proteinler-
TRANSCRIPT
PROTEİNPROTEİNLERLERPROTEİNPROTEİNLERLER
“Protein” sözcüğünün kaynağı, Yunanca'nın "birincil öneme sahip" anlamını taşıyan (prota) sözcüğüdür. Bu isim, proteinleri 1838'de ilk tanımlayan Jöns Jakob Berzelius tarafından verilmiştir. 1926'da James B. Sumner'in üreaz enziminin bir protein olduğunu göstermesine kadar, proteinlerin canlılar için ne derece önemli olduğu tam anlaşılmamıştır. Yapısı çözülen ilk proteinler arasında insülin ve miyoglobin bulunur ki, insülin için Sir Frederick Sanger 1958'de, miyoglobin için de Max Perutz ve Sir John Cowdery Kendrew 1962'de Nobel Kimya Ödülü kazanmıştır. Her iki protein de kırınım analizi ile üç boyutlu yapıları çözümlenen ilk proteinlerdendir.
• Proteinler, amino asitlerin zincir halinde birbirlerine bağlanmasından oluşan büyük organik bileşiklerdir. Bu zincirde bir amino asitin karboksil grubunun bir diğerinin amino grubuna bağlanmasıyla oluşan bağ peptit bağı olarak adlandırılır. Proteinlerin primer yapısı genetik bilgiyi taşıyan DNA molekülleri tarafından denetlenmektedir.
Fonksiyonu ve biyolojik aktivitesi ne olursa olsun bütün proteinler 20 standart aa. den meydana gelmiştir.
Organizmada en yüksek oranda bulunan makromoleküller
% 70 su% 15 protein% 15 diğer
Total hücre ağırlığı
Amino asitlerin lineer polimerleri
Farklı Cins Sayı
sıralanma
(n tane) 20 St AA PROTEİN
Standart AAlerin peptid bağı aracılığıyla lineer dizilişi Birbirinden farklı cok
sayıda peptid zincirleri
Dipeptid: AA1 AA2
20 x 20400 farklı molekül
Tripeptid: AA1 AA2 AA3
20 x 20 x 20
Evrendeki total atom sayısı
8000 farklı molekül
.
Sınırsız sayıda farklı
protein yapılarıAA sekansı: 20n
AA sayısı: n
H2N ()nCOOH
Amino asitler
lineer polimerler:
PEPTİTLERİN KISA YAZILIŞI VE ADLANDIRILMASI:
• Üç harfli kısaltma ile (Glu-Gly-Ala-Lys)
• Tek harfli kısaltma ile (EGAK)
• Daima amino ucundan başlayarak yazılır ve okunur. Amino asit kalıntıları en sondaki hariç –il eki alır. (Glutamilglisilalanillizin)
3 boyutlu yapı, lineer polimerlerin çok farklı şekillerde katlanması ve kıvrılmasıyla oluşur
Her proteinin spesifik bir
fonksiyonu vardır
Biyolojik fonksiyonlar,3 boyutlu yapıya
bağlıdır
H2N ()nCOOH (lineer polimer)
(polipeptid zincir)
-Şekil -Yapı
-Çözünürlük
-Biyolojik fonksiyon
Sınıflandırmada kullanılan özellikler
ProteinProteinlerin Sınıflandırılmasılerin Sınıflandırılması ProteinProteinlerin Sınıflandırılmasılerin Sınıflandırılması
Proteinler Çeşitli Biyolojik Fonksiyonlara Sahiptirler…
Proteinlerin Çeşitli biyolojik fonksiyonlarını bilmek biyokimyanın çok önemli amaçlarından biridir. Proteinleri gördükleri biyolojik fonksiyonlarına göre bir sınıflandırmaya tabi tutabiliriz.
Proteinlerin biyolojik rollerine göre veya fonksiyonel olarak sınıflandırılmaları
• Enzimler: Amilaz, pepsin, lipaz • Taşıyıcı proteinler (transport proteinleri): Serum albümin,
hemoglobin, lipoproteinler, transferrin• Besin ve depo proteinler: Ovalbümin, kazein ferritin• Lipoproteinler: kolesterol trigliserid• Kontraktil proteinler: Miyozin, aktin• Yapısal proteinler: Kollajen, elastin • Savunma (defans) proteinleri: İmmünoglobülinler, kan
pıhtılaşma proteinleri• Düzenleyici proteinler: İnsülin, büyüme hormonu • Diğer proteinler: Fonksiyonları henüz daha fazla bilinmeyen ve
kolayca sınıflandırılmayan çok sayıda protein
Enzimler: Metabolizmayı düzenleyen ve etkileyen globuler proteinler( geniş bir protein sınıfı) Biyokimyasal reaksiyonları katalizlerler Substrat spesifiteleri vardır. .... az şeklinde adlandırılır Eksiklikleri pek çok metabolik hastalıkla sonuçlanır
Proteinlerin Biyolojik FonksiyonuProteinlerin Biyolojik Fonksiyonu
Proteinlerin Biyolojik FonksiyonuProteinlerin Biyolojik Fonksiyonu
Düzenleyici proteinler: Fizyolojik aktivitenin düzenlenmesinden sorumludurlar
Ör:Hormonlar (insülin eksiklliği diabet)
G-proteinler Hücre içi haberleşme
Yapısal proteinler: Kas, , bbağ dokusu proteinleri, membran proteinleri
Ör: Kollajen (tendon and ligamentlerde)
keratin (saç ve tırnakta)
Proteinlerin Biyolojik FonksiyonuProteinlerin Biyolojik FonksiyonuTransport proteinleri: Plazmada ve membranlarda spesifik maddelerin veya iyonların taşıyıcısıdırlar
Ör:Hb-O2, miyoglobin-O2
Lipoprotein-lipid, Transferrin-Fe Seruloplazmin-Cu, vbBesin ve Depo proteinler: Ovalbumin, laktalbumin, kazein, ferritin
Proteinlerin Biyolojik FonksiyonuProteinlerin Biyolojik Fonksiyonu
Kontraktil proteinler: Kasılmayı ve
hareketi sağlayan proteinler
Ör:Miyozin - kalın filament
Aktin - İnce filament
Tübilin - membran iskeleti
Reseptörler:Hücre içi haberleşmede rol oynarlar Ör:adrenalin için ß-adrenerjik reseptorSavunma proteinleri: Ör:İmmünoglobülinler: Patojenlere karşı organizmayı korurlar
Fibrinojen: (Pıhtılaşma mekanizması)
Proteinlerin Biyolojik FonksiyonuProteinlerin Biyolojik Fonksiyonu
Proteinlerin Saflaştırılması• Herbir hücrede binlerce farklı protein
bulunmaktadır. Herbir organizmadsaki proteinler birbirinden farklı olduğu gibi bu proteinler biyolojik aktivitelerini de dar bir pH ve sıcaklık sınırları içinde göstermektedir. Bir hücre ve dokudan istenilen bir proteinin saf halde izole edilmesi oldukça zordur. Proteinlerin saflaştırılmasında bugün kullanılan yöntemler oldukça gelişmiştir.
Bir proteinin aa kompozisyonunu ve aa dizisini tayin edebilmek için öncelikle bu proteinin saf halde elde edilmesi gerekir.
Ham bir tam hücre ekstraktından, biyolojik aktivite kaybı olmaksızın,
proteinin izolasyonu
PROTEİNİN SAFLAŞTIRILMASI
İzolasyon öncesi işlemler
- Hücre fraksiyonunun seçimi: sitoplazma, mitokondri, lizozomal, mikrozomal? - Organ tespiti: mitokondri kalp lizozomal /mikrozomal fraksiyonlar KC
Saflaştırma Şeması
Hücre ekstraktıenzimatikkimyasalFizikselmekanik
Hücre bütünlüğünün(membran yapısının)bozulması
Total hücre içeriğihücre lizatı
Biyolojik materyal (ör: doku)
ekstraksiyon
Hücre lizatı
Primer yapı tayini
Saflaştırma Şeması
diğer protein,iyon,su vb, ortamdan
uzaklaştırılması
Saf Protein
Ardışık Saflaştırma
işlemleri
SantrifüjFiltrasyon
Çözünmeyen hücre debrisi
(uzaklaştırılır)süpernatan hücresiz lizat
(nükleik asit, proteinler küçük moleküller)
•Primer yapı tayini
•Proteinin saflaştırılması
•Ekstraksiyon
Saflaştırma Basamakları
Suyun uzaklaştırılmasıTuz ve küçük iyonların uzaklaştırılmasıDiğer proteinlerden ayrılması
Amino asitlerin cins, sayı ve sırası
Ekstraksiyon
İstenilen proteinin yapısını ve biyolojik aktivitesini değiştirmemek için:- 0-4C ortam sıcaklığı(tüm işlemler için)- Blenderde parçalama(kıyılmış doku örneği)- Uygun tampon (pH, iyonik güç) seçimi ör: 0.05 M fosfat tamponu, PH 7.4
Kıyılmış doku örneği, 1/10 oranında tamponla karıştırılır
Hücre organellerinin elde edilme safhası
Kimyasal: Organik solventler, deterjanlar
Enzimatik: Lizozim, glukanaz
Fiziksel: Osmotik şok, dondurma / çözdürme
Mekanik: Sonikasyon, homojenizasyon
Fransız presi
Hücre bütünlüğünün bozulması
Kimyasal Yöntemler
Deterjanlar: Triton X-100, vb
Membran yapısını bozarak
hüce içeriğinin ortama
geçmesini sağlarlar
- Pahalı- Proteinleri denatüre edebilir - Ortamdan hemen uzaklaştırılmalıdır
Fransız PresiÇelik bir kaba yerleştirilen
hücre süspansiyonu üzerine uygulanan yüksek basınçla, hücreler küçük
bir delikten geçirilir
Mekanik yöntemler
Cam homojenizatör kabında
pistonun düzenli dönüşü ya da vuruşu ile sağlanan mekanik güçle, hücreler piston ve cam çeper arasında sıkıştırılır hücre zarı parçalanır,hücre içeriği tampona geçer, elde edilen süspansiyon,
bütünlüğü bozulmamış bir çok organeli içerir: HOMOJENAT olarak adlandırılır
HomojenizasyonMekanik yöntemler
Hücre süspansiyonuna daldırılan sonikatör, titreşim yaparak ve
yüksek ses dalgalarıyla hücre bütünlüğünü
bozar
Mekanik yöntemler
Sonikasyon
büyüklük/kütle şekil
çözünürlükpolarite
affinite, vb
fiziksel özelliklerProteinler saflaştırma
Saflaştırmada Kullanılan Prensipler
Saflaştırmada Kullanılan Yöntemler
• Diyaliz• Ultrafiltrasyon• Jel filtrasyonu• Elektroforez• İzoelektrik fokuslama• İyon değiştirme kromotogrefisi• Affinite kromotografisi• Densiti gradient (zonal) santrifugasyon
Fraksiyonel presipitasyon
Saflaştırmada Kullanılan YöntemPrensip
Büyüklükkütle
çözünürlük
diyaliz
jel elektroforezi (SDS-PAGE)
ultrafiltrasyon jel filtrasyonu kromatografisi
santrifüj
Saflaştırmada Kullanılan YöntemPrensip
yük
polarite
affinite kromatografisi
iyon exchange kromatografisiElektroforez ?
