kids&gourmet apr 2015

108
21 SAYI GÜLSİN ONAY: “ DEHA SEVİYESİNDE ÇOCUKLAR BİLDİĞİNİ HATIRLAR GİBİ OLUYORLAR” Çocuk Büyütürken Etrafa Kulağını Kapayabilmek Çocuklar Doğuştan Bilim İnsanıdır! Boobo, Organik ve Rengârenk Embriyo ve Yumurta (Oosit) Dondurmak Mümkün Çocuklara Peynir Yedirmenin Yolları Güzel ve Sağlıklı Saçların Sırrı! Eğlenceli, Az Kalorili, Sağlıklı ve Doğal Maxim Vengerov ile İstanbul BEBEK VE ÇOCUKLARDA YABANCI CİSİM YUTMA AŞILAR HAKKINDA BİLİNMESİ GEREKENLER www.kidsgourmet.com.tr AYLIK ÇOCUK VE BESLENME DERGİSİ NİSAN 2015 / SAYI 21 ISSN:2149-1674

Upload: kidsgourmet

Post on 21-Jul-2016

228 views

Category:

Documents


0 download

DESCRIPTION

Türkiye'nin ilk sağlıklı beslenme anne ve çocuk dergisi.

TRANSCRIPT

Page 1: Kids&Gourmet Apr 2015

21SAYI

GÜLSİN ONAY:“ DEHA

SEVİYESİNDE ÇOCUKLAR

BİLDİĞİNİ HATIRLAR GİBİ

OLUYORLAR”

• Çocuk Büyütürken Etrafa Kulağını Kapayabilmek

• Çocuklar Doğuştan Bilim İnsanıdır!

• Boobo, Organik ve Rengârenk

• Embriyo ve Yumurta (Oosit) Dondurmak Mümkün

• Çocuklara Peynir Yedirmenin Yolları

• Güzel ve Sağlıklı Saçların Sırrı!

• Eğlenceli, Az Kalorili, Sağlıklı ve Doğal

• Maxim Vengerov ile İstanbul

BEBEK VE ÇOCUKLARDA

YABANCI CİSİM YUTMA

AŞILAR HAKKINDA BİLİNMESİ GEREKENLER

www.kidsgourmet.com.tr

AYLIK ÇOCUK VE BESLENME DERGİSİ NİSAN 2015 / SAYI 21ISSN:2149-1674

Page 2: Kids&Gourmet Apr 2015

23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN

Page 3: Kids&Gourmet Apr 2015

Kids&Gourmet Nisan sayımızla sizlerle buluşmaktan çok mutluyum.

Güzel havalara adım attığımız bu günlerde eğer üzerinizde bir halsizlik, yorgunluk hissediyorsanız siz de benim gibi bahar sarhoşu olmuşsunuz demektir. Ben bu sarhoşluğu açık havada vakit geçirerek, düzenli uyuyarak ve beslenerek en önemlisi de müzik dinleyerek geçiriyorum.

Özellikle anneler gerek çalışma gerekse ev hayatı arasında bazen ne denli sıkıştıklarını kendileri bile fark edemeyebiliyorlar. Aslında ara sıra bir mola verip, derin bir nefes alıp, güzel bir müzik dinleyerek ruhumuzu da mutlu etmemiz mümkün.

Biz de Nisan sayımızda müziğe değindik… Dünyaca ünlü devlet sanatçımız, piyanist Gülsin Onay ile çok keyifli bir sohbet gerçekleştirdim. Bu güzel sohbet için kendisine tekrar teşekkür etmek istiyorum. Gülsin Onay’ın bir diğer özelliği de çocuklar başta olmak üzere pek çok yardım kuruluşu yararına konserler vermesi

SERAP TORUN

editörve ayrıca müzik alanında genç yetenekleri destekleyerek onları eğitmesi, birikimini öğretmesi. Konular o kadar çok ki hepsini tek bir röportaja sığdırmak mümkün olamadı.

Öte yandan Nisan ayının 2. günü tüm dünyada otizm konusunda farkındalık yaratmak ve otizm ile ilgili sorunlara çözüm bulmak amacıyla, 2008 yılında Birleşmiş Milletler tarafından “Dünya Otizm Farkındalık Günü” (2nd April World Autism Awareness Day) olarak ilan edilmiştir. Amaç, 2 Nisan’da başlayan “Otizm Farkındalık Ayı” çerçevesinde tüm dünyada otizmle ilgili araştırmaların teşvik edilmesi ve bilinirliğin artırılarak, erken teşhis ve tedavinin yaygınlaştırılmasıdır. Unutmayalım onlar bizim çocuklarımız ve farkında olalım zira erken teşhis çok önemli.

Ve tabii ki 23 Nisan. Ulu Önder Mustafa Kemal ATATÜRK’ün, başta çocuklara ve bizlere armağan ettiği bu güzel bayramı her yıl olduğu gibi gurur ve mutlulukla kutlayacağız.

Atamız, Mustafa Kemal ATATÜRK’ü saygı ve minnetle anıyoruz.

Sevgilerimle,Serap Torun

Page 4: Kids&Gourmet Apr 2015
Page 5: Kids&Gourmet Apr 2015

YayıncıSerap TORUN - KG Yayıncılık ve İletişim

Genel Yayın YönetmeniSerap [email protected]

Sağlık Editörü - Tıp DanışmanıDr. Enver Mahir GÜLCAN Acıbadem Sağlık Grubu,Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları,Çocuk Gastroenteroloji, Hepatoloji ve Beslenme Uzmanı mahirgulcan@cocukgastroenteroloji.netwww.cocukgastroenteroloji.net

Çeviri (İngilizce)Ekrem UZBAY www.ekremuzbay.com

Reklam PazarlamaMobilikewww.mobilike.comTel: +90 212 281 33 55

Sanat YönetmeniGüray ERGÜNwww.gurayergun.com

Katkıda Bulunanlar - Yazarlar• Dr. Enver Mahir GÜLCANÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları,Çocuk Gastroenteroloji, Hepatoloji ve Beslenme UzmanıAcıbadem Maslak ve Kadıköy Hastanesi

• Uzm. Dr. Hülya ÇelikÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları BölümüVKV Amerikan Hastanesi

• Opr.Dr. Arzu İlknur ÖZDEMİR AYDOĞDUALLE Klinik Kadın Hastalıkları ve Doğum, Tüp Bebek Uzmanı

• Dr. Handan Yavuz KÖKSALİstanbul Hair Institude Saç Ekim Direktörü

• Uzm. Psikolog Seniha Naşit GÜRÇAĞÇınar Psikolojik Danışmanlık Merkezi

• Deniz ÖZKILIÇ KABULUzman Gelişim Psikoloğu- Sens Gelişim Akademisi

• Sezi KANDEMİRMüzik Öğretmeni - Sanatçı

• Sebahat BAĞBARSGazeteci – Yazar

• Işıl KAYAGÜLEkolojik Yaşam Gönüllüsü

Yönetim yeriEmail : [email protected]

Her Hakkı SaklıdırDergide yayımlanan yazı, makale, fotoğraf, illüstrasyon ve yazıların her hakkı saklıdır. Elektronik ortamlar da dahil olmak üzere çoğaltılma hakları Kids&Gourmet Dergisi® dergisine aittir. Yazılı ön izin olmaksızın hangi dilde ve hangi ortamda olursa olsun materyalin tamamının ya da bir bölümünün çoğaltılması yasaktır, kaynak gösterilerek dahi alıntı yapılamaz. İlanların sorumluluğu ilan verene aittir. Yazarların yazılarının sorumluğu kendilerine aittir.Bu dergi Basın Meslek İlkeleri’ne uymayı taahhüt eder.

Dikkat: Kids&Gourmet dergisinde yayınlanan sağlık konularındaki yazılar, yalnızca tavsiye niteliğinde olup bilgilendirme amaçlıdır. Sağlık sorunlarınızla ilgili olarak lütfen uzman hekimlere danışınız.

İLAN SAYFADESİTİN 4ONBİRONBİR 8 LÖSEV 12TOHUM VAKFI 18

ISSN:2149-1674

İÇİNDEKİLEREDİTÖR 1AJANDA 3/5

UZMAN GÖRÜŞÜ 7-11AŞILAR HAKKINDA BİLİNMESİ GEREKENLER

UZMAN GÖRÜŞÜ 15-17BEBEK VE ÇOCUKLARDA YABANCI CİSİM YUTMA

UZMAN GÖRÜŞÜ 27-30ÇOCUK BÜYÜTÜRKEN ETRAFA KULAĞINI KAPAYABİLMEK…

UZMAN GÖRÜŞÜ 85-88EMBRİYO VE YUMURTA (OOSİT) DONDURMAK MÜMKÜN

UZMAN GÖRÜŞÜ 91-94GÜZEL VE SAĞLIKLI SAÇLARIN SIRRI!

ANNELERDEN 75-80BADEM SÜTÜ ve BADEM SÜTLÜ SMOOTHİE (2 yaş ve sonrası)BADEM SÜTLÜ MUZLU DONDURMA (2 yaş ve sonrası)

RÖPORTAJ 19-26EĞLENCELİ, AZ KALORİLİ, SAĞLIKLI VE DOĞAL

RÖPORTAJ 43-46BOOBO, ORGANİK VE RENGÂRENK

RÖPORTAJ 33-40GÜLSİN ONAY

ÖZEL HABER 13-14ÇOCUKLARINIZA DENEYİMLEYEREK ÖĞRENME İMKÂNI VERİN

TANITIM 81-84BEBEKLER İLK ONA POZ VERİYOR

KÜLTÜR & SANAT 103-104

ALIŞVERİŞ - Çocuk 31-32

İNCELEME 97-98ALIŞVERİŞ - Anne 99-100

PSİKOLOJİ 41-42ÇOCUKLARDA TİK PROBLEMLERİ

YEMEK TARİFLERİ 51-60LORLU SÜRME (1 yaş ve sonrası)LABNELİ KREMA (1 yaş ve sonrası)LABNELİ FINDIK EZMESİ (2 yaş ve sonrası)BALIK ÇORBASI (9 ay ve sonrası)

BLOG YEMEK YAZARI 69-74MERCİMEK KÖFTESİ (2 yaş ve sonrası)YEŞİL KEK (1 yaş ve sonrası)

NOT DEFTERİ 89-90NEDEN CEVİZ YEMELİYİZ?PDC PİDECİ’DEN REJİM YAPANLARA ÖZEL PİDE

SPOR 101-102

MÜZİK 95-96

EXECUTIVE CHEF 61-68ISPANAKLI VE BEYAZ PEYNİRLİ MUFFİNLER (1 yaş ve sonrası)KAYMAKLI SANDVİÇ EKMEKLERİ (1 yaş ve sonrası)TAVUKLU KÖZ BİBER SOSLU SANDVİÇLER (4 yaş ve sonrası)

OYUN&AKTİVİTE 47-50NEŞELİ BİLİM OYUNLARI

Page 6: Kids&Gourmet Apr 2015

3

AJANDANİSAN 2015

Müzede 3 Günlük Macera!“İpuçlarıyla Rehberli Tur” Çocuklar, 23 Nisan Perşembe günü, “Alberto Giacometti” ve “Hayat Kısa, Sanat Uzun” sergilerini, 24 Nisan Cuma günü ise “Kesişen Dünyalar: Elçiler ve Ressamlar”, “Anadolu Ağırlık ve Ölçüleri”, “Kahve Molası” koleksiyon sergilerini Pera Eğitim’in rehberleri eşliğinde gezecek. Sergi turu boyunca çocuklar Pera Müzesi’nin kendileri için hazırladığı el yapımı defterlere, takip ettikleri ipuçlarını çizerek hem kendi yeteneklerini hem de müzedeki birbirinden önemli eseri keşfedecekler.Etkinlikler ücretsizdir, rezervasyon alınmaktadır.

Detaylı bilgi: [email protected]

23 Nisan 2015Yaş Grubu: 7-12 Kontenjan: 15 kişiSüreli Sergiler: Alberto Giacometti & Hayat Kısa Sanat UzunTur Saatleri11:00-12:3014:00-15:3016:00-17:30

24 Nisan 2015Yaş Grubu: 7-12 Kontenjan: 15 kişiKoleksiyon Sergileri: Kesişen Dünyalar: Elçiler ve Ressamlar, Anadolu Ağırlık ve Ölçüleri, Kahve MolasıTur Saatleri11:00-12:3014:00-15:3016:00-17:30

DÜNYANIN EN CESUR FARECİĞİYaratıcı Drama ile Okuma AtölyesiYaş: 5-6 yaşTarih:11 Nisan 2015 Saat : 11:00 - 11:45Yer: Yapı Kredi Kültür Merkezi“Küçük Prenslere Masallar”, Afrika’dan Uzak Doğu’ya, Kutuplar’dan başka dünyalara varıncaya kadar pek çok klasik ve çağdaş masalı meraklı küçük okuyucularıyla buluşturuyor. Kuzey Kutbu’na özgü bir masaldan uyarlanan “Dünyanın En Cesur Fareciği” ise denizleri aşan, dağlardan atlayan minik fareciğin cesaretinin sırrını anlatıyor... 24 çocuk ile sınırlıdır. Lütfen rezervasyon yapınız. http://sanat.ykykultur.com.tr/

“Kat Kat Sanat” Yaratıcı DramaBütün Müzede Yaratıcı DramaPera Eğitim, Çağdaş Drama Derneği Yaratıcı Çocuk Akademisi işbirliğiyle 25 Nisan Cumartesi günü “Kat Kat Sanat” adlı bir yaratıcı drama atölyesi düzenleyecek. Atölyede, çocuklar doğaçlama ve oyunla, Pera Müzesi’nin bütün sergilerini gezecek.

25 Nisan 2015Yaş Grubu: 7-12 Kontenjan: 48Etkinlik Saatleri10:30-12:3014:00-16:00

Page 7: Kids&Gourmet Apr 2015
Page 8: Kids&Gourmet Apr 2015

5

AJANDANİSAN 2015

STOP MOTİON ANİMASYON ATÖLYESİAnimasyon yönetmeni Deniz Öcal tarafından gerçekleştirilen Stop Motion Animasyon Atölyesi, çocukların kendi hayalindeki karakteri yaratması, üç boyutlu halde üretmesi, kendi yaratacağı hikayesi dahilinde fotoğraflayarak filme dönüştürmesinden oluşuyor.5-12 yaş grubundaki çocuklara yönelik atölye 4 hafta boyunca ikişer saat olarak düzenleniyor. Atölye sonunda herkesin kendi ürettiği filmin kurgusu, yönetmen Deniz Öcal tarafından yapılıp DVD olarak teslim ediliyor.

HAZİNE ADASITarih: 18.04.2015 Saat: 13.00 Bilet Fiyatları: 23.00 TLYer: Mall of İstanbul Sahne

Martin’in en büyük hayali denizci olmaktır. Bir gün dünyanın en ünlü denizcisi Kaptan Korsan’ı görmek için limana gelir. Tayfalara yakalanmamak için saklandığı fıçıyla birlikte gemiye yüklenir. Kaptan Korsan’ın gemisi, Barbaros Hayrettin Paşa’nın hazinesini bulmak için denize açılır ancak büyük bir fırtınaya yakalanır. Fırtınadan sonra gözlerini Hazine Adası’nda açan Kaptan Korsan’ı, Kanca El kurduğu tuzakla esir alır ve binbir zorlukla elde ettiği hazine haritasını ele geçirir. Tüm olanları gören Martin, Kanca El hazineyi bulmaya gidince fıçıdan çıkar ve Kaptan Korsan’ı kurtarmaya karar verir.

Yaş: 5-12 yaşEtkinlik: Stop Motion Animasyon AtölyesiEğitmen: Animasyon Yönetmeni Deniz Öcal www.denizocal.comKatılımcı Sayısı: 15 kişi

Atölye Ücreti: 400 TL (8 saat/4 hafta)Atölye Mekânı: Çocuk Atölyesi/Cihangir Oba Sokak Oba Apt. 2A Cihangir/İstanbul

Atölye Tarihleri:04.04.2015 Cumartesi / 13:00-15:0011.04.2015 Cumartesi / 13:00-15:0018.04.2015 Cumartesi / 13:00-15:0025.04.2015 Cumartesi / 13:00-15:00

Bilgi ve Ön Kayıt İçin:e: [email protected]: 0532 512 31 09

Page 9: Kids&Gourmet Apr 2015
Page 10: Kids&Gourmet Apr 2015

7

UZMAN GÖRÜŞÜ

AŞILAR HAKKINDA BİLİNMESİ GEREKENLER

Uzm. Dr. Hülya ÇelikÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları BölümüVKV Amerikan Hastanesi

Aşılar hakkında dö-nem dönem bazı spekülasyonlar yapılır ve bu konuda çoğu yeni ebeveyn ne yapması gerektiği konusunda kararsızlık yaşar. Biz de aşıları konunun uzmanına, sizler adına sorduk. İşte bilinmesi gerekenler.

Page 11: Kids&Gourmet Apr 2015

8

NİSAN 2015SAYI 21

Çocuklarda aşılama gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde çok etkili, maliyet-yararı yüksek bir koruyucu halk sağlığı hizmetidir. Çocuklarda aşı uygulaması üç amaçla yapılır. Çocuğu ciddi yan etkileri ve ölüm riski olan hastalıklara karşı korumak ilk amaçtır. İkinci amaç, aşılama oranlarını yükselterek toplumda bulaşıcı hastalık salgınlarını önlemektir. Üçüncü amaç, yaygın aşılama ile toplum düzeyinde bağışıklık sağlanması toplumda aşılanması olanaksız ve hastalık nedeniyle aşılanamayan çocukların korunmasını sağlar.

Bağışıklık denilince, enfeksiyon hastalıklarından korunma anlaşılır. Aktif ve pasif olmak üzere iki yolla kazanılabilir. Aktif bağışıklık ya hastalık geçirilmesi ile ya da aşılarla sağlanır. Pasif bağışıklık ise diğer insanlar ya da hayvanlardan antikorların alınması ile sağlanır. Anneden bebeğe plasenta yolu ile antikorların geçmesi, kan ve kan ürünleri verilmesi pasif bağışıklık sağlayan durumlardır.

AşılarAşılama ile dünyada birçok ülkede çocuk felci, difteri, boğmaca, tetanoz, kuduz, kızamık, kızamıkçık, kabakulak ve hemofilus influenza tip b gibi hastalıklar kontrol altına alınmış,

çiçek hastalığı yeryüzünden yok edilmiştir. Buna karşın günümüzde hala aşı oranlarındaki düşüklük nedeniyle her yıl 5 yaş altında 1.4 milyon çocuk aşı ile önlenebilir hastalıklardan ölmektedir.Ülkemizde geçen yıllarda GBP içinde difteri, boğmaca, tetanoz, tüberküloz, poliyomiyelit, hepatit B ve kızamık olmak üzere 7 hastalığa karşı aşı uygulanmaktaydı. Kızamık-kızamıkçık-kabakulak (KKK) ve Hemophilus influenza tip b (Hib) aşısının aşı takvimine eklenmesiyle birlikte 10 hastalığa karşı çocukların korunması mümkün hale gelmiştir.

• Doğumda: Hep B• 1.ay:Hep B• 2.ay: DBT,İPA,HİB,KPA,BCG• 4.ay: DBT,İPA,HİB,KPA• 6.ay: DBT,İPA,HİB,KPA,OPA,Hep B• 9.ay:Kızamık• 12.ay:KKK, Suçiçeği,KPA• 18.ay:DBT,OPA, Hep A• 24.ay:Hep A• İlköğretim 1.sınıf:KKK,DBT,İPA• İlköğretim 8.sınıf: Td• Rotavirus: 6-12. Haftalardan başlayarak 4-10 hafta ara ile 3 doz• Meningokok: 9.ay ile 2 yaş arasında tek doz, 2 yaşından sonra en az 3 ay ara ile 2 doz• HPV: 9-26 yaş arasındaki kızlarda 0,2,6 ay aralıkla

Page 12: Kids&Gourmet Apr 2015

9

UZMAN GÖRÜŞÜ

Page 13: Kids&Gourmet Apr 2015

10

NİSAN 2015SAYI 21

Aşıların yan etkileriAşı sonrası görülen yan etkiler yerel, sistemik ya da alerjik olabilir. Yerel tepkimeler genellikle sık görülen buna karşın ağır olmayan tepkimelerdir. Ciddi alerjik tepkimeler ise en az görülen ancak en ağır olan tepkimelerdir. Yerel tepkimeler daha çok ağrı, şişlik ve kızarıklık şeklindedir. Aşının tipine bağlı olarak %50 olguda görülebilir. Yerel tepkimeler daha çok inaktive aşılardan sonra, en sık olarak da adjuvan içeren aşısından sonra ortaya çıkar. Genellikle aşı uygulamasından birkaç saat sonra görülür ve kendiliğinden geçer. Bazı durumlarda yerel yan etkiler çok şiddetli olabilir. Aşırı duyarlılık tepkimesi ya da Arthus tepkimesi olarak da bilinen bu durum (alerjik değil) daha çok tetanoz ve difteri aşılarından sonra ortaya çıkar. Bu durum genellikle fazla dozlarda toksoid uygulanmasından sonra oluşan yüksek antikor titrelerine (antijen-antikor kompleksi) bağlı oluşur. Genel olarak, DBT aşıları için iki kesin kontrendikasyon vardır: Daha önceki aşı sonrasında görülen ağır alerjik yanıt ve yedi gün içinde ortaya çıkan ansefalopati. Bunlardan başka, ilerleyici nörolojik hastalığı olanlara da boğmaca aşısı yapılmamalıdır. DBT aşısı için kontrendikasyon oluşturan durumlar aynı zamanda DBaT (difteri - aselüler boğmaca - tetanoz) aşısı için de kontrendikasyon oluşturur.Polio canlı aşı uygulanan kişide ya da onun yakın çevresindekilerde çok nadir olarak aşıya bağlı paralizi gelişebilir. Bu komplikasyon 19 milyon dozda bir belirtilmektedir. Aşıdan sonra 6 hafta süre ile aşı virusu dışkı ile atılabilir. İnaktif polio aşısından sonra nadiren anaflaksi ya da Guillain barre geliştiği bildirilmiştir.

