memÖk2012 bildiri kita
TRANSCRIPT
Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012)8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
MEKATRONİK MÜHENDİSLİĞİ ÖĞRENCİ KONGRESİ 2012 MeMÖK 2012 Editörler: ABDULKADİR ERDEN FUAD ALIEW ZÜHAL ERDEN BÜLENT İRFANOĞLU KUTLUK BİLGE ARIKAN AYLİN KONEZ EROĞLU H. ORHAN YILDIRAN
ATILIM ÜNİVERSİTESİ, ANKARA
Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012)8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
ÖNSÖZ
Atılım Üniversitesi Mekatronik Mühendisliği Bölümü özgün bir müfredat programı ile
2003 yılında eğitim ve öğretim hayatına başlamıştır. Müfredat program yapısı tamamen özgün
bir şekilde geliştirilmiş, tüm dersler mekatronik mühendisliği için gerekli uluslararası ve üst
düzey donanıma sahip mezunlar yetiştirecek şekilde özenle tasarlanmıştır.
Bu müfredat programının en çarpıcı özelliklerinden biri Türkiye üniversitelerindeki
müfredat programlarında yaygın olarak pek rastlanmayan, ancak lisans öğrencilerinin
araştırmaya yönlendirilmesi bakımından çok önemli işlevi olan “lisans araştırma projeleri”
(“MECE 407 Undergraduate Research Project I” ve “MECE 408 Undergraduate Research
Project II”) dersleridir. Bu derslerde öğrencilerimiz öğretim üyelerimizin uzmanlık alanları
doğrultusunda çeşitli araştırma konularında bir akademik yıl boyunca çalışmakta; teorik,
uygulamalı ve/veya deneysel araştırma yapmaktadırlar. Akademik yıl sonunda bu
çalışmalardan üretilen bildiriler kongre formatında bölüm öğretim elemanlarımız,
öğrencilerimiz ve konu ile ilgili olabilecek kişilerin katıldığı bir toplantıda öğrenciler
tarafından sunulmaktadır. Sunulan bu bildiriler bildiri kitabı halinde basılarak evrensel bilgi
birikimine öğrencilerimiz tarafından üretilen önemli bir katkı sağlanmaktadır. Bu bildiri
kitabı, 2011-2012 akademik yılında üretilen bildirilerden oluşan kitabımızdır.
Öğrencilerimizin bildirilerini sunduğu ve 2010 yılında ilk kez düzenlenen kongrenin de,
Türkiye’deki tüm Mekatronik Mühendisliği öğrencilerinin katılacağı “Mekatronik
Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK)” olarak sürdürülmesi planlanmaktadır. Bu
çabalarımıza diğer üniversitelerin de destek vereceğini ümit ediyoruz.
Kongre düzenlemek ve bildiri kitabı hazırlamak çok özveri gerektiren ve uzun süren bir
çalışmadır. MeMÖK 2012 kongresi ve bildiri kitabı da böyle bir çalışmanın ürünü olarak
ortaya çıkmıştır. Öncelikle bu kitaptaki bildirileri ders kapsamında üreten sevgili
öğrencilerimize teşekkür ederim. Evrensel bilgi birikimine küçük ama çok özel katkılarını
önemle değerlendiriyoruz. Üretken çabalarının tüm meslek yaşamlarında sürmesini diliyorum.
Bölüm öğretim elemanlarımızın bu bildirilerin üretilmesindeki katkıları çok büyük önem
taşımaktadır. Bütün öğretim elemanlarımıza; başta bu derslerin sorumluluğunu alan, dersleri
olması gereken bilimsel ciddiyet ve düzen içinde yürüten, aynı zamanda MeMÖK 2012
kongresi organizasyonunda ve bu bildiri kitabının hazırlanmasında özveriyle çalışan Yrd.
Doç. Dr. Zühal Erden’e ve Öğ. Gör. Aylin Konez Eroğlu’na; bu kongre ve bildirilerin
gerçekleşmesini sağlayan araştırma konuları ile bölüm öğretim üyelerimiz Doç. Dr. Fuad
Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012)8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
Aliew’e, Yrd. Doç. Dr. Bülent İrfanoğlu’na, Yrd. Doç. Dr. Kutluk B. Arıkan’a, Öğ. Gör. H.
Orhan Yıldıran’a; araştırmaları süresince öğrencilerimize verdikleri destekten dolayı
Araştırma Görevlilerimiz Cahit Gürel, Emre Güner ve Doğan Urgun ile laboratuvarlarımızın
değerli elemanları Meral Aday ve Handan Kara’ya derin teşekkürlerimi sunmak istiyorum.
MeMÖK 2012 kongresinin düzenlenmesi ve bu bildiri kitabının basımı konusunda
verdikleri destekten dolayı Atılım Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Sayın Yalçın
Zaim’e, Atılım Üniversitesi Rektörlüğüne, Halkla İlişkiler Müdürlüğüne ve katkı veren tüm
akademik ve idari personelimize içten teşekkürlerimi sunarım.
MeMÖK 2013 kongresinde görüşmek ümidiyle verimli ve başarılı bir akademik yıl
diliyorum.
Prof. Dr. Abdulkadir ERDEN
Mekatronik Mühendisliği Bölüm Başkanı
Atılım Üniversitesi
Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK) (Ankara : 2012) Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi 2012 [electronic resource] / ed. Abdulkadir Erden…[ve başk.].-- Ankara : Atılım Üniversitesi , 2012. 1 computer optical disc : ill. ; 4 3/4 in.— (Atılım Üniversitesi yayınları ; no. 1. Mühendislik Fakültesi yayınları ; no. 1) ISBN 9789756707364 1. Mechatronics -- Congresses. 2. Mekatronik --Kongreler. I. Erden, Abdulkadir. II. Eser adı.
TJ 163.12 MEK 2012
3. Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012) 8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
SIRADIŞI VE MELEZ UÇAN ROBOT TASARIMI VE DENETİMİ
Ergin EDEN, [email protected] Atılım Üniversitesi, 06836, Ankara
Onur Can TUĞRUL, tugrul.ocan@ student.atilim.edu.tr Atılım Üniversitesi, 06836, Ankara
Kutluk Bilge ARIKAN, [email protected] Atılım Üniversitesi, 06836, Ankara
ÖZET
Bu bildiride, uçan robotlar laboratuarında (URL)
hayata geçirilen projelerden iki tanesine yer
verilmektedir. Bu projelerden ilki melez robotlar
bölümüne, diğeri ise sıra dışı morfolojik uçan
robotlar bölümüne aittir. Bu iki farklı projenin
ortak yönleri döner kanatlı, dikey olarak iniş
kalkış yapabilen, yönelim denetimini
gerçekleştirebilecek eyleyici yapısına sahip
sistemler olmalarıdır. Birbirlerinden ayrılıkları
noktalarda ise melez sistemin sahip olduğu çekiş
motorlarının karadaki ve havadaki durumlarının
sistem üzerindeki dinamik etkileri ve bu iki ortam
arasındaki geçişidir. Sıra dışı morfolojik sistemde
ise sistem yapısının istenilen ağırlık merkezine
göre değiştirilebilmesi, sahip olduğu farklı
dinamik yapıların analizleri ve olanak tanıdığı
değişik manevra yetenekleri konuları üzerinde
durulmaktadır. Bildirinin ilerleyen kısımlarında
yapısal analizlere yer verilmektedir. Matlab®
Simulink kullanılarak elde edilen grafiksel
sonuçlar sergilenmiş ve tartışılmıştır.
ANAHTAR KELİMELER:
Melez uçan robotlar, sıra dışı uçan robotlar,
Morfolojik yapı
ABSTRACT
In this paper, in flying robots laboratory (FRL)
two projects are implemented. The first of these
projects are part of a hybrid robots, the other
belongs to the novel morphological robots. The
common features of these two projects are
being rotary wing, which can take off and
land vertically and also having actuators which
enables the attitude control of the systems. In
division points, there are some subjects that
focused on dynamic effects of traction wheels,
that belongs to hybrid robot, in ground and air
locomotion and transition of these two modes, in
novel system features are easy to replace the
center of gravity, morphing structure to analyze
different dynamical behaviors, enables different
maneuverability characters. The following parts
of the paper, structural analysis are placed.
Matlab Simulink software is used for the
controller design. The graphical results are
presented and discussed by using this software.
KEYWORDS
Hybrid Flying Robots, Novel Flying Robots,
Morphological Structure
3. Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012) 8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
1. GİRİŞ
Gelişen teknoloji ve günümüz koşullarında
havacılık, savunma sanayii ve otonom güvenlik
sistemleri gibi alanlardaki ihtiyaçlar
gözetildiğinde, robotik uçan sistemler giderek
daha büyük önem kazanmaktadır. Geçmişte,
insansız hava araçları genellikle uçan sensörler
olarak adlandırılmaktaydı. Fakat farklı alanların
ihtiyaçlarına cevap verebilmek için insansız hava
araçları bir takım müdahaleleri
gerçekleştirebilecek şekilde tasarlanmaya
başlanmıştır. Farklı hareket çeşitlerini tek bir
sistem üzerinde barındıran melez sistemler ve
yüksek manevra kabiliyetli şekilsel sıra dışı
sistemler son yıllarda ilgi çeken araştırmalar
içinde yer almaktadır. Tekerlekli ve yürüme
mekanizmalı melez sistemler, yoğun olarak
çalışılan sistemlerdir. Farklı hareket
kabiliyetlerini aynı robot üzerinde birleştirmek,
optimal çözümlere ulaşmak adına önem
taşımaktadır. Diğer yandan, değişken yapıya
sahip morfolojik sistemler, yüksek manevra
gerektiren zorlu görevleri gerçekleştirebilen ve
ağırlık merkezi istenildiği gibi değiştirilebilen
oldukça ilgi çekici uçan robotlardır.
Atılım Üniversitesi, Mekatronik Mühendisliği
Bölümü, Uçan Robotlar Laboratuvarı (URL), sıra
dışı ve melez uçan robotların araştırılması,
tasarımı, geliştirilmesi ve imalatı konularında söz
sahibi olma vizyonuna sahip olan bir araştırma
laboratuarıdır. URL melez robot çalışmalarının
ana ekseninde yer alan, “İki Tekerlekli İki Döner
Kanat Sistemine sahip Melez Robotik Sistem
Tasarımı” [1] çalışması, iki fırçasız motora bağlı
döner kanatlı birim ve iki çekiş motoruna bağlı
tekerlekli özgün bir sistemdir. URL’de sürdürülen
melez robot araştırmalarının amacı, karada
yüksek manevra kabiliyetine ve esnekliğe sahip,
gerektiğinde dikey olarak havalanabilme yetisi
olan, havada asılı kalma özelliği bulunan ve
gerektiğinde de havada seyir hareketlerini
gerçekleştirebilen robotlara ulaşmaktır. Ek olarak,
URL sıra dışı morfolojik robot çalışmalarında ise
bir melez ve bir sıra dışı sistemin
birleştirilmesiyle meydana gelmiş, üç pervaneli,
iki eğim motorlu ve yüksek manevra kabiliyeti
olan yeni bir sıradışı sistem meydana getirilmiştir.
Geleceğin savunma sanayi anlayışında, kapalı ve
dış mekanlarda manevra kabiliyeti üst düzey olan,
küçük, gözlem yapabilen ve üzerine yerleştirilen
farklı eyleyiciler ile çeşitli görevleri yerine
getiren sistemlere ihtiyaç duyulmaktadır. URL bu
kapsamda kullanılabilecek, sivil ve askeri amaçlı,
melez robotlar ve sıra dışı robotlar üzerine
araştırmalar ve tasarımlar yapmayı
hedeflemektedir.
2. SİSTEM TASARIMI
Bu kısımda, melez ve morfolojik sıra dışı
robotların tasarım aşamalarına yer verilmiştir. İlk
kısımda melez sistemin tasarımı aşamalar halinde
anlatılmaktadır. İkinci kısımda ise morfolojik sıra
dışı sistemin tasarım süreci sırasıyla
anlatılmaktadır.
3. Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012) 8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
2.1 Melez Uçan Robot
“Flying Wheels” iki pervane ve iki çekiş
tekerinden meydana gelen eksik tahrikli melez
robot sınıfına ait bir robottur. Eksik tahrikli
sistemlerde, sistem için gereken eyleyici sayısı
sistemin sahip olduğu serbestlik derecesinden
azdır. Bu tür sistemlerde hareket farklı yollarla
sisteme kazandırılabilmektedir. “Flying Wheels”
tekerleri kullanarak sistemdeki yunuslama
hareketini gerçekleştirebilmektedir. Bu yönteme
“tepki tekeri” ya da “tepki torku” adı
verilmektedir. Tekerin temelde iki görevi vardır.
Yer ile teması olduğunda sistemin ileri geri
hareketini sağlamaktadır. Uçuş sırasında ise
sistemin yunuslama hareketinden sorumlu olan
eleman halini almaktadır. Tekerlere bağlı
motorlar aktif hale geldiklerinde dönüş yönlerinin
aksine bir kontra tork üretirler. Sistemin bu
özelliği Şekil 1’ de gösterilmiştir.
Şekil 1. Sistemin yunuslama hareketi gösterimi
Teker Tasarımı
Yunuslama hareketi sistem için kritik önem arz
ettiğinden bu hareketi oluşturan tekerlerin
tasarımı da aynı oranda önem taşımaktadır. Melez
uçan robot yapısal büyüklüğü nedeniyle yüksek
atalete sahiptir. Bu denli yüksek ataletli sistem
gövdelerinin hareketi için yine uygun ataletli
teker tasarımları gerekmektedir. Teker tasarımları
Şekil 2’ de sırasıyla gösterilmektedir.
Şekil 2. Teker tasarım aşamaları
Gövde Tasarımı
Melez uçan robot, geçmiş yıllarda yapılmış olan
TWTR adlı sistemin yapısal karakterine benzer
bir görünüme sahiptir. Fakat, melez uçan robot
ebat olarak TWTR’ a göre çok daha büyük bir
sistem olarak tasarlanmıştır. Yapısal büyüklüğü
nedeniyle melez uçan robot aynı zamanda sıra
dışı robotlara dahil edilebilmektedir. Bu tür
büyük ve hantal sistemler ani tepki verme
eğiliminden uzaktırlar. Bu yüzden, tasarım
aşamasında büyük atalet, kontrol edilebilirliği
artırmak için tercih edilmiştir. Şekil 3’ te
tasarlanan katı model tasarımı ve sistemin son
hali gösterilmektedir.
3. Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012) 8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
Şekil 3. Katı & gerçek model gösterimleri
Sistemin katı modellenmesinden sonra sistemin
titreşim analizleri kontrol edilmiştir. Motorların
çalışma esnasında sistem üzerine uyguladığı
titreşim, sistemin doğal frekansına yakın olduğu
taktirde sistem bütünlülüğünü tehdit eden bir etki
ortaya çıkmaktadır. CATIA® frekans analiz
yazılımı kullanılarak birden fazla sayıda frekans
değeri Tablo 1’ de gözlemlenmiştir.
Tablo 1. Frekans ve pervane hız tablosu
Hertz Rad/sec RPM
15.55 97.7 5862
15.55 97.7 5862
33.23 208.79 12527,4
Tablo 2. Motor karakteristik değerleri
Çalışma Rejimi (%) İtme (g) RPM
53 2891,868
5670
54 3262,686 5970
55 3573,36 6030
Tablo 1 ve Tablo 2’ ye bakıldığında 5862 rpm
değeri, 53 ve 54. çalışma rejimleri arasında
kalmaktadır. Bu durum yüksek hızlarda sistem
üzerindeki titreşimin zararlı olduğunu
göstermektedir. Sistem testleri bu noktaların
dışında gerçekleştirilmelidir.
Veri Toplama
Sistemleri sürebilmek için üzerindeki sürme
birimleriyle ilgili gereken bazı verilerin test
yapılarak toplanması gerekmektedir. Bu veriler
daha sonra bazı ayarlamalarla sistem kontrolcüsü
için kullanılmaktadır. Test basitçe bir tartı ve
sürme biriminin karşılıklı bağlanması aracılığıyla
gerçekleştirildi. Gerekli veriler Şekil 4 ve Şekil 5’
te verilmiştir.
Şekil 4. Çalışma rejimi-itme kuvveti ilişkisi sol
motor
Şekil 5. Çalışma rejimi-itme kuvveti ilişkisi sağ
motor
3. Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012) 8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
Şekil 4 ve 5’ teki grafiklerden sistemi yerden
kaldırmaya yetecek olan itme kuvvetini sağlayan
birkaç nokta doğrusal hale getirilerek uygun bir
denklem elde edildi.
itmesol_motor=(333.52*çalışma rejimi)-14782 (1)
itmesağ_motor=(367.5*çalışma rejimi)-16443 (2)
Atalet Testi
Bu test sistemin ataletsel değerlerini bulmak için
kullanılmıştır. Test, basit sarkaç modeline göre
hazırlanmıştır. Veri almak için sistem üzerine
ataletsel ölçüm birimi Microstrain GX2
kullanıldı. Sisteme basit bir başlangıç salınımı
verildi ve bu salınım Matlab® kullanılarak Şekil
6 ‘da görüldüğü gibidir.
Şekil 6. Ataletsel sanılım çıktıları
Uçuş Dinamiği Modellemesi
Bu bölümde sistem dinamikleri ve bu dinamiklere
bağlı matematiksel modellemeler elde
edilmektedir. Modelleme bölümü belli başlı
varsayımlara dayanmaktadır. Bu varsayımları
sıralamak gerekirse:
Sistem yapısı bir bütün halindedir.
DC motorların sahip olduğu indüktans
küçük olduğundan ihmal edilmiştir.
Tekerlerdeki DC motorlar özdeş kabul
edilmiştir.
Tekerlere aynı gerilim uygulandığı
varsayılmıştır.
Sisteme ait serbest cisim diyagramı Şekil 7’ de
verilmiştir.
Şekil 7. Melez uçan robot serbest cisim diyagramı
Sistem modellemesi Newton-Euler metoduna
göre yapılmıştır. Bu metoda göre kontrolcü
döngüsünde olması gereken durumlar sırasıyla
hesaplanmıştır.[1]
= p + q tan θ sin Φ + r tan θ cos Φ (3)
= q cos Φ - r sin Φ (4)
= q sec θ sin Φ + r sec θ cos Φ (5)
3. Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012) 8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
= ( q r ) / Ix * ( Iy - Ix ) + L / ( 2 Ix ) (6)
= ( p r ) / Iy * ( Iz - Ix ) + 2 Tw / Iy (7)
= ( p q ) / Iz * ( Ix – Iy ) + (( F1 – F2 ) * d) / Iz b(8)
=
(9)
Doğrusallaştırma
Denklemlerin doğrusallaştırılması sistemin
havada asılı kalma durumuna göre
gerçekleştirilmiştir. Doğrusallaştırma jacobianlar
kullanılarak yapılmıştır.
x= [0 0 0 0 0 0 0] (10)
Jacobian matrisi eşitlik (11) de gösterildiği
gibidir.
(11)
Bu matrise göre, x0 ... xn sistemin durumlarını
belirtmektedir.
Girdi matrisi u ve B ise aynı yöntemle
doğrusallaştırıldı.
(12)
Ataletsel ölçüm birimi (GX2) sayesinde sisteme
ait Euler açıları elde edildi. Sistemin
gözlemlenebilirlik ve kontrol edilebilirlik
matrislerine bakıldığında 7x7 lik özdeş bir matris
elde edilmektedir. Bu yapılara göre oluşan çıktı
matrisi ise eşitlik (13) teki gibidir.
(13)
Denetimci Tasarımı
Denetleyici tasarımının birincil hedefi sistemin
yapısında bulunan kararsızlık problemini
çözmektir. Bu sistemde yuvarlanma ve
yunuslama dinamikleri için denetleyici
tasarlanmıştır. Bu işlemleri gerçekleştirebilmek
için kutup yerleştirme tekniği kullanılmıştır. Bu
yöntem sistemin kutuplarını istediğimiz yere
çekmemize ve durumlarını denetlememize imkan
sağlamaktadır.
Kutup yerleştirme tekniği durum – uzay modeline
göre yazıldığında aşağıdaki denklemler elde
edilmektedir.
= A x + B u (14)
y = C x (15)
u = - F x (16)
Sistemi kapalı – döngüye göre yeniden
yazıldığında ise eşitlik 16 ve 17 deki hale
dönüşmektedir.
= ( A – B F ) x (17)
y = C x (18)
3. Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012) 8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
x=Sistemin durum değişkeni,
u = Sisteme uygulanan girdi ( Çalışma rejimi(%)
ve gerilim ),
A=Sistem matrisi,
B=Girdi matrisi,
C=Çıktı matrisi,
D=Doğrudan geçiş matrisi.
3. SIRADIŞI SİSTEM
Bildirinin bu bölümünde sıra dışı sistemden
bahsedilmektedir. Sıra dışı sistem geçmiş
dönemlerdeki iki çalışmadan esinlenerek ve bu
çalışmaların mevcut parçaları kullanılarak hayata
geçirilmiştir. Bu sistemlerden ilki melez robottur.
Bu robot, döner kanatları ile dikey olarak
havalanabilen, yönelim ve seyir denetimini
sağlayabilecek eyleyici konfigürasyonuna sahip,
karada iki çekiş motoru ve bunlara bağlı
tekerlekleri ile hareketini sağlayan bir
platformdur. Bu proje iki tekerlekli üç döner
kanat sistemine sahip melez robotik sistem
tasarımı başlığı altında tanımlanmıştır [2]. 2W2R
(two wheel twin rotor) isim verilen sistem,
birbirlerine zıt yönlerde dönen iki pervaneli bir
üst yapı, iki fırçalı motor ve tekerleklerden oluşan
bir alt yapı ile melezlenmiştir (Şekil 8).
Şekil 8. Melez sistemin izometrik görünümü
Sistemi oluşturan sistemlerden bir diğeri yine
geçmiş senelere ait bir sıra dışı sistemdir. Bu
Sistemde diğeri gibi döner kanatları ile dikey
olarak havalanabilen, yönelim ve seyir denetimini
sağlayabilecek eyleyici konfigürasyonuna sahip,
bir fırçasız motor, iki adet servo motor ve
bunlara bağlı fırçasız motorları kontrol edebilen
ve hareketini sağlayan bir platformdur [3]. Bu
sistem üç döner kanat sistemine sahip sıra dışı
sistem olarak adlandırılmıştır. Sistemde, birbirine
zıt yönlerde dönen iki adet pervane fırçalı
motorlara bağlıdır, bu fırçalı motorlar ise adaptör
parçalar yardımıyla iki adet servo motora
bağlanmıştır. Fırçasız motor ise, bu iki
pervanenin bağlantı noktalarını referans alacak
şekilde tam karşısına bağlanmıştır (Şekil.9).
Şekil 9. Sıradışı sistemin izometrik görünümü
3. Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012) 8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
Sıra dışı morfolojik sistem, bu iki sistemden
esinlenilerek ve mevcut parçaları kullanılarak
hayata geçirilmiştir. Bu sistem, döner kanatları ile
dikey olarak havalanabilecek, yönelim ve seyir
denetimini sağlayabilecek eyleyici
konfigürasyonuna sahip, bir fırçasız motor, iki
adet servo motor ve bunlara bağlı fırçasız
motorları kontrol edebilecek, pil ve hız kontrol
ünitesinin bağlı olduğu parça gövdede farklı
pozisyonlara kolayca kaydırılarak sistemin ağırlık
merkezinin yeri değiştirilebilmektedir ve buna
bağlı olarak sistemin üzerindeki farklı dinamik
etkilerini gözlemlemek hedeflenmiştir (Şekil. 10).
Şekil. 10 Sıradışı morfolojik sistem
3.1. Sistemin Yapısı
Sistemin gövdesi 12x12 alüminyumdan olup
geçmiş yıllardaki çalışma olan eğik motorlu sıra
dışı sistemden sökülmüştür. Alüminyum
parçaların birbirine sabitlenmesi sağlayacak
adaptör parçalar hızlı prototipleme cihazı
kullanılarak üretilmiştir (şekil. 11).
Şekil 11. Adaptör parçaları
Sistemde kullanılan E-max 2550 fırçasız motor
2W2R sisteminden sökülerek sıra dışı sisteme
monte edilmiştir. Fırçasız motorun hızını kontrol
edebilmek için Castle firmasının Thunderbird 54
amperlik hız kontrol ünitesi kullanılmıştır.
Kullanılan fırçalı motorları ve bağlı oldukları
pervaneler dranganfly firmasına aittir. Ayrıca
fırçalı motorları sürmek için pololu firmasının
motor sürücü kartı kullanılmıştır (Şekil. 12).
Şekil 12. Motor sürücü
Sistemin elektronik parçalarını sürebilmek için ve
güç kaynaklarını sağlayabilmek için bir devre
tasarlanmıştır (Şekil. 13). Bu devre aynı zamanda
sistemin bilgisayar ile arasındaki bağlantıyı da
sağlamaktadır. Sistem Matlab® Simulik
ortamında Humusoft 614 kartı aracılığıyla
sürülmektedir. Sistemin gereksinimleri olan dört
adet PWM çıkışı tasarlanan kart üzerinde bulunup
Ethernet kablosu aracılığıyla Humusoft kartına
bağlanmaktadır. Bahsedilen sistem devresinin
3. Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012) 8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
üzerindeki bileşenleri detaylandıracak olursak,
devre bir adet pil girişine sahiptir. Bu pil girişiyle
paralel bağlanmış üç adet giriş, fırçalı ve fırçasız
motorların beslemesini sağlamaktadır. İki adet
5volt servo besleme çıkışına ve sinyal girşine
sahiptir. 5volt pilden alınan voltajın Lm7805
voltaj regülatörü yardımıyla elde edilmektedir.
Şekil 13. Besleme devresi
3.2 Veri Toplama
Sistemin tüm parçaları monte edildikten sonra
hassas terazi yardımıyla sistemin ağırlığı
ölçülmüştür. Ölçülen ağırlık 1050 gramdır.
Eşitlik(19) ve Eşitlik(20) ‘de gösterildiği gibi
uçan sistemlerin kendilerini yerden ayırabilmek
için motorlardan gelen maksimum itme
kuvvetinin %60 ila %70i sistemin toplam
ağırlığına eşit olmalıdır. Motorlardan gelen
toplam itki E-max fırçasız motor için 1300 gr
civarındadır. İki tane Draganfly motor için toplam
itme 250 gram olarak kabul edilmiştir. Sonuç
olarak toplam itki 1550 gramdır.
ğı ı
Sistemin fırçasız motorunun itme kuvveti basit
bir mekaniksel yapı ile ölçülmüştür. Milin bir
ucuna motor adaptör parça ile sabitlenip diğer ucu
hassas terazi üzerine konulmuştur. Moment
kolları ayarlanarak motor güç verilmiştir. Çalışma
rejiminin her bir artışında motorun dönüş hızı ve
hassas terazi üzerinde oluşturduğu itme kuvveti
kayda alınıp itme kuvveti çalışma rejimi grafiği
oluşturulmuştur.
Şekil 14. Çalışma rejimi ve İtme kuvveti
Elde edilen grafik Eşitlik (21)’e göre
doğrusallaştırılarak çalışma rejimi ve itme
kuvveti arasında bir denklem elde edilmiştir
(Şekil 14).
Motor itme kuvveti = 95,093 * çalışma rejimi -
211,68 (21)
Elde edilen bu denklem sistemin kontrolcüsüne
gömülüp ataletsel ölçüm biriminden gelen
0
200
400
600
800
1000
1200
1400
36 38 40 42 44 46 48 50
İtm
e ku
vvet
i (g)
Çalışma rejimi %
3. Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012) 8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
verilere göre çalışma rejimi hesaplanarak itme
kuvveti elde edilecektir.
3.3 Sistemin Kontrolü
Sistemin kontrolü için doğrusal ikinci derecen
düzenleyici kullanılmasına karar verilmiştir
(LQR-Doğrusal Karesel Ayarlayıcı) (Şekil. 15).
Şekil 15. Doğrusal Karesel Ayarlayıcı
Kontrol üncünün blok şemasında bulunan durum
uzayı bloğuna gömülecek olan dinamik model
üzerinde halen çalışılmaktadır. Dinamik model
elde edildikten sonra sistemin kontrolü üzerinde
çalışmalara başlanacaktır.
SONUÇ VE GELECEK ÇALIŞMALAR
Bu bildiride melez uçan robot tasarımı ve
dinamik modellemesi, kontrolü ile ilgili yapılan,
sıra dışı uçan sistemin yapım aşaması ve
elektronik parçaları, kullanılacak kontrolcünün
seçimi ile ilgili çalışmalar anlatılmıştır. Dinamik
modellemeler Newton-Euler yöntemine göre elde
edilmiş ve denetleyici tasarımı yapılmıştır. Melez
sistem benzetim çalışmaları ve aynı zamanda sıra
dışı sistem için dinamik modelleme çalışmaları
devam etmektedir. Sıra dışı sistem dinamik
modellemesi çıkarıldıktan sonra benzetim
işlemlerine başlanacaktır.
TEŞEKKÜRLER
Bu araştırma, MECE 407-408 Lisans Araştırma
Projeleri I-II dersleri kapsamında
gerçekleştirilmiş ve Atılım Üniversitesi
tarafından desteklenmiştir (Proje No: LAP-A-
111201). Derslerin yürütülmesine ve proje
çalışmalarımıza verdikleri katkılardan dolayı
Doç. Dr. Zuhal ERDEN, Öğrt. Grv. Aylin
KONEZ EROĞLU, Cahit GÜREL, Ayça
GÖÇMEN, teşekkür ederiz.
KAYNAKÇA
[1] Küçük D., (2010), “Design of Two Wheeled
Twin Rotored Hybrid Robotic Platform”,
Yüksek Lisans Tezi, Mekatronik
Mühendisliği Bölümü, Atılım Üniversitesi.
[2] Tok B., Çelik M. K. (2011), “Melez Uçan
Robot Araştırmaları” Mekatronik
Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK
2011), Mekatronik Mühendisliği Bölümü,
Atılım Üniversitesi.
[3] Bilgin Ö.M., Gülümser B. (2011), “Sıra dışı
Uçan Robotlar Üzerinde Araştırmalar”,
Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi
(MeMÖK 2011), Mekatronik Mühendisliği
Bölümü, Atılım Üniversitesi.
3. Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012) 8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
OPTİK AKIŞ
Burak GÜNEY, [email protected] Atılım Üniversitesi, 06836, Ankara
Gülşah DEMİRHAN, [email protected] Atılım Üniversitesi, 06836, Ankara
Kağan TELEK, [email protected] Atılım Üniversitesi, 06836, Ankara
S.Betül COŞKUNOĞLU, [email protected] Atılım Üniversitesi, 06836, Ankara
Zeynep KAYI, [email protected] Atılım Üniversitesi, 06836, Ankara
Bülent İRFANOĞLU, [email protected] Atılım Üniversitesi, 06836, Ankara
ÖZET
Bu makalenin amacı, bir robotun hareketine ve
hızına görsel anlamda karar vermek için, sık
kullanılan bir bilgisayar faresinin basit optik
sensörünü değerlendirmektir. Aynı zamanda
sensörün, yürüyebilen veya uçabilen robotlar
bulunduran mekatronik laboratuvarı iç ortamı için
faydalı sonuçlar verip vermeyeceği incelenecektir.
