ıp( - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/d083550/2001/2001_severcans.pdfİskendername'nin...

12
SANAT VE KÜLTÜR MERKEZi IRCI CA •• OSMANLI DUNYASINDA BILIM VE EGITIM MiLLETLERARASI TE B 12-15 Nisan 1999 Derleyen . Hidayet Yavuz 2001

Upload: others

Post on 10-Sep-2019

4 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: ıp( - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D083550/2001/2001_SEVERCANS.pdfİskendername'nin Osmanlı tarihine ait Dasitan bölümünü Şükrullalı, (1388-1464) Behcetil't-Tevarih'inde,

İSLAM TARİH, SANAT VE KÜLTÜR ARAŞTIRMA MERKEZi IR CI CA

•• OSMANLI DUNYASINDA

• • \ıp( • •

BILIM VE EGITIM

MiLLETLERARASI KONGRESİ TE B LiGLERİ

İstanbul 12-15 Nisan 1999

Derleyen

. Hidayet Yavuz Nuhoğlu

İSTANBUL, 2001

Page 2: ıp( - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D083550/2001/2001_SEVERCANS.pdfİskendername'nin Osmanlı tarihine ait Dasitan bölümünü Şükrullalı, (1388-1464) Behcetil't-Tevarih'inde,

Osmanlı Tarihi Kaynak ve İncelemeleri Dizi Seri No:7

İsHim Konferansı Teşkilatı (İKT) İslam Tarih, Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi (IRCICA)

Adres: Barbaros Bulvan Yıldız Sarayı, Seyir Köşkü Beşiktaş

Posta Adresi: P .K. 24, 80692 Beşiktaş -İstanbul -Türkiye

Tel: 0212 259 17 42 Fax: 0212 258 43 65 e-mail: [email protected] web-site: http://ircica.org

Sayfa Düzeni ve Dizgi: Acar Taıılak Kapak: Hatice Polat

PC/6 - 2001/5 ISBN= 92-9063-090-6 (talnm için) . ISBN= 92-9063-093-8 (Türkçe edisyon ·için)

IR CI CA KÜTÜPHANE KATALOG FİŞİ Osmanlı Dünya.sında Bilim ve Eğitim Milletlerarası Kongresi (12-15 Nisan 1999: Istanbul) Osmanlı Dünyasında Bilim ve Eğitim Milletlerarası Kongresi

Tebliğleri!Derleyen: Hidayet Yavuz Nuhoğlu.- Istanbul: İslam Tarih, Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi, 2001. ..

XXXVTI, 76ls.: res., fig.; 24 sm.- (Osmanlı Tarihi Kaynak ve İncelemeleri Dizisi seri no: 7)

ISBN 92-9063 -093-8 1. Eğitim- Tarih" Türkiye- Osrrianlı Dönemi 2. Bilim- Tarih

- Türkiye - Osmanlı Dönemi I. Nuhoğlu, Hidayet Yavuz (Derleyen) Il. Osmanlı Dönemi Konu III. K.a.N. (Seri) 370.9561

Page 3: ıp( - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D083550/2001/2001_SEVERCANS.pdfİskendername'nin Osmanlı tarihine ait Dasitan bölümünü Şükrullalı, (1388-1464) Behcetil't-Tevarih'inde,

SÜLEYMANNAMELER'İN OSMANLI TOPLUMUNUN SİYASİ EGİTİMİNDE OYNADIGI ROL

Şefaettin SEVERCAN'

Süleymannfuneler'in Osmanlı toplumunun siyasi eğitiminde oynadığı rolü anlamaya çalışmadan ewel bu eserler:e gelinceye kadar Osmanlı tarihçiliğinin serüveninde kısa bir yolculukta fayda vardır.

Osmanlı tarih yazıcılığının öncüleri denince ilk akla gelen Alımedi ~1334?-1412) olur. Germiyan Beyliği sarayında yetişen şair Ahmedi, konusunu Iran edebiyatınd~ aldığı, ancak büyük ölçüde kendi katkılan ile orijinal bir eser haline getirdiği Iskerdername'sini Yıldınm Bayezid'e takdim etmiştir. Daha sonra buna Dasittin-ı Tevarih-i Mülılk-i Al-i Osman'ı da ilave ederek Yıldınm Bayezici'in oğlu Süleyman Çelebi'ye sunmak suretiyle Osmanlı tarih yazıcılığında ilkierin ilki olmuştur.

İskendername'nin Osmanlı tarihine ait Dasitan bölümünü Şükrullalı, (1388-1464) Behcetil't-Tevarih'inde, Edirneli Ruhl,Tevilrilı-i Al-i Osman'ında kaynak olarak kullanırken, Lütfu Paşa, Tevilrilı-i Al-i Osman'ında ve F.Giese, Anonim'inde bu eserden aynen veya biraz değiştirerek alıntılar yapmışlardır.