Kızamık kızamıkçık kabakulak aşı reaksiyonu %5-15’inde 6-11 gün sonra 1-3 gün süren 390C ve üzerinde ateş ve az oranda döküntü görülebilir. Aşıya bağlı geçici trombositopeni yapabilir.Suçiçeği aşıdan sonra %20-30 oranında aşı yerinde hasasiyet, kızarıklık ve ateş görülebilir. Aşılanan olguların %4-10 da ilk 30 günde döküntü ortaya çıkabilir.

BCG aşısından 2-6 hafta sonra aşı uygulana yerde 10mm çapında kırmızı bir papül oluşur. 2-3 hafta

içinde apse ve ülser gelişebilir. İyileşme 4-12 haftalık bir süre alır. Annelere bu normal reaksiyon olduğu anlatılmalı.

Aşıların uzun dönem yan etkileriİnaktif polio aşısından sonra nadiren anaflaksi ya da Guillain barre geliştiği bildirilmiştir. Kızamık aşı sonrası milyon dozda bir oranında ensefalit ya da ensefalopati geliştiği bildirilmiştir. Aşı ile otizm ve enflamatuar barsak hastalığı arasında bir ilişki bulunamamıştır.

Adjuvana bağlı aşı yan etki sorusuna da kesin yanıt verilemiyor. Nadir olasılıklar olacak diye insanların aşıdan mahrum kalması doğru değildir. Böyle bir yan etkinin olup olmayacağını şu anda bilmeden bu konuda spekülasyon yaratmak doğru bir yaklaşım değil.

Aşının faydası olası yan etkinin yaratacağı zarardan çok daha büyüktür. Bu nedenle yan etki olabileceği endişesiyle aşı yaptırmamak büyük hata olur. Çünkü aşının alternatifi hastalığa yakalanmaktır. Bunun sonuçları ise daha kötü olabilir.

Grip AşısıMilyonlarca insanın 1 yıl içinde bu hastalığa yakalandığı ve özellikle çocukların ve de yaşlıların ciddi biçimde etkilendikleri düşünülürse grip aşısının gerçekten gerekli olduğu ortaya çıkar. Grip aşısı uygulandığı insanlarda %70 ile %90 oranında gribe karşı bir bağışıklılık sağlar %10 ve %30 arasında da herhangi bir etkinlik göstermeyebilir. Bu kişinin burada verilen aşıya karşı bağışıklık oluşturabilme yeteneğiyle ilişkilidir. Bize o yıl için uygulanan grip aşısı son bir yıl içinde gelişmiş grip virüslerine karşı oluşturularak hazırlanmış grip aşısıdır. Normalde grip virüsü çok hızlı biçimde mutasyona yani bölünmeye uğrayarak kendinin şeklini ve yapısını değiştirir Her yıl değişik bir varyasyonda karşımıza çıkabilir. Dolayısıyla bir yıl öncesinde saptanmış ve oluşabilecek grip virüslerine karşı hazırlanmış aşılar ancak o yıl için etkili olabilir bir sonraki yılda grip virüsü değişik bir yapıya bürüneceği için yeniden grip aşısına gereksinim vardır. Grip aşısı grip virüsüne karşı korunmak isteyen herkese karşı

Page 14: Kids&Gourmet Apr 2015

11

UZMAN GÖRÜŞÜ

uygulanabilir ama özellikle uygulaması gereken hastalık grupları şunlardır: Hamileler,50 yaş veya daha yaşlı kimseler, kronik hastalığı bulunan kişiler, sağlık alanında çalışan doktor, hemşire ve sağlık personelin tümüne uygulanmalıdır. Grip aşısının domuz gribinden koruduğu henüz bilinmiyor.

Domuz Gribi AşısıPandemik İnfluenza A (H1N1) virüsünün neden olduğu domuz, kuş ve insan grip virüslerinin bir karışımı olarak karşımıza çıkmış olan yeni grip türüdür. Hastalığın klinik belirtileri mevsimsel gripten farklı değildir. Pandemik grip (H1N1) şu aşamada mevsimsel influenzadan daha ağır seyretmemektedir. Ancak hızlı yayılma özelliğine sahiptir. Mevsimsel influenzadan en önemli farkı toplumun büyük kesiminin daha önceden bu ve benzeri olan viruslerle karşılaşmamış olmasıdır. Bu nedenle dünya nüfusunun önemli bir kısmı hastalığa açıktır.

Pandemik H1N1’in öldürme hızı binde 3-5 arasındadır. Bu normal influenzadan daha düşük bir orandır. Ancak hastalığa yakalananlar arasında belli gruplarda ölüm oranı normal influenzaya göre daha yüksektir. Hastalığın bugüne kadarki seyri incelendiğinde, 6 ay-24 yaş arası çocuk ve gençlerin daha çok etkilendiği görülmüştür. Endişeler influenza A virusunun çok kolay yapı değiştirmesinden kaynaklanmaktadır. Şu an Türkiye’de var olan aşı bir yıl öncesinin influenza virusüne karşı geliştirilen mevsimsel grip aşısıdır.

Yeni AşılarAdenovirus, kolera, tifo, sıtma ve HIV/AIDS, yeni tüberküloz aşıları

PnömokokSon dönemde programa eklenen aşılardan pnömokok aşısı ile menenjitlerde % 80-85, pnömonide % 20, akut otitis mediada ise % 6 oranında korunmanın mümkün olduğu bildirilmiştir. ABD’de aşının 2000 yılında ulusal aşı şemasına eklenmesinden dört yıl sonra ülkedeki bütün pnömoni vakalarının % 39 oranında azaldığı gösterilmiştir. Yine akut otitis mediada

hesaplanan etkinlik % 6 iken, aynı sürede bütün otitis media vakalarında % 42.7 oranında azalma rapor edilmiştir. Akut otitis media hekimlerin en sık antibiyotik reçetesi yazdığı infeksiyondur. Akut otitis media nedenli antibiyotik reçetelerinde de % 42’lik azalma saptanmıştır.

Rotavirus AşısıBunlardan biri sığır rotavirus serotipi (WC3) ve sık rastlanan dört insan rotavirus serotipini (G1, G2, G3, G4) ve en sık görülen P serotipini (P[8]) içermektedir.Aşı 6-12. haftalardan başlayarak 4-10 hafta ara ile üç doz olarak yapılmaktadır. Gelişmiş ülkelerde rotavirus ishallerinde % 74, ciddi ishal ataklarına karşı % 94 koruyuculuk sağladığı görülmüştür. Son dönemde kullanıma giren bir başka aşı da G1 insan rotavirus suşu bulunduğu monovalan attenüe P[8]G1 aşıdır. Üç aydan küçük bebeklerde yapılan geniş kapsamlı güvenlik çalışmalarında aşının ateş, kusma, ishal ya da diğer enterik infeksiyonlarda artışa yol açmadığı görülmüştür. Rotavirus aşısının herhangi bir nedene bağlı ishalli hastalıklarda hastaneye yatışı da % 41 azalttığı bildirilmiştir.

Menigokok AşısıBu aşıda serogrup A, C, Y ve W-135 polisakkaritleri difteri toksoidi, mutant difteri toksoidi (CRM197) veya tetanoz toksoidi ile konjuge edilmiştir. A grubu N. Menengijit salgınlara en sık neden olan gruptur. C grubu aşı İngilterede rutin kullanılmaktadır. Aşının infantlardaki etkinliği % 47-83 olarak bildirilmektedir, adölesan ve yetişkinlerde ise % 90’ın üzerinde immünojenik olduğu düşünülmektedir. Hedef adölesanlara rutin aşılama, 11 yaşın altında ise risk gruplarının aşılanmasıdır. Yan etkileri polisakkarit aşıdan biraz daha fazla ise de önemli yan etkileri nadirdir, Guillain-Barre sendromu gelişen vakalar bildirilmiştir. Şu anda ülkemizde mevcut olan aşı dokuz ay ile iki yaş arasında tek doz, iki yaşın-dan sonra ise en az üç ay ara ile iki doz şeklinde önerilmektedir.

Page 15: Kids&Gourmet Apr 2015
Page 16: Kids&Gourmet Apr 2015

13

ÖZEL HABER

Çocuklarınıza Deneyimleyerek Öğrenme İmkânı Verin Çocuk gelişimi konularında anne ve babalara ilham veren bir projeyi 10 yıldır yürüten OMO “Kirlenmek Güzeldir” sloganı ile çocuklara özgürlük tanınması ve biraz daha çocukların sınırlarının genişletilmesi yönünde onlara destek veriyor. “Lekeleri çıkarmak işimizin kolay yanı, geleceği şekillendirmek için çalışıyoruz” diyen Unilever Ev ve Kişisel Bakımdan Sorumlu Başkan Yardımcısı Şükrü Dinçer, Omo’nun yeni projesi ile yine ailelerin yanında olacağının müjdesini verdi. Unilever Ev Bakım Kategorisi Pazarlama Direktörü Çiğdem Yıldız Kurtuluş ise “Çocukları geleceğe hazırlayan beceri ve yetkinliklerin gelişmesine destek olacak 100’e yakın oyun önerisi hazırlıyoruz. Bir diğer projemiz ise çocukların ev dışındaki oyun ihtiyaçlarına dikkat çekmek için Mayıs ayında İstanbul’da hayata geçireceğimiz büyük bir şenlik. Çocukların açık havada deneyimleyerek öğrenme ve oyun hakkını oldukça coşkulu bir şekilde kutlayacağız” dedi.

“Çocukları Geleceğe Hazırlamak” isimli çalışma kapsamında yapılan araştırmada şu sonuçlar çıktı; Araştırmaya katılan annelerin %69’u “Çocuğumu bugünden daha zor bir gelecek bekliyor” derken katılımc ıların %70 çocuklarını geleceğe hazırlamak için kendilerini ve imkânlarını yeterli görmediklerini belirtti. Annelerin % 60’ı çocukları için gelecekte hangi vasıfların iyi olacağını kestiremediklerini ve belirsizlikle karşı karşıya olduklarını belirttiler.

“Yaparak-Deneyimleyerek Öğrenme” çocuğu geleceğe nasıl hazırlar?Dr. Michele Borba Bugün dünyanın farklı yerlerinde de olsalar ailelerin soruları ve kaygıları benzer: ‘Geleceği öngöremezken çocuğumu bu geleceğe nasıl hazırlayacağım?’. Buna yanıtımız şu; çocuklarınızın etraflarındaki dünyayı kendilerinin keşfetmelerine, öğrenmelerine ve anlamalarına imkân sağlamalısınız. Bu öğrenme yöntemine ‘yaparak - deneyimleyerek öğrenme’ diyoruz.

Page 17: Kids&Gourmet Apr 2015

14

NİSAN 2015SAYI 21

Pasif veya ezbere dayalı olmayan bu modelde çocuk aktiftir. Bir çocuğun plajda kumdan içinden geldiği gibi şekiller yapması buna güzel bir örnektir. Çocuk böylece sahildeki her şeyle doğrudan etkileşim kurarak oradaki şeyleri öğrenir, içselleştirir. Ona kitaptan plaj resmi göstermenizden çok daha fazlasını, üstelik kalıcı olarak öğrenir. Deneyimleyerek öğrenmeden bahsettiğimizde ebeveynlerden, “çocuklar dijital dünyayı ne şekilde ve sıklıkta deneyimlemeli?” sorusunu da alıyoruz. Dijital dünyaya doğan bir nesil yetiştirdiğimiz gerçeğini kabullenmeliyiz ancak teknolojiyi çocuk bakıcısı olarak kullanmamalıyız. Çocuklarımızın hem çevrimiçi hem de çevrimdışı dünyalarının ebeveynleri olmak için her iki dünyayı da anlamalıyız.

Çocuklarımızın dijital hayatlarına, aileleriyle daha fazla bağ kurabilmelerine, dünyayı keşfederek öğrenmelerine ve temel hayat yetkinliklerini kazanmalarına da zaman kalması adına açık ve uygulanabilir bir zaman sınırı koymalıyız.” İnsani değerlere olan ihtiyaç her dönemin değişmezi diyen Fütürist Ufuk Tarhan geleceğe ilişkin tavsiyelerinde “teknolojik imkânlar, araçlar ve sistemler değişse de insanlar buna adapte olur. Anne babalarımız daktilo kullandı, biz bilgisayara geçtik ve çocuklarımız tabletlere doğdu. Burada önemli olan kullandığımız araç ya da teknoloji değil onu ne için kullandığımız.

Çocuklarımıza, kazanacakları bilgi ve becerilerini daha iyi bir dünya yaratmak ve insanlık için kullanmayı öğretmeliyiz. Yani onlara öncelikle öğretmemiz gereken şey insani değerler.” ifadelerini kullandı.

Sinema Sanatçısı Demet Akbağ, “Sokak oyun bahçemizdi, etrafta gördüğümüz her şeyi mahsusçuktan bir şeye benzetip bir oyun kurardık. Günlerimizi düşe kalka, kire pasa bata çıka geçirirdik ve çok eğlenirdik. İyi ki ailemiz bizi böyle yetiştirmiş diyorum aksi olsa bugün bambaşka bir insan olabilirdim. Ben de kendi çocuğumu büyütürken hayatı kendi keşfetmesi için ailemin yolundan gittim. Tüm anne babalara da aynısını tavsiye ediyorum. Bugünüm için çocukluğuma teşekkür ediyorum.” dedi.

Page 18: Kids&Gourmet Apr 2015

15

UZMAN GÖRÜŞÜ

BEBEK VE ÇOCUKLARDA YABANCI CİSİM YUTMA

Dr. Enver Mahir GülcanAcıbadem Maslak ve Kadıköy Hastanesi, Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıÇocuk Gastroenteroloji, Hepatoloji ve Beslenme Uzmanımahirgulcan@cocukgastroenteroloji.netwww.cocukgastroenteroloji.net

1990 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. İstanbul-Bakırköy Kadın-Doğum ve Çocuk Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Kliniği’nde ihtisasını 1996’da tamamladı. 1997-1999 yıllarında İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Dalı, Çocuk Gastroenteroloji, Hepatoloji ve Beslenme Bilim Dalı’nda yan dal ihtisasını yaptı. 2007-2012 yılları arasında Yeditepe Üniversitesi, Çocuk Gastroenteroloji Uzmanı, Yardımcı Doçentlik ve Çocuk Gastroenteroloji, Hepatoloji ve Beslenme Bilim Dalı Başkanı görevlerini yürüttü. 2012 yılından bu yana Acıbadem Sağlık Grubu, Çocuk Gastroenteroloji Uzmanı olarak görevini sürdürmektedir.

Page 19: Kids&Gourmet Apr 2015

16

NİSAN 2015SAYI 21

Acıbadem Maslak ve Kadıköy Hastanesi, Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıÇocuk Gastroenteroloji, Hepatoloji ve Beslenme Uzmanımahirgulcan@cocukgastroenteroloji.netwww.cocukgastroenteroloji.net

Küçük çocuklar yapılarındaki meraklılık ve araştırma özelliklerinden dolayı her türlü yabancı cismi ağızlarına götürmeye ve yutmaya eğilimlidir. Ayrıca diş sayısı ve yapılarının yetersiz olması besinleri çiğnemeden daha büyük lokmalar halinde yutmalarına yol açar. Ağızlarında bir şeyler olmasına rağmen konuşmaya, gülmeye, koşmaya ve oynamaya devam edebilirler.

Anne babaların yaşadığı en büyük korkulardan biri hiç kuşkusuz bebeklerinin ağızlarına etraftan buldukları herhangi bir materyali atmaları sonucu ölüme dahi neden olabilen solunum durmalarıdır. Çocuklarda yabancı cisim yutma, 1 yaşın altındaki çocuklarda ölüm nedenleri arasında 5. sırada yer almaktadır.

Page 20: Kids&Gourmet Apr 2015

17

UZMAN GÖRÜŞÜ

Solunum sistemine yabancı cisim kaçarsa;Özellikle 1 ile 2 yaş arası çocuklarda yabancı cisim yutma ve buna bağlı solunum sorunları sıktır. Solunum yollarına kaçan yabancı cisimler arasında en sık saptananlar; çekirdek, fındık, fıstık gibi kuru yemişler, kuru üzüm, çiğnenmemiş besin artıkları ve oyuncak parçalarıdır. Bu tür besinler ve küçük parçalı oyuncaklar/cisimler 3 yaşın altındaki çocuklara verilmemelidir. Solunum sistemine kaçan yabancı cisimler ani solunum sıkıntısı, morarma, öksürme ile kendini gösterirler. Bu durumda saniyeler içinde çocuk kaybedilebilir; acil servise ulaşıncaya kadar hızlı bir şekilde ağız içi parmakla kontrol edilip cisim çıkartılmaya çalışılmalı, çocuk ayaklarından baş aşağı tutulup sırtına elle vurularak cismin çıkartılmasına yardımcı olunmalı ve solunum durması söz konusuysa ağızdan ağza yapay solunuma başlanılmalıdır.

Sindirim sistemine yabancı cisim kaçarsa; Sindirim sistemine kaçan yutulan cisimlerin çok büyük kısmı ise çocuğa zarar vermeden bağırsaklar yoluyla atılır. Özellikle zehirlenmeye ve bir yerde takılmaya neden olabilecek yabancı cisimler tanımlanmalı ve erken çıkartma işlemi yapılmalıdır. Çocuklar genellikle oyuncak parçaları, metal para, çivi, vida, pil gibi maddeler yutarlar. Temizlikte kullanılan kireç çözücü, deterjan, yumuşatıcı gibi sıvı yabancı cisimler içerdikleri asidik ya da bazik madde oranına göre yemek borusu ve midede hasar yapabilir ya da zehirlenmelere yol açarlar. Yutulan katı yabancı cisimlerin çok büyük kısmı ise yemek borusunun başlangıç kısmına takılır. Yemek borusunu geçip mideye ulaşan cisimler genellikle sorunsuz olarak kendiliğinden çıkarlar. Nadiren uzun/geniş cisimler mide çıkışında ya da ince bağırsak kalın bağırsak birleşim yerinde takılabilirler. Sindirim sisteminde takılan cisimlerin ise kimyasal ya da mekanik yollarla sıkıntı yaratma riskleri vardır.

Özellikle piller ve mıknatıs parçaları bağırsak delinmeleri gibi önemli sorunlar yaratabilirler, bu nedenle acilen çıkarılmalıdırlar. Yabancı cisim yutma sıklığı %4’lere kadar varan yükseklikte

saptanırken, en sık metal para yutma olayıyla karşılaşılır. Bu durum 6 ay ile 4 yaş arası çocuklarda sık olarak görülmektedir.

Yemek borusunda takılan yabancı cisimlerde; yutma güçlüğü, yemeği reddetme, aşırı salya oluşması, kilo kaybı, kusma, göğüs ağrısı, boğaz ağrısı, öksürük, açıklanamayan ateş ve bilinç değişikliklerine kadar varan bulgular saptanır. Çocuğun muayenesinde bir şey saptanamayabilir, en önemli tanı aracı şüphelenmektir, özellikle oynarken ani morarma, öksürme, solunum sıkıntısı gibi öyküler önemlidir.

Tedavi ve korunmaYabancı cisim yutma öyküsü ile başvuran hastaya hastane koşullarında ışıklı bir kamera sitemiyle çocuğun solunum yolları veya yemek borusu incelenip özel cihazlarla (endoskopi) yabancı cisim çıkarılır. Erken tanı almış ve yabancı cismi çıkarılmış çocuklar hemen taburcu olabilirken, geç başvuran hastalarda ya da sisteme hasar veren yabancı cisim olgularında uzun süreli hastane yatışı ve tedaviler gerekebilir. Özellikle solunum yollarına kaçan yabancı cisimler erken müdahale edilmezse ciddi solunum sıkıntıları yaratırken bir yandan da ağır zatürreler neden olabilir. Yemek borusunndan sindirim sistemine kaçan yabancı cisimlerin özelliğine göre de farklı yan etkiler oluşur. İğneler sindirim sisteminin bir yerine saplanabilir, büyük cisimler takılıp barsak tınamasına neden olabilir, piller sindirim sisteminde açılarak delinmelere, mıknatıslar yine delinmeler neden olabilir. Bu nedenle acil olarak bu çocukların hepsi hastaneye götürülmeli ve gerektiğinde hiç vakit kaybetmeden çocuk endoskopi uzmanları (Çocuk gastroenteroloji veya solunum yollarına kaçmışsa çocuk göğüs hastalıkları uzmanı) tarafından açıkarılmalıdır.

Çocukları yabancı cisimlere bağlı sorunlardan korumanın yolu çocukların hareketlerini kısıtlamak değil, yabancı tehlikeli cisimleri çocuklardan uzaklaştırmaktır. Özellikle herşeyi ağıza götüren bebeklik çağında bebeğin ve çocuğun rahattça yutabileceği, küçük, yuvarlak cisim ve gıdalara çok dikkat edilmelidir.

Page 21: Kids&Gourmet Apr 2015

18

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

anne bebek tov 210X297.pdf 1 17/03/15 14:09

Page 22: Kids&Gourmet Apr 2015

19

RÖPORTAJ

Page 23: Kids&Gourmet Apr 2015

20

NİSAN 2015SAYI 21

Eğlenceli, az kalorili, çok sağlıklı, çok lezzetli ve tamamen doğal bir gıda. Standart bir kuru meyve değil 7’den 70’e yerken herkesin keyif alabileceği, diyet kavramından uzak ama bir o kadar sağlıklı, her zaman yenebilen bir atıştırmalık MyChips. Ürünün yaratıcısı Uzman Diyetisyen Aylin Yılmaz ile sağlıklı beslenme, diyet ve MyChips hakkında sohbet ettik…

Serap TORUN

EĞLENCELİ, AZ KALORİLİ, SAĞLIKLI VE DOĞAL

Page 24: Kids&Gourmet Apr 2015

21

RÖPORTAJ

Aylin bize kendinden bahseder misin lütfen?Çocukluğumda en büyük hayalim, insanları hem mutlu edebilecek hem de sağlıklarına katkıda bulunabilecek bir şey yapmaktı. Lise yıllarında da hayalimi gerçeğe dönüştürmek için plan yapmaya başladım. Amacım; hem yeni hem de insanlara hizmet edebilecek bir meslek dalını seçmekti. Tüm bu planlarım beni Beslenme Uzmanı olmaya doğru götüren yolun başlangıcı

oldu. Lise öğrenimimi İstanbul Çamlıca Kız Lisesi’nde tamamladıktan sonra, Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü’nden mezun olup, Marmara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Biyokimya Bölümü Yüksek Lisans programını da tamamlayarak Uzman Diyetisyen unvanını aldım.

