İlkÖĞretİm matematİ Ğ İĞİ İdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/... ·...
TRANSCRIPT
T.C.
MARMARA ÜNİVERSİTESİ
EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
İLKÖĞRETİM ANABİLİM DALI
İLKÖĞRETİM MATEMATİK ÖĞRETMENLİĞİ BİLİM DALI
HARFLİ İFADELER VE DENKLEMLER KONUSUNUN
OYUN VE BULMACALARLA ÖĞRENİLMESİNİN
ÖĞRENCİLERİN MATEMATİK BAŞARI DÜZEYLERİNE ETKİSİ (Yüksek Lisans Tezi)
Ahmet SONGUR
İSTANBUL, 2006
T.C.
Marmara Üniversitesi
Eğitim Bilimleri Enstitüsü
İlköğretim Anabilim Dalı
İlköğretim Matematik Öğretmenliği Bilim Dalı
HARFLİ İFADELER VE DENKLEMLER KONUSUNUN
OYUN VE BULMACALARLA ÖĞRENİLMESİNİN
ÖĞRENCİLERİN MATEMATİK BAŞARI DÜZEYLERİNE ETKİSİ (Yüksek Lisans Tezi)
Ahmet SONGUR
Danışmanı: Yrd. Doç. Dr. Sare ŞENGÜL
T.C.
Marmara Üniversitesi
Eğitim Bilimleri Enstitüsü
HARFLİ İFADELER VE DENKLEMLER KONUSUNUN
OYUN VE BULMACALARLA ÖĞRENİLMESİNİN
ÖĞRENCİLERİN MATEMATİK BAŞARI DÜZEYLERİNE ETKİSİ
Ahmet SONGUR
İMZALAR
Danışman: Yrd. Doç. Dr. Sare ŞENGÜL ..……………………….
Jüri Üyesi: Yrd. Doç. Dr. Emin AYDIN ....……………………...
Jüri Üyesi: Doç. Dr. Zeynep GÜREL .…………………….….
İlköğretim Matematik Öğretmenliği Bölümü
Yüksek Lisans Tezi
İSTANBUL, 2006
I
ÖNSÖZ
İnsanlığın var oluşundan günümüze kadar her zaman ve her mekânda ihtiyaç
duyulan matematik, bilimin ve teknolojinin de gelişmesini etkileyen en önemli
unsurlardan biridir.
Değişmeyenin ‘değişim’ olduğu günümüzde, matematik ve matematik
öğretiminin de değişmesi ve gelişmesi kaçınılmazdır. Dolayısıyla yeni nesillerin
değişime uygun olarak yetiştirilmesi gerekmektedir. Klasik yöntemlerle bilim ve
teknolojinin hızına ayak uydurmamızın imkânsız olduğu aşikârdır.
Özellikle matematik dersinde, klasik öğretim yöntemlerinin yerine öğrencilerin
daha fazla dikkatini çeken, öğrencinin aktif rol alabildiği oyun ve etkinlik ağırlıklı
yöntem ve tekniklere gerek duyulmaktadır.
Bu araştırma da harfli ifadeler ve denklemler konusunun oyun ve bulmacalarla
öğrenilmesinin öğrencilerin matematik başarılarına, matematiğe karşı tutumlarına ve
öğrenilen bilginin kalıcılığa etkisi incelenmiştir. Uygulanan yöntemin faydaları
görülmüş, olumlu sonuçlar alınmıştır.
Araştırma süresince her türlü yardımını esirgemeyen Yrd. Doç. Dr. Sare
Şengül’e, tez jüri üyelerim Yrd. Doç. Dr. Emin Aydın ve Doç. Dr. Zeynep Gürel’e,
teşekkürlerimi sunarım.
Halen görevli bulunduğum Boğazköy İlköğretim Okulu idari personeline,
öğretmen arkadaşlarıma ve bütün öğrencilerime teşekkür ederim.
Ayrıca, araştırma süresince maddi ve manevi desteğini hiç bırakmayan eşim
Neslihan Songur’ a şükranlarımı sunarım.
İstanbul, 2006 Ahmet SONGUR
II
ÖZET HARFLİ İFADELER VE DENKLEMLER KONUSUNUN OYUN VE
BULMACALARLA ÖĞRENİLMESİNİN ÖĞRENCİLERİN MATEMATİK
BAŞARI DÜZEYLERİNE ETKİSİ
Bu araştırmada oyun ve bulmacalarla işlenen matematik dersinin ilköğretim 8.
sınıf öğrencilerinin başarı ve kalıcılık düzeylerine etkisi araştırılmıştır. Ayrıca,
öğrencilerin matematik başarılarından ön bilgilerinin, kullanılan öğretim yönteminin,
öğrencilerin matematik dersine olan tutumlarının etkisi araştırılmıştır.
Araştırmanın evreni, 2005 – 2006 eğitim-öğretim yılı İstanbul ili Gaziosmanpaşa
ilçesi Boğazköy okulunda okuyan tüm 8. sınıf öğrencileridir. Araştırmanın örneklemini
8-A sınıfında okuyan 44 öğrenci ile 8-B sınıfında okuyan 46 öğrenci oluşturmaktadır.
Araştırmada öğrencilerin 8. sınıf matematik derslerinde harfli ifadeler ve
denklemler konularında oyun ve bulmacalarla öğretim yönteminin akademik başarıya
ve hatırlamaya etkisi ile oyun ve bulmacalarla öğretim yönteminin öğrencilerin
matematik dersine karşı tutumunu nasıl etkilediğini ölçmek amacıyla; “Matematiksel
Başarı Testi” (ön test), “Harfli İfadeler ve Denklemler Testi” (son test) ve Tutum
Ölçeğinden yararlanılmıştır.
Araştırma deneme modelinde olup, 8. sınıf “Harfli İfadeler ve Denklemler”
ünitesi boyunca devam etmiştir. Uygulama başlamadan önce deney ve kontrol
gruplarına ön test ve matematik tutum ölçeği uygulanmıştır. Deney grubunda dersler
oyun ve bulmacalarla öğretim yöntemi, kontrol grubunda ise dersler düz anlatım
yöntemiyle yapılmıştır.
Çalışmanın bitiminde her iki gruba son test ve matematik tutum ölçeği testi
uygulanmıştır. Ayrıca çalışmanın bitiminden 6 hafta sonra kalıcılık testi uygulanmış ve
yapılan etkinliklerin başarıya, matematik tutumuna ve kalıcılığa etkisi
değerlendirilmiştir.
Araştırmada elde edilen verilerin istatistiksel olarak değerlendirilmesinde
Kolmogorov - Smirnov testi ve t-testinden faydalanılmıştır.
III
Bu araştırmada elde edilen bulgulara dayanarak ortaya çıkan sonuçlar şunlardır:
1) İlköğretim 8. sınıf matematik öğretiminde oyun ve bulmacalarla
öğretim yöntemiyle işlenen matematik dersi ile düz anlatım yöntemiyle işlenen
arasında, oyun ve bulmacalarla öğretim yöntemiyle işlenen matematik dersi
lehine anlamlı bir farklılık vardır.
2) Oyun ve bulmacalarla öğretim yönteminin uygulandığı deney
grubu ile düz anlatım yönteminin uygulandığı kontrol grubu öğrencilerinin
hatırlama düzeyleri arasında yapılan t-testi sonuçlarında deney grubu lehine
anlamlı bir fark olduğu belirlenmiştir: Oyun ve bulmacalarla öğretim yöntemi
8.sınıf matematik dersinde öğrendiklerini hatırlamalarını kolaylaştırmaktadır.
3) İlköğretim 8. sınıf matematik öğretiminde oyun ve bulmacalarla
öğretim yöntemiyle işlenen matematik dersleri öğrencilerin matematiğe karşı
tutumlarını olumlu yönde etkilemektedir.
4) İlköğretim 8. sınıf matematik öğretiminde oyun ve bulmacalarla
öğretim yöntemiyle işlenen matematik dersleri öğrencilerin matematikte
algılanan başarı düzeylerini artırmıştır.
5) İlköğretim 8. sınıf matematik öğretiminde oyun ve bulmacalarla
öğretim yöntemiyle işlenen matematik dersleri öğrencilerin matematiğin
algılanan yararları üzerinde etkili olmuştur.
6) İlköğretim 8. sınıf matematik öğretiminde oyun ve bulmacalarla
öğretim yöntemiyle işlenen matematik dersleri öğrencilerin matematik dersine
olan ilgilerini olumlu yönde değiştirmiştir.
7) İlköğretim 8. sınıf öğrencilerinin matematik dersindeki akademik
başarıları cinsiyete göre değişiklik göstermemektedir.
8) İlköğretim 8. sınıf öğrencilerinin matematiğe karşı tutumları
cinsiyete göre farklılık göstermemektedir.
9) İlköğretim 8. sınıf öğrencilerinin matematik dersindeki kalıcılık
düzeyleri cinsiyete göre değişmemektedir.
Elde edilen bulgular sonucunda, kişi ve kurumlara ışık tutabilecek önerilerde
bulunulmuştur.
IV
ABSTRACT THE EFFECT OF MATHEMATICS SUCCES LEVEL OF THE STUDENTS OF
SUBJECT OF THE EXPLANATIONS WITH LETTER AND EQUATIONS
LEARNING WITH GAMES AND WORD PUZZLE
In this research the effect of the mathematics lesson that working with game and
word puzzle to the primary school 8th class student succes and permanancy levels are
searched. In addition, the effect of students previous acknowledgment teaching
methods that are used, student’ attidudes towards the lesson are researched.
The cosmos of the research is all the students of, 8th classes in Boğazköy
Elemantary School in Gaziosmanpaşa / İstanbul in 2005 – 2006 education teaching
year. The sample of the researh is consisted of 44 students in class 8/A and 46 students
in class 8/B.
In the research Mathematical succes test (pre – test ), explanations with letter
and equations test (final test) and attitude test are beneffited from in order to measure
the effect of game and word puzzels method by teaching, explanatinos with letter and
equations, the subjects of mathematics in 8th class students, on academic succes and
remembrance and how the game and word puzzels method effects attitudes of students
towards mathematics.
The research is of experiment model and continued during explanations with
letter and equations unit. Before the application, a preliminary test and Maths Attitude
Test were applicated to both experimental and control groups. The lessons in the
experimental group were carried out in the learning with game and word puzzels
method while the lessons fort the control group were carried out in the traditional
teaching method.
At the end of the study both groups are given an end test and Mathematics
Attitude test. In addition, they were given a memory test 6 weeks after the study ended.
In this way the effects of the activites on the succes attitudes towards Maths and
memory of students were evaluated.
V
In the statistical evaluation of the data, we have used Kolmogorov - Simirnov
Test and t – test.
The results of the research based on the data obtanied are as follows:
1. In the Primary School 8th grade mathematics education, there is a
significant difference between the different teaching with game and word puzzle
methods and tradational teaching method, in learning with games and word
puzzles method.
2. The meaningful difference is determined in favor of test group that
teaching with games and word puzzles method is applied on at the results of t –
test which is done between the remembrance level of test group that learning
with games and word puzzles method is applied on and the control group that
classical method is applied on.
3. Use of different teaching with games and word puzzles methods makes
a positive effect on the students’ attitude towards the mathematics lesson.
4. Use of different teaching with games and word puzzles methods in the
primary school 8th grade mathematics lessons develops the success level of
students in mathematics.
5. Use of different teaching with games and word puzzles methods in the
primary school 8th grade mathematics lessons develops the benefits in
mathematics.
6. Use of different teaching with games and word puzzles methods in the
primary school 8th grade mathematics lessons makes a positive effect on
students’ interest towards mathematics.
7. The success level in Primary School 8th grade mathematics classes
does not differ according to gender of the students.
8. The attitude of Primary School 8th grade students’ does not differ
according to gender of the students.
9. The remember level in Primary School 8th grade mathematics lesson
does not differ according to gender of the students.
With the finalings that came out of this research. There are given
suggestions that will light the way of persons and association.
VI
İÇİNDEKİLER Sayfa No:
ÖNSÖZ………………………………………………………………………………….I
ÖZET………………………………………………..…………………………………II
ABSTRACT…………………………………………….…………………………….IV
İÇİNDEKİLER…………………………………………….…………………………VI
TABLOLAR LİSTESİ………………………………………...………………………X
1. GİRİŞ……………………………………………………………...…………………1
1.1. Problem …………………………………………………………………….3
1.2. Araştırmanın Amacı……………………………………………………...…3
1.3. Alt Problemler……………………………………………………………....3
1.4. Hipotezler…………………………………..……………………………… 4
1.5. Araştırmanın Önemi…………………………...……………………………5
1.6. Sayıltılar…………………………………………...………………………..6
1.7. Sınırlılıklar……………………………………………...……………..........6
1.8. Tanımlar……………………………………………………...……………..7
2. LİTERATÜR BİLGİLERİ……………………………………………….……….10
2.1. Eğitim – Öğretim…………………………………………………….……10
2.1.1. Eğitim …………………………………………………………...10
2.1.2. Öğretim……………….………………………………………….12
2.1.3. Öğrenme………………….……………………………………...12
2.2. Matematik…………………………….…………………………………...13
2.2.1. Matematiğin Tanımı…………….……………………………….13
2.2.2. Matematiğin Günlük Hayattaki Yeri ve Önemi…….…………...16
2.2.3. Matematik Öğretimi…………………………………….……….17
2.2.3.1. Matematik Öğretiminin Amaçları……………….…….17
2.2.3.2. Matematik Öğretiminin Temel İlkeleri…………….….18
2.2.4. Matematik Öğretimini Etkileyen Kuramlar……………………..19
2.2.4.1. Davranışçı Kuramlar……………….………………….20
2.2.4.2. Bilişsel Kuramlar……………………….……………...20
VII
2.2.5. Matematiğe Olan Kaygı ve Tutum………………….…………...20
2.2.6. Matematik Öğretiminde Kullanılan Yöntem ve Teknikler….…..23
2.2.6.1. Düz Anlatım Yöntemi………………………………..23
2.2.6.2. Soru – Cevap Yöntemi…………….…………………23
2.2.6.3. Tartışma Yöntemi…………………….………………24
2.2.6.4. Gözlem Gezisi Yöntemi………………….…………..24
2.2.6.5. Örnek Olay İncelemesi Yöntemi…………….……….24
2.2.6.6. Benzeşim (Analoji) Yöntemi…………………….…...24
2.2.6.7. Buluş Yoluyla Öğretim Yöntemi..................................25
2.2.6.8. Gösteri (Demostrasyon) Yöntemi….…………………25
2.2.6.9. Problem Çözme Yöntemi…………….………………25
2.2.6.10. Grupla Çalışma Yöntemi……………….…………….26
2.2.6.11. Canlandırma Yöntemi…………………….………….26
2.2.6.12. Kavram Haritaları ile Öğretim Yöntemi……….……..26
2.2.6.13. Oyunlarla Öğretim Yöntemi………………….………27
2.3. Oyun ve Bulmacalar…………………………………………………….…27
2.3.1. Oyunun Tanımı ……………...……………….…………………27
2.3.2. Oyunun Özellikleri……………………….……………………...30
2.3.3. Oyun Karşıtı Görüşler…………………………….……………..31
2.3.4. Çocuk ve Oyun Kuramları ...………………………….………...32
2.3.4.1. Piaget’in Oyun Kuramı………………………….……..32
2.3.4.2. Vygotsky’nin Oyun Kuramı……………………….…..33
2.3.5. Matematik ve Oyun…..…………………………………….……37
3. YÖNTEM……………………………………………………………………….......39
3.1. Araştırmanın Modeli……………………………………………………....39
3.2. Evren ve Örneklem………………………………………………………..41
3.3. Oyun ve Bulmacalarla Öğretim Yönteminin Uygulaması…………...........41
3.3.1. Deney Grubunda Araştırmanın Uygulanması……….…………..41
3.3.2. Kontrol Grubunda Araştırmanın Uygulanması………….………46
3.4. Verilerin Toplanması ve Çözümlenmesi…………………………….…….46
3.5. Veri Toplama Araçları………………………………………………….... 46
VIII
3.5.1. Matematiksel Başarı Testi (Ön Test)……………………………46
3.5.2. Son Test………………………………………………………….47
3.5.3. Kalıcılık Testi…………………………………............................48
3.5.4. Matematik Tutum Ölçeği………………….…………………….48
4. BULGULAR VE YORUMLAR……………………………….………………….50
4.1. Oyun ve Bulmacalarla Öğretim Uygulamaları Önce Veri Analizi…….….50
4.1.1. Ön ve Son Başarı ve Tutum Testlerinin Verilerinin Geçerlilik ve
Güvenirliliği………………………………………………................................51
4.1.1.1. Ön Testin Geçerlilik ve Güvenirliliği………………….51
4.1.1.2. Son Testin Geçerlilik ve Güvenirliliği………………...51
4.1.1.3. Matematik Tutum Testinin Geçerlik ve
Güvenirliliği……………………………………………………............51
4.1.2. Normal Dağılıma Uygunluk Analizi………….…………………52
4.1.2.1. Ön Test Verilerinin Normalliği………….…………….52
4.1.2.2. Matematik Tutum Ölçeği Verilerinin Normalliği……..54
4.1.3. Deneklerin Seçimi…………………………………………….…55
4.1.4. Grupların Homojenliği………………….……………………....57
4.2. Oyun ve Bulmacalarla Yapılan Öğretimin Başarıya Etkisini Test Eden
Hipotezler, Bulgular ve Yorumlar……………………………….…………………….58
4.2.1. Birinci Hipotez……………………………….………………….59
4.2.2. İkinci Hipotez..………………………………….……………….61
4.2.3. Üçüncü Hipotez……………………………………...………….63
4.2.4. Dördüncü Hipotez……………………………………….………64
IX
4.2.5. Beşinci Hipotez…...….………………………………………….65
4.2.6. Altıncı Hipotez……….………………………………………….66
4.2.7. Yedinci Hipotez………….………………………………………67
4.3. t – Testi ile Elde Edilen Diğer Bulgular….………………………………..69
5. SONUÇ VE ÖNERİLER…………………………….…………………………….84
5.1. Sonuç……………….……………………………………………………...84
5.2. Öneriler……………….…………………………………………………...86
5.3. Bir Öğretmen Gözüyle Araştırma İle İlgili Görüşlerim…………………...89
KAYNAKÇA…………………………………………………………………….……91
EKLER………………………………………………………………………………..99
EK 1. ÖN TEST……………………………………………………………....100
EK 2. MATEMATİK TUTUM ÖLÇEĞİ…………………………………….107
EK 3. SON TEST…………………………………………………………......109
EK 4. ETKİNLİKLER………………………………………………………..121
EK 5. İZİN YAZILARI…………………………………………………...….138
EK 6. ÖZGEÇMİŞ…………………………………………………………....140
X
TABLOLAR LİSTESİ Sayfa No:
Tablo 2. 1. Oyun İle İlişkili Kuramlar………………………………………….……...36
Tablo 3. 1. Deney Grubunun Çalışma Programı………………………………….…...42
Tablo 3. 2. Matematik Tutum Ölçeğinin İçerdiği Alanlar ve İlgili Maddeler………...49
Tablo 4.1. Örneklemdeki Deney Grubu Öğrencilerinin Ön Test Verilerinin
Kolmogorov – Smirnov Testi İle İncelenmesi…………………………………………52
Tablo 4.2. Örneklemdeki Kontrol Grubu Öğrencilerinin Ön Test Verilerinin
Kolmogorov – Smirnov Testi İle İncelenmesi……………………………………........53
Tablo 4. 3. Örneklemdeki Deney Grubu Öğrencilerinin Ön Tutum Verilerinin One
Sample Kolmogorov – Smirnov Testi İle İncelenmesi……………………...................54
Tablo 4. 4. Örneklemdeki Kontrol Grubu Öğrencilerinin Ön Tutum Verilerinin One
Sample Kolmogorov – Smirnov Testi İle İncelenmesi……………………...................55
Tablo 4. 5. Araştırmaya Katılan Deney ve Kontrol Grubu Öğrencilerinin Sınıflara Ve
Cinsiyete Göre Dağılımı……………………………………………………………….56
Tablo 4. 6. Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Cinsiyete Göre Sayı ve
Yüzdeleri……………………………………………………………………………….56
Tablo 4. 7. Çalışma Grubundaki Öğrencilerin Ön Test Sonuçlarına Ortalamalarının
Karşılaştırılması…………………………………………………..................................57
Tablo 4. 8. Grupların Homojenliği İçin Kruskal – Wallis Testinin
Sonuçları……………………………………………………………………………….58
Tablo 4. 9. Örneklemdeki Kontrol Grubu Öğrencilerinin Son Test Verilerinin
Kolmogorov – Smirnov Testi İle İncelenmesi……………………………………........59
Tablo 4. 10. Kontrol Grubunun Ön Test – Son Test İçin Yapılan İlişkili Grup t- Testi
Sonuçları…………………………………………………………….…………………60
Tablo 4. 11. Örneklemdeki Deney Grubu Öğrencilerinin Son Test Verilerinin
Kolmogorov – Smirnov Testi İle İncelenmesi…………………………………………61
XI
Tablo 4. 12. Deney Grubunun Ön Test – Son Test İçin Yapılan İlişkili Grup t- Testi
Sonuçları……………………………………………………………………………….62
Tablo 4. 13. Deney ve Kontrol Gruplarının Son Testleri İçin Yapılan İlişkisiz Grup t-
Testi Sonuçları…………………………………………………………………………63
Tablo 4. 14. Kontrol Grubunun Tutum Ölçeği Ön Test – Son Test İçin Yapılan İlişkili
Grup t- Testi Sonuçları……………………………………………………....................64
Tablo 4. 15. Deney Grubunun Tutum Ölçeği Ön Test – Son Test İçin Yapılan İlişkili
Grup t- Testi Sonuçları……………………………………………………....................65
Tablo 4. 16. Deney ve Kontrol Gruplarının Tutum Ölçeği Ön Testi İçin Yapılan
İlişkisiz Grup t- Testi Sonuçları………………………………………………………..66
Tablo 4. 17. Deney ve Kontrol Gruplarının Tutum Ölçeği Son Testi İçin Yapılan
İlişkisiz Grup t- Testi Sonuçları………………………………………………………..67
Tablo 4. 18. Deney ve Kontrol Gruplarının Kalıcılık Testleri İçin Yapılan İlişkisiz
Grup t- Testi Sonuçları...………………………………...……………………………..68
Tablo 4. 19. Deney ve Kontrol Gruplarının Ön Testleri İçin Yapılan İlişkisiz Grup t-
Testi Sonuçları.………………………………………………………...………………69
Tablo 4. 20. Deney Grubunun Son Test – Kalıcılık Testi İçin Yapılan İlişkili Grup t-
Testi Sonuçları.………………………………………………………………………...70
Tablo 4. 21. Kontrol Grubunun Son Test – Kalıcılık Testi İçin Yapılan İlişkili Grup t-
Testi Sonuçları……..……………………………………..……....................................70
Tablo 4. 22. Deney ve Kontrol Gruplarının Matematikte Algılanan Başarı Düzeyine
Etkisi Ön Testi İçin Yapılan İlişkisiz Grup t - Testi Sonuçları………………………...71
Tablo 4. 23. Deney ve Kontrol Gruplarının Matematiğin Algılanan Yararları Ön Testi
İçin Yapılan İlişkisiz Grup t - Testi Sonuçları…………………………………………72
Tablo 4. 24. Deney ve Kontrol Gruplarının Matematik Dersine Olan İlgi Ön Testi İçin
Yapılan İlişkisiz Grup t - Testi Sonuçları……………………………………………...72
XII
Tablo 4.25. Deney ve Kontrol Gruplarının Matematikte Algılanan Başarı Düzeyine
Etkisi Son Testi İçin Yapılan İlişkisiz Grup t - Testi Sonuçları……………………….73
Tablo 4. 26. Deney ve Kontrol Gruplarının Matematiğin Algılanan Yararları Son Testi
İçin Yapılan İlişkisiz Grup t - Testi Sonuçları…………………………………………74
Tablo 4. 27. Deney ve Kontrol Gruplarının Matematik Dersine Olan İlgi Son Testi İçin
Yapılan İlişkisiz Grup t - Testi Sonuçları……...………………………........................74
Tablo 4. 28. Deney Grubunun Matematikte Algılanan Başarı Düzeyi Ön Test – Son
Test İçin Yapılan İlişkili Grup t- Testi Sonuçları……………………………………...75
Tablo 4. 29. Kontrol Grubunun Matematikte Algılanan Başarı Düzeyi Ön Test – Son
Test İçin Yapılan İlişkili Grup t- Testi Sonuçları……………………………...............76
Tablo 4. 30. Deney Grubunun Matematiğin Algılanan Yararları Ön Test – Son Test
İçin Yapılan İlişkili Grup t- Testi Sonuçları.…………………………………………..76
Tablo 4. 31. Kontrol Grubunun Matematiğin Algılanan Yararları Ön Test – Son Test
İçin Yapılan İlişkili Grup t- Testi Sonuçları…………………………………………...77
Tablo 4. 32. Deney Grubunun Matematik Dersine Olan İlgi Ön Test – Son Test İçin
Yapılan İlişkili Grup t- Testi Sonuçları….…………………………………………….78
Tablo 4. 33. Kontrol Grubunun Matematik Dersine Olan İlgi Ön Test – Son Test İçin
Yapılan İlişkili Grup t- Testi Sonuçları………………………………………………..79
Tablo 4. 34. Başarı Seviyesinin Cinsiyete Göre Farklılaşıp Farklılaşmadığına Dair Ön
Test Puanları Arasındaki Farkla İlgili İlişkisiz t- Testi Sonuçları………......................80
Tablo 4. 35. Başarı Seviyesinin Cinsiyete Göre Farklılaşıp Farklılaşmadığına Dair Son
Test Puanları Arasındaki Farkla İlgili İlişkisiz t- Testi Sonuçları……………………..80
Tablo 4. 36. Başarı Seviyesinin Cinsiyete Göre Farklılaşıp Farklılaşmadığına Dair
Kalıcılık Testi Puanları Arasındaki Farkla İlgili İlişkisiz t- Testi Sonuçları..................81
XIII
Tablo 4. 37. Tutum Seviyesinin Cinsiyete Göre Farklılaşıp Farklılaşmadığına Dair Ön
Tutum Puanları Arasındaki Farkla İlgili İlişkisiz t- Testi Sonuçları…………………...82
Tablo 4. 38. Tutum Seviyesinin Cinsiyete Göre Farklılaşıp Farklılaşmadığına Dair Son
Tutum Puanları Arasındaki Farkla İlgili İlişkisiz t- Testi Sonuçları…………………...82
1. GİRİŞ
Eğitim, öğretim ve öğrenme insanlığın var oluşundan bugüne kadar süregelen,
insan yaşamını yakından ilgilendiren ve bir anlamda insanoğlunun vazgeçemeyeceği
kavramlardır. Öğrenme ile başlayan hayatımız öğrenme – öğretme süreci ile devam
eder. Bu sürecin içerisinde olan matematik öğretiminin önemi ise her geçen gün
artmaktadır. Bilim ve teknolojideki hızlı gelişmelerin merkezinde olan matematiğin de
durağan kalması düşünülemez. Dolayısıyla matematik öğretim yöntemlerinin de
geliştirilmesi ve çağın gereksinimlerine cevap verecek şekle getirilmesi kaçınılmaz
olmuştur.
Geleneksel matematik eğitimi, çağımızın değişen ihtiyaçlarımıza yanıt
verememektedir. Daha önce; işlem yapma, hesap yapabilme becerileri ön plandayken,
artık problem çözme, akıl yürütme, tahminde bulunma, desen arama gibi beceriler büyük
önem kazanmıştır. Fakat Türkiye’ de matematik eğitimi bu becerilerinin
kazandırılmasında yetersiz kalmaktadır (Toluk ve Olkun, 2005).
Bu anlamda dünyada ve özellikle son 50 yılda değişikliğe uğrayan matematik
programlarında, hesaplama becerilerinin önemi azalmış ancak konu ve kavramların
öğrenilmesin de niçin ve nasıl soruları büyük önem kazanmıştır. Bu da ezberlemenin
yerine akıl yürütmenin geçtiğini ve öğrencilere hazır bilgiler aktarılmasının yetersiz
kaldığını göstermektedir. Bu anlayış farklılığı, beraberinde kullanılan öğretim
yöntemlerinde de değişiklik yapılması gereksinimini ortaya çıkarmıştır (Aksu, 1991).
Günümüz koşullarında eğitimde öğretmen merkezli ders anlatım tekniği artık
yeterince etkili olmamaktadır. Buna karşın gelişmiş ülkelerde ve gerekse ülkemizde yeni
arayışlar ve teknikler geliştirilmektedir. Bunların arasında teknolojiden yaralanmanın yanı
sıra konuları canlandırarak, hikaye ve çeşitli aktivitelerle daha kolay anlaşılır ve zevkli
hale getirme çabaları sürdürülmektedir (Avşar,2005).
2
Hızla değişen ve hem ulusal, hem de uluslar arası düzeyde rekabetin sertleştiği
dünyamızda gelişimin, insan belleğine daha çok ezbere dayanan bilgi depolanmasına
değil, yukarıda sözü edilen kendine güven, inisiyatif alma, bağımsız düşünme, özdenetim
ve sorun çözme potansiyellerini geliştirebilme gibi niteliklere sahip olunmasına bağlı
olduğu açıktır. Bu niteliklerin çocuk ve gençlere kazandırılması içinse, anlatmak, dikte
etmek gibi geleneksel eğitim yöntemlerinden çok öğrencinin yaparak ve yaşayarak
öğrendiği teknikleri kullanmanın faydalı olacağı düşünülmektedir (Önder, 1999, s.27)
Bugünün çocuklarının büyüdüğü zaman belirsiz ve karmaşık Dünya’da karar
verme yeteneğinin gelişmesinde oyunların rolü büyüktür. Oyunlar çocukların kendi
hareketlerinin sonuçlarını tecrübe ederek öğrenmelerini ve gerçek hayatta çok riskli
olabilecek durum ve çözümlerin güvenli olarak tecrübe etmelerini sağlamaktadır.
Materyallerle oynamaya başlayan çocuk önce nesnenin fiziksel özelliklerini araştırır.
Böylece çocuk, kendisine bilinçli veya bilinçsiz olarak şu tür sorular sorar; Bu nedir?
Bu neye benzer? Bu ne yapar? Bu materyallerle oynayarak çocuk hayatının kalan
kısmında inşa edeceği bilimsel kavram gelişimine temel oluşturacak keşifler yapar.
Çocuklar bir tahta parçası, bir kağıt veya bir metali düşünerek “hafif” ve “ağır”
kavramlarını anlatmaya ve içselleştirmeye, ölçü ve şekil kavramını geliştirmeye başlar.
Ayrıca çocuklar materyalleri yırtıp parçalara ayılarak kuvvet kavramını fark edebilir.
Materyallerle ne kadar el temasında bulunursa, çocuklar için öğrenme potansiyeli o
kadar büyük olur. Yetişkinlerin zaman, özgürlük ve keşif maliyetindeki oyun için
çocuklara fırsat tanımaları şartıyla söz konusu keşif ileri çocukluk döneminde de devam
edebilir (Ekinözü 2003, s.39; alıntı, Goffin,1985).
Son yıllarda çocukların oyunları ve gelişimdeki rolleriyle ilgili çalışmalara artan
bir ilginin olduğu görülmektedir. Bu gelişen ilgi yalnızca psikolojide değil, eğitim,
antropoloji ve sosyoloji gibi alanlarda da kendisini belli etmektedir. Bu ilgi yalnızca
araştırmacıları değil, doğrudan doğruya çocuklarla ilgilenen politika üreticilerini ve bir
dizi uygulamacıyı da içine almaktadır. Bu eğilimin bir göstergesi, Handbook of Child
Psychology'nin en son baskısının (Mussen ve Hetherington, 1983), oyun üzerine
araştırmaları gözden geçiren bir bölümü kapsayan ilk kitap olmasıdır; kitabın yazarları
3
bu yeniliği, kısmen, bu konuyla ilgili disiplinler arası araştırmaların sayısının son
yıllarda artmasına bağlamaktadırlar (Rubin, Fein ve Vandenberg, 1983).
1.1. Problem
Araştırmanın problem cümlesi; “harfli ifadeler ve denklemler konusunun oyun
ve bulmacalarla öğrenilmesinin öğrencilerin matematik başarı ve kalıcılık düzeyleri ile
matematik tutumlarına etkisi var mıdır?” şeklinde oluşturulmuştur.
1.2. Araştırmanın Amacı
Bu araştırmanın amacı, ilköğretim 8. sınıf matematik dersinde oyun ve
bulmacalarla öğretim yönteminin öğrencilerin akademik başarılarına, matematik dersine
karşı tutumlarına ve kalıcılığa etkisinin olup olmadığını araştırmaktır.
1.3. Alt Problemler
Bu araştırmada şu alt problemlere cevap aranmıştır:
1. Oyun ve bulmacalarla öğretim yöntemiyle işlenen matematik dersiyle geleneksel
yöntemle işlenen matematik dersindeki öğrencilerin akademik başarısı arasında
anlamlı bir fark var mıdır?
2. Oyun ve bulmacalarla öğretim yöntemiyle işlenen matematik dersinin ilköğretim
8. sınıf öğrencilerinin matematik dersinde öğrendiklerini hatırlamalarını
kolaylaştırmakta mıdır?
