sempozyumu - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/d234988/2007/2007_aydogdh.pdf · köken olarak...
TRANSCRIPT
ATATÜRK ÜNiVERSiTESi
iLAHiYAT FAKÜLTESi ·
TÜRK-iSLAM DÜŞÜNCE TARiHiNDE· ERZURUM
Sempozyumu
26-28 HAZIRAN 2006
BiLDiRiLER
I.CILT
Erzurum 2007
Atatürk Üniversitesi ilahiyat Fakültesi TÜRK-i$LAM DÜŞÜNCE TARiHiNDE ER~URUM Sempozyumu
. AHLAK FiLOZOFU VE ~'HAREKET" ~DAMl OLARAK NURETiiN T~PÇU
Hüseyin AYDOGDU.
Köken olarak Eızurum'lu· olan NUrettin ToPÇu 1909 yılında lstan~ul'da doğdu. Babası Topçuzade Ahmet_ Efendi Erzurumlu, annesi Fatma Hanım ise Eğinli'dir.
Parlak bir zekaya sahip olan Topçu, zamanının şartlarına göre iyi bir öğrenim
hayatına sahiptir. Önce altı yaŞında Bezmialem VaHde Sultan Mektebi'nde
. Anaokulunu, so~ra Büyük Reşid Paşa Numune Mektebi'nde ise ilk~~uliJ okur. iıkokulu bitirdiktik_terı sonra Vefa idadisi'ne yazılır ve burayı birineilikle bitirir. ·onun
felsefeye karşı mera kı da · ilk kez burada başlar. Topçu'nun bu yaşlarda felsefeye karşı meraklı olmasının nedeni onun erken olgulaşan karakteridir. Onun böyle bir
karakterde olması da ileride ahlakçı eğili~ini yavaş yavaş belirgin!eştirecektir.
Topçu, lise tahsilini işe istanbul Erkek lisesi'nde tamamlar. Lise tahsilinden sonra 1928 ·yılında kendi imkanlarıyla girdiği yurt dışı sınavını kazanarak devlet
bursuyla Fransa'ya gider. Fransa'daki eğitimine önce Bordeaux Lisesi'nde psikoloji
okuyarak başlar·. Burada ünlü Fransız filozofu· Maurice Blondel ve LoUis Massignen ile tanışır. Bordeaux Lisesi'ni tamamladıktan sonra Strasbourg Üniversitesi'ne geçer
ve burada felsefe, ahlak ve sanat tarihi okur ve çalışır. Bu sırada sos~oloji derneği ne üye. olur ve derneğin yayınianna çeşitli yazıları ile katılır. Strasbourg Üniversitesi'nde fakülteyi bitirdikten sonra Sorbonne'da akademi çalışmasına başlar. Burada da kısa
sürede felsefe doktorasını vererek bu üniversitede doktor!3yı başarmış olan ilk Türk
öğr~ncisi olur. Topçu Fransa'da altı yıl boyunca süren uzun ve yorucu eğitimini
tamamladıktan sonra 1934 yılında Türkiye'ye geri döner. Geri dönüşünde önce
Galatasaray Lisesi'nde sonra izmir Atatürk· Lisesi'nde felsefe öğretmeni olarak çalışır.
Daha sonra Denizli Lisesi, Haydarpaşa Lisesi, Robert Koleji, Vefa Lisesi, istanbul Erkek Lişesi ve imam-Hatip Okulu'nda değişik zamanlarda öğretmenlik yaptıktan
sonra 1974 yılında emekli olur. Bir süre istanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümünde Hilmi Ziya Ülke n Hoca'nın himayesinde eylemsiz ·doçent olarak bulunur. Ancak kendisine kadro verilmez. ·Fikri'faaliyetlerini Türk Kül~ür Ocagı, Türk
Arş. Görv., Atatürk Üniversitesi, Kazım Karabekir Eğilim Fakültesi, Felsefe Grubu Eğitimi ABD; Erzurum. E-Mail: haydogdu@ataıini.edu.tr
'·
Hüseyin AYDOGDU 638
. . Milliyetçiler ·Derneği, Milliyetçil~r Derneği ve Anadolu fikir Derneğinde sürdürür.
1939'da izmir'de yayınına ·başlayıp istanbul'da basılacak olan Hareket dergisi ile fiili olarak başlayacağı bir dünya görüşü mücadelesini vefatma kadar sürdürür. Emekli
olduktan bir yıl sonra geçirmiş olduğu bir kanser hastalığı sonucu, arkasında birçok eser bırakarak, 10 Teınmuz 1975'te vefat .etti. ı
Düşünürümüzün ü~lubu ağır, dolambaçlı ve yazdıkları sistemli değildir. Bu yüzden onu anlamak ve anlatmak aşkı anlatmak kadar zordur. Öncelikle onun
felsefesini anlamanın yolu düşüncesinin beslendiği fikirleri ·ve değerler dünyasını tanımaktan geçer. Topçu'nun fikirlerinin merkezinde aksiyon felsefesi" (hareket
felsefesi) vardır. O, ülkemizde, hem bu felsefenin il~ temsilcisi, hem de Hareket
Okulu'nun kurucusu olarak çı~ardığı Hareket dergisinde ve çeşiUi kitQplanndaki
yazılarında bu felsefeden önemli fikirler ileri sürmüştür. Her alana; felsefey~, ahlaka, sanata, insana, eğitime, siyasete, ekonomiye, dine ve diğer sorunlara dair ·
· görüşlerine hep bu felsefe açısından yaklaşmıştır. Özellikle de bli felsefenin
kavramlarını ve metodunu kullanarak kendi ahlak sorunlarımıza kendi kültürümüz lle değerterimiz açısından bakabilmiştir. Topçu, ömrü boyunca oluşturmuş olduğu bu
zengin antelektüel hayatını özellikle Anadolu Türkler tarihinden hareketle döneminin ahlaki, siyasi, ekonomik, dini yapısını ve bu yapılardaki değişmeleri anlamaya
adamış, kendi açısından da birtakım modeller önermeye çalışmıştır.2 Onun "isyan ahlakı" tezi de bu modellerden biridir. Topçu, döneminde her sorunun kaynağını
ahlakta · gördüğü için onda felsefenin temelini, odak noktasını ahlak oluşturur.
Düşünürümüz için ahh3k, hem tüm felsefı_disiplinlerjiJ ye al~nların üstünde, onların bir
tacı gibidir, hem de bütün bu alanların temelindeki bir olgudur. Çünkü birey ve toplum, "ahlaki varltklardtr; fert ha;van olmaktan, toplum da sürü haline gelmekten
onunla kurtulur; ... ".3 Topçu, hareket felsefesinin etkisinde kaldığından tüm felsefesinde sosyolojist, materyalist, pozitif ve pragmatist düşüncelere karşı bir
ı Nurettin Topçu'nun hayatıyla ilgili geniş bilgi için bakınız: S. S. Öğün, Türkiye'de Cemaatçi Milliyetçilik ve NuJettin . Topçu, Istanbul, .Dergah Yayınları, 1995, ss.46-!i3; 1. Kara, Türkiye'de islamcılık Düşüncesi -Metinler 1 kişiler-, Istanbul, Pınar Yayınları, 1994, s_s.115-116 ve Nurettin Topçu'ya Armağan, Istanbul, Dergah Yayınları, 1992, ss.11-14. Türkiye'de 1950'1i ve 1960'1ı yıllarda Nurettin Topçu kadar yazı yazan, konuşma yapan çok az fikir, sanal ve ilim adamı vardır. O, bu süre içensinde birçok kitap ve makale yazmıştır. Topçu'nun uzun bibiiyografyası için bakınız: 1. Kara,·'-'Nurettin Topçu Bibliyografyası", Hece, Sayı: 109 (Özel Sayı: 11), Ocak 2006, ss.523-551.
2 A. O. Gündoğan, "Nurettin Topçu", Doğu Batı, Sayı: 11, Mayıs-Haziran-Temmuz 2000, s.90. 3 M. Kök, "Nurettin Topçu ve Rönesansımız", Nurettin Topçu'ya Armağan, istanbul, Dergah
Yayınları, 19!'~. s.103. ·
Ahh3k Filozofu Ve "H(!~eket" Adamı Olarak Nurettin. Topçu 639 '
felsefe geliştirmiştir. O, bu felsefesinde akılcıiığa ~a özel 'bir yer ayırmasına rağmen akılcılığın ancak kalbilikle.değer kazanabileceğini ileri sürerek irrasyonalizmden farklı bir tavır takınabilmiştir.