izoelektrik fokusing
adsorbsiyon kromatografirevers faz kromatografi (HPLC)hidrofobik etkileşim kromatografi
Biyolojik aktivite Bağlanma
Sulu karışımlar(süspansiyon/homejenat)’a
santrifüj kuvveti uygulandığında, daha büyük ve yoğun komponentler,daha hızlı
çökerler
Düşük hızlı santrifüj:Tam hücreleri, deney ortamından ayırır
Yüksek hızlı santrifüj: Farklı büyüklük ve yoğunluktaki subselüler organelleri ayırır
SANTRİFÜJ
• Kütle büyüdükçe, çökmesini sağlayan santrifüj gücü azalır
differensiyel santrifüjBüyüklükkütle
homojenat nükleushücre debrisi
mitokondriperoksizom
lizozom
mikrozomsitozol
• Homojenat, gittikçe artan santrifüj kuvvetine maruz bırakılarak fraksiyonlarına ayrılır
Zonal Ultrasantrifügasyon Yoğunluk esasına dayanır (daha hassas) Yoğunluk ve büyüklük olarak birbirine çok yakın olan organeller, Differansiyel santrifüjle ayrılamaz Bu amaçla zonal santrifügasyon kullanılır Çeşitli tipleri vardır:
Plastik bir tüpte % 5-20 konsantrasyonda sukroz gradienti oluşturulur En üste homojenat uyglanır Bir gün 100,000 x g’de santrifüj yapılır Homejanat, yoğunluğuna uyan tabakalara dağılır
Kademeli gradient santrifüj
Kademeli Gradient Santrifüj
sukroz gradienti (% 5-20)
numune
ultrasantrifüj
100,000 x g24 h
Tüpün dibi delinirfraksiyonlar toplanır
en yoğun en hafif
Büyüklük/kütle diyaliz
tampon
homojenat
Semipermiablmembran
Diyaliz başı Diyaliz sonu
Proteinler, tuz, iyon ve küçük moleküllerden ayrılır
Diyaliz:molekül büyüklüğüne bağlı diffüzyon Semi-permeabl (ultramikroskobik porları bulunan) selefon membran aracılığla filtrasyon
• Prensip olarak diyalize benzer (büyüklük/kütle)
• Ultrafiltrasyon tüpünün alt kısmında yarı geçirgen bir membran bulunur
• Üstten uygulanan basınçlı azot gazı ile, çözücü ve küçük moleküller membran dışına çıkar
ULTRAFİLTRASYON
homojenat
hücreler/proteinler
membran
Kromatografik Yöntemler
depo(tampon)
sabit faz(katı porlu matriks)
mobil faz(tampon)
elüent
Protein karışımı
Kromatografi:madde karışımlarının, sabit ile mobil faz arasında, büyüklük, şekil, taşıdıkları yük, çözünürlük, vb. özelliklerine göre,dağılmaları,ayrılmaları
•Kolon kromatografisi:proteinlerin saflaştırılmasında sıklıkla kullanılır •Kolon, proteinleri seçici adsorblayan bir maddeyle (katı porlu matriks) doldurulur SABİT FAZ •Protein karışımı kolona tatbik edilir •Tampon çözelti (MOBİL FAZ) ile yıkanan kolon tarafından, adsorbe edilmeyenler önce adsorbe edilenler daha geç kolondan çıkarlar
Kolon Kromatografisi
Kolon Kromatografi Tipleri
•Jel filtrasyonu büyüklük •İyon exchange yük •Affinite (bağlanma) • Adsorbsiyon (HPLC) fazlar arasındaki çözünürlük farkı
Kolondaki dolgu maddesi ve seçilen elüsyon metoduna göre gruplandırılır:
Jel Filtrasyon KromatografiProteinler, molekül büyüklüğüne göre ayrılırlar
•Kolon, jel boncuklar [sephadeks (çapraz bağlanmış dekstran)vb polisakkarid veya poliakrilamid polimer] ile doldurulur katı matriks•Protein karışımını içeren tampon, kolondan geçirilir
Küçük proteinler,jel boncuklar arasındaki boşluklara girer, kolondan geç çıkarlar
Büyük proteinler, jel boncuklar arasındaki boşluklara takılmaz,kolondan önce çıkarlar
jel boncuklar
cam kolon
akış
Proteinlerin elüsyonu: en büyük en küçük
Jel Filtrasyon Kromatografi
Jel Filtrasyon Kromatografijel boncuk
en büyük protein
Proteinlerin, matriksteki porlara takılma yüzdesi, büyüklüğü ile ters orantılıdır
•Avantaj: Büyük miktarda protein karışımı saflaştırılabilir
•Dezavantaj: Yavaş ayırım
Porlara takılan proteinler daha yavaş sürüklenirler
İyon exchange(değiş-tokuş) KromatografiProteinleri, üzerlerinde taşıdıkları net yüke göre ayırır
pH pI net yük pozitif pH pI net yük negatif
• Protein karışımındaki iyonlar, sabit fazdaki aynı yüklü iyonlarla[ (+)(+) veya (-) (-) ile] yer değiştirerek, kolona bağlanırlar
•Bağlanmayan proteinler, kolondan en önce çıkarlar
• Daha sonra, iyonik gücü/pH’sı farklı bir tampon kolondan geçirilir bağlı proteinlerin yükü değiştirilerek elüsyonu sağlanır
İyon-Exchange Kromatografi
Katı destek olarak Reçine Seçimi.
Katı destek exchangegrup
+ NaCl içeren elüsyon tamponu selüloz
dekstranagaroz
DEAE CMsülfonat
Anyon değiştirici reçine:Dietilaminoetil(DEAE)-SelülozKatyon değiştirici reçine: Karboksi metil(CM)- Selüloz Sülfoksi-selüloz
Reçine seçimi, saflaştırılacak proteinin yüküne ve ortam pH’sına bağlıdırKolonun dolgu maddesine, exchange yapacak yüklügruplar bağlanır karışımdaki proteinleri bağlar
(R+A-) + B- (R+B-) + A-
Katı matriks: DEAE-SelülozBirim moleküllerinde çok sayıdakuarterner amonyum hidroksit taşırlar
selüloz
DEAE-Selüloz
Anyon Exchange Kromatografi
(R+A-):kuarterner amonyum hidroksit (B-):negatif yüklü protein
R+, farklı anyonları farklı afinite ile bağlar
pozitif yüklü protein
R+
R+
R+
Tampon akışı
Anyon exchange Kromatografi
++++++
H
+
+
++ +
++
tuz gradienti
Üzerinde en çok negatif yük taşıyan proteinler, kolondan en geç çıkarlar
DEAEkolon
NaCleluent
Anyon değiştirici reçine: Dietilaminoetil (DEAE)- Selüloz
CH2-CH2-NCH2-CH3
CH2-CH3
Katı matriks: CM-Selüloz sülfoksi-selülozBirim moleküllerinde çok sayıda karboksilat/sülfonat taşırlar
selülozCM-Selüloz
(iyonize form)
Katyon Exchange Kromatografi
(R-A+): karboksil grubu (-COO-H+) sodyum sülfit (-SO3Na+)
B+: pozitif yüklü protein
R-, farklı katyonları farklı afinite ile bağlar
(R-A+) + B+ (R-B+) + A+
negatif yüklü protein
R-
Katyon exchange Kromatografi
Katyon değiştirici reçine: sülfoksi-selüloz(-SO3Na+)
Tuz çözeltileri ile Elüsyon•Reçineye bağlanan proteinler ortamın tuz konsatrasyonunu giderek artırmak suretiyle kolondan elüe edilirler•Tuzu oluşturan iyonlar, reçineye bağlanmak için proteinle yarışırlar
Düşükyüksek oranda tuz içeren tamponlarla Elüsyon
Affinite KromatografisiEnzim, hormon,vb spesifik proteinlerin saflaştırılmasında kullanılır.Kolonun dolgu maddesine, (dekstran, poliakrilamid, selüloz vb) spesifik protein ile kompleks yapabilen bir ligand bağlanır:
Ligand bağlı boncuk
spesifikprotein
diğerproteinler
Tampon akışı
Serbest proteinler
ligand-proteinkompleksi
Affinite Kromatografisi
katı destek ligandspesifik protein
selülozsepharozdekstran
DNAIgG
histon protein A
antibody antijen antijen antibodysubstrat enzimkosubstrat enzimKonkavalin A glikoprotein reseptor hormon
+
Affinite Kromatografisi
glukoz-proteinkompleksi
boncuk serbest protein
boncukİlave
glukoz(G)
Ligand ile kompleks yapan spesifik protein,katı desteğe bağlanarak kolonda tutulurken; serbest proteinler kolonu terkederler
Bağlı protein, daha sonra, pH değişikliği / tuz çözeltileri veya ligand ilavesiyle kolondan elüe edilir
Örnek:
ELEKTROFORETİK YÖNTEMLER
Ortam pH’sına göre, (+) ya da (-) olarak yüklenen kolloid taneciklerin, bir elektrik
alanında, kendi net yüklerine zıt yük taşıyan anot veya katoda doğru farklı hızlarda
sürüklenmeleri
Proteinler, elektrik yükü, büyüklük (yük/kütle oranı), şekil gibi özelliklerine göre ayrılırlar
ELEKTROFOREZ
Elektroforez, genellikle poliakrilamid jel üzerinde yapılır
Elektroforetik Yöntemler • Karışım içinde bulunan protein sayısını tespit etmek( kağıt ve jel elektroforezi) • Saflaştırılmış proteinin saflık derecesini belirlemek( SDS-PAGE) • Saflaştırılmış proteinin molekül ağırlığını tayin etmek (SDS-PAGE) amacıyla kullanılır
ELEKTROFORETİK YÖNTEMLER
Proteinlerin saflaştırılmasında kullanılmaz !
