Þimdi 70 ekranalevcoskun.com/files/1997/1997-1.pdfdýnlanma düþüncesine inananlann. kar-þý...

1
Yayın Tarihi : 27.05.1997 Sayfa : 2 27 Mayıs, 1961 Anayasası ve Kazanımlar Dr. ALEV COŞKUN B ugün 27 Mayıs 1960'ın 31 yıldönümünü kutlu yoruz. Devrimci bir nı teliğe sahip olan 27 Mayıs 1961 Hareketi, Atatürk'ün açtığı ay dınlanma düşüncesine inananlann. kar şı devrimci kıpırdanışlara karşı bir ha reketidir. 27 Mayıs'a neden gehndiğini, nasıl gelindiğıni irdelemekistemiyorum. Bu konuda yıllardır yazılmadık bır şey kal madı; yalnızca Meclis'te kurulan "Tah kikat Komisyonu" aşamasına nasıl ge lındiğinı anımsatmak bile yeter, artar. Bu komisyon ıstediği kişileri sorgu layabiliyor: tutuklayabiliyor, her türlü yayını yasaklayıp toplayabiliyor, mat baalan ve gazeteleri kapatabiliyor, ge rekli gördüğü her türlü araç, gereç ve belgeye el koyabiliyor, siyasal toplan tılan yasaklayabiliyordu. Bu komisyonun çalışmalan gizli olup kararlanna hiçbir biçimde itiraz edilemiyordu. Bu kararlara karşı çıkan lar bir ila üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandınlıyorlardı. Şimdi soru şudur: Acaba, bu gıbi zenlemelere, yasaklamalara herhangi bir demokratik ülkede gidilebilir mi? 27 Mayıs'ı anlamak için olağanüstü yetkilerle donatılmış bu komisyonun uygulamalanna bakmak yeterlidir. Sa dece basına konan yasak kararlanyla kazınan sayfalar demokrasiye aykın da\Tanışlarakanıtolmaya yeterlidir. Bu nedenle 27 Mayıs'a neden gelindi, na sıl gelindi yerine, 27 Mayıs ne getirdi, buna bakılmalıdır. 27 Mayıs'ın ürünü olan ve seçimler le oluşturulan Kurucu Meclis tarafin dan yapılan Anayasa üzerinde durma lıyız. Demokrasi kuramı Atatürk'ün kurduğu laik Cumhuri yet, Atatürk'ün en yakın silah ve dev rim arkadaşı İnönü'nün çabalanyla 1950'de çok partili siyasal rejime dö nüştü. 1961 Anayasası ise demokrasinin temellerini geliştirmiş vepekiştirmiştir. Ülkemiz güçler aynlığı esasına dayalı, ulus egemenliğini koruyan, iki Meclis li (Millet Meclisi ve Senato) çağdaş bir anayasaya kavuşmuştur. Bireyin devlet yönetimine katılmasına olanak tanın ması. özellikle siyasal partilerin anaya sal güvenceye kavuşturulması çok önemli adımlardır. Bu alanda "siyasal partiler ister iktidarda. ister muhalefet te olsunlar, demokratik shasal yaşamın vazgeçilmez unsurlandır" kuralına yer \erilrruştır Daha adil bir temsili öngö ren nisbi temsil seçim sistemini getir miştir. 1961 Anayasası tkinci Dünya Sava şı'ndan sonra güçlenen ve tüm Avru pa'da gehşen demokratik ve çağdaş ana yasalardan (Fransız, AJman, Belçika, ltalya, Iskandinav ülkeleri gibi) esinlen miş ve hepsinden ileride kurallar koy muştur. İnsan haklan ve özgüriükler kuramı 1961 Anayasası, 2. maddesinde dev let yaşamını düzenleyen temel ilkeleri saptamıştır. Bu ilkelerin içerisine ilk kez, "tnsan haklanna dayalı devlet" kavramı girmiş. İnsan Haklan kavramı devletin temelleri içine alınmıştır. Ana yasa, insanın doğuştan kazandığı hak lan korumakla yetinmeyip, insanın maddı ve manevi varhğının gelişmesi için gerekli koşullan da hazırlaması yö nünde devlete görev vermiştir. (md. 10) 3. binyıla girerken uygar dünyada önem kazanan insan haklan anlayışının ulaş tığı son aşamalan, 1961 Anayasası çok önceden görmüş ve kurallaştırmıştır. 1961 Anayasası'nda, "temel haklar >eözgürlükler'' devletin kuruluşunu dü zenleyen esaslardan önceye alınmıştır. Anayasa, böylece temel hak ve özgür lüklerin taşıdığı önemi vurgulamak is temiştir. Temel hak ve özgürlükler kısaca sa yılıp geçilmemiş aksine anayasanın üç te biri bu olguya aynlmıştır. Bu konu daki en önemli yenilik "Bâr hakkm ve hürriyetin özüne dokunulamaz" ilkesi dir.Yukanda sözü edilen u insan hakla nna bağh devtet" ilkesiyle "temel hak ve özgûıiülderin özüne dokunulamaya cağT ilkesi yan yana getirilip irdelen diği zaman, 1961 Anayasası'nm ne de rece ilerici ve devrimci bir anayasa ol duğu açıkça ortaya çıkıyor. Sosyal devlet kuramı Anayasanın 2. maddesi