Ünİversİte sinavlarina hazirlikc) unutulan insanlarına d) otel ihtiyacına e) gelir düzeyine 1....

17
ÖSYM SORU TİPLERİYLE ÜNİVERSİTE SINAVLARINA HAZIRLIK Ç Ö Z Ü M S T R A T E J İ L İ Ç Ö Z Ü M L Ü İLK ve TEK

Upload: others

Post on 05-Mar-2021

6 views

Category:

Documents


1 download

TRANSCRIPT

Page 1: ÜNİVERSİTE SINAVLARINA HAZIRLIKC) Unutulan insanlarına D) Otel ihtiyacına E) Gelir düzeyine 1. Mustafa Orman, yazdığı öykülerle ciddi bir düzey yakalayıp bu doğrultuda

ÖSYM SORU TİPLERİYLE

ÜNİVERSİTE SINAVLARINA HAZIRLIK

ÇÖZÜ M STRATEJİLİ

ÇÖZÜMLÜİLKveTEK

Page 2: ÜNİVERSİTE SINAVLARINA HAZIRLIKC) Unutulan insanlarına D) Otel ihtiyacına E) Gelir düzeyine 1. Mustafa Orman, yazdığı öykülerle ciddi bir düzey yakalayıp bu doğrultuda

A)

B)

C)

D)

E)

?

Metin

Soru Kökü

Seçenekler

14442

44431

23

1442

443

Bir paragraf sorusu, genel

hatlarıyla 3 ana bölümden

oluşur:

1. Metin

2. Soru kökü

3. Seçenekler

Anlatım Teknikleri ile ilgili

soruların çoğunda, soru

kökünden sonra seçeneklere,

sonrasında ise metne gideriz.

Soruyu okumaya

önce soru kökünü

okuyarak başlayınız.

Soru kökünde altı

çizili, koyu ya da

açık tonla belirtilmiş

bir söz varsa onlara

da özellikle dikkat

ediniz. Soruda

istenileni doğru

anlamanın en

önemli şartı, soru

kökünü doğru

anlamaktır.

1 Soru kökünden sonraki

hamlemiz, metni

okumaktır. Metni okurken

sizi cevaba götürebilecek

ifadeleri daire içine almak,

altını çizmek (metinde altı

çizili bölümler yoksa) gibi

hamleler yaparak

atacağınız adımları daha

belirgin hâle

getirebilirsiniz. Bu, metni

tekrar okumaktan sizi

kurtarır ve soruya daha

hızlı cevap vermenizi

sağlar.

2 Son hamleniz ise

seçeneklerin

tamamını okumak

olmalıdır. Bütün

seçenekler tek tek

okunmalıdır. Emin

olduklarına (+),

tereddüt ettiklerine (?),

metinden hiç

çıkartamadıklarına ise

(-) işareti koyarak

seçenekler arasında

net bir karar vererek

hızlanabilirsin.

3

Page 3: ÜNİVERSİTE SINAVLARINA HAZIRLIKC) Unutulan insanlarına D) Otel ihtiyacına E) Gelir düzeyine 1. Mustafa Orman, yazdığı öykülerle ciddi bir düzey yakalayıp bu doğrultuda

Tabii ki ilk adım, “bol bol paragraf” sorusu çözmektir.

“bol bol” dan kasıt haftanın her günü 200 - 300 soru çözmek değildir. Haftanının her

günü düzenli olarak en az 20 paragraf sorusu çözmektir. Paragrafı olabildiğince farklı

kaynaklardan çözmenizi tavsiye ederiz.

1

Sorulara ön yargılı yaklaşmadan çözmek, ikinci adımdır.

Unutmayınız ki, metni okumak da cevaplamak da düşünseldir. Yani vereceğiniz cevaba

psikolojinizin yadsınamayacak bir etkisi vardır. Sorulara “çok kolay – çok zor” veya “Bu

metindeki düşüncelere katılıyorum!” ya da “Ha ha, tam benlik bu ya!” gibi yaklaşımlar

soruyu cevaplarken sizi yanlış cevaba davet edebilir.

2

Önce soru kökü, sonra metni ve en son seçenekleri okuyarak

soruları cevapla!

Bazı soru tipleri hariç, bütün paragraf sorularında bu adımı uygulamalısın. Soru kökünü

okuyup istenileni anlamadan metni defalarca okumanın bir anlamı olmadığını sen de

çok iyi biliyorsun.

3

Sadece soru kökünde istenilene odaklan!

Sorular çözülürken ne dışarıdan bir bilgi katılmalıdır ne de metindeki bilgi yok

sayılmalıdır. Altı çizili ifadeler, soru kökünün normal formatı içerisinde yer almayan

ama sonradan metne dahil olan sözler, koyu ya da açık ton ile farklılaştırılan ibareler

veya tırnak içine alınarak dikkat çekilmeye çalışılan sözler ile ayraç içerisinde “bunu da

göz önünde bulundur” mesajını vermeye çalışan unsurlar dikkate alınmalıdır.

4

PARAGRAF SORULARINI NASIL DAHA HIZLI ÇÖZERİM?“

Page 4: ÜNİVERSİTE SINAVLARINA HAZIRLIKC) Unutulan insanlarına D) Otel ihtiyacına E) Gelir düzeyine 1. Mustafa Orman, yazdığı öykülerle ciddi bir düzey yakalayıp bu doğrultuda

STRATEJİK ADIMLAR

1 2

3

45

6

Konu – Ana Düşünce sorularında, metnin ilk ve

son cümleleri daha önemlidir. İlk ve son cümle,

bir şehrin girişindeki ve çıkışındaki kaleler gibidir.

Metni anlamak için bu kaleleri aşmak gerekir.

Bir paragrafın ilk cümlesi, öznel özelliklere sahipse

(kanıtlanamaz bir formda verilmişse) ilk cümle

bizi ana düşünceye daha hızlı götürür.

“denilebilir ki, anladım ki, sonuç olarak, işin aslı, o

hâlde, kanaatimce, bence, işte, bana göre,

kısacası, yani, ama, fakat, önemli olan” gibi ifadeler

bizi Ana Düşünceye yönlendiren yardımcı

ögelerdir.

Eğer Yardımcı Düşünce sorusu çözüyorsanız;

metin ile seçenekleri tek tek eşleştirmeye

çalışınız. Eşleştirme yaparken metin içerisindeki

bölümler ile seçenekleri kendinizce

oluşturduğunuz çeşitli sembollerle gruplayınız.

Dışarıda kalan, cevap seçeneği olur.

Eğer metnin ne anlatmak istediğini arıyorsanız;

“bu demektir ki, şöyle ki, sonuç olarak denilebilir

ki” gibi ifadelerden sonra gelen kısım metnin

çözülmesinde son derece önemli bir rol oynar.

Bir paragrafın ilk cümlesi, nesnel özelliklere

sahipse (kanıtlanabilir bir formda verilmişse) ilk

cümle bizi konuya daha hızlı götürür.

1

3

5

2

4

6

Page 5: ÜNİVERSİTE SINAVLARINA HAZIRLIKC) Unutulan insanlarına D) Otel ihtiyacına E) Gelir düzeyine 1. Mustafa Orman, yazdığı öykülerle ciddi bir düzey yakalayıp bu doğrultuda

STRATEJİK ADIMLAR

7 8

9

1011

12

Yardımcı Düşünce sorularında metin ile seçenek

eşleştirmesi yaparken şunlara dikkat edilir.

Bazen tek bir söz, birden fazla seçeneği

karşılıyor olabilir.

Bazen tek bir kelime, tek bir kavram bir

seçeneği karşılayabilir.

Metin içerisindeki her bir ifadenin seçenekte

karşılığı olacak diye bir kural bulunmamaktadır.

Metin içerisindeki ifadeler, aşağıdan yukarı ya

da yukarıdan aşağı bir kurgu ile seçeneklere

yerleştirilmemiş olabilir.

