savunma 9vletanizmafanna .jltıfta .(bu{unan jltasözferi...
TRANSCRIPT
SAVUNMA :MEKANiZMALAR.INA ATIFTA BULUNAN ATASÖZLERİ...
Savunma 9vletanizmafanna .Jltıfta .(Bu{unan Jltasözferi Işığınefa (])ini ve 1(üftüre( Psik9fojiyfe .
İ (gifi (Bazı cr'espitfer
Atasözleri, "zamanla çok defa gerçek anlamlan yerine mecazlı bir mfuıa kazanarak sözlü gelenek içinde nesilden nesile aktanlan ve halk hafızasında yaşayarak halka mal olan kalıplaşmış ifadeler" olarak taruınlanmaktadırt.
Mutlaka bir hüküm ifade etmeleri atasözlerini deyimlerden ayınrken, anonim olmalan ise onları veeizelerden ayırmaktadır. Atasözlerinin geniş zaman kipiyle kullanılmaları, atıfta bulunduklan gerçeklerin geniş bir zaman periyoduna yayılelığına işaret etmektedir. Ziıa deyimler, kısa periyotlu ve anlık durumlara atıfta bulunmakta ve mastar kipiyle ifade edilmektedir. Bu duruni atasözlerinin deyimlerden daha fonksiyonel olduğu şeklinde yorurnlanabilir. Nitekim atasözlerinin kültürel altyapıya bakmaksızın çok geniş bir kitleye hitap etmesi, onların insanların hayatını yazılı geieneklerden daha fazla etkilernesi gerçeğini de açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Kısa ve veciz olmalan ise, atasözlerinin insanlar üzerindeki etkisini artıncı, aynca bir özellik olarak değerlendirilebilir. Zira bazı durumlarda sayfalarca izah edilebilecek meseleler, çoğu zaman bir ~tasözüyle oldukça kısa ve net bir şekilde ifade edilebilmektedir ..
Atasözleri, milletierin manevi değerlerini, kendilerine özgü duyuş, düşünüş ve hayata bakış açılarını yansıtan ve bu özellikleriyle içinden çıktıklan kültürleri iyi bir şekilde ortaya koyan ürünler çlarak değerlendirilebilirler. Zira bir milletin zekası, fikir kıVraklığı, nılısal yetenek ve
· gücü, atasözlerinden rahatlıkla anlaşılabilir. Bu bağlarnda atasözleri bir bakıma kültürel biyografiler olarak değerlendirilebilir. Biyografilerin din psikolojisinin bilgi toplama vasıtalarından birisi olduğuı düşünülürse, atasöz-
* Atatilrk Üniversitesi İ13hiyat Fakültesi Din Psikolojisi Anabilim Dalı
ı. Bk. TOrkiye Diyanet Vakfı İslam Ansik.lopedisi, "Aıasövi" maddesi, (C.IV); Krş. Temel Britannica, "Atasöıü" maddesi, (C.ll).
2. Krş. Thouless, Robert H. Atı ltıtrodııcıiotı to tlıe Psydıologp of Religiotı, Third Edition, Cambridge Uni. Press 1971, s. 2-3;Yavuz, Kerim, "Din Psikolojisinde Metod Meselesi ve Yeni Gelişmeler", Atatürk Otıi. İli11ıipat Fak Der., Erzurum 1986, sayı:?, s. 173-174;
İSLAMi ARAŞTIRMALAR DERGlSl, CİLT: 13, SA YI: 1, 2000
{ . -.
Faruk KARACA *
lerinin de din psikolojisi için zengin bir araştınDa alaruru oluşturduğu söylen~bilir. Zira, toplumların asular boyunca geçirmiş olduklan tecrübelerden ve bunlara dayanan düşüncelerden doğan atasözleri, çoğu zaman insanlar hakkında pek çok kitaptan daha fazla bilgi verebilmekte-dir. 1 .
Belli bir kültürün veciz bir şekilde ifadesi olarak da değerlendirilebilecek olan atasözleri, aynı zamanda o kültürün oluşumuna katkıda bulunan diğer faktörleri de yansıtır mahiyettedir. Zira kültürlerin oluşumunda en etkili faktörlerden birisi olarak kabul edilen dini inançlann, halk düşüncesiyle birleşerek veciz bir fonnda atasözlerinde ifadesini bulduğu sıkça rastlanan durumlardan birisidir. Çünkü bir milletin milli duyuş ve düşüniişü, o millet4ı dini duyuş, düşünüş ve y.aşayışmdan ayn düşünülemez. Mesela "Kısmetsiz köpek, sabaha karşı uyuyakalu" atasözünün, İslam dininin kaza ve kader anlayışı ile arzetmiş olduğu paralellik oldukça dikkat çekicidirl. Yine "Çıkmadık candan ümit kesilmez" atasözü "Allah'm rahmetinden ümit kesmeyin4 " ayetinin bir tür tefsiri gibidir. ''Daruşan dağ aşar, danışmayan yolu nu şaşar.s ", "S~brın sonu selamettir6", "Hakka tevekkül eden, açıkta kalmaz7", "Her zararda bir hayır vardır8 atasözleri de ayın bağlamda değerlendirilebilir.
Bazen birçok millet, birtakım atasözlerini ayın anlamı verecek şekilde kendi dilleri ile ifade edebilmektedir. Bu
Hökelek.li, Hayati, Diıı Psikolojisi, TDV Yayınları, Ankara 1993, s. 10.-11; Peker, Hüseyin, Din Psikolojisi, Sönmez Matbaa ve Yayınevi, Sanısun 1993, s. 43; Paloutzian, Raymond F., ltıviıation to ılıe PspdtOWCJI of Religion, Second Edition, AJlyn and Bacon 1996, s. 68-69.
3. Krş. Enanı, 6/17; Yunus, 10/107; Nahl, 12/53. 4. Bk. Zümer, 39/53; Hicr, 15/55-56; Rum, 30136. 5. Krş. Bakara, 21233; Ali imran, 3/159; Şiıri, 42138. 6. Krş. Hud, 11/115; Ra'd, 13/24; Nahl, 16/126; Rum, 30/60; Ahkaf,
46135. 7. Krş. Nisa, 4/81; Enfal, 8/49; Zümer, 39/38; Talak, 6513. 8. Krş. Bakara, 2/216.
