kıbrısta tirfc...

4
İMTİYAZ SAHİBİ ve Başyazarı * FEVZİ ALt RIZA ** * Telefon 687 Posta Kutusu 156 Lefkoşa-Kıbrıs H U R S O Z VIL.: 3 sabah çikar gündelik gazetedir 3 a Yİ: 692 PAZAR 17 Ekim 1940 Kıbrıs için Seneliği £2 Hariç için Seneliği £3. *** Sayısı 1 Kuruştur. 3 aylık abonesi 12 şilin Adresinize gönderilir. KIBRIS NOTLARI: 9 Kıbrısta Tirfc Kadınları Bugün ÜMyadaM Esaret Çar zamanından daia fazladır t, .' RUS HALKININ YÜZDE: s BUÇUĞU ESARET ALTINDA Paris: 16 Ekim: Birleşmiş Milletler Derneğinin Sosyal Komisyonunda dün söz alan İngiliz Temsilcisi Dışişleri Bakan yardımcısı Mr. Ghristofer Meyhiu Sovyet Rusyada bu gün milyon- larca insanın esaret hayatı yaşadığını beyan ederek Rusya aleyhine şiddetli ithamlarda bulun- muştur. Bakan şöyle demiştir: «Elde edilen bütün delillerden anlaşılıyor ki, bu gün Rusyada tarihte hiç eşine rastlanmamış bir esaret sistemi hüküm türmektedir. Zorla çalıştırılan amele ordusunun kamplarında bu gün açlık, sefalet tam manasıyle hüküm sürmektedir. Alınan resmî malu- mattan ve Rusya dışından elde edilen bilgiye göre, bu insanlar Devlet Rejimine aleyhtar oldukları için bu sefaleti çekmektedirl er. Sözüne devam eden Mr. Meyhiu, mevcut esirlerin 5 ilâ 15 milyon arasında olduğunu ve Şimalî ve Şarkî Rusya halkının hepsinin bu şartlara tabi tutulduklarını bildirmiştir. Bu ithamların yapılmasına sebep, Ingiliz Müstemleke halkının fena muamelelere tabi tutulduğu hakkında Rusya tarafından yapılan iddialar Mr. Meyhui’nin yaptığı bir kıyaslamağa bakı- lırsa, esir gibi çalıştırılan işçilerin adedi en az 5 milyon bile kabil edilse bu Rus halkının yüzde iki buçuğunu teşkil etmek- tedir. Halbuki Çarlık devrinde esir gibi çalışanlar Rus nüfusu- nun yüzde 0.13 nisbetinde idi.» RUS FABRİKALARI SİLAHI YAPIYOR ÖNÜMÜZDEKİ İLKBAHARDA HARP MI ÇIKACAK ? . Londra: 16 Ekim : Buraya gelen haberlerden anlaşıldığına göre, Rus silâh fabrikaları duımaden yeni sistem silâhlar yap- maktadır. Bunlar arasında en fazla otomatik silâhlar yer almak- tadır. söylendiğine göre, istihsalâttan maksat her Rus askerinin bir otomatik hafif silâhle teçhizidir. Ayrıca tecrübe ile en iyi bulunmuş olan Stalin III tipinde 62 tonluk tanklar yapılmak? tadır, diğer taraftan bulunan bazı müşahitler, önümüzdeki ilk- baharda harp çıkması ihtimalinden bahsetmekledir. KONT SFORZA’NIN AYAN MEOLiSâNDE- K! NUTKU Roma: 16 Ekim: İtalyan Dışişleri Bakanı Kont Sforza, İtal- yan Ayan Meclisinde veıdiği bir nutukta Triyeste’nin Italyaya iade edileceğinden emin bulunduğunu söylemiştir. Trestenin etrafta bulunan memleketler ve bilhassa Yugoslavya için serbest bir liman haline getirileceğini belirttikten sonra, şunları söyle- miştir: «Somali'nin Italyaya tekıar verileceğine inanıyorum. Fakat bunnn nasıl ve ne zaman vaki olacağım kestiremem.» Soforza sözüne devamle, Italyan Hükümetinin bir harp çıka- cağına inanmadığını fakat beynelmilel bir kriz mevcut olduğuna işaret etmiştir. Kazanç Vergisinden. Acı Şikâyetler Kazanç vergisi sebebiyle bir kısım çarşılıdan ve bilhassa tatlıcı, kahveci, bakkal ¿’e Jşüçük tuha- fiye esnafından şikâyetler al- maktayız. Eski sistemin değişmesinden sonra bu yeni usul ile, halkın, hükümetin arzu ettiği gibi hak- kaniyet ve insaf ölçüsü ile yine uygun bir vergiye tabi tutulama- dığı, yükselen bu şikâyetlerden anlaşılmaktadır. Sayın Kazanç Vergisi Müdü- rünün dikkal nazarını bu nok- taya çeker ve yapılan şikâyetler üzerinde ehemmiyetle durması gerekliğini belirtiriz. Halkın küçük esnaf zümresi, (harp sonrası zorlukları sebebiyle) kazanç menbalanmn darlığından şikâyet ederken; öteden, kendi elile doldurdugn ve defterlerine göre uygun, vergi beyannamesi hilâfına olarak, fahiş vergilere tabi tutuluşu, her keşte dehşet ve büyük bir teessür.yaratmak- tadır. v Bir çok alâkadarların (ıkrine göre, bu keyfiyetin hali haır ^ekli ile KEYl l olarak devam etmesi, memleketimizde zamanla sefalet ve perişanlık doğurmuş olacaktır. Hükümetin dikkat nazarını çekgriz. CC M H U R İY E T BAYRAMININ KUTLANMASI I4.10.48 Perşembe günü K.A.T.A.K. evinde Kurum ve Kulüpler bir toplantı ya- parak Cumhuriyet Bayra- mını Girne Kapısı civarında ki yeni spor sahasında kut- lanmasına karar vermişler- dir. Bu maksat için müfrez bir heyet ayrılmış ve faali yete geçilmiştir. CUMHURİYET BAYRAMI KUTLAMA MÜFREZ HEYETİNDEN Cumhuriyet Bayramında yapılacak törenlerde şiir oku nıak isteyen genç Bayanlarla Bayların şiirlerinin bir kop- yasını ve isimlerini 20.10.48 Çarşamba gününe kadar Kemal Deniz Ticaret evine göndermeleri rica olunur. Yazan: HASENE İLGAZ Kıbrıs Türk kadınlarından pek azını çarşaflı gördük. Bunlar 35 yaşından yakarı olan bazı bayanlardı; kısa ve dar bir etek üzerine ko- nulan pelerin âdeta orada süs yerine kullanılıyordu. Çünkü pelerinin dirseklere kadar olması, uzun bulun- ması ve baga bağlanan kıs- mın küçük ve ensiz büzgülü olarak pelerinin üstünden ve- ya altından bağlanması bu-* radaki pelerinin tıpkı bizim Birinci Cihan Harbi zamanın- da kullandığımız gibi bir ka- patma ve örtmeği ifade et- meyip bir süs karşılığı kulla- nıldığını bize derhal hatır- lattı. Bilhassa kulakların arka- sından çıkartılan kesik bir saç demeti bu çarşafa bam- başka bir çeşni veriyordu. Bundan başka bütün genç- lik tıpkı bizim yurdumuzda olduğu gibi geziyordu. Her şeyleri mükemmeldi. Yazıla- cak, söylenecek bir şeyleri yoktu. Kıbrıs kadınlığının bilhassa vakti yerinde olanların gün- lerini nasıl geçirdikleri üze- rinde durduğumuz zaman bu günün genç Türk bayan- larını bazan evlerinin işleri- ne nazaret etmekle, veya kendi işlerini yopmakla, ço- cuklarını büyütmekle öğle- den sonra bir masa başında birkaç parti oyun oynamak- la ziyaret yapmakla ve ica- bettiği zamansa her şeyi bı- rakarak her türlü rahatını feda ederek bir memleket işinde çalışmakla günlerini geçirdiğini duyduk. Hatta bunlardan bir kısmını da gördük, tanıdık. Bilhassa münevver ve kül* tür sahibi olan Viktorya kız lisesi müdür muavini olan bayan Fitnat Zeynel ve öğ ıetmen Hatice ve diğer ar kadaşları günlerce bizim reh- berliğimizi yaptılar Baloda tertip heyeti olarak baloyu tanzim ettiler. Uzun tuva letlerile bazan hoparlör ba- şmda, bazan piyangoda, ba- zan büfede hizmeti şeref bildiler. Ve sonra da bayramın bi- rinci günü ayni okulun yok- sul çocukları için Bn. Fitnatı Atatürk meydanında elle- rinde rozet, ve kutularla her- C e n n e t te * H u z u r s u z l u k Vâi 91 Çeviren: M. YAĞMUROGLU Loudrada yayınlanan Liberal «News Ckronicle» mecmuasının özel muhbiri Geofry Hoare» son günlerde Kıbıısı ziyaret etmişti. Adamız hakkmdaki düşüncelerini yukarıdaki başlık altında neşret- miş, biz de aynen aşağıya alıyoruz. Du tecrübeli muhbirin Kıbrıs hakkında vasıl olduğu uetieelerle bir çok okurlarımızın hemfikir olacaklarını kuvvetle tahmin et- mekle beraber, muhakkaktır ki iki noktada onun fikriue iştirak etmiyeceklerdir. 1- Kıbrıstaki Ingiliz memurlarının sayısının 50 deu az olduğuna. 2- Kıbrısta hayatın ucuz olduğuna. * , (1) Hayatımın son üç senesini Orta Şarkta geçirdim. Bu gün dünyada huzursuzluk yaratmak yolunu tutmuş bu- lunan bütün memleketleri dolaştım. Doğu Akdenizin belli başlı adalarını, şirin, mavi sular arasında mücev- her gibi etrafı süsliyen bir çok yerleri de gezdim. Giridi dolaştım. Bu ada pek şirin ve Yunanistana nisbeten ba- rış ve huzur içindedir. SEHHAR RODOS ADASI Sehhar Rodosu dolaştım. O ada ki ömrüm içinde gör- müş bulunduğum en çok CENNET’e benziyen bir yer. O ada ki “ İkinci Dünya Savaşı” ndan sonra barışı sağ- lamak için İtalya tarafından Yunanistana bırakıldıktan sonra her kesin gözü önünde günden güne tefessüh etmek- tedir... Son olarak daKıbrısa gittim. ‘BAŞKA BİR ADEN CEN- NETİ” (KIBRIS) . Büyük Britanya sömürge- lerinden biri olan ve tah- minen 3000 kare mil s^ha işgal eden Kıbrıs’ın tahminen 5oo,ooo nufusu vardır. Fi- listin’den 150, Türkiye’den 80, Atina’dan 600, ve Mos- kova’dan 1400 mil mesafede olduğuna göre ahalisinin mes’ut olmaları lâzımdı. Oia- da her şey vardır ve diğer Orta Şark memleketlerinde bulunmayan bir çok şeylere de maliktir. Lâtif bir iklimi, değişmeyen mavi seması, ılık ve parlak mavi denizi, çam- larla örtülü tepeleri, Vene- diklilerden kalma muazzam hisarları, harap olmuş kilise1 leri ve kaleleri vardır. Ora- kese rozet takarken gördük. Şehrin yüksek ailelerinden birinin kızı, bir tüccarın eşi bir lisenin müdür yardımcısı olan Bayan [Fitnat okulunun yararı için rozet dağıtıyor ye para topluyordu. işte Kıbrıs Türk kadınım böyle gördük. Böyle tanıdık. Kıbrıs bayanlarının arasında hukukçu, doktor, eczacı, diş çi ve diğer meslekte olanlar da vardır. Burada yüksek tah sil arzusu kadınlar arasında günden güne genişlemekte ve yayılmaktadır. Bu .gün hâlâ Tüıkiyede ve diğer ccnebi memleketlerde tahsillerine de vam eden pek çok Türk kız lan bulunduğunu öğrendik ve sevindik. (Devamı Var| da hayat çok ucuzdur. Fevkalâde iyi bir idaresi vardır ve orada her vatan- daş tehlikeden, cebir ve zu- lümden ve işkenceden m uar radır. Kıbrıs’a has olan bu emniyet ve saadet 30 sene- denberi İngiliz idaresi saye1 sinde devam etmekte olup Kıbrıs’lılar — diledikleri tak’ dirde—bunu diledikleri kadar* daha devam ettirebilirler. Diledikleri takdirde de söz mü ?. Maalesef bir kısım Kıb- rıs’Iılar idarede bir değişik' lik yapılmasını ister gibi gö- rünüyorlar ki — Yunanistan gücenmesin amma — dünya yüzündeki en büyük hüsnü niyetle yapılmış bile olsa bu ancak ve ancak meş’um ve musibetli neticeler doğura- bilir. Çünkü Yunanistana ilhak için arasız iğfal gayret- leri vardır ve Yunanistandan mugayiri iffet olarak “ ANA VATANF’diye bahsediyorlar!. Halbuki KIBRIS HİÇ BÎR ZAMAN YUNAN OLMA MIŞTIR. Bu hattı hareket, gûya KIB- RISLILAR neslen, lisanen, dinen ve kültür bakımından kendilerini Yuııaııistanm bi- rer vatandaşı olarak adde- derler” esası üzerine dayan- maktadır. Hakikatta ise K IB - RIS HİÇ BlR ZAMAN YU NANlSTANIN BİR PAR- ÇASI OLMUŞ DEĞİLDİR. Hatta Kıbrıs politikacılarının senelerdenberi kuvvet (taraf- tar) kazanmak için kullana- geldikleri —ENOSİS— ilhak gayretleri — ki bu cereyanın önderleri Ortodoks kilisesinin rakipleridir—bile şimdi Mulı- tariyet’e taraftar olan yeni bir SOLCU ZÜMREnin zu- huru ile tehlikeye düşmüştür. Böylece SAĞCILAR Yuna- nistana ilhakı isterlerken, SOLCULAR — ki hakikatta komünisttirler — Komünist bir Yunanistana ilhakın baş- langıcı olabilecek Muhtari- yeti elde etmek istiyorlar, ve Yunaııistanda uzun sürecek bir dahilî harpten sonra şa- yet Atina Millî Hükümeti komünist Marko yu* mağlûp ederse Solcuların kendileri veli nimetleri Moskovanın yardımı ve onun VESAYETİ altında KIBRISI idare et- mek sevdasındadırlar. Bu iki zümrenin kuvvetini kıyaslamak güçtür. Fakat bir çok müşahitler Kıbrıs * Kıbrıs’ı Kastediyor (Devamı ikinci sayfada) H& MA AD TARAFINDAN SAYISAL ORTAMA AKTARILMIŞTIR

