ofl o o - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/d02895/2006_3/2006_3_aydinm.pdf · diyalogun artık iflas...
TRANSCRIPT
dfinle_ru_cosJI dfivolo~ ofl o o JI asın eşı~ıne
mi ~eldi? MAHMUT AYDIN
Doc.Dr., Ondokuz Mayıs Üniversitesi, ilahiyat Fakültesi
F~Lsefe ve Din Bilimleri Bölümü Dinler Tarihi Anabilim Dalı
1 2 Eylül2006 günü Papa XVI. Benediktus Almanya ziyareti esnasında bir za
manlar ders verdiği Regensburg Üniversitesinde verdiği konferansta. kendi iç dünyasında lslam'a ve onun kutsal değerlerine -karşı
duyduğu kin ve nefreti Bizans imparatoru ll. Manuel Paleologos'tan yaptığı nakille dışa vurunca insanın aklına ister istemez ll. Vatikan Konsilinde alınan kararlarla resmen başlatılan dinlerarası diyalogunartık sonuna mı gelindiği sorusu gelmektedir. Bu yazıda Papa XVI. Benediktus'un, ll. Manuel'e atıfta Hz. Muhammed'in. Tanrı'nın tabiatına aykırı olan güç ve şiddet kullanarak öğretisini yayma dışında yeni hiçbir şey getirmediği şek
lindeki saldırgan ifadesinden ve bu ifadenin Müslümanlar nezdinde yaratt ığı infiali dindirrnek için 25 Eylül 2006 günü Castel Gandolfo sarayında 21 Müslüman ülke elçisi ve Müslüman liderle bir araya geldiği toplantı
da söylediklerinden yola çıkarak dinleraras ı
diyalogun artık iflas etmek üzere mi .:>lduğu-
. nu tartışacağız.
Bu çercevede ilk önce Hıristiyan olmayanlar
la diyalogun Katalik Kilisesinin gündemine ilk olarak nasıl geldiğini bir hatırlayalım. Bilindiği üzere Roma Katalik Kilisesi, 1962-1965 yıl
ları arasında yapılan ll. Vatikan Konsilinde kabul edilen Nostra Aetate adlı dokümanla Hıristiyanları genelde tüm Hıristiyan olmayanlara özelde ise Müslümanlara saygı göstererek onlarla diyalojik ilişki kurmaya ve adalet, dünya barışı, insanlığın ~efah ı ve sosyal ahlak gibi
konularda işbirliği yapmaya teşvik etmek suretiyle diyalogu resmen başlatr:nıştı. ··insanla
rın her zam'ankinden daha fazla birbirleriyle
yakınlastıkları ve farklı şahıslar arasındaki
Oiyalogun Kilisenin evanjelik misyonunun ayrılmaz bir parçası olduğunu ısrarla
ırgulayarak diyalogun, misyonerliğin yerini alan bir olgu değil, incil mesajı nı Hı ristiyan
olmayanlara daha etkili bir şekiltte sunmak için yeni bir misyon yöntemi olduğunu vurgulu bir
şekilde belirtmey_e başlam ıştır.
dostluk bağlarının daha da güçlendiği cağı
mııda Kilise, Hıristiyan olmayan dinlerle olan
ilişkilerini daha bir ihtimamla ele alır·· INastra Aetate, 1:1/. Devamında Kilise yetkilileri
daha önce hiç de olumlu ifadeler sarf etme
dikleri Müslümanlar icin konsil dokümanla
rında olumlu ifadelere yer vererek Müslü
manların tek Tanrıya inandıklarını ve dini ya
şamlarında hakiki dini değerlerin bulunduğu
nu kabul ederek Hıristiyanları Müslümanlara
saygı duymaya cağırmıştı.