119
._, . -~~ . ·.- -:·. -·- --·----:-,
~urum, kültürel alışverişler neticesinde bazı atasözlerinin ,yaygınlaşması netecesinde meydana gelebileceği gibi, bazı durumlarda bütün insanlığın ortak düşünüş şekilı lerinin bir yansıması olarak ta ortaya ç~abi.J.ir9. Zira ~oğrafi şartlar ile mahalli gelenek ve görenelderin doğur~duğu farklılıklar bir yana, insanlığın zihnindeki fıkir muhtevasının birbirine benzer ve oldukça yakın olduğu ;ortadadır. Çünkü bir takım genel ahlak kuralları, beşeri 'zaaflar ve sapmalar, fızyolojik olaylar ve bilgelikler, insanlığın bir bölümü için değil, tamamı için geçerlidir. IBeiki de farklı milletler, insan ortak paydasından hareket-1le bazı olguları aynı şekilde değerlendirmekte ve bunları
1sözlü geleneklerinde veciz bir şekilde vurgulama ihtiyacı lrussetmektedir. Bu bulguların, Jung'un ortaya koyduğu kollektifbilinçdışı ile arzetmiş olduğu paralellik ilgi çekicidir. Zira Jung'a göre kollektif billçaltında bulunan arketipler, rüyalarda ve efsanelerde ortaya çıkan bazı :evrensel sembollere neden olmaktadır. Nitekim Jung'u, ikalıtımla gelen bir "düşünme biçimi" olan arketiplerin
1 varlığını kabule zorlayan temel unsur, efs~e, rüya ve jsembollerde ortaya çıkan şaşırtıcı paralellikler olmuş; turıo. Bu kollektif bilinci, atasöZÜ ve deyim kalıplarının
!geçen zamanla birlikte değişmesinde de görmek mümkündür. Ziıa zamanla çarpıcı olmaları ve hatırda
1 daha ko la~ kalabilmeleri için, atasöZÜ ve deyim kalıpl larının birçoğunda değişmeler meydana gelmekte, kimi
1 atasözlerinde de telaffuz kolay lıkları sağlaması için bazı r yanlışlar benimsenerek, bu atasözleri meşhur galat halinde donup kalabilmektedir. Burada dikkati çeken
J husus, zamanla bu kalıplarda meydana gelen değişiklikllerin, insanların şuurlu girişimleri ve insiyatifleriyle değil 1 del yine kendiliklerinden yani kollektif ruh tarafından meydana getirilmesidirıı. Aynca, atasözlerinin forıksiyonelliği de değişen zamanla birlikte değişebilmekte,
belli bir çağda daha fonksiyonel olan atasözleri, daha son-
ı raki zamanlarda eski fonksiyonelliğini az da olsa kaybetmekte, ancak bunların yerine eskiden daha az fonksiyonel olanlar ön plana çıkmakta veya kollektif şuur tarafından
9. Degişik kültürlerde ortaya çıkan birbirlerinin aynı veya benzer ala -sözleri için bk. izzet Hamid, Mukayeseli Türkçe ve Fransızca Durüb-i Emsal, İstanbul 1923; Kaya özıaş, TOrkçe-Fransızca ve Fransızca-Türkçe Atasözleri, Ankara 1967; Semahat Şenalıan,
Studien zur Sprachlicben Gestalt der Deuıschen und Türkischeıı, Marburg 1968; Aydın Dağpınar, Tıpkı ve Benzer TOrk-İngiliz İngiliz-Tork Atasözleri ve Deyirnleri, KOIIOr Bakanlığı Yayınları, Ankara 1998
10.Krş. Jung, C.G., Analitik Psikoloji, Çev. Ender Gürol, Payel Yayınları, Istanbul, 1997, s. 144-150; Bruno, Frank, Psikoloji Tarihi, Çev. Gül Sevdiren, Kıbele Yayınevi, Istanbul 1996, s. 185-186; Fordbam, Frieda, Jung Psikolojisi, Çev. Aslan Yalçıner, Say Yayınları, 4.Basım, !sıanbul1997, s. 61-80.
1 ı. Krş. Dağpınar, Türk-İngiliz Atasözleri, s. 15.
120
FARUKKARACA
yenileri oluşturulmaktadır. Mesela tanm toplumundan bilgi toplumuna geçişte, birçok atasöZÜDün eski fonksiyonelliğini yitirdiği, bazılarının yeni açılırnlar kazanarak günün şartlarına göre yorumlandığı veya bir kısım yeni atasözlerinin oluştuğu söylenebilir.
Savunma mekanizmalanna atıfta bulunan veya bizzat savunma mekanizmalarını teşvik eden atasözlerimiz ile gerçekçiliği vurgulayan atasözlerimizden hareketle, Tüık kültür biyografısi hakkında bazı tespitler yapmak, bu araştırmanın amacını oluşturmaktadır. İnsanları realiteden kopmaya yöneiten savunma mekanizmalarına atıfta bulunan atasözleri ile gerçeldere her zaman bağlı kalmayı teşvik eden atasözlerinin hem kerniyet hem keyfiyet açısından birlikte değerlendirilmesi, çalışmamızın temel yöntemini oluşturmaktadır. Bu amaçla atasözlerimizin derlenmiş olduğu kitaplardantı on beş binden fazla atasöZÜ taranarak, muhtevalannda savunma mekanizmalarına atıflar bulunan atasözleri tespit edilmiş, aynı tararnada insanları gerçekçiliğe teşvik eden atasözleri de tespit edilerek bunlar birlikte değerlendirilmeye
çalışılmıştır. Zira birbirlerine zıt aksiyonları teşvik eden atasözlerinin birlikte değerlendirilmesinin Türk kültür psikolojisi hakkında birtakım ipuçları ortaya koyacağı kanaatindeyiz.
Atasözleri ile ilgili bu genel mainmattan sonra, savunma mekanizmaları hakkında da temel birtakım bilgilerin verilmesi yerinde olacaktır.