POLİAKRİLAMİD JELPoliakrilamid Jel:Çapraz bağlı akrilamid polimeri
plastik kasa
anot
katot
tampon
tampon
jel
protein karışımı
Poliakrilamid Jel Elektroforezi(PAGE)
SDS - PAGESDS:Sodyum Dodesil Sülfat-anyonik deterjan
(-) yüklü SDS, proteinlerin kuarterner, tersiyer ve sekonder yapılarını bozar, katları açılan peptid zincir, SDS ile sarılarak misel görünümü kazanır
Zincirde yer alan her 2 AA artığına 1 molekül SDS bağlanır proteinlerin hepsi (-) yüklenir
SDS’in bağlanmasıyla , doğal yapısını kaybedenproteinler, aynı şekil ve yük/kütle oranına sahip olurlar elektriksel alan içinde proteinlerin hareketi sadece molekil ağırlıklarına bağlıdır Daha küçük olanlar, daha hızlı sürüklenir ve proteinlerin alt üniteleri birbirinden ayrılır
SDS - PAGE
SDS-PAGE ile proteinler, net yük ve şekillerine göre değil, sadece molekül büyüklüklerine göre,
birbirinden ayrılırlar
SDS-PAGE ÖRNEKLERİ
Molekül Ağırlığı TayiniStandart nümune
Sürüklenme hızı
Molekül ağ.(log)
nümuneprotein
İzoelektrik Fokusing• İzozimleri ya da özellikleri çok benzeyen proteinleri ayırmak için kullanılır
• pH gradienti oluşturulan jel üzerinde elektroforez yapılarak, proteinlerin pI değerleri tayin edilir • pH gradienti:Küçük molekül ağırlıklı organik asit ve bazları içeren bir amfolitya da amfolin (katyonik/anyonik polistren elektrolitler) çözeltisi inkorpore edilen jele elektrik alanı uygulanır
izoelektrik fokusing jel
10
pH
4
pH 10 pH 4
+-
İzoelektrik Fokusing• Amfolit çözeltisindeki H+ve OH- iyonları, biri diğerini nötralizeederek sürüklenirken, jelüzerinde pH gradienti oluşur
• protein karışımı İzoelektrik jele uygulanıp elektroforez yapıldığında, karışımdaki her protein kendi izoelektrik noktasına kadar jel üzerinde sürüklenir ve durur
pI:6.5
pH gradient
İzoelektrik FokusingProtein bandları
pH
Proteinlerin elektroforetik titrasyon eğrileri
Relatif yük
Protein saflaştırmasında kullanılan yöntemlerden bir veya birkaçı arka arkaya kullanılarak protein saf halde veya safa yakın bir şekilde elde edilmektedir.
Proteinlerin ÇözünürlüğüEtkileyen faktörler • Sıcaklık • pH • Ortamdaki nötral tuzun iyonik gücü
Presipitasyon: Çözünürlüğün kaybı Çözelti içinde (presipitat) çökelek oluşumu
Salting-out:Yüksek tuz konsantrasyonlarındahidratasyonu azalan proteinlerin presipitasyonuYüksek kons.lu tuz, kendi hidratasyonu için ortamdaki suyu tutar proteinin çözüneceği ortam azalır
İyonik güçTuzu oluşturan katyon ve anyonların yük sayısı ile tuz konsantrasyonu
Salting in / Salting outSalting IN
• Düşük konsantrasyonlarda (küçük iyonik güç) eklenen
tuz, yüklü proteinlerin çözünürlüğünü artırır
• Protein üzerindeki yük etkileşimleri korunur
• [Düşük tuz], proteinlerin
presipitasyonunu önler
Salting OUT• Yüksek konsantrasyonlarda
eklenen tuz, proteinlerin çözünürlüğünü azaltır
• Çünkü, proteinlerin çözünmesi için gerekli çözücü(su) için yarışır
• [yüksek tuz] tarafından hidrasyon kabuğu uzaklaştırılan protein, çöker
FRAKSİYONEL PRESİPİTASYONİyonik gücü gittikçe artacak şekilde farklı
konsantrasyonlarda tuz çözeltileri kullanarak, karışım içerisinde bulunan çeşitli proteinlerin
birbirinden ayrılmasıPolivalan anyon
sülfat fosfat sitrat
monovalan katyon Na+
NH4+
amonyum sülfat (NH4)2SO4
Salting out ile presipite edilen proteinler, doğal yapılarını koruduklarından, denatüre olmaksızın,
yeniden çözünür hale getirilirler
Amonyum sülfat ile Fraksiyonel Presipitasyon
santrifüj
% 20 (NH4)2SO4
Amonyum sülfat, Proteinleri - Presipite eder (salting-out) - Stabilitesini artırır(Kosmotropik iyon )
hedefprotein
% 40 (NH4)2SO4
presipitat
protein çözeltisi
Proteinlerin Canlı Yapısındaki Önemi1- Membranların, kas dokusunun, bağ dokusunun yapısal
elementidirler
2- Transport mekanizmasında görev yaparlar. Örn. Hemoglobin molekülü oksijeni, sitokrom molekülü ise elektronu taşımaktadır.
3- Proteinler kan dolaşımında serum albuminleri halinde vücut sıvısının dengeli bir şekilde kalmasını sağlarlar
4- Enzimler ve hormonlar halinde metabolik olayların düzenlenmesini sağlarlar
5- Nükleoproteinler halinde genetik yapıda yer almaktadırlar
6- vücut savunma mekanizmasında gama globulinler halinde antikorların yapısında yer alırlar.
Primer protein yapısı; aminoasit dizisi
Sekonder protein yapısı; amino asit dizileri hidojen bağlarıyla bağlanırsa
Tersiyer protein yapısı; sekonder yapının katlanmasıyla oluşur
Kuarterner protein yapısı; bir amino asit zincirinden fazlasını içerir
Proteinlerin yapı taşları aa. lerdir.Proteinlerin fiziksel, kimyasal ve biyolojik özelliklerini, bu yapıda yer alan aminoasitlerin sıralanışı, özellikleri ve bu aa.lerin yan zincirlerindeki moleküler düzenlemeler belirlemektedir. aa.lerin protein yapısında birbirini takip eden dizilişleri primer yapı olarak bilinmektedir.
a) Primer Yapı: Bir proteindeki amino asit dizisine denir. Amino asitler birbirlerine kovalent peptid bağlarıyla bağlanmışlardır. Bu bağ, bir amino asitin α-karboksil grubu ilediğerinin α-amino grubu arasında bir molekül su çıkışıyla kurulur. Peptid bağları, proteinleri denatüre eden sıcaklık ve yüksek üre konsantrasyonu gibi durumlarda kırılmaz. Ancak çok yüksek sıcaklıkta, uzun süre güçlü asit ve bazlarla muamele edildiğinde kırılabilir.Amino asitlerin peptid bağlarıyla bağlanmaları, dallanmayan zincir ţeklindeki polipeptidleri oluţturur. Bir polipeptidin her bir amino asidine bakiye (rezidü) denir.Peptid bağı, parsiyel çift bağ karakterindedir, rijid ve planardır ve bağ etrafında serbest rotasyon olmaz. Genellikle trans şeklindedir, yüksüz ama polardır.
Proteinler bellibelli bir amino asit dizisine sahip polipeptitlerdir. Bu dizilime
PRİMER (BİRİNCİL) YAPIPRİMER (BİRİNCİL) YAPI denir.
