kisi.deu.edu.trkisi.deu.edu.tr/bulent.cavas/ders/bok4.doc · web viewbunun üzerine, şirket,...

64
Akbulut, S., Çalık, O., Demir, H.(2009). Dokuz Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi Fen Bilgisi Eğitimi Anabilim Dalı A.Sıla Akbulut, Ozan Çalık, Hatice Demir [email protected], [email protected], [email protected] 1.Özet Biyolojinin bilimsel gelişimini irdeleyerek ele aldığımız bu çalışmamızda, özellikle bir bilim olarak biyoloji, biyolojinin farklı çevreler tarafından yorumlanması, biyolojinin en önemli toplumsal getirilerinden biri olan özellikle medikal alandaki gelişmeler, doğadan esinlenmeler ve örnekler incelenerek doğal çevremizin önemi ve ekoloji kavramlarına da yer verilmiştir. Biyoloji bilim olarak bu süreci nicel olarak son 25 yılda kat etmiştir. Daha önceleri pozitif bilimlerin ilerlemesine sebep olan gözlemler, tahminler gibi bilimsel basamakların başlangıç noktaları daha çok fizik, matematik alanlarında gerçekleşmiştir.(Mayr, 2004). Bunun en belirgin örneğini Newton’dan önce fiziksel kuralların bir teoriden ileri gidemediği; ancak biriken bu yoğun gözlemlerin bilimsel nitelik taşıması, ancak ve ancak Newton’un bu gözlem ve sonuçlara bilimsel bir bakış açısıyla bakması göstermiştir. Bu süreçte biyoloji biliminin gölgede kalmasının sebebi de

Upload: others

Post on 16-Feb-2020

2 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: kisi.deu.edu.trkisi.deu.edu.tr/bulent.cavas/ders/bok4.doc · Web viewBunun üzerine, şirket, balina yüzgeçlerinin dizaynından yola çıkarak, rüzgâr tribünlerinin pervanelerini

Akbulut, S., Çalık, O., Demir, H.(2009).

Dokuz Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi Fen Bilgisi Eğitimi

Anabilim Dalı

A.Sıla Akbulut, Ozan Çalık, Hatice [email protected], [email protected],

[email protected]

1.ÖzetBiyolojinin bilimsel gelişimini irdeleyerek ele aldığımız bu çalışmamızda, özellikle bir bilim olarak biyoloji, biyolojinin farklı çevreler tarafından yorumlanması, biyolojinin en önemli toplumsal getirilerinden biri olan özellikle medikal alandaki gelişmeler, doğadan esinlenmeler ve örnekler incelenerek doğal çevremizin önemi ve ekoloji kavramlarına da yer verilmiştir.

Biyoloji bilim olarak bu süreci nicel olarak son 25 yılda kat etmiştir. Daha önceleri pozitif bilimlerin ilerlemesine sebep olan gözlemler, tahminler gibi bilimsel basamakların başlangıç noktaları daha çok fizik, matematik alanlarında gerçekleşmiştir.(Mayr, 2004). Bunun en belirgin örneğini Newton’dan önce fiziksel kuralların bir teoriden ileri gidemediği; ancak biriken bu yoğun gözlemlerin bilimsel nitelik taşıması, ancak ve ancak Newton’un bu gözlem ve sonuçlara bilimsel bir bakış açısıyla bakması göstermiştir. Bu süreçte biyoloji biliminin gölgede kalmasının sebebi de biyolojinin sadece işlevsel kısmı ile ilgilenilmesiydi.

19. yüzyılın ortalarında ortaya çıkan Charles Darwin, biyolojinin sadece hücreleri, dokuları kısacası organizmanın işlevlerini inceleyen bir bilim dalı olmaktan öteye taşıyarak “Orijin of Species” adlı eseri ile bir çığır açmıştır. Darwin insanoğlunun kökenini inceleyen araştırmaları ile biyolojinin

Page 2: kisi.deu.edu.trkisi.deu.edu.tr/bulent.cavas/ders/bok4.doc · Web viewBunun üzerine, şirket, balina yüzgeçlerinin dizaynından yola çıkarak, rüzgâr tribünlerinin pervanelerini

Biyolojinin toplum, bilim ve teknoloji açısından önemi

“Tarihsel Biyoloji” kısmını türetmiş ve bilim dünyasında yeni soluklar ve tartışmalar başlatmıştır.

Darwin’le birlikte başlayan bu akımı Erns Mayr “What makes biology unique” adlı eserinde biyolojiyi eşsiz kılan kriter adı altında 4 aşamada incelemiştir. Bunlar;1.Tipoloji, 2.Determinizm, 3.İndirgeme, 4.Evrensel biyoloji kanunları.Mayr, bu kitabında biyolojiyi Darwin gibi farklı açılardan ele alarak, diğer bilim dalları içerinde biyolojinin önemini vurgulamıştır.Bu gelişmeler sonucunda insanoğlunun kökenine dair birçok araştırma günümüzde halen devam etmektedir. Bunların yanı sıra insan yaşamını kolaylaştıran bazı teknolojik ürünlerin geliştirilmesinde doğadan esinlenmeler de yapılmıştır. Aynı zamanda insan yaşamının kalitesini artırma çalışmaları ve ihtiyaçlar doğrultusunda tıp alanındaki teknolojik malzemeler günden güne güncelleştirilerek geliştirilmektedir. Görüleceği gibi aslında biyoloji insanın ta kendisidir. Bir doğa bilimi olarak da ele alınan biyoloji kapsamında, aslında insanoğlunun bütün faaliyetlerinin sonucu yine kendisine yansımaktadır. Bu da doğanın değişmez kanunudur ve insan-ekoloji döngüsünün tanımıdır.Bu çalışmanın amacı, biyoloji biliminin eğitim köprüsü ile insanlarda duyarlılığının artırılması, önce kendisine daha sonra da çevresine olumlu birer tutum geliştiren bireyler yoluyla toplumun birçok yönde gelişmesini sağlamaktır.

Page 3: kisi.deu.edu.trkisi.deu.edu.tr/bulent.cavas/ders/bok4.doc · Web viewBunun üzerine, şirket, balina yüzgeçlerinin dizaynından yola çıkarak, rüzgâr tribünlerinin pervanelerini

Akbulut, S., Çalık, O., Demir, H.(2009).

2.Giriş

2.1.1.Bir Bilim Olarak Biyoloji

En yalın haliyle bilgi üretme etkinliği olarak tanımlanan bilim, insanoğlunun tüm varlık ve olayları kendi yaşantısının daha mükemmel olması doğrultusunda yönlendirebilme ve kullanabilme becerisidir. Bilimin doğuşundaki esas nokta çevremizde gelişen olayları merak etme isteğimiz olmuştur. Bu merak insanları zamanla sorgulamaya ve gözlediği olayların sebeplerini öğrenmeye itmiştir. Bununla birlikte insanoğlu öğrendikçe gelişmiş, değişmiş, ayrıca bu mekanizmaları da kendi yararına geliştirme ve değiştirme çabası içine girmiştir. Bu çaba doğaya hakim olma isteğini doğurmuş ve bu da bilimsel süreçte her geçen gün yaşamımızdaki birçok olayı anlamlandırmamızı sağlamıştır.

Bilim en başta belirtildiği gibi doğayı anlama ve anlamlandırma gayretidir. İlk dönemlerde insanlar öncelikle bitkiler ne zaman gelişir, yağmur ne zaman yağar gibi günlük yaşamlarında gözledikleri doğa olaylarını pratikte nasıl kullanabileceklerini, çözme sürecine girmişlerdir. Bu süreç zamanla gelişmiş bilimsel yöntem basamaklarının ve modern bilimin oluşmasını sağlamıştır.Canlı bilimi olarak tanımlanan biyolojinin ise 1880 li yıllara kadar gelişiminin yavaş sürdürdüğünü görmekteyiz. İlk başlarda doğadaki canlılar gözlenerek belli bir sınıflandırmaya gidilmiştir. Bu canlıların incelenmesini ve bulguların bilgi yığını şeklinde değil de, bilgi birikimi durumunda olmasını sağlamış ancak zamanla yetersiz kalmıştır. Özellikle elektron mikroskobunun icadıyla keşfedilen virüsler mikroorganizmalar ve çeşitli bakteriler, biyoloji biliminde çığır açılmasına neden olmuştur. Tüm bu

Page 4: kisi.deu.edu.trkisi.deu.edu.tr/bulent.cavas/ders/bok4.doc · Web viewBunun üzerine, şirket, balina yüzgeçlerinin dizaynından yola çıkarak, rüzgâr tribünlerinin pervanelerini

Biyolojinin toplum, bilim ve teknoloji açısından önemi

gelişmelere rağmen biyoloji uzun yıllar hayvanlar ve bitkiler alemi adı altında dar bir çerçeveye sıkıştırılmıştır. Bu durum karmaşayı ve bilimde dağınıklılığı doğurmuştur. Zoologlar ve botanikçiler bir çatışma içine girmiştir. Oluşan bu çatışma ortamı dönem için pek de haksız sayılmaz. Çünkü incelenen birçok mikroorganizmanın hem hayvansal hem bitkisel özelliği bir arada tanışıyordu. Örneğin öglena uzun bir süre zoologlar tarafından hayvan, botanikçiler tarafından da bitki olarak sınıflandırıldı. İlk başta gözlenen bu durumun pek de yanlış olduğu söylenemez. Çünkü öglena sahip olduğu kamçısıyla hayvanlar gibi hareket yeteneği kazanmışken, bitkiler gibi kloroplast taşımasıyla fotosentez yapabiliyordu. İşte tüm bu karmaşayı ve dağınıklılığı bitirip biyoloji biliminin sınırlılığını ortadan kaldıran 2 li alem sisteminden 5 li alem sistemine geçilmesi olmuştur. Doğada çevremizde gördüğümüz tüm canlıları, ister istemez, farkında olsak da olmasak da sınıflandırırız. Örneğin; bitkiler ve hayvanlar, ağaçlar ve çalılar, kaya-taş-kum gibi ayırımlar bile bir tür sınıflandırmadır. Sınıflandırmanın esas amacı, yeryüzünde bulunan canlıları, akrabalık ilişkilerine göre gruplandırmak ve bu sayede de düzenli bir sistem içinde çalışılmasını kolaylaştırmaktır. Daha düzenli ve sistemli ilerleyen Fizik ve Matematiğe göre Biyolojiyi özel kılan birbirinden çok farklı iki durum içermesidir. Bunlarda ilki fiziksel bilimlerdeki kritik kavramsal temellerin analizlerini oluşturuyor olmasıdır. Ancak bu durum azı basit fiziksel prensiplerin biyolojiye uymadığını göstermiştir. İkince özellik ise biyolojinin temelinde kesin ve ekstra prensiplerinin cansız durumlara uyarlanamadığının araştırılması gerektiğiydi. Bu durumda, 1859 yılında ‘‘ Origin of Species ’’ ile Darwin sayesinde görünür hal aldı. Genetik Darwinizm ve moleküler biyoloji alanındaki olağanüstü

Page 5: kisi.deu.edu.trkisi.deu.edu.tr/bulent.cavas/ders/bok4.doc · Web viewBunun üzerine, şirket, balina yüzgeçlerinin dizaynından yola çıkarak, rüzgâr tribünlerinin pervanelerini

Akbulut, S., Çalık, O., Demir, H.(2009).

gelişmeler, Biyolojinin fiziksel bilimler karşısında müthiş bir hızla ilerlemesini sağlamıştır.

Temel bilim olan biyoloji, canlı ve doğa ile ilgili her konuyu içine almaktadır, bu bakımdan araştıran, düşünen insana sınırsız sayıda çalışma olanağı sağlar. Burada başarılı olmanın en önemli sırrı, düşünerek doğayı izlemektir. Biyoloji ile bireyin kendisini ve çevresini tanıması, çevresini koruma bilincini kazanması hedeflenmiştir. Biyoloji; uygulama alanları olan tıp, tarım, hayvancılık, ormancılık, endüstri ve diğer alanlardaki çalışmalar sayesinde, insanların geleceğe daha umutla bakmalarını sağlayan geniş bir bilim dalı olmuştur. Biyolojinin Alt Bilim Dalları incelendiğinde bu daha iyi anlaşılacaktır.

1- Moleküler Biyoloji: Canlıların genleri, enzimleri gibi canlı hücrelerin yapısını moleküler düzeyde inceleyen bilim dalıdır.

2- Sitoloji: Hücre Bilimidir. Canlıların yapı, görev ve üreme birimleri olan hücrelerin yapılarını ve yaptıkları yaşamsal olayları inceler.

3- Histoloji: Doku bilimidir. Çok hücreli canlıların doku çeşitlerini, yerlerini ve görevlerini inceler.

4- Fizyoloji: Çok hücreli canlıların doku ve organlarının çalışmasını, işleyişini ve görevlerini yani canlılardaki biyolojik ve biyokimyasal olayları inceleyen bilim dalıdır.

5- Anatomi: Canlıların organlarını, yerlerini, işlevlerini ve birbirleriyle ilişkilerini inceler. Kısaca canlıların iç yapılarını inceler.