Girişte araştırma hakkında genel bilgi verilip
tanımlamalar yapılacaktır. Genel bilgi verildikten
sonra optik akış mantığı ve literatürde var olan
çalışmalar ayrıntılı şekilde açıklanacaktır.
Ardından yapılan çalışmalar detayları ile
aktarılacaktır. Diğer bir deyişle, proje amacı
motivasyon kapsam ve yöntemi; deneysel
çalışmalar, uygulama için gerekli formül ve
çıkarımları takiben bu çalışmaların
ASELSAN’dan gelen dört tekerli kara aracına
uygulanması açıklanacaktır. Son olarak elde
edilen bulgular değerlendirilecek, gelecekte
kullanılabileceği yerler belirtilip bildiri
sonlandırılacaktır.
ANAHTAR KELİMELER: Optik akış, optik
fare, mekatronik laboratuarı, iç ortam, hız ve
uzaklık, engelden kaçınma, navigasyon
ABSTRACT
The goal of the following paper is to evaluate a
simple optical sensor from a commonly used
computer mouse as a device to estimate the
motion and velocity of a robot by visual means.
Furthermore, the sensor will be examined to
determine whether it yields useful results for
indoor Mechatronics Laboratory environment,
where there are mechatronics systems which can
either walk or fly. In the beginning general
information and some basic definitions about the
3. Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012) 8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
research are given. After general information,
optical flow phenomena and literature review for
current studies are mentioned. Then, related
studies are described in detail. That is to say,
objective, motivation, scope and methodology of
the research project; experimental studies; some
basic theoretical information and assumptions and
after that integration of these to the 4-wheeled
unmanned car donated by ASELSAN are going to
be explored. Finally, all the findings and future
works are evaluated and report is concluded.
KEYWORDS: Optic Flow, optic mouse,
mechatronics laboratory, indoor environment,
velocity and distance, obstacle avoidance,
navigation
1. GİRİŞ
Optik akış kısaca nesnelerin hareketinin göz veya
kamera ile göreceli olarak algılanması ve
yorumlanmasıdır. Araçta sabit hızla giderken
trafik levhasının levhaya yaklaştıkça hızlanması
ve büyümesi, trafik levhasını geçtikten sonra ise
tam tersi olarak görünmesi örnek verilebilir [1, 2].
Hayvanlar özellikle uçan böcekler ve kuşlar
hareket halindeyken belirtilen özelliği kullanarak
çevrelerini algılayıp yol bulma işlemini
gerçekleştirmektedirler. Ayrıca robot
teknolojilerinde de optik akış çeşitli yöntemlerle
farklı amaçlar için kullanılmaktadır.
Optik akışın kullanıldığı başlıca alanlar; konum
ve hız bulunması, engelden kaçınma, video
sıkıştırılması, optik farelerin çalışması, harita
oluşturulması, cisim tanıma ve takip etme, hareket
algılaması, robot navigasyonu, görsel odometri
şeklinde sıralanabilir.
Makalenin geri kalanı aşağıda belirtildiği gibi
düzenlenmiştir. Bölüm 2’de optik akış
mantığından ve literatürde var olan çalışmalardan
bahsedilmiştir. Bölüm 3’te proje amacına
değinilmiş, belirlenen hipotez sunulmuş, yapılan
deneysel çalışmalar aktarılmış ve belirlenen
yöntemler ASELSAN’dan gelen dört tekerli
araçta uygulanmıştır. Bölüm 4’te gelecek
çalışmalar ve sonuçlar aktarılmış ve bildiri
sonlandırılmıştır.
2. OPTİK AKIŞ MANTIĞI VE
LİTERATÜRDE VAR OLAN ÇALIŞMALAR
Bu bölüm altında optik akış mantığı açıklık
kazanacak ve literatürde var olan çalışmalara
değinilecektir.
2.1 Optik Akış Mantığı
Genel olarak optik akış, çevre hareketlerinin
algılanıp incelendikten sonra yorumlanmasıdır.
Arabada ya da trende oturup camdan bakıldığında
ağaçlar, yer, binalar gibi cisimler farklı hızlarda
hareket ediyormuş gibi gözükür. Gözlemcinin ve
cisimlerin arasındaki mesafeye göre bu hızlar
3. Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012) 8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
farklılık gösterir. Yakındaki cisimler daha hızlı
hareket ediyormuş gibi gözlenirken, uzakta kalan
cisimlerin daha yavaş hızda hareket ettiği
gözlenir. Aynı zamanda, bir cisim uzakta iken
daha küçük görünmekte ve yaklaştıkça boyutları
büyük görünmektedir. Bu özellikler optik akış
değerinin belirlenmesinde kullanılmaktadır.
Optik akış değeri büyüklüğü ve objenin
gözlemciye göre konumu arasında matematiksel
bir ilişki vardır. Gözlemci hareket esnasında
hızını iki katına çıkardığında optik akış değeri de
iki katına çıkar. Aynı zamanda, gözlemci hareket
esnasında hızını sabit tutarken gözlenen cismin
uzaklığı yarıya indirildiğinde optik akış değeri
yine iki katına çıkmaktadır. Optik akış değeri
gözlenen cisimlerin ve hareket halindeki objenin
arasındaki açıya bağlı olarak da değişiklik
gösterir. Örneğin hareket yönüyle 90 derecelik bir
açı olduğunda optik akış maksimum değeri
alırken, aynı cisim hareket yönünde
bulunduğunda optik akış değeri minimum
olmaktadır.
Optik akış değerinin teknik olarak
değerlendirilebilmesi için kameralar
kullanılmaktadır. Kamera ile çekilen iki resim
karşılaştırıldığında aradaki görüntü farkına
bakılarak optik akış değeri bulunabilmektedir.
2.2 Literatürde Var Olan Çalışmalar
Bu başlık altında bulunan makalelerde fare
sensörlerinin optik akış yöntemiyle hız tespiti
yapması ve engelden kaçınılması için kullanılan
yöntemler incelenmiştir.
Hız Tespiti: Basit bir farede kullanılan optik akış
sensörüyle hızölçer tasarlanması araştırmasında,
Scheffer [3], optik fare sensörü olarak ADNS
3080 (sensör saatte 20 mil okuyabilmektedir)
tercih etmiş ve bu sistem elektronik bir kaykayda
kullanılmak üzere tasarlanmıştır. Sistemde daha
doğru sonuçlar için yol yüzeyini netleştirmek
amacıyla lens ve optik sensörün bilgi akışını
sağlamak, hız hesabı ve LCD kontrolü için mikro
işlemci kullanılmıştır. Sistemin farkı, ortalama ve
maksimum hızları gösterebilmesidir. Farklı olarak
Chahl ve Hine [4], uçan cihazlar üzerinde de basit
fare algılayıcısıyla hız tespiti yapmanın mümkün
olduğunu göstermiştir. ADNS 2030 algılayıcısı
kullanılmış ve en az 30 metre yükseklikte bir uçuş
yapılarak; 53 m/s hız tespit edilmiştir. Tasarlanan
sistem tüm uçuş bilgilerini kaydetmenin yanı sıra
anlık olarak hız bilgisini de gönderebilmektedir.
Son olarak Kathage ve Kim [5], ADSN 5090 ve
bir çift kamera kullanarak yaptıkları sistemde 5
km/s kadar araç hızı ölçebilmişlerdir. Sistemde
farklı olarak; fare algılayıcısıyla konum algılama
sistemi eş zamanlı kullanılarak araç rotası görsel
olarak çıkarılmıştır.
Engelden Kaçma: Robot navigasyonu, robotun
yapay zekasını ve sensörel bilgilerini kullanarak
3. Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012) 8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
güvenli bir şekilde belirlenen çevrede ilerlemesi
araştırmasında Ribeiro [6], engelden kaçmayı
robotun izlediği yolun biçimlendirilerek
beklenmedik engellerden kaçabilme
metodolojileri olarak tanımlamış; robotun
vereceği tepkinin o anki konumu ve sensör
bilgisine göre değişim gösterebileceğini söylemiş
ve düzenek hazırlarken Bug’s algoritmasından
(engel görülene kadar doğruca belirlenen hedefe
robotun ilerlemesi) yararlanmıştır. Ribeiro’nun
araştırmasından farklı olarak Suohila ve Karim
[7], yaptıkları çalışmalarda robotun önündeki
kamerayla birlikte 2 farklı yöntem kullanarak
engelden kaçmayı başarmışlardır. Bu
yöntemlerden ilki görüntüdeki optik akış
vektörlerinin bölgesel yoğunluğu dikkate alınarak
robota yön bilgisi aktarılması (denge stratejisi);
diğeri ise çevresindeki objelerin optik akış
değerlendirmesi ve robotun hızı kullanılarak
çıkarılan derinlik haritasıyla birlikte robotun
amaçlanan hedefe hiç bir temas yaşanmadan
ulaşmasıdır.
Takip eden bölümde literatür araştırmasından da
elde edilen bilgilerle, optik akış araştırma projesi
kapsamında yapılan çalışmalar kronolojik bir
sıraya göre ayrıntılı bir şekilde açıklanacaktır.
3. YAPILAN ÇALIŞMALAR
Bu başlık altında proje amacı motivasyon kapsam
ve yöntemi; ayrıca deneysel çalışmalar, uygulama
için gerekli formül ve çıkarımlar; son olarak bu
çalışmaların ASELSAN’dan gelen dört tekerli
kara aracına uygulanması açıklanmıştır.
3.1 Proje Amacı, Motivasyon, Kapsamı Ve
Yöntemi
Optik akış özelliğini kullanabilmek için birkaç iyi
bilinen algoritma yanında optik akış sensörleri de
mevcuttur. Bu sensörler sadece bir görevi
gerçekleştirmek için özellikle mikrokontrol
tabanlı modüller veya hesaplama yeteneğine sahip
kameralar için entegre edilmiştir. Bu projenin
amacı, optik akışın ilgilendiğimiz robotlara
aktarılması ve belirli uygulamaların elde edilmesi,
araştırmalara ve mevcut literatüre bir ölçüde
teorik / pratik katkılar sağlamaktır. Optik akış
uygulaması bu projede ASELSAN’dan gelen dört
tekerli insansız kara aracında engelden kaçınma
ve hız ve konum belirleme olarak
sınırlandırılmıştır.
3.2 Hipotez
Optik akış uygulamasının robotik alanında
olgunlaşmamış bir durumu olmasına karşın,
birçok ilerlemenin gözlemlendiği etkin bir
araştırma konusu olması bakımından, LED optik
farenin çipinde bulunan optik akış uygulaması
konum belirleme, hareket kontrolü ve engelden
kaçınma konularında dört tekerli insansız kara
aracında alternatif sunabilmektedir.
3. Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012) 8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
3.3 Deneysel Çalışmalar
Bu bölümde proje kapsamında yapılan deneyler
ve çalışmalar açıklanacaktır.
Sarkaç Deneyi: Optik akışın laboratuvar
koşullarında gözlemlenmesi için elverişli bir araç
olan sarkaç kullanılmıştır. Sarkaç ile yapılan
deneylerde, sarkaç hareket halindeyken sarkaç
üzerindeki farklı noktalarda optik akış değerinin
değişimi gözlemlenmiştir. Üzerinde deney yapılan
sarkaç düzeneği Şekil 1’de gösterilmektedir.
Şekil 1. Sarkaç Düzeneği
Deneyde elde edilen sonuçlar göstermektedir ki,
optik akış değeri, çizgisel hızı daha büyük olan uç
kısımda daha büyüktür (Şekil 2).
Şekil 2. Optik akış değerinin sarkaç üzerindeki
değişimi
Şekil 2’de görüldüğü gibi optik akış değerleri
dönen cisimlerde belli bir hata payını da
beraberinde getirebilir. Ancak bu durum hızlı
çekim yapılarak en aza indirilebilir. Bunun için
sarkaç sırayla 1fps, 5fps, 10fps ve 30fps kamera
değerleri ile görüntülenmiş, bunun üzerine yüksek
görüntü alma hızının optik akış gözlenmesi için
önemli bir yere sahip olduğu sonucuna varılmıştır.
MATLAB çalışması: Gözlemlenen sarkaçtan
alınan video örnekleri, MATLAB Simulink optik
akış aracı kullanılarak değerlendirilmiştir. Bu
değerlendirmede, video örneğinden alınan iki
farklı karedeki optik akış vektörleri
gözlemlenmiş, aralarındaki farklar anlaşılmaya
çalışılmıştır. Alınan bu iki resim, önce 160*120
piksel, daha sonra 40*30 piksel boyutlarında
bölümlendirilmiş ve optik akış değişiklikleri
değerlendirilmiştir. Piksel sayısını arttırıp
azaltarak sabit bir uzaklıktan optik akış değerleri
alınan belirli bölgeler gözlenmiştir. Aynı zamanda
dönen cisimlerdeki optik akış algısının nasıl
olacağı bu gözlemler arasında yer almıştır.
Dönen cisimlerde optik akış değerlendirmesi:
Dönen cisimlerde genellikle iki farklı pozisyon
arasında lineer olarak fark bulunmamaktadır.
Görsel anlamda optik akış değerinin elde
edilebilmesi için pozisyon değişiminde piksel
farkı gerektiğinden, olduğu yerde dönmekte olan
cisimler optik akış değeri aracılığıyla
saptanamamaktadır.
3. Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012) 8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
Dönen cisimlerde optik akış görülebilmesi için,
cisim yoğunluk değişkeni olarak adlandırılan
spiral çizgiyle işaretlenerek gözlemlenmektedir.
Bu şekilde gözlenen cisimde, dönme yönü z
ekseni etrafında saat yönünün tersinde olmasına
karşın optik akış vektörleri yukarı doğru
görülmektedir (Şekil 3).
Şekil 3. Dönen cisimde optik akış gözlenmesi
Her ne kadar yoğunluk değişkeninin hareket yönü
olan z ekseni doğrultusundaki değişimi
gözlenebilse de, çizginin teğet eksenindeki
değişim hâlâ gözlenememektedir.
3.4 Belirlenen Aracın Üzerindeki Uygulamalar
Bu başlık altında aracın tanımlanması, gerekli
malzemelerin belirlenmesi, gerekli olan formül
ve çıkarımlar yapılıp bunların araca entegre
edilmesi ayrıntılı olarak anlatılacaktır.
Aracın tanımlanması: Önceki kısımlarda da
değinildiği üzere uygulama yapılan araç
ASELSAN’dan gelme dört tekerlekli insansız bir
kara aracıdır ve bu araç Şekil 4’te
gösterilmektedir.
Şekil 4. Dört tekerlekli insansız kara aracı
Araçta iki adet dc motor (Şekil 5), 2 adet enkoder
(Şekil 6), 1 adet fren, 1 adet single board pc ve 1
adet motor sürücü bulunmaktadır.
Şekil 5. Araçtaki dc motorlar
3. Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012) 8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
Aracın sağ tarafında bulunan iki tekerlek bir dc
motora bağlıdır; aynı durum sol taraf için de
geçerlidir. Sağ ve sol tekerlekler dc motorun
ucuna bağlı bulunan palet sistemiyle kontrol
edilmektedirler (Şekil 6).
Şekil 6. Araçtaki palet sistemi ve enkoder
Uygulama için Gerekli Formül ve Çıkarımlar:
Bu başlık altında kullanılacak olan optik akış
sensörünün çalışma mantığı ve optik akış
değerinin hız bilgisine dönüştürülmesi
anlatılacaktır.
Optik akış sensörü x-y koordinatları üzerindeki
ortalama pozisyon değişimini kullanıcıya geri
vermektedir. Bir piksel hareketi sensörün yüksek
(1) bilgisine dönmesine neden olmaz; bu olayın
gerçekleşmesi için daha yüksek değerler
gereklidir. Eğer görüntüde birden fazla hareket
eden cisim varsa bu görüntünün optik akış değeri
ortalama olarak hesaplanır. Örneğin görüntüde
hareket ettiği belirlenen üç cisim varsa; bu
cisimlerin optik akış değerleri sırasıyla -3,+5 ve
+10 olduğu varsayılsın.
Bu durumda sensörün vereceği optik akış değeri
Eşitlik (1) ile belirlenir.
SayisiCisimlerin
erleriOACisimlerineriOASensör
_
deg__deg__
(1)
Eşitlik (1)’de OA, optik akışı ifade etmektedir ve
denklemden anlaşılacağı üzere verilen örneğin
sensör optik akış değeri [-3+5+10]/3=4 olur.
Sensör optik akış değeri bulunduktan sonra bu
bilgileri hareket edilen gerçek uzaklık değerlerine
dönüştürebilmek için yüksekliği göz önüne almak
önemlidir. Şekil 7’de göründüğü gibi aynı mesafe
gidilmesine rağmen yükseklik değerleri farklı
olduğundan optik akış değerleri farklılık
göstermektedir ve optik akış değerleri yükseklik
ile ters orantılıdır.
Şekil 7. Yükseklikle değişen optik akış değeri
3. Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012) 8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
Sensörün uçağın üzerinde olduğu ve 2 piksel
olduğu düşünülürse, yere göre 1 metre
yüksekliğindeki uçağın optik akış değeri 2
değerini alacakken, yere göre 2 metre
yüksekliğindeki uçağın optik akış değeri 1
değerini alacaktır. Bu ters orantı bağıntısı Eşitlik
(2)’de belirtilmiştir.
eriOAYukseklik
deg_
1 (2)
Yüksekliğin yanı sıra optik akış değeri kameranın
görüş açısı ve piksel sayısı ile de ilişkilidir.
Kameranın görüş açısı genişledikçe bir pikselin
kapladığı alan da genişlemektedir. Bu sonuç optik
akış değerini doğrudan etkilemektedir (Şekil 8.).
Şekil 8. Görüş açısının pikselle ilişkisi
Sensörün görüş alanının bulunabilmesi için
trigonometrik ve geometrik bilgiler
kullanıldığında Eşitlik (3)’teki gibi bir bağıntı
elde edilir. Bu eşitlikte yükseklik metre, görüş
açısı derece cinsinden yazılmalıdır.
YukseklikAcisiGorus
AlanıGorus *)2
_tan(*2_
(3)
Piksel başına düşen alan, görüş alanının piksel
sayısına orantılanmasıyla bulunur. Optik akış
değeri piksel değişim sayısı olduğundan. Optik
akış değerinin piksel başına düşen alan ile
çarpılması alınan mesafeyi bunun zamana bölümü
ise hızı vermektedir. Bu işlemler yapıldığında
optik akış özelliği kullanılarak hız tespiti yapılmış
olur. Gerekli bağıntı Eşitlik (4)’te verilmiştir.
2
_tan2*
__
*deg_ AcisiGorus
SayıPikselSensor
YukselikeriOAMesafe
(4)
Optik akış sensörünün araca uygulanması: Bu
başlık altında sensörün araca uygulanması için
gerekli görülen değişiklikler, sensör ve bacak
bağlantıları hakkında bilgiler verilecek ve
bunların araca uygulanması anlatılacaktır.
İlk olarak sensörün araca uygulanabilmesi için
araçta yapılması gereken birtakım değişiklikler
anlatılacaktır. Bu değişiklikler; aracın ön alt
tarafını kapatan parçanın özelleştirilmesi; aracın
alt kısmını oluşturan üç parçadan aracın içinde
bulunan motor sürücü, batarya ve single board
pc’nin hesaba katılarak ön alt parçanın uygunluğu
3. Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012) 8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
gözlenip parçanın aynısının üretilmesi ve
sensörün geldiği yere ufak bir delik açılması
şeklinde sıralanabilir. Sensörün geldiği yere açılan
delik sayesinde sensörün aracın altından görüntü
alarak optik akış değeri vermesi
sağlanabilmektedir ve araçta başka herhangi bir
değişikliğe gerek görülmemiştir.
Sensör ve gerekli bağlantılarına değinilecek
olursa; sensörün çalışması ve veri alınmasını
sağlayan gerekli bağlantılar (Şekil 9); MISO
(MASTER IN/SLAVE OUT), MOSI (MASTER
OUT/SLAVE IN), SCLK ve NCS şeklinde
sıralanabilir. Bunları kısaca açıklamak gerekirse
MOSI veri girişi (INPUT), MISO veri çıkışı
(OUTPUT), SCLK çalışma frekansı, NCS ise seri
portları aktif etmek için kullanılmaktadır. Ayrıca
bu port gerekli durumlarda yeniden başlatma
(reset) işlemi için de kullanılabilir. NCS sensörün
çalışması için düşük (low) değerde olmalıdır.
Şekil 9. Bacak (pin) bağlantıları
Sensör ve bacak bağlantılarından sonra gerekli
değişkenlerin bulunmasından bahsedilecek
olunursa; aracın yerden yüksekliği sabit olduğu
varsayımı yapılıp sensörün optik akış değer
formülünde bu değişken sabit olarak alınmıştır.
Ayrıca sensörün görüş açısının da sabit
olmasından dolayı tek değişken olarak sensörden
gelecek olan optik akış değeri kabul edilmiştir.
Sensörün lensinin bitiminden alınan ölçümlere
göre sensörün yerden yüksekliği 7.5 cm (Şekil
10). Sensörün üzerinde bulunan 8mm M12x0.5
özelliklerine sahip merceğin görüş açısı ise 11
olarak belirlenmiştir.
Şekil 10. Aracın yerden yüksekliği
4. SONUÇLAR
Sonuç olarak optik akış teknolojisinin mekatronik
ürünlere uygulanabilirliği denenmektedir.
Sistemin oldukça hassas ölçümler yapabildiği ve
kullanılan sensör ile çok daha yüksek hızlara
çıkılabileceği görülmüştür. Ayrıca aracın zemine
bağlı olarak 2 eksenli hızının bulunabilmesinden
dolayı kaymalara karşı kesin olarak aracın tam
hareketinin gözlenmesi mümkündür. Ek olarak
optik akış kullanılarak herhangi bir sistem
üzerinde uygulanabilecek şekilde engelden kaçma
ve yol bulma işlemi de bilgisayar ortamında
MATLAB ile gerçekleştirilmiştir. Buradan
3. Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012) 8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
çıkarılan sonuçlar ise engelden kaçma/yol bulma
işleminin, görüntü işleme yoluyla
yapılmasındansa optik akış sensörleri kullanılarak
yapılması, görüntü işlemede gerekli olan işlemci
ve ekstra güç tüketiminin önüne geçecektir.
Bunun yanı sıra optik akış sensörleri çok yüksek
çerçevelerde görüntü işlemeyi gerçekleştirdikleri
için hızlı hareket eden veya hızlı tepki vermesi
gereken mekatronik ürünlerde de kullanılabileceği
görülmüştür.
TEŞEKKÜR
Bu araştırma, MECE 407-408 Lisans Araştırma
Projeleri I-II dersleri kapsamında gerçekleştirilmiş
ve Atılım Üniversitesi tarafından desteklenmiştir
(Proje No: LAP-A-111201). Derslerin
yürütülmesine ve proje çalışmalarımıza verdikleri
katkılardan dolayı Yrd. Doç. Dr. Zühal ERDEN’e,
Yrd. Doç. Dr. Kutluk Bilge ARIKAN’a, Öğr.
Gör. Aylin KONEZ EROĞLU’na, Arş. Gör. Cahit
GÜREL’e ve Arş. Gör. Emre GÜNER’e
teşekkürlerimizi sunarız.
KAYNAKÇA
[1] Klaus, B. ve Horn, P., (1986), “Robot Vision”,
http://homepages.inf.ed.ac.uk/rbf/CVonline/L
OCAL_COPIES/OWENS/LECT12/node7.ht
ml.
(Erişim: 09.05.2012)
[2] Barrow, L., G., (2000), “Custom Vision Chips
for Robotics”,
http://centeye.com/technology/optical-flow/
(Erişim: 03.04.2012)
[3] Scheffer, Z., (2007), “Optical Speedometer”,
Technical Report Submitted in Partial
Fulfillment of the Engineering Technology
Senior Design Project Course ETG 4950C
[4] Chahl J.& Hine B.(2008), ”Insect-Inspired
optical flow navigation sensor”,
http://ntrs.nasa.gov/archive/nasa/casi.ntrs.nasa
.gov/20110016297_2011017327.pdf
(Erişim: 10.05.2012)
[5] Kathage R. & Kim J., (2006), “Experimental
results of a Differntial Optic-Flow System”,
Department of EngineeringThe Australian
National University, Australia
[6] Ribeiro, M., I., (2005), “Obstacle Avoidance”,
Navigation/Collision Avoidance pp. 1-4
[7]Souhila K. & Karim A., (2009), “Optical Flow
Based Robot Obstacle Avoidance”
http://cdn.intechopen.com/pdfs/4206/InTechO
ptical_flow_based_robot_obstacle_avoidace.p
df
(Erişim: 10.05.2012)
STIRLING MOTOR VE ÇUKUR AYNA İLE GÜNEŞ TAKİP SİSTEMİ
KULLANARAK GÜNEŞ ENERJİSİNİ MEKANİK ENERJİSİNE
DÖNÜŞTÜRME
Ömer ÇETİN, cetin.omer@ student.atilim.edu.tr, Atılım Üniversitesi, 06836, Ankara
Betül EYTÜRK, eyturk.betul@ student.atilim.edu.tr, Atılım Üniversitesi, 06836, Ankara
Melih KARALİ, karali.melih@ student.atilim.edu.tr, Atılım Üniversitesi, 06836, Ankara
Barlas PAZARBAŞI, pazarbasi.barlas@ student.atilim.edu.tr, Atılım Üniversitesi, 06836, Ankara
Mehmetali SARI, [email protected], Atılım Üniversitesi, 06836, Ankara
H.Orhan YILDIRAN, [email protected], Atılım Üniversitesi, 06836, Ankara
ÖZET
Sürdürülemez enerji kaynaklarının tüketimi ve
fosil yakıtlarının kısıtlılığı gelecek yaşantımız
için tehdit oluşturmaktadır. Enerji kaynaklarının
pahalılığı, çevreye verilen tahribat ve çevre
kirliliği, yenilenebilir ve sonsuz enerji
kaynaklarının kullanımını gerektirmektedir.
Yenilenebilir enerji teknolojileri zararsız enerji
kaynağıdır ve bilindik enerji teknolojilerine
nazaran daha az çevre ile etkileşim halindedir.
Güneş enerjisi bu enerji kaynaklarından biri ve
sonsuz enerjidir. Bu çalışma; Stirling motorunun
tasarımının ve üretiminin nasıl yapılacağını,
çukur ayna ile birleştirilip güneş takip sistemiyle
güneş ışınlarını bir noktada toplayarak,
maksimum güneş enerjisini mekanik enerjiye
çevrilmesini içermektedir.
ANAHTAR KELİMELER:
Stirling motor, çukur ayna, takip sistemi
ABSTRACT
Consuming of unsustainable energy sources and
limitation of fossil fuel become threat for the
future life. Because of high cost energy,
destruction of environment and environment
pollution are caused that required to using
sustainable and finite energy generation.
Renewable energy technologies are clean sources
of energy and it has lower environmental impact
than conventional energy technologies. One of
them is solar energy as finite energy. In this study
shows that how to design and manufacture the
Stirling Engine, it combined with parabolic
mirror collect sunrays in focus point and thanks
to developing a tracking system, obtained
maximum useable mechanical energy from the
sun, converted from solar energy to mechanical
energy.
KEYWORDS:
Stirling engine, parabolic mirror, tracking system
3. Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012) 8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
1. GİRİŞ
Mece 407- 408 araştırma projesinin amacı güneş
enerjisini kullanarak, parabolik ayna ve stirling
motor ile elektrik enerjisi üretmektir. Mece 407-
408 araştırma projemizin ana başlıklar güneş
takip sistemi, stirling motor ve çukur ayna olarak
3’e ayrılmaktadır. İlk olarak takip sistemi güneşi
takip ederek verimliliği en yüksek seviyede
tutmayı sağlamaktadır,bu takip LDR
sensörlerinden gelen bilgilerin mikro işlemciler
sayesinde işlenerek, çift eksenli takip sistemi adı
verilen sistemin sürülmesi ile sağlamaktadır.
Çukur ayna olarak adlandırılan ayna çeşiti şekil
olarak çanak anteni anımsatmaktadır, bu ayna
güneş enerjisini bir noktada odaklayarak yüksek
derecede ısı elde etmeyi sağlamaktadır, ısı tek
noktada toplandığından bu noktaya odak noktası
denmektedir. Yaptığımız hesaplamalarda MECE
407-408 araştırma projesinde kullanılan çukur
aynanın odak noktasın merkezinden 75 cm
uzakda bulunduğu tespit edilmiş ve yapılan
ölçümlerde bu ısının 915 dereceye kadar
çıkabildiği gözlenmiştir. Bu proje kapsamında
yapılan araştırmalar stirling motorun ısı enerjisini
haraket enerjisine çevirmede en iyi yol olduğunu
göstermektedir. Bu motor dıştan yanmalı bir
motor çeşitidir, stirling motorun çalışma prensibi
ısınan havanın genleşerek pistonu itmesi ve
bunun sonucunda hareketin elde edilmesinden
oluşmaktadır. Son olarak bütün projenin amacı
güneş enerjisinden yüksek ısı enerjisi elde ederek,
bu yüksek enerji ile stirling motorundan hareket
enerjisi elde etmekdir.
2. SİSTEMİN ANA KISIMLARI
2.1 Stirling Motor
Stirling motoru, sıcak hava motoru olarakta
bilinen dıştan yanmalı bir ısı makinası tipidir.
Temel çalışma prensibi sıcaklık değişimine bağlı
olarak ısınan ve soğuyan havanın genleşip
sıkışarak basınç yaratmasıdır. Isı değişim prosesi,
Carnot çevriminin pratik olarak uygulanması ile
ısının mekanik harekete dönüşümünün ideal
verime yakın olmasına izin verir. Stirling
motorları dıştan ısı vermeli motorlar olduğundan,
içten yanmalı motorlara ve diğer ısı motorlarına
göre bir çok üstünlükleri vardır. Her türlü yakıt
ve ısı kaynağı kullanılabilmektedir. Özellikle
güneş enerjisi uygulamalarında elde edilen
başarılı sonuçlarla giderek artan enerji ve çevre
sorunlarına karşı alternatif bir enerji dönüştürücü
olarak kullanılmaya başlanmıştır. Stirling
motorları gürültüsüz ve titreşimsiz çalışmaları,
yüksek termik verimleri, çevreci motor ve uzun
ömürlü olmaları nedenleriyle, sulama
alanlarından uzay teknolojisine ve elektrik
uygulamalarına kadar birçok alanda
kullanılmaktadır. Bunun yanısıra yeterli tork ve
özgül güç değerleri ile basit tasarımları
araştırmacıları bu motorlar üzerinde çalışmaya
yönelten başlıca nedenlerdir. Günümüzde 4 temel
stirling motor çeşiti kullanılmaktadır. Bunlar
başlıca; alfa, beta, gama ve bağımsız piston (free
3. Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012) 8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
piston) stirling motorlarıdır. Bu araştırmada gama
tipi stirling motoru seçilmiş ve gama tipi stirling
motorunun çalışma prensipleri araştırılmıştır.