Proteinlerin fonksiyonlarını eksiksiz olarak yerine getirebilmeleri için sekonder, tersiyer, kuaterner yapı şekilleri de önemli bir yer tutmaktadır.
Peptid Bağı
PEPTİDLER
• Amino asitlerin -amino ve -karboksil gruplarının peptid bağları ile
birbirlerine bağlanmasıyla oluşurlar
Peptid Bağı
O ‖- C – N - H
Amid Bağı(kovalent bağ)
• Lineer amino asit polimerleri
R1
R2
R1
R2Karboksil
grup
Amino grup
Peptid Bağı
Peptid Bağı Oluşumu
H3N+ – CH – COO-
H
GLİSİN (Gly) ALANİN (Ala)H3N+ – CH – COO-
CH3
H3N+ – CH –
H
– CH – COO-
CH3 O ‖ C _ N H
H2Okondenzasyon reaksiyonu
Peptid Bağı
Peptid Bağı Oluşumu
Glisilalanin (Gly-Ala)
DİPEPTİD: GLİSİLALANİN
Glisin Alanin
N-terminal
C-terminal
Peptid bağı
su
Amid grubu düzlemi
Glisilalanin
PEPTİDLER, peptid bağı sayısına göre değil, AA sayısına göre sınıflandırılırlar
polipeptid n-1n
pentapeptid 45tetrapeptid 34tripeptid 23dipeptid 12PeptidBağ sayısıAA sayısı
Peptidlerin Sınıflandırılması
OLİGOPEPTİD: Birkaç AA(AA sayısı 10)
POLİPEPTİD:Birçok AA(AA sayısı 10 - 12)
PROTEİN: AA sayısı 40 (mol.Ağ: ~5000)
Proteinler bir ya da daha çok polipeptid zincirinden oluşabilirler
Peptidlerin Sınıflandırılması
Peptidlerin ÖzellikleriAmino-terminalN-terminal (sol)
O
C – NH - CH -COO-
CH3
HCOH CH2 O
H3N+CH – C – NH – CH -
(CH3)2
CH
CH2
Karboksi-terminal C-terminal (sağ)
Tripeptid: Fenilalanil – lösil - treonin (Phe-Leu-Thr)
Rezidü (amino asit artığı): Peptid/protein yapısına katılan amino asit
Adlandırma: N-terminal(1) C-terminal(n)
Tetrapeptid: Alanil-tirozil-Aspartil-Glisin (Ala-Tyr-Asp-Gly)
Peptidlerin Özellikleri
Amino-terminal N-terminal
Karboksi-terminal C-terminal
Fizyolojik pH’da, • Peptid (amid) bağı: yüksüz • Peptidler: yüklü
Peptidlerin İyonizasyon Davranışları
Peptid bağını oluşturan amino ve karboksil grupları, peptidlerin asit-baz özelliklerine
katkıda bulunamazlar
Peptidlerin asit-baz özelliği: -Amino ve karboksi terminaller -İyonize yan zincirlerin sayısı ve cinsi
• N-terminal +NH3 grupları, türedikleri amino asidin amino grubuna göre, daha güçlü asittir (pK )
Peptidlerde N- ve C-terminal gruplar, aynı -karbon atomu üzerinde bulunmadıkları için:
• C-terminal COO- grupları, türedikleri amino asidin karboksil grubuna göre, daha zayıf asittir (pK )
Anyonik form (-1)
10
İzoelektrik form ( 0 )
pI
Katyonik form (+1) 3
İyonizasyonAlanilalanin pH
H3N+ – CH –
CH3
- CH –COOH
CH3 O ‖ C _ N H
H3N+ – CH –
CH3
- CH – COO-
CH3 O ‖ C _ N H
HN2 – CH –
CH3
- CH – COO-
CH3 O ‖ C _ N H
Noniyonize yan zincir taşıyan peptidlerinİyonizasyon şekilleri
İyonize yan zincir taşıyan peptidlerin İyonizasyonu
CH – COOH
CH2SH O – C – N – H
CH3 O H3N+CH – C – N – CH H
COOH
(CH2)2
+NH3
(CH2)4
O – C – N – CH H
Alanil - glutamil - lizil - sistein
0 7.4
- 3 10
+2 3Net yük pH
O
C
H
N
O
C
H
N
-
+Rezonans yapıları
Peptid bağının çift bağ karakteri
Kısmi çift bağ karakterine sahip olan peptid bağı düzlemseldir
CC
NC
O
H
CC
NC
OH
H
Peptid bağı ve -C atomları aynı düzlemde bulunur
CC
NC
O
H
Peptid bağının düzlemsel karakteri
Peptid bağları nedeniyle, polipeptid
zincirin 2/3’ ü sabit bir düzlem içinde
tutulur Yarı-katı (sert) yapı
Protein yapısının düzenlenmesi
Peptid bağının düzlemsel karakteri
Peptid bağının kısmi çift bağ karakteri Bağ açıları ve uzunluklar
CC N
CO
H C
C N C
O H
Düzlemsel (hareketsiz) peptid bağının etrafındaki atom grupları cis/trans izomerizm gösterirler,
Trans (Tercih edilen konfigürasyon)
Cis(x-pro sıralanışı)
Komşu -C atomları arasındaki uzaklık: 0.3 nm
Peptid bağı düzlemi hareketsiz olmasına rağmen, - karbon etrafındaki rotasyon polipeptid
zincirine esneklik kazandırır
-karbon Amid düzlemi
Amid düzlemi
Alfa - Karbon Etrafında Rotasyon
Protein iskeleti boyunca rotastonu sağlayan bağlar
Peptid/Protein Serbest Amino Asitler6 M HCl
110°C, 24 h
Peptidlerin Kimyasal Reaksiyonları
• Asit / Baz Hidrolizi
AA1 AA2
Peptid bağı hidrolizi, proteinlerin AA dizisinin belirlenmesi için gerekli bir
basamaktır
• Enzim Hidrolizi: Proteazlar
-Endoproteazlar
Tripsin, Kimotripsin, pepsin
-Ekzoproteazlar
Aminopeptidaz, Karboksipeptidaz
-Papain (in vitro şartlar)
Peptidlerin Kimyasal Reaksiyonları
Fizyolojik Olarak Aktif Peptidler
Peptid AA sayısı AA DizisiKarnozin dipeptid Histidil-ß-alaninAnserin dipeptid Metilhistidil-ß-alanin
Glutatyon (GSH)
tripeptid -Glutamil-sisteinil-glisin
Bradikinin nanopeptid
Kallidin(Lizil-bradikinin)
dekapeptid
Kas yapısı
Plazma proteinlerinin hidrolizi ile açığa çıkarlar
-Düz kasları gevşetir -Antienflamatuvar
Proteinlerin Primer Yapısının TayiniProteinlerin Primer Yapısının Tayini
1-Bireysel polipeptid zincirlerinin elde edilmesi 2-Bireysel polipeptid zincirlerinde - Amino asit bileşiminin tayini - N - ve C- terminal AAlerin tayini 3-Bireysel polipeptid zincirlerinin daha küçük zincirlere parçalanması 4- Küçük zincirlerde sekans analizi
Bireysel polipeptid zincirlerinin elde edilmesi
Bireysel polipeptid zincirlerinin elde edilmesi
OLİGOMERİK proteinler, non-kovalent bağlar ve disülfid köprüleriyle birleşmiş, birden fazla alt üniteden oluşurlar
Analizi yapılacak protein, OLİGOMER olduğu takdirde, primer yapının tayininde ilk adım; bireysel polipeptid zincirlerin elde edilmesidir
Proteinler,üre,guanidin HCl, vb ajanlar ile denature edilir
Bu işlemlerin sonucunda, primer yapı bozulmaksızın, polipeptid zincirleri birbirinden ayrılmış olur
Bireysel polipeptid zincirlerinin elde edilmesi
Bireysel polipeptid zincirlerinin elde edilmesi
• SDS-PAGE • Kromatografik yöntemler
Oksidan/ redüktanlar ile sistin yapısındaki S-S bağı kırılır
1- Hidrojen bağlarının koparılması
2- Disülfid köprülerinin yıkılması
3- Subüniteler birbirinden ayrılır
Disülfid köprülerinin yıkılması
Oksidasyon (ör: Performik asit ile sisteik asit yan zincirleri oluşur.)