Upload: others

Post on 24-Jan-2020

4 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Kıbrısta Tirfc Kadınlarıevrak.cm.gov.nc.tr/siteler/gazeteler/hursoz/1948/Ekim/17Ekim1948-Hursoz.pdf · İMTİYAZ SAHİBİ ve Başyazarı ’ * FEVZİ ALt RIZA * * * Telefon 687

İMTİYAZ SAHİBİ ve

Başyazarı ’ *

FEVZİ ALt RIZA* * *

Telefon 687 Posta Kutusu 156

Lefkoşa-Kıbrıs

H U R S O Z

VIL.: 3 s a b a h ç i k a r g ü n d e l i k g a z e t e d i r 3 a Yİ: 692

P A Z A R 17 Ekim 1940

Kıbrıs için Seneliği £ 2 Hariç için Seneliği £ 3 .

* * *Sayısı 1 Kuruştur.

3 aylık abonesi 12 şilin Adresinize gönderilir.

KIBRIS NOTLARI: 9

KıbrıstaTirfc

Kadınları

Bugün Ü M ya d a M Esaret Ç ar zamanından d a ia fazladır t, . 'RUS HALKININ YÜZDE:

s BUÇUĞU ESARET ALTINDAParis: 16 Ekim: Birleşmiş Milletler Derneğinin Sosyal Komisyonunda dün söz alan İngiliz

Temsilcisi Dışişleri Bakan yardımcısı Mr. Ghristofer Meyhiu Sovyet Rusyada bu gün milyon­larca insanın esaret hayatı yaşadığını beyan ederek Rusya aleyhine şiddetli ithamlarda bulun­muştur. Bakan şöyle demiştir: «Elde edilen bütün delillerden anlaşılıyor ki, bu gün Rusyada tarihte hiç eşine rastlanmamış bir esaret sistemi hüküm türmektedir.

Zorla çalıştırılan amele ordusunun kamplarında bu gün açlık, sefalet tam manasıyle hüküm sürmektedir. Alınan resmî malu­mattan ve Rusya dışından elde edilen bilgiye göre, bu insanlar Devlet Rejimine aleyhtar oldukları için bu sefaleti çekmektedirl er.

Sözüne devam eden Mr. Meyhiu, mevcut esirlerin 5 ilâ 15 milyon arasında olduğunu ve Şimalî ve Şarkî Rusya halkının hepsinin bu şartlara tabi tutulduklarını bildirmiştir.

Bu ithamların yapılmasına sebep, Ingiliz Müstemleke halkının fena muamelelere tabi tutulduğu hakkında Rusya tarafından yapılan iddialar Mr. Meyhui’nin yaptığı bir kıyaslamağa bakı­lırsa, esir gibi çalıştırılan işçilerin adedi en az 5 milyon bile kabil edilse bu Rus halkının yüzde iki buçuğunu teşkil etmek­tedir. Halbuki Çarlık devrinde esir gibi çalışanlar Rus nüfusu­nun yüzde 0.13 nisbetinde idi.»

RUS FABRİKALARI SİLAHI YAPIYOR

ÖNÜMÜZDEKİ İLKBAHARDA HARP MI ÇIKACAK ? .Londra: 16 Ekim: Buraya gelen haberlerden anlaşıldığına

göre, Rus silâh fabrikaları duımaden yeni sistem silâhlar yap­maktadır. Bunlar arasında en fazla otomatik silâhlar yer almak­tadır. söylendiğine göre, istihsalâttan maksat her Rus askerinin bir otomatik hafif silâhle teçhizidir. Ayrıca tecrübe ile en iyi bulunmuş olan Stalin III tipinde 62 tonluk tanklar yapılmak? tadır, diğer taraftan bulunan bazı müşahitler, önümüzdeki ilk­baharda harp çıkması ihtimalinden bahsetmekledir.

KONT SFORZA’NIN AYAN MEOLiSâNDE-

K! NUTKURoma: 16 Ekim: İtalyan Dışişleri Bakanı Kont Sforza, İtal­

yan Ayan Meclisinde veıdiği bir nutukta Triyeste’nin Italyaya iade edileceğinden emin bulunduğunu söylemiştir. Trestenin etrafta bulunan memleketler ve bilhassa Yugoslavya için serbest bir liman haline getirileceğini belirttikten sonra, şunları söyle­miştir: «Somali'nin Italyaya tekıar verileceğine inanıyorum. Fakat bunnn nasıl ve ne zaman vaki olacağım kestiremem.»

Soforza sözüne devamle, Italyan Hükümetinin bir harp çıka­cağına inanmadığını fakat beynelmilel bir kriz mevcut olduğuna işaret etmiştir.

Kazanç Vergisinden.Acı Şikâyetler

Kazanç vergisi sebebiyle bir kısım çarşılıdan ve bilhassa tatlıcı, kahveci, bakkal ¿’e Jşüçük tuha­fiye esnafından şikâyetler al­maktayız.