Gama tipi stirling motoru birbirinden ayrı 2
pistonu olmak üzere 6 ana parçadan oluşmaktadır.
Bunlar; güç pistonu(power piston), hareket
pistonu (displacer piston), rejenaratör
(regenerator), biyel (connection rod), silindirler
(cylinders), ve volan (flywheel) parçalarıdır.
Gama stirling motoru ile ilgili literatür
araştırmaları yapıldıktan sonra gama stirling
motorunun prototipini elde etmek için mini bir
gama stirling motorunun CATIA programında her
parçası olmasada ana parçaları çizilerek montajı
Şekil 1’de gösterildiği gibi yapılmıştır. Bu sayede
stirling motorunun parçaları hakkında daha iyi
bilgi sahibi edinildi. Stirling motorunun teknik
çizimleri yapıldıktan sonra kinematik analizleri
yapılmaya çalışıldı ama kinetik analizler tam
verimli bir şekilde yapılamadı. Literatür
araştırmalarında stirling motorun parçaları tam
detaylı anlatılmadığı için ana parçaların, parça
bağlantılarının ve pistonların iç yapısının daha iyi
anlaşılması için mini stirling motor prototipi
alındı ve tersine mühendislik uygulanarak,
stirling motorunun parçaları ve çalışma prensibi
detaylı bir şekilde incelendi. Bu uygulama
pistonların teknik yapısı bakımından yararlı bir
çalışma olmuştur.
Şekil 1. Gama Stirling Motor Prototipi
Pistonlar birbiriyle eş merkezli olmayan ayrı
silindirlere sahiptir. Silindirler birbirine paraleldir
ve ölü hacmi en aza indirecek şekilde Şekil
2’deki gibi yerleştirilmiştir. Alt kısımda bulunan
silindir, çalışma hacminin azaltılıp, arttırılmasını
yani iş akışkanının sıkıştırılıp, genişletilmesini
sağlamaktadır. Üst kısımdaki silindir ise, yer
değiştirme pistonu aracılığı ile iş akışkanının
soğutulup, ısıtılması görevini yerine
getirmektedir. Tasarımın avantajı mekanik olarak
basit olmasıdır.
Şekil 2. Gama Stirling Motor Yapısı [1]
Stirling moturun sıcaklık çevrimi Carnot
çevrimine dayanır. Stirling çevrimine göre
3. Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012) 8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
çalışan bir sıcak hava motoru temel olarak iki
pistondan oluşmaktadır. Pistonlardan bir tanesi
yer değiştirme pistonu olarak adlandırılır ve
görevi çevrim akışkanını sıcak ve soğuk bölge
arasında nakletmektir. Diğer piston güç pistonu
olarak adlandırılır ve motordaki gücü üreten
pistondur. Carnot çevriminden bilindiği üzere
sıcak ve soğuk ısı kaynaklarının sıcaklıkları
arasındaki fark arttıkça ısıl verimin arttığı
bilinmektedir. Dolayısıyla bu sıcaklık farkını
arttırmak için Stirling çevriminde sistem içi ısı
geçişi yapılır; bu sistem içi ısı geçişine literatürde
rejenerasyon adı verilmektedir. “Stirling motorun
performansı rejenerasyonun performansından
etkilenmektedir.” [2] Stirling çevrimi sıcak hava
motorları için ideal bir çevrimdir. Dört tümden
tersinir hal değişiminden oluşan Stirling
çevriminin P-V diyagramı Şekil 3’teki gibi
gösterilmektedir. Bu hal değişimleri aşağıda
sıralanmıştır:
1-2 İzotermal (Sabit sıcaklık) sıkıştırma
(sistemden dış ortama ısı geçişi)
2-3 Sabit hacimde rejenerasyon (rejeneratörden
aracı akışkana sistem içi ısı transferi)
3-4 İzotermal (Sabit sıcaklık) genişleme (sisteme
dış kaynaktan ısı geçişi)
4-1 Sabit hacimde rejenerasyon (aracı akışkandan
rejeneratöre sistem içi ısı geçişi)
Şekil 3. Stirling Çevrimi P-V Diagramı
(Carnot Cycle) [3]
Stirling motorun performansı P-V diyagrama göre
hesaplanılabilir. Motor hacmi, iç geometri hesabı
kullanılarak kolayca hesaplanır. Hacim,
kullanılacak olan gazın kütlesi ve uygulanacak
olan sıcaklık seçildikten sonra basınç ideal gaz
formülü kullanılarak hesaplanır.
Şekil 4. Schmidt Teorisi [4]
Stirling motorun P-V diagram denklemleri ve
model hesaplaması Schmidt teorisine
dayanmaktadır. Formülde kullanılacak olan
semboller Şekil 4’te gösterilmektedir. Denklemin
bir kısmı aşağıdaki gibidir. 1 numaralı denklem
genişleyen hacim denklemidir. 2 numaralı
denklem sıkışan hacim denklemidir.
3. Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012) 8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
SEE DE
VV (1 cos x) V
2
(1)
SE SCC DC
V VV (1 cos x) (1 cos(x dx) V
2 2
(2)
Toplam momental hacim- V bir sonraki 3
numaralı denklemde tanımlanmıştır.
E R CV V V V (3)
Motor basıncı – P, ortalama basınç - Pmean,
minimum basınç - Pmin ve maksimum basınç -
Pmax aşağıdaki 4 numralı denklemler kullanılarak
bulunur.
2
meanP 1 c Pmin(1 c) Pmax(1 c)P
1 c.cos(x a) 1 c.cos(x a) 1 c.cos(x a)
(4)
Matematiksel modele göre, bazı varsayımlar
yapılmalıdır. Bunlar; genişleme pistonu süpürme
hacmi, sıkıştırma pistonu süpürme hacmi ve
rejenerasyon hacmidir. Tasarım prosesinde,
piston ve silindirlerin teknik çizimleri yapılmıştır.
Üretim için kullanılacak malzeme özellikleri
alüminyum profil no: 5686 seçilmiştir. Isı
transferinin verimliliğinin sağlanılması için
yapılan araştırmalara dayanarak silindir kalınlığı
3-4 mm seçilmiştir. Pistonların hareketi için
piston ve silindirlerin arasındaki boşlukta
0.02mm seçilmiştir. Piston ve silindirlerin teknik
çizimleri yapılmıştır ancak Stirling motorunun
üretim safhasına geçilememiştir.
2.2 Parabolik Ayna
Parabolik aynalar güneşten gelen ışınları bir
noktada toplayarak odaklamaktadır. Işınların
toplandığı bu noktaya aynanın odak noktası
denmektedir. Güneş ışınlarını tek noktada
toplamasında parabol olarak özel bir şekle
sahiptir. Parabolik aynalara parabolik yansıtıcılar
ya da parabolik çanak ta denilmektedir. Aynaya
gelen güneş ışınları Şekil 5’te gösterildiği gibi bir
noktada odaklanmıştır ve F noktası aynanın odak
noktasıdır.
Şekil 5. Parabolik Aynanın Odak Noktası [5]
Projede kullanılan aynanın çapı 65 cm, derinliği
3.5 cmdir ve 1.5 kg ağırlığındadır. Aynanın odak
noktası 5 numaralı formülle bulunmaktadır.
f = odak noktası
D = aynanın çapı
c = aynanın derinliği
f = ( D * D ) / ( 16 * c ) (5)
3. Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012) 8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
Bu formüle göre parabolik aynanın odak noktası
75 cm dir. Parabolik aynanın birçok kullanım
alanı vardır. En yaygın olan kullanım alanı güneş
takip sistemlerinde güneş ışınlarını tek bir
noktada odaklamada kullanılır. Bunun yanında
diğer kullanım alanı otomotiv sektörüdür.
Örneğin, arabaların farlarında ki aynalar
parabolik aynalardır ve yansıtıcı olarak kullanılır.
Günümüzde henüz ekonomik olmayan parabolik
çanak sistemlerinin araştırma ve geliştirme
çalışmaları sürdürülmektedir. Bu çalışmalarda
amaç, birim alan maliyetini düşürmek ve verimini
artırmaktır. Parabolik aynalarla ulaşılan
maksimum sıcaklık 1500 C kadar çıkmaktadır.
Projede yapılan ölçümler sonucunda ulaşılan
sıcaklık Şekil 6’ da gösterildiği gibi 915 0C dir.
Şekil 6. Test Edilmiş Sıcaklık Değeri
2.3 Güneş Takip Sistemi
Takip sistemi Stirling motorlu çukur aynalı takip
sistemin ana parçasıdır. Güneş takip sisteminin
ana amacı güneş ışınlarını en verimli şekildi
toplamaktır. Üç çeşit takip sistemi bulunmaktadır.
Bunlar sabit eksenli, tek eksenli ve çift eksenli
takip sistemleridir. MECE 407-408 araştırma
projesinde çift eksenli güneş takip sistemi
kullanılmaktadır. Sabit ve tek eksenli takip
sistemleri kurulum için geniş ve düz alanlara
ihtiyaç duyarlar. Çift eksenli güneş takip sistemi
tek eksenli ve sabit eksenli takip sistemlerinden
36 % daha verimlidir. Çift eksenli takip sistemi x
ve y eksenlerine sahiptir, bu yüzden istenilen her
türlü alana kurulumu yapılabilir. Çift eksenli
güneş takip sistemi Şekil 7’de gösterilmektedir.
Güneş takip sistemi 2 ana kısımdan oluşmaktadır,
bunlar elektronik ve mekanik kısımlardır. Bu
kısımlar iki ana başlık altında anlatılacaktır.
Mekanik Kısım: Mekanik kısım dönme
hareketlerini sağlamakta ve sistemin ağırlığını
taşımaktadır. Mekanik kısmın ayna ve Stirling
motor olmadan uzunluğu 65 cm dir. Toplamda 6
kg yük kaldırabilmektedir, bu kapasite Stirling
motor ve çukur aynayı taşımasına imkân
sağlamaktadır. Mekanik kısım da 2 tane rulman,
bir tane düz dişli ve bir tane de solucan dişli
bulunmaktadır. Ayrıca, 2 tane redüktörlü DC
motor içermektedir. Bu motorlar x ekseninde ve y
ekseninde dönüşü sağlamaktadır. Mekanik kısım
3. Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012) 8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
plastik malzemeden üretilmiştir, bu sayede ağırlık
ve fiyat azalmıştır.
Şekil 7. İki Eksenli Takip Sistemi
Elektronik Kısım: Elektronik kısım kontrolcü,
güç kaynağı ve ışık sensörlerinden oluşmaktadır.
Elektronik kısmın ana amacı güneşi en verimli
şekilde takip etmektir. Güneş takibi için LDR
yani ışık sensörü kullanılmaktadır, dört adet ışık
sensörü birbirini görmeyecek şekildi
yerleştirilmiştir. Bu yerleştirme sayesinde yüksek
verim elde edilmektedir. LDR1, LDR2, LDR3 ve
LDR4 den elde edilen veriler Tablo.1’de
gösterilmektedir. Işık sensörlerinin ne şekilde
yerleştirildiği Şekil.8’de gösterilmektedir. Güç
kaynağı olarak lipo pil seçilmiştir. Lipo pil 2250
mAh akıma ve 11.2 V voltaja sahiptir. Kontrolcü
olarak Arduino Mega kullanılmaktadır. Ayrıca,
elektronik devre bağlantıları Şekil.9’da
gösterilmektedir.
Şekil 8. LDR Pozisyonu
Şekil 9. Elektronik Devre
Tablo 1. LDR Verileri
LDR1 LDR2 LDR3 LDR4
IŞIKLI ORTAM 852 894 830 865
AZ IŞIKLI ORTAM 481 502 440 454
KARANLIK ORTAM 366 380 320 335
3. SONUÇLAR
Bu proje üç ana kısımda oluşmaktadır. Bu
kısımlar; Stirlig motoru, güneş takip sistemi ve
çukur aynadır. Bu çalışmada ilk olarak, stirling
3. Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012) 8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
motorunun çalışma prensibi hakkında bilgi
verilmiş ve teknik özelliklerine değinilmiştir.
Stirling motorunun prototipi teknik olarak
çizilmiş ve montajı çizim programı olan Catia
programında yapılmıştır. Buna ek olarak Stirling
çevriminin teorik analizine ve termodinamik
analiz yöntemlerine yer verilmiştir. Bir diğer
önemli parçası olan güneş takip sistemi iki
eksenli olarak tasarlanıp, güneş takibi için gerekli
olan yazılım programı yazılmış ve LDR devre
tasarımı yapılmıştır. Son olarak güneş ışınlarını
bir noktada toplayan çukur ayna temin edilerek
güneş takip sistemine montajı yapılıp, güneş takip
sistemi çalıştırılmıştır. Sonuç olarak, Stirling
motorunun üretimi yapılamadığından güneş
enerjisinden elektrik enerjisi üretimi yapılamamış
fakat çukur ayna ile güneş enerjisinden yeterli ısı
elde edilmiştir.
4. GELECEKTEKİ ÇALIŞMALAR
Gelecekte yapılacak çalışmalar arasında, stirling
motor üretimi yapılacaktır ve güneş takip
sistemininin üzerinde bulunan çukur aynanın
odak noktasına gelecek şekilde monte edilip ısı
enerjisinden haraket enerjisi elde edilecektir. İki
eksende hareket edebilen güneş takip sistemi
rüzgardan ve doğal olaylardan etkilenmemesi için
sistemin esnekliğinin azaltılması ve
mukavemetinin arttırılması gerekmektedir.
TEŞEKKÜR
Bu araştıma, MECE 407-408 Lisans
Araştırma Projeleri I-II dersleri kapsamında
gerçekleştirilmiş ve Atılım Üniversitesi
tarafından desteklenmiştir (Proje No: LAP-A-
111201). Derslerin yürütülmesine ve proje
çalışmalarımıza verdikleri katkılardan dolayı Yrd.
Doç. Dr. Zuhal ERDEN’e teşekkür ederiz.
KAYNAKÇA
[1]http://www.ohio.edu/mechanical/stirling/engin
es/gamma.html
(Erişim: 12.12.2011 )
[2] Watanabe, H., Fujisawa, Y. (2000),
“Characteristics of Stirling Engine Regenerator”,
Naotsugu Isshiki-Tokyo Institute Technology
p.1248
[3] Gheith, R., Alouiand F. and Ben Nasrallah S.,
(2011), “Experimental Study of a Beta Stirling
Thermal Machine Type Functioning in Receiver
and Engine Modes ”, Journal of Applied Fluid
Mechanics, Vol. 4, No. 2, Issue 1, pp. 33-42
[4] Hirata, K., “Chmidt Theory for Stirling
Engine”, 1997
[5] www.wikipedia.org/wiki/Parabolic_reflector
(Erişim: 04.04.2012 )
3. Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012) 8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
İNSANSI ROBOT YÜZ
Engin KARADAĞ, karadag.engin@student. atilim.edu.tr Atılım Üniversitesi, 06836, Ankara
Çağatay SABUNCUOĞLU, [email protected] Atılım Üniversitesi,
06836, Ankara
Fuad ALİEW, [email protected] Atılım Üniversitesi, 06836, Ankara
ÖZET
Gün geçtikçe robotlar toplumda önemli rol
üstlenmektedirler. Bu robotlar biz insanların
yaptıkları işleri daha kolay ve konforlu hale
getirmek için tasarlanmaktadır. İnsansı robot yüz
de eğitim, eğlence veya bilgi verme alanlarında
kullanılan bir robot türüdür. Bu amaca yönelik
olarak, insansı robot yüz tasarımı Atılım
Üniversitesi Mekatronik Mühendisliği Bölümü
bünyesinde yapılmaktadır. Bu çalışmada insansı
robot yüz, konuşma, burun (koku algılama) işitme
ve görme duygusu özellikleri destekler. Konuşma
sistemi aynı zamanda sese uygun çene hareketini
gerçekleştirmektedir. Bu özellikler, robot
üzerinde otomatik olarak çalışır. Bu makale giriş,
kaynak taraması, insansı robot yüz tasarımı ve
sonuç bölümlerinden oluşmaktadır.
ANAHTAR KELİMELER:
İnsansı robot yüzü, Konuşma, Burun (koku
algılama), Duyma, Görme
ABSTRACT
Day by day, robots play an important role in
society. The robots are designed to make human’s
jobs easier and more comfortable. Humanoid face
robot is a kind of robot which are used for
education, entertainment and informational.
Toward this goal, the humanoid face robot design
is done within the Atılım University, Department
of Mechatronics Engineering. The humanoid face
robot supports sense of features that are speech,
nose (smell detection), hearing and vision. The
speech system carries out jaw movement with
respect to sound. These features will
automatically run on the robot. This article
involves introduction, literature survey, design of
the humanoid face robot and conclusion parts.
KEYWORDS
Humanoid robot face, Speech, Nose (Smelling
detection), Hearing, Sighting
3. Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012) 8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
1. GİRİŞ
Bu projenin amacı insansı yüz ifadeleri ile birlikte
eğitim, eğlence veya bilgi veren robot yüz
tasarımı ve üretimidir. Bu robotun genel
özelliklerinden biri konuşarak bilgi aktarımı
sağlamaktır. Konuşma özelliğini yaparken, yüz
çene ve göz hareketleri ile birlikte insansı
ifadeleri iletmektedir. Diğer insansı özelliği ise
duyma özelliğidir. İnsansı robot yüz çevresindeki
sesleri algılamak ve bu sesleri işleyerek gereken
tepkileri verme özelliğine sahiptir. Diğer bir
önemli insansı duyu olan koku alma özelliği de
robot da sağlanmaktadır. Robot çeşitli kokuları
algılayabilmekte ve bu kokuları
sınıflandırabilmektedir. Örneğin, zararlı gazlarla
zararsız kokuları ayırt edebilir. Bu özellik
güvenlik için de kullanılabilir. Ayrıca robot
görme özelliğine de sahiptir. Bu özelliği
sayesinde çevresindeki görsel objeleri
tanıyabilmektedir. Yüz tanıma sistemi ile birlikte
güvenlik açısından da önemli bir rol
oynamaktadır. Genel olarak insansı robot yüz
gözleri, burnu ve kulakları yardımı ile çevresini
algılayabilmekte ve insansı çene hareketleri ve
ses yardımı ile bunlara tepki verebilmektedir.
Projenin bu seneki amacı koku duyusunu ve çene
hareketine bağlı konuşma özelliğini
yapabilmektir. Bu proje ile ilgili birçok araştırma
yapılmaktadır. Bu araştırmalar ile ilgili geniş
kapsamlı kaynak taraması yapılmıştır ve bizim
projemize uygun yönleri seçilmiştir. Bazı projeler
detaylı olarak incelenip eksikleri giderilmiştir.
Kaynak taraması bölümünde daha detaylı
anlatılmıştır. Kaynak taramasından sonra robotun
tasarımına geçilmiştir. Robotun tasarımı mekanik
ve elektronik bölümlerden oluşmaktadır. İnsansı
robot yüz tasarımı bölümünde detaylı olarak
anlatılmıştır.
2. KAYNAK TARAMASI
Projenin ilk adımı kaynak taramasıdır. Bizim
projemizin gereksinimleri doğrultusunda geniş
kapsamlı kaynak taraması yapılmıştır. Kaynak
araştırmasındaki ana konularımız konuşmaya
bağlı olarak yapılan çene hareketi, ses tanıma,
koku algılama ve obje ve yüz tanımadır. Bu
konulara ulaşmak için bazı anahtar kelimeler
kullanılmıştır. Bunlar insansı robot yüz, konuşma,
koklama, duyma ve görmedir. Bu konular
hakkında daha önce yapılan projeler
incelenmiştir. Bu projelere bağlı olarak
taksonomi matris yöntemi kullanılarak bize en
yararlı bilgilere ulaşılmıştır. Kaynak taraması
sırasında en çok göze çarpan uygulamalar,
KISMET [1], MDS [2] ve Scarry-Terry [3]
uygulamalarıdır. Kısmet robot için çene
hareketinde EAP yapay kas sistemi kullanılmış.
MIT tarafından gerçekleştirilen MDS robotta ise
servo motorlar çene hareketini
gerçekleştirmektedir. Scarry-Terry robotta ise
servo motor ve buna ek olarak ses-servo devresi
kullanılmıştır. Tüm bu araştırmalara göre en
avantajlı sistem eksikleri giderilerek seçilmiştir.
3. Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012) 8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
Bizim projemizdeki üstünlük sadece çene
kontrolü değil bunun dışında duyma, işitme ve
görme özelliklerini de sistemde barındırmaktadır.
3. İNSANSI ROBOT YÜZÜN TASARIMI
Bu bölümde insansı robot yüzün genel tasarımına
yer verilmektedir. Bu tasarımdan önce gerekli
kaynak araştırması yapıldı ve bu kaynaklardan
elde edilen bilgilere göre tasarım yapıldı. Sistem
iki bölümden oluşmaktadır. Bunlar mekanik
tasarım ve elektronik tasarımdır. Robotun çene
hareket sistem mekanik bölümde incelenmiştir.
Konuşma ve koku alma sistemi elektronik
bölümde incelenmiştir.
3.1 Mekanik Tasarım
İnsansı robot yüzün çene hareket sistemi bu
bölümde incelenmiştir. Çene hareket
mekanizması dönme hareketini sağlayan servo
motor ve bu hareketi yüzden ayrı olan çene
parçası ile bağlayan bağlantı aparatı ile
sağlanmıştır. Servolara sese uygun hareketi
sağlaması için Arduino işlemcisi kullanılmıştır.
Bu devre elektronik tasarım bölümünde detaylı
olarak anlatılacaktır.
Yüzün genel yapısında hazır oyuncak maskeler
kullanılmıştır. Şekil 1’de robot yüzün genel
görünümü verilmiştir.
Şekil 1. İnsansı Robot Yüz
Çenenin hareketli olabilmesi için maskeden çene
bölümü kesilerek alınmıştır ve daha önce
bahsettiğimiz gibi servo motora bağlanmıştır
(Şekil 2). Servo ile çene arasındaki bağlantıyı
kurabilmek için alüminyum bar tasarlanmıştır. Bu
bar alüminyum plakadan kesilerek ve belirli
yerlerine servo bağlantısı yapılabilmesi için vida
delikleri delinerek üretilmiştir. Delikler açıldıktan
sonra çene ile bağlanacak ucu 90 derecelik açı ile
bükülmüştür. Sistemde gene alüminyumdan
üretilmiş kasa bulunmaktadır. Servo motor ve
kafa bu kasaya bağlanmıştır. Tüm sistem bu
kasaya bağlıdır. Sistemde alüminyum
seçilmesinin nedeni kolay bükülebilir ve kolay
işlene bilir bir madde olmasıdır.
3. Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012) 8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
Şekil 2. Servo-Çene Mekanizması
Ayrıca sistemde kafanın sağa ve sola dönebilmesi
için ikinci bir servo kullanılmıştır. Bu servo ile alt
şase ve kafa arasında bağlantı kurularak dönmesi
sağlanmıştır. Şekil 3’de bu bağlantı gösterilmiştir.
Şekil 3. Alt Servo Sistemi
Yüz mekanizmasında kullanılan parçalar Tablo
1’de gösterilmiştir.
Tablo 1. Yüz Mekanizması Parçaları
Parça Adet
Oyuncak Maske 1
Çene 1
Servo 2
Alüminyum bar 1
Alüminyum kasa 1
3.2 Elektronik Tasarım
İnsansı robot yüzün elektronik tasarımı bu
bölümde incelenmiştir. Elektronik tasarım iki
bölümde incelenmiştir. İlk olarak çene
mekanizmasının sese uygun hareket etmesini
sağlayan Arduino işlemcisi ve buna bağlı sistemi
inceleyeceğiz. Arduino ve içindeki yazılım
sayesinde ses sinyallerini servoya açısal veri
olarak çevirmektedir. Bu yazılım ile birlikte
Arduino ses kaynağından gelen sinyalleri analiz
eder ve servoya açısal değer olarak aktarır. Ses
kaynağı ve Arduino arasındaki bağlantı Şekil
4’de gösterilmiştir. Şekilde de görüldüğü gibi ses
sinyallerimiz Arduino’nun analog girişleri olan
A0, A1, A2, A3,A4, A5 bacaklarından A0’a
bağlanmıştır. Servo Digital (PWM) bacaklarından
9. Bacağa bağlanarak PWM sinyali alınmıştır.
3. Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012) 8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
İstenilen açı değerlerini servoya aktarabilmek için
bu PWM girişleri kullanılmalıdır.
Şekil 4. Arduino Ses Devresi
Ses sinyalleri bilgisayar üzerinden alınmaktadır.
TTS5 konuşma programı ile yazılan metni okuma
sağlanmıştır. Çıkan ses sinyalleri iki kanala
ayrılarak biri ses-servo devresine diğeri ise
hoparlöre aktarılmıştır.
Gelen ses sinyallerini servo için anlamlı bir açısal
değere çevirmesi için, gelen sinyaller belirli bir
çarpan ile çarpılarak yükseltilmiştir. Fakat
Arduino analog değerleri 0 ile 1023 arasında
okumaktadır. Ses sinyalinden aldığımız analog
değer map fonksiyonu ile sınırlandırılarak
Servo’nun dönüş aralığına indirgenir. Okunan bu
değerleri 0 ile 50 derece arasındaki bir açışal
değere çevirir. Arduino işlemcimize yazılım
atmak için kod editörü ve derleyici olarak görev
yapan Arduino IDE kullanılmıştır. Yazılım dili
olarak C/C++ kullanılmaktadır. Programın genel
görünüşü Şekil 5’de gösterilmiştir.
Şekil 5. Arduino AraYüz Programı
İkinci olarak koku tanıma sistemini
inceleyeceğiz. Bu sistemde çeşitli gaz sensörleri
MQ4 (Şekil 6), MQ7 (Şekil 7) ve işlemci olarak
yine ARDUINO UNO (Şekil 8) kullanılmıştır.
Şekil 6. MQ4
3. Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012) 8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
Şekil 7. MQ7
Şekil 8. Arduino Uno
MQ4 metan gazı sensörüdür. Bu basit bir-
sıkıştırılmış doğalgaz(CNG) sensörü, doğal gaz
algılama için uygun (çoğunlukla Metan [CH4])
havadaki konsantrasyonları algılar. MQ-4 200 ila
10000ppm için doğal gaz konsantrasyonları
algılayabilir. MQ7 ise karbon monoksit gaz
sensörüdür. Havadaki Karbon monoksit (CO)
gazi algılamak için kullanılan kullanımı kolay bir
sensördür. MQ-7 20 ila 2000ppm aralığında her
yerde CO konsantrasyonunu ayırmaktadır. Bu
sensörlerin Arduino ile bağlantısı için devre
kullanılmıştır. Bu devre sensörün ölçtüğü
değerleri analog değerlere çevirmektedir. Sensör
devre üzerinde bulunan Out bacağından
Arduino’nun analog girişine bağlanmıştır. Bu
sayede Arduino sensörden gelen analog değerleri
okuyabilmektedir ve okuduğu bu değerler ile
ortamda gaz olup olmadığını test edebilmektedir.
Bu devre Şekil 9’da gösterilmiştir.
Şekil 9. Gaz Sensör Devresi
Bu sistemde MQ4 ve MQ7 sensörleri aynı anda
kullanılmıştır. Sistem bu sensörlerin
kombinasyonları ile çalışmaktadır. Belirli gaz
seviyelerinin üzerine çıkıldığı zaman
sensörlerimizden analog alınan veriler Arduino
üzerinden yazılım yardımı ile işlenerek konuşma
sistemine aktarılmaktadır. Buda bize ortamdaki
gazın cinsi ve seviyesi hakkında bilgi
vermektedir.
3. Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012) 8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
İnsansı robot yüzün elektronik parçaları Tablo
2’de gösterilmiştir.
Tablo 2. Elektronik Parça Listesi
Parça Adet
SERVO 1
ARDUINO UNO 1
LI-PO 7,4 V 1
MQ4 GAZ SENSÖR 1
MQ7 GAZ SENSÖR 1
USB KABLO 1
SES KABLOSU 1
PC 1
HOPERLÖR 1
KULAKLIK JAKI 1
DİRENÇ 1
KONDANSATÖR 1
4. SONUÇLAR VE GELECEK HEDEFLER
Proje bu seneki hedefine ulaşmıştır. Robot bir
insan gibi konuşması ile birlikte çene hareketini
senkronize bir biçimde sağlamaktadır. Koku alma
özelliği de bu sistemle otonom şekilde
çalışabilmektedir. İnsansı robot yüz projenin
gelecek çalışması gerçek bir insan yüzüne en
yakın sistemi yapmaktır. Örneğin yüz ifadelerini,
daha gerçekçi şekilde, ağız, göz, ifadeleriyle
destekleyerek yapmaktır. Koku alma sisteminde
de şu an için sadece zararlı gazları ayırt
etmektedir. Gelecek çalışma olarak bütün
kokuları tanıyabilmelidir. Örneğin parfüm yada
farklı kokuları sınıflandırmalıdır. Projeye ek
olarak görme ve ses algılama sistemleri
eklenecektir. Görme sisteminde insanları ve
objeleri ayırt edecektir. Ses algılamada ise
insanların söyledikleri komutlara cevap
verebilmelidir. Sonuç olarak insansı robot yüz
gerçek bir yüzün yapabileceği her şeyi
yapabilmelidir.
Sonuç olarak, MECE 407-408 Lisans Araştırma
Projeleri I-II dersleri kapsamında yürütülen
İnsansı Robot Yüz projesi bu seneki hedefine
ulaşmıştır ve gelecek çalışmalar için önemli bir
adımdır.
TEŞEKKÜR
Bu araştırma, MECE 407-408 Lisans Araştırma
Projeleri I-II dersleri kapsamında
gerçekleştirilmiş ve Atılım Üniversitesi
tarafından desteklenmiştir (Proje No: LAP-A-
111201). Derslerin yürütülmesine ve proje
çalışmalarımıza verdikleri katkılardan dolayı
bölüm asistanlarımız Cahit Gürel ve Emre
Güner’e teşekkür ederiz.
3. Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012) 8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
KAYNAKÇA
[1] Cynthia Breazeal ve Brian Scassellati.,
(2002), “A context-dependent attention
system for a social robot”,
https://svn.jde.gsyc.es/robotvision/trunk/pape
rs/breazeal-context_dependent_attention-
ijcai99.pdf
[2] Cynthia Breazeal, Michael Siegel, Matt
Berlin, Jesse Gray., (2008), “Mobile,
Dexterous, Social Robots for Mobile
Manipulation and Human-Robot Interaction”,
http://www.mattosbond.com/ftp/backup/work
/resources/other/(%20Disc%201%20)%20Pa
pers%20And%20Classes/content/newtechde
mos/2482-abstract.pdf
[3] Vern Graner, (2008), “The Talking Skull
Kit”,
http://www.notepad.org/articles/SkullKit-
Sept-2008-N&V.pdf
3. Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012) 8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
MANİPÜLATÖRLER İLE DONATILMIŞ DÖRT ROTORLU UÇAN
ROBOT
Hakkı Burak BOZKIR, bozkir.hburak@ student.atilim.edu.tr Atılım Üniversitesi, 06836, Ankara
Alper ERTÜRK, erturk.alper@ student.atilim.edu.tr Atılım Üniversitesi, 06836, Ankara
Kutluk Bilge ARIKAN, [email protected] Atılım Üniversitesi, 06836, Ankara
ÖZET
Bu makalede, döner kanatları ile dikey olarak
havalanabilen, yönelim ve seyir denetimini
sağlayabilecek eyleyici konfigürasyonuna sahip,
dört rotorlu uçan robotun yapısal tasarımı,
matematiksel olarak modellenmesi ve yönelim
denetimcisi tasarımı sunulmaktadır. Ayrıca,
alışılagelmişin dışında bir uçan robot
çerçevesinde, iki farklı manipülatör
alternatiflerinin (Delta Robot ve 2 serbestlik
derecesine sahip robot kol) sisteme entegrasyonu
çalışmaları sunulmaktadır. Uçan robotun dinamik
modeli Newton-Euler denklemleri ile elde edilmiş
olup, sistemin yönelim denetimi için
Matlab/Simulink ortamında geliştirilmiş ve
Simulink Real Time Windows Target kullanılarak
gerçek zamanlı uygulaması yapılmıştır. Sistemin
yönelim denetimi için Doğrusal Karesel
Düzenleyici (LQR) tasarlanmıştır.
ANAHTAR KELİMELER:
Sıra dışı uçan robotlar, Dikey iniş kalkış, Robot
kol, Delta Robot, Gerçek zamanlı denetim, LQR.
ABSTRACT
In this article, a VTOL (vertical take-off and
landing) type UAV (unmanned air vehicle) novel
flying robotic platform, having an attitude
stabilization and orientation has been presented.
The structural design process of novel quad-rotor,
mathematical model and also designing of a
controller processes are given. Furthermore,
studying on the integration of two robot
manipulator alternatives to the system which are
Delta Robot and 2 DOF robot arm, has been
presented. Dynamical model of the system is
obtained by using Newton-Euler formulations.
The control system is developed in
Matlab/Simulink and real time implementation is
achieved by using Simulink Real Time Windows
Target utility. Lineer Quadratic Regulator is
designed for the stabilization of the attitude
dynamics.
KEYWORDS
Novel Flying platforms, VTOL, 2 DOF Robot
Arm, Delta Robot, Real Time Control, LQR.
3. Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012) 8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
1. GİRİŞ
Teknolojinin ilerlemesiyle birlikte ortaya çıkan
gelişmiş insansız hava araçlarının günümüzde
sağladığı faydalar gittikçe önem kazanmaktadır.
Bu araçların kullanıldığı birçok uygulama alanı
bulunmaktadır. Bunların kullanıldığı başlıca
yerler; askeri uygulamalar (gözlem, keşif, sınır
güvenliği vb), arama kurtarma operasyonları
(yangın, deprem, sel vb), trafik kontrolü,
kaçakçılığı izleme, zirai alanlar vb. Tüm bu farklı
alanların ihtiyaçlarına cevap verebilecek bu
sistemlerde, ilgili alanların gereksinimlerine
uygun benzersiz tasarım özellikleri aranmaktadır.
İnsansız hava araçları alanında, uzun menzilli
uçaklar ve havada asılı kalan helikopterler
yapılan araştırmalarda yer alan platformların
başında gelmektedir. Bu platformlar, kendi
aralarında sahip oldukları kanat tipi, rotor sayısı
ve fiziksel görünüşlerine göre adlandırılmaktadır.
Günümüzde dört rotorlu dikey iniş ve kalkış
kabiliyetine sahip uçan platformlar standart hale
gelmişlerdir. Fakat bu platformlara ek olarak
başka bir sistem ile bütünleştirilmesi alışıla
gelmişin dışında bir platform olmasını
sağlamaktadır [1]. Bu konu birçok araştırmacı
tarafından ilgi çeken sıra dışı uçan sistemler
olmuştur. Farklı amaçlar için kullanılan bu
sistemlerin aynı robot üzerinde birleştirilmesi,
optimal çözümlere ulaşmak adına önem
taşımaktadır. Bu bağlamda Atılım Üniversitesi,
Mekatronik Mühendisliği Bölümü, Uçan Robotlar
Laboratuvarında (URL), sıra dışı uçan robotların
araştırılması, yapısal tasarımı, geliştirilmesi,
imalatı, dinamik modellenmesi ve kontrolü
konularındaki çalışmalar sürdürülmektedir.
Araştırma ekseninde, literatürde var olan pek çok
sıra dışı benzer sistemler incelenmiştir [2, 3].
Alışılagelmiş robot çalışmalarının ana ekseninde
öncelikle dört rotorlu dikey iniş ve kalkış
kabiliyetine sahip uçan platformun yapısal
tasarımı yapılmıştır. Bununla eş zamanlı olarak
sistemle bütünleştirilecek olan robotik
manipülatör çalışmaları da yapılmıştır. Bu
kısımda 2 farklı alternatif olan Delta robot ve 2
serbestlik derecesine sahip robot kol tasarımı
ileri-geri kinematik denklemler kullanılarak
yapılmıştır. Sistemlerin entegrasyonundan önce
uçan platformun dinamik modellenmesi yapılıp
yönelim denetleyicisi tasarlanmıştır. Bu
çalışmada LQR tabanlı denetleyici sisteme
uygulanmıştır. Sistemin yönelim denetimi için,
gerçek zamanlı uygulama testleri yapılmış,
gözlenmiş ve geliştirilmiştir.
Bu makale şu şekilde düzenlenmiştir: II. bölümde
dört rotorlu uçan sistemin yapısal tasarımı kısaca
anlatılmış. III. bölümde robotik manipülatörlerin
tasarımı kısaca anlatılmıştır. IV. Bölümde dört
rotorlu uçan sistemin dinamik modeli Newton-
Euler yöntemiyle elde edilmiştir. V. Bölümde
LQR tabanlı durum değişkeni geri beslemeli
denetleyici tasarımı ve denetleyicinin performansı
benzetim ortamında ölçülmektedir. VI. Bölümde
ise sonuç ve gelecek çalışmalar yer almaktadır.
3. Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012) 8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
2. YAPISAL TASARIM
Sistem tasarımına başlarken, Uçan Robotlar
Laboratuarında mevcut olan Himax 2025-4200
6.6:1 dişli oranına sahip fırçasız motorlar, E-Max
30 elektronik hız kontrol üniteleri ve 12x4.5
Draganfly pervaneleri temel alınmıştır. İlk olarak
Drive Calculator istatiksel benzetim programı
kullanılarak var olan motor üniteleri için
üretilebilecek maksimum itme kuvvetleri
hesaplanmıştır. Alınan toplam kuvvetin %60’ı
sistemin ağırlığı ve yük kapasitesi için ayrılmıştır.
Geriye kalan %40’lık kısım sistemin yönelim
denetimi ve stabilizasyonu için kullanılmıştır.
Buna göre sistemin toplam ağırlığı ortalama
olarak 2kg civarında olması beklenmiştir.
Tasarım aşamasında bazı kısıtlamalar dikkate
alınmıştır [4]. Ağırlık kısıtlamaları, uzunluk
kısıtlamaları(Maksimum çap=1m, rotorlar arası
uzaklık=60cm), malzeme seçimi, titreşim azaltıcı
çalışmalar ve sistemin yapısal güvenilirliği
bunlardan bazılarıdır. Bu sınırlamalar göz önünde
bulundurularak, sistem tasarımı yapılan analizler
sonucunda iyileştirilmiştir.
2.1 Titreşim Analizi
Titreşim analizlerinde, sistemin sahip olduğu
rezonans frekans aralığının, uçan sistemin havada
asılı kalması sırasında motorlardan gelen titreşim
aralığından olabildiğince uzağında olması
gerekmektedir. Bu sebeple sistem, motorların
olduğu bölgelerden benzetim programında
sabitlenmiş ve çözüm sonuçları birbirlerine
yaklaşana kadar ağ boyutları küçültülüp benzetim
tekrarlanmış olup gösterilmiştir (Şekil 1).
Şekil 1. Solidworks® Frekans Analiz Sonucu
Sistem, havada asılı olduğu durumdaki motorların
dönüş hızları 193.73rad/s ile 644rad/s arasında
olduğu hesaplanmıştır. Tablo 1 de, Solidworks®
programında yapılan analizin sonuçları
verilmiştir. Buradaki maksimum görülen frekans,
motorların dönüş frekansından yeterli ölçüde
uzak olduğu görülmektedir.
Tablo 1. Frekans Analiz Sonuçları
Mod
Numarası
Rezonans
frekansı(rad/sec)
Rezonans
frekansı(Hz)
1 922.49 146.82
2 1403.41 223.36
3 1416.41 225.43
4 1437.46 228.78
5 1602.02 254.97
3. Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012) 8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
2.2 Statik Analiz
Sistemin uçuş ve test aşamalarında, motorlar
tarafından üretilen itme kuvvetine karşı sistemin
yapısal bütünlüğünü koruyup korumadığının
gözlemlenmesi ve sistemin esneme miktarlarının
tespit edilmesi gerekmektedir. Bu sebepten ötürü,
motor tutuculardan, motorların teorik olarak
üretebileceği maksimum kuvvet uygulanarak
sistemin statik analizi yapılmıştır (Şekil 2).
Şekil 2. Solidworks® Statik Analiz Sonucu
Statik analiz simülasyonu sonucu sistem
üzerindeki maksimum basınç 13.8MPa,
maksimum kaydırım 1.4mm bulunmuştur.
Yapılan analizler sonucunda, sistem üzerinde
meydana gelen basınçlara ve yüzey gerilimlerine
dayanabilen malzeme olarak Aliminyum
seçilmiştir. Tüm analizler sonucunda, sistemin
yapısal tasarımı iyileştirilmiş olup üretime
başlanmıştır. Şekil 3 de sistemin 3 boyutlu katı
model ve fiziksel model gösterilmiştir.
Şekil 3. Sistemin 3 Boyutlu Katı Modeli ve
Fiziksel Hali
3. MANİPÜLATOR TASARIMLARI
Bu bölümde Delta Robot ve 2 serbestlik
derecesine sahip robot kol tasarımları
bulunmaktadır. Buradaki amaç, tasarlanan
manipülatörlerin uçan sisteme bütünleştirilmesi
göz önünde bulundurularak sıra dışı bir sistem
elde etmektir. Alışılagelmişin dışında olan bu
sistemin kullanılma nedenleri şunlardır:
*Sistemin çalışma esnasında, ağırlık merkezinin
yerinin manipülatör yardımıyla değiştirilerek,
uçan platformun yönlendirilmesi,
*Entegre edilen sistemin hızlı tepkiler vermesiyle
oluşan etkilerin, uçan sistemin stabilizasyonuna
yardımcı olması,
*Sistemin kontrolcüsünü test etmek amacıyla,
dışarıdan manipülatör sayesinde sisteme
bildiğimiz bir rahatsızlık vermek,
*Sistemin eğilip yerdeki bir objeyi dürtmek, tutup
çekmek ve taşımak için bir manipülatör
kullanmak.
3. Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012) 8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
3.1 Delta Robot
Delta Robot 3 eksende hareket kabiliyeti olan
paralel manipülatördür. Bu sistemin en önemli
avantajı çok hızlı çalışması ve tepki vermesidir.
Bu yüzden uçan sistemimize uygun bir
manipülatör olduğundan modellenip
tasarlanmıştır. Delta Robotun ters kinematik
modeli Şekil 4 baz alınarak çıkarılmıştır.
Şekil 4. Delta Robotun Eklem Yerleri [5]
Ters kinematikte, verilen x,y,z koordinatlarına
göre motorların gideceği açılar hesaplanmıştır.
Şekil 5 de geometrik ilişkiler kullanılmıştır.
Şekil 5. Delta Robotun Geometrik Pozisyonu [5]
30√
(1)
,√
, 0,√
, (2)
3
0,√
, 0
(4)
√
√
(5)
J 0, yJ , zJ
� tan (6)
Şekil 6 da, �1 bulunduktan sonra, sistemi XY
düzleminde Z eksenine dik olarak 120 derece saat
yönünün tersinden döndürülmesiyle �2 ve �3
hesaplanmıştır.
Şekil 6. Deltanın XY Düzlemindeki Hareketi [5]
3. Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012) 8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
Kinematik denklemler sonucunda katı modelleme
programı kullanılarak Delta robotun simülasyonu
yapılmıştır. Sistem üretilip, servo motorlarla
sürülerek laboratuarımızda test edilip doğruluğu
görülmüştür. Şekil 7 de, robotun katı modeli ve
fiziksel hali, Şekil 8 de, uçan sisteme entegre
edilmiş hali gösterilmiştir.
Şekil 7. Delta Robotun Katı modeli ve gerçek hali
Şekil 8. Delta Robotun Uçan Sisteme Entegresi
3.2 Robot Kol
Şekil 9 da, 2 serbestlik derecesine sahip robot
kolun ileri kinematik denklemleri çıkarılmıştır.
Şekil 9. Robot Kolun XY Eksenindeki Durumu
cosѲ cos Ѳ Ѳ (7)
sinѲ sin Ѳ Ѳ (8)
Şekil 10 da, tasarlanan 2 serbestlik derecesine
sahip robot gösterilmiştir.
Şekil 10. Robot Kolun Fiziksel Hali
4. DİNAMİK MODELLEME
Sistem modellenmesinde gerekli basitleştirmeleri
yapabilmek için bazı varsayımlara gidilmesi
öngörülmüştür. Bunlar;
*Sistemin fiziksel karakteristiğinin katı kabul
edilmesi,
*Sistemin tamamen simetrik olması sonucu
eylemsizlik matrisinin köşegen kabul edilmesi,
*Döner kanatların ürettiği kuvvetlerin, kanatların
dönüş hızlarının karesiyle doğru orantılı kabul
edilmesi sonucu yapılan yaklaşımın aerodinamik
davranışa yakın olması,
*Havada asılı kalma durumu
Şekil 11 deki serbest cisim diagramında, sistemin
genel durumu görülebilir, “b” gövde için “e” ise
yerin referans eksenlerini belirtmek için
kullanılmıştır [6].
3. Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012) 8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
Şekil 11. Genel Durum
Sistemin yönelim dinamiği için kullanılacak
genel durum vektörü;
(9)
Bunların zamana göre değişimlerini veren
denklemler;
(10)
(11)
1 . .0 cos0 . .
(12)
(13)
(14)
(15)
I=0.05146 0 0
0 0.05146 00 0 0.09420
(16)
Sistem üzerinde oluşan kuvvetler ve momentler
itki testinden elde edilen motor modelleri ile
bulunmuştur (Şekil 12).
Şekil 12. İtme Kuvveti ile Çalışma Rejimi İlişkisi
F1=(36.04*rejim1-1104 /1000)*9.81 (17)
F2=(35.48*rejim2-1055 /1000)*9.81 (18)
F3=(34.67*rejim3-1044 /1000)*9.81 (19)
F4=(32.44*rejim4-961.4 /1000)*9.81 (20)
Mx=(F3-F1)*L/2 (21)
My=(F4-F2)*L/2 (22)
Mz=(M2+M4)-(M1+M3) (23)
L=0.3m
4.1 Denklemlerin Doğrusallaştırılması
Dinamik denklemler sistemin havada asılı kalma
durumu baz alınarak, jacobianlar kullanılarak
doğrusallaştırılma yöntemi izlenmiştir [6].
0 0 0 0 0 0 (24)
Verilen n genel durum denklemi, y= f(x), ve n
genel durum değişkeni x1,…,xn, kullanılarak
Jacobian matrisi aşağıda gösterildiği gibi
hesaplanır;
1
1
1
2…
2
1
2
2… (25)
3. Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012) 8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
Girdi matrisi, B, dört motorun çalışma
rejimlerinden oluşan girdi vektörü , u, ve jacobian
metodu kullanılarak doğrusallaştırıldı.
(26)
GX-2 ataletsel ölçüm algılayıcısı kullanılarak
sistemin üç eksenindeki açılar ve açılar hızları
ölçülebilmekte olduğu için C matrisi 6x6 özdeşlik
matrisi haline gelir. Düz geçiş matrisi D ise,
sistemin girdi ve çıktıları arasında doğrudan bir
bağlantı olmadığı için sıfır alınır. Böylece çıkış
matrisi
(27)
5. DENETLEYİCİ TASARIMI
Dört rotorlu uçan sistemlerin kontrolü için
literatürde bir çok alternatif vardır [6, 7, 8].
Sistemin kontrolü için değişken geri beslemeli
Doğrusal Karesel Düzenleyici tasarımı
yapılmıştır. Bu kontrolcünün kullanılma nedeni,
sisteme uygulanması kolay ve ideal sonuçlar
verebilmesidir. Ayrıca birden fazla girişi ve çıkışı
olan sistemlerde dirençli bir düzenleyicidir.
Sistem zamanla değişmeyen bir sistem olarak göz
önüne alındığında, durum değişkeni şu şekilde
olur;
= Ax + Bu (28)
y= Cx +Du (29)
x(0)=x0 (30)
x=Sistemin durum değişkeni,
u=Sisteme uygulanan girdi(Çalışma rejimi(%)),
A=Sistem matrisi, B=Girdi matrisi,
C=Çıktı matrisi, D=Doğrudan geçiş matrisi.
LQR kontrolcüsü sistemin performansını
arttırmak ve ideal bir kontrol sağlamak için
minimizasyon fonksiyonu hesaplar.
J= (31)
Bu optimizasyon problemini çözerek K kazancını
hesaplar. Bu problemi çözerken iki kriter arasında
denge sağlamaya çalışır. Bunlar, regülasyonun
hızının ve kontrolcü girişinin (dolayısıyla
harcanan enerjinin) önemini belirleyen Q ve R
kriterleridir, kontrolcüyü tasarlayan kişi
tarafından ayarlanır.
Q matrisi sistemin sahip olduğu durum
değişkenlerinin karakteristiğini belirler. Bu
matriste durum değişkenlerinin önceliği
belirlenir. Eğer Q matrisi değerleri artarsa sistem
daha çabuk tepki verir.
R matrisi sistemin kontrolcü girdilerinin
performans matrisidir. Eğer bu değerler artarsa
kontrolcü sinyalinin önemi azalır, böylece sistem
daha az enerji harcar fakat kontrol hızı düşmüş
olur.
3. Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012) 8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
Şekil 13 de, Matlab/Simulink ortamında gerçek
zamanlı denetleyici tasarımı verilmiştir.
Şekil 13. Gerçek Zamanlı Denetleyici Tasarımı
Sistemin denetleyici kontrolü altında genel
çalışma prensibi Şekil 14 deki gibidir.
Şekil 14. Sistemin Genel Çalışma Prensibi
Sistem yuvarlanma açısında -5o, yunuslama
açısında +5o başlangıç koşuluna sahip olduğu
andaki kontrolcü simülasyon çıktıları Şekil 15 ve
Şekil 16 da gösterilmiştir.
Şekil 15. Yuvarlanma Açısının Kontrolü
Şekil 16. Yunuslama Açışının Kontrolü
6. SONUÇ VE GELECEK ÇALIŞMALAR
Bu bildiride dört rotorlu insansız hava aracının
tasarımı, dinamik modellenmesi, kontrolü ve
manipülatör tasarımı ile ilgili yapılan çalışmalar
anlatılmıştır. Sistemin dinamik modeli Newton-
Euler yöntemiyle elde edilmiş olup denetleyici
tasarımı yapılıp, benzetim çalışmaları
Matlab/Simulink yazılımında test edilmiştir.
Gerçek Zamanlı Windows Hedefi kullanılarak,
LQR tabanlı denetleyicinin sistemin pozisyon
referanslarını başarılı bir şekilde yakaladığı test
edilmiştir. Tasarlanan ve üretilen manipülatörler
sistem üzerine entegre edilmeden önce tek
başlarına başarıyla sürülmüştür. Gelecek
çalışmalarda üretilen Delta Robotun uçan
3. Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012) 8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
sistemle bütünleşmesi hedeflenmiş olup, sıra dışı
hale gelen yeni sistemin dinamik modellenmesi
ve denetleyici tasarımı yapılacak ve
gözlenecektir. Ayrıca uçan sisteme bir CMUcam2
kamerası takılıp yerde seyir halinde olan bir kara
aracını takip etmesi hedeflenmiştir.
TEŞEKKÜRLER
Bu araştıma, MECE 407-408 Lisans Araştırma
Projeleri I-II dersleri kapsamında
gerçekleştirilmiş ve Atılım Üniversitesi
tarafından desteklenmiştir (Proje No: LAP-A-
111201). Derslerin yürütülmesine ve proje
çalışmalarımıza verdikleri katkılardan dolayı Yrd.
Doç. Dr. Zuhal Erden’e, Ahmed Aksal’a, Anıl
Güçlü’ye, Mehmet Çakmak'a, Mehmet Aday’a
ve Meral Aday’a teşekkür ederiz.
KAYNAKÇA
[1] Mellinger, D., Shomin, M. ve Kumar,V.,
(2010), “Control of Quadrotors for Robust
Perching and Landing”, International
Powered Lift Conference, October 5-7, 2010,
Philadelphia, PA (Erişim: 12.11.2011)
[2] Keemink, A., (2011), “Conceptual
Investigations on a Manipulator System
for Inspection UAVs”
https://www.ce.utwente.nl/aigaion/publicatio
ns/show/2008 (Erişim: 13.11.2011)
[3] W.Beyer, E., (2009), “ Design, Testing, and
Performance of a Hybrid Micro Vehicle-
The Hopping Rotochute”
http://smartech.gatech.edu/jspui/bitstream/18
53/29661/1/beyer_eric_w_200908_phd.pdf
(Erişim: 13.12.2011)
[4] Pounds,P., (2011), “5.Case Study: Large
Quadrotor MAV Design”
http://www.eng.yale.edu/pep5/nasa_ct_space
_grant_workshop/5_Special_topic__Large_q
uadrotor_MAV_design.pdf
(Erişim: 17.11.2011)
[5] Zavatsky, M., (2009) “Delta Robot
Kinematics”,
http://forums.trossenrobotics.com/tutorials/int
roduction-129/delta-robot-kinematics-3276/
(Erişim: 16.12.2011)
[6] Kıvrak, Ö., A., (2006), “ Design of
ControlSystems for a Quadrotor Flight
Vehilce Equipped with inertial sensors”, Y.
Lisans Tezi, Atılım Üniversitesi, Mekatronik
Mühendisliği Bölümü (Erişim: 23.02.2010)
[7] Domingues, J. M. B., (2009),"Quadrotor
Prototype",
https://dspace.ist.utl.pt/bitstream/2295/5740
42/1/Tese_de_Mestrado.pdf
(Erişim: 25.11.2011)
[8] Bouabdallah, S., (2010), "Design And
Control Of Quadrotors With Application To
Autonomous Flying",
http://biblion.epfl.ch/EPFL/theses/2007/37 2
/EPFL_TH3727.pdf (Erişim: 10.11.2011)
3. Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012) 8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
MEKATRONİK MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ LABORATUVARLARI
İÇİN BEKÇİ/REHBER ROBOT TASARIMI
Gizem ÇELİK, [email protected] Atılım Üniversitesi, 06836, Ankara
Emre ERDEM, [email protected] Atılım Üniversitesi, 06836, Ankara
Kutay KÖK, [email protected] Atılım Üniversitesi, 06836, Ankara
Derya OSKAY, [email protected] Atılım Üniversitesi, 06836, Ankara
Cenk SEVİMLİ, [email protected] Atılım Üniversitesi, 06836, Ankara
Zühal ERDEN, [email protected] Atılım Üniversitesi, 06836, Ankara
ÖZET
Gelişen teknoloji birçok gereksinimi beraberinde
getirmektedir. Bunların sonucunda insanlara
günlük hayatlarında yardımcı olmak ve
hayatlarını kolaylaştırmak amacıyla geliştirilen
insansı robot çalışmalarında gözle görülür bir
artış görülmektedir. Atılım Üniversitesi
Mekatronik Mühendisliği Bölümünde yürütülen
bu çalışmada, laboratuvarlarda gündüz rehber,
gece ise güvenlik görevi üstlenebilecek bir robot
tasarımı yapılmaktadır. 2011-2012 Akademik
yılında yürütülen ve bu bildiride anlatılan
çalışmalarda laboratuvar koridorlarında sabit
engellere çarpmadan dolaşabilen bir robotun
mekanik ve elektronik tasarımı, üretimi ve testleri
yapılmıştır.
ANAHTAR KELİMELER:
İnsansı robot, Rehber robot, Güvenlik robotu,
Robot tasarımı
ABSTRACT
Developments in technology bring many needs.
As a result of this, there are remarkable increases
in humanoid robot research for helping people in
daily life applications and making life easier for
them. In this research which performed in Atılım
University Mechatronics Engineering
Department, there is a robot design which is
guide in day time and security in night time at the
Mechatronics laboratories. In the 2011-2012
academic year, the work done in this paper
introduces that the mechanical and electronic
design, manufacturing and testing a robot which
locomated without crashing static obstacles in
laboratory holes.
KEYWORDS
Humanoid robot, Guide robot, Security robot,
Robot design
3. Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012) 8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
1. GİRİŞ
Günlük yaşantımızın vazgeçilmez birer parçası
olmaya başlayan robotlar bankalardan müzelere,
hastanelerden evlerimize kadar birçok farklı
alanda insanlara hizmet vermektedirler. Bu
projenin genel amacı Mekatronik Mühendisliği
Bölümü laboratuvarlarında gündüz insanları
karşılayıp rehberlik yapacak, gece ise herhangi
bir tehdide karşı laboratuvarları koruyacak bir
robot tasarlanması ve üretilmesidir. Projenin bu
seneki amacı ise robotun laboratuvarlarda sabit
engellere çarpmadan hareket etmesini
sağlanmaktır. Bu amaç doğrultusunda birçok
çalışma yürütülmekle beraber yapılan ilk ve en
önemli çalışma geniş bir kaynak taramasıdır.
Kaynak taraması yapılacak tasarıma ve üretime
yön vermesi bakımından çok önemlidir. Bu
kapsamda yaklaşık elli adet makale okunmuş ve
bu makaleler sınıflandırma çizelgesi yardımıyla
gruplandırılmışlardır. Daha kapsamlı bilgi bir
sonraki bölümde verilmektedir. Kaynak taraması
yapıldıktan sonra tasarım aşamasına geçilmiştir.
Tasarım aşaması mekanik tasarım ve elektronik
tasarım olarak iki bölümden oluşmaktadır.
Mekanik tasarım bölümünde robotun iskeleti ve
yürüme mekanizmasıyla ilgili ayrıntılı bilgilere
yer verilmiştir. Elektronik tasarım bölümünde ise
robotun elektriksel donanımı, malzeme listesi ve
çalışma prensipleri kapsamlı olarak anlatılmıştır.
2. KAYNAK TARAMASI
Bu çalışmada tasarıma başlanmadan önce detaylı
bir kaynak taraması yapılmıştır. Bu araştırma
kapsamında yaklaşık elli adet makale okunmuş ve
daha önce yapılan çalışmalarla ilgili detaylı bir
araştırma çalışması yürütülmüştür. Bu araştırma
çalışmalarında öne çıkan başlıklar robot
öğrenmesi, yol planlaması, insan-robot etkileşimi,
engelden kaçınma, yüz tanıma, dil algısı, zekâ,
uzaktan kontrol ve insansı robotlardır. Bu
araştırmalarla kullanılan yöntemler fiziksel
modelleme, matematiksel modelleme, benzetim,
deneysel çalışmalar ve algoritma geliştirilmesidir.
Araştırmalarda ki uygulamalar arasından en çok
göze çarpanlar, kamuya açık alanlarda rehber
olarak kullanılan robotlardır [1 - 3]. Çünkü proje
kapsamında tasarlanan robot bu sınıflandırmaya
uymaktadır. Ek olarak bu kaynaklarda rehber
robotun temel özellikleri sağlanmıştır. Kaynak
araştırmalında daha çok üniversitelerin yaptığı
robotlar göz önünde bulundurulmuştur. Makaleler
incelenirken, rehber robot için gereken özellikler
değerlendirilmiştir ve faydalı görülen özelliklere
sahip olan makaleler sınıflandırma çizelgesi
yerleştirilmiştir. Rehber robot gün içinde
mekatronik laboratuvarlarına gelen misafirlere
yön göstermek ve bilgi vermek için
tasarlanmaktadır. Robotun bu donanıma sahip
olabilmesi için bazı özellikler temel alınmıştır,
bunların başında hareket [4], engelden kaçma[5]
ve yol tanımlama[6] özellikleri yer alır. Hareket
robotun uzaktan kontrol edilmeden kendiliğinden
3. Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012) 8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
hareket etmesidir. Rehber robotun hareket
tanımlamaları işlemcisine yerleştirilen sensör
bilgileriyle tamamen kendi yol bilgisini
oluşturmasıyla sağlanır [4]. Hareket donanımı
genel olarak engelden kaçma ve yol tanımlama
özellikleriyle desteklenmiştir [5][6]. Ek olarak
sensör bilgileri yol tanımlama özelliğini
destekler, rehber robot üzerinde kullanılmak
üzere seçilen sensör bilgileri[7] aynı zamanda yol
tanımlamak içinde kullanılmıştır. Rehber robot
üniversitenin mesai saatleri dışında da görev
yapmaktadır. Bu saatlerde güvenlik komutuna
geçer. Güvenlik robotun özellikleri rehber
robotun üzerine eklenmiştir robot gün saatlerini
işlemcisinde zamanlar ve otonom olarak durum
değiştirir. Güvenlik özellikleri[8] robotun gece
mekatronik laboratuvarlarına giren yabancı
kişileri üniversitenin güvenlik birimlerine haber
etmesini sağlar aynı zamanda mesai saatleri
dışında laboratuvarda oluşabilecek yangın veya
gaz kaçağı gibi olaylarda güvenlik görevlilerine
haber verir. Güvenlik robot ultrasonik
sensörlerden gelen bilgi ile mekatronik
laboratuvarlarında yön tanımlamasını yapar, aynı
zamanda mesai saatlerine yaklaşan vakitlerde
robot kendi laboratuvarının önünde konumlanır
ve rehber robot komutuna geçer.
Rehber/Güvenlik robot işlemcisinden aldığı
komutlarla her gün belirli görevleri yapar. Bu
görevler Fuzzy Logic [9] algoritması ile robota
hareket sağlar. Fuzzy logic ile genel bilgileri
kaynaklardan sağladığımız bilgilerle geliştirdik.
Son durum olarak rehber robot mekatronik
laboratuvarlarında otonom olarak hareketini
sağlamaktadır.
3. GÜVENLİK/REHBER ROBOTUN
TASARIMI
Bu bölümde Güvenlik/Rehber robotun tasarımı
ile ilgili bilgilere yer verilecektir. Gerekli kaynak
taramasını gerçekleştirdikten sonra, eski
çalışmalar ışığında Rehber/Güvenlik robotun
tasarımı yapılmıştır. Rehber/Güvenlik robot
mekatronik bir tasarım olduğu için bu çalışmayı
mekanik tasarım ve elektronik tasarım olarak
ikiye ayırmak mümkündür. Aynı zamanda
yazılımsal bilgilere de yer verilmiştir.
