serbest sonlu vakalarda tme seslerİ ve mandİbula...
TRANSCRIPT
TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANKARA ÜNİVERSİTESİ
SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
SERBEST SONLU VAKALARDA TME SESLERİ VE
MANDİBULA HAREKETLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Özlem ÖZDEMİR
PROTETİK DİŞ TEDAVİSİ ANABİLİM DALI
DOKTORA TEZİ
DANIŞMAN
Prof. Dr. A. Cavidan AKÖREN
2011 - ANKARA
TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANKARA ÜNİVERSİTESİ
SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
SERBEST SONLU VAKALARDA TME SESLERİ VE
MANDİBULA HAREKETLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Özlem ÖZDEMİR
PROTETİK DİŞ TEDAVİSİ ANABİLİM DALI
DOKTORA TEZİ
DANIŞMAN
Prof. Dr. A. Cavidan AKÖREN
2011 - ANKARA
iii
İÇİNDEKİLER
Kabul ve Onay ii
İçindekiler iii
Önsöz v
Simgeler ve Kısaltmalar vi
Şekiller viii
Çizelgeler ix xi
1. GİRİŞ 1
1.1. Temporomandibular Eklem (TME) 1
1.2. TME Sesi 5
1.2.1. TME Seslerinin Oluşum Mekanizması 6
1.2.2. TME Seslerinin Sınıflandırılması 8
1.2.3. TME Seslerinin Kayıt Yöntemleri 9
1.2.3.1. Doğrudan Dinleme 11
1.2.3.2. Palpasyon ile Dinleme 11
1.2.3.3. Steteskop ile Dinleme 11
1.2.3.4. Mikrofon ile Dinleme 12
1.2.3.5. Doppler Ultrason 12
1.2.3.6. Spektral Analiz 13
1.3. Elektrovibratografi (JVA) 14
1.4. Mandibula Hareketleri 15
1.4.1. Mandibula Hareketlerinin Kayıt Yöntemleri 15
1.4.1.1. Pantograf 16
1.4.1.2. Kinesiograf 16
1.4.1.3. Aksiograf 16
1.4.1.4. Sirognatograf 16
iv
1.5. Elektrognatografi (JT-3D) 17
1.6. Maksimum Ağız Açıklığı 17
1.7. Posterior Diş Kaybının TME Üzerine Etkileri 18
1.7.1. Kısaltılmış Dental Ark ve TME 20
1.7.2. Hareketli Protez Kullanımı ve TME 22
1.8. Posterior Diş Kaybının Çiğneme Sistemi Üzerine Etkileri 24
1.9. Cinsiyet, TME ve Çiğneme 27
2. GEREÇ VE YÖNTEM 30
2.1. Klinik Muayene 30
2.2. Kontrol ve Çalışma Gruplarının Oluşturulması 30
2.2.1. Kontrol Grubu 31
2.2.2. Çalışma Grupları 31
2.3. Bireylerden Alınan Kayıtlar 33
2.3.1. JVA Cihazı ile Alınan Kayıtlar 34
2.3.2. JT-3D Cihazı ile Alınan Kayıtlar 37
2.4. İstatistiksel Analiz 41
3. BULGULAR 43
3.1. Klinik Muayene Bulguları 43
3.2. Cinsiyet ve Maksimum Ağız Açıklığı Bulguları 43
3.3. JVA Cihazı ile Alınan TME Sesi Kaydı Bulguları 44
3.4. JT-3D Cihazı ile Alınan Çiğneme Kaydı Bulguları 64
4. TARTIŞMA 70
5. SONUÇ VE ÖNERİLER 86
ÖZET 88
SUMMARY 89
KAYNAKLAR 90
EKLER
EK-1 104
EK-2 105
EK-3 106
EK-4 107
ÖZGEÇMİŞ 109
v
ÖNSÖZ
Temporomandibular eklem (TME), dişhekimleri için her zaman ilgi çekici bir konu
olmuş, temporomandibular düzensizliklerin tanısı ve tedavisine yönelik günümüze
kadar birçok çalışma yapılmıştır. Bu çalışmalarda TME sesinin en sık karşılaşılan
semptomlar arasında olduğu rapor edilmekte ve özellikle posterior bölgedeki diş
kayıplarının TME ve çiğneme sistemi üzerindeki etkileri konusunda araştırmalar
devam etmektedir. Bu tez çalışmasında serbest sonlu vakalarda TME seslerinin ve
çiğneme sırasındaki mandibula hareketlerinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır.
Doktora eğitimim ve tez çalışmalarım boyunca bilgisi, sabrı ve özverisi ile bana her
konuda yardımcı olan doktora ve tez danışmanım, Prof. Dr. A. Cavidan Akören’e,
eğitimim süresince mesleki bilgi ve tecrübelerinden faydalanma imkanı bulduğum,
başta Prof. Dr. Bengül Yurdukoru olmak üzere, Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği
Fakültesi Protetik Diş Tedavisi Anabilim Dalı öğretim üyelerine, tez jürimde bulunan
değerli hocalarıma, bu tez çalışmasının gerçekleşmesinde verdikleri kayıtlarla bana
yardımcı olan hastalarıma ve birlikte çalışmaktan mutluluk duyduğum sevgili asistan
arkadaşlarıma her şey için tüm kalbimle teşekkür ederim.
Ve sonsuz sevgi ile desteklerini her zaman yanımda hissettiğim, çalışmalarım
sırasında bana katlanan başta annem ve kardeşim olmak üzere, tüm aileme ayrı ayrı
teşekkürler….
vi
SİMGELER VE KISALTMALAR
Alt SS Alt serbest sonlu grup
Alt-Üst SS Alt-üst serbest sonlu grup
CV Closing Velocity
∆ Delta (ikinci kayıt-birinci kayıt)
dB Desibel
DH+RDD Dejeneratif eklem hastalıkları ile birlikte Redüksiyonlu Disk
Deplasmanı
E Erkek
EGN Elektrognatografi
EVG Elektrovibratografi
FFT Fast Fourier Transform
FGM Flux Gate Magnometer
Hz Hertz
i İntegral
İD İnternal Düzensizlik
İLP İnferior Lateral Pterygoid Kas
JT-3D Jaw Tracking-3D
JVA Joint Vibration Analysis
K Kadın
KDA Kısaltılmış Dental Ark
MA Maksimum Ağız Açıklığı
MF Median Frekans
MP Medial Pterygoid Kas
ms Milisaniye
N Birey sayısı
OV Open Velocity
vii
Pa Paskal
PA Peak Amplitüd
PF Peak Frekans
RDD Redüksiyonlu Disk Deplasmanı
SLP Superior Lateral Pterygoid Kas
sn Saniye
Std. Sapma Standart Sapma
Ti Total İntegral
TMD Temporomandibular Düzensizlik
TME Temporomandibular Eklem
Üst SS Üst serbest sonlu grup
viii
ŞEKİLLER
Şekil 1.1. Ağız kapalı pozisyonda sagittal düzlemde TME 3
Şekil 2.1. TME muayenesi 30
Şekil 2.2. Çalışmadaki grupların şematik gösterimi 32
Şekil 2.3. Çalışmada kullanılan JVA ve JT-3D cihazları 33
Şekil 2.4. JVA cihazının bireye uygulanması 34
Şekil 2.5. JVA cihazı ile alınan kaydın bilgisayar ekranındaki görüntüsü 35
Şekil 2.6. JT-3D cihazında kullanılan mıknatıs ve yapıştırıcı bant 37
Şekil 2.7. JT-3D cihazında kullanılan mıknatısın ağız içine yapıştırılması 38
Şekil 2.8. JT-3D cihazının bireye uygulanması 38
Şekil 2.9. JT-3D mıknatısı ile sensörlerin uyumu 39
Şekil 2.10. JT-3D cihazı ile alınan kaydın bilgisayar ekranındaki görüntüsü 39
Şekil 2.11. EGN değerlendirmesinde çiğneme için kullanılan açma hızı
sınıflandırması 40
Şekil 2.12. EGN değerlendirmesinde çiğneme için kullanılan kapama hızı
sınıflandırması 41
Şekil 3.1. Gruplara göre cinsiyet dağılımı 44
Şekil 3.2. Grup içinde tedavi öncesi ve tedavi sonrası JVA verileri
karşılaştırıldığında istatistiksel olarak fark tespit edilen
parametreler 49
Şekil 3.3. Tedavi öncesi toplam çiğneme siklusu süresinin gruplar arasında
karşılaştırılması 66
ix
ÇİZELGELER
Çizelge 2.1. Çalışmadaki grupların yaş ortalamaları 32
Çizelge 2.2. Çalışmadaki grupların cinsiyet dağılımı 32
Çizelge 2.3. JVA cihazı için belirtilen referans değerler 36
Çizelge 3.1. Bireylerin gruplara göre MA değerleri 43
Çizelge 3.2. Kontrol grubu içinde JVA 1. ve 2. kayıtlarının karşılaştırılması 45
Çizelge 3.3. Üst serbest sonlu grup içinde JVA tedavi öncesi ve tedavi sonrası
kayıtlarının karşılaştırılması 46
Çizelge 3.4. Alt serbest sonlu grup içinde JVA tedavi öncesi ve tedavi sonrası
kayıtlarının karşılaştırılması 47
Çizelge 3.5. Alt-üst serbest sonlu grup içinde JVA tedavi öncesi ve tedavi
sonrası kayıtlarının karşılaştırılması 48
Çizelge 3.6. JVA tedavi öncesi verilerinin gruplar arasında karşılaştırılması 51
Çizelge 3.7. JVA tedavi öncesi verilerinin gruplar arasında karşılaştırılması 52
Çizelge 3.8. Çizelge 3.6 ve 3.7 için istatistiksel anlamlılık değerlendirmeleri 53
Çizelge 3.9. Kontrol grubu ile serbest sonlu grupların tedavi sonrası JVA
verilerinin karşılaştırılması 54
Çizelge 3.10. Kontrol grubu ile serbest sonlu grupların tedavi sonrası JVA
verilerinin karşılaştırılması 55
Çizelge 3.11. Çizelge 3.9 ve 3.10 için istatistiksel anlamlılık değerleri 55
Çizelge 3.12. JVA ölçümlerinin tedavi öncesine göre tedavi sonrasındaki
değişimler (∆) yönünden gruplar arasında yapılan
karşılaştırmaları 56
Çizelge 3.13. JVA ölçümlerinin tedavi öncesine göre tedavi sonrasındaki
değişimler (∆) yönünden gruplar arasında yapılan
karşılaştırmaları 57
Çizelge 3.14. Çizelge 3.12 ve 3.13 için istatistiksel anlamlılık değerleri 57
x
Çizelge 3.15. Üst serbest sonlu grup içinde JVA ölçümlerinde sağ ve sol
taraftaki değişimler (∆) yönünden yapılan karşılaştırmalar 58
Çizelge 3.16. Alt serbest sonlu grup içinde JVA ölçümlerinde sağ ve sol
taraftaki değişimler (∆) yönünden yapılan karşılaştırmalar 59
Çizelge 3.17. Alt-üst serbest sonlu grup içinde JVA ölçümlerinde sağ ve sol
taraftaki değişimler (∆) yönünden yapılan karşılaştırmalar 59
Çizelge 3.18. Üst serbest sonlu grup içinde JVA ölçümlerinde açma ve kapama
hareketindeki değişimler (∆) yönünden yapılan karşılaştırmalar 60
Çizelge 3.19. Alt serbest sonlu grup içinde JVA ölçümlerinde açma ve kapama
hareketindeki değişimler (∆) yönünden yapılan karşılaştırmalar 60
Çizelge 3.20. Alt-üst serbest sonlu grup içinde JVA ölçümlerinde açma ve
kapama hareketindeki değişimler (∆) yönünden yapılan
karşılaştırmalar 61
Çizelge 3.21. Serbest sonlu gruplarda JVA ölçümlerinde tedavi öncesine göre
tedavi sonrasındaki değişimin (∆) cinsiyet yönünden
karşılaştırılması 62
Çizelge 3.22. Kontrol grubunda JVA ölçümlerinin cinsiyet yönünden
karşılaştırılması 63
Çizelge 3.23. JVA ölçümlerinde tedavi öncesine göre tedavi sonrasındaki
değişim (∆) ile MA arasında korelasyon analizi 64
Çizelge 3.24. Grup içinde tedavi öncesi ve tedavi sonrası çiğneme siklusu
süresinin karşılaştırılması 65
Çizelge 3.25. Tedavi öncesi çiğneme siklusu süresi verilerinin gruplar arasında
karşılaştırılması 66
Çizelge 3.26. Çizelge 3.25 için istatistiksel anlamlılık değerleri 66
Çizelge 3.27. Kontrol grubu ile serbest sonlu grupların tedavi sonrası çiğneme
siklus süresi verilerinin karşılaştırılması 67
Çizelge 3.28. Çizelge 3.27 için istatistiksel anlamlılık değerleri 67
Çizelge 3.29. Çiğneme siklusu süresi verilerinin tedavi öncesine göre tedavi
sonrasındaki değişimler (∆) yönünden gruplar arasında yapılan
karşılaştırmaları 68
xi
Çizelge 3.30. Grup içinde sağ ve sol taraftaki değişimler (∆) yönünden
çiğneme siklus süresi verilerinin karşılaştırılması 68
Çizelge 3.31. Tedavi öncesine göre tedavi sonrasındaki çiğneme siklusu süresi
verilerindeki değişimin (∆) cinsiyet yönünden karşılaştırılması 68
Çizelge 3.32. Kontrol grubunda toplam çiğneme siklusu süresi verilerinin
cinsiyet yönünden karşılaştırılması 69
Çizelge 3.33. Tedavi öncesine göre tedavi sonrasındaki çiğneme siklusu süresi
verilerindeki değişim (∆) ile MA arasında korelasyon analizi 69
Çizelge 3.34. Kapama hızı (CV) paterninin gruplara göre dağılımı 69
1
1. GĠRĠġ
Çiğneme sistemi, vücudun çiğneme, konuĢma ve yutkunmadan sorumlu fonksiyonel
bir birimidir. Çiğneme sisteminde diĢleri destekleyen maksilla ve mandibulanın yanı
sıra, mandibulanın kraniumla artikulasyonuna yardımcı olan temporal kemik üç
büyük iskeletsel yapıyı oluĢturmaktadırlar (Okeson, 2008). Kafatasında çevre kemik
yapılara komplike bir Ģekilde bağlı olan maksilla, çiğneme sisteminin sabit parçasını
oluĢturmakta, mandibula ise alt yüz iskeletini oluĢturan U Ģeklinde bir kemik olup,
kafatası ile herhangi bir kemiksel bağlantısı bulunmamaktadır. Mandibula gövdesinin
üst kısmı alveoler proçes ve diĢlerden oluĢmakta ve yukarı doğru mandibula ramusu
ile devam etmektedir. Mandibula ramusunda önde koronoid proçes, arkada
çevresinde hareketin gerçekleĢtiği kısım olan kondiler proçes bulunmaktadır.
Temporal kemiğin squamoz parçası ve kondiler proçes ise, birlikte artikulasyon
yaparak Temporomandibular Eklemi (TME) oluĢturmaktadırlar (Laskin ve ark.,
2006; Okeson, 2008).
1.1. Temporomandibular Eklem
TME, insan vücudunda çift olarak bulunan ve mandibula ile temporal kemik arasında
oldukça karmaĢık özellikler sergileyen morfolojik bir yapıdır. Tek bir düzlem
üzerinde menteĢe hareketine izin verdiği ve aynı zamanda kayma hareketi de
yapabildiği için “ginglymoartroidal eklem” olarak kabul edilmektedir (Ramfjord ve
Ash, 1983; Okeson, 2008). Sağ ve sol tarafta bulunan TME’ler kendilerine ait
ligament ve kaslar tarafından, kafatası ile çift taraflı artikülasyon oluĢturmak üzere,
mandibulaya bağlanırlar. Bir taraf eklemi, karĢı taraf ekleminin hareketi olmadan tek
baĢına hareket edememekte ve bir eklemde meydana gelen bir hareket veya
fonksiyonel bir değiĢiklik diğer eklemi de etkilemektedir (Pertes ve Gross, 1995;
Çalıkkocaoğlu, 1998).