sadece insan haklan temeline dayalı bir anayasadan değil, "sosyal bir hukuk devletTnden söz etmektedir. Sosyal devlet ilkesi anayasada başlı başına ele alınarak kurallaştınlmıştır. Bireyin devletçe konınması, çalışanla ra sendikal haklann tanınması, asgari ücretle insanlık onuruna yaraşır bir ya şam düzeyi sağlanmasınm gerekliliği açık bir biçimde belirtilmiştir. Sosyal devlet; güçsüzlerin, yoksulla nn önündeki engellerin kaldınlmasını öngörür. Ekonomik ve kültürel yönden zayıflara ve güçsüzlere haklannın ta nınması ve bölgeler arasındaki denge sizliklerin giderilmesi yönünde devlete görev verir. Hukukun üstünlüğü kuramı Türk toplumu 1954'ten sonra "ka nun devteti", sonralan "hukuk devJeti*' kavramlannı ilk kez o günlerin ana mu halefet lideri tnönü'nün söylevlerinde duydu. Ama 1961 Anayasası bir adım daha ileriye giderek "hukukun üstün lüğü" ilkesini, anayasasının vazgeçil mez öğesi haline getirdi. Aynca, 1961 Anayasası ilk kez. Mec lis'te kabul edilen yasalann anayasaya uygunluğunun yargısal denetimini sağ layacak olan Anayasa Mahkemesi'ni kurmuştur. Türk anayasa geleneğinde bir devrim yapılarak yasalann yargısal denetimi böylece kurumlaştınlmıştır. Anayasa Mahkemesi'nin kurulması demokrasinin işlemesini sağlamış, de mokrasinin de güvencesi olmuştur. Hukukun üstünlüğü ilkesi baglamın da ister yerel, ister merkezi idareler ol sun yönetimin bütün işlem ve eylemle rinin yargı denetimine tabi olması ola nağı tanınmıştır. Hukuk dilinde şiirsel bir söylem ka zanan madde şöyledir. "tdare'nin her türlü eylem vt işlemi ne karşı yargı yolu açıknr" (Md.114/1) Anayasa bununla da yetinmemiş. ay ru maddenin son fikrasında " kendi ey lem ve işlemfcrinden doğan zaran öde mekle" idareyi yükümlü tutmuştur. Bu husus, Osmanlı geleneğinin kalıntısı olan "ceberrüt" idare anlayışma karşı bir devrimdir. 1961 Anayasası hukukun üstünlüğü ilkesine verdıği önemi, yargı bağımsız lığının vazgeçilmez koşulu olan yargıç güvencesi konusunda da açıkça göster miştir. 1961 Anayasası, yargıçlann 65 yaşı na dek kendi istemleri dışında emekli edilmeyeceklerini, hiçbir biçimde ay hklannın kesilemeyeceğini, özlük işle rinin de bağımsız olan "Yûksek Hakim ler Kurulu"nca yürütüleceğini öngör müştür. Böylece yargı ve yargıçlık vencesini kurumlaştırmıştır. Laik Devlet İlkesinin Pekişmesi 1961 Anayasası başlangıç kısmında ulus için: (a) "kıvançta ve tasada bir lik"; (b) Esin kaynağı "Milli Mücadele Ruhu" olan Türk ulusçuluğu (c)" Yurt ta banş dünyada banş" ilkesinde dile gelen banşcıhk \c (ç) her alanda çağdaş uygarlık düzeyine erişmeyi amaçlayan Atatürk Devrimcüiği kavramlannın al tını kalın bir biçimde çizmiştir. Anaya sa, yukanda esaslan belirtilen başlangıç kısmına gönderme yaparak, bu öğeleri kurallaştırmıştır. Şoyle ki: "Türki>'e Cumhuriyeti insan haklanna ve başian gıcta belirtilen temel ilkelere dayanan, milli. demokratik, laik ve sosyal bir hu kuk deYİetidir." (Md.2) 1961 Anayasası böylece Atatürk'ün ulusal egemenlik ve laiklik ilkesini en önemli bir kurum olarak benimsemiştir. Laiklik ilkesini toplumsal yapmın vaz geçilmez bir öğesı olarak kabul etmiş tir. 27 Mayıs Devrimi'ninsonunda,ya ratılan 1961 .Anayasası ile yukanda sı raladığımız kurumlarla toplumumuzun siyasal, hukuk ve demokrasi yaşamında çok önemli kazanımlar sağlanmıştır. 1961 Anayasası'nın etkisizleştirilmesi yönünde sonralan yapılan girişimler ne 12 Mart, ne de 12 Eylül'ün dayatmala n onun parlak ve ışıklı kurumlanm ve kazanımlannı silip götürememiştir. 1961 Anayasası'nın bu kurumlan; hu kuk, demokrasi ve insan haklan bağla mında büyük bir gizil güç oluşturuyor lar. Bir kez toplumsal yaşarmmıza giren bu ilerici kazanımlar her zaman anım sanıyor,, onlara her zaman gönderme yapılıyor. 27 Mayıs 1960 Hareketi'nin yarattığı 1961 Anayasası, Türk toplumunun 150 yıh aşan uygariaşma hareketinin. çağ daşlaşma ve demokratikleşme açBindan doruklanndan birisidir. Orijinal Boyut : 28 * 17 cm