I.Murad döneminden (1362-1389) "Osmanlı tarihçiliğinin başlangıcı

olarak kabul edilen" ,ı II.Murad dönemi sonuna (1421-1444) kadar süren yaklaşık seksen yıllık devrede, daha önce yazılmış olan Arapça ve Farsça eserlerin Türkçe'ye tercüme edildiğini görüyoruz. Osmanlı tarih yazıcılığının ortaya çıkış zeminini oluşturan bu tercümelerin en önenılilerinden biri, Gelibolulu Mustafa Ali'ye ve Müneccimbaşı'na kaynak olan, İbn-i Blbl'nin, el-Avilnıiril'l-Aliliyye fi'l­Unıuri'l-Aliliyye'sinin 1424 yılında, Yazıcıoğlu Ali tarafından Türkçe'ye tercüme edilerek II.Murad'a takdim edilmesidir. Bu eser Mürsel Öztürk tarafından açıklayıcı dipnotlada günümüz Türkçesine iki cilt olarak çevrilıniş ve Kültür Bakanlığı tarafından yayınlanmıştır. 2

Yine bu dönemde, içerisinde bir Siyasetname'nin de bulunduğu

Necmeddin Daye'nin, Mirsadii'l-İbdd mine'!- Mebde 'i İle'l-Melid adlı esen,

• Erciyes Üniversitesi ilahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi. 1 Gıese, F., Anonim Teviirih-i Al-i Osman. Hazırlayan, Nihat Azamat, Marmara Üniversitesi, Fen-Edebiyat

Fakültesi Yayınlan, No: 24, İstanbul, 1992, s, XI. . 2 İbn-i Bibi, El- Avamirü'l- Alaivve Fi'l- Umı1ri'l-AHiivve. I-II. Çev: Mürsel Öztürk, Kültür Bakanlığı Yayınlan,

1000 Temel Eser Dizisi/164. Ankara 1996. ~ t

159

Page 4: ıp( - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D083550/2001/2001_SEVERCANS.pdfİskendername'nin Osmanlı tarihine ait Dasitan bölümünü Şükrullalı, (1388-1464) Behcetil't-Tevarih'inde,

Karahisarlı Kasım bin Mahmut tarafindan, 1422 yılında, İrşadü'l- Mürfd ile'l­Murad fi Tercemet-i Mirsadü'l-İbad adıyla tercüme edilerek ll. Murad'a takdim edilmiştir. Bu eserin Siyasetname kısmı Necmeddin Daye'nin Siyasetnamesi adıyla tarafi.nıızdan hazırlanarak yayınlanmıştır.3 Bu örnekleri çağaltmak mümkündür.

İstanbul'un fethine kadar olan dönem ıçın önemli tarih kaynaklanndan biri de "Tarihl Takvimler"dir. Bunlar sadece Osmanlı tarihinin ilk devri için bilgi vermekle kalmaz, Beylikler dönenıi Türkiyesi için de önemli malzemeler takdim ederler: ll. Murad döneminin, genel çerçevesi itibariyle tercümelerden oluşan, bu ilmi faaliyetleri, Fatih dönemi il:n:ll çalışmalannın ortaya çıkınasında en büyük etken olmuştur.

Fatih Sultan Mehmet dönenıi, tercümelerle birlikte telif eserlerin de yer aldığı bir zenginliğe sahiptir. İstanbul'un fethinde bulunan, Belgrad, Sırhistan ve Trabzon seferlerinde Fatih'in yanında giden, Anadolu ve Rumeli defterdan Tursun Bey'in, II.Murad devriııi kısaca özetlediği, Fatih devrini ve ILBayezid'in ilk altı yılını anlattığı, Tarilı-i Ebu'l-Fetlı'P bu telif eserlerin en önemlilerindendir. Bu dönemde yazılan bir çok Anonim, Osmanlı Devleti'nin kuruluşundan Fatilı'e kadar ki dönemi anlatırlar.

ll. Bayezid döneHri (1481-1512), Osmanlı tarih yazıcılığında oldukça seçkin bir yere salıiptir. Bayezid, Kemal Paşa-Zade ve idris-i Bitlist'yi birer Osmanlı tarihi yazınakla görevlendinnek suretiyle ilk resmi tarihçiliği başlatır. Bu görev gereği, idris-i Bitlis!, LOsman'dan ILBayezid'e kadar gelen 8 padişalıı anlattığı, Heşt Behişt (8 cellllet) adlı Osmanlı tarilıini yazmıştır. Farsça olarak yazılan bu eser kendisinden sonra gelen tarilıçilere hem kaynak olmuş hemde onları oldukça etkileıııiştir.