2
Temporal kemiğin squamoz parçasındaki çukur olan fossa mandibularis (glenoid
fossa) ve fossanın ön kısmında yer alan dıĢbükey kemik çıkıntısı artiküler eminens,
eklemin üst kemik bölümünü; mandibula kondili ise, eklemin alt kemik bölümünü
oluĢturur. Mandibular fossanın posterior yüzeyi oldukça ince subperiostal kemik
yapısında ve dolayısıyla ekleme gelen yoğun kuvvetleri karĢılamaya uygun değil
iken, ön ve üst çatısı oldukça kalın ve yoğun kemik içermesi nedeniyle ağır yüklere
fizyolojik olarak dayanabilmektedir. Mandibular kondilin Ģekli elipsoid, oval ya da
yarı konveks yapıda olup, üst yüzeyi eklem yüzeyini oluĢturur. YetiĢkin bir bireyde
kondilin anteroposterior geniĢliği yaklaĢık 8-10 mm; mediolateral uzunluğu 15-20
mm arasındadır. Kondilin eklem yüzeyi, sıkı kortikal kemiği örten fibröz konnektif
dokudan oluĢmaktadır (Ramfjord ve Ash, 1983; Laskin ve ark., 2006; Dawson,
2007).
Mandibular kondil ve glenoid fossa fibrokartilaj yapıdaki artiküler disk ile
birbirinden ayrılır. Eklem diski, bir kemik olmadığı halde, kemik gibi fonksiyon
göstererek, karmaĢık eklem hareketlerine izin vermekte ve bu nedenle TME “birleĢik
eklem” olarak da sınıflandırılmaktadır (Pertes ve Gross, 1995; Okeson, 2008).
Artiküler disk, yoğun fibröz konnektif dokudan oluĢtuğu için, kan damarları ve sinir
lifleri bulunmamaktadır (Dawson, 2007). Diskin posterior sınırı, anteriordan biraz
daha kalındır. Normal bir eklemde kondilin artikülasyon yüzeyi diskin orta
bölgesinde olup, daha kalın anterior ve posterior bölge ile sınırlandırılır. Anteriordan
bakıldığında ise, artiküler disk medialde daha kalındır. Hareket sırasında disk
oldukça esnektir ve artiküler yüzeylerin fonksiyonel hareketlerine uyum sağlayabilir.
Eklemde yıkıcı kuvvetler ile yapısal değiĢiklikler oluĢursa, disk morfolojisi
irreversibl olarak değiĢir ve patolojik durumlar ortaya çıkar. Optimum çene
iliĢkisinde, artiküler diskin kemik yapılar arasında uygun Ģekilde yerleĢimi ile kondil
artiküler eminensin posterior eğimine karĢı fossada en üst-ön pozisyonda yer
almaktadır (Okeson, 2008).
Artikuler disk, eklemi üst ve alt olmak üzere iki kaviteye ayırmaktadır. Bu
kavitelerin iç yüzeylerindeki özelleĢmiĢ endoteliyal hücreler, eklem kavitelerini
dolduran sinoviyal sıvıyı üreten, sinoviyal membranı oluĢtururlar (Ramfjord ve Ash,
3
1983). Bu sıvı, eklemin artiküler yüzeyleri non-vaskülarize olduğundan, dokuların
metabolik ihtiyaçlarını karĢılar ve fonksiyon sırasında artiküler yüzeyler arasında
yağlayıcı olarak görev yaparak sürtünmeyi azaltmaya yardımcı olur. Eklem
yüzeylerinin yağlanması (lubrikasyon), sınır yağlanması ve ıslatma yağlanması
olmak üzere iki Ģekilde gerçekleĢmektedir. Sınır yağlanması, eklemin hareketi ile
sıvının bir yerden diğerine akmaya zorlanması ile oluĢurken, ıslatma yağlanması,
artiküler yüzeylerin bir miktar sıvıyı absorbe etmesi ve kuvvet uygulanması
durumunda sıvıyı bırakması ile oluĢmaktadır. Artiküler disk, arka bölgede damar ve
sinirden zengin gevĢek bir bağ dokuya bağlıdır. Retrodiskal doku olarak
adlandırılan bu yapı iki tabakalıdır. Superior retrodiskal lamina elastik liflerden,
inferior retrodiskal lamina ise kollajenöz liflerden oluĢmuĢtur. Retrodiskal doku arka
kısımda, venöz pleksuslar içeren oldukça gevĢek bağ dokusuna bağlanır. Superior
retrodiskal lamina elastik liflerden oluĢması nedeniyle kondil üzerinde diski retrakte
eden tek yapı olma özelliğini taĢır. Ġnferior retrodiskal lamina ise, hareketleri pasif
olarak sınırlandırır (Okeson, 2008) (ġekil 1.1).
ġekil.1.1. Ağız kapalı pozisyonda sagittal düzlemde TME. (1) kondil baĢı, (2) pterygoid fovea, (3)
artiküler disk, (4) retrodiskal doku, (5) alt eklem kavitesi, (6) üst eklem kavitesi, (7) artiküler eminens,
(8) zigomatik ark, (9) kulak kanalı, (10) superior lateral pterygoid kas, (11) inferior lateral pterygoid
kası belirtmektedir (Laskin ve ark., 2006).
TME’i destekleyen fonksiyonel ligamentler kollateral (diskal), kapsüler ve
temporomandibular ligament; yardımcı ligamentler ise, sfenomandibular ve
stylomandibular ligamentlerdir. Bu ligamentler non-elastik kollajenöz bağ
dokusundan oluĢmuĢ olup, mandibula pozisyonun korunmasını sağlayan ve pasif
olarak eklem hareketlerini sınırlandıran yapılardır (Okeson, 2008). Kollateral
4
ligament, artiküler diskin medial ve lateral kenarını, kondilin medial ve lateral
kutuplarına bağlamakta ve diskin kondilden uzaklaĢmasını engellemektedir (Bell,
1990; Dawson, 2007). Kapsüler ligament, TME’i bütünüyle çevrelemekte, artiküler
yüzeyleri birbirinden ayırmaya yönelik medial, lateral veya inferior kuvvetlere karĢı
koymakta ve ayrıca sinoviyal sıvıyı eklem içinde tutmaktadır (Mohl, 1988; Bell,
1990; Okeson, 2008). Temporomandibular ligament dıĢ oblik ve iç yatay lifler olmak
üzere iki kısımdan oluĢmaktadır. DıĢ oblik kısım, kondilin aĢırı rotasyonuna karĢı
koyar ve ağız açılımını sınırlandırır. Ġç yatay kısım ise, kondil ve diskin posterior
hareketini sınırlayarak kondilin posterior yer değiĢtirmesiyle oluĢan travmalara karĢı
retrodiskal dokuyu korur (Dawson, 2007; Okeson, 2008). Sfenomandibular ligament,
mandibular hareket üzerinde önemli kısıtlayıcı etkiye sahip değilken,
Stylomandibular ligament, mandibular protrusiv hareketi sınırlandırmaktadır (Laskin
ve ark., 2006).
TME bölgesinde oluĢan rahatsızlıklar günümüze kadar çok çeĢitli terimlerle
tanımlanmıĢtır. James Costen (1934) kulak ve TME bölgesindeki bir grup semptomu
“Costen Sendromu” olarak adlandırmıĢ, daha sonraki yıllarda Shore (1959)
“Temporomandibular Disfonksiyon Sendromu” terimini kullanmıĢ ve 1983 yılından
itibaren Amerikan DiĢ Hekimleri Birliği’nin önerisi ile sadece eklemlerle sınırlı
problemleri değil, tüm çiğneme sistemi fonksiyonları ile ilgili düzensizlikleri içeren
bir terim olarak “Temporomandibular Rahatsızlık” veya “Temporomandibular
Düzensizlik” (TMD) terimleri kullanılmaya baĢlanmıĢtır (Okeson, 2008). TMD’lerin
etiyolojisi ile ilgili yapılan araĢtırmalarda mekanik deplasman teorisi, nöromuskuler
teori, kas teorisi, psikofizyolojik teori ve psikolojik teori gibi pek çok teori öne
sürülmüĢ olmakla birlikte, bu teorilerin hiçbirinin tek baĢına etiyolojiyi
açıklayamadığı görülmüĢ ve etiyolojinin multifaktöriyel olduğu kabul edilmiĢtir
(DeBoever ve ark., 2000). YaĢ ve TME’in durumunu değerlendiren bazı çalıĢmalarda
artan yaĢ ile beraber diĢ kaybı artmasına karĢın, TMD semptomlarının azaldığı rapor
edilirken (Grene, 1994; Ow ve ark., 1995; Osterberg ve Carlsson, 2007; Johansson
ve ark., 2008), diğer bazı çalıĢmalarda ise, yaĢın artması ile semptomların da arttığı
belirtilmektedir (Rutkiewicz ve ark., 2006; Johansson ve ark., 2006).
5
Okeson (2008), TME disfonksiyonunun eklem sesi ve eklem kısıtlılığı olarak ikiye
ayrılabileceğini belirtmektedir. Eklem kısıtlılığı için mandibula hareketlerinin
izlenmesi gerektiği rapor edilmiĢtir. TMD olan hastalarda, mandibular hareketler ya
kısıtlıdır ya da uygun olmayan hareket yollarına sahiptir. Kısıtlılık ekstrakapsüler
veya intrakapsüler kaynaklı olabilmektedir. Ekstrakapsüler kısıtlılık genellikle
kaslarla, intrakapsüler kısıtlılık ise, kondil-disk fonksiyonu ve ligamentlerle iliĢkili
olarak rapor edilmiĢtir.
TMD’lerin subjektif semptomları arasında en yaygın olanları; TME sesleri, ağız
açıklığında kısıtlılık, çiğneme kaslarında yorgunluk, dinlenme veya hareket sırasında
yüzde, çenede ağrı ve baĢ ağrıları olarak belirtilmektedir (Carlsson ve Magnusson
1999).
1.2. TME Sesi
TME sesinin\vibrasyonunun, eklem disfonksiyonu ve\veya eklem patolojisinin en
önemli fiziksel belirtilerinden birisi olduğu bildirilmektedir (Tallents ve ark.,1993;
Sano ve ark., 1999; Rutkiewicz ve ark., 2006; Ikebe ve ark., 2008; Goncalves ve ark.,
2010). Artrografik, morfolojik ve cerrahi bulgularda klik sesinin çoğunlukla
redüksiyonlu disk deplasmanı olan eklemlerde, krepitasyon sesinin ise, dejeneratif
artrit gibi ileri eklem hastalıklarında görüldüğü rapor edilmiĢtir (Eriksson ve ark.,
1985; Tallents ve ark., 1993).
TME sesi prevalansı ile ilgili epidemiyolojik araĢtırmalarda, seçilen populasyona ve
kullanılan kayıt yöntemine bağlı olarak çok farklı subjektif raporlar ve klinik
bulgular bildirilmektedir (Carlsson ve Magnusson, 1999). Bu seslerinin prevalansının
farklı çalıĢmalarda % 12-65 ile % 15-65 oranında olduğu belirtilmektedir (Prinz ve
NG, 1996; Gallo ve ark., 2000).
TME sesi ile ilgili araĢtırmalarda, seslerin kadınlarda erkeklere oranla daha fazla
görüldüğü, çocuklarda ve gençlerde sık rastlandığı, yaĢ ilerledikçe de azaldığı iddia
6
edilmekte ve TME seslerinin uzun süre sonunda ağrı oluĢturacağı veya harekette
kısıtlılığa sebep olacağına dair bir bulgu elde edilemediği bildirilmektedir (Carlsson
ve Magnusson, 1999). Ikebe ve arkadaĢları (2008) ise, yaĢlı hasta grubunda TME
sesleri genellikle çok sıkıntı yaratan bir sorun olarak görülmediği için, diĢ
hekimlerinin bu seslere gereken dikkati göstermediğini belirtmiĢlerdir.
TME sesinin TMD’in en yaygın semptomlarından birisi olduğu belirtilmesine karĢın,
bu seslerin asemptomatik bireylerde de görülebildiği bildirilmiĢtir (Gay ve
Bertolami, 1988; Stockstill ve Mohl 1991; Tallents ve ark 1993; Sano ve ark., 1999).
Semptomatik bireylerde ortaya çıkan TME seslerinin, asemptomatik bireylerden
daha yüksek amplitüdde, düzensiz, ani ve daha kısa süreli olduğu belirtilmiĢtir (Prinz
ve NG, 1996; Sano ve ark., 1999).
Sesin varlığının diskin pozisyonu hakkında bilgi verdiğini belirten çalıĢmalar
olmakla birlikte, sadece TME sesi bulgusunun TMD’i belirtmek için yeterli olmadığı
da vurgulanmaktadır (Sarita ve ark., 2003). Ayrıca yapılan artrografik çalıĢmalar,
redüksiyonsuz anterior disk deplasmanı gibi patolojik değiĢiklikler gözlenen
TME’lerde de bazen sesin kaydedilemeyeceğini göstermiĢtir (Farrar ve ark., 1979).
Bu nedenle sesin yokluğu durumunun da her zaman normal bir eklemi
düĢündürmemesi ve kesin tanının konulabilmesi için detaylı klinik muayene ile
birlikte manyetik resonans kayıtlarının da değerlendirilmesi gerektiği belirtilmektedir
(Oğutcen-Toller, 2003; Sarita ve ark., 2003).
1.2.1. TME Seslerinin OluĢum Mekanizması
TME seslerinin çok çeĢitli sebepleri olabilmekte ve genellikle seslerin patolojik
olmayan normalin varyasyonu sayılabilecek bulgular olduğu belirtilmektedir. Ağrı
veya fonksiyonda bir eksiklik olmadan oluĢan TME sesinin, tek baĢına TMD’i
gösteren bir kriter olmadığı rapor edilmiĢtir (Yengin, 2000; Okeson, 2008).
7
Günümüze kadar yapılan birçok çalıĢmada TME sesinin oluĢumuna katkıda bulunan
faktörler stomatognatik ve psikolojik faktörler olarak ikiye ayrılmıĢtır. Stomatognatik
faktörler arasında dengeleyen taraf interferensleri, malokluzyon ve horizontal hareket
kısıtlılığı gösterilmiĢtir. Psikolojik faktörlerin ise, dengeleyen taraf interferensleri ile
birlikte olduğu zaman, TME sesine neden olabileceği rapor edilmiĢtir (Wabeke ve
Spruijt, 1993; Spruijt ve Wabeke, 1996). Bazı çalıĢmalarda ise, asemptomatik
bireylerde TME sesi ve dental faktörler arasında iliĢki tespit edilemediği
bildirilmektedir (Pullinger ve ark., 1988; Wanman, 1990; Wanman ve Agerberg,
1991). Dental faktörlerin ses varlığına önemli ölçüde katkıda bulunduğu, ancak ses
varlığının bu değiĢkenlerden kaynaklanmadığı görüĢü savunulmuĢtur (Wabeke ve
ark., 1992). Spruijt ve Wabeke (1995), TME sesinin varlığında atrizyon, diĢ sıkma
gibi psikolojik faktörlerin sadece minör bir rol oynadığını belirtmektedirler. Bu
duruma zıt olarak bazı çalıĢmalarda ise, diĢ sıkma alıĢkanlığı olan hastalarda eklem
yüzeylerinde sürtünmede artıĢ olduğu ve bu durumun da düĢük yoğunluklu
vibrasyonlara neden olduğu görüĢü belirtilmiĢtir (Faulkner ve Mercado, 1991; Al-
Jabrah ve Al-Shumailan, 2006).