Upload: phungcong

Post on 07-May-2018

217 views

Category:

Documents


2 download

TRANSCRIPT

Yayın Tarihi : 27.05.1997Sayfa : 2

SAYFA CUMHURİYET 27MAYIS1997SALI-

OLAYLAR VE GORUŞLER

27 Mayıs, 1961 Anayasası ve KazanımlarDr. ALEV COŞKUN

Bugün 27 Mayıs 1960'ın31 yıldönümünü kutlu-yoruz. Devrimci bir nı-teliğe sahip olan 27Mayıs 1961 Hareketi,Atatürk'ün açtığı ay-

dınlanma düşüncesine inananlann. kar-şı devrimci kıpırdanışlara karşı bir ha-reketidir.

27 Mayıs'a neden gehndiğini, nasılgelindiğıni irdelemekistemiyorum. Bukonuda yıllardır yazılmadık bır şey kal-madı; yalnızca Meclis'te kurulan "Tah-kikat Komisyonu" aşamasına nasıl ge-lındiğinı anımsatmak bile yeter, artar.

Bu komisyon ıstediği kişileri sorgu-layabiliyor: tutuklayabiliyor, her türlüyayını yasaklayıp toplayabiliyor, mat-baalan ve gazeteleri kapatabiliyor, ge-rekli gördüğü her türlü araç, gereç vebelgeye el koyabiliyor, siyasal toplan-tılan yasaklayabiliyordu.

Bu komisyonun çalışmalan gizliolup kararlanna hiçbir biçimde itirazedilemiyordu. Bu kararlara karşı çıkan-lar bir ila üç yıla kadar hapis cezasıylacezalandınlıyorlardı.

Şimdi soru şudur: Acaba, bu gıbi dü-zenlemelere, yasaklamalara herhangibir demokratik ülkede gidilebilir mi?

27 Mayıs'ı anlamak için olağanüstüyetkilerle donatılmış bu komisyonunuygulamalanna bakmak yeterlidir. Sa-dece basına konan yasak kararlanylakazınan sayfalar demokrasiye aykında\Tanışlarakanıtolmaya yeterlidir. Bunedenle 27 Mayıs'a neden gelindi, na-sıl gelindi yerine, 27 Mayıs ne getirdi,buna bakılmalıdır.

27 Mayıs'ın ürünü olan ve seçimler-le oluşturulan Kurucu Meclis tarafin-dan yapılan Anayasa üzerinde durma-

lıyız.

Demokrasi kuramıAtatürk'ün kurduğu laik Cumhuri-

yet, Atatürk'ün en yakın silah ve dev-rim arkadaşı İnönü'nün çabalanyla1950'de çok partili siyasal rejime dö-nüştü. 1961 Anayasası ise demokrasinintemellerini geliştirmiş vepekiştirmiştir.Ülkemiz güçler aynlığı esasına dayalı,ulus egemenliğini koruyan, iki Meclis-li (Millet Meclisi ve Senato) çağdaş biranayasaya kavuşmuştur. Bireyin devletyönetimine katılmasına olanak tanın-ması. özellikle siyasal partilerin anaya-sal güvenceye kavuşturulması çokönemli adımlardır. Bu alanda "siyasalpartiler ister iktidarda. ister muhalefet-te olsunlar, demokratik shasal yaşamınvazgeçilmez unsurlandır" kuralına yer\erilrruştır Daha adil bir temsili öngö-ren nisbi temsil seçim sistemini getir-miştir.

1961 Anayasası tkinci Dünya Sava-şı'ndan sonra güçlenen ve tüm Avru-pa'da gehşen demokratik ve çağdaş ana-yasalardan (Fransız, AJman, Belçika,ltalya, Iskandinav ülkeleri gibi) esinlen-miş ve hepsinden ileride kurallar koy-muştur.

