibi inan bu sralamada yer almamakta. Hak ya da batl; inancnda ciddi ve samimi olanlarn yapaca teklif midir u: "Gel bir yl biz senin tanrna (senin inandn gibi) tapalm; bir yl da sen bizimkine (bizim inandmz gibi) tap." O zamanlar imdiki gibi yaamakla inanmak arasnda uurumlar olumadndan tapnma hem inanmay, hem yaamay birlikte ifade ediyordu. Bu teklif inancndan emin olanlarn yapaca bir teklif deil. Buna cevab da Rasulul-lah deil, Kafinin Suresi'yle Allah verecektir: ...Sizin dininiz size, benim dinim bana. Cahiliye aristokratlar inan karsnda o kadar lakayd kalyorlard ki bu sapk teklifte pazarlk yaparak istekleri olan kendi tanrlarna tapnma sresini tek tarafl olarak az bir sreye kadar indiriyorlard. Bu teklif inandn syleyen biri iin yzkarasyd.

Bu durumda mriklerin mslmanlara kar verdikleri sava, batl da olsa bir inanc korumann savadr diyemiyoruz. Tarih boyunca mriklerin en ok inandklar ey menfaatleri ve saltanatlar olmutur. Saltanatlarna halel getireceine inandklar tm klar (ilahi ya da beeri kaynakl) yerle bir etmeye almlar, bylesi durumlarda en acmasz zulmleri irtikap etmekten ekinmemilerdir. Rasulullah (s)1 a gelince, o bir kul gibi yey ip bir kul gibi yaamakla vnmt. Karsnda titreyen bir bedeviye: "Ne titriyorsun?" diyerek, Kayser ve Kisra gibi saltanat sahibi olmadn, kendisi gibi biri olduunu vurguluyordu. Titizlikle uygulad 'hukukun stnl' ilkesine halel getirmiyordu."Be kimin srtna hakszyere vurmusam, iste srtm, gelsin vursun!" uyars karsnda hak talep eden Uk-kae (r)'y e dnp: "Haydi al hakkn! "diyecek kadar hukuka riayet ediyordu. Buhari'nin naklettii bir rivayette, "Hrszlkyapan Mu-hammed'in kz atma da olsa vallahi Muhammed onun elini de keserdi."[11] diyebiliyordu. Raid ve mrid halifeler de hukukun stnln titizlikle koruyorlar, bu konuda taviz vermiyorlard. Bu rnekler tarihin eine benzerine islam dndaki bir baka sistemde ahid olmad ve bundan byle de olamayaca rneklerdi. Ad ve nitelii ne olursa olsun tm beeri sistemlerde (oulcu olup olmamas farketmez) hukukun imtiyaz tand bir snf muhakkak olagelmitir. Bugnk sureta ounluku rejimlerdeki meclislerin ve meclislerin yasland 'g odaklar'nn durumu bunun en arpc rneidir. Demokrasilerdeki "hukukun stnl" aldatmacasn ngiltere'de yaygn olan u alayl sz ok gzel ifade eder: "Herkes eittir, Kralie biraz daha eittir." Hangi sistemin tarihinde, hukukun stnl konusunda, tarihimizin aln ak sayfalarna benzeyen bir sayfa vardr?[12] 2. HLAFET VE SALTANAT Allah'a yemin ederim ki ben halife miyim, sultan mym bilemiyorum. Eer sultansam vay halime!... mer bn-i Hattab Rasulullah (s.),uygulandi srece saltanatn hi bir trne geit vermeyecek bir model brakmt ardnda. Bu modelin belli bal zelliklerini Ras.ulullah (s.) 'm uygulamalarnda grmek mmkn. Nebevi hilafet sahih temeller zerinde ykseliyordu. Raid ve mrid halifeler dneminde kimse Rasulullah'm koyduu bu sisteme mdahale etmeye, bu sistemin ilkelerini sarsmaya ve saltanat ikame etmeye cesaret edemedi. Mrid halifeler bylesine bir durum hissettikleri her davrana iddetle kar ktlar ve cezalandrdlar. Ebubekir (r) Beni Saide Sakifesi'nde ashabn bey'atyla halife seilince kimse onun elinden hilafeti zorla almaya kalkmad. HattaSa'd b. Ubade (r) gibi biat etmeye yanamayanlar dahi byle bir harekete teebbs etmedi. Hz. Ali tm kkrtmalara ramen mmetin seimine ve kabulne sayg duymakta kusur etmedi. Hz. Ebubekir'in seimi kritik bir dnemde gereklemi, ani ve olaanst bir seimdi. Bu seimin bir usul olarak sonrakileri balamadn Buharf nin naklettii Hz. mer'in u szlerinden reniyoruz: "Eer o zaman byle yapmayp da bir oldu bitliyle hilafet meselesini halletmemi olsaydm, meclisimizin sz uzatmak, istiarelerle vakit kaybetmek ihtimali vard. Bu durumda sonuca raz olmak bizim iin ok zor olacakt ve tamiri mmkn olmayan olaylarla karlaabilecektik. Ebubekir'in hilafetinin bir rpda halledilmi olmas bunun ileride umumi bir kaide haline gelmesini icap ettirmez. imdi, siz onun gibi zat nereden bulup karacaksnz? O halde, ms-lmanarn maveresi olmakszn, birisi kar da, baka bir ahsa biat etmeye kalkarsa bu takdirde hem biat eden hem de kendisine biat edilen lmlerini hazrlam olurlar."[13] Anlalyor ki Hz. mer slami siyaset ilkelerinin zedelenmesinden korkmakta, bunun garantisi olarak da raya dayanan bir ynetim sistemini ngrmektedir. Hatta ra sistemini zedeleyen davranlarn en iddetli ekilde cezalandrlmalarn tavsiye ederek verasete dayanan saltanat mahkum etmektedir. z oullarn hilafete aday olmaktan men etmesi verasete dayanan saltanat sistemine kar gsterdii tepkiden kaynaklanyordu. Hz. Osman'n ehadetinden sonra kendisini 'halife' yapmak isteyenlere Hz. Ali (r) yle der: "Bu i byle olmaz, sizin yetkinizde deildir. Halifenin seimi ura ehline ve Bedr ehline aittir. Onlar kimi halife yapmak isterse o olur." Bu bn Kuteybe'nin rivayeti. Taberi ayn olay yle nakleder: "Hseyin b. Ali'den: "-Osman ldrldnde babamla birlikte eve geldik. Rasulullah'm arkadalar ona gelip dediler ki: Bu adam (Hz. Osman) ldrld. phesiz insanlara bir imam gerekli. Ynetim iinde ne geme ve Rasulullah {s)'a yaknlk bakmndan senden daha layk birini bulamayz." "-Byle sylemeyiniz. Benim vezirliim emirliimden daha hayrldr." "-Hayr, yle deil. Allah'a andolsun biz sana bey'at edeceiz." "-Bey'at mescidde, halkn huzurunda, mslmanlarm rzasyla olur; asla gizli olmaz."[14] Anlalyor ki, Ali (r) mslmanlarm kendisini istediklerini bildii halde, ray zorbala dntrme ihtimali olan en ufak bir szntya dahi meydan vermiyor. Bu tavrn kendisinden sonra olu Hz. Hasan'a biat almas talebiyle kendisine gelenlere kar da gstererek bunun mmetin istiaresine bal olduunu vurguluyordu. Oullarna son kez vasiyet ederken, bir zatn: "-Ya Emire'l-M'minin, niin veliahd tayin etmiyorsunuz?" sorusunu yle cevaplyordu: "-Ben de mslmanlar Rasulullah'n brakt gibi brakyorum."