mtso haber sayı 310

8
CMYK T ürkiye’nin AB vizyonunu bir me- deniyet projesi olarak gördüğü- nü anlatan Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Baş- kanı Şerafettin Aşut, “AB’nin de bu süreci sürekli Türkiye’ye ayar verme aracı olarak değil, Türkiye gibi bir dostu kazanma anlamında bir sü- reç olarak görmesini arzu ediyoruz” dedi.MTSO evsahipliğinde İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) tarafından ‘Türkiye – AB İlişkilerinde Ufuk Turu: Yeni Boyutlar, Yeni Hedefler’ isimli seminer düzenlendi. M ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 25 No’lu Seyahat Acen- teleri, Konaklama, Eğlence, Sanat, Spor İşletmeleri Meslek Komitesi Başkanı Mehmet Serkan İzol, Türki- ye’nin yanı sıra yurtdışında da tanı- tımlara ağırlık vereceklerini ve he- deflerinde İskandinav ülkeleri gibi soğuk bölgelerle Çin pazarı bulundu- ğunu bildirdi. Mersin’de turizmi ge- liştirmek adına komite olarak çeşitli çalışmalar yürüttüklerini anlatan 25 No’lu Meslek Komitesi Başkanı Meh- met Serkan İzol, önceliklerinin 79 milyon nüfusuyla Türkiye pazarına kenti tanıtmak olduğunu söyledi. Bu hedef doğrultusunda geçtiğimiz aylarda Türkiye’nin ünlü 13 seyahat bloggerlarını Mersin’de misafir et - tiklerini hatırlatan İzol, “Bu kişiler Mersin’in güzelliklerini kendi sitele- rinde paylaştı ve önemli geri dönüş- ler aldık. Şimdi hedefimizde yurtdışı bloggerlar var” dedi. İskandinav ülkeleri gibi soğuk ülkelerle Çin’de çalışma yürütmek istediklerini bildi- ren İzol, “Çin, dünyada en çok pasa- porta sahip olan nüfus. Ayrıca Çinli turistler yurtdışında turizm adına iyi para harcıyor” dedi. I rak’a yönelik vize uygulamasının değişmesi sonrasında bölge için büyük önem taşıyan bu pazarı İran’a kaptırmaya başlayan uluslararası nakliyeciler sıkıntı yaşıyor. Vizeler- le ilgili düzenleme bekleyen sektör temsilcileri Kuzey Irak ile Türkiye arasında koridor oluşturulmasını istiyor. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası 20 No’lu Uluslararası Yük ve Eşya Ta- şımacılığı Meslek Komitesi Başkanı Hasan Büyük, Irak ile ticarette vi- zelere düzenleme yapılmasını bek - lediklerini söyledi. Türkiye’nin en fazla ihracat yaptığı ülkeler arasın- da Irak’ın Almanya’dan sonra ikinci sırada geldiğini hatırlatan Büyük, Mersin’in de aralarında bulundu- ğu bölge için ise Irak’ın ihracatta ilk sırada yer aldığını dile getirdi. Irak ile yaşanan sıkıntıların tüm böl- ge ekonomisini olumsuz etkilediği- ne dikkat çeken Büyük, bu konuda düzenleme beklediklerini anlattı. K OSGEB Mersin Müdürü Danyal Peker, Mersin’in KOSGEB kapsa- mında verilen destekler açısından Türkiye genelinde ilk 10 il arasında yer aldığını söyledi. Ancak bu başa- rıyı yeterli bulmadıklarına dikkat çeken Peker, daha çok KOBİ’nin desteklerden faydalanarak ölçek büyütmesini ve gelişmesini istedik - lerini anlattı. Bu kapsamda destek programlarının tanıtımı için yoğun mesai harcadıklarını vurgulayan Peker, bu yıl özellikle yeni destek paketi KOSGEB KOBİGEL tanıtımına ağırlık verdiklerini söyledi. Son bir aydır bu yönde çalıştıklarını ifade eden Peker, tüm ilçelerde ayrı ayrı yaptıkları tanıtımlar sonrasında bir ayda 121 proje başvurusu alarak Türkiye ortalamasının üzerinde bir performans sergilediklerini söyledi. KOSGEB başvurularının artık daha sadeleştirildiğine de dikkat çeken Peker, önümüzdeki süreçte daha faz- la firmanın bu desteklerden yararla- nacağını tahmin ettiğini söyledi. G üney Afrika’nın istikrarlı şekilde büyüdüğünü ve geliştiğini anla- tan Güney Afrika Cumhuriyeti Anka- ra Büyükelçisi Pule Isaac Malefane, “Biz büyüyen, gelişen, maceracı Türk şirketlerinin Güney Afrika’ya gelip iş yapmasını istiyoruz. Bunun için her türlü desteğe hazırız” dedi. Bir dizi temasta bulunmak üzere Başkatip Jonathan Passmoor ile bir- likte Mersin’e gelen Büyükelçi Pule Isaac Malefane, Mersin Ticaret ve Sa- nayi Odası’nı ziyaretinde ilk olarak Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut ile bir araya gelerek kent eko- nomisi hakkında bilgi aldı, ardından düzenlenen ülke tanıtım toplantısın- da Mersinli işadamlarıyla buluşarak ülkesinin yatırım imkanları hakkın- da bilgi verdi. Passmoor’a ziyaretin- de Güney Afrika Mersin Fahri Konso- losu Numan Olcar da eşlik etti. İkili görüşmede Mersin ile Güney Af- rika’nın ticari ilişkisi hakkında bilgi veren MTSO Yönetim Kurulu Başka- nı Şerafettin Aşut, Mersin ile Güney Afrika arasındaki ticaret hacminin 1 milyon 600 bin dolar civarında oldu- ğunu söyledi. Bunun 1 milyon 300 bin dolarlık bölümünün Mersin’den yapılan ihracat, kalanının ise Güney Afrika’dan ithalat rakamı olduğunu kaydeden Aşut, bu rakamların artı- rılması gerektiğini dile getirdi. Aşut, Türkiye’nin Güney Afrika’ya ihracatı içinde Mersin’in payının çok fazla ol- mamasına rağmen, gelen ürünlerin büyük bölümünün ülkeye Mersin Limanı’ndan giriş yaptığını bildirdi. D ünya ekonomilerinin sanayi 4.0'ı konuştuğu günümüzde Mersin de bu alanda önemli bir adım atarak gerek kod yazılımını gerekse programcılık eğitimlerini küçük yaş- lara taşıdı. MTSO Başkanı Şerafet- tin Aşut'un konuşmalarında sık sık Türkiye'nin teknolojide ilerlemesi adına kod yazma eğitiminin ilkokul seviyesine inmesi gerektiği yönünde yaptığı açıklamalar sonuç getirdi. İlk olarak Milli Eğitim Bakanlığı ilkokul- larda kod yazma eğitimi verileceğini açıkladı, ardından Mersinli girişim- ciler bir araya gelerek Giſted Coder'ı kurdu. 9-14 yaş aralığındaki çocuklara Scratch, elektronik, web tasarım, android programlama ve 3D printer eğitimi veren firma, geleceğin bilgi- sayar programcılarını yetiştirmeyi hedefliyor. Günümüz bilgi çağında mesleklerin büyük bir dönüşüme uğradığını anlatan MTSO Başkanı Aşut, yapılan çalışma ile ilgili şu de- ğerlendirmeyi yaptı: "Tüm dünya bir bilgi ekonomi- sine doğru geçiş yaparken bilgi iletişim teknolojilerinin ve inter- netin merkezde olduğu bir eko- nomi dünyası ortaya çıkmakta. Bu anlamda kod yazma, geleceğin sanayi devriminin de merkezinde bulunmaktadır. Bu anlamda bu eği- timlerin küçük yaşlarda sanayi kenti Mersin'de başlaması da ayrıca sevin- diricidir." Şirket Ortağı Gökhan Su ise çalışma- larını anlatarak, çocukların analitik düşünme becerilerini artırmak ve so- runları parçalara bölerek çözme yeti- si kazandırmak istediklerini söyledi. Scratch, elektronik, web tasarım, android programlama ve 3D printer eğitimleri verdiklerini bildiren Su, henüz çok yeni olmalarına rağmen, projeleriyle 2015 Mersin Üniversi- tesi Ar-Ge Proje Pazarı'nda Jüri Özel Ödülü aldıklarını anlattı. S SCB’nin çöküşünden sonra eko- nomisini tarımdan sanayiye kaydıran Küba, gıda ihtiyacının yaklaşık yüzde 80’ini günümüzde ithalatla karşılıyor. Sosyalist rejim- de özellikle önem verilen balıkçılık ve hayvancılık önemli üretim ka- lemleri arasında yer alsa da kanatlı hayvan ithalatı devam ediyor. Buğ- day, mısır, kümes hayvanlarının etleri ve süt ülkenin başlıca ithal ürünleri arasında yer alıyor. Ge- çen yıl 6,6 milyar dolarlık ithalat gerçekleştirdiği ve bunun yaklaşık yüzde 80’inin gıda ürünleri olduğu düşünülecek olursa, Küba’nın gıda sektörü için heyecan verici bir pazar olduğu söylenebilir. Türkiye’nin Küba ile ilişkileri ise henüz istenilen düzeyde değil. ABD’nin Küba’ya uyguladığı ticari ambargonun bunda önemli rolü bulunduğu söylenebilir. Ancak ABD – Küba ilişkilerinde yaşanan pozitif gelişme 3’üncü ülkelerin Küba’ya yapacakları yatırımlar için olumlu bir ortam oluşmaya başladığı sinyali veriyor. Bu durum Türk firmalarının bu ülkede iş yapmasına yönelik yeni fırsatlar yaratacağını düşündürüyor. Küba, dünyada adını purosu ve dansları ile duyuran bir ülke. Puro üretiminde dünyada bir numara ve dünyanın en pahalı puroları bu ül- kede üretiliyor. Ayrıca dans ve mü- zik konusunda da gerçek bir efsane. Salsa, mambo, ça-ça, bolero dans literatürüne kattığı önemli stiller arasında yer alıyor. Ayrıca ülkenin müzik sektörüne kazandırdığı çe- şitli enstrümanlar da bulunmakta. Marakas bunların en tanınanları arasında yer alıyor. YAYIN ADI VE SAYFA NO YAYIN ADI VE SAYFA NO > 3’te Şerafettin AŞUT MTSO Yönetim Kurulu Başkanı www.mtso.org.tr | YIL: 18 | SAYI: 310 | 22 Mayıs - 4 Haziran 2016 5’te >4’te > 6’da >4’te >2’de > 2’de > 3’te > 7’de > 7’de > 8’de Mersin, KOSGEB desteğinden yararlanmada ilk 10’da Aşut: “AB vizyonunu bir medeniyet projesi olarak görüyoruz” Hisarcıkloğlu: “Türkiye yol haritasını yeniden belirlemeli” Öğrenciler Lokum’la Avrupa Birliği’ni öğrendi Sigorta sektör temsilcileri öğrencilerle buluştu Turizmin hedefinde İskandinav ülkeleri ve Çin var Nakliyeciler Irak vizelerine çözüm istiyor Gıda sektörü için heyecan verici pazar: KÜBA >4’te >2’de >2’de Güneşin Antik Kenti; Soli-Pompeiopolis Ülkenin gerçek gündemi… MTSO ÇAĞRI MERKEZİ 0 850 304 33 33 > 5’te Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut'un konuşması Mersinli bir KOBİ'ye ışık tuttu. Firma, kurduğu şirketle 9 yaşından itibaren çocuklara bilgisayar programcılığı eğitimine başladı. Teknolojiye gençler damga vuracak Hasan Büyük Mehmet Serkan İZOL MTSO 20 No’lu Uluslararası Yük ve Eşya Taşımacılığı Meslek Komitesi Başkanı MTSO 25 No’lu Seyahat Acenteleri, Konaklama, Eğlence, Sanat, Spor İşletmeleri Meslek Komitesi Başkanı Büyükelçi Malefane’den Güney Afrika’ya yatırım çağrısı SGK’da işvereni rahatlatacak düzenlemeler yolda Muradi’den ikinci kişisel sergi Minik şeflere Avrupa mutfağı anlatıldı

Upload: mersin-tso

Post on 30-Jul-2016

223 views

Category:

Documents


4 download

DESCRIPTION

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Haber Gazetesi Yıl: 18 Sayı: 310 / 22 Mayıs - 4 Haziran 2016

TRANSCRIPT

CMYK

Türkiye’nin AB vizyonunu bir me-deniyet projesi olarak gördüğü-

nü anlatan Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Baş-kanı Şerafettin Aşut, “AB’nin de bu süreci sürekli Türkiye’ye ayar verme aracı olarak değil, Türkiye gibi bir

dostu kazanma anlamında bir sü-reç olarak görmesini arzu ediyoruz” dedi.MTSO evsahipliğinde İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) tarafından ‘Türkiye – AB İlişkilerinde Ufuk Turu: Yeni Boyutlar, Yeni Hedefler’ isimli seminer düzenlendi.

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 25 No’lu Seyahat Acen-

teleri, Konaklama, Eğlence, Sanat, Spor İşletmeleri Meslek Komitesi Başkanı Mehmet Serkan İzol, Türki-ye’nin yanı sıra yurtdışında da tanı-tımlara ağırlık vereceklerini ve he-deflerinde İskandinav ülkeleri gibi soğuk bölgelerle Çin pazarı bulundu-ğunu bildirdi. Mersin’de turizmi ge-liştirmek adına komite olarak çeşitli çalışmalar yürüttüklerini anlatan 25 No’lu Meslek Komitesi Başkanı Meh-met Serkan İzol, önceliklerinin 79 milyon nüfusuyla Türkiye pazarına

kenti tanıtmak olduğunu söyledi. Bu hedef doğrultusunda geçtiğimiz aylarda Türkiye’nin ünlü 13 seyahat bloggerlarını Mersin’de misafir et-tiklerini hatırlatan İzol, “Bu kişiler Mersin’in güzelliklerini kendi sitele-rinde paylaştı ve önemli geri dönüş-ler aldık. Şimdi hedefimizde yurtdışı bloggerlar var” dedi. İskandinav ülkeleri gibi soğuk ülkelerle Çin’de çalışma yürütmek istediklerini bildi-ren İzol, “Çin, dünyada en çok pasa-porta sahip olan nüfus. Ayrıca Çinli turistler yurtdışında turizm adına iyi para harcıyor” dedi.

Irak’a yönelik vize uygulamasının değişmesi sonrasında bölge için

büyük önem taşıyan bu pazarı İran’a kaptırmaya başlayan uluslararası nakliyeciler sıkıntı yaşıyor. Vizeler-le ilgili düzenleme bekleyen sektör temsilcileri Kuzey Irak ile Türkiye arasında koridor oluşturulmasını istiyor.

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası 20 No’lu Uluslararası Yük ve Eşya Ta-şımacılığı Meslek Komitesi Başkanı Hasan Büyük, Irak ile ticarette vi-

zelere düzenleme yapılmasını bek-lediklerini söyledi. Türkiye’nin en fazla ihracat yaptığı ülkeler arasın-da Irak’ın Almanya’dan sonra ikinci sırada geldiğini hatırlatan Büyük, Mersin’in de aralarında bulundu-ğu bölge için ise Irak’ın ihracatta ilk sırada yer aldığını dile getirdi. Irak ile yaşanan sıkıntıların tüm böl-ge ekonomisini olumsuz etkilediği-ne dikkat çeken Büyük, bu konuda düzenleme beklediklerini anlattı.

KOSGEB Mersin Müdürü Danyal Peker, Mersin’in KOSGEB kapsa-

mında verilen destekler açısından Türkiye genelinde ilk 10 il arasında yer aldığını söyledi. Ancak bu başa-rıyı yeterli bulmadıklarına dikkat çeken Peker, daha çok KOBİ’nin desteklerden faydalanarak ölçek büyütmesini ve gelişmesini istedik-lerini anlattı. Bu kapsamda destek programlarının tanıtımı için yoğun mesai harcadıklarını vurgulayan Peker, bu yıl özellikle yeni destek

paketi KOSGEB KOBİGEL tanıtımına ağırlık verdiklerini söyledi. Son bir aydır bu yönde çalıştıklarını ifade eden Peker, tüm ilçelerde ayrı ayrı yaptıkları tanıtımlar sonrasında bir ayda 121 proje başvurusu alarak Türkiye ortalamasının üzerinde bir performans sergilediklerini söyledi.KOSGEB başvurularının artık daha sadeleştirildiğine de dikkat çeken Peker, önümüzdeki süreçte daha faz-la firmanın bu desteklerden yararla-nacağını tahmin ettiğini söyledi.

Güney Afrika’nın istikrarlı şekilde büyüdüğünü ve geliştiğini anla-

tan Güney Afrika Cumhuriyeti Anka-ra Büyükelçisi Pule Isaac Malefane, “Biz büyüyen, gelişen, maceracı Türk şirketlerinin Güney Afrika’ya gelip iş yapmasını istiyoruz. Bunun için her türlü desteğe hazırız” dedi.