Aslında kendimi “Gezgin” olarak tarif edebilirim. Her yıl düzenli olarak dünya mutfaklarını

Page 25: Kids&Gourmet Apr 2015

22

NİSAN 2015SAYI 21

keşfetmek, tatmak ve güzel anılar kazanmak adına seyahat ediyorum. Özellikle geleneksel, tarihsel ve kültürel mekanlarda keşfettiğim tarif edilmez lezzetlere olan hayranlığımı, ‘Hayatın gerçek renkleri’ olarak ifade edebilirim. Benim için yemek yemek; Gereklilikten öte bir yaşam tarzıdır, şükrandır, sevgidir, mutluluktur… Tabi yemek yemeyi böyle tarif ederken, danışanlarımı da bu zevkten mahrum bırakmadan onların sevdikleri, kolay ulaşabildikleri yiyeceklerle dolu bir program hazırlamaya özen gösteriyorum.

Tabi bu yaşam tarzımın içerisinde kesinlikle spor da var. Lise döneminde atletizm takımındaydım ve uzun yıllar orta mesafe(1500 m) koşucuydum. Bu tabi ki benim için avantajdı. Sağlıklı yemek seçimlerinin yanı sıra kaçamaklar yaparken egzersiz programlarını uygulamak aslında bedenimiz için en doğru yöntemdir. Dolayısıyla danışanlarıma mutlaka spor yapmalarını, hareket etmelerini de öneriyorum.

Hızla artan obezite, özellikle çocuklardaki obezite konusunda neler söylemek istersin? Aileler nelere dikkat etmeli?Serap’cım senin de özveriyle yapmış olduğun çalışmalarını yakinen takip ediyorum. Sağlıklı ve bilinçli beslenme üzerine yaptığın tüm projeleri çok takdir ediyorum ve teşekkürlerimi sunmak istiyorum.

Hepimiz biliyoruz ki, obezite maalesef çağımızın sorunu. Dünyada yaklaşık iki milyar insan aşırı kilolu. Çoğu yoksul ve orta gelirli ülkelerde gelir artışıyla birlikte yaşanan ekonomik ve sosyal dönüşüm, uygun fiyatlı olan işlenmiş gıdaların elverişli, ulaşılabilir hale gelmesi insanların yaşam tarzında maalesef negatif yönde değişime yol açtı. Beslenme alışkanlıklarının hazır gıdaya yönelmesi ve azalan fiziksel aktivite de bu değişimin önemli bir parçası oldu.Dünyada 2000-2013 yıllarına kadar hiçbir ülkede Obezite ile ilgili bir düşüş görülmedi. Aksine çok hızlı bir ivme ile arttı. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tahminlerine göre; 1,9 milyar insan aşırı

kilolu ve bunların da %35’i Obez. Obezitenin sosyal ve ekonomik bedelleri; Dengesiz Beslenmenin getirdiği sonuçlarla birleşince birçok toplumda maalesef kötü sonuçlar doğuruyor. Aşırı kilo ve Obezite’den kaynaklı sosyal yük, son 20 yılda iki katına çıktı. Örneğin hastalık risklerinden özellikle, kalp damar hastalıkları, diyabet, kanser çeşitleri vb.. gibi hastalıkların toplam maliyeti 2010 yıllarındaki rapora göre 1,4 trilyon dolardı. Yani kısacası şunu söylemek istiyorum, masum görünen ama buzdağının görünmeyen yüzeyi kadar çok çok tehlikeli olan Kilo Problemi, dünyamızda her saniyede hızla artıyor.

Sadece kilo deyip geçmemek çok önemli aslında; yapılması gereken gerçekten sağlıklı beslenmeyi öğrenmek ve hayatımızın kalitesi için günde ortalama 30 dakika hareket etmektir. Tabi ki özel durumlar vardır. Örneğin genetik faktörler, hormon dengeleri, bebeklerin anne sütü alımı, yaşam tarzı ve stres faktörleri gibi ama unutmamak gerekir ki genetik faktörler kilonun %30-35’ini etkilerken, yemek yeme davranışı, porsiyonlar, hareket, uyku ve yaşam stili %70’e kadar etkiler. Kısacası kilolu olmamak aslında ekonomik ve en doğal çözümdür. Sizin hayat kalitenizi korur, yaşamınızı uzatır, kaliteli yaşlanmayı sağlar, hücrelerinizi korur, hayatınız, sevdiklerinizle birlikte daha sağlıklı geçer. Bunu kim istemez ki. Yetersiz beslenme, Mikrobesin yetersizlikleri, Obezite gibi dengesiz beslenmenin tüm türleriyle mücadele etmek için beslenmenin sosyokültürel, ekonomik ve politik boyutlarına yoğunlaşmak çok önemli.

Hepimiz çocuk olduk ve biliyoruz ki çocuklar, anne baba ve yakınları ne yapıyorsa, nasıl yaşıyorsa onları örnek alıyor ve bu şekilde büyüyor. Yeni nesil aileler, kendi çocukluğumuzda yediğimiz o geleneksel ve sağlıklı yemekleri hazırlayacak vakti maalesef bulamıyor. Hem hızlı yemek yeniyor, hem birlikte yeme kültürümüz de azalıyor. Hazır paketlenmiş gıdalara talep giderek artıyor. Tabi yine de aileler bilinçlendirilerek çocuklara çok da iyi model olabilirler. Öncelikle

Page 26: Kids&Gourmet Apr 2015

23

RÖPORTAJ

kendi yediklerine ve içtiklerine dikkat etmeliler ki çocuklara örnek olsunlar. Mevsiminde olan gıdaları tüketmek çok önemli, sofra kültürü olmalı, akşam yemeklerinde birlikte masaya oturmalılar. Birlikte yemek sonrası yürüyüş yapabilirler. Çocuklarla birlikte mutfakta zaman geçirebilirler. Besinleri öğretmeliler, kısacası, sağlıklı yaşamanın kolay ve eğlenceli olduğunu göstermeleri çok önemli. Ayrıca okulda beslenme şekli de çok önemli. Beslenme çantalarına çocukların seveceği sağlıklı ürünler ilave edilmeli; meyve, süt, yoğurt, ayran, tam tahıllı sandviçler, tam tahıllı undan yapılmış kek, yağlı tohumlardan; badem, ceviz, sağlıklı kuru meyveler, çıtır çıtır myChipsler

Kurutulmuş meyve üretimi fikri nasıl doğdu, bu serüvenden bahsedelim mi biraz?Meslek hayatımda edindiğim tecrübeler ve karşılaştığım sorular aslında beni bir arayışın içine itti diyebilirim. Beslenme programlarına yazdığım ara öğün alternatiflerinden yola çıkarak hem danışanlarıma hem de sağlıklı beslenmek isteyen, bunu isterken de lezzetten ödün vermeyenler için farklı, lezzetli, sağlıklı bir atıştırmalık üretmeye karar verdim.İstedim ki eğlenceli, keyifli, kalorisi az, çok sağlıklı, çok lezzetli ve tamamen doğal bir gıda olsun. Ve standart bir kuru meyve değil de 7’den 70’e yerken herkesin keyif alabileceği, diyet kavramından uzak ama bir o kadar sağlıklı, her zaman tüketilebilir bir atıştırmalık olsun. Projemi ikiz kardeşim Gıda Uzmanı Aygül Yılmaz ile paylaştım, o da heyecanıma ve projeme ortak oldu ve biz bu düşüncelerle yola çıktık ve MyChips’i hepimizi düşünerek ürettik. Adı üstünde ‘BENİM CİPSİM‘ tam da istediğimiz gibi oldu…

Özellikle öğrenciler, çocuklar, yoğun iş temposunda koşuşturanlar, sporcular, abur cubur tüketmeyi çok sevenler, zayıflamak isteyenler, yoğun trafikte kalanlar, sürekli seyahat edenler ve daha birçok insanın elinde olabilecek yanında taşınabilecek bir cips, hem de sağlıklı! “Neden olmasın ki” diyerek hemen projemizi hayata geçirdik. Tabi bu proje çok kolay gerçekleşmedi.

Ayrıntılı Ar-Ge çalışmaları, üretim aşamasındaki kalite kontrol düzenlemeleri ve ürünlerin doğal içeriğinin tamamen korunması, özel paketlemeler ve bunun gibi aşamalar için uzun bir sure çalıştık ve iki yılın sonunda ortaya çıkan işte bu şahane ‘’MyChips’’ ürünlerimiz oldu

Üretim aşaması nasıl gerçekleşiyor? Mevsiminde yetişen ve özenle seçilen doğal meyveler özel kurutma fırınlarında bizim formülize ettiğimiz standartlarda kurutuluyor. Bu süreç hem maliyetli hem de çok emek isteyen el işçiliğine de dayanıyor. Ama unutmamak gerekir ki sağlık hiçbir zaman ‘ucuz’ olmadı ve olmayacak da... Çünkü biz tamamen doğal ve kendi özelliklerini kaybetmemiş besinler üretiyoruz. MyChips’in katkısız ve tamamen doğal olması piyasada bulunan birçok üründen farklı olmasını sağlıyor.

Kurutulmuş meyve ile taze meyve arasında besin değeri açısından ne gibi farklar var? MyChips taze ürüne muadil mi? Yoksa sağlıksız atıştırmalıkların önüne geçmek için mi daha çok tercih edilmeli?Çok güzel ve doğru bir soru oldu öncelikle bu

Page 27: Kids&Gourmet Apr 2015

24

NİSAN 2015SAYI 21

soru için çok teşekkür ederim Biliyoruz ki her besin canlı enzimler, vitaminler, besin değerleri taşımaktadır. Meyvenin mevsiminde en taze haliyle tüketilmesi elbette ki öncelikle tercihimiz olmalı. Hatta taze taze meyve sularının smoothie halinde bile tüketilmesi alternatiflerden biri olabilir.

Gelelim kurutulmuş meyve tercihlerine, Kurutulmuş meyve, doğru yöntemle kimyasal katılmaksızın kurutulursa tercih edilebilecek en doğru mineral kaynaklarıdır. Şöyle ki, taze ürünlerde vitamin ve canlı enzimleri almak nasıl mümkünse, bir o kadar kurutulmuş ürünlerden bedenin ihtiyacı olan en önemli mineralleri almak da mümkündür. Ortak noktaları ise enerji ve posa yani lifin her ikisinden de alınmasıdır. Bu durumda gün içinde taze meyve tüketimi azalırsa, unutulursa, imkanı olamıyorsa mutlaka bol lif, doğru enerji ve mineraller bakımından en sağlıklı seçimler doğru yöntemler ile kurutulmuş meyveler ve sebzelerdir.

İşte tam bu seçimlerde MyChips devreye giriyor Çünkü tamamen katkısız, doğal ve eğlenceli çıtır çıtır cips görüntüsünde olan meyvenin has kokusunu hissettiğiniz lezzetle herkese sağlıklı atıştırmalık sunuyoruz…

Güneşe serilerek yapılan geleneksel kurutma yöntemi ile MyChips kurutma yöntemini karşılaştırır mısın?Serap’cım, asıl en çok dikkat edilmesi gereken konu tam da bu. Çünkü maalesef ülkemizde kurutulmuş ürünleri sıklıkla ve rutin olarak denetleyen mekanizmalarımız zayıf. Bu durumda piyasada birçok ürün ile karşı karşıya kalıyoruz. Kuru meyve ve kuruyemiş satan birçok yer var. Mutlaka dikkatinizi çekmiştir, ürünler sürekli açıkta tutulmakta, uzun süre bekletilmekte ya da üst üste konulmuş çuvallarda muhafaza edilmeye çalışılmaktadır. Maalesef tüm bunlar risk teşkil etmektedir. Kurutulmuş ürünler eğer nemli ortamlarda, güneş ışığına maruz kalmış yerlerde uzun süre bekletilirse küf oluşma riski çok yüksektir. Hatta birçok meyveyi üst üste hızlı kurutma işlemlerine maruz bırakıyorlar, kimyasallar katılıyor. Meyve başlı başına su

Page 28: Kids&Gourmet Apr 2015

25

RÖPORTAJ

oranı çok yüksek olan bir üründür. Eğer ki doğru ve sağlıklı yöntemlerle bilirkişi tarafından kurutulmaz ise nem oranı yüksek kalır ve içerisinde küf yani en zehirli ve vücuda zarar veren aflatoksin oluşum riski çok artar.

Biz ne yapıyoruz? Her şeyden önce hijyenik, nemden uzak ortam olması şart. Ürünler temizlendikten sonra el değmeden yurtdışından özel getirttiğimiz sadece kurutma işlemi yapan, enzimleri yok etmeden besin değerlerini de koruyan kurutma işlemlerini tamamlayarak gıdanın doğal ve en kaliteli halini sizlere sunuyoruz.

MyChips’i bu kadar lezzetli kılan özellikler ne sence?Bu soruyla sıklıkla karşılaşıyorum ve yüzümde hep tebessüm oluşuyor Serap’cım MyChips’in lezzetini üç kelimeyle tarif edebilirim;

Görüntü, Tat ve Koku Her şeyden önce gerçekten çok farklı, ilgi çekici, incecik… Meyvenin kokusu kutuyu açtığınız anda sizi büyülüyor. Bunu ortaya çıkartan bizim geliştirdiğimiz özel kurutma yöntemimizdir. En önemlisi kutudaki ürünü gönül rahatlığı ile bitiriyorsunuz hiç düşünmeden, çünkü hem sağlıklı hem de çok düşük kalorili…

MyChips çeşitlerinin besin değerinden söz eder misin?Her meyvenin enerjisi ve besin değeri farklıdır. Biz portakal ve elma çeşitleri ile ilk ürünlerimizi piyasaya çıkardık. Özellikle ülkemizde en çok bulunan meyveler olması, tercihimizi bu yönde belirledi. Tabi ki en çok sevilen meyveler olmasından da kaynaklandı. Bildiğimiz gibi meyvelerin en önemli özelliklerinden biri yüksek lif içerikli olmasıdır diğer yandan gramajları ayarlarken meyve şekerinin çok yüksek olmaması için de 40 gramlık özel ambalajlar ürettirdik. Elimizde taşınabilecek elimizin kavradığı boyutta olması için de ambalajlar bize özel üretildi. Her kutu ortalama 1 Büyük Elma ya da Portakal kadar enerji içeriyor

1 kutu(40 gr)Çıtır Portakal Cips: 75 kcal Çıtır Tarçınlı Elma Cips: 104 kcalÇıtır Kırmızı Elma Çips: 110 kcal içermektedir

MyChips’in başka çeşitleri de çıkacak mı? İlk planda Portakal, Tarçınlı Yeşil Elma ve Kırmızı Elma olarak üç ürünle piyasaya çıkmayı tercih ettik çünkü yaptığımız Ar-Ge çalışmalarında çoğunluğun tercihi bu ürünlerden yana oldu. Projelerimiz arasında kısa vadede sebze ürünlerinden şahane lezzetler üretmeyi düşünüyoruz başka meyveler de olacak tabii. Ama en farklı projelerimizden biri de ‘Gurme Lezzetler ‘ olacak. Bu projeler üzerinde de ayrıca çalışmaya devam ediyoruz.

Page 29: Kids&Gourmet Apr 2015

26

NİSAN 2015SAYI 21

Nerelerden satın alabiliriz MyChips’i ?Ürünlerimizin dağıtımını, özellikle butik bir çalışma olarak başlattık. Anlaştığımız yerler çoğunlukla sağlıklı yaşam merkezleri, Beslenme Danışmanlığı veren merkezler ve Butik Marketlerdir. Ama yeni projeler içinde Okullar, Çocuk Parti Evleri ve birçok Beslenme Eğitim merkezleri de var. Tabi yoğun iş temposundan kaynaklı alışveriş yapamayanlar veya satış noktalarından alma imkanı olmayanlar adrese teslim hizmetimizden web ve telefonlarımız aracılığıyla yararlanabiliyorlar.

www.mychips.com.tr sitemizden online sipariş almaya başladık. Bunun yanı sıra 0212 219 2249 - 0532 730 7391 numaralı telefonlardan da sipariş alıyoruz ve adrese gönderim yapabiliyoruz.

Ayrıca,• Jatomi Fitness&Spa Merkezlerinde - İSTANBUL • Diyetisyen Yekbu Köseoğlu Sağlıklı Beslenme Merkezi ETİLER-İSTANBUL • Diyetisyen Yasemin Serintürk Sağlıklı Beslenme Merkezi – SAHRAYICEDİT –İSTANBUL • Diyetisyen Figen Fişekci Üvez Sağlıklı Beslenme Merkezi – CADDEBOSTAN-İSTANBUL • Aktif Beslenme Danışmanlığı Merkezi NİŞANTAŞI –İSTANBUL• İstanbul Golf Kulübü – KUZGUNCUK-İSTANBUL• Crossfit Balaban Fitness Merkezleri- İSTANBUL • High-Care Sağlıklı Yaşam Merkezi – ETİLER –İSTANBUL• Garanti Bankası Güneşli Kompleksi – İSTANBUL • Ender Spor Mağazaları – İSTANBUL • Martı Şarküteri Marketleri – YEŞİLKÖY –İSTANBUL • SIEMENS Grubu – KARTAL –İSTANBUL • FİTİZ Diyet Market- BEYSUKENT-ANKARA• Dr. Mehmet Portakal Sağlıklı Yaşam Kliniği - KONYA

Page 30: Kids&Gourmet Apr 2015

27

UZMAN GÖRÜŞÜ

Deniz Özkılıç Kabul Uzm.Gelişim Psikoloğu - SENs Gelişim Akademisi

Page 31: Kids&Gourmet Apr 2015

28

NİSAN 2015SAYI 21

Bir Psikoloğun Gözünden Anne Olmak

ÇOCUK BÜYÜTÜRKEN ETRAFA KULAĞINI KAPAYABİLMEK…Anneler, tatlı anneler… bu ayki yazıma şunu söyleyerek başlamak istiyorum; bebeklerimizi büyütürken ruh sağlığımızı koruyabilmek için çoğu zaman etrafın söylediklerine, tavsiyelerine çok bilmiş konuşmalarına kulaklarımızı kapamalıyız.

Biz anneyiz ve çocuğumuz için en iyisini biz biliriz. Bu demek değil ki deneyimli ve iyi niyetli kişilerin aktardıkları bilgileri dinlemeyeceğiz, değerlendirmeyeceğiz. Elbette ki süzgecimize alıp değerlendireceğiz. Ancak bebeğimiz için başka birinin yaptığı ve çok iyi sonuç aldığı şey bizim bebeğimizde işe yaramayabilir. Onu da bırakın, “ben çocuğuma şuradan alışveriş yapıyorum en pamuk, en kaliteli kumaştan yapılan ürünler orada ya da şu marka araba kullanıyorum bebeğim çok rahat. Dünyanın her yerinde şubesi olan bir oyun okuluna gönderiyorum harika, mutlaka siz de gitmelisiniz, mutlaka siz de bu marka araba kullanmalısınız, mutlaka siz de bu

Page 32: Kids&Gourmet Apr 2015

29

UZMAN GÖRÜŞÜ

oyun okuluna gitmelisiniz gibi” söylemlerden ve beylik laflardan kesinlikle uzak durmalıyız.

Özellikle son zamanlarda bu tip ifadelerde bulunan pek çok blogger anneye rastlıyorum. Instagramda fotoğraflar paylaşıp altına yukarıdaki tarzda cümleler yazıyorlar. Televizyonlardaki her ailenin alamayacağı ve çocukların görüp özenebileceği yiyecek, oyuncak gibi reklamları ne kadar sakıncalı buluyorsam bu paylaşımları da bir o kadar sakıncalı ve tehlikeli buluyorum.

Annelik bebeği için bu şu öbür markayı alıp kullanmaktan ibaret değil. Bunları alıp kullanınca mükemmel anne olmuyorsunuz ya da çocuğunuz için doğru şeyi yapmıyorsunuz. İmkânınız varsa yapın elbette ne hoş, ne güzel, keşke herkesin imkânı olsa. Ama sırf bunları yapmakla da harika anne olunmuyor. Hem bunları yapıp hem de çocuğunuz için asıl yapmanız gereken ruhunu besleyecek diğer şeyleri de yapıyor olabilirsiniz. Ne güzel, bravo, tebrikler! Ama Türkiye gibi herkesin alım gücünün bir olmadığı ülkede bu markaları kullanmanın bebek için en mükemmel tercih olduğunu empoze etmek ve çocuk gelişimiyle ilgi hiçbir eğitimi bulunmadığı halde bu konuda ahkâm kesmek hiç etik ve anneye yakışır bir davranış değil.

Ayrıca bütün anneler doğurur doğurmaz hemen zayıflama ve eski formuna kavuşma derdine giriyorlar. Ne yazık ki bu düşünce, bahsettiğim hesaplarda paylaşılan

fotoğraflar ve yazılar ile yeni doğum yapmış ve zaten lohusalık sendromunda bulunan annelere empoze edilerek daha da güç, zor günler yaşamalarına neden olunuyor. Bırakın hanımlar, siz ve bebeğiniz sağlıklı olduğu sürece kilolarınızı önemsemeyin. Benim de eşimin hep bana dediği gibi “siz annesiniz artık”. Demiyorum ki bakımsız olun ama kilo vereceğim diye ne kendi sağlığınızı ne de bebeğinizin sağlığını tehlikeye atmayın. Sağlıklı beslendiğimiz sürece vakti geldiğinde o kilolar zaten gidecek. Siz bir varlığa can verdiniz, kolay iş mi? Bırakın gereksiz telaşlara kapılmayın. Ruhunuzu, vücudunuzu dinlendirin. Bebeğinize doyun, tadını çıkarın. Hiçbir şey için acele etmeyin ya da şu bebeği için şunu almış, yapmış benim de yapmam lazım demeyin. Hem kendi ruhunuzu hem de bebeğinizin ruhunu özgür bırakın. Unutmayın maddecilik özgürlüğü kısıtlar…

Bu arada küçük bir not: Her blogger anneyi tabi ki aynı sınıfa koyamayız, gerçekten kendince zarar vermeden çok yararlı bilgiler paylaşanlar da var ve kendilerini takdir ediyorum ancak yukarıda bahsettiğim türden paylaşımlardan kaçınmalıyız.