3. Oyun ve bulmacalarla öğretim yöntemiyle işlenen matematik dersi ilköğretim 8.
sınıf öğrencilerinin matematik tutumunu etkilemekte midir?
4
4. İlköğretim 8. sınıf matematik öğretiminde oyun ve bulmacalarla öğretim
yöntemiyle işlenen matematik dersleri öğrencilerin matematikte algılanan başarı
düzeylerini değiştirmekte midir?
5. İlköğretim 8. sınıf matematik öğretiminde oyun ve bulmacalarla öğretim
yöntemiyle işlenen matematik dersleri öğrencilerin matematiğin algılanan
yararlarını arttırmakta mıdır?
6. İlköğretim 8. sınıf matematik öğretiminde oyun ve bulmacalarla işlenen
matematik dersleri öğrencilerin matematik dersine olan ilgilerini etkilemekte
midir?
7. İlköğretim 8. sınıf matematik dersindeki başarı, öğrencinin cinsiyetine göre
değişmekte midir?
8. İlköğretim 8. sınıf öğrencilerinin matematiğe karşı tutumları cinsiyetlerine göre
değişmekte midir?
9. İlköğretim 8. sınıf öğrencilerinin matematik dersindeki kalıcılık düzeyleri
cinsiyete göre değişmekte midir?
1.4. Hipotezler
Araştırmanın esas problemi ve önemli olduğu düşünülen alt problemler için
kurulan hipotezler aşağıda belirtilmiş ve istatistiklerinde hipotez testi uygulanmıştır.
1. Kontrol grubu öğrencilerinin ön test puanları ile son test puanları arasında
anlamlı bir fark yoktur.
2. Deney grubu öğrencilerinin ön test puanları ile son test puanları arasında anlamlı
bir fark vardır.
5
3. Kontrol grubu öğrencileri ile deney grubu öğrencilerinin öğretim sonrası
başarıları arasında anlamlı bir fark vardır.
4. Kontrol grubu öğrencilerinin ön ve son matematik tutumları arasında anlamlı bir
fark yoktur.
5. Deney grubu öğrencilerinin ön ve son matematik tutumları arasında anlamlı bir
fark vardır.
6. Deney ve kontrol grubu öğrencilerinin uygulama öncesi ve uygulama sonrası
matematik tutumları arasında anlamlı bir fark vardır.
7. Deney ve kontrol grubu öğrencilerinin öğretim sonrası kalıcılık seviyeleri
arasında anlamlı bir fark vardır.
1.5. Araştırmanın Önemi
Ülkemizin eğitimde, özellikle matematik eğitiminde ne kadar geride olduğu
bilinen bir gerçektir. Yapılan OKS sınavlarında en düşük net ortalaması matematik
dersine aittir. Örneğin; 2005 ortaöğretim kurumları öğrenci seçme ve yerleştirme
sınavında en düşük net ortalaması 25 matematik sorusunda 2,35 ile matematik dersi
olmuştur (http://egitek.meb.gov.tr). Dolayısıyla bu sonuç da gösteriyor ki ilköğretimde
yapılan matematik eğitimi yetersiz kalmaktadır. Bunu düzeltmenin yolu ise yeni ve
alternatif metotlar geliştirmekten geçmektedir.
Yapılan araştırmalar, çocukların matematikle ilgili yaşantıları arttıkça
matematiğe karşı olumsuz tutum sergilediklerini göstermektedir. Eğitim – öğretim
ortamında oyun, etkinlik ve aktivitelere daha fazla yer verilerek öğrencilerin yaparak ve
yaşayarak öğrenmelerine imkân verilmelidir. Çünkü, insan yaparak ve yaşayarak
öğrendiklerini daha geç unutmaktadır.
6
Bu araştırmada da harfli ifadeler ve denklemler konusunun oyun ve bulmacalarla
öğrenilmesinin öğrencilerin başarı ve kalıcılık düzeylerine etkisinin olup olmadığı
ortaya konulmaya çalışılmıştır. Araştırma sonunda ise uygulanan yöntemin öğrencilerin
başarı ve kalıcılık düzeylerine etkisinin olduğu sonucuna varılmıştır.
1.6. Sayıltılar
1. Örneklemin evreni temsil ettiği,
2. Araştırmada kullanılan ölçme-değerlendirme araçlarının öğrencilerin bilgi ve
başarı düzeylerini doğru olarak ölçtüğü,
3. Araştırmaya katılan öğrencilerin bilgi toplama araçlarına içten ve yansız olarak
cevap verdikleri,
4. Deney ve kontrol gruplarına uygulanan öğrenme yönetimleri üzerinde öğretmen
etkisi olmadığı,
5. Öğrenci zekâlarının normal olduğu varsayılmaktadır.
1.7. Sınırlılıklar
1. Bu araştırma 2005 – 2006 eğitim- öğretim yılı sınırlıdır.
2. Bu araştırma ilköğretim matematik ders programının 8. sınıf konusu olan “Harfli
İfadeler ve Denklemler” ünitesi ile sınırlıdır.
3. Bu araştırma İstanbul ili Gaziosmanpaşa ilçesi Boğazköy İlköğretim Okulunun
8-A ve 8-B sınıflarında okuyan 90 öğrenci ile sınırlıdır.
4. Bu araştırma oyun ve bulmacalarla öğretim yöntemiyle sınırlıdır.
7
5. Bu araştırma 8 hafta ile sınırlıdır.
6. Bu araştırmadaki bulgular istatistiksel tekniklerle sınırlıdır.
7. Bu araştırma, araştırmada belirtilen probleme ve ilgili alt problemlere cevap
bulunması ile sınırlıdır.
8. Bu araştırma ön test, son test, ve kalıcılık testi ile sınırlıdır.
9. Bu araştırma matematik tutum ölçeği ile sınırlıdır.
1.8. Tanımlar
Bu araştırma da kullanılan terimler aşağıda tanımlanmıştır.
Deney grubu: Çalışmaların, oyun ve bulmacalarla öğretim yönetiminin ilkeleri ışığında
hazırlanan ders planlarına göre, yürütüldüğü gruptur.
Kontrol grubu: Oyun ve bulmacalarla öğretim yönetiminin ilkeleri göz önünde
bulundurularak hazırlanan ders planlarına göre öğretimin yürütülmediği, klasik
öğrenme-öğretme etkinliklerinin devam ettirildiği düz anlatım yöntemini kullanıldığı
gruptur.
Canlandırma: Bir şeyi, bir rolü karşısındakine hissettirebilecek biçimde anlatmak ya
da oynamaktır.
Düz Anlatım Yöntemi: Öğretmenin anlatma ve açıklamalarının ağırlıklı olduğu,
öğrencilerinin not aldığı, yapılan anlatım ve açıklamalara ilişkin olarak öğretmenin
öğrencilere sorular sorduğu ve cevap istediği, ev ödevleri verilip, yapılan ödevlerin
mümkün olduğu kadar kontrolünün yapıldığı öğretim yöntemidir.
8
Klasik Öğretim Yöntemi: Eğiticilerin öğrencileri yönlendirdiği düz anlatım ve sunum
ağırlıklı öğretmen merkezli eğitimdir.
Oyunlarla Öğretim Yöntemi: Daha çok alıştırmaları zevkli hale getirmek için
kullanılan, bilginin kazanılmasından sonra pekiştirilmesi safhasında yapılan
etkinliklerle yapılan öğretim yöntemidir.
Eğitim: Bireyde kendi yaşantısı yoluyla kalıcı istendik davranış değişikliği meydana
getirme sürecidir.
Etkinlik: Etkin olma durumu, hareket etme yeteneği, bu yeteneğin dışa vurumudur.
Harfli İfade: Bilinmeyenleri harflerle gösterilen ifadeye denir.
Denklem: En az bir bilinmeyenden oluşan ve bu bilinmeyenlerin bazı değerleri için
sağlanan eşitliğe denir.
Hatırlama: Öğrenilmiş ya da yaşanmış ancak daha sonra unutulan bir şeyi akla
getirerek, anımsamaktır.
Matematik: Ardışık soyutlama ve genellemeler süreci olarak geliştirilen yapılarla
bağlantılardan oluşan sistemdir.
Metot: Herhangi bir konuyu ele alıp sonuca ulaştırmak amacıyla tercih edilen öğretim
yaklaşımıdır.
Öğrenme: Kişinin çevre ile etkileyişimi sonucunda meydana gelen kalıcı davranış
değişiklikleridir.
Öğretim: Eğitimin okulda planlı ve programlı yürütülen kısımdır.
Öğretme: Öğrenmeyi kılavuzlama faaliyetidir.
9
Ön test: Öğrencileri araştırmaya başlamadan önce uygulanan 33 soruluk testtir. Bu test
öğrencilerin seviyelerini ölçmek amacıyla uygulanmıştır.
Problem: İnsan zihnini karıştıran ona meydan okuyan ve inancı belirsizleştiren her
şeydir.
Son Test: Öğrencilere harfli ifadeler ve denklemler konusunun anlatımı
tamamlandıktan sonra uygulanan harfli ifadeler ve denklemler konusunun bulunduğu 50
soruluk testtir.
Kalıcılık Testi: Son testin aynısıdır. Ancak son testten 6 hafta sonra uygulanmıştır.
Matematik Tutum ölçeği: Öğrencilerin matematiğe karşı olan tutumunu ölçmeye
yönelik yapılan çalışmalar sonucu geliştirilmiş ölçeklere tutum veya kaygı ölçeği denir.
10
2. LİTERATÜR BİLGİLERİ
2.1. Eğitim – Öğretim
Eğitim – öğretim alanında bir çalışma yapacağımız için öncelikle bu tanımların
yapılması faydalı olacaktır.
2.1.1. Eğitim
Eğitimin bugüne kadar yapılan tanımların bazıları aşağıdaki gibidir.
Eğitim, bireyin davranışlarında kendi yaşantısı yoluyla ve kasıtlı olarak istendik
değişme meydana getirme sürecidir (Ertürk, 1984,s.12).
Senemoğlu ise; bireyi istendik nitelikte kültürleme sürecini eğitim olarak
tanımlamaktadır (Senemoğlu, 1998, s.7)
İnsan doğumundan ölümüne kadar sürekli yeni bir şeyler öğrenir. Doğumdan
sonra sırasıyla emeklemeyi, yürümeyi, yemek yemeyi, konuşmayı, arkadaşlarıyla oyun
oynamayı ve daha birçok şeyi öğrenir. Bu öğrenilenlerin tümüne eğitim denir
(Küçükahmet, 2001, s. 1 – 2).
Yapılan eğitim tanımlarından da anlaşılacağı gibi eğitim, bireyleri hayata
hazırlama süreci olmasının yanı sıra, hayatın ta kendisidir. Dolayısıyla eğitim ortamının
hayatla iç içe olması soyuttan somuta hale getirilmesi ve öğrenciler için anlamlı bir
şekle getirilmesi durumunda öğrenci başarısı da artacaktır.
Türk Milli Eğitiminin genel amaçları 1739 sayılı Milli Eğitim Temel
Kanunu’nda şu şekilde belirlenmiştir:
11
Türk Milli Eğitiminin genel amacı, Türk Milletinin bütün fertlerini,
1. Atatürk İnkılap ve İlkelerine ve Anayasada ifadesini bulan Atatürk
milliyetçiliğine bağlı; Türk Milletinin milli, ahlaki, insani, manevi ve kültürel
değerlerini benimseyen, koruyan ve geliştiren; ailesini, vatanını, milletini seven ve
daima yüceltmeye çalışan; insan haklarına ve Anayasanın başlangıcındaki temel ilkelere
dayanan demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devleti olan Türkiye Cumhuriyetine karşı
görev ve sorumluluklarını bilen ve bunları davranış haline getirmiş yurttaşlar olarak
yetiştirmek;
2. Beden, zihin, ahlak, ruh ve duygu bakımlarından dengeli ve sağlıklı
şekilde gelişmiş bir kişiliğe ve karaktere, hür ve bilimsel düşünme gücüne, geniş bir
dünya görüşüne sahip, insan haklarına saygılı, kişilik ve teşebbüse değer veren, topluma
karşı sorumluluk duyan; yapıcı, yaratıcı ve verimli kişiler olarak yetiştirmek:
3. İlgi, istidat ve kabiliyetlerini geliştirerek bilgi, beceri, davranışlar ve
birlikte iş görme alışkanlığı kazandırmak suretiyle hayata hazırlamak ve onların,
kendilerini mutlu kılacak ve toplumun mutluluğuna katkıda bulunacak bir meslek sahibi
olmalarını sağlamak;
Böylece bir yandan Türk vatandaşlarının ve Türk toplumunun refah ve
mutluluğunu artırma; öte yandan milli birlik ve bütünlük içinde iktisadi sosyal ve
kültürel kalkınmayı desteklemek ve hızlandırmak ve nihayet Türk milletini çağdaş
uygarlığın yapıcı, yarayıcı seçkin bir ortağı yapmaktır.
Türk Milli Eğitim Sistemindeki diğer bütün özel amaçlar yukarıda belirtilen
genel amaçlarla tutarlı olmalıdır. Yaptığımız araştırmanın da bu amaçlarla tutarlı
olmasına ve bu amaçlara aykırılık içermemesine dikkat edilmiştir.
12
2.1.2. Öğretim
Öğretim, belli bir amaçla, bir program ve bir plan dahilinde, bireylere gerekli
bilgiler, beceriler, olumlu davranışlar, iyi alışkanlıklar kazandıran, yeteneklerini
geliştiren, kişiliklerini oluşturan, hayata hazırlayan ve bir yönüyle de eğiten; öğrenme
ve öğretme etkinlikleridir (Kemertaş, 2001, s. 12).
Eğitimin belli bir plan dahilinde ve programlı olarak yürütülmesi işine öğretim
denir ( Demirel, 2005, s.9).
Eğitim kurumlarında nelerin öğretileceği kararlaştırıldıktan, yani eğitim –
öğretim planları hazırlandıktan sonra bu davranışların öğrenciye kazandırılması süreci
başlar. Bu amaçla yapılan öğretme etkinliklerinin tümüne öğretim denilir (Baykul,
2004, s.4).
Eğitim de olduğu gibi öğretimin de amaçları, toplumun ve çağın
gereksinimlerine göre belirlenir (Kemertaş, 2001, s. 13).
Öğretim toplumun eğitim amaçlarını gerçekleştirmede, özellikle bilgi ve
beceriler yoluyla eğitimin temel ve önemli bir bölümünü oluşturur. Bir anlamda eğitime
giden bir araçtır. Bazı noktalarda birbirinden ayrılmakla birlikte, öğretim eğitimsiz,
eğitim de öğretimsiz düşünülemez.
2.1.3. Öğrenme
Öğrenme, bireyin zihninde yeni bir şemanın oluşması olayıdır. Bu şemayı birey
kendisi oluşturur; etkinlikler bireyin bu şemayı oluşturmasına yardımcı olur (Baykul,
2004, s.4).
İnsanoğlu var olduğu müddetçe öğrenme süreci devam eder. İnsanların
konuşması, çeşitli tutum ve alışkanlıkları kazanması, kısaca hayatın her aşaması
öğrenme ile ilgilidir (Selçuk, 1999, s.95)
13
Öğrenmenin özellikleri;
1. Davranışta gözlenebilir bir değişme olması,
2. Davranıştaki değişmenin nispeten sürekli olması,
3. Davranıştaki değişmenin yaşantı kazanma sonucunda olması,
4. Davranıştaki değişmenin yorgunluk, hastalık ilaç alma vb. etkenlerle
geçici bir biçimde meydana gelmemesi,
5. Davranıştaki değişmenin sadece büyüme sonucu olmaması. (Senemoğlu,
2002, s.95)
2.2. Matematik
2.2.1. Matematiğin Tanımı
Tanımlanması en zor kavramlardan biridir matematik. Bunun nedeni, toplum
içinde yaygın olarak tanınıyor olmasına karşın birazda çekinilen, ele avuca sığmaz
yapısı olabilir (Umay, 2002, s.275).
Tüm bilimlerin, özellikle de fen bilimlerinin temelini oluşturduğu kabul edilen
matematik için en açıklayıcı tanımlardan biri Türk Dil Kurumu Matematik terimleri
sözlüğünde şöyle verilmektedir:
“Biçim, sayı ve çoklukların yapılarını, özelliklerini ve aralarındaki ilişkileri
usbilim (mantık) yoluyla inceleyen; sayı bilgisi (aritmetik), cebir, uzambilim (geometri)
gibi dallara ayrılan bilim dalıdır.” (T.D.K, 1983).
14
Baykul ve Aşkar (1995) ise; matematiği “ardışık soyutlama ve genellemeler
süreci olarak geliştirilen fikirler (yapılar) ve bağıntılardan oluşan bir sistem” olarak
tanımlamaktadırlar.
Yapılan matematik tanımları Matematik Nedir? sorusuna cevap olarak
değişmektedir. Bu sorunun cevabı, insanları matematiğe başvurmadaki amaçlarına,
belli bir amaç için kullandıkları matematik konularına, matematikteki, matematiğe karşı
tutumlarına ve matematiğe olan ilgilerine göre değişmektedir. Bu çeşitlilik içinde
insanların, matematiği nasıl gördükleri ve onun ne olduğu konusundaki düşünceleri dört
grupta toplanabilir:
1. Matematik, günlük hayattaki problemleri çözmede başvurulan sayma,
hesaplama, ölçme ve çizmedir
2. Matematik, bazı sembolleri kullanan bir dildir.
3. Matematik, insanda mantıklı düşünmeyi geliştiren mantıklı bir sistemdir.
4. Matematik, dünyayı anlamamızda ve yaşadığımız çevreyi geliştirmede
başvurduğumuz bir yardımcıdır (Baykul, 2001, s.32 – 33).
Matematik, bunlardan sadece biri değildir; bunların hepsini kapsar. Günümüzde
matematik, ardışık soyutlama ve genellemeler süreci olarak geliştirilen fikirler
bağlantılardan oluşan bir sistem olarak görülmektedir. Bu tanım ise üç hususa dikkati
çekmektedir. Bunlardan biri matematiğin bir sistem olduğu, diğeri yapılardan ve
bağlantılardan (ilişkilerden) oluştuğu, üçüncüsü de bu yapıların ardışık soyutlamalar ve
genellemeler süreci ile oluşturulduğudur. O halde matematik insan tarafından zihinsel
olarak üretilen bir sistemdir. Bu durum matematiği soyut hale getirir. Matematiğin
yapısında elemanlar ve önermeler vardır. Elemanlar, matematiğin yapı taşlarıdır
(Baykul, 2001, s.32 – 33).
15
Matematik kimisine göre kuralları belli, satranç türünde bir zekâ oyunu;
kimisine göre soyut nesneleri ele alan bir bilim; kimisine göre bilim ve pratik yaşam
için yararlı bir hesaplama tekniğidir. Hatta matematiği tüm bilimlerin kraliçesi olarak
tanımlayanların yanında hizmetkârı olarak kabul edenler de olmuştur (Yıldırım, 2000,
s.12).
Çağımızda matematik; güzel mimarisi ve akustiği olan çok katlı muhteşem bir
binaya benzetilebilir. Bu binanın inşasında birçok bilim adamının katkıları olmuştur. Bu
bilim adamlarının çoğu zamanla bir millete ait olmaktan çıkarak bütün dünyayı temsil
eden, uluslararası kişilik kazanmışlardır. Euclid(Öklid), El-Harezmi, Ömer Hayyam,
Ebu Reyhan Biruni, Archimet(Arşimet), Ebu Ali İbn-i Sina (Avisenna), Nasireddin
Tusi, Ebul Fazl Tebrizi, Ebul Vefa, A.Cauchy, G. Leibniz, Leonard Euler, Friedrich
Gauss, Nils Abel, Evarista Galois, Ramanajuan ve Cahit Arf bunlardan bir kaçıdır.
Bunlar, dünyanın gururla, saygıyla hatırladığı ve değer verdiği, vermeye devam ettiği
büyük insanlardır. Bu büyük insanlar, günümüzde bilimle ilgilenen herkes için örnek
olmaya devam etmektedirler.
Yukarıda matematiğin tanımı ve ne olduğu hakkında verilen bilgilere karşılık
matematiğin ne olmadığının da verilmesinin faydası olacaktır.
Matematiğin ne olduğunu anlamak zor olsa bile ne olmadığı kolayca
söylenebilir: Her şeyden önce matematik, hesaplamalardan ibaret değildir. Birçok insan
matematiği sayıları kullanarak işlem yapabilme olarak algılar. Oysa matematik çok daha
kapsamlıdır. Nasıl bir bilgisayarın belleğine, herhangi bir insanın sahip olabileceği
dağarcığın çok üstünde, milyonlarca sözcüğün anlamını ve dilbilgisi kurallarını
yüklemek bilgisayarın anlamlı bir kompozisyon yazmasına yetmezse matematik
yapmak için de yalnızca hesaplama yapmayı bilmek yeterli değildir. Bir formül varsa
bile onun duruma uygun olup olmadığına, kullanılıp kullanılmayacağına ya da nasıl,
nerede kullanılacağına karar vermek için önce düşünmek gerekir. Matematik,
hesaplamalar demek olmadığı gibi hızlı ve hatasız işlem yapmak da üstün bir matematik
yeteneğinin kanıtı değildir. Çarşıda, pazarda hızlı hesap yapabilen esnaf, aynı hızla
hesap yapamadığı için karşısında ezilip büzülen üniversite öğrencisi çocuğuna bakıp
16
kendi matematiği bu kadar güçlü olduğu halde onun üniversiteye gidiyor olmasını kötü
kaderine bağlar. Her ne kadar bu esnafın fırsat bulsa gerçektende bir matematik dahisi
olup olamayacağı bilinmezse de işi gereği hızlı hesap yapmanın üstün matematik
yeteneğine yeterli kanıt olamayacağı söylenebilir. Eğer böyle olsaydı hesap
makinelerini ya da bilgisayarları matematik dahileri olarak kabul etmek gerekirdi
(Umay, 2002, s.280)
2.2.2. Matematiğin Günlük Hayattaki Yeri ve Önemi
Matematik denilince akla hemen okuldaki matematik dersleri gelmektedir. Oysa
matematik eğitimi okuldaki derslerle sınırlı değildir. Herkes hayatının her safhasında
matematikle iç içe yaşamaktadır. Alışveriş yaparken, faturaları öderken, uzun – kısa,
büyük – küçük, geniş – dar, az – çok kavramlarını kullanırken farkında olmadan
matematikle ilgilenmektedir. Çevresini tanımaya çalışan çocuk, ayakta durmaya ve
yürümeye başladığında kendisiyle ilgili daha çok şey keşfetmesi için özgürdür. Fiziksel
büyümenin yaşamına getirdiği kolaylıklarla eşyanın altına girer, üstüne çıkar ve
nesnelerle ilişkili değişik deneyimler kazandıkça kendi boyutunun farkına varmaya
başlar. Fiziksel sosyal, duygusal ve zihinsel olarak çocuk büyüdükçe, edindiği
kavramlar da büyüyüp gelişmekte ve edindiği kavramları daha karışık durumları
yorumlamak için kullanmaktadır (Dinçer, Ulutaş, 1999, s.23 ).
Matematik, akıl ve mantık bilimidir. Matematik tarihi, pek çok neslin en yüce
düşüncelerini yansıtır. Matematiği diğer bilimlerden ayıran en önemli özelliği, bunun
tamamen insan kafasının bir ürünü olmasıdır. Yani insan olmasaydı fizik, kimya,
biyoloji, jeoloji ve astronomi olayları yine olurdu, fakat matematik diye bir şey olmazdı.
Matematik geleceğin bilimidir. Yakın bir gelecekte bütün bilimler sosyal bilimler de
dahil matematikle anlatılır hale gelecektir. Matematik bilimler içerisinde en
formülleştirilebilir olanıdır. Rakamlar, formüller, eşitlikler daima sözlerden daha açık
ve net konuşurlar. Bilimsel gerçekler aşağıdaki düzenin varlığını ortaya koymaktadır:
“Sosyoloji, tarihe; tarih, psikolojiye; psikoloji, biyolojiye; biyoloji, kimyaya;
kimya, fiziğe; fizik, matematiğe dayanmaktadır” (Kart, 1999, s.3).
17
Düşünmeyi öğreten bilimlerin başında matematik gelir. İnsanı diğer canlılardan
iki şey ayırır. Bunlar düşünmesi ve gülmesidir. Düşünmeyi geliştiren matematiktir.
Gülme de matematiksel olarak ifade edilebilir; o da iki insan arasındaki en kısa
mesafedir. Bir toplumda insanların çoğu doğru düşünmeyi ve sağlıklı gülmeyi
yakalamış ise, o toplum çok şeyi halletmiş demektir (Kart, 1999, s.4).
2.2.3. Matematik Öğretimi
Matematik, günlük hayatta karşılaşılan sorunların çözümlenmesinde başvurulan
önemli araçlardan biridir. Dolayısıyla okul öncesi dönemden yükseköğretime kadar her
dönemde matematik çeşitli seviyelerde öğretilmektedir. Bu kadar önemli bir ders
olmasına rağmen genel başarı düşüktür. Matematik dersi birçok öğrencinin korkulu
rüyası haline gelmiştir. Bu durumun belli başlı sebepleri arasında matematik
öğretiminde başvurulan yöntemin ve öğretmenin önemli yeri vardır.
2.2.3.1. Matematik Öğretiminin Amaçları
Matematik öğretiminin amacı genel olarak şöyle ifade edilebilir: Kişiye günlük
hayatın gerektirdiği matematik bilgi ve becerileri kazandırmak, ona problem çözmeyi
öğretmek ve olayları problem çözme yaklaşımı içinde ele alan bir düşünme biçimi
kazandırmaktır (Altun, 2002, s.7)
Baykul (2001)’e göre matematiğin yapısına uygun bir öğretim şu üç amaca
yönelik olmalıdır:
1. Öğrencilerin matematik ile ilgili kavramları anlamalarına,
2. Matematikle ilgili işlemleri anlamalarına,
3. Kavramların ve işlemlerin arasındaki bağları kurmalarına yardımcı olmak
18
Bu üç amaç ilişkisel anlama olarak adlandırılmaktadır. İlişkisel anlama
matematikteki yapıları anlama, sembollerle ifade etme ve bunun kolaylıklarından
yararlanma; matematikteki işlemlerin tekniklerini anlama ve bunları sembollerle ifade
etme; metotlar, semboller ve kavramlar arasındaki bağıntılar veya ilişkiler kurma olarak
açıklanabilir (Baykul, 2001, s.36, alıntı: Van de Wella, 1989).
2.2.3.2. Matematik Öğretiminin Temel İlkeleri
Altun (2002)’ a göre; matematik öğretiminde amaca ulaşılabilmesi için uyulması
gerekli başlıca ilkeler şunlardır:
1. Kavramsal temellerin oluşturulması: Kavram bilgisini tam olarak verebilmek
için öğretmenin dikkat edeceği nokta, konu ile ilgili tanımları tam olarak
kazandırmaktır. Kavramın ne olduğunun yanı sıra, ne olmadığının da
verilmesi gerekir.
2. Ön şartlılık ilişkisine önem verme: Matematik konuları diğer derslere göre
daha güçlü bir sıralı yapıya sahiptir. Bunun temel nedeni matematiğin hiç bir
dış katkı almadan kendisini üretmesidir, yani ardışık ve yığılmalı bir bilim
olmasıdır. Herhangi bir kavram onun ön şartı durumundaki diğer kavramlar
kazandırılmadan tam olarak verilemez.
3. Anahtar kavramlara önem verme: Bazı matematik kavramlar, diğer konuları
işlerken bir araç gibi kullanılır. Bunları bilgiyi hatırlama veya üretme için
sıkça başvurulur.
4. Öğretimde öğretmen ve öğrencinin görevlerinin iyi belirlenmesi: Matematik
derslerinde öğretmen, yeri geldikçe konuyu açıklayarak anlatan, yeri
geldikçe öğrencilerle tartışan, yeri geldikçe sadece öğrenci çalışmalarını
izleyen konumundadır.
5. Öğretimde çevreden yararlanma: Matematik öğrenmenin temel amacı
çevreden ve olaylardan anlam çıkarma, onları daha iyi yorumlayabilme olup,
19
bu amaca en iyi şekilde ulaşabilmek için, bazen çevre sınıfa, bazen de ders
çevreye taşınmalıdır. Böylece öğrenilen bilgi, daha kolay uygulamaya
geçirilebilir.
6. Araştırma çalışmalarına yer verme: İlköğretim matematiği öğretim
etkinliklerinde, öğrencilerin düzeylerine uygun olarak, sıra dışı problemler
ile araştırma çalışmalarına yer verilmeli, onların bu konular üzerinde bireysel
ya da grupça çalışmaları sağlanmalıdır. Bu tür çalışmalar onların
öğrendiklerini uygulamalarına olanak sağladığı gibi bağımsız çalışma, özgün
düşünme ve açıklama yapma yeteneklerini geliştirir.
7. Matematiğe karşı olumlu tutum geliştirme: Öğrencilerin birçoğu hata yapma
korkusuyla matematik etkinliklerinden uzak durmakta ve başarısız
olmaktadır. Matematik korkusu ve kaygısı üzerine yapılmış araştırmalar,
öğrencilerin matematikle ilgili yaşantıları arttıkça, matematiğe karşı olumlu
tutumlarında azalmalar gözlendiğini ortaya koymuştur. Öğrencinin
matematiğe karşı tutumunda, öğretmenin rolü büyüktür. En büyük kaygı
kaynağı öğretmenin otoriter tutumudur (Altun, 2002, s.8 – 13 ).
Matematiğin eğlendirici, dinlendirici yanı öğrencilere tanıtılmalı, matematik
öğretiminde oyunlaştırılmış etkinliklere yer verilmelidir. Matematik etkinlikler sırasında
öğrencilerin kendi düşüncelerini açıklamaları için fırsatlar verilmeli, başarılı
öğrencilerin hızlı çözümlerinin, yavaş olan öğrencileri bloke etmesi önlenmelidir
(Altun, 2002, s.14 )
2.2.4. Matematik Öğretimini Etkileyen Kuramlar
Matematik öğretimini etkileyen kuramları iki ana başlık altında toplayabiliriz.
Bunlar; davranışçı ve bilişsel alan kuramlardır. Altun (2001)’a göre matematik öğretimi
özellikle bilişsel alan kuramından etkilenmiştir.
20
2.2.4.1. Davranışçı Kuramlar
Davranışçı kuramlar, öğrenmenin uyarıcı ile davranış arasında bir bağ kurarak
geliştiğini ve pekiştirme yoluyla davranış değiştirmenin gerçekleştiğini kabul eder
(Özden, 2000, s.21 – 22).
2.2.4.2. Bilişsel Kuramları
Matematik eğitimini en çok etkileyen bilişsel alan kuramcısı, ‘zihinsel gelişim
kuramı’ ile Jean Piaget’ e göre öğrenme, bir dış kaynaktan bilgi edinmelidir ve bilginin
oluşmasında zihinsel gelişme, yeni imkânlar ortaya koyma bakımından çok önemlidir.
Piaget çocukta sayı ve işlem kavramının gelişmesi ile ilgili birçok araştırma yapmış ve
çocuğun zihinsel gelişimini belli dönemlere ayırmıştır (Altun, 1998, s.16)
2.2.5. Matematiğe Olan Kaygı ve Tutum
Matematiğe olan kaygı; korku ve ondan çekinme davranışlarını kapsar. Tutum
ise; belli bir objeye karşı bireyin olumlu veya olumsuz tepki gösterme eğilimi olarak
tanımlanmaktadır. Birey olumsuz tutum geliştirdiği objeye karşı ilgisiz kalır, onu
sevmez, takdir etmez ve onunla uğraşmaz, hatta kendisine göre bir iş olmadığını
düşünür (Baykul, 2002, s.42).
Öğrencilerin matematik dersi ile ilgili duygularından ortaya çıkan matematiğe
karşı tutumları matematik eğitiminde çok önemlidir. Matematiğe karşı tutum çeşitli
açılardan ve birçok farklı düzeyde öğrenci üzerinde araştırılmıştır. Araştırmalar
matematik kaygısının oluşumunda, temel matematik becerilerinin eksikliğinin, anne ve
babanın sahip olduğu matematik kaygısının, öğretmen tutumunun, etkili olmayan
öğretim yöntemlerinin, bireyin kişilik yapısının, yetersiz bir benlik kavramının ve
yetersiz bir performans gösterme inancının etkili olduğunu göstermektedir (Saygı, 1989,
s.47 – 53 ).
21
Ülkemizde pek çok öğrenci matematiğin zor olduğu ve matematiği
başaramayacağını düşünerek kaygılanmakta ve matematiğe karşı olumsuz tutum
geliştirmektedir. Bu durum ilköğretimden başlamakta okul yılları ilerledikçe maalesef
artarak devam etmektedir. Sonuçta öğrenciler matematik gibi önemli bir araca karşı
olumsuz tutum geliştirilmektedirler. Daha da kötü; kendilerinin matematiği öğrenecek
kadar zeki olmadıkları, matematiğin onların uğraşacağı konular arsında bulunmadığı
gibi kanaatlere vararak kendilerine güvensizlik geliştirmektedirler (Baykul, 1994, s.37 –
38).