Kemal Paşa-Zade de ayru görevi, yine LOsman'dan başlayarak

q.Bayezid'e kadar gelen 8 padişahtan her birine birer defter ayırdığı, Tevarilı-i Al-i Osman'1111 yazmıştır. Kemal Paşa-Zade, Türkçe yazdığı bu defterlere daha

3 Necmeddiıı Daye, Necmeddin Dave'nin Siva,etnamesi. Haz: Şefaettiıı Severcaıı, E.Ü. Gevher Nesibe Tıp Tarihi Enstitüsü Yayııılan, No: 20, Kayseri ı995. .

4 Turan, Osman, İstanbul'un Fethinden Önce Yazılmış Tarihi Takvimler. Türk Tarih Kurumu Yayıııevi, Ankara, 1984, ı.

5 Bu eser, Prof. Dr.Mertol Tulum ve Ahmet Tezbaşar tarafıııdaıı ayrı ayn hazırlanarak basılnuştır : Tursun Bey, Tarih-i Ebu'l-Feth. Hazırlayan: Mertol Tulum, İstanbul, ı977; Tursun Bey, Tarih-i Ebu'l-Feth. Hazırlayan: Ahmet Tezbaşar, Tercüman ı 00 ı Temel Eser, İstanbul tarihsiz. - -

160

Page 5: ıp( - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D083550/2001/2001_SEVERCANS.pdfİskendername'nin Osmanlı tarihine ait Dasitan bölümünü Şükrullalı, (1388-1464) Behcetil't-Tevarih'inde,

sonra Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyrnan'ı da ilave etmek suretiyle Tevtirilı-i Al-i Osman'ını on deftere çıkarınıştır. 6

Bu dönernin bir diğer özelliği de, Süleyman Şah'ın Anadolu'ya gelişiyle başlayan ve yazıldıklan yıla kadar olan dönemi anlatan, "Anonim Tevarih-i AI-i Osman" adlı eserlerin yazılınasllllll bir gelenek olarak yerleşmesi olmuştur.7

II. Bayezid'in açtığı çığula resmen· teşekkül eden, Osmanlı tarih yazıcılığı, XVI. y.y'da gelişme dönemine girer. Bu dönemde, bir taraftan genel tarih yazıcılığı devam ettirilirken diğer taraftan da Selimnfuneler, Süleyrnannfuneler, Gazavatnfuneler9 lG azanameler, Siyasetnamelerı o,

Fetilınfuneler, Zafemameler, Şehnfuneler, Nasilıatnan1eler, Fütüvvetnfuneler, Kanunnameler ve benzeri isimler altında husı1sileşerek zengiııleşir.

İşte bu döneme en belirgin ve en özgün katkıyı sunan Süleyrnannfuneler, genellikle Kanuni Sultan Süleyman (1520-1566)'ın tahta çıkışından, veratma kadar olan olayları ihtiva ederler. Bazan da, Yavuz Sultan Selim'in vefatını anlatarak başlarlar. Bu eserlerin bir kısmı, özgün olarak "Süleymannfune" adıyla Kanuni Sultan Süleyman'ın hayatını bütün olarak aıılatırken diğer bir kısmı da, Kanuni Sultan Süleyman'ın veratma gelmeden, seferlerinin birinde sona erer.

Dolayısıyla, bu ve diğer özellikleriyle Süleymaıınfunelerin şu şekilde bir sınıflaması yapılabilir.

I-Kanuıll Sultan Süleyman devrinin tammı veya bir bölümünü içine alanlar. Abdülaziz Karaçelebi-Zade'nin ve Bostan'm Süleyman-ntime'leri, Celal­Zade Salih'in, Tarih-i Sultan Süleyman'ı ve Celal-Zade Mustafa'nın Tabakôtü'l­Memôlik fi Derectiti'l-Mestilik adlı eseri gibi.

II- Kanuni Sultan Süleyman dönemini anlatan diğer eserler. Kemal Paşa­Zacte'nin, Tevtirilı-i Al-i Osman'znzn X. Defteri ve Gelibolu'lu Mustafa Airnin, Künlıü'l-Ahbar'z gibi.

6 Bu defterlerden, I, II ve VII. Defterler, Şerafetlin Turan; VIII. Defter. Ahmet Uğur ; X. Defter. Şefaettin Severcan tarafından yayma hazırlanarak T.T.K tarafından basılmıştır. Ayrıca, X. Defter'in Mohaç Seferi bölümü "Histoire de la Camoaene de Mohacz " adıyla, :!vf. l'avet De Courteille tarafından Fransızca'ya çevrilerek 1859 yılında Paris'te yayınlanmıştır.