Sevgiyle kalın…

Page 33: Kids&Gourmet Apr 2015

30

NİSAN 2015SAYI 21

Page 34: Kids&Gourmet Apr 2015

31

ALIŞVERİŞ

Bebekform Organik Havlu 79.90TL

GAP Çiçek Desenli Jean Pantolon 109,95 TL

bonprix.com.tr Elbise 69.99 TL

GAP Organik kumaşlı çizgili tulum 89,95 TL

n11.com’ da Ahşap Oyuncaklar 39,99 TL

Philips Avent Eğitici Damlatmaz Bardak Kız 6m+ 200ml 29,90 TL

Page 35: Kids&Gourmet Apr 2015

32

Olive Farm Organik Bebek Pişik Kremi 100 ml26,00 TL

Zara Kız Bebek Elbise( 3 ay- 3 yaş) 79,95 TL

Zara Organik Erkek Çocuk T-Shirt (3-14 Yaş)19,95 TL

Twigy Mini MouseTerlik 69.90 TL

Olive Farm Organik Bebek Şampuanı 250 ml 30,00 TL

Zara Kız Çocuk Elbise ( 3-14 yaş) 85,95 TL

NİSAN 2015SAYI 21

Page 36: Kids&Gourmet Apr 2015

33

RÖPORTAJ

Page 37: Kids&Gourmet Apr 2015

34

NİSAN 2015SAYI 21

Bu ay konuğum, dünyaca ünlü devlet sanatçımız Sn. Gülsin Onay. Büyük yeteneği, unvanı, başarıları ve birazdan anlatacağım diğer tüm özelliklerinin yanında o kadar güzel ve zarif ki “Dokunsam kaybolur mu?” gibi garip sorular geliyor aklıma.

Gülsin Onay, Alman bir baba ile Türk bir annenin kızı. Annesi piyanist, babası kemancı olan sanatçı piyanoya üç buçuk yaşında annesi ile başlamış. İlk konserini altı yaşında TRT İstanbul Radyosu’nda vermiş. Üstün Yetenekli Çocuklar kapsamında, Mithat Fenmen ve Ahmed Adnan Saygun’dan özel eğitim almış ve 12 yaşında Fransa’ya gönderilmiş. Paris Konservatuarı’nın yüksek bölümünden 16 yaşında, birincilikle mezun olmuş. Rachmaninov yorumlarıyla müzik otoritelerinden büyük övgüler alan Gülsin Onay ayrıca, uluslararası alanda istisnai bir Chopin icracısı kabul edilmektedir.

Sanatçıya 1987 yılında Devlet Sanatçısı unvanı verilmiştir. Boğaziçi ve Hacettepe Üniversiteleri tarafından Fahri Doktora ile onurlandırılmıştır. Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Solisti ve Bilkent Üniversitesi'nin de sürekli sanatçısı olan Sn. Onay, yurtiçi ve dışında pek çok yardım konseri vermiş, 2003 yılında UNICEF Türkiye Millî Komitesi tarafından “İyi Niyet Elçisi” seçilmiştir. Sanatçıya ayrıca Sevda - Cenap And Müzik Vakfı tarafından 2007 Onur Ödülü Altın Madalyası ve Donizetti 2011 Klasik Müzik Ödülleri Yılın Piyanisti ödülü, 42. İstanbul Müzik Festivali’nin 2014 onur ödülü verilmiştir.

Serap TORUN

Gülsin Onay:“ Deha seviyesinde çocuklar bildiğini hatırlar gibi oluyorlar”

Page 38: Kids&Gourmet Apr 2015

35

RÖPORTAJ

Fotoğraf Aykut Uslutekin

Sn. Onay, çocukluğunuzdan kısaca söz eder misiniz? Sizin yeteneğiniz nasıl keşfedildi?Çocukluğum İstanbul'un "gülistan" olduğu bir dönemde Erenköy'de üzüm bağları, çiçekler, çamlar, güller içinde bir köşkte ve onun bahçesinde geçti. Bu bahçede hep müzik sesleri vardı. Annem piyano, babam keman çalar, dayım ise radyodan hep klasik müzik dinlerdi. Ailenin geçmişi de çok gerilere kadar hep müzikle iç içe. Hatta annemin halası ve babaannesinin

keman ve piyano çalarken fotoğrafları var. Dedem merhum Prof. Kerim Erim, Türkiye'nin ilk matematik doktora sahibi olan ve Einstein teorisini sistemli bir şekilde öğretmiş çok önemli bir bilim insanımız. Kendisi Einstein'ı Berlin'deki evinde ziyaret etmiş ve görüşmüş; konuşmalarında ortak tutkuları müzik de yer almış. Annem, Stuttgart Konservatuvarı’ndan mezun olmuş ve orada tanıştığı kemancı babam ile konserler de vermiş. Anneannemin, dillere destan güzelliğinin yanı sıra, çok güzel, pamuk

Page 39: Kids&Gourmet Apr 2015

36

NİSAN 2015SAYI 21

gibi yumuşak, tatlı bir sesi vardı. Babamın ailesi de keza her ferdin bir enstrüman çaldığı eski bir geleneğe sahip. Berlin'deki evlerinde oda müziği toplantıları olur, müziği dostlarıyla paylaşırlarmış.

Haliyle ben de çok erken yaşta okuma yazma öğrenmeden notaları öğrenmişim. 3,5 yaşında başlayıp 6 yaşında iken ilk konserimi İstanbul Radyosu’nda vermişim. Bu konserin kaydı YouTube'da mevcut, o yaştaki bir çocuk

için oldukça şaşırtıcı bir performans olmuş. Sesimden, konuşma sırasında yaşım anlaşılıyor ama çalışımda olgunluk var.

On iki yaşınızda Paris’e eğitim için gitmek nasıl bir tecrübeydi?Paris, baş döndürücü bir güzellikte görünmüştü gözüme. Her sokağı ayrı bir gizemli dünyaya açılan, küçüklü büyüklü yeşil parklarında ferforje lambalarıyla oymalı banklarıyla kocaman bir saklambaç oyunu alanı gibiydi sanki. Bu muhteşem şehirde küçük yaşta çok yoğun bir çalışma temposuna girmiştim ancak zor gelmiyordu çalışmak. Her yeni derste farklı mucizeler keşfediyor, öğrenmenin keyfini yaşıyordum. Aralarda hobi olarak tiyatro çalışmaları da yapıyordum, çok sevdiğim güzel bir amatör grup ile. Sonra o grubumuz meşhur olmaya başladı ve ben baş rollerde "Constanza" ( Goldoni, les femmes de bon humeur) oynamaya başladım. Çabuk ezberlediğim için fazla vaktimi almıyordu ancak grup yeni teklifleri kabul edip turnelere çıkmaya başlayınca üzülerek ayrılmak zorunda kaldım. Oysa o keyifli çalışmalar beni çok mutlu ediyordu ve o mecburi ayrılış hep içimde kaldı.

Hâlâ severim ve özenirim tiyatroya. Yazmayı da küçük yaşlarda hatıra defteri olarak sürdürürdüm, gerçekte olmayan bir sevgili arkadaşıma hislerimi yazar, sırlarımı paylaşırdım.Sergilere gitmek Paris'te 7'den 70'e herkesin günlük hayatına girmiş bir âdetti, tabii inanılmaz zengin seçenekler vardı. Fransızca ve edebiyat hocam bana özel dersler için geldiğinde Paris'in çeşitli müzelerini gezer, derslerimizi orada yapardık. Hocam Delagis'ten çok değerli bilgileri çok eğlenceli bir şekilde alma şansına sahip oldum. Neredeyse kraliyet ailesinden bir çocuğu yetiştirme görevi üstlenmiş gibi Delagis bana farklı topluluklar ile neler konuşulacağını, Fransız yemek masasında nasıl davranılacağını da öğretirdi. Çok renkli bir kişilikti.

Tabii esas müzik hocalarım Pierre Sancan ve Nadia Boulanger ile daha sonra çalışma fırsatı bulduğum Monique Haas ve Pierre Fiquet hakkında anlatacaklarım bir kitap olabilir.

Page 40: Kids&Gourmet Apr 2015

37

RÖPORTAJ

Efsane müzik otoriteleri ile saatlerce olağanüstü çalışmalar yaptım ve beni en iyi şekilde yetiştirmek için büyük emek sarf ettiler, onlara müteşekkirim. Bu birikimleri gençlere aktarmayı da kendime bir borç bildim ve elimden geldiğince her fırsatta yetenekli piyanistlere yardımcı olmaya çalışıyorum. Hayatını müziğe adamış, iyi eğitim almış bir sanatçı olarak kaçırdığınız fırsatlar olduğunu düşünüyor musunuz?Hayır düşünmüyorum. Tam tersine fırsatların bana fazlasıyla cömert davrandığını ve çok şanslı olduğumu düşünüyorum. Dünyanın önde gelen orkestra ve şefleriyle, en önemli sanat merkezlerinde, muhteşem konser salonlarında 70 ülkede yüzlerce konser verdim ve en sevdiğim işi sürdürebilmenin keyfini dolu dolu yaşayabiliyorum, şükürler olsun. Sağlığım elverdiği sürece kendimi en iyi şekilde ifade edebildiğim piyano ile beni dinlemekten mutluluk duyan dinleyicilerime ulaşıp müziği paylaşmanın doyumsuz zevkini yaşayabilmeyi umuyorum.

Bildiğim kadarıyla oğlunuz da keman çalıyor. Neden piyano değil de keman sizce? Yeteneğe göre mi yoksa oğlunuzun arzusuna göre mi gelişti bu eğilim?Aslında oğlum Erkin Onay bebekken piyanonun altında büyüdü. Bebek sepetiyle piyanonun altında ben çalışırken uslu uslu dinler piyano sesini çok severdi. Olağanüstü bir yeteneği var, küçücük yaşında benim çalıştığım Bela Bartok'un eserlerinin melodisini tertemiz söyleyebilecek bir kulağı vardı.

Babam, ilk keman hocası oldu oğlumun ve daha sonra Atilla Aydıntan ile Hannover'de çalışmaya başladı. Freiburg ve İsviçre'de de çok iyi hocalarla çalıştı ve keman için yaratılmış gibi mutlu. Ayrıca keman yapımcılığına da çok merak duydu Erkin. Henüz 9 yaşındayken bir keman yapımcısının yanında onun da yardımıyla ilk

kemanını yaptı. Şu anda Erkin, İtalyan yapımı Postiglione bir keman ile çalıyor, sesi çok güzel. Biraz tesadüf, biraz istek diyelim. İyi ki kemancı oldu, şimdi birlikte çalabiliyoruz, konserler veriyoruz. Anne ve oğul, birlikte müzik yapmanın heyecanı, mutluluğu bambaşka. Bir çocuğun müzik yeteneği nasıl anlaşılır? Aileler nasıl anlayabilir bu yeteneği?Müzik yeteneği bazı çocuklarda hemen anlaşılır. Duydukları sesleri hemen tanır, temiz sesle tekrarlar, hemen duyduğunun şarkısını söyler. Bazı çocuklarda ise bu hemen belli etmez kendini, şarkı söylemez, ilgili gibi görünmez ama aslında çok yeteneklidir. Ailelerin biraz dikkatli

Page 41: Kids&Gourmet Apr 2015

38

NİSAN 2015SAYI 21

davranıp keşfetmeleri gerekir yetenekleri ve üzerinde durup gelişmesini sağlamaları, ileride duyulacak pişmanlıkların önüne geçer. Bir kaç ders aldırmak, en azından çocuğun yeteneğinin ölçülmesine fırsat vermek iyi olur. Müzik, onun ruhsal dengesine yardım edecek aynı zamanda zenginlik katacaktır. Sanat danışmanlığını üstlendiğiniz Gümüşlük Klasik Müzik Festivali ve Yaz Müzik Okulunda genç sanatçıların eğitimine katkıda bulunuyorsunuz. Ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz burada? Gümüşlük 12. yaşına giriyor bu sene. Eren Levendoğlu ile başlattığımız bu Festival ve Yaz Müzik Akademisi her sene yaz boyunca dünyanın dört bir yanından gelen üstün sanatçıların verdikleri

konserler ve Masterclass'lar ile âdeta bir müzik cenneti yaşatıyor katılanlara. Her ne kadar ilkel şartlarda, örneğin plajda çadır altında (!) yapılsa da dersler, unutulmaz çalışmalarla çok verimli sonuçlar alıyor genç müzisyenler. Burada farklı ülkelerden farklı görüş açıları, teknikler ile tanışma fırsatı buluyorlar. Ben de çok severek saatlerce çalışıyorum, dersler veriyorum genç yeteneklerimize. Birbirlerinin derslerini de dinlerken çok şey öğrenebiliyorlar. Öğrenciler burada, çok önemli isimlerle çalışma fırsatı bulabiliyor. Belki de 3-4 hoca ile çalışma fırsatı bulabildikleri yegâne yer Gümüşlük. Geçtiğimiz yıl Fazıl Say ile de çalıştılar bestecilik ve eser analizi üzerine. Onunla böyle yakın olup çalışma fırsatı bulabildikleri başka bir yer olduğunu sanmıyorum, çok şanslılar. Öğrencilere konser verme fırsatı da veriyoruz. Bir veya iki kez sahneye çıkma şansları oluyor. O da bambaşka bir tecrübe. Sahne tozunu solumak, o heyecanı yaşamak çok şeyler kazandırıyor müzisyenlere.Yaş sınırını 13 olarak belirledik. 13 yaş üstü gençler katılabiliyorlar yaz okuluna, Web sitemiz: www.gumuslukfestival.org

Müzik konusunda genel yetenek ve ilginin dışında “deha” seviyesinde olan çocukların ortak gösterdikleri özellikler var mı sizce? Böyle bir gözleminiz oldu mu hiç?Genelde bu tür deha seviyesinde çocuklar müziği öğreniyor değil de bildiğini hatırlar gibi oluyorlar. Son derece doğal bir şekilde az bir çalışmayla da olsa büyük bir olgunlukla yaklaşabiliyorlar eserlere.

Onunla beraber bu dünyaya gelmişçesine müziği hissedip, hissettirebiliyorlar. Tabii öğrenme hızları da çok yüksek oluyor ve zahmetsizce öğreniyorlar. Müzik yeteneği ve sevgisi olan bir çocuk sizce nasıl bir eğitim almalı ve yol izlemeli? Öncelikle yatkın olduğu müzik aletinin bulunması gerekiyor. Sıkmadan, zevkli şekilde

Fotoğraf Oğuz Altınbaş

Page 42: Kids&Gourmet Apr 2015

39

RÖPORTAJ

çalışmasını sağlamalı ve her yaptığı ilerleme takdir görmeli. İleride daha güzel yerlere geldiğinde çalışmalarının faydasını göreceğine inandırılmalı ki bu, gerçekten zahmetli bir emekleme dönemi atlatana kadar ihtiyaç duyulan bir inanç. Antrenman yapmadan maça çıkılamayacağı gibi teknik beceri olmadan müzik yapılamaz piyanoda da. Şu an konservatuvarda olan gençlere tavsiyeleriniz var mı?Her öğrencinin hayalinde solist olmak yatıyor. Oysa konservatuvar mezunlarının pek çoğu bu hayali gerçekleştiremiyor ve mutsuz oluyorlar. Bence müziği her şekilde yaşayabilmek ve ona kendini adamış olmak bir ayrıcalıktır ve bu bile kendi başına hayat boyu mutlu olmak için yeterli bir nedendir.

Kendini göstermek için bir amaç olarak görülmediği sürece müzik insanı en ulvi duygularla besleyen mucizevi bir dünyadır. Ona verilen emeği en güzel şekilde ödüllendirendir müzik.

Bunu göz önünde bulundurarak her tür yanlış hırstan uzak kendilerini müziğe hizmet etmek üzere çalışmaya ve müziğe adamalarını tavsiye ederim.

Yoğun temponuz arasında torunlarınıza vakit ayırabiliyor musunuz? Birlikte yapmaktan keyif aldığınız şeyler neler?Ah en can alıcı yarama parmak bastınız. Gönlümde onlarla 24 saat vakit geçirmek yatıyor ama ancak kısıtlı sürelerde beraber olabiliyoruz. Hep kursağımda kalıyor kucaklaşmalarımız ayrılık zamanı geldiğinde.

Üç torunum var. Efe 11 yaşında, annesi ile Antalya'da yaşıyor, Bora 6 ve Lila 3,5 yaşında, Ankara'dalar.

Her anının kıymetini bilerek başka hiç bir şeyle ilgilenmeden zaman geçiriyorum, sohbet ediyorum, oyun oynuyorum onlarla. Bazen kendi uydurduğum masallar anlatıyorum, çok hoşlanıyorlar. Bir daha anlat deyince hatırlamıyorum uydurduğum için, başka bir masal uyduruyorum. Ama onlar hatırlıyorlar, “Hani o üç kulaklı cüceyi anlat.” diyorlar. Çocuk dünyası çok harika. Onlar geleceğin sahipleri. Her şeyi onların güzel yetişmesi ve mutlu olmaları için yapmalıyız elimizden geldiğince.Torun sevgisi de gerçekten farklı, çok güzel bir duygu. Anlatılmaz yaşanır diyeyim.

Fotoğraf Oğuz Sağdıç

Page 43: Kids&Gourmet Apr 2015

40

NİSAN 2015SAYI 21

Page 44: Kids&Gourmet Apr 2015

41

PSİKOLOJİ

Uzm.Psk.Seniha Naşit Gürçağ Kimdir?2007 yılında Girne Amerikan Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nden mezun olmuş ve aynı üniversitede Danışmanlık Psikolojisi yüksek lisans programını tamamlamıştır (2013). Yüksek lisans tezini okul öncesi çocukların kaygı düzeyleri ile anne baba tutumları arasındaki ilişki üzerine yapmıştır. Yüksek lisans stajını Davranış Bilimleri Enstitüsü çocuk bölümünde yapmıştır. 2008 yılında Nişantaşı V.K.V Amerikan Hastanesi Çocuk Kliniği’nde gelişimsel değerlendirme, çocuk ve aile problemleri üzerine gönüllü staj yapmıştır. Aynı yıl Davranış Bilimleri Enstitüsü çocuk ve gençlik psikolojisi staj programını tamamlamıştır.

Girne Amerikan Okullar Grubu İlkokulu’nda okul psikoloğu olarak çalışmıştır (2008-2009). Girne Amerikan Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nde gelişim psikolojisi, okul öncesi eğitim bölümünde çocuk psikopatolojisi ve etkili iletişim derslerinin okutmanlığını yapmıştır (2009-2010). Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde çeşitli okul öncesi eğitim kurumlarında okul ve aile danışmanı olarak çalışmıştır.

Türk Psikologlar Derneği‘nde çocuk değerlendirme paketi, Denver II Gelişimsel Değerlendirme Testi, WISC-R Çocuklar için Zeka Testi eğitimlerini tamamlamıştır. Psikoloji İstanbul’un “Bryon & Carol Norton Deneyimsel Oyun Terapisi” eğitimine katılmıştır. İlişki Psikoterapileri Enstitüsü’nden EFTA onaylı “Çift ve Aile Terapisi” eğitimini ve Filial Terapist Filiz Çetin’den “Family Enhancement” onaylı “Yönlendirilmemiş Oyun Terapisi ve Filial Terapi” eğitimini tamamlamıştır.Sistemik psikoterapi yönelimiyle; çocuk & aile danışmanlığı ve çift danışmanlığı üzerine çalışmaktadır.

Türk Psikologlar Derneği ve KKTC’deki Bağımsız Psikologlar İnisiyatifi üyesi olan Seniha Naşit Gürçağ, aynı zamanda “Çift ve Aile Terapileri Derneği-ÇATED” Çocuk platformu komite üyesidir.

Uzman Danışman Psikolog Seniha Naşit GÜRÇAĞÇINAR PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK MERKEZİwww.cinarpsikoterapi.com

ÇOCUKLARDA TİK PROBLEMLERİ

Page 45: Kids&Gourmet Apr 2015

42

NİSAN 2015SAYI 21

Bireylere uzun süre eşlik edecek davranışlara dönüşebilen tikler, oldukça rahatsız edici ve zorlayıcı bir problemdir. Hem yetişkinlerde hem de çocuklarda görülebilen tik problemleri, özellikle çocukların sosyal hayatlarını sekteye uğratabilen, göz ardı edilmemesi gereken önemli bir sorundur.

Tikler, vüducumuzdaki kasların hızlı, tekrarlayan ve istemsiz bir şekilde aniden kasılmasıdır. Nedeni tam olarak bilinmeyen tik problemlerinin genetik ve çevresel faktörlerden etkilendiği düşünülmektedir. Çocuklarda 2-13 yaş aralığında ortaya çıkabilen bu problem en sık 7-11 yaş aralığında görülmektedir.

Ses çıkarmamıza yarayan kas grubunda oluşan tikler vokal tiklerdir. Öksürme, boğaz temizleme, küfür etme, beddua etme vb.. Şekillerde görülebilirler.

Vücudumuzun diğer kas gruplarında oluşan tikler ise, motor tiklerdir.

Göz kırpma, omuz silkme, yüzünü buruşturma, çevredeki insanlara veya eyalara dokunma vb… Karmaşık şekillerde ortaya çıkabilir.

Tourrete Sendromu, ise motor ve vokal tiklerin bir

yıldan uzun bir süre bir arada yaşandığı durumdur. Hemen her gün, gün içinde birçok kez tekrarlanabilirler. Nörobiyolojik temelleri vardır.

Psikolojik nedenlerle ortaya çıkan çocukluk dönemi tiklerinin oluşmasında aile içi huzursuzluklar, özgüven eksikliği, baskıcı veya eleştirel aile tutumu, boşanma, kayıp, kaza gibi travmatik yaşantılar etkili olmaktadır.