Paragrafın ilk cümlesi, konuya giriş cümlesi

olduğu için bağlaç ya da çeşitli anlam ilgileriyle

başlayamaz.

Parçanın içindeki boşluğa getirilecek cümleyi

tespit ederken boşluktan önceki ve sonraki cümle

de okunmalı ve anlam akışının sağlanmasına

özen gösterilmelidir. Sadece boşluktan önceki

veya sonraki cümleye tek başına bakılması yeterli

değildir.

Metin içerisinde yer alan bağlaçların bağlanma

şekillerini çözersen soruda neyi, nereye yerleştirmen

gerektiğini de büyük ölçüde çözmüş olursun.

“ama, fakat, oysa, ancak, lakin, hâlbuki” gibi

bağlaçlar gelmişse kendinden önceki yargının ya

da belirtilen durumun tam tersi ifadelerin

kendisinden sonra geleceğinin habercisidir.

“çünkü, yani” gibi açıklama bağlaçları gelirse bil ki,

bu bağlaçlardan önceki cümleler, farklı sözcüklerle

tekrar söylenecek demektir.

“Kısaca, özetle, denilebilir ki, öyle ki, sonuç olarak,”

gibi ifadeler final cümlesinin habercisidir. Final

cümlesi, metinde anlatılanların tümünü özetler

nitelikte olmalıdır.

(Final cümlesi = Sonuç cümlesidir.)

Seçenekleri değerlendirirken; seçenekte verilen

cümlenin bire bir eş anlamlısı aranmamalıdır.

Seçeneklerde bazen metin içerisinde yer alan bir

cümle yorumlanırken bazen tek bir kavram

üzerinden açılımlar yapılmaktadır.

7

9

11

8

10

12

Page 6: ÜNİVERSİTE SINAVLARINA HAZIRLIKC) Unutulan insanlarına D) Otel ihtiyacına E) Gelir düzeyine 1. Mustafa Orman, yazdığı öykülerle ciddi bir düzey yakalayıp bu doğrultuda

STRATEJİK ADIMLAR

13 14

15

1617

18

Eğer bir sıralama sorusu (hangisi sondan üçüncü

cümle olur gibi) çözüyorsanız; ilk önce, ilk ve son

cümle bulunmaya çalışılır.

İkinci paragrafın ilk cümlesini bulduğunuzu

düşünüyorsanız ilk cümlenin giriş cümlesinin

özelliklerini taşıması gerektiğini hatırlayınız.

Akışı bozan cümleyi tespit ederken; devamı

gelmeyen yani örneği, açıklaması, gerekçesi

olmayan cümle aranmalıdır.

Akışı bozduğunu düşündüğünüz cümleyi

bulduktan sonra, o cümleyi atlayarak (okumadan)

metni okuyunuz. Eğer anlamda bir bozulma

olmuyorsa doğru yerdesiniz demektir.

Akışı bozan cümlede, yazarın sözünü ettiği

konudan tamamen uzaklaşma söz konusu

değildir. Genellikle aynı konunun farklı bir ögesi,

unsuru üzerinden konu geçişi yapılmaya çalışılır.

Sizden istenilen de bunu fark etmenizdir.

Eğer parça iki paragrafa ayrılmak isteniyorsa yeni

bir konuya geçen ya da konunun yeni, farklı bir

yönüne değinen cümle ile yeni bir paragraf

başlamıştır. Biz, metni okurken bu ikisinden birini

tespit etmeliyiz. Metnin iki paragrafa ayrılması

demek, birbirinden tamamen bağımsız iki metnin

ayrılması demek değildir.

13

15

17

14

16

18

Page 7: ÜNİVERSİTE SINAVLARINA HAZIRLIKC) Unutulan insanlarına D) Otel ihtiyacına E) Gelir düzeyine 1. Mustafa Orman, yazdığı öykülerle ciddi bir düzey yakalayıp bu doğrultuda

STRATEJİK ADIMLAR

19 20

21

2223

24

Her metin bir defa okunur. Soruyu çok fazla

okuyarak zihninizi karıştırmayın. Net bir anlam

zihninizde canlanmıyorsa hemen başka bir

soruya geçin.

Soruları iyi anlamadan, çok hızlı okumaya

çalışmayınız. Bu size zaman kazandırmaz; aksine

zaman kaybettirir. Unutmayın ki anlamadığınız

her bölümü tekrar okumak zorunda kalacaksınız.

Soru çözerken bir testin tamamını bitirmeden

soruların cevap seçeneklerine ya da çözümlerine

bakmayınız. Cevap seçeneğine bakmak için

vermiş olduğunuz ara; size zaman kaybettirir,

motivasyonunuzu azaltır, başka bir sorunun

cevap seçeneğine gözünüzün ilişmesine sebep

olarak sizi, kendinizi kandıracağınız bir yola

sürükler. Mümkünse hiç ara vermeden üst üste 2

– 3 test çözün. Böylelikle soru çözme

dayanıklılığınız da artar.

Paragraf okunurken “kalem kullanmak” önemlidir.

Ancak bu, paragrafın tamamının altını çizmek demek

değildir; bu, gereksiz bir işçiliktir. Paragrafta asıl

anlatılanlar, sıkça geçen ifadeler, önemli sözler yani

“doğru cevaba götürecekler” çizilmelidir. Bu, hem

doğru cevabı bulmayı kolaylaştıracak hem de iki

seçenek arasında kaldığımızda sadece altını çizdiğimiz

ifadelere göz atarak “gönül rahatlığıyla” cevabı

işaretlememizi kolaylaştıracaktır.

Yorulduğunuzu hissettiğiniz anlarda küçük

molalar verin. Optik forma belirli aralıkta işaret

yapma tam da bu yorgunluğu gidermek için

birebirdir. Böylelikle hem yorulmaz hem de

kontrollü bir ilerleme gerçekleştirmiş olursunuz.

Yapamadığınız ya da çözümü uzun sürecek

sorularla inatlaşmayın. Bu, hem zamanınızı alır

hem de daha sonra yapacağınız soruları yanlış

yapma ihtimali doğurur.

19

21

23

20

22

24

Page 8: ÜNİVERSİTE SINAVLARINA HAZIRLIKC) Unutulan insanlarına D) Otel ihtiyacına E) Gelir düzeyine 1. Mustafa Orman, yazdığı öykülerle ciddi bir düzey yakalayıp bu doğrultuda

34

TEST - 10

P A R A G R A F I N R İ T M İ

Parçada Orhan Veli’nin hayatındaki hastalıklara, başından geçen kötü olaylara ve en sonunda da ölümüne değinilmiştir.

Cevap A

Paragrafın ana düşüncesini, asıl anlatılmak istenen yargıyı bulmak yanıltıcı olabilir. Ayrıca önce seçenek-lere bakmak, paragrafı okurken ön yargılı olmaya ne-den olabilir.

\ Paragraf okunurken paragrafın konusu ya da yardım-cı düşüncesi bulunur. Yani “Paragrafta ne(ler) anlatılı-yor?” sorusunun yanıtı aranır. Bazen paragrafta üze-rinde durulan konu, bazen de anlatılanlardan bir ta-nesi seçeneklerde karşımıza çıkar.

Orhan Veli’nin hayatında üzücü olaylar yaşanmıştır. Beş yaşında bir ka-za sonucu yanar, kızamık ve kızıl hastalıklarına yakalanır, Melih Cevdet’le bir trafik kazası geçirdikten sonra yirmi gün komada kalır, askerde attan düşer… Son şansızlığı ise şairin hayatına mal olacaktır. 10 Kasım 1950 günü bir haftalığına geldiği Ankara’da bir belediye çukuruna düşer. İlk bakışta kötü bir şey olmadığına hükmedilir ve şair İstanbul’a döner. Fa-kat bir iki gün sonra aniden hastalanır. Doktorlar beyindeki damar çat-lamasını fark edemezler, yanlış tedavi uygularlar. Fakat 14 Kasım 1950 akşamı şair, beyin kanaması sebebiyle hayatını kaybeder.