Topçu, felsefesinde . öncelikle ç~ğının temel sorununu tespit ederek ahlak fels_efesine başlar: Ona göre, . geçm!ş toplumlarda ölduğ~ gibi ülkemizde hatta çağımızd~ her alanda yaşanan soniniarın kaynağının başında_ ahlak problemi
gelmektedir. Her alan hatta her sorun ahiakla ·direkt bir. ilişki içerisinde olduğu için onları ahlaktan bağımsız düşünemeyiz. Ahlak sorunu evrensel bir sorun olduğu için, bu problem in çözümü c;le evrensel · ölçüler içerisinde çözümlenmesi gerekir. Bu yüzden, onun açısından, ahlak· sorununun çözümünde evrensel ölçüye uymayan her
ahlak görüşü eksiktir ve yanlıştır. · Ahlakı evrensel bir sorun olarak gören düşünürümüz bu sorunu yukarıda da ifade ettiğimiz gibi felsefesinin temeli olan "hareket felsefesinin metodunu kullanarak ve en sonunda da din meselesiyle birleştirmek suretiyle çözmeye çaltştr .... "4
Maurice Blondel'in hareket felsefesini ülkemizde temsil eden Topçu'ya göre, alem üç şeyin bütünüdür: Varlık, düşünce ve hareket5. Varlık, hareket noktası ;
düşünce, kılavuz . ve iş; hareket ise, hayatın amacıdır. Hareketsiz yaşanamaz. ·.
Düşünce bile varlığın dışına çıkmayarak bizzat kendi üzerine katlanan içsel bir · hareketten başka bir şey değildir. Bu hedef içerisinde hareket, kendi kendini ortaya koyar ve kendi halini kendinde bulur. Bu süre9te hareket, "kendi halini, kendisini yaşayan insana uzatttğt tştkla, onda doğurduğu sonuç ve tsttrap egzersizleriyle ve yine insan iradesine sunduğu zaruretlerte ortaya koymaktadtr.vs
Blondel de olduğu gibi Topçu'da da "hareket insanm cevheridir."7 Her iki düşünürümüz için de hareket kaba bir güç, bir içgüdü davranışı ya da basit bir refleks değildir. Hareket, iradenin kendi dışına çıkmasıdır, daha mükemmele duyulan
özlemdir, başka bir ifadeyle iman, isyan ve vicdandır. Bundan dolayı hareketin özünde iman, ira.de, isyan, vicdan ve özlem vardır. Hareketin hedefi sonsuzluktur,
4 A. O. Gündoğan, "Nurettin Topçu", s.99. . s "Hareket• Fransızca'daki 'action'un karşılığıdır. Bu kavram, ruhi ve iradi olmak bakımından
maddenin mekandaki yer değiştirmesinde n; sonsuza uzanmak bakımından da bir faydaya yöntlik ve sınırlı olan 'iş' ile 'faaliyet' ten farklıdır. Bunun için hareket, mekan, iş ve faaliyelin ifade ettiklerinden ayrılır, onlardan farklı bir durumu ve niteliği ifade etmektedir. Bakınız: M. Kök, Nurettin Topçu'da Din Felsefesi, istanbul, Dergah Yayınları, 1995, s. 14, 2 No'lu Dipnot. ·
6 N. Topçu, Yannki Türkiye, istanbul, Yağmur Yayınları, 1974, s.15. 7 N. Topçu, isyan Ahlakı, (Tercüme: Mustafa Kök-Musa Doğan), istanbul, Dergah Yayınları, 1995,
s.62.
:.
-·
Hüseyin AYDOGDU 640
yüzij. hep so.nsuzluğa çevrilidir. .Çünkü hareket, "sonsULiuğun bir çağnsı, bi(
yankısıdır: Oradan· gelir, oraya gider. "B Ayrı~a her. hareket evrensei bir oluşa dogru
yöneldiği için isteyerek yap!lan her harekette ahlakTliğin damgasi vardır. O zaman denilebilir ki; ~hareket~1yiliktir."9 de: - Ancak-hareketıfayda--aracı değildir-. Ona bu
açıd~n bakmak onun ruhunu ve hedefini aşarak özde varlık· ve - düşünceden
uzaklaşılmasına neden olur. Böyle bir davranış ise bizi "Sonsuz Varlık"a götürmekten · alı koyar.
Hareket, özde iradesel bir süreç olduğu için,_ eşyayı ve kendini, kendi eliyle değiştirmektir. Varlık olma~sızın herhangi bir alem tasawur etme~ nasıl gülünçse, hareket -olayını yÖk sayarak insanı düşünmek de o kadar abestir. Hareket,
"varftğtmtzın her an yenilenmesi ve kendi kendisini, daima sonsuzfuğa yönelme
isteğiyle yeniden yaratmastdtr. •ıo ÖzgürlüQün hakiki kaynağı da harekettir. Çünkü
özgürlük, düşüncede değil harekettedir. Bunun için Topçu, özgürlüğü, irade ve hareketten hareketle ·tanımlamaktadır. Bu tanıma .göre, özgürlük, "içten veya dtşlan, iradeye yabanCI hiçbir kuwef farafmdan ZOrfanmakSJZtn, iradenin, kendi seçimi i/e yine kendisini belli bir harekete. zorfayabilmesidir. "11 Bu ta-nımda gösteriyor ki,
özgürlük hareketle birlikte ortaya çıkm-aktadır. Özgürlük hareket içerisinde iman·ve
isyan ile değer kazanır. Bunun için özgür olmak "bir hareketten sonra yeniden
doğmakttr; bir yolun sonunda yeni bir yola girmektir." Hem eşyayı hem de .kendini kendi eliyle değiştirmekür.12 Böylece özgür bir hareketle insan yeni bir değişim ye
gelişim yaparak içten ve dışarıdan gelen engeliere karşı kendisinin dışına çıkmış olur. Demek ki, Topçu'da özgür hareket, bir isyandır.
Yine Blondel'de olduğu gibi Topçu'da da tam ve gerçek hareket, önce hareketin sahibi olan insanda başlar ve onda hareket iradesi olur. Sonra sonsuz imkanlana yüklü ·kainata çevrilir ve hareketin safhalannr meydana getirir. Hedefi
sonsuzluktur ve meyvesini sonsuzlukta verir. insan onu sonsuzluğun sınırına kadar
götürür, orada sonsuzluğa temsil eder. işte bu: tam ve başarılı olmuş harekettir,
ahlaki_ olma vasfını taşıyan da budur. Zaten ahlakiılı k, isteyerek yapılan hareketle
başlar. işte bu hareketi gerçekleştiren şahıs da "hareket adamı"dır. Hareket adamı
s A. O. Gündoğan. "Topçu ve Hareket Felsefesi", Hece. Sayı : 109 (Özel Sayı: 11), Ocak 2006, s.20. 9 N. Topçu, isyan Ahlakı, s.26. · _ ıo N. Topçu, Yanııki Türkiye, s.19. · ıı N. Topçu, Ahlak, (Hazırlayanlar: Ezeı Erverdi-ismail Kara), istanbul, Dergah Yayınları, 2005."s.67. ıı N. Topçu, Isyan Ahlakı, s.62.
·Ahlak Filozofu Ve "Hareket" Adamı .Oiarak Nurettin Topçu 641
irade adam·ıdır. irade önce bireyde başlar, bireyden aileye, aileden topluma, toplumdan ahlak, sanat ve dine, oradan insanlığa, insanlıktan da "Sonsuz Vartık"a
doğru hareket eder. iradenin · bu basamaklardan teker teker geçebilmesi ve de ·
"Sonsuz Varlık" olan Allah'ı bulabilmesi için, sürekli hareket hali.nde olması gerekir. idealist hareket Allah'la bir olduğu için, "hareketin bulum~adtğt yer.de Allah yoktur. O, nerede görülürse Af/ah oradadtr."13 Bu durum da ancak isyan ahlakı ile izah edilebilir.