Bu ilk adımdan sonra Kilise yetkilileri Hıris
tiyan olmayantarla diyalog işiyle ilgilenecek kurumların ı kurarak ve uzmanlarını yetiştirerek çeşitli diyalog toplantıları düzenleme
6 ESKIYENI SONBAHAR 2006 SAYI 3
yoluna gitmişlerdir. Ancak bu süreete bazı
Kilise yetkilileri icin acaba diyalog. mi~y~nerliğin yerini mi alıyor? Kilise artık evanJalızasyondan vaz mı geçiyor seklinde. sorul_ar
aya ve yüksek sesle bunları dıllendır-sorm ,_ meye başlayınca başta diyalog papası olarak tanınan Papa VI. Paul olmak üzere Kilisenin en yüksek karar organı olan Magisterium'un yetkilileri. Papalık Dinlerarası Diyalog Konsili ve insanların Evanjelizasyonu Kurumu yet
kilileri yaptıkları konusmalarda ve yayımladıkları Diyalog ve Misyon {1984}, Diyalog ve
!tan [ 19901 gibi dokümanlarda din leraras ı di
yalogun Kilisenin evanjelik misyonunun ayrılmaz bir parçası olduğunu ısrarla vurgula
yarak diyalogun. misyonerliğin yerini alan bir olgu değil. incil mesajını Hıristiyan olmayanlara daha etkili bir şekilde sunmak için yeni
bir misyon yöntemi olduğunu vurgulu bir sekilde belirtmeye başlamıştır. Vatikan'ı n ''din
lerarası diyalog" adı altında Hıristiyan olma
yantarla özellikle de Müslümanlada niçin diyalojik iliski içine girmek istediğini açık-seçik olarak ifade etmeye başlamasından yak
laşık 1 O yıl gibi bir süre sonra 9 Ağustos 2001
tarihinde şu an XVI. Benedictus adıyla papa olan Kardinal Joseph Ratzinger isa'nın 2000.
doğum yı lı do layıs ıyla yayımladığ ı Dominus
lesus adlı dokümanda Hıristiyanların sadece
ve sadece incil mesajını ve isa'yı Hıristiyan
olmayanlara sunmak için onlarla diyaloga girebileceğini ifade ettikten sonra eğer bunu
yapamıyorlarsa Hıristiyanları diyalogdan vazgeçmeye çağırmıstır. Çünkü Ratzinger'e
göre Kilise, kurtuluş için mutlaka gereklidir ve lsa-Mesih de kurtuluşun yegane yoludur. Görüldüğü üzere bu dokümanı yayımlamakla
diyalogun mutlaka misyonerlik için kullanılması. aksi halde terk edilmesi gerektiğini
belirten Ratzinger. 19 Nisan 2005 tarihinde papa seeilmesinden sonra Hıristiyan olmayan dinler ve onların mensuplarıyla ilgili
olumsuz değerlendirme ler yapmaya devam etmiş ve en nihayetinde 12 Eylül 2006'da Al-
manya'nın Regensburg Üniversitesinde yaptığı bir konuşmada islam'ı kıl ı çla yayı lan bir
ş i ddet dini ve rahmet peygamberi, Hz. Muhammed'i de bir şiddet abidesi olarak nite le-
. yerek Katelik Kilisesinin artık Müslümanlarla karşılıklı an layış ve saygıya dayanan bir di
yalog kurmak istemediğini açıkça ilan ~tmiştir. Çünkü yukar ı da ifade ettiğimiz gibi Kato
lik Kilisesi ll. Vatikan Konsilinde Hıristiyanları bir diyalog ortamı tesis etmek için Müslü
manlara saygı duymaya çağırmaktaydı. islam konusunda hiçbir bi lgisi olmayan ve
Müslümanlar tarafından çepeçevre· kuşatı l
dığ ı için acaba Müslümanların illedemesini durdurabilir miyim diye can havliyle islam'a
sald ı rmayı bir görev olarak gören bir ortaçağ imparatorunun ağzından islam'a ve
onun aziz peygamberi Hz. Muhammed'e ha
yasızca sald ı rarak diyalogun asgari şartı ve olmazsö olmazı olan muhataba ve onun kut
sal değerlerine saygı ilkesini ihlal eden Papa XVI. Benediktus'un, Müslümanlardan gelen
tepk iler üzerine Hz. Muhammed'e ve Müslü
man.lara saygı duyduğunu ifade etmesi .acaba iflasın eşiğine gelen dinlerarası diyalogu
kurtarabilecek mi?