İnsan haklan ve özgüriüklerkuramı

1961 Anayasası, 2. maddesinde dev-let yaşamını düzenleyen temel ilkelerisaptamıştır. Bu ilkelerin içerisine ilkkez, "tnsan haklanna dayalı devlet"kavramı girmiş. İnsan Haklan kavramıdevletin temelleri içine alınmıştır. Ana-yasa, insanın doğuştan kazandığı hak-lan korumakla yetinmeyip, insanınmaddı ve manevi varhğının gelişmesiiçin gerekli koşullan da hazırlaması yö-

nünde devlete görev vermiştir. (md. 10)3. binyıla girerken uygar dünyada önemkazanan insan haklan anlayışının ulaş-tığı son aşamalan, 1961 Anayasası çokönceden görmüş ve kurallaştırmıştır.

1961 Anayasası'nda, "temel haklar>eözgürlükler'' devletin kuruluşunu dü-zenleyen esaslardan önceye alınmıştır.Anayasa, böylece temel hak ve özgür-lüklerin taşıdığı önemi vurgulamak is-temiştir.

Temel hak ve özgürlükler kısaca sa-yılıp geçilmemiş aksine anayasanın üç-te biri bu olguya aynlmıştır. Bu konu-daki en önemli yenilik "Bâr hakkm vehürriyetin özüne dokunulamaz" ilkesi-dir.Yukanda sözü edilen uinsan hakla-nna bağh devtet" ilkesiyle "temel hakve özgûıiülderin özüne dokunulamaya-cağT ilkesi yan yana getirilip irdelen-diği zaman, 1961 Anayasası'nm ne de-rece ilerici ve devrimci bir anayasa ol-duğu açıkça ortaya çıkıyor.

Sosyal devlet kuramıAnayasanın 2. maddesi sadece insan

haklan temeline dayalı bir anayasadandeğil, "sosyal bir hukuk devletTndensöz etmektedir.

Sosyal devlet ilkesi anayasada başlı-başına ele alınarak kurallaştınlmıştır.Bireyin devletçe konınması, çalışanla-ra sendikal haklann tanınması, asgariücretle insanlık onuruna yaraşır bir ya-şam düzeyi sağlanmasınm gerekliliğiaçık bir biçimde belirtilmiştir.

Sosyal devlet; güçsüzlerin, yoksulla-nn önündeki engellerin kaldınlmasınıöngörür. Ekonomik ve kültürel yöndenzayıflara ve güçsüzlere haklannın ta-nınması ve bölgeler arasındaki denge-sizliklerin giderilmesi yönünde devletegörev verir.

Hukukun üstünlüğü kuramı

Türk toplumu 1954'ten sonra "ka-

nun devteti", sonralan "hukuk devJeti*'kavramlannı ilk kez o günlerin ana mu-halefet lideri tnönü'nün söylevlerindeduydu. Ama 1961 Anayasası bir adımdaha ileriye giderek "hukukun üstün-lüğü" ilkesini, anayasasının vazgeçil-mez öğesi haline getirdi.

Aynca, 1961 Anayasası ilk kez. Mec-lis'te kabul edilen yasalann anayasayauygunluğunun yargısal denetimini sağ-layacak olan Anayasa Mahkemesi'nikurmuştur.

Türk anayasa geleneğinde bir devrimyapılarak yasalann yargısal denetimiböylece kurumlaştınlmıştır.

Anayasa Mahkemesi'nin kurulmasıdemokrasinin işlemesini sağlamış, de-mokrasinin de güvencesi olmuştur.

Hukukun üstünlüğü ilkesi baglamın-da ister yerel, ister merkezi idareler ol-sun yönetimin bütün işlem ve eylemle-rinin yargı denetimine tabi olması ola-nağı tanınmıştır.

Hukuk dilinde şiirsel bir söylem ka-zanan madde şöyledir.

"tdare'nin her türlü eylem vt işlemi-ne karşı yargı yolu açıknr" (Md.114/1)

Anayasa bununla da yetinmemiş. ay-ru maddenin son fikrasında " kendi ey-lem ve işlemfcrinden doğan zaran öde-mekle" idareyi yükümlü tutmuştur. Buhusus, Osmanlı geleneğinin kalıntısıolan "ceberrüt" idare anlayışma karşıbir devrimdir.

1961 Anayasası hukukun üstünlüğüilkesine verdıği önemi, yargı bağımsız-lığının vazgeçilmez koşulu olan yargıçgüvencesi konusunda da açıkça göster-miştir.

