selÇuk Üniversitesi 9. milli · .. , -- mevl8na...
TRANSCRIPT
SELÇUK ÜNiVERSITESi
9. Milli · .. , --Mevl8na Kongresi
TEBLiGLER)
r
•5-16 Aralik 1997 KONYA
ISBN : 975-448-138-5 ISSN : 1301-5613
Selçuk Üniversitesi Rektörlüğü, 1998
Selçuk Üniversitesi Yönetim Kurulu'nun 11.02.1998 tarih ve 265/070/07066 sayılı onayı ile 750 adet basılmıştır.
SELÇUK ÜNIVERSITESI BASlMEVi 1998-KONYA
~IX~-~M~İ~L~Llw~M~E~Vl~~~~~~~K~O~N~G~R~ES~7~· -------------------------------197
VESİKALAR IŞIGThrr>A ANTALYA MEVLEVİHANESİ
POSTNİŞİNLİK DEViR TESLiMi
Doç. Dr. Osman CİLAcı·
Bir diğer adı Mevlev'i Dergalıı olan Mevlevlhane, uınuıniyetle harem,
selamlık, semahane, türbe, mescid, meydan, ımıtfak ve derviş hanelerinden oluşan
külliyenin tamamını ihata eden yapıdı r.
Türk-İslam kültür hayatında derin izler bırakan Mevlev'ihane'yi oluşturan
kü lliyeele şeyhin ailesiyle birlikte oturduğu "Harem" diğer bölümlerden uzaktadır
ve ayrı bir kapısı bulunan bu yerin Mevlevllik' te çok önemli bir fonksiyonu vardır.
Ülkemizin ve birçok Müslüman ülkenin belli başlı merkezlerinde,
şehirlerin dışında inşa edi lmiş olan Mevlevihanelerden hala ayakta kalanları ,
günümüzde de çeşitl i kültürel faal iyetlere ev sahipliği yapmaktadır. Türkiye'de
Mevlev'ihanelerin en yoğun olduğu vi layetlerimiz İstanbu l ' dur.
Mevlana Celalettin Rum! (1207-1273)' nin fikir dokusunu esas alan, XV.
yüzyılda Konya ve çevresinde yaygınlık kazanan, kendine has bir tarikat yapısına
sahip olan Mevlev'ilik' in bir çeşit uygulama merkezi durumundaki
Mevlev'ihane' lerde Çilehane ve Hücre adı verilen bölümlerin önemli bir görevi
bulunmaktadır.
Mevlev'ilik, mistik Türk tefekk.üri.i hayatında varl ığın ı dünyaya kabu l
etti rm iş tarikat görünümünde dini bir cereyandır. Konya'da doğan bu felsefe
zamanla Anadolu 'ya yayılmış ve müzik! i ayinlerin icra edilebil mesi için diğer dini
yapılara uymayan kend ine has Mevlevihane binaları yapılm ıştır. Bu binalarda
birbirine bağlı kademeli iki salondan birincisi dönerek yapılan sema ayini, biraz
yüksek olan ikincisi de müzik topluluğu ile izleyicilerin oturması için ku l lanıl ı rd ı.
' S. Demirel Üniversitesi ilahiyat Fak. Dinler Tarihi Anabilim Dalı Başkan ı
-,-
198 Yrd. Doc. Dr. Mustafa C/PAN
İşte bu manevi terbiye ocaklarındıı1 biri de, halen Devlet Güzel Sanatlar
Galerisi olarak kullanılan Vakıflar Genel Müdürlüğü 'nün mülkiyetindeki, Kültür
Bakanlığınca yönetilen Antalya Mevlevlhanesi'dir.
Yivli Minare Külliyesi'nin dördüncü binası olan Mevlcvihane teraslanmış
düz bir arazi üzerinde ve ana caddenin yanında yer almaktadır. Kesin olmamakla
beraber Selçuklular zamanında inşa edildiği nakledilen bu eseri, XVIII. yüzyılda
Tekeli Mehmet Paşa Mevlevlhane'ye çevirmitir.
Boyuna dikdörtgen planda, taksimatı güney cephe ortasında üzeri fenerli
bir kubbe ile örtülmüş ana mekan ile bunun iç yanına tali hücrelerden meydana
gelmiş olan Mevlev!hane, kalın beyaz badana ile kaplanmıştır. Doğusunda eyvan
şeklinde tonozlu bir hücre yer almaktadır.
Mevlevthaoe çatısının tamamı kircınitle kaplanmıştır. Sacalar kesme
taştır. Batı ve kuzey cephedeki birinci kat hücrelerin üzerindeki aynı ölçülerde olan
ikinci kat hücrelerin dervişterin ikametine ayrılmış olduğu tahtnin edilmektedir.
Antalya Mevlevlhanesi Zincirkıran Türbesi'nin batısındadır; gayet kalın
duvartarla inşa edilmiştir. Binanın genel konumu dikdörtgen bir planı
andu·maktadır. Büyük bir ihtimalle 1. Alaaddin Keykubat tarafından 1225 yılları
civarında yaptırılmıştır.