Eski sistemin değişmesinden sonra bu yeni usul ile, halkın, hükümetin arzu ettiği gibi hak­kaniyet ve insaf ölçüsü ile yine uygun bir vergiye tabi tutulama- dığı, yükselen bu şikâyetlerden anlaşılmaktadır.

Sayın Kazanç Vergisi Müdü­rünün dikkal nazarını bu nok­taya çeker ve yapılan şikâyetler üzerinde ehemmiyetle durması gerekliğini belirtiriz.

Halkın küçük esnaf zümresi,(harp sonrası zorlukları sebebiyle) kazanç menbalanmn darlığından şikâyet ederken; öteden, kendi elile doldurdugn ve defterlerine göre uygun, vergi beyannamesi hilâfına olarak, fahiş vergilere tabi tutuluşu, her keşte dehşet ve büyük bir teessür.yaratmak­tadır. ‘ v

Bir çok alâkadarların (ıkrine göre, bu keyfiyetin hali haır ^ekli ile KEYl l olarak devam

etmesi, memleketimizde zamanla sefalet ve perişanlık doğurmuş olacaktır.

Hükümetin dikkat nazarını çekgriz.

CC M H U R İY E T BA Y R A M IN IN

K U T L A N M A SII4 .10.48 Perşembe günü

K .A .T .A .K . evinde Kurum ve Kulüpler bir toplantı ya­parak Cumhuriyet Bayra­mını Girne Kapısı civarında ki yeni spor sahasında kut­lanmasına karar vermişler­dir. Bu maksat için müfrez bir heyet ayrılmış ve faali yete geçilmiştir.

C U M H U R İY E T B A Y R A M I K U T L A M A M Ü FREZ

H EY ETİN D EN Cumhuriyet Bayramında

yapılacak törenlerde şiir oku nıak isteyen genç Bayanlarla Bayların şiirlerinin bir kop­yasını ve isimlerini 20.10.48 Çarşamba gününe kadar Kem al Deniz Ticaret evine göndermeleri rica olunur.

Yazan: HASENE İLGAZ

Kıbrıs Türk kadınlarından pek azını çarşaflı gördük. Bunlar 35 yaşından yakarı olan bazı bayanlardı; kısa ve dar bir etek üzerine ko­nulan pelerin âdeta orada süs yerine kullanılıyordu. Çünkü pelerinin dirseklere kadar olması, uzun bulun­ması ve baga bağlanan kıs­mın küçük ve ensiz büzgülü olarak pelerinin üstünden ve­ya altından bağlanması bu-* radaki pelerinin tıpkı bizim Birinci Cihan Harbi zamanın­da kullandığımız gibi bir ka­patma ve örtmeği ifade et­meyip bir süs karşılığı kulla­nıldığını bize derhal hatır­lattı. Bilhassa kulakların arka­sından çıkartılan kesik bir saç demeti bu çarşafa bam­başka bir çeşni veriyordu.

Bundan başka bütün genç­lik tıpkı bizim yurdumuzda olduğu gibi geziyordu. Her şeyleri mükemmeldi. Yazıla­cak, söylenecek bir şeyleri yoktu.

Kıbrıs kadınlığının bilhassa vakti yerinde olanların gün­lerini nasıl geçirdikleri üze­rinde durduğumuz zaman bu günün genç Türk bayan­larını bazan evlerinin işleri­ne nazaret etmekle, veya kendi işlerini yopmakla, ço­cuklarını büyütmekle öğle­den sonra bir masa başında birkaç parti oyun oynamak­la ziyaret yapmakla ve ica- bettiği zamansa her şeyi bı­rakarak her türlü rahatını feda ederek bir memleket işinde çalışmakla günlerini geçirdiğini duyduk. Hatta bunlardan bir kısmını da gördük, tanıdık.

Bilhassa münevver ve kül* tür sahibi olan Viktorya kız lisesi müdür muavini olan bayan Fitnat Zeynel ve öğ ıetmen Hatice ve diğer ar kadaşları günlerce bizim reh­berliğimizi yaptılar Baloda tertip heyeti olarak baloyu tanzim ettiler. Uzun tuva letlerile bazan hoparlör ba- şmda, bazan piyangoda, ba­zan büfede hizmeti şeref bildiler.

Ve sonra da bayramın bi­rinci günü ayni okulun yok­sul çocukları için Bn. Fitnatı Atatürk meydanında elle­rinde rozet, ve kutularla her-

“ C e n n e t t e * H u z u r s u z l u k

Vâi 91

Çeviren: M. YAĞMUROGLU

Loudrada yayınlanan Liberal «News Ckronicle» mecmuasının özel muhbiri Geofry Hoare» son günlerde Kıbıısı ziyaret etmişti. Adamız hakkmdaki düşüncelerini yukarıdaki başlık altında neşret­

miş, biz de aynen aşağıya alıyoruz.

Du tecrübeli muhbirin Kıbrıs hakkında vasıl olduğu uetieelerle bir çok okurlarımızın hemfikir olacaklarını kuvvetle tahmin et­mekle beraber, muhakkaktır ki iki noktada onun fikriue iştirak etmiyeceklerdir. 1- Kıbrıstaki Ingiliz memurlarının sayısının 50 deu

az olduğuna. 2- Kıbrısta hayatın ucuz olduğuna. * ,

(1)Hayatımın son üç senesini

Orta Şarkta geçirdim. Bu gün dünyada huzursuzluk yaratmak yolunu tutmuş bu­lunan bütün memleketleri dolaştım. Doğu Akdenizin belli başlı adalarını, şirin, mavi sular arasında mücev­her gibi etrafı süsliyen bir çok yerleri de gezdim. Giridi dolaştım. Bu ada pek şirin ve Yunanistana nisbeten ba­rış ve huzur içindedir.

SEH H A R RO D O S A D ASI Sehhar Rodosu dolaştım.

O ada ki ömrüm içinde gör­müş bulunduğum en çok C E N N E T ’e benziyen bir yer. O ada ki “ İkinci Dünya Savaşı” ndan sonra barışı sağ­lamak için İtalya tarafındanYunanistana bırakıldıktansonra her kesin gözü önündegünden güne tefessüh etmek-tedir...Son olarak daKıbrısa gittim.

‘BA ŞK A B İR A D EN C EN ­N E T İ” (K IB R IS ) .

Büyük Britanya sömürge­lerinden biri olan ve tah­minen 3000 kare mil s^ha işgal eden Kıbrıs’ın tahminen 5oo,ooo nufusu vardır. Fi­listin’den 150, Türkiye’den 80, Atina’dan 600, ve Mos­kova’dan 1400 mil mesafede olduğuna göre ahalisinin mes’ut olmaları lâzımdı. O ia- da her şey vardır ve diğer Orta Şark memleketlerinde bulunmayan bir çok şeylere de maliktir. Lâtif bir iklimi, değişmeyen mavi seması, ılık ve parlak mavi denizi, çam­larla örtülü tepeleri, Vene­diklilerden kalma muazzam hisarları, harap olmuş kilise1 leri ve kaleleri vardır. Ora-

kese rozet takarken gördük. Şehrin yüksek ailelerinden birinin kızı, bir tüccarın eşi bir lisenin müdür yardımcısı olan Bayan [Fitnat okulunun yararı için rozet dağıtıyor ye para topluyordu.

işte Kıbrıs Türk kadınım böyle gördük. Böyle tanıdık. Kıbrıs bayanlarının arasında hukukçu, doktor, eczacı, diş çi ve diğer meslekte olanlar da vardır. Burada yüksek tah sil arzusu kadınlar arasında günden güne genişlemekte ve yayılmaktadır. Bu .gün hâlâ Tüıkiyede ve diğer ccnebi memleketlerde tahsillerine de vam eden pek çok Türk kız lan bulunduğunu öğrendik ve sevindik.

(Devamı Var|

da hayat çok ucuzdur.Fevkalâde iyi bir idaresi

vardır ve orada her vatan­daş tehlikeden, cebir ve zu­lümden ve işkenceden m u ar radır. K ıbrıs’a has olan bu emniyet ve saadet 30 sene- denberi İngiliz idaresi saye1 sinde devam etmekte olup K ıbrıs’lılar — diledikleri tak’ dirde—bunu diledikleri kadar* daha devam ettirebilirler. Diledikleri takdirde de söz mü ?. Maalesef bir kısım K ıb - rıs’Iılar idarede bir değişik' lik yapılmasını ister gibi gö- rünüyorlar ki — Yunanistan gücenmesin amma — dünya yüzündeki en büyük hüsnü niyetle yapılmış bile olsa bu ancak ve ancak meş’um ve musibetli neticeler doğura- bilir. Çünkü Yunanistana ilhak için arasız iğfal gayret- leri vardır ve Yunanistandan mugayiri iffet olarak “ ANA VATANF’diye bahsediyorlar!. Halbuki K IB R IS H İÇ B ÎR ZAM AN YU N A N O LM A M IŞ T IR .

Bu hattı hareket, gûya K IB ­R IS L IL A R neslen, lisanen, dinen ve kültür bakımından kendilerini Yuııaııistanm bi­rer vatandaşı olarak adde- derler” esası üzerine dayan- maktadır. Hakikatta ise K IB ­R IS H İÇ B lR ZA M A N Y U N A N lST A N IN B İR P A R ­ÇASI O LM UŞ D E Ğ İL D İR . Hatta Kıbrıs politikacılarının senelerdenberi kuvvet (taraf­tar) kazanmak için kullana- geldikleri —EN O SİS— ilhak gayretleri — ki bu cereyanın önderleri Ortodoks kilisesinin rakipleridir—bile şimdi Mulı- tariyet’e taraftar olan yeni bir SO L C U ZÜM REnin zu­huru ile tehlikeye düşmüştür. Böylece S A Ğ C IL A R Y una­nistana ilhakı isterlerken, S O L C U L A R — ki hakikatta komünisttirler — Komünist bir Yunanistana ilhakın baş­langıcı olabilecek Muhtari­yeti elde etmek istiyorlar, ve Yunaııistanda uzun sürecek bir dahilî harpten sonra şa­yet Atina Millî Hükümeti komünist Marko yu* mağlûp ederse Solcuların kendileri veli nimetleri Moskovanın yardımı ve onun V E S A Y E T İ altında K IB R IS I idare et­mek sevdasındadırlar.