[15] E-Bidaye sahibinin naklettii bu rivayetten ve dier Hulefa-i Raidin'in uygulamalarndan anlalyor ki halife seme ii "ura" iledir; mslmanlarm rzas iledir. Babadan oula veraset yoluyla deil. Hele halifelii zorla gasbetmek, g kullanarak bu makama oturmak mslmanlarm aklndan dahi gememektedir. Saltanat ile hilafet arasndaki fark sahabe de ok iyi biliyordu. Ebu Musa el-E'ari (r), Mesruk b. Ecda (r)'ya: "mamet mavere ile gereleen bir itir, meliklik ise kl zoru ile ele geirilen makamdr."[16] tarifini yapyordu. Yine ashabn hilafet ve saltanat anlayn belgeleyen u szleri bn Sa'd'm Tabakat'mdan nakledelim: Hz. mer ile Selman- Farisi arasnda u konuma geer: "-Ben halife miyim, yoksa sultan m? "-Eer sen, mslmanlarm malndan bir dirhem dahiolsa, kanunsuz olarak (hakkn olmad halde) alrsan ve bunu da keyfin iin harcarsan o zaman sultansn; deilse halifesin. Bu szler mer (r)'i alatt." Bir gn mer (r) dedi ki: "-Allah'a yemin ederim ki ben halife miyim, sultan mym bilemiyorum. Eer sultansam vay halime." Bu szler zerine oradakilerden biriyle mer arasnda u muhavere geti: "-Ey m'minlerin emiri! Halifelikle sultanlk arasnda ok byk farklar vardr." mer sordu: "-Ne gibi farklar var?" "-Halife, hakk olmadan kanunsuz bir ekilde hi bir ey alamaz, harcayamaz. Ancak hakka muvafk bir ekilde harcamalar yapar. Allah'a hamdolsun, sen de byle yapyorsun. Padiah halka zulmeder, devlet maln istedii gibi kullanr, bakalarna verir, kimse de kendisine bir ey diyemez."[17]

Raid ve mrid halifeler beyt'1-mali mmetin hakk olarak kabul ederler ve bu hususta ylesine titizlik gsterirlerdi ki Hz. Osman bile, halife olduktan sonra yapt kimi icraatlarn ncekilerin uygulamalarn rnek gstererek soranlara, bu titizlii an bulduunu syleyecekti. Hz. Ebubekir'e srarlar sonucu yllk 4.000 dirheme ulaan bir maa balanmt. Ancak vefatnda kesesinden 8.000 dirhemin beyt'1-male denmesini vasiyet ederek bu konudaki hassasiyetini sergilemiti. Yani aldn daha fazlasyla iade etmiti. Hz. Ali'ye, Muaviye gibi halka bahi ve hediye datarak kendisine taraftar toplamas tavsiye edilince; bunu iddetle reddeder ve der ki:"Siz, bu ekilde kanuna (eriata) uygun olmayan ve yakksz usullerle iimi halletmemi istiyorsunuz yle mi?" Yine Hz. Ali, kardei Akil'in beyt'l-malden para isteini "Ne demek! Senin kardein, Mslmanlarn mallarn sana versin de kendisi cehennemin yolunu tutsun, yle mi?" deyince kardei halifeye kar isyan eden am ordusunun saflarna iltihak edecetir.[18] Hulefa-i Raidin'in devlet hazinesi konusundaki hassasiyetlerine bir ok rnek verilebilir. Rasulullah'n hukukun stnl konusunda gsterdii hassasiyete deinmitik. O'nun yolundan giden raid halifeler de hukukun stnlne halel getirmediler. Bu konuda mam Ebu Yusuf un Kitabu'l-Harac'mda anlaml bir rnek yer alr: Hz. mer hac mevsiminde orada bulunan valileri halkn huzuruna toplayarak dedi ki: "nsanlar! Valilerimi size hak ile muamele etsinler diye gnderdim. Deilse onlar sizin kannza, teninize, malnza dokunsunlar diye gndermedim. Kimin hakk yenmise kalksn! O gn birisi kalkt ve dedi ki: . "-Senin memurun (vali) bana yz kam vurdu. mer: "-Onu bul, buraya getir. Ben de ona yz kam vuracam. Amr b. As ayaa kalkarak kendini yle savundu: "-Ey M'minlerin emiri! Senin valilerine kar byle davranman bir gelenee dnr ve onlarn zoruna gider. "-Andolsun Rasulullah (s)'n kendi nefsine had uyguladm grdm. O'na olacak da Amr'a m olmayacak? Hak sahibine dnerek: Kalk ve ksas yap! "-0 zaman brak da onu raz edelim. "-Bu ikinizin arasnda bir ey. Hak sahibini her kamya iki dinar olmak zere ikiyz dinar (altn)a raz ettiler."[19] Raid halifeler bu titizliklerini cahiliye asabiyetinin hortlamamas iin de gsteriyorlard. nk Rasulullah'n reddetii 'cahiliye asabiyeti' henz yeni mslman olanlarn dncelerinden tamamyla tcmizlcncmcrni, bu merdut asabiyet yer yer frsat bulduka dnce planndan eylem planna da kar olmutu. Asabiyet onlar garip davranlara srklyordu. Rasu-lullah.vc Raid halifeler dneminde mslmanlarla savaan arap kabileleri "ulusuluk" uruna savayorlard. O an "milliyeti" araplannin efsanevi nderleri Ebu Cchil'di. nk Ebu Cchil'in Rasulullah (s)'a kar verdii mcadelenin dinamii din kaygs deil "ulusuluk"lu. Bu konuda Bcyhaki'nin naklettii rivayet hayli ilgin: Allah Rasul Ebu Cehil'e hitaben: "-Ya Ebe'l-Hakem! Haydi Allah'a veRasulne gel. Seni Allah'a imana davet ediyorum." buyurdu. Ebu Cehil ise: "-Ya Muhammedi lahlarmz ktlemeye son verecek misin? Sen sadece kendinin tebli ettiine ehadet etmemizi mi istiyorsun? te biz de senin tebli ettiine ehadet ediyoruz. Allah'a yemin ederim ki sylediinin hak olduunu bilsem, sana uyardm." dedi. Rasulullah (s) gilti. Bu srada Hz. Ali kagcldi. Ebu Cehil: "-Vallahi O'nun sylediinin hak olduunu biliyorum. Fakat bana engel olan bir ey var. Kusayoullan hicabe (Kabe rts) bizde, sikaye (haclara su verme) bizde, nedve (ynetim) bizde, liva (sancak) bizde diyorlar. Bunlar kabul ediyoruz. Onlar yedirip iirdilerse biz de yedirip iirdik. Onlar ne yapmsa biz daha fazlasn yapmaya altk. Bu sefer kar taraf 'peygamber' de bizden kt diyor. te buna gelemem." 'Milliyeti' Ebu Cehil'in soy asabiyetine dayal dmanl kendisine ebedi hsrandan baka bir ey kazandrmad. Allah Rasul insanlarla halkm arasna gerilen bu duyguyu iddetle lanetledi, knad ve yok etmeye alt. Raid halifeler de aynsn yapt. Araplar arasndaki 'asabiyet' duygusunun kendilerini ne duruma drdn Taberi yle nakleder. Talha en-Nemri adnda birinin Mseyleme'yle muhaveresi: "-Sen Mseyleme misin? "-Evet. "-Seni kim gnderdi? "-Rahman. "-Aydnlkta m geldin karanlkta m? "-Karanlkta. Adam Mseyleme'nin yzne beraber yle der: "-Ben ehadet ederim ki sen yalancsn ve Muhammed haktr. Fakat bize Rebia (kabilesi)'mn yalancs Mudar (ka-bilesi)'n sadndan daha sevimlidir."[20] lgin olan, adamn Rasulullah'm hak peygamber olduuna ehadet ettii halde 'milliyetilik' akna Mseyle-me'yle birlikte slam ordularna kar savap Mseyle-me'yle birlikte lmesi. Hz. Ebubekir'in hilafeti zerine bu kllenmi duygular bazlarnca uyandrlmaya allarak Hz. Ali'ye hilafeti zorla almay teklif ettiklerinde, O: "-Sizin bu hareketiniz, slam'a ve mslmanlara dman olduunuzu gsteriyor."