Bu parçada Orhan Veli’yle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine deği-nilmiştir?

A) Hayatındaki talihsizliklere B) Toplumdan kaçışına

C) Ölümü istemesine D) Garipçilerle ilişkilerine

E) Şiirdeki yeniliklerine

Paragrafta Konu - Ana Düşünce

NASIL ÇÖZÜLMEZ

ÇÖZÜM

Soru kökünü oku

Paragrafı oku

Seçenekleri oku

SORU DETAYI

SORU

NASIL ÇÖZÜLÜR

2018 - TYT TİPİ

6 ÖSYM tarihinde bu soru tipinden 3 soru çıkmıştır.

Bu soru tipi en son 2018 TYT’de çıkmıştır.

Page 9: ÜNİVERSİTE SINAVLARINA HAZIRLIKC) Unutulan insanlarına D) Otel ihtiyacına E) Gelir düzeyine 1. Mustafa Orman, yazdığı öykülerle ciddi bir düzey yakalayıp bu doğrultuda

35P A R A G R A F I N R İ T M İ

TEST - 6 Paragrafta Konu - Ana Düşünce

2. Genç yazar Birkan Bayırdır, ilk öykü kitabı Düş Kapanından Ka-çan Elma ile anlattıklarıyla olduğu kadar biçemiyle de dikkat çe-kiyor. Yazar, hiçbir yazarın peşinde yürümeyen biçemiyle göz dol-duruyor ve bunu yaparken de usta bir yazarı andırır tarzda ya-pıyor. Kendine has dili, tarzı ile yepyeni bir başlık açıyor öykücü-lükte âdeta. Öykücülüğe ilk adımını atmış genç yazardan bek-lenmeyecek bir farklılık ortaya koyuyor.

Bu parçada Birkan Bayırdır’la ilgili olarak aşağıdakilerden han-gisine değinilmiştir?

A) Konularındaki yaratıcılığına B) Farklı içeriğine

C) Özgün üslubuna D) İçten anlatımına

E) Düşünce evrenine

3. Ünlü Amerikalı yazar William Saroyan’ın en çok bilinen ve beğe-nilen öykülerinin yer aldığı Aram Derler Adıma ilk kez 1940’ta yayımlanmış ve sanatçının dünyaca tanınmasını sağlamıştı. Sa-royan’ın tanınmasında ele aldığı konulardan çok, bu konuları ço-cuksu bir bakışla işlemesidir. Sanatçı, olaylara bir çocuğun ma-sum, içten ve doğal bakışını ön plana çıkararak yapıtını kaleme alır. Böyle olunca da uzun hesaplamalar, ciddi konuşmalar, say-falar süren gözlemler yerine daha basit, kısa durumlar karşımı-za çıkar.

Bu parçada William Saroyan ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmiştir?

A) Sanatlı anlatımına B) İçe kapanıklığına

C) Sanatçı duyarlılığına D) Toplumla barışıklığına

E) Çocuksu yaklaşım ve üslubuna

4. Urfa’nın elbette tarihî özellikleri, medeniyeti ve mimari yapısı zengindir ve çok önemlidir. Ancak Urfa’nın çok önemli bir özel-liği daha var ki o da insanlarının sıcakkanlı olmasından kaynak-lanan ev sahipliğidir. Sizi hiç tanımayan insanların; evlerinin ka-pılarını size açmaları, evdeki yiyeceğini sizinle paylaşmaları, “Otel-de kalabilirim.” sözünü duyduklarında kaşlarını çatmaları ger-çekten örnek davranışlarıdır. Zaten şehrin turistik düzeyine gö-re burada otel sayısının az olmasının ve neredeyse otele ihtiyaç olmamasının nedeni de insanlarındaki bu üstün değerlerdir.

Bu parçada Urfa’yla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine de-ğinilmiştir?

A) Turistik mekânlarına B) İnsanlarının konukseverliğine

C) Unutulan insanlarına D) Otel ihtiyacına

E) Gelir düzeyine

1. Mustafa Orman, yazdığı öykülerle ciddi bir düzey yakalayıp bu doğrultuda bir ivmeyle yolunu sürdürüyor. Öykü karakterleriy-le yer yer hüzünlü ama lirik anlatısıyla başarılı bir düzey yakalı-yor. Sergilediği yükseklikle göz dolduran yazar, hep acılara belki odaklanıyor ama hem melodrama teslim olmuyor hem de duy-gusal kışkırtıya pabuç bırakmıyor. Onun öykülerindeki duygula-rın böyle ayarlı ve sınırlı verilmesi, okuru olaylardan uzaklaştır-mıyor tam aksine inandırıcılık kaybolmadığı için öykünün kolla-rına atıyor.

Bu parçada Mustafa Orman ile ilgili olarak aşağıdakilerden han-gisine değinilmiştir?

A) Biçimsel kaygısına B) Duyguları ölçülü aktarmasına

C) Duygusal karmaşasına D) Okurla sınırlı iletişimine

E) İnandırıcı konuşmalarına

B u s o r u y u ç ö z ! R i t m i n i y a k a l a . . .

Page 10: ÜNİVERSİTE SINAVLARINA HAZIRLIKC) Unutulan insanlarına D) Otel ihtiyacına E) Gelir düzeyine 1. Mustafa Orman, yazdığı öykülerle ciddi bir düzey yakalayıp bu doğrultuda

149P A R A G R A F I N R İ T M İ

ÇÖZÜM

TEST - 22 TEST - 23

Paragrafta Yardımcı Düşünce

1. “Mehmet Rauf büyük bir üslupçudur.” (A), “Bu özellikler yazara, kahraman-larının ruhi hayatını başarılı bir şekilde tahlil etme imkânı sağlar. Bu açıdan başarıya ulaşan roman, Türkçenin en güzel psikolojik romanı şöhretini kaza-nır.” (B), “Suad beş yıldır kocasını ruh arkadaşı olarak görmüştür. Ama koca-sıyla aralarında bir yakınlık olmadığı zamanla ortaya çıkmıştır.” (C), “Roman kahramanlarının üçü de iyi insandır. Üçü de yalnızdır.” (D)

Cevap E

2. “Sözcüklere süslü elbiseler giydirmeden yazar; yazdıklarını okuduğumda so-kaktaki Hüseyin’i, Selma’yı dinliyormuşum gibi gelirdi.” (A), “Öyle lafı dolan-dırmaz, içinden geldiği gibi yazardı.” (B), “işe yaramayan hiçbir sözcüğü cüm-lelerinde barındırmazdı” (D), “Hep yeninin peşinde koşar, başkası olmama-ya özen gösterirdi.” (E).

Cevap C

3. “Çünkü sen şehirlerin kraliçesi, bir tanesisin.” (A), “Bugün düğün dernek ku-rulsun. Toplanın haydi Rize, Çayeli, Hopa. Yeşilinizi giyinin de gelin.” (B), “Ge-lin, siz de katılın bu düğüne ey Ege’yi içenler! Avanos, kilinle akla bizi! Ve il-le de İstanbul… Sen en son gelmelisin.” (D), “Hazineni çaldırmadan gel, her bir güzelliğini al da gel! Bu bir düğün. İstanbul ile Anadolu’nun düğünü…” (E).

Cevap C

4. “Eski Türklerde topluma manevi liderlik yapan, toplumu yönlendiren, çağını aydınlatan, verdiği öğütleri ve öğütlü sözleriyle yaşamlarından sonra dahi dil-den dile dolaşan kişiler vardır.” (A), “Aksakallı ifadesi ile de belirlenen bu ki-şiler bilge tiplerdir.” (B), “Türk destanlarında bilge tipi çok önemlidir.” (C), “Türk destanlarında kağanların, yanlarında genellikle bilge vezirler bulundur-maları ve verecekleri önemli kararlarda bilgelerin bilgilerine başvurmaları bilgeliğin önemine inanılmış olmasının en belirgin işaretidir.” (D).