Bir dizi temasta bulunmak üzere Başkatip Jonathan Passmoor ile bir-likte Mersin’e gelen Büyükelçi Pule Isaac Malefane, Mersin Ticaret ve Sa-nayi Odası’nı ziyaretinde ilk olarak Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut ile bir araya gelerek kent eko-nomisi hakkında bilgi aldı, ardından düzenlenen ülke tanıtım toplantısın-da Mersinli işadamlarıyla buluşarak ülkesinin yatırım imkanları hakkın-da bilgi verdi. Passmoor’a ziyaretin-

de Güney Afrika Mersin Fahri Konso-losu Numan Olcar da eşlik etti.

İkili görüşmede Mersin ile Güney Af-rika’nın ticari ilişkisi hakkında bilgi veren MTSO Yönetim Kurulu Başka-nı Şerafettin Aşut, Mersin ile Güney Afrika arasındaki ticaret hacminin 1 milyon 600 bin dolar civarında oldu-ğunu söyledi. Bunun 1 milyon 300 bin dolarlık bölümünün Mersin’den yapılan ihracat, kalanının ise Güney Afrika’dan ithalat rakamı olduğunu kaydeden Aşut, bu rakamların artı-rılması gerektiğini dile getirdi. Aşut, Türkiye’nin Güney Afrika’ya ihracatı içinde Mersin’in payının çok fazla ol-mamasına rağmen, gelen ürünlerin büyük bölümünün ülkeye Mersin Limanı’ndan giriş yaptığını bildirdi.

Dünya ekonomilerinin sanayi 4.0'ı konuştuğu günümüzde

Mersin de bu alanda önemli bir adım atarak gerek kod yazılımını gerekse programcılık eğitimlerini küçük yaş-lara taşıdı. MTSO Başkanı Şerafet-tin Aşut'un konuşmalarında sık sık Türkiye'nin teknolojide ilerlemesi adına kod yazma eğitiminin ilkokul seviyesine inmesi gerektiği yönünde yaptığı açıklamalar sonuç getirdi. İlk olarak Milli Eğitim Bakanlığı ilkokul-larda kod yazma eğitimi verileceğini

açıkladı, ardından Mersinli girişim-ciler bir araya gelerek Gifted Coder'ı kurdu.

9-14 yaş aralığındaki çocuklara Scratch, elektronik, web tasarım, android programlama ve 3D printer eğitimi veren firma, geleceğin bilgi-sayar programcılarını yetiştirmeyi hedefliyor. Günümüz bilgi çağında mesleklerin büyük bir dönüşüme uğradığını anlatan MTSO Başkanı Aşut, yapılan çalışma ile ilgili şu de-

ğerlendirmeyi yaptı:

"Tüm dünya bir bilgi ekonomi-sine doğru geçiş yaparken bilgi iletişim teknolojilerinin ve inter-netin merkezde olduğu bir eko-nomi dünyası ortaya çıkmakta. Bu anlamda kod yazma, geleceğin sanayi devriminin de merkezinde bulunmaktadır. Bu anlamda bu eği-timlerin küçük yaşlarda sanayi kenti Mersin'de başlaması da ayrıca sevin-diricidir."

Şirket Ortağı Gökhan Su ise çalışma-larını anlatarak, çocukların analitik düşünme becerilerini artırmak ve so-runları parçalara bölerek çözme yeti-si kazandırmak istediklerini söyledi. Scratch, elektronik, web tasarım, android programlama ve 3D printer eğitimleri verdiklerini bildiren Su, henüz çok yeni olmalarına rağmen, projeleriyle 2015 Mersin Üniversi-tesi Ar-Ge Proje Pazarı'nda Jüri Özel Ödülü aldıklarını anlattı.

SSCB’nin çöküşünden sonra eko-nomisini tarımdan sanayiye

kaydıran Küba, gıda ihtiyacının yaklaşık yüzde 80’ini günümüzde ithalatla karşılıyor. Sosyalist rejim-de özellikle önem verilen balıkçılık ve hayvancılık önemli üretim ka-lemleri arasında yer alsa da kanatlı hayvan ithalatı devam ediyor. Buğ-day, mısır, kümes hayvanlarının etleri ve süt ülkenin başlıca ithal ürünleri arasında yer alıyor. Ge-çen yıl 6,6 milyar dolarlık ithalat gerçekleştirdiği ve bunun yaklaşık yüzde 80’inin gıda ürünleri olduğu düşünülecek olursa, Küba’nın gıda sektörü için heyecan verici bir pazar olduğu söylenebilir.

Türkiye’nin Küba ile ilişkileri ise henüz istenilen düzeyde değil. ABD’nin Küba’ya uyguladığı ticari ambargonun bunda önemli rolü

bulunduğu söylenebilir. Ancak ABD – Küba ilişkilerinde yaşanan pozitif gelişme 3’üncü ülkelerin Küba’ya yapacakları yatırımlar için olumlu bir ortam oluşmaya başladığı sinyali veriyor. Bu durum Türk firmalarının bu ülkede iş yapmasına yönelik yeni fırsatlar yaratacağını düşündürüyor.

Küba, dünyada adını purosu ve dansları ile duyuran bir ülke. Puro üretiminde dünyada bir numara ve dünyanın en pahalı puroları bu ül-kede üretiliyor. Ayrıca dans ve mü-zik konusunda da gerçek bir efsane. Salsa, mambo, ça-ça, bolero dans literatürüne kattığı önemli stiller arasında yer alıyor. Ayrıca ülkenin müzik sektörüne kazandırdığı çe-şitli enstrümanlar da bulunmakta. Marakas bunların en tanınanları arasında yer alıyor.

YAYIN ADI VE SAYFA NOYAYIN ADI VE SAYFA NO

www.mtso.org.tr | YIL: 17 | SAYI: 298 | 6-19 ARALIK 2015> 3’te> 3’te

Şerafettin AŞUTMTSO Yönetim Kurulu Başkanı

www.mtso.org.tr | YIL: 18 | SAYI: 310 | 22 Mayıs - 4 Haziran 2016

5’te

>4’te

> 6’da

>4’te >2’de > 2’de > 3’te

> 7’de

> 7’de

> 8’de

Mersin, KOSGEB desteğinden yararlanmada ilk 10’da

Aşut: “AB vizyonunu bir medeniyet projesi olarak görüyoruz”

Hisarcıkloğlu: “Türkiye yol haritasını yeniden belirlemeli”

Öğrenciler Lokum’la Avrupa Birliği’ni öğrendi

Sigorta sektör temsilcileri öğrencilerle buluştu

Turizmin hedefinde İskandinav ülkeleri ve Çin var

Nakliyeciler Irak vizelerine çözüm istiyor

Gıda sektörü için heyecan verici pazar: KÜBA

>4’te >2’de >2’de

Güneşin Antik Kenti; Soli-Pompeiopolis

Ülkenin gerçek gündemi…

MTSO ÇAĞRI MERKEZİ0 850 304 33 33

> 5’te

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut'un konuşması Mersinli bir KOBİ'ye ışık tuttu. Firma, kurduğu şirketle 9 yaşından itibaren çocuklara bilgisayar programcılığı eğitimine başladı.

Teknolojiye gençler damga vuracak

Hasan Büyük

Mehmet Serkan İZOL

MTSO 20 No’lu Uluslararası Yük ve Eşya Taşımacılığı Meslek Komitesi Başkanı

MTSO 25 No’lu Seyahat Acenteleri, Konaklama, Eğlence, Sanat, Spor İşletmeleri Meslek Komitesi Başkanı

Büyükelçi Malefane’den Güney Afrika’ya yatırım çağrısı

SGK’da işvereni rahatlatacak düzenlemeler yolda Muradi’den ikinci kişisel sergi Minik şeflere Avrupa

mutfağı anlatıldı

CMYK

2 YIL: 18 | SAYI: 310 | 22 Mayıs - 4 Haziran 2016 | www.mtso.org.tr

Turkuvaz Haberleşme ve Yayıncılık A.Ş.Ceyhan Yolu Üzeri 5.km

Yüreğir / ADANA0322 346 30 93

Atatürk Caddesi MTSO Hizmet BinasıKat: 2-3-4 / MERSİN

Derya GÜLEÇ

Şerafettin AŞUT

Tel: 0324 238 95 00 ( 10 Hat )238 56 56 ( 3 Hat ) - 238 98 00

A. Kadir DÖLEK

MERSİN TİCARET VE SANAYİ ODASI’NDAN

ÜYELERE DUYURU

5174 Sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu’nun 24 ve 25. Maddelerine göre yıllık aidat ve munzam aidat Haziran ve Ekim ayları içinde iki eşit taksitte ödenmektedir. Süresi içinde öden-meyen aidat ve munzam aidatlara 6183 sayılı Amme Alacakları Tahsili Usulü Hakkında Kanun gereğince ay-lık %1,40 oranında gecikme cezası uygulanmaktadır.

Vadesi geçen aidat-munzam aidatlar Oda veznelerimize T.İş Bankası, Garanti Bankası ve Yapı Kredi Bankası kre-

di kartları ile 6 taksitte ödenebilir.

Ayrıca Odamız web sayfasından (www.mtso.org.tr.) ve www.vatandas.mtso.org.tr adresinden Garanti Bankası

kredi kartı ile 6 taksitte ödenebilmektedir.

Sayın üyelerimize duyurulur.

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 30 No’lu Meslek Komi-

tesi ile Mersin Üniversitesi Erdemli MYO Finans, Bankacılık ve Sigorta-cılık Bölümü ortak organizasyonu ile öğrenciler sektör temsilcileriyle bir araya geldi. Toplantıda konunun uzmanları öğrencilere; Sigorta Acen-teleri Mevzuatı, TOBB Levha Kayıt İşlemleri, acente, broker ve eksper branşları hakkında bilgi verdi.

Mersin Üniversitesi Erdemli MYO Finans Bankacılık ve Sigortacılık

Bölüm Başkanı Şeyda Kapıkıran’ın girişimleri sonucu düzenlenen or-ganizasyona öğrenciler yoğun ilgi gösterdi. Toplantıya IBS Sigorta ve Reasürans Brokerliği Bölge Müdürü Mehmet Turgay Yılmaz, MTSO Mec-lis Üyesi ve Sigortacı Ahmet Akbaş, MTSO Meslek Komiteleri Uzmanı Murat Korkmaz ve Sigorta Eksperi Mehmet Karadaş konuşmacı olarak katıldı.

Toplantıda Mehmet Turgay Yılmaz brokerlik mesleği hakkında öğrenci-

lere bilgi vererek nasıl broker oluna-cağını ve brokerlerin neler yaptığını anlatıp sektörün durumu hakkında bilgi verdi.

Ahmet Akbaş, sigorta acenteliği mes-leğine başlama hikayesini öğrenciler-le paylaşarak sektörün dünü ve bugü-nünü özetleyip gelecek vizyonu çizdi. Akbaş, sigorta acenteliğinin olumlu ve olumsuz yanlarına değinirken Murat Korkmaz ise, 5684 Sayılı Si-gortacılık Kanunu ve Sigorta Acen-

teleri Yönetmeliği hakkında bilgi verdi. Konuşmasında yönetmelik gereği, Sigorta Acenteliği yapabil-mek için gereken şartları anlatan Korkmaz, TOBB Levha Kayıt işlemle-rine değindi.

Toplantıda Mehmet Karadaş ise eksperlik mesleği boyunca yaşadığı deneyimlerini paylaştı. Nasıl eks-per olunacağı hakkında bilgi veren Karadaş, eksperlerin ne iş yaptığı ve hasar durumunda yapılanlar hak-kında öğrencileri bilgilendirdi.

Sigorta sektör temsilcileri öğrencilerle buluştu

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) bünyesinde yer alan

Mersin Avrupa Birliği (AB) Bilgi Mer-kezi, 9 Mayıs Avrupa Günü etkinlik-leri kapsamında anaokulu öğrencile-rini ihmal etmedi. Miniklerin yoğun ilgi gösterdiği etkinlikle, Mersin AB Bilgi Merkezi tarafından “Lokumla Avrupa’ya” sunumu  gerçekleştirildi ve AB’nin temel değerleri ve üye ül-kelerin tanıtımı eğlenceli oyunlarla aktarıldı.

Çocukların Avrupa Birliği’ni daha iyi anlamaları ve bilgi sahibi olma-ları için, Birlik ve temel değerlerine ilişkin masal formatında kurgula-narak yayınlaştırılan ve ‘Lokum’ adlı karakterin dilinden anlatılan bilgiler, sunumda da yine “Lokum” karakteri kullanılarak anlatıldı. Ana-okulu öğrencileriyle bir araya gelen Mersin AB Bilgi Merkezi, öğrencilere eğlenceli bir sunum gerçekleştirdi. Sunum, çocuklar tarafından ilgiyle

izlendi. Sunum sonunda öğrencile-re, Avrupa Birliği’ni ve AB ülkelerini tanıtan “Lokumla Avrupa’ya”, “Gö-nüllü Lokum”, “Lokum Yenilik Pe-şinde”, “Lokum Tatilde”, “Lokum’un Çeşitlilik Koleksiyonu” kitaplarının yanı sıra çanta, kalemlik, rüzgar gülü gibi hediyeler dağıtıldı.

MTSO Genel Sekreter Yardımcısı Ezgi Biçer Uçar, MTSO bünyesinde bulunan Mersin AB Bilgi Merke-zi’nin, yapılan genel bilgilendirme-lerin yanı sıra, öğrencilere verilen önem neticesinde, okul öncesinden üniversiteye kadar her yaş grubunda bulunan öğrencileri Avrupa Birliği konusunda bilgilendirmek için yıl

içerisinde çok çeşitli ve farkındalığı artırıcı faaliyetler organize ettiğini ve bu anlamda Mersin AB Bilgi Mer-kezi’nin oldukça aktif olduğunu dile getirirken, Mersin AB Bilgi Merkezi Koordinatörü Benin Dumani ise eği-timin önemine vurgu yaparak, eğiti-me yönelik tüm faaliyetleri önemse-diklerini söyledi.

Öğrenciler Lokum’la Avrupa Birliği’ni öğrendi

Horizon 2020 Programı, , Avru-pa’nın küresel rekabet edebilir-

liğini güçlendirmeyi amaçlayan70 milyar Avro’luk bütçeye sahip Ho-rizon 2020 Programı için eğitimler başlıyor. 2007-2013 döneminde yü-rütülen AB 7. Çerçeve Programı’nın devamı olan bu program sayesinde, Avrupa’da yeni büyüme ve istihdam olanaklarının yaratılması hedefle-niyor. Horizon 2020 Araştırma ve Yenilik Çerçeve Programı ile araş-tırmanın güçlendirilmesi, yeniliğin teşvik edilmesi ve bilim insanları ile KOBİ’lerin ve büyük ölçekli sanayi şirketlerinin AB destekli projeler için fon almasının kolaylaştırılması planlanıyor. Program sanayi firma-larını, ar-ge yöneticileri ile proje sorumluları ve araştırmacıları kapsı-yor. Eğitimin dili Türkçe olsa da eği-tim sırasında İngilizce web siteleri ve dokümanlar da kullanılacağı için katılımcılarımızın İngilizce bilgileri-

nin olması eğitimi takip edebilmele-ri adına önem taşıyor.

Eğitim içeriği

1. Gün: 31 Mayıs 2016, Salı (09:30 – 17:00)

• Ar-Ge faaliyetlerine sağlanan fon-lar ve genel kavramlar

• H2020 Programı: genel çerçeve ve temel kurallar

• H2020 kapsamında çağrı takibi ve proje fikrinin oluşturulması

• Uygulama çalışması: çağrı dokü-manlarının incelenmesi ve ilgili çağrı başlığının seçilmesi

• Konsorsiyumun oluşturulması; örnek projelerin incelenmesi

• Uygulama çalışması: proje ön pla-nı oluşturma; ortak arama – bulma

2. Gün: 01 Haziran 2016, Çarşamba (09:30 – 17:00)

• Proje başvuru dokümanının ince-lenmesi ve başvuru süreci ile ilgili önemli noktalar

• Uygulama çalışması: çalışma gruplarının proje sunumlarını ha-zırlaması

• Değerlendirme süreci

• Uygulama çalışması: çalışma grup-larının proje sunumları

• Bütçenin oluşturulması

• Müzakere süreci ve projenin baş-laması

Horizon 2020 eğitimleri başlıyor

Mersinli fotoğraf sanatçısı ve si-gortacı Hulki Muradi, Mersin

Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Sa-nat Galerisi’nde ikinci kişisel sergi-sini açtı. Ödüllü sanatçı sergi açılışı öncesinde sanatseverlere ‘Bencil genle savaş’ isimli sunum gerçek-leştirerek, otizmli oğlunun hasta-lıkla mücadele hikâyesini paylaştı.

MTSO Sanat Galerisi’nde açılışı ger-çekleşen sergiye, MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, MTSO Eğitim ve Kalkınma Vakfı Başkanı İbrahim Kiper,  Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Kasım Tanrıöver, Yönetim Kurulu Üyeleri Mehmet Alper Gürsoy ve Enis Gür-büz Hekimoğlu, Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Ali Fuad Budur, Ge-nel Sekter Abdülkadir Dölek, Genel Sekter Yardımcısı Ezgi Biçer Uçar, Hukuk Müşaviri Dilek Kurtuluş Zubaroğlu, MTSO Sanat Galerisi So-rumlusu Seda Şahbaz ve çok sayıda sanatsever katıldı.