Savunma Mekanizmalan:
Savunma mekanizmaları, engelleme veya çatışma yoluyla doyurnsuz kalan ihtiyaçların ortaya çıkardığı kaygı durumlarıyla başedebilmek için, sorunu gündeme getirmeden bilinçsizce başvurulan mekanizmalar olarak tanırnlarunaktadırB. Psikoloji tarihinde bu kavramı ilk defa kullanan Freud'un, bir çeşit mekanik aygıtı ima eden
12. Araştırmada alasözlerini !aramak amacıyla yararlanılan esereler şun lardır: Milli KOIOphane Genel MüdüriOgü, Tiirk AtasöıJ.eri ve Deyimleri, MEB Yayınları, 2. Baskı, İstanbul 1992, C.I-ll; Gözler, H.F.-Gözler, M.Z., Açıldıımalı Tıirk Atasözleri Sözlligü, İnkılap ve Aka Yayınları, !stanbul 1982; Yurtbaşı, Metin, Suııflaııdırılmı.ş Tiirk Atasöt)eri, Özdemir Yayıncılık, Ankara (taribsiz). Ayrıca araştıı:mada üzerinde yoğunlaşılan atasözlerinin sadece Türk kOltdrOnü yansıtmasını saglamak amacıyla tarama sonucu özellikle gerçekçiiilde ilgili olarak ortaya çıkan alasözleri, Aydın Dağpınar tarafından hazırlanan Tıpkı ve Benzer Türk-İngiliz İngiliz-Türk Atasözleri ve Deyimleri kitabında bulunan atasözleri ve deyirnlerle karşılaştırılmış, İngiliz kültOrOnde tıpkısı veya benzeri bulunan atasözleri degerlendirmeye alınmamıştır.
13. Krş. Dockeray, Floyd C., Psyclıology, Prentice-Hal~ lnc., Second Edition, New York 1950, s . 307; Hilgard, E.R.., lntroductioıı to Psyc/ıology. Harcourt, Brace and Company, ine., New York. 1953, s. 192; Gilmer, B.Von Haller, Psychology, Harper and Row, Publishers, New York. 1970, s. 430; Songar, Ayhan, Psil;iyaıri,
JOURNAL OF İSLAMI C RESEARCH, VOL: 13, NO: 1, 2000
;._:__ __________ _____ , -------
SAVUNMA MEKANİZMALARINA ATil'TA BULUNAN ATASÖZLERL
bu kavramı tercih edişinde, yaşamış olduğu asnn, insanı kartnaşık bir makine olarak görme eğiliminden etkilendiği düşünülebiful4. Savunma· mekanizmalannın kullanılması, davranışların gerçek işlevlerinin şuurdan kaybolmasına neden olmakta ve gerçekler olduğundan biraz farklı algılamaktadır. Yani savunma mekanizmalarında insanın bir dereceye kadar kendini aldatması, savunmadan çok bir nevi avunma içine girmesi mevzubahistir. Nitekim bu mekanizmaların kullanılması durumunda insanın kaygı düzeyini azaltan faktör de algılamadaki bu değişikliktir. Hemen hemen herkes tarafından başvurulan savunma mekanizmalannın kullanımı, psikolojik olarak normal bir davranış biçimi olarak kabul edilmektedir. Zira savunma mekanizmaları, bir tür tampon işlevi görerek, geçici de olsa insanı içine düştüğü zo.r durumdan kurtaımaktadır. Asıl sorun ise, insanın çevreye uyumu esnasında savunma mekanizmalarını fazla kullandığı zaman ortaya çıkmaktadırtS.
Zira sürekli olarak kullanılan savunma mekanizmaları, arasıra başvunılanların aksine, insanın çevreye uyumunu zorlaştırdığı gibi, insanın mevcut enerjisinin gereksiz yere harcanması sonucunu da doğurabilmektedir. Zira gizilgüçlerinden en iyi bir şekilde yararlananlar, problemlerini gerçekçi bir gözle görüp, bunları toplumun isteklerini az çok göz önünde bulundurarak çözürnleyebilen insanlardırt6_ Sıkça kullanılan savunma mekanizmalan ise, mevcut psişik enerjinin başka yerlerde kullanılmasıru engellediğinden, egoya pahalıya · rnalolmaktadır. Hatta Freud'a göre savunma mekanizmaları, bilirıçaltında
çalışarak, daha sonra eski kullaruşlılıklanru yitirip, gerçekçi davranışlan engelledikleri için çocukçadıriarı7.
Savunma mekanizmaları, bütün olumlu yanlarına rağmen, . tıpkı belirtileri. yok eden fakat hastalığı
iyileştirmeyen ilaçlar gibi avundurucu tedbirler olarak değerlendirilebilir. Zira onlar engelleome ve çatışmaların meydana getirdiği_ kaygılan geçici olarak dirıdirmektedir.
Dolayısıyla savunma mekanizmalarının. problemlere
Geçit Kitabevi, İstanbul, 1977, s. 69; Crider, A.B., Goethals R.G., Kavanaugh R.D. ve Salomon, P.R., Psydıology, Scott, Foresrnan and Company, Dallas, 1983, s. 392.
14. Krş. Atkinson, R.L-Atkinson, RC-Hilgard, E.R., Psikolojiye Giriş, Çev. K. Atakay-M. Alakay-A. Yavuz, Sosyal Yayınlan, !stanbul 1995, C.II, s. 585.
1.5. Krş. Ruch, F1oyd L., Psychology and Life, Scott, Foresrnan and Company, Fourth Edit.ion, New York, 19.53, s. 155; Hilgard, Introduction to Psychology, s.203; Alkinson ve ark., Psikolojiye Giriş, CJI, s. 585; C!ice1oglu, Dogan, İnsan ve Davranışı, Rernzi Kitabevi, 8. Basım, İstanbul ı 998, s. 301.