7 Giese, F., Anonim Tevarih-i Al-! Osman, s, XIII. 8 Bak. Uğur, Ahmet, Selinınii.meler, AÜ.İ.F.Dergisi,XXII, 367,Ankara, 1978 ; Tekindağ, M.C.Şehabeddin,

Selimn~meler, TarihEnstitüsü Dereisi.I, 197, İstanbul, 1970. 9 Bak. Levend, Agah Sırrı, Gazaviitniimeler ve Mihaloğlu Ali Bev'in Gazaviitniimesi. T.T.K.B .. Ankara, 1956. 10 Bak. Levend, Agah Sırrı, Gazaviitniimeler ve Mihaloğlu Ali Bev'in Gazaviitnamesi. T.T.K.B .. Ankara,~ 956.

161

Page 6: ıp( - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D083550/2001/2001_SEVERCANS.pdfİskendername'nin Osmanlı tarihine ait Dasitan bölümünü Şükrullalı, (1388-1464) Behcetil't-Tevarih'inde,

Süleymanname'leri incelerken dikkatimizi çeken bir diğer önemli konu da, bu eserlerin yazarlan ve tasniflerinde, bir kısmının Osmanlı Tarih Yazarları 'nın ınüellifi F. Babinger'den kaynaklandığım gördüğümüz, yanlışların yapılmış olmasıdır.

Süleymaniye Ktb., Hacı Mahmud Efendi koll., No: 4863'de kayıtlı, Firdevsfnin Süleyman-name'si olarak tamtılan eserin Kanuni Sultan Süleyman ile hiç ilgisi yoktur. Eser tamamen Peygamber Hz. Süleyman'a aittir.Yine, Süleymaniye Ktb., Fatih koll., No: 3932 'de kayıtlı, yazan belirtilmeyen Süleyman-name-i Farisf adlı eserin de Kanuni ile ilgisi yoktur. Bu eser de Peygamber Hz. Süleyman'a aittir.

F. Babinger'in, mezkur eserinin 83. sayfasında, Selimiye Ktb., No: 483 kaydı ile yazan bilinmeyen Süleyman-name olarak belirttiği eser, Pertev Paşa, No: 483' de kayıtlı olup Zileli Hameli'ye ait, 60 varaklık bir eserdir. Ve yine bu eserin 57 varağı Peygamber Hz. Süleyman ile ilgilidir. Sadece son 3 varağında Kanuni'ye bir ınethiye konınuştur.

Bu kısa tanıtımdan sonra Süleymanname'lerin Osmanlı toplumunun siyasi eğitimindeki etkilerine geçebiliriz.

Bu eserler, Kanuni Sultan Süleyman'ın (1520-1566) tahta çıkışından veratma kadar geçen 46 yıllık dönem için, veya en azından, anlatmış olduklan olaylar için, çoğunlukla ya birinci el ya da ikinci el kaynaktırlar. Dolayısıyla tarilll kıymetleri bakımından birinci el veya ikinci el kaynağın sahip olduğu tüm değerlere sahip olınalanyla seçkin bir kıymeti haizdirler.

Süleymannanıelerin en belirgin özelliklerinden biri, genellikle resınl

goruşu yansıtınalandır. Bir çoğunun yazan, ya eserini yazarken devlet hizmetinde görevlidir veya,. ya daha önce ya da daha sonra görev alınıştır. Onaltıncı yüzyıl Osmanlı dünyasında, devlet idaresinin, üst düzey görevlileriyle ilişkilerindeki hassasiyet noktalan düşünüldüğünde, bu eserlerin büyük ölçüde resmi ağırlıklı olmalan daha da belirginleşir. Bundan dolayı bu eserler, kısmen de olsa, resmi tarihierin yönlendirmelerini ve eksikliklerini taşırlar.

Ve hiç şüphesiz - çağdaş resınl tarihler boyutunda olmasa da - res:rrll tarilılerin toplum eğitiminde yüklendikleri rolü üstlenirler. Burada hemen şunu belirtmeliyiz, bu eserlerin üstlendikleri rol daha çok sonuçlan itibariyledir. Yoksa yazılış nedenlerinin böyle bir görev üstleniıniyle ilgisi tam bir kurgusallık çerçevesinde değildir. Bir padişillun kendi döneminde yazılmış eserlerin, resmi

162

Page 7: ıp( - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D083550/2001/2001_SEVERCANS.pdfİskendername'nin Osmanlı tarihine ait Dasitan bölümünü Şükrullalı, (1388-1464) Behcetil't-Tevarih'inde,

görüşleri yansıtması, padişalıı övmesi ve her hareketini haklı görmesi, · devrin geleneksel tarih yazıcılığı anlayışıyla ele alındığında, bu kanaati önemli ölçüde destekleyen uıısuİlar taşımaktadır.