Bilindiği üzere sağlıklı ve faydalı bir diyalog
ortamının ön şartı muhatapların birbirlerine ve birbirlerinin kutsallarına azami saygı gös
termesi ve birbirini anlamaya calışmasıdır.
Oiyalogun ayakta ka labilmesi için mutlak gerekli olan bu ilkeye rağmen Papa XVI. Bene
diktus'un is lam'ı. öğretisini yaymak icin şid
dete başvuran bir din ve Hz. Muhammed'i de bir şiddet abidesi olarak nitelemesi onun
Müslümanlara ve onların kutsal değerlerine zerre kadar sayg ısı olmadığın ı aç ıkça gös
termişti r. Saygının olmadığı yerde anlayış da o lmayacağı için böyle bir ortamda artık diya
logdan bahsetmek abesle iştigal etmekten başka bir şey olmayacaktır.
Bu noktada birileri Papa XVI. Benediktus'un
25 Eylü l günü Müslüman din adamları ve el-
çileri kabulünde sarf ettiği sözlere ·atıfta bu
lunarak onun di n lerarası diyaloga özellikle
de Müslüman-Hıristiyan diyaloguna çok bü
yük önem verdiğini söyleyerek bu tezimize
karşı çıkabilir. Yapılacak muhtemel bu itirazı
boşa çıkarmak için Papa'n ı n söz konusu ka-
Hz. Muhammed'i de bir şiddet abidesi olarak nitelemesi onun Müslümanlara ve onların kutsal değerlerine zerre kadar saygısı olmadığını açıkça göstermiştir. Saygının olmadığı yerde anlayış da olmayacağı için böyle bir ortamda artık diyalogdan bahsetmek abesle iştigal etmekten başka bir şey olmayacaktır.
bulde ne söylediğine yakından bakmaya çalı
şalım. Bilindiği üzere 12 Eylül'deki konuşma
sında Papa, sadece islam'ın 7. yüzyılda orta
ya çıkı~ından günümüze değin Hıristiyanlar
taraf ı ndan hemen her fırsatta dillendirilen is
lam ve Hz. Muhammed düşmanlığını değil
··kendi iç dünyasındaki kin ve nefreti de" dışa
rı vuru nca Müslüman dünya ayağa kalkmış ve
Papa'dan özür dilernesini talep etmişti. Müs
lüman dünyanın bu haklı tepkisi üzerine önce
Katelik Kilisesi yetkilileri Papa'nın yanlış an
laşıldığını, amacının Müslümanları rencide
etmek değil aksine onlarla diyalogu pekiştir
rnek oldugunu ifade ettiler. Müslümanların
t.epkisi artarak devam edince bu sefer Papa
önce niyetinin Müslümanları incitmek olma
dığını söyleyerek Hz. Muhammed' e ve Müslü
manlara saygı duyduğunu daha sonra da is
lam'a ve onun aziz peygamberi Hz . . Muham
med' e yö nelik saldırgan sözlerinden dolayı
değil. onların Müslümanları incitmesinden
dolayı üzgün olduğunu·· ifade etmiştir. Bu gö
rünürde yumuşak ifadesinin Müslüman dün
yanın tepkilerini az da olsa durdurduğu"nu gö
ren Papa, 25 Eylül günü yazlık sarayı Castel
Gandolfo'da Müslüman ülkelerin Vatikan el
çilerini ve bazı Müslüman liderleri kabul ede
rek onlara "'Papçılık ile dünya ölceğindeki
SAYI 3 SONBAHAR 2006 ESKIYENi 7
Müslüman toplumlar arasındaki dostluk ve
dayanışma bag larının güçlendirilmesi" çabası olarak nitelendirdigi 8,5 dakikalık bir konusma yapmıştır. Sirndi Papa XVI. Benediktus'un bu konuşmasında öne çıkan sözlerini hatırlayarak bunları nasıl anlamamız gerek
tiğ i üzerinde durmaya çalışalım. Bu nu ya-
Müslümanları inciten ve derinden yaralayan ifadelerinden sonra Papa XVI. Benediktus'un bu dinlerarası diyalog ve işbirliğine önem veren ve
diyalog muhatabına mutlak saygı gösterilmesi gerektiğini ifade eden sözleri
ne derece samimidir?
