TÜR

KİY

E OD

ALA

R V

E BO

RSA

LAR

BİR

LİĞİ AY

LIK YAY

IN O

RG

AN

ISAY

I: 252

Sayı

: 252

ASYA ALTYAPI YATIRIM BANKASI KURULMASININ AVANTAJLARI > s.74

TTIP’NİN GÖLGESİNDE GÜMRÜK BİRLİĞİ’NİN YENİDEN DEĞERLENDİRİLMESİ > s.58

SAĞLIK TURİZMİ PAZARININ HACMİ 3,4 TRİLYON DOLARA ULAŞTI > s28

KALKINMADA STRATEJİK SEKTÖR

www.turkishcargo.com.tr | 0 850 333 0 777

Ekonomik Forum’da yer alan yazılar, aksi belirtilmedikçe, TOBB’un resmi görüşünü yansıtmaz. İmzalı yazılarda belirtilen görüşler sadece yazarlarına aittir.

Ekonomik Forum dergisi ayda bir yayımlanır. 15 bin adet basılır. Dergi ağırlıkla özel seçilmiş adreslere gönderilir. Abonelik için yeni taleplerin yayin@tobb.org.tr adresine yapılması gereklidir.

YÖNETİMTOBB Yönetim Kurulu Adına SahibiM. Rifat HİSARCIKLIOĞLU

YAYIN KOORDİNATÖRÜÇetin Osman BUDAK

SORUMLU MÜDÜR Azmi ÖZGÜRTOBB Dumlupınar Bulvarı No: 252Eskişehir Yolu / ANKARATelefon : (0312) 218 20 00Faks : (0312) 219 40 90

EDİTÖR Gülder DEMİR gulder.demir@dunya.comTelefon : (0212) 440 27 77

HAZIRLANMASINDA KATKIDA BULUNANLAR

Nart BOZKURT (nart.bozkurt@tobb.org.tr)Recep ŞEN, Hakan GÜLDAĞ

GÖRSEL TASARIMEylem AKSÜNGER

FOTOĞRAF Ender ÇEPEL, Mustafa KARACA, Pınar SEZER YANIKGİL

EDİTORYAL HAZIRLIK Ajans DDünya Süper Veb Ofset A.Ş. 100. Yıl Mahallesi 34204 Bağcılar/İSTANBULTelefon : (0212) 440 27 77

GÖRSEL DESTEK● TOBB Basın Yayın Müdürlüğü● Dünya Gazetesi Arşiv ve Dokümantasyon Servisi

REKLAM REZERVASYONMehtap YILDIRIM Telefon : (0212) 440 28 39

BASKI İstanbul Basım PromosyonBasın Ekspres Yolu Cemal Ulusoy Cad. No:38/A 34620, Sefaköy-İstanbulinfo@istanbulprinting.comTel: (0212) 603 26 20

DAĞITIM Tele Kurye Dağıtım ve Kurye Hizmetleri AŞ Merkez Mh. Kağıthane Cd. No: 29/1 34407 Kağıthane / İSTANBUL-TÜRKİYE

YAYIN TÜRÜSüreli, her ayın 15’inde yayımlanır

Sayı: 252

EKONOMİK FORUMTürkiye Odalar ve Borsalar Birliği Aylık Yayın Organı İÇİNDEKİLER

6 BAŞYAZI HABER8 HEM İHRACATTA, HEM YURT

İÇİ SATIŞLARDA “ALACAK SİGORTASI”NI KULLANIN

HABER 22 BALIKESİR ODA/BORSA

BAŞKANLARI YUMURTA ÜRETİCİLERİNİN TALEPLERİNİ DİLE GETİRDİ

SAĞLIK24 DİYETTE DOĞRU BİLİNEN

YANLIŞLAR Özel TOBB ETÜ Hastanesi Beslenme

ve Diyetetik Bölüm Başkanı Uzman Diyetisyen Mehtap Ersin Bayrak, sağlıklı yaşam sürdürmek için yeterli ve dengeli beslenmenin bir yaşam biçimi olması gerektiğini vurguluyor.

HABER36 HİSARCIKLIOĞLU, GEMLİK’E

LİMAN İÇİN DEMİR YOLU BAĞLANTISI İSTEDİ

HABER 37 BURSA CANLI HAYVAN

BORSASI VE ET ENTEGRE TESİSLERİ İÇİN PROTOKOL İMZALANDI

GÜNCEL38 İSLAM DÜNYASININ EN

BÜYÜK İKİNCİ EKONOMİSİ TÜRKİYE

HABER42 HİSARCIKLIOĞLU:

“TÜRKİYE’NİN CARİ AÇIĞININ ÇÖZÜMÜ KOBİLERDE”

İŞ DÜNYASI44 IFF BAŞKANI ADAMS: “G20

TÜRKİYE’DE GÜĞVENİLİR ELLERDE”

Uluslararsı Finans Enstitüsü’nün (Institute of Internatioanal Finance/IFF) 8-9 şubat 2015 tarihleri arasında İstanbul’da G20 Konferansı düzenledi.

HABER54 TOBB BAŞKANI M.

RİFAT HİSARCIKLIOĞLU: “TÜRKİYE’NİN İNTERNET AĞININ GEÇTİĞİ MERKEZ ERZURUM”

HABER 57 BURSA TSO ALTIPARMAK

TEMSİLCİLİK BİNASI HİZMETE AÇILDI

98 ARAŞTIRMA58 TTIP’NİN GÖLGESİNDE

GÜMRÜK BİRLİĞİ’NİN YENİDEN DEĞERLENDİRİLMESİ

Türkiye’nin TTIP’den Gümrük Birliği sebebiyle ne kadar büyük kayıp yaşayacağı bilimsel çalışmaların sonuçlarıyla ortaya konulması gerekiyor.

HABER64 LEFKOŞE EKONOMİ

FORUMU’NDAN KIBRIS İÇİN “MÜZAKERELER BAŞLASIN” ÇAĞRISI

HABER 72 AKREDİTE OLAN ODA/BORSA

SAYISI 191’E ULAŞTI EKO ANALİZ74 ASYA ALTYAPI YATIRIM

BANKASI KURULMASININ AVANTAJLARI

HABER78 MUŞ EKONOMİSİNİN

YILDIZLARI ÖDÜLLERİNİ HİSARCIKLIOĞLU’NDAN ALDI

HABER80 İZNİK EKONOMİSİNE DEĞER

KATANLAR ÖDÜLLERİNİ ALDI UMEM 81 UMEM BECERİ’10 PROJESİ

UYGULAMA ÖRNEKLERİ HABER 86 TÜRKİYE-MALİ MUTABAKAT

ZAPTI İMZALANDI TOBB ETÜ94 TOBB ETÜ, TÜRKİYE ULUSAL

AJANSI’NIN ERASMUS-KALİTE ÖDÜLÜ’NÜ KAZANDI

KÜTÜPHANE96 Her yöneticinin okuması ve

kütüphanesinde olması gereken kitapları tanıtıyoruz.

YENİ ÜRÜN98 Piyasaya çıkan yeni teknolojik

ürünler hakkında bilinmesi gerekenler.

HABER100 TOBB TAHKİM DIVANI TOPLANTISI YAPILDI113 TÜRKİYE’NİN GÖSTERGELERİ

119 DÜNYADAN İŞ TEKLİFLERİ

128 SELECT NEWS

KAPAK KONUSU

10 KALKINMADA STRATEJİK SEKTÖR İNŞAAT

Hem yurt içi hem de yurt dışı faaliyetleriyle inşaat sektörü Türkiye’nin kalkınmasında önemli bir yer tutuyor. Türk müteahhitleri uluslararası pazarlarda üstlendikleri işlerle yükselen bir grafik çiziyor. TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, inşaat sektörünün başarısının sadece Türkiye ile sınırlı kalmadığına dikkat çekerek, “Dünya ölçeğinde ilk 250’de yer alan Türk şirketlerinin sayısı 42’ye ulaştı” dedi.

88

90

92

101 ODA VE BORSALARDAN HABERLER

k Gül turizminde yeni adımlar, k Ertekin, “Nişasta bazlı şeker kotaları ilan

edilsin”,k İzmir ile Adana arasında ticaret köprüsü

kurulması için yola çıkıldı,k Bozüyük TSO, girişimci adaylarını

desteklemeye devam ediyor,k Malatya TSO, kayısı fiyatında istikrar bekliyor,k Gaziantep TB’de, Akreditasyon ve Stratejik

Plan Eğitimi gerçekleştirildi,k Kayseri TO’da düzenlenen Dış Ticaret

Eğitimi’nin kursiyeri törenle sertifikalarını aldı,k Karacabey Sempozyumu’nun hazırlıklarına

“Tarım ve Hayvancılık Çalıştayı” ile devam edildi,

k Tosya’da ithal Çin kapısı sorunu çözüme kavuştu,

k Diyarbakır’da Tarımda Kooperatifleşme Konferansı düzenlendi,

k Ankara TO, Cannes’te uluslararası yatırımcılara Ankara’yı tanıttı,

k Muğla TSO’da “Marka Yönetimi Eğitimi” verildi,k Bilecik TSO, “Proje Destek Ofisi” çalışmalarına

başladı,k Kösemusul: “Sakarya yerli otomotive hazır”, k Piri Reis Müzesi, Çanakkale TSO Kongre Fuar

Merkezi’nde açıldı,k Ahmet Şerif İzgören Marmaris’te gençlerle

buluştu,k Edirne TSO ile Burgaz TSO girişimcileri ortak

toplantıda bir araya geldi,k Gaziantep’in yöresel lezzeti “Fıstıklı Katmer”

tescilleniyor,k Konya TO’nun dijital veri tabanı SGK İl

Müdürlüğü’nün kullanımına açıldı,k Malatya TB, 1300 öğrenciye kuru kaysı dağıttı,k TOBB KGK ve GGK Edirne İcra Komiteleri Mart

Ayı Olağan Toplantılarını Uzunköprü TSO’nun ev sahipliğinde gerçekleştirdi,

k Şırnak TSO, 30 girişimciye daha sertifika verdi.

JOSEPH E. STIGLITZStiglitz, eşitsizliğin ekonomi, politika ve toplumlara uğrattığı zararın içinde çocuklara verilen hasardan duyduğu endişeyi dile getiriyor.

JEFFREY SACHSSachs, Batı’nın Arap dünyasına kendi kendini yönetme ve kendi yolunu çizmesi için izin verme vaktinin geldiğini anlatıyor.

RÜŞTÜ BOZKURTR. Bozlurt, korku toplumunun yasaklarının, samimi inanç sahiplerini sisteme yabancılaştırdığını vurguluyor.

66 2015 İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ANLAŞMASI İÇİN “LİMA ÇAĞRISI”

Lima’da düzenlenen İklim Değişikliği Konferansı, yoğun müzakerelerin ardından, 2015 Paris Konferansı’nın hazırlanmasına çalışma zemini teşkil eden bir anlaşmayla sonuçlandı. Lima Çağrısı, 2015 yılının başında her ülkenin sunacağı ulusal katkıların çerçevesini belirliyor.DOSYA

6666 2015 İKLİM DEĞİŞİKLİĞ

AVRUPA BİRLİĞİ

28 SAĞLIK TURİZMİ PAZARI HACMİ 3,4 TRİLYON DOLARA ULAŞTI

SRI International’ın yaptığı araştırmaya göre sağlık, güzellik, medikal operasyonlar ile Spa-Wellness’i içeren sağlık turizmi pazarının dünya çapındaki iş hacmi 3,4 trilyon dolara ulaştı.

ömpyBinsaka“Dalula

Özal’ı vefatının 22’nci yılında saygıyla, sevgiyle ve özlemle anıyoruz

6 EKONOMİK FORUM

BAŞYAZI

Turgut Özal, küreselleşmeyi ve bilgi toplumunu önceden gören ve idrak edebilen ilk devlet adamımızdı. Türkiye, bilgi teknolojisi altyapısına, bu ileri görüşlülük

sayesinde sahip oldu. Bugün telefon, bilgi iletişim altyapısı, dış ticaret, turizm, yurt dışı müteahhitlik ve yurt dışında tanınan Türk markaları gibi alanlarda geldiğimiz

noktanın arkasında onun zamanında atılan adımlar var.

M. Ri fat HİSARCIKLIOĞLUTOBB Baş ka nı Avrupa Ticaret ve Sanayi Odaları Birliği (Eurochambres) Başkan Yardımcısıİslam Ticaret, Sanayi ve Tarım Odası (ICCIA) Başkan Yardımcısı ve Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) Yönetim Kurulu Üyesibaskanlik@tobb.org.tr

kaliteli üretim yapısından kurtaracak, dışa açacak, bu sayede rekabeti, çağdaş yönetim zihniyetini getirecek ilk reform hamlesini 80’lerin başında başlattı. Türk müte-şebbisi ihracatı ilk defa ciddi bir iş alanı olarak benimsedi. Öyle ki, tekstilde ülkemize kota uygulandığını ilk defa bu sayede fark etti.

Özal, küreselleşmeyi ve bilgi toplumunu önceden gö-ren ve idrak edebilen ilk devlet adamımızdı. Türkiye, bilgi teknolojisi altyapısına, bu ileri görüşlülük sayesinde sahip oldu. Bugün telefon, bilgi iletişim altyapısı, dış ticaret, tu-rizm, yurt dışı müteahhitlik ve yurt dışında tanınan Türk markaları gibi alanlarda geldiğimiz noktanın arkasında onun zamanında atılan adımları var. Diyordu ki, “Bizim insanımız ateş gibidir. Dokunduğu yeri yakar. Yeter ki engel olmayalım.” İşte o engeller kalktıkça biz ürettik. Biz ürettik-çe dünyayla rekabet eder hale geldik. Bu sayede dünyanın en büyük 20 ekonomisinden biri olduk.

Yaşadığı tecrübeler Özal’a göstermişti ki, tek fikirli toplumlar rekabetçi piyasa ekonomisinin gerektirdiği ya-ratıcılığı üretemez. İşte Özal’ı, “Üç hürriyet” vurgusuna götüren de bu oldu. Özal’ın felsefesinin temelini üç temel özgürlük; fikir, din-vicdan ve teşebbüs hürriyeti oluşturur. Bunlar Özal’ın bıraktığı derin izlerin en önemlilerindendir.

Fikir hürriyeti ile din ve vicdan hürriyeti temel hak ve özgürlüktür. Demokrasinin de en temel değerleridir. Teşeb-büs hürriyeti ise ekonomik özgürlüklerden en önemlisidir. Teşebbüs hürriyeti liberal ekonomik düzen modeli olan serbest piyasa ekonomisinin olmazsa olmaz koşuludur. Bu çerçevede ekonomik kalkınmada devletin esas rolü, bugün artık tüm çağdaş toplumların benimsediği şekilde, tanzim edici ve gelişmeyi teşvik edici olması, fertlerin ve kuruluş-ların ekonomik münasebetlerini düzenleyici, ihtilafların halli, ekonominin rahat çalışması için kaideler koyması ve engellerin kaldırılarak randımanın yükseltilmesi olarak tanımlanır.

Turgut Özal yurt dışında da gayet aktifti. Dış politikada Türkiye’nin vizyonunu değiştirdi ve Türkiye büyüklüğünün farkına vardı. Sadece Batı dünyasıyla değil, Kafkaslarda, Orta Doğu’da ve Asya’da dış ilişkilerin gelişmesini sağ-ladı. Sovyetler Birliği’nin dağılacağını önceden görerek Türk Konfederasyonu’nu kurma projesini ortaya çıkarttı. “Türkiye’nin üzerinde bir darağacı kurmak isteyecekler. Buna göre hazırlıklı olmamız lazım. Bunun da çıkış yolu komşularımız ile önce ekonomik ve ticari sonra kültürel ilişkilerimizi geliştirmek, böylelikle Batı’ya karşı güçlü ol-maktır” derdi. Gittiği ülkelerde “Buraya para talep etmeye değil, ticaret yapmaya geldim” diyerek 70’lerdeki kapı kapı para arayan Türkiye portresini bir kalemde siliverdi.

Bugün Turgut Özal’ı Türk milletinin kalbinde yaşatan ve yaşatacak olan, vizyonu, şahsiyeti ve politikalarıdır. Milletimiz Özal’ın şahsında kendisini buldu, bu yüzden de tüm kalbiyle benimsedi. Milletin değerlerini paylaşan, öte-kileştirmeyen, samimi, inançlı, çağdaş ve atılımcı kişiliğiyle gönüllerimizdeki yeri hâlâ taptaze. Vefatının 22’nci yılında saygıyla, sevgiyle ve özlemle anıyorum. Mekânı cennet, ruhu şâd olsun.

N isan ayı ile birlikte Turgut Özal’ın vefatı üzerin-den 22 yıl geçmiş oluyor. Bu uzun zamana rağ-men kendisini sıradan siyasetçilerden farklı kılan vizyonu ve icraatları, milletimizin hafızasında

unutulmayan bir isim olarak kalmasını sağladı.Türkiye uzmanı siyaset bilimci ve sosyolog Rustow der ki;

“Türkiye üç devrim yaşadı: Atatürk’ün milli devleti kurması, İnönü’nün demokrasiye geçme kararı ve Turgut Özal’ın eko-nomik zihniyeti değiştirmesi.”

Bugün düşünce hayatımıza, ekonomimize ve günlük yaşantımıza yön veren çoğulcu ve özgür düşünce ortamı, re-kabete dayalı ekonomi gibi sayısız olgu Özal’la gündemimize girdi. 10 yıl gibi kısa süren siyasî hayatına yüzyılları sığdırdı, Türkiye’yi kabuğundan çıkartarak çağdaş ve modern bir ülke hâline dönüştürdü, çok sevdiği tabiriyle Türkiye’ye çağ atlattı.

Özal, ekonomi ve kamu idaresindeki zihniyet değişiminin öncüsü oldu. Toplumun devletin değil, devletin toplumun hizmetkârı olduğu fikrini etkili şekilde dile getirdi. Sivil oto-ritenin elini bürokratik otoriteye karşı güçlendirerek, ifade özgürlüğünü genişletti. Ayrıca AB üyeliğine tam üyelik baş-vurusunu yaptı. Elbette büyük değişimleri ateşleyen her lider gibi hataları ve eksikleri oldu. Ama Özal’ın getirdiği felsefe bugün hâlâ gündemdeyse, durup bunu düşünmekte fayda var.

1981’deki İzmir İktisat Kongresi’nde Özal, yapısal darbo-ğazlarımıza (altyapı, enerji ve ihracat yokluğu) dikkat çekmiş-ti. Bu darboğazların nasıl aşıldığını ve yapılan reformlarının sonuçlarını da 1992 Kongresi’nde anlatmıştı. Konuşmasının son cümlesi tarihi bir uyarı niteliğindeydi; “Ciddi hatalar yap-mazsak, 21. yüzyıl Türklerin ve Türkiye’nin yüzyılı olacaktır.”

Ne yazık ki, 90’lardaki siyasetçilerin ne bu uyarıyı an-layacak fikri kapasiteye ne de başlatılan reform hamlesini devam ettirecek vizyona sahip olmadıklarını krizler yaşa-yarak gördük. 1992’de koalisyon başladığında yönetemeyen demokrasinin ve popülizmin nasıl tahripkâr olacağını ilk fark eden Özal’ın söyledikleri müthiş bir öngörüdür; “Türkiye ye-niden koalisyonlara girmiş durumda. Daha şimdiden iktidar erken emeklilikle ve Merkez Bankası’nı kullanarak ekonomiyi rotasından çıkarırsa işin sonu yine felakete gider!” Sonuçta 1994 ve 2001 krizleri geldi. 80’ler atılım yılları, 90’larsa kayıp yıllar olarak hatırlanıyor.

80 öncesinde Türkiye, içe kapanık, dışa kuşkuyla bakan bir toplumdu. Dünyaya açılma, rekabeti öğrenme ve ezberler-den kurtulmayı Özal’la öğrendik. 83’de seçilmesinin ardından yürürlüğe koyduğu düzenlemeler, nasıl hazırlıklı geldiğini gösterir. Mesela daha 1980’de Başbakan’a verdiği raporda, yapısal değişime dikkat çekerek şehircilik politikalarına önem verilmesini istiyordu.

Türkiye, bütün geleneksel toplumlar gibi içe kapanık, dışa kuşkuyla bakan, “Biz bize benzeriz” diyen bir toplumdu. Dün-yaya açılma, dünyalı olma, gelişmiş ülkelere benzeme kültürü Özal’la gelişti. Çok iyi donanımlı bir teknisyen başbakan ola-rak rekabete açık bir piyasa ekonomisine ve Türk insanının müteşebbis yeteneğine güvenen bir insandı. Özal’ı eleştirerek iktidara gelenler bile sonrasında Özal’ın temel politikalarını benimsedi. Çünkü bunlar çağın politikalarıydı.

Türk sanayisini, alıştığı ithal ikameci, pahalı ve düşük

EKONOMİK FORUM 7i

T OBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, TOBB Yönetim Kurulu üyeleriyle birlikte, Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) ev sahipliğinde, ilçe Oda/Borsa baş-kanları ve iş dünyası temsilcileriyle BTSO binasında

bir araya geldi.Konuşmasında, Bursa’nın Osmanlı başkenti olduğunu ve

ilk OSB’nin de Bursa’da kurulduğunu anımsatan TOBB Başka-nı Hisarcıklıoğlu, “Yüksek teknolojili ilk OSB’de yine Bursa’ya yakışır” diye konuştu.

Bursa’daki sanayi tesislerinin verimliliğinin Türkiye’deki diğer illerin sanayi tesislerine göre %30 daha fazla olduğuna dikkat çeken Hisarcıklıoğlu, Bursa’nın verimliliğini tüm Tür-kiye’nin yakalaması halinde Türk ekonomisinin, 1 trilyon 200 milyar dolarla dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına gireceğini söyledi. İhracatın %65’inin mal mukabili olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:

“İthalatının %65’i müşterinin inisiyatifinde. İhracatta peşin

8 EKONOMİK FORUM

Bursa Ticaret ve Sanayi Odası’nın ev sahipliğinde düzenlenen istişare toplantısında konuşan TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, iş insanlarına alacaklar konusundaki riskleri azaltmak için “alacak sigortası”nı kullanmaları tavsiyesinde bulundu.

HABER

Hem ihracatta, hem yurt içi satışlarda “alacak sigortası”nı kullanın

m BTSO Meclis Başkanı Remzi Topuk ile BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu’na plaket takdim etti.

n TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, BTSO ev sahipliğinde, ilçe Oda/Borsa başkanları ve iş dünyası temsilcileriyle bir araya geldi.

verip alıyoruz. Bu müthiş bir risk. Her sene açık hesap ihracatımız artıyor. Bir önce-ki sene %61’di bu oran, şimdi %65 oldu. Eximbank’tan sigorta yaptırın. Yurt içi satışlarımızda da alacak sigortasını kulla-nın. Bugün Türkiye’de alacak sigortası olan şirketler var. İyi de iş yapıyorlar. Bursa’da da iş yapmak istiyorlar. Vadeli alacakları-nızı da muhakkak sigortalatın.”

10 EKONOMİK FORUM

KAPAK

HEM YURT İÇİ HEM DE YURT DIŞI FAALİYETLERİYLE İNŞAAT SEKTÖRÜ TÜRKİYE’NİN KALKINMASINDA ÖNEMLİ BİR YER TUTUYOR. TÜRK MÜTEAHHİTLERİ ULUSLARARASI PAZARLARDA ÜSTLENDİKLERİ İŞLERLE YÜKSELEN BİR GRAFİK ÇİZİYOR. TÜRK İNŞAAT SEKTÖRÜNÜN DÜNYADAKİ YERİNİ SAĞLAMLAŞTIRMAK TÜRK EKONOMİSİ İÇİN DE BÜYÜK ÖNEM TAŞIYOR VE YURT DIŞI MÜTEAHHİTLİK HİZMETLERİ SÜRDÜRÜLEBİLİR REKABET GÜCÜNE KATKIDA BULUNUYOR.

KALKINMADA STRATEJİK SEKTÖR

İNŞAAT

EKONOMİK FORUM 11i

Gülder DEMİR | Editörgulder.demir@dunya.comGülder DEMİR | Editörgulder.demir@dunya.com

nşaat sektörü, kendisine bağlı 200’den fazla alt sektörde yapılan üretimle, sağladığı istihdamla tüm dünyada ekonominin lokomotif sektörü olarak gösteriliyor. Gerek istihdam olanakları gerekse yüksek bütçeli

inşaat projeleri, inşaat sektörünün dünya ekonomisi ve kalkınma açısından önemini artırıyor. Barajlar, enerji üretim tesisleri, yollar, fabrikalar, havaalanları, kentsel mekânlar, hastaneler ve diğer tüm yaşamsal

mekânları yaşanır kılacak tüm altyapının ilk adımı inşaat sektörüyle atılıyor.

İngiltere’de yapılan bir araştırma, ortalama yeni bir evde 150 farklı meslek kolunu ilgilendiren 23 bin parça bulunduğunu gösteriyor. Hiçbir ekonomik faaliyetin bu kadar çok doğrudan ya da dolaylı etkisi olmadığı dikkate alındığında sektörün lokomotif gücünün, gelişmekte olan ülkeler için vaz-geçilmez olduğu daha açık ortaya çıkıyor.

İnşaat sektörünün gelişmesinde hükümet politikaları, uluslararası kredi kuruluşlarının para politikaları ve ekonomiyi etkileyen kararları etkin oluyor. Dolayısıyla inşaat sektörünü et-kileyen birçok faktör dünya ekonomisini de doğrudan etkiliyor.

2014 YILINDA İNŞAAT SEKTÖRÜ VERİLERİUlaştırmadan enerjiye, altyapıdan kentsel dönüşüme, de-

vam eden kamu ve özel sektör projeleri ve yurt dışında Türk müteahhitlerinin gerçekleştirdiği projeler Türkiye’de inşaat

sektörünün hızla büyümesini sağladı. 2012 yılındaki durgunluğun ardından inşaat sek-törü 2013 yılının başından itibaren hızla toparlanarak %7 gibi yüksek bir büyümeyi yakaladı.

Realty Plus’un (IRP) Türkiye verilerine göre 2013 yılında Türkiye’de 1 milyon 363 bin 124 emlak satışı gerçekleşti ve sektör-deki iş hacminin de 35 milyar dolar olduğu görülüyor.

İnşaat ve gayrimenkul sektörü, bugün Türkiye için büyümenin ve ekonomik canlı-lığın en büyük itici gücü durumunda. Ancak bu itici güçte 2014 yılında bir yavaşlama sürecine girmiş bulunuyor. Dünya ekono-misinde süregelen küresel ekonomik krizin çalkantılarının Türkiye ekonomisi üzerinde oluşturduğu baskı ve özellikle yılın ikinci yarısında yükselişe geçen döviz kurlarının yarattığı tedirginlik inşaat sektörüne de olumsuz yansıdığı gözlemleniyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre 2014 yılının ilk ayında inşaat maliyetlerin-de %5,8’lik bir artış yaşandı.

2014 yılının ikinci yarısında özel inşa-

denilince, akla Türkiye’nin gelmesini sağlaya-cak kalitede işlere imza attılar. 2001 yılında dünya genelinde Türk müteahhitlerinin elin-deki toplam proje bedeli 3 milyar dolar iken, 2014’de 23 milyar dolara ulaştı. Üstelikte bunları, çevre coğrafyalarda yaşanan siyasi istikrarsızlıklara rağmen başarıldı. Dünya ölçeğinde ilk 250’de yer alan Türk şirketlerin sayısı 42’ye ulaştı. Şirket sayı bakımından Çin’den sonra dünyada ikinci sıradayız. Türk müteahhitleri artık fasoncu değil, katma değeri yüksek projeler üstelene, proje hazır-layan, tasarım yapan bir konuma gelmiştir. İnşaat, sadece ekonomik büyüme ve istih-dama katkı sağlamakla kalmıyor, dış ticaret açığını finanse eden sektörlerin başında ge-liyor” dedi.

SEKTÖRÜN YURT DIŞINDAKİ DURUMU

Türkiye İnşaat Sanayicileri İşveren Sen-dikası’nın (İNTES) İnşaat Sektörü 2015 raporunda, yurt dışı müteahhitlik hizmet-lerinde Türk müteahhitlik sektörünün son 30 yılda, dünyada da önemli bir yer edindi-ği görülüyor. Raporda, Türk müteahhitleri, sektördeki yetişmiş insan gücünü ve tek-nik birikimi kullanarak, girişimci yapıları ve risk alabilme kabiliyetleriyle dünyanın en büyük müteahhitlik firmaları arasında önemli bir konum elde ettiği belirtiliyor.

12 EKONOMİK FORUM

KAPAK

atlar %3,8 oranında artmasına rağmen, sektör performansında çok yüksek paya sahip olan kamu inşaatlarının %2’ye varan oranda azalması sektörün hız kesmesine neden oldu. Dolayısıy-la ilk çeyrekte gerçekleşen %5,2 gibi yüksek büyüme oranının ardından daralma başladı. İkinci çeyrekte %2,7’ye gerileyen büyüme oranı, üçüncü çeyrekte %1’e düştü. Sektör 2014 yılını %2,2 büyüme oranıyla kapattı.

2014 yılı aynı zamanda inşaat maliyetlerinde dikkat çeken artışların yaşandığı bir yıl oldu. TÜİK verilerine göre 2014 yılı için açıklanan toplam inşaat maliyet artışı %10,7 oranında. Bu artışın arkasında %9,8 oranında işçilik, %10,9 oranında malze-me artışı olduğu görülüyor.

2013 yılında enflasyon %7,40 iken, inşaat maliyetleri ar-tışı %5,1 olmuştu. 2014 yılında enflasyon %8,17 iken inşaat maliyetlerinin %10,7’ye yükselmesi yani inşaat maliyetlerinin ve konut satış fiyatlarının enflasyonun önüne geçmesi, konuta talebin arttığının göstergesi oluyor. Bu da Türkiye’de tasarruf sahiplerinin konutu bir yatırım aracı olarak değerlendirmele-rinden kaynaklanıyor.

TOBB BAŞKANI HİSARCIKLIOĞLU: “SEKTÖR DURMADAN YOLUNA DEVAM EDİYOR”

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, 2014 yılında inşaat sektörüne yönelik yaptığı değerlendirmede, sektörün durmadan yoluna devam ettiğini ancak konut satışı açısından 2014 yılının beklendiği gibi geç-mediğini vurguladı.

TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, “Konut satışları 2014 yılında 2013’e göre sadece binde 7 arttı. Bu azalma ipotekli konut sa-tışlarının azalmasından kaynaklandı. İpotek dışı konut satışları ise %11 arttı” değerlendirmesinde bulundu.

İnşaat sektörünün başarısının sadece Türkiye ile sınırlı kal-madığına dikkat çeken Hisarcıklıoğlu, “Türk müteahhitleri yurt dışında yer aldıkları projelerle diğer ülkelere fark attılar. İnşaat

İnşaat Sektörü Gelişme Hızı (%)

Yıllar GSYİH Gelişme Hızı İnşaat Sektörü Gelişme Hızı

2004 9.4 14.1

2005 8.4 9.3

2006 6.9 18.5

2007 4.7 5.7

2008 0.7 -8.1

2009 -4.8 -16.1

2010 9.2 18.3

2011 8.5 11.2

2012 2.2 0.6

2013 4.1 7.4

2014 2.9 2.2

Kaynak: TÜİK Verileri

EKONOMİK FORUM 13i

milyar dolarlık taahhüt gerçekleştirilmiştir. 1972’den 2014 yılı sonuna kadar, Türk müteahhit firmaları 104 ülkede 300,3 milyar dolar değerinde 7 bin 684 proje üstlenmiştir. 2004 yılında üstle-nilen proje bedelinde ilk defa 10 milyar dolar sınırını aşan Türk müteahhitlik sektörü, dünyada yaşanan siyasi ve ekonomik dal-galanmalara rağmen 2006 yılından beri ortalama proje bedeli 40

KAPAK

Türk müteahhitlik sektörü hizmetleri 1972 yılında Libya’da başlamıştır. Libya’da üstlenilen ilk iş 1972 yılında 109 milyon dolar değerindeki Tripoli Limanı İnşaatı Aşama 1B işi olmuştur. 1972’den 2002 yılına kadar geçen 30 yılda yurt dışında toplam 44

Kamu-özel sektör işbirliği modellerinin geliştirilmesinin önemine değinen Başbakan Ahmet Davutoğlu, şehir hastaneleri, havaalanları gibi dev projelerde, kamunun büyük yatırım projelerinde inşaat özel sektörünün en etkin şekilde yer almasını istediklerini belirtti. Kentsel dönüşüm konusunda “İnsanın estetiği ahlaktır, mekanın estetiği ise mimaridir” diyen Başbakan Davutoğlu, İmar Mevzuatı’nın yeni baştan ele alınmasının önemini vurgulayarak, dikey yapılaşma tercihlerini ele alacaklarını, tarihi ve çevresel dokunun korunacağını vurguladı.

Başbakan Davutoğlu, konut kredileriyle ilgili yeni teşvik kararı aldıklarını vurgulayarak, şunları söyledi:

“Bildiğiniz üzere, ev sahibi olmak isteyen tüketiciler satın alacakları evin değerinin azami %75’ine kadar kredi kullanabiliyorlar. Dolayısıyla bireyler tarafından asgari %25 oranındaki peşinatın daha rahat ödenebilmesi açısından %15 oranında devlet desteğinin önemli katkı sağlayacağını düşünüyoruz. %15 oranındaki devlet desteğiyle artan konut satışlarının inşaat sektörüyle bağlantılı sektörün gelişimine de olumlu etkisi olacak.”

BAŞBAKAN DAVUTOĞLU: “İMAR MEVZUATI YENİ BAŞTAN ELE ALINMALIDIR”

Yurt Dışı Müteahhitlik Hizmetleri

Yıllar Proje SayısıÜlke Sayısı

Toplam Proje Bedeli ($)

Ortalama Proje Bedeli ($)

2000 ve öncesi

1,897 40,858,616,053 21,538,543

2002 132 32 2,571,419,045 19,480,447

2003 270 37 4,490,224,866 16,630,462

2004 429 39 11,366,513,810 26,495,370

2005 408 34 12,375,287,980 30,331,588

2006 518 36 24,256,358,579 46,826,947

2007 570 44 25,260,215,400 44,316,167

2008 620 40 24,827,903,534 40,045,006

2009 474 45 21,667,584,518 45,712,204

2010 583 50 23,066,779,890 39,565,660

2011 505 47 20,488,720,029 40,571,723

2012 485 44 29,434,078,928 60,277,136

2013 374 45 32,519,978,500 80,098,469

2014 255 22,548,951,258 88,427,260Kaynak: Ekonomi Bakanlığı

14 EKONOMİK FORUM

milyon doların üzerinde bir performans sergiliyor. 2012 yılında 60 milyon dolar, 2013 yılında ise başta Türkmenistan olmak üze-re, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Rusya’nın yer aldığı Bağımsız Devletler Topluluğu gibi ülkelerde üstlenilen büyük ölçekli projelerle ortalama proje bedeli 83,8 milyon dolar seviyesine ulaşıyor. Bu rakam 2014 mart ayı itibarıyla 94 milyon dolara yükseliyor. Güney Sudan ve Senegal, 2013 yılında Türk müteahhitlerince proje üstlenilen ülkeler arasında yer alıyor.

Görüldüğü gibi artık Türk inşaat sektörü temsilcileri, ulus-lararası arenada aranan bir marka haline gelmiş bulunuyor.

İNŞAAT PROJELERİNİN SEKTÖREL DAĞILIMI: Ekonomi Bakanlığı verilerine göre, 2014 yılında en çok proje

üstlenilen sektörlerin dağılımında, %26,4’lük pay ile kara yolu, tünel, köprü işleri birinci olarak yer alıyor. Dağılımda %12,7’lük pay ile demir yolu projeleri ikinci sırada, %12,3 ticaret merkez-leri, %9,8 konut, %5,9 enerji santrali projeleri yer alıyor.

Bölgelere göre Türk müteahhitlerinin iş üstlendiği ülkelerin dağılımında Bağımsız Devletler Topluluğu, Orta Doğu ve Afrika Türk müteahhitlerinin en önemli pazarı konumunda olduğu görülüyor. Bu ülkelerde Türk müteahhitliğini marka olmaya taşıyan büyük projelere imza atıldığı belirtilen İNTES Raporu’n-da, bugüne kadar üstlenilen projelerin 2014 yılı sonu itibarıyla bölgesel dağılımı şu şekilde gerçekleştiği görülüyor:

BDT %47,3 (142 milyar dolar), Orta Doğu %25,8 (77,4 mil-yar dolar), Afrika %17,9 (53,7 milyar dolar/Sahra Altı Afrika %2,9, Kuzey Afrika %15), Avrupa ve ABD %6,3 (18,6 milyar dolar), Asya Pasifik Bölgesi %2,8 (8,5 milyar dolar).

2014 yılında Türk müteahhitlik firmalarınca yurt dışında üstle-nilen projelerin ülkelere göre dağılımında, Türkmenistan %20,7’lik oranı ile birinci sırada, Rusya Federasyonu (%14,8) ikinci, Cezayir (%14,2) üçüncü, Katar (%12,1) ise dördüncü sırada yer alıyor.

KAPAK

İnşaat Sektöründe 2014 Yılı İtibarıyla En Çok İş Üstlenilen Ülke Sıralaması

ÜlkelerToplam Proje

Bedeli ($)Pay (%)

Rusya Federasyonu 55,703,479,576 18.6

Türkmenistan 44,739,989,456 14.9

Libya 28,819,029,791 9.6

Irak 21,670,650,115 7.2

Kazakistan 19,330,203,971 6.4

Katar 15,085,321,033 5

Suudi Arabistan 14,362,762,427 4.8

Cezayir 11,007,658,315 3.7

Azerbaycan 9,810,625,244 3.3Birleşik Arap Emirlikleri

9,233,334,471 3.3

Diğer Ülkeler 70,509,265,804 3.1

TOPLAM 300,272,320,202 23.5

Kaynak: Ekonomi Bakanlığı

Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, inşaat sektörünün yurt içinde ve yurt dışında gerçekleştirmiş olduğu büyük ölçekli projeler ile Türkiye’nin gelişmesinde önemli paya sahip olduğunu ve dünyada da kendisini ispatlamış bir sektör olduğunu söyledi.

Türkiye’de konut finansman sisteminin geliştirilmesi ve dar gelirlilere yönelik barınma sorunlarının çözülmesini hükümet olarak önemsediklerini vurgulayan Bakan Yılmaz, 9’uncu Kalkınma Planı döneminde genel konut üretiminin konut ihtiyacını karşılama oranının artarak %91’e ulaştığına dikkat çekti.

Bakan Yılmaz, 10’uncu Kalkınma Planı döneminde, şehirleşme, nüfus artışı, yenileme ve afetten kaynaklanan konut ihtiyacının toplam 4,1 milyon olacağını tahmin ettiklerini belirterek, “Konut piyasasında arz-talep dengesinin kurulması, konut finansman, yapım ve örgütlenme yöntemleri ile altyapılı arsa arzının geliştirilmesi; konut üretiminin gelir gruplarının ihtiyaçlarına, yerleşmelerin gelişme eğilimlerine ve özelliklerine göre yönlendirilmesi; yaşlı, çocuk ve engellilerin ihtiyaçlarına uygun konut ve çevrelerinin tasarlanması ve yapımına, objektif ölçütlere dayalı bir gayrimenkul değerleme sisteminin geliştirilmesine olan ihtiyaç dikkate alınarak politika ve hedeflerimiz belirlenmiştir” dedi.

Bakan Yılmaz, bu dönemde konut ihtiyacının tamamının karşılanmasını beklediklerini ifade ederek, şu açıklamayı yaptı:

“Özellikle dar gelirlilerin mülk konut edinmedeki darboğazları dikkate alınarak barınma sorununun çözülmesinde kiralık konut uygulamalarının yanı sıra mülk konut edinmeyi kolaylaştırıcı finans ve yapım çözümlerinin geliştirilmesi önemli görülmektedir. 27 Ocak 2015 tarihinde Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından açıklanan ve konut almak isteyenlerin satış esnasında ödeyecekleri peşinatın %15’inin devlet tarafından karşılanmasını kapsayan desteğin tasarrufları artırıcı bir etkisi olacaktır. Ülkemizde mevcut konut stokunun niteliği, konut sahipliği oranları ve bunlara karşın alım gücünü etkileyen reel parametrelerde son yıllarda yaşanan gelişmeler düşünüldüğünde söz konusu destek, konut talebi kanalından tasarrufları artırıcı etki yaratacaktır. Kamunun bu katkısının konut fiyatlarını artırıcı etkisini de göz önünde bulundurarak, uygulamanın konut piyasasındaki fiyat istikrarını bozmayacak şekilde hayata geçirilmesi önem arz etmektedir. Bu sürecin dikkatle izlenmesi gerekmekte olup, ekonominin genelinde ve konut piyasasındaki istikrar, alım gücünün artması, ipotekli konut finansman sistemlerinin iyileştirilerek yaygınlaştırılması gibi unsur uygulamayı olumlu yönde etkileyecektir.”

KALKINMA BAKANI YILMAZ: “İNŞAAT SEKTÖRÜ, TÜRKİYE’NİN GELİŞMESİNDE ÖNEMLİ PAYA SAHİP”

az,

n

unlarının

EKONOMİK FORUM 15i

KAPAK

açık, işsizlik, düşük tasarruf oranları gibi ekonominin temel sorunlarıyla müdaha-lede yapısal reformlar üzerinde devamlılık sağlaması önem kazıyor.

Türkiye konut pazarını mercek altına alan araştırmalar ve uzmanların görüşleri özel sektörün kentsel dönüşüme daha fazla destek olması gerektiğini ortaya koyuyor. Hatta dünyanın önde gelen gayrimenkul da-nışmanlık şirketlerinden Cushman& Wake-field, gündemi bir süredir meşgul eden Türki-ye konut pazarında fiyat balonu iddialarına, hazırladığı araştırmada şöyle yanıt veriyor: 

“Türkiye konut sektörü: Fiyat Balonu araştırmasına göre; fiyat/kira ve fiyat/gelir oranlarına bakıldığında Türkiye’de balon göstergesi olabilecek keskin bir değişim yok diyor. Ayrıca Kentsel Dönüşüm Yasası’yla artan taleplerin de piyasaya yansıdığını belirtmek isterim…”

Şurası bir gerçek ki inşaat ve gayrimen-kul sektörü için 2015 yılı hayli zor geçecek. Kurlardaki oynaklık, yükselen maliyetler,

Orta Doğu’da yer alan çatışmalar, Libya’daki gerginlik ve Rusya’nın ekonomik sıkıntıya düşmesi Türkiye’nin yurt dışı müteahhitlik hizmetlerinde de etkisini gösteriyor. Ekonomi Bakanlığı verilerine göre, 2014’ün 11 aylık döneminde Türk müteahhitleri, yurt dışında 20.4 milyar dolar tutarında 209 proje üstlendiği görülüyor. 2013 yılında bu rakam 31.7 milyar dolara ulaşırken, 2015’e yönelik beklentiler ise pek parlak değil. Sektörde daha çok endişe gözlemlenirken, endişenin birinci kaynağı hızla düşen petrol fiyatları ikinci kaynağı ise kurdaki oynaklık olarak belirtiliyor. Dolayısıyla petrol gelirine bağımlı ekonomilere sahip olan ve başta Irak olmak üzere Türk müte-ahhitlerinin yoğun iş yaptığı Orta Doğu pazarı, Libya ve Rusya gibi ülkelerde devam eden projelerde yaşanması muhtemel gecikmeler sektörü endişelendiriyor.

2015 PERFORMANSINI KAMU YATIRIMLARI BELİRLEYECEKİnşaat sektörünün 2015 yılında nasıl bir performans göste-

receğine yönelik beklentiler pek belirgin değil. Özellikle 2014’ün ikinci yarısında başlayan küçülmenin sektörü oldukça tedirgin ettiği görülüyor. Beklentiler genellikle hükümetin izleyeceği politikalara endekslenmiş durumda.

Kalkınma Bakanlığı 2015 Yılı Programı’nda belirtilen ve-rilere göre kamu yatırımlarına 2015 yılı cari fiyatlarıyla 53,5 milyar lira tahsis edildiği biliniyor. 2015 yılı için hükümetin cari

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, konut alımında uygulanmak üzere bir dizi teşvik planladıklarını dile getirerek, “Bu kapsamda sağlayacağımız teşvikle; konut almak için açılan hesaplarda para beş yıl tutulursa devlet %15 katkı verecek. Daha az sürelerde tutulursa %10-12 gibi kademeli destek verilebilecek. Teşvik konut fiyatının tamamına değil, konut kredilerinde zorunlu olarak yatırılan asgari %25 peşinatı biriktirmek için açılan hesapta biriktirilen meblağa yönelik olacak. Ayrıca kentsel dönüşüm ve yabancıların gayrimenkul ediniminin kolaylaştırılması gibi daha önceki yıllarda attığımız önemli adımlar da bulunmaktadır” dedi.

Bu düzenlemelerin hem inşaat sektörünü hem de alt sektörleri destekleyici nitelikte olduğuna dikkat çeken Bakan Şimşek, şunları söyledi:

“Bu desteklerin yansımaları ise hem istihdam hem de ekonomik büyüme üzerinde oldukça olumlu olacaktır. Ayrıca inşaat sektörünün ekonomide yer alan diğer sektörlerle ilişkisi çok güçlü olduğundan, bu sektördeki olumlu gelişmeler ekonominin diğer sektörlerine de olumlu yansıyacaktır. Bu nedenle inşaat sektörü her zaman dinamik tutmaya çalıştığımız ve önem verdiğimiz bir sektördür.”

MALİYE BAKANI ŞİMŞEK: “İNŞAAT SEKTÖRÜ HER ZAMAN DİNAMİK TUTMAYA ÇALIŞTIĞIMIZ VE ÖNEM VERDİĞİMİZ BİR SEKTÖRDÜR”

şek, ere

cek.

Konut Satış İstatistikleri

2010

2011

2012

2013

2014

2015 Ocak-Şubat

Kaynak: TÜİK Verileri

16 EKONOMİK FORUM

KAPAK

Türkiye İnşaat Malzemeleri Sanayicileri Derneği (İMSAD) Yönetim Kurulu Başkanı Fethi Hinginar, dünya ve Türkiye ekonomisine ilişkin son göstergelerin 2014 yılında olduğu gibi 2015 yılının da kolay geçmeyeceğini işaret ettiğini söyledi. 2014 yılında Türkiye ekonomisinin %2,9, inşaat sektörünün %2,2, inşaat malzemeleri sanayi iç pazarının da reel olarak %4,8 büyüdüğünü belirten Hinginar, “2015 yılında ise ekonomide 3,5, inşaat sektöründe 4,5 ve inşaat malzemeleri iç pazarında %4,-5 reel büyüme öngörüyoruz” dedi. Ekonomide ve inşaat sektöründe durgunluğun yanı sıra ihracat pazarlarında yaşanan sıkıntıların inşaat malzemesi sanayinde üretimin küçülmesine neden olduğunu, ancak karamsarlığa kapılmaya gerek olmadığını ifade eden Hinginar, bunun nedenlerini şöyle açıkladı: “Haziran ayında yapılacak genel seçimler nedeniyle ekonomide bekle-gör dönemine girildi. Döviz kurlarındaki artıştan kaynaklanan kayıplar ile ekonomi politikalarına yönelik tartışmalar ekonomide güven kaybına neden oldu. Unutmayalım ki, siyaset ve özellikle seçimler ekonomiyi doğrudan etkiliyor. Son iki

yılda yaşadığımız seçimlerin öncesinde de ekonomi geçici olarak olumsuz etkilendi. Bu kez bu etkiyi daha fazla görüyoruz. İnşaat mevsiminin bahar aylarında başladığını dikkate aldığımızda, sektörün daralmasında mevsimselliğin de önemli bir etkisi olduğunu belirtmek gerekir.”

İnşaat sektörüne ilişkin önemli bazı pozitif verilere dikkati çeken İMSAD Başkanı Hinginar, bu verileri şöyle açıkladı:

“Alınan konut ve konut dışı bina yapı ruhsatları, bir dönem sonraki inşaat harcamaları için önemli bir göstergedir. 2014 yılında alınan toplam yapı ruhsatları %24,3 artmıştır. Bu artış bize yeni inşaatların başlayacağını göstermektedir. Konut satışlarının da geçtiğimiz Şubat ayında %15 oranında arttığını görüyoruz. Mart ayı itibarıyla, konut kredileri hacmindeki yıllık büyüme %15,8 düzeyine ulaştı. Euro Bölgesi’nde geçen yıl durgunluğun yaşandığı inşaat sektörü harcamaların da bu yılın ilk aylarında %3 büyümüştür.”

İMSAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HİNGİNAR: “SEKTÖRE İLİŞKİN ÖNEMLİ POZİTİF VERİLER VAR”

da

artan faiz oranları, vergi yükü ve Türkiye’nin seçim dönemine girmiş olması sektörün rahat soluk almasını bir süre daha zorla-yacak. Ancak hem yurt dışı hem de yurt içinden gelen taleplerin sürüyor olması sektörün sürekliliğini sağlayacak unsur olarak değerlendiriliyor. Çünkü Türkiye’de her yıl yaklaşık 500-600 bin civarında konut ihtiyacı bulunuyor.

SEKTÖRÜN GÜÇLÜ VE ZAYIF YÖNLERİ…

Sektör her geçen gün kendini geliştirerek, ülke ekonomi-sine yön vererek piyasayı yükseltirken, içinde birçok sorun ve sıkıntıyı da taşıyor. Sektör temsilcileri, sektörün güçlü yönlerini şöyle sıralıyor:

✷ Güçlü, güncel makine ve ekipman parkı, ✷ Deneyimli ve yetenekli teknik personel, ✷ Teknolojik imkân ve bilgi birikimi, ✷ Değişik iş dallarında deneyim ve uzmanlık,✷ Yüksek risk alma potansiyeli,✷ Büyük sermayelere gereksinim duymadan ve hızlı şekilde

hareket edebilme,✷ Yeterli yerli makine ve malzeme yan sanayi,✷ Uluslararası ihale ve iş deneyimi, ✷ Merkezi karar alma süreçleri ile maliyet odaklı faaliyet

ve esneklik, ✷ Hızlı iş yapabilme ve mobilizasyon yeteneği, ✷ Yatırım potansiyeli yüksek ülkelere coğrafi yakınlık ve

lojistik üstünlük, ✷ Maliyetlerin belirli limitlerin içinde tutulabilmesi, ✷ Lokal ihtiyaçların iyi tanınması ve yerel otoritenin işleyi-

şini ve mekanizmalarının yabancılara göre daha iyi bilinmesi, ✷ Değişik şartlara hızlı uyum sağlayabilme yeteneği, ✷ İnisiyatif alabilme yeteneği, ✷ İş yapma ve aldığı işi bitirme kararlılığı. Sektörün zayıf yönleri ise şöyle sıralanıyor:

EKONOMİK FORUM 17i

KAPAK

✷Sektöre giriş-çıkışın kolay olması ne-deniyle müteahhit sayısının fazlalığı,

✷ Müteahhit sayısının fazlalığının iş hacimlerinin daralmasına neden olması,

✷ Bürokratik engellerin fazla olması, ✷ İşçilik maliyetlerinin yüksek olması, ✷ Sertifikalı işçi sayısının az olması, ✷ Finansman altyapının zayıf olması, ✷ Ar-Ge faaliyetlerinin yetersiz olması, ✷ Sektörün arkasında yer alacak özel

ya da devlet kaynaklı finansman ve sigorta imkânlarının kısıtlılığı ve devlet desteği eksikliği,

✷ Sözleşme ve risk yönetimi sorunları ✷ Müşavir firmaların yeterli büyüklüğe

ulaşmamış olması, ✷ Özellikle yurt dışı işlerde teminat

mektubu temininde güçlükler ile karşıla-şılması,

✷ Yurt dışı inşaat işlerinde gidilen ül-kelerin mevzuatları konusunda bilgi ek-siklikleri,

✷ Aşırı düşük fiyat tekliflerin kâr marj-larını düşürmesi ve sistemde büyük firma-ların varlığının zayıf kalması.

Mesleki Yeterlilik Kurumu (MYK), Türkiye’de inşaat işçiliği yapanlara belirli bir standart uygulaması getirdi. MYK tarafından Ulusal Meslek Standartlarına Dair Tebliği, Resmi Gazete’nin mükerrer sayısında yayımlanarak yürürlüğe girdi. Tebliğ göre, inşaat işçiliğinin uluslararası sınıflandırma sistemindeki yeri, “Bina inşaatı ve bina dışı sektörlerde nitelik gerektirmeyen işlerde çalışanlar” olarak belirlendi. Belgelendirme amacıyla yapılacak ölçme ve değerlendirme, gerekli şartların sağlandığı ölçme ve değerlendirme merkezlerinde yazılı veya sözlü teorik uygulamalı olarak gerçekleştirilecek.

MYK’nın standartlarına göre inşaat işçisi kalıp betonculuk, duvarcılık, sıvacılık işleriyle betonarme demirciliğini bu işlerin ustalarının gözetiminde yapabilecek. Emniyet tedbirlerinde ise iş yerinin uygulamalarına bağlı olacak. Ayrıca mesleki

gelişim faaliyetlerine katılacak inşaat işçisi, inşaatta kullanılan araç, gereçler hakkında bilgi edinecek.

Tebliğe göre inşaat işçisinin çalışma ortamı ve iş güvenliğiyle ilgili şu verilere yer verildi:

“İnşaat İşçisi (Seviye 2); inşaatlarda, yeraltında (tünel ve benzeri kapalı

alanlarda) ve yüksek yerlerde çalışır. Çalışma ortamı

mevsim şartlarına göre aşırı soğuk veya sıcak ve nemli ortamlar olabilir. Çalışma sürecinde kendi

meslektaşlarıyla birlikte ve (betonarme demircisi,

betoncu, ahşap kalıpçı, sıvacı benzeri gibi) farklı meslek

elemanlarıyla işbirliği içinde çalışır.Mesleğin icrası esnasında iş sağlığı ve

güvenliği önlemlerini gerektiren kaza ve yaralanma riskleri bulunmaktadır. Risklerin tamamen ortadan kaldırılamadığı durumlarda ise işveren tarafından sağlanan uygun kişisel koruyucu donanımı kullanarak çalışır.”

İnşaat işçiliğinde standart uygulamasına geçildi

e e

kk

alanlaalanlaçalça

mm

vevbetobeto

sıvacı besıvacı be

18 EKONOMİK FORUM

KAPAK

T OBB Türkiye İnşaat Müteahhitleri Meclis Başkanı ve İnşaat Müteah-hitleri Konfederasyonu (İMKON) Başkanı Tahir Tellioğlu, müteahhit-

lik mesleğinin dünyada belirli bir tanım ve standartla yürütüldüğünü belirterek, Tür-kiye’de bir tanımın bulunmadığına dikkat çekti. Tellioğlu, Türkiye’de 300 binin üzerinde kişinin müteahhitlik yaptığını, bu kişilerden 100 binin ise meslekle ilgili olmadığını ve bu durumun inşaat sektörüne zarar verdiğini söyledi. Kentsel dönüşümün sağlıklı yapıla-bilmesi için “Müteahhitlik anayasası olacak” dediği “İnşaat Müteahhitleri Mesleği Hizmet Yasası”nın gerektiğini ifade eden Tellioğlu, TOBB ile İMKON’un hazırladığı taslağın ka-nunlaşması için çalıştıklarını sözlerine ekledi.

Tellioğlu, “Taslak halinde olan kanu-nun yasalaşmasıyla deniz kumuyla inşaat yapan, cebini düşünen çürük müteahhitler elenecektir. Kanunla sektör disiplin altına alınacak. Her önüne gelen müteahhitlik yapamayacak” diyerek, sektöre yönelik so-rularımızı şöyle yanıtladı:

Yapı müteahhitliğinin faaliyet ve standart kriterlerinin belirlenmesinde ne tür sorunlarla karşılaşılıyor?

Tüm dünyada belirli bir tanım ve stan-dartla yürütülen müteahhitlik mesleğinde, ülkemiz şartlarında faaliyet göstermek kolay ve kontrolsüzdür. Bunun sonucunda, Cum-huriyet tarihinden bugüne kalitesiz büyük bir yapı stokuyla denetimsiz ve kontrolsüz bir müteahhitlik sektörü oluşmuştur. Türki-ye bu sebeple acı ve ağır bedeller ödemiş ve son 50 yılda yaşanan depremler nedeniyle 55 bin civarında can ve büyük ekonomik kayıplar meydana gelmiştir.

Bugün ülkemizde, tespit edilen 21 mil-yon yapı stokunun 1/3’ün depreme dayanık-sız yapılar olmasının en başında, sektördeki standartsızlık gelmektedir. Gelecek yüz-

yıllara taşımayı planladığımız şehir medeniyetleri projelerinin içinde olduğu kentsel dönüşüm ve imarın, aynı anlayışla devam ettirilmesi son derece yanlıştır. Dolayısıyla konuya yönelik çözüm ise müteahhitlik mesleğinin, Türk Ticaret Kanunu’nda tanımlan-ması ve bu çerçevede sektöre girişin akreditasyona tabi tutularak, kontrol edilmesi sağlanmalıdır.

Kamu, özel ve yurt dışı müteahhitlik hizmetleri olarak, mesleğe giriş standardı oluşturulmalı, sektörün tek çatı altında, çalışma usul ve esasları belirleyen bir kanun çıkarılmalıdır.

Sektörün mesleki idari yapılanmasının oluşturulması için ne yapılmalı?