Bostan'ın, Süleyman-Name'sini inceleyen Hüseyin Gazi Yurdaydııı, onun resm1 tarafıyla ilgili olarak şunları söyler:

"Bostan'ın, Süleyman-Name'sinin bariz bir hususiyeti de esere hakim olduğıınu gördüğümüz resm1 bir görüştür. Bu bakınıdan onun, mevzubahis ettiği bazı hadiselerin sebepleri üzerinde fazla durmadığı, durduğu zaman da gösterdiği sebeplerin, zamanın padişalıı Kanuıll'yi daima haklı çıkarır mahiyette yapılmış izahlardan ibaret olduğu anlaşılmaktadır ... Bostan, yirmi iki yıllık vekayi üzerinde duran bu eserini, bu yirmi iki yılın maziye karışmasından sonra yaznıamış, hadiselere muv"azi olarak peyderpey kaleme almıştır. Bu bakımdan zamanın adil ve zaferden zafere koşan bir padişalıını dainıa haklı göstermesi kadar tabii birşey olamayacağı gibi ... "11

"Nitekim ayın hususiyet Matrakçı Nasuh için de söylenebilir."12

Bu eserlerin resmi ağırlıklı olmalanyla ilgili özelliklerini birkaç örnekle ortaya koymak mümkündür.

Osmanlı Devletine ve Kanuıll Sultan Süleyman'a çok büyük hizmetleri olmuş olan Vezir-i Azam İbralıinı Paşa'nın katli ile ilgili, Bostan Çelebi ve Matrakçı Nasuh, Süleymanname'lerinde şunları söylerler;

"Vezfr-i Azam İbralıinı Paşa on yılı aşkın bir süredir vezirlik yapmakta idi. Sultan Süleyman, O'nu Rum, Arap ve Acem memleketlerine ve Osmanlı ordusuna baş komutan tayin etmişti. Meselderin hallinde oldukça fazla yetkiler vererek tinıarlannı kırk kere yüz bin akçeye· çıkarmış ve yüksek 'payelerle büyük mertebeler vermişti. Şüphesiz, "Allah kullarına nzkı bollaştırsaydı, yeryüZünde azarlardı. "13 ayeti gereğince, İbralıinı Paşa, nefsi arZlılanna uyup, basiret ışığı ve düşünce aydınlığı gidip, edep dairesinden çıktı. Gıiruru ol mertebeye yetişti ki, kendi kendini Serleşker-i Sultan ünvanı ile yad eylemeye başladı. İbrahim Paşa'nın bu edepsiz hareketi ve hayasızlık belirtileri, Sultan Süleyman'ın malfunu

,.

:~ Yurdaydın, Hüseyin Gilzi, Bostan'ın Sülevmannamesi. Türk Tarih Kurumu Yayınevi, Ankara, ı955, s, 199. - Yurdaydın, Bostan, s, ı99, dipnot, 163.

13 Kuran-ı Kerim, 42 Şiirii, 27 1

163

Page 8: ıp( - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D083550/2001/2001_SEVERCANS.pdfİskendername'nin Osmanlı tarihine ait Dasitan bölümünü Şükrullalı, (1388-1464) Behcetil't-Tevarih'inde,

olunca, Ramazanın son günlerinden birinde O'nu harem-i basa getirtip, hayatını ölüm kuyusuna bıraktı ... "14

Şehsuvaroğlu Ali Bey'in katliyle ilgili olarak da, Kemal Paşa-Zade'nin Tevilrilı-i Al-i Osman'ın X Defter'inde de şu nakiller yer almaktadır.

"Zülkadirli Türkmanı' nın sınır beyi, Maraş ve Elbistan diyarının Başkumandam olan Şehsuvaroğlu Ali Bey, Sultan Süleyman' ın cüluslarında, herkes tebrike geldiği halde kendisi gelmemiş, elçi göndermişti... Bahtı günden güne açılan Ali Bey, mağrur oldu. Fesat dolu dimağı gururla doldu. Sultan Süleyman'a isyanını açığa vurdu... Şehsuvaroğlunun cezasının verilmesi kararlaştırıldı. Bu görev üçüncü vezir Ferhat Paşa' ya verilerek buyuruldu ki; "Sivas' a vara, Karaman ve Rum beylerini ve askerlerini toplayıp, müşavere için Şehsuvar oğlunu da oraya davet edip av kaydım göre" Emr-i Sultam üzere bütün bunlar yapıldı. Sohbet ve ziya.fete davet oluna.ıl Şehsuvar oğlu oğullarıyla beraber katledildi. "IS

Burada, Kanuni Sultan Süleyman hem İbrahim Paşa'nın hem de Şehsuvaroğlu Ali Bey'in öldürülmelerini haklı kılacak, belki de bunu gerekli hale getirecek, kendisine baş kaldırma noktasında bir bilginin sahibi olabilir. Ancak tarihçilerirnizin bir çoğu, eserlerinde naklettikleri kadarıyla böyle bir bilgiden açık ve belgeli olarak genellikle bahsetmezler. Üstelik, hem İbrahim Paşa'yı hem de Şehsuvaroğlu Ali Bey'i, niyetlerinin kötülüğü gerekçesiyle, ağır şekilde

eleştirirler. Çağdaş tabirlerle söylemek gerekirse oııları düşünce suçlarıyla

yargılarlar. Olaya bu şekildeki bir yaklaşım tarzı da, resmi tarilıçiliğin pratiğinde olan, padişalıı tüm uygulamalarında haklı gösterme anlayışının, bir neticesi olabilir.

