memÖk2015 bildiri kitabı
TRANSCRIPT
6. ULUSAL MEKATRONİK
MÜHENDİSLİĞİ ÖĞRENCİ KONGRESİ
(MeMÖK2015) 13 Haziran 2015
MEKATRONİK MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ ATILIM ÜNİVERSİTESİ, ANKARA
Editörler:
Zühal Erden H. Orhan Yıldıran S. Betül Coşkunoğlu
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015)
13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK) (6.: 2015, Ankara, Türkiye)
6. Ulusal mekatronik mühendisliği öğrenci kongresi (MeMÖK) bildiri kitabı / editörler
Zühal Erden, H. Orhan Yıldıran, S. Betül Coşkunoğlu. — Ankara: Atılım Üniversitesi, 2015.
Atılım Üniversitesi yayınları; 02. Mühendislik Fakültesi yayınları no; 02.
ISBN 978-975-6707-53-1 (e-book)
1. Mechatronics -- Congresses 2. Mekatronik -- Kongreler I. Erden, Zühal, editör II.
Yıldıran, H. Orhan, editor III. Coşkunoğlu, S. Betül, editor
TJ163.12 ULU 2015
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
i
MeMÖK 2015 Kongre Başkanı
Prof. Dr. Abdulkadir Erden
Organizasyon Komitesi
Zühal ERDEN (Atılım Üniversitesi, Mekatronik Müh.) [email protected]
A. Buğra KOKU (ODTÜ, Makina Müh.) [email protected]
Yiğit TAŞÇIOĞLU (TOBB ETÜ, Makina Müh.) [email protected]
M. Bülent ÖZER (TOBB ETÜ, Makina Müh.) [email protected]
H.Orhan YILDIRAN
S. Betül COŞKUNOĞLU
(Atılım Üniversitesi, Mekatronik Müh.)
(Atılım Üniversitesi, Mekatronik Müh.)
Kongre Sekreteri Ayşe SUNGUR Adres: Mekatronik Mühendisliği Bölümü, Atılım Üniversitesi, Kızılcaşar Mahallesi, 06836 İncek-Ankara Tel: +90 312 586 83 15 Fax: +90 312 586 80 91 Web: http://memok.atilim.edu.tr E-Posta: [email protected]
MeMÖK2015 Danışma Kurulu
Prof. Dr. Ata Akın İstanbul Bilgi Üniversitesi
Prof. Dr. Nihat Akkuş Marmara Üniversitesi
Prof. Dr. Z. Hakan Akpolat Fırat Üniversitesi
Prof. Dr. Zafer Bingül Kocaeli Üniversitesi
Prof. Dr. Mehmet Çelik KTO Karatay Üniversitesi
Prof. Dr. Mehmet Önder Efe Hacettepe Üniversitesi
Prof. Dr. Osman Eldoğan Sakarya Üniversitesi
Prof. Dr. Aydan M. Erkmen ODTÜ
Prof. Dr. H. Metin Ertunç Kocaeli Üniversitesi
Prof. Dr. Müfit Gülgeç Çankaya Üniversitesi
Prof. Dr. Ahmet Koyun Yıldız Teknik Üniversitesi
Prof. Dr. Kemal Leblebicioğlu ODTÜ
Prof. Dr. Osman Parlaktuna Osmangazi Üniversitesi
Prof. Dr. Bülent E. Platin ODTÜ
Prof. Dr. Mehmet Serdar Ufuk Türeli Okan Üniversitesi
Prof. Dr. Mustafa Ünel Sabancı Üniversitesi
Prof. Dr. Şahin Yıldırım Erciyes Üniversitesi
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
ii
MeMÖK2015 Danışma Kurulu (devam)
Prof. Dr. Muharrem Yılmaz Kocaeli Üniversitesi
Prof. Dr. Faruk Yiğit Yıldız Teknik Üniversitesi
Doç. Dr. Mehmet Akar Gaziosmanpaşa Üniversitesi
Doç. Dr. Fuad Aliew Atılım Üniversitesi
Doç. Dr. Raif Bayır Karabük Üniversitesi
Doç. Dr. Hilmi Cenk Bayrakçı Süleyman Demirel Üniversitesi
Doç. Dr. Hüseyin Canbolat Yıldırım Beyazıt Üniversitesi
Doç. Dr. Nevin Çelik Fırat Üniversitesi
Doç. Dr. Mustafa Demetgül Marmara Üniversitesi
Doç. Dr. Ahmet Fenercioğlu Gaziosmanpaşa Üniversitesi
Doç. Dr. Ahmet Gayretli Afyon Kocatepe Üniversitesi
Doç. Dr. Birhan Işık Karabük Üniversitesi
Doç. Dr. Ali Kara Atılım Üniversitesi
Doç. Dr. Mehmet Karabacak Celal Bayar Üniversitesi
Doç. Dr. Ahmet Koca Fırat Üniversitesi
Doç. Dr. E. İlhan Konukseven ODTÜ
Doç. Dr. Sedat Nazlıbilek Atılım Üniversitesi
Doç. Dr. Ethem Toklu Düzce Üniversitesi
Doç. Dr. Ayşegül Uçar Fırat Üniversitesi
Yrd. Doç. Dr. Kutluk B. Arıkan Atılım Üniversitesi
Yrd. Doç. Dr. Fatih Cemal Can İzmir Katip Çelebi Üniversitesi
Yrd. Doç. Dr. Ertuğrul Çetinsoy İstanbul Ticaret Üniversitesi
Yrd. Doç. Dr. Bülent İrfanoğlu Atılım Üniversitesi
Yrd. Doç. Dr. Metin Özkan Osmangazi Üniversitesi
Yrd. Doç. Dr. Yeşim Öniz İstanbul Bilgi Üniversitesi
Yrd. Doç. Dr. Erol Türkeş Kırklareli Üniversitesi
Yrd. Doç. Dr. Mehmet Kürşat Yalçın Niğde Üniversitesi
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
iii
ÖNSÖZ
Sanayi kuruluşlarında ve üniversitelerde yapılan araştırma ve geliştirme (ARGE) faaliyetleri farklı özellikler taşımasına rağmen, arge genel olarak “sistematik bir yaklaşım ile varolan seçeneklerin dışında yeni teknoloji ve yeni ürünlere yönelik adımlar ve etkinlikleri tümleştiren süreç” olarak tanımlanabilir. Bu kapsamda ürün fiziksel bir sistem olabileceği gibi, bir yaklaşım, yöntem ve araç olarak da düşünülebilir. Çağdaş teknolojik gelişim sürecinde öne çıkan konuların gereği olarak çağımızda mekatronik mühendisliğinde arge’nin önemi daha iyi anlaşılmaktadır. Tıp ve çeşitli mühendislik dallarında, savunma sanayii, tarım, eğitim ve eğlence sektörlerinde olduğu gibi hemen her konuda mekatronik mühendisliği teknolojisinin uygulamaları sonucu geliştirilmi ş arge ürünleri toplum kesimlerinin günlük yaşamında birçok yerde görülmektedir. Sanayi kuruluşlarında yapılan arge projeleri o kuruluşlar için lokomotif görevini üstlenerek kuruluşun gelişmesinde ve pazar payının artmasında önemli rol oynamaktadır. Üniversitelerde yapılan arge projeleri ise, yerel, ulusal ve uluslararası boyutlarda sanayi kuruluşları için özel bir ilgi alanı oluşturmakta, üniversitede yapılan arge çalışmaları üniversitenin erişim alanında bulunan kuruluşlar açısından üniversite ve sanayi/toplum işbirliği için kuvvetli bir itici güç olmaktadır.
Bir arge çalışmasının başarılı olabilmesi için temel koşulların sağlıklı bir şekilde sağlanması, arge ortamının oluşturulması ve bu ortamın sürdürülebilir olması gerekir. Bu kapsamda ilk adım olarak arge ortamının sağlanması özel önem taşımaktadır. ARGE altyapısını oluşturan mekan, donanım ve yazılım olanaklarında eksiklik olmaması gerekmektedir. Arge için ikinci temel özellik; kurumsal düzeyde arge konusunda gerektiği kadar derin ve geniş bir bilgi ve deneyim birikiminin sağlanmasıdır. Çağdaş teknolojik düzeyde bilginin genişliği ve derinliği hızla artmaktadır. Bu nedenle sanayi kuruluşlarının ve üniversitelerin kendi çalışma konularını seçerek gerekli uzmanlaşmayı sağlamaları beklenmektedir. Arge’nin son ayağı ise araştırmacı elemanların yetiştirilmesi ve projelerde görev almalarının sağlanmasıdır. Türkiye’de arge’nin ilk iki özelliği göreceli olarak daha kolay sağlanabilse de, araştırmacı eleman konusunda ciddi bir açık söz konusudur. Özellikle mekatronik mühendisliğinde araştırmacı elemanların sayısının, gelişmekte olan bir ülke için az olduğu düşünülmektedir. Bu nedenle mekatronik mühendisliği öğrencilerinin hem mekatronik mühendisliği konularının ve ilgi alanlarının özelliklerini düşünerek, hem de teknolojik gelişim eğilimini göz önüne alarak arge projelerinde görev almaları büyük önem taşımaktadır.
Mekatronik mühendisliği bölümleri mezunlarının arge niteliklerini taşımalarının ve içselleştirilmi ş arge kültürüne sahip olmalarının lisans eğitimleri sırasında sağlanması daha sağlıklı ve üretken bir yaklaşımdır. Bu kapsamda öğrencilerin lisans düzeyinde verilecek sistematik bir arge eğitimi almaları ve bununla birlikte uzmanlaşma, arge deneyimi ve arge sürecinin özelliklerini tanımaları üniversiteler tarafından öncelikli bir görev olarak üstlenilmelidir. Bu eğitim süreci içinde veya sürecin sonunda arge deneyiminin Türkiye mekatronik mühendisliği kamuoyunda paylaşımı, karşılıklı bilgi ve deneyim aktarımı için ortam sağlanması önemli bir aşamadır. Lisans düzeyinde yapılan araştırma ve geliştirme uygulamaları, lisans öğrencilerinin araştırma kültürünü tanımalarını, arge etkinliklerinde görev almalarını ve arge sürecini yaşamalarını sağladığından teknoloji üretimine yönelik üniversite eğitiminde önemli bir yer tutmaktadır. Mekatronik mühendisliği eğitiminin çağdaş arge projelerinde teknolojik olarak ayrıcalıklı bir konumu olması, mekatronik mühendisliğindeki arge çalışmalarını daha özel hale getirmektedir.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
iv
Türkiye’de birçok üniversitede mekatronik mühendisliği eğitimi verilmektedir. Bir tahmin olarak Türkiye’de 4000-5000 dolaylarında öğrencinin mekatronik mühendisliği bölümlerinde lisans eğitimi aldığı düşünülmektedir. Lisansüstü çalışmalar yapan öğrencilerle birlikte bu sayı daha da artmaktadır. Fiziksel kısıtlar nedeni ile bu öğrencilerimizin tamamını bir araya getirebilmemiz mümkün olmasa da, özellikle arge projelerine ilgi duyan öğrencilerimizin birbirlerini tanımalarının sağlanması, deneyim, bilgi ve hedeflerin paylaşılması için ortam hazırlanması Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongrelerinin (MeMÖK) ana temasıdır. MeMÖK, 2010-2012 yılları arasında Atılım Üniversitesi Mekatronik Mühendisliği Bölümü tarafından üniversite içinde bir etkinlik olarak düzenlenmiştir. MeMÖK, 2013 yılında ilk defa ulusal düzeyde ve tüm üniversitelere açık bir etkinlik olarak organize edilmiş ve “4. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2013)” adıyla 8 Haziran 2013 tarihinde Ankara’da Atılım Üniversitesi’nde gerçekleştirilmi ştir. MeMÖK 2013’te Atılım Üniversitesi, Çanakkale 18 Mart Üniversitesi, Çukurova Üniversitesi, Fırat Üniversitesi, Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Karabük Üniversitesi, Kırklareli Üniversitesi, Marmara Üniversitesi, TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi ve Trakya Üniversitesi’nden bildiriler sözlü olarak sunulmuş ve elektronik bildiri kitabında basılmıştır. 13 Haziran 2015 tarihinde düzenlenen 6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK 2015)’ne Atılım Üniversitesi, Fırat Üniversitesi, Karabük Üniversitesi, Kırklareli Üniversitesi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Sakarya Üniversitesi ve TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi öğrencileri yaptıkları çeşitli çalışmaları içeren bildirilerle katılmaktadırlar. MeMÖK kongrelerinin önümüzdeki yıllarda giderek gelişerek arge’ye ilgi duyan tüm mekatronik mühendisliği öğrencilerini kapsayacağına inanıyoruz.
MeMÖK 2015’e farklı üniversitelerden katılan tüm öğrencilerimize sevgi ve teşekkürlerimi bildirmek istiyorum. Onların ve önceki yıllarda katılan, şimdi mezun olmuş öğrencilerimizin yoğun ilgisi ve çok değerli emekleri olmasa idi, bu kongreler gelişemezdi ve gerçekleşmezdi. Öğrencilerimiz kadar, öğrencilerimizi yönlendiren tüm öğretim üyeleri ve öğretim elemanlarımızın kongrenin başarısı ve sürdürülebilirliği konusunda önemli katkıları olacağına inanıyorum. Değerli akademisyen meslektaşlarımızın özverili çalışmalarını takdirle karşılıyor, kendilerini teşekkür ediyorum. Önümüzdeki yıllarda MeMÖK kongrelerinin her yıl farklı bir üniversitede düzenlenmesinin, kongrenin tüm üniversitelerimizi dolaşmasının, MeMÖK’ün yaygınlaşması ve sürdürülebilirliği açısından gerekli olduğunu düşünüyorum. Bu konuda tüm öğretim elemanlarımıza önemli bir görev düşmektedir.
MeMÖK 2015 için tüm kongre olanaklarını sağlayan Atılım Üniversitesi’ne, özellikle Atılım Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanlığı’na ve Rektörlüğe teşekkürlerimi sunmak istiyorum. Kongrenin gerçekleşmesindeki emekleri ve katkıları dolayısıyla MeMÖK 2015 Organizasyon Komitesi’ne, Program Komitesi ve Danışma Kurulu’na, Atılım Üniversitesi Kurumsal İletişim ve Tanıtım Müdürlüğü’ne, ve üniversitenin katkıda bulunan tüm diğer idari ve teknik personeline teşekkürlerimi iletmek istiyorum. Atılım Üniversitesi Mekatronik Mühendisliği bölümünün değerli öğretim elemanlarına ve teknik personeline katkılarından dolayı teşekkür ediyorum. Son olarak özverili ve titiz çalışmaları ile kongreye çok emek veren bölüm sekreterimiz Ayşe Sungur’a özel olarak teşekkür ediyorum.
MeMÖK 2015 kongresinin verimli ve başarılı geçmesini, kongre sonuçlarının Türkiye’nin teknolojik gelişim sürecine özgün ve saygın bir katkı sağlamasını diliyorum.
Prof. Dr. Abdülkadir Erden MeMÖK2015 Kongre Başkanı
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
v
İÇİNDEKİLER ORGANİZASYON BİLGİLERİ……………………………………………………………………….i ÖNSÖZ…………………………………………………………………………………………………iii İÇİNDEKİLER…………………………………………………………………………………………v TOPRAK İLETKENLİĞİ KONTROLLÜ OTOMATİK SULAMA PROTOTİPİ ...............................1 NÖRAL DALGALAR İLE BİLGİSAYAR ORTAMINDA MEKAN İK SİSTEM KONTROLÜNÜN SAĞLANMASI.......................................................................................10 XTION KAMERA VE ULTRASONİK SENSÖRLERLE YAPILAN ENGELDEN KAÇINMA UYGULAMALARININ KAR ŞILAŞTIRILMASI.....................................19 DOĞRUDAN ULTRASONİK İŞLEMİN DÖKÜM YAPISINA ETKİSİ............................................30 ESNEK SENSÖR SİSTEMLİ RC ROBOT TASARIMI VE PROTOTİPİ...........................................38 3D YAZICI TASARIMI VE PROTOTİPİ.............................................................................................48 ULTRASONİK İŞLETİCİLERE SAHİP KALIP TASARIMI VE ÜRETİMİ......................................61 HAVUZ GÜVENLİK SİSTEMİ............................................................................................................69 TOROİDAL SARIM MAK İNASI.........................................................................................................76 JOYSTİCK KONTROLLÜ JİMMY JİB TASARIMI VE PROTOTİPİ................................................88 NFC KONTROLLÜ YATAKLAMALI GARAJ KAPISI.....................................................................99 ÇOCUKLARA YÖNELİK EĞLENCELİ FİTNESS BİSİKLETİ.......................................................115 MEKATRONİK ÜRÜNLER İÇİN MODÜLER TASARIM UYGULAMASI: ÇOK AMAÇLI TEM İZLİK ROBOTU................................................................................................126 ROBO YÜZ PROJESİ..........................................................................................................................138 ANDROİD TABANLI EV OTOMASYONU......................................................................................148 SOLAR KÜRE TASARIMI VE PROTOTİPİ.....................................................................................156 MODÜLER ÜRÜN AYRIŞTIRMA OTOMASYONU.......................................................................164 AKILLI BE ŞİK TASARIMI VE PROTOTİPİ....................................................................................169 ROBOTİK HASAT İÇİN GÜL OLGUNLUĞUNUN BELİRLENMESİ...........................................178 3 SERBESTLİK DERECELİ PARALEL KİNEMATİK HAPTİK CİHAZ........................................189 EKSENDEŞ PERVANELİ MİKRO HAVA ARAÇLARININ İRTİFA KONTROLÜ......................200
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
vi
MELEZ UÇAN ROBOT VE TEST DÜZENEĞİ................................................................................209 STIRLING MOTORLU, DOĞRUSAL EYLEYİCİLİ, PARABOLİK YANSITICILI GÜNEŞ TAKİP SİSTEMİ ...................................................................................................................215 OPTİK KAMERA TABANLI CANSAT UYDU S İSTEMİ………………………………………....225 KURULU CNC MAKİNESİ ÜZERİNDE TB6560 SÜRÜCÜSÜ KULLANILARAK KULLANICI ARA YÜZLÜ L İNUX İŞLETİM SİSTEMİ İLE OTOMATİK ÇİFT YÜZLÜ DEVRE KARTI BASIMI…………………………………………………………………..236 DÖRT BACAKLI ROBOT TASARIMI……………………………………………………………..244 TAŞINAB İLİR MEKATRONİK SOLAR SİSTEM(TMSS)………………………………………...252
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
1
TOPRAK İLETKENL İĞİ KONTROLLÜ OTOMAT İK SULAMA
PROTOTİPİ
Emre GÜL, [email protected] Kırklareli Üniversitesi, 39000, Kırklareli
Yasin Enes KARA, [email protected] Kırklareli Üniversitesi, 39000, Kırklareli
Kazım ZENGİN, [email protected] Kırklareli Üniversitesi, 39000, Kırklareli
ÖZET
Damla sulama yönteminde temel ilke; bitkide, nem eksikliğinden kaynaklanan bir gerilim yaratmadan,
her defasında az miktarda sulama suyunu basınçlı bir boru ve damlatıcılar vasıtasıyla sık aralıklarla
yalnızca bitki köklerinin geliştiği ortama vermektir. Bu çalışmada, topraktaki nem kontrolü yapılarak
sulama otomasyonunun gerçekleştirilmesi sağlanmıştır. Bunun için bir prototip tasarımı yapılmıştır.
Nem kontrolü için basit bir mikrofon jakı algılayıcı olarak kullanılarak, sulanan topraktaki direnç
ölçümleri yapılmıştır. Toprakta oluşan nem durumuna göre ayarlanabilen, elektronik bir düzenek
tasarlanarak yeterli nemlenme oranına göre otomatik sulama sisteminin kontrolü sağlanmıştır.
Anahtar Sözcükler: Toprak, Nem, Kontrol, Damlama Sulama, Otomatik Sulama
ABSTRACT
The main ambitions by irrigation with drip system is ,without generating induced stress inside plants
cause of lack of moisture, to provide each time a small amount of irrigaton water only the roots of the
plant via pressure pipe and dripper. İrrigation automations system performed with controlling the soil
moisture and established a prototype. A microphone jack is used for measuring the resistor of soil
moisture to control. Adjustable electronic circuit is desinged to control of the soil moisture and start
irrigation system.
Keywords: Soil,Moisture, Control, İrrigation with Drip Sysytem,Automatic İrrigation
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
2
1. GİRİŞ
Toprak ve su kaynaklarının korunması, geliştirilmesi ve kullanılması çalışmalarının başlıca
amaçlarını; tarımsal sulama, hidroelektrik enerji üretimi, taşkın koruma, içme ve kullanma suyu
sağlanması ve su ulaşımı oluşturmaktadır.[1]
Ülkemizde son yıllarda artan sanayileşmeye rağmen tarım ekonomimizde önemli bir paya sahiptir.
Ülkemizin iklimsel özellikleri göz önünde bulundurulduğunda çok çeşitli ürünler
yetiştirilebilmektedir. Bunun yanında yeni ürünlerin yetiştiricili ğinin denenme çalışmaları da
yapılmaktadır. Ülkemizde geniş tarım arazileri olmasına rağmen gelişmiş tarım ülkelerine kıyasla
birim alandan alınan ürün miktarı, onlara oranla oldukça azdır. Gerekli yatırım yapılıp sulama
yapılamaması nedeniyle ülkemiz ekonomisinin yıllık kaybı 400 milyon ABD dolarıdır. Batı
ülkelerinde sulama randımanları yüzey sulama uygulamalarında % 60-70, yağmurlama sistemi altında
ise, en az % 80-90’dır. Ülkemizde ise işletimi DSİ’nin denetimi altında, yüzey sulama uygulanan
alanlarda, en fazla % 35, Sulama Birlikleri’ne devredilen alanlarda ise % 45’tir. Sulama randımanı;
bitki kök bölgesinde ihtiyaç duyulan suyun, sulama şebekesinden alınan suya oranı olarak
tanımlanır.[1] Bu da ülkemizin tarım potansiyelinin ekonomiye düşük bir oranının yansıması anlamına
gelmektedir.
Bu çalışmada damlama sulama elektronik kontrollü bir sistem aracılığıyla yapılmaktadır. Ürün
ihtiyacına göre toprak nem miktarı ayarlanabilmektedir. Damla sulama yönteminin üstünlükleri
dikkate alınarak, su kaynağının kısıtlı olduğu koşullarda, topraktaki nem eksikliğine duyarlı olan ve
ekonomik değeri yüksek ürün elde edilen sebze ve meyve bahçeleri, bunun yanında örtü altı
yetiştiricili ği ve süs bitkileri için son derece uygun bir yöntemdir.
2. SULAMADA KULLANILAN YÖNTEMLER
2.1 Yüzey Sulama Yöntemleri
Yüzey sulama yöntemlerinde bitkinin gereksinim duyduğu su miktarı ya tarla parsellerinde
göllendirilerek zamanla kök bölgesinde sızmaya bırakılır yada kök bölgesine sızıncaya kadar arazi
yüzeyinden akması sağlanır.
Salma sulama yöntemi
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
3
Salma sulama yönteminde kaynağından tarla başına kadar getirilen su, gelişi güzel olarak arazi üzerine
saptırılır. Suyun hem tarla üzerinde ilerlemesi aynı zamanda da bitki kök bölgesinde depolanması
sağlanır.
Şekil 1. Salma Sulama Uygulaması
Karık sulama yöntemi
Karık sulama, tarlanın genel eğimi doğrultusunda veya eğime dik olarak oluşturulmuş küçük kanal
veya arklarla suyun aktarılması şeklinde uygulanmaktadır. Su karık boyunca ilerlerken bir yandan da
infiltrasyonla toprak içerisine sızar ve bitki kök bölgesinde depolanır.
Şekil 2. Karık Sulama Uygulaması
Tava sulama yöntemi
Tava sulama yönteminde, sulanacak tarla parselinde etrafı toprak seddelerle çevrilmiş eğimsiz tavalar
oluşturulur. Tavalara yüksek debide sulama suyu uygulanır ve kısa sürede tavayı kaplaması sağlanır.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
4
Şekil 3. Tava Sulama Uygulaması
2.2 Basınçlı Sulama Yöntemleri
Yağmurlama sulama yöntemi
Yağmurlama sulama yöntemi, suyun kaynaktan belirli bir basınçta alınarak kapalı bir sistem ile tarlaya
kadar iletildiği ve atmosfere damlacıklar halinde püskürtüldüğü yöntemdir. Gerekli parçaların
sağlanabilirliği, uygulama sırasında denetlenebilir olması tüm dünyada yaygın olarak kullanılabilir
olmasını sağlamaktadır.
Şekil 4. Yağmurlama Sulama Uygulaması
Damlama sulama yöntemi
Damla sulamada amaç, bitkilerin terleme ile olan su kaybını yeterli olarak karşılayabilecek sürekli bir
elverişli toprak nem düzeyini sağlayabilmektir. Bu nedenle bitkinin yalnızca kök bölgesinin sulanması
ve bu bölgedeki nem kapsamının en uygun düzeyde tutulması gibi temel düşünceye dayanmaktadır.
Bu sistem toprak yüzeyine veya yüzeyin hemen altına yerleştirilen küçük çaplı delikli borular
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
5
yardımıyla arıtılmış suyu toprak yüzeyine veya içerisine alçak basınç altında belirlenmiş bir alana
verir. Su yaygın boru ağı aracılığı ile her bitkiye kadar götürülür ve bitkilere verilecek gübreler de
sulama suyu ile birlikte verilebilir. Sistemin esası bitkinin ihtiyaç duyduğu su ve besin maddesi
miktarını uygun değer ve seviyede tutmak aynı zamanda ekonomik sulamayı gerçekleştirmektir. Sulu
tarım arazilerinin ve sulama suyu miktarının azlığı göz önüne alındığında sulamanın verimli bir
biçimde yapılması kaçınılmaz bir zorunluluktur.
Şekil 5. Damlama Sulama Uygulaması
3. TOPRAK NEM İ ÖLÇME YÖNTEMLER İ
Sulama programlamasının toprak nem içeriğine göre yapılması durumunda topraktaki nem
değişiminin çeşitli sensörlerle izlenmesi gerekir. Schmitz ve Sourell (2000), toprak nem düzeyinin
anılan sensörlerle hassas olarak ölçülebilmesi için doğru bir şekilde kalibrasyonlarının yapılması ve bir
arazi içerisinde yerleştirilmesi gereken aralıklara özen gösterilmesi gerektiğini belirtmişlerdir. Aksi
durumda aynı sensörün aynı toprak koşullarında farklı düzeylerde ölçüm değeri verebileceğini
belirtmişlerdir.[4]
3.1 Gravimetrik Ölçme
Doğrudan belirleme yöntemlerinde gravimetrik olarak alınan toprak örneklerinden suyun toprak
fraksiyonundan ayrılarak ölçülmesini esas alır. Alınan örneklerin, yaş ve kuru ağırlıklarının
tartılmasına dayanır.
3.2 Elektriksel Direnç İle Ölçme
Nemli toprakla temas halinde olan gözenekli alçı veya naylon bloklar toprak suyu ile dengeye
ulaşırlar. Blokun su içeriğindeki değişme (toprak suyundaki değişme) bloğun bazı özelliklerinin
değişmesine neden olur. En yaygın olarak ölçülen iki önemli özellik elektriksel direnç ve termal
iletkenliktir.
3.3 Tansiyometre İle Ölçme
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
6
Tansiyometre içi su doldurulmuş gözenekli seramik bir uç, yine içi su dolu bir tüp ve emişi gösteren
bir basınç ölçerden olmaktadır. Toprak su içeriğindeki değişmeye tepki olarak seramik kaptan su dışarı
veya içeri akar. Toprak su içeriği azaldıkça seramik uçtan su dışarıya toprağa doğru akar ve oluşan
emis değeri de vakum göstergesinden okunur.
4. SENSÖR VE KARAKTERİSTİK EĞRİSİNİN ÇIKARILMASI
Topraktaki nem oranını ölçmek için basit bir sensör tasarlandı. Sensör olarak Şekil 7’de gösterilen
müzik çalarlarının kulaklık jakı kullanıldı. Bu jaklar birbirinden 1 mm aralıkla yalıtılmış iki iletken
içerir. Bu jakı toprağa sapladığımızda toprak çok kurak olduğunda iletim olmadı. Fakat toprak biraz
nemli olduğunda iletkenler arasında iletimi gerçekleştirdi ve bu iletkenlik toprak nemine göre değişti.
Böylece sensörümüzün direnci toprak nemine bağlı olarak değişti. Direnç değişimli sensör olarak
görev yaptı. Yaptığımız testlerde toprak sıfır nemde sonsuz direnç, aşırı nemde 7.5 kΩ direnç gösterdi.
Deneysel olarak elde edilen sonuçlardan Şekil 8’deki eğri elde edilmiştir.
Şekil 6. Sensör Amaçlı Kullanılan Jakı
Şekil 7. Kullanılan sensör nem-direnç grafiği ve yapısı (Direnç kΩ)
5. NEM KONTROL DEVRES İ
Sistem için tasarlanan elektronik devrenin Proteus programında çizimi Şekil 9’da görülmektedir.
Sensörün bir ucuna besleme gerilimi uygulandı. Sensöre seri bir potansiyometre bağlandı, bu şekilde
hem toprak nemine hem de pontansiyometre direncine bağlı gerilim bölücü düğüm elde edildi. Elde
edilen gerilim bölücü kola paralel 2.2Kohm R3 direncinden ve 10Kohm R1 direncinden oluşan ikinci
Nem-Direnç Grafiği
1
10
100
1000
10000
100000
0 10 25 40 55 70 100
Nem-Direnç Graf iği
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
7
gerilim bölücü düğüm oluşturuldu. Sensör ile potansiyometrenin birleşme noktası TL741 opampının +
girişine, R3 ile R1’in birleşme noktası opampın - girişine bağlandı. Opampın + beslemesi kaynağa
verildi, - beslemesi ise toprağa bağlandı. Bu şekilde bir karşılaştırıcı devre oluşturuldu.
Potansiyometre üzerine düşen gerilim R1 dirençi ürerine düşen gerilimden fazla olduğu durumda
opamp çıkışında + besleme gerilimi elde edildi, potansiyometre üzerine düşen gerilim, R1 direnci
üzerine düşen gerilimden az olunca opamp çıkışında - gerilimi elde edildi.
Şekil 8. Devre Şeması
Toprak nemi istenen seviyede olunca opamp çıkışında besleme gerilimi elde edildi. Bu gerilim opamp
çıkışındaki yeşil led yaktı ve aynı zamanda doğruluk tablosu Tablo 1’de verilen 74LS02 NOR
entegresinin kullanılan kapı girişlerini lojik 1 yaptı. Yeşil ledin yanması ile toprak neminin iyi
durumda olduğu kullanıcıya bildirildi. 74LS02 entegresi 5V çalışma gerilimine sahip olduğu için 7805
DC voltaj düzenleyici entegresinin çıkış geriliminden beslendi. 74LS02 entegresinin kullanılan iki
kapısına da aynı girişler uygulandı. Kapıların iki girişinde de lojik 1 olunca çıkışından lojik 0 elde
edildi. Bu değer motor tahrik devresini çalıştırmadı ve aynı zamanda kırmızı led sönük kaldı.
Tablo 1. Nor Kapısı Doğruluk Tablosu
A B Çıkış
0 0 1
0 1 0
1 0 0
1 1 0
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
8
Toprak nemi istenilen seviyenin altına düştüğünde opamp 0V çıkış verdi. Nor kapılarının girişleri lojik
0 olunca çıkışlarında lojik 1 elde edildi. Kapılardan birinin çıkışı kırmızı ledi yakarken diğer kapının
çıkışı ile BC238 NPN transistorünün beyzini beslendi. BC238’in emiter akımı ile BD 139 NPN güç
transistörünün beyzi beslendi ve böylece bir darlington transistör sistemi oluşturarak motorun tahrik
akımı elde edildi. Kırmızı led toprak neminin ayarlanan düzeyden az olduğunu kullanıcıya bildirmek
için kullanıldı. R4 direnci kullanılmadan önce opamp net sıfır volt çıkış vermedi ve yeşil ledimizi çok
az da olsa yanık bunu engellemek için R4 direncini kullanıldı ve sızıntı akımı R4 direnci üzerinden
toprağa aktı. R2 direnci de kapılara gelen akımları sınırlamak için kullanıldı. R7 direnci BC238
transistörünün kararlığını arttırmak için kullanıldı.
6. SULAMA MEKAN İZMASI
Şekil 10’da sulama tankı ve sifon mekanizması görülmektedir. Elektrik motorunun miline bağlanan
makaraya sarılı ipin bir ucu sifonun kapağına bağlandı. Elektronik devre tarafından motora çalışma
gerilimi uygulandığında makara ipi sararak kapağın açılmasını sağlamaktadır. Nem ayar seviyesine
ulaştığı zaman motor durmaktadır. Sulama tankında bulunan suyun hidrostatik basınç kuvveti ile
kapak kapanmaktadır ve su akışı kesilmektedir.
Şekil 9. Sulama Tankı Kesit Görünüşü
7. SONUÇLAR
Tasarlamış olduğumuz sensörun basit sulama sistemlerinde kullanılabileceği ispatlanmıştır. Projemiz
sadece bir örnek uygulama niteliği taşımaktadır. Bu sistem hemen hemen her türlü tarlada veya evde
çiçek sulamak için uygundur. Sistemimizde sifon mekanizması kullanıldı fakat bunun yerine bir
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
9
selenoid vana ya da motorlu aktuatör vana kullanılabilir. Bu sayede su aç-kapa kontrolü daha rahat
yapılır.
Gelişmiş uygulamalar için daha kapsamlı deneysel çalışmalar ile sensör karakteristiğine etki edecek
farklı bileşenlerin tespiti yapılmalıdır. Gelişmiş endüstriyel uygulamalar için elektronik devre tasarımı
güçlendirilmelidir. Bu oluşturulacak otomasyon basınçlı sulama sistemlerinin herhangi birinde
uygulanabilir.
KAYNAKÇA
[1] ÇEVİK, B., KIRDA, C., SAYIN, S., “Sulama Araç Yöntem ve Organizasyonu”
[2] Baydar, A., (2013) , “Genel Sulama” Bahçe Kültürleri Araştırma İstasyonu Müdürlüğü Toprak ve
Su Kaynakları Kampüsü Su Yönetimi Bölümü
[3] Sezen, S.M., (2012), Sulama, Bahçe Kültürleri Arastırma İstasyonu Tarsus Toprak ve Su
Kaynakları Lokasyonu, Su Yönetimi Bölümü, Tarsus-MERSİN
[4] EMEKLİ, N., Y., TOPRAKCI M.,(2009), “Hassas Uygulamalı Tarım Teknolojilerinin Sulama
Alanında Kullanımı” GOÜ Ziraat Fakültesi Dergisi 26(2), 9-17
[5] AVCI, S. , “Sulamanın Temel İlkeleri”
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
10
NÖRAL DALGALAR İLE SANAL ROBOT KOLU KONTROLÜ
Onur YAMAN , [email protected], Sakarya Üniversitesi, Mekatronik Mühendisliği,
Sakarya
Umut DEM İRÖZ, ,[email protected], Sakarya Üniversitesi, Mekatronik
Mühendisliği, Sakarya
ÖZET
Son zamanlarda nöral dalgalar ile yapılan çalışmaların, dikkat kaybı, kanser tedavisi, engelli insanların
hayatlarını kolaylaştırıcı sistemlerin tasarımı ve mekanik kontrol gibi alanlarda ağırlık kazandığı
görülmektedir. Bu çalışmada mekanik/biomekanik bir sistemin sanal ortamda benzetimi yapılmıştır.
Yapılan çalışmada nöral dalgalar NeuroSky Mindwave Headset ile alınmış,geliştirilen görsel arayüz
ile SolidWorks benzetim ortamında bir robot kolunun kontrolü sağlanmıştır.
Anahtar Sözcükler: Nöral dalgalar, nöral dalgalar ile kontrol, sanal robot kolu kontrolü, neurosky
mindwave headset.
ABSTRACT
Recently, studies with neural waves have gained importance in areas such as attention deficit, cancer
treatment, design of systems that facilitating the lives of handicapped people. İn this study, a
mechanical/biomechanical system simulation has been made in virtual environment. Neural waves
have been taken by Neurosky Mindwave headset, a robot arm has been controlled by improved visual
interface in SolidWorks simulation environment.
Keywords: Neural waves, Neural waveswith control, Virtual robot arm control, Neurosky mindwave
headset.
1. GİRİŞ
Kontrol sistem ve çeşitleri gün geçtikçe artmaktadır. Dijital sistemlerin gelişmesiyle bazı analog
verilerin işlenmesi ve gözlemlenmesi hatta bu veriler ile kontroller yapılması kolaylaşmıştır. Bu
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
11
incelemeler arasında nöral dalgalarda yer almaktadır. Günümüzde mikro denetleyici tabanlı
sistemlerin gelişmesi ile nöral dalgaların irdelenmesi kolaylaşmaktadır. EEG nin geliştirilmesi ile
beyin özel beyin dalgaları bulunmuş ve bunlar alfa, beta, teta ve gama olarak nitelendirilmi ştir. Bu
değişik frekans aralıklarındaki bantlar bizim yoğunlaşma, derin uyku, yüksek benlik, analitik çözüm
ve öğrenme, aşırı sinirlilik gibi duygu değişimlerinde meydana çıktıkları fark edilmiştir. Bu frekans
aralıklarının keşfi ile billim insanları nöral dalgalar ile kontrol yapılabilir mi sorusunu akıllara
getirmiştir. Bu sayede yeni biosensörler ve EEG cihazları geliştirilmi ştir.
Nöral dalgaların bilim insanlarınca en fazla kullanılmak istenilen alanlardan biri de yine mekanik
sistemlerdir. Bu sistemlerin geliştirilmesi ile engelli insanların yaşam standartlarını kolaylaştıracak
aynı zamanda mekanik sistemler dışında dijital sistemlerinde kontrolünü sağlayarak akıllı ev
sistemleri, hasta takibi (epilepsi, nöral hastalıkları bulunan kişilerde), yeteneklerin belirlenmesi,
güvenlik gibi alanlarda da uygulanabilecektir. Bu teknolojinin uygulama alanlarının genişlemesi
birçok yeni sektör oluşmasına da katkı sağlayacaktır.
Yapılan çalışmada nöral dalgalar NeuroSky Mindwave Headset ile alınmış LabVIEW programı ile
görsel bir ara yüz hazırlanarak SolidWorksbenzetim ortamında bir robot kolunun kontrolü
sağlanmıştır.
2. TASARLANAN S İSTEMİN BİLEŞENLERİ
Proje LabVIEW görsel programlama, SolidWorks katı model tasarım ve analiz programı ve beyin
dalgalarını okuyan Mindwave Headset cihazından oluşmaktadır. Mindwave Headset cihazı sayesinde
beyin dalgalarını okuyabilmekteyiz. Bilgisayar ara yüzü sayesinde dijital veri olarak nöral dalgalar
görülebilmekte. Cihaz üzerindeki seri haberleşme birimi aynı zamanda bluetooth modülleri ile
haberleşebilmektedir. LabVIEW programının sahip olduğu kütüphane kullanılarak beyin dalgaları
okunu ve işlenir. Belirlenmiş şartlar aralığına girmiş olan beyin dalga dataları (dikkat değerleri, veya
göz kırpma sayısı vb.) program tarafından algılanır. Şartın sağlanması ile yine görsel program olan
LabVIEW tarafından SolidWorks’teki sistem modelinin çalışması sağlanır. Gerçekleştirilen sistem
Mindwave Headset, LabVIEW ve SolidWorks’ten oluşmaktadır.
2.1 LabVIEW Programı
LabVIEW[2], Amerikan National Instruments firmasının geliştirmiş olduğu yazılımdır. Bu yazılım
aracılığıyla birçok sinyal işleme, veri alma ve yollama işlemleri gerçekleştirilebilmektedir.
Çalışmamızda LabVIEW aracılığıyla okunan nöral dalgalar işlenerek sanal ortama aktarılmakta ve
sanal ortadma tasarlanan bir sistemin kontrolü sağlanmaktadır. Program grafiksel programlama ve
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
12
arayüzü sayesinde birçok sistemi sanal ortamda gerçeklemeyi sağlayabilmektedir. Bu sayede projenin
nasıl şekillenebileceğini görmek açısından kolaylık sağlamaktadır.
Şekil 1 . LabVIEW Program Arayüzü
2.2 SolidWorks
Birçok mühendislik çalışmasında tasarımlaırn yapıldığı ve hareket analizlerinin gerçekleştirildi ği 3
boyutlu çizim programıdır. Programın sahip olduğu esneklik ve LabVIEW programı ile haberleşme
kolaylığının bulunmasından dolayı program tercih edilmiştir.
Programın sahip olduğu hareket analizi sayesinde yapılan tasarımın hareket analizlerini bilgisayar
ortamında gerçekleştirilebilmektedir. Böylelikle üretime geçilmeden olası problemler yada fark
edilmesi güç durumlar teşhis edilebilmektedir.
Şekil 2 . SolidWorks Program ara yüzü.
2.3 Mindwave Headset Kit Teknik Detayları
Mindwave Headset (Şekil3) ürünü mobil kullanım için geliştirilmi ş bir EEG çeken kulaklık tarzında
bir üründür. Kit sayesinde beyin dalgaları görüntülenebilmektedir. Mindwave Headset aynı zamanda
bilgisayar ve mobile iletişim araçları ile çalışan arayüzlere sahiptir.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
13
Üretici firma internet [2] sayfasında geliştirilmesi için ürün ile ilgili birçok detayı paylaşmaktadır.
Açık kaynak kodlu bir yazılıma ve Devoloper Edition programlarına sahiptir. Bluetooth üzerinden
kolaylıkla bilgisayar ile haberleşmesi ve hazır kütüphanesine ulaşma kolaylığından dolayı çalışmada
tercih edilmiştir.
Mindwave Headset teknik özellikleri:
Otomatik kablosuz eşleştirme
Tek AAA pil
8 saat pil çalışma süresi
Bluetooth V2.1
iOS ve Android desteği
BT Minimum Gerilim: 1.0V
BT Menzil: 10m aralığı
Düşük Batterry Göstergesi 1.1V
UART (Serial): VCC, GNC, TX, RX
UART Protocol: 57600 Baud
Şekil 3. Mindwave HeadsetMobile cihazı.
3. SİSTEMİN ANATOM İSİ VE ÇALI ŞMA PRENSİBİ
Yapılan çalışmanın algoritması Şekil 4’de gösterildiği gibi üç kısımdan oluşmaktadır. Bu kısımlar;
Nöral dalgaları okuyan kit, LabVIEW görsel arayüz programı ve sanal robot kontrolünün sağlandığı
SolidWorks yazılımından oluşmaktadır.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
14
Alınan dataların
LabVIEW ile
işlenerek
SolidWorks
ortamında
tasarlanmış mekanik
sistemin gerçek
zamanlı
simülasyonun
yapılması.
Nöral dalgaları
okuyan kit ile beyin
dalgalarına ait
verilerin okunması.
Şekil 4.Tasarlanan sistemin çalışma basamakları
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
15
3.1 Beyin Dalgalarının Okunması
Beyin dalgaları Mindvawe Headset kitinden bilgisayara bluetooth modülüaracılığıyla aktarılmaktadır.
LabVIEW programı için hazırlanmış Mindwave Headset kütüphanesi kullanılarak veriler
işlenmektedir.
LabVIEW programı için hazırlanan kütüphane seri port aracılığıyla gelen veriyi parçalayarak attention
(dikkat), meditation (rahatlama), blink strength (göz kapama gücü) verilerini ve ayrıca cihazın pil
ömrünü görebilmemizi sağlamaktadır. Program hazırlanırken şu esaslar dikkate alınmıştır;
• İşlenmek istenen veri türünün belirlenmesi,
• Veri üzerinde yapılacak işlem,
• Şartların/Koşulların belirlenmesi,
• Belirtilen şartlar dâhilinde sistemlerin birbirine LabVIEW ortamında bağlanması,
• Hataların giderilmesi,
Şekil 5. Attention verisinin seçimi [4]
MultiSample MultiData Types ifadesinin yanındaki ok tuşuna tıklanarak SingleSample Data Types
seçilir. Açılan ikondan hangi veri tipini seçmek istiyorsak onu belirleriz. Belirlediğimiz verinin tipine
göre giriş ve çıkışlar değişmektedir. Buna göre tekrar giriş ve çıkış veri tiplerinin kontrol araçları
seçilir.
3.2 SolidWorksLabVIEW Haberleşmesi
LabVIEW sahip olduğu “Soft motion modüle” eklentisi aracılığıyla SolidWorks Hareket Analiz etüdü
kısmında tanımlanan motorları kontrol edebilmektedir. Böylelikle LabVIEW ortamında okunan beyin
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
16
dalgaları kullanıcı tarafından belirlenmiş aralığa geldiğinde belirlenen koşulun sağlanması ile
LabVIEW Softmotion paketine ait kontrol blokları tarafındanSolidWorks’te tanımlı olan motorlara
veriler iletilir. Bu şekilde robot kolun hareketi sanal ortamda gerçekleştirmiş olur [6].
Şekil 6 ve Şekil 7’ de LabVIEW sanal robot kolunun kod blokları verilmiştir. Çalışmamızda kullanılan
programların (SolidWorks-LabVIEW) birbiri ile senkronize bir şekilde çalışması için uygun minimum
entegrator adım boylarına ait değerlerin SolidWorks ve LabVIEW programında aynı değerlerde
olması gerekmektedir. Okunan Attention değerinin belirlenen eşik değerinin altında veya üstünde
olması durumunda robot kolunun aldığı konumlar Şekil 8 ve Şekil 9’da gösterilmiştir.
Şekil 6. SolidWorks’te tanımlı motorların kontrolünü sağlayanLabVEW kod blokları
Şekil 7. Nöral dalga verilerinin istenilen değerlerde olup olmadığını kontrol eden LabVIEW kod
blokları.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
17
Şekil 8. Motor konumlarının belirlendiğiarayüz ve Attention eşik değeri sağlanmadan önceki ilk
konum.
Şekil9. Attention eşik değeri sağlandıktan sonraki mekanik sistemin konumu.
3. SONUÇLAR
Yapılan çalışma sonucunda belirlenmiş olan Attention eşik değerleri sağlandığında, SolidWorks
ortamında hazırlanmış olan robot kolunun istenilen konuma gittiği görülmektedir. Okunan Attention
değerlerinin sürekli değişkenlik göstermesi belli bir gecikme tanımlaması ile robot kolunun hareket
ettirilmesi gerektiğini göstermiştir. Çalışmanın varmış olduğu sonuç ve kullanılan LabVIEW
programının fiziksel aygıtlar ile haberleşme özelliği ile nöral dalgalar ile çevresel aygıtların
kontrolünün yapılabileceği görülmektedir. Yapılan çalışma ses, göz kırpma ve görüntü işleme
donanımları eklenerek çok farklı uygulamalarda kullanılabilir.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
18
TEŞEKKÜR
Bu çalışma SAÜ Bilimsel Araştırma Projeleri Komisyonu tarafından desteklenmiştir (Proje no:
LİBAP - 2014-L09-18-002).
KAYNAKÇA
[1] http://www.dengepsikoterapi.com/hizmetlerimiz/neurofeedback-terapi/ (Erişim tarihi: Mayıs,
2014)
[2] LabVIEW, http://www.ni.com/labview/ (Erişim tarihi: Mayıs, 2014)
[3]Neurosky Mindvawe, http://developer.neurosky.com/ (Erişim tarihi: Mayıs, 2014)
[4] Bülent Çobanoğlu, Onur Yaman, Bahar Ulusoy, "Beyin Bilgisayar Arayüzü(BBA) ile Mekanik
Sistem Kontrolü" ,Otomasyon ,Cilt. 275 ,pp. 200-202 - ,ISSN:1303-4820,2015.
[5]http://dlnmh9ip6v2uc.cloudfront.net/datasheets/Wireless/Bluetooth/bluetooth_cr_UGv1.0r.pdf(Eriş
im tarihi: Mayıs 2014)
[6] http://www.ni.com/pdf/manuals/372597a.pdf (Erişim tarihi: Haziran 2015)
[7]Keskil IS. et al. No effect of 50 Hz magnetic field observed in a pilot study on pentylenetetrazol-
induced seizures and mortality in mice: Epilepsy Research2001;44:27-32.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
19
XTION KAMERA VE ULTRASON İK SENSÖRLERLE YAPILAN
ENGELDEN KAÇINMA UYGULAMALARININ KAR ŞILA ŞTIRILMASI
Görkem ŞAHİNKAYA , [email protected] Orta Doğu Teknik Üniversitesi, 06800, Ankara
İlke CEYLAN , [email protected] Orta Doğu Teknik Üniversitesi, 06800, Ankara
Hüseyin ER, [email protected] Orta Doğu Teknik Üniversitesi, 06800, Ankara
Wisdom AGBOH, [email protected] Orta Doğu Teknik Üniversitesi, 06800, Ankara
ÖZET
Hareketli platformlar için engelden kaçınma uygulamaları oldukça uzun bir süredir çeşitli algoritmalar
ile geliştirilmektedir. Özellikle ultrasonik sensorlar bu uygulamaların geliştirilmesinde önemli bir yer
tutmaktadırlar. Gelişen teknoloji ile derinlik algılayıcı kameraların da bu tür uygulamalar içerisinde
kullanılmaya başlanması yeni, geniş bir araştırma alanının da açılmasını sağlamıştır. Bu çalışmada
dört tekerlekli bir platformun ultrasonik sensorlar ve de Xtion derinlik kamerası kullanılarak
engellerden kaçınma performanslarının karşılaştırılması amaçlanmıştır. Ayrıca projede kullanılan
yazılımsal bileşenler ROS (Robotik İşletim Sistemi) robotik iletişim ağına entegre edilmiştir.
Anahtar Sözcükler: Ultrasonik sensör, Derinlik Kamerası, Xtion, ROS, Engelden Kaçınma
ABSTRACT
Obstacle avoidance applications for moving platforms have been developed with various algorithms
for a very long time. Especially, ultrasonic sensors have been extensively used in development of
these applications. Within the advancements in technology the beginning of the use of depth sensing
cameras in these applications have provided a new, broad research area. In this study, it is aimed to
compare obstacle avoidance performanses of a four wheeled platform using ultrasonic sensors and
Xtion depth camera. Additionally, hardware and software components of the project has been
integrated to the robotic communication network of ROS (Robotic Operation System).
Keywords: Ultrasonic sensor, Depth Camera, ROS, Obstacle Avoidance
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
20
1. GİRİŞ
Robotik sistemler endüstriyel uygulamaların yanı sıra araştırma ve hobi amaçlı projelerde oldukça
geniş bir alanda kullanılmakta ve sürekli geliştirilmektedir. Özellikle gelişen hazır mikrokontrol
kartları ve açık kaynak kodlu yazılımlar sayesinde robotik sistemler üzerinde çalışmalar artan bir
çeşitlilikle yürütülebilmektedir. Bu gelişim süreci ve ilerlemeye paralel olarak yazılımsal ve
donanımsal yenilikler de çok daha ulaşılabilir hale gelmiş ve böylelikle geliştiriciler için yeni çalışma
alanları sağlanmıştır. Bu çalışmada kullanılan, derinlik algılayıcı kamera, Microsoft Kinect’e nazaran
daha avantajlı olan ASUS Xtion Pro Live[1] ve tüm sistemin bir ağ yapısı içerisinde çalışmasını
sağlayan ROS uygulama iskeleti[2] bahsedilen alanlardaki yeniliklerdendir. Bu donanımlar, ultrasonik
sensörler ile önceden tasarımı yapılmış dört motorlu hareketli bir platforma entegre edilerek engelden
kaçınma uygulamalarına yeni bir yaklaşım getirmek amaçlanmıştır. Bu proje, ODTÜ Mekatronik
Yandal programına ait Makine Mühendisliği Bölümü tarafından açılan ME462 Mekatronik Tasarım
dersi kapsamında gerçekleştirilmi ştir.
Yazının bundan sonraki kısımlarında, önce sistemin donanımsal ve yazılımsal özelliklerinden
bahsedilecektir; daha sonra ise yapılan testler anlatılacak ve test sonuçları paylaşılacaktır; en son
olarak ise projenin genel olarak sonuçları üzerine değerlendirmeler yapılacaktır.
2. SİSTEMİN YAPISI
Önceden tasarlanmış olan dört tekerlekli platform donanımsal ve yazılımsal bileşenlerden
oluşmaktadır. Var olan donanımsal yapıya Asus Xtion eklenmiş olup, yazılımsal bileşenler proje
süresi içerisinde tasarlanıp araştırma amacına yönelik geliştirilmi şlerdir ve ileriye dönük çalışmalar
için geliştirilmeye devam edilecektir. Şekil 1’de sigma profiller, bağlantı elemanları ve pleksiglas
kullanılarak inşa edilen sistemin donanım elemanları ile birlikte genel görünümü gösterilmiştir.
Şekil 1. Sistemin genel görünümü
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
21
2.1 Elektronik Donanım
Motorlar: Sistemde, 4 adet, 100 RPM (100:1) metal dişli DC motor (37Dx57L mm) ve 64 CPR
enkoder kullanılmıştır. Bu motorlar platformun altına, dört köşesine monte edilmiştir.
Şekil 2. Enkoderli DC motor [3]
Motor Sürücü: 1 Adet, 4 motorun aynı anda kontrol edilebilmesini sağlayan, enkoder değerlerini
karşılaştırabilen ve motorların çektiği akım değerlerini gösterebilen Rover 5 motor sürücü
kullanılmıştır.
Şekil 3. Rover 5 motor sürücü [4]
Mikrokontrol kartları: 1 tanesi motorları kontrol etmek ve motor sürücüden gelen bildirimleri
alabilmek için ve 1 tanesi de ultrasonik sensörleri aktive edip mesafe bilgilerini alabilmek için olmak
üzere 2 adet Arduino Mega 2560 mikro kontrolcü kulanılmıştır.
Şekil 4. Arduino Mega 2560 [5]
Ultrasonik sensörler: 3 tane önde, 3 tane arkada ve 2 şer tane de yanlarda olmak üzere 10 adet
ultrasonik sensör kullanılmıştır. Bu sensörlerin ölçebildikleri maksimum mesafe 500 cm dir.
Şekil 5. HC-SR04 Ultrasonik sensörler [6]
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
22
Derinlik algılayıcı kamera: Sistemde, ultrasonik sensörlerin yanı sıra, 1 adet ASUS marka Xtion Pro
Live derinlik algılayıcı kamera kullanılmıştır. Xtion Pro Live üzerindeki kızılötesi sensörler ve
derinlik algılama teknolojisi ile görüş alanı içindeki nesnelerin derinlik görüntülerini oluşturabilmekte
ve bu derinlik bilgilerini nokta bulutları biçiminde gösterebilmektedir. Renkli görüntü oluşturabilme
ve ses algılayabilme teknolojileri gibi birçok özelliğe sahip XtionPro Live ‘in bu özellikleri bu proje
kapsamında şu an için kullanılmamaktadır.
Şekil 6. ASUS Xtion Pro Live[7]
Güç kaynağı: Motorlar için gerekli olan 12 volt ve ultrasonik sensörler için gerekli 5 volt, platformun
içine yerleştirilen Ritar marka 12V Pb Akü ile sağlanmaktadır [8].
2.2 Yazılım Geliştirme
ROS (Robotik İşletim Sitemi) son yıllarda, aygıt kontrolleri ve ayrı yazılımların birbirleri ile etkili
biçimde iletişim kurmalarını sağlayan bir yapı olarak geliştirilmekte olup, robotik uygulamalarda artan
bir kullanım oranına sahiptir. ROS açık kaynak kodlu olup, dünya üzerinde pek çok geliştirici ve
araştırmacı tarafından kullanılmaktır. Tüm işlevlerin ayrı ayrı düğüm noktaları (nodes) olarak
kurgulanabildiği bu iletişim yapısı, yayımcıların (publisher) istenen verileri (topics) istenen zaman
aralıklarında yayımlamaları ve yayımlanan bu verilerin ilgili aboneler (subscriber) tarafından alındığı
ve kullanılabildiği temel prensibine dayanan ROS, pek çok farklı bileşenin birbiriyle iletişim kurduğu
robotik uygulamalarda oldukça kullanışlı bir yapısal tasarım modeli sunmaktadır.
Bu çalışmada projenin amacına yönelik engelden kaçınma uygulamalarında kullanıcının aracı kontrol
edebilmesi için PyQt[9] adlı Ubuntu kütüphanesi kullanılarak geliştirilen sanal olarak kumanda kolu
işlevi gören bir grafiksel kullanıcı ara yüzü tasarlanmış ve böylelikle kullanıcıdan eş zamanlı hız ve
yön bilgileri alınması sağlanmıştır. Buna ek olarak Xtion derinlik algılayıcı kameradan gelen
görüntülerin derinlik bilgisi ve ultrasonik sensörlerden gelen veriler Pyopenni [10] adı verilen
kütüphane yardımıyla elde edildikten sonra geliştirilen engelden kaçınma algoritması içerisinde
değerlendirilerek, kullanıcıdan gelen bilgilere göre karar verme işlevini gerçekleştiren merkezi bir
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
23
yazılım daha geliştirilmi ştir. Tüm sistem birbirinden bağımsız noktalardan (nodes) oluşmakta ve
böylelikle ROS yapısı içerisinde iletişim ağına tümüyle eklemlenmiştir. Tüm yazılımlar Python dili
kullanılarak geliştirilmi ştir.
Proje kapsamında geliştirilen bütün Arduino, Python ve ROS yazılımlarına kaynakçada yer verilen
link üzerinden erişilebilmektedir [11]. Bu dosyalar içinde kodlamalarla ilgili gerekli açıklamalar
yapılmıştır. Alınan mesafe bilgilerinden hız vektörleri oluşturma algoritmasını kısaca açıklamak
gerekirse, sensörlerden alınan uzaklık listeleri okundukları noktalara göre listelenmiş ve platform için
geliştirilen bir fonksiyona sokularak vektör büyüklüğü elde edilmiştir. Daha sonra bu vektör
büyüklükleri anlamlı bir vektör oluşturacak şekilde toplanarak birer açısal ve çizgisel hız bileşenleri
elde edilmiştir. Fonksiyonun sayısal değerleri, test ortamı ve robotun donanımsal özellikleri göz önüne
alınarak yapılan birçok deneme sonucu elde edilmiş değerlerdir. Bu değerler spesifik olarak bu robota
ait olsa da isteyen her kullanıcı kendi platformu için kolaylıkla birkaç parametreyi değiştirerek buna
benzer bir fonksiyon oluşturabilmektedir.
3. TESTLER
Testlerin yapılabilmesi için yaklaşık yarım metrelik yüksekliğindeki engellerle iki farklı parkur
kurulmuştur. Bütün testler, ultrasonik sensörler ve Xtion kamera için benzer algoritmalarla
denenmiştir. Bütün testlerde kullanıcı tarafından maksimum çizgisel hız verilmiştir ancak testleri
etkilememsi için açısal hız sıfır olarak tutulmuştur.
3.1. U-Dönüş Testi
Bu testte robot Şekil 7’de görüldüğü gibi yere konmuştur. Amaç, U-dönüşün gerçekleştirilip
gerçekleştirilemeyeceğini görmektir. İlk dönüş için 75° açıyla diğer dönüş için ise 60° açıyla engeller
yerleştirilmi ştir.
Şekil 7. Test ortamı 1
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
24
3.2 Koridor Testi
Bu testte robot Şekil 8’te olduğu gibi açılı bir şekilde yere konmuştur. Amaç, çapraz konumlandırılan
robotun koridorda ne kadar sağ sol manevra yaparak duvarlarla paralel konuma geleceğini tespit
etmektir. Birbirine paralel konumda olan duvarlar arasındaki mesafe 2 m.’dir. Robot bu açıklıkta
kolayca manevra yapabilmektedir. Koridorun uzunluğu 3 m.’yi bulmaktadır. Koridorun sonu aynı
engeller kullanılarak kapatılmıştır.