parken Papanın sözlerini üç başlık halinde.
ele almaya çalışacağ ı z: 1 1] Din lerarası diya lo
gun gerekliliğiyle ilgili sözleri, !2] Müslüman
tarla ilgili sözleri ve 131 ortak sorunların çözümünde farklı din mensuplarının işbirliği yapması gerektiğiyle ilgili sözleri.
Papa, Müslüman liderler_i kabulüne neden
olan Regensburg Üniversitesi konuşmasına
hiç değinmeden papa seçilmesinden itibaren
tüm dinlerin taraftarları ar--asında ve özellik-. -
le de H ı ristiyanlarla Müslümanlar arasında
dostluk köprü leri tesis edi lmesi gerektiğini
her fırsatta dile getirdiğini ifade ederek selefi Papa ll. John Paul'ün aksine kendisinin diyalog karşıtı olmadığını vurgulama zorunlu
luğu hissetmişti r. Dahası o, farkl ı din men
suplarının birbirleriyle diyalogunun günü
müz dünyasında bir seçenek degil, dünyanın
geleceği için mutlak bir gereklilik olduğunu
ileri sürerek diyalog karşıtı olarak gösterilmesinin önüne geçmek istemi$tir.
Diyalogun gerekliliğine bu şekilde vurgu yaptıktan sonra Müslümanlara saygı duyduğunu yineleyen Papa XVI. Benediktus, dinlerarası diyalogun köşe taşı olarak kabul edilen ll. Vatikan Ko ns ili doküman ı Nostra Aetate'ye atıfta Kilisenin "tek Tanrıya ı nanan
8 ESKIYENI SONBAHAR 2006 SAYI 3
Müslümanları takdir ettiğini" ifade etmekte ve şu sözlere yer vermektedir. "Selefim Pa pa ll. John Paul tarafından yürütülen çalışmalar sayesinde Müslüman ve Hıristiyanlar arasın
da son yıllarda,Qluşan karşılıklı güven havasının sadece devam etmesi için değil. karşılıkl ı samirniyet ve saygı içinde daha da gelismesi için dua ediyorum".
Papa XVI. Benediktus dinlerarası diyalogun gerekliliğini ve Müslümanlara derin saygı
duyduğunu ifade ettikten sonra Hıristiyan
tarla Hıristiyan olmayanların . özellikle de Müslümanların dünya genelinde artan inançsızlığa ve Tanrı tanımazlığa. hakikatin görecelileştirilmesine ve her türlü şiddet ve hoşgörüsüzlüğe karşı işbirliği yaparak bunların üstesinden gelmeleri gere ktiğini ifade etmektedir. Dahası Papa sadece din adamla
rını değil aynı zamanda siyasileri de bu ortak sorunların çözümünde taraftarlarını diğer
din mensuplarıyla işbirliği kurmaya teşvik
etmeye çağı.rmaktad ır.
Papa XVI. Bendiktus konuşmasının sonunda insanoğlunun şeref ve haysiyetinin korunması ve teminat altına atınmasının gereklili gini belirterek Hıristiyan ve Müslümanları in
sanın onuruna/şerefin e ve barışa ka rş ı tehd it
söz konusu olduğunda Yaratıcıya/Tanrıya
olan itaatlerini göstermeleri için . işbirliği yapmaya çağırmaktadır.