Süleymannarnelerin bir diğer özelliği de, bir kısım Süleymanname yazarının, resmi görevlerinin dışında, devrin padişalıı ile aralarında kişisel

dostlukların bulunmasıdır. Bu kişisel dostluklar da eseriere yansıyarak, özellikle padişahın kazandığı zaferierin anlatınunda, yazarları üzerinde oldukça etkili olmuşlardır.

Kanuni Sultan Süleyman'ın 1548 İran Sefer'inde, kazasker olan Bostan Efendi, Van Kale'sinin alınmasından evvel şu iki beyti söyler.

14 Bostan, Süleymannihne, Türk Tarih Kurumu Kütüphanesi, v, 161a, b; Matrakçı Nasuh, Sülevman-Nil.me, Topkapı Sarayı Kütüphanesi, Revan kolieksiyon u, No: 1286, v, 71 b, 72a

IS Kemal Paşa-Zil.de, Tevil.rih-i A-1-i Osman X. Defter. Hazırlayan: Şefaettin Severcan,_ T.T.K Basırnevi, Ankara 1996, s, 141-144. -

164

Page 9: ıp( - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D083550/2001/2001_SEVERCANS.pdfİskendername'nin Osmanlı tarihine ait Dasitan bölümünü Şükrullalı, (1388-1464) Behcetil't-Tevarih'inde,

"Sürme Şahım asker-i ralımanı şeytan üstüne Şabı mat et Şehsuvanm sür atın Van üstüne Yık ani rahm etme viran eyle viran üstüne Göreyim milk-i Acem yıkılsun abad olmasın"

Van'ın alınmasından sonra da Kanuııl'nin " ... biter iş değildi. Malıaza Bostan Efendi'nin kerfunetidir ... "16 şeklindeki beyanı, padişah ile bazı süleymanname yazarları arasındaki kişisel dostlukların, en belirgin ömeğidir.

Süleymannameler sultanııı, vezirlerin ve diğer yüksek makam sahibi idarecilerin uygulaınalarını anlatırken birer eğitiınci gibi davranırlar. Kısmen de olayların sonunda birer hakim gibi davrandıklarını gözlemlemek mümkün olabilir.

Onaltıncı yüzyıl Osmanlı tarih yazıcılığına kısmen hakim olan, resmileştirilmiş, idealize edilmiş veya felsefi olarak anlayış temeli haline getirilmiş olmamakla beraber, yaşanan hayatta, idealin gerçeğe teslimi şeklinde kendini gösteren, "güçlünün haklılığı" anlayışını, bu eserlerde görmek mümkündür. Ancak bu anlayış felsefi temeli olan "bir ideolojik okuma" anlayışı değil, belki bir şekilde pıratiğe intikal edenin savunusudur. Öyle ki, istisnası çok az olan bu tarihçilecin hemen hemen tamamına yakını, resmi tarihçiliğin dışında, kişisel anlayış olarak da, idarecilerin genellikle her uygulamasını haklı gören ve onların karşısındaki her şeyi yargılayan tavırları, bu anlayışın örneklerini sergiler. Yukarıda naklettiğimiz, Vezir-i Azam İbrahim Paşa'nın ve Şehsuvaroğlu Ali Bey'in katıedilmeleriyle ilgili nakillerdeki üslup ve anlayışlar, bu tesbitiınizi destekleyen unsurlar taşımaktadır lar.

Süleymannamdere göre, Osmanlı'da siyasal otoriteye bakışla ilgili, kendini ağırlıklı olarak hissettiren anlayışa göre, Osmanlı sultanları, Allah tarafından seçilerek, Hz. Muhammed (s)'ın nöpetini devr almış şam yüce padişahlardır. Onlar temiz ve yüce soydan gelmişlerdir.Bu anlayış sadece Osmanlı tarihçilerinin Osmanlıda siyasi otoriteye bakışı olarak kalmaz, aynı zamanda bu anlayışlarını Kur'an'dan ayetlerle destekleyerek toplumun da siyasi otoriteye bakışlannın böyle olmasını temine çalışırlar. Süleymannamelerde oldukça bariz gözüken bu anlayış dini bir görev telakkisi olarak da düşünebilirler. Zira aldıkları eğitim böyle düşünmelerini de tabii kılabilir.