Şekil 8. Test ortamı 2
4. TEST SONUÇLARI
Her testi gerçekleştirirken robotun kullandığı açısal ve çizgisel hız bileşenlerini zamana bağlı olarak
kaydedilmiştir. Bu değerleri daha sonra grafik olarak çizdirerek robotun hareketi algılanmaya
çalışılmıştır. İlk test için robotun geçtiği noktaların koordinatları alınarak gittiği yörünge çizdirilmiştir.
İkinci test için ise robotun kaç manevra yaptıktan sonra koridordan çıkabilecek pozisyona geldiği
tespit edilmiştir.
4.1 U-Dönüş Testin Sonuçları
4.1.1 Xtion Kamera Test Sonucu
Robot, Xtion sensor kullanarak, U-dönüşü hiçbir yere çarpmadan tamamlamıştır. Doğrusal ve çizgisel
hız grafiği şekil 9 daki gibidir. Grafikteki açısal hız değerlerine bakarak ilki 2-4 saniyeleri ve diğeri 8-
10 saniyeleri arasında olmak üzere pozitif yönlü açısal hız vetörü oluşturulan iki bölge
görülebilmektedir. Bu robotun sola doğru yapmış olduğu manevralar için verilen hız değerleridir.
Grafiğin sonuna baktığımızda açısal ve çizgisel hız değerlerinin sıfır olduğunu görebiliriz. Bu ise U
dönüşün sonuna yerleştirilen 90°’lik engelin robotu durdurmaya yettiğinin göstergesidir.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
25
Şekil 9. Xtion kamera ile gerçekleştirilen test sonuçları
Robotun izlediği yol çizdirildiğinde Şekil 10’deki yörünge görülebilmektedir. Duvarlara çok
yaklaşılmadan yapılan manevralar gerçekleştirilmi ştir. Algoritmada bulunan moment katsayısı adı
verilen değer değiştirilerek erken dönüşler biraz daha iyileştirilebilmektedir.
Şekil 10. Xtion kamera ile gidilen yörünge
4.1.2 Ultrasonik Sensör Test Sonucu
Yapılan birçok deneme sonucu tespit edildi ki ultrasonik sensörler robota göre açılı duran engeller için
doğru ölçümler yapamamaktadır. Bütün denemeler robotun duvarı algılamayarak çarpmasıyla
sonuçlanmıştır (Şekil 11). Çünkü dönüş yapması gereken yüzeyler ses dalgalarının yansıyarak geri
sensörlere dönmesini engellemiştir. Başka ortamlarda yapılan denemelerde maksimum 30° kadar olan
engellerde ultrasonik sensörlerin anlamlı ölçüm değerleri verebildiği gözlemlenmiştir.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
26
Şekil 11. Ultrasonik sensörle gidilen ilk yörünge
Son olarak ultrasonik sensörlerin performansını görebilmek için test ortamının öbür ucundan
başlanılması tercih edilmiştir. Parkurun diğer ucundaki 90°’lik bir dönüş ultrasonik sensörlerin anlamlı
bir okuma yapabilmesi için yeterli olmuştur.
Şekil 12. Ultrasonik sensörle gerçekleştirilen test sonuçları
Şekil 12’te görüldüğü gibi negatif açısal hız değerleri robotun sağa doğru yapmış olduğu manevraları
göstermektedir. Grafiğin sonundaki yüksek açısal hız değerleri robotun çarpmış olduğu anı
göstermektedir. Robot ilk 90°’lik dönüşü başarılı bir şekilde gerçekleştirse de tekrar 60 derecelik
dönüşe geldiğinde ultrasonik sensörlerden dördü ses dalgasının yansımalarını algılayamamış ve bu
nedenle ikinci dönüşü gerçekleştirememiştir. Şekil 13’te ikinci deneme sonucu gidilen yörünge
görülebilmektedir.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
27
Şekil 13. Ultrasonik sensörle yapılan ikinci deneme
U-dönüs test için, genel olarak, xtion kamera, ultrasonik sensörlerden daha iyi bir performans
göstermiştir.
4.2 Koridor Test Sonuçları
4.2.1 Xtion Kamera Test sonucu
Robot koridorda duvara çapraz konumlandırıldığında hemen tek bir manevra gerçekleştirerek
duvarlara paralel hizalanmıştır ve koridorun sonuna kadar hiç sapmadan yoluna devam etmiştir.
Doğrusal ve çizgisel hız grafiği Şekil 15’teki gibidir.
Şekil 15. Xtion kamera ile gerçekleştirilen 2. test sonuçları
Şekil 15’te görüleceği üzere grafiğin hemen başındaki pozitif açısal hız değerleri robotun sola doğru
yaptığı manevrayı göstermektedir. Grafiğin sonundaki osilasyonlar koridorun sonunun tamamen
kapalı olmamasından kaynaklanmıştır. Xtion kameranın görüş açısı geniş olduğundan kenarlardaki
açıklıkları algılayabilmiştir. Ancak koridorun sonuna kadar hiç çarpmadan yolunu tamamlamıştır.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
28
4.2.2 Ultrasonik Sensör Test sonucu
Robou koridorda duvara çapraz konumlandırıldığında ultrasonik sensörler yine anlamlı bir ölçüm
yapamamıştır ve bu nedenle robot duvara çarpmıştır. Bu problemi çözmek amacıyla koridorun
başlangıcında 90°’lik bir köşe yapılmıştır ve robot duvara dik olacak şekilde teste başlanmıştır. Engele
dik konumlandırılan robottaki sensörler anlamlı bir okuma gerçekleştirebildikleri için robot dönüşünü
yapabilmiştir. Ancak ilk dönüşü gerçekleştirdikten sonra tekrar karşı duvara çapraz konumda
hizalandığından ultrasonik sensörler anlamlı bir okuma gerçekleştirememiştir ve robot koridorun
ortasında 3 manevra yaptıktan sonra en son engele çarparak durabilmiştir.
Şekil 16. Ultrasonik sensörler ile gerçekleştirilen 2. test sonuçları
Şekil 16’te görüleceği üzere çizgisel hızda genel olarak osilasyon çıkmamıştır ancak açısal hızdaki
işaret değişimleri robotun yaptığı manevraları göstermektedir. Grafiğin sonundaki açısal hızın sıfırı
göstermesi ancak çizgisel hızın sıfırdan farklı olması sensörlerin anlamlı bir okuma
gerçekleştiremediğinin ve kullanıcın vermiş olduğu hızla gittiğinin göstergesidir.
Koridor testi için, genel olarak, xtion kamera, ultrasonik sensörden daha iyi bir performans
göstermiştir.
5. SONUÇ
Bu makalede kullandığımız algoritma, daha önceden gerçek zamanlı navigasyon[12] uygulamalarında
denendiğini bildiğimiz Xtion kameranın engelden kaçınma uygulamaları için de kullanılabilir
olduğunu kanıtlamıştır. Ultrasonik sensörlerin Xtion kameraya göre daha düşük hızlarda okuma
yapması ve açılı yüzeylerde anlamlı okuma gerçekleştirememesi gelecekti uygulamalarda Xtion
kameranın önemini göstermektedir.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
29
Projeyi geliştirmek amacıyla, köşelerde bulunan ultrasonik sensörleri açılı yerleştirilmesi
düşünülmektedir. Bu sayede robotun karşısına çıkacak açılı engelleri en azından birkaç ultrasonik
sensörün görmesi sağlanabilmektedir, böylece tüm sensörlerin anlamsız okuma yapması engellenmiş
olur. Ayrıca Xtion kameranın aldığı görüntülerdeki daha fazla noktayı kullanarak robotun görüş
alanını dikeyde de artırılması gelecek amaçlar arasında yer almaktadır.
6. TEŞEKKÜR
Bu proje ODTÜ Makine Mühendisliği ME462 kodlu Mekatronik Tasarım dersi kapsamında
gerçekleştirilmi ştir. Proje süresince vermiş olduğu fikirler ve sağlamış olduğu imkânlardan dolayı
ODTÜ öğretim üyesi Y. Doç. Dr. Sayın Ahmet Buğra KOKU hocamıza teşekkür ederiz.
7. KAYNAKÇA
[1] Haggag, H., Hossny, M., Filippidis, D., Creighton, D., Nahavandi, S., & Puri, V. (2013).
Measuring depth accuracy in RGBD cameras. In 2013, 7th International Conference on Signal
Processing and Communication Systems (ICSPCS).
[2] Cousins, Steve. "Exponential growth of ROS [ROS Topics]." Robotics & Automation Magazine,
IEEE 18.1 (2011): 19-20.
[3] http://www.roboweb.net/rw-pl-1446.html (Erişim Tarihi:03.05.2015)
[4] http://www.roboweb.net/rw-sf-11593.html (Erişim Tarihi:03.05.2015)
[5] http://www.arduino.cc/en/Main/arduinoBoardMega2560 (Erişim Tarihi:03.05.2015)
[6] http://www.micropik.com/PDF/HCSR04.pdf (Erişim Tarihi:03.05.2015)
[7] http://www.asus.com/tr/Multimedia/Xtion_PRO_LIVE/ (Erişim Tarihi:02.05.2015)
[8] http://www.ritaraku.com/12v-7ah-aku. htm (Erişim Tarihi:03.05.2015)
[9] http://packages.ubuntu.com/search?keywords=python3-pyqt4 (Erişim Tarihi:03.05.2015)
[10] https://github.com/jmendeth/PyOpenNI (Erişim Tarihi:03.05.2015)
[11] https://github.com/metu-mechactronics/2015_brobots
[12] Maier, D., Hornung, A., & Bennewitz, M. (2012, November). Real-time navigation in 3d
environments based on depth camera data. In Humanoid Robots (Humanoids), 2012 12th IEEE-RAS
International Conference on (pp. 692-697). IEEE.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
30
DOĞRUDAN ULTRASON İK İŞLEM İN DÖKÜM YAPISINA ETK İSİ
Serhat YILDIZ, [email protected] TOBB ETU, 06560, Ankara
Ozan KAYA, [email protected] TOBB ETU, 06560, Ankara
Doruk EY İNÇ, [email protected] TOBB ETU, 06560, Ankara
Mert Ka ğan VURAL, [email protected] TOBB ETU, 06560, Ankara
Nuri DURLU, [email protected] TOBB ETU, 06560, Ankara
Mehmet Bülent ÖZER, [email protected] TOBB ETU, 06560, Ankara
Yiğit TA ŞÇIOĞLU, [email protected] TOBB ETU, 06560, Ankara
ÖZET
1950’li yıllardan bu yana yapılan çeşitli araştırmalarda ergiyik metal ve alaşımlarda malzemenin
katılaşması sırasında doğrudan uygulanan ultrasonik işlemin kalıp içersindeki bazı bölgelerde daha
yüksek akustik basınç oluşturarak, malzemenin mikroyapısını incelttiği ve mekanik özellikleri
geliştirdiği ifade edilmiştir. Yapılan çalışmada akustik basınç analizi yapılıp, çinko üzerine direkt
ultrasonik titreşim uygulanarak mikro yapıdaki değişimler araştırılmıştır.
Anahtar Sözcükler:Ultrasonik işlem, akustik basınç, mikroyapı, mekanik özellik
ABSTRACT
Since 1950’s it was shown by different researchers that direct ultrasonic vibrations during the
solidification process of liquid metals and alloys create higher acoustic pressure for some areas inside
the mold and acoustic pressure induced cavitation leads to refined microstructure and better
mechanical properties. In this study, acoustic pressure analysis is performed to understand the acoustic
pressure levels and the effects of direct ultrasonic vibrations on microstructure have been investigated.
Keywords:Ultrasonic treatment, acoustic pressure, microstructure, mechanical properties
1. GİRİŞ
Metal ve alaşımlara katılaşma sırasında doğrudan uygulanan ultrasonik işlemin malzemenin
mikroyapısı üzerindeki tane inceltici etkisi 1950’lerden günümüze yapılan araştırmalarda incelenmiştir
[1]. Metal ve alaşımlarda katılaşma esnasında oluşan mikroyapının ultrasonik işlem ile inceltilmesi,
mekanik özelliklerde iyileşmeye yol açarak, malzemenin yüksek performans gerektiren uygulamalarda
kullanımını sağlamaktadır.
Endüstriyel olarak yapılan döküm işlemlerinde, katılaşma sırasında kalıp duvarlarından kalıbın
merkezine doğru direksi ve uzun taneler oluşmaktadır. Çalışmamızın amacı doğrudan uygulanan
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
31
ultrasonik işlem ile katılaşma sırasında oluşan uzun ve direksi tane yapılarını bozarak küçük taneler
oluşturmak ve bu şekilde malzemenin mekanik dayanımını artırmaktır. Sıvı metal veya alaşımlar
üzerine doğrudan uygulanan ultrasonik işlem, kalıp içerisinde akustik basınç yaratarak kavitasyon
etkisi ile uzun ve direksi tanelerin parçalanmasına yol açmaktadır [2-4]. Katılaşma sırasında
uygulanan doğrudan ultrasonik işlemin etkisi, kalıp geometrisi, ultrasonik işlemin uygulandığı süre ve
derinlik, kalıp sıcaklığı gibi birçok değişkene bağlıdır [5, 6]. Bu çalışmada iki farklı silindirik kalıp
geometrisi seçilerek, kalıp içindeki basınç dağılımı sonlu elemanlar analizi ile incelenmiş, imal edilen
kalıplara sıvı çinko dökülerek ultrasonik işlemin döküm mikroyapılarına etkisi incelenmiştir.
2. DENEY DÜZENEĞİ TASARIMI VE SONLU ELEMANLAR ANAL İZİ
Deneysel çalışmalarda kullanılmak üzere tasarlanan ve imal edilen deney düzeneği Şekil 1’de
verilmiştir. Deney düzeneğinin imalatında yoğunluğu çeliğe göre çok daha düşük olan aluminyum
profil kullanılmıştır. Deney düzeneği, ultrasonik jeneratör, ultrasonik prob ve paslanmaz çelik kalıptan
oluşmaktadır. Katılaşma sırasında, sıvı metal yüzeyinden belirli bir derinlikte ultrasonik işlem
uygulayabilmek için, paslanmaz çelik kalıbın dikey yönde hareketini sağlayan yüksekliği ayarlanabilir
bir platform kullanılmıştır.
Katılaşma sürecinde ultrasonik işlem etkisini net bir şekilde gözlemleyebilmek için içerisinde yüksek
akustik basınç oluşturulabilecek bir kalıp tasarımı gerekmektedir. Kalıp geometrisi olarak iki farklı
yükseklikte sabit çaplı silindirik geometri seçilmiştir. Silindirik kalıbın yüksekliği yarım dalga
boyundan bir dalga boyuna kadar arttırılarak analizler yapılmış ve farklı basınç dağılımları
gözlenmiştir. En yüksek akustik basınç değeri (6cm çap, 6cm yükseklik) ve en düşük akustik basınç
değeri(6cm çap, 11cm yükseklik) elde edilen yüksekliklerdeki kalıplar üretilmiştir.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
32
Şekil 1. Deneysel işlemler için tasarlanan ve imal edilen deney düzeneği.
Yapılan sonlu eleman analizlerinin sonucunda iki farklı kalıp yüksekliği için elde edilen basınç
dağılımları Şekil 2 ve Şekil 3’te gösterilmiştir. Çapı 6 cm, yüksekliği 6 cm olan kalıpta en yüksek
akustik basınç probun temas noktasında 25000 Pa olarak oluşmuştur (bkz. Şekil 2). Ultrasonik prob ile
sıvı metal içerisinde oluşturulan akustik basınç 4 cm derinlikte ultrasonik dalgaların birbirini
sönümlemesi sonucu sıfırlanmış daha sonra tekrar artışa geçerek kalıp tabanında 810 Pa’ya ulaşmıştır.
Çapı 6 cm, yüksekliği 11 cm olan kalıpta en yüksek akustik basınç probun temas noktasında 25000 Pa
olarak oluşmuştur (bkz. Şekil 3). Ultrasonik prob ile sıvı metal içerisinde oluşturulan akustik basınç
4,5 cm derinlikte ultrasonik dalgaların birbirini sönümlemesi sonucu sıfırlanmış daha sonra artışa
geçip tekrar azalmaya başlamıştır. Ultrasonik probun temas ettiği yer dışında kalıp içerisinde
maksimum akustik basınç 7,5 cm derinlikte 560 Pa olarak hesaplanmış, kalıp tabanına doğru azalarak
220 Pa’ya düşmüştür.
Yapılan sonlu eleman analizleri, aynı çap (6 cm) ve farklı yüksekliklerdeki (6 cm ve 11cm) silindirik
kalıp geometrisinde farklı akustik basınç dağılımlarının olduğunu göstermiştir. Bu sonuç, katılaşma
sürecinde uygulanan ultrasonik işlemin kalıp geometrisine göre optimize edilmesi gerektiğini
göstermiştir.
Kalıp
Ultrasonik prob
Ultrasonik jeneratör
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
33
Şekil 2. Çapı 6 cm, yüksekliği 6 cm olan silindirik kalıptaki, yüzeyden 5 mm derinlikte uygulanan
ultrasonik işlemin, kalıp içinde oluşturduğu basınç dağılımı.
Şekil 3. Çapı 6 cm, yüksekliği 11 cm olan silindirik kalıptaki, yüzeyden 5 mm derinlikte uygulanan
ultrasonik işlemin, kalıp içinde oluşturduğu basınç dağılımı.
Çap ( 6 cm)
810 Pa
0 Pa
208 Pa
-950 Pa
-2060 Pa
-25000 Pa
Yükseklik (6 cm)
Çap (6 cm)
450 Pa
-800 Pa
0 Pa
220 Pa
450 Pa
555 Pa
-2000 Pa
-25000 Pa
Yükseklik (11 cm)
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
34
3. DENEYSEL ÇALI ŞMALAR
Tasarlanan deney düzeneği ve kalıpların üretimleri sonrası ultrasonik prob kullanılarak farklı deneyler
yapılmıştır. Deney sırasında ortam koşulları sabit tutulup aynı koşullar altında deneyler yapılmıştır.
Deneysel şartlar Tablo 1’de verilmiştir.
Tablo 1. Deneysel Şartlar.
Malzeme Çinko
Malzeme Ağırlığı 1200g-2300g
Titreşim Frekansı 21 kHz
Titreşim Süresi 120 sn
Döküm Sıcaklığı 650oC
Titreşim Gücü 800 W
Çalışma Akımı 0.7 A
Deneyler iki farklı grup olup her bir grup için ikişer döküm yapılmıştır. Çapı 6 cm yüksekliği 6 cm
olan silindirik kalıpta bir grupta toplam iki deney yapılmıştır. Bu deneylerde ısıtılmış kalıpta
ultrasonik işlem etkisi incelenmiştir. Çapı 6 cm yüksekliği 11 cm olan silindirik kalıpta bir grupta
toplam iki deney yapılmıştır. Bu deneylerde ısıtılmamış kalıpta ultrasonik işlem etkisi incelenmiştir.
Şekil 4 ve Şekil 5’de 6 cm çapında ve 6 cm yüksekliğindeki kalıpta ultrasonik işlem uygulanmamış ve
uygulanmış numunelerde katılaşma sonrası oluşan makroyapılar verilmiştir. Şekil 4’te dik eksen
boyunca oluşan direksi ve uzun tane yapıları belirgin bir şekilde gözlenmektedir. Şekil 5’de ise,
ısıtılmış kalıpta doğrudan uygulanan ultrasonik işlem etkisine bağlı olarak oluşan akustik basıncın,
uzun ve direksi tane yapısı oluşumunu engelleyerek küçük tane yapısına yol açtığı gözlenmektedir.
Elde edilen bu sonuç, literatürde verilen ultrasonik işlemin döküm yapılarındaki tane inceltici etkisi ile
uyumludur.
Şekil 6 ve Şekil 7’de 6 cm çapında ve 11 cm yüksekliğindeki soğuk kalıpta ultrasonik işlem
uygulanmamış ve uygulanmış numunelerde katılaşma sonrası oluşan makroyapılar verilmiştir. Şekil
6’da görülen tane makroyapısı, soğuk kalıp duvarlarına doğru olan ısı transferinden dolayı üç yönde
gelişmiştir. Şekil 7’de ultrasonik işlem uygulanmış soğuk kalıpta elde edilen numune makroyapısı
verilmiştir. Soğuk kalıp duvarlarına doğru gerçekleşen ısı transferine bağlı olarak üç yönde oluşan
döküm makroyapısı (bkz. Şekil 6), ultrasonik işlem etkisi ile ısı transferinin daha yavaş olduğu orta
kesimlerde tane incelmesine yol açmıştır (bkz. Şekil 7). Bu kalıp geometrisi için yapılan sonlu
elemanlar analizinde (Şekil 3) ultrasonik işlemin kalıp merkezinin alt kısımlarında göreceli olarak
daha yüksek akustik basınca yol açtığı gözlenmiştir. Dolayısıyla ısı transferinin yavaş olması ve
akustik basıncın yüksek olması nedeniyle ultrasonik işlem tane yapısının incelmesine yol açmıştır.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
35
Şekil 4. Çapı 6 cm, yüksekliği 6 cm olan ısıtılmış silindirik kalıpta katılaşma sonrası oluşan
makroyapı.(Ultrasonik işlem uygulanmamış)
Şekil 5. Çapı 6 cm, yüksekliği 6 cm olan ısıtılmış silindirik kalıpta katılaşma sonrası oluşan
makroyapı.(Ultrasonik işlem uygulanmış)
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
36
Şekil 6. Çapı 6 cm, yüksekliği 11cm olan ısıtılmamış silindirik kalıpta katılaşma sonrası oluşan
makroyapı.(ultrasonik işlem uygulanmamış).
Şekil 7. Çapı 6 cm, yüksekliği 11 cm olan ısıtılmamış silindirik kalıpta katılaşma sonrası oluşan
makroyapı.(ultrasonik işlem uygulanmış).
4. SONUÇLAR
Bu çalışmada katılaşma sırasında doğrudan uygulanan ultrasonik işlemin, döküm sonrasında oluşan
makroyapıya olan etkisi incelenmiştir. Bu amaca yönelik olarak deney düzeneği tasarımı yapılmış ve
imal edilmiştir. Sonlu elemanlar analiz yöntemi kullanılarak akustik dalgaların, belirlenen silindirik
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
37
kalıp geometrisi içerisinde yarattığı basınç dağılımı incelenmiştir. Sonlu elemanlar analizi sabit
silindirik kalıp çapında, kalıp yüksekliğine bağlı olarak farklı akustik basınç değerlerinin ortaya
çıktığını göstermiştir. Çinko kullanılarak ısıtılmış ve ısıtılmamış kalıplarda yapılan deneysel
çalışmalarda, katılaşma sırasında uygulanan ultrasonik işlemin tane inceltici bir etki yarattığı
gözlenmiştir.
TEŞEKKÜR
Bu çalışma TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi’nce desteklenmiştir. Deneysel çalışmalardaki
katkılarından ötürü Kamil Arslan ve Süleyman Başer’e teşekkür ederiz.
KAYNAKÇA
[1] X. Jian, H. Xu, T.T.Meek, Q. Han , Effect of Power Ultrasound Solidification of Aluminium A356
Alloy, Materials Letters 59, 2005, Pages 190–193
[2] M. Khosro Aghayani, B. Niroumand, Effects of Ultrasonic Treatment on Microstructure and
Tensile Strength of AZ91 Magnesium Alloy, Journal of Alloys and Compounds 509, 2011, Pages
114–122
[3] Chong Lin, Shusen Wu, Shulin Lü, Ping An, Li Wan, Microstructure and mechanical properties of
rheo-diecast hypereutectic Al–Si alloy with 2%Fe assisted with ultrasonic vibration process, Journal of
Alloys and Compounds 568, 2013, Pages 42–48
[4] H. Puga, J.C. Teixeira, J. Barbosa , E. Seabra, S. Ribeiro, M. Prokic, The Combined Effect of Melt
Stirring and Ultrasonic on the Degassing Efficiency of AlSi9Cu3 Alloy, Materials Letters 63, 2009,
Pages 2089–2092
[5] H. Puga, S. Costa, J. Barbosa, S. Ribeiro, M. Prokicv, Journal of Materials Processing Technology
211, 2011, Pages 1729–1735
[6] H. Puga, S. Costa, J. Barbosa, S. Ribeiro, A.M.P. Pinto, M. Prokic, Influence of Indirect Ultrasonic
Vibration on the Microstructure and Mechanical Behaviour of Al-Si-Cu Alloy, Materials Science and
Engineering: A 560, 2013, Pages 589–595
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
38
ESNEK SENSÖR SİSTEML İ RC ROBOT TASARIMI VE PROTOT İPİ
Kadir KOCA ,[email protected] Karabük Üniversitesi, 78050, Karabük
Feyyaz EMREOĞLU , [email protected] Karabük Üniversitesi, 78050, Karabük
Doç.Dr. Birhan IŞIK , [email protected] Karabük Üniversitesi, 78050, Karabük
ÖZET
Bu çalışmada, günümüz kablosuz haberleşme teknolojisi kullanılarak uzaktan mobil robot kontrolü
yapılmıştır. Projede geliştirilmek üzere başlangıç prototipi gerçekleştirilmi ştir. Modülün ileri seviye
versiyonları savunma sanayi, sağlık sektörü ve bomba imha robotları gibi alanlarda
kullanılabilmektedir. Sistem yaklaşık 120 metre gibi bir mesafede kablosuz olarak kontrol
edilebilmektedir. Bu çalışma, kontrol eldiveni ve araç olmak üzere iki sistemden oluşmaktadır.
Eldiven sistemi üzerindeki flex sensörler yardımıyla komut dizini oluşturulmaktadır.
Anahtar Sözcükler: Mobil Robot, Kablosuz Haberleşme, Fleks Sensör
ABSTRACT
In this study, a remote controlled mobile robot control was made by using the wireless communication
technology. To improve the study a Initial Prototype has been created. This module's next level
versions can be used in many fields such as defence industries, health sector and bomb defusing robot.
This system can be controlled from 120 meters away without requiring any cable connection. The
study has been established on 2 pieces. The controller Glove and the Vehicle.Command Directory has
been formed by the help of flex sensors placed on the Glove System.
Keywords: Mobile Robots, Wireless communication, Flex Sensor
1. GİRİŞ
Mekatronik teknolojisinin insan hayatında ki yeri her geçen gün artmaktadır. Bu artışla beraber
insanlar hayatlarının her alanında bu teknolojiyi kullanmak istemektedirler. Robotik uygulamalar bu
teknolojinin büyük bir alanını oluşturmaktadır. Sanayide birçok alanda robot uygulamalarından
yararlanılmaktadır.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
39
Bu çalışma, bir çok sanayi alanında kullanılmak üzere başlangıç düzeyinde bir mobil robot
prototipidir. Prototip oluşturulurken savunma sanayi, sağlık sektörü ve bomba imha robotlarında
kullanılması amaçlanmıştır. Tasarımda ufak değişiklikler yapılarak bunların dışında diğer sanayi
alanlarında da kullanılabilmektedir. Ayrıca istenilen herhangi özel amaçlar için kullanılabilecek bir
prototip özelliğine de sahiptir.
Bu çalışma, savunma sanayisinde kullanılabilecek uzaktan kablosuz kontrol edilebilen bir casus robot
tasarımı özelliğine sahiptir. Prototip üzerine gerekli mekanizmalar yerleştirilerek bu sanayi alanında
kullanılabilir hale getirilebilir. Sistemdeki araç üzerine yerleştirilecek kamera sayesinde; herhangi bir
bölgedeki arazi yapısı, hava şartları ve ortamdaki hareketli cisimler hakkında bilgi canlı bir şekilde
anlık olarak alınabilmektedir. Bu bilgiler alınırken, uzaktan kablosuz kontrol eldiveni ile istenilen
yöne hareketi de kolaylıkla yapılabilmektedir.
Sistemin kontrolü oldukça basit el hareketleri ile olması nedeniyle sağlık sektöründeki tekerlekli
sandalye gibi araçların yapımında kullanılabilmektedir. Sistem, hastaların oturduğu sandalyeyi
herhangi fiziksel bir güç harcamadan sadece parmaklarını oynatarak kontrol edebilme olanağı
sağlamaktadır. Gerçekleştirilen prototipte daha güçlü motorlar kullanılması ve gerekli tasarım
sayesinde bu alanda da kullanım olanağı sunmaktadır. Ayrıca proje tasarımında değişiklik yapılarak
sistemin bomba imha robotu olarak kullanılması da amaçlanmıştır. Sistemdeki araç üzerine gerekli
kesici mekanizma yerleştirilmesi halinde; sisteme, bir tehlike paketine veya bombaya yaklaşık 200
metre uzaktan kablosuz olarak müdahale edebilme özelli ği katmaktadır.
Yukarıda bahsedilen alanlarda kullanılmak üzere bir mobil robot prototipi gerçekleştirilmi ştir. Bu
prototip başlangıç düzeyinde olup gerekli desteklerin alınması durumunda ileri versiyonlara taşınması
amaçlanmıştır.
2. SİSTEMİN GENEL ÖZELL İKLER İ
Proje kontrol eldiveni ve araç olmak üzere iki kısımdan oluşmaktadır. Sistemin kontrol komutları basit
bir eldivenden alınmaktadır. Bu komutlar kablosuz bir şekilde eldivenden araca gönderilerek aracın
hareketi gerçekleştirilmektedir. Sistemimizin kablosuz haberleşme sahası, üzerindeki modüllerin
kapasitesine bağlı olarak yaklaşık 120 metredir. Bu haberleşme modülleri değiştirilerek kontrol
mesafesi artırılabilir.
Kontrol eldiveni üzerindeki flex sensörlerden alınan bilgi eldiven üzerindeki denetleyici ile
haberleşme modülüne gönderilmektedir. Modül aldığı bilgiyi araç üzerindeki haberleşme modülüne
göndermektedir. Araç üzerindeki modül aldığı bilgiyi araç denetleyicisine göndererek orada işleme
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
40
sokulmaktadır. Araç denetleyicisindeki bilgi işlenerek gerekli cevaplar verilmektedir. Sistemimizde 2
adet haberleşme modülü, 2 adet ardunio uno denetleyici, 4 adet flex sensör, 2 adet 12V dc motor, 2
adet servo motor, bir adet dc motor sürücü entegresi ve bir adet tutucu mekanizması bulunmaktadır.
3. SİSTEMİN GENEL YAPISI
3.1 Haberleşme Sistemi
İnsanlık tarihinde her yeni teknolojinin gelişmesiyle beraber, kişilerin yaşama şekillerini değiştiren
boyutlarda ilerlemeler kaydedilmektedir. Bugüne bakıldığında, kablosuz iletişim teknolojilerinin yeni
bir dönüm noktası olacağı gözlemlenmektedir. Kablosuz iletişim teknolojilerine, geniş perspektiften
bakıldığında, kişilere sınırsız özgürlük tanımakta ve kurumların ise çok daha etkin çalışmalarını
sağlamaktadır [1]. Günümüz insanı için yer ve zamandan bağımsız iletişim kurma vazgeçilmez
ihtiyaçlardan biri haline gelmiştir [2]. Günümüzde kablosuz erişim teknolojisi ile çalışan taşınabilir
bilgisayar, masaüstü bilgisayar, el bilgisayarı, kişisel sayısal yardımcı (PDA - Personel Digital
Assistant), cep telefonu, kalemli bilgisayar ve çağrı cihazları gibi aygıtlar kullanılır hale gelmiştir.
Kablosuz teknolojiler, cihazlar arasında bilgi taşımak için elektromanyetik dalgaları kullanmaktadır.
Kablosuz haberleşme bilgi taşıyan sinyallerin belirli frekans değerinde atmosfer üzerinden alıcı ve
verici birimler arasında elektromanyetik dalgalar ile aktarımına dayanmaktadır [3]. Elektromanyetik
dalga içerisinde gama ışını, x-ışını, kızılötesi, morötesi, radar ve radyo ışını dalgaları yer almaktadır.
Her bir dalganın farklı bir dalga boyu ve frekansı bulunmaktadır. Fakat hepsi aynı hızla hareket
etmektedir [5]. Projede gerekli araştırmalar sonucu RF (Radyo Dalgaları) teknolojileri kullanıldı. RF
teknolojisinde, kablo yerine elektromanyetik dalgalar kullanılarak kablosuz iletişim
gerçekleştirilmekte ve WLAN sistemlerinde yaygın olarak kullanılmaktadır.
Bu projede RF protokolünü kullanan Xbee S2 modülleri kullanılmaktadır. Xbee kartları birbirileri ile
kablosuz haberleşebilen modüllerdir. Basit bir bağlantı ve ayardan sonra bu haberleşme modülleri
kullanılabilmektedir. Xbee kartları bilindiği gibi Digi firması tarafından üretilmektedir ve 2.4 GHz
frekansında haberleşmektedirler. Modüllerin konfigürasyon ayarları için XCTU yazılımı
kullanılmaktadır. Yazılım arayüzü Şekil 1’de verilmektedir. Bu yazılım ile modülere yönlendirici (
router ) ve koordinatör ( coordinator ) ayarları yapılarak sistemin haberleşme tanımlamaları
yapılmıştır.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
41
Şekil 1. XCTU yazılımı
Çalışmada denetleyici olarak arduino kullanılmaktadır. Xbee modülün denetleyici ile bağlantısı için
Arduino Xbee Shield kullanılmaktadır. Xbee kartını bilgisayar ortamı ile bağlantısı için de Xbee
Explorer USB kartı kullanılmaktadır. Bu shield kart arduino üzerine monte edilerek denetleyiciler
arası kablosuz haberleşme için ayarlar tamamlandı. Haberleşme modüllü denetleyici Şekil 2’de ve
Xbee Explorer kartı bağlantısı Şekil 3’te verilmektedir.
Şekil 2. Haberleşme modüllü denetleyici. Şekil 3. Xbee Explorer bağlantısı.
3.2 Eldiven Kontrol Sistemi
Bu çalışmada, kontrol komutları normal bir eldivenden çıkmaktadır. Kumanda eldiveni üzerine dört
adet flex sensör yerleştirilerek oluşturulmuştur. Fleks sensör aslında bir dirençtir. Fleks sensörler Şekil
4a’da gösterilmektedir. Sensör eğildikçe sensör uçlarında görülen direnç değeri değişmektedir. Sensör
tam dikken en düşük direnç değerine sahip ve eğildikçe bu değer büyümektedir. Sensörü denetleyici
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
42
ile kullanabilmek için direnç değerinin gerilim bilgisine çevirmek gerekmektedir. Bu işlem için Şekil
4b’de verilen basit devre kurulmuştur.
a b
Şekil 4. Fleks Sensör a. Genel görünümü b. Devre çizimi
Mikrodenetleyicinin analog dijital dönüştürücü (ADC) birimi kullanılarak buradaki gerilim bilgisi
sayısala çevrilmektedir. Sensördeki eğim bilgisi böylelikle denetleyiciye aktarılmaktadır. Sensörün
parmak üzerindeki tam dik konumu ve tam eğimi konumundaki değerler referans alınarak istenilen
kontrol işlemi gerçekleştirilmektedir. Kontrol için gerekli değerlerin referansında denetleyiciye kodlar
aktarılmaktadır. Sensörlerin eldiven üzerine takılabilmesi için sensör uçlarına hesaplanan direnç ve
kablolar hazırlanarak bağlantıları yapıldı. Hazırlanan sensörler eldiven üzerine monte edildi. Montajı
yapılan eldiven Şekil 5’te gösterilmektedir.
Şekil 5. Kontrol Eldiveni
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
43
3.3 Araç Sistemi
3.3.1 Tasarım Süreci
Bu çalışmada bomba imha robotu yapılması amaçlanmıştır. Araç tasarımı yapılırken sistemin
kullanılacağı alana göre yapılması amaçlanmaktadır. Kolay işlenebilen, kesilebilen, delinebilen cam
ve plastik yapısı, yüksek ışık geçirgenliği, darbeye karşı camdan 6 kat daha dayanıklı olmasından
dolayı [4] gövde malzemesi olarak plexiglass malzeme seçilmiştir. Aracın hafif olması için
malzemenin kalınlığı 2 mm tercih edilmiştir. Bilgisayar ortamında yapılan tasarım Şekil 6’da
verilmektedir. Yazılım ortamında boyutlandırılan araç parçaları lazer kesim atölyesinde hazırlanmıştır.
Şekil 6. Araç gövde tasarım aşaması
Aracın hareketi için ön tarafta tek bir sarhoş tekerlek kullanılmaktadır. Sistemin hareket gücü arka
taraftaki tekerleklere bağlı 12V DC motorlarla sağlanmaktadır. Ayrıca aracın arka tarafında DC
motorların kontrolü için L293D DC motor sürücü devresi bulunmaktadır. Aracın denetleyicisi ve güç
kutusu aracın ortasına gelecek şekilde tasarlandı.
3.3.2 Montaj Süreci
Aracın üzerine konulacak olan iki eksenli tutucunun havaya kalkması durumunda aracın tavanına
çarpmamasına dikkat edilmektedir. Şekil 7’de görünen tutucunun (gripper) aracın ön tarafındaki
herhangi bir nesneye müdahale durumunda ulaşabilmesi hesaplanmaktadır.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
44
Şekil 7. Tutucu (gripper)
Aracın montajı yapılırken öncelikle araç parçalarının montajı kendi aralarında yapılarak sisteme monte
edilmektedir. İlk olarak araç denetleyicisi arduino ile haberleşme modülü arasındaki bağlantı
yapılarak, tasarım aşamasında belirlenen yerine montajı yapılmaktadır. Daha sonra aracın güç kutusu
ve sürücü devresi montajı yapılmaktadır. Aracın üzerine konulacak tutucunun gövdesi ile uç kısmı
arasındaki bağlantı yapıldıktan sonra araç üzerine montajı yapılmıştır. Son olarak aracın içerisindeki
sistemlerin güç bağlantıları, herhangi bir çalışma anında sisteme zarar vermeyecek şekilde bant
yardımıyla montajı yapılmaktadır. Montajı bitmiş araç Şekil 8’de gösterilmektedir.
a b
Şekil 8. Araç sistemi a. Yan görünüş b. Üst görünüş
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
45
3.3.3 Kontrol Sistemi
Bu çalışmada sistemin kontrolü hazırlanan eldiven ile gerçekleştirilmi ştir. Aracın yön kontrolleri ve
tutcunun hareketleri takılan bu eldiven sayesinde yapılmaktadır. Eldivende dört parmak ve bir buton
kullanılmıştır. Sistem hareketleri yapılırken araçtan tutucuya geçiş için eldiven üzerindeki denetleyici
kartının üzerine bir buton (On/Off Switch) yerleştirilmi ştir. Buradaki butonun konumu sistemdeki
aracın veya tutucunun kontrol edileceğini belirlemektedir. Buton kapalı (off) konumu aracın devrede
olduğunu söylerken açık (on) konumu ise tutucunun aktif olduğu bilgisini vermektedir.
Üzerinde sensör bulunan parmakların konumları, sistemin hareketini sağlamaktadır. Bu dört parmağın
açık yada kapalı durumu, program kodundaki tanımlamalara göre sistemin hareketini belirlemektedir.
Kontrol eldiveni sensörlü parmaklar aşağıdaki Şekil 9’da verildiği gibi numaralar verilerek kontrol
kolaylığı sağlanmıştır.
Şekil 9. Kontrol eldiveninin yapısı
Hareketler belirlenirken akılda kalıcak şekiller olmasına dikkat edilmiştir. Örnek vermek gerekirse
sistemin ileri yönde hareketi için bütün parmaklar açıkken geri hareketi için ise hepsinin kapatılması
gerekmektedir. Bu mantık dikkate alınarak ileri, geri, ileri sağ, ileri sol, geri sağ, geri sol ve dur
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
46
hareketleri tanımlanmıştır. Bu tanımlamalar Şekil 10’da daha açık bir şekilde uygulamalı olarak
verilmektedir.
Aşağıdaki şekilden bakıldığında bazı farklı hareket komutlarının aynı olduğu görülmektedir. Bu
durumun oluşmasına engel olmak için program kod tanımlamaları ve buton kullanımıştır. Daha açık
olmak gerekirse çakışan hareketlerin önüne geçmek için kullanılan butonun önemi büyüktür.
Şekil 10. Komut tablosu
4. SONUÇLAR
Bu çalışmada, çeşitli alanlarda kullanılmak üzere uzaktan kablosuz kontrol edilebilen mobil robot
prototipi gerçekleştirilmi ştir. Sistem kontrolü üzerine sensörler yerleştirilen eldiven sayesinde, basit el
hareketleri ile gerçekleştirilmi ştir. Proje başlangıç seviyesinde olup yeni versiyonları ile çok geniş
alanlarda kullanımı gerçekleştirilebilir.
Projede 120 metre mesafede kontrol gerçekleştirilmi ştir. Kontrol eldiveni ile basit parmak hareketleri
yapılarak kablosuz haberleşme modülleri kullanılarak araç hareketi sağlanmıştır. Aynı zamanda araç
üzerindeki tutucu kontrolü ile herhangi bir cisme müdahale gerçekleştirilmi ştir.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
47
Netice itibari ile bu çalışma çok çeşitli alanlarda kullanılmaya uygun olup geliştirilmek üzere bir
başlangıç prototipi olmuştur. İlerleyen çalışmalarda daha öncede belirttiğimiz sanayi alanlarında veya
kişisel amaçlar için kullanılabilir.
KAYNAKÇA
[1] http://aslihanismail.blogspot.com.tr.
[2] “Yeni Nesil Kablosuz İletişim Teknolojileri Karşılaştırmalı Analizi” Ergin YILMAZ, Ertan
ÖZTÜRK Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü Zonguldak Karaelmas Üniversitesi 67100
Zonguldak.
[3] İlhan UYSAL “Ağ Temelleri” Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek
Yüksekokulu Ders Notları.
[4] Prof. Dr. İrfan AY, Öğr. Gör. Fahrettin KAPUSUZ “ Makine Programı Malzeme Teknolojisi”
Balıkesir Üniversitesi Ders Notları.
[5] “Bili şim Teknolojileri” T.C M.E.B. Anakara,2011.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
48
3D YAZICI TASARIMI VE PROTOT İPİ
Merve LEVENT, [email protected],Karabük Üniversitesi, 78100, Karabük
Şehriban CAN, [email protected], Karabük Üniversitesi, 78100, Karabük
Doç.Dr. Birhan IŞIK , [email protected], Karabük Üniversitesi, 78100, Karabük
ÖZET
Bu çalışmada, günümüzde birçok alanda kullanılan ve hızla gelişen bir teknoloji olan üç boyutlu
yazıcı tasarımı ve prototipi yapılmıştır. Tasarlanan üç boyutlu yazıcı açık kaynak donanımın
geliştirilmesiyle imal edilip daha sonra bu yazıcı yazılımın iyileştirilmesiyle kontrol edilmiştir. Gerekli
kalibrasyonlar yapıldıktan sonra bu üç boyutlu yazıcıyı kullanarak CAD programları ile tasarlanan
modeller STL dosyası olarak kaydedilerek yazıcıda üretimi gerçekleştirilmi ştir. Yapılan 3D yazıcı ile
3 boyutlu olarak taranmış modelleri, farklı malzemeler kullanarak çok hızlı bir şekilde ve ekstra bir
kalıba ihtiyaç duymadan üretmek mümkündür.
Anahtar Kelimeler: 3D yazıcı, CAD yazılımı, katmanlı üretim
ABSTRACT
In this study, a new design and prototype of three-dimensional printers, that currently used in many
areas and have rapidly developing technology, have been established. Designed three-dimensional
printer was manufactured with an open source hardware and is controlled by improvement of the
printer software. After the completing of the necessary calibration, models that creating with three-
dimensional CAD programs, manufactured after exporting in STL data. Models that scanned by 3D
scanner can be printed quickly with different materials and also without the need for extra mold.
Key Words: 3D printer, CAD software, layered production
1. GİRİŞ
3D yazıcıların icadı, yazıcı teknolojisinde bir devrim niteliği taşımaktadır. Bir nesneyi üretebilmek ya
da o nesnenin kopyasını taklit edebilmek ve bunu tek parça olarak oluşturabilmek artık sorun olmaktan
çıkmıştır [1]. Bilgisayarda program aracılığıyla üç boyutlu hale getirilen her türlü eşya ve nesne artık
yeni üretilecek bir kalıba ihtiyaç duymadan üretilebilmektedir. Teknolojideki birçok avantajı
sayesinde, endüstride etkisi olması kaçınılmaz görünmektedir. Bunlar; uzay araştırmaları, savunma
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
49
sanayi, tıp, taşıma, yiyecek, moda endüstrileri gibi birçok alanda kullanılabilmektedir. Bunların
içerisinde verebileceğimiz en iyi örneklerden bir tanesi; çocuğunun diş fırçası kaybolan biri,
sorununun çözümü için en yakın dükkâna gidip yeni bir tane diş fırçası alabilir ya da hazır
bilgisayarında bulunan diş fırçası modellerinden birini seçip, çocuğunun el ve ağız ölçülerine göre
sadece ona özel bir diş fırçasını 15 dakikada 3 boyutlu yazıcıdan çıkarıp istediği ölçüde özel diş
fırçasını elde edebilir. İşte bu noktada 3D yazıcılar aslında bizim ihtiyaçlarımıza hizmet etmek ve
onları mükemmelleştirmek için tasarlanmışlardır [2].
Endüstride imalat uygulamalarında, medikal alanlarda, kavramsal çalışmalarda ve döküm parçaları
oluşturmada kullanılan bu yöntemin sonuçlandırılması için öncelikle Bilgisayar Destekli Tasarım
(CAD) yazılımları ile “tasarımı” sanal ortamda üç boyutlu hale getirmek gerekmektedir. Üç boyutlu
tasarımın oluşumunu takip eden süreçte ise STL (Stereo Lithography) ile CAD sistemi verilerini
yazıcılara aktarma aşaması başmaktadır [3]. Hataların kontrol edilmesine olanak veren bu aşamayı
takiben makinede bulunan katı, sıvı veya toz maddeler eşliğinde tasarlanan nesne üretilmektedir [4].
3 boyutlu yazıcı işlemi makinenin içerisinde 2 aşamadan geçmektedir [1];
• Doğrudan yazılım sayesinde model bilgisi yazıcıya aktarılmaktadır.
• Yazıcının kafa yapısı 3 boyutlu hareket ederek ve katmanı üst üste yerleştirerek modeli inşa
etmektedir.
Bu çalışmada; yeni bir 3D yazıcı tasarımı ve prototipi yapılmıştır. Sistemin genel olarak çalışma
prensipleri ve donanımı detaylı olarak verilmiştir.kullanılan elemanlardan bahsedilmiştir. Sistem
kontrolü konusu detaylandırılmış ve kullanılan program ile arayüz anlatılmıştır.
2.SİSTEM TASARIMI VE ÜRET İMİ
2.1. Modelleme
Katmanlı üretimi gerçekleştirmek adına gerçekleştirilen sistemin SolidWorks’te tüm parçaların çizimi
yapılıp montajı gerçekleştirilmi ştir. Aşağıdaki Şekil 1.a.’da tasarım parçaları verilmiş olup Şekil
1.b.’de tasarım montaj modeli gösterilmiştir.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
50
Şekil 1.a. Tasarım Parçaları
Şekil 1.b. Tasarım Montaj Modeli
2.2. Montaj
Gerçekleştirilen sistemde dış aksam olarak ağır metal parçalar yerine daha hafif olan pleksiglass
malzeme kullanılmıştır. Tercih edilen malzeme yapı itibari ile yarı cam yarı plastik olup saydam
görünümlüdür. Bu sayede sistemin çalışma mantığını dışarıdan inceleme imkanı sağlanmıştır.
Sistemin X, Y, Z eksenlerindeki hareketi lineer rulmanlar ve miller sayesinde sağlanmıştır. X ve Y
eksenlerinde hareket ek olarak kayışlar kullanılmıştır. Aşağıdaki Tablo1’de kullanılan parçalarla ilgili
detaylı bilgi verilmektedir.
Tablo 1. Sistemde kullanılan parçalar
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
51
2.2.1. Elektronik Devre Kartı
Sistemde elektronik devre kartı olarak kolay programlanabilir olmasından dolayı, içinde ATMEL
Atmega2560 mikro denetleyici entegresi bulunan Arduino Mega kartı kullanılmıştır. USB kablosu ile
bilgisayara bağlanarak programlandıktan sonra Şekil 2’de verilen Arduino Mega Elektronik Kartı
RAMPS kartı altına yerleştirilerek kontrolü sağlanmıştır.
Şekil 2. Arduino Mega Elektronik Kartı
2.2.2.Kontrol Kartı
Kontrol kartı en basit tabiri ile 3D yazıcının beynidir. Kontrol kartının temel görevi step motorları,
ısıtıcı zemin ve ısıtıcı kontrol etmektir. 3D yazıcı gibi bir çok makinede en çok kullanılan kontrol kartı
RAMPS dir. Bu nedenle 3D yazıcı da bu kontrol kartı kullanılmıştır.
RAMPS (RepRap Arduino Mega Pololu Shield), adından da da anlaşılabileceği gibi bir Arduino ek
kartı olarak kullanılmaktadır (Şekil 3). RAMPS 3D yazıcı için gereken tüm elektronik kontrol işlevini
kapsamak üzere tasarlanmıştır. Resimdeki 3D yazıcımızda kullanılan kontrol kartının çalışması için
Arduino Mega ve A4988 vb step sürücüler ile birleştirmek gerekmektedir. Şekil 3’teki reprap kontrol
kartı bu karta ek olarak 4 yada 5 adet step sürücü devresi eklemek gerekmektedir.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
52
Şekil 3. Reprap Kontrol Kartı
RAMPS'i diğer parçalara bağlayabilmek için aşağıdaki bağlantı şemasını kullanılmaktadır. Bu şema
3D Yazıcı kontrol kartının gereken tüm işlevleri nasıl gerçekleştirdiğini anlamak için yeterli
olmaktadır. Şekil 4’te ramps bağlantı şeması verilmektedir.
Şekil 4. RAMPS Bağlantı Şeması
2.2.3.Step Motor Sürücü Devresi
Şekil 5’te belirtilen step motor sürücü devresini 3D yazıcıda kontrol kartının üzerine yerleştirilmi ştir.
Projede RAMPS için 5 adet kullanılmaktadır. Step motor sürücü step motoru hareket ettirme görevini
gerçekleştirmektedir. Arduino üzerinden geçen güç motorları sürmeye yetemediği için bu görevi step
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
53
motor sürücü devresi yapmaktadır. Step motor sürücü devresinin bir diğer özelliği de hassas bir
şekilde motorları kontrol edebilmesidir.
Şekil 5. Step Motor Sürücü Devresi (4 Adet)
Yukarıda gördüğünüz step motor sürücü devreleri 3D yazıcının yapımında en çok kullanılan Pololu
A4988 step sürücü kontrol devreleridir. Bu modellerde kısa devre koruma olması nedeni ile tercih
edilmiştir. Uzun baskı sürelerinde ısınmaları nedeni ile üretim sırsasında adım atlamasını engellemek
fan ile soğutma yöntemi kullanılmaktadır.
2.2.4.Step Motorlar
Bir diğer adıyla adım motorları olarak bilinen step motorları reprap ve benzeri FDM tipi 3D
yazıcılarda 4-6 adet kullanılabilmektedir. X-Y-Z eksenlerindeki hareketi gerçekleştirmek için Şekil
6’da gösterilen 3 ya da 4 adet step motorlardan kullanmak yeterli olacaktır.
Şekil 6. Sistemde Kullanılan Step Motor
Sistemde, NEMA 17’lik bir step motor (Şekil.7) yaklaşık 42 mm genişliğe sahip olup bu step
motorlar için 3D yazıcıda bipolar olarak temin edilmiştir.
2.2.5.Ekstrüder (Extruder)
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
54
Malzemeyi ısıtıcı uca doğru iten mekanizma için Şekil 7’deki ekstrüder kullanılmıştır. Tasarlanan 3D
yazıcı için en uygun gördüğümüz ekstrüder tipi Greg's Ekstrüder’dır.
Şekil 7. Ekstrüder
2.2.6.Isıtıcı Zemin
Isıtıcı zemini baskı sırasında malzemenin yüzeye yapışmasını önlemek ve çarpılmamasını sağlamak
amacı ile kullanılmaktadır. Şekil 8’deki ısıtıcı zemin için PLA yada ABS malzemelerinden biri tercih
edilmektedir. ABS malzemesi kullanıldığından dolayı çarpmayı önlemek adına ısıtıcı zemin
malzemesi kullanılmıştır.Isıtıcı zemin 3D yazıcı için kullanılan güç ünitesine ekstra yük getirecektir.
Bu nedenle kullanılan ısıtıcı zemin en az 300W’ lık bir güç ünitesine sahip olmaktadır.
ABS malzeme için ısıtıcı zemini 100-110 C civarında ayarlanmıştır. Buna ek olarak ABS cam yüzeye
yapışması daha zor olduğu için cam ile birlikte ısıya dayanıklı Kapton bant kullanılmıştır.
Şekil 8. Isıtıcı Zemin
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
55
2.2.7. Isıtıcı Uç
Isıtıcı uç ekstrüderden gelen filaman malzemeyi eriten ve ince bir ip haline getiren parçadır. Bu
nedenle 3D yazıcının performansını direkt olarak etkileyen en kritik parça olmaktadır.
Tüm ısıtıcı uçlar ısı kontrolünü ısıtıcı bloka gömülü termistor ya da termokupl sayesinde
gerçekleştirir. Termistor ve termokupl ısıya mağrus kaldıklarında voltaj üreten elemanlardır. Bu voltaj
değeri 3D yazıcı kontrol kartına gömülü voltaj-sıcaklık tabloları ile sıcaklık birimine dönüştürülür ve
ısıtıcı ucun her zaman istenen sıcaklıkta olması sağlanmaktadır.
Isıtıcı uçların ısıtma bloğu bölümü genelikle alüminyum ya da pirinç gibi ısı iletkenliği yüksek
malzemelerden yapılmaktadır. Isıtıcı blokun üst kısmında kalan ve filamanın bulunduğu bölüm ise
filamanı daha soğuk bir sıcaklıkta tutacak şekildedir ayarlanmıştır. Aşağıdaki Şekil 9’da kullanılan
ısıtıcı uç verilmiştir.
Şekil 9. Isıtıcı Uç
3. SİSTEMİN KONTROLÜ
Bilgisayar destekli tasarımlarda (CAD) ya da animasyon tabanlı modelleme yazımlarında kullanılan
tekniklerden bir tanesi "parçalı" şekilde dijital bir ekranı ayırır gibi, çıktı sürecini de çalışma alanına
ve çıkan sonucun kullanım şekline göre ayıracaktır. Genelleştirilmi ş katmanlı imalat süreci Şekil
10’da belirtildiği gibidir.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
56
Şekil 10. Genelleştirilmi ş Katmanlı İmalat Prosesi [5].
Kullanılan makinanın tipine, materyale ya da karıştırılan materyallerin seçim ölçeğine göre 3D model
çıktı olarak çıkartılır. Standart bilgi ara yüzü CAD yazılımlarında farklılık göstermektedir. Kullanılan
format şekli ise bu yazılımlarda STL olarak kaydedilmektedir.
STL dosyası genel itibariyle tek bir model parçasından oluşmamakta, yüzeyi üçgenlerle
kaplanmaktadır. Yüzey noktasında ne kadar minimal kullanılırsa elde edilen sonuç o kadar yüksek
kalitede olmaktadır. PLY ise tarama şeklinde oluşturulan bir format şeklidir ve VRML5 (WRL) 3
boyutlu çıktı teknolojisine katkısı renkli model çıktısı almayı sağlamasıdır [6].Şekil 11’de 3 boyutlu
parça imalat yönteminin bir örneği verilmiştir.
Şekil 11. 3 Boyutlu Parça İmalat Yöntemi Örneği [7].
FDM (3Boyutlu) tasarım bir yazılım prosesi ile başlar, yazılım STL formatındaki modelleri
matematiksel olarak katmanlara ayırır ve bu katmanları üst üste inşa etmek üzere 3 eksenli
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
57
cnc kontrollü bir cihaza gönderir. Termoplastik malzemeler thermoset malzemeler ile
karşılaştırıldığında defalarca eritilebildikleri ve belirli sıcaklık aralığında sıvılaşabildikleri için bu
tasarım projesinde termoplastik malzeme kullanılmıştır.
Termoplastik malzemenin düzgün bir şekilde yığılabilmesi için erime sıcaklığına ısıtılmış bir
nozuldan ekstrude edilmesi gerekmektedir. Bu nozul bilgisayar tarafında kontrol edilerek parça
geometrisini simule edecek şekilde hareket ettirilir ve termoplastik malzemenin yığılması ile beraber
parça 2 boyutlu katmanlar halinde tablaya yığılır ve üretilir. Bu süreç günümüzde en çok hızlı
prototipleme ve 3D yazıcı alanlarında kullanılmaktadır.3D yazıcının elektronik tasarımı mekanik
tasarımla beraber eş zamanlı olarak yapılmıştır. Bu tasarıma göre kullanılacak elektriksel malzemeler
seçilmiş ve gerekli devre şeması bilgisayar destekli programlar sayesinde oluşturulmuş ve yazılımsal
veriler kullanılarak simülasyonu yapılmıştır. Bu aşama Şekil 12’de belirtildiği üzere
gerçekleştirilmektedir.
Şekil 12. Sistem Kontrolü
3.1. Kullanılan Arayüz
3D yazıcıdan çıktı alabilmek için .STL uzantılı bir 3b model, yazıcı ile bilgisayar arasında iletişimi
sağlayacak bir Host yazılım (Repetier), 3b modeli iki boyutlu katmanlara ayıracak ve bu katmanların
Gcode’unu üretebilecek bir yazılım (Slic3r), kontrol kartına doğrudan müdahale edebilecek bir
Firmware yazılımı (Repetier) ve son olarak kartı programlayabilecek bir yazılım (Arduino)
gerekmektedir. Şekil 13’da Repetier Host yazılımının ana ekran görüntüsü görülmektedir.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
58
Şekil 13. Repetier-Host V1.0.6
Ardinuo Mega 2560 ile açık kaynak kod kullanarak, Repetier-Host v1.0.6 programı ile bağlantısı
kurulup çalışması gerçekleştirilen 3D yazıcı ile amacımız olan katmanlı üretim gerçekleştirilmi ştir.
Şekil 14’te gerçekleştirilen sistem bulunmaktadır.
Şekil 14. Prototipi Gerçekleştirilen Yazıcı
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
59
3.2. Çıktı İşlemi
Çıktı aşamasına performans getiren, makinenin okuduğu dosyadan elde edilen tasarımın, çıkan sonuç
öncesi kullanılacak materyaldeki hassaslığına bağlı kalmasıdır. Bu materyal içerisinde bulunan, sıvı,
toz, kapıt ya da benzeri materyalin uygunluğu çok önemlidir. Bu alanlar sonucunda CAD model
üzerindeki kesik noktaları birleştirerek otomatik olarak model son aşamaya girmektedir. Bu tekniğin
amacı her türlü şekle sahip objeyi ve geometrik özelliği oluşturabilmektedir.
Çıktı çözünürlüğü X-Y değişkenlerinin (dpi6) sayısal verilerine bağlıdır. Keza form iç kalınlığı da bu
değerlere göre ayarlanabilmektedir. Genel olarak bu değer 10 mikrometre olarak verilmektedir. X-Y
çözünürlüğü diğer yazıcılara göre değişiklik göstermektedir. Parçacık değerleri ise (3 boyut
noktalama) 50 ile 100 mikrometre arasında kullanılmaktadır [7].Aşağıdaki Şekil 15’te sistemden elde
edilen örnek bir ürün çıktısı verilmiştir.
Şekil 15. Sistem Ürün Çıktısı
Modelin yapım aşaması birçok nedene bağlı olarak birkaç saat sürebildiği gibi birkaç günde
sürebilmektedir. Yalnız burada önemli olan kıstas, kullanılan yöntem farklılığı, modelin büyüklüğü ve
karmaşıklığıdır. Bunlar dışında kullanılan makinenin tipi ve ne kadar çok üretileceği de ayrı bir
kıstastır. Geleneksel teknikte, aynı akıtma döküm gibi, maliyet daha az olmaktadır. Bilhassa polimer
üretiminde eğer amaç kaliteli ürün üretimi ise bu sonuç değişiklik göstermektedir. Ancak küçük
değerlerde üretim daha hızlı sonuçlanacak, bununla birlikte daha esnek ve daha ucuz bir çıktı elde
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
60
edilebilecektir. 3D yazıcılar bilhassa tasarımcılara ve kavram geliştirici takımlara her zaman üretimde
esneklik ve sonsuz bir yaratıcılık sunmaktadır.