Sülfidril bileşikleri ile Redüksiyon(ör: 2-merkaptoetanol, Ditiyoeritritol(DTT)
S S SH HS
zincir A zincir B zincir A zincir B
zincir A zincir B zincir A zincir B
S SHCOOH
O
SO3H HO3S
NH
CH C
CH2
O
O
S
HN CH C
CH2
O
O
S
2HSCH2CH2OH
NH
CH C
CH2
O
O
SH
HN CH C
CH2
O
O
SH
2SCH2CH2OH++
NH
CH C
CH2
O
O
S
HN CH C
CH2
O
O
S
NH
CH C
CH2
O
O
SO3
HN CH C
CH2
O
O
SO3
C O
O
H O H
performic Acid
NH
CH C
CH2
O
O
S
HN CH C
CH2
O
O
S
NH
CH C
CH2
O
O
SO3
HN CH C
CH2
O
O
SO3
C O
O
H O H
performic Acid
performik asit
Disülfid köprülerinin yıkılması
Oksidasyon (ör: Performik asit)
Disülfid köprülerinin yıkılması
Redüksiyon (ör: 2-merkaptoetanol)
NH
CH C
CH2
O
O
S
HN CH C
CH2
O
O
S
2HSCH2CH2OH
NH
CH C
CH2
O
O
SH
HN CH C
CH2
O
O
SH
2SCH2CH2OH++NH
CH C
CH2
O
O
S
HN CH C
CH2
O
O
S
2HSCH2CH2OH
NH
CH C
CH2
O
O
SH
HN CH C
CH2
O
O
SH
2SCH2CH2OH++
NH
CH C
CH2
O
O
S
HN CH C
CH2
O
O
S
2HSCH2CH2OH
NH
CH C
CH2
O
O
SH
HN CH C
CH2
O
O
SH
2SCH2CH2OH++
NH
CH C
CH2
O
O
S
HN CH C
CH2
O
O
S
2HSCH2CH2OH
NH
CH C
CH2
O
O
SH
HN CH C
CH2
O
O
SH
2SCH2CH2OH++
Amino Grubunun Teşhis Reaksiyonları
FNO2
NO2
NHCH2CONHNO2
NO2
• Sanger Reaksiyonu
Fluoro-dinitrobenzen(FDNB)
N-terminal AA
+ H2NCH2CONH
HF
Dinitrofenil AA kompleksi
(Sarı renkli)
• Asit Hidrolizi (6 N HCl, 110 oC, 24 h)
Bireysel polipeptid zincirlerinde Amino asit bileşiminin tayiniBireysel polipeptid zincirlerinde Amino asit bileşiminin tayini
Tüm peptid bağları kırılır
Polipeptid zincir hidroliz edilir:
•Hidrolizatın Amino asit bileşimi (sayı ve tip),otomatize katyon-exchange kromatografi(amino asit analizör) veya HPLC ile tayin edilir
•Kolondan elüe edilen amino asitler,ninhidrin ile reakiyona sokularak, amino asit tiplerininkantitif tayini yapılır•Amino asitlerin ninhidrin ile verdikleri mavi mor rengin şiddeti, miktarlarıyla orantıdır
•Amino asit analizörler ile amino asitlerin zincirdeki sırası ve her bir amino asitin
absolu miktarı belirlenemez
Otomatize amino asit analizörden elde edilen Kromatogram
absorbans
Elüat volümü
Bireysel polipeptid zincirlerindeN- ve C- terminal AAlerin tayiniBireysel polipeptid zincirlerindeN- ve C- terminal AAlerin tayini
N-terminal amino asit tayini
-Sanger reaksiyonu (FDNB)
-Edman reaksiyonu (fenilizotiyosiyanat)
Bu reaksiyonların ürünleri, otomatize yöntemlerveya HPLC ile tayin edilerek, her seferinde
N-terminal sırada bulunan amino asitin kimliği belirlenebilir
C-terminal amino asit tayini
Karboksipeptidazlar, polipeptid zincirinde C-terminal amino asidin yapmış olduğu peptid bağını koparan ekzopeptidazlardır
Polipeptid zincir, karboksipeptidaz enzimleriyle inkübe edilir ve otomatize yöntemlerle serbetleşen amino asidin kimliği belirlenir
Karboksipeptidazlar
• Karboksipeptidaz A: Arg, Lys, Pro dışındaki diğer AAlerin yaptığı C –terminal peptid bağını koparır
• Karboksipeptidaz B: Sadece C-terminal Arg ve Lys amino asitlerini ayırır
• Karboksipeptidaz C • Karboksipeptidaz Y
Tüm C-terminal bağları koparır
Primer yapının otomatize analizi için, polipeptid zincir üzerinde sınırlı sayıda, spesifik hidrolizler(peptid bağı koparılır) yapılır. Böylece, 20-60 AAiçeren daha küçük zincirler elde edilir
3-Bireysel polipeptid zincirlerinin parçalanması
3-Bireysel polipeptid zincirlerinin parçalanması
Kimyasal ve Enzimatik Hidroliz
Polipeptid zincirinde R2 Amino Asitin yaptığı peptid bağının karbonil tarafı (CO) amin tarafı (NH)
CR
HCO
NH
CR
HCO
N CH
R
H
1 2 3
Kimyasal HidrolizReaktif Hidroliz noktası
Siyanojen bromür Met (CO) tarafı
O-İyodobenzen Trp (CO) tarafı
Hidroksilamin Asn - Gly• Metiyonin, polipeptid zincirlerinde nispeten seyrek bulunduğundan, CNBr ile hidroliz sonucunda, istenilen büyüklüklerde peptidler oluşur• Zincirdeki sistein artıklarının CNBr ile reaksiyon vermemesi için, iyodoasetat ile bloke edilir
İyodoasetat ile Asetilasyon
iyodoasetat ile asetilasyon
Reversibl
Asetillendikten sonra, irreversibl
asetillenmiş
sistein artıkları
redüksiyon
CNBr ile hidroliz
Enzim (endopeptidaz) Hidroliz noktası
Tripsin Lys, Arg (CO) tarafı
Kimotripsin Phe,Trp, Tyr (CO)
Pepsin Phe, Trp, Tyr (NH) Asp, Glu, Leu (NH)
Termolizin Leu, İle, Val (NH)
Enzimatik Hidroliz
Tripsin ile Hidroliz
Sekans AnaliziSekans Analizi
Polipeptidin Met, Trp, Arg, Asn noktalarında
hidrolizi, primer yapının tayini için, yeterli
uzunlukları sağlar
Bu parçacıklar, KROMATOGRAFİK
YÖNTEMLERLE birbirinden ayrılarak, AA.
dizilerinin tek tek tayinine geçilir
En az 2 farklı yöntemle kırılan peptid parçalarının birleştirilmesi:
overlapping
Tripsin ile hidroliz
CNBr ile hidroliz
++
+
+
++
+
Asidik ve bazik AAler nedeniyle, AMFOTERİK
PROTEİNLERİN FİZİKSEL VE KİMYASAL ÖZELLİKLERİ
Proteinlerin İyonizasyonu
++
+
++
+
+
+
+
++
OH-OH-
Asidik pH Net yük +
Bazik pH Net yük -
pH = pINet yük 0
Tüm özellikler minimal seviyede Proteinler presipite edilebilir
Proteinlerin Titrasyon EğrileriProteinlerin Titrasyon Eğrileri
3 pH bölgesinde incelenebilir • pH 1.5-6.0 : Karboksil (-COOH, R- COOH)
• pH 6.0-8.5 : Histidin ve -NH3 grubu • pH 8.5 : Lys’de -NH3 grubu Tyr’de fenolik OH grubu Cys’de SH grubu Arg’de guanido grubu
Proteinler fizyolojik şartlarda tamponlayıcı
özelliğini His (imidazol) ile gösterir
Proteinlerin Titre edilebilen GruplarıProteinlerin Titre edilebilen Grupları
grup pK pH 7’de yük - COOH 3.5 - 4.0 -R - COOH 4.0 - 4.8 -
- +NH3 8.0 - 9.0 +İmidazol 6.5 - 7.4 0Guanido 12 + Tiyol 8.5 - 9.0 0 Fenol 9.5 - 10.5 0
PROTEİNPROTEİNLERİN 3 BOYUTLU LERİN 3 BOYUTLU YAPISIYAPISI PROTEİNPROTEİNLERİN 3 BOYUTLU LERİN 3 BOYUTLU YAPISIYAPISI
PROTEİNPROTEİNLERİN 3 BOYUTLU LERİN 3 BOYUTLU YAPISIYAPISI PROTEİNPROTEİNLERİN 3 BOYUTLU LERİN 3 BOYUTLU YAPISIYAPISI 1-Primer Yapı (1o)
2-Sekonder Yapı (2o)
3-Tersiyer Yapı (3o) 4-Kuarterner Yapı (4o)
-Alfa–heliks -Beta–kırmalı tabaka -Beta–bendler (kıvrım, dirsek) -Tesadüfi kıvrılmalar(Random coil)
1-Primer Yapı (1o)H2N (
)nCOOHAmino asitler
Protein yapısında yer alan AA lerin, bir düzen içerisinde
peptid bağları ile bağlanması
Protein sekansı
cins
sayı
sıra
AMİNO ASİT SIRALAMASI
Primer Yapı = Protein Sekansı
AA dizileri N-terminal C-terminal yönünde okunur
b) Sekonder Yapı:
Lineer dizide, komşu amino asitlerin birbirleriyle olan ilişkileri ve düzenlenmeleri sekonder yapıyı oluşturur. En önemli özelliklerinden birisi, bir peptid bağının -CO grubuyla, diğerinin -NH grubu arasında kurulan hidrojen bağlarıdır.Hidrojen bağları eğer, aynı zincir içindeki peptid bağları arasında kurulmuşsa, α-heliks yapı denilen yapılar oluşur. Bu spiral şeklinde, sıkı paketlenmiş bir yapıdır. Eğer hidrojen bağları farklı zincirlerdeki peptid bağları arasında ise, β-tabakalı yapımeydana gelir. Bu yapı, hem globüler hem de fibröz proteinlerde bulunabilir.
Paulling ve Corey 1951 de polipeptitlerin sekonder yapısınıbelirtmek üzere 3 yapı şekli önermiştir.
1) alfa- heliks yapı
2) beta- plakalı tabakalı yapı
3) Tesadüfi kıvrılmalar
• alfa -Helikste zayıf hidrojen bagı , bir peptit peptit bagındaki elektronegatif azot atomuna bağlı H atomu ile bu atomu ile bu peptit peptit bağından sonraki dördüncü amino asidin karbonil grubunun oksijen atomu arasında olusmaktadır.