3.1 Mekanik Tasarım
Rehber/Güvenlik robotun mekanik tasarımını
yürüme mekanizması ve gövde olarak iki bölüme
ayırmak mümkündür. Yürüme mekanizması
bölümünde robotun hareket etmesini sağlayan
bileşenler, çalışma prensipleri ve hesaplamalar
yer almaktadır. Gövde bölümünde ise kullanılan
malzemeler ile sebep sonuç ilişkileri ve
Yürüme Mekanizması: Yürüme mekanizması
hareket eden mühendislik tasarımları için hayati
derecede önem taşır. Hem robotun dengeli
hareket etmesi için hem de üzerine binen gövde
kuvvetini kaldırabilmesi yürüme mekanizmasının
çok iyi tasarlanması gerekmektedir. Şekil 1 de
Güvenlik/Rehber robotun yürüme mekanizması
görülmektedir.
3. Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012) 8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
Şekil 1. Yürüme Mekanizması
Yürüme mekanizması tasarımı iki aşamalı olarak
gerçekleştirilebilir. İlk aşama yeterli kuvveti
kaldırabilecek torka sahip motorların seçimi ve
tekerlek seçimi ikinci aşama ise kullanılacak
kasanın malzemesinin ve biçiminin
tasarlanmasıdır. Güvenlik/Rehber robotta VEX
Robotics’in tekerlek ve motor setleri
kullanılmıştır. Aşağıdaki hesaplama her bir
motorun taşıyabileceği yük miktarını kg
cinsinden vermektedir. Bu hesaplamada Fsürtünme
tekerlek ile zemin arasındaki sürtünme kuvvetini,
d tekerlek çapını, r tekerlek yarıçapını, T torku, M
bir tekerleğin üzerine düşen yük miktarını, g yer
çekimi kuvvetini temsil eder.
Fsürtünme x r =T (1)
d = 4 in
d= 10.2 cm
r=d/2 (2)
r=10.2 cm /2
r= 5.1 cm
5.1cm=0.051 m
T = 1.525 N.m
Fsürtünme =( 1.525 x 2 x 100)/(10.2)
Fsürtünme = 29.9 N
M x g = Fsürtünme (3)
M x 9.81 = 29.9 N
M = 3.04 kg
Bu hesaplamaya göre her bir motorun
taşıyabileceği yük miktarı 3.04 kg’dır. Bu da
tasarım için yeterli bir miktardır. Tablo 1. yürüme
mekanizmasında kullanılan parçaları
göstermektedir.
Tablo 1. Yürüme Mekanizması Parçaları
Parça Adet
Vex Robotics Tekerlek 4
Vex 3 kablolu Motor
4
Alüminyum L bar 4
Destek Panelleri 2
Yürüme mekanizması tasarımının ikinci aşaması
kasanın tasarlanmasıdır. Buna göre 4 adet
alüminyum L bar birbirlerine cıvata ve somun
yardımıyla birleştirilmiş ve 2 adet alüminyum
destek paneli yardımıyla kuvvetlendirilmiştir. L
barın ölçüleri 51cm x 4 cm, alüminyum destek
paneli 41cm x 5 cm’dir. Alüminyum parçaların
bu ölçülerde tasarlanmasının nedeni ise
mekatronik laboratuvarlarında rahatlıkla
dolaşmasını sağlamaktır. Tasarımda alüminyum
3. Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012) 8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
malzeme kullanımının sebebi kolay işlenebilirliği
ve hafif olmasıdır. Bu parçaların çizimleri SOLID
WORKS yazılımı yardımıyla yapılmıştır.
Gövde: Güvenlik/Rehber robot projesi
bünyesinde yapılan çalışmalarda yapılan ilk
tasarımda yürüme mekanizması 2 tane tekerlek ve
pleksi glassdan oluşan bir kasadan oluşmaktaydı.
Gövde tasarımı ise dikdörtgen şeklinde pleksi
glass malzemeden oluşan parçalardan
oluşmaktaydı. Fakat aşırı yük sebebiyle yürüme
mekanizmasında oluşan hatalar tasarımın başarılı
bir tasarım olmadığını göstermiştir. Bunun
sonucunda tasarımda değişikliğe gidilip yürüme
mekanizması ve gövde değiştirilmiştir. Yapılan
yeni tasarıma göre gövde 4 adet alüminyum
çubuktan oluşmaktaydı ve bu çubuklar gövdenin
iskeleti niteliği taşımaktaydı. Bu 4 çubuk üzerine
dekota malzeme kaplanarak bir gövde
oluşturulması planlanmış, bu gövde önünde
dokunmatik ekran ve üzerinde bir kafa yardımıyla
desteklenmiştir. Şekil 2 de planlanan tasarımın
resmi görülmektedir.
Şekil 2.Tasarım Modeli
Fakat üretimdeki imkânsızlıklar ve zaman
kısıtlaması nedeniyle bu amaca ulaşılamamış
bunun yerine tasarımda tekrar bir değişikliğe
gidilmek zorunda kalınmıştır. Yeni tasarıma göre
yürüme mekanizması üzerine 4 adet düz
alüminyum çubuk monte edilmiştir. Bu
çubukların uzunlukları 98 cm’dir. Şekil 3 de
robotun en yeni tasarımı gösterilmektedir.
Şekil 3. Bekçi/Rehber Robot (Mekanik Yapı)
Son olarak çubukların dışına pleksi glass
malzemeden bir kaplama yapılacak ve robotun bu
sene ki son haline ulaşılacaktır.
3.2 Elektronik Tasarım
Güvenlik/Rehber robotun elektronik tasarımı
mekanik tasarımla beraber eş zamanlı olarak
yapılmıştır. Bu tasarıma göre kullanılacak
elektriksel malzemeler seçilmiş ve gerekli devre
şeması bilgisayar destekli programlar (ARES-
ISIS) sayesinde oluşturulmuş ve yazılımsal
3. Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012) 8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
veriler kullanılarak simülasyonu yapılmıştır.
Ayrıca bu bölümde yazılımla ilgili bilgilere de
yer verilmiştir. Aşağıda elektriksel malzemeler ve
açıklamaları verilmiştir:
Arduino Uno: Güvenlik/Rehber robotun
elektronik tasarımında işlemci olarak Arduino
Uno kullanılmıştır. Arduino Uno’nun tercih
edilmesinin sebepleri kolay programlanabilir
olması, kullanım kolaylığı ve ARES 232
çeviriciye sahip olması ve bu sayede de bir ara
yüzle bilgisayar ortamından sensör değerlerinin
rahatça okunabilmesidir. Arduino Uno için
kullanılan yazılım C tabanlı Arduino dilidir. Şekil
4’te Arduino Uno işlemcinin şekli görülmektedir.
Şekil 4. Arduino Uno
Pololu MD01D: Devre tasarımında 4 adet 2
kablolu VEX motor kullanıldığı için motor
sürücülere ihtiyaç duyulmuştur. Devrede 2 tane
Pololu MD01B motor sürücü kullanılmıştır. Bu
motor sürücülerin her birinde 2 çıkış
bulunmaktadır ve her iki motor için
kullanılmıştır. Bunun faydası ise sağda ki iki
motora veya soldaki iki motora aynı anda hareket
verilebiliyor olabilmesidir. Aynı zamanda yüksek
performansta yani yüksek voltaj ve yüksek
akımda iyi çalışan bir motor sürücü olması ve
kullanım kolaylığı tercih sebebidir. Şekil 5’te
Pololu MD01D motor sürücü görülmektedir.
Şekil 5. Pololu MD01D
7809 düzenleyici: Motorların veri sayfasından
elde edilen bilgilere göre motorun maksimum
besleme voltajı 9.1 Volttur. Bu nedenle Li-po
pilin çıkış voltajı olan 11.1 voltun 9.1 volta
düşürülmesi gerekmektedir. Bu sebepten dolayı
7809 düzenleyiciye ihtiyaç duyulmuştur. Böylece
motorlardan yüksek performans elde edilmiştir.
7805 düzenleyici: Motor sürücülerin veri
sayfasında giriş voltajı olarak 5 volt verilmiştir.
Bu nedenle Li-Po pilin çıkış voltajı olan 11.1
voltun 5 volta indirgenmesi gerekmektedir. 7805
düzenleyicinin kullanılma sebebi budur. Bu
düzenleyiciden elde edilen voltaj sayesinde motor
sürücüler çalışır hale getirilmiştir.
Ultrasonik sensör: Güvenlik/Rehber robotta 5
adet ultrasonik sensör kullanılmıştır. Bu tip
sensörün kullanılma sebebi mesafeyi inc
cinsinden gösterebilmesidir. Arduino Uno’da
bulunan seri port sayesinde bu değerler
okunabilmekte ve gerekli ayarlamalar
yapılabilmedir. Sağda ve solda kullanılan
sensörlerin sebebi robotun kendini ortalamasını
3. Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012) 8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
sağlamaktır. Öndeki ve arkadaki sensörlerin
kullanım sebebi engelden kaçmaktır. Son olarak
ortada kullanılan sensörün sebebi ise robotun
durmasını sağlamaktır. Şekil 6’da devrenin baskı
devre şeması devre elemanlarıyla birlikte
verilmiştir.
Şekil 6. Baskı Devre Şeması
Yukarıdaki devre şemasında “Arduino Pins”
yazılı olan yere Arduino’nun bacakları devre
üzerindeki ilgili pin numaralarına bağlanmıştır.
“Pololu Motor Driver Pins” yazılı olan yere yine
Pololu motor sürücülerin ilgili pinleri
bağlanmıştır. 7809 ve 7805 düzenleyicilerinin
bacak numaraları baskı devre şemasında
gösterilmiştir. Ayrıca Li-Po pil ve sensör
bağlantıları artı eksi bacakları ile birlikte
yukarıdaki baskı devre şeması üzerinde
görülmektedir.
Li-Po Pil: Sistemde 11.1 volt ve 3050 mAh
özelliklere sahip bir pil kullanılmıştır.
Oluşturulan sistem ağır olduğu için motorlardan
çekilen akım da fazladır. Bu sebepten dolayı bu
özelliklere sahip Li-Po pil seçilmiştir.
Yazılımsal Bilgiler ve Akış Şeması: Daha
önceden de belirtildiği gibi yazılım dili olarak C
tabanlı Arduino dili kullanılmıştır. Bu kod
robotun engellerden kaçması ve dar bir ortamda
yolu ortalayarak hareket etmesi için
tasarlanmıştır. Toplamda kullanılan 5 ultrasonik
sensör sırası ile Arduino mikroişlemci kartının
üzerinde bulunan analog pinlere bağlandı.
Bilgisayar ortamında kullanılan Arduino’nun ara
yüz programındaki “analogRead” ve
“Serial.print” komutları kullanılarak sensörlerden
gelen veriler seri monitöre bastırıldı. Bu değerlere
göre gerekli komutlar kullanılarak robotun bu
sensörlerden gelen verilere göre motor sürücüler
ve bunlara bağlı olan motorlar yardımı ile
hareketi sağlandı. Şekil 7 deki Akış şemasında
robotun mekatronik laboratuvarlarında nasıl
davranacağı detaylı olarak verilmiştir.
3. Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012) 8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
Şekil 7. Akış Şeması
Robota güç verildikten sonra ilk önce önünde
herhangi bir engel olup olmadığına bakıyor. Eğer
herhangi bir engel yoksa robot yoluna devam
ediyor. Eğer bir engel varsa engelin solunda mı
sağında mı yoksa tam önünde mi olduğunu
algılıyor. Eğer engel solunda ise robot sol
motorlar çalışırken sağ motorları durduruyor. Bu
şekilde robot sağa dönerek engelden kaçıp yoluna
devam ediyor. Aynı şekilde engel robotun
sağında ise bu sefer robot sağ motorlar çalışırken
sol motorları durduruyor. Bu şekilde robot sola
dönerek engelden kaçıp yoluna devam ediyor.
Eğer engel tam önündeyse robot tüm motorları
durduruyor. Önündeki engelden kurtulduğu
zaman yoluna devam ediyor.
4. SONUÇLAR VE PLANLANAN
ÇALIŞMALAR
Lisans Araştırma Projeleri dersi (MECE 407-408)
kapsamında alınan “Rehber Güvenlik Robotun
Otonom olarak Mekatronik Laboratuvarlarında
Hareketinin Sağlanması” projesinin üzerinde
titizlikle çalışılmıştır. 2011-2012 akademik
yılının güz döneminden başlanmak üzere, robotun
mekanik ve elektronik tasarımı verimli kaynak
taramalarının ışığında başarıyla
gerçekleştirilmiştir. Yapılan çalışmalar ve
denemeler sonucunda, 2011-2012 akademik
dönemindeki başarı kıstasına ulaşmıştır. Bu
başarı kıstası daha önceden de belirtildiği gibi
Bekçi/Rehber robotun mekatronik
laboratuvarlarında otonom olarak hareketinin
sağlanmasıdır. Bu sene ki başarılı çalışmalar
projenin gelecek senelerde erişeceği başarılara
yol açar nitelikte olmaktadır. Öte yandan projenin
gelecek senelerde planlanan çalışmaları da
belirlenmiştir. Bu plana göre Bekçi/Rehber robot
son haline ulaştığında kullanılan kamera ve
yazılım sayesinde yüz tanıma özelliklerine sahip,
tanıdığı ve tanımadığı kişileri ayırt edebilecek
zekâya sahip olacaktır. Ayrıca tanıdığı ve
tanımadığı kişilere göre ses komutu verebilecek
ve ses komutlarını algılayabilecek bir yapı
Bekçi/Rehber robotun planlanan çalışmaları
arasındadır. Düşünülen senaryoya göre çalışma
saatleri içerisinde rehber robot Atılım üniversitesi
mekatronik mühendisliği laboratuvarlarında gelen
misafirleri karşılayacak yüz tanıma özelliği
3. Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012) 8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
sayesinde insanları ayırt edebilecek buna göre
sesli komut verebilecek ve insanları
yönlendirebilecektir. Üzerindeki dokunmatik
ekran sayesinde yönlendirilebilecek ve bu
yönlendirilmeye göre insanları mekatronik
laboratuvarlarında gezdirecek ve sesli komutlarla
laboratuvarlarda yapılan çalışmalar hakkında
insanları bilgilendirecektir. Diğer yandan mesai
saatlerinin dışında güvenlik robot biçiminde
insanlara hizmet etmesi düşünülmüştür. Bu
kapsamda dumana duyarlı yangın alarmı
sayesinde üniversite görevlileri ile iletişime
geçebilmesi düşünülmüştür. Bunlara ek olarak
yabancı birilerine karşı vereceği alarm tekrardan
üniversite yetkililerini bilgilendirecektir.
Sonuç olarak, MECE 407-408 Lisans Araştırma
Projeleri I-II dersleri kapsamında yürütülen
Güvenlik/Rehber Robot projesi gerek Atılım
Üniversitesinde gerek diğer üniversitelerde örnek
alınması gereken bir proje olarak geleceğe iz
bırakacaktır.
TEŞEKKÜR
Bu araştırma, MECE 407-408 Lisans Araştırma
Projeleri I-II dersleri kapsamında
gerçekleştirilmiş ve Atılım Üniversitesi
tarafından desteklenmiştir (Proje No: LAP-A-
111201). Proje çalışmalarımıza verdikleri
katkılardan dolayı Emre GÜNER ve Cahit
GÜREL’ e teşekkür ederiz. Ayrıca Mekatronik
laboratuvar sorumluları Meral ADAY ve Handan
KARA’ ya sonsuz şükranlarımızı sunarız.
KAYNAKÇA
[1] Kazuhisa S., Yoshinori K., Michie K., Keiichi
Y ,(2007), “Museum Guide Robot with
Effective Head Gestures”, IEEE-International
Conference on Control, Automation and
Systems
[2] Gunhee Kim, Woojin Chung, Kyung- Rock
Kim, Munsang Kim, Sangmok Han, Richard
H. Shinn ,(2004), “ The Autonomous Tour-
Guide Robot Jinny” , IEEE- Internationel
Conference on Intelligent Robots and
Systems
[3] Byung-Ok Han, Young-Ho Kim, Kyusung
Cho, and Hyun S. Yang , (2010), “Museum
Tour Guide Robot With Augmented Reality”
,Korea Advanced Institute of Science of
Technology
[4] Yutaka K., Amir N., Charles A. L, (1988), “A
Locomotion Control Method for Autonomous
Vehicles”, IEEE
[5] Guanghua Zong, Luhua Deng, Wei Wang,
(2006), “A Method for Robustness
Improvement of Robot Obstacle Avoidance
Algorithm”, IEEE International Conference
on Robotics and Biomimetics
[6] Dhananjay B., Nitin A., Nguyen T. T , (2008),
“Path Planning for a Mobile Robot in a
Dynamic Environment” , IEEE-International
Conference on Robotics and Biomimetics
[7] Guanghua Zong, Luhua Deng, Wei Wang,
(2006), “A Method for Robustness
Improvement of Robot Obstacle Avoidance
3. Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012) 8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
Algorithm” , IEEE International Conference
on Robotics and Biomimetics
[8] C.H. Kuo, C.C. Chen, W.C. Wang, Y.C.
Hung, E.C. Lin, (2006), “Remote Control
Based Hybrid-Structure Robot Design for
Home Security Applications”, International
Conference on Intelligent Robots and
Systems
[9] Homayoun Seraji, Fellow, and Ayanna
Howard, (2002), “Behavior -Based Robot
Navigation on Challenging Terrain: A Fuzzy
Logic Approach”, IEEE Transactions On
Robotics and Automation
3. Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012) 8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
SÜRÜ ROBOTLARIN LİDER ROBOT EŞLİĞİNDE HAREKET
ETMESİNİ SAĞLAMAK
Halid ÇAVDAR, [email protected] Atılım Üniversitesi, 06836, Ankara
Ertuğrul KAYABAŞI, [email protected] Atılım Üniversitesi, 06836, Ankara
Fevzi ŞAHİN [email protected] Atılım Üniversitesi, 06836, Ankara
Fuad ALİEW, [email protected] Atılım Üniversitesi, 06836, Ankara
ÖZET
Sürü robotlar, donanım olarak fazla karmaşık
olmayan robotların, çok sayıda ve davranışları
birbirine bağımlı olan yeni bir yaklaşımdır.
Doğada yaşayan canlılardan, özellikle
böceklerden ilham alınır. Sürü robotlarda istenen
üç özellik vardır. Bunlar sağlamlık, esneklik ve
ölçeklenebilirliktir. Sürü robotlarda bugüne kadar
yapılan araştırmaların algılayıcı tabanlı olduğu,
radyo dalgalarının ve kızıl ötesi ışıkların
kullanıldığı anlaşıldı fakat kızıl ötesi ışıkların
sürü robotlarda yeterli olarak kullanılmadığı
kanısına varılmıştır. Bu bildiride, sürü robotlar
hakkında daha önce yapılan araştırmaların
yorumlanması, sürü robotlarda kullanılan
teknolojinin incelenmesi, sürü robotlar hakkında
okunan makalelerin yorumlanması, fiziksel olarak
yapım aşaması, kullanılan malzemelerden
bahsedildi.
ANAHTAR KELİMELER
Sürü, Kızılötesi, Algılayıcı
ABSTRACT
Swarm robotics is a new approach to the
coordination of large numbers of relatively
simple and coordinated robots. It is inspected
form natural life, especially bugs. There are three
desired features for swarm robots. These are
robustness, flexibility and scalability [1]. Most of
the researches are sensor based and radio
frequency, infrared light is the most popular
research sensors for swarm robots. We have
examined that radio frequency is more common
than infrared technology. In this paper, we
interpreted existed literature about swarm
robotics. Explanation of applied technology on
the swarm robotics was done. Hardware and
software of the system and used material was
explained.
KEYWORDS
Swarm robot, Infrared, Sensor
3. Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012) 8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
1. GİRİŞ
Bu araştırmanın genel amacı mekatronik
mühendisliği kapsamı içinde lider araç eşliğinde
toplu olarak lider robotun istediklerini yapmak
sürü halinde hareket etmeleri beklenmektedir. Bu
amaç doğrultusunda birçok çalışma yürütülmekle
beraber yapılan ilk ve en önemli çalışma geniş bir
kaynak taraması yapılmasıdır. Kaynak taraması
yapılacak tasarıma ve üretime yön vermesi
bakımından çok önemlidir. Bu kapsamda yaklaşık
elli adet makale okunmuş ve bu makaleler
sınıflandırma çizelgesi yardımıyla
gruplandırılmışlardır. Daha kapsamlı bilgi bir
sonraki bölümde verilmektedir. Kaynak taraması
yapıldıktan sonra tasarım aşamasına geçilmiştir.
Tasarım aşaması mekanik tasarım ve elektronik
tasarım olarak iki bölümden oluşmaktadır.
2. KAYNAK ARAŞTIRMASI
Bazen tek başlarına hiçbir iş yapamayan varlıklar,
toplu hareket ettiklerinde çok zekice davranışlar
sergileyebilmektedir [2]. Bir topluluğa ait
bireyler, en iyi bireyin davranışından ya da diğer
bireylerin davranışlarından ve kendi
deneyimlerinden yararlanarak yorum yapmakta
ve bu bilgileri ileride karşılaşacakları
problemlerin çözümleri için bir araç olarak
kullanmaktadırlar. Örneğin, bir canlı sürüsünü
oluşturan bireylerden birisi bir tehlike sezdiğinde
bu tehlikeye karşı tepki verir ve bu tepki sürü
içinde ilerleyip tüm bireylerin tehlikeye karşı
ortak bir davranış sergilemesini sağlar. Canlıların
sürü içerisindeki bu hareketleri gözlemlenerek
sürü zekâsı tabanlı en uygun şekle sokma
algoritmaları geliştirilmiştir [3]. Sürü robotların
dünya üzerinde uygulandığı pek çok alan var.
Sistem kuramı açısından bakıldığında sürü
sistemler daha sağlam, daha esnek ve daha etkili
ve ucuz olduğu söylenebilir. Mesela bir karınca
kolonisini ele alalım. Karıncalardan birinin veya
birkaçının kaybedilmesi sistemin işleyişini
bozmamaktadır (sağlamlık), karıncalar bazen bir
şekilde organize olup bir iş yapabildikleri gibi
başka bir zamanda farklı bir iş için farklı şekilde
organize olabilmektedirler (esneklik) [1]. Bunun
yanı sıra, birkaç karınca bir araya gelerek
normalde her birinin kapasitesinden çok daha
üstünde iş yapabilmektedirler (etkililik) [1].
Ayrıca, her bir karıncanın maliyeti (yetiştirilmesi
vs.) çok düşüktür (diğer canlılara, mesela
memelilere nazaran) ve bu sebepten dolayı
karıncaların kısa süre de çok sayıda üremeleri
mümkün (ucuzluk) [1]. Teknolojideki gelişmeler
yapay sürü sistemlerinin veya bir başka değişle
robot sürülerinin üretilmesini mümkün
kılmaktadır. Fakat böyle dağınık sistemlerin
işlevsel kılınması için yeni etkili koordinasyon
mekanizmalarına ihtiyaç vardır. Bu koordinasyon
mekanizmaları mevcut olan sistemlerde
birbirinden çok farklı sistemler değildir. Bu
koordinasyonu sağlamak için kullanılan teknoloji
genel olarak Radyo Dalgası ve Kızıl Ötesi Işık
teknolojisidir. Mevcut çalışmalarda modelleme
çeşidine göre sürü robotlar isimlendirilmiştir.
3. Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012) 8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
Algılayıcı tabanlı sürü robotlar, çevrelerini
algılamak için algılayıcılar kullanırlar. Bu tarz
modelleme en eski ve en yaygın modelleme
çeşididir. Mikroskobik modelleme, matematik
tabanlı bir modellemedir. Bu modellemede her
etkileşimin basit bir matematiksel modellemesi
yapılmaktadır. Bir diğer matematik tabanlı
modelleme çeşidi mikroskobik modellemedir.
Mikroskobik modellemede sistemin davranışını
belli bir zamanda belli bir yerde fark denklemleri
diye adlandırılan denklemlerin sistemi sürekli
kontrol etmesi ile modellenen modelleme
şeklidir. Son olarak bulunan modelleme CA(
Cellular Auto mata)dır [5]. Bu modelleme en
basit matematiksel modeller arasında yer alıyor.
İsminden de anlaşılacağı gibi hücrelerden oluşan
bir sistemdir ve sadece belli özelliklerde sistemler
bir araya gelir. Şu ana kadar incelenen sistemler
arasında, bizim sistemimize en çok benzerlik
gösteren sistem algılayıcı tabanlı olan sistemdir.
Çünkü bizim sistemimiz çevresini algılayıcı ile
algılayacak. Bu algılayıcının teknolojisi Kızılötesi
Işık teknolojisidir. Daha önceki mevcut
sistemlerin çoğu Radyo Dalgalı sistemlerdir [6].
Bizim sistemimizde kızıl ötesi sistem
kullanılmasının en büyük nedenlerinden biri diğer
radyo dalgalı sistemlere göre daha az karmaşık
daha az enerji üreten bir sistem olmasıdır.
3. TASARIM SÜRECİ
Yapmış olduğumuz yayın taramasında sürü
robotların farklı metotlar ile nasıl birbirleri ile
veri alışverişinde bulunduklarını inceledik ve
yapmak istediğimiz kızılötesi ışık ile nasıl bu
robotları haberleştiririz sorusunun cevabını
aramaya başladık. Grup arkadaşlarımızla bu konu
hakkında birçok pozitif tartışma yaşadık. Örneğin
kullanacağımız kızılötesi ışığının frekans aralığı
ne olmalı, seçeceğimiz motorlarımızın torku ne
kadar olmalı gibi konuşmalar yaptık. Bu
konuşmalar neticesinde bizim önce birbirlerini
takip edecek olan 3 adet 20 x 30 cm ebatlarındaki
robot arabalarımızı tasarlamamız gerekliydi.
Bilindiği gibi kızılötesi ışıklar ile veri alışverişi
sağlamak istiyorduk bunu yapmanın tek yolu iste
kızılötesi alıcı ve verici devreleri kurmaktı. Bu
robot arabalarımız birbirlerini takip edebilmesi
için gerekli olan kızılötesi ışıkları bulmaya
yarayan kızılötesi bulucu kullanmak zorundaydık.
Ve sadece 1 adet kızılötesi bulucu kullanmak
bizim robot araçlarımız sadece düz bir şekilde
ileriye götürmeye yarayacaktı. Oysaki biz bu 3
robot araba içinde lider (komutan) olarak
seçtiğimiz ilk robot arabamız nereye giderse sağa,
sola ve ileri olmak koşulu ile geride kalan diğer
iki robot aracımızda lider robotumuzu takip
etmesini istiyorduk. Bunun için yapmamız
gereken yani lider robotumuzun sağa ve sola
dönüşünü tespit etmek için 2 numaralı ve 3
numaralı robotlarımıza en üç adet kızılötesi ışık
bulucu monte etmemiz gerektiğini fark ettik.
Lider robotumuz en önde gideceği için lider
robotumuza kızılötesi bulucu monte etmemize
gerek yoktu. Ona sadece kızılötesi ışık kaynağını
monte etmemiz yeterliydi. Bu takip
3. Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012) 8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
algoritmamıza göre lider robotumuzu 2 numaralı
robot, 2numnaralı robotumuzu da 3 numaralı
robotumuz takip edecek böylelikle tüm robot
arabalarımız lider robotumuz nereye giderse
oraya gitmiş yani takip etmiş olacaklardı. Bunu
sağlamak için lider robotumuza kızılötesi ışık
kaynağı, 2 numaralı robotumuzun önün kısmına
kızılötesi bulucu 3 adet arka kısmına ise kızılötesi
ışık kaynağı, 3 numaralı arabamıza ise ön kısmına
sadece 3 adet kızılötesi bulucu monte etmemiz
bizim için yeterli oluyordu. Grup arkadaşlarımla
kızılötesi bulucu ve kızılötesi ışık kaynaklarının
kolayca monte edileceği aynı zamanda göze hitap
eden estetik robot arabalarımız tasarlamalıydık.
Bu tasarımdan bir adım önce motorlarımıza karar
vermemiz gerekliydi çünkü tasarımızda
motorların ebatları da önemliydi. Tork, motordan
hareket parçalarına tekerlek, dişli, palet... vb.
iletilen itme kuvveti ya da dönme momentidir.
Yandaki şekilde gösterildiği gibi bir motorun
şaftına bağlı bir tekerleğin bulunduğu bir
düzenekte tork, kuvvetin motor şaftına olan
uzunluk ile çarpımına eşittir. ( T = F x d ). Torkun
birimi Newton metredir (Nm). Bir motorun gücü
o motorun torkunun açısal hızı ile çarpımına
eşittir. ( P = T x w ) Motor gücü (P), motora
uygulanan voltaj ile motorun çektiği akımın
çarpımına eşittir. ( P = V x I ) Açısal hız ise
motorun frekansının ( motorun bir saniyede
tamamladığı tur sayısının) pi sayısı ile çarpımının
iki katıdır. ( w = 2 x pi x f ) [7]
Şekil 1. Motor [7]
Yani;
Motor frekansımız 200 Hz ile çalışmasını
istiyoruz dolayısı ile açısal hızımız
W=2*pi*200= 1256 rad/sn
Motor voltajımızı 12 v seçtik çektiği akım 0,3 A.
P= 12*0,3= 3,6 N
P=T*w => 3,6 = T *1256
T=2.86 cm/kg
Frekans Hesabı:
F=1/T
F=38.6khz=38600hz
T=? 1/38600=2.59*10^-9
Yani bize T süresinde bu frekansı üretmeli
yapacağımız kızıl ötesi kaynağı.
Basit bir şekilde tork hesabımızı yaptıktan sonra
şekil 1. de seçtiğimiz motorların ebatlarını
ölçtükten sonra CATIA çizim programı ile
3. Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012) 8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
robotlarımız tasarlamaya başladık ve şekil 2. deki
tasarımı ortaya çıkardık.
Şekil 2. Tasarımı bitmiş robot şasesi
Artık robotumuzun üretim aşamasına geldik ve
robotumuzu pleksigalss denilen sert şeffaf
malzemeden lazer aracılığı ile ürettik ardından da
montajlama safhasına çektik. Daha önceden 3
adet kızılötesi bulucular yerleştireceğimizi
söylemiştik fakat bunlar bir hesap yapmamıştık
çünkü aynı markadaki tüm kızılötesi bulucular
aynı ebattadır. Piyasa standart olarak
bulabileceğimiz 38khzlik frekans bulucular
kullanmaya karar verdik. Bunun için aynı
zamanda 38khzlik kızılötesi ışık kaynağı
üretmemiz gerekliydi.