Papa XVI. Benediktus'un Müslüman liderlere yaptıgı konuşmanın ana nokta ların ı bu şekilde gözler önüne serdikten sonra şu soruları sormadan kendimizi atamıyoruz: "istam'a ve
onun kutsal değerlerine orta-çağ Bizans polemikçilerin'in ve Paul Johnson, Franklin Graham, Jerry Vines ve Oaniel Pipes gib i Amerikan evanjeliklerinin ağzıyla saldıran ve
diyalog muhatabı Müslümanları inciten ve derinden yaralayan ifadelerinden sonra Papa XVI. Benediktus'un bu dinlerarası diyalog ve işbirliğine önem veren ve diya log muhatabına mutlak saygı gösterilmesi gerektiğini ifa-
de eden sözleri ne derece samimidir? Veya diger bir dey i ş le tamamen yanlış ve önyargı
lı bilgiyle Allah inancına. peygamberine ve yüce kitabına ha kare~ edilen M üslüm.anlar. Papanın bu olumlu ifadelerine güvenip. Papa ve onun temsil ettiği Katalik Kilisesiyle gönül rahatl ı ğ ı içinde hiçbir şey olmamış gil?i diya
log ve işbirliği yapmaya devam edebilir mi?
Bu ve benzeri sorulara sağlıklı yanıt verebilmek için Katalik Kilisesinin ll. Vatikan Konsilinden itibaren dinlerarası diyalog ad ı altında
yaptığı faaliyetleri ve yayımladıgı dokümanları bir bütün olarak ele alıp Katalik Kilisesinin genel misyonu çerçevesinde değerlendirmek gerekmektedir. Zira söz konusu faaliyet ve doküma·ntara baktığımızda Kilise yetkilileri H ı ristiya n olmayantarla kurulması öngörülen
diyalojik iliskinin ruhuna uygun yeni teolojiler geliştirmek yerine "Kilise dışında kurtulus yoktur" dogması etrafında gelisen Roma Katolik Kilisesine bilfiil üye olmayanların kurtulusa ulaşamayacağın ı öngören dış layıcı dinler teolojisini bazı şekli değisiklilerle kapsayıcı hale getirmişlerdir. Örneğin Kilise yetkilile~i Hıristiyan olmayantarla diyalogu kolaylaştırmak için bir taraftan Kiliseyi ve Hıristiyanlığı yegane kurtulus vasıtası olmakta n ç ı
karırken diğer taraftan isa-Mesih' i sadece Hıristiyanlar için değil aynı zamanda tüm in
sanlık için tek ve yegane kurtulus vasıtası olarak ilan etmektedir. Durum böyle olunca Katalik Kilisesi yetkililerinin H ı ristiyan olmayantarla kurmayı arzu ettiği diyalojik ilişkinin temel amacı insanlığın karşı karşıya olduğu ortak beseri sorunların çözümü için işbirliği yapmak değil, kuru lması öngörülen dostane iliskiler sayesinde yegane kurtarıcı olan isa
Mesih'i onlara tanıtmak/sunmak ve doğrudan olmasa da dotaylı olarak onları Hıristiyanlığa
kazandırmak olmaktadır.
Katalik Kilisesi yetkililerinin bırakın sadece
Hıristiy2n olmayan ları H ı ristiyan olup da Katolik Ki lisesine mensup olmayanları Tanrının
·kurtuluş planından dışlayan geleneksel dogmayı terk etmek yerine, dogmanın ruhunu bozmayan bir takım yeni yorumtarla onu yasatmaya çalışması Vatikan'ın başlangıçtan
itibaren diyalog işinde samimi olmadığı. sadece dünya ölçeğinde ortaya çıkan şartların bir gereği olarak strateji g ereği Hıristiyan ol
mayanlarla özellikle de Müslümantarla diyalojik iliski tesis etmeye çalıştığını göstermektedir. Örneğin ll. Vatikan Konsilini topla
yan Papa XXIII. John. başlangıçta Yahudiler dışındaki din men~up larıyla diyalog konusunda herhangi bir ad ı m a.tmayı planlamamıştı. Ancak konsilsürecinde Hıristiyan dünyada artan Yahudi düşmanlığını ortadan kal
dırarak Yahudilerle iyi iliskiler kurulmasını öngören bir doküman hazırlanınca özellikle Müslüman ülkelerden gelen Katal ik din adamları böyle bir dokümanın kabulünün is-
Nitekim soğuk savaş dönemi papası olan ll. John Paul'ün genelde tüm Hıristiyan olmayanlarla . özelde ise Müslümanlarla diyaloga önem vermesinin ardında onun üçüncü bin yılda Asya kıtasını Hıristiyanlaştırmayı hedeflernesi yatmaktaydı.