Topçu'y_a göre, hareket, insanla Allah'ın bir birleşimi olduğu için· insanın .
hareketleri öncelikle iman ve irade şeklinde kendini göstermeli ve bu· doğrultu da harekete geçmelidir14• B!J yüzden insanın ahlaki kurtuluşu önce insanın kendi iman,
irade ve hareketlerinden geçer. Bu da bir anlamda hareket aşkından geçer. Hareket aşkı . adalet temeline day~nır. Adalet ise, "herkese hak/{Jnt vermektir, herkesin
. hakktna saygi' göstermektir . ... "15 Adaletin temelinde eşitlik olmasına rağmen .her · zaman· eşitli~ adaleti gerçekleştireme~. Çünkü herkesin yetenekleri ve kabiliyelleri
aynı değildir. O zaman eşitlikte hakkı doğuran sebep kabiliyetler ve ihtiyaçlardır.
Adaletsizliğin en büyük nedeni ise istismardır. Birey ya da toplu~ıda bu davranış, insanın in~anı istismarı ile başlar. istismarın kaynağı ise ihtiras ve iş bölüşümüdür.
ihtiras ve iş bölüşümü ile emek farklarını~ büyümesi sonucunda toplum çeşitli
sınıflara, sermaye sınıfı ve· halk sınıfı diye iki sınıfa ayrılmıştır. Bu durum ise toplumun, adalet dağ.ı1ımının ve adalet anlayıŞının bozulmasına neden olmuştur. Topçu) zulüm halinde si~temleşen bu istismarın önüne geÇilmesi gerektiğini ileri sürer. Çünkü bu bizim bir kaderimiz değildir. Bunun için de ona boy,un eğmemeliyiz. Bu istismarı ortadan kaldınTıanın ~ek yolu ise iman ve iradeye dayalı adalettir,16 yani isyan ahlakıdır. Insanların adil olmaları· için, ruhlarındaki adalet ihtirasının, kendi haz ve menfaat amaçlarından, yıkıcı ihtiraslardan üstün olması gerekir. Adaletsizlik karşısındaki isyan, adaleti "çiğneyen kuwete karşt vicdanm hareket halinde tepki yapmastdtr. .. ."17 Ancak böyle bir isyan, ahl~ki değer taşıyandır ve hedefine ulaşandır. Böyle olmadığı yerde-düzen bozucudur ve ahlak dışı bir harekettir.
Herhangi bir toplumda adaletin bozulması toplumun düzenini sarsar. Adaletin yok olması ise birey şuurunu altüst edeceğinden aileler, cemiyetler ve devletler yıkılır.
. .
13 M. Blondel, "Hareket Felsefesi", (Özet Çeviri: Nurettin Topçu), Hareket, Sayı: 1, Şubal1939, s.28. 14 N. Topçu, "Anarşist ve Hareket Adamı", Hareket, Sayı: 33, Eylül-1968, s.6 ve N. Topçu, Yannki
Türkiye, s.20. 15 N. Topçu, Ahlak, s.92 ve N. Topçu, Ahlak Nizamı,lstanbul, Hareket Yayınları, 1970, s.154. 16 N. Topçu, Ahlak Nizamı, ss.157-15B. 11 N. Topçu, Ahlak, s.94.
Hüseyin AYDOGDU 642
Topçu'nun istediği ya da savunmuş olduğu adalet, adaletle en çok muhtaç ve
en haklı olan e.şitlik hakkına sahip sınıfı yetiştirmektir. Yalnız ona göre, bu adaletin
işi, bu sınıfı diğer sınıflar üzerine saldırtmak ya da o sınıf üzerinden hakimiyet kurmak olmamalıdır. O halde ilk iş, bu şuura sahip olan aydın bir züm.renin
yetiştirilmesidir. ·su sınıfta kaybedilm~,yecek ve daima kandisine güvenilecek olan
şey, irade, ahlak, adalet, ilim (fikir) ve kültürdür. Yine o, bu sınıfın varlığının sınıf şuurunun varlığıyla aynı olduğunu ileri sürerek adaletin kuwetini AIJah'a dayandırır. 1B
Topçu'da birey gibi milleti de her türlü kötü durumdan kurtanp sonsuzluğa yöneltecek olan da irade, özgürtük ve adalete dayalı olan hareket gücüdür. Bu güç ve
imanla ortaya çıkmış olan hareket ahlakının nesillere aşılanması ve hayat kervanın
kenqi istikametinde sürükleyebilmesi için yapılacak olan jik çalışma ruhları bu iraele
i)e aşılamaktan ve yeni hayat nizarnının kurulmasından geçer. Düşünürümüz bir
milletin savaştan galip olarak çıkmasını o milletin toptan bir kurtuluşu olarak görmez. .
Ona göre, boyle bir başarılı .zafe~ ve hareket, sonsuzluğa çevrilmiş ve sonsuzluğa
yöneltilen irade ile yapılmışsa kurtuluş getirir. Yani bir millet her yönüyle hareket ahlakına yönelirse gerçek kurtuluşa ve başanya ulaşmış olur. Eğer burada hareket
aile, millet, devlet ve din için olmuyarsa o zaman Allatı unutuluyor demektir. Bu durum ise hareketin amacını küçültür. Oysa ne olursa olsun hiçbir zaman saf bir
irade ve imanla ortaya çıknıış olan hareketin amacını daraltıp küçültmemeliyiz.19
Topçu'nun ahlak anlayışında görüşlerine hakim olan hareket kavramı belli bir süre sonra yerini "isyan" kavramına bırakır. Çünkü hakiki anlamda "hareket, bir
isyandlf. Bu bizdeki Allah'm bizzat kendimize karşt isyanıdır. "20 Her özgür hareket
Allah'a dayanarak yapılan bir isyan olduğuna göre asla isyan etmemiş olan, hiçbir zaman hareket etmemiş demektir. isyana dayalı bir "hareket, onun dışmda kalan her
şeyin inkarıdır. Çünkü isyan, her baş kald1rdığ1 nizarndan daha üstün bir nizama · götürücüdür. ... "21 Isyan es irliğe karşıdır, bir "hayır"dır, insanı sıkışmış olduğu hayat kanunlarından kurtararak ulühiyete teslim eden hamledir. isyan, bir başkaldırı olarak
ilahi iradeyle bütünleştiği için gücül')ü ondan alır. Ilahi iradeyle birleşmeyen hareketler
ise şeklen-bir baş kaldırı olup özde iradeyi ve insanın hareket alanını kısıtlayacağı
için onu e~ir eder. Oysa isyan ahlakında böyl~ bir 1ey yoktur. Çün.kü isyan ahlakı,
ıa N: Topçu, Ahlak Nizamı, ss.15S-159. ı9 N. Topçu, Yarınki Türkiye. s.27. . 20 N. Topçu, isyan Ahlakı, s.66. 2ı A. O. Gündoğan, "Nurettin Topçu", s.104.
· ..