Tik problemi yaşayan çocuklarda alay edilme korkusuyla sosyal ortamlardan geri çekilme, depresyon, kaygı, okul başarında düşme gibi sorunlar yaşanabilir.

Anne babaların çocuklarının bu sorunla başa çıkabilmeleri için dikkatli ve destekleyici olmaları önemlidir.

• Çocuğunuzun bunu istem dışı yaptığını unutmayın!• Çocuğunuzu sürekli uyarmaktan kaçının. • Azarlamayın, kızmayın.• Ne sıklıkta yaşandığını gözlemlemeye çalışın.• Hangi durumlarda veya hangi ortamlarda arttığına dikkat edin.

Tik problemleri bir süre sonra kendiliğinden ortadan kalkmaz.

Çocukların benlik algısını olumsuz yönde etkileyen bu sorunu çözebilmek için çocuk doktorunuza veya bir psikoloğa danışmakta geç kalmayınız.

Mutlu bir çocukluk dileğimizle,

Page 46: Kids&Gourmet Apr 2015

43

RÖPORTAJ

Page 47: Kids&Gourmet Apr 2015

44

NİSAN 2015SAYI 21

Bilgi Üniversitesi’nde İşletme eğitimi aldıktan sonra, aile şirketinde çeşitli pazarlama pozisyonlarında görev alan. Şimdi ise “Boobo” markasını yaratan sevgili Dila Kara ile Boobo ürünleri hakkında sohbet ettik.

Serap TORUN

BOOBO, ORGANİK VE RENGÂRENK

Page 48: Kids&Gourmet Apr 2015

45

RÖPORTAJ

Boobo fikri nasıl doğdu? İsmin bir anlamı var mı? Çocuklar için üretilen kıyafetlerin birbirine benziyor olması, kızlar için pembe ve eflatun, erkekler için mavi gibi hep aynı renk tonlarında olan ve birbirine benzeyen çocuk ve bebek tasarımlarının olması beni “bu durum tüm dünyada mı böyle mi acaba?” araştırmasına itti. Araştırmam sırasında İsviçre ve Portekiz’de

üretilen çocuk tarzını başarı ile yansıtan rahat ve organik tasarımlar sunan L’asticot markası ile görüştüm. Çevremde benim gibi düşünenlerin de verdiği destekle çocuk ve bebeklerin de kendi tarzlarını oluşturacakları bir tekstil markasını hayata geçirme fikrinden hareketle Boobo markası doğdu. Marka ismini de bebeklerin ilk çıkardığı seslerden esinlenerek Boobo olarak oluşturduk.

Page 49: Kids&Gourmet Apr 2015

46

NİSAN 2015SAYI 21

Sadece organik ürünler mi var? Boobo’nun bebek ve çocuklar için tasarlanan ve www.boobo.com.tr üzerinden satışa sunulan tüm ürünlerinde yüzde yüz organik olarak yetiştirilen pamuk kullanılmaktadır. Organik tekstil ürünü ne demek, insanlar neden bu ürünü tercih etmeli? Organik pamuktan tasarlanan tekstil ürünleri nefes alan, anti alerjik ve çevre dostu yapısı ile cildin tahriş olmasını engeller, anti bakteriyeldir ve alerjik reaksiyona neden olmaz. Yetişkinlere oranla beş kat daha ince olan çocukların ciltleri çevresel etkilere de UV ışınlarına karşı da risk altında olduğu için organik tekstil ürünleri tercih edilmelidir.

Oeko-Tex Standard 100, organik tekstil GOTS ve ECOLABEL Sertifikalarına neyi ifade ediyor?Bu sertifikalar organik tekstil ürünü yapıldığını ve ürünün organik tekstil ürünü olarak nitelendirilmesini karşılayan tüm şartları yerine getirdiğini gösteren sertifikalardır. Boobo’nun tüm ürünleri yumuşacıktır,

uzun süre dayanır ve yıkaması kolaydır.

Boobo ürünlerini nasıl ve nereden satın alabiliriz?Boobo ürünlerine yalnızca www.boobo.com.tr web sitemizden ulaşabilirsiniz. Boobo olarak dönemsel

kampanyalarınız olacak mı? Boobo markası olarak kampanyaları seviyoruz;

sezon sonu ya da sezon dışı ürünlerimizin satışının dönemsel kampanyalarda arttığını söyleyebilirim. Nisan ayında da yeni sezon ürünlerimizde geçerli olmak üzere % 20-30 arasında indirim uyguladığımız bir kampanyamız var.

Page 50: Kids&Gourmet Apr 2015

47

OYUN & AKTİVİTE

ÇOCUKLAR DOĞUŞTAN BİLİM İNSANIDIR!

Page 51: Kids&Gourmet Apr 2015

48

NİSAN 2015SAYI 21

Çocuklarınızla birlikte gerçekleştireceğiniz mutfak etkinlikleriyle, bilimsel süreçlere kapınızı aralayabilirsiniz. Yemek yapmanın özü kimya kurallarına dayanır. Mutfağa girdiğimizde malzemelerin hazırlanma aşamasından, pişirme aşamasına kadar, bir kimyager gibi çalışırız. Kuru fasulye yaparken ya da kekinizi kabartmaya çalışırken acaba aranızdan kaç kişi bir kimyager gibi çalıştığının farkındadır? Mutfakta asit, baz ve çözeltilerle deneyler yaptığını, maddede meydana getirdiği değişimleri ya da enzimleri substratlarıyla tepkimeye soktuğunu fark eden kaç kişiyiz? Bu yazı dizisi sizin ve çocuğunuzun bilimsel düzeyde farkındalığınızı arttırmak için hazırlanmıştır.

Özden COŞKUNFen Bilimleri Öğretmeni/ Çikolata Tasarımcısı[email protected] - www.instagram.com/cikolatakralicesi

Page 52: Kids&Gourmet Apr 2015

49

OYUN & AKTİVİTE

Çağımızda bilim ve teknolojinin her alanında bilgi bombardımanı altında yaşıyoruz. Yaşamımızın her anında, çok fazla değişim ve gelişime tanık oluyoruz. Bu değişime ayak uydurup, bilgiyi kendi yararımıza kullanabilmemiz, toplumumuzun gelişimi için çok önemlidir. ‘Biyoteknoloji, klonlama, alternatif enerji kaynakları, nükleer enerji, biyometrik bilgilerin savaşlarda kullanılması’ gibi tartışmalı sosyobilimsel konular, toplumların varlığını sürdürebilmesi için yakın gelecekte daha da önemli hale gelecektir. Çocuklarımızı, yaşama hazırlamak ve geleceklerini korumak için, böyle tartışmalara hazır hale getirmeliyiz. Çocuklarımızı bilimsel

düşünme yollarını kullanarak, elindeki bütün veri ve argümanları eleştirel olarak değerlendirebilecek niteliklere sahip bir bilim okuryazarı olarak yetiştirmek zorundayız. Çocuklarımızda bilimsel süreç becerilerinin gelişimini desteklemek için, çocuğumuzun merak duygusu, açık fikirlilik, doğruluk gibi tutumlarını destekleyecek aktiviteler içinde olmalarını sağlamalıyız. Yaşadığımız modern çağın gereği olarak araştıran, sorgulayan, yaşamının her alanında bilimsel düşünme yöntemlerini kullanan bireyler yetiştirmek, sadece eğitim kurumlarının değil, bizim de sorumluluğumuzdur.

Daha önceki yazılarımda belirttiğim gibi ‘Çocuklar doğuştan bilim insanıdır.’ Bilimsel süreç becerilerinden biri olan ‘gözlem yapma’ becerisi biyolojik temellere dayanır. Çocuklar çevresini keşfetmek için tüm duyularını kullanır. Bilim gözlemle başlar ve gözlem yapmak ömür boyu sürer. Gözlem becerisi gelişmiş bireyler, veri toplamayı, verileri yorumlamayı

ve sonuç çıkarmayı uygun şekilde yaparlar. Yazılarımda bilimin doğası ve bilimsel süreç becerileri üzerinde durmamın sebebi, bütün çocuklarımızın bilim insanı olmasını sağlamak değil. Dünyayı algılayabilmek ve çağa ayak uydurmak için bir bilim insanının bakış açısına sahip olmak gerektiğini anlatmaya çalışıyorum. Bu köşenin isminin ‘neşeli bilim oyunları’ olduğunun farkındayım. Komplo teorilerimle, bilime bakış açınızda farkındalık yaratmaya çalışıyorum. Siz de miniklerimizin yaşamında farkındalık yaratmak isterseniz, harekete geçip bilim oyunlarına katılabilirsiniz.

Page 53: Kids&Gourmet Apr 2015

50

NİSAN 2015SAYI 21

YUMURTA AŞKINA!Bu ayın bilim oyunu, mutfağın en önemli malzemelerinden biri olan yumurtayla ilgili yapılabilecek basit deneylerden oluşuyor. Bu eğlenceli etkinlikler sayesinde çocuğunuzun yumurtayla olan ilişkisine sihirli bir dokunuş yapabilirsiniz. Yumurtayla neler yapabiliriz?

Zıplayan Yumurta (Sosyal mesaj içeriklidir)Bir adet yumurtayı sirke dolu bir kavanozunun içinde 1-2 gün bekletiniz. Bu süreçte, yumurta kabuğunun yapısında bulunan kalsiyum karbonat ile sirkenin yapısında bulunan asetik asit tepkimeye girecek ve yumurtanızın kabuğu tamamen kaybolacaktır. Yumurtanızın zıplatırken can sıkıcı bir kaza yaşamamak için, deneyinizi haşlanmış yumurtayla yapmanızı öneririm. Fakat çiğ yumurta kullanarak farklı bir deneyim yaşayabilirsiniz. Deney sonucunda kabuğu ayrılan yumurtanızı ışığa tutarak şeffaf yumurtanızı inceleyebilirsiniz.

Büyüklere notlar: Yumurta kabuğuna sertlik veren kalsiyum karbonat, sirke içinde çözünür ve kabuktan ayrılır. Bu kimyasal reaksiyon, asit içeren gıdalar ve dişlerimiz arasında da gerçekleşir. Asit içeren yiyecekler, dişlerimiz için aşındırıcı etkiye sahiptir. Deney sonrasında bu hatırlatmayı yaparak, mesajınızı araya sıkıştırabilirsiniz…

Yüzen YumurtaYumurtayı bir bardak suyun içine atarak, dibe battığını gözlemleyiniz. Yumurtamın yüzmesini nasıl sağlayabilirim? (Bir deniz simitine ne

dersiniz. Çocuklarla yaptığınız etkinlikler sırasında, konuyla ilgili olamayan nesneler kullanarak, kavramla nesne arasında çağrışım yapmalarına yardımcı olabilirsiniz.) Yumurtanızın yüzmesini sağlamak için suyun yoğunluğunu arttırmalısınız. Yumurtanız musluk suyunda yüzmez ama denize atarsanız, boğulmadığını görürsünüz. Denizi eve taşıyıp, yumurta içindeyken bardağa yavaş yavaş tuz eklerseniz, yumurtanızın yüzeye çıktığınızı gözlemlersiniz. Bardağınız uygun boyuttaysa, tekrar su ekleyerek, yumurtanızı dibe doğru gönderebilirsiniz.

Güçlü YumurtaBu etkinlik için altı bölmeli bir yumurta kutusu, 6 adet yumurta, eski gazetelere ve kalın bir mukavvaya ihtiyacınız var. Yumurtaları kutuya yerleştiriniz. 3-4 günlük gazeteleri yere koyarak, üzerine yumurta kutusunu yerleştiriniz. Onların üzerine de diğer gazeteleri ve mukavvayı koyunuz. Etkinliğin en zevkli kısmı, çocuğunuzu elinden tutarak yavaşça, tek ayağıyla yumurtaların üzerine çıkardığınız an olacaktır. Yumurtaların üzerine koyduğunuz malzemeler, ağırlığın bütün yumurtalar tarafından eşit paylaşılmasını sağlayacaktır.

Bir sihirli besin, ‘Yumurta’Beslenme uzmanları tarafından değerli bir protein kaynağı kabul edilen yumurtanın ağırlığının üçte birini sarı kısmı, üçte ikisini ise yumurta beyazı oluşturur. Yumurta sarısı protein ve yağ içeriğine ek olarak A,D,E vitaminleri ve demir minerali bakımından da zengindir. Yumurta beyazının büyük bir kısmı sudan oluşur. Ayrıca, yumurta beyazında farklı oranlarda 7 farklı protein bulunmaktadır.

Page 54: Kids&Gourmet Apr 2015
Page 55: Kids&Gourmet Apr 2015

NİSAN2015YEMEK TARİFLERİ

Page 56: Kids&Gourmet Apr 2015

Meyve & Sebze Takvimi

CAN ERİK

ÇAĞLA

ÇİLEK

ELMA

İNCİR

KARPUZ

KAVUN

KAYISI

KESTANE

KİRAZ

MANDALİNA

MUZ

MÜRDÜM ERİĞİ

NAR

PORTAKAL

ŞEFTALİ

ÜZÜM

VİŞNE

ARALIK

OCAK

ŞUBAT

MART

NİSAN

MAYIS

HAZİRAN

TEMMUZ

AĞUSTOS

EYLÜL

EKİM

KASIM

Page 57: Kids&Gourmet Apr 2015

BAKLA

BALKABAĞI

BAMYA

BEZELYE

BÖRÜLCE

BROKOLİ

DOLMA BİBER

DOMATES

ENGİNAR

HAVUÇ

ISPANAK

KABAK

KARNABAHAR

KEREVİZ

KIRMIZI BİBER

LAHANA

MARUL

PANCAR

PATLICAN

PAZI

PIRASA

SALATALIK

SEMİZOTU

T. BARBUNYA

TURP

YEŞİL BİBER

ARALIK

OCAK

ŞUBAT

MART

NİSAN

MAYIS

HAZİRAN

TEMMUZ

AĞUSTOS

EYLÜL

EKİM

KASIM

Page 58: Kids&Gourmet Apr 2015

55

Malzemeler1 Su bardağı tuzsuz lor peyniri ½ su bardağı süt

HazırlanışıLor peyniri ve süt karıştırıcıya koyularak iyice karıştırılır.

Çeşitleme: Bu karışıma zevkinize göre meyve püresi, bal veya pekmez ilave edebilirsiniz.

Malzemeler250 gr. Labne peynir1 tatlı kaşığı kaşığı tereyağı2 tatlı kaşığı bal

HazırlanışıLabne peyniri, tereyağı ve bal ile rondoda karıştırılır. Bu tarifte bal kullanmak istemezseniz yerine meyve kullanabilir böylelikle renkli kremalar elde edebilirsiniz. Kahvaltı da değişik bir seçenek olabileceği gibi tatlı, kek ve pastalarda krema yerine kullanabilirsiniz.

Krema torbası kullanarak değişik şekillerde tabağa veya kek üzerine sıkarak çocuğunuzun ilgisini çekebilirsiniz.

LORLU SÜRME (1 yaş ve sonrası)

LABNELİ KREMA (1 yaş ve sonrası)

YEMEK TARİFLERİ

Page 59: Kids&Gourmet Apr 2015

56

Dr. Enver Mahir Gülcan’ın notu:Peynir biz Türklerin hayatından hiç bir şekilde çıkaramayacağı, besin değeri çok yüksek bir gıdadır her zaman. Bu nedenle de çocuklarımıza daha 6 aylıkken ek gıda başlarken ilk tattırdığımız yiyeceklerdendir. Peynir, kelimesi modern Türkçe'ye Farsça sütten yapılmış manasına gelen panīr kelimesinden geçmiştir. Peynir hem kalsiyum, hem protein açısından zengindir. Peynirlerin genel olarak 6-8 °C’lik sıcaklıklarda kapalı bir kap içerisinde saklanması gerekir.

Peynirin sindirimi süte nazaran daha kolaydır. Enerji değeri yüksek, protein, kalsiyum ve B2 vitamini yönünden zengin bir gıdadır.

Çiğ sütten yapılan peynirlerden Brucella ve Listeria gibi enfeksiyonlar bulaşabilir. Ayrıca akut barsak enfeksiyonlarının gelişmesi mümkündür. Tansiyon hastalarının, böbrek yetmezliği gibi sorunları olan hastaların ve küçük çocukların tuzlu peynir yemesi önerilmez. Peynirin tuzu suda bekletilerek azaltılmalıdır veya tuzsuz, tuzu az peynirler tercih edilmelidir.

Devamı bir sonraki peynirli tarifte

NİSAN 2015SAYI 21

Page 60: Kids&Gourmet Apr 2015

57

LABNELİ FINDIK EZMESİ (2 yaş ve sonrası)

YEMEK TARİFLERİ

Page 61: Kids&Gourmet Apr 2015

58

Laktoz intoleransı olanlar süt ile yapılmasına rağmen çoğu zaman peynir yiyebilmektedir. Yine de küçük parçalar halinde kontrollü verilerek denenmesinde fayda vardır. Yağsız beyaz peynir ya da lor en az kalori ve yağa sahip olduğundan tercih edilebilir. Rokfor peyniri penisiline alerjisi olan kişilerde reaksiyona sebep olabilir.

Çocuğun peynir yemesi içindeki kalsiyum ve proteini alması bakımından önemlidir. Ama ısrarla peynir yemeyen bir çocuğa peynir yediremedim diye karalar bağlamanıza lüzum yoktur. Bazen çocukların besinlere alışması 6 ay hatta 1 yıl sürebilir. Bazen de 6 ay önce ağzına sürmediği bir gıdayı 6 ay sonra “benim en sevdiğim yiyecek bu” diye yediğini görebilirsiniz. Sakin ve sabırlı olmanızı önerim. Ayrıca her çocuk her şeyi yiyecek diye de bir kural yoktur. Peynir yemediği dönemde kalsiyum ve protein ihtiyacını çocuk başka gıdalardan alıyorsa ne kendinizi yorun ne de çocuğunuzu strese sokun. Zaman içinde aralıklı olarak peynir yedirmeyi tekrar denemekten vazgeçmeyin ama çocuğu da zorlayarak o besinden iyice uzaklaştırmayın.

Malzemeler1 çorba kaşığı Labne1 avuç fındık veya badem2 çorba kaşığı keçiboynuzu tozu (kakao yerine)1 çorba kaşığı bal

Not: Burada verilen miktarları arzunuza göre değiştirebilirsiniz.

HazırlanışıYemişler rondoda toz haline getirilir, bir tavaya koyularak 2 dakika kadar orta ateşte karıştırılarak pişirilir. Yanmamasına ve renk değişimi olmamasına dikkat edilmelidir. Ocaktan aldıktan sonra tüm malzeme karıştırılır. Tam buğday unlu ekmeğe sürerek sunabilirsiniz.

NİSAN 2015SAYI 21

Bir önceki peynirli tariften devam...

Page 62: Kids&Gourmet Apr 2015

59

BALIK ÇORBASI(9 ay ve sonrası)

YEMEK TARİFLERİ

Page 63: Kids&Gourmet Apr 2015

60

Dr. Enver Mahir Gülcan’ın notu:Herkesin bildiği gibi balık yüksek oranda omega 3 yağı içerir. Önemli miktarda A, B2, B3, B12, D ve E vitaminleri ve folik asit, fosfor, kalsiyum, sodyum, selenyum bulundurur. Bol miktarda protein barındırır. Çocukların beslenmesinde balığın önemi büyüktür. Özellikle küçük çocukların sinir sisteminin gelişmesinde faydaları vardır. Alerji yapabileceği için 9 aydan hatta bazı durumlarda 1 yaştan sonra önermekteyiz.

Malzemeler100 gr. somon balığı ( levrek de olabilir)½ kuru soğan3-4 dal maydanoz1 çay bardağı pirinç1 çorba kaşığı sızma zeytinyağı

HazırlanışıBaşka bir tencereye küp küp doğranmış kuru soğan ve zeytinyağı koyularak orta ateşte soğanlar hafif şeffaflaşana dek pişirilir. İçine balık ilave edilir. Karıştırarak 1-2 dakika daha pişirilir. Ardından 4 su bardağı su ile birlikte pirinç ilave edilir. Çorba kaynamaya başladıktan 2-3 dakika sonra ocaktan alınarak içerisine doğranmış maydanoz ilave edilir. Küçük çocuklar için (1-2 yaş) çorbayı blanderdan geçirebilirsiniz. İçinde hem büyük parça balık hem de pirinç kalırsa bebeklere fazla parçalı gelir. Blander işlemini çok pürüzsüz olana kadar uygulamak yerine biraz pütür bırakmanızı öneririz.

NİSAN 2015SAYI 21

Page 64: Kids&Gourmet Apr 2015

61

EXECUTIVE CHEF AYŞE DİNLER

Page 65: Kids&Gourmet Apr 2015

62

NİSAN 2015SAYI 21

Baharın kendini göstermeye başladığı bu günlerde beslenme çantaları, piknikler için keyifli ve değişik tariflerimi sizlerle paylaşmak istedim.

Tüm çocukların ve çocuk kalanların “Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı” kutlu olsun.

Sevgiler...Executive Chef Ayşe Nil [email protected]

Page 66: Kids&Gourmet Apr 2015

63

ISPANAKLI VE BEYAZ PEYNİRLİ MUFFİNLER (1 yaş ve sonrası)

EXECUTIVE CHEF AYŞE DİNLER

Page 67: Kids&Gourmet Apr 2015

64

ISPANAKLI VE BEYAZ PEYNİRLİ MUFFİNLER (1 yaş ve sonrası)

Malzemeler1 demet körpe ıspanak (kök ve sapları ayıklanıp, yıkandıktan sonra haşlanıp süzülmüş)1/2 bardak yoğurt1/2 bardak parçalanmış beyaz peynir1/2 bardak rendelenmiş kaşar peyniri1/2 bardak zeytinyağı2 adet yumurta1 paket kabartma tozu2,5 bardak un1 tutam taze rendelenmiş muskat

HazırlanışıFırını 180 derece ısıtılır. Ayıklanıp iyice yıkanmış, haşlanıp süzülmüş ıspanak ve yoğurt blenderdan geçirilerek püre haline getirilir. Kabartma tozu hariç tüm kuru malzemeler karıştırılır.Yumurta ve yoğurtlu ıspanak karıştırılır. Kuru malzemeler ve zeytinyağı eklenip karıştırmaya devam edilir. Kabartma tozu eklenir ve tekrar karıştırılır. En son peynirler ilave edilir spatula ile karıştırılır.