Page 6: kisi.deu.edu.trkisi.deu.edu.tr/bulent.cavas/ders/bok4.doc · Web viewBunun üzerine, şirket, balina yüzgeçlerinin dizaynından yola çıkarak, rüzgâr tribünlerinin pervanelerini

Biyolojinin toplum, bilim ve teknoloji açısından önemi

6- Embriyoloji: Canlıların döllenmiş yumurtadan (zigot) itibaren geçirdiği gelişme basamaklarını inceler.

7- Biyokimya: Canlıların yapısını oluşturan organik maddelerin kimyasal yapısını inceler.

8- Genetik (Kalıtım Bilimi): Canlıların kalıtsal özelliklerini oluşturan genleri, kalıtsal karakterlerin dölden döle nasıl ve hangi oranlarda iletildiğini inceler. Kısaca soya çekim bilimidir. Genetikte bakteri genetiği, insan genetiği ve popülasyon genetiği vb. alt bölümlere ayrılır.

9- Evrim: Canlıların milyonlarca yıllık zaman içinde geçirdikleri değişimi inceleyerek yeni türlerin oluşumunu açıklayan biyoloji dalıdır.

10- Mikrobiyoloji: Mikroskobik canlıları inceleyen biyoloji dalıdır.

11- Sistematik (Taksonomi): Canlıların köken benzerlikleri, akrabalık dereceleri gibi özelliklerine göre sınıflandırılmasını yapan biyoloji dalıdır.

12- Ekoloji: Canlıların birbirleriyle ve yaşadıkları çevre ile ilişkilerini inceler.

13- Uzay Biyolojisi: Uzay kapsüllerindeki koşulların (ağırlığın olmadığı, kozmik ışınların bulunduğu) canlılar üzerindeki etkilerini inceler.

14- Parazitoloji: Parazit canlıların özelliklerini inceler.

Page 7: kisi.deu.edu.trkisi.deu.edu.tr/bulent.cavas/ders/bok4.doc · Web viewBunun üzerine, şirket, balina yüzgeçlerinin dizaynından yola çıkarak, rüzgâr tribünlerinin pervanelerini

Akbulut, S., Çalık, O., Demir, H.(2009).

15- Viroloji: Virüsleri inceler.

16- Patoloji: Hastalıkların belirti ve nedenlerini inceler.

17- Biyometri: biyolojik olayları istatistiksel olarak inceler.

18- Biyocoğrafya: Canlıların yeryüzündeki coğrafi dağılışlarını inceler.

Görüldüğü gibi biyoloji biliminin ilgilendiği konular kısaca yaşamı inceleyip değerlendirmektedir.

2.1.2.Biyoloji Neden Farklı?

Genetik, Darvinizm ve moleküler biyoloji alanındaki olağanüstü gelişmeler, biyolojinin fiziksel bilimler alanında dikkat çekici ilerlemesini de beraberinde getirdi.Sadece birkaç filozof mekanik bilimlerin( Gelileo’ nun çalışmaları gibi) iki tip özelliğe bağlı olduğunu fark ettiler. Bunların ilki paylaşılan gerçek bilimlerin içerdiği temel prensiplerin yapısı ve sınıflandırılmasıdır. Diğer özellik ise karakteristiklerin bağlı olduğu özel bilimlerdir.Bu durumda mekanikteki matematiğin özel durumları, bulguları, teorileri ve bilimsel düşünme gücünü de içeren araştırma tekniklerini biyoloji alanında da kullanmak mümkün.

2.1.3.Biyoloji nedir?

Bu soruyu yanıtlarken, biyolojinin gerçekten iki duruma bağlı olduğunu görüyoruz. Bunlar mekanistik (işlevsel) biyoloji ve tarihsel biyolojidir.

Page 8: kisi.deu.edu.trkisi.deu.edu.tr/bulent.cavas/ders/bok4.doc · Web viewBunun üzerine, şirket, balina yüzgeçlerinin dizaynından yola çıkarak, rüzgâr tribünlerinin pervanelerini

Biyolojinin toplum, bilim ve teknoloji açısından önemi

İşlevsel biyoloji, organizmanın yapısı ve işlevi, hücresel biyoloji gibi aslında genetik kapsamında karşımıza çıkan kısımdır. Bu kısım sonuç olarak tamamen kimya ve fizik gibi işlevsel bilimlerle açıklanır.Diğer kısım olan tarihsel biyolojide ise, işlevsel biyolojiyi açıklamak için biyoloji tarihine ihtiyaç duyulmuştur. Ancak, tarihsel biyoloji canlı yaşamını bir süreç olarak ele almış ve geçmişten günümüze gelen periyodu incelemiştir. Bu kısıma “Evrimsel Biyoloji” de denilmektedir.

2.1.4.Biyolojiyi eşsiz kılan şeyler nelerdir?

Biyoloji bilimini özgün yapan birbirinden oldukça farklı iki durum vardır. Bunlardan ilki, biyolojinin fiziksel bilimlerdeki kritik kavramsal temellerin analizlerini oluşturuyor olmasıdır. Bu durum, bazı basit fiziksel prensiplerin biyolojiye uymadığını açığa vurmaktadır. Böylece bu prensipler uygun biyolojik temeller sayesinde elemeden geçirilerek düzenlenmiştir.İkinci özellik ise, biyolojinin temelinde kesin prensiplerin olması ve bunların cansız durumlara uyarlanamadığının sebeplerinin araştırılması gerekliliğidir. Bu, kavramsal olarak yaşamın ve dünyanın insanlar için hayal edilebilir ve somutlaştırılabilir bir nitelik taşıyabileceği için gerekliydi.1859 yılında “Origin of Species” ile Darwin ilk adımı atmış oldu.

2.1.5.Fiziksel Düşünceler Biyolojiye Uygun Değil

Darwin’in görüşleri, fiziksel bilimlerin gelişimini keşfetmek için önemliydi. Bu fikirler 19.yy’ ın ortalarında meydana geldi ve bazı biyologlar tarafından da desteklendi. Bu görüşler, biyolojinin diğer bilim dallarından farkını ortaya koymaktadır.

Page 9: kisi.deu.edu.trkisi.deu.edu.tr/bulent.cavas/ders/bok4.doc · Web viewBunun üzerine, şirket, balina yüzgeçlerinin dizaynından yola çıkarak, rüzgâr tribünlerinin pervanelerini

Akbulut, S., Çalık, O., Demir, H.(2009).

a.Essentializm( Tipoloji): Platon’dan beri genel düşünce, dünyanın değişiminin sınırlı ve kesin esaslara bağlı olarak gelişeceği görüşüydü. Bu bakış açısına ”Tipoloji” denilmiştir.Bu görüş, insan ırkının çeşitliliğinin yanlış yorumlanmasına yol açtığı; Afrikalılar, Asyalıların diğer insan ırklarından keskin farklarla ele alınarak gelişiminin yorumlandığı için bu görüş “ırkçılık” kavramını doğurmuştur.Darwin, tipolojik düşünce tarzını tamamen reddederek, bütünüyle farklı bir kavram kullanmıştır. Bu yeni kavram “populasyon görüşü” idi.

b.Determinizm: Newton kanunlarının sonuçlarından birini bile koşulsuz kabul etmek, gelişimi ve değişimi desteklemiyor. Ünlü Fransız matematikçi ve fizikçi Laplace, şimdiki bilgilerin gelecek ve sonsuzluk hakkında bilgi verdiği için övünmektedir. Ancak, diğer fizikçiler Laplace’ın övündüğü şeyin sadece bir olasılık olduğu görüşünü ileri sürmektedirler. İşte bu değişimi ispatlamak, gelecek hakkında çeşitlilik ve değişimleri araştırmak, biyolojide oldukça önemlidir.

c. İndirgeme: Biyoloji biliminin gelişimi diğer ana bilim dalları gibi düzenli bilgi dağılımı şeklinde olmamış, bu bilimin gelişmesinde asıl rol oynayan faktörler şans ve rastgeleliliktir.

d.Evrensel Biyoloji Kanunları: Tarihsel biyoloji incelendiğinde yaşamsal olguların(fenomen) birçoğunun kanunlaştırılamadığı görülmektedir. Örneğin: Darwinizm bunu açıkça göstermektedir. Bir teori olarak anılan evrimleşme kendi içinde birçok kanun doğurmuştur. Bunlar; Seçilim, adaptasyon, popülasyon ve ekosistem…

Tipoloji: Canlı ırklarının tarihsel gelişimi ve değişimini inceleyen bir paradigmadır.

Page 10: kisi.deu.edu.trkisi.deu.edu.tr/bulent.cavas/ders/bok4.doc · Web viewBunun üzerine, şirket, balina yüzgeçlerinin dizaynından yola çıkarak, rüzgâr tribünlerinin pervanelerini

Biyolojinin toplum, bilim ve teknoloji açısından önemi

2.1.6.Biyolojinin Geleceği

Dünyamızın kaynakları, sürekli çoğalan ve tüketimi gittikçe artan insan topluluklarına yeterli olmayacak duruma gelmiştir. Denizler, iç sular, atmosfer ve kirlenmiş toprak yapısı yer yer yenilenemeyecek biçimde bozulmuştur. Tüm dünya yaşam tehlikesine doğru sürüklenmektedir. Çözüm yolu, bazı önlemlerle birlikte biyoloji bilimine dayanmaktadır. Önümüzdeki yüzyılın başında şu gelişmelerin olması beklenmektedir.

İnsan topluluklarında kalıtsal hastalıklara neden olan genler, döllenme sırasında sağlamlarıyla değiştirilerek kanser, yüksek ve düşük tansiyon, şeker hastalığı, cücelik vb. Hastalıklar önlenebilecektir.

Canlıların ömür uzunluğunu kalıtsal olarak denetleyen genler kontrol altına alınarak ya da değiştirilerek, uzun bir yaşam sağlanabilecektir. 1996 yılından beri ana karnındaki bir fetüsün ne kadar yaşayacağı artık tahmin edilebilmektedir.

Bir canlıda önemli bir özelliği ortaya çıkaran gen ya da genler, diğer canlıların kalıtsal yapısına eklenerek bazı eksiklikler bu yolla giderilebildiği gibi fazladan bazı özelliklerin kazanılması da sağlanacaktır. Örneğin; C vitamini karaciğerde sentezlettirileceği için besinlerle alınması gerekmeyecektir.

Bitki ve hayvanların ıslahında olağanüstü atılımlar gerçekleşecek, verim artırılacak, birçok maddenin sentezi

Page 11: kisi.deu.edu.trkisi.deu.edu.tr/bulent.cavas/ders/bok4.doc · Web viewBunun üzerine, şirket, balina yüzgeçlerinin dizaynından yola çıkarak, rüzgâr tribünlerinin pervanelerini

Akbulut, S., Çalık, O., Demir, H.(2009).

özellikle büyük miktarda mikroorganizmalara yaptırılabilecektir.

Genlerdeki değişiklikler sonucu yeni hayvan ve bitki türlerinin ortaya çıkması sağlanacaktır.

Genom projesi sonucunda yenilenme mekanizmasının oluşturulmasıyla, kısmî doku ve organ kayıpları telafi edilebilecektir. Bu güne kadar doku ve organ nakli tekniğinde, doku uyuşmazlığı nedeniyle başarısızlıklar olduğu görülmekteydi, ancak bu sorun doku ve organ nakli tekniğindeki gelişmelerle aşılmaktadır. Bunun için şimdiden organ bankalarında çeşitli organlar gerektiğinde kullanılmak üzere korunmaktadır. Şu anda genellikle sperm, kemik, deri ve bazı özel dokular saklanabilmektedir. Yakın gelecekte ise çeşitli doku ve organlar, bir bütün olarak yapıları bozulmadan saklanabilecektir.

Canlılardaki genlerin tümü sınıflandırılabilecek, bunlarla ilgili bankalar kurulacak, ilaç sanayi biyoteknolojik yöntemleri geniş oranda kullanacağı için birçok ilacın etkili ve ucuz yoldan üretilmesi sağlanacaktır.Bütün bunların yanında tehlikeli olabilecek mikroorganizmaları üretmek, doğal yaşam görüntüsünü kısmen de olsa bozma gibi biyolojik gelişmelerin doğurabileceği sakıncalarda vardır.Biyolojik çalışmalar, giderek genetik, moleküler biyoloji ve biyokimya gibi alt bilimler üzerine yoğunlaştırılıyor. Önemli çalışmalardan biride “Klonlama” dır.

Önümüzdeki yüzyılın başında şu gelişmelerin olması beklenmektedir:

Page 12: kisi.deu.edu.trkisi.deu.edu.tr/bulent.cavas/ders/bok4.doc · Web viewBunun üzerine, şirket, balina yüzgeçlerinin dizaynından yola çıkarak, rüzgâr tribünlerinin pervanelerini

Biyolojinin toplum, bilim ve teknoloji açısından önemi

1- Kalıtsal hastalıklara neden olan genlerin keşfedilmesi (kanser, g. tansiyon, düşük tansiyon vb.),2- Canlının ömür uzunluğunu kalıtsal olarak kanıtlayan genlerin kontrol altına alınması,3- Bir canlıda önemli bir özelliği ortaya çıkaran genler, diğer canlıların kalıtsal yapısına eklenerek bazı eksikliklerin tamamlanması,4- Bitki ve hayvan ıslahı, birçok maddenin sentezinin mikroorganizmalara yaptırılabileceği,5- Genlerdeki yapılacak değişikler sonucu yeni hayvan ve bitki türlerinin ortaya çıkması sağlanacaktır.6- Yenilenme: Doku ve organ nakli vb.7- Gen haritaları vb.