Ahlak Filozofu Ve "Hareker Adamı Olarak Nurettin Topçu 643
özgür düşünce ve aşka teslim oluştur, sorumlu ve şahsiyetli duruş~ur. işte insanın sahip olac~ğı bu ahlakı ve hareketi, sorumlu bir isyanın sonucu olacağından, bu hareket bireyi Aliah'a·götürürken yolda isyan halinde ifadesini bulur.22 Böyle bir iman,
irade ve isyan ile yüklü bir birey, hedefini gerçekleştirmek için, iste·r kendi içinden
gelsin isterse dışarıdan gelsin, karşısında duran her engeli. birer birer aşarak yoluna
devam eder. irade kendi iç hayatına çekmiş olduğu bu korkunç çatışmadan sonra tabiatüstü bir varlığa bağlanır. Bu safhada Topçu'nun düşüncesinde irade ve isyan
kavramları gibi birbiriyle çelişikmiş gibi görünen isyan ve iman kavramları da birbirine hizmet eden kavramlar biçimine dönüşür ve isyan iman haline. gelir.23 Bu andan
itibaren de iman içinde benlikle Allah ikiliği ortaya çıkar. Düşünürümüz bu duruma
örnek olarak Hallacı Mansur'un "Ene'/-Hal<' esprisini verir. Burası insanın hareketi ile
Allah'ın hareketinin birleştiği yerdir. işte, • ... Allah bize bu at1lışm içinde gözüküyor. isyanımızm bizde vücut kazanması da bu görüşün eseri oluyor. Allah sanki bize karş1
yine bizde isyan ediyor. Bu hal, bizdeki ikilik içerisinde, Allah'a sahip benliğin
. Allah'siz benfiğe karş1 gelmesi, yani isyand1r. Isyan Allah'ın bizdeki hareketidir. Bu
manada hareket, insanla Allah'ın bir terkibi oluyor .... ".24 Şu halde Allah'a teslim olan insan, kendisinin, sebepleri beiii ve sınırtandırılmış olan hareketlerinin yerine sürekli
olan Allah' ın özgür hareketini koyar. Bu yüzden bireylerdeki hakiki özgürlüğün
kaynağı Allah'tır. Allah'ın özgürlüğünü kendinde duyan insan, onunla önce kendi
· nefsine, sonra da başka insanlar arasınıdaki zorbalıklara, alemşümul merhame~ yok
edici bütün hareketlere, anarşizme karşı isyan eder. Topçu, ahiakın merkezine sorumluluğu koyar. Sorumluluk isyan ahlakını
gerçekleştirecek olan kuvvettir. Sorumluluk, bireyin jçinden gelen itme ile sonsuzlukta
huzur aradığı için ona atılmak isteyen bir iradedir. Bu irade, bireyin ruhi hayatının derinlerinden. beslenir. Böyle bir sorumluluğun ukaynağı, onun varliğı ise nereden
gelmediğini bilmediğimiz, menfaatsiz, ahlaksiz, sebepsiz, bize nüfuz eden a1emşümul ve mutlak bir merhamet duygusud ur. "25 Ancak böyle bir sorumluluk ideali ferdi
harekete, yani isyan ahlakına geçirir. Biri dışsal veya hukuki sorumluluk, diğeri içsel veya ahlaki sorumluluk olmak üzere iki türlü sorumluluk vardır. Birincisi dışsal olan
davranışlarımıza aittir. Kamuoyu ve kanunlar karşısında sorumlu oluşumuz böyledir .
. 22 N. ToPÇu, "MesuliyetAhıakı", Hareket, Sayı: 8, Ağustos-1966, s.17. 23 A. O. Gündoğan, "Nurettin Topçu", s.104. 24 N. Topçu, Iradenin Davası, istanbul, H. Akeı Yayınlçrı, 1968, s.75. 2s N. Topçu, Iradenin Davası, s.74. · '
Hüseyin A YDOGDU :644
ikincisi ise, .içsel ve dışsal · bütün özgür davranışlarımızda vicdanımızd.a doğan sorumluluktur. Düşünürümüzde ahlaki sorumluluk hukuki sorumluluktan . öncedir.
Eğ~r bireyde ahlaki sorumluluk yoksa ona, iŞlemiş olduğu ~erhangi bir suç karşısınd~· verilmiş olan-hukuksal ceza amacına ulaşmaz. Bundan dölayı ·bireyde sorumlı,ıluğun var olması için, bilgi ve izafi olmaya~ gerçek özgürlüğün varlığı. şarttır.26
Adaletiilik ve sorumluluk ruhuna dayalı isyan ahlakı kendini öncelikle mistik r.uhlarda gösterir. Mistik iradeye şiddetle gömülmüş bulunan sonsuz ha~eket iradesi, insan ruhunu isyana götüren ilahi kuwettir. ilahi iradeden ayrılmış olan isyan hareketi, hem insanı ilahi varlığa ulaştıramaz, hem de insanı 'ben'inden bölüp ayınr.
Halbuki iradeye dayalı bir isyan, • ... AIIah'm insanda isyam ... "dır27. Demek ki,
Topçu'da isyan ahlakının temeli, Allah'ın insanda isyanına dayanır. Bu yüzden onda isyan ahlakının kaynağı, ne bir~yin benliğine, ne nefse ait arzulara, ne sosyal amaçlara, ne merhametten başka duygulara, ne de an~rşizme bağlı isyanlara · dayanmaz. Bunların hepsi idealist ahlak ve eylemin, yani isyan ahlakının yıkıcı
düşman)arıdır. ·
isyan ahlakında sorumluluk duygusunun en büyük düşmanlarından birisi de adale.tsizlikte olduğu gibi ihtiraslardır. ihtiras, iradenin önüne set çekerek onun hareket alanını daraltır, belli ~ir süre sonrada yok eder. ihtiraslar otoriteden daha sarsıcıd,ır. Otoriteler birey ve toplumun başında bir balyoz gibi ise, ihtiraslar hepsini sürükleyen nehir gibidir. İhtiraslar çıkar, garaz; gurur, korku ve bunlarla birlikte
kültleşmiş zehirli alışkanlıklarfa karışmış idealsiz sevgileıin ürünüdür. "Içimizdeki bu putlar, hakikat aştmtzt ve bütün ideal ve ahlaktmfZt çürüten düşman kuwetleridir."
Yine içimizdeki bu putlar, ruhi zev~ ve kuvvetini daha kaynağında iken öldürür, yok eder. Bireyin hareketlerinin hayat bulması için, ondaki isyanının amacı sonsuzluğa doğru yönelmeli ve sorumluluk duygusunu köreiten ihtiras ve hazdan arınması gerekir.28
Topçu'nun isyan ahiakındaki isyan bir tür anarş izmdir diyebiliriz. Ancak buradaki anarşist isyan ifadesi "Sonsuz.Varlık"a ve her türlü değerlere. başkald ı rı ya da her şeyi inkar anlamınd~ki , YC?ni her türlü kural ve otoriteye karşı olma şniamında bir anarşizm değildir. Anlaşılacağı üzere buradaki isyan, "ne devletin otoritesine karşt
2a N. Topçu, Ahlak, ss.177-179. . 27 N. Topçu, "Isyan Ahlakı", Hareket, Sayı: 47, Kasım-1969, s.5. . 2a N. Topçu, Iradenin Davası, şs.75-76 ve M.:Kök, "Nurettin Topçu ve Rönesansımız", s.98.
Ahlak Filozofu ve·"Hareket" Adamı Olarak Nurettin Topçu 645
ferdin mutlak hürriyetini savunan anarşistin isyam, ne kapitalist rejime tepki otarak doğsa bile bütün milli mukaddes/e$ düşman ve insam başka esarete götüren.
Marksist isyandtr. Bu, ·hayatla ve menfaatle banşmaya, sonra hükmetmek için şimdi
uşak olmayan, kuwetini alemşümul {üniversal) merhamet d_uygusundan .alan ahlak
kahramanlannın isyamdtr. "29 Bu bütün peygamberler, veliler ve milli ka,hramanlarının
isyanıdır: Bunların hepsi bu iradeyle ortaya çıkmışlardır. Örneğin Hz. Muhammed'e.