Eklem vibrasyonlarının, TME biyomekanik dengesizliğinin bir belirtisi olduğu
düĢünülmektedir (Li ve ark., 2009). Bu vibrasyonların etiyolojisini araĢtıran
çalıĢmalarda, elevator kaslar ve lateral pterygoid kasın üst kısmı arasındaki uyum
bozukluğunun yanı sıra, lubrikasyon mekanizmasındaki değiĢiklikler, kondil ve disk
arasındaki uyumsuz iliĢki, artiküler yüzeylerdeki morfolojik değiĢiklikler
gösterilmiĢtir (Gage, 1985). Asemptomatik hastalarda artiküler yüzeyler daha düzgün
ve kapsüler ligament, diski kondil üzerinde stabil tuttuğu için eklem vibrasyonları
daha hafiftir. Normal bir eklemin artiküler alanı sinoviyal sıvı ile doludur. Bu sıvı
eklem lubrikasyonuna izin vermekte ve fonksiyon sırasında minimum temas
sağlamaktadır. TME’de patolojik değiĢiklikler olduğunda ise, artiküler yüzeylerde
hareket boyunca vibrasyonlar üretilir (Christensen ve Orloff, 1992; Ishigaki ve ark.,
1993d; Garcia ve ark., 2000; Nickel ve ark., 2001). Kas spazmlarının da diskin
anterior deplasmanına neden olarak, TME’in yapısını değiĢtirebileceği ve indirekt
olarak anormal vibrasyonlar üretebileceği sonucuna varılmıĢtır (Gay ve ark., 1987).
8
TME seslerinin oluĢum nedenleri ile ilgili yapılan birçok çalıĢmada, farklı görüĢler
bildirilmektedir. Drum ve Litt’e (1987) göre; yüksek hızda travmatik yaralanma,
mandibulanın ortodontik retraksiyonu, cerrahi müdahale boyunca genel anestezi
altında eklemin dislokasyonu ve geliĢim anomalileri, Prinz’e (1998b) göre, çarpma,
formda defektler, kayma sürtünmesi, yapıĢma-kayma sürtünmesi, sinoviyal sıvı
etkileri, aralıklı sinoviyal sıvı akımı, kavitasyon, vakum etkisi, anfizem ve koparma
sesi, Tanzilli ve arkadaĢlarına (2001) göre ise, artiküler yüzey tabakalarında lokal
kalınlaĢma, makroskobik yeniden Ģekillenme, kondil formunda bozulma ve disk
deplasmanı gibi fonksiyon ve doku morfolojisindeki değiĢiklikler rapor edilmiĢtir.
Klik sesinin, formda deviasyon, sublüksasyon, kasların koordinasyon bozukluğu,
redüksiyonlu disk deplasmanı ve adezyona bağlı olarak oluĢabildiği ve zaman içinde
önemli oranda değiĢebileceği belirtilmektedir (DeBover ve ark., 2000; Okeson,
2008). Krepitasyon sesinin ise, redüksiyonsuz disk deplasmanından osteodejeneratif
artrite kadar olan çeĢitli rahatsızlıklarda ortaya çıkabildiği ve tam protez kullanan,
molar desteğini kaybetmiĢ, romatoid artriti olan ve çenesine darbe almıĢ kiĢilerde
daha çok görüldüğü tespit edilmiĢtir (Tallents ve ark., 1993; Carlsson ve Magnusson,
1999; Tanzilli ve ark., 2001; Yengin, 2000).
1.2.2. TME Seslerinin Sınıflandırılması
Öğüt (2002) sesi, 20-20000 Hertz (Hz) frekans aralığındaki duyulabilir titreĢimler
olarak tanımlamaktadır. Tallents ve arkadaĢları (1993) ise, insan kulağının 16-16000
Hz frekans aralığında sesleri algılayabildiğini ve 500-5000 Hz frekans aralığındaki
seslere en yüksek duyarlılıkta olduğunu rapor etmiĢlerdir.
TME sesleri için subjektif ve objektif olarak birçok sınıflandırma yapılmıĢtır.
Seslerin frekansını analiz etmek için teyp ve ses frekans analiz cihazı kullanan
Quellette (1974) eklem seslerini objektif olarak sınıflandıran ilk araĢtırmacıdır. Bu
çalıĢmada semptomatik bireylerdeki eklem sesleri daha Ģiddetli ve düzensiz olarak
belirtilmiĢtir. Hansun ve Nilner (1975) sesin unilateral veya bilateral olması arasında
9
bir ayrım belirtirken; Watt (1981), sesleri klik, yumuĢak krepitus ve sert krepitus
olarak sınıflandırmıĢtır (Prinz ve NG, 1996). Ayrıca dalga formunun Ģekline göre
alçalan ve yükselen gibi terimler kullanarak veya disk deplasmanı, osteoartroz gibi
etiyolojiye bağlı olarak da sınıflandırmalar yapılmıĢtır (Gay ve Bertolami, 1987;
Christensen, 1992; Prinz ve NG, 1996).
Prinz (1998a), TME seslerini klik, krek ve krepitus olarak üç ana baĢlık altında
sınıflandırmıĢtır. Klik, ağzın açılması veya kapanması ya da her iki hareketi sırasında
duyulan tek kısa süreli eklem sesidir (Kaplan ve Assael, 1991; Prinz 1998b; Yengin
2000; Leader ve ark., 2001; Okeson, 2008). Açmada klik sesinin artiküler disk ve
kondil morfolojisine, superior retrodiskal lamina ve kasların çekimine bağlı olarak
hareketin herhangi bir aĢamasında meydana geldiği ve kapamada klik sesinin ise,
interkuspal pozisyona çok yakın bir alanda oluĢtuğu belirtilmektedir (Okeson, 2008).
Krek, ardı ardına gelen multipl kısa süreli eklem sesidir (Prinz, 1998b; Leader ve
ark., 2001). Krepitasyon, yaygın, uzun süreli duyulan açma-kapama siklusunun bir
kısmında ya da ikisinde de duyulan, parĢömen çıtırtısına benzeyen eklem sesidir
(Kaplan ve Assael, 1991; Prinz, 1998b; Yengin, 2000; Leader ve ark., 2001; Okeson,
2008).
TME seslerinin sınıflandırılmasında sesin niteliğine bağlı olarak farklı çalıĢmalarda
en sık kullanılan terimler yumuĢak klik, sert klik, çatlama, çatırtı, gıcırdama,
patlama, sürtünme, sert krepitus, yumuĢak krepitus olarak belirtilmiĢ ve ayrıca açma-
kapama siklusundaki yerine bağlı olarak da açmada klik, kapamada klik, resiprokal
klik, terminal klik gibi terimler kullanılmıĢtır (Drum ve Litt, 1987; Prinz ve NG,
1996; Gallo ve ark., 2000).
1.2.3. TME Seslerinin Kayıt Yöntemleri
Ses, yer değiĢtiren dalgalardan meydana gelmektedir. Sesin, periyot, frekans ve
amplitüd olmak üzere üç temel özelliği vardır. Periyot, sinyalin birbirini takip eden
iki geçiĢi arasındaki zamandır ve saniye (sn) ile ölçülür. Frekans, saniyedeki periyot
10
sayısına eĢittir ve hertz (Hz) olarak ölçülür. Amplitüd, sesin Ģiddetidir ve desibel
(dB) olarak ölçülür (Öğüt, 2002).
TME sesini belirlemek için klinik muayene, anamnez ve palpasyon gibi subjektif
yöntemlerin yanı sıra, steteskop ve elektronik kayıt gibi objektif yöntemler de
kullanılmaktadır (Spruijt ve Wabeke, 1996). Bireylerin TME seslerini subjektif
olarak ifade etmelerinin, hekimi hatalı biçimde yönlendirmeye sebep olabileceği
belirtilmekte ve bu durumu önlemek için objektif yöntemlerin kullanılması gerektiği
rapor edilmektedir (Spruijt ve Wabeke, 1995; Prinz, 1998c). TME seslerinin
tanımlanmasında ve patolojiyi gösteren sesler ile doğal olarak oluĢan biyolojik
sesleri ayırt etmede farklı klinisyenler arasında görüĢ birliği sağlanamamıĢtır.
Hastanın subjektif olarak sesi bildirmesi ise, küçük çocuklarda, konuĢma-iĢitme
sorunlu hastalarda ve mental sorunlu hastalarda problem oluĢturmakta ve sağlıklı
yetiĢkinlerde bile sesin geldiği taraf tespit edilemeyebilmektedir (Widmalm ve ark.,
2002). Widmalm ve arkadaĢları (1996b), TME sesinin elektronik olarak
kaydedilmesinin, sesin kaynağının yerini tespit etmede yararlı olduğunu
belirtmiĢlerdir.
TME seslerini ilk kaydeden araĢtırmacının Ekensten (1952) olduğu ve osiloskop
cihazı ile hastaların eklem seslerini kaydederek, ses dalgasının değiĢimini incelediği
belirtilmektedir (Heffez ve Blaustein, 1986). Daha sonra geliĢen teknoloji ile birlikte
TME sesini belirlemek için, steteskop, kafa bandı üzerine yerleĢtirilmiĢ minyatür
kondansör mikrofon, piezoelektrik mikrofon, temas mikrofonu, hareket edebilen
halka mikrofon, duymaya yardımcı kristal mikrofon, akselerometre, dıĢ kulak
kanalını dinleme cihazı ve dijital steteskop gibi cihazlar kullanılmıĢtır (Yoshida ve
ark., 1994).
TME seslerini kaydetmek için yöntemler değerlendirildiğinde en sık kullanılan
yöntemler; doğrudan dinleme, palpasyon ile dinleme, steteskop ile dinleme,
mikrofon ile dinleme, doppler ultrason ve eklem titreĢimlerinin spektral analizidir.
11
1.2.3.1 Doğrudan Dinleme
TME seslerinin herhangi bir cihaz kullanmadan doğrudan hekimin kulağı ile
subjektif olarak dinlenmesidir. TME sesini doğrudan kulak ile dinlemenin
frekanstaki küçük farklılıkları belirleyebilmesine karĢın, sesin yeri ve süresinin
belirlenmesi için uygun olmadığı belirtilmiĢtir. Bu yöntemin teĢhis açısından
güvenilir olmadığı, hekimin sesi algılama yeteneğinin ve klinik deneyiminin
bulguları önemli oranda etkileyebileceği rapor edilmiĢtir (Prinz, 1998c).
1.2.3.2. Palpasyon ile Dinleme
TME bölgesine yerleĢtirlen parmaklar ile palpe edilerek eklem sesinin dinlenmesidir.
Eklem palpe edilirken ya iĢaret parmakları kondil baĢının üzerine gelecek Ģekilde, dıĢ
kulak yolunun 1-1,5 cm önüne yerleĢtirilir, ya da serçe parmakların kulak yoluna,
eklemin arkasına yaslanacak Ģekilde konumlandırılır ve hastaya açma kapama
hareketleri yaptırılır (Yengin 2000). DeLaat ve arkadaĢları (1986) palpasyon
tekniklerinin yeterli derecede duyarlı olmadığını rapor etmiĢlerdir. Dworkin ve
arkadaĢları (1988) ise, palpasyon ve doğrudan dinleme teknikleri ile sınıflandırılan
eklem seslerini düĢük güvenlikli olarak belirtmiĢlerdir.
1.2.3.3. Steteskop ile Dinleme
TME bölgesine yerleĢtirilen steteskop ile eklem sesinin dinlenmesi yöntemidir.
Dworkin ve arkadaĢları (1990), TME seslerinin değerlendirilmesi amacıyla yaygın
kullanılan steteskop ile dinleme yönteminin, teĢhis açısından güvenilir olmadığını
belirtirken, Wabeke ve arkadaĢları (1994) ise, steteskop kullanımını doğrudan
dinleme ve palpasyon yöntemi ile kıyaslandığında, özellikle krepitasyonun
değerlendirilmesinde hassas olduğunu tespit etmiĢlerdir. Bu teknik ile palpasyondan
daha fazla eklem sesi tespit edilebildiği bildirilmiĢtir.
12
1.2.3.4. Mikrofon ile Dinleme
Özel olarak dizayn edilmiĢ mikrofonların, TME bölgesine yerleĢtirilerek eklem
sesinin dinlenmesidir. Mikrofonu yerleĢtirmek için seçilen alan yazarlar arasında
farklılık göstermektedir. Bazı araĢtırmacılar mikrofonu zygomatik arkın üzerindeki
deri ile temasta olacak Ģekilde; bazı araĢtırmacılar ise, kulak meatusuna
yerleĢtirmiĢlerdir (Goiato ve ark., 2010b). TME sesini kaydetmek için birçok
çalıĢmada sadece mikrofon (Gay ve Bertolami 1988; Widmalm ve ark., 1996b; Prinz
ve NG 1996; Leader ve ark., 2001; Widmalm ve ark., 2003) kullanılırken; Gallo ve
arkadaĢları (1993), mikrofon ve steteskop kombinasyonunu kullanmıĢlardır. Gay ve
arkadaĢları (1987), mikrofon ile kayıt tekniğinde, çevreden gelen seslerin neden
olduğu sahte sesin kaydedilmesini bir dezavantaj olarak belirtmiĢlerdir. Mikrofonun
TME’de kullanım için dinamik duyarlılık ve frekans bakımından kötü bir iletici
olduğu belirtilmiĢ olup, kayıt esnasında ortamdaki diğer sesleri de kaydettiği için
yaygın kullanım alanı bulamadığı rapor edilmiĢtir (BioPak kullanım kılavuzu, 1997).
1.2.3.5. Doppler Ultrason
Doppler ultrason, ultrason taraması üzerine doppler etkisinin kullanılmasıdır. Bu
yöntem eklem düzensizliklerinin teĢhisinde kullanılmakta, eklem seslerinin dalga
formlarını göstermekte, sesleri normalden yapısal bozukluğa kadar ayırabilmekte,
retrodiskal hiperemiyi ve adezyonu teĢhis edebilmektedir. Doppler cihazları, ultrason
dalgalarını aktif olarak ilettikleri için arteriyal kan akıĢını da kaydetmekte ve bu
durum bulguların değerlendirilmesinde hatalar oluĢturmaktadır. Bu nedenle doppler
ultrason yönteminin steteskop ile dinleme ve doğrudan dinlemeye karĢı önemli bir
üstünlük sağlayamadığı bildirilmiĢtir (Mohl ve ark., 1990b).
13
1.2.3.6. Spektral Analiz
Spektral analiz, farklı ses kaynaklarının spesifik ses enerjisi frekans dağılımı
üretmesi konseptine dayanır (Laskin ve ark., 2006). Bu yöntem ile perforasyonlar,
disk deplasmanları ve dejeneratif hastalıklar gibi farklı hasta gruplarının ayırt
edilebileceği belirtilmiĢtir (Christensen, 1992; Prinz ve NG, 1996).
Brown ve arkadaĢları (1998) bilgisayar destekli ses analizinin, klinik muayene ve
anamnez ile birlikte tanı için faydalı olduğunu rapor etmiĢlerdir. Widmalm ve
arkadaĢları (1992), TME vibrasyonlarının elektronik olarak kaydedilmesinin
doğrudan dinleme ve palpasyon tekniklerine göre avantajlarını, farklı zamanlarda
alınan kayıtların saklanabilmesi ve karĢılaĢtırılabilmesi, insan kulağı tarafından
algılanamayan vibrasyonların ve seslerin frekansının kaydedilmesi, gözlemcinin
algılaması ve duymasındaki farklılıklardan kaynaklanan sorunların elimine edilmesi
olarak belirtmiĢlerdir.
TME sesini objektif olarak sınıflandırabilmek için, birçok elektroakustik sistemler
geliĢtirilmiĢtir (Gay ve Bertolami, 1987; Mohl ve ark., 1990b; Tallents ve ark., 1993;
Gallo ve ark., 2000). Bu sistemler zamana ve frekansa bağlı olarak, eklem sesinin
karakterizasyonunu sağlamaktadır. Zamana göre yapılan analiz, açma ve kapama
hareketi boyunca süre ve sesin varlığının ölçülmesidir (Drum ve Litt, 1987).
Frekansa göre yapılan analiz ise, seslerin güç frekans spektrumunun hesaplanması ile
belirlenmektedir (Drum ve Litt 1987; Yoshida ve ark., 1994). Güç spektrum analizi,
vibrasyon frekansının bir fonksiyonu olarak ses enerjisinin dağılımının kantitatif
değerlendirmesini yapar. Bu analiz sayesinde en yüksek enerji seviyesinin elde
edildiği frekans, belirlenen bir frekansın altında veya üstündeki enerji miktarı elde
edilebilmektedir (Hutta ve ark., 1987).