İlk sergisini Çin’de sergileyen sa-natçı, ikinci ve Türkiye’deki ilk sergisini Mersin’de açtı. 17 eserin yer aldığı sergi açılışı öncesinde sanatseverlere ‘Bencil genle savaş’ isimli sunum gerçekleştiren sa-natçı, otizmli oğlunun hastalıkla mücadele hikâyesini paylaştı. Sa-natseverlerin yoğun ilgi gösterdiği sergi, büyük beğeni topladı.

Fotoğrafı, ‘anlatmanın bir başka biçimi’ olarak betimleyen Sanatçı Hulki Muradi, fotoğraf çekerken amacının, insanlara görmedikleri yaşamları aktarmak, gidemedikleri yerlere götürebilmek ve göreme-dikleri kesitleri göstermek olduğu-nu söyledi. Hayatını aile mesleği olan sigortacılık sektöründe kazan-dığını ifade eden Muradi, fotoğrafa

olan merakının oldukça eskiye da-yandığını ve ilk makinesini 18-19 yaşlarında hediye olarak aldığını belirtti. “Fotoğraf yaşamın her anında bana yoldaşlık ediyor” di-yen Muradi, “Yüzdesi nedir derse-niz bir oran vermem çok mümkün değil. Çünkü işimde ve özel haya-tımda farklı bir bakış geliştirmem-de çok faydalı oldu. Sabırlı olmayı ve bir kez daha düşünmeyi öğretti bana. Fotoğrafa bir yaşam aracı ve felsefesi olarak bakıyorum” diye konuştu.

“Deklanşör sesi beni mutlu ediyor”

“Deklanşör sesi kimi zaman beni alıp o karenin içine taşıyor, ken-dimi mutlu hissediyorum” sözle-riyle fotoğrafa olan bağlılığını dile getiren Hulki Muradi, yaşadığımız anın çok değerli olduğunu vurgu-ladı. Fotoğraf çekerken bir tarzının olduğundan da bahseden Mura-di, fotoğrafı projeler oluşturarak çekmeyi tercih ettiğini belirtti. Özellikle topluma bir takım şeyleri anlatmakta yararlı olduğuna inan-dığı projeleri olduğuna değinen Muradi; “Çalışan Çocuklar, İnanç, Hamam, Bencil Gen, Eski Meslek-ler, 100 Yüz, ‘Torakçılar- İsli, Sisli Yaşamlar’, +1400 sürekli olan ve geliştirdiğim çalışmalarım arasın-da” dedi.

2013 yılında, Cumhuriyet Gaze-tesi’nin geleneksel olarak her yıl düzenlediği 67. Yunus Nadi Fotoğ-raf Ödülü’nü kazandığını belirten Muradi, bu ödülün hayatında bir dönüm noktası olduğunu söyledi.

2 Haziran’a kadar açık kalacak olan sergi hafta içi, 08.30 – 18.00, Cu-martesi günleri ise 10.00 – 17.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.

Muradi’den ikinci kişisel sergi

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Avrupa Birliği Bilgi

Merkezi, 9 Mayıs Avrupa Günü’nü ilköğretim öğrencileriyle kutladı. Düzenlenen etkinlik kapsamında anneleri için pizza ve kurabiye pişi-ren minik şefler, bir yandan Avrupa mutfağını tanırken diğer yandan da doyasıya eğlendi.

Bu yıl Anneler Günü’yle birleştiri-len 9 Mayıs Avrupa Günü, Türki-ye’de 20 ilde düzenlenen etkinlik-lerle kutlandı. Bu kapsamda MTSO

AB Bilgi Merkezi, 9 Mayıs Avrupa Günü’nde düzenlediği etkinlikle ilköğretim öğrencilerini İtalyan Şef Daniel Evangelista ile buluş-turdu. Mersin Üniversitesi Turizm Fakültesi Uygulama Mutfağı’nda düzenlenen etkinlikte öğrenciler, Şef Daniel eşliğinde anneleri için pizza ve kurabiyeler pişirdi. İlköğ-retim öğrencilerinin workshop’a ilgisi yoğundu. İlk olarak Şef Evan-gelista’dan İtalyan yemek kültürü üzerine bilgi alan öğrenciler daha sonra mutfağa geçerek öğrendikle-ri tariflerin uygulamasını yaptı.

Minik şeflere Avrupa mutfağı anlatıldı

Bu yıl dördüncüsü gerçekleştiri-len ve Türkiye genelinde yüzler-

ce kurumu bir araya getiren Dragon Festivali Mersin ayağında da renkli görüntülere sahne oldu. Araların-da Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) ile kamu kurumlarının da yer aldığı takımlar, denizde kıyasıya rekabet etti.

HSB Grup tarafından Mersin Lima-nı yakınlarında düzenlenen Mersin Dragon Festivali 2016’ya yaklaşık 40 kurum ve 50 firma katıldı. 16 kürekçi 1 davulcudan oluşan takım-lar, birincilik için yarıştı. Festival, bir taraftan kurum temsilcilerinin

bir arada eğlenerek kaynaşmasını sağlarken diğer taraftan çalışanların birlikte hareket edip takım başarısı sağlamalarına katkı koymayı hedef-ledi. Yarıştan önce tek tek sahneye davet edilen takım kaptanları, yarış öncesi takımlarını motive etti.Öte yandan festival kapsamında ger-çekleştirilen salsa gösterisi, kostüm yarışması ve dans partisinde ise ka-tılımcılar eğlenceli dakikalar yaşadı. Türkiye genelinde birçok şehirde düzenlenen Dragon Festivali, 2 gün süren müsabakalarla sona erdi. Ya-rışlar sonunda anneler günü mesajı nedeniyle MTSO’ya sosyal mesaj ödülü verildi.

Akdeniz´de dragon rüzgarı

CMYK

Akdeniz’in parlayan yıldızı Mer-sin, günümüzde olduğu gibi

geçmişte de insanların hem ticaret yapmak hem de yaşamak için tercih ettiği yerlerin başında geliyor. Kilik-ya’nın da önemli bir bölümünü oluş-turan Mersin, günümüzde olduğu gibi geçmişte de bir liman kentiydi. Ancak o yıllarda şu an sahip olduğu limanla değil, bugün Mezitli/Viran-şehir’de bulunan Soli Antik Kenti’ne ait limanlıyla ünlüydü. Limanın sa-

hipleri ise Soli-Pompeiopolis Antik Kenti sakinleriydi. Soli, Mersin’in belki de en eski yerleşim yerlerin-den biri. Antik liman kenti olan So-li-Pompeiopolis’in tarihi hakkında bilinenler ise maalesef oldukça az. M.Ö. 700 yılları civarında Rodos Adası’ndan gelen Dorlar tarafından kurulduğu sanılıyor. Soli’de bulun-duğu öne sürülen ve bugün Berlin Staatliche Museen’de bulunan Luwi-ce yazıtlı mühürler ve silahlar, Orta

Tunç Çağı’na ait tarihleniyor. Filozof Chrysippos ile matematikçi ve astro-nom Aratos’un M.Ö. 3’üncü yüzyılda burada yaşadığı sanılmakta. Latince Soli, güneş anlamına geliyor. Gü-nümüzde Soli adına birçok etkinlik düzenlenmekte olup, aynı zamanda yerel, ulusal ve uluslararası düzeyde düzenlenen birçok etkinliğe de evsa-hipliği yapmaktadır. Özellikle kent ile özdeşleşen Uluslararası Mersin Müzik Festivali’nin konserlerine

evsahipliği yapan önemli tarihi me-kanların başında Soli gelmektedir. Bu yaz, Güneşin Antik Kenti So-li-Pompeiopolis’i keşfetmeye siz de davetlisiniz.

Soli’nin tarihi

Soli kentinin, MÖ 700 yılları civarın-da Rodos Adası’ndan gelen Dorlar tarafından kurulduğu sanılıyor. Dor-ların Güneş tanrısına taptıkları için

güneş anlamına gelen ‘Soli’ ismini koydukları düşünülüyor. Ancak So-li-Rodos ilişkisi sürekli olmuyor ve kent, büyük ölçüde özerk olarak, kısa zamanda Anadolu’nun Akde-niz sahilindeki en işlek limanların-dan biri konumuna yükseliyor. Pers Savaşları sonrasında Soli, Perslere bırakılıyor. Ancak Pers egemenliği döneminde de kentin özerkliği ko-runuyor. Daha sonra kent, İskender tarafından Makedonya İmparator-luğu’na, İskender’den sonra ise Se-levki İmparatorluğu’na bağlanıyor. Güçlü bir donanması olan Selevki İmparatorluğu döneminde kent, li-man olarak gelişimini sürdürüyor. Fakat Selevki İmparatorluğu’nun zayıflama döneminde kent istikrar-sız bir dönem yaşıyor ve sık sık el değiştiriyor. Hatta Ermeni İmpara-toru Tigranes II tarafından yakılıp yıkılıyor. Selevki İmparatorluğu’nun yıkılışından sonra, Anadolu’nun bü-tün Güney kıyıları korsan barınağı oluyor ve korsanlar Roma’ya kadar uzayan seferler yapıyor.

Roma İmparatoru Jül Sezar, hem kor-san barınaklarını ortadan kaldırmak hem de kendisine rakip gördüğü Pompey’i başkentten uzaklaştırmak için korsanlara karşı büyük bir se-fer düzenliyor. Komutanlığa atanan Pompey’e sade denizde değil, kıyı bölgelerinde de büyük yetkiler veren bir yasanın çıkartılmasını sağlıyor. Pompey, bugünkü Mersin ili sahil-lerinde yaptığı bir sefer sonunda bütün korsan barınaklarını yok etse de af dileyen korsanlara anlayışlı davranarak, Soli’yi affa uğramış kor-sanların kenti ilan ediyor. Pompey, yıkılmış kenti onartarak kente kendi adını veriyor. Kent, o zamandan son-ra Pompeiopolis olarak anılıyor.

Bizans İmparatorluğu döneminde de işlek bir liman olan Soli, M. S. 528 yılında, tarihe Büyük Antakya depremi olarak geçen ve çok şiddetli olan deprem sonunda büyük oranda yıkıldı ve sonrasında da terk edildi.

19. yüzyılda Soli’ye gelen Avrupalı gezginler kentte, tiyatro, tapınak, hamam gibi yapıların ve nekropoli-sin bulunduğundan söz eder. Günü-müzde ise Soli, yerleşim alanlarının ortasında kalmıştır.

Arkeolojik bulgular

Bugün sit alanı içerisinde olan So-li’de, 41 adet dev sütun mevcut. Yol boyunca uzanan bu sütunların deprem öncesi toplam sayısının 200 olduğu tahmin edilmekte. Bu sütunlardan 33 tanesi Korint tipi başlığa sahip. Ayrıca bir hamam ve su kemeri kalıntısı mevcut. Antik Çağ Limanından kalmış belki de en önemli eser ise, dalgakırandır. 2003 yılından itibaren Dokuz Eylül Üni-versitesi’nden Prof. Dr. Remzi Yağcı başkanlığında devam eden kazı ça-lışmaları sırasında topraktan çıkarı-lan çeşitli eserler, Mersin Müzesi’n-de teşhir edilmekte.

Soli Antik Liman Kenti kalıntıları başlıca üç bölümde incelenmekte-dir:

Sütunlu Cadde

200 tane olduğu bilinen sütun-

lardan bugün 41’i ayakta. Sütun başlıklarından bazıları figürlüdür. Bazı sütunların yazıtlarından, cad-deye bakan konsolların, Roma impa-rator ya da üst düzey yöneticilerinin büstlerini taşıdığı anlaşılmakta. Son yapılan kazılarda ortaya çıkan mer-mer heykeller, bu durumu kanıtla-yan en önemli buluntular arasında.

Soli Höyük

22 metre yüksekliğinde ve 300 met-re çapında. Tepe üzerinde yapılan yüzey araştırmalarında Erken Demir Devri’nden, Roma Dönemi’ne kadar tarihlenen seramik parçaları bulun-muş. Yürütülen kazı çalışmalarında mimari buluntuların yanı sıra çok sayıda seramik kırıkları, kandiller, dokuma ağırlıkları ortaya çıkarılmış.

Antik Liman

Kalıntılarının bir bölümü günümüz-de de görülebilen liman, birbirinden 200 metre aralıklarla düzenlen-miş iki dalgakırandan oluşmakta. Bunlardan batıdaki daha iyi korun-

muş durumdadır.

Roma Hamamı

Soli’de günümüzde varlığını sürdü-rebilen kalıntılardan birisi de Roma Hamamı’dır. Bu yapıdan da günü-müze sadece birkaç duvar parçası kalmış.Soli-Pompeiopolis’i ziyaret eden ünlülerden birisi de Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk’tür. 21 Mayıs 1938’de Mersin Valisi Ruknettin Na-suhioğlu ve Belediye Başkanı Mithat Toroğlu refakatinde gittiği Pompei-opolis Sütunlu Caddesi, Atatürk’ün ziyaret ettiği en son ören yeridir.

Nasıl gidilir?

Neolotik, Helenistik ve Roma dö-nemleri gibi birçok medeniyetin iz-lerini taşıyan Soli, Mersin’in merkez ilçesi Mezitli’nin Viranşehir semtin-de yer alır. Belediye otobüslerinin de önünden geçtiği, ulaşımı çok kolay, şehir içinde yer alan önemli bir tari-hi açık hava müzesi olarak değerlen-dirilebilir.

YAYIN ADI VE SAYFA NO

3 YIL: 18 | SAYI: 310 | 22 Mayıs - 4 Haziran 2016 | www.mtso.org.tr

Şerafettin AŞUTMTSO Yönetim Kurulu Başkanı

Güneşin Antik Kenti; Soli-Pompeiopolis

Türkiye olarak son 50 yılımız siya-setin ve siyasetin çözümleri ye-

rine onun yarattığı sorunların gün-dem oluşturduğu, milletçe gerçek dertlerimiz yerine siyasetin peşinde zamanımızı tükettiğimiz bir dönem yaşadık. 1980 sonrası bir ekonomik kalkınma ve demokratikleşme dö-nemi yaşadığımız, dışa açılım yılları ve liberal ekonominin dönüştürücü süreci olan Özal dönemi ve 2002 seçiminden sonra iktidara gelen ve 2008’e kadar ülke ekonomisinde özellikle kamu maliyesinin disipli-ne edildiği, İMF borcunun ödendiği ve AB üyelik sürecinin hızlanma-sından çevre ülke ilişkilerine kadar önemli bir devrimin yaşandığı AK Parti dönemi hariç tutulursa – ki bu dönemlerde ülke gerçek sorunlarına odaklanmayı başarmıştı ve büyüme-de rekorlar kırılmıştı- bu iki dönem dışında, ülkemiz ne yazık ki yine si-yasetin ayrıştıran ve ülkenin gerçek sorunlarının çözümüne engel olan yönü ile yerinde saymaya başladı. 2008 yılını özellikle vurguladım; çünkü küresel finans krizinin baş-langıcı olan bu dönemin olumsuz etkileri ve Arap Baharı’nın başla-masının yarattığı olumsuz etkiler el-bette tamamen bizim elimizde olan bir şey değildi. Ama en azında bu sorunların etkilerinden korunmaya çalışırken iç siyaseti bu kadar boz-mayabilirdik. Ekonomiyi bu kadar alt sıralara atmayabilirdik. Bu nok-tada tek suçlu aramanın gerçekçi ve doğru olmadığını biliyor ve iktidar kadar muhalefet partilerinin de bu noktada sorumlu olduklarını ifade etmek istiyorum. Çünkü bu ülke topyekun bir başarı elde edecekse, etmek istiyorsa, milletin temsilcisi olan yüce meclisin ortak paydalarda

buluşmayı başarabilmesi gerekiyor. Bu sadece bir partinin sorumluluğu olamaz. Her partinin kendi kuruluş felsefesine göre bir kırmızı çizgisi olabilir, bu demokrasinin gereğidir ve saygı duyuyoruz. Ancak, ülkenin demokrasiden eğitime, ekonomiden yargıya, sağlıktan sosyal huzur ve güvenliğe kadar her aşamasında bir gelişme arzu ediliyorsa, hiç olmazsa bu konuları siyaset kavgasının mal-zemesi değil, bilim ve bilgi ile çözül-mesi gereken konular, ortak payda-lar olarak görülmesini diliyoruz.