Günümüzde biyolojinin önemini vurgulamak için dünyaca ünlü “Science Dergisi” nin 2000 yılının en önemli bilimsel gelişmelerini içeren listesini incelemek sanırız yeterli olacaktır. Science dergisi Amerika’nın en önemli bilimsel dergilerinden birisidir ve her yıl, geçen 12 ay içinde yapılan dünyanın en önemli bilimsel araştırma çalışmalarını değerlendirmektedir. Şimdi 10 önemli bilimsel gelişmeyi kısaca başlıklar halinde verelim.

Genetik kodun çözülmesi Ribozom haritasının çıkarılması Elektrik ileten plastikler İnsan kökeniyle ilgili yeni bulgular Kök hücre çalışmaları Mars’ta su izleri bulunması Evrenin geometrisinin çıkarılması Klonlamadaki gelişmeler

Page 13: kisi.deu.edu.trkisi.deu.edu.tr/bulent.cavas/ders/bok4.doc · Web viewBunun üzerine, şirket, balina yüzgeçlerinin dizaynından yola çıkarak, rüzgâr tribünlerinin pervanelerini

Akbulut, S., Çalık, O., Demir, H.(2009).

Dünyaya yakin göktaşlarının irdelenmesi Kuantumun gizleri üzerine çalışmalar.

2.1.7.Biyoloji Biliminin Gelişiminin İnsanlığa Katkıları

Bireylerin ve gelecek kuşakların sağlıklı yaşaması biyoloji bilimindeki bilinçlenme ile sağlanacaktır. Araştırmacılar bitki ve hayvanları ıslah etmiş, daha iyi meyve, daha fazla yumurta, daha çok et ve süt elde etmek için onların soylarını, kültürel yöntemler kullanarak iyileştirmeye çalışmışlardır. Bu çalışmalarda da büyük ölçüde başarılı olmuşlardır.Günümüzde birçok ülke seralarda tozlaşma görevini bombus adı verilen arılara yaptırıyor. Bombus özellikle sebzecilikte yüksek verim elde etmek amacıyla hormon kullanan üreticilere bir çıkış niteliği taşımaktadır. Arının taşıdığı çiçek tozları etrafa yayılarak, seradaki domates ve çiçeklerdeki verimi artırdı. Günümüzde birçok tıbbî bitki ve hayvanın üretimi, antibiyotik, aşı, interferon, çeşitli pestisitlerin üretimleri, insandaki zararlı genlerin ayıklanması işi gibi alanlarda biyoteknolojiden yararlanılmaktadır. Tıpta uygulanan aşılama yöntemi ile vücuda virüs verilerek vücudun virüsü tanıması ve ona karşı antikor üretmesi sağlanır. Hâlbuki gen teknolojisinin sağladığı olanaklarla vücuda virüs verilmeden de antikor üretmek mümkün olmuştur. Böylece vücut virüsün yan etkilerinden korunabilmektedir. Tıpta; pıhtılaşma bozuklukları, lösemi gibi hastalıkların teşhis ve tedavisinde enzimlerden yararlanılmaktadır. Bu enzimlerin elde edilmesi

Page 14: kisi.deu.edu.trkisi.deu.edu.tr/bulent.cavas/ders/bok4.doc · Web viewBunun üzerine, şirket, balina yüzgeçlerinin dizaynından yola çıkarak, rüzgâr tribünlerinin pervanelerini

Biyolojinin toplum, bilim ve teknoloji açısından önemi

biyoteknolojinin sayesinde olmuştur.

Bakteriler keşfedildiğinde o küçük canlılardan enerji üretileceği düşünülmemiş olsa gerek. Ancak insanlığın yaşadığı enerji problemi farklı ve az maliyetle enerji üretimini gündeme getirmiştir. İşte bu nedenle araştırmacılar, enerji üretmek için bakterileri evrimleştirmenin peşine düştü. Yenilenebilir kaynakları kullanarak çevreye zarar vermeden enerji üretme konusu önem kazandıkça, araştırmacılar bu konuda akılları zorlayan girişimlerde bulunuyorlar. Şimdiye kadar bu yöntemlerden en çok üzerinde durulanlardan biri yakıt hücreleri sayesinde enerji elde etmekti. Massachusetts Üniversitesi araştırmacıları ise, kapalı bir ortamda basit şekerle beslenen bakterilerin de verimli bir enerji kaynağı olabileceğini düşünüyorlar. Bu yöntemin hayata geçebilmesi için, bakterilerin şekerle beslenirken oluşturdukları ATP ’den kaynaklanan pozitif hidrojenin elektrotlara iletilebilmesi gerekiyor. Bunun için de bakterinin yapısal iletkenliğini artırmaya ihtiyaç var. Massachusetts Üniversitesi araştırmacıları, dünya üzerinde bakterilerin elektriksel iletkenliğini artırmaya zorlayacak bir cevre koşulu olmadığını görünce bunu kendileri sağlamaya karar vermişler. Bu amaçla grafit elektrot üzerindeki bir kültürde yetiştirilen bakterilere 400 mili volt sürekli akım verilmiş ve bu ortama uyum sağlayıp sağlayamayacakları gözlenmiş. Beş ay sonra buradan alınan bakterilerin normal kültür ortamında çok daha hızlı ürediği ve olgunlaştığı gözlenirken, hareketliliklerini ve anotlara tutunmalarını sağlayan yapılarda gözle görülür bir gelişim sağladıkları görülmüştür. Bu sonuçların, enerji üretebilecek nitelikte bakterilerin üretilmesinde oldukça önemli bir adım olduğu belirtiliyor.

2.2.Biyolojinin Teknolojik Boyutu

Page 15: kisi.deu.edu.trkisi.deu.edu.tr/bulent.cavas/ders/bok4.doc · Web viewBunun üzerine, şirket, balina yüzgeçlerinin dizaynından yola çıkarak, rüzgâr tribünlerinin pervanelerini

Akbulut, S., Çalık, O., Demir, H.(2009).

Bir ağaç nasıl metreler yukarıya pompa yardımı olmadan köklerindeki suyu ulaştırır? Bir balina o koca gövdesine rağmen nasıl olur da, yüzgeçleri suya girerken ağırlığına göre çok az su çıkarır? Bunlar gibi binlerce sorunun cevabı, günlük hayatımızı değiştirecek buluşlara yol veriyor. Her geçen gün doğadan giderek uzaklaşsak da aslında yeni innovasyonlarda, milyonlarca yıl süren evrim süreçlerinden sonra, en gelişmiş ve eksiksiz tasarımlarıyla, yine bize doğa kılavuzluk ediyor. Nasıl mı? “Biomimetri” denilen bilim dalı sayesinde biomimetri, doğanın yöntemlerini kullanarak ve araştırarak insanlığın problemlerine çözüm getirme sanatı ve bilimi demek doğru olur. Biomimetriye endüstriyel anlamda ışık tutan Janine Benyus’un 1998’de basılan “Biomimicry” kitabıdır. Aslen biyolog olan Benyus, bu kitabında, ekolojik olarak farklı olmak isteyen şirketlerin, kültürlerin ve ekonomilerin neler yapabileceğini anlatır.

Biomimetrinin hepimize aşina bir örnek ise: spor ayakkabılardan bildiğimiz “cırt cırt”lar. 1948 yılında dağcı ve yenilikçi George de Mistral, bir gün köpeğiyle ormanda yürüyüşten gelirken, bakıyor ki kendisi ve köpeğinin her tarafına bir bitkinin dikenli kabukları yapışmış. Bunun üzerine Mistral, bu bitkinin dikenlerinin her şeye yapıştığını görünce, naylon ve çeşitli materyaller kullanarak bugün sıkça kullandığımız “cırt cırt”ı yaratıyor.

Aslında biomimetri bilimi ve sanatı 20. Yüzyıldan çok daha eskilere dayanıyor. 1496 yılında kuşların uçma kabiliyetine hayranlık duyan Leonardo da Vinci, kuşların uçuşlarını detaylı çizim ve çalışmalar yaparak analiz ediyor. Bunun sonucunda, kuş çizimlerini taklit ederek, o yıl başarısızlıkla da sonuçlansa, bir “uçma makinesi” yapıyor.

Biyomimetri:Ortalama yaşam süresinin hesaplanması gibi biyolojide kullanılan istatistiki ölçümlerdir.

Page 16: kisi.deu.edu.trkisi.deu.edu.tr/bulent.cavas/ders/bok4.doc · Web viewBunun üzerine, şirket, balina yüzgeçlerinin dizaynından yola çıkarak, rüzgâr tribünlerinin pervanelerini

Biyolojinin toplum, bilim ve teknoloji açısından önemi

Hiç tersanede imal edilen bir geminin iskeletine dikkat ettiniz mi? Gemi iskeletinin tavuk omurgası model alınarak yapılmış olduğu şaşırtıcı diğer bir gerçektir.

Ohio Eyalet Üniversitesi’nden bilim adamı Prof. Bharat Bhushan, nilüfer yaprağının üzerinde su tutmaması özelliğinden yola çıkarak, ‘kendini temizleyen cam’ geliştirdi. Bhushan’a göre nilüfer yaprağı ‘hidrofobik’ yani ‘sudan korkan’ bir özelliğe sahip. Nilüfer yaprağı bunu üzerinde bulunan metrenin birkaç milyonda biri boyutundaki pürüzlerle sağlıyor. Nanoteknolojinin bir mucizesi olarak anılan bu camlar görüldüğü gibi aslında doğanın bir mucizesidir.

Askerlerin kullandığı kasketler kaplumbağa kabuğundan esinlenilerek yapılmıştır.

Özellikle askeri alanda daha çok kullandığımız helikopterde hemen hemen hepimizin bildiği helikopter böceğinin ismini almış, ayrıca şekil ve çalışma mekanizmasına da esin kaynağı olmuştur.

Farklı bir başka örnekte deniz altının çalışma prensibiyle ilgilidir. Tahmin edebileceğiniz gibi balıklardan gözlem yapılmıştır. Kum balığının solungaçlarına su alarak batma, aldığı bu suyu boşaltarak yüzeye çıkma eylemi insanoğluna model olmuştur.

Günümüzde biomimetriden enerjiye, sağlığa kadar uzanan geniş bir yelpazedeki sektörlere innovasyon için ışık tutuyor.

İŞTE SON ZAMANLARDAKİ ÖRNEKLER( DOĞADAN KOPYALANANLAR)

Balinalar ve Rüzgâr Tribünleri: Okyanus bazlı biomimetri su üzerindeki inovasyonlara da ışık

İnnovasyon: Yenilik, buluş anlamına gelmektedir.

Hidrofobik: suyu bünyesine almayan, absorbe etmeyen yapılara verilen ad.

Page 17: kisi.deu.edu.trkisi.deu.edu.tr/bulent.cavas/ders/bok4.doc · Web viewBunun üzerine, şirket, balina yüzgeçlerinin dizaynından yola çıkarak, rüzgâr tribünlerinin pervanelerini

Akbulut, S., Çalık, O., Demir, H.(2009).

tutuyor. Whalepower şirketi başkanı Frank Fish, kambur balinaların vücutlarının büyüklüğüne rağmen, son derece çevik olduklarını gözlemlemiş. Ayrıca bu balinalar suya girip çıkarken, bedenlerine göre sadece bir buçuk metre çapında su baloncukları yapıyorlarmış. Bunun üzerine, şirket, balina yüzgeçlerinin dizaynından yola çıkarak, rüzgâr tribünlerinin pervanelerini verimi arttıracak ve de sessizce çalışabilecek şekilde dizayn etmiş.

Kelebekler ve Ekranlar: Qualcomm şirketi, kelebek kanatlarının benzersiz özelliklerini ekran teknolojisini geliştirmek için incelemiş. Kelebeklerin renklerinin parlaklığından da anlaşılabileceği gibi, kanatları ışığı öyle bir biçimde yansıtıyormuş ki farklı dalga boyları birbirleriyle kesişerek kusursuz denilecek kadar parlak renkler yaratıyorlarmış. Aynı teknik, mobil cihazlarda daha az enerji, daha parlak ve berrak ekranlar yaratmak için kullanılmış.

Page 18: kisi.deu.edu.trkisi.deu.edu.tr/bulent.cavas/ders/bok4.doc · Web viewBunun üzerine, şirket, balina yüzgeçlerinin dizaynından yola çıkarak, rüzgâr tribünlerinin pervanelerini

Biyolojinin toplum, bilim ve teknoloji açısından önemi

Midyeler ve Parkeler: Sahilde midye kabuklarını kayalardan çıkarmaya çalışan herkes bilir ki öyle bir yapışmışlardır ki, onları oradan çıkarmak için kazımak gerekir. Columbia Forest Products şirketi, ağaç kontrplaklar için mavi midyelerin yapışkanlık özelliğini araştırmış ve suda ve alkolde çözülen aynı zamanda renksiz bir gaz olan, formaldehit olmadan soya bir teknoloji geliştirmişler.