[21] diyerek teklifi reddeder. lk iki halife bu konuda ylesine titiz davrandlar ki kendi kabile ve ailelerinden hi kimseyi greve getirmediler. Hz. mer kendisinden sonra halife olmas muhtemel olanlar arp onlara mensup olduklar kabile fertlerine imtiyazl davranmamalarn vasiyet ediyordu. Bir defasnda, Hz. mer, lm deindeyken kendisinden sonra Rasu-lullah'n yasaklad asabiyetin hortlamasndan korkarak Hz. Osman, Hz. AH, Hz. Sa'd b. Ebi Vakkas' ararak her birine yle vasiyette bulundu: "Allah akmaey Ali, eer inalarn ynetimini stlenirsen Beni Haim'i (kendi soyunu) insanlarn bana getirmekten sakn! Allah akna ey Osman, eer ynetimi stlenirsen Ebu Muayt Oullar'ni insanlarn bana geirmekten sakn! Allah akna ey Sa'd, ynetimi stlenirsen akrabalarn insanlarn bana geirmekten sakn! Haydi, kalkn ve istiare edin. Sonra da iinizi yerine getirin. nsanlara namaz Suheyb kldrsn.?[22] Bu konudaki hakl titizlii ve uzak grll yanstan u rivayet daha sonraki olaylarn anlalmas asndan yararl olabilir: Hz. mer, Abdullah b. Abbas ve Hz. Osman'n yannda bulunduu bir gn unlar sylemiti: "-Eer benden sonra herhangi biriniz yerime geerseniz, aman dikkat ediniz. Beni Muayt'i (meyyeoullarn) veefradn halkn ensesine musallat etmeyiniz. Buzmre bir kere halka musallat oldu mu Allah'a kar itaatsizlik yoluna gidebilirler. Yemin ederim ki ben bunu sylemezsem Osman byle yapar. Osman byle yapnca da bu zmre ister istemez masiyet yolunu tutar. Halk da ayaklanr ve Osman'n lmne sebep olur."[23]

Rasulullah'm "O sy{etilenlerdendir" buyurduu mer (r)'in basiretinin keskinliine amamak elde deil. Hz. Osman'n hilafetiyle olaylar farkl bir gelime izgisi gsterdi. Hz. Osman yakn akrabalarn nemli grevlere getirirken ilk iki halifenin ahsi tutumunu ve kendi davrannn gerekesini yle aklyordu: "-Ebubekir ve mer, beyt'1-mal konusunda, hem kendilerini hem de akrabalarn skntya soktular. Fakat ben s-la-i rahmi tercih ediyorum."[24] Sla-i rahim hususunda olduka titiz davranan Hz. Osman halife olunca yaknlarn ilk iki halifenin siyasetinin aksine grp gzetti. rnein Mervan bin Hakem'e Afrika'da-ki ganimet mallarnn humusu (bete bir) olan be yz bin dinar balamt. Hz. Osman'n ondan nce de Afrika'dan gelen ilk humusu bn-i Ebi Sarh'a verdiini nl tarihi bn-i Cerir naklediyor. Hz; Osman srf bunlardan dolay sahabenin tepkisini ekmemiti. Yaknlarn devletin yksek kademelerine atamas da sahabe arasnda itirazlara neden olmutu. Sa'd b. Ebi Vakkas' Kfe valiliinden azlederek yerine anne bir kardei olan Ukbe b. Ebi Muayt' daha sonra da baka bir akrabas olan Sa'd b. As'i getirmiti. Bundan baka Ebu Musa el-E'ari'y i Basra valiliinden azlederek yerine anne bir kardei olan Abdullah b. Amir'i tayin etti. Msr valiliine ise Hz. Amr b. As'm yerine kendisinin st kardei bn Ebi Sarh' gnderdi. Hz. mer dneminde Muaviye sadece am vilayetine bakyordu. Hz. Osman onun yetkilerini genileterek Humus, Filistin, rdn ve Lbnan' da ona verdi. Bu atamalarn halk zerindeki etkisi hayli olumsuz olmutu. Sadece halk deil, sahabenin ileri gelenleri bile honutsuzluklarn her frsatta ifade ediyorlard. Kfe valiliine atanan Velid b. Ukbe ile eski vali ve gzide sahabi Sa'd b. Ebi Vakkas arasnda geen u konuma 'tuleka' ile 'sabikun' arasndaki siyaset felsefesinin ne kadar farkl olduunu gstermesi bakmndan hayli manidar: "-Bizden sonra, sen bu memleketi daha m iyi idare edeceksin? Acaba sen, bizden daha akll ve daha bilgili misin, yoksa biz mi senden daha cahil ve ahmak insanlarz? "-Ey Ebu shak (Sa*d b. Ebi Vakkas) tasalanma. Bu bir saltanattr.Sabahleyin bu saltanatn tadm bir bakas karr, akam ise baka birisi. "-Size bu saltanatn tadn tattrann kim olduunu biliyoruz."[25] Ayn kaynak bu tr eletirileri getirenlerin pek ok olduunu bn Mes'ud'un da bunlardan biri olduunu syler. Bu honutsuzluklarn temelinde yatan sebep Hz. Osman'n akrabalarn ynetime getirmesi olamaz. Bu, tek bana bunca insann ayaa kalkmasn aklamyor..Sanrz asl sebep, ynetime getirilen bu insanlarn sahabe ve halk nezdindeki durumlar ve yaantlaryd. Konunun iyi anlalabilmesi iin bu isimlerden bir kann hal tercemelerini ksaca aktarmamz gerekecek. Hz. Osman dneminde ynetime gelen Beni meyye fertlerinin ou "tuleka"dandr. Tuleka; sonuna kadar direnerek Rasulullah ve ashabyla savap fetihten sonra af talepleri Rasulullah tarafndan kabul edilip slam'a teslim olanlara verilen isimdi. Bu balamda ilk akla gelen isimler Muaviye, Sa'd b. Ebi Sarh, Velid b. Ukbe, Mervan b. Hakem vesaire gibi Beni meyye ileri gelenleri idi. Tuleka'dan olmak elbette yalnz bana sulanmak iin yeterli sebep tekil etmiyordu. Zaten asl mesele de ne onlarn halifenin yakn akrabas olmas ve ne de "tuleka"dan olmalaryd. Rasulul-lah'n terbiyesinden geen keremli ashab, elbette insanlar kt gemilerinden dolay sulamayacak kadar olgun idiler. Hele hele Sa'd b. Ebi Vakkas, Hz. Aie, Hz. Talha, Hz. Zbeyir b. Avvam, Hz. Ali, Hz. Abdullah b. Mes'ud vd. gibi sekin ashabn bylesine basit bir sebepten Hz. Osman' eletirmeleri ve honutsuzluk duymalar beklenemez. As-hab'a byle bir isnad reva grmek doru olmaz. Asl sebeb sbkndan, Bedr ehlinden, Rasulullah'n dizi dibinde yetiip onun terbiyesinden gemi insanlar dururken, tulekamn ibana getirilmeleriydi.. Ki bunlar da her hareketleriyle kendilerini o makama getireni zor durumda brakyorlard. Biz bunlardan tanesine gz atalm: 1. AbdullahbinSa'dbinEbi's-Sarh: (Amrb. As'n yerine Msr valiliine getirildi. Hz. Osman'n st kardei.) Bu zat hakknda slam tarihinin ilk kaynaklarnda u bilgiler var: nce mslman oldu. Sonra irtidat etti. rtidadndan nce bir mddet Rasulullah'n vahiy katipliini yaparak vahyin geliine bizzat ahit olmutu. rtidat edince tm bildiklerini Mekke mriklerine Rasulullah'la alay malzemesi etmeleri iin aktarm ve kendisi de her frsatta alay etmiti. Rasulullah'n en ok incindiklerinden birisidir.