Öğrencilerin özellikle matematik ve fen derslerine yönelik tutumları pek çok
araştırma konusu olmuştur (Şen ve Özgün-Koca,2005). Öğrencilerin sınıf seviyeleri
arttıkça (özellikle lise düzeyinde) matematik ve fen derslerine karşı olumlu tutumlarının
azaldığı ve olumsuz tutum geliştirdikleri ortaya çıkmıştır (Güzel, 2004; Kanai ve
Norman,1997; McLeod,1992; Neathery, 1997; National Science Foundation, 2003;
Reiss, 2004; Wilkins, Ma, 2003).
Ayrıca, öğrencilerin tutumlarının cinsiyete göre değişip değişmediği ise
araştırılan bir diğer konu olmuştur. Bu konuyu inceleyen bazı çalışmalar, erkek
öğrencilerin kız öğrencilere oranla matematik ve fenne karşı daha olumlu bir tutuma
sahip olduklarını ortaya çıkarmıştır (Kanai ve Norman,1997; National Science
Foundation, 2003; Martin vd., 2000; Mullis vd.,2000).
Özellikle cinsiyet açısından literatür incelendiğinde, ilköğretim birinci kademe
düzeyinde matematik başarısı bakımından bir farklılaşmanın olmadığı (Hyde, Fennema
ve Lamon, 1990), farklılaşmanın daha sonraki öğretim düzeylerinde belirginleşmeye
başladığı (Robinson, Abbott, Berninger ve Buse, 1996, Hedges ve Nowell, 1995)
görülmektedir (Dinç-Artut ve Tarım, 2006, s.26).
Diğer taraftan, Üçüncü Uluslararası Matematik ve Fen Çalışması (Third
International Mathematics and Science Study – TIMSS) sonuçları 8. sınıf
öğrencilerimizin fen ve matematiğe karşı olan tutumları hakkında bilgi vermiştir. Genel
olarak öğrencilerimizin fen ve matematiğe yönelik olumlu tutum sergiledikleri
22
görülmüş ve fenne karşı daha fazla olumlu tutum sergiledikleri ortaya çıkmıştır (Martin
vd., 2000; Mullis vd.,2000; Özgün-Koca ve Şen,2002). Bu sonuçların uluslararası
değerler ile anlamlı bir fark göstermemesine rağmen uluslararası ortalamanın üzerinde
olduğu görülmüştür (Şen ve Özgün-Koca,2005).
Özgün – Koca ve Şen (2006) ’ in orta öğretim öğrencilerinin matematik ve fen
derslerine yönelik olumsuz tutumlarının nedenleri üzerine yapmış olduğu çalışmada
geliştirilen olumsuz tutumların nedenlerinin matematik dersi için konuların zor olması
kategorisi daha öne çıkmıştır.
Özdemir (2001) ’in ilköğretim okullarında ikinci kademe öğrencilerini
matematik öğreniminde başarısızlığa iten sebepler üzerine yaptığı bir araştırmada ise,
öğrencilerin bu dersin zorluğu ile ilgili bir önyargı içinde olduğu, öğretmenin dersi
anlatma biçimi ve öğrencilerin öğretmene soru sormadaki çekinmeleri gibi bazı
faktörlerin başarıyı olumsuz etkilediği saptanmıştır.
Özdemir (2001) ’ in yaptığı bu çalışmada öğrencilerin matematik dersinin
öğretmen tarafından sevdirilmesi isteğinin % 96 lık seviyede olması da dikkat çekicidir.
Matematik dersini sevdirme ilköğretim okullarının ilk sınıflarında hatta okul öncesi
eğitimde etkin biçimde olmalıdır (Özdemir, 2001, s.433).
Koç (1996) ’a göre ise; ilköğretim birinci kademedeki matematik kavramları
arasında bu yaş çocuklarının öğrenmekte zorlanacağı kavramlar yoktur. Önemli zihin
arızası bulunmayan her çocuk bu davranışları kazanabilir. Bağımsız ve doğru
düşünmeyi alışkanlık haline getirmesi öngörülen matematik eğitimi artık çocuklar için
korkuyu çağrıştıran olgu olmaktan kurtarılmalıdır. Öğrencilerin problem çözmenin
zevkine varmaları ve matematikten keyif almayı öğrenmeleri için iyi bir eğitim almaları
şarttır. Bu eğitim sadece sınıf içinde ders anlatma ve ödev yükleme ile
yapılamayacağından, matematik dersi değişik etkinliklerle desteklenmelidir
(Koç,1996,s.8).
23
Özetle; matematik korkusu ve kaygısı üzerine yapılan çalışmalar göstermiştir
ki; çocukların matematik ile ilgili yaşantıları arttıkça matematiğe karşı olumlu
tutumlarında azalmalar olmaktadır. Bu olumsuz tutum yıkılmadıkça matematik
başarısının yükselmesi mümkün değildir. Dolayısıyla, öğrencilerin matematik dersine
karşı olumlu tutum geliştirebilmeleri için, öğrenme ortamı ilgi çekici hale getirilmeli ve
matematik öğretiminde oyunlaştırılmış etkinliklere yer verilmelidir. (Akkan, 2005,
s.141)
2.2.6. Matematik Öğretiminde Kullanılan Yöntem ve Teknikler
2.2.6.1. Düz Anlatım Yöntemi
Bu yöntemde, yeni ders içeriği bizzat öğretmen tarafından düzenli bir bütün
şeklinde öğrencilere sunulur. Öğrenciler, yeni sunulan bu içeriği dinleyerek veya
seyrederek alırlar. (Hesapçıoğlu,1998, s.175).
Düz anlatım yöntemi, eski okullarda uzun yıllar boyunca en gözde metot olarak
tek başına kullanılmıştır. Günümüzde ise öğrencilerin basit olarak oturmalarına neden
olduğu, onlara düşüncelerini açıklama ve soru sorma fırsatı vermediği için sıkıcı ve
etkisiz bir metot olarak kabul edilmektedir (Büyükkaragöz ve Çivi, 1999, s.70).
Çocuklar ve gençler hareket istediklerinden bu yöntem onları çok sıkar.
(Kemertaş,2003, s. 130).
2.2.6.2. Soru – Cevap Yöntemi
Soru – cevap yöntemi, ustaca düzenlenen sorularla, fikirleri meydana çıkarmak,
öğretilmek istenen bilgileri ve gerçekleri öğrencinin kendisine buldurmak yöntemidir
(Kemertaş, 2003, s. 133).
Anlatma yönteminden sonra eğitimde en çok kullanılan yöntemdir. Öğretmen
konu ile ilgili öğrencilere bir takım sorular sorar, öğrenci öğretmenin istediği soruların
24
izin verdiği ölçüde düşünür. Öğretmen sorulara aldığı cevapları eleştirerek öğretime
devam eder (Hesapçıoğlu, 1998, s.175).
2.2.6.3. Tartışma Yöntemi
Bu yöntem, iki veya daha fazla kişinin herhangi bir konuyu konuşarak, birbirini
dinleyerek, gerektiğinde eleştirerek, gerektiğinde sorular sorarak karşılıklı görüşme
yapmasına dayanan bir öğretim yöntemi olarak tanımlanabilir.
Özellikle öğrenci sayısı az sınıflar için en uygun bir tekniktir ( Büyükkaragöz ve
Çivi, 1999, s. 83). Konunun gerektiği gibi tartışılabilmesi için, konu hakkında bilgi
kazanmış olmak gerekir ( Kemertaş, 2003, s. 191).
2.2.6.4. Gözlem Gezisi Yöntemi
Bu yöntem, her çocukta var olan araştırmaya eğilimin değerlendirilmesi
olarak ortaya çıkmıştır. Eğitim – öğretim de gözlem gezisi, varlıkları ve olayları
doğal ortamlarında belli bir amaç çerçevesinde planlı olarak inceleme yapmaya
yönelik olmalıdır.
2.2.6.5. Örnek Olay İncelemesi Yöntemi
Bu yöntem öğrencilere bir beceri ve konu hakkında yeterlilik ve uygulama
yaptırmak amacı ile kullanılır. Öğrenci merkezlidir. Bu yöntemle öğrenciler;
bildiklerini ve kavradıklarını gerçek duruma uygulama şansına sahip olurlar. Bir
problemi çözmeye ve analiz edip sonuca ulaşmayı öğrenirler (Büyükkaragöz ve
Çivi, 1999, s.98).
2.2.6.6. Benzeşim (Analoji) Yöntemi
Öğrenmeyi desteklemek üzere gerçeğe uygun olarak geliştirilen bir model
üzerinde yapılan bir öğretim yaklaşımıdır. Yani, sorunun (konunun, olayın) yerine
yapayını koymaktır (Kemertaş, 2003, s.207).
25
2.2.6.7. Buluş Yoluyla Öğretim Yöntemi
Buluş yoluyla öğrenme, öğrencilerin kendi etkinliklerine ve gözlemlerine dayalı
olarak yargıya varmasını teşvik edici bir öğretim yaklaşımıdır. Bruner’e göre
öğretmenin rolü önceden paketlenmiş bilgiyi öğrenciye sunmaktan çok, öğrencinin
kendi kendine öğrenebileceği ortamı oluşturmaktır (Senemoğlu, 2003,s.470).
Bruner; buluş yolunun matematik, fizik, yabancı dil gibi alanlara çok uygun
olduğunu ve buluş yönteminin zihinde tutmayı ve transferi kolaylaştırdığını, öğrenmeyi
daha fazla güdülediğini belirtmiştir (Altun, 2001,s.31).
2.2.6.8. Gösteri (Demostrasyon) Yöntemi
Gösteri, öğretmenin ya da öğrenci gruplarının herhangi bir konuyu laboratuarda
ya da sınıfta diğer öğrencilerin önünde deneyerek, araç ve gereçler kullanarak
açıklamaları ve sunmalarıdır. Bu teknikle sadece bir işin nasıl yapılacağı değil, aynı
zamanda bir ilke ya da kuralın açıklaması da yapılabilir. Bu teknik özellikle görsel ve
işitsel duygulara yöneliktir ve bu nedenle çok etkilidir. Gösteri esnasında slayt, harita,
resim, grafik, model, karatahta gibi görsel-işitsel araçlardan yararlanılabilir (Ekinözü,
2003, s.17)
2.2.6.9. Problem Çözme Yöntemi
Problem; belirli açık sorular taşıyan, kişinin ilgisini çeken ve kişinin bu soruları
cevaplayarak yeterli algoritma ve yöntemlere sahip olmadığı bir durumdur. Problem
çözme “Ne yapılacağının bilinmediği durumlarda yapılması gerekeni bilmektir” (Altun,
2000, s. 261 – 262).
26
2.2.6.10. Grupla Çalışma Yöntemi
Sınıfta yeterli sayıda öğrenci bir araya gelerek aynı konu üzerinde ortak
amaçlarla yaptıkları çalışmaya grup çalışması denir ( Kemertaş, 2003, s. 159).
Ferdi çalışma yöntemi ile grupla çalışma yöntemi birbirini tamamlayan iki
yöntemdir ( Büyükkaragöz ve Çivi, 1999, s. 78).
2.2.6.11. Canlandırma Yöntemi
Eğitimde canlandırma, oyun biçiminde eğitim anlamına gelir. Bir başka deyişle
eğitimin oyunlaştırılmasıdır. (Erden, 1998, s.138).
Canlandırmada öğrencilere, oynayacakları oyunun amaçları, oyunculardan ve
izleyicilerden ne beklediği, oyunun nerede geçtiği ve kahramanlar detaylı olarak
açıklanır. Öğrencilerin oynayacakları rolleri tanımaları için bu rolleri tanımlayan kartlar
oluşturulabilir. Bununla birlikte oynanacak rolün özellikleri ve nasıl oynanması
gerektiği öğrencilerle tartışılarak da oluşturulabilir. Bu aşamada, öğrencilerin rolleri
oynarken bireysel yorum yapmalarına izin verileceği belirtilir (Erden, 1998, s. 142).
Canlandırma etkinlikleri eğitim yönünden yararlı olduğu kadar uygulanmasında
bazı sınırlılıklarla karşılaşılabilir. Bunlar:
• Hazırlığı ve yürütülmesi fazla zaman alır.
• Bu etkinlikler, köstüm ve dekoru gerektiği zaman çok pahalıya mal
olabilir (Zengin, 2005, s.31 – 32)
2.2.6.12. Kavram Haritaları ile Öğretim Yöntemi
Kavram haritaları oluşturma tekniği; kavramlar arasındaki ilişkisini grafiksel bir
yolla ifade edilmesidir (Ekinözü, 2003, s.18).
27
2.2.6.13. Oyunlarla Öğretim Yöntemi
Bilginin kazanılmasından sonra pekiştirilmesi safhasında ve daha çok
alıştırmaları zevkli hale getirmek için kullanılır. (Altun, 2002, s.33 – 34)
Araştırmalar, öğrenilen bilginin belgedeki bellekte kalma oranının öğrenme
biçimi ile yakından ilgili olduğunu göstermektedir. Öğrenme şekline göre öğrenilen
bilginin zihinde kalma oranlarının okuma ile öğrenme %10; açıklamayı dinlemek
suretiyle öğrenme %20; bir yandan dinlerken bir yandan tahta veya tepegözle izleme
halinde %30; birinin yaptığını izleme ve açıklamayı dinleme halinde %50 olduğu
belirtilmektedir. Bütün bunlar ve öğrenmenin psikolojik temelleri, öğrencinin
çalışmanın merkezinde olması, etkinlikleri kendisinin yapması gerektiğini ortaya
koymaktadır. Bu durum çağdaş öğrenme durumlarına “etkinlik yapma” şekliyle
yansımıştır. Her etkinlik bir problem olmak zorunda değildir. Bazen bir bilginin pratik
hayattaki uygulaması üzerinde çalışmak, bazen bir oyun, bilinen bir bağıntının
geometrik bir uygulamasını yapmak da bir etkinliktir. (Akkan, 2005, s.141)
2.3. Oyun ve Bulmacalar
2.3.1. Oyunun Tanımı
Oyun; fiziksel ve zihinsel yeteneklerle sosyal uyum ile duygusal olgunluğu
geliştirmek amacıyla, gerçek hayattan farklı bir ortamda yapılan, sonunda maddi bir
çıkar sağlamayan, kendine özgü belirli kurallara sahip, sınırlandırılmış yer ve zaman
içinde süren, gönüllü katılım yoluyla toplumsal grup oluşturan ve katılanları tümü ile
etkisi altında tutan eğlenceli bir etkinliktir (Akandere, 2003, s.1).
Bir diğer tanımı ile oyun, belli bir amaca yönelik olan ya da olmayan, kurallı ya
da kuralsız gerçekleştirilen fakat her durumda çocuğun isteyerek ve hoşlanarak yer
aldığı, fiziksel, bilişsel, dil, duygusal ve sosyal gelişiminin temeli olan, gerçek yaşamın
bir parçası ve etkin bir öğrenme sürecidir (Bilir, Dönmez 1995).
28
Oyunun çok kesin ve belirli bir tanımı olmamakla beraber birçok kuramcı oyunu
çocuğun yaşamının doğal bir parçası olarak düşünmüş ve oyunu farklı şekilde
tanımlamışlardır.
“Montaigne oyunu, çocukların en gerçek uğraşıları olarak tanımlamıştır.”
“Montessori de oyunu çocuğun işi olarak nitelemiştir.”
“Piaget’e göre oyun, dış dünyadan alınan uyaranları özümleme ve uyum
sistemine yerleştirme yoludur.”
Erikson’a göre ise oyun, çocuğun yenilgiler, acılar ve yaşamda karşılaşılan hayal
kırıklıklarına kendini hazırlamak için kullandığı bir araçtır (Schuster ve Ashburn,1980).
Genel tanımıyla oyun; belli bir amaca yönelik olan veya olmayan kurallı ya da
kuralsız gerçekleştirilen fakat her durumda çocuğun isteyerek ve hoşlanarak yer aldığı,
fiziksel, bilişsel, dil, duygusal ve sosyal gelişiminin temeli olan gerçek hayatın bir
parçası ve çocuk için en etkin öğrenme sürecidir (Baykoç Dönmez, 1992).
Herhangi bir etkinliği oyun olarak tanımlayabilmek için aşağıdaki beş olmazsa
olmaz özelliği içermesi gerekmektedir:
1. Oyun içten güdümlü bir davranıştır. Kendi içinde bütünlüğü vardır. Belirli amaca
yönelik olmayıp etkinliğin kendisi önemlidir.
2. Oyuna katılmak çocuğun özgür seçimidir. Oyun etkinliğinin başkaları tarafından
yönlendirilmeyip çocuğun kendi seçimi olması önemlidir.
3. Çocuk oyun oynarken eğlenmeli, hoş vakit geçirmelidir.
4. Oyun gerçek hayatın taklidi olmayıp çocuğun yaşantısına uygun düşecek şekilde
çarpıtılmış, sanki öyleymiş gibi değiştirilmiş şeklidir. Çocuk bu ortamda
hayalindekileri yaşatır, istediği durumları yapar, yeni roller üstlenir, hayali
ilişkiler gerçekleri geliştirir.
5. Çocuk oyunda aktif bir rol oynar bütünüyle kendini yaşar, başkaları tarafından
yönlendirilemez (Rubin, Fein ve Vandenberg, 1983).
29
Oyun çocuğun birçok alandaki gelişimi için gereklidir. Çocuk oyun sayesinde
yetişkinlerin dünyasını keşfetmeye başlar. Oyun çocuğun ait olma, güç, özgürlük ve
eğlence ile ilgili psikolojik ihtiyaçlarını karşılayabilir. Çocuk oyunu ise, içsel olarak
güdülenen belirli bir amacı olmayan, yetişkinler tarafından değil, çocuğun koyduğu
kurallara bağlı olarak gelişen ve zevk unsuru taşıyan davranışlardan oluşan etkinliktir
(Durmuş, 2004, s. 87).
Piaget (1962) ise oyunu diğer etkinliklerden farklı kılan şu ölçütler üzerinde
durarak çocuğun gelimini ve eğitimde oyun ortamını doğal bir süreç olarak
görmektedir:
• Oyun kendi içinde bir bütündür.
• Doğaçlamadır.
• Eğlenceli bir etkinliktir.
• Belli bir sıra ve mantık gerektirmez.
• Çatışmalardan uzak özgür bir ortamdır.
• İçten güdümlüdür (Bax,1977).
Ayrıca, etkin öğrenmenin özellikleri olan unsurlar aşağıda belirtildiği gibi
oyunda doğal olarak görülmektedir:
1. Öğrenim ilk elden, deneyimsel ve etkin olmalıdır.
2. Çocuklara araştırma ve keşfetme ortamı sağlayacaklar olanaklar ve mekânlar
hazırlanmalıdır.
3. Çocukların özgürlüğü, kendi başlarına hareket etmeleri ve öğrenme sorumluluğu
isteklenmelidir.
4. Öğrenme sürecinde dili kullanma temel unsurdur. Karşılıklı konuşma, çocuğun
ilgisi yönünde desteklenmelidir.
5. Çocuklar sosyal varlıklardır, öğrenme sosyal balam içerisinde yer almalıdır
(Sevinç, 2004, s.14)
Bulmacaların ise ana prensibi kelimelerin veya sayıların karmaşık bir şekilde
kullanılmasıdır. Genellikle kelime veya sayılarla oyun oynamaktır. Bulmaca etkinliği
30
matematik öğretimindeki ‘bingo’ etkinliğine benzemekle birlikte bireysel ve güncel
yaşamımızda kullandığımız bulmacalar şeklinde hazırlanan bir oyundur (Akkan, 2005,
s.141)
2.3.2. Oyunun Özellikleri
• Oyun içten güdümlü bir olgudur.
• Oyunda süreç amaçtan daha önemlidir; çocuğun ne yaptığı nasıl yaptığı hakkında
bilgi verir. Çocuğun bu süreçte kazandıkları önemlidir.
• Oyunda her şey mümkündür. Gerçek veya gerçek dışı diye bir ayrım yapılamaz.
Çocuğun içinde bulunduğu ruh hali önemlidir. Olaylar her zaman mantıki bir sıra
izlemez, geri dönüşler olabilir.
• Oyun çok dinamik ve esnek bir ortam teşkil eder.
• Oyun dışarıdan yönlendirilen bir etkinlik değildir.
• Oyun içinde kurallar değiştirilebilir fakat bunu oyunu oynayanların kabul etmesi
ve bunlara uyma gerekliliği vardır.
• Oyunda (fiziksel, bilişsel ve duygusal) aktif katılım şartıdır.
• Oyun oynayanların üzerinde olumlu bir etkisi vardır.
• Oyun oynanan ortam (mekân) oyunun kalitesini ve seviyesini belirler.
• Oyunda kullanılan araç – gereçler, oyuna katılanlar ve davranışları oyunda
önemlidir.
• Oyun bazı hallerde çok yoğun dikkat gerektirir. Oyun içinde olan çocuk dışarıdan
herhangi bir müdahale geldiğinde doğaçlama süreç kesintiye uğrar.
• Oyun, organize ( düzenlenmiş etkinlikler dizisi) değildir.
• Oyun, çatışmadan özgür bir ortam teşkil eder.
• Oyun, güdümlü bir etkinliktir.
• Oyun, doğaçlama (kendiliğinden) gelişme gösterir.
• Oyun yapılandırılmamış, katı kurallara bağlı olmayan bir ortamdır
• Oyun deney ve araştırma içerir.
• Çocuk oyunda büyükleriyle birlikte çalışmaya ve paylaşmaya açıktır.
• Oyunda motor ve algısal tepkiler el göz koordinasyonunun gelişmesine yardımcı
olur.
31
• Oyun, yeteneklerin ve kavramların olgunlaşmasına zemin oluşturur.
• Oyun, zihni ve bedeni çalıştırır ve çocuğu daha karmaşık aktivitelere hazırlar.
• Oyun, farklı ilişkilerle sosyal kaynaşmayı sağlar.
• Çocuk oyunda güvenlidir. Bu durum onun motivasyonunu ve bir konu üzerinde
odaklaşmasını sağlar.
• Oyunda kullanılan materyaller çocuğa motivasyon sağlar ve oyunun gelişimi için
bazı ipuçları verir (Sevinç, 2004, s.28 – 29).
Oyun faaliyeti ise içerik açısından aşağıdaki özellikleri içerir:
• Oyun kendiliğinden ortaya çıkar,
• Oyun duyu organlarında, sinir ve kaslarda, zihinsel düzeyde oluşur ve bu üç
düzey birlikte işler.
• Oyunda deneyimler tekrarlanır, çevreyi taklit görünür, yeni şeyler denenir,
keşfedilir
• Oyun zaman ve mekânı kendi sınırlar.
• Oyun çocuğun iç dünyasını dıştaki sosyal dünya ile birleştirilmesine yardım
eder.
• Oyun düzenli gelişim aşamaları gösterir (Özdoğan, 2000, s.101)
2.3.3. Oyun Karşıtı Görüşler
Yapılandırılmış ve yetişkin tarafından hazırlanan etkinlikler ve alıştırmalar
çocuklara gelişimini yararlı olmamaktadır. Çocuğun özgürce seçemediği,
denetleyemediği çalışmalar onları isteksiz, mutsuz ve engellenmişlik duygusu içinde
bırakarak geleceğe yönelik öğrenme tutumlarını da olumsuz yönde etkiler. Çocuk
eğitiminde aceleci, yapılandırılmış ve “iş” odaklı yaklaşım aşağıdaki yersiz ve yanlış
görüşleri temel almaktadır:
• Çocuğa ne kadar erken sorumluluk verilirse o kadar yararlı bir kişi olacaktır.
• Çocuk ödüllendirilmezse bir şey öğrenemez.
32
• Öğretmen veya yetişkin merkezli eğitim, en etkin öğrenme ortamıdır.
• Oyunun çocuk eğitiminde değeri yoktur.
• Başarı ve kazanma, gayret göstermekten daha önemlidir.
Bu görüşler davranışçı eğitim yaklaşımı doğrultusunda olup çocukların ne
şekilde öğrenmeyi başardıklarına ilişkin birçok gelişim ve öğrenme kuramlarını göz ardı
etmektedir (Sevinç, 2004, s.33).
2.3.4. Çocuk ve Oyun Kuramları
Oyun üzeri ilk teori 19.yüzyılın sonlarında gelişmiştir. Lazarus (1883) oyunun
kendiliğinden ortaya çıkan hedefi olmayan, mutluluk getiren serbest bir aktivite
olduğunu söylemiştir. Hall’e (1906) göre çocuk, oyunlarında insanlığın kültürel
gelişimini yaşamaktadır. Groos (1899) oyunu, çocukluğun sonunda ulaşılan olgunluk
için ön denemeler olarak görür. Ellis (1973) ise ”İnsan Niçin Oynar” adlı kitabında
oyunu tanımlarken motivasyon ve psikogenetik ile oyun faaliyetinin içeriği olmak üzere
iki bölümde toplar (Özdoğan, 2000, s.101).
1970'lerde oyunla ilgili psikolojik araştırmalardaki canlanma, büyük ölçüde,
Piaget'in (1945/1962) yeni ufuklar açan Çocuklukta Oyun, Düşler ve Taklit (Play,
Dreams and Imitation in Childhood) adlı çalışmasından kaynaklanmıştır (Bağlı, 2004,
s.139).
Dolayısıyla, burada Piaget’ in oyun kuramından bahsetmek faydalı olacaktır.
2.3.4.1. Piaget’in Oyun Kuramı
Piaget’in oyun kuramı, zeka gelişimi ile yakından ilişkilidir. Piaget her
organizmanın gelişiminde asimilasyon (özümleme, benzetme, uydurma, sindirme) ve
akomodasyon (uyma, uyuşma, yerleşme) olarak iki temel öğenin önemi üzerinde durur.
Asimilasyon (özümleme), çocuğun duyu organları yoluyla algıladığı bilgileri, önceden
33
geliştirdiği bilişsel örüntü içine sindirmesidir. Akomodasyon (uyuşum) ise çocuğun
bilişsel örüntüsünün, çevreden gelen bilgilere uyum sağlaması için değişikliğe
uğramasıdır (Foster 1989, Uluğ 1997, Yiğit 1995).
Piaget, birbirini izleyen üç sistemi – alıştırma oyunu, sembolik oyun ve kurallı
oyun – tanımlayarak çocukların yaşamın ilk yedi yılındaki oyunlarının evriminin ana
hatlarını çizmiştir. Bu sistemler duyu-devinim, işlem öncesi ve somut işlem zekâlarının
birebir karşılıklarıdır. Alıştırma oyunu ilk olarak ortaya çıkan oyundur ve yaşamın ilk
18 ayı boyunca baskındır. Yerleşmiş eylem ve manipülasyon dizilerinin, pratik ya da
araçsal amaçlarla değil, motor etkinliklerdeki ustalıktan elde edilen saf haz için
tekrarlanmasını kapsamaktadır. Sembolik oyun, yaşamın ikinci yılı boyunca
tasarımlama ve dilin doğuşuyla birlikte görülmektedir. Piaget'e göre "-mış gibi oyun",
başlangıçta doğuştan gelen/ bireye özgü oyun sembollerinin (idiosyncratic ludic
symbols) kullanımını içeren yalnız bir sembolik etkinliktir. Üçüncü tür oyun, Piaget'in
Çocuklukta Oyun, Düşler ve Taklit'te çok kısaca değerlendirdiği, toplumsallaşmış
bireyin oyuncu (ludic) etkinliğe geçişini belirleyen kurallı oyundur. Piaget'in tartıştığı
bu oyun türü, 4 ile 7 yaşları arasındaki dönemden önce seyrek olarak oluşmakta ve
baskın olarak 7'den 11 yaşa kadar olan dönemde görülmektedir (Bağlı, 2004, s.140 –
141).
Psikolojik oyun araştırmalarının yönünü biçimlendirmiş olan ikinci önemli etki
Vygotsky'ye atfedilebilir. Son yıllarda Vygotsky'nin adı Piaget'le karşılaştırmada ve
karşıtlaştırmada giderek daha sık bir biçimde hatırlanmaktadır. Aslında Vygotsky'nin
yaklaşımı, araştırmacıların, zihnin toplumsal olarak biçimlenmesine ilişkin ilgilerini
aydınlatan ve bir araya getiren Piaget'in kapsamlı bilişsel kuramına karşı yaşayabilir bir
alternatif olarak ortaya çıkıyor gibi görünmektedir (Bağlı, 2004, s.145).
2.3.4.2. Vygotsky’nin Oyun Kuramı
Vygotsky'nin oyun araştırmaları üzerindeki etkisi, Piaget’çi etkiden çok daha
karmaşık ve yaygındır. Vygotsky, Piaget'ten farklı olarak, sistematik ve dikkatli bir
biçimde belgelenmiş bir araştırma programı önermemektedir. Daha çok, kabul edilmesi
34
durumunda, psikolojik alana yönelik yeni bir bakış biçiminin gelişmesine yardım
edecek bir dizi kavram önermektedir (Bağlı, 2004, s.145).
Vygotsky'ye göre, gerçek oyun 3 yaş dolaylarında, sosyo-dramatik oyundan ayrı
tutmadığı -mış gibi oyunla başlar. Ona göre, oyun daima toplumsal bir sembolik
etkinliktir. Oyun tipik bir biçimde tek bir çocuktan fazlasını kapsamaktadır; ve oyun
parçalarındaki konular, öyküler ya da roller, çocukların kendi toplumlarının sosyo-
kültürel malzemelerini kavrayışlarını ve oyun amacıyla kullanımlarını ortaya
koymaktadır. Dolayısıyla küçük bir çocuk yalnız başına oynadığında bile, Vygotsky bu
tür oyunun, oyunun konuları ve parçaları sosyokültürel öğeleri ifade ettiği için önemli
bir biçimde toplumsal olduğunu düşünmektedir. Üstelik Vygotsky, yalnız oyunun bu
türünün, tek katılımcıdan daha fazla katılımcıyı içeren oyundan sonra geliştiğine
inanmaktadır (Bağlı, 2004, s.146).
Resim 2. 1. 3 yaş dolaylarında (Vygotsky'ye göre oyuna başlama döneminde) olan bir
çocuğun oyun zamanı.
1 – 3 yaş döneminde çocuk tek başına oynar ve oyunu kuralsızdır. Bunun en
önemli nedenlerinden biri çocuğun değerleri yönünden, “neyi istiyorsam ve
seviyorsam” ilkesine göre hareket etmesidir (Schuster ve Ashburn, 1980).
Ayrıca, oyun sırasında çocuk her zaman ortalama yaşının üzerindedir, günlük
davranışının üzerindedir; oyunda kendisinden sanki bir baş daha uzundur. Oyun, bir
35
büyütecin odağındaki gibi, yoğunlaştırılmış bir biçimde bütün gelişimsel eğilimleri
kapsamaktadır; oyunda çocuk sanki normal davranış düzeyinin üzerine sıçramaya
çalışıyor gibidir (Vygotsky, 1967, s.16).
Sonuç olarak oyun, kişinin dünyasını genişletme fırsatı sağlamaktadır ve
dolayısıyla Vygotsky, okulöncesi çocuk için oyunun bilişsel gelişim açısından
yararlarını, daha ileriki yıllardaki başarılı bir eğitim boyunca ortaya çıkacak öğrenme ve
gelişimin önemli bakımlardan bir prototipi olarak görmektedir.
36
Tablo 2. 1. Oyun İle İlişkili Kuramlar
Kuram Öncüsü Açıklama Kazanım
Fazla Enerji H.Spencer Bedenin doğal enerji fazlasını dışa
vurma
Fiziksel
Rahatlama ve
Yenilenme
M.Lazarus Beden kendini yenilerken sıkıntı veren
durumdan kurtulma ve rahatlama
Fiziksel
Rekapütülasyon
(Tekrarlama)
G.S.Hall Türe özgü yaşam deneyimlerini
tekrarlama
Fiziksel
Yetişkinliğe
Hazırlık
K.Groos Yetişkin yaşamına hazırlık olarak
görülen becerilerin ve bilginin
kazanımı
Fiziksel
Zihinsel
Kişilik Gelişimi
S.Freud
Yasak dürtülerin kabul edilebilir
şekilde ifadesi ve yaşantılar üzerinde
kontrol sağlanarak kaygı düzeyini aza
indirmek
Duygusal
Psiko – sosyal
Gelişimi
E.Erikson Çevreyle etkileşim sonucunda
kazanılan becerilerle iç ve dış
çelişkilerin çözümlenmesi
Duygusal
Sosyal
Bilişsel Gelişim J.Piaget
Genel bilişsel gelişim sürecinde
uyum sağlayıcı mekanizma
Zihinsel
Sosyal
Sosyal
Öğrenme
A.Bandura Gözlemleyerek öğrenme, sadece taklit
davranışı olmayıp, olayların bilişsel
olarak içselleştirilmesiyle bilgi
kazanma
Bilişsel
Sosyal
Bileşiksel
Ahlak Gelişimi
L.Kohlbergz Çocuğun zihinsel gelişimine paralel
olarak ahlak kavramının gelişimi
Bilişsel
Sosyal
Uyarılma
E.Berlyne
Belirsizlik ve sıkıntı durumunu
gidererek, organizmayı en üst
uyarılma düzeyinde uyma
Duygusal
Fiziksel
Sosyo-Kültürel
Gelişim
L.Vygotsky Duyumsal etkinliklerden ve
sınırlılıklardan ayrı olarak gerçekleri
yapılandırma
Zihinsel
Sosyal
Bağlanma J.Bowlby Güvenli bağlanmak Duygusal
Zihin Kuramı Premack ve
Woodruff
Sosyal etkileşimde başkalarının
duygularını, isteklerini, niyetlerini
dikkate alma ve anlama
Zihinsel
Sosyal
37
2.3.5. Matematik ve Oyun
Matematik ve oyun, bireyin yaşamının her döneminde, farklı düzeylerde farklı
işlev ve içeriklerde her zaman yer almaktadır. Oyun birçok yetişkinin düşündüğü gibi
çocuğun boş vakitlerinin geçirdiği, sadece eğlenmesini sağlayan “dolgu” faaliyet
değildir. Oyun çocuğun en ciddi uğraşı, işidir. Oyun aracılığıyla çocuk kendi ve çevresi
hakkındaki duyarlılığını geliştirir. Oyun, çocuğun bilgi, beceri geliştirmesinde çok
zengin ve çok doğal bir öğrenme ortamı oluşturur. Çocuk; oyun arkadaşı, oyun
materyali, oyun alanı, oyun tipi vb. ile girdiği etkileşimle kişisel ve kişiler arası iletişim
performansını geliştirdiği gibi gelişiminin diğer (zihin, motor, fiziksel) alanlarında da
önemli kazanımlar elde eder. Çocuğun matematikle ilgili bilgileri, becerileri ve
deneyimlere de tıpkı oyun gibi bireyin bebeklikle başlayan yaşam serüveninde basit –
somut ilişkilerinden, ileri düzeydeki soyutlamalara varan bir süreçte gelişme gösterir.