Bu iki zümrenin kuvvetini kıyaslamak güçtür. Fakat bir çok müşahitler Kıbrıs

* K ıbrıs’ı Kastediyor

(Devamı ikinci sayfada)

H& M A AD TARAFINDAN SAYISAL ORTAMA AKTARILMIŞTIR

Page 2: Kıbrısta Tirfc Kadınlarıevrak.cm.gov.nc.tr/siteler/gazeteler/hursoz/1948/Ekim/17Ekim1948-Hursoz.pdf · İMTİYAZ SAHİBİ ve Başyazarı ’ * FEVZİ ALt RIZA * * * Telefon 687

Sayfa 2 ( H U R S U Z ) 17 Ekim t()43

Hhalrc« Ruhbanla kısa Ur dertleşmeYazan: M. KACl HOCA Peristeroua

Geçenlerde komünist olma­yan [Rum vatandaşlarımız! ruhanilerinin idaresinde Lef- koşada bir miting yaptılar. Bu defaki mitinge bilhassa papakları iştirak ettiler. Ga­ribi şudur ki bu hıukaddes adamlar koca medenî bir (Roma) imparatorluğunu batırdılar. tnkiraza uğrattı­lar. (Galile) gibi âlimleri, (güneş âlemin merkezidir dediği için (Brono) gibileri­ni diri diri ateşte yaktılar. Romada imparator Karakal- la’nın mermer sütunlu o gü­zelim saraylarını, o meşhur hamamlarını ve Romanın asan medeniyetini mahve­denler; vaktiyle yüz bin kişi­lik o meşhur (Kolija) büyük eserlerini küherçele tasfiyesi için! esnafa icar edenler hep papaslar olduğu malûmdur.

Meşhur İskenderiye kütüp­hanesini, o ilimlerin beşiği olan kitapevini ve bu mekte­bin muallimesi Hibark gibi­lerini sokak ortasında işkence ile öldürten İskenderiye des­potu Teofil değil miydi ? Bu gibi cinayetlerden tarih hep papasları mes’ul tutmaktadıı. Hele İspanyolların Yalıudi- lere ve biraz sonra da Müs- lü inanla ra yaptıkları meza­lim, tarihlerimizde yazılıdır. Zavallı Müslümanları zorla vaftiz ederek Hristiyan yap­tıklarını ve olmayanlarını da diri diri ateşte yaktıklarını bugün tarihlerde okuyor ve hep müşevviklerin papaslar olduğunu öğreniyoruz. Ne kadar büyük bir nankörlük tür ki sekizyüz sene kendile­rine ilim, medeniyet ve hoca­lık eden milleti, Hristiyanla- rın rühban sınıfı yok ettiler. Bir hakikattir ki bu ruhani­ler en aşağı bin sene Avru- pada terakkiye mâni oldular. Avrupada din namına dört yüz bin adamı ateşlerde yak­mağa mahkûm edenler, en­gizisyon papas mahkemeleri idi.

Dünya durdukça bu vak alar, bu mukaddes zevata ebediyyen silinmez bir yüz karası kalmış ve kalacaktır. Bereket versin Fransa Büyük inkılâbı oldu da papaslaı umumeıı manastırlardan ve kiliselerden koğuldular ve işte o vakit Hristiyan âlemi de fikir hürriyetine, vicdan lrirriyetine, din hürriyetine salıip oldular.

Uzağa gitmeğe ne hacet, Birinci Büyük harbdeıı sonra­ki mütarekede yabancıların tzmire çıkmaları üzerine {»apaşların neler yaptıklarını kendi millî tarihimizde tüy­lerimiz ürpermeden okuya- mayız. Binlerce sene beraber yaşadığımız Hristiyanları A . ııadoludaıı çıkartmağa deni­lebilir ki papaslar sebeb oldu­lar.

Burada sırası gelmişken bir hafta evvel olan bir vak’ayı zikretmeden geçemiyeceğim. Köfünyede bulunuyorum... istavroz manastırına mensup iki papas un öğütmek için gelmişlerdi. Bir Rum kadını papasların birisine şöyle bir şikâyette bulundu : “ Beni bu­raya evlendirdiler. Bufada Hristiyan yok, mektep ve kilise vok, Onutı için çok

müteessir oluyorum.” Kadın­cağızın bu sözlerine kargı orada Türklerin karşısında papasın ne cevap verdiğini tahmin ediyorsunuz ? Papas dedi ki : “ Kadınım meraketme yakında anamız gele­cek! Biz bunları (vaftiz) ede­ceğiz, olmayanları da öbür dünyaya göndereceğiz. O vakit bu köyde de hem bir mektebimiz ve hem de bir kilisemiz bulunacak.”

Bakınız bu ruhaniler bizim hakkımızda neler düşünü­yorlar ?

v / ' %

Köfünyede Türklerden bi­risi kendilerine lâzım gelen cevabı vermiş ve mesele ka­panmış... Bize hürriyet vade­den bu millete nasıl itimat edilir? Şimdi bunlar millici kesildiler, ilhak istiyorlar. Annelerini, (Midera Ellas)ı buraya getirmek istiyorlar.

lurkiyenin vaktiyle nam nimeti ile büyüyen bir tüccar da, çoğunluk bizdedir, ilhak hakkımızdır, diyordu, iş çok­lukta ise Rusyada elli milyon Türk vardır; neden bunlara hürriyet veyahut Türkiyeye ilhak hakkı verilmiyor? Af- rikada Gezair, Tunus ve Fas5 ta Fransızların işi ne? Cava da yetmiş milyon Müslüman iki buçuk milyonluk Fele­menklinin esareti altında asırlarca neden mezalim gö­rüyorlar? • Bu suallerime muhterem ilhakçı geçinenler cevap versinler. Bütün Avru pa ve dünya milletleri Yu- nanistanda Markosun ne yap­tığını görüyor ve biliyorlar.

Oradaki Türk ve Yunani- lere (Sen Bartelemi) katli âmına nazireler yapılmakta­dır. Eline geçirdiği Türk ve Rumların çoluk çocuğunu, köylerini yakıyor, icraatı ile bu komünist uşağı âdeta bar­barlara rahmet okutturuyor. Ortada bu kadar kötü ve fakat hakikî misaller durur­ken; Birleşmiş Milletler Kon­seyinin seksen iki bin asîl ve necip Türk çocuğunu göz göfe kurbanlık vereceğine inanmıyoruz.

Muhterem despot efendi­lerin gezdikleri yerlerde mil­letlerine verdikleri öğütleri duymuyor değiliz. Kendile­rine soruyoruz; acaba vazi­feleri bu mudur?1 Bakınız taptıkları Hazreti Isa buyu­rur ki r-

(Komşunuzu kendiniz gibi seviniz. Sana bir tokat vura­na öteki yanağını da çevir. Sizden birisi paltonuzu ister­se ona binişinizi de veriniz..) Bunlar Mesilıin talimatıdı r. İncillerinizde yazılıdır.

Şimdi Hazreti Isa bu dün­yaya farzedelim gelse ve

elinde bir salâhiyet olsa eminim ki iptida idam ede­ceği kimseler bu mukaddes pederlerdir. Buna hiç şüphe etmiyorum. Çünkü Mesihin talimatına hiç de uymuyorlar İLH A K İÇ İN B İR K A Ç SÖZ

¡1:878 de malûm olan şerait altında Türkiye, Kıbrısı în- giltereye icar etti ve bizTürk- ler de Ingilizlere emanet ola­rak bırakıldık. Takriben otuz senesine kadar öksüz­lüğümüzü, yetimliğimizi his etmemiştik. Çünkü o zaman necip ve hakikî Ingiliz idare­cileri tarafından idare edili­yorduk. Bir çok Jairelerde hep Türkler vardı. Sonra Ingiliz olduklarına yüzde yüz şüphe ettiğim idarecilerin yüzünden bir çok dairelerden ve hükümet işlerinden koğul- duk ve hâlâ da koğulmakta- yız. ö y le hükümet daireleri vardır ki orada tek bir Türk yoktur. Sevgili Türkçemiz resmî bir lisan iken bir çok dairelerde maalesef yer bu­lamıyor. En acıklısı mektep­lerimizde millî günlerimizi bile tes’it edemiyoruz. Bu memlekette vaktiyle iki terazi kullanıldı. Bunları sevgili Valimiz (Lord Winster) Haz­retleri de bilmiyor değildir. Bütün biliyor, vakit ve günü­nü bekliyor, insan hür ve demokrat bir Ingiliz idare­sinde yaşadığına bunların bu taşkınlıklarını gördükçe âde­ta şüphe ediyor. Bu millet şımardıkça şımardı.

Haniya biz Türkler ema­net olarak bırakılmıştık. Bizi himaye için muhtelif siyasî meclislerde ve son olarak Lozanda söz verilmişti, K a ­naatimizce artık bu kötü iş­lere bir nihayet verilmeli­dir. Bunu sevgili Valimizden bekleriz ve biz Türkler bu­nun yapılmasının en doğru bir hareket olduğuna iman etmişizdir.

Sözün kısası şudur : İlhak­çı vatandaşlarımıza şunu ihtar edeyim ki farzı muhal olarak (annesi)rıi buraya ge­tirirse biz Türkler de dağ­lara çıkacak değiliz. Bizim de sevgili bir babamız var.