16. Krş. Baymur, Genel Psikoloji, s. 80-81. ı 7.Krş. Richard Nelson-Jones, Danışma Psikolojisi Kuramları, Ed.
F!lsün Akkoyun, Çev. F.Akkoyun-S.Dogan-V.Duyan-B. EylenF.Korkut, Cassel Educational Limited, 1982, s. 95; Baymur, Feriha, Genel Psikoloji, İnkılap ve Akıı Yayın ları, İstanbul ı969, s. 95.
lSLAMİ ARAŞ'İıRMALAR DERGlSl, CİLT: 13, SA YI: 1, 2000
,. •. - •
gerçekçi çözünıler bulununca ya kadar insan psikoloji için olumlu bir fonksiyon icra ettiği, ancak gerçekçi çözümlerin gecikmesi durumunda ise dunmiun tersine döndüğü söylenebilir. Zira savunma mekanizmalan, hiçbir zaman insanı tam anlamında bir doygunluğa ve mutluluğa ulaştıramamaktadır. Nitekim birçok durumda savunma mekanizmalan ile kaygılarını losmen dindiren insanlar, durumlarını idealize edebilmekte ve problemlerini gerçeğin ışığı altında görme sıkıntısına girmeyip, toplumla ilişkilerini koparabilmektedir. Aşın durumlarda ise kaygı nöbetleri (anxiety-attack) ve ciddi uyumsuzluklar meydana gelebilmektedir ıs.
Peki içinde yaşanılan kültür, savunma mekanizmalarını kullanmayı ne kadar teşvik etmektedir? Yani savunma mekanizmalan her ne kadar bireysel olsalar da, içinde yaşanılan kültürün davranış örüntüleri, insanların bu mekanizmalan kullanma sıklığıru etkilemekte midir? Bu soruya verilecek cevap hiç şüphesiz evet olacaktır.
1 Belli bir kültürde savunma mekanizmalanrun kul-
lanım sıklığı, o kültürün savunma mekanizmaianna atıfta buluiıan atasözleriniri nitelik ve niceliğiyle yakından
alakalı görünmektedir. Aynca gerçeğe sanlmayı teşvik eden atasözleri _de aynı perspektifle değerlendirilebilir.
Çağımııda çeşitli uyumsuzluklar ve ruh hastalıklannın ciddi boyutlara ulaştığı düşUnülürse, atasözleri vasıtasıyla kültürlerin bu uyumsuzluklan çözünıleyebilmek için üretmiş olduğu mekanizmaların önemi daha iyi anlaşılabilir. Zira daha önce de ifade edildiği- gibi atasözleri, kültürel aityapıya bakmaksızın çok geniş bir kitleye hitap etmekte ve insanların hayat:ıru yazılı geleneklerden daha fazla etkilemekt~dir. Çünkü az çok hiç atasözü bilmeyen · ve günlük hayatlannda buıılan kullanmayan insanların sayısının yok denecek kadar az olduğıı söylenebilir.
Savunma mekanizmalarırun tarumından da anlaşılacağı gibi. bu mekanizmaların kullaruldığı durumlardan birisi çatışma durumudur. Organizmarun içinden gelen ve bireyi ayru anda _birbirine zıt iki ayn yöne çeken güdülerin birbiriyle savaşması şeklinde tanımlanan çatışma durumuna, kültürürnüzde, "Ev yeni, duvar yeni, eleğim seni nereye asayırn", "İki cami arasında kalmış bir insana döndü", "Yukarı tükürsem bıyık, aşağı tükürsem sakal", "Boşa koydum dolmadı, doluya koydum almadı" atas.özleri ile atıfta bulunulmaktadır. "İki karpuz bir koltuğa sığmaz", "Dokuz at bir kazığ~ bağlarunaz" atasözleri ise, bu gibi durumlarda mutlaka bir karar verilmesi gerektiğirıe işaret etmektedir.
ı8.Krş . Morgan, C. T., Psikolo;iye Giriş, Çev. Hüsnü Ancı ve ark., Hacettepe Üni. Psikoloji Bölnma Yayınları, (Onnçnncn Baskı), Ankara, ı999, s. 329; Baymur, Genel Psikoloji, s. 80-81.
121
- .--....:----- - - ·-·-----·--::
Atasözleri ve savunma mekanizmalan ile ilgili bu hnel malumattan sonra, temel birtakım savunma lekanizmaJan ve onlara atıfta bulunan atasözlerine geçe-r . Uiriz.
lastınna (repression):
1 insanda derin kaygı uyanduabilecek düşüncelerin bip.çaltında tutulması veya şuurdışına itilmesi olarak irumlananl9 bastınna süreci iki çeşittir. Bunlardan birin-' isi, bilinç öncesinde olup bu nedenle bilinç düzeyine [elebilecek durumda olan, ancak bilinçdışına itilen rateıyal, ikincisi ise; bilinç öncesine gelmesi sansür ,dilen ve bu nedenle bilinçaltında kalan bilinçaltı
~alzeme engellemesidir20. Aynca bütün savuruna rekanizmalan, hoş olmayan bir gerçeği bilinç dışına tmek için kullanıldığından, bastınna mekanizmasının, ~ğer bütün savunma mekanizmalannın hepsinde etkili }ir biçimde ortak olarak kullanıldığı kabul edilmektedir.
Bastınna mekanizmasına atıfta bulunan birçok Türk ı
~tasözü bulwunaktadır. Mesela "Duvann alacası dışında, A.damın alası (alacası) içinde" ve "Kelin ayıbını takke ~rter" atasözleri, insaniann dış dünyaya aksettirmedikleri, pıcak iç dünyalannda yaşattıklan birtalam istek ve arzulannın bulunduğıına işaret etmektedir. "Belli düşman gizli dosttan yeğdir" atasözü ise, bir nevi insana dostmuş gibi görünen bastınlmış, (bu duygular bastınlmış bıduğıından insan kendini az da olsa rahat hisseder) ancak 1
bilinçdışında varlıklanru devam ettiren ve fırsat buldukça ı . bilinci zorlayarak insanın ruh sağlığı~ tehdit eden arzu ve
r.steklerin, insan için açık bir düşmandan daha yıkıcı plduğuna işaret ediyor gibidir. "Al gömlek ya yeninden, b·a _: yakasından meydana çıkar" atasözü de sanki, ı
bastınlmış arzu ve isteklecin gunun birinde mutlaka ortaya çıkacağını vurgulamak için söylenmiş gibidir21 . "Gizli boğaya gelen, aşikar buzağılar", "Fes düştü, kel
açıldı" atasözleri de aynı bağlamda değerlendirilebilir.