Pişirme süresi Muffin kaplarınızın büyüklüğüne göre değişebilir. Eğer küçük boy muffinler yaptıysanız 12-15 dak, standart boyuttaysa 18-22 dakika içinde pişecektir.Piştikten sonra soğumaya bırakıp arzu ederseniz üzerlerini labne peyniri ve süzme yoğurdu karıştırıp süsleyebilirsiniz.

Dr. Enver Mahir Gülcan’ın notuİşte çocuğa peynir yedirmenin bir başka yolu. İçinde sebze var, peynir bolca var, yumurta var. Yani bu protein, kalsiyum, vitamin demek. Aynı zamanda karbonhidrat da içeren bu tarif iyi bir ara öğün olabilir. Çocukların okul çantalarına koyulabilir. Unlu gıdalarda dozu fazla kaçırmayın ara öğünde 1 tane muffin yemesi yeterlidir.

Tabii burada sebzenin besin değeri pişirme şekli nedeniyle oldukça azalıyor ama bol şekerli, kekeler, yağlı börekler yerine iyi bir alternatif. Sebzeyi pişirmenin en iyi yolu bukarda pişirme şeklidir. En az vitamin kaybı buharda pişirme sırasında olur.

Çocukları küçük yaştan itibaren buharda pişirilmiş sebze yemeye alıştıran aileleri kutlamak lazım.

NİSAN 2015SAYI 21

Page 68: Kids&Gourmet Apr 2015

65

KAYMAKLI SANDVİÇ EKMEKLERİ (1 yaş ve sonrası)

EXECUTIVE CHEF AYŞE DİNLER

Page 69: Kids&Gourmet Apr 2015

66

NİSAN 2015SAYI 21

Malzemeler

2,5 bardak un2 tatlı kaşığı kuru maya1 adet yumurta3 çorba kaşığı su2 çorba kaşığı kaymak ve 3 çorba kaşığı süt (birlikte çırpılarak pürüzsüz hale getirilmiş)

HazırlanışıTüm kuru malzemeler karıştırılır. Sıvı malzemelerin tamamı oda sıcaklığında olmalıdır. Bu mayanın çalışması için çok önemli. Kaymak ve süt karıştırılarak pürüzsüz hale gelmiş olmalıdır. Diğer malzemeler eklenir yaklaşık 8-10 dakika kadar yoğurulur. Hamurun üzerini örtülür hamur 2 katına çıkıncaya kadar mayalanması beklenir. İlk kez ekmek yapanlara bilgi olması açısından, hamurun 2 saat kadar bekletilmesi yeterli olacaktır.

2 saat sonra hamur 12 eşit parçaya bölünür. Eller sıvıyağ ile yağlanıp hamur parçaları yuvarlanır. Fırın kâğıdı serilmiş tepsiye aralıklı olarak bu parçalar yerleştirilir ve üzerleri kapatılıp bir saat daha mayalanması beklenir.1 saatin sonunda mayalanan eklerin üzerine zarifçe yumurta sarısı sürülür ve 180 derce ısıtılmış fırında üzerleri kızarıncaya kadar yaklaşık 18-20 dakika pişirilir.

Dr. Enver Mahir Gülcan’ın notuŞefimiz burada hazır krema kullanmamak için bildiğimiz kaymak kullanarak ekmekleri hazırlamış.iyi bir yöntem. Çorbalara krema yerine süt koymak, ekmeği krema yerine kaymakla yapmak değişik bir fikir olmuş. Sonuçta endüstriyel bir malzeme kullanmamış oluyorsunuz. Ama yine de yağ miktarına dikkat. Ürün endüstriyel olmasa da kaymak yağ demektir. Dozu kaçırmayalım.

Page 70: Kids&Gourmet Apr 2015

67

TAVUKLU KÖZ BİBER SOSLU SANDVİÇLER (4 yaş ve sonrası)

EXECUTIVE CHEF AYŞE DİNLER

Page 71: Kids&Gourmet Apr 2015

68

NİSAN 2015SAYI 21

Malzemeler

Köz biber sosu için:2 adet közlenmiş biber3 çorba kaşığı labne peyniri1 tatlı kaşığı zeytinyağıDövülmüş tavukgöğsü parçaları Kekik - tatlı toz kırmızıbiber2 çorba kaşığı zeytinyağı

HazırlanışıKözlenip ayıklanan ve çekirdekleri çıkartılan kapya biberleri, peynir ve yağ ekleyerek blenderdan geçirilir.

Tavuk parçalarını tatlı toz kırmızıbiber ile karıştırılır. Tavada pişirdiğiniz tavuk parçalarını ocaktan almadan kısa süre önce kekik ilave edilir. Karıştırılarak birkaç dakika daha pişirilen tavuk kaymaklı sandviç ekmeklerinin içine yerleştirip, köz biber sosu eklenerek servis edilir.

Dr. Enver Mahir Gülcan’ın notuTavuk önemli bir hayvansal protein kaynağıdır. Çocuk beslenmesinde kırmızı et gibi beyaz et de bulunmalıdır. Tavuk konusunda eğer mümkünse organik olanını tercih etmeniz daha iyi olacaktır. Kapya biber C vitamini bakımından oldukça zengindir. C vitaminini kaybetmemesi açısından kısa sürede besinin yenmesini öneririm. Çocuklara mümkün mertebe bekletilmemiş, taze yemekler yediriniz.

Page 72: Kids&Gourmet Apr 2015

69

BLOG YEMEK YAZARI TUĞBA ESENTEPE

Tuğba

Page 73: Kids&Gourmet Apr 2015

70

Sevgili okuyucular merhaba;

İki kız çocuğu olan, sosyal mi sosyal, detaycı mı detaycı olan bir yemek yapma aşığıyım. Hazır gıda düşmanı, özellikle yemek tariflerini okumayı, araştırmayı, yeni tarifler yaratmayı çok seven ve her yeni öğrendiği tarifi ev halkına yapıp yediren genç bir anneyim.

Bu misyonumun yanında; eski bir yemek dergisi yazarı, yeni bir gastronomi sayfası yazarı, yemek workshoplarının aşığı, yani kısacası yemek ile ilgili olan her şeyin içerisinde olan bir anneyim. Sizlere bu sayfada her ay hafif, pratik, çalışan anneleri de düşünerek hazırlanabilecek leziz mi leziz, sağlık dolu tarifleri deneyecek ve paylaşacağım.

NİSAN 2015SAYI 21

Esentepe

[email protected]

Page 74: Kids&Gourmet Apr 2015

71

BLOG YEMEK YAZARI TUĞBA ESENTEPE

MERCİMEK KÖFTESİ (2 yaş ve sonrası)

Page 75: Kids&Gourmet Apr 2015

72

NİSAN 2015SAYI 21

Malzemeler1 su bardağı kırmızı mercimek1 adet kuru soğan2 çorba kaşığı biber salçası1/2 çay bardağı zeytinyağıTaze soğan1/2 çay bardağı ince bulgur

HazırlanışıMercimek yıkanıp, haşlanır.Haşlama suyu tam çekmeden, yıkanmış ince bulgur ilave edilir ve şişmesi beklenir.Soğan küp küp doğranır ve zeytinyağında biber salçası ile bir süre pişirilir.

Taze soğan ince ince kıyılır. Tüm karışım güzelce harmanlanır. İstenilen şekilde yeşillik ile servis edilir.

Dr. Mahir Gülcan’ın notu:Mercimek, tam bir vitamin ve besin deposu. Yüksek lif içeriğiyle kabızlığa iyi gelir ve kalın bağırsakların çalışmasını düzene sokar. Mercimek, içerdiği yüksek orandaki demir ve folik asit sayesinde kansızlığı olan ya da kansızlık riski olan çocuklarınız için çok faydalıdır. Mercimek köftesi de bulgur ve mercimek içeriği ile tam bir lif deposudur. Çocuğunuzun kabızlık yaşadığı günlerde imdadınıza yetişebilir. Soğan, bulgur, mercimek gaz yapıcı besinler olduğundan 1 yaş üzeri hatta damak tadı anlamında düşündüğümüzde 2 yaş sonrası çocuklara yedirmek daha iyi olabilir. İçerik anlamında 1 yaş üzeri çocuğun yemesinde bir sakınca yoktur. Tek sorun bu denli soğanlı bir yemeği sevmeyebilir. Mercimek ayrıca kandaki kötü kolesterol düzeyini düşürür. Yüksek oranda lif içermesi nedeniyle mercimek, insülin ve kan şekerini düşürerek şeker hastalarının kan şekerini düzenler.

Page 76: Kids&Gourmet Apr 2015

73

BLOG YEMEK YAZARI TUĞBA ESENTEPE

YEŞİL KEK (1 yaş ve sonrası)

Page 77: Kids&Gourmet Apr 2015

74

NİSAN 2015SAYI 21

Malzemeler3 adet patates2 adet yumurta 1 bağ fesleğen1/4 çay bardağı zeytinyağı10 dal taze nane10 dal semizotu1/2 paket kabartma tozuKaşar peynir, ezine peyniriÇörek otu

HazırlanışıPatatesler haşlanır ve ezilir. Nane, fesleğen ve semizotu zeytinyağı ile püre haline getirilir.Yumurtalar çırpılır. Patateslerin üzerine ezilmiş yeşillikler, yumurta, kabartma tozu, peynir rende ve küp küp kesilmiş peynirler de ilave edilir. Çörek otu da serpilerek, muffin kalıplarında 180 C fırında 20-25 dak pişirilir.

Dr. Mahir Gülcan’ın notu:Hem sebzeli hem de lezzetli görünüyor. Oldukça besleyici. Sebzeyi ne yapsam da yedirsem diyen anneler için iyi bir alternatif olabilir. Çocuklar her zaman sebzeyi sade haliyle yemek istemeyebilirler. Bu tip yöntemler zaman zaman kurtarıcı olmaktadır. Bu keki yaparken aynı gün bitecek kadar yapmanız daha sağlıklı olacaktır. İçinde yeşil yapraklı sebzeler olan yemekleri ertesi gün çocuğunuza bekleterek yedirmemeye özen gösterin. Bu arada semizotu folik asit açısından oldukça zengindir. Burada az miktarda kullanılmış ama sulu yemeğini yapıp yedirmenizi de öneririm. Mümkünse de çiğ salatası veya buharda pişmiş hali en faydalı olanıdır. Kek içinde kullanılan peynirin de özellikle küçük çocuklara yedirecekseniz suda bekleterek tuzunu azaltmanız iyi olur.

Page 78: Kids&Gourmet Apr 2015

75

ANNELERDEN - NURGÜL DEMİR GÜZEL

Nurgül Demir GüzelAnne ve Blogger / www.bebegimalerji.wordpress.com

Page 79: Kids&Gourmet Apr 2015

76

NİSAN 2015SAYI 21

Page 80: Kids&Gourmet Apr 2015

77

ANNELERDEN - NURGÜL DEMİR GÜZEL

BADEM SÜTÜ veBADEM SÜTLÜ SMOOTHİE(2 yaş ve sonrası)

Page 81: Kids&Gourmet Apr 2015

78

NİSAN 2015SAYI 21

BADEM SÜTÜ Malzemeler1 su bardağı badem ( kabuklarından ayrılmış ve kavrulmamış çiğ badem)3 su bardağı içme suyuTemiz tülbent veya French press kahve süzgeci ( süzmek için )

HazırlanışıBadem sütü marketlerde hazır olarak satılıyor ancak kızıma hazır olan dokunduğu için ev yapımı kullanıyorum. Bu sebeple, paketli gıdadan önce her ürünün ev yapımını kullanmaya özen gösteriyorum. Ev yapımı kabuksuz hazırlanan badem sütünün tadı da yağsız inek sütüne benziyor. O anlamda damak zevki inek sütüne alışkın olan bireyler için inek sütü alerjisinde ev yapımı badem sütü kullanılabiliyor. Böylelikle yaşamında bir kayıp hissi yaşamayan kişi psikolojik olarak rahatlıyor.

Bademler üzerini geçecek kadar içme suyunun içinde en az 8 saat bekletilir. Bu aşamayı ben geceden ıslatıp sabaha kadar bekletme şeklinde kullanıyorum. Suda beklemiş bademler süzülür ve suyu atılır. Bademler bir süzgece alınır ve üzerine bir bardak sıcak su gezdirilir. Bu sıcak su, bademin kabuklarının çabuk ayrılmasını sağlayacaktır. Ardından bademi kabuklarından ayırın. Kabuklarından ayrılmış badem robotun parçalayıcı kısmına yerleştirilir ve üzerine 3 su bardağı içme suyu eklenir. Parçalayıcı çalıştırılır. Birkaç dakika içinde koyu ve pürüzsüz kıvam alıncaya kadar robotta bademler parçalanır. Köpüklü ve kremamsı bir doku elde edeceksiniz. Ardından badem posasını sütünden ayırmak için çok ince olan bir elek veya temiz bir tülbent kullanabilirsiniz. Posasından ayrılan badem sütünüz direk içmeye veya kullanmaya hazır durumdadır.

Not: Badem sütü ile dondurma yapmak isteyenler bir su bardağı bademe, 2 su bardağı içme suyu kullanabilirler. Böylelikle daha kıvamlı olan badem sütü dondurmada lezzetini daha yoğun hissettirecektir.

BADEM SÜTLÜ SMOOTHİE Malzemeler1 su bardağı badem sütü Yarım muz ( dilimlenmiş ve derin dondurucuda en az bir gün bekletilmiş )Vanilya ( tercihen )

HazırlanışıSmoothie yapımının püf noktası mutlaka dondurulmuş muz. Eğer ki çilekli smoothie yapmak istersek aynı dilimlenmiş ve dondurulmuş muz dilimlerini badem sütüne katmak ve yanına çilek eklemek gerekiyor. Muz smoothie nin yoğun dokusunu sağlayan yegâne araç. Muz olmazsa eğer sadece çilekli süt gibi oluyor.

Malzemeler parçalayıcı bir robota yerleştirilir ve hepsi pürüzsüz oluncaya kadar karıştırılır . Muzlar mutlaka dondurulmuş olmalı. Taze muz ile yaparsanız eğer smoothienin rengi kararmış muz renginde oluyor. Bu nedenle kremamsı ve bembeyaz bir smoothie yapımının püf noktası dondurulmuş muz oluyor.

Page 82: Kids&Gourmet Apr 2015

79

ANNELERDEN - NURGÜL DEMİR GÜZEL

BADEM SÜTLÜ MUZLU DONDURMA (2 yaş ve sonrası)

Page 83: Kids&Gourmet Apr 2015

80

NİSAN 2015SAYI 21

Malzemeler2 çay bardağı Badem sütü 3 adet muz2 yemek kaşığı balVanilya ( tercihen )

HazırlanışıMuzları bir gün önceden soyup küçük parçalara ayırıp buzdolabı poşetinde derin dondurucuya koyalım. Böylece muzlar donmuş olarak robotta çekildiğinde kararma yapmamış olacak. Dondurucuda bir gün bekletildikten sonra muzlar robotun parçalayıcı kısmında püre haline gelene kadar karıştırılır. Üzerine bal ilave edilir. Badem sütünü de ekledikten sonra eğer ki vanilya kokusu almak istiyorsanız karışıma en son vanilya ilave edilir. Karışım koyu bir kıvam almış olmalı. Ardından bu karışım derin dondurucuya girebilen bir dondurma kabı veya uygun başka bir kaba yerleştirilir. Dondurmanız 3-4 saat içinde donmuş olacak.

Dr. Enver Mahir Gülcan’ın notuHekiminizin önerisi doğrultusunda badem sütü içirmeye başlayınız. Alerji yapabileceği için biz 2 yaş sonrasına öneriyoruz. Günümüzde besin protein alerjileri, özellikle inek sütünün çok yaygın görüldüğünü düşünürsek hayvansal sütün yerine alternatif olarak kullanılabilmektedir. Hayvansal sütten farklı olarak badem sütü, kolesterol ve laktoz içermez.

Badem sütü özellikle vejetaryenler ile süt alerjisi olanlar tarafından tercih edilen bir içecek olmasına karşın aslında herkesin beslenmesinde yer verebileceği harika bir içecek. Badem gibi besin değeri çok yüksek bir besinden yapıldığı için oldukça faydalıdır. İnek sütü gibi içeriğinde doymuş yağ ve kolesterol yoktur. Sodyum oranı ise daha düşüktür. Badem sütünün kalorisi inek sütüne nazaran daha düşüktür. Bu özelliği de özellikle kilo problemleri olanlar çocuklarımız için onu avantajlı hale getiriyor. Üstelik lif de içeren bir içecek olarak sindirim sisteminin sağlıklı işleyişine katkıda bulunuyor. Ve özellikle kabız çocuklarımız için faydalı bir seçenek oluyor. Karbonhidrat oranı da çok düşük olması sebebiyle kan şekerinde ani yükselmeye neden olmayarak tip 2 diyabet riskini azaltıyor.

E vitamini gibi çok değerli bir antioksidan olan vitamini bolca bulunduruyor. Badem sütü, hayvansal sütler kadar olmasa da kalsiyumdan da zengin bir içecek. Üstelik kalsiyum gibi kemikler için gerekli bir diğer mineral olan fosforu da iyi miktarda bulunduruyor. Protein değeri hayvansal süte oranla düşüktür ama çok fakir olduğu söylenemez.

Page 84: Kids&Gourmet Apr 2015

81

TANITIM

BEBEKLER İLK ONA POZ VERİYOR

Page 85: Kids&Gourmet Apr 2015

82

NİSAN 2015SAYI 21

“Fotoğrafçılık mesleği aslında benim çocukluk aşkım gibiydi. Hep ulaşılmayacak gibi ama her düşündüğümde beni heyecanlandıran bir aşk. Sadece doğru zamanı kollamam gerektiğine inanıyordum. Bundan 5 sene önce ilk makinamı alarak ‘doğum fotoğrafçılığına’ kaptırdım gönlümü. Aldığım eğitimler ve iş hayatında ki tecrübelerle içimdeki fotoğraf aşkımı harmanlayıp sonunda hayâl ettiğim mesleği icra etmeye başladım” diyerek fotoğrafçılığa olan sevgisini anlatan doğum fotoğrafçısı Nimet Kentel ile sohbet ettik.

Fotoğraf çekmek neler hissettiriyor sana?Belki çok klişe olacak ama fotoğraf benim için tarif edilemez bir tutku, her şeyi unuttuğum tek an varsa deklanşör sesini duyduğum andır. Çektiğim her fotoğraf karesinde kendimi yeniliyorum, keyif alıyorum ve insanların mutluluklarına, en özel anlarına, sabırsız bekleyişlerine, acıların yerini sevinç gözyaşlarına bıraktığı o dakikalara imzamı atıyorum. Aynı şeyleri her defasında ilk kez yaşıyormuş gibi hissediyor olmama hem şaşırıyor hem de inanılmaz haz alıyorum. Sanırım beni de bu mutlu ediyor.

Profesyonelleşme serüveni nasıl başladı? Bu işe başladığım noktada aklımda her zaman resmi olarak yapmak vardı. Bunun için zaman gerekliydi ve yeterli donanım. Hiç bir zaman kâr amacı güderek iş teslimatı yapmadım ve yapmayacağımda. Bu işe gönlümü verdim tabii sadece meslek aşkı da yetmiyor. Birçok fedakârlık, emek, zaman gerekiyor. Bir şeyler vermeden başarı elde edilmiyor. Tecrübeli olmak girdiğiniz doğum sayısıyla orantılı değilmiş bunu da anladığım noktada, bu işi layığıyla yapmanın temelini de atmış oldum. Resmi olarak 1,5 yıldır kendi adıma her şeyiyle yasal olarak işlettiğim bu süreçte yoluma aynı saygı ve meslek aşkıyla devam ediyorum. Sanırım diğer türlü emek hırsızlığı olacaktı. Bu işi gerçek anlamda hakkıyla yapan arkadaşlarıma da saygısızlık olurdu.

Sadece doğum fotoğrafları mı yoksa başka içeriklerde çekimlerin de oluyor mu?Genel olarak doğum ve bebek ( gelin-damat) üzerine çekimler yapıyorum ve en çokta bu alanı seviyorum bence insan tek bir noktaya odaklandığında daha keskin başarılara imza atabilir. Bu düşünceye inanmış olmanın verdiği sonuçla fotoğrafçılığın birçok dalı olmasına rağmen yalnızca kendimi bu alanda geliştirmeye açık görüyorum. Aklıma hiç gelmedi de zaten fotoğrafçılığın diğer dallarına da el atmak. Ben durağan şeyleri çekmekten mutlu olmadığımı çok zaman önce anladım sanırım en büyük etkende bu. Yapım gereği adrenalin, heyecan ve değişken durumları, duyguları seviyorum. İnsanların tamamen en doğal, en özel anlarına şahit olmayı kendime çok daha yakın görüyorum. Duygu, benim için her zaman daha ön planda. Çektiğim karelerde hissiyat olmalı, bir şeyler anlatmalı karşı tarafa. Bu nedenle de hayatım boyunca fotoğrafçılığın başka dallarıyla ilgilenmeyeceğim.

Doğum çekimi yapmak sana neler hissettiriyor?Bir kere başlı başına özel ve mucizevi bir ana şahit oluyorsunuz, her defasında aynı işi yapıyor olsanız da karşınızda ki gözyaşları hep başka sevinçler için akıyor, kişiler değiştikçe duygularda değişiyor. Çok enteresan daha önce hiç tanımadığınız birinin acısına üzülebilirsiniz ama çok azımız başkasının mutluluğuyla mutlu olabilir. Ben bu azınlığın içinde her defasında aynı heyecan ve keyifle yer almanın muhteşem hazzını yaşıyorum. Daha da güzeli benim işim nasıl başlarsa başlasın en zoru bile olsa sonu hep mutlulukla bitiyor, bende kendime birçok mutlu anlar biriktiriyorum. Bu benim yaşantıma da fazlasıyla yansıyor, fark ediyorum. İnsan sevdiği işi yapıyorsa çalışıyor gibi hissetmezmiş ben şanslıyım, işim benim en büyük aşkım.