islam' ı yaymaktan vazgeçme te~liflerine karşı "güneşi bir elime, ayı da öbür elime
verseniz gene de bu davadan· yazgeçmem" dedirten; Sokrates'i Atinalı hakimierin karşısında ölümü pahasına alaycı üslüpla konuşturaıı; ·Gandi'yi Hint Yarımad~sını ingiliz sömürgesine karşı dire.nişe geçmekten kendini yargılayan ingiliz mahkemesi . . önünde "en ağır cezanız neyse onu vermenizi istiyorum" diye haykırtan irade hep bu
isyan iradesidir. Ayrıca işgal altmdaki mecalsiz Anadolu'nun ruhu olup onu yeniden ayağa kaldıran Birinci Meclisteki irade de· bu isyan iradesidir. Görüldüğü gibi onda
iradeye dayalı anarşizm, insanda ahlaki vasfını taşıya·n bir h~rekettir, ilahi irade . . . karşısında ise bir itaattir. ilahi iradenin lütfu, bize hem hareketten önce, hem hareket
esnasında, hem de hareketten sonra gelir. Hareket halinde ne yalnız başına
insanlığımız, ne de yalnız ulühiyet vardır •. aksine insanın Allah'a iştiraki · yardır. Bu
durumdan dolayı mistikler, isyan edenlerin başinda bulunurlar. Onlar ahlak sorunun Allah sorunuyla bir1eştirmişlerdir. Bu tavrıyla Topçu; imana, mistik harekete dayalı
anarşizmi ·ahlak ve nizarn yıkıcı olan anarşizmi birbirinden ayırmış olur. Bu da gösteriyor ki, onda isyaiı, "~1/ah 'a bağlanan iradenin eser halinde ortaya
koyduklarmm, müessese/erin, mazinin ve -medeniyetlerin inkart değildir. .. ." aksine
isyan, " ... bizden nesillere gerçek o/[Jn mukadderat1mtz1n yaratıcıs1, tarihte ve insanlik içinde zamanda ve ebedilik içinde biz·e mutlak selameti getirebilecek olan sonsuz ve gerçek iradedir."30 Şu halde düşünürumüzde isyan ahlakı, ruhun ve iradenin başta
insandan başlayarak, teker teker diğer alanlardan; millet, devlet, sanat ve insanlıktan
geçerek Allah'a ulaşmada yolda buluna~ tüm engellere karşı. bir başkaldırıdır. Bu
isyan görünüşte anarşist bir eylem olmasına. rağı:nen yıkıcı değil yapıcıdır. Çünkü· bireylerdeki bu isyanın kaynağı ruhtan, vicdandan, iradeden ve bunlarıda içine alan ilahi bir vartıktan gelmektedJr. Böyle bir ahlak da nizamın kendisidir, yani isyan
ahlakının kendisidir.
29 M. Kök, "Nurettin Topçu ve Rönesansımız'', s.104. 30 M. Kök, ~'Nurettin Topçu ve Rönesansımız", s.77.
Hüseyin A YDOGDU 646
Topçu'da isyan ahlakıyla birlikte ortaya çıkan nizam, eşyayı düzenl~me,
sıraya koyma ve birbirine bağlamak demek olup, aiıcak ahlak eserinin bir sonucu olarak görülür. Nizamın kaynağı akıldır. Nereye akıl nüfuz etmişse orada nizarn
bulunur. Nizam, eser yapıcılık -işinin ta kendisidir. Bu eserin gerilemesi ise, nizamın
yok olmasıyla sonuçlanır. Evrenin her yerinde ve tabiat olaylarında olduğu gibi
ahlakta da bir nizarn olması gerekir. Ancak hem kainat nizaını, hem de ahlak nizamı,
iradesiz, sorumluluksuz ve ihtiraslarla yüklü .sorumsuz anarşizmin bir sonucu olarak yozlaştırılarak yıkılmakla baş başa kalmıştır. Bu da gösteriyor ki, anarşizm dünyaya
insandan önce gelmemiştir, aksine o, dünyaya insanla birlikte gelmiştir. Bundan
dolayı insanda var olan anarşizmin kökeni ahlak ve ya herhangi bir kurum değil
ihtiraslardır. Eğer herhangi bir yerde ve alanda bir kaidesizlikten, kuralsızlıktan
bahsediliyorsa bu ancak ve ancak ihtirat;lardan dolayıdır. Çünkü ihtiraslarda "her yerde akla karşt gelmek ve onun eserini tahrip etmel('31 gücü vardır.
Bu görüşlerinin ve tespinerinin bir sonucu olarak oluştunnuş olduğu ahlak
anlayışına göre, iki türlü insan ve iki çeşit ahlak vard ır: Realist insan ve realist ahlak
ile idealist insan ve idealist ahlak. Realist insan, dıştan gelen tesiriere karşı birebir
mücadeleyi asla göze alamayan, yeri geldiğinde bu mücadelede yenilmesini de bilen kurnaz insandır. Bir anlamda bunlar, tarihsel süreçte olduğu gibi günümüzde de
"siyasi" davranmasını beceren zeki kişilerdir: Hayatla mücadele çetin ve çoğu zaman da menfaat gelinnediği için her zaman zaferi aldatmakta ararlar, işlerinin çıkartarına
bakarlar. Hayat ve huzuruna mal olabilecek saliaşı göze almaktansa hayatla uzlaşmak ve barışmayı daha akıllıca bir iŞ olarak görürler. Yine topluma efendi olmak
için, yerin.e göre topluma ve hayata uşaklık etmenin gerekli olduğunu savunurlar.
Kısaca bunlar her yeni durumda yeni tesirterin esiri olmak zorunda kalırfar ve isterler. Realist insanlar kendilerine güvenleri olmadığından ve de bizzat kendileriyle
yüzleşmekten korktoklan için de asla kendileriyle, kendi vicdanlarıyla baş başa
kalamazlar. · işte bu özellikleri gösteren, bir anlamda bu uşaklık ve esirlik ahlakına
Topçu, "realist ahlak" veya "hayat ahlakı" der. Düşünürümüze göre, .bu ahlak modeli · Yahudi- tüccar zihniyeti ile pragmatist Amerikan felsefesiyle işler. ReaHst ahlaka sosyolojik temel kazandıran . düşünür ise Yahudi asıllı Durkheim'dir. "0, sosya/ detenninizm (içtimai muaweniyetçilik) teziyle, duygu, sezgi ve irade gibi izanm asti özü olan unsurlan inkar ederek, ak/1 da sadece sosya/ zaruretlerin bir sonucu kabul
Jı N. Topçu, Ahlak Nizam ı,·ss.SS-56.
Ahlak Filozofu Ve "Hareket" Adamı Olarak Nurettin Topçu 647
etmek suretiyle ferdi ruhu bütünüyle ortadan kaldırmış, onun yerine kendisinin Tannlaşttrdlğl toplumu koymuş, böylelikle fert için her türlü ideaifyok etmfştir."32 Aynı
anlayışı Türkiye'ye Ziya Gökalp getirmiştir. O da Durkheim'den hareketle onun gibi "Fert yok cemiyet vardır" tezini savunmuştur. Oysa Topçu'ya göre, sosyal-siyasi,
kültürel ve eğitim yapılanmasında toplum önemli bir unsur olmasına rağmen o, n17 bir
yığındır ne de bir otomat değildir. Hareket ahlakında hakiki mes_uliyet kişisi, şuurun
eriştiği bütün sefaletierden mesul olmasını bilen ve kuwetlerini harekete geçiren
insandır. Bu birey her şeyden önce hareketlerinin hangi gaye için ve kim için
olduğunu bilen insandır. Hareketlerini, davranışlarını ve işlerini "hak yok vazife vardır" ya da "gözlerini kapayıp görevimi yaparım" mantığıyla .yapmaz. Bunu yapan özgür
olduğunu sansa da özde köle ahlakı, esirlik ve uşaklık gösterir, şuursuz davranışlar
sergiler. Örneğin bu formülsel bakış içerisinde düşündüğümüz zaman .toplum bireye herhangi bir görevi bazen cella~ eliyle de teklif edebilir. Bu ise toplum açısından dcı
. birey açısından da bir felakettir. işte birey gibi toplumu da bir yığın olmaktan veya bir otomat olmaktan kurtaracak olan bu isyan iradesidir. Hareket ahlakı içerisinde ortaya
çıkacak . olan adil ins.an burada kendine hayat bulamaz. Onun var olması idealist ahlakı, dolayısıyla da isyan ahlakını gerektiiii. Adil ins~nın, hem istismar etmeyen,
hem de istismar etmeyen bir birey olmamasının nedeni, ondaki bu adqletli yapıdır.
Bireyde. vicdan, iman, irade ve hak temeline dayalı adaletli yapı istismarlığı önleyerı
en büyük özelliktir. Bu görev ve şuurla hareket ahlakı bireyi "Sonsuz Varlık"a götürür.33 işte bu ahlak da "idealist ahlak"tır.