"Derdini söylemeyen deva bulamaz" atasözünün, her şeyden önce insanın kendisinden birtakım şeyleri saklamasının doğru olmadığına atıfta bulunduğu söylenebilir. Zira insanın problemlerine çözüm bulması, öncelikle onlan doğru bir şekilde tespit edebilmesine bağlıdır.
Bastınlan veya yok görülmeye çalışılan, yani insanın
19.Krş. Havemann, Emest, Tire Age of Psyclıology, Sim<>n and Schuster, New York, 1957, s. 70-74, llO; Marx, Melvin H., b11Todıu:lio11 to Psyclıology (Problems, Procedures and Principles), MacmiUan Publishing Co. Ine., New York, 1976, s. 507-508; King, ruchard A., Readilıgs for an lntroductio11 to Psyclıology, McGrawHill Book Company, Second Edition, New York, 1966, s. 378,382, 388-390.
20. Kış. ruchard Nelson-Jones, Danışma Psikolojis~ s. 95. 21. Kış. Alkinson ve ark., Psikolojiye Giriş, C. Il, 587.
122
FARUK KARACA
kendisinden sakladığı problemlecin çözümlenmesi ise oldukça zordur. "Bağ dua değil, çapa ister"," Ağlamayan çocuğa meme vermezler", "Bin tasa, bir borç ödemez", "Gayret her müşküle galebe eder" atasözleri de, insanlan problemlerle mücadele etmeye, mevcut potansiyellerini kullanmaya yöneltmektedir.
Mantığa Büıiime (rationalition):
Bu tip bir savunma mekanizması, bireyin genellikle şahsi yetersizliklerinden dolayı gerçekleştireı;nediği arzu ve istekleri ile ilgili başansızlığını hafifletici mazeretler bulma biçiminde kendini göstermektedirıı. Çünkü ihtiyaç ve arzulan tatmindeki başansızlık, benliği ve kişisel
değer duygusunu zedelemektedir. Mantığa bürüme, en çok kullanılan savunma mekanizmalarından biri olduğu için, bu rnekanizmaya atıfta bulunan oldukça fazla atasözü bulunmaktadır. Mesela "Kedi uzarramadığı ciğere pis der", "Oynamasını bilmeyen gelin, yerim dar demiş, yerini genişletmişler, yenim dar demiş", "Bedava sirke baldan tatlıdır" , "Deve kuşu yüke gelince 'kuşum',
uçmaya gelince 'deveyim' demiş" ve ''Hatasız kul olmaz" atasözleri, kişisel yetersizliklerden dolayı ortaya çıkan tatminsizlik duygularını bastırmak için harcanan çabalara· atıfta bulunmaktadır. "Zelzeleyi gören yangına razı olur'' atasöZÜ de, her oluınsuzlukta iyi bir taraf görmeye çalışmak şeklinde tanımlanan ve rasyonalizasyon mekanizmasının bir şekli kabul edilen tatlı limon davranışına oldukça yakın bir anlam taşımaktadır.
Rasyonalizasyon mekanizması, her zamaiı insanın
şahsi yetersizliklerinden kaynaklanan başansızlık durumlarında kullanılmaz. Zira insanın bizzat kendi iradesi dışında başına gelen olwnsuz durumlarda da, bazen kısmen doğru ve çok kere makul, fakat tam doğru olmayan nedenler ileri sürülerek içinde bulunulan şartıann olumsuzluğu en aza indirgenmeye çalışılmaktadır. Zira "İnsanı ümit, deveyi hamut yaşatır" atasözünde de ifade edildiği gibi, bu gibi zor durumlarda, insanın ruhi dengesinin bozulmaması için ileriye umutla bakabilmek, hayati bir önem taşımaktadır. "Allah sevdiğine dert verir", "Akacak kan damarda durmaz", "Düşmez kalmaz bir Allah", "Ağrısız baş olmaz", "Başa gelen çekilir'', "Gün doğmadan peler doğar" , "Allah gümüş kapıyı kaparsa, altın .kapıyı açar", "Her işte bir hayır vardır" vbn gibi atasöz-
22.Krş. Engle, T.L., Psychology (lts Principles and Applications), Harcaurt and Brace and World, ine., New York, 1957, s. 374; Hal~ Calvin S., Psychology (An Introductory Te>.1book), Howard Alien Ine., Publishers, Cleveland, Michigan, 1960, s. 252; Crider ve ark., Psychology, s. 394; Baymur, Genel Psikoloji, s. 76.
23. Aynı kapsamda değerlendirilebilecek diğer bazı atasözleri şunlardır: "Dünyada tasasız baş, bostan korkuluğunda bulunur", "Ayağa dokunmadık taş olmaz, başa gelmedik iş", "Ayın onbeşi karanlık olsa, on beşi aydınlık olur", "Geç olsun gilç olmasın","Ağrısız baş
JOURNAL OF lSLAMlC RESEARCH, VOL: 13, NO: 1, 2000
SAVUNMA MEKANiZMALARINA A TIFTA BULUNANA TA_SÖZLERL
leri bu tür bir rasyonalizasyona örnek olarak verilebilir.
Yukanda verilen ve bu kapsamda değerlendirilen
atasözlerinin iki özelliği dikkat çekicidir. Bunlardan birincisi, bu atasözlerinin diğer savunma mekanizmalanna atıflarda bulunan atasözleri gibi bir durum tespiti yapmaktan çok, insanlan belli bir hedefe doğru yönlendirmeleridir. Yani bu atasözleri, bizzat bu tür bir rasyonalizasyonu teşvik etmektedir. İkinci olarak ise, bu atasözlerinde bulunan d.inl motifler oldukça ilgi çekicidir. Bu dun.u:n, Türk kültürtinün teşekkülünde etkili olan d.inl inançlann atasözlerine yansımasıy la açıklanabilir. Zira ileriye doğru ümitle bakmak, bu atasözlerinde vurgulandığı gibi, İslam dininde de oldukça önemsenen bir durumu ifade etmektedir. Nitekim bir K. Kerimde "Rabbinin rahmetinden, yolunu şaşıranlardan başka kim ümit keser?24 ayeti gib~ ileriye umutla bakmayı tavsiye ve teşvik eden birçok ayet bulunınaktadır25. Bu bağlamda şunu da ifade etmek gerekir ki, yukarıdaki şekilde teşvik edilen rasyonalizasyon mekanizması, hiçbir zaman insanlan tedbirsizliğe ve pasifliğe yöneltmek amacında değildir. Zira "Atını sağlam kazığa bağla, so ma tevekkül et" atasözü, insanların ellerinden gelen her şeyi yaptıktan sonra tevekkiil edip ileriye iyimser bir perspektiften bakmaları gerektiğini vurgulamaktadır.