Yaşadığın enteresan anlar oluyor mu?Tabi ki oluyor çalıştığınız ortam daima steril ve dikkat etmeniz gereken bir çok etken ve kural var. Bunları göz ardı ettiğiniz noktada sorunlar veya

Page 86: Kids&Gourmet Apr 2015

83

TANITIM

tepkiler ortaya çıkabiliyor, hem o anda orada yokmuş gibi hem de hiç bir anı kaçırmayacak şekilde varmış gibi davranmanız gerekli. Ameliyathanede veya doğumhanede yaşanan her şey olumlu veya olumsuz orada kalır asla dışarı çıkmaz öyle durumlarda sessiz olmayı öğrendim:)şimdiye kadar olumsuz bir durum yaşamadım ama hamileliğimin 8.ayında ameliyathanede doktor beni görünce sen neden ayaktasın hala şimdi doğuma başlıyoruz demişti..:) fotoğrafçı olduğumu söylediğimde bir daha gelirsen seni almayacağım diyerek şakayla karışık uyarmıştı ki haklıydı:).

Bunların yanı sıra hiç unutmadığım anlar varsa eğer bazı babaların anneye olan destekleridir. Bir keresinde normal doğumla dünyaya gözlerini açan minik bir prensesimin babası ve annemize olan aşkı beni o kadar ağlattı ki ilk defa makinayı bırakıp o anı yaşamak istedim inanın ellerim titredi her kareyi çekişimde. Benim için unutulmazdı.

Bu konuda hastanelerde bir tekelleşme var mı? Hastanelerde ne yazık ki haksız bir rant var, zaman zaman anlaşmalı fotoğrafçılar dışında doğumhane/ameliyathane bebek odası gibi alanlara alınmadığımız oluyor, zaten bu işi yapan biri olarak hangi hastanenin hangi kuralları olduğunu biliyoruz. Üzücü de olsa daha az maliyetle nasılsa sürümden kazanırım mantığıyla bazı meslektaşlarımız emeklerimizin göz ardı edilmesine sebep oluyor. Üzüldüğüm diğer nokta ise bu işi profesyonel anlamda yapmayanları tercih etmeleri en azından buna bile dikkat edilse eminim birçok sorun ortadan kalkacak.

Bence aile, kendi fotoğrafçısını hür irade içerisinde seçebilmeli, neticede bu çok özel bir durum. Enerjisini hissetmediği veya tarzını beğenmediği biriyle çalışmak mutlu kılmayacak kimseyi. Anlaşmalı fotoğrafçısı olmasına rağmen gerçekten işine hakim insanlara bu alanlarda tolerans tanınmalı. O kadar iyi biliyorum ki sadece 1 kere doğuma girmiş hatta belki de

girmemiş ama tanıdık, torpil vs yoluyla hastane ile anlaşma sağlamış ekipmanı yetersiz, fotoğrafçılık tekniklerinden uzak çekimler yapıldığını. Ama ne yazık ki her iş alanında rekabet var. Özellikle son yıllarda eline bir tane makina alan fotoğrafçıyım diyebiliyor. Oysa doğumun mahremiyetinin farkında bile değiller.

Eğer işinizi gerçekten hissederek yapıyor ve karşı tarafa bunu hissettirebiliyorsanız, tüm iyi niyetinizin karşılığını elbet alıyorsunuz. Uzun veya kısa vadede ben bu işi hep olması gereken şekilde yapmaya çalıştım. Eksik gördüğüm her noktayı doldurmaya çalıştım ve halâ bir şeyler öğreniyorum. Algılarım hep açık sürekli araştırıyorum, biriktiriyorum ve tüm bunları uygulamalı olarak da hayata geçirdiğinizde fark edilir olmayı çoktan hak ediyorsunuz. Yapamazsın diyenlere karşı ben hep hırslı ve ısrarcı oldum. Bunun da etkisi oldukça fazla.

İnsanlar sana nasıl ulaşabilir?Şuan internet sayfamız yenilenme aşamasında o yüzden bir süre sosyal medyadan ulaşım sağlayabilirler, her zaman ulaşabilecekleri iletişim aracım;

instagram: dogumhikayesi

FacebookNimet KENTEL PHOTOGRAPHY0536 550 11 96 (7/24)0532 111 19 87 (AYŞEGÜL HANIM) (7/24)

Page 87: Kids&Gourmet Apr 2015

84

NİSAN 2015SAYI 21

Page 88: Kids&Gourmet Apr 2015

85

Dr. Arzu İlknur Özdemir Aydoğdu

ALLE Klinik Kadın Hastalıkları ve Doğum, Tüp Bebek Uzmanı

[email protected]

Page 89: Kids&Gourmet Apr 2015

86

EMBRİYO VE YUMURTA (OOSİT) DONDURMAK MÜMKÜN

NİSAN 2015SAYI 21

Embriyo nedir? Embriyo kadın ve erkek gamet hücrelerinin birleşmesi ile yani döllenme sonrası oluşan ve bölünerek gelişmesini devam ettiren insan taslağına ilk 8 haftasında verilen isimdir. Embriyo normalde vücut içinde tüplerde oluşur ve tüp içinde hareket ederek Rahim içerisine gelir ve yerleşir. Embriyonun insan vücudu dışında laboratuvar ortamında oluşturulup anne adayına nakledilmesine tüp bebek yöntemi denir.

Embriyo dondurma yöntemi nasıl bir yöntemdir?Embriyonun canlılığını koruyacak biçimde özel dondurma solüsyonları (cryoprecipitan), sıvı azot kullanılarak çok düşük ısıda hızlıca dondurulup saklanması işlemidir. Artık yönetmelik ve tıp etiği gereği tek veya en fazla 2 embriyo transferi yaptığımızda elimizde geriye arta kalan çok sayıda dondurulabilecek iyi kalitede embriyo olmaktadır.

Tüp bebekte başarıyı yükseltmek için, geriye kalan embriyoları iyi bir yöntemle dondurup, gerekirse ileride bunları çözerek kullanılma şansını hastaya vermekteyiz. Tek yumurta toplama işlemi (OPU) başına hastanın ulaşacağı toplamdaki gebelik şansını en yüksek olasılığa çıkarma şansını bize sağlamaktadır. Geride kalan embriyoların

vitrifikasyon yöntemi ile dondurulup saklanması ve eğer taze transfer ile gebelik sağlanamamış ise bunların çözünüp kullanılması hastalarımızın şansını arttırmaktadır.

Hangi durumlarda bu yöntemi hastaya öneriyorsunuz? Tüp bebek tedavisi sonrasında embriyo dondurulmasını öneriyoruz çünkü çoğul gebelikleri önlerken hastaya daha az sayıda embriyo transfer ederek taze transfer kadar gebelik oranlarını yakalama ve hastalarımızın gebelik şansını en üst düzeyde tutmaktır. Diğer embriyo dondurmasını önerdiğimiz durumlar ise; tüp bebek sırasında yumurtalıkların aşırı cevap vermesi sonrası transfer yapmanın sakıncalı olduğu, hastanın anne olmak için hazır olmayıp aşırı endişeli olduğu durumlar. Ayrıca kanser için kemoterapi görecek veya üreme organlarını etkileyecek operasyon geçirecek hastalarda fertilitelerini korumak için eğer evlilerse embriyo dondurulmasını önermekteyiz.

Bu yöntemin hastaya ve tedaviye sağladığı avantajlar neler?Embriyo dondurulması sayesinde hastalar doğurganlıklarını ve hücrelerini o yaşta dondurmuş oluyorlar, böylece hastalıkla ilişkili tedavileri, ameliyatları veya

Page 90: Kids&Gourmet Apr 2015

87

kemoterapileri bitince gebelik deneme şansları saklı kalıyor. Donmuş embriyo öncesi hazırlık, tüp bebek hazırlığına göre oldukça basit. Bu tedavide Rahim zarının yeterli kalınlıkta ve kalitede hazırlanmasını takiben embriyolar çözülerek transfer edilir. Bu hazırlama kimi zaman doğal siklus takibiyle kimi zaman da estrojen tabletleri kullanılarak yapılır. Çok daha basit, az sayıda takip gerektiren bir süreçtir.

Bebek açısından riski var mı? Dondurulmuş embriyo ve taze embriyo ile yapılan tüp bebek tedavileri arasında bir fark var mı?Embriyonun dondurulması sonrası doğan bebek açısından ekstra bir risk yoktur. Diğer bebekler gibi genlerini anne ve babasından alır ve tüm süreçleri normal yaşar. Dondurulmuş embriyonun normal embriyodan hiç farkı yoktur.

Embriyolarda olduğu gibi oositlerin yani kadın üreme hücrelerinin (yumurtalarında) dondurularak saklanması ve daha sonra çözülerek mikroenjeksiyonla döllenmesi embriyo oluşturulması mümkündür ve artık günümüzde başarı ile uygulanmaktadır.

YUMURTA (OOSİT) DONDURULMASITürkiye’de hangi tıbbi durumlarda kadınların yumurtalarını (oositler) dondurmak için başvurabileceği ve saklama koşulları Sağlık Bakanlığı tarafından düzenlenmiştir. 30 Eylül 2014 tarihinde yayınlanan bir yönetmelik ile bekâr olan ancak yumurtalık rezervi azalmış, henüz doğurmamış veya aile öyküsünde erken menopoz hikâyesi bulunan kadınlar yumurtalarını dondurarak saklatabilmektedir. Bu durumun üç uzman doktordan oluşan sağlık kurulu raporu ile belgelendirilmesi durumunda

Page 91: Kids&Gourmet Apr 2015

88

NİSAN 2015SAYI 21

uygulanabilmektedir. Bunun yanı sıra kemoterapi ve radyoterapi gibi üreme hücrelerine zarar veren tedavilerde veya üreme işlevinin kaybedilmesine yol açacak ameliyatlar öncesinde (yumurtalıkların alınması gibi) oositlerin dondurulması mümkündür. Oosit yani yumurta dondurulması aynı embriyolarda olduğu hızlı bir dondurma işlemi olan vitrifikasyon yöntemi uygulanmaktadır. Bu amaçla kullanılan solüsyon ve protokollerdeki iyileşmelerle artık taze denemelere benzer sonuçlar elde edilmektedir.Oosit dondurma için uygulanan tedavi tüp bebek tedavisinde uygulanan şekilde, kontrollü ovülasyon indüksiyonu uygulanarak

elde edilecek yumurta sayısının arttırılması gerekmektedir. Toplanan yumurtalar 2 saat sonra dondurma öncesi hazırlık işlemlerinin ardından, özel vitrifikasyon kiti ile özel dondurma protokolü kullanılarak dondurulur ve -195 C’de saklanır.

Dondurulan yumurtalar en fazla 5 sene saklanabilmektedirBu işlem sonrası dondurulan oositler, ilgili yönetmelikteki sınırlama çerçevesinde, en fazla 5 sene saklanabilmektedir. Bunun yanı sıra Sağlık Bakanlığı’na dilekçe ile uzatma talebinin iletilmesi halinde bu süre uzatılabilir.

Page 92: Kids&Gourmet Apr 2015

89

NOT DEFTERİ

NEDEN CEVİZ YEMELİYİZ?Backhaus İstinye Park Şubesinde California Walnut Commission ve Backhaus ortaklığıyla düzenlenen etkinlikte cevizin çok yönlü kullanımı ve sağlık açısından faydaları ele alındı.

1) Ceviz, Omega 3 (alfa-linolenik asit) açısından en zengin ağaç yemişidir. Yüksek Omega 3 alımının, kalp-damar hastalıkları riskini azalttığı belirlenmiştir. (PAN 2012)

2) Akdeniz tipi beslenmenin önemli bir parçası olan ceviz, kalp hastalıkları riskinin %30, inme riskinin ise %49 azaltıldığı Predimed çalışmasında da kilit bir gıda olarak öne çıkmıştır (Estruch, 2014).

3) Batının tipik beslenme şekline eklenen cevizin, sperm canlılığı, hareketliliği ve morfolojisinde iyileşme sağladığı belirlenmiştir. (Robbins, 2012)

4) Ceviz, yaygın olarak tüketilen yemişler ve yerfıstıkları arasında en yüksek oranda polifenol içeriğine sahiptir. Polifenollerin büyük çoğunluğu antioksidandır ve kalp hastalıkları ve kanserden korunmada güçlü bir rol oynadığı bilinmektedir. (Vinson, 2012)

5) Günde 56 gram ceviz tüketmenin, organ yağlanması görülen aşırı kilolu bireylerde endotelyal işlevi geliştirdiği görülmüştür. Beslenme düzenine eklenen ceviz, bireylerin kilo almasına neden olmamıştır. (Katz, 2012)

6) Günde 42 gram ceviz tüketmenin, kalp-damar hastalıklarının iki risk faktörü olan non-hdl kolesterolü ve apolipoprotein-b’yi anlamlı düzeyde azalttığı tespit edilmiştir. (Wu, 2013)

7) Yüksek miktarda ceviz tüketimi, kadınlarda tip 2 diyabet riskinde anlamlı bir azalmayla ilişkilendirilmiştir. (pan 2013)

8) Ceviz dahil olmak üzere daha yüksek miktarda yemiş tüketiminin, ileri yaşlarda alzheimer gibi hastalıkları önlemede etkili olduğu; genel bilişsel kabiliyette iyileşme sağlayabildiği ve halk sağılığı açısından kolaylıkla kullanılabilecek bir ürün olduğu ifade edilmiştir. (O’brien, 2014)

9) Cevizin, kalp-damar hastalıklarında iki önemli risk faktörü olan düşük yoğunluklu lipoprotein kolesterolünü (yaklaşık %9-16) ve kan basıncını (diyastolik kan basıncını yaklaşık 2-3 mm hg) azalttığı ortaya koyulmuştur. (Kris-etherton, 2014)

10) Ceviz, sağlıklı bir beslenme düzeninde kanseri önleyici bir seçenek olarak yer almalıdır. (Hardman, 2014)

Page 93: Kids&Gourmet Apr 2015

90

NİSAN 2015SAYI 21

PDC PİDECİ’DEN REJİM YAPANLARA ÖZEL PİDEPDC Pideci’nin kurucusu Gülben Şınık, bilinçli beslenen fakat damak tadından taviz vermeyenlerin öncelikli tercihi olan diyet pideleri evde hazırlamak isteyenler için özel ipuçlarını da paylaştı.

Ispanaklı diyet pide (4 kişilik )Hamur için malzemeler

500 gram kepekli un,250 ml su,bir tutam tuz,bir tutam esmer şekeryarım tatlı kaşığı maya

İç malzeme;300 gr Ispanak80 gr haşlanmış veya salamura mantar150 gr kaşar peynir40 gr soğan.

HazırlanışıPide hamuru hazırlanırken, malzemeler yoğrulup hamur haline getirildikten sonra 30 dakika dinlendirilir. Daha sonra 4 eşit parçaya bölünür ve her parça merdaneyle 40 cm uzunluğunda, 10 cm eninde açılır.

İç malzemeler hazırlanırken, ıspanak yıkanıp doğranır, tencerede ince kıyılıp kavrulmuş soğan ve mantarla erimeyecek kadar kavrulup suyu süzülerek soğutulur. Soğuyan malzeme karışımı hamurun üzerine serilir, üzerine kaşar ilave edilir ve hamurun kenarları içe kıvrılır. 200 derece önceden ısıtılmış fırında 15-20 dakika pişirilir

Page 94: Kids&Gourmet Apr 2015

91

GÜZEL VE SAĞLIKLI SAÇLARIN SIRRI!

Dr. Handan Yavuz Köksal

İstanbul Hair Institude Saç Ekim Direktörü

www.drhandanyavuzkoksal.com

Page 95: Kids&Gourmet Apr 2015

92

NİSAN 2015SAYI 21

Pek çoğumuz güzel ve sağlıklı saçlara sahip olmak için gayret ederiz. Bunun için en iyi yol; konu hakkında olabildiğince çok bilgi edinmektir. Uyguladığınızda kısa sürede sonuçlarını alabileceğiniz günlük saç bakım uygulamalarınız için DR. Handan Yavuz Köksal bizlere bazı ipuçları veriyor;Öncelikle saçlarınızı yıkarken zarar vermekten kaçının. Nasıl mı?

• Saçınıza şampuan uygulamadan önce, saçınızın tamamen ıslak olduğundan emin olun. Şampuanı direkt saçınıza dökmek yerine önce elinize alın sonra saçınıza uygulayın. Saçınızı köpürtme/ovalama işleminin 30 saniyeden uzun sürmemesine dikkat edin. Bu adımları izlediğinizde saçlarınızdaki ekstra kırılmaları önlemiş olacaksınız.

Page 96: Kids&Gourmet Apr 2015

93

• Saç yıkarken dikkat edilecek diğer bir konu da doğru saç bakımı için saçlarınızı şampuanladıktan sonra iyice duruladığınızdan emin olun. Eğer iyi durulamazsanız, saçınızdaki şampuan ve saç kremi kalıntıları saçlarınızın donuk görünmesine neden olacaktır. Saçlarınızı iyice duruladığınızda mat yerine parlak saçlara sahip olursunuz.

• Ve ıslak saçlarınızı fırça ile taramaktan kaçının. Bunun yerine geniş dişli taraklar kullanın. Saç fırçaları saçlarınızın kırılmasına ve koparak dökülmesine neden olur. Islak saçlarınızı önce bir havlu ile nazikçe kurulayın sonra geniş dişli tarak yardımıyla yine nazikçe tarayın. Mümkün olduğunca ısı veren aletler yenine kendi halinde kurumaya bırakın.

• İkinci olarak plastik tarak ve fırça kullanmaktan sakının. Çünkü plastik malzemeler saçınızda ekstra statik elektrik birikmesine neden olur. Bu da saçlarınızın donuk, cansız görünmesine ve elektriklenmeden dolayı uçuşmasına sebep olur. Daha az statik elektrik verecek bitki ya da hayvan lifleri gibi diğer malzemelerden yapılmış tarakları kullanabilirsiniz.

• Üçüncüsü saçınıza şekil verirken zarar vermemeniz. Örneğin at kuyruğu, özellikle hazırlanmak için fazla zaman olmadığında saçımıza şekil vermek için sıklıkla kullandığımız en pratik stildir. Ancak saçları sürekli aynı şekilde sıkı toplamak saç dökülmesine ve saçların zarar görmesine neden olmaktadır. Bu nedenle saçlarınıza şekil verme yöntemlerini sıklıkla değiştirmeniz de yarar var.

• Son olarak kıvırcık ya da dalgalı saçları olanlar için özellikle vurgulamak istediğim bir konu var: yüksek ısıdaki saç kurutucu veya düzleştirici aletleri çok sık kullanmamaya özen gösterin. Kıvırcık ya da dalgalı saçları olanlar; saçlarını düzleştirmek isterken saçlarına maalesef büyük oranda zarar verebiliyor. Neredeyse 200 derecelik sıcaklıklara ulaşan ütüler doğal saç buklelerinizin kalıcı olarak düzleşme vaadi ile uygulanıyor ama saçlarınızı doğal haline bıraktığınızda buklelerinizin homojen olmamasına (saçlarınızın bir kısmının düz bir kısmının daha dalgalı olmasına) neden olacaktır. Bu durumda sürekli düzleştiricileri kullanmaya mahkum olacaksınız. Doğal saç buklelerinizi sevmeyi öğrenin, onlar da sizi ödüllendirecektir!

• Saçlarınızı gerçekten yıkanmaya ihtiyaç duyduğu sıklıkta yıkayın. Herkesin saç yapısı farklıdır. Ancak her gün yıkamak yerine en azından iki günde bir yıkamaya özen gösterin.

• Harika bir ilk izlenim için, ipeksi gür saçlara sahip olmanın yerini hiçbir şey tutamaz. En iyi görünüme sahip olmanız için, en doğru saç bakım metotlarını öğrenmeniz ve uygulamanız gereklidir.

Zaman kaybetmeden okuduğunuz bu önerileri yerine getirmeye başlamanızı ve sağlıklı saçlara kavuşmanızı dilerim.

Page 97: Kids&Gourmet Apr 2015

94

NİSAN 2015SAYI 21

Page 98: Kids&Gourmet Apr 2015

95

MÜZİK

MAXİM VENGEROV İLE İSTANBUL

İstanbul Mart ayında dünyanın en iyi keman sanatçısı ve şefi olan Maxim VENGEROV’ u Lütfi Kırdar Anadolu Auditoriumda ağırladı. Türkiye’nin her yerinden gelen konuklar, Maxim VENGEROV’un muhteşem sanatıyla, kemanının tonu ve tekniği ile büyülendi. Konsere katılanlardan biri olarak kendimi çok şanslı hissediyorum. Vengerov kimdir?

Dünyanın en iyi müzisyenlerinden biri ve bugün dünyada yaşayan en iyi kemancı olarak kabul edilen Grammy ödüllü Maxim VENGEROV, dünyanın en ünlü orkestraları ve şefleriyle kapalı gişe konserler ve dünyanın tüm büyük şehirlerinde solo resitaller verdi. Rusya’nın ünlü geleneği olan müziğin içinde yetişen Vengerov, üst düzey bir müzisyen olarak uluslar arası çapta büyük beğeni toplamaktadır ve klasik müzik dünyasında en fazla aranan isimler arasındadır.Beş yaşında keman solisti olarak kariyerine başlayan Vengerov, on yaşında the Wieniawski ve on beş yaşında Carl Flesh uluslar arası yarışmalarını kazandı. İlk kaydını on yaşında gerçekleştiren Vengerov, Grammy (2004) ve Gramophone artist of the year (2002) ödüllerinin sahibi oldu.

Vengerov yaratıcılıktan asla vazgeçmedi. Barok, caz, rock gibi bir çok müzik türlerinden ilham aldı. 2007 senelerinde üstatlarının yolundan giderek orkestra şefliğine yöneldi. Haziran 2014 senesin de Moskova Ippolitov-Ivanov Enstitüsü’nden orkestra şefi olarak mezun oldu.Maxim Vengerov’un en büyük tutkularından biride genç yeteneklerin eğitimi ve cesaretlendirilmesidir.