[26] Rasulullah bu zat hakknda "Kabe'nin rtsne brnm halde bulsanz bile ldrnz!" emrini verdi. Fetihten sonra Hz. Osman onun iin Allah Rasul'ne tavassutta bulundu. Onu himaye ederek saklad. Uygun bir zamanda Nebi'nin huzuruna getirdi. Affedilmesini istedi. Biat'inin kabul iin yalvard. Fakat Rasulullah (s) cevap vermediler. Bu rica kez tekrar landktan sonra ancak Rasulullah bn Ebi's-Sarh'm biatim kabul etti. Ashabna dnerek: "-Biat etmeden _evvel iinizden bu adam katledecek doru biri kmad m? diye sordu. Onlar da: "-Biz iaretinizi bekliyorduk" cevabn verdiler. Bunun zerine Rasulullah (s): "-Bir peygamber ma ile adam ldrtmez, ak konuur."[27] buyurdu. bn-i Ebi Sarh'm slam'a teslim oluu byledir. 2. Mervan b. Hakem: (Hz. Osman'n amcaolu. Daha sonra halifenin bakatibi.) Babas Hakem b. Ebi'I-As tulekadandi. Fetihten sonra mslman olup Medine'ye gt. Rasulullah (s) bu zat Taife srd. Orada mecburi ikamete tabi tuttu. Rasulullah'm onu sr nedeni olarak deiik kaynaklarda farkl rivayetler var. Mervan, babas Medine'den karldnda yedi ya-larndayd. Hz. Ebubekir, hilafeti dneminde Hakem'in Medine'ye dnme isteini reddetti. Ayn bavuru Hz. mer'e de yapldi. O da reddetti. Osman (r) halife olunca baba-oulun dnmesine msaade etti. Babas Hakem'in terbiyesinde yetien Mervan bir mddet sonra hilafetin en hassas noktasnda greve getirilmiti. Halk henz hayatta olan ve Nebi'nin tekdirine urayan Hakem'in oluna nfuz edeceinden endie ediyor, Rasul'n z terbiyesinden gemi bir yn gzide sahabi dururken onun bylesine kritik bir greve getirilmesini yadrgyordu. Mervan b. Hakem'in icraat karsnda, Hz. Naile bile bana bir i gelmesinden korktuu kocasna u k yapyor: "-Sen, Mervan'a itaat ettike o seni diledii yere ekiyor. "-Ne yapaym? "-Bir olan ve orta olmayan Allah'tan korkarsn, senden nceki iki arkadann snnetine uyarsn. Eer Mervan'a uymaya devam edersen seni lme srkleyecek. Sonra Mervan'n insanlar nazarnda kymeti, heybeti, sevgisi yok. Halk onun yaptklar yznden seni terkedecek. Ali'ye haber yolla, ondan durumu dzeltmesi iin yardm iste. nk o sana yakndr. Hem halk ona isyan etmez."[28] meyyeoullar hilafeti ele geirince hilafet makamna da atanacak olan Mervan'n cennetle mjdelenmilerden Hz. Talha b. Ubeydullah' att bir okla ehid ettiini nakleder tarihi kaynaklar. Sffiride kendi saflarnda bulunan Hz. Z'beyr'i de orduyu bozaca endiesiyle katlettirmiti. 3. Velid b. Ukbe b. Ebi Muayt: (Hz. Osman'n anne bir kardei, Sa'd b. Ebi Vakkas azledilerek yerine Kfe valisi oldu.) Bu zat da tulekadandr. Rasulullah kendisini zekat amirlii greviyle Mustalikoullar toprana gnderdi. Grev yerine varmadan geri dnp dvldn ve kendilerine gnderildii Mustalikoull arnn zekat vermekten kandklarn syledi. Rasulullah ok kzdlar ve bu kabile zerine bir ordu gnderilmesini emrettiler. Meselenin gerei, mfreze, Mustalikoullar yurduna yaklanca anlald. Kabile lideri Rasulullah'm huzuruna karak szkonusu kiinin kendilerine gelmediini, kimseyle temas kurmadn, haddizatnda kendilerinin, zekat toplamak iin bir grevlinin gelmesini beklediklerini syledi. Bunun zerine u mealdeki ayet-i kerime nazil oldu: . Ey man edenler! Brfask size bir haber getirdii zaman onun (doru olup olmadn aratrp) aa karn; deilse bilmeden bir kavme satarsnz da yaptnza piman olursunuz. (Hucurat, 6)

Bu zata ilk iki halife dneminde, baz kk apl memuriyetler dnda bir grev verilmedi. Hz. Osman halife olunca Sa'd b. Ebi Vakkas'n yerine Kufe'ye vali olarak atad. kiye dkn olduu ortaya kmt. Olay her yanda duyuldu. Ashabtan bazlar Hz. Osman' uyarnca halife bir ura kurulmasn emretti. Bu rada alman fcarar gereince zel bir mahkemede suu sabit grld. Hz. Osman hkm iini Hz. Ali'ye brakt. O da Velid'i krk krbala cezalandrd.[29] Buhar ve Mslim'in naklettii bu olaydan da anlalaca zere Hz. Osman'n ald tepkilerin temelinde rneklerde grdmz zatlarn tavr ve davranlarnn etrafa pek gven vermemesi yatyordu. Kimi tarihiler nebevi hilafetin ileride ciddi sorunlar douracak biimde yara almasna sebep olarak am valisi Hz. Muaviye'nin 12 yl ayn beldede ve ok geni yetkilerle kalm olmasn gsterir. Btn bu sebepler biraraya gelince honutsuzluk dnceden eyleme geiyordu. Karklk kararak kendilerine iyi bir zemin hazrlamak steyenlerin de gayretiyle slam'da ilk fitne kopuyor ve Hulefa-i Raidin'in ncs ve sekin sahabi Hz. Osman grevi banda hem de Kur'an okurken fesatlarca katlediliyordu. zellikle Hz. Ali ve Zeyd b. Sabit gibi ashaptan bazlarnn tm abalarna ramen slam siyaset tarihinde bir dnm noktas olan olay n-lenemiyordu. Bunda Hz. Osman'n her eye ramen isyanclarla arpma teklifini mmet arasna kan ve kin girmesin soylu dncesiyle; "Emme'l-ktal? Felal'.." (Sava m? Hayr...) demesinin byk pay vard. Ayaklanmann ilk gnlerinde Hz. Osman'n minbere kn ravi yle naklediyor: "Osman insanlarn huzuruna kt. Minbere oturup alad ve insanlar da aladlar. Hatta Osman'n sakalna baktm ki gzyalaryla slanmt. Alarken yle diyordu: Al-lahm sana tevbe ediyorum. (nsanlara dnp) eer bana bir frsat daha tannrsa kendisinden raz olunan iyi bir kul olurum. Sizinle aramzdaki engelleri kaldrrm. Siz de evime (hilafet kona) serbeste girip kabilirsiniz. Vallahi sizden kamam ve sizi raz ederim. Mervan ve avanesini de uzaklatrrm." Evine girdi ve hemen ardndan Mervan girdi. Srekli Osman' fitledi. stnden girip altndan kt. Sonunda onu va'dlerinden vazgeirdi. nsanlar gn beklediler. gn geince Osman utand iin bir daha insanlarn huzuruna kamad.