Yansıtma (pro;ection):
Yansıtma, bireyin kendisinde bulunan kusurları ve arnı edilmeyen özellikleri başkalarında .görme davranışı olarak tarumlanmakta26 ve birbirinden az farklı olmak üzere, iki şekilde meydana gelmektedir. Bunlardan birincisinde birey, toplumca onaylanmayan, kendini küçültücü bazı davranışlarının nedenini, kendi dışındaki eşya, olay veya insanlarda aramaya yönelmektedir. Bu tür bir yansıtma mekanizmasına kültürümüzde "Kabahat ipliği
eğirende değil, iğ ile çıknkta" , "Köylü misafiri kabul etı:neyiz demez, konacak konak yoktur der'' atasözleriyle atıfta bulunulmaktadır.
Yansıtmanın bir değişik şeklinde ise birey, toplumca beğenilmeyen veya ahlaka aykın güdü, düşünce ve isteklerini, dışarı yansıtıp bunları başka insanlarda ve çevrede abartılı bir şekilde görme eğilimine girmektedir27. "Kişi
kişiyi kendi gibi bilirmiş" , "İnsan insanın aynasıdır"
mezarda olur", "Dağ ne kadar yüce de olsa, bir geçidi bulunur", "Ecelden başka her şeye çare bulunur".
24. Bk. Hicr, 1 5156. 25. ZOmer, 39/53; Rum, 30136. 26.Krş. Dockeray, Psychology, s. 3 14; King, Readings for . an
Introduction to Psychology, s. 379-382; Ruch, Psychology an Life, s. 165; Alkinson ve ark., Psikolojiye Giriş, C.II, 589. ·
27. Krş. Hilgard, Introduction to Psychology, s. 195; Marx, Introduction to Psychology, s. 508; Baymur, Genel Psikoloji, s. 77.
lSLA.ıvıi ARAŞTIRMALAR DERGlSt, ClL T: 13, SA YI: I, 2000
{ .. .
atasözleri, bu gerçeği veciz bir şekilde dile getirmektedir. "Kendi körlüğünü görmez de, elin gözündeki çöpü görür", "Kişi kendi ayıbını bilmez, elin ayıbını
söyler"vb28 gibi atasözlerinde ise bu tür bir yansıtma ince bir şekilde hicvedilmektedir.
Yer değiştirme (displacement) :
Bu savunma mekanizniasının kullanıldığı durumlarda, doyuma ulaştınlamayan güdü, belli bir kanala yöneltilmekte veya engellemenin kaynağına gösterilemeyen tepki, daha az tehdit edici veya daha kolay ulaşılabilen bir nesneye yöneltilmektedir29. Kültürürnüzde, "Eşeği dövmeyen, öcünü sernerinden alır", "Çingene ele kızmış, kendi çocuğunun ağzuu yırtmış" atasözleriyle bu tür bir savunma mekanizmasının insanlar arasında kullanıldığı tespiti yapı.l.Q:uştır. "Kızım sana diyorum, gelinim sen işit", "Büyüğü döv ki, küçük ibret alsın" atasözleri ise, sosyal ilişkilerde bile bu rnekanizmaya benzer bir mekanizmarun kullaruldığını göstermektedir. Ancak, "Eşeğe kızıp semerini dÖvme", "Herif öküzünü kaybetmiş, cebinde arıyor" atasözleriyle, bu tür davranışların doğru olmadığı vurgulanmakta ve insanlar gerçek hedeflere yönlendirilmek istenmektedir.
Özdeşleşme (idendification):
Hayatta türlü başarısızlıklar ve yılgınJıklar karşısında bireyin bazan herhangi bir alanda başarılı bir kişi veya grupla kendini bir sayma veya kendini onlara yakın hissetmesiyle kısmi bir doyuma ulaşma çabası olarak tarumlanabilecek30 olan özdeşim kurma mekatıizmasına atıfta bulunan Türk atasözleri hayli fazladır. "Anasına bak kızuu al kenarıria. bak bezini al", "Üzüm üzünıe baka baka ka~", "Adam ahbabından bellidir" ve "Ağaca bakan keçinin, dalabakan oğlağı olur" atasözleri bunlardan sadece bazılandır3I. Ancak burada şunu ifade etmek
· gerekir ki, atasözlerimizde vu'rgulanan özdeşleme mekanizması, sadece savuruna mekanizması olarak kullanılan özdeşleşmeye değil, birtakım genetik ve sosyalpsikolojik fenomenlere de atıfta bulunmaktadır.
Dolayısıyla bu atasözlerinin tam olarak bu kapsamda
28. Bu tür bir davranışı hicveden diger bazı atasözleri şunlardır: " Yılan kendi eğrisini bilmez, deveye boynun eğri der", "Ellere körlOk verir, kendi kamburuna bakmaz".
29.Krş. Blackburn, J., Psydıology aud tlıe Social Patterıı, Trenc, Trubner and co., London, 1954, s. 139; Hall , Psychology, s., 91-92; Ruch, Psychology and Life, s. 155.
30.Krş. King, Readings for an Introduction to Psychology, s. 382; Crider ve ark., Psychology. s. 392; Hilgard, Introduction to Psychology, s. 197.
3 ı.Ozdeşleşme ile ilgili diğer bazı atasözleri şunlardır:" Ana ile kız, helva ile koz"," Analan ne ki danalan ne olsun", "Arap atının yarunda duran, ya huyundan ya suyundan", "Babası ekşi elma yer, oğlunun dişi kamaşır".