Topçu'ya göre,· bireylerin ilahi irade ve isyanla ihtiraslarını yenmeleri_ ve iradeye dayalı isyan, özgürlük, adalet, sorumluluk ve yapmış olduklan fedakarlıklar
sonucu, y~ni bu ahlakın , isyan ahlakının bir sonucu olarak toplumu oluşturan
toplumsal sözleşme ortaya çıkmıştır. Sözleşme yazılı, herkes tarafından imzalanmış
bir belge değildir, anlaşma suretiyle, yüksek bir ahlaki iradeyle kabul edilmiştir. Bu
SÖZIP.şme içerisinde sadece bireylerin akli ve mantık! kararları yoktur. Bunların
yanında. bu sözieşmede, bireylerin birçok inançları, ~adece kalbine bağlı hareketler
ve fedakarlıklar saklıdır. Ancak bu irade ve hareketlerle kurulan nizarn "ahlak
nizamı"dır.34
32 M. Kök, "Nurettin Topçu ve Rönesansımız", s.104 . . 33 N. Topçu, Yannki Türkiye, s.25. 34 N. Topçu, Ahlak Nizamı, s.56.
Hüseyin AYDOGDU 648
Düşünürümüz XX. yüzyıldaki savaşlarla, bilim ve tekniğin insanlık d ışı
kullanılmasıyla her yerde insanlığın yüzündeki ve gönlündeki "incelik perdesi"nin yıkılması sonucu bireylerin ve milletierin ruhlarındaki hakiki çehresinin ortaya çıktığını
iddia eder. Ona-göre, bunların eliyle ortadan kalkan sadece kıyafetler, başka araç ve
gereçler, başka türlü şehirler, başka türlü yaşama tarzı değil, aynı zamanda yıkılan
bütün bir ahlak nizamıdır. Bu duruma karşı isyan edebilecek ahlak da sadece isyan
ahlakıdır. isyan ahlakı yenidünya doğrularıyla bi.rlikte unutulduğu için de ne bireyler,
ne de milletler buna ses çıkaramamaktadır1ar. Insanlar bu selin rüzgarına kapılmış
gidiyorlar, buna karşılık ise, sadece susmak bilmeyen • .. . sade a!,kışlar, utanma
bilmez alkış sesleri."35 vardır. Bireyleri ve milletleri düşmüş oldukları bu durumdan
kurtaracak, onları hayatın değanne inandırncak ve hem her millete, hem de bütün
dünyaya birlikte yaşamayı sevdirecek olan güç, isyan ahlakına dayalı ahlak
nizamıdır. Yalnız ahlak nizamı, kesinlikle bile bile örf, adet ve kurallarından ibaret
toplum nizarnını korumak değildir. Her varlık gibi ahlakta bir tekamüle tabidir. işte ahlak nizarnı tekamüle karşı direnen menfaat ve ihtirasların önündeki bir isyan
iradesidir. Bu nizamla Allah'a daha çok yaklaşılır. içinde yaşadığım ız toplum
nizarnında nice yaratıcı iradelerin, nice veliler ve alimierin eserinin görülm~si bunun
en güzel örneğidir. Demek ki, Topçu'da tüm· alanların nizarnının adı"ahlak nizamı"dır.
Bu ahlak nizarnını her durumda harekete geçiren, kurnaz ve uzlaşımcı zeka
değil, haksızlıklara karşı isyanı şiar edinen bireydeki isyancı irade, yani ilahi iradedir.
Bu irade her idealistin davranışlannda kendini gösterdiği gibi Topçu'da da· kendini gösterir. Yukarıda da ifade ettiğimiz gibi isyan ahlakını yaşayan kişi "hareket
adamı"dır. O aynı zamanda irade adamıdır. Topçu'da hareket adamı, insan iradesinin kendisinden daha yüksek iradeye idealist anlamda teslim olan kişidir.
Başka bir ifadeyle hareket adamı, "anarşistin tahfibinden dünyayı her an, her küçük · hareketi ile yaratıcı olan" insandır.36 Hareket adamı her yerde nizam, düzen yapıcıdır.
Onun hareketi ordular alıp ülkeler tahrip etmek veya bu tür zaferiere ulaşmak değil ,
insanı yaratıcı yapmaktır; her an anarşistin yıktığı ruh ve iradeyle dünyamızın bir tarafına hayat katmaktır, ruh ve hayatı yeniden imar etmektir. Hareket adamı gerçek idealist insan olduğu için ilahi irade bu bireyin davranışlarında kendini gösterir. Çünkü idealist insan, "hayat ahlakı"na değil, hayatın ta kendisine bağlanır. Herkese güzel
Js N. Topçu, Ahlak Nizamı, s.136. 36 N. Topçu, "Anarşist ve Hareket Adamı", s.5.
Ahlak Filozofu Ve "Hareket" Adamı Olarak Nurettin Topçu 649
gelecek ve "menfaate uygun söz etmek yerine, 'sözün odun gibi olsun, hakikat efsun tek', der."37 Hareket adamı hayatla hiçbir zaman anlaşma yapmaz. Çünkü hareket
felsefesine göre hayatla barış mağlubiyettir. Varlık, birey ve toplum gibi her şeyi
dinamik tutan, belli bir hedefe doğru ilerleten, onlara yeni değerler veren hep bu ideal
olmuştur. Bu yüzden isyan ahlakı gibi hareket adamı her ·zaman Rönesanssın
habercisidir. Bir millette aşk iradesine sahip bireyler varsa orada Rönesans iradesi
var demektir. Her Rönesans bireysel dehaların eseridir, asla bir kitle hareketi değildir. Ilahi irade ve isyan bireyin ruhunda Rönesans aşkına dayalı ihtirası uyandırıL Eğer
bireyde böyle bir uyanma başlamamışsa, ne kişinin kendisinde, ne de o milletle Rönesans ortaya çıkmaz .
. Hareket adamı karakter adamıdır. Karakter adamı, varlıktan, tabiattan,
toplumdan, geçmişten ve gelecekten, maddeden ve ötesinde olandan, .çocuk, kadın ve yaşlılardan, hatta ölülerden sorumlu olan insan olarak bu ağırlı şahsiyetinin
kalesinde oluşturup taşıyab.ilendir. Böyle bir insan aynı zamanda iman sahibi insandır. O, iyi ve kötüyü nefsinde ayırt ettikten sonra iyiye söz verip ona yönelen
insandır. Bunun sonucu olarak da şahsiyeliyle ihtiras ve menfaatler arasındaki
deruni, ıstırap verici çatışmayı kazanır. Böylece şahsiyelinden örnek verebilecek bir
konuma gelir. işte şahsiyennden örnek verebilma iktidarını kazanan kişi , hareket
adamı olarak ortaya çıkar. Karakter adamı ayrıca sorumluluk sahibi insandır.
Sorumlu insan öncelikle namuslu adamdır. Namuslu adam olmanın ilk şartı da ilahi
emam.1ti yüklenmiş olan ve şuurun eriştiği bütün safhalara ulaşan ve bu safhalarda
eriştiği bütün sefaletierden sorumlu olmasını bilen ve buralardaki tüm olumsuzlukları gidermek için kuwetlerini harekete geçiren insandır. Namuslu adam, elinin ve zekasının uzanabildiği kadar geniş ufuklar içinde harekete geçmeyi kendisine görev
bilendir. Sorumluluk sahibi insan her zaman mük~mmeli arar; adalet için, aşk için,
merhamet için adeta gökleri yeryüzüne indirmek ister. Her alanda kurtuluş için her zaman kurlarmayı kendine görev bilir. Bunun için yaşama zevkine ·değil, yaşatma,
ihya etme aşkına gönül vermiştir. Bu aşkla sürekli olarak ruhlarda bir .ateş yakmak
ister. Bu özellikleriyle o, acılarla dolu dünyamızın kahrama~ fedaisidir. Atıldığı
meydanda nefsine bir pay ayırmaktan iğrenir. Bu sorumluluk ruhu içerisinde onun bir makamı ve yeri yoktur; bireyin şuurlu iradesine giren hiçbir şey ondan kurtulamaz.
. Devlette, okulda, sanatta, çarşıda, pazarda ve her yerde sorumlu insanlar varsa
'!7 M. Kök, "Nurettin Topçu ve Rönesansımı:ı:", s.104.