Karıncalar ve Dijital Güvenlik: Günümüzde tıpkı virüslerin vücudumuzu olduğu gibi bilgisayarlımızı enfekte etmesi artık alışılagelmiş bir durum. Bilgisayar güvenliği uzmanları ise, karıncalardan yola çıkarak bilgisayarlarımızı koruyacak metotlar geliştiriyorlar. Tıpkı karıncaların birbirlerinden yardım alması ve çoğunluk gücünü sağlayarak düşmanlarıyla savaşması gibi, geliştirilen “dijital karıncalar” da bilgisayarları koruyacak. Henüz deneme aşamasında olan bu teknoloji, son derece başarılı neticeler vermiş.

Kontrplak: En az üç kaplamanın, damarları birbirine dik gelecek biçimde üst üste yapıştırılması yolu ile hazırlanan levhadır.

Page 19: kisi.deu.edu.trkisi.deu.edu.tr/bulent.cavas/ders/bok4.doc · Web viewBunun üzerine, şirket, balina yüzgeçlerinin dizaynından yola çıkarak, rüzgâr tribünlerinin pervanelerini

Akbulut, S., Çalık, O., Demir, H.(2009).

Verilecek daha binlerce örnek olması, bize doğadan ne kadar çok şey öğrendiğimizin ve öğrenebileceğimizin en iyi kanıtı. Bilhassa yenilenebilir enerji ve teknoloji konularında yapılan inovasyonlarda, doğanın bilim adamlarına ve araştırmacılara ışık tutacağı kesin.

2.2.1.Taramalı Elektron Mikroskobu ve Biyoteknoloji

İnsanlar tarafından üretilen birçok mekanik sistemin doğadan uyarlanması sonucu hayatımızı kolaylaştıran biyoloji elektron mikroskobunun bulunmasıyla birçok teknolojik gelişmenin de kapısını aralamıştır. Taramalı Elektron Mikroskobu veya SEM (Scanning Electron Microscope), çok küçük bir alana odaklanan yüksek enerjili elektronlarla yüzeyin taranması prensibiyle çalışır. Manfred von Ardenne öncülüğünde 1930'lı yıllarda geliştirilmiştir. En sık kullanıldığı biçimiyle, yüzeyden yayılan ikincil (secondary) elektronlarla yapılan ölçüm, özellikle yüzeyin engebeli (topografik) yapısıyla ilişkili bir görüntü oluşturur. Elektron mikroskobu moleküler düzeyde incelemelere olanak sağlayarak yaşamla ilgili tüm bilgiyi saklayan DNA zincirinin ve bu zincir tarafından kontrol edilen bilginin farklı şekillerde ürünlere (proteinlere başta olmak üzere çeşitli biyolojik moleküller) dönüştürülmesini ayrıca bu çok sayıda (bilinen veya henüz tanımlanmamış) farklı ve özel fonksiyonları olan biyolojik moleküllerin yaşamla ilgili birçok fonksiyonu yerine getirdiği keşfedilmiştir. DNA da zamanla gelebilecek değişiklikler (mutasyon), yanlış ürün (biyolojik molekül) üretimi nedeniyle biyolojik fonksiyonların bozulmasına ve dolayısıyla çeşitli ve çok önemli hastalıklara yol açabileceği saptanmıştır. Bu nedenle genetik değişikliklerin veya oluşan biyolojik moleküllerin izlenmesi ile oluşan veya oluşacak

Page 20: kisi.deu.edu.trkisi.deu.edu.tr/bulent.cavas/ders/bok4.doc · Web viewBunun üzerine, şirket, balina yüzgeçlerinin dizaynından yola çıkarak, rüzgâr tribünlerinin pervanelerini

Biyolojinin toplum, bilim ve teknoloji açısından önemi

hastalıkların izlenmesi, erken tanı ve hastalıkların başlangıçta müdahale ile etkin tedavisinde çok önemlidir. Aynı zamanda bu analizlerin doğru, hızlı olarak yapılması birçok bilinmeyenin de çözümü demektir ki bu hastalıktan korunmayı hem de doğru tedaviyi sağlar. Biyolojik moleküllerin tanısında kullanılabilecek en duyarlı ve spesifik yaklaşım, tanıyıcı olarak bu moleküllerin eşleniklerinin kullanıldığı biyoafinite sistemlerinin ( biyoçipler, biyosensörler, vb.) uygulanmasıdır. Yalnızca fonksiyon bozukluklarının izlenmesi, tanısı şüphesiz yeterli değildir, hastalığın tedavisi gerekir. Bunun için çeşitli ilaçlar kullanılmaktadır. Yeni eğilim özellikle birçok biyolojik reaksiyonu durduran veya istenilen yönde gitmesini sağlayacak biyolojik moleküllerin ilaç olarak kullanımıdır. Bu moleküllerin teknolojik boyutta çok saf ve ekonomik olarak üretimleri gerekir. Genetik bozukluklara dayanan hastalıkların tedavisinde en doğru çözümlerden biri de eksik veya yanlış çalışan genetik bilginin düzeltilmesidir, bunun için özellikle son yıllarda uygulanmaya başlanan gen terapisinin geleceğin en önemli tedavi yöntemi olacağı düşünülmektedir. Genetik bilginin (DNA fragmanlarının) doğru olarak tanımı, saf olarak üretimi ve doğru olarak aktarılması gerekir. Günümüzde modern biyoteknoloji yalnızca tıpta tanı ve tedavi için değil, tarım, hayvancılık, endüstriyel, gıda vb. birçok dalda genetik modifikasyonlar ile ürün türünü, verimliliğini artırmak ve ekonomik üretim olanağı sağlamak yönünde kullanılmaktadır. Bunların doğru yapılması, risklerinin belirlenmesi ve ortadan kaldırılması içinde hem genetik değişimlerin hem de bunların ürünlerinin son derece hassas ve hızlı olarak tanınması ve miktarlarının belirlenmesine gereksinim vardır. Gelecek teknolojik ürünler şüphesiz genetik modifiye mikroorganizma, hayvan ve bitki hücreleri, hatta hayvan ve bitkiler olacaktır. Günümüzde

Page 21: kisi.deu.edu.trkisi.deu.edu.tr/bulent.cavas/ders/bok4.doc · Web viewBunun üzerine, şirket, balina yüzgeçlerinin dizaynından yola çıkarak, rüzgâr tribünlerinin pervanelerini

Akbulut, S., Çalık, O., Demir, H.(2009).

bunlar artık bir hayal değildir, gerçekleşmiştir. Geleceğin güçlü toplumları bu teknolojiyi üretenler olacaktır.

2.2.2.Bilişim Teknolojilerinin Biyolojide Kullanımı

Bilişim teknolojisi günümüzde bütün bilim dallarıyla iç içe durumdadır ancak burada konu itibariyle Biyoloji üzerinde durulacaktır. Bilgisayarların, bilgiyi görsel bir biçimde sunabilmesi Biyoloji için özellikle önemlidir. İyi hazırlanmış resimler, üç boyutlu modellemeler, hareketli animasyonlar, interaktif ortamlar vb. hedeflenen bilginin daha kolay kavranmasını sağlamaktadır. Örneğin derslerde öğrenilen DNA replikasyonu, protein sentezi, kan dolaşımı, impuls iletimi, fotosentez, solunum ve daha pek çok konunun anlaşılması bilgisayar ortamında hazırlanmış animasyonlar ile daha kolay hale getirilmektedir. Bilgisayar başında etkileşimli laboratuarlarda çeşitli deneyler yapılıp, sonuçlar gözlenebilmektedir. Organik moleküllerin üç boyutlu yapıları bilgisayarda modellenebilmektedir (Şekil 1).

Şekil 1: Klorofilin Moleküler Yapısı

Bilgisayar programları yardımıyla, bilinen bir ilacın değiştirilmesiyleoluşturulan yeni ilaç versiyonları ile hedefin etkileşimi modellenebilecek, böylelikle yeni ilacın olumlu veya olumsuz

Page 22: kisi.deu.edu.trkisi.deu.edu.tr/bulent.cavas/ders/bok4.doc · Web viewBunun üzerine, şirket, balina yüzgeçlerinin dizaynından yola çıkarak, rüzgâr tribünlerinin pervanelerini

Biyolojinin toplum, bilim ve teknoloji açısından önemi

etkileri hakkında önceden bilgi verilebilecektir. İnsanın hayal gücünü zorlayan konuların anlaşılması bilgisayar tasarımları ile daha kolay hale gelmiştir. Böyle tasarımların hazırlanıp internet ortamında sunulması herkesin bu tasarımlara ulaşabilmesini mümkün kılmaktadır.

2.2.3.Biyomedikal Mühendisliği ve Biyomedikal Cihaz Teknolojisi nedir?

Biyomedikal Mühendisliği ve biyomedikal cihaz teknolojisi, sağlık alanında teşhis ve tedavi amacıyla kullanılan mekanik ve elektronik cihaz ve sistemlerin tasarım, üretim, geliştirme, teknik işletme ve bakım-onarım faaliyetlerini kapsamaktadır.

Günümüzde, hastanelerde yaklaşık yirmi bin farklı tür tıbbi cihaz sistemi kullanılmakta olup ülkemizdeki kullanılan biyomedikal cihaz ve sistem sayısı son yirmi yılda yediye katlanmıştır.

Biyomedikal Teknoloji ve Biyoteknoloji Hakkında

“Biyomedikal Teknoloji” esas olarak tıpta teşhis ve tedavi amacıyla kullanılabilecek tüm madde, malzeme, aparat ve cihazların üretimi ile ilgilenen disiplinler arası bir teknoloji dalıdır. Sağlık sektöründe farklı amaçlar için kullanılan maddelerin (ilaçlar, hormonlar, proteinler vb.) özellikle modern biyoteknoloji teknikleri kullanılarak sentezi-üretimi, kısaca “Sağlık için Biyoteknoloji” günümüzde uluslararası

Kompozit: Homojen bir yapıya sahip olmayıp, farklı cins malzemelerden meydana gelen elemanlara kompozit elemanlar denir.

Page 23: kisi.deu.edu.trkisi.deu.edu.tr/bulent.cavas/ders/bok4.doc · Web viewBunun üzerine, şirket, balina yüzgeçlerinin dizaynından yola çıkarak, rüzgâr tribünlerinin pervanelerini

Akbulut, S., Çalık, O., Demir, H.(2009).

düzeyde en çok yatırım yapılan bilim ve teknoloji dalları arasında ön sırada yer almaktadır ve “Biyomedikal Teknoloji’nin önemli bir bölümüyle bütünleşmektedir.Biyomedikal Teknolojinin önemli bir dalı yine teşhis ve tedavi amacıyla malzeme üretimidir. Polimerler başta olmak üzere, metaller ve alaşımlar, özel seramikler, karbon ve bunların kompozitlerinden oluşan malzemeler (“Biyomateryaller”) yapay organlar, sert ve yumuşak doku protezleri, ve teşhis ve tedavi amaçlı cihazların yapımında yaygın olarak kullanılmaktadır. Sağlık sektöründe diğer bir alt grup ise, tanı kitleridir. Hastaneler, klinikler, üniversiteler, laboratuarlar ve kişisel olarak kullanılan birçok tanı kiti geniş bir pazar oluşturmaktadır. Biyoçip teknolojisi çoklu tanının aynı anda yapılmasına olanak vermektedir ve Biyomedikal Teknolojinin çok hızla gelişen dalları Genomiks ve Proteomiks ile ilgili uygulamalarında önemli bir role sahip olacağı muhakkaktır. Biyomedikal Teknoloji ürünleri boyut ve kapasite olarak üretimleri az, dolayısıyla küçük fakat özel mekanlarda, özel koşullarda üretilen ürünlerdir, ancak olmazsa olmaz tanımına uyan bir pazara sahiptir ve fiyatları, ürünlere göre çok yüksektir. Biyoteknoloji-Biyomedikal Teknoloji, birçok gelişmiş ve gelişmekte olan ülkede olduğu gibi Türkiye’de de öncelikli desteklenmesi gereken Bilim ve Teknoloji dallarından bir olarak görülmekte ve çeşitli plan ve programlarda yer almaktadır. Tüm modern ve yeni teknoloji dallarında olduğu gibi bu teknolojinin doğru ve hızlı gelişimi için mutlaka çok iyi/sıkı bir sanayi-akademi ilişkisine gereksinim vardır. Bu ilişkinin sağlanabilmesi için çeşitli ara yüzeyler oluşturulmalıdır.Biyoteknolojinin katkıları arasında insülini de sayabiliriz. İnsülin insanlarda şeker metabolizmasını düzenleyen bir hormon olup pankreas hücreleri tarafından üretilir, dolaşıma katılır. Eksikliğinde ise şeker (diyabet) hastalığı ortaya çıkar.