4.SONUÇLAR
Yapılan 3D printer ile PLA ve ABS flament malzemelerden özgün tasarımlı çeşitli oyuncaklar, küçük
ev gereçleri, takılar, süs eşyaları gibi parçalar yapılabilmektedir. Sistem değiştirilip geliştirilerek
çalışma uzayı genişletilerek birçok sektörde kullanılabilir duruma getirilebilecektir. Örneğin sağlık
alanı için protez üretimi, moda sektörü için giyim, mimari alanlar için minyatürler, otomotiv sektörü
içinse çok büyük boyutlarda araç parçaları üretilebilmektedir. Kullanılan flament malzemenin türü
değiştirilip seramik gibi malzemelerlede üretim yapılabilmektedir. Ayrıca gıda sektörüne kalıptan
kurtulma olanağı sağlanarak çikolata ile istenilen şekiller kolaylıkla basılacaktır.
TEŞEKKÜR
Bu çalışmayı gerçekleştirmemizde destek sağlayan TÜBİTAK BİDEB’e sonsuz teşekkürlerimizi
sunarız.
KAYNAKLAR
[1] Lu, K., Reynolds, W:T: 2008. "3DP process for fine mesh structure printing”, Powder
Technology, Volume 187, Sayı 1, 8.
[2] Yavuz Selim BALCIOĞLU, Yaşar Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü,’3 Boyutlu Yazıcı Ve
Sinemada Kullanımı’, İZMİR, 2014
[3] Çelik, İsmet, Karakoç, Feridun, Çakır, Cemal, Duysak Alparslan, (2013), “Hızlı
Prototipleme Teknolojileri ve Uygulama Alanları”. Dumlupınar Üniversitesi Fen
Bilimleri Enstitüsü Dergisi 31, 55
[4] Çelik, İsmet, Karakoç, Feridun, Çakır, Cemal, Duysak Alparslan, (2013), “Hızlı
Prototipleme Teknolojileri ve Uygulama Alanları”. Dumlupınar Üniversitesi Fen
Bilimleri Enstitüsü Dergisi 31, 56
[5] Campbell, T., Williams, C., Ivanova, O., Garrett, B. 2011. “Strategic Foresight Report,” Atlantic
Council, p.3.
[6] Decker, Bıll & Dıkovıtskaya, Valerıa & Jacobson, Josh (2013) How To 3d Print Money: Second
Edition, CreateSpace Independent Publishing.
[7] İnternet : http://tr.wikipedia.org/wiki/3D_baskı
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
61
ULTRASONİK İŞLET İCİLERE SAHİP KALIP TASARIMI VE
ÜRETİMİ
Mehmetcan ZEYTİN, [email protected] TOBB ETU, 06560, Ankara
Eren Can ERGÜL, [email protected] TOBB ETU, 06560, Ankara
Mehmet Bülent ÖZER, [email protected] TOBB ETU, 06560, Ankara
Nuri DURLU, [email protected] TOBB ETU, 06560, Ankara
Yiğit TA ŞÇIOĞLU, [email protected] TOBB ETU, 06560, Ankara
ÖZET
Son dönemde yapılan araştırmalarda döküm işlemi sırasında eriyik metallere uygulanan ultrasonik
işlemin, döküm mikroyapısını değiştirerek metalin mekanik özelliklerini geliştirdiği ifade edilmiştir.
Katılaşma sırasında uygulanan ultrasonik işlem doğrudan ve dolaylı olmak üzere iki şekilde
kullanılabilir. Bu çalışmada dolaylı yoldan uygulanan ultrasonik işleme uygun, metal dökümü
sırasında ultrasonik dalga etkisini maksimize etmeyi hedefleyen kalıp tasarımı yapılmış ve
üretilmiştir. Çalışma sonunda üretilen kalıplara dökülen sıvı çinko metali üzerinde uygulanan dolaylı
ultrasonik işlemin mikroyapıya etkileri araştırılmıştır.
Anahtar Sözcükler: Dolaylı ultrasonik işlem, akustik basınç, kalıp tasarımı, mikroyapı, döküm
ABSTRACT
Recent studies have shown that inducing ultrasonic waves to a molten metal during solidification
improves the mechanical properties, due to achievement of finer microstructures. Ultrasonic treatment
can be applied in either direct or indirect way. In this study, a mold where indirect ultrasonic treatment
can be applied by ultrasonic actuators is designed and manufactured. The mold is designed in order to
maximize the ultrasonic wave effects on the solidified metal with the help of finite element software.
By using the mold, effects of indirect ultrasonic treatment on the liquid zinc metal solidification and
microstructure has been investigated experimentally.
Keywords: Indirect ultrasonic treatment, acoustic pressure, mold design, microstructure, casting
1. GİRİŞ
Döküm işlemi esnasında uygulanan ultrasonik işlemin, döküm mikroyapısı üzerindeki etkileri son
yıllarda çeşitli araştırmalara konu olmuştur. Ultrasonik işlem ile oluşturulan dalgaların meydana
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
62
getirdiği basınç alanları kavitasyon etkisi ile tane sınırlarının sayısının artmasına ve malzemenin tane
yapısının küçülmesine yol açmaktadır [1]. Özellikle sıvı metalin kalıp duvarlarıyla teması dolayısı ile
meydana gelen hızlı soğuma ve katılaşma süreci ile oluşan uzun tane yapıları ultrasonik işlem
sonucunda küçülmektedir. Malzemenin mikroyapısında meydana gelen değişim mekanik özelliklerin
artmasına yol açmaktadır [2-5].
Ultrasonik dalgaların eriyik metale uygulanmasında iki farklı uygulama görülmektedir. İlkinde
ultrasonik dalgaları üreten kaynak eriyik metale temas ederek dalgaları eriyiğe aktarmaktadır. Buna
doğrudan metot denmektedir. İkinci tür uygulamada ise kaynak dalgaları eriyik metale kalıbı
titreştirerek aktarmaktadır. Bu metoda da dolaylı metot denmektedir. Doğrudan uygulanan ultrasonik
işlem sonrasında meydana gelen mikroyapı değişimleri literatürde yaygın olarak gösterilmiştir.
Dolaylı ultrasonik işlemin döküm mikroyapıları üzerindeki etkileri aynı yoğunlukta incelenmemiştir.
Ultrasonik işlemin kalıp dışından uygulanması sırasında ise doğrudan uygulanmasından farklı olarak –
güç aktarımı ve akustik etkinin zayıflaması v.b. - nedeni ile, dolaylı ultrasonik işlemin malzeme
mikroyapıları üzerindeki etkileri daha sınırlıdır [1]. Döküm işlemi sırasında dolaylı ultrasonik
işlemlerin kullanımında, doğrudan uygulanan ultrasonik işleme yakın sonuçlar elde edebilmek için,
kalıp tasarımında ultrasonik dalgaların en etkin şekilde katılaşma sürecindeki sıvı metal üzerine
etkimesi ön planda tutulmalıdır. Bu nedenle dolaylı ultrasonik işlemin başarı ile uygulanmasında kalıp
tasarımı önemlidir.
Bu çalışmada, döküm işlemi sırasında kullanılabilecek olan dolaylı ultrasonik işlem için kalıp tasarımı
yapılmıştır. Yalın karbon çeliğinden imal edilen tasarım kalıpları kullanılarak, sıvı çinko dökümü
işlemi sırasında uygulanan dolaylı ultrasonik işlemin mikroyapıya etkisi incelenmiştir.
2. TASARIM
Kalıp tasarımı gereksinimleri belirlenirken ilk başta kullanılacak olan ultrasonik işleticiler üzerinde
durulmuştur. Sonrasında literatür çalışmaları incelenmiş ve benzer nitelikli çalışmalar araştırılmıştır.
Bu sayede kalıp tasarımını etkileyebilecek değişkenler belirlenmiştir. Ayrıca benzer çalışmalarda
kullanılan deneysel değişkenler incelenmiştir. Sonrasında kullanımına karar verilen ultrasonik
jeneratör aracılığıyla üretilen gücün, ultrasonik eyleyiciler yardımı ile kalıba titreşim olarak
aktarılması da göz önünde bulundurularak kalıp tasarımı yapılmıştır. Kalıp tasarımı esas olarak döküm
işlemine göre değişmektedir; fakat çalışmanın deneyleri esnasında kullanılacak olan deneysel
değişkenlere göre kalıp tasarımı üzerinde çalışılmıştır.
Döküm işlemi sırasında uygulanan dolaylı ultrasonik işlemin mikroyapıya etkisi çeşitli değişkenlere
bağlıdır. Bu değişkenler kalıp geometrisini ve dolayısıyla da tasarımı etkileyecektir. Değişkenler esas
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
63
alınarak yapılan kavramsal tasarımlar çeşitli simülasyon programları ile ayrı olarak değerlendirilmiş
ve analizleri- titreşim analizi ve ısıl analiz - yapılmıştır.
Analizlerde kullanılan kalıp geometrileri ve kalıp malzemeleri aşağıda verilmiştir.
• Kalıp geometrisi (Açık Kalıp, Kapalı Kalıp, İki Parçalı Kalıp, Silindirik Kalıp, Prizmatik Kalıp)
• Kalıp malzemesi (Çelik Kalıp, Bakır Kalıp)
Bu analizlere göre seçim yapılması için mikroyapıya etkisi olan değişkenlere karar verilmesi
gerekmektedir. Bu değişkenlerden en önemlisi akustik basınçtır. Akustik basınç ile birlikte akustik
kavitasyon meydana gelmekte ve katılaşma sürecindeki mikroyapı oluşumunu etkilemektedir. Yüksek
akustik basınç alanı için kalıp boyu başlıca değişken olduğu sayısal benzetimler ile görülmüştür..
Dolayısıyla kalıp geometrisinin belirlenmesinde yüksek akustik basınç önemli bir rol oynar. Akustik
basınç, önemli ölçüde titreşim genliği, titreşim uygulama süresi ve titreşim frekansına bağlıdır.
Prizmatik kalıp için deneysel değişkenlere göre yapılan titreşim analizi sonuçlarına göre kalıp
uzunluğu ile akustik basıncın birbiri ile bağlı olarak değişimi Şekil 1.’de kalıbın sol yan görünüşü
üzerinde verilmiştir. Prizmatik kalıp boyunun değişimi ile birlikte akustik basıncın kalıp uzunluğuna
göre değişimi bu Şekil 1. üzerinden gözlemlenebilir. Şekil’de iki ultrasonik eyleyicinin kalıbın
uzunlamasına ekseninde karşılıklı uçlardan kullanıldığındaki durum için akustik basınç dağılımı
gösterilmiştir. Akustik basınç kalıbın her iki yanında en yüksek değere çıkmaktadır. Kalıp
uzunluğunun tasarımında yüksek akustik basınç alanına ulaşılmaya çalışılmıştır.
Prizmatik kalıp için deneysel değişkenlere göre yapılan titreşim analizi sonuçlarına göre kalıp
uzunluğu ile akustik basıncın birbiri ile bağlı olarak değişimi Şekil 2.’de verilmiştir. Kalıp boyunun
190mm – 192 mm aralığında olduğu durumda rezonans oluşmaktadır ve akustik basınç bu noktada en
yüksek değere çıkmaktadır.
Şekil 1. Akustik basıncın prizmatik kalıp üzerindeki etkisi.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
64
Toplam uzunluk (mm)
Şekil 2. Akustik basıncın kalıp uzunluğu ile değişimi.
Kalıp malzemesi olarak bakır ve çelik seçilmiş ve bunların ısıl analizleri yapılmıştır. Bakır’ın ısı
transferi katsayısı çeliğe göre daha yüksektir [6]. Kalıp ile doğrudan temas halinde olan ultrasonik
eyleyicilerin içinde yer alan piezoelektrik malzemelerin Curie sıcaklığı ise yaklaşık 250oC civarındadır
[7]. Piezoelektrik malzeme bu sıcaklığın üzerinde işlevini yitirmekte ve buna bağlı olarak titreşimlerin
oluşumunu engellemektedir. Her iki kalıp malzeme için de çevrelerine olan ısı iletimleri üzerine
analizler yapılmıştır. Ayrıca ısı sonlu eleman analizleri ile birlikte eriyik metalin katılaşma süresi gibi
diğer değişkenlerde elde edilmiştir. Hem çelik malzeme için hem de bakır malzeme için yapılan ısıl
analizlerde, piezoelektrik malzemenin ulaşabileceği en yüksek sıcaklık hesaplanmıştır. Şekil 3. a ve
Şekil 3. b’ de kalıp malzemesi olarak çelik ve bakır kullanıldığında piezoelektrik malzemenin hangi
sıcaklığa ne kadar süre içinde ulaşacağı verilmiştir. Şekil 3.’de kırmızı grafik piezoelektrik malzemede
görülen en düşük sıcaklık, yeşil grafik ise en yüksek sıcaklıktır. Her iki malzemede de ulaşılan en
yüksek sıcaklık 250oC’nin altında olduğu için kalıp malzemesi olarak kullanılmalarında bir engel
bulunmamaktadır. Ancak, kalıp malzemesi olarak bakır kullanıdığında bakır’ın çeliğe göre ısıl iletimi
daha fazla olduğu için eriyik metaldeki katılaşma daha kısa sürede gerçekleşeceğinden dolaylı
ultrasonik işlem etkisi sınırlı kalacaktır. Bu nedenle kalıp malzemesi olarak çelik seçilmiştir.
Toplam Akustik Basınç Alanı (Pa)
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
65
Şekil 3. Piezoelektrik malzeme sıcaklığının zamana göre değişimi (a) Çelik kalıp, (b) Bakır kalıp.
Analiz sonuçlarına göre değerlendirmeler yapıldıktan sonra yatay uzunlamasına eksenden karşılıklı
olarak merkezlenmiş iki ultrasonik eyleyici sahip 1040 çeliğinden açık prizmatik kalıp kullanılmasına
karar verilmiştir. Deneysel çalışmalar esnasında tasarımı yapılan bu kalıp üzerinde çalışılmıştır.
Ayrıca karşılaştırmalar yapabilmek için rastgele uzunluklara sahip kontrol kalıbı üretilmiştir. İdeal
prizmatik kalıbın boyutları 100x100x188 mm ve kontrol kalıbı olan prizmatik kalıbın boyutları
100x100x200 mm’dir.
3. DENEYSEL ÇALI ŞMALAR
Tasarlanan kalıpların üretimi sonrasında üzerlerinde ultrasonik jeneratör kullanılarak çalışılmaya
başlanmıştır. Deneysel değişkenler her deneyde sabit tutulmaya çalışılmıştır. Dolaylı ultrasonik
titreşim sonrasında malzemeler makroyapıyı incelemek üzere hazırlanmıştır. Sonrasında kontrol kalıbı
ve tasarım kalıbı arasındaki sonuçlar, hem dolaylı ultrasonik işlem uygulanmış durumda hem
uygulanmamış durumda karşılaştırılmıştır.
Tablo 1.’de verilen deney şartlarına göre ideal olarak tasarlanan kalıp ve ayrıca üretilen kontrol amaçlı
ideal olmayan kalıp için tekrarlanmıştır. Deneyler esnasında sıcaklık değişimlerini gözlemlemek için
kalıp üzerinde çeşitli noktalardan K-tipi termokapıl’lar kullanılmıştır.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
66
Tablo 1. Deney şartları .
Deneysel Veriler Deneysel Parametre Değerleri
Malzeme Çinko
Malzeme Ağırlığı 500 g
Titreşim Frekansı 28 kHz
Titreşim Süresi 120 sn
Malzeme Başlangıç Sıcaklığı 650 oC
Titreşim Gücü 200 W ( Her ultrasonik eyleyici için )
Çalışma Akımı 0.7 A
Deneysel çalışmalar sırasında Şekil 4.’te görülen üretilmiş tasarlanan kalıba önceden bahsedildiği
üzere ultrasonik jeneratör bağlanmıştır ve bu sayede güç elde edilmiştir.
Şekil 4. Deney Düzeneği.
Deneyler sırasında duvarlardan meydana gelen ısı transferinin etkisinin yüksek olduğu
gözlemlenmiştir. Bu yüzden duvarların döküm işlemi öncesinde 650oC’ye ısıtılması planlanmıştır. Bu
sayede duvarlardan başlayarak iç yüzeye doğru ilerleyen ısı transferinin önüne geçilmesi
düşünülmüştür.
İdeal tasarlanan kalıp ve kontrol kalıplarında aynı koşullarda tekrarlanan deneylerden sonra elde edilen
sonuçlar, titreşim uygulanmayan döküm deneylerindeki sonuçlar ile karşılaştırılmıştır. Deneysel
Ultrasonik Eyleyiciler
Ultrasonik Jeneratör
Döküm Kalıbı
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
67
verilerden elde edilen sonuçlarda ideal tasarlanan kalıp üzerinde yapılan deneylerde dolaylı titreşim
işleminin çinko’nun mikroyapısı üzerinde etkisi olduğu görülmüştür. Şekil 5.’de tane boyutundaki
küçülme kırmızı daire içine alınmış bölgede görülebilir. Dolaylı ultrasonik işlem uygulanmamış
parçada (soldaki) tane yapıları ince ve uzundur, ultrasonik işlem uygulanmış parçada ise tane yapıları
daha küçüktür.
(a) (b)
Şekil 5. Dolaylı yoldan uygulanan ultrasonik işlemin çinko metalinin döküm yapılarına etkisi. (a)
Ultrasonik işlemn uygulanmamış, (b) Ultrasonik işlem uygulanmış.
4. SONUÇLAR
Kalıba döküm işlemi esnasında uygulanan ultrasonik işlemin malzeme mikroyapısı üzerinde etkisi
olduğu görülmüştür; fakat dolaylı ultrasonik işlem esnasında malzeme üzerindeki etkilerin en etkin
şekilde gözlemlenebilmesi için döküm malzemesinin değişkenleri de dahil olmak üzere çeşitli
değişkenlere göre kalıp tasarımı değiştirilmelidir.
Akustik dalgaların dolaylı ultrasonik işlem esnasında zayıflamasından dolayı en etkili kalıp tasarımı
önemlidir. Ultrasonik jeneratörden gelen güç en etkin şekilde kullanıldığında katılaşma sürecindeki
malzeme üzerinde daha iyi sonuçlar elde edilebilir. Doğrudan ultrasonik işlem esnasında katılaşma
sürecindeki malzeme üzerinde gözlenen malzeme özelliklerine yaklaşılabilir.
Deneyler sırasında kalıp boşluğu duvarlarından başlayarak eriyik malzemenin iç yüzeyine doğru
gerçekleşen ısı transferinin sonuçları etkilediği görülmüştür. Kalıp boşluğu duvarlarından başlayan ısı
transferi malzemede dış yüzeylerden başlayarak iç yüzeylere doğru uzun ve ince tane yapısının
oluşmasına neden olmaktadır. Bu tane yapısı oluşumları ile birlikte duvarlardan başlayan hızlı soğuma
dolaylı ultrasonik işlemden etkilenmektedir. Daha etkili sonuçların alınabilmesi için kalıp boşluğu
duvarlarının işlem öncesinde ısıtılması gerekmektedir. Kalıp boşluğu duvarlarının ısıtılmasıyla birlikte
dolaylı ultrasonik işlem ile daha küçük tane yapıları elde etmenin mümkün olduğu deneyler ile
gösterilmiştir. Daha küçük tane yapıları ise katılaşma sürecindeki malzemede malzeme özelliklerinin
iyileşmesine neden olacaktır.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
68
TEŞEKKÜR
Bu çalışma yapılırken üretim aşamasında bizlere katkıda bulunan MGT Makina’dan Mehmet Galip
Turgut’a ve TOBB ETÜ Makine Mühendisliği Bölüm teknisyeni Kamil Arslan’a teşekkür ederiz.
KAYNAKÇA
[1] G.I. Eskin, D.G. Eskin, (1998), “Ultrasonic Treatment of Light Alloy Melts”, Gordon and Breach
Science Publishers, Hollanda
[2] W.Kong, D.Q. Chang, J.H. Song, (2011), “Effects of Ultrasonic Treatment during the
Solidification Process on the Structure Formation of Low Carbon Steel”, Materials Transactions -
Japan Institute of Metals , Cilt 52, Sayı 9, Sayfa 1844-1847
[3] S.Lü, S.Wu, C.Lin, Z.Hu, P.An, (2011), “Preparation and rheocasting of semisolid slurry of 5083
Al alloy with indirect ultrasonic vibration process”, Materials Science & Engineering A, Cilt 528,
Sayfa 8635-8640
[4] G.Wang, M.S. Dargusch, M. Qian, D.G. Eskin, D.H. St.John, (2014), “The role of ultrasonic
treatment in refining the as-cast grain structure during the solidification of an AL-2Cu alloy”, J. Cryst.
Growth, Cilt 408, Sayfa 119-124
[5] K.S. Suslick, (2001), “Encyclopedia of Physical Science and Technology”, Cilt 17, Sayfa 363–376.
[6] Frank P. Incropera, David P. DeWitt, (2006), “Fundamentals of Heat and Mass Transfer”, John
Wiley & Sons Inc., A.B.D.
[7] http://ntrs.nasa.gov/archive/nasa/casi.ntrs.nasa.gov/19980236888.pdf (Erişim Tarihi: 07.03.2015)
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
69
HAVUZ GÜVENL İK SİSTEMİ
Yusuf AKSÜT, [email protected] Karabük Üniversitesi, 78100, Karabük
Ender MET İN,[email protected] Karabük Üniversitesi, 78100, Karabük
Doç.Dr. Birhan IŞIK , [email protected] Karabük Üniversitesi, 78100, Karabük
ÖZET
Bu çalışmada, havuza düşen insanlar için önlem amaçlı bir havuz prototipi gerçekleştirilmi ştir. Havuz
güvenlik sistemi istenildiği an kontrol edilecek şekilde tasarlanmıştır. Bu prototip yapımı çocukların
havuz etrafındaki olabilecek tehlikeli durumlara önlem almak için yapılmıştır.
Havuz güvenlik sistemi, yatay da ve dikeyde konumlanmış cisim algılama sensörleri ile kontrol altına
alınmıştır. Herhangi bir cisim düştüğünde, sistemdeki kayıtlı numaralar sesli olarak aranabilmektedir
ve aynı anda havuz boşaltma işlemi devreye girmektedir. Havuz bir depoya boşaltılır ve su tekrar
kullanılabilir.
Anahtar Sözcükler: GSM modülü, sensör, havuz güvenlik
ABSTRACT
In this study, a pool prototype has been implementeal to protect people when droping in a poor. Poor
protect system has been designed when demanding time. The construction of this prototype may be
reviewed to prevent dangerous situations that children around the pool area.
The sensors have been positioneal vertically and horizantally in poor protect system. Registered phone
numbers with recorded voice can be called by a phone when dropping an object in poor. At the some
time, poor empty system empties water.
Keywords: GSM Shield,sensors,pool security
1. GİRİŞ
Bu çalışmada, sistemin temel elemanlarından biri olan MZ80 kızılötesi sensör ile haberleşmede
kullanılan Arduino GSM modüllü kullanılmıştır. Havuz üzerine belli aralıklar ile yerleştirilen
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
70
sensörler sayesinde cisim algılama olayı gerçekleşmesi sağlanmaktadır. Bu modülleri kullanılarak
havuz içerisinde bir cismin var olup olmadığını tespit edilerek arama olayı, sesli mesaj bırakma ve
havuz suyunun boşaltılması işleminin gerçekleşmesi hedeflenmiştir.
2. SİSTEM TASARIMI VE PROTOT İPİ
2.1. Tasarım Aşaması
SOLIDWORKS programıyla sistemin bütün devre elemanlarının yerleşme pozisyonun belirlenerek
tasarımı gerçekleştirilmi ştir. Havuz 20x30x50 cm ebatlarında bir kısmı Flexiglass diğer yüzeyleri
camdan yapılmıştır üç kısımdan oluşan havuz prototip Tasarım Şekil 1’de gösterilmektedir.
Şekil 1. Sistemin Tasarımı
2.2. Montaj aşaması
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
71
MZ80 kızılötesi sensörleri, endüstri standartlarında üretilmiş, minimum tepki süreli ve güçlü
sensörlerdir. Tablo 1'de MZ80 kızılötesi sensörün teknik özellikleri verilmiştir.
Tablo 1. MZ80 kızılötesi sensörün özellikleri
Çalışma gerilimi ve çektiği akım 5V/ 10ma
Menzil mesafesi 3-80 cm
Tepki süresi 2ms
Algılama açısı 15 °
Koruma sınıfı IP65
Çalışma sıcaklığı -25, +55 °C
MZ80 kızılötesi algılama sensörü dijital çıkışlı bir sensördür. Algılanacak cisim menzili içerisine
girdiği zaman sensör çıkışı 0V’ dan 5V’ a yükselir. Çıkış sinyali mikrodenetleyici devrelerine
doğrudan bağlanabilmektedir [1]. Şekil 2’de bu sensöre ait bir resim gösterilmiştir.
Şekil 2. MZ80 kızılötesi sensör
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
72
Arduino, Processing/Wiring dilini kullanarak çevre elemanları ile temel giriş çıkış uygulamalarını
gerçekleştiren açık kaynaklı fiziksel programlama platformudur. Arduino ile bağımsız olarak interaktif
uygulamalar gerçekleştirilebilir
Arduino uno elektronik kartı ATmega328 işlemci kullanan Arduino çeşididir. 14 dijital giriş/çıkış pini
bulunur, bunlardan 6’sı PWM çıkışı olarak kullanılabilir. 6 analog giriş pinine sahiptir. 16 MHz kristal
osilatörü, USb bağlantısı, 2.1mm güç girişi, ICSP başlığı ve reset butonu vardır. Mikroişlemciyi
destekleyecek her şeye sahiptir. Çalıştırmak için DC 7~12V güç kaynağına bağlamak yeterlidir [2].
Şekil 3'de arduino uno gösterilmiştir.
1
Şekil 3. Elektronik devre kartı (Arduino uno)
Arduino GSM modüllü kartı sayesinde Ardiuno UNO ve GSM Click kartı RX ve TX bacakları
üzerinden haberleşir. Arduino GSM Shield sensörü Şekil 4’de gösterilmiştir.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
73
Şekil 4. Elektronik devre kartı (Arduino GSM Modüllü)
Tablo 2. Su pompası özellikleri
Çalışma gerilimi ve frekansı 220-240V/50Hz
Motor gücü 85 Watt
Su basabildiği en yüksek alan 400 cm
Su çevrim kapasitesi 106 saatte 4000 litre
DC motor ile çalişan su pompasi suyu emiş borusundan toplar, çıkış borusundan dışarı atar, bu işlemi
gücü ile doğru orantılı gerçekleştirir. Tablo 2'de kullanılan su pompasının özellikleri verilmiş ve Şekil
5' de gösterilmiştir [3].
Şekil 5. Su pompası
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
74
Yapılan havuz ebatlarına yerleştirilen sensörler, havuz içerisine düşen cismi her noktada
algılayabilmektedir. Denemelerde sistemde kullanılan malzemeler kalitesinde istenilen performansa
yakın bir şekilde cevap verebilmektedir. Bu sistemin amacı olabildiğince havuz içine düşen cismi çok
kısa bir sürede algılamak, yetkililere haber vermek ve havuz suyunu boşaltma işlemini
gerçekleştirmektir. Bizim projemizde bu olayları yapılan denemelerde iyi bir şekilde başarabilmiştir.
Şekil 6. Havuz Güvenlik Sistem Prototipi
3. SİSTEMİN KONTROLÜ
Sistem devrede iken algılanacak cisim içerisine girdiği zaman sensör çıkış sinyali üretir bu sinyal
arduino uno mikroişlemci kartına gönderilir. Arduino gelen sinyalle bağlı olarak üç adet dijital pini
çıkış yapmaktadır. Bu pinler GSM modüllü hoparlörü ve su pompasını bağlı oldukları sürme
elemanlarını (Röle , Transistör v.b ) tetikler ve çalışmalarını sağlar.Sistem çalışması ile havuz
içerisindeki su boşalmaya başlar ve aynı anda kayıtlı numara aranarak sesli mesaj dinletilir. Sistemin
kontrol akış şeması Şekil 7’de gösterilmiştir.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
75
Şekil 7. Sistemin Blok Diyagramı
4.SONUÇLAR
Bu çalışmada ilk olarak, sistemin tasarlanılmasıyla başlanılıp daha sonra sistemde kullanılan parçalar
tanıtılmış ve teknik özellikleri hakkında bilgiler verilmiştir.
Proje ile havuz içerisine düşen cismin algılanması, gerekli yerlere haber verilmesi ve havuz suyunu
boşaltma işlemlerini gerçekleştirilmi ştir. Havuz yüzmeye açık olmadığında ve sistem devredeyken can
kaybının yaşanmamasının önüne geçilmiştir.
Şu anlık yeni bir çalışma olsada, sistem geliştirilerek havuza düşen görüntü işleme teknikleriyle daha
hassas ve garanti sonuçlar alınabilir. Bu sayede havuzda cisim hakkında daha net fikirler verilebilir.
Havuzdaki cisim canlı olmadığı takdirde sistem görmezden gelebilir ve gereksiz telaş durumlarının
önüne geçilmiş olur.
KAYNAKÇA
[1] robotus.net / MZ80-endustriyel-kizilotesi-sensor.pdf. ( Erişim tarihi: 30.04.2015)
[2] http://arduinoturkiye.com/ (Erişim tarihi: 01.05.2015)
[3] http://reefedu.com/ (Erişim tarihi: 01.05.2015)
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
76
TOROİDAL SARIM MAK İNASI
Mehmet Akif AHRAZO ĞLU , maahrazoglu @etu.edu.tr TOBB ETÜ, 06560, Ankara
ÖZET
Rogowski bobini olarak da bilinen toroidal bobin, çembersel manyetik alan eldesinin bilinen en yaygın
uygulamasıdır. Geçmişten günümüze, sinyaller üzerine yapılan çalışmalardan, plazma üzerine yapılan
çalışmalara kadar geniş bir uygulama alanına sahiptir. Bu geniş uygulama alanına karşın kısıtlı bir
yerel üretim ağına sahiptir ve dolayısıyla maliyeti özellikle yüksek indüktans değerine sahip elemanlar
için yüksektir. Bazı araştırmalarda, yüksek indüktans değerlerinde bobine ihtiyaç duyulduğunda bu
durum bobinin insan eliyle sarılmasıyla çözülmektedir. Bu tür çalışmalara kolaylık ve bir örnek olması
açısından, düşük maliyetle ve kolay uygulanabilir bağlantılarla elde edilebilecek bir sarım makinası
yapılmış ve parametrik tasarım değerleriyle sunularak, benzerlerinin önünü açmak amaçlanmıştır. Bu
çalışmada tek katmanlı, açısız sarımlardan oluşan bobin imal eden bir sarım makinası elde edilmiştir.
Anahtar Sözcükler: Toroidal Sarım Makinası, Rogowski bobini imalatı, Tek katmanlı sarım
ABSTRACT
Toridal coil, also known as Rogowski coil, is the most common and well known application of
obtaining circular magnetic field. From past to present, toroidal coils have a wide range of application
field, from studies on signals to studies on plasma. Despite this wide range of application field, it has a
limited network of local production and expensive costs especially in high-inductance coils. In some
studies, researchers prefer to manually produce this kind of coils when it is needed. For convenience
of such studies and in terms of being an example, a winding machine was made that can be obtained
with low cost and easily applicable connections, and presented with parametric design values to guide
the like. In this study a winding machine was obtained which manufactures coils consisting of single-
layer and non-angled windings.
Keywords: Toroidal Winding Machine, Rogowski Coil manufacturing, Single-layer winding
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
77
1. GİRİŞ
Manyetik alanın elektrik akımı ile olan bağlantısı üzerinden bazı uygulamalar yapılmaktadır. Bu
çalışmada bahsi geçen ilişkinin uygulandığı, bir hızlandırıcının ölçüm mekanizmasında kullanılan bir
tür bobinin üretimi sunulacaktır.
Elektrik akımı etrafında oluşan manyetik alanın varlığı, akımın büyüklüğü ve yönü hakkında fikir
sahibi olunmasını, yeterli hassasiyette ölçüm yapılırsa yaklaşık değerlerin elde edilmesini mümkün
kılar.[1] Bu manyetik alanın algılanması için, bu manyetik alandan etkilenecek bir almaca ihtiyaç
duyulur. Söz konusu manyetik alan, simetri ekseninde düz bir çizginin bulunduğu çembersel bir eğri
olarak tasvir edilirse, belirtilen bu alana uygun almaç türü olarak toroidal indüktör önerilebilir.
Algılancak akımın yüksek frekansta ve çok düşük genlik değerlerine sahip olması nedeniyle tercih
edilen almaç toroidal indüktör olarak belirlenebilir.[2] Bu belirlemede akımın geçtiği herhangi bir
kesitte toroidal indüktörün tamamının bulunması etkilidir. Dolayısıyla bir kesit üzerinde yüksek
indüktans değerine sahip bir almaç tercih edilmiş olur, bu da daha yüksek hassasiyette ve kabiliyette
bir ölçüm demektir.
Toroidal indüktör tercihi yapıldıktan sonra bu indüktörün üretimi düşünülürse, el ile sarımı oldukça
meşakkatli bir süreç olduğu vurgulanmalıdır. Manyetizmanın tarihine yakın bir tarihe sahip olan sarım
makinaları bu meşakkatli süreçleri ortadan kaldırmak için geliştirilmi şlerdir. Bu sarım makinalarından
bir tanesi toroidal sarım makinasıdır.
Toroidal Bobin (İndüktör)
Toroid, kapalı bir düzlem eğrinin bir eksen etrafında çevrimi ile oluşan ve kendisi ile kesişmeyen
geometrik yapıdır[3]. Toroidal bobin, toroid geometriye sahip bir kor üzerine sarılmış veya bu
geometriye sahip olacak şekilde havaya sarılmış bobindir. Bu çalışmada toroidal kor üzerine sarılmış
bir bobinin imalatını gerçekleştiren bir makine sunulacaktır.
Toroidal bobinin geçmişte uygulanan ve halen devam eden birçok uygulaması bulunmaktadır.
Özellikle sinyaller üzerine yapılan çalışmalarda, renkli tüplü televizyonların tüpleri[4], telefonlar[5],
telemetri cihazları[6], manyetik başlıklar[7] ; ölçüm cihazlarında, temassız akım ölçümü[1], alternatif
akım ve yüksek hızlı akım darbelerin ölçümü[2], sondaj esnasında yer kabuğunun gösterdiği direncin
tespiti[8] ; sağlık alanında sinir sistemi üzerine yapılan çalışmalar[9]; fizik alanında sentez devre
elemanlarının eldesi[10] ve tokamak uygulamaları[11] gibi birçok kullanımı mevcuttur.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
78
2. ELEKTR İKSEL HESAPLAMALAR
Sarımı gerçekleştirilecek olan bobinin istenen indüktans değerine sahip olabilmesi için gerekli
parametreler ve bu parametreler arasındaki ilişkiler belirlenmelidir.
Eşitliklerde, B manyetik alan şiddeti (T), Ф manyetik akı (Wb), µ0 boşluğun manyetik geçirgenlik
(H·m-1), katsayısı, µr bağıl manyetik geçirgenlik katsayısı (H·m-1), I akım (A), r toroid kesit
merkezindeki yarıçapı (m), h kor yüksekliği(m), a toroid iç yarıçapı (m), b toroid dış yarıçapı (m), A
kesit alanı (m2), N sarım sayısı, L indüktans (H) olarak kullanılmıştır.
Dikdörtgen kesitteki bir toroidin içindeki manyetik alan (1)’den hesaplanır.
= 2 (1)
Toroid içinde her turdaki manyetik akıya (2)’den ulaşılır.
Ф = ℎ (2)
N tur sarımlı bir toroid içindeki manyetik akı (2)’nin içinde (1) kullanılarak elde edilen denklemdeki
integral işlemi a’dan b’ye yapılarak manyetik akı için (3) elde edilir.
Ф = ℎ2 (3)
İndüktansın tanımı (4)’teki gibidir.
= Ф (4)
(4)’teki tanımda (3) kullanıldığında sarım yapılacak geometrik parametreler ve manyetik geçirgenlik
katsayısı cinsinden indüktans değeri (5) ile hesaplanabilir.
= ℎ2 (5)
Hava kora sarılan bir toroid için (5) kullanılırken, µ0 = 1.256 · 10-6 (H·m-1) yerine konarak ve terimi eklenerek manyetik kora sarılı toroidin indüktansı için (6)’daki eşitlik kullanılır.[14]
≅ 0.2 ℎ ∙ 10 (6)
(6)’da elde edilen eşitlikteki değerinin kullanılan standart kor malzemesinin çeşidine bağlı olarak
belirli değerler olduğu bilindiğine göre, indüktans değeri kor malzemesinin yanı sıra ağırlıklı olarak
kullanılan korun geometrik özelliklerine ve yapılacak sarım sayısına göre şekillenecektir. Genel itibari
ile toroidal bobin imalatında kullanılan kor malzemesi ferrit ve toz demirdir. [13]
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
79
3. GEOMETRİK HESAPLAMALAR
Tasarlanan sistemde sarım işleminin otomatik olarak yapılabilmesi için gerekli üç parametre
bulunmaktadır. Bu parametreler aşağıda belirtildiği gibi ifade edilebilir.
- Sarım turu : Kor üzerine belirtilen indüktans değerine ulaşmak için sarılacak tur sayısı
- Yükleme turu : Tel yükleme işlemi esnasında çarka yüklenecek tur sayısı
- Tur açısı : Kor üzerine yapılan her bir sarımın kor merkezine göre bir önceki sarımla yaptığı açı
Bu üç parametreye (6)’da verilen eşitlikteki toroid iç yarıçapı (a), toroid dış yarıçapı (b), sarım sayısı
(N), kor yüksekliği (h) ve makinenin diğer kısımlarının sahip olduğu yapısal özellikler, yükleme çarkı
iç yarıçapı (dC) ve bunun yanı sıra sarılacak tel çapı (dW) parametreleri doğrudan veya dolaylı
kullanılarak birkaç farklı şekilde ulaşılabilir.
Sarım turu (NS), istenen indüktansa göre (6)’dan hesaplanan ya da doğrudan kullanıcı tarafından
verilen bir değerdir. Bu parametre için (7) geçerlidir. = (7)
Yükleme turu (NY) , sarım tur sayısı ve kullanılan yükleme çarkının ve telin geometrik özelliklerine
bağlı olarak değişen bir parametredir. İdeal olmayan yükleme şartları düşünülerek yeterli yükleme
turu, U (8)’de verildiği gibi, bir sarımın çevre uzunluğu olmak üzere (9)’daki gibi hesaplanabilir. = 2 (8)
! " (9)
Tur açısı (Ɵ), Şekil 1’de gösterilen yöntem üzerinden Şekil 2’de gösterilen geometriye geçilerek
(10) ile elde edilir.
Şekil 1. Teller arasındaki, merkeze göre açı Şekil 2. Şekil 1’deki açının geometrik gösterimi
# 2 tan' () * (10)
4. SİSTEM YAPISI
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
80
4.1 Platform
Platformu oluşturan mekanik bileşenler:
Çark : Sarımı yapılacak telin yüklendiği ve yükün kora sarıldığı üç kanallı polimer disk
Makara : Çarkı merkezleyen silindirik polimer
Gövde : Çark, makaralar ve sarım motorunun bağlı olduğu geometrik sınırları içine koru
alabilen plaka
Mengene : Sarılacak koru yatayda merkezleyen raylı mekanizma
Platformu oluşturan elektrik ve elektronik bileşenler:
Sarım Motoru : 12 V DC Motor
Tur Sensörü : Sarım sayısını kontrol eden magnet sensör
Çevrim Motoru : Sarılacak koru merkezindeki düşey eksen etrafında çeviren step motor
Konum Sensörü : Korun konumunu kontrol eden sensör
İşlemci : ARDUINO UNO geliştirme kartı
Platformun üç boyutlu montajlı modeli Şekil 4’te verilmiştir.
Şekil 4. Platformun montajlı modelinde mekanik bileşenlerin görünümü
4.2 Kontrol
Çalışma prensibi: Sarım makinasının çalışma prensibi şematik olarak Şekil 5’te gösterilmiştir.
Gövde
Makara
Çark
Mengene
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
81
Şekil 5. Sistemin şematik gösterimi
Hız kontrolü: Motor ile verilen harekette çarkın hızı, dolayısıyla sarım ve yüklemenin hızıyla ilgili
sistem dinamiği hesabının sonucu (11)’de verilmiştir. #+, = (( 1-. /012 34012-.0125 * 67 *, (11)
Ka motor sabiti, imot, Vmot ve rmot sırasıyla motora verilen akım, voltaj değerleri ve motor şaftına bağlı
makaranın yarıçapıdır. b, gövdedeki makaralarda kullanılan rulmanlardaki sönümleme katsayısı, rb ise
bu makaraların çarkla temas eden dış yarıçapıdır. t zaman değişkeni ve ƟL çarkın belirli bir eksene
göre düşeydeki açısal konumudur. J de çarkta yüklü bulunan telle beraber çarkın polar atalet
momentidir, dolayısıyla sarım ve yükleme boyunca değişkendir. Ancak çarkın fiziki şartları gereği
maksimum tel kapasitesi dolayısıyla polar atalet momentindeki değişim hesaplamalarda ihmal
edilmiştir.
Korun konum kontrolü: Kora hareket veren mekanizmanın tek başına korun hareketini takip
edebileceği veya dış etkilerin payını tolere edebileceği bir yapısı bulunmamaktadır. Bu korun
yüzeyinden tahrik alan bir dönel hareket sensörü kullanarak sağlanabilir. Bu mekanizma bir sonraki
prototipte uygulanacaktır. Manyetik kodlayıcı veya şanzımanlı potansiyometre kullanarak korun
hareketi işlemciye geri bildirim olarak verilir. Bu geri bildirimi değerlendiren işlemci çevrim
mekanizması ile beraber kapalı bir döngüyü oluşturur. Elde edilen bu kapalı döngü Ziegler-Nichols
metodunun sürekli titreşim yöntemi ile PID kontrol ayarı yapılarak kullanılır.
Ziegler–Nichols metoduna göre sadece orantı bileşeni aktive edilip, integral zamanı sonsuza, türev
zamanı sıfıra ayarlanarak, basamak fonksiyonu uygulandığında sürekli titreşimin elde edildiği KP
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
82
değeri KU (maksimum kazanç) olarak, bu titreşimin periyodu ise PU olarak belirlenir. Belirlenen bu
maksimum kazanç ve periyod üzerinden diğer bileşenler Ziegler – Nichols metodundaki korelasyona
göre hesaplanır. KP, Ki ve Kd sırasıyla orantı, integral ve türev çarpanı; KU ve PU sırasıyla maksimum
kazanç ve bu kazançtaki salınım periyodu olmak üzere, PID kontrolünün kullanılacağı bir sistem için
bileşenlerin eşitlikleri (12) ,(13) ve (14)’te verilmiştir.[15]
-8 = 0.6-: (12)
-; 2-8<: (13)
-= -8<:8 (14)
4.3 Kullanıcı Arayüzü
Sistem, kullanıcı ile bütün iletişimi sağlayan ve girdi parametrelerini hesaplayan, C# üzerine yazılmış
bir GUI programı ile bir arayüze sahiptir. (6)’da verilen terimler ve platformun sahip olduğu
parametreler doğrultusunda (7), (9) ve (10)‘da belirtilen işlemleri gerçekleştiren program sistemin
çalışması için gerekli olan üç girdiyi sağlar. İşlemci ile haberleşerek bu değerleri işlemciye aktarır ve
bu haberleşmeyi çalışma boyunca sürdürerek çıktıları kullanıcıya bildirir. Sarım öncesinde, sarım ile
yükleme arasında ve yükleme sonrasında kullanıcıya sistemi manuel kontrol etme imkânı sunar.
Arayüzün görünümü Şekil 3’te verilmiştir.
Şekil 3. Kullanılan arayüz programı ekran görüntüsü
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
83
4.4 Fiziki Kısıtlar
Sarım makinasının çalışabileceği koşulları, büyük oranda fiziki kısıtlar belirlemektedir. Fiziki
altyapının değiştirilmesiyle birlikte bu kısıtlar da değiştirilebilmekte ve daha geniş aralıkta özelliğe
sahip ürün çıkarılabilmektedir. Bu değişkenlikten ötürü kısıtlar, parametrik olarak (15),(16),(17),(18)
ve (19)’da verilmiştir.
Minimum kor iç çapı (a) : ? ," @ 2A (15)
Maksimum kor genişliği (b-a) :
B;C 2A (16)
Maksimum kor yüksekliği (h) : h B hE 2A (17)
Maksimum tel çapı (dW) : dA B ,E (18)
Maksimum toplam sarım uzunluğu (LT) :
G B H I(J ,+AK*;C @ 2" @ A2/ 1LMNO/=QR;S'
(19)
Yukarıda belirtilen terimler Şekil 6’daki çizim üzerinde parametrik ölçülerle gösterilmiştir.
din : Çark iç çapı
dW : Tel çapı
hG : Kapak yüksekliği
hL : Yük haznesi yüksekliği
tL : Yük haznesi genişliği
hC : Yük haznesi et kalınlığı
tC : Çark genişliği
tG : Tel salınan boşluğun genişliği
Şekil 6: Çarkın yüklük bölümünün çizimi
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
84
5. ÜRETİM SÜREÇLERİ
5.1 İmalat ve Malzeme Seçimi
Sistemin üretiminde, işlevinin önemine göre, farklı parçalarda farklı sayıda prototip üretimi
gerçekleştirilmi ştir.
Yüklemenin ve sarımın yapıldığı sarım ünitesinin parçaları sırasıyla çark, makaralar, gövde ve DC
Motordan oluşmaktadır. En kritik öneme sahip çark ilk etapta MDF malzemeden kesilerek elde
edilmiş bunun yetersizliği ve kullanışsızlığından ötürü Kestamid malzeme ile torna tezgahında
yeniden imal edilmiştir ve halen bu prototip kullanılmaktadır.
Çarkın gövde üzerine sabitlenmesi ve merkezlenmesinde yeteri kadar hassas ölçülere sahip parçalar
kullanılmalıdır, aksi takdirde verimli ve kullanılabilir bir tasarımın dışına çıkılmış olur. Bu yüzden bu
sabitleme işlemini sağlıklı bir şekilde gerçekleştirmek adına makaralar Teflon malzemeden torna
tezgâhında elde edilmiştir. Çarkın merkezlenmesi noktasında ise gövdenin üzerindeki deliklerin ve
kanalların birbirine ve parçanın esas geometrisine göre konumu kritik bir öneme sahiptir. İlk etapta
MDF parçadan el ile imal edilen bu parça her ne kadar makinenin çalışmasına imkân tanısa da ikinci
ve daha hassas imal edilmiş bir parçaya ihtiyaç duyulmuştur. Bu yüzden MDF malzemeden CNC freze
tezgâhında yeniden imal edilmiştir.
Sarılacak korun çevrimini sağlayarak toroidal bobin şeklini almasını sağlayan çevrim ünitesinin
elemanları da benzer aşamalardan geçmiştir. Halen kullanılan ilk prototipte diğer parçalara oranla daha
detaylı bir tasarım söz konusu olup, esas parçanın imalatı yine MDF malzemeden elle yapılmıştır.
Mengene iki kolunda rulman yataklı miller, üçüncü kolunda ise korun çevrimini sağlayan step motor
bulunmaktadır. Tüm kollar ray görevi görecek lineer sistemi oluşturmak maksatlı tijler ve somunlar
içermektedir. Bu kısım makinanın çalışması için gerekli şartları sağlasa da verimi ve kullanışlılığı
iyileştirmek adına farklı malzemelerle yeniden imal edilecektir. Hali hazırda bulunan ilk prototipe ait
bir görünüm Şekil 7’de verilmiştir.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
85
Şekil 7. İlk prototipe ait bir görüntü
Tüm parçaların üretiminde dayanımlar göz önünde bulundurularak imalat yapılmıştır. En fazla yüke
maruz kalan gövde için gerekli dayanım değerleri hesaplanmış ve buna göre malzeme temin edilmiştir.
5.2 Elektrik ve Elektronik Bile şenlerin Seçimi
Sistemin işlemcisi olarak ilk etapta düşük maliyetlerinden ötürü PIC işlemciler seçilmiş ve sistem ilk
denemelerde bu şekilde çalıştırılmıştır. Ancak devrede meydana gelen bir hasar sebebiyle çalışmaları
hızlandırmak adına Arduino Uno geliştirme kartı kullanılmaya başlanmıştır.
Motorların hareketi için gerekli komutlar ilk denemelerde küçük sürücülerle verilmiş ardından yeterli
torku elde etmek adına DC Motor için 1 A, step motor içinse 500 mA‘lik sürücüler ile bu şartlarda
çalışabilecek bir güç kaynağı temin edilmiş ve elektronik kart bu değişikliklere göre yeniden
tasarlanmıştır.
Sensörlerde ise ilk denemelerde konum sensörü kullanılmazken, tur sensörü olarak dijital geri bildirim
sağlayan lazer-LDR ikilisi kullanılmıştır. Daha hassas geri bildirim elde etmek ve daha kaliteli bir
ürün elde etmek adına tur sensörü “magnet rotary encoder” ile değiştirilip ve korun hareketini kontrol
eden konum sensörü sisteme eklenecektir.
6. SONUÇLAR
Bu çalışmada tek katmanlı, açısız sarımlı toroidal bobin imalatını, zaman ve bütçe açısından ucuz bir
şekilde gerçekleştirebilecek bir sarım makinası üretilmiş ve gerekli parametreler farklı imalat
ihtiyaçlarına göre esnek bir şekilde açıklanarak sunulmuştur. Çalışma boyunca tasarım süreçleri doğal
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
86
olarak takip edilmiştir. Kavramsal tasarım aşamasında mekanik olarak uygulanabilirlik iç içe geçen
çembersel geometrilerle sağlanmıştır. Sistem düzeyi tasarım esnasında, benzerleri incelenmiş ve taslak
çizimler meydana gelmiştir. Detaylı tasarım aşamasında teknik çizimlerle beraber üretime geçilmiştir.
Tasarlanan ve üretilen mevcut parçalar ilk etapta, manuel tezgâhlarda veya insan eliyle imal edilmiştir.
Bunun oluşturduğu zorluklar nedeniyle ilk ürünlerde, yüksek gerilim nedeniyle kopmalar veya
kitlenmeler gerçekleşmiştir. CNC gibi daha gelişmiş imkânların kullanılması ve daha çok parçanın
tezgâhlarda imal edilmesiyle beraber bu problemler aşılmış ve ilk sağlıklı ürün elde edilmiştir. Hali
hazırda gerginlik ayarı, yeterli olmamakla beraber kullanıma elverişlidir. Konum kontrolü sayesinde
daha düzenli aralıklarda sarımlar elde edilecektir.
Mevcut ölçülerle fiziki kısıtları, minimum 56 mm iç çapı, maksimum kor genişliği 65 mm, maksimum
kor yüksekliği 45 mm, maksimum tel çapı 4 mm olacak şekilde bir sarım makinası elde edilmiştir. İlk
prototipte kullanılan, Kestamid malzemeden yapılan ikinci çark prototipi eş zamanlı hareket eden iki
çarktan oluşuyordu. Bunun getirisi olarak sarım esnasında telde yüksek tansiyon ve kopmalar
gözlenmiş ayrıca yine bu yüksek tansiyon sebebi ile sarım esnasında mengenenin mengenenin kor
üzerindeki kontrolünün zayıfladığı gözlenmiştir. Yapılan denemeler esnasında alınan ölçümlerle aynı
tek katmanlı bobinin, ortalama bir elle sarım süresi ile en kötü durumda makinede sarım süresi
kıyaslandığında, makine ile yaklaşık 8 kat daha hızlı sarım yapılabileceği tespit edilmiştir. Sarımların
özdeş olmasına karşılık bu aşamada aynı kalitede sarım elde edilememiştir. Yapılacak tansiyon
aparatı, konum kontrol mekanizması gibi eklemelerle mevcut kalite yakalanacak hatta bu kalitenin
üzerine çıkılacaktır. Dolayısıyla bir sonraki prototip için bu eklemeler uygun görülmüştür.
İleriye yönelik çalışmalarda, ideal koşullar düşünülerek yapılan hesaplama ve tasarımların daha
gerçekçi olabilmesi açısından, tel düzenleyici mekanizma gibi bazı değişiklikler yapılabilir. Çok
katmanlı, açılı bobin sarımı, gerçekleştirebilecek bir platform eklenerek, ürünün kullanım özellikleri
çeşitlendirilebilir. Tansiyon sistemi geliştirilerek kaliteli ürün elde edilebilir. Manyetik geçirgenlik
katsayısı girdisi ile sarım gerçekleştirilebilirdi; ancak sistemde indüktansla ilgili bir geri bildirim
bulunmadığı için bu yol tercih edilmedi. Bu geri bildirim mekanizması eklenerek istenen özellikteki
ürün net bir şekilde elde edilebilir.
TEŞEKKÜR
Çalışmanın başından beri desteğini esirgemeyen Prof. Dr. Nuri DURLU ve Doç. Dr. Yiğit
TAŞÇIOĞLU ’na, teknik desteğini tüm aşamalarda çekinmeden sunan Hasan YILMAZ’ a ve Fahri
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
87
ÇETİNKAYA’ ya, maddi manevi her türlü desteklerinden ötürü Ahmet & Ümmü Gülsüm
AHRAZOĞLU ‘na teşekkür borç bilinmiştir.
KAYNAKÇA
[1] http://www.digikey.com/en/articles/techzone/2012/aug/accurate-power-measurement-in-
smart-meters-part-2-specifying-components (Ziyaret tarihi : 16.04.2015)
[2] http://en.wikipedia.org/wiki/Rogowski_coil (Ziyaret tarihi : 16.04.2015)
[3] Gardner, M. "Mathematical Games: On the Remarkable Császár Polyhedron and Its
Applications in Problem Solving." Sci. Amer. 232, 102-107, May 1975.
[4] Fahrbach, R. “Toroidal coil-winding machine for deflection yoke coils for television picture
tubes and the like” , USPTO, US3559899, 24 Feb 1969.
[5] D.Harder, “Machine for winding toroidal coils”, USPTO, US2672297, 16 Nov 1949.
[6] S. Harrison, “Toroidal coupled telemetry apparatus”, USPTO, EP0070319 A1, 26 Jan 1983.
[7] Yiming, H, Zhupei, S, Yong S, Billy W. “Magnetic head with a toroidal coil encompassing
only one yoke layer”, USPTO, US 6275354 B1, 21 Jan 1998.
[8] B. Clark , S. Bonner, J. Jundt, M. Luling, “Well logging apparatus having toroidal induction
antenna for measuring, while drilling, resistivity of earth formations” USPTO, US5235285, 31 Oct
1991.
[9] R. Carbunaru, D.M.Durand, “Toroidal coil models for transcutaneous magnetic simulation of
nerves”, Biomedical Engineering, IEEE Transactions on (Volume:48 , Issue: 4 ), Nisan 2001.
[10] J Cooper, “On the high-frequency response of a Rogowski coil”, Journal of Nuclear Energy,
Part C Plasma Physics 5 285 doi: 10.1088/0368-3281/5/5/302, 1963.
[11] K. Tani, M. Azumi, H. Kishimoto, S. Tamura, Effect of Toroidal Field Ripple on Fast Ion
Behavior in a Tokamak, Journal of the Physical Society of Japan, 50, pp. 1726-1737 (1981)
[12] http://phy214uhart.wikispaces.com/Magnetic+Fields+Due+To+Currents (Ziyaret tarihi :
16.04.2015)
[13] http://en.wikipedia.org/wiki/Permeability_(electromagnetism) (Ziyaret tarihi : 16.04.2015)
[14] Terman, E. Frederick, Radio Engineers Handbook, McGraw-Hill, New York, 1943, p58.
[15] Ziegler, J.G and Nichols, N. B. (1942). "Optimum settings for automatic controllers" (PDF).
Transactions of the ASME 64. pp. 759–768.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
88
JOYSTİCK KONTROLLÜ J İMMY J İB TASARIMI VE PROTOT İPİ
Elvin M İÇOOĞULLARI , [email protected] Karabük Üniversitesi, 78050, Karabük
Onur AKSOY , [email protected] Karabük Üniversitesi, 78050, Karabük
Doç. Dr. Birhan IŞIK , [email protected] Karabük Üniversitesi, 78050, Karabük
ÖZET
Bu çalışmada joystick kontrollü jimmy jib tasarımı ve prototipi gerçekleştirilmi ştir. Jimmy jib kontrol
paneli üzerinde bulunan joysticklerle motorlara gönderilen bilgiyle istenilen açılarla dönme hareketi
yaptırılmıştır. Sistemin daha stabil ve dengeli çalışması için Jimmy jib üzerine rulmanlar
yerleştirilerek motorlara düşen yükün azaltılması planlanmıştır. Ayrıca motor gücünü direkt olarak
değil, dişli zincir yardımıyla vererek sistemin hassasiyeti arttırılmıştır. Jimmy Jib mekanizmasının
hareketli olması ve istenilen yerlere gidebilmesi için gövde tekerlekli olarak yapılmıştır.
Anahtar Sözcükler: Arduino, Jimmy Jib, joystick kontrol
ABSTRACT
In this study, the joystick -controlled jimmy jib design and prototype were carried out. Jimmy jib
rotation of the control panel with the desired angle with the joystick on the submitted information to
the engine is provided. The system more stable and balanced work of the engine bearings placed on
the Jimmy jib is planned to reduce the falling load. In addition, the engine power is not as direct, the
sensitivity of the system is enhanced by the help of the gear chain. Jimmy Jib is moving mechanism of
the body and is made wheelchair to go to the desired location.
Keywords: Arduino, Jimmy Jib, joystick kontrol
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
89
1. GİRİŞ
Jimmy Jib, kameranın sağa-sola ve aynı zamanda 360° kendi ekseni etrafında dönerek değişik efektler
elde edilmesini sağlayan, her yöne dönebilen tekerlekleriyle bozuk zeminde dahi yer değiştirmelerde
çekim kalitesini bozmayacak, titreşime sebebiyet vermeyecek, hareketlerin sertliği ve yumuşaklığını
istediğimiz gibi ayarlayabileceğimiz bir teknolojiyi kullanımımıza sunmaktadır. Çekim esnasında
görsel efekt yaratmayı amaçlayan sistem elektronik kumandalı kamera vinç sisteminin benzeridir
[1-2]. Jimmy Jib sisteme bağlı kontrol paneli olan ve üzerinde kamera bulunan, motorların
hareketlerine bağlı olarak herhangi bir pozisyona getirilebilen bir sistemdir. [3-5].
Bu çalışmada, Jimmy Jib tasarımı yapılmış ve sistemin uzaktan kumanda kontrolü sağlanmıştır. Bu
sayede kişinin Jimmy Jib başında durmasına gerek kalmadan uzaktan kumanda ile hareketi sağlanmış
ve görüntü alınmıştır. Sistem tasarımı gerçekleştirilirken özellikle mekanik sisteme önem verilmiştir.
Mekanik sistem ne kadar stabil olursa o kadar dengeli ve düzgün çalışacağından bunun üzerine
motorları düz dişliler yardımıyla daha hassas ve gerekli yerlere rulmanlar yerleştirilerek sistemin
bütün yükünü motorların üzerine bırakılmamıştır. Yani kısaca sistemi özetlemek gerekirse sistem
tasarımı yapılırken mekanik parçaların birbiri ile uyumu göz önüne alınarak ona göre uygun
alüminyum malzemeler, yataklı rulmanlar, zincir dişliler, redüktörlü motorlar tercih edilmiştir.