T a r l a V e A ğ a ç

S a t ı ş ı

Leyınosunlu Haralambo Yoannidis ile diğerlerinin aşağıda gösterilen malı 1948 Senesi Ekim ayının 24 üncü Pazar günü ö.e. saat 10 da Slelyo Sanidyodinin Kahve­sinde müzayede ile satılacak­tır.

Teferruat için Kahvedeki müzayede pusulasına bakınız.

Leymosunda Aynikola ma­hallesinde marguts’a mevkiin­de 32757,32758 numaralı ka­yıtlı tarla, ile ağaç.

Leymosun Defteri Hakanı Dairesi

tarafından isdar olunmuştur.

KAMBiLliLl TAKSİ YAZIHANESİ

"İ5£U

NEW BEAUTY AND STVLE. M od trı ıPK* to thh r

Kambillili Taksi Servisi en mükemmel bir servistir. DE SOTO markalı en lüks otomobiller en tecrübeli şofer- Ur.'Salim , rahat, konforlu otomobiller; ancak Kambillili

servisi vasıtasivle elde edilebilir.

idareı Tftekj

istida No. 3)948

L Â R N A K A M A H K E M E ! Ş E R ’İY E SiN D E • Teniizi Vesiyyet Ruhsatı Salâhiyeti

Lârnaka Şer’iye Hakimi M. BEHA HuzurundaKlâvya’ ii Müteveffa Haşan Selim Maddesinde

V E

Klavya’lı Fatma Hasaıı Selim İstidası MaddesindeMüstedi Klavya’lı Fatma Hasaıı Selim avukatı Mister M. Grambinin

işbu istidaya ait ihbarnamelerin Türkiye'de bulunup ikanıetkâlıları d a-

malûm gaip verese olan Ali Haşim ve Fatma lfaşime nasıl ve ne suretle lâyıkı veçhile tebliğ edilmiş addedileceğine dair Mahkemei Şer’iyece emir istarı lıakkındaki müracaatı üzerine İŞBU MAHKEME, müstedi taralından işbu istidaya leffedilen tahlifname badelmütalea, Klavyâ’h Müteveffa llasan Selim terekesinin idaresi ruhsatının Lâmakalı Mister Miltiades K. Ikonomakis ile K lavya muhtarı Halil Hacı Ali Efendiye itasına dair olan istida ilıbaınamelerinin:-

1. işbu emrin bir sureti ile bir kıt'a ihbarnameyi Kıbrıs’ta Lefkojadu münteşir «Hür Söz- gazetesinde bir hafta aralıkla iki defa neşretmek,

2. Ayni emrin birer sııreri ile birer kıt'a ihbarnameyi gaip verese ile muhaberesi olan Kiavya muhtarı Halil Hacı Ali’ye tebliğ etmek suretiyle mezkûr gaip vereseye lâyıkı veçhile tebliğ edilmiş addedilece­ğini EMİR EYLEK.

Ve kezalik İŞBU MAHKEME, 1948 senesi Kâııunu-Evvelinin yedinci günü öğleden eveel saat 9 da bu istidanın istimal için tayin edildiğini ve mezkûr gaip veresenin Mister Miltiades K. lkonomikis ile Klavya muhtarı Halil Haci Ali Efendiye müteveffa Haşan Selim terekesinin iıkı resi ruhsatının itasına itirazları olduğu takdirde balâda mezkûr isti.na gününde derıniyan etmeğe ihmal ederlerse istidaya müteallik her hangi bir ilânnameniıı Mahkeme ilân tahtasına talik edileceğini EMİR EYLER.

29, Eylül, 1948 tarihinde ita olunmuştur.29, Eylül, 1948 tarihinde tastir kılınmıştır.

Aslına Mutabıktır (Inıza) M. BEHA

Mağusa - Lârnaka Kazaları Mağiısa— Lârııaka KazalarıŞer’iye Hakimi Şer'iye Hakimi

Idarci Terake

İstida No. 3)948

L Â R N A K A M A H K E M E ! Ş E R ’lY E S lN D E Tenfizi Vesiyyet Ruhsatı Salâhiyeti

Lârnaka Şer’iye Hahimi M. BEHA HuzurundaKlavya’lı Müteveffa Hasaıı Selim Maddesinde

VE

Klavya’h Fatma Haşan Selim istidası MaddesindeMezbur müteveffanın emvalinde her hangi bir

alâka ve iddiası bulunan verese ve sair eşhas tarafına.K lavya’lı müteveffa Haşan Selim terekesinin idaresi

ruhsatının Lârnaka’lı M r. Miltiades K . Ikonomakis, ije Klavya Muhtarı Halil Hacı Ali’ye itası zımnmda Klavya’h Fatma Haşan Selimin işbu Mahkemei Şer’iyeye istida eylemiş bulunduğu ve mezkûr istidası Mahkemei Şer’iye tarafından 7 Kânunuevvel, 1948 Sah günü öğleden evvel saat 9 da rüyet edileceği ve işbu idare ruhsatının itası aleyhinde her hangi bir sebeb dermiyan etmek isteyen eşhasın yevmi mezkûrda istima edileceği tarafınıza işbu ihbarname ile ihbar olunur.

Lârnaka Şer’iye Mahkemesi kâtibiLârnaka: 29.9.1948 Ahmet Riza

«

»

•jjs i/

W * ymM »...

&

r

CRAVENAftellolu Iprcinya

sigaralarıBEN lM IÇ lN H ER ZAM AN... Ç O K SE R İN ­

L E T İC İ ÇO K HOŞ... O K A D A R T A TM İN K Â R D IR

- ( ip O k ş a « ’ ; i«tj»aö iç* ö*'iflSaiiii BMfcttT İKCÎ !S t (fa « !*

pÉXÉXUE «ÇÜif- şt. Dm tastı »rl

ifamcb* *>■* Uttâş Tsar j

W ÎÉ tt * ! ¿ifepb» m

TİMİM K, ;; j_

•\

■“ Kıbrısta en çok içilen

iellolu virçinya sıgaradır.Asla boğazınıza tesir etmez... Asla kalitesi değişmez.

LONDRADAN İTH A L ED İLM İŞTİR.

MAAD TARAFINDAN SAYISAL ORTAMA AKTARILMI

'te V isTIR

~ :!l *

Page 3: Kıbrısta Tirfc Kadınlarıevrak.cm.gov.nc.tr/siteler/gazeteler/hursoz/1948/Ekim/17Ekim1948-Hursoz.pdf · İMTİYAZ SAHİBİ ve Başyazarı ’ * FEVZİ ALt RIZA * * * Telefon 687

i? Ekim 1948 (H Ü R SÓ Z ; a.

Türkiye Haberleriİstanbul Muhbirimiz H. Nevzal Karagil Bildiriyor

ISTAN BULD AN G EÇ ENA M E R İK A L I İK T tS A D

M Ü T EH A SSISI İstanbul (Hususî) Ameri­

kan yardımının Ekonomik Kooperasyonu Teşkilâtına (E.G.A) mensup Dr. Corne- lius Wortendykej bir İsveç uçağıle şehrimize gelmiştir Ankaraya giden l)r. Gömeli- us, kendisile görüşen bir ga­zeteciye şunları söylemiştir :

“ -‘-Marshall plânının tat­bikatım görmek, Avrupa dev­letlerinin ekonomik durumu­nu müşahede etmek üzere seyahate çıkmış bulunuyo­rum. Türkiyeye de bu mak­satla geldim. Marşal plânına dahil 17 devlet içinde tetkik­le r yapacağız. Burada ne ka­dar kalacağım belli değil. Türkiyeden sonra Atinaya, Romaya ve Parise gideceğim.

E.C.A. (Ekonomik Koope- rasybn İdaresi) Marslıal plâ’ nınm tatbikini idare eden bir organdır. Bütün maksadımız Marshall plânına dahil dev­letlerin bir an evvel kalkın­masına çalışmaktır.

T Ü R K İY E DÜNYA BANKASINDAN E L L İ

M İLYON D O LA R BO RÇ İST E D İ

Vaşington: Türkiyenin. bir borç elde etmek için Dün' ya Bankası ile müzakerelere başladığı resmî diplomatik çevreler tarafından açıklan­mıştır. Dünya Bankası, imar ve kalkınma projelerini ma­linde tetkik için Türhiyeye bir heyet göndermek tasav­vur undadır. Diplomatik ma kamlara göre Avrupa kalkın­ma plânı tesisleri Türkiyenin plânlaştırdığı gelişme proje­lerine kâfi olmadığı için bu borç istenilmiştir. Ne miktar borç istenildiği açıklanma­mıştır.

Ekonomik işbirliği idaresi şimdiye kadar Avrupa kal­kınma programı tahsislerin­de Türkiyeye bir şey ver­memiştir. Bununla beraber bu memlekete 50 milyon do­lar tahsis edilmesi kuvvetle muhtemeldir.

Resmî diplomatik çevrele­re göre Türkiye Dünya Ban­kasından alacağı borçla bir yandan imar ve modernleş­tirme programının tatbikine girişecektir.

Dünya Bankası makamları, kredi talebine verileeek ceva­bın, mahallinde yapılacak tet­kiklerde Türkiyenin bu konu­da vereceği teknik tafsilâta bağlı bulunduğunu beyan et­mişlerdir.

T Ü R K İY E D E GENEL N Ü FU S S A Y IM I İÇ İN

Y E N İ T E D B İR L E R A LIN A C A K

Ankara, (Hususî)—İstatistik Genel Müdürlüğü 1950 yı­lında yapılacak olan genel nüfus sayımı için şimdiden hazırlıklara başlamıştır. Ge­nel Müdürlük önümüzdeki yıl yabancı memleketlerden uzmanlar getirtecek ve ista­tistik işlerinin daha iyi biı şekilde yapılmasını sağlıya- cakör. Bu arada 1949 yılında köy ve sanayi sayımla riyle zirai işletme anketi yapılacak, 195° de ise genel tarım sayı­lı» icra olunacaktır. Genel

Müdürlük 1949 yılında Mil- letlera rası İstatistik Enstitüsü ve Birleşmiş Milletler Teşki lâtı İstatistik Komisyonu yıl­lık toplantısına iştirak etmek etmek üzere de şimdiden ha­zırlıklara başlamîştir.