Page 24: kisi.deu.edu.trkisi.deu.edu.tr/bulent.cavas/ders/bok4.doc · Web viewBunun üzerine, şirket, balina yüzgeçlerinin dizaynından yola çıkarak, rüzgâr tribünlerinin pervanelerini

Biyolojinin toplum, bilim ve teknoloji açısından önemi

Bugün bakteri DNA’sı yardımıyla insülin hormonu bol miktarda ve ucuza üretilebilmektedir. Yine, cücelik tedavisinde kullanılan insan büyüme hormonunda bu yolla üretilmektedir. Büyüme hormonu, eskiden sadece kadavraların hipofiz bezinden çok büyük zorluk ve masraflarla elde ediliyordu artık biyoteknolojik yöntemlerle çok miktarda ve ucuza elde edilebilmektedir.Biyoteknolojik buluşlar ve onlara dayalı uygulamalar, insanoğluna biyolojik savaşta yararlanabileceği organizmaları elde etme olanağı sağlamıştır. Gittikçe önem kazanan “biyolojik savaş” konusunda yapılan çalışmalar ülkemizde yeterli düzeyde değildir. Oysa biyolojik savaşta kullanılabilecek birçok organizma yurdumuzda bulunabilmektedir. Ancak biyolojik savaşta yok edilmeye çalışılan zararlı canlılarla, bunları yok etmek için kullanılan canlıların biyolojik yapılarının iyi bilinmemesi, ülkemizdeki bazı çalışmaların da başarısızlığına neden olmaktadır. Oysa tarımda biyolojik savaş daha ucuz ve kolay olacak, çevre kirliliği de önemli ölçüde azalacaktır. Bu amaçla bazı bakteri türleri kullanılarak böceklere karşı dirençli domates, tütün, pamuk gibi bitkiler elde edilmektedir.

2.3.Biyolojinin Toplumsal Boyutu

21. yüzyıllın ilk çeyreğinde ilerlerken insanlığın önünde duran en önemli sorunlardan birisi de devamlı artan nüfusun sürekli olarak artan gereksinimlerinin sınırlı doğal kaynaklar ile nasıl dengede tutulacağıdır. Nüfusun sayısındaki ve yapısındaki değişmelerin, kişilerin tüketim arzularındaki değişmelerle birleşmesi, doğal kaynakların yenilenebilir olmaÖzelliğinin çok ötesinde tüketilmesine yol açmaktadır. Günümüzdeki mevcut ekonomik düzenin, kaynakların

Page 25: kisi.deu.edu.trkisi.deu.edu.tr/bulent.cavas/ders/bok4.doc · Web viewBunun üzerine, şirket, balina yüzgeçlerinin dizaynından yola çıkarak, rüzgâr tribünlerinin pervanelerini

Akbulut, S., Çalık, O., Demir, H.(2009).

yenilenebilirliğini ve kalkınmanın sürdürülebilirliğini desteklemediği açıkça görülmektedir. Kalkınmanın belirli bir zaman sonra bitmemesi, sürdürülebilir olması için hem üretimin hem de tüketimin çevreyi hor kullanmaması, geleceği de dikkate alması gerekmektedir. Çevre ve doğal kaynakların kullanımının temel boyutu, nüfus ve nüfusun tanımladığı "gereksinim" ve "davranış" boyutudur. Nüfus ve çevre arasındaki ilişkinin en temel niteliği birbirleriyle etkileşim içinde olmasıdır. Bu etkileşim sosyal ve ekonomik nitelikli ara değişkenler aracılığı ile gerçekleşmektedir. Örneğin nüfusun büyüklüğü dağılımı ve artış hızı; toprak ve gelir dağılımı, tüketim seviyesi gibi ekonomik ve sosyal değişkenler üzerinde etkili olmakta, bunlar da doğal kaynakların (su, hava, toprak, orman kaynakları, mineraller gibi) kullanımını hacim ve verimlilik olarak (üretime dönüşme oranı) etkilemektedirler. Aynı şekilde ve karşı bir etkileme olarak, doğal kaynakların kullanımı, toprak ve gelir dağılımını, tüketim seviyelerini değiştirmekte bu da nüfusun artışında, büyüklüğünde ve mekânsal dağılımında değişmelere yol açmaktadır. Nüfus ve çevre arasında bir başka etkileşim yolu da teknoloji tercihinden ve kullanımından geçmektedir. Nüfus ve tüketim talebi, teknolojinin atıklara önem verip vermemesine, kaynak tüketiminin sürdürülebilir olup olmamasına, ticari istismarların mevcudiyetine yol açmaktadır. Bu bağlamda mevcudiyet bulan tarım, sanayi ve hizmet teknolojileri, doğal kaynakların ve çevrenin kullanımını etkilemektedir. Doğal kaynakların niteliği de seçilecek ve geliştirilecek teknolojileri belirlemekte, bu da yukarıda anlatılan ekonomik ve sosyal değişkenler yolu ile tekrar nüfusa yansımaktadır.

Nüfus ve çevrenin, teknoloji, tabii kaynaklar, kalkınma politikaları ve diğer sosyoekonomik faktörler çerçevesinde

Page 26: kisi.deu.edu.trkisi.deu.edu.tr/bulent.cavas/ders/bok4.doc · Web viewBunun üzerine, şirket, balina yüzgeçlerinin dizaynından yola çıkarak, rüzgâr tribünlerinin pervanelerini

Biyolojinin toplum, bilim ve teknoloji açısından önemi

ilişkilerini anlatan kapsamlı bir şema UNFPA'in "Population, Resources and the Environment, The Critical Challenges" başlıklı (1991) kitabında verilmektedir.

Giderek artan dünya nüfusu atalarımızdan bu yana değerlendirildiğinde üç bölüme ayrılmıştır. İlk bölüm olan avcılık aşamasından sonra ilk büyük nüfus patlaması, insanların göçebe avcılıktan yerleşik bir yaşam biçimine geçmeleriyle başlıyor. Tarım faaliyetleri oluşuncaya dek yiyecek, insanların aramasını gerektiren, ancak bulunca yiyebildiği, dolası ile varlığı tesadüf bir kaynak olmuştur. Tüm bunlar göz önüne alındığında dünya nüfusundaki ikinci bölüm olan tarımın yaygınlaşmasıyla olan artış M.Ö. 5000 yıllarında başlayıp 18. yy a kadar sürmüştür. Avcılık safhasından tarım safhasındaki büyük artış 18. yy sanayi devrimiyle gölgelenmiştir. Halen içinde bulunduğumuz üçüncü safhada nüfusun artış hızı katlanarak ilerlemektedir.İşte bu kontrol edilemeyen nüfus artışı besin, su, yeraltı ve yerüstü kaynakları yakalanamayan bir hızla tüketilmeye başlamıştır. Bunun sonucunda da insanoğlu yetmeyen besin sıkıntısını çözmek için yeni tarım alanları aramaya başlamıştır. Dünyadaki tüm tropikal ormanların yarısı, kesilme ve yakılma gibi sebeplerle yok edilmiştir. Tropik ormanların kapladığı alan, dünya yüzeyinin %7 sini oluşturmasına rağmen yeryüzündeki hayvan ve bitki türlerinin %80 i bu bölgede yaşamaktadır. Bu türler arasında kereste değeri olan ağaçlar, henüz varlığından bile haberdar olmadığımız, tıp ve eczacılıkta kullanılabilecek bitki, hayvan ve mikroorganizmalar var. Yapılan bir araştırmaya göre, ABD ‘de reçeteyle satılan ilaçların dörtte birinden fazlası, yalnız tropik ormanlarda bulunan bitkilerden elde edildiği saptanmıştır. Yeni ilaçların birçoğunun kaynağı ya da modeli doğadadır. Tropikal ormanların tüm dünya için değeri

Page 27: kisi.deu.edu.trkisi.deu.edu.tr/bulent.cavas/ders/bok4.doc · Web viewBunun üzerine, şirket, balina yüzgeçlerinin dizaynından yola çıkarak, rüzgâr tribünlerinin pervanelerini

Akbulut, S., Çalık, O., Demir, H.(2009).

bunlarla sınırlı değildir. Bu ormanlar dünyanın yağmur dengesini düzenliyor ve atmosfere oksijen sağlıyor. İnsanoğlu yetmeyen besin ihtiyacını karşılamak için dünya iklimi üzerinde etkisi olan dünya ekosisteminin akciğeri sayılan bu ormanları yok ediyor.Sıra bu açılan tarım alanlarından en etkili şekilde yararlanmaya geldiğinde ise çeşitli tarım zararlılarına karşı verilen mücadele gündeme gelmektedir. Bu uğurda üretilen ve kullanılan tarım ilacı dendiğinde hemen akılda beliren DDT olmaktadır. Yasaklanmasının üstünden yıllar geçmiş olmasına rağmen halen olumsuz etkirlini gözleyebilmemiz sayesinde popülaritesini korumuş olan DDT önce insanlığın kurtarıcısı olarak anılmıştır. DDT aslında düşünüldüğü gibi böcek ilacı olarak laboratuarda sentezlenmiş bir madde değildir. Geçen yüzyılın sonlarında bir kimya öğrencisinin, araştırma tezi için karbon, hidrojen ve klordan ürettiği bir organik kimyasaldır. Bundan otuz yıl kadar sonra İsviçreli bir kimyacı tarafından haşereler üzerinde denenmiş ve istenilenden daha iyi bir sonuç elde edilmiştir. DDT 1942 yılından sonra sıtma gibi böcekler yoluyla taşınan çeşitli hastalıklara ve tarım zararlılarına karşı başarıyla kullanılmıştır. Daha sonraları ekosistem dengesinin bozulması ile sonuçlanan bu sürecin etkileri halen devam etmektedir. DDT ile ilgili şaşırtıcı gerçekler yıllar sonra anlaşılmıştır. Bunlardan biri tropik ormanlardan, Antartikanın penguenlerine kadar tüm canlıların dokusunda görülmeye başlamıştır. Buradaki şaşırtıcı sonuç ise sözü edilen yerlerde bu kimyasalın kullanılmamış olmasıdır. İnsanoğlu sadece kullandığı kimyasallarla değil çoğu zaman kendi eliyle ekolojik dengeyi bozmuştur. Örneğin balıkçıların daha fazla balık avlamak için flamingo kuşlarını kontrolsüz şekilde öldürmeleri sonucu böyle bir durum yaşanmıştır. Balıkla beslenen flamingo kuşlarıyla göldeki balıkları

Page 28: kisi.deu.edu.trkisi.deu.edu.tr/bulent.cavas/ders/bok4.doc · Web viewBunun üzerine, şirket, balina yüzgeçlerinin dizaynından yola çıkarak, rüzgâr tribünlerinin pervanelerini

Biyolojinin toplum, bilim ve teknoloji açısından önemi

paylaşmak istemeyen balıkçılar bir süre sonra göldeki balıkların hastalanıp karaya vurduğu gerçeğiyle karşı karşıya kalmışlardır. Balıkların karaya vurması ise daha sonra burada yapılan bir araştırma sonucu anlaşılmıştır. Araştırma raporunun sonucuna göre; Flamingo kuşları yaşlı ve hasta balıklarla beslenerek balıkların sağlıklı olanların yine sağlıklı döller oluşturma sürecine katkıda bulunduğunu belirtilmiştir.Toplumlar var olma sürecine girdiğinden beri birbirine egemen olma gayesi içinde olmuşlar ve bu uğurda dünya savaşlarından bile kaçınmamışlardır. Geçmişte yüz yüze olan savaşların yerini günümüzde çok değişik teknikler almıştır. Bunlar arasında genetik bilimiyle gelişmeye başlayan biyolojik silahlarda yer almaktadır. Biyolojik silahlar bakteri, virüs, küf gibi mikroorganizmaları, bitkiler ve hayvanlar tarafından üretilen toksinleri içeren kitle imha silahlarıdır. Aslında biyolojik silahların geçmişe daha uzun yıllara dayanmaktadır. Yaklaşık 2500 yıl önce M.Ö. 6yy da Asurlar düşman su kuyularına çavdarmahmuzu denilen bir tür zehirli mantarla, Krissa kentine su kaynaklarını kokarca lahanasıyla zehirlemişlerdir. 1346 da tatar ordusu kırım kentini ele geçirmek için vebadan ölenlerin cesetlerini suların üzerinden kent içine atarak veba salgını başlatmışlardır. Yine 2001 Ekim ayında ABD’ye mektupla şarbon sporları gönderilmesi biyolojik silahların en yakın olaydır.Bu biyolojik silahların kullanılmasıyla insan gen yapıları değişimi gündeme gelmiştir. Genetik mühendisliği ve moleküler biyoloji alanındaki ilerlemeler sonucu insan gen haritası çıkarılmış birçok hastalığın erken teşhis ile tedavisi sağlanabilmiştir. Bilindiği gibi bir bilim dalındaki ilerleme o dalla ilgili yeni teknik ve yöntemlerin bulunmasına bağlıdır. Genetik alanda da bulunan yeni teknik ve yöntemler bu alanda çok hızlı bir gelişmenin yaşanmasına neden olmuştur. Genlerin izole edilmesi tür içinde ya da türler arasında

Page 29: kisi.deu.edu.trkisi.deu.edu.tr/bulent.cavas/ders/bok4.doc · Web viewBunun üzerine, şirket, balina yüzgeçlerinin dizaynından yola çıkarak, rüzgâr tribünlerinin pervanelerini

Akbulut, S., Çalık, O., Demir, H.(2009).

genlerin transferi gibi önemli teknik ve yöntemleri keşfedilmesi sayesinde genetik mühendisliği geçen yüzyılın en hızlı ilerleyen bilim alanı olmuştur. Artık bir çok gelişmiş laboratuarda istenilen genin izolasyonu, bu genin baz dizilimi ve işlevini belirlenmesi kolaylıkla yapılabilmektedir. Bu nedenle genetik mühendisliği yalnızca bilim adamlarını değil toplumu oluşturan tüm bireyleri ilgilendirmektedir. Gen teknolojisi sayesinde zararlı böceklerle de mücadelede bazı alternatif çözümler üretilmektedir. Bunlardan bir tanesi zararlı böcekleri öldüren maddelerin kodlarını taşıyan gen ya da genleri rekombinant DNA yöntemi ile bitkiye aktarmak ve bitkinin bu maddeleri üretmesini sağlamaktır. Örneğin yapılan bir araştırmada domates bitkisine bir mikroorganizmadan alınan bir gen aktarılmış ve yapraklarını yiyen böceklerden korunmasını sağlayacak yabancı bir protein üretmesi sağlanmıştır. Böylece böcekler bitkinin yaprağını yediğinde kendiliğinden ölmektedirler. Ancak bu durum domates üreticiliğinde yaralı olmasına rağmen bazı tehlikeleri de beraberinde getirmektedir. Örneğin, bu durum doğada doğal olarak bulunan canlılar arasındaki rekabeti domates lehine değiştirmektedir. Domates bitkisi bu özelliği sayesinde diğer bitkilerle olan rekabetinde öne geçer ve diğer bitkilerin de yaşama alanlarını ele geçirir. Bu durumda ekolojik denge bozulabilir.