rail devletini tanıma anlamına geleceği için kendilerinin Müslüman ülkelerdeki faaliyet
lerini zora sakacağını söylemesi üzerine Müslümanlar ve diğer din mensuplarıyla ilgi
li de bazı metinler oluşturulmuş ve bunlar daha sonra Nostra Aetate adlı müstakil bir
konsil dokümanına Kilise tarafından resmen kabul edilmiştir. Görüldüğü üzere Roma Katolik Kilisesi Yahudiler d ışındaki din men
suplarıyla ortaya çıkan şartların bir sonucu
olarak tamamen strateji gereği diyalojik ilişki kurmaya başlamıştır. Nitekim soğuk savaş dönemi _pa pası olan ll. John Paul'ün genelde tüm H ıristiyan olmaya ntarla özelde· ise Müslümantarla diya_loga önem vermesinin ardın-
SAYI 3 SONBAHAR 2006 ESKiYENI 9
da onun üçüncü bin yı lda Asya k ıtasını Hıris
tiyanlaştırmayı hedeflernesi yatmaktaydı.
Çünkü o. önce diyalojik ilişki kurmak suretiy
Le Hıristiyan olmayanlada sempati ilişkisi
kurmayı daha sonra da onlara Hıri.stiyanlığı
sunarak onlar ı kazanmayı pla nlıyordu. So
ğuk savaş döneminin, ye rini kü resel te rörle
mücadele adı altında islam düşmanlığına bı
raktığ ı bir- ortamda papa seçilen ve Avru
pa 'n ın koruyucu azizi olarak kabu l edi len
Sözlerinin hatalı olduğunu kabul edip, bu hatalı sözleri söylediği için Müslümanlardan özür
dilemediği sürece Papanın Müslümanlara ve onun kutsallarına saygı duyduğunu söylemesinin ve
Müslümantarla diyaloga öne.m verdiğini söylemesinin hiçbir önemi ve kıymeti yoktur.
aziz Benediktus'un adın ı alan Papa XVI. Be
nediktus ise önceliği Avrupa kıtasının tekrar
Hıristiyanlaştırılmasına verd i ğ i için H ı risti
yan olmayanlada özellikle. de Müslümanlar
la diyalojik ilişkiye girmeye değil. daha çok
onları ötekileştirmeye vermektedir. Nitekim
papa seçilmeden birkaç ayr önce Avrupa'nın
Hıristiyan kimliği üzerinde ısrar ederek Müs
lüman bir ülke olan Türkiye'nin Avrupa Birli
ği üyeliğine karşı olduğunu ilan eden XVI.
Benediktus. papa seçi lmes in in hemen ard ın
dan da Avrupa'nın is lamlaşmasına karşı şu
tespitte bulunmuştur: ··Eğer Avrupa [mede
niyetil gerçekten varlığını devam ettirmek is
tiyorsa Hırist iyan köklerine sadık kalmalı
d ı r".