Sektörde mesleğe giriş, çıkış, etik ve teknik kural, tanımlama, kayıt ve izlenmesinde yetkili ve sorumlu bir makam bulunma-

Türkiye’nin deprem kuşağında yer alan bir ülke olduğunu anımsatan TOBB Türkiye İnşaat Müteahhitleri Meclis Başkanı ve İMKON Başkanı Tahir Tellioğlu, kentsel dönüşümün sağlıklı ve amacına uygun yapılabilmesi için “Müteahhitlik anayasası olacak” dediği, “İnşaat Müteahhitleri Mesleği Hizmet Yasası”nın gerektiğini dile getirdi.

TELLİOĞLU: “MÜTEAHHİTLİK ANAYASASI GEREKİYOR”

mTOBB Türkiye İnşaat Müteahhitleri Meclis Başkanı ve İMKON Başkanı Tahir Tellioğlu, “Türkiye’de 300 bin müteahhitin uyması gereken kurallar belirleniyor” dedi.

KAPAK

maktadır. Ayrıca; sektörü temsil eden ve gücünü kamudan alan bir meslek odası yok-tur. Aynı kamu kurumları, Türkiye’nin farklı bölgelerinde ve şehirlerinde aynı konuda farklı uygulamalarla iş ve işlemler yürüt-tüğünden, farklı sorunlar ve mağduriyetler ortaya çıkmaktadır.

Sektörün etkilendiği kanun ve yönetme-liklerin, aynı konularda; birbirine muhalif ve muallak teknik ve idari kanun maddeleri ihdas etmesi, büyük sorun teşkil etmektedir.

Sektörün idari, teknik ve etik olarak ta-kip edecek ve kayıt altına alacak bir meslek yasası oluşturulmalı, TOBB çatısı altında Türkiye Müteahhitler İcra Meclisi kurul-malıdır. Sektörün etkilendiği kanun ve yö-netmelikler incelenmeli, mualif ve muallak maddeler aynı anlamı taşıyan ve aynı sonucu ortaya koyan maddeler halinde ihdas edil-melidir.

Yerel yönetim ve kamu kurumlarının sektöre yönelik aynı tip kanunları uygulama farklılıkları hakkında görüşünüzü alabilir miyiz?

Yasalar aynı olmasına rağmen, belediye-ler, yapı ruhsatı, yapı kullanma izin belgesi ve imar düzenlemelerine dair iş ve işlemler ile harçlar bakımından, farklı ve keyfi uy-gulamalar ortaya koymaktadırlar. Bunun yanında, kamu kurum ve kuruluşlarıyla be-lediyelerin iş ve işlemlerin başlama/bitirme standartları da, farklılık göstermektedir.

İlgili bakanlıklar ve yerel yönetimler tarafından hazırlanan imar planlarının, en az gelecek 100 yıllık projeksiyonla hazır-lanmadığı görülmektedir. Mevcut planların da, günübirlik tadilat talepleriyle bozulduğu ve plan hiyerarşisi standartlarının dışına çıktığı bilinmektedir.

Ülkemizde, şehircilik ve yapı stokları alanlarında geçmiş 90 yılın tespiti ve gelecek 100 yılın şehirlerini yeniden dizayn etmek adına yürürlüğe giren Afet ve Kentsel Dönü-şüm Yasası’nın, kanun ile yönetmeliklerini uygulama usul ve esaslarının uygulanmasın-da ortaya çıkan farklılıklar, büyük sorunlar teşkil etmektedir. Özellikle belediyelerin kentsel dönüşüm harç muafiyetine uyma-maları gibi.

SGK ve Vergi Kanunu, sektörün yapısal özelliklerine ve günümüz şartlarına uyum sağlamamaktadır. Özellikle, vergisel ve harç-sal hesaplama ve tanımlamalarda, kargaşa ve bölgesel farklılıklar bulunmaktadır.

Yasa ve yönetmeliklerin uygulama usul ve esasları, tüm kurum ve kuruluşlarca ve

yerel yönetimlerce, şehirlere, bölgelere ve müteahhitlere göre değiştirilmeden, aynı standart ve şartlarda uygulanması için ilgili bakanlıkların kendi alanlarının uygulamalarını belediyeler üzerinde takibini yapmalıdır.

İlgili bakanlıklar ve yerel yönetimler tarafından hazırlanan imar planları, gelecek 100 yıllık nüfus projeksiyonu sosyoeko-nomik projeler göz önüne alınarak yapılmalıdır. Yapılacak olan imar planlarında, inşaat sektörü temsilcilerinin görüşleri mutla-ka alınmalıdır. Şehirlerimizin geleceğini yeniden dizayn edecek olan Kentsel Dönüşüm Yasası uygulamalarında, ada ve bölge bütünlüğü, hatta şehrin tamamı göz önüne alınarak, planlama yapılmalıdır.

SGK ve Vergi Kanunu ile uygulama usul ve yönetmelikleri, Türkiye ekonomisinin, müteahhitlik sektörünün ortaya çıkar-dığı şartlar doğrultusunda ivedilikle güncellenmelidir. Özellik-le, vergisel ve harçsal hesaplama ile tanımlamalar, kargaşa ve bölgesel farklılıklar ortadan kaldırılarak, sektör mağduriyetleri giderilmelidir.

Sektörel vergilendirme, kayıt dışılık ve iş güvenliği müteahhitlik mesleği üzerinde nasıl bir etki yaratıyor?

Sektöre giriş kuralsızlığı, sektöre dair sağlıklı bir envanterin olmaması, sektörün de sağlıklı analizine fırsat vermemiştir. Kamu kuruluşları sektörü vergilendirirken sağlıksız bir alt yapıy-la sektöre yaklaşarak yapılan maliyetleri direk ve dolaylı olarak %67’ye yakın vergilendirmiş yine sektöre dair tamamlayıcı taşe-ronların tanımsızlığı, iş ve iş güvenliği, kayıt dışılık, arsa sahibi-nin arsa değerinden oluşan gerçek kazancının muallak olması ve devletin hedeflediği vergi rakamlarına ulaşma arzusu açısından sektörü aşırı vergilendirmiştir.

Oysaki, sektörde statükocuların kayıt dışı elde ettiği yıllık imar rantı kazancı sektörde 3/1 oranındaki haksız ve aşırı vergi yükünün 10 katından fazladır. Yine, sektörde alt taşeron konu-mundakilerin yasal olarak mali kazançları ve iş güvenliğiyle ilgili sorumluluklarının belirsizliği ana yüklenici müteahhitleri büyük sıkıntılara sürüklemektedir.

Yine sektöre giriş disiplinsizliği sektöre dair idari ve yapısal mekanizmalarının olmayışı bu sorunların ana unsurunu oluş-turmaktadır. Ayrıca sorunların bir diğer biçimde; gerekli kamu kuruluşlarıyla iletişim kurulamaması, kamunun aldığı kararları bazen kendi başına bazen de sektördeki statükonun kendi men-faatlerine göre dayattığı düzenlemelerden kaynaklanmaktadır. Bu dayatmanın tuhaf biçimde Anadolu müteahhitleri adına yapıldığı iddia edilmekte ancak bu müteahhitleri temsil eden organizasyon ve birliklerin görüşleri alınmamaktadır.

Sektörün 75 milyon ton çimento tüketimi 27 Avrupa ülke-sinin toplamına ulaşması sürdürülebilir değildir. Alt yüklenici taşeronlar yeterlilik belgesi, maliye kayıtları ile iş sağlığı ve güvenliği eğitimi almış olmaları şartları aranmalı, bu alandaki sorumluluklar müteahhitlerle paylaşılmalıdır.

Ekonominin belkemiği olan 250 alt sektörü taşıyan inşaat sektörünün kriz yaşamaması açısından sektörün içerde yeniden yapılandırarak planlı bir şekilde yurt dışına aktarılması yine paralel bir şekilde yurt dışındaki teminat ve müşavirlik şartla-rını iyileştirilmesi ülkemiz ekonomisi açısından kaçınılmaz bir gerçektir. Bu durumun yine ancak, “Müteahhitlik Hizmet Yasası” ile yoluna girmesi mümkün olacaktır.

EKONOMİK FORUM 19i

20 EKONOMİK FORUM

KAPAK

T OBB Türkiye İnşaat Müteahhitleri Sektör Meclisi Başkan Yardımcısı ve aynı zamanda Anadolu Yapım Müteahhitleri Federasyonu Genel Başkanı Ali Aydın, müteahhitlik

mesleğinin önündeki sorunlar çözülürse, Tür-kiye’de üretim alanında yaklaşık 250 sektörde üretim artışı olacağını dile getirerek, “Dolayı-sıyla istihdam olur, kalkınma olur, refah olur. Hepimizin bildiği gibi, bir ülkenin imar edil-mesi kalkınması demektir” ifadesini kullandı.

Müteahhitlik hizmet kanununun bir an önce yasalaşarak, her önüne gelenin müte-ahhit olduğu bir alan olmaktan çıkarılması gerektiğine dikkat çeken Aydın, “Bu konuda genel başkan yardımcılığını yaptığım İnşaat Müteahhitleri Konfederasyonu (İMKON) ile genel başkanlığı görevini yaptığım Anadolu Yapım Müteahhitleri Federasyonuyla birlikte müteahhitlerimizin bağlı olduğu sektör mecli-sinde olduğum TOBB Başkanı M. Rifat Hisar-cıklıoğlu’yla birlikte yaptığımız Müteahhitlik Yasa Taslağı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın gündemindedir. Bu yasanın acilen çıkmasını ve bu mesleğe giriş ve işleyişin bir standarda bağlanacağı günü beklemekteyiz” dedi.

“SEKTÖRÜN GÜVEN ENDEKSİNİ YUKARI ÇIKARMALIYIZ”

Aydın, son dönemde vergi idarelerinin özellikle yap-sat müteahhitlerinin arsa karşı-lığı yapmış olduğu, kat karşılığı bina işlerinin son beş yılını incelemeye aldıklarına dikkat çekerek, açıklamasını şöyle sürdürdü:

“Kat karşılığı sözleşmesi gereği arsa sa-hiplerinin, müteahhit payına düşen, kat ir-tifakı üzerinden arsa paylarını, tapu devri işlemiyle bitmiş konut fiyatları üzerinden değerlendirerek, arsa sahibinden %2, müte-ahhitten %2 olmak üzere, toplamda %4 tapu harcı istemektedir. Arkasından aynı daireyi müteahhit proje üzerinden alıcıya satarken

TOBB Türkiye İnşaat Müteahhitleri Sektör Meclisi Başkan Yardımcısı ve Anadolu Yapım Müteahhitleri Federasyonu Genel Başkanı Ali Aydın, müteahhitliğin yaşatılması gereken bir meslek olduğunun altını çizerek, “Müteahhitlik hizmet kanununun bir an önce yasalaşarak bu meslek her önüne gelenin müteahhit olduğu bir alan olmaktan çıkarılmalıdır” dedi.

AYDIN: “MÜTEAHHİTLİK YAŞATILMASI GEREKEN MESLEKTİR”

mTOBB Türkiye İnşaat Müteahhitleri Sektör Meclisi Başkan Yardımcısı ve Anadolu Yapım Müteahhitleri Federasyonu Genel Başkanı Ali Aydın, müteahhitlik kanununun bir an önce yasalaşması gerektiğini belirtti.

KAPAK

EKONOMİK FORUM 21i

de, hâlâ konuta dönmenüşmemiş, cins tahsisi yapılmamış, tapu dairesinde kat irtifakı üzerinden yapılan satışların bitmiş konut fiyatıyla değerlendirilerek alıcıdan %2 satıcıdan %2 olmak üzere %4 tapu harcı tahsis edilmesi adaletsiz bir uygulama olmaktadır. Konuta dönüşmemiş gayrimenkulün niteliği tapuda arsa iken, tapu devir hizmetine esas harcı alımında, harcın matrahının arsa değil konut fiyatı olarak esas alınması, konut üretiminde satış üzerinden yaklaşık %8 fazladan gizli vergileme olmaktadır. Bu haksız uygula-madan bir an önce vazgeçilmelidir.

Müteahhit zaten konuta dönüşmeden bu satışın faturasını kesememektedir. Sebebi ise henüz konut olmamasıdır. Ancak müteahhit meskeni aldığında faturasını kesip vergisini ödemek-tedir. Sırf bu nedenle vergi idaresi geriye dönük tapu idaresinin yapmış olduğu satışa gerçek değeri faturadan harç talep etme-mesi gerekir. Kaldı ki, alıcılar da bu durumdan mağdur olacaktır.Müteahhitler inşaat imalatındaki kullandıkları malzemenin ta-

mamını %18 KDV öder, kurumlar vergisinde %20 öder, gelir stopajında %15 vergi öder, ruhsat harcı, yapı harcı, mesken harcı, döner sermaye harcı olmak üzere, arsa temininde noterde başlar, adım attıkları her kurum ve kuruluşta adeta bir kıyıma uğramaktalar. Belediyelerde şerefiye dâhil en az 15 kalemde ödeme yapar. Kanalizasyona bağlanmasına en az üç yıl vardır, daha yapı ruhsatı veril-meden belediye Kaski adına o ücretini alır. Otopark parasını, yol parasını, ağaç parasını alır, ruhsatı öyle verir. Bu haksızlığın acilen önüne geçilmelidir. Aksi takdirde bu meslekte yıllarını vermiş devasa firmaları zor günler beklemektedir. Müteahhitler olarak elbette kazandığımız paranın vergisini ödeyeceğiz ancak bunun bir ölçüsünün olması gerekir. Müteahhitler altın yumurtlayan tavuksa, bu tavuğu kesmemeliyiz. Müteahhitlik yaşatıl-ması gereken meslektir.”

Sürdürülen reform niteliğindeki yasal düzenlemelerde, müteahhitlerin kayda alın-ması, müteahhitlerin sınıflandırılması, çalı-şanların belgelendirerek eğitimden geçiril-mesi, yapı denetim kanununun çıkarılarak yapılmakta olan inşaatların kontrol altına alınması ile iş sağlığı ve iş güvenliği yasala-rının çalışma yaşamının ruhuna uygun bir şekilde düzenlenmesine müteahhitler olarak destek verdiklerini vurgulayan Aydın, “Bunun en büyük nedeni ise mesleğimizin güven endeksinin yukarı çıkması, ülkemize, insa-nımıza yakışan eserlerin yapılması ve insan yaşamına verilen değerdir” ifadesini kullandı.

Müteahhitlik hizmetleri sektörünün önde gelen yayınlarından Engineering News Record (ENR) Dergisi’nin, bir yıl içerisinde üstlenilen projelerin toplam

bedeli üzerinden her yıl belirlediği dünyanın en büyük 225 müteahhitlik firmasını gösteren listede Türkiye 2003 yılında sadece sekiz müteahhitlik

firmasıyla yer alırken, 2012 yılında bu sayı 33 müteahhitlik firmasına yükseldi. Söz konusu liste 2013 yılından itibaren 250 firma olarak güncellendi. Müteahhitlik firmalarının uluslararası pazarlarda 2012 yılı faaliyetlerine göre hazırlanan ENR Top 250 Listesi’nde de ilk 100 firma arasında beş Türk firması yer aldı. Liste genelinde ise 38 Türk firması, ilk 225 arasında ise 34 Türk firması bulunuyor.

2014 yılında ENR Top 250 Listesi’nde 42 Türk firması yer alıyor. Listede yer alan Türk müteahhitlik firmalarının uluslararası pazarlarda elde ettikleri gelirler 20,4 milyar dolar olarak belirtiliyor. Böylece, Türk müteahhitlik firmaları, gelirlerini bir önceki döneme göre %21,4 oranında artırdığı görülüyor.

Türk Yurt Dışı Müteahhitlik Hizmetleri Dünya Ölçeğinde

22 EKONOMİK FORUM

Balıkesir Oda/Borsa Yönetim Kurulu başkanları yaptıkları İstişare Toplantısı’nda, “Balıkesir bir bütündür” diyerek, güç birliği kararı aldı. Türkiye gündemine oturan kuş

gribiyle ilgili Bandırma bölgesindeki üreticilerin mağduriyetlerinin giderilmesi için Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile TOBB nezdinde girişimlerde bulunulması istendi.

HABER

B urhaniye Ticaret Odası (TO) Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Sarıbaş’ın ev sahipliğinde Balıkesir merkez ve ilçelerindeki 13 Oda/Borsa Yönetim Kurulu başkan-larının katılımıyla 27 Mayıs 2015 tarihinde İstişare

Toplantısı gerçekleştirildi. Burhaniye’de yapılan toplantıya; Balıkesir TB Yönetim Kurulu

Başkanı Faruk Kula, Balıkesir TO Yönetim Kurulu Başkanı Fahri Ermişler, Balıkesir SO Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Uğur, Bandırma TB Yönetim Kurulu Başkanı Halit Sezgin, Erdek TO Yö-netim Kurulu Başkanı F.Özlem Sarı, Edremit TB Yönetim Kurulu Başkanı Tarkan Denizer, Susurluk TB Yönetim Kurulu Başkanı Sefer Göçer, Gönen TB Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Mutlu, Edremit TO Yönetim Kurulu Başkanı Coşkun Salon, Gönen TO Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Özsağlayan, Ayvalık TO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Kantarcı ile Susurluk TO Yönetim Kurulu Başkanı İlker Kurt katıldı.

Toplantının açılışında konuşan Burhaniye TO Yönetim

Balıkesir Oda/borsa başkanları yumurta üreticilerinin taleplerini dile getirdi

Kurulu Başkanı Hüseyin Sarıbaş, Oda baş-kanlarına katılımlarından dolayı teşekkür etti. Bu birlikteliğin oluşmasından dolayı duyduğu memnuniyeti dile getiren Sarı-baş, Balıkesir’in farklılığını Türkiye’ye fark ettirecek kadar güçlü olduklarını söyledi.

Bandırma TB Yönetim Kurulu Başkanı Halit Sezgin de, “Bandırma-Edincik bölge-lerinde birkaç kümeste kuş gribine rastlan-ması üzerine 2,5 milyon civarında tavuğun itlaf edilmesi üreticilerimize çok büyük zarar vermiştir. Bundan zarar gören üre-ticilerimizin mutlaka zararın giderilmesi gerekli” dedi.

Toplantıya katılan Balıkesir Oda/Borsa Yönetim Kurulu başkanları, üretmeden kalkınma olmayacağı, üreten ekonomiye

HABER

katkı sağlayan yumurta üreticilerinin yaşadığı sıkıntıların giderilmesinin Türkiye ve bölge ekonomisi bakımından da önem arz ettiğini dile getirerek, üreticilerden gelen taleplerin de yer aldığı ortak bir metin hazırlanmasına karar verdi.

BALIKESİR İLİ İSTİŞARE TOPLATISI’NIN SONUÇ BİLDİRGESİ

Toplantının sonuç bildirgesine de imza atan Oda/Borsa başkanları Gıda, Tarım ve Hayvan-cılık Bakanı Mehdi Eker ile TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu’na gönderdikleri yazıda; “Bandırma, ülkemizin yumurta üretiminin yaklaşık %20’sine karşılık gelen üretim kapasi-tesine sahiptir. Şehrimizin önemli yumurta üre-tim yerlerinden biri olan Edincik son günlerde kuş gribi hastalığı musibetiyle uğraşmaktadır. Yumurta üreticisi büyük zarara uğramıştır. Edincik’te hastalığın tespit edildiği ilk işletme hareket noktası olmak üzere kuş uçumu 10 kilometre çaplı daire içinde kalan işletmeler karantina altına alınmıştır.

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile Bandırma İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Mü-dürlüğü yetkililerinin yapmış olduğu çalışmalar neticesinde öncelikle bu musibet belli bir alan içinde tutulmuştur. Bu önemli çalışma sonu-cunda şehrimizde diğer bölgelerdeki işletmeler etkilenmemiştir. Ancak etkilenen işletmeler-de zarar büyüktür. Yetkililerin çalışmalarıyla

tespit edilen, sayıları belgelerle belli olan yumurtacı tavuklar itlaf edilmektedir. Kuş gribi hastalığıyla mücadele eden ve şehrimizin ekonomisine katkısı olan yumurta üreticilerinin zararı devletimiz tarafından bir şekilde tazmin edilecektir. Buna hiç şüphe yoktur. Üreticiler, 1 Nisan 2015 tarihi itibarıyla hastalık hayvanları telef etmeye başladığında yaşanılan panikle birlikte yaklaşık 850 bin hayvanı kendileri itlaf etmişler veya kesime göndermişlerdir. Üreticilerimiz; evrak üzerinden tespiti yapılabilecek bu önemli hususun dikkate alınmasını özellikle olurlarınıza arz etmektedirler.

Yumurta üreticilerinin tekrar üretime başlayabilmeleri için tarafımıza ilettikleri talepleri şöyledir:

1- Kuş gribi tazminat tarihi olarak 1 Nisan 2015 esas alın-ması (Bakanlık yetkililerinin 2 Mayıs 2015 tarihini esas alması durumunda daha önce hastalık olmadığı halde hastalık bulaş-maması için imha edilen ya da kesime gönderilen tavukların da tazminat ödemesi kapsamına alınmasını,)

2- Kümes ekipman ve teçhizatlarının geliştirilmesi için hibe ve destekleme çalışmalarının yapılması,

3- İşletmelerde yeniden üretime başlanabilmesi için uygun kredi çalışmalarının yapılması talep edilmektedir.

Bizler Balıkesir Oda/Borsa Yönetim Kurulu başkanları olarak Burhaniye’de İl İstişare Toplantısı halindeyiz ve bu mektubu zat’ı alinize göndermek üzere kaleme aldığımızı be-lirtmek isteriz. Üretmeden kalkınma olmayacağını bizler çok iyi bilmekteyiz. Hakikaten çalışan, üreten ekonomiye katkı sağlayan yumurta üreticilerinin yaşadığı sıkıntıların gideril-mesi ülkemiz ve bölgemiz ekonomisi bakımından da önem arz etmektedir. Bu konuda da çaba göstereceğinizden hiç kuşkumuz yoktur. Yoğun işlerinizde kolaylıklar diler, en derin saygılarımızı sunarız” denildi.

Bandırma’da Kuş Gribi Nedeniyle İtlaf Edilen Tavuk Adedi

Bandırma Yumurta Üreticileri Birliği’nden alınan rakamlar şöyledir.

İşletme sahiplerince itlaf edilen tavuk adedi 311.360

İşletme sahiplerince kesime gönderilen tavuk adedi 548.200

Bakanlık yetkililerince itlaf edilen tavuk adedi 1.460.862

İşletmelerdeki toplam tavuk adedi 2.320.422

EKONOMİK FORUM 23i

24 EKONOMİK FORUM

SAĞLIK

Özel TOBB ETÜ Hastanesi Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Uzman Diyetisyen Mehtap Ersin Bayrak, sağlıklı yaşamın korunarak devamı için yeterli ve dengeli beslenmenin bir yaşam biçimi olması gerektiğini vurguladı. Uzman Diyetisyen Bayrak, “Kilo kaybına yönelik uygulamalar/diyetler güncel sağlıklı beslenme kılavuzlarına uygun, doymuş yağ, kolesterol ve sodyumdan düşük, meyve ile sebzelerden oluşmalı, yeterli ve dengeli beslenmeyi sağlamalı” dedi.

DİYETTE DOĞRU BİLİNEN YANLIŞLAR...

D üzenli bir beslenme alışkanlığı kazandırmayan, kilo verme dı-şında kilo koruma bilinci aşıla-mayan ve uzun yıllar uygulana-

mayacak kadar katı kuralları olan diyetlerin uygulanması bireyin sağlığını tehdit ediyor.

Özel TOBB ETÜ Hastanesi Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Uzman Diyetisyen Mehtap Ersin Bayrak, kişinin yaşı, boyu, cin-siyeti, aktivitesi, fizyolojisi ve hastalık durumu alınması gereken besin öğeleri miktarını etkilediğinden beslenme programının bi-reye özgü olarak planlanması gerektiğini söylüyor. Uzman Diye-tisyen Bayrak, diyetlerin doğru bilinen yanlışlarını şöyle sıraladı:

EKONOMİK FORUM 25i

SAĞLIK

Tek öğün yemek zayıfl atır!Vücudu bütün gün aç bırakıp sadece akşamları yemek kilo

alınmasına neden olan en önemli etkenlerden biri. Yaklaşık 18-20 saat aç kalan vücut bu durumun devam edeceğini düşünür ve yediklerini yağ olarak depolamaya başlar. Halsizlik, yor-gunluk, kanda ürik asit artışı, kansızlık, saç dökülmesi, ruhsal bozukluk, uykusuzluk aç kalarak bireyde meydana gelebilecek en önemli sağlık sorunları arasında yer alır.

Protein ağırlıklı diyet zayıfl amayı hızlandırır!Proteinin vücut mekanizmasını hızlandırdığı doğru ama sürekli protein almak kas dokularını eksiltir ve su

kaybına sebep olur. 1 gram kas dokusu kaybı yaklaşık 2.7 gram su kaybına neden olur. Yağsız doku kitlesi kaybı metabolik hızı düşürür. İnsanlar tartıya çıktığı zaman kilo verdiklerini zannederler ancak meta-bolizma yavaşladığı için diyet sonrasında hızlı bir şekilde kilo alınır.

Protein ağırlıklı beslenmede, vücut proteinleri sindirmek için çok fazla enerji harcar ve zayıfla-ma süreci hızlanabilir. Proteinlerle birlikte çok fazla yağ da vücuda gireceği için, kan yağlarında yükselme, karaciğer enzimlerinde artış, koroner kalp hastalıkları ve gut hastalığı gelişebilir. Ay-rıca proteinler vücuttan atılmak için kemikten kalsiyum çeker ve bu da kemik erimesine neden olabilir. Araştırmalar yüksek doymuş yağ tüketi-minin hormonlara bağlı kanser, kalp hastalıkları, diyabete  zemin hazırladığı yönündedir. Günde 50

gram karbonhidratın altında tüketmek zararlı olur.

Kepek ekmek ve light ürünler, kilo aldırmaz!Kepekli ürünler normal ürünlere göre daha az

kalori içermez. Kepek, diyet lifi içeriğini artırarak, kalp damar hastalığı ve bazı kanser türleri gibi kronik

hastalıklardan korunmada önem taşır. Kepekli ekmek 240 kalori, beyaz ekmek ise 276 kalori içerir. Üzerinde light yazan yiyecek ve içeceklerin tüketimlerine çok dikkat edilmesi gerekir. Çünkü bu ürünlerin içinde şeker olmamasına rağmen yağ, un, tuz gibi lezzet veren öğeler bulunur. Örneğin kepekli undan yapılmış makarnanın kalorisi 367, normal makarnanın kalorisi ise 374’dir.

Yiyecekleri ne miktarlarda tükettiğimiz önemli. Örneğin bir dilim ekmek yerine dört kaşık pilav/makarna yiyorsanız hem ekmek, hem yağ yemiş ve daha fazla kalori almış olursunuz.

Grisini şişmanlatmaz!Grisini, galeta ve peksimet gibi iyice fırınlanmış bir çeşit

ekmek olan yiyeceklerin kalorisi hiç de az değil. Ekmeğin ka-lori değeri 100 gramda 250, grisininin ise 400 kaloridir. Diyet bisküvilerin veya krakerlerin kalorisi de oldukça yüksek sayılır. Örneğin üç adet diyet bisküvi yediğinizde bir dilim ekmek yemiş olursunuz.

Yemek saatinde tüketilen meyve yağa dönüşür!Çoğu meyvenin glisemik endeksi diğer besinlere göre yük-

sek ve hızlı şekilde kan şekerini yükseltir. Kan şekeri yükseldiği

zaman insülinin salgılanır ve fazla enerji yağa dönüşür. Kişi normalden fazla enerji alırsa meyve olsa da olmasa da fazla besin-ler yağa dönüşür, ancak kişi ihtiyacı olan enerjiyi az bir yemek ve yanında meyveyle tamamlıyorsa yediği besin enerji olarak kullanılacağı için yağa dönüşmez.

Meyve yanında proteinli bir gıdayla tüketildiğinde, kan şekerini dengelemesi ayrıca aç karna yenilen meyvedeki vita-min ve minerallerin daha iyi emilebilmesi nedeniyle yemekle beraber değil öğün ara-larında tüketilmesi tavsiye edilir.

Lahana tüketmek vücut sistemini hızlandırır ve zayıfl amayı sağlar!

Lahana, pırasa, brokoli gibi sebzeler vü-cuttaki zararlı toksinlerin atımını sağladık-ları için sağlıklı beslenmeye yardımcı olur. Bu besinlerin metabolizmayı hızlandırmak gibi bir özelliği bulunmaz. Lahana kullanılan diyette, lahananın kalorisinin düşük olma-sından dolayı kilo verildiği unutulmamalı. Bu nedenle diyette değişik renkte tüm sebzelere yer vermek kilo kaybıyla sonuçlanır.

Zeytinyağı, katı yağlar gibi kilo aldırmaz!

Zeytinyağı kalp ve damar sağlığı için faydalı olsa da, kalori acısından diğer yağ-lardan farkı yok. Zeytinyağı, tereyağı ve margarinin 1 gramı dokuz kalori enerji verir. Zeytinyağı tüketilmesi gerekir, ancak tüketim miktarı önemli. Kısaca zeytinyağı-nın da fazlası kilo aldırır.

26 EKONOMİK FORUM

SAĞLIK

Yağsız peynir şişmanlatmaz!En az kalori içeren yağsız peynirler bile

yaklaşık 250 kalori, yarım yağlı yoğurt 51 kalori, tam yağlı yoğurt 71 kalori verir. Normal besinlerini tüketmeyerek çay, yağ-sız peynir, ekmek ve zeytinyağlı salata tü-keten kişi aslında çok daha fazla enerji alır.

Yemek yanında su içmemek şişmanlatır!

Yemek sırasında su içmek kilo aldır-maz, tam tersi iştahı yatıştırmaya yardımcı olur. Sadece sindirim sorunu olanlar ye-mek sırasında su içmemeli.

Maydanoz suyu zayıfl atır!Maydanozun idrar söktürücü etkisi

var. İdrar kaybı nedeniyle insan kendini hafiflemiş hisseder ancak kilo kaybına ve yağ dokusuna hiç bir faydası olmaz.

Aç karnına limonlu, sirkeli su veya greyfurt suyu içmek zayıfl atır!

Aç karnına sirkeli, limonlu su veya greyfurt suyu içmenin zayıflatıcı etkisi olduğuyla il-gili bilimsel bir gerçek henüz ispatlanmadı. Ama mide problemleri yaşayan insanla-ra zararlı olduğu kesin! Suya eklenen limon veya greyfurt, C vitamini içeriği dolayısıyla, güne başlarken insanların kendilerini iyi hissetmelerini sağlar.

Sauna gibi sıcak ortamlarda terlemek veya termal eşofmanlar zayıfl atır!

Sıcak ortamlarda terleyerek kaybedilen yağ değil, sudur. Organizmanın toksin-lerden arınmasını, kasların gevşemesini, kırgınlığın atılmasını sağlar ancak zayıf-latmaz.

Çeşitli karışımlar veya bitki çayları zayıfl atır!

Zayıflama çayları adı altında geçen tüm bitkiler, vücuttan su kaybına sebep olur, ancak bu gerçek bir kilo verme değildir. Kilo vermek, vücuttan yağ kaybıyla müm-kün olabilir. Dolayısıyla bitkilerin böyle etkileri olamaz.

Su içersem zayıfl arım!Sağlıklı beslenmenin bir parçası olan

su, vücut için gerekli olan sodyum, flor, potasyum, kalsiyum ve klor minerallerini sağlar. Yine vücutta oluşan toksik madde-

lerin uzaklaşması için su içmek gerekir. Kaliteli kilo vermede ise vücudun ihtiyacı olan kalori, karbonhidrat, protein, vitamin ve diğer bazı mi-neralleri içermediği için tek başına zayıflama etkisi yaratmaz.

Kilo vermek için her gün spor yapmalıyım!

Beden spor yapmaya alışınca bunu hayat boyu

ister. Spor da, beslenme gibi bir hayat tarzı olmalı. Bıra-

kınca eskisinden daha fazla kilo alınabilir. Kişiler hayat boyu yapabileceği, zevk aldı bir aktivite seçmeli. Bu spor merkezleri-ne gidip üç saat fitness çalışmak zorunda olmak değil.

güvenilir bir marka...

Merih Asansor was founded in 1977 as an elevator installation and maintenance company. With 38 years of experience, today Merih Asansor is still continuing to serve this sector by manufacturing elevator doors and cabins. Merih Asansor has 160 employees who are working in executive, production and sales processes

are produced with the latest technology by using CNC machinery. Merih product is exported to 50 countries.

Merih ürünleri 50 ülkeye ihrac edilmektedir.

28 EKONOMİK FORUM

SAĞLIK TURİZMİ PAZARININ HACMİ

3,4 TRİLYON DOLARA ULAŞTI

DOSYA

28 EEEEEEEEKKKONKKONKONKOKONKOOOOONONNNNNNKKONOONNNONONNNNNONNKONKOOONONONOOOK NONKOOO MİOMİOMİOOMOMOMOMMMMMMİMİOMOMİOMMMMİMİMMİMİOMMMİKK KK KKK K RFORFORFORFORFORFOOFOFOOOOOOOORORORRRRRRFORROOROORORROORFOFOORRORFOROOROOROOOOOROO UMUMUUUMUMMMMMMMMMUMMMMMMMMMUMMMMMMMM

SRI

International’ın yaptığı

araştırmaya göre, sağlık,

güzellik, medikal operasyonlar,

yoga ile Spa-Wellness’i içeren sağlık

turizmi pazarının dünya çapındaki iş

hacmi 3,4 trilyon dolara ulaştı. Rapor,

sağlık turizminin 2013’te bir önceki

yıla göre küresel çapta %12’lik artış

kaydettiğini ortaya koyuyor. Son

yıllarda turizmdeki genel büyüme

%9 olarak hesaplanırken, sağlık

turizmindeki büyümenin

%36’ya ulaştığı

gözlemleniyor.

EKONOMİK FORUM 29i

DOSYA

30 EKONOMİK FORUM

DOSYA

A sya’dan Avrupa’ya, Afrika’dan ABD’ye bütün dünya artık sağlıklı gıda, egzersiz yap-mak, doğayla bütünleşmek,

masaj yaptırmak, yoga ve benzeri sporlarla ilgilenmek için daha da büyük bir istek duyuyor. Çoğu insanın imkânlarının öte-sinde sayılan spa tedavileri ile ürünleri, alternatif ve tamamlayıcı tıp, zayıflama programları orta sınıfın büyümesinin aka-binde daha çok yaygınlaşıyor. Tıbbi bakım hastalıkları tedavi ederken, wellness, çeşit-li sağlıklı alışkanlıklar, beslenme, egzersiz gibi aktiviteler aracılığıyla hastalıkların önlenmesine odaklanıyor.

2014 Küresel Spa & Wellness Ekonomi İzleme Raporu, Eylül ayında yayımlandı. Fas Marakeş’te düzenlenen, 45 ülkeden 400’den fazla wellness (sağlıklı yaşam) endüstrisinin liderlerinin katılımıyla küresel wellness en-düstrisinin geleceğine dair planların çizildiği 8. Yıllık Küresel Spa & Wellness Zirvesi’nin ar-dından, SRI International’in raporu açıklandı.

Bağımsız ve kâr amacı gütmeyen araş-tırma firması olan SRI International ta-rafından hazırlanan raporda, wellnessin dünyanın en büyük ve hızlı gelişen en-düstrilerinden biri olduğu tespiti yapılıyor. Endüstrinin büyüklüğünü değerlendirme amacıyla SRI 10 üst wellness sektörlerini belirleyip değerlendiriyor. Bunların arasın-da alternatif ve tamamlayıcı tıp, güzellik ve anti-ageing, fitnes ve mind-body, sağlıklı yemek, beslenme ve zayıflama, önleyici ve kişiselleştirilmiş sağlık, spa, termal kaplı-caları, wellness gayrimenkulü, wellness tu-rizmi ile iş yerindeki wellnessler yer alıyor.

Araştırma, dünya wellness pazarı değe-rinin 3,4 trilyon dolara ulaşarak 1 trilyon dolarlık dünya ilaç endüstrisinden yaklaşık üç kat büyük olduğunu gösteriyor.

Global Spa & Wellness Zirvesi’nin yıllık değerlendirme toplantısında açıklanan SRI International raporunu hazırlayan uzmanlardan Ophelia Yeung, şu açıkla-mayı yapıyor:

“Asya’dan Avrupa’ya, Afrika’dan Ku-zey Amerika’ya kadar dünyanın dört bir yanında insanlar artık sağlıklarına dikkat ediyor. Bu noktada doğal masajlar yaptırıp yoga ve benzeri alıştırmalarla egzersizler yapıp sağlıklı kalmak için çabalıyor. Spa ve Wellness pazarı da sağlıklarını koruma noktasında onlara yardımcı olacak seçe-nekler sunuyor. Orta sınıf arasında ana akım haline gelen bu eğilim, spa ve well-ness pazarının da büyümesine yol açıyor.”

❖ 2013 yılında dünya çapında yapılan wellness seyahat sayısı 2012’ye göre %12 artarak, 586,5 milyon olarak gerçekleşti.

❖ 2013’te uluslararası wellness turistleri seyahat başına 1,639 dolar harcama yaptı. Bu rakam ortalama uluslararası turistlerin harcamalarından %59 daha fazla.

❖ Yerel wellness turistleri seyahat başına ortalama yerel turistlerine göre %159 daha fazla olarak 688 dolar harcadı.

❖ 2013 yılında ilk beşe giren wellness pazarları ABD, Almanya, Fransa, Japonya ve Avusturya oldu.

❖ 2013’te dünya genelinde spa sayısı 2012 yılına göre %47 artarak toplam 105 bin 591 spa oldu.

❖ 2013 yılında dünya genelinde yaklaşık 27 bin termal ve kaplıca tesisleri bulunuyor.

SRI

INTE

RN

ATİ

ON

AL

RA

POR

DA

DİK

KA

T Ç

EKEN

BU

LGU

LAR

EKONOMİK FORUM 31i

94 MİLYAR DOLARLIK KÜRESEL SPA ENDÜSTRİSİGlobal Spa ve Wellness Economy Monitör raporundan

da yararlanılan SRI araştırmasına göre, toplam hacmi 2007 yılında 60 milyar dolar olan Spa-Wellness pazarının 2013 yı-lında 94 milyar dolara ulaştığı görülüyor. Sadece Avrupa’daki 32 bin spa’nın 2013’teki geliri 29,8 milyar dolara ulaşırken, Asya-Pasifik Bölgesi’nin geliri 18,8 milyar, Kuzey Amerika’nın ise 18,3 milyar dolar olduğu belirtiliyor. Raporda, dünya ça-pındaki spa tesislerin sayısının da %47 arttığı, 2007 yılında 71 bin 762 olan tesis sayısının 2013’te 105 bin 591 tesis olduğu açıklanıyor.

Spa-Wellness pazarının gelişmekte olan pazarları oluştu-ran Orta Doğu ve Afrika’da da ivme kazandığına dikkat çeken raporda, pazarın Asya pazarındaki büyümenin lokomotifinin Çin ile Hindistan’ın olduğu, Batı Avrupa, Rusya ve Baltık ül-kelerinde de büyümeler olduğu belirtiliyor.

Rapora göre, Avrupa halen 29,8 mil-yar dolar geliriyle dünyanın en büyük spa pazarına sahip. Asya-Pasifik Bölgesi 18,8 milyar dolarlık spa geliriyle ikinci sırada yer alırken Kuzey Amerika’nın spa gelirleri 18,3 milyar dolar.

Yeni Küresel Wellness Ekonomi İzleme Raporu, aynı zamanda müşterilerin sağlı-ğına ve iyiliğine proaktif yaklaşımları kabul etmesinin akabinde wellness yaşam tarzı ürünlerine ve hizmetlerine büyük rağbet olduğunu gösteriyor. Wellness yaşam tarzı ürünlere arz 2010-2013 itibarıyla %62 artarak ve 2,8 trilyon dolar değerine ulaş-tığı, 3,4 trilyon dolarlık spa ve wellness pazarına aslan payı sağladığı görülüyor.

DOSYA

32 EKONOMİK FORUM

DOSYA

kaplıca endüstrisinde spa-wellness’in yeni sayıldığını, dola-yısıyla dünyada termal ve kaplıcalardan faydalanılmada eski geleneklere devam edildiğini belirtiyor.

Johnston “Çoğu destinasyonlar termal ve kaplıca tesisle-rini yenileyip etraflarında otel ve tatil yerleri inşa etmektedir” diyor.

TERMAL KAPLICA ENDÜSTRİSİKüresel Wellness Ekonomi İzleme Ra-

poru’nda, spa hizmetleri olmayan termal/kaplıca kaynaklarının sayısının çok daha yaygın olduğu belirtiliyor. Termal/kaplı-ca hizmeti sunan 20 bin 343 tesise kar-şı, spa hizmetleri sunan 6 bin 504 tesis bulunuyor. Ancak spa hizmetleri sunan kaplıca tesisleri, spa hizmetleri olmayan tesislere göre hemen hemen iki kat fazla gelir kazanıyor.

Çin kaplıca pazarı 14,1 milyar dolar olarak değerlendirirken, 11,7 milyar do-lar değerindeki Japon pazarı tarafından yakından takip ediliyor.

SRI Baş Ekonomisti Katherine Johns-ton, GSWS’de yaptığı konuşmada termal

Küresel Termal/Kaplıca PazarıÜlke Dolar

Asya-Pasifik 26,7 Milyar $

Avrupa 21,7 Milyar $

Latin Amerika 900 Milyon $

Kuzey Amerika 200 Milyon $

Orta Doğu/Kuzey Afrika 200 Milyon $

Sahra Çölü'ne Özgü Afrika 5 Milyon $

Kaynak: Global Wellness Economy Monitor Report

EKONOMİK FORUM 33i

DOSYA

Güvenilen uluslararası akreditasyonu medikal turizm pazarının büyümesinde en büyük faktörlerden biri oluyor. Akreditasyon standartlarını küresel talebine yanıt ararken 1999 yılında ABD’deki Ortak Komisyonu (Joint Commission), Joint Commission International (JCI) adlı uluslararası bağlı ajansını açtı. JCI tarafından akredite olmak için her uluslararası hastane ABD’de Ortak Komisyonu tarafından belirtilen aynı sert standartları karşılamak zorunda. Dünya genelinde 600’den fazla hastane ve klinik bölümleri artık JCI akreditasyonu bulunuyor ve bu rakamlar her sene yaklaşık %20 oranında yükseliyor.

ULUSLARARASI AKREDİTASYON NEDİR?

34 EKONOMİK FORUM

DOSYA

WELLNESS YAŞAM TARZI ÜRÜNLERİ VE HİZMETLERİ ENDÜSTRİSİ

Küresel Wellness Ekonomi İzleme Raporu’nda, aynı zamanda müşterilere wellness’i proaktif yöntemlerle günlük hayatlarına birleştirmesine yardım eden endüstrileri de kapsayan araştırması mev-cut. Toplam olarak bu sektörler 2,8 trilyon dolarlık pazar payı oluşturuyor.

Dünya çapında termal ve mineral yer altı suları pazarının 50 milyar dolarlık bir hacme

ulaştığı belirtilen raporda, sağlık turizmi alanında 94 milyar dolar-lık hacme ulaşan Spa-Wellness pazarının sektörde ilk sırayı aldığı kaydediliyor. Seyahat endüstrisinde Wellness’i içeren gezilerin çok hızlı büyüyerek liderlik koltuğuna oturduğunu belirten SRI Baş Ekonomisti Katherine Johnston, “Çünkü insanlar sağlıklarına daha fazla dikkat etmeye başladı. Tatildeyken de sağlıklarını ko-ruyup, ömürlerini uzatmak istiyorlar” değerlendirmesini yapıyor.

TÜRKİYE EN POPÜLER DESTİNASYONLAR ARASINDA YER ALIYOR

Dünya nüfusunun yaşlandığına dikkat çekilen raporda, ayrıca, cepten ödenen kritik ve planlı prosedürlerin masraf-ları yükselmeye devam ederken, geniş kapsamlı sağlık hiz-metleri sunan ülkelerin giderek artan kaynak yüküyle karşı-laştıkları vurgulanıyor. Bütün bu faktörler, hastaları tasarruf etmek veya tedavi için uzun süre beklemeden yurt dışı sağ-lık seçenekleri aramaya yöneltiyor. Dünya medikal turizm pa-zarının %15-25 oranında büyümesi tahmin edilen raporda, en yüksek oranlar Kuzey, Güneydoğu ve Güney Asya’ya ait.Dünya kalite standartlarına uygun bir sağlık hizmeti destinasyonu oluşturulmanın komplike bir iş olduğu belirtilen raporda, çeşitli faktörleri göz önüne alıyor. Bu faktörler şöyle sıralanıyor:

Wellness Yaşam Tarzı Endüstrisinin Değerleri Güzellik ve anti-aging 1 Trilyon $

Sağlıklı beslenme 574 Milyar $

Fitnes ve mind-body 446 Milyar $

Önleyici / kişiselleştirilmiş sağlık 433 Milyar $

Tamamlayıcı ve alternatif tıp 187 Milyar $

Wellness yaşam tarzı gayrimenkulü 100 Milyar $

İş yerindeki wellness 41 Milyar $

Kaynak: Global Wellness Economy Monitor Report

EKONOMİK FORUM 35i

DOSYA

• Hükümet ve özel sektör tarafından sağlık hizmeti altyapısına yapılan yatırım.

• Uluslararası akreditasyona, kalite garantisine ve sonuçların şeffaflığına ilişkin açık taahhütte bulunulması.

• Uluslararası hasta akışı.• Tıbbi prosedürlerinin maliyetinden tasarruf potansiyeli.• Siyasi şeffaflık ve sosyal istikrar.• Üstün turizm altyapısı.• Klinik mükemmelliğiyle süren şöhret.• Sağlık hizmetine ilişkin yeniliklerin ve başarıların geçmişi.• En iyi yöntemlerin ve en gelişkin tıbbi teknolojilerin başarıyla

uygulanması.• Uluslararası standartlarında eğitilmiş ve tecrübeli sağlık kad-

rosunun bulunması.Raporda, yukarıda belirtilen bütün bu faktörleri sağlayan ülkeler

Kosta Rika, Hindistan, İsrail, Malezya, Meksika, Singapur, Güney Kore, Tayvan, Tayland, Türkiye, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) olarak sıralınıyor.

Çeşitli uzmanlıkların ve prosedürlerin ABD fiyatları kıstas olarak kabul edip en çok seyahat edilen destinasyonlarda ortalama tasarruf oranları aşağıdaki tabloda şöyle yer alıyor:

En Çok Seyahat Edilen Destinasyonlarda Ortalama Tassaruf Oranı

Ülke Yüzde

Brezilya 20-30

Kosta Rika 45-65

Hindistan 65-90

Malezya 65-80

Meksika 40-65

Singapur 25-40

Güney Kore 30-45

Tayvan 40-55

Tayland 50-75

Türkiye 50-65

Kaynak: Global Wellness Economy Monitor Report

Türkiye’de sağlık sektöründe, son sekiz yılda büyük atılımlar gerçekleştirdiği görülüyor. Yapılan bir dizi reform sayesinde sağlık sisteminin kalitesi ve verimliliği yükseliyor. Kamu sağlık hizmetlerinin yanı sıra son yıllarda özel sağlık hizmetlerinin de hızla gelişmeye başladığı gözlemleniyor. Modern hastaneleri, yetişmiş insan gücü, alanında uzman doktorları, teknolojik altyapı ve tecrübe birikimiyle Avrupa standartlarında hizmet veriyor.

Türkiye’deki birçok özel hastanenin hizmet kalitesi dünyaca ünlü akreditasyon kuruluşlarınca onaylı hizmet veriyor. JCI (Joint Comissions International/Uluslararası Birleşik Komisyonu) ile akredite edilmiş 47 hastane sayısıyla Türkiye, dünyada ikinci sırada yer alıyor. Türkiye coğrafi konumu, sahip olduğu sağlık kuruluşları, sektördeki yetişmiş ve eğitimli insan gücü, kaplıcaları ve doğal güzellikleriyle sağlık turizmi açısından bir çekim merkezi. Hem tarihi ve kültürel zenginliği, hem de sağlık alanındaki gelişmişlik seviyesiyle Türkiye, dünyanın 10 gözde ülkesi içinde yer alıyor. Türkiye, ileri teknoloji kullanan ve fiyat avantajı sunan sağlık tesisleriyle sağlık turizminin parlayan yıldızı.

TÜRKİYE’DE SAĞLIK TURİZMİ

Kullanılan kaynak: http://www.globalspaandwellnesssummit.org

36 EKONOMİK FORUM

Gemlik Ticaret ve Sanayi Odası ile Ticaret Borsası’nı ziyaret eden TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, “Gemlik, dördü büyük beş limanla Türkiye’nin en önemli liman merkezlerinden biri. Demir yoluyla bağlantı olmadan bir limanın daha aktif ve verimli

çalışabilme şansı düşük” dedi.

HABER

T OBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Bursa programı kapsamında bera-berindeki heyetle birlikte Gemlik Ticaret ve Sanayi Odası (GTSO) ve

Gemlik Ticaret Borsası (TB) ziyaret etti. He-yette Gemlik Kaymakamı Cahit Işık, Belediye Başkanı Refik Yılmaz, Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Yönetim Kurulu Başkanı İbra-him Burkay, TOBB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve İstanbul Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Çağlar ile TOBB Yönetim Kurulu üyeleri yer aldı.

GTSO ziyaretinde, Yönetim Kurulu Baş-kanı Kemal Akıt tarafından ağırlanan heyet, ilçe Oda/Borsa başkanları ile Yönetim Kurulu üyelerinin de bulunduğu toplantıya katıldı. Toplantıda konuşan TOBB Başkanı Hisar-cıklıoğlu, Gemlik’teki birlik ve beraberlikten dolayı mutluluk duyduğunu ifade etti.

Gemlik ekonomisinin son beş yılda nüfus artışından dolayı zenginlik ve bereket kazan-dığını vurgulayan Hisarcıklıoğlu, Türkiye’nin her ilçesinde aynı ilerlemenin görülmediğini söyledi.

Hisarcıklıoğlu, “Gemlik’te her şey var; sa-nayi, ticaret, tarım ve turizm var. Sanayide ana üreticilerin olduğu bir ilçe. Aynı zamanda Gemlik, Türkiye’de konserveciliğin ilk başladı-

n TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, demir yolu projesinin hayata geçirilmesinin Gemlik’in ortak hedefi olması gerektiğini söyledi.

Hisarcıklıoğlu, Gemlik’e liman için demir yolu bağlantısı istedi

ğı yer. Gemlik’in dünya markası olmasında zeytinin ayrı bir değeri var. Gemlik, dördü büyük beş limanla Türkiye’nin en önemli liman merkezlerinden biri. Tabii bu kadar büyük limanların olduğu bir yerde demir yolu olmazsa olmaz. Demir yoluyla bağlantı olmadan bir limanın daha aktif ve verimli çalışabilme şansı düşük. İlçeden Anadolu’ya hizmet edebilmek için büyük bir şans var. Bu kapsamda bir demir yolu projesi, program kapsamına alınmış durumda. Gem-lik’in ortak hedefi, bunun hızla bitirilmesi olmalı.”

GTSO Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Akıt ise “Ziyaretleriniz-den dolayı sizlere ve Yönetim Kurulu üyelerinize teşekkür ederim. Gerçekleştirdiğimiz projelerimiz arasında Gemlik’e demir yolunun gelmesi ve lojistik köy olması için elimizden gelen çalışmaları yürü-tüyoruz. Bu anlamda sizlerden de destek bekliyoruz” dedi. 

GTSO’daki toplantının ardından heyet, Gemlik TB’yi ziyaret etti. Gemlik TB Yönetim Kurulu Başkanı Özden Çakır ve Yönetim Kurulu ile Meclis üyeleri tarafından ağırlanan heyet, Gemlikli sanayici ve iş insanlarının da bulunduğu toplantıya katıldı.

m TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu ile beraberindeki heyet Gemlik Ticaret Borsası’nı ziyaret etti.

EKONOMİK FORUM 37i

HABER

Bursa’da 300 bin metrekare alana canlı hayvan borsası kurulması ve Bursa Ticaret Borsası’na ait Yeşil’deki tarihi bir binanın restore edilmesine ilişkin protokol, TOBB Başkanı

M. Rifat Hisarcıklıoğlu’nun da katıldığı törenle imzalandı.

B ursa’da çiftçinin malını gerçek fiyatla tüketiciyle buluş-turması ve tüketicinin sağlıklı beslenmesi için ilk adım olan protokol, Ankara Yolu’ndaki Et Balık Kurumu Tesislerinde yapıldı. Bursa Ticaret Borsası’nın (BTB) ev

sahipliğinde gerçekleştirilen, TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu ve Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay’ın da katıldığı protokole, Büyükşehir Belediyesi adına Başkan Recep Altepe, BTB adına da BTB Yönetim Kurulu Başkanı Özer Matlı imza attı.

TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu yaptığı konuşmada, borsaların Türkiye ekonomisindeki önemine dikkati çekti. Hisar-cıklıoğlu, “Maalesef borsacılık ilk defa tarihte bu coğrafyada çıkmış-ken, borsanın ne iş yaptığının çok farkında değiliz. İlk Kütahya’da Aizanoi’de, o gün bu topraklarda yerleşik olan insanlar, bugünkü bildiğimiz borsacılığın eş değerini yapıyorlardı” dedi.

TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, borsa olmazsa üretici ve çiftçinin malını gerçek fiyatla buluşturamayacağını belirterek, şunları söyledi:

“Bugün borsaların en önemli işlevi, çiftçinin ve üreticinin ürün-lerinin kalitesini ayırt etmek, ayırt ettiği kaliteye göre piyasadaki geçerli olan fiyatla buluşturmak. Bundan üretici de sanayici de faydalanır. Sanayicimiz de malının ham maddesinin gelişinin sağ-lıklı olarak artmasını sağlaması açısından borsacılık bu konuda da işlev yapıyor. Ayrıca ticaret borsaları olarak tüketicinin sağlıklı ve uygun olarak gıdaya ulaşmasını sağlamaktadır. Bu kapsamda BTB Türkiye’de dünyadaki borsalara eş değer hizmet veren bir borsadır.”

BÜYÜKŞEHİR İLE BURSA TB’DEN ÇİFTE PROTOKOL Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe de, kent ve insan

sağlığını ilgilendiren tüm konularda Büyükşehir olmanın avan-tajlarını kullandıklarını, kırsal kalkınmadan tarımsal projelere, çevre yatırımlarından kentsel dönüşüme, ulaşımdan turizme

m TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, BTB Meclisi üyeleri ve iş insanlarıyla bir araya geldi.

n Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe ile BTB Yönetim Kurulu Başkanı Özer Matlı, ortak kuracakları Bursa Canlı Hayvan Borsası ile Et Entegre Tesisi’nin protokolünü imzaladı.

Bursa Canlı Hayvan Borsası ve Et Entegre Tesisleri için protokol imzalandı

kadar halkın ihtiyacı olan her alanda Bur-sa’nın geleceğine katkı sağlayacak projeleri bir bir uygulamaya geçirdiklerini ifade etti.

BTB’yle imzalanan protokolün canlı hayvan borsası ve et entegre tesisi konu-sunda yer seçimi, plan, etüd, proje, kamu-laştırma ve devir işlemlerinde işbirliğini içerdiğini vurgulayan Altepe, “Bursa’ya kazandıracağımız tesis ile birlikte, alı-cı-satıcı memnuniyeti sağlanırken, gü-venli bir alışveriş ortamı sağlanacak, çevre ve toplum sağlığı, hayvan refahı ve hayvan hastalıklarını önleme adına da önemli bir adım atılmış olacaktır” dedi.Büyükşehir Belediyesi ile BTB arasında imzalanan protokol, 300 dönümlük alana canlı hayvan borsası ve et entegre tesisleri kurulmasının yanında BTB’ye ait Yeşil sem-tindeki tarihi bir binanın restorasyonunu da içeriyor.

m TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay ve beraberindekiler, Et Balık Kurumu kesim ünitesinde incelemelerde bulundu.

38 EKONOMİK FORUM

GÜNCEL

V eri sağlayıcısı Thomson Reuters ile İslami Pazarlar odaklı araş-tırma ve danışmanlık firması DinarStandard ortaklığında

hazırlanan, “Büyüyen İslami Pazarlar Ya-tırım Görünüm Raporu 2015” Bahreyn’de düzenlenen “Küresel İslami Yatırım Yolları 2015” konferansında açıklandı.

57 İslam ülkesinin milli gelirinin 6,7 trilyon olduğu belirtilen rapora göre bu alanda 870 milyar dolarla Endonezya bi-rinci, 820 milyar dolarla Türkiye ikinci

Büyüyen İslami Pazarlar Yatırım Görünümü Raporu’na göre yatırım fırsatları açısından İslam ülkelerinde en yüksek getiri potansiyeli taşıyan 10 ülkeden biri Türkiye. Yatırım açısından önemli sektörler ise enerji, tarım, gıda, elektronik, turizm, ulaştırma ve metal.

EN BÜYÜK İKİNCİ EKONOMİSİ TÜRKİYE

sırada bulunuyor. Türkiye 2013’te 13 milyar dolar doğrudan yabancı yatırım çekerek İslam ülkeleri arasında ikinci sıra-da yer alıyor. Türkiye doğrudan yabancı yatırım çekmekte 2009-2013 döneminde %11’lik bileşik büyüme oranına erişti. Turizm ve ulaştırma sektörlerinde 51.8 milyar dolarlık ihracat geliriyle İslam ülkeleri arasında ilk sıraya yerleşen Türkiye, bu sektörlerdeki 95 milyar dolarlık iç harcamasıyla da sektörel büyüklükte birinci oldu.