“Kısa süreli çözüm değil, uzun vadeli yatırım gerekli”

Bu anlamda kısa süreli çözümler yerine uzun vadeli yatırımların –ki bunun başında eğitim geliyor- daha çok önemsenmesini, ülkenin sadece birkaç yılını değil, geleceğini kurta-racak ve kurgulayacak köklü çözüm, plan ve stratejilere ağırlık verilmesi-ni ve bunları yaparken de kesinlikle siyaset üstü hareket edilmesini, odak noktasının bilim olması gerektiğini düşünüyoruz. Uzun vadeli, köklü çö-zümler anında sonuç vermediği için siyaseten çoğu zaman birincil konu-lar değildir, o an önemsenmez, dik-kat çekmez ama ülkenin gelişmesi bunlara bağlıdır. İşte size bazı rakam ve bilimsel tahminler: Nobel Ödüllü Türk Bilim adamı Prof. Dr. Aziz San-car diyor ki; “ Bilim alanında özellik-le kızlarımıza ihtiyacımız var. Eğer kızlarımızı okula göndermezsek, iyi bir eğitim vermezsek gelecekte iş gücümüzün yarısını kaybedeceğiz.” Bir ülkenin ekonomisi için, hele hele bizim gibi doğal zenginliği olmayan, üretmekten başka bir yolu olmayan bir ülke ekonomisi için daha vahim

ne olabilir, çözülmesi bundan daha önemli ne gibi bir sorun olabilir? Eğitimciler, sosyal bilimciler diyor ki; Orta okul ve liseye giden mevcut kız öğrenci sayısını sadece %1 arttır-mak ülkede kişi başına düşen milli geliri %0.3 arttırıyor. Bu işe yatırım yapmanın yararlarını konuşmaya gerek var mı?

Peki, bizdeki durum nedir? Tür-kiye, Küresel Cinsiyet Eşitsizliği Raporu’na göre 142 ülke arasında 125’inci sırada. Okuma- yazma bil-meyen kadın sayısı, okuma-yazma bilmeyen erkek sayısından beş kat daha fazla. Nüfusunun yarısını ca-hil, eğitimsiz ve mesleksiz bırakan bir toplum sizce 50 yıl içinde nereye gider? Okullardan mezun olan kadın sayısı erkek sayısına göre oldukça düşük. Erkeklerin şu an ülkemizde ekonomiye katılım oranı % 70, ka-dınların % 30. Girişimci sayısında bu durum daha da vahim. Eğitim se-ferberliğinde Cumhuriyetin kuruluş yıllarındaki o büyük coşku yeniden oluşturulmalıdır. Bu ülke küllerin-den eğitimle doğdu ve eğitimin bi-rincil madde olduğu günlerde büyük dönüşümler yaşadı.

“Birinci konu terör değil, eğitim olmalı”

Türkiye’deki kız öğrenciler, dünya-nın prestijli sınavları olan PİSA, ve TIMMS gibi sınavlarda, fen ve mate-matik yetenekleri bakımından ulus-lararası seviyeden oldukça gerideler. İşte bu konu ancak uzun vadeli, kök-lü çabalar, stratejiler gerektiriyor. Bu işi birincil konu haline getirmek gerekiyor. ABD Başkanı Obama ya-kında görevinden ayrılacak olması-

na rağmen tüm mesaisini ülkenin eğitim sorunlarına harcayacağını söyledi. Bilim, fen ve matematik eği-timlerinin ABD’nin en ücra köşesine kadar ulaştırmadan ABD’nin büyü-yemeyeceğini ifade etti. Dünya devi ABD, eğitimi merkeze alacak politi-kalar üretmeye çalışırken, bizim gibi gelişen ve hedefleri olan bir ülkenin birincil konusu terör olamaz. Böy-le bir mesaj verilemez ve toplumda böyle bir algı yaratılamaz. Bir terör örgütü veya ülkemiz üzerinde oy-nanan dış destekli bu politikalar ülkemize gerçek gündemini, bizi ge-leceğe taşıyacak olan gündemi unut-turmamalıdır. Yoksa onların tuzağı-na düzeriz. Onlar zaten terör birinci gündem olsun ki, Türkiye eğitimle, yüksek teknolojiyle uğraşmasın isti-yor. Türkiye ekonomisi kalkınmasın istiyor. Evet, terör dünyanın geliş-miş ülkelerinde olduğu gibi bizde de bir sorundur ve devletin gereken birimleri bu terörle mücadelesini milletin desteği ile verdi, veriyor, ve-recek… Ancak bu ülkenin en temel ve birinci sorunu eğitimdir. Bizi yeni yüzyıllara taşıyacak olan şey eğitim-dir. Unutmayın savaşla yıkılan Türk devleti yoktur ama bilimden, bilgi-den, eğitimden uzak kalmanın bize ödettiği bedelleri anlamak için çok eskiye bakmaya gerek yok.

“Geleceğe yönelik tedbir alıyor muyuz?”

Dünya yeni bir imalat devrimi yaşar-ken, merkezinde internetin olduğu, üç boyutlu yazıcı ve tarayıcının ol-duğu yeni bir imalat devrimi yaşa-nırken, öte yandan Sanayi 4.0 denen yeni bir endüstri devrimi geliyor. Robotik üretim ve hizmetler yeni bir

üretim dünyası yaratıyor. Tüm bu gelişmeler yeni çalışan profili gerek-tiriyor. İşler değişiyor. Ünlü Fransız Ekonomist Pikkety, ‘21. YY’da Kapi-tal’ adlı kitabında diyor ki; “Geçtiği-miz yüzyılın mesleklerinin % 50’si bugün yok oldu, önümüzdeki 20 yılda bu gün bilinen mesleklerin yarısı yok olacak”. İş gücümüz buna hazır mı? Eğitime yöne verenler bu projeksiyonlara göre tedbir alıyor mu? Yok olan mesleklerin yerine yeni meslekler geliyor. Meslek li-seleri, üniversiteler buna göre yeni bölümler açıyor mu? Artık ekono-mi multi-disiplin bir şekil alıyor. Yani, birden fazla alanda bilgi sahi-bi olan insanlar, esnek ve değişim gösterebilen becerideki insanlar ge-lecekte söz sahibi olacak, iş bulacak. Uzmanlar gençlere farklı alanlarda eğitim almalarını, yüksek lisansları-nı başka alanlarda yapmalarını öne-riyorlar.

Velhasıl, dünyanın ilk on ekonomisi olma hedefimiz varsa, milli gelirde 20 bin doları yakalama hedefimiz varsa, kaliteli bir insan kaynağıyla, kaliteli bir demokrasiyle, birbirini anlayan eğitimli bir toplum yaratma hayalimiz varsa, girişimci, yaratıcı, kadını ve erkeğiyle ülkeyi kalkındır-ma hedefimiz varsa; bunun tek yolu eğitimdir. Bu iş halledilmezse terör de bitmez, siyasi kavgalar da, fakir-lik de…

Bundan dolayı Mersin Ticaret ve Sanayi Odası olarak kendi çapımız-da, kendi bütçemize ve gücümüze göre eğitimi odak noktası yapmaya, eğitim projelerine devam edeceğiz. Mersin hayal ettiği sıçramayı eğitim-le başaracaktır.

Ülkenin gerçek gündemi…

A.Hikmet AVCI

CMYK

Sosyal Güvenlik Haftası çerçe-vesinde Mersin SGK İl Müdürü

Mehmet Gülpak, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’nı (MTSO) ziyaret etti.

Ziyarette sosyal güvenlik alanında yeni düzenlemeler yapılacağını an-latan Gülpak, sigortalı ve emeklileri kapsayacak çalışmaların işvereni ra-

hatlatılacağını dile getirdi.

MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şera-fettin Aşut, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Kasım Tanrıöver, Yöne-tim Kurulu Üyeleri Fuad Budur, Ek-rem Sağlam, Enis Hekimoğlu, Ufuk Maya ve İbrahim Zeper ile birlikte Mersin SGK İl Müdürü Mehmet Gül-pak’ı kabul etti.

Ziyarette bu yıl Sosyal Güvenlik Reformu’nun çıkışının 10’uncu yılı olduğunu anlatan Gülpak, önü-müzdeki süreçte bu alanda yeni düzenlemeler yapılacağını bildirdi. “Sigortalı ve emeklilerle ilgili bir ta-kım yenilikler olacak ve hazırlanan

çalışma önümüzdeki aylarda Mec-lis’e sevk edilecek” diyen Gülpak, bu konuda ciddi hazırlıklar yapıldığını dile getirdi. Özellikle teşviklerin uy-gulanmasıyla ilgili bir hazırlık süreci olduğunu bildiren Gülpak şunları söyledi:

“Sahada karşılaştığımız, zaman za-man bize serzeniş olarak gelen bazı sıkıntıların çözümü olacak düzen-

lemeler üzerinde çalışma yapılı-yor. Bu konuyla ilgili komisyon da kuruldu. Bu komisyon içinde taş-rada görev yapan daire başkanları ve genel müdürler var. Çalışmalar İstanbul’da yapılıyor. Karma bir komisyon oluşturulması ve saha-da çalışan kişilerin de bu komis-yon içinde yer alması çok önemli. Merkez teşkilatı doğal olarak uygula-madan uzaklaşıyor. Merkez ve taşra

teşkilatı bir arada çalıştığı zaman her iki tarafın da ihtiyaçlarına çö-züm üretilebiliyor.”

Gülpak, özellikle teşvikler konusun-da yapılacak düzenlemelerin çok sayıda personel çalıştıran firmaları büyük ölçüde rahatlatacağını vurgu-ladı. İş dünyasında yaşanan sıkıntı-ların dile getirildiği görüşme toplu fotoğraf çekilmesiyle sona erdi.

Güney Afrika’nın istikrarlı şekilde büyüdüğünü ve geliştiğini anlatan Güney Afrika Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi Pule Isaac Malefane, “Biz büyüyen, gelişen, maceracı Türk şirketlerinin Güney Afrika’ya gelip iş yapmasını istiyoruz. Bunun için her türlü desteğe hazırız” dedi.

Bir dizi temasta bulunmak üzere Başkatip Jonathan Passmoor ile bir-likte Mersin’e gelen Büyükelçi Pule Isaac Malefane, Mersin Ticaret ve Sa-nayi Odası’nı ziyaretinde ilk olarak Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut ile bir araya gelerek kent eko-

nomisi hakkında bilgi aldı, ardından düzenlenen ülke tanıtım toplantı-sında Mersinli işadamlarıyla bulu-şarak ülkesinin yatırım imkanları hakkında bilgi verdi. Passmoor’a zi-yaretinde Güney Afrika Mersin Fahri Konsolosu Numan Olcar da eşlik etti.

İkili görüşmede Mersin ile Güney Af-rika’nın ticari ilişkisi hakkında bilgi veren MTSO Yönetim Kurulu Başka-nı Şerafettin Aşut, Mersin ile Güney Afrika arasındaki ticaret hacminin 1 milyon 600 bin dolar civarında oldu-ğunu söyledi. Bunun 1 milyon 300 bin dolarlık bölümünün Mersin’den

yapılan ihracat, kalanının ise Güney Afrika’dan ithalat rakamı olduğunu kaydeden Aşut, bu rakamların artı-rılması gerektiğini dile getirdi. Aşut, Türkiye’nin Güney Afrika’ya ihracatı içinde Mersin’in payının çok fazla ol-mamasına rağmen, gelen ürünlerin büyük bölümünün ülkeye Mersin Limanı’ndan giriş yaptığını bildirdi. Görüşme sonrasında düzenlenen ülke tanıtım toplantısında Güney Af-rika hakkında bilgi veren Büyükelçi Pule Isaac Malefane şunları söyledi:

“Güney Afrika ve Türkiye ticari iliş-kiler açısından büyük potansiyele sahip iki ülke. Bu potansiyeli geliş-tirmek de bizim elimizde. Şu anda iki ülke arasındaki ticaret hacmi 1,4 milyar dolar civarında. Ancak bu gerçekten ulaşabileceğimiz rakam-ların çok altında.

Güney Afrika ekonomisi bağımsızlı-ğımızı kazandıktan sonra yüzde 84 büyüdü. Bizim istikrarlı hükümeti-miz, dünya kalitesinde altyapımız, iyi bir tüketici pazarımız, yatırımcı dostu ekonomimiz, sağlam ve ge-lişmiş mali yapımız bulunmakta. Güney Afrika’da yerleşik 200’den fazla Türk şirketi 1.4 milyar dolarlık ticaretten pay alıyor. Eğer ekonomi-

lerimizdeki potansiyeli avantaj ola-rak kullanırsak bu rakam kesinlikle büyüyecektir.”

Daha çok çalışmak gerektiğini vur-gulayan Malefane, birlikte yeni bir maceraya başlamak için daha çok fırsat yaratılması gerektiğini söyledi. Bazı şirketlerin Güney Afrika’daki fırsatları görerek cesurca inisiyatif aldığını kaydeden Malefane, şu anda o şirketlerin bu fırsatlardan yarar-

landığını ve daha fazla şirketi bekle-diklerini dile getirdi.

Güney Afrika Büyükelçiliği Başka-tibi Jonathan Passmoor ise Dünya Ekonomik Formu’nun Global Reka-betçilik Endeksine göre Güney Afri-ka’nın cesaretlendirici bir ekonomik ortama sahip olduğunu kaydetti. Tüm göstergelerde Güney Afrika’nın ilk üçte yer aldığını açıklayan Pass-moor, “Bu göstergeler bir işadamı

olarak ülkemizde her zaman yatı-rımlarınızın da işinizin de koruna-cağını gösterir” dedi. Ardından ülke-lerindeki enerji yatırımları hakkında bilgi veren Passmoor, devletin özel-likle güneş enerjisi konusunda yapı-lan yatırımları desteklediğini anlattı. Passmoor Enerji Bakanlığı’ndan bu alandaki yeni ihaleler hakkında bilgi alarak Mersinli işadamları ile payla-şabileceğini bildirdi.

4 YIL: 18 | SAYI: 310 | 22 Mayıs - 4 Haziran 2016 | www.mtso.org.tr

Büyükelçi Malefane’den Güney Afrika’ya yatırım çağrısı

SGK’da işvereni rahatlatacak düzenlemeler yolda

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Türkiye’nin bugüne kadar başarı hi-kayesi yazdığını ancak aynı yöntem-le önümüzdeki süreçte büyümenin mümkün olmayacağını söyledi. Yeni bir yol haritası belirlenmesi gerek-tiğine dikkat çeken Hisarcıklıoğlu, “Millete daha parlak bir gelecek ka-zandırmak için, ülkemizin yıldızını yeniden parlatmalıyız. Reel sektöre yeniden heyecan vermeliyiz” dedi.

TOBB 72. Genel Kurulu ‘Türkiye He-pimizin’ sloganı ile yapıldı. Toplan-tıda konuşan TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ekonomiden, teröre, yeni anayasadan, teşvik sistemine ihracata kadar çok sayıda konu-da önemli mesajlar verdi. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası delegeleri Genel Kurul’a yoğun ilgi gösterdi. TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üni-versitesi’nde düzenlenen Genel Kurul’a CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, MHP Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, Ekonomi Bakanı Mustafa Elitaş, Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfekçi, Maliye Bakanı Naci Ağbal, İçişleri Bakanı Efkan Ala gibi çok sayıda bakan, büyükelçiler, Oda ve Bor-sa Başkanları ile delegeler katıldı. Genel Kurul’un açılış konuşmasını yapan TOBB Başkanı Rifat Hisarcık-

lıoğlu, ilk olarak ekonomiyi değer-lendirdi. Küresel rekabetin giderek arttığını, gelişmiş, zengin ülkelerin dahi bu rekabetten geri kalmamak adına yeni ittifaklar kurduğunu an-latan Hisarcıklıoğlu, şunları söyledi: “ABD bir taraftan AB ile yeni ticaret girişimi başlatıyor diğer taraftan yükselen Asya Pasifik ülkeleriyle ekonomik işbirliği yapıyor. AB, pa-zar alanını genişletmek için son 5 yılda 21 ülke ile serbest ticaret anlaş-ması imzaladı. Çin, Afrika’ya büyük açılım başlattı. Hem Afrika pazarına yerleşiyor hem de maden kaynakla-rının ve geniş arazilerinin kullanım haklarını alıyor. Almanya’nın başını çektiği sanayi ülkeleri yeni endüstri devrimi üzerinde çalışıyor. Çin ve Kore bu alana büyük yatırım yapı-yor. Gelişmekte olan ülkeler ise daha fazla yatırım çekebilmek için sürekli reform yapıyor. Mevzuatlarını yatı-rımcı dostu haline getiriyor. İş yap-ma endekslerini düzeltiyor. Türkiye, son yıllarda müthiş başarı hikayesi yazdı ama artık aynı yöntemlerle büyümeyi sürdürebilmek, hatta ye-rimizi koruyabilmek mümkün değil. Yol haritamızı belirleyip her gün bir adım daha ileri gitmeliyiz. Millete daha parlak bir gelecek kazandır-mak için, ülkemizin yıldızını yeni-den parlatmalıyız. Reel sektöre yeni-den heyecan vermeliyiz.”

Türkiye’nin yeni bir büyüme ve sanayileşme modeline ihtiyaç duyduğunu kaydeden Rifat Hi-sarcıklıoğlu, yapısal reformların koruması ve güçlendirilmesi ge-rektiğini söyledi. Konuşmasında teşviklere değinen Hisarcıklıoğlu, “Teknoloji, üretime katmadeğer katacak faaliyetler daha fazla des-teklenmeli. Teşvik verilirken proje bazlı değerlendirmeler yapılmalı. Sadece yeni yatırımlar değil, üre-tim de teşvik edilmeli. İş eskisi gibi performans göstermiyorsa iş yap-ma sistemini değiştirmeliyiz” dedi. Ekonominin geleceğini bio, nano ve bilgi iletişim teknolojilerinin belirle-yeceğine işaret eden Hisarcıklıoğlu, yakın gelecekte tüm sektörlerde iş yapma biçimlerinin kökten deği-şeceğini anlattı. Türkiye’nin de bu konulara odaklanması gerektiğini kaydeden Hisarcıklıoğlu, Türki-ye’ye böyle ileri teknoloji getirecek sektörler için ‘Teknoloji Geliştirme Fonu’ kurulması gerektiğini söyledi.