Matematik ve matematiksel düşünce çocuğun yaşamından soyutlanmış, sadece
okullardaki bir ders müfredatıyla sınırlı değildir. Çocuk matematikle beraber yaşar
onunla beraber büyür ve gelişir. Matematikle iç içe yaşarız fakat yaşadığımızı
matematik olduğunun farkına varamayız. Çünkü yaygın bir şekilde, matematiğin dört
işlem üzerine kurulmuş anlamından kendimizi soyutlayamayız. Oysaki çocuğun en
popüler uğraşı olan “oyun” içeriğinde çok sayıda matematiksel deneyim yaşanır
(Tuğrul, 2000, s.556)
Burton’a (1990) göre matematik birbirleri ile ilişkili bir özellikler bütünüdür. Bu
özelliklerden birincisi matematiğin basit ve kolay olduğuna inanmaktır. Bir bilgi bütünü
olarak algıladığımız matematik aslında basitten karmaşığa doğru yapılanmıştır. Bu
fikirden yola çıkarak matematik eğitiminin basitten karmaşığa doğru ilerleyebileceğine
söyleyebiliriz. Araştırmacılar, matematiksel düşünce ile matematik eğitimi arasında fark
olduğunu savunmaktadır. Örneğin, sayı saymak basit bir işlemdir; sayı saymayı
öğrenmek, anlamını kavramak ise zordur. Küçük çocukların matematiksel anlayışlarını
arttırmak için eski bilgiler yeni bilgilerle ilişkilendirilmelidir. İkinci özellik ise,
çocukların eğlenerek, oynayarak daha kalıcı ve emin şekilde öğrendikleridir. Bu fikir
doğru olmakla birlikte çocuklar sadece eğlenerek öğrenmezler. Okulöncesi dönemde en
önemli etken öğretmendir. Ayrıca dikkat edilmesi gereken diğer bir nokta ise
38
çocukların oynayarak en iyi şekilde nasıl öğrenebilecekleridir. Oyun, çocukların bilişsel
gelişimi için çok önemli bir etkendir. Çocuklar, öğrenmek için, inceleme, deneme ve
keşfetme yoluyla bilgi elde etmek zorundadırlar. Oyun yoluyla çocuklar, dünya ile ilgili
sorunlarına cevap bulur, yeni fikir ve kavramları test eder, problem çözme ve mantık
yürütme yeteneklerini uygulamaya geçirirler. Üçüncü özellik ise, boş kap özelliğidir.
Çocuklar matematik eğitimine herhangi bir kavrama tanımadan başlarlar yani zihinleri
bu konuda bir şey içermez. Aslında çocuklar formal eğitime başlamadan önce informal
eğitim yoluyla birçok matematiksel becere ve fikir ile tanışmışlardır (Akman, 2002,
s.245)
Oyun matematiksel düşüncenin temellerinin atıldığı gerçek yaşam deneyimleri
üzerine kurulmuş gelişimsel bir fırsattır.
Toplumun genel olarak oyun ve matematik kavramları üzerinde odaklaştıkları
yanıltıcı değerlendirmeler, algılamalar, bu iki kavramın ilişkilendirilmesinde de engeller
ortaya çıkarmaktadır. Biri hoşça vakit geçirmek için bir faaliyet alanı, diğeri ise bunun
tam zıttı sayılabilecek zor, ciddi, formal bir çalışma alanı olarak düşünüldüğünde,
bunların aynı hedeflere ulaşmak için birbirleriyle entegre edilmeleri de mümkün
görülmemektedir.
Matematiğinde de tıpkı oyun gibi; bireyi zihinsel olarak rahatlatarak
dinlendirdiğine ait görüşler de vardır.
39
3. YÖNTEM
3.1. Araştırmanın Modeli
Bu araştırmada, “Harfli İfadeler ve Denklemler Konusunun Oyun ve
Bulmacalarla Öğrenilmesinin Öğrencilerin Matematik Başarı ve Kalıcılık Düzeylerine
Etkisi” araştırılmıştır.
Yapılan bu araştırmada deneysel yöntemde “ön test – son test kontrol gruplu
model” (Karasar, 1999, s. 97) kullanılmıştır. Deney grubunu oluşturan 44 sekizinci sınıf
öğrencisine “harfli ifadeler ve denklemler” konusu oyun ve bulmacalarla öğretim
yöntemi kullanılarak, kontrol grubunu oluşturan 46 sekizinci sınıf öğrencisine ise aynı
ünite geleneksel yöntem kullanılarak anlatılmıştır. Çalışma bizzat araştırmacı tarafından
yürütülmüştür.
Harfli ifadeler ve denklemler konusunun seçiminde ise; bu konunun soyut
olması ve öğrenciler tarafından konunun kavranılması zor olduğu için, oyun ve
bulmacalardan yaralanarak bu konunun öğrencilere oyunlaştırılarak daha iyi
kavratılacağı düşünülmüştür.
Araştırmanın modeli simgesel olarak gösterimi şekildeki gibidir.
_______________________
G1 R O1.1 X O1.2
G2 R O2.1 O2.2
_______________________
G: Grup
R: Grupların oluşturulmasındaki yansızlık (randomness)
X: Bağımsız değişken düzeyi
O: Ölçme, gözlem (observation)
40
Bu modelde, X’ in ne ölçüde etkili olduğuna karar vermek için ön test ve son
test sonuçları birlikte kullanılmıştır. Bu amaçla, önce ön test puanları (O1.1, O2.1)
karşılaştırılır, arada önemli bir fark yoksa, yalnızca son test puanları (O1.2, O2.2)
kullanılarak ortalamalarla arası farklar sınanır.
Oyun ve bulmacalarla öğretim yöntemi ve geleneksel öğretim yönteminin
uygulanacağı deney ve kontrol gruplarına ön test uygulanmış, daha sonra deneysel
çalışma yapılmıştır. Yapılan deneysel çalışmanın ardından da son test uygulanmıştır.
Her iki gruba ön test ve son test uygulanırken matematik tutum ölçeği de uygulanmıştır.
Bu uygulamalardan 6 hafta sonra kalıcılık testi uygulanmıştır.
Çalışma 8. sınıf öğrencilerine uygulanmıştır. Milli Eğitim Bakanlığının önceki
yıllarda yapmış olduğu orta öğretim kurumlarına öğrenci seçme sınavlarında sorulan
sorulardan oluşturulan matematiksel başarı testi (ön test) 8/A ve 8/B sınıflarına
uygulanmış ve bu iki sınıfın matematiksel başarıları birbirine yakın çıkmıştır. Bu
sınıflardan rasgele biri deney biri kontrol grubu olarak belirlenmiştir.
Gruplar belirlendikten sonra “Harfli İfadeler ve Denklemler” konusu deney
grubuna oyun ve bulmacalarla öğretim yöntemi kullanılarak ders anlatılmış, kontrol
grubuna ise geleneksel öğretim yöntemi ile ders anlatılmıştır. Daha sonra her iki gruba
son test uygulanarak grupların akademik başarıları karşılaştırılmıştır. Son test
uygulamasından 6 hafta sonra öğrencilere kalıcılık testi uygulanarak deney ve kontrol
gruplarının kalıcılık düzeyleri kontrol edilmiştir.
Ayrıca bu gruplara matematik tutum ölçeği ile birlikte kalıcılık testi uygulanarak
deney grubu ile kontrol grubu karşılaştırılmıştır. Ön test, son test, matematik tutum
ölçeği ve kalıcılık testlerinin Kolmogorov – Smirnov ve t – testi incelenmesinde
anlamlılık seviyesi p=0,05 alınmıştır.
41
3.2. Evren ve Örneklem
Araştırmanın evreni 2005 – 2006 eğitim – öğretim yılı İstanbul ili
Gaziosmanpaşa ilçesi Boğazköy İlköğretim Okulu 8. sınıf öğrencileridir.
Araştırmanın örneklemi, 8/A sınıfında okuyan 44 öğrenci ile 8/B sınıfında
okuyan 46 öğrenciden oluşturulmuştur.
3.3. Oyun ve Bulmacalarla Öğretim Yönteminin Uygulaması
Uygulamaya geçilmeden önce öğrencilere ön test ve matematik tutum ölçeği
uygulanmıştır. Elde edilen sonuçlara göre denk oldukları belirlenen gruplardan biri
rasgele bir seçimle kontrol, diğeri ise deney grubu olarak belirlenmiştir.
Ayrıca çalışmaya başlamadan önce 5cmx5cm; 5cmx10cm; 5cmx15cm;
5cmx20cm; 10cmx10cm, 10cmx15cm, 10cmx20cm, 15cmx20cm boyutlarında
(dikdörtgen ve kare şeklindeki) çok sayıdaki tahta parçası ile 5cmx5cmx5cm,
5cmx5cmx10cm, 10cmx10cmx5cm, 10cmx10cmx10cm boyutlarında ki (dikdörtgenler
prizması ve küp şeklindeki) çok sayıdaki tahta parçası marangoza yaptırılarak elde
edilmiştir. Bunların yanı sıra çeşitli boyutlarda olan Legolar temin edilmiştir.
Çalışmanın son haftalarında ise bulmacalar kullanılmıştır.
3.3.1. Deney Grubunda Araştırmanın Uygulanması
Araştırmaya başlamadan önce oyun ve bulmacalarla öğretim yönteminin
uygulanacağı harfli ifadeler ve denklemler konusu, amaçlar doğrultusunda 8 haftaya
bölünmüştür. Soyut bir konu olmasından dolayı her hafta iki saat geleneksel yöntemle
ders yapıldıktan sonra, konunun daha iyi anlaşılması ve pekiştirilmesi için çeşitli
materyallerle oyunlaştırılmıştır.
Bu çalışmada kullanılan materyaller ise şunlardır: Çeşitli boyutlarda ve çeşitli
geometrik şekillerde kesilmiş tahta parçaları, Legolar ve bulmaca kartonlarıdır.
42
Tablo 3. 1. Deney Grubunun Çalışma Programı
Hafta Ders Konu Yöntem Materyal
1 Geleneksel
2 Etkinlik
3 Oyun
1
4
Harfli İfadeler ve Harfli
İfadelerle Yapılan
İşlemler Oyun
Geometrik şekillerdeki
tahtalar ve Legolar
1 Geleneksel
2 Etkinlik
3 Oyun
2
4
Pascal Üçgeni ve
Binom Açılımı
Oyun
Geometrik şekillerdeki
tahtalar ve Legolar
1 Geleneksel
2 Etkinlik
3 Oyun
3
4
Özdeşlikler
Oyun
Geometrik şekillerdeki
tahtalar ve Legolar
1 Geleneksel
2 Etkinlik
3 Oyun
4
4
Çarpanlara Ayırma
Oyun
Geometrik şekillerdeki
tahtalar ve Legolar
1 Geleneksel
2 Etkinlik
3 Bulmaca
5
4
Birinci Dereceden Bir
Bilinmeyenli
Denklemler Bulmaca
Bulmacalar
1 Geleneksel
2 Etkinlik
3 Bulmaca
6
4
Birinci Dereceden İki
Bilinmeyenli
Denklemler Bulmaca
Bulmacalar
1 Geleneksel
2 Etkinlik
3 Bulmaca
7
4
Birinci Dereceden İki
Bilinmeyenli
Denklemler Bulmaca
Bulmacalar
1 Bulmaca
2 Bulmaca
3 Bulmaca
8
4
Ünitenin Tekrarı
Bulmaca
Bulmacalar
43
Birinci Hafta
Birinci haftanın ilk dersinde, harfli ifadeler ve harfli ifadelerle yapılan işlemler
geleneksel öğretim yöntemiyle kurallar verilerek anlatıldı. İkinci ders ise materyaller
kullanılarak geometrik şekillerin (kare, dikdörtgen, üçgen, küp, dikdörtgenler prizması,
kare dik prizma gibi) çevre uzunlukları ve alanlarının hesaplanması ile ilgili etkinlikler
yapıldı. Daha sonra a, 2a; b2, 3b2; ab, 4ab gibi “benzer terimler” materyaller yardımıyla
gösterildi. Harfli ifadelerdeki toplama ( örneğin; 4x + 3x ), çıkarma (örneğin; 5xy –
2xy), çarpma (örneğin; a.b, a2.b, a.b2) ve bölme (örneğin; a2.b / a; b3 / b) işlemleri yine
materyaller yardımıyla gösterildi. Diğer iki derste ise öğrenciler 7’şerli gruplara ayrıldı.
Sonra öğretmen öğrencilerin cevap vermelerini istediği aşağıdaki soruları tahtaya yazdı.
Sorulan soruları materyaller yardımıyla en kısa sürede doğru olarak cevaplayan grup
oyunu kazandı.
1. Haftanın Soruları
Soru – 1) 3x+5x+x=?
Soru – 2) 3a2b – a2b=?
Soru – 3) (m+n).(m+n)=?
Soru – 4) 4y2/ 2=?
İkinci Hafta
İkinci hafta da ise; birinci ders Pascal üçgeninin nasıl oluşturulduğu ve bu
konunun alt küme sayısı ile bağlantılı kısımları geleneksel yöntemle işlendi. İkinci ders
iki terimlinin üçüncü dereceye kadar olan Binom açılımlarının kuralları geleneksel
yöntemle anlatıldı. Daha sonra bu kurallar materyaller yardımıyla öğrencilere ispatlandı.
Diğer iki derste daha önceden belirlenen gruplara yine sorular sorularak, materyaller
yardımıyla o sorulara cevap vermeleri istendi. Öğretmenin sorduğu aşağıdaki Binom
açılım sorularını materyaller yardımıyla doğru olarak gösteren ilk grup oyunu
birincilikle tamamladı.
44
2. Haftanın Soruları
Soru – 1) (x+y)2=?
Soru – 2) (m+3)2=?
Soru – 3) (a+b)3=?
Soru – 4) (5+10)3=?
Üçüncü Hafta
Üçüncü hafta da özdeşlik ve denklem konuları birinci ders geleneksel yöntemle
birkaç örnek verilerek anlatıldı. İkinci ders bazı önemli özdeşliklerin (iki kare farkı, iki
terimin toplamının karesi, iki terimin farkının karesi gibi) materyallerle gösterimi
yapıldı. Diğer iki ders ise derecesi bir, iki ve üç olan bazı özdeşliklerin materyallerle
gösterilmesi için gruplar oluşturuldu. Öğretmenin aşağıda sorduğu özdeşlikleri
materyaller yardımıyla doğru olarak ispatlayan grup oyunu kazandı.
3. Haftanın Soruları
Soru – 1) 5.(x+y) = 5.x+5.y
Soru – 2) 4.a2 – 8 = 4.(a2 – 2)
Soru – 3) (a+b).(a – b) = a2 – b2
Soru – 4) (x+1)2 = x2+2x+1
Soru – 5) (m – n)2 = m2 – 2.m.n + n2
Dördüncü Hafta
Dördüncü hafta da ise, çarpanlara ayırma ve çarpanlara ayırma yöntemleri iki
ders boyunca anlatıldı. Daha önceki etkinliklere benzer şekilde öğretmen çarpanlara
ayırma metotlarından her birisini anlattıkça materyallerle gösterimini yaptı. Dördüncü
haftanın kalan iki dersinde ise; çarpanlara ayırma yöntemlerinin her birisine örnek
olacak şekilde sorular soruldu. Sorulan soruların materyallerle gösterimini ilk ve doğru
yapan grup oyunu kazandı.
45
4. Haftanın Soruları
Soru – 1) 5.a – 15 = ? ( Ortak çarpan parantezine alma yöntemi)
Soru – 2) 3.x + b.y + b.x + 3.y = ? (Gruplandırarak çarpanlara ayırma yöntemi)
Soru – 3) x2 – 9 = ? (İki kare farkı şeklindeki ifadeleri çarpanlara ayırma)
Soru – 4) a2 + 2.a.b + b2 = ? (Tam kare şeklindeki ifadeleri çarpanlara ayırma)
Soru – 5) x2 + 5.x + 6 = ? (Üç terimlinin çarpanlarına ayrılması)
Beşinci Hafta
Beşinci hafta da birinci dereceden bir bilinmeyenli denklemler ilk iki ders
anlatıldı. Daha sonra ki iki derste ise, denklem çözümlerini daha iyi kavramaları ve
konuya olan ilgilerini çekmek amacıyla hazırlanan “Denklem Bulmaca 1” isimli
bulmaca oynandı.
Altıncı Hafta
Altıncı hafta da ise birinci dereceden iki bilinmeyenli denklemler ilk iki ders
anlatıldı. Daha sonra ki iki derste ise, denklem çözümlerini daha iyi kavramaları ve
konuya olan ilgilerini çekmek amacıyla hazırlanan “Denklem Bulmaca 2” isimli
bulmaca oynandı.
Yedinci Hafta
Yedinci hafta da ise; “Denklem Kurmaca” isimli bulmaca uygulanarak
öğrencilerin ilgisi çekilmiştir.
Sekizinci hafta
Sekizinci hafta ise, ilk iki ders ünitenin genel tekrarı yapıldı. Son iki ders ise
ünitedeki bütün kavramları kapsayacak şekilde “Terimleri Bulmaca” isimli bulmaca
uygulanmıştır.
46
3.3.2. Kontrol Grubunda Araştırmanın Uygulanması
Öğrencilere ilköğretim ikinci kademe 8. sınıfların “Harfli İfadeler ve
Denklemler” konusu kontrol grubuna geleneksel yöntemle anlatılmıştır. Klasik ders
anlatımının haricinde farklı bir uygulama yapılmamıştır. Sadece konu anlatılmadan
önce ön test ve matematik tutum ölçeği uygulandı. Konu bittikten sonra yine son test ve
matematik tutum ölçeği uygulanmıştır.
3.4. Verilerin Toplanması ve Çözümlenmesi
Araştırmada öğrencilerin 8. sınıf matematik derslerinden harfli ifadeler ve
denklemler konusunun öğretiminde oyun ve bulmacalarla öğretim yöntemi ile işlenen
matematik derslerinin başarıya ve hatırlamaya (kalıcılığa) etkisini ve matematik dersine
karşı tutumunu nasıl etkilediğini ölçmek için şu ölçme araçları kullanılmıştır:
Ön test, son test, hatırlama testi ve matematik tutum ölçeği olmak üzere dört
çeşit ölçme aracı kullanılmıştır.
Bu ölçme araçlarından elde edilen veriler bilgisayar ortamına geçirilmiş ve SPSS
10,0 paket programı kullanılarak değerlendirilmiştir.
3.5. Veri Toplama Araçları
3.5.1. Matematiksel Başarı Testi (Ön Test)
Bu test 8. sınıf konularından oluşmaktadır. Soru seçimi Milli Eğitim
Bakanlığı’nın önceki yıllarda yapmış olduğu orta öğretim kurumlarına öğrenci seçme
sınavlarında sorulan sorulardan oluşturulmuştur. Bu test, çoğunluğu harfli ifade ve
denklemler konusu ile ilgili toplam 33 sorudan oluşturulmuştur. Bu sorular; 8. sınıf
konusu olan harfli ifadeler ve denklemler konusunun alt yapısını teşkil eden 7. sınıf
denklemler ve doğru grafikleri konusu göz önünde bulundurularak ve 7. sınıf seviyesine
yakın olmasına dikkat edilerek seçilmiştir. Matematiksel başarı testi (ön test)
47
öğrencilerin çalışma öncesinde matematiksel başarı yönünden eşit seviyede olup
olmadıklarını ölçmek amacıyla kullanılmıştır. Bu testin Kolmogorov – Smirnov Z
değeri 1,330 ve buna karşılık gelen anlamlılık seviyesi 0,058 olarak bulunmuştur.
Anlamlılık değeri araştırmada istatistiksel anlamlılık olarak kabul edilen 0,05’ten büyük
çıkması istatistiksel açıdan örneklemdeki verilerin normal dağılımlı olduğunu gösterir.
Bu anlamlılık değerleri, elde edilen verilerin parametrik testler ile
değerlendirilebileceğini gösterir. Ayrıca ön testin bu araştırmadaki güvenirliği
α =0,5954 olarak tespit edilmiştir.
3.5.2. Son Test
Araştırmada kullanılan 8.sınıf matematik dersi ile ilgili harfli ifadeler ve
denklemeler konusu testi araştırmacı tarafından Milli Eğitim Bakanlığı’nın önceki
yıllarda yapmış olduğu orta öğretim kurumlarına öğrenci seçme sınavlarında sorulan
sorulardan harfli ifadeler ve denklemler konusu ile ilgili olan sorular seçilerek
hazırlanmıştır. Bu testte ön testte sorulan bütün sorular ve buna ilave olarak 17 tane
harfli ifadeler ve denklemler ünitesini kapsayan sorular bulunmaktadır. Testte her bir
hedef için en az iki soru sorulmasına dikkat edilmiştir. Bu test toplam 50 sorudan
oluşmuştur. Bu testin Kolmogorov-Smirnov Z değeri 1,079 ve buna karşılık gelen
anlamlık seviyesi de 0,194 olarak bulunmuştur.
Anlamlık değeri araştırmada istatistiksel anlamlılık olarak kabul edilen 0,05’ten
büyük çıkması, istatistiksel açıdan örneklemdeki verilen normal dağılımlı olduğunu
gösterir. Bu ise araştırmada elde edilen verilen parametrik testler ile
değerlendirilebileceği iddiasını kuvvetlendirmektedir. Ayrıca testin bu araştırmadaki
güvenilirliği α =0,8594 olarak tespit edilmiştir.
Bu test 6 hafta sonra kalıcılık testi olarak da kullanılmıştır.
48
3.5.3. Kalıcılık Testi
Deney ve Kontrol grubundaki öğrencilerin uygulanan yöntem sonucuna bağlı
olarak matematik dersindeki başarılarını ölçmek amacıyla verilen son test, uygulamadan
6 hafta sonra kalıcılık testi olarak tekrar verilmiştir.
3.5.4. Matematik Tutum Ölçeği
Tutum ölçeği, Nergiz Nazlıçiçek (Boğaziçi Üniversitesi, Eğitim Fakültesi,
Ortaöğretim Fen ve Matematik Alanları Bölümü) ve Emine Erktin (Boğaziçi
Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, İlköğretim Bölümü) tarafından hazırlanmıştır ve
“Matematikle ilgili düşünceleriniz” şeklinde adlandırılmıştır. 2002 yılında Orta Doğu
Teknik Üniversitesinde düzenlenen V. Ulusal Fen Bilimleri ve Matematik Eğitimi
Kongresinde sunulmuştur.
Bu araştırmanın verileri, Nazlıçiçek, N. ve Erktin, E. (2002) tarafından
geliştirilen “Matematikle İlgili Düşünceleriniz” adlı matematik tutum ölçeği
kullanılarak elde edilmiştir. Bu tutum ölçeğinde; “matematik bilgisi gerektiren
konularda başarılıyımdır” matematikte algılanan başarı düzeyini; “matematik bilmek
ilerde işime yarayacak” matematiğin algılanan yararlarını; “matematik dersinde başka
şeylerle ilgilenirim” matematik dersine olan ilgiyi göstermek üzere üç boyutla ilgili,
olumlu ve olumsuz yargı bildiren 20 madde bulunmaktadır. Ölçek, Her Zaman, Sık Sık,
Bazen, Nadiren, Asla şeklinde Likert tipi olup alfa güvenirlik katsayısı α = 0.841
bulunmuştur. Ölçek maddelerinin 3.6.7.13.14.19. maddeleri matematikte algılanan
başarı düzeyi 10.11.15.16 -18. maddeleri matematiğin algılanan yararları
1.2.4.5.8.9.12.17.20. maddeleri matematik dersine olan ilgi ile ilgilidir (Nazlıçiçek ve
Erktin, 2002).
Bu ölçek, genel olarak matematiğe karşı tutumu ölçmekle birlikte, algılanan
matematik başarı düzeyini, matematiğin algılana yararlarını ve matematik dersine olan
ilgiyi ölçen 3 bölüme sahiptir. Bu bölümleri ölçen maddelerin numaraları aşağıdaki
tablo da verilmiştir (Nazlıçiçek ve Erktin, 2002).
49
Tablo 3. 2. Matematik Tutum Ölçeğinin İçerdiği Alanlar ve İlgili Maddeler
Alanlar İlgili Maddeler
Matematikte algılanan başarı düzeyi 3, 6, 7, 13, 14, 19
Matematiğin algılanan yararları 10, 11, 15, 16, 18
Matematik dersine olan ilgi 1, 2, 4, 5, 8, 9, 12, 17, 20
Yukarıdaki tabloda verilen bu ölçek 8’i olumsuz, 20 maddeden oluşmakta ve 5’li
Likert tipindedir.
Ölçeğin oluşmasında iki özel, iki devlet okulunda okuyan 194 8. sınıf ve bir
özel okuldan 184 7. sınıf öğrencisinin uygulanmıştır. Güvenilirlik analizi için
hesaplanan alfa katsayısı 0,8413 olarak bulunmuştur. Ayrıca öğrencilerden tutum
puanlarıyla matematik dersinden aldıkları not arasındaki korelasyona bakılmış ve değer
0,363 olarak bulunmuştur. Bu değer istatistiksel olarak 0,01 seviyesinde manidar
görülmektedir (Nazlıçiçek ve Erktin, 2002).
Bu uygulamada da matematik tutum ölçeğinin güvenirliği α =0,9781 olarak
çıkmıştır.
Tüm verilerin frekans dağılımları, aritmetik ortalamaları ve standart saplamaları
tablolar haline getirilmiştir. Bu verilerin değerlendirilmesi SSPS (10.00) paket
programında ilişkili t-testi, ilişkisiz t-testi ve Kolomogorov-Smirnov testi ile yapılmıştır.
50
4. BULGULAR VE YORUMLAR
Bu bölümde bulgular üç ana başlık altında toplanarak yorumlanmıştır. Birinci
başlık altında oyun ve bulmacalarla öğretim uygulamaları öncesi elde edilen bulgular
analiz edilmiş ve yorumlanmıştır. İkinci başlık altında oyun ve bulmacalarla yapılan
öğretimin başarıya etkisi ile hipotezler test edilmiş ve yorumlanmıştır. Üçüncü başlık
altında ise t – testi ile elde edilen diğer istatistiksel bulgulara yer verilmiştir. Bulguların
analizinde SPSS 10.0 paket programı kullanılmıştır.
4.1. Oyun ve Bulmacalarla Öğretim Uygulamaları Önce Veri Analizi
Bu bölümde önce; ön testten ve tutum ölçeğinden elde edilen verilerin normal
dağılıma uygunluğu incelenmiştir. Daha sonra araştırmada, oyun ve bulmacalarla
öğretim uygulamaları öncesi araştırmaya katılan öğrencilerin homojenliği incelenmiştir.
Son olarak kontrol ve deney grubu öğrencilerinin matematik tutum ölçeğinden elde
ettikleri puanlar karşılaştırılmıştır. Bu işlemler ayrıntılı olarak aşağıda açıklanmıştır.
Araştırma deneklerine uygulanan testlerin verilerine t testini uygulayabilmemiz
için, bu verilerin normal dağılım göstermesi gerekmektedir. Ayrıca araştırmaya katılan
deneklerden elde edilen verilerin, normal dağılım gösterip göstermemesinin
belirlenmesi, analizinde hangi istatistiksel formülle test edileceğinin belirlenmesi
açısından gereklidir.
Araştırmanın amacına uygun olarak önce araştırma grubunun tamamında, ayrıca
deney ve kontrol grubu olarak kendi içlerinde normal dağılım gösterip göstermediği test
edildi. Bu sonuçların istatistiksel olarak ortaya konması için One Sample Kolmogorov –
Smirnov testi uygulanmıştır.
51
4.1.1. Ön ve Son Başarı ve Tutum Testlerinin Verilerinin Geçerlilik ve
Güvenirliliği
4.1.1.1. Ön Testin Geçerlilik ve Güvenirliliği
Eğitim programından önce araştırmaya katılacak olan kişilerin belirlenmesi
amacıyla hazırlanan ön bilgi testindeki sorular Milli Eğitim Bakanlığı’ nın geçmişte
yaptığı çeşitli sınavlarda sorduğu sorulardan uzman görüşünün yardımıyla seçilerek
hazırlanarak geçerliliği sağlanmıştır. Ön bilgi testinin güvenirliliği ise SPSS
programından elde edilen veriler üzerinde hesaplanmıştır. Croncbach Alpha Testi ile
hesaplanan α (0,5954) değeri güvenirliliğinin sağlandığını göstermektedir.
4.1.1.2. Son Testin Geçerlilik ve Güvenirliliği
Uygulanan eğitim programından sonra araştırmanın amacına uygun olarak
hazırlanan son bilgi testindeki sorular Milli Eğitim Bakanlığı’ nın geçmişte yaptığı
çeşitli sınavlarda sorduğu sorulardan uzman görüşünün yardımıyla seçilerek
hazırlanarak geçerliliği sağlanmıştır. Son bilgi testinin güvenirliliği ise SPSS
programından elde edilen veriler üzerinde hesaplanmıştır. Croncbach Alpha Testi ile
hesaplanan α (0,8594) değeri güvenirliliğin sağlandığını göstermektedir.
4.1.1.3. Matematik Tutum Testinin Geçerlilik ve Güvenirliliği
Öğrencilerin matematik dersine ilişkin tutumlarını ölçmek amacıyla Nergiz
Nazlıçiçek (Boğaziçi Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Ortaöğretim Fen ve Matematik
Alanları Bölümü) ve Emine Erktin (Boğaziçi Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, İlköğretim
Bölümü) tarafından hazırlanan tutum ölçeği kullanılmıştır.
Araştırmada kullanılan tutum ölçeği likert tipte olduğu için 5 tane cevaplandırma
seçeneği vardır. Bunlar: Asla, Nadiren, Bazen, Sık sık, Her zaman seçenekleridir.
Tutum ölçeğinin güvenirliliği ise SPSS programından elde edilen veriler üzerinde
hesaplanmıştır. Croncbach Alpha Testi ile hesaplanan α (0,9781) değeri güvenilirliğin
sağlandığını göstermektedir.
52
4.1.2. Normal Dağılıma Uygunluk Analizi
Gruplardan elde edilen verilere t – testi uygulanabilmesi için, bu verilere normal
dağılım göstermesi gerekmektedir.
Ayrıca bu çalışmaya katılan deneklerin verilerinin, normal dağılım gösterip
göstermediğinin tespiti, araştırma hipotezlerinin hangi istatistik formülle test
edileceğinin belirlenmesi açısından önemlidir. Bu amaçla önce araştırmaya katılan tüm
öğrencilerin oluşturduğu örneklemin tamamı için daha sonra da deney ve kontrol
gruplarının kendi içlerinde normal dağılım gösterip göstermediği kontrol edildi. Bunu
istatistiksel olarak ortaya koymak için One Sample Kolmogorov – Smirnov testi
sonuçlarına yer verilmiştir.
4.1.2.1. Ön Test Verilerinin Normalliği
Aşağıdaki tablo 4. 1. ve tablo 4. 2. araştırmaya katılan deney ve kontrol
gruplarına ait ön test puanlarının normal dağılım gösterip göstermediğini test etmek için
uygulanan One Sample Kolmogorov – Smirnov testi sonuçlarını göstermektedir.
Tablo 4. 1. Örneklemdeki Deney Grubu Öğrencilerinin Ön Test Verilerinin One
Sample Kolmogorov – Smirnov Testi İle İncelenmesi
Kolmogorov – Smirnov Test
N
44
Ortalama
45,11
Standart Sapma
14,34
Kolmogorov – Smirnov Z
0,822
(p) Anlamlılık Seviyesi
0,509
53
Örneklemdeki deney grubu öğrencilerinin ön test verilerinin Kolmogorov –
Smirnov Testi ile incelenmesi sonucunda, Kolmogorov – Smirnov Z değeri 0,822 ve
buna karşılık gelen anlamlılık seviyesi 0,509 olarak bulunmuştur. Anlamlılık değerinin,
araştırmada istatistiksel anlamlılık olarak kabul edilen 0,05’ten büyük çıkması
istatistiksel açıdan örneklemdeki verilerin normal dağılımlı olduğunu göstermektedir.
Bu anlamlılık değerleri, elde edilen verilerin parametrik testler ile
değerlendirilebileceğini göstermektedir.