Cevap E

5. “Batılılaşma meselesi, Ahmet Mithat Efendi’nin hemen bütün eserlerinde geniş yer tutar.” (A), “Felatun Bey, Batı medeniyetini temsil eder.” (C), “Ra-kım Efendi ise akıllı, tutumlu, hesabını bilen bir gençtir.” (D), “Rakım Efen-di’nin yetişmesi ve yükselmesi ile Ahmet Mithat Efendi’nin kendi hayatı ara-sında büyük benzerlikler vardır.” (E).

Cevap B

6. “Edebiyat dünyamızın usta yazarlarından Oktay Akbal edebiyatımızdaki ger-çeklik akımının öncülerinden biridir.” (A), “Yazar, bu romanda toplumum ge-leneklerine tek başına karşı çıkmaya çalışan bir insanın, bazen yakaladığını sandığı mutluluk, bazen yaşadığı yenilmişlik duygusu arasındaki gelgitlerini anlatıyor.” (C), “İçimizden biri sayılan sıradan insanların da rastlantılar sonu-cu sıra dışı aşklar yaşayabileceğini akıcı bir dille ortaya koyuyor.” (D), “roman-daki kahramanları ile özdeşleştirdiği okuru, özgün anlatımıyla öykünün içine çekip alıyor; bizi kendimizle tanıştırıyor” (E).

Cevap B

7. “Türk edebiyatında Sait Faik Abasıyanık, hikâyelerinde, insanların dışında, başka varlıklara, özellikle balıklara ve kuşlara karşı büyük bir ilgi göstermiş-tir.” (A), “Yazar, dülger balığına bakarken, âdeta onda kendisine benzer, çev-resi tarafından anlaşılmayan, sevilmeyen, hakir görülen insanların sembolü-nü bulur.” (C) ve (D), “Sait Faik bütün hikâyelerinde, kendisini dülger balığı gibi, dış görünüşü ve sosyal durumu dolayısıyla hakir görülen insanlara, ba-lıkçılara, işçilere ve zavallılara yakın bulur, onları sever, onların içinde yaşar.”

Cevap B

8. “Oysa kitap yayımlamış olmak hiçbir zaman değer ölçüsü olamaz.” (A), “Med-yanın sanattan yoksun, bilinçsiz, kendilerine yaklaşabilen yazarları reklam et-mesi, biraz başarılı olanları bile yok edecek bu gidişle.” (B), “Genç öykücüle-rin Türkçeleri bozuk.” (C), “Kompozisyonları yok, anlatımları karışık ve kapa-lı.” (D).

Cevap E

1. “Namık Kemal, edebî türlerin hemen hepsinde eser verdi.” (A), “Bununla bir-likte mizacı, sosyal durumu, kültürü ve üslubu göz önünde bulundurulursa, ona en az yakışanı romandır.” (C), “romancılığında sanat endişesinden ziya-de” (D), “Daha önce yazılanları kötü bir tercüme olarak gören Namık Kemal, kendi ifadesiyle “millî bir roman yazmak” istiyordu. Namık Kemal’in roman-cılığında sanat endişesinden ziyade yolu açmak gayreti, açıkça belli olur.” (E).

Cevap B

2. “önemli bir yazar olan Akşit Öztürk”, “gösterişe kaçmayan”, “ön planda bu-lunmayı sevmeyen” (A), “pek çok kimse tarafından tanınmıyor” (C), “üniver-sitede hocalık yapmıştır” (D), “Denemelerinden başka, onun Türkçeye kazan-dırdığı çok önemli yabancı yapıtlar da vardır.” (E).

Cevap B

3. “tam anlamıyla farklı ve kendine özgü olmanın bir yansıması. Kitapta Hisar’ın kimseye benzemeyen kalemi hemen dikkatinizi çekiyor.” (B), “Fahim Bey ve Biz romanıyla okurlar tarafından bilinen Abdülhak Şinasi Hisar” (C), “yıllar sonra da kendini okutabilecek bir özelliğe ve güzelliğe sahip olduğunu fark ediyor” (D), “dergilerde, gazetelerde yazdığı yazılar bir araya getirilerek bir edebiyat şöleni sunulmuş” (E).

Cevap A

4. “Denemeci ve öykü yazarı Rasim Özdenören” (A), “Türk edebiyatının Maraş-lı isimlerinden” (B), “Yeni Dünya Düzeninin Sefaleti gibi onlarca düşünce ki-tabıyla” (C), “Yedi Güzel Adam’ın hayatta olan kişilerindendir.” (E).

Cevap D

5. “Şiirlerinde romantik bir şair olan Recaizade’nin Araba Sevdası’nda ulaştığı realizm dikkat çekicidir.” (A), “Yani romancının bireyden çok toplumu göz önünde bulundurması gerektiğini savunur.” (B), “Recaizade bir olayı tespit etmekle yetinir. Onun bu tespitinde bir fotoğraf makinesi tarafsızlığı vardır denilebilir.” (C), “Şiirlerindeki bu romantikliğinin nedeni belki de üç çocuğu-nu art arda kaybetmesinin verdiği acıdır.” (D).

Cevap E

6. “genç ve zengin bir insandır. Onun konak ve yalı hayatını, eğlence yerlerini iyi bilmesi tabii gözükebilir.” (A), “Aşk-ı Memnu, Halit Ziya’nın ve Türk roman-cılığının en önemli, en olgun eserlerinden birisi sayılmaktadır.” (B), “Aynı za-manda büyük bir mensur şiir ustası olan Halit Ziya…” (C), “Romanı seksen yıl-dan fazla bir zamandır, aranan ve zevkle okunan bir eser hâline getiren, onun sağlam tekniği, tahlil ve tasvirlerdeki derinliği kadar, kelimeden üsluba giden eşsiz ustalıktır.”(D).

Cevap E

7. “dili yabancı kelimelerle dolu ve zor anlaşılır olmasına karşın” (B), “şiirde Ba-tı’dan aldığı sone ve terzarima gibi yeni nazım biçimleri deneyen sanatçı” (C), “şiirleri günümüz şairlerine hâlâ yol göstermektedir” (D), “en öne çıkan ve en çok bilinen özelliği onun şairliğidir” (E).

Cevap A

8. “Sait Faik hiç şüphesiz Türk hikâyeciliğinin köşe taşlarından biridir.” (A), “İn-sanların mesut olduğu, hiç olmazsa iş bulduğu, doyduğu bir dünya...” (C), “Sa-it Faik’in unutulmazlar arasına girmiş ne çok hikâyesi vardır.” (D), “Sait Faik, hepimizin içinde saklı duran “sıradan insan”ı; içli, gamlı, neşeli ve sevgi dolu insanı anlatır.” (E).

Cevap B

Page 11: ÜNİVERSİTE SINAVLARINA HAZIRLIKC) Unutulan insanlarına D) Otel ihtiyacına E) Gelir düzeyine 1. Mustafa Orman, yazdığı öykülerle ciddi bir düzey yakalayıp bu doğrultuda

172

TEST - 10

P A R A G R A F I N R İ T M İ

Gazeteci:(I) ----

Eleştirmen:— Çok yakın bir ilişki var. Sonuçta sanatçı da bir insandır ve toplumsal olaylardan, gelişmelerden etkilenecektir. Bazen sevinecek, bazen üzüle-cektir ve bu durum, yapıtlarına yansıyacaktır.

Gazeteci:(II) ----

Eleştirmen:— Sanatçılar “hayır” dese de aslında böyle bir yansıma söz konusudur. Ya-zarın yaşadıkları, iç dünyası, anıları öyle veya böyle yapıtlarda satır araların-da kendine yer bulacaktır.

Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sırasıyla ge-tirilmelidir?A) (I) Sosyal sorunlarla ekonomik gelişmeler arasında size göre bir iliş-

ki var mıdır? (II) Sanatçıların duygu dünyalarına gözlemleri yansır mı? B) (I) Sanatçıların yazdıklarıyla toplumsal konular arasında bir ilişki var mı-

dır? (II) Sizce bir yapıta o yapıtın yazarının yaşamı yansır mı?C) (I) Sanatçılar arasındaki iletişim onların aldıkları ödüllerle ilişkilendi-

rilebilir mi? (II) Neden sanatçılar, kendileriyle ilgili her olumsuz eleştiriye “hayır”

diye cevap verir?D) (I) Yazarla okur arasındaki ilişki hangi düzeyde olmalıdır? (II) Ekonomik durum, yapıtların satışına yansır mı?E) (I) Yaşam öykülerini yansıtan sanatçılar daha mı samimidir? (II) Sosyal sorunlar sanatçıların yaratıcılığını etkiler mi?

Paragrafta Yapı

SORU DETAYI

SORU Soru kökünü oku

“Sonuçta sanatçı da bir insandır ve toplumsal olay-lardan, gelişmelerden etkilenecektir” sözü “Sanat-çıların yazdıklarıyla toplumsal konular arasında bir ilişki var mıdır?” sorusuyla, “Yazarın yaşadıkları, iç dünyası, anıları öyle veya böyle yapıtlarda satır aralarında kendine yer bulacaktır.” ifadesi de “Siz-ce bir yapıta o yapıtın yazarının yaşamı yansır mı?” sorusuyla ilgilidir.

Cevap B

ÇÖZÜM

\ Cümle sıralama sorusunun farklı versiyonu ola-rak karşımıza çıkmıştır. Soru - cevap şeklinde adım adım yerleştirme yapılması daha hızlı ha-reket etmenize yardımcı olur.

NASIL ÇÖZÜLÜR

Doğrudan seçenekleri yerleştirmeye çalışmak zaman kaybı olabilir.

NASIL ÇÖZÜLMEZ

İlk cevabın seçeneğini oku

İlk cevabı oku

2018 - TYT TİPİ

36 ÖSYM tarihinde bu soru tipinden 3 soru çıkmıştır.

Bu soru tipi en son 2018 TYT’de çıkmıştır.

Page 12: ÜNİVERSİTE SINAVLARINA HAZIRLIKC) Unutulan insanlarına D) Otel ihtiyacına E) Gelir düzeyine 1. Mustafa Orman, yazdığı öykülerle ciddi bir düzey yakalayıp bu doğrultuda

174 P A R A G R A F I N R İ T M İ

TEST - 47Paragrafta Yapı

3. Öğretmen:

(I) ----

Öğrenci:

— Sami Paşazade Sezai’nin Sergüzeşt adlı romanında Dilber isim-li bir genç kızın başından geçenler anlatılıyor. Dilber Kafkaslar-dan getirilen, köle gibi oradan oraya satılan bir kızdır. Ev eşyala-rıyla birlikte satılan Dilber yaşadığı acılara dayanamayarak so-nunda Nil Nehri’ne atlar ve intihar eder, ölür.

Öğretmen:

(II) ----

Öğrenci:

— Romantizm; Fransa’da, 1830’lu yıllarda klasisizme tepki ola-rak doğan; “duygu” ve “hayal”i esas alan edebiyat akımıdır. Kla-sisizmin önemsemediği “din”e önem verilmiştir. Akımın sanat-çıları tabiata yönelmiş; çoğunlukla aşk, ölüm, tabiat konularını işlemişlerdir. İnsan ruhuna önem vererek karşıtlıklardan, yarar-lanmışlardır. Romantizmin doğuşunda en büyük etken, hiç şüp-hesiz “Fransız İhtilali”dir.

Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sı-rasıyla getirilmelidir?

A) (I) Sami Paşazade Sezai’nin en güzel romanı sence hangisi-dir?

(II) Romantizmde neden din duygusu öne çıkmıştır?B) (I) Dilber’in başından geçenlerin gerçek yaşamla ilgisi var

mıdır? (II) Sana göre en gerçekçi akım hangisidir?C) (I) Sergüzeşt romanında yazar ne anlatmaktadır? (II) Romantizm akımı hakkında bilgi verir misin?D) (I) Sergüzeşt’te Dilber’in yaşadıkları nasıl bir üslupla veril-

miştir? (II) Romantizmde karşıtlıklardan niçin yararlanılır?E) (I) Sergüzeşt romanını okurken Dilber’in üzücü sonu seni de

etkiledi mi? (II) Romantizm akımın diğer akımlarla ortak özellikleri ne-

lerdir?

4. Öğrenci:

(I) ----

Şirket yetkilisi:

— Öncelikle gerek akıllı telefonlar gerek tabletlerle çalışanları-mızın dijital donanımını sağladık. Ardından iş süreçlerimizi diji-tal ortama taşıdık. Müşteri edinimlerimizi, müşteri ilişkilerini, müşteriyle satış sonrası iletişimi, bankalar ile çalışmalarımızı, ça-lışan izlemelerimizi dijital ortam üzerinden gerçekleştirmeye başladık.

Öğrenci:

(II) ----

Şirket yetkilisi:

— Kurum içi verimliliğimizi artırdık. Özellikle süreçlerin dijital-leşmesi ile performans takibinin anlık yapılmasından projelerin yaşama geçirilmesine kadar birçok alanda verimlilik sağladık. En önemlisi aktif müşterilerimizin sayısı kısa sürede iki katına çıktı.

Bir öğrencinin, bir şirket yetkilisiyle yaptığı görüşmeden alınan bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sı-rasıyla getirilmelidir?

A) (I) Ülkemizde tüm kuruluşların dijital sisteme geçmesi ge-rekli midir?

(II) Dijitalleşme ile müşteri artışı arasında bir paralellik ku-rulabilir mi?

B) (I) Dünyadaki dijital teknolojinin ülkemize yansımalarını na-sıl görüyorsunuz?

(II) Dijital dönüşümün çalışanların iş disiplinine etki ettiğini söyleyebilir misiniz?

C) (I) Şirketinizin dijital dönüşümü bundan sonra da devam ede-cek mi?

(II) Müşterilerinizin artmasının tek nedeni dijital teknoloji-niz mi?

D) (I) Şirketinizde dijital dönüşümü nasıl gerçekleştirdiniz? (II) Dijital dönüşümün şirketinize olumlu yansımaları neler

oldu?E) (I) Çalışanlarınız dijital teknolojiye geçişinizi nasıl karşıladı-

lar? (II) Dijital dönüşümünüzün müşteri memnuniyetine katkıla-

rı nelerdir?

B u s o r u y u ç ö z ! R i t m i n i y a k a l a . . .

Page 13: ÜNİVERSİTE SINAVLARINA HAZIRLIKC) Unutulan insanlarına D) Otel ihtiyacına E) Gelir düzeyine 1. Mustafa Orman, yazdığı öykülerle ciddi bir düzey yakalayıp bu doğrultuda

307P A R A G R A F I N R İ T M İ

Sıfır Risk

5. (I) Her şairin kendine özgü bir şiir tarzı var. (II) Attila İlhan, şiir-lerini yerleşik imla kurallarını göz ardı ederek yazar. (III) Ece Ay-han, şiirlerinden bazılarının başına rakam koyarak ilginç bir bi-çim dener. (IV) İlhan Berk’in şiirlerinin bazılarında dize, satır or-tasında biter, bazen bir dize satır ortasından başlar. (V) Cemal Süreya ise dilimizde hiç kullanılmamış, o güne kadar duyulma-mış sözlere şiirlerinde yer verir.