Mevcut durumda 500 milyar do-larlık ihracat hedefine ulaşmanın mümkün olmayacağına da değinen

Rifat Hisarcıklıoğlu, “İhracat destek sistemimizi yeni ürün, yeni pazar, yeni ihracatçı şeklinde değiştirmeli-yiz. KOBİ’lere daha çok ihracat yap-mayı öğretmeliyiz. İhracat yapan firma sayısını yüz binlere çıkarmak istiyorsak ihracatta yeni bir atılım dönemi başlatmalıyız” dedi

Kapsamlı bir iş yatırım modeline ih-tiyaç olduğuna da değinen Hisarcık-lıoğlu, dünyada giderek e-ticaretin öne çıkmaya başladığını hatırlata-rak, bu sayede iş yapma maliyetleri-nin düştüğünü ve ihracatın arttığını kaydetti. KOBİ’lerin bulut teknoloji-sini kullanmasını yaygınlaştırmak gerektiğini dile getiren Hisarcık-lıoğlu, “Kore’de kilometre başına 6 bin metre fiber optik kablo düşüyor, Türkiye’de ise 300 metre. Zaman, memleketi fiber ağlarla örme zama-nıdır” dedi.

Öte yandan istihdam üzerindeki yüklerin azaltılması, damga vergisi

gibi günümüz iş hayatına uymayan işlemlerin sona ermesini istedikleri-ne de değinen Hisarcıklıoğlu, tarım sektörünün dünya ile entegre hale getirilip markalaşmanın artması gerektiğini söyledi. Finansal erişim noktasında firmaların bankalara ba-ğımlı olmaktan kurtarılması gerekti-ğini de anlatan Hisarcıklıoğlu, reel sektörün yüksek faizlerle mağdur edilmesine çare bulunmasını istedi.

“Sözleşmelerinize tahkimi ekleyin” TOBB olarak önemli çalışmalara imza atıldığına da değinen Rifat Hisarcıklıoğlu, şunları söyledi: “İş dünyası olarak iğneyi kendimize batırmamız gereken konular da var. Yargının yavaş işlediğinden şikayet ediyoruz. Adil olmadığından şikayet ediyoruz ama bize sunulan imkanla-rı da kullanmıyoruz. Yaptığınız söz-leşmelere tahkim maddesi ekleyin. Sorunlarınız tahkimde hızlı ve adil çözülsün. Tehlikeli ve çok tehlikeli

çalışan personelin belgeli olması zorunlu hale geliyor. Ama kimse farkında değil. Odalarımızda 81 ilde bunun belgelerini veriyoruz.”

Bu yıl sıkıntı yaşayan turizmciler, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da faaliyet gösteren terör mağduru iş-letmeler için de destek talebinde bulunan Hisarcıklıoğlu, konuşması-nın sonunda yeni anayasa çalışma-larına değindi. Yeni anayasanın hep birlikte hazırlanıp birlikte sahiple-nilip birlikte hayata geçirilmesi ge-rektiğini vurgulayan Hisarcıklıoğlu, “Meclisimiz yeni anayasayı katılımcı bir yaklaşımla, uzlaşarak yapmalı. Milletin olmazsa olmaz değerleri de-mokratik, laik millet yapımız korun-malı. Vatandaş olarak vatandaşlar arasında ayırım yapmayan, vatan-daşlarına güvenen, vatandaşına hiz-met veren bir devlet anlayışına geç-meliyiz. Devlet vatandaşın efendisi değil, hizmetkarı olmalıdır” dedi.

Hisarcıkloğlu: “Türkiye yol haritasını yeniden belirlemeli”

“Türkiye’nin yeni büyüme modeline ihtiyaç var”

“İhracat yapan firma sayısı artmalı”

CMYK

Mersin’de teknolojiye, yeni nesil yön verecek…

YAYIN ADI VE SAYFA NO

5 YIL: 18 | SAYI: 310 | 22 Mayıs - 4 Haziran 2016 | www.mtso.org.tr

Türkiye’nin AB vizyonunu bir me-deniyet projesi olarak gördüğü-

nü anlatan Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Baş-kanı Şerafettin Aşut, “AB’nin de bu süreci sürekli Türkiye’ye ayar verme aracı olarak değil, Türkiye gibi bir dostu kazanma anlamında bir sü-reç olarak görmesini arzu ediyoruz” dedi.

MTSO evsahipliğinde İktisadi Kal-kınma Vakfı (İKV) tarafından ‘Tür-kiye – AB İlişkilerinde Ufuk Turu: Yeni Boyutlar, Yeni Hedefler’ isimli seminer düzenlendi. İKV tarafından Eskişehir, Denizli, Konya, Kayseri,

Kocaeli ve Bursa gibi illerin ardın-dan Mersin’de düzenlenen seminere Mersin Vali Yardımcısı Aylin Kırcı Duman, MTSO Yönetim Kurulu Baş-kanı Şerafettin Aşut ve MTSO Eğitim ve Kalkınma Vakfı Başkanı İbrahim Kiper de katıldı. Seminerde İKV Ge-nel Sekreteri Doç. Dr. Çiğdem Nas,

Türkiye – AB ilişkilerinde dönüm noktaları, sorunlar ve beklentilerini anlatırken; İKV Uzman Yardımcısı Ahmet Ceran, Türkiye – AB Vize libe-ralizasyon yol haritası ve geri kabul anlaşması üzerinde durdu.

Gümrük Birliği’nin güncellenmesi süreci ve iş dünyasına etkileri ko-nusuna IKV Kıdemli Uzmanı Selen Akses değinirken, IKV Proje Müdürü Çisel İleri ise AB fon ve program-larını anlatarak iş dünyasının bu fonlardan nasıl yararlanabileceğine dikkat çekti. Toplantı sonunda de-ğerlendirme yapan MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut,

MTSO’nun AB’nin Çerçeve program-lardan ilk yararlanan Oda olduğunu ve RİS-MERSİN Projesi ile kentin ekonomik ve sosyal dönüşümünde büyük bir vizyon değişimi yaşandı-ğını söyledi.

MTSO bünyesindeki AB Bilgi Bü-

rosu ile toplumu bilgilendirme ve mevcut sürece katkı sunma anlamında birçok çalışma yürüt-tüklerini vurgulayan Aşut, “Bu sü-reçte İKV ile omuz omuza çalıştık. Bizler hedef konuların mutfağı ol-duk. İş dünyası ve Odalar olarak so-runları ve çözümleri burada pişirdik, olgunlaştırdık ve ilgili Bakanlıklara ilettik” dedi.

Aşut konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Bu anlamda, panelde konuşulan her konu başlığı; vizesiz Avrupa’dan geri kabule; Gümrük Birliği’nin gün-cellenmesinden fon ve hibe destek-

lerine, Transatlantik Ticaret ve Ya-tırım Ortaklığı’nın etkilerine kadar iş dünyası olarak bu konuları defa-larca konuştuk, tartıştık, pratik so-nuçlarını ortaya koyduk ve görüşle-rimizi yetkililerle paylaştık. Bundan sonra da ilgili kurumlarla işbirliği içinde olmaya devam edeceğiz. Çün-

kü sorun sadece AB üyeliği değildir. Konu da sadece üyelik değildir. Üye olmasak bile bu Birliğin bir parça-sıyız. Fonların ortak havuzuna para koyuyoruz ve buradan para alıyoruz. Öğrenci değişim programları ile kül-tür entegrasyonunun bir parçasıyız; Gümrük Birliği ile Avrupa ekonomi-sinin parçasıyız.”

“Hiçbir şey vazgeçilmez değildir”

Son yaşanan siyasi ve sosyal sorun-ların sonunda Türkiye’nin güvenli-ğin de parçası olduğunun görüldü-ğünü vurgulayan Şerafettin Aşut, şunları söyledi:

“Bundan dolayı onlarca hüküme-tin, yıllar harcadığı bu proje birkaç siyasi kriz ve soruna kurban edile-cek bir değer değildir. Bugün ABD bile Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı ile bu ekonomik ve siyasi gücün vazgeçilmez olduğunu görü-yor. İngiltere ayrılacakmış, AB zaten dağılacakmış gibi spekülasyonlar üretmek yerine; var olan ortamın ve AB’nin var olan gücünden ül-kemizin ekonomiden demokrasi-ye her alandaki gelişmesine katkı

sunmak amacıyla yararlanmak en akılcı yaklaşım olacaktır.Elbette AB de bir gün dağılabilir veya gücünü yitirebilir. Ancak, en az onun kadar yeni bir güç ortaya çıkana kadar bu güçlü birliğin bir parçası olmak aklın ve gerçekliğin bir gereğidir. Bu bir kompleks değil, küresel dün-yanın bir gereğidir. Elbette, hiçbir şey vazgeçilmez değildir. AB süre-cinde bir sıkıntı olursa; Büyük önder Atatürk’ün dediği gibi ‘Yeni bir dün-ya kurulur ve Türkiye yerini alır.’Biz-ler ülkemizin gücüne ve bağımsız-lığına inanıyor ve değer veriyoruz. AB üyelik sürecini bu kazanımların dışında ülkemizin bağımsızlığının, birlik ve bütünlüğünün tehlikeye dü-şürülmesine ve dahası terörle müca-delede zayıf düşürülmesine neden olabilecek amaçlara alet etmek is-teyen AB yetkililerini de uyarıyoruz. İş dünyası olarak bu konuda AB’den daha samimi olmasını istiyor ve bu coğrafyada kendilerinin de büyük payı olan terör ve savaşların fatu-rasını milletimize ve ülkemize öde-temeyeceklerini hatırlatmak istiyo-ruz.”

Aşut: “AB vizyonunu bir medeniyet projesi olarak görüyoruz”

İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV), AB ve Türkiye-AB ilişkileri alanında uzmanlaşmış olan bir sivil top-lum ve araştırma kuruluşudur. İKV, İstanbul Ticaret Odası ve İstanbul Sanayi Odası’nın ortak girişimi ile 1965’te kurulmuştur.

Bugün, kurucularının yanı sıra, başta TOBB olmak üzere TİM (Türkiye İhracatçılar Meclisi), TÜSİAD, İHKİB (İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracat-çıları Birliği), İstanbul Ticaret Borsası, Türkiye Bankalar Birliği, TİSK (Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu), Türkiye Ziraat Odaları Birliği gibi iş dünyası ve sektörleri temsil eden mütevelli kuruluşlar tarafından destek-lenmektedir. Yani, arkasında iş dünyası vardır. Çünkü AB hedefi iş dünyasının ortak hedefidir. Sadece ekonomik değil, gelişmiş dünyanın parçası olma, küresel değerlerin ve gelişmişliğin bir parçası olma hedefidir.

İKV Nedir?

Teknolojinin merkezde tutulduğu geleceğin sanayi devrimine Mersin, genç bilgisayar programcılarıyla ulaşma hedefinde. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Başkanı Şera-fettin Aşut’un bir konuşmasındaki ‘Neden bir Steve Jobs’umuz yok? Bizim eğitim sistemimiz neden Mark Zuckerberk’ler yetiştiremiyor?’ söz-leri Mersinli bir KOBİ’ye ışık tuttu. Gifted Coder firmasını kuran giri-şimciler geleceğin bilgisayar prog-ramcılarını yetiştirmeyi hedefliyor. Firma, 9 yaşından itibaren çocukla-ra Scratch, elektronik, web tasarım, android programlama ve 3D printer eğitimi veriyor.

Gifted Coder öğrencileri son bir yılda gerçekleştirdikleri projelerini MT-SO’da anlattı. Küçük yaşta bilgisayar programcılığı eğitimiyle tanışan ço-cuklar, tarımsal sulamadan lojistiğe, bilgisayar oyunlarından web sitesi tasarımına kadar pek çok konuda geliştirdikleri yazılımları uygulama-

lı olarak tanıttı. 9-14 yaş aralığındaki çocuklar, geleceğin bilgisayar prog-ramcısı olmayı hedefliyor. MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut’un her fırsatta kod yazma eğiti-minin küçük yaşlarda verilmesi ge-rektiğini dile getirmesi sonuç verdi. Mersin’in ilk kod yazma kursu Gifted Coder geçtiğimiz yıl Mayıs ayında eğitim hayatına başladı. Bilgisayar Mühendisi Gökhan Su, ICT Danış-manı Olcay Cantürk, Elektronik Teknikeri Ertan Dinler ve Bilgisayar Teknisyeni İsmail Mümtaz tarafın-dan kurulan Gifted Coder, çocuklar için bilgisayar programcılığı eğitimi veriyor. Hedeflerinin küçük yaşta çocukları bilgisayarla tanıştırmak olduğunu anlatan Şirket Ortağı Gök-han Su, çocukların analitik düşün-me becerilerini artırmak ve sorun-ları parçalara bölerek çözme yetisi kazandırmak istediklerini söyledi. Scratch, elektronik, web tasarım, android programlama ve 3D printer eğitimleri verdiklerini bildiren Su,

henüz çok yeni olmalarına rağmen, projeleriyle 2015 Mersin Üniversi-tesi Ar-Ge Proje Pazarı’nda Jüri Özel Ödülü aldıklarını anlattı.

“MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Sa-yın Şerafettin Aşut’un bir konuşma-sındaki ‘Neden bir Steve Jobs’umuz yok? Bizim eğitim sistemimiz neden Mark Zuckerberk’ler yetiştiremiyor? Neden değeri ve cirosu Türkiye’nin en büyük iki markası olan Petkim ve THY’den daha büyük bir Facebook bizden çıkmıyor?’ sözleri bizi tetikle-di” diyen Su, “Verdiğimiz eğitimlerle çocuklara etraflarındaki elektronik aletlerin çalışma mantığını öğretiyo-ruz. Kendi web sitesini yaparak para kazanan öğrencilerimiz var. Ayrıca android programlama ile mobil dün-yanın kapılarını aralıyoruz” dedi.

Aşut: “Kod yazma geleceğin sanayi devriminin merkezinde”

Çocukların projelerini tek tek dinle-dikten sonra değerlendirme yapan MTSO Başkanı Şerafettin Aşut, hiç-

bir projeyi bir diğerinden ayırama-dığını, hepsinden çok etkilendiğini söyledi. Küçük yaştaki çocukların düşünüp kafalarında kurgulayıp ar-dından yazılımlarını gerçekleştire-rek bu tarz projeleri hayata geçirme-lerini çok önemsediğini vurgulayan Aşut, şunları söyledi:

“Artık günümüz bilgi çağında mes-lekler büyük bir dönüşüme uğruyor. Geçtiğimiz 20 yılda daha önceki mesleklerin yüzde 50’si yok oldu. Gelecek 20 yılda da bugün var olan mesleklerin yarısı yok ola-cak. Tüm dünya bir bilgi eko-nomisine doğru geçiş yaparken bilgi iletişim teknolojilerinin ve internetin merkezde olduğu bir ekonomi dünyası ortaya çıkmakta. Bu anlamda kod yazma, geleceğin sanayi devriminin de merkezinde bulunmaktadır. Dolayısıyla bu eği-timlerin küçük yaşlarda sanayi kenti Mersin’de başlaması da ayrıca sevin-diricidir.”

Geleceğini teknolojide arayan Mersin, bu alandaki eğitimini çocuk yaşlara indirdi. 9-14 yaş aralığındaki çocuklara Scratch, elektronik, web tasarım, android programlama ve 3D printer eğitimi veriliyor.

Çocuklar tarafından tanıtımı yapılan projeler şöyle:

1 – KargoBu Web Sitesi ve Andro-id Uygulaması (kargo firma fiyat karşılaştırma sitesi)

2 – Break the Brick Bilgisayar Oyunu

3 – Araba Yarışı Oyunu

4 – Uçak Yarışı Simülasyonu

5 – Deprem Simülasyonu

6 – Otomatik Sulama Sistemi

7 – Otovale Otomatik Araba Park

Etme Sistemi (Otoparklarda boş olan alanların görülebilmesini sağlayan, otopark dolu ise kapısı-nın açılmasını engelleyen sistem)

8 – Bilgisayar Destekli Sulama Sistemi (Havanın nemini, top-rağın kuruluğunu, güneş ısısını ölçerek bitkinin suya ihtiyacı olup olmadığını tespit ederek sulama gerçekleştiren sistem)

9 – Balık Yemleme Projesi (Uzak-tan balıkların yemlenmesini sağ-layan sistem)

10 – Arduino ile Otomobiller için Dinamik Far Asistanı, Park Sensö-rü ve Yağmur Sensörü Projesi.