Tablo 4. 2. Örneklemdeki Kontrol Grubu Öğrencilerinin Ön Test Verilerinin One
Sample Kolmogorov – Smirnov Testi İle İncelenmesi
Kolmogorov – Smirnov Test
N
46
Ortalama
44,48
Standart Sapma
13,11
Kolmogorov – Smirnov Z
1,066
(p) Anlamlılık Seviyesi
0,206
Örneklemdeki kontrol grubu öğrencilerinin ön test verilerinin Kolmogorov –
Smirnov Testi ile incelenmesi sonucunda, Kolmogorov – Smirnov Z değeri 1,066 ve
buna karşılık gelen anlamlılık seviyesi 0,206 olarak bulunmuştur. Anlamlılık değerinin,
araştırmada istatistiksel anlamlılık olarak kabul edilen 0,05’ten büyük çıkması
istatistiksel açıdan örneklemdeki verilerin normal dağılımlı olduğunu göstermektedir.
Bu anlamlılık değerleri, elde edilen verilerin parametrik testler ile
değerlendirilebileceğini göstermektedir.
54
4.1.2.2. Matematik Tutum Ölçeği Verilerinin Normalliği
Aşağıdaki tablo 4. 3. ve tablo 4. 4. araştırmaya katılan deney ve kontrol
gruplarına ait ön tutum puanlarının normal dağılım gösterip göstermediğini test etmek
için uygulanan One Sample Kolmogorov – Smirnov testi sonuçlarını göstermektedir.
Tablo 4. 3. Örneklemdeki Deney Grubu Öğrencilerinin Ön Tutum Verilerinin
One Sample Kolmogorov – Smirnov Testi İle İncelenmesi
Kolmogorov – Smirnov Test
N
44
Ortalama
77,05
Standart Sapma
13,53
Kolmogorov – Smirnov Z
1,232
(p) Anlamlılık Seviyesi
0,096
Örneklemdeki deney grubu öğrencilerinin ön tutum verilerinin Kolmogorov –
Smirnov Testi ile incelenmesi sonucunda, Kolmogorov – Smirnov Z değeri 1,232 ve
buna karşılık gelen anlamlılık seviyesi 0,096 olarak bulunmuştur. Anlamlılık değerinin,
araştırmada istatistiksel anlamlılık olarak kabul edilen 0,05’ten büyük çıkması
istatistiksel açıdan örneklemdeki verilerin normal dağılımlı olduğunu göstermektedir.
Bu anlamlılık değerleri, elde edilen verilerin parametrik testler ile
değerlendirilebileceğini göstermektedir.
55
Tablo 4. 4. Örneklemdeki Kontrol Grubu Öğrencilerinin Ön Tutum Verilerinin
One Sample Kolmogorov – Smirnov Testi İle İncelenmesi
Kolmogorov – Smirnov Test
N
46
Ortalama
77,85
Standart Sapma
15,30
Kolmogorov – Smirnov Z
1,327
(p) Anlamlılık Seviyesi
0,059
Örneklemdeki kontrol grubu öğrencilerinin ön test verilerinin Kolmogorov –
Smirnov Testi ile incelenmesi sonucunda, Kolmogorov – Smirnov Z değeri 1,327 ve
buna karşılık gelen anlamlılık seviyesi 0,059 olarak bulunmuştur. Anlamlılık değerinin,
araştırmada istatistiksel anlamlılık olarak kabul edilen 0,05’ten büyük çıkması
istatistiksel açıdan örneklemdeki verilerin normal dağılımlı olduğunu göstermektedir.
Bu anlamlılık değerleri, elde edilen verilerin parametrik testler ile
değerlendirilebileceğini göstermektedir.
4.1.3. Deneklerin Seçimi
Boğazköy İlköğretim Okulu’nda öğrenim görmekte olan 8. sınıf öğrencilerine
Matematik Başarı Testi ve Matematik Tutum Ölçeği uygulanmış yapılan istatistiksel
analizler sonucunda yukarıda adı geçen iki değişkene göre denk oldukları tespit edilen
8/A ve 8/B sınıfları çalışma grubu olarak belirlenmiştir. 8/A sınıfı deney grubu olarak
seçilirken 8/B sınıfı kontrol grubu olarak seçilmiştir. Deney ve kontrol gruplarını
belirleme kriterlerine 4.1.4. Grupların Homojenliği bölümünde yer verilmiştir.
56
Aşağıdaki tablo 4. 5. ve tablo 4. 6.’da ise çalışma grubundaki öğrencilerin
sınıflara ve cinsiyete göre dağılımları görülmektedir.
Tablo 4. 5. Araştırmaya Katılan Deney ve Kontrol Grubu Öğrencilerinin Sınıflara
ve Cinsiyete Göre Dağılımı
Gruplar
Sınıf
Erkek
Kız
Toplam
Deney Grubu
8/A
21
23
44
Kontrol Grubu
8/B
30
16
46
Toplam
51
39
90
Tablo 4. 6. Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Cinsiyete Göre Sayı ve Yüzdeleri
Cinsiyet
n
%
Erkek
51
56,67
Kız
39
43,33
Toplam
90
100.00
57
Araştırmaya katılan deney ve kontrol grubu öğrencilerinin %56,67 si erkek
%43,33 ü kız öğrencilerden oluşmaktadır. Erkek öğrencilerin kız öğrencilerden %13,34
fazla olduğu görülmekte fakat bu oranın araştırma sonuçlarını etkilemediği
varsayılmaktadır.
4.1.4. Grupların Homojenliği
Çalışmaya katılacak öğrencilerin başarı düzeylerini belirlemek amacıyla Ek 1’de
sunulan matematik başarı testi ön test olarak sunulmuştur. Test, süre sınırlaması
olmaksızın uygulanmış ve öğrencilerin testi bir ders saati içerisinde tamamladıkları
gözlemlenmiştir.
Aşağıdaki tablo 4. 7. deney ve kontrol gruplarının ön testten aldıkları puanların
aritmetik ortalamalarını göstermektedir.
Tablo 4. 7. Çalışma Grubundaki Öğrencilerin Ön Test Sonuçlarına
Ortalamalarının Karşılaştırılması
GRUPLAR N ARİTMETİK ORT.
DENEY 44 45,11
KONTROL 46 44,48
Tablo 4. 7. araştırmaya katılan öğrencilerin gruplara göre sayılarının ve ön test
olarak verilen matematik başarı testinden almış oldukları puanların aritmetik
ortalamalarını göstermektedir. Tabloda görüldüğü gibi deney grubundaki 44 öğrencinin
ölçü aracından aldıkları puanların aritmetik ortalaması 45,11 ve kontrol grubundaki 46
öğrencinin ölçü aracından aldıkları puanların aritmetik ortalaması 44,48’dir. Buradan
deney ve kontrol gruplarının aritmetik ortalamaları arasında istatistiki anlamda bir
farklılık bulunmamaktadır. Bu grupların homojen gruplar olduklarını test etmek için
Kruskal – Wallis Testi uygulanmıştır.
58
Aşağıdaki tablo 4. 8.’de bu testin sonuçları yer almaktadır.
Tablo 4. 8. Grupların Homojenliği İçin Kruskal – Wallis Testinin Sonuçları
Tablo 4. 8.’e göre p=0,833 olup bulunan bu değer 0,05’ten büyük olduğundan
deney ve kontrol grupları arasında istatistiki anlamda anlamlı bir farklılık yoktur
denilebilir.
Deney ve kontrol gruplarının ön test puanları arasında manidar bir fark
olmaması ile araştırma öncesinde deney ve kontrol gruplarının ön bilgilerinde fark
olmadığı görülmektedir.
4.2. Oyun ve Bulmacalarla Yapılan Öğretimin Başarıya Etkisini Test Eden
Hipotezler, Bulgular ve Yorumlar
Bu bölümde deneysel türdeki bu çalışmada yedi hipotezin doğrulukları
araştırılmıştır. Bu araştırma yapılırken her bir hipotez için sıfır ve alternatif hipotezler
kurulmuştur. Oluşturulan bu hipotezlerin test istatistiği α =0,05 önem seviyesinde
hesaplanmış ve yorumlanmıştır.
Araştırmada oluşturulan bu hipotezlerin ilk üçü oyun ve bulmacalarla yapılan
öğretimin etkinliği üzerine kurularak ön test ve son test puanları incelenmiştir.
Dördüncü hipotez, deney ve kontrol gruplarının matematik tutumlarındaki farklılaşma
durumları üzerine kurulmuştur. Beşinci ve altıncı hipotezler deney ve kontrol grubu
öğrencilerinin son test puanlarının matematik tutumları ile farklılaşması üzerine
Gruplar N X Ki Kare Mean rank p
Deney Grubu 44 45,11 0,044 46,09 0,833
Kontrol Grubu 46 44,48 0,044 44,93 0,833
59
kurulmuştur. Yedinci hipotez ise, deney ve kontrol grubu öğrencilerinin son test
puanlarının hatırlama seviyeleri ile farklılaşması üzerine kurulmuştur.
Aşağıda sırayla bu hipotezlerle istatistiksel analizlere ve yorumlara yer
verilmiştir.
4.2.1. Birinci Hipotez
• H0: 0µµ = (Kontrol grubu öğrencilerinin öğretim öncesi ve öğretim
sonrası başarıları arasında anlamlı bir fark yoktur.)
• H1: 0µµ ≠ (Kontrol grubu öğrencilerinin öğretim öncesi ve öğretim
sonrası başarıları arasında anlamlı bir fark vardır.)
Kontrol grubu öğrencilerinin son test puanlarının normalliği incelenmiştir. Bu
incelemeyi yapmak için kullanılan Kolmogorov – Smirnov testi sonuçları tablo 4. 9.’da
verilmiştir.
Tablo 4. 9. Örneklemdeki Kontrol Grubu Öğrencilerinin Son Test Verilerinin
Kolmogorov – Smirnov Testi İle İncelenmesi
Kolmogorov – Smirnov Test
N
46
Ortalama
45,48
Standart Sapma
15,36
Kolmogorov – Smirnov Z
1,127
(p) Anlamlılık Seviyesi
0,158
60
Kontrol grubu öğrencilerinin son test verilerinin Kolmogorov – Smirnov Testi
ile incelenmesi sonucunda, Kolmogorov – Smirnov Z değeri 1,127 ve buna karşılık
gelen anlamlılık seviyesi 0,158 olarak bulunmuştur. Anlamlılık değerinin, araştırmada
istatistiksel anlamlılık olarak kabul edilen 0,05’ten büyük çıkması istatistiksel açıdan
örneklemdeki verilerin normal dağılımlı olduğunu göstermektedir. Tablo 4. 2.’den elde
edilen sonuçlara göre kontrol grubunun ön test verileri de normal dağılım gösterdiği için
t – testi uygulanır.
Tablo 4. 10.’da, kontrol grubu öğrencilerinin ön test ve son test puanlarına
ilişkin yapılan t – testi sonuçlarına yer verilmiştir.
Tablo 4. 10. Kontrol Grubunun Ön Test – Son Test İçin Yapılan İlişkili Grup t-
Testi Sonuçları
TESTLER
N
X
Standart
Sapma
Sd
T
p
ÖN TEST
46
44,48
13,11
SON TEST
46
45,48
15,36
45
-1,818
0,076
Kontrol grubunun ön test – son test için yapılan ilişkili grup t – Testi
sonuçlarında 45 serbestlik derecesinde anlamlılık seviyesi 0,076 olarak bulunmuştur.
Anlamlılık değeri araştırmada istatistiksel anlamlılık olarak kabul edilen 0,05’ten büyük
olduğundan %95 güvenilirlik seviyesinde karşılaştırılan ön test ve son test sonuçlarının
farklı olmadığını göstermektedir. Dolayısıyla H0 hipotezi kabul edilir. Yani; kontrol
grubu öğrencilerinin öğretim öncesi ve öğretim sonrası başarırlı arasında anlamlı bir
fark olmadığı görülmüştür. Kontrol grubunun ön test için aritmetik ortalamasının
44,48, son test için 45,48 olduğu görülmektedir. Kontrol grubunun ön test ve son test
puanları arasında 0,05 anlamlılık düzeyinde son test puanları lehine bir artış olmuş, ama
bu istatistiksel anlamda bir fark oluşturmuyor.
61
4.2.2. İkinci Hipotez
• H0: 0µµ = (Deney grubu öğrencilerinin öğretim öncesi ve öğretim
sonrası başarıları arasında anlamlı bir fark yoktur.)
• H1: 0µµ ≠ (Deney grubu öğrencilerinin öğretim öncesi ve öğretim
sonrası başarıları arasında anlamlı bir fark vardır.)
Deney grubu öğrencilerinin son test puanlarının normalliği incelenmiştir. Bu
incelemeyi yapmak için kullanılan Kolmogorov – Smirnov testi sonuçları tablo 4.
11.’de verilmiştir.
Tablo 4. 11. Örneklemdeki Deney Grubu Öğrencilerinin Son Test
Verilerinin Kolmogorov – Smirnov Testi İle İncelenmesi
Kolmogorov – Smirnov Test
N
44
Ortalama
55,73
Standart Sapma
18,90
Kolmogorov – Smirnov Z
0,866
(p) Anlamlılık Seviyesi 0,441
Deney grubu öğrencilerinin son test verilerinin Kolmogorov – Smirnov Testi ile
incelenmesi sonucunda, Kolmogorov – Smirnov Z değeri 0,866 ve buna karşılık gelen
anlamlılık seviyesi 0,441 olarak bulunmuştur. Anlamlılık değerinin, araştırmada
istatistiksel anlamlılık olarak kabul edilen 0,05’ten büyük çıkması istatistiksel açıdan
örneklemdeki verilerin normal dağılımlı olduğunu göstermektedir. Tablo 4. 1.’den elde
edilen sonuçlara göre kontrol grubunun ön test verileri de normal dağılım gösterdiği için
t – testi uygulanır.
62
Tablo 4. 12.’de, deney grubu öğrencilerinin oyun ve bulmacalarla yapılan
öğretim uygulamaları öncesi başarıları ile uygulama sonrası başarıları arasında anlamlı
bir fark olup olmadığını araştırmak için ön test ve son test puanlarına ilişkin yapılan t –
testi sonuçlarına yer verilmiştir.
Tablo 4. 12. Deney Grubunun Ön Test – Son Test İçin Yapılan İlişkili Grup t-
Testi Sonuçları
TESTLER
N
X
Standart
Sapma
Sd t P
ÖN TEST
44
45,11
14,34
SON TEST
44
55,73
18,90
43
-11,176
0,000
Deney grubunun ön test – son test için yapılan ilişkili grup t- Testi sonuçlarında
43 serbestlik derecesinde anlamlılık seviyesi 0,000 olarak bulunmuştur. Anlamlılık
değeri araştırmada istatistiksel anlamlılık olarak kabul edilen 0,05’ten küçük
olduğundan %95 güvenilirlik seviyesinde karşılaştırılan ön test ve son test sonuçlarının
farklı olduğunu göstermektedir. Bu fark son test lehinedir. Dolayısıyla H0 hipotezi
reddedilir. H1 hipotezi kabul edilir. Deney grubunun ön test ve son testleri istatistiksel
olarak incelendiğinde, kontrol grubundan farklı olarak uygulanan öğretim metodunun
öğrencilerin başarısında önemli ölçüde bir artışa sebep olduğu görülmektedir.
Tablo 4. 12. incelendiğinde, deney grubu öğrencilerinin ön test için aritmetik
ortalaması 45,11, son test için aritmetik ortalaması 55,73 olduğu görülmektedir.
Sonuç olarak bu değerler, deney grubu öğrencilerinin başarılarında olumlu
yönde bir artış olduğunu göstermektedir.
63
4.2.3. Üçüncü Hipotez
• H0: 0µµ = (Kontrol grubu öğrencileri ile deney grubu öğrencilerinin
öğretim sonrası başarıları arasında anlamlı bir fark yoktur.)
• H1: 0µµ ≠ (Kontrol grubu öğrencileri ile deney grubu öğrencilerinin
öğretim sonrası başarıları arasında anlamlı bir fark vardır.)
Tablo 4. 13.’de deney ve kontrol gruplarına ait son test puanlarındaki farklılığın
oluştuğunu incelemeye yönelik t – testi sonuçlarına yer verilmiştir.
Tablo 4. 13. Deney ve Kontrol Gruplarının Son Testleri İçin Yapılan İlişkisiz Grup
t- Testi Sonuçları
t
GRUP
N
X
Standart
Sapma
Sd T p
DENEY
44
55,73
18,90
KONTROL
46
45,48
15,36
88
2,828
0,006
Deney ve kontrol gruplarının son testleri için yapılan ilişkisiz grup t- Testi
sonucunda 88 serbestlik derecesinde anlamlılık seviyesi 0,006 olarak bulunmuştur. Bu
değer 0,05’ten küçük olduğundan H0 hipotezi reddedilir, H1 hipotezi kabul edilir.
Anlamlılık değeri araştırmada istatistiksel anlamlılık olarak kabul edilen
0,05’ten küçük olduğundan %95 güvenilirlik seviyesinde karşılaştırılan oyun ve
bulmacalarla öğretim yöntemi ile işlenen ders ile geleneksel yöntem ile işlenen ders
arasında anlamlı bir fark olduğu ve farkın deney grubu lehine olduğu görülüyor.
Deney ve kontrol grubunun aritmetik ortalamaları incelendiğinde, deney
grubunun son testi için aritmetik ortalaması 55,73, kontrol grubunun son test için
64
aritmetik ortalaması 45, 48 olduğu görülür. Buradan da deney grubu öğrencilerinin
yapılan çalışma sonrası başarılarında olumlu yönde bir artış olduğu görülmektedir.
4.2.4. Dördüncü Hipotez
• H0: 0µµ = (Kontrol grubu öğrencilerinin öğretim öncesi ve öğretim
sonrası matematik tutumları arasında anlamlı bir fark yoktur.)
• H1: 0µµ ≠ (Kontrol grubu öğrencilerinin öğretim öncesi ve öğretim
sonrası matematik tutumları arasında anlamlı bir fark vardır.)
Tablo 4. 14.’de kontrol grubu öğrencilerinin öğretim öncesi ve öğretim sonrası
matematik tutum puanlarının karşılaştırılması için yapılan Paired – Samples T testi
sonuçları gösterilmiştir.
Tablo 4. 14. Kontrol Grubunun Tutum Ölçeği Ön Test – Son Test İçin Yapılan
İlişkili Grup t- Testi Sonuçları
t
TESTLER
N
X
Standart
Sapma
Sd t p
ÖN TUTUM
46
77,85
15,30
SON TUTUM
46
78,74
15,67
45
-5,599
0,000
Kontrol grubunun tutum ölçeği ön test – son test için yapılan ilişkili grup t-
Testi sonuçlarında 45 serbestlik derecesinde anlamlılık seviyesi 0,000 olarak
bulunmuştur. Bu değer 0,05’ten küçük olduğundan anlamlılık vardır. Dolayısıyla H0
hipotezi reddedilir. H1 hipotezi kabul edilir. Yani, kontrol grubunda uygulama sonrası
matematik dersine karşı tutum gelişmiştir. Bu da geleneksel öğretim yöntemi ile yapılan
öğretimin de öğrencilerin matematik dersine karşı tutumlarını geliştirdiğini
göstermektedir.
65
4.2.5. Beşinci Hipotez
• H0: 0µµ = (Deney grubu öğrencilerinin öğretim öncesi ve öğretim
sonrası matematik tutumları arasında anlamlı bir fark yoktur.)
• H1: 0µµ ≠ (Deney grubu öğrencilerinin öğretim öncesi ve öğretim
sonrası matematik tutumları arasında anlamlı bir fark vardır.)
Tablo 4. 15.’de kontrol grubu öğrencilerinin öğretim öncesi ve öğretim sonrası
matematik tutum puanlarının karşılaştırılması için yapılan Paired – Samples T testi
sonuçları gösterilmiştir.
Tablo 4. 15. Deney Grubunun Tutum Ölçeği Ön Test – Son Test İçin Yapılan
İlişkili Grup t- Testi Sonuçları
t
TESTLER
N
X
Standart
Sapma
Sd t p
ÖN TUTUM
44
77,05
13,53
SON TUTUM
44
89,18
9,10
43
-12,769
0,000
Deney grubunun tutum ölçeği ön test – son test için yapılan ilişkili grup t- Testi
sonuçlarında 43 serbestlik derecesinde anlamlılık seviyesi 0,000 olarak bulunmuştur. Bu
değer 0,05’ten küçük olduğundan anlamlılık vardır. Dolayısıyla H0 hipotezi reddedilir.
H1 hipotezi kabul edilir. Yani, deney grubunda uygulama sonrası matematik dersine
karşı tutum gelişmiştir. Bu da oyun ve bulmacalarla öğretim yöntemi ile yapılan
öğretimin öğrencilerin matematik dersine karşı tutumlarını geliştirdiğini göstermektedir.
66
4.2.6. Altıncı Hipotez
• H0: 0µµ = (Kontrol ve deney grubu öğrencilerinin uygulama öncesi
ve sonrası matematik tutumları arasında anlamlı bir fark yoktur.)
• H1: 0µµ ≠ (Kontrol ve deney grubu öğrencilerinin uygulama öncesi
ve sonrası matematik tutumları arasında anlamlı bir fark vardır.)
Tablo 4. 16.’da deney ve kontrol grubu öğrencilerinin ön tutum puanlarının
karşılaştırılması verilmiştir.
Tablo 4. 16. Deney ve Kontrol Gruplarının Tutum Ölçeği Ön Testi İçin
Yapılan İlişkisiz Grup t- Testi Sonuçları
T
GRUP
N
X
Standart
Sapma
Sd t P
DENEY
44
77,05
13,53
KONTROL
46
77,85
15,30
88
-0,263
0,793
Deney ve kontrol gruplarının tutum ölçeği ön testi için yapılan ilişkisiz grup t-
Testi sonucunda 88 serbestlik derecesinde anlamlılık seviyesi 0,793 olarak bulunmuştur.
Anlamlılık değeri araştırmada istatistiksel anlamlılık olarak kabul edilen 0,05’ten büyük
olduğundan %95 güvenilirlik seviyesinde karşılaştırılan deney ve kontrol gruplarının
matematik dersine karşı tutumlarında çalışma öncesinde fark olmadığı anlaşılmaktadır.
Tablo 4. 17.’de ise deney ve kontrol grubu öğrencilerinin son tutum puanlarının
karşılaştırılması verilmiştir.
67
Tablo 4. 17. Deney ve Kontrol Gruplarının Tutum Ölçeği Son Testi İçin Yapılan
İlişkisiz Grup t- Testi Sonuçları
t
GRUP
N
X
Standart
Sapma
Sd t p
DENEY
44
89,18
9,11
KONTROL
46
78,74
15,67
88
3,843
0,000
Deney ve kontrol gruplarının tutum ölçeği son testi için yapılan ilişkisiz grup t-
Testi sonucunda 88 serbestlik derecesinde anlamlılık seviyesi 0,000 olarak bulunmuştur.
Bu değer 0,05’den küçük olduğu için H0 hipotezi reddedilir. H1 hipotezi kabul edilir.
Anlamlılık değeri araştırmada istatistiksel anlamlılık olarak kabul edilen 0,05’ten küçük
olduğundan %95 güvenilirlik seviyesinde karşılaştırılan deney ve kontrol gruplarının
matematik dersine karşı tutumlarında çalışma sonrasında anlamlı bir fark olduğu
anlaşılmaktadır. Bu fark için ortalamalara bakıldığında farkın deney grubu lehine
olduğu anlaşılmaktadır. Bu da oyun ve bulmacalarla öğretim yöntemi ile yapılan
öğretimde öğrencinin matematik dersine olan tutumunun olumlu yönde değiştiğini
gösterir.
4.2.7. Yedinci Hipotez
• H0: 0µµ = (Kontrol ve deney grubu öğrencilerinin uygulama sonrası
hatırlama seviyeleri arasında anlamlı bir fark yoktur.)
• H1: 0µµ ≠ (Kontrol ve deney grubu öğrencilerinin uygulama sonrası
hatırlama seviyeleri arasında anlamlı bir fark vardır.)
Tablo 4. 18.’de deney ve kontrol grubu öğrencilerinin uygulama sonrası hatırlama testi
puanları arasındaki farkla ilgili t – testi sonuçlarına yer verilmiştir.
68
Tablo 4. 18. Deney ve Kontrol Gruplarının Kalıcılık Testleri İçin Yapılan İlişkisiz
Grup t- Testi Sonuçları
t
GRUP
N
X
Standart
Sapma
Sd t p
DENEY
44
54,14
18,52
KONTROL
46
40,22
18,14
88
3,601
0,001
Tablo 4. 18.’e göre son test uygulandıktan 6 hafta sonra uygulanan hatırlama
testinde, deney grubunun aritmetik ortalaması 54,14, kontrol grubunun aritmetik
ortalaması ise 40,22 olarak bulunmuştur. Deney ve kontrol gruplarının hatırlama testleri
için yapılan ilişkisiz grup t- Testi sonucunda 88 serbestlik derecesinde anlamlılık
seviyesi 0,001 olarak bulunmuştur. Anlamlılık değeri araştırmada istatistiksel anlamlılık
olarak kabul edilen 0,05’ten küçük olduğundan %95 güvenilirlik seviyesinde
karşılaştırılan oyun ve bulmacalarla öğretim yöntemi ile geleneksel yöntemin hatırlama
düzeyleri arasında fark olduğunu göstermektedir. Bu fark için ortalamalara bakıldığında
farkın oyun ve bulmacalarla öğretim yöntemi lehine olduğu anlaşılmaktadır. Bu sonuca
göre geleneksel yöntemle eğitim gören kontrol grubundaki öğrencilerin ezberleyerek,
deney grubundaki öğrencilerin ise daha kalıcı ve anlayarak öğrenmiş oldukları
söylenebilir. Ayrıca şunu da söyleyebiliriz ki oyun ve bulmacalarla öğretim başarıyı
artıran ve hatırlamayı kolaylaştıran yöntemlerden biri olarak kullanılabilir. Bu
araştırmada kontrol ve deney grubundaki öğrencilerin son test başarıları
karşılaştırıldığında deney grubu lehine anlamlı bir fark görülmüş, aynı şekilde son
testten 6 hafta sonra uygulanan hatırlama testinin de deney grubundaki öğrencilerin
kontrol grubundaki öğrencilere göre oldukça başarılı oldukları görülmüştür.
69
4.3. t- Testi İle Elde Edilen Diğer Bulgular
Tablo 4. 19. Deney ve Kontrol Gruplarının Ön Testleri İçin Yapılan İlişkisiz Grup
t- Testi Sonuçları
T
GRUP
N
X
Standart
Sapma
Sd t P
DENEY
44
45,11
14,34
KONTROL
46
44,48
13,11
88
0,220
0,827
Deney ve kontrol gruplarının ön testleri için yapılan ilişkisiz grup t- Testi
sonucunda 88 serbestlik derecesinde anlamlılık seviyesi 0,827 olarak bulunmuştur.
Anlamlılık değeri araştırmada istatistiksel anlamlılık olarak kabul edilen 0,05’ten büyük
olduğundan %95 güvenilirlik seviyesinde karşılaştırılan deney ve kontrol gruplarının
arasında fark olmadığını göstermektedir. Bu sonuca göre deney ve kontrol gruplarının
çalışma öncesinde matematik başarı açısından homojen olduğu anlaşılmaktadır.
Bu sonuç elde edildikten sonra deney grubuna oyun ve bulmacalarla öğretim
yöntemi kullanılarak ders işlenmiştir. Kontrol grubuna ise geleneksel yöntem
kullanılarak ders işlenmiştir.
70
Tablo 4. 20. Deney Grubunun Son Test – Kalıcılık Testi İçin Yapılan İlişkili Grup
t- Testi Sonuçları
t
TESTLER
N
X
Standart
Sapma
Sd t p
SON TEST
44
55,73
18,90
KALICILIK
TESTİ
44
54,14
18,52
43
2,743
0,009
Deney grubunun son test – kalıcılık testi için yapılan ilişkili grup t- Testi
sonuçlarında 43 serbestlik derecesinde anlamlılık seviyesi 0,009 olarak bulunmuştur.
Anlamlılık değeri araştırmada istatistiksel anlamlılık olarak kabul edilen 0,05’ten küçük
olduğundan %95 güvenilirlik seviyesinde karşılaştırılan son test ve kalıcılık testi
ortalamalarının eşit olmadığı (farklı olduğu) anlaşılmaktadır. Bu fark son test lehinedir.
Bu da oyun ve bulmacalarla öğretim yöntemi ile yapılan öğretimde öğrencinin
öğrendiği bilgilerde unutma meydana geldiğini gösterir.
Tablo 4. 21. Kontrol Grubunun Son Test – Kalıcılık Testi İçin Yapılan İlişkili
Grup t- Testi Sonuçları
t
TESTLER
N
X
Standart
Sapma
Sd t p
SON TEST
46
45,48
15,36
KALICILIK
TESTİ
46
40,22
18,14
45
7,714
0,000
71
Deney grubunun son test – kalıcılık testi için yapılan ilişkili grup t- Testi
sonuçlarında 45 serbestlik derecesinde anlamlılık seviyesi 0,000 olarak bulunmuştur.
Anlamlılık değeri araştırmada istatistiksel anlamlılık olarak kabul edilen 0,05’ten küçük
olduğundan %95 güvenilirlik seviyesinde karşılaştırılan son test ve kalıcılık testi
ortalamalarının eşit olmadığı (farklı olduğu) anlaşılmaktadır. Bu fark son test lehinedir.
Bu da geleneksel yöntem ile yapılan öğretimde öğrencinin öğrendiği bilgilerde
unutma meydana geldiğini gösterir.
SONUÇ:
Tablo 4. 20. ve Tablo 4. 21.’den çıkarılacak sonuç, öğrencilerin öğrendiği
bilgilerde hem oyun ve bulmacalarla öğretim yöntemiyle yapılan öğretim sonucunda,
hem de geleneksel öğretim yöntemiyle yapılan öğretim sonucunda unutma meydana
gelmektedir. Ancak oyun ve bulmacalarla öğretim yöntemiyle yapılan öğretimde
unutmanın, geleneksel öğretim yöntemiyle yapılan öğretimdeki unutmaya göre çok
daha az olduğu anlaşılmaktadır.
Tablo 4. 22. Deney ve Kontrol Gruplarının Matematikte Algılanan Başarı
Düzeyine Etkisi Ön Testi İçin Yapılan İlişkisiz Grup T- Testi Sonuçları
t
GRUP
N
X
Standart
Sapma
Sd t p
DENEY
44
20,68
5,28
KONTROL
46
20,72
6,20
88
-0,029
0,977
Deney ve kontrol gruplarının matematikte algılanan başarı düzeyine etkisi ön
testi için yapılan ilişkisiz grup t- Testi sonucunda 88 serbestlik derecesinde anlamlılık
seviyesi 0,977 olarak bulunmuştur. Anlamlılık değeri araştırmada istatistiksel anlamlılık
olarak kabul edilen 0,05’ten büyük olduğundan %95 güvenilirlik seviyesinde
72
karşılaştırılan deney ve kontrol gruplarının matematikte algılanan başarı düzeylerinin
çalışma öncesinde farklı olmadığı anlaşılmaktadır.
Tablo 4. 23. Deney ve Kontrol Gruplarının Matematiğin Algılanan Yararları Ön
Testi İçin Yapılan İlişkisiz Grup T- Testi Sonuçları
t
GRUP
N
X
Standart
Sapma
Sd t p
DENEY
44
21,27
2,66
KONTROL
46
21,24
3,32
88
0,053
0,958
Deney ve kontrol gruplarının matematiğin algılanan yararları ön testi için
yapılan ilişkisiz grup t- Testi sonucunda 88 serbestlik derecesinde anlamlılık seviyesi
0,958 olarak bulunmuştur. Anlamlılık değeri araştırmada istatistiksel anlamlılık olarak
kabul edilen 0,05’ten büyük olduğundan %95 güvenilirlik seviyesinde karşılaştırılan
deney ve kontrol gruplarının matematiğin algılanan yararları açısından çalışma
öncesinde farklı olmadığı anlaşılmaktadır.
Tablo 4. 24. Deney ve Kontrol Gruplarının Matematik Dersine Olan İlgi Ön Testi
İçin Yapılan İlişkisiz Grup t - Testi Sonuçları
t
GRUP
N
X
Standart
Sapma
Sd t p
DENEY
44
35,09
5,89
KONTROL
46
35,87
6,20
88
-0,610
0,543
73
Deney ve kontrol gruplarının matematik dersine olan ilgi ön testi için yapılan
ilişkisiz grup t- Testi sonucunda 88 serbestlik derecesinde anlamlılık seviyesi 0,543
olarak bulunmuştur. Anlamlılık değeri araştırmada istatistiksel anlamlılık olarak kabul
edilen 0,05’ten büyük olduğundan %95 güvenilirlik seviyesinde karşılaştırılan deney ve
kontrol gruplarının matematik dersine olan ilgilerinin çalışma öncesinde farklı olmadığı
anlaşılmaktadır.