1961 Anayasası, yargıçlann 65 yaşı-na dek kendi istemleri dışında emekliedilmeyeceklerini, hiçbir biçimde ay-hklannın kesilemeyeceğini, özlük işle-rinin de bağımsız olan "Yûksek Hakim-ler Kurulu"nca yürütüleceğini öngör-müştür. Böylece yargı ve yargıçlık gü-

vencesini kurumlaştırmıştır.

Laik Devlet İlkesinin Pekişmesi

1961 Anayasası başlangıç kısmındaulus için: (a) "kıvançta ve tasada bir-lik"; (b) Esin kaynağı "Milli MücadeleRuhu" olan Türk ulusçuluğu (c)" Yurt-ta banş dünyada banş" ilkesinde dilegelen banşcıhk \c (ç) her alanda çağdaşuygarlık düzeyine erişmeyi amaçlayanAtatürk Devrimcüiği kavramlannın al-tını kalın bir biçimde çizmiştir. Anaya-sa, yukanda esaslan belirtilen başlangıçkısmına gönderme yaparak, bu öğelerikurallaştırmıştır. Şoyle ki: "Türki>'eCumhuriyeti insan haklanna ve başian-gıcta belirtilen temel ilkelere dayanan,milli. demokratik, laik ve sosyal bir hu-kuk deYİetidir." (Md.2)

1961 Anayasası böylece Atatürk'ünulusal egemenlik ve laiklik ilkesini enönemli bir kurum olarak benimsemiştir.Laiklik ilkesini toplumsal yapmın vaz-geçilmez bir öğesı olarak kabul etmiş-tir. 27 Mayıs Devrimi'ninsonunda,ya-ratılan 1961 .Anayasası ile yukanda sı-raladığımız kurumlarla toplumumuzunsiyasal, hukuk ve demokrasi yaşamındaçok önemli kazanımlar sağlanmıştır.1961 Anayasası'nın etkisizleştirilmesiyönünde sonralan yapılan girişimler ne12 Mart, ne de 12 Eylül'ün dayatmala-n onun parlak ve ışıklı kurumlanm vekazanımlannı silip götürememiştir.1961 Anayasası'nın bu kurumlan; hu-kuk, demokrasi ve insan haklan bağla-mında büyük bir gizil güç oluşturuyor-lar. Bir kez toplumsal yaşarmmıza girenbu ilerici kazanımlar her zaman anım-sanıyor,, onlara her zaman göndermeyapılıyor.

27 Mayıs 1960 Hareketi'nin yarattığı1961 Anayasası, Türk toplumunun 150yıh aşan uygariaşma hareketinin. çağ-daşlaşma ve demokratikleşme açBindandoruklanndan birisidir.

Çocuk Televizyonlan ve Kamusal SorumlulukDr. SELMA ULUS Marmara Üni. îletişim Fakültesi

Bütün boş zamanlanmızı doldurarak bizitutsak (esir) alan kitle iletişim araçlan-nın ve bunlardan en yenısi olan televiz-yonun bu gücü, başlangıcından bu yanaeğitbilımsel (pedagojiîc) endişelere yolaçmıştır. Bu, 20'li yıllarda fılm, 30'lar-

da radyo, 50'lerde çizgi fılm ve özellikle 6O'lı yıllar-dan bu yana televizyon için söz konusu olmuştur."Otıırma Odasındaki Lyuşturucu" (Marie VVinn -1979). "Televizyonu Yokedin" (Jerry Mander-1979)ve "Çocukluğun Kavtoiuşu" ÇVefl PDsünan-1983) baş-lıklı kültürel eleştiri ve eğitbılimsel yaklaşımlartaşıyanpopüler eserlerle dikkatler bu konuya çekilmek isten-miştır.

Yapılan araştırmalar, televizyon sektöründeki geniş-lemenın ya da büyümenin so-nucunda çocuklara yönelik ya-yınlann da süre olarak arttığı-nı göstermektedir. Bu nedenlegeçen son on yıl içinde dünya-nın tüm sanayi ülkelerinde te-levizyon çocuk kanallan oluş-turulmuştur. tlk olarak Amen-ka'da Nickelodeon. TurnerCartoon NeUvork, DisneyChannel ve Fox Kjds çocuk te-levizyonu tematik kanallanhizmete girmiştir. lngiltere'dehalen beş çocuk kanalı, Fran-sa'da da "Canal J " yayınlannısürdürmektedir.