BÜYÜYEN İSLAMİ PAZARLAR YATIRIM ENDEKSİ AÇIKLANDIBüyüyen İslami Pazarlar Yatırım Endeksi’nde ise Türkiye ilk 10

içinde yer alıyor. Malezya’nın ilk sıraya yerleştiği listede sırasıyla

İSLAM DÜNYASININ

EKONOMİK FORUM 39i

Raporda, Dinar Standard tarafından geliştirilen, İslam ekonomileri arasında yatırım fırsatları sunan sektörleri eş-leştiren “İslam Ülkeleri Sektörel Kümelenme Modeli” de ilk defa tanıtıldı. Model, İslam ülkeleri arasında sektörler arası büyümeye, operasyonel değer zinciri oluşturulmasına ve ortak işbirliklerine dayanan yeni bir yatırım anlayışını öngörüyor. İslam ekonomileri arasında potansiyel yatırım fırsatları içeren kümelenebilecek sektörler şöyle sıralanıyor; Enerji, Tarım ve Gıda, Elektronik, Turizm ve Ulaştırma, Metal, Kimya ve Bile-şenler, Plastik ve Kauçuk, Tekstil ve Hazır Giyim, Altyapı ve İnşaat, Sağlık Ürünleri ve Hizmetleri.

İSLAM DÜNYASINDAN ÇIKAN ŞİRKETLER KÜRESELLEŞİYORİslami pazarlarda en önemli markalar arasında Türk marka-

ları öne çıkıyor. 110 ülkede faaliyet gösteren Vestel, 20 ülkede varlık gösteren Petrol Ofisi ve 90 ülkede faaliyette bulunan Ülker İslam dünyasının önde gelen markaları arasında sayılıyor.

Endonezya, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Katar, Kazakistan, Mısır, Suudi Arabistan, Fas Türkiye ve Mozambik bulunuyor. İlk 10 ülke yatırım potansiyeli açısından diğer 47 İslam ülkesine göre daha üstün performans gösteren ülkelerden oluşuyor. Rapor hazırla-nırken ülkeler temel büyüme verileri, büyü-me ivmeleri, yatırım ivmeleri ve göreceli ülke risklerinin de yer aldığı dokuz farklı ölçüte göre analiz edildiği belirtiliyor.

Rapora göre Endonezya, 249 milyonluk nüfusu ve 870 milyar dolarlık milli hasılay-la en güçlü büyüme altyapısına sahip İslam ülkesi oluyor. Doğrudan yabancı yatırım çekmede 2009-2013 döneminde %217 ar-tış sağlayan Malezya ise büyüme ve yatırım ivmesinde liste başında yer alıyor.

GÜNCEL

• İslam Konferansı Teşkilatı’na (İKT) üye 57 Müslüman ülkenin Gayri Safi Milli Hasılalarının (GSMH) toplamı 2013 sonu itibarıyla 6.7 trilyon dolara ulaştı.

• İslam ülkelerinin ekonomik büyüklüğü 2019’da 10 trilyon dolara ulaşacağı öngörülüyor.

• İslam ülkelerinin 2015-2019 döneminde yılda %5,4’lük büyüme ortalamasını yakalaması bekleniyor. En hızlı büyüme %7 ile Nijerya’da görüleceği belirtiliyor.

• Aynı dönemde dünya yıllık ortalama büyüme hızının %3,6, BRICS (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin, Güney Afrika) ülkeleri büyüme hızı ise %3,9 olarak tahmin ediliyor.

• Buna göre İslam ülkelerinin gelecek beş yılda dünya ortalamasından 1.8 puan, BRICS ortalamasından ise 1.5 puan daha fazla büyüyeceği öngörülüyor.

• Türkiye 820 milyar dolarlık ekonomisiyle Endonezya’nın ardından İslam dünyasının ikinci büyüğü.

• Helal gıda ve yaşam pazarının büyüklüğü 2.1 trilyon dolara çıktı. • İslami finans sektörünün pazar büyüklüğü 1.5 trilyon doları geçti. • İKT üyelerinin 2010 yılında dünya nüfusu içinde %23,4 olan payı, 2030’da

2.2 milyarlık nüfusuyla %26,4’e çıkacak. 2030’da bu ülkelerde ortalama yaş 30 olarak tahmin ediliyor.

MÜSLÜMAN EKONOMİLER BRICS’DEN HIZLI BÜYÜYECEK

40 EKONOMİK FORUM

GÜNCEL

bileşik büyüme oranı %42 seviyesine çıktı. İslam ülkelerinde gıda sektöründe iç talebin toplam değeri 974 milyar dolara dayandı. Bu tutar dünya gıda tüketiminin %16’sına denk geliyor. Gıdada yatırım imkânlarının bu-lunduğu alanlar: Perakende (süpermarket), işlenmiş yağ imalatı, helal et ve sakatat, gıda atıkları ve hayvan yemleri süt ve süt ürünleri, şeker ve şekerleme&tatlı ile kakao ürünleri. 

3. ULAŞTIRMA ve TURİZM: İslam ülkelerinde üçüncü en büyük sektör ise turizm ve ulaştırma. İslam ülkeleri bu sek-törde 2013’te 192 milyar dolar tutarın-da ihracat yaptı. Söz konusu tutar, dünya ihracatının %6’sına denk geliyor. Turizm ve ulaştırma sektörlerinde yatırım imkânı bulunan alanlar: Otomotiv yedek parça imalatı, hava yolu hizmetleri ve ekosistemi, helal oteller ve dinlenme alanları ile otel geliştirme olarak sıralanıyor.

Ayrıca raporda, İslam ülkelerinden çıkan şirketlerin hızla küreselleştiğine dikkat çekilerek, “Yıldız Holding/Ülker, Savola Group (Suudi Arabistan), Indo Food (Endonezya), Felda (Ma-lezya) gibi küresel çapta rekabet eden gıda şirketleri arasında gösteriliyor . PETKİM (Türkiye), SABIC ve Tasnee (Suudi Ara-bistan) küresel büyüklüğe erişen kimya şirketleri olarak öne çıkıyor. Türk Havayolları, Emirates (Birleşik Arap Emirlikleri), küresel hava yolu oyuncuları arasında yer alıyor.

Sektörel Kümelenme Modeli’nde öne çıkan üç sektör şöyle:1. ENERJİ: İhracat, ithalat ve iç tüketim hacminde ilk sırayı

enerji sektörü alıyor. İslam ülkeleri, 2013 itibarıyla 1,3 trilyon dolar değerinde enerji ihracatı yaptı. Bu tutar dünya enerji ihraca-tının %43’üne denk geliyor. Enerji kümelenmesinin ihracatı 2009-2013 döneminde %109 büyüdü. Enerjide en çok yatırım imkânı sunan alanlar ise yenilenebilir enerji, rüzgar ve güneş enerjisi, biyoenerji inovasyon çözümleri ile eenerji yedekleme çözümleri.

2. GIDA: İslam ülkelerinde ikinci en büyük sektörel kümelen-me tarım ve gıda alanında görülüyor. İslam ülkeleri tarım ve gıda sektöründe 2013’te 118 milyar dolar ihracat yaptı. Bu da, dünya ihracatının %8’ine denk geliyor. Sektörün 2009-2013 dönemsel

BÜYÜYEN İSLAMİ PAZARLAR YATIRIM GÖRÜNÜM RAPORU’NDA 2015-2019 DÖNEMİNDE İSLAM ÜLKELERİNİN HER SENE %5,4 BÜYÜYECEĞİ TAHMİNİNE YER VERİLİYOR.

42 EKONOMİK FORUM

TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, İstanbul Ticaret Odası Meclisi’nin şubat ayı toplantısında yaptığı konuşmada, KOBİ’lerin dışa bağımlılığı en az olan işletmeler olduğunu belirterek, “Türkiye’nin cari açığının çözümü KOBİ’lerde” dedi.

HABER

İ stanbul Ticaret Odası (İTO) Mecli-si’nin Şubat ayı toplantısına katılan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı M. Rifat Hisarcık-

lıoğlu, Türkiye’deki ihracatın büyük fir-malar tarafından yapıldığı yönünde bir algı olduğunu, ancak tam tersine ülkede ihracatın %59’unu KOBİ’lerin gerçekleş-tirdiğini söyledi.

KOBİ’lerin aslında dış ticaret açığı-nın kapanmasına büyük katkı sağladığına dikkat çeken Hisarcıklıoğlu, Türkiye’deki ithalatın ise %40’ının KOBİ’ler tarafından yapıldığını dile getirdi.

Hisarcıklıoğlu, “İhracatın ithalatı kar-şılama oranı Türkiye genelinde %60 iken,

Hisarcıklıoğlu:

“Türkiye’nin cari açığının çözümü KOBİ’lerde”

k TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, 2014 yılının nasıl geçtiğini ekonomik göstergelerle anlatan bir sunum yaptı.

Tarihimizde özel sektör olarak Türkiye’yi altı yılda 2,5 misli büyüttüğümüz bir başka dönem yok. Fakat 2008 kriziyle olduğumuz yerde sayma dönemi başladı. ‘Krizden çıkalım’ de-dik, yapısal reform yapmayı unuttuk. Türkiye 2,5 misli büyümüşken, son yedi yıldır 10 bin dolara takıldık kaldık. İşte 2015 Haziran ayı sonrasında önümüzdeki dört yıl seçim yok. Yapısal reformlar seçimlerin olmadığı dönem-de yapılır. Yapısal reformlar gerçekleştirildiği takdirde Türkiye ekonomiye yeni bir ivme ka-zandıracaktır” değerlendirmesinde bulundu.

 ÇAĞLAR: “DÖVİZ VE FAİZDEKİ HER DALGALANMA GEMİYE ZARAR VERİYOR”

TOBB Yönetim Kurulu Başkan Yardım-cısı ve İTO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Çağlar konuşmasında, TOBB Başkanı Hisar-cıklıoğlu’nun Meclis Toplantısı’na katılma-sının güzel bir tevafuk olduğunu belirterek, “TOBB’un kuruluşunun üzerinden 63 yıl geçti. 6 Şubat 1952’de dev bir yapının temelleri atıldı. Bu vesileyle TOBB’a daha nice yıllar boyunca başarılar temenni ediyorum” dedi.  

Davos’ta Dünya Ekonomik Forumu’na katıldıklarını anlatan Çağlar, “Bize Türkiye’nin başarı hikâyesini sordular. Sonuç olarak Türki-ye’nin Davos’ta kaygıyla değil, gıptayla izlen-diğine şahit olduk. Türkiye büyüyor, riskleri fırsatlara ve fırsatları da başarıya çeviriyor. Bunu ekonomimizin en önemli aktörleri ola-rak sizler yapıyorsunuz” diye konuştu.

Çağlar, bunu anlamak için makroekono-mik göstergelere bakmaya gerek olmadığını belirterek, şunları söyledi:

“Sokağa çıkıp piyasada dolaştığınız, iş yapan insanlarla konuştuğunuz zaman Tür-kiye’nin üreten gücü ortaya çıkıyor. Faiz meselesinin üzerinde bu kadar dikkatle durmamızın sebebi de bu. Çünkü iyi biliyo-ruz ki bu ülkenin girişimcisi, sermayedarı, tüccarı finansman noktasında mengeneye alınmazsa kendi gücünü ortaya koyar. Fakat ekonomiyi rehin almaya çalışan faiz ve döviz lobisine de edilecek laflarımız var. Bilme-lisiniz ki döviz ve faizdeki her dalgalanma hepimizin içinde bulunduğu gemiye zarar veriyor. Biz de iş dünyası olarak iş yapma ve büyüme ilhamımızı biri 300, diğeri 100 yıl önce yazılmış kitaplardan değil, bu ülkenin gerçeğinden, insanımızın enerjisinden reel ekonomiden alıyoruz. O nedenle de faizlerin düşmesi gerektiğini, sadece makroekonomik göstergelere bakarak değil, enflasyon hesa-bındaki milimetrik hesaplara göre değil, pi-yasaya ve ekonominin gerçeklerine bakarak söylüyoruz.”

EKONOMİK FORUM 43i

HABER

bu oran KOBİ’lerde %90. KOBİ’ler, dışa bağımlılığı en az olan işletmeler. Aslında Türkiye’nin cari açığının çözümü de yine KOBİ’lerde. Bu yüzden KOBİ’lere büyük destek vermemiz ve güçlendirmemiz lazım” dedi.  

İhracatın %65’inin mal mukabili yapıldığını ve bunun bir risk unsuru olduğunu vurgulayan Hisarcıklıoğlu, “Yani açık hesap veriyo-ruz. Bu büyük bir risk unsuru. Önceki yıl %61’di, şimdi %65’e geldi. Yarın dışarıdaki paramızın tahsilatında sorun yaşayabiliriz. İhracat yaparken Eximbank’ın ihracat sigortasını kullanıyor olmamız lazım. Bunun ideali peşin satabilmek ama rakibimiz çok, satamıyoruz. İtha-latta ise tam tersi bir tablo var. İthalatımızın %49’unu peşin alıyoruz. Yani dış ticarette veresiye satıp peşin alıyoruz”  diye konuştu.

İSTİHDAMDAKİ VERGİ YÜKÜİş yaparken en önemli sorunlardan birinin istihdam üzerin-

deki vergi yükleri olduğunu anlatan TOBB Başkanı Hisarcıklıoğ-lu, şöyle konuştu: 

“OECD’de istihdam üzerindeki vergi yükü %35, Türkiye’de ise %59. Bir diğer yükümüz, kıdem tazminatı. Burada da dünya şampi-yonuyuz. Türkiye’nin en büyük sorunu istihdam. Her yıl bir milyon kişiye iş bulmak durumundayız. Bunu da ancak özel sektör eliyle sağlayabiliriz. İş bulmayı cazip hale getirmemiz lazım. Onun için de istihdamın üzerindeki bu yüklerin makul seviyelere çekilmesi lazım. İstihdamın üzerine gelen her yük kalıyor. Bizim üretmeye, almaya, satmaya ihtiyacımız var.”  

Hisarcıklıoğlu, bu noktada TOBB, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ve Türkiye İş Kurumu’nun (İŞ-KUR) elini taşın altına koyarak Uzmanlaşmış Meslek Edindirme Merkezleri (UMEM) projesini hayata geçirdiğini anımsattı.

UMEM Projesi’ni Türkiye’de en az kullanan ilin İstanbul oldu-ğunu vurgulayan Hisarcıklıoğlu, “Bu kapsamda eleman istihdam ederseniz istihdamınız üzerindeki vergi yükü % 18 iniyor. Şuna üzülüyorum; bu projeden en çok yabancı sermayeli şirketler fay-dalanıyor. Onlar bu işin farkında, biz değiliz” dedi.

 YAPISAL REFORMLAR ŞART

Türkiye’nin 2015 genel seçimlerinin ardından yapısal reform-ları hızla gerçekleştirmesi gerektiğini vurgulayan Hisarcıklıoğlu, “1998-2002 arasında Türkiye’de kişi başına düşen gelir 4 bin dolardı. 2002’de hızla yapılan yapısal reformlara bağlı olarak Türkiye tarihi bir sıçrama yaptı. Kişi başına düşen gelirde 2,5 misli sıçrama oldu.

m İTO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Çağlar, “Türkiye büyüyor, riskleri fırsatlara ve fırsatları da başarıya çeviriyor” dedi.

44 EKONOMİK FORUM

nG20 Maliye Bakanları ve Merkez Bankası Başkanları Toplantısı sonunda çekilen aile fotoğrafına FED Başkanı Janet Yellen (sağ 5), Başbakan Yardımcısı Ali Babacan (sağ 6), Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı (sağ 7), IMF Başkanı Christine Lagarde (sağ 8), ABD Hazine Bakanı Jacob Lew (sağ 9), Almanya Maliye Bakanı Wolfgang Schäuble de (sağ 4) ve Japonya Merkez Bankası Başkanı Haruhiko Kuroda da (sağ 1) katıldı.

U luslararası Finans Enstitüsü’nün (Institute of International Finance/IIF) 8-9 Şubat 2015 tarihleri arasında İstanbul’da G20 Konferansı düzenledi. Konfe-ransın açılış konuşmasını yapan IIF Başkanı ve Üst Yöneticisi(CEO) Timothy Adams, Türkiye’nin G20 dönem başkanlığına ilişkin, “G-20 şu an çok güvenilir

ellerde” dedi. Finansal kriz başladığından beri küreselleşme konusunda, özellikle de finansal küreselleşmede engellerle karşılaşıldığını belirten Adams, “Piyasaların fragmantasyonu söz konusu. Sermaye akışında engeller var. Bütün dünyaya bakıldığında özellikle sermayenin fi-nansal küreselleşmeden  artık korktuğunu görüyoruz. Buradaki zorluk, sınır ötesi sermaye akışının küreselleşmenin tam gerçekleştiği, ekonomik büyümenin tam olduğu günlere geri dönebilmek, finansal anlamda ve büyüme anlamında başarıyı elde edebilmek. On yıllarca ekonomik sosyal ilerleme ve gelişme sağladığımız bir dönem de oldu. Demek ki sermaye akışı bunu sağlayabildi” değerlendirmesinde bulundu.

Adams, Türkiye’nin G20 Dönem Başkanlığı’nda yatırım, uygulama ve kapsayıcılık konuları-nı ele alacak olmasının önemini vurguladı. Prensiplerin çıktılara dönüşmesi gerektiğini belirten Adams, “Yeni fikirler, görev güçleri kuruluyor ama ‘Yeni programlar getirilmesinden ziyade za-ten başlatılmış programların uygulandığını görelim’ denmeye başlandı. Diğer taraftan dünyada altyapı için çok fazla yatırım gerekli. Çalışmalara göre 2030 yılına kadar 60 trilyon dolar altyapı yatırımına ihtiyaç var. Ama bu yatırımlara kaynak bulabilmek için çok önemli kısıtlamalar var. Bu altyapı sorununu çözebilmek için kamu ve özel sektörün ortaklığına ihtiyaç var” dedi.

BABACAN: “TÜRKİYE’NİN ÖNCELİKLERİYLE IIF’İN ÖNCELİKLERİNİN AYNI”

G20 ülkelerinin gündeminin görüşüldüğü toplantının açılış konuşmasını yapan Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Türkiye’nin öncelikle-riyle IIF’in önceliklerinin aynı olduğunu ifade etti. G20 toplantılarında pek çok iyi kararlar alındığını, iyi programların düzenlendiğini ve sorunun teşhisinin doğru yapıldığını belirten Babacan, yapısal reformların pek çok ülkedeki zor durumun üstesinden gelinebilmesi için kilit konumda olduğuna dikkati çekti.

Babacan, finans sektörü açısından G20’nin en somut çıktılarından birinin Finansal İstikrar Kurulu (Financial Stability Board/FSB) olduğu-nu ve FSB’nin çok önemli katkılar sunduğunu dile getirdi. Türkiye’de finansal düzenlemeler açısından çevrimdışı uygulamalar yaptıklarını anlatan Babacan, şöyle konuştu:

ULUSLARARASI FİNANS ENSTİTÜSÜ’NÜN DÜZENLEDİĞİ “TÜRKİYE BAŞKANLIĞINDAKİ G20

GÜNDEMİ” KONFERANSINDA KONUŞAN IIF BAŞKANI VE CEO TIMOTHY ADAMS, TÜRKİYE’NİN

G20 DÖNEM BAŞKANLIĞINA İLİŞKİN “G20 ŞU AN ÇOK GÜVENİLİR ELLERDE” DEDİ. BAŞBAKAN

YARDIMCISI ALİ BABACAN İSE DÜNYAYA BAKILDIĞINDA G20 GİBİ BAŞKA BİR OLUŞUMUN

BULUNMADIĞINI BELİRTTİ.

“G20 TÜRKİYE’DEGÜVENİLİR

ELLERDE”

IIF BAŞKANI ADAMS:

EKONOMİK FORUM 45i

“Türkiye’de finansal düzenlemeler açısından çevrim dışı bir uygulama yapıyoruz. Yani iyi zamanlarda düzenlemeleri sıkı-laştırmak ve finansal sektörün rezerv biriktirmesini istemek yoluna gidiyoruz. Kötü zamanlarda da biraz durumu gevşetip, bu rezervlerin kullanılabilmesini sağlamaya çalışıyoruz. Bu yaklaşım bizim için çok faydalı oldu. Ancak tabii ki iyi zaman-larda birtakım düzenlemelerle devreye girmek kolay olmuyor. Yani bu konjonktür karşıtı politikalar uygulamak her zaman kolay olmuyor. Ekonomiler güçlü olduğunda, tüketim güçlü ol-duğunda, yatırımlar iyi gittiğinde, finans sektörü kredi verme konusunda çok istekli olduğunda politika yapıcıların devreye girip ‘biraz yavaşlayın, yavaşlatın, kötü zamanları düşünün, gelecek, doğabilecek kötü zamanları düşünün, balonların or-taya çıkmasını, dikkat edin demek’ kolay değil. Tabii ki bütün bu süreçler zamanlı yapılmazsa, o zaman bu biriken riskler gerçekten çok büyük sorunlar ortaya çıkartabiliyor.”

Küresel ekonomideki yapısal sorunlara değinen Babacan, “Küresel ekonomiye baktığımızda büyümeyen, halen güçlü ol-maktan çok uzak olduğunu görüyoruz. Dengeli olmaktan uzak

mBaşbakan Yardımcısı Ali Babacan, Türkiye’nin G20 konusundaki öncelikleri ile IIF’in önceliklerinin aynı olmasının kendilerini memnun ettiğini belirtti.

46 EKONOMİK FORUM

sorunun gündemde olduğunu, bunların küresel koordinasyonlarla çözülebileceğini söyledi.

Hisarcıklıoğlu, 2015’in herkes açısın-dan çok özel bir önemi olduğunu ve Tür-kiye’nin G20 Dönem Başkanlığı’nı üstlen-mesinden gurur duyduklarını belirtti.

Ülke genelinde 1,5 milyon üyeye sahip olan TOBB’un Başkanı olarak, B20 Dönem Başkanı olduğunu belirten Hisarcıklıoğ-lu, küresel iş dünyasının sorunlarını en etkin ve kapsamlı şekilde G20 liderlerine aktarabilmek için eksiksiz bir gündem oluşturduklarını dile getirdi.

Son altı yıldır küresel durgunluğu sür-dürülebilir şekilde geri döndüremedikleri-ni ifade eden Hisarcıklıoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:

“Geçmiş yıllarda ticaret, küresel büyü-menin motoruydu, ama bugün ticaretteki artış küresel büyümenin bile altında kalı-yor. Genç işsizlik oranları oldukça yüksek seviyelerde. Bazı ülkelerde bu %40’lara ulaştı. Finans sektörü diğer tüm sektör-lerle kesişir. Bugün finans piyasaları hem kapsam hem de karmaşıklık açısından patlamaya uğramıştır. Tek bir hata veya politika kararındaki yanlışlık, büyük bir çalkantıya yol açabilir ki, bunları geçtiği-miz yüzyıllarda gördük. Bu gibi hataların bedeli milyar hatta trilyonlarca doları bu-labilir. Bunlar kaybolan fırsatlar ve mil-yonlarca yeni iştir. Orta gelirli insanlar

ve eşit bir şekilde gelişmiş değil. İşsizlik dünyanın her yerinde hâlâ bir sorun. Yakın zamanda büyüme ve istihdamla ilgili olarak bazı gelişmiş ülkelerde bir gelişme oldu, ama maalesef sadece Amerika, İngiltere gibi birkaç ülkede. Ancak Euro Bölge-si’nde, Japonya’daki toparlanma hâlâ daha zayıf” diye konuştu.

HİSARCIKLIOĞLU: “FİNANS SEKTÖRÜ DİĞER TÜM SEKTÖRLERLE KESİŞİR”

Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF) tarafından düzenlenen “Türkiye Başkanlığındaki G20 Gündemi Konferansı”nda konu-şan B20 Türkiye Yürütme Kurulu ve TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, G20’ye fevkalade bir önem atfettiklerini dile getirerek, çok ilginç bir zamandan geçildiğini, pek çok küresel

EKONOMİK FORUM 47i

mTürkiye’nin Dönem Başkanlığında G20 Gündemi Konferansı iş dünyasının katılımıyla İstanbul’da gerçekleştirildi.

bir gecede yoksulluğa mahkûm olabiliyor. İşletmeler değişiyor. Sınır ötesi siyasi gerginlikler artıyor ve finansal krizler bir yerde sivil toplumda da huzursuzlukları ateşliyor.”

ABD’nin bugün daha istikrarlı bir zeminde olduğunu, IMF’nin ise düşük de olsa büyümeyi öngördüğünü anımsatan Hisarcıklıoğlu, bütün gelişmekte olan pazarlarda uyanma işa-reti olduğunu söyledi.

Altı yıl öncesine göre dünya ekonomisinin daha iyi dönem-de olunduğunu tam anlamıyla düşünmediğini, hâlâ yapısal sorunların bulunduğunu vurgulayan Hisarcıklıoğlu, “McKinsey Global Institute bunu son raporunda belirtti. Küresel borç 2007 yılında 142 trilyon dolar seviyesindeydi. Bugün ise 199 trilyon dolar seviyesine çıktı. Başka bir deyişle, dünya her yıl elde ettiği gelirin neredeyse üç katı kadar borçlandı ki, bu sürdürülebilir bir durum değil” dedi.

 “GÜVEN EN DÜŞÜK MALİYETLİ TEŞVİKTİR”

Küresel ekonominin hükümetler, özel sektör ve hanelerin üzerindeki etkilerin görüldüğünü, iş insanları olarak üzerleri-ne düşen görevler olduğunu dile getiren Hisarcıklıoğlu, ABD ve AB’deki yeni para politikalarının her şeyi değiştirdiğini, bütün şirket tahvillerinin yeniden oluşturulması gerektiğini söyledi.

Harvard Profesörü Jeffrey Frankel’in, petrol ve emtia fiyatlarında son dönemdeki hızlı düşüşün sebebinin de para politikasındaki değişikler olduğu değerlendirmesine atıfta bulunan Hisarcıklıoğlu, Profesör Frankel’in konuyu izah eden dört kanal üzerine yoğunlaştığını vurgulayarak, “Ancak ben fazla detaya girmeyeceğim. Çünkü benden hemen sonra çok değerli bir makroekonomi hocası küresel ekonomide neler olup bittiğini bize açıklayacak” dedi.

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (MB) Başkanı Erdem Başçı’nın sadece bir profesör değil, aynı zamanda küresel kriz sonrasının en başarılı Merkez Bankası başkanlarından biri olduğuna dikkat çeken Hisarcıklıoğlu, şöyle konuştu:

“Başçı, Türkiye’nin G20 Dönem Başkanlığı vesilesiyle G20

Merkez Bankası başkanlarının da dönem başkanı oldu. Konferans süresince Maliye Bakanları ve Merkez Bankası başkanlarıyla sözünü ettiğim sorunları tartışacak. Biz de onlardan gelecek işaretleri bekleyeceğiz. Kurumların başındaki liderler olarak biz-lerin birincil görevi, ekonomik ve finansal sisteme güven aşılamaktır. Larry Sum-mers’ın dediği gibi ‘Güven en düşük ma-liyetli teşviktir’ ve bizler de bu teşvike bu dönemde büyük bir ihtiyaç duymaktayız.”

BAŞÇI: “HEM ENFLASYON HEM DE DEFLASYON BÜYÜME İÇİN ZARAR VERİCİ”

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Erdem Başçı da “Türki-ye’de Fiyat İstikrarı ve Büyüme” konulu bir

48 EKONOMİK FORUM

sunum yaptı. Başçı, para ve kredi büyümesinin üç potansiyel araçla kontrol edilebileceğine dikkati çekerek, “Bunların ilki makro ihtiyati tedbirler, ikincisi parasal genişleme, üçüncüsü ise faiz oranları” ifadesini kullandı.

Daha çok gelişmekte olan ekonomiler için geçerli olsa da artık Avrupa Merkez Bankası (ECB), İngiltere Merkez Bankası (BoE) ve ABD Merkez Bankası’nın (FED) da makro ihtiyati tedbirlerden bahseder olduğunu anlatan Başçı, “Çünkü aşırı

düşük faiz oranları var. Bu yüzden yer yer varlık fiyatı balonları ya da birtakım finansal istikrarsızlık göstergeleri olabile-ceği için sorunu makro ihtiyati tedbirlerle ele almak gerekebilir. Bu nedenle, makro ihtiyati tedbirlere sadece gelişmekte olan ülkelerde değil, gelişmiş ülkelerde de ihti-yaç var” dedi.

IIF’nin düzenlediği “Türkiye Başkanlığındaki G20 Gündemi Konferansı”nın 2015 yılı için B20 Gündemi (The B20 Agenda for 2015) başlıklı oturumunda; Doğuş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ferid Şahenk, Fiba Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hüsnü Özyeğin, Turkven Yönetici Ortağı Göktekin Dinçerler, Avusturalya B20 Şerpası Uluslararası İlişkiler Başdanışmanı Robert Milliner,

Afyonkarahisar Enerji ve Gübre Üretim Ticaret ve Sanayi AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Melih Yurter yer aldı.

IIF’nin Yönetim Kurulu Başkanı Hung Tran moderatörlüğünde gerçekleştirilen oturumda Doğuş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ferid Şahenk, Avustralya’nın G20 dönem başkanlığı sırasındaki projelerden örnekler vererek, Türkiye’nin üzerine düşen en önemli görevin diğer üye ülkelerle birlikte çalışmak olduğunu dile getirdi.

2013 yılına kadar ihtiyaç duyulan fiziksel altyapı yatırımlarının dünya genelinde 60 trilyon doları bulduğunu belirten Şahenk, geleneksel yatırımların yanı sıra özel sektörü ön plana çıkartacak yatırımların desteklenmesi gerektiğini ifade etti.

Şahenk, G20 ülkeleriyle birlikte hareket etmenin önemine değinerek, “Burada belirtmek istediğim en önemli şey; yatırım amaçlı finansal kaynakların artırılması gerektiği. Yatırımların

artırılması için bankaların aktif varlığına odaklanmamız gerekiyor. Özel sektör yatırımları da bu noktada çok önemli. Bu konuda bankalara daha çok fırsat verilmesi gerekiyor” dedi.

2015 YILI İÇİN

B20 GÜNDEMİ

kT.C. Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, “Merkez bankalarının büyümeye en önemli katkısı fiyat istikrarını sağlamaktır” dedi.

EKONOMİK FORUM 49i

Yüksek enflasyonun ve deflasyonun büyümeyi zayıflata-bilen unsurlar olduğuna dikkat çeken Başçı, merkez bankaları açısından büyümeyi desteklemenin en iyi yolunun fiyat istik-rarını sağlamak olduğunu söyledi.

Başçı, beşeri sermaye, istihdam piyasası, teknoloji, yenilik-çilik ve fiziki altyapı alanlarında yapılacak reformların Türki-ye’nin büyüme potansiyelini daha da artıracağını dile getirdi.

Başçı, FED’in 1970’lerde enflasyonu gecelik faizleri yüksel-terek yendiğini anımsatarak, “Tarih enflasyonun parasal sıkı-laştırmayla yenileneceğini gösteriyor” dedi. Merkez Bankası yasasının değiştirilmesinin Türkiye’de enflasyonun düşüşünde etkili olduğunu ifade eden Başçı, “Enflasyon hedefimiz %5’tir ve bunu başaracağız. Bu yılsonu enflasyonu %5’e indirebilirsek büyümeye büyük destek olur. Enflasyon 30 yıl boyunca %5 olsaydı, Türkiye’nin kişi başı milli geliri 10 bin dolar değil, 15 bin dolar civarında olurdu” ifadesini kullandı.

Faiz oranlarının etkili bir politika aracı olduğunu, tüketi-min üzerindeki üretimin enflasyonu düşürdüğüne vurgulayan Başçı, kredi ve para arzının Türkiye’de enflasyonu etkileyen önemli kalemler olduğuna dikkat çekti.

İTALYA EKONOMİ BAKANI PADOAN: “2015 YILINDA AVRUPA’DA BÜYÜME POZİTİF OLACAK”

İtalya Ekonomi Bakanı Pier Carlo Padoan yaptığı konuşma-da, Avrupa’da bir büyümenin olduğunu, ancak bunun istenilen düzeyde bulunmadığını belirterek, Avrupa’da istidam oluştur-mak için herhangi bir adımın atılmadığını vurguladı.

Avrupa’da bir çaba sarf edilmesi gerektiğine dikkati çeken Padoan, “Kurumsal olan çerçeve bunun zorlaştırıyor. Bazen de kurumsal sıkıntılar Avrupa ekonomisini etkiliyor ve bu politikanın belki de yeniden tasarlanması ve uygulanması gerekiyor” dedi.

Padoan, Avrupa’nın geliştiğini ancak hâlâ bir riskin bulun-duğunu belirterek, şöyle konuştu:

“Ekonomik duraklama riski henüz ortadan kaldırılmadı. Yani büyümenin neredeyse uykuya yattığı bir dönem ve bu-nunla el ele giden deflasyon dediğimiz şey. Bu iki konunun üs-

tesinden gelebilmek için tek çare masanın üstüne bütün politika araçları yatırılmalı. Hem AB hem de ulusal düzeydeki tüm uy-gulamalar masaya yatırılmalı. Bu Avrupalı politikacıların bir görevi. Bu politikaların birbirleriyle nasıl etkileşim içinde olduğu-nu ve birbirini nasıl destekleyeceğini gör-mek lazım. Burada iki tane perspektif var. Biri makro yapısal perspektif ve Avrupa ulusal perspektifi. Avrupa’da bu konu bir iki ay öncesine kıyasla daha cesaret verici. Petrol fiyatları bu görüntünün bir parçası. Kendi görüşüme göre euro daha temel tutarlı bir kura doğru gitmekte ve yine parasal genişleme (QE) etkisinin birkaç ay daha devam etmesi bekleniyor.

Yatırımlar için belli platformların ol-ması ve bu konuda ulusal kalkınma ban-kalarının daha fazla devreye girmesi ge-rektiğini vurgulayan Padoan, “Yatırım faaliyetleri ve yapısal reformlar arasında çok ciddi bağlantı var. Nihai hedef yatı-rımların daha cazip hale getirilip, özel sektör yatırımcılarının bugün Avrupa’da yatırımın daha cazip olduğuna inanma-larıdır. Ancak bu şekilde istihdam artı-rılabilir. Özet olarak yatırımlara ilişkin makro boyut ve diğer yaklaşımlar daha iyi anlaşılmalı. Son AB bildirisinde yapısal re-formların oynayabileceği rolün daha güçlü olacağı vurgulanıyor.

Padoan, finansal alanlarda da yapılma-sı gereken reformların olduğunun altını çizerek, bankalar birliği ve sermaye piya-saları birliğinde ilerleme kaydedildiğini ama daha fazlasına ihtiyaç duyulduğunu ifade etti.

İNGİLTERE MERKEZ BANKASI BAŞKANI CARNEY: “REFORM YORGUNLUĞUNDAN ENDİŞELENİYORUM”

Konferansta IIF Başkanı ve Üst Yöne-ticisi (CEO) Timothy Adams’ın soruları-nı yanıtlayan İngiltere Merkez Bankası Başkanı Mark Carney, Avrupa’da tasarruf yapılmadığı bilgisinin doğru olmadığı-nı belirterek, “Avrupa’nın milli gelirinin %25’i tasarruf, ABD’de ise bu oran %17’yi buluyor. Avrupa’daki zorluk, tasarrufla-rın büyük bölümünün spesifik sektörler içinde hapsolmuş durumda kalması. Ban-kacılık sektörü tam olarak işler durumda değil” diye konuştu.

Avrupa’daki kurumların tasarruflarını sınır ötesine geçiremediğine dikkat çe-ken Carney, Avrupa’daki meslektaşlarının zorluklarının yeni bir bankacılık birliği

m İtalya Ekonomi Bakanı Pier Carlo Padoan, “Avrupa daha fazla entegrasyon ve liberasyonu gerçekleştirebildiği dönemlerde hem içeride hem dışarıda daha fazla gelişmiştir” dedi.

50 EKONOMİK FORUM

kurmaya çalışmaları olduğunu söyledi. Carney, Avrupa bankalarının geçen

yıl stres testinden geçtiğini anımsatarak, “Diğer taraftan da sermaye piyasaları bir-liği kurmaya çalışılıyor. Bütün bunlar sınır ötesi işlemleri daha da büyütecektir” dedi.

Adams’ın, “Dünyaya baktığınızda ne gibi endişeleriniz var?” sorusuna Carney, “Reform yorgunluğundan endişeleniyo-rum” yanıtını verdi.

Carney, en zorlu reformlarının pek

çoğunun mikro reformlar olduğunu belirterek, “Bu ittifakların karşılığını alıyorlar ama getirileri geleceğe yönelik oluyor. Fi-nansal İstikrar Kurulu (FSB) olarak yapılan reformların yıllar içinde faydalarını gördük. Burada da aynı şekilde getirisini görmek için beklemek gerekiyor. Çok getirisi oluyor ama sabır gerekiyor” diye konuştu.

Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) cesur davrandığına dikkati çeken Carney, ECB’nin Eurp Bölgesi’ne para politikası açısından uzun değil, orta vadeli baktığını vurguladı.

“G20’nin milli gelirine %2 eklemek demek, bir beş yıl de-mek” diyen Carney, bunun sebebinin de merkez bankalarının

Fiba Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hüsnü Özyeğin, ticari bankaların, KOBİ’lerin gelişimine büyük katkı sağladığını vurgulayarak, “Bir ülkede mikroekonominin oluşabilmesi için KOBİ’lere

ihtiyaç vardır. Bu yüzden KOBİ’lerin, ticari bankalar tarafından desteklenmesi

gerekmektedir” dedi. Özyeğin, küresel

sermayede görülen dalgalı

hareketlerin, gelişmekte olan ülke ekonomilerini çok fazla etkilediğini dile getirdi. Gelişmekte olan ülke ekonomileri üzerindeki farklı küresel politikalardan kaynaklanan baskının gittikçe arttığını ifade eden Özyeğin, “Bugün, dünyadaki diğer bir sorun ise farklı coğrafi bölgeler arasındaki yaptırımlar. Gelişmekte olan ülke ekonomileri, küresel ekonomilerin kaderine bağlı olamaz” ifadesini kullandı.

Özyeğin, gelişmiş ülkelerden gelişmekte olan ülkelere yatırım çeşitliliğinin de küresel ekonomiye bağlı olarak değiştiğini ve geliştiğini sözlerine ekledi.

Fiba Holldidingng YYöönetim

FİBA HOLDİNG

YÖNETİM

KURULU

BAŞKANI

ÖZYEĞİN

m İngiltere Merkez Bankası Başkanı Mark Carney, “Finansal piyasalarda likidite konusunda sorun yaşanabileceğini düşünüyoruz” dedi.

n İngiltere Merkez Bankası Başkanı Mark Carney, IIF Başkanı ve Üst Yöneticisi Timothy Adams’ın sorularını yanıtladı.

EKONOMİK FORUM 51i

ufkunun ötesinde başka bir şey olduğunu söyledi. Bütün ülkelerin yapmaları gerekenler anlamında uzun

bir listesi olduğunu ifade eden Carney, bunların zor tedbirler olduğunu belirtti.

Türkiye’nin Dönem Başkanlığı’ndaki G20’nin amaçlarından bir tanesinin de ülkelerin yapısal reformlarını yapmalarını sağ-lamak olduğuna dikkati çeken Carney, “Yapmanız gereken şeyi yarına bırakmamanız için bu tür bir baskıya da ihtiyaç var” dedi. Ekonomik sistemin 2008 yılındaki gibi benzer bir şoka karşı yeterince güçlü olduğunu ifade eden Carney, şunları söyledi:

“Sistem şu anda daha dayanıklı, daha dirençli ve bir şoku anında büyütme ihtimali daha az. 2008 yılında sistem şoku

anında büyüttü ve yaydı. Sistemin direnç seviyesiyle ilgili rehavete de kapılmamak lazım. Çünkü yeni ortaya çıkan risklere bakmak anlamında daimi olarak bir so-rumluluğumuz var. Bir takım kaygılarımız da yok değil. Finansal piyasalarda likidite konusunda sorun yaşanabileceğini düşü-nüyoruz. ‘FED para politikasını sıkılaştı-rırsa ya da bir ekonomik veya jeopolitik şok olursa ne olur?’ sorusu her zaman baki. Her halükarda bizim risklere bakıyor olmamız lazım.”

mTürkiye›nin Dönem Başkanlığında G20 Gündemi konferansında yapılan oturuma OECD Genel Sekreteri Angel Gurria, McKinsey & Co Araştırma müdürü Susan Lund, TEB Genel Müdürü Ümit Leblebici ve IMF Para ve Sermaye Piyasaları Bölümü Direktör Yardımcısı Dong He katıldı.

52 EKONOMİK FORUM

G20 Maliye Bakanları ve Merkez Bankası Başkanları Toplantı tebliğinde, farklı para politikası ayarlamaları ve yükselen finansal piyasa volatilitesi ortamında, politikaların dikkatli bir şekilde ayarlanması ve politikaların birbirine negatif etkisini minimize edecek açık bir iletişim sağlanması gerektiği ifade edildi.

G20 Maliye Bakanları ve Merkez Bankası Başkanları Toplantı Tebliği

G 20 Maliye Bakanları ve Merkez Bankası Başkanları Toplantısı’nın ardından yayımlanan tebliğde, bazı majör ekonomilerde büyüme

ve enflasyon için olumlu görünümün memnu-niyetle karşılandığı belirtilerek, bununla bir-likte, küresel ekonominin dengesiz, toparlan-manın ise gelişim sürecinde olduğu belirtildi.

Özellikle Euro Bölgesi, Japonya ve bazı gelişmiş ekonomilerde büyümenin yavaşlığına dikkat çekilen tebliğde, bazı gelişen piyasalar-da büyümenin ülke ve bölge çapında önemli farklılık gösterirken, aynı zamanda yavaşladı-ğının altı çizildi.

Tebliğde, düşük gelirli gelişen ekonomiler için büyüme görünümünün son zamanlarda ölçülü de olsa güçlenmeye devam ettiği vur-gulanarak, şu ifadeye yer verildi:

“Bazı ülkelerde potansiyel büyüme azalıyor, talep zayıf olmayı sürdürüyor, istihdam görünümü ise hâlâ iç açıcı değil ve gelir eşit-sizliği artıyor. Buna ek olarak, küresel ticaret büyümesi kriz öncesi ortalamasıyla kıyaslandığında düşük kalıyor. Bu gelişmeler ışığında, güçlü, istikrarlı ve dengeli büyüme, aynı zamanda istihdam yaratma ve kapsayıcılığı teşvik etme konularındaki hedeflere ulaşmak için, liderlerin taahhütleri ve bu zorluklar üzerinde tespitlerde bulunduk.”

Arz ve talep faktörlerinden kaynaklanan petrol fiyatlarındaki keskin düşüşün, küresel büyümeye katkı sağlayacağı dile getirilen tebliğde, “Petroldeki düşüşün ekonomiler üzerinde farklı etkileri var. Ayrıca, petrol fiyat görünümü belirsizliğini sürdürüyor. Emtia piyasasındaki gelişmeleri ve bunun küresel ekonomiye etkilerini yakından izlemeye devam edeceğiz” denildi.

“İHTİYAÇ DUYULDUĞUNDA PARASAL VE MALİ POLİTİKA AYARLAMALARI GÖZDEN GEÇİRİLECEK”

Tebliğde zayıf büyümenin yanı sıra süregelen düşük enflasyo-nun, bazı gelişmiş ekonomilerde kalıcı durgunluk riskini artırabile-

nTürkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın daveti üzerine Uluslararası Ödemeler Bankası (BIS) ile ortaklaşa olarak G20 ülkeleri m erkez bankaları başkanları toplantısı İstanbul Kongre Merkezi’nde yapıldı.

EKONOMİK FORUM 53i

ceğinin altı çizilerek, ihtiyaç duyulduğunda parasal ve mali politika ayarlamalarının gözden geçirileceği ve kararlı hareket edileceği vurgulandı.

Mevcut ekonomik koşullarda bazı ekonomilerde uyumlu para politikalarının gerektiği ifade edilen tebliğde, şöyle denildi:

“Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) son politika kararları tatmin edici ve Euro Bölgesi’ndeki toparlanmayı daha fazla destekleyecek. Bazı gelişmiş ekonomilerde güçlü büyüme beklentilerinin, koşullara yakın seyrettiğini, bunun da para politikalarında normalleşmeye izin verebileceğinin farkındayız. Farklı para politikası ayarlama-ları ve yükselen finansal piyasa volatilitesi (oynaklık) ortamında, politikaların dikkatli bir şekilde ayarlanması gerek. Ayrıca, politi-kaların birbirine negatif etkisini minimize edecek açık bir iletişim sağlanmalı. G20’nin güveni artırması, makroekonomik ile yapısal politikaların etkin uygulama ve iletişim vasıtasıyla zayıf noktaları azaltması konusundaki önemli rolünü farkındayız. Biz, önceki kur taahhütlerimize sadık kalacağız.”

Tebliğde ülkelerin somut ve istekli yatırım stratejileri aracılığıyla yatırımların artması konusunda kararlı olunduğu belirtilerek, bu-nun büyüme hedeflerini de destekleyeceği öngörüldü.

KOBİ’ler için finansal durum ve yatırım ortamının iyileştirilmesi üzerine özel önem verileceğine de değinilen tebliğde, “Bunların yanında Küresel Altyapı Merkezi’nin bir an önce gerçekleştirilmesini bekliyoruz. Toplum ve ekonomilerimiz üzerinde etkiye sahip olan terör faaliyetleri dikkate alındığında, ülkele-rimiz arasındaki işbirliğini derinleştirmeyi taahhüt ettik. Tüm ülkeleri, teröristlerin var-lıklarının dondurulması ve bilgi alışverişiyle ilgili uluslararası standartlara uygunluğa teş-vik ettik. Uluslararası para Fonu (IMF), Eko-nomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ve Dünya Bankası’na, büyüme üzerinde büyük bir etkiye sahip olan alt bileşenleri tanımlama konusunda bizimle çalışması talebinde bulun-duk” ifadesine yer verildi.

İstanbul Kongre Merkezi›nde düzenlenen G20 Maliye Bakanları ve Merkez Bankası Başkanları Toplantısı’nın ardından Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Christine Lagarde, , G20 Büyüme Taahhütleri’ne ilişkin

yazılı açıklama yaptı. Karşı karşıya kalınan düşük

büyüme ve yüksek işsizlik riski göz önüne alındığında birçok ülke tarafından kaybedilecek zaman olmadığını belirten Lagarde, “Küresel büyümenin en az %2 yükseltilmesi ve önümüzdeki dört yıl boyunca milyonlarca yeni iş imkânı yaratılmasını içeren Brisbane Aksiyon Planı’nın politik taahhütlerini uygulamak için alınan eylem çağrısını destekliyorum” açıklamasında bulundu.

Lagarde, bu büyüme stratejileri çerçevesinde sağlam bir düzenleme gerçekleştirmeye

açık olduklarını belirterek, özellikle ülkeler düzeyinde ilerlemeyi geliştirecek büyüme üzerinde büyük etkiye sahip olacak anahtar eylemlere odaklanma niyetinde olduklarını ifade etti.

IMF’in, kasım ayında Antalya’da düzenlenecek zirve için ilk faaliyet raporunun hazırlanması da dâhil olmak üzere G20’yi desteklemeye devam edeceğine dikkat çeken Lagarde, Ebola salgınından en fazla etkilenen ülkeler için 100 milyon dolar fon sağlayacak ilk uluslararası kuruluş oldukları bilgisini de verdi.

IMF G20’Yİ

DESTEKLEMEYİ

SÜRDÜRÜYOR

mG20 ülkeleri merkez bankaları başkanları toplantısına ABD Merkez Bankası Başkanı Janet Yellen de katıldı.

54 EKONOMİK FORUM

TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Erzurum’un Türkiye’nin bilgi deposu olabileceğini belirterek, “Erzurum, Türkiye’nin iletişim ağının, internet ağının geçtiği merkez. Avrupa’nın bilgileri İrlanda’da depolanıyor, çünkü kıtanın en soğuk yeri orası. Erzurum’un iklimi de İrlanda gibi. İnternetin altyapısı Erzurum’dan geçiyor” dedi.

HABER

E rzurum’un ekonomisinin ve kal-kınmasının önündeki engellerin masaya yatırıldığı, Değişen Dünya ve Erzurum’un Yeni Fırsatları Eko-

nomik İstişare Forumu, Erzurum Valiliği, Bü-yükşehir Belediye Başkanlığı, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), Erzurum Ticaret ve Sanayi Odası (ETSO), Erzurum Ticaret Borası (ETB) ve Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) tarafından ortaklaşa düzenlendi. Forum’a İçişleri Bakanı Efkan Ala, TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, eski Sağlık Bakanı Recep Akdağ, AK Parti İl Başkanı Fatih Yeşilyurt, Erzurum Valisi Ahmet

TOBB BAŞKANI M. RİFAT HİSARCIKLIOĞLU:

“Türkiye’nin internet ağının geçtiği merkez Erzurum”

k ETSO Yönetim Kurulu Başkanı Lütfü Yücelik, Erzurum’un hak ettiği konuma gelmesinin ancak ortak akıl ve işbirliğiyle olabileceğini belirtti.

Altıparmak, Erzurum Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hikmet Koçak, Erzurum Teknik Üniversitesi (ETÜ) Rektörü Prof. Dr. Muammer Yaylalı, ETSO Yö-netim Kurulu Başkanı Lütfü Yücelik, ETB Yönetim Kurulu Başkanı İ. Hakkı Hınıslıoğlu, ETSO Meclis Başkanı Saim Özakalın, Pasinler TSO Yönetim Kurulu Başkanı Hikmet Ayrancı, Oltu TSO Yönetim Kurulu Başkanı Baki Karaca, Oda/borsaların Meclis ve Yönetim Kurulu üyeleri, TEPAV uzmanları ile iş insanları katıldı.

Forumun açış konuşmasını yapan ETSO Yönetim Kurulu Baş-kanı Lütfü Yücelik, 6 bin yıldan fazla geçmişi olan Erzurum’un, Osmanlı devletinde 400 yıl uluslararası ticaretin merkezi olarak anıl-dığını ifade ederek, “Anadolu’nun zirvesi, dadaşlar diyarı Erzurum’a, tarihimize ve bu yörenin insanına karşı duyduğumuz sorumluluk dağ gibi karşımızda duruyor” dedi. 

Şehrin potansiyelini ortaya koymaya, sorunlarına çözüm öne-rileri getirmeye var güçleriyle çalıştıklarını anlatan Yücelik, konuş-masına şöyle devam etti:

“İlimizin potansiyelinin ortaya çıkması ve hak ettiği konuma gelmesi ancak ortak akıl ve işbirliğiyle olabilecektir. Türkiye büyük hedeflerle 2023’e yürürken, bu büyümeden Erzurum olarak hak ettiğimiz payı alabilmeliyiz. Bu payı almak öncelikle kendi dina-miklerimizi harekete geçirerek olabilir. Tarihi altyapımız ve ülke yönetiminde söz sahibi olan idarecilerimiz bizler için büyük bir avantaj olmaktadır. Bu şehrin tüm kesimleri, kamu veya özel sektör olmasına bakılmaksızın ortak hedeflerde buluşmalı ve bu hedefler için var gücüyle çalışmalıdır. Bu hedeflerin ortaya konulmasında ve gerçekleştirilmesinde, Doğu’nun en büyük sivil toplum kuruluşların-dan biri olan ETSO olarak üstümüze düşen görevleri farkındayız.”

HİSARCIKLIOĞLU: “ERZURUM BÖLGENİN CAZİBE MERKEZİ OLABİLİR”

Toplantının açılışında konuşan TOBB Başkanı M. Rifat Hisar-cıklıoğlu, Erzurum’un daha fazla büyümesi, zenginleşmesi ve şehir olarak markalaşması için TOBB, TOBB ETÜ ve TEPAV olarak bir yol haritası çıkartmaya çalıştıklarını söyledi. Formun düzenlenmesine destek olan İçişleri Bakanı Efkan Ala’ya teşekkür eden Hisarcıklıoğ-lu, bunun bir akıl birliği toplantısı olduğunu vurguladı.

Dünyada artık ülkelerin değil şehirlerin ön plana çıkmaya başladığını ifade eden Hisarcıklıoğlu, “2014 yılı itibarıyla dünya ekonomisinin %50’si 600 büyük şehirde dönüyor. Altı yıl sonra bu oran %60’a çıkacak. Erzurum da bu şehirler arasında yer almalı” dedi.

Avrupa’nın bilgi deposunun İrlanda olduğunu anlatan Hisarcık-

EKONOMİK FORUM 55i

HABER

Erzurum’un potansiyelini ortaya koymaya, sorunlarına çözüm önerileri getirmeye var güçleriyle çalıştıklarını anlatan ETB Yönetim Kurulu Başkanı İ. Hakkı Hınıslıoğlu, 25 yıllık görev süresi boyunca ETB tarafından, ülkeye ve bölgeye katma değer sağladıklarını istatistiklerle anlattı. Hınıslıoğlu, “İlimizin potansiyelinin ortaya çıkması ve hak ettiği konuma gelmesi ancak ortak akıl ve işbirliğiyle olabilecektir. Türkiye büyük hedeflerine yani 2023’e yürürken, bu büyümeden Erzurum olarak hak ettiğimiz payı alabilmeliyiz. Bu payı almak için öncelikle kendi dinamiklerimizi harekete geçirmek suretiyle inanç ve azimle yolumuza devam ediyoruz” diye konuştu.Hınıslıoğlu, ETB ile Erzurum Büyükşehir Belediyesi tarafından ortaklaşa yapılan “Modern Hayvan Borsası” projesi hakkında da detaylı bilgi vererek, bu projenin bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğini vurguladı.

Hınıslıoğlu, esnafın, alacaklarla ilgili yaşadığı sıkıntıları dile getirerek, bu konunun da yapılacak çalışmalarla bir an önce bir çözüme kavuşturulması için ivedilikle bir çalışmanın gerçekleştirilmesi talebinde bulundu.Civil peynir, göğermiş peynir ile kadayıf dolması ürünlerinin coğrafi işaret belgelerinin RTB’ye ait olduğunu ancak, Türk Patent Enstitüsü’nden (TPE) alınan coğrafi işaret belgelerinin denetim için yeterli olmadığına değinen Hınıslıoğlu, İçişleri Bakanı Efkan Ala ile TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu’ndan bu konuda yasal bir zeminin oluşturulması için destek istedi.

HINISLIOĞLU: “ERZURUM’UN SORUNLARINA ORTAK AKILLA ÇÖZÜM ARANIYOR”

m TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Erzurum’un Türkiye’nin bilgi deposu olabileceğini söyledi.

56 EKONOMİK FORUM

HABER

lıoğlu, “Erzurum, Türkiye’nin iletişim ağının, internet ağının geçtiği merkez. Bilginin depolanmasında artık bulut teknolojisi kullanılıyor. Avrupa’nın bilgileri İrlanda’da depolanıyor, çünkü kıtanın en soğuk yeri orası. Erzurum’un iklimi de İrlanda gibi. İnternetin altyapısı Erzurum’dan geçiyor. Doğu ile Batı’nın arasında bir köprü. Gele-cekte sadece kayak sektörü değil, diğer sektörlerde de fırsatlar var” ifadesini kullandı.

Hisarcıklıoğlu, bölgenin cazibe merkezi olabilecek konumda olan Erzurum’un bu rolü oynayabilmesi için birlik ve beraberlik içinde olması gerektiğini söyledi.

İÇİŞLERİ BAKANI ALA: “ŞEHİRLERİN REKABETİ BAŞLADI”İçişleri Bakanı Efkan Ala da, “Dünyada şehirlerin rekabeti başla-

dı. Dünyanın gidişatını iyi okuyamazsanız, eğer ters yönde ilerlerse-niz ya da bulunduğunuz yerde daire çizerseniz hedeflediğiniz yerleri, rakamları, gelişmişlik düzeyini yakalamanız mümkün değil” dedi.

İstenilen hedefe ulaşmak için basamakları teker teker çıkacakla-rını ifade eden Bakan Ala, “Yatırım yapabilecek birkaç kişi umarım aramızdan çıkar. Önemli yatırımlar yapan, ilk 500’e giren firmaları-mız var” diye konuştu.

Türkiye’nin, Meksika, Çin gibi dünyanın gıptayla izlediği birkaç ülkeden biri olduğunun altını çizen Bakan Ala, “Dünya ekonomisi durağanlaştı, krizlere girdi, gelişmiş ülkeler krize girdi ama Türkiye ve bu saydığımız ülkeler kalkınmalarına devam ediyorlar. Dura-ğanlaşmadılar, ekonomileri geliştiriyorlar. Şimdi bunun gerisinde kalmamamız lazım” ifadesini kullandı.

İran ve Irak’ın petrol rezervlerinin dünya petrol rezervlerinin %28’i olduğuna dikkati çe-ken Bakan Ala, konuşmasına şöyle devam etti:

“Dünyadaki bütün petrol rezervlerinin üçte ikisi bizim komşumuz iki ülkede. Onlar G20 içinde değil, ama Türkiye dünyanın en ge-lişmiş 20 ülkesi yani G20 içinde. İşte bu kritik noktayı yakalamamız lazım. 2023 hedefleri-ne giderken bütün ana arterlerin güzergâhı olarak Erzurum yerini almış, projelerimizde, programlarımızda yerini almış, kuzeyden gü-neye, Karadeniz’i Akdeniz’e bağlayacak tünel yapılıyor. Doğuyu batıya bağlayacak hızlı tren. enerji hatları buradan geçecek.”