Kapmın üzerindeki sivri kemerl i niş, şimdi kayıp olan kitabenin yerini
i şaret etmektedir. Buradan üzeri kubbeli bir mekana g irilir. · Mescit olarak
kullanılan mekan güney duvarı ortasındadır.
· Antalya Mevevihanisi XVII. ve XX. Yüzyılda esasl ı iki restorasyon
görmüştür. Bina XX. Yüzyılın ilk çeyreğine kadar Mevlev!hane olarak hizmet
vermişti r.
Mevlevlhane, 1972 yılında , Başbakanlık Kültür Müsteşarlığı adına
Vakıflar Bölge Müdürlüğünden; Devlet Güzel Sanatlar Galerisi olarak kullanılmak
üzere on yıllığına kiralanmış, köklü bir restorasyondan sonra Eylül 1973'te şimdiki
şekliyle hizmete açılmıştır. Bu restorasyoncia üst ve alt katlar arasında bağiantıyı
sağlamak üzere, daha önce mevcut olmayan bir merdiven ilave edilm i ştir. 1955
~~X~-~M~İ~Ll~-l~AM~E~Vl~A~AN.~~~K~ON~G~RE~,~~~-· -------------------------------199
yılındaki restorasyonda gereksiz olarak iki kat arasında dökülrni.iş olan demirli
beton sökülerek mekanın genişletilmesi sağlanmışt ır.
Antalya Mevlevlhanesi'nin bir diğer özelliği de, alt kat sol boşlukta
misafirhane olarak kullanılan iç içe ik i odanın bulunmasıdır.
Bugün Devlet Güzel Sanatlar Galerisi olarak kullanılan Mevlevlhane 'nin
Şeyh Odası, büyük bir ihtimalle şimdi müdür odası olarak hizmet vermektedir.
Kubbe üstündeki alt ıgen kemerli penceresi günümüzde bi le elektrik kullanılmadan
güneş ışığı ile aydınlanmayı sağlayabilecek tarzda yapılmıştır.
Salonun geniş gi riş kapısı içine oturtutan ahşap kapal ı k ı s ım, binayı kışın
soğuktan, yazın sıcaktan koruınaktadır.
Şifahi nakillerden öğrendiğimize göre Mevlevlhane'nin doğu bölgesine
vaktiyle Mevlevi şeyhlerinden defnedilenler olmuştur. Ancak bugün o bölgede
mezar izine rastlamak mümkün değild i r.
Lügatta, "Post'da oturan, Post'a geçen tekke şeyhi, bir şeyhl ik
makamında oturan," vb. anlamlarına gelen Postnişln terimi daha çok Mevlevllik
hakkında kullanılmaktadır.
Umumiyetle Post, tarikatlarda tarikat piri makam ının simgesidir.
Tarikatiann çoğunda yalnızca pir makamı için bir post bulunduğu halde Mevlevllik
ve Bektaşilik'te çeşitl i manevi makamları simgeleyen birçok post vardı r.
Mevlevllik'te tarikata girmek isteyen k işinin denenmek için belli bir süre
oturmak zorunda olduğu bir post bulunur. Mutfaktaki bu post kişi iradesinin
mürşide teslimini simgeler. Meydanda da, ortada k ı rmızı, sağında siyah, solunda
beyaz olmak üzere üç post vardır. Kırmızı post Su ltan Veled makamını, siyah post
Tanrı'n ı n zatını, beyaz post da Ateşbaz-ı Veli makamın ı simgeler. Kırm ızı postta
şeyh, siyah postta kazancı dede, beyaz postta da meydancı dede oturur.
Mevlevlhanelerde mukabele başlamadan önce okunan dua ile
mukbeleden sonra şeyhin huzurunda okunan duaya "Post duası" adı verilir.
! -
Bu teb l iğimizle, Antalya Mevlevl Dergah-ı Şerifi Postnişlnl iği 'nin
lli.i saıneddin Efendi ile Said Hemdem Dede arasında geçen devir-teslim ihtilafını
_ı
200 Yrd. Doç. Dr. Mustafa CIPAN
arşiv belgeleri ışığında gün yüzüne çıkarmaya çalışacağız. Yazışmalar (1326/191 O;
1329/1913) yJiların ı kapsamaktadır.
Daha önce Konya Mevlana Müzesi Kütüphanesi'nde bulunan arşivden
elde ettiğimiz oni.iç vesikadan müteşekkil Postuişinlik devir-teslim ile ilgli bu
belgeler, dönemin siyasi, içtimai, ekonomik ve kültürel yapısına da ışık tutınası
aç ı sından oldukça cheınıniyet arzetmektedir.