BİK YILDA YAPILAN OKUL

BİNALARI

Ankara (Hususi)- Öğrendiğimize göre 1948 vdında 1841 ilkokul ve

«01 öğretmen evi yapılmıştır. Ünü­müzdeki yıl içinde inşaat faaliyeti daha fazla hızlandırılacaktır.

F İL İS T İN E G Ö N D ER İLEN Y A H U D İ G E N Ç L E R İ

İstanbul — Son günlerde şehrimizde faaliyete geçen bir teşkilât, Yahudi gençle­riyle teşriki mesai ederek bunlara bir takım vaitlerde bulunmakta ve bunları top­layarak Filistine sevketmek- tedir. Bundan bir müddet evvel Feyyaz motöriyle yüze yakın bir kafile H ayfaya mü­teveccihen yola çıkmıştır. Ev­velki gün de Yahudi genç­lerinden mürekkep 90 kişilik bir grup, limanımıza men­sup bulunan 260 tonluk Kafkasya isimli motörle ayni şekilde Hayfaya hareket et­mişlerdir.

EĞİTİM KOMlSYONU RAPORU

* YAYINLADI

Ankara (Hususî)-Ortaokul ve Lise progratnlariyle bu kurumlara öğret­men yetiştirme işlerini ve demokra­tik eğitim proplemini gözden geçir­mek ıuaksadile Milli Eğitim Bakan­lığında uzmanlardan mürekkep ola­rak kurulmuş bulunan üç komisyo­nun hazırlamış olduğu raporlar Mil­lî Eğitim Bakanlığınca yayınlanmış­tır.

A K D EN İZ S E F E R L E R İ

İslanbul (Hususi) — ö ğ reıı« fi­ğime göre, Akdeniz’deki li­manlarımıza yapılan vapur seferleri yeniden tanzim edi­lecektir. Bu hususta Devlet Denizyolları taralından bir proğram lıazırlanmaktadır. Bu proğram güney illerimi­ze yapılan uçak seferlerine paralel olarak deniz seferle­rini de tanzim etmek maksa­dını gütmektedir.

ISTANBULDA BÜYÜK BİR OTEL

İN$A e d il e c e k

lataubul (Hususi)- Paıı-Amerikan Tayyare Şirketi, şehrimizde bir otel yapmak üzere Belediye ile konuşma­larına devam etmektedir. Şirket, ge­mi nakliyatile rekabet edebilmek için yolcularını istirahat ettirecek otellere lüzum görmüş ve bunun için, dünyanın 11 yerinde büyük oteller inşasına karar vermiştir. Bu

arada Istaubuldada bir otelin inşası­na turistik bakımından lüzum görül­müştür. Bu otelin Taksimde veya Ayazpaşada inşası istenilmektedir.

Ancak Şirket, bu otelin in­şası için lüzumu olan 12 mil­yon liralık sermayeye Beledi­yenin de iştirakim arzu et­mektedir. Halen Belediyenin malî takati buna müsaid de­ğildir. Bu otelin inşası kat’i bir karara bağlandığı takdir­de malzemesinin kıemı aza­mi parça halinde Amerika- dan getirtilecektir.

İL. A INILeymosun Kasabası her kart

sahibi 16 Ekimden itibaren yazılı olduğu bakkaldan ÖİR O K K A İS P İR T O R A K IS I alabilirle r.Leymosun 15 Ekim. I94ö

İaşe, Nakliyat ve Çarşı Kııulrul Klüdüıü

LF.YMOŞUNDAN:

Z İY A R E T Ç İL E RBayramın birinci ve ikinci günle­

rinde kasabamızdan 200 kişi kadar Lâınakaya Hala Sultan Tekkesini ziyarete gitmişlerdir. Ziyaretçilerin ekseriyetini kadınlar teşkil etmekte-

idi.Tarafımıza verilen bir malumata

göre 30 kadar kadın Hala "Sultan Tekkesini ziyaret ettikten sonra APASTOLOT ANDREA Manastırı­nı ziyeret edip orada mum yakmış­lardır. Herkesçe ıjıalümdur ki APOSTOLOS ANDREA bir Hristi- yan manastırı olup Hristiyaıılara ait bir mevkidir. Türk ve Müslüman

olan bu şahısların kendi hak dinle­rinin müsade etmediği yerlere gidip mum yakmaları hakikaten şayanı te- essüfdür. Bu hareketlerini biz Müs­lümanlığa yakıştırmayız ye bu gibi bir hareketin tekrarlanmamasını can­

dan arzu ederiz.

Bizim bu kadar ziyaret etmeğe değer yerlerimiz olduğu halde bu şahısların bu hareketlerini taaccüple karşılar ve aile mes’ulleriııe bu hu­susta gereken tetbirleri alıp ayni vaziyetlerin tekrarlanmalını men et­

melerini hatırlatırız. •

ZİVANİYA FİYATLARI

Kasabamız tüccarları zivaniyaııın okkasını 24)25, kuruşa almaktadır­lar. Bundan bir müddet evvel ziva- niyanın okkası 29)30 kuruşa alın­

makta idi.

M R . H O O KE K U L Ü B Ü Z İY A R E T E T T İ

Kasabamız Polis Merkezi Kumandanı M r. Hooke Bay­ramın birinci günü refaka- tında Polis Yüzbaşısı Bay Salih Mehmed olmak üzere Leymosun Mürk Spor Kulü­bünü ziyaaet ederek İzci öğretm eni ve diğer izcilerle görüşerek tanışmıştır. Polis Kumandanı Mr. Hooke da bir izci olduğundan Türk izcilerime karşı büyük bir alâ­ka göstermiştir.

Sayın Mr. Hooke’a Kulü­bümüz gençlerine karşı gös­terdiği alâkadan dolayı teşek­kürlerimizi sunar ve vazife­sinde kendisine büyük başa­rılar dileriz.

T E ST İ OLUNACAKöğrendiğimize güre 29 Ekim

Cumhuriyet Bayramı kasaba naz­da bütün Kulüp ve Kurumlanıl iştiraki ile tes'it olunacaktır. Tesıit programını hazırlamak maksadile Kasabamız Milli Türk Halk partisi Sekreteri bütün ku­lüp ve Kurumlara birer mek­tup göndererek yapılacak top­lantıya birer mümessil gönder­melerini arzu etmiştir.

Toplantı bu gün Hacı \alıya Gazinosunda yapılacaktır.

FUTBOL FEDERASYONU TOPLANDI

Kıbrıs Futbol Federasyonu (KOP) Hey’eli idaresi bir top­lantı yaparak Pezoporikos, Eba ve Anortosis tarafından gönde­rilen istidaları müzakere etmiş­tir. Bu üç Kulüp tekrar Kop’a dahil olmak içiıı recâda bu­lunmuşlardır.

Kop Hey’eti idaresi meseleyi iyi müzakere ettikten sonra is­mi geçen Kulüpler Kop’a dahil olmuşlardır.

K O N FERA N SMemnuniyetle öğrendiği­

mize göre Hukuk Fakültesi öğrencilerinden Bay A.M. Berbeıoğlu Polemidya Çift­çiler Birliği binasında İçtimaî bir konferans vermiştir. Bir­çok köylüler konferansı bü­yük bir alâka ile dinlemişler­dir.

Fıstlk Y lİ ı Vecetalin v«.sTemsil ettiğimiz fabrikaların bize teklif ettikten hatlar

esas tutularak, aşağıdaki ithalâtçı fiatlaryıdaıı muamele yaparız: Tasfiye edilmiş, zeylin yağı renki kokusuz yiyecek FISTIK Y A­ĞI 42 kuruş okkası.

Tasfiye edilmiş, kokusuz yiyecek VECETALİN yağı okkası 29 kuruş. Satışı serbest ve ücretsiz verilen demir vu- rellerde olaıı bu mal sür atle yüklenerek sevkedilir.

Beyaz FASU1A A: 1948 mahsulü, pişeyetı; veııi gelen miktar okkası LI kuruş 30 paradan, Mağusada teslim edilir.

BREZİLYA kahvesi; Daima rekabet kabul etmeyen bal­larda mal satarız.

Yukarıda beklenen mallar« SİMİT, UN (Self—-reysing) Avustralya MAKARINASl, PROTEA markalı Gaz Yağı GoldenSirup v.s. G A LA N O S K A R D E Ş L E R

Vlâğusa— I .el koşa

T e k l i f n a m e d a v e t o l u n u rMektep Komisyonu Reisinin elinde bulunan Maarif Daire­

sinin plân ve şeraitna inesi mucibince M ağ usa kazasında konedra köyüne aid mektep ve muallim evi tamiratı ve rahle imali i«;iıı teklifname davet olunur.

2.Teklifnameler, bu ilânın neşrinden 3 lıalta zarfında doğ­rudan Maarif Müdürüne gönderilmelidirler.

3 Her müteahhid teküfnamesiııde, her iş için ayrı ayrı meblâğ miktarını, kefilinin ismini, ve ayni zamanda bu müna­sebetle şimdiye kadar inşa ettiği binaları zikretmekle, bina inşa­sı hakkında tecrübelerini sarahaten beyan tylemalidir.

4 . Teklifnameler mühürlenmeli ve zarfin üzerine şu şözler yaztlmalıdır:— «Konedra mektep ve muallim evlerinin tamiri1 ve saire içiıı teklifname».