İklim olarak, dünyanın aradığı fiberoptik kabloların geçtiği en verimli merkezin Erzu-rum olduğunu belirten Bakan Ala, zirveye bakınca alınacak mesafenin çok olduğu ve hızlı gitmeleri gerektiğini söyledi.

 “EKONOMİK AKIL İSTİYORUM”

Bakan Ala, Erzurum’un lehine olanın Tür-kiye’nin de lehine olması gerektiğini anlata-rak, şöyle konuştu:

“Ana gemi ileriye doğru gidecek ki, biz de içinde hak ettiğimiz kamarayı alalım. Eskiden maalesef gemilerin topyekun batması göze alınarak, lokal kurtarmalar için çalışılırdı. 90’lı yıllarda biz bunu yaşadık. ‘Türkiye’nin genelinin aleyhine ama bir lokal ilin ya da ilçenin lehineyse yine bu yapılsın’. İyi de içinde bulunduğun gemi batıyor o zaman. Önce gemi batmasın, biz fırsatlarımızı belirleyelim ki ‘Erzurum’dan daha kârlı değil, bunu yapma’ diyelim. Ben ekonomik akıl istiyorum. Onun peşinde sonuna kadar giderim.”

Toplantıda ETB Yönetim Kurulu Başka-nı Hakkı Hınıslıoğlu, Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen ile Vali Dr. Ahmet Altıparmak da birer konuşma yaptı.

TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Erzurum İli Oda ve Borsaları Müşterek Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, girişimciliğin önemini dile getirerek, gençleri ve kadınları girişimciliğe özendirmek gerektiğine değindi.

ETSO ile ETB’nin “5 yıldızlı” Oda/Borsa olduğunu anımsatan Hisarcıklıoğlu, Erzurum’un geleceğin ticaretinde tüm coğrafyanın ticaret başkenti olma şartlarını taşıdığını ifade etti.

İçişleri Bakanı Efkan Ala ise, iş bölümü yapmanın başka, işbirliği yapmanın başka olduğunu belirterek, özel sektörün

yapması gerekenin, kamunun yapması gerekenin de farklı olduğunu söyledi. Hem iş bölümüne hem de işbirliğine ihtiyaç olduğunu anlatan Bakan Ala, “Otomobildeki aksam gibi fren kendi işini yapacak, gaz kendi işini yapacak, direksiyon kendi işini yapacak” ifadesini kullandı.

Toplantı sonrasında TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, İçişleri Bakanı Efkan Ala ve Erzurum Valisi Ahmet Altıparmak tarafından Pasinler TOBB Efkan Ala İmam Hatip Ortaokulu yapımına ilişkin protokol imzalandı.

TOBB’DAN ERZURUM’A OKUL

k İçişleri Bakanı Efkan Ala, dünyanın aradığı fiberoptik kabloların geçtiği en verimli olan merkezin Erzurum olduğunu söyledi.

EKONOMİK FORUM 57i

HABER

m BTSO Altıparmak Temsilcilik Binası’nın resmi açılışı, TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu’nun katılımıyla gerçekleştirildi.

Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Altıparmak Temsilcilik Binası’nın resmi açılış töreninde konuşan TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe’nin katkılarıyla yapılan yeni hizmet binasının, hizmeti üyelerin ayağına götürmek amacıyla kurulduğunu belirtti.

B ursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Altıparmak Temsilcilik Binası’nın resmi açılışı görkemli bir törenle gerçekleştirildi. Açı-

lışa TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, BTSO Meclis Başkanı Remzi Topuk, BTSO ve TOBB Yönetim Kurulu üyeleri ile Meclis üyeleri katıldı.

TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, BTSO Altıparmak Temsilcilik Binası’nın açılış törenin-de yaptığı konuşmada, yeni hizmet binasının hizmeti üyelerin ayağına taşıyacağını belirterek BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay ve projeye destek veren Bursa Büyükşehir Bele-diye Başkanı Recep Aldemir’i tebrik etti.

Bursa TSO Altıparmak Temsilcilik Binası hizmete açıldı

BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay ise “Bursa iş dünyamız için güzel projeler gerçekleştiriyoruz. Altıparmak Temsilcilik Binamızda da önemli hizmetler vereceğiz” dedi. Burkay, Oda’nın eski Yönetim Kurulu Başkanı Celal Sönmez ve Yönetim Kurulu üyelerine katkılarından dolayı teşekkür etti.

Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe de, BTSO ile ortak projelere imza atmaya devam ettiklerini belirterek, “BTSO ile birlikte farklı alanlarda başta eğitim olmak üzere önemli hizmetleri bu şehre kazandırdık. BTSO 35 bin üyesiy-le güçlü bir kurum. Altıparmak Meydanı’nda hizmete açılan bu bina iş dünyası temsilcilerine büyük kolaylık sağlayacak” ifadesini kullandı.

Konuşmaların ardından TOBB Yönetim Kurulu Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, BTSO Meclis Başkanı Remzi Topuk ve BTSO Yönetim Kurulu üyeleri Altıparmak Temsilcilik Binası’nın resmi açılışını gerçekleştirdi.

58 EKONOMİK FORUM

ARAŞTIRMA

EKONOMİK FORUM 59i

Mustafa ŞAHİNGümrük ve Ticaret BakanlığıGümrük ve Ticaret Uzmanı

TTIP’NİN GÖLGESİNDE GÜMRÜK BİRLİĞİ’NİN

YENİDEN DEĞERLENDİRİLMESİ

Dünya hâsılasının yaklaşık yarısını, küresel ticaretin de neredeyse üçte birini teşkil eden

AB ile ABD’nin birbirleriyle yapacakları STA’nın mevcut ekonomik dengeleri kökünden değiştireceği açık. Gerek AB gerekse ABD’yle olan büyük dış ticaret hacmi ve AB’yle olan

Gümrük Birliği nedeniyle Türkiye’nin böyle bir anlaşmadan en çok etkilenecek ülkelerin başında

geleceği öngörülüyor.

S on zamanlarda çok hızlı geli-şen siyasi olayların gölgesinde kalmış olsa da halen dünyadaki en büyük ekonomik gündem konusu, Serbest Ticaret An-laşmaları (STA) ve Avr00upa Birliği (AB) ile ABD arasında

görüşmeleri devam eden Transatlantik Ti-caret ve Yatırım Ortaklığı (Trade and Invest-ment Partnership/TTIP) anlaşması. Adından da anlaşılacağı üzere TTIP klasik bir STA ol-manın ötesinde bir ekonomik ortaklık, hatta ekonomik entegrasyon olarak değerlendirili-yor. Bunun sebebi anlaşma müzakerelerinin karşılıklı gümrük tarifelerinin düşürülmesi-nin yanı sıra çok kapsamlı ortaklık hükümleri içeriyor olması.

Türkiye’de de TTIP konusunda hemen her platformda hummalı çalışmalar yapılıyor. Sanayicilerimiz başta olmak üzere devlet kurumlarımız, sivil toplum kuruluşları ve üniversiteler; toplantılar, seminerler, çalış-taylar, konferanslar düzenliyor. TTIP’nin bu kadar üzerinde duruluyor olması, yapılacak anlaşmanın Türkiye ekonomisi üzerinde bü-yük etkileri olacağının anlaşılmasından kaynaklanıyor. Bu noktada sorunun kay-nağını araştırdığımızda ise karşımıza Türkiye’nin AB’ye üye olmadan Gümrük Birliği’ne girmiş olması çıkıyor.

Gümrük Birliği, Türkiye ile AB ara-sında 1963 Ankara Anlaşması’yla baş-layan bütünleşme sürecinin bir aşaması olarak Türkiye-AB Ortaklık Konseyi’nin 1/95 sayılı Kararı uyarınca 1 Ocak 1996 yılında uygulanmaya başlandı. Açık konuş-mak gerekirse söz konusu kararın müzakere-leri aşamasında yeterli feraset gösterilemedi ve kararın getirecekleri doğru bir şekilde ön-görülemedi. Bunda da muhtemelen AB’ye tam üyeliğin yakın zamanda gerçekleşece-ği, Gümrük Birliği’nin kısa bir geçiş sü-reci olacağı düşüncesiyle hareket edilmiş olmasının etksi var.

GÜMRÜK BİRLİĞİ İLE STA’LAR ARASINDAKİ FARK

Gümrük birliklerinin STA’lardan temel farkı, üçüncü ülkelere karşı ortak gümrük tarifesi uygulanması olarak açıklanabilir. Dolayısıyla Türkiye-AB Gümrük Birliği’nde de Ortak Gümrük Tarifesi (OGT) uygulanı-yor. Ancak bu Gümrük Birliği’ndeki, Ortak Gümrük Tarifesi ifadesindeki ortaklık, tarife-nin ortak belirlenmesini içermiyor ve AB’nin kendi menfaatleri doğrultusunda belirlediği gümrük tarifesinin ortak uygulanması söz

konusu. Sonuç olarak Türkiye Gümrük Birliği’yle ticaret politika-ları AB’ye bağlanmış olsa da, karar alma mekanizmalarında temsil ediliyor.

Diğer taraftan 1/95 sayılı Ortaklık Konseyi Kararı’nın 16’ncı Maddesi üçüncü ülkelerle yapılan STA’lar da dâhil Topluluğun tercihli gümrük rejimine aşamalı olarak kararın imza tarihinden itibaren beş yıl içinde uyum sağlama sorumluluğunu Türkiye’ye yüklüyor1. Türkiye de bu maddeye istinaden AB’nin STA yaptığı ülkelerle STA’lar yaparak uyum sağlıyor.

Ne var ki, AB’nin tercihli gümrük rejimi o günden bugüne sürekli değişiyor. AB pek çok yeni STA yaparken, her yeni STA, Türkiye için yeni bir tehdit oluşturuyor. Çünkü AB ile STA yapan ülkeler AB’den tavizler alırken, Ortak Gümrük Tarifesi sebebiyle aynı tavizleri doğrudan Türkiye’den de alır hale geliyor. Yani Türki-ye STA’lar menşe esasıyla çalıştığı ve AB üçüncü ülkeleriyle yaptığı STA’lara Türkiye’yi dâhil etmediği için karşı taraftan taviz alamıyor. Dolayısıyla AB ile STA imzalayan ülkenin malları, Türkiye’ye indi-rimli veya sıfır vergiyle giriyor. Türk malları ise söz konusu ülkelere yüksek vergiler ödenerek girebiliyor.

AB’yle Gümrük Birliği Anlaşması yapmış olan diğer iki ülke Andorra ve San Marino, AB’nin üçüncü ülkelerle yaptığı STA’lara eklenen maddelerle anlaşmalara doğrudan dâhil edilirken, Tür-kiye AB’nin STA yaptığı ülkeyle ayrı anlaşma yapmak zorunda bırakılıyor. AB STA’larında “Türkiye maddesi” (Turkey clause) olarak bir madde ekleniyor. Ancak bu madde yalnızca karşı tarafı Türkiye’yle STA yapmaya davet ediyor ve herhangi bir bağlayıcılığı bulunmuyor. Bu da sonuçta AB ile STA imzalayan ülkelerin, Tür-kiye’yle de STA imzalamak konusunda isteksiz davranmalarına, süreci uzatmaya çalışmalarına, müzakereler aşamasında anlaşma yapmak zorunda olan taraf Türkiye olduğu için bazı konularda dayatmalar yapmalarına yol açıyor.

AB’nin STA imzaladığı ülkelerin geçmişte nispeten küçük ekonomiler olmaları nedeniyle, son yıllara kadar bu yanlış uygulamanın Türkiye’ye etkileri ihmal edilebilir düzeylerdeydi. Günümüzde ise Güney Kore, Meksika ve Güney Afrika’yla imzalanan anlaşmalar ve Hindistan, Ka-nada, Japonya gibi ülkelerle devam eden müzakerelerin

yanında bir de ABD’yle yapılan TTIP görüşmelerinin Türkiye üzerinde çok önemli etkileri olacağı söy-

lenebilir. Çünkü bu ülkelerin çok büyük ekonomileri olma-

larının yanı sıra

60 EKONOMİK FORUM

ARAŞTIRMA

EKONOMİK FORUM 61i

ARAŞTIRMA

lik oluşur. Sonuç olarak da, Türkiye piyasalarında ABD mallarının pazar payı artar.

2. Türk Malları AB ve ABD’de Büyük Pazar Payı Kaybı Ya-şar: Türkiye’nin ihracatında en büyük pazarı AB ülkeleri olduğu biliniyor. Türkiye, 2014 yılı itibarıyla toplam ihracatının yaklaşık %45’ini AB ülkeleriyle gerçekleştirdiği gözlemleniyor. Türkiye’nin ABD’ye ihracat ise aynı dönemde toplam ihracatın yaklaşık %4’ünü oluşturuyor2. Türkiye ihracat pazarının yaklaşık yarısını oluşturan iki devin birbirlerine sağlayacakları avantajlar, üçüncü ülke olarak Türkiye’nin rekabette geriye düşmesine ve pazar payının daralma-sına sebep olacağı açıkça görülüyor.

Neticede itibarıyla TTIP’nin Türkiye’ye olumsuz yönde büyük etkileri olacağı tartışmasız söz konusu. Bu etkinin hangi ölçüde olacağına dair bazı çalışmalar olmakla birlikte mevcut çalışmalar yetersiz kalıyor. Avrupa Komisyonu’nun hazırladığı 60 sayfalık TTIP Etki Değerlendirme Raporu’nda (Impact Assessment Report on the Future of EU-US Trade Relations) Türkiye’ye veya TTIP’nin Gümrük Birliği’ne etkilerine hiç değinilmediği görülüyor.

Bertelsmann Vakfı’nın Ifo Enstitüsü’ne yaptırdığı “Transatlan-tik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı Makroekonomik Etkiler” çalışma-sında, hazırlanan iki farklı senaryoya göre, milli gelirde %0,3 ile %2,5 oranında azalma olacağı ve yaklaşık olarak 25 bin ile 100 bin kişinin işini kaybedeceği3 öngörülüyor.

Türkiye’de ise Merkez Bankası’nın yayımladığı “AB-ABD Ser-best Ticaret Anlaşması ve Türkiye Üzerine Etkileri” başlıklı rapora göre hazırlanan üç farklı senaryo bulunuyor. Sadece tarifelerin kaldırılacağı senaryoya göre Türkiye’de %0,132’lik bir GSYİH kaybı yaşanacağı belirtiliyor. Bu oran iki ülke arasındaki tarife dışı engellerin kısıtlı ölçüde azaltılması halinde %0,359’a ve daha çok azaltılması durumunda ise %0,561’e kadar çıkıyor4.

TTIP’nin Türkiye’ye olumsuz etkilerinin ne ölçüde olacağı hakkındaki resmi açıklama, AB Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır’dan geldi. Bakan Bozkır yaptığı açıklamada, ABD ile AB’nin anlaşması durumunda, Türkiye’nin ABD’ye ihracatı sıfır gümrükle yapmasının çok önemli olduğunu belirtti. Aksi takdirde yani ABD mallarının Türkiye pazarına sıfır gümrükle girmesi sonucunda GSMH’de %3’ü-4’ü arasında kayıp yaşanacağını ifade eden Bakan

dış ticaret hacimleriyle de büyük olmaları dikkat çekiyor. Özellikle Hindistan, Güney Kore ve Meksika tekstil ve otomotiv sektör-leri itibarıyla AB’ye ihracatta Türk mallarının pazar payını azaltabilecek önemli rakipler olduklarından, bu durum Türkiye açısından önemli bir risk oluşturuyor. Bununla birlikte TTIP ise kapsamı ve getirileri açısından mev-cut riskleri katlayacak çok daha büyük bir risk olarak Türkiye’nin karşısına çıkıyor

Gümrük Birliği’nin Türkiye açısından en önemli negatif yönü, bağımsız bir ülke olarak dış ticaret politikasını kendisinin belirleyemi-yor olması. Yukarıda da belirtildiği gibi AB, ticaret politikasını doğal olarak kendi menfa-atleri ve ihtiyaçları doğrultusunda belirliyor. Türkiye de bu politikalara uyum sağlamakla yükümlü kılınıyor. AB, Türkiye’ye sormadan gümrük tarifelerini istediği gibi belirleyebi-lir ve istediği ülkeyle STA imzalayabilirken, Türkiye bu imkâna sahip değil. Türkiye ancak Gümrük Birliği’nden çıkılmasıyla gümrük tarifelerini ihtiyaçları doğrultusunda kendisi belirleyebilir. Aynı zamanda önemli bağları ve yüksek ticaret hacmi olan Rusya, Azerbay-

can, İran gibi ülkelerle, Orta Asya Türk Cumhuriyetleri, bazı Balkan ül-keleri ve Afrika ülkeleriyle STA yapması gündeme gelebilir.

TTIP’NİN TÜRKİYE EKONOMİSİ

ÜZERİNDEKİ OLASI ETKİLERİ

TTIP’nin imza-lanması ve bu süreç-te Türkiye’nin dış-lanması durumunda Türkiye’nin ekono-

mik olarak yaşayacağı kayıplar, iki temel sebeple

ortaya çıkar:1. ABD Malları Türkiye’ye

Vergisiz veya Düşük Vergili Girer: Anlaşmayla birlikte AB ve ABD karşılıklı olarak güm-rük tarifelerinde indirimler yapacak. Gümrük Birliği se-bebiyle Türkiye’de ithalat rejim kararı AB’nin gümrük tarifeleri esas alarak belirlen-

diği için, ABD aynı tavizleri doğrudan Türkiye’den de almış olur. Türk malları ise ABD’ye eskisi gibi vergi ödeyerek gir-

meye devam eder. Dolayısıyla tek taraflı bir taviz verilmiş ve bir dengesiz-

Bozkır, ticari kaybın 2,5-3 milyar dolar civa-rında, istihdamdaki olumsuz etkinin ise %11 seviyesinde olacağını dile getirdi5.

Bakan Bozkır’ın açıkladığı rakamların hangi çalışmaya dayandığı belirtilmemekle birlikte açıklanan sonuçların Ifo Enstitüsü ve Merkez Bankası’nca yapılan çalışmaların sonuçlarına göre gerçeğe daha yakın olduğu ve durumun vahametini daha net ifade ettiği söylenebilir. Merkez Bankası’nca yayınlanan çalışma, iyimser bir çalışma olarak değerlendirilebilir. İfo Enstitü-sü’nün çalışmasında ise Gümrük Birliği sebebiyle ABD ürünlerinin Türkiye’ye tercihli tarifeden yararlanarak gireceği hususu göz ardı ediliyor.

ÖNGÖRÜLER VE ÖNERİLERTTIP müzakereleri sürecinde Türkiye’nin

menfaatlerinin korunması düşüncesiyle fark-lı senaryolar tartışılıyor ve pek çok fikir öne sürülüyor. Bu senaryoları kısaca değerlendi-recek olursak:

Türkiye TTIP müzakerelerine taraf olarak katılabilir mi? Veya yapılacak anlaşma metnine Türkiye maddesi eklenerek Türkiye’nin de anlaşma kapsamına dâhil edilmesi sağlanabilir mi?

Bu senaryonun gerçekçi göründüğünü söylemek zor; zira mevcut durumda bile mü-zakerelerin çok zorlu geçtiği, pek çok konuda

anlaşmazlıkların yaşandığı bilinen bir gerçek. Hem AB hem de ABD ekonomik açıdan kendilerini zorunlu hissettikleri için, karşılıklı tavizler vererek, çetin pazarlıklarla ama son derece büyük bir ka-rarlılıkla müzakereleri sürdürüyor. Böyle bir süreçte, Türkiye’nin de müzakerelere dâhil edilmesi zaten zor olan süreci tamamen çık-maza sokacak bir durum olarak görülebilir. Dolayısıyla Türkiye’nin müzakere gücünü artıracak çok büyük siyasi gelişmeler olmadığı sürece bu senaryonun gerçekleşmesi mümkün görünmüyor.

Türkiye, ABD ile TTIP paralelinde STA imzalayabilir mi? Türkiye, en kısa sürede ABD ile STA müzakere sürecini başlat-

malı ancak bu uzun bir süreç. Hâlihazırda AB ile ABD müzakerelere devam eden Türkiye’nin büyük mesafeler aldığı bir gerçek. Türkiye ile ABD arasında oluşturulacak Yüksek Seviyeli Çalışma Komi-tesi’nin bir an önce görüşmelere başlaması, STA müzakerelerine geçilmesi ve nihayet bir anlaşma sağlanması halinde dahi AB-ABD anlaşmasıyla Türkiye-ABD anlaşması arasında Türkiye’nin taham-mül edemeyeceği çok uzun bir süre olacağı beklenmeli.

Diğer taraftan ABD’nin Türkiye’yle STA yapmaya kesinlikle istekli olmadığı biliniyor. ABD-Türkiye Yüksek Seviyeli Çalışma Komitesi hazırlıkları bile ülkede etkin tekstil iş örgütlerini harekete geçirdi. ABD, yaklaşık 500 bin kişiye istihdam sağlayan tekstil ve hazır giyim sektörüne büyük önem veriyor. Bu sebeple her ne kadar genel tarife oranları düşük olsa da ABD’nin tekstil ve hazır giyimde uyguladığı gümrük tarifeleri çok yüksek ve ABD’li tekstilciler, Türk tekstilcilerine avantaj sağlayacak bir anlaşmaya şiddetle karşı.

Türkiye AB ile Gümrük Birliğini dondurabilir mi? Bu konu yakın zamanda AB Bakanı ve Başmüzakereci Volkan

62 EKONOMİK FORUM

ARAŞTIRMA

EKONOMİK FORUM 63i

Bozkır’ın, Türkiye’nin Gümrük Birliği’ni don-durabileceği veya dondurmasa bile hukuki dayanağı olmasa da AB’nin STA imzaladığı ülkelere Gümrük Birliği’nin avantajlarını uygulamayacağını belirten açıklamasıyla6 gündeme geldi.

Türkiye’nin ihracatının yarısına yakını-nı AB ülkelerine yaptığı düşünüldüğünde, Gümrük Birliği’nin dondurulmasının ihra-cata büyük darbe vuracağı, dolayısıyla söz konusu olamayacağı net bir şekilde anlaşılı-yor. AB’yle STA imzalayan ülkelere Gümrük Birliği’nin avantajlarının uygulanmaması isteniyorsa konu, AB’yle masaya oturularak karşılıklı müzakerelerle çözülmeli ve gere-kirse 1/95 sayılı Ortaklık Konseyi Kararı yenilenmeli.

Diğer taraftan Türkiye AB’yle anlaşarak veya tek taraflı İthalat Rejim Kararı’nda de-ğişiklikler yapılarak, AB ile STA imzalayan ülkelere vergi indirimi uygulamasa bile söz konusu ülkeler menşeli eşyalar, AB ülkeleri üzerinden Türkiye’ye serbest dolaşım (A.TR) belgeleriyle (yine vergisiz şekilde) gelebilir.

Sonuç olarak bu durum serbest dolaşım sisteminin yani Gümrük Birliği’nin sonlandı-rılmasını, menşe esaslı sisteme dönülmesini zorunlu kılar. Ayrıca uluslararası hukuk veya teamüllere aykırı herhangi bir girişim, AB’nin

de karşılık vermesinin ve sonuçta Gümrük Birliği’nin uygulanamaz hale gelmesinin yolunu açabilir.

O halde ne “bekle-gör” stratejisi izlemek ne de “beklemeyelim bir adım atalım” deyip ters tepecek restlerle gereksiz bir gerilim ya-ratmamak gerekiyor. Yapılması gereken, haklıyken haksız duruma düşmeden bir an önce AB’yle müzakere masasına oturmak olmalı.

Türkiye’nin TTIP’den Gümrük Birliği sebebiyle ne kadar bü-yük kayıp yaşayacağı bilimsel çalışmaların sonuçlarıyla ortaya konulmalı ve AB üyeliği kararlılığından şaşılmadığı vurgulanarak, resmen AB üyesi olacağı tarihe kadar Gümrük Birliği’ni bir STA’ya çevirmek için görüşmelere başlanmalı. Bu kapsamda AB’yle tarım, hizmet sektörü ve kamu alımlarını da içerecek şekilde Gümrük Birliği’nden daha ileri avantajlar sağlayacak bir anlaşmanın imza-lanması da mümkün.

AB’yle imzalanacak ve Gümrük Birliği’nin yerini alacak, kap-samlı bir yeni nesil STA bir taraftan Gümrük Birliği’nden sağlanan avantajları kaybetmeye, neden olsa da, diğer taraftan AB’nin üçün-cü ülkelerle yaptığı STA’lar sebebiyle Türkiye’nin zarar görmesini önleyecek ve belki de en önemlisi; dış ticaret politikasını bağımsız bir şekilde belirleyebilmesinin önü açılabilir. Unutulmamalıdır ki, 2023 yılı hedeflerine ulaşmanın yolu, milli birlik ve bütünlüğünü koruyan, dünyayla barışık ve ticaret politikalarını kendisi belirleyen bağımsız bir Türkiye’den geçer.

DİP NOT:1) http://eur-lex.europa.eu/LexUriServ/LexUriServ.do?uri=CELEX:21996D0213(01):EN:HTML 2) http://www.tuik.gov.tr/ Ülkelere göre dış ticaret istatistikleri.3) Bertelsmann Vakfı, “Transatlantic Trade and Investment Partnership (TTIP) Who Benefits From a Free Trade Deal Part 1 Macroeconomic Effects”, 17 Haziran 2013, s.28, s.30, s.41.4) TC Merkez Bankası Ekonomi Notları, “AB-ABD Serbest Ticaret Anlaşması ve Türkiye Üzerine Etkileri”, Sayı:2013/30, 26 Kasım 2013, s.8.5) Gazete Haberi, “Gümrük Birliğini Dondururuz”, Hürriyet, 06.11.2014.http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/27518315.asp,Erişim Tarihi: 05.02.2015.6) Gazete Haberi, “Gümrük Birliğini Dondururuz”, Hürriyet, 6 Kasım 2014. http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/27518315.asp, Erişim Tarihi: 5Şubat 2014.

ARAŞTIRMA

64 EKONOMİK FORUM

TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu’nun da katıldığı Lefkoşa Ekonomi Forumu Toplantısı’nda, Kıbrıs için “müzakereler başlasın” çağrısı yapıldı. Toplantı sonrası yapılan ortak açıklamada, mevcut çıkmazın hiçbir tarafın yararına olmadığına dikkat çekilirken, yakın işbirliklerinin devamı ve ortak projelerinin uygulanması

konusundaki ortak kararlılık vurgulandı.

HABER

L efkoşa Ekonomi Forumu’nu oluş-turan; Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), Güney Kıbrıs Ti-caret ve Sanayi Odası, Kıbrıs Türk

Ticaret Odası (KTTO) ve Yunanistan Oda-lar Birliği Atina’da Forum’un üçüncü top-lantısını gerçekleştirdi. Toplantıya TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu başkan-lığında katılan Türkiye Heyeti’nde TOBB Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Faik Yavuz, Gaziantep Sanayi Odası (GSO) Yönetim Kurulu Başkanı Adil Konukoğlu, TOBB Organize Sanayi ve Teknoloji Bölgeleri AŞ (BİS AŞ) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Şekeroğlu ile Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) Direktörü Prof. Dr. Güven Sak yer aldı.

Toplantı sonrasında mutabakata va-rılan konular kamuoyuna ortak bir açık-

n Lefkoşa Ekonomi Forumu TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu’nun katılımıyla Atina’da toplandı.

m Güney Kıbrıs TSO Başkanı Phidias Pilides, TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Yunanistan Odalar Birliği Başkanı Konstantin Michalos ve Kuzey Kıbrıs TO Yönetim Kurulu Başkanı Fikri Toros.

Lefkoşa Ekonomi Forumu’ndan Kıbrıs için “müzakereler başlasın” çağrısı

EKONOMİK FORUM 65i

HABER

lamayla duyuruldu. Açıklamada, Kıbrıs’ta halen durmuş olan müzakerelerin yeniden başlaması çağrısında bulunuldu. Mev-cut çıkmazın hiçbir tarafın yararına olmadığının vurgulandığı ortak açıklamada “Müzakerelerin, sonuç alıcı, yapıcı bir ortam-da, Kıbrıs Adası’nda ve Doğu Akdeniz’de barış ve refah geti-recek şekilde kazan-kazan senaryosuna ulaşılmayı sağlayacak şekilde yapılması gerektiğine inanıyoruz” ifadesine yer verildi.

 YAKIN İŞBİRLİĞİ SÜRECEK

Yakın işbirliklerinin devamı ve ortak projelerinin uygu-lanması konusundaki kararlılığın altının çizildiği açıklamada, “Bütün amacı iki toplum arasındaki ilişkileri geliştirmek ve güveni artırmak olan Kıbrıs’taki iki Oda, her iki toplumdaki politikacılara, odaların çabalarını destekleme yönünde çağrı yapar. Bu, şüphesiz Ada’da adil ve sürdürülebilir bir çözüm bulunması yönündeki çabalara önemli bir katkı koyacaktır. Fo-rum, bölgenin refahının Kıbrıs sorununun bütünlükçü çözü-müne bağlı olduğunu yeniden vurgular. Kıbrıs, Yunanistan ve Türkiye’yi içeren bu coğrafya, Avrupa Birliği (AB) içinde daha iyi ve refah dolu bir geleceği hak etmektedir” denildi.

İstanbul’daki toplantıda kurulmuş olan Tahkim Çalışma Grubu, Ortak Küvez Kurulması Çalışma Grubu ve “Start-up Weekend” Çalışma Grubu’nun çalışmalarını tamamlamaları için bir takvim oluşturulurken, komitelerin çalışmalarını Mart 2015 sonuna kadar tamamlayacakları duyuruldu. Ayrıca, İs-tanbul toplantısında kararlaştırıldığı şekilde Ada’da bir Doğal Afet Yönetim Birimi kurulması için çalışmaya devam edileceği ve toplantıda odaların çözüm sürecindeki etkilerini artıracak yollar ile Forum tarafından başlatılan çeşitli girişimlerin mali boyutlarının da görüşüldüğü belirtildi. Ayrıca Lefkoşa Ekono-mik Forumu’nun bir sonraki toplantısının Kıbrıs’ta gerçekleş-tirilmesi kararı alındı.

Finlandiya AB İşleri ve Dış Ticaret Bakanı Lenita Toivakka ile birlikte TOBB’u ziyaret eden, enerji alanında faaliyet gösteren Finlandiyalı girişimciler, TOBB Türkiye Enerji Meclisi üyeleriyle çalışma yemeğinde bir araya geldi.

Çalışma yemeğinin açılışında konuşan TOBB Türkiye Enerji Meclisi Başkan Yardımcısı Alpay Ünal, iki ülke dostluğunun çok eskilere dayandığını ifade etti. Geçmişteki ekonomik ilişkiler göz önünde bulundurulduğunda Türkiye ve Finlandiya’nın birbirini tamamlayıcı ülkeler olduğunu söyleyen Ünal, “Umarım bugüne kadar olan ticari ilişkilerimizin de ışında bugünden sonra da daha fazla işbirliği ve karşılıklı yatırım imkânı ile bir arada oluruz” diye konuştu.

Birçok ülkenin ekonomisinin krizin etkileriyle meşgul olduğunu, krizleri fırsata çevirenlerin kazanacağını belirten Ünal, “TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu’nun da her zaman vurguladığı gibi, ülke ekonomilerini canlandıran hayat veren yatırımlardır. Ekonominin dişlilerinin dönmesi bu sayede gerçekleşecektir. Enerjiye yatırım geleceğe yatırımdır” ifadesini kullandı.

Yenilenebilir enerji konusunda Türkiye’nin doğal potansiyeli olan güneş rüzgâr ve su kaynaklarının kullanılmasının yanı sıra gübre gibi atıkların geri dönüş ile enerjiye dönüşümü konusunda daha fazla yol almaları gerektiğini ifade eden Ünal, geçmişten gelen dostluğu, ticari işbirlikleriyle pekiştireceklerine inandıklarını sözlerine ekledi.

Konuk Finlandiyalı girişimciler ise özellikle enerji alanında, atık yönetimi, ormancılık, tekstil, yenilenebilir enerji ve yeşil inşaat konularında büyük bir işbirliği potansiyeli olduğunun altını çizdi. Toplantıda, heyette bulunan şirketlerden birçoğunun Türkiye’de yatırımları bulunduğuna ve Türkiye’yle iş yapmak isteği dikkat çekti.

FİNLANDİYALI GİRİŞİMCİLERLE “ENERJİ” YEMEĞİ

66 EKONOMİK FORUM

2015 İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ANLAŞMASI İÇİN “LİMA ÇAĞRISI”

AVRUPA BİRLİĞİ

EKONOMİK FORUM 67i

İlge KIVILCIM&Gökhan KİLİTİKV Uzmanı

Lima’da düzenlenen İklim Değişikliği Konferansı, yoğun müzakerelerin ardından, 2015 Paris Konferansı’nın hazırlanmasına çalışma zemini teşkil eden bir anlaşmayla sonuçlandı. Lima Çağrısı, 2015 yılının başında her ülkenin sunacağı ulusal katkıların çerçevesini belirliyor. Çağrı aynı zamanda, Paris Anlaşması’nın öntaslağını da içeriyor. Önemli ve hassas bir çalışma gerektiren söz konusu anlaşmanın, özellikle de en korunmasız ülkeler lehinde olmak üzere, iklim intizamsızlığıyla mücadele bağlamında somut çözümler sunması bekleniyor.

İklim değişikliği için 2015 yılı önemli bir süreci başlatıyor. Ulus-lararası alanda iklim değişikliğiyle mücadele çabalarını üye ülkeler bazında “bağlayıcı” kılan tek metin olan Kyoto Protokolü’nün uygu-lama takvimi 2020 yılında sona

eriyor. Bu durumda, 2020 yılı sonrasında küresel iklim değişikliği politikalarına şekil verecek uluslararası bağlayıcı bir metine olan ihtiyacın her geçen gün artmasıyla birlikte, tarafları taahhütleri çerçevesinde müzakere sürecine dâhil edecek etkin bir müzakere sürecinin oluşturulması da en önemli hususlardan birini oluşturuyor.

Birleşmiş Milletler (BM) İklim Deği-şikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin (BMİDÇS) 20’nci Taraflar Konferansı (COP 20), 1-14 Aralık 2014 tarihleri arasında Peru’nun başkenti Lima’da 190’ın üzerinde ülke-nin katılımıyla gerçekleştirildi. COP 20 Konferansı, 2015 yılının sonunda Paris’te yapılacak COP 21 Konferansı’nda imzaya açılacak yeni bir İklim Değişikliği Anlaşma-sı’nın taslağının oluşturulması öncesindeki son buluşma olma özelliğini taşıyor. Yani anlaşmanın neye benzeyeceği, anlaşmanın ülkeleri taahhütleri çerçevesinde bağla-yıcılık düzeyinde tutup tutamayacağı ya da ülkelerin karbon azaltımı ve diğer yü-kümlülüklerini nasıl yerine getireceği gibi sorular, Lima’daki konferansın en önemli gündem maddeleri arasında yer alıyor.

12 Aralık’ta bitmesi gereken toplantıda, COP Başkanı ve Peru’nun Çevre Bakanı Manuel Pulgar-Vidal’ın müzakerelerin tı-kandığını açıklamasıyla, ikinci bir Kopen-hag vakasının yaşanacağı korkusu oluşsa da, Aralık’ta gecikmeli olarak sonuçlanan Konferans sonunda, taraflar taslak metin üzerinde anlaşmaya vardığı açıklandı. İklim Eylemi İçin Lima Çağrısı (Lima Call For Climate Action) başlığı altında açıklanan sonuç belgesinin Paris’te gerçekleştirilecek Konferans’ta ele alınması ve anlaşmanın nihai halinin oluşturulması bekleniyor.

68 EKONOMİK FORUM

AVRUPA BİRLİĞİ

EKONOMİK FORUM 69i

AVRUPA BİRLİĞİ

toplantıdan bir sonuç alınamamıştı. 2009 yılından itibaren, yani son beş yıldan beri müzakere ortamının kaderi, BM nezdinde her yıl düzenlenen ve resmi adıyla Taraf-lar Konferansları çerçevesinde yürütülü-yor. Ancak mevcut süreçte müzakerelere katılım oranı oldukça yüksek olmasına rağmen, verilen taahhütlerin temini ko-nusunda ciddi sıkıntıların yaşandığı da bir gerçek. Avusturalya, Kanada ve Japonya gibi ülkelerin emisyon azaltım taahhütleri Lima’da telaffuz edilmezken, bu durum, “yine ikinci bir Kyoto Protokolü’mü geli-yor” sorusunu akıllara getiriyor. Bu nokta-daki beklentiden yola çıkarak, anlaşmanın Kyoto’dan farkı hiç şüphesiz “bütünleyici” bir yaklaşımı esas alması gerekiyor.

2007 yılında kabul edilen Bali Yol Ha-ritası’yla beraber BM müzakere ortamını “Kyoto Protokolü” ve “BMİDÇS” olarak iki koldan yürütmesine karar verilmişti. Bu seçenek, müzakere ortamının hızlandırıl-masına ve tarafların farklı beklentilerini aynı paydada toplamaya yardımcı olması için planlanmıştı. Sürecin hızlı işlemesi bir nebze karşılansa da, süreç içinde tarafların beklentileri farklılaşmaya devam etti.

SATIR ARALARINDA KAYBOLANLARIPCC Raporları: Hükümetlerarası İklim

Değişikliği Paneli’nin (IPCC) Raporları, siyasi iradenin harekete geçmesiyle sür-dürülebilir ve yenilenebilir yatırımların teşvik edilmesi için önemli mesajları içeri-yor. Ancak Lima’da satır aralarında kalan IPCC’nin Beşinci Değerlendirme Raporu, konunun ciddiyetini gözler önüne seriyor. Rapor’un üçüncü çalışma grubu tarafın-dan hazırlanan son kısmı (Sentez Rapor), 2 Kasım 2014 tarihinde Kopenhag’ta Tivoli Kongre Merkezi’nde düzenlenen ve BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon’un katılımıyla gerçekleşen basın toplantısın-da açıklandı. Toplantıya, IPCC Başkanı Rajendra Kumar Pachauri, Dünya Me-teoroloji Örgütü Genel Sekreteri Michel Jarraud ilePeru’nun Çevre Bakanı Manuel Pulgar-Vidal de katılmıştı.

Basın toplantısında, dünya genelinde 900 bilim insanının katkısıyla hazırlanan Rapor’un kritik öneme sahip olduğunu be-lirten Ban Ki-moon, Lima’daki konferansa atıfta bulunarak, iklim değişikliğinin artık kaçınılmaz bir gerçek olduğunun kabul edilmesi ve kararlı politikaların hayata ge-çirilmesi konusunda çağrıda bulunmuştu. IPCC Başkanı Rajendra Kumar Pachau-

LİMA ÇAĞRISI’NIN İÇERİĞİ“Lima Çağrısı olarak da ifade edilebilecek 103 maddelik belge aslında anlaşma

taslağından ziyade, tarafların neler yapması gerektiğine dikkat çekiyor. Bir başka ifa-deyle bağlayıcılık ilkesinden yoksun bir belge karşımızda. Belirtildiği gibi anlaşmanın ne tür bir anlaşma olacağı ve ülkelerin azaltım konusunda nasıl bir takvim üzerinden hareket edeceği konusu, belgede çok net bir şekilde ifade edilmiyor. Sadece temel mad-deler üzerinden yorumlanabilecek bazı ayrıntılar göze çarpıyor. Nitekim yeni bir ifade olarak gündeme alınan “Ulusal Ülke Katkılarının”(Intended-Nationally Determined Contributions/INDCs) nasıl bir takvim üzerinden yürütüleceği, azaltımların nasıl gerçekleştirileceği ve bu katkıların BM tarafından nasıl takip edileceği konusunun taslağın 14’üncü Maddesi’nde ele alındığını görülüyor. Ayrıca 13’üncü Madde uyarın-ca, tüm taraflar söz konusu anlaşma için üstlenecekleri azaltım ve diğer hedeflerini, 2015 yılının ilk çeyreğine kadar yani 31 Mart 2015 tarihine kadar BM’ye bildirmekle yükümlüler. Ancak bu katkılara “hazır olan” ülkelerin yükümlü olabilecekleri belirtili-yor. Dolayısıyla henüz yasal olmayan mevcut haliyle taslağın ya da sonuç belgesinde, ulusal katkılarını sunmaya hazır olmayan ülkelerin hedef belirleme gibi bir yükümlülük altına girmeleri zorunluluk halinden çıkarılmış gibi gözüküyor.

MÜZAKERE SÜRECİ VE BİRLEŞMİŞ MİLLETLER2015 yılında imzalanması öngörülen anlaşmanın, aslında 2009 yılında Kopen-

hag’ta yapılan COP 15 toplantısında sonuca bağlanması bekleniyordu, ancak bu

ri ise iklim değişikliği ile mücadelede “B Planı” diye bir seçeneğin olmayacağını belirtmişti. Rapor’da, atmosferdeki zararlı gaz yoğunluğunun 800 bin yıldan bu yana en yüksek seviyeye ulaştığı belirtilirken, yüzey sıcaklığının 1880-2012 döneminde 0,85 derece, 1998-2012 döneminde 0,05 derece arttığı ve deniz seviyesinin 1901-2010 döneminde 19 santimetre yüksel-diği ifade ediliyor. 1972-2012 döneminde Arktik Denizi’ndeki buzulların her 10 yılda %3,5 ila 4,1 oranında azaldığı açıklanıyor.

Mevcut politikaların devam ettirilmesi halinde 2050 yılına ge-lindiğinde küresel ısınmanın %40 ile %70 oranında azaltılması zorunluluğunun doğacağı vurgulanıyor.

Yeşil İklim Fonu: 2010 yılındaki Cancun’da yapılan konfe-ransta kabul edilen ve gelişmiş ülkelerden az gelişmiş ülkelere iklim değişikliğine uyum çalışmalarında aktarılacak yardım fonu olan “Yeşil İklim Fonu”(Green Climate Fund) önemli konu başlıklarından biri. Cancun sonuçlarına göre söz konu-su fon, gelişmiş ülkelerden az gelişmiş ülkelere sağlanacak ve iklim değişikliğine uyum çalışmalarında kullanılacak 100 milyar doların, 2020 yılı itibarıyla her yıl toplanmasını ön-görüyor. Lima’daki konferansta bu fon için sağlanan miktar

70 EKONOMİK FORUM

AVRUPA BİRLİĞİ

EKONOMİK FORUM 71i

AVRUPA BİRLİĞİ

sadece 10 milyar dolar civarında olduğu açıklandı ki bu miktar, Cancun’da verilen 100 milyar dolarlık fon sözüne bağlılıkta sınıfta kalıyor.

Lima’daki konferansın ardından AB tarafından yayımlanan yazılı açıklama ise oldukça olumlu bir söylem üzerinden sunuluyor. Bilindiği gibi AB, 2030 enerji ve iklim değişikliği politikasını Ekim 2014 tarihindeki AB Liderler Zirvesi’nde onay-lamıştı ve AB’nin bu onayı, Lima öncesi stratejik hamle olarak yorumlanmıştı.

Gelişmiş ülkelerin oluşturduğu EK I listesinde yer alan Türkiye ise söz konusu fondan yararlanamıyor. Ancak, ihtimali düşük de olsa, Paris’te yeni anlaşmaya dâ-hil edilecek yeni bir mekanizmayla Türkiye gibi ülkelere fon aktarımı sağlanabilir.

Lima’daki Konferans’ın bütünüyle başarısız bir ortamı sunduğunu söyle-mek yanlış olur. Ancak anlaşma metninin içeriği konusunda ciddi soru işaretleri güncelliğini koruyor. Sorunların Paris’e ka-dar netleştirilmesi önemli ve Paris öncesi BMİDÇS’nin iki önemli toplantısı 2015 yılı başında gerçekleşecek. Bu toplantılardan biri 8-13 Şubat tarihleri arasında Ceno-va’da diğeri de Haziran ayında Bonn’da yapılacak. Sonuç olarak her iki toplantı da, mevcut sorunların giderilmesi için önemli fırsatlar sunabilir.

DİP NOT:

10 Yıllık Müzakere Kronolojisi

Tarih Konu Sonuç/Gelişme

2005Kyoto Protokolü'nün yürürlüğe girmesi.

Tüm taraflar uluslararası tek çerçeve metniyle, küresel ısınma ve iklim değişikliğiyle mücadelede sorumluluk altına girdi.

2007IPCC Dördüncü Değerlendirme Raporu, Bali Yol Haritası’nın kabul edilmesi (COP 13, Bali)

Müzakerelerin iki müzakere hattı üzerinden (Sözleşme ve Kyoto) yapılmasına karar verildi.

2009Kopenhag Mutabakatı (COP 15, Danimarka)

2012 yılı sonrasını içeren dönemde yeni bir anlaşmaya yönelik bir adım atılamadı, iki müzakere hattına yönelik sonuç çıkmadı, sadece yetersiz hükümleri içeren “Kopenhag Mutabakatı” kabul edildi.

2010 COP 16, Cancun (Meksika) “Yeşil İklim Fonu”, Teknoloji Yürütme Komitesi, İklim Teknoloji Merkezi ve Ağı kurulmasına karar verildi.

2011 COP 17, Durban (Güney Afrika)Kyoto Protokolü’nün ikinci yükümlülük dönemi 1 Ocak 2013 tarihinde başlayacağı kararı alındı, ancak ne kadar süreceği belirtilmedi. 2015 Anlaşma Taslağı'nın hazırlanması için Geçici Çalışma Grubu oluşturuldu ve Gayri Resmi Toplantılar (Bonn, Güney Kore) yapılmasına karar verildi.

2012 COP 18, Doha (Katar) Kyoto Protokolü, 1 Ocak 2013 ile 31 Aralık 2020 tarihine kadar sekiz yıl uzatıldı.

2013IPCC Beşinci Değerlendirme Raporu (AR5)

Eylül 2013 tarihinde açıklanan Rapor'da, küresel iklim değişikliği %95 oranla insan kaynaklıdır. Mart 2014 tarihinde İkinci Çalışma Grubu Raporu yayımlanacak.

2013 COP 19, Varşova (Polonya)“Kayıp ve zarar” mekanizması ve finans konusunda bazı metinler ortaya çıkarıldı. Adaptasyon Fonu Yeşil İklim Fonu’nun içeriği netleşmedi.

2014 COP 20, Lima (Peru) 2015 anlaşmasına yönelik tarafların niyet beyanlarını içeren bir taslak onaylandı.

2015 COP 21, Paris (Fransa) Anlaşma metninin imzalanması planlanmakta.

“İklim Eylemi için Lima Çağrısı” belgesi için bkz. https://unfccc.int/files/meetings/lima_dec_2014/application/pdf/auv_cop20_lima_call_for_climate_action.pdf

72 EKONOMİK FORUM

TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu akredite olarak “5 yıldızlı” unvanı alan Oda/Borsasayısının 191’e ulaştığını, 41 Oda/Borsa’nın da yolda olduğunu açıkladı. TOBB’un

akreditasyon belgelerindeki hedefi ise 365 Oda ve Borsa’nın tamamının akredite olması.

HABER

G eçen yıl çalışmaları tamamlanan ve denetimleri ger-çekleştirilen 10. Dönem 39 Oda/Borsa ile akreditas-yon sertifikalarını yenileyen 1, 2, 5 ve 7. Dönemden 54 Oda/Borsa; TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğ-

lu’nun ev sahipliğinde, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık’ın da katılımıyla düzenlenen törenle sertifikalarını aldı.

TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu törende yaptığı ko-nuşmada, Bakan Işık’a, OSB’lerdeki taban alanı kısıtlamasının kaldırılması ve kamu ihalelerindeki yerli ürüne getirilen avantaj için teşekkür etti.

Hisarcıklıoğlu, bugün kendileri için bir gurur günü olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:

“191 Oda/Borsamız Türkiye’de ‘5 yıldızlı’ oda ve borsa kap-samında, yani akredite oldu. 41 Oda/Borsamız da akretide olma yolunda. Bugün ‘5 yıldızlı’ olan Oda/borsalarımız, hizmet kalitesi anlamıyla Londra’daki, Paris’teki, Berlin’deki Oda/borsalar, üyeleri-ne hangi standartta hizmet veriyorsa, bu odalarımızda aynı hizmeti veriyor. Avrupa’daki Oda/borsalarla minimum aynı seviyeye gelen 191 Oda/Borsamızın başkanları ve tüm çalışanlarını kutluyorum.”

TOBB Başkanı olduğunda sadece beş Oda/borsanın profesyonel çalı-şanlarının İngilizce okuyup yazabildiğini anlatan Hisarcıklıoğlu, bugün itibarıyla 355 Oda/Borsa’nın çalışanlarının İngilizce okuyup yazabilir hale geldiğini ifade etti. Geçen zaman içinde Oda/borsalarda bunun gibi birçok dönüşümü gerçekleştirdiklerini dile getiren Hisarcıklıoğlu, “Önümüzdeki süreç çok önemli. Çünkü artık markalaşan ülkeler değil, iller, ilçeler var. Bu noktada, hizmet kalitesini artırmak için üyelerimi-zin, firmalarımızın taleplerini toplamamız gerekiyor. Bizden daha fazla ne hizmet bekliyorlar, bunu değerlendirmemiz lazım” diye konuştu.

m TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, akredite olarak “5 yıldızlı” unvanı alan Oda/Borsalarla gurur duyduğunu ifade etti.

Akredite olan Oda/Borsa sayısı 191’e ulaştı

n Bilim, Sanayi ve TeknolojiBakanı Fikri Işık, bürokratikmevzuatın basitleştirilmesiiçin Oda/borsalardan destekbeklediğini söyledi.

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olsun. Bu noktada sizlerden özellikle destek bekliyoruz.”

“ŞU ANA KADAR 509 TANE YERLİ MALI BELGESİ VERİLDİ”Hükümet ve Bakanlık olarak üretimde üç temel önceliklerinin

bulunduğunu belirten Bakan Işık, bunların yerli, yenilikçi ve yeşil üretim olduğunu ifade etti. Bunun için önemli birçok düzenleme-yi hayata geçirdiklerini ifade eden Bakan Işık, bunlardan birinin de yerli ürüne kamu ihalelerinde fiyat avantajı uygulanması olduğunu vurguladı. Bu uygulamada yerlilik oranı hesaplama yön-temini Bakanlık olarak belirlediklerini ve bu yöntemi tüm odalara gönderdiklerini anlatan Bakan Işık, “Odalarımız bu yönteme göre kendisine yapılan başvuruları inceliyor ve eğer %50’nin üzerinde yerlilik oranı varsa, ‘bu ürün yerli malıdır’ diye belgeyi veriyor. Şu ana kadar 509 tane yerli malı belgesi verildi. İnanıyorum ki, bu her geçen gün daha da artacak” diye konuştu.

Bu konuda odalardan hassasiyet beklediklerini dile getiren Bakan Işık, hak etmeyen kişilere bu belgenin verilmemesini istedi.

“FAİZ İNDİRİM BEKLENTİMİZ ARTIRIYOR”Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun KOBİ’lere verdiği müjdeleri

de hatırlatan Bakan Işık, Oda/borsalardan KOBİ’leri yönlen-dirmelerini istedi. Türkiye’nin önünde güzel fırsatlar olduğunu ve bunları değerlendirmek istediklerini dile getiren Bakan Işık, “Petrol fiyatlarının düşmesi, Türkiye için bir fırsat olacak. Cari açık gittikçe azalıyor ve azalmaya devam edecek. Artık faizlerin de yatırımcımızın önünde engel olmaktan çıkması Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak en önemli arzumuz. Bu noktada Merkez Bankası’nın da gereken adımları daha cesaretle atacağına inanıyorum” dedi.

Konuşmaların ardından Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık ve TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Oda/borsala-rın yöneticilerine akreditasyon belgelerini verdi.

EKONOMİK FORUM 73i

HABER

BAKAN IŞIK: “MEVZUATIMIZDAKİGEREKSİZ HÜKÜMLERİN TAMAMINIAYIKLAYALIM”

Törenin açılışında konuşan Bilim, Sa-nayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, artık Türkiye’de sadece otellerinin değil, ülkenin geleceğine hizmet eden Oda/borsaların da beş yıldızlı hizmet verdiğini söyledi.

Türkiye’nin son 12-13 yılda çok önem-li mesafe kat ettiğini dile getiren Bakan Işık, birçok alanda artık 2002 ile kıyaslama yapmadıklarını ifade etti. Bakan Işık, bu başarının da özel sektörle yapılan işbirliği sayesinde yakalandığını vurguladı.

Sanayicilerle, iş insanlarıyla her konuda istişare yapmaya devam edeceklerini anlatan Bakan Işık, Oda/borsalarla her gittikleri ilde mutlaka toplantı yaptıklarını ifade ederek, konuşmasına şöyle devam etti:“Bürokrasinin azaltılmasıyla ilgili çalışma-mız için sizlerden görüş bekliyoruz. Sizlere bir çağrı yapmak istiyorum. Bürokrasiyi artıran, kırtasiyeciliği artıran, gereksiz za-man ve enerji kaybına neden olan tüm ge-reksiz mevzuatı ayıklayalım. Bu talimatı verdim. Hedefimiz mart sonuna kadar bunu yapmak. Ancak şunu da iyi biliyoruz, bi-zim bürokrasi anlayışımız, kendi yetkisinde olan bazı alanları devretmek istemez. O zaman bu yaptığımız çalışma belki sonuç vermeyebilir. O zaman ne yapalım? Gelin mevzuatımızı birlikte basitleştirelim ve en sade, en yalın bürokrasiye sahip bakanlık,

m TOBB Birlik Merkezi’nde düzenlenen akreditasyon belgelerinin verildiği tören yoğun ilgi gördü.

74 EKONOMİK FORUM

EKO ANALİZ

ASYA ALTYAPI YATIRIM BANKASI KURULMASININ AVANTAJLARI

EKONOMİK FORUM 75i

Gülder DEMİRTOBB Ekonomik Forum Dergisi/Editörgulder.demir@dunya.com

Çin ve BRICS ülkeleri tarafından kurulan Asya Yatırım

Bankası, Dünya Para Fonu ve Dünya Bankası’na karşı bir

alternatif olarak görülüyor. Çin’in kuruluş sermayesinin

50 milyar dolarlık kısmını karşılamayı taahhüt ettiği

bankanın toplam sermayesinin 100 milyar dolar olması

ve 2015 sonunda faaliyetlerine başlaması hedefleniyor.

76 EKONOMİK FORUM

EKO ANALİZ

bin, bankanın kurucu üyelerinin 37’sinin Asya’dan, 20’sinin ise Asya dışındaki ülkelerden olduğunu açıkladı. Shi, açık ve kap-sayıcı bir banka olarak gelecek dönemlerde de üyeler arasında istişarelerle yeni üye almaya devam edeceklerini belirtti. Banka kurucu üyelerinin nisan sonunda Pekin’de, mayıs sonunda da Singapur’da bir araya geleceklerini ifade eden Shi, söz konusu bankanın yönetim taslağının haziran sonu gelmeden imzala-nacağını kaydetti.

Ekonomistler tarafından, Asya Altyapı ve Yatırım Banka-sı, Çin’in küresel ekonomide oluşmaya başlayan ağırlığının tipik bir göstergesi olarak yorumlanıyor. ABD’nin engelleme çalışmalarına rağmen bu bankaya kurucu ortak olmak için çok sayıda Asya ülkesiyle, önemli sayıda Avrupa ve Latin Amerika ülkesinin katılması, Çin açısından büyük bir diplomatik başarı olarak değerlendiriliyor. Çin’in kuruluş sermayesinin 50 milyar dolarlık kısmını karşılamayı taahhüt ettiği bankanın toplam sermayesinin 100 milyar dolar olması ve 2015 sonunda faali-yetlerine başlaması hedefleniyor.

ASYA ALTYAPI YATIRIM BANKASI OLUŞUM SÜRECİÇin, günümüze üç ayrı işbirliği platformu oluşturma ça-

basını sürdürüyor. Bunlardan birincisi, merkezi Şanghay’da olacak BRICS Kalkınma Bankası. İkincisi ise tasarım aşamasında bulunan Şanghay İşbirliği Örgütü (SCO) Kalkınma Bankası. Üçüncüsü de, Çin Devlet Başakanı Şi Jinping’in 2014 yılının ekim ayında yaptığı Güneydoğu Asya gezisi sırasında AIIB’in kurulmasını dile getirdi.

Aslında 2 Mayıs 2014’te Çin maliye Bakanı Lou Jiwei, Kaza-kistan’ın başkenti Astana’da AIIB hazırlıkları için düzenlenen bakanlar toplantısında katıldı. Toplantının diğer katılımcıları arasında 10’u Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği (ASEAN) üyesi

mÇin Devlet Başkanı Xi Jinping 24 Ekim 2014 tarihinde Pekin’de Büyük Halk Salonu’nda AIIB’in 21 kurucu üyesi ülkelerin devlet başkanlarıyla aile fotoğrafı çektirdi.

in ve BRICS ülkeleri (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika) öncülüğünde kurulma ça-lışmaları sürdürülen Asya Altyapı

Yatırım Bankası’nın (The Asian Infrastru-cture Investment Bank/AIIB) kurucu üye sayısı, 57’ye yükseldi. Çin Maliye Bakanlığı internet sitesinde yer alan açıklamaya göre AIIB için yapılan kurucu üyelik başvuru süreci 15 Nisan 2015 itibarıyla sona erdi. AIIB’in kurucu üyeleri ise şu ülkelerden oluşuyor:

Çin, Türkiye, Fransa, Almanya, Bangla-deş, Brunei, Kamboçya, Hindistan, Endo-nezya, İtalya, Ürdün, Kazakistan, Kuveyt, Kırgızistan, Laos, Lüksemburg, Malezya, Maldivler, Malta, Moğolistan, Myanmar, Nepal, Yeni Zelanda, Umman, Pakistan, Fili-pinler, Katar, Suudi Arabistan, Singapur, Sri Lanka, İsviçre, Tacikistan, Tayland, Birleşik Arap Emirlikleri, İngiltere, Özbekistan, Viet-nam, İran, İspanya, Güney Kore, Hollanda, Brezilya, Gürcistan, Avusturya, Finlandiya, Danimarka, Avusturalya, Rusya, Mısır, Nor-veç, İsveç, İsrail, Güney Afrika, Azerbaycan, İzlanda, Portekiz ve Polonya.