2. SİSTEM TASARIMI VE PROTOT İPİ
2.1. Tasarım
Gerçekleştirilecek proje için SolidWorks programında bir tasarım yapılıp, bu tasarım üzerinden
gidilerek projede kullanılacak elektronik malzemelerin özellikleri belirlenmiştir (Şekil 2). Tasarım
aşamasında piyasada kullanılan Jimmy Jib’lerde farklı olarak 4 adet DC redüktörlü motor kullanılmış
ve bu motorların kontrolleri Joystick ile gerçekleştirilmi ştir. Sistemlerin gerekli yerlerine dişliler ve
rulmanlar yerleştirilmi ştir.
Şekil 1. Tasarlanan Jimmy Jib
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
90
2.2. Donamım
Gerçekleştirilen projede DC motor, Arduino mega, DC motor sürücü kartı, iki eksenli joystick, güç
kaynağı, kontrol paneli, kamera, rulmanlar, dişliler, zincir, gergi halatı, dambıllar, tekerlekler, tripod
ayağı, alüminyum yuvarlak profiller, alüminyum levha profiller ve montaj içi gerekli aksesuarlar
kullanılmıştır.
2.2.1.Arduino Mega
Arduino, Processing/Wiring dilini kullanarak çevre elemanları ile temel giriş çıkış uygulamalarını
gerçekleştiren açık kaynaklı fiziksel programlama platformudur. Arduino ile bağımsız olarak interaktif
uygulamalar gerçekleştirilebilir. Aynı zamanda Arduinoyu bilgisayar ile Flash, Processing, MaxMSP,
C Sharp gibi birçok yazılım üzerinden haberleştirerek de kullanabilir.
Tablo 1. Kontrol kartının teknik özellikleri
Mikroişlemci ATmega1280
Çalışma Gerilimi 5V
Giriş Gerilimi (önerilir) 7-12V
Giriş Gerilimi (limitler) 6-20V
Dijital I / O Pimleri 54 (ki 15 PWM çıkışı sağlayan)
Analog Giriş Pins 16
I / O Pin başına DC Akım 40 mA
3.3V Pin için DC Akım 50 mA
Flaş Bellek 4 KB bootloader tarafından kullanılan hangi 128 KB
SRAM 8 KB
EEPROM 4 KB
Saat Hız 16 MHz
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
91
Şekil 2. Arduino Mega
2.2.2. DC Motor
Sistemin ve kameranın hareketini sağa-sola, ileri-geri gerçekleştirmek için kullanılmıştır. Yüksek
dönüş hızlarını makineler için gerekli olan dönüş hızlarına düşürmek için kullanılır. DC motorlar
piyasa da farklı çalışma voltajına ve rpm değerlerine sahip redüktörlü ya da redüktörsüz pek çok
çeşitte bulunabilmektedir. DC motorların pwm ayarı ile hız kontrolleri yapılabilir (Şekil 3).
Şekil 3. DC Redüktörlü Motor
2.2.3.DC Motor Sürücü Kartı
Bu motor sürücü kartı, Dagu tarafından Rover 5 platformu için özel üretilmiş, 4 eksenli sistemler için
de idealdir. Dört motor çıkışı, dört girişi ve tüm motorlar için akım hassasiyeti, dört yönlü hareket için
gerekli bütün ihtiyacınızı bu motor sürücü ile yapılabilir. Motor sürücüsü ile motorların yünü için lojik
0 ya da lojik 1 ve PWM sinyali için hız pini ile kontrolünü çok rahat yapabileceksiniz. Bu yol ile dört
motoru ayrı bir şekilde kontrolünü 8 GPIO pin bağlantısı ile sağlanabilir.
Akım sensörü sayesinde çıkış okuma kolaylığı ve motorlardan herhangi bir anda zorlanma olması
durumunda acil müdahale edilmesi istenmiştir. Bu durumda yapılan algoritmaya göre motorların
koruması sağlanmıştır. Kartta iki güç bağlantı ucu vardır. Biri 5V, sinyal uçları ve 12 V, diğer güç
bağlantısı motorlar için düşünülmüştür (Şekil 4).
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
92
Şekil 4. DC Motor Sürücü Kartı
Kontrol kartı; 4 x düşük direnç fet "h" köprüleri, her kanal 4a stall akım, kullanımı kolay kontrol
lojik, her kanal için akım izleme ,enkoder sinyal birleştirici devresi gibi özellikler mevcuttur.
2.2.4.İki Eksenli Joystick
İki eksenli bu joystick çeşitli robotik projelerde, kumandalarda ve kontrol sistemlerinde kullanılan bir
karttır. X ve Y ekseni olmak üzere iki eksende analog çıkış verir. Bununla birlikte joystick'in ortasında
bir adet de buton bulunmaktadır (Şekil 5).Tablo 2 . İki Eksenli Joystick teknik özellikleri verilmiştir.
Şekil 5.İki Eksenli Joystick
Tablo 2. İki Eksenli Joystick teknik özellikleri
Özellikler Açıklama
Joystick Eksen Hareketi (X,Y Ekseni) Merkezden 220° Tam Hareket
Potansiyometre Direnç Değerleri 5KΩ veya 10KΩ (220°)
Rezistans Toleransı ±%20
Bağımsız Doğrusallık ±%1
Mekanik Kullanım Süresi 0,5x10⁶ Çalışma Torku X Ekseni: 90gf, Y Ekseni: 250 gf, Z Ekseni: 330 gf
Çıkış Hassasiyeti Maksimum % 0,5
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
93
2.2.5.Güç Kaynağı
Güç kaynağı bir sistem ya da düzeneğin gereksinim duyduğu enerjiyi sağlamak için kullanılan
birimlerin genel adıdır. Güç kaynağı genellikle bilgisayar içerisinde metal bir kasaya yerleştirilen,
içinde transformatör veya elektronik devreler bulunan, farklı gerilim değerlerinde doğru akım sağlayan
donanımdır. Güç kaynağının çıkışlarından iki ayrı 12V çıkış gerilimi alınarak arduino ve dc motor
sürücü kartı beslemesi yapılmıştır (Şekil 6). Tablo 3 Güç kaynağın teknik özellikleri verilmiştir
Şekil 6. Güç Kaynağı
Tablo 3. Güç kaynağın teknik özellikleri
Özellikler 25 W
Giriş Gerilimi 85-264 vac
Çıkış Gerilimi 12 V
Çıkış Akımı 2,1 A
Aşırı Akım Koruma %105 – %150
Aşırı Gerilim Koruma %115 – %135
Çalışma Sıcaklığı -10 C ---- +80 C (%80)
Güvenlik Standartları UL1012,TUV EN60950-1
Emc Standartları EN55022 classB,EN61000
Bağlantı Klemensler
Ağırlık 0,4 kg
Boyutlar 99x97x36 mm
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
94
2.2.7.Zincir Dişliler
Birçoğumuzun çocukken tanışmış olduğu ilk mekanizma bisiklet pedalından arka tekere hareketi
aktaran zincir dişliler olmuştur. Eksenler arası mesafenin uzun olduğu ve aynı düzlemde dönme
hareketin aktarılması gereken yerlerde zincir dişliler kullanılır. Zincir dişlilere yüksek tork
uygulanabilir ancak yüksek devirlerde kullanılamazlar ve çok gürültülüdürler. Bunların bir diğer
dezavantajı gevşek tarafta zincirin sarkmasıdır. Sarkmayı gidermek için genellikle gerdirme
dişlileri kullanılır (Şekil 7).
Şekil 7.Dişli Zincir Sistemi
Sistemin daha stabil bir şekilde çalışması hız kontrolü yapılırken hassasiyetin iyi olması ve motorun
gücünü direk vermektense dişliler yardımıyla vermek sistem tarafından daha elverişli olmuştur.
2.2.8.Yataklı Rulmanlar
Yatak ve bombeli rulmanların birleşmesinden oluşan bu üniteler kullanılacağı yere takılmaya hazır
olarak tasarlanmıştır. Tüm çalışma koşullarında doğru çalışmanın ve çalışma güvenliğinin
sağlanabilmesi için yatak ve rulmanlar birbirileriyle uyumlu şekilde eşleştirilmi ştir. Yataklı rulmanlar,
içindeki rulmanın küresel dış bileziği ve küresel yatak yuvası sayesinde mildeki eksensel kaçıklıkları
dengeleme özelliğine sahiptir (Şekil 8).
Şekil 8. Yataklı rulman montajı
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
95
Sistemimizde özellikle yataklı rulman seçmemizin sebebi hem montajı kolay olduğu hem de daha
dengeli olduğu içindir. Sistem birçok noktaya yataklı rulman koyarak sistemin daha dengeli olması ve
motorlara düşen yükleri azaltmış olduk. Bu tür rulmanlar montajda kolaylık sağlayabildiği için, iş
yükünün hafiflemesine ve zamandan kar edilmesine vesile olur. Rulman takıp çıkarılmasının,
bakımının zor oluğu yerlerde tercih edilir.
Rulman yatak özellikleri
• Oynaklık
• Sızdırmazlık
• Kolay montaj ve demontaj
• Yabancı ürünler ile uyumluluk
• Rulman yataklarının yüksek güvenilirlik ve kolay kullanım avantajı
• Dış bilezikte dönmeyi engelleyecek pim
• Setskur için yuva
2.2.9. Diğer Elemanlar
Gergi halatı, tekerlekler, dambıllar, kare alüminyum profil, silindir alüminyum profil projenin montajı
için kullanılan donanımlardır [6-7].
Tablo.4. Montajda kullanılan mekanik aksamlar
Parça Adı Standart Açıklama
Rulman UCFL 204 Badem Tipi Yataklı Rulman
Rulman UCF 204 Kare Tipi 4 Delikli Yataklı Rulman
Alüminyum Yuvarlak Profil AA2021 30x30 mm Ebat
Alüminyum Levha Profil AA2021 40x60 mm Ebat
Alüminyum Saç AA2021 300x300 mm
Zincir Dişliler DIN 8187 3/8 - 1/2 Standart Zincir Dişliler
Tekerlek 3012 SLB 100 F3 Tekerlek
Çelik halat EN 12385 3m boy
3. SİSTEM KONTROLÜ
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
96
Mekanik kısmından hariç elektronik kısmını tasarlarken de mikrodenetleyici, motor, motor kontrol
ünitesi, joystick ve güç kaynağından oluşan Jimmy Jib sisteminin blok diyagramı Şekil 9’de
görülmektedir.
Şekil 9. Sistemin Çalışma Düzeni
Sistemimizin yazılımını yaparken arduino üzerinden C programlama dilinden kodlama yapılmıştır.
Sistemin blok şemasında gösterildiği gibi joysticklerden gelen bilgilere göre microdenetleyici bilgiyi
işleyip motor sürücü kartı üzerinden motorların yönüne karar vermektedir. Kartın üzerindeki akım
sensörü yardımıyla motorlar üzerinde zorlanma olabilme ihtimaline karşı motorlara gerekli bilgileri
yollamaktadır. Bu sayede motorlar istenilen doğrultuda hareket ettirilebilir (Şekil 10).
Şekil 10.Arduino yazılımı
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
97
Kontrol panelinde bulunan 1.joystick kamera hareketleri için kullanılmaktadır.1.motorun hareketi ile
kamera sağa sola hareket etmektedir. 2.motor hareketi ile kamera aşağı yukarı hareket etmektedir 2.
joystick ise Jimmy jib mekanizması için kullanılmaktadır. 3.motor hareketi ile Jimmy jib mekanizması
aşağı yukarı hareket ederken ve 4. Motor hareketi ile de kendi ekseni etrafında sağ sola hareket
etmektedir (Şekil 11).
Şekil 11. Jimmy Jib mekanizmasının çalışır durumu
3. SONUÇLAR
Gerçekleştirdiğimiz bu proje ile Jimmy jib tasarımı yapılmış olup joystick kontrolü
sağlanmıştır.Günlük hayatta manüel kontrol edilen Jimmy jibin uzak tan kumandalı kontrol paneli ile
joystick kontrolü sağlanmıştır.Jimmy jibin ve kameranın hareketi sağlanmış olup net görüntü
alınmıştır.Sistemin daha dengeli ve hassas bir şekilde çalışabilmesi için Jimmy jibin eklem yerlerine
rulmanlar kullanılarak motorların üzerine düşen yük azaltılmıştır. Dişli ve zincir yardımı ile motorun
gücü direk verilmeyip hassasiyet ayarı yapılarak sistemin daha düzgün çalışması sağlanmıştır. Jimmy
jib ömür hesabı olarak düzenli periyotlarda bakımları yapılıp temizlenirse 3 yıl gibi süre sorunsuz
çalışır.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
98
KAYNAKLAR
[1] http://tr.wikipedia.org/wiki/Jimmy_Jib
[2] http://www.kapro.com.tr/kategori/tripod-jib/cammate/
[3] http://www.jimmyjib.com/Manuals/TriangleStandard4C.pdf
[4] http://www.jimmyjib.com/Manuals/MiniHead.pdf
[5] http://pacificmotion.net/downloads/Talon_Manual_9-12-2012.pdf
[6] http://www.avkom.com/roamer-jib-jimmy-jib-cv-support
[7] http://www.kapro.com.tr/kategori/tripod-jib/cartoni-tripod/cartoni-jib/
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
99
NFC KONTROLLÜ YATAKLAMALI GARAJ KAPISI
İbrahim SAT, [email protected] ,Karabük Üniversitesi, 78050, Karabük
Doç.Dr. Birhan IŞIK , [email protected] Karabük Üniversitesi, 78050, Karabük
ÖZET
Bu çalışmada , Avrupa da sıkça kullanılan NFC (Yakın Alan İletişimi) Kontrollü Elektronik Kilitleri
Türkiye’de de kullanımını artırmak amacıyla estetik ve güvenli bir kilit sistemi oluşturulmuştur.
Örnek uygulama olarak, yataklamalı garaj kapısı (Amerikan tipi) tasarlanarak ve sistemin kontrolü
NFC özellikli akıllı telefon ile gerçekleştirilmi ştir. Burada sistem iletişiminin NFC ile kontrol
edilmesindeki amaç , NFC’ nin diğer Bluetooth ve Zigbee vb. gibi kablosuz ağlara göre daha güvenli
bilgi iletişiminin sağlanmasıdır. Geliştirilen güvenli bir android uygulama sayesinde kişiye özel
kullanıcı girişi oluşturulmuştur. Garaj kapısına ait elektronik kilit ilavesi ile telefon elektronik kilite
yaklaştırılarak kapının açma/kapama kontrolü gerçekleştirilmi ştir.
Anahtar Sözcükler: NFC (Yakın Alan İletişimi) , Elektronik Kilit Sistemleri, NFC Kontrollü
Elektronik Kapı Kilitleri
ABSTRACT
In this study, NFC (Near Field Communication) Controlled Electronic Locks ,widely used in Europe
was formed a lock system , esthetics and secutiry in order to increase the usage of NFC in Turkey. As
an example application, designed bushings garage door (American type) and systems control carried
out with NFC-enabled smart phones. The objective in controlling communication with the NFC
system is that NFC provides more secure data communication according to other the wireless network
as Bluetooth and Zigbee, etc. Android application developed through a secure personalized user input
is formed. Electronic door lock with zooming on phone with the addition of electronic lock of the
garage door open / close control is performed.
Keywords: NFC (Near Field Communication), Electronic Lock Systems, NFC Controlled Electronic
Door Locks
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
100
1. GİRİŞ
Günümüzde bilgi teknolojilerinin, özellikle temassız akıllı kartlar ve mobil iletişim teknolojilerinin,
hızlı gelişimine ve benimsenmesine yönelik artan bir ilgi söz konusudur. Yakın Saha İletişimi (NFC)
teknolojiside IT sektöründe gelecek vaadeden teknolojik gelişmelerden ve aynı zamanda önemli
araştırma alanlarından biri olmuştur. NFC teknolojisi kısa menzilli, yüksek frekanslı, düşük bant
genişliğine sahip ve Radyo Frekanslı Tanımlama (RFID) teknolojisine dayanan kablosuz bir iletişim
teknolojisidir. NFC teknolojisi insanların çevresiyle olan etkileşimini basitleştirmekle beraber güvence
altına almayı hedefler [1]. NFC Teknolojisinin bu özelliği sayesinde bir çok alanda (bilet
uygulamaları, ödeme işlemleri, tanıtım-reklam vb.) kullanılmıştır.
Çeşitli ev, büro ve sistem giriş ve çıkışların kontrolünde kullanılan elektronik kilit sistemlerini,
yüksek kalite ve güvenirlikli , kullanımı kolay, çağın teknolojisi ile paralel giden güvenli uygulamalar
sunmak amacıyla temassız haberleşme, dijital, mobil teknolojiler ile temassız kilit sistemleri
üretilmiştir [2]. Temassız teknolojilerin birkaç yıldır bir çok alanda kullanımının artmasıyla yeni
inovatif düşünceler gerçekleştirilerek Avrupa firmaları tarafından NFC kontrollü elektronik kilit
sistemleri gerçekleştirilmi ştir. NFC teknolojisinin Toplu Ulaşım sektöründe mobil bilet, akıllı
posterler, temassız okuyucu gibi daha önce gerçekleştirilmi ş alanların yanı sıra elektronik kilit
sistemlerinde de kullanıcıların taleplerini cezbederek kullanıcılara daha lüks ve güvenli bir kilit sistemi
sağlayacaktır.
Bu çalışmada, NFC teknolojisinin daha iyi anlaşılması , öneminin gösterilmesi ve kullanımında farklı
bakış açısı ortaya koyarak bu teknolojinin geliştirilmesi en önemlisi bu teknolojiyi Türkiye’de
kullanımını sağlayarak Avrupa firmalarıyla bu alanda yarışa dahil olmaktır. Gerçekleştirilen bu NFC
Kontrollü Kilit Sistemi proje çalışması sayesinde ev ,büro vb. çeşitli kilit sistemlerinin kolay ve daha
güvenirlikli olmasını sağlayıp ,en önemlisi olan fazla anahtar kullanımını ortadan kaldırmıştır. Akıllı
Kart ile cep telefonları birleştirilerek, cep telefonu NFC okuyucuya yaklaştırıldığında Akıllı Kart gibi
davranarak güvenli ve kolay kilit açma imkanı sağlar.
2. SİSTEM TASARIMI
2.1 Modelleme
Aşağıda gerçekleştirilen çalışmanın katı modellemesi gösterilmiştir. Şekil 1 (a)’da garaj kapısının
yataklama rayı ve çerçevesi gösterilmiştir.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
101
(a). Kapının çerçeve ve ray görünümü (b). Sistemin platform ile görünümü
(b) ‘da gerçekleştirilecek olan garaj kapısının tamamen kapalı halinin platformu ile birlikte görünümü
verilmektedir. (c) ‘de ise garaj kapısının perçin bağlantıları arka profilden görülmektedir.
(c) Sistemin arka görünümü
Şekil 1. Yataklamalı garaj kapısı sisteminin modelleme görünümleri
2.2 Montaj
Gerçekleştirilen yataklamalı garaj kapısının yan tablaları sistemin çalışmasının daha iyi görülmesi
amacıyla şeffaf pleksiglass malzemeden yapılmış olup ,kapının yataklamalı hareket rayı aliminyum L
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
102
profil tasarımıyla gerçekleştirilmi ştir. Garaj kapısının ölçüleri 50x60 cm² olup düzenek platform
60x70 cm² ölçülerindedir.
2.2.1 MZ Endüstriyel Kızılötesi Sensörü
Gerçekleştirilen çalışmada garaj kapsı kapanırken meydana gelecek kazaları önlemek amacıyla
kullanılmaktadır. Kapı kapanacağı zaman bu sensör aktif olarak kapı önünde herhangi bir cismi
nesneyi algılamasıyla kapının olduğu yerde durmasını ve engel ortadan kalktığı zaman kaldığı yerden
devam etmesini sağlamaktadır.
Şekil 2. MZ Endüstriyel kızılötesi sensörü
Tablo 1. MZ Endüstriyel kızılötesi sensörü özellikleri [3]
Menzil Mesafesi 80cm
Çalışma Gerilimi 5V DC
Tepki Süresi 2ms
Boyutları 17mm çap, 45mm uzunluk
Çalışma Sıcaklığı -25, +55 °C
Kablo Uzunluğu / Ağırlık 50cm / 21gr
Çıkış Kabloları
Kırmızı: 5V
Yeşil: Toprak
Sarı: Data
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
103
2.2.2 NFC Okuyucu Kart
Android cihazın üzerinde bulunan ve cihazın uygulamasında bulunan etiket bilgisini okuyarak
sistemin hareketi için tasarlanmış kontrol kartına gerekli açma/kapama sinyalini iletir. Bu işlemi
gerçekleştirmek içinse telefonun NFC okuyucu kart üzerine bağlı olan antenine 4 cm’yi geçmeyecek
şekilde yaklaştırılması gerekmektedir.
Şekil 3. NFC Okuyucu karta bağlı olan anten
Şekil 4 . Pic14f İşlemcisiyle tasarlanmış elektronik NFC okuyucu devre
2.2.3 PIC Manyetik Sınır Anahtarı
Garaj kapısının açma /kapama sınırlarını belirlemek ve ona göre kapının yön hareketini sağlamak
amacıyla kullanılmaktadır. Hareket, kontrol kartına bağlı olarak kontrol edilmektedir. Manyetik sensör
özellikleri aşağıda Tablo 2.’de belirtilmiştir.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
104
Tablo 2. Manyetik sensör özellikleri [4]
Anma Gücü 10W
Hareket Mesafesi 15-25mm
Max. Geçen Akım 0.5 A
Boyutları 5,9 x 13,9 x 23mm
Şekil 5. PIC açma /kapama yön kontrol manyetik sınır anahtarı
2.2.4 Nema Step Motor
Garaj kapısının hareketini sağlamak amacıyla kullanılmaktadır. Garaj kapısında yüksek tork ve
hassasiyet istediği için sistemin kontrolünü sağlamak amacıyla step motor tercih edilmiştir.
Tablo 3. Nema step motor özellikleri [5].
STEP AÇISI 1.8 Derece
NEMA 24
AMPER 3.0 A
INDUKTANS 3.0mH
TUTMA TORKU 3 N.m
FAZ NUMARASI 2
AĞIRLIK 1.1 Kg
TEL SAYISI 8
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
105
2.2.5 JK1545 Step Motor Sürücüsü
Garaj kapısının hareket için kullanılan Nema step motorun kontrolü için kullanılmaktadır. Bu motor
sürücü sayesinde garajın hareket hızı hassasiyeti sağlanarak daha güvenli ve doğru kontrol
sağlanmaktadır. Motor sürücüsünün çalışma sinyali hareket kontrol karti üzerinden gönderilmektedir.
Özellikleri [6] ;
1. ZM-2H504 Sürücü Karakteristiği
Entegre aşırım akım koruma devresi.
En düşük toleranslı ve en yüksek kalitede elektronik bileşenler.
Ayarlanabilir microstep çözünürlüğü.
Aşırı voltaj, faz-faz bağlantısı ve faz-toprak bağlantısı koruması.
2. Kontrol Pinleri
PUL+ Step sinyali + ucu / PUL- Step sinyali - ucu
DIR+ Direction sinyali + ucu / DIR- Direction sinyali - ucu
3.Teknik Şartnameler
Besleme: 24-50VDC
Uygun Motorlar: 4,5Nm ye kadar tüm 2 faz step motorlar
Sürüş Akımı: Akım ayarı kullanılacak motorun, nominal akım değerinden daha düşük bir
seviyeye ayarlanmalıdır. Aksi taktirde motorda aşırı ısınma meydana gelebilir.
Şekil 6. JK1545 mikrostep motor sürücü
2.2.6 Atmega328p Kontrol Kartı
Gerçekleştirilen sistemin hareket kontrolünün hepsini ve yukarıda belirtilen bütün elemanların
kontrolünün sağlandığı karttır. Atmega328p işlemcisiyle tasarlanan bu kart Arduino Mega işlemcisine
benzer mantıkta bir kontrol kartı olarak gerçekleştirilmi ştir. Bu sayede gerçekleştirilen “NFC
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
106
Kontrollü Yataklamalı Garaj Kapısı” projesine istenildiği zaman yeni özellikler veya elemanlar
elektronik kontrol sistemini değiştirmeye yada tekrar devre basmaya gerek duymadan test sistemi
olarak kullanılabilmektedir. Devrenin beslemesi motor sürücüde olduğu gibi DC güç kaynağı
üzerinden beslenmekte ve sistemi anahtar ile aç/kapa özelliği sayesinde aktif edebilmektedir.
Şekil 7. Sistemin hareket ve diğer bütün kontrolünü sağlayan Atmega328p kontrol kartı
Yukarıdaki Şekil 7.’de sistemin test aşamsı sırasında Arduino Uno kartı motor sürücü ,sensör ve NFC
Okuyucu bağlantıları görülmektedir.
2.2.7 Rulman Tekerlekler
Garaj kapısının hareketinin L profil çerçevesi üzerinden sağlanması için Şekil 8. ‘da gösterilen
rulmanlar kullanılmıştır. Tasarlanmış olan aparat yardımıyla garaj kapısı tekerleklere somunlarla
rulman tekerleklere monte edilmiş ve kapının tekerlekler ile açma kapama işlevi gerçekleştirilmi ştir.
Tasarlanan aparat 15x15mm² boyutlarında olduğu için lazer kesimle gerçekleştrilmi ştir. Rulmanların
dış çapı 30mm olup iç çapı 5mm ve kalınlığı 10mm dir.
(a). Rulman tekerlek görünümü (b). Rulman tekerleğin aparata montaj görünümü
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
107
(c). Tekerleklerin montajında kullanılan aparatın ölçeklendirilmiş AutoCAD görünümü
Şekil 8. Rulman tekerlek ve aparat görünümleri
Yukarıda Şekil 8’de sistemin ray üzerinden hareketi için kullanılan rulman (a)’da ve rulmanın aparatla
birleştirilmi ş hali (b)’de belirtilmiş aparatın AutoCAD çizimi ölçeğiyle birlikte (c)’de belirtilmiştir.
Şekil 9. Sistemin kontrol bölümünün (kontrol kartı, step motor sürücü ve güç devresi) görünümü
Yukarıda Şekil 9.’da sistemin arkadan profilden elektronik aksamlarının montaj görünümü verilmiştir.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
108
Şekil 10. Projenin test çalışması ön görünümü
Yukarıda Şekil 10. ‘da garaj kapısının yataklanmış halinin ön profil görünümü verilmiştir. Şekilde de
görüldüğü üzere , kapı hareketini sağlayan step motor tavana sabitlenmiş ve kapı yanlarda bulunan
aliminyum profil üzerinde hareket etmektedir. Aşağıda Şekil 11. ‘da ise sistemin genel görünüşü
verilmiştir.
Şekil 11. NFC Kontrollü Yataklamalı Garaj Kapısı projesi genel görünümü
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
109
3. SİSTEMİN KONTROLÜ
Projenin blok diyagramı NFC Okuyucu ünitesi, mikrodenetleyici ünitesi, sensör ünitesi ve step motor
ünitesi olmak üzere dört ana bölümden oluşmaktadır. Sisteme ait blok diyagram Şekil 9’de
verilmektedir. Projenin çalışma mantığını adım adım anlatacak olursak ;
Yukarıda ki şekilde görüldüğü üzere sistem E-Lock uygulaması üzerinden, telefon Nfc
Okuyucu’ya okutulur ve okutulan telefonun lisansı Nfc Okuyucu ile uyumlu ise sistem başlatılır.
Başlatılan sistem sinyali kontrol devresini uyararak step motor ile sistemin hareketi
gerçekleştirilir.
Ayrıca sistemin tamamen açılıp kapanması manyetik sınır anahtarlarıyla kontrol edilir.
Sistem kapanacağı zaman MZ Endüstriyel Kızılötesi Sensörü yardımı ile kapı kapanması
sırasında yaşanabilecek kaza ve yaralanmalar önlenmiş olur
Şekil 12. Projenin blok şeması
Bu aşamada android cihazdan gelen komut ile garaj kapısının açma kapama işlemi
gerçekleştirilmektedir. NFC okuyucu/yazıcı kart üzerinden gelen sinyal projenin kontrolünü sağlamak
amacıyla Atmega328p işlemcisiyle tasarlanan kontrol kartına iletilir. Daha sonra alınan sinyal ile
sistemin hareketi sağlanmış olur.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
110
3.1 Sistemin Hareketinin Arduino Kontrol Kodları
Arduino ara yüzünde yazılan kodlar Arduino Uno kartı üzerine yerleştirilen Atmega328p işlemcisine
gömülerek kendi tasarlamış olduğumuz sistemin hareketini sağlayan kontrol kartına yerleştirilir.
Aşağıda yazılan kodlar açıklamasıyla birlikte verilmiştir.
Şekil 13. Programın giriş/çıkış pin isim tanımlamaları
Şekil 14. Programın pinlerinin giriş/çıkışlarının belirtilmesi
Şekil 15. Step motorun dönüş hızının belirlenmesi
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
111
Yukarıda garaj kapısının açma kapama kodları verilmiştir. İlk olarak Şekil 13. ‘da sistemde
kullanılacak giriş çıkışların isimleri ve mikrokontrolcüye hangi pinlere bağlanacağı belirtilmiştir. Şekil
14. ‘da ise çalışmada mikrokontrolcü üzerindeki pinlerin hangilerinin giriş/çıkış olduğu ve sabit değer
tanımlamaları yazılmıştır. Şekil 15.’ Da çalışmanın açma /kapama işlemi sırasında step motorun hızı
ayarlanarak kapı hızı kontrol edilmiştir. Şekil 16. ‘da ise programın ana çalışma işlemi olup sistemin
hangi durumlarda, gelen sinyal komutuna göre, nasıl hareket edeceği alogoritması oluşturulmuştur.
Sistemde acil stop özelliği amacıyla kullanılan MZ80 Endüstriyel Kızılötesi Sensörü sadece kapı
kapanacağı zaman sisteme dahil olmaktadır. Yani garaj kapısı açılırken eğer sensör cisim algılasa dahi
sistemin açılmasını durdurmayacaktır.
Şekil 16. Programın kapı açma/kapama alogoritmasının belirlenmesi
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
112
3.2 Sistemin Kullanıcı Android Kontrolü
Gerçekleştirilen proje çalışmasında açma/kapama komut işlemi NFC özellikli android bir cihaz
üzerinden sağlanmaktadır. Android Studio veya Java Script gibi programlar sayesinde tasarlanan bu
ara yüz sayesinde, kişiye özel kullanıcı özelliği oluşturularak güvenirlikli bir garaj kapısı sistemi
oluşturulmuştur.
Bu özellik sayesinde aynı android programa sahip başka kişilerin kullanımı önlenmiştir. Ayrıca
gerçekleştirilen bu sistemde anahtar taşıma problemini de ortadan kaldırarak kolay ve lüks bir kilit
sistemi imkanı sunmaktadır.
Şekil 17. Gerekli Android program ayarlarının yapıldığı program ara yüzü
Yukarıda kullanıcı ara yüzü verilen uygulamaya Android Studio üzerinden ücretsiz olarak sahip
olunabilmektedir. Bu uygulama NFC destekli android cihaza yüklendikten sonra garaj kapısında
bulunan NFC okuyucu/yazıcı kart ile ilişkilendirilerek gerekli özelleştirme işlemleri yapıldıktan sonra
kullanılabilmektedir. Bu program sayesinde kullanılacak kapı veya kilit sayısı tanımlanarak istenilen
sayıda kilit sistemi kontrol edilebilmektedir.
(a) İle belirtilen resimde E-Lock uygulamasının genel arayüzü ve telefona kayıtlı olan
NfcReader’ların (kilit sistemlerinin) ismi görülmektedir.
(b) İle belirtilen resimde kayıtlı olan Nfc Okuyucu’nun istenilen sinyalizasyon ayarlarının
yapıldığı ve programlandığı ara yüzdür. İstenilen ayarlamalar yapıldıktan sonra Program Lock
tuşu ile kart programlama işlemi gerçekleştirilir.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
113
(c) ve (d) İle belirtilen şekilde kartın kişiye özel lisanslama ayarlarının yapıldığı ve bu bilgilerin
bulunduğu kısmın görülmektedir.
3.3. Sistemin Çalışma Kontrolü
Daha önce de belirtildiği üzere sistem beslemesi AC/DC converter üzerinden 24V DC güç kaynağı ile
beslenmektedir. Böylece sistemi gerçek hayatta doğrudan AC kaynak ile beslenebilmektedir.
Şekil 18. Telefonun Sistemi Aktif Etmek İçin NfcReader’a Okutulması
Yukarıda Şekil 18’te telefonun NFC Okuyucu’ya nasıl okutulacağı gösterilmiştir. Telefon NFC
antenine yaklaştırılarak kapının açılma komutu verilir ,kapanacağı zaman ise yine aynı şekilde telefon
antene yaklaştırılmalıdır.
SONUÇLAR
Bu projede yaygın kullanılan akıllı telefonlar sayesinde amacında belirtildiği üzere gereksiz ve fazla
anahtar kullanımı ortadan kaldırılmıştır. Ayrıca kullanılan android uygulama sayesinde yüksek
güvenirlik imkanı sağlanarak hırsızlık gibi problemlerin önüne geçilmiştir. Bu sistem, projedeki garaj
kapısı kontrolünde uygulanmıştır ancak geliştirilen E-Lock uygulaması sayesinde bu sistemin birçok
benzerleri (ev , büro vs. kapılarında veya gerçekleştirilen herhangi bir sistemin kontrolünde)
uygulamanın ayarlar menüsünden istenilen sinyalizasyon ayarları yapılarak gerçekleştirilebilmektedir.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
114
KAYNAKLAR
[1] NFC Teknolojisinin Toplu Taşımada Kullanılması , Tuğba NAROL [364210] Yüksek Lisans Tez
Çalışması -Yıldız Teknik Üniversitesi, (11.06.2014).
[2] S. C. Alliance, (2013) “NearFieldCommunication (NFC) andTransit:Applications, Technology and
Implementation Considerations ”.
[3] MZ80 Endüstriyel Sensör Özellikleri , http://robotus.net/wp-content/uploads/2012/07/MZ80-
endustriyel-kizilotesi-sensor.pdf.
[4] GM Electronic Reed Magnetic Sensor MEDER MK471B , http://www.gmelectronic.com/reed-
magnetic-sensor-meder-mk471b-p634-184.
[5] Step Motor Nema 24 Ürün Katoloğu –Çetinkaya Makine Otomasyon,
http://www.otomasyoncu.net/3Nm-JK60HS88-3008B,PR-136.html.
[6] JK1545 İki Faz Step Motor Sürücüsü Ürün Kataloğu , Robosan Otomasyon San. Tic. Lmtd. Şti.
www.robosan.com.tr.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
115
MEKATRON İK SİSTEML İ ÇOCUKLARA YÖNEL İK EĞLENCEL İ
FİTNESS BİSİKLET İ
İbrahim SAT, [email protected] ,Karabük Üniversitesi, 78050, Karabük
Ramazan TACİR, [email protected], Karabük Üniversitesi, 78050, Karabük
Doç.Dr. Birhan IŞIK , [email protected]ük Üniversitesi, 78050, Karabük
ÖZET
Bu çalışmada , çocuklara yönelik sporu sevdirmek ve özellikle obezite problemi olan çocuklara sporu
eğlenceli bir hale dönüştürerek sağlıklı bireylerin devamını sürdürülmesi amaçlanmıştır. Çocuklara
yönelik tasarlanmış olan yatay kondisyon bisikleti tercih edilerek, bu bisikletin döner pedal gövdesine
yerleştirilen sistem sayesinde ve tasarlanan elektronik devresi üzerinden bilgisayardaki oyunun
kontrolü gerçekleştirilmi ştir.
Anahtar Kelimeler : eğlenceli fitness bisikleti, çocuk sporu, obez çocuklar
ABSTRACT
In this study,we aimed to popularize the sport for children and especiallythe problem of obesity in
children in sports is intended to sustain the continuation of a healthy converting it fun.The reasons for
preferring a horizontal exercise bike designed for childrenwith this system placed in the body of the
rotary pedal bike and control over the computer game design electronic circuit was performed.
Keywords:Fun fitness cycling, children's sports,obese kids
1. GİRİŞ
Yeni neslin sportif yönden pasif olması, yeterli önemin verilmemesi ve bunun bilincinde
olmamalarından yola çıkarak sürekli büyüyen ülkemizde yeni nesillerin dinamik ve sağlıklı bir
şekilde yetişmesine yardımcı olmaktır. Dinamik ve sağlıklı toplumun yetişebilmesi için spora önemin
artırılması gerekmektedir. Gerçekleştirilen “Mekatronik Sistemli Çocuklara Yönlik Eğlenceli Fitness
Bisikleti” projesinde çocuklara sporu sevdirerek alışkanlık edinmelerini sağlamak amacıyla
tasarlanıştır. Projemizin amacı, spor yapma alışkanlığı olmayan, özellikle obez çocuklara sporu daha
zevkli hale getirerek onların spor yapmasını sağlamaktır. Bu projede çocuklar hem sporunu yapacak
hem de aynı zamanda oyun oynayarak sıkılmadan spor hareketlerine devam edebileceklerdir.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
116
2. SİSTEM MODELLENMES İ VE TASARIMI
2.1 Modelleme
Aşağıda Şekil 1’de gerçekleştirilen sistemin katı modelleme tasarımı gösterilmiştir.
Şekil 1. Manyetik yatay bisiklet katı modelleme
2.2 Sistemde Kullanılan Elemanlar
2.2.1 MekanikFitnessBisikleti
Projede çocuklara uygun olan ve Karabük Üniversitesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bölümü bölüm
başkanı ve birkaç fizik tedavi uzmanı tavsiyesi doğrultusunda “Altis Mk 690 Manyetik Yatay
Kondisyon Bisikleti” kullanılmıştır. Bisiklette bulunan fonksiyonlar dikkate alındığı zaman bisikletin
selesi yaslanılabilir şekilde ve bisikletin pedal kısmı ile sele kısmı kişiye göre ayarlanabilirdir. Bu
şekilde çocukların daha rahat spor yapmaları sağlanmıştır. Ayrıca bisiklet 8 kademeli zorluk ayarıyla
sporun daha etkin ve faydalı şekilde yapılmasına olanak sağlamıştır. Aşağıda bisikletin resmi ve
özellikleri belirtilmiştir.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
117
Şekil 2. Manyetik yatay bisiklet[1]
• Gösterge Bilgileri : Hız, mesafe, zaman, kalori, nabız, ve ODO (oda sıcaklığını gösterir)
• Gösterge Tipi : LCD ekran
• Pedal Sistemi : 8 Kademeli ayarlanabilir.
• Nabız Sistemi : Elden nabız ölçülebilmektedir
• Sele Ayarı : İleri/Geri ayarlanabilmektedir.
• Genel Özellikler : Ön tekerlekleri sayesinde kolayca taşınabilir,
• Silent Belt Transmission sistemi ile sessiz çalışma sağlar.
• Her kullanıcıya uyumlu ve ergonomik sele yapısıyla sağlıklı spor yapmanızı sağlar.
• Taşıma Kapasitesi :120-125 kg
Ayrıca sistemde IPS dokunmatik LED monitör kullanılmıştır. Ekranın dokunmatik olmasındaki amaç
kullanımı estetik ve görsel olarak çocukların dikkatini çekmektir.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
118
2.2.2. Elektronik Kart ve Devreler
2.2.2.1. Arduino Leonardo
Arduino; Bir giriş çıkış kartı ve Processing/Wiring dilinin bir uygulamasını içeren geliştirme
ortamından, İtalyan elektronik mühendisleri tarafından açık kaynak kodlu geliştirilen ve isteyen
herkesin baskı devreleri indirerek kendi devrelerini basabilecekleri dilerlerse şık bir görüntüye sahip
hazır basılmış ve bileşenleri yerleştirilmi ş halde alabilecekleri, esnek, kolay kullanımlı donanım ve
yazılım tabanlı bir fiziksel programlama platformudur [2]. Arduino geliştirme kartı üzerindeki
mikroişlemci (AtmegaXX) arduino programlama dili (wiring tabanlı) ile programlanır
ve bu program processing tabanlı arduino yazılım geliştirme ortamı (IDE) yardımı ile karta yüklenir.
Atmega firması özellikleri doğrultusunda çeşitli elektronik kartlar geliştirmiştir. Bunlardan biride
buton, tuş , mause vb. uygulamalarda kullanılmak üzere Arduino Leonardo kartı geliştirilmi ştir ve
bu projenin oyun kontrolü bu elektronik kart üzerinden gerçekleştirilmi ştir. Projede bilgisayarda oyun
kontrolü yapmak için birkaç favori oyun üzerinden denemeler yapılmıştır. Kullanılan oyunlar
Flat Out, Euro Truck, F1 gibi beğenilen oyunlar üzerinde test edilmiştir. Bu tarz oyunlar klavye
üzerinden kontrol edildiği için bizde aynı özelliği gösteren Arduino Leonardo kartı üzerindeki
ATmega32U4 işlemcisi sayesinde butonlarla ve manyetik switchlerle gerçekleştirilmi ştir.
Şekil 3. Arduino Leonardo Modülü
Arduino Leonardo ATmega32u4 tabanlı, 20 tane dijital giriş/çıkış pini olan bir arduino çeşididir.
20 pinin 7 tanesi PWM çıkışı, 12 tanesi de analog giriş olarak kullanılabilmektedir. 16MHz.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
119
kristalosilatörü mevcuttur. Haberleşmesi mikro USB bağlantıyla gerçekleştirir[3]. Bu özellik Arduino
Leonardo‘ nun takıldığı bilgisayara fare, klavye olarak tanıtılabilmesini sağlamaktadır.
Tablo 1. Arduino Leonardo’nun temel özellikleri [4].
Mikrodenetleyici ATmega32u4
Çalışma Voltajı 5V
Giriş Voltajı (önerilen) 7-12V
Giriş Voltajı (limit) 6-20V
Dijital G/Ç Pinleri 20
PWM Kanalı 7
Analog Giriş Kanalı 12
Pin başına DC akım 40 mA
3.3V Pin için DC akım 50 mA
Flash Bellek 32 KB (ATmega32u4) 4 KB bootloader
tarafından kullanılıyor
SRAM 2.5 KB (ATmega32u4)
EEPROM 1 KB (ATmega32u4)
Clock Frekansı 16 MHz
2.2.2.2 Manyetik Switch ve Push Butonlar
Projedeki amaç oyunların yön bilgisini Arduino Leonardo’ nun özelliğinden yararlanıp kontrol
etmektir. Bu yön kontrolünde buton yardımıyla kolaydı ancak bisikletten hız bilgisini alıp, yani
pedalların dönme bilgisini alıp bununla arduinoyu birleştirmek ayrı bir problemimizdi. Projedeki
önemli problemlerden biri de bisikletten hız bilgisini almak olmuştur. Bunun için yapılan
araştırmalardan sonra manyetik etkili bir düzenek kurulmuştur. Bu düzenekte bisikletin göbek kısmına
belirli aralıklarda kuvvetli mıknatıslar döşenerek sabit bir yere de reed switch koyarak anahtarlama
işlemi yapılmıştır. Reed switch bisikletin dönen göbeğinden geçen mıknatısları algılayarak bir nevi
hız tuşuna basmış gibi oyundaki hız komutunu aktif etme işlevini gerçekleşmiştir.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
120
Şekil 4. Butonların bağlantı şeması
Şekilde görüldüğü üzere butonlardan birtanesi hız anahtarlama diğerleri de yön kontrol etmede
kullanılmaktadır.
2.2.2.2.1 Reed Switch
Oyun hız kontrolünde göre alan Reed Switchler, manyetik alan ile (mıknatıs yaklaşması ile) aktive
olan reed kontaklar, devreyi açarak veya kapatarak, tasarlanmış olan işlevlerini gerçekleştirirler.
Doğru şartlarda kullanıldığında yüksek güvenilirlikte ve yüksek hassasiyette çalışabilmektedir [5].
Genel olarak pozisyon belirleme, düzey belirleme ve daha birçok farklı alanlarda uygulaması olan reed
kontaklar; beyaz eşya, otomotiv ve sağlık sektörü ile birlikte çeşitli otomasyon alanlarında da
kullanılabilmektedir. Ancak biz burada anahtarlama işlevinde kullanılmıştır.
Şekil 5.ReedSwitch iç yapısı
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
121
Şekil 6. Göbeğe yerleştirilmi ş mıknatıslar
Yukarıda dönen kısma sabitlenerek monte ettiğimiz mıknatıslar görülmektedir. Bunların karşısında da
bulunan Reed Switch yardımıyla hız kontrolü gerçekleştirilmeye çalışılmıştır. Ancak Reed Switch
kontrolünde sistem takılmaları olduğundan dolayı yerine aynı anahtarlama işlevini gerçekleştirecek
olan seri port iletişimi bilgisayarlara uygun olan USB Joystick işlemcisi tasarımı gerçekleştirilmi ş ve
sistemin beslemesi gövdede ki dönme enerjisinden sağlanarak dinamo yardımıyla gerçekleştirilmi ştir.
Zaten bu işlemcilerde bilgisayar iletimi ile alakalı gerekli ayarlamalar içerisinde olduğu için projede
sadece arduino ile ilişkilendirilme kısmını yapılmıştır.
Dolayısıyla kullanıcı ekranı ile bisiklet arasında üç yardımcı eleman kullanmıştır. Bisikletin döndürme
hızına göre dinamo transistor devresini aktif ederek manyetik switchlerde kullanılan mantıkta
anahtarlama işlevi yapılmıştır.
Şekil7.Mıknatıslar yerine hız bilgisini almak için yerleştirilen transistor devresi görünümü
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
122
Şekil 7’de görüldüğü üzere Reed Switchlerin yerine gerçekleştirilen anahtarlama devresi ve bütün
sistemi gerilim üreterek besleyen dinamo montajı görülmektedir.
Şekil 8. Transistor devresi isis çizimi
Yukarıda kullandığımız transistorlu anahtarlama devresi görülmektedir. Burada joystic ve dinamonun
+ ve – uçları ortak bağlanmalıdır.
Şekil 9. İşlemciye bağlanmış dinamonun anahtarlama devresi
Şekil 10. Bisiklete eklenmiş hali
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
123
Şekil 10.’de Arduino Leonardo doğrudan devrede kullanılmış ve kartın gerilim beslemesi dinamo
üzerinden sağlanmıştır.
2.3 Montaj
(a). Yön kontrol butonlarının ön görüntüsü (b)Yön kontrol butonlarının yan görüntüsü
(c). Proje Kontrol Aşaması
Şekil 11. Sistemin montaj görünümleri
Yukarıda Şekil 11. ‘da sistemin montaj görünümleri verilmiştir. (a) ve (b) de oyun yön kontrolü
sağlanmaktadır. Oyunun kontrolü ise bisiklet pedalının çevrilmesiyle sağlanmaktadır. (c) ‘de ise
sistemin test aşamasındaki bir görüntüsü resmedilmiştir.
3. SİSTEMİN KONTROLÜ
3.1 Bilgisayar Yazılımı
Projemizde Arduino Leonardo kiti üzerinden bilgisayardaki oyunu kontrol etmek için arduinonun
üzerindeki işlemciye gerekli programı kodlarını yazılarak gömülmüştür.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
124
Şekil 12. Arduino ara yüzünden kodların açıklamasıyla görünümü
3.2 Sistemin Çalışması
1. 2. 3. 4. 5.
1.Kısım: Bu kısımda bisikletin pedal hareketini dinamo yardımı ile algılatarak (anahtarlama yaparak)
transistor devresine gönderilmiştir.
2.Kısım : Bisikletin döndüğü bilgisi dinamo üzerinden transistor devresine iletiliyor. Bisikletin hızlı
çevrilmesine göre transistor aktif oluyor ve doğrudan joystick işlemcisini aktif ediyor.
3.Kısım : Yön kontrol butonları Arduino Leonardo kitinin üzerinde bulunmaktadır. Kullanıcının
komutlarına göre butonlar arduino üzerinden algılanarak joystick işlemcisine aktarılmaktadır.
4.Kısım : Algılanan veriler ,bisikletin pedalının döndürüldüğü ,buna bağlı olarak oyunun hızlanması
gerektiği ve yön kontrol bilgileri diğer bir ara eleman olan joystic işlemcisi yardımıyla bilgisayarın
seri portuna gönderiliyor.
5.Kısım : Usb seri porttan gelen bilgiye göre oyun bilgisayar üzerinden kontrol ediliyor. Bu kısımda
ise ekran olarak görselliği ve kullanımı hoş bir hale getirmek için dokunmatik lcd ekran kullanılmıştır.
Bisiklet
Hız Bilgisi
Arduino ve buton
Algılanan Hız ve buton komutu
KULLANICI
EKRANI
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
125
Bu işlemlerde dikkat edilecek önemli hususlardan biri kullanılan ara işlemcinin binlerini (+,-)
arduinoya doğru bir şekilde bağlanılmalıdır. Aksi takdirde arduino ve işlemci yanabilir.
4. SONUÇLAR
Özellikle obezite problemi olan çocuklar için sporu sevdirmek ve bu doğrultuda onlara alışkanlık
edindirmek amacıyla “Mekatronik Sistemli Çocuklara Yönelik Eğlenceli Fitness Bisikleti” çalışması
gerçekleştirilmi ştir. Bu sayede çocuklar spor yaparak aynı zamanda oyun oynama zevkini
yaşayabileceklerdir. Bu sistem spor salonlarına kurulduğu zaman , spor salonlarına gelen velilerin
yanlarında aynı onlar gibi spor yapma zevkini sıkılmadan yaşama fırsatı bulacaklardır.
TEŞEKKÜR
Bu çalışmayı gerçekleştirmemizde destek sağlayan TÜBİTAK BİDEB’e sonsuz teşekkürlerimizi
sunarız.
KAYNAKLAR
[1] Altis MK 690 Magnetik Yatay Kondisyon Bisikleti, http://www.n11.com/altis-mk-690-manyetik-
yatay-kondisyon-bisikleti-P15725640
[2] Arduino Nedir VE Ne Değildir - Coşkun Taşdemir, http://arduinoturkiye.com/arduino-nedir-ve-
ne-degildir/
[3] Arduino Leonardo Datasheet , http://www.arduino.cc/en/Main/ArduinoBoardLeonardo
[4] Arduino Tipleri –Arduino Leonardo , http://arduinoturkiye.com/arduino-leonardo/
[5] Reed Switch Caracteristics Meder Electronics-The Basic Reed Switch,
http://www.biltek.tubitak.gov.tr/gelisim/elektronik/dosyalar/31/reed.pdf
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
126
MEKATRON İK ÜRÜNLER İÇİN MODÜLER TASARIM
UYGULAMASI: ÇOK AMAÇLI TEM İZL İK ROBOTU
Onur CAMKIRAN, camkiran.onur@ student.atilim.edu.tr, 06836, Ankara
Ragıp CAN, ragip.can@ student.atilim.edu.tr , 06836, Ankara
Mustafa SARICA, sarica.mustafa@ student.atilim.edu.tr, 06836, Ankara
ÖZET
Bu projenin amacı mekanik ürünler için geliştirilmi ş olan modüler tasarım ilkelerini bir mekatronik
modüler ürün grubu tasarımına uygulanmasıdır. Bu çalışma sırasında, projenin tanımı, literatür
araştırmaları ve var olan robotlar incelenmiş, uygun olanlar “çok amaçlı temizlik robotu” modüler
ürününe uygulanmıştır. Çalışmalar sonunda, “Rosie” adı verilen ve farklı görevler için kullanılan bir
modüler mekatronik ürün tasarımı ve imalatı gerçekleştirilmi ştir.
Anahtar kelimeler: Modüler Mekatronik, Mekatronik Ürün Ailesi, Modüler Mekatronik Sistem
Tasarımı, Modüler Robot Tasarımı, Kitlesel özelleştirme
ABSTRACT
The aim of this study is to develop a modular mechatronic product family by applying modular design
principles which have been developed for mechanical products. Design of the mechatronic modular
product family is based on mass customization. During this study, project in detail was defined,
literature survey and the existing suitable modular robots were investigated and implemented on this
project.
Keywords: Modular Mechatronics, Modular Mechatronics Product Family , Modular Mechatronics
System Design, Modular Robot Design.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
127
GİRİŞ
Son yıllardaki teknolojik gelişmeler ve müşteri odaklı rekabet ortamı üretim yapan firmaların
özelleştirilmi ş ürünlere yönelmesine ve bu sayede ürün gamını attırmasına sebep olmuştur. Böylece
şirketler daha verimli, düşük maliyetli, kaliteli ürünleri kısa zamanda piyasaya sunabilmektedirler.
Özelleştirilmi ş ürünler müşteri taleplerine göre rekabet gücünü artırmakta ve bu nedenle önemli
ölçüde tercih edilmektedir ve bu avantajlar firmaların modüler ürün geliştirmeye yönlenmesine neden
olmuştur.
Özelleştirilmi ş ürünlerin geliştirilmesi genel olarak modüler ya da platform tabanlı ürün tasarımı ile
sağlanmaktadır. Modüler tasarım son yıllarda mekatronik ürünlerin geliştirilmesinde yaygınlaşmış ve
mekatronik için ayrı bir öneme sahip olmuştur.[1] Bu tür ürünlerde donanım ve yazılım modülerliği
önem taşımaktadır. Bu kavramlar sayesinde mekatronik sisteme daha fazla görev yüklenebilmesi
mümkün olmakta, zaman zaman sadece yazılımda yapılabilecek değişikliklerle dahi yeni bir modül
oluşturularak, daha verimli ve görev odaklı sistemler geliştirilebilmektedir.[1] [9]
Bu projenin amacı: modüler tasarım yöntemlerinden ve literatürde araştırılan nesne ayırma, stereo
görüntü işleme ve temizleme robotlarından yararlanarak, laboratuvar düzeyinde gösterim amaçlı bir
mekatronik ürün ailesi tasarımı ve imalatını gerçekleştirmektir. Bu ürün ailesi çok amaçlı bir temizlik
robotu olarak planlanmıştır. Sistemin temel modülleri çevredeki atıkların konumunu belirleme ve
toplama, parkur alanını süpürme ve parkurda bulunan çiçekleri sulama işlemlerini yerine getirmek
üzere tasarlanmıştır. Bu işlemler aşağıda genel hatlarıyla açıklanmıştır.
Atık Toplama Modülü: Bu modül platform çevresindeki atıkları (plastik, metal, cam) bir kol
yardımıyla aracın önündeki hazneye taşır. Platform çevresindeki bütün katı cisimler atık olarak
varsayılmıştır. Atıkların konumu iki kamera yardımı ve görüntü işleme teknikleri kullanılarak
belirlenir.
Sulama Modülü: Aracın üzerine takılan bu modül çiçekleri rengine göre farklı miktarda su ile
sulamaktadır. Kırmızı renk olgunlaşmış ve su ihtiyacı az olan çiçek, sarı ise olgunlaşmamış su ihtiyacı
daha fazla çiçek anlamına gelmektedir. Robot kararını verdikten sonra sulama işlemi başlar.
Süpürge Modülü: Aracın altına takılan bu modül platformu bir fırça yardımıyla süpürmektedir.
Aracın başlama noktasından bitiş noktasına kadar süpürge sürekli çalışacaktır.
Yukarıda maddeler halinde açıklanmış olan tüm modüllerin tasarımı ve üretimi tamamlanmıştır.
Elektronik devreleri ve yazılımları hazırlanmıştır. Bu çalışmada geliştirilen modüler mekatronik ürün
ailesi uygulamasında, farklı modüllerin bir araya getirilmesiyle elde edilen çeşitli ürünlerle artan
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
128
işlevselliğin birçok faydaları görülmüştür. Gerek tasarım aşamasında, gerek üretim aşamasında
kolaylıklar sağlamanın yanı sıra, elektronik devreler tasarlanırken ve yazılım hazırlanırken iş yükü
önemli ölçüde azalmıştır.
Bildirinin bundan sonraki kısmı şu şekilde düzenlenmiştir: Bölüm 2’de çalışmanın genel
içeriği ve bu çalışma için kaynak araştırması yapılmıştır. Daha önceden yapılmış benzer robotlar ve
modüler yöntemler anlatılmıştır. Bölüm 3’de bu projede geliştirilen, çok amaçlı temizlik robotunun
tasarımı ve üretimi açıklanmıştır. 4. Bölüm ’de ise bu çalışmada ulaşılan sonuçlar değerlendirilmiş ve
ileride yapılacak çalışmalar için öneriler sunulmuştur
2.LİTERATÜR TARAMASI
2.1 MODÜLER TASARIM
Son yıllarda meydana gelen gerek teknolojik, gerekse sosyo-ekonomik gelişmeler ve yükselen yaşam
standartları bir yandan ürün ömürlerinin azalmasına neden olurken diğer yandan ürün çeşitlili ğinin
artması ihtiyacını doğurmuştur. Günümüz piyasa koşullarında var olan rekabet ortamında, tasarım ve
üretim yapan firmalar ürün gamını artırmaya ve yeni özellikler taşıyan ürünleri kısa zamanda
müşterilerin beğenisine sunmaya çalışmaktadırlar. Modüler ürün mimarisi, ürün tasarımında ürün
çeşitlili ğinin artması, üründe yapılacak değişiklikler konusunda esneklik sağlaması, ekonomik olması,
sipariş teslimat süresini kısaltması, ürünün iyileştirilmesi, bakımı, onarımı ve imha edilmesini
kolaylaştırma konularında büyük avantaj sağlamaktadır. Tüm bu avantajlar firmaların modüler ürün
geliştirmeye yönlenmesine neden olmuştur [2] [3].
Bir ürün genel olarak fonksiyonel ve fiziksel olmak üzere iki çeşit eleman grubundan meydana
gelmektedir. Fonksiyonel elemanlar ürünün performansına katkı sağlayan operasyon veya değişimler
olarak ifade edilebilir. Fiziksel elemanlar ise ürünün fonksiyonlarını yerine getirmesini sağlayan alt
sistemler ve komponentlerdir. Ürünün fiziksel elemanları çeşitli yapısal bloklar biçiminde organize
edilmiştir. Her blok ürünün bazı fonksiyonlarını yerine getirecek parçaların birleşiminden
oluşmaktadır. Ürün tasarımında fiziksel elemanların oluşturduğu blokların yapısı ürün mimarisi ile
ilgilidir. Ürün mimarisi, ürünün işlevsel elemanlarını fiziksel bloklar halinde düzenleyen ve bu fiziksel
blokların birbiriyle etkileşimini sağlayan bir plan olarak tanımlanmaktadır [3] [4].
Modüller tek modül, tek ürün ve bütün sistem gibi bir dizi işleve dayalı olarak tanımlanır ve yapılacak
olan görev, verilen temel işlevlere göre bir modüle atanır. Böylelikle bir modül bir işlevin fiziksel
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
129
olarak gerçekleşmesini sağlar. Bir öğe bu fonksiyonların herhangi biri ile ilgili değilse modül değildir.
Thomas’a göre bu şekilde her parçanın modül olmasından kaçınılmıştır [5]. Fonksiyon tiplerine göre
işlevler Şekil 1’de verilmiştir.
Şekil 1: Modüler Nitelik [5]
2.2 ÖRNEK ROBOTLAR
Bu bölümde modüler olmayan robotlar incelenmiştir. İncelenen bu robotlar farklı görevlere sahiptir.
Bu projede ki amaç görevlerin farklı modüller tarafından yerine getirilmesidir.
2.2.1 Açık Alan Yol Temizleme Robotu ( SI-lab AW)
Şekil 2’ de şematik olarak gösterilen açık alan temizlik Robotu SI-lab AW, temizlik mekanizmasında
bir ana temizleme silindiri, iki fırça ve bir dc motor bulunmaktadır . Temizlenecek bölgeleri algılar ve
sınır tespiti yapar [6]. SI-lab AW robotunda kullanılan fırçalar ve motorlar Rosie Temizlik Robotunda
kullanılan fırçalar ve motorlarla aynı görevde olup çok iyi bir kaynakça olmuştur.