Bu kanallann hepsi, çocuk-lann tıcari açıdan büyük birpo-tansiyel güç olduklannın far-kına vanlmasıyla ortaya çık-mışlardır. Tele\izyonun pazar-lama gücünü keşfetmesinin he-men ardmdan çocuk program-lan da pazarlama stratejıleriiçindeki asıl değerlenne kavuş-muş, program yapımcılan hergün yayıncılık ılkelerini çiğne-yerek öncelikle. oyuncaklar.korntlaks çeşitleri, şekerli be-sin maddeleri ve içecekler, ha-zır yiyeceklerden oluşan tüke-tim rnallannı çocuklara satma-yı hdeflemişlerdir. Bunlann .yanı >ıra. çizgi fılm ve reklam-larla atışı önceden planlanmışoyurcak fıgürler ve ürünler ti-cari televizyonlar tarafındançocudara pazarlanmıştır. "He-manand the Masters", "NinjaTurtes", "GJ. Joe", "P0werRan«ers" gıbi çizgi filmlerbunkra ömektir. Bu çizgi film-lere at çeşitli oyuncaklan piya-sayasüren televizyon şirketle-ri kokunç kârlar elde etmişler-dir. A\TII anda hem şiddeti hemde üketımı körükleyen bufılmenn ortak özelliğı, güçlüku\"etli kahramanlar ve onla-nn c^Tesinde fantastik karak-terleden oluşmasıdır. Erkekçocıklara yönelik bu filmler-de. ıu tür kahramanlann kul-lancğı araç \e gereçlerin, ağırmetllerle donanımlı silahlaroldığu dikkati çekmektedir.Bu ır oyruncaklann televizyonrekimlannda da öne çıkanlantemsı "güç"tür. Kız çocukla-nno da moda, pop. müzik vegösrişin ön plana çıkarıldığıgörlmektedir.

llkemizdeki gazeteler de,prcnosyon çeşitlerine kız ço-cakn ıçın "Barbie bebek".erkk çocuklan için de "PtnverRagers'" kartonlannı ekleye-reVele\izyonun çocuklan buşelıdeki kul lanımına ortak ol-mılardır. Başlangıcından buyaıkapıtalızmin çocuğu olangattelerden sonra. daha fazlaizl/ıci kazanarak kâr etmeyiarrclayan ticari televızyonla-nra y ay ınlannı bu sisteme enuyjn biçimde düzenlediklerionladır Böylece toplumunv&zellikle çocuklann yarangördı edılerek, bırkıtle ıletı-

şim aracının vazgeçilmez görevi olması gereken "top-hımun Oeriye götürühnesi" hedefınden uzaklaşılmıştır.

Ülkemızde yalnızca devlet televizyonunun bulundu-ğu, henüz ikili sisteme geçilmediği yıllarda radyo ve te-levizyona salt bir iletişim aracı olarak bakılmıştır. Heriki araç da "bir kühür politikasr içinde düşünülmemiş,hükümetlerin "mah" gıbi görülmüşlerdir. Gelişmekteolan bir ülkenin niteliklenni taşıyan, çoğunluğu ortakültür düzeyinin altında olan topİumumuzda yayıncı-lık politikası bu kültür ve beğeni düzeyine seslenen bi-çimde eğlence ağırlıklı olarak düzenlenmiştir. Radyo-TV alanmda ikili sisteme geçilmesiyle sayılan artanözel televizyon kanallannın yayınlannda da sermaye vegüç sahiplerinin çıkarlan öncelik taşımaktadır. Bugünsatışa sunulan televizyon programlannın hemen tümü

Batılı sanayi ülkelerine aitolup yaklaşık üçte ikisi Ame-rika kökenlidir.

Kültür emperyalizmi tezine göre, dünyanın dört biryanında medyalann Amenka ve Avrupa kökenli mal-zemelerle dolması salt uluslann kimliklerini tehdit edenbir kültür sorunundan ibaret değildir. Dünyayı tüketüntoplumu durumuna getirme kampanyasının, daha doğ-rusu, tüm dünyayı büyük uluslararası şirketlerin çıkar-lanna uygun olarak yeniden düzenleme çabalanmn birparçasıdır. Uluslararası şirketlerin bugünkü ekonomi-nin can daman olduklan açıkça ortadadır. Bu şirketlerkendi ekonomik ve ideolojik felsefelerini yaymak içinyerel medya sistemlerinden altyapı olarak yararlanmak-tadır. Almanya'daki çocuk televizyon kanalı. kamusaltelevizyonlann asıl görevlerine açıklık getirmeleri açı-sından önemli bir projedir. Kamu yayın kuruluşlan ka-mu kaynaklannı kullanarak onun yarannı ön planda tu-tan bir yayıncılığı gesçekleştirmek sorumluluğu taşımak

zorundadırlar. Kamusal televizyonun bu alandaki gö-revi, çocuklan, tüketimden çok kışiliklerini geliştirecek;duygulan, heyecanlan, hayata ve gündelik şeylere da-ir sorular üretebilecekleri bir alanla başbaşa bırakma ol-malıdır. Bunun yanı sıra. şiddetin yerine toplum içindeortaklaşa yaşarru güzel kılacak biçimde duygulan ge-liştirecek arkadaşlık. eşitlik, sevgi, cesaret gibi pek çokşeyi çocuklara mesaj olarak iletmelidir. Dünyada glo-balleşme ve küreselleşme eğilimlerinin arttığı tek tip in-sanlar yetiştirilmeye çahşıldığı bir ortamda çocuğa ken-di değer ve güzelliklerini koruyacak. yaratıcılığını ge-liştirecek yönde programlar sunulmalıdır. Tüm bunlarkamusal televizyonlann görevi olmalıdır.