Tayvan ve Kuzey Kore’nin üyelik baş-vuruları kabul edilmemişti. Asya Altyapı Yatırım Bankası’na Japonya ile ABD ise üyelik başvurusunda bulunmadı.

Çin Maliye Bakan Yardımcısı Shi Yao-

Ç

EKONOMİK FORUM 77i

EKO ANALİZ

15 ülkeden Laos, Kamboçya, Myanmar, Tayland, Vietnam, Malezya, Singapur, Brunei, Filipinler, Endonezya, Kazakistan, Kore Cumhuriyeti, Moğolistan, Pakistan ve Sri Lanka’nın maliye bakanları bulunuyordu.

2010 ile 2020 arasında Asya’nın gelişmekte olan ekonomile-rinin 4,1 trilyon enerji kaynakları, 2,5 trilyon ulaşım, 1,1 trilyon iletişim, 400 milyar su ve çevre sağlığı olmak üzere 10 trilyon dolar değerinde altyapı yatırımına ihtiyacı olacağına dikkat çekilen toplantıda katılımcılar, Çin ile Kore Cumhuriyeti’nin ticari işbirliklerine dayanan projelerinin yanı sıra mali işbirliği platformunun zorunluluğu üzerine görüş birliğine varıldı.

Ağustos 2014 itibarıyla, dört tur süren müzakerelerin ar-dından, 20 ülke AIIB’nin kurucu üyesi olmaya hazırdı. AIIB’nin kurucu üyelerinden dokuzu yani Çin Kore Cumhuriyeti, Tayland, Vietnam, Malezya, Singapur, Brunei, Filipinler ve Endonezya aynı zamanda Asya Pasifik Ekonomik İşbirliği (APEC) üyesi ülkeler arasında yer alıyordu. Ancak ABD ve bazı APEC üyelerinin Trans Pasifik Ortaklık Anlaşması’nı (TTP) imzalaması sonrasında APEC içinde işbirliklerinde bir orantısızlık gözlemleniyordu. AIIB’nin başlangıçta 16 kurucu üyesinden bazıları son yıllarda ciddi ser-maye sıkıntısı yaşayan geri kalmış ülkeler olması ve bu durumun ihtiyaç duyulan altyapı projelerine girişimlerini de imkânsız kılı-yordu. Bu açıdan bakıldığında AIIB kurulması, Çin ve çeşitli APEC ülkeleri açısından hayati bir önem taşıyor. Dolayısıyla AIIB’nin kurulmasının bir APEC mali işbirliği platformunun oluşmasında katkıda bulunacağı öngörülüyor. Böylece APEC içinde ticari ve mali işbirliğinin dengeli gelişmesinin sağlanacağı varsayılıyor. Ayrıca AIIB, zengin ülkelerin ya da APEC üyelerinin bölgesel ekonomik işbirliğine öncülük yaptığı genel trendi değiştirebilir ve daha az gelişmiş ülkeler APEC’ten en fazla faydayı elde edebilir.

AIIB’İN MALİ İŞBİRİLİĞİ AÇISINDA ÖNEMİAsya Kalkınma Bankası (ADB) son yıllarda gelişmekte olan

Asya ülkelerinin ekonomik ilerlemesini hızlandırmak ve altyapı inşasına ivme kazandırmak açısından önemli aşamalar kaydetti-ği görülüyor. Buna rağmen Asya’nın gelişmekte olan ülkelerinin fiili ihtiyaçları söz konusu olduğunda ADB hedeflere ulaşmakta yetersiz kaldığı ve APEC içinde işbirliği dengesini sağlayamadığı görülüyordu. ADB’nin verilerinde, Asya’nın 2020 yılına kadar altyapı inşasına yılda 800 milyar dolar harcaması gerektiği, an-cak ADB ise bir yıl içinde verebileceği toplam kredinin 10 milyar dolar olacağı belirtiliyor. Bu da AIIB’nin Asyalı gelişmekte olan ülkeler için yeni bir finansman kaynağı olacağını gösteriyor.

Yine ADB, Asyalı ülkelere hizmet vermesine rağmen his-sedar yapısı oldukça karmaşık bir durum arz ediyor. ABD, Japonya, Avusturalya ve Yeni Zelanda’nın ADB’nin hissedarları arasında bulunduğu ve toplam oy haklarının %50,6 olduğu görülüyor. Çin’in ADB’deki hissesi %6,429 iken oy hakkı ise sadece %5,442. Rakamlardan da anlaşılacağı üzere Çin’in ne hisse oranı ne de oy hakkı ülkenin ekonomik statüsünü yan-sıtmıyor. Mevcut yapılanmada ABD’nin başını çektiği gelişmiş ülkeler hâlâ temel aktör olmayı sürdürüyor. Dolayısıyla Çin’in AIIB’i kurma önerisi, Asya’nın altyapı inşasına yeni bir seçenek sunma yönündeki arayıştan kaynaklanıyor. Ve Çin kısaca şunu yapıyor: “Rezervlerimde biriken parayı sadece ülkem için değil, bunu dünya halklarının gelişimi içinde kullanacağım. Bankanın yönetimi için ise şöyle deniliyor, “adalet, hakkaniyet ve açıklık.”

AIIB kurulduğunda kaçınılmaz olarak ABD ile rekabet edecek ve hatta Dünya Bankası’nın statüsü için bile bir meydan okuma söz konusu oluyor. Bu durum ABD’yi ve Dünya Bankası’nı dünyanın çok sayıda gelişmekte olan ülkelerin taleplerine odaklanmalarına neden olabilir.

Çin 4 trilyon dolarla dünyanın en yük-sek döviz rezervine sahip ülkesi. Kore Cum-huriyeti ve Singapur’un da hatırı sayılır bir döviz rezervi var. Bu durum AIIB’nin kuruluşu için gerekli sermaye fonlarını ga-rantiye alıyor. Banka’nın kayıtlı sermayede “abone sistemi”ni uygulayacağı belirtiliyor. Buna göre başlangıç aşamasında üye ülke-lerin sadece yatırımlarının %20’si kadar katkıda bulunması gerekiyor.

AIIB’İN TÜRKİYE AÇISINDAN ÖNEMİTürkiye kurucu üyesi olduğu AIIB’de

enerjisini ve kaynaklarını etkili bir şekilde değerlendirirse, Türk reel sektörü için de bir alan açılır. Çünkü AIIB, şirketler için proje finansmanı sağlayacağı için Türki-ye kurucu üye olarak şirketler de buraya kanalize olur. Böylece Türkiye de yeni im-kânlar, yatırım alanları bulabilir. Önemli olan Türkiye’nin AIIB’e buna etkin bir şekilde katılımı.

Yine Türkiye’nin Dönem Başkanlığı’nı yürüttüğü G20 gündeminde yer alan ve B20’nin önemli bir başlığı da altyapı yatı-rımları vasıtasıyla ülkelerin ekonomilerini canlandırması. Bu noktada hemen akla Asya’yı boydan boya geçecek İpek Yolu pro-jesi geliyor. İpek Yolu projesinin Türkiye olmadan gerçekleşmesi son derece zor. Türkiye’nin gündeminde olan İpek Yolu projesi AIIB aracılığıyla daha bir öne çıka-bilir, ancak Türkiye’nin AIIB içinde aktif bir üstlenmesi koşuluyla.

EKO ANALİZ

78 EKONOMİK FORUM

Muş Ticaret ve Sanayi Odası tarafından düzenlenen Ekonominin Yıldızları Ödül Töreni’nde konuşan TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, “Çözüm sürecinin Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne bir huzur getirmesiyle beraber ekonomideki rakamlar hep yukarıya

doğru hareket etmiştir” dedi.

HABER

M uş Ticaret ve Sanayi Odası (TSO) tarafından ilk kez düzenlenen Ekonominin Yıldızları Ödül Töreni, Muş Öğretmenevi Toplantı Salonu’nda gerçek-leştirildi. Ödül törenine, TOBB Başkanı M. Rifat

Hisarcıklıoğlu’nun yanı sıra Vali Vedat Büyükersoy, Belediye Baş-kanı Feyat Asya, Ağrı Belediye Başkanı Sırrı Sakık, TOBB Yönetim Kurulu Üyesi Ebubekir Bal, Gümrük ve Turizm İşletmeleri AŞ (GTİ AŞ) Yönetim Kurulu Başkanı Arif Parmaksız, Muş TSO Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Cengiz,  Elazığ, Tunceli, Bingöl, Bitlis, Tatvan, Hakkâri, Ağrı, Erciş, Van, Batman ve Şırnak Oda/Borsa Yönetim Kurulu başkanları, kamu kurum ve kuruluşu temsilcileri ile sana-yiciler katıldı.

TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu yaptığı konuşmada, bü-yüme rakamlarına değinerek, “5 sene üst üste %3 büyürsek 3 bin dolar zenginleşiriz. Ama %7 büyürsek 17 bin dolara ulaşırız” dedi.

Ekonomide yapısal reformlara odaklanılması çağrısında bulunan Hisarcıklıoğlu, ekonomideki gelişimin iş ve aş anlamına geldiğini, ifade etti.

Muş’a TOBB Başkanı olarak altıncı ziyaretini gerçekleştirdiğini, bundan iki sene önce TOBB Anadolu Öğretmen Lisesi’nin ve KOS-GEB Hizmet Merkezi’nin açılışını yaptıklarını anımsatan Hisarcık-lıoğlu, Muş’un Yıldızları Ödül Töreni’ni düzenledikleri için emeği geçenleri kutlayarak, şöyle konuştu:

“Kültürümüzde diyor ki insanların en hayırlısı insanlara faydalı olandır. Muş TSO Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Cengiz de bu an-lamda büyük bir hizmet veriyor. KOSGEB desteklerinden Muş’un daha fazla yararlanması için çaba sarf ederken, kendi cebinden de kaynak ayırarak Muş’a önemli bir hizmet binası kazandırdı. Onun

m TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Muş TSO tarafından düzenlenen Ekonominin Yıldızları Ödül Töreni’ne katıldı.

Muş ekonomisinin yıldızları ödüllerini Hisarcıklıoğlu’ndan aldı

için de teşekkür ediyorum.” Muş’un sosyal ge-lişmişlikte 81’inci sırada yer aldığını ifade eden Hisarcıklıoğlu, “Resmi rakamlara baktım. Son bir yılda kurulan şirket sayısı Türkiye gene-linde %16 atarken, Muş’ta %38 artmış. Bu da Muş’un geleceğe umutlu baktığını gösteriyor. Türkiye’de gelir vergisi mükellef sayısında hiç artış yokken, Muş’ta %2 artış söz konusu. Şir-ketleşmede ise Türkiye genelinde %2 Muş’ta ise %5 artış var. Protestolu senet artışına ba-karsanız Türkiye’de %10 artış, Muş’ta  %24 azalış var. Bu müthiş bir rakam ve bu Muşlu borcuna sadık demek oluyor” diye konuştu.

m TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, “Zengin olmak istiyorsak ekonomiye odaklanıp yapısal reformları hızla devam ettireceğiz” dedi.

kilometre yarıçaplı uzaklıkta tam 53 milyar dolarlık bir ekonomi olduğunu vurgulayan Hisarcıklıoğlu, Muş Ovası’nın etrafındaki dört büyük projenin de tamamlanmasıyla Muş’un, Türkiye’nin parlayan yıldızı olacağını söyledi.

TOBB’un 81 ilde anket yaptırdığına değinen TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:

“Önümüzdeki bir yılda kendi ilinin ekonomisi Türkiye ekonomisine göre daha iyi performans gösterir diyenler sıra-lamasında Muş Türkiye birincisi oldu. Bu Muş’un geleceğine Muşluların nasıl umutlu baktığını gösteriyor. Muş ekonomisi-nin en önemli sorununu sorduk, işsizlik çıktı. İkincisi huzur ve güven ortamı diyor. Aslında bu bütün Türkiye’nin de sorunu. TOBB Başkanı olarak çözüm sürecine katkı sağlamak için bizzat parmağımızı taşın altına koyduk ve Akil Adamlar Heyeti’nde görev aldık. Çözüm sürecinin Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne bir huzur getirmesiyle beraber ekonomideki rakamlar hep yukarıya doğru hareket etmiştir.”

Yapılan konuşmaların ardından gelir vergisi rekortmenleri, kurumlar vergisi ve ihracat rekortmenleri ile en çok istihdam sağlayan firma, yılın girişimcisi gibi kategorilerde dereceye giren 24 iş insanına ve sanayiciye plaket verildi.

EKONOMİK FORUM 79i

HABER

“MUŞ OVASI BÜYÜK BİR POTANSİYEL TAŞIYOR”

TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, Muş Ova-sı’nın verimli kullanıldığında Türkiye’yi besleyebilecek bir potansiyele sahip oldu-ğunun altını çizerek, “Tarım ve hayvancı-lıkta müthiş bir potansiyel var. Yapılması gereken, bunlarla bağlantılı sanayiyi buraya getirebilmek” dedi.

Muş 6’ıncı teşvik bölgesinde ve müthiş avantajlara sahip olduğunu belirten Hisar-cıklıoğlu, imalat sanayi teşvikinin çok daha fazlası olması gerektiğini ifade etti. 300

TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu Muş Valisi Vedat Büyükersoy ve Muş Belediye Başkanı Feyat Asya’yı makamlarında ayrı ayrı ziyaret etti. Ziyaretlerde bölgedeki il ve ilçelerin Oda/Borsa başkanlarıyla TOBB Yönetim Kurulu Üyesi Ebubekir Bal ve GTİ AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Arif Parmaksız da yer aldı.

Ziyarette Muş Valisi Vedat Büyükersoy, Muş’un en önemli sorununun iş ve aş olduğuna dikkat çekerek, Hisarcıklıoğlu’ndan bölgeye yatırım gelmesi konusunda yardımcı olmasını istedi. TOBB’un ülkenin en önemli sivil toplum kuruluşlarının başında geldiğini söyleyen Vali Büyükersoy, bu açıdan Hisarcıklıoğlu’nun ziyaretini çok önemsediklerini belirtti.

TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu da, yaptıkları ankette Muş’un Türkiye’nin yarından en umutlu kenti çıktığına vurgu yaparak, bunun geleceğe inanç açısından çok önemli şeyler ifade ettiğini söyledi.

Belediye Başkanı Feyat Asya,

Hisarcıklıoğlu’nun 2002 yılında göreve gelmesinin ardından TOBB’da çok önemli gelişmeler yaşandığını anlatarak, “Bu ziyareti önemsiyoruz çünkü bizim en çok ihtiyacımız olan kardeşlik, birlik ve beraberliğe katkı

sağlıyor” dedi.Asya’ya ve tüm Muşlulara ev sahipliği için

teşekkür eden TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu da çözüm sürecinin getirdiği moralin Muş’daki iyimserlik ve umuda yansıdığını vurguladı.

HİSARCIKLIOĞLU, MUŞ VALİSİ BÜYÜKERSOY İLE BELEDİYE BAŞKANI ASYA’YI ZİYARET ETTİ

m TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Muş Valisi Vedat Büyükersoy’u makamında ziyaret etti.

m TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Muş Belediye Başkanı Feyat Asya’ya “Yunus’un Gül Bahçesinden” adlı kitabı hediye etti.

m Muş TSO Meclis Başkanı Murat Güresmer, TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu ve Muş TSO Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Cengiz.

80 EKONOMİK FORUM

HABER

TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, İznik Ticaret ve Sanayi Odası’nın düzenlediği “Ekonomiye Değer Katanlar” ödül töreninde yaptığı konuşmada, İznik’te yapılan çini işçiliğinin başka hiçbir yerde yapılamadığını söyledi.

T OBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Bursa programı kapsamında İznik Ticaret ve Sanayi Odası (İTSO) ta-rafından düzenlenen “Ekonomiye

Değer Katanlar” ödül törenine katıldı. Hisarcıklıoğlu, İznik’te Ekonomiye Değer

Katanlar ödül töreninde yaptığı konuşmada, Türkiye’nin istihdamına, güzelleşmesine katkı sağlayan, ödül almayı hak eden işletmelerin korunup kollanması gerektiğini söyledi. Bu tür şirketlerin verilen ödüller sayesinde aynı şevk ve hırsla başarılarına devam edeceğini vurgu-layan Hisarcıklıoğlu, İznik’in ekonomisinin tarıma dayalıyken bir anda turizme dayalı hale gelebileceğini ifade etti. Yeşil Türbe restoras-yonunun İznik’in çinileri olmadan yapılamadı-ğını anımsatan Hisarcıklıoğlu, şöyle konuştu:

“Burada yapılan çini işçiliği başka hiçbir yerde yapılamıyor. Bizim İznik çinisi standart-larımızı, kalitemizi tekrar dünyaya sunmamız lazım. Üzülerek söylüyorum, hâlâ Osmanlı Dev-leti zamanındaki çini kalitesini yakalayamadık.”

İTSO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Dede de ilçenin ekonomi ve turizm verileri ile odanın gerçekleştirdiği yeni projelere ilişkin bilgi verdi.

Konuşmaların ardından Hisarcıklıoğlu

İznik ekonomisine değer katanlar ödüllerini aldı

ile Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, İznik Kaymakamı Hüseyin Karameşe ile İznik Belediye Başkanı Osman Sargın, genç girişimcilere ve başarılı firmaların temsilcilerine ödüllerini takdim etti.

 YENİŞEHİR ZİYARETİ

 TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu İznik’in ardından Yenişehir Ticaret ve Sanayi Odası (YTSO) Yönetim Kurulu Baş-kanı Orhan Torun ile Yönetim Kurulu ve Meclis üyelerini ziyaret etti. Yenişehir’in Osmanlı başkentlerinden olduğunu belirterek, tarihi önemini anımsatan Hisarcıklıoğlu, Yenişehir ilçesinin hem tarımda hem de sanayide önemli rolleri bulunduğunu söyledi.

Kredi Garanti Fonu kapsamında verilen desteklere vurgu ya-pan Hisarcıklıoğlu, özellikle kadın girişimcilere pozitif ayrımcılık yapıldığını da belirtti.

TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu daha sonra Yenişehir Belediye Başkanı Süleyman Çelik ve Yenişehir Ticaret Borsası (TB) Yöne-tim Kurulu Başkanı Saim Bolaca’yı makamlarında ziyaret ederek, görüş alışverişinde bulundu.

n TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu Yenişehir TB Yönetim Kurulu Başkanı Saim Bolaca’yı makamlarında ziyaret ederek görüş alışverişinde bulundu.

UMEMBECER ’10

EKONOMİK FORUM 81i

UMEMUMEMBECERİ’10BECERİ’10

www.umem.org.trwww.beceri10.org.tr

Ç A Ğ R I M E R K E Z İ

444 86 36

82 EKONOMİK FORUM

UMEM

Polatlı’da UMEM Beceri’10 kursları başladı

T ürkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), Çalışma ve Sosyal Güven-lik Bakanlığı, Milli Eğitim Bakan-lığı ve TOBB Ekonomi ve Teknolo-

ji Üniversitesi (ETÜ) arasında imzalanan protokol kapsamında Uzmanlaşmış Meslek Edindirme Merkezleri (UMEM) Beceri’10 meslek edindirme kursları Türkiye gene-linde devam ediyor.

Polatlı Ticaret Odası (PTO), İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ve İŞKUR’un ortaklaşa gerçekleştirdiği UMEM Beceri’10 Projesi, Polatlı da ilk kez gerçekleştirildi. UMEM Beceri’10 Projesi’yle Polatlı Beştepe Mes-leki ve Teknik Anadolu  Lisesi’nde Servis Elemanı Kursu, Polatlı Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde de Torna Eğitimi Kursu 23 Şubat 2015 tarihinde açıldı.

Kursların açılışına PTO Yönetim Kurulu Başkanı Ulvi Sakarya, Polatlı İŞKUR Müdü-rü Ali Fuat Eren, Polatlı Beştepe Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdürü Devlet Kuş, Polatlı Mesleki ve Teknik Lisesi Mü-dürü Raşit Hiçyılmaz, proje eğitmenleri ile kursiyerler katıldı. Toplantıda kurslara ve kurs sonunda sağlanacak imkanlara yönelik bilgi verildi.

PTO Yönetim Kurulu Başkanı Ulvi Sakarya toplantının açılışında yaptığı ko-nuşmada, “Üyelerimizin istihdam edece-ği stajyerler, üç ay staj süresince hem işi öğrenecekler hem de sigorta primleri ve günlük ücretleri 25 lira İŞKUR tarafından ödenecektir. Bu da kursiyerlerimize ciddi bir katkı sağlıyor. Umuyorum daha güzel, daha büyük ve yoğun projelerde tekrar bir araya geleceğiz” diyerek UMEM Beceri’10 Projesi’nin önemini vurguladı.

SERVİS ELEMANI KURSUToplantıda, Polatlı Beştepe Mesleki ve

Teknik Anadolu Lisesi Müdür Yardımcısı Hüseyin Üstüntaş, Servis Elemanı Kurs eğitimi hakkında bilgi verdi. Üstüntaş , “Okulumuzda açılacak olan UÖEÖ Bece-

Polatlı Ticaret Odası, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ve İŞKUR’un ortaklaşa gerçekleştirdiği UMEM Beceri’10 Projesi’yle, Polatlı da ilk kez Servis Elemanı Kursu ile

Torna Eğitimi Kursu 23 Şubat 2015 tarihinde açıldı.

ri’10 Projesi kapsamında servis hizmetleri alanında 20 öğren-cinin kaydı yapılmış bulunmaktadır. Kursumuz  70 iş günü 280 saat olarak devam edecektir. Haftanın 4 günü açılacak olup 24 modül üzerinden eğitim verilecektir. Bu eğitim kapsamında servis elemanı nasıl yetişir, servis elemanında dikkat edilecek konular nelerdir, bir servis nasıl yapılır, sıcak ve soğuk içecek servisinden oda servisi sunumuna bir masanın hazırlanmasına kadar çok değişik konularda öğrencilere bilgi vereceğiz. Eği-timlerde iki öğretmenimiz görevlendirilmiş bulunmaktadır. 28 Mayıs’ta kursumuz bitecektir” dedi.

TORNA EĞİTİMİ KURSUPolatlı Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdürü Raşit Hiç-

yılmaz da, Torna Eğitimi Kursu işleyişi hakkında şu bilgiyi verdi:

“Okulumuzda açılacak olan uzmanlaştırılmış meslek ele-manı yetiştirme projesi kapsamında Torna Eğitimi alanında 20 öğrencinin kaydı yapılmıştır. Kursumuz 73 iş günü  400 saatlik bir eğitim olarak devam edecektir. Haftanın altı günü açık olacak kursumuzda dokuz modül üzerinden 10 eğitmeni-miz dersleri işleyecektir. Bu eğitim kapsamında ölçme bilgisi, makine elemanları ve malzeme bilgisi, iş güvenliği, işçi sağlığı, teknik resim, temel tornalama ve ileri tornalama gibi konularda öğrencilerimiz eğitim alacaklar. 21 Mayıs’ta kursumuzu tamam-layarak kursa katılan arkadaşlarımıza da Polatlı’nın iş gücüne katkıda bulunacaklarından hayırlı uğurlu olmasını dilerim.”

EKONOMİK FORUM 83i

UMEM

Aydın’da UMEM Beceri’10 seferberliği sürüyor

A ydın Sanayi Odası (AYSO), işsiz gençlerin meslek sahibi olması için il genelinde Uzmanlaşmış Meslek Edindirme Merkezi (UMEM) Beceri’10 Projesi’nin yaygınlaşması için çalışmalarını sürdürüyor.

Aydın Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Merve Alpargun Altıntaş yaptığı açıklamada, işsiz gençlerin ekonomiye kazandırmak ve onları meslek sahibi yapmak için AYSO olarak UMEM Beceri’10 seferberliğine devam ettikle-rini belirtti.

Altıntaş, UMEM Beceri’10 Projesi’yle 2010 yılından beri Aydın Milli Eğitim Müdürlüğü, İŞKUR İl Müdürlüğü, meslek liseleri, odalar ve ticaret borsasının katılımıyla gerçekleşen mesleki eğitim kursların devam ettiğini vurgulayarak, şu açık-lamayı yaptı:

“İşletmeler için olan avantajlarını anlatmak ve daha çok gencimize ulaşmak için odamız UMEM tanıtım ve UMEM’e ka-tılım için seferberlik başlatmıştır. Özellikle UMEM’in köylerde tanınması için çalışmalarımız devam ediyor. Saç-metal işçiliği, kaynakçılık, makine operatörlüğü, gıda işleme, endüstriyel boyacılık, tekstil işçisi, tarım ürünleri işleme gibi konularda istihdam garantili kurslar açılabileceği, üretim sektörü dışın-da da hayvan yetiştiriciliği, turizm ve hizmet sektöründen de büyük ihtiyaç olan iş gücü ihtiyacı için istihdam garantili kurslar açılacaktır.”

Kurs talep eden işletmeler uygulamalı eğitim salonları oluş-

Aydın Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Merve Alpargun Altıntaş, UMEM Beceri’10 Projesi’nin tanıtımının köylerde yapıldığını söyledi.

turduğunu belirten Altıntaş, kursların ta-mamı işletme içinde daha uygun şartlarda gerçekleştirildiği ve kurs sürecince de kur-siyerlere günlük 25 lira harçlık verildiğini ifade etti. Altıntaş, UMEM Beceri’10 Proje-si kapsamında bugüne kadar 460 kursiye-rin mezun olduğu ve bunlardan 255 kişinin istihdam edildiğini söyledi.

84 EKONOMİK FORUM

UMEM

Rize’de geçtiğimiz aylarda başlayan “Kasiyer ve Servis Elemanı” kursları tamamlandı. Kurslarını başarıyla tamamlayan kursiyerlere sertifikaları verildi.

Rize Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Şaban Aziz Karamehmetoğlu, Rize Kurs Yönetimi Başkanı Gafur Karali, Rize İŞKUR İl Müdürü Hasa Kiraz ve firma yetkililerinin katılımıyla gerçekleştirilen törenle, Kasiyer ve Servis Elemanı kurslarını başarıyla bitiren kursiyerlere sertifikaları verildi.

RİZE’DE UMEM BECERİ’10 PROJESİ KURSİYERLERİ SERTİFİKALARINI ALDI

Siirt’te UMEM Beceri’10’un kapsamı genişledi

S iirt Ticaret ve Sanayi Odası (STSO) Yönetim Kurulu Başkanı Güven Kuzu Siirt’te yürütülen UMEM Bece-ri’10 Projesi’ne ilişkin bir açıklamada bulundu. Kuzu yaptığı açıklamada, TOBB, Çalışma ve Sosyal Güvenlik

Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, TOBB Ekonomi ve Tekno-loji Üniversitesi (ETÜ) işbirliğiyle uygulanan, mesleksiz, işsiz gençleri meslek ve iş sahibi yapan UMEM Beceri’10 Projesi’nin kapsamının genişlediğini söyledi.

Proje kapsamında Türkiye genelinde bugüne kadar 6 bine yakın kurs açıldığını ve bu kursları tamamlayan binlerce kişinin istihdam edildiğini belirten Kuzu, önümüzdeki dönemde daha çok il ve ilçeye UMEM Beceri’10 kursunun açılacağını ifade etti.

Kuzu, TOBB, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığı arasında yenilenen protokolle Türkiye’nin ta-mamında bulunan meslek liselerinde, üniversitelerde ve TOBB’a bağlı Oda/borsalar tarafından kurulan eğitim merkezlerinde sanayi, hizmet, tarım ve sigortacılık sektörlerinde mesleki eği-tim kurslarının açılabileceğini söyledi.

Yeni protokolle bir çalışanı olan firmaların da UMEM Be-ceri’10 projesinden eleman temin edebileceğine dikkat çeken Kuzu, “Bunun için firmaların yapması gereken tek şey üye ol-dukları Oda/borsaya başvurmak. Kurslarda başarılı olan kursi-yerleri istihdam eden firmalar önemli teşviklerden faydalanma-ya devam edecekler” dedi.

 PROJE DESTEKLERİ

18-29 yaş arası erkekler ve yaşa bakılmaksızın kadınları istihdam eden firmalar için 4,5 yıla, 30 yaş üzerindeki erkekleri istihdam eden firmalar için 3,5 yıla varan süreyle Sigorta Primi

Siirt Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Güven Kuzu, UMEM Beceri’10 Projesi kapsamında istihdam sağlayacak şirketlerin ödüllendirileceğini belirtti.

İşveren Payı ödemeleri kamu kaynakların-dan karşılanacak. UMEM Beceri’10 Projesi kurslarına katılan kursiyerler meslek edi-nirken, teorik ve işbaşı eğitimi süresince günlük 25 lira harçlık alacak. Ayrıca kursi-yerlere kurs süresince Genel Sağlık Sigor-tası yaptırılacak.

EKONOMİK FORUM 85i

UMEM

Bursa UMEM Beceri’10 kapsamında, 14 meslekte 532 kişilik kurs açılıyor

BİTLİS’TE UMEM BECERİ’10 “DOKUMA KONFEKSİYON MAKİNECİ KURSU” AÇILDI

Uzmanlaşmış Meslek Edindirme Merkezleri (UMEM) Beceri’10 Projesi Bursa Kurs Yönetimi toplantısı Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Toplantı Salonu’nda yapıldı.

Toplantıda, Tofaş Türk Otomobil Fabrikası Anonim Şirketi ve Beyçelik Gestamp Anonim Şirketi’nin otomotiv alanında 200’er kişilik talepleri başta olmak üzere dokuz firmanın toplamda 532 kişilik iş gücü talebi onaylanarak, 14 kurs açılmasına karar verildi.

Kurs Yönetimi toplantısına; BTSO Genel Sekreter Yardımcısı Hasan Erdem, BTSO İnsan Kaynakları Müdürü Zafer Cengiz, BTSO Proje Görevlisi Alper Bilge, BUTGEM Genel Koordinatörü

Muammer Paşa, Bursa Ticaret Borsası Genel Sekreteri Fehmi Yıldız, İŞKUR İl Şube Müdürü Sibel Zengin, İl Milli Eğitim Şube Müdürü Ömer Faruk Bektaş, Ovaakça Şarık Tara Teknik Endüstri Meslek Lisesi Müdürü Ömer Yılmaz, Atatürk Meslek Teknik Anadolu Lisesi Müdürü Ömer Pınarlı ile Necatibey Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdürü Süleyman Zihni Şen katıldı.

Bitlis Ticaret ve Sanayi Odası (TSO), Bitlis İŞKUR İl Müdürlüğü, Bitlis İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve bir tekstil firmasının işbirliği çerçevesinde işsiz vatandaşlara yönelik olarak 60 kişilik “Dokuma Konfeksiyon Makineci Kursu” açıldı.

Bitlis’te iş gücü piyasası araştırmaları sonucunda işverenlerce en çok kalifiye eleman sıkıntısı çekilen mesleklerden birinin dokuma konfeksiyon makineci mesleği olduğu ortaya çıktı. İşverenlerce temininde güçlük çekilen mesleklere yönelik UMEM Beceri’10 Projesi kapsamında bu tür eğitim kursları düzenlenerek, hem işsiz vatandaşların meslek sahibi olması hem de işverenlerin kalifiye eleman ihtiyaçları karşılanıyor.

UMEM Beceri’10 Projesi’yle açılan Dokuma Konfeksiyon Makineci Kursu’nda, kursiyerlere 74 gün ve 512 saat pratik ve teorik eğitim veriliyor. Kurs süresince katılımcılara günlük 25 lira cep harçlığı, iş kazası ve meslek hastalığı sigortası ayrıca sağlıktan faydalanmayanlar için Genel Sağlık Sigortası primleri karşılanıyor. Kursu başarıyla tamamlayan kursiyerlere Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından kurs sonunda sertifikaları veriliyor.

86 EKONOMİK FORUM

TOBB Başkan Yardımcısı Halim Mete, Mali Cumhurbaşkanı İbrahim Boubacar Keita ile beraberindeki heyetin Türkiye ziyareti vesilesiyle İstanbul’da Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın ev sahipliğinde düzenlenen Türkiye-Mali İş Forumu’na katıldı.

HABER

K alkınma Bakanı Cevdet Yıl-maz’ın ev sahipliğinde düzenle-nen Türkiye-Mali İş Forumu’na, Mali Cumhurbaşkanı İbrahim

Boubacar Keita, Mali Dışişleri, Afrika Bü-tünleşmesi ve Uluslararası İşbirliği Bakanı Abdoulaye Diop, Mali Ekonomi ve Maliye Bakanı Mamadou Igor Diarra, Mali Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mamadou Konate, TOBB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Halim Mete, Mali Ankara Büyükelçisi Ib-rahim Soumare, T.C. Bamako Büyükelçisi Hikmet Renan Şekeroğlu, DEİK Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Nail Olpak ile Malili ve Türk iş insanları katıldı.

Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz yaptığı konuşmada, ilk defa bir Mali Cumhurbaş-kanı’nın Türkiye’ye ziyaret gerçekleştirdiği-

Türkiye-Mali Konseyi Mutabakat Zaptı imzalandı

tirmiş oldukları bu ziyaret çerçevesinde iki ülke arasında imzalanan işbirliği anlaşma-larının birer başlangıç olduğunu, bunları somut örneklere çevirmek gerektiğini be-lirtti. Mali’nin enerji ve tarım yatırımları-na önem verdiğini ekledi. Konate, “Enerji konusu bizim gelişmemizi engelleyen bir konudur. Bunu çok hızlı bir şekilde çözme-miz gerekiyor” ifadesini kullandı.

Mali Ekonomi ve Maliye Bakanı Mama-dou Igor Diarra konuşmasında, ülkesinde 1 milyon hektardan fazla ekilebilir alan olduğunu ve sanayi ve inşaat malzemeleri sektöründe de iş potansiyeli olduğunu an-lattı. Mali’nin pamuk ve mango üretiminde önemli bir yeri olduğunu, madencilik bakı-mından da zengin olduklarını dile getirdi. Tüm bu alanlarda ürünlerine katma değer sağlayacak yabancı yatırımcı beklediklerini vurguladı. Mali’nin geçtiğimiz yıl %5,8 bü-yüme oranı kaydettiğini, 2018 yılında ise bu rakamın iki haneli rakamlara erişmesi-nin hedeflendiğini anlattı. Mali’nin içinde bulunduğu ECOWAS adlı bölgesel topluluk sayesinde ise Mali’den 300 milyonluk bir pazara erişim imkânı sağlandığının üs-tünde durdu. 

Son olarak, Mali Cumhurbaşkanı İb-rahim Boubacar Keita, Türkiye ile Mali arasındaki ilişkilerin 16.yüzyılda çok ya-kın olduğunu, o zamandan bu yana ve-rilen aranın bu ziyaretle son bulacağına inandıklarını söyledi. İlişkileri hedeflenen noktaya ulaştırmak için hükümetler olarak tam destek vereceklerini, fırsatları değer-lendirmenin ise özel sektör temsilcilerine kaldığını vurguladı. Malili ve Türk iş in-sanlarına sanayinin kaptanları olmaları öğüdünde bulundu. 

Forum, Türk-Mali İş Konseyi Kuruluş Mutabakat Zaptı imza töreniyle son buldu. 

EKONOMİK FORUM 87i

HABER

ni belirterek, bu ziyaretin iki ülke arasındaki ilişkiler için tarihi bir dönüm noktası olmasını temenni etti. Mali Cumhurbaşkanı ve beraberindeki heyetin Türkiye ziyareti kapsamında beş adet ikili ticari anlaşmanın imzalandığını ifade eden Bakan Yılmaz, Mali ile ikili ticari ilişkilerde bir yükseliş görüldüğü ama yine de çok düşük miktarlarda kaldığını söyledi. Türk iş insanları ve yatırımcılarının Mali’deki henüz çok az bir kısmı kullanılmakta olan ekilebilir tarım arazilerinin işletilebileceği ve kaliteli pamuk üretimine katma değer sağlayacak yatırımlarda bulunulabilece-ğini belirten Bakan Yılmaz, Türk müteahhitlerinin de Mali’deki altyapı ve enerji projelerini değerlendirilebileceğini dile getirdi. Türk özel sektörünün tüm bu projeleri daha kolay değerlendi-rebilmelerine olanak sağlamak için de Türk Hava Yolları’nın bu yılın Mayıs ayına doğru Mali’nin başkenti Bamako’ya direk uçuş gerçekleştirmeyi planladığına dikkat çeken Bakan Yılmaz, Tür-kiye-Mali Karma Ekonomik Komisyon Toplantısı’nın bu yılın üçüncü çeyreğinde Bamako’da gerçekleştirileceğini anımsattı.

TÜRKİYE İLE MALİ ARASINDAKİ TİCARİ İLİŞKİLER GELİŞİYORMali tarafından ilk konuşmayı yapan Mali Ticaret ve Sanayi

Odası Başkanı Mamadou Tieny Konate, Türkiye’ye gerçekleş-

Türkiye’den Mali’ye yapılan ihracat: 34 milyon dolar. (2014)Başlıca ihracat kalemleri: Altın %79,5, pamuk %8,2, canlı hayvan %4,9, gübre %1,6, kazanlar-mekanik cihazlar %1,1.Türkiye’nin Mali’den yaptığı ithalat: 10 milyon dolar. (2014)Petrol ve türevleri %22, kaanlar-mekanik cihazlar %10, motorlu kara taşıtları %8,3, taş alçı-çimento %8,1, eczacılık ürünleri %4,7.Dış ticaret hacmi: 43 milyon dolar. (2014)Dış ticaret Dengesi: 24 milyon dolar. (2014)

TÜRKİYE-MALİ DIŞ TİCARET RAKAMLARI

Eşitsizlik ve Amerikalı çocukJOSEPH E. STIGLITZ

ocukların özel bir grup olduğu uzun za-mandır kabul ediliyor. Çocuklar içine doğdukları kapsamlı koşullar bir yana, ebeveynlerini de seçemez. Kendilerini

koruma ve kendilerine bakma konusunda yetiş-kinlerle aynı yeteneklere de sahip değiller. İşte bu nedenle Birleşmiş Milletler 1924 yılında Cenevre Çocuk Hakları Beyannamesi’ni onayladı ve ulus-lararası topluluk da 1989 yılında Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni kabul etti.

Ne yazık ki, ABD kendi yükümlülüklerinin arkasında durmuyor. Aslında, Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni onaylamadı bile. ABD fırsatlar ülkesi olarak sahip olduğu değerli imajıyla, çocukların adil ve aydınlık muamele görmesinde ilham verici bir örnek olmalı. Fakat bunun yerine, çocuk hakları ko-nusunda uluslararası arenadaki küresel miskinliğe katkıda bulunan bir başarısızlık ışığı oluyor.

RAKAMLARLA AMERİKA’DA ÇOCUK YOKSULLUĞU

Amerika’da geçirilen ortalama bir çocukluk dünyanın en kötüsü olmasa da, ülkedeki refah-la ülke çocuklarının durumu arasındaki denge-

sizliğin başka bir benzeri yok. Amerika nüfu-sunun yaklaşık %14,5’u yoksul ama çocukların %19,9’unu oluşturan yaklaşık 15 milyon kişi se-falet içinde yaşıyor. Gelişmiş ülkeler arasında, sa-dece Romanya’da çocuk yoksulluğu oranları daha yüksek. ABD’deki oran Birleşik Krallıktakinden üçte iki oranında yüksek ve Kuzey ülkelerindeki oranın dört katı. Bazı gruplarda, bu durum daha da kötü, siyahi çocukların %38’den fazlası ve İs-panyol çocukların %30’u yoksul.

Bunun nedeni Amerikalıların kendi çocuklarını umursamaması değil. Bunun nedeni, Amerika’nın onlarca yıldır kendi ekonomisini son derece eşitsiz hale getirerek, toplumun en kırılgan kesimlerini giderek daha geride bırakan bir siyasi gündem be-nimsemiş olması. Zenginliğin giderek bir noktada toplanması ve bunun üzerinden alınan vergilerin önemli oranda azalmasıyla beraber eğitim ile ço-cukların korunması gibi kamu menfaati için yapılan yatırımlara harcanacak paranın azalması.

Bunun sonucunda, Amerikalı çocukların duru-mu daha kötüye gitti. Onların akıbeti, eşitsizliğin (ekonomistlerce ve Uluslararası Para Fonu gibi kurumlarca nihayet kabul edildiği gibi) sadece eko-nomik büyümeyi ve istikrarı tehlikeye atmakla kal-mayıp, aynı zamanda adil bir toplumun nasıl olması gerektiğiyle ilgili en aziz kavramların çoğunu nasıl ihlal ettiğini gösteren elim bir örnek.

Gelirdeki eşitsizlikle nüfusun diğer kesimlerine kıyasla çocukların omuzlarına daha fazla yük bin-diren sağlık, eğitime erişim ve çevresel zararlara maruz kalma gibi konulardaki eşitsizlik arasında bağlantı var. Aslında, Amerika’daki her beş yoksul çocuktan yaklaşık bir tanesine astım teşhisi konmuş olup, bu oran yoksul olmayan çocuklardan %60 daha fazla. Öğrenme güçlükleri yılda 35 bin dolar-dan az kazanılan hanelerdeki çocuklarda yılda 100 bin dolardan fazla kazanılan hanelere göre yaklaşık iki kat daha çok görülmekte. Ve ABD Meclisi’nin bazı üyeleri yaklaşık 23 milyon Amerikalı ailenin bel bağladığı gıda pullarını kaldırmak isteyerek en yoksul çocukları açlıkla tehdit etmekte.

Sonuçlardaki bu eşitsizlikler fırsatlardaki eşit-

ANALİZ

88 EKONOMİK FORUM

Joseph E. Stiglitz Columbia Üniversitesi’nde profesör ve Nobel Ekonomi ödülü sahibidir. Bruce Greenwald ile beraber kaleme aldığı en son kitabı, Öğrenen Bir Toplum Yaratma: Büyümeye, Gelişmeye ve Sosyal İlerlemeye Yeni Bir Yaklaşım (Creating a Learning Society: A New Approach to Growth, Development, and Social Progres) ismini taşımaktadır.

Eşitsizliğin ekonomilerimizi, politikalarımızı ve toplumlarımızı uğrattığı zararın içinde, çocuklara verilen hasar özellikle endişe konusu. Yoksul yetişkinler kendi hayatlarında ne derece sorumluluk alırsa alsın, çocukların içinde olduğu şartlar onlara hiçbir seçim şansı bırakmadan dayatılıyor.

Ç

sizliklerle yakından ilişkili. Çocukların yeterli besle-nemediği, sağlık ve eğitim hizmetlerinden yeterince yararlanamadığı ve çevresel tehlikelere daha çok maruz kaldığı ülkelerde yoksul aile çocuklarının hayattan beklentilerinin zengin aile çocuklarından çok farklı olması kaçınılmaz. Ve Amerikalı bir çocu-ğun yaşam boyu beklentileri ebeveyninin gelirine ve eğitimine diğer gelişmiş ülkelerdekinden daha fazla bağlı olduğundan, ABD bugün gelişmiş ülkeler ara-sında fırsat eşitliğinin en az olduğu ülke. Örneğin, Amerika’nın en elit üniversitelerinde öğrencilerin sadece %9’u nüfusun alt yarısından, %74’ü ise üst çeyrekten geliyor.

ÇOCUKLARA VERİLEN HASAR ENDİŞE KONUSUToplumların çoğunda gençlerin kendi potansi-

yellerine uygun yaşayabilmesini sağlamanın ahlaki bir zorunluluk olduğu kabul ediliyor. Bazı ülkelerde eğitimde fırsat eşitliği için anayasal zorunluluk bile var. Ama Amerika’da, zengin öğrencilerin eğitimi-ne harcanan para yoksulların eğitimine harcanan-dan fazla. Bunun sonucunda, yetenekten yoksun olan bazı gençler dikkatlerini işlevsiz faaliyetlere verirken, ABD en değerli kaynaklarının bir kısmını israf ediyor. Amerika’nın California gibi eyaletle-rinde hapishanelere yapılan masraflar yükseköğ-retime yapılana eşit, hatta bazen bundan fazla…

Çok küçük yaşta başlatılması tavsiye edilen okul öncesi eğitim dâhil telafi edici tedbirler alın-mazsa, fırsat eşitsizliği çocuklar beş yaşına gel-diğinde hayat boyu sürecek adaletsiz sonuçlara dönüşür. Bu da politik tedbiri teşvik etmeli.

Aslında, eşitsizliğin zararlı etkileri geniş kap-samlı olmalarına ve ekonomilerimize ve toplumla-rımıza muazzam maliyetler getirmelerine rağmen, büyük oranda kaçınılabilir nitelikte. Bazı ülkelerde gözlemlenen aşırı eşitsizlik ekonomik kuvvetlerin ve yasaların değiştirilemez sonucu değil. Bu yıkıcı eğilimler, örneğin daha güçlü sosyal güvenlik ağ-ları, kademeli vergilendirme ve (özellikle finans sektöründe) daha iyi yönetmelikler gibi doğru politikalarla ters çevrilebilir.

Bu tür reformların gerektirdiği siyasi iradeyi oluşturmak için, politika yapıcıların ataletini ve eylemsizliğini eşitsizliğin acımasız gerçekleriyle ve çocuklarımızın üzerindeki tahrip edici etkileriyle yüzleştirmeliyiz. Çocukluktaki yoksunluğu azalta-rak, fırsat eşitliğini artırarak kendi açık değerlerimi-zi yansıtan daha adil ve refah bir geleceğin temelini atmayı başarabiliriz. Öyleyse ne duruyoruz?

Eşitsizliğin ekonomilerimizi, politikalarımızı ve toplumlarımızı uğrattığı zararın içinde, çocuklara verilen hasar özellikle endişe konusu. Yoksul ye-tişkinler kendi hayatlarında ne derece sorumluluk alırsa alsın (yeterince çok çalışmış, çok tasarruf etmiş veya iyi kararlar vermiş olmayabilirler) çocuk-ların içinde olduğu şartlar onlara hiçbir seçim şansı bırakmadan dayatılmakta. Çocukların haklarla sağlanacak korumaya belki de herkesten çok ihtiyacı var ve ABD bunun ne anlama geldiği konusunda dünyaya olağanüstü bir örnek sunmalı.

Telif Hakkı: Project Syndicate, 2014.www.project-syndicate.org

Çocukların yeterli beslenemediği, sağlık ve eğitim hizmetlerinden

yeterince yararlanamadığı

ve çevresel tehlikelere daha

çok maruz kaldığı ülkelerde yoksul

aile çocuklarının hayattan

beklentilerinin zengin aile

çocuklarından çok farklı olması

kaçınılmaz.

EKONOMİK FORUM 89i

Radikal İslam’la savaşProf. JEFFREY D. SACHS

F ransa Başbakanı Manuel Valls, Fransa’nın radikal İslam’la savaştığını söylerken me-cazen konuşmuyordu. Gerçekten de ha-zırlık aşamasında olan tam teşekküllü bir

savaş söz konusu ve Paris’teki çirkin terör saldırıla-rı da bunun bir parçasıydı. Ancak, savaşların çoğu gibi, bunda da dinden, bağnazlıktan ve ideolojiden fazlası var. Bu ayrıca bir jeopolitik mesele ve bunun nihai çözümü de yine jeopolitikte yatmakta.

Paris, New York, Londra ve Madrid’de işlenen-lere benzer, sayısız kafeye, alışveriş merkezine, otobüse, trene ve gece kulübüne yapılan saldırı türünden suçlar masumların kasten öldürülmesi-ne yol açtığı ve topluma korku salmayı amaçladığı için en temel insani değerlerimizi aşağılıyor. Bun-ların deli ya da sosyopat işi olduğunu söylemeye alıştık ve faillerinin aklını kaçırmış olmasının ötesinde bir açıklamanın olabileceği fikri bile bize itici geliyor.

Ancak, çoğu zaman, terörün kökeninde delilik yatmaz. Bu daha çok bir savaş eylemidir ama dü-zenli devletler ve bunlara bağlı ordularca yapılan savaştan çok, zayıflarca yapılan savaştır. İslami terör bugün Orta Doğu’da yapılan savaşların bir yansıması, daha doğrusu bir uzantısıdır. Ve dış güçlerin de işe karışmasıyla beraber bu savaşlar sü-

rekli şekil değiştiren, genişleyen ve şiddeti giderek artan tek bir bölgesel savaş haline geliyor.

Örneğin Amerikalı ya da Fransız Müslümanla-rın Afganistan, Suriye ve Yemen’deki eğitim kamp-larında kazanacakları cihatçı bakış açısına göre, günlük hayat son derece şiddet içerikli. ABD’ye, Fransa’ya ve diğer Batılı güçlere ait bombalardan, insansız hava araçlarından ve askeri birliklerden gelen ölüm her yere yayılmış. Ve kurbanları da çoğu zaman evleri, düğün törenlerini, cenaze tö-renlerini ve toplum toplantılarını vuran Batı kay-naklı darbelerin yol açtığı masum “ikincil hasar”.

MÜSLÜMANLARA VERİLEN MESAJ NEDİR?Yüz yıldır, Batı’nın ezici gücüyle kışkırtılmış

sayısız savaşta ve askeri çatışmada Müslümanları alçakça öldürdüğünü kabul etmeye biz Batılıların dili varmıyor ve çoğumuz buna inanmayı reddedi-yoruz. Irak’ın 2003 yılında ABD liderliğinde işgal edilmesiyle Müslümanlara verilen mesaj nedir? Tamamen sahte iddialara dayanan bir savaşta çok mutedil bir tahminle 100 binden fazla Iraklı sivil öldü. ABD, sivil katliam yapıldığını kabul etmek şöyle dursun, özür bile dilemedi.

Ya da yakın zamanda yaklaşık 200 bin Suriye-linin öldüğü, 3.7 milyonun ülkeden kaçtığı ve 7.6 milyonun ABD, Suudi Arabistan ve diğer müttefik kuvvetler tarafından alevlendirilen bir iç savaş sebebiyle ülke içinde yerinden edildiği Suriye’yi ele alalım. 2011 yılından bu yana, CIA ve ABD’nin müttefikleri Devlet Başkanı Beşar El Esad’ı devir-mek amacıyla silah, finans ve eğitim sağladı. ABD ve onun müttefikleri için bu savaş Esad’ın hamileri olan İran ve Rusya’yı zayıflatma amaçlı dolaylı bir savaştan başka bir şey değildi. Ancak Suriyeli siviller de savaşta harcanan askerlerdi.

Batı’da İslami terör olmadan çok önce, Bir-leşik Krallık, Fransa ve ABD diplomatik hile-lere bel bağlıyordu ve Batı’nın bölgedeki siyasi kontrolünü hissettirmek ve sürdürmek için Orta Doğu’da darbeler, savaşlar ve örtülü ope-rasyonlar başlattı. Tarihçiler bu iğrenç hikâyeyi bilir ama çoğu Batılı bilmez (müdahalelerin

Batı’nın, Arap dünyasına kendi kendini yönetmesi ve Batı’dan askeri müdahale olmadan kendi yolunu çizmesi için izin verme vakti geldi. Ve kendi kendini yöneten bir Arap Orta Doğu’sunun barışçıl bir küresel kavşak ve bir bilim, kültür ve kalkınma ortağı olmayı seçeceğine inanmak için cesaret verici sebepler var.

GÖRÜŞ

90 EKONOMİK FORUM

Jeffrey D. Sachs Columbia Üniversitesi’nde Sürdürülebilir Kalkınma Profesörü, Sağlık Politikası ve Yönetimi Profesörü ve Dünya Enstitüsü Direktörüdür. Ayrıca Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’ne Milenyum Kalkınma Hedefleri konusunda Özel Danışmanlık yapmaktadır.

çoğu örtülü olduğundan bilmeyenlerin sayısı hiç de az değildir). Osmanlı İmparatorluğu’nun 100 yıl önce yıkılmasının ardından, Batılı güçler çeşitli nedenlerle Orta Doğu’yu kontrol etmenin peşine düşmüş ve petrolden iddia edilen haklar, uluslararası deniz yollarına erişim, İsrail’in gü-venliği ve Mısır, Suriye, Irak ve İran’da Rusya ile jeopolitik rekabet de bu nedenler arasında.

ABD’nin bölgedeki altı ülkede (Afganistan, Bahreyn, Cibuti, Birleşik Arap Emirlikleri, Um-man ve Türkiye) 20’den fazla askeri üssü ve Mısır, Kuveyt, Katar ve Suudi Arabistan dâhil başka birçok ülkede de geniş ölçekli askeri mevzileri var. Afganistan’da Sovyetlerle savaşmak için mü-cahitleri silahlandırarak ve eğiterek (aslında El Kaide’nin öncüsünü kurarak), 1980’lerde Irak-İran savaşını canlandırarak, 2011 yılından bu yana Esad’ı devirmeye çalışarak, son yıllarda da insan-sız hava araçlarıyla acımasız saldırılar yürüterek onlarca yıldır şiddeti finanse etti.

ARAP ORTA DOĞU’SU BARIŞÇIL BİR KÜRESEL KAVŞAK OLABİLİR

Batıdaki cihatçı terör saldırılarının nispeten yeni ve sadece son kuşakta meydana gelmiş ol-ması, bunların Orta Doğu savaşlarının bir geri tepmesi ya da en azından bir uzantısı olduğunu gösterir. Birkaç istisna hariç, saldırıya uğramış olan ülkeler 1990 sonrasında Batı’nın liderliğinde Afganistan, Irak, Libya ve Suriye’de yapılan askeri operasyonlara katılmış olanlar. Biz nadiren kulak versek de, teröristler eylemlerini bizzat politik yollarla yapıyor. Teröristlerin söyledikleri gerçek-ler genellikle sadece özet geçiliyor. Ama işin aslı şu ki, Batı’da ya da Batılı elçiliklere ve personele karşı yapılan terör saldırılarının neredeyse tama-mında, bunların Batılıların Orta Doğu’ya burun-larını sokmalarına yapılmış bir misilleme olduğu

mesajı veriliyor. Paris’teki teröristler Fransa’nın Suriye’deki operasyonlarına işaret ediyordu.

Açıkçası, Batı’nın yaptıkları İslamcı terörü zerre kadar haklı göstermez. Bu eylemlere dikkat çekilme-sinin nedeni Batı’daki İslamcı terörün, teröristler için neyi temsil ettiğini açıklığa kavuşturmak ve Orta Doğu’daki şiddetin daha geniş bir cepheye ya-yılması. Batı bu cepheyi oluşturmak için elverişli ak-törleri silahlandırarak, dolaylı savaşlar başlatarak ve çok fazla sayıda sivilin canına kıyarak çok şey yaptı.

Radikal İslam terörünü bitirmek için Batı’nın Orta Doğu’yu kontrol etme amaçlı savaşlarına son vermesi gerekiyor. Neyse ki, Petrol Devri yavaş yavaş sona geliyor. Bu bitişi daha da hızlandırmalı-yız. İklimin güvenliği için fosil yakıt kaynaklarının çoğunu toprakta bırakmamız gerekecek. Batı’ya mü-dahale motivasyonu veren diğer eski etkenler de ar-tık geçerli değil. İngiltere’nin sömürge Hindistan’a giden ticaret yollarını korumaya artık ihtiyacı yok ve ABD’nin de Sovyetler Birliğini kontrol etmek için askeri üslere ihtiyacı yok.

Batı’nın, Arap dünyasına kendi kendini yönet-mesi ve Batı’dan askeri müdahale olmadan kendi yolunu çizmesi için izin verme vakti geldi. Ve kendi kendini yöneten bir Arap Orta Doğu’sunun barışçıl bir küresel kavşak ve bir bilim, kültür ve kalkınma ortağı olmayı seçeceğine inanmak için cesaret verici sebepler var.

Arap dünyası bu yardımsever rolü geçmişte oynamıştı ve bunu yine yapabilir. Bu bölge yete-nekli insanlarla dolu ve bölgedeki büyük çoğunluk hayatlarına barış içinde devam etmek, çocuklarını sağlıklı ve güvenli bir ortamda yetiştirmek, küresel topluma katılmak istiyor. Onların refah ve insani güvenlik hedefleri bizim de hedefimiz.

Telif Hakkı: Project Syndicate, 2014.www.project-syndicate.org

Batı’nın yaptıkları İslamcı terörü zerre kadar haklı göstermez. Bu eylemlere dikkat çekilmesinin nedeni Batı’daki İslamcı terörün, teröristler için neyi temsil ettiğini açıklığa kavuşturmak ve Orta Doğu’daki şiddetin daha geniş bir cepheye yayılması. Batı bu cepheyi oluşturmak için elverişli aktörleri silahlandırarak, dolaylı savaşlar başlatarak ve çok fazla sayıda sivilin canına kıyarak çok şey yaptı.