Ve kendi ellerimizle hazırladığımız küresel ısınma! Hemen hemen tüm bilim adamları dünyanın ısındığı konusunda hemfikirdir ve bu tip bir ısınmayı atmosferdeki karbondioksit ve diğer zararlı gazların miktarındaki artışa bağlamaktadırlar. Atmosfer ısındığında, Hollanda, Belçika ve Bangladeş gibi düşük rakımlı ülkeler sellere maruz kalacak, buzulların erimesi neticesinde okyanuslardaki su miktarı artacaktır. Sahile kıyısı olan şehirler de aynı süreci yaşayacağından böylesi bir değişim ise sadece ilgili bölgeleri

Page 30: kisi.deu.edu.trkisi.deu.edu.tr/bulent.cavas/ders/bok4.doc · Web viewBunun üzerine, şirket, balina yüzgeçlerinin dizaynından yola çıkarak, rüzgâr tribünlerinin pervanelerini

Biyolojinin toplum, bilim ve teknoloji açısından önemi

değil tüm dünyayı etkileyecektir. Sera gazları salınımının, kıtaların iç kesimlerinde uzun süreli, yıkıcı kuraklığa, yeni hastalıklara, çok şiddetli fırtınalara ve kıtaların kıyı kesimlerinde su baskınlarına ve deniz suyu seviyesinde yükselmelere neden olabileceği bilim adamlarınca tahmin edilmektedir.

Küresel ısınma konusunda başka bir gerçek de yağmur ve kar yağışlarını artırdığıdır. Isınan iklim, kışın hiç yaşanmayacağı anlamına gelmez. Çünkü ısınan hava daha çok nem tutabilir ve yüksek sıcaklıklar topraktaki nemin daha hızlı bir şekilde buharlaşmasına neden olur. Bu durum su döngüsünü hızlandırır. Dolayısıyla topraktaki su daha çabuk buharlaşarak yağmur veya kar olarak daha büyük miktarlarda yağar. Bu güçlü hidrolik döngü sera etkisiyle değişmiş iklimlerin en önemli özelliklerinden biridir. Bu duruma örnek olarak 1995 yılında Avrupa’nın yüz yılda bir kez görülecek derecedeki yağışa iki kez maruz kalması ve ABD’de tenis topu büyüklüğünde dolu yağması gösterilebilir.

Açık hava rekreasyonu, turizm ve daha birçok serbest zaman aktiviteleri, yaşanan bu çevresel değişimlere göre yeniden şekillendirilecektir. Açık hava aktiviteleri güneşin zararlı etkisi ve küresel ısınma dikkate alınacak şekilde organize edilecektir. Yaşanan iklim değişikliklerinden dolayı sahil kıyılarında dalgaların etkisiyle mevcut birçok turistik nokta yok olabilecektir. Tüm bunlara ek olarak yüzme, golf, tenis gibi birçok spor aktivitesi açık havada gerçekleştirildiğinden, önümüzdeki dönemlerde bu aktivitelerin de şekil değiştirmesi beklenmektedir. Aksi takdirde insanlar sağlık ve spor arasında tercih yapma durumunda kalacaklardır.

Rekreasyon: Yeniden yapılanma anlamına gelen rekreasyon, çevresel değişimleri de ifade etmektedir.

Page 31: kisi.deu.edu.trkisi.deu.edu.tr/bulent.cavas/ders/bok4.doc · Web viewBunun üzerine, şirket, balina yüzgeçlerinin dizaynından yola çıkarak, rüzgâr tribünlerinin pervanelerini

Akbulut, S., Çalık, O., Demir, H.(2009).

Dünyanın bu konuyu şu an için görmezlikten gelmesinin ana nedeni, tarih boyunca enerji endüstrilerinin tekelleşmesidir. Bu endüstri otomobil, tarım, nakliyat, banka faizleri, turizm ve devlete bağlı petrol şirketleri gibi diğer endüstrilerle doğrudan ilişkilidir. Gezegenimizin ısınması yalnız çevresel bir konu değil, aynı zamanda siyasi, ekonomik ve politik bir konudur

Küresel ısınmanın yaratacağı tehlikeli sorunlarla ilgili haberlere ve raporlara alıştık belki, ama daha beterlerine de hazır olmalıyız. ABD İklim Değişikliği Bilim Programı’nın Ocak ayında yayınlanan raporu, 21. yüzyılda ani iklim değişiklikleriyle karşılaşabileceğimizi ve bunun da toplumları ciddi risklerle karşı karşıya bırakacağını söylüyor.  

Rapor, şimdiye kadarki bilimsel literatürün kapsamlı bir değerlendirmesine dayanıyor.

Sonuçlar ürkütücü: 

Kuzey Kutbu buzları 21. yüzyıl içinde muhtemelen hızla eriyecek.

ABD’nin güneybatısı artan bir kuraklık dönemine girebilecek (araştırma asıl olarak ABD’yi kapsıyor; bu tahmini dünya ölçeğinde düşünün).

Küresel iklim sistemi için önemli olan Atlas Okyanusu’ndaki sıcak su akıntısı yüzde 25-30 azalacak.

Deniz seviyesinde ani yükselişler görülebilecek.

Güçlü bir sera gazı olan metan salımı artacak.  

Page 32: kisi.deu.edu.trkisi.deu.edu.tr/bulent.cavas/ders/bok4.doc · Web viewBunun üzerine, şirket, balina yüzgeçlerinin dizaynından yola çıkarak, rüzgâr tribünlerinin pervanelerini

Biyolojinin toplum, bilim ve teknoloji açısından önemi

Çalışmada küresel ısınmanın yıkıcılığını gösteren başka birçok örnek var. Örneğin, sıcak okyanus sularıyla buzul tabakaları arasındaki ilişkinin deniz seviyesinin yükselmesini hızlandırdığı zaten biliniyordu. Ama raporu hazırlayan bilimciler, bu etkileşimin bilinenden çok daha fazla olduğu gerçeğini ortaya çıkardı.

Kuzey Kutup bölgesinin, kuzey yarıküredeki öbür bölgelerden daha hızlı ısındığı da başka bir önemli bulgu, Kuzey Kutbu’nun eski iklimlerinin sentezine dayanan çalışma şu saptamaları yapıyor:

Yaklaşık 100 yıl önce yaz buzullarının erime hızı, önceki bin yıllarla karşılaştırıldığında, hayli sıra dışı. Üstelik bu dönem içinde Dünya’nın yörüngesi buzların erimesi için daha az müsaitti.

En az birkaç derecelik ısınma, Grönland buzullarının neredeyse tamamen, nihai olarak erimesine, dolayısıyla deniz seviyesinin birkaç metre yükselmesine yol açacak.

Geçmiş bize gösteriyor ki, iklim sistemi eşiği aşıldı mı, iklim değişikliği çok geniş ve çok hızlı olabiliyor. Ayrıca, insan eliyle yaratılan iklim değişikliğinin bu durumu tetikleyeceğini de hesaba katmalıyız.

 Rapor, küçük değişikliklerin ani ekosistem tepkilerine yol açabileceğini ve bunları geriye çevirmenin zor olacağını da vurguluyor. Ekosistemin bu küçük değişikliklere vereceği cevaplar da şöyle örnekleniyor: böcek patlaması, orman yangınları, ormanların ölmesi... Bu tepkilerin toplumları olumsuz yönde etkileyeceğine şüphe yok.

Çalışmanın önemle üzerinde durduğu nokta, ekolojik bir eşiğin aşılması. Bu eşik aşıldığında, ani değişiklikler

Page 33: kisi.deu.edu.trkisi.deu.edu.tr/bulent.cavas/ders/bok4.doc · Web viewBunun üzerine, şirket, balina yüzgeçlerinin dizaynından yola çıkarak, rüzgâr tribünlerinin pervanelerini

Akbulut, S., Çalık, O., Demir, H.(2009).

görülecek ve eski duruma dönmek de mümkün olmayacak. Zaten, küresel ısınmayla ilgili en büyük endişelerden biri de bu ve iklimbilimciler, işte bunun için yıllardır bir an önce radikal tedbirler alınmasını istiyor.

Çalışmayı yürüten bilim ekibi, insan eylemlerinin ekosistem eşiğini aşma bakımından etkili olduğunu söylüyor. Bu eşiğin nerede ortaya çıkacağını şimdilik bilmiyoruz. Ancak aştıktan sonra anlayabileceğiz. Yine de dünyanın her bölgesi aynı eşiğe sahip değil. Kimi bölgeler iklim değişikliğine karşı şimdiden daha hassas, dolayısıyla ani değişim eşiğine daha erken varacaklar.

Ocak’ta, Science dergisinde yayınlanan başka bir USGS (Amerikan Jeolojik Araştırmalar Merkezi) araştırması, bunun da bir örneğini veriyor:

ABD’nin batısındaki yaşlı ormanlarda ağaç ölümleri oranı, son yıllarda ikiye katlandı. En muhtemel sebep bölgesel ısınma. Ölüm oranı her tür ağaç ve orman için yüksek, Fakat daha da kötüsü, artan ağaç ölüm oranı, bu orman bölgesinin karbondioksit kaynağı haline gelmesi ve küresel ısınmayı hızlandırması demek.

Deniz seviyesi bir metre yükselecek

İklim değişimiyle ilgili olarak uluslararası bir araştırmacılar ekibince yürütülen bir çalışma, deniz seviyelerinin 100 yıl içinde 1 metre yükseleceğini ortaya koyuyor. Bu değer, BM’ye bağlı Hükümetler arası İklim Değişikliği Grubu’nun (IPCC) tahminlerinin üç katı. Sıcaklıkların önümüzdeki 100 yıl içinde 3 derece artacağı varsayımından yola çıkan araştırmacılar, yeni bir modele göre deniz seviyelerindeki

Page 34: kisi.deu.edu.trkisi.deu.edu.tr/bulent.cavas/ders/bok4.doc · Web viewBunun üzerine, şirket, balina yüzgeçlerinin dizaynından yola çıkarak, rüzgâr tribünlerinin pervanelerini

Biyolojinin toplum, bilim ve teknoloji açısından önemi

artışın 0,9 - 1,3 m arasında olacağı sonucuna varıyorlar. Bu da, Antarktika ve Grönland’ı kaplayan kalın buz örtüsünün sanılandan çok daha hızlı eriyeceği anlamına geliyor. Nitekim geçmiş buz çağlarının incelenmesi, buz örtülerinin çok hızla eridiğini ortaya koyuyor. Son buzul çağı 11.700 yıl önce sona erdiğinde buz örtüleri öylesine hızlı erimiş ki, deniz seviyeleri yılda 11 mm. yükselmiş. Bu da 100 yılda bir metrenin üzerinde bir artış anlamına geliyor.

İklim bilimcileri en çok endişelendiren gelişme, küresel ısınmanın geri dönülemez eşiği aşması. Bu durumda hayatımızı etkileyen sonuçlarla hızla karşıya kalacağız. İşin kötü tarafı bu eşiği aştığımızı ancak bu sonuçlarla karşılaştığımızda anlayacağız.

2100 yılında her iki kişiden biri aç kalacak…

Hızlanan iklim değişikliği ve artan sıcaklıkların etkileri üzerine yapılan yeni bir araştırma, tropik ve ılıman bölgelerde tarımsal üretimin ciddi darbeler alarak yüzyılın sonunda dünya nüfusunun yarısını (üç milyar kişi) açlıkla karşı karşıya bırakabileceğini söylüyor. Topik bölgelerdeki sıcaklık artışlarının, temel gıda maddeleri olan mısır ve pirinç üretimini doğrudan etkileyerek yüzde 20 ile 40 azaltacağı hesaplanıyor. Ama bu yine de iyimser bir tahmin.