• Bir peptit peptit zincirinin alfa -heliks olusturabilmesi için ya sadece L veya sadece D formunda a.asitleri içermesi gerekir
• Saç, kıl, tüy, yün, boynuz, tırnak, deri ve kus tüyü
gibi keratinlere dahil proteinler genellikle soldan saga dönüslü alfa-heliks düzenlemesi gösterirler.
• Beta-tabakalı konfigürasyonu ise ipek
lifi gibi gerilmis protein moleküllerinde görülmektedir.
• alfa– heliks ısı ve nemin etkisiyle beta-plakalı tabakaya dönüsebilir.
Miyoglobinin üç boyutlu yapısına katlanmış biçimi. Zincirde yer yer
sarmal katlanmalar gözleniyor. İşte bu
tip kurallı katlanmalar
SEKONDER YAPIYI oluşturur.
SEKONDER (İKİNCİL) YAPISEKONDER (İKİNCİL) YAPI
-sarmal-sarmal-tabaka-tabaka
2- Sekonder Yapı (2o) (PAULING ve COREY, 1951)
Primer yapıda birbirine yakın
olan AAlerin, molekül içindeki
düzenli ya da düzensiz
ilişkileri sonucunda oluşur
Düzenli ilişkiler: periyodik olarak tekrarlanan yapılar
Düzensiz ilişkiler: random coil (tesadüfi kıvrılmalar)
-heliks
-kırmalı tabaka
Sekonder Yapıyı Oluşturan Bağlar
R – CH2– S – S – CH2 – R
Cys Cys
Disülfid Bağı: Sistein rezidüleri arasında kovalent bağ
- Disülfid Bağları- Hidrojen Bağları
Hidrojen Bağları
Polipeptid zincirleri içinde veya arasında, polar ve yüksüz, -OH, -NH, -NH2 grupları
ile -C=O arasında medana gelir
(+) H atomları ile (-) O atomları arasındaki elektrostatik çekim gücü
-Heliks Yapısı• Çubuğa benzer bir yapı• Polipeptid zinciri bir ana eksen etrafında kıvrılarak devam eder
yan zincir
•Peptid bağları ve -Catomu (eksene paralel) polipeptid zincirin iskeletini oluşturur •-C üzerindeki R grupları, heliksin merkezinden dışına doğru yer alır
3.6 AA rezidü 5.4 Ao
H bağı
-Heliks’in Özellikleri • AA Rezidü = 1.5 AHer AA,heliks ekseni boyunca birbirinden 1.5 A uzaklıkta
bulunur
• Heliks Yüksekliği = 5.4 A Heliksin bir tam dönüş yapmasıyla gidilen uzaklık 1.5 A x 3.6 AA = 5.4 A
• 3.6 AA Rezidü / Dönüş Her AA, 100 açı yapar Heliksin her dönüşünde (360), 3.6 AA bulunur
• Primer yapıda aralarında 3- 4 AA’lik uzaklık bulunan AAler, -heliks ekseninde birbirine en yakındır
-Heliks Eksenine Üst Bakış
5.4 A
1.5 A
H bağı
H bağıH bağı
-Heliks Yapısında Hidrojen Bağları
Hidrojen bağları, zincir içinde oluşur
Heliks zincirindeki tüm peptid bağları hidrojen bağı oluşumuna katılır
1.AA rezidü-NH4.AA rezidü-C=O
Ardışık olarak H bağları oluşur
O
(- N -C-) H
Heliks zincirinin iç kısmında su molekülü yoktur
-Heliks Yapısında Stabilite Bir polipeptid zinciri için: - en düşük enerjili - en kararlı - en dayanıklı yapı
H bağları, sayılarının çokluğu nedeniyle, heliksin dayanıklılığını artırır
G = negatif
-Heliks(spontan oluşur)
İki ya da daha çok -helikszincirinin birbirlerine
sarılması
Süper-sekonder YapıSarılmış Sarmal(Coiled Coil)Protein
- Stabil, - Enerjetik olarak protein yapısına uygun
Beta–kırmalı tabaka
Buna Beta plakalı tabakalı yapı da denir.• 2 – 5 polipeptid zincirinin paralel ya da antiparalel birleşmesiyle oluşur
• Zincirler, tabaka/levha halindedir
• R grupları tabaka düzleminin altında ya da üstünde yer alırlar
(–konfigürasyon)
Beta–kırmalı tabaka
7.0 A
• AA Rezidü = 3.5 A
Her AA, -kırmalı tabaka boyunca birbirinden 3.5 A
uzaklıkta bulunur
• Polipeptid zinciri, gergin-gerilmiş
durumdadır.
Beta–kırmalı tabaka
Stabilite, sayılarının çokluğu nedeniyle, H bağları ile sağlanır
HİDROJEN BAĞLARI zincirler arasında oluşur
Beta–bendler (kıvrım, dirsek)• Proteinlerdeki -heliks ve -kırmalı tabaka yapıları, -bendler ile birbirine bağlanırlar
• -bendler, zincirin yönünü değiştirir( menteşe bölgeleri)
• -bendlerin varlığı, polipeptidlerin globüler kütleler oluşturmasını sağlar.
• -bend bölgelerindeki 1- 4 AA artıkları arasında H bağları oluşur.• Pro ve Gly sıklıkla bulunur
Diğer olası Diğer olası sekonder yapılarsekonder yapılar
Tesadüfi kıvrılmalar ((Random coil)
• Düzlemler arasında belirli bir ilişki ve H bağları yoktur
• Biyolojik fonksiyon bakımından, diğer sekonder yapılarla aynı
öneme sahiptir
•Proteinlerin, heliks, kırmalı tabaka veya -bend yapmayan bölgeleri, gelişi güzel helezonlar, kıvrılmalar şeklindedir.
Sekonder yapısını kazanmış protein daha Sekonder yapısını kazanmış protein daha da kıvrılıp katlanırsada kıvrılıp katlanırsa
TERSİYER (ÜÇÜNCÜL) YAPITERSİYER (ÜÇÜNCÜL) YAPISINI SINI kazanır. kazanır.
c) Tersiyer Yapı: Daha uzak amino asit bakiyeleri
arasındaki ilişkiyi yansıtır. Bir polipeptid zincirinin primer yapısı tersiyer yapıyı da belirler. Nonkovalan bağ olarak, hidrojen bağları dışında, yapıda stabilizasyonu sağlayan, hidrofobik interaksiyonlar ve yan zincirlerdeki negatif ve pozitif yüklü gruplar arasında iyonik etkileşimler de vardır. Kovalan bağ olarak disülfid köprüleri bulunur. Tersiyer yapı, polipeptid zincirlerinin uzaydaki 3 boyutlu düzenlenişini, dolayısıyla da proteinin şeklini belirler.
• ikinci yapıyı olusturan alfa ve beta konfigürasyonlar üst üste katlanır ve yumak seklinde sarılırlarsa elipsoid bir yapı gösterirler ki bu proteinlerin tersiyer yapılarıdır.
• Bu durum ise ancak yan zincirlerin reaksiyona girmesi ile mümkündür. Bu etkilesimler zayıf hidrojen bağları, kovalent bağlar, tuz bağları, iyonik bağlar ları, Van der Walls Walls çekim ve itim gücü ile sağlanmaktadır.
3 -Tersiyer Yapı
-Heliks / -kırmalı tabaka
yapıları, üstüste katlanarak,
sarılarak veya kendi etrafında kıvrılarak
şekillerde
Tersiyer Yapıyıoluşturur
• yuvarlak
• elipsoid
• Hidrojen bağları • Disülfid bağları • İyonik (tuz) bağlar (elektrostatik etkileşimler) • nonpolar etkileşimler • van der Waals bağları
Tersiyer yapıyı oluşturan bağlar
Polipeptid zincirin hücre içinde (sulu ortamda ) katlanması çok hızlıdır
100 nm x 0.5 nm, ~ 200 nm2
Su molekülleri
primer
3.45 nm ~ 37 nm2
tersiyer
?
minutesdakikalar
Çok sayıda hidrojen bağı
Elektrostatik Etkileşimler (İyonik Bağlar)
Yan zincirde
bulunan ve zıt
elektrik yükü taşıyan gruplar (asidik
ve bazik amino asitler ) arasında
oluşan tuz bağları
+
+
+
++
G = negatif
+
+
+
+
++
+
Elektrostatik Etkileşimler (İyonik Bağlar)
Nonpolar yan zincirli AA ler, tersiyer yapınıniç kısmında bulunurlar ve su ile temas etmezler
AlaVal
AlaAla
CH
HH
H
H
C
C
Asp
CO O
H H
HH
HC
H
H
H
C
HH
HC
van der Waals ve nonpolar etkileşimler
van der Waals bağları:Birbirine yakın iki atom arasında
Nonpolar etkileşimler:
Nonpolar yan zincirler arasında
van der Waals etkileşimi:
Zıt dipollerin birbirini çekerek nükleusları yaklaştırması
-
Tersiyer yapıyı oluşturan bağlar
Birden fazla polipeptit zincirinden oluşan Birden fazla polipeptit zincirinden oluşan proteinlerde daha da ileri bir yapısal oluşum proteinlerde daha da ileri bir yapısal oluşum vardır: vardır: KUATERNER (DÖRDÜNCÜL) YAPIKUATERNER (DÖRDÜNCÜL) YAPI
d) Kuarterner Yapı:
İki veya daha fazla polipeptid zincirinden oluşan proteinlerin, bu polipeptid alt ünitelerinin düzenlenmesiyle oluşan yapıdır. Alt üniteler arasında nonkovalent bağlar vardır. Herbir alt üniteye protomer veya monomer denir.