Şekil 3. 38khz kızılötesi ışık kaynağı [8]
Bunun için ise yandaki devreyi kullanarak 38khz
kızılötesi ışık kaynağını ürettik. Artık robotumuz
yavaş yavaş şekillenmeye başlıyordu. Yapmış
olduğumuz kızılötesi ışık kaynaklarını lider robot
ve 2 numaralı robotun arka kısmını ortalayacak
şekilde monte ettikten sonra sıra 2 ve 3 numaralı
araçlarımızın kızılötesi ışık bulucuları monte
etmeye ve hangi bulucunun o an aktif olduğunu
anlamak için Arduino [9] denilen küçük işlemci
takımını kullanmaya karar verdik. Sırası ile 3
kızılötesi bulucuyu araçlarımızın orta, sağ ve sol
olmak üzere 3 farklı konuma monte edip,
bulucularımızın çalışması için gereken voltajını
ve hangi bulucunun aktif olduğunu anlamamız
için gerekli olan elektronik bağlantıları yaptık.
Donanım olarak sadece motorlarımızı
bağlamamıştık. Motorları en sona bıraktık çünkü
motorlarımızı Arduino ile çalıştırabilmemiz için
motor sürücü dediğimiz ardumoto [10] adlı kiti
kullanamaya karar verdikten sonra ardumoto
[10], arduino ve motorlarımız arasındaki gerekli
olan veri ve enerji alışverişini sağlayacak olan
kablo bağlantıları sağladıktan sonra artık
sistemimizin donanımsal yapılacak bir işi
kalmadı. Arduino kitinin kendine özgü olan
programlama dilini kullanarak adım adım
yazılımımızı yazmaya başladık. Öncelikle
kızılötesi bulucularımızın çalışıp çalışmadığını
anlamak için yazdığımız kod ile bulucuları test
ettik. Fakat burada bir sorunla karşılaştık çünkü
test etmek için kızılötesi ışık kaynağını
çalıştırdığımızda alıcıların hepsi aynı anda aktif
3. Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012) 8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
olduğunu anladık bunun nedeni ise kızılötesi ışık
kaynağının yaymış olduğu kızılötesi ışıklar
parabolik bir şekilde yaydığı için bizim
bulucularımız aynı anda hepsi aktif oluyordu.
Bunun çözümü olarak kızılötesi ışık kaynağının
etrafını metal silindir ile kaplayarak kızılötesi
ışığın düz bir şekilde iletilmesi sağladık.
Ardından kızılötesi bulucularımızın etrafını
tahtalar ile dikdörtgen biçiminde kapatarak
bulucumuzun sadece önden ışık almasını
sağladık. Çünkü metal ve tahta kızıl ötesi
ışıklarının iletimini sağlamadığı için kaplama
işlemlerinde bu iki maddeyi kullandık. Bu sorun
da çözüldükten sonra artık yazılım kısmına
kaldığımız yerden devam ettik. Tekrar bulucuları
test ettiğimizde artık istediğimiz gibi çalıştığını
gördük. Ve motorları denemeye başladık.
Ardumoto ve arduino arasındaki iletişimi
sağladıktan sonra motorlarımızda düzgün bir
şekilde çalıştığını gördük. Son olarak iki yazılımı
kombine ederek tekrar düzenledik yani sağ
bulucu gördüğünde sağa sol bulucu gördüğünde
ise sola dönmesi için gereken yazılımı
tamamladıktan sonra artık sistemimiz sorunsuz
bir şekilde çalıştığını gördük ve denemelere
başladık. Bu test sürüşleri sırasında gördük ki bu
robot arabalarımız arasındaki iletişimde bir sorun
yoktu ve sistemimiz tasarladığımız gibi
çalışıyordu. Bu tasarım esnasında lazer kesimi ile
ürettiğimiz araçlarımızı birbirlerine monte etmek
ve robot arabalarımızın ilk andan çalışır konuma
gelebilmesi için kullanılan malzemeler aşağıdaki
gibidir.
Tablo 1. Kullanılan Malzemeler
3 adet Arduino UNO kit
3 adet Ardumoto motor sürücü
6 adet 12 v dc adaptör
9 adet Tsop 1138 kızılötesi bulucu
2 adet 38khz kızılötesi kaynağı
30 adet Cıvata ve somun
6 adet 6mm çapında tekerler
3 adet Robot araba
5 metre
2mm zil teli
2 adet 2m x 2cm x 5 mm
4.SONUÇ VE GELECEK ÇALIŞMALAR
Seri robotlar adı altında kızıl ötesi
ışınlarıyla birbirini izleyen üç adet araba test
edildi. Test edilen araçların birbirini her zaman
takip etmediği görüldü. Bunun sebepleri arasında
araçların ağırlıklarının farklı olmasından
kaynaklanan sürtünme kuvvetinin her araç için
farklı değerde olmasıdır. Diğer bir sebep ise
araçların güç kaynağı olan bataryaların tükenme
sürelerinin homojen olmayışıdır. Bu eşit
olamayan homojen, motorlara birim sürede farklı
miktarlarda akım oluşturduğu için motorların
performansları ve dolayısı ile hızları eşit
olmamaktadır. Bir başka etken ise sağ ve sol
tekere bağlı olan motorların eşit miktarda tork
üretememesinden araçların istenilen rota üzerinde
3. Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012) 8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
hareket edememesidir. Tüm bu sebeplerden
dolayı gerek hareket doğrultusunda gerekse
hareket yönüne dik olan yatay ekseni üzerinde
araçlar arasındaki mesafe korunamamıştır. Bu
mesafenin korunamamasından dolayı kızıl ötesi
sensorlar etkin kapsama alanından uzaklaşmıştır.
Bu uzaklaşma kızıl ötesi alıcılarda ve vericilerde
sinyal zayıflamasını ve buna bağlı olarak takip
mesafesinin korunamaması sonucunu
doğurmuştur. Tüm bu aksaklıkların giderilmesi
araçların önüne bağlanacak olan ve takip ettiği
araç ile doğrusal mesafeyi sabit tutacak olan
mesafe ölçer (sharp) sensörlerin kullanılması ile
mümkün olacaktır.
Daha sonraki aşamalarda araçların
birbirinden bağımsız hareket ederek istenildiği
zaman tekrar sinyaller yardımıyla birbirini bulup
hareketlerine devam etmeleri sağlanabilir. Buna
ilaveten araçların toplu ve ayrı olarak kodlu
sinyallerle verilen görevleri yapıp tekrar
başlangıç noktalarına dönmeleri sağlanabilir.
Örneğin; geliştirilen yazılım desteğiyle sinyaller
halinde gönderilen görevin belirtilen
matematiksel konuma ulaşarak (fotoğraf çekimi,
ses kaydı vb.) istenilen bilgileri uydu takibi
aracığıyla belirli bir merkeze ulaştırması
sağlanabilir. Hazırlanan bu rapor doğrultusunda
kızılötesi ile sürü robotların yapımına katkı
sağlamak gelecek nesillere bu konunun daha
ilerisine taşımalarına yardımcı olmak bu raporun
yegâne amacı olmalıdır.
TEŞEKKÜR
Bu araştırma, MECE 407-408 Lisans
Araştırma Projeleri I-II dersleri kapsamında
gerçekleştirilmiş ve Atılım Üniversitesi
tarafından desteklenmiştir (Proje No: LAP-A-
111201). Derslerin yürütülmesine ve proje
çalışmalarımıza verdikleri katkılardan dolayı Öğr.
Göv. Aylin KONEZ EROĞLU, Yrd. Doç. Dr.
Zühal ERDEN, Aras. Gr. Emre Güner ve emeği
geçen herkese teşekkür ederiz.
KAYNAKLAR
[1] E. Bahceci, O. Soysal, E. Sahin, “A Review:
Pattern Formation and Adaptation in Multi-Robot
Systems”, 2003.
[2] Çelik, M., Karaboğa, D., Köylü, F., Artificial
Bee Colony Data Miner (ABC-Miner),
Innovations in Intelligent Systems and
Applications (INISTA), 96-100, 2011.
[3] Karaboğa, D., Yapay Zekâ Optimizasyon
Algoritmaları, Nobel Yayın Dağıtım, 2011.
[4] Krishnanand, K.N., Ghose, D. Detection of
Multiple Source Locations Using a Glowworm
Metaphor withApplications to Collective
Robotics, IEEE Swarm Intelligence Symposium,
84-91, 2005.
[5] Banharnsakun, A., Achalakul, T.,
Sirinaovakul, B.,Artificial Bee Colony Algorithm
on Distributed Environments, Second World
Congress on Nature and Biologically Inspired
Computing, 13-18, 2010.
3. Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012) 8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
[6] Technical Report CMU-RI-TR-03-43.
Carnegie Mellon Univ, Pittsburgh, PA, USA,
October 2003.M. Dorigo, E. Şahin, “Swarm
Robotics - Special Issue”, Autonomous Robots,
vol. 17, pp. 111-113, 2004.
[7]Kapıcı,F.,(2008), “motor tork hesabı ”,
http://depositericrobotic.blogspot.com/2012/03/m
otor-tork-hesab-nasl-yaplr.html
[8] Cook,D.,(2006), “38 khz infrared transmitter
withcmos555”,
http://www.robotroom.com/index.html
[9]Bazzı,M.,Cuartielles,D.,Igue,T.,Martıno,G.,Me
llis,David.(2007)
http://arduino.cc/en/Guide/HomePage
[10] Spark fun Electronics
http://www.sparkfun.com/products/9213
3. Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012) 8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
KANALLI PERVANE VE DENETİM YÜZEYLERİ KULLANAN UÇAN
ROBOTLAR
Halil İbrahim ASA, [email protected] Atılım Üniversitesi, 06836, Ankara
Kutluk Bilge ARIKAN, [email protected] Atılım Üniversitesi,06836,Ankara
ÖZET
Bu makalede, sıra dışı robotlar bölümünde hayata
geçirilen iki kanallı pervane projesi
sunulmaktadır. İki kanallı pervane projesi dikey
olarak iniş ve kalkış yapabilen ve kontrolcü
yüzeyine sahip bir sistemdir. Bu sistem uçan
robotlar laboratuarında gerçekleştirilmiş. Bu
projede iki tane kanallı pervane kullanılmıştır. Bu
pervaneler aynı yönde döndüklerinden dolayı
sapma açısında meydana gelen hareketi kontrol
etmek için yaptığımız çalışmalara yer verilmiştir.
Kontrolcü yüzeyi sayesinde hareket etme işlevine
sahiptir, ayrıca sapma, yuvarlama ve eğilim
açısını kontrol altında tutabilmektedir bu sayede
sistemin havada rahat bir şekilde hareket edilmesi
sağlanmaktadır. Makalenin giriş bölümünde
yapılan araştırmalar hakkında genel bilgi
verilecektir. İkinci bölümde ise projenin amacı
hakkında geniş bilgi verilecektir. Üçüncü
bölümde ise literatür araştırması sırasında
bulunan bulgular detaylı olarak açıklanacaktır.
Açıklanma esnasında sonraki çalışmalara ışık
tutacak bilgilere yer verilmiştir. Daha sonraki
bölümde ise bugüne kadar yapılan çalışmalar ve
kanallı pervane, pil ve elektronik hız kontrol
birim’ine yer verilmiştir. Sistemin tasarımı
sırasında CATİA ® kullanılmıştır. Son bölümde
ise yapılan çalışmalar sırasında bulunan bulgular
verilmiş olup, gelecekte kullanılabilecek olan
yerler verilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Kanallı pervane, Sıra dışı
uçan robot, Uçan robotlar laboratuarı
ABSTRACT
In this paper we explain the ducted fan Project in
the novel flying systems. Ducted fan Project can
vertical takeoff and landing (VTOL) and has the
flap controller unit. This system is to make in the
flying robots laboratory (FRL). Two ducted fan
unit is used in this project. These ducted fans turn
same way so system can move yaw angle for this
reason we design the controller for the yaw angle.
For the flap controller part systems can move and
we control the yaw, pitch and roll angle for this
reason system can easily move in the air.
Beginning of the paper basic definitions and
general information are given about the research.
Second part of the project aim of the project is
going to be explaining clearly. In chapter three
3. Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012) 8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
literature survey review and some basic
theoretical information are explain clearly,
theoretical information helps to understand the
future working principle. Next chapter is given
the more information up to now and ducted fan
unit, Battery and electronic speed control (ESC)
are given. System is designing in the CATIA ®.
Final part is explain the finding information and
future works
Keywords: Ducted fan, Novel flying system,
flying robot laboratory
1. GİRİŞ
Sivil ve askeri uygulamaların değişen ihtiyacı
doğrultusunda tasarlanan uçan robotik sistemler
giderek daha fazla önem kazanmaktadır. Askeri
uygulamalarda sınır güvenliği, gözlem sivil
uygulamalarda ise deprem, sel gibi alanlarda
kullanılmaktadır. Uçan robotik sistemlerin bir
diğer özelliği ise otonom olarak çalışmasıdır.
Gelişen ihtiyaçların artmasıyla insansız hava
araçları popüler bir araştırma konusu haline
gelmiştir. İnsansız hava araçların faaliyet alanları
ise müdahale ve koruma ya da zor koşullarda
yüksek manevra kabiliyetinin yanı sıra gözlem
yapma görevlerini üstlenmeye başlamışlardır.
Uzun menzilli uçaklar, füzeler ve helikopterler bu
görevi üstlenen en belirgin insansız hava
araçlarıdır. Kanallı pervane ve denetim
yüzeylerine sahip olan insansız hava araçları
dikey olarak iniş ve kalkış yapabilmelerinin yanı
sıra havada asılı kalma görevlerini de başarıyla
yapabilmektedir. Fakat havada asılı kalma
hareketinde iken aynı yönde dönen kanallı
pervanelerden dolayı meydana gelen sapma
açısındaki denetim yüzeylerindeki kontrolcüler
ile denge altında tutulmaktadır. Bu kontrolcüler
hava akışının tam altında bulunmaktadır. Bu
sayede sistemin manevra kabiliyeti kontrol altına
alınmıştır. Yüzeydeki kontrolcüler sistemin ana
gövdesine bağlanan servo motorlar tarafından
hareket ettirilmektedir. Sıra dışı sistemlerin
araştırılması ve imalatı için kurulmuş olan uçan
robotlar laboratuarında ilk defa bu konu üzerinde
çalışılmıştır. Bu sistemler dünyada birçok türevini
barındırmaktadır. Örnek olarak ise Berlin
teknoloji [1] tarafından geliştirilen insansız hava
aracı üzerinde pozisyon kontrolü ve kontrol
mekanizması üzerinde çalışılmıştır ve sapma
açısını kontrol edebilmek için kapalı döngü
kontrolcüsü tasarlanmıştır. Sistemin pozisyon
değerlerini ölçmek için atalet ölçme ünitesi
kullanılmıştır (IMU) kullanılmıştır. Bu projenin
amacı zor koşullar altında havada kalabilme
dikey olarak kalkış ve iniş yapabilme ve havada
asılı kalma yeteneğine sahip olan otonom bir uçan
robotik sistemdir. Bu ihtiyaçlar doğrultusunda
yapılan projelerin hızlı bir şekilde tamamlanması
ve ihtiyaç duyulan alanlarda yeni tasarımlar
yaparak ihtiyacı karşılamak için uçan robotlar
laboratuvar çalışmalarına devam etmektedir.
3. Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012) 8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
2. DÖNER KANATLI SİSTEMLERİN
ÖZELLİKLERİ VE LİTERATÜRDEKİ
ÇALIŞMALAR
Döner kanatlı sistemler genel olarak
incelendiğinde üç ile altı palli olan döner kanatın
fırçasız motor ile bağlanıp, etrafının da hava
geçirmez malzemeyle kaplanıp itme gücünü
arttıran sistemlerdir. Hava akışının olduğu yere
denetim yüzeyleri bağlanan sistemlerin havadaki
hareketleri kontrol edilmiş olacaktır. Bu sayede
dikey olarak iniş kalkış yapabilmenin yanı sıra
havada asılı kalma becerisini elde edecektir.
Fakat literatürdeki çalışmalar iki tane birbirine zıt
yönlü dönen döner kanallı pervanelere ve ya bir
tane fırçasız motor kullanılarak yapılan projelere
sahiptir. Tek motorlu çalışmalarda ise fırçasız
motora dönen kanat ekleyip etrafında hava
geçirmez malzemeyle kapadıktan sonra ise servo
kontrollü denetim yüzeyleri kullanılmıştır. Bu
yüzden havada hareketi sırasında döner kanallı
pervanelerden dolayı sapma açısı oluşmaz.
Kullanılan dört tane denetim yüzeyleri sadece
pozisyon değişimi için kullanılır. Dört tane
denetim yüzeyi kullanmasındaki sebep ise
sistemin sapma, yuvarlama, eğilim açısını kontrol
altında tutabilmek için kullanılmıştır [2] . Fakat
tek döner kanalı olan sistemlerde ise sistemin
çalışması esnasında sapma açısı meydana
gelmektedir. Bu değeri kontrol etmek için
denetim yüzeyleri sayısı ise sistemin karakteristik
özeliklerine göre değişim göstermektedir.
2.1 Literatür Araştırması
Kanallı pervane ve denetim yüzeyleri için yapılan
literatüre araştırması sırasında bulunan bulgular
açıklanacaktır. İlk olarak servo motor kontrolü
kullanılarak yapılan kanallı pervane ve denetim
yüzeyleri incelenecektir [3] . Bu sistem askeri ve
sivil alanlarda kullanılacaktır. Bu yüzden sisteme
kamera entegre edilmiş olup sınır güvenliği ve
arama kurtarma çalışmaları sırasında gereken bir
işlev görecektir. Kontrolcü tasarımı sırasında
kapalı döngü kontrol sistemi tasarımı yapılmıştır.
Pozisyonu ölmek için ise atalet ölçme ünitesi
kullanılmıştır (IMU) . Bu sistemdeki ana problem
ise hız bilgisi ile pozisyon bilgisini küresel
konumlama (GPS) sisteminden bulamamasıdır.
Diğer bir çalışma ise özel görevler için
tasarlanmış kanal pervanedir [4] .Bu sistemin
oldukça küçük olmasının sebebi askeri
operasyonlarda alan araştırması yapması
gerekliliğidir. Sisteme ayrıca kamera monte
edilmiştir böylece kurtarma görevleri sırasında
daha detaylı bir araştırma yapma imkânı
sağlamaktadır. Boylamsal ve yatay hız bilgilerini
doğru tanımlamasının yanında eğim ve
yuvarlanma açısından gelen açı değerlerini doğru
olarak almaktadır. Fakat sistemindeki ana
problem ise zorlu koşullar altında dengesiz bir
aerodinamik yapı göstermesidir.
Diğer bir çalışma ise zorlu koşullar altında
çalışmasının yanında düşman takibi yapmak için
üretilen kanallı pervanedir [5] .Bu sistemde dört
3. Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012) 8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
adet denetim yüzeyi bulunmaktadır. Ayrıca bir
tane fırçasız motor kullanılmaktadır. Sistemin ana
problemi ise pozisyon bilgisinin doğru şekilde
tespit edememesidir.
Diğer bir çalışma ise boylamsal ve yatay hız
bilgilerinin kontrol edilmesinin yanında sapma
açısından gelen hareketi kontrol edilmesi
amaçlanmıştır [6,7] .Kanallı pervane sistemi
tamamen otonom olarak çalışmaktadır. Sistemin
amacı ise daha çok sivil uygulamalarda
kullanılmak amacı ile yapılmış olmasıdır. Bu
uygulamalar ise orman yangınlar sel ve deprem
gibi doğal afetler. Diğerlerinden boyut olarak
daha büyüktür ve monte edilmiş kamerası
bulunmaktadır. Son olarak ise sürekli otonom bir
yapıda hareket etme kabiliyetinin yanında zorlu
koşullar görev yapması için tasarlanmıştır.
Sistemin ana problemi ise yükseklik bilgisini tam
olarak eşleyememesidir.
3. YAPILAN ÇALIŞMALAR
Bu başlık altında bu ana kadar yapılan
çalışmaların yanı sıra projenin amacı
açıklanmıştır.
3.1 Projenin Amacı ve Yapısı
Projenin amacı ise iki tane kanallı pervane
kullanarak dikey olarak iniş ve kalkış yapabilen
bir sistemin yanında, havada sabit olarak durma
hareketi yapacaktır. Ayrıca sistemin motorlarının
aynı yönde dönmesinden dolayı meydana gelen
sapma açısındaki hareketi kontrol etmek ve yatay
olarak hareket esnasında meydana gelen hareketi
ise kontrol etmek için kontrolcü tasarlanacaktır.
Şekil 1 ise kullanılacak olan kanallı pervaneleri
göstermektedir.
Şekil 1. Kanallı Pervane
Bu kanalı pervaneler altı palli döner kanadın
fırçasız motora bağlanıp hava geçirmez bir
yüzeye sahiptir. Böylece itme kuvvetini daha
fazla elde edebiliriz. Hava akımının altına Bu
kanallı pervaneler aynı yöne döndüğünden dolayı
sistemde sapma açısı meydana getirmektedir.
Şekil 2 de ise kanallı pervanenin dönüş yönünü
göstermektedir, Ayrıca sistemin pallerinin dönme
esnasında itme kuvvetinin yönü de gösterilmiştir.
Bu sebepten dolayı sistemin kendi etrafında
dönmeye başlamaktadır. Sistemin havalandıktan
sonra sapma açısından dolayı dengesiz bir durum
almaktadır. Bu yüzden dolayı denetim yüzeyi çok
önemli bir etken olmaktadır. Denetim sistemi dört
adet denetim yüzeyine sahiptir. Bu denetim
sistemleri gövdeye servo ile bağlanmaktadır.
Koyulan denetim yüzeyi sayesinde sapma açısı
kontrol altına alınmaya çalışılmıştır.
3. Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012) 8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
Şekil 2. Kanallı Pervana Çalışma Prensibi [4]
Şekil 3 ise sistemin sahip olduğu dört tane
denetim yüzeylerini göstermektedir [8]. Bu
denetim yüzeyleri gövdeye servolar ile bağlanmış
olup sistemi sapma, yunuslama ve sapma
açısından meydana gelecek olan hareketi kontrol
etmek için kullanılacaktır. Ayrıca denetim
yüzeyleri beraber çalışarak sistemi yatay yolda
hareket etmesini sağlamaktadır. Motorun dönme
yönüne ters yönde hareket ederek motorun
dönmesinden oluşan sapma hareketine ters yönde
bir kuvvet oluşturarak sistemin havada asılı
kalmasına sağlamaktadır.
Şekil 3. Kanallı Pervanenin Denetim
Yüzeyleri [4]
Kanallı pervanelerin birbirine cıvata yarımıyla
birleştirdikten sonra etrafını pleksiglas ile
çevirdikten sonra hava geçirmez bir yapıya sahip
olacaktır. Şekil 4 ise kanallı pervanenin catia
çizimini gösterilmektedir.
Şekil 4. Kanallı Pervanenin CATIA ® çizimi
Kanallı pervane kullanarak dikey olarak Sistemin
enerji ihtiyacını karşılayabilmek için 3050 mAH,
25 C değerinde 11,1 volt değerinde bir tane lipo
pilini alınmıştır. Şekil 3 ise lipo pilini
göstermektedir.
Şekil 5.Li-Po Pili
3. Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012) 8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
Bu değerlerde sistemin havada uçuş süresi bir
motor için 9.028 dakika iki motor için ise 4.514
dakika olarak hesaplanmıştır. İlerki çalışmalarda
sistemin uçuş süresini artırmak için sistemin
pilini değiştirebiliriz. Elektronik hız kontrolü
(ESC) için ise 30 amperlik iki tane elektronik hız
kontrolcüsü alınmıştır. Şekil 4 ise Elektronik hız
kontrolcüsünü göstermektedir. Bu özelliklerdeki
elektronik hız kontrolcüsü fırçasız motor
tarafından önerilmektedir. Bu elektronik hız
kontrolcüden iki tane alınmıştır.
Şekil 5 Elektronik Hız Kontrolcüsü (ESC)
Sistemin ilk örneğinde Kanallı pervaneler yan
yana birbirine bağlanmış olup etrafı plekssiglas
ile çevrilmiştir. Şekil 6 ise bunu detaylı bir
şekilde göstermektedir. Bu kanallı pervanelerin
altına her birine iki tane servo motor
yerleştirilecek olup sistemin kontrolcü tasarımına
geçilecektir.
.
Şekil 6 Sistemin Prototipi
4. SONUÇLAR
Sonuç olarak proje hakkında literatüre
araştırması yapılmış olup kanalı pervane ve
denetim yüzeyleri kullanan robotlar hakkında
bilgi verilmiş ve teknik özelliklerine
değinilmiştir. Ayrıca seçilen malzemeler
hakkında bilgi verilmiştir. Proje teknik olarak
catiada çizilip montajı yapılmıştır. Ayrıca
açı değerleri kontrolü hakkında kullanılan
yöntemler ve yapılması gerekli işlemler
belirtilmiştir ayrıca servo motor kontrolü
denetim yüzeyi hakkında bilgi verilmiş olup
ayrıca bu sistemlere örnekler belirtilmiştir.
Sistemin yapılması için gerekli malzemeler
temin edilmiştir. Önceden temin edilmiş olan
kanalı pervane hakkında detaylı bilgi
verilmiştir. Fakat sistemin kendisinin üretimi
yapılamadığı için sitemin montajı
yapılamamıştır. Bu yüzden kontrolcü
tasarımına tam olarak geçilememiştir. Ayrıca
sistemin entegre edilmesi yapılmamıştır.
3. Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012) 8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
5.GELECEKTEKİ ÇALIŞMALAR
Sistemin fiziksel üretimi yapılamadığından
dolayı sistemin montajı ve sistemin kontrolcü
tasarımı tam olarak yapılamamıştır. Fakat
gelecekte sistemin fiziksel üretimi yapılacak
olup ve alınan malzemelerin montajı
yapıldıktan sonra motorların çalışma rejimi
ile itme kuvveti arasındaki ilişki iki motor
içinde yapılacaktır, ayrıca ataletsel testi
yapılacaktır. Bu testlerin ardından sistemin
montajı ve gerekli olan testler bitmiş olup
sistemin kontrolcüsü ile detaylı çalışılacaktır.
Böylece sistemin pozisyon bilgisi yani sapma
açısınınsa ve yunuslama açısında meydana
gelen hareket için kontrolcü tasarlanacaktır.
Böylelikle sistem havada asılı kalma
esnasında meydana gelen hareketi kontrol
edilecektir. Bu sayede sistem havada asılı
kalacaktır ayrıca sistemin dikey olarak iniş
ve kalkış görevini başarıyla tamamlayacaktır.
Ayrıca tasarlanan kontrolcü sayesinde sistem
kalkış hareketinin sonra yatay olarak hareket
etme kabiliyetini sağlayacaktır. Uzak
gelecekte ise ağırlık merkezi ile yönelim
konusu incelenecek ve sisteme uyarlanmaya
çalışılacaktır. Bu sayede sistem yunuslama
ve yuvarlanma eksenlerindeki hareketleri
kontrol edile bilecektir. Ayrıca, şu anda
tasarlanan kanallı pervane sistemi iki adet
döner kanat parçası kullanmaktadır ancak
gelecekte, bahsedilen bu döner kanatların
sayısı arttırılarak her eksende daha etkili bir
kontrol sağlana bilir.
6.TEŞEKKÜR
Bu araştırma, MECE 407-408 Lisans
Araştırma Projeleri I-II dersleri kapsamında
gerçekleştirilmiş ve Atılım Üniversitesi
tarafından desteklenmiştir.(Proje No: LAP-
A-111201) Derslerin yürütülmesine ve proje
çalışmalarımıza verdikleri katkılarından
dolayı Zuhal Erden, Cahit Gürel, Emre
Günel, Doğanç Küçük ve Meral Aday’a
teşekkür ederiz.
7.KAYNAKÇA
[1] Pflimlin M J , Soueres P, ve Hamel T. (2004),
“Hovering flight stabilization in wind gusts
for ducted fan UAV”,43rd IEEE Conference
on Decision and Control
[2] Chriette A , “An analysis of the zero-
dynamics for visiual servo control of a ducted
fan UAV”(2006),IEEE International
Conference on Robotics and Automation
[3] Bras L F, Mahony R,Hamel T ve Binetti P,
(2006),“Adaptive filtering and image based
visual servo control of a ducted fan flying
robot ” Proceedins of the 45thIEEE
Congerence on Decision & Control ,
[4] Changhong W, Yuanwei L, Boqi X ve
Guoxing Y (2010), “Modeling Control and
Flight testing for a Sauncer Ducted Fan
UAV”,IEEE Conference on Decision and
Control
3. Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012) 8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
[5] Naldi R, Marconi L ve Sala A (2008) Bar-
Cohen, Y, “Modeling and Control of a
Miniature Ducted-Fan in Fast Forward
Flight”, American Control Conference
(Erişim: 13-06-2008)
[6] Marconi L.ve Naldi R.(2006) “ Nonlinear
Robust Control of a Reduced –Complexity
Ducted MAV for Trajectory Tracking”
Procedings of the 45th IEEE Conference
On Decision and Control
[7] Pflimlin M , Binetti P Soureres P Hamel T
Trouchet D (2010) “ Modeling and alttitude
control analysis of a ducted-fan micro aerial
vehicle”
http://www.elsevler.com/locate/conengrac
(Erişim:27.10.2009)
[8] Pflimlin M, J, Hamel T, Soueres P, Mahony,
R (2006) , “ A Hierarchical Control Strategy
for the Autonomous Navigation of a Ducted
Fan Flying Robot” ,Proceedings of the IEEE
Internation conference
3. Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012) 8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
BÜYÜK DÖRT ROTORLU İNSANSIZ HAVA ARACI TASARIMI
Ahmed AKSAL, [email protected] Atılım Üniversitesi, 06836, Ankara
Kutluk Bilge ARIKAN, kbarikan@ atilim.edu.tr Atılım Üniversitesi, 06836, Ankara
ÖZET
Bu makalede, dört adet döner kanatları ile dikey
olarak havalanabilen, yönelim ve seyir denetimini
sağlayabilecek eyleyicilere sahip yüksek kütleli
ve ataletli bir robotik sistem sunulmaktadır.
Sistemin tasarım amacı yük taşıyabilecek
kapasitede olan uçan robotik bir platform
geliştirmektir. Dört rotorlu helikopter olarak
bilinen bu alışılmış platform, bir çift ters yönlere
dönen pervanelerden oluşur, ağırlık merkezine
göre simetriktir ve ağırlık merkezi sistemin
referans eksenlerine çakışıktır. Sistemin mekanik
tasarımı detaylı şekilde anlatılmıştır. Sistemin
aerodinamik özellikleri ihmal edilip, onun yerine
hız kontrol ünitelerinin çalışma rejimleri ile itki
kuvveti arasında doğrusal denklem
oluşturulmuştur. Sistemin matematiksel modeli
Newton-Euler dinamik hareket denklemleri
kullanılarak belirtilmiştir.
ANAHTAR KELİMELER: Uçan Robot, Dikey
Kalkış ve İniş, Newton-Euler, Yönelim Denetimi
ABSTRACT
This paper presents a quad rotor robotic system
with a high mass and inertia which could
vertically hover, and has actuators for providing
orientation and navigation control. The aim of the
design is developing a flying platform which has
load carrying capacity. Four rotor helicopter
platform as known as quad-rotor consists of a pair
of a counter rotating propellers, body is
symmetrical according to center of gravity of the
system ant it is coincident with the body
reference frame. Mechanical design of the system
is described in detail. By neglecting the
aerodynamic properties, instead a linear equation
is fitted by using the relationship between duty
ratio and thrust force. Mathematical model of the
system is stated by using Newton-Euler dynamic
equations of motion.