Aynca bugünün özel televizyonlannı seyreden ço-cuklann yetişkin olarak da büyük olasılıkla bu kanal-lann izleyicisi olacağı düşünüldüğünde, bir kamusalçocuk televizyonunun kamu televızyonlannm gelece-ği açısmdan da önemli olduöu ortadadır.

PENCERE

Sözcük ve KavramAndreas B. Schwartz, 1930lu yıllarda Hrtler

Nazizminden kaçarak 'Kemalizm'e sığınmıştı; Is-tanbul Hukuk Fakültesi'nde uzun yıllar 'MedeniHukuk' ve 'Roma Hukuku' dersleri verdi; sınıfa gi-rince kürsüye çıkar, tebeşiri eline alır, kocaman ka-ra tahtaya önce 'kavram'ı yazardı.

Kavram ne?..Diyelim ki: 'Borç!..'Bu, günlük dilde kullandığımız 'borç'tan ayn ve

gayn bir kavramdı. Hocamız kara tahtaya 'kav-ram'm Latincesini, Fransızcasını, Almancasını altalta yazar, sonra bilimsel çerçevesini çekerek söz-cüğün içeriğini doldururdu.

•Sözcüklerin zaman ve uzamdaki değişimleri

uzun bir serüvendir; sözcüğün nerede ve nasıl •kullanılacağına özen göstermek, yanılgıya düş-memek için gereklidir. Iran'da cumhurbaşkanıseçimini kazanan Muhammed Hatemi'ye 'libe-ral' derken, neyi kastediyoruz?.

Liberal sözcüğünün yelpazesi çok geniştir;18'inci ve 19'uncu yüzyıllann klasik liberalizmi,Avaıpa burjuvasının 'mutlakiyetçi kralâ' ve 'dincidünya görüşü'ne karşı savaşımıyla doğdu. Siya-sal yaşamda kişi özgürlükleri, fikir özgürlüğü vesiyasal özgürlük yanlısı bir kimseye 'liberal' de-nebilir.

Peki, Muhammed Hatemi liberal mi?..Demokrat mı?..

•Hıristiyanlıkta 'Reform' 16'ncı yüzyılda yaşan-

dı; Hıristiyanlık öğretisini Papa'nın tekelinden kur-tarmak kavgasıydı; kilise kubbesinin altında da-ha 'serbest' düşünülmesini isteyenlerin başınıçektiği dönüşüm, 'Aydınlanma Felsefesi'ne, laik-liğe ve liberalizme doğru açılışı hazırlıyordu.

İnsanlık 18'inci yüzyıla değin felsefeyi de poli-tikayı da din dışında tartışmayı bilemedi.

iran'da bugün yaşanan süreç, Batı'da geçmişzamandin Türkiye'de de aşılmıştır. KomşumuzunVatikan'ı sayılan Kum kentine varmak için otomo-bil ya da uçak kullanamazsınız; 'zaman tüneli'negirmeniz gerekir.

Iran'da egemenlik, Avrupa'nın ortaçağıtıda ol-duğu gibi din adamlarının denetiminde!.. Muham-med Hatemi'nin liberalliği de Şii camisinin avlu-sunda volta atabilir.

Avrupa'da reform, tannbilim (teoloji) ve Hıristi-yan yaşamı üzerinde düşünülmesine yol açtı;Iran'da, Hatemi'nin seçilmesine ağırlık koyan ka-dınlann yaşamına ilişkin bir açılış sağlanacak mı;yoksa kadın kara çarsafta mı yaşayacak sonsu-zadek?..

Olur mu öyle şey canım...Akla aykın düzenler Batı'da yıkılmış, Doğu'dada

ister istemez yıkılacak...Iran'daki seçim birgösterge!.. Karanlığın alaca-

karanlığa dönüşümünde bir adım!..

*JL

Şimdi70 ekran

Telefunkenalanlara

37 ekranBEDAVA!Çok uygun taksitlerle

BOSCH Yetkili Satıcılarmda,

Telefunken 70 Supersonıc TXST

Telefunken 37 Supersonic

T&EFUNKEN 70 SUPERSONIC TXST (Teleterttı-Stereo!