Tablo 4. 25. Deney ve Kontrol Gruplarının Matematikte Algılanan Başarı
Düzeyine Etkisi Son Testi İçin Yapılan İlişkisiz Grup t - Testi Sonuçları
t
GRUP
N
X
Standart
Sapma
Sd T p
DENEY
44
23,77
4,64
KONTROL
46
21,20
6,54
88
2,147
0,035
Deney ve kontrol gruplarının matematikte algılanan başarı düzeyine etkisi son
testi için yapılan ilişkisiz grup t- Testi sonucunda 88 serbestlik derecesinde anlamlılık
seviyesi 0,035 olarak bulunmuştur. Anlamlılık değeri araştırmada istatistiksel anlamlılık
olarak kabul edilen 0,05’ten küçük olduğundan %95 güvenilirlik seviyesinde
karşılaştırılan deney ve kontrol gruplarının matematikte algılanan başarı düzeylerinde
çalışma sonrasında anlamlı bir fark olduğu ve farkın deney grubu lehine olduğu
anlaşılmaktadır. Bu da oyun ve bulmacalarla öğretim yöntemi ile yapılan öğretimde
öğrencinin matematikte algılanan başarı düzeylerini olumlu yönde değiştirdiğini
gösterir.
74
Tablo 4. 26. Deney ve Kontrol Gruplarının Matematiğin Algılanan Yararları Son
Testi İçin Yapılan İlişkisiz Grup t - Testi Sonuçları
t
GRUP
N
X
Standart
Sapma
Sd T p
DENEY
44
22,80
2,15
KONTROL
46
21,39
3,26
88
2,402
0,018
Deney ve kontrol gruplarının matematiğin algılanan yararları son testi için
yapılan ilişkisiz grup t- Testi sonucunda 88 serbestlik derecesinde anlamlılık seviyesi
0,018 olarak bulunmuştur. Anlamlılık değeri araştırmada istatistiksel anlamlılık olarak
kabul edilen 005’ten küçük olduğundan %95 güvenilirlik seviyesinde karşılaştırılan
deney ve kontrol gruplarının matematiğin algılanan yararları açısından çalışma
sonrasında anlamlı bir fark olduğu ve farkın deney grubu lehine olduğu anlaşılmaktadır.
Bu da oyun ve bulmacalarla öğretim yöntemi ile yapılan öğretimde öğrencilerin
matematiğin algılanan yararlarını olumlu yönde değiştirdiği gösterir.
Tablo 4. 27. Deney ve Kontrol Gruplarının Matematik Dersine Olan İlgi Son Testi
İçin Yapılan İlişkisiz Grup t - Testi Sonuçları
t
GRUP
N
X
Standart
Sapma
Sd T p
DENEY
44
42,34
2,78
KONTROL
46
36,17
6,28
88
5,98
0,000
75
Deney ve kontrol gruplarının matematik dersine olan ilgi son testi için yapılan
ilişkisiz grup t- Testi sonucunda 88 serbestlik derecesinde anlamlılık seviyesi 0,000
olarak bulunmuştur. Anlamlılık değeri araştırmada istatistiksel anlamlılık olarak kabul
edilen 0,05’ten küçük olduğundan %95 güvenilirlik seviyesinde karşılaştırılan deney ve
kontrol gruplarının matematik dersine olan ilgi açısından çalışma sonrasında anlamlı bir
fark olduğu ve farkın deney grubu lehine olduğu anlaşılmaktadır. Bu da oyun ve
bulmacalarla öğretim yöntemi ile yapılan öğretimde öğrencilerin matematik dersine
olan ilgilerini olumlu yönde değiştirdiği gösterir.
Tablo 4. 28. Deney Grubunun Matematikte Algılanan Başarı Düzeyi Ön Test – Son
Test İçin Yapılan İlişkili Grup t- Testi Sonuçları
t
TESTLER
N
X
Standart
Sapma
Sd T p
ÖN TUTUM
44
20,68
5,28
SON TUTUM
44
23,77
4,64
43
-10,031
0,000
Deney grubunun matematikte algılanan başarı düzeyi ön test – son test için
yapılan ilişkili grup t- Testi sonuçlarında 43 serbestlik derecesinde anlamlılık seviyesi
0,000 olarak bulunmuştur. Anlamlılık değeri araştırmada istatistiksel anlamlılık olarak
kabul edilen 0,05’ten küçük olduğundan %95 güvenilirlik seviyesinde karşılaştırılan iki
test sonucunun eşit olmadığı (farklı olduğu) anlaşılmaktadır. Bu fark son tutum
lehinedir.
Deney grubunda uygulama sonrası matematikte algılanan başarı düzeyi
gelişmiştir. Bu da oyun ve bulmacalarla öğretim yöntemi ile yapılan öğretimin
öğrencilerin matematikte algılanan başarı düzeylerini geliştirdiğini göstermektedir.
76
Tablo 4. 29. Kontrol Grubunun Matematikte Algılanan Başarı Düzeyi Ön Test –
Son Test İçin Yapılan İlişkili Grup t- Testi Sonuçları
t
TESTLER
N
X
Standart
Sapma
Sd T p
ÖN TUTUM
46
20,72
6,20
SON TUTUM
46
21,20
6,54
45
-5,205
0,000
Kontrol grubunun matematikte algılanan başarı düzeyi ön test – son test için
yapılan ilişkili grup t- Testi sonuçlarında 45 serbestlik derecesinde anlamlılık seviyesi
0,000 olarak bulunmuştur. Anlamlılık değeri araştırmada istatistiksel anlamlılık olarak
kabul edilen 005’ten küçük olduğundan %95 güvenilirlik seviyesinde karşılaştırılan iki
test sonucunda matematikte algılanan başarı düzeylerinin eşit olmadığı (farklı olduğu)
anlaşılmaktadır. Bu fark son tutum lehinedir.
Kontrol grubunda uygulama sonrası matematikte algılanan başarı düzeyi
gelişmiştir. Bu da geleneksel öğretim yöntemi ile yapılan öğretimin öğrencilerin
matematikte algılanan başarı düzeylerini geliştirdiğini göstermektedir.
Tablo 4. 30. Deney Grubunun Matematiğin Algılanan Yararları Ön Test – Son
Test İçin Yapılan İlişkili Grup t- Testi Sonuçları
T
TESTLER
N
X
Standart
Sapma
Sd T p
ÖN TUTUM
44
21,27
2,66
SON TUTUM
44
22,80
2,15
43
-8,093
0,000
77
Deney grubunun matematikte algılanan başarı düzeyi ön test – son test için
yapılan ilişkili grup t- Testi sonuçlarında 43 serbestlik derecesinde anlamlılık seviyesi
0,000 olarak bulunmuştur. Anlamlılık değeri araştırmada istatistiksel anlamlılık olarak
kabul edilen 0,05’ten küçük olduğundan %95 güvenilirlik seviyesinde karşılaştırılan iki
test sonucunda matematiğin algılanan yararları arasında fark olduğu anlaşılmaktadır. Bu
fark son tutum lehinedir.
Deney grubunda uygulama sonrası matematiğin algılanan yararlarında gelişme
olduğu görülmüştür. Bu da oyun ve bulmacalarla öğretim yöntemi ile yapılan öğretimin
öğrencilerin matematiğin algılanan yararlarında gelişme gösterdiği görülmektedir.
Tablo 4. 31. Kontrol Grubunun Matematiğin Algılanan Yararları Ön Test – Son
Test İçin Yapılan İlişkili Grup t- Testi Sonuçları
T
TESTLER
N
X
Standart
Sapma
Sd T p
ÖN TUTUM
46
21,24
3,32
SON TUTUM
46
21,39
3,26
45
-2,458
0,018
Kontrol grubunun matematiğin algılanan yararları ön test – son test için yapılan
ilişkili grup t- Testi sonuçlarında 45 serbestlik derecesinde anlamlılık seviyesi 0,018
olarak bulunmuştur. Anlamlılık değeri araştırmada istatistiksel anlamlılık olarak kabul
edilen 0,05’ten küçük olduğundan %95 güvenilirlik seviyesinde karşılaştırılan iki test
sonucunda matematiğin algılanan yararları arasında fark olduğu anlaşılmaktadır. Bu
fark son tutum lehinedir.
78
Kontrol grubunda uygulama sonrası matematiğin algılanan yararlarında
gelişme olduğu görülmüştür. Bu da geleneksel öğretim yöntemi ile yapılan öğretimin
öğrencilerin matematiğin algılanan yararlarında gelişme gösterdiği anlaşılmaktadır.
Tablo 4. 32. Deney Grubunun Matematik Dersine Olan İlgi Ön Test – Son Test
İçin Yapılan İlişkili Grup t- Testi Sonuçları
T
TESTLER
N
X
Standart
Sapma
Sd T p
ÖN TUTUM
44
35,09
5,89
SON TUTUM
44
42,34
2,78
43
-11,833
0,000
Deney grubunun matematik dersine olan ilgi ön test – son test için yapılan
ilişkili grup t- Testi sonuçlarında 43 serbestlik derecesinde anlamlılık seviyesi 0,000
olarak bulunmuştur. Anlamlılık değeri araştırmada istatistiksel anlamlılık olarak kabul
edilen 0,05’ten küçük olduğundan %95 güvenilirlik seviyesinde karşılaştırılan iki test
sonucunda matematik dersine olan ilgi arasında fark olduğu anlaşılmaktadır. Bu fark
son tutum lehinedir.
Deney grubunda uygulama sonrası matematik dersine olan ilgide gelişme
olduğu görülmüştür. Bu da oyun ve bulmacalarla öğretim yöntemi ile yapılan öğretimin
öğrencilerin matematik dersine olan ilgisinde gelişme meydana getirdiği görülmektedir.
79
Tablo 4. 33. Kontrol Grubunun Matematik Dersine Olan İlgi Ön Test – Son Test
İçin Yapılan İlişkili Grup t- Testi Sonuçları
T
TESTLER
N
X
Standart
Sapma
Sd T p
ÖN TUTUM
46
35,87
6,20
SON TUTUM
46
36,17
6,28
45
-3,736
0,001
Kontrol grubunun matematik dersine olan ilgi ön test – son test için yapılan
ilişkili grup t- Testi sonuçlarında 45 serbestlik derecesinde anlamlılık seviyesi 0,001
olarak bulunmuştur. Anlamlılık değeri araştırmada istatistiksel anlamlılık olarak kabul
edilen 0,05’ten büyük olduğundan %95 güvenilirlik seviyesinde karşılaştırılan iki test
sonucunda matematik dersine olan ilgi arasında fark olduğu anlaşılmaktadır. Bu fark
son tutum lehinedir.
Kontrol grubunda uygulama sonrası matematik dersine olan ilgide gelişme
olduğu görülmüştür. Bu da geleneksel öğretim yöntemi ile yapılan öğretimin
öğrencilerin matematik dersine olan ilgisinde gelişme meydana getirdiği görülmektedir.
SONUÇLAR
Tablo 4. 22. , Tablo 4. 25. , Tablo 4. 28. ve Tablo 4. 29. den çıkan sonuç oyun
ve bulmacalarla öğretim yöntemiyle yapılan öğretimin, geleneksel yöntemle yapılan
öğretime göre matematiğin algılanan başarı düzeylerinde daha etkili olduğudur.
Tablo 4. 23. , Tablo 4. 26. , Tablo 4. 30. ve Tablo 4. 31. den çıkan sonuç oyun
ve bulmacalarla öğretim yöntemiyle yapılan öğretimin, geleneksel yöntemle yapılan
öğretime göre matematiğin algılanan yararlarında daha etkili olduğudur.
80
Tablo 4. 24. , Tablo 4. 27. , Tablo 4. 32. ve Tablo 4. 33. den çıkan sonuç oyun
ve bulmacalarla öğretim yöntemiyle yapılan öğretimin, geleneksel yöntemle yapılan
öğretime göre matematik dersine olan ilgide daha etkili olduğudur.
Tablo 4. 34. Başarı Seviyesinin Cinsiyete Göre Farklılaşıp Farklılaşmadığına Dair
Ön Test Puanları Arasındaki Farkla İlgili İlişkisiz t- Testi Sonuçları
t
CİNSİYET
N
X
Standart
Sapma
Sd t p
ERKEK
51
45,08
13,95
KIZ
39
44,41
13,42
88
0,229
0,819
Tablo 4. 34. incelendiğinde erkek öğrencilerin ön test başarı ortalamasının
45,08, kız öğrencilerin ön test başarı ortalamasının ise 44,4 olduğu görülmektedir. Tablo
34’e göre erkek ve kız öğrencilerin ön test puanları için yapılan t-testi sonuçlarına göre
p değeri 88 serbestlik derecesinde 0,05 ten büyük olduğu için istatistiksel açıdan anlamlı
bir farklılık yoktur. Yani erkeklerin ve kızların çalışma öncesinde matematik başarıları
eşittir.
Tablo 4. 35. Başarı Seviyesinin Cinsiyete Göre Farklılaşıp Farklılaşmadığına Dair
Son Test Puanları Arasındaki Farkla İlgili İlişkisiz t- Testi Sonuçları
t
CİNSİYET
N
X
Standart
Sapma
Sd t p
ERKEK
51
49,88
17,42
KIZ
39
51,28
18,58
88
-0,367
0,715
81
Tablo 4. 35. incelendiğinde erkek öğrencilerin son test başarı ortalamasının
49,88, kız öğrencilerin son test başarı ortalamasının ise 51,28 olduğu görülmektedir.
Tablo 35’e göre erkek ve kız öğrencilerin son test puanları için yapılan t-testi
sonuçlarına göre p değeri 88 serbestlik derecesinde 0,05 ten büyük olduğu için
istatistiksel açıdan anlamlı bir farklılık yoktur.
Bu sonuçta gösteriyor ki erkeklerin ve kızların çalışma sonrasındaki matematik
başarıları da eşittir.
Tablo 4. 36. Başarı Seviyesinin Cinsiyete Göre Farklılaşıp Farklılaşmadığına Dair
Kalıcılık Testi Puanları Arasındaki Farkla İlgili İlişkisiz t- Testi Sonuçları
t
CİNSİYET
N
X
Standart
Sapma
Sd t p
ERKEK
51
46,04
19,78
KIZ
39
48,31
19,37
88
-0,544
0,588
Tablo 4. 36.’ya göre erkek öğrencilerin kalıcılık testi başarı ortalamasının
46,04, kız öğrencilerin kalıcılık testi başarı ortalamasının ise 48,31 olduğu
görülmektedir. Tablo 4. 36.’ya göre erkek ve kız öğrencilerin kalıcılık testi puanları için
yapılan t-testi sonuçlarına göre p değeri 88 serbestlik derecesinde 0,05 ten büyük olduğu
için istatistiksel açıdan anlamlı bir farklılık yoktur.
SONUÇ:
Tablo 4. 34. , Tablo 4. 35. ve Tablo 4. 36. ya göre öğrencilerin gerek ön test,
gerek son test ve gerekse kalıcılık testi başarıları arasında manidar bir farklılığın
olmaması cinsiyetin öğrenmede ayırıcı bir unsur olmadığını göstermektedir.
82
Tablo 4. 37. Tutum Seviyesinin Cinsiyete Göre Farklılaşıp Farklılaşmadığına Dair
Ön Tutum Puanları Arasındaki Farkla İlgili İlişkisiz t- Testi Sonuçları
t
CİNSİYET
N
X
Standart
Sapma
Sd t p
ERKEK
51
77,90
14,65
KIZ
39
76,87
14,20
88
0,335
0,738
Tablo 4. 37. incelendiğinde erkek öğrencilerin ön tutum başarı ortalamasının
77,90, kız öğrencilerin ön tutum başarı ortalamasının ise 76,87 olduğu görülmektedir.
Tablo 4. 37.’ye göre erkek ve kız öğrencilerin ön tutum puanları için yapılan t-testi
sonuçlarına göre p değeri 88 serbestlik derecesinde 0,05 ten büyük olduğu için
istatistiksel açıdan anlamlı bir farklılık yoktur. Yani erkeklerin ve kızların çalışma
öncesinde matematik dersine karşı tutumları eşittir.
Tablo 4. 38. Tutum Seviyesinin Cinsiyete Göre Farklılaşıp Farklılaşmadığına Dair
Son Tutum Puanları Arasındaki Farkla İlgili İlişkisiz t- Testi Sonuçları
t
CİNSİYET
N
X
Standart
Sapma
Sd t p
ERKEK
51
83,14
14,11
KIZ
39
84,77
13,63
88
-0,552
0,582
Tablo 4. 38. incelendiğinde erkek öğrencilerin son tutum başarı ortalamasının
83,14, kız öğrencilerin son tutum başarı ortalamasının ise 84,77 olduğu görülmektedir.
Tablo 4. 38.’e göre erkek ve kız öğrencilerin son tutum puanları için yapılan t-testi
83
sonuçlarına göre p değeri 88 serbestlik derecesinde 0,05 ten büyük olduğu için
istatistiksel açıdan anlamlı bir farklılık yoktur. Yani erkeklerin ve kızların çalışma
sonrasında da matematik dersine karşı tutumları eşittir.
SONUÇ:
Tablo 4. 37. ve Tablo 4. 38.’e göre cinsiyet faktörü ön tutum ve son tutum için
farklılık göstermemektedir.
84
5. SONUÇ VE ÖNERİLER
5.1. Sonuç
Yapılan bu araştırmanın amacı, oyun ve bulmacalarla öğretimin yönteminin
öğrenci başarısına etkisi olup olmadığını araştırmaktır. Oyun ve bulmacalarla öğretim
yöntemi geleneksel öğretim yönetimine ilave olarak uygulanmıştır. Bu amaç
doğrultusunda 2005 – 2006 eğitim – öğretim yılında İstanbul ili Gaziosmanpaşa ilçesi
Boğazköy İlköğretim Okulu’nda 8 hafta süreyle uygulama yapılmıştır. Araştırma
sonucunda elde edilen veriler ortaya konulan hipotezler doğrultusunda, SPSS 10.00
istatistik programı kullanılarak değerlendirme yapılmıştır.
Elde edilen verilere göre, geleneksel anlatım yapılan grup ve oyun ve
bulmacalarla öğretimin yöntemi ile anlatım yapılan grup için ön test ve son test
sonuçları karşılaştırıldığında kontrol grubunun başarı düzeyi ile deney grubunun başarı
düzeyleri arasında, deney grubu lehine anlamlı bir fark belirlenmiştir.
Oyun ve bulmacalarla öğretimin yöntemi ile anlatımın geleneksel anlatımından
istatistiksel anlamda daha etkin olduğu ortaya çıkmıştır.
Bu araştırmada elde edilen bulgulara dayanarak ortaya çıkan sonuçlar şunlardır:
10) İlköğretim 8. sınıf matematik öğretiminde oyun ve bulmacalarla öğretim
yöntemiyle işlenen matematik dersi ile düz anlatım yöntemiyle işlenen arasında, oyun
ve bulmacalarla öğretim yöntemiyle işlenen matematik dersi lehine anlamlı bir farklılık
vardır.
11) Oyun ve bulmacalarla öğretim yönteminin uygulandığı deney grubu ile
düz anlatım yönteminin uygulandığı kontrol grubu öğrencilerinin hatırlama düzeyleri
arasında yapılan t-testi sonuçlarında deney grubu lehine anlamlı bir fark olduğu
85
belirlenmiştir. Oyun ve bulmacalarla öğretim yöntemi 8.sınıf matematik dersinde
öğrendiklerini hatırlamalarını kolaylaştırmaktadır.
12) İlköğretim 8. sınıf matematik öğretiminde oyun ve bulmacalarla öğretim
yöntemiyle işlenen matematik dersleri öğrencilerin matematiğe karşı tutumlarını olumlu
yönde etkilemektedir.
13) İlköğretim 8. sınıf matematik öğretiminde oyun ve bulmacalarla öğretim
yöntemiyle işlenen matematik dersleri öğrencilerin matematikte algılanan başarı
düzeylerini artırmıştır.
14) İlköğretim 8. sınıf matematik öğretiminde oyun ve bulmacalarla öğretim
yöntemiyle işlenen matematik dersleri öğrencilerin matematiğin algılanan yararları
üzerinde etkili olmuştur.
15) İlköğretim 8. sınıf matematik öğretiminde oyun ve bulmacalarla öğretim
yöntemiyle işlenen matematik dersleri öğrencilerin matematik dersine olan ilgilerini
olumlu yönde değiştirmiştir.
16) İlköğretim 8. sınıf öğrencilerinin matematik dersindeki akademik
başarıları cinsiyete göre değişiklik göstermemektedir.
Bu araştırmanın sonucu Tanrıseven’in (2000), Güzel’ in (2001) ve Ekinözü’ nün
(2003) de yaptıkları yüksek lisans tezleri sonucunda elde ettikleri bulguları destekler
niteliktedir.
17) İlköğretim 8. sınıf öğrencilerinin matematiğe karşı tutumları cinsiyete
göre farklılık göstermemektedir.
Bu araştırmanın sonucu Tanrıseven’in (2000), Yazkan’ ın (2000) ve Ekinözü’
nün (2003) de yaptıkları yüksek lisans tezleri sonucunda elde ettikleri bulguları
destekler niteliktedir.
18) İlköğretim 8. sınıf öğrencilerinin matematik dersindeki kalıcılık düzeyleri
cinsiyete göre değişmemektedir.
86
Elde edilen bulgular sonucunda, kişi ve kurumlara ışık tutabilecek önerilerde
bulunulmuştur.
5.2. Öneriler
Araştırmacılara, Araştırmalarla İlgili Öneriler;
• Yapılan çalışma İstanbul ili Gaziosmanpaşa ilçesi Boğazköy İlköğretim Okulu
ile sınırlı olup, daha geniş katılımın olduğu farklı bölgelerde yapılacak
çalışmalarla zenginleştirilebilir.
• 2005 – 2006 eğitim – öğretim yılının 8 haftalık dönemi ile sınırlı tutulmuştur.
Daha uzun süreli çalışmalar yapılarak araştırma sonuçları karşılaştırılmalıdır.
• İlköğretim okullarının 8. sınıflarının “ harfli ifadeler ve denklemler” konusunun
öğretimi ile sınırlıdır. Diğer konularda da benzeri çalışmalar yapılmalı ve
sonuçları karşılaştırılmalıdır.
• Harfli ifadeler ve denklemler konusunda ülkemizde yapılan çalışmalar yeterli
değildir. Bu konudaki çalışmaların artırılması gerekmektedir.
• Kullanılan oyunlar geliştirilmeli ve daha değişik oyunlar ortaya çıkarılmalıdır.
• Hatırlamaya etkisi yüksek olan oyun ve bulmacalarla öğretim yönetimine,
öğrenmeyle ilgili psikologlar ve eğitimciler önem vermeli bu konuda her sınıf
düzeyinde çalışmalar yapılmalıdır.
• Oyun ve bulmacalarla matematik öğretim yönteminin başarısız ve başarılı
öğrenciler üzerindeki etkisi ayrı ayrı araştırılmalıdır.
87
Öğretmenlere, Uygulama İle İlgili Öneriler;
• Matematik derslerinde öğretmen merkezli eğitimden uzak öğrencinin daha aktif
olduğu bir eğitim sistemi benimsenmelidir.
• Matematik bir takım kuralların ezberletildiği bir ders değil öğrencilerin düşünme
gücünü geliştiren bir ders şeklinde işlenmelidir.
• Öğrencilerin mümkün oldukça yaparak ve yaşayarak öğrenmelerine fırsat
verilmelidir.
• Öğretmenler matematik derslerini anlatırken öğrenmeyi ve öğretmeyi
kolaylaştıran, öğrenciyi matematik dersini sevdirecek farklı metotlardan
yararlanmalıdır.
• Oyun ve bulmacalarla öğretim yöntemine uygun konularda mümkün olduğunda
fazla kullanılmaya çalışılmalıdır.
• Oyun ve bulmacalarla öğretim yönteminin uygulanışında öğrenciler oyunlara
çok iyi konsantre oluyorlar. Bu nedenle öğrenmeleri gerekenlerden
uzaklaşabiliyorlar. Bunu engellemek için etkinlik sonrası sonuç ve
değerlendirme bölümünde öğrencinin anlaması ve yargılaması gerekenler çok
iyi vurgulanmalıdır.
• Öğretmen oyun ve bulmacalarla öğretim çalışmasına fazla karışmamalı varsa
gerekli açıklamaları önceden yapmalıdır. Daha sonra çalışmayı öğrencilere ve
onların hayal gücüne bırakmalıdır.
• İlköğretim matematik derslerinde mümkün olduğu kadar (her konuda) oyunlarla
öğretime yer verilmelidir.
88
• Başarısız olan öğrencilerin uygulan yöntem sonucunda başarılı olabileceklerine
dair güvenlerinin arttığı görülmüştür. Dolayısıyla bu yöntem diğer derslerde de
uygulanmalı ve değerlendirme yapılmalıdır.
• Oyunların sonrası sonuç değerlendirme bölümünde öğrencilerden mutlaka
benzer problemler istenmeli ve bu problemler dikkatle incelenmelidir.
• Derslerde değişik materyaller kullanılmalı ve araştırmaya dayalı eğitimle ders
işlenmelidir.
• Gerçek hayatta ki problem ile matematik problemleri arasında ilişki kurulmalı
ve çözüm yolları üretilmelidir.
Milli Eğitim Bakanlığı’na ve Öğretmen Yetiştiren Kurumlara Öneriler;
• Sınıf mevcutları ideal konuma getirilerek uygulanan yöntemlerin faydasının
daha da artması sağlanmalıdır.
• Oyun ve bulmacalarla öğretim yönteminin nasıl uygulaması gerektiği konusunda
hizmet içi kurslar düzenlenmelidir.
• Oyun ve bulmacalarla öğretim yönteminin kullanıldığı örnekleri içeren kitaplar
basılmalıdır.
• Ders müfredatları oyun ve bulmaca aktiviteleri karşılayacak şekilde
düzenlenmelidir.
• İlköğretimde özellikle matematik dersi için haftalık ders saatlerine ek olarak,
uygulama dersleri yapılacak şekilde düzenleme yapılmalıdır.
89
• Uygulamalı olarak yapılan bu tür çalışmalar maddi olarak desteklenmeli
araştırmacılar teşvik edilmelidir.
• İlköğretim öğrencilerinin matematiksel düşünme akıl yürütme ve problem
çözme becerilerini geliştirmeli ve bu yöndeki engeller ortadan kaldırılmalıdır.
• Eğitim fakültelerinde oyun ve bulmacalarla öğretim yönteminin uygulanmasını
içeren dersler okutulmalıdır.
5.3. Bir Öğretmen Gözüyle Araştırma İle İlgili Görüşlerim
Uygulamaya başlamadan önce çeşitli tereddütlerim olmuştu. Örneğin;
öğrencilerin ilk defa karşılaşacakları bu yöntemi kabullenemeyeceklerini, sürenin yeterli
olmayacağını ve çalışmanın amacından sapacağını düşünüyordum. Fakat uygulamaya
başladıktan sonra gördüm ki, yeni yöntem öğrencilerimin çok hoşuna gitmişti ve
yöntemi umduğumdan daha çabuk benimsemişlerdi.
Uygulama öncesinde matematiğe karşı ön yargısı olan öğrencilerimin uygulama
ile birlikte tutum değiştirdiklerini fark ettim. Bir süre sonra matematik dersine gelirken,
oyun oynamaya gider gibi zevk aldıklarını ve matematik dersinin haftada daha çok
saatte yapılması gerektiğini ifade ettiklerini gördüm. Öğrencilerin derse olan ilgilerinin
artması ile konunun hedeflenen sürede bittiğini ve bu konudaki şüphemin de gereksiz
olduğunu ve ayrıca bu uygulama ile öğrencilerin matematik dersine karşı güvenlerinin
arttığını gözlemledim.
Uygulama esnasında öğrencilerin matematik dersi hakkında “Kim Korkar
Matematikten?”, “Çocuk Oyuncağı” ve “Oyun-matik” gibi söylemlerine şahit oldum.
Uygulama bittikten sonra bile öğrenciler oyunlarla matematik öğretimine devam
etmemi istemişlerdir. Uygulama bittikten sonra, oyun ve bulmacalarla öğretim yöntemi
uygulanmamasına rağmen diğer konularda deney grubu öğrencileri daha başarılı
90
olmuşlardır. Bunun nedeni ise; öğrencilerin matematiği öğrenmeyi başarabileceklerine
dair güvenlerinin artması ve matematik dersine karşı değişen tutumlarıdır.
Öğrencilerin çoğunluğunun derse katılmaları ve başarılarının artması uygulama
öncesinde başarılı olan öğrencilerin bazılarında başarı ve motivasyon azalmasına sebep
olmuştur.
Ayrıca, uygulamanın Mart – Nisan aylarında yapılması, öğrencilerin yedinci
sınıfta denklemler ve doğru grafikleri konusunu görmeleri, OKS’ ye hazırlanan çok
sayıda ki öğrencinin konuyu dershanelerde daha önce öğrenmeleri gibi çeşitli
etkenlerden dolayı matematiksel başarı testi yani ön test ortalamaları yüksek çıkmıştır.
Bunun yanı sıra, çalışmayı 6. sınıftan beri okuttuğum öğrencilerime uyguladığım için
hem deney hem de kontrol grubunun ön tutum ortalamaları da yüksek çıkmıştır.
91
KAYNAKÇA
Akandere, M., (2003), Eğitici Okul Oyunları, Nobel Yayın – Dağıtım, Ankara
Akkan, E., (2005), Matematik Öğretiminde Bulmaca Etkinliğinin Öğrenci Başarısına
Etkisi, Süleyman Demirel Üniversitesi Burdur Eğitim Fakültesi Dergisi, Sayı 10, s.141
Akman, B, (2002), Okul Öncesi Dönemde Matematik, Hacettepe Üniversitesi Eğitim
Fakültesi Dergisi, Sayı 23, s.244 – 248
Aksu,M., (1991) Matematik Öğretiminde Yöntemler, Anadolu Üniversitesi Açık
Öğretim Fakültesi, Eskişehir
Altun, M., (1998), Eğitim Fakülteleri ve İlköğretim Öğretmenleri İçin Matematik
Öğretimi, Erkan Matbacılık, 5. Basım, Bursa
Altun, M., (2001), Matematik Öğretimi, Alfa Yayıncılık, Bursa
Altun, M., (2002), İlköğretim İkinci Kademede Matematik Öğretimi, Erkam
Matbaacılık, Bursa
Ataman, A., (2004), Gelişim ve Öğrenme, Gündüz Eğitim ve Yayıncılık, Ankara
Avşar, O., (2005), Eğitimde Yeni Yaklaşımlar, www.fedu.medu.edu.tr/ufbmek5\b
kitabı./b kitabı.htm,[13.07.2006]
Bağlı, M.T.,(2004), Oyun, Bilişsel Gelişim ve Toplumsal Dünya: Piaget, Vygotsky ve
Sonrası, Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi, c.3, s.2, 137 – 169
92
Bax, M., (1977), ‘Man the Player’in (Eds) Tızard, B ve Harvey, D, Biology of Play
London, Heinemann Medical Books Ltd.
Baykoç Dönmez, N., (1992) Oyun Kitabı, Esin Yayınevi, 1992, s. 1243, İstanbul
Baykul,Y., (1994) “İlköğretim Okullarında Matematik Öğretimine Bir Bakış”
İlköğretim Okullarında Matematik Öğretimi Ve Sorunları, Türk Eğitim Derneği XII.
Öğretim Toplantısı, Ankara
Baykul,A., Aşkar, P., (1995), Matematik Öğretimi, Anadolu Üniversitesi Yayınları,
Eskişehir
Baykul, Y., (2001), İlköğretim Matematik Öğretimi, Pegem A Yayıncılık, Ankara
Baykul, Y., (2002), İlköğretim Matematik Öğretimi, Pegem A Yayıncılık, Ankara
Baykul, Y., (2004), İlköğretim Matematik Öğretimi 6 – 8 Sınıflar İçin, Pegem A
Yayıncılık, Ankara
Bilen, M. (1996), Plandan Uygulamaya Öğretim, Aydan Web Tesisleri, Ankara
Bilir, Ş., Dönmez B., (1995), Hastanede Oyun – Yaş Gruplarına Göre Hastanede Yatan
Çocuklar, Çocuk ve Hastane, 2. baskı, s.65 – 78, Sim Matbaacılık, Ankara
Büyükkaragöz, S., Çivi,C., (1999), Genel Öğretim Metotları Öğretimde Planlama
Uygulama, Beta Basım Yayın Dağıtım, İstanbul
Demirel, Ö., (2005) Öğretimde Planlama ve Değerlendirme ve Öğretme Sanatı, Pegem
A Yayıncılık, Ankara
Dinç-Artut, P., Tarım, K., (2006), İlköğretim Öğrencilerinin Basamak Değer Kavramını
Anlama Düzeyleri, Eğitimde Kuram ve Uygulama, Makaleler 2(1), s.26 – 36
93
Dinçer, Ç., Ulutaş, İ. (1999) Yaşamımızdaki İlk Matematiksel Kavramlar ve
Materyaller, Çağdaş Eğitim, Sayı 252, s.23 – 28
Durmuş, E., (2004), İlköğretim Mesleki Rehberlik Etkinliklerinde Oyun ve Yaratıcı
Drama Yöntem ve Tekniklerinin Kullanımı, Eğitim Araştırmaları, Sayı 14, s. 85 – 95
Ellis, M.J., (1973) Why People Play, İ.ya. eser: Analyse des Kinderspiels, S.