Hüseyin AYDOGDU 650
sorumlu kurumlar vardır demektir. Sorumluluğun kaynağı ise nereden geldiğini
bilmediğimiz mefaatsız, ilgisiz, sebepsiz bize nüfuz eden alemşümul ve mutlak
merhamet duygusudur. Bu yüzdendir ki, merhamet duygusunun şiddetiyle sorumlu olarak insanlığın imdadına koşama hareketi, ilahi bir harekettir ve hareket adamı bu şuurla harekete geçer.38
Hareket adaını devlette olduğu kadar, dinde, sanatta, ilimde, hatta inzivada · görülür. En kuwetlisi ise, o, uğursuz yalnızlıktan kurtulmuş Allah'ın adamı olduğu ·
için, inZivada kendine ve aleme hayat alandır. Ancak, • .. . Durmadan Allah diyen sofi değil, iradesini Allah'la birleştirmiş, onunkin i kendisi yapmtş bahtiyar adamdtr. .. . "39
Bu da gösteriyor ki, Topçu'da hareket adamı "kalp adamı" ve "mesuliyet adamı"dır,
başka bir ifadeyle "şahsiyet adamı" ve "karakter adamı"dır. O, hareket adamını
sadece bir alanla sınırlandırmaz. Hangi alanda (ilim, Ganat, devlet ve din gibi) olursa
olsun bütün hareket adamlarını (alim, sanatkar, devlet adamı, vatansevei ve mistikler gibi) öncelikle ahlak adamı olarak görür. Onda bu ahlak adamı ayrıca kamil insandır
da.40 Ancak düşünürümüz, · despot-zorba adamı , iradesiz adamı. ~e siyaset adamını hareket adamı olarak görmez. Çünkü bunlar, insan hareketlerini tahrip edici ve
netisieri uğrunda yok edici kişilerdir. qna göre, hareket adamının eylemi, varlığa bir tapınıştır, onun ödülü bizzat kendisidir. Eşyayı değiştirdikçe kendisini de değiştirmiş,
bu yolda değiştikçe de kendisini değiştirmesini hisseder. Derin bir şuur içinde
· kurtuluşunu başlatır ve ha~ikati kavrar. Sonsuzluğa eser vermez, sonsuzluğun
eserlerini anlamaya çalışır. Onlar bu hakikati derinden sayrederek insanlığın ebedi
yaşayışa kavuşmuş kurtarıcıları olurlar. Bu yüzden büyük hareket adamlan insan yaratıcıları olarak, yaııi onlar iman yaratıcısı olarak şuuru harekete. getirenlerdir,
insanda irade yaratan olarak istismar edici, esir edici ve kendi emeğinin eseri · olmayan insanlardır. Oysa hareket adamı olmayan, yani" ruhu ri u ve iradeyi inkar eden insan ise, "kurtuluşunu, değerlerini devirme/de" ardr. "Bu insan, istismar edici, esir
edici, kendi emeğinin eseri. olmayan tüketici insandır."41
Topçü, hareket adamını yönlendiren kudreti -üç basarnakl ı bir denemenin, iç
.denemesinin eseri olarak görür. Birinci basamak: Bu üç safhad ır.
38 M. Civelek, "Düşünce Dünyasından Bir Demet" , Nurettin Topçu'ya Arm_ağan, ss.55-56. 39 N. Topçu, "Anarşist ve Hareket Adamı", s.6. · 40 N. Topçu, Kültür ve Medeniyet, Istanbul, Hareket Yayınları, 1970, s.87. 41 N. Topçu, Yannki Türkiye, s.21.
Ahlak Filozofu Ve "Hareker Adamı Olarak Nurettin Topçu 651
a) iyi il~ kötünün insan nefsinde, sübjektif deneme ile ayırt edilmesi,
b) iyiye söz verme ile objektif deneme ile iradenin bir adım halinde kendini göstermesi,
c) Başkalarınin eylemleriyle netsin kararları arasında karşılaştırma.
Topçu'ya göre, hareketin bu karşı laştırmayı takip ederek şahsi kararın
gözükmosi ve nefsimizin insanlığın huzurunda hesap v&rere!< kendi yerini tayin etmesiyle şahsiyetin oluşması başlar.
ikinci basamak, evrenin karşısında yerini tayin eden şahsiyetin kendi kendine yetmezliği ile ihtiraslar ve menfaattarın ezici oluşlarından doğan ıstırabın hazırlığı'. Bu .da iki safhad ır:
a) Şahsiyetinde örnek vermek,
b) insanın namütenahiden kendine çevriien emirler ve teklifleri kabul etmek ve hayretleridir.
Üçüncü basamak: Bu da iki safhad ır. a) Şahsi duyuşları sonsuzluğun· duygusuna feda etmek,
b) iradenin namütenahilikle birleşerek sonsuz bir huzura kavuşması için zorlanmadan istemek.
Bununla aşka ulaşılır. Çünkü aşkımızın konusu, hem namütenahilik, hem de evrenin her zerresidir.42 Tarihteki her hareket adamı b~nlarta aşka ulaştıkları için, her
birey de ancak bu anlayış içerinde bunlarla aşka ulaşabilir, daha doğrusu gerçek bir
hareket adamı olabilir. Bu aşkla isyari eden· hareket adamının en te·mel başarısı
insanın maddeden sıyrılarak manaya yükselmesidir. Bu özelliğiyle hareket adamı
insan iradesinin kendisinden daha yüksek iradeye idealist anlamda teslim olmasıdır.
O, kalp ve mesuliyet adamı olarak Rönesansı gerçekleştirecek kişidir, isycın
hareketinin ta kendisidir, doruğudur. Bu görüşten hareketle Topçu, ahiakla ilgili
çöz~mlemelerinin sonunda ulaştığı görüşe "isyan ahlakı' ve bu ahlakı gerçekten yaşayan kişiye de "hareket adamı· adını verir.
Topçu, XX. yüzyılın ruhunun zayıf, hasta olduğundan , insanlığın sürekli ve
müthiş bir sayıkiama içerisinde olduğunu ifade eder. Ruhun bu durumdan kurtulmasının tek yolu ise, isyan ahiakından hareket adamına, yani iradeye
yönelmekle ve yeniden o iradeye sahip hareket bireylerinin ortaya çıkmasından
geçer. Ancak bu kuvvetlerin elinde dünyanın çehresi değ işir. Bu kuvvetin bir sonucu
42 N. Topçu, "Anarşist ve Hareket Adamı", s.6.
Hüseyin AYOOGOU 652 .
_olarak Sokrates, Bouddiha, Rousseau, Mevlana, ·Yunus .Emre, Mehmet Akif, Yahya
Kemal ve Hüseyin Av ni gibi yeryüzünde insanlığa - yeni bir ruh vererek yaşatan
iradeler ortaya çıkmıştır. Yüzyılımızın ve geleceğin yeniden inşa edilmesi ve ihya edilmesi için de böyle iradelerin doğması gerek:43
Topçu, yukarıda da bahsettiğimiz gibi. çeşitli vesileler1e ele almış olduğu
değişik misyonlana tarih sahnesine çıkmış olan hareket adamları gibi o da bir hareket
adamı olarak önce Hareket dergisinin ve "hareket" düşüncesinin misyönunu
üstlenmiş, sonra- da hareket ahlakının kendisine dayandığı ·sonsuz iradeyle aldığı güçle öncelikle kendi ruhunu ve iradesini kurtamıış, daha sonra i~e milletinin ve toplumunun ruhunu ve iradesini kurtarnıaya çalışmıştır. Yalnız ona göre, iradedeki bu
fetih ve kurtarış ilkin bireylerin kendi nefisleri. üzerinde açacaklan mücad~leyle ve
kendi hareketlerini yargılayacağı_ sert, ci~di ve yapıcı tenkitlerle olmalıdır. Hareket
ada~ındaki bu isyan, irade ve hareket ahlakı , ruhu kurtuluşa erdirir. istenilen ve arzu
edilen bu ahlaki nizarn gerçekleştiği zaman da bu irade aileden başlamak üzere sırayla diğer basamaklara; millet, devlet, sanat, din ve insanlığa sıçrar. Bu durum ise,
birey gibi bütün bir milletin, Anadolu Tü~ toplumunun her yönüyle başta ahlakta .
olmak üzere her alanda kurtuluşuna neden olur. Topçu, öğretmen· ve alimin toplum içinde üstünlüğü ve örıderl_iğini savunduğu
için o da ahlak yaşan~ısıyla bir lider, hareket adam_ı özelliği gösterir. Ancak o, günün siyasi·i~eolojik. gruplarından ayrilır. " ... Bu fark, onun · otokritik zihniyetidir. Yani bağli olduğu dünya görüşünün mensuplarmr da tenkit edebilmesidir. "44 Bu özelliğiyle o, bir
hareket adamı olmasına rağmel} hiçbir zaman ·liderliğ~ · ve a~~üel . politikaya
soyunmal)lıştır, Hareket dergisi ile "hareket" düşüncesi misyqnı.ı ve hareket adamı profil! içerisinde "yalnız adam" ve :·karakter adamı" portesi çizmiştir. Bu özelliğinden
dolayı o, Ül~~mizde her uç noktadaki insanlara yaranamamıŞtır. Bu - yüzden düşünürümüz daha çok ruh, fikir, gönül ve şahsiyet adamı olarak kalmıştır. .