123
·- : -..........:-- -: ..... - · . -··- -· ·-- '""7
değerlendirileıneyeceği söylenebilir. Ancak "Karga kek~iği taklit ederken, yüıüyüşünü şaşırmış" ve "Keklik sak;sağana imrenıniş, kendi yüıüyüş_ünü şaşırmış" atasözleri, jbir savunma mekanizması olarak kullanılan özdeşleşme
r
yoluyla doyum sağlama çabalannı veciz bir şekilde
hicvetınekte ve herkesin kendisini, bizzat kendi gerçek-
lliği içerisinde değerlendirmesi gerekliliğini vurgulamaktadır. Nitekim "Sen sana yar olagör, sana yar eksik değil" atasözü de, aynı gerçekliği bir başka açıdan dile getirmektedir.
1 ·Hayal Dünyasına Kaçma (fantasy):
İçsel veya dışsal nedenlerden dolayı arzu ve ernellerin 1 gerçekleştirilemediği bazı durumlarda insanlar, hayal dünyasına kaçarak kendilerine daha hoş hayali bir çevre yaratıp, tatminsiz kalan ihtiyaç ve güdülerini kısmen de olsa tatmin etme yolunu seçebilmek:tedirler32. Bu tür bir
' savunma mekanizmasına kültürüroüzde "Aç tavuk kendi-ni buğday ambarında sarur" atasözüyle atıfta bulunulmak
; tadır. Ara sıra hayal dünyasına kaçışın, insandaki gerginı liği gidererek günlük yaşantısındaki sorunlarla daha etkin ! bir şekilde mücadele etmesine yardımcı olduğu
söylenebilir. Çünkü makul ve mutedil olması şartıyla bu tür bir mekanizmanın, bireyi hem losmen teselli etmesi,
' hem de tatminsiz kalan ihtiyaçlan giderebilecek yeni yollar telkin etmesi mümkündür. Ancak bu mekanizmanın
; sıklıkla kullanılması, hayal dünyası ile gerçek dünyanın , birbirine kanştınlarak insanların gerçeklerle ilişkisini
kesmesine neden olabilmek:te ve günlük yaşama uyu-munu zorlaştırabilmek:tedir. "Yukanda bir yalan söyler, aşağıda kendi de inarur" atasözü, bu tür bir mekanizmanın
r insanların gerçeklerle iliş!qsini kesebileceğini veciz bir ! ş~kilde ifade etmektedir. "Hülya ile pilav pişmez" atasözü i de hayal dünyasına kaçışın, problemierin gerçek çözümj ıerini üretemeyeceğini vu.rgulaınaktadır. Tartışma ve Sonuç:
Bir bütün olarak değerlendirildiklerinde, atasözlerimizin büyük çoğunluğunun gerçekçiliği vu.rguladığı söylenebilir33. Zira insanlan gerçeklerden koparınaya çalışan, kötülüğü teşvik eden, içinde birtakım müstehcen kelimeler bulunan, milli duygulan incitici, insanı topluma ve devlete küstüren ve psikolojik açıdan oldukça önemli olan insanın yaşama şevkini kıncı ve bedbinlik aşılayıcı malıiyetteki Türk atasözlerinin sayısı on binlerce atasözü arasında 200 bulmamaktadır34. Aynca her ne kadar ano-
32. Krş. Ruch, Psychology and Life, s. 158-!59; Hall, Psychology, s. 304; BaymUT, Genel Psikoloji, s. 75.
33. Bizzat gerçeklige atıfta bulunan atasözlerinin bazılan şunlardır: "Adarnakla pilav pişse. deniz kadar yag benden", "Ateş avuçlanmaz", "Çiirilk. tahta çivi tutmaz", "Çanaga ne dograrsan, kaşığına o çıkar", "Çatal kaz ık, yere çakılmaz".
34. Krş. Milli KOtOplıane Genel MüdOriOğil, Türk Atasözleri, C. I, s. ·ı..:v.
124
FARUKKARACA
nim olsalar da, insanlan gerçeklerle mücadeleden çok bedavacılığa sevkeden bu tür atasözlerinin daha çok dini ve milli duyguların zayıftadığı Türk devletlerinin çöküntü devrelerinde ortaya çıktıklan düşünülebilir35.
Savunma mekanizmalanna atıfta bulunan atasözlerimizin ise, daha çok bir durum tespiti yaptığı ve bu gibi du.ru.rnlarda savunma mekanizmalannın kullanılmasından ziyade, problemlerle gerçeklerin ışığında yüzleşilmesi gerekliliğini vurguladığı söylenebilir. Zira "Ariyet ata binen tez iner" atasözü, savunma ·mekanizmalannın çok kısa süre için insanlara faydalı olabileceği gerçeğini de vurguluyor gibidir. "Arpa verilmeyen at, kamçı zoruyla yürümez" atasözü de problemierin gerçekler · ışığında çözümlenmesi gerektiğini, savunma mekanizmalan gibi geçici çözüm sağlayan tedbirlerin insanlan mutlu ederneyeceği gerçeğini vurgulamaktadır.
Bu bulgular, atasözlerimizin bir tür "gerçeklik te
rapisi" yapmaya çalıştığı şeklinde yorurnlanabilir. Zira
günümüz terapi kurarnlarından biri olan "gerçeklik te
rapisi" yaklaşırnma göre ruh sağlığına eşit tutulan, bireyin
kendi davranışlannın sorumluluğunu yüklenmesi, atasöz
lerimizin büyük çoğunluğıı tarafından teşvik edilmekte
dir. Günümüzde "gerçeklik terapisi" uygulanan hasta
ların, ruh sağlıklannı bozan ortak özelliğin, onların
çevrelerindeki gerçekleri kısmen ya da tamamen inkar etmeleri36 olduğıı düşünülürse, atasözlerinin terapik
fonksiyonu daha iyi anlaşılabilir. Bu bağlaında atasözle
rimizin, insaniann gerçeklerle yüz yüze gelmesini teşvik
etmekle kalmayıp, ihtiyaçların gerçeklerin ışığı altında
karşılaması konusunda da yol gösterici olduklannı ve
insanlan aksiyona yönelttiklerini de belirtmek gerekir.