1997 yılında Unicef TARAFINDAN Uluslar arası İyi Niyet Elçisi seçilen klasik müzik sanatçısı oldu ve bu şekilde müzik aracılığıyla tüm dünyada çocuklara ilham vermeye devam etti.Bu rolüyle Uganda, Tayland, Balkanlar ve Türkiye’de imkanları yetersiz olan çocuklar ve topluluklar için performanslar sergilerdi ve bağış toplanmasına katkı sağladı. Vengerov aynı zamanda Güney Afrika’daki farklı etnik grupları müzik aracılığı ile bir araya getiren MIAGI projesinin de sahiplerinden biri oldu.

Şuanda kendi kayıt şirketini Vengerov Music Vision’ı kurmayı planlamaktadır. Vengerov ex-Kreutzer Stradivari (1727) kemanla çalmaktadır. Vengerev’u Dünyada tanımayan yok. Tabi Türkiye de bu konuya değinecek olursak, maalesef ki tanıyanlar sadece klasik müzikle uğraşan ve ilgilenenlerden

Page 99: Kids&Gourmet Apr 2015

96

NİSAN 2015SAYI 21

Sezi KANDEMİRMüzik Öğretmeni, Sanatçı[email protected]@gmail.com

9 Eylül Üniversitesi Devlet Konservatuvarından mezun olduktan sonra da konservatuvar eğitiminin 1. Kuralı olan doğru eğitmen bulmak için serüvenine Akdeniz Üniversitesi Devlet konservatuvarına devam etmiştir. Lise Mimar Sinan Güzel Sanatlar Fakültesi Devlet Konservatuvarı mezunu olan Sezi Kandemir bu dönem içerisinde yurtiçi, yurtdışı sayısız konser ve resital vermiştir. Türkiye de Mehpare Karamenderes, Tuncay Yılmaz ve Saim Akçıl ile çalışan Kandemir, elde ettiği başarısı sonrasında dünyanın en iyi keman eğitmenlerinden Minctho Mintchev’ tarafından, New Bulgarian Üniversitesine sınavsız girme ve eğitim hakkı tanınmıştır. Eğitim vermeye lise çağlarında başlayan Kandemir verdiği eğitimleriyle de kendisinden söz ettirmektedir. Halen Okyanus kolejleri Halkalı şubesin de müzik ve yetenek kulüp (keman, piyano) öğretmeni olarak kariyerine devam etmekle birlikte sahne performansları da devam etmektedir.

başkaları olmuyor. Yurtdışına çıktığım sıralarda otobüste çöpçülük yapan biriyle yan yana oturuyordum, biraz muhabbetin ardından kemanımı gördü ve sordu – Ne için geldiniz? Bende Mintcho Mintchev’in öğrencisi olduğumu söylediğimde inanamadı, ne kadar şanslısın böyle büyük bir üstat ile çalışıyorsun dedi. Açıkçası ben daha çok şaşırmıştım, bir temizlik işçisiydi ve dünyanın en iyi keman eğitmenini tanıyordu ve hayatına kadar her şeyi biliyordu. Tabi bu yaşadığım küçük bir örnekti. Yurtdışında herkes gerçek anlamda sanatçıları tanıyor, takip ediyor. Türkiye de bu durumun olmaması ve gerçek sanatçı, gerçek üstatların tanınmaması, dinlenilmemesi beni fazlasıyla üzüyor.

Konser bir harikaydı. Büyülenmemek elde değil. Tam karşımda sahne de büyük üstat Vengerov. Elinde Stradivari kemanıyla Lütfi Kırdar sahnesini müzik ile arındırıyordu. Kelimelerle anlatılamayacak kadar olağanüstüydü. Tabi yine Türkiye’de müziğe gelecek olursak şunu görüyorum ki bizim orkestralar iyice memuriyete alışmışlar. Provada enstrümanını aç, eve giderken kapat. Çok acıklı bir durum, dünyanın en iyi kemancısına bozuk akortlarla eşlik etmek gerçekten gülünçtü ve bize gerçekten yakışmadı. Ben müzik eleştirmeni değilim ama bu konuya değinmeden edemedim. En gülünç olanı da sahnenin kenarında gözüken viyolonsel kutusuydu. Dediğim gibi tam bir memuriyet, konser bitse de gitsek izlenimi. Bu olağan üstü konsere gerçekten yakışmadı.

Konser arasında sevgili keman öğretmenim Tuncay YILMAZ’ı ve birçok değerli keman üstatlarıyla karşılaşmak beni daha çok heyecanlandırdı. Vengerov fazlasıyla mütevazı ve cana yakın kişiliğiyle bizleri karşıladı. Üstadımızın yanına ulaştığımda soracağım ve konuşacağım her şeyi unutmuştum. Sanki küçük dilimi yuttum, ellerim titredi ve tebrik bile edemedim. Tek yapabildiğim küçük bir tebessüm ile merhaba demek oldu. Bu heyecan anlatılamaz onunla birlikte çalışma lütfüne henüz ulaşamamış olsam da, en azından artık elimde fotoğraflarımız ve kendi eliyle imzaladığı resmi var. Bu tarz konserlere gitmeniz ve bu olağanüstü üstatların tınılarını duymanız dileğiyle… Müzikle kalın…

Nisan Ayı Gidilebilecek Konserler;Philharmonia Quartet Berlin –Efe Baltacıgil17.04.2015 20:00 İş Sanat Kültür Merkezi

Gençliğin FırtınasıPekineller ve dünya sahnelerinde genç müzisyenler projesi08.04.2015Boğaziçi Üniversitesi Kültür Merkezi

Simone Dinnerstein-İstanbul Resitalleri10.04.2015 20:00Sakıp Sabancı Müzesi

Pacifica Quartet17.04.2015 20:00CRR Konser Salonu

Page 100: Kids&Gourmet Apr 2015

97

CEVİZ AĞAÇLARI, ARILAR VE

KÖY HAVASI

İNCELEME

Işıl KayagülEkolojik Yaşam Gönüllüsü[email protected]

Page 101: Kids&Gourmet Apr 2015

98

NİSAN 2015SAYI 21

İstanbul’da kent yaşamının ortasındayken, bir süre sonra kendimi doğa ile baş başa buluyorum.Ege’ye inmeyi planlarken vazgeçiyorum ve Bursa üzerinden Bilecik’e geliyorum. Malum buralara henüz bahar gelmedi ve merak ediyorum kış koşullarını. Burası Bilecik’in Kurşunlu Köyü, Bedriye Berber Engin ve Eşi Celil Engin’in yanındayım. Kurşunlu Köyü, 1930 yılında, daha çok Bulgaristan’dan göç edenlerle kurulmuş bir köy. Yaklaşık 120 hane var, başlıca geçim kaynakları tarım, maalesef hayvancılık biraz geride kalmış. Bedriye Abla da Celil Ağbi de bu köyde doğmuşlar, arıcılık, sebze ve meyve işleri, bahçecilik uygulamaları yapıyorlar. TaTuTa’ya aday olan çiftlik, aynı zamanda ‘Kampa Gidelim Mi Baba? ‘ projesine de ev sahipliği yapmış.

http://www.kampagidelimmibaba.com/anasayfa/gittik/item/206-bedriye-engin-ile-koy-yasami-deneyimi

Kurşunlu Köyü, temiz ve sert havası ile beni karşıladı. İşin güzel tarafı, gelir gelmez Halk Eğitim’in düzenlediği arıcılık kursuna katıldım misafir olarak. Bir sürü şey öğrendim hem de : ‘Söğüt yapraklanmadan arılar kışlıktan çıkarılmaz.’ ,’Erik çiçek açmadan kovan açılmaz’ Eskiden sanırdım ki, arıcılık öğrenmek için sadece hasat zamanı arıların yanına gidilir, oysa yılın her dönemi kovana dair yapılacak işler var. Biz de ilk iş günümüze çerçeveleri temizlemek ile başladık zaten bir arıcının yanında işi öğrenmeye niyet edersem günlük konuşmalarla da pek çok bilgiyi alabildiğimi fark ettim. Dikkat ettiğim, Bedriye Abla ve Celil Abi’nin balı krem şeklinde tükettikleri, sıvı değil. Çam balı haricinde bütün ballar donarmış, oysa eskiden donan ballara karşı ne kadar ön yargılıydım. Güneşli bir günde Celil Abi kovanı açtı, ama bu yazıda arılı fotoğraf yok, çünkü içeriye gidip kameramı bulmak yerine kovana bakmayı tercih ettim. Kovan açılınca büyüleniyorum, kilitlenip kalıyorum. Şimdi de hava bulutlu o yüzden fotoğraflar başka bahara kaldı. Zaten fotoğraf yerine gerçeğini görmeniz şiddetle önerilir. :) Burası arı florası için oldukça uygun, hem dağlar ıhlamur ve kızılcık dolu, hem de farklı çiçek türleri mevcut. Aslında burası bir yarı dağ köyü. Bir tarafı dağ, bir tarafı ova. Bedriye Abla denizi özlemediğini söylüyor. ‘Biz

çocukluğumuzda, bahçelerden serbestçe erik ve çağla toplardık. Ceviz almazdık mesela, ama çağla da erik de çocukların hakkıydı sanki ve kimse bir şey demezdi.’ diyor.

Köyde her evin önünde bir çiçek bahçesi var, bu bahçecilik adeti Bulgaristan’dan geliyormuş. Sebzeleri ise evin arka tarafına ekerlermiş. Ben de çapalama, gübre taşıma, çiçeklerin diplerini açma gibi uygulamalar yaptım. Mesela topraktaki solucanlarla muhataptım, onlarla oynadım. Bana yaz tatillerinde gittiğimiz köyümüzü, çocukluk zamanlarımı hatırlattı. Aklıma bir soru geldi, ‘Acaba’ dedim, ‘Şehirde betonların arasında büyüyen çocuklar da, solucanları sever mi?’

Dağ yamacına kurulmuş yerleşim merkezlerini seven biri olarak diyorum ki, Kurşunlu Kayası çok heybetli ve varlığı güven veriyor. Köyün yukarısında büyük bir meydan var, burada Hıdrellez çok şenlikli geçermiş, hatta diğer köylerden de gelirlermiş. Sarı şakayık topladık sonra ama eve gelirken bıraktık çünkü inanışa göre eve sarı şakayık girerse o evdeki tavuklar yumurtlamazmış. Aşıklar çeşmesine gittik, demişler ki aşık olan üç yudumdan fazla içemezmiş.

Çoban Mehmet Ağa ile karşılaştık sonra, sürüsünü su içmeye götürüyordu. Çok özendim, koyun ve keçilerinden olan bir sürüsü vardı. ‘Mehmet Ağa’ dedim, ‘ne güzel, ben de çoban olmak istiyorum, ne yapmalıyım?’

-‘Ne güzel kızım, emekli olunca yaparsın işte’ dedi.-‘Ama’ dedim, ‘şimdi yapmak istiyorum.’-‘O zaman kendine bir çoban bey bulacaksın!’

Buradayken farkına vardığım başka bir şey, Bedriye Ablalar mümkün olduğunca kendi ürettiği ürünleri tüketiyor ve bu durum beni çok özendiriyor. Ürettiğimizi tüketsek sadece, üretemesek bile, küçük üreticilerle iletişime geçip sağlıklı ve gerçek gıdaya ulaşsak ne güzel olur. Şehirli olanlar olarak bizlerin, büyük marketler yerine küçük üreticilere ulaştığı, onları desteklediği ve böylece üretimi güçlendirdiği bir yakın gelecek hayal ediyorum.

Kurşunlu Köyü ceviz ağaçlarıyla, arılarıyla, açmaya hazırlanan çiçekleriyle, köylülerin cana yakınlığıyla, sessizliğiyle farklı bir dünya. Biraz yukarı çıkıp Kaya’ya yaklaşınca, tepeden köye bakınca gerçekten film seti gibi duruyor. Orada, çok da uzak olmayan bir yerde, duru enerjisiyle capcanlı bir köy var ne mutlu… Kurşunlu’yu özleyeceğim, bunu biliyorum.

Page 102: Kids&Gourmet Apr 2015

99

ALIŞVERİŞ

Lierac Sunific Premium güneş sonrası 189 TL

Braun Face Yüz Epilatörü ve Temizleme Cihazı 199 TL

Molton Brown Mer-rouge Deep Conditioning Mask 95 TL

Dolce Gabbana Elbise (Mosmoda.com)8.310 TL

İnci Deri Ayakkabı 369 TL

Page 103: Kids&Gourmet Apr 2015

100

Olive Farm Defne Yağı Sabun 100 gr 11 TL

Roberto Bravo Tırnak Mücevheri 1.080 TL

Victoria's Secret Tote Çanta 399 TL

Yargıcı Büyük Şapka 69,90TL

Lumberjack Ayakkabı 79.99TL

NİSAN 2015SAYI 21

Page 104: Kids&Gourmet Apr 2015

101

SPOR

DİKKAT FİT ANNE ÇIKABİLİR!Sebahat Bağbars

[email protected]

Uyarmadı demeyin! Onlar son zamanlarda her yerdeler… Sağınızdan, solunuzdan pat diye çıkıp sizi kıskançlıktan çatlatabilecek bir fiziğe ve nereden buluyorlarsa tükenmeyen bir azme sahip olabiliyorlar… Hem de içlerinde çoluklu çocuklu olanlar da var… Gelin de çatlamayın… İşte ben de bu sayıda onlardan birini esir aldım ve sizler için bülbül gibi konuşturdum…

4 yaşında bir delikanlıya ve çok da yoğun bir iş temposuna sahipsin… Lafı hiç dolandırmayacağım, bekâr evli, çoluklu, çoluksuz daha doğrusu kilo verme, sağlıklı yaşamayı bir türlü hayatının merkezine oturtamayanların gücü adına soruyorum… Sokakta çevireceğimiz 10 kadından 8’i adına soruyorum…

Yoğun bir tempoda çalışan bekâr bir anne olarak böyle fit kalmayı nasıl başarıyorsun? “Spor hayatımın neredeyse tümünde spor vardı. Ama son 2 senedir hiç ara vermeden spor yapıyorum.”

Peki, anne olman düzenli spor yapmana engel olmuyor mu?“Benim için olmadı. Sabah 06.00’da kalkıp 09.00’da işe başlamadan önce sporumu tamamlamış oluyorum. Bazen oğlumu yatırıp sonra derse gittiğim bile oluyor. Düşününce gerçekten spor artık hayatımın bir parçası olmuş durumda…”

Fit kalmak için neler yapıyorsun?“Haftanın en az 5 günü spor yapıyorum. Günlük yediğim yiyeceklere dikkat ederek

Page 105: Kids&Gourmet Apr 2015

102

NİSAN 2015SAYI 21

DİKKAT FİT ANNE ÇIKABİLİR!sağlıklı yaşamaya çalışıyorum. Emin ol sadece spor yaparak o dergilerde görülen kaslı ve fit vücutlara sahip olunmuyor. Sağlıklı beslenmek çok önemli… Spor ve sağlıklı beslenmeyi birlikte düşünüp hareket etmek önemli… Mesela ben sürekli internetten yeni tarifler bulup denemeyi seviyorum ve bu şekilde beslenmeyi de bir hayat tarzı haline getirmeye çalışıyorum… Yoga yaparak da zihnimi, ruh sağlığımı koruyorum.”

Hangi sporları yapıyorsun, bahseder misin?Hafta da 2-3 gün Team Yavuz’da Muay Thai ve Martial Boot Camp derslerine katılıyorum.

Neden normal bir spor merkezine gitmeyi tercih etmedin?Aslında normal spor salonunda da ağırlık ve kardiyo çalışıp yaptığım diğer sporlara destek olarak fonksiyonel antrenman yapıyorum. Ama bir gerçek de var; burada geçirdiğim bir-iki saatlik dersler fitness salonlarında birkaç günde elde edebileceğim bir sonuç sağlıyor. Kesinlikle daha fit olmama yardımcı olduğumu düşünüyorum. Ayrıca Muay Thai yani Thai boxing dersinde bütün haftanın stresini atma fırsatım oluyor☺”

Peki, yoga, yogayı hangi zaman aralıklarında yapıyorsun?Yemek molasında yoga dersine gidiyorum hafta da bir gün böylece bedenimi ve ruhumu dinleme meditasyon yapma fırsatını yaratmış oluyorum. Fırsat buldukça da yoga ve meditasyon yapmaya çalışıyorum. Spor salonunda da ısınma veya soğuma sırasında öğrendiklerimi uyguluyorum. Bir de pole dance dersine gidiyorum. Bence her kadının denemesi gereken bir dans ve spor türü. Kadınlığını keşfedip, kişinin kendine özgüvenini güçlendirmesi için muhteşem bir yol. Hem de fit olmak için eğlenceli… Kadın, kadına eğlendiğimiz bir ortamı var.

Hayat koşturmanda zor olmuyor mu bir düzeni böyle ısrarlı bir şekilde sürdürebilmek? Bu uğraşlarının sendeki yansımalarından da bahseder misin? İtiraf ediyorum, bana verdiği olumlu etkileri ve enerjiyi düşünerek çoğu zaman aslında antrenman saati gelsin diye saatleri sayıyorum. Tabii ki herkes gibi bazı günler iş çıkışı salona gittiğim zaman sanki hiç kolum kalkmayacakmış gibi hissettiğim de oluyor ama oradaki atmosfer ve hocaların motivasyon vermesiyle bambaşka bir insana dönüştüğümü görüyorum. İnanılmaz stres atıyor, çok etkili antrenmanlar yapıyor ve ders sonrasında aldığım enerjiyi kendi hayatıma adapte edebiliyorum. Ayrıca uzak doğu sporlarının kişiye kazandırdığı o hızlı düşünerek karar verme ve hareket etme özelliğini de hem özel hem de iş yaşamımda kullanıyorum. Antrenman sonlarında ne kadar yorgun olsam da kendimi gerçekten bedenen ve ruhen hafiflemiş hissediyorum. Ve güçlü bir kadın olduğumu hissettiriyor, kendime özgüvenimi arttırmamda yardımcı oluyor.

Page 106: Kids&Gourmet Apr 2015

103

KÜLTÜR & SANAT

BALIKÇI OSMAN

DENİZ DANTEL, YILDIZ BALERİN

KİTAP

KİTAP

KİTAP

Yazar Adı : Elena PeduzziResimleyen : Federica SalfoÇeviren : Aslı ErsoyOrijinal Adı : Milly Merletti, Ballando a New YorkTürü : ÇocukSayfa Sayısı : 144Etiket Fiyatı : 17,50 TLYayınevi : PENA YayınlarıElena Peduzzi’nin yazdığı, Federico Salfo’nun resimlediği “Deniz Dantel” kitapları gençliğe adım atan çocukları zaman içinde maceradan maceraya sürükleyerek farklı dünyalarla tanıştırıyor. Tarihi olayları ve sanatı da içine katan kitaplar çocuklara renkli ve okuması keyifli maceralar sunarken, onları bilgilendirmeyi de hedefliyor.

Yazan: Christine Peltre Çevirmen: Gülüş Arsoy Sayfa Sayısı: 152Fiyat: 45,00 TL

Osmanlı İmparatorluğu’nun Müslüman, Hıristiyan, Musevi, Arnavut, Boşnak, Makedon, Bulgar, Ermeni, Kürt ve Çingene kadınları. Pierre Loti’nin gözdesi “Türk Hanımları" ve Cumhuriyet döneminin modern siluetleri.

Yaş Grubu: 3 - 8Kategori: Doğan Kardeş / Resimli Öykü Yazar:Anne Hofmann Çevirmen: Şeyda Öztürk Resimleyen: Anne Hofmann

İstanbul’u hiç martıların gözünden gördünüz mü?İstanbul’u çok iyi gözlemleyen Anne Hofmann’ın yazıp resimlediği “Balıkçı Osman” benzersiz kent görünümleri eşliğinde bir balıkçı hikâyesi...

OSMANLI'DAN CUMHURİYET'E KADINLAR - BİR KARTPOSTAL KOLEKSİYONU (1880-1930)

Page 107: Kids&Gourmet Apr 2015

104

THE PHANTOM OF THE OPERA

ÇOCUKLAR İÇİN YARATICI YAZARLIK ATÖLYESİ

MÜZİK

ÂL

ATÖLY

ENİSAN 2015SAYI 21

Tarih: 07 Nisan - 17 MayısYer : İstanbul Zorlu CenterBilet: biletix.com

Paris Operası'nda hayalet olarak tanınan yüzü ileri derecede deforme olmuş bir müzik dahisinin, yetenekli ve güzel Soprano Christine'e olan saplantılı aşkını konu alan Operadaki Hayalet, kıskançlık, çılgınlık ve ihtirasın kesiştiği büyülü bir hikaye…

Yaş Grubu: 9-12 yaşEtkinlik: Birlikte Kitap Yazmak Eğitmen: Yazar Özlem Özyurt & Nermin Ferhan Karamuti

Atölye Tarihleri (3 hafta): 19 Nisan Pazar - 15:00-17:0026 Nisan Pazar - 15:00-17:0003 Mayıs Pazar - 15:00-17:00

Etkinlik Ücreti: 300 TL (Çocuklara etkinlik boyunca ücretsiz içecek/tatlı ikramlarımız olacaktır)

Ortak Hikâye Kitabı Bedeli: 200 TL Atölye sonunda yazılan hikâyeler ve çizimler bir araya getirilerek Ortak Hikâye Kitabı bastırılacaktır. Talep etmeniz durumunda ayrıca atölye sonunda kitap tesliminde alınacaktır.

Page 108: Kids&Gourmet Apr 2015

MOBİL UYGULAMA İNDİRİN

Kids&Gourmet e-dergiyi IPhone, IPad için Apple Store’dan Kids&Gourmet uygulamasını ve diğer tüm mobil cihazlardan okumak için Turkcell Dergilik, Dijimecmua ve dMags uygulamalarını indiriniz.

WEB’DEN OKUYUNe-dergiyiwww.kidsgourmet.com.tr, www.dijimecmua.com, ve www.issuu.com’dan okumak için adreslere tıklayınız.

www.kidsgourmet.com.tr

AYLIK ÇOCUK VE BESLENME DERGİSİ NİSAN 2015 / SAYI 21ISSN:2149-1674