[30] Ardndan zc olay meydana gelerek isyanclar Hz. Osman' katlettiler. slam siyaset tarihinde bu olaylarla daha nce hi sorulmayan sorular gndeme geldi. Bunlar: mmetin biatyla seilmi bir halife azledilebilir mi? Kl zoruyla hilafetin meru sahibinden alnmasnn hkm nedir? vs. Bunlar siyaset felsefesine dair sorulard. Daha sonra kacak olan siyasi mezheplerin ilk tohumu bu olayn zihinlerde brakt sorularla atld. Hz. Osman eer bir halife dejil de saltanat bir zorba gibi, bir padiah gibi davranm olsayd, kukusuz isyanclar yok etmek iin meru, gayr-i meru her areye bavurur kaa mal olursa olsun ynetimi elinden karmak istemezdi. O bir sultan gibi davransayd peygamber ehri yaklp yklacakm; ashabn can, mal, rz heder edilecekmi; bunlar dnmez, gz iktidardan baka bir eyi grmezdi. Ama o byle yapmad. Can pahasna Nebevi hilafetin ak alnna saltanat lekesini srmedi. Mlkn temeli olan adaletten amad ve gerekesi ne olursa olsun zulme meyletmedi. Nebevi hilafete kan drlmt bir sez. Bazlar ca-hiliyeden kalan kan davalarn srdrebilmek iin Hz. Osman'n katledilmesini bulunmaz bir bahane saydlar. Hz. Ali (r) byle netameli bir dnemde halife seildi. Kendinden nceki halfe gibi meru bir usulle (ura) ibana gelen Hz. Ali'ye toplam says yirmiyi bulmayan bir grup biat etmedi. Bylesi istisnalar dier halifeler iin de geerliydi. Hatta Hz. Ebubekir gibi bir halife bile bunun dnda deildi. Ne ki, bu kez durum farklyd. Biat etmeyenler bizzat mmetin raid halifesine kar fiili bir mcadeleye giriiyorlard. Bu grubun niyetleri ne kadar sahih olursa olsun slam'n siyasi tarihi incelendiinde acyla grlecektir ki, masumane gerekelerle balayan bu atlak slam'n istikbalinde gittike derinleen ve byyen bir yara olarak kalacak bu tarihi atla kapatmaya ve yaray sarmaya alanlar tarihte ve gnmzde iten ve dtan gelen eitli yaygaralarla devre d braklacakt. Hz. Osman'n kann, onu korumak iin canlarn ortaya koyan Hz. Hasan ve Hz. Hseyin'in babalarndan soruyorlard. Meru bir ekilde greve gelen halife'den, ayn halifeye artsz bal olmas gereken am valisi Muaviye'nin er' hi bir dayana olmad halde hesap sormas, elinin altndaki tm gleri meru olan ve kendisinin de bal bulunduu merkezi ynetime kar rgtlemesi, ileri daha da iinden klmaz hale getirmiti. Hz. Ali kendisine kar isyana kalkanlara yle diyordu: "-nce biat edin, sonra da hakknz isteyin. Pein ve artl biat are deildir." Hatta bir ara Hz. Talha ve Hz. Zbeyr eliinde ashab-tan bir gurupla Hz. Ali arasnda yle bir muhavere geer: "-Biz hadleri icra etmek artyla sana biat edeceiz. Sen sulular cezalandracak, Hz. Osman'n katiline ksas yapacaksn. "-Kardelerim! Bunlar ben de biliyorum. Ancak bu adamlar imdi nasl yakalarm? Henz durumu dzeltip devlet gcn elimize geirememiiz. Bunlar yakalayp cezalandracak imkanmz yok. Bu i iin bir sre beklememiz gerekecek. Siz eer muktedirseniz bizzat sulular yakalayp getiriniz. -Biz yapamayz. -Allah'a yemin ederim ki, ben de sizin dndklerinizi dnyorum. Olaylar yatnca meselenin nasl halledileceini greceksiniz. Karklklar ortadan kalknca hak ve hukuku iade etmek kolaylar."[31] Hz. Talha ve Zbeyir Halife'den izin alarak Mekke'ye giderler. Orada m'minlerin annesi Hz. Ai.e ile buluup anlarlar. Hz. Osman'n kann talep etmek zere Basra ve Ku-fe'ye asker toplamaya giderler. Yolda kafileye meyyeoul-lanndan taraftarlaryla birlikte iki kii katlr: Said b. As ve Mervan b. Hakem. Said adamlarna: "-Osman'n katillerini bulmak ve onun kann almak istiyorsanz, sizinle birlikte bu orduda bulunan baz kimseleri de ldrmeniz gerekir." Bununla Hz. Talha ve Zbeyr'i kasdetmektedir. nk Hz. Talha ve Zbeyr de Hz. Osman'n yukarda deinilen icraatlarn aka eletirmiler, honutsuzluklarn her frsatta ifade etmilerdi. Bu teklife kafilede bulunan Mervan u karl verdi: "-Hayr. Biz onlar (Talha, Zbeyir ve Ali) birbirleriyle savatracaz. Birisi mutlaka dierini yenecektir. Yenen ise kukusuz zayflam olacaktr. te o zaman kolayca geriye kalann hakkndan da geliriz."[32] Bylesi duygularla gelien olaylar sonunda hilafetin gleriyle kar taraf arpma noktasna getirdi. nl Ce-mel Sava vuku buldu. Savatan nce halife, Hz. Talha ve Zbeyr'i ararak onlara Rasulullah'n szn hatrlatt. Onlar bulumamak iin ordunun en arka saflarna getikleri srada byle bir olayn bsbtn zlmeye yol aacan hisseden Amr b. Cermuz adndaki bir adam Hz, Zbeyr'i katletti. Hilafet eski bakatibi Mervan b. Hakem de, ayn orduda olmalarna ramen Hz. Talha'y katletti.[33] Hafz ibn Kesir el-Bidaye'sinde Hz. Zbeyr'in savatan ekilmesine sebep olarak, Hz. Ali'nin ordusunda Hz. Ammar b. Yasir'i grerek, Rasulullah'n "Seni bai (asi) bir gruh katledecek" hadisini hatrlam olmasn nakleder.Mervan b. Hakem'in plan aynen tutmu, sekin ashab kar karya getirilmi, on bin insan da bu muharebede can vermiti. Btn bunlara ramen Raid Halife Hz. Ali Nebevi hilafetin temeli olan adalete glge drmemi, Cemel olaynda ordularna u mealde emirler vermitir: "-Muharabeyi terketmek isteyenlerin peine taklmaynz. Brakn kasnlar. Yarallarn zerine saldrmaynz. Zaferi kazanrsanz muhalif zmrenin ezilmesine gayret etmeyin. Zaferden sonra, her iki tarafn llerine cenaze namaz klnz ve ehitlerine hrmet gsteriniz!" Kar glerin mallarn ganimet saymayan Hz. Ali Basra camiine getirttii mallar sahiplerine iade etti. Kendisi hakknda, Basra genlerini kltan geirtip kadnlarn cariye yapacakm ayias kartlmasna olduka zlerek unlar syleyecekti:

"-Benim gibi bir insan, byle bir muameleyi kafirlere bile reva grmezken, nasl olur da mslmanlara byle davranabilir?" Hz. Ali hilafet makamna getirilince Emir Muaviye'yi am valiliinden azletti. Yerine ashaptan Sehl b. Ahnef i atad. Muaviye halifenin atad yeni vali zerine bir blk asker yollayarak geriye evirdi. Bunun zerine Hz. Ali hem Ahnef e hem de Muaviye'ye birer mektup yollad. Hz. Muaviye bu mektuba uzun bir sre cevap vermedi. Hicri 36'da Hz. Ali'ye bir zarf yollad. Halife zarf anca iinden bo bir kat kt. Hz. Ali zarf getirene bunun anlamm sordu. Cevap: "-Bu demektir ki, benim ardmda Osman'n kann istemek iin am'da toplanm altm bin asker var. "-Osman'n kann kimden istiyorlar? diye soran Hz. AH bu kez u cevab alyordu: "-Zatalilerinin boyun damarlarndan."