Laskin ve arkadaĢları (2006), spektral analiz konusunda yapılan çalıĢmalarda kontrol
grubunun kullanılmadığını ve spesifik TME durumlarının, karakteristik sesler
üretmesi durumunun ispatlanamadığını belirtmiĢlerdir. Literatürlerde güç spektrumu,
peak frekans ve peak amplitüd hakkında normatif bilgi olmamasına karĢın, bazı
14
yazarlar spektral analiz tekniğinin non-invasiv bir teknik olarak, TME seslerinin
teĢhisinde yararlı olduğu görüĢünü savunmuĢlardır (Wabeke ve ark., 1992; Gallo ve
ark., 2000).
1.3. Elektrovibratografi (JVA)
Eklem titreĢimlerinin analizi olarak tanımlanan elektrovibratografi (EVG) sesleri
kaydeden ve grafiksel halde sunabilen bir tekniktir (Heffez ve Blaustein, 1986; Mohl
ve ark., 1990b). EVG ile TME sesinin yoğunluğu, frekansı, süresi ve mandibula
hareketleri içindeki yeri kaydedilerek analiz edilmekte ve bu seslerin diĢ
temaslarından ayırt edilebilmesi sağlanmaktadır (Mazzetto ve ark., 2008; Wang ve
ark., 2009; Goiato ve ark., 2010).
TME vibrasyonlarının elektrovibratografik olarak kaydı için kullanılan JVA (Joint
vibration analysis) cihazı basit, hızlı ve tekrarlanan ölçümlerin yapılabileceği bir
cihaz olarak belirtilmiĢtir. Bu cihaz ile elde edilen objektif bilgilerin palpasyon ve
steteskop ile dinleme yöntemine göre daha üstün olduğu tespit edilmiĢtir. Seslerin,
elektronik olarak kaydı ve bilgisayara aktarılarak incelenmesi ile, eklemde oluĢan
titreĢimler (doku basınç dalgaları) tespit edilmektedir. Piezoelektrik
akselerometrelerin kullanıldığı bu cihaz, titreĢimleri frekanslarına, açılma-kapanma
siklusundaki yerine, zamana göre grafik Ģeklinde sunabilmekte ve seslerin spektral
analizini yapabilmektedir (BioPak kullanım kılavuzu, 1997). TME’i değerlendiren
çalıĢmalarda doğrudan dinleme ile % 43,8, palpasyon ile % 49 oranında doğru teĢhiĢ
yapılabildiği ve JVA cihazının ise tomografi bulguları ile uyumunun % 92 oranında
olduğu tespit edilmiĢtir (BioPak kullanım kılavuzu 1997).
EVG yönteminin TMD’lerin kaydı ve takibinde doğru ve tekrarlanabilir bir teknik
olduğu belirtilmektedir (BioPak kullanım kılavuzu, 1997). Ishigaki ve arkadaĢları
(1993a) JVA cihazının internal düzensizlik ve normal hastaların ayrımında, ayrıca
internal düzensizliğin çeĢitli kategorilerinin ayırt edilmesinde % 75 duyarlılık ve %
77 kesinlik ile yararlı bir teknik olduğunu rapor etmiĢlerdir. Christensen ve
15
arkadaĢları (1992) EVG yöntemi ile asemptomatik bireylerin % 60’ının objektif
eklem vibrasyonuna sahip olduğunu göstermiĢ, ancak ortalama vibrasyon Ģiddetinin
ve yoğunluğunun bu bireylerde daha hafif olduğunu belirtmiĢlerdir.
1.4. Mandibula Hareketleri
Mandibula hareketleri açma, kapama, protruzyon, retruzyon ve lateral gezinme
hareketleridir. Bu hareketler farklı kas aktivitelerinin bir sonucu olarak her bir
TME’deki rotasyon ve translasyon hareketlerini içeren kompleks hareketlerdir.
Rotasyon alt eklem kavitesinde oluĢurken, translasyon üst eklem kavitesinde
oluĢmaktadır. Mandibular hareketler diĢlerin morfolojisi, TME’in artiküler yüzeyleri
ve ligamentler tarafından sınırlandırılır (Okeson, 2008). Çiğneme hareketleri ise,
rotasyon ve translasyon hareketlerinin kombinasyonudur ve sınır hareketleri boyunca
oluĢmaktadır (Laskin ve ark., 2006).
1.4.1. Mandibula Hareketlerinin Kayıt Yöntemleri
TMD’lerin tanısında ve tedavinin monitörize edilmesinde mandibula hareketlerini
kaydeden cihazların kullanımı tavsiye edilmektedir. Ancak bu cihazların hassasiyeti
kanıtlanamamıĢ olup, kayıtların anamnez ve klinik muayene bulguları ile birlikte
değerlendirilmesi önerilmektedir (Mohl ve ark., 1990a; Celic ve ark., 2004; Okeson,
2008). TMD’leri olan hastalarda mandibula hareketlerinin, antero-posterior,
horizontal ve vertikal çene hareket amplitüdlerinin, hareketin hızının ve
tekrarlanabilirliğinin teĢhis için önemli olduğu belirtilmiĢtir (Mohl ve ark., 1990a).
Mandibula hareketlerinin ölçümü için, mekanik cihazlar, fotografik yöntemler,
röntgenografik yöntemler, elektronik yöntemler, magnetometre ve optoelektronik
yöntemler gibi çeĢitli yöntemler geliĢtirilmiĢtir (Soboleva ve ark., 2005a,b).
Hareketlerin kaydı için, çeĢitli çalıĢmalarda pantograf (Akören, 1991), kinesiograf
(Jankelson, 1980), aksiograf (Slavicek, 1988), sirognatograf (Kazazoğlu ve ark.,
1994) gibi aygıtlar kullanılmıĢtır (Gsellmann ve ark., 1998).
16
1.4.1.1. Pantograf
DiĢ hekimliğinde pantograf, mandibular hareket yollarını bir veya daha fazla
düzlemde grafik olarak kaydetmeye yarayan ve artikülatör ayarlamaları için bilgi
sağlayan bir aygıttır (Ramfjord, 1994; Okeson, 2008).
1.4.1.2. Kinesiograf
Bu cihaz alt labial vestibulde bulunan mıknatıstan yayılan manyetik alanı çizerek
mandibular kesici nokta hareketini üç boyutta elektronik olarak kaydetmek ve bu
Ģekilde mandibular fonksiyon ve disfonksiyonun teĢhisine yardımcı olmak için
geliĢtirilmiĢ bir aygıttır (Jankelson, 1980; Hannam ve ark., 1980; Leles ve ark.,
2003).
1.4.1.3. Aksiograf
Posterior referans konumlarının (transvers eksen noktaları) bilateral lokalizasyonu ve
mandibulanın açma-kapama, protruzyon-retruzyon ve sağ-sol lateral hareketleri
esnasında bu noktaların hareketinin izlenmesi ve kaydedilmesini sağlayan bir
cihazdır. Ayrıca kondil hareketlerinin ve internal düzensizliklerin bu harekete
etkilerini değerlendirmede yardımcı bir alettir (Parlett ve ark., 1993; Örnek, 2006).
1.4.1.4. Sirognatograf
Mandibular kesici hareketinin çiziminin belirlenmesi için kullanılmaktadır. Alt kesici
diĢlere iletici olarak bir mıknatıs bağlanır. ÇeĢitli çene hareketleri ve çiğneme
esnasında bu manyetik alanda oluĢan konumsal değiĢmeler, hastanın baĢının her iki
tarafında bulunan alıcılar tarafından algılanmakta, elektrik sinyaline çevrilmektedir
(Kazazoğlu ve ark., 1994).
17
1.5. Elektrognatografi (JT-3D)
Elektrognatografi (EGN), hastanın ağzında yer alan bir mıknatıs ve onun izlediği
yolları algılayan sensörler yardımıyla mandibular hareketlerin ölçülmesi yöntemidir.
EGN çalıĢmaları için endikasyonlar; tekrarlayan baĢ ağrıları, posterior boyun ağrısı,
TME’de klik, kas hassasiyeti, düzgün olmayan veya sınırlı çene hareketlerine sahip
hastalar ve rekonstrüksiyon vakalarıdır. (BioPak kullanım kılavuzu,1997).
Bu çalıĢmada EGN kayıtları için kullanılmıĢ olan JT-3D elektronik çene izleyicisi
(jaw tracker) cihazı da kesici diĢ insizal kenarının hareketini üç boyutlu olarak
kaydetmektedir. JT-3D çene izleyici sisteminin içinde bulunan FGM (Flux Gate
Magnometer) sensörlerin eski yöntemler ile karĢılaĢtırıldığında, daha üstün olduğu
belirtilmiĢtir. JT-3D sistemin hastanın yüzüne temas etmeyen stabil bir kaide ve
uygun ağırlık dağılımı ile daha çabuk ve kolay kurulduğu, hastanın göz, burun ve
ağzını kapatmadığı için hastaya sıkıntı vermediği ve hekimler tarafından daha kabul
edilebilir olduğu rapor edilmektedir (http://www.biojva.net/products/jt-3d).
1.6. Maksimum Ağız Açıklığı
Mandibulanın fonksiyonunu değerlendirmek için kullanılan ölçümlerden birisi de
maksimum ağız açıklığıdır (MA). AzalmıĢ vertikal açıklığın, TMD semptomlarından
biri olduğu kabul edilmektedir (Magnusson ve ark., 2000; Al-Jabrah ve Al-
Shumailan, 2006). Ağız açıklığı değerlerinin çocukluktan itibaren büyüme periyodu
ile birlikte arttığı ve birçok insanda 15 yaĢında maksimum değerine ulaĢtığı, uzun bir
süre sabit kaldıktan sonra ilerleyen yaĢlarda bir miktar azaldığı rapor edilmektedir
(Carlsson ve Magnusson, 1999). MA’nın ortalama 40-60 mm olarak kabul edilmekte
ve 40 mm’den az ağız açıklığı, kısıtlılığa iĢaret etmektedir (Carlsson ve Magnusson ,
1999; Ikebe ve ark., 2008; Okeson, 2008). Miller ve arkadaĢlarına (2000) göre,
ortalama ağız açıklığı 50 mm olarak, Humphrey ve arkadaĢlarına (2002) göre ise,
47,3 mm olarak belirtilmiĢtir. Al-Jabrah ve Al-Shumailan (2006), hareketli bölümlü
18
protez kullanan hastalarda ortalama ağız açıklığını 39,9±2,65 mm olarak tespit
etmiĢlerdir.
1.7. Posterior DiĢ Kaybının TME Üzerine Etkileri
Dünya Sağlık Örgütü fonksiyonel, estetik ve doğal bir dentisyon için en az 20 diĢin
gerekli olduğunu belirtmektedir (Armellini ve Fraunhofer, 2004). DiĢ eksiklikleri,
özellikle posterior diĢlerin kaybedilmesi çiğneme sistemi için çok önemlidir.
Posterior diĢlerin kaybedilmesi, posterior okluzal desteğin azalması ile
sonuçlanmakla birlikte, bu durumun TME için bir risk faktörü olup olmadığı
konusunda farklı görüĢler bildirilmektedir (Tallents ve ark., 2002).
Günümüze kadar yapılan bazı çalıĢmalarda alt birinci molar diĢ ve diğer posterior
diĢlerin kaybında TME’de değiĢiklikler tespit edilmiĢ ve molar destek kaybı TMD
için primer etiyolojik faktör olarak belirtilmiĢtir (Ciancaglini ve ark., 1999). Posterior
diĢler kaybedildiğinde, kesici diĢlerle ısırma ve mandibulanın anterior kısmı ile
çiğneme sonucunda, kondil pozisyonunda değiĢiklikler oluĢmakta, ekleme gelen yük
artmakta ve bu durumun TMD oluĢumundan sorumlu olduğu düĢünülmektedir
(DeBoever ve ark.,2000; Sarita ve ark., 2003; Kanno ve Carlsson, 2006). Kafatası ve
otopsi materyalini analiz eden bazı çalıĢmalarda da molar desteğin kaybı ile uyumlu
olarak osteoartrit belirtileri tespit edilmiĢtir (Kirveskari ve Alanen 1985; Harriman ve
ark 1990; DeBoever ve ark., 2000). Bazı araĢtırmalarda ise, kayıp diĢ sayısının
önemi vurgulanmıĢ ve 5 veya daha fazla posterior diĢin kaybının, TME için bir risk
faktörü olduğu rapor edilmiĢtir (Ciancaglini ve ark., 1999; Pullinger ve ark 1993;
Tallents ve ark., 2002; Macfarlane ve ark., 2003).
Tallents ve arkadaĢları (2002), disk deplasmanlı hastalarda kayıp mandibular
posterior diĢ prevalansında önemli bir artıĢ tespit etmiĢlerdir. Ayrıca posterior diĢ
kaybının, dejeneratif eklem hastalığı geliĢimini hızlandırabileceğini belirtmiĢlerdir.
Ikebe ve arkadaĢları (2008) ise, TMD belirtilerinin özellikle kayıp diĢleri olan
hastalarda gözlendiğini rapor etmiĢlerdir. DiĢ kaybı ve TME’deki değiĢikliklerin
19
değerlendirildiği birçok çalıĢma olmasına karĢın, diĢ kaybı ve eklem sesi arasındaki
iliĢkiyi araĢtıran çalıĢmalar az sayıdadır.
Barghi ve arkadaĢları (1987) tek taraflı olarak posterior diĢ kaybı olan hastalarda,
klik sesini sıklıkla kayıp diĢin olduğu tarafta tespit etmiĢlerdir. Barghi ve
arkadaĢlarının (1992) bildirdiğine göre, farklı çalıĢmalarda, tam diĢli hastalarla
karĢılaĢtırıldığında, posterior diĢlerini kaybeden hastalarda önemli oranda daha
yüksek klik sesi tespit edilmiĢtir. Klik sesi açma hareketinin sonunda ve kapama
hareketinin baĢlangıcında baskın olarak bulunmuĢtur. Uhac ve arkadaĢları (2002) da,
çok sayıda diĢini kaybeden hastalarda TME sesi oluĢma riskinin arttığını
belirtmiĢlerdir.
Kayıp diĢ sayısı arttığında, TMD semtomlarının arttığını belirten çalıĢmalara karĢıt
olarak az sayıda diĢ kaybında, okluzal interferenslerin oluĢma olasılığı daha yüksek
olduğu için, bu durumun da TME’i etkileyebileceği belirtilmiĢtir. Posterior diĢlerin
kaybı, kalan diĢlerin devrilme ve eğilimini kapsayan sekonder değiĢiklikler
oluĢturabilmektedir (Kaplan, 1985). Wang ve arkadaĢları (2009), az sayıda posterior
diĢ kaybeden özellikle genç kadın hastalarda TMD prevalansını daha yüksek tespit
etmiĢlerdir. Genel olarak kayıp posterior diĢ sayısı yaĢ ile beraber arttığı için, bu
sekonder değiĢiklerin insidansı azalır. Bu durum yaĢlı bireylerde TMD riskinin
azalmasını açıklamaktadır.
Genel populasyonda bazı çalıĢmalarda ise, TMD belirti ve semptomları ile diĢ kaybı
arasında önemli ve tutarlı bir uyum bulunamamıĢtır. Molar diĢ kaybının TMD
etiyolojisindeki rolü kesin değilse “bekle ve gör” politikasının benimsendiği
belirtilmektedir (Plesh ve Stohler 1992; DeBover ve ark., 2000). Yeterli okluzal
desteğin varlığı, etkili çiğneme için önemli bir faktör iken; TMD semptomlarının
oluĢumunun önlenmesinde indirekt etkili olduğu rapor edilmektedir (DeBoever ve
Adriaens, 1993; Abdel–Fattah, 1996; Seligman ve Pullinger, 1996; Ciancaglini ve
ark., 1999; DeBoever ve ark., 2000). Witter ve arkadaĢları (1994a,b), 6 yıllık takip
çalıĢması sonucunda molar diĢlerin yokluğunu TME için bir risk faktörü olarak
belirtmemiĢ, ve benzer Ģekilde Holmlund ve Axelsson (1994) da, osteoartroz riski
20
bakımından molar desteğin olmadığı hastalar ve tam diĢli hastalar arasında fark tespit
edememiĢlerdir. Artan yaĢ ile beraber diĢ kaybı artmasına karĢın bazı çalıĢmalarda,
TMD semptomlarında azalma olduğu rapor edilmiĢtir (DeKanter 1990; Salonen ve
ark., 1990; Osterberg ve ark., 1992; Levitt ve Mckinney 1994; DeBoever ve ark.,
2000). Wilding ve Owen (1987), diĢsiz hastaların % 5’inde hafif düzeyde TMD
semptomları gözlemiĢ, hiçbirinde Ģiddetli bir rahatsızlık belirtmemiĢlerdir (DeBoever
ve ark., 2000).