• Benzer özelliklere sahip alt üniteler salkım benzeri, topluluklar olusturarak dördüncü yapıya neden olurlar. Bu yapı proteinin polierizasyonunu yansıtan bir olaydır.
• Molekül ağırlrıgı 50.000 50.000 Da’dan dan büyük proteinler kuaterner yapıya sahiptirler.
• Fosforilaz-A dört alt üniteye sahip, dördüncül yapıyı sergileyen bir proteindir. Bu tür yapılarda alt üniteler kovalent olmayan güçler ile birlesmislerdir.
• Hemoglobin, serüloplazmin trozinaz trozinaz gibi globüler proteinler bu sınıfa
dahil olurlar.
4 - Kuarterner YapıPrimer, sekonder ve tersiyer yapıları bulunan polipeptid zincirlerinin non-kovalent bağlarla bir arada tutulması
Proteinlerin polimerizasyonu
Protein-protein kompleksi: OLİGOMER
Ör: Hemoglobin
Kuarterner Yapıda Protein
dış görünüş modeli
protein-protein bağlanma bölgesi
zincir modeli
4 Globin Zinciri (tetramer)
Hem
aynı 2 alfa globin zinciri
aynı 2 beta globinzinciri
Hb’ i oluşturmak üzere globin kompleksi
bağlanır
Tetramer
Kuarterner Yapıyı Oluşturan Bağlar
4 monomer Protein-Protein kompleksi
Non-kovalent bağlar
Hidrofobik etkileşimler
hidrojen bağlarıiyonik bağlar
Konformasyonlarına göre proteinler 2 ye ayrılır: Fibriler, globüler
• Globüler proteinler: Albüminler,Globülinler, Globinler, Glutelinler, Prolaminler, Protaminler, Histonlar.
• Fibriler proteinler: Keratin, elastin, fibrinojen, miyozin.
Sıkıca katlanmış helezon şeklinde polipeptid zincirlerden oluşur
Proteinler sekonder yapıyı aldıktan sonra kendi içinde katlanmalar yaparak küresel yapı alıyor. Örnek: Albumin, Miyoglobin
(Proteinlerin büyük kısmı, bu gruptadır)
Globüler proteinler:
•Spiral veya heliks şeklinde kıvrılmış,(kovalent ve H bağlarıyla çapraz bağlanmış)
zincirlerden oluşurlar Proteinler sekonder yapıyı aldıktan sonra bir araya gelerek çubuksu yapıyı oluştururlar.
• Bitkilerde bulunmazlar.Örnek: Bağ dokusu proteinleri: Kollajen, Elastin, Keratin Miyozin: Kas proteini Fibrinojen:pıhtılaşma proteini
Fibröz Proteinler:
Fibriler proteinler 1- keratinler
2- kollagenler3- elastin
α keratinler α heliks yapısı gösterirler,sistin bakımından zengindirler. Tırnak, boynuz gibi kırılgan dokularda bulunur. β keratinler β plakalı yapı gösterirler. Sistin içermezler. Örümcek ağlarında, ipek kozalarında bulunurlar.
Proteolitik
enzimlere
karşı dirençlidir
Kollajen:Birbirine sarılmış 3 polipeptid zinciri (üçlü heliks)’nden oluşur
Memelilerde total proteinin %30’unu teşkil eder deri kıkırdak tendon ve liflerde bulunurlar.
Gly,Ala,Pro,Lys’den zengindir
A
B
C
Elastin
• Bağ dokularının çoğunda,eklemlerde ana yapısal element olarak bulunur. Prolin aa açısından zengindir. Kan damarları duvarlarında bulunur. Kan damarlarına elastiklik kazandırır.
HemoglobinHemoglobin, kanda eritrositlerde bulunan, kana kırmızı rengini veren, demir-porfirinli bir bileşik proteindir
%g olarak kandaki hemoglobin konsantrasyonunun normal değeri
yetişkin erkek için %14-18 g
yetişkin kadın için %12-15 g
çocuk için %12-13 g
yeni doğan için % 21 g kadardır
Porfirin halka sisteminin en basit temel maddesi pirol halkasıdır.
Porfin halka sistemindeki pirol halkalarına çeşitli yan zincirlerin eklenmesiyle porfirin halka sistemi oluşur.
Asetil (A) ve metil (M) küçük takılardır; propiyonil (P), vinil (V), etil (E) ve oksietil (EOH) büyük takılardır.
Dört pirol halkası metenil (=CH-, metin) köprüleri ile birbirine bağlanırsa porfin halka sistemi oluşur
Porfirin halka sistemindeki pirol halkalarının N atomlarına Fe, Mg, Co, Zn, Ni, Cu gibi metallerin iyonlarının bağlanmasıyla metalloporfirinler diye tanımlanan çeşitli porfirin bileşikleri oluşur
Yapısı:Hemoglobin yapı olarak birbirinden farklı olan iki çift globin
zinciri içerir. Tetramerdir. 4Hem+ 4globin
Hb molekülünün 3 ve 4 boyutlu yapısı
Hem molekülü; porfirin halkası ve Demir (Fe)
Eritrositlerde bulunan ve kana kırmızı rengini veren hemoglobinin yapısında bulunan hem, önemli bir demir-porfirin bileşiğidir
Hemoglobindeki 4 hemin her biri bir protoporfirin III ve bir Fe2+ içerir
Hemoglobin, molekülünde içerdiği toplam 4 adet Fe2+ sayesinde akciğerlerden dokulara O2 molekülü taşıyabilmektedir. 1 hemoglobin molekülü toplam 4 adet O2 molekülü bağlayarak taşıyabilir
Hemoglobin Bir demir porfirin veya heme grubu içermektedir.4 peptid zincirinden oluşmuştur, 2 2 şeklinde. -zincirleri 141 aa lik zincirlerdir, -zincirleri 146 aa lik zincirlerdir. Reversible olarak oksijeni yüzeyine bağlamakta ve tekrar serbest bırakabilmektedir. Molekülde 4 hem grubu vardır. Hemoglobinin görevi , akciğerin oksijence zengin fazından oksijeni yüzeyine bağlayarak oksijence fakir periferal dokulara taşımaktır. Hemoglobine oksijen bağlama dengesi pH ile değişmektedir.
HHb +O2 ↔HbO2 + H
Proton ortamda arttığı zaman denge sola kaymaktadır. Proton ortamdan alınacak olursa bu kez denge sağa kayacaktır. Bu etkiye “Bohr etkisi” veya “Bohr Effect” denir
Bir hemoglobin molekülüne 4 oksijen bağlanabilmektedir.
Hb +O2 ↔HbO2
HbO2 +O2 ↔Hb(O2)2
Hb(O2)2 +O2 ↔Hb(O2)3
Hb(O2)3 +O2 ↔Hb(O2)4
Hemoglobini oksijen bağlamasında 2 model öne sürülmüştür.
1) Kademeli Model
2) Simetri Modeli
Koshland tarafından öne sürülen kademeli modele göre; oksijenlerden biri bir subüniteye bağlandığında subünitelerde bir konformasyon değişikliği olmakta ve diğer subünitelerin oksijene karşı affinitesi ( ilgisi) artmaktadır.
Mnod Wyman ve Changeux tarafından öne sürülen simetri modelinde ise Bütün subüniteler aynı anda oksijene karşı ya düşük ilgi ya da yüksek ilgi göstermektedir.
X ışını analizlerinden elde edilen veriler simetri modelini desteklemektedir.
Çeşitli hemoglobin tiplerinde bulunabilen polipeptit zincirleri -zincir, -zincir, -zincir, -zincir olmak
üzere dört tiptir. Bir hemoglobin molekülünde bu zincirlerden iki tür bulunur
Anormal hemoglobinler• Hb S: HbA1’in -zincirlerindeki 6. amino asit glutamik
asit yerine mutasyon sonucu valin bulunan hemoglobindir
Hb S: Oksijensiz ortamda solubulitesi azalır; çubuk benzeri lifler ve fibröz agregatlar oluşturur. Hb S içeren eritrositler orak şeklinde görüntü oluştururlar ve kolayca parçalanırlar oraklaşmış eritrositlerin ince kapillerlerde dolaşımı yavaşlatmasıyla tromboz ve emboliler gelişebilir
Hb S, orak hücreli anemi ( Hb S hastalığı) olarak tanımlanan hemoglobinopatinin ortaya çıkmasına neden olur. Eritrosit hücreleri orak şeklini almaktadır.
Oksihemoglobin (HbO2)Oksihemoglobin, hemoglobin molekülündeki 4 Fe2+’e akciğerlerde birer O2 molekülü bağlanması sonucu oluşan hemoglobin bileşiğidir
Hemoglobin molekülüne akciğerlerde O2 moleküllerinin bağlanması olayı, hemoglobinin oksijenasyonu olarak tanımlanır
Bir hemoglobin molekülü, oksijenasyon olayı sonucunda 4 O2 molekülü bağlayabilmektedir
Hemoglobinin oksijene affinitesi, oksijenin kısmi basıncına bağlıdır
pO2 değişimine karşı hemoglobinin oksijenle % satürasyonunu gösteren grafiklere hemoglobinin satürasyon
eğrisi veya oksihemoglobinin dissosiasyon eğrisi denir
pH ve oksijen kısmi basıncı hemoglobinin oksijen taşıma dengesi kontrol eden 2 temel unsurdur. Eğer akciğerde oksijen kısmi basıncı 100mmHg basınca eşit ve pH derecesi çok yüksek ise hemoglobin ancak % 96 oranında oksijen bağlayabilmektedir. Eğer çevre dokularda oksijen kısmi basıncı 45 mm Hg basıncına eşit,pH düşük ve CO2 seviyesi yüksekse oksijen bağlanması zayıflar ve % 65 doygunluk derecesine gelinceye kadar yüzeyine bağlı oksijeni dokulara bırakmaktadır. Böylece % 96 ve %65 oranlarında oksijene doygunluk göstermektedir.