EKONOMİK FORUM 91i

“İnsanları güç değil, korku yozlaştırır”

RÜŞTÜ BOZKURT

D algalanmaların alabildiğine hızlandığı, belirsizliklerin arttığı, karmaşıklığın yoğunlaştığı ve muğlaklığın hayatın özüne yerleştiği bir zamandan geçi-

yoruz. 12 yıl önce, Mart 2003’de Discover’dan Reyhan Oksay’ın Cumhuriyet Bilim ve Teknoloji Dergisi’ne aktardığı yazısına göz atıyorum. Robert Wood Johnson Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Dr. Alton Hassett ve Dr. Leonard Sigal’ın saptamaları dikkatimi çekiyor: “Kronik kaygı ve çaresizlik du-rumu en üst düzeyde... Tanımlanamayan bir tehli-kenin her an, her şekilde, önceden haber vermeden vurabileceği kaygısı insanları büyük bir boşluğun içine itiyor.”

İçinde bulunduğumuz ortam, “insanların ruh ve beden sağlığını” bozuyor. İnsanların “bağışıklık sistemi zayıflıyor”, birçok insan “uyku bozukluğu” yaşıyor. Bilinen ve bilinmeyen hastalıklarla yüz-leşiyoruz. Söz konusu yazıda psikiyatrist Carole Lieberman’ın işaret ettiği gibi, kaygılı insanlar daha fazla yiyor ve daha fazla içiyor. Kazaların sayısı artıyor. Daha sık soğuk algınlığı yaşanıyor. Kalp krizi geçirenlerin oranı yükseliyor. İnsanları vahşi hayvanlara yem olmaktan kurtaran kaygı ve korku-lar sistemi, şimdi onları kemiriyor, yiyor, bitiriyor.

“KORKU YOZLAŞTIRIR”Myanmar’ın önderi Aung San Su, “İnsanları

güç değil, korku yozlaştırır. Güç sahipleri iktidarı yitir-me korkusuyla, iktidara bağımlı olanlar onun hışmından duydukları korkuyla yozlaşıyorlar” diye haykırıyor.

Toplumların sağlıklı kalabilmesi, yozlaşmadan uzaklaşması için korkularını aşabilmesi gerekiyor. Natan Sharansky ve Ron Dermer’in Demokrasi Davası kitabında belirttikleri gibi toplumların bu durumda üç temel güç kaynağına ihtiyacı var: Bireyin içsel özgürlüğünün gücü, özgür toplu-mun gücü ve özgür dünyanın dayanışma gücü.

Her üç kaynağın da çözüldüğü, değerlerin

aşındığı, ortak iradelerin oluşturulamadığı, or-tak yararların netleştirilemediği ve ortak pro-jelerle gelecek inşasına katkının gerektiği gibi yapılamadığı bir aşamada bulunuyoruz.

Sharansky ve Dermer, Arşimed’e gön-derme yaparak, “Dünyayı döndürmeye çalışanlar, öncelikle kendilerini ayakta tutabilecekleri bir yer bulmalılar” diye anımsatıyorlar. İki yazar ekliyor-lar: “Ahlaki netlik bize ayakta durabileceğimiz yer hazırlar; daha iyi bir dünya yaratmak için yetenek-lerimizi, fikirlerimizi ve enerjimizi harekete geçirecek manivela kuvvetine referans noktasını verir.”

Sharansky ve Dermer’in çalışmasından yola çıkarak, korkuların, özellikle de içe dönük korkula-rın çığ gibi büyümesinin ürettiği olumsuzlukların arttığını söyleyebiliriz. Öncelikle korku toplumu-nun yasakları veya kısıtlamaları samimi inanç sahiplerini sisteme ve rejime yabancılaştırıyor.

İkincisi, insanlar itaat ve biat ettikleri ortama inanmıyor, olup bitenleri zihinlerinde sorgulamı-yor, sorgulamaya dayalı meşrulaştırma süzgecin-den geçirmiyor ve tam anlamıyla bir içsel çürüme yaşıyor; insanların kendilerine ve inançlarına saygıları azalıyor.

Üçüncüsü, korku toplumlarındaki insanların neye inandıklarını anlamamız güçleşiyor. İnsan-lar, özgürlüklerini yitirdikçe, kendilerini ciddi biçimde sansür ediyor, sorulan sorulara verdikleri yanıtları saptırıyor. Dürüstlük, bildiklerimiz le söyleyebildiklerimiz arasındaki makas olduğuna göre, korku toplumunda bireyler ve topluluklar dürüstlükten uzaklaşıyor.

Dördüncüsü, korku toplumlarında açık or-tamlardaki söylemlerin ortak gerçekliğimiz ve hakikatlerimizden sapmaları büyür; bilincin çok temel bileşenlerinden biri olan “birbirimizi anlama” yoğunluğumuz azalıyor. Korku toplumlarında açık ortamlardaki söylemlerin “güvenilir delil” olma özelliği giderek azalıyor; güvensizlik artıyor.

Korku toplumunun yasakları veya kısıtlamaları samimi inanç sahiplerini sisteme ve rejime yabancılaştırıyor. Korku toplumu bireyleri ve toplulukları yozlaştırıyor; birleşme yerine ayrışmalar, kapsayıcılık yerine sömürücülük, saygı yerine kibir ve üstünlük inancı, içtenlik yerine aldatma öne çıkıyor. Toplum içten içe çürüyor, gücü azalıyor...

rustu.bozkurt@dunya.com

YÖNETİM

92 EKONOMİK FORUM

Beşincisi, korku toplumları “algı oluşturma” ve “beyin yıkama” üzerinde kuruluyor. Hitler Almanyası’nda olduğu gibi, yalanı sürekli tekrar-lamaya, sonunda da kendi yalanına kendini inan-dırmaya dayanan propaganda anlayışı öne çıkıyor.

Altıncısı, korku toplumlarında insan özgürlü-ğüyle bilimsel ilerleme arasındaki doğrusal ilişki kopuyor. Entelektüel kapasiteler yetersizleşiyor ve sistem kapasitelere, sorunlara gerekli refleksi gösteremiyor. Sistemin bütünü, ilerleyen bir top-lum yaratma yerine, vasat topluma doğru evriliyor.

Yedincisi, korku toplumlarında “boğucu en-telektüel ortam” oluşması nedeniyle, insanlar “bağlantılı düşünemiyor”, buluş kapasitelerini kullanılamıyor, bilinç düzeyleri düşüyor.

Son çözümlemede, korku toplumu bireyleri ve toplulukları yozlaştırıyor; birleşme yerine ay-rışmalar, kapsayıcılık yerine sömürücülük, saygı yerine kibir ve üstünlük inancı, içtenlik yerine aldatma öne çıkıyor. Toplum içten içe çürüyor, gücü azalıyor...

KORKU ÜRETENLER “GEREKÇE” BULURKorku üretenlerin ayırt edici özelliklerinden

biri, davranışlarını meşrulaştıran gerekçe üretme-leri ve o gerekçelere kendilerini inandırmalarıdır. İnsan doğası üzerinde çalışma yapanlar, “Kötülük asla çıplak gelmez, üstüne mutlaka kutsal bir şal örter” özdeyişini üretmiştir. İnsan davranışla-rının çok temel değişmezlerinden biridir “bahane üretme” ve gerçek amacı saklayarak sunma.

Murat Belge, 30 Ekim 2002’de Radikal’de aktarmıştı: Stalin 1930’lu yıllarda, “Büyük Petro St. Petersburg’u yaparken 300 bin kişi bataklıklar-da can vermişti. Şimdi dünya sosyalizmini kuruyo-ruz, 30 milyon kişi feda edilse çok mudur?” demişti gayri resmi ortamlarda. Daha yüksek amaçlar için insanları feda etmeyi göze alıyordu.

İlber Ortaylı, Milliyet Pazar’da 11 Kasım 2002 günü ilginç bir örneği paylaştı: Fransa’nın gerçek anlamda kurucusu sayılan Kral St. Louis döneminde sapkın mezhep sayılan Cathor’lar-la savaşıyordu. Bu mezhep üyelerin bir bölümü Montsegur mevkiinde sarılanca kiliseye sığındı-lar. Simon de Monfort tüm kilisede bulunanların imha edilmesini emretti. Çevresindekiler, “Aman efendim, kilisede dini bütün günahsız Hıristiyanlar da var” dendiğinde, “Allah iyi kullarından inayetini esirgemeyecektir. Hele biz Allaha isyan edenleri yok edelim de mümin olanlar öbür dünyada mükâfatlarını bulur” demeye getirmişti.

Hırsız bile, haksız kazanılmış mala el koyduğu-na inanmasa o işi yapamaz. İnsanlar kendilerine biçtikleri, kendinden menkul daha yüksek idealler için çevresinde yaşanan dramlara göz yumabilir. Önemli olan yaşadığımız anda kendi kendimize biçtiğimiz değer ve kitlelerin bize gösterdiği destek

değildir, orta ve uzun dönemde tarihin hükmüdür. Ahmet İnam’ın Ekonomik Forum’da 15 Mart

2001 ‘de uyardığı gibi, şiddetin ve korkunun olduğu bir yaşam mutsuzluğun, acının, tutarsız-lığın, ezilmişliğin, kendini gerçekleştirememenin yaşandığı bir zamandır. Böylesi zamanlar, toplu-mun enerjisini boşa harcar; ödenen bedelle, ula-şılan sonuç arasında tutarlı dengeler kurulamaz.

Ortaylı’ya geri dönelim: “Bütün sorun, siya-silerin ve toplum düşüncesine yön verenlerin kork-maması, basit dürtülerle toplumları ayaklandıracak nitelikteki çağdaş medyanın çok dikkatli ve bilinçli olmasıdır. Sokaktaki çilekeş insanı kışkırtmak çok kolaydır. Daha zor olan yöntem ise uzun vadede yüz ağartıcı sonuçlar yaratmaktır.”

Spinoza güç kullananların anlatım özgürlüğü-nü ne kadar kısıtlarlarsa, o oranda karşı dirençle karşılaşacaklarını söyler. Otto Lampe, korkunun ulusal, bölgesel ve kültürel benliğimizin kaybolma-sına yol açtığını belirtir. Ayrıca, politik, ekonomik, sosyal ve kültürel olarak karar verme haklarının yitirilmesine yol açtığının altını çizer.

Korkunun “insan boyutunu” Shakespeare ünlü şiirinden bir kez daha anımsayalım.

“İnsanların çoğunluğu, kaybetmekten kork-tuğu için sevmekten korkuyor.

Sevilmekten korkuyor, kendisini sevilmeye layık görmediği için.

Düşünmekten korkuyor, sorumluluk getir-diği için.

Konuşmaktan korkuyor, eleştirilmekten korktuğu için.

Duygularını ifade etmekten korkuyor, red-dedilmekten korktuğu için.

Yaşlanmaktan korkuyor, gençliğinin kıyme-tini bilmediği için.

Unutulmaktan korkuyor, dünyaya bir şey vermediği için.

Ve ölmekten korkuyor aslında yaşamayı bilmediği için.”

Korkuya değil, güvene… Yozlaşmaya değil, diri durmaya... Sevgisizliğe değil, birbirimizi anlamaya... İnsanları harcamaya değil, onları anlamaya ve kazanmaya her zamankinden daha çok ihtiyacımız var...

Korku toplumlarındaki insanların neye

inandıklarını anlamamız güçleşiyor. İnsanlar,

özgürlüklerini yitirdikçe,

kendilerini ciddi biçimde sansür ediyor, sorulan

sorulara verdikleri yanıtları saptırıyor.

Dürüstlük, bildiklerimizle

söyleyebildiklerimiz arasındaki makas

olduğuna göre, korku toplumunda

bireyler ve topluluklar

dürüstlükten uzaklaşıyor.

EKONOMİK FORUM 93i

T OBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi (TOBB ETÜ), öğrenci staj hareketliliği alanındaki iyi uygulama ör-nekleri sebebiyle, Avrupa Birliği (AB) Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi Başkanlığı’ndan (Türkiye Ulusal

Ajansı) “Erasmus-Kalite (E-Kalite) Ödülü” kazandı. TOBB ETÜ Rektör Vekili Prof. Dr. Adem Şahin, 2012-2013 akademik yılındaki iyi uygulamaları sebebiyle verilen E-Kalite Ödülü’nü,

düzenlenen törende Yükseköğretim Ku-rulu (YÖK) Başkan Vekili Prof. Dr. Şaban Çalış’tan aldı. Ödül törenine TOBB ETÜ Erasmus Kurum Koordinatörü ve Bilgisa-yar Mühendisliği Bölüm Başkanı Doç. Dr. Erdoğan Doğdu ile Dış İlişkiler Müdürü Fisun Talay Yavuzcan da katıldı.

94 EKONOMİK FORUM

TOBB ETÜ

TOBB ETÜ, Türkiye Ulusal Ajansı’nın Erasmus-Kalite Ödülü’nü kazandıTOBB ETÜ, öğrenci staj hareketliliği alanındaki iyi uygulama örnekleri sebebiyle, Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi Başkanlığı’ndan “Erasmus-Kalite Ödülü” kazandı. TOBB ETÜ 2007-2008 akademik yılından itibaren Erasmus Staj Hareketliliği kapsamında, ortak eğitimlerini yapmak üzere öğrencilerini AB üyesi ülkelerdeki iş yerlerine gönderiyor.

mTOBB ETÜ Rektör Vekili Prof. Dr. Adem Şahin’e, E-Kalite Ödülü’nü YÖK Başkan Vekili Prof. Dr. Şaban Çalış verdi.

mErasmus Kalite Belgesi Ödül Töreni 17 Aralık 2014 tarihinde Ankara’da yapıldı.

EKONOMİK FORUM 95i

TOBB ETÜ

TOBB ETÜ’DE ERASMUS STAJ HAREKETLİLİĞİNE ÖNEM VERİLİYOR

Vizyon odağını ‘üniversite-iş dünyası işbirliği’ oluşturan TOBB ETÜ’de, Eras-mus+ Yükseköğretim Öğrencileri Staj Ha-reketliliği Programı’na iş dünyasıyla di-yalog sağlayan bir kanal olması açısından büyük önem veriliyor. Program aracılığıyla bir taraftan başka bir ülkede yaşayarak kültürlerarası tecrübe kazanan ve karşı-laştıkları problemlerle baş edebilmeyi öğ-renen öğrenciler, diğer taraftan da Avrupa iş pazarını tanıma imkânı elde ediyor.

TOBB ETÜ, 2007-2008 akademik yılından itibaren Eras-mus Staj Hareketliliği kapsamında, ortak eğitimlerini yapmak üzere öğrencilerini AB üyesi ülkelerdeki iş yerlerine gönderi-yor. Bugüne kadar toplam 316 TOBB ETÜ öğrencisi staj ha-reketliliğinden faydalandı. Verileri, kazanılan E-Kalite Ödülü için temel alınan 2012-2013 akademik yılında ise 57 TOBB ETÜ öğrencisi staj hareketliliğine katıldı.

Erasmus Öğrenci Staj Hareketliliği Programı kapsamında iş yerleriyle anlaşma TOBB ETÜ tarafından yapılıyor. Ayrıca Türk Alman Ticaret ve Sanayi Odası (TD-IHK) ile TOBB ETÜ arasında program kapsamında Almanya’daki iş yerleriyle işbirliği kurulmasını sağlayan bir proje yapıldı ve söz konusu proje Türk Alman Bilim Yılı’nın açılışında Almanya’da tanıtıldı.

Yükseköğretim kurumlarında okutulan derslere yönelik olarak modern teknolojilerle hazırlanmış, etkileşimli ve zenginleştirilmiş Türkçe içeriğe sahip akademik

e-kitapların geliştirilmesini amaçlayan Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) 5000 Destek Programı’na TOBB ETÜ damgasını vurdu. İlk iki çağrı dönemi içinde farklı bilim dallarından 100’ü aşkın proje başvurusunun yapıldığı Program’da, desteklenmesine karar verilen altı elektronik kitaptan ikisi TOBB ETÜ Öğretim Üyesi Doç. Dr. A. Talha Yalta’ya ait “Makro Ekonomiye Giriş” ve “Mikro Ekonomiye Giriş” kitapları oldu. Hacettepe Üniversitesi İktisat Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. A. Yasemin Yalta ile birlikte yazılmakta olan iki kitap

sırayla 2015 ve 2016 yılı sonunda tamamlanacak.TÜBİTAK tarafından eğitimde fırsat eşitliğine katkıda bulunmak amacıyla ücretsiz erişime sunulacak olan kitapların Türkiye’deki üniversitelerde yaygın olarak kullanılması hedefleniyor.

lTÜBİTAK 5000 E-Kitap Projesi’nden TOBB ETÜ Öğretim Üyesi Doç. Dr. A. Talha Yalta’nın iki e-kitabına destek aldı.

TÜBİTAK

5000 E-KİTAP

PROJELERİNDE

TOBB ETÜ

BAŞARISI

96 EKONOMİK FORUM

KÜTÜPHANE

Kitapta, Osmanlıdan bir gram altın almayan üstelik Osmanlının borçlarını ödemek zorunda kalan Genç Cumhuriyetin 15 yılın da neler yaptıklarını, nasıl Cumhuriyet tarihinin en yüksek kalkınma hızını yakaladıklarını ve 1930-39 döneminde dünyada kalkınan ülkeler arasında İngiltere ve ABD’yi geride bırakarak Japonya ve Almanya’dan sonra en çok kalkınan üçüncü ülke olduklarının öyküsünü hayretle okuyacaksınız.

Kitabın yazarı Nazmi Kal, “Silahları elinden alınmış, yurdun büyük bölümü işgal edilmiş, yıllarca savaştan yorulmuş bir ulusu şaha kaldırarak Kurtuluş

Savaşı’nı kazanmak ne kadar mucize ise ekonomideki başarılar da bir mucizedir.

Bu kitabı yazmaya karar vermeden önce Atatürk için yazılan kitapları taradım. Bazı bilim insanlarının yazdıkları

Atatürk dönemi ekonomisiyle ilgili kitapların dışında halkın anlayacağı sadelikte yazılmış bir kitap bulamadım. Bu durum beni daha da böyle bir kitabı yazmaya yöneltti” diyor.

Başarılı bir iş hayatı ve mükemmel iş iletişimi becerileri kazanmak için artık bir yardımcınız daha var. David Brown imzalı Zor İnsanlarla Çalışma Sırları iş iletişimi becerileri kazanmak isteyenlere rehberlik ediyor.

İşyerinde çalışmakta zorlandığımız kişiler olabilir. İnsan sorunu başkasında aramaya o kadar alışkındır ki kendi davranışlarına, çalışma ortamına, motivasyon unsurlarına bakmak aklına bile gelmez. Zor İnsanlarla Çalışma Sırları sayesinde, bu çatışmanın altında yatan sorunun nereden kaynaklandığını bulup çözüm üretebileceksiniz. 

Kitapta uzmanlar ve üst düzey profesyoneller zor insanlarla çalışmanın sırlarını paylaşıyor.

Bir dönemin ekonomik mucizesi

İş hayatının sırlarını uzmanlar anlatıyor Slikon Vadisi’nde başarılı girişimcilik faaliyetleri

yürütmüş girişimci/akademisyen Mustafa Ergen’in yazdığı Girişimci Kapital: Silikon Vadisi Tarihi ve Startup Ekonomisi, teknoloji girişimciliğinin tarihsel süreçlerini anlatan ve bu alanda iş kurma, sermaye bulma gibi konularda pratik bilgiler veren kapsamlı bir kaynak.

Kitap, risk yatırımı destekli şirketleşme modelini küresel ölçeklerdeki şirket örnekleriyle sunuyor ve adım adım, okuyucuyu fikir bulmaktan şirket büyütmeye götürüyor. Geçmişten gelen yenilik dalgalarıyla ortaya çıkan ihtiyacı ve kurulan şirketleri, gelecek yenilik dalgalarını, girişimcilerin yatırım almak için, şirket kurmadan önce veya kurduktan sonra yapmaları gerekenleri anlatıyor. Silikon Vadisi dışındaki girişim ve teknoloji merkezlerini ve Silikon Vadisi modelinden fayda sağlayan ülkeleri inceliyor. Risk yatırımcılığının ülke ekonomisine katkısını ve Türkiye’deki durumu anlatıyor. Kitap girişimci üniversite, girişimci şehir ve girişimci ekonomi kavramlarını tartışmaya açan bir son söz ve girişimcilik üzerine yazılmış önemli kitapların listesi, belli başlı risk yatırım firmalarının tanımı ve bir terimler sözlüğüyle bitiyor.

Risk yatırımcılığının ekonomiye katkısı

or

Zor İnsanlarla Çalışma SırlarıDavid BrownÇevirmen: Aysun Babacan128 Sayfa, Aralık 2014NTV Yayınevi İstanbul

Girişimci Kapital: Silikon Vadisi Tarihi ve Startup EkonomisiMustafa Ergen Koç Üniversitesi Yayınları400 Sayfa, Ocak 2015İstanbul

altınborGenneltariyakdüİngJakaöy

“Sbyu

Atatürk’ün Diktiği AğaçlarCumhuriyet’in Kalkınma Mucizesi 1923-1939Nazmi KalAtay Yayınları414 Sayfa, Aralık 2014İstanbul

EKONOMİK FORUM 97i

Faik Byrns “Hayalden Öte” adlı kitabından sonra kaleme aldığı “Su”dan “Cola”ya adlı yeni eseriyle iş dünyasına, iş dünyasının kurallarına ve iş hayatı kültürüne Coca Cola’da yaptığı uygulamalarla farklı bir bakış açısı getiriyor. Rekabet, iş ilişkileri, yönetim, yöneticiler ve çalışanlar Faik Byrns’ün anlatılarıyla mevcut kimliklerini korurken; insani ve yaşamsal hassasiyetlerin göz ardı edilmediği bir iş ortamında başarıya ulaşmanın çok daha kolay olabileceğini anlatıyor okuyucularına.

“Başarının tek yolu, başarısızlığın ise binbir bahanesi var” diyen Faik Byrns, gençlere, okuyuculara ve merak eden herkese “Su”dan “Cola”ya kitabıyla, işte bu “tek yol”a giden adresi veriyor.

Stratejik pazarlama yönetimi ve tüketici davranışı alanlarında çalışan akademisyen Gülfidan Barış, Şikâyet Yönetimi Rehberi’nde işletmelerinde şikâyet yönetimi sürecini kurmak ve geliştirmek isteyenlere kılavuzluk edecek bir kaynak sunuyor. Kitabın özgün yanı, işletmelerin gündelik hayatta karşılaşabileceği gerçek sorunları incelemesi ve bu konuda yapılacakları “stratejiden operasyona kadar” olan süreçte adım adım ele alması. Bu anlamda, kitapta yer alan değerlendirme formları, gerçek yaşam örnekleri, gazete haberleri ve iletişim mektubu örnekleri, kitabı okuyan yöneticilere şikâyet yönetimi konusunda durdukları yeri görme fırsatı da sunuyor.

Öte yandan şikâyet yönetimi sadece sorunlu ürün ve hizmetle ilgili değil, potansiyeli adeta sınırsız. Bu süreçten yeni ürünler çıkarılabilir, diğer ürün hatlarıyla ilişkilendirilip yenilikler, iyileştirmeler yapılabilir. Yani her şikâyet, moral bozucu bir yorum değil, daha iyiye giden yolda birer işaret olabilir. Şikâyet Yönetimi Rehberi’ne başvurarak bu işaretleri görebilecek, iş verimini artırmada sağlam adımlar atacaksınız.

İş kültürüne farklı bir bakış açısı

Şikâyet etmekten veya edilmekten korkmayın…

Gülder DEMİR | gulder.demir@dunya.comEkonomik Forum Dergisi, Dünya Yayıncılık AŞ, 100. Yıl Mahallesi, Kat: 3 34440 Bağcılar/İSTANBUL

KİTAP GÖNDERMEK

İÇİN...

Kimden mi söz ediyorum? Başımızın üstünde yeri olan beynimizden tabii ki… Tamam, kabul! Daha %10’unu bile kullanamazken bizi uzaya gönderdi! Sayesinde “Işınla beni Skati” cümlesini kurmamıza az kaldı! Ama bazen işleri çok abartıyor. İşgüzarlık etmeye kalkıyor. Kötü hiçbir şey olmasa da hayatımız çocukluğumuzdaki kadar keyif vermiyor… Genciz, güzeliz, yakışıklıyız, işimiz gücümüz var çok şükür ama sokaktaki çiçekçinin özgüvenine sahip değiliz… Toplantıda bir konuşma yaparken, hiç çalışmadan sözlüye kalkmış öğrencinin ruh haline girebiliyoruz. Neden sizce? Çünkü beynimizin yıkanmaya ihtiyacı var! Çünkü doğduğumuz andan itibaren yaşadığımız her negatif durumu arşivleyen, korkuları, kaygıları biriktirip her yeni koşulda önümüze diken bir koleksiyoncu o! Gelelim iyi habere! Çözüm çok kolay! Hadi ona her şeyin yolunda olduğunu söyleyelim. Ve bu kitapla başarı, sağlık, özgüven, bolluk ve bereket için beynimizi formatlayalım…

Bilinçaltına format at! Sorun sende değil! Onda!

Şikâyet Yönetimi RehberiStrateji ve Uygulama AraçlarıGülfidan BarışMediaCat Yayıncılık244 Sayfa, Ocak 2015İstanbul

Yıka BeyniniM. Barış MusluDoğan Novus Yayınevi296 Sayfa, Ocak 2015İstanbul

“Su”dan “Cola”yaFaik ByrnsElma Yayınevi272 Sayfa, Ocak 2015Ankara

Strategy Analytics’in güncel bir raporuna göre, 2016 yılında handset cihazların yüzde 12’si C konektörlerine sahip olacak. Bu yeni platforma yönelik artan talebi değerlendiren SanDisk, C

konektörüne sahip ilk USB flash sürücüsünü, ilk etapta 32GB kapasiteyle piyasaya sürdü. Yeni nesil cihazlar ve PC/Mac bilgisayarlar

arasında hızlı ve kolay transfer için yeni Dual USB Sürücü’nün bir ucu C

konektörü, diğer ucu ise USB 3.0 olarak tasarlandı. C

konektörlü yeni Dual USB Sürücü, aynı zamanda kullanıcılara mobil cihaz

hafıza ve depolama yönetimi kolaylığı sunan

SanDisk Memory Zone uygulamasıyla uyumlu çalışıyor. Google Play’den ücretsiz olarak indirilebilen ve kullanıcıların verilerinin

yerini tespit etmesini, düzenlemesini, transfer etmesini ve yedeklemesini sağlayan uygulama, Android cihazların neredeyse tamamıyla uyumlu. Cihazda internet bağlantısı varken Memory Zone uygulaması otomatik olarak açılıyor ve kullanıcıların mobil cihazlar ve sürücü arasında kolaylıkla içerik transferi ve yönetimi yapmasını sağlıyor.

iPhone ve iPad kullanıcıları için App Store’da yerini alan iXpand Sync uygulaması, kullanıcıların otomatik olarak fotoğraf ve videoları senkronize etmesini, yedeklemesini ve transfer etmesini sağlıyor. İyi reyting alan uygulama, iXpand Flash Sürücü iPhone veya iPad’lere bağlandığında otomatik olarak çalıştırılıyor.

Güçlü kurumsal modüler POS sistemi

98 EKONOMİK FORUM

YENİ ÜRÜN

SanDisk’in fotoğraf transferini kolaylaştıran mobil bellekleri satışta

Panasonic, yüksek teknolojiye sahip ve güçlü JS-970, Core i5 model POS iş istasyonunu tanıttı. Ürün, çeşitli Windows işletim sistemleri ve mevcut Panasonic POS cihazı kablo ve aksesuarlarıyla (bozuk para ve kasa çekmecesi gibi) uyumlu olmanın yanında hepsi bir arada esnek, modüler bir tasarıma sahip. Bu tasarım perakende, hızlı tüketim restoranları ve konaklama sektörlerinde kullanım için ürünü ideal kılıyor.

Panasonic JS-970 serisi, net görüntü sağlayan 15 inç, XGA (1024×768) ekran ve dirençli dokunmatik ekran becerisiyle birlikte geliyor. Özel proje seçenekleri için opsiyonel olarak 17 inç SXGA dirençli dokunmatik ekran ve 15 inç kapasitif dokunmatik ekran da sunuluyor. Ekranlar

yatırılabiliyor ve cihaza harici ekranlar eklenebiliyor. Panasonic JS-970 ayrıca, bir dizi güç kaynaklı ve standart COM ve USB arayüzlerini içinde barındırıyor. Bu sayede perakendeciler, ihtiyaç duydukları tüm çevresel arabirimlere bağlanabiliyorlar.

Diğer ek seçeneklerin arasında manyetik şerit okuyucu (ISO track 1,2,3), güvenli şerit okuyucu (T-DES ve AES şifreleme), optik taramalı parmak izi okuyucu ve güvenli manyetik şerit & parmak izi birleşik kullanımı yer alıyor. Tüm bunlara ek olarak sunucuya giriş ve kimlik doğrulama için I-button ve Dallas Key seçenekleri ve sistemin olası güç kesintilerinde güvenli olarak kapatılabilmesini sağlayan opsiyonel bir pil kapama seçeneği de sunuluyor.

EKONOMİK FORUM 99i

Gülder DEMİR | Editörgulder.demir@dunya.com

Kontrol teknolojisini özelleştirilmiş kontrol dolabı çözümleriyle birleştirirken, yapıyı daha

kompakt hale getirmenin yanında makineler ve kurulumların ihtiyaç duyduğu alanı küçültmek zorlu olabilir. Yeni Eplan Design Space Exchange (DSE), elektrik ve kontrol sistemleri mühendislerinin sanal model oluşturma işlemini basitleştirirken, aynı anda elektrik ve mekanik tasarım mühendislikleri arasındaki engelleri ortadan kaldırır. DSE, kontrol dolabı ve şalt tertibatı yapılarında bulunan mekanik yapı ve kontrol sistemi teknolojisi arasındaki disiplinler arası verialışverişini destekler.

DSE, montaj paneli veya dolabının kurulum alanına ait özel gereksinimleri dikkate alan mekanik tasarımın, tamamen parametrik bir 3B geometrik veri modeline dayalıdır. DSE, kontrol dolabı kasası tasarımının 3B CAD verilerine erişir ve bunları Eplan Pro Panel aracılığıyla montaj düzeninin temeli şeklinde Eplan Platform’un kullanımına sunar. Bu tasarım alanı dâhilinde 3B montaj düzeni, elektriksel tasarıma ait otomasyon konseptine bağlı olarak oluşturulur. Kurulumu yapılmak istenen elektrikli ekipmanların tümü sanal olarak monte edilecek, mekansal koşullar ve asgari boşluk mesafeleriyle ilgili üretici şartnameleri dikkate alır.

Sanal montaj düzeni tamamlandıktan sonra, Eplan DSE tek bir düğmeye basma yoluyla kurulum delikleri, kordonları, yuvaları ve devre kesicilerinin 3B makine mühendisliği modeline entegre edilmesi için gerekli verileri sağlar. DSE bundan sonra Autodesk Inventor sayfasındaki veri ve cisimleri yorumlar ve tüm bileşenler, delikler ve devre kesiciler dahil olmak üzere mekanik tasarım için tutarlı bir ürün veri modeli oluşturur.

Yeni: Eplan Design Space Exchange

Asmolen uygulamalarında doğru tercih Ytong

Türk Ytong, Cepli Asmolen Blokları ile asmolen döşeme uygulamalarında hafifliği, uygulama kolaylığını ve yalıtım avantajını bir arada sunuyor. Asmolen uygulamalarında en çok ihtiyaç duyulan malzeme hafifliği ihtiyacını karşılayan ve bu özelliğiyle uygulamada hız kazandıran Ytong Cepli Asmolen Blokları, fire vermeden şekillendirilebilir yapısı sayesinde inşaatlarda ekonomi sağlıyor.

Mineral bazlı, yanmayan ve masif bir ürün olan Ytong Cepli Asmolen, aynı zamanda ses ve ısı yalıtımı da sağlıyor. Yapılarda ısı yalıtımı ve enerji tasarrufu performansını artıran Ytong Cepli Asmolen Blokları, uygulama sırasında içerisine beton sızdırmayan boşluksuz yapısı sayesinde inşaatlarda %15’e varan beton tasarrufu sağlıyor. Döşeme kolaylığı sağlayan cepli ve hafif yapısının yanı sıra, düz yüzeyler

ve estetik bir görünüm elde etme fırsatı sunan Ytong ile sıva uygulamalarında ise %30-40 oranında tasarruf elde ediliyor.

A1 sınıfı hiç yanmaz özellikteki Ytong Cepli Asmolenler, Yangın Yönetmeliğine uygun, güvenli yaşam alanları oluşturulmasına da olanak sağlıyor. Asmolen uygulamalarında sıklıkla sorun oluşturan avize vb. ağırlıkların tavana montajı işi Ytong’da sorunsuzca yapılabiliyor. İnşaat verimliliğini büyük oranda etkileyen şantiyedeki bedensel işlerin kolaylaşmasına hafif yapısı ve uygulama kolaylığı ile katkıda bulunan Ytong Cepli Asmolen Blokları, bu sayede çalışan ların motivasyonunu ve iş kapasitesini de artırıyor.

Microsoft yenilikçi akıllı telefon deneyimleri sunmaya devam ediyor. Yeni tanıtılan cihazlar farklı boyut ve kamera seçeneklerine sahip temel donanım unsurlarının kusursuz bileşimine sahip olmanın yanı sıra Lumia 640 ile Lumia 640 XL kullanıcıları işte, evde ve her yerde her an her şeye hazırlıklı olabiliyor. 1.2GHz hıza sahip dört çekirdekli CPU ile güçlü Qualcomm Snapdragon işlemci ile dahili 1 GB bellek sayesinde önemli belgelere, popüler web sitelerine, uygulamalara ve oyunlara hızlı ve sorunsuz erişim sağlıyor. İster Lumia 640 ile 5 inç, ister Lumia 640 XL ile 5,7 inç yüksek çözünürlüklü (HD) ekranda net

fotoğraf ve video keyfi yaşatıyor.Lumia 640’ta 8MP, Lumia 640

XL’de 13MP ZEISS lense sahip kamerayla yetersiz aydınlatmalarda bile detaylı fotoğraf çekebilme özellikleri bulunuyor. Her iki telefonda da LED

flaş, görüntülü Skype görüşmeleri için ön kamera ve kullanıma hazır Lumia Camera yazılımına sahip.

Çift SIM kartlı modellerde LTE desteği de ilk kez bu telefonlarda sunuluyor. Ayrıca tüm iki SIM kartlı modellerde hiçbir çağrıyı kaçırmamanız için Smart Dual SIM aplikasyonu da var.

Lumia 640 ve Lumia 640 XL kullanıcıları yeni Windows 10 özelliklerine Windows Insider Programı yoluyla erişebiliyor.

Microsoft Lumia 640 ve Lumia 640 XL ile her şeye hazırlıklı olun!

100 EKONOMİK FORUM

TOBB Tahkimi, ticari ve sınaî ihtilafların TOBB Tahkim Kuralları çerçevesinde bağımsız ve konusunun uzmanı hakem kurulları tarafından süratle, güvenle ve adaletle hallini gerçekleştiriyor. Divan’da altısı yabancı uyruklu olmak üzere 14 dava devam ediyor.

HABER

T OBB Tahkim Divanı toplantısı, Tahkim Divanı Başkanı ve aynı zamanda İMEAK Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Metin Kalkavan, Danışman Başkan Vekili Prof. Dr. Zühtü Aytaç, Divan Kâtibi Prof. Dr.

Mehmet Ünal, Divan Üyesi Prof. Dr. Ziya Akıncı ve üye Metin Büyük’ün katılımıyla TOBB’da gerçekleştirildi. Divan’da altısı yabancı uyruklu olmak üzere 14 dava devam ediyor. Devam eden davalar ile alınan kararların yanında toplantıda, Tahkim Divanı Sekretaryası tarafından, Divan üyelerine, tahkim alanında gün-cel bilgilerin olduğu bir sunum yapıldı.

Tahkim, bir hukuki uyuşmazlığın, devlet yargısına baş-vurmadan, genellikle uyuşmazlığın taraflarınca belirlenen ve hakem olarak adlandırılan bağımsız özel kişiler eliyle nihai olarak karara bağlandığı ve verilen kararın bağlayıcı olduğu, adli yargıya alternatif bir yargı yoludur.

Bugün, ekonomik yönden gelişmiş ülkelerde ticari uyuş-mazlıkların çözüm yolu olarak adli yargı (mahkemeler) yerine tahkim tercih ediliyor. Bunun nedeni ise tahkimin, mahkeme yargılamasına göre kesin gizlilik içinde, tercih edilen tahkim kuralları çerçevesinde, o uyuşmazlık için atanmış konusunun

TOBB Tahkim Divanı toplantısı yapıldı

uzmanı/uzmanları tarafından daha ucuz ve daha hızlı şekilde sonuçlandırılmasıdır.

Bu çerçevede, TOBB Tahkimi, modern kurallarıyla gerek Türk firmalarının kendi aralarında, gerek Türk firmaları ile ulusla-rarası firmalar arasında, gerekse uluslara-rası firmaların kendi aralarında iktisadi, ticari veya sınaî alanda çıkan anlaşmazlık-ların tahkim yoluyla çözümünü sağlayan bir tahkim merkezidir.

TOBB Tahkimi, ticari ve sınaî ihtilaf-ların TOBB Tahkim Kuralları çerçevesinde bağımsız ve konusunun uzmanı hakem ku-rulları tarafından süratle, güvenle ve ada-letle hallini gerçekleştiriyor. Aynı zamanda listesinde bulunan tecrübeli, alanlarında uzman olan hakemleri, tahkim gider ve hakem ücretleriyle aynı düzeyde faaliyette bulunan uluslararası diğer merkezlere göre daha uygun bir hizmet sunuyor.  

GÜNDEMGÜNDEMODALAR VE BORSALARDANODALAR VE BORSALARDAN

HABERLERHABERLER

102102

102 EKONOMİK FORUM

ODALAR ve BORSALARTOBB ÜYELERİ HABERLER, GELİŞMELER VE GÖRÜŞLER

üretilen 5,5 milyon ton mısırın yaklaşık yarısı bu bölgede üretilmiştir. Çiftçimize bu büyüklükte bir desteğin verilmesi çok büyük önem taşımaktadır. Nişasta bazlı şeker (NBŞ) fabrikaları kotanın artıp artmayacağını bilemediklerinden ihtiyaçlarının tamamını karşılamak için çiftçilerle sözleşme yapmaktan imtina etmektedirler. Bölge çiftçilerinin mısır ekimini planlayabilmesi için ekim mev-siminden önce nişasta bazlı şeker kota-larının ilan edilmesi, çiftçinin ne kadar mısır ekeceğini planlaması açısından önemlidir. Belirsizliğin giderilerek kota-nın artırılması talebimizi takdirlerinize saygılarımla arz ederim.” 

Ertekin “Nişasta bazlı şeker kotaları ilan edilsin”

Şanlıurfa Ticaret ve Sanayi Odası (ŞUTSO) Yönetim Kurulu Başkanı E. Sab-ri Ertekin, nişasta bazlı şeker kotalarının ekim mevsiminden önce ilan edilmesi hakkında ilgili bakanlıklar ile kurumlara bir yazı göndererek üreticilerin beklen-tilerini ve konuyla ilgili taleplerini iletti. Ertekin Ekonomi Bakanı Nihat Zey-bekçi, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı

Fikri Işık, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker ile Şeker Kurumu Başkanı Dr. Hüsnü Tekin’e gönderdiği yazıda şu ifadelere yer verdiğini belirtti:“Çukurova ve GAP bölgeleri ikliminin uygunluğu ve verimli topraklardan dolayı önemli bir tarım bölgesi olup, mısır, böl-ge çiftçilerinin en önemli üretim konu-larından biridir. 2014 yılında ülkemizde

Isparta Ticaret ve Sanayi Odası (ITSO), kentin sürdürülebilir kalkınması noktasında çalışmalarına devam ediyor. ITSO Yönetim Kurulu Başkanı Şükrü Baş-değirmen, Isparta’nın turizm alanında ge-lişmesi ve markalaşmış ürünlerinin oteller aracılığıyla dünyaya tanıtılması amacıyla önemli bir adım attı. Başdeğirmen, Türki-ye Otelciler Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Osman Ayık’ı Isparta’ya davet ede-rek, Isparta’da kozmetik ve turizm sektörü temsileriyle buluşturdu. ITSO’da yapılan toplantıda Başdeğirmen’in yanı sıra ITSO Meclis Başkanı Osman Şahlan, Meclis Baş-kan Yardımcısı Aliihsan Altınok, ITSO Yö-netim Kurulu üyeleri, Güneykent Belediye Başkanı Fahrettin Gözgün, Turizm Derneği Başkanı Fevzi Özdemir, ITSO 16. Grup (Ko-naklama Yerleri Danışmanlık ve Turizm) Meslek Komitesi Başkanı Müjgan Cingöz ile gül üreticileri ve kozmetik sektörü temsilci-leri, turizm otel işletmecileri hazır bulundu. Başdeğirmen, Isparta’nın turizm alanında gelişmeye açık olmasının yanı sıra dünyada eşi benzeri olmayan tarihi ve doğal güzel-liklere sahip nadide bir il olduğunu anlattı. Otelciler Federasyonu Başkanı Ayık’dan Isparta’nın markalaşmış değerlerinin tanı-tılması ve anlatılması konusunda destek ve işbirliği talebinde bulunan Başdeğirmen, “Tarihi ve doğal güzelliklerimizin yanı sıra Isparta olarak adımızı dünyaya gülümüzle duyuruyoruz. Markalaşmış değerimiz olan

gülümüzden elde ettiğimiz ürünlerimizi turizm konusunda önemli bir potansiyele sahip ve dünyanın en iyi otellerinin olduğu Antalya’da daha fazla değerlendirilmesini istiyoruz. Antalya’ya gelen turistlere SPA merkezlerinde gül ürünlerinin sunulmasını istiyoruz. Antalya’ya gelen turistlerimizi ilimizde ağırlamak, onlara gülü, Isparta’nın tarihi ve doğal güzelliklerini anlatmak isti-yoruz. Biz havasıyla, doğal güzellikleri ve tarihi değerleriyle Antalya’yı tamamlayan bir iliz. İlimizin tanıtılması, markalaşmış değerlerinin anlatılması için desteğinize ve işbirliğinize ihtiyacımız var” dedi.

Meclis Başkanı Osman Şahlan da, Isparta’nın Antalya’da bulunan otellerin kerevit ihtiyacını karşılayacak potansiyele sahip olduğunu anlattı. Turizm Dernek Baş-kanı Fevzi Özdemir, Isparta’nın her yönüyle önemli değerlere sahip olduğunu belirterek, “Kültürel ve alternatif turizm açısından

ilimiz çok değerli. Önemli turizm değer-lerinden farklı formatlarımız var. Antal-ya’daki tatil köylerimizde spa merkezlerinde gül odası olmasını isterim. Gül kremleriyle masaj yapılan gül kokulu odalar olmalı. Yağ gülümüz Türkiye’nin hiçbir yerinde yok. Isparta’nın birçok değerleri var örneğin Psidia Antiokya bizim için çok önemli. Bu değerlerin daha fazla tanıtılması ve anla-tılmasını istiyoruz. Bu konuda da sizlerden destek bekliyoruz” diye konuştu.

Türkiye Otelciler Federasyonu Başkanı Osman Ayık ise Isparta’nın tam anlamıy-la tarihi, kültürel ve turizm değerlerinin bilinirliğinin artırılması için Antalya’yla daha fazla iç içe olması gerektiğinin altını çizdi. Ayık, “Isparta’nın marka değerlerinin tanıtılması ve ileriye taşınması noktasında elimizden geleni yapacağımız gibi gül ürün-lerinin de otellerde kullanılması için gere-ken tüm çalışmalara destek olacağız” dedi.

Gül turizminde yeni adımlar

ODALAR ve BORSALAR

EKONOMİK FORUM 103i

Adana Sanayi Odası (ADASO) ile Ege Bölgesi Sanayi Odası’nın (EBSO) İzmir ve Adana arasında dostluk ve ticaret köprüsü kurulması, geliştirilmesi için ilk buluşma gerçekleştirildi.

ADASO Meclis Başkanı Hüseyin Nuri Çomu, Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Kı-vanç ile Yönetim Kurulu ve Meclis üyeleri tarafından karşılanan EBSO Meclis Başkanı Salih Esen ve Yönetim Kurulu Başkanı En-der Yorgancılar başkanlığında 130 kişilik EBSO heyeti, Hacı Sabancı Organize Sanayi Bölgesi’nde incelemelerde bulundu. EBSO heyeti Adana Valisi Mustafa Büyük, Adana Ticaret Odası ve Adana Ticaret Borsası zi-yaretinin ardından EBSO ve ADASO Meclis üyeleri ADASO’da düzenlenen ortak meclis toplantısında bir araya geldi.

ADASO Meclis Başkanı Hüseyin Nuri Çomu, Adana ile İzmir’in güzellikte ve zor-lukta aynı kaderi paylaşan iki şehir olduğu-nu, ancak ticari ve yatırım ilişkilerini arzula-nan seviyede gerçekleştiremediğini söyledi.

EBSO Meclis Başkanı Salih Esen de, İzmir’in Ege’nin, Adana’nın ise Akdeniz ve

İzmir ile Adana arasında

ticaret köprüsü kurulması için

yola çıkıldı

Bozüyük TSO girişimci adaylarını desteklemeye devam ediyor

Güneydoğu Anadolu’nun merkezi konu-munda ve pek çok benzerliği bulunduğunu belirtti. Esen, “İki ilde teşvik adaletsizliğin-den yakınıyor. İşsizlik oranlarımız at başı gidiyor. Gerçekten işbirliği yapmamızda büyük yarar var. Aksi takdirde hak etmedi-ğimiz büyüme oranlarıyla sürekli karşılaşa-cağız” diye konuştu.

ADASO Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Kıvanç, Ege Bölgesi sanayicilerini Adana’da ağırlamaktan büyük mutluluk duydukla-rını ifade etti. Sanayiciler olarak zor bir dönemden geçtiklerini dile getiren Kıvanç, “Türkiye’nin önemli bir yatırım hamlesine ve yapısal dönüşüme ihtiyacı vardır. Bu an-lamda teşvik sistemi ilçe ve sektörel bazda yeni bir anlayışla ele alınmalı, yatırımcıya daha önceki teşviklerde olduğu gibi mad-di destekler verilmeli. Sanayicinin girdi maliyetleri azaltılmalı, finansman ihtiyacı daha uygun şartlarda sağlanmalı, istihdam üzerindeki yüklerin azaltılmasına yönelik önemli düzenlemeler yapılarak kısa sürede

uygulamaya konulmalıdır” dedi.EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender

Yorgancılar da, Anadolu sermayesinin sağ-lam adımlarla ilerleyişinden mutluluk duy-duğunu, sanayiye doyan İstanbul’a alterna-tif bölgeler yaratılması gerektiğini belirtti. Yorgancılar, bu hassas dönemde tüm sana-yicilerin birlikte hareket etmesi gerektiğinin altını çizerek, “Bugün sanayiciler olarak, girdi maliyetlerimizden yükümlülüklerimi-ze, kanun maddelerinden birtakım cezalara kadar çeşitli konularla mücadele etmek zo-runda kalıyoruz” ifadesini kullandı.

İzmir ile Adana’nın toplam net satışla-rının %1’i bile bulmadığını anımsatan Yor-gancılar, özellikle tekstil ve plastik sektörle-rinde işbirliği yapılabileceğine dikkat çekti

Meclis Başkanları Salih Esen ve Hü-seyin Nuri Çomu’nun tanıklığında EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar ile ADASO Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Kıvanç tarafından iki oda arasında işbirliği protokolü imzalandı.

Bozüyük Ticaret ve Sanayi Odası’nın (TSO) KOSGEB işbirliğiyle düzenlediği Uygulamalı Girişimcilik Eğitimleri 2015 Programı’na başlandı. Bozüyük Halk Eğitim Merkezi’nde 30 kursiyerin katılımıyla baş-layan eğitimler yıl boyunca devam edecek. 2015 Yılı için planlanan eğitim programla-

celikli sorunlarının başında istihdam ile yeni iş imkânlarının sağlanması ve ekono-milerin büyütülmesinin geldiğini belirtti. Levent, “Bu sorundan hareketle girişimci-liğin özendirilmesi ve teşvik edilmesi yö-nünde Bozüyük TSO girişimci adaylarını desteklemeye devam ediyor. Odamız spon-sorluğunda Uygulamalı Girişimcilik Eğitimi alan adaylar KOSGEB’den hibe desteğini nakit olarak tek kalemde alamayacak. İşlet-melerini kurmalarıyla birlikte yapacakları harcamalara göre belirlenen oranlar üzerin-den nakit olarak alabilecek. Bu konuda daha önce girişimci adaylar bilgilendirilmedikle-ri için mağdur oldular. Bu durumun göz önünde bulundurularak hareket edilmesi gerekmektedir” açıklamasında bulundu.

rına yaklaşık 90 kişilik bir başvuru gerçek-leştiği belirtildi. Uygulamalı Girişimcilik Eğitimleri KOSGEB Eğitimcisi Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İ.İ.B.F Öğretim Gö-revlisi Sami Tekdemir tarafından veriliyor.

Bilecik TSO Yönetim Kurulu Başkanı Buğra Levent, dünya ekonomisinin en ön-

ODALAR ve BORSALAR

104 EKONOMİK FORUM

zığ-Baskil, Sivas-Gürün ve Malatya olmak üzere dört ilde üretilen bir ürün olduğu-nu vurgulayan Erkoç, kayısının bölge ürünü olması nedeniyle de Milli Eğitim ve Milli Savunma Bakanlığı’nın da kuru üzümde olduğu gibi kayısıyı da alarak okullar ile askeri birliklerde dağıtılması yönünde bir çalışma yaptıklarını söyledi. Bu çalışmalardan sonra Malatya’ya gelen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a konuyla ilgili bir dosya sunduklarını be-lirten Erkoç, “Malatya’nın ekonomisinde kayısının önemini vurguladık. 50 bin ailenin geçim kaynağı olduğunu ifade

Malatya Ticaret ve Sa-nayi Odası (TSO) Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Hü-seyin Erkoç, kayısı da yaşa-nan fiyat düşüşünün önü-müzdek i sezond a devam etmemesi adına hazırladık-ları raporu Cumhurbaşka-nı Recep Tayyip Erdoğan’a, Hükümete ve Milli Savunma Bakanlığı’na ilettiklerini be-lirterek “Müjdeli haber bekliyoruz” dedi. Malatya TSO binasında Kayısı Komisyo-nu ve Meclis Başkanı Sami Payza’yla bir-likte basın toplantısı düzenleyen Erkoç, “Özellikle Başbakanımızın Manisa’da yapmış olduğu üzüm alımıyla ilgili açık-lamasından sonra Malatya kamuoyunda kayısının neden alınmaması noktasın-da bir kamuoyu oluştu. Biz bu konuyla ilgili kayısının da bölge ürünü olduğu-nu ifade ettik ve sivil toplum örgütleri olarak bölge milletvekillerinin tümüne bir yazı hazırlayarak gönderdik” dedi.Kayısının Kahramanmaraş-Elbistan, Ela-

Gaziantep Ticaret Borsası (GTB), 2015-2018 yılları stratejik plan hazır-lık çalışmaları kapsamında personel-lerine yönelik bilgilendirme eğitimi düzenledi. GTB Meclis Salonu’nda dü-zenlenen ve üç gün süreyle devam eden eğitim programında, Türk Loydu Vakfı Eğitmeni Banu Yüksel tarafından katı-lımcılara, TOBB-Oda/Borsa Akreditas-yonu kapsamında ISO 9001:2008 KYS Bilgilendirmesi ve Stratejik Planlama ça-lışmaları hakkında detaylı bilgi verildi.Stratejik Planlama, Strateji Geliştirme ve Stratejiyi Uygulama konuları hak-kında sunum yapan Yüksel, küresel re-

kabetin hüküm sürdüğü iş dünyasında işletmelerin ve kuruluşların stratejile-rini hazırlamalarının yaşamsal önem taşıdığına dikkat çekti. Stratejik plan-lama araçları hakkında örnekleriyle birlikte açıklamalarda bulunan Yüksel, ayrıca, paydaş analizi, gurup oluşturma ve paydaşları belirleme gibi konularda da uygulamalı anlatımlarda bulundu.GTB, akreditasyon ve strateji geliştirme eğitimlerinin ikinci ve üçüncü günün-de ise Borsa personellerine yönelik, ISO 9001:2008 Kalite Yönetim Sistemi ile TOBB Akreditasyon standardının entegrasyonu konularında sunumlar gerçekleştirildi.

Yüksel, bu eğitimlerde, kalite ve yönetim sistemi olgusunun gelişimi, toplam kali-te yönetiminin ve akreditasyonun temel prensipleri, ISO 9000 standartlar serisi ve gelişimi, akreditasyon standardının ortaya çıkışı ve ISO 9001’in akreditasyon açsısın-dan önemi hakkında çeşitli bilgiler verdi.İlk gün düzenlenen stratejik planlama eği-timine GTB Meclis Başkanı Selami Memiş, Meclis Başkan Yardımcısı Enver Çokay, GTB Yönetim Kurulu üyeleri Mehmet Sa-tıl, Karaca Türkmen, GTB Meclis Üyeleri Hüseyin Keskin, Veli Çelik, Burak Batallı, Murat Çetin, Ali Alagöz ve Mehmet Emin Balyemez katıldı. 

ettik. Malatya ili olarak kayısı fiyatındaki istikrarı yakalaya-madığımızı ama önümüzdeki sezonun fiyatının belirlen-mesi, fiyatların daha geriye gitmemesi açısından bir alı-mın yapılması hem üreticimizi hem de Malatya ekonomisini rahatlatacağını ifade etmeye çalıştık” açıklamasını yaptı.Malatya TSO’nun Meclisi’nde

bu konuyu defalarca gündeme getirdik-lerini anlatan Erkoç, “Bu sene kayısı fi-yatları 19-20 lirayken şu anda 10 lira ci-varlarına düştü. Bu düşüşün önümüzdeki sezonda devam etmemesi adına bu adım Malatya için çok önemli olduğunun vur-gusunu yaptık. Cumhurbaşkanımızdan, hükümetimizden, Milli Savunma Ba-kanlığımızdan bu çalışmalar neticesinde müjdeli bir haber bekliyoruz. Buradaki amacımız bizim milli ürünümüz olan ve dünyaca meşhur olan kayısımızın fiyat istikrarına kavuşması, üreticinin mağdu-riyetinin önüne geçilmesidir” dedi.

Malatya TSO kayısı fiyatında istikrar bekliyor

Gaziantep TB’de, Akreditasyon ve Stratejik Plan Eğitimi gerçekleştirildi

ODALAR ve BORSALAR

EKONOMİK FORUM 105i

Karacabey Ticaret ve Sa-nayi Odası (KTSO) ile Uludağ Üniversitesi Karacabey Mes-lek Yüksekokulu tarafından bu yıl ekim ayında gerçekleş-tirilmesi planlanan Karacabey Sempozyumu’nun hazırlık çalış-maları kapsamında gerçekleştiri-len çalıştaylar, “Karacabey Tarım ve Hayvancılık Çalıştayı” ile son buldu. KTSO’nun ev sahipliğin-de yapılan ve Uludağ Üniversitesi Karacabey Meslek Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. İbrahim AK moderatörlüğünde gerçekleştirilen Çalıştay’da, Karacabey’in tarım ve hayvancılık açısından güçlü/za-yıf yanları, ilçedeki tarım ve hayvancılık sektörüne yönelik fırsatlar ve tehditler ile tarım ve hayvancılığın sorunları ve bu so-runların çözüm önerileri masaya yatırıldı.

Tarım ve Hayvancılık Çalıştayı’nın açılısın-da konuşan KTSO Yönetim Kurulu Baş-kanı Naci Güncü, “Sempozyumun hazırlık çalışmaları kapsamında ekim ayından bu yana düzenlediğimiz çalıştayları tamamlı-yoruz. Uludağ Üniversitesi MYO ile birlik-te Turizm, Kentleşme, Sosyal Yapı, Doğal Kaynaklar ve Çevre, Eğitim-Sağlık ve Spor,

Tarih -Kültür ve Sanat, Sanayi-Ti-caret ve Ekonomi ile bugün Tarım ve Hayvancılık ana başlıklarında sekizinci çalıştayımızı gerçekleş-tiriyoruz. Bu çalıştayla ilçemizin geçmişten bugüne tarım ve hay-vancılık sektörlerindeki gelişimini ortaya koymak, ilçemizin gelece-ğinde tarım ve hayvancılık sektö-rünün nasıl bir rol üstleneceğinin öngörülmesi gibi konular üzerinde değerlendirmelerde bulunacağız.

Sempozyum öncesinde gerçekleştirdiğimiz çalıştaylar da swot analizlerini tamamladık, fırsatları ve tehditleri, güçlü/zayıf yanları-mızı belirledik. Sempozyumda bu konular detaylarıyla ele alınacak” dedi.

KTSO’dan yapılan açıklamada “Kara-cabey Sempozyumu”nun 1-3 Ekim 2015 tarihleri arasında düzenleneceği belirtildi.

Karacabey Sempozyumu’nun hazırlıklarına “Tarım ve Hayvancılık Çalıştayı” ile devam edildi

36 milyar dolardan 150 milyar dolarlara çıkardığını görüyoruz. Bu yeterli mi elbette değil. Hükümetin 2023 yılı için koymuş ol-duğu 500 milyar dolar hedefi var. Bu hedefe ulaşmak için bizimde çalışmamız gerekiyor. Kayseri’nin 2023 ihracat hedefini 7 milyar dolar olarak koyduk ama bunlar hedeftir, illaki olacak diye bir şey yok. İnsan kendi-ne bir hedef belirler ve bu hedefe ulaşmak için elinden gelen gayreti gösterir. Biz de Oda olarak buna katkı sağlamak için, ih-racatın artması için ihracatçının artması gerektiğini düşünüyoruz” ifadesini kullandı.