Kafatası analizlerine dayalı bazı çalıĢmalarda, fazla sayıda diĢ kaybının kondildeki
morfolojik değiĢikleri artırdığı belirtilmiĢ olmakla birlikte, daha sonraki yıllarda bu
durum, diĢ kaybının kondilin yeniden Ģekillenmesinde temel faktör olmadığı Ģeklinde
modifiye edilmiĢtir (Wang ve ark., 2009). Widmalm ve arkadaĢları (1994), doğal
diĢlerini kaybetmiĢ hastalar ile 10 veya daha fazla doğal diĢi olan hastalar arasında
yaptıkları otopsi çalıĢmasında, TME’deki morfolojik değiĢiklikleri her iki grupta
benzer olarak tespit etmiĢlerdir. Birçok kafatası ve otopsi çalıĢmasında eklemde
gözlenen değiĢiklikler klinik durumlarla uyumlu bulunmamıĢ ve fonksiyondaki
değiĢiklikler adaptasyon ve yeniden Ģekillenme olarak yorumlanmıĢtır (DeBoever ve
ark., 2000).
1.7.1. KısaltılmıĢ Dental Ark ve TME
Tam bir dentisyonda, bazı klinisyenler normal bir fonksiyon için 28 diĢin de gerekli
olduğunu düĢünmekte ve bu yaklaĢım “28 diĢ sendromu” olarak adlandırılmaktadır
(Kanno ve Carlsson, 2006). KısaltılmıĢ dental ark (KDA), posterior desteğin
azalması veya yokluğu ile karakterize bir dentisyon olarak tanımlanmıĢtır (Baba ve
ark., 2008). Bir dental arkta posterior diĢlerin kaybını tanımlayan bir terim olan
KDA’ta, tüm kayıp diĢlerin yerine konmaması bir tedavi felsefesi olarak sunulmuĢtur
(Hattori ve ark., 2003). Ikebe ve arkadaĢları (2010), alt çenede çift taraflı molar kaybı
olan yaĢlı hastalarda yapmıĢ oldukları bir anket çalıĢmasında, bireylerin implant
destekli sabit protez veya KDA yaklaĢımı yerine, kanatlı köprü veya iskelet bölümlü
protez restorasyonunu tercih ettiğini belirtmiĢlerdir. Posterior diĢ kaybına bağlı
21
KDA’lı hastalarda TMD semptomları ile ilgili çalıĢmalar yapılmıĢ olmasına karĢın,
KDA’a ait bilgiler tam olarak sonuçlandırılamamıĢtır (Witter ve ark., 2007).
Baba ve arkadaĢları (2008), KDA’lı hastalarda okluzal ünitenin kaybı ile ağız
sağlığının bozulması arasında bir iliĢki olabileceğini belirterek, birinci molar diĢ
teması varlığının önemli bir role sahip olduğunu vurgulamıĢlardır. KDA’larda,
okluzal destek kaybının TME disfonksiyonu için önemli bir patojenik faktör olarak
düĢünülmemesi gerektiği belirtilmekle birlikte, çiğneme performansında bozulmaya
ve çiğneme aktivitesinin nöromusküler paterninde değiĢikliklere neden olabileceği de
rapor edilmiĢtir. Bu durumda da hem TME hem de çiğneme kaslarında fonksiyonel
ve parafonksiyonel yük dağılımının değiĢmesi dolayısıyla, yapısal değiĢiklikler
oluĢabilmektedir. Tüm bu olayların, TME disfonksiyonuna katkıda bulunabileceği
belirtilmiĢtir (Ciancaglini ve ark., 1999).
KDA’ın iyi bir mandibular stabilite ve kabul edilebilir bir çiğneme fonksiyonu için
yeterli olduğu ve sadece aĢırı KDA’larda hem molar hem de premolar desteğin
olmamasının TMD riskini artırabileceği birçok çalıĢmada belirtilmiĢtir (Witter ve
ark., 1988; Witter ve ark., 1990; Witter ve ark., 1994a,b; Sano ve ark., 2002). Hattori
ve arkadaĢları (2003), deneysel olarak molar desteği olmayan KDA’lı hastalarda
eklemde ve diĢlerde aĢırı yük oluĢtuğunun kanıtlanamadığını ve nöromusküler
sistemin çeĢitli okluzal koĢullar altında maksimum okluzal gücü kontrol ettiğini
belirtmiĢlerdir. Benzer olarak, Maeda ve arkadaĢları (2005), KDA durumunda diĢlere
ve TME’e gelen kuvvetleri sonlu eleman model analiz yöntemi ile
değerlendirdiklerinde, molar diĢlerin kaybında, kalan diĢler üzerinde yükün
artmasına karĢın, eklem üzerindeki toplam yükün azaldığını tespit etmiĢlerdir. Bu
durumun nedeni olarak, ısırma kuvvetlerinin nöromusküler mekanizma ile kontrol
edilmesi gösterilmiĢtir.
Sarita ve arkadaĢları (2003), yapmıĢ oldukları çalıĢmada KDA’ın TME problemlerini
provoke ettiğini kanıtlayamamıĢ olup, tek taraflı veya çift taraflı posterior okluzal
desteğini kaybeden hastalarda eklem sesi prevalansını daha yüksek tespit etmiĢlerdir.
Kanno ve Carlsson (2006) derlemelerinde, epidemiyolojik ve uzun süre takipli klinik
22
çalıĢmaların çoğunda 3-5 okluzal üniteye sahip dental arklar ve tam dental arklar
arasında TMD belirti ve semptomları, çiğneme yeteneği, periodontal destek ve
rahatlık bakımından önemli farklılık tespit edilemediğini belirtmiĢlerdir. Witter ve
arkadaĢları (2007), 9 yıllık bir araĢtırmanın sonucunda KDA ve tam dental arklı
hastalar arasında TMD belirti ve semptomlarının Ģiddeti ve prevalansını benzer
olarak tespit etmiĢlerdir. En az 4 okluzal üniteye sahip KDA’ların yeterli adaptif
kapasiteye sahip olduğunu belirtmiĢlerdir. Alt-üst birer premolar diĢin teması bir
okluzal ünite, alt-üst birer molar diĢin teması ise, iki okluzal ünite olarak
tanımlanmaktadır. Bu çalıĢmada en önemli etkinin cinsiyet üzerine olduğu belirtilmiĢ
olup, kadın hastalarda daha fazla ağrı ve klik sesi olduğu rapor edilmiĢtir.
1.7.2. Hareketli Protez Kullanımı ve TME
Kayıp posterior diĢlerin protez ile restore edilmesiyle uygun kondil disk iliĢkisinin
sağlanması, okluzal kuvvetlerin dağılımı ve ekleme gelen yüklerin azaltılması
sonucunda, TMD semptomlarının da azaltılabileceği veya ortadan kaldırılabileceği
düĢünülmüĢtür. Ancak bu konudaki çalıĢmaların sonuçlarının çeliĢkili olduğu
belirtilmektedir (DeBoever ve ark., 2000).
Hareketli protezin TME üzerindeki etkisini değerlendiren bazı çalıĢmalarda, kayıp
diĢlerin protez ile restorasyonunun TMD prevalansında belirgin bir azalmaya neden
olmadığı belirtilmektedir (Kuwahara ve ark., 1992; Pullinger ve ark., 1993; Witter
ve ark., 1994a,b; Tallents ve ark., 2002). 3-5 oklüzal üniteli KDA’lara protez
yerleĢtirilmesi ile fonksiyonun düzeldiği kanıtlanamamıĢ ve bu duruma neden olarak
birçok hastanın kendi kararı ile protezi kullanmayı bırakması gösterilmiĢtir (Witter
ve ark., 1989). Hareketli protezin gece uyurken çıkarılması ile TMD belirti ve
semptomları arasında ise, iliĢki tespit edilememiĢtir (Sakurai ve ark., 1988; DerviĢ,
2004).
Wolfart ve arkadaĢları (2005), hareketli protez yapılan hasta grubu ve serbest sonlu
grubu karĢılaĢtırdıkları çalıĢmada, her iki grup arasında TME semptomları
23
bakımından önemli farklılıklar tespit edememiĢlerdir. Benzer olarak Aras (2006), en
az 4 fonksiyonel ünite içeren KDA uygulamalarını ve hareketli bölümlü protez
yapılan hastaları klinik muayene ile karĢılaĢtırdığında, iki grup arasında TME
yönünden belirgin bir farklılık tespit edememiĢtir. Amorim ve arkadaĢları (2003), üst
çenede tam protez, alt çenede hareketli protez ile tedavi edilen asemptomatik
hastalarda kondil fossa iliĢkisini analiz ettiklerinde, protetik tedavi ile daha uygun bir
kondil fossa iliĢkisi sağlanmasına karĢın, hastalar semptomsuz olduğu için, TMD
belirti ve semptomlarının düzeldiğinin kanıtlanamadığını belirtmiĢlerdir.
Barghi ve arkadaĢları (1992) kayıp posterior diĢlerin restorasyonunun TME sesi
üzerine etkisini steteskop kullanarak değerlendirdikleri çalıĢmada, protezin
yapımından bir ay sonra hastaların % 68’inde klik amplitüdünde azalma, %11’inde
değiĢmeden kalma, % 21’inde ise artma tespit etmiĢlerdir. Garcia ve arkadaĢları
(2008), Kennedy sınıf I ve II diĢsizlik durumu ile TMD arasında herhangi bir iliĢki
tespit edememiĢlerdir. Ancak hasta memnuniyetsizliğinin protezin yapımından iki yıl
sonra arttığını ve TME sesinin protezin yerleĢtirilmesi ile önemli oranda azaldığını
belirtmiĢlerdir.
Hareketli protez (total ve\veya parsiyel) kullanan bireylerde, TMD bulgularının
görülme sıklığının yüksek olduğu düĢünülmekle birlikte, bu durum tam olarak açığa
kavuĢturulamamıĢtır (Johansson ve ark., 2003; Johansson ve ark., 2006). Baran ve
arkadaĢları (2008), hareketli protez kullanan yaĢlı bireylerde yaptıkları çalıĢmada, 50
yaĢında hareketli protez kullanan kadınların TMD semptomlarına daha yatkın
olduğunu belirtmiĢlerdir. Bu çalıĢmada ayrıca hareketli bölümlü protez kullanan
bireylerin TME’e ait bulguların, tam protez kullananlardan daha fazla olduğu tespit
edilmiĢtir. Al-Jabrah ve Al-Shumailan (2006) tam ve bölümlü protez kullanan
hastaları TMD prevalansı yönünden subjektif olarak karĢılaĢtırdıklarında, hareketli
bölümlü protez kullanan hastalarda daha yüksek TMD prevalansı ve daha fazla TME
sesi tespit etmiĢlerdir. DerviĢ (2004), yeni tam protez yapımından 5 ay sonra TMD
belirti ve semptomlarında azalma olduğunu, ancak istatistiksel olarak önemli
olmadığını belirtmiĢtir. Goiato ve arkadaĢları (2010) asemptomatik hastalarda eski ve
yeni tam protezlerde TME vibrasyonunu karĢılaĢtırdıkları çalıĢmada, yeni protezin
24
yerleĢtirilmesinden 5 ay sonra vibrasyonun sayısı ve yoğunluğunun azaldığını rapor
etmiĢlerdir.
1.8. Posterior DiĢ Kaybının Çiğneme Sistemi Üzerine Etkileri
Çiğneme, stomatognatik sistemin çeĢitli birimlerinin katıldığı, koordine fizyolojik
fonksiyonlar serisinden oluĢmaktadır (Kuwahara ve ark., 1992; Hatch ve ark., 2001).
Çiğnemenin tipi, süresi ve hareketlerinin, çiğnenen gıdanın tipinin yanısıra morfoloji,
orofasial yapıların sağlığı, kas ve artiküler kapasiteden etkilenebileceği
belirtilmektedir (Mioche ve ark., 2003; Engelen ve ark., 2005).
Wilding ve Levin (1991) çiğneme performansını, çene ve diĢlerin fonksiyonel
kapasitesinin bir göstergesi olarak belirtmiĢlerdir. Etkin bir çiğnemenin yumuĢak
geçiĢli, akıcı hareketli ve minimum hız değiĢiklikleriyle karakterize olduğu rapor
edilmiĢtir. En az 20 diĢi olan hastalarda çiğneme yeteneği Ģikayetleri nadir olup, diĢ
sayısı azaldıkça çiğneme problemlerinin arttığı belirtilmektedir (Tsuga ve ark.,
1998). Premolar ve molar diĢlerin çoğunun veya hepsinin korunması okluzal
stabilite, yeterli kas desteği, eklem fonksiyonu ve çiğneme yeteneğinin korunmasını
sağlamaktadır. Bu diĢler kaybedildiğinde ise, birçok hastanın ağrı ve disfonksiyon
olmaksızın değiĢen duruma adapte olabileceği belirtilmektedir (Kayser 1981;
DeBoever ve ark., 2000). Kayıp posterior diĢlerin restorasyonunun, çiğneme
fonksiyonu üzerine etkileri için çeliĢkili sonuçlar rapor edilmiĢtir (Witter ve ark.,
1994a,b).
Sarita ve arkadaĢları (2003), KDA’ta premolar bölgede temas ve molar bölgede en az
bir diĢ teması ile kabul edilebilir çiğneme yeteneğinin sağlanabileceğini
belirtmiĢlerdir. Ayrıca buna zıt olarak, okluzyondaki premolar sayısının azaldığı
ve\veya asimetrik arklarda sert gıdalar ile çiğneme yeteneğinin önemli oranda
bozulduğu belirtilmiĢtir. Posterior diĢ kaybı olan hastalarda çiğneme etkinliğini
değerlendiren bazı çalıĢmalarda, hareketli protezin yerleĢtirilmesinden sonra önemli
bir düzelme gözlendiği belirtilirken, (Van der Bilt ve ark., 1994; Shinogaya ve Toda,
25
2003) Witter ve arkadaĢları (1999) ise, sağ taraftaki ikinci premolardan sol taraftaki
ikinci premolara kadar diĢleri olan hastaların, yeterli çiğneme fonksiyonuna sahip
olduğunu ve bu hastalara protez yapılmasının avantajlı olmadığını vurgulamıĢlardır.
Aras ve arkadaĢları (2009) çift taraflı molar diĢ kaybı olan hastaları çiğneme
performansı bakımından değerlendirdiklerinde, hareketli bölümlü protezli grup ile
KDA’lı grup arasında önemli bir ayrım tespit edememiĢlerdir. Bu çalıĢmanın
sonucunda kayıp posterior diĢlerin distal uzantılı hareketli bölümlü protezler ile
restore edilmesinin daha önceki çalıĢmalar (Witter ve ark., 1989; Witter ve ark.,
1990; Wolfart ve ark., 2005) ile uyumlu olarak çiğneme fonksiyonunda önemli bir
düzelmeye yol açmadığı rapor edilmiĢtir.