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangisi bir paragrafın giriş cümlesi olamaz?

A) V. B) IV. C) III. D) II. E) I.

B u s o r u y u ç ö z ! R i t m i n i y a k a l a . . .

7. Aşağıdaki parçalardan hangisinin başına “Sanatçılar elbette ge-niş okur kitleleri tarafından tanınmak, yapıtlarıyla kalıcılığı ya-kalamak ister.” cümlesi getirilemez?

A) Bu nedenle de okurların beklentilerini dikkate alırlar. Okur, hangi konuya ilgilidir, hangi türleri daha çok okuyor, tarzın-da araştırmalar yaparlar. Sonuçta da “okunan” bir sanatçı olurlar.

B) Gayet doğal bir durumdur bu. Sonuçta okurlar çok satan ki-tapların nitelikli, yazarının da yetkin olduğunu düşünür. Do-layısıyla kitap satış listelerini yakından takip eder.

C) Ölümünden sonra bile hatırlanmayı yani ölümsüzlüğü tat-mayı arzular. Zaten bu yüzden bazı sanatçılar her dönem okunabilecek yapıtlar kaleme almaya çaba gösterir. Zaman geçse de okunabilecek yapıtlar yazar.

D) Bunun için de evrensel konuları öne çıkarırlar. Çünkü evren-sel konular daha çok okura hitap eder. Ayrıca insanların or-tak konularına değinmek o yapıtı kalıcı yapar.

E) Yoksa sadece yaşadığı dönemde tanınmak ve alkışlanmak ne anlam ifade eder ki? Ayrıca hangi sanatçı sadece yaşadı-ğı dönemde kalmayı ister ki? Sonuçta sanatçı da bir insan-dır ve yapıtının her dönem ilgi görmesini bekler.

B u s o r u y u ç ö z ! R i t m i n i y a k a l a . . .

6. Aşağıdaki parçaların hangisinde ötekilerden farklı bir anlatım biçimine başvurulmuştur?

A) Romanda uzun tasvirlerin yapılması doğru değildir. Sayfalar süren tasvirleri roman için bir şart olarak görenlere katılmı-yorum. Bu, hem okuru anlatılan olaydan uzaklaştırmakta hem de roman türüne aykırı bir tutum olmaktadır.

B) Herkes kitap okumanın yararından söz ediyor da kitapların ne kadar pahalı olduğuna nedense kimse değinmiyor. Ülke-mizde geçim sıkıntısı yaşayan bunca insan varken “kitap al, oku” demek bence düşünülmeden söylenen bir tavsiyedir.

C) Günümüzde eleştirmenler bir yapıtı değerlendirmekten çok, yazarı irdeleyip duruyorlar. Yazarın yaşam öyküsüyle, sorun-larıyla hatta gizli aşklarıyla boğuşuyorlar. Böyle olunca işe yarar eleştiri yazıları ortaya çıkmıyor.

D) Sinema izleyicisiyle tiyatro izleyicisi birbirine benzemez. Si-nemada görsellik ön planda, tiyatroda rol. Dolayısıyla sine-ma izleyicisi unutamayacağı görsel bir şölenin peşindedir, ti-yatro izleyicisi ise sanatçıların rollerinin heyecanına kaptırır kendini.

E) Edebiyat dergilerinin çoğu kitap tanıtımlarına fazlaca yer ver-diği için okurların dikkatini çekmiyor. Edebî yazıları, sinema eleştirilerini, şiir köşelerini, sanat haberlerini okumak iste-yen okurun, kitap tanıtım yazılarıyla doldurulmuş sayfaları okumaması da haklı bir durum.

B u s o r u y u ç ö z ! R i t m i n i y a k a l a . . .

8. (I) Tahminen kırk beş yıldır yazıyorum; yazıyorum, derken öyle uzunca, sayfalar dolusu yazılar kaleme aldığımı sanmayın. (II) Bir şiir yazacaksam masa başına oturmak yerine, ilham perisinin ge-lip beni bulmasını bekliyorum. (III) Küçük küçük, kısa kısa notlar yazıyorum; dağınık zaman dilimlerinden dağınık notlar bunlar. (IV) Daha sonra bir arkadaşın tavsiyesi üzerine bunları bir kitap-ta toplamaya karar verdim. (V) Kitaplarımın okur tarafından ilgi görmesinden elbette ki bir insan olarak ben de mutlu oldum. (VI) Kitabın adını da Palyaçonun Günlüğü koydum. (VII) Bu adı neden mi koydum; unutmayın, palyaçolar hüzün saklar, kahka-ha size kalsın diye.

Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangileri düşüncenin akışını bozmaktadır?

A) I. ve IV. B) II. ve V. C) III. ve V.

D) III. ve VI. E) IV. ve VII.

B u s o r u y u ç ö z ! R i t m i n i y a k a l a . . .

Page 14: ÜNİVERSİTE SINAVLARINA HAZIRLIKC) Unutulan insanlarına D) Otel ihtiyacına E) Gelir düzeyine 1. Mustafa Orman, yazdığı öykülerle ciddi bir düzey yakalayıp bu doğrultuda

308 P A R A G R A F I N R İ T M İ

Sıfır Risk

9. (I) Gençlerin son dönemde serbest şiire yönelmeleri, duyguları yansıtmada kolaylık sağlayan bu tarz şiirleri kendilerine yakın bulmalarındandır. (II) Serbest şiir ölçü ve uyak zorunluluğu taşı-madığı için hem yazana hem de okuyana pek çok kolaylık sağla-maktadır. (III) Eskiden gençler serbest şiirden çok, hece ölçülü şiire ilgi duyar, o şiirleri dilinden düşürmezdi. (IV) Gerçekten de hece ölçüsüyle, yalın ve açık bir üslupla söylenmiş halk şiirleri okuyana apayrı bir haz verir, âdeta insanın bam teline dokunur. (V) Örneğin bir Yunus Emre’nin, bir Karacaoğlan’ın ya da bir Âşık Veysel’in o dupduru anlatımlarıyla insanın gönlüne akmaması mümkün mü?

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdaki-lerden hangisi söylenemez?

A) I. cümle “Sizce son dönemde gençler niçin serbest şiire da-ha çok ilgi duyuyorlar?” sorusuna yanıt olarak söylenmiştir.

B) II. cümle paragrafta düşüncenin akışını bozmaktadır.C) III. cümle başka bir paragrafın giriş cümlesi de olabilir.D) IV. cümleyi söyleyen bir sanatçının “ Şiir eğer herkes tarafın-

dan anlaşılabilecek kadar sade olursa o şiir bir süre sonra okuru sıkmaya başlar.” düşüncesini savunması beklenemez.

E) V. cümleden sonra “Dolayısıyla divan şairlerinin sanatlı ve estetik şiirleri gençlere daha çok tanıtılmalıdır.” cümlesi ge-tirilebilir.

B u s o r u y u ç ö z ! R i t m i n i y a k a l a . . .

11. Julio Cortazar’ın toplu öykülerinin ilk cildi olan Ötekinin Rüyası ilk defa derli toplu şekilde yayımlandı. Üstelik İspanyolca aslın-dan çevrilerek yayımlandı ki bu önemli bir olaydır. Bu kitapta da-ha önce yayımlanmamış öyküleri de bulmak mümkün. Bu hâliy-le mükemmel bir kitapla karşı karşıyayız. Enfes üslubuyla, kılı kırk yaran konu seçimiyle yazar gizemli bir yolculuk yaptırıyor okura. Sadece Cortazar’ı tanımak için değil, yazıyı ve yazarı dü-şünmek için de güzel bir kitap.

Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre, aşağıdakilerden hangisi getirilirse parçanın yazarı kendisiyle çelişmiş olur?

A) Yazarın biçemi dışında kitaptaki her öykü onun ne kadar us-ta olduğunu haykırıyor.