5. Yukarıdaki bilumum şeraite ve hususile 4 numaralı kayda sıkı bir surette riayet olunmadıkça hiç bir teklifname tezekkür oluıımıyacaktır.

6. Mektep Komisyonu en dun veya hiç bir teklifııameyi kabul eylemek mecburiyetinde * değildir.

Tarih 16.10.948 M E K T E P K O M İS Y O N U N D A N

A.A.O.J J H J Ü

T A B İİ SES V E S A Ğ L A M L IK B A K IM IN D A N İD E A L R A D YO

E SK İ V E Y E N İ C E R Y A N L A V E H E R V O L T Ü Z E R İN D E N . Ç A L IŞ IR

Kıbnsta Mümessilleri

A t a l K a r d e ş l e r

LEFKOŞA(Türk Bankası Yanında)

CYPRUS AIRWAYS LTD.İS K E N D E R İY E , K A H İR E H A YFA , BERU T, A N K A R A , İST A N B U L, R O ­DOS, A T İN A (O radan da B .E .A . ile RO M A MARSİLYAjLONDRA'l A) gidip gelme daimi se­

ferler.

L Ü K S U Ç A K L A R -İN G İL İZ M Ü R E T T E B A T Bütün servislerde yük de kabul edilir

B Ü T Ü N İZ A H A T V E Y E R T U T M A

H U L L B L Y T II & CO (C Y P R U S ) LTD .V a s i t a s i y l e .

1. ONASAUOUAS SOK Av. I L K f K O Ş A TEL. 634,655,ASA

A Y R IC A , M A U Ğ S A , L E Y M O S U N , L Â R N A K A D A

BÜTÜN BELLİ BAŞLI SEYAH AT ACENTELERİNDE.RUHSATSIZ OTOMOBİL Haralambus llia 1948 senesi |

için otomobiline ruhsal almadı­ğı için £3 ceza vermiştir.

MAAD TARAFINDAN SAYISAL ORTAMA AKTARILMIŞTIR

IN ASSOCIATION W ITH BRITISH EUROPEAN AIRWAYS

Page 4: Kıbrısta Tirfc Kadınlarıevrak.cm.gov.nc.tr/siteler/gazeteler/hursoz/1948/Ekim/17Ekim1948-Hursoz.pdf · İMTİYAZ SAHİBİ ve Başyazarı ’ * FEVZİ ALt RIZA * * * Telefon 687

, f i 1

;

:. .j

i < •

,1 - ■<(g Ü R S O Z ) î 7 Lkım ipifl

‘«R

« ■

!

i, I

¡ i l ; i lif *

İi l J

t i

%

PARLÂM ENTO DA N A SIL T E T K İK E D İL İR

İngiliz devlet adamların­dan Sir William Moclean ta­rafından hazırlanan bir yazı­da İngiliz Parlâmentosunda Müstemlekelere ait meselele­rin tetkiki hakkında geniş iza­hat verilmekte ve bir çok noktalar aydınlatılmaktadır.

BA ZI T E N K İT L E R İngiliz halk efkârından,

Parlâmento azalarının müs­temlekelere ait meselelere icap eden alâka gösterilmediği hakkında bazı tenkitler yük­selmektedir. Böyle olmakle beraber bu, sömürgelere ait tartışmalar olurken, Mecliste mevcut olan azâ adedine göre ölçülmemektedir. Parlâmen­to görüşmfeler bir konferansa benzemediğinden, mutad sa1 atlar harici, geç vakte kadar devam eden görüşmelere faz la iştirak olmayabilir. T ar­tışmalar başlamadan, Ba­kan alelûsul celseyi izahatle açar ve görüşmelere başla nır. Söz söylemek isteyenbirçok aza, sırasını bekledi­ğinden geç vakte kadar mec liste kalır.

Azalar ekseriya fazla meş gul olup onların yapılak ve görülecek başka işleri de var dır.

SÖ M Ü R G E LER E A İT T A R T IŞM A LA R

Sömürgeleri alâkadar bazı acil meseleler etrafında sık sık münakaşalar olur, Mecli­sin son oturumlarında bu kabilden 40 kadar münakaşa olmuş .vs 800 kadar sual so­rulmuştur. Bunların bir kısmı Lordlar kamarasında olmuş­tur. Bnııdan başka azalarkendi istekleriyle, Müstemle­keler Bakanlığından birçok malûmat almaktadırlar. Ge­çen Temmuz ayı içinde Müs­temlekeler Bütçesi için yapı­lan görüşmelere normal sayı­lacak iştirak müşahede edil­miştir. Bu görüşmeler esnasın da birçok aza, » Reisten söz istemiş ve sırasını beklemiştir Fakat bazıları celse kazan­dığından suallerini soratna- mışlardır.

D İĞ E R ÇALIŞM ALAR Parlâmento görüşmeleri

ve Bakanlıktan alınan malû­mattan başka, her iki K a­maraya mensup azalaı, sö­mürgelere ait birçok mese­leleri tetkik etmek imkânı­na sahiptirler. Bunlar, mec­liste ayrılan hususî bir gru­bun çalışmaları veya gelen ziyaretçilerin konuşmaların dan istifade ederler. Müs­temlekelerle Parlâmento a ra ­sında yeni bir temas sistemi de meclise ait bir grupun Kolonileri bizzat ziyaret et­mesidir. Geçen Nisan ayın­da Nijerya'ya meb’uslardaıı bir heyet tarafından yapılan

{ziyaret bu cümledendir. IN G İL İZ H A LK IN IN

ALÂKASI Ingiliz halkı ve onun tem

silcileri, daima müstemleke­lere karşı bir yakınlık ve alâka beslemektedir. Müstem lekelerin tekamülü için iki defa ayrılan £ 12 0 milyon ve / t 00 milyonluk yardım-

İÇ HABERLERT E V K İF ED İLEN D İN CİLeymosundan bildirildiğine

göre, Polemidyalı uzun sa­kallı ve elinde haç şeklinde bir asa bulunan bir köylü Leymosundaki mahkeme mey danına gelerek orada dini vaizlerde bulunmaya başla- mışsada kendisine yapılan ihtarı dinlemediği için polis tarafından tevkif edilmiştir.Ç ETEC İLER D EN ZA R A R

G Ö R E N LER E Y A R D IM Yunanistandaki çeteci fa­

aliyetlerinden zararjgörenle- re yardım için Maraşta bir heyet kurulmuş ve faaliyete geçilmiştir. Bildirildiğine gö­re, bu faaliyetler neticesi Yu- nanistanda bulunan muhte­lif kamplardaki yoksul ço- çuklara yardımlar yapılacak­tır.

LEYM O SU N D A BUZ İS T İH L Â K İ

Geçen yaz esnasında Ley- mosnn fabrikalarının nisbe- ten az istedikleri iddia edil­mektedir. Söylendiğine göre, 1600 kalıp buz imal edilmiş* tir.

V E R G İY E TABİ T U T U LD U LA R

Leymosunda “ İrooıı3’ (kah ramanlar) meydanında kah ve gazino sahipleri, Beledi­ye tarafından celbedilerek meydanlık kaldırımlarından işgal ettikleri her 4 metre saha için 4 kuruş vergi öde­meğe davet edilmişlerdir. G a­zino sahipleri bunu kabul et: mişlerdir. Söylendiğine göre,

bu vergilerden Belediye ka­sasına takriben senede £500 varidat geçecektir. Vergi

ödemeye tabi tutulan gazi­nocular 30 dur.

İÇ K İ FA BRİK A LA RILeymosundan bildirildiğine

göre, Leymosunea bulunan üç içki fabrikası bu seneki imalatlarına başlamış bulun­maktadırlar. Bunların ehem­miyetli miktarda üzüm mah­sulü almış bulundukları bil­diriliyor.

İHRACAT Leymosnna uğrayan İngi­

liz bandıralı “ Baltraffic’ ge­misi İngiltere için 300 ton amyando, 150 ton harup üsaresi ve 25 ton içki almıştır BUGÜNKÜ AT K O ŞU LA R I

Bugün ö.s. saat 1.35 te Lef- koşa Koşu mevkiinde mevsi­min ikinci at yarışları yapı­lacakta.Ö LÜM LE N ETİCELEN EN

KAZAGeçen Perşembe gecesi geç

vakit Lefkoşa—Mağusa yolu­nun ¿inci milinde motosikletle gitmekte olan Aşalı Mihail Aşotis Siııdeli Mehmet Emin tarafından sürülen 35 11 n u ­maralı otomobil ile çarpışa­rak ölmüştür. Arkasında bu­lunan Irodot Miltiadu isimli bir arkadaşı hafit yaralan­mıştır.

lara gösterilen müzaherat bu na işarettir. Bilindiği gibi bu paralar Ingiliz vergi ö- devler tarafından temin edilecektir.

Basıldığı yer «HÜR SÖZ» Temiztoklu Sokafr. No. 29 ve I * « » »Tnmiltoklu SoknjSı N o. 26 l.El'K O ŞA

Lefkoşa Mahkemesinde

DİKKATSİZ OTOMOBİL SÜRDÜ

Lefkoşalı Andreas Mihaıli 4522 numaralı otomobilini Bayraklar açık larında sürerken Ansasaoros Kostan- di’ye çarptığından dolayı Lefkoşa Mahkctneui taralından 3 lira cezaya çarpılmıştır.

TEHLİKELİ OTOMOBİL SÜRDÜLefkoşalı Ahmed Ali 1393 numo

ralı otomobili dikkatsiz sürüp Sa­lih Oktayın velesbidine ziyan yaptı ğından 2 lira para cezasına çarpıl iniştir.

RUHSATSIZ TÜFEK

Değirmeulikli Andreas Angeli, 24 Haziranda elinde Komiserlikten ruh salı olmsksızm tüfek bulundıırdu- ğuııdau ve kapalı bir mevsimde yine hususi bir ruhsatı olmadığı halde tüfek taşıdığından 6Jira ceza ve 7 şilin masraf ödemeğe mahkûm edil­miştir.