Şekil 2: Temizlik robotu [6]
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
130
2.2.2 Hareketli Bant Üzerinde Nesne Ayırma
Nesneleri ayırt etme işlemi iyi bir otomasyon gerektiren bir uygulamadır. Nesneyi algılamak ve
tanımlamak için en önemli ve verimli yol tutmalı algılama yöntemidir. Cisimlerin adresleri ayırt etme
için önemlidir. Şekil 3’deki sistem, bant üzerinde giden nesneleri ayırt etmektedir. CCD kamera
kullanılarak yapılan bu işlem nesnelere lazer ışını göndererek 3 boyutlu optik algılayıcı yardımıyla
algılamakta ve verileri bilgisayara aktarmaktadır. Nesnenin geometrik konumunu belirlemek için
Matlab grafik modülleri kullanılmıştır.[7]
Şekil 3: Kayış üzerinde giden cisimler (a),[7]
3. MODÜLER MEKATRON İK TASARIM UYGULAMASI: ÇOK AMAÇLI TEM İZL İK
ROBOTU
Bu çalışmada modüler mekatronik ürün, çok amaçlı bir temizlik, sulama ve süpürme sistemi olarak
planlanmıştır. Günümüzde çeşitli kamu araçlarında kullanılan sistemlere ek olarak, bu çalışma
kapsamında oluşturulan ürünler, işlevleri açısından çöp toplayabilen, çöpün malzemesine göre ayrım
yapabilen, yolu süpüren ve farklı türdeki bitkileri farklı su miktarı ile sulayan işlevleri üstlenmişlerdir.
Bu işlevler Şekil 5’de şematik olarak gösterilmiştir. Ürün ailesi temel olarak iki farklı bölümden
oluşmaktadır. Bunlardan ilki aracı tekerlekler yardımı ile hareket ettiren, merkezi işlem birimini içinde
barındıran ve modüllerin çalışması için gerekli olan gücü sağlayan ana modüldür. Diğer bölüm ise
işlevselliği sağlayacak olan modüllerdir. İşlevine göre bu modüller; çöpü yerden alan ve malzeme
ayrımı yapan robot kol, yolu süpürecek olan süpürge ve sulama işlevini gerçekleştiren su pompası ve
su tankından oluşmaktadır.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
131
Şekil 5: Sistem Görünümü
Sistemdeki ana modül temelde çizgi takip eden bir araçtır. İşlevsel modüller ise bu ana modülün
üzerine takılır.
3.1 Modüller ve Çalışma Detayları
3.1.1 Çöp toplama modülü: Birinci modül bir adet robot kol ve toplanan çöplerin konulacağı
haznelerden oluşmaktadır. Bu modül temelde çöp toplamak ve malzeme ayrımı yapmak olarak iki
görev üstlenmiştir. Araç hareket halinde iken yerde herhangi bir cisim endüktif sensörler tarafından
algılanırsa araç durur ve kameralar algılanan cisime doğru döner. Cismin konumu, görüntü işleme
teknolojisi yardımı ile iki kamera kullanılarak belirlendikten sonra robot kol cismi bulunduğu
konumdan alır. Robot kol cismi yerden aldıktan sonra cismin malzemesini belirleme süreci, çöp robot
kolun tutucu kısmında iken başlar. Cismin hangi malzemeden üretildiği endüktif, kapasitif ve LDR
sensör ile bu çalışma kapsamında yapılan bir devre yardımı belirlenir. Tablo 1’de gösterilen doğruluk
tablosu sonucunda cismin malzemesi metal, plastik ve cam olarak ayrılmış olur. Proje kapsamında
yapılan devrede, LDR sensör üzerine sürekli bir LED yardımı ile ışık yansıtılmaktadır ve LDR sensör
ile LED karşılıklı konumlandırılmıştır. LED ile LDR sensör arasında metal veya plastik bir malzeme
geldiği zaman LDR üzerine gelen ışık engellenmiş olup karanlık olacaktır. Ancak cam ışığı geçirdiği
için LDR üzerine ışık gelmeye devam edecektir. Bu şekilde malzemenin cam olup olmadığını ayırt
edilebilmektedir. Endüktif sensör, yapısı gereği sadece metal algıladığı için malzemenin metal veya
plastik olduğu da ayırt edilebilmektedir. Bu süreçten sonra robot kol aldığı çöpü aracın arkasında
bulunan ilgili hazneye yerleştirir. Bu şekilde metal, cam ve plastik çöpler yerden toplanmış birbirinden
ayrılmış olur. Bu işlem aracın üzerindeki aç-kapat anahtar ile durdurulup modülü çıkartana kadar
otomatik olarak devam eder.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
132
Tablo 1: Malzeme Belirleme Doğruluk Tablosu
kapasitif
sensör
endüktif
sensör
LDR
sensör
metal 1 1 1
plastik 1 0 1
cam 1 0 0
Şema 1 : LDR’li Cam Algılama Sensörü
3.1.2 Sulama modülü: İkinci modül bir adet su pompası ve yine aracın arkasında bulunan su
deposundan oluşmaktadır. Modülerlik kavramı gereği birinci modüldeki robot kolun yerini bu sefer su
pompası ve çöp haznesinin yerini de su deposu alır. Bu modülün görevi, bitkileri türüne göre farklı
miktarda su ile sulamaktır. Araç hareket halinde iken herhangi bir bitki algılanırsa araç durur. Bu
modül takılıyken araç bunu algılar ve sadece bitkiye duyarlı olarak bitkinin rengini algılamaya çalışır.
Kablosuz kameralar bu sefer bitkinin türünü belirlemek için kullanılmıştır. Bitkinin türü rengine göre
belirlendikten sonra, su pompası bitkiyi türüne göre farklı miktarda su ile sulama işlemini
gerçekleştirir.
3.1.3 Süpürge modülü: Bu modül yolları süpürme görevini üstlenmiştir. Araç belirlenen çizgi
üzerinde hareket ettiği sürece süpürge çalışmaktadır. Bu modül montaj yeri bakımından diğer
modüller gibi aracın üzerine değil altına takılacak şekilde tasarlanmıştır.
3.2 Sistem Donanımı, Haberleşme Protokolü ve Teknolojisi
Projede kablosuz ağ ve bluetooth olmak üzere iki farklı tipte haberleşme protokolü kullanılmaktadır.
Kablosuz ağ haberleşme protokolü kameralar ile bilgisayar arasındaki veri alışverişini, bluetooth
haberleşme protokolü ise bilgisayar ile mikrokontrolcü arasındaki veri alışverişini, sağlar. Bu sayede
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
133
sistemde kablo kullanımı en az seviyeye indirilmiş ve arıza kaynaklarını azaltmak amaçlanmıştır.
Sistemde kullanılan en temel ve en çok iş yapan teknoloji 3 boyutlu görüntü işlemedir ve bu 3 boyutlu
görüntü işleme iki kamera kullanarak sağlanmaktadır. İki kamera, nesnelerin konumunun uzay
düzleminde tam ve doğru bir şekilde belirlenmesi için kullanılır. İnsanın çevresini, 3 boyutlu olarak
görmesini sağlayan yani derinlik hissini algılamasını sağlayan iki gözünün olmasıdır. Yani, insanlarda
iki gözden alınan aynı ortam görüntüleri insan beyni tarafından uygun şekilde işlenerek derinlik hissi
veren tek görüntünün yani 3 boyutlu görüntünün oluşmasını sağlar. Burada bahsi geçen görüntüler iki
farklı görüntüdür ve iki farklı kameradan sağlanmaktadır. Sistem bu iki görüntüyü kameraların farklı
adreslere sahip olmasından dolayı ayırt edebilmektedir. Çünkü nesnenin konumunu belirlemede
kullanılan algoritma iki görüntü arasındaki derinlik, kameralar arasındaki uzaklık, kullanılan
kameraların özelliği olan odak mesafesi ve kamera açısı parametrelerine ihtiyaç duymaktadır. Bu
parametreler şekil 6’te görülmektedir.
Şekil 6: 3 boyutlu görüntü işleme parametreleri [8]
Kameralar tarafından çekilen fotoğraflar Matlab yazılımına kablosuz ağ üzerinden aktarılır ve Matlab
yazılımı Şekil 7’deki algoritmayı işler.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
134
Şekil 7: 3 boyutlu görüntü işleme Matlab algoritması
Şekil 8: Aracın Robot Kol Takılı Halde Görüntüsü
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
135
çöp
algılandımı?
Kameraları çöpe doğru
çevir ve fotoğraf çek
Çiçeğin rengini bluetooth
üzerinden arduinoya
aktar
Çöpün konumunu
bluetooth üzerinden
arduinoya aktar
Renge göre
belirlenen sürece
pompayı çalıştır
Çöpü robot kol ile
belirlenen
konumdan al
Çöpün
malzemesine göre
ilgili bölüme koy
çiçek
algılandımı?
E
H
çöp modülü
takılımı?
E
E
H
Sulama
modülü
takılımı?
H
E
H
H
E
başla
Çiçeğin
rengini
belirle
Çöpün
malzemesini
belirle
Çöpün
konumunu
hesapla
süpürge
modülü
takılımı?
Fotoğrafı kablosuz ağ
üzerinden bilgisayar ile
paylaş
Fotoğrafı kablosuz ağ
üzerinden bilgisayar ile
paylaş
Kameraları çiçeğe
doğru çevir ve
fotoğraf çek
araba harekete başla
ve süpürge motoru
çalıştır
araba harekete başla
ve çöp toplama
moduna geçiş yap
araba harekete
başla ve sulama
moduna geçiş yap
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
136
4. SONUÇLAR
Modüler tasarım felsefesi ve modüler ürünler son yıllarda değişen piyasa gereksinimleri dolayısıyla
artan bir öneme sahiptir. Üreticilerin günümüzde çeşitlenen müşteri ihtiyaçlarını karşılayabilmek için
modüler ürünler üretmeleri gerekliliği göz ardı edilemez bir gerçektir. Bu bildiride özetlenen
uygulama bu konuda laboratuvar düzeyinde yapılan bir başlangıç çalışması niteliğindedir. Bu projede,
kullanıcının isteklerine göre temizlik robotunun tasarımı, üretimi ve montajı tamamlanmış, denemeleri
devam etmektedir. Sonuç olarak modüler tasarım ilkelerine uygun bir şekilde yeni bir modüler
mekatronik ürün ailesi olan modüler temizlik robotu (Rosie) tasarlanmış ve işlevleri yerine getirebilir
durumda hazırlanmıştır. Buna ek olarak robota farklı modüller eklenerek yeni görevler atanabilir. Bu
esneklik sayesinde üreticiler için öncelikli tercih olabilir.
TEŞEKKÜR
Bu çalışma, MECE 407-408 Lisans Araştırma Projeleri I-II dersleri kapsamında gerçekleştirilmi ş ve
Atılım Üniversitesi tarafından desteklenmiştir (Proje No: ATÜ-LAP-A-1415-01). Projedeki yardımları
nedeniyle Yrd. Doç. Dr. Zuhal Erden ve Öğr. Gör. Cahit Gürel’e ve imalat konusundaki destekleri için
Meral Aday ve Handan Kara’ya teşekkür ederiz.
KAYNAKÇA
[1] W. J. Zhang ” Modular Robot System Architecture “ ICARCV. 7th International Robotics and
Vision Conference “, 2002
[2] J. Jiao, “Product Family Design and Platform-Based Product Development: A State of the Art
Review”, Journal of Intelligent Manufacturing, Cilt 18, No 1, Sayfa 5-29. 2007
[3] Z. Erden “Mekatronik Ürünlerin Geliştirilmesinde Kitlesel Bireyselleştirme ve Modüler Tasarım
Yaklaşımı”, TMMOB Makine Mühendisleri Odası, IX. Endüstri-İşletme Mühendisliği Kurultayı ,2013
[4]C. Huang, “Overview of Product Development”, Proc. Natl. Sci. Counc. ROC (A) Cilt 24, No 3,
Sayfa 149-165 , 2000,
[5] D. Miller “Defining Modules, Modularity and Modularization”, Design for Integration in
Manufacturing, IPS Research Seminar, Fuglsoe, ISBN 87-89867-60-2 “, 1998
[6] M. Chang, ”Design and Implementation of a Novel Outdoor road-cleaning Robot”, in: Proc.
SICE–ICCAS, Busan, Sayfa. 2052–2057, 2009
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
137
[7] R. Mattone, M. Divona, and A. Wolf, "Sorting of items on a moving conveyor belt. Part 2:
Performance evaluation and optimization of pick-and-place operations," Robotics and Computer-
Integrated Manufacturing, Cilt 16, Sayfa 81-90, 2000.”
[8] A. Kılıç, “Navigation of a Mobile Robot Using Stereo Vision”, Yüksek Lisans Tezi, Gaziantep
Üniversitesi, 2002
[9] Ç.Akbaba, S.Ilgın,L.İğde, K.Uyanık and Z.Erden, “Mekatronik Ürünler İçin Modüler Tasarım
Uygulaması: Yük Taşıma Ve Acil Durum Sistemleri Ürün Ailesi Modeli” 5. Ulusal Mekatronik
Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2014), Atılım Üniversitesi, Ankara, 2014,Sayfa 83-94
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
138
ROBOT YÜZ PROJESİ
Elyas DOLGUN, [email protected] Atılım Üniversitesi, Ankara 06836
N. Burak GÜNTEPE, [email protected] Atılım Üniversitesi, Ankara 06836
Tahir URAS, [email protected] Atılım Üniversitesi, Ankara 06836
ÖZET
Bu makale koku alma duysuna sahip olan, konuşma ve mimik yoluyla insanlarla etkileşime geçebilen,
insanları sınırlı miktarlarda tarayabilen robot yüzü tanıtma amacıyla yazılmıştır. Robotun kontrolü
arduino microkontrolcü çekirdeği ile, ses yayını ise EasyVR yazılımı yoluyla sağlanmıştır. Makalenin
içeriğinde Giriş, Literatür Taraması, Mekanik, Elektronik, Bilişsel parçaları ve Sonuçlar yer
almaktadır.
Anahtar Sözcükler: Robot yüz, Hareket edebilen gözler, Boyun mekaniği
ABSTRACT
This article includes the information necessary in the making of the humanoid robot face that can
smell, imitate, recognize and interact with users in question. Speech and voice recognition functions
are realized through the inclusion of arduino microcontroller, an arduino shield, and the necessary
software. The paper also details the mechanical, electronic, software components and the conclusion.
Keywords: Robot Face, Actuated eyes, Neck mechanics
1. GİRİŞ
Günümüzde robot ve robot sistemleri insan hayatının neredeyse her bölümüne başarıyla entegre olmuş
durumdadır. Zaman ilerledikçe ve teknoloji geliştikçe robotik sistemlerin hayatımızda doldurduğu yer
de daha büyümekte, robotların rolü daha fazla artmaktadır. Günümüzde hiç de şaşırtıcı olmayan bir
şekilde robotlardan sıklıkça faydalanılmaktadır, ve bu disiplinin şu ana kadar çok fark edilmemiş bir
kısmı da robot yüz sistemleridir.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
139
Robot yüz sistemleri sadece yüksek bütçeli hollywood filmelerinde değil, günümüzde, Avrupa’da akıl
hastanelerde, sanatoryumlarda ve kimsesizler yurtlarında ve kreşlerde terapi amaçlı kullanılmaktadır.
Ayrıca unutulmamalıdır ki insansı robotların boyun üstü kısmı aslında yüz robotlarıdır, ve bu alanda
yapılan çalışmaların insansı robotların geleceği için hayati olduğu söylenebilir.
Robot yüz sistemlerinin önemli özellikleri arasında insanlarla interaksiyona geçebilmesi, ve bu
interaksiyonu gerçekleştirirken karşısındaki insanı yapaylığıyla tedirgin etmemesi için insani
hareketleri ve duyguları mümkün olduğunca taklit edebilmesi vardır. Söylenilenlerin mümkün
olduğunca anlaşılıp uygun yanıtları verebilmesi, söylediklerinin altını uygun çene hareketleriyle
çizebilmesi, mümkünse karşısındakini tanıyıp geçmişe dayalı tecrübelerini kullanarak karşısındaki
kişininin neleri sevip neleri sevmediğine göre karar verebilmesi, ve yaratılmış bir karakterinin olması
da beklenebilir.
Yüz robotlarının büyük kaslarının hareketleri (boyun, çene) daha büyük servo motorlarla
sağlanabilirken yüz ifadelerinin taklit edilmesi için çok daha küçük ve hassas aktüatorlere ihtiyaç
duyulmaktadır. Amaç insana olabilecek en yakın tecrübeyi sunmak olduğunda hiç şüphesiz bu servo
motorlar elde edilebilecektir. Gelecekte düşünülmesi gereken başka noktalar ise robota kameraların
dahil edilmesi, yüze uygun mertebe insan derisini andıracak bir kaplama yapılması, ses giriç çıkışının
problemsiz olması için edinilebilecek daha yüksek kalite mikrofon ve hoparlörler, ve bununla kolayca
çalışabilmek için matlab içeren mikroprosesörler, ve bir vücut olabilir.
2. LİTERATÜR TARAMASI
1980lerden itibaren devam eden robot yüz paradigması, son 10 yılda kolay kullanıma açılan serbest
yazılım programları, kolayca edinililebilen mekanik ve elektronik parçalar sayesinde fevkalade
ilerlemiştir. İlk robot yüz çalışmaları çoğunlukla Japonya’da yapılmış olup, [1] üzerlerinde pek çok
gelişme kaydedilmiştir. İnsanların insandan uzak, robot bir yüzle interaksiyona geçerken bir
rahatsızlık hissetikleri de bu yıllarda fark edilmiş, bu fenomene “Uncanny Valley Effect” ismi
verilmiştir.[2] 1990lardaki çoğu gelişim bu etkiden kaçınmak adına yapılmıştı; yüz robotları mümkün
olduğunca insanlara yakın mimikler ve davranışlarla geliştirilmeye başlandı. [3] Bu amaca ulaşmak
için daha akıcı konuşma sistemleri [4], insani dokunuşu daha çok andıran sentetik dış yüzey
kaplamalar[5], konuşanın hareketlerini takip eden ve onu tanıyan göz sistemlerini [6] kullanmak ve
geliştirmekten çekinmemiş ve bunun sonucu olarak robot yüz üstünlüğü konusunda Japonya’yı
taçlandırmışlardır.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
140
1990lar ve 2000lere yaklaşırken teknolojiler ve teknoloji sahibi kişiler Avrupa ile de paylaşılmış, robot
yüz fikri batıda da yayılmaya başlamıştır. Batı robot yüz projeleri Japonya’daki gibi
elektronik/mekanik ağırlıklı değil, batı’nın bilgisayar üzerindeki kontrolünü sergilercesine yazılım ve
yapay zeka odaklı olmaya daha yatkın sistemlerdi. [7]
2000ler civarında ve sonrasında batı da doğu’nun yaklaşımını kabul etmiş ve robot yüz sistemlerinin
insanlara benzemesi konusunda özellikle çalışmaya başlamıştır. Bu iki farklı geçmişe ve kültüre sahip
paradigmanın ortak bir noktada birleşmesi olarak da görülebilir. Pisa üniversitesi tarafından yapılan
FACE bot bunun son derece iyi bir örneği olabilir.[8]
Şekil 4. 1990, KISMET, MIT (1)
Şekil 5. FACE bot, Pisa Üniversitesi (2)
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
141
Şekil 3, Hanson Robotics ürünü (3)
Günümüzde en gelişmiş Robot yüz sistemleri Amerika kıtasında yapılmaktadır. Filmler ve çizgi
filmler için eğlence sektörü dahilinde lider kabul edilebilecek bir firma şu anda robot yüzlerin büyük
kısmını yapmaktadır ve bu firma robotların hissetmeye ancak bu kadar yaklaşabileceğini iddia
etmektedir. Ortalama bir yüzleri bir kaç milyon dolara mal olmaktadır, ama fiziksel açıdan gerçek bir
yüzden neredeyse hiç bir farkı olmayan sistemler için bu meblağ aslında o kadar da yüksek değildir.
Bir yüz sisteminde Hanson Robotics 32den fazla aktüator, 300 sensör ve binlerce dolar değerinde
sentetik madde kullanıldığını iddia etmektedir. Yapay zeka konusunda bir insandan farklı
bulunmalarının çok zor olduğunun ise altını çizmektedir.
3. İNSANSI ROBOT YÜZÜ
Bu kısım robot yüzünün oluşturulmasını, mekaniklerini ve detaylarını içermektedir. Bu projenin amacı
var olan bir yüz robotuna hareket eden gözler ve boyun sisteminin eklenmesidir. Bu kararın arkasındar
robotun bir insana daha yaklaştırılması yatmaktadır. Robotun sahip olduğu ve geliştirilmi ş olan
özellikleri bu kısımda anlatılacaktır. Robot yüzün konuşma, koku tarafından uyarılma, duyma yetileri
vardır.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
142
Konuşma konusunda;
Şekil 4. konuşma şeması
Sensör yoluyla alınan bilgiler Arduino mega (2650) çipseti tarafından diğer değişken bilgilerine göre
ayıklanır (gaz sensörleri, kamera ve ses sensörleri). Arduino mp3 ses kartını uyarır ve ses kartı
hoparlöre uygun bilgiyi gönderir.
Konuşma sisteminin aktive edilmesi için ilk önce yakın mesafede bir insan olduğu bilgisi sensörler
tarafından mikrokontrölcüye iletilmelidir. Bu olduktan sonra mikrofon açılır, ve robot dediklerinizi
dinlemeye başlar. Söylenen şeyler kaydedilir ve arduino kütüphanesindeki bilgilerle karşılaştırılır.
Eğer uygun bir cevap bulunursa bu bilgi arduino tarafından uyarılan ses eklentisi tarafından hoparlöre
gönderilir. Ses dosyalarının saklanımı ve geri çalımı ses eklentisi tarafından yapılmaktadır.
Kütüphanelerde cümleler ve kelimeler bulunmaktadır, aşağıdaki şemada örnek bir konuşma
görülmektedir.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
143
Şekil 5, Robot için konuşma şeması
Mekanik yapı
Yüz hareketleri için ilk başta Yapay kas sistemi (EAP, elektrik alanlar tarafından üzerlerinde
değişiklik yapılabilen polimerler) düşünülmüştü ama meblağın fazlasıyla yüksek olması ve Türkiye’de
yaygın olmaması bunun önünü tıkadı. Bu sistem yerine servo motor tarafından kontrol edilen eklemler
kullanıldı. Servo motorların kolay kontrol edilmesi ve uygun fiyatları da karar aşamasında önemli
olduklarını gösterdiler. Servo kontrol şeması için,
Şekil 6, Servo kontrol şeması
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
144
Açıklamasını yapmak gerekirse, Etrafta çıkarılması gereken bir ses varsa servo kendini “max”
değerine atamaktadır. Bunun dışavurumu ağzın açılması, kaşlaın oynaması olarak gözlemlenecektir.
Eğer çıkarılan ses 2 saniyeden daha kısa sürecekse kendini “max” konuma getiremeden “min” konuma
geçirecektir, bunun özü ise konuşmaya olabildiğince yakın bir simülasyondur. Çene hareketleri için
Slider Crank mekanizmaları kullanılmıştır. Koolstra ve Van Eijden tarafından yapılan araştırmada
kurukafa ve çeneye sağ elli kartezyen kordinatları eklendiğinde ve bu noktaların birleştiği noktalar
ölçüldüğünde ve kaslar kurukafaya dik olarak düşünüldüğünde aşağıdaki denklemin kasların
uzunluğunu belirlemeye yardımcı olabileceği dikkat çekmiştir. [9]
Şekil 7 Kas-servo kol uzunluğu denklemleri [9]
Ls(t) kas uzunluğu, Lm(t) anlık kas uzunluğu, L(f) ilk fiber uzunluğu L(si) ise ilk kas uzunluğu olarak
alınmalıdır. FP, pasif çene gücü anlamına gelir ve Fmax’ın bir yan ürünüdür. Hesaplamalar sonucunda
ortalama bir insan çene kaslarının kapanma esnasında %26lık bir küçülme gösterdiği fark edilmiştir.
Bu denklemin yardımıyla kas dizaynında çene ve servo motorlar arasında 15,47 cm boşluk bırakılması
öngörülmüştür. Bunu replike etmek için yüksek torklu servo gücüne ihtiyaç duyulacağı belirlenmiş, 47
t/mlik Savoy marka dijital servolar kullanılmıştır.
Hareket edebilen gözler
Robota yeni eklenen özelliklerden biri de hareket edebilen gözler olmuştur. X ve Y düzlemlerinde
kontrol edilebilen gözler, toplamda 6 servo motor yardımıyla aktifleştirilmi ştir. Sistem dizaynı için bir
insanın kafa yapısı örnek alınmış ve tip olarak kullanılmıştır. Sistem 1 kilonun altındadır, ve kameralar
dahil edildiğinde de bu ağırlık önemli bir şekilde değişmeyecektir.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
145
Şekil 8, Aktif Göz Sistemi
Bu sistem sayesinde robot kendisiyle konuşanları gözlemleyebilecek ve onlara daha insansı bir
görünüm sunabilecektir. Modern robot teknolojilerinin çok önemli bir kısmı olan takip yeteneği
konuşan bir robot kafa söz konusu olduğunda vazgeçilmez hale gelir.
Eklenen diğer bir sistem ise dudak oynatma mekanizmasının geliştirilmesi oldu. Dudak oynatma
sistemi artık çıkarılan sese göre değişmekte, ve böylece önceden kodlanmak zorunda değil, simültane
olarak dudak oynatabilmektedir.
Şemada görülen 2li yan yana duran servoların her biri arduino işlemcisinden aldığı komutlarla beraber
ses kaynağına dönmek üzere programlandı, görülen kurulum mümkün olan en yüksek enerji kazancını
sağlamak adına matematiksel olarak modellendi ve buna uygun olarak dizayn edildi.
Bili şsel Yapı
Sistemin bilişsel dizaynında Arduino Freeware kod bazlı programı ve Easy VR ses kayıt programı
kullanıldı. Bu programlar bedava oldukları ve sahip oldukları yüksek kullanılabilirlik değerleri
sayesinde tercih edildiler. Bunları bağlamak için bir Arduino kalkanı kullanıldı, bu sisteme sürekli
bağlı olan bir bilgisayarın varlığının ihtiyacını ortadan kaldırmaktadır.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
146
Şekil 9. Gözlerin yapımında kullanılan diminütif kas mekaniği denklemi. [9]
3.SONUÇLAR
İnsansı yüz robotundan bahsedilen bu bildiri robotun elektronik, yazılımsal ve mekanik bilgilerini
içermektedir. Yüz robotunun iki eksende dönebilen bir boynu, tamamıyla hareketlendirilmiş göz
sistemi, hareket ettirebildiği kaşları ve ağzını açıp kapamasını sağlayan bir çene sistemi vardır.
Karşısındaki birey kendisine hitap ettiğinde karşılık verebilir, havadaki farklı gazları sezip birbirinden
ayırabilir, herhangi biri fazla arttığı zaman etrafını uyarabilir.
Gelecekteki çalışmalar çoğunlukla robotun mimikleri ve insan tanıma sistemleri üzerine olmalıdır.
Robotun mimikleri için gereken meblağ edinildiğinde, ve sistemin etrafında estetik olarak daha az
kaygı üretecek bir kaplama kullanıldığında insansı tecrübeye bir adım daha yaklaşılmış olacaktır.
Robotun kelime dağarcığı üzerinde çalışılmalıdır.
Aktüasyon mekanizmaları yenilenebilir, servo motorlar daha kaliteli versiyonlarıyla değiştirilebilir.
Mafsalların materyalleri bir üst seviyeye çıkarılabilir.
KAYNAKÇA
[1] Kobayashi, H.; Hara, F., "Study on face robot for active human interface-mechanisms of face robot
and expression of 6 basic facial expressions," Robot and Human Communication, 1993. Proceedings.,
2nd IEEE International Workshop on , vol., no., pp.276,281, 3-5 Nov 1993
doi: 10.1109/ROMAN.1993.367708
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
147
[2] Mori, M.; MacDorman, K.F.; Kageki, N., "The Uncanny Valley [From the Field]," Robotics &
Automation Magazine, IEEE , vol.19, no.2, pp.98,100, June 2012 [3] Bar-Cohen, Y., (2006),
“Biomimetics: Biologically Inspired Technologies”, Taylor and Francis, USA.
[3]Miyashita, T.; Shiomi, M.; Ishiguro, H., "Multisensor-based human tracking behaviors with
Markov chain Monte Carlo methods," Humanoid Robots, 2004 4th IEEE/RAS International
Conferenceon ,vol.2,no.,pp.794,81010-12Nov.2004
[4] Murakami, M. "Task-based dynamic fault tolerance and its safety considerations in humanoid
robot applications", Systems, Man and Cybernetics, 2007. ISIC. IEEE International Conference
on, On page(s): 771 - 776
[5] Hoshi, T.; Shinoda, H., "Robot skin based on touch-area-sensitive tactile element," Robotics and
Automation, 2006. ICRA 2006. Proceedings 2006 IEEE International Conference on , vol., no.,
pp.3463,3468,15-19May2006 doi: 10.1109/ROBOT.2006.1642231
[6] Das, D.; Hoque, M.M.; Onuki, T.; Kobayashi, Y.; Kuno, Y. "Vision-based attention control system
for socially interactive robots", RO-MAN, 2012 IEEE, On page(s): 496 – 502
[7] Mazzei, D., Billeci, L., Armato, A., Lazzeri, N., Cisternino, A., Pioggia, G., Igliozzi, R., Muratori,
F., Ahluwalia, A., De Rossi, D. The FACE of autism (2010) Proceedings - IEEE International
Workshop on Robot and Human Interactive Communication, art. no. 5598683, pp. 791-796.
[8] Mazzei, D., Lazzeri, N., Hanson, D., De Rossi, D. HEFES: An Hybrid Engine for Facial
Expressions Synthesis to control human-like androids and avatars (2012) Proceedings of the IEEE
RAS and EMBS International Conference on Biomedical Robotics and Biomechatronics, art. no.
6290687, pp. 195-200.
[9] J.H. Koolstra, T.M.G.J. van Eijden, Dynamics of the human masticatory muscles during a jaw
open-close movement, Journal of Biomechanics, Volume 30, Issue 9, September 1997, Pages 883-889,
ISSN 0021-9290, http://dx.doi.org/10.1016/S0021-9290(97)00047-X.
Resimler
(1) http://www.plasticpals.com/?attachment_id=30231 taken on 29/05/015
(2) http://ebongeek.com/2012/07/ taken on 29/05/015
(3) http://www.hansonrobotics.com/robot/philip-k-dick/ taken on 29/05/015
(4) Kinematics Journal of Anatomy, 2001
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
148
ANDROİD TABANLI EV OTOMASYONU
Nihan YAPICI , [email protected] Karabük Üniversitesi, 78050, Karabük
Özlem ŞAHİN, [email protected] Karabük Üniversitesi, 78050, Karabük
Doç. Dr. Birhan IŞIK , [email protected] Karabük Üniversitesi, 78050, Karabük
ÖZET
Bu çalışmada, otomasyon sistemlerinin prototip bir ev üzerinde uygulaması yapılmıştır. Bu
sistemlerden bazıları, Android uygulama ile kontrol edilmektedir. Prototip evde, ışık, klima, alarm,
kapı kilidi ve perde kontrol edilebilmektedir. Ayrıca sıcaklık bilgisi Android uygulama üzerinden
gerçek zamanlı olarak takip edilebilmektedir.
Anahtar Sözcükler: Akıllı ev, Android, Arduino
ABSTRACT
In this study, a prototype house has been established with using automation systems. Some off the
systems can been controlled by Android. Light, climate, alarm, door lock and curtain have been
followed by Android application on real time.
Keywords: Smart house, Android, Arduino
1. GİRİŞ
Ev otomasyonu sistemleri, günlük hayatımızda kullandığımız, evlerimizde standart ihtiyaçlar
içerisinde yer alan aydınlatma, ısıtma-soğutma, güvenlik, bahçe sulama vb. sistemlerinin kontrolünü
insan müdahalesine gerek kalmaksızın veya uzaktan kontrolü sağlanarak gereksiz yere zaman
kaybettirmeden tek merkezden ve önceden verilen komutları, senaryoları uygulayarak yönetmesidir.
Bu ev otomasyon sistemlerinde dışarıdan aldığı bilgiler doğrultusunda verilen programsal komutlara
göre çıkarım yaparak çıkışlar üretebilen uygulamalar akıllı ev olarak adlandırılmaktadır. Normal bir
ailenin enerji giderlerini arttıran ve gereksiz enerji tüketimine neden olan en büyük etkenler, gereksiz
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
149
yere açık bırakılan ışıklar, yüksek seviyelerde çalıştırılan ısıtma ve soğutma sistemleri, evin
kullanılmayan bölgelerinin ısıtılması, gün ışığından gerektiği kadar faydalanamama, açık bırakılan
cihazlar ve benzeri durumlardır [1]. Isıtma sistemlerinin otomasyonla denetimi bir evin ısı enerjisi
tüketimini %10, gereksiz ışıkların söndürülmesi, yakılan ışıkların %90 parlaklıkta yakılması,
cihazların ucuz tarife zamanlarına göre programlanmaması gibi yöntemler ise elektrik enerjisi
tüketimini %30’a varan oranda azaltabilir [2].
2. SİSTEMİN TASARIMI
2.1. Donanım
Projede birden fazla teknolojiden yararlanılmış olup her sistemin kendine ait kontrol mekanizması
bulunmaktadır. Ev otomasyonu sistemi, mikrodenetleyiciler, mobil uygulama ünitesi, haberleşme
ünitesi, motor kontrol üniteleri ve sensörlerden oluşmaktadır.
2.1.1. Materyaller
Proje kapsamında iki adet Arduino Uno R3, Ethernet Shield, modem, sıcaklık sensörü, hareket
sensörü, ışık sensörü, fan, DC motor, servo motor, LCD ekran, tuş takımı, lamba ve android işlemcili
telefon kullanılmıştır.
2.1.1.1. Elektronik Devre Kartı
Arduino Uno R3, üzerinde Atmega328 mikroişlemci yer alan, 14 dijital giriş, 6 analog giriş ve 6 PWM
sinyalinin üretilebileceği pinler olan açık platform mikroişlemci geliştirme kitidir (Şekil 2).
Arduino’nun girişlerine bağlanan sensörler aracılığıyla ortam bilgisi alınarak istenilen çıkışlar yazılan
program sayesinde istenilen çıkışlar elde edilmektedir. Diğer elektronik kartlarla karşılaştırıldığında
Arduino Uno R3 kontrol ve programlama kolaylığı sağlaması, giriş ve çıkış sayıları, açık kaynak
kodlu olması açısından tercih sebebidir.
Şekil 2. Elektronik devre kartı (Arduino Uno R3)
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
150
2.1.1.2. Ethernet Shield
Ethernet shield, Arduino ailesindendir ve bir arduino geliştirme kartının üzerine takılarak kullanılır.
Kontrol edilmek istenen sistemin modem aracığıyla android arayüz ile haberleşmesini sağlamaktadır.
Arduino Ethernet Shield, Arduino platformları için hazırlanmış, ethernet üzerinden internete
bağlanmayı sağlamaktadır. Wiznet W5100 entegresini üzerinde barındıran bu kart hem TCP hem de
UCP ile uyumludur. Arduino Ethernet Shield 4 eş zamanlı soket bağlantısını desteklemektedir. Shield
üzerindeki standart RJ45 ethernet soketine ethernet kablosunu bağlayarak, Arduino ethernet
kütüphanesi ile hızlı bir şekilde Arduino internete bağlanabilmektedir. Ethernet Shield’in genel
görüntüsü Şekil 3’de görülmektedir.
Şekil 3. Ethernet Shield
2.1.1.3. Modem
Android arayüz ile ethernet shield arasındaki haberleşme modem aracılığıyla yerel ağ bağlantısı
üzerinden gerçekleşmektedir. LAN (Local Area Network-Yerel Alan Ağı), birbirine yakın mesafedeki
bilgisayarların bir kablo ve ağ kartı (Ethernet kartı) aracılığıyla bağlanmasıyla oluşan bilgisayar
ağlarıdır. Buradaki maksimum mesafe 170 metre olabilir. Yani bir bina içindeki bilgisayarlar ya da
birbirine yakın iki binadaki bilgisayarlar LAN ağıyla birbirine bağlanabilir. Donanım olarak Kablo
(Coaxiel, UTP(Cat4, Cat5..)) ve Ağ kartı (Ethernet kartı) kullanılır [3].
2.1.1.4. DC Motor
LDR’ den gelen ışık şiddeti bilgisine göre perdenin dönmesi gerektiği yöne hareketini
gerçekleştirmektedir. Yüksek hassasiyet ve yüksek veriminden dolayı Maxon 2326.938 model DC
motor kullanılmıştır.
Motorun teknik özellikleri Tablo 1’ de verilmektedir.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
151
Tablo 1. Motorun Teknik özellikleri [4]
Motorun Gücü 4W
Maksimum Tork 13.5 mNm
Çalışma Gerilimi 12V
Yüksüz Durumdaki Devri 5770 rpm
Yüksüz Durumda Çektiği Akım 16.4 mA
Maksimum Verim %80
2.1.1.5. Motor Sürücü Entegresi
DC motorun perde kontrolünde çift yönlü kontrol edilebilmesi için motor sürücü entegresi
kullanılmıştır. Bu iş için L293D seçilmiştir. İç yapısı ve teknik özellikleri Şekil 4’deki gibidir.
Şekil 4. L293D Motor Sürücü Entegresinin İç Yapısı ve Teknik Özellikleri
2.1.1.6. Servo Motor
Ayrıca projemizde şifreli kapı kilit sistemi bulunmaktadır. Doğru şifrenin girilmesi ile açılacak olan
kapının kontrolü servo motor ile sağlanmıştır. Servo motor olarak MG90 kullanılmıştır ve teknik
özellikleri tablo 2’ de belirtilmiştir.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
152
Tablo 2. Servo motorun teknik özellikleri [5]
ÇALIŞMA VOLTAJI 4.8V - 6V
TORK 1.8 kg/cm (25 oz/in) @ 4.8V
2.2 kg/cm (31 oz/in) @ 6V
HIZ 0.10 sec/ 60 derece @ 4.8V
0.08 sec/ 60 derece @ 6V
AĞIRLIK 13.4 g
ROTASYON ARALIĞI 180 derece
PULSE DÖNGÜSÜ 20 ms
BOYUTLARI 22mm * 12mm * 29 mm
DİŞLİ Metal
2.1.1.7. Sensörler
Projemizde sıcaklığın algılanması için 2-150° aralığında, 0.5° hassasiyetli ve 0-10mV aralığında çıkış
veren LM35 sıcaklık sensörü [6], ortamdaki ışık şiddetinin algılanabilmesi için LDR ve hareketin
algılanabilmesi için PIR sensörü kullanılmıştır (Şekil 5).
(a) (b) (c)
Şekil 5. Sensörler a. LM35, b. LDR, c.PIR
2.1.1.8. Diğer Elemanlar
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
153
Sistemimizde şifreli kapı kilit sistemi bulunmaktadır ve bu sistem için 16 pinli LCD ve 4*3’lük
keypad kullanılmıştır. Bu elamanların görünüşü Şekil 6’daki gibidir.
(a) (b)
Şekil 6. Şifreleme elemanları a.Tuş takımı, b.Gösterge
2.2. Montaj
Projenin prototipi SolidWorks programında tasarlandı ve pleksiglas malzemeye lazer kesim
uygulandı. Lazer kesiminin tercih edilmesinin sebebi kapı ve pencere gibi ufak detaylar için hassas
kesimlerde kullanılabilir olmasıdır. Gerekli elemanlar kullanılarak montaj gerçekleştirilip 30*30*30
cm ebatlarında bir ev elde edildi (Şekil 7). Projede bulunan şifreli kapı kilit sistemince önceden
belirlenmiş şifre tuş takımından girilen sayılarla karşılaştırılarak kapıya takılmış olan motor ile kapının
kontrolünü sağlamaktadır. Perde kontrolü için LDR’den alınan ışık bilgisi önceden belirlenmiş eşik
değer ile karşılaştırılarak perdenin açılıp kapanması veya durması sağlanmaktadır. Evde hareket
olması durumunda hareket sensörü çıkış vererek alarmı çalıştırır. Android arayüz üzerinden de
sıcaklık, lamba, fan ve hareket kontrolü gerçekleştirilmektedir. Sisteminin blok diyagramı Şekil 8’de
görülmektedir.
Şekil 7. Prototip Genel Görünümü
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
154
Şekil 8. Sistemin Blok Diyagramı
2.3. Kullanılan Yazılımlar
Projemizde telefonla sistem arasındaki iletişimin sağlanabilmesi için Eclipse programı kullanılarak
android uygulama geliştirilmi ştir. Işık ve klimanın kontrolü için telefon ekranında bulunan butonlar ile
modem aracılığıyla Arduino’ya aç-kapat bilgisi gönderilerek Arduino pinlerine bağlı elemanların
çalışmaları sağlanmaktadır. Ortamın sıcaklık bilgisi sensör ile alınarak telefon ekranında
görüntülenmektedir. Ekranda bulunan hareket butonunun amacı kullanıcının evde olup olmadığını
sisteme bildirmesi içindir. Perdenin kontrolü için öncelikle ışığın artması, azalması ve istenen değerde
olması durumlarında ortamın ışık şiddetine bağlı olarak değişen değerler gözlemlenmiştir. Buna bağlı
olarak 3 farklı değer aralığı belirlenmiş ve motorun sağa, sola hareketi ve durması yazılan kodlar ile
sağlanmıştır. Herhangi bir hareket durumunda hareket sensöründen gelen sinyale bağlı olarak alarm
aktifleşmektedir. Kapı girişinde bulunan tuş takımından girilen şifre ekranda görülmekte ve doğru
şifre girildiği takdirde kapıda bulunan servo motorun ucundaki aparat 90° dönmekte ve 10 sn sonra
tekrar eski pozisyonuna dönmektedir. Tasarlanan ara yüzün telefon ekranındaki görüntüsü Şekil 9’daki
gibidir.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
155
Şekil 9. Telefon ekranı görüntüsü
3. SONUÇLAR
Bu proje sayesinde uzaktan ve otomatik olarak mekan içi sistemlerin kontrolü sağlanmıştır. Çalışma
verileri ethernet shield ve modem aracılığı ile mikrodenetleyiciye gönderilip işlenmektedir. Ayrıca
sensör ve tuş takımı giriş verilerine göre kontroller de sağlanmıştır. Bu projede altı ayrı birim kontrol
edilmiştir. İstenildiği takdirde sisteme yeni birimler eklenip kontrolü sağlanabilir.
KAYNAKÇA
[1] M.Yumurtacı ve A.Keçebaş, “Akıllı Ev Teknolejileri ve Otomasyonu Sistemleri”, 5. (IATS’09),
13-15, Karabük, Türkiye, Mayıs 2009.
[2] Göktaş, İ., Akıllı ev teknolojisi, Yüksek Lisans Tezi, Elektrik-Elektronik Mühendisliği, Fen
Bilimleri Enstitüsü, Gazi Üniversitesi, Ankara, 2006.
[3] Bilgisayar Ağları, Egze Bilişim & Hosting Hizmetleri, http://www.egze.com/ogr/netw.php
[4] Maxon Motor 2326.938-12.111-050 Datasheet,
http://www.maxonmotor.com/maxon/view/product/motor/dcmotor/DC-Sonderprogramm/2326.938-
12.111-050
[5] MG90 Servo Motor, http://www.robotiksistem.com/tower_pro_mg90_servo_motor.html
[6] Texas Instruments LM35 Datasheet, http://www.ti.com/product/lm35
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
156
SOLAR KÜRE TASARIMI VE PROTOT İPİ
Ramazan TACİR, ramazantacir@ outlook.com.tr Karabük Üniversitesi, 78050, KARABÜK
Yücel DAİL , [email protected] Karabük Üniversitesi, 78050, KARABÜK
Doç.Dr. Birhan IŞIK , [email protected] Karabük Üniversitesi, 78050, KARABÜK
ÖZET
Solar küre, güneş enerjisini daha verimli kullanabilmek için tasarlanmış küresel cam bir toptur. Güneş
piline gelen ışınımla elektrik üretilir. Bu mekanizma aynı zamanda bir güneş takip sistemidir. Güneşin
konumuna göre sistem ışığın panele dik gelmesini sağlayacak şekilde çalışmaktadır. Sistem, güneşi
doğu-batı yönünde takip ederek güneş ışınları panele dik gelecek şekilde tasarlanmıştır.
Bu çalışmada, cam küre vasıtasıyla güneş ışınımı odaklanarak güneş hücrelerinden elde edilen verimin
arttırılması amaçlanmıştır. Solar küre kullanılmadan panelden elde edilen gerilim değeriyle, solar küre
kullanıldıktan sonra elde edilen değerler karşılaştırılmıştır. Bu sayede sistemin uygulanabilirliği test
edilmiştir. Bu şekilde hücrede üretilen elektrik enerjisi odaklanmadan önce üretilen elektrik
enerjisinden daha fazla olduğu tespit edilmiştir.
anahtar sözcükler: solar küre, güneş paneli, elektrik enerjisi
ABSTRACT
The solar sphere is a designed spherical glass ball that to use the sun’s energy more productive. Solar
batteries generated electricity with incoming light this mechanism is also a solar tracking system. The
system according to the position of the sun provides the panel to come to light and perpendicular
work in this way. The system is to follow the east-west direction of the sun, the sun’s raise
perpendicular to the panel has been designed.
In this study, the solar radiation focusing through the spheres are provided to increase the yield
obtained from the solar cell. The voltage values obtained from the panel without using the solar
sphere the values obtained were compared after use sphere. Thus, the applicability of the system
tested. In this way, the power generated before focusing electrical energy produced in the cell is
determined to be greater .
Keywords: solar sphere, sun panels, electrical energy
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
157
1. GİRİŞ
Bu sistem güneş enerjisinin daha verimli kullanılmasını amaçlamaktadır. Sistemin temel
elemanlarından biri olan 68x63x3 mm ebatlarında monokristal güneş paneli kullanılmıştır. Güneş
paneli mekanik bir yapı üzerinde elektriksel olarak birleştirilmi ş fotovoltaik hücrelerdir. Bu
fotovoltaik hücreler genellikle silikon tabalı yarı iletkenlerdir ve ışığa maruz kaldıklarında elektrik
akımına yol açacak elektronların hareket etmesiyle elektrik üretirler. Her hücrenin belirli bir ışıma
altında oluşturduğu DC gerilim, DC akım ve güç vardır. Hücreler mekanik bir yapı üzerinde seri ve
paralel bağlanarak istenilen gerilim ve akım karakteristiği elde edilir. Hücreler elektriksel olarak
birleştirildikten sonra dış etkilerden ve ultraviyole ışınlardan korumak amacıyla EVA denilen özel bir
madde ile kaplanır. Bu madde sayesinde sadece görünür güneş ışığı hücrelere ulaşmış olur ve
hücrelerin gereksiz yere sıcaklıklarının artmasının önüne geçilmiş olur. EVA’nın önünde de genelde
cam veya benzeri koruyucu şeffaf bir tabaka daha kullanılır [1].
Bu çalışmada solar küre güneş enerjisini daha verimli kullanabilmek için tasarlanmış küresel cam bir
toptur. Güneş piline gelen ışınımla elektrik üretilir bu mekanizma aynı zamanda bir güneş takip
sistemidir. Güneşin konumuna göre sistem ışığın panele dik gelmesini sağlayacak şekilde
çalışmaktadır. Sistem güneşi doğu-batı yönünde takip ederek güneş ışınları panele dik gelecek şekilde
tasarlanmıştır [2].
2. MATERYAL-YÖNTEM
2.1. SİSTEM TASARIMI
Projenin blok diyagramı akrilik küre, güneş paneli, sensör ünitesi, sürücü ünitesi, dc motor ünitesi ve
bataryadan oluşmaktadır. Sisteme ait blok akış diyagramı Şekil 1’de verilmektedir.
Şekil 1: Sistemin Blok Akış Diyagramı
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
158
Solar küre üzerine gelen ışınlar odaklanarak güneş paneli üzerinde toplanır. Panelin güneş ışığından
gün boyu yararlanmasını sağlamak için takip sistemi devresi tasarlanmıştır. Sistemin detaylıca
çalışması 2.3. Solar Kürenin Çalışma Sistemi başlığı altında anlatılmıştır.
2.2. SİSTEMDE KULLANILAN ELEMANLAR
2.2.1. L293D Motor Sürücü
Gerçekleştirilen çalışmada L293D motor sürücü entegresi kullanılmaktadır. Motorunun hız ve yön
kontrolü yapılmaktadır. L293D motor sürücü entegresi 5V ile 35V arasında motorun çıkış gerilimini
sağlamaktadır. Bu entegre şekil 2’de verilmektedir.
Şekil 2 : L293D Motor Sürücü Entegresi
2.2.2. DC Redüktörlü Motor
Motor sürücüden gelen tetikleme sinyaline göre dönme yönünü belirler ve dönme işlemi yapar. Torku
yüksektir. Salıncağın konumunu korumasını sağlamaktadır. Şekil 3’te devrede kullanılan DC motoru
verilmektedir.
Şekil 3 : Redüktörlü Dc Motoru
2.2.3. LDR Sensörü
LDR ışığın yoğunluğunu algılayıp analog çıkış veren devre elemanıdır. LDR sensörü ile güneş
konumu algılanıp, DC motorunun yönü belirlenmektedir. LDR sensörü Şekil 4’de gösterilmiştir.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
159
Şekil 4 : LDR Sensörü
2.2.4. Akrilik Cam Küre
Akrilik küre üzerine düşen güneş ışınlarını mercek görevi görerek, güneş paneli üzerine odaklar.
Şekil 5’te güneş ışığını panele odaklayan akrilik cam küre verilmiştir.
Şekil 5 : Akrilik Cam Küre
2.2.5. Güneş Paneli ve Batarya
Güneş panelleri yani fotovoltaik paneller , birçok solar hücreden oluşur. Bu hücreler silikon adı
verilen ve dünyamızda çokça bulunan elementlerden yapılır. Her bir hücre, aynen pillerde de olduğu
gibi, elektrik akımı yaratmak için bir pozitif ve bir negatif katmandan oluşur. Güneşten gelen fotonlar
güneş panelinin üzerinde bulunan bahsettiğimiz bu hücreler tarafından emildiklerinde, açığa çıkan
enerji elektronların özgürce hareket etmelerine yol açar. Elektronlar panelin alt kışıma doğru yol alır
ve bağlantı kablosundan dışarı çıkarlar. Elektronların bu akımına elektrik denir. İstenilen enerji
miktarına göre solar hücreleri bir araya getirip birçok farklı alanda kullanmak ve enerji üretmek
mümkündür. Kullanılan panelin boyutu yapılacak ise göre değişse de, işleyiş prensibi aynıdır. Şekil
6’da sistemde kullanılan güneş panelli batarya cihazı verilmiştir [3].
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
160
Şekil 6:. Sistemde Kullanılan Güneş Panelli Batarya Cihazı
2.3. SOLAR KÜRENİN ÇALI ŞMA SİSTEMİ
Küre içi su dolu halde çalışmaktadır ve güneş ışınları 10.000'den fazla kez büyütülmektedir.
Fotovoltaik hücrelerden üretilen güneş panelleri ise doğrudan büyütülmüş ışınların hemen altında
bulunmaktadır. Bu sayede kürenin içinden geçen ışınım elektrik enerjisine çevrilmektedir [4]. Top
şeklinde geliştirilen akrilik polimer lensi ve arka tarafında bulunan güneşin duruma göre hareket eden
özel toplayıcı mekanizması ile güneş ışınlarını tek bir nokta üzerine yoğunlaştırır ve böylece çok daha
etkili ve verimli bir üretim gerçekleştirilebilmektedir [5]. Sistemin prototipi Şekil 7’de verilmiştir.
Şekil 7: Solar Küre Sistemi
Odaklayıcı sistemlerde güneş pillerin ısınması büyük bir problemdir. Bunu önlemek amacıyla solar
kürelerde diğer odaklayıcı sistemlerden farklı olarak odaklama amacıyla kullanılan cam küre içerisine
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
161
elektriği iletmeyen sıvı konularak güneş enerjisinin ısısı camdan geçerek bu sıvı içerisine hapsolur.
Böylece cam kürenin ardındaki güneşi takip sistemiyle çalışan güneş pili mekanizmasına güneş ışını
sıcaklığı azalmış bir şekilde gelerek güneş pilinin verimini yükseltmektedir. Solar küreyi farklı yapan
özelliği ise geceleri de çalışabilmesidir. Bulutlu güneşli bir günün yanı sıra, ay ışığında da enerji
toplanabilir [6].
Bu dev küre üzerine güneş ışığını toplayan, yoğunlaştıran güçlü bir lens ve yaklaşık yüzde 40
verimlilikle çalışmaktadır. Bu küre, üzerine vuran ışık seviyesini en üst düzeye çıkarmak amacıyla
güneşi takip edebilmektedir. Ayrıca, sabit fotovoltaik panellere oranla döner çift eksenli izleme
olanağını kullanarak yüzde 70 daha fazla güneş enerjisi toplanmaktadır [7].
2.4. ODAKLANMA
Işık ışınları saydam bir ortamdan başka bir saydam ortama geçerken ışınların bir kısmı yansıyarak
geldiği ortama dönerken bir kısmı da ikinci ortama, doğrultusu ve hızı değişerek geçer. Işığın ikinci
ortama geçerken doğrultu değiştirmesine ışığın kırılması denir.
Küresel camlara gönderilen ışık camdan geçerken kırılmaya uğrar. Önce girişte normale yaklaşır.
Çıkarken de normalden uzaklaşarak kırılır. Burada unutulmaması gereken olay, küresel yüzeylerde
merkezden geçen bütün doğruların normal olduğu ve normal üzerinden gelen ışınların
kırılmayacağıdır. Şekil 8’de küresel yüzeylerde odaklanma gösterilmektedir [8].
Şekil 8: Küresel Yüzeylerde Odaklanma
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
162
3. DENEYSEL ÇALI ŞMALAR
Yapılan ölçümler sonucunda, akrilik küre olmadan panelin çıkış gerilimi 1.52 V ölçülmüştür. Akrilik
küre ile yapılan ölçümlerde ise çıkış gerilimi 1.70-2.0 V arasında gerilimler ölçülmüştür. Bu ölçümler
havanın güneş yoğunluğuna göre değişiklik göstermiştir. Şekil 9 ve 10‘da solar küre deneysel
çalışmaları sırasında çekilen gerilim ölçümleri resimleri yer almaktadır.
Şekil 9:Solar Küresiz Panel Gerilimi Şekil 10:Solar Küreli Panel Gerilimi
4. SONUÇLAR
Bu projede kullanılan akrilik küre vasıtasıyla güneş ışınları panelin üzerine yoğunlaşarak odaklanır.
Bu sistemde LDR güneşin konumunu algılayarak da akım motorlarının yönünü belirler. Burada amaç
güneş ışınlarının panel üzerine dik düşmesini sağlamaktır, bu aslında bir güneş takip mekanizmasıdır.
Kullanılan batarya sayesinde motorların ve sürücü ünitesinin beslemesi sağlanır ve çıkış gerilimi
üretilir. Bataryanın üzerindeki LED lambalar bataryanın doluluk yüzdesini belirtir. LDR havanın
kararmasını algıladığı zaman devre üzerinde bulunan LED lambalar yanmaktadır. Yapılan işlemler
sonucunda güneş panelinin verimi %13 ile %35 arasında arttığı gözlemlenmiştir.
Deneylerde gözlemlendiği üzere güneş hücresi üzerine düşen ışık yoğunluğu arttıkça hücre verimi ve
üretilen gerilimde artmaktadır. Bu sisteme entegre edilebilecek mekanizma ve yöntemlerle hücre
verimi arttırılabilir. Bu sistemde verimi etkileyen en önemli faktörlerden biri de ölçüm yapılırken
güneşin geliş açısının gün içerisinde değişiklik göstermesinden kaynaklanan enerji kaybıdır. Bir diğer
etken ise panel arkası sıcaklığının artmasıyla oluşan verim kaybıdır. Bu iki problem en aza
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
163
indirgenildiği takdirde sistem verimliliği tatmin edici düzeylere gelebilir. Güneşin geliş açısının gün
içerisinde değişiklik göstermesinden kaynaklanan enerji kaybını gidermek için güneş takip sistemi
entegre edilmiştir. Güneş takip sistemiyle birlikte gün içerisindeki güneşin geliş açılarına göre panel
güneşe doğru yönelir ve güneşin geliş açısından kaynaklanan enerji kayıpları en aza indirgenmiş olur.
Takip mekanizmasının olumsuzluğu ise maliyeti ve uzun vadede ki bakım sorunudur. Panel arkası
sıcaklığı da düşürmek amacıyla çeşitli alternatifler mevcuttur. Bu alternatiflerden bu sistem için en
uygunu panel arkasını bir fan vasıtasıyla soğutma işlemidir. Panelden üretilen elektriğin bir kısmıyla
fan çalıştırılır ve panel arkasının ısınmasından kaynaklanan enerji kaybı en aza indirgenmiş olur.
Böylelikle sistemde oluşan enerji kayıplarından kaynaklanan verim düşüşü belirli bir şekilde önlenmiş
olur. Ayrıca bu çalışmadaki solar küre sisteminde kürenin boyutundan dolayı odak sadece bir hücreyi
kapsıyor bu yüzden verim artışı sadece bir hücreye göre hesaplanmış olur. Kürenin boyutu arttırıldıkça
oluşturacağı odağın alanı da artar. Bu sayede odak panelin tamamını kapsayabilir bu sayede verim
artışı daha büyük boyuttaki hücre ve panel sistemleri için hesaplanabilir. Bu şekilde verim daha üst
seviyelere çıkarılabilir.
KAYNAKÇA
1. http://komponentpazari.com/blog/gunes-enerjisi-1-gunes-paneli-nedir-cesitleri-nelerdir/
2. Yücel DAİL, Karabük Üniversitesi Teknoloji Fakültesi Mekatronik Mühendisliği Bölümü
Lisans Tezi, 2014
3. http://www.devrearsivi.com/gunes-panelleri-nasil-calisir/
4. İnternet: Elektrikport “Güneşi En Verimli Şekilde Kullanın: Rawlemon Solar Küre PV Sistemler”
http://www.elektrikport.com/haber-roportaj/gunesi-en-verimli-sekilde-kullanin-rawlemon-solar-kure-
pv-sistemler/11437#ad-image-0 (Mayıs-2014).
5. İnternet: Donanımhaber “Rawlemon Adlı Küresel Güneş Konsantrasyon Sistemi İle Her
Noktada Verimli Enerji Üretilebiliyor”, http://www.donanimhaber.com/diger-bilim-ve-
teknoloji/haberleri/ Rawlemon-adli-kuresel-gunes-konsantrasyon-sistemi-ile-her-noktada-verimli-
enerji-uretilebiliyor.htm (Mayıs-2014).
6. İnternet: Bilim.org “Güneş küreleri ile bulutlu günlerde bile güneş enerjisi”,
http://enerjisi2.rssing.com/browser.php?indx=9975249&item=16 (Mayıs-2014).
7. İnternet: EnerjiPostası “Güneş Enerjisinin Geleceği Dev Kristal Küre Teknolojisinde”,
http://www.enerjipostasi.com/5720--HaberGosterozel-haber-gunes-enerjisinin-gelecegi-dev-kristal-
kure-teknolojisinde!.html (Mayıs-2014).
8. http://www.egitimim.com/Oss_Lgs/OSS_Fizik/Optik_KA.htm
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
164
MODÜLER ÜRÜN AYRI ŞTIRMA OTOMASYONU
Ali Tahir KARA ŞAHİN, [email protected], Karabük Üniversitesi, 78050, Karabük
Yasin Hakan YÜRÜK, [email protected] , Karabük Üniversitesi, 78050, Karabük
ÖZET
Bu çalışma, Karabük Üniversite Mekatronik Mühendisliği öğrencilerinin tasarım ve imalatını yaptığı
Modüler Ürün Ayrıştırma Otomasyonunun tasarım ve imalatı incelenecektir. Sistemin tasarım
esnasında kullanılan malzemeler ele alınacak ve modüler sistemlerin otomasyon sektöründeki yeri ve
önemi üzerinde durulacaktır. Prototip üretim esnasında yapılan maliyet analizleri sonucu olarak,
sistemin prototip maliyeti en aza indirgenmeye çalışılmıştır. Bu yüzden sistemin malzeme seçimi
çoklu üretime göre değil, prototip üretimine göre saptanmıştır.