manların Avrupa 'da yerlerin in o lmad ı ğını
ima eden Papa XVI. Benediktus. Regensburg
Üniversitesinde yaptığ ı konuşmada islam'a
karşı saldırgan bir tutum tak ın arak Papa ol
masından son.ı:a islam ve Müslümanlada il
gi li kanaatlerinde herhangi bir değişiklik ol
madığını açıkça göstermiştir. Bu gerçekten
hareketle Papa'n ı n 25 Eylül 2006 günü Müs
lüman elçi leri ve din adamlarını kabulünde
sarf ettiği ve bizim de yukarıda ana nok_tala
rın ı sunduğumuz sözlerini, onun Müslüman
lara saygı duyduğunun ve ortak sorunlara
ka rşı onlarla işbirliği yapma isteğin in bir
göstergesi olarak anlamamak gerekir diye
düşünüyoruz. Çünkü yukarıda da ifade ettiği
miz gibi papa Müslümanları rencide eden
ifadeleri söylediği için değiL . bu ifadelerden
Müslümanla r ineindiği için üzgün olduğunu
ifade ederek islam'a ve Müslümanlara karşı
adeta içindeki kini dışa vuran sözlerinin ar
kasında durduğunu ortaya koymaktadır. Do
layısıyla sözlerinin hatalı olduğunu kabul
edip, bu hatalı sözleri söylediği için Müslü
manlardan özür dilemediği sürece Papanın
Müslümanlara ve onun kutsallarına sayg ı
duyduğunu söylemesinin ve Müslümanlada
diyaloga önem verdiğini söylemesin in hiçbir
önemi ve kıymeti yoktur. Haddi zatında Pa
pa 'dan özür dilernesini beklemek de saf dil
Li likten başka bir şey değildir. Çünkü Papa
konuşmasın da islam'a ve onun aziz peygam
berine yönelik sarf ettiği sözleri rasgele de
ğil. plan lı ve bir amaca matuf olarak söyle
miştir. Sonuç olarak Papa XVI. Benediktus
Müslüman elçilere ve dini Liderlere hitaben Görüldüğü üzere kardinal Ratzinger olduğu dönemde islam ve Müslümanlada ilgi li son yapt ı ğı konuşmada sarf ettiği sözleri inandı
derece olumsuz bi r tutum takınan ve Müslü-
man bir ülke olan Türkiye'nin mevcut üyele
rinin hepsinin Hıristiyan olmasından dolayı
ğ ı için değil, Müslüman dünyada ortaya çıkan
infiali dindirrnek için siyasi bir manevra ola
rak söylemek zorunda kalm ı şt ı r. Dolayısıyla
onun Katelik Ki lisesinin Müslümanlada dibir Hıristiyan birliği görü nümü arz eden AB'ye üyeliğine açıkça karşı ç ı karak Müslü- ya loga önem verdiği ve bu diyalogu daha da
geliştirmek istediği şeklin deki sözleri sami-
10 ESKiYENi SONBAHAR 2006 SAYI 3
miyetten uzak siyasi bir manevradan başka bir şey değildir. Cünkü Papa eğer. söz ko nu
su sözlerinde samimi olsaydı islami kaynak
lara· deği l de orta -çağ_ Bizans polemiklerine
atıfla islam' ı n bir şiddet dini olduğunu ima
etmekle doğru bir iş yapmad ı ğını ka bul et
mesi ge rekirdi . Papa bunu yapmad ı ğı gibi
Müslü manlar ı inciten söz konusu sözlerden
dolayı değ il . Müslü man la rın o sözlerden in
cindiği için üzgün olduğunu söyleyerek söz
lerinin ardında du rduğunu da göstermiştir.