Çiğneme performansı ve mandibular hareket arasındaki iliĢki ise, birçok araĢtırmacı
tarafından incelenmiĢtir (Komagamine ve ark., 2011). Ow ve arkadaĢları (1998)
yapmıĢ oldukları çalıĢmada mandibula hızı ve çiğneme performansı arasında pozitif
bir uyum gösterirken, çiğneme siklusunun süresi ve çiğneme performansı arasında
negatif bir uyum tespit etmiĢlerdir. Kaninden sonraki diĢlerin kaybı, okluzal temas
alanı, okluzal güç, vücut büyüklüğü, yutkunma ve tükürük gibi faktörlerin bireylerin
çiğneme performansını etkileyebileceği belirtilmiĢtir (Hatch ve ark., 2001). Karlsson
ve Carlsson (1990), mandibular hareketlerin karakteristiklerini inceledikleri
çalıĢmanın sonucunda, yaĢlı ve genç diĢli bireyler arasında toplam çiğneme
siklusunun süresinde farklılık tespit edememiĢlerdir. Kiliaridis ve arkadaĢları (1991),
büyümekte olan bireylerde ve genç yetiĢkinlerde mandibula hareketleri ve hızını
karĢılaĢtırdıkları çalıĢmada, çiğneme siklusunun toplam süresinin yaĢ ve cinsiyetten
etkilenmediğini rapor etmiĢlerdir. Sierpinska ve arkadaĢları (2006), parsiyel diĢ kaybı
olan hastalar ile tam diĢli hastaları T-scan kullanarak karĢılaĢtırdıkları çalıĢmada,
aĢırı fonksiyonel dental ünite kaybının çiğneme yeteneğinde bozulmaya neden
olduğunu, ancak bu durumun gıdanın ezilmesini sağlamak için çiğnemenin süresinin
uzaması ile telafi edildiğini belirtmiĢlerdir. Kanno ve Carlsson (2006) derlemelerinde
50’li yaĢlarda KDA’a sahip bireylerin molar diĢlerini kaybetmeden önceki duruma
göre, daha uzun sürede çiğneyebildiklerini belirtmiĢlerdir.
26
Ġnsan vücudunun en kompleks fonksiyonlarından birisi olan çiğnemenin, TME’deki
herhangi bir sorun nedeniyle bozulabileceği belirtilmiĢtir (Henrikson ve ark., 1998;
Felicio ve ark., 2002; Sato ve ark., 2002). Celic ve arkadaĢları (2004), genç
erkeklerden oluĢan bir grupta yapmıĢ oldukları çalıĢmada, TMD’e sahip olan bireyler
ve asemptomatik bireyler arasında, mandibular hareket alanının birbirinden farklı
olduğunu tespit etmiĢlerdir. Felicio ve arkadaĢları (2007), TMD olan hastalarda
çiğnemenin normal fizyolojik standartlardan farklı olduğunu belirtmiĢlerdir. TMD
olan hastalarda çiğneme ile ilgili çalıĢmaların çoğu, anketlerden elde edilen subjektif
ölçümleri belirten çiğneme yeteneği ile ilgili iken, çiğneme testlerinden elde edilen
objektif ölçümleri belirten çiğneme performansı ile ilgili çalıĢmalar da bulunmaktadır
(Kurita ve ark., 2001).
Henrikson ve arkadaĢları (1988) TMD olan bireylerde çiğneme etkinliğinin
azaldığını belirtmiĢlerdir. Çiğneme hareket paterninin ve çiğneme etkinliğinin,
çiğneme fonksiyonu ve TME’in değerlendirilmesi için yararlı parametreler olduğunu
rapor etmiĢlerdir. Kurita ve arkadaĢları (2001) ise, TMD’e sahip olan 50 yaĢ üstü
bireylerde çiğneme yeteneğini, 40 yaĢından daha genç hastalara göre önemli oranda
düĢük tespit etmiĢlerdir. Peroz ve Tai (2002) redüksiyonsuz anterior disk deplasmanlı
hastalarda, asemptomatik kontrol grubundaki bireylere göre azalmıĢ çiğneme
performansı tespit etmiĢlerdir. Ancak TME sesi, okluzal güç ve çiğneme performansı
arasındaki iliĢki hala açık olmayıp, hastanın dental durumuna göre değiĢebileceği
belirtilmektedir (Ikebe ve ark., 2008). Johansson ve arkadaĢları (2003), TMD ve
çiğneme fonksiyonu arasındaki iliĢkiyi araĢtırdıkları çalıĢmada, diĢ sayısının
azalması ve TMD’lerden kaynaklanan ağrıyı, çiğneme yeteneğinin bozulması için
önemli risk faktörleri olarak belirtmiĢlerdir. Ikebe ve arkadaĢları (2008) ise, azalmıĢ
okluzal destekli yaĢlı hastalarda semptomsuz TME sesinin varlığının, çiğneme
fonksiyonunun bozulması ile ilgili olabileceğini belirtmiĢlerdir.
Sağlıklı dentisyona sahip bireylerde çiğneme sırasında meydana gelen hareket
Ģekillerinde, bireyler arasında büyük farklılıkların bulunduğu belirtilmektedir
(Proschel ve Hofmann, 1988; Postic ve ark., 1992; Laskin ve ark., 2006). Çiğneme,
hastanın duygusal ve fiziksel durumuna ve çiğnenen gıdanın tipine göre değiĢik
27
varyasyonlar gösterebilmektedir (Okeson, 2008). Postic ve arkadaĢlarının (1992)
bildirdiğine göre, bazı yazarlar tek taraflı çiğneme hareketlerini, (Pröschel, 1987;
Pröschel ve Hofmann, 1988) bazıları ise, habitüel çiğneme hareketlerini analiz
etmiĢlerdir (Mongini ve Tempia-Valenta, 1984; Neill ve Howell, 1986). Her hastanın
çiğneme paterninin özel olduğu ve bireyler arasında çeĢitlilik gösterdiği
belirtilmektedir. Test edilen gruplar içinde spesifik çiğneme paternleri
bulunamamasına karĢın, aynı hastada, gıdanın yoğunluğunun farklılığı ile farklı
paternler üretilmiĢtir. TMD’lere sahip olan hastaların, normal bireylerden farklı
çiğneme paternlerine sahip olduğu belirtilmiĢ olup, bu paternlerin sınıflandırması
tam olarak yapılamamıĢtır (Pröschel, 1987; Maruyama ve ark., 1985; Kuwahara ve
ark., 1990; Kuwahara ve ark., 1992; Kuwahara ve ark., 1996).
1.9. Cinsiyet, TME ve Çiğneme
TMD belirti ve semptomlarının genel populasyonda kadınlarda erkeklerden daha
fazla olduğu tespit edilmiĢtir (Carlsson, 1999; Humphrey ve ark., 2002; Hiltunen ve
ark., 2003; Johansson ve ark., 2003; Mazzetto ve ark., 2008; Goncalves ve ark.,
2010). TMD belirtileri gözlenen kadın hastaların çoğu puberte ve orta yaĢ aralığında
bulunmuĢtur (Alanen, 2002). Kadın ve erkekler arasındaki bu farklılık, hasta
populasyonda daha da yüksek olarak rapor edilmiĢtir (Johansson ve ark, 2003). Bu
farklılığın sebebi olarak farklı görüĢler bildirilmektedir. Bazı çalıĢmalarda her iki
cins arasında biyolojik, psikolojik ve hormonal farklılıklar belirtilmekte (Johansson
ve ark., 2003; Sherman ve ark., 2005); bazı çalıĢmalarda kadınların erkeklerden daha
düĢük kas gücüne sahip olması ve kadınların çiğneme sisteminin anormal
okluzyondan kaynaklanan zararlı uyarılara daha az dayanıklı olması belirtilmekte
(Johanson ve ark., 2003; Wang ve ark., 2009); bazı çalıĢmalarda ise, kadınların
eklemlerinde bulunan çok sayıda östrojen reseptörüne bağlı olduğu rapor
edilmektedir (Abubaker ve ark., 1993).
Johansson ve arkadaĢları (2003), 50 yaĢındaki bireylerde TMD ile ilgili
semptomlarda cinsiyet farklılıklarını araĢtırdıkları çalıĢmada, eklem ağrısı, eklem
sesi, bruksizm, yanan ağız sendromu gibi semptomları kadınlarda daha baskın olarak
28
tespit ederken, ağız açmada zorluk, travma nedeniyle anterior diĢ kaybı ve çiğneme
problemlerini ise, erkeklerde daha baskın olarak gözlemiĢlerdir.
Witter ve arkadaĢları (2007), KDA’lı kadın hastalarda, tam diĢli hastalarla
karĢılaĢtırıldığında, daha fazla ağrı ve klik sesi olduğunu rapor etmiĢlerdir. Baran ve
arkadaĢları (2006) posterior diĢ kaybı nedeniyle baĢvuran hastalarda, TMD’i
değerlendirdikleri çalıĢmada, ses ve ağrı bulgularını kadınlarda daha fazla oranda
tespit etmiĢlerdir. Wang ve arkadaĢları (2009) ise, dental quadranda az sayıda kayıp
diĢi olan genç kadın hastalarda TMD prevalansını daha yüksek olarak tespit
etmiĢlerdir.
TME’deki sorunlar ve cinsiyet arasındaki iliĢkiyi araĢtıran birçok çalıĢmada,
kadınlarda erkeklerden daha fazla semptom tespit edilmesine karĢın, TMD’lerin
kadınlarda daha baskın olduğu görüĢünün genellenemeyeceği de belirtilmektedir
(Mazengo ve Kirveskari, 1991; Otuyemi ve ark., 2000; Pow ve ark., 2001). TMD
belirti ve semptomları bazı çalıĢmalarda, kadın ve erkek bireyler arasında eĢit olarak
tespit edilmiĢtir (Salonen ve ark; 1990; Al-Jabrah ve Al-Shumailan, 2006;
Rutkiewicz ve ark., 2006).
TME fonksiyonunu değerlendirmek için kullanılan maksimum ağız açıklığı (MA)
değerlerinin, birçok çalıĢmada erkeklerde daha yüksek olduğu belirtilmektedir
(Pullinger, 1987; Helkimo ve Westling, 1992; Lewis ve ark., 2001).
Mandibulada çiğneme hareketlerinin ise, erkek hastalarda kadın hastalardan daha
geniĢ bir alanda oluĢtuğu belirtilmiĢtir (Postic ve ark., 1992). Neil ve Howell (1986)
kadın ve erkek arasındaki bu farklılıkların ark büyüklüğündeki çeĢitlilikten
kaynaklandığını rapor etmiĢlerdir. Kadın hastaların çiğneme hareketleri daha yavaĢ
ve iyi ölçülebilen, erkek hastalarınki ise, daha güçlü ve daha az kontrol edilebilir
olarak belirtilmiĢtir. Bu durum kadın ve erkek arasında kas gücü kontraksiyonundaki
farklılıktan kaynaklanmaktadır (Postic ve ark., 1992). Youssef ve arkadaĢları (1997)
bir bilgisayar programı kullanarak kadın ve erkek hastalarda habituel çiğneme
29
paternini karĢılaĢtırdıkları çalıĢmanın sonucunda erkeklerde daha kısa çiğneme
siklusları tespit etmiĢler ve çiğneme hızının daha fazla olduğunu rapor etmiĢlerdir.
Posterior diĢlerin kaybedilmesinin, TME üzerindeki etkisini değerlendirmek
amacıyla günümüze kadar birçok araĢtırma yapılmıĢtır. TME sesleri, TMD’lerin en
yaygın semptomu olmakla birlikte, yapılan klinik ve deneysel çalıĢmalarda normal
bir TME’de de fonksiyon sırasında ses üretilebileceği kanıtlanmıĢtır. Bu nedenle
günümüze kadar TME sesi ile ilgili çalıĢmalarda, sadece TME sesi bulgusu her
zaman hastalığı göstermediği gibi, TME sesinin olmamasının da normal bir eklemi
düĢündürmemesi gerektiği vurgulanmıĢtır. Kesin tanının konulabilmesi için hastanın
detaylı klinik muayenesinin yapılması ve objektif tanı yöntemlerinin kullanılması
gerektiği belirtilmektedir. Posterior diĢ kaybı olan hastalarda ise, TME seslerinin
değerlendirilmesi daha da önem kazanmaktadır. Posterior diĢ kaybı sayısının arttığı
durumlarda, ekleme gelen yükün artacağı belirtilmekte, kayıp diĢlerin protez ile
restore edilmesi durumunda ise, uygun kondil-disk iliĢkisi ve iyi bir okluzyon
sağlanarak hem TME’e gelen yükün azalacağı ve eklem iç dengesinin düzeleceği,
hem de çiğnemeye yardımcı olacağı düĢünülmektedir. Ancak bu konuda yapılan
çalıĢmaların sonuçları da halen çeliĢkilidir ve asemptomatik serbest sonlu vakalarda,
hem TME seslerini hem de çiğnemeyi objektif yöntemlerle değerlendiren
çalıĢmaların sayısı oldukça azdır. Bu noktadan hareketle, konunun açığa
kavuĢturulması için planlanan bu çalıĢmada amaç, asemptomatik serbest sonlu
bireylerde tedavi öncesi ve yeni yapılan hareketli bölümlü protez sonrasında eklem
titreĢim analizi cihazı (JVA) kullanımı ile TME vibrasyonlarını ve çene izleyicisi
(JT-3D) kullanımı ile de çiğneme hareketlerini incelemek, tam diĢli kontrol
grubundaki bireylerden elde edilen veriler ile karĢılaĢtırmalarını yapmak ve serbest
sonlu vakalar ile TME arasındaki iliĢkiyi değerlendirmektir.
30
2. GEREÇ VE YÖNTEM
Bu tez çalıĢması Ankara Üniversitesi DiĢ Hekimliği Fakültesi Protetik DiĢ Tedavisi
Anabilim Dalı klinikleri ve araĢtırma laboratuarında yürütüldü.
2.1 Klinik Muayene
ÇalıĢmaya katılan tüm bireylerin hazırlanan anamnez formuna uygun olarak
anamnezleri alındı ve klinik muayeneleri yapıldı (ek-4). Anamnez formuna göre
bireylerin sistemik hastalıkları ve parafonksiyonel alıĢkanlıkları değerlendirildi.
Dental, TME ve kas muayeneleri yapıldı (ġekil 2.1).
ġekil 2.1. TME muayenesi
2.2 Kontrol ve ÇalıĢma Gruplarının OluĢturulması
AraĢtırmaya Ankara Üniversitesi DiĢ Hekimliği Fakültesi Protetik DiĢ Tedavisi
Anabilim Dalı’na tedavi görmek amacıyla baĢvuran 15 üst serbest sonlu birey, 15 alt
serbest sonlu birey, 15 alt-üst serbest sonlu birey ve kontrol grubu olarak da 15 tam
diĢli birey olmak üzere toplam 60 birey dahil edildi. ÇalıĢmaya katılan tüm bireylere
kayıtlar alınmaya baĢlamadan önce iĢlemler detaylı olarak anlatıldı ve çalıĢmaya
31
katılmayı kabul ettiklerine dair “AydınlatılmıĢ Onam Formu” imzalatıldı (ek-1,ek-2).
Ayrıca bu çalıĢmanın yapılabilmesi için etik kurul onayı alındı (ek-3).
2.2.1 Kontrol Grubu
Kontrol grubundaki 15 bireyin 8’i kadın 7’si erkek olup, yaĢ dağılım aralığı 23-45’tir
(Çizelge 2.1, Çizelge 2.2). Doğal diĢlerin tümüne sahip, Angle sınıf I çene iliĢkisi
bulunan, TMD belirti ve semptomlarına sahip olmayan, ağızdaki mevcut diĢlerinde
çürük ve periodontal rahatsızlığı bulunmayan ve sistemik yönden sağlıklı bireyler
çalıĢmaya dahil edildi.
2.2.2 ÇalıĢma Grupları
Serbest sonlu hastalardan oluĢan 45 bireyin 23’ü kadın 22’si erkek olup, yaĢ dağılım
aralığı 38-56’dır (Çizelge 2.1, Çizelge 2.2). Serbest sonlu hastaların çalıĢma grubuna
dahil edilmesinde Ģu kriterler dikkate alındı:
Genel sağlık durumunun iyi olması,
Alt çene tam diĢli ve üst çenede molar diĢlerini kaybetmiĢ, modifikasyon
boĢluğu olmayan Kennedy sınıf I vaka olması,
Üst çene tam diĢli ve alt çenede molar diĢlerini kaybetmiĢ, modifikasyon
boĢluğu olmayan Kennedy sınıf I vaka olması,
Alt ve üst çenede molar diĢlerini kaybetmiĢ, modifikasyon boĢluğu olmayan
Kennedy sınıf I vaka olması,
Daha önce hareketli bölümlü protez kullanmamıĢ olması,
Mevcut diĢler arasında sağlıklı bir okluzyonun olması,
Alt ve üst ön diĢlerin uygun overjet overbite iliĢkisinde olması,
Klinik muayenede TME disfonksiyon belirti ve semptomlarına sahip
olmaması.