Sonuç olarak diyebiliriz ki, Nurettin Topçu, XX. yüzyılda milletimizin yetiştirdiği .
en önemli fikir, ruh, gön~l ve şahsiyet adamıdır. ~endine _özgü gelişti mı iş olduğu öz~l felsefesinde yapmış olduğu ahlak araştırmalarmda günümüz Türkiyesi'nde geçerliğini
koruyabilen orijinal görüşler ortaya koyabilmiştir. O, bu ahlak anlayışı içerisinde ileri sürmüş olduğu isyan ahlakını hareket felsefesinin kavramlarını ve metodunu
43 N. Topçu, Yarınki Türkiye, s.187. · . 44 M. O. Okay, "Öğretmen ve Eğitimci Olarak Nurettin Topçu", Nurettin Topçu'ya Armağan, s.81.
Ahlak Filozofu Ve "Harekef'· Adamı Olarak Nurettin Topçu 653
kullanarak ahlak, din ve tasawuf açısından .değerlendirip teme!lendirrniştir. Ahlak
anlayışı içerisinde ileri sürmüş olduğu isyan ahlakı, her şeye hayır demek, her
söyleneni kabul etmemek ya da her şeye kayıtsız, sorumsuz ve anarşist bir tavır
sergilemek yerine düşüncelerini ve davranışlarını medenice ortaya koyabilmek, sonra
bunların arkasında durmak, daha sonra da · bu fıl<irlerini şahsiyetli . bir şekilde
savunabilmektir. işte hakiki anlamda hareket de budur •. bu'da bir isyan hareketinden başka bir şey değildir. Yine düşünürümüzde isyan ahlakı, isyanın ahlakıdır. Bir isyan
hareketi olarak ortaya çıkan bu harekette, hareketin kendisinden ziyade hareketin. amacı ve hedefi Ônemlidir. Işte, Topçu'da bu ·aşk ve ıstırapla ortaya çıkan isyan ahlakı, artık, insanı, aileyi, milleti; devleti, sanatı, insanlığı yaşatıp onları ihya edendir
ve özellikle Anadolu Türk milletine birlikte yaşam~yı sevdirecek olan güçtür.
Kısaca Nurettin Topçu, miliiyetçi, dindar ve muhafaial<ar bir dünya görüşünün
insan ıdır. Ahlak anlayışı da bu felsefenin bir s~nucu olarak ortaya çıkmıştır. Türk .
düşüncesini bir bütün olarak kavrayabilmek için onu mutlaka dikkate almak gerekir. Genelde Türk düşüncesinde özel de ise ahlak felsefesinde hareket felsefenin
yanında islami bir içeiikten hareket edilmesi gereğini ortaya koyma~ı ona seçkin bir
'yer kazandırmıştır: Kendisinin de hi\: dil~en düşürmediğf gibi Kant'ın "iki büyük evren . beni kendine hayran btrakwor: Üstürodeki yildizlt evren ve içimdeki vicdan" anlayışı
içerisinde onu anlamaya çalışırs·ak göreceğiz ki, o, iki büyük.·evrenin; kainatın ve ruhun sııiarına, derinliklerine açılmış olan bir penceredir. Yine onun Mevlana
dolayısıyla söylediği bir söz vardır: "Büyük mezarlar üstünde büyük. vatanlar vard1r.
Büyük ölüleri olmayan milletler, ebedi ofamazlar."45 Bu sözü ışığında ona
baktığır:nızda gerçekten bu millet Yunus'ları, Mevlana'ları, Akifieri,. Topçu'ları
sayesinde :var olmaktadır, diyebiliriz. Yeter ki, Nurettin Topçu'yu gereği gibi tanıyalım ve anlayalım. Bu yüzden o, Türk-islam düşünce tarihinde ihmal edilmesi mümkün
olmayan bir düşünür, fikir adamı, derviş ve hareket adamı, öngörmüş olduğu fıkirlerin gerçekleşmesi açısından da adeta bir kahin olduğu görülmektedir. Tüm bu feisefesi
ve özellikleriyle o, bir mektep ve dergahtır.
45 M. Kök, "Nurettin Topçu ve Rönesansımız", s.105.
Hüseyin A YDOGDU 654
KAYNAKÇA
BLONDEL, Maurice; "Hareket Felsefesi", {Özet Ç~viri : Nurettin Topçu),
Hareket, Say ı : 1, Şubat 1939, ss.22-28.
CiVELEK, Muzaffer; "Düşünce Dünyasından Bir Demet", Nurettin Topçu'ya Armağan·, istanbul, Dergah Yayınları , 1992, ss.55-59.
GÜNDOGAN, Ali Osman; "Nurettin Topçu", Doğu Batı , Sayı: 11 , MayısHaziran-Temmuz 2000, ss.89-105.
------------; "Topçu 'J~ Hareket Felsefesi", Hece, Say ı : 109 {Özel Sayı : 11), Ocak 2006, ss.15-22. ·
Hece, Nurettin Topçu Özel Sayısı , Sayı : 109 (Özel Sayı : 11), Ocak 2006. ·
ÖGÜN, Süleyman Seyfi; Türkiye'de Cemııatçi Milliyetçilik ve. Nurettin
Topçu, istanbul, Dergah Yayınları, 1995.
KARA, ismail; Türk_iye'de islamcılık Düşüncesi -Metinler 1 Kişiler-, istanbul, Pınar Yayınları, 1994.
- - - ;"Nurettin Topçu Bibliyografyası" , Hecc, Sayı : 109 {Özel
Sayı : 11), Ocak 2006, ss.523-551 . KÖK, Mustafa; Nurettin Topçu'da Din Felsefesi, istanbul, Dergah Yayınları ,
1995. ------; "Nurettin Topçu ve Rönesans!mız", Nurettin Topçu'ya
Armağan, Istanbul, Dergah Yayınları , 1992, ss.97-105.
Nurettin Topçu'ya Armağan, istanbul, Oergah Yayınları , 1992.
OKAY, M. Orhan; "Öğretmen ve Eğitimci Olarak Nurettin Topçu " Nurettin Topçu'ya Armağan, istanbul, Dergah Yayınları, 1992, ss.B0-86.
TOPÇU, Nurettin; Iradenin Davası , istanbul, H. Aket Yayınları, 1968.
- ---------; Kültür ve Medeniyet, istanbul, Hareket Yayınları, 1970. - - ------- ;Ahlak Nizamı , istanbul, Hareket Yayınları, 1970. ·
----------;Yarınki Türkiye; istanbul, Yağmur Yayınları, 1974. --· --- - ; Isyan Ahlakı , (Tercüme: Mustafa Kök-Musa Doğan),
istanbul, Dergah Yay., 1995.
-. --- -; Ahlak, (Hazırlayanlar: Ezel Erverdi-ismail Kara), istanbul, Dergah Yay., 2005.
· Ahlak Filozofu Ve "Hareket" Adamı Olarak Nurettin Topçu 655
----------;. "Anarşist ve Hareket Adamı", Hareket, Sayı: 33, Eylül-
1968, 55.4-6 -------; "MesuliyetAhlakı", Hareket, Sayı: 8, Ağu5to5-1966, ss.16-
17. ------;"isyan Ahlakı'.' , Hareket, Sayı: 47; Kasım-1969, 55.4-5.