[34] bnEsir ve yaklak bir ifadeyle Taberi'n'm naklettii bu szler am valisinin yalnzca itaat etmemesi deil bununla birlikte hilafet ordusunu halifeye kar ayaklandrmas anlamna geliyordu. Onun Hz. Osman'n katleriyle bir alp veremediinin olmad anlalmt. Hz. Ali Cemel olayndan sonra kendisine kar bakal-dran am valisinin zerine yrmeyi dnyordu. Ancak bundan sonra Cerir b. Abdullah ile am valisine bir mektup yollad. Nasihatta bulundu. am valisi Cerir'i bir sre oyalad. Bu sre zarfnda Hz. Cerir am ileri gelenleriyle grp onlara Hz. Osman'n kanndan halifenin mesul olmadn anlatt. Bir ounu ikna etti. am valisi telalanarak Amr b. As'la istiare etti. O da nebevi hilafetin yatan deitirecek olaylar balatan u tavsiyeyi yapt: "-Osman'n kanndan Ali'nin sorumltt-olduunu syleyerek savaa gireceiz." Bu arada Hz. Cerir'in gayretleriyle aleyhlerine dnen am kamuoyunu yanltmak iin ahitler bularak Hz. Osman'n kanndan Hz. Ali'nin sorumlu olduu yollu ehadette bulunuldu. Halifenin ordusuyla Vali'nin ordusu Frat'n bat yakasndaki Sffin denilen yerde karlat. Kendilerinden nce gelip su balarn tutup hilafet ordusuna su vermeyen am ordusunun aksine buralar ele geiren Hz. Ali askerlerine u uyary yapyordu: "Gerei kadar su aldktan sonra muhalif ordunun sudan yararlanmasna engel olmayn![35] Halife kendisine kar bakaldran am valisine son bir uyarda bulunmak istedi. Uyary dinlemek istemeyen Vali'nin cevab yleydi: "Bumdan kp gidiniz, ikimizin arasnda ancak kl konuacak." Kllar konutu. Muharebe balad. Hz. Ali (r) ordusuna u tte bulundu: "-Dikkat ediniz! Savaa nce siz girmeyiniz. Onlar saldrmadka hcum etmeyiniz. Eer onlar yenerseniz kaanlarn peine taklmaynz. Kaanlar ve muharebeden ekilenlenleri ldrmeyiniz. Yarallara saldrmaynz. Kimsenin elbisesini soymaynz. llerin burun ve kulaklarn kesmeyiniz. Kimsenin hanesine tecavz etmeyiniz, maln yamalamaynz. Size kfretseler dahi kadnlara dokunmaynz,"[36] Ammar b. Yasir (r) her zaman olduu gibi bu savata da Hz. Ali (r) tarafnda idi. Emir Muaviye'nin askerleri Hz. Am-mar'i ehit ettiler. Bu ehadet hakl ve haksz ayrdetmede pheye den bir ok sahabi tarafndan kesin bir burhan olarak deerlendirildi. nk Rasulullah (s) Ktb-i Sitte ve dier sahih kaynaklarn tmnn naklettii mehur bir hadisinde bizzat Ammar'm kendisine yle buyurmutu: "Seni ba (isyankar) bir gruh katledecek." Hz. Ammar'n ehadetiyle kimin hakl kimin haksz olduu konusunda pheye den ashabtan bazlar da artk tereddtlerin i brakmlard. A bdu Ha h b. As (r) bu hadisi Mua-viye'ye okuyunca hadisi tekzib ve inkar etmedi, te'vil etmek istedi: "-Ammar'n lmne sebep olanlar asl kars taraftr. Eer onlar savaa girmeselerdi Ammar lmezdi." Bu szleri nakleden Cessas'tan baka Hafz bn Kesir de su hkm verir: "-Bu olayda Rasulullah'n verdii haberin srr zld. Yani 'Ammar' isyankar ve bai bir gruh katleder' haberinin srr. te buradan da Hz. Ali'nin hakl olduu kar." Hz. Ali'nin Muaviye'nin yukardaki te'vilini duyunca yle syledii rivayet edilir: "-Eer bu te 'vil doruysa pekala diyebiliriz ki Hz. Ham-za'nn katili de Hz. Peygamber'in kendisiydi." Btn bu sebepler am ordusunun yenilgisini hazrlaynca Hz. Amr b. As Kur'an' mzraklarn ucuna takp ite bizimle sizin aranzda bu hakem olsun, teklifini yapar ve bundan maksadn yle aklar: "-Bu Kur'an'n hakem olmasn syleyerek mzraklarn ucuna takma ii Ali'nin ordusu zerine tesir eder. Onlar 'Biz buna inandmz iin baka bir ey dinlemeyiz' derler ve ordular iinde bozgun kar. Byle olunca frsat elimize gemi olur."[37] Hz. Ali "Bu bir hiledir, buna aldanmayn!" demise de etrafndakiler bu tuzaa dmekten kurtulamazlar. Nebevi hilafet yara almaktadr. Sultani hilafete doru adm adm ilerleme srecinde bir dnm noktasdr 'tahkim olay1. Ayn zamanda slam'n siyasi tarihinde ilk ciddi kopuun varlk sebebidir. Kendisinin tayin ettii Abdullah b. Abbas akrabas olmas gerekesiyle kabul edilmeyince, Hz. Ali gvenemedii halde Hz. Ebu Musa elE'ari'nin hakemliini kabullenmek zorunda kald: Emir Muaviye'nin hakemi Amr b. As "Sizce nasl bir yol takip etmeliyiz?" diye sorunca, Ebu Musa: "-Bence Ali'yi ve Muaviye'yi iten uzaklatrahm. Mslmanlar toplansn kendilerine bir halife sesin." Hz. Amr b. As da: "-Dorusu budur. Ben de byle dnyordum.".cevabn verdi. Bunun zerine iki taraftan da sekin yzer kiinin huzuruna kld. Amr, Ebu Musa'ya: "zerinde ittifaka vardmz eyi halka ilan et!" deyince Amr'm niyetini farkeden Abdullah b. Abbas, ikisinin de bir konuda mutabakata varmilarsa Amr b. As'la birlikte bu hkm ilan etmeleri gerektiini Ebu Musa'ya hatrlatarak "nce o konusun" teklifinde bulundu ve ona yle sitem etti: "-Yazk sana, sanrm sen tuzaa d Ur Uluyorsun!" Ebu Musa korkusunun yersiz olduunu syledikten sonra halkn huzuruna karak yle dedi: "-Ben ve arkadam (Amr b. As) u konuda anlatk: kimiz de hem Ali ve hem de Muaviye'yi iten uzaklatrmaya karar verdik. Halk toplansn istediim kendisine emir sesin. te ben hakem sfatyla her ikisini de vazifeden azleuim. imdi sizin iiniz kendi elinizdedir. stediinizi kendinize emir ve halife tayin edebilirsiniz." Sz sras Amrb. As'tayd. O da unlar konutu: "-Muhterem arkadamzn ne sylediini hepiniz duydunuz. O kendi adamn azletti. Ben de ayn ekilde Ali'yi hilafetten azlettim. Fakat ben Osman'n varisi ve kann isteyen, bu makama en layk bulduum kendi adamm Muaviye'yi onun yerine halife tayin ettim." Ebu Musa bu szleri duyunca Amr'a bard: "-Allah sana yardm etmesin. Hile yaptn ve fesat yoluna gittin. Sen zerine varsan da, kendi haline terketsen de dilini karp soluyan gibisin (A'raf, 175)" dedikten sonra etrafndakilere yle yaknd; "-imdi ne yapacaz? Bu adamla bir hususta anlatk. Fakat szn tutmad." Bu ileri hep kenardan takip etmekle bilinen Abdullah b, mer bile dayanamayarak unlan syler: "-Gryorsunuz ite! mmet ne hallere dt. mmetin kaderi yle adamlarn eline terkedilmitir ki, bunlardan biri dierini hie sayarak, istedii ekilde bir oyuncakla oynar gibi oynuyor." Hz. Ali bu hakem olayn yle yorumluyordu: "-Dinleyiniz. Hakem yaptnz bu iki arkada Kur'an'n hkmlerine gre hakemlik yapacaklar yerde, Allah'n gsterdii doru yolu brakarak kendi kafalarna gre hareket etmilerdir." Hz. Ali hilafetin zulm temelleri zerinde ykselen saltanata dnmesinden korkuyor, bu konudaki endiesini son zamanlarda sk sk dile getiriyordu:

"-Allah'a yemin olsun ki, kendinize ynetici setiiniz Su insanlar, size Kisralar, Hirakller gibi davranacaklardr"[38] Bir baka sznde ise yle buyurmutu: "-Gidiniz, o zmre ile savanz ki kendilerim mstebid ve zorba hkmdar, Allah'n hr kullarn da kle yapmak isterler" Emir Muaviye gittike nfuzunu artryordu. Ynetim iki bal bir hal almt. Btn bunlar yetmiyormu gibi bir de harici sorunu kmt. Hicri 40 ylnn Ramazan aynda Hz. Ali'nin katliyle Nebevi hilafetin gl halkalarndan biri daha koptu. Hz. Hasan'm Emir Muaviye ile aibeli bar anlamas imzalamasndan sonra meydan yalnzca Beni meyye'ye kald. Hz. Hasan'm grevden ekilii Rasulullah'tan sonra hilafetin 30. ylnn bitiine (hicri 41. yln rebiulevvel ay) denk geliyordu. Allah Rasul bu hadiseyi daha nce haber vermilerdi: "Benden sonra hilafet 30 sene devam eder. Sonra padiahlk balar." Hilafetin bitip saltanatn balad tarihi ok nceden tespit eden bu szler olanca plaklyla tecelli edince, muhalefet eden ya da mzmin tarafszlyla bilinen bir ok sa-habi pimanlk duyacaklardr. Hz. Ali ile kendisine kar bakaldranlar arasndaki mcadeleyi fitne sayp kendi kesine ekilenlerden Abdullah b. mer lm deinde; "dnya ilerinden hi bir eye yanmam da bailere kar Ali'nin safnda savamadma yanarm." diyecekti.[39] Yine sahabeden Mesruk b. Ecda (r) da Hz. Ali'ye yardm etmedii iin tvbe istifar ettiini syleyecekti.[40] Btn bu dnm srecinde Hz. Muaviye'ye hep akl-danelik eden ve hadiseleri planlayan Amr b. As (r)'n da Hz. Ali ve Emir Muaviye mcadelesinde Muaviye'nin yannda yer aldna ok piman olduunu yine ayn kaynaktan reniyoruz. Sekin sahabi Zeyd b. Erkam da bu olaylara tepki gs-tenrieyip girdii skut orucunu Hz. Hseyin'in ehadetinde bozacak ve Kfe sokaklarn u szlerle nlatacakt: "Siz ey arap cemaat! Bu gnden sonra hep kul, hep klesiniz. Siz bir zillete raz oldunuz. Zillete raz olana yazklar olsun.'[41][42] 3. MAMET VE SALTANAT Hicri 40 ile 60 yllar arasn tarihimizin en netameli dnemi olarak adlandrmak mmkndr. slam tarihinde bir muaftr bu dnem. Asr saadet mslmanlyla gnmz nslmanl arasndaki derin uurumlara bakp da here-yin nasl olup da bu kadar deiebildiine akl erdirmek isteyenler bu zaman kesitini iyi ncelemek zorundadrlar. te o zaman, nurun nasl olup da zulmete dnt, Allah Rasu-liinn ve onun kutlu ellerinde yetien pak ashabnn ter ve kanla yourduklan harla ykselttikleri slam binasnn temellerinin nasl sarsld anlalabilir. Allah Rasulnn 23 senede yerletirdii asr saadet inklab ok salam temeller zerine bina edilmiti. Bu binann yerinde daha nce cahiliyyenin hakla batl karm harcndan yapImi^/H'in khne yaps vard. Allah Rasul o yapy yerle bir etti. Onun kalntlarn yeni binann altna gmd. Yeni slam binasna yeni ve sahih temellerle balad. Projesi Allah'a ait olan bu binann mimar Rasulullah't. Stunlar onun yetitirdii ahsiyetli ekirdek kadro, talar ise slam cemaatini oluturan fertlerdi. Dnya tarihinin grebildii bu en apl inklabn dinamiklerini maddeler halinde sralayacak olursak: l. Kitab. 2. Snnet. 3. ahsiyetli ekirdek kadro. 4. Cemaat. Son ikisinin ilk ikisine dayanarak oluturduu kurumun ad ise 'slam Toplumudur. te bu toplumu oluturan bu ana unsurlar, asr saadet inklabnn da garantisi olan kurumsal yapnn (devlet) si-gortasyd. Bu drd imento, su, demir ve kum vazifesi gryordu. Snnetin ideal leine gre bu unsurlardan kanlan nbvvet harcyla 23 yl gibi ksa saylamayacak bir srede ina edilen slam binasn Raid ve mrid halifeler her trl saltanat tehlikesinden korumak iin seferber olmular, bu uurda canlarn ortaya koymulard. Kendilerinden sonra gelenleri de bu tehlikelere kar uyarmlard. te "slami siyaset" topyeknbu yapy yapmann, unsurlar arasndaki ilikiyi salamann ve binay korumann adyd. Bunun adnn 'hilafet ya da imamet olmas mahiyetini deitirmiyordu. Peki nasl olmutu da projesi Allah'a, mimarisi Rasulul-lah'a ait olan; stunlarn Raid halifelerin ve sbknun, talarn sahabenin oluturduu bu rnek ve dinamik yap kimsenin beklemedii bir biimde yklvermiti? O yapy ayakta tutan unsurlar zen hastalk neydi? Bu yapnn zlmesinde kimler, nerede, nasl ve hangi niyetle rol oynamlard? Yeni yapyla eski yap arasnda fark var myd? Varsa nelerdi? Bu fark akideye mi, amele mi, ahlaka m taalluk ediyordu? Siyasi mi idi, ibadi mi idi? Cahiliyye ve slam'da olduu gibi kesin hatlarla birbirinden ayrlmayan nebevi ve sultani siyaset arasndaki fark nasl anlayacaktk? Hangi kavramlar kullanacaktk bunlar anlatrken? Bu farkn bugnk tezahrleri nelerdi? Btn bu sorulara net cevaplar bulabilmemiz tabiatyla mmkn grnmemekte. Ancak, cevabn bulabileceimiz sorular iin de yine tarihe mracaat etmekten baka kar yolumuz yok. Ne ki, tarihi olaylar zetlemeye gemeden, sonunda yapacamz nnde yaparak, nebevi yapy oluturan drt unsurun nasl tahrif edildiini maddeler halinde aklayalm. Bu, daha nce anlatlan olaylar da hatrlamak bakmndan yararl olabilir. Nebevi yapy ayakta tutan drt/unsurun zlmesi yle oldu: 1. Kur'an: Kur'an' ortadan kaldrmak ya da onun metni zerinde bir takm fiili tahrifatlar yapmak mmkn olmad iin slam binasnn bu ana unsurunu devre d brakabilmek daha baka usullerle oldu. Bunun ilk adm Kur'an sayfalarnn Sffin'de mzraklarn ucunageirilmesiydi. Hz. Ali bu durumu u ekilde ifade ediyordu: "Onlar Kur'an'n hkmlerine isyan etmek iin sayfalarn kullanyorlar." kinci adm yine ayn olayn hemen ardndan atlyordu. Bu kez baka bir taife, Kur'an'n bir ayetini "btn" ierisinden koparp arpk anlaylarna alet etmilerdi. Bu yanl yorum onlar mmetin babelas konumuna getirdi. Atlan ilk adm otoritenin zalimlemesi sonucunu doururken, ikincisi otoritesizi ii zulme dntrd. Biri saltanat dieri anari biiminde tezahr etse de sonular asndan ikisi de ayn gzede bulutular. 2. Snnet: Rasulullah (s) zamannda mnafklarn yapmaya alp da baaramadklar ey onun irtihalinden sonra adm adm gerekletirildi. Raid ve mrid halifeler snnet rman bulandrmak isteyenlerin nndeki en byk engeldi. Nebevi hilafet sultani hilafete dnnce snnetin canl ahitleri ve tayclar olan kerim sahabiler grdkleri vahim olaylar karsnda ya bir keye ekilip susmay tercih etmiler, ya ynetim tarafndan susturulmular; bu arada hala konumaya devam edenler de eitli yollarla ortadan kaldrlmtr. Beri yanda, mslman olmu gibi grnen zndklarn n alm, harl harl yalan hadis uydurmaya balamlardr. Bir yanda Rasulullah adna yalan uydurulurken, tede kimisi iyi niyetle kimisi ihanetten ama her halkarda snneti katleden bid'atler alp ban yrmtr. Snnet'in temiz rmann bulandrlmas yneticilerin de iine geldiinden btn bu olanlara mdahale etmek yle dursun bunu el altndan tevik etmiler, kendi lehlerine ve rakiplerinin aleyhine hadis uyduranlar dllendirmilerdir. 3. ahsiyetli ekirdek Kadro'nun Tasfiyesi: Rasulul-lah'n z elleriyle terbiye ettii altn nesil nebevi yapnn en byk garantisiydi. Bahvanln Allah Rasulnn yapt bu asr saadet bahesinin glleri, ok etin artlardan geerek dayankllklarn ispatlamlard. Onlar nebevi yapy ayakta tutan ana stunlard. Allah onlar sevmi onlar da Allah' sevmilerdi. Allah'a ve nebisine verdikleri szde durmular, aldklar nebevi terbiyenin gereini yerine getirmekten ekinmemilerdi. Nasl ki Ra-sulullah Allah'n aheseriyse, sahabe de