Projeler:

CMYK

SSCB’nin çöküşünden sonra eko-nomisini tarımdan sanayiye kay-

dıran Küba, gıda ihtiyacının yaklaşık yüzde 80’ini günümüzde ithalatla karşılıyor. Sosyalist rejimde özellikle önem verilen balıkçılık ve hayvancı-lık önemli üretim kalemleri arasında yer alsa da kanatlı hayvan ithalatı devam ediyor. Buğday, mısır, kümes hayvanlarının etleri ve süt ülkenin başlıca ithal ürünleri arasında yer alıyor. Geçen yıl 6,6 milyar dolarlık ithalat gerçekleştirdiği ve bunun yaklaşık yüzde 80’inin gıda ürün-leri olduğu düşünülecek olursa, Küba’nın gıda sektörü için heyecan verici bir pazar olduğu söylenebilir.

Türkiye’nin Küba ile ilişkileri ise henüz istenilen düzeyde değil. ABD’nin Küba’ya uyguladığı tica-ri ambargonun bunda önemli rolü bulunduğu söylenebilir. Ancak ABD – Küba ilişkilerinde yaşanan pozitif gelişme 3’üncü ülkelerin Küba’ya yapacakları yatırımlar için olumlu bir ortam oluşmaya başladığı sinyali veriyor. Bu durum Türk firmalarının bu ülkede iş yapmasına yönelik yeni fırsatlar yaratacağını düşündürüyor.

Küba, dünyada adını purosu ve dansları ile duyuran bir ülke. Puro üretiminde dünyada bir numara ve dünyanın en pahalı puroları bu ül-kede üretiliyor. Ayrıca dans ve mü-zik konusunda da gerçek bir efsane. Salsa, mambo, ça-ça, bolero dans literatürüne kattığı önemli stiller arasında yer alıyor. Ayrıca ülkenin müzik sektörüne kazandırdığı çeşitli enstrümanlar da bulunmakta. Mara-kas bunların en tanınanları arasında yer alıyor.

Genel Bilgiler

Coğrafi konum

Yengeç Dönencesi’nin hemen başın-da ve Meksika Körfezi’nin girişinde yer alıyor. En yakın komşusu olan Haiti’ye 77, Bahamalar’a 140, Jama-ika’ya 146, Amerika Birleşik Devlet-leri’ne 180, Meksika’ya 210 ve Cay-man Adaları’na 240 km uzaklıkta. Ülkenin ikinci büyük adası Juventud adası. En yüksek noktası Turquino Doruğu (2005 m). Toplam kara yü-zölçümü 110 bin 861 kilometre kare. Yıllık ortalama sıcaklık 26 derece olup yalnızca iki mevsimle belirle-nen yarı tropikal bir iklime sahip. Eylül - Ekim ayları arasında görülen kasırgalar bazen büyük yıkımlara yol açabiliyor. Kıyılarının toplam uzunluğu 3 bin 735 kilometre olup, Guantanamo Koyu’ndaki Amerika Birleşik Devletleri deniz üssüyle 29 km’lik kara sınırı bulunuyor. Baş-kent Havana, aynı zamanda en bü-

yük şehirlerinden biri.

Siyasi ve idari yapı

Küba’nın tek parti egemenliğine da-yalı sosyalist bir devlet yapısı bulu-nuyor. On dört il ve iki özel belediye-ye sahip.

1959’da gerçekleştirilen Komünist Devrim’den bu yana Fidel Castro Ruz tarafından yönetilen Küba’nın Devlet Başkanlığı görevini 2008 yı-lından bu yana Raul Castro Ruz sür-dürüyor. Ülke ekonomisinin yüzde 90’ından fazlası devlet kontrolünde.   Nüfus ve işgücü yapısı

Küba’nın nüfusu yaklaşık 11,2 mil-yon. Geçmiş yüzyıllarda değişik etnik toplulukların bu bölgeye yer-leşmesi nedeniyle nüfusu oldukça karmaşık bir etnik yapı gösteriyor. Kolomb öncesi dönemde sayıları 80-100 bin arası olan ada yerlilerinden, günümüzde yalnızca adanın doğu ucunda yaşayan birkaç aile kalmış durumda. Küba nüfusunun yüzde 51’i Mulattolar (Avrupalı ve Afrikalı-ların karışımı), yüzde 37’si beyazlar, yüzde 11’i siyahlar ve yüzde 1’i de Çinlilerden oluşuyor.

Küba ekonomisinin en önemli so-runlarından birisi ise işsizlik. 2013 yılı için işsizlik oranı ortalama yüzde 4,3. Amerika’da yaşayan Kübalıların gönderdiği işçi gelirleri, pek çok Kü-balı aile için önemli bir gelir kaynağı. Küba, aynı zamanda Dünya Ticaret örgütü(WTO)’nün üyesidir.

Doğal kaynaklar ve çevre

Ülkenin en gelişmiş sektörleri turizm, başta şeker üretimi ol-mak üzere tarım ve nikel baş-ta olmak üzere madencilik. Küba, dünya’nın en büyük nikel üre-tici ve tedarikçisi olup; dünya nikel üretiminin yüzde 6,4’nü, kobalt üre-timinin de yüzde 10’nu gerçekleşti-riyor.

Ekonomik yapı

Küba ekonomisi sosyalist ilkelere dayanan devlet kontrollü bir planlı ekonomi. Son yıllarda özel sektör yatırımları artmakla beraber üretim araçlarının büyük bir kısmı devlet ta-rafından işletiliyor. 1992’de dış tica-retinin yüzde 80’ini gerçekleştirdiği ve tarım üretimi için gereken süb-vansiyonların sağlandığı SSCB’nin çöküşünden sonra tarımdan sanayi-ye geçmiş. İş gücünün yüzde 21’inin çalıştığı tarım sektöründe şekerka-mışı, tütün, turunçgiller, kahve ve pirinç önemli üretim ve ihracat ka-

lemleri arasında yer alıyor. Ancak, ülkenin gıda ihtiyacının yüzde 80’i ithalatla karşılanıyor.

Sosyalist rejimde özellikle önem ve-rilen balıkçılık ve hayvancılık yine önemli üretim kalemleri arasında yer alıyor. Turizmin ise son yıllarda yeniden eski canlılığını kazandığı söylenebilir. Özellikle Kanada ve Av-rupa Birliği’nden gelen turistler sa-yesinde turizm, Küba ekonomisinin itici gücü haline gelmiş durumda. Çin Halk Cumhuriyeti, Kanada, İs-panya ve Hollanda Küba›nın en bü-yük dış ticaret partnerleri arasında.

Madencililiğin temelini ihracat ka-lemleri içinde önemli bir payı olan nikel oluşturuyor. Kişi başına düşen GSMH, 2015 yılı için 12 bin 578 do-lar. Yaşam standardı hala 1990 ön-cesindeki seviyeye getirilememiş. Bunun en büyük nedeni olarak Sov-yetler Birliği tarafından yapılan hibe ve yardımların, Sovyetlerin 1991’de yıkılmasıyla birlikte kesilmesi göste-rilebilir. Petrol konusunda en büyük destekçisi ise Çin. Ayrıca Venezüel-la’da Hugo Chávez’in iktidara gel-mesiyle birlikte, bu ülkeyle yapılan ekonomi anlaşmaları da Küba’nın zor koşullara karşın yeni bir mütte-fik bulmasını ve bir ölçüde rahatla-masını sağladı.

Ekonomik performans

Küba ekonomisi, 2015 yılında yüzde 4,0 oranında büyümüş olup; 2016 yılı için yüzde 3,7 oranında büyüme tahmin ediliyor.

Bölgesel eğilimler

2004 yılı sonunda Küba ile Vene-züella arasında imzalanan işbirliği anlaşması kapsamında Venezüella, Küba’ya indirimli fiyatlardan petrol ve petrol ürünleri sağlıyor. Bunun yanında Küba’da tıp eğitimi gören vatandaşlar Venezüella’da sağlık hizmeti verebiliyor. Küba’nın Vene-züella’nın yanı sıra Çin ile olan iliş-kileri de oldukça gelişmiş düzeyde. Amerika Devletleri Örgütü (Organi-zation of American States, OAS) de 2009 yılında Küba’ya 1962 yılından bu yana uyguladığı yaptırımları kal-dırma kararı aldı. Bu da Küba’nın önümüzdeki süreçte gerek ülke ola-rak gerekse yakın olduğu ülkelerle birlikte düşünüldüğünde önemli fır-satlar sunacağını gösteriyor.

Dış ticaret

Küba’nın, 2015 yılı itibariyle 1,6 mil-yar dolarlık ihracatı, 6,6 milyar do-larlık ithalatı olup; toplam dış ticaret hacmi 8,2 milyar dolar.

İhracatında başlıca ürünler pancar şekeri, petrol yağları, etil alkol ve alkollü içkiler, tütün ve tütün ma-mulleridir.

İhracatının yüzde 24’ünü Kanada, yüzde 19,6’sını Çin pazarına ger-çekleştiriyor. Küba’nın ihracatında diğer önemli pazarlar İspanya, Hol-landa, Belçika ve Brezilya olarak sı-ralanıyor.

Küba’nın ithalatında ise başlıca ül-keler Çin, İspanya, Brezilya, Kana-da, Meksika, ABD, İtalya,  Arjantin, Almanya, Fransa ve Cezayir. İthala-tının yüzde 13,4’ünü Çin’den, yüzde 7,6’sını İspanya’dan ve yüzde 5,6’sını Almanya’dan gerçekleştiriyor.

İhracat

Küba’nın ihracatındaki başlıca ürünler pancar şekeri, petrol yağları, tütün, puro ve sigara, ilaçlar, nikel matları, nikel ara ürünleri, etil alkol ve alkollü içkiler, tedavide kullanı-lan guddeler, kabuklu hayvanlar, odun kömürü, serum, aşı ve toksin-ler, bakır hurda ve döküntüler, bal, demir çelikten yarı mamuller.

İthalat

Küba’nın ithalatındaki başlıca ürün-ler buğday, mısır, kümes hayvanla-rının etleri, süt, kara taşıtları aksam ve parçaları, dizel ve yarı dizel mo-torlar, hayvan gıdası olarak kullanı-lan müstahzarlar, soya yağı ve frak-siyonları, kauçuktan dış lastikler, soya fasulyesi.

Doğrudan yabancı yatırımların görünümü

Yabancı yatırım; yüzde 100 yabancı sermayeli anonim şirket kuruluşu, yüzde 51 Küba şirketi yüzde 49 ya-bancı yatırımcı veya her iki tarafın da kendi kimliğini muhafaza ettiği bir işbirliği antlaşması şeklinde ola-biliyor.

Tüm durumlarda Kübalı ortak dev-lete bağlı firmalardan birisi oluyor. Lisanslar belli bir süre için verilmiş

olup bu süre uzatılabiliyor veya iptal edilebiliyor. Ortak yatırım konusunu inceleyen ve karar veren mercii ise Dış Ticaret Bakanlığı.

Yeni bir yatırım projesinde, Küba Hükümeti için üç önemli husus bu-lunuyor. Bunlar: Yabancı sermaye miktarı, yatırım yapılan sektörün ne ölçüde ihracatı artırıp, ithalatı azaltabilecek olması ve kullanılan teknoloji. Pratikte ise şu anda çok az sektör yabancı yatırımcıya açık.

Küba ekonomisi, merkeziyetçi bir ekonomi. Son yıllarda doğrudan ya-bancı yatırım çekme ve altyapı yatı-rımları bağlamında reformlar yapıl-dığı söylenebilir.

Küba, Uluslararası Para Fonu (IMF), Dünya Bankası ve diğer başlıca finans kuruluşlarına üye olama-dığından bu örgütlerden doğru-dan borç ve kredi temin edemiyor. Enerji ihtiyacının büyük bölümü-nü Petrocaribe girişimi çerçeve-sinde Venezuela’dan karşılıyor. ABD ile devam eden normalleşme süreciyle birlikte ülkede yabancı yatırımların artması bekleniyor. İnşası devam etmekte olan Mariel Özel Ekonomik Kalkınma Bölgesi ile Küba yabancı yatırımcı çekme-ye çalışıyor. Sanayi ve ulaşım alt-yapısını güçlendirmeyi amaçlıyor.  

Türkiye ile Ticaret

Genel durum

ABD’nin Küba’ya uyguladığı ticari ambargo nedeniyle Küba ekonomi-sinde yaşanan zorluklar, ülkedeki üretimin ancak iç piyasadaki talebi karşılamaya yetecek düzeyde olması ve iki ülke arasındaki coğrafi uzaklık gibi etkenler, Küba ile Türkiye’nin ti-caretinin yıllar itibarıyla düşük sevi-yelerde seyretmesine neden olmuş.

2015 yılı itibarıyla, Türkiye’nin Kü-ba’ya ihracatı10 milyon dolar. Kü-ba’dan ithalat ise 16,9 milyon dolar düzeyinde.

ABD-Küba ilişkilerinde yaşanan pozitif gelişmenin 3’üncü ülkelerin Küba’ya yapacakları yatırımlar için olumlu bir ortam yaratması bekle-niyor. 2015 yılı sonuna doğru Ma-riel’de açılacak yeni liman, yabancı sermaye ve yatırımların ülkeye gi-rişinde kolaylıklar içeren yeni dü-zenlemelerin Türk firmalarının bu ülkede iş yapmasına yönelik yeni fırsatlar yaratacağı düşünülüyor. Özellikle inşaat malzemeleri, tarım-sal ekipman ve tüketim ürünlerinde Türkiye’nin ihracat potansiyelinin artması bekleniyor.

2015 yılında Türkiye’nin Küba’ya ih-raç ettiği ürünlerin yüzde 16,4’ünü demir/alaşımsız çelikten profil, yüz-de 13’ünü eşya taşımaya mahsus motorlu taşıtlar, yüzde 12’sini ala-şımlı çelikten teller oluşturuyor.

Demir çelik teller, demir çelik inşaat ve aksamı, demir çelik filmaşin, gü-zellik, makyaj ve cilt bakım ürünleri, sabunlar, dozerler, greyder, demir çelik yassı mamuller, demir çelik çubuklar, otomobil, steyşın vagonlar ihracatta diğer önemli ürünler.

Türkiye’nin Küba’dan ithal ettiği ürünlerin çeşitliliğinin ihracata kı-yasla daha kısıtlı olduğu görülüyor. Türkiye’nin 2014 yılı ithalatının yüzde 57’sini odun kömürü, yüzde 29’unu ilaçlar ve yüzde 13’ünü etil alkol, alkollü içkiler ve likörler oluş-turuyor.

KAYNAK: Ekonomi Bakanlığı ve Dış İşleri Bakanlığı

YAYIN ADI VE SAYFA NO

6 YIL: 18 | SAYI: 310 | 22 Mayıs - 4 Haziran 2016 | www.mtso.org.tr

Gıda sektörü için heyecan verici pazar: KÜBA

CMYKYAYIN ADI VE SAYFA NO

7 YIL: 18 | SAYI: 310 | 22 Mayıs - 4 Haziran 2016 | www.mtso.org.tr

Irak’ta yaşanan vize sorunu ve Mersin Liman tarifelerinin yüksek oluşu pazarımızı giderek daraltıyor. Her iki sorun da transit gemilerin İran Bander Abbas Limanı’na yönelmesini beraberinde getiriyor.

Irak’a yönelik vize uygulamasının değişmesi sonrasında bölge için

büyük önem taşıyan bu pazarı İran’a kaptırmaya başlayan uluslararası nakliyeciler sıkıntı yaşıyor. Vizeler-le ilgili düzenleme bekleyen sektör temsilcileri Kuzey Irak ile Türkiye arasında koridor oluşturulmasını istiyor.

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası 20 No’lu Uluslararası Yük ve Eşya Ta-şımacılığı Meslek Komitesi Başkanı Hasan Büyük, Irak ile ticarette vi-zelere düzenleme yapılmasını bek-lediklerini söyledi. Türkiye’nin en fazla ihracat yaptığı ülkeler arasında Irak’ın Almanya’dan sonra ikinci sırada geldiğini hatırlatan Büyük, Mersin’in de aralarında bulunduğu bölge için ise Irak’ın ihracatta ilk sırada yer aldığını dile getirdi. Irak ile yaşanan sıkıntıların tüm bölge ekonomisini olumsuz etkilediğine dikkat çeken Büyük, bu konuda dü-zenleme beklediklerini anlattı.

Geçmişte Iraklı iş adamlarının hava-alanında vize sorununu çözebildiği-ni ve ticarette sıkıntı yaşanmadığını hatırlatan Hasan Büyük, ancak bu uygulamanın kaldırıldığını ve vize alımlarının da zorlaştığını bildirdi. Yeni uygulama sonucu son 3-4 ay-dır Kuzey Irak’ın alımlarını İran’dan yapmaya başladığını ifade eden Bü-yük şunları söyledi:

“Biz Mersinli uluslararası nakliye firmaları olarak taşımalarımızın yaklaşık yüzde 90’ını Irak’a gerçek-leştiriyorduk. Bu ülke ile ticaretin sıkıntıya girmesi yalnızca dış ticaret firmalarını değil nakliye sektörünü de ciddi ölçüde etkiliyor. Yaşanan sı-

kıntılar nedeniyle son aylarda iş ha-cimlerimizde yüzde 60’a varan da-ralmalar yaşandı. Şu anda maalesef maliyetine taşıma yapıyor olmamıza rağmen talep alamıyor, sorunumuzu aşamıyoruz. Vize uygulaması yeni-den eski sisteme dönmeli ve Kuzey Irak ile Türkiye arasında koridor oluşturulmalı. Bu pazar bizim için de ülke ekonomisi için de çok önem-li. Kaybetmeyi göze alabileceğimiz bir pazar değil. Çok emek verdiğimiz bir bölge. Devlet bazında görüşmeler yapılarak bu pazarın kaybedilmesi-nin önüne geçilmeli.”