Akciğerlerde oksijenasyon olayı sonucunda hemoglobine bağlanan oksijen, diğer dokularda deoksijenasyon olayı sonucunda hemoglobinden ayrılır
Oksijenin taşınmasında ve depolanmasında globinlerin rolüHemoHemoglobinglobin ve MiyoMiyoglobinglobin hayvanlarda sırasıyla, oksijen taşınması ve depolanmasında görev alan proteinlerdir. Hayvanlar yaşamak için hücrelerine oksijen pompalamak ve metabolizma sonucu oluşan artık ürünleri de (ör. CO2) dışarı atmak zorundadırlar. Dokular arasında difüzyon ile taşınma hızı yeterince yüksek değildir. Böcekler hariç tüm hayvanlar kan (atardamarlar) yoluyla dokulara oksijen taşır ve CO2’yi yine aynı yolla (toplardamarlarla) dışarı atar. Kanda oksijen taşıma görevi, değişik canlılarda farklı tipleri bulunan oksijen taşıyıcı proteinler tarafından sağlanır. Bu proteinler ya bazı omurgasızlarda olduğu gibi kanda çözünmüş olarak bulunur, ya da insan eritrositlerinde olduğu gibi belli hücrelerde yoğunlaşır.
Hemoglobine CO bağlanmasıHemoglobindeki Fe atomuna karbon monoksit (CO)
bağlanırsa:
Karbonmonooksihemoglobin (HbCO) oluşur.
Dokulara O2 taşıma yeteneği azalır.
(CO zehirlenmesinin temeli !)
Hemoglobinin CO’ne olan ilgisi O2’ne olan ilgisinden 220 kat fazla! Onun için ortamdaki çok küçük
miktardaki CO bile kanda toksik konsantrasyonda HbCO oluşmasına neden olur.
%60’ın üzerinde HbCO ÖLDÜRÜCÜDÜR !!!
CO zehirlenmelerinde O2 tedavisi uygulanır.
Miyoglobin
Miyoglobin, prostetik grubu hem olan bir kromoproteindir Başlıca kırmızı kaslarda özellikle kalp kasında yüksek konsantrasyonda bulunur.153 amino asitten oluşan bir polipeptit zinciri ve bir hem grubu içerir. Miyoglobin gayet sıkı yapılıdır. Molekül içine 4 molekül suyun girebileceği kadar boşluk vardır.Moleküliçinde nanpolar aa. ler bulunmakta, aa.lerin polar R grupları ise dışa bakan yüzeyde,trozin, triptofan, threonin gibi aa lerin polar olmayan uçları molekül içine uzanmıştır. Prolin aa.bükülme yapan bölgelerde bulunmuştur.
İncelenen bütün hayvan türlerinde miyoglobin polipeptit zincirinin kaba konformasyonu aynı bulunmuş fakat aa kapsamında farklılıklar vardır.
Miyoglobinin hem grubundaki Fe2+, O2 ile reversibl olarak bağlanabilir
Miyoglobinin oksijene affinitesi, hemoglobinin oksijene affinitesinden fazladır
Ancak ağır egzersizden sonra oksijenin azaldığı durumlarda kas dokusunun pO2’si 5 mmHg’ya kadar düşebilir ve miyoglobin kas mitokondrisinde ATP’nin oksidatif sentezi için kendisine bağlı oksijeni derhal serbest bırakır
miyoglobin, kasta bir çeşit oksijen deposu olarak işlev görür
Kaslarda bol miktarda bulunan miyoglobin, kas yaralanmalarında kana geçer ve idrarla atılır
İdrarla miyoglobin atılması miyoglobinüri olarak tanımlanır; klinik tanı açısından önemlidir
Yapılarına göre proteinler
Proteinler yapılarına göre, 3 grupta toplanırlar
• Basit proteinler
• Konjuge proteinler
• Türev proteinler
Proteinlerin YapısıProteinlerin Yapısı
Basit proteinler Hidroliz edildiklerinde sadece L--
amino asitleri veren,saf proteinler
Ör: AlbüminTürev proteinler Isıtma, hidroliz, asidifikasyon, vb işlemlerle modifiye olan proteinler Ör: bazı pepton ve peptidler
Konjuge proteinler L--amino asitlerin yanı sıra,başka kimyasal grupları (prostetik grup)da içerirler
•Glikoproteinler: protein + COH grup
Karbohidrat(oligosakkarit) ünitelerini içerirler Örnek: membran proteinleri plazma proteinleri(globulinler),
•Nükleoproteinler:: protein+nükleik asit (histonlar) (DNA,RNA)
•Lipoproteinler: protein + lipidProtein:Apo(lipo)protein (Apo A,B,C...)Lipid:Kolesterol,fosfolipid, gliseridÖrnek:Plazma Lp.leri ( HDL,LDL,VLDL)
•Fosfoproteinler: Fosfatlarla ester yapmış AAleri içeren proteinler
örnek: Kazein-süt Vitellin-yumurta sarısı)
Konjuge proteinler
• Glikoproteinler: Kollajen • Proteoglikanlar • Lipoproteinler • Fosfoproteinler: Kazein• Nükleoproteinler • Metalloproteinler: Ferritin, transferrin,
seruloplazmin• Kromoproteinler: Hemoglobin, miyoglobin,
sitokromlar, peroksidaz
•Hemoproteinler:protein+hem (ferroporfirin)
Ör:hemoglobin,miyoglobin,katalaz
•Metalloproteinler: protein + metal Cu- seruloplazmin Fe-transferrin, ferritin Ca-kalmodulin Zn-karbonik anhidraz
Konjuge proteinler
N-terminal C- terminal aa. tayini
Proteinleri saflaştırdıktan sonra bunların N- teminal, C-terminal aa. Lerini tayin etmek için öncelikle düz zincirli hale getirilmeleri gerekmektedir. Eğer iki zincirli protein var ise öncelikle zincirlerin birbirinden ayrılması gerekir. Zincirleri birbirinden ayırmak için performik asit ve β-merkapto etenol kullanılır. Böylece disülfit bağları birbirinden ayrılır.
Polipeptid zincirlerinin ayrılması
N-terminal aa. tayini
C Terminal amino asit tayini
aa. dizisinin tayini
POLİPEPTİDLERİN LABORATUVARDA SENTEZİ
DENATURASYON
• Proteinlerin primer yapısı değişmez (peptid bağları mevcut) • Diğer yapılar bozulur(nonkovalent bağlar kopar) • Biyolojik aktivite kaybolur
Kuarterner Yapıda denaturasyon:• Subüniteler birbirinden ayrılır• Subünitelerin tersiyer yapıları bozulur, tesadüfü kıvrılmalar, bükülmeler meydana gelir
Peptid bağları koparılmadan bir proteinin 3 boyutlu yapısının bozulmasına ve aktivitenin kaybolmasına
DENATÜRASYON denir.
Denatürasyona sebep olan faktörler
• 50-60 derecenin üstündeki sıcaklıklar
• pH<4 ve pH>10; asitler, bazlar
• Alkol,eter,aseton gibi organik çözücüler
• Ağır metaller
• U.v. Fiziksel etkiler
• İyonik deterjanlar
Eğer protein kuarterner yapıya sahipse denatürasyon koşulları altında 2 türlü değişme ortaya çıkar.1- Proteinin subüniteleri birbirinden ayrılmaktadır.2-Üç boyutlu yapı bozularak tesadüfi kıvrılmalar ve bükülmeler meydana gelmektedir.
Eğer denatürasyon ılımlı koşullarda gerçekleşmiş ise bazan kuaterner yapıya sahip proteinlerin sadece subüniteleri birbirinden ayrılmakta fakat tersiyer yapı bozulmamaktadır. Örneğin hemoglobin (α2ß2) tuz çözeltisinde αß, αß olmak üzere subünitelerine ayrılır. Diyaliz ile tuz ortamdan uzaklaştırılınca tekrar bu iki yapı biraraya gelerek α2ß2 yapısına kavuşur.
Ancak denatürasyon daha keskin şartlarda gerçekleştirilince denatürasyon geri dönüşümsüzdür. Örneğin : yumurtanın pişirilmesi ile yumurta akı proteini geri dönüşümsüz denatürasyona (irreversible) uğramıştır.
Proteinler bozulmuş durumda iken tekrar 3 boyutlu yapılarını kazanmaları ve yeniden biyolojik aktivite göstermeleri olayına ise RENATÜRASYON denir.
Tersiyer yapıdaki doğal proteinler üre, ß merkaptoetanol ve guanidin HCl ile muamele edilecek olursa polipeptid zinciri açılır ve denatüre olur. Fakat ılımlı koşullar hazırlanınca tekrar renatüre olarak 3 boyutlu yapılarını kazanırlar.
RENATURASYON: Reversibl Denaturasyon Biyolojik aktivitenin yeniden
kazanılması
KOAGÜLASYON: İrreversibl Denaturasyon