16 Yurdaydın, Bostan, s, 187, dipnot, 132 ve 199,:200.

165

Page 10: ıp( - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D083550/2001/2001_SEVERCANS.pdfİskendername'nin Osmanlı tarihine ait Dasitan bölümünü Şükrullalı, (1388-1464) Behcetil't-Tevarih'inde,

Bu anlayışı, Kemal Paşa-Zade, Kanuıll Sultan Süleyman'ın talıta çıkışını anlatırken, şöylece ortaya kor:

"Hazret-i Ris~ilet'in nevbet.:i İıübüvveti · kıyamet'e dek şeş-kı1şe-i heft iklimde biş vakit urulsa gerekdir. Her zamanda bir sultan-ı adinıü'l-misl ü azirnü'ş-şan, bu cilian darmda nevbet~d§rl olm:, İkiyüz :elli yıl vardır ki ol hizmet selatın-i ili-kadr-i Aı-i. Osman'a. ki sadr-nişin-i divan-ı·lıilafetdururlar, değrnişdür. Adet-i mezk:O.re hanedan-ı mezbfue.de can olur/' .• ·

Selatiıı tutdı tertib üzre nevbet Bu nevbet-hanede oldı bu adet

Olur her alemin bir karn-ram Ki ol karnın olur samb-kıram

Cihandan ol gider bir gün yerini Biri dahi tutar anun yerini

Hakikat bu cihan bir reh-güzerdir. Gelen göçdi konan da göçiserdir.

Ol nesi-i tahirden ve asl-ı zamrden zuhfrr iden selatlıı-i kerimü'ş-şan ve airılı:nü'l-ibsan ki esatin-i kııbbetü'l-islamdururlar, sayir mülfrk-i kirarndan ve ümera-yı izamdan vücı11ıile ser-efraz olub, imtiyaz · bulmuşlardır."17 Beyitler bölümü, Matrakçı Nasuh'un Süleymanııamesi'nin girişinde de aynen yer almaktadır. 18

Osmaıılı sultanlan, ruemin idarecisi olan Allalı'tan ve O'nun son elçisi Hz. Muhammed (s.)'den aldıklan yetkiyle aleme nizarn verrnek için çalışmaktadırlar. Bu göreve Allalı'ın lütfu ile mazhar olduklan için, zamanlanndaki diğer sultanlardan üstün olarak, imtiyaz bulrnuşlardır. 19 Bu anlayış bu eserler vasıtasıyla Osmanlı toplumuna verilmiş ve böylece Osmanlı sultanianna itaat etmek halk için d1n1 görev telakkı edilmiştir. Burada hemen şunu belirtmeliyiz ki sultanların icraatlannı tasvip etmek, hatta onları, . bu icraatlanyla övmek, sadece Osmanlı toplumu için değil genelde Osmanlı tarih yazarlan özelde de Süleymanname yazarlan için de dilli bir görev gibi kabul

17 Tevarih-i Al-i Osman. X. Defter, s, 6-7. 18 Matrakçı Nasuh, Süleymanname. Topkapı Sarayı Kütüphanesi, Revan kolleksiyonu, No: 12Ş,6, v, 3a. 19 Kemal Paşa-Zade, Tevarih-i A-1-i Osman X. Defter, s, XCI. -

166

Page 11: ıp( - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D083550/2001/2001_SEVERCANS.pdfİskendername'nin Osmanlı tarihine ait Dasitan bölümünü Şükrullalı, (1388-1464) Behcetil't-Tevarih'inde,

edilmiş olabilir. Bir başka ifadeyle, genellikle bu dönem Osmanlı tarihçilerinin, her uygulamasında sultanın yanında yer alması, Osmanlı Hanedan'ına

bakışlarındaki temel ön kabullerden kaynaklanmış olabilir.

Bu eserlerde görülen bir diğer eğitim özelliği de, yazarlarının, devletini, ülkesini ve askerini çok sevrneleri ve bu kurumlara, hem hukııki hem de geleneksel olarak sahipleıınıeleri sonucu toplumu da bu anlayışla donatmalarıdır. Bu yazarlar bedeli ne kadar büyük olursa olsun, daima devletin istikrarımn yanında yer alırlar. Aslında, onaltıncı yüzyıl Osmanlı tarihçilerinin, Fatih Sultan Mehmed'in kardeş katlİ ile ilgili kanun-namesini onaylamaları, Yavuz Sultan Selim'in babası II. Bayezid'den iktidarı alış biçimini ve kardeşleriyle olan mücadelelerini, normal karşılamalan ve hatta onaylamaları her zaman devletin istikrarının yanında yer almalanmn tabii bir sonucu olmuştur. Bu, sevgi, itaat ve istikrar anlayışlarını Kanuıll Sultan Süleyman'ın tüm uygulamalarının yanında yer alınak suretiyle Süleymannamelerinde de açık bir şekilde göstermişlerdir.