Postnişlnlik' in devir-teslim hakkındaki ınuhavereyi ihtiva eden ilk vesika
5 Temmuz ı 326/191 O tarihini taşımaktadır. "Postnişln-i Hz. MevHina reşadetlu
Veled Çelebi Efendi hazretleri huzur-ı saınileri'ne" hitaben yazıl!ll JŞ olan ve bir
şikayet dilekçesi mahiyetincieki bu belgenin altında 79 kişinin imzası ve mührü
bulunmaktadır. imza ve mühürler incelendiğinde, bunların "müderrisinden",
"esnaftan", "meşayihten", "belediye reisi", "tüccardan", "ınuhtar" vb. şahıslara ait
olduğu görülmektedir. İmza yerine kullanı lan bazı mühürlerio üstünde kjşinin sıfatı
"tüccardan", "ınüderristen" vs. yazıldığı halde, bazıları sadece iinvansız olarak
mühürle iktifa etmiştir.
Bu birinci belge ile Konya Mevlevl Dergahı Postnişlni Veled Çelebi
Efendi'ye, Postnişlnlik'in Hüsaıneddin efendi tarafından bir türlü terk edilmediğ i
şu ciimlelerle şikayet tarzında ifade edilmektedir.
Seyyiat-ı efiili sfı-i istimalatı vakıası nefret-i umuıniye (genel isteksizlik)
ve şikayat-ı mütevaJiye-i mahalliyeyi istilzam eden azi ve teb dil (görevden alınan)
ve yerine diğeri tayin olunan Antalya Mevlevi Şcyhi Sabık Büsameddin Efendi,
işbu azi ve tebdil keyfiyetinden ve senelerden beri şart-ı vakıfın adem-i icrası ile
kendisine mükellef eylediği varidat- ı vakfı artık ekJ ve belg'den (yemek, yutmak)
mahrfımlyetine münfeil ve mi.iteessir olmaktan naşi... Hz. Mevlana hakkında
küstahane muamele ve ifadata (ifadelere) serpuş-ı Mevlana'nm alarnet-ı fısk
olduğuna dair bl edebiine (terbiyesizce) ... bulunmuş olması ile Hüsameddin Efendi
hakkında... kendisinin kisve-i Hz. Mevlana'dan tecridile Mevlana elbisesi
çıkarılarak, tarik-i aliden tard ve teb ' idi muamelesine müstehak olduğundan
iktizasının ifasını arz eyleriz. 79 mühür ve iınza.
~IX~. ~M~İ~L~Lf~M~E~V~LA~·N~~~K~O~W~G~R~E~SI~·------------------------------~201
Günümüzden (1997) takriben 87 yıl önce 1326/191 O'da Konya Mevlevl
Dergahı Postnişlni Veled Çelebi'ye takdim edilen bu arzuhalin bugünkü
Türkçemizde ne anlama geldiğ i ni çözmek zor olmayacaktır. Burada kısaca,
Antalya Mevlevlhanesi Dergahı Postnişlni Hüsameddin Efendi, kötü davranışları
ile çevrenin nefretini kazandığı, azi edildiği halde, Postnişlnliği, yerine tayin
ed ilene bırakmadığ ı , vakıfın ortaya koyduğu şaıtlara uymad ığı , vakfın imkanlarını
kaybettiği için üzüntüye kapı larak Mevlana hakkında küstahça veedepsizce sözler
saıfettiğ i ... vb. sebeplerle Mevlevl Dergah ı ' ndan uzaklaştırılması istenmektedir.
Dilekçenin a ltındaki , eşraf, esnaf, ınuhtar, tüccar vb. mühür ve imza ise, isteğin
çevreye ve efkar-ı umumiyeye mal edildiğini göstermek içindir.
Birinci vesikadaki 79 mühür ve imza ile, "Postniş1n- i Hz. Mevlana
reşadetlu Veled Çelebi Efendi"ye arzedilen dilekçeden müspet cevap altnamayınca
bu kere ikinci bir müracaat daha yapılmı ştır. Bu mi.iracaatın altında 80 mühür ve
imza bulunmaktadır. Bu mübürlerin bir kısm ı net olmamakla beraber, imza
sahiplerinin meslek ve görevlerini tespit etmek mümkündür.
Hüsameddin Efend i'nin Postnişln l iğ i terk etmesini sağlamak için yapılan
bu ikinci müracaat, "caniş-i makam Hz. Mev lana siyadetlu reşadetlu Veled Çelebi
Efendi hazretlerinin huzur-ı sami leri ne" hitabıyla yine birinci şahıs ve makama
yapı lm ıştı r.
Bu arzuhalde de, birineide dermeyan edilen hususlara benzer noktalar
üzerinde durulmakta, Hüsameddin Efendi'nin "Varidat-ı vakfıyeyi (vakfın
geli rlerini) eki ve belg (yeme,yutma) ile şerait-i vakfıye ve ayin-i mevlevlyeyi
büsbütün terk ve ihmaldeki ihaneti ... şikayeti umumiye ile aziolunan Antalya
Mevlevl Şcyh i sabık IIüsameddin Efendi ' ni n bazı hempası ile (yardakç ı) iade-i
mevki teşebbüsünde ve evrak- ı saniakari (sahte evrak) tesbitinde bulunduğu
maatteessi.if müşahade olunmaktadır... Emlak ve akarattan (gelirler) vakfıyeyi
uhdasine teml ik eylemek (mülkiyetine geçirmek) suretiyle son bir ihanet-i daha
tezahür eylediğinden ... Cenabı Mevlana'nın ihya buyurulmasını istirham eyleriz."
denilmektedir.