Irak’a alternatif bir pazar bulmak-ta sıkıntı yaşandığını da anlatan Büyük, mevcut durumda komşu ülkelerle çalışamadıklarını, yine Mersin’den en çok taşıma yapılan Rusya ile de sıkıntılar bulunduğu-nu söyledi. Mevcut durumda en fazla Almanya’dan talep aldıklarını açıklayan Büyük, bunun da yeterli gelmediğini, bu nedenle mevcut pa-zarların korunmasının ayrı bir önem taşıdığını söyledi.

“Mersin’de lojistik altyapı güçlendirilmeli”

Ardından kentteki lojistik çalışma-lara değinen Hasan Büyük, ilk ola-rak lojistik altyapı üzerinde durdu. Mersin’in lojistik kenti olmasına rağmen lojistik altyapısının bekle-nildiği kadar güçlü olmadığını vur-gulayan Büyük, ulaşım altyapısının yenilenmesi gerektiğini dile getirdi. Bu alandaki özellikle yol çalışmala-rın hızlandırılıp şehrin çehresinin değiştirilmesi gerektiğini ifade eden Büyük, “Bölgemizin yatırımcılar için daha cazip hale getirilmesini bekli-

yoruz. Yatırımcı sayımız artarsa üre-tim de artacaktır. Paralelinde lojistik sektörü için de pazar büyüyecektir” değerlendirmesini yaptı.

Bir diğer sorun olarak limandaki çalışmaları gösteren Büyük, liman ücretlerinden şikayetçi oldu. Liman-daki bazı mevzuatların kullanıcıları çok zorladığını, iyileştirmelere gidil-mesi gerektiğini dile getiren Büyük şunları söyledi:

“Liman içinde alınan ücretler olduk-ça yüksek. Bu nedenle yurtdışından gelen gemiler Mersin Limanı’na ya-naşmak yerine İran’da Bander Abbas Limanı’na gitmeyi tercih ediyor. Bu nedenle fiyat konusunda iyileştirme yapılması gerektiğini düşünüyorum. Bu sıkıntı nedeniyle son 2-3 yıldır Özbekistan, Kazakistan, Kırgızistan, Azerbaycan, Türkmenistan gibi ül-kelere gelen transit gemiler Mersin’e uğramaz oldu. İran çok uygun ücret-lerle bu yükleri çekiyor.”

“Maliyetlerimiz her geçen gün artıyor”

Pazar ve iş kayıpları yanında mali-yetlerinin her geçen gün arttığına da değinen Hasan Büyük özellikle sigorta ücretlerinden şikayetçi oldu. Geçtiğimiz günlerde bu konuyla ilgili 19 No’lu Yurtiçi Yük ve Eşya Taşımacılığı Meslek Komitesi tem-silcileriyle birlikte ortak bir toplantı düzenlediklerini bildiren Büyük, yüksek sigorta poliçelerinin sektörü zorladığını söyledi. Yapılan toplantı-da trafik sigortalarında uluslararası taşıma firmalarına haksızlık yapıl-dığı sonucunun çıktığını anlatan Büyük, poliçelerin hasar oranına

göre hazırlanması gerektiğini söyle-di. Diğer araç gruplarının zararının uluslararası çalışan araçlara yansı-tılmaması gerektiğini vurgulayan Hasan Büyük, “Sektör, pazar kayıp-ları nedeniyle zaten zor günlerden geçiyor. Bu tür maliyet artışları ise yurtdışında rekabet edebilmemizi daha da zorlaştırıyor” dedi.

Uluslararası çalışan araçların orta-lama 120 gün Türkiye’de kaldığına değinen Büyük, konuyla ilgili şu bil-gileri verdi:

“Bizler yalnızca Türkiye’de değil, git-tiğimiz ülkelerde de o ülke mevzua-tının öngördüğü sigortayı yaptırmak durumunda kalıyoruz. Bu da mali-yetlerimizi iki katına çıkarıyor. Tür-kiye’de 365 günlük sigorta yapılıyor ama yurtdışında olduğumuz süreler-de Türkiye’deki sigorta şirketleri için hiçbir risk taşımıyoruz. Bu nedenle 120 günün üzerinde yapılan sigorta-larda haksızlığa uğruyoruz. Poliçeler yapılırken bunlara dikkat edilmeli.”

Öte yandan zorunlu trafik sigortası fiyatlarının serbest bırakılmasının sıkıntısını yaşandığına da değinen Büyük, mevut durumda çekici grup-larında aynı araç için 4 bin lira ile 10 bin lira arasında farklı fiyatlarla tek-lif veren sigorta firması ile karşılaş-tıklarını söyledi. Trafik sigortasının yıllık riskinin ise ortalama 25 bin lira ile sınırlı olduğunu bildiren Büyük, “Bunun yanında kasko sigortasının riski 200-300 bin lira iken ortala-ma kasko prim bedeli 2 bin ile 5 bin lira arasında değişiyor. Buradan bir kıyaslama yapıldığında açıkça fahiş bir uygulama söz konusu olduğu gö-rülebilir” diye konuştu.

Nakliyeciler Irak vizelerine çözüm istiyor

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 25 No’lu Seyahat Acen-

teleri, Konaklama, Eğlence, Sanat, Spor İşletmeleri Meslek Komitesi Başkanı Mehmet Serkan İzol, Tür-kiye’nin yanı sıra yurtdışında da tanıtımlara ağırlık vereceklerini ve hedeflerinde İskandinav ülkeleri gibi soğuk bölgelerle Çin pazarı bu-lunduğunu bildirdi.

Mersin’de turizmi geliştirmek adına komite olarak çeşitli çalışmalar yü-rüttüklerini anlatan 25 No’lu Meslek Komitesi Başkanı Mehmet Serkan İzol, önceliklerinin 79 milyon nü-fusuyla Türkiye pazarına kenti ta-nıtmak olduğunu söyledi. Bu hedef doğrultusunda geçtiğimiz aylarda Türkiye’nin ünlü 13 seyahat blogger-larını Mersin’de misafir ettiklerini hatırlatan İzol, “Bu kişiler Mersin’in güzelliklerini kendi sitelerinde pay-laştı ve önemli geri dönüşler aldık. Şimdi hedefimizde yurtdışı blogger-lar var” dedi. İskandinav ülkeleri gibi soğuk ülkelerle Çin’de çalışma yürütmek istediklerini bildiren İzol, “Çin, dünyada en çok pasaporta sa-hip olan nüfus. Ayrıca Çinli turistler yurtdışında turizm adına iyi para harcıyor” dedi.

İzol, komite olarak amaçlarının sektörün sorunlarını tespit ederek çözümleri yönünde çalışmak ol-duğunu söyledi. Projeler üreterek kentin tanıtımına katkı koymanın ise bir diğer hedef olduğunu dile getiren İzol, “Komitemizden ayrıca bilirkişi olarak da yararlanılıyor. Mahkemeler zaman zaman sektörle ilgili çeşitli uyuşmazlıklarda komite-mizden rapor istiyor” diye konuştu.

Göreve geldikleri günden bu yana çeşitli projeler ürettiklerine deği-nen Mehmet Serkan İzol, ilk olarak

Muhterem İlgüner’i Mersin’e davet ederek ‘Turizmde Marka Kent Olma’ konulu konferans düzenledikleri-ni anlattı. Ardından ünlü Seyahat Blogger’ı Kemal Kaya’yı Mersin’e da-vet ederek küçük bütçelerle sosyal medyayı kullanarak etkili tanıtım sağlanmasının denemelerini yaptık-larını bildiren İzol, son olarak da 13 seyahat blogger’ını Mersin’le buluş-turduklarını söyledi.

“Turizmde her şey dahil sistem istemiyoruz”

Mersin için turizm modelinde her şey dahil sistemi benimsemedik-lerini anlatan Mehmet Serkan İzol, yarım pansiyon ya da oda kahvaltı sistemini oturtmak istediklerini, böylece kent esnafının da turizmden maksimum ölçüde yararlanmasını sağlayacaklarını dile getirdi. 3. yaş turizmini önemsediklerini de vurgu-layan İzol, şöyle konuştu:

“Mersin, fiziki şartları nedeniyle 3. yaş turizmine çok uygun. Bu yaş grubu daha çok yürümeyi tercih eden insanlardan oluşuyor ve Mer-sin’de de yokuş olmaması yürüyüş için önemli bir imkan sağlıyor. Ay-rıca soğuk ülkelerdeki insanlar için Mersin’in Ekim, Kasım ayları da ha-len yaz özelliği taşıyor. Bu nedenle bu insanları sonbaharda Mersin’e getirerek turizm sezonunu da en az 8 aya çıkarabileceğimizi düşünü-yoruz. Son olarak kentimizde yayla turizminin yanı sıra trekking, yamaç paraşütü gibi alternatif sporlarla zenginleşen turizm alanlarının da önemli alternatiflerimiz arasında yer aldığını söyleyebilirim.”

“Destinasyonlar oluşturmak istiyoruz”

Yurtdışı seyahat acentelerinin Tür-

kiye’den kendi ülkelerine turist götürmek için yoğun bir çalışma yürüttüğünü hatırlatan Mehmet Ser-kan İzol, “Biz ise kendi vatandaşları-mızın kendi ülkemizde tatil yapma-sını istiyoruz. Bunun için de çeşitli destinasyonlar oluşturma projemiz var” dedi. Düzenlenecek turlar kap-samında insanların birer ya da ikişer gün, önce Mersin, ardından Adana, Gaziantep, Hatay, Urfa, Mardin gibi kentleri gezmelerinin sağlanacağı bir proje üzerinde çalıştıklarını ifa-de eden İzol, bu turların giriş ya da çıkış ayağının Mersin olarak belirle-neceğini söyledi. Bu programlarda alternatif gezi rotaları oluşturulması gerektiğine dikkat çeken İzol, “Örne-ğin Silifke’de şu anda batık araştır-maları yapılıyor. M.Ö yapılan liman-lar üzerinde çalışılıyor. Bu nedenle Mersin’e gelen turistler için denizaltı sporları üzerinde de durabiliriz. Dal-ma da golf gibi yüksek gelir getiren bir turizm çeşidi” ifadelerini kullan-dı.

Aynı şekilde hasat şenlikleri düzen-lenebileceğine değinen İzol, özellik-le çilek hasadı zamanında turistleri bölgeye getirip çilek toplatabilecek-lerini, sıkma ayran ikram etmek ye-rine kendilerine bu yiyecekleri yapma imkanı tanıyarak farklı tecrü-beler kazanmalarının sağlanabilece-ğini söyledi.

“Turizmin yalnızca kum, güneş ve denizden ibaret olmadığının ve ken-timizin bu noktada zengin bir yelpa-zeye sahip olduğunun bilincindeyiz” diyen İzol, şöyle konuştu:

“Turistlere hangi alternatifleri su-nabileceğimizi tespit etmek için üniversitelerle işbirliğine gitmek istiyoruz. Arkeologlar ya da zoolog-larla çalışma planlıyoruz. Böylece, kelebekler, carettalar gibi turizme

konu olabilecek canlılarımızı keşfe-dip onlar üzerinde de çalışma yapa-biliriz. Çünkü dünyada bu alanlara ilgi duyan çok sayıda turist var. Önce biz ikna olursak ardından bunların pazarlamasını yapabiliriz.”

“İran önemli bir pazar”

Öte yandan ambargonun kalkma-sı sonrasında İran’ın turizmde de önemli bir pazar haline geldiğine işaret eden Mehmet Serkan İzol, turizmciler olarak bu ülkeye özel ilgi duyduklarını bildirdi. İran’daki seyahat acentelerini Mersin’e davet edecek, Mersinli firmaların da İran’a giderek yatırım olanaklarını ince-leyecekleri bir proje üzerinde çalış-tıklarını kaydeden İzol, bu konuda hazırlayacakları bir raporu MTSO Yönetimine sunacaklarını bildirdi. İranlı turistlerin yurtdışında ülkele-rinden farklı bir profil çizdiklerine ve ciddi harcamalar yaptıklarına de-ğinen İzol, mevcut durumda ağırlıklı olarak Fransa ve İtalya’yı tercih eden İranlı grupları Mersin’e çekmek iste-diklerini söyledi.

“Kentimizin altyapı sorunları çözülmeli”

Mersin’in turizm konusundaki so-runlarına da değinen Mehmet Ser-kan İzol, özellikle ulaşım sorunu üzerinde durdu. Gerek karayolu ge-rekse havayolu sorununun hükümet tarafından acilen çözülmesini bekle-diklerini vurgulayan İzol, ardından kente turizm kültürünün aşılanması gerektiğini anlattı. En üst yönetici-den esnafa kadar, çalışanlara kadar her kesimin turizm konusunda bi-linçlenmesi gerektiğini ifade eden İzol, bu noktada tüm kurum ve kuru-luşların ortak hareket etmesi, çocuk-lardan başlayarak eğitim çalışmaları düzenlemesi gerektiğini söyledi.

Turizmin hedefinde İskandinav ülkeleri ve Çin var

Kentimizde turizm çeşitliliği artırılmalı, turizm yatırımları da desteklenmeli. Teşvikler noktasında pozitif ayırımcılığı hak ettiğimizi düşünüyoruz.

Hasan Büyük

MTSO 20 No’lu Uluslararası Yük ve Eşya Taşımacılığı Meslek Komitesi Başkanı

Mehmet Serkan İZOL MTSO 25 No’lu Seyahat Acenteleri, Konaklama, Eğlence, Sanat, Spor İşletmeleri Meslek Komitesi Başkanı

CMYK

KOSGEB Mersin Müdürü Danyal Peker, Mersin’in KOSGEB kapsa-

mında verilen destekler açısından Türkiye genelinde ilk 10 il arasında yer aldığını söyledi. Ancak bu başa-rıyı yeterli bulmadıklarına dikkat çeken Peker, daha çok KOBİ’nin des-teklerden faydalanarak ölçek büyüt-mesini ve gelişmesini istediklerini anlattı. Bu kapsamda destek prog-ramlarının tanıtımı için yoğun me-sai harcadıklarını vurgulayan Peker, bu yıl özellikle yeni destek paketi KOSGEB KOBİGEL tanıtımına ağırlık verdiklerini söyledi. Son bir aydır bu yönde çalıştıklarını ifade eden Pe-ker, tüm ilçelerde ayrı ayrı yaptıkları tanıtımlar sonrasında bir ayda 121 proje başvurusu alarak Türkiye orta-lamasının üzerinde bir performans sergilediklerini söyledi.

KOSGEB başvurularının artık daha sadeleştirildiğine de dikkat çeken Peker, önümüzdeki süreçte daha fazla firmanın bu desteklerden ya-rarlanacağını tahmin ettiğini söyle-di. Mart 2016’dan itibaren KOSGEB Genel Desteklerine başvurularda online sürecin başladığını hatırlatan Danyal Peker, “Mevzuat sadeleşti ve yeni süreçle kağıt ortamında yapılan genel destek başvuruları internete taşındı. İşletmelerin de başvuru için KOSGEB Müdürlüklerine gelme zo-runluluğu kalktı” dedi.

Peker KOSGEB’in çalışmalarını ve destek programlarını MTSO Haber Gazetesi için anlattı.

MTSO: KOSGEB destekleri hakkında kısaca bilgi verir misiniz?