Anahtar Sözcükler: Modüler Ürün Ayrıştırma, Otomasyon, Modülerlik
ABSTRACT
In this study, Modular Product Separation Automation that University of Karabuk, Mechatronics
Engineering student has designed and manufactured will be investigated. In the process of this concept
design used will be examined and the place and the importance of the modular system in automation
industry will be emphasised. As a result of cost analysis done in duration of prototyping, the
prototyping costs are tried to minimized as far as possible. Therefore materials of the concept wasn’t
selected according to mass production but prototyping.
Keywords: Modular Product Separation, Automation, Modularity
1. GİRİŞ
Endüstriyel otomasyon, bir endüstriyel sistemden beklenen ve amaçlanan biçimde çalışması için
gerekli olan işlemlerin kendiliğinden yapılmasını sağlayan süreç olarak tanımlanabilir. Endüstriyel
otomasyon sistemleri aynı zamanda, üretim sistemlerinin üst düzeyde planlanması ve yönetimi için
gerekli olan süreç verilerinin alınması ve aktarılması işlevini de görür. Bu sistem en genel anlamda,
kumanda, kontrol ve çevre iletişimi ile ilgili i şlevleri sağlayan bölümlerden oluşur. Her bölüm
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
165
donanım ve dayandığı bilgi nedeniyle değişik alanlar olarak değerlendirilir ve incelenir. Endüstriyel
kumanda sistemleri, üretim birimlerinin çalışma koşularını mantıksal durumlara göre düzenleyen ve
gerçekleyen sistemlerdir. Bu tür devrelerde mantıksal ilişki, zamanlama ve sayma yöntemleri
kullanılarak amaca uygun kumanda işaretleri üretilir. Kontrol sistemleri, bir üretim sürecini her türlü
bozucu etkiye rağmen istenen değerde çalışmasını sağlamak üzere kurulan sistemlerdir. Kontrol
sisteminin temel görevi kontrol edilen büyüklük ile istenen büyüklük arasındaki farkı belirli ölçütler
altında en kısa sürede gidermektedir [1].
Bu çalışmada konveyör sistemi kullanılarak Servo motor, endüktif sensör, renk sensörü yardımıyla
alüminyum ve kırmızı, mavi, yeşil renklerde bulunan plastik malzemelerin belirli konfigürasyonlara
göre ayrıştırma işlemi gerçekleştirilmektedir.
2. GENEL PRENSİPLER
2.1 Modelleme
Sistem sigma profil üzerinde kurulu olan; konveyör sistem, endüktif ve renk sensörü, servo motorlar
ve alüminyum kanallardan oluşmaktadır.
Şekil 1. Projenin solid çizimi
Kullanılan Araç ve Gereçler;
• Sigma Profil
• Arduino Mega
• Renk Sensörü (TCS3200)
• Endüktif Sensör
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
166
• Servo Motor
• Konveyör Sistem
• DC Motor
• Güç Ünitesi
• Kaplin
2.2 Renk Sensörü (TCS3200)
TCS3200 Renk Sensörü, TAOS TCS3200 sensör çipi ve 4 beyaz LED de dahil olmak üzere tam bir
renk dedektörüdür. TCS3200 ile neredeyse tüm görünür renkleri tanınabilir. Ters şeridi okuma, renge
göre sıralama, ortam ışığı algılama, kalibrasyon ve renk uyumu gibi uygulamalarda kullanılabilir.
Bununla birlikte ürün üzerinde yer alan yuva sayesinde dış ortamdan etkilenmeden renk tespiti daha
sağlıklı yapılabilmektedir.
Özellikleri [2];
• Giriş voltajı: 2.7 V- 5 V
• Arayüz: Dijital TTL
• Sensör yuvası sayesinde daha sağlıklı ölçüm
• Programlanabilir ve tam ölçekli çıkış frekansı
• Mikro denetleyiciler ile doğrudan iletişim
• Boyut: 28.4 x 28.4 mm
Şekil 2. Renk sensörü
2.3 Endüktif Sensör
Metal cisimlerin algılanmasında kullanılır. Sensör, bobin, osilatör, tetikleme ve çıkış katlarından
oluşur. Şekil 5’de bobin kısmında oluşturulan endüktif alan içine giren bir metal, osilasyonun genliğini
etkiler.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
167
Şekil 3. Endüktif sensör çalışma prensibi [3]
2.4 Tasarım
Projenin blok diyagramı mikrodenetleyici ünitesi, sensör ünitesi ve servo motor ünitesi olmak üzere üç
ana bölümden oluşmaktadır. Sisteme ait blok diyagram Şekil 4’de verilmektedir. Sistemin
gerçekleştirilmi ş hali Şekil 5’de belirtilmiştir.
Şekil 4. Sistemin blok diyagramı
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
168
Şekil 5. Gerçekleştirilen modüler üretim sistemi
3. SONUÇLAR
Bu proje sayesinde çalışma parçasının özelliklerine (kırmızı – mavi, yeşil, metal) sensörler vasıtasıyla
erişilerek konumlama istasyonuna gönderilmesi sağlanmıştır. Çalışma parçasının renk bilgisi seri
haberleşme protokolü ile mikrodenetleyiciye gönderilmektedir. Bu proje mikrodenetleyici ve
endüstriyel otomasyon derslerinde rahatlıkla eğitim seti olarak kullanılabilir. Proje modüler yapıya
sahip olduğu için kullanıcı isteğine ilave modüller ve sistemler eklenebilir.
TEŞEKKÜR
Proje çalışmamıza verdikleri destek ve katkılardan dolayı Doç.Dr. Birhan IŞIK ve emeği geçen
herkese teşekkür ederiz.
KAYNAKÇA
[1] Kurtulan S., PLC ile Endüstriyel Otomasyon, Birsen Yayınevi, İstanbul, 2008, 4-50.
[2] “Sistemlerde Otomatik Kontrol” Mehmet Y.Güngör MYG Ahmet Rasim Sokak 6/4
ÇANKAYA/ANKARA
[3] http://www.mefa.com.tr (Erişim Tarihi: 01.06.2015)
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
169
AKILLI BE ŞİK TASARIMI VE PROTOT İPİ
İsmail Okan KARAY İĞİT, [email protected] Karabük Üniversitesi, 78050 Karabük
Kaan DUMAN , [email protected] Karabük Üniversitesi, 78050 Karabük
Doç.Dr. Birhan IŞIK , [email protected] Karabük Üniversitesi, 78050 Karabük
ÖZET
Bu makalede, günümüzdeki bebek beşiklerinin algılayıcı, dönüştürücü ve eyleyiciler vasıtasıyla
geliştirilmesi hedeflenmiştir. Bebeklerin karşılaştıkları durumlar karşısında verdiği tepkiler araştırılmış
olup, bunlara en uygun algılayıcılar seçilerek projeye uygulanmış bulunmaktadır. Gelişen teknoloji ve
insanların istekleri doğrultusunda hazırlanan bu projede, bebeklerin ve küçük yaştaki çocukların
gelişimine katkıda bulunmak ve daha rahat koşullarda büyümesini sağlamak esas alınmıştır.
Anahtar Sözcükler: Akıllı Beşik, Sensör, Arduino Denetleyici
ABSTRACT
In this article, a baby cradle has been developed by sensors, transducers and actuators. The response
has been investigated in situations faced by infants, so most appropriate sensors are applied in this
project. New technologies and requirements are considered to development of kids and ensure growth
in more comfortable conditions.
Keywords: Smart Sleeper, Sensor, Arduino Controller
1. GİRİŞ
Günümüz koşullarında bebeklerin sağlığı ve gelişim sürecinin önemi, teknolojiden yararlanmayı da
beraberinde getirmiştir. Geçmişte yaşanan birçok ihmal ve sağlıksız ürünlerden dolayı maalesef birçok
çocuk hayatını kaybetmiştir. Günümüzde kullanılan beşikler artık sadece bebeklerin uyuması için
değil, sağlıklı büyümesi ve gelişimi için de tasarlanan bir ürün haline gelmiştir. Eskiden kullanılan
beşikler sadece mekanik aksamlardan oluşmakta iken, günümüzde elektronik aksamlar da eklenerek,
önceden tasarlanan müdehaleler ile farklı bir boyut kazanmıştır. Bebeğin yaşamsal hareket çeşitlerini
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
170
algılanayak, bunları tek bir sistem içerisinde barındıran melez sistemler oluşturulması son yıllarda
üzerinde durulan sistemler arasında yer almaktadır.
2. PROTOTİP OLUŞTURMA
2.1. Modelleme
Yapılacak mekanizmanın gövdesi Solidworks programı ile modellenmiştir (Şekil 1). Kullanılacak olan
malzeme, sistemin içerisinde bulunan mekanik ve elektronik aksamların detaylı bir biçimde
görülebilmesi için pleksiglas olarak belirlenmiştir. Modelleme kısmında da bu durum esas alınmıştır.
Beşiğin hareket ettirecek sistem raylı bir mekanizma tasarımı ile sağlanmıştır. Sistem modellemesinde
prototip boyutlar (40x50x40) kullanılmıştır.
Şekil 1. Sistemin Modellenmesi
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
171
2.2. Kullanılan Malzemeler
2.2.1. Servo Motor
6V'ta 35kg/cm, 7.4V'ta ise 40kg/cm'e kadar tork sunabilen servo motor 170gr. ağırlığındadır. RC
servoların aksine HD-1235MG 6-7,4V arası besleme gerilimi ile çalışmaktadır. Servo motor ile ileri
geri beşik sallama hareketi sağlanmıştır.
Şekil 2. Servo Motor
2.2.2. Nem Sensörü
Birbirine paralel olarak çekilmiş iletken hatların su ile teması sonucu sensör çıkış pininde analog bir
değer okunabilmektedir. Arduino başta olmak üzere bir çok mikrodenetleyeci platformu ile beraber
kullanılabilir.
Sensör kullanımı oldukça basittir. Besleme voltajı ve toprak bağlantısı yapılarak, sensör çıkış
bacağından okuma yapılabilmektedir. Hem dijital hem analog çıkış verdiğinden dolayı, farklı
sistemlere rahatlıkla uyarlanabilir. Sensör üzerindeki pot yardımı ile de sensör hassasiyeti
ayarlanabilmektedir. Nem sensörü ile bebeğin altını ıslatma durumu tespiti sağlanmıştır.
Şekil 3. Nem Sensörü
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
172
Vcc pininden 5V, GND pinine ise toprak bağlantısı gerçekleştirilerek,A0 pininden analog olarak D0
pininden ise dijital olarak çıkış alınabilir.
2.2.3. Ses Sensörü
Ses sensörü kartı, üzerinde mikrofon bulunan ve ortamdaki ses seviyesine göre dijital çıkış veren bir
karttır. Bir el çırpmasını veya bir kornayı; ani ve yüksek şekilde çıkan bir sesi veya ortam gürültüsünü
sürekli olarak okuyabileceğiniz kart üzerinde potansiyometre yer almaktadır.Bu sayede ortam
gürültüsünden sıyrılarak anlık gelen ses çıkışını elde edebilirsiniz. Arduino başta olmak üzere bir çok
mikrodenetleyici sistemi ile beraber kullanılabilmektedir. Ses sensörü ile bebeğin sesi algılanması ve
sistemin harekete geçme durumu sağlanmıştır.
Şekil 4. Ses Sensörü
2.2.4. Mesafe Sensörü
Bu ultrasonik sensör 2cm'den 400cm'ye kadar 3mm hassasiyetle ölçüm yapabilir.5V DC olarak,15mA
akımla,40Hz frekansta,max. 4m,min. 2cm görme menzili sensörün özellikleridir. Mesafe sensörü ile
bebeğin beşikteki konumu hakkındaki bilgiyi sağlamak amaçlı kullanılmıştır.
Şekil 5. Mesafe Sensörü
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
173
2.2.5. Müzik Devresi
3-6V arası DC ile çalışır. DC besleme yapıldığı sürece melodi müzik çalar. Müzik devresi ile bebeğin
uyuması için gerekli olan ses veya müziği elde etmek amaçlı kullanılmıştır.
Şekil 6. Müzik Devresi
2.2.6. Titreşim Motoru
Düğme tipindeki bu küçük şaftsız titreşim motoru, 0.75gr'lık bir titreşim genliğine sahiptir. 10mm
çapında ve 3mm yüksekliğindedir. 3V'ta 60mA akım çeker. Şaftsız tasarımı sayesinde ve alt
kısmındaki çift taraflı bant sayesinde devreler üzerine yapıştırılabilir. Titreşim motoru ile beşiğin
sallanma hareketi sırasında bebeğin sırtını sıvazlama hareketinin verdiği rahatlığı yakalamak amaçlı
kullanılmıştır.
Şekil 7. Titreşim Motoru
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
174
2.2.7. Buzzer
Küçük gerilim değerlerinde çalışarak TİZ sesler çıkarma özelliğine sahip olan ve bir bobinde ani akım
değişimleri meydana getirerek zayıf titreşimler elde edilmesini sağlar. Buzzer ile sensör çıkışları
sonucunda olumsuz sonuçlar elde edildiğinde aileye haber vermek amaçlı kullanılmıştır.
Şekil 8. Buzzer
2.2.8. Arduino Uno
Sistemde elektronik devre kartı olarak kolay programlanabilir olmasından dolayı, içinde ATMEL
Atmega328 mikro denetleyici entegresi bulunan Arduino Uno kartı kullanılmıştır.
Şekil 9. Arduino Uno
2.3. Montaj
Beşiğimizin iskeletinde kullanılan malzeme olan pleksiglas hassas bir malzeme olduğundan, şekil
verme işlemi sırasında, titiz bir çalışma ile delme ve montaj işlemi yapılmıştır. Bağlantı elemanları da
malzemenin yüzeyine zarar vermeyecek türden plastik profiller seçilmiştir. Sensörler amacına uygun
bir şekilde, kullanımının gerekli olduğu bölgelere monte edilmiştir. Örneğin, ses sensörü devresi
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
175
bebeğin ağlama sesi ile aktif olacağından, beşiğin baş bölgesine monte edilmiştir. Motorun montajında
ise, hareket eden tablanın alt kısmı uygun görülmüştür. Ayrıca tabla ile motorun arasında dişli ray
sisemi monte edişmiştir. Motordan aldığı tahriği tablaya iletme görevinde kullanılmıştır. Şekil 10’da
sistemin montajlı hali görülmektedir.
Şekil 10. Sistemin Montaj Hali
3. SİSTEM KONTROLÜ
Sistem denetiminin, analiz ve kestirim konusunda büyük öneme sahip olduğu bilinmektedir. Sistemin
dinamik performansı, algılayıcıların hassasiyeti gibi temel özellikler bu yazılımsal denetim üzerinde
tasarlanmakta ve sınanmaktadır. Bu amaçlara yönelik, doğrusal olmayan bir durum algortiması
oluşturulmuş ve denetimci tasarımı başlamıştır. Denetimci tasarımı konusunda; dinamiğin kararlı hale
gelmesi, algılayıcıların değer aralığının denetiminin sağlanması ve basit bir yörünge üzerinde sistemin
kontrollü bir biçimde çalışması esas alınmıştır. Şekil 11’de sistemin kontrol blok şeması verilmektedir.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
176
Şekil 11. Sistemin Kontrol Blok Şeması
Örnek olarak aşağıda verilen yazılımsal satırlar, mesafe sensörünün verdiği çıkış bilgisi ile buzzer ın
aktif edilip edilmemesi denetlenmektedir. Diğer sensörler için de benzer bir mantık kurularak, değer
aralığına göre denetim yapılmaktadır ve bunun sonucunda yapılacak işlem hangisi ise, programda
önceden tasarlanmış olarak belirlenmektedir. Şekil 12’de sistemin yazılımının bir kısmı verilmektedir.
Şekil 12. Sistem yazılımı
long duration, distance;
digitalWrite(trigPin, LOW);
delayMicroseconds(2);
digitalWrite(trigPin, HIGH);
delayMicroseconds(10);
digitalWrite(trigPin, LOW);
duration = pulseIn(echoPin, HIGH);
distance = (duration/2) / 29.1;
cm = (duration/2) / 29.1;
Serial.print(cm);
Serial.print("cm");
Serial.println();
delay(250);
if (distance <15)
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
177
4. SONUÇLAR
Bu çalışmada akıllı beşik tasarımı ve uygulaması ana hatlarıyla sunulmuştur. Sistemde kullanılan
elemanlara ve amaçlarına kısaca değinilmi ş ve önemine vurgu yapılmıştır. Bebeğin karşılaşabileceği
temel durumlar düşünülmüş ve bu durumlara en uygun algılayıcılar kullanılmıştır. Diğer yapılmış olan
birçok benzer sistemlere göre farklı algılayıcı-eyleyici yapısı sebebiyle kendine has bir yapı ortaya
çıkmıştır. Tek bir algılayıcının aktif diğelerinin kapalı olduğu durumların irdelenmesi ve ilave
edilebilecek ekstra özellikler ilerleyen dönemlerde hedeflenen çalışma konuları arasındadır.
KAYNAKÇA
[1] Tod E. Kurt, (21 Ekim 2006), “Introduction To Microcontrollers With Arduino”, Spooky Projects,
Class 3, Machineproject
[2] Elec Freaks, “Ultrasonic Ranging Module Hc - Sr04”, [email protected]
[3] Gökhan Galip Ergün, Halil Akyol, Ebru Yavuz, Ali Rıza Özkan, “Uzaktan Kontrollü Bahçe
Sulama Sistemi ”, Karadeniz Teknik Üniversitesi Mühendislik Fakültesi, Elektrik-Elektronik
Bölümü, Haziran, 2014 Trabzon
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
178
ROBOTİK HASAT İÇİN GÜL OLGUNLU ĞUNUN BELİRLENMESİ
Atahan Çağkan ÇAKIRER , [email protected] Atılım Üniversitesi, 06836, Ankara
Faruk İLİM , [email protected] Atılım Üniversitesi, 06836, Ankara
Hasan Furkan KALKAN [email protected] Atılım Üniversitesi, 06836, Ankara
Cahit Gürel [email protected] Atılım Üniversitesi,06836,Ankara
Mohammad Hassan GOL MOHAMMAD ZADEH [email protected] Atılım
Üniversitesi,06836,Ankara
Abdulkadir Erden [email protected] Atılım Üniversitesi,06836,Ankara
ÖZET
Bu bildiri seralarda gül hasatı yapmak üzere geliştirilen bir robot için, gül olgunluğunu belirlemek
amacı ile yapılan araştırma, gözlem ve incelemeleri içermektedir. Çalışmanın amacı; gülün hasada
uygun olup olmadığını anlamak ve bunun koşullarını Gülderen gül hasat robotuna aktarmaktır.
Gülderen gül hasat robotu Atılım Üniversitesi tarafından geliştirilmi ş, seralarda iş gücü, maliyet ve
işçi sayısını azaltmayı amaçlamaktadır. Gül goncaları Şanlıurfa Seralarında incelenmiş ve ağırlıklı
olarak Samurai gül bitkisi üzerinde çalışılmıştır. Bu güllerin olgun olup olmadığını anlamak için gül
goncasının çap hesabı yapılmıştır. Bunun için üzerinde belirli ölçüleri simgeleyen bir çap-ölçer
geliştirilmi ş, çapı 4.5 cm ve üzeri güller sera koşullarında %94 oranında olgun kabul edilmiştir.
MATLAB’da görüntü işleme elemanları kullanılarak segmantasyon ve filtreleme yapılmış, çap
hesabıyla hasat edilebilir gülün olgun olup olmadığına karar veren algoritmalar geliştirilerek,
laboratuar ortamında hasadı gerçekleştirilmi ştir.
Anahtar Sözcükler: Gül, Hasat, Robot, Olgunlaşmış Gül, Sera
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
179
ABSTRACT
This paper is about a research project of a robotic system for rose harvesting in greenhouses. The
important one at this point is to understand harvestable mature rose and transfer these conditions to the
Gülderen Rose Harvesting Robot. Atılım University designed a rose harvesting robot for experimental
purposes. Rosebuds were analyzed in Şanlıurfa Greenhouse with on Samurai rose plant. Radius
computations with made in order to differentiate between mature rose and immature rose. A diameter-
gauge which had a circle line so as to measure roses’ diameter was developed and 94% of roses over
4.5 cm diameters and up, were recognized as mature. Consequently, using image processing
components in MATLAB was made segmentation and filtering, were perform to determine and
harvestable mature roses under a laboratory conditions.
Keywords: Rose, Harvest,Robot,Greenhouse,Mature Rose
1. GİRİŞ
Son yıllarda, iş gücü modern seralar için önemli bir maliyet olmuştur. Toplam üretim harcamalarının
%25’inden fazlası tarım işçileri için harcanmaktadır. Ayrıca seralardaki iş koşulları zorlu şartlarda
yapıldığından oldukça güç ve uzun zaman gerektirir. Tarımsal firmalar bu gibi sorunların önüne
geçebilmek için hasat uygulamalarında robotik çalışmalar yapmaktadır. Bu kapsamda birçok hasat
robotu yapılmış ve kullanılmaya başlanmıştır. Bunlara örnek olarak çilek hasat robotu, kırmızı biber
hasat robotu, elma hasat robotu ve Hollanda’da bulunan Gül hasat robotu gösterilebilir [1, 3, 8]. Bu
robotik uygulamaların ışığında Atılım Üniversitesi tarafından Gülderen gül hasat robotu tasarlanmış
ve halen geliştirilmeye devam etmektedir[5]. Gülderen robot Şekil 1’ de gösterilmiştir.
Gülderen gül hasat robotu üretim kalitesini iyileştirip gün boyu kesintisiz hızlı bir üretim sağlamak,
insan kaynaklı hataların ve insana bağımlı yüksek hasat giderlerinin önüne geçmek için geliştirilen
dünyada yapılmış ikinci fakat üst düzey teknolojiyle donatılmış bir robottur.
Hasat için önemli faktörlerden biri, kesilecek gülün olgunluğuna karar verme ve bu işlemi hasat
robotuna aktarma aşamasıdır. Gül serasında yapılan çalışmalar ve araştırmalar sonucunda
MATLAB’da görüntü işleme komutları kullanarak gülün olgun olup olmadığına karar
verilebilmektedir. Bu karar üç önemli duruma bağlıdır.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
180
Şekil 1. Gülderen gül hasat robotu
Bunlar;
1. Gülün Açım Formu
2. Gül Çapı
3. Dal Kalınlığı
olarak belirlenmiştir. Gül çapını ölçmek için basit bir çap-ölçer geliştirilmi ş ve üretilen Çap-Ölçer’in
fotoğrafı Şekil 2’de verilmiştir. Üzerinde bulunan dairesel halkalar 1 cm yarıçap ile başlatılmış ve her
halka 0.25cm artışla genişletilmiştir.
175’i olgun, 106’sı olgun olmayan toplam 281 gül üzerinde ölçüm yapılmış ayrıca her bir gül tek tek
fotoğraflandırılmış, bu fotoğraflar yardımıyla hasat edilebilecek güller dijital ortamda görüntü işleme
komutları kullanılarak segmante edilmiştir.
Şekil 2. Gül olgunluğunu belirlemek için geliştirilen Çap-Ölçer
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
181
2. GÜLDEREN GÜL HASAT ROBOTU
Gülderen gül hasat robotu Mone tarafından Şanlıurfa’da kurulmuş gül seraları için yapılmıştır.
Protatip robot üretilmiş ve geliştrme sürecindedir. Bu hasat robotu ile; üretim kalitesinin, hasat hızının
ve insana bağımlı fazla oranda hasat giderlerinin iyileştirilmesi amaçlanmıştır. Yoğunlukla Samurai
adı verilen gül çeşidinin hasatı için kullanılacaktır. 5 dönüm serada ortalama günlük en az 500 ile 1500
arasında dal gül hasat edilecektir.
Gülderen robot üç farklı fonksiyonun bir araya gelmesiyle oluşur. Bunlar ‘’gül olgunluk ve yer
tespiti’’, ‘’dal kesimi’’ ve ‘’toplama’’ olarak belirlenmiştir. Sera güllerin hızlı şekilde hasat
edilebilmesi için hareket eden saksılardan oluşmaktadır. İlk olarak gül hasat robotu güllerin yerini ana
kol üzerinde bulunan bir kamera sayesinde çekilen üç boyutlu resmin işlenmesi sonucu verilmesi
gereken kararla tespit eder. Olgun güllerin yeri tespit edildikten sonra dalın ana kol üzerinde bir diğer
kamera yardımı ile takibi yapılır ve kesileceği boğum bölgesi tespit edilir. Bu aşamalardan sonra, eğer
gül hasat edilebilecek düzeyde ise belirlenen yerden 45 derecelik açıyla kesim yapılır. Hava
kompresörsüyle çalışan bir makas tarafından kesim gerçekleşir ve tutucu kollar kullanılarak hasat
edilen güllerin çaplarına bakılır. Gülderen robotun akış şeması Şekil 3’de gösterilmiştir.
Şekil 3. Gülderen Akış Şeması
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
182
2.1 Gül Goncasının Analizi
Gül hasat robotu ilk olarak hasat edilecek gülün olgun olup olmadığını kontrol eder. Bunun için önce
dijital ortamda görüntü işleme fonksiyonları kullanılarak yer analizi yapılır.[2] Ana kol üzerinde yer
tespiti için bulunan kamera tarafından sağ ve sol görüntü alınarak görüntü üç boyutlu hale getirilir. Bu
sayede gül goncalarının yeri tespit edilir. Tespit edilen goncaların yerleri Şekil 4’te gösterilmiştir.
Görüntü sistemi ve robot ana kontrolcü sayesinde birbirine bağlanır ve tüm fotoğraflar hafızada
işlenmeye başlar.
Şekil 4.Tespit edilen güllerin pozisyon analizi
İkinci ve en önemli aşama yakalanan gül fotoğraflarından gülün olgun olup olmadığı anlaşılmasıdır.
Dijital ortamda belirli segmantasyonlardan geçen gül goncasının olgun olup olmadığına karar verilir.
Bu aşamadan sonra robot hasat konumuna geçer ya da olgun gül aramaya devam eder.
2.1.1 Gül Olgunluğu
Gül üretimi yapılan seralarda ilk amaç köklerinde üç dallı bir çanak oluşturmaktır. Çanak oluşum
noktası Şekil 5’te gösterilmiştir. Bu oluşumun temel nedeni dalları sağlam tutarak seralardaki gül
üretimini üst düzey kaliteye çıkartmaktır. Bunu oluştururken gül üretimi yapılmaz. Bu esnada yetişen
ince dallı bir gül olursa el yordamıyla kırılır ve çanağa destek olması sağlanır. Bu işlem tamamen
manuel yapılmaktadır. Sonunda belirli bir kalınlığa ulaşmış gül dalı için üretim işlemi başlar.
Şekil 5. Güllerde çanak oluşumu
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
183
Ticari değer taşıyan olgunlaşmış gülleri hasat etmek için iki kıstas vardır. Bu kıstaslar gül çeşitlerine
göre farklılık gösterebilir. Üzerinde çalışılan gül çeşidi Samurai olduğu için kıstaslar bu gül çeşidine
göre belirlenmiştir. Bunlar;
1. Goncanın Açım Formu
2. Gül Çapı
Dal kalınlığı hasat yapılacak gül için oldukça önemlidir. Olgun gül için kabul edilebilir değer
ölçümler sonucunda minimum 4 mm olarak görülmüştür. Bu değerin altındaki güller ticari üretici
firma için değer taşımaz. Grafik 1’de kesim yeri uzunluğunun dal kalınlığıyla oranı gösterilmektedir.
Gülün olgun olup olmadığını anlamak için gül üzerindeki goncanın açım formuna bakılır. Gonca
açılmamış gül tomurcuğudur. Bu goncanın şekline bağlı olarak gülün olgun olup olmadığına karar
verilir. Gül bu zamanlarda içten dışa doğru bir açılma gösterir. Gonca açıldığı zaman gülün yaprakları
arasında belirli bir mesafe oluşmaya başlar ve gülün ortasında bir boşluk oluşmaya başladığı görülür.
Bunun sonucunda gülün olgun olup olmadığına karar verilir. Olgunlaşmış gül goncası Şekil 7’te
gösterilmiştir.
Şekil 7. Olgunlaşmış Gül Goncası
Son olgunlaşma kıstası ise gül çapıdır. Alınan veriler ışığında gül çapı 4,5 cm ve daha büyük olan
güllerin %94 oranında olgun olduğu anlaşılmaktadır. Fakat çapı 4 cm olan güllerin olgun olup
olmadığına bakmak için goncanın açım formuna geri dönmek gerekir. Eğer bu çaptaki güllerin
olgunluğundan bahsedebilirsek bu yapraklar arasındaki mesafenin açıklığıyla doğru orantılı olmalıdır.
Çapı 4 cm altındaki güllerin olgun olmadığı kabul edilmektedir. Bu güller kesilmez ve hasat için
ötelenir. Çapı 4.0 – 4.5 cm arasında olan gülleri için olgunluk oranı %50’dir. Bu güllerin hasat için bir
sonraki hasat zamanını beklemesi gerekir.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
184
Gün içerisinde birden fazla hasat yapıldığı için bu güller ikinci hasat zamanı %84 oranında bir sonraki
çap değeri olan 4.5 cm sınırına ulaşır ve hasat edilir. Çaplarına göre güllerin analizi Şekil 2’de
gösterilmiştir.
Şekil 8. Yarıçaplarına göre güllerin analizi
Elde edilen tüm değerler doğrultusunda MATLAB’ta görüntü işleme tekniği kullanılarak
segmantasyon yapıldı. Segmantasyon sonucunda gülün taç yaprakları dışındaki kısımları yok edildi.
Bu sayede güllerin çanak yaprakları tespit edildi. Güllerin olgunluğunda ise önce güllerin çapına
bakıldı. 4 cm altındaki çaplar daima olgun olmayan gül olarak kabul edildiğinden bu güller üzerinde
işlem yapılmadı.
2.2 Dal Kesme
Gül hasat robotu, Gülderen, dijital ortamda görüntü işlemesini yaptıktan ve gülün olgun olup
olmadığına karar verdikten sonraki aşama dal takibi, kesim noktasını belirleme ve istenilen düzeyde
45 derecelik açıyla kesme işlemidir. Dal takibini sürdüren kesim mekanizması dalın boğumlarına göre
üzerinde bulunan kamera sistemini kullanarak kesilecek noktayı belirler. Dal kalınlığının bu nokta
üzerinde etkisi vardır. Kalınlık arttıkça kesim noktası çiçeğin köküne doğru, kalınlık azaldıkça kesim
noktası gülün taç yapraklarına doğru hareket eder. Belirli bir dal kalınlığının altında gül ticari değer
taşımadığı için kesilmez ve işlem başka bir gül üzerinde tekrarlanır.
0
20
40
1
1,2
5
1,5
1,7
5 2
2,2
5
2,5
2,7
5 3
3,2
5
3,5
3,7
5
Gü
l S
ay
ısı
Güllerin Yarıçapı
- - Olgunlaşmış, --- Olgun
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
185
3.OLGUNLUK DENEY İ
Laboratuar ortamında daha önce Şanlıurfa gül serasından alınan 175’i olgun toplam 281 gül goncası
üzerinde çalışılmıştır.
3.1 Kamera Kalibrasyonu
Başlangıç olarak Gülderen robotta gül goncasını görüntülemek için kullanılan kameranın kalibrasyonu
yapıldı. Bunun için Matlab yardımıyla dijital ortamda görüntü işleme teknikleri uygulandı. Güllerin
kameraya olan uzaklığını tespit etmek için iki farklı mesafeden ölçümler alındı. 30mm x 30mm’den
oluşan kareler kullanılarak farklı mesafelerden görüntüler çekildi. Bu görüntüler doğrultusunda 1
pixel’in herhangi bir mesafede milimetre cinsinden değeri eğri uydurma metodu ile bulundu. Bununla
birlikte herhangi bir mesafede alan ölçüsünün değeri hesaplandı. Şekil 9’da yapılan hesap
doğrultusunda pixel – uzunluk arasındaki oran gösterilmiştir.
Şekil 9. Pixel – Uzunluk Katsayısı
3.2 Olgunluk Algoritması
İkinci aşamada kalibrasyon hesabının ardından Gülderen robotu tarafından dijital ortamda güllerin
fotoğrafı çekildi.[4,6] Olgun güllerin pozisyonları ve kameraya olan mesafeleri MATLAB’da bulundu
ve belirli alan üzerindeki bu güllerin hasata uygun olgunlukta olup olmadığını anlamak için HSV’nin
ikinci kanalında segmantasyon yapıldı. Bunun nedeni segmantasyon sırasında RGB kanalına göre
güllerin renginden dolayı HSV’de daha belirgin segmente edilmesidir. Belirli filtreleme işlemleri
uygulandıktan sonra gül goncalarının dışındaki her şey tamamen yok edildi. Bu sayede Matlab’ta
segmente edilmiş gül goncalarının orta noktalarıları bulunarak çapları hesaplandı. Bunun için
regionprops komutu kullanılmıştır. Şekil 10’da gül olgunluğunu tespit etmekte kullanılan akış şeması,
Şekil 11’de ise segmantasyon işlemi gösterilmiştir.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
186
(a) (b)
(c)
Şekil 11. a) Güllerin işlenmeden önceki fotoğrafları b) HSV kanalındaki durumları c)segmantasyon
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
187
Segmantasyon yapılan güllerin pixel ve cm değerleri aşağıdaki gibidir:
1.Gül=139.82 Pixel= 2.62 cm (Olgun Olmayan Gül)
2.Gül=174.7 Pixel= 4.52 cm (Olgun Gül)
3.Gül=272.14 Pixel=4.98 cm (Olgun Gül)
4.SONUÇLAR
Elde edilen tüm değerler doğrultusunda Matlab’ta görüntü işleme tekniği kullanılarak gül goncalarının
analizi yapıldı. Ana kolda bulunan ve yer tespiti için kullanılan kamera tarafından sağ ve sol olmak
üzere iki farklı açıdan güllerin fotoğrafları 3 boyutlu olacak şekilde çekildi. Yer tespiti ve
segmantasyon yapıldı. Segmantasyon sonucunda gülün taç yaprakları dışındaki kısımları yok edildi.
Güllerin olgun olup olmadığına karar vermek için ise önce güllerin çapına bakıldı. 4 cm altındaki
çaplar daima olgun olmayan gül olarak kabul edildiğinden bu güller üzerinde işlem yapılmadı.4.0 ve
4.5 cm arasında çapa sahip olan güllerin %50 olgunluk dilimine sahip olduğundan dolayı bu güller bir
sonraki hasatı beklemek üzere kesilmeden bırakıldı. Sera ortamındaki bu güllerin %84’ü ikinci hasat
zamanında istenilen olgunluğa ulaştığı görülmüştür. Çapı ,4.5 cm üzerindeki güllerin tamamı hasat
edilebilir kabul edildi. Bu işlem laboratuar ortamında 123 gül üzerinde uygulandı ve 103 (%94)
işlemde doğru sonuç alındı. Günlük hasat sabah ve akşam olmak üzere iki kısma ayrıldığı için geriye
kalan %16 lık hata payının önemli bir kısmı ikinci hasatta giderilmiş olacak.
TEŞEKKÜR
Bu proje Atılım Üniversitesi Mekatronik Mühendisliği bölümü MECE 407-408 Undergraduate
Research Projects I- II dersleri kapsamında yapılmış olup, ATÜ-LAP-A-1415-01 ve TÜBİTAK
TEYDEB 1505-513001 projeleri tarafından desteklenmiştir. Katkılarından dolayı MONE A.Ş’nin
yönetici ve çalışanlarına teşekkür ederiz.
KAYNAKÇA
[1]Bulanon D. M. and Kataoka T., 2010. Fruit detection system and an end effector for robotic
harvesting of Fuji apples. Agric Eng Int: CIGR Journal, 12(1), 203-210.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
188
[2]“Harvest robot for picking roses fully automatically”,
www.greenvision.wur.nl/index.php?option=com_content&task=view&id=25&Itemid=46&lang=en ,
(download date:2.11.2015)
[3] Henten, E.J.,Hemming, J. Ruizendaal, J., Hofstee, J.W.,2014, “Fruit Detectability Analysis for
Different Camera Positions in Sweet-Pepper” Sensors 14 (4). 6032 - 6044.
[4] Bulanon, D. M., Kataoka, T., Zhang, S. Ota, Y. Hiroma, T. “Optimal thresholding for the
automatic recognition of apple fruits”
[5] Erden, A., Gürel,C., (2013),“Conceptual Design of a Rose Harvesting Robot for Greenhouses” The
20th Int. Conf. on Mechatronics and Machine Vision in Practice.
[6] Noordam, J.C., Hemming, J., van Heerde, C., Golbach, F., van Soest, R. ve Wekking, E.,2005,
“Automated rose cutting in greenhouses with 3D vision and robotics: analysis of 3D vision techniques
for stem detection.”,Acta Horticulturae, vol. 691,885-892.
[7] A. Kohan, A. M. Borghaee, M. Yazdi, S. Minaei, M.J. Sheykhdavudi, 2011, “Robotic Harvesting
of Rosa Damascena Using Stereoscopic Machine Vision”,World Applied Sciences Journal 12 (2):
231-237.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
189
3 SERBESTLİK DERECEL İ PARALEL K İNEMAT İK HAPT İK CİHAZ
Berkay AKÇA, [email protected] TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi, 06510, Ankara
Hayri GÜLDA ĞLI, [email protected] TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi, 06510,
Ankara
Berk KIZILDA Ğ, [email protected] TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi, 06510,
Ankara
ÖZET
Haptik cihaz, insanların uyguladığı kuvvete karşılık, kuvvet, hareket veya titreşim uygulayarak
dokunma duygusunu sanal gerçeklikte hissettiren geri beslemeli dokunsal cihazdır. Haptik cihazların
iyi bir performans sergileyebilmesi için ataletinin ve sürtünmesinin düşük, rijitli ğinin yüksek, girdi ve
çıktı arasında karşılıklı olarak kuvvet iletimi sağlayabilen (backdriveable), sıfır geri tepmeye, yer
çekimi dengelemesine ve yeterli çalışma alanına sahip olması gerekmektedir.
Bu projede, her eksende 10 cm çalışma alanına, 0.5 mm çözünürlüğe, yerçekimi dengelemesine, USB
girişine sahip üç serbestlik dereceli paralel kinematik yapıya sahip haptik cihaz oluşturulacaktır.
Ayrıca, cihaz her eksende 10 N maksimum tepki kuvvetini karşılayabilecektir.
Bu özelliklere sahip bir haptik cihazın oluşturulması için sırasıyla, kinematik denklemler çıkarılır,
kapalı çevrim denklemleri ile cihazın hareketli platformunun pozisyonu motorların dönme açılarına
bağlı olarak bulunur, donanım kısmı oluşturulur, elektronik devreleri kurulur ve kontrol sistemi
oluşturulur.
Anahtar Sözcükler: Haptik Cihaz, Paralel Kinematik Delta Robot, Tersine Kinematik, İleri
Kinematik, Kuvvet Geribeslemesi
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
190
ABSTRACT
Haptic devices are feedback tactile devices react the power, motion and vibration back to the people
who applies power to the device. For a haptic device having good performance, low inertia and
friction, high value of rigidity, capability of providing force transmission mutually (back drivable)
between the input and output, zero recoiling, the gravity compensation and enough working space are
required.
In this project, a 3-DOF parallel-kinematics haptic device which has 10 cm working space in each
axis, 0.5 mm resolution, gravity compensation, and USB interface to computer will have been built by
end of the project. Also, the device is going to compensate 10 N maximum reaction force on each axis.
To build a haptic device having these characteristics, the kinematics equations are derived, the position
of the moving platform of the device has been calculated based on turning angle of DC motors by
using closed-loop equations, construction of the device is completed, the mechatronic instrumentation
has been implemented and the control system of the robot has been built.
Keywords: Haptic Device, Parallel-kinematics Delta Robot, Inverse Kinematics, Forward
Kinematics, Force feedback
1. GİRİŞ
Haptik cihazların ana fikri dokunma duyusu ile ilgilidir. Haptik teknolojisi, kullanıcıların sanal
ortamdaki nesnelere dokunmasına ve onların yapılarını hissetmesine olanak sağlar. Bu tepkileri
hissetmek için sistemin geri beslemeli olması gerekir. Kullanıcı sanal nesneye dokunduğu an itibari ile
ondan bir yanıt ya da tepki bekler ve buna haptik geri beslemeli bildirim şekli denmektir.
Haptik teknolojileri, insan haptikleri, makine haptikleri ve bilgisayar haptikleri olarak üçe ayrılır.
Bilgisayar haptikleri algoritmalar ve yazılımlardan oluşur. İnsan haptikleri dokunma yoluyla
manipulasyon çalışmasını içermektedir [1]. Makine haptikleri ise, insan ve bilgisayar haptikleri
arasında iki yönlü iletişime izin veren hem mekanik hem de mekatronik tasarımdır.
İki farklı tipte haptik cihaz vardır. Bunlardan biri geniş çalışma alanı, ama nispeten daha küçük kuvvet
dayanımı ve düşük rijitlik gibi özelliklere sahip seri kinematik haptik cihazlardır.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
191
Diğer haptik cihaz çeşidi ise paralel kinematik haptik cihazlardır. Ancak, seri türdeki üretilen cihazlara
göre daha az bir çalışma alanı sunmaktadırlar. Paralel kinematik haptik cihazlar, seri kinematik haptik
cihazlardan daha rijit, hareket doğruluğu daha yüksek, çalışması daha düzgün, hız ve ivmedeki
kontrolü daha iyidir.
Bu projenin temel amacı, kullanıcının uyguladığı kuvvetin yönüne ters, eşit büyüklükte tepki kuvveti
uygulayan bir haptik cihaz oluşturmaktır. Bu cihaz için üç ana tasarım kriteri vardır. Bunlar çalışma
alanı, çözünürlük ve sistemin dayanabilceği maksimum kuvvet kısıtlarıdır. Çalışma alanı, hareket
aralığıdır. Bu projede çalışma alanı x, y ve z yönlerinin herbirinde 10 cm olarak seçilmiştir. Haptik
cihazların çözünürlüğü, kullanıcıya uyarı gönderildiği minimum uzaklık değişimini ifade eder. Bu
proje için hedeflenen çözünürlük değeri 0.5 mm’dir. Tepki kuvveti, kullanıcı tarafından uygulanan
kuvvete karşı uygulanan kuvvettir. Maksimum tepki kuvveti, bu projede maksimum tepki kuvveti her
eksende 10 N olarak seçilmiştir.
2. TASARIM VE PROTOT İP OLUŞTURMA
2.1 Haptik Cihaz Sistemi
DC motorlar DC motor tutucuların yardımı ile alt (ana) platforma sabitlenir. Bu işlem için 2 adet DC
motor tutucu kullanılmıştır bu sayede DC motorların titreşim veya benzerin faktörler sonucu
yerlerinden oynaması engellenir. Motor kontrol kolu DC motorların şaftlarına eş merkezli olarak
bağlanır, şaft deliği yardımı ile mil şafta vidalanarak sabitlenir. Bu sayede milin, motor kontrol kolu
parçasındaki yuvasında boşa dönmesi engellenir.
Kaplin delikleri; bir ucu DC motor mili için 4,6 mm ve diğer ucu potansiyometre mili için 6,2 mm
olarak genişletilir. Bu adımdan sonra potansiyometreler DC motor millerine eş merkezli olarak
bağlanır. 10 turlu 2K potansiyometreler, potansiyometre tutucular ile alt (ana) platforma sabitlenir.
Kardan mafsallar motor kontrol koluna ve hareketli platforma sabitlenir. Ve bu motor kontrol kolu ile
hareketli platform mafsallar arası bağlantı alüminyum çubuklar ile sağlanır. Alüminyum çubukların
hepsi eş uzunlukta ve 220,5 mm’dir.
Kullanıcının üst platformu hareket ettirdikten sonra potansiyometrelerden okunan değerler açı
değerine dönüştürülür. Bu açı değerleri kinematik denklemlerde kullanılır ve üst tutucunun pozisyonu
elde edilir. Elde edilen pozisyon değerinin de yardımıyla gerekli kuvvet hesaplamaları yapılır.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
192
Proje sonunda üretilen haptik cihazın 3D çizimi Şekil 1’de, kendisi ise Şekil 2’de vereilmiştir.
verilmiştir.
Şekil 1. Haptik cihaz 3D çizimi
Şekil 2. Üretilen haptik cihaz
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
193
2.2 Kinematik Analiz
3 Serbestlik derecesine sahip paralel kinematik haptik cihazlarda hareketli platform x-, y-, z-
eksenlerinde sadece ilerleme hareketi yapar, kendi ekseni etrafında dönmez. Bu nedenle; her zaman
temel (alt) platform hareketli platforma paraleldir. Haptik cihazın sembolik gösterimi Şekil 3'te
verilmiştir.
Şekil 3. Haptik Cihaz Sembolik Gösterimi
' = U 0 V50 W X√Z)[)[0 \ Z X √Z)[)[0 \
<' U 0 ]^0 W < _ `aV0 b <Z _ `aV0 b
Kinematik denklemlerde kullanılan tanımlar Tablo 1 'de verilmiştir.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
194
Tablo 1. Kinematik Denklemlerde Kullanılan Kısaltmaların Tanımları
İsim Anlam Değer(mm)
cd Sabit (ana) eşkenar üçgenin bir kenar uzunluğu 500
c8 Hareketli eşkenar üçgenin bir kenar uzunluğu 169.1
l Alüminyum Çubuk Uzunluğu 220.5
L Kontrol Kolu Uzunluğu 57.7
h Kontrol Kolu paralelkenar genişliği 60
V5 Alt tablanın merkezinden kenara uzaklık 118.6
]d Alt tablanın merkezinden köşeye uzaklık 237.2
V^ Üst tablanın merkezinden kenara uzaklık 44.8
]^ Üst tablanın merkezinden köşeye uzaklık 89.6
V5 = √Z ce ]d = √ZZ c V^ = √Z ce ]^ = √ZZ ce
Haptik cihaz için devre kapalılık denklemleri aşağıdaki gibi yazılır.
; @ ; @ ; = <8 @ <; (1)
; = |;|| = ||<8 @ <; ; ;|| (2)
; = ||;||=;i @ ;j @ ;k (3)
Anlık kartezyen konum değişkenleri şu şekildedir;
<d = lmnG
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
195
Bu değerler kullanılarak;
'= U lm @ ∗ pqrθ' @V5 ]^n @ ∗ r/θ' W (4)
=
stul √Z cos# @ `a √Z)[m ' ∗ pqrθ @V^ )[n @ ∗ r/θ yz
(5)
Z =
stul @ √Z cos #Z `a @ √Z)[m ' ∗ pqrθZ @V^ )[n @ ∗ r/θZ yz
(6)
olarak ve devre kapalılık denklemleri de
2Ly @ acosθ' @ 2zLsinθ' @ l @ m @ n @ @ @ 2ya = 0 (7)
√3l @ @ m @ pcosθ @ 2zLsinθ @l @ m @ n @ @ p @ @ 2l@ 2mp = 0 (8)
√3l m pcosθZ @ 2zLsinθZ @l @ m @ n @ @ p @ 2l@ 2mp = 0 (9)
olarak elde edilir. Bu kinematik denklemler 3-küre kesişim algoritması ile çözülmüştür.
2.3 Sistem Parametrelerinin Hesaplanması
Bu projede 3 adet çok turlu potensiyometre kullanılmıştır. Potensiyometre değerleri açılara
dönüştürlerek kinematik denklemlerde kullanılmıştır. Bu açılar -21° ile 70° arasında değişmektedir.,
DC motorların tork değerleri de motor miline bağlanan farklı uzunluklardaki çubukların, motorun
çalıştırılması sonucunda, bastırdığı ağırlık kullanılarak hesaplanmıştır. Sistemdeki tepki kuvvetleri ise
aşağıda verilen temel statik kuvvet dengesi yardımıyla bulunmuştur.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
196
F' @ F @ FZ @ F = 0 (10)
F' @ F @ FZ @ F = 0 (11)
F' @ F @ FZ @ F = 0 (12)
Statik kuvvet dengesi aşağıdaki gibi yazılabilir:
u' u uZu' u uZu' u uZ ∗ F'FFZ @
FFF TutucuParçaAğırlığı = 0 (13)
u' u uZu' u uZu' u uZ ∗ F'FFZ =
FFF TutucuParçaAğırlığı (14)
Bu kuvvetler kullanılarak DC motorlara uygulanan tork değerleri hesaplanır.
Bu projede kontrol sistemi ise oluşturulan algoritmadır. Potansiyometrelerden gelen veriler çıkarılan
denklemlerde kullanılarak sonuçta DC motorlara PWM signali yollanır ve bu şekilde çalışmaları
sağlanır.
Diğer bir değişken olan çözünürlük ise haptik cihazın hassasiyetidir (duyarlılık). Çözünürlük değeri
küçüldükçe, cihazın duyarlılığı artar. Bu projede çözünürlük değeri denklem 20’deki gibi
bulunmuştur.
Çönüüü = q,qöüşçr<q,r/mq,/ğ/ş/ = 70.312520 = 3.52
(15)
2.4 Mekatronik Enstrümantasyon
9 V’luk güç kaynağı DC motorlara güç sağlayan 12 V’luk güç kaynağını temsil etmektedir. Bu güç
kaynağı MC33926 DC motor sürücüsünün 5 – 28V giriş kaynağı ile GND pinine bağlanarak motor
OUT1 ve OUT2 pinlerine bağlanmış olan motorlara voltaj verilmiş ve DC motorlar hareket
ettirilmiştir. Bu hareketin kontrolü ise motor sürücüde bulunan FB(feedback), PWM/D1, PWM/D2,
IN1, IN2 ve EN(enable) pinlerinin Arduino’da ilgili yerlere bağlanmasıyla sağlanmıştır. Motor
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
197
millerine bağlanan potensiyometreler sayesinde millerin kaç derece döndüğü bilgisi elde edilmiş ve bu
açılar ileri kinematik analizde kullanılarak sonuçta motorlara hangi yönde ne kadar PWM sinyali
gönderilmesi gerektiği elde edilmiştir. Haptik cihazın devre bağlantıları Şekil 4’te verilmiştir.
Şekil 4. Haptik cihazın kablolama şeması
2.5 Kontrol Sistemi
DC motorun anlık olarak çektiği akım kontrol sisteminde girdi olarak kullanılır. Bu girdiler ve
uygulanan kuvvet kullanılarak tork değerleri ve motorun çekmesi gereken akım değerleri hesaplanır.
Bu gerekli akım değerleri kontrol sisteminde ulaşılmak istenen değerlerdir. Kontrol döngüsü
tamamlandığında, çıktı olarak DC motorlara PWM sinyalleri yollanır.
3. SONUÇLAR
3-DOF paralel kinematik dokunsal cihaz projesinde, kullanıcıya büyüklüğü ve uygulanan kuvvetin
yönü doğrultusunda kullanıcıya tepki kuvveti veren bir cihaz amaçlanmıştır. Bu projeyi yaparken
hedeflenen 3 ana nokta vardır. Bu noktalar; cihazın çalışma alanı, çözünürlük ve dayanabileceği
maksimum kuvvet değeri.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
198
3.1 Deneysel Sonuçlar
Çalışma alanı 10 * 10 * 10 pZ olarak hedeflendi. X ve y eksenlerinde istenilen değerlere ulaşılmıştır.
X eksenindeki çalışma aralığı -8 cm ile +8,5 cm olarak ölçülmüştür. x ekseninde ki toplam maksimum
çalışma alanı 16,5 cm’dir. Y eksenindeki çalışma aralığı -10,6 cm ile +9,5 cm olarak ölçülmüştür. Y
ekseninde ki toplam maksimum çalışma alanı 20,1 cm’dir. Ancak z ekseninde ki toplam maksimum
çalışma alanı 5,6 cm olarak ölçülmüştür. Cihazın rijitlik seviyesini koruyabilmek adına, 10cm lik
hedeflenen değere ulaşılmamıştır. Yerçekimi dengelemesi cihazın sahip olduğu ekstra bir özelliğidir.
Bu projede, yerçekimi telafisi farklı bir şekilde uygulanır. Yerçekimi telafisi olarak, hareketli
platformun merkezi daima robotun orijin noktasına geri gelmektedir.
3.2 Teorik Sonuçlar
Proje başlangıcında maksimum kuvvet olarak her eksende (x-y-z) 10 N hedeflenmiştir. Cihazın
tamamlanmasından sonra maksimum kuvvet değeri ölçülmüştür. Cihazın her eksende 10.75 N
değerinde ki maksimum kuvvete dayanabildiği belirlenmiştir.
Çözünürlük (hassasiyet) değeri olarak 0,5 mm belirlenmişti. Proje sonunda çözünürlük değeri 3,52
mm olarak ölçülmüştür. Potansiyometrelerin küçük çalışma alanlarına sahip olmalarından dolayı bu
değer hedeflenen değerin altında kalmıştır. Çift milli DC motor kullanılsaydı, çözünürlük motorun
redüksiyon oranı kadar artardı.
Cihazın bitmiş halinin USB girişine sahip olması istenmekteydi. Bu sayede gerektiğinde bilgisayar
bağlantısı kolayca sağlanabilecekti. Proje sonunda bu hedef de gerçekleştirilmi ştir.
Özet olarak; x ve y eksenlerinde hedeflenen değere ulaşılmış z ekseninde ise hedeflenen değerin biraz
altında kalınmıştır. Her eksende hedeflenen maksimum kuvvet değerine ulaşılmıştır. Çözünürlük
(hassasiyet) değeri istenilen değerin altında kalmıştır fakat çözünürlüğün yükseltilerek nasıl daha iyi
hale getirilebileceği açıklanmıştır. Yerçekimi telafisi bilinenin aksine farklı bir yöntemle sağlanmıştır.
Cihaz istenildiği gibi bilgisayar bağlantısı için USB girişine sahiptir. Tüm bunların sonucu olarak,
cihaz aktif şekilde çalışıyor ve tasarım kriterlerinin büyük bir çoğunluğunu sağlamaktadır.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
199
4. TEŞEKKÜR
Bu projede bizden yardımlarını esirgemeyen Yrd. Doç. Dr. Yiğit TAŞCIOĞLU’na, her aşamada
destek olan Gizem GİDER, Emre ÖZÜM ve Alper YETİŞ’e, ayrıca sağladığı 2400 TL’lik maddi
destek dolayısıyla TÜBİTAK’a teşekkürlerimizi sunarız.
5. KAYNAKÇA
[1] Khan, S., 2012. “Design and Optimization of Parallel Haptic Devices”, Doktora Tezi, 1-2
[2] Phantom Omni® Haptic Device
(http://www.dentsable.com/haptic-phantom-omni.htm) Access Date: 25.03.2015
[3] Omega 3 Haptic Device Force Feedback Interface
(http://www.forcedimension.com/products/omega-3/overview) Access Date: 25.03.2015
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
200
EKSENDEŞ PERVANEL İ MİKRO HAVA ARACI İRTİFA KONTROLÜ
Nur İSMAİLOĞLU, [email protected] Atılım Üniversitesi, 06836, Ankara
Merve OKUR, [email protected], Atılım Üniversitesi,06836, Ankara
Bülent İRFANOĞLU, [email protected], Atılım Üniversitesi,06836, Ankara
ÖZET
Bu bildiride eksendeş pervaneli mikro hava araçlarının yerden dikey kalkış veya inişleri sırasında veya
çok düşük irtifadaki uçuşları sırasında kullanılmasına yönelik bir irtifa ölçüm sistemi ve bu sistemi
içeren bir irtifa kontrol sistemi tasarımı ve gerçekleştirilmesi amaçlanmıştır. Eş eksenli pervanelere
sahip bir mikro hava aracının irtifa ile ilgili dinamiği, basitleştirilmi ş fiziksel modeli ve Newton’un
ikinci kanunu kullanılarak oluşturulan dikey yönündeki hareket denklemiyle ele alınmıştır. Bir
kızılötesi LED ve bir fototransistor içeren irtifa ölçüm sistemiyle belirli ölçümler yapılmıştır. İrtifa
kontrol sistemi tasarımında kullanılacak PID kontrolcüsünün sürekli ve ayrık zaman denklemleri
verilmiştir. Bu hava araçlarının irtifa kontrolü yönelim kontrolüne göre oldukça basit olmasının yanı
sıra çok temel bir problemdir.
Anahtar Kelimeler : Eksendeş pervaneli mikro hava aracı, irtifa ölçümü ve kontrolü, sürekli ve ayrık
zaman PID kontrolcüsü
ABSTRACT
In this paper, design and realization of an altitude measurement system and an altitude control system
involving this measurement system that can be used during vertical take-off or landing or during very
low altitude flights of coaxial rotor micro aerial vehicles are aimed. Altitude dynamics of a coaxial
rotor micro aerial vehicle is based on its simplified physical model and its equation of motion in the
vertical direction derived using Newton’s second law. Certain experiments are carried out using the
developed altitude measurement system that involves an infrared LED and a phototransistor.
Continuous and discrete time equations of a PID controller that will be used in design of the altitude
control system are given. Altitude control is considerably simple compared to attitude control but a
fundamental issue in these aerial vehicles.
Keywords: Coaxial rotor micro aerial vehicle, altitude measurement and control, continuous and
discrete time PID controller
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
201
1. GİRİŞ
Eksendeş pervaneli mikro hava araçları günümüzde sivil ve askeri uygulamalarda
kullanılabilmektedir; kapalı veya açık alanlarda olabilen bu uygulamalara arama kurtarma çalışmaları,
gözetleme, bilgi toplama, araştırma geliştirme çalışmaları ve eğlence amaçlı uygulamalar örnek olarak
verilebilir. Eksendeş pervaneli mikro hava araçları düşük hızlarda uçabilmekte, dikey kalkış ve iniş
yapabilmekte, uzaktan kumanda ile kontrol edilerek veya otonom olarak uçurulabilmektedir. Bu
özelliklerine ek olarak, bu araçların ebatlarının küçük olması dar alanlarda yapılan uygulamalar için
avantajlı olabilmektedir; bunun yanı sıra bu araçlar oldukça hafif ve yük kaldırma kapasiteleri de
düşük olan hava araçlarıdır. Yönelimi için yanal itki sağlayan bir kuyruk motoruna ihtiyaç
duymamasından dolayı küçük ebatlarda oluşu önemli bir avantaj sağlamaktadır.
Bu bildiride, kaynak taramasında bulunan geçmiş araştırmalar üzerinden gidilerek, kritik konular
belirtilmiş, belirli çıkarımlar yapılmış ve eksendeş pervaneli mikro hava araçlarının oldukça düşük
irtifadaki uçuşları sırasında kullanılmasına yönelik bir irtifa kontrolcüsü tasarımı ve gerçekleştirilmesi
amaçlanmıştır. Bu amaçlar doğrultusunda irtifa ölçümleri için bir yöntem ve donanım belirlenmiş ve
belirli ön çalışmalar yapılmıştır.
4.Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MEMÖK 2013) bildirisinde yapılan araştırmada
varsayım olarak, yapılacak çalışmalar sırasında eksendeş pervaneli mikro hava aracının yunuslama ve
yuvarlanma hareketlerinin istikrarlı olduğu ve aracın yöneliminin bu yönlerde istenilen değerlerde
olduğu kabul edilmiştir [3]. Araştırmamızda, tasarlanacak hava aracının yapısal ve dinamik özellikleri
ve kullanılacak deney düzeneğinin fiziksel sınırlandırması ile yuvarlanma, yunuslama ve sapma
yöneliminin istenilen değerlerde tutulması düşünülmüştür. Araştırmamızda sapma hareketinin
kararlılığı ve istenilen değerlerde tutulabileceği deneysel olarak çalışılmış ve gözlemlenmiştir.
Araştırmamızda sadece irtifa yönünde hareketine izin verilen ve diğer serbestlik derecelerinde
hareketin kısıtlandığı bir sistem üzerinde çalışmanın yapılması hedeflenmiştir.