202 Yrd. Doc. Dr. Mustafa CIPAN
Gayet açık olarak anlaşılacağı üzere ana hat larını verdiğimiz bu ikinci
dilekçe de birincinin devamı niteliğini taşımakta, umumi bir şikayeti tekrar dile
getirmektedir: O da eski Postnişln Büsameddin Efendi 'nin bir an evvel
Mevlevthane ile olan bütün ilişkilerinin kesilmesidir. Aziedildiği halde hala hile ve
entrikalarla Mevlevlhane'den uzaklaşmayan Hüsameddin Efendi'nin bu tutumu din
ve tarikat terbiyesine de ters düşmektedir. Zaten şikayetin umlıın i olmas ı da
buradan kaynaklanmaktadır. Ancak burada üzerinde önemle durulması gereken
nokta Büsameddin Efendi'ye uygulanan bu "azi" keyfiyetinin doğru ol up olmadığı,
hakkaniyete uyup uymadığı ınese lesidir.
Bu iki şikayet dilekçesi üzerine 8 Temmuz 1326/191 O tarihinde Antalya
Mevlevl Şeyh-i Sabıkı el-fakir es-Seyyid Hüsameddin "Huzur-ı feyz-i nur cenabı
reşadetpenahiye ma'ruz-ı fakiranem'di r" hitabı ile bir arzuhalde bulunmuştur. Bu
şikayet dilekçesinde Hüsameddin Efendi" ... arz olunan tahrirata lahika (ek) olarak
bu kerre varid olan (gelen) iki kıta mektubu dahi manzur-ı sami leri huyuru lmak
üzere takdime içtisar kılınmıştır (cesaret edilmiştir) ... " sözleriyle başlamakta, " ...
müfti-i sab ık (eski) fisk-u Fücur isnadile azle muvaffak olduğu gibi, dainiz
hakkında dahi başa Cenab-ı Mevlana hakkında bir tak ım müfteriyat ve tasnla kıyan
ile bu suretle de itharn etmek istiyor ... " cümleleriyle arzuhaline son veriyor.
Büsameddin Efendi bu şikayet dilckçesiyle esas olan azil sebebine açıklık
getirrneğe çalışarak eski müftünün bir takım asılsiZ ve mi.ifteriyane sözlerinin bu
azle mesnet teşkil ettiğini ifade ile haksızlığa uğradığını haykırıyor.
Yine Hüsameddin Efendi, Kanunevvel 1327 tarihli ikinci arzuhalinde
" Huzfir-ı sami-i cenab-ı reşiidetpenahiye" hitabı ile başladığı dilekçesinde, " ...
mebus Mehmet Emin Efendi'den alınan tahrirat üzerine Der-i Aliyye (İstanbul)'ye
muvasalat ... mazhar-ı iltifat- ı samileri olduğum bir sırada Konya'ya azimetim
irade buyurulınuştur. .. zuhur eden bir mesele-i mühirnme üzerine Antalya'ya
mu saraaten evde te mecbur olmuş ise ın de ... elyevm mazeret-i ınezkure teaddüt
(tekrarlanınakta) etmekte olmasından ... mazeret-i meşruamın kabulüne ümid-i
herkemal bulunmasından (tam ümit besiernekte olduğumdan) takdim-i
itizamameye ınecburiyet hasıl olmuştur." Sözleriyle durumu izaha çalışmıştır.
~IX~-~M~J~L~L~f~M~E~V~L~A~N~~~~~O~N~G~R~E~S~İ--------------------------------~203
Günümüz Türkçe'sinde anlaşılınası zor olmayan bu dilekçesinde
l Hisameddin Efendi, İstanbu l 'a Mcvlevl ıneşayihi ile görüşmek için gittiğini, orada
iyi bir şekilde karşılandığını, Konya'ya dönmesin in istendiğini, Antalya
Mevlevihanesi' nde ortaya çıkan çok önemli bir meseleden dolayı acele tekrar
Antalya'ya dönmesi gerektiğini, bundan dolayı özrünün kabulünü, kendisine
gösterilen tcveccühlerin devamını dilemektedir.
Takdim ettiğimiz 5. belge sadece Hüsameddin Efendi'nin ne gibi vesaike
istinaden mülkiyet ve hak iddiasında bulunduğunun Antalya vilayetince ilgili
dairelerin yazışına tarih ve numaralarını bi ldirmesi aç ısından postniş!nlik devir
teslimi ile ancak teknik yönden alakalıdır. Tebliğimize sadece, ilgili dairelerio
ad l arı, yazışınaların yapıldığı tarih ve resmi evrak nuınaras.ı bakımından ış ık
tutmaktadır. Bu belgeden, o döncmdeki resmi yazışınaların tıe kadar ciddi
tutulduğunu, bir şikayet dilekçesi bile olsa, resmi kayda alındığı, gereken cevabın
verildiği gayet açık bir şekilde anlaşılmaktadır.