KEYWORDS: Flying Robot, Vertical Take Off
Landing, Newton-Euler, Attitude Control
1. GİRİŞ
Günümüzde dört rotorlu döner kanatlı dikey iniş
kalkış yapabilen platformlar üzerine yoğun
3. Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012) 8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
çalışmalar yapılmaktadır. Günümüzde, bu tip
sistemler “sıradan sistemler” olarak adlandırılır
ve genellikle algılayıcı platformlar olarak, arama,
tarama ve tanımlama amacıyla kullanılır.
Araştırmanın amacı ise bu platformları yük
taşıma araçları haline getirebilmektir. Örnek
verilirse sıradan sistemler 400 gr yük taşıma
kapasitesine sahiptir. Halbuki tasarlanan bu
platform 1 kg yük taşıma kapasitesine sahiptir.
Ayrıca sistem dışarıda, rüzgar ve benzeri rahatsız
edicilerden etkilenmeyecek şekilde tasarlanmıştır.
İleriki bölümlerde mekanik tasarımdan detaylı
şekilde bahsedilmiş ve matematiksel model
belirtilmiştir. Sistemin, enerjisini verimli şekilde
kullanabilmesi ve dış etkilerden korunabilmesi
için optimal denetimci yöntemleri kullanılmalıdır.
Bu sayede yük taşırken oluşacak atalet ve kütle
değişimleriyle daha az enerji harcayarak başa
çıkılabilir.
2. YAPISAL TASARIM
Sistem tasarımına laboratuarda bulunan Hacker
A50-14s fırçasız motorlar ve Thunderbird 54
elektrik fırçasız motor kontrol üniteleri temel
alınarak başlandı. İlk olarak motorlardan
alınabilecek maksimum kuvvetler DriveCalc®
istatistiksel simülasyon programı kullanılarak
tahmin edildi ve sistem için (15x8) pervaneler
seçildi. Buna göre sistemin ağırlığı belirlendi.
Tasarım kısıtlamaları olarak:
*Ağırlık kısıtlamaları
*Elemanların yerleşim düzeni
*Titreşim azaltıcı çalışmalar
*Sistemin yapısal güvenilirliği
*Malzeme seçimi ve bunun laboratuar ve atölye
imkânları doğrultusunda üretilebilirliği
Ön planda tutularak sistem tasarımı, mühendislik
çizim, benzetim ve sonlu eleman yöntemi
programları kullanılarak sistem iyileştirildi.
2.1 Frekans Analizi
Sistemin ana elemanları, motorlar ve koruma
elemanları yerleştirildikten sonra sistemin ana
boyutları üzerinden tasarıma başlandı. Şekil 1’de
Solidworks®’un frekans analiz raporundan elde
edilen bir resim verilmiştir.
Şekil 1.Solidworks® Frekans Analiz Ekranından
Görüntü
3. Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012) 8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
Frekans analizinde dikkat edilmesi gereken
husus, sistemin yapısal tınlaşım frekanslarının,
robotun havada asılı kalması sırasında oluşan
motor titreşimlerinden olabildiğince
uzaklaştırılmasıdır [1,2]. Bu sebeple sistem,
motorların olduğu bölgelerden benzetim
programında sabitlenmiş ve çözüm sonuçları
birbirlerine yaklaşana kadar ağ boyutları
küçültülüp benzetim tekrarlanmıştır [3,4].
Sistemin analizi yapılırken kullanılan çözücü
özellikleri ve ağ sayıları Tablo 1’de belirtilmiştir.
Tablo 1. Sonlu Eleman Çözücü Özellikleri
Kullanılan Ağ Standard Ağ
Jacobian Noktaları 4
Eleman Boyutu 10.2568mm
Tolerans 0.512838mm
Ağ kalitesi Yüksek
Toplam boğum 46566
Sistem, havada asılı kalırken gereken kuvvetleri
üretirken motorların dönüş hızları ve motorların
ulaşabileceği maksimum dönüş hızları
belirlenmiştir. Motorların dönüş hızları 523.6
rad/s ile 1256.64 rad/s arasında olduğu
DriveCalc® programı kullanılarak belirlendi.
Solidworks® programında yapılan analizin
sonuçları Tablo 2’de belirtilmiştir.
Tablo 2. Frekans Analiz Sonuçları
Mod Numarası
Rezonans frekansı(rad/s)
Rezonans frekansı (Hz)
1 134.46 21.4
2 134.47 21.401
3 140.51 22.363
4 150.89 24.015
5 163.75 26.062
Maksimum görülen frekans motorların dönüş
frekansından yeterli ölçüde uzak olduğu
görülmektedir.
2.2 Statik Analiz
Sistemin matematiksel modeli kurulurken katı
model varsayımı yapılabilmesi için, sistemin
motorları tarafından üretilen kuvvetlere
dayanabilmesi yanı sıra esneme miktarının da
tespit edilmesi gerekmektedir. Bu sebepten ötürü,
motor tutuculardan, motorların teorik olarak
üretebileceği maksimum kuvvet uygulanarak
sistem analizi yapıldı. Bu analiz sonucu, sistemin
ağırlığı, güvenilirlikten ödün vermeden
azaltılmaya çalışıldı. Tablo 3’te bu analiz sonucu
elde edilen sonuçlar belirtilmiştir.
3. Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012) 8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
Tablo 3. Statik Analiz Sonuçları
İsim Tip En az En çok
Basınç Von
Mises
0.23N/m2 3.2*107
N/m2
Kaydırım Bileşke
Kaydırım
0 3.32 mm
Yukarıdaki analizler sonucu, uygulanan kuvvetler
sonucu meydana gelen basınçlara dayanabilen
malzemeler seçilmelidir. Ayrıca kayma
miktarının milimetre mertebesinde olması
nedeniyle katı model varsayımının geçerli olduğu
görülmektedir. Seçilen malzemeler Tablo 4’te
belirtilmiştir.
Tablo 4. Ana Gövde İçin Seçilen Malzemeler
İsim Malzeme Amaç Boyut
Gövde 6063-T5
alüminyum
Ana
elemanları
tutmak
100x100x
30 cm
Motor
Tutucu
6082-T6
alüminyum
Motor ve
gövdeyi
birbirine
bağlamak
102.11x40
x13
mm
Seçilen bu malzemeler ile sistemin ana gövde ve
motor tutucularının tasarımı tamamlandı ve
üretildi. Sistemin tamamlanmış prototipi ve
yerleşim düzeni Şekil 2’de görülebilir.
Şekil 2. Üretilen Prototip
3.MODELLEME
Projenin tasarım kısmında, ilerideki kontrol
aşamalarına dikkat edilip buna göre yol
alınmıştır. Kontrol edilebilir bir sistem tasarımı
hedeflenmiştir ve sistem modellenmesinde
gerekli basitleştirmeleri yapabilmek için bazı
varsayımlara gidilmesi öngörülmüştür. Bunlar;
Sistemin fiziksel karakteristiğinin katı kabul edilmesi
Sistemin tamamen simetrik olması sonucu eylemsizlik matrisinin köşegen kabul edilmesi
Döner kanatların ürettiği kuvvetlerin, kanatların dönüş hızlarının karesiyle doğru orantılı kabul edilmesi sonucu yapılan yaklaşımın aerodinamik davranışa yakın olması
Havada asılı kalma durumu
3. Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012) 8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
Şekil 3’te sistemin genel durumu görülebilir, “b” gövde için “e” ise yerin referans eksenlerini belirtmek için kullanılmıştır.
Şekil 3. Genel Durum[5]
Gövde hareket algılayıcıları referans eksenine
yerleştirileceği için alınan veriler yerin referans
ekseniyle bağıntılı olmalıdır. Bu sebeple sistem
uygun dönüş matrisleriyle çarpılmalıdır [5].
(1)
(2)
(3)
Sonuç olarak çeviri matrisi Eşitlik 4’teki gibi
yazılır.
R=RxRyRz (4)
Sistem ekseni üzerindeki çizgisel hız oranı
bileşenlerine ayrılmış ve Eşitlik 5’te verilmiştir.
(7)
(8)
(9)
(10)
Sistemin genel durum vektörü ise aşağıdaki
gibidir.
(11)
Sistemin itki kuvvetleri ise motorların itki
kuvvetleri ve hız kontrol ünitelerinin PWM
sinyallerinin çalışma rejimleri arasında cebirsel
denklem tanımlanarak elde edilmiştir. Şekil 4’te
motor kontrol ünitelerine verilen çalışma rejimleri
ile itki kuverleri arasındaki ilişki gösterilmiştir.
Şekil 4. İtki Kuvvetleri ve Hız Denetim Üniteleri
Arasındaki İlişki
Bu değerler Matlab® Curve Fitting Tool
kullanılarak birinci dereceden denklemlere
dönüştürülmüştür. Kuvvetleri birimi Newton’dur.
F1=2.382*rejim-83.49 (12)
F2=2.323*rejim-80.76 (13)
F3=2.339*rejim-80.34 (14)
3. Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012) 8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
F4=2.024*rejim-67.7 (15)
Dolayısıyla, toplam itki kuvveti şu şekilde ifade
edilir:
(16)
Ve moment kuvvetleri aşağıdaki denklemlerle
belirlenir:
(17)
(18)
(19)
Burada L, motorlar ile sistemin ağırlık merkezi
arasındaki uzaklık olarak belirlenmiştir ve bu
uzaklık 0.4 metredir. Bir sabit sayı olan “c” ise
itki kuvvetleri ve gövdenin dikey ekseni etrafında
oluşan momentle ilgili bir kat sayıdır.
Böylece doğrusal olmayan dinamik denklemler
belirlenmiştir.
3.1Dinamik Denklemlerin Doğrusallaştırılması
Dinamik denklemler sistemin havada asılı kalma
durumu baz alınarak, jacobianlar kullanılarak
doğrusallaştırılma yöntemi izlenmiştir.
(20)
Verilen n genel durum denklemi, y=f(x), ve n
genel durum değişkeni x1,…,xn, kullanılarak
jacobian matrisi aşağıda gösterildiği gibi
hesaplanır;
(21)
Girdi matrisi B, dört motorun çalışma
rejimlerinden oluşan girdi vektörü u, ve Jacobian
metodu kullanılarak doğrusallaştırıldı.
( 22)
Ve,
(23)
GX-2 ataletsel ölçüm algılayıcısı kullanılarak
sistemin üç eksenindeki açılar ve açılar
ölçülebilmekte olduğu için C matrisi 6x6 özdeşlik
matrisi haline gelir. Düz geçiş matrisi D ise,
sistemin girdi ve çıktıları arasında doğrudan bir
bağlantı olmadığı için sıfır alınır. Böylece çıkış
matrisi aşağıdaki gibidir.
(24)
p: yunuslama açısal hızı,
q:yuvarlanma açısal hızı,
r: rota açısal hızı,
yunuslama açısı,
: yuvarlanma açısı,
rota açısıdır.
3. Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012) 8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
4.SONUÇLAR
Bu makalede dört adet döner kanatlı, dikey olarak
havalanabilen, yönelim ve seyir denetimini
sağlayabilecek eyleyicilere sahip yüksek ataletli
robotik sistem tasarımı ve detayları ile ilgili
yapılan çalışmalar anlatılmıştır. Sistemin fiziksel
ve matematiksel modeli tamamlanmış, sistem
parametreleri ölçülüp denetimci üzerine
çalışmalar yapılacaktır.
Sistem yük taşıma amaçlı olarak tasarlandığı için
ataletsel değişimlere dirençli olan denetimci
yöntemleri uygulanmak daha isabetli bir yöntem
olur [6]. Bu yöntemlerden bazıları “Gürbüz
Denetimci” ve “H∞ Denetimci” algoritmalarıdır
[7]. Tasarlanan denetimciler MATLAB ve
Simulink yazılımları ile benzetim çalışmaları
yapılacaktır. Tasarlanan denetleyici ve benzetim
ortamındaki uyum test edilecek, bu doğrultuda
denetleyicide düzenlemelere gidilecektir.
Denetleyici tasarımı ve ilgili uçuş testleri,
çalışmanın bundan sonraki aşamalarını
oluşturacaktır.
TEŞEKKÜR
Bu araştırma, MECE 407-408 Lisans
Araştırma Projeleri I-II dersleri kapsamında
gerçekleştirilmiş ve Atılım Üniversitesi
tarafından desteklenmiştir (Proje No: LAP-A-
111201). Derslerin yürütülmesine ve proje
çalışmalarımıza verdikleri katkılardan dolayı Anıl
Güçlü, Mete Aydemir, Cahit Gürel, Meral Aday,
Handan Kara, Mehmet Çakmak ve Mehmet
Aday’a teşekkür ederim.
KAYNAKÇA
[1] Kelly, Graham S., (2012), “Mechanical
Vibrations Theory and Applications”, 200
First Stamford Place, Stamford, CT06902,
Cengage Learning
[2] Krodkiewski, J., M.,(2008), “Mechanical
Vibration”,
http://www.mech.eng.unimelb.edu.au/dynam
ics/14lec.pdf
(Erişim: 16.11.2011)
[3] Budynas, Richard G.,Nisbet,Keith J,(2008),
“Shigley’s Mechanical Engineering Design”,
New Yory, NY10020 , McGraw - Hill
Compaines,Inc.
[4] Roylance, D., (2001), “Finite Element
Analysis”,
http://ocw.mit.edu/courses/materials-science-
and-engineering/3-11-mechanics-of-
materials-fall-1999/modules/fea.pdf
(Erişim:16.11.2011)
[5] Kıvrak, Arda Ö., (2006), “Design of Control
Systems For A Quadrotor Flight Vehicle
Equipped With Inertial Sensors”,
acikarsiv.atilim.edu.tr/browse/156/168.pdf
(Erişim: 10.03.2012)
[6] Kirk, Donald E. , (1998) , ” Optimal Control
Theory: An Introduction”,Dover Publications
3. Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012) 8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
[7] Pounds P., Mahony R. ve Corke P., (2010),
“Modelling and Control of a Large Quadrotor
Robot”, Control Engineering Practice,Vol.
18, pp. 691-699, Elsevier.
3. Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012) 8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
YUSUFCUK BÖCEĞİNİN KANAT HAREKETLERİNİ TAKLİT EDEN
ROBOT TASARIMI VE ÜRETİMİ
Alper TÜRKER, [email protected] Atılım Üniversitesi, 06836, Ankara
Mustafa Said AKSAL, [email protected] Atılım Üniversitesi, 06836, Ankara
Abdulkadir ERDEN, [email protected] Atılım Üniversitesi, 06836, Ankara
ÖZET
Bu bildiri MECE 407 ve MECE 408 mezuniyet
öncesi araştırma projesi dersleri kapsamında
yusufçuk böceğinin kanat hareketlerini taklit
etmek için tasarlanan ve üretilen çeşitli
prototiplerle ilgili bilgi içermektedir. Ayrıca,
bildiride yusufçuk böceğinin kanatlarının açı
değişimleri ve kanat kinematiği de bildiride
bulunmaktadır. Bundan başka, geliştirilen servo
motorlu, kızaklı krank mekanizmalı ve İskoç
mekanizmalı prototipler arasındaki farkları ve
benzerlikleri, avantaj ve dezavantajları da
bildiriye eklenmiştir. Dahası, Seçilen proje
kapsamında bio-benzetim ile kavramsal tasarım
(BBKT) metodu kullanılarak literatür taraması
hazırlanmıştır.
ANAHTAR KELİMELER:
Yusufçuk benzeri robot, kanat kinematiği, kızaklı
krank mekanizması, İskoç mekanizması, BBKT
ABSTRACT
This paper includes information about designing
and manufacturing a dragonfly like robot which
imitates the wing locomotion of the dragonfly.
Also this project was done under the MECE 407
and MECE 408 under graduate research project
courses. Moreover, paper includes the wing
kinematic and the angle changes while stroking.
Furthermore, similarities and differences and also
advantages and disadvantages of developed
prototypes, which were made from servo motors,
slider crank mechanism and scotch yoke
mechanism, were also discussed. Additionally,
Literature survey about selected project and
description of project were done by using bio-
inspired conceptual design process (BICD).
KEYWORDS
Dragonfly like robot, wing kinematic, slider
crank mechanism, scotch yoke mechanism, BICD
1. GİRİŞ
2011 ve 2012 yıllarında MECE 407 ve MECE
408 mezuniyet öncesi araştırma projesi dersleri
kapsamında yusufçuk böceğinin kanat
hareketlerini taklit eden bir robot’un yapılması
planlanmıştır. Yusufçuk böceğinin seçilme
nedeni, böceğin dünyadaki diğer bütün uçan
3. Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012) 8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
böceklerden daha güçlü olması ve bu sayede çok
üstün manevra kabiliyetine sahip olmasıdır.
Öyle ki, yusufçuk böceği bu üstün gücü
nedeniyle avlarına havada angaje olabilir, havada
180 derecelik çok keskin dönüşler yapabilir ve
hatta bazı türleri saatte 90 kilometre hızlara
ulaşabilir [1]. Yusufçuk böceğinin bu bahsedilen
üstün hareket ve kaldırma kuvvetleri Mece 407 ve
Mece 408 dersleri kapsamında proje olarak
seçilmesinin temel nedenleridir. Dahası proje
esnasında bio-benzetim (bio-esinlenme)
kavramsal tasarımı kullanılarak projenin tanımı
hazırlanmıştır. Ayrıca proje esnasında yusufçuk
böceğinin kanat hareketlerini taklit edebilecek
çeşitli tipte çözümler üretilmiş ve denemmiş ve
sonuç olarak içlerinden en iyisi seçilmiştir. Buna
ek olarak projede yalnızca yusufçuk böceğinin
kanat hareketlerine ve kanatlarının şekil ve
boyutlarına odaklanılmıştır. Bu yüzden yusufçuk
böceğinin aerodinamik veya uçuşunu etkileyen
başka özellikleri incelenmemiştir.
Proje kapsamında geliştirilen prototipin uçması
planlanmamış sadece yusufçuk böceğinin kanat
hareketlerini taklit edecek bir masa üstü model
olması planlanmıştır ve çalışmalar bu doğrultuda
yapılmıştır. Bütün bunlara ek olarak MECE 407
ve MECE 408 dersleri kapsamında bio-esinlenme
laboratuarında daha önce benzeri bir çalışma
olmadığından ötürü çok detaylı bir literatür
taraması yapılmıştır ve bu tarama önceden de
bahsedildiği gibi sadece kanat kinematiği ve
hareketi sağlayacak olan mekanizmalar üzerine
yapılmıştır.
2. ARAŞTIRMA PROJESİNİN HEDEFLERİ
VE MOTİVASYONU
Bilindiği üzere insansız hava araçları günümüzün
nerdeyse en popüler mekatronik ürünlerindendir.
Bu kadar popüler olmalarının nedeni, ucuz ve
kullanımlarının göreceli olarak kolay olmasıdır.
Ayrıca insansız hava araçlarını kullanacak olan
personelin eğitim masrafları da insanlı uçaklara
göre daha azdır. Bu özellikleri nedeniyle insansız
hava araçları kendilerine sivil ve askeri birçok
uygulamada yer bulmuşlardır. Özellikle askeri
uygulamalarda personel kaybı riskini yüksek
olduğu operasyonlarda keşif, gözlem, istihbarat
ve düşman kuvvetlere müdahale görevlerini etkili
şekilde yerine getirmektedir.
Operasyonel özelliklerinden dolayı insansız hava
araçları özellikle askeri kullanımlarda kullanıcıya
birçok avantaj sunmaktadır ve görevleri yerine
getirmekte genellikle iki farklı tip insansız hava
aracı kullanılmaktadır. Bunlar sabit kanatlı ve
döner kanatlı olmak üzere iki tipe ayrılmaktadır.
Birçok avantajının yanı sıra bu tip platformların
askeri kullanımlarda önemli bir dezavantajı da
vardır. Bu da radara yakalanmamalarına rağmen
özellikle gün ışında düşman tarafından kolaylıkla
çıplak gözle tespit edilmeleri ve pahalı olmayan
sistemler aracılığı ile etkisiz hale getirilmeleridir.
3. Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012) 8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
Bunun nedeni insansız hava araçlarının ne kadar
küçük de olsa göze yapay görünmeleri ve bu
yüzden kolaylıkla tespit edilmelerine neden
olmaktadır fakat insansız hava araçları
konvansiyonel hava araçları gibi değil de bir
böcek gibi kanat çırparak havada kalabilseler
tespit edilmeleri güçleşecektir.
Bu sebeple projenin amacı ve motivasyonu,
insansız hava araçlarına bir biyolojik canlı
görünümü vererek onlara havada dahi olsalar
kamuflaj sağlamak ve aracın tespit edilmeden
düşman bölgesi üzerinde operasyonuna devam
etmesini sağlamaktır.
3. LİTERATÜR TARAMASI
Önceden de belirtildiği gibi yusufçuk böceğinin
kanat hareketlerini taklit edecek olan robot masa
üstü bir model olarak tasarlanmış ve uçmaması
planlanmıştır ve literatür taraması da bu
doğrultuda sınırlandırılmıştır. Literatür taraması
genel olarak üç kısımdan oluşmaktadır bunlar
kanatların çırpınma esnasındaki açı değişimleri,
kanatların şekli ve boyutları ve ayrıca kanat
açılarını taklit edecek olan mekanizmadır. Bu
bağlamda öncelikle kanatlardaki açı değişimleri
incelenmiştir.
İklim koşulları nedeni ile laboratuarımızda
bulunan yüksek hızlı kamera yusufçuk böceğini
doğada bulamadığımızdan, dolayı kullanılamamış
açı değişimleri direk olarak literatürden
sağlanmıştır. Bu bağlam da literatürde bu konuda
yıllarını harcamış olan ve güvenirliliği
kanıtlanmış, Akira Azuma’nın çalışmalarından
faydalanılmıştır.
Yusufçuk böceğinin kanat hareketleri genel
olarak iki tip açı değişimi ihtiva etmektedir.
Bunlar kanadın hücum açısının değişimi ve
çırpınma esnasında kanadın gövde ile yaptığı açı
değişimi olan çırpınma açısıdır.
Şekil 3.1. Yusufçuk böceğinin kanatlarının
hücum ve çırpınma açısı değişimleri [3]
Şekil 3.1 de görüldüğü üzere yusufçuk böceği
kanatlarını aşağı doğru çırparken kanatların
hücum açısı nerdeyse yüzeye paralel olacak
şekilde döndürmekte ve bu sayede kanatların
havayla temas eden yüzey alanını artırarak
maksimum kaldırma kuvveti elde etmektedir.
Ayrıca yukarı çırpınma esnasında ise kanat
hücum açılarını artırarak kanatların havayla temas
eden yüzey alanını azaltmakta ve bu sayede
3. Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012) 8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
kanatlara etki eden hava sürtünmesini
düşürmektedir.
Bahsedilen bu hücum açısı değişimi böceğin
uçmasını sağlamaktadır aksi taktirde böcek aşağı
ve yukarı çırpınma esnasında birbirine zıt
kuvvetler üreterek uçması imkansız hale
gelecektir. Literatürde kanatların çırpınma
esnasında esnemesi de birçok araştırmacı
tarafından incelenmiş fakat konunun
karışıklığından dolayı projeye dahil edilmemiştir.
Ayrıca literatürden edinilen bilgilere göre
yusufçuk böceği ön ve arka kanatlarını faklı
fazlarda çırpabilmekte ve bu durum böceğin
istenilen açıya dönmesini sağlamaktadır. Ancak,
yusufçuk böceği ön ve arka kanatlarını aynı fazda
çırparak maksimum kaldırma kuvveti elde
etmektedir [4].
Bu bağlamda üretilen maksimum kuvvetin
etkilerini de gözlemlemek ve farklı fazlardaki
çırpınmanın getirdiği karışıklardan sakınmak için
üretilecek olan prototipin ön ve arka kanatları
aynı fazda çırpınacaktır. Literatürden edinilen
bilgilere göre yusufçuk böceği ani dönüşler için
dört kanadından birini dönüş esnasında
çırpınmadan sabit şekilde tutabilmektedir [5].
Ancak prototipteki mekanizma kompleksliğini
azaltmak için bu konu projeye dahil edilmemiştir.
Önceden de bahsedildiği gibi açı değişimleri hem
hücum açısı hem de çırpınma açısı direkt olarak
Akira Azumanın çalışmalarından elde edilmiştir.
Fakat Azuma açık bir şekilde hücum ve çırpınma
açı değişimlerini paylaşmadığından dolayı, açı
değişimleri çalışmalarında verdiği grafiklerden
elle cetvel ve pergel kullanılarak çıkarılmıştır.
Tablo 3.1. Hareket periyotuna göre hücum
açısı değişimleri
Periyot
Ön
kanat(derece)
Arka
kanat(derece)
0 -46,35 26,27
T/16 7,73 18,85
T/8 15,45 24,41
3T/16 16,1 33,9
T/4 20,1 52,53
5T/16 30,9 23,17
3T/8 49,5 7,42
7T/16 71,7 6,18
T/2 61,5 -15,45
9T/16 22,25 -26,88
5T/16 9,27 -34,3
11T/16 1,5 -49,44
3T/4 -9,25 -47,82
13T/16 -24,72 -15,75
7T/16 -50,9 1,55
15T/16 -74,16 6,18
T -46,35 26,27
Tablo 3.1 de görülen açı değişimi Excel programı
kullanılarak grafik haline getirilmiştir ve aynı
işlem çırpınma açısı değişimleri içinde
uygulanmıştır. Görüldüğü üzere hücum açısı
değişimleri düzgün bir sinüzoidal dalga değildir.
3. Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012) 8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
ve bu uygulamada mekanizma tipine bağlı olarak
problemler çıkabilmektedir.
Şekil 3.2. Ön kanat hücum açısı değişimi grafiği
Şekil 3.3. Arka kanat hücum açısı değişimi
grafiği
Şekil 3.2, Şekil 3.3, Şekil 3.4 ve Şekil 3.5 deki açı
değişimleri mekanizma tipine göre çeşitli
bilgisayar yazılımları kullanılarak düzeltilmiştir.
Tablo 3.2. Hareket periyotuna göre çırpınma
açısı değişimleri
Periyot
Ön
kanat(derece)
Arka
kanat(derece)
0 -44,8 -8
T/16 -41,5 12,8
T/8 -33,6 25,6
3T/16 -20,8 38,4
T/4 -3,2 48
5T/16 16 47
3T/8 30,4 40
7T/16 38,4 27,2
T/2 40 9,2
9T/16 36,8 -6,4
5T/8 28,8 -22,4
11T/16 14,4 -36
3T/4 -3,2 -43,2
13T/16 -20,8 -41,8
7T/16 -32,8 -36,8
15T/16 -43,2 -22,4
T -44,8 -8
Tablo 3.2 de ise ön ve arka kanat için çırpınma
açısı değişimleri verilmiştir. Buradan da
anlaşılacağı gibi çırpınma açısı değişimleri
hücum açısı değişimlerine nazaran çok düzgün ve
prototip tarafından taklit edilmesi göreceli olarak
daha kolaydır. Her ne kadar hem hücum açısı
değişimlerinde hem de çırpınma açısı
değişimlerinde ön ve arka kanat arasında faz farkı
olsa da masa üstü platformunda mekanizmaya
3. Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012) 8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
bağlı olarak açılar aynı fazda uygulanacak veya
farklı fazlar taklit edilecektir. Burada belirleyici
unsur mekanizmanın tipi ve eyleyicilerin bu faz
farkını taklit edip edemeyeceği ile alakalıdır.
Şekil 3.4. Ön kanat çırpınma açısı değişimi
grafiği
Şekil 3.5. Arka kanat çırpınma açısı değişimi
grafiği
Kanat boyutları ve şekli direkt olarak literatürden
alınmıştır ve bazı prototiplerde bir’e bir ölçü
kullanılırken bazı modellerde yaklaşık olarak
gerçek kanat boyutunun nerdeyse beş katı
kullanılmıştır. Kanatlar önceden de bahsedildiği
gibi ön kanat ve arka kanat olarak ikiye
ayrılmıştır ve ön ile arka kanatların şekli ve
boyutları farklıdır. (Şekil 3.6. ve Şekil 3.7)
Şekil 3.6. Yusufçuk böceği ön kanadı [6]
Şekil 3.7. Yusufçuk böceği arka kanadı [6]
Bu kanat şekilleri ve boyutları yusufçuk
böceklerinin türlerine ve yaşadıkları ortama göre
hem boyut hem de şekil açısından farklılık
göstermektedir. Fakat prototip kapsamında açı
değerlerinin de alındığı sıkça bulunan bir tür olan
Sympetrum vulgatum’un kanatları kullanılmıştır.
3. Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012) 8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
Bunlara ek olarak açı değişimlerini taklit edecek
mekanizmayla da ilgili literatür taraması
yapılmıştır ve göreceli olarak yüksek frekanslı açı
değişimlerini taklit etmek için kızaklı krank
mekanizmasının iyi bir çözüm olduğu
görülmüştür.
Çünkü doğada yusufçuk böcekleri kanatlarını 20
ila 90 hertz arasında çırpmaktadır ki bu çok
yüksek bir frekans aralığıdır ve bu frekans
değerlerine çıkmanın en etkili hızlı ve ucuz
yöntemi kızaklı krank mekanizması kullanmaktır
[7].
Şekil 3.8. Kızaklı krank mekanizmasının şematik
çizimi [7]
z = r * cos(q )+l * cos(sin^-1(r=l * sin(q ))) (3.1)
f = tan^-1((h-b-z)=a) (3.2)
Bütün bunlara ek olarak literatürde yusufçuk
böceği tarzı robot üretimi ile ilgili yapılan
çalışmalarda malzeme olarak büyük ölçüde hafif
ve dayanıklı malzemeler kullanılmıştır. Bu
malzemeler genellikle robot gövdesinde karbon
fiber tüpler ve alüminyumdur. Bazı kısımlarda
hızlı prototiplendirme makinesinde üretilen
parçalar kullanılmıştır. Kanatlarda is genellikle
termal yazıcılarda işlenen polyester filimler
kullanılmaktadır. Literatürden elde edilen açı
değişimleri, mekanizma yapısı ve kullanılan
malzemeler ve kanat şekli ve boyu hakkındaki
bilgiler kullanılarak çeşitli uçmayan, masaüstü ve
yusufçuk böceğinin yalnızca kanat hareketlerini
taklit eden farklı mekanizmalara sahip prototipler
Şekil 3.8 deki yapı ve Denklem 3.1 ve Denklem
3.2 kullanılarak geliştirilmiştir.
4. YAPILAN ÇALIŞMALAR
4.1 Kanat tasarımı
Daha öncede belirtildiği gibi kanatların boyutları
ve şekilleri direkt olarak literatürden alınmıştır.
Bu bağlamda Şekil 4.1.1 ve Şekil 4.1.2 de
görüldüğü gibi çeşitli prototipler için kanatlar
CATIA programı kullanılarak çizilmiştir. Örneğin
servo motor kullanan masa üstü platformu gerçek
yusufçuk böceğinin beş katı büyüklüktedir bu
yüzden kanatlar da gerçeğinden beş kat büyüktür.