5.Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MEMÖK 2014) bildirisinde Syma S032
eksendeş pervaneli mikro helikopterin modifikasyonu ile oluşturulan aracın uzaktan kumanda
kontrolcüsünün kontrolü üzerine çalışılmıştır ve yapılan çalışmalar Matlab Simulink üzerinde
simülasyon olarak yapılmıştır, fakat irtifa kontrolü fiziksel bir modelde ve gerçek zamanlı bir deney
ile uygulanamamıştır [4]. Bu bildiri de belirtildiği gibi irtifa kontrolü basit olmasının yanı sıra temel
bir problemdir. Devam eden bölümlerde, sırasıyla kaynak taramasında öne çıkan sistemler, eksendeş
pervaneli mikro hava aracının basit dinamik modeli, irtifa kontrol sistemi, irtifa kontrolü için mesafe
ölçüm sistemi ve yapılan ölçümler anlatılmıştır.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
202
2. KAYNAK TARAMASI
İngiliz Patent Ofisi tarafından 1859 yılında ilk eksendeş pervaneli helikopter patenti Henry Bright’ın
tasarımına verilmiştir. Bugün bildiğimiz gibi bu noktadan itibaren, eksendeş pervaneli helikopter
tamamen operasyonel makineler haline geldi [1].
Eksendeş pervaneli hava araçlarında, eksenleri çakışık olacak şekilde ayarlanmış iki pervane iki ayrı
elektrik motoru tarafından zıt yönlerde sürülmektedir. Bu hava araçları boyutlarına göre mikro, mini
ve küçük olarak sınıflandırılmaktadır [9]. Bu sınıflandırma Tablo1 de verilmiştir. Eksendeş pervaneli
mikro hava araçları, gelişen teknoloji ve ihtiyaçlar doğrultusunda gelişmeler ve ilerlemeler
göstermektedir. Birçok üniversite ve firmanın bu konu üzerinde çalışmaları bulunmaktadır. Kaynak
araştırmasında “Mufly”, “SensorFly” ve “LinkMAV” göze çarpan çalışmalardandır ve bu hava
araçları hakkında kısa bilgiler aşağıda verilmiştir.
Tablo 2 Hava Araçlarının Sınıflandırılması [9]
Kate
gori Ağırlık (kg) İrtifa (ft) Örnek Hava Araçları
Mikr
o
< 2 AGL*+200 MicroStar, Fancopter, Black Widow
Mini 2 ‐ 20 AGL*+300 Skylark, Gözcü, Aladin, RoboCopter
Küçü
k > 20
AGL*+5
000 Luna, SilverFox, Neptune, Firebird
*AGL: zemin seviyesi ( above ground level)
• MuFly
Mufly (Şekil 1) eksendeş pervaneli, mini ve mikro helikopter olarak üretilmiş bir hava aracıdır. Mufly
kapalı alanlarda arama, gözetim ve keşif misyonlarını gerçekleştirmek için donatılmıştır. MuFly’ın
toplam ağırlığı 230 gramdır, boyu 200 mm ve eni ise 175 mm dir [5].
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
203
Şekil 2 SensorFly [6]
Şekil 3 LinkMAV [8]
• SensorFly
SensorFly (Şekil 2) eksendeş pervaneli bir nano hava aracı olup, kentsel yangın, deprem, gaz kaçağı
veya rehin alma durumları gibi acil müdahale senaryolarına ilk müdahale için, tehlikeli ve sürekli
değişen operasyonel ortamlarda çalışması için üretilmiştir. SensorFly kapalı alanlar ve acil müdahale
uygulamaları için uzaktan kontrollü bir mobil hava sensör ağ platformudur. Bu hava aracının
maksimum ağırlığı 34 gramdır [6].
• LinkMAV
Linköping Üniversitesi, İsveç’te Bilgisayar ve Enformasyon Bilimleri, Otonom İnsansız Hava Aracı
Teknolojileri Bölümü Laboratuvarında (UAVTech) geliştirilmi ştir. Son zamanlarda başlanılmış olan
bu araştırma, döner kanatlı mikro hava araçları alanında yapılmış bir sistemdir. Bu ekşendeş pervaneli
mikro hava aracı (Şekil 3) binaların yapısına göre tasarlanmıştır. LinkMAV’ın boş ağırlığı 407
gramdır, toplam ağırlığı 900 gramdır [8].
Şekil 6 MuFly [5]
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
204
3. DİNAM İK MODEL ve İRTİFA KONTROLÜ
Araştırmamızın temel amacı hava aracının irtifa kontrolüdür. Geçen yıl yapılan çalışmadan alınan
basitleştirilmi ş fiziksel model Şekil 4’de ve hareket denklemi aşağıda verilmiştir [4].
Şekil 4 İrtifa Kontrolü için Fiziksel Model
= . ¡¢ (1)
Hareket denkleminde ve Şekil 4’te T pervanelerin oluşturduğu itki kuvveti, m sistemin kütlesi, g
yerçekimi ivmesi ve z irtifadır. İrtifa kontrol sisteminin blok diyagramı Şekil 5’te gösterilmiştir;
burada Zd istenilen irtifa girdisi, Z gerçek irtifa çıktısı, D sistemin ağırlığından kaynaklanan girdi, G(s),
GC(s) ve H(s) sırasıyla hava aracının, kontrolcünün ve irtifa sensörünün transfer fonksiyonlarıdır.
Şekil 5 İrtifa Kontrol Sistemi Blok Diyagramı
İrtifa kontrolü için geçen yıllarda olduğu gibi bir PID (Proportional-Integral-Derivative) oransal-
integral-türevsel kontrolcü tasarlanması düşünülmüştür. PID denetleyici endüstriyel kontrol
sistemlerinde yaygın olarak kullanılmaktadır. PID denetleyicinin sürekli zaman ve ayrık zamanda
sisteme uygulayacağı etki aşağıdaki denklemlerde verilmiştir [10].
£¢ ¤¥¦¢ @ ¤§ ¨ ¦¢¢ @ ¤ ¦¢¢¢© (2)
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
205
£ª = £ª @ «¦ª @ ¬¦ª @ ¦ª (3)
« = ¤¥ @¤§@ ¤ ,¬ = ¯¤¥ @ ¤ ° , = ¤
Denklem (2) ve (3)’te u kontrolcünün çıktısı, e kontrolcünün hata girişi, sırasıyla Kp Ki, Kd orantı,
türev ve integral kazançlar, t zaman ve T örnekleme zamanıdır.
4. İRTİFA ÖLÇÜM SİSTEMİ
İrtifa kontrolü mesafe (irtifa) ölçümüne ihtiyaç duymaktadır. Mesafe ölçümünde akustik (ultrasonik)
veya optik tabanlı yöntemler yaygın olarak kullanılmaktadır. Araştırmamızda hava aracının yük taşıma
kapasitesinin oldukça az olması, kullanılan eyletici ve sensörün daha hızlı ölçüm yapmaya uygun
oluşu ve daha ekonomik olması dolayısıyla, bir kızılötesi LED ve bir fototransistordan oluşan optik
yönteme dayanan irtifa ölçüm sensörü kullanıldı. Mesafe ölçümü için kullanılan devre Şekil 6’da ve
bu devrede kullanılan malzemeler Tablo 2’ de verilmiştir. Tasarlanan mesafe ölçüm sistemi
kullanılarak yapılan deneyler ile sensörün çeşitli ortamlarda, farklı yansıtıcı yüzey ve mesafe
koşullarında verdiği tepkiler gözlenmiştir.
Birinci deneyde ışığın yansıdığı yüzey beyaz bir kâğıt ve ortam aydınlıktır, ikinci deneyde birinci
deneyden farklı olarak ortam karanlıktır, üçüncü deneyde ise yansıyan yüzey parlak gri bir metaldir ve
ortam aydınlıktır. Bu deneylerde yansıtıcı yüzey ve sensör arasındaki mesafe ve sensör ile okunan
voltaj değerleri Tablo 3’te verilmiştir ve Şekil 7’de verilen grafikler elde edilmiştir. Okunan değerler
çevre faktörlerinin ve yansıyan yüzeyin yansıtıcı özelliğine göre farklılıklar göstermiştir. Deneyler
sonucunda aracın farklı ortamlarda farklı davranışlar sergileyebileceği görülmüş ve irtifa ölçüm
sisteminin çevresel faktörlerden etkilenmemesi konusunun tasarıma dahil edilmesi kararlaştırılmıştır.
Şekil 6 Mesafe Ölçümü Devre Şeması
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
206
Tablo 3 Mesafe Ölçme Sisteminde Kullanılan Malzemeler
Malzeme İsmi Özellik
LED Kızılötesi LED
Foto transistör Kızılötesi ışına duyarlı foto transistör
Direnç R1 230Ω ve R2 10 K
Tablo 4 Mesafe Ölçümü Deney Verileri
Mesafe (cm) Deney No: 1
Sensör Voltajı (mV)
Deney No: 2
Sensör Voltajı (mV)
Deney No: 3
Sensör Voltajı (mV)
2 44,4 8,9 15,1
4 46,6 10,8 18,3
6 54,4 12,5 25,5
8 63,2 15,4 31,9
10 67,6 17,3 47,2
12 74,5 19,1 54,4
14 79,1 21,7 60,0
16 82,5 23,9 65,4
18 85,5 25,2 71,5
20 94,3 29,0 77,4
Şekil 7 Sensör Voltajı ve Mesafe Grafikleri
0
20
40
60
80
100
0 5 10 15 20 25
Ok
un
an
vo
lta
j d
eğ
eri
mV
Mesafe cm
Seri 1
Seri 2
Seri 3
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
207
İrtifa ölçme sistemi normal koşullarda hava aracının üzerinde bulunacaktır. Laboratuvar testlerinde ise
ön çalışmalar için ölçme sisteminin, hava aracının yalnız yukarı ve aşağı hareketine izin veren test
düzeneği üzerine yerleştirilmesi düşünülmüştür (Şekil 8).
Şekil 8 Hava Aracı İrtifa Kontrolü Test Düzeneği
SONUÇLAR
Bu bildiride eksendeş pervaneli bir mikro hava aracının yükseklik kontrolü hakkında geçtiğimiz
yıllarda yapılan çalışmalar değerlendirilmiştir. Hava aracının irtifa dinamiği, basit fiziksel modeli ve
Newton’un ikinci yasası kullanılarak elde edilen dikey yöndeki hareket denklemiyle ele alınmıştır. Bir
kızılötesi LED ve fototransistor içeren irtifa ölçüm sistemi geliştirilmi ş, belirli deneyler yapılmış ve
çevresel faktörlerin etkileri gözlenmiştir. İrtifa ölçüm sistemini içererek tasarlanacak ve gerçeklenecek
irtifa kontrol sistemi üzerinde durulmuş, kullanılacak PID kontrolcüsünün sürekli ve ayrık zaman
ifadeleri belirtilmiştir. Araştırma çalışması irtifa kontrol sisteminin Matlab ve Simulink kullanılarak
yapılacak simülasyonlarıyla ve devamında test düzeneği üzerine yerleştirilecek hava aracının bir
mikrodenetleyici veya bir bilgisayar ve veri toplama kartı kullanılarak yapılacak gerçek zamanlı
kontrol uygulamalarıyla devam edecektir.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
208
TEŞEKKÜR
Bu çalışma, MECE 407-408 Lisans Araştırma Projeleri I-II dersleri kapsamında gerçekleştirilmi ş ve
Atılım Üniversitesi tarafından desteklenmiştir (Proje No: ATÜ-LAP-A-1415-01).
KAYNAKÇA
[1] Coleman C.P. (1997), ”A Survey of Theoretical and Experimental Coaxial Rotor Aerodynamic
Research”, NASA Technical Paper 3675.
[2] Bouabdullah S., Bermes C., Schafroth D., Siegwart R., (2010), “Modeling and System
Identification of muFly Micro Helicopter”, Journal of Intelligent and Robotic System, Cilt 57, Sayı 4,
Sayfa 27-47.
[3] Karabulut H.O., Doğan E.G., Örün U., Angay Ç., Demirkol E.S., İrfanoğlu B., (2013), “Eksendeş
Pervaneli Mikro Hava Aracı Kontrolü Test Platformu Tasarımı”, MEMÖK, Cilt 4, Sayı 1, Sayfa 191-
200.
[4] Başaran A., Ersoy S., Köklü G., Özcan H., Yaşar S., İrfanoğlu B., (2014), “Eksendeş Pervaneli
Mikro Hava Araçlarının Matematiksel Modeli, Deneysel Olarak Tanımlanması ve İrtifa Kontrolü”
MEMÖK, Cilt 5, Sayı 1, Sayfa 123-134.
[5] Schafroth D., Bouabdallah S., Bermes C., and Siegwart R., (2009), “From the Test Benches to the
First Prototype of the muFly Micro Helicopter”, J. of Int. and Robotic Systems, Cilt 54, Sayı 1-3,
Sayfa 245-260.
[6] Purohit A., Sun Z., Mokaya F., and Zhang P., (2011), SensorFly: Controlled-mobile Sensing
Platform for Indoor Emergency Response Applications, ACM/IEEE, IPSN-10, Sayfa 223–234.
[7] FairChild Hermetic Silicon Photodarlington L14f1-L14f2 teknik döküman sayfası.
[8] Duranti S., Conte G., Lundstrom D., Rudol P., Wzorek M., Doherty P., (2007), “LinkMAV, A
Protoype Rotary Wing Micro Aerial Vehicle”, IFAC., Cilt 1, Bölüm 1, Sayfa 25-29.
[9] Ünalmış, B., (2013), “Gömülü Sistem Projeleri”, http://www.mcu-turkey.com/stm32f discovery-
kit-ile-8-kanalli-yazilimsal-pwmuygulamasi/#more-21511.
[10] İbrahim D., Microcontroller Based Applied Digital Control, (2006), Wiley.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
209
MELEZ UÇAN ROBOT ve TEST DÜZENEĞİ
Mehmet AKYÜREK [email protected], Atılım Üniversitesi, 06836, Ankara
Osman Mücteba BİŞKİNLER , [email protected], Atılım Üniversitesi,
06836, Ankara
Faruk ÖZALP , [email protected], Atılım Üniversitesi, 06836, Ankara
ÖZET
Bu bildiri, Atılım Üniversitesi Uçan Robotlar ve Robotik Taşıtlar Laboratuvarı kapsamında yürütülen
kara-hava melez robotunun performansının ve denetim sistemlerinin sınanması için geliştirilen test
düzeneğini konu almaktadır. Bahsi geçen kontrol sistemi, robotun havada yönelim dinamiğinin kararlı
hale getirilip denetlenmesini hedeflenmektedir.
Anahtar Sözcükler: Uçan robot, İki Rotorlu Platform, Melez Hareket
ABSTRACT
This paper discusses the test bench which is developed to test the performance of ground-air hybrid
robot and its control system at the Flying Robotics and Robotic Vehicles Laboratory. The control
system is the one that aims to stabilize and control the attitude dynamics of the vehicle in air.
Keywords: Flying Robot, Twin rotor Platform, Hybrid Locomotion
GİRİŞ
Günümüz koşullarında, robotik uçan sistemlerin önemi giderek artmaktadır. Sivil ve askeri pek çok
uygulamada bu sistemleri görmek mümkündür. Bu alanda farklı arayışlar ve gelişmeler de devam
etmektedir. Melez sistemler birden fazla hareket alt sisteminin bir araya gelmesiyle oluşmakta ve bu
yapılar bilinen insansız hava araçlarından farklılıklar göstermektedir. Gerektiğinde karada,
gerektiğinde de havada hareket edebilen sistemlere ihtiyaç duyulmaktadır. Bu bildiride, Uçan Robotlar
ve Robotik Taşıtlar Laboratuvarında geliştirilmekte olan iki döner kanatlı, iki bacaklı ve iki kontrol
yüzeyli Toruk sistemi için geliştirilen test düzeneğine ait temel bilgiler aktarılmaktadır.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
210
LİTERATÜR TARAMASI
Literatür araştırması kapsamında, melez kara ve hava araçları incelenmiştir. Melez araçlar genelde
kara modunda iken zıplama, tırmanma gibi yetenekler ile donatılmışken, hava modunda ise zıplamaya
ve tırmanmaya yarayan eyleyicileri olabildiğince havada verimli bir şekilde yön vermek için
kullanmışlardır. Scout tekerlekli robotun uçan versiyonunun, ayak mekanizması uzayabilen bir yapıya
sahiptir ve kara modundan hava moduna geçeceğinde uzayabilen ayak mekanizmasını kullanarak
havaya kalkmaktadır. Bu mekanizmanın uygulanabilirlik avantajının yanında ağırlık olarak
dezavantajı bulunmaktadır [1].
Şekil 7. MMALV (Dönüşen Mikro Hava Kara Aracı)
Uçan ve sürünen araçlara [1]’de MMALV (Dönüşen Mikro Hava Kara Araçları) adı verilmiştir. Bu
çalışmada robotun görev süresinin büyük kısmı havada geçmekte; kara modunu sadece pozisyon
konumlama için kullanmaktadır. Bu çalışmada, dayanıklı mekanik yapının, eyleyici
konfigürasyonunun ve tasarımın önemi vurgulanmaktadır.
Melez uçan sistemler ile ilgili yapılan çalışmalarda son yıllarda artış olduğu gözlenmektedir. Biyolojik
canlılara bakıldığında, kertenkelelerin havada dengelerini ve denetimlerini sağlamak amacıyla
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
211
kuyruklarını kullandıkları gözlenmektedir. Bu yaklaşımdan esinlenen robotik sistemlerin tasarımı da
yine sürdürülmekte olan çalışmalar arasındadır [2]. Melez lokomosyona sahip uçan robot çalışmaları
arasında, etrafındaki koruma kafesini karada hareket için kullanan dört rotorlu platform [3] ve ağırlık
merkezini doğrusal bir eyleyici sistemi ile değiştirmek marifetiyle havada gövdesini ileri yönlendiren
çalışmalar örnek olarak gösterilebilir [4].
Melez uçan robotlar ekseninde odaklandığımız ana konular, eksik eyleyicili melez sistemlerin
tasarımı, kara ve hava lokomosyan alt sistemlerinin her iki ortamda da kullanılması, denetimcilerin
tasarlanması gibi alt başlıklar içermektedir. Kara hareketini sağlayacak bacakların havada yunuslama
dinamiğinin denetimi amacıyla kullanılması örnek olarak verilebilir. Bu yaklaşımın özgünlüğü de
görülmektedir.
TORUK.v3
Toruk.v3, 2 adet fırçasız motorlu itki birimine, iki adet dc servo motor ile tahrik edilen bacak yapısına
ve iki adet kontrol yüzeyine sahip olan melez hareket yeteneği verilmek istenen bir platformdur [5].
Şekil 2’de verilen ikinci sürümünde ise, kontrol yüzeyleri kullanılmaktadır. Toruk.v3 2012-2013
eğitim yılında Mece 407-408 Lisans Araştırma Projeleri kapsamında tasarlanmaya başlanmıştır [6].
Yüzeylerin hareketini sağlamak için 2 adet servo motor kullanılmıştır. Sistemde bulunan iki döner
kanat zıt dönüş yönlerine sahiptir. Kontrol yüzeylerinden faydalanılmadan, bacakların havada da
yunuslama denetimi için kullanıldığı durumda sistem denetlenebilir olmaktadır. Kontrol yüzeylerinin
sistemde bulunma sebebi, farklı eyleyici birimleri ile farklı dinamik cevapların incelenebildiği, hataya
dayanıklı sistem tasarımı gibi konularda çalışmaya imkân verecek bir platformun hedeflenmesidir.
Şekil 3’de sistemin küresel mafsallı test düzeneği üzerindeki hali sunulmuştur.
Şekil 2. Toruk.v3
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
212
Şekil 3. Toruk.v3 Küresel Mafsal Üzerinde
TEST DÜZENEĞİ
Toruk yapısal özelliği gereği kararsız bir dinamiğe sahiptir. Hava hareketini sağlayabilmek bu
karasızlığı giderilmesini sağlayacak denetim sistemlerinin tasarlanması gereklidir. Tasarlanan
kontrolcülerin fiziksel sistem üzerinde sınanması ve ince ayarlamaların yapılabilmesi için bir test
düzeneği gerekmektedir. Toruk, ağırlık merkezinden bir küresel mafsala sadece yönelim dinamiği
aktif halde olacak şekilde yerleştirilmi ştir. Gerçek zamanlı denetim sistemi, Toruk üzerindeki ataletsel
ölçüm biriminden Euler açıları ve açısal hız bilgilerini almakta ve bu durum değişkenlerini regüle
etme amacıyla eyleyicilere denetim işaretlerini aktarmaktadır. Temel olarak PID denetim yapıları ile
başlanmış, durum geri beslemeli ve bozucu girdi bertaraf edici diğer alternatifler üzerinde de
çalışılması hedeflenmektedir. Şekil 3’te yer verilen sistem Şekil 4’te yer alan biçimde gerçek zamanlı
denetim sistemine bağlanmaktadır.
Şekil 4. Test Düzeneği Bileşenleri
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
213
Ataletsel ölçüm biriminden gelen işaretler Simulink Real-time Windows Target yazılımına gerçek
zamanlı alınmakta ve ayrıştırılmaktadır. Denetim işaretlerinin motorlara ulaştırılması için humusoft
Veri Toplama Kartının PWM çıkışları kullanılmaktadır. Sistemi küresel mafsaldan ayırıp yönelim ve
yükseklik denetimini sınamak için bazı destekleyici ayak alternatifleri üzerinde çalışmalar yapılmıştır.
Şekil 5’te seçilen alternatif ve sistem üzerinde yerleştirilmi ş hali sunulmaktadır.
Şekil 5. Toruk Destek Ayakları Üzerinde
6. SONUÇLAR
Bu bildiride Uçan Robotlar ve Robotik Taşıtlar Laboratuvarında, 2014-2015 ders yılı MECE 407-408
Lisans Araştırma Projeleri I-II dersleri kapsamında yapılan çalışmalar özetlenmiştir. Toruk.v3 ile kara-
hava melez lokomosyana sahip bir platform hedeflenmektedir. Bacakların karada yürümeyi sağlama
ve havada yunuslama dinamiğine girdi sağlama görevleri bulunmaktadır. Eksik eyleyici sistemlerin
tasarım ve denetimi, farklı dinamik karakteristiğe sahip platformların geliştirilmesi, hataya dayanıklı
denetim sistemlerinin geliştirilmesi gibi hedefleri de barındıran bir çalışma yürütülmektedir. Denetim
sistemlerinin tasarımı sürmektedir. Yöenlim dinamiğini karalı hale getirdikten sonra yükseklik ve
yönelim dinamiğinin birlikte kontrolü hedeflenmektedir.
TEŞEKKÜRLER
Bu araştırma, MECE 407-408 Lisans Araştırma Projeleri I-II dersleri kapsamında gerçekleştirilmi ş ve
Atılım Üniversitesi tarafından desteklenmiştir (Proje No: ATÜ-LAP-A-1415-01).
KAYNAKÇA
[1] A. Kossett and N. Papanikolopoulos "A Robust Miniature Robot Design for Land/Air Hybrid
Locomotion" 2011 IEEE International Conference on Robotics and AutomationShanghai International
Conference CenterMay 9-13, 2011, Shanghai, China
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
214
[2] Thomas Libby,Talia Y. Moore,Evan Chang-Siu, Deborah Li, Daniel J. Cohen,Ardian Jusufi &
Robert J., (2012),“Full tail-assisted pitch control in lizards, robots and dinosaurs”, Nature, 481(7380),
pp. 181-184.
[3] ArashKalantari, Matthew Spenko, (2013),“Design and Experimental Validation of HyTAQ,
aHybrid Terrestrial and Aerial Quadrotor”, IEEE International Conference on Robotics and
Automation (ICRA) Karlsruhe, Germany, May 6-10.
[4] Eric Beyer, (2009), “Design, Testing, and Performance of a Hybrid Micro Vehicle, The Hopping
Rotochute”, Ph.D. Thesis, Schoolof Aerospace Engineering, Georgia Institute of Technology
[5] Eden, E., Tuğrul, O. C. ve Arıkan, K. B., (2012), “Sıradışı ve Melez Uçan Robot Tasarımı ve
Denetimi” 3. Mekatronik Mühendisliği Kongresi (MeMÖK2012), Atılım Üniversitesi, Ankara
[6] Güngör,B., Aker,B., Günay,G. veArıkan, K. B.,(2013), Özgün Uçan Robotların Geliştirilmesi” 4.
Mekatronik Mühendisliği Kongresi (MeMÖK2013), Atılım Üniversitesi, Ankara
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
215
STIRLING MOTORLU, DO ĞRUSAL EYLEY İCİLİ, PARABOLİK
YANSITICILI GÜNE Ş TAK İP SİSTEMİ
Salih Yunus FİKRET , fikret.syunus@ student.atilim.edu.tr, Atılım Üniversitesi, 06836, Ankara
Solmaz Simge UGURLU, [email protected], Atılım Üniversitesi, 06836, Ankara
ÖZET
Güneş enerjisi alternatif enerji kaynaklarının başında gelmektedir. Güneş enerjisinin mekanik enerjiye
dönüştürülmesi üzerine bir çok araştırma yapılmıştır. Bu çalışmanın amacı, parabolik yansıtıcılı,
doğrusal eğleyicili, Stirling motorlu, çift eksenli, güneş takip sistemi tasarımı ve imalatını
gerçekleştirmektedir. Yaptığımız araştırmaların sonucu doğrultusunda çalışmalar yapılmıştır.
Çalışmadan beklentimiz güneşten gelen enerjinin Stirling motor yardımıyla mekanik enerjiye
çevirmektir. Güneşin doğuşundan, batışına kadar olan süre zarfında yaydığı ışınlardan en verimli
şekilde yararlanma için güneş takip sistemi düşünülmüştür.
Anahtar Sözcükler: Stirling Motor, Doğrusal Eyleyici,Güneş İzleme Sistemleri, Parabolik Ayna
ABSTRACT
Solar energy is one of the alternative energy sources. There have been numerous studies on the
conversion of solar energy into mechanical energy. The purpose of this study, parabolic reflector,
linear actuator, stirling engine, dual-axis solar tracking system design and manufacturing on its. Our
research was conducted in accordance with the studies. Expectations on studies the energy from the
Sun without working Stirling engine with the help of mechanical energy is to turn. Sunrise, sunset or
during the time in which the Sun is the most efficient way to take advantage of the beam tracking
system is intended.
Keywords: Stirling Engine, Linear Actuator, Solar Tracking System, Parabolic Dish
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
216
1. GİRİŞ
Enerji, insanoğlunun yaşamında büyük bir role sahiptir. Günümüzde ve insanoğlunun geçmişinde
birçok enerji kaynağından yararlanılmıştır. Kömür, petrol, gaz, elektrik enerjisi bunların başında
gelmektedir. Enerji kaynaklarının azalması ile birlikte insanoğlu yenilenebilir enerji üzerine çalışmaya
başlamıştır. Bu çalışmalar ile enerjiyi su, rüzgar ve güneş enerjisinden elde edilebileceğinin yollarını
bulmuşturlar. Üstelik bu enerji kaynaklarının dünyaya hiç bir zararı görülmemiştir. İlerdeki nesillere
daha sağlıklı bir dünya bırakmak için yenilenebilir enerjiye bütün dünya yönelmiştir. Bu çalışmada
güneş enerjisini en verimli şekilde kullanmak hedef alınarak; stirling motor yardımı ile güneş
enerjisini mekanik enerjiye çevirmektir. Bunun için çift eksende hareket edebilen bir tasarım yapılmış
ve imalatı gerçekleştirilmeye başlanmıştır. Güneş takip sistemi güneş panellerine (solar cell) düşen
ışık miktarına göre bilgiler değerlendirilip gelen bilgileri Arduino’ ya datalar halinde iletilir. Doğrusal
eyleyici ve daha önce tasarladığımız sonsuz dişli sayesinde sistemi çift eksende hareket ettirmek
mümkün olacaktır. Doğrusal eyleyici sistemin hareket etmesini sağlamaktadır. Güneşin açısına göre
doğrusal eyleyici Arduino’dan aldığı bilgiler doğrultusunda konumlanır. Günümüzde araba farlarında
parabolik yansıtıcı kullanılır. Bunun sebebi parabolik yansıtıcılar aldıkları ışığı yansıtma konusunda en
etkili çözümdür. Bu sayede de enerjiden tasarruf edilir. Güneş enerjisini tek bir noktada yani odak
noktasında toplar böylece güneş enerjisinde daha fazla yararlanılır. Çok yüksek derecelere ulaşılabilir.
Bu da Stirling motorunun çalışmasını sağlamaktadır. Stirling motor dıştan yanmalı bir motor
çeşididir. Maliyetinin ve bakımının ucuz olması sebebiyle yıllardır kullanılmaktadır. Stirling motor
sıcak ve soğuk piston gaz haznelerindeki sıcaklık farkının korunması prensibine dayanarak çalışır. Isı
değişimi işlemi, ısının mekanik harekete dönüşümünün ideal verime yakın olmasına izin verir.
Çalışma gazı piston silindirleri içinde yalıtılmıştır. Bu nedenle çevreyi kirleten egzoz gazı da yoktur.
Gaz ısıtıldığında yalıtılmış olduğundan, basınç yükselir ve güç pistonunu harekete geçirip güç
üretir.Gaz soğutulduğunda basınç düşer gazı tekrar sıkıştırmak için oluşan işin bir kısmında kullanılır.
SOLID çizim programında çizimler ve hesaplamalar yapılmıştır.
2. SİSTEMİN YAPISI
Parabolik yansıtıcı, Stirling Motor, Doğrusal Eyleyici, ve Güneş Takip Sistemi başlıkları altında
anlatılmıştır.
2.1 Parabolik Yansıtıcı
Başka bir deyişle çukur ayna adıyla adlandırılan aynalardır. Parabolik yansıtıcılar güneşten gelen
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
217
ışınları bir noktada toplamaktadır. Işınların toplandığı bu noktaya odak noktası denmektedir. Aynaya
gelen güneş ışınları Şekil 1’te gösterildiği gibi bir noktada odaklanmıştır ve F noktası aynanın odak
noktasıdır. [1]
Şekil 1. Parabolik Aynanın Odak Noktası
Projede kullanılan aynanın çapını D, derinliğini c ile adlandırmaktayız. Aynanın odak noktasını
hesaplamak için aşağıdaki formüller kullanılmaktadır. [1]
F = odak noktası
D = aynanın çapı
c = aynanın derinliği
f = ( D * D ) / ( 16 * c )
Ayna ebadı büyüdükçe yararlanılacak güneş enerjisi miktarı artar. Fakat taşıma zorlaşmakta ve
maliyet yükselmektedir. Bunun yanı sıra ilk olarak parabolik yansıtıcının içerisine altıgen şeklinde
kesilmiş aynalaryerleştirmek istsnmiştir. Bu sayede güneş ışınlarından maksimum düzeyde
yararlanılacaktır. Fakat küçük boyutlarda kesilen altı köşe aynaların maliyeti fazla olduğu için düz bir
yüzey tercih edilmiştir.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
218
2.2 Stirling Motor
İlk olarak İskoçyalı rahip Robert STIRLING tarafından 1816 yılında tasarlanmıştır. Patent
numarası 4081 ve yılı 1816 dır. İlk güneş enerjisiyle çalışan Stirling motorunu kaptan John Ericsson
yapmıştır. 1872 yılında imal edilen bu motordan 9 adet üretilmiştir bu motorlardan bazıları buhar
çevrimi bazıları ise hava çevrimi esaslarına göre üretilmiştir. [2] Stirling motorların yakıt türüne bağlı
olmadan çalışması en büyük özelliğidir. Bu yakıt türleri tarımsal atıklar, nükleer enerji ve güneş
enerjisi gibi yakıt türleri olabilirler. [3] Dünyanın bir çok ülkesinde Stirling motor yardımıyla tarımsal
sulama yapılmakta ve elektrik enerjisi üretilmektedir. Bu projede Stirling motor kullanmamızın amacı
imalat maliyeti düşük bakım masrafı olmaması ve çevre dostu olmasıdır. Supap, valf, ateşleme
sistemi, yağ filtresi, hava filtresi gibi malzemeler yoktur. İmalatı kolay gerçekleştirilir. Çok uzun süre
sorunsuz çalışır. İçten yanmalı motorların aksine titreşimleri azdır, düzgün moment değişimine
sahiptir, titreşimlere neden olan periyodik moment değişimi azdır. Gürültü azdır, içten yanmalı
motorlarda silindir içerisinde çok yüksek basınç ve şoklardan meydana gelen gürültüler Stirling
motorunda dıştan ısı alması ile önlenmektedir. Günümüzde, Stirling motor yenilenebilir enerji
kaynakları için çok ideal bir seçimdir.
1816 yılında İskoçyalı rahip STIRLING in tasarladığı motordan sonra birçok motor
üretilmiştir. Çalışma prensipleri aynı olan bu motorların tasarımları farklıdır. İnsanoğlu daha fazla
verim sağlamak, ölü hacmin azaltılmasını sağlamak ve daha masrafsız motorlar elde etmek için yeni
tasarımlar yapmıştır. Dünya üzerinde en çok kullanılan dört temel Stirling motor vardır. Bunlar alfa,
beta, gama ve bağımsız piston Stirling motorlardır. Bu projede Gama tip Stirling motor seçilmiştir. Bu
motor tipi araştırılmış ve SOLIDWORKS programında tasarımı yapılmıştır. Şekil 2 de Gama tipi
stirling motor prototipi gösterilmiştir.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
219
Şekil 2 Gama tipi Stirling Motor Prototipi
Gama tip motorlarda iki ayrı silindir mevcuttur. Silindirlerden biri bir piston vasıtasıyla
çalışma maddesinin genişleme ve sıkıştırılmasını, diğeri yer değiştirme pistonu aracılığıyla çalışma
maddesinin ısıtılmasını ve soğutulmasını sağlar. İki silindir birbirine bir boru vasıtası ile bağlanmıştır.
Rejeneratör, beta tip motorlarda olduğu gibi yer değiştirme silindirinin içine veya dışına
yerleştirilebilir. Şekil 3 de bu motorun şematik görünümü verilmiştir. [3]
Şekil 3 Gama Tip Stirling Motorun Şematik Görünümü
İmalatı yapılacak olan Stirling motorun çalışma prensibi ve çevrimin P-V diyagramı Şekil 4’de
görülmektedir. Burada, 1-2 arası sabit sıcaklıkta sıkıştırma işlemi, 2-3 arası sabit hacimde sisteme ısı
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
220
verme işlemidir. 3-4 arası sabit sıcaklıkta genişleme işlemidir ve dış kaynaktan sisteme ısı verilmeye
devam edilmektedir. 4-1 arası ise sabit hacimde genişleme ve dış ortama ısı geçişidir. [4]
Şekil 4. Stirling motorun çalışma prensibi (a), çevrimin P-V diyagramı (b) [4]
2.3 Güneş Takip Sistemi
Güneş takip sistemini en verimli kullanma şekli güneşin doğuşundan batışına kadar panel sistemine
güneşin dik düşmesini sağlamaktır. Güneş ışınları güneş paneline dik düşer ise;güneş ışınlarından en
verimli şekilde yararlanmış oluruz. Böylelikle güneş enerjisinden minimum enerji kaybı yaşarız.
Güneş takip sistemleri aktif ve pasif olarak iki bölüme ayrılır.
Aktif güneş takip sistemi: Güneş ışınlarının konumunu belirleyecek sensörlere sahiptir. Bu sistem
anlık tepki veren bir sistemdir.
Pasif güneş sistemi: Bu sistemin sensörleri yoktur. Bu sistemler sabit veya el ile kontrol edilir.
Aktif takip sistemlerinin sabit sistemlere oranla yaklaşık %40 daha fazla verim sağlayıp aynı oranda
da elektrik üretimini artırdığı kanıtlanmıştır. [5] Aktif güneş takip sisteminin araştırmalarımız
sonucunda daha yararlı ve projemize daha uygun olduğuna karar verilmiştir.
2.3.1 Aktif Güneş Takip Sisteminin Yapısı
Projemizdeki aktif güneş sisteminin mekanik kısmında doğrusal eyleyici ve sonsuz dişli
bulunmaktadır. Kontrol kısmında ise elektronik kontrol ünitesi bulunmaktadır. Böylece bu sistem iki
ana bölümden oluşmaktadır. Sistemin mekaniğinde yatay yönde hareketi sağlaması için sonsuz dişli
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
221
Şekil 5 ve dikey yönlerde hareketi sağlaması için doğrusal eyleyici kullanılmıştır Şekil 7. Eyleyicinin
ve sonsuz dişlinin boyutu ve konumu hesaplanmıştır. Sistemin ağırlığı rüzgar kuvveti ve diğer etkenler
hesaplanıp, bu hesaplara göre eyleyicinin cinsi belirlenmiştir. [6]
Kontrol sisteminde ise 4 adet 5V güneş panelleri ve kontrol kartı bulunmaktadır. Piramit şeklinde olan
ve 4 yüzeyinde de güneş panelleri olan sistemin üzerine düşen ışık miktarına göre bilgiler
değerlendirilip “Arduino” ya datalar iletilir bunun sayesinde güneşin yeri belirlenir ve böylece
doğrusal eyleyici ve sonsuz dişliye yön verilir.
Şekil 5. Sonsuz Dişli Prototipi
Şekil 6. Doğrusal Eyleyici Prototipi
2.3.2 Tasarlanan Güneş Takip Sisteminin Çalışması
Bu projede sistemin çift eksende çalışması hedeflenmektedir. (x-y) yatay ve (z) ekseninde dikey
hareket etmesi gerekmektedir. Bu hareketleri gerçekleştirebilmek için sistemde algılayıcı olarak
piramit şeklinde 4 yüzeyinde de 5V güneş panelleri kullanılmıştır Şekil 7.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
222
Bu şekilde güneşin anlık yer değişiminin fark edilmesi amaçlanmaktadır. Her bir yüzeyde bulunan
panellerin güneşin yer değiştirmesiyle üreteceği elektrik enerjisi değişmektedir. Böylece paneller
arasında elektrik voltaj farkı oluşmaktadır bu sayede güneşin yeri tespit edilmektedir. Ayrıca bu voltaj
farkı sayesinde sistem devreye girmektedir. Kontrol kartı olarak Arduino Mega kullanılmıştır. Sonsuz
dişli ve doğrusal eyleyici Arduino Mega sayesinde sürülmektedir. Algılayıcı sensör sistemle beraber
hareket etmelidir. Böylece güneşin yeri daha sağlıklı belirlenir. Bu sistem belli aralıklarla ana karta
bilgi yollayıp sistemin pozisyon değiştirmesini sağlamaktadır. Bu aralık süresi çok fazla olursa sistem
karışabilir yada sistemde mekanik hatalar oluşabilir bu yüzden sistem gecikmeli olarak sinyal
göndermektedir. Gelen bilgiler sonucunda Arduino Mega'nın içindeki algoritma sayesinde sistem
hangi panelde elektrik voltajı daha fazlaysa oraya doğru harekete geçmektedir. Sistemin hareketini
sağlayan sonsuz dişli ve doğrusal eyleyici güneş nerdeyse sistemi o tarafa doğru harekete
geçimektedir.
Şekil 7. Piramit Algılayıcı
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
223
Şekil 8. Sistemin Genel Yapısı
3. SONUÇLAR
Projede uygulamak istediğimiz sistemin çift eksende güneşi takip edebilmesi, çukur aynanın odağında
toplanan güneş enerjisini mekanik enerjiye çevirip Stirling motoru çalıştırmaktır. Takip sistemi için
doğrusal eyleyici ve sonsuz dişli kullanılarak çift eksende hareket etmesi beklenmektedir. Algılayıcı
olarak kullandığımız piramit şeklindeki 4 tarafı güneş panelleriyle kaplı olan yapı sensör görevi
görmektedir. Yaptığımız tasarım sonucunda Solidworks programındaki modellemede çift eksende
hareket etmesi mümkün gözükmektedir.
Solidworks üzerinde yapılan ve montajı tamamlanan sistem sorunsuz bir şekilde çalışmaktadır.
TEŞEKKÜR
Bu çalışma, MECE 407-408 Lisans Araştırma Projesi dersleri altında gerçekleştirilmi ş ve Atılım
Üniversitesi tarafından desteklenmiştir. Proje çalışmalarımızdaki yardımları nedeniyle Cahit
GÜREL'e, H. Orhan YILDIRAN'a teşekkür ederiz.
KAYNAKÇA
[1] http://en.wikipedia.org/wiki/File:Parabola_with_focus_and_arbitrary_line.svg
(Download Date: 17.11.2014)
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
224
[2] Finkelstein,T., Allan,J.O., '' Air Engines'', The American Society of Mechanical Engineers, New
York,(2004).
[3] Erol, D., '' Düşük Sıcaklık Farkıyla Çalışan Bir Stirling Motorun Tasarımı ve İmalatı'' , Yüksek
Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Ankara, (2009).
[4] http://memok.atilim.edu.tr/shares/memok2013/files/MeMOK2014_bildiri_Kitabi.pdf
( 16.03.2015)
[5]Acar C. Ve Kılınçdemir İ., “Güneş İzleme Sistemleri”, Doktora Tezi, Yıldız Teknik Üniversitesi
[6] http://memok.atilim.edu.tr/shares/memok2013/files/MeMOK2014_bildiri_Kitabi.pdf
( 16.03.2015)
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
225
OPTİK KAMERA TABANLI CANSAT UYDU S İSTEMİ
Bahittin ASLAN , [email protected] Atılım Üniversitesi, 06836, Ankara
Sedat NAZLIBİLEK, [email protected] Atılım Üniversitesi, 06836, Ankara
ÖZET
Bu bildiride günümüzde yaygınlaşmakta olan küçük uydu sistemlerinden olan CanSat uydu sistemleri
tanıtılmakta ve amaçlarından bahsetmektedir. Atılım Üniversitesi Mekatronik Mühendisliği Bölümü
öğrencileri tarafından hazırlanan bitirme projelerinden biri olan CanSat model uydu sistemi hakkında
bilgi sunulmaktadır. Bu bildiri, CanSat’ın ne olduğu, ne amaçla kullanıldığı, nasıl yapıldığını ve
çalışma prensibi hakkında bilgiler içermektedir.
Anahtar Sözcükler: CanSat, Model uydu, Çalışma prensibi
ABSTRACT
In this paper the so called Cansat which is a kind of small satellite systems developed in recent years is
described and tailed information is presented on the model satellite “CanSat” which is the dissertation
of the department of Atılım University Mechatronics Engineering students explained in this paper.
This paper also includes that what is Cansat, what is the intended use, how is it manufacture and about
working principle.
Keywords: CanSat, Model satellite, Working principle
1. GİRİŞ
Teknoloji ilerledikçe insanlar farklı alanlarda meraklar edinmiş ve bu merakları doğrultusunda bazı
alanlarda araştırma faaliyetleri yürütmüşlerdir. İnsanlık tarihinden bu yana insanlar çok fazla alanda
araştırma yapmış olsalar da insanların uzaya karşı her zaman daha fazla ilgisi olmuştur. İşte bu
noktada insanlar ilk olarak yeryüzünden uzayı izlemişler, daha sonra gelişen teknolojiler sayesinde
uzaydan yeryüzünü ve uzaydan uzayı izlemeyi başarmışlardır. Günümüzde, dünya genelinde birçok
ülkenin kendine ait uydu sistemleri bulunmaktadır. Bu uydu sistemlerinin her birinin farklı kullanım
şekilleri ve kullanım amaçları bulunmaktadır. Uydu çeşitleri ve kullanım amaçları ise şu şekilde
sınıflara ayrılabilir;
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
226
1- Atmosfer ve Statosferin gözlemlenmesi ve araştırılması.
2- Dünya etrafındaki enerji partikülleri, elektromanyetik radyasyon, manyetik alanlar, yıldızlar,
planetler, güneş sistemleri, galaksiler, kuyruklu yıldızlar ve bunlar gibi birçok uzay cisminin
incelenmesi.
3- Biyolojik deneyler.
4- Haberleşme, eğitim, televizyon sinyal iletimi, hava tahmini, denizcilik, askeri programlar.
CanSat ise bu kullanım amaçlarının dışına çıkarak uydu teklonojisine farklı bir boyut getirmektedir.
Çalışmalarımızda CanSat “Model Uydu” ile ilgili başlangıç aşamaları ve bununla birlikte bu
çalışmaları takip eden gelişmeleri inceleyerek bilgiler elde edindik. Bu bilgiler sayesinde elde
ettiğimiz araştırma sonuçlarını düzenleyerek kendimize ait olan bir model uydu yapımına hazır hale
geldik. Bu araştırmanın ve uygulamanın amacı bizlerin bu güne kadar Mekatronik Mühendisliği
Bölümü kapsamında öğrenilen bilgilerin uzay bilimi ile birleştirilerek uzay mekatroniği kapsamında
çalışmalar yapmaktır. Böylelikle uzay mekatroniği laboratuarını bölümümüzde faaliyete geçirmektir.
Başlamış olan bu proje araştırma aşamasını tamamladıktan sonra üretim kısmına geçildi. Üretim
kısmında yapılmış olan sistemlerin dışında kendimize özgü tasarım ve parçalar kullanarak
geliştirmeler yapıldı. Bu bildiride Bölüm 2’de Cansat hakkında genel bilgi verilmiş, Bölüm 3’de
tarafımızdan yapılan Cansat tasarımı anlatılmıştır.
2. CANSAT
CanSat Amerika Birleşik Devleri’nden dünya geneline yayılan bir kavramdır. İngilizce ‘Can’ (teneke)
ve ‘Satellite’ (uydu) sözcüklerinin birleşiminden meydana gelmektedir. Bu sözcüğün Türkçe karşılığı
ise Model Uydu demektir. CanSat 1-2 km arası irtifalarda görev yapabilir ve modern uyduların
sistemleriyle ve görevleriyle oldukça fazla benzerlikler göstermektedir[1]. Şekil 1’de projemiz
kapsamında tasarlanmış ve katı modelleme programları ile çizilmiş CanSat çizimi
görülmektedirCanSat Amerika Birleşik Devleri’nden dünya geneline yayılan bir kavramdır. İngilizce
‘Can’ (teneke) ve ‘Satellite’ (uydu) sözcüklerinin birleşiminden meydana gelmektedir. Bu sözcüğün
Türkçe karşılığı ise Model Uydu demektir. CanSat 1-2 km arası irtifalarda görev yapabilir ve modern
uyduların sistemleriyle ve görevleriyle oldukça fazla benzerlikler göstermektedir[1]. Şekil 1 ve Şekil
2’de projemiz kapsamında tasarlanmış ve katı modelleme programları ile çizilmiş CanSat çizimi
görülmektedir.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
227
2.1 CanSat Kullanım Amacı
Model uydu sistemleri dünya genelinde birçok üniversitenin ve ülkenin ilgilendiği bir konu olmakla
birlikte, şu an kullanılan birçok modern uydunun sistemleri ve görevleriyle oldukça benzerlik
göstermektedir. CanSat’ın Amerika’da ilk ortaya çıkmasındaki amaç soda şişesi büyüklüğünde bir
cismin uzaya fırlatılması ve sonrasında yeryüzüne dönerken bir takım bilgileri yere aktarmak ve aynı
zamanda yeryüzüne ait fotoğraflar çekmesidir. Bu amaçla yapılacak sistemin içerisinde bir takım
sensörler, batarya, mikroişlemci, kamera ve kablosuz haberleşme imkanı sağlayacak bir takım parçalar
bulunmalıdır. Kullanım amaçları içerisinde de belirli bir bölgeye ait birtakım bilgilerin kaydedilmesi
ve bölgenin fotoğraflarla incelenmesi, bazı askeri konularda uzaktan bağlantı sağlanarak bölge
hakkında detaylı bilgiye sahip olmak ve modern uydu sistemleri hakkında gerekli olan ilk etap
araştırmaları gerçekleştirip uydu sistemleri konusunda bazı tecrübelere sahip olunmak istenmesidir.
Şekil 9.CanSat Katı Modelleme
2.2 CanSat Yapısı
Model uydular kullanım amaçları doğrultusunda bazı şekillere sahip olmaktadır. CanSat sistemleri ise
kullanım amacı gereği yer yüzeyinden fırlatıldıktan sonra 1-2 km yüksekliğe ulaştıktan sonra yer
yüzeyine serbest düşüş yapmaktadır. Bu sebep ile bu model uyduları 1-2 km fırlatabilmek için
Şekil 8. CanSat Katı Model
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
228
genellikle roket sistemleri kullanılmaktadır. Roket sistemleri ise dünya genelinde silindirik bir yapıya
sahiptir. CanSat sistemlerinin bu roketlere entegre edilebilmesi için de genellikle Cansat sistemleri
kola kutusu boyutlarında silindirik bir yapıya sahiptir.
3. CANSAT TASARIMI
3.1 Tasarım Gereksinimleri
CanSat amacı gereğince birtakım verileri ve fotoğrafları yer istasyonuna göndermelidir. Bu bilgiler
içerisinde konum, irtifa, sıcaklık, basınç, ivme gibi çeşitli veriler bulunmaktadır. Bu veriler bazı
algılayıcı sayesinde mikroişlemciye, oradan da kablosuz iletişim cihazı vasıtasıyla yer istasyonuna
gelmelidir. CanSat içerisinde birçok farklı algılayıcı kullanılabilir. Fakat kurulacak sistem oldukça
küçük boyutlarda olduğu için kullanılacak algılayıcılar da mini boyutta olmalıdır[4]. Yapılacak
algılayıcı araştırmasında bu duruma özellikle dikkat edilmelidir. Yaptığımız araştırmalar sonucunda
yapacağımız model uydu içerisinde öncelikli olarak bulunmasını istediğimiz algılayıcı sıcaklık ve
basınç algılayıcısıdır. Kullanacağımız diğer algılayıcılar ise ivmeölçer ve cayroskopdur. İvmeölçer ve
cayroskop kullanmaktaki amacımız ise model uydumuzun anlık hızını, yönünü ve açısını görmek
istememizdir. İvmeölçer ile birlikte eğer cayroskop kullanıldığında ise daha gerçekçi sonuçlar alındığı
görülmüştür. İvmeölçer ile açı hesabı yapabilmek için bir takım matematiksel hesaplamalar yapılması
gerekmektedir. Bu hesaplamalar Şekil 3 de görülen tüm değerlerin hesabının yapılması sonucu elde
edilmektedir.
Burada öncelikle algılayıcıdan Şekil 10. Üç Eksendeki Değerler
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
229
okuduğumuz üç farklı düzlem için 3 farklı değer olmaktadır. Örnek olarak okunan 3 değer
aşağıdakiler gibi olsun;
ORx: 305, ORy: 322, ORz: 248
O = okunan ilk değerler. Bu değerler ham yani binary değerlerdirGelen tüm değerlerin volt cinsine
dönüştürülmesi gerekmektedir. Burada önemli olan nokta ise algılayıcının ne kadar besleme voltajı ile
beslendiğidir. Kullanılan bu sistemde algılayıcı 3,3 volt ile beslenmektedir.
Ham değerleri 10 bitlik analog - dijital çevirici kullandığımız için 3.3V/210 ile bölersek volt değerine
ulaşabiliriz.
VRx= 305*3.3V / 1023 = 0,98 volt
VRy = 322*3.3V / 1023 = 1,03 volt
VRz= 249*3.3V / 1023 = 0.80 volt
V= Volt
İvmeölçer algılayıcılar için bir 0(sıfır) g değeri belirlenmelidir. Genel olarak bu algılayıcılarda bu
değer Vdd/2 yani Besleme Voltajı / 2 olarak hesaplanır. Bu değer de 3.3V/2 = 1.65 volttur.
Hangi eksende kaç g kuvvet uygulandığını bulmak için algılayıcı hassasiyetini bilmek gerekmektedir.
Projede kullanılan algılayıcının hassasiyeti 0.8V/g’dir.
Rx= (ORx*Besleme Voltajı / 1023 – 0g değeri) / Hassaslık
Rx=(0,98 – 1,65)/0,8= -0,8375 g
Ry= (ORy*Besleme Voltajı / 1023 – 0g değeri) / Hassaslık
Ry=(1,03 - 1,65)/0,8 = -0,775 g
Rz= (ORz*Besleme Voltajı / 1023 – 0g değeri) / Hassaslık
Rz =(0,80-1,65)/0,8= -1,0625 g
Çıkan değerlerin negatif olma sebebi ise – yönde kuvvet uygulanmasıdır. Çıkarılan tüm bu değerler
sonrasında açı hesabı yapmak istersek trigonometriyi kullanmamız gerekmektedir. Öncelikle üç farklı
düzlemden gelen değerler için bir birim vektör değeri elde edilmelidir.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
230
R2= Rx2+Ry2+Rz2
R2= Rx2+Ry2+Rz2 R=1,559
Cos(Axr)= Rx/R, Axr= arccos(Rx/R) arccos(-0,8375 /1,559) = 122,4 derece
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 06Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
Cos(Axy)=Ry/R, Axy=arccos(Ry/R) arccos(-0,775 /1,559)=119,8 derece
Cos(Axz)=Ry/R, Axz=arccos(Rz/R) arccos(-1,0625 /1,559) = 132,96 derece
Yukarıdaki işlemler sayesinde ivmeölçer ile açı hesabı yapılabilmektedir.
Kullanacağımız bir diğer algılayıcı ise Gps algılayıcısıdır. Gps’in Türkçe tam karşılığı küresel
konumlandırma sistemidir. Bu algılayıcı kullanmamızdaki amaç ise CanSat yeterli irtifaya çıktıktan
sonra yapacağı düşüş sonrasında boyutunun küçüklüğü sebebi ile düştüğü yer tam olarak tespit
edilemeyebilir. Böyle bir durum ise yapılan tüm emekler ile birlikte model uydunun kaybolmasına
sebep olur. Bu sebeple sistem içerisine yerleştirilecek bir GPS algılayıcısı sayesinde CanSat’ın
bulunduğu tam konum ve koordinatları yer sistemine iletilir ve tam yeri tespit edilebilir.
3.2 Tasarım
Yukarıda belirtilen gereksinimleri sağlayacak bir Cansat sistemi tasarımlanmıştır. Şekil 3’de
tarafımızdan tasarımlanan Cansat blok diagramı gösterilmiştir. Toplanan verilerin bir beyin tarafından
işlenmesi ve işlenen bu verilerin kablosuz iletişim cihazına iletilmesi gerekmektedir. Bunun için de
sistem içerisinde mutlaka bir mikroişlemci kullanılmalıdır. Model uydu içerisinde mikroişlemci sadece
veri akışını kontrol etmekle kalmamalı, bulunan irtifaya göre CanSat üzerinde bulunan iniş
mekanizmasını da otomatik olarak aktif hale getirmelidir. Bu sebeble yapılan araştırmalar sonucunda
Atmega2560 çipe sahip Ardunio Mega kullanılması uygun görülmüştür. Bu seçimin yapılmasında
mikroişlemcinin boyutu ve işlevselliği ile birlikte yazılacak olan özel yazılımın Atmega
kütüphanesinden de yararlanılarak daha hızlı ve basit yazılması hedeflenmiştir. Algılayıcılardan gelen
verilerin mikroişlemcide toplanmasından sonra mikroişlemci bu bilgileri bir şekilde yer istasyonuna
aktarmalıdır. Bu noktada model uydu içerisinde bir kablosuz iletişim cihazına ihtiyaç duyulmaktadır.
Yapılan araştırma sonucunda günümüzde yapılan birçok sistemde Xbee adı ile bilinen kablosuz
iletişim cihazının kullanıldığı tespit edilmiştir. Xbee’nin çalışma mantığı ise iki adet Xbee cihazının
birbiri ile eşleşmesi sonucunda birinin verici görevi görmesi, diğerinin ise alıcı görevi görmesiyle
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
231
kablosuz olarak veri aktarımı sağlanmaktadır. Bu cihazların Pro versiyonları ile birlikte normal bir tel
anten ile 1.6 km kadar menzile sahip olunabilmektedir. Bunun yanında cihaz üzerine yerleştirilecek
özel antenler sayesinde bu menzil 20 km olabilmektedir. Cansat sistemi için menzil genişliği 1-2 km
aralığında olacağı için üzerinde hazır bulunan tel antenli Xbee Pro modeli tercih edilmiştir.
CanSat’ın amaçlarından biri de fotoğraf veya video kaydetme özelliğinin olmasıdır. Bu sebeble sistem
içerisine bir adet kamera ve hafıza kartı yuvası yerleştirilmelidir. Burada hafıza kartı kullanmanın
amacı ise hem sensörlerden gelen verilerin, hem de kameradan gelen görüntünün güvenilir bir şekilde
saklanmasıdır. Uçuş tamamlandıktan sonra bile kayıt altına alınan tüm veriler, fotoğraf veya video
istenildiği zaman izlenebilmektendir. Sistemimizin özellikleri gereğince kullanılacak kameranın da
diğer tüm parçalar gibi minimum boyutta olmasına özen gösterilmelidir[5].
Elektronik parça seçimlerinden sonra yapacağımız CanSat sisteminin elektronik devre şeması
çizilebilir hale gelmiştir. Elektronik devre şeması hazırlanılarak sistemin elektronik aksamı tamamen
hazır hale gelmekle birlikte iniş sistemi aşamasına geçilmektedir. Elektronik devre şeması Şekil 5’de
gösterilmektedir.
Şekil 11.CanSat Blok Diyagramı
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
232
Şekil 12. Elektronik Devre Şeması
3.3 Elektronik Devre Çalışma Prensibi
Bataryamızdan aldığımız 7,4 voltu 7805 voltaj düzenleyici sayesinde 5 volta düşürüyoruz. Aldığımız 5
volt değerini ise doğrudan Arduino Mega’ya veriyoruz. Bu 5 volt Arduino ve diğer devre
elemanlarının besleme voltajıdır. Buradaki en önemli nokta ise devrede bulunan algılayıcıların kaç
volt ile çalıştığının iyi araştırılmasıdır. Bu projede kullanılan tüm algılayıcılar 2,2 volt – 3,6 volt
aralığında çalışmaktadır. Bu sebep ile tüm algılayıcıları 3,3 volt ile çalıştırmak idealdir. Eğer ki bu
algılayıcılara 5 volt değeri verilir ise algılayıcıların tamamı yanabilmektedir. Tüm bağlantılar
yapıldıktan sonra yazılan özel yazılım sayesinde sırası ile algılayıcılardan değerler alınmaktadır. Gelen
veriler ise, ivmeölçer 3 eksenli olduğu için X,Y,Z düzlemlerinin her biri için ayrı bir değer, cayroskop
ise 2 eksenli olduğu için X ve Z düzlemleri için iki ayrı değer alınır. I2C bağlantı yolunu kullanan
basınç ve sıcaklık algılayıcısı sayesinde sıcaklık, basınç ve rakım değerleri alınabilmektedir. GPS
algılayıcısından ise anlık olarak konum bilgisi alınır. Alınan tüm bu bilgiler Atmega2560
mikroişlemcisi sayesinde derlenir ve RX-TX veri yolu aracılığı ile XBee Pro kablosuz iletişim
cihazına gönderilir. Verici olarak çalışan bu cihaz ise tüm verileri yer istasyonunda bulunan ve alıcı
olarak çalışan diğer Xbee Pro ya gönderir. Şekil 6’de devre gösterilmiştir.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
233
3.4 İniş Sistemi
CanSat sistemlerinde farklı çeşitlerde iniş sistemleri kullanılmaktadır. Bunlardan bazıları; paraşüt,
pervane ve köpük kalıbıdır. En çok kullanılan sistem ise paraşüt sistemidir. Paraşüt sistemi CanSat’ın
üzerine yerleştirilen ve iniş sırasında belirli bir irtifaya geldiğinde açılıp yere yavaş ve güvenli bir iniş
yapmasını sağlar. Paraşütün açılması ise genellikle basınca göre ya da yüksekliğe göre
gerçekleşmektedir. Yaklaşık olarak 1 kilometre yüksekliğe çıkan CanSat sonrasında serbest düşüşe
başlar. Bu serbest düşme hareketi yaklaşık 500 metre devam eder. Sistem yerden 500 metre yüksekliğe
geldiğinde ise paraşüt sistemi devreye girer ve paraşüt açılır. Paraşüt sistemi içerisinde bir yükseklik
algılayıcısı, mikroişlemci, servo motor ve paraşüt bulunmaktadır. Burada kullanılan motorun servo
motor olarak seçilmesindeki amaç ise paraşüt açılma sisteminin belirli bir açıyla kontrol edilmek
istenmesidir. Kullanacağımız sistemde yükseklik değerleri algılayıcı aracılığı ile mikroişlemciye
gidecektir. Sonrasında mikroişlemci CanSat 500 metreye geldiğinde servo motru 90 derece
döndürecek ve paraşüt böylece açılacaktır. Paraşütün malzemesi çok az hava geçiren, dayanıklı,
kullanım ömrü uzun süre olan bir malzeme olmalıdır. Ayrıca hazırlanacak paraşüt CanSat’ın ağırlığına
göre hesaplanmalı, boyutları hesaplamaya göre belirlenmelidir. Şekil 7’de CanSat sistemine ait paraşüt
örneği gösterilmektedir.