Tebliğimizin 6. belges i, "Huzur-ı reşadetpenahiye; maruz-ı
dervlşanemdir" lıitabıy la başlayan, 26 Şubat 1328 tari hli "Bende-i Mevlana
1 lemdem Mehmed Said" imzasını taşıyan dilekçedir.
Bu arzuhalinde Hemdem Mehıned Said "Dergah-ı şerife fuzulen
mlıdahaledc israr eden şeyh- i esbak Hüsameddin Efend i'nin men-i müdahelesile
(müdaha lesinin yasaklanması) dergah-ı ınezkCırun taraf-ı fakiraneme teslimini
müsterhaın ülema ve eşrafla ahali canibinden tanzim olunan iki kıta (tebliğiınizin
sonundaki 1. Ve 2. Belge) istid'ay-ı umumi manzGr-ı reşadetpenahi lcri buyurulınak
üzere leffen (ekli) arz ve takdim ve bir kıtası dahi mutasarrıtlığa takdim ... kılındı"
sözleriyle durumu izah ederek tedbir alınmasını istemektedir.
Hemdem Mehmet Said bu arzuhalini takdim ettikten sonra ayni aruzhalin
altında bir not düşerek "Hüsameddin Efendi külli ayıbından ma'da (bütün
ayıplarından ayrı olraak) diin de dergahın mutfağına ıneşrut dükkaniara ımısallat
olduğundan ... ilişi lcteki istid'a ile ... cihet-i adliyeye teslim olunmak üzere
bulunduğu tahşiye (not) kılındı" cümleleriyle mevcut durumu tevsik ederek ilgili
mercilere müracaatta bulunmuştur.
204 Yrd. Doc. Dr. Mustafa CTPAN
Konya Mevlana Müzesi envanter kayıtlarında 50/14 rakamını taşıyan
tebliğimizin 7. belgesi 27 Şubat 1328 tarihlidir. "Huzur-ı reşadetpenahiyelerine"
hitabıyla baş layan dilekçenin imzasın ı okumak mümkün olmamıştır.
Arz-ı hal, hitaptan sora, "Antalya dergah-ı şerifinin postnişln-i lahika
(sonraki postniştne) teslimi hakkında muamele-i muktediyenin (gerekli işlemin)
i fas ı hıususu makam-ı nezaret-i celileden ınutasarrıflığa iş'ar buyurulınuştur.
Hemdem Dede'den henüz bir haber alamadığını cihetle neticeden istihsal-i
nıalumat kabil olamamıştır." cümleleriyle sürmektedir.
İki oıta sahife tutarındaki şikayetnamenin devamında hala postnişlnliğin
Hemdem Dede'ye teslim edilmediği, şayet bu i ş daha fazla gecikirse, bunun kötü
bir örnek teşkil edeceği, Hemdem Dede Antalya'dan hasiren (hüsranla) dönerse
mevki i, pek hi.izn-i engiz (üzüntü vereceği) olacağı ifade edilmektedir.
Bu dilckçeyi yazan kişinin, Büsameddin Efendi veya Hemdem Dede
olmadığını, metnin sonuna doğru geçen, ... iicizleri bir haftadan beri terfıan inşaat
idaresi muhbirliğinde bulunuyorum" cümlesinden anlaşılmaktadır. Demek oluyor
ki bu arz- ı hal taraflardan birine değil, üçüncü bir şahsa aittir.
Şimdi arzedeceğimiz 8. vesika diğerlerinden farklılık arzetmekted ir. 27
Recep 1328 tarihli bu belge Şeyhülislam Musa Kazım imzasını taşımaktadır. Bab-ı
Fetva Daire-i Meşihat- ı İslamiye (bugünkü Diyanet İşleri Başkanlığı) başlık lı resmi
kağıda yazılmış bu vesika, "Konya'da Postnişi-i Dergiih-ı Hz. Mevlana reşiidetlü
Çelebi Efendi'ye hitabıyla başlamakta, özet olarak "Hüsameddin Efendi hakkında
verilen arz-ı hal ve tezkere-i samiyenin leffen (ilişikte) gönderilcliğine dair" bilgi
vermektedir.
Pek uzun o lmayan bu arz-ı hal, Antalya Mevlevihiinesi. eski postnişlni
Hüsameddin Efendi 'nin, kendi yerine yeni bir postnişin (Hemdeın Dede) tayinini
kabu l etmediği ne dair şikayetinin Şeyhülis lamlık Makamı 'nca Konya
Mevlevlhiinesi Postnişlnliği 'ne intikal ettirilmesinden ibarettir. Bu di lekçesinde
Hi.isameddin Efendi; "bir guna esbab-ı şer'iyyeye müstenid olmaksızın (şeri
deliliere dayanmaksızın) hilaf-ı usul (usule aykırı) uhdesinden ncz'ı (kendisinde· .
~/X~- ~M~/~·L~L~fM~E~V~LA~A~N.~~~K~O~N~G~R~E~S~i--------------------------------~205
alınarak) ve yerine digeri tayin edildiğinden bahisle ... " bu haksız tasarrufun
di.izeltilmesini istemektedir.