B) Öyküler, özellikle vurguladığı iletiler yönüyle okunmaya de-ğer bir nitelik sunuyor.

C) Cortazar’ın yakından tanınması demek, yetkin bir sanatçı-nın gizemli dünyasını da keşfetmek demektir.

D) Ötekinin Rüyası her yönüyle okunmaya değer bir yapıt ol-muş.

E) Yapıtta özellikle daha önce yayımlanmamış öyküler, okura oldukça ilginç ve güzel gelecek.

B u s o r u y u ç ö z ! R i t m i n i y a k a l a . . .

10. ---- Örneğin, bir roman ya da bir öykü eğer üslubuyla okuru sa-rıp sarmalamıyorsa, akıcı bir biçemi yoksa o roman, o öykü bir süre sonra sıkmaya başlar. Sıkıcı olmayı hak eden roman ya da öykü de unutulmaya mahkûmdur. Konu akışı, kurgusu, anlatımı ile bir solukta okunabilen romanlara, öykülere bakın; ne söyle-mek istediğimi anlayacaksınız. Aslında bu koşul sadece roman ya da öykü için değil, diğer türler için de her zaman geçerlidir. ----

Aşağıdaki cümlelerden hangisi düşüncenin akışına göre, bu par-çanın başında da sonunda da boş bırakılan yere getirilebilir?

A) Özellikle romanlarda kahraman adları çok önemlidir.B) Roman ve öykü yazarları nedense içerikten çok biçeme önem

veriyorlar.C) Anlatımın akıcı olması sadece roman ve öyküde aranan bir

özelliktir. D) Eğer bir yapıt sürükleyici ise kendini okutabilir.E) Bir yapıtın niteliği özgün içeriğiyle ilgilidir.

B u s o r u y u ç ö z ! R i t m i n i y a k a l a . . .

12. Sanat dünyasında öyle bir anda parlayan, alkışlara boğulan sa-natçılar beni hep ürkütmüştür. Çıkışı kolay olanın düşüşü de ko-lay olmaktadır çünkü. Ben sanatçının; ürünlerindeki nitelikle, or-taya koyduğu eserlerin özgünlüğüyle değerlendirilmesi gerekti-ğine inanıyorum. Oysa günümüzde böyle olmuyor. Eserinden çok kendini ya da aile hayatını gündeme getiren sanatçılar bir anda vitrine çıkıyor. Modaları geçince de bir kenara atılıveriyor. Batılı sanatçılara bakın, çoğu aldığı ödüllerle ya da ortaya koy-duğu eserlerle tanınıyor. Hatta bazılarının adlarını değil sadece eserlerini biliyoruz.

Bu parçadaki altı çizili söz, aşağıdaki sorulardan hangisine kar-şılık söylenmiş olabilir?

A) Niçin sanatçılar nitelikli eserler veremiyor?B) Sizce bir sanatçı öncelikle nasıl değerlendirilmelidir?C) Popüler olan sanatçıların eserleri hep nitelikli midir?D) Size göre sanatçılar birbirlerinin eserlerini değerlendirmeli mi?E) Batılı sanatçılarla bizim sanatçıları nitelik yönüyle karşılaştı-

rır mısınız?

B u s o r u y u ç ö z ! R i t m i n i y a k a l a . . .

Page 15: ÜNİVERSİTE SINAVLARINA HAZIRLIKC) Unutulan insanlarına D) Otel ihtiyacına E) Gelir düzeyine 1. Mustafa Orman, yazdığı öykülerle ciddi bir düzey yakalayıp bu doğrultuda

309P A R A G R A F I N R İ T M İ

Sıfır Risk

14. Yukarıdaki parçalarda söz edilen iki şairle ilgili olarak;

I. Sade bir üsluba başvurma II. Duygusal tarzda şiirlere ağırlık verme III. Serbest ölçüyü kullanma IV. Kalıcılığı yakalama

özelliklerinden hangileri ortak değildir?

A) I. ve III. B) I. ve IV. C) II. ve III.

D) II. ve IV. E) III. ve IV.

15. Bu parçalarla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) İki parçada da sanatçıların şiirleriyle ilgili bilgiler verilmiştir.B) I. parçada sanatçının şiirlerinin içeriğinden söz edilmiştir.C) I. parçadaki sanatçı hece ölçüsüyle, II. parçadaki sanatçı ser-

best ölçüyle yazmaktadır.D) İki parçada da anlatıma duygular katılmıştır.E) II. parçada sanatçının şiir tarzı örneklendirilmiştir.

I. Orhan Veli’nin şiirlerinde sıradan insanlar, günlük olaylar ve basit eşyalar kendine kolaylıkla ve rahatsız etmeyecek bi-çimde yer bulur. Lirik şiirleriyle tanınan şairin öyle sanatlı, mecazlı, ağdalı bir dil kullanma çabası yoktur. Konuşma di-lini kullanmaktan çekinmeyen şairin ölçü ve kafiyeyi de şiir için gerekli görmemesi ilginç bir çıkışı olmuştur. Şair, şiirle-riyle kalıcılığı yakalamayı da başarmıştır.

II. Faruk Nafiz daha çok kır ve doğa tasvirleriyle yani pastoral şiirleriyle tanınır. Onun Han Duvarları, Çoban Çeşmesi şiir-leri bu tarza güzel örneklerdir. Hece ölçülü şiirler yazan, sa-de ve anlaşılır bir dil kullanan şairin dizeleri hâlâ tüm canlı-lığını korumaktadır.

13. Aşağıdaki yargılardan hangisi birlikte verildiği parçayla ilişki-lendirilemez?

A) Aşağıdaki parçada III. cümle düşüncenin akışını bozmakta-dır.

(I) Günümüzde çok satan kitapların çok kaliteli olduğu sanı-lıyor. (II) Öyle ya, herkes alıyorsa o kitap mutlaka mükem-meldir! (III) Elbette kaliteli olan filmler gişe rekorları kıracak-tır. (IV) Oysa gerçek hiç de öyle değildir. (V) Listelerin başın-dan düşmeyen nice kitap, kısa bir süre unutulup gitmiştir.

B) Aşağıdaki parçada “eleştiri anlayışının yerleşmediği” belir-tilmiştir.

İnsanlar izledikleri bir filmi, okudukları bir kitabı beğense de beğenmese de alkışlıyor, onu öve öve bitiremiyor. Bazen de hiçbir açıklama yapmadan karalayıp duruyor. Oysa bir yapıt olumlu ve olumsuz yönleriyle eleştirilir. Bu yanlış yaklaşımın düzeltilmesi gerek.

C) Aşağıdaki parça “Bu öykü kitabını niçin geç yayımladınız?” sorusuna karşılık olarak söylenmiştir.

Öykülerimi bir araya getirdikten sonra çevremdeki yazar dostlara incelemeleri için gönderdim. Hemen yayımlamak-tansa onların da eleştirilerini, önerilerini almak istedim. İyi de oldu. Çok güzel eleştirilerde bulundular. Bunun üzerine öykülerdeki bazı yerlerde düzeltmeler bile yaptım. Yayım-lanması da tabii ki bu süreçte biraz gecikti.

D) Aşağıdaki parçada, söz konusu öğretmenin “öğrencilerinin sorunlarını dinlediğine” değinilmemiştir.

Okula yeni gelen öğretmen, öğrencileriyle hemen kaynaş-mıştı. Bunda onun güler yüzlü, içten olmasının da payı var-dı elbet. Öğrencilerinin kişiliğinin gelişmesi için onlara so-rumluluk yükleyen; onların karşılaştığı problemlerine, can sıkıntılarına kulak veren hatta bazılarını çözmek için çaba gösteren biriydi. Bu özverili öğretmen kısa sürede sevilen, sayılan biri olmuştu.

E) Aşağıdaki parçada boş bırakılan yere “Gerçek sanatçı, top-lumla diyalog kurmaya çalışır.” cümlesi getirilebilir.