Ancak kızaklı krank mekanizması kullanan
sistemde ise kanatların bire bir ölçüleri
kullanılmıştır. Aynı zamanda mühendislik çizimi
yapılan bu kanatlar polyester film benzeri bir
3. Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012) 8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
malzemeden lazer kesim makinesi ile kesilerek
üretilmiş ancak lazerin gücü kanat malzemesini
yakmaması için düşürülmüştür.
Şekil 4.1.1. Ön kanat CATIA çizimi
Şekil 4.1.1. Ön kanat CATIA çizimi
4.2 Servolu Prototip
Adından da alışılacağı üzere bu prototip çırpınma
ve hücum açısı değişimlerini taklit etmek için
servo motorlar kullanmaktadır. Hücum açısı için
birer adet ve çırpınma açısı içinde birer adet
olmak üzere prototipte toplam olarak sekiz mikro
servo kullanılmıştır. Ayrıca servoların boyutları
nedeniyle prototipin büyüklüğü gerçek yusufçuk
böceğinin yaklaşık beş katına çıkarılmıştır. Ek
olarak servo motorlar Arduino mikro kontrolcü
ünitesi ile sürülmüştür ve açı değişimleriyle ilgili
bilgi sisteme buradan sağlanmıştır. Servo
motorların seçilmesinin sebebi bu tip motorların
mikro kontrolcülerle kolay bir şekilde
sürülmelerine olanak sağlamalarıdır. Ayrıca
birbirinden bağımsız sekiz servo ile ön ve arka
kantlar arasındaki çırpınma ve hücum açısı
değişimi farklı fazlarda da çalıştırıla bilmektedir.
Bunlara ek olarak servo motorların literatür
çalışmasından elde edilen açı değerlerine
ulaşması için bir yazılım yazılmış ve sisteme
uygulanmıştır. Bunun dışında sistemin kanatları
polyester film benzeri bir malzemeden yapılmış
gövdesi ise kalınlığı yerine göre farklılık gösteren
pleksiglas’tan yine lazer kesim cihazında
kesilerek üretilmiştir. (Şekil 4.2.1)
Şekil 4.2.1. Servolu yusufçuk prototipi
4.3 Kızaklı krank mekanizmalı prototip
Bu prototip adından da anlaşılacağı gibi açı
değerlerini taklit etmek için bir kızaklı krank
3. Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012) 8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
mekanizmasına sahiptir. Bilindiği üzere bu
mekanizma dairesel hareketi etkin bir biçimde
doğrusal harekete çevirmektedir.
Ek olarak prototipin boyutları Denklem 3.1 ve 3.2
kullanılarak hesaplanmıştır. Bu sisteme güç,
harici bir güç kaynağından sağlanmaktadır.
Şekil 4.3.1. Kızaklı krank mekanizmalı yusufçuk
prototipi
Şekil 4.3.1 de görülen sistem üzerinde kızaklı
krank mekanizması test edilmiş ve daha küçük
olan bir prototipe uyarlanmıştır.
Bu küçük prototipte uzaktan kumandalı
helikopter parçaları kullanılmıştır fakat sitemin
titreşiminin fazla olmasından dolayı kızaklı krank
mekanizması terk edilmiş ve yine aynı prensiple
çalışan İskoç mekanizması kullanılmıştır ve
sistemdeki titreşimlerin azaldığı gözlemlenmiştir.
4.4 İskoç mekanizmalı gelişmiş prototip
Bu prototipteki mekanizma kızaklı krank
mekanizmalı prototip ile ayni prensibi
paylaşmaktadır ancak kızaklı krank mekanizması
küçük prototip için fazla titreşim üretmektedir.
İskoç mekanizması ise hareket eden pistonun bir
yatağının olmasından dolayı istenmeyen
titreşimler oldukça azalmaktadır. Hala
geliştirilme aşamasındadır; ancak yapılan
deneyler ve gözlemler sonucu en uygun
mekanizma olarak seçilmiştir. Bu sistemde
kızaklı krank mekanizması gibi doğrudan harici
güç kaynağı ile beslenmektedir.
5. SONUÇLAR VE GELECEKTEKİ
ÇALIŞMALAR
Geliştirilen prototipler ışığında, kanatlarla ilgili
hem boyut hem de şekil olarak hiçbir problemle
karşılaşılmamıştır.
Servolu prototip ise geliştirilen protoipler
arasında açıları en iyi şekilde taklit etmesiyle öne
çıkmıştır. Ek olarak servolu prototip kanatların
farklı fazlarda çalışmasına da olanak
sağlamaktadır. Fakat sistem ancak 0.5 ile 1 hertz
arsında çalışmaktadır ve öteki prototiplere göre
oldukça ağır ve büyüktür. Kızaklı krank
mekanizmalı ve İskoç mekanizmalı prototipler ise
yüksek frekanslarda servolu siteme göre daha
yüksek performans sağlamıştır ve sistem 2-3
hertz aralığında çalışmıştır. Ancak bu iki sistemde
ön ve arka kanatlar aynı fazda çalışmaktadırlar.
3. Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012) 8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
Ek olarak az parça gereksinimi olduğundan bu
sistemler servolu sisteme göre oldukça hafiftir.
Gelecekteki çalışmalar iki ana başlığa ayrılabilir.
Birincisi yakın gelecek ve ikincisi uzak gelecek.
Yakın gelecekte İskoç mekanizmalı sistem
bitirilecek ve testler detaylı şekilde
gerçekleştirilecektir. Uzak gelecekte ise sistemin
bütün iskeleti hızlı prototiplendirme makinesinde
tekrardan üretilmelidir. Çünkü güncel sistemde
uzaktan kumandalı helikopter parçaları
kullanılmakta ve bunlar ihtiyacı karşılamaktan
uzaktır. Ayrıca birçok gereksiz ağırlık ve parça
içermektedir.
Belirtilenlerin haricinde İskoç mekanizması
kanatları göreceli olarak yüksek frekanslarda
öteki prototiplere göre daha stabil şekilde
çalışmaktadır. Ek olarak detaylı bir çalışma ile
dairesel parçaya farklı merkezli bağlantılar
açılarak ön ve arka kanatlar arasında faz farkı
elde edilebilir.
TEŞEKKÜR
Bu araştırma, MECE 407-408 Lisans Araştırma
Projeleri I-II dersleri kapsamında
gerçekleştirilmiş ve Atılım Üniversitesi
tarafından desteklenmiştir (Proje No: LAP-A-
111201). Derslerin yürütülmesine ve proje
çalışmalarımıza verdikleri katkılardan dolayı,
Sayın hocalarımız Yrd. Doç. Dr. Zühal ERDEN,
Öğr. Gör. Aylin KONEZ EROĞLU ve Arş. Gör.
Cahit GÜLER’e teşekkürü bir borç biliriz.
KAYNAKÇA
[1] Bomphrey, R. J., 2004, “Dragonfly flight:
Free-flight and tethered flow visualizations
reveal a diverse array of unsteady lift-
generating mechanisms, controlled primarily
via angle of attack,” Journal of Experimental
Biology, vol. 207, pp. 4299–4323.
[2] Azuma, A., 1984, “Flight Mechanics of a
Dragonfly,” Institute of Interdisciplinary
Research, Faculty of Engineering, The
University of Tokyo, Japan, Tokyo.
[3] Azuma, A., 1996, “Aerodynamic
characteristics of the wings and body of a
dragonfly,” Journal of Experimental Biology,
vol. 199, pp. 281–294.
[4] Dickinson, M. H., Lehmann, F. O., and Sane,
S. S., 1999, “Wing rotation and the
aerodynamic basis of insect flight,” Science,
vol. 284, no. 5422, pp.
[5] Hu, Z., 2008, “Design and Experiments of a
Dragonfly-Inspired Robot,” Department of
Mechanical Engineering, University of
Delaware, Newark, DE – US.
[6] Appleton, F. M., 1974, "Dragonflies and
flight," Nature Canada, vol.3(3), pp. 25-29.
[7] Sun, M., 2005, “A computational study of the
aerodynamics and forewing-hinwing
interaction of a model dragonfly in forward
flight,” Journal of Experimental Biology, vol.
208, pp. 3785–3804.
3. Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012) 8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
İNSAN YÜRÜMESİNİN KİNEMATİK ANALİZİ
Dalyan KIRBAŞ, [email protected] Atılım Üniversitesi, Ankara
Muhammed SATILMIŞ, satilmis.muhammed@ atilim.edu.tr Atılım Üniversitesi, Ankara
Ruşen YILDIRIM, [email protected] Atılım Üniversitesi, Ankara
Süleyman Can SİVRİOĞLU, sivrioglu.scan@ atilim.edu.tr Atılım Üniversitesi, Ankara
Abdulkadir ERDEN, [email protected] Atılım Üniversitesi, Ankara
ÖZET
Bu çalışmada insan yürüyüş hareketinin
kinematik analizi biyo benzetim mühendislik
yöntemi ile yapılmıştır. Beş adet sağlıklı
yürüyüşü olan denek, yürüyüş bandı üzerinde
yürüme, hızlı yürüme, koşma hareketleri
literatürden alınan yürüme hızları ile işbu
hareketler yaptırılarak hızlı kamera ile açı, hız,
zaman değerleri alınarak analizler elde edilmiştir,
işbu analizlerin ortalamaları alınarak fiziksel
model çalışmalarına başlanmıştır. Yapılan fiziksel
model analizler ışığında insan yürüyüş
hareketinin bire bir aynısını yapmakta aynı
zamanda şekil ve ebat olarak da beş deneğin
ortalama bacak ebatlarındadır. İlk olarak PVC
materyalinden ön üretim yapılmış daha
sonrasında ön üretimin başarılı olması dolayısıyla
plastik cam materyalinden gerçek model
üretilmiştir.
ANAHTAR KELİMELER:
Biyo Benzetim, Kinematik Analiz, İnsan Yürüyüş
Hareketi, Hızlı Kamera.
ABSTRACT
In this study, kinematic analysis of human
walking motion was made by bio-engineering
simulation. Five subjects with healthy gait,
walking on a treadmill, fast walking, running,
walking speeds of movements taken from the
literature of this movement has been built with
high speed camera angle, speed, time values were
obtained from analyzes based on this analysis, the
physical model is based on the average, were
initiated. Movement of people walking in the
light of the analysis of the physical model at the
same time making the same shape and size of a
one-to-five subjects as the average leg size. After
the first prototype to be successful than those
made of PVC material, prototype, plexi-glass
material thus produced a real model.
KEYWORDS:
Bio-inspired, Kinematic Analysis, Human
Walking Motion, High Speed Camera.
3. Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012) 8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
1.GİRİŞ
Gerek mühendislik çalışmaları gerekse medikal
çalışmalar olsun, insan yürüyüşü teknolojik ve
bilimsel açılardan incelemeye alınmıştır. İnsan
yürümesine ait çalışmalar genellikle bir kuvvet
algılayıcısı yardımıyla incelenmiş ve bu
incelemelerden bulunan bulgularla çeşitli
yorumlara uygun veriler ortaya çıkmıştır. Bazı
araştırmalarda, yürüme şekillerini sınıflandırmak
için ve insanın diğer canlılardan ne derece farklı
yürüdüğünü ortaya koymak için çalışmalar
yapılmıştır. Diğer bir alanda ise insan benzeri
robotlar ya da insan üzerine adapte edilebilecek
yapay bacaklar yapmak üzere araştırmalar
yapılmış ve çeşitli sonuçlara varılmıştır. Bu
projede yürüme ve koşma hareketinin kinematik
analizi yapılmış ve sonuçları ardından gelebilecek
diğer araştırma projelerine kılavuz olarak elde
edilmiştir. Bu çalışmada öncelikli olarak yürüme
analizinin yapılacağı çalışma ortamı
hazırlanmıştır. Bu hazırlıklarda yürüme bandı
kurulmuş, yürüme bandını net bir şekilde kayıt
altına almayı sağlayacak ışık ve kamera düzeni
hazırlanmıştır. Kamera 2000 fps hız ile
çalışabilen hızlı kameradır. Çekim ortamı
hazırlandıktan sonra, daha önce yapılan
çalışmalardan elde edilen veriler eşliğinde 18-55
yaş arası ve 55-110 kg olan insan yürüyüşünün
hız değerleri elde edilmiş ve bu değerler
doğrultusunda yürüme bandı ayarlanmış ve bu
bantta yürüyecek denekler bulunmuştur. Denekler
var olan çalışmalardan elde edilen veriler
doğrultusunda; normal yürüme 4 km/saat hızında,
hızlı yürüme 6.5 km/saat hızla ve koşma 10
km/saat hızlarla çekimlere başlamıştır.
Çekimlerden elde edilen veriler ışığında “Tema
Motion” görüntü inceleme ve işleme programında
gerekli analizler yapılmış ve elde edilen analizler
sayesinde 3 boyutlu ön bir platform
hazırlanmıştır. İşbu çalışmalar insan yürüyüşünün
kinematik analizinin elde edilmesi için
yapılmıştır. Çalışmanın amacı insan yürüyüşünü
elde bulunan envanterler ile elde etmek ve bu
analizler doğrultusunda fiziksel model yaparak
biyo benzetim mühendislik yöntemi ile insan
bacağının şekil ve davranış olarak bire bir
özelliklerini taşıyan bir fiziksel model imal
etmektir. Bu çalışmanın endüstriyel, medikal ve
savunma sanayine yönelik tasarımlara ışık
tutmasını ve kuvvet platformu edinilmesi durumu
dahilinde işbu tasarımların oluşumunun ilk
basamağı olması projenin amacıdır. Makalenin
ikinci bölümünde bu projenin amacı,
motivasyonu, faaliyet alanı ve yöntem biliminden
bahsedilmiştir. Makalenin üçüncü bölümünde bu
araştırmayla ilişkili daha önceki çalışmalar
incelenmiş ve makalenin dördüncü bölümünde
araştırma sürecinde yapılan çalışmalar
açıklanmıştır. Sonuç bölümünde ise bu
araştırmanın sonucunda elde ettiğimiz verilere, bu
araştırmanın teknolojik gelişmelere katkısı ve bu
araştırmanın mevcut teknoloji ile arasındaki
benzerlikler ve farklara yer verilmiştir.
3. Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012) 8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
2.ARAŞTIRMANIN AMACI, MOTİVASYONU, FAALİYET ALANI VE YÖNTEM BİLİMİ
Bu projenin temel amacı, biyo benzetim yöntem
bilimini kullanarak insan yürümesini ve
koşmasını taklit etmektir. Ayrıca, bu projenin
ikincil amacı ise deneyler, toplanılan veriler ve
kinematik hesaplamalar yardımıyla bir
simülasyon oluşturmaktır. Elde edilen simülasyon
ve veriler dahilinde oluşturulacak olan ön
çalışmanın, topladığımız veriler arasındaki
benzerliklerini ve farklılıklarını gözlemlemek
insan yürüyüşünün taklit edilebilirliği hakkında
bilgi vermektedir.
İnsan yürüyüşü kinematik, statik ve dinamik
açıdan incelenebilme özelliğine sahiptir.
Kinematik, hareketi, sebep ve tesirlerini göz
önüne almadan inceleyen mekaniğin bir bölümü
[1] ve aynı zamanda kinematik, hareketin ve
ondan doğan hız ve ivmenin açılarıyla uyumunun
anlaşılmasıyla kavranabilir ve bu proje
kapsamında insan yürüyüşü kinematik olarak
incelenmiştir. Ancak bu projeden elde edilen
verilerin kullanım alanı çok geniştir. Bu projede
elde edilen veriler medikal sektörde, savunma
sanayinde ve robotik sistemler içerisinde
kullanılabilir. Bu proje esasında tüm yürüme
mekanizmalarının temelidir ve yardımlarıyla
yürümek için protezler, rehabilitasyon cihazları
ve robotik yürüme aygıtları geliştirilebilir.
Veri toplama ve toplanılan veriyi işleme kısmında
bilimsel yöntem olarak biyo benzetim tasarımı
kullanılmıştır. Biyo benzetim tasarım; biyolojik
etki uyandıran fikirler (yapılar, malzemeler,
süreçler ve fonksiyonlar) ile mühendislik alanında
yaratıcı ve yeni yapay ürünler geliştirmeye
yönelik tüm faaliyetlerin kümesi (mühendislik ve
mühendislik olmayan) olarak tanımlanır.[2]
Çalışmalar sonunda başarılı bir fiziksel model
oluşturulması ve insan bacağının kinematik
hareketlerinin bire bir sağlanması
hedeflenmektedir. Bu yapılan fiziksel model
yürüme bandı üzerinde tıpkı bir insanın
yürüyüşünün hareketlerini yapacaktır. Bu
çalışmanın başarılı olması sonucu endüstriyel,
medikal ve savunma sanayinde kullanılacak
tasarımlara ışık tutabilmesi projenin hedefidir.
Bildirinin sonraki bölümünde daha önce yapılan
araştırmalar hakkında bilgi verilmiştir.
3.VAROLAN ÇALIŞMALAR
Bilimsel yürüme analizi öncüsü 1680 yılında
hayvan yürümesi üzerine çalışmalar yapan De
Motu Animalium Aristoteles idi[3]. 1890'larda,
Alman anatomist Christian Wilhelm Braune ve
Otto Fischer yüklü ve yüksüz koşullar altında
insan yürüyüşün biyomekanik üzerine bir dizi
makale yayınlamıştır.[4] Fotoğrafçılık ve
sinematografinin gelişimiyle birlikte hayvan
yürüyüşü ile insan yürüyüşü arasındaki fark gözle
görülür hale gelmeye başladı. Eadweard
Muybridge ile Étienne-Jules Marey 1900'ların
başlarında bu gelişmelere öncülük etti. Genellikle
yürüme analizi sonuçlarına göre ortopedik
3. Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012) 8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
cerrahi, tedavi içeren rejimlerin gelişmesi, 1980'li
yıllarda önemli ölçüde ilerledi. Birçok önde gelen
ortopedik hastaneler dünya çapında artık rutin
tedavi planları tasarlamak ve takip izlenmesi için
kullanılır yürüyüş laboratuarları oluşturdu.
Serebral parsi ve Parkinson gibi hastalıklara sahip
olan hastaların yürümesi incelenmeye başlandı.
Modern bilgisayar tabanlı sistemlerin
geliştirilmesi; araştırma laboratuarları, havacılık
ve uzay sanayi ile işbirliği aracılığıyla bazı temel
birkaç hastanede 1970'lerin sonunda ve 1980'lerin
başında daha teknolojik boyutlara ulaştı.[5]
Kronofotografi hareketi kayıt etmek için bilinen
en yaygın ve kullanışlı yöntemdir. Seçici
aydınlatma ile tek bir fotoğraf görüntüleri yürüme
analizi yardımcı olmak için geçmişte
kullanılmıştır.[6]. Tek veya birden çok kameradan
görüntüleri kullanarak sine-film ya da video
kayıtları eklem açıları ve hızları ölçmek için
kullanılabilir. Bu yöntem, büyük ölçüde analiz
işlemini kolaylaştırır ve analiz yazılımı
geliştirilmesi desteği ile üç boyutlu analiz için
olanak sağlar. Aynı anda, birden fazla kamera
(genellikle 5-12 kamera) kullanarak ve yansıtıcı
işaretleri (pasif pişaretcileri) kullanarak,
hareketleri çok hassas ölçülebilir hale
getirebiliriz. Kameralar, vücuda yerleştirilen
belirleyiciler (markers) ve yansıma kaydetmek
için filtreler ile eşleşen yüksek güçlü ışınları
(kızılötesi veya yakın kızılötesi, genellikle
kırmızı) kullanmaktadır.[7]
Literatürü özetlemek gerekirse insan yürüme
analizi genel olarak pediatrik açıdan
gözlemlenmiş ve üzerine çalışılmıştır. Son
zamanlarda teknolojinin gelişmesiyle birlikte
pediatrik rahatsızlıkları düzeltmek amacı ile
medikal ve biyomedikal alanda çalışmalara
başlanmıştır. Diğer bir yandan savunma sanayi
çalışmaları da iki bacak üzerinde ilerleyebilen
sistemler oluşturmak için çalışmalara başlamıştır.
Ancak her iki çalışmanın da bu projeyle
benzerlikleri ve farklılıkları vardır. En temel
benzerlik bu çalışmalar esnasında kullanılan
yüksek hızlı kameralar ve eklemlere yerleştirilen
işaretleyicilerdir. En temek farklılık ise diğer
çalışmalarda birden fazla kamera kullanılması ve
gerçek açıları elde edebilmek için kullanılan
kuvvet platformlarıdır.
Bildirinin bir sonraki bölümünde proje esnasında
yapılan çalışmalara yer verilmiştir.
4. DENEY SETİ
Çalışmanın ilk aşamasında kullanılan bilimsel
yöntemin çözüm bazlı biyo benzetim tasarımı
olması nedeniyle deneyler yapılmaya başlandı.
Deneyler kapsamında 5 adet denek, 3 farklı fazda
(4 km/saat yavaş yürüme, 6.5 km/saat hızlı
yürüme ve 10 km/saat koşma) yürütülmüş, hızlı
yürütülmüş ve koşturulmuştur. Platformun ve
çekim ortamının hazırlanmasından sonra
deneklerin bacak eklemlerine işaretler (markers)
konularak video çekimleri hızlı kamera ile
3. Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012) 8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
yapılmıştır. Platformun konumlandırılması Şekil
4.1 de gösterilmiştir.
Şekil 4.1 Deney Düzeneği
Deney sürecinin çevre koşullarından
etkilenmemesi için hızlı kameranın ve yürüyüş
bantının yeri sabitlenmiş ve kameranın hızlı
kamera ile uyumlu lensinin odaklanma mesafesi
de deney esnasında değiştirilmemiştir.
Deneylerden elde ettiğimiz verilerin işlendiği
yazılım programında yardım sağlaması amacıyla
yürüme bandının üzerine belli bir ölçü konulmuş,
iş bu sayede asıl amacı piksel ölçmek olan analiz
programına belirli ölçünün kaç piksel olduğu
hesaplattırılmış ve analiz kolaylaştırılmıştır.
Deney ortamının yetersiz ışık kaynağından ötürü
ilave ışık kaynakları kullanılarak elde edilen
verilerin analiz esnasında daha verimli
kullanılabilir hale gelmesi sağlanmıştır. Gözlem
methodu ile deneyin çekileceği 3 ayrı faz için 3
ayrı kamera ayarı tespit edilmiştir. Tablo 4.1 de
iş bu ayarlarla ilgili veriler mevcuttur.
Tablo 4.1 Deney fazlarına uygun kamera hızları
DENEY FAZI KAMERA HIZI
4 km/saat 50 fps - 1:1 sec.
6.5 km/saat 125 fps - 1:1 sec.
10 km/saat 500 fps - 1:1 sec.
4.1. Sistem Analizi
Hızlı kameranın yazılımı sayesinde eklem
yerlerinin hareket esnasındaki açı, hız değerleri
çıkartılmıştır. Bu değerler çıkartılırken her bir
marker sırayla analiz programına işletilmiş,
programın analizden sapma durumlarında
kullanıcı olarak devreye girilmiştir. Bu değerlerin
zamanla olan ilişki grafikleri çıkartılarak hız-
zaman ve açı zaman değerleri analizler için
hazırlanmıştır. İş bu çalışmalarda sağlıklı
yürüyüşe sahip ve literatürdeki yaş ve kilo
kriterlerine uyan denekler stabil bir şekilde
yürüme, hızlı yürüme ve koşma hareketleri
yaptırılarak çekimler yapılmıştır. Model üzerinde
kullanılan hız-zaman ve açı grafiği Şekil 4.2 de
gösterilmiştir.
Şekil 4.2 Hız-zaman ve açı grafiği
3. Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012) 8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
Beş adet denek ile üç farklı fazda çekim
yapılmasından dolayı elimizde kullanıma elverişli
15 adet veri ve yaklaşık 75 adet döngümüz vardı.
Bu döngülerden hangisinin en kararlı olduğunu
anlamak için Matlab programında karşılaştırmalar
yapılmış ve en kararlı olduğuna karar verilen
döngü üzerinde çeşitli matematiksel yöntemlerle
tam bir kararlı döngü haline getirilmiştir.
Kararlı hale getirilen ve analiz programında elde
edilen veriler eksi değerlere ve geniş açı
değerlerine ulaştığı için ve aynı zamanda
kullandığımız mikroişlemci katmanları bu
değerleri kabul etmediği için, bu değerlerin
düzenlenmesi gerekmektedir. Gerekli
düzenlemelerden sonra mikroişlemcinin
kullandığı yazılım dilinde kodları yazılmış ve açı
değerleri bu kodlara eklenmiştir.
4.2. Prototip Üretimi
Analizlerin yapılmasından sonra uygun malzeme
ve motor araştırmalarına başlanmıştır. Bu seçim
işlemi sonunda çift taraflı servo motor ve pleksi
glas materyaline karar verilmiştir. Motorların
proje ekibinin eline ulaşmasından sonra ilk
prototip PVC materyalinden yapılmış, prototipin
başarılı olmasından dolayı lazer kesim ile plastik
camdan imal edilmiş ve motorlar yerleştirilmiştir.
3 boyutlu bir görüntü yakalamak ve dayanıklılığı
sağlamak açısından çift taraflı robot servo
motorları kullanılmıştır. Montaj işleminden sonra
çift taraflı servo motorların analizler sonucu
olması gereken açı ve hız değerleri işlemci
yardımıyla motorlara aktarılmış, insan bacağının
kinematik analizinin modellemesi yapılmıştır.
Şekil 4.3 de ön modelin bir görüntüsü vardır.
Şekil 4.3 Ön modellenmiş insan bacağı
5.SONUÇ
Bu proje çerçevesinde yapılan çalışmaların ve
deneylerin sonuçları sıradaki gibi
maddelendirilmiştir;
a) İnsan yürümesinin ve koşmasının taklit
edilebilir olduğu kanıtlanmıştır.
b) Gerekli tasarımlar dahilinde ilk model
üretilmiş ve modelin, deneylerden elde edilen
analizlerle uyuştuğu gözlenmiştir.
3. Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012) 8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
c) İnsan yürüyüşünün kuvvet platformu
haricinde 2 eksenli olarak gözlenebileceği
ispatlanmıştır. Ancak 3. Eksende yapılan açılar
için tek kameranın uygun olmadığı; kuvvet
platformuna ya da ikinci bir kameraya ihtiyaç
olduğu anlaşılmıştır.
Projenin teknolojik gelişmelere katkısı aşağıdaki
gibi maddelendirilmiştir:
a) İnsan yürüme hareketinin kinematik analizi
yapılmasından sonra kuvvet platformu elde
edildikten sonra dinamik analizinin yapılması
mümkün olur.
b) İnsan bacağından sonra insan ayağının da
dinamik analizleri mümkün olacaktır. Bu iki
analizinin birleştirilmesi durumunda protez olarak
kullanılabilinecek bir mekatronik tasarım
yapılabilir.
c) Dış kabuk (eksoskeleton) tasarımı; savunma
sanayi, endüstri ve medikal alanda kullanılacak
cihaz yapılabilir hale gelecektir. Bu mekatronik
cihaz insan bacağından daha üstün fonksiyonları
insana sağlar.
İnsan bacağının kinematik analizi bu çalışmaların
hepsi için ilk basamaktır. Kuvvet platformu ile
yapılacak analizlerin insan yürüyüşünün
kinematik analizleri ile birleşmesi sonucunda bu
endüstriyel, savunmaya ve medikale yönelik
çalışmalar geliştirilebilir hale gelecektir.
Projenin mevcut teknolojiler ile olan farkları ve
benzerlikleri aşağıdaki gibi maddelendirilmiştir;
a) Yapılan çalışma insan bacağının yürüme,
hızlı yürüme ve koşma hareketlerinin biyo
benzetim tasarım yoluyla yapılmasını
sağlayacaktır ve bu çalışmalar başta medikal
protez sektörünü geliştirecektir.
b) İnsan yürümesini üç mod da inceleyen
çalışma kinematik analizi ilk defa üç ayrı mod da
incelenmesini sağlamıştır. Genelde var olan
projelerde tek bir faz destek alınarak çalışılmıştır.
Kuvvet platformunun alınmasından sonra dış
kabuk ve yük taşımak ve daha hızlı hareket
etmeyi sağlayan, genellikli endüstri ve savunma
sanayinde kullanılan dış kabuk mekatronik
cihazının yapılmasındaki en önemli çalışmalardan
olacaktır.
c) Bu çalışmada amaçlanan denek yaş aralığı
18 – 55 olmasına rağmen mevcut şartlardan
dolayı deneklerin mevcut özellikleri 20 – 25 yaş
arası olduğu için yapılmış olan kinematikler bu
doğrultularda yönlenmiştir.
d) Literatür araştırmalarında yapılan ve bu
çalışmaya benzer özellikler taşıyan diğer
projelerde kullanılan araç ve gereçlerin ( basınç
sensörleri, profesyonel yürüyüş bantları, bez
işaretleyiciler, özel salonlar vb.) bu projede yer
alamaması nedeniyle, teknik analizlerde ve de
araştırmanın video kaydı sırasında karşımıza
teknik problemler olarak ortaya çıkmıştır.
3. Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2012) 8 Haziran 2012, Atılım Üniversitesi, Ankara
TEŞEKKÜR
Bu araştıma, MECE 407-408 Lisans Araştırma
Projeleri I-II dersleri kapsamında
gerçekleştirilmiş ve Atılım Üniversitesi
tarafından desteklenmiştir (Proje No: LAP-A-
111201). Derslerin yürütülmesine ve proje
çalışmalarımıza verdikleri katkılardan dolayı
Yrd. Doç. Dr. Zuhal ERDEN, Öğr. Gör. Aylin
KONEZ EROĞLU, Araş. Gör. Cahit GÜREL,
Araş Gör. Emre GÜNER’e teşekkür ederiz.
KAYNAKÇA
[1] Chan & Rogers (1994), “Kinematic Analysis
of Gait” , http://moon.ouhsc.edu/dthompso/ga-
it/knmatics/gait.htm (Erişim: 08.05.2012)
[2] Erden A, “Bio-mimetic/Bio-inspired Design”
http://mechatronics.atilim.edu.tr /courses/mece4-
01/mece401_Index.htm (Erişim: 03.03.2012) [3] Whittle, Michael (2007), “Gait Analysis: an
Introduction (4 ed.)”. http://www.amazon.com
/An-Introduction-Gait-Analysis-4e/dp/07506883-
1/ (Erişim: 10.11.2011)
[4] Fischer, Otto; Braune, Wilhelm (1895), “Der
Gang des Menschen: Versuche am unbelasteten
und belasteten Menschen”
[5] DH Sutherland (2002), "The evolution of cli-
nical gait analysis: Part II Kinematics"
[6] RB Davis, S Õunpuu, D Tyburski, JR Gage
(1991), "A gait analysis data collection and
reduction technique".
[7] Robertson DG (2004), “Research Methods in
Biomechanics, Champaign IL:Human Kinetics”.