TELEV1ZYONUABTELEFUNKEN 37 SUPERSONICTELECJNKEN 37 SUPERSONIC TX ıTeletertlı)TELEFUNKEN 51 MASTERTELEFUNKEN 51 MASTER TX :Te>elextlııTELEFUNKEN 51 SUPERSONICTELEFLNKEN 51 SUPERSCNIC TX •Tele-eıctiılTELEFUNKEN 5S MASTER TX (Tetet8Xtlı)TELEFUNKEN 55 SUPERSONIC TX Jeletefl l l;TELEFUNKEN 55 SOPERSONtC TXST (TetettüS-StHBO)MUZIK SETLERIRKC 2105 MINİ 3 CORKC 3205 MıNI 1 CCRKC 3210 MİNİ1CORK 1100 MINİ RADV O KASETÇALAR

Peşin ftyatı

106730000

Ps^mByıtı

46.300.0004S 82C 00054.330.00058 03C 00061770.00066 « 0 COC66.870 00073 770 00076.230 000

53.310.00043 350 00041.760.000

5 810 000

1. SEÇENEK1 pe^n » 4 taksll

24130.000

Toplam

120.650.000

1. SEÇENEK1 p«fin * 4 takslt

9260.0009 ' 6 4 OOC

10.988.00011 606 OOC'12.354.00013 296 00013.374.00014 754 00015.246.000

10.662.000B 672 0008.3S2.0OO1 1S2 0O0

Toptom

49.300.00048 820 D0054.930.00058 030 00061.770.00066 480 00066.870.00073 770 00076.230.000

53.310.00043 36C 00041.760.000

5 810 000

HEMEN T E S L I M2. SEÇENEK

1 pcştn • 8 taksit

15.810.000

H E M E N

Toplam

142.290.000

T E S L I M

2. SEÇENEK1 p«fki • S laksi!

6130.0006 460 0007270.000" 6 8 0 0O0S.170.0008 790 0008.850.0009 760 OOC

10.080.000

7.050.0005 74C 0C05.530.000

770 000

Toptam

S5.T70.00058 14C0C065.430.0O069 12C 00073.530.00079-10SO0

' 79.650.00087 840 00090.720.000

63.450.0005" B60 30049.770000

6 930 000

3. SEÇENEK1 peşın » l2b>HH Toplam

12.460.000 161.980.000

3. SEÇENEK1 pesin * 12 uksıt Toplam

4 870.0085 130 oo:5.780.0006 10: ooo6.490.0005 990 0007.030.0007 760 0008.010-000

5.610 000i 560 OOC4.390.000

620 OOC

63.310.00066 69C 00075.140.00079 3C0 COC84.370.00090 873 00091.390.000

•CO 883 000104.130.000

72.930.00059 280 000 I57.070.000

8 060 000

4. SEÇENEK1 p«şln • 16 taksft Toplam

10.620.000 180540.000

4. SEÇENEK1 peşln *14takslt Toplam

4.550.0004 300 0005.400.0005 713 0006.070.0006 540 0006.570.0007 250 0007.490.000

5240.0004 260 0004.110-000

580 000

68^250.00072 000 30081000.00085 650 00091.050.00098 100 00098.550.000

108 750 000112.350.000

78.600.00063 900 000«1-66&M0

8 . 7 0 0 0 0 0

D ı ı ı j ı g Her kez!

Ayrıntılı bflgt \çinû c r e t s ı z t e l e f o n l a f ı m ı z0 8 0 0 2 1 1 4 0 2 40 1 0 0 2 1 1 4 0 2 50100 211 4029Dığer tetefonuTiuz(0-212) 274 »5 «0

Ürünlerimiz Bosch Yetkili Satıcılarında teslim edilecekiir. Fıyattara KDV dahıldır KDv ve diğer vergılerde bır değışıkhkolursa fıyatlara yansıtıtacaktır Kampanyamız 21 Haziran 1997 tanhınde sona erecektır 8u kampanya BSG Grunberg EvAletlerı Tıcaret A Ş (Cemal Sahır Sokak 26/28 Mecıdıyeköy-lstanbul) tarafından düzenlenmştır Fıyatlanrr z Turk ı̂rası dırSanay ve Tıcaret Bakanlığı nca 25 5 1994 tarıh ve 21940 sayılı Resmı Gazete de ılan edilen teblığe uygundur Kanpanyadaperakende satış f yatından peşınat düşuldukten sonra 70 ekran TV'de 1 seçenekte %5.4+KDV 2 seçenekte %7+KDV3 seçenekte %7 3+KDV 4 seçenekte %7 3+KDV dığer trunlerde 1 seçenekte peşın fıyaiına taksıt'e, 2 seçenekte%4+KDV, 3 seçenekte %5 1+KDV 4 seçenekie %5,7+KDV oranında ayiık basıt faız uygulanmıştır.

Ürünlerlmlz stok miktarlanyia sınırlıdır.

Orijinal Boyut : 28 * 17 cm