Tebliğimizin 9. vesikası Hemdem Dede'nind ir ve 1. Kanunevvel 1328
Larihini taşımaktadır. Bilindiği üzere Hemdem Dede, aziedilen Hüsameddin
Efendi'nin yerine tayin edilmiştir. Ancak eski postnişln Büsameddin Efendi
aziedilme i şlemini usulsüz bulduğu için buna itiraz etmekte ve bu tayini
durdurmaya çalışmaktadır.
Hemdem Dede "Huzur-ı aliy-i cenab- ı reşadetpcnaJıi"ye hitaben yazdığı
şikayetnaınes inde ... " Antalya'ya muvasallaLımda (ulaştığıında) doğru dergaha
vardıın. Hüsameddin Efendi'nin o serkeşhane muamelesi üzerine o tekkede
kalmağa mecbur oldum. Harnil bulunduğum tahrirat-ı (getirdiğim resmi yazıyı)
reşadetpenahilerini malum zevat-ı kirama verdim ... ikinci bir istida dilekçe ile
dergahın tahliye ve teslimini istirham ettim... vukubulacak hali dahi ayrıca
arzedeyim cümleleriyle, Postnişlnlik'in Hüsameddin Efendi tarafindan kendisine
devredilmediğin i , üstelik bu yetmiyormuş gibi küstahlık ve hakarete uğradığını
ifade etmektedir.
Antalya Mevlevlhanesi Postnişlnliği'nin devir-teslim ile ilgili 10. belge,
diğerlerinden biraz fark l ı olarak "Huzu r-ı aliy-i mutasarrıf-ı ekremiye'ye sözleriyle
başlaınakta, 30 Kanunevvel 1328 tarihl i "Antalya Mevlevlhanesi Postnişlni"
imzası nı taşımaktadır. Arlzanın tamamı okunduğu zaman, açık imza olmamasına
rağmen, bunun "selefım (benden önceki) Büsameddin Dede yedinde (elinde)
bulunan defatir-i vesaik ve kuyGdun (defterler, belgeler ve kayıtların) mahkeme-i
şer'iyye ve evkaf- ı defter-i hakani me' murini vasatas ı ile bi' l -ahz (alınarak) taraf-ı
daiyane i'tasına (bana veri lmesine) ... evkaf idaresince kaydının icras ı (yapılarak)
ile taraf-ı rakiraneme iadesini istid 'a eyleriın ... " ci.imlelerinden, sonradan tayin
edilen Hemdem Dede'ye ait olduğu kesin şekilde anlaşılmaktadır.
Bu dilekçe "evvel emirde evk§.f idaresine", aynı tarih ve 924 um um, ı 98
hususi numara kaydıyla havale edilmiştir. Ayni gün "idare-i evkiif-ı liva-ı Teke'ye
(Teke Livası Evkaf Dairesi) intikal eden dilekçe, mutasarrıf Kazım imzasayfa
"Niyabet-i şer' iyye canib-i fazılasına gönderilm i ş, Naib Mehmet Rüştü" MezkCır
• 00 l
206 Yrd. Doc. Dr. Mustafa CIPAN
meşllıatname sicill-i mahkemeye kaydedilmiş olmağla huzur-ı aliy-i mutasarrıf-ı
ekremiye takdim" ifadesiyle son işlemi de görmüştür.
Şimdi takdim edeceğimiz 21 Kanunevvel 1328 tarihli "Huzur-ı sami-i
cenab-ı mutasamf-ı ekremiye" hitabııı ı taşıyan, "Antalya Sancağı Mevlcvlhanesi
Postniş1ni" iınzalı dilekçe, ifadesinden an laşılacağı üzere aziedilen eski Postnişln
Büsameddin Efendi' nin yerine yeni tayin edilen, Said Hemdem Dede'ye ajttir.
Said Hemdem Dede bu arz- ı halinde "Antalya Mevlevl Dergah-ı Şerifı
Postnişin liği'nin uhde-i fakiraneme tevcih olunmağla (bana verilmekte) ... muamele
ikmal olunmasına ve ancak şeyh- i sabık Hüsameddin Efendi, Dergah-ı Şerif'in
tahl iye (boşaltı lma) ve tesliminden imtina eylemekte (çekinmekte) tahakkuk ve
istidlal kılınmakta ... B üsamedd in Efend i' nin Mevlevl Dergal1-1 Şerifı'ndeki
alakasının hala munkati (ilişiğinin kesihnemiş) olmas ına ... evkaf komisyonunca ...
men-i müdahale (müdahalenin yasaklanması) hususunun polis komiserliğine tebliği
huyurulmasını arz ve istiı·ham eylerim." denmektedir.
Bu istida üzerine EvkafKomisyonu duruma müdahale etmiş, daha önceki
evrakı da inceleyerek, " ... meşihatten infisal (ayrılmış) etmiş olan Büsameddin
Efendi'nin bigayri sebep (sebepsiz) Dergah-ı Şerife-i mezkura devam-ı müdahalesi
gayri caiz bulunmağla .... Postnişin- i lahık-i müsted'i Said Hemdem Dede
Efendi 'ye teslimine karar verildiğinden iktizasının ifası arz olunur" neticesine
vannıştır.