Schmitchen, Kiepenheuer, Köln
Erden, M.,(1998) Sosyal Bilgiler Öğretimi, Alkım Yayınevi, İstanbul
Ertürk, S., (1984) Eğitiminde Program Geliştirmede Meteksan A.Ş., Ankara
Ekinözü, İ., (2003), İlköğretimde Permütasyon ve Olasılık Konusunun Dramatizasyon
ile Öğretimin Başarıya Etkisinin İncelenmesi, Yüksek Lisans Tezi, Marmara
Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, İlköğretim Matematik Öğretmenliği Bilim
Dalı, İstanbul
Foster, R.L., (1989), Promoting Healthy Play and Exercise, Family Centered Nursing
Care of Children, W.B. Saunders Company, s.662 – 685
Gross, K., (1899), Die Spiel der Menschen, İ.y.a. eser: Analyse des Kinderspiels, S.
Schmitchen, Kiepenheuer, Köln
Güzel, H.,(2004), Fizik Derslerindeki Başarı İle Matematiğe Karşı Tutum Arasındaki
İlişki, Süleyman Demirel Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi, Sayı:8, s.74 – 78
Hall, G.S., (1906), Youth, İ.y.a. eser: Analyse des Kinderspiels, S. Schmitchen,
Kiepenheuer, Köln
Hedges, L.V. and Nowell, A. (1995). Sex differences in mental test scores, variability,
and numbers of high-scoring individuals. Science, 269, 41 – 45.
94
Hesapçıoğlu, M., (1998) , Öğretim İlke ve Yöntemleri, Beta Basım Yayım A.Ş.,
İstanbul
Huizinga, L., (1949), HomoLudens, Routledge, London
Hyde,J.S., Fennema, E., and Lamon, S. J. (1990). Gender differences in mathematics
performance: a meta-analysis. Psychological Bulletin, 107(2), 139 – 155
Kanai, K., Norman, J., (1997), Systemic Reform Evulation: Gender Differences in
Student Attidudes Toward Science and Mathematics, In P. A. Ruba, P.F. Keig and
James A. Rye (Eds.) Proceedings of the 1997, Annual International Conference of the
Association for the Education of Teachers in Science (pp. 532 – 583). (ERIC Document
Reproduction Servise No.ED 405 220).
Kart, C, (1999), Matematik Dersinin Önemi, Çağdaş Eğitim, Sayı 252, s.3 – 6
Kemertaş,İ., (2001), Uygulamalı Genel Öğretim Yöntemleri, Birsen Yayınevi , İstanbul
Kemertaş, İ., (2003), Öğretimde Planlama ve Değerlendirme, Birsen Yayınevi, İstanbul
Kocaçınar, M.,(1966) Genel Öğretim Metodu , Arkın Kitapevi, İstanbul
Koç, S., (1996), Matematik Üzerine Bir Konuşma, Bilim ve Teknik Dergisi, Sayı:341.
Küçükahmet, L., (2001) Öğretim İlke ve Yöntemleri, Birsen Nobel Yayın Dağıtım,
Ankara
Lazarus, M., (1883) Über die Reize des Spiels, Berlin, İ.y.a. eser: Analyse des
Kinderspiels, S. Schmitchen, Kiepenheuer, Köln
95
Martin, M. O.,(2000), TIMSS 1999 international science report: Findings from IEA’s
repeat of the third international mathematics and science study at the eighth grade.
Chestnut Hill, MA: The İnternational Study Center: Boston College Lynch School of
Education.
McLeod, D.B. (1992). Research on Affect in Mathematichs Education: A
Reconceptualization. In D. A. Grouws (Ed.) Handbook of Research on Mathematics
Teaching and Learning (pp.575 – 596), New York , MacMillan.
Mullis, I.V.S.,(2000), TIMSS 1999 international science report: Findings from IEA’s
repeat of the third international mathematics and science study at the eighth grade.
Chestnut Hill, MA: The İnternational Study Center: Boston College Lynch School of
Education.
Mussen, P. H. (Series ed.) & Hetherington, E. M. (Vol. Ed.) (1983). Handbook of child
psychology: Vol 4. Socialization, personality, and social development. New York:
Wiley.
National Science Foundation (2003), Women, Minorities, and Persons With
Disabilities, in Science and Engineerning:2002. Arlington, VA: Author.
Nazlıçiçek, N., Erktin, E.,(2002) “İlköğretim Matematik Öğretmenleri İçin Kısaltılmış
Matematik Tutum Ölçeği”, http://www.fedu.metu.edu.tr/ufbmek-
5/b_kitabi/PDF/Matematik/Poster/ t194.pdf (21. 03. 2005).
Neathery, M.F.(1997) Elemantery and Secondary Students’perceptions Towards
Science and the Correlation With Gender, Ethnicity, Ability, Grade and Science
Achievement .Electronic Journal of Science Education, 2 (1).
Özdemir, A., (2001) “İlköğretim Okullarında İkinci Kademe Öğrencilerini Matematik
Öğreniminde Başarısızlığa İten Sebepler Üzerine Bir Araştırma”, Kastamonu Eğitim
Dergisi, Ekim 2001, Cilt: 9, Sayı:2, s.425 – 434
96
Özden, Y., (2000), Öğretme ve Öğrenme, Pegem Yayıncılık, Ankara
Özdoğan, B., (2000), Çocuk ve Oyun, Anı Yayıncılık, 3. Baskı, Ankara
Piaget, J.,(1962), Play, Dreams and Imitation in Childhood, New York: Norton
Robinson, N.M.; Abbott, R. D.; Berninger, V. W. and Buse, J. (1996). The structure of
abilities in math-precocious young children: Gender similarities and differences. Journal
of Educational Psychology, 88(2), 341 – 352 .
Rubin, K. H., Fein, G. G., & Vandenberg, B. (1983). Play. In P. H. Mussen (Series ed.),
& E. M. Hetherington (Vol. Ed.), Handbook of child psychology: Vol.4. Socialization,
personality, and social development (pp. 693-774). New York: Wiley.
Reiss, M.J. (2004), Students’attitudes Towards Science: A Long – Term Perspective,
Canadian Journal of Science, Mathematics – Technology Education, 4, 97 – 109.
Saygı, M., (1989), Matematik Kaygısı ve Matematik Kaygı Ölçeği Mars A’nın
Türkiye’ye Uygulama Çalışmaları, Eğitim Ve Bilim, Sayı:71,Ankara
Schuster, C.S., Ashburn, S.S., (1980) Play During Childhood: The process of Human Development, Brown and Company, s.290-310.
Selçuk, Z., (1999), Gelişim ve Öğrenme, Nobel Yayın Dağıtım, Ankara
Senemoğlu,N., (1998)“ Gelişim Öğrenme ve Öğretim” Özsen Matbaası, Ankara
Senemoğlu, N., (2002), Gelişme Öğrenme ve Öğretim: Kuramdan Uygulamaya, Gazi
Kitapevi, Ankara
97
Senemoğlu, N., (2003), Gelişme Öğrenme ve Öğretim: Kuramdan Uygulamaya, Gazi
Kitapevi, Ankara
Sevinç, M., (2004), Erken Çocukluk Gelişimi ve Eğitiminde Oyun, Morpa Yayınevi,
İstanbul
Şen A.İ. , Özgün – Koca, S.A.(2005), Orta Öğretim Öğrencilerinin Matematik ve Fen
Derslerine Yönelik Olan Olumlu Tutumları ve Nedenleri, Eurasion Journal of
Educational Research, 18, 186 – 201.
Şen A.İ. , Özgün – Koca, S.A.(2006), Orta Öğretim Öğrencilerinin Matematik ve Fen
Derslerine Yönelik Olumsuz Tutumlarının Nedenleri, Eurasion Journal of Educational
Research, 23, 137 – 147.
Tuğrul, B.(2000), Matematik Ve Oyun, IV. Fen Bilimleri Eğitimi Kongresi, s:556 – 561
, Hacettepe Üniversitesi, Ankara, 6 – 8 Eylül 2000.
Toluk ,Z., Olkun, S., Etkinlik Temeli Matematik Öğretimi:Kavrama İçin Öğretim,
www.erg.sabanciuniv.edu/iok2004/bildiriler/Z%FCIbiye%20Toluk.doc,[28.10.2006]
Uluğ, O.M., (1997) Oyun Psikolojisi: Niçin Oyun? Çocuğun Gelişiminde ve Çocuğu
Tanımada Oyunun Önemi, Göçebe Yayınları, 1. baskı, s.48 – 61, İstanbul
Umay, A, (2002), Öteki Matematik, Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi,
Sayı 23, s.275 – 281
Vygotsky, L. S. (1967). Play and its role in the mental development of the child. Soviet
Psychology, 12, 6-18. (A stenographic record of a lecture given in 1933; included in J.
S. Bruner, A. Jolly, & K. Sylva, eds., 1976; partly produced in Vygotsky, 1978.)
98
Wilkins, J.L.M., Ma, X.(2003), Modeling Change in Student Attitude Toward and
Beliefs About Mathematics, Journal of Educational Research, 97(1), 52 – 63.
Yıldırım, C., (2000), Matematiksel Düşünme, Remzi Kitapevi, İstanbul
Yıldırım, S., (2000), Kaçınılmaz Bir Eğitim Aracı, Information Week Türkiye, 111
Yıldızlar, M.,(2001), İlköğretim Okulu Öğrencileri İçin Matematik Problemlerini
Çözebilme Yöntemleri, Eylül Yayınevi, Ankara
Yiğit, R., (1995), Hastanede Yatan Çocuk İçin Oyunun Önemi, Hacettepe Üniversitesi
Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi, 2(2):18 – 24
Zengin, N., (2005), Tam Öğrenme İlkeleri Doğrultusunda Farklı Öğretim Yöntemleri
İle İşlenen Matematik Dersinin İlköğretim 7. Sınıf Öğrencilerinin Matematik Başarı
Düzeylerine Etkisi, Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi, Eğitim Bilimleri
Enstitüsü, İlköğretim Matematik Öğretmenliği Bilim Dalı, İstanbul
99
EKLER
100
EK – 1) ÖN TEST
1. Aşağıda verilen eşitliklerin hangisi yanlıştır?
A) 9 tane çeyrek metre = 2 metre 25 cm B) 7 tane yarım metre = 27 metre
C) 47 metre = 1 metre 75 cm D) 2,5 metre = 5 çeyrek metre
2. a ve b doğal sayı olmak üzere a sayısının 3 üncü kuvveti, 8 sayısının b inci
kuvvetine eşit ise a+b en az kaç olur?
A) 1 B) 3 C) 4 D) 6
3. 545:5 işlemi aşağıdaki hangi problemin çözümü olamaz?
A) 545 te kaç tane 5 vardır?
B) 545 ceviz, 5 eşit gruba ayrılırsa her grupta kaç ceviz olur?
C) 545, 5’in kaç katıdır?
D) 5 i kaç defa kendisiyle çarparsak 545 elde ederiz?
4. 24 – 5 = 19
19 x 2 = 38
Verilen işlemler, aşağıdaki problemlerden hangisinin çözümüdür?
A) 5 eksiğinin iki katı 19 olan sayı kaçtır? B) 2 katının 5 fazlası 19 olan sayı kaçtır?
C) Yarısının 5 fazlası 24 olan sayı kaçtır? D) Yarısının 5 eksiği 24 olan sayı kaçtır?
5. Bir kutu kalemden 28000 lira kâr eden kırtasiyecinin, bir tane kalemden kaç lira
kâr ettiğini bulabilmek için, aşağıdakilerden hangisi bilinmelidir?
A) Bir kutudaki kalem sayısı. B) Bir kutu kalemin satış fiyatı.
C) Bir kalemin alış fiyatı. D) Bir kalemin satış fiyatı.
101
6. * işlemi, a * b = 3a - 2b şeklinde tanımlanıyor. Buna göre 4 * 3 ün sonucu
kaçtır?
A) 3 B) 5 C) 6 D) 8
7. a ≠ b ve a ≠ 1 olmak şartıyla, a = ab
b−−1 eşitliğine göre b nin a cinsinden değeri
hangisidir?
A) a – 1 B) a + 1 C) 11
−+
aa D)
11
+−
aa
8. “Bir sayı 5 ile bölündüğünde bölüm 3, kalan ise bu sayının 61 sına eşit oluyor.
Bu sayı kaçtır?” Yukarıdaki problemin çözümünü yapabilmek için aşağıdaki
denklemlerden hangisini kullanmak gerekir?
A) x = (5 . 3) + 61 x B) x +
61 x + ( 5 . 3) = 0
C) 61 x = (5 . 3) + x D) 5 . 3 = x +
61 x
9. Aşağıdaki problemlerden hangisinin çözümü için 5(x+4) = 4(x+8) denklemi
kurulur?
A) 4 fazlasının 5 katı ile 8 eksiğinin 4 katı birbirine eşit olan sayı kaçtır?
B) Mehmet’in 4 yıl sonraki yaşının 5 katı, Ali’nin 8 yıl sonraki yaşının 4 katına eşit ise,
Ali kaç yaşındadır?
C) Bir sayının 4 fazlasının 5 katı, bu sayının 8 fazlasının 4 katına eşit ise, bu sayı kaçtır?
D) Keremin yaşının 5 katının 4 fazlası, Cerenin yaşının 4 katının 8 fazlasına eşit ise,
Kerem kaç yaşındadır?
10. 2a6 x 13 Verilen çarpma işleminde a ile gösterilen rakam 2 artırıldığında
çarpım ne kadar artar?
A) 360 B) 260 C) 200 D) 26
102
11. “Bir pazarcı, 3 tanesi 500 TL den 15 limon, 7 demeti 300 TL den 21 demet
maydanoz ve kilosu 125 TL olan domates ile bir miktar havuç satarak toplam 9000
TL almıştır. Pazarcı kaç kilogram havuç satmıştır?” Bu problemin çözülebilmesi
için, aşağıda belirtilen bilgilerden hangisine ihtiyaç vardır?
A) Domatesin miktarı ile havuçtan elde edilen kâr.
B) Havucun 1 kilogramının fiyatı.
C) Havucun satışından kaç lira elde edildiği.
D) Domatesin miktarı ile havucun 1 kilogramının fiyatı.
12. x, y ve z tam sayılar olmak üzere, 3 < x < 6 , 1 < y < 8 , -5 < z < -2 ise, 2x
– y – z ifadesinin en büyük değeri kaçtır?
A) 18 B) 14 C) 12 D) 6
13. b
a 17− = 23 olduğuna göre, aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
A) a sayısı, b sayısının 23 katından 17 fazladır.
B) b sayısının 23 katıyla a sayısı toplandığında 17 elde edilir.
C) a sayısından b sayısı çıkarıldığında fark 22b+17 olur.
D) a sayısının 17 eksiğinin 23 e bölümü b’ ye eşittir.
14. Denklemi 3x - 4y + 24 = 0 olan doğrunun koordinat eksenlerini kestiği noktalar
arasındaki uzaklık kaç birimdir?
A) 5 2 B) 10 C) 8 2 D) 12
15. Bir kişi, 3 tanesi 50 000 TL olan 18 tane limon ile 450 000 TL lik maydanoz
satmıştır. Eline geçen parayla bir düzine yumurta ile 650 000 TL lik elma aldıktan
sonra geriye 20 000 TL si kalmıştır. Yukarıdaki bilgilere göre, aşağıdakilerden
hangisinin fiyatı bulunabilir?
A) Bir demet maydanozun B) 1 kg elmanın
C) Bir adet yumurtanın D) 1 kg limonun
103
16. x, y, z pozitif tam sayılardır. x.y = 11 ve y.z = 17 ise, x−y−z ifadesinin değeri kaç
olur?
A) 7 B) 5 C) −5 D) −7
17. a, b ve c ardışık doğal sayıları a < b < c biçiminde sıralanıyor. Buna göre,
aşağıdakilerden hangileri doğrudur?
I- a tek ise, a+b+c çifttir. II- b çift ise, a.c çifttir.
III- a+b+c çift ise, a.c tektir. IV- a+b+c tek ise, a+c tektir.
A) I ve II B) I ve III C) II ve IV D) III ve IV
18. 2 = a , 3 = b ve 5 = c ise, 120 ’ nin a, b ve c cinsinden değeri
aşağıdakilerden hangisidir?
A) 2abc B) abc C)2
3abc D) abc
19. “a,b,c,d birbirinden farklı rakamları göstermektedir. Rakamlardan biri tek
sayı olduğuna göre, bu rakamlarla üç basamaklı kaç tane çift doğal sayı
yazılabilir?” Bu problemin çözülebilmesi için, aşağıdakilerden hangisi gereklidir?
A) Başka verilere gerek yoktur, mevcut verilerle çözülebilir.
B) Rakamlardan birinin sıfır olup olmadığı belirtilmelidir.
C) Hangi harfin tek sayıyı gösterdiği belirtilmelidir.
D) Rakamların ardışık çift sayılar olduğu belirtilmelidir.
20. “Saatteki hızı 75 km olan bir otomobil, A şehrinden B şehrine 8 saatte gidiyor.
...” Yukarıdaki boş bırakılan yere aşağıdaki ifadelerden hangisi yazıldığında
oluşan probleminçözümü yapılamaz?
A) Bu otomobil, saatte 100 km hızla gitseydi, B şehrine kaç saat erken varırdı?
B) Bu otomobil 2 saat önce yola çıksaydı, B şehrine saat kaçta varırdı?
C) A dan hareket eden bir başka otomobil, B den 200 km ilerideki C şehrine 8 saatte
giderse, saatteki hızı kaç km olur?
D) Bir başka otomobil, A şehrinden B şehrine saatte 60 km hızla kaç saatte gider?
104
21. Bir kümesteki hayvanların 32 si tavuk,
41 i horoz, geri kalanı da ördektir.
Aşağıdakilerden hangisinin bilinmesi kümesteki hayvanların sayısını bulmak için,
yeterli değildir?
A) Horozların sayısı
B) Tavukların sayısı ile ördeklerin sayısı arasındaki fark
C) Tavukların sayısı
D) Horozların sayısının, tavukların sayısına oranı
22. 20 40
5 x
--------------------------
D. O.
Verilen orantı, aşağıdaki problemlerden hangilerinin çözümü için kullanılır?
I- 20 işçi, bir işi 40 günde bitirirse; 5 işçi, aynı işi kaç günde bitirir?
II- 20 km lik yolu 40 saniyede giden bir otomobil, 5 km lik yolu aynı hızla kaç
saniyede gider?
III- 20 kg undan 40 tane ekmek yapılırsa, 5 kg undan kaç tane ekmek yapılır?
IV- Bir aile, 20 litre sütü 40 günde tüketirse; 5 günde kaç litre süt tüketir?
A) I ve II B) I ve IV C) II ve III D) III ve IV
23. a
a 6+ işleminin sonucunun tam sayı olması için a yerine en fazla kaç tane tam
sayı yazılabilir?
A) 3 B) 4 C) 8 D) 9
24. 3a7 < b84 < 49c sıralamasında; a, b ve c farklı rakamları göstermektedir. Bu
sıralamaya göre, a − b + c nin alabileceği en büyük değer kaç olur?
A) 22 B) 19 C) 14 D) 13
105
25. Bir kaptaki 22 litre zeytinyağının tamamı hiç artmayacak şekilde 1,5 litre, 2
litre ve 2,5 litrelik şişelere doldurulacaktır. Aşağıdaki seçeneklerde dolum yapma
işleminin bir bölümü verilmiştir. Kalan yağ diğer iki ölçüdeki şişelere
doldurulacaktır. Hangisindeki dolum yapılırsa, üç tür şişe kullanılarak dolum
tamamlanır?
A) 1,5 litrelik şişelerden 8 tane B) 2,5 litrelik şişelerden 6 tane
C) 2,5 litrelik şişelerden 7 tane D) 2 litrelik şişelerden 8 tane
26. Koordinat düzleminde (5, 0) noktasının, y = x doğrusuna göre simetriği olan
nokta aşağıdakilerden hangisidir?
A) (0, 5) B) (5, 0) C) (−5, 0) D) (0, −5)
27. 37a67 < 374b7 açık önermesinde a ve b birer rakam göstermektedir. a ve b
yerine yazılacak rakamlarla, en fazla kaç farklı doğru önerme elde edilir?
A) 48 B) 43 C) 33 D) 30
28. a, b ve c sayma sayıları olmak üzere; acb=
−4
2 eşitliği için, aşağıdakilerden
hangisi her zaman doğrudur?
A) (a + b + c) çift sayıdır. B) a tek sayıdır.
C) (a + b.c) tek sayıdır. D) c çift sayıdır.
29. Ağırlığı 6 kg olan plastik bir bidon, birinci makinede 3 dakikada, ikinci
makinede 4 dakikada ve üçüncü makinede 5 dakikada üretiliyor. Bu üç makine
birlikte üretime başlatılıyor. Toplam 564 kg bidon üretildiği anda makineler
durduruluyor. Buna göre aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
A) İkinci makinede 30 bidon üretilmiştir. B) Birinci makinede 40 bidon üretilmiştir.
C) Üçüncü makinede 12 bidon üretilmiştir. D) Makinelerde toplam 94 bidon
üretilmiştir.
106
30. a sıfırdan farklı bir rakam olduğuna göre, aşağıdaki işlemlerden hangisinin
sonucu bir doğal sayı değildir?
A) a,a : 0,aa B) (a0,a : 10) − 0,0a
C) a,0a : 0,001 D) (0,aa − 0,a) . 10
31. Boş bir su deposunu, bir borudan akan su 3 günde dolduruyor. Diğer bir boru,
dolu olan bu depodaki suyu, bu deponun iki katı büyüklüğündeki başka bir
depoya 4 günde boşaltıyor. Depolar boş iken iki boruya birden su verildiğinde,
aşağıdaki durumlardan hangisi gerçekleşir?
A) Küçük su deposu 6 günde dolar.
B) Küçük su deposunun yarısı dolduğunda, büyük su deposunun tamamı dolar.
C) Küçük su deposu daha dolmadan, büyük su deposu dolar.
D) Küçük su deposu dolduğunda, büyük su deposunun 32 si dolmuş olur.
32. Aralarında 370 km uzaklık olan A ve B şehirlerindeki iki otomobil aynı anda
birbirlerine doğru hareket ediyor. Her iki otomobil iki saat sonra, birbirleriyle
karşılaşmadan önce mola veriyor. Mola yerleri arasındaki uzaklık 50 km’dir.
Otomobillerden birinin saatteki ortalama hızı diğerinden 20 km fazladır. Buna
göre, hızı az olan otomobilin saatteki ortalama hızı, aşağıdaki denklemlerden
hangisi ile bulunur?
A) 2x + 2 (x + 20) = 370 − 50 B) 4x + 40 = 370 + 50
C) 2 (x + 20) + 50 = 370 D) x + 2 (x + 20) − 50 = 370
33. d = 0 ve a, b, c sıfırdan farklı rakamlardır. Bu rakamlarla cd, cdc, abd, bad,
abab ve baba şeklinde iki, üç ve dört basamaklı sayılar yazılıyor. Buna göre,
cdcdc
badbaba
abdabab :⎟
⎠⎞
⎜⎝⎛ + işleminin sonucu kaçtır?
A) 202 B) 101 C) 11 D) 2
107
EK – 2) MATEMATİK TUTUM ÖLÇEĞİ AÇIKLAMA: Aşağıdaki maddeleri dikkatlice okuyunuz. Her maddede sizin matematikle ilgili görüşlerinizi almaya yöneliktir. Lütfen bu maddelerdeki durumların sizin için ne kadar geçerli olduğunu belirtiniz.
Asla
Nadiren
Bazen
Sık Sık
Her Zaman
1
Matematik dersleri zevkli geçer.
2
Matematik dersinde canım sıkılıyor.
3
Matematiğim kuvvetlidir.
4
İleride matematik öğretmeni olmak istiyorum.
5
Matematik dersinde başka şeylerle ilgilenirim.
6
Matematik dersinde konuları anlamıyorum.
7
Matematik bilgisi gerektiren konularda başarılıyımdır.
8
Matematik dersi benim için keyifli bir oyun saati gibidir.
9
Matematik dersi yerine ilgilendiğim başka bir derse girmeyi tercih ederim.
10
Matematik bilmek ileride işime yarayacak.
108
Bu anket Emine Erktin ve Nergis Koyuncu-Nazlıçiçek tarafından hazırlanmıştır. Bilgi için: Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Fakültesi, Bebek 80815 İstanbul
Asla
Nadiren
Bazen
Sık Sık
Her Zaman
11
Belli temel bilgilerin dışında matematik bilmek gereksizdir.
12
Matematik ödevlerinden nefret ederim.
13
Matematik başarılı olduğum bir derstir.
14
İleride matematikle ilgili bir alanda çalışırsam başarılı olabilirim.
15
Matematiği neden okumak zorunda olduğumu anlamıyorum.
16
Matematik insanı daha iyi düşünmeye zorlar.
17
Matematik dersi beni bunaltıyor.
18
Matematik bilgisi iyi olan bir kişi diğer bilimleri rahatça anlar.
19
Çalışırsam matematikten daha iyi not alabilirim.
20
Matematik öğretmenleri çalışkandır.
109
EK – 3) SON TEST
1. Aşağıda verilen eşitliklerin hangisi yanlıştır?
A) 9 tane çeyrek metre = 2 metre 25 cm B) 7 tane yarım metre = 27 metre
C) 47 metre = 1 metre 75 cm D) 2,5 metre = 5 çeyrek metre
2. a ve b doğal sayı olmak üzere a sayısının 3 üncü kuvveti, 8 sayısının b inci
kuvvetine eşit ise a+b en az kaç olur?
A) 1 B) 3 C) 4 D) 6
3. 545:5 işlemi aşağıdaki hangi problemin çözümü olamaz?
A) 545 te kaç tane 5 vardır?
B) 545 ceviz, 5 eşit gruba ayrılırsa her grupta kaç ceviz olur?
C) 545, 5’in kaç katıdır?
D) 5 i kaç defa kendisiyle çarparsak 545 elde ederiz?
4. 24 – 5 = 19
19 x 2 = 38
Verilen işlemler, aşağıdaki problemlerden hangisinin çözümüdür?
A) 5 eksiğinin iki katı 19 olan sayı kaçtır? B) 2 katının 5 fazlası 19 olan sayı kaçtır?
C) Yarısının 5 fazlası 24 olan sayı kaçtır? D) Yarısının 5 eksiği 24 olan sayı kaçtır?
5. Bir kutu kalemden 28000 lira kâr eden kırtasiyecinin, bir tane kalemden kaç lira
kâr ettiğini bulabilmek için, aşağıdakilerden hangisi bilinmelidir?
A) Bir kutudaki kalem sayısı. B) Bir kutu kalemin satış fiyatı.
C) Bir kalemin alış fiyatı. D) Bir kalemin satış fiyatı.
110
6. * işlemi, a * b = 3a - 2b şeklinde tanımlanıyor. Buna göre 4 * 3 ün sonucu
kaçtır?
A) 3 B) 5 C) 6 D) 8
7. a ≠ b ve a ≠ 1 olmak şartıyla, a = ab
b−−1 eşitliğine göre b nin a cinsinden değeri
hangisidir?
A) a – 1 B) a + 1 C) 11
−+
aa D)
11
+−
aa
8. “Bir sayı 5 ile bölündüğünde bölüm 3, kalan ise bu sayının 61 sına eşit oluyor.
Bu sayı kaçtır?” Yukarıdaki problemin çözümünü yapabilmek için aşağıdaki
denklemlerden hangisini kullanmak gerekir?
A) x = (5 . 3) + 61 x B) x +
61 x + ( 5 . 3) = 0
C) 61 x = (5 . 3) + x D) 5 . 3 = x +
61 x
9. Aşağıdaki problemlerden hangisinin çözümü için 5(x+4) = 4(x+8) denklemi
kurulur?
A) 4 fazlasının 5 katı ile 8 eksiğinin 4 katı birbirine eşit olan sayı kaçtır?
B) Mehmet’in 4 yıl sonraki yaşının 5 katı, Ali’nin 8 yıl sonraki yaşının 4 katına eşit ise,
Ali kaç yaşındadır?
C) Bir sayının 4 fazlasının 5 katı, bu sayının 8 fazlasının 4 katına eşit ise, bu sayı kaçtır?
D) Keremin yaşının 5 katının 4 fazlası, Cerenin yaşının 4 katının 8 fazlasına eşit ise,
Kerem kaç yaşındadır?
10. 2a6 x 13 Verilen çarpma işleminde a ile gösterilen rakam 2 artırıldığında
çarpım ne kadar artar?
A) 360 B) 260 C) 200 D) 26
111
11. “Bir pazarcı, 3 tanesi 500 TL den 15 limon, 7 demeti 300 TL den 21 demet
maydanoz ve kilosu 125 TL olan domates ile bir miktar havuç satarak toplam 9000
TL almıştır. Pazarcı kaç kilogram havuç satmıştır?” Bu problemin çözülebilmesi
için, aşağıda belirtilen bilgilerden hangisine ihtiyaç vardır?
A) Domatesin miktarı ile havuçtan elde edilen kâr.
B) Havucun 1 kilogramının fiyatı.
C) Havucun satışından kaç lira elde edildiği.
D) Domatesin miktarı ile havucun 1 kilogramının fiyatı.
12. x, y ve z tam sayılar olmak üzere, 3 < x < 6 , 1 < y < 8 , -5 < z < -2 ise, 2x
– y – z ifadesinin en büyük değeri kaçtır?
A) 18 B) 14 C) 12 D) 6
13. b
a 17− = 23 olduğuna göre, aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
A) a sayısı, b sayısının 23 katından 17 fazladır.
B) b sayısının 23 katıyla a sayısı toplandığında 17 elde edilir.
C) a sayısından b sayısı çıkarıldığında fark 22b+17 olur.
D) a sayısının 17 eksiğinin 23 e bölümü b’ ye eşittir.
14. Denklemi 3x - 4y + 24 = 0 olan doğrunun koordinat eksenlerini kestiği noktalar
arasındaki uzaklık kaç birimdir?
A) 5 2 B) 10 C) 8 2 D) 12
15. Bir kişi, 3 tanesi 50 000 TL olan 18 tane limon ile 450 000 TL lik maydanoz
satmıştır. Eline geçen parayla bir düzine yumurta ile 650 000 TL lik elma aldıktan
sonra geriye 20 000 TL si kalmıştır. Yukarıdaki bilgilere göre, aşağıdakilerden
hangisinin fiyatı bulunabilir?
A) Bir demet maydanozun B) 1 kg elmanın
C) Bir adet yumurtanın D) 1 kg limonun
112
16. x, y, z pozitif tam sayılardır. x.y = 11 ve y.z = 17 ise, x−y−z ifadesinin değeri kaç
olur?
A) 7 B) 5 C) −5 D) −7
17. a, b ve c ardışık doğal sayıları a < b < c biçiminde sıralanıyor. Buna göre,
aşağıdakilerden hangileri doğrudur?
I- a tek ise, a+b+c çifttir. II- b çift ise, a.c çifttir.
III- a+b+c çift ise, a.c tektir. IV- a+b+c tek ise, a+c tektir.
A) I ve II B) I ve III C) II ve IV D) III ve IV
18. 2 = a , 3 = b ve 5 = c ise, 120 ’ nin a, b ve c cinsinden değeri
aşağıdakilerden hangisidir?
A) 2abc B) abc C)2
3abc D) abc
19. “a,b,c,d birbirinden farklı rakamları göstermektedir. Rakamlardan biri tek
sayı olduğuna göre, bu rakamlarla üç basamaklı kaç tane çift doğal sayı
yazılabilir?” Bu problemin çözülebilmesi için, aşağıdakilerden hangisi gereklidir?
A) Başka verilere gerek yoktur, mevcut verilerle çözülebilir.
B) Rakamlardan birinin sıfır olup olmadığı belirtilmelidir.
C) Hangi harfin tek sayıyı gösterdiği belirtilmelidir.
D) Rakamların ardışık çift sayılar olduğu belirtilmelidir.
20. “Saatteki hızı 75 km olan bir otomobil, A şehrinden B şehrine 8 saatte gidiyor.
...” Yukarıdaki boş bırakılan yere aşağıdaki ifadelerden hangisi yazıldığında
oluşan probleminçözümü yapılamaz?
A) Bu otomobil, saatte 100 km hızla gitseydi, B şehrine kaç saat erken varırdı?
B) Bu otomobil 2 saat önce yola çıksaydı, B şehrine saat kaçta varırdı?
C) A dan hareket eden bir başka otomobil, B den 200 km ilerideki C şehrine 8 saatte
giderse, saatteki hızı kaç km olur?
D) Bir başka otomobil, A şehrinden B şehrine saatte 60 km hızla kaç saatte gider?
113
21. Bir kümesteki hayvanların 32 si tavuk,
41 i horoz, geri kalanı da ördektir.
Aşağıdakilerden hangisinin bilinmesi kümesteki hayvanların sayısını bulmak için,
yeterli değildir?
A) Horozların sayısı
B) Tavukların sayısı ile ördeklerin sayısı arasındaki fark
C) Tavukların sayısı
D) Horozların sayısının, tavukların sayısına oranı
22. 20 40
5 x
--------------------------
D. O.
Verilen orantı, aşağıdaki problemlerden hangilerinin çözümü için kullanılır?
I- 20 işçi, bir işi 40 günde bitirirse; 5 işçi, aynı işi kaç günde bitirir?
II- 20 km lik yolu 40 saniyede giden bir otomobil, 5 km lik yolu aynı hızla kaç
saniyede gider?
III- 20 kg undan 40 tane ekmek yapılırsa, 5 kg undan kaç tane ekmek yapılır?
IV- Bir aile, 20 litre sütü 40 günde tüketirse; 5 günde kaç litre süt tüketir?