Bu noktada son yı llarda genelde tüm Hıri sti-
yantarla özellikle de Roma Katelik Kilisesi
yetkilileriyle diya loga girenterin papanın bu saldırgan ve haddi aşan ifadelerinden sonra
-şünüyo ruz. Ancak burada şu noktanı n a lt ı nı
da çizmek istiyoruz. Papa'nın ifadeleri dinle
raras ı diyalogu n deği l . Kate lik Kilisesiyle kurumsal diyalogun iflas ı dır. Cünkü kurumsal
diyalogun dışında farklı dinlere mensup bi lim adamlarının. çeş i tli kanaat önderlerinin ve sivil toplum kuruluşlar ı nın bi rbirleriyle karşılıklı saygı. an layış, öğretme ve öğ renme
temeline dayalı diyalog ları da söz konusudur. Örneğin Papanın yukarı da naklettiğ i m i z
sözlerinden sonra okul arkadaşı ünlü Katelik i la hiyatc,:ı Hans Kü ng. Papa'nın islam dini ile
ilgili yan lış bilgi sahibi olduğunu. er veya geç bu bilg i eksikliğini gidermesi ge rektiğini söylerken; Amerikalı islam bilimci John Espesito da Papa ' nın islam'la ilgi li sözlerinin hata
ne yapacakları doğrusu merak konusu haline lı ve Müslümanları inei tici olduğunu" dolayı gelmişti r . Acaba bu kişiler Katalik Kilisesi
yetkilileriyle diyalog toplantılan yapmaya ve
onlarla sözüm ona ateizme karşı mücadele
etmek ve dünya barışını tesis etmek için iş
birliği yapmaya devam edecekler mi? Bunu
hep birlikte bekleyip göreceğiz. Ancak Müs
lüman toplum bu kişilerden. Papa ve diğer
üst düzey Katalik Kilisesi yetkilileri islam ·a ve
onun kutsal değerlerine saldırmaya devam
ettiği ve diğer din adamlan da bunlara destek
verdiği sürece, ··islam 'a ve onun kutsal de
ğerlerine hayasızca saldırdığınız ve bu şekil-
Papanın yukarıda naklettiğimiz sözlerinden sonra okul arkadaşı ünlü Katalik ilahiyatçı Hans Küng, Papa'nın islam dini ile ilgili yanlış bilgi sahibi olduğunu, er veya geç bu bilgi eksikliğini gidermesi gerektiğini söylerken; Amerikalı islam bilimci John Esposito da Papa'nın islam'la ilgili sözlerinin hatalı ve Müslümanları ineitici olduğunu" dolayısıyla da zaman geçirmeden Müslümanlardan özür dilemesi gerektiğini ifade etmişti r.
de Müslümantap rencide .ettiğiniz müddetçe sıyla da zaman geçirmeden Müslümanlar
artık sizinle bir daha kurumsal diyaloga gir- dan özür dilemesi ge rektiğini ifade etmiştir. meyeceğiz" açıklamasını beklemektedir. Görüldüğü üzere sadece Müslü manlar değil.
Netice olarak Papa XVI. Benediktus'u n 12
Eylül 2006 günü islam ve onun aziz peygamberi Hz. Muhammed ile ilgili sarf ettiği son derece saldırgan ifadeler, ll. Vatikan Konsiliyle başlat ı lan ve 1990'lı yıllardan sonra ya
yımlanan doküman tarla duraklama sürecine
giren kt,ıru msa l diya logun artık iflas ettiği n i
göstermektedir. Resmi Hırist iyan kurumlarıy la diyaloga girmeye meraklı olan Müslümanların bu gerçeğin farkında olarak özellikle Kate lik Ki lisesiyle yani Vatikan'la diya
loglarını gözden geçirmeleri gerektiğ i ni dü-
aklıselim sahibi ve gerçek diyalog taraftarı
Hıristiyanlar bile Papa'nın sözlerini sa ldırgan bulmaktadır. işte biz Papa gibi sa ldır
gan, saygıs ı z ve küstahça sözler sa rf edenlerle değil, muhatabına sayg ı göste ren ve sadece ona bir şeyler öğretmeye değil, ondan
bir şeyler öğrenmeye de çalışan Küng ve Esposito gibi Hıristiyanla rla diyaloga girilmesi
gerektiğini hatta bu diyalogu n kend i dinimizin tanınıp bilinmesini sağlamak için, Müslümanlar için kaçınılmaz olduğunu düşü
nüyoruz.fi!il
SAYI 3 SONBAHAR 2006 ESKiYEN i 11