KOSGEB destekleri; Genel Destek Programları, Girişimcilik Destek Programı, Araştırma-Geliştirme, İnovasyon ve Endüstriyel Uygulama Destek Programı, İşbirliği Güçbirliği Destek Programı ve KOBİGEL - KOBİ Gelişim Destek Programı olmak üze-re 5 ana destek programı altında toplanabilir. Bunları kısaca şöyle özetleyebiliriz:

Genel Destek Programında proje ha-zırlama kapasitesi düşük KOBİ’lerin de mevcut KOSGEB desteklerinden faydalanması, KOBİ’lerin kaliteli ve verimli mal/hizmet üretmeleri-nin sağlanması, KOBİ’lerin rekabet güçlerini ve düzeylerini yükseltmek hedefleniyor. Bu amaçla genel işlet-me geliştirme faaliyetleri teşvik edi-liyor. KOBİ’lerin yurt içi ve yurt dışı pazar paylarını artırması, tanıtım ve pazarlama faaliyetlerinin geliştiril-mesi amacıyla destek veriliyor. Bu kapsamda firmalara katılım sağlaya-cakları yurtiçi ve yurtdışı fuar gider-lerinden meslek kuruluşları organi-zatörlüğünde yapılan iş gezilerine, yeni istihdam edilecek üniversite mezunu personelin net maaşından, ürün kataloğu, yurtdışında dağıtılan basılı yayınlara reklam vermeye ka-dar birçok kalem destekleniyor. Bu desteklerden birkaçını şöyle sırala-yabilirim:

Katılım sağlayacakları yurt içi fuar giderleri,

Meslek kuruluşlarının organizatör-lüğünde yapılan iş gezisinde ulaşım ve konaklama giderleri

Ürün kataloğu, yurtdışında dağıtılan basılı yayınlara reklam verme e web/mobil tabanlı tanıtım giderleri,

Yeni istihdam edilecek üniversite mezunu personelin net maaşı,

İşletmelerin; Genel Yönetim, AB ve Diğer Uluslararası Kaynaklardan Yararlanmak Üzere Proje Hazırlama, İş Planı Hazırlama, Yatırım, Pazarla-ma, Üretim, İnsan Kaynakları, Mali İşler ve Finans, Dış Ticaret, Bilgisa-yar ve Bilgi Teknolojileri, Enerji Tek-nolojileri, Yeni Teknik ve Teknoloji-ler, CE Kapsamındaki Ürün Tasarımı

Belgelendirmesi ve CE Belgesine Uygun Üretim ile Çevre konu baş-lıklarında alacakları danışmanlık hizmetleri

Aynı başlıklarında alacakları Eğitim hizmetleri,

İşletmelerin enerji verimliliği kap-samında alacakları Ön ve Detaylı Etüt, Verimlilik Arttırıcı Proje (VAP) İçin Danışmanlık, Enerji Yöneticisi Eğitimi Hizmetleri ve Uygulama Gi-derleri,

Sınai mülkiyet belgesi alımı sürecin-deki ürün tasarımına yönelik hizmet alımları,

Patent Belgesi, Faydalı Model Belge-si, Endüstriyel Tasarım Tescili Bel-gesi, Entegre Devre Topografyaları Tescil Belgesi ve TPE muadili yurt dışı kurum/kuruluşlardan alacakla-rı Marka Tescil Belgeleri için yapılan ödemeleri,

Akredite olmuş kurum/kuruluşlar-dan alınan ürün, sitem, personel, laboratuvar akreditasyon belgeleri için ödenen ücretleri,

Test, analiz, kontrol –muayene ve kalibrasyon hizmet giderleri,

Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) ta-rafından bağımsız denetimle yetki-lendirilen kuruluşlardan aldıkları bağımsız denetim hizmeti giderleri,

İlk defa ihracat yapan işletmelerin, Gümrük Beyannamesine bağlanmış her bir uluslararası ticareti; malın alıcıya ulaşıncaya kadarki tüm nak-liye ve sigorta giderleri,

Genel Destek Programından yarar-lanmak isteyen işletmelerin www.kosgeb.gov.tr adresindeki KOSGEB veri tabanına kayıt olması ve KOS-GEB Müdürlüğü’ne başvuru yapması gerekiyor.

Girişimcilik Destek Programı

Bu programla girişimciliğin destek-lenmesi, yaygınlaştırılması ve başa-rılı işletmelerin kurulması amaçla-nıyor. Destek Programı kapsamında tüm girişimcilere uygulamalı giri-şimcilik eğitimi verilip işyerini yeni kuran işletmelere ise destek sağla-nıyor.

Uygulamalı Girişimcilik Eğitimi, kendi işini kurmak isteyen girişim-cilerin bir iş planına dayalı olarak kuracağı işletmelerin başarı düzeyi-ni artırmak amacıyla düzenleniyor. Bu eğitimler, 24 saati atölye çalışma-larından oluşan toplam 70 saatlik eğitimler olup, genel katılıma açık ve ücretsiz eğitimler. Uygulamalı Girişimcilik Eğitimine katılıp sertifi-ka alanlar; Yeni Girişimci Desteğine başvuru hakkı kazanıyor.

Yeni Girişimci Desteği kapsamında; destek başvurusunda bulunacak iş-letmenin Türk Ticaret Kanununda tanımlı gerçek veya tüzel kişi statü-sünde kurulmuş olması ve girişimci-nin başvuru tarihi itibariyle;

 -       Son bir yıl içerisinde aynı faa-liyet konusunda vergi mükellefiyeti-nin bulunmaması,

-             Mevcutta kendisine ait gerçek kişi statüsünde başka bir işletmesi-nin bulunmaması,

-       Tüzel kişi statüsünde kurulmuş herhangi bir işletmede % 50’den faz-la ortaklığının olmaması,

-       Başka bir işletme/kurum/kuru-luşta SGK hükümlerine tabi olarak çalışmaması gerekiyor.

Bu destek kapsamında, geri ödeme-siz 2 bin TL işletme kuruluş desteği sağlanıyor. 18 bin TL’ye kadar geri

ödemesiz, işletmenin kuruluş tari-hinden itibaren 24 ay içinde satın alınan ya da alınacak olan makine, teçhizat, ofis donanım ve yazılım desteği sağlanıyor. Yine 24 ay içinde gerçekleşen işletme giderlerine yö-nelik geri ödemesiz olarak her ay üst limiti 2 bin 500 TL’ye kadar toplam-da 30 bin TL destek veriliyor. Son olarak yine 24 ay içinde satın alına-cak makine, teçhizat ve yazılım için teminat karşılığı geri ödemeli sabit yatırım desteği altında 100 bin TL’ye kadar destek sağlanıyor.

Araştırma-Geliştirme, İnovasyon ve Endüstriyel Uygulama Destek Programı

Bu program iki başlıktan oluşuyor. Birincisi ar-ge, inovasyon niteliği taşıyan projenin prototip üretimin desteklenmesi, ikinci ise başarıyla sonuçlanan proje sonunda elde edi-len prototipin seri üretimin destek-lenmesi.

Ar-Ge ve İnovasyon Programı ile iş-letmelerin/girişimcilerin, yeni bir ürün/süreç/hizmet üretilmesi, mev-cut bir ürün/süreç/hizmet geliştiril-mesi, iyileştirilmesi, ürün kalitesi veya standardının yükseltilmesi veya maliyet düşürücü nitelikte yeni tekniklerin, yeni üretim teknolojile-rinin geliştirilmesi gibi konulardaki ar-ge ve inovasyon niteliği taşıyan projelerine destek sağlanıyor. Bu kapsamda, kiradan, makine, teçhi-zat hammadde alımına, başlangıç sermayesinden personel giderine kadar birçok kalemde toplam 750 bin TL’ye kadar destek sağlanabili-yor.

İkinci aşama olan endüstriyel uygu-lama programında ise yeni bir ürün/hizmetin; üretilmesi, kalitesinin artırılması, maliyet düşürücü nite-likte yeni tekniklerin uygulamaya alınması, ürün veya süreçlerinin pa-zara uygun biçimde ticarileştirilmesi amacıyla hazırlanan projelere des-tek sağlanıyor. Program kapsamında projesi olan girişimci ve işletmelere 818 bin TL’ye kadar destek sağlana-biliyor. Destek programında destek-leme oranı %75 olup, projeye konu satın alınacak makine ve teçhizatın yerli malı olması durumunda, des-tek oranı % 90 olarak uygulanıyor.

İşbirliği Güçbirliği Destek Programı

Bu program ile KOBİ’lerin işbirliği - güçbirliği anlayışında bir araya ge-lerek “Ortak Sorunlara Ortak Çözüm-ler” üretmesi isteniyor. KOBİ’lerin tedarik, pazarlama, düşük kapasite kullanımı, rekabet gücü zayıflığı, finansman başta olmak üzere tek başlarına çözümünde zorlandıkları birçok soruna ortak çözüm bulun-ması hedefleniyor. KOBİ’lerin bir araya gelerek kapasite ve rekabet gücü yüksek işletmelere dönüşmesi, ölçek ekonomisinden yararlanılarak kaynak tasarrufu sağlanması, KO-Bİ’ler arasında ortaklık ve işbirliği kültürünün geliştirilmesi amaçlanı-yor. Destek programı kapsamında ortak sorunlara sahip, 1 yıldan fazla süredir faaliyet gösteren aynı/birbi-rini tamamlayıcı sektördeki en az 5 (beş) işletmenin bir araya gelmesi şartı aranıyor.

Projenin, Orta-Yüksek ve Yüksek Teknoloji alanlarında gerçekleştiri-lecek olması durumunda ise en az 3 (üç) işletmenin bir araya gelmesi yeterli oluyor.

Proje kapsamında 300 bin TL’si geri ödemesiz toplam 1 milyon TL’ye ka-dar destek sağlanıyor. Orta-Yüksek ve Yüksek Teknoloji Alanlarındaki Ortak İmalata Yönelik Projeler için ise; 300 bin TL geri ödemesiz top-lam 1 milyon 500 bin TL’ye kadar destek sağlanıyor.

Mersin için destek oranı % 60 olup,

projeye konu satın alınacak makine ve teçhizatın yerli malı olması du-rumunda, destek oranı % 75 olarak uygulanabiliyor.

KOBİGEL - KOBİ Gelişim Destek Programı

Ülkenin ulusal ve uluslararası he-defleri doğrultusunda, küçük ve orta ölçekli işletmelerin, ekonomideki paylarının ve etkinliklerinin arttırıl-ması amacıyla,   KOBİ’lerin rekabet güçlerinin ve sağladıkları katma de-ğerin yükseltilmesi,  amacıyla hazır-layacakları projelerin desteklendiği bir programdır.

Bölgesel ve sektörel alanlarda çıkı-lan çağrı esasına göre verilen destek programında, hazırlanacak projelere en fazla 300 bin TL’si geri ödemesiz olmak üzere toplam 1 milyon TL’ye kadar destek sağlanıyor. Mersin için destek oranı % 60 olup, projeye konu satın alınacak makine ve teçhi-zatın yerli malı olması durumunda, destek oranı % 75 olarak uygulanı-yor. 1 Nisan’da KOBİ-GEL kapsamın-da ikinci çağrıya çıkıldı. Bu alanı da birkaç alt başlıkta inceleyebiliriz.

1 - Geleneksel imalat sanayi KOBİ’le-rinde katma değerin arttırılması

Çağrı kapsamında belirtilen imalat sanayindeki işletmelerin hazırlaya-cakları projelere 200 bin TL’si geri ödemesiz toplam 600 bin TL’ye kadar destek veriliyor. Proje kapsa-mındaki giderler % 80 desteklenip, projeye konu satın alınacak makine ve teçhizatın yerli malı olması du-rumunda, destek oranı % 95 olarak uygulanıyor.

2.Orta-yüksek ve yüksek teknoloji KOBİ’lerinde kapasite geliştirme

Çağrı kapsamında belirtilen or-ta-yüksek ve yüksek teknoloji alanında faaliyet gösteren imalat sanayi işletmelerin hazırlayacakla-rı projelere 300 bin TL’si geri öde-mesiz toplam 800 bin TL’ye kadar destek veriliyor. Proje kapsamındaki giderler Mersin için % 80 destek-lenmekte olup, projeye konu satın alınacak makine ve teçhizatın yer-li malı olması durumunda, destek oranı yine % 95 olarak uygulanıyor. Proje kapsamında verilen geri öde-meli destek için işletmelerden ban-ka teminat mektubu isteniyor ancak verilen teminat mektubunun tüm masraf ve giderleri KOSGEB tarafın-dan karşılanıyor.

KOBİ Kampüs

KOSGEB ayrıca bu hizmeti aracılığıy-la e-eğitimleri tek noktadan KOBİ’le-re sunuyor.  Ulusal ve uluslararası pazarlarda yaşanan yoğun rekabet, KOBİ’leri; daha verimli, daha yeni-likçi, değişim ve gelişime hızlı adap-te olabilecek şekilde hareket etmeye zorluyor. KOBİ’lerin bu noktada ih-tiyaç duydukları konularda, doğru bilgiye hızlı erişimleri ve bu bilgileri yönetecek kurumsal yeterliliğe sa-hip olmaları amacıyla, KOBİ Kam-püs hizmete açıldı. KOBİ Kampüs, zaman ve mekan gibi fiziksel sınırla-rı ortadan kaldırarak KOBİ’lerin ihti-yaç ve sorunlarının çözümüne yöne-lik ücretsiz eğitimler ile yepyeni bir dünyanın kapısını aralıyor.

MTSO: Mersin’de KOSGEB destek-lerinden firmaların yararlanma oranını değerlendirir misiniz?

Mersin KOSGEB kapsamında verilen destekler açısından Türkiye gene-linde ilk 10 il içerisinde yer alıyor. Bu oranı artırmak adına destek programları tanıtımı için meslek kuruluşlarıyla işbirliği içinde sürek-li toplantılar düzenliyoruz. Ayrıca medyada KOSGEB’in desteklerinin tanıtımı ve bilgilendirmesi için çalı-şıyoruz. KOSGEB’in tüm destek prog-

ramları KOBİ’lerin geliştirici faali-yetlerine yönelik veriliyor. Kendini geliştirmek derdinde ve çabasında olan her KOBİ’nin mutlaka KOSGEB ile yolları kesişecektir.

MTSO: Bu yıl özellikle KOSGEB olarak hangi destekler üzerinde duruyorsunuz?

Yakın zamanda KOSGEB önemli değişikliklere ve yeniliklere imza attı. Yeni Girişimci Desteği’nin geri ödemesiz limiti 50 bin TL’ye, geri ödemeli destek limitini ise 100 bin TL’ye çıkardı. 2016’da hem Yeni Giri-şimci Desteğine hem de Uygulamalı Girişimcilik Desteğine büyük talep oldu. Yeni girişimcilerin KOSGEB Müdürlüklerine ilgisi ve başvuruları gün geçtikçe yoğunlaşıyor.

2016’daki önemli değişiklikler-den biri de KOBİ-GEL KOBİ Geli-şim Destek Programı. Bu program ile KOBİ’lerin bölgesel ve sektörel çağrı esasına göre hazırlayacakları projelere önemli miktarda destek sağlanmakta olup KOBİ’lerin kapa-sitelerinin geliştirilmesi, rekabet düzeylerinin artırılmasına önemli katkılar sağlanması bekleniyor. Bu çağrı kapsamında Türkiye genelin-de 300 milyon TL destek verilmesi hedefleniyor. Bu program kapsa-mında bölgesel ve sektörel çağrılar önümüzdeki dönemde de devam edecek.

Bu yıl üzerinde duracağımız bir di-ğer destek KOBİ Kampüs. Yeni eği-

tim başlıkları ile zenginleştirilen KOBİ Kampüs, KOSGEB veri tabanı-na kayıtlı, güncel KOBİ beyanname-si onaylanmış KOBİ’lerin faydalana-bileceği bir sistem. Sistemde, KOBİ yetkilileri 5 çalışanını KOBİ Kampüs üzerinden tanımlayarak eğitimler-den faydalanmalarını sağlayabile-cek. Eğitimlerin tamamen ücretsiz olarak sunulduğu bu platformda bulunan 35 e-eğitim ile birçok farklı alanda eğitim seçeneği ile KOBİ’le-rin her an her yerden eğitimlere eri-şebilmesi amaçlanıyor. KOBİ Kam-püs’te yer alan 35 eğitimin yer aldığı 6 ana başlıkta Finans ve Uluslarara-sı Ticaret, Çevre ve Güvenlik, İnsan Kaynakları ve Kişisel Gelişim, İşlet-me Yönetimi, İnovasyon ve Tasarım ile Pazarlama ve Satış yer alıyor.

MTSO: Eklemek istedikleriniz…

Şunu belirtmek isterim ki KOSGEB destekleri ve eğitimleri ücretsiz ola-rak veriliyor. Eğitim ve destekler için ücret karşılığı proje hazırlanması, başvuru evrağı gönderilmesi konu-larında cep telefonlarına KOSGEB tarafından hiçbir şekilde mesaj gön-derilmiyor. KOSGEB’in hiçbir da-nışman firma ile anlaşması yoktur. KOSGEB girişimcilik eğitimleri ve destekleri ile ilgili ücret talep eden art niyetli kişi ya da kuruluşlar, biz-zat mağdur olan kişiler tarafından savcılığa bildirilmelidir. KOSGEB destekleri hakkında en doğru bilgi için; KOSGEB Müdürlüklerine bizzat başvuru yapılmalı veya çağrı merke-zi (444 1 567) aranmalıdır.

YAYIN ADI VE SAYFA NO

8 YIL: 18 | SAYI: 310 | 22 Mayıs - 4 Haziran 2016 | www.mtso.org.tr

Mesai Dışı: 0324 325 86 05Tel: 0324 231 25 25

Mersin, KOSGEB desteğinden yararlanmada ilk 10’daTürkiye’de KOSGEB desteklerinden yararlanma sıralamasında ilk 10’da yer alan Mersin’in online başvuru süreciyle birlikte daha üst sıralara çıkması bekleniyor. Firmalar Mart 2016’dan bu yana KOSGEB müdürlüklerine gitmeden genel destek başvurularını internet üzerinden gerçekleştirebiliyor.

MTSO - EĞİTİM VE KALKINMA VAKFI EKONOMİVE YAŞAM DERGİSİ EKİM AYI İTİBARİYLE

YAYINA BAŞLADI. 2 AYDA BİR DARABA FİLM MEDYA EVENT

TASARIM AJANSI TARAFINDAN HAZIRLANANVE 10 BİN ADET BASKIYLA OKUYUCUYLA BULUŞAN

MTSO EĞİTİM VE KALKINMA VAKFI EKONOMİVE YAŞAM DERGİSİ İÇİN

REKLAM REZERVASYON:0324 327 81 82