Antalya Mevlevilianesi Postnişinliği'nin devir-teslimi ile ilgili
yazışmaların sondan bir önceki belgesine gelm iş bulunuyoruz. Bu belge "Huzilr- ı
aliy-i mutasarrıf-ı ekremiye''ye hitaben yazılmış bir şikayet dilekçesidir ve 25
Şubat 1329 tarihini taşımaktadır. Arz-ı halin altında her ne kadar imza yoksa da
daha ilk satırlarından itibaren bu dilekçenin, Postnişinliği bir türlü e le geçiremeyen
Said Hemdem Dede 'ye ait olduğu anlaşılmaktadır.
Said Hemdem Dede bu arz-ı hali nde, önceliklerden biraz farklı olarak
sabık Postnişin'in " ... Dergah-ı mezkuru taraf-ı daiyaneme devir ve tesliminden eba
ve imtina (yüz çevirme) ile fuzulen (boş yere) zabt ve işgal eylediği gibi ... taraf-ı
daiyaı1eme ait bulunan S bab dükkandan birisini ... icar edi lmiş ... Hüsaıneddin
~IX~·~M~İ~LL~I~AM~E~~VL~A~AN.~A~~~ON~G~RE~S~I-· ------------------------------~207
Efendi bugün beraberine biraderi ve birkaç kiş i alarak ... ınezklır dergaha giderek
müsteciri (kiracı ) ve derununda (içinde) bu lunan eşyasını ihraç (dışarı atma)
dükkaniarın ara duvarlarını hedm (yıkma) ve tah rip ... budud-ı vakfı tebdil ve
tagyire (bozma ve değiştirme) teşebbüsatından ... bu babta Polis Komiserliği 'nce
tahkikat ifasın ı ... arz ve istirham e ly l eri nı" cümleleriyle gelişen durumu daha
detayl ı bir şekilde an latmaya çalışmaktad ı r.
Antalya Mevlevihanesi Postnişinl iği'nin devir-teslimi ile ilgili şi mdi
takdim edeceğimiz 13. vesika, her ne kadar "el-fakir' in altındaki mühür net
okun ınuyorsa da, muhtevasından anlaşılacağı üzere yine yine Said Hemdem
Dede'ye aittir. 23 Maı1 1329 tarihl i, "Huzur- ı aliy-i cenab-ı reşadetpenahiye" hitabı
ilc başlayan ve "Ma'ruz- ı dervlşanemdir" cümlesiyle devam eden bu dilekçesinde
Said Hemdem Dede, "Antalya Mevlevl Dergahı'na ait ınuaınelatın kısmen cihet-i
mülkiyeye ve kısmen dahi adliyeye (idari ve adli)" olan taalluk ve irtibatmın
ma ' ruzat-ı ) sab ı ka- ı fakir-anemle arz ve ib lağ eylemiştim" cümlesiyle durumu
tespit ettikten sonra, "Şu gün lerde Konya istinaf müdde-l umüıniyesinin bcray- ı
dcvr (devir-teslim için) Antalya'ya ge lmekte olduğu İstihbar o lunmuş ve müdde-i
umumi-i mı1maileyhin burada bulunacağı müddet zarfında canib-i sami-i
rcşadetpeniihllerinden münasibi vechile işaratta (dikkati çekme) bulunması arz ve
istirhama müsaraat eylerim" sözleriyle son bulmaktadır.
Antalya Mevlevlhanesi Postnişlnlik Devir-teslimi ile ilgili ele
geçirilebilen vesika lar anahatlarıyla değerlendirilmiş, ayrıca belgelerin tamamı
oıjinalleriyle birlikte tebliğin sonunda verilerek, bu konuya ilgi duyanların daha
tatminkar bilgi sahibi o l malarını sağlamıştır.
Belgeler ince lendiği zaman görülecektir ki eski Postnişln Büsameddin
Efendi , kendine "azi" muamelesi yap ıl masını bir türlü kabul etmemekte, bunun,
başta eski müftü olmak üzere esnaf ve ıneşayih in komplosundan kaynaklandığını
ileri sürmektedir. Bundan dolayı da Postnişlnlik'i, yerine tayin edilen Said
1 lemdem Dede'ye devir tesl imden iıntina etmektedir. Hadd-i zatında böyle bir
görev devir-tesliminin medeni ölçüler içinde, centi lınence tavır sergilenerek
yapılması gerekir. Nitekim bu muamele, tarihi seyri içinde hep böyle olagelm i ştir.
Mevlevt dervişan ı gayet mütevazı insanlardır. Mevki ve makama gasb yoluyla
208 Yrd. Doc. Dr. Mrısta(a CI PAN
gelmek ananelerinde olmadığı gibi, "azi" edil mek de çok istisnai durumlar hariç
Postnişln ler hakkında düşünülemez. Postnişlnlik, ölümle boşaJan yerin, sıradaki
zevatın en se lahiyetlisi tarafından doldurulduğu bir makam olmuştur.