Şekil 13. Elektronik Devre
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
234
3.5 Yer İstasyonu
CanSat üzerinde bulunan sensörlerden elde edilen, mikroişlemci sayesinde toplanan ve kablosuz
iletişim cihazı olan Xbee üzerinden gelen verilerin takibi yer istasyonu adını verdiğimiz sistemimizde
toplanmaktadır. Yer istasyonunda yine CanSat üzerinde bulunduğu gibi bir adet Xbee Pro, Xbee
Explorer Dongle denilen ve Xbee Pro ile bilgisayar arasında ileşimi sağlayan baskı kartı, bir adet
bilgisayar ve ekip tarafından hazırlanan bir kullanıcı ara yüzü bulunmaktadır. Kullanıcı ara yüzünün
amacı gelen verileri düzgün bir şekilde grafikler eşliğinde görmemizi sağlamaktadır. Hazırlanacak
olan ara yüz MATLAB programı ile veya Microsoft Visual C programları ile kolayca
hazırlanabilmektedir[6]. Yer istasyonu şeması Şekil 8’de gösterilmektedir.
Şekil 14.CanSat Paraşüt Örneği
Şekil 15.Yer İstasyonu
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
235
4. SONUÇ
Uzay Mekatroniği çalışmaları sonucunda elde edilecek olan CanSat sistemi tüm bu çalışmalar
sonucunda hazır hale gelerek test aşamasına gelmiştir. Görüldüğü üzere CanSat sistemi uydu
sistemleriyle ana hatları üzerinde büyük benzerlikler göstermekle birlikte farklılıklarda
göstermektedir. Bu farklılıklar kullanım amacı ve boyut olarak görülmektedir. Kullanılan ekipmanlar
ise tasarım aşamasında farklılıklar gösterebilmektedir. Uzay sistemlerinin gelişmesiyle birlikte
başlattığımız bu çalışmalar ve yapmış olduğumuz CanSat sistemi Mekatronik Mühendisliği ile uzay
sistemlerinin birleşimi olmakla birlikte Uzay Mekatroniği açısından da yeni bir atılım olmaktadır.
TEŞEKKÜR
Bu çalışma, MECE 407-408 Lisans Araştırma Projeleri I-II dersleri kapsamında gerçekleştirilmi ş ve
Atılım Üniversitesi tarafından desteklenmiştir. Proje çalışmalarımızdaki yardımları nedeniyle
öncelikle danışmanım Doç. Dr.Sedat Nazlıbilek’e ve genel koordinatörümüz Yrd. Doç. Dr.Kutluk
Bilge Arıkan’a desteklerinden dolayı Arş. Gör. Cahit Gürel, Arş. Gör. Emre Güner, ve imalat
konusundaki desteklerinden dolayı Mehmet Çakmak, Meral Aday ve Handan Kara’ya teşekkür
ederim.
KAYNAKÇA
[1]http://en.wikipedia.org/wiki/CanSat
[2]http://projectstratos.nl/media/ (Erişim Tarihi: 07/01/2014)
[3]Wang T., Nilsen D. M., (2010), “The CanSat Book”, Sayfa 18.
[4]Çelebi M., (2012), "Design and Navigation Control of an Advanced Level CANSAT"
[5] Stenmark D., (2000), “The Role of Intrinsic Motivation When Managing Creative Work”,
Proceedings of ICMIT2000, Singapore
[6] Schratz, Brian C., Bilén, Sven G., and Philbrick, C.R., (2007), “The Student Space Programs
Laboratory: Fostering Student Space Systems Education and Research within a University
Environment” 18th EPAC Symposium
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
236
KURULU CNC MAK İNESİ ÜZERİNDE TB6560 SÜRÜCÜSÜ
KULLANILARAK KULLANICI ARA YÜZLÜ L İNUX İŞLET İM
SİSTEMİ İLE OTOMAT İK ÇİFT YÜZLÜ DEVRE KARTI BASIMI
Özgür GÜNDOĞAN, [email protected] Orta Doğu Teknik Üniversitesi,
Ankara
Olgu Kıvanç ONACAK , [email protected] Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Ankara
ÖZET
CNC (Computer Numerical Control) makinaları günümüzde oldukça yaygın ve sık
kullanılmakta olup makine endüstrisinin hızlı bir şekilde işlemesini sağlamaktadır. Bunun
yanında her türlü elektromekanik ve elektronik sistemlerde PCB baskı devreleri
kullanılmaktadır. Tasarlanan bu sistemin amacı, küçük ev tipi (yazıcı boyutlarında) ucuz bir
CNC makinası sayesinde herhangi harici bir endüstriyel malzeme kullanmadan minimum
uğraşla istenilen PCB devrelerini kolay bir şekilde basmaktır. Bu amaç doğrultusunda
geliştirilen sistem alışılagelmiş bakır kaplı plakaları kazıma metodunun yanı sıra baskı devre
kartının üzerine iletken ve yapışkan malzemeyi sıkarak devre yolları olarak tanımladığımız
pimler arası geçişleri sağlar. Bunun yanı sıra, baskı devre kartlarında bulunan pim deliklerini
açmak için freze mantığı ile kart delme işlemi yapar. Bu işlemi yaparken, pim deliklerini
farklı boyutlarda delebilir. Bunu gerçekleştirebilmek için CNC makinesinin içine entegre
edilmiş otomatik baş değiştirme sistemini kullanır. Bu sistem sayesinde değişik çaplarda
matkap uçlarını otomatik olarak değiştirerek pim deliklerini delebilir. Tamamen otomatik
çalışan bu sistem Raspberry Pi üzerinde Linux tabanlı çalışıp kullanıcıdan sadece gerber
formatında bir çizim dosyası girdi olarak almaktadır.
ABSTRACT
CNC (Computer Numerical Control) machines are used widely in the machine industry in
today’s world to speed the processes of manufacturing. Beside that, almost every
electromechanical and electronic device uses printed circuit boards. In this designed system, a
home based (in printer dimensions) cheap CNC machine which builds PCB(Printed Circuit
Boards) boards easily without needing any industrial instruments or heavy processes. This
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
237
system can build the conductive tracks with scratching the copper surface with a scraper tool
or with spraying a conductive ink to a dielectric surface. In addition to that, via using an
automatic head changer system, the system creates holes with different diameters for pins for
the PCB. The system works totally automatic with a Raspberry Pi on Linux and the user only
gives a gerber circuit drawing file to the system.
1. GİRİŞ
PCB baskı devreleri küçük boyutlarda ve itinayla hazırlanması gereken devrelerdir ve bazen
kimyasal işlemler gerektirir. Bu problemi aşmak için tasarladığımız sistemimiz çok küçük
boyutlarda PCB devreleri el kullanmadan çok düzgün bir biçimde çizer ve kullanıcıya zaman
kazandırmanın yanı sıra insan elinden oluşabilecek hataları da engeller. Aynı zamanda çok
büyük boyutlarda olmadığından ev tipinde geliştirilip rahatça kullanılabilir. PCB yazılım
odaklı tasarlandığı için yanlış çizimlerde ve kullanıcı hatalarında kolaylıkla düzeltilerek çok
kısa bir sürede tekrardan basım yapılabilir kullanıcının baştan uğraşması gerekmez. Bu
bildiride CNC tezgâhı kullanılarak tamamen otomatik olarak baskı devre üreten sistemi
oluşturan deney düzeneği ve bu düzenekteki parçaların birbirleriyle etkileşimleri
anlatılmaktadır.
2. DENEY DÜZENEĞİ
2.1 Raspberry Pi
Sistem olağan olarak CNC tezgâhlarında kullanılan bilgisayarların gereksinimini ortadan
kaldırarak içine bütünleşmiş küçük çaplı bir bilgisayar parçası olan şekil 1 de görülen
Raspberry Pi monte edilmiştir. Linux tabanlı Debian işletim sistemini üzerinde barındıran
Raspberry Pi, kolay ve rahat kullanıcı ara yüzü ile kullanıcılara kolaylık sağlamaktadır.
Bunun yanı sıra, üzerinde Linux işletim sisteminin var olması cihazın açık kaynak kodu ile
gelişimini hızlandırmak amaçlıdır. Şuanda Raspberry Pi B+ ile yapılan denemeler olumlu
sonuç vermiştir. Bu sebepten ötürü, Raspberry Pi B+ ve üzeri sürümleri gerekli kütüphaneler
yüklendiği takdirde (açık kaynak kodlu bash dosyası ile yükleme işlemi sağlanacaktır)
istenildiği gibi çalışacaktır.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
238
Şekil 1: HDMI ve USB Girişleri takılı sistemde kullanılan Raspberry Pi
2.2 Monitör
Raspberry Pi üzerinde bulunan Linux işletim sistemi, şu an için 2 ayrı prensip (Komut satırı
ve Kullanıcı ara yüzü) ile CNC makinasını kontrol etmektedir. Komut satırı ile kontrol,
Raspberry Pi ile bağlanacak bir klavye ya da Güvenlik Kabuk olarak bilinen SSH sayesinde
aynı ağa bağlı herhangi başka bir bilgisayar üzerinden kontrol edilebilir. Gerber (Devre Çizim
Dosyası) dosyaları üzerinde değişiklikler yapmak isteyen ya da yazılım ile birlikte gelen tüm
süreçleri uygulamak istemeyen kullanıcılar Raspberry Pi ile bağlayacakları herhangi bir
monitör ya da tablet üzerinden işlemlerini uygulayabilirler. Ekran gereksinimini de ortadan
kaldırmak adına küçük kompakt bir ekranın sisteme entegrasyonu üzerinde çalışılıyor.
2.3 Arduino
Sistem üzerinde bulunan Arduino, Raspberry Pi seri port üzerinden iletişim halinde kalarak
CNC makinasında bulunan 3 Step motoru ve 2 DC motoru süren TB6560 Sürücü kartını
kontrol etmektedir. Bu kontrolü sağlayabilmek için, Arduino üzerinde çalışan GRBL kodu
bulunmaktadır. Bu kod Arduino türüne bağlı olarak belirli pimleri belirli amaçlar
doğrultusunda kullanır. (GRBL kodunun Arduino Tipine göre pim şeması ek-1 şemasında
verilmiştir.) Arduino pimleri, TB6560 sürücü kartının 25 pim paralel portuna bağlanarak
sürücü kartını kontrol etmektedir.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
239
2.4 TB6560
Şekil 2 de görülen TB6560 sürücü kartı sayesinde CNC tezgâhımızın motorları sürülmektedir.
TB6560 sürücü kartının 25 pim paralel portu Arduino içindeki GRBL koduna bağlı olarak
belirlenmiş pimlere bağlanarak step motorların ve anahtarların kontrolu sağlanmaktadır.
TB6560 sürücü kartının dışarıdan bir voltaj kaynağı ile beslenmesi gerekmektedir.
Şekil 2: Arduino ve TB6560 Paralel Port haberleşmesi
2.5 CNC Tezgâhı
Sistem şu anda hazır olan bir tezgâh üzerinde çalışmakta fakat CNC tezgâhı step motorları
üzerinde ve limit anahtarlarıyla klasik herhangi bir CNC tezgahı kullanılabilir. Kodlar
tezgâhtan ve şeklinden bağımsız çalıştıklarından dolayı tezgâh tamamen kullanıcının isteğine
ve basacağı devre kartlarının büyüklüğüne göre ayarlanabilir. Şekil 3 de gösterilen akış
diyagramı uygulandığı sürece istenen boyutlarda ve büyüklükte bir tezgâh tasarlanabilir.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
240
Şekil 3: Sistemin çalışır haldeki akış diyagramı
3. PROJE ADIMLARI
3.1 Gerber Dosyalarının GCode Dosyalarına Çevrilmesi
Gerber formatı 2 boyutta vektör olarak çizim yapılan bir imge dosya formatıdır. PCB
devrelerinin çiziminde dünyaca kabul görmüş olup çoğu firma ve kimseler tarafından
kullanılmaktadır. Bu nedenlerden dolayı sistem girdi olarak kullanıcıdan daha önceden
hazırlamış olduğu Gerber format çıktılı dosyalarını girmesini bekler.
Kullanıcı Gerber dosyalarını girdikten sonra kullanıcıya iki alternatif yöntem sistem
tarafından sunulur. Birinci yöntemde kullanıcı gerber dosyalarını girdikten sonra herhangi bir
kullanıcı ara yüzü olmaksızın GCode dosyaları otomatik olarak oluşturulur, diğer yöntemde
ise kullanıcı FLATCAM isimli açık kaynak bir Gerber-GCode çevirici program sayesinde bir
kullanıcı ara yüzü ile parametrelerini kontrol edebilir değişik modifikasyonlar ve
değiştirmelere gidebilir.
GCode oluşturulduktan sonra oluşturulan GCode Arduino platformunun üzerinde bulunan
GRBL yazılımına yine Raspberry Pi içindeki bir başka program ile gönderilmektedir.
3.2 GCode dosyalarının Arduino aracılığı ile TB6560’a yollanması
Sistemin en büyük zorlukları arasında yer alan Arduino üzerindeki bellek yönetimi (Memory
Management) Raspberry Pi üzerinde bulunan GCode gönderici olarak tanımlanan ve Arduino
üzerindeki belleği sürekli kontrol ederek GCode komutlarını Arduino işlemcisine yollayan
kod ile çözümlenmiştir.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
241
Sürecin işleyişi düşünüldüğünde, Raspberry Pi üzerinde oluşturulmuş olan GCode dosyaları
yine kullanıcıya 2 alternatif yöntem sunularak CNC makinasına aktarılacaktır. Birinci
yöntem, GCode aktarımını kullanıcı ara yüzü olmadan tamamen sisteme bırakmaktır. Bu
yöntem ile sistem otomatik olarak kendi kendini yönetmeye başlayacaktır. İkinci yöntem ise
kullanıcı ara yüzü sayesinde süreçleri bölerek GCode dosyalarını yollamaktır. Bu yöntem
sayesinde kullanıcı delme, çizme, kazıma gibi herhangi bir devre kartı basım aşamaları
arasında kartını sistemden alarak kontrol edebilir. Yine bu yöntem sayesinde, kullanıcı, CNC
makinesini ara yüz üstünden manuel olarak kontrol ederek istediği şekilde makinesini
yönlendirebilir.
Şekil 4: Arduino ve TB6560 haberleşmesi için yapılmış pim eşleşme diyagramı
3.3 Başlangıç (Homing)
CNC tezgâhı, kendisine yollanan GCode dosyalarında yer alan koordinat değerlerini belirli
başlangıç noktaları kullanarak yorumlar. Bu sebeple CNC makinelerinde başlangıç (homing)
adı verilen süreç bulunur. Bu süreçte CNC makinası üzerinde bulunan güvenlik anahtarlarını
kullanarak gidebileceği maksimum noktalarına gider. Bunun ardından, kullanıcının kendi
makinesine özel olarak ayarladığı tezgâh başlangıç noktasına ilerler ve makine GCode
dosyaları alıp yorumlamaya hazır hale gelmiştir. Burada, kullanılacak CNC makinesinin
boyutları, tezgâhın makinedeki konumu ve makinede kullanılacak materyalin kalınlığı gibi
değişkenler tamamen kullanıcıya bağlı olduğundan, programın ilk kullanımında kullanıcıdan
başlangıç ayarlarını (tezgâh başlangıç konum ayarı) yapması istenmektedir.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
242
3.4 Çift Taraflı Devre Kartı Basımı
Çift taraflı devre kartı, basılacak kartın her iki yüzünde farklı devreler çizebilme imkanıdır.
Bu sayede devre kartı için kullanılacak yüzey alanı azaltılmış olur. Burada dikkat edilmesi
gereken husus, kartın yüzeylerinde bulunan devrelerin pim deliklerinin çakışmasının
engellenmesi durumudur. Bunun için her iki tarafa çizilen devrelerin doğru
konumlandırılması gerekmektedir. Bu problem Gerber dosyalarının GCode dosyalarına
çevrilmesi aşamasında yer alan kullanıcı ara yüzünde “Çift Taraflı Devre Kartı” seçeneği ile
çözümlenmiştir. Kullanıcı Çift taraflı Devre Kartı Sekmesine Bastıktan sonra, program
kullanıcıdan üst ve alt yüzeyin devre çizimlerini ister. Program kartın yüzeylerini doğru bir
şekilde konumlandırdıktan sonra devre çizimleri tarafından kullanılmayan alanlarda simetrik
olarak 4 adet delik açar (Şekil 5). Bu 4 delik devre kartının diğer yüzünü manuel olarak
döndürebilmek için kullanılan ayar delikleridir. Kullanıcı bu delikleri kullanarak kartın diğer
yüzünü çevirip işleme devam edebilir ve bu sayede çift taraflı devre kartları basabilir.
Şekil 5: Çift Taraflı kart basım delikleri ve ayna ekseni
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
243
4. SONUÇLAR
Tasarladığımız CNC tezgâhı ile alışılmış baskı devre basma yöntemlerinin dışına çıkarak
kullanıcı odaklı hızlı ve pratik bir sistem tasarladık. Tasarladığımız bu sistem kimyasal
işlemlere ve insan eline gerek duymaksızın bir baskı devreyi tek başına çift taraflı basabilir.
Bu sayede insan elinden oluşabilecek hatalar engellenmekte ve zamandan büyük kazanç
sağlanmaktadır. Geliştirilebilir ve açık kaynaklar kullandığımız içinde donanım dışında
herhangi bir masraf oluşturmamaktadır. 6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi
(MEMÖK 2015) için sistemimizin parçalarının detaylı tarifleri, bunların birbirleri ile uyumu,
adımları ve kullanıcıya sunulacak olasılıklar ve kullanıcının nasıl kullanması gerektiğine dair
bilgiler sunulmaktadır. Sunulan bu bilgilerin geçerlili ği yapılan test ve gözlemlerle
tarafımızca onaylanmış olup, proje geliştirilmesine devam edilmektedir.
5. TEŞEKKÜRLER
Sistemimizin geliştirildi ği süre boyunca vermiş olduğu fikirler ve sunmuş olduğu imkânlardan
dolayı ODTÜ Akademisyeni Yardımcı Doçent Sayın Ahmet Buğra KOKU hocamıza teşekkür
ederiz.
6. KAYNAKÇA
1) www.flatcam.org ( Çift Taraflı Devre Basımı Açık Kaynak Kodu )
2) www.shapeoko.com ( Cnc Makinası ve özellikleri )
3)
hbogm.meb.gov.tr/modulerprogramlar/kursprogramlari/makine_tek/moduller/cnc_frezede_pr
ogramlam a.pdf (NC Kodları ve Anlamları)
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
244
DÖRT BACAKLI ROBOT TASARIMI
Yücel YILMAZ , [email protected] Sakarya Üniversitesi,54000, Sakarya
İsmet ÜNALLI , [email protected] Sakarya Üniversitesi, 54000, Sakarya
Muhammed ÖZCAN, [email protected] Sakarya Üniversitesi, 54000, Sakarya
Burak ABLAY , [email protected] Sakarya Üniversitesi, 54000, Sakarya
Ferhat ÖZCAN, [email protected] Sakarya Üniversitesi, 54000, Sakarya
ÖZET
Bu çalışmada Sakarya Üniversitesi Mekatronik Mühendisliği öğrencilerinin yaptığı Arduino
elektronik prototipleme kartı kullanılarak oluşturulan Dört Bacaklı Robot çalışması incelenecektir.
Dört Bacaklı Robot’un tasarımı SolidWorks programında tasarlanmıştır. SolidWorks programında
tasarım işlemi tamamlandıktan sonra Dört Bacaklı Robot’un her parçası 3D yazıcıdan çıktısı
alınmıştır. Çıktısı alınan parçaların birbirleriyle montajı somun ve civatalar kullanılarak sağlanmıştır.
Arduino elektronik prototipleme kartı, Dört Bacaklı Robot mekanizmasında gerekli olan servo
motorların kontrolü için kullanılmıştır.
Anahtar Sözcükler: Dört Bacaklı Robot, Arduino, Servo Motor, 3D Yazıcı, SolidWorks
ABSTRACT
This work was intended to examine the function of the four legged robot, that was put together using
Arduino electronic prototyping card, made by the mechatronic students of Sakarya University.The
design of the robot was done using SolidWorks program.When the program completed the design
process, a 3D printer output of every part of the four legged robot was taken. The printed parts were
fixed together using assembly nuts and bolts.Arduino electronic prototyping was used to provide the
required control to the servo engines of the four legged robot mechanism.
Keywords: Four Legged Robot, Arduino, Servo Motor, 3D Printer, SolidWorks
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
245
1. GİRİŞ
Robot, otonom veya önceden programlanmış görevleri yerine getirebilen elektro-mekanik bir cihazdır.
Robotlar doğrudan bir operatörün kontrolünde çalışabildikleri gibi bağımsız olarak bir bilgisayar
programının kontrolünde de çalışabilir. Robot deyince insan benzeri akla gelse de robotların çok azı
insana benzer[1].
Robotlar, sensörler aracılığıyla çevresindeki verileri algılayarak bu verilerin işlenmesini sağlayacak
elektronik tertibata sahiptirler. İşlenen verilerin elektronik tertibat içerisinde yer alan mikroişlemciye
veyahut mikrodenetleyiciye yüklenmiş program aracılığıyla karar verme işlemi gerçekleştirilir. Bu
kararın gerektirdiği işlevi yerine getiren de robot’un yapacağı işe göre uygun tasarlanmış mekanik
sistemdir. Robotların kullanım alanları bir hayli geniştir. Endüstriyel Otomasyon Sistemlerinde,
Operasyonel işlemlerde, tıp ve sağlık alanında, sibernetikte, hobi ve eğlence sektöründe, askeri alanda,
eğitim alanlarında kullanılabilmektedirler. Kullanıldıkları alanlara göre de mekanik tasarımları
değişmektedir.
Bu projede doğal şartlarda faaliyet gösterebilecek çok bacaklı bir robot tasarlanması amaçlanmıştır.
Bacak sayısı, eldeki imkanlara bağlı olarak seçilmiştir. Dört Bacaklı Robot, 3 Boyutlu CAD Tasarım
Yazılımı olan Solidworks ortamında tasarlanmıştır. Tasarlanan bu robotun elektronik kontrolü,
Arduino prototipleme kartı kullanılarak sağlanmıştır.
2. DÖRT BACAKLI ROBOT TASARIMI
Dört Bacaklı Robot’un 3 Boyutlu CAD yazılımı olan SolidWorks programında tasarlanma aşaması ve
tasarlandıktan sonraki Arduino elektronik prototipleme kartı ile kontrol edilme süreci bu bölümde
anlatılmaktadır.
2.1 Mekanik Tasarım
Bu çalışmanın parçaları tasarlanırken daha önce tasarlanan dört bacaklı bir robot tasarımından
faydalanılmıştır[2]. Tasarımda kullanılan parçalar örnek alınarak yeniden tasarım oluşturulmuştur.
Dört Bacaklı Robot tasarlanırken Tersine Mühendislik yöntemlerine olabildiğince başvurulmaya
çalışılmıştır. Dört Bacaklı Robot tasarımından faydalanılan çalışma, elimizdeki elektronik
komponentlere göre yeniden uyarlanmıştır. Robot’un mekanik tasarımı hazırlanırken birçok faktör ele
alınmıştır. Geliştirilecek olan Dört Bacaklı Robot’un tasarımı olabildiğince küçük ve işlevsel olması
amaçlanmıştır. Aynı zamanda robotun hareket etmesini sağlayacak olan servo motorların, Dört
Bacaklı Robot tasarımına uygun olarak servo motor sayısı belirlenmiştir. Maliyet açısından bu önemli
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
246
bir durumdur. Dört Bacaklı Robot tasarımında sekiz adet servo motor kullanılarak maliyetten de
tasarruf sağlanmıştır.
SolidWorks CAD programında çizilen Dört Bacaklı Robot tasarımının parçaları Şekil 1’de
gösterilmiştir. Parçaların ölçüsü tasarımda kullanılan Tower Pro SG90 9 gramlık servo motor baz
alınarak ayarlanmıştır. Tasarımı oluşturulan parçaların birbirine montajlanması için gerekli olacak
parça delikleri, 2 mm ve 3 mm olacak şekilde tasarlanmıştır.
Şekil 1. Dört Bacaklı Robot Parçaları
Sistem üzerinde 4 adet bacak, 2 adet kalça, 1 adet omurga, 8 adet de omuz olarak tabir edebileceğimiz
parça bulunmaktadır. Tasarımın motorsal altyapısı kalçalar toplam 4 servo motor, bacaklar da toplam
4 servo motor ile desteklenmiştir. Servo motorlar parçalara cıvata, somun ve servo başlıkları
kullanılarak bağlanmıştır. Parçaların SolidWorks ortamında montajlanmış hali Şekil 2’de
gösterilmiştir.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
247
Şekil 2. Dört Bacaklı Robot’un Montajlanmış Hali
Dört Bacaklı Robot parçaları, 3D yazıcıdan çıkarılmıştır. 3D yazıcı malzemesi olarak PLA
hammaddesi kullanılmıştır. Parçalar basılırken 200 mikron hassasiyetle ve %50 doluluk oranı ile
basılmıştır. Robot parçalarının olabildiğince kısa sürede basılması için ve parçaların mukavemetinin
optimum seviyede olmasını sağlamak amacıyla bu oranlar seçilmiştir. Dört Bacaklı Robot’un
parçalarının 3D yazıcıdan çıkarılıp, montajlanmış hali Şekil 3’de gösterilmiştir.
Şekil 3. Parçaların 3D Yazıcıdan Çıkarılmış ve Montajlanmış Hali
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
248
2.2 Elektronik Tasarım
Sistem üzerinde bulunan servo motorların kontrolü için Arduino kartı kullanılmıştır. Arduino,
genellikle ATMEL firmasının üretmiş olduğu mikrodenetleyicileri bünyesinde barındıran, bu
mikrodenetleyicinin uçlarını(pinlerini) bir PCB kart üzerinde “header” denilen terminal aracılığıyla
kullanıcıya sunan, son derece pratik bir elektronik prototipleme kartıdır. Kendin Yap ( Do It Yourself )
görüşüne uygun olarak üretilmiş olup, açık kaynak felsefesini savunmaktadır. Tasarımda kullanılan
Arduino UNO R3 üzerinde ATmega328 mikrodenetleyicisi bulunmaktadır. 5V ile çalışmakta olup, 14
adet dijital giriş/çıkış ve 6 adet analog giriş ucu bulunmaktadır[3]. Sistemde Arduino kartının
seçilmesinin sebebi de kod yazımının oldukça kolay olması, yazılım kütüphanelerinin oldukça fazla
olması, havya, lehim gibi araç ve gereçlerin kullanımını azaltması, diğer mikrodenetleyicilere göre az
satırla çok işlem yapabilmemize olanak sağlayacak fonksiyonlarının bulunmasıdır.
Ayrıca üzerine shield denilen çeşitli modüller ekleyerek oluşturulan sistemin modüler bir yapıya sahip
olması da sağlanabilmektedir. Arduino UNO R3’ün genel yapısı Şekil 4’te gösterilmiştir.
Şekil 4. Arduino UNO R3 Genel Yapısı
Tasarım üzerinde 8 adet 9gram’lık servo motor kullanılmıştır. Bu servo motor’un dişli kutusu
plastiktir. El ile sağa veya sola müdahale sonucu dişlilerin kırılabilme ihtimali bulunmaktadır. Bu tarz
zorlamalardan kaçınılmalıdır. Sistemde kullanılan servo motor Şekil 5’te gösterilmiştir.
Şekil 5. 9g’lık Servo Motor
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
249
Servo motor üzerinde 3 tane uç bulunmaktadır. Bunlardan kahverengi olan uç toprak(GND) ucudur.
Kırmızı uç pozitif (Vcc) ucu temsil ederken, Turuncu/Sarı uç ise sinyal ucunu temsil etmektedir.
Arduino üzerinden servo motor için gönderilecek olan komutlar sinyal ucu üzerinden
gönderilmektedir. Sistemde kullanılan servo motor’un çalışma gerilimi 4.8 V’dur. Bu değer yaklaşık
olarak 5V’a tekabül ettiğinden, Arduino üzerinde yer alan 5V çıkış pini servo motor için
kullanılmıştır. Sistem üzerinde yer alan 8 adet servo motor ile Arduino ile arasındaki bağlantı şeması
Şekil 6’da gösterilmiştir.
Şekil 6. Arduino ile Servo Motorların Bağlantısı
Tasarım üzerinde bulunan servo motorlar, robot’un programlanması aşamasında Arduino üzerinden
beslenmiştir. Fakat 8 adet servo motor’un daha sağlıklı çalışabilmesi için dışarıdan beslenmesi
önerilmektedir. Servo motorların yüklü durumda çektikleri akım, yüksüz durumda çektikleri akımdan
daha fazladır. Servo motorların yüksüz ve yüklü durumlarda çalışırken çektikleri akımlar farklı
olduklarından dolayı Arduino’dan bağımsız farklı bir güç kaynağı ile beslenmelidirler. Hangi kablo -
hangi servo motora ait sorusunun cevabına daha kısa sürede ulaşmak amacıyla servo motor
kablolarına numaralandırma yapılmıştır. Ayrıca servo motorlar için Arduino’ya uyumlu delikli plaket
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
250
ile Arduino shield diye tabir edilen modül hazırlanmıştır. Bu modül ve numaralandırma sistemi Şekil
7’de gösterilmiştir.
Şekil 7. Arduino Servo Motor Modülü
Kabloları daha derli toplu hale getirmek için de kablo klipsi kullanılmıştır. Dört Bacaklı Robot’un son
hali Şekil 8’de gösterilmiştir.
Şekil 8. Dört Bacaklı Robot’un Son Hali
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
251
3.SONUÇLAR
Bu proje, doğal şartlarda çalışması planlanan Dört Bacaklı bir robotun tasarımı yapılarak, elektronik
olarak da tamamlanmıştır. Robot üzerine çevresindeki verileri algılayabilecek sensörler eklenerek
bunları uygun bir şekilde işleyip çıkışına aktarabilecek tasarımlar yapılarak işlevselliği arttırılabilme
olanağı bulunan bir sistemdir. Aynı şekilde bir kamera eklenerek etrafındaki görüntüleri
kaydedebilecek bir arama kurtarma robotu formuna dönüştürülmesi de mümkündür. Gelişime ve
yeniliğe açık olarak tasarlanmış bir sistemdir.
TEŞEKKÜR
Bu projeyi oluştururken bizleri maddi ve manevi olarak destekleyen Aile bireylerimize büyük bir
teşekkürü borç biliriz.
KAYNAKÇA
[1] http://tr.wikipedia.org/wiki/Robot ( Erişim: 23.04.2015 )
[2] http://www.thingiverse.com/thing:38159 ( Erişim: 29.04.2015 )
[3] http://arduino.cc/en/Main/arduinoBoardUno ( Erişim: 02.05.2015 )
[4] Metal, M., (2014), “Quadrupedal Walking Robot”, Germany.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
252
TAŞINAB İLİR MEKATRON İK SOLAR SİSTEM(TMSS)
Ömer Faruk ÖZCAN, [email protected], Fırat Üniversitesi ,23000 , Elazığ
Emrullah YENER, [email protected],Fırat Üniversitesi,23000, Elazığ
Mustafa KILIÇ, [email protected],Fırat Üniversitesi, 23000 , Elazığ
Cumali BOLAT, [email protected], Fırat Üniversitesi, 23000, Elazığ
ÖZET
Günümüzde solar panellere ilgi gitgide büyümektedir[1]. Çevreye duyarlı olmak ve temiz
enerjiyi daha fazla kullanmak gerekmektedir. Çevreye duyarlı olma ve temiz enerjiyi daha
fazla kullanma gerekliliği günümüzde solar panellere olan ilgiyi artırmıştır[2]. Bu temiz ve ilk
üretim maliyeti dışında masrafsız enerjiyi daha çok alanda kullanmak için bu proje
kapsamında taşınabilir solar bir cihaz prototipinin gerçekleştirilmesi hedeflenmektedir. Şu
anda solar sistemler temiz ve yenilenebilir enerji olduğundan enerji üretimi için en yaygın
kullanılan sistemlerdir[3]. Günümüzde ise solar paneller ev veya iş yerlerinde bulunan
cihazların enerji ihtiyaçlarını sabit bir sistem ile gidermektedir. Bu proje ile güneşten alınan
bu enerjiyi sadece sabit sistemlerde değil bir insanın hayatı boyunca, gittiği, gezdiği ve
hareket halinde olduğu her yerde kullanması yani temiz enerjiyi daha çok kullanım alanına
ulaştırmak hedeflenmektedir. Bu projeyi gerçekleştirirken az yer kaplayan ağır olmayan
kısaca insanın ve çevresinin, üretilen cihazı taşırken veya kullanırken rahatsız etmeyen bir
sistem yapmak amaçlanmıştır. Balık tutarken, piknik yaparken, yolda kalma endişesi
duymadan maliyetsiz ve çevreye hiçbir şekilde zarar vermeden kullanılacak bir sistem
yapmak birincil hedefimizdir. Bu cihazı gerçekleştirme amaçlarımızdan biri de günümüzde
neredeyse tüm ihtiyaçlarımızın kaynağı enerji olması ve büyük oranda tüketim yapılan bir
çağda olmamızdır.
Anahtar Sözcükler: Solar Sistemler, Solar Paneller, Enerji İhtiyacı
ABSTRACT
Today, the solar panels of the devices found in the home or work addresses the energy needs of a fixed
system. With this project, the energy received from the sun only during the life is not a person in
stationary systems which go visit it and that clean energy use wherever it is on the move aims to bring
to more areas. This project of the non-performing compact heavy short people and the environment, is
intended to make a system that does not bother devices manufactured using or storing.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
253
Keywords:solar panels , fixed system
1. GİRİŞ
Bu bağlamda solar sistemlerin taşınabilir olması adına bir ön çalışma yapılarak ilk örnek hayata
geçirilmiştir. Aşağıda bu ilk cihazın fotoğraflarına, test edilen ölçüm değerleri ve cihaz özellikleri
verilmiştir.
Resim 1.1 İlk Prototip Açılmış hali görünüşü Resim 1.2 İlk Prototip Önden Görünüş.
Resim 1.3 İlk Prototip Yandan Görünüş. Resim 1.4 İlk Prototip Yandan Görünüş.
Resim 1.3 de ilk cihazın giriş ve çıkışlarının manüel olarak kontrol edildiği anahtarlar görülmektedir.
Ana Giri ş: Cihazın tüm elektronik aksamında dolaşan enerjiyi kesen anahtardır. Yani aç/kapa işlemini
yapan yerdir.
220v-12v: Cihazın çıkışında kullanılacak enerjiyi seçmek için tasarlanan anahtardır. Cihazın
içerisindeki İnverter bölümü güç tasarrufu açısından kullanıcının ihtiyacı olduğu zaman açılmaktadır.
Aynı anda 220V AC ve 12V DC çıkışlar kullanmak akü ömrünü kısaltacağı için bu güç seçeneği de
kullanıcıya sunulmuştur. Akü voltajının hızlı bir şekilde düştüğü gözlemlenmiş ve bu durumun akü
sağlığı açısından iyi olmadığı için anahtarlama ihtiyacı duyulmuştur.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
254
Ev Şarj: Cihazın uzun süre güneş göremeyeceği ortamlarda ek ilave olarak kısa sürede ev
şebekesinden şarj edilip kullanılması için tasarlanan bölümdür. Bu bölümü Panel den şarj ile beraber
kullanılamayacağından anahtarlamaya gerek duyulmuştur.
Panel Şarj: Panel ile Ev şebekesi şarj seçeneğini birbirinden ayıran anahtardır. Panelden ve Evden
şarj etme anahtarına gelen enerjiyi akü şarj devresine yönlendirir. Hangisinin kullanılacağını kullanıcı
ihtiyacına göre seçecektir.
Priz 220v: İnverter çıkışı aktif edildiğinde kullanıcı Türkiye standartlarında olan prizden belirtilen
güçlerdeki tüm elektrikli cihazlarını çalıştırabilir. Bu çıkış yüksek voltaj içerdiğinden cihaz içerisine
konumlandırılmış 3 amper değerinde sigorta ile kısa devre koruması koruma yapılmıştır.
Resim 1,4 de ilk cihazın diğer çıkışları ve akü seviye göstergesi görülmektedir.
Ev Şarj : Resim 1,3 de anahtarı görülen kullanıcının cihazın güneşten şarj olamama durumunda yine
de cihazı kullanmasını sağlayan evden şarj etmesine olanak veren şarj girişidir.
Gnd +12 : Akü den gelen enerjiyi direk kullanıcıya sunan çıkıştır.
Led Seviye : Aküdeki enerjiyi kullanıcının görmesini sağlayan seviye göstergesidir.Manuel olarak
yanında görülen anahtar yardımı ile aktif – reaktif edilerek sürekli açık kalıp aküdeki enerjiyi bitirmesi
engellenmiştir.Kullanıcı gerek duyduğunda anahtarı açarak seviyeyi kontrol edecek ve sonra yine
anahtarı kapatacaktır.
Çakmaklık : Günümüzde yaygınlaşan genellikle otomobillerde kullanılan telefon şarj cihazlarının
çoğu, aracın çakmaklık çıkışından faydalanır. Kullanıcıların bu tür cihazlarının taşınabilir solar sistem
üzerindende faydalanabilmesi için tasarlanmıştır.Aküden alınan enerjinin çakmaklık adaptörüne
aktarıldığı çıkıştır.
İlk cihazda panel açılandırması amatör bir biçimde yıllık Elazığ iline düşen güneş açılarının ortalaması
alınarak sabit bir şekilde ayarlanmıştır. Solar Panel yaklaşık 32-35 derece arasında olacak şekilde
cihaz üzerinde konumlandırılmıştır.Destek beklenilen şu an ki proje de ise bu sorunuda çözerek sadece
ufak bir step (adım) motoru ile açılandırmayı (güneşe göre) yapmak hedeflenmektedir.
2. SİSTEM GEREKSİNİMLER İ
Aşağıda Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü’nden ve diğer websitelerden alınan grafik ve diğer
veriler verilmiştir[4].
Güneş Radyasyonu: Işınım veya radyasyon, bir kaynaktan çevreye enerji taşınımıdır. Radyasyon,
elektromanyetik dalgalar veya parçacıklar biçimindeki enerji emisyonu (yayımı) ya da aktarımı
şeklinde ifade edilir. Bilindiği gibi maddenin temel yapısını atomlar meydana getirmektedir. Atom ise,
proton ve nötronlardan oluşan bir çekirdek ile bunun çevresinde dönmekte olan elektronlardan
oluşmaktadır. Herhangi bir maddenin atom çekirdeğindeki nötronların sayısı, proton sayısına göre
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
255
oldukça fazla ise; bu tür maddeler kararsız bir yapı göstermekte ve çekirdeğindeki nötronlar alfa, beta,
gama gibi çeşitli ı şınlar yaymak suretiyle parçalanmaktadırlar. Çevresine bu şekilde ışın saçarak
parçalanan maddelere "radyoaktif madde (güneş)", çevreye yayılan alfa, beta ve gama gibi ışınlara ise
"radyasyon" adı verilmektedir. Geniş çapta kabul görülmüş olan terminolojiye göre taşıdığı enerji
büyüklüğüne bakıldığında güneş radyasyonunun çoğunlukla kısa dalga boyuna sahiptir ve bu
radyasyon değerleri İrradyans ve İrradyasyon isimli iki kavram ile açıklanmaktadır[5].
• İrradyans: Birim zamanda birim alana düşen güneş gücü (anlık enerji) [ W/m2]
• İrradyasyon: Belirli bir zaman aralığında birim alana düşen güneş enerjisi miktarıdır. [Wh/m2]
• Direkt Radyasyon: Saçılmadan, yansıtılmadan, direkt olarak açık gökyüzünden yer yüzeyine
ulaşan radyasyona direkt radyasyon denilmektedir.
• Difüz Radyasyon: Difüz radyasyon ise saçılarak ve dağılmaya uğrayarak yeryüzüne ulaşabilen
radyasyondur. Güneş radyasyonu, bulut ve hava molekülleri, aerosoller gibi parçacıklar ve su
damlacıkları nedeniyle atmosferde dağılır. Dağılarak yere ulaşabilen güneş radyasyonu ise yer
yüzeyine çarparak tekrar dağılıma (emisyona) uğrarlar.
• Yansıtılan Radyasyon: Gelen güneş radyasyonunun bulutlar ve yer yüzeyi tarafından atmosfere
geri gönderilen (radyasyonun az bir kısmı) radyasyona yansıtılan radyasyon denir [5].
Şekil 1
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
256
- Toplam (Global) Radyasyon: Direkt, Difüz ve Albedo bileşenlerinin toplamına toplam (global)
radyasyon denilmektedir.
- Güneş enerjisi ile elektrik üretmek dünyada oldukça yaygın olan bir sistemdir. Almanya, Amerika,
İtalya, Çin gibi ülkeler güneş enerjisine yıllardır yatırım yapmaktadır. Güneş enerjisi sektöründe lider
konumda olan Almanya nükleer enerji santrallerini kapatacağını açıklamasıyla piyasadaki yerini daha
da sağlamlaştırmıştır.
Şekil 2
Üstelik Almanya'da ortalama güneş radyasyon oranı yaklaşık olarak 900 W/m2'dir.Türkiye’de ise bu
değer 2365,2 W/m2'dir.
Mono kristal güneş Panelleri’nde yüksek verime ulaşabilen mono fotovoltaik hücreleri, düzgün
moleküler dizilimli külçelerden kesilmektedir.
Avantajları: Mono kristal güneş panelleri yüksek dereceli silikondan yapılmıştır ve bu sebeple mono
kristal en yüksek verimlilik oranlarına ulaşabilir. Verimlilik oranları genellikle % 15-20 oranındadır.
Mono kristal silikon güneş panellerine uzay verimli olarak adlandırılmaktadır. Mono kristal güneş
panelleri daha az güneşte daha
Çok üretim sağlayabilir. Akım, voltaj değerleri orantılaması farklıdır. Mono kristal ve poli kristal
güneş panelleri uzun ömürlüdür. Almanya'da şuan çalışan 50 senelik paneller mevcuttur (referans
senesi= 2014). Çoğu güneş paneli üreticileri mono kristal güneş panelleri üzerinde 25 yıl garanti
sunmaktadır. Düşük ışık koşullarında benzer puantlı poli kristal güneş panellerine göre daha iyi
performans eğilimindedir.
Dezavantajları: Mono kristal güneş panelleri pahalıdır. Panel kısmen gölge veya kar ile kapalı ise,
bu olumsuz durum tüm paneli üst düzeyde etkiler. Tüm paneli yıkamak gerekebilir.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
257
Şekil 1.3 Elazığ ili için proje adına bazı veriler
Şekil 1,3 de görüldüğü gibi Elazığ ili merkez ve ilçeleride kapsayacak biçimde yıllık 1700-1750 veya
1650-1700 KWh/-yıl toplam güneş radyasyonu almaktadır.
Şekil 4
Elazığ, Doğu Anadolu Bölgesindeki diğer illere göre ortalama yükseltisi daha düşük konumdadır[6].
Etrafında daha yüksek dağlar bulunmasına rağmen orta kısmı ovalık alanlar şeklindedir(Tombul,
1990). İklimi karasal olmakla beraber, çevresinde bulunan Keban Baraj gölü, Sivrice ve Cip gölünün
etkisiyle iklimi oldukça ılıman geçmektedir[6]. Şekil 1,4 de görüldüğü gibi cihaz test aşaması için
Elazığ ili, Türkiye’deki diğer illere göre ortalaması gayet iyi bir seviyede olan bir ildir. İlk prototipin
tüm gerçek ölçümleri Elazığ ilinde yapılmıştır.
Tablo1. Farklı Bölgedeki İllere Göre Optimum Eğim Açısının Derece Cinsinden Aylara Göre
Değerleri
İl Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Hazir. Tem. Ağus. Eylül Ekim Kasım Aral.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
258
Ankara 60,40 52,88 41,94 30,06 20,75 16,48 18,45 26,26 37,56 49,40 58,61 62,65
Elazığ 59,52 52,00 41,06 29,18 19,87 15,60 17,57 25,38 36,68 48,52 57,73 61,77
İstanbul 61,85 54,33 43,39 31,51 22,20 17,93 19,90 27,71 39,01 50,85 60,06 64,10
İzmir 59,09 51,57 40,63 28,75 19,44 15,17 17,14 24,95 36,25 48,09 57,30 61,34
Mersin 57,32 49,80 38,86 26,98 17,67 13,40 15,37 23,18 34,48 46,32 55,53 59,57
Sinop 62,85 55,33 44,39 32,51 23,20 18,93 20,90 28,71 40,01 51,85 61,06 65,10
Ş.Urfa 57,92 50,40 39,46 27,58 18,27 14,00 15,97 23,78 35,08 46,92 56,13 60,17
Tablo2. Farklı Bölgedeki İllere Göre Optimum Eğim Açısının Mevsimlere Göre Değerleri
Sabit Güneş Paneli için Optimum Eğim Açısı (derece)
Mevsimlik Değerler
İl Enlem (N) Boylam (E) İlkbahar Yaz Sonbahar Kış Yıllık değer
Ankara 39,56 32,52 30,92 20,40 48,52 58,64 35,60
Elazığ 38,68 39,14 30,04 19,52 47,64 57,76 34,82
İstanbul 41,01 28,58 32,37 21,85 49,97 60,09 36,91
İzmir 38,25 27,09 29,61 19,09 47,21 57,33 34,43
Mersin 36,48 34,38 27,84 17,32 45,44 55,56 32,83
Sinop 42,01 35,09 33,37 22,85 50,97 61,09 37,81
Ş.Urfa 37,08 38,46 28,44 17,92 46,04 56,16 33,37
3. ÖNERİLEN PROJE
Önerilen Proje için Kapsam ve Yöntem :
Taşınabilir mekatronik solar sistemin iç elektronik aksam ve parça şeması Şekil 1.7 de verilmiştir.
Şekil 1.7
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
259
Solar Panel: Güneş ışığı foton adı verilen küçük enerji paketlerinden oluşur. Her dakika güneşten
gelen fotonlar dünyanın bir yıllık enerji tüketimine yetecek kadar enerjiyi dünyamıza ulaştırırlar[7].
Güneşten gelen bu enerjiyi kullanarak elektrik üretme amacı ile güneş panelleri, başka bir deyişle
fotovoltaik paneller kullanılır[7]. Projede 5 adet 20 watt gücünde panel kullanılmıştır. Toplamda tam
güneşte 100 watt değeri elde edilmek istenmiştir. Cihazda kullanılacak olan solar paneller Bursa
ilindeki Jeosist firmasında çerçevesiz olarak özel yaptırılacaktır. Solar paneller Elazığ iline göre
seçilmiş monokristal yapıdaki solar panellerdir.
Şarj Kontrol: Panelden veya ev şebekesinden gelen düzensiz enerjinin, sistemde kullanılan aküyü
sağlıklı ve düzenli bir şekilde şarj etmesini sağlar. Sistemdeki şarj kontrol kartı panelden veya ev
şebekesinden gelen akım değerine göre çalışır. Akü voltajı yaklaşık 13,8-14,4 volt gibi yeterli
seviyeye geldiğinde akımı sınırlayarak AGM akünün sağlıklı şarj olmasını sağlar. Devre kartının
çıkışından elde edilecek akım değerleri şu formül ile hesaplanmıştır.
Zaman(saat)=akü kapasitesi(Ah)/Şarj akımı (A)
6,12(saat)=30(Ah)/4,90 (A)
Yani 30 amper AGM akü tam güneşte 6 saatte tam şarja ulaşmaktadır.
Evden Şarj Giri şi(220V) : Güneşin uzun süre olmadığı veya AGM akünün hızlı şarj olmasını
istiyorsa kullanıcı bu girişi kullanabilir. Resim 2,2’de simülesi gösterilmiştir.
Transformatör-Regüle: Evden şarj girişinden uygulanan AC gerilimi transformatörden geçirerek
düşüren devre kartıdır. Ayrıca düşürülen AC gerilimi DC gerilime dönüştürüp regüle ederek şarj
kontrole gönderir.
AKÜ: Şarj kontrol devresinden gelen voltajla sağlıklı dolan AGM akünün değerinin hesaplanması
aşağıda gösterildiği gibi yapılmıştır.
Günlük gereken güç / sistem voltajı= Kullanılacak akü kapasitesi
250 watt/12volt=20,83333333333333 (Ah)
AGM Akü hesaplanan değerden biraz yüksek amper değerinde seçilmesinin nedeni kullanıcının cihaz
çıkışlarını şarjın bitmesine rağmen yine de kullanabilecek olmasıdır.
Resim 1.5
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
260
Programlayıcı: Kullanıcının akü seviyesinin ve voltajının anlık görmesi için lcd ekranın programını
sağlayan devre kartıdır. Güç tasarrufu için sürekli açık kalması akünün zayıflamasını yol açacağından,
yanına konumlandırılan anahtar ile aktif-reaktif edil ir. Program şekil 1,8 de verilmiştir.
Şekil 1.8
Şekil 1,8’ de Programın C Compiler Gösterimi verilmiştir.
Gösterge Paneli: Kullanıcının AGM akünün doluluk oranını ve içerisindeki voltajı görmesini ve ona
göre önlem almasını sağlayan ekrandır. Sürekli aktif kalması halinde güç tasarrufu konusunda aküden
enerji harcayacağı için anahtar ile aktif-reaktif edilmesi sağlanmıştır. Şekil 1,9’da Proteus programı
çizimleri verilmiştir. Resim 2,2’de simülesi gösterilmiştir.
Şekil 1.9
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
261
İnverter: Aküden gelen 12 v DC gerilimi 220 v AC gerilim seviyesine yükselten devredir. Doğru
şeklinde gelen dalgayı yarım dalga (modifiye) sinüs dalgaya dönüştürür. Transformatör yardımı ile bu
12 v AC gerilimi 220 v seviyesine yükseltir. Devre kartında potansiyometre ile voltaj ve frekans
ayarlaması yapılarak cihaz kullanıcıya sunulur. Türkiye standartlarına göre cihazın frekansı 50 Hz
olarak ayarlanmıştır. Cihazda max. 200 watt değerinde inverter devresi tasarlanmıştır.
Çakmaklık: Otomobillerde bulunan çakmaklık çıkışının aynısıdır. Otomobil de kullanıcıların telefon,
tablet veya düşük güçlü diğer cihazlarını taşınabilir mekatronik solar sistemdeki çakmaklık çıkışından
da çalıştırabilir. Resim 2,2’de simülesi gösterilmiştir.
USB Çıkış: Günümüzde bazı şarj cihazlarımız portatif iki parça halinde olmaktadır. Adaptör kısmı
şarjı gerçekleştiren kısım ve diğer kısım ise usb kablo olmaktadır. Bundan dolayı cihazda alternatif
olarak usb çıkışı eklenmiştir. Resim 2,2’de simülesi gösterilmiştir.
+12V Çıkış: Kullanıcının +12 v ile çalıştırabileceği cihazlarını rahatlıkla kullandığı çıkıştır. Kullanımı
kolay ve çakmaklık çıkışına göre kullanım açısından daha geniş bir yere sahip olan çıkıştır. Resim
2,2’de simülesi gösterilmiştir.
220 V Priz: İnverterden gelen 50 Hz AC 220 volt gerilimi Türkiye standartlarında olan priz çıkışıdır.
İnverter çıkışı 250 watt kadar güçteki cihazları çalıştırabilir. Bu çıkış yüksek gerilim tehlikesi
taşıdığından cihazın içerisine konumlu sigorta ile koruma sağlanmıştır. Resim 2,2’de simülesi
gösterilmiştir.
Akü Sağlığı ve Ömrü: Kullanılacak olan akü 30 amperlik AGM aküdür. Avantajları ise tüplü pozitif
plak, şarja dayanıklılık, montaj ve bakım kolaylığı, uzun ömür ve yerden tasarruf olarak
belirtilebilir[9]. (AGM akülerin kullanım ömrü 8-10 yıl arasındadır)[10].
Daha önce test edilmiş cihazın üzerine, kullanıcıya daha az yer ve daha az ağırlık ile daha fazla enerji
sunmak hedeflenmektedir. Şu ana kadar çizimleri profesyonel olarak sertifikası alınan
SOLIDWORKS programında yapılmıştır. Destek beklenilen yeni projenin bazı görüntüleri aşağıdadır.
Resim 1.6 Ön Görünümü Resim 1.7 Yandan Görünümü
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
262
Cihazda ki panellerin açılmış şekli resim 1,6 ve 1,7 deki gibi olacaktır. Paneller cihaz içine
konumlandırılmış step motorlar sayesinde açılmayı otomatik yapabilecektir.
Resim 1.8 Resim 1.9
Cihazın kapalı ve yandan görünümleri resim 1,8 ve resim 1,9’da verilmiştir.
Resim 2.0 Resim 2.1
Cihazın açılanmış ve kapalı görünümleri resim 2,0 ve resim 2,1’de verilmi ştir.
Resim 2.2
Resim 2,2’de cihazın çakmaklık, LCD, USB, +12V DC,220V AC çıkışları verilmiştir.
Ana kasamızın materyali Alikobanttır. Bu malzeme hafifli ğinden ve sağlamlığından dolayı tercih
edilmiştir[8].
Tablo 3 Taşınabilir (Mobil) Solar Sistem İle Yapabileceklerinizin Bir Kısmı.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
263
20 WATT Taşınabilir Solar Sistem ile 100 WATT Taşınabilir Solar Sistem ile
TV 1.5 saat 6-7 saat
Tasarruflu
lamba
15 watt gücünde ki lamba: 9 saat
20 watt gücünde ki lamba: 8,5 saat
15 watt gücünde ki lamba: 51 saat
20 watt gücünde ki lamba: 46 saat
LED lamba 5 watt gücündeki lamba: 11 saat 5 watt gücündeki lamba: 58,5 saat
Radyo
(ufak)
12 saat 40 saat
Bilgisayar 2 saat 6.5 saat
Fan
sistemleri
(serinletici)
Muhtelif cihazlar için ölçüm sağlıklı değildir.
Şarj
cihazları
Ölçülenler yaklaşık değerlerdir, sıcaklık ve akü deşarj durumlarına göre farklılık gösterebilir.
Tablo 3 de ki cihazlar örnektir. Cihaz tablo 4 deki güç değerlerine uyan her türlü cihazı çalıştırabilir.
İlk proje olan TSS (Taşınabilir Solar Sistem) ‘in çalıştırabileceği bazı cihazlar ve süreleri ile güç
değerleri ve max. giriş çıkış değerleri yeni proje olan TMSS (Taşınabilir Mekatronik Solar Sistem) ‘in
güç ve giriş çıkış değerleri aşağıda tablo 3 ve tablo 4 deki gibidir.
Tablo 4 Taşınabilir (Mobil) Solar Sistemimiz Giriş Ve Çıkış Güç Değerleri.
Çıkışlar ve Değerleri Giri şler ve Değerleri
220 v AC gerilim (max 250 watt) (5*20W) 100 watt solar panel
12 v DC gerilim Evden şarj giriş ünitesi
4. SONUÇ
Taşınabilir mekatronik solar sistemin 47*35*30 cm ebatlarında ve tahmini 14.5 kg ağırlığında olması
ön görülmektedir. Cihazda 20 Watt güç verebilen 5 tane solar panel bulunmaktadır. Toplamda 100
Watt değerinde güç elde edebilecek olan cihaz, dar alanda yüksek verim sağlamaktadır. Piyasada
birleşik yapıda bulunan 100 Watt’lık solar panellerin ölçüsü 119,5*54,5*3,5 cm ebatlarındadır ve
sadece güneş paneli 10 kg ağırlığındadır. Aşağıdaki resimde bahsedilen solar panel görülmektedir.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
264
Resim 2.3
Cihazı bu bağlamda düşündüğümüzde çok küçük bir alanda işlem yaptığını görmekteyiz. Cihazın bu
kadar küçük yapıda olması kullanıcıya kullanım ve taşıma kolaylığı sağlamaktadır. Cihazın
bünyesinde bulundurduğu 12 Volt 30 Amper AGM akü ve 250 watt’lık inverter ile günlük hayatta
kullanılan bir çok elektrik ve elektronik cihazları çalıştırabilecektir. Telefon, tablet, laptop, radyo vs.
gibi elektronik ürünleri şarj edebileceği, tasarruflu lambalar, şerit ledler, ampullerle rahat bir şekilde
aydınlatma yapabileceği ve daha birçok cihazı aynı anda çoğaltıcılar (grup prizler vs.) yardımıyla
çalıştırabileceği öngörülmektedir.
Cihazın akü seviye kontrolü, bulunduğu açısı, elde ettiğimiz panel gücünü kısaca cihazla ilgili bütün
bilgileri LCD ekran yardımıyla kullanıcı rahat bir şekilde takip edebilecektir. Daha öncede belirtildiği
gibi yıl içinde güneşlenme açıları değişmektedir. Gerekli programlar yardımıyla taşınabilir mekatronik
sistemin açılandırılmasını kullanıcının isteğine göre sadece bir buton yardımıyla
konumlandırabilecektir. Cihaz bünyesindeki priz yardımıyla kullandığımız 220 Volt ile çalışan
cihazları, 12 Volt çıkış modülü ile elektronik aletleri, daha çok araçlarda kullandığımız çakmaklık
çıkışı ile de telefon, tablet vs. şarj işlemleri yapılabilecektir. Kullanıcıya enerji kullanım konusunda bir
kısıtlama olmaması ve kullanım kolaylığı için cihazda her adımımız butonlar yardımıyla sağlanması
cihazın en önemli özellikleridir. Kısaca ürün bünyesindeki özellikler göz önüne alındığında bir enerji
küpü olarak da düşünülebilir.
Önerilen proje ait tasarım resim 2,5’de gösterilmiştir. Bu özellikleri ile günlük hayatımızın
vazgeçilmezlerinden biri olacağı öngörülmektedir.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
265
Resim 2.5
Resim 2,5 de Önerilen Proje Kapsamında Gerçekleştirilmesi Planlanan Taşınabilir Mekatronik Solar
Sistem gösterilmiştir.
TEŞEKKÜR
Bu bildiriyi oluştururken engin bilgi ve tecrübelerinden yararlandığımız Fırat Üniversitesi’nde öğretim
üyesi olan Gonca ÖZMEN hocamıza, çalışmalarımıza verdiği desteklerden dolayı teşekkür ederiz.
KAYNAKLAR:
1 - http://cevrevesehir.com/gunes-enerjisine-ilgi-artiyor/
2 - http://cepecevre.com/amerikada-gunes-enerjisine-olan-ilgi-gun-gectikce-artiyor/
3 - http://www.most.com.tr/teknik-bilgiler/gunes-enerjisi-ile-ilgili-genel-bilgiler-7/
4- http://www.eie.gov.tr/
5- http://www.guneshaber.net/haber/767-teknik-bilgiler-gunes-radyasyonu.html
6)
http://web.firat.edu.tr/daum/docs/42/08%20G%C3%BCne%C5%9F%20A%C3%A7%C4%B1lar%C4
%B1— Ahmet%20%C5%9Eenp%C4%B1nar-%C3%B6dendi-6%20syf--36-41.doc-)
http://monovepolyfotovoltaik.blogspot.com.tr/
7 -http://www.bilgiustam.com/gunes-enerjisinden-nasil-elektrik-elde-edilir/
8- http://alikobant.com/
9- http://www.solarvizyon.com/gunes.html
10- http://www.oncusolar.net/30-AMPER-AGM-AKU,PR-97.html11- Solar Engineering of Thermal
Processes, Second Edition, A Wiley-Interscience Publication, JOHN WİLEY& SONS, INC, Canada,
888p.
6. Ulusal Mekatronik Mühendisliği Öğrenci Kongresi (MeMÖK2015) 13 Haziran 2015, Atılım Üniversitesi, Ankara
266
11- Solar Geo-metry, for Fixed and Tracking Surfaces, Solar Energy, 31, (439).