32
Çizelge 2.1. ÇalıĢmadaki grupların yaĢ ortalamaları
DeğiĢkenler Gruplar N Ortalama Std.Sapma Ortanca En Az En Çok
YaĢ
Kontrol 15 34,26 6,92 36,00 23,00 45,00
Üst SS 15 46,53 4,62 48,00 40,00 52,00
Alt SS 15 46,26 6,15 47,00 38,00 56,00
Alt-Üst SS 15 50 3,92 50,00 40,00 56,00
Çizelge 2.2. ÇalıĢmadaki grupların cinsiyet dağılımı
Erkek
Kadın
Gruplar N % N %
Kontrol 7 46,7 8 53,3
Üst SS 8 53,3 7 46,7
Alt SS 6 40,0 9 60,0
Alt-Üst SS 8 53,3 7 46,7
Yukarıda belirtilen kriterlere sahip, 45 serbest sonlu hasta Üst Serbest Sonlu Grup
(alt çene tam diĢli), Alt Serbest Sonlu Grup (üst çene tam diĢli) ve Alt-Üst
Serbest Sonlu Grup olmak üzere 3 gruba ayrıldı (ġekil 2.2).
ġekil 2.2. ÇalıĢmadaki grupların Ģematik gösterimi. Bireylerde bulunan anterior diĢ grupları
açık renk, posterior diĢ grupları ise koyu renk olarak belirtilmiĢtir.
Serbest sonlu gruptaki hastalar 3 aydan 5 yıla kadar değiĢen diĢsizlik süresine sahipti.
Bu hastaların tümüne hareketli bölümlü protezler uygulandı. Kennedy sınıf I iskelet
bölümlü protez planma ilkelerine dikkat edilerek planlama yapıldı. PlanlanmıĢ olan
iskelet alt yapıya göre dökülmüĢ metal iskeletin hasta ağzında kontrolleri yapıldı.
Çeneler arası iliĢki tespiti ve diĢ dizimi yapıldıktan sonra, diĢli prova seanslarında
33
kontrol edildi ve konvansiyonel teknikle bitirildi. Hasta ağzında son düzeltmeleri
yapılan protezler hastaya teslim edildi. Kullanımı konusunda hasta bilgilendirildi. Bir
gün sonra kontrole çağrıldı ve bu sürede ortaya çıkan Ģikayetler giderilerek, gece
protezlerini çıkartmaları konusunda hastalar uyarıldı.
2.3 Bireylerden Alınan Kayıtlar
AraĢtırma için seçilen tüm bireylerden alınan EVG ve EGN kayıtları BioPak Sistem
(Sürüm 5,3i, BioResearch INC., Milwaukee, Wisconsin) kullanılarak gerçekleĢtirildi.
TME seslerini değerlendirmek için eklem titreĢim analizi (JVA) ve çiğneme
hareketlerini değerlendirmek amacıyla da elektronik çene izleyicisi (JT-3D) cihazları
kullanıldı (ġekil 2.3). Bu kayıtların alınması sırasında bireyin sabit bir pozisyonda
olmasına ve üzerinde herhangi bir metal eĢya bulunmamasına dikkat edildi. Kontrol
grubundaki bireylerden ilk kayıt ve ilk kaydın alınmasından bir ay sonra ikinci kayıt
alındı. Serbest sonlu bireylerde ise, ilk kayıt tedavi öncesinde protezsiz olarak; ikinci
kayıt, hareketli bölümlü protezin kullanımından bir ay sonra protezli olarak alındı.
ġekil 2.3. ÇalıĢmada kullanılan JVA ve JT-3D cihazları
34
2.3.1 JVA Cihazı ile Alınan Kayıtlar
Bu çalıĢmada kullanılan eklem titreĢim analizi cihazı JVA, eklem fonksiyonunu
değerlendirmede basit, hızlı, tekrarlanan ölçümlerin yapılabileceği bir cihazdır. JVA
cihazının çalıĢması, sürtünme ve hareket temel prensiplerine dayanır. Düzgün
yüzeyler birbiri ile sürtündüğü zaman, az miktarda sürtünme ve vibrasyon oluĢmakta,
bu yüzeyler pürüzlü ise, oluĢan sürtünme ve vibrasyon da artmaktadır
(http://www.biojva.net/products/jva).
Kayıtlarının alınması esnasında birey, sırtı dik olacak Ģekilde ve ayak tabanları yere
rahat basacak pozisyonda bilgisayar ekranını görebileceği Ģekilde bir sandalyeye
oturtuldu. Sağ ve sol TME’lerde oluĢan seslere ait yüzey titreĢimleri EVG
yöntemiyle ölçüldü. Sağ ve sol toplam iki adet piezoelektrik akselerometreden oluĢan
sensörler TME bölgesine yerleĢtirildi ve sensörlerden çıkan kablolar amplifikatöre
bağlandı (ġekil 2.4).
ġekil 2.4. JVA cihazının bireye uygulanması
35
Maksimum ağız açılımı miktarı, hastadan ağzını mümkün olduğunca geniĢ açması
istenerek bu esnada, üst santral kesici diĢlerden alt santral kesici diĢlere olan mesafe
cetvel ile ölçülerek hesaplandı. Bulunan değere örtülü kapanıĢ miktarı da eklendi ve
ağız açılımındaki deviasyonun miktarı ve yönü bilgisayara kaydedildi. Bunun
ardından hastaya bilgisayar ekranında her bir açma-kapama süresi 1,5 sn olacak
Ģekilde çalıĢan metronomla uyumlu biçimde ağzını açabileceği kadar geniĢ açması ve
sonra ağzını kapatarak diĢlerini temas ettirmesi söylendi. Açma-kapama hareketi
bireye 10 kez tekrarlatıldı. EVG yöntemi ile TME seslerinin Ģiddeti zaman-frekans
grafiğinde incelendi. EVG kayıtları (x5) amplifikasyonda elde edildi. Alınan kayıtlar
metronomla senkronizasyon yönünden incelenerek eğer hatalıysa açma-kapama
hareketi metronomla uyumlu olacak Ģekilde tekrarlandı. Bu kayıtlarda büyütülmüĢ
görüntüler üzerinde diĢ teması sırasında meydana gelen vibrasyonlar çıkarıldı ve
vibrasyonların mandibular hareketin hangi aĢamasında meydana geldiği saptanarak
hem ağız açma hem de kapama hareketleri için vibrasyonun oluĢtuğu üç bölge
iĢaretlendi (ġekil 2.5). Kullanılan program Total integral (Ti), 300 Hz’in altındaki
integral (i<300 Hz), 300 Hz’in üstündeki integral (i>300 Hz), Peak Amplitüd (PA),
Peak Frekans (PF) ve Median Frekans (MF) parametreleri için seçilen üç bölgenin
ortalamasını vermektedir. Eğer vibrasyon mevcut değilse hareketin orta noktası
seçilerek iĢaretlendi ve değerler yine üç bölgenin ortalaması hesaplanarak kaydedildi.
ġekil 2.5. JVA cihazı ile alınan kaydın bilgisayar ekranındaki görüntüsü
36
Bu teknikte Fast Fourier Transform (FFT) algoritması olarak bilinen matematik
tekniği kullanılarak TME vibrasyonları analiz edilmekte ve güç spektrum yoğunluk
fonksiyonu hesaplanmaktadır. Frekans spektrum eğrisinde 0-500 Hz arasında eğrinin
altındaki toplam alan “integral” olarak belirtilmiĢtir. Bu kayıtta incelenen
parametrelerden;
Total Ġntegral (Ti), her eklemin vibrasyon enerjisinin toplam miktarını,
i<300 Hz, 300 Hz’in altındaki vibrasyonların enerji miktarını,
i>300 Hz, 300 Hz’in üstündeki vibrasyonların enerji miktarını,
Peak Amplitüd (PA), vibrasyonun yoğunluğunun en yüksek noktasını,
Peak Frekans (PF), en yüksek vibrasyon yoğunluğunun olduğu frekansı,
Median Frekans (MF), vibrasyon enerjisini yarıya bölen frekansı
belirtmektedir. Enerjinin yarısı bu frekansın altında, yarısı üzerindedir
(BioPak kullanım kılavuzu, 1997).
JVA cihazından elde edilen bilgiler teĢhiĢ için analiz edildiğinde Ti, i>300 Hz ve PA
için tipik aralıklar aĢağıda belirtilmiĢtir (Çizelge 2.3) (BioPak kullanım kılavuzu,
1997).
Çizelge 2.3. JVA cihazı için belirtilen referans değerler
TME’in durumu Total integral (Hz) i> 300 Hz Peak amplitüd (Pa)
Normal 0-20 0-5 0-1,5
Disk hareketi 20-80 0-6 1,5-6
Eminens klik 80-400 6-90 6-30
RDD 90-1000 10-170 6-100
DH+RDD 120-700 30-225 7-60
* RDD, Redüksiyonlu disk deplasmanı, DH+RDD, Dejeneratif hastalıklar ve redüksiyonlu disk deplasmanı
37
2.3.2 JT-3D Cihazı ile Alınan Kayıtlar
Çiğneme sırasında mandibular hareketlerin kaydı için kullanılan JT-3D cihazı, kesici
diĢ inzisal kenarının hareketini üç boyutlu olarak kaydetmektedir. Küçük bir mıknatıs
mandibular kesici diĢlerin labial yüzeyine yapıĢtırılmakta ve yan kısımda bulunan
sensörler ile de mandibular hareketin vertikal, antero-posterior ve lateral
komponentleri izlenebilmektedir. Kafanın sensörler için stabil bir kaide olduğu
belirtilmiĢ olup, bu cihaz ile en küçük mandibular hareketin bile büyük oranda
algılanması sağlanmaktadır (http://www.biojva.net/products/jt-3d).
Kayıtlarının alınması sırasında hasta sırtı dik ve ayak tabanları yere basacak biçimde,
düz karĢıya bakarak ve bilgisayar ekranını göremeyeceği bir pozisyonda oturtuldu.
JT-3D cihazının sağ ve sol kutupları arasında oluĢan elektromanyetik alan içinde
mıknatısının dokuya iyice yapıĢabilmesi ve kayıtların alınması esnasında hareket
etmemesi için alt keser diĢlerin labial yüzeyleri kayıt alınmasından önce pamukla
kurulandı. Mıknatısın oluk bulunmayan yüzeyine özel yapıĢtırıcı bant yerleĢtirildi
(ġekil 2.6). Mıknatısın orta hattı yüzün orta hattıyla çakıĢacak ve labial frenilum
hareketlerinden etkilenmeyecek Ģekilde, üzerindeki oluklu yüzey labiale bakacak ve
hastanın soluna gelecek biçimde alt keserlerin labial yüzeylerine yapıĢtırıldı (ġekil
2.7).
ġekil 2.6. JT-3D cihazında kullanılan mıknatıs ve yapıĢtırıcı bant
38
ġekil 2.7. JT-3D cihazında kullanılan mıknatısın ağız içine yapıĢtırılması
Mıknatısın pozisyonu sağ ve sol pupillaları birleĢtiren çizgiye paralel olacak biçimde
ayarlandı. Kayıtlar alınırken mıknatısın hareket edip etmediği kontrol edildi.
Herhangi bir hareket gözlendiğinde mıknatısın yapıĢtırılma iĢlemi tekrarlandı. JT-3D
cihazı hastanın baĢına yerleĢtirildi, önden geçen bar sağ ve sol pupillaları birleĢtiren
doğruya, yan taraftaki barlar ise Frankfurt Horizontal düzlemine paralel olacak
Ģekilde konumlandırıldı (ġekil 2.8). Önde bulunan parça ile mıknatısın yandaki
sensorler uyumu kontrol edildi (ġekil 2.9). Kayıtlar alınmaya baĢlamadan önce
hastaya yaklaĢık 1 dakika kadar sakız (Freedent, Wrigley, USA) çiğnetilerek,
yumuĢatılması sağlandı.
ġekil 2.8. JT-3D cihazının bireye uygulanması
39
ġekil 2.9. JT-3D mıknatısı ile sensörlerin uyumu
Daha sonra program baĢlatılarak hastaya sakızı sağ arka diĢleri arasında çiğnemesi
söylenerek 15-20 çiğneme siklusu tamamlanacak Ģekilde çene hareketleri kaydedildi
ve kayıt tamamlandı. Aynı iĢlem sol taraf için de tekrarlandı. BioPak bilgisayar
programı kullanılarak ortalama çiğneme paterni özeti üzerinde çiğneme siklusları
analiz edildi ve iki bölüm halinde değerlendirildi (ġekil 2.10).
ġekil 2.10. JT-3D cihazı ile alınan kaydın bilgisayar ekranındaki görüntüsü
40
Birinci bölümde, ortalama çiğneme paterni özeti sayısal olarak incelendi ve toplam
çiğneme siklusu süresi değerlendirildi. Çiğneme siklusu, okluzyondan açmaya ve
açmadan geri okluzyona gelme sırasında oluĢan mandibula hareketlerini
belirtmektedir. Toplam çiğneme siklusu süresi; açma süresi, kapama süresi ve
okluzal süre olmak üzere üç ayrı zaman aralığından oluĢmaktadır. Açma süresi,
okluzyondan maksimum açmaya, kapama süresi maksimum açmadan okluzyona,
okluzal süre ise, okluzyon veya çok yakınındaki zamanı belirtmektedir. YumuĢak bir
sakızı çiğneme boyunca tipik bir toplam siklus süresi ortalama 600-900 milisaniyedir
(ms). Toplam siklus süresi 1000 ms’yi aĢtığında ise, kayıp diĢlerin varlığını, kötü
temasları, stabil olmayan bir okluzyonu, okluzal interferensleri ve eklem
anomalilerini belirtebileceği rapor edilmektedir (BioPak kullanım kılavuzu, 1997).
Ġkinci bölümde ise, kaydedilen çiğneme sikluslarının bir ortalamasını belirten
ortalama çiğneme paterni grafikleri incelendi. Bu bölümde X-Y projeksiyon
grafiklerinde çiğnemenin yapıldığı taraf için açma ve kapama hızları değerlendirildi.
Açma hızı (open velocity) OV-1, OV-2 ve OV-3, kapama hızı (closing velocity) ise
CV-1, CV-2 ve CV-3 olarak sınıflandırıldı.
Açma hızı paternlerinden OV-1, sıklıkla TME problemi olmayan asemptomatik
bireylerde, OV-2 sıklıkla sakız çiğnenen tarafın normal, diğer tarafta internal
düzensizlik olan kiĢilerde görülmekte, OV-3 sağlıklı ekleme sahip olanlarda
oluĢmamakta, ancak bilateral internal düzensizlik ve miyofasiyal ağrı sendromu
durumlarında meydana gelmektedir (ġekil 2.11).
(Asemtomatik birey) (Bir taraf normal,diğer tarafta ĠD) (Bilateral ĠD ve miyofasiyal ağrı)
ġekil 2.11. EGN değerlendirmesinde çiğneme için kullanılan açma hızı sınıflandırması. (ĠD),
internal düzensizliği belirtmektedir.
41
Kapama hızı paternlerinden CV-1, sıklıkla TME problemi olmayan asemptomatik
bireylerde görülmektedir. CV-2 genellikle herhangi bir TMD ile ilgili değildir, ancak
bazen internal düzensizlik nedeniyle oluĢabilmektedir. CV-3 çoğunlukla bilateral
internal düzensizlik ve miyofasiyal ağrı sendromu durumlarında meydana
gelmektedir. Bazen daha az sıklıkla unilateral internal düzensizlik nedeniyle de
oluĢabilmektedir (ġekil 2.12).
(Asemptomatik birey) (Asemptomatik birey, bazen ĠD) (Bilateral ĠD ve miyofasiyal ağrı)
ġekil 2.12. EGN değerlendirmesinde çiğneme için kullanılan kapama hızı sınıflandırması.
(ĠD), internal düzensizliği belirtmektedir.
2.4 Ġstatistiksel Analiz
Verilerin analizi SPSS Windows 11.5 paket programında yapıldı. Sürekli
değiĢkenlerin dağılımının normale yakın olup olmadığı Shapiro Wilk testiyle
araĢtırıldı. Tanımlayıcı istatistikler ortalama, standart sapma, ortanca, en az ve en çok
Ģeklinde gösterildi.