Savunma mekanizmalannın kullanımını teşvik eden
atasözlerimizin sayısı, gerçekçiliği vurgulayan atasözleri
ile karşılaştınldığında oldukça düşük düzeyde kalmak
tadır. Tespit edebildiğimiz kadanyla daha çok mantığa
bürüme mekanizmasına atıfta bulunan ve bu tür bir
savunma mekanizmasını teşvik eden atasözlerinin ortak
bir amaca yönelik olduğıınu söylemek mümkündür.
insanı~ ileriye doğrU umutla bakabilmesi şeklinde ifade
. edilebilecek olan bu ortak amaç ise, hem Türk kültürü
hem de bu kültürün oluşumunu etkileyen en önemli fak
törlerden biri olan İslam dininde oldukça öneınsenen bir
dunımu ifade etmektedir. Üınitvar olmanın insan psikolo
jisi için içerdiği mana düşünülürse, atasözlerimizin bu
açıdan da terapik bir fonksiyon icra ettiği söylenebilir.
35. Krş. Milli Kotoplıane Genel Müdür!Oğü, Türk Atasözleri, C.I, s. x. 36. Krş. Richard Nelson-Jones, Danışma Psikolojisi, s. 38.
JOURNAL OF İSLAMI C RESEARCH, VOL: 13, NO: I, 2000
SAVUNMA MEKANiZMALARINA A TIFTA BULUNAN ATASÖZLERİ ...
KAYNAKLAR Atkinson, R.L, Atkinson, R.C. ve-Hilgard, E.R.,
Psikolojiye Giriş, Çev. K. Atakay, ·M. Atakay ve A. Yavuz, Sosyal Yayınlan, İstanbul 1995.
Aydın Dağpınar, Tıp la ve Benzer Türk -İngiliz İngilizTürk Atasözleri ve Deyimleri, Kültür Bakanlığı
Yayınlan, Ankara 1998.
Bruno, Frank, Psikoloji Tarihi, Çev. Gül Sevdiren, Kıbele Yayınevi, İstanbul 1996.
Crider, A.B., Goethals R.G., Kavanaugh R.D. ve Solomon, P.R., Psychology, Scott, Foresrnan and Company, Dallas, 1983.
Cüceloğlu, Doğan, İnsan ve Davraruşı, Remzi Kitabevi, 8. Basım, İstanbul 1998.
Dockeray, Floyd C. Psychology, Prentice-Hall, Second Edition, New york, 1950.
Engle, T.L., Psychology (Its Principles and Applications), Harcourt and Brace and World, ine., New York, 1957.
Fordham, Frieda, Jung Psikolojisi, Çev. Aslan Yalçıner, Say Yayınlan, 4.Basım, İstanbul 1997.
Gilmer, B. Von Haller, Psychology, Harper and Row, Publishers, New York, 1970
Gözler, H.F. ve Gözler, M.Z., Açıklamalı Türk Atasözleri Sözlüğü, İnkılap ve Aka Yayınları, İstanbul 1982.
Hall, Calvin S., Psychology (An Introductory Textbook), Howard Alien Ine., Publishers, Cleveland, Michigan, ı 960.
Havemann, Ernesl, The Age of Psychology, Simon and Schuster, New York, 1957.
Hilgard, E.R., Introduction to Psychology, Harcourt, Brace and Company, ine., New York, 1953,
Hökelekli, Hayati, Din Psikolojisi, TDV Yayınları, Ankara 1993.
İzzet Hamid, Mukayeseli Türkçe ve Fransızca Dumb-i Emsal, İstanbul 1923.
Jung, Cari Gustav, Analitik Psikoloji, Çev. Ender Gürol, Payel Yayınlan, İstanbul, 1997.
iSLAMİ ARAŞTIRMALAR DERGiSi, CİLT: 13, SA YI: l, 2000
( · ·. · \
Kaya Öztaş, Türkçe-Fransızca ve Fransızca-Türkçe Atasözleri, Ankara 1967.
King, Richard A., Readings for an Introduction to Psychology, McGraw-Hill Book Company, Second Edition, New York, 1966.
Marx, Melvin H., Introduction to Psychology (Problems, Procedures and Principles), Macmillan Publishing Co. Ine., New York, 1976.
Milli Kütüphane ·oenel Müdürlüğü, Türk Atasözleri ve Deyimleri, MEB Yayınlan, 2. Baskı, C.I-II, İstanbul 1992.
Morgan, C. T., Psikolojiye Giriş, Çev. Hüsnü Arıcı ve ark., Hacettepe Üni. Psikoloji Bölümü Yayınlan, (Onüçüncü Baskı), Ankara, 1999
Paloutzian, R.F., Invitation to the Psychology of Religion, Second Edition, Allyn and Bacon, Boston, 1996.
1 Peker, Hüseyin, Din Psikolojisi, Sönmez Matbaa ve
Yayınevi, Samsun 1993
Richard Nelson-Jones, Damşma Psikolojisi Kuramlan, Ed. Füsün Akkoyun, Çev. F.Akkoyun, S. Doğan, V. Duyan, B. Eylen ve F. Korkut, Cassel Educational Limited,
Ruch, FloydL., Psychology and Life, Scott, Foresrnan and Company, FourthEdition, New Yoık, 1953.
Semalıat Şenaltan, Studien zur Sprachlichen Gestalt der Deutschen urıd Türkischen, Marburg 1968.
Songar, Aylian, Psikiyatri, Geçit Kitabevi, İstanbul, 1977. '
Temel Britannica, (C.Il).
Thouless, R.H. An Introduction to the Psychology of
Religion, Third Edition, Cambridge U ni. Press 1971.
Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, (C.IV);
Yavuz, Kerim, Din Psikolojisinde Metod Meselesi ve
Yeni Gelişmeler, Atatürk Üni. İlab.iyat Fak Dergisi,
Erzurum 1986, S:7, s.153-185.
Yurtbaşı, Metin, Sıru.flandınlmış Türk Atasözleri, Özdemir Yayıncılık, Ankara (tarihsiz).
125
· ;- \ ·
1 •
i :
BiLGISAYAR VE .EGiTiM M SELERi A.5.
TirYaki is---· , '
Tei:()J1~ . ----~,.
,
~~"!lhı!.. ........ rrWI~Wfllıblltl
,. __ "' _ _.. ~twı~ıı ~~~ı'
ivkak ~():~/1 lay 1 A~I\4.VA 417 ()7 7()