A) I ve II B) I ve IV C) II ve III D) III ve IV
23. a
a 6+ işleminin sonucunun tam sayı olması için a yerine en fazla kaç tane tam
sayı yazılabilir?
A) 3 B) 4 C) 8 D) 9
24. 3a7 < b84 < 49c sıralamasında; a, b ve c farklı rakamları göstermektedir. Bu
sıralamaya göre, a − b + c nin alabileceği en büyük değer kaç olur?
A) 22 B) 19 C) 14 D) 13
114
25. Bir kaptaki 22 litre zeytinyağının tamamı hiç artmayacak şekilde 1,5 litre, 2
litre ve 2,5 litrelik şişelere doldurulacaktır. Aşağıdaki seçeneklerde dolum yapma
işleminin bir bölümü verilmiştir. Kalan yağ diğer iki ölçüdeki şişelere
doldurulacaktır. Hangisindeki dolum yapılırsa, üç tür şişe kullanılarak dolum
tamamlanır?
A) 1,5 litrelik şişelerden 8 tane B) 2,5 litrelik şişelerden 6 tane
C) 2,5 litrelik şişelerden 7 tane D) 2 litrelik şişelerden 8 tane
26. Koordinat düzleminde (5, 0) noktasının, y = x doğrusuna göre simetriği olan
nokta aşağıdakilerden hangisidir?
A) (0, 5) B) (5, 0) C) (−5, 0) D) (0, −5)
27. 37a67 < 374b7 açık önermesinde a ve b birer rakam göstermektedir. a ve b
yerine yazılacak rakamlarla, en fazla kaç farklı doğru önerme elde edilir?
A) 48 B) 43 C) 33 D) 30
28. a, b ve c sayma sayıları olmak üzere; acb=
−4
2 eşitliği için, aşağıdakilerden
hangisi her zaman doğrudur?
A) (a + b + c) çift sayıdır. B) a tek sayıdır.
C) (a + b.c) tek sayıdır. D) c çift sayıdır.
29. Ağırlığı 6 kg olan plastik bir bidon, birinci makinede 3 dakikada, ikinci
makinede 4 dakikada ve üçüncü makinede 5 dakikada üretiliyor. Bu üç makine
birlikte üretime başlatılıyor. Toplam 564 kg bidon üretildiği anda makineler
durduruluyor. Buna göre aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
A) İkinci makinede 30 bidon üretilmiştir. B) Birinci makinede 40 bidon üretilmiştir.
C) Üçüncü makinede 12 bidon üretilmiştir. D) Makinelerde toplam 94 bidon
üretilmiştir.
115
30. a sıfırdan farklı bir rakam olduğuna göre, aşağıdaki işlemlerden hangisinin
sonucu bir doğal sayı değildir?
A) a,a : 0,aa B) (a0,a : 10) − 0,0a
C) a,0a : 0,001 D) (0,aa − 0,a) . 10
31. Boş bir su deposunu, bir borudan akan su 3 günde dolduruyor. Diğer bir boru,
dolu olan bu depodaki suyu, bu deponun iki katı büyüklüğündeki başka bir
depoya 4 günde boşaltıyor. Depolar boş iken iki boruya birden su verildiğinde,
aşağıdaki durumlardan hangisi gerçekleşir?
A) Küçük su deposu 6 günde dolar.
B) Küçük su deposunun yarısı dolduğunda, büyük su deposunun tamamı dolar.
C) Küçük su deposu daha dolmadan, büyük su deposu dolar.
D) Küçük su deposu dolduğunda, büyük su deposunun 32 si dolmuş olur.
32. Aralarında 370 km uzaklık olan A ve B şehirlerindeki iki otomobil aynı anda
birbirlerine doğru hareket ediyor. Her iki otomobil iki saat sonra, birbirleriyle
karşılaşmadan önce mola veriyor. Mola yerleri arasındaki uzaklık 50 km’dir.
Otomobillerden birinin saatteki ortalama hızı diğerinden 20 km fazladır. Buna
göre, hızı az olan otomobilin saatteki ortalama hızı, aşağıdaki denklemlerden
hangisi ile bulunur?
A) 2x + 2 (x + 20) = 370 − 50 B) 4x + 40 = 370 + 50
C) 2 (x + 20) + 50 = 370 D) x + 2 (x + 20) − 50 = 370
33. d = 0 ve a, b, c sıfırdan farklı rakamlardır. Bu rakamlarla cd, cdc, abd, bad,
abab ve baba şeklinde iki, üç ve dört basamaklı sayılar yazılıyor. Buna göre,
cdcdc
badbaba
abdabab :⎟
⎠⎞
⎜⎝⎛ + işleminin sonucu kaçtır?
A) 202 B) 101 C) 11 D) 2
116
34. 21
32
2=+
yx denklem sisteminin çözüm kümesi hangisidir?
65
23=+
yx
A) {(9, -11)} B) {(-11,9)} C) {(11,0)} D) {(7,-9)}
35. 32
2
22
mnmnmn
−− ifadesi sadeleştirildiğinde aşağıdakilerden hangisi bulunur?
A) 2
2m
nm − B) nmmn
22−− C)
mn2
D) 2mn
36. “Bir bisikletli gideceği yolun önce 31 ünü, sonra
41 ünü, daha sonra da kalan
yolun 51 ini gidiyor. Bisikletlinin daha gideceği kaç km yolu vardır?” Bu
problemin çözülebilmesi için aşağıdakilerden hangisinin de bilinmesi gerekir?
A) Bisiklet tekerlerinin çapı.
B) Gidilen yolun kalan yola oranı.
C) Kaç saat yol gidildiği.
D) Gidilen yolun uzunluğu.
37. Toplamları 85 olan öyle iki sayı bulunsun ki, küçük sayının 54 i ile büyük
sayının 31 ü farkı sıfır olsun? Bu problemin çözümünü veren denklem çifti
aşağıdakilerden hangisidir?
A) x + y = 85 B) x + y = 85
x - y = 0 12y - 5x = 0
C) x + y = 85 D) 2x + 3y = 85
2x - 3y = 0 3y + 2x = 0
117
38 . “Tamamı y litre su alan bir bidonun içinde x litre su vardır. Bidona 20 litre su
ilâve edilirse bidonun 32 si, bidondan 30 litre su boşaltılırsa bidonun yarısı su ile
dolu olacaktır. Bidonun tamamı kaç litre su alır?” Yukarıdaki problemin çözümü
için gerekli olan denklem sistemi aşağıdakilerden hangisidir?
A) x+20=32 y B) y+20=
32 x
x-30= 21 y y-30=
21 x
C) 32 (x+y)=20 D)
32 (x-y)=20
21 (x-y)=30
21 (x+y)=30
39. Pisagor bağıntısını (a2+b2=c2) bilen bir kişi, aşağıdakilerden hangisini
bulabilir?
A) Köşegen uzunluğu verilen karenin alanını.
B) Köşegen uzunluğu verilen dikdörtgenin alanını.
C) Bir kenar uzunluğu verilen eşkenar dörtgenin alanını.
D) Bir kenar uzunluğu verilen paralelkenarın alanını.
40. İki sayıdan, birincisinin 105 fazlası ikincinin 6 katına; ikincinin 15 eksiği
birincinin 31 ine eşittir. Bu sayıları bulmak için, aşağıda verilen denklem
sistemlerinden hangisi kullanılır?
A) x + 6y = −105 B) x − 6y = −105
x − 3y = 45 x− 3y − = − 45
C) x + 6y = −105 D) x − 6y = −105
x− 3y = −45 x − 3y= 45
118
41.
2
11
11
a
a
−
+
ifadesini sadeleştiren bir öğrenci aşağıdaki işlemleri yapmıştır. Bu öğrenci hangi
adımda hata yapmıştır?
I. adım :
2
2 1
1
aa
aa
−
+
II. adım : 1
12
2
+⋅
−a
aa
a
III. adım : ( ) ( )( )1
11+⋅+⋅−
aaaa IV. adım :
aa 1−
A) I. B) II. C) III. D) IV.
42. ab
babababa
abba22 22
3223
33 +−÷
+− ifadesinin sadeleştirilmiş şekli aşağıdakilerden
hangisidir?
A) a+b B) ba +
1 C) ba −
2 D) 2a – b
43. Kare biçimindeki bir bahçe, şekildeki gibi ikisi kare olacak şekilde üç parçaya
ayrılıyor. Bu bahçenin çevresi iki sıra, iç bölmeleri ise bir sıra telle çevrilmiştir.
Toplam 190 metre tel kullanıldığına göre, taralı bölgenin alanı kaç m2 dir?
A) 100 B) 200 C) 300 D) 400
119
44. Bir arabanın, x litre benzin alan deposunun yarısı doludur. y litre benzin
harcandıktan sonra bu aracın deposu tamamen dolduruluyor ve karşılığında t lira
para ödeniyor. Bu durumda, bir litre benzinin fiyatı aşağıdakilerden hangisi ile
ifade edilir?
A) yx
t2
2+
B) yx
t−2
C) yx
t+2
2 D)yx
t2−
45. 22
2
912412238baba
babba+−−+− ifadesinin en sade biçimi aşağıdakilerden hangisidir?
A) ba
b−−
24 B)
bab
324
++ C)
bab++ 4 D)
bab
324
−+
46. 2
2
⎟⎟⎠
⎞⎜⎜⎝
⎛+−
−+
+−⎟⎟⎠
⎞⎜⎜⎝
⎛+−
yxyxyx
yxyxyx
işleminin sonucu aşağıdakilerden hangisidir?
A) y − 2x B) 2x + y C) − 1 D) 1
47. Şekilde kenar uzunlukları x ve y olan kareler verilmiştir. Karelerin
çevrelerinin uzunlukları farkı 24 cm ve alanları farkı 144 cm2 ise çevre uzunlukları
toplamı kaç cm’ dir?
y
A) 9 B) 24 C) 64 D) 96
x
120
48. 1−
−=
aaba eşitliğinde a’ nın hangi değeri için a=b olur?
A) – 1 B) 21
− C) 0 D) 1
49. 22
3223
abbababababa
+−−+−− ifadesinin sadeleştirilmiş şekli aşağıdakilerden hangisidir?
A) ab – 1 B) ab + 1 C) a+b D) ab
50. bx
axx+−−
2182
ifadesinin en sade şekli 2
9−x olduğuna göre a+b kaçtır?
A) 11 B) 7 C) 4 D) – 3
121
EK – 4) ETKİNLİKLER
SİHİRLİ TAHTALAR VE MÜTHİŞ LEGOLAR
Konu : Harfli ifadeler ve harfli ifadelerle yapılan işlemler
Hedef 1 : Harfli ifadelerle işlem yapabilme
Davranışlar :
1. Bazı düzlemsel şekillerin çevrelerini ve alanlarını harfli olarak ifade etme
2. Harfli ifadelerdeki benzer terimleri örneklerle açıklama
3. Benzer terimlerde, toplama veya çıkarma işlemini yapıp sonucu yazma
4. İki benzer terimli harfli ifadenin çarpımını yapıp sonucu yazma
5. Benzer olmayan iki tek terimli harfli ifadenin çarpımını yapıp sonucu yazma
6. Tek terimli bir harfli ifadeyi, çok terimli bir harfli ifade ile çarpıp sonucu yazma
7. Çok terimli harfli bir ifade ile çok terimli harfli bir ifadeyi çarpıp sonucu yazma
8. Tek terimli bir harfli ifadeyi, kuvveti kendisinden küçük tek terimli bir harfli ifadeye
ölme ve sonucu yazma
9. İçinde bir bilinmeyen bulunan harfli ifadede, bilinmeyene verilen değeri yerine ko-
yup, ifadenin aldığı değeri bulup yazma
Araç – Gereç: Çeşitli geometrik şekillerde kesilmiş tahta parçaları ve legolar
Problem: Çeşitli geometrik şekillerde kesilmiş tahta parçaları ve legolar yardımıyla
aşağıdaki sorulara cevap aranacaktır.
1. Bazı düzlemsel şekillerin çevrelerini ve alanlarını tahta parçaları ile görselleştirerek
nasıl ifade ederiz?
2. Harfli ifadelerdeki benzer terimleri örneklerle gösteriniz
3. Benzer terimlerde, toplama veya çıkarma işlemini yapınız.
122
4. İki benzer terimli harfli ifadenin çarpımını gösteriniz
5. Benzer olmayan iki tek terimli harfli ifadenin çarpımını gösteriniz.
6. Tek terimli bir harfli ifadeyi, çok terimli bir harfli ifade ile çarpmayı gösteriniz.
Oyunun Oynanması: Öğretmen, öğrencilerden araç – gereçleri kullanmalarını ve araç - gereçler
yardımıyla yukarıdaki soruları kapsayan 4 soruya cevap vermelerini ister. Verilen cevapların bir kağıda
yazılması istenir. Daha sonra öğretmen, grupların kağıda yazdığı kuralları araç – gereçleri kullanarak
göstermelerini ister. Araç – gereçlerle cevaplanamayan grubun sorusu iptal edilir. Soruları en çabuk ve
en doğru cevaplayan grup oyunu kazanır.
Yapılan etkinlik ile ilgili iki resim aşağıda verilmiştir.
123
PASCAL’ LA BİNOM’U AÇALIM
Konu : Pascal (Paskal) Üçgeni ve Binom Açılımı
Hedef 2 : Binom açılımını kavrayabilme
Davranışlar :
1. Pascal (Paskal) üçgenini açıklama
2. Pascal (Paskal) üçgenini oluşturan alt alta iki satırda bulunan sayılar arasındaki
ilişkiyi söyleme
3. (a + b) 0 ,
(a + b)1,
(a ± b)2,
(a ± b)3 açılımlarını Pascal (Paskal) üçgeninden faydalanarak yazma
Araç – Gereç : Çeşitli geometrik şekillerde kesilmiş tahta parçaları ve legolar
Problem: Çeşitli geometrik şekillerde kesilmiş tahta parçaları ve legolar yardımıyla
aşağıdaki sorulara cevap aranacaktır.
1. Pascal (Paskal) üçgeninin nasıl oluştuğunu gösteriniz.
2. Pascal (Paskal) üçgenini oluşturan alt alta iki satırda bulunan sayılar arasındaki
ilişkiyi söyleyiniz.
3. (a + b) 0 ,
(a + b)1,
(a ± b)2,
(a ± b)3 açılımlarını Pascal (Paskal) üçgeninden faydalanarak yazınız.
Oyunun Oynanması: Öğretmen, öğrencilerden araç – gereçleri kullanmalarını ve araç - gereçler
yardımıyla yukarıdaki konuları kapsayan 4 soruya cevap vermelerini ister. Verilen cevapların bir
124
kağıda yazılması istenir. Daha sonra öğretmen, grupların kağıda yazdığı kuralları araç – gereçleri
kullanarak göstermelerini ister. Araç – gereçlerle cevaplanamayan grubun sorusu iptal edilir. Soruları
en çabuk ve en doğru açıklayan grup oyunu kazanır.
Yapılan etkinlik ile ilgili iki resim aşağıda verilmiştir.
125
ÖZDEŞLİKLERİ BUL!
Konu : Özdeşlikler
Hedef 3 : Önemli özdeşlikleri kavrayabilme
Davranışlar :
1. Özdeşliği açıklama
2. Özdeşlikle denklem arasındaki farkı söyleyip yazma
3. İki terimin toplamı ile farkının çarpımının, bu terimlerin kareleri farkına özdeş ol-
duğunu söyleyip yazma
4. İki terimin toplamının ve farkının çarpımını, çarpma işlemi yapmadan söyleyip
yazma
5. İki terimin toplamının karesini hesaplayıp, özdeş olduğu değeri söyleyip yazma
6. İki terimin farkının karesini hesaplayıp, özdeş olduğu değeri söyleyip yazma
7. İki terimin toplamının veya farkının karesine eşit olan üç terimliyi zihinden söyleyip
yazma
8. Verilen bir eşitliğin, özdeşlik olup olmadığını sebebiyle birlikte söyleyip yazma
Araç – Gereç : Çeşitli geometrik şekillerde kesilmiş tahta parçaları ve legolar
Problem: Çeşitli geometrik şekillerde kesilmiş tahta parçaları ve legolar yardımıyla
aşağıdaki sorulara cevap aranacaktır.
1. İki terimin toplamı ile farkının çarpımının, bu terimlerin kareleri farkına özdeş ol-
duğunu bulunuz.
2. İki terimin toplamının ve farkının çarpımını, çarpma işlemi yapmadan gösteriniz.
3. İki terimin toplamının karesini hesaplayıp, özdeş olduğu değeri bulunuz.
4. İki terimin farkının karesini hesaplayıp, özdeş olduğu değeri bulunuz.
5. İki terimin toplamının veya farkının karesine eşit olan üç terimliyi gösteriniz.
126
Oyunun Oynanması: Öğretmen, öğrencilerden araç – gereçleri kullanmalarını ve araç - gereçler
yardımıyla yukarıdaki konuları kapsayan 5 soruya cevap vermelerini ister. Verilen cevapların bir
kağıda yazılması istenir. Daha sonra öğretmen, grupların kağıda yazdığı kuralları araç – gereçleri
kullanarak göstermelerini ister. Araç – gereçlerle cevaplanamayan grubun sorusu iptal edilir. Soruları
en çabuk ve en doğru cevaplayan grup oyunu kazanır.
Yapılan etkinlik ile ilgili iki resim aşağıda verilmiştir.
127
ÇARPANLARA AYIRALIM
Konu : Çarpanlara Ayırma
Hedef 4 : Çarpanlara ayırabilme
Davranışlar :
1. Bir sayıyı asal çarpanlarının çarpımı olarak yazma
2. Harfli ifadeleri çarpanlarına ayırmayı örneklerle açıklama
3. Bir harfli ifadeyi, çarpmanın toplama üzerine dağılma özeliğinden yararlanarak iki sayı
ifadesinin çarpımı şeklinde yazma
4. Çarpanlarına ayrılmış bir ifadenin bir harfe göre derecesini, çarpanların dereceleri
toplamı ile karşılaştırıp sonucu söyleyip yazma
5. İki kare farkı şeklinde verilen bir ifadeyi çarpanlarına ayırıp yazma
6. İki terimlinin karesi olan birçok terimlinin özeliklerini söyleyip yazma
7. İki terimlinin karesi olacak şekilde birçok terimliyi, iki terimlinin karesi şeklinde
çarpanlarına ayırıp yazma
8. Yapılan bir çarpanlarına ayırma işleminin doğruluğunu kontrol etme
9. ax + by + bx + ay şeklindeki bir ifadeyi gruplandırarak çarpanlara ayırma
10. x2 + bx + c (b, c ∈ Z ve x ≠ O; b, c ≠ 0) şeklinde verilen üç terimli bir ifadeyi, son
terimin çarpanlarından faydalanarak çarpanlarına ayırma
Araç – Gereç : Çeşitli geometrik şekillerde kesilmiş tahta parçaları ve legolar
Problem: Çeşitli geometrik şekillerde kesilmiş tahta parçaları ve legolar yardımıyla
aşağıdaki sorulara cevap aranacaktır.
1. Harfli ifadeleri çarpanlarına ayırmayı örnek veriniz.
2. Bir harfli ifadeyi, çarpmanın toplama üzerine dağılma özeliğinden yararlanarak iki
sayı ifadesinin çarpımı şeklinde yazmayı gösteriniz.
3. İki kare farkı şeklinde verilen bir ifadeyi çarpanlarına ayırıp yazmayı gösteriniz.
4. İki terimlinin karesi olan bir çokterimliyi gösteriniz.
128
5. İki terimlinin karesi olacak şekilde bir çokterimliyi, iki terimlinin karesi
şeklinde çarpanlarına ayrılışını gösteriniz.
6. Yapılan bir çarpanlarına ayırma işleminin doğruluğunu kontrol ediniz.
7. ax + by + bx + ay şeklindeki bir ifadeyi gruplandırarak çarpanlara ayırmayı
gösteriniz.
8. x2 + bx + c (b, c ∈ Z ve x ≠ O; b, c ≠ 0) şeklinde verilen üç terimli bir ifadeyi,
son terimin çarpanlarından faydalanarak çarpanlarına ayırmayı gösteriniz.
Oyunun Oynanması: Öğretmen, öğrencilerden araç – gereçleri kullanmalarını ve araç - gereçler
yardımıyla yukarıdaki konuları kapsayan 5 soruya cevap vermelerini ister. Verilen cevapların bir
kağıda yazılması istenir. Daha sonra öğretmen, grupların kağıda yazdığı kuralları araç – gereçleri
kullanarak göstermelerini ister. Araç – gereçlerle cevaplanamayan grubun sorusu iptal edilir. Soruları
en çabuk ve en doğru cevaplayan grup oyunu kazanır.
Yapılan etkinlik ile ilgili bir resim aşağıda verilmiştir.
129
BİR BİLİNMEYENİ BULALIM
Konu : Birinci Dereceden Bir Bilinmeyenli Denklemler
Hedef 5 : Birinci dereceden bir bilinmeyenli denklemleri çözebilme
Davranışlar :
1. Birinci dereceden bir bilinmeyenli, kat sayıları tam sayı olan denklemlerin çözüm
kümesini bulup yazma
2. Birinci dereceden bir bilinmeyenli, kat sayıları rasyonel sayılar olan bir denklemi
çözüp, çözüm kümesini yazma
3. Birinci dereceden bir bilinmeyenli parantezli bir denklemi çözüp, çözüm kümesini
yazma
4. Birinci dereceden bir bilinmeyenli rasyonel bir denklemi çözüp, çözüm kümesini
yazma
5. Çözümü yapılan birinci dereceden bir bilinmeyenli bir denklemin sağlamasını yapıp
sonucu söyleme
6. Birinci dereceden bir bilinmeyenli bir denklemle çözülebilecek bir problemde
verilenleri ve istenenleri söyleyip denklemi yazma
7. Denklemi kurulmuş olan bir problemin çözümünü yapıp, sonucu söyleyip yazma
8. Denklemi kurularak çözülmüş bir problemin sağlamasını yapıp sonucu söyleme
9. Birinci dereceden bir bilinmeyenli denklemle çözülebilecek bir problem söyleyip
yazma
Araç – Gereç : Bulmaca Kartonları
Problem: “Denklem Bulmaca 1” isimli bulmaca yardımıyla aşağıdaki sorulara
cevap aranacaktır.
130
1. Birinci dereceden bir bilinmeyenli, kat sayıları tam sayı olan denklemlerin
çözüm kümesini bulunuz
2. Birinci dereceden bir bilinmeyenli parantezli bir denklemi çözüp, çözüm
kümesini yazınız.
3. Çözümü yapılan birinci dereceden bir bilinmeyenli bir denklemin sağlamasını
yapıp sonucu söyleme
4. Denklemi kurularak çözülmüş bir problemin sağlamasını yapınız.
5. Birinci dereceden bir bilinmeyenli denklemle çözülebilecek bir problem yazınız.
Oyunun Oynanması: Yukarıdaki konuları kapsayan “Denklem Bulmaca 1” isimli oyun oynanır.
Bulmacayı doğru olarak çözen ilk öğrenci oyunu kazanır.
DENKLEM BULMACA 1
Aşağıda verilen birinci dereceden bir bilinmeyenli denklemleri çözerek
bulduğunuz sonuçları cevap kartına işaretleyiniz.
Not: Cevap kartının herhangi bir satırını, sütununu veya köşegenini doğru
olarak dolduran ilk öğrenci oyunu kazanacaktır.
CEVAP KARTI 1
33 – 13 – 2 7
– 3 4 6 2
0 3 – 6 100
8 36 1 – 4
131
Soru – 1) 2x + 5 = 7 ise x = ?
Soru – 2) 3(x – 4) = 21 ise 3x = ?
Soru – 3) – 9a + 36 = – 3a ise a = ?
Soru – 4) y + (– 6y) = 30 ise y2 = ?
Soru – 5) m + 2m + 3m = – 3m – 2m – m – 42 ise m = ?
Soru – 6) x + 5x + (– 7x) = – 10 ise 10x = ?
Soru – 7) 10y – (– 6 – 3y) = – 7y + 6 ise y = ?
Soru – 8) 4s – 7( 9 – 3s) = 37 ise s = ?
Soru – 9) – 5 + 6d = 8d + 3 ise d = ?
Soru – 10) xx=
+5
34 ise – x = ?
Soru – 11) a = – 1 ise – { – [ – (– a) – ( – a) ] } = x’ dir. Buna göre – (a + x) = ?
Soru – 12) – 2k + 5 = – 3k + 3 ise k = ?
Soru – 13) 5t + 4t = 3t + 2t + 32 t = ?
Soru – 14) (a – 2)x + 5 = 0 denkleminin çözüm kümesinin boş küme olması için a kaç
olmalıdır?
Soru – 15) 32
43
−=+
+xx ise – x = ?
Soru – 16) 24
33
7=
−−
+ xx denkleminin çözüm kümesi nedir?
132
İKİ BİLİNMEYENİ BULALIM
Konu : Birinci Dereceden İki Bilinmeyenli Denklemler
Hedef 5 : Birinci dereceden iki bilinmeyenli denklemleri çözebilme
Davranışlar :
1. Birinci dereceden iki bilinmeyenli bir denklemi örneklerle açıklama
2. Bilinmeyenlerden birine verilen bir değer için, diğer bilinmeyenin değerini bulup
yazma
3. Birinci dereceden iki bilinmeyenli iki denklemden oluşan bir denklem sistemini
yazma
4. İki bilinmeyenli denklem sisteminde, bilinmeyenleri ve eşitlikleri alt alta gelecek
şekilde yazma
5. Birinci dereceden iki bilinmeyenli denklem sistemini, yok etme metodu ile çözüp
yazma.
6. Birinci dereceden iki bilinmeyenli denklem sistemini, yerine koyma metodu ile
çözüp sonucu yazma
7. Çözümü yapılan birinci dereceden iki bilinmeyenli bir denklem sisteminin
sağlanmasını yapıp, sonucu söyleyip yazma
8. Birinci dereceden iki bilinmeyenli bir denklem sistemiyle çözülebilecek problemin
denklemlerini yazma
9. Birinci dereceden iki bilinmeyenli bir probleme ait denklemi çözüp, bilinmeyenlerin
değerini bulma
10. Birinci dereceden iki bilinmeyenli denklem sistemiyle çözülebilecek bir problem
söyleyip yazma
Araç – Gereç : Bulmaca Kartonları
133
Problem: “Denklem Bulmaca 2” isimli bulmaca yardımıyla aşağıdaki sorulara
cevap aranacaktır.
1. Birinci dereceden iki bilinmeyenli bir denklemi örneklerle açıklayınız
2. Çözümü yapılan birinci dereceden iki bilinmeyenli bir denklem sisteminin
sağlamasını yapınız.
3. Birinci dereceden iki bilinmeyenli denklem sistemiyle çözülebilecek bir problem
söyleyip yazınız.
Oyunun Oynanması: Yukarıdaki konuları kapsayan “Denklem Bulmaca 2” isimli oyun oynanır.
Bulmacayı doğru olarak çözen ilk öğrenci oyunu kazanır.
DENKLEM BULMACA 2
Aşağıda verilen birinci dereceden iki bilinmeyenli denklemleri çözerek
bulduğunuz sonuçları cevap kartında uygun olan yere yazarak sağ altta bulunan
sonuca ulaşmaya çalışınız.
Not: Cevap kartında sorulan kutuların içindeki sonuçları doğru olarak
bulan ilk öğrenci oyunu kazanacaktır.
CEVAP KARTI 2
A B C D E
1 + =
2 x :
3
4 =
Başarılar Dilerim…
=
5 – = 3
134
Soru – 1) (302 – 52) : (152 – 102) = ?
Soru – 2) x + y = 6 ve x.y = 12 ise x2 + y2 + 1 = ?
Soru – 3) [(x + 2)2 – (x – 2)2] / 4x = ?
Soru – 4) x2 + y2 = 17 ve 9
17=
−+
+ yxy
yxx ise x2 – y2 – 1 = ?
Soru – 5) a2 – m.a.b + 25b2 ifadesinin iki terimin farkının karesi olması için m
yerine yazılabilecek sayının yarısını bulunuz.
135
DENKLEM KURMACA Aşağıda verilen ifadelerin denklemlerini kurarak çözüm yapınız.
Soru – 1) Toplamları 67 olan iki sayıdan biri diğerinin üç katının 7 fazlasıdır.
Büyük sayı küçük sayıdan kaç fazladır?
Soru – 2) 8 katının 20 eksiği 140 olan sayı kaçtır?
Soru – 3) Bir piknikte 27 erkek 12 kadın vardır. Pikniğe kaç evli çift katılırsa
erkeklerin sayısı kadınların sayısının 2 katı olur?
Soru – 4) Bir öğrenci 8 kalem 3 deftere 14 YTL, 4 kalem 9 deftere 22 YTL
ödediğine göre 1 kalem 1 deftere kaç YTL öder?
Soru – 5) Annenin yaşı çocuğunu yaşının 7 katıdır. 6 yıl sonra anne 34 olacağına
göre yaşları farkını bulunuz.
Soru – 6) Bir musluk boş bir havuzu 6t saatte dolduruyor. Aynı musluğun su
akıtma hızı üçte biri oranında artırılırsa havuz kaç t saatte dolar?
Soru – 7) Bir işi birinci işçi 18, ikinci işçi 9 günde bitiriyor. Aynı işin yarısını
birlikte kaç günde bitirirler?
Soru – 8) 24 litre şekerli suyun şeker oranını % 40’ tan % 25’e indirmek için kaç
litre su gereklidir?
Soru – 9) Bir otomobil A şehrinden B şehrine ortalama 70 km hızla gidip hiç
durmadan ortalama 80 km hızla geri dönüyor. Gidiş ve dönüş toplam 15 saat
sürüyorsa A şehri ile B şehri arası kaç km’dir?
Soru – 10) Aklımdan tuttuğum sayının 2 katının 30 fazlası tuttuğum sayının 5
eksiğinin 10 katı ise tuttuğum sayı kaçtır?
136
TERİMLERİ BULMACA
H A R F L İ İ F A D E H Ö
İ N E G Ç Ü L A C S A P Z
A R F L İ İ M F A D E V D
E İ M E T S İ S D E N K E
L E M L Ü E R R K O N U Ş
S U O K Y M E L K N E D L
U N Ö Ç O K T E R İ M L İ
Ü K V E B U K L M A C A K
L M B E N Z E R T E R İ M
A R Ü L A Ç T O O K G Ü İ
Z Ç Ö Z Ü M K Ü M E S İ R
E L G E Ö Ç M İ Ş T İ R E
I M I L I Ç A M O N İ B T
Aşağıdaki boşluklara yazılabilecek en uygun kelime veya kelimeleri bularak
yukarıdaki tablodan işaretleyiniz. Kalan harflerden oluşan şifreyi bulunuz.
Not: Şifreyi ilk çözen öğrenci oyunu kazanır.
SORULAR
1. Düzlemsel şekillerin çevre veya alan uzunluklarını gösteren 2.(a+b), a2, π r2,
a.h/2, … gibi ifadelere ………… ………….. denir.
2. Harfli ifadelerde + veya – işaretleri ile birbirinden ayrılan ifadeye
…………… denir.
137
3. Harfleri ve harflerin kuvvetleri aynı olan terimlere …………
…………….. denir.
4. Çarpma veya bölme işlemleri ile birbirine bağlı ifadelere …..
…………….. ifadeler denir.
5. Toplama veya çıkarma işlemleri ile birbirine bağlı ifadelere …..
…………….. ifadeler denir.
6. Alt küme sayılarının oluşturduğu üçgen şeklindeki çizelgeye …………..
…………….. denir.
7. (xm y)n’ nin, x ile y’ nin kuvvetleri toplamı ve çarpımı biçiminde
yazılmasına …………… ……………….. denir.
8. Çözüm kümesi, gerçek sayılar kümesi olan eşitliklere ……………… denir.
9. İçinde bilinmeyen bulunan ve bilinmeyenin bazı değerleri için sağlanan
eşitliklere ………….. denir.
10. Eşitliği doğru yapan bilinmeyenin değerine denklemin …….. , yapılan
işleme denklem ………………. , köklerin oluşturduğu kümeye ise
…………. kümesi denir.
11. Birinci dereceden iki bilinmeyenli denklemlerin oluşturduğu sisteme
denklem ……………... denir.
138
139
140
ÖZGEÇMİŞ
05.01.1978 tarihinde Niğde’de doğdum. 5 Şubat İlköğretim Okulunu ve Niğde
Lisesini bitirdikten sonra 1995–1996 eğitim - öğretim yılında İstanbul Üniversitesi Fen
Fakültesi Matematik Bölümünü kazandım. 2000–2001 ve 2001–2002 eğitim-öğretim
yıllarında Özel Marmara Evleri İlköğretim okulunda görev yaptım. 2002–2003 eğitim–
öğretim yılından itibaren İstanbul Gaziosmanpaşa Boğazköy İlköğretim Okulunda
görev yapmaktayım. 2001–2002 eğitim – öğretim yılında Marmara Üniversitesi Eğitim
Bilimleri Enstitüsü İlköğretim Matematik Öğretmenliği Tezli Yüksek Lisans Bölümünü
kazandım. 2003–2005 yılları arasında çeşitli nedenlerden dolayı ara verdim. 2005–2006
eğitim–öğretim yılında tekrar başladım. Halen aynı bölümde yüksek lisans
öğrencisiyim.
Ahmet
SONGUR