Araştırmayı yöneten Washington Üniversitesi Atmosfer Bilimleri Profesörü David Battisti, tehlikenin, daha da büyük olduğunu söylüyor “Hava sıcaklıklarının küresel gıda üretimi üzerinde yaratacağı stres muazzam boyutlarda olacak; artan sıcaklıkların su kaynakları üzerinde yaratacağı baskılar bu

Page 35: kisi.deu.edu.trkisi.deu.edu.tr/bulent.cavas/ders/bok4.doc · Web viewBunun üzerine, şirket, balina yüzgeçlerinin dizaynından yola çıkarak, rüzgâr tribünlerinin pervanelerini

Akbulut, S., Çalık, O., Demir, H.(2009).

denkleme dâhil değil.”

Açlığın ağzındaki bu üç milyar kişi, ekvatorun her iki tarafında, 35. enlem dereceleri arasında kalan bölgede yaşıyor. Dünyanın en yoksul insanlarının yaşadığı bu kuşaktaki nüfus yüzyıl sonunda ikiye katlanacak.

Sorun sadece iklimle ilgili kalmayacak tabii; sosyal - siyasal sonuçları da olacak. “Aç insanlar ne yapar?” sorusunun cevabını düşünmek yeter. Büyük bir soğukkanlılıkla ölmeyi beklemeyeceklerini tahmin edebiliriz!

Daha da kötüsü var: Küresel ısınmanın etkileri sadece bu bölgeyle sınırlı kalmayacak. 2003 yazında Batı Avrupa’da 52 bin kişinin ölümüne neden olan sıcak dalgası, Fransa ve İtalya’da tahıl ve yem üretimini üçte bir azaltmıştı. Bu aşırı sıcaklar, muhtemelen, yüzyılın sonunda Fransa’da normal sıcaklıklar haline gelecek.

Kutuplar 50 milyon yıl önce, timsahların yaşadığı, buzsuz bir yerdi. Daha sonra, atmosferdeki karbondioksit miktarının yavaş yavaş azalmasıyla yerküre soğudu. Bilim insanları, bu azalmayı durdurup Dünyamızı donmaktan kurtaranın karalarda yetişen bitkiler olduğunu ortaya koydular.

Şimdiye kadar atmosferdeki karbondioksit düzeyinin üst sınırı, küresel ısınma ve Dünya’daki yaşam kalitesi tartışmalarının odağı olmuşken bu çalışmada, karbondioksit düzeyinin alt sınırda kalmasını sağlayan dinamiklerle ilgileniliyor. Volkanik gazlar doğal olarak atmosferdeki karbondioksit miktarının artmasını sağlar. Buna karşın, karbondioksit milyonlarca yıldır, granit gibi silisli taşların hava koşullarının etkisiyle aşınmasıyla eksilir ve okyanusların dibinde karbonat olarak hapsolur. Bu taşlar

Page 36: kisi.deu.edu.trkisi.deu.edu.tr/bulent.cavas/ders/bok4.doc · Web viewBunun üzerine, şirket, balina yüzgeçlerinin dizaynından yola çıkarak, rüzgâr tribünlerinin pervanelerini

Biyolojinin toplum, bilim ve teknoloji açısından önemi

aşındıkça, atmosferdeki karbondioksit miktarı da azalır. Yale İklim ve Enerji Enstitüsü’nden Mark Pagani, Tibet ve Güney Amerika gibi yerlerde son 25 milyon yıldaki dağ oluşumları sırasında, atmosferdeki neredeyse tüm karbondioksitin emilmesine yol açacak şartlar oluşabilir ve Dünya tamamen donabilirdi diyor. Oysa atmosferin karbondioksit yoğunluğu 1 milyon parçacıkta 200- 250 civarına düştü ve karbondioksit miktarındaki azalma durdu. Araştırmacılar karbondioksit miktarındaki azalmanın nasıl durduğunun yanıtını aradı. Bunun için küresel karbon döngüsü canlandırmaları ve bitki yetiştirme deneyleri yaptılar.

Araştırmanın sonunda, karbondioksit düzeyinin bitkiler için yaşam sınırına kadar düşmesiyle, bitkilerin silisli taşları aşındırma kapasitesinin büyük ölçüde azaldığını, bunun da karbondioksit düzeyindeki azalmayı yavaşlattığını gösterdiler. Araştırma grubundan Ken Calderia ve David Beerling, bitkilerin bize lezzetli yiyecekleri sağlamasının yanında atmosferdeki karbondioksitin kritik seviyenin altına inmesini engelleyerek, Dünya’nın uzayda “kartopu” gibi dolaşmasını önlediğini belirtiyor.

Küresel ısınmanın sürüp gitmekte olduğu konusunda artık ciddi bir bilimsel kuşku ileri süren kalmadı. Dünya bundan 150 yıl öncesine göre 0,7°C daha sıcak; yani sanayi devriminin atmosferdeki sera gazlarının dengesini değiştirmesinden önceki dönemle kıyaslandığında epey ısınmış durumda.

Hava sıcaklığı 1850 ‘li yıllardan bu yana oldukça yükseldi. Denizler yılda 3 mm kadar yükseliyor ki bu son yüz yılda görülen yükselmeden çok daha hızlı. En yüksek yeri deniz seviyesinden sadece 5 metre yüksek olan Tuvalu gibi Pasifik ada ülkelerinin halkları şimdiden adalarını terk etme planları

Page 37: kisi.deu.edu.trkisi.deu.edu.tr/bulent.cavas/ders/bok4.doc · Web viewBunun üzerine, şirket, balina yüzgeçlerinin dizaynından yola çıkarak, rüzgâr tribünlerinin pervanelerini

Akbulut, S., Çalık, O., Demir, H.(2009).

yapıyor, New York ve Londra gibi kentler kabaran denizin tehdidi altına giriyor.

Dağlardaki buzullar Alplerden Andlar’a tüm dünyada küçülüyor. Alp dağları 1850 den bu yana buzullarının yarısını kaybetti. And dağlarında buzulların erimekte olması aynı zamanda temiz içme suyu kaynaklarının da yakında sonsuza kadar yok olup gideceği anlamına geliyor.

Kuzeydeki bölgelerde kar tabakası azalıyor, Arktik bölgede donmuş toprak tabakası çözülüyor, erirken de Alaska ve Sibirya’da yolları ve evleri tahrip ediyor.

Kuzey Buz Denizi’nde eriyen buz örtüsü, yaşamları ona bağlı olan hayvanları etkiliyor. Kutup ayıları, üzerinde dinlendikleri buz tabakaları yok olunca, dinlenme olanakları ortadan kalkıyor. Bu hayvanların bazıları uzun mesafeler yüzmeye çalışırken boğuluyor. Deniz aygırları beyaz balıkçı gemilerini artık ortadan kaybolmuş olan buzul parçalarına benzetip üstlerine tırmanmaya çalışıyor.

Hem Grönland, hem de Antarktika geniş buz kütlelerini kaybediyor ki bu her yıl 250 kilometre küp suyun suya karışması ve deniz seviyesinin yükselmesine katkıda bulunması demek.

Antarktika’da yüzen devasa buz kütleleri dağılıp gidiyor. Bunlardan sonuncusu, 2002’de onu izleyen bilimcileri hayretten hayrete düşürerek birkaç gün içinde dağılıp giden Larsen B buzulu oldu.

Bir yanda kuraklıklar dünya çapında yaygınlaşırken, diğer yanda atmosferde görülen enerji artışı nedeniyle hızlanan su döngüsü sonucunda sağanak yağışlar da artıyor. Mumbai’de

Page 38: kisi.deu.edu.trkisi.deu.edu.tr/bulent.cavas/ders/bok4.doc · Web viewBunun üzerine, şirket, balina yüzgeçlerinin dizaynından yola çıkarak, rüzgâr tribünlerinin pervanelerini

Biyolojinin toplum, bilim ve teknoloji açısından önemi

2005 yılının muson mevsiminde 24 saat içinde bir metreye yakın yağış düştü Bu durum şimdiye kadar görülmüş en yüksek düzeydi ve bunun neden olduğu seller 750 kişinin ölümüne yol açtı.

Fırtına ve tayfunlar şiddetleniyor; bunlar da beraberlerinde daha ağır yağışlar, daha yıkıcı rüzgârlar getiriyor. New Orleans’ı yerle bir eden Katrina Kasırgası, Atlantik’te gözlenen fırtınaların en güçlü olanlarından biriydi. Yarım milyon insan, harap olmuş kente hala dönemedi; bu insanlar bazı bilimciler tarafından “iklim mültecisi” kabul ediliyor.

Sıcak dalgalarının sıklığı ve şiddeti artıyor. 2003 yılında Avrupa’da sıcak dalgası sonucu 30,000 kişi yaşamını yitirdi. Paris’te morglar yaşlı insanların cesetleriyle dolup taştı. Kadavralardan bazılarını meyve-sebze soğuk hava depolarında muhafaza etmek zorunda kaldılar.

Kasırgalar güçlerini okyanusların ısısından alırlar; ısınma okyanusun suyunu buharlaştırıp o topaç gibi dönen bulutlara dönüştürür, burgaçlaşan bulutlar da o ürkünç fırtınaları meydana getirir. Yani okyanuslar küresel ısınma nedeniyle ısındıkça, kasırgalar da istedikleri “roket yakıtını” her geçen gün daha kolay ve daha fazla bulabilecekler.

Küresel ısınmanın ne denli ciddi boyutlara ulaşacağı, insanlığın sera gazları salımının ne kadar yukarıya fırlamasına izin vereceğiyle ilintili. Bu konudaki ana bilimsel kuruluş olan Hükümetler arası iklim Değişikliği Kurulu, dünya sıcaklığının önümüzdeki yüz yıl içinde 1 .4°C ile 5.8°C arasında artacağını raporlamaktadır. Buradaki belirsizlik, atmosferin bu durumda nasıl davranacağından çok, insanların nasıl davranacağının bilinmemesinden kaynaklanıyor.

Page 39: kisi.deu.edu.trkisi.deu.edu.tr/bulent.cavas/ders/bok4.doc · Web viewBunun üzerine, şirket, balina yüzgeçlerinin dizaynından yola çıkarak, rüzgâr tribünlerinin pervanelerini

Akbulut, S., Çalık, O., Demir, H.(2009).

Yedi milyarı aşan bir insan topluluğu, arabaları, uçakları ve diğer tüm gereçleri ile bu fosil yakıt delisi yaşam tarzını sürdürecek mi? Yoksa daha temiz enerji kaynakları geliştirerek gezegen üzerinde daha hafif, daha küçük bir ayak izi bırakmayı başarabilecek mi? Bu soruya henüz açık bir yanıt bulunabilmiş değil.

Aslında nihai yanıt, her birimizin yapacaklarına bağlı. Bunu istemiyoruz ama eğer başımıza gelirse her bir derecelik sıcaklık artışının gezegenimiz ve insan toplumu için ne anlama geldiğine kısaca göz atalım.

Bir Derece

Amerika Birleşik Devletleri’nin Yüksek Yaylalar (High Plains) bölgesi 1930’ların toz fırtınaları dönemini çok geride bırakacak şekilde çölleşir. Merkez üssü Nebraska olmakla birlikte, kuzeyde Ontario ile güneyde Teksas arasındaki tüm eyaletlerde ciddi tarımsal kayıplar görülür.

Kilimanjaro Dağı tüm buzlarını yitirir.

Gulf Stream’in şalteri iner ve bunun sonucunda belki İngiltere ile Avrupa’yı buz gibi soğuk kışlar kuşatır.

Orman kurbağası, kunduzlar ve ağaç kanguruları gibi nadir hayvan türleri, ısınma sonucu Avustralya’nın Queensland yağmur ormanlarındaki yaşam alanları tahrip olacağı için yok olur gider.

Dünyanın dört bir yanındaki Mercan resifleri ağarma sonucu büyük kayıplara uğrar; Avustralya’da Great Barrier Reef adlı dünyanın en büyük mercan kayası sistemi 2030 yılına kadar büyük ölçüde tahrip olur.

Page 40: kisi.deu.edu.trkisi.deu.edu.tr/bulent.cavas/ders/bok4.doc · Web viewBunun üzerine, şirket, balina yüzgeçlerinin dizaynından yola çıkarak, rüzgâr tribünlerinin pervanelerini

Biyolojinin toplum, bilim ve teknoloji açısından önemi

Ada ülkeleri yükselen deniz sularının altında kalır.

İki Derece

Okyanus suyu artan bir şekilde asitlenir; bu da mercan resiflerini büsbütün tahrip ederken deniz ekosistemini tehlikeye atar.

2003 yılında Avrupa’da görülen felaket gücünde sıcak dalgaları her iki yazdan birinde meydana gelmeye başlar.

Grönland, geri dönüşü olmayan bir erime sürecine girer; bu da deniz seviyelerinin yükselmesini hızlandırır ve böylelikle dünyanın tüm kıyı şehirlerinin varlığı tehlikeye girer.

Arktik buz kütlesi ortadan kalkarken Kutup ayıları, deniz aygırları ve yaşamları buzun varlığına bağlı olan diğer deniz memelileri silinir gider.

Akdeniz havzasını kuraklık, yangınlar ve korkunç sıcak dalgaları vurur.

Kar örtüsündeki azalma, Kaliforniya’nın içme suyu kaynaklarını tehlikeye düşürür.

İklim değişikliği yüzünden canlı türlerinin üçte biri yok olma tehlikesiyle burun buruna gelir.