DüGÜF YARALADIEylenceli Protomas Kosta

23 Haziranda Melkonyan Ens titüsü civarında köylüsü Kos- tantinos Yeorgadis ve Andelos Yeorgadisi döğüp yaraladığından 7 lira ceza ve 1 lira 5 şilin masraf ödemeğe mahkum edil­miştir.

ÜZÜM ÇALDI

Piskopyolû Desbina Ana?tasi 16 Ağ us t özda köylüsü Baba Bedroya ait 6 okka taze üzüm çaldığından 2 lira 10 şilin ceza ve 1 lira 11 şi lin masraf ödemiştir.

TEHİR EDİLDİ

Baliiryodissall Kosli Giryako T. N 3659 numaralı otomobili dikkatsiz sürüp idadi sokağında Konelralı Faika Külle Mustafayı öldürdüğün­den mahkemesine bu gün başlan­mış 30-10-48 tarihine tehir olun muştur.

Maznun 50 lira kefaletle serbest bırakılmıştır. Maznun Zekâ Bey hu­zuruna çıkarılmıştır.

DÖĞDÜMorali Mustafa Halil, 21 Ey­

lülde Eksomedoşlu Simeon Mi-

lıayiliyi döğdüğündeıı £5 cezaya çarpılmış ve £5 da doktor pa­rası ödemesi emroluumuştur.

RAHATSIZLIK YAPTILAR

Lefkoşalı Renos Giryako ve iki arkadaşı Ünisilos sokağında ranatsızlık yaptıklarından hinci­ye £ 8 , İkinciye £ 5 , ve üçün- cüye £ 1 ceza kesilmiştir, ayrıca hepsi birden 10 şilin masraf öde­mişlerdir.

BEN ZİN BULUNDURDU

Lefkoşalı Ahmed Sedat 5 haziranda 2 buçuk şilin kıy­metinde askerî makama ait benzin bulundurduğundan 25 lira ceza, ve 2 şilin 5 ku­ruş tazminat ödemeğe mah­kûm olmuştur.

Türk O rdu ve Donanması Parlak | Bir G eç if Yaptı

Kara Birlikleri İle Fenk'Vasıtalarının ~ Geçişi Tam*İki Buçuk Saat Surdo

CENNETTE HUZURSUZLUK VARDIR

(Birinci sayfadan kalan)

nufusunun % y5 ini teşkil eden Kıbrıs Rumlarının tah­minen % 45 inin ilhak lehin­de rey vermeğe ikna edile­bileceklerine, % 30 unun da muhtariyete taraftar olduk­larına ve geriye kalan % 20 Türk nufusu'ile % 5 Ermeni, Arap ve Maronitleıin ise bu günkü statükonun devamına taraftar olduklarına kanidir­ler.

(Devamı var)

İstanbul (Hususî)* Kahra­man oıdumuz, karada, de nizde ve havada beş gün devam eden büyük tatbtkat tan ve modern silâhların kullanılışını tecrübeden sonra dün de sevinçten gözlerimizi yaşartan parlak bir geçit resmi yaptı. Bu geçit resmi kara, deniz ve hava kuvvet* terinin bütün oiizü tamları­nın iştirakıle, şimdiye kadar görmediğimiz ve iftihar duy* duğumuz bir hususiyet taşı» yordu.

Türk Milletine gurur veren dostlarımızı sevindiren ve düşmanlara da Türk ordusu* aun heybet ve azametini gösteren bu geçit resmi, e v velâ kara birliklerimiz ile başladı.

Büyük Çamlıca arkalarına düşen Sarıgazi köyü civa* rında, bu geçit resmi için büyük hazırlıklar yapılmış, tribünler kurulmuş, saha şan lı bayraklarımızla Büslenmiş* ti. Geçit resminde, başta Ge­nelkurmay Başkanımız Orge neral Salih Omurtak olmak üzere, ordumuzun bütün ge neralleri, yüksek rütbeli su bayları, Amerikan Yardım Heyeti Başkanları, diğer bir bısım eonebî davetliler, Istan* bul, Kooaeli Valileri, bazı Milletvekilleri bulundular Sahanın etrafını da, civar köylerden hatta Istanbuldan gelen binleroe kadın, erkek ve çoouk çevrelemiş bulunu yordu.

Resmi geçide, piyade ¿tü menlerimizin yürüyüşü ile saat onda başlandı. Şanlı alay sancakları önde olduğu halde bölük kolunda, piya­deler, birer insan dalgası gibi, Genelkurmay Başkanı nızın ve ordu erkânımı; inünden akıp gidiyorlardı, der alay aancağı geçtikçe bir alkış tufanı kopuyor Kahraman Mehmedcikler, sanki beş güniük bir tatbi­kattan çıkmamışlar gibi sert adımlar, dik bakışlarla geçi­yorlardı.

Piyade tümenlerimizi, ha- f f ve ağır topçu birlikleri, bunları da bir müfreze bah riye sUâhendaztan takibetti. Bir avuç bahriye silâhendaz lirinin fevkalâde geçişleri, ba muazzam meydanı alkış tufanına boğmuştu. Bahriye filerimizden sonra süvarilerin dört nal geçişi çok güzel ol­du.

Daha sonra çeşitli metorlu birlikler, tanksavar toplar ve nihayet bir kaç tipde, bü­yüklü, küçüklü ve çok sayı daki tanklar göründü. Gök gürültüsünü andıran bir aza­met ve heybetle yürüyen tanklarımız, yerleri titretiyor tozu dumana katıyor ve düş­manın göğsüne saplanacak birer zehirli ok gibi hızlr iler­liyordu. Yabancı misafirler ordumuzun her cüzü tamını

p t ı il? s vrediyorlar, resim

ve alkımı

K IŞ L IK PALLAS SİNEM ASINDA 2i Ekim Perşembe akşamı saat 7 ve 9.30 da

#( A ş k v © F e d a k a r l ı k )

ilâveten renkli parçalar Not: Biletler kişede ve M. Kalede satılır.

______________________ H.S.Ş.

lerini çekiyorlar Çorlardı.

Kara ordumuzun bütün fenni vasıtalarının birer bi. rer ve tam bir intizam için, de geçmeşi tam iki buçuk saat sürdü ve buradaki re* mi geçid sona erdi. Geçid rea ininden sonra misafir davet* liler, kazırlanan büfede izaz edildiler.

Ordu erkânı; davetliler, bu radan otomobillerle Maltepe* ye hareket ettiler ve Malte­pe iskelesinden de adalar önünde büyük bir intizam la demirlemiş bulunan do­nanmamızın amiral gemisi olan Yavuza geçtiler.

MUAZZAM HAVA VE

DENİZ IIESMİ GEÇİDİ

Genelkurmay Başkammış Yavuza çıkarken top atışı ile selâmlandı. Kara ordumu» zun davetli general ve su. bayları, diğer davetliler, ba* sın mümessilleri, bahriyeli, lerimiz tarafından büyük bir nezaketle karşılandılar. Ya. vuzun büyük yemek salonun* da hazırlanan hususî büfede davetlilere öğle yemeği ve* rildikten sonra, .Yavuz demir alarak hareket etti. Heybetli amiral gemimiz, yarım yolla adalar önünden geçtikten §on ra Hayırsız pda açıklarına kadar gitti ve oradan dümen kırarak ve daha az bir yolla geri dönmeğe başladı.

HAVA FİLOLARIM IZ

GEÇERKEN

İşte bu sırada, hava filolâ* rımızın, üçerli dörderli grup, lar halinde Yavuzun üstüne doğru gelmekte oldukları gö* rüldü. Her tip ve cinste av* cı bombardıman ve keşif uçakları, bir anda, amiral ge­misinin üstünü bir kara bu* lut gibi kaplayıvermişti. Dal­galar halinde ve birbiri pe# şinden ve alçak mesafeden uçan tayyarelerimiz, Yavuz da bulunanların kulaklarını sağır edecek kadar gürültü ile uçuyor, âdeta gökyüzünü karartıyordu.

Hava filolarımızın bu ge* çişinden sonra, donanmamı­zın, geçit resmi başladı. Ya* vuz yolunu dörtte bire in* dirmişti. Donanmamış tek hat üzerinde, yekdi&erinden 150—200 metre aralıkla ve birbirinden hiç bir inhiraf göstermeden Yavuzun dnün* den makûs istikametinden geçmeğe başladılar. Bir ta* raftan Yavuzun bandosu rea* mi gdçit havasını çalıyor, di* ğer taraftan güvertede top« lanmış olan ordumuz e:kânı misafirler donanma eüzü tam larının bu kadar büyük bir intizam içinde geçişini hay­ranlık ve sevinçle seyrediyor lardı.

Her oins muharebe gemi' lerimiz, muhribler, torpidolar denizaltılar arama tarama gemileri, mayin gemileri ve çeşitli diğer gemiler ge?̂ > geçii, geçti...

Türk donanmasının bu k*’ dar çok sayıda olduğunu min etmeyenler, bu ark»# gelmeyen gemilere hayran hayran bakıyorlardı. Bunla­rın nazarlarında hayranlı1»* beraber sevinç de mündeu*î

, bulunuyordu.

• «

¡ JIjP'r$

UfİM

¥tur >r , -v$■

yi**

K*'

f a '

<

Ï**1* ' UnÎp***1

Hàps '* ulut!!: 1

“ÜSCE Şf üst İSİ M

te ¡ma '

â ş M lilC

laşşiR

köita,àrà)ç. * İ0 fon©

rar-

ftb j

/(Al

«¡İLİL -,C*

NiL

W

M A AD TARAFINDAN SAYISAL ORTAMA AKTARILMIŞTIR