Sanat dünyasında geçerli bir yargı vardır: ---- Oysa bizde du-rum tam tersidir. Sanatçılar, fildişi kulelerine çekilmekten büyük haz duyuyorlar. Kimisi topluma sırt çeviriyor, kimisi özellikle toplumdan uzak duruyor. Çoğu sanatçıyı toplum ta-nımıyor bile, sadece eserlerini biliyor.

B u s o r u y u ç ö z ! R i t m i n i y a k a l a . . . 14. - 15. soruları aşağıdaki parçalara göre cevaplayınız.

Page 16: ÜNİVERSİTE SINAVLARINA HAZIRLIKC) Unutulan insanlarına D) Otel ihtiyacına E) Gelir düzeyine 1. Mustafa Orman, yazdığı öykülerle ciddi bir düzey yakalayıp bu doğrultuda

338 P A R A G R A F I N R İ T M İ

Sıfır Risk

126. “Madam Bovary benim” diyen Gustave Flaubert’e bakıp kitap-larının isimlerini yazarlarının koyduğunu sanmak yanıltıcı olur. İlahi Komedya’nın İlahi’si sonradan, Dante’nin ölümünün ardın-dan eklenmiştir başlığa. Varoluşçuluk akımının ilk ünlü kitapları arasında sayılan Sarte’ın Bulantı romanının adını yayıncı Paul-han koymuştur, oysa yazarın, kitabı için düşündüğü özgün baş-lık Melankolya idi. Frankfurt Okulu’nun öncü filozofu Adorno, yayıncısına sık sık “Benim kitaplarıma bu garip isimleri nereden bulup da koyuyorsunuz?” diye sitemde bulunurmuş. Bunun gi-bi ----

A) daha birçok yazar, bir süre sonra yayıncısıyla bağları kopar-mıştır.

B) daha pek çok yapıtın ismi, yazarı tarafından değil de yayın-cıları tarafından konmuştur.

C) yazdığı romanları, isminden dolayı ilgi görmeyen başka sa-natçılar da vardır.

D) Madam Bovary’nin eğer ismi farklı olsaydı o da ilgi görme-yen bir roman olacaktı.

E) Dante, Gustave Flaubert gibi yazarlara göre biraz daha şans-lı sayılabilir.

127. ---- Bu yüzden Dante; Cehennem, Araf ve Cennet yolculuğunda yanında bir rehber olsun istemişti. Bu görev için Cehennem ve Araf’ta, kendisine İlkçağ’ın büyük şairi Vergilius’tan daha iyi bir rehber bulamazdı. Vergilius, çağdaşı şairlerden farklı olarak ru-hun ölümsüzlüğüne inanıyordu çünkü. Yeraltına, ölüler diyarına onun yardımıyla indi. Günümüz yazarı Hamdi Koç da Yalnız Kal-dınız Peyami Bey romanında, okurunu bugüne kadar yazdığı ro-manlarından çok farklı bir yere götürürken Yalnızız romanının yazarı Peyami Safa ona rehber oluyor.

A) Dante’nin en önemli isteği Vergilius’un yapamadığını yap-maktı.

B) Rehber eşliğinde yapılan edebî seyahatler genellikle düş kı-rıklığı ile son bulur.

C) Yazarlar, yapıtlarını bitirdikten sonra bir rehberin inceleme-sini isterler.

D) Ruhun ölümsüz olduğuna inanan bütün yazarlar, Peyami Sa-fa’nın rehberliğinde çalışmak ister.

E) Çoğu insanda olduğu gibi yazarlarda da bilmediği bir yere giderken yanında bir rehberin olması isteği vardır.

125. Eleştirmenlerin günümüzde kendilerinden beklenen işlevi yeri-ne getirdiklerini söylemek çok güç. Bilindiği gibi eleştiride amaç; yapıtın değerlendirilmesi, olumlu ve olumsuz yönleriyle bir ya-pıtın masaya yatırılmasıdır. (1) Hatta daha da ileri gidip yazarın magazinsel boyutunu öne çıkarıyorlar. Böyle olunca da yapıtı kurgu, konu, biçem yönleriyle tanımak; yapıtla ilgili ilginç anek-dotlar okumak isteyen okur düş kırıklığına uğruyor. (2) Yazılan-lar doyurucu olmazsa, kişisellikten öteye geçmezse niye itibar etsinler ki? Bu konuda Batı’nın eleştiri örneklerini bizim eleştir-menlerimizin iyi takip etmesi gerektiğini düşünüyorum. Gerçek-ten de Batılı eleştirmenler yapıtı enine boyuna irdelerken ken-dilerini olabildiğince saklıyorlar. (3) Ama bunu yaparken yapıtın önüne geçmemeye dikkat ediyorlar. Okurun karşısına ne, ne ka-dar verilmeliyse o kadar vererek çıkıyorlar.

I. Tabii bu, eleştiri yazılarının nesnel olduğu anlamına gelmi-yor; elbette onlar da kişisel görüşlerini açıkça ifade ediyor-lar.

II. O hâlde okurların; eleştirmenlerin yazdıklarına itibar etme-melerini yadırgamamak lazım.

III. Ancak günümüzde eleştirmenler yapıt yerine daha çok ya-zarla ilgileniyorlar.

Bu parçanın anlamlı bir bütün oluşturabilmesi için parçada 1, 2 ve 3 ile belirtilen yerlere I, II ve III numaralı cümleler aşağı-dakilerin hangisinde verilen sırayla getirilmelidir?

1 2 3

A) I II III

B) II I III

C) I III II

D) III II I

E) III I II

B u s o r u y u ç ö z ! R i t m i n i y a k a l a . . . 126. ve 127. sorularda, parçada boş bırakılan yeri,

düşüncenin akışına göre en uygun biçimde tamamlayan

seçeneği bulunuz.

Page 17: ÜNİVERSİTE SINAVLARINA HAZIRLIKC) Unutulan insanlarına D) Otel ihtiyacına E) Gelir düzeyine 1. Mustafa Orman, yazdığı öykülerle ciddi bir düzey yakalayıp bu doğrultuda

Anlam Sorularında Çıkan Kavramlar

66Yineleme

Aynı ya da farklı cümlelerde, söz

ya da söz öbeklerinin tekrarlan-

masıdır.

68Niteleyici sözcük

Niteleme sıfatı varsa, niteleyici

sözcük yani nitelendirme var de-

mektir. Varlıkların devinim hâlin-

de olmasıdır. Yazarın anlattığı var-

lıkların hareket hâlinde olmasına

devinim hâlinde olma diyoruz.

67Sessel yineleme

Anlatımın etkisini güçlendirmek

için bir ekin art arda tekrarlanma-

sıdır.

69Gözlem

Yazarın, çevrede gördüklerini an-

latmasıdır. Senin gözünde de

canlanıyorsa, bu gözlemdir.

70Hitap

Seslenme ifadelerine yer veril-

mişse, hitaptır.

61Bakış Açısı

Sanatçının bir olayı ya da konu-

yu belirli bir yönden ele alıp de-

ğerlendirmesidir.

63Birinci kişili anlatım

Yazar, anlattıklarını kendi bakış

açısıyla anlatır. Ben’li ya da Biz’li

anlatım vardır. Bu anlatıma “Kah-

raman Bakış Açısı” da denir.

62Eşitlik

İki ya da daha çok şeyin birbirine

eşit olması (birbirinden ne eksik,

ne fazla) durumudur.

64Üçüncü kişili anlatım

Yazar, olayları dışarıda duran, ta-

rafsız bir gözlemci edasıyla anla-

tır. Buna “Gözlemci Bakış Açısı” da

denir.

65Farklı cümle türleri

Basit-birleşik, kurallı-devrik ya da

olumlu-olumsuz gibi farklı cüm-

le türleri kullanmaktır.