Süleymaıınameler, genellikle sultanlar ve vezfr-i azamlar, bazan da diğer başarılı idareciler için söylemniş olan, edebi iltifatlada dolu kısımlanmn dışında çok kıymetli ve doğru bilgiler verirler. Y azarlanmn, çoğunlukla anlattıkları

olayların görgü tamğı olmaları nedeniyle, verdikleri bilgiler genellikle en doğru ve sağlam bilgilerdir. Özellikle, Celal-Zade Mustafa, Kemal Paşa -Zade, Bostan Çelebi, Abdül'aziz Karaçelebi-Zade gibi bazı dikkatli yazarların eserlerinde verdikleri bilgiler resınl belge bilgileri kadar güvene layıktırlar. Bu güven Osmanlı toplumu içinde de duyulduğundan bu eserler ayın zamanda güveııli bir eğitiın aracı konunıundadırlar.

Süleymannameler, tarilli bilgi zenginlikleriniıı yanında, kaleme alındıkları dönemin, dlnl, al1lili, sosyal ve iktisam yapılarının birer aynası

gibidirler. Bunlardan hareketle, dönenlin Him adamlarının, -belki bir ölçüde de toplunıun - dlın anlayışını tesbit etmek de mümkündür.

Bu eserlerde anlatılanların bir çoğu, büyük ölçüde ayetlerle, yer yer de hadislerle desteklenir. Bir başka bakış açısıyla, yapılanların meşruiyyet zemini, haklılığı ve doğruluğu ayetlerle güçlendirilir. Ayetler o kadar çok kullanılır ki, okuyucu yer yer, cillad ayetleriyle ilgili tefsir okuyar hissiııe kapılabilir. Dolayısıyla bunları okuyan Osmanlı toplumu tüm yapılanları dirıl meşruiyyet

içiııde algılar ve aksini düşünmeyi hele hele yapılam tenkit etmeyi diı1İne zarar verici olarak değerlendirir. Doğal olarak bu anlayış devlet - halk bütünleşmesini temin eden bir sonuç doğurur. Böylece bu eserler Osmanlı toplumunun siyasi eğitin1İnde devlet- halk bütünleşm~esinde vazgeçilmez bir öneme sahip olurlctr.

167

Page 12: ıp( - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D083550/2001/2001_SEVERCANS.pdfİskendername'nin Osmanlı tarihine ait Dasitan bölümünü Şükrullalı, (1388-1464) Behcetil't-Tevarih'inde,

Bununla beraber ayetlerle güçlendirilen bu rol tam bir kurgusallık taşımaz. Bu eserlerde ayetlerin fazlaca kullanılmış olmasını iki temel sebeble açıklamak mümkündür. Birincisi, tarih yazarlarının kültürel zemini ve genellikle ansiklopedik bilim adamı kimliğini taşırnalandır. Öyleki, bu yazarlar genellikle aldıklan eğitim gereği, tefsir ve hadis gibi dini ilimiere büyük ölçüde vakı:ftırlar. Hatta bir kısmının dini kimliği en önde gelirken, sayılan az da olsa, Osmanlı Devletin'de en yüksek dini makam olan 'Şeyhü'l-İslam'lığa kadar yükselmiş olanlan da vardır. Böyle bir kültür zemini içerisinde, tarihçiler, öne çıkmış olan dini kimliklerini eserlerine büyük ölçüde yansıtmışlardır.

İkincisi, eserlerde olaylan anlatırken çok sayıda ayet kullanmak, adeta genel geçer bir tarz haline gelmiş ve hatta geleneksel bir yapı oluşturmuştur. Geleneklerine bağlı bir toplum yapısı içerisinde, tarih yazarlarının, bu gelenekiere uyması kadar tabii bir şey olamaz. Bunun sonucu olarak da, Süleymannamelerde çok sayıda ayet kullanmak kaçınılmaz olmuştur.

Sonuç olarak şunu belirtmek mümkündür. Genelde Osmanlı tarihlerinin özelde Süleymanııamelerin Osmanlı toplumunun siyasi eğitiminde yüklendikleri rol önemli ölçüde dini zerninlidir. Devlet - halk ilişkilerinde devletin meşruiyeti ve devlete halkın itaatı dini görev çerçevesinde takdim edilmiştir. Aksi bir düşünce veya davranış dinden uzaklaşmayı doğurur. Bu anlayışın sonucu devlet - halk bütünleşmesi o kadar sağlam olmuştur ki, yaklaşık 600 yıllık Osmanlı

devleti döneminde Osmanlı Hanedan'ıııı yıkıp yerine başka bir hanedam geçirmek üzere kayda değer tek bir girişim bile olmamıştır.

168