Kayseri Ticaret Odası’nda (KTO) ger-çekleştirilen dış ticaret eğitimlerinde başarılı olan 21 kursiyere düzenlenen törenle sertifi-kaları verildi. M. Rifat Hisarcıklıoğlu Konfe-rans Salonu’ndaki törene KTO Yönetim Ku-rulu Başkanı Mahmut Hiçyılmaz, Eğitimci Dr. Mithat Altuntaş ve kursiyerler katıldı. Törenin açılışında konuşan KTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Hiçyılmaz, ülke-nin kalkınmasının ihracatla mümkün olaca-ğını düşündüklerini belirterek, “Türkiye’nin kalkınabilmesi için ihracat rakamları çok önemli. 1970’lerde, ülkenin ihracatı 3 mil-yar dolar civarındaydı. Türkiye 1980’li yılla-ra kadar çalkantılı olarak geldi. 80 ihtilalinin ardından iktidara gelen Turgut Özal, Tür-kiye için milattır. Türkiye’nin kendi kabu-ğunu kırıp dışa açılması, dış seyahatlere Türkiye’den iş insanlarıyla birlikte giden rahmetli Turgut Özal’la başlamıştır” dedi.Turgut Özal ile birlikte ithalatın ihracatın ne olduğunun anlaşılır hale geldiğinin altını çizen Hiçyılmaz, “2002 yılından itibaren ik-tidara gelen AK Parti hükümetinin ihracatı

Kayseri TO’da düzenlenen Dış Ticaret Eğitimi’nin kursiyerleri törenle sertifikalarını aldı

Organize Sanayi Bölgesi’nde birçok işlet-menin ihracat yapmak istediğini belirten Hiçyılmaz, “Biz dış ticaret konusunda sizleri yetiştirmek için eğitim düzenledik. Potansi-yeli olan işletmeler sizleri istihdam etsinler dolayısıyla hem Kayseri hem ülke ihracatı artsın diye düşünüyoruz. Sizler eğitiminizi aldınız ve sertifikalarınızı almaya hak ka-zandınız” diye konuştu.

Hiçyılmaz’ın konuşmasının ardından başarılı olan kursiyerlere sertifikaları tak-dim edildi. Tören toplu fotoğraf çekimiy le sona erdi.

ODALAR ve BORSALAR

106 EKONOMİK FORUM

açıklamayı yaptı:“Tosya TSO olarak, 2012 yılın ekim

ayından itibaren Ekonomi Bakanlığı, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’yla çeşitli yazışmalarımız ve görüşmeler sonun-da Ekonomi Bakanlığı İthalat Genel Müdürlüğü’nden 6 Mart 2015 tarihin-de aldığımız 29945 sayılı yazıyla rahat bir soluk aldık. 18 Şubat 2015 tarih ve 29271 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 2013/1 sayılı ithalatta gözetim uygulan-masına ilişkin tebliğle kapılarda kilogram başına 2 doları olan gözetim uygulaması, kilogram başına 6 dolara yükseltilmiş bulunuyor. Böylece ahşap kapı ithalatının cazibesi kalmamıştır.

Kastamonu İlinin Tosya İlçesi yaklaşık

Tosya Ticaret ve Sanayi Odası (TSO), ilçede 500 den fazla ahşap kapı üreticisi firmanın sorununu çözüme ka-vuşturdu. Tosyalı firmalar mobilya, PVC, monoblok, Amerikan panel ile ahşap kapı üretimi yaparak yurt genelinde satışın yanı sıra yaklaşık 15 ülkeye ihracat ger-çekleştiriyor. Çin ile Uzak Doğudan ge-tirilen ithal Çin kapıları yakın zamana kadar Tosyalı firmaların en firmaların korkulu rüyasıydı. Tosya’da çok sayıda firma rekabet yüzünden iş yerlerini kapat-mak zorunda kaldı. Tosya TSO bu konuda çeşitli toplantılar yaparak soruna çözüm arayışına girişti.

Tosya TSO Yönetim Kurulu Başkanı Metin Ekşi, sonunda ithal Çin kapısı so-rununun çözüme kavuştuğu belirterek şu

50 adedi modern fabrikalarda ve atölye-lerde seri üretim yapan toplam 500’ün üzerindeki ahşap kapı üreticisi firmayla Türkiye genelinin her çeşit ahşap kapı ihtiyacının yaklaşık %25’ ini karşılamak-tadır. Her çeşit ahşap kapı ihtiyacı olan müteahhitlerle yapı marketlerin Tosya’ya gelmeden kapı almamalarını tavsiye edi-yorum. Tosya dünyanın kapısını üretiyor, kapı eşittir Tosya.”

Tosya’da ithal Çin kapısı sorunu çözüme kavuştu

katma değer açısından 26 bölge içinde 24’üncü sırada yer alan Diyarbakır ve Şanlıurfa illerinde, tarım sektöründe üretilen katma değerin %24, istihda-mın ise %32,1 olduğunu belirten Sayar bölgenin tarım üretim açısından bir ihracat merkezi olmasını hedefleyen GAP Projesi kapsamında, sulama pro-jelerinin gerçekleşme oranının henüz %15 olarak tespit edildiğini dile getirdi. Konuşmaların ardından konferans, ka-tılımcıların sunumuyla devam etti.

Diyarbakır’da Tarımda Kooperatifleşme Konferansı düzenledi

Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO), AB Bilgi Merkezi iş bir-liğiyle Tarımda Kooperatifleşme Kon-feransı düzenlendi. Kooperatifleşme-de İtalya ve Almanya örnekleri yanı sıra Türkiye örnekleri de incelendiği konferansa Diyarbakır Vali Yardımcısı Taner Bircan, Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Fırat Anlı, DTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Sayar, Almanya, İtalya’dan gelen davetlilerin yanı sıra çok sayıda sivil toplum kuruluşu katıldı.

Konferansın açılış konuşmasını yapan DTSO Yönetim Kurulu Başka-nı Ahmet Sayar, bölgede yaşanan ta-rımsal sorunlara dikkat çekti. Sayar, özellikle 1990’lardan sonra yoğunla-şan zorunlu göç nedeniyle, bazı köyler-de üretimin durulduğunu belirterek, tarım faaliyetiyle geçimini sağlayan ve kendine yeten nüfusun kent mer-kezlerine göç ederek işsiz hale gelme-siyle büyük sosyo-ekonomik sorunlar yaşandığını anlattı. Bugün gayri safi

ODALAR ve BORSALAR

EKONOMİK FORUM 107i

Muğla Ticaret ve Sanayi Odası (MUTSO) 2015 yılı Üye Eğitimleri kap-samında çalışmalarını sürdürüyor. MUT-SO Meclis Salonu’nda 28 şubat tarihinde gerçekleştirilen Marka Yönetimi Eğitimi, MUTSO Akademik Danışmanı Prof. Dr. Mehmet Marangoz tarafından verildi. Eğitim programında katılımcılara mar-ka kavramı, marka oluşturmanın temel

adımları, marka yönetim süreci, marka imajı ve markanın konumlandırılması ile markanın korunması konularında bilgi verildi. İyi bir marka yönetimi yoluyla firmanın müşteri memnuniyeti, rekabet avantajı sağlamak ve firma kârlılığını ar-tırmaya katkı sağlaması amaçlanan eği-timde marka yönetimi şöyle açıklandı:

“Marka yönetimi, bir markanın (işlet-

menin) hedeflerine ulaşabilmesi için oluşturulan pazar-lama planının bir ürüne, ürün gru-buna veya markaya uygulanmasıdır. Kı-saca marka yöneti-

mini, işin teknik kısmından ziyade tüketici zihninde o markanın nasıl algılanacağının yönetilmesi işi olarak tanımlamak daha doğru olacaktır. Burada temel amaç; daha yüksek satış rakamları, daha yüksek ciro ve nihayetinde daha çok kar elde etmektir.”

Yaklaşık 25 kişinin katıldığı eğitimin sonunda katılımcılara “Katılımcı Sertifi-kası” verildi.

Muğla TSO’da “Marka

Yönetimi Eğitimi” verildi

MIPIM’de sergilenen projelerden birinin Akyurt Uluslararası Fuar ve Kongre Mer-kezi olduğunu anımsatan Bezci, “Bizim arzumuz Ankara’mızın da MIPIM’lere ev sahipliği yapmasıdır” diye konuştu.Bezci, ATO standının açılışının ardından öğleden sonra da MIPIM Uluslararası Gayrimenkul Fuarı’nın resmi açılışına ka-tıldı. Bezci, törende Marsilya Başkonsolo-su Deniz Erdoğan Barım, Cannes Belediye Başkanı David Lisnard, İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim

Ankara Ticaret Odası (ATO), Fransa’nın Cannes kentinde dünyanın en büyük gayrimenkul fuarı olan MIPIM’de Ankara’yı uluslararası yatırımcılara ta-nıttı. Fransa’nın Cannes kentinde 10-13 Mart tarihleri arasında gerçekleştirilen dünyanın en büyük gayrimenkul fuarı MIPIM’de Turkiye Pavillionu’nda Anka-ra projelerinin sergilendiği ATO standı, ATO Yönetim Kurulu Başk anı Salih Bez-ci, Ankara Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Asım Balcı, Akyurt Belediye Başkanı Gültekin Ayantaş, Ankara Kent Konseyi Başkanı Seyfi Saltoğlu, MÜSİAD Ankara Şube Başkanı İlhan Erdal, ATO Başkanvekili Koray Güngör Şanal, ATO Yönetim Kurulu Üyesi Ferhat Ertürk ile Ankaralı iş insanlarının katılımıyla açıldı.

ATO Yönetim Kurulu Başkanı Salih Bezci Bezci, açılışın ardından yaptığı ko-nuşmada, Türkiye’nin hem ülke olarak hem de şehirleriyle başarılı bir tanıtım çalışması yürüttüğünü söyledi. Bezci, “Bugün tüm dünyada iletişim çağıdır. İnsanlar gibi şehirler de ülkeler de ken-dilerini ne kadar doğru anlatırsa ulus-lararası alanda o kadar doğru tanınırlar ve başarılı olurlar. MIPIM’de Türkiye pavillionunda şehirlerimize ait birbirin-den orijinal projelerin sergilenmesi he-pimize büyük onur vermiştir” dedi.

Çağlar ve MIPIM Fuarı’nın ana organi-zasyon şirketi ReedMidem’in CEO’su Paul Zilk’le birlikte kurdele kesti.

AT O t a ra f ı n d a n k i ra l a n a n v e Ankara’nın önemli projelerinin yer aldığı stant, açılışın ardından ziyaretçi akınına uğradı. Cannes Belediye Başkanı David Lisnard’ın Marsilya Başkonsolosu Deniz Erdoğan Barım ve Reed Midem CEO’su Paul Zilk ile birlikte ziyaret ettiği Anka-ra standında ATO Yönetim Kurulu Baş-kanı Bezci, tek tek projeleri anlattı ve Ankara’nın kentsel gelişimi hakkında bilgi verdi. Cannes Belediye Başkanı Lisnard, Bezci’ye Ankara’nın MIPIM’de yer alma-sından duyduğu memnuniyeti dile getirdi.ATO’nun Ankara standı yabancı ziyaret-çilerin yanı sıra Türkiye Pavillionu’nda yer alan illerin temsilcileri tarafından da büyük beğeni gördü.

Ankara TO, Ankara’yı Cannes’te uluslararası yatırımcılara tanıttı

ODALAR ve BORSALAR

108 EKONOMİK FORUM

Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası (SATSO) Yönetim Kurulu Başkanı Mah-mut Kösemusul, “Otomotiv sektörüyle ilgili gerekli tüm alanlara cevap verebile-cek yan sanayisi, nitelikli insan gücü ve Karasu Limanı’nın faaliyete geçmesini de eklediğimizde, Karadeniz’den dünyaya açılan bir Sakarya’ya sahip olacağız” dedi.

Kösemusul yaptığı açıklamada, yerli otomotivle ilgili yoğun bir çalışma yürüt-tüklerini ve yatırım yaptıklarını söyledi.

Bu konuyla ilgili yaklaşık beş yıldır ciddi çalışmalar yürüttüklerini ifade eden Kö-semusul, “Otomotiv çalıştayından tutun birçok kurum ve kuruluşlarla ildeki tüm hizmet paydaşlarımızla ortak vizyonda buluştuğumuz, çok önemli stratejik sek-tör olan otomotiv sektörüne ev sahipliği yapmak istiyoruz” diye konuştu.

Gerek yurt dışında gerekse yurt için-de yaptıkları çalışmalarla Sakarya’nın yerli otomobilin merkezi için gerekli tüm parametrelere sahip olduğunu, devlet büyükleri başta olmak üzere ilgili tüm bakan ve idarecilere yerli otomobilin Sakarya’da olabileceğini göstermeye ça-lıştıklarına ifade eden Kösemusul, şun-ları söyledi :

“Milli tankını üreten, milli trenini üretmeye hazırlanan bir şehiriz. Oto-motiv sektörüyle ilgili gerekli tüm alan-lara cevap verebilecek yan sanayisi, ni-telikli insan gücü ve Karasu Limanı’nın faaliyete geçmesini de eklediğimiz-de, Karadeniz’den dünyaya açılan bir Sakarya’ya sahip olacağız. Bu anlamda şehrimiz yerli otomotive hazır. Babayi-ğitlere ev sahipliği yapacak şehrin Sakar-ya olduğunu düşünüyorum.”

Kösemusul: “Sakarya yerli

otomotive hazır”

daha fazla destek olmasını sağlamak için akademik danışmanlar ve öğretim görev-lilerinin desteğiyle geliştirilmesidir. İlimi-zin daha hızlı kalkınması adına projelerden maksimum düzeyde istifade etmeliyiz. Her proje ilimizin gelişmesi, ekonomik olarak büyümesi demektir” ifadesini kullandı.

BEBKA Program Yönetim Başkanı Er-han Öztürk, BEBKA 2015 Yılı Mali Destek Programı hakkında katılımcılara bilgi verdi. Öztürk konuşmasında, “2015 yılında Kırsal Kalkınma Programı kapsamında kâr amacı güden kuruluşlar ve kâr amacı gütmeyen kuruluşlarımızı kapsayan, toplamda 12 milyon lira değerinde destek söz konusu. Ayrıca sağlık sektörünün gelişmesine yö-nelik projeler için de 3 milyon lira destek verilecek. Bursa tarımsal faaliyetlerde Bi-lecik ile Eskişehir’e göre kendisini nispe-ten geliştirmiş durumda. Bu sebeple bu yıl özellikle Bilecik ve Eskişehir’in kırsal anlamda desteklenmesini ön planda tutu-yoruz. Kırsal Kalkınma Destek Programı’na, Bilecik, Eskişehir ile Bursa’da bulunan tüm KOBİ’ler, çiftçiler, kooperatifler, ziraat oda-

Bilecik Ticaret ve Sanayi Odası’nın (TSO), bünyesinde yer alan Proje Destek Ofisi Bursa, Eskişehir, Bilecik Kalkınma Ajansı (BEBKA) 2015 Mali Destek Prog-ramlarına yönelik bilgilendirme konferansı gerçekleştirdi. Bilecik Şeyh Edebali Üniver-sitesi Öğretim Görevlisi Yüksel Okşak mo-deratörlüğünde yapılan konferansta, Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Yönetim Bilişim Sistemleri Bölüm Başkanı Doç. Dr. Ali Acar ve BEBKA Program Yönetim Başkanı Erhan Öztürk sunumda bulundu

Bilecik TSO Yönetim Kurulu Başkanı Fevzi Uzun, 2015 Yılı Mali Destek Program-ları kapsamında açıklanan destekler konu-sunda Bilecik’in daha çok istifade etmesi gerektiğini belirtti. Uzun, “Odamız bünye-sinde kurulan proje destek ofisiyle gayemiz üyelerimizi daha çok proje yazmaya teşvik etmektir. Aynı zamanda ilimizin kalkınma-sına destek olacak projelerin basit yanlışlarla heba edilmemesi ve projelerin kalkınmaya

ları, belediyeler, yerel yönetimler ve kamu kurumları başvurabilir. Başvuru sahibi-nin merkezde olması veya kırsalda olması önemli değil fakat kırsal kesimde yaşayanla-rın faydalanabileceği projeler olmalı. Hedef kitlemizin kırsal bölgeler olması gerekiyor. Kırsal kesim tanımımız ise nüfusu 30 binin altında olan ilçelerimiz veya nüfusu 30 bi-nin üstünde olan ilçelerin köyleri ve köyden mahalleye dönen yerleşim yerleridir. Bütün destek programlarında asgari destek tutarı 30 bin lira, azami destek tutarı 400 bin liradır. Kâr amacı güden kooperatifler ve çiftçiler için destek oranı %50, kâr amacı gütmeyen kurumların projelerine destek oranı %90’dır” açıklamasında bulundu.

Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Öğ-retim Görevlisi Yüksel Okşak da, Bilecik TSO’nun Proje Destek Ofisi hakkında bilgi verdi. Proje Destek Ofisi’nin her hafta pa-zartesi ve salı günleri 9:00-17:00 saatleri arasında hizmet vereceğini, destek almak isteyen herkesin bu ofisten faydalanabilece-ğini belirtti. Okşak, “Bilecik TSO koordina-törlüğünde kurulan Proje Destek Ofisi’nde elbette ki proje yazmamız mümkün değil. Burada ki asıl amacımız, hazırlanmış olan projelerin Kalkınma Ajansı tarafından kabul görme ihtimalini mümkün olduğunca artır-maktır. Bu amaçla projelerin incelenerek, üzerinde rötuş veya geliştirme gerekiyorsa o konularda müdahale edilmesi üzerine çalışacağız” dedi.

Bilecik TSO “Proje

Destek Ofisi” çalışmalarına

başladı

ODALAR ve BORSALAR

EKONOMİK FORUM 109i

de bu kadar net bir haritayı nasıl çizdiğinin tartışıldığına dikkat çekerek, Piri Reis Müzesi için, salon tahsis eden ve müzenin yapımı-nı üslenerek destek veren ÇTSO Yönetim Kurulu’na ve üyelerine teşekkür etti.

ÇTSO Yönetim Kurulu Başkanı Bülend Engin de konuşmasında, Piri Reis’in haritası-nın, dünya ticaret yollarının, ticarette uzakla-rı yakın etmenin haritası olduğunu vurguladı. Engin, “ÇTSO üyeleri olarak bu değerli mirasa  sahip çıkmak onuru hepimizindir” dedi.

Müzede, Piri Reis’i ünlü haritasını 500 yıl önce Kilitbahir Kalesi’nde yağ kandi-li ışığında ceylan derisi üzerine işlerken betimleyen bir canlandırma heykelin yanı sıra, “harita ormanı” adı verilen bö-lümde Piri Reis’in meşhur kitabı Kitab-ı Bahriye’de yer alan haritalar tabloların bir bölümünde, söz konusu bölgenin aynı

Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası (ÇTSO) ile Çanakkale Valiliği’nin işbirliğinde ÇTSO Kongre Fuar Merkezi’nde Piri Reis Müzesi açıldı. Gelibolulu büyük denizci Piri Reis’in 500 yıl önce miras bıraktığı değerle-ri sonsuza kadar yaşatmak için, Çanakkale Valiliği’ne devredilen Piri Reis ve Haritaları Sergisi malzemelerinden oluşan interaktif müzenin açılışını Çanakkale Valisi Ahmet Çınar, Çanakkale Belediye Başkan Yardım-cısı Celal Karakaş, İl Jandarma Komutanı Kıdemli Albay Enver Aydın, Biga Kaymakamı Fatih Genel. Emniyet Müdürü Yılmaz Özden, ÇTSO Yönetim Kurulu Başkanı Bülend Engin, ÇTSO Başkan yardımcıları Sadık Aydoğan, Mert Mildon, Yönetim Kurulu üyeleri Hasan Yürükçü ile Hikmet Sezen gerçekleştirdi. Müzenin açılışına kurumların il müdürleri, bürokratlar, ilköğretim ve lise öğrencileri de katıldı.

Çanakkale Valisi Ahmet Çınar açılışta yaptığı konuşmada, Çanakkaleli olan ünlü Türk Denizcisi Piri Reis’in hala dünya üzerin-

açıyla bugünkü uydu görüntüsü yer alıyor. Raylı harita dolabı da Piri Reis Müzesi’nin

dikkat çeken bir başka bölümü. Bu dolapta Piri Reis’in dünya haritası şeffaf cam üzerine basılı halde yer alıyor. Modern dünya harita-sıyla Piri Reis’in haritasını kıyaslamak için yapılan bu raylı dolaplar sayesinde iki harita kolayca kıyaslanabiliyor.

İnteraktif bölümde ise Piri Reis’in Dün-ya Haritası, masalsı bir yolculuk temasıyla zeminde anime edilmiş. Ziyaretçilerle etki-leşimli bir şekilde çalışan sistemde altmış sa-niyede bir birbirini kovalayan iki farklı tema var. Okyanus ve Piri Reis’in dünya haritasın-da gezme imkânı sunan bu bölümde ayrıca bir de seyir terası bulunuyor. Gemi küpeştesi olarak inşa edilen bu terasta, ziyaretçilerin kendilerini denizin ortasında seyahat ediyor gibi hissetmeleri sağlanıyor.

Piri Reis Müzesi Çanakkale TSO

Kongre Fuar Merkezi’nde

açıldı

Ahmet Şerif İzgören

Marmaris’te gençlerle buluştu

Baysal, öğrencilerin gelişi-minin hedeflenmesi gerek-tiğine vurgu yaparak “MTO olarak siz öğrencilerimize verdiğimiz sözü tuttuk ve gelecekte sizlere düşünsel olarak katkı vermek amacıy-la bu semineri düzenledik. İzgören aynı zamanda dört yıldır MTO’nun eğitim da-nışmanlığını yapmaktadır. İzgören, Türkiye’den hiç bil-mediğimiz yönleriyle hayata yönelik deneyimleri ve tec-rübeleri size anlatıyor. Ay-rıca sizlere verilen CD’lerde dünden bugüne ‘Karyadan Cumhuriyete Marmaris  ve Marmaris Yarımadası Stratejik Plan’ kitabını bulabilirsiniz ” dedi.

Marmaris Ticaret Odası’nın (MTO) organizasyonuyla kişisel gelişim uzmanı ve yazar Ahmet Şerif İzgören, Marmaris’ te liseli öğrencilerle buluştu. Yaklaşık 650 öğ-rencinin katıldığı “Neden” isimli sunumuyla lise öğrencileriyle bir araya gelen İzgören, hedef, kariyer, başarı, emek, liderlik, üret-mek-tüketmek, alışkanlıklar başlıklı konu-larda öğrencilerle deneyimlerini paylaştı.

MTO Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet

Baysal ayrıca, MTO’nun bu yıl üniversi-te giriş sınavının ikinci aşamasında bütün branşlarda ilk bine giren öğrencilere lap top hediye edeceğini söyledi.

ODALAR ve BORSALAR

110 EKONOMİK FORUM

nışmalarının ortak bir sinerji yaratılması açısından önemli olduğunu dile getirdi. Girişimcilere her türlü desteği sağlaya-caklarını belirten İhtiyar, girişimcilerden etkinlikleri ve aktif çalışmalarıyla örnek olmalarını talep etti.

UTSO Kadın Girişimler Edirne KGK İcra Komitesi Başkan Yardımcısı Seval Gemici kadın girişimcileri ağırlamaktan mutluluk duyduklarını, ortak organizas-yonların işbirliği ve fikir alışverişleri için faydalı olduğunu belirtti.

Ortak toplantıların tamamlanması-

Uzunköprü Ticaret ve Sanayi Odası’nın (UTSO) ev sahipliğinde TOBB Kadın Girişimciler Kurulu (KGK) ve Genç Girişimciler Kurulu Edirne İcra Komiteleri Mart ayı olağan toplantılarını gerçekleştir-di. KOSGEB Uygulamalı Girişimcilik Eğiti-mi nedeniyle kahvaltılı bir organizasyonla ağırlanan TOBB KGK ve GGK Edirne İcra Komiteleri UTSO Meclisi’yle de tanışma fırsatı buldu.

UTSO Yönetim Kurulu Başkanı Er-can İhtiyar, organizasyonun hem kadın hem de genç girişimcileri Meclisi’yle ta-

nın ardından, KGK ve GGK başkanları Uzunköprü Kaymakamı Kemal Yıldız ile Belediye Başkanı Avukat Enis İşbilen’i ma-kamlarında ziyaret etti. Avrupa Birliği’yle (AB) yapılmakta olan ortak projelerin de-ğerlendirildiği ziyaretlerde ilçede yaşanan son gelişmeler hakkında bilgi edinildi.

Edirne KGK İcra Komitesi Başkanı El-mas Aslan ve Edirne GGK İcra Komitesi Başkanı Serkan Üner, UTSO KGK ve GGK üyelerine, UTSO Meclisi’ne misafirperver-liklerinden dolayı teşekkürlerini ileterek, verimli bir gün geçirdiklerini belirttiler.

TOBB KGK ve GGK Edirne İcra Komiteleri Mart Ayı Olağan Toplantılarını Uzunköprü

TSO’nun ev sahipliğinde gerçekleştirdi

Şırnak Ticaret ve Sanayi Odası (TSO) ile KOSGEB’in işbirliğinde şubat ayı içinde düzenlenen Uygulamalı Girişim-cilik Kursunu başarıyla tamamlayan 30 yeni girişimciye sertifikaları verildi. ŞTSO Toplantı Salonu’nda düzenlenen sertifika töreninde konuşan ŞTSO Yönetim Ku-rulu Başkanı Osman Geliş, “Odamızda bu güne kadar 10 adet girişimcilik kursu düzenledik, 300 kardeşimize girişimcilik sertifikası vermek nasip oldu. Bundan sonrada vermeye devam edeceğiz. Sizlere bu hizmeti vermek bizlerin görevidir. Biz-lere talepleri getirdiğiniz zaman bizlerde mutlu oluruz. Türkiye’de değişik illerinde de girişimciler sertifikalarını son derece daha faydalı bir şekilde hayata geçirip, iş yeri açmaktadır. Özelikle bunu belirtmek

istiyorum. Sağlıklı düşünüp sağlıklı bir proje getirene KOSGEB yardımcı olmak-tadır. ŞTSO olarak üzerimize düşen her konuda girişimcilerimize yardımcı olaca-ğız. Bu güne kadar ilimizde girişimcilik sertifikasını alan 65 kişi iş yeri açarak hem istihdama hem de ilimiz ekonomi-sine ciddi yarar sağlamıştır. Ne kadar kişi KOSGEB’den yaralanırsa kendisine daha fazla dua edeceğiz. İlimizde açılması için

onay verilen KOSGEB İl Müdürlüğü’ne TSO olarak binamızın dört katını tahsis ettik, bu sayede KOSGEB ilimize daha iyi hizmet verecektir. Sertifikalarınızın hayırlı olmasını dilerim” dedi.

Konuşmaların ardından ŞTSO Yö-netim Kurulu Başkanı Osman Geliş ile KOSGEB Şırnak Hizmet Merkezi Müdürü Eşref Çakar başarılı kursiyerlere sertifika-larını verdi.

Şırnak TSO, 30 girişimciye daha sertifika verdi

ODALAR ve BORSALAR

EKONOMİK FORUM 111i

Konya Ticaret Odası (KTO), Konya Ticaret Sicili Müdürlüğü ile Konya Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) İl Müdürlüğü ara-sında Dijital Arşiv Sistem Veri Tabanı Kulla-nımı Protokolü imzalandı. Protokolle SGK İl Müdürlüğü ve kendisine bağlı tüm birim-ler; elektronik ortamda erişimine sunulan sicil kayıtları hakkında Konya Ticaret Sicili Müdürlüğü’nden yazılı bilgi istemeyecek, ihtiyaç duyduğu bilgiyi elektronik ortamda kendisine sunulan sicil kayıtlarından ince-lemek ve örnek almak suretiyle sağlayacak.KTO Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Öz-türk, yapılan protokolle zaman tasarrufu sağlandığını dile getirerek, “Bizim amacı-mız üyelerimizin teknolojiden yararlanarak zamandan tasarruf etmelerini sağlamak-tır. Bu hizmetlerimizin Konyalı işletme-lerimize katkısını artırmak amacıyla tüm kurumlarla işbirliği içinde daha geniş bir

alana yayılmasına da önem vermekteyiz. Oda olarak sadece kendi bünyemizde olan işlemlerimizde değil, diğer kurumlarla olan işlerimizde de zamandan tasarruf etmek, gereksiz belge yükünü azaltmak amacındayız. İmzalanan protokol ile Kon-ya Ticaret Sicili Müdürlüğü ve Konya SGK İl Müdürlüğü arasında yapılacak işlemler daha hızlı bir şekilde gerçekleşecek. Bu imkân hem iki kuruma olduğu gibi so-

rumluluğumuz olan işletmelere de büyük bir fayda sağlayacaktır” diye konuştu.Konya SGK İl Müdürü Murat Mustafa Yavuz da, amaçlarının hızlı hizmet sun-mak olduğunu söyledi. Yavuz, “Amacı-mız vatandaş odaklı hizmet anlayışımız çerçevesinde, vatandaşlarımıza etkin verimli ve hızlı bir şekilde hizmet sun-maktır. Protokolün imzalanmasıyla ge-lişen süreçte vatandaşlarımızın KTO’ya uğrama zorunluluğu ortadan kalkacak ve zaman kaybını önleyeceğiz. Dijital or-tamda alınacak veriler yazışma yükünü de ortadan kaldıracağı için işlemler çok daha hızlı yapabilir hale gelecek” dedi. Konuşmaların ardından KTO Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Öztürk ve Konya SGK İl Müdürü Murat Mustafa Yavuz, Dijital Arşiv Sistem Veri Tabanı Kullanımı Protokolü’nü imzaladı.

Konya TO’nun dijital veri tabanı SGK İl Müdürlüğü’nün kullanımına açıldı

Malatya Ticaret Borsası (TB), Ab-dulkadir Eriş İlkokulu’nda 1300 öğrenci-ye kuru kayısı dağıtarak bundan sonraki süreçteki adımın ise hükümet tarafından atılmasını istedi.

Yeşilyurt İlçesine Bağlı Abdulkadir Eriş İlkokulu’nda düzenlenen sembolik kayısı dağıtım töreninde konuşan Malatya TB Yö-netim Kurulu Başkanı Gürsel Özbey, 2013 yılında Malatya TB ile ve Ege borsalarının içinde olduğu bir proje üreterek ilköğretim çağındaki 10 milyon öğrenciye, kuru üzüm, incir ve kayısı dağıtılması hedeflediklerini söyledi. Ancak maliyetin o dönem 94 mil-yon çıkmasıyla bu projeyi TOBB vasıtasıyla hükümete gönderdiklerini belirten Özbey, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Manisa’da okullarda 60 bin ton kuru üzümün dağıtıla-cağını müjdesi verdiğini hatırlattı. Malatya olarak bu projeyle birlikte kuru üzümün yanında kuru kayısının da dağıtılmasını arzu ettiklerini belirten Özbey, “Okul kan-

tinlerinde bakıyor-sunuz öğrencilerin abur-cubur şeyler yemesi neticesin-de gelişimlerinde eksiklikler oluyor. Malatya kayısının özelliği ise çocuklar-da zeka gelişim ve kemik gelişimi sağlıyor. Aynı zamanda bağırsaklarında düzgün çalışmasına yar-dımcı olan kayısımız özellikle cilt bakımında da önemli bir etki bıraktığı bilimsel olarak kanıtlandı” dedi.

Malatya TB olarak okullarda öğrencilere kayısı dağıtımında ilk adımı attıklarını be-

lirten Özbey, bundan sonraki işin ise siyasi-lere ve hükümete kal-dığını söyledi.

K o n u ş m a l a r ı n ardından Malatya TB Yönetim Kurulu Baş- kanı Gürsel Özbey, İlçe Milli Eğitim Müdürü Cemal Kalay, Malatya TB Genel Sekreteri Abdulvahap Bulgurlu ile okul yöneticileri içinde bir naturel bir de jumbo kayısı bu-lunan ambalajları öğrencilere dağıttı. Öğrenciler, dağıtı-lan kayısıları yerken

çok lezzetli buldukları kayısıların bundan son-

rada okullarda dağıtılmasını istediler. Bazı öğrenciler ilk kez ka-

yısı yediklerini belirtirken, sağlıkta faydalı olduğu kanıtlanan kayısıların hükümetçe üzümle birlikte dağıtılması için talepte bu-lundular. Malatya TB tarafından düzenle-nen programda toplam 1500 adet kayısı ambalajı dağıtıldı.

Malatya TB 1300 öğrenciye kuru kayısı dağıttı

ODALAR ve BORSALAR

112 EKONOMİK FORUM

Edirne Ticaret ve Sana-yi Odası (ETSO) ve Bulgaris-tan Burgaz Ticaret ve Sanayi Odası’nın yıllardır süregelen ortak çalışmalarına her iki Oda’nın girişimcileri de da-hil oldu. Burgaz TSO, ETSO Kadın Girişimciler Kurulu’nu rol modeli alarak oluşturdu-ğu Burgaz Kadın Girişimciler Kulübü ile Bulgaristan’ın Pomorie kasabasında bir toplantı organize etti. Toplantıda Pomorie Belediye Başkan Yardımcısı Iliov Djentov, Burgaz TSO Başkanı Tzanko Ivanov ve Ka-dın Girişimciler Kulübü Başkanı ile üyeleri hazır bulunurken ETSO Yönetim Kurulu Başkanı Recep Zıpkınkurt, Meclis Başkanı Mehmet Eren, Kadın Gişirimciler Kurulu Başkanı Elmas Aslan, Genç Girişimciler Ku-rulu Başkanı Serkan Üner ve her iki kurul üyeleri katıldı.

Burgaz TSO Başkanı Tzanko Ivanov, iki sene önce yaptıkları bir çalışmada kadınların iş hayatında daha fazla sosyal sorumluluk

Edirne TSO ile Burgaz TSO girişimcileri ortak toplantıda biraraya geldi

üstlendiklerini gördüklerini belirterek, önü-müzdeki günlerde açılacak Sınırötesi İşbirliği Programı kapsamında ETSO ile ortak proje-lerde yer almak istediklerini dile getirdi.

ETSO Yönetim Kurulu Başkanı Recep Zıpkınkurt ise Burgaz TSO’yla göreve baş-ladığı günden bugüne yakın ilişkiler için-de olduğunu ve bu tür toplantılarla her iki Oda’nın girişimcilerinin yapacağı işbirlik-lerinin ortak zeminini oluşturmak istedik-lerini dile getirdi. Zıpkınkurt “Türkiye’de girişimcilere devlet destekleri söz konusu. Bulgaristan’daki girişimcilerin de bu tür des-teklerden faydalanması için Burgaz TSO’nun üst makamlarla görüşmelerinde de kendi-

sine her tür desteği vermeye hazırım. Türkiye’de özellikle kadın girişimcilerin her tür-lü destekten AB ülkelerinden daha kolay şartlarda faydala-nıyor olmasından ötürü gurur duyuyorum” diye konuştu.

ETSO Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı Elmas Aslan

konuşmasında, iki Oda arasındaki kardeş-liği ticarete dönüştürmemiz gerektiğini, AB programlarında özellikle iki şehrinde ortak noktası olan turizm alanında beraber çalışmak istendiğini ifade etti. Elmas, ETSO Yönetim Kurulu’nun girişimcilere çok destek olduğunu ve bu destek sayesinde kendilerini daha güçlü hissettiklerini dile getirdi.

Açılış konuşmalarının ardından Bur-gaz Kadın Girişimciler Kulübü üyelerinden bazıları kendi işlerini ve projelerini tanıta-rak ETSO Kadın ve Genç Girişimciler Ku-rulları ile hangi alanlarda ortak çalışmalar yapabilecekleri üzerinde fikir alışverişinde bulundular.

Gaziantep Sanayi Odası (GSO), şehrin geleneksel tatlılarına ve yöresel el sanatlarına sahip çıkmaya devam ediyor. GSO, uluslararası tescilini alma başarısı gösterdiği Antep Baklavası ve tescil sürecini başlattığı Kutnu Kumaşı’nın ardından şim-di de “Antep Katmeri” için harekete geçti.GSO, içinde Antep fıstığı ile kaymak kul-lanılarak geleneksel özelliklere uygun ola-rak yapılan ve genellikle kahvaltıda ye-nilmesi tercih edilen Antep Katmeri’nin Coğrafi İşareti’ni almak için Türk Patent Enstitüsü’ne (TPE) bu yılın başında başvu-ruda bulundu. Coğrafi işaretin alınması du-rumunda, Antep Katmeri’nin standardının korunması ve geleneksel üretim metoduna uygun olarak her yerde üretilebilmesi sağ-lanmış olacak, marka değeri kazandırılacak.GSO Yönetim Kurulu Başkanı Adil Konu-koğlu, konuyla ilgili yaptığı açıklamada,

Türkiye’nin sanayisi ve ticaretinde çok önemli yere sahip Gaziantep’te çok çeşitli el sanatları bulunduğunu ve çok zengin bir mutfağa sahip olduğunu söyledi. Gaziantep mutfağının seneler boyunca çeşitli gele-neklerin harmanlanmasıyla oluştuğuna vurgu yapan Konukoğlu, şunları söyledi:“Türkiye’de bütün illeri kapsayan lezzet haritası çalışmasına göre; çeşit açısından en zengin mutfağa sahip il Gaziantep. Ga-ziantep mutfağı 291 çeşit yemek ve tatlı-dan oluşuyor. Katmer de yöre mutfağının vazgeçilmez tatları arasında yer alıyor. GSO olarak, milli kültürümüzün bir parça-sı olan yöresel lezzetlerimizin özellikleri-nin ve lezzetinin korunması, tanıtımı için önemli çalışmalar yapıyoruz. Bu doğrul-tuda Antep Katmeri tatlısının da coğrafi işaretini almak üzere TPE’ye başvurduk.”Konukoğlu, en fazla marka patent başvu-

rusunda bulunan altıncı şehir konumuna ulaşan Gaziantep’ten 2014 yılı sonunda başvurusu sayısının 3 bini geçtiğine dik-kat çekti. “Marka şehir Gaziantep’in mar-ka ürünlerinin sayısını artırmak istiyo-ruz” diyen Konukoğlu, Antep Katmeri’nin coğrafi işaretini alarak hem geleneksel tatlılarının yöresel özelliklerini koruya-caklarını hem de ticaretinin artmasını sağlayacaklarını söyledi.

Gaziantep’in yöresel lezzeti “Fıstıklı Katmer” tescilleniyor

PROJEKSİYONPROJEKSİYONENFLASYON:

Alaattin AKTAŞala.aktas@gmail.comGÖSTERGELER

Enflasyonda hedeflediğimiz düzey orta vadede hep aynı, %5. Ama en azın-dan bu yıl için öyle bir hedef zaten söz konusu değildi.

Orta vadeli programda 2015 yılı-na %6,3’lük hedef le girildi. Merkez Bankası’nın tahmini ise %5’lik hedefe ulaşma çabasının korunacağı vurgulan-mak kaydıyla %6,1 düzeyindeydi. Ama ne zamanki petrol fiyatları çok hızlı bir gerileme kaydetti, hele bir de geçen yılın aralık ayında hiç hesapta olmayan bir şe-kilde % 0,44’lük bir fiyat düşüşü yaşandı, adeta “Neden olmasın, neden bu yılki fiyat artışı % 6,1’in altında kalmasın” denildi ve tahmin %5,5’e çekildi. Merkez Bankası artık 2015 enflasyonunu %5,5 olarak bek-liyordu. Bu tahmin açıklandığında 2015’e ilişkin henüz hiç gerçekleşme yoktu, ocak ayındaki oran dahi bilinmiyordu.

Yeni tahminimiz olan % 5,5’i tutturduk mu, %5’lik hedefe geldik sayılırdı, yarım

puanın lafı mı olurdu artık. İşte 2015’e bu hesapları yaparak baş-

ladık. Ama TÜİK ocak ayında %1,10 artış açıklayarak tüm tahminleri alt üst edince, şubat ayı %0,71 ile yine geçen yılın üstünde gelince ve yetmezmiş gibi martta yine tah-minler çok aşılıp %1,19 artış olunca tam hesabımız bozuldu. Üç aylık artış %3’ü aş-mıştı, %5,5’lik tahmine de %2,40 kalmıştı. Üç ayda %3,03, son dokuz ayda ise %2,40 artış olacaktı, bu mümkün müydü? teorik olarak mümkündü elbette, ama pratikte bu oranın fazla bir değeri kalmamıştı. Üstelik gelişmeler fiyat artış hızının yavaşlayaca-ğını değil, tahminlerin üstünde seyrede-ceğini gösteriyordu.

Duyuyor musunuz artık enflasyonun düşme eğiliminde olduğunu söyleyeni, yıllık oranın hedeflenen %5,5’e ineceği-ne olan inancının güçlendiğini dile geti-rebileni...

Daha önce de belirttik ya, aslında ne orta vadedeki hedef oran olan %5’e inanan vardı, ne tahmin diye dile getirilen %5,5’e...

Düşük oranlar vererek kamuoyunu et-kileyebileceğimizi mi sandık, bilmiyoruz. Yok, amacımız böyle bir etki yaratmak değildi de gerçekten bu oranlarda kalabi-leceğimizi mi umduk, o da pek belli değil. Ama bu iki seçenekten birincinin doğru olmasını tercih etmek daha az kötü gibi. Birincide kamuoyunu yönlendirme çabası var, doğru; ama ikincide büyük bir öngörü sapması söz konusu.

Yüzde 8’in altı çok zorMart ayı sonuna geldik ve ne yazık ki

%8’in altında kalmanın giderek güçleşti-ğine dönük işaretler var. Zaten yapılan hesaplamalar da %8-9 aralığında bir ger-

EKONOMİK FORUM 113

GÖSTERGELER

114 EKONOMİK FORUM

gıdadaki artış %2,47 oldu. Son bir yıl iti-barıyla toplam artış %7,61, gıda madde-lerindeki artış %14,12 olarak gerçekleşti.

Buna göre, tüketici fiyatlarında mart ayında kaydedilen %1,19’luk artışa, gıda ve alkolsüz içecekler grubundan olan yansıma 0,61 puanı buldu. Son bir yıldaki %7,61’lik artışın 3,37 puanı da gıdadan kaynaklandı.

Gıda grubunda fiyatlar geçen yıl ku-raklık yüzünden yüksek seyretmişti. Bu yıl ise bir normalleşme yaşanacak, dola-yısıyla gıdanın TÜFE üstündeki baskısı kalkacaktı. Hele hele geçen yılın yüksek fiyatları devreden çıkıp, yerlerine daha ılımlı fiyatlar gireceği için gıdanın katkısı çok olumlu olacaktı. Umulan buydu. Ama tam tersine bir geçiş yaşandı, bu yıl da aşı-rı yağışlar ve kış koşulları daha şimdiden tarım üretimini vurmaya başladı.

İşte sonuçlar ortada... Tarım toplam TÜFE’yi olumlu anlamda etkilemediği gibi, olumsuz etki tırmanarak sürüyor. Dolayısıyla genel gidişatta önümüzdeki dönemde tarım kaynaklı olumlu yönde bir dönüş beklenmiyor.

Ulaştırma da negatif etkiliyorPetrol fiyatlarındaki hızlı gerileme sa-

yesinde ulaştırma grubunda akaryakıttan kaynaklanmak üzere önemli oranda fiyat düşüşü görülmüştü. Ulaştırma grubu fi-yatları aralık ayında %1,78, ocakta %0,56 gerilemişti. Bu eğilim, şubatla birlikte sona erdi. Ulaştırma grubu fiyatları şubatta %1,77, martta %0,91 arttı. Petrol fiyatla-rındaki o hızlı düşüşün durması ve döviz kurunun yeniden artmaya başlaması yü-zünden ulaştırma grubunda bundan sonra çok yüksek olmasa da artışlar görmemiz kaçınılmaz gibi...

Yani, gıdadan da, petrol fiyatları ve kur çok önemli avantaj yaratacak şekilde aşağı dönmezse ulaştırma grubundan da umut yok. Öte yandan, giyim ve ayakkabı gru-bunda ocak ve şubat aylarında %7’yi bulan ve genel artışı sınırlayan gerileme, yerini martta %1 artışa bırakmış durumda. Dola-yısıyla enflasyonun mart sonunda geldiği %7,61’i aşağı yönde ve kalıcı olarak kırması için inandırıcı bir “hikâye” yok. Bu nedenle kendimizi yavaş yavaş %8’e, 9’a hazırlasak iyi olacak. Zaten son gelişmelerden sonra %7’nin altında bir oran bekleyen de pek kalmadı. En iyisi daha gerçekçi olmak ve %8’leri, 9’ları özümsemekte yarar var.

çekleşmeye işaret ediyor. Özellikle ocak ve mart aylarında tahminlerin çok üstünde gelen artışlar yüzünden yılı %8’in altında tamamlama olasılığımız çok azaldı.

2015 için başlangıçta yapılan aylık gidi-şat tahmini ile mart sonundaki gerçekleş-menin ardından yapılan tahmin arasında her ay için yaklaşık bir puanlık bir fark oluşmuş durumda. Yani buna göre, 2015 yılı gerçekleşmesi artık %8 değil, %9 olacak gibi. Bir başka ifadeyle sınırları taban için %8, tavan için %9 olarak dile getirmek, en azından şu dönemin koşullarına göre, pek yanlış olmasa gerek.

Gıda, gıda, gıda...Gıda ve alkolsüz içeceklerin toplam

endeksteki ağırlığı %24,25 düzeyinde. Ancak bu gruptaki fiyat artışı öylesine hızlı seyrediyor ki, endeksteki dörtte bir-lik ağırlığa karşılık, toplam artışa yansıma %50’yi buluyor.

Mart ayında TÜFE %1,19 artarken,

Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haz. Tem. Ağus. Eylül Ekim Kas. Ara.

1.98 0.43 1.13 1.34 0.40 0.31 0.45 0.09 0.14 1.90 0.18 -0.44

1.10 0.71 1.19

3

2

0

1

-1

2014

2015

10

9

8

7Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haz. Tem. Ağus. Eylül Ekim Kas. Ara.

7.75 7.89 8.39 9.38 9.66 9.16 9.32 9.54 8.86 8.96 9.15 8.17

7.24 7.55 7.61

2014

2015

GÖSTERGELER

EKONOMİK FORUM 115i

BİR BAKIŞTA ÜÇ YILIN EKONOMİK GÖSTERGELERİOcak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Tem. Ağus. Eylül Ekim Kasım Aralık

TÜFE(% değ.)

2013 1.65 0.30 0.66 0.42 0.15 0.76 0.31 -0.10 0.77 1.80 0.01 0.462014 1.98 0.43 1.13 1.34 0.40 0.31 0.45 0.09 0.14 1.90 0.18 -0.442015 1.10 0.71 1.19

Yİ-ÜFE (Aylık)(% değ.)

2013 -0.18 -0.13 0.81 -0.51 1.00 1.46 0.99 0.04 0.88 0.69 0.62 1.112014 3.32 1.38 0.74 0.09 -0.52 0.06 0.73 0.42 0.85 0.92 -0.97 -0.762015 0.33 1.20 1.05

İhracat (Aylık)(milyon $)

2013 11,482 12,386 13,122 12,468 13,277 12,400 13,060 11,118 13,060 12,054 14,201 13,1752014 12,400 13,054 14,681 13,372 13,682 12,881 13,346 11,388 13,585 12,892 13,070 13,2762015 12,316 12,272

İthalat (Aylık)(milyon $)

2013 18,803 19,395 20,559 22,825 23,245 21,013 22,966 18,198 20,621 19,483 21,414 23,1392014 19,286 18,240 19,932 20,659 20,875 20,793 19,941 19,498 20,596 19,185 21,385 21,7942015 16,636 16,927

Cari denge(milyon $)

2013 -5,773 -5,052 -5,615 -8,097 -7,586 -4,762 -6,247 -2,386 -3,359 -3,250 -4,182 -8,3492014 -4,984 -3,342 -3,348 -4,887 -3,609 -4,125 -2,336 -2,170 -2,314 -2,254 -5,752 -6,8262015 -2,005 -3,196

İç borç stoku(milyar ¨)

2013 389.0 390.9 392.8 393.6 395.2 395.8 401.0 404.4 407.9 406.9 405.4 403.02014 406.3 407.1 409.0 409.4 412.4 408.4 408.2 407.4 408.2 411.1 413.6 414.62015 416.9 421.2

Sabit faizli iç borçlanmanınortalama maliyeti (%)

2013 6.46 6.17 6.47 6.56 5.69 8.37 9.03 9.27 9.79 8.51 8.86 9.232014 10.81 10.87 11.07 10.43 9.17 8.67 8.57 9.24 9.35 9.82 8.28 8.812015 7.83 8.06

Bütçe geliri (Aylık)(milyon ¨)

2013 36,872 32,500 24,768 30,488 34,901 31,404 37,086 31,905 30,122 30,018 36,918 32,6992014 37,908 34,424 31,968 34,069 37,555 34,557 34,699 37,985 30,339 34,175 39,219 38,8602015 40,109 40,153

Bütçe gideri (Aylık)(milyon ¨)

2013 30,933 33,948 30,157 29,893 30,337 32,603 36,774 35,050 34,847 33,188 30,496 50,0012014 36,001 32,756 37,060 36,789 36,080 35,170 39,990 32,038 39,550 37,185 35,618 50,1872015 36,342 42,511

Reel kur end.(TÜFE’ye göre)(2003=100)

2013 112.46 111.55 111.54 112.44 111.01 106.99 107.34 105.55 102.61 104.26 103.22 100.952014 95.86 96.49 96.91 102.49 104.64 104.05 104.21 103.57 103.13 103.81 106.93 105.462015 108.25 105.44 104.05

Aylık Ort. $(¨)

2013 1.7639 1.7699 1.8072 1.7965 1.8228 1.8945 1.9305 1.9547 2.0171 1.9903 2.0217 2.05782014 2.2168 2.2128 2.2178 2.1275 2.0908 2.1157 2.1187 2.1583 2.2036 2.2583 2.2336 2.28772015 2.3283 2.4552 2.5838

Aylık Ort.Euro(¨)

2013 2.3414 2.3689 2.3448 2.3355 2.3666 2.4987 2.5240 2.6018 2.6902 2.7132 2.7291 2.81802014 3.0215 3.0194 3.0658 2.9382 2.8745 2.8758 2.8764 2.8769 2.8501 2.8642 2.7872 2.82172015 2.7162 2.7899 2.8047

Mevduat(Milyar ¨)

2013 470.2 475.0 487.2 489.1 501.9 511.2 515.8 513.1 529.9 525.6 528.1 556.22014 541.0 537.1 535.3 538.3 539.5 569.3 584.1 563.8 585.3 568.6 573.2 617.22015 607.8 621.4 622.4

DTH(Milyar $)

2013 116.3 112.1 111.7 114.8 111.8 108.9 113.7 118.8 122.1 125.2 126.7 127.22014 128.1 134.4 139.9 140.6 139.2 134.5 136.2 138.6 136.8 141.8 141.3 132.82015 128.9 131.5 133.6

Kredi(Milyar ¨)

2013 668.3 688.3 704.5 718.3 757.8 783.7 790.3 821.9 837.7 837.4 860.3 890.42014 917.3 918.1 921.4 918.5 931.7 953.8 967.1 980.8 1,009.2 1,015.5 1,031.1 1,062.52015 1,081.2 1,108.6 1,132.3

Tük.kredileri(Milyar ¨)

2013 188.2 192.5 197.2 200.9 207.6 213.6 218.1 222.3 225.8 227.7 232.1 236.02014 238.5 238.8 240.4 241.7 245.3 248.6 250.8 253.9 258.0 260.2 263.1 267.42015 270.4 273.4 277.2

Kredi kartları(Milyar ¨)

2013 76.9 77.2 77.9 80.9 83.1 84.5 84.5 87.6 89.7 89.5 90.3 90.82014 92.7 89.4 87.2 85.4 84.7 84.5 83.7 82.8 83.7 83.5 82.7 82.82015 84.2 83.2 83.2

San.ür.ende.değ. (%)(Arındırılmamış endekse göre)

2013 2.2 1.4 0.2 4.7 1.9 3.0 5.9 -1.3 6.5 -0.5 4.7 6.92014 7.6 5.1 4.5 4.9 1.8 1.6 -4.5 12.7 4.5 4.5 -1.2 4.62015 -2.2 1.0

San.ür.ende.değ. (%)(Arındırılmış endekse göre)

2013 2.0 4.5 2.2 2.7 0.2 5.0 3.9 0.7 6.5 1.5 4.7 7.02014 7.6 5.1 4.5 5.0 3.6 1.6 3.8 5.3 2.5 2.4 0.7 2.62015 -2.1 1.0

Protestolu senet(Milyon ¨)

2013 729.0 534.1 543.0 568.1 636.2 592.9 710.1 590.9 649.0 646.0 643.3 651.62014 756.5 535.8 558.1 578.8 581.9 588.2 601.8 989.8 708.7 860.9 684.8 775.72015 794.7 712.8

Dış borç öde.(Milyon $)

2013 2,810 1,008 997 644 957 498 666 337 846 696 579 6402014 2,478 2,145 1,154 631 609 567 620 499 1,136 784 502 6652015 923 525 3,767

Reel Kur Endeksi (2003=100) (TÜFE’ye göre)Mart 08 117.35 Mart 12 107.27

Mart 09 104.60 Mart 13 111.54

Mart 10 117.33 Mart 14 96.91

Mart 11 110.26 Mart 15 104.05

Merkezi Yönetim Bütçesi (Milyon ̈ ) (Ocak-Şubat)2015 2014 Değ.(%)

. Gelir 80,263 72,332 10.96

. Harcama 78,853 68,757 14.68

. Denge 1,410 3,575 -60.56

. Faiz dışı denge 13,313 11,916 11.72

Mevduatın Vade Dağılımı (Bin ̈ ) 03/04/2015 04/04/2014 Değ. (%)

a- ¨ mevduat 630,146,949 539,747,198 16.75

. Vadesiz ve yedi gün ihbarlı 106,167,520 87,577,914 21.23

. Bir ay vadeli 101,064,592 66,380,434 52.25

. Üç ay vadeli 373,123,794 343,813,190 8.53

. Altı ay vadeli 20,099,992 20,872,517 -3.70

. Bir yıl vadeli ve daha uzun vadeli 29,691,051 21,103,143 40.69

b-Yabancı para mevduat 415,151,634 357,623,398 16.09

. Vadesiz ve yedi gün ihbarlı 78,030,777 69,053,980 13.00

. Bir ay vadeli 63,372,342 50,459,940 25.59

. Üç ay vadeli 211,524,140 180,047,803 17.48

. Altı ay vadeli 23,064,211 19,428,655 18.71

. Bir yıl vadeli ve daha uzun vadeli 39,160,164 38,633,020 1.36

Yatırım Teşvikleri Belgeleri (Milyon ̈ ) (Ocak)2015 2014 Değ.(%)

.Enerji 23,723 530 4378.87

.Hizmetler 2,025 3,305 -38.73

.İmalat 1,062 1,817 -41.55

.Madencilik 26 203 -87.30Tarım 44 68 -35.89

Toplam 26,880 5,923 353.85

Şirket Kuruluşları (Ocak-Şubat)2015 2014 Değ.(%)

. Kurulan 11,800 10,478 12.62

. Kapanan 3,441 3,663 -6.06

Mevduat Bankaları Kredileri (Bin ̈ ) 03/04/2015 04/04/2014 Değ. (%)

TOPLAM 1,132,299,124 913,352,910 23.97

Yurtiçi krediler 1,123,130,948 908,940,733 23.56

.¨ krediler 820,996,883 687,424,587 19.43

.Yabancı para krediler 302,134,065 221,516,146 36.39

Yurtdışı krediler 9,168,176 4,412,177 107.79

Tüketici Kredileri ve Kredi Kartları (Bin ̈ ) 03/04/2015 04/04/2014 Değ.(%)

Tüketici Kredileri ve Kredi Kartları 361,998,791 327,432,863 10.56

. Tüketici kredileri 277,868,018 240,706,768 15.44

Konut 120,289,362 102,897,651 16.90

Taşıt 5,799,911 7,382,859 -21.44

Diğer 151,778,745 130,426,258 16.37

.Kredi kartları 84,130,773 86,726,095 -2.99

Tasfiye olunacak

. Tüketici kredileri 7,520,554 5,194,768 44.77

. Kredi kartları 5,883,256 5,286,427 11.29

Cari İşlemler Dengesi (Milyon $) (Ocak-Şubat)2015 2014 Fark Değ.(%)

CARİ İŞLEMLER DENGESİ -5,201 -8,326 -3,125 -37.5Döviz geliri 32,824 33,580 -756 -2.3. İhracat 26,683 27,526 -843 -3.1. Turizm 2,668 2,488 180 7.2. Faiz 216 241 -25 -10.4. Diğer 3,257 3,325 -68 -2.0Döviz gideri -38,025 -41,906 -3,881 -9.3. İthalat -32,455 -36,303 -3,848 -10.6. Turizm -909 -829 80 9.7. Faiz -668 -690 -22 -3.2. Diğer -3,993 -4,084 -91 -2.2Şubat itibariyle yıllık -42,822 -62,159 -19,337 -31.1

Yurtiçi Yerleşiklere Ait DTH (Milyon $) 03/04/2015 04/04/2014 Değ. (%)

TOPLAM 133,667 139,545 -4.21

. ABD Doları 80,420 80,404 0.02

. Euro (Dolar karşılığı) 47,424 51,073 -7.14

.Diğer dövizler (Dolar karşılığı) 2,474 2,413 2.53

.Kıymetli Mad. Dep. Hes. (Dolar karşılığı) 3,349 5,655 -40.78

Repo Hacmi (Bin ¨) 06/04/2015 07/04/2014 Değ. (%)

. Müşterilerle yapılan 1,777,818 3,053,107 -41.77

. Mali kuruluşlar arasında yapılan 29,515,302 28,992,491 1.80

Yurtiçindekilerin toplam ¨ mevduatı (Bin ̈ )03/04/2015 04/04/2014 Değ. (%)

TOPLAM 610,901,768 523,213,232 16.76

. Vadesiz 101,540,161 84,197,808 20.60

. Vadeli 509,361,607 439,015,424 16.02

Merkez Bankası Döviz Rezervi (Milyon $)03/04/2015 04/04/2014 Değişim (%)

TOPLAM 121,571 125,211 -2.91.Döviz rezervi 102,057 105,112 -2.91.Altın 19,514 20,099 -2.91

GSYH (% değişim) 2014 2013 2012 2011

Birinci çeyrek 4.9 3.1 3.1 12.4 İkinci çeyrek 2.3 4.7 2.7 9.3 Üçüncü çeyrek 1.9 4.3 1.5 8.7 Dördüncü çeyrek 2.6 4.6 1.3 5.3Yıllık 2.9 4.2 2.1 8.8

Fiyatlar (% değişim) TÜFE 2015 2014 Yİ-ÜFE 2015 2014

.Mart 1.19 1.13 .Mart 1.05 0.74

.Üç aylık 3.03 3.57 .Üç aylık 2.60 5.52

.Yıllık 7.61 8.39 .Yıllık 3.41 12.31

.Yıllık ortalama 8.70 7.70 .Yıllık ortalama 8.03 6.95

GÖSTERGELER

116 EKONOMİK FORUM

Dış Ticaret (Milyon $) 2015 2014 Değ.(%)

Şubat. İhracat 12,272 13,054 -5.99. İthalat 16,927 18,240 -7.20. Açık -4,655 -5,186 -10.24

.İhracat/ithalat (%) 72.5 71.6

Ocak-Şubat

. İhracat 24,587 24,454 0.54

. İthalat 33,563 37,526 -10.56

. Açık -8,976 -13,072 -31.33

.İhracat/ithalat (%) 73.3 65.2Yıllık (Şubat itibariyle)

. İhracat 156,761 153,389 2.20

. İthalat 238,221 250,989 -5.09

. Açık -81,460 -97,600 -16.54

.İhracat/ithalat (%) 65.8 61.1

EKONOMİK FORUM 117i

DIŞ BORÇ STOKU (Milyon $)2014 3. Ç.