Rasulullah'm aheseriydi. En etin artlar birlikte"gsledikleri Nebi'ye analarn, babalarn ve hatta nefislerini feda eden bu zor zaman dostlar, saltanatn nnde dikilen en byk engeldi. Bu engelin nasl tasfiye edilmeye balandn "Hilafet ve Saltanat" blmnde bir para hikaye ettik. Birinci tasfiyeden yakay kurtarabilenler ve 'sbkn'un ellerinde yetien bir sonraki kuan nclerinin tasfiyesi de Hicri 40'dan sonra gerekletirildi. Elbette kolay olmad bu. Rasulullah'm mirasn tahriften korumak isteyen 'imamlaAa, nebevi siyasetin yatan deitirmek isteyen 'sultanlar arasndaki mcadelede bazen tarihin en kanl, en dramatik grntleri ortaya kt. Bu mcadelenin saflar o kadar net, verilen mcadele o kadar akt ki, hi yorum yapmadan yalnzca hadiseleri anlatmak kimin ne yapmak istediini anlamak iin yeterliydi. 4. slam Cemaatinin Paraland: Mslmanlarn cemaati ancak dier unsurla birlikte ayakta kalabilen bir yapdr. O unsurlar yklnca cemaatin de kendiliinden paralanmas, hizip kavgalarnn balamas kanlmaz hale gelir. slam cemaatinin paralanmasnda rol oynayan en byk sebeplerden biri de 'feth' anlaynn arptlmasdir. Rasulullah'm fetih anlay Hayber'in fethinde, komutan Hz. Ali'ye syledii u szde ifadesini bulur: "Yava ol ey Ali; senin elinden bir kiinin h idayet bulmas gnein zerine doduu her yer(ifethetmen)den hayrldr." Burada amalanan topraktan nce insann fethidir. Bu anlay ganimet hatrna insan topraa feda eden fetih anlayyla yer deitirdi. Fethedilen yerlerin acemi ahalisinden dzenli-maal ordular kuruluyor, onlarla yeni 'fetihler'e giriiliyordu. Saltanatn devam iin hazinenin srekli dolu kalmas icab ediyordu. Bu da ancak fetihlerle mmknd. Bununla birlikte Rasulullah'm koyduu ganimet taksim kurallar saltanat sahipleri tarafndan sulta sahibinin ahsi tasarrufuna ak hale getirilmek iin tahrif ediliyordu. slami fetih anlay o denli arptlyordu ki; Beni meyye dneminde mslman olan zimmilerden, yalnz gayri mslimler-den alnmas gereken 'cizye' alnmaya devam ediliyordu. Bir keresinde Basra ve Kfe'nin mslman olan zimmileri bu slam d uygulamay protesto etmek iin "Va Muham-meda! Va Muhammeda!" feryatlaryla sokaklara dklmler, saltanat onlarn bu feryatlarn kanla bastrd gibi onlar destekleyen alimleri de rahat brakmamt. Evet, uursuzca yaplan fetihlerin slam cemaatinin saf yapsn nasl bozduunu sylyorduk. nsan tahkir eden bir fetih anlayyla teblisiz ve hazrlksz alman beldelerin halklar ya mslman oluyorlar ya da zmmi olarak kalyorlard. Her iki halde de slam cemaatinin safi yaps zerinde olumsuz etkiler brakyorlard. Rasulullah'm yeni fethedilen ya da slam'a yeni giren halklarn slami eitim ve renimine verdii nemin binde biri verilmiyordu. ehadetleri dnda baka yanlaryla mslman olma frsat) tannmayan bu insanlar eski yaantlarn, geleneklerini, dncelerini ve hatta inanlarn da birlikte getiriyorlard. Bu durumda tabiatyla slami terbiyeden uzak bir toplum oluuyor, bunun karsnda eitimden gemi sorumluluunun bilincindeki slam cemaati ynetimin basklar, harpler ve salgn hastalklarla srekli eriyordu. Sonuta, bandaki yneticileri kontrol eden ve gerektiinde kllaryla dzelten duyarl kesim yerini slam'dan habersiz, terbiyeden gememi, daha ilmihal dzeyinde bile bir eitime tabi tutulmam, sorumluluundan b-haber,,siyasi olgunluu olmayan acemi bir kitleye terketmiti. Btn bu olumsuzluklar zerine 'cihad1 meslekletirilip ibadet olmaktan karlnca 'devlet' de 'dev'leti. Artk her nne kan ezen bir heyula (Leviathan) idi. slam binasn ayakta tutan bu drt unsur eitli yollarla devre d braklnca bu binann altnda kalan antik cahili deerleri ortaya karmak g olmad. Bu cahili deerlerden ilk karlanlar ise 'saltanat' ve 'asabiyet idi. Nbvvetten saltanata geite bir kpr ilevi gren bu dnemi birlikte izleyelim.[43] Ara Dnem Drdnc raid halife Hz. Ali'nin ehadetiyle boalan hilafet makamna bakent Kfe halk Hz. Hasan' aday gstermiler ve ardndan biat etmeye balamlard. Daha nceki olaylar mnasebetiyle Kfe halknn ihanetine yakndan ahit olan Hz. Hasan, onlara yapt ilk konumasnda u artlan kouyordu: "... Benim savatmla savaacak, bar yaptmla da bar yapacaksnz!" Bu, biat olaynn gerektirdii en doal istek bile Kufeli-ler'in homurdanmasna yetmiti. "Sava da neymi!" diyorlard. Hz. Hasan' daha orackta taciz etmeye, szl hakarete ve hatta zerine yrmeye kadar vardrdlar ii. Daha ilk etapta oyun bozan byle bir halkla yola klmayacan anlamt o. Yeni halifeye ilk biat edenler arasnda nemli biri de bulunuyordu: Hasan b. Kays. Hasan b. Kays, Hz. Ali'nin oluturduu lme biatl 40.000 kiilik seme fedai ordusunun komutanyd. Bu ordu son olarak Azerbaycan'a yollanan zekat amillerini korumakla ve zekat toplamaya nezaret etmekle grevlendirilmiti. Hasan b. Kays ve ordusu yeni halifeye biat ederken Kur'an, Snnet ve Sava zerine biat ediyordu. Askerlerdeki ganimet hrsndan doan bu sava isteini Hz. Hasan ho karlamamt. nc artn gereksiz olduunu, biatta as-lolann Kur'an ve snnet olduunu sylemesi onlarn houna gitmedi. Sava meslek sahibi birinin ie kmas gibi gryorlard nk. Hasan b. Kays gibi nemli bir destekten Hz. Hasan' yoksun brakmak isteyen Emir Muaviye bu durumu bir frsat bilerek onunla irtibata g