Yesikalardan anladığımız kadarıyla Hüsaıneddin Efendi, gerek Konya
Mevlana dergahına, gerek Şeyhülislamlık Makamı ' na yazılı ıni.iracaatta bulunarak
ı srarla haksız bir muaıneleye tabi tutu lduğumı ve "azl"in kaldırı lmasını
istemektedir. Nitekim daha ilk müracaatında, eski ınüftünün önderliğinde tanzim
edilen birinde 80, diğerinde 79 imza ve mühürlü zabıtları da dilekçesine ekleyerek
Konya Mevlana Dergahı 'na göndermekten çekinmemiş, bununla da iktifa
etmeyerek bir şikayet dilekçesi (belge no. 8) de Şeyhi.i li s laml ık Makamı ' na
gönderm iştir.
Bu belgelerden ayrı olarak, Antalya'n ın tanınmış ve sevi len simalarından
Dr. Mehmet Tosun 'un, (ö. 1 995) büyük kayınpederi, Antalya Mevlevlhanesi
Postniş1ni Hüsameddin Efendi'nin bir iftira kampanyası sonucu ''azi" edildiğini
özel sohbetlerimizde birkaç kere bana ifade etmiş olması bizce O' nun mağduriyete
uğradığının bir başka delili sayılabi l ir.
Ayrıca, tebliğimizin sonunda takdim ettiğ imiz vesikalardan biri (Belge no
4), eski mebGs Mehmet Emin Efendi 'nin de, Postnişlnin haksız bir tasarrufa kurban
gittiğine kani olarak Hüsameddin Efendi 'ye sahip çıktı ğını göstermektedir. Said
Hemdem Dede'n in bu tayinde fazla ı srarlı olmad ığı , bir hak iddiasına kalkışınadığı
sadece Postnişlnl ik'in teslimini i stediği gözden uzak tutulınaınalıdır. Ancak bütün
bu belgelere rağmen meselenin kesinlikle vuzuha kavuştuğunu söylemek mümkün
değildir. Ili.isameddin Efendi ı srarla haksızlığa uğradığını bütün ilgili makamlara
defaatla duyurmaya çalışınakla beraber sonucun nası l tecelli ettiği
bi linmemektedir. Öyle tahmin ediyoruz ki, Postnişlnlik ' in devir-teslimi ile ilgili
vesaik bizim incelediğimiz ve takdim ettiğimizden ibaret de değildir. Büyük bir
ihtimalle durum, bu safhaya geldikten sora adliyeye intikal etmiş, oradan da
müsbet-menfı bir netice çıkmıştı r. Nitekim takdim ettiğ imiz 13. belge Konya
istinaf Müdde-i Mumumisi' nin beray- ı devr (devir-teslim) Antalya'ya gelmekte
o lduğuna (23 Mart 1329) işaret etmektedir. Bizim elde ettiğimiz bu belgelerden
sonra oıtaya çıkarılacak vesika veya vesikaların problemi çözeceği kanaatindeyiz;
çünkü karşı lıklı yazışma ve müracaatlar bu kadarla bitmişe benzememektedir.
Belgelerin değerlendirilmes inden sonra bu tarihi eserin, XX. yüzyılın ilk
çeyrek dilimine kadar Mevlevlhane olarak hizmet verdiği düşüncesinden hareketle
yine buna yakın bir faaliyet için kullanılması gerektiğini belirtmek isterim.
Antalya' da Devlet Güzel Sanatlar Galerisi için birçok salon bulmak mürrı.k.iindür.
Ancak özel bir gaye için yapılmış böyle bir tarihi değer taşıyan ikinci bir bina
bulmak imkansız g ibidir.
Bilindiği üzere Antalya gerek yurtiçi gerek yurtdışı turizmine senenin 12
ayında açık bir şehirdir. Hatta denebilir ki Antalya iç turizmden çok dış turizıne
hitap eden bir ilimizdir. Çok sayıda Batılı , özellikle Alman yılın her mevsiminde
Antalya'yı ziyaret etmekte, Amerika'dan Avrupa'ya pek çok yabancı islamiyet'e
özel likle de Mev levilik'e ilgi duymaktadır. Konya Mevlana Müzesi faa liyetlerine
benzer tarzda etkinl ikler burada da pek ala gerçekleştirilebilir.
Bu tarih i yapı nın aslına uygun tarzda Mev levlhiine olarak hizmet
vermesinin yeniden sağlanması, Türk-İslam kültür hayatında as ırlardır derin izler
bırakınış olan "Mevlana Hoşgörüsü'nün bir meşale o larak Antalya'dan Akdeniz
ülkelerine ve dünyaya duyurutmasına büyük katkı sağlayacağı ümidini
taşımaktayız.
-, , __ l
210 Yrd. Doç. Dr. Mustafa CI PAN
.,,
'··---·
' l
·"' 1
'
Mevlivihane planı
}"
Mevlevihane güney cephesi {önarımdan önce)
~
• h-
~
~"'"r'
ll
ı t
1 > i