2014 2. Ç.

2014 1. Ç. 2013 2012

Türkiye brüt dış borç stoku (toplam) 396,800 401,981 388,280 389,540 339,041

Kısa vadeli 131,863 131,771 125,809 130,489 100,226

Uzun vadeli 264,937 270,210 262,471 259,051 238,815

Kamu sektörü (toplam) 118,639 119,437 117,125 115,863 103,983

Kısa vadeli 18,934 18,159 17,843 17,605 11,040

Uzun vadeli 99,705 101,278 99,282 98,258 92,943

TCMB (toplam) 2,944 4,289 4,862 5,234 7,088

Kısa vadeli 417 661 762 833 1,036

Uzun vadeli 2,527 3,628 4,100 4,401 6,052

Özel sektör (toplam) 275,218 278,255 266,293 268,443 227,971

Kısa vadeli 112,512 112,951 107,204 112,051 88,150

Uzun vadeli 162,706 165,304 159,089 156,392 139,821

ÖNCEKİ DÖNEME GÖRE FARK (Milyon Dolar)

Türkiye brüt dış borç stoku (toplam) -5,181 13,701 -1,260 50,498 35,140

Kısa vadeli 92 5,962 -4,680 30,263 18,630

Uzun vadeli -5,273 7,739 3,420 20,235 16,510

Kamu sektörü (toplam) -798 2,312 1,262 11,880 9,745

Kısa vadeli 775 316 238 6,565 4,027

Uzun vadeli -1,573 1,996 1,024 5,315 5,718

TCMB (toplam) -1,345 -573 -372 -1,854 -2,246

Kısa vadeli -244 -101 -71 -203 -203

Uzun vadeli -1,101 -472 -301 -1,651 -2,043

Özel sektör (toplam) -3,037 11,962 -2,150 40,472 27,641

Kısa vadeli -439 5,747 -4,847 23,901 14,806

Uzun vadeli -2,598 6,215 2,697 16,571 12,835

ÖNCEKİ DÖNEME GÖRE DEĞİŞİM (Yüzde)

Türkiye brüt dış borç stoku (toplam) -1.3 3.5 -0.3 14.9 11.6

Kısa vadeli 0.1 4.7 -3.6 30.2 22.8

Uzun vadeli -2.0 2.9 1.3 8.5 7.4

Kamu sektörü (toplam) -0.7 2.0 1.1 11.4 10.3

Kısa vadeli 4.3 1.8 1.4 59.5 57.4

Uzun vadeli -1.6 2.0 1.0 5.7 6.6

TCMB (toplam) -31.4 -11.8 -7.1 -26.2 -24.1

Kısa vadeli -36.9 -13.3 -8.5 -19.6 -16.4

Uzun vadeli -30.4 -11.5 -6.8 -27.3 -25.2

Özel sektör (toplam) -1.1 4.5 -0.8 17.8 13.8

Kısa vadeli -0.4 5.4 -4.3 27.1 20.2

Uzun vadeli -1.6 3.9 1.7 11.9 10.1

Para Arzı (Bin ̈ ) 03/04/2015 04/04/2014 Değ. (%)

M1 257,972,661 220,083,604 17.22

DOLAŞIMDAKİ PARA 82,786,061 70,388,234 17.61

Dolaşıma Çıkan Banknot + Madeni Para 92,988,857 79,463,120 17.02

Banka Kasaları (-) 10,202,796 9,074,886 12.43

VADESİZ MEVDUAT (¨) 103,015,624 84,392,239 22.07

Mevduat Bankaları 94,553,511 77,683,740 21.72

Katılım Bankaları 8,445,372 6,697,913 26.09

TCMB 16,741 10,586 58.14

VADESİZ MEVDUAT (YP) 72,170,976 65,303,131 10.52

Mevduat Bankaları 65,940,359 60,008,723 9.88

Katılım Bankaları 6,223,405 5,285,597 17.74

TCMB 7,212 8,811 -18.15

M2 1,073,491,425 924,504,468 16.12

VADELİ MEVDUAT (¨) 517,611,591 450,080,274 15.00

Mevduat Bankaları 487,148,012 422,745,361 15.23

Katılım Bankaları 30,463,579 27,334,913 11.45

TCMB - -

VADELİ MEVDUAT (YP) 297,907,173 254,340,590 17.13

Mevduat Bankaları 279,399,846 237,426,363 17.68

Katılım Bankaları 18,507,327 16,914,227 9.42

TCMB - -

M3 1,119,614,899 966,913,397 15.79

REPO 6,981,448 8,409,052 -16.98

PARA PİYASASI FONLARI (B TİPİ LİKİT FONLAR) 13,466,096 10,995,278 22.47

İHRAÇ EDİLEN MENKUL DEĞERLER 25,675,930 23,004,599 11.61

İşsizlik Verileri (Bin Kişi-Aralık 2014 itibarıyla) Toplam Erkek Kadın

.15 ve daha yukarı yaşta nüfus (Bin kişi) 57,401 28,348 29,053

.İşgücü (Bin kişi) 28,787 20,082 8,705

… İstihdam (Bin kişi) 25,642 18,030 7,612

… İşsiz (Bin kişi) 3,145 2,052 1,093

.İşsizlik oranı (%) 10.9 10.2 12.6

.Tarım dışı işsizlik oranı (%) 12.9 11.5 16.7

.Genç nüfusta (15-24 yaş) işsizlik oranı (%) 20.2 18.9 22.6

Tüketici Güven Endeksi Mart 15 Şubat 15 Değ.(%)

TÜKETİCİ GÜVEN ENDEKSİ(*) 64.39 68.06 -5.4

.Hanenin maddi durum beklentisi 85.37 86.75 -1.6

.Genel ekonomik durum beklentisi 86.3 90.87 -5.0

.İşsiz sayısı beklentisi (**) 65.28 60.64 7.7

.Tasarruf etme ihtimali 20.61 25.00 -17.6

(*)Beklentiler gelecek 12 aylık dönem için sorgulanıyor.(**)Söz konusu endeksin artması, işsiz sayısı beklentisinde azalışı, azalması ise işsiz sayısı beklentisinde artışı gösteriyor.

Dış Borç Anapara ve Faiz Ödemesi (Milyon $) (Ocak-Mart)2015 2014 Değ.(%)

Toplam 5,214 5,777 -9.75

. Kamu 5,099 5,625 -9.35

. Merkez Bankası 115 152 -24.34

Protestolu Senetler (Ocak-Şubat)2015 2014 Değ.(%)

. Adet 158,128 164,371 -3.80

. Tutar (Bin ¨ ) 1,507,129 1,291,321 16.71

İnşaat Ruhsatı ve Yapı Kullanma İzin BelgesiDaire sayısı (Yıllık) 2014 2013 Değ.(%)

. Ruhsat 1,014,678 837,282 21.19

. Yapı kullanma izin belgesi 766,527 721,501 6.24

Turist Sayısı2015 2014 Değ.(%)

Ocak-Şubat 2,634,284 2,498,999 5.41

İmalat Sanayi Kapasite Kullanım Oranı (%) 2015 2014

.Mart 72.4 73.1

Sanayi Üretimi Değişimi (%) Şubat 2015 Şubat 2014

.Arındırılmamış endekse göre (yıllık) 1.0 5.1

.Takvim etkisinden arındırılmış endekse göre (yıllık) 1.0 5.1

.Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış endekse göre (bir önceki aya göre)

1.7 -0.6

En Yüksek Faiz Oranları (2 Nisan 2015 itibarıyla) ¨ mevduata

uygulanan faiz (%)ABD Doları mevduata

uygulanan faiz (%)Euro mevduata

uygulanan faiz (%)

. Bir aya kadar vadeli

3,00 -20,00. Bir aya kadar vadeli

0,25 -10,00. Bir aya kadar vadeli

0,25 -10,00

. Üç aya kadar vadeli

4,00 -20,00. Üç aya kadar vadeli

0,25 -10,00. Üç aya kadar vadeli

0,25 -10,00

. Altı aya kadar vadeli

4,00 -20,00. Altı aya kadar vadeli

0,25 -10,00. Altı aya kadar vadeli

0,25 -10,00

. Bir yıla kadar vadeli

4,00 -20,00. Bir yıla kadar vadeli

0,25 -10,00. Bir yıla kadar vadeli

0,25 -10,00

İç Borç Stoku (Milyar ̈ ) 2015 2014 Değ.(%)

.Şubat 421.2 407.1 3.46

DÜNYADANİŞ TEKLİFLERİ

DÜNYADANİŞ TEKLİFLERİİŞ TEKLİFLERİ

İşbirliği Teklifleri Bülteni’nde, çeşitli ülkelerdeki firma ve kuruluşlardan TOBB’a gönderilen ticari, mali ve teknik işbirliği teklifleri duyurulmaktadır. Bu bilgilere

www.tobb.org.tr adresinden de ulaşabilmektedir.Burada yer alan işbirliği teklifleri, kaynak belirtilmesi koşuluyla yayımlanabilir.

Duyurusu yapılan yabancı firmalarla temaslar ve müzakereler konusunda TOBB’un herhangi bir aracılık, tercüme veya danışmanlık hizmeti bulunmamaktadır.

Bültende yer alan bilgilerin doğruluğu ve güncelliği konusunda TOBB’un herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır. TOBB, tekliflerin içeriğinden, size değişikliğe

uğrayarak ya da geç ulaşmasından sorumlu tutulamaz. Öte yandan, siz de mal ve hizmet alışverişine yönelik ticari, ortak yatırım ve

finansmana yönelik mali ve teknoloji alışverişine yönelik teknik nitelikteki teklif ya da taleplerinizin İngilizce olarak yurtdışındaki ekonomi ve ticaret çevrelerine iletilmesini istiyorsanız, lütfen http://boft.tobb.org.tr adresine bağlanınız.

Adres: Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği - Dış Ticaret MüdürlüğüTOBB İkiz Kuleleri, Eskişehir Yolu 9. Km (Bilkent Kavşağı) 06530 - ANKARA

Tel: 0 (312) 218 22 29 Faks: 0 (312) 218 22 09 e-posta: meltem.gursel@tobb.org.tr

120İşbirliği Teklifleri Bülteniİşbirliği Teklifleri Bülteni

EKONOMİK FORUM 119i

Tarım, bahçıvanlık, avcılık ve ilgili ürünlerHiNDiSTAN201400387FİRMA ADI: Matrix Tradesources209 STARLITE TOWER Y.N.ROAD. INDORE (M.P)INDIA -452000 TEL: +91 (99) 77530008e-posta: radhika@matrixtradesources.com

Yetkili Kişi: Radhika Rathiİplik ve kumaş üretimi ve acenteliği yapan firma, aynı zamanda pirinç, soya fasulyesi, leblebi gibi ürünlerin ticaretini yaptıklarını, bu alanda faaliyet gösteren Türk firmalarla bağlantı kurmak istediklerini bildiriyor.

Gıda maddeleri ve içeceklerTUNUS201400377FİRMA ADI: ADEL&ADEL International TradingSiège social 8 avenue Fathel Ben Achour 5160 ELJEM TEL: +216 (98 ) 280 095 FAKS:+216 (73) 631 529e-posta: expimpadeleadel14@gmail.com

Yetkili Kişi: HAFSA AdelFirma Tunus’tan zeytinyağı ve hurma ihracatının yanı sıra Afrika ülkeleri pazarlarına Türk ürünlerinin ihracatını yapmak üzere Türk firmalarıyla işbirliği yapmak istediğini bildiriyor. Söz konusu teklif Birliğimize T.C. Tunus Büyükelçiliği Ticaret Müşavirliği aracılığıyla iletilmiştir.

TÜRKMENiSTAN201400389FİRMA ADI: SALKYNTEL: +993 (558) 6 41 36FAKS:+993 (65) 60 06 72e-posta: osman72tm@gmail.com

Yetkili Kişi: Osman Seyidov/ Import ManagerSüt ve et işleme departmanları bulunan firma aynı zamanda Avrupa ve Asya ülkelerinden gıda ithal ettiklerini ve bu ürünleri Türkmenistan’da satış ağına sunduklarını bildiriyor.

Türk firmalarıyla da işbirliği yapmaya başlayan firma, iş hacimlerini artırmak üzere Türkmenistan’da dağıtımını yapabilecekleri gıda ürünleri ve ev tipi cihaz üreticileriyle bağlantı kurmak istediklerini bildiriyor.

Tekstil ve tekstil malzemeleriHiNDiSTAN201400386FİRMA ADI: Matrix Tradesources209 STARLITE TOWER Y.N.ROAD. INDORE (M.P)INDIA -452000 TEL: +91 (99) 77530008e-posta: radhika@matrixtradesources.com

Yetkili Kişi: Radhika Rathi

İplik ve kumaş üretimi ve acenteliği yapan firma, aynı zamanda pirinç, soya fasulyesi, leblebi gibi ürünlerin ticaretini yaptıklarını, bu alanda faaliyet gösteren Türk firmalarla bağlantı kurmak istediklerini bildiriyor.

ROMANYA201400359FİRMA ADI: NATURA CONSTRUCT SRLTEL: +40 (72) 3232474e-posta: naturasrl2014@gmail.com

Yetkili Kişi: MURAT SEVIGENRomanya’nın Bükreş iline bağlı Afumat ilçesinde bulunan firma, bu bölgede kiralık işyerlerinin olduğundan bahisle, Türkiye’den tekstil imalatçıları, ayakkabı

imalatçıları ve otomotiv sektöründe bulunan iş adamları ile görüşüp küçük bir sanayi bölgesi yapmak istediklerini bildiriyor.

TUNUS201400362FİRMA ADI: MEDITERRANEAN INDUSTRIAL GROUPTEL: +216 (74 ) 831 666FAKS:+216 (74 ) 831 655e-posta: foued.benamor@mig.com.tn

Yetkili Kişi: Foued BEN AMORFirma, TIR çadırı/brandası satın almak istediğini bildiriyor. Söz konusu teklif Birliğimize T.C. Tunus Büyükelçiliği Ticaret Müşavirliği aracılığıyla iletilmiştir.

Yu r t d ı ş ı n d a n İ ş b i r l i ğ i Te k l i f l e r iYYu r t dd ı ş ı n dd a n İİİİ ş bb ii r ll ii ğğ ii TTe kk ll ii ff ll e r

İŞBİRLİĞİ TEKLİFLERİ

120 EKONOMİK FORUM

201400399FİRMA ADI: EL MADINA GROUPCyberparc KAIROUAN 3131 TEL: +216 (77) 284 000 / 52 77FAKS:+216 (77) 284 500e-posta: elmedinaart@gmail.com

Yetkili Kişi: Nader LOBBIRIT.C. Tunus Büyükelçiliği Ticaret Müşavirliği tarafından adı geçen firmanın kumaş geri dönüşüm projesi konusunda işbirliği yapmak istediği bildirilmiştir.Elbise ve ayakkabı

LiTVANYA201400368FİRMA ADI: URPEJAGedimino pr. 31, LT-01104, Vilnius, LITHUANIA

TEL: +370 (686) 64034Yetkili Kişi: Aleksandras Avdejevas /Store Owner / DirectorFirma, Türkiye’deki firmaların hazır giyim ürünlerini franchise (isim hakkı) sistemiyle şeklinde Litvanya’da satmak istediklerini bildiriyor. 15 yıldır bu alanda faaliyet gösteren firma, bayan bluz, süveter, pantolon, etek, elbise, ceket gibi klasik, seçkin, resmi tarzlarda kıyafetleri tercih ettiğini aynı zamanda Litvanya’da mağaza açmak isteyen Türk firmalara yardımcı olabileceklerini de bildiriyor.

ROMANYA201400358FİRMA ADI: NATURA

CONSTRUCT SRLTEL: +40 (72) 3232474e-posta: naturasrl2014@gmail.com

Yetkili Kişi: MURAT SEVIGENRomanya’nın Bükreş iline bağlı Afumat ilçesinde bulunan firma, bu bölgede kiralık işyerlerinin olduğundan bahisle, Türkiye’den tekstil imalatçıları, ayakkabı imalatçıları ve otomotiv sektöründe bulunan iş adamları ile görüşüp küçük bir sanayi bölgesi yapmak istediklerini bildiriyor.

Kağıt hamurundan ve kağıttan mamul ürünlerTUNUS201400370FİRMA ADI: TOUS CUP 5 Rue Hbib Bourguiba Ennadhour Zaghouane 1160 TEL: +216 (21) 306 211e-posta: baligh.daoud@mew.com.tn

Yetkili Kişi: DAOUD BalighFirma kağıt/karton bardak imalatında kullanılan kaplanmış kağıt ve karton almak istediğini bildiriyor. Söz konusu teklif Birliğimize T.C. Tunus Büyükelçiliği Ticaret Müşavirliği aracılığıyla iletilmiştir.

201400373FİRMA ADI: 3 M NEGOCE International TradeImm. Georges Karam, Route

touristique 4089 Port El Kantaoui, Sousse TEL: +216 (73) 277 054 e-posta: 3m.negoce@gmail.com

Yetkili Kişi: Mouez OUESLATYFirma kağıt, özellikle A4 formatı almak istediğini bildiriyor. Söz konusu teklif Birliğimize T.C. Tunus Büyükelçiliği Ticaret Müşavirliği aracılığıyla iletilmiştir.

Petrol ürünleri ve yakıtlarTUNUS201400364FİRMA ADI: Société SUD LUBRIFIANTCité UV 4 bloc 64 menzah 6 Tunis TEL: +216 (53) 078 844e-posta: soussiatarek@gmail.com

Yetkili Kişi: Tarek SOUSSIAFirma, geri dönüştürülmüş madeni yağ alımı satın almak istediğini bildiriyor. Söz konusu teklif Birliğimize T.C. Tunus Büyükelçiliği Ticaret Müşavirliği aracılığıyla iletilmiştir.

Kimyasal maddeler, kimyasal ürünler ve yapay elyaflarTUNUS201400384FİRMA ADI: DIALAvenue de La Perle du Sahel - 4051 Sousse - Tunisie TEL: +216 (97) 138000

İŞBİRLİĞİ TEKLİFLERİ

EKONOMİK FORUM 121i

e-posta: dialetvacances@topnet.tn

Yetkili Kişi: MELAYAH MOHAMEDFirma ilaç endüstrisinde yatırım yapmak, Türk ilaç imalatçılarının dağıtımını sağlamak ve ilaç fabrikası kurulumu için teknik işbirliği /ortaklık yapmak üzere Türk firmalarıyla işbirliği yapmak istediğini bildiriyor. Söz konusu teklif Birliğimize T.C. Tunus Büyükelçiliği Ticaret Müşavirliği aracılığıyla iletilmiştir.

Kauçuk, plastik ve pelikülfilm ürünlerTUNUS201400382FİRMA ADI: TUS - Tunisian United Solutions176 rue de chypre Sahloul I Sousse 4054. TEL: +216 (94) 647 451FAKS:+216 (73 ) 369 882e-posta: memmih@tus.com.tn

Yetkili Kişi: Hammouda

MEMMI Firma PVC döşeme kanalı - Ağ kablosu ‘Koaksiyel kablo - VRLA batarya‘ alarm sistemleri ve aksesuarları almak istediğini bildiriyor. Söz konusu teklif Birliğimize T.C. Tunus Büyükelçiliği Ticaret Müşavirliği aracılığıyla iletilmiştir.

Metalik olmayan diğer ürünlerRUSYA201400394FİRMA ADI: NEVZ KERAMİKSTEL: +7 (383 ) 225 82 75e-posta: development@nevz.ru

Yetkili Kişi: Anna Startseva/ Deputy Head of Marketing and Development departmentIsı iletimi substratı, kesme valfleri, dirim seramikleri (biyoseramik) gibi seramik bloktan ürün üreticisi olan NEVZ KERAMİKS adlı firmanın ürünlerini ülkemize de satmak istediği bildirilmiştir. Söz

konusu teklif Birliğimize, Rusya Federasyonu Türkiye Ticaret Temsilciliği aracılığıyla iletilmiş olup, ilgilenen kuruluşların iletişim bilgileri Temsilciliğe de başvurabilecekleri belirtilmektedir.

TUNUS201400397FİRMA ADI: BOURGO TRADE & DEVELOPPMENTB3, Centre Iceberg, Rue de La Feuille d’Erable, Lac II, 1053 Tunis, Tunisie TEL: +216 (71) 669 150 / 70 03FAKS:+216 (71) 669 151e-posta: achat@bourgotrade.com

Yetkili Kişi: Lassaad BEN ABIDT.C. Tunus Büyükelçiliği Ticaret Müşavirliği tarafından adı geçen firmanın cam şişe almak istediği bildirilmiştir.

Ana metaller ve ilgili ürünlerKENYA201400365

FİRMA ADI: KISIMA MINERALSMacalder Lane Migori City - KENYA TEL: +254 (717) 967323 e-posta: sales@kisimaminerals.com

Kongo’da bazı yerel maden firmaların temsilciliğini yapan Kenya’lı firma, elmas ve altın tozu satmak istediklerini bildiriyor. Firma bu alanda faaliyet gösteren ve ürünlerini Türkiye’de satabilecek satış temsilcileri, acente, broker ve kuruluşlarla bağlantı kurmak istediklerini bildiriyor.

RUSYA201400391FİRMA ADI: LASARAtatürk Bulvarı, No.106, Kavaklıdere / ANKARA TEL: +90 (312) 4254690FAKS:+90 (312) 4252090e-posta: rustradeturk@yandex.ru

Hafif çelik yapı (LSTC) tasarımcısı ve üreticisi olan

122 EKONOMİK FORUM

İŞBİRLİĞİ TEKLİFLERİ

firma, kapı profili, metal hasır (PVL) çelik şerit gibi ürünler ürettiğini ve haddelenmiş metal satışı yaptıklarını bildiriyor. Firma ürünlerini satmak üzere Hafif çelik yapı (LSTC) teknolojilerini uygulayan yapı firmalarıyla ve metal ürün satışı yapan firmalarla bağlantı kurmak istediğini bildiriyor. Söz konusu teklif Birliğimize, Rusya Federasyonu Türkiye Ticaret Temsilciliği aracılığıyla iletilmiş olup, ilgilenen kuruluşların iletişim bilgileri verilen Temsilciliğe başvurmaları gerekmektedir.

TUNUS201400363FİRMA ADI: SOSIETE MK DISTRIBUTION22 AVENU DE LA MECQUE A F H 1 8000 NABEUL TEL: +216 (53 ) 743 332e-posta: ali.ksibi@hotmail.frYetkili Kişi: Ali KSIBIFirma, alüminyum rulo satın almak istediğini bildiriyor. Söz konusu teklif Birliğimize T.C. Tunus Büyükelçiliği Ticaret Müşavirliği aracılığıyla iletilmiştir.

Mamul ürün ve malzemelerALMANYA201300066FİRMA ADI: PolyStone Green TechnologieTEL: +49 (152) 539 75 330e-posta: yakup.yenisu@gmx.de

Yetkili Kişi: Yakup YenisuÇok çeşitli alanlarda kullanılabilen plastik ürünler üretim tesisleri kuran firma, söz konusu tesisleri Türkiye’de kurdurmak isteyen firmalarla bağlantı kurmak istediğini bildirmiştir. Firma, kuracağı komple üretim tesisindeki üretim sürecinden geçirilen plastik hammaddeleri (PE/PP) ile kumun karıştırılmasından çok çeşitli inşaat malzemesi üretilebildiğini bildirmiştir. Firma, ürünün ağırlık tasarrufundan dolayı, yüksek

derecede dengeli olup, çok aşırı hava koşullarına dayanıklılık özelliğine sahip olduğunu ve betonla da karşılaştırıldığında daha çok özelliklere sahip olduğunu belirtmiştir. Ürünün bildirilen özellikleri: Beton ve taştan 3 kat daha fazla aşınmaya dayanıklıdır, aşırı zorlanmalarda kırılmaya dayanıklıdır, yüksek ısı yalıtımı sağlamaktadır, plastikten daha esnek ve betondan daha sağlamdır, yağ, asit, ürin geçirmemektedir, çok uzun ömürlüdür, yeniden kullanılabilir (çöpe atılmaz), işlenebilir (biçme, kesme, delme, kaynak, yapıştırma, vb.), aynı amaç için üretilmiş diğer ürünlere göre % 10 - % 25 daha hafiftir, UV dayanıklıdır, su almaz, don tutmaz (kaldırım taşları -7°C _ -8°C’ye ‘ye kadar donmaz). Kullanım alanları: İnşaat sektöründe A’dan Z’ye kadar her alan için üretimi ve kullanımı olanaklıdır. Tuğla yapılabilir, kimya endüstrisinde atıkların saklanması için giydirici yapılabilir, demiryollarında rayların altına döşenen travers yapılabilir, binalara rutubet yalıtımı yapılabilir, zırhla kaplama yapılabilir, çatılara güneş enerjisine uygun tabakalandırılmış kiremitler yapılabilir. Tesisin, deprem bölgesi olan Türkiye

için çok büyük önem taşıdığı vurgulanmıştır. Firma, tesisin üretim lisansıyla birlikte alınması gerektiğini belirtmiştir.

TUNUS201 400378FİRMA ADI: STE FAMRTE DE TENIOUR KM 4.5 IMM VENISE 1 MAGASIN M1 *3041* SFAX TUNISIE TEL: +216 (74) 437 230FAKS:+216 (74 ) 437 218e-posta: commercial@fam.com.tn

Yetkili Kişi: Lotfi LAJMIFirma mobilya ve kapı aksesuarları almak istediğini bildiriyor. Söz konusu teklif Birliğimize T.C. Tunus Büyükelçiliği Ticaret Müşavirliği aracılığıyla iletilmiştir.

201400380FİRMA ADI: EL KANAOUETZONE INDUSTRUELLE ENFIDHA TEL: +216 (73) 25 00 77 FAKS:+216 (73) 250 428e-posta: Elkanaouet-usine@gnet.tn

Yetkili Kişi: MEHREZ JALELFirma prefabrik (beton) almak istediğini bildiriyor. Söz konusu teklif Birliğimize T.C. Tunus Büyükelçiliği Ticaret Müşavirliği aracılığıyla iletilmiştir.

201400383FİRMA ADI: SOCIETE POTERIE GHOZZI

Rue marais 5050 Moknine TUNISIE TEL: +216 (55) 644 877FAKS:+216 (73) 471 470e-posta: poterie_ghozzi@yahoo.fr

Yetkili Kişi: LOTFI GHOZZIFirma bahçe dekorasyonu saksı almak istediğini bildiriyor. Söz konusu teklif Birliğimize T.C. Tunus Büyükelçiliği Ticaret Müşavirliği aracılığıyla iletilmiştir.

Makineler, ekipmanlar, aletler, cihazlar ve ilgili ürünlerALMANYA201300067FİRMA ADI: PolyStone Green TechnologieTEL: +49 (152) 539 75 330e-posta: yakup.yenisu@gmx.de

Yetkili Kişi: Yakup YenisuÇok çeşitli alanlarda kullanılabilen plastik ürünler üretim tesisleri kuran firma, söz konusu tesisleri Türkiye’de kurdurmak isteyen firmalarla bağlantı kurmak istediğini bildirmiştir. Firma, kuracağı komple üretim tesisindeki üretim sürecinden geçirilen plastik hammaddeleri (PE/PP) ile kumun karıştırılmasından çok çeşitli inşaat malzemesi üretilebildiğini bildirmiştir. Firma, ürünün ağırlık tasarrufundan dolayı, yüksek derecede dengeli olup, çok aşırı

EKONOMİK FORUM 123i

İŞBİRLİĞİ TEKLİFLERİ

hava koşullarına dayanıklılık özelliğine sahip olduğunu ve betonla da karşılaştırıldığında daha çok özelliklere sahip olduğunu belirtmiştir. Ürünün bildirilen özellikleri: Beton ve taştan 3 kat daha fazla aşınmaya dayanıklıdır, aşırı zorlanmalarda kırılmaya dayanıklıdır, yüksek ısı yalıtımı sağlamaktadır, plastikten daha esnek ve betondan daha sağlamdır, yağ, asit, ürin geçirmemektedir, çok uzun ömürlüdür, yeniden kullanılabilir (çöpe atılmaz), işlenebilir (biçme, kesme, delme, kaynak, yapıştırma, vb.), aynı amaç için üretilmiş diğer ürünlere göre % 10 - % 25 daha hafiftir, UV dayanıklıdır, su almaz, don tutmaz (kaldırım taşları -7°C _ -8°C’ye ‘ye kadar donmaz). Kullanım alanları: İnşaat sektöründe A’dan Z’ye kadar her alan için üretimi ve kullanımı olanaklıdır. Tuğla yapılabilir, kimya endüstrisinde atıkların saklanması için giydirici yapılabilir, demiryollarında rayların altına döşenen travers yapılabilir, binalara rutubet yalıtımı yapılabilir,

zırhla kaplama yapılabilir, çatılara güneş enerjisine uygun tabakalandırılmış kiremitler yapılabilir. Tesisin, deprem bölgesi olan Türkiye için çok büyük önem taşıdığı vurgulanmıştır. Firma, tesisin üretim lisansıyla birlikte alınması gerektiğini belirtmiştir.

HiNDiSTAN201400367FİRMA ADI: HFCL GROUPPLOT NO-38,SEC-32 GURGAON-122001 HARYANA, INDIA TEL: +91 (124) 6139107FAKS:+91 (124) 4310050e-posta: kuldeep.kohli@hfcl.com

Yetkili Kişi: KULDEEP KUMAR KOHLI/ GROUP EXECUTIVE DIRECTOROrdu, donanma, hava kuvvetleri gibi kuruluşlar için elektronik savaş sistemleri tasarımı, üretimi ve geliştirilmesi konusunda faaliyet gösteren firma, bu alanda işbirliği yapmak istediğini bildiriyor. Ayrıntılar için tıklayınız.

RUSYA201400392

FİRMA ADI: SİGNAL413110, Russian Federation, Saratov region, Engels city, Dalnaya street,5’. TEL: +7 ((845) 52-55-55e-posta: info@ezotsignal.ru

Ev tipi ve endüstriyel tip doğalgaz ve endüstriyel gaz cihazları üreticisi olan firma Türkiye’de ortaklık yapabileceği firmalarla bağlantı kurmak istediğini bildiriyor. Söz konusu teklif Birliğimize, Rusya Federasyonu Türkiye Ticaret Temsilciliği aracılığıyla iletilmiş olup, ilgilenen kuruluşların iletişim bilgileri verilen Temsilciliğe de başvurabilecekleri belirtilmektedir.

201400393FİRMA ADI: FortezaAtatürk Bulvarı, No.106, Kavaklıdere / ANKARA TEL: +90 (312) 4254690FAKS:+90 (312) 4252090e-posta: rustradeturk@yandex.ru

Rusya Federasyonu Türkiye Ticaret Temsilciliği’nden Birliğimize gönderilen bir yazıda, çevre güvenlik sistemleri teçhizatı üreten ‘Forteza’

firmasının Türkiye ile işbirliği yapmak istediği bildirilmiştir. Temsilcilik yazısında, ilgilenenlerin kendilerine de başvurabilecekleri belirtilmektedir.

TUNUS201400361FİRMA ADI: UNITED IMPORT EXPORT COMPANYAv. Hédi Ouali 8050 Hammamet BP 219 TEL: +216 (72) 266 566FAKS:+216 (72) 266 566e-posta: exportiram@yahoo.fr

Yetkili Kişi: Iram CHOMMAKHFirma, alüminyum, A4 kağıt kesme makinaları satın almak istediğini bildiriyor. Söz konusu teklif Birliğimize T.C. Tunus Büyükelçiliği Ticaret Müşavirliği aracılığıyla iletilmiştir.

201400371FİRMA ADI: LA COLOMBE16 Rue Ohod Cité Aboukacem Chabbi La Mornaguia 1110 Manouba TEL: +216 (70) 688 204e-posta: hasnaamir@yahoo.fr

Yetkili Kişi: Hasna REKİKFirma halı (düğümlü dokuma) üretim tesisi ve halı yıkama ünitesi almak istediğini bildiriyor. Söz konusu teklif Birliğimize T.C. Tunus Büyükelçiliği Ticaret Müşavirliği aracılığıyla iletilmiştir.

201400379FİRMA ADI: Huilerie Raouf EllouzeBP 80- merkez Walli- 3093 Sfax - Tunisie TEL: +216 (53) 512 816 FAKS:+216 (74) 296 111e-posta: domaine.chograne@gmail.com

Yetkili Kişi: Raouf EllouzeFirma zeytin ve zeytinyağı imalatı için makine ve ekipman almak istediğini bildiriyor. Söz konusu teklif Birliğimize T.C. Tunus Büyükelçiliği Ticaret Müşavirliği aracılığıyla iletilmiştir.

124 EKONOMİK FORUM

İŞBİRLİĞİ TEKLİFLERİ

201400385FİRMA ADI: ALEXANDRE EXPORT COMPANY 17, Rue Hedi Saidi ‘ Denden ‘ Manouba 2011 - Tunisia TEL: +216 (71 ) 607 980 FAKS:+216 (98) 317 232e-posta: alexandreexport@outlook.com

Yetkili Kişi: Skander CHAKROUNFirma ham yün pres makinası ve yıkama ünitesi almak istediğini bildiriyor. Söz konusu teklif Birliğimize T.C. Tunus Büyükelçiliği Ticaret Müşavirliği aracılığıyla iletilmiştir.

TÜRKMENiSTAN201400390FİRMA ADI: SALKYNTEL: +993 (558) 6 41 36FAKS:+993 (65) 60 06 72e-posta: osman72tm@gmail.com

Yetkili Kişi: Osman Seyidov/ Import ManagerSüt ve et işleme departmanları bulunan firma aynı zamanda Avrupa ve Asya ülkelerinden gıda ithal ettiklerini ve bu ürünleri Türkmenistan’da satış ağına sunduklarını bildiriyor.

Türk firmalarıyla da işbirliği yapmaya başlayan firma, iş hacimlerini artırmak üzere Türkmenistan’da dağıtımını yapabilecekleri gıda ürünleri ve ev tipi cihaz üreticileriyle bağlantı kurmak istediklerini bildiriyor.

Elektriksel makineler, düzenekler, donanımlar ve tüketim malzemeleriHiNDiSTAN201400366FİRMA ADI: HFCL GROUPPLOT NO-38,SEC-32 GURGAON-122001 HARYANA, INDIA TEL: +91 (124) 6139107FAKS:+91 (124) 4310050e-posta: kuldeep.kohli@hfcl.com

Yetkili Kişi: KULDEEP KUMAR KOHLI/ GROUP EXECUTIVE DIRECTOROrdu, donanma, hava kuvvetleri gibi kuruluşlar için elektronik savaş sistemleri tasarımı, üretimi ve geliştirilmesi konusunda faaliyet gösteren firma, bu alanda işbirliği yapmak istediğini bildiriyor.

Ayrıntılar için tıklayınız.

TUNUS201400375FİRMA ADI: SOTECA ELECTRIC SARLRocade Km 4 entre Teniour et Kaied Mohamed 3041 Sfax - Tunisie TEL: +216 (74) 660 360FAKS:+216 (74) 660 374e-posta: sofien.bouassida@soteca.com.tn

Yetkili Kişi: Mr Khaled HAKIMFirma elektrik ve kablo tesisatı, trafo ekipmanları, almak istediğini bildiriyor. Söz konusu teklif Birliğimize T.C. Tunus Büyükelçiliği Ticaret Müşavirliği aracılığıyla iletilmiştir.

201400381FİRMA ADI: TUS - Tunisian United Solutions176 rue de chypre Sahloul I Sousse 4054. TEL: +216 (94) 647 451FAKS:+216 (73 ) 369 882e-posta: memmih@tus.com.tn

Yetkili Kişi: Hammouda MEMMI Firma PVC döşeme kanalı

- Ağ kablosu ‘ Koaksiyel kablo - VRLA batarya ‘ alarm sistemleri ve aksesuarları almak istediğini bildiriyor. Söz konusu teklif Birliğimize T.C. Tunus Büyükelçiliği Ticaret Müşavirliği aracılığıyla iletilmiştir.

Optik ve hassas ölçüm aygıtları, saatler, eczacılık ürünleri ve tıbbi tüketim malzemeleriRUSYA201400369FİRMA ADI: FORMAPO Box 36, Severnaya St., Uglich, Yaroslavl region, Russia 152613 TEL: +7 ((485) 5-68-0e-posta: formasales5@mail.ru

Rusya Federasyonu Türkiye Ticaret Temsilciliği’nden Birliğimize gönderilen bir yazıda, diş hekimliği alanında kullanılan malzemeleri üreten ‘Forma’ firmasının Türkiye ile işbirliği yapmak istediği bildirilmiştir. Temsilcilik yazısında, ilgilenenlerin kendilerine de başvurabilecekleri belirtilmektedir.

201400395FİRMA ADI: NEVZ KERAMİKSTEL: +7 (383 ) 225 82 75e-posta: development@nevz.ru

Yetkili Kişi: Anna Startseva/ Deputy Head of Marketing and Development departmentIsı iletimi substratı, kesme valfleri, dirim seramikleri (biyoseramik) gibi seramik bloktan ürün üreticisi olan NEVZ KERAMİKS adlı firmanın ürünlerini ülkemize de satmak istediği bildirilmiştir. Söz konusu teklif Birliğimize, Rusya Federasyonu Türkiye Ticaret Temsilciliği aracılığıyla iletilmiş olup, ilgilenen kuruluşların iletişim bilgileri Temsilciliğe de başvurabilecekleri belirtilmektedir.

201400396FİRMA ADI: MONITOR

EKONOMİK FORUM 125i

İŞBİRLİĞİ TEKLİFLERİ

344068, Russia, Rostov-on-Don, str. Krasnokursantskaya, 104A. TEL: +7 ((863) 243-61-11e-posta: mon@monitor-ltd.ru

Rusya Federasyonu Türkiye Ticaret Temsilciliği’nden Birliğimize gönderilen bir yazıda, Teşhis koymada kullanılan medikal cihazlar üreten ‘MONITOR’ firmasının Türkiye ile işbirliği yapmak istediği bildirilmiştir. Temsilcilik yazısında, ilgilenenlerin kendilerine de başvurabilecekleri belirtilmektedir.

TUNUS201400376FİRMA ADI: TOUT PRODUIT PHARMACEUTIQUEROUTE LAFRANE KM 3 3062 SFAX TEL: +216 (74) 261503 FAKS:+216 (74) 267323e-posta: Wafik.derbel@gmail.com

Yetkili Kişi: WAFIK DERBELFirma tek kullanımlık medikal

tekstil ürünleri ( ziyaretçi elbisesi, hasta önlüğü, galoş, bone gibi) ve atık kutuları (2, 3 ve 5 lt), almak istediğini bildiriyor. Söz konusu teklif Birliğimize T.C. Tunus Büyükelçiliği Ticaret Müşavirliği aracılığıyla iletilmiştir.

Motorlu taşıt, römork ve araç parçalarıROMANYA201400360FİRMA ADI: NATURA CONSTRUCT SRLTEL: +40 (72) 3232474e-posta: naturasrl2014@gmail.com

Yetkili Kişi: MURAT SEVIGENRomanya’nın Bükreş iline bağlı Afumat ilçesinde bulunan firma, bu bölgede kiralık işyerlerinin olduğundan bahisle, Türkiye’den tekstil imalatçıları, ayakkabı imalatçıları ve otomotiv sektöründe bulunan iş adamları ile görüşüp küçük bir sanayi bölgesi yapmak istediklerini bildiriyor.

Mamul ürünler, mobilya, el işleri, özel amaçlı ürünler ve bunlarla ilgili tüketim maddeleriTUNUS201400398FİRMA ADI: GLOBAL TRADE17 av. Farhat Hached Ariana 2080 TEL: +216 (71) 719 961 / 98 22FAKS:+216 (71) 709 550e-posta: akc99@yahoo.fr

Yetkili Kişi: Ahmed CHEBILT.C. Tunus Büyükelçiliği Ticaret Müşavirliği tarafından adı geçen firmanın tükenmez kalem almak istediği bildirilmiştir.Geri kazanılmış ikincil hammaddeler

ALMANYA201300068FİRMA ADI: PolyStone Green TechnologieTEL: +49 (152) 539 75 330e-posta: yakup.yenisu@gmx.de

Yetkili Kişi: Yakup YenisuÇok çeşitli alanlarda

kullanılabilen plastik ürünler üretim tesisleri kuran firma, söz konusu tesisleri Türkiye’de kurdurmak isteyen firmalarla bağlantı kurmak istediğini bildirmiştir. Firma, kuracağı komple üretim tesisindeki üretim sürecinden geçirilen plastik hammaddeleri (PE/PP) ile kumun karıştırılmasından çok çeşitli inşaat malzemesi üretilebildiğini bildirmiştir. Firma, ürünün ağırlık tasarrufundan dolayı, yüksek derecede dengeli olup, çok aşırı hava koşullarına dayanıklılık özelliğine sahip olduğunu ve betonla da karşılaştırıldığında daha çok özelliklere sahip olduğunu belirtmiştir. Ürünün bildirilen özellikleri: Beton ve taştan 3 kat daha fazla aşınmaya dayanıklıdır, aşırı zorlanmalarda kırılmaya dayanıklıdır, yüksek ısı yalıtımı sağlamaktadır, plastikten daha esnek ve betondan daha sağlamdır, yağ, asit,

126 EKONOMİK FORUM

İŞBİRLİĞİ TEKLİFLERİ

ürin geçirmemektedir, çok uzun ömürlüdür, yeniden kullanılabilir (çöpe atılmaz), işlenebilir (biçme, kesme, delme, kaynak, yapıştırma, vb.), aynı amaç için üretilmiş diğer ürünlere göre % 10 - % 25 daha hafiftir, UV dayanıklıdır, su almaz, don tutmaz (kaldırım taşları -7°C _ -8°C’ye ‘ye kadar donmaz). Kullanım alanları: İnşaat sektöründe A’dan Z’ye kadar her alan için üretimi ve kullanımı olanaklıdır. Tuğla yapılabilir, kimya endüstrisinde atıkların saklanması için giydirici yapılabilir, demiryollarında rayların altına döşenen travers yapılabilir, binalara rutubet yalıtımı yapılabilir, zırhla kaplama yapılabilir, çatılara güneş enerjisine uygun tabakalandırılmış kiremitler yapılabilir. Tesisin, deprem bölgesi olan Türkiye için çok büyük önem taşıdığı vurgulanmıştır. Firma, tesisin üretim lisansıyla birlikte alınması gerektiğini belirtmiştir.

TUNUS201400400FİRMA ADI: EL MADINA GROUPCyberparc KAIROUAN 3131 TEL: +216 (77) 284 000 / 52 77FAKS:+216 (77) 284 500e-posta: elmedinaart@gmail.com

Yetkili Kişi: Nader LOBBIRIT.C. Tunus Büyükelçiliği Ticaret Müşavirliği tarafından adı geçen firmanın kumaş geri dönüşüm projesi konusunda işbirliği yapmak istediği bildirilmiştir.

İnşaat işleriTUNUS201400372FİRMA ADI: COGEPROB. P. 82 A, El Bousten - Sfax 3099 ‘ Tunisie TEL: +216 (74) 223 793 FAKS:+216 (74) 223 797e-posta: k.affes@tunet.tn

Yetkili Kişi: Khaled AFFESFirma Sfaks şehrinde lüks butik otel yapımı için eski evlerin restorasyonunda deneyimli partnerle işbirliği yapmak istediğini bildiriyor. Söz konusu

teklif Birliğimize T.C. Tunus Büyükelçiliği Ticaret Müşavirliği aracılığıyla iletilmiştir.

Suyolu taşımacılık hizmetleriTUNUS201400374FİRMA ADI: SWYNG LOGISTICS23.AV DE LA REBUBLIQUE BUREAU N°1 4000 SOUSSE VILLE TEL: +216 (73) 227828FAKS:+216 (73) 227829e-posta: c.mehdi@swynglogistics.com

Yetkili Kişi: MEHDI CHOUCHENEFirma Deniz Taşımacılığı alanında Türk firmalarıyla işbirliği yapmak istediğini bildiriyor. Söz konusu teklif Birliğimize T.C. Tunus Büyükelçiliği Ticaret Müşavirliği aracılığıyla iletilmiştir.

Emlakçılık hizmetleriROMANYA201400357FİRMA ADI: NATURA CONSTRUCT SRL

TEL: +40 (72) 3232474e-posta: naturasrl2014@gmail.com

Yetkili Kişi: MURAT SEVIGENRomanya’nın Bükreş iline bağlı Afumat ilçesinde bulunan firma, bu bölgede kiralık işyerlerinin olduğundan bahisle, Türkiye’den tekstil imalatçıları, ayakkabı imalatçıları ve otomotiv sektöründe bulunan iş adamları ile görüşüp küçük bir sanayi bölgesi yapmak istediklerini bildiriyor.

Mimarlık, inşaat, hukuk, muhasebe ve işletme konularında hizmetlerBOSNA HERSEK201400356FİRMA ADI: Vedad HuseinspahiçBosnia and Herzegovina Zenica TEL: +387 (60) 3387272e-posta: vedad.spahic@gmail.com

Yetkili Kişi: Vedad HuseinspahiçBosna Hersek’te iş yapmak isteyen şirketler ve şahıslara

aracılık, tercümanlık, mihmandarlık, VIP şoförlüğü gibi hizmetler sunan firma özel ve kamu sektörüne ait şirketler ve şahıslarla irtibat kurmaya niyetli Türk girişimcilerin kendileriyle irtibata geçebileceklerini bildiriyor.

UKRAYNA201400388FİRMA ADI: ParitetTEL: +38 (056) 370 28 54e-posta: info@paritet-ua.com.ua

Yetkili Kişi: Vladimir Kirilenko Director / lawyerUkrayna Ticaret ve Sanayi Odası Üyesi olduğunu belirten hukuk firması; müvekkillerine hukuki, vergi ve kurumsal danışmanlık hizmetlerini sunduğunu ve hizmetlerini Türk şirketlerine de sunmak isteğinde olduğunu bildirmiştir. Firmanın çalışma alanlarının; şirket kurulumu, ticaret hukuku danışmanlığı, uluslararası tahkim gibi konular olduğu bildirilmiştir.

EKONOMİK FORUM 127i

İŞBİRLİĞİ TEKLİFLERİ

128 EKONOMİK FORUM

From Asia to Europe; from Africa to the USA, there is increased demanding for healthy foods, exercise, integration with nature, yoga and similar sports throughout the whole world. Spa treatments, considered beyond the means of most, alternative and complementary healthcare and weight loss programs are on the rise with the proliferation of the middle class. While medical care cures sickness, wellness, various healthy living habits, diet, exercise and treatments focus on the prevention of illness.

According to the research conducted by SRI International the global business volume of health tourism including, healthcare, beauty and medical operations, yoga and Spa-Wellness, has reached 3.4 trillion USD. According to the report, health tourism grew by 12% globally in 2013. While tourism has grown by 9% in recent years, this figure has jumped to 36% for health tourism.

SELECT NEWSECONOMIC FORUM

Market volume of the health sector reaches 3.4 trillion USD

The construction sector is hailed as the locomotive of the industry worldwide with over 200 subsidiary sectors connected to it and the amount of employment it creates. Public and private sector projects ranging from transportation to energy; infrastructure to urban transformation, undertaken by Turkish contractors internationally have enabled the construction sector to grow rapidly in

Turkey. Following the slump of 2012, the construction sector recovered rapidly in the beginning of 2013, reaching a 7% growth rate. However, it entered a slowing down period in 2014.

According to the data provided by the Turkish Statistics Institution (TÜİK), a cost increase of 5.8% was observed for construction in the first month of 2014. In the second half of 2014, despite 3.8% increase in private

construction, public construction which makes up an important part of the sector performance decreased by 2% resulting in general slowing down in the sector. Following the rapid growth of 5.2% in the first quarter, an economic shrinkage began. In the second quarter, growth rate fell to 2.7% and to 1% in the third quarter. The sector ended the year with 2.2% growth.

Construction a strategic sector for development

The “Report on Investment Outlook on Growing Islamic Markets 2015” compiled by data provider Thomson Reuters and Islamic market focused research and consultation company DinarStandard, was announced at the Global Islamic Investment Avenues 2015 conference in Bahrain.

Reporting that the national income of 57 Islamic countries adds up to 6.7 trillion USD with Indonesia placing first with 870 billion, followed by Turkey with 820 billion USD. Turkey rose to second place in 2013 by attracting 13 billion USD in direct foreign investment. Turkey increased the amount of direct foreign investment it drew in by a compound 11% between 2009 and 2013. In first place in the tourism and transportation sectors among Islamic countries with an export income volume of 51.8 billion USD, Turkey had the largest sector volume in terms of domestic spending with 95 billion USD.

The Changing World and Erzurum’s New Opportunities Economic Consultation Forum discussing the obstacles to the development of Erzurum’s economy and development was held by the Erzurum Governorship, Greater Erzurum Municipality, the Union of Chambers and Commodity Exchanges of Turkey (TOBB), Erzurum Chamber of Commerce and Industry (ETSO), Erzurum Commodity Exchange (ETB) and the Economic Policy Research Foundation of Turkey (TEPAV).

Speaking at the opening of the meeting, TOBB President M. Rifat Hisarcıklıoğlu stated that cities, as opposed to countries have risen to prominence globally in regards to economy and said, “As of 2014, 50% of the world’s economy is being circulated within the world’s 600 large cities. Six years later, this ratio will have risen to 60%. Erzurum must stand among these cities.

EKONOMİK FORUM 129i

Mehmet Baybulat AŞETEY TOBB Bilgi Erişim Uzman Yardımcısı

Hisarcıklıoğlu: “Turkey’s internet hub is Erzurum”

Overshadowed recently by rapidly developing political events recently, the Transatlantic Trade and Investment Partnership, a free

trade agreement between the European Union and the USA. The TTIP is, as evidenced by its name, is not just a FTA, it is an economic partnership; it might even be considered an economic integration. The reason for this is that it includes not just the lifting of customs rates but also has chapters on the formation of a comprehensive partnership.

There is an intense effort in Turkey in regards to the TTIP on every platform. Industrialists, public administration institutions, civil society organizations and universities are holding meetings, seminar, workshops and conferences on the matter. The reason TTIP is so significant is that the agreement will have immense effects on Turkey’s economy. This stems from our membership in the Customs Union without also being a member of the European Union.

Reviewing the Customs Union in the shadow of the TTIP

IIF Chairman Adams: “G20 is in good hands with Turkey”

Institute of International Finance (IIF) held a G20 conference in İstanbul on the 8th and 9th of February, 2015. Giving the opening speech of the conference, IIF Chairman and CEO Timothy Adams said in regards to Turkey as G20 Term Chair, “G20 is in very good hands.” Stating that there are various obstacles to financial globalization since the financial crisis, Adams said, “The markets are fragmented. There are obstacles to the flow of capital. We see a fear of globalization by capital throughout the world. The difficulty here is returning to the days of free flow of capital over borders, globalization and robust economic growth, attaining success in financial terms and in growth. For decades, we lived in a period of economic and social progress and development. This is what the flow of capital is capable of.”

Turkey is the İslamic world’s second largest economy

130 EKONOMİK FORUM

SELECT NEWSECONOMIC FORUM

Forming the Nicosia Economic Forum, the Union of Chambers and Commodity Exchanges of Turkey (TOBB), Cyprus Turkish Chamber of Commerce and Industry (KTTO) and the Hellenic Chambers Union held the third meeting of the Forum in Athens. Attending the meeting presided over by TOBB President M. Rifat Hisarcıklıoğlu were the Turkish delegation including TOBB Board Treasurer Faik Yavuz, Gaziantep Chamber of Industry (GSO) Chairman Adil Konukoğlu, TOBB Organized Industry and Technology Zones Inc. (BIS Inc) Board Chairman Ahmet Şekeroğlu and the Economic Policy Research Foundation of Turkey (TEPAV) Director Prof. Dr. Güven.

The agreed upon decisions were announced to the public following the meeting in a joint press release. The release urges the restart of the negotiations for Cyprus. Stating that the present deadlock is of no use to any party involved, “We believe that the negotiations should be conducted to achieve results in a constructive environment in reaching a win-win scenario.”

TOBB University of Economy and Technology (TOBB ETU), has been awarded Erasmus-Quality (E-Quality) Award, awarded by the European Union Education and Youth Programs Center for good conduct in the field of student internship mobility. TOBB ETU Deputy Rector Prof. Dr. Adem Şahin accepted the award from Higher Education Council (YÖK) Deputy Chairman Prof. Dr. Şaban Çalış. Also attending the award ceremony were TOBB ETU Erasmus Institution Coordinator and Computer Engineering Department Head Assoc. Dr. Erdoğan Doğdu and Foreign Affairs Director Fisun Talay Yavuzcan.

TOBB ETU wins Turkey National Agency’s Erasmus-Quality Award

Efforts are underway by China and BRICS countries (Brazil, Russia, India, China and South Africa) to establish the Asian Infrastructure Investment Bank’s (AIIB) number of founding members has increased to 57. According to the Chinese Treasury website, the application period to become a founding member of AIIB ended on the 15th of April, 2015. Founding members of the AIIB are:

China, Turkey, France, Germany, Bangladesh, Brunei, Cambodia, India, Indonesia, Italy, Jordan, Kazakhstan, Kuwait, Kyrgyzstan, Laos, Luxembourg, Malaysia, Maldives, Malta, Mongolia, Myanmar, Nepal, New Zealand, Oman, Pakistan , Philippines, Qatar, Saudi Arabia, Singapore, Sri Lanka, Switzerland, Tajikistan, Thailand, United Arab Emirates, United Kingdom, Uzbekistan, Vietnam,

Iran, Spain, South Korea, the Netherlands, Brazil, Georgia, Austria, Finland, Denmark, Australia, Russia, Egypt, Norway, Sweden, Israel, South Africa, Azerbaijan, Iceland, Portugal and Poland.

The AIIB is viewed

as an alternative to the International Monetary Fund and the World Bank. The bank is planning to begin activities by the end of 2015 with a total capital of 100 billion USD, 50 billion of which China has pledged to provide.

Advantages of the founding of the Asian Infrastructure Investment Bank

Nicosia Economic Forum urges for the start of negotiations for Cyprus

www.turkishcargo.com.tr | 0 850 333 0 777

TÜR

KİY

E OD

ALA

R V

E BO

RSA

LAR

BİR

LİĞİ AY

LIK YAY

IN O

RG

AN

ISAY

I: 252

Sayı

: 252

ASYA ALTYAPI YATIRIM BANKASI KURULMASININ AVANTAJLARI > s.74

TTIP’NİN GÖLGESİNDE GÜMRÜK BİRLİĞİ’NİN YENİDEN DEĞERLENDİRİLMESİ > s.58

SAĞLIK TURİZMİ PAZARININ HACMİ 3,4 TRİLYON DOLARA ULAŞTI > s28

KALKINMADA STRATEJİK SEKTÖR