Üç Derece

Kalahari Çölü tüm Botswana’ya yayılır, başkenti kumullar altında boğar ve milyonlarca insanı mülteci haline getirip onları civar ülkelere sığınmaya zorlar. Çalışmalar daimi bir El Nino çağının başlayabileceğine işaret etmiyorsa da, hava şartlarındaki dramatik değişiklik Kenya’da tam bir hava kaosuna, Amazon’da da kuraklığa yol açar.

Page 41: kisi.deu.edu.trkisi.deu.edu.tr/bulent.cavas/ders/bok4.doc · Web viewBunun üzerine, şirket, balina yüzgeçlerinin dizaynından yola çıkarak, rüzgâr tribünlerinin pervanelerini

Akbulut, S., Çalık, O., Demir, H.(2009).

Avustralya’nın Perth, Sydney şehirlerinde ve kuzey ile güneyin en uç bölgeleri dışında kalan tüm bölgelerinde su sıkıntısı baş gösterir.

Tarım iyice kuzeye kayar; Norveç’in hasat mevsimi, bugün güney İngiltere’de nasılsa, aynen öyle olur. Ama ısı ve kuraklıklar sonucu tropik ve tropik-altı bölgelerdeki ürün kayıplarıyla dünya net gıda açığına düşer.

Tüm Amazon ekosistemi büyük bir yangın ve yıkım tablosu içinde çöküp gider. Bir zamanlar dünyanın en geniş yağmur ormanlarının yer aldığı bu alanda zamanla tamamen çöl ve sayan (bozkır) yapısı hâkim olur. Amazon ormanlarının yok olması sonucu, atmosfere muazzam miktarda karbon boca edilir ve küresel ısınmaya bir derece daha ilave edilmiş olur.

Fırtınalar, tropik bölgeleri bugünkülerden yarım derece daha yüksek kategoride, daha sert rüzgârlar ve daha ağır bir yağışla vurur. En güçlü fırtınaların rüzgâr hızı zaman zaman saatte 320 kilometreye ulaşabilir.

Himalayalar’ da buzulların çekilmesine paralel olarak İndus nehri kurur ve Pakistan’dan milyonlarca insanın kaçıp mülteci olması sonucunu doğurur. Hindistan’la Pakistan arasında su kaynaklarına bağlı olarak nükleer çatışma ihtimali ortaya çıkar.

“El Nino, Pasifik Okyanusunun doğusunda akıntıların ters dönmesi olayına verilen isim. Bu olay Peru kıyılarına sıcak suları taşıyarak, normalde çöl olması gereken alanlara yoğun yağış bırakır. Öte yandan, Papua Yeni Gine’nin genellikle yoğun yağış alan gür yapraklı ormanlarının da kuraklıktan kavrulmasına yol açar. Aslında El Nino dünyanın dört bir yanında hava durumunu değiştirir”

Dört Derece

Page 42: kisi.deu.edu.trkisi.deu.edu.tr/bulent.cavas/ders/bok4.doc · Web viewBunun üzerine, şirket, balina yüzgeçlerinin dizaynından yola çıkarak, rüzgâr tribünlerinin pervanelerini

Biyolojinin toplum, bilim ve teknoloji açısından önemi

Nil deltasının büyük kısmı ile Bangladeş’in üçte biri yükselen suların tehdidi altına girer. On milyonlarca insan daha iklim mültecisi olur.

Antarktika’nın (Güney Kutbu) Batı yakasındaki buz tabakası muhtemelen çöküp dağılır; dünya denizlerinin beş metre daha yükselmesine sebep olur.

Güney Avrupa, özellikle İspanya ve Portekiz’de çöllerin yaygınlaşmasının etkisiyle Sahra görünümüne bürünür. İnsanlar iklim mültecileri olarak daha kuzeye, İskandinavya’ya ve Britanya adalarına göç ederler, bu da oralarda aşırı nüfus yoğunluğuna ve yeni çatışmalara yol açar.

Alplerdeki tüm buzullar erir, bu da Orta Avrupa’nın su kaynaklarının büsbütün azalmasına neden olur.

Sibirya’da permafrost denen sürekli donmuş toprak tabakasının erimesi milyarlarca tonluk metan ve karbondioksit salınımına yol açar. Bu da küresel ısınma sarmalını hızla tırmandırır.

Beş Derece

Dünya artık 55 milyon yıldır görülen en sıcak dönemindedir.

Çöl kuşakları tropik bölgelerin dışına, ılıman bölgelere doğru yayılmaya başlar. İnsanlık bu durumla baş edemez ve medeniyet çökmeye başlar.

Okyanus tabanının altından metan hidrat salımı başlar. Bu, kıyı şeritlerinde tsunamilere yol açarken küresel ısınmayı da artık durdurulamaz bir sarmala sokar.

Dünyanın büyük kısmı artık barınılamaz durumdadır.

Page 43: kisi.deu.edu.trkisi.deu.edu.tr/bulent.cavas/ders/bok4.doc · Web viewBunun üzerine, şirket, balina yüzgeçlerinin dizaynından yola çıkarak, rüzgâr tribünlerinin pervanelerini

Akbulut, S., Çalık, O., Demir, H.(2009).

Altı Derece

Kitlesel yok oluş senaryosu: 251 milyon yıl önce Permiyen çağı sonunda gerçekleşen ve gezegendeki yaşamın %90’ını yok eden kitlesel yok oluş, dünyanın altı derece ısınmasına bağlanmıştır. Bu sırada tam olarak ne olduğundan kimse emin olmamakla birlikte, buna volkanların püskürttüğü 002 ile metan hidrat salımı birleşmesinin yol açmış olabileceği düşünülmektedir (Bu, 65 milyon yıl önce Tebeşir çağı kretase dönemi sonunda dinozorları dünya yüzünden silen kitlesel yok olmadan çok daha büyük bir felakettir).

Metan hidrat ateş toplarının başlattığı dev yangınlar gezegeni sarar.

Denizler oksijensiz hale dönüşür ve zehirli hidrojen sülfit gazı salmaya başlar.

Küresel ısınmanın ne denli ciddi boyutlara ulaşacağı, insanlığın sera gazları salımının ne kadar yukarıya fırlamasına izin vereceğiyle ilintili. Bu konudaki ana bilimsel kuruluş olan Hükümetler arası iklim Değişikliği Kurulu, dünya sıcaklığının önümüzdeki yüz yıl içinde 1,4°C ile 5,8°C arasında artacağını raporlamaktadır. Buradaki belirsizlik, atmosferin bu durumda nasıl davranacağından çok, insanların nasıl davranacağının bilinmemesinden kaynaklanıyor.

Yedi milyarı aşan bir insan topluluğu, arabaları, uçakları ve diğer tüm gereçleri ile bu fosil yakıt delisi yaşam tarzını sürdürecek mi? Yoksa daha temiz enerji kaynakları geliştirerek gezegen üzerinde daha hafif, daha küçük bir ayak izi bırakmayı başarabilecek mi? Bu soruya henüz açık bir yanıt bulunabilmiş değil.

Page 44: kisi.deu.edu.trkisi.deu.edu.tr/bulent.cavas/ders/bok4.doc · Web viewBunun üzerine, şirket, balina yüzgeçlerinin dizaynından yola çıkarak, rüzgâr tribünlerinin pervanelerini

Biyolojinin toplum, bilim ve teknoloji açısından önemi

Sonuç Olarak; Biyoloji bilgisine sahip olmanın bireyin yaşamına getireceği kolaylıklar ve yararlar aşağıdaki gibi özetlenebilir:* Kendisini ve çevresini daha iyi tanır.* Bilinçli yaşar ve sağlığını korumaya çalışır.* Geleceğe umutla bakar* Biyolojik zenginlikleri tanır ve onlardan yeterince yararlanmaya çalışır.* Canlı yapısını ve özelliklerini öğrenir.* Araştırma duygusunu ve kişiliğini geliştirip toplum içinde daha iyi bir yer edinir. * Alışverişlerinde ekonomik davranmasını bilir.

Page 45: kisi.deu.edu.trkisi.deu.edu.tr/bulent.cavas/ders/bok4.doc · Web viewBunun üzerine, şirket, balina yüzgeçlerinin dizaynından yola çıkarak, rüzgâr tribünlerinin pervanelerini

Akbulut, S., Çalık, O., Demir, H.(2009).

KAYNAKÇA:

Bilişim Teknolojilerinin Biyolojide Kullanımı.(B.t).Erişim tarihi: 24.10.2009.Fen ve Mühendislik Dergisi 2001, Cilt (4), Sayı: 1-65.

Biyolojinin Önemi ve Geleceği.(B.t).Erişim tarihi: 22.10.2009. http://www.uyurgezer.net/biyolojinin-onemi-ve-gelecegi-biyolojinin-alt-bilim-dallari-t102174.html?s=2b63763055a9ff267e75285f9528e65c&amp.

Biyomedikal Mühendisliği ve Biyomedikal Cihaz Teknolojisi nedir?(B.t.).Erişim tarihi:19.10.2009.http://www.medikalteknoloji.com/page11.html.

Biyolojinin Önemi.(B.t).Erişim tarihi:19.10.2009.http://www.bydigi.net/biyoloji/57405-biyolojinin-onemi.html.

Çepni, S., Ayvacı, H.Ş., Bacanak, A.(2006). Fen Eğitimine Yeni Bir Bakış-Fen Teknoloji Toplum (3. Baskı). Trabzon: Celepler Matbaacılık.

Çakır, M. (2001).Canlılar Bilimi (2. Baskı). Ankara: Nobel Yayın Dağıtım.

Page 46: kisi.deu.edu.trkisi.deu.edu.tr/bulent.cavas/ders/bok4.doc · Web viewBunun üzerine, şirket, balina yüzgeçlerinin dizaynından yola çıkarak, rüzgâr tribünlerinin pervanelerini

Biyolojinin toplum, bilim ve teknoloji açısından önemi

Çepel, N., Ergün, C.(2003).Temel Çevre Sounları.

Gürkan, Ş.,Yakıcıer, C.(2003).Moleküler Biyolojide Yeni Ufuklar-Biyoçip Teknolojisi. T Klin Tıp Bilimleri, 23.416-419.

Gürkan, Ş.,(2005).Ulusal savunmada moleküler biyoloji ve biyoteknolojinin önemi. Gülhane Tıp Dergisi 2005; 47: 153-155.

İlk Yapay Kalp için Hedef Tarih 20011.(B.t.).Erişim tarihi: 29 Ekim 2009 Perşembe 11.46.http://www.habervitrini.com/ilk_yapay_kalp_icin_hedef_tarih_belli-427975.html.

Keeton, W.T., Gould,J.L .(1999).Genel Biyoloji (A.Demirsoy, Çev.).Ankara: Palme Yayıncılık. (Orijinal çalışma basım tarihi 1999).

Kesercioğlu, T.(Ed).(2003).Canlılar Bilimi (2. Baskı).İzmir: Anı Yayıncılık.

Keleş, Y.(2001).Canlılar Bilimi. Mersin: Mersin Üniversitesi Yayınları No:4.

Kışlalıoğlu, M.,Berkes, F.(2007).Çevre ve ekoloji.(10.Baskı).İstanbul:Remzi kitapevi. Sf:70-76-113- 215.

Leakey, R., Lewin, R.(1998).Göl insanları: Evrim sürecinden bir kesit.(Füsun Baytok, Çev.).Ankara: Tübitak Yayınları.

Page 47: kisi.deu.edu.trkisi.deu.edu.tr/bulent.cavas/ders/bok4.doc · Web viewBunun üzerine, şirket, balina yüzgeçlerinin dizaynından yola çıkarak, rüzgâr tribünlerinin pervanelerini

Akbulut, S., Çalık, O., Demir, H.(2009).

Mayr, E.(2004).What makes biology unique?.Cambridge: Cambridge University press.

Mazı, F., Tan, M.(2009).Nüfus artışı, kaynak tüketimi ve çevre.136: (11).

Okuyucu, C., Ramazanoğlu, F., Tel, M.(2006).Çevresel faktörlerdeki değişimin serbest zaman faaliyetlerine etkilieri.Doğu Anadolu bölgesi araştırmaları, Fırat Üniversitesi, beden eğitimi ve spor yüksekokulu:Elazığ.

Taramalı Elektron Mikroskobu.(B.t.).Erişim tarihi: 17.09.2009. http://tr.wikipedia.org/wiki/Taramal%C4%B1_elektron_mikroskobu.

Tont, S.,A.(1997).Sulak bir gezegenden öyküler, Tübitak Kitapları.(2. Basım).Ankara: Nurol matbaacılık.

Vardar, Y.(2007).Ülke kalkınmasında biyoloji ve biyologların rolüne ilişkin düşünceler.

Yetkin, Y.,(1997). Biyoloji Eğitimi ile Sağlanan Davranış Değişikliklerinin İnsanın Yücelişi ve Dünya Barışına Katkısı. Turkish Journal of Biology, 22 (1998) 347-367 © TÜBITAK.

Page 48: kisi.deu.edu.trkisi.deu.edu.tr/bulent.cavas/ders/bok4.doc · Web viewBunun üzerine, şirket, balina yüzgeçlerinin dizaynından yola çıkarak, rüzgâr tribünlerinin pervanelerini

Biyolojinin toplum, bilim ve teknoloji açısından önemi