Gruplar arasında normal dağılan değiĢkenler yönünden farkın önemliliği, bağımsız
grup sayısı ikiden fazla olduğunda Tek Yönlü Varyans Analizi (one-way ANOVA)
ile iki grup arasındaki farkın önemliliği ise, Student’s t testi ile değerlendirildi. Tek
yönlü varyans analizi sonucunda istatistiksel olarak anlamlı farkın bulunması halinde
Post hoc Tukey testi kullanılarak farka neden olan durumlar tespit edildi.
Gruplar arasında normal dağılmayan değiĢkenler yönünden farkın önemliliği,
bağımsız grup sayısı ikiden fazla olduğunda, Kruskal Wallis testi ile iki grup
arasındaki farkın önemliliği ise, Mann Whitney U testiyle araĢtırıldı.
42
Gruplar içerisinde, normal dağılan değiĢkenler yönünden farkın önemliliği Bağımlı t-
testi ile değerlendirilirken, normal dağılmayan değiĢkenler yönünden farkın
önemliliği Wilcoxon ĠĢaret testi kullanılarak değerlendirildi.
Kategorik değiĢkenler Pearson’un Ki-Kare testiyle incelendi. Sürekli değiĢkenler
arasında istatistiksel olarak anlamlı korelasyon olup olmadığı ise, Spearman’ın
Korelasyon testiyle araĢtırıldı. p<0,05 için sonuçlar istatistiksel olarak anlamlı kabul
edildi. Ancak, olası tüm çoklu karĢılaĢtırmalarda Tip I hatayı kontrol edebilmek için
Bonferroni Düzeltmesine baĢvuruldu.
43
3. BULGULAR
3.1. Klinik Muayene Bulguları
Bu çalıĢmaya katılan 60 bireyin tedavi öncesinde anamnez formuna uygun olarak
yapılan TME muayenelerinde TMD belirti ve bulgularına sahip olmadığı gözlendi.
Fonksiyonel manipulasyon testleri sonucunda, değerlendirilen kaslarda herhangi bir
ağrı ve hassasiyete rastlanmadı. Bireylerde parafonksiyonel alıĢkanlıklar tespit
edilmedi ve maksimum ağız açıklığı ile lateral hareket miktarlarında kısıtlılık
gözlenmedi. Bir ay sonra yapılan klinik muayenede de bireylerde TMD belirti ve
bulguları tespit edilmedi.
3.2. Cinsiyet ve Maksimum Ağız Açıklığı (MA) Bulguları
Kontrol grubundaki bireylerin MA değerleri ile serbest sonlu hastaların MA değerleri
arasında, istatistiksel olarak anlamlı bir fark gözlenmedi (p>0,05) (Çizelge 3.1).
ÇalıĢmadaki bireylerin gruplara göre cinsiyet dağılımında ise, anlamlı bir fark
bulunmadı (p>0,05) (ġekil 3.1).
Çizelge 3.1. Bireylerin gruplara göre MA değerleri
DeğiĢkenler Gruplar N Ortalama Std.
Sapma Ortanca
En
Az
En
Çok
p-değeri
*
MA
Kontrol 15 50,07 3,41 48,00 47,00 56,00
0,584 Üst SS 15 48,60 2,85 48,00 45,00 55,00
Alt SS 15 49,60 2,61 50,00 45,00 54,00
Alt+Üst SS 15 49,73 3,20 50,00 45,00 55,00
MA SS gruplar 45 49,31 2,87 50,00 45,00 55,00 *p<0,05 için istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi.
44
0
2
4
6
8
10
KONTROL ÜST SS ALT SS ALT-ÜST SS
ERKEK
KADIN
ġekil 3.1. Gruplara göre cinsiyet dağılımı
3.3. JVA Cihazı ile Alınan TME Sesi Kaydı Bulguları
Kontrol grubunda birinci ve ikinci kayıt verileri karĢılaĢtırıldığında, Ti, i<300 Hz,
i>300 Hz, PA, PF ve MF parametreleri için hem yön (sağ-sol) hem de hareket (açma-
kapama) bakımından istatistiksel olarak fark tespit edilmedi (p>0,0031). Bu nedenle
kontrol grubunun diğer gruplar ile karĢılaĢtırılmasında birinci kayıt verileri kullanıldı
(Çizelge 3.2).
Üst serbest sonlu grupta tedavi öncesi ve tedavi sonrası verileri karĢılaĢtırıldığında,
Ti, i<300 Hz, i>300 Hz, PA, PF ve MF parametreleri için hem yön (sağ-sol) hem de
hareket (açma-kapama) bakımından istatistiksel olarak fark tespit edilmedi
(p>0,0031) (Çizelge 3.3).
Alt serbest sonlu grupta tedavi öncesi ve tedavi sonrası verileri karĢılaĢtırıldığında,
Ti, i<300 Hz, i>300 Hz, PA, PF ve MF parametreleri için hem yön (sağ-sol) hem de
hareket (açma-kapama) bakımından istatistiksel olarak fark tespit edilmedi
(p>0,0031) (Çizelge 3.4).
Alt-üst serbest sonlu grupta tedavi öncesi ve tedavi sonrası verileri
karĢılaĢtırıldığında, Ti kapama sağ (p<0,001), i<300 Hz kapama sağ (p<0,001), PA
kapama sağ (p=0,002) parametreleri için istatistiksel olarak anlamlı fark tespit edildi
45
(p<0,0031). Alt-üst serbest sonlu grupta, bu parametrelerin protez kullanımı sonrası
alınan kayıtta azaldığı görüldü (Çizelge 3.5) (ġekil 3.2).
Çizelge 3.2. Kontrol grubu içinde JVA 1. ve 2. kayıtlarının karĢılaĢtırılması
DeğiĢkenler Kayıtlar N Ortalama Std. Sapma Ortanca En Az En
Çok
p-değeri
*
Ti Açma Sol 1.Kayıt 15 4,39 0,93 4,40 2,80 6,30
1,000 2. Kayıt 15 4,37 0,82 4,50 2,60 5,70
Ti Açma Sağ 1. Kayıt 15 4,41 0,98 4,40 3,00 6,50
0,191 2. Kayıt 15 4,78 0,95 4,70 3,10 6,20
Ti Kapama Sol 1. Kayıt 15 4,00 0,75 3,90 2,60 5,30
0,649 2. Kayıt 15 4,09 0,87 4,00 2,90 5,80
Ti Kapama Sağ 1. Kayıt 15 4,33 0,91 4,40 2,80 6,30
0,245 2. Kayıt 15 4,76 0,93 4,50 3,30 7,00
i<300 Açma Sol 1. Kayıt 15 3,00 0,87 2,80 1,70 4,70
0,550 2. Kayıt 15 3,11 0,73 3,20 1,80 4,10
i<300 Açma Sağ 1. Kayıt 15 2,95 1,06 2,90 1,50 4,70
0,280 2. Kayıt 15 3,30 1,01 3,00 1,60 5,10
i<300 Kapama Sol 1. Kayıt 15 2,59 0,83 2,60 1,30 4,20
0,197 2. Kayıt 15 2,85 0,86 2,70 1,60 4,60
i<300 Kapama Sağ 1. Kayıt 15 2,51 0,80 2,40 1,30 3,80
0,050 2. Kayıt 15 3,29 1,14 3,00 1,80 5,90
i>300 Açma Sol 1. Kayıt 15 1,39 0,42 1,20 0,70 2,10
0,297 2. Kayıt 15 1,27 0,37 1,10 0,80 2,00
i>300 Açma Sağ 1. Kayıt 15 1,61 0,60 1,60 0,80 2,70
0,469 2. Kayıt 15 1,48 0,49 1,50 0,80 2,60
i>300 Kapama Sol 1. Kayıt 15 1,41 0,42 1,30 1,00 2,10
0,219 2. Kayıt 15 1,23 0,31 1,30 0,80 1,80
i>300 Kapama Sağ 1. Kayıt 15 1,80 0,60 1,60 0,90 2,80
0,048 2. Kayıt 15 1,45 0,41 1,50 0,90 2,30
PA Açma Sol 1. Kayıt 15 0,23 0,09 0,20 0,10 0,40
1,000 2. Kayıt 15 0,23 0,07 0,20 0,10 0,30
PA Açma Sağ 1. Kayıt 15 0,20 0,08 0,20 0,10 0,40
0,361 2. Kayıt 15 0,23 0,08 0,20 0,10 0,40
PA Kapama Sol 1. Kayıt 15 0,20 0,07 0,20 0,10 0,30
0,557 2. Kayıt 15 0,21 0,09 0,20 0,10 0,40
PA Kapama Sağ 1. Kayıt 15 0,19 0,07 0,20 0,10 0,30
0,033 2. Kayıt 15 0,24 0,05 0,20 0,20 0,30
PF Açma Sol 1. Kayıt 15 77,93 56,40 52,00 29,00 180,00
0,495 2. Kayıt 15 63,53 28,77 56,00 25,00 135,00
PF Açma Sağ 1. Kayıt 15 112,80 54,33 131,00 29,00 190,00
0,691 2. Kayıt 15 102,47 70,97 68,00 29,00 271,00
PF Kapama Sol 1. Kayıt 15 101,67 60,92 88,00 33,00 228,00
0,529 2. Kayıt 15 96,27 58,39 76,00 29,00 208,00
PF Kapama Sağ 1. Kayıt 15 129,20 64,00 131,00 29,00 228,00
0,470 2. Kayıt 15 106,60 75,94 72,00 33,00 298,00
MF Açma Sol 1. Kayıt 15 171,73 38,16 154,00 126,00 240,00
0,865 2. Kayıt 15 172,07 36,18 177,00 95,00 220,00
MF Açma Sağ 1. Kayıt 15 187,80 45,55 191,00 126,00 275,00
0,532 2. Kayıt 15 188,93 45,78 194,00 87,00 259,00
MF Kapama Sol 1. Kayıt 15 190,60 53,84 197,00 123,00 275,00
0,754 2. Kayıt 15 184,87 59,54 197,00 83,00 271,00
MF Kapama Sağ 1. Kayıt 15 212,20 55,53 214,00 138,00 314,00
0,427 2. Kayıt 15 192,33 62,96 185,00 76,00 294,00
*Bonferroni düzeltmesine göre p<0,0031 için sonuçlar istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi.
46
Çizelge 3.3. Üst serbest sonlu grup içinde tedavi öncesi ve tedavi sonrası JVA kayıtlarının
karĢılaĢtırılması
DeğiĢkenler Kayıtlar N Ortalama Std.Sapma Ortanca En Az En Çok p-değeri
*
Ti Açma Sol 1. Kayıt 15 5,97 1,56 6,20 3,10 9,50
0,148 2. Kayıt 15 5,31 1,21 5,40 3,30 6,90
Ti Açma Sağ 1. Kayıt 15 6,51 2,29 5,60 3,70 12,80
0,198 2. Kayıt 15 5,53 1,58 5,30 3,40 9,30
Ti Kapama Sol 1. Kayıt 15 5,89 2,76 4,40 2,60 12,40
0,211 2. Kayıt 15 5,38 2,42 4,30 3,30 11,30
Ti Kapama Sağ 1. Kayıt 15 6,09 2,67 5,10 3,70 12,80
0,164 2. Kayıt 15 5,64 3,87 4,80 2,90 19,00
i<300 Açma Sol 1. Kayıt 15 4,25 1,24 4,30 2,20 6,70
0,096 2. Kayıt 15 3,78 1,14 4,00 2,20 5,90
i<300 Açma Sağ 1. Kayıt 15 4,61 2,04 4,40 2,00 10,20
0,255 2. Kayıt 15 3,81 1,41 3,40 2,10 7,20
i<300 Kapama
Sol
1. Kayıt 15 4,66 3,34 3,20 1,60 13,10 0,125
2. Kayıt 15 4,02 2,37 2,80 2,10 9,80
i<300 Kapama
Sağ
1. Kayıt 15 5,12 3,87 4,20 2,20 16,20 0,132
2. Kayıt 15 3,97 3,71 3,10 1,60 17,00
i>300 Açma Sol 1. Kayıt 15 1,72 0,54 1,70 1,00 2,80
0,231 2. Kayıt 15 1,53 0,42 1,50 0,90 2,30
i>300 Açma Sağ 1. Kayıt 15 1,91 0,57 2,00 0,80 2,80
0,320 2. Kayıt 15 1,72 0,50 1,60 1,10 2,80
i>300 Kapama
Sol
1. Kayıt 15 1,57 0,40 1,60 0,90 2,30 0,221
2. Kayıt 15 1,37 0,40 1,30 0,80 2,10
i>300 Kapama
Sağ
1. Kayıt 15 1,83 0,55 1,80 0,70 2,70 0,285
2. Kayıt 15 1,65 0,49 1,60 1,00 2,80
PA Açma Sol 1. kayıt 15 0,33 0,16 0,30 0,10 0,70
0,142 2. kayıt 15 0,27 0,08 0,30 0,20 0,40
PA Açma Sağ 1. kayıt 15 0,37 0,21 0,40 0,10 0,80
0,070 2. kayıt 15 0,30 0,13 0,30 0,10 0,50
PA Kapama Sol 1. kayıt 15 0,41 0,36 0,30 0,10 1,30
0,917 2. kayıt 15 0,43 0,45 0,20 0,20 1,80
PA Kapama Sağ 1. kayıt 15 0,49 0,50 0,20 0,20 1,90
0,154 2. kayıt 15 0,36 0,42 0,20 0,20 1,80
PF Açma Sol 1. kayıt 15 93,80 102,76 56,00 29,00 380,00
0,109 2. kayıt 15 93,67 93,05 68,00 25,00 408,00
PF Açma Sağ 1. kayıt 15 120,93 113,03 87,00 29,00 380,00
0,262 2. kayıt 15 112,80 116,94 52,00 25,00 376,00
PF Kapama Sol 1. kayıt 15 121,80 117,29 76,00 29,00 384,00
0,691 2. kayıt 15 100,00 130,50 48,00 25,00 470,00
PF Kapama Sağ 1. kayıt 15 103,20 112,71 48,00 29,00 369,00
0,433 2. kayıt 15 153,33 158,30 72,00 25,00 470,00
MF Açma Sol 1. kayıt 15 182,80 46,08 185,00 103,00 263,00
0,349 2. kayıt 15 190,67 46,23 197,00 126,00 279,00
MF Açma Sağ 1. kayıt 15 186,67 56,29 189,00 115,00 287,00
0,164 2. kayıt 15 206,93 46,78 201,00 146,00 318,00
MF Kapama Sol 1. kayıt 15 178,47 59,35 177,00 87,00 283,00
0,463 2. kayıt 15 171,07 60,35 158,00 72,00 294,00
MF Kapama Sağ 1. kayıt 15 184,13 69,47 185,00 83,00 294,00
0,363 2. kayıt 15 210,60 64,77 201,00 83,00 318,00
*Bonferroni düzeltmesine göre p<0,0031 için sonuçlar istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi. Çizelgede 1.
Kayıt, tedavi öncesini, 2. Kayıt tedavi sonrasını belirtmektedir.
47
Çizelge 3.4. Alt serbest sonlu grup içinde tedavi öncesi ve tedavi sonrası JVA kayıtlarının
karĢılaĢtırılması
DeğiĢkenler Kayıtlar N Ortalama Std.Sapma Ortanc
a En Az En Çok
p-değeri
*
Ti Açma Sol 1. kayıt 15 5,47 2,13 4,60 3,20 11,00
0,955 2. kayıt 15 5,15 1,00 5,20 3,40 7,50
Ti Açma Sağ 1. kayıt 15 5,10 1,43 5,10 3,40 8,60
0,570 2. kayıt 15 5,54 1,50 5,50 3,40 9,70
Ti Kapama Sol 1. kayıt 15 5,91 1,74 5,70 2,80 8,80
0,018 2. kayıt 15 4,90 1,52 5,20 2,30 7,50
Ti Kapama Sağ 1. kayıt 15 6,05 1,85 6,20 3,10 9,80
0,306 2. kayıt 15 5,83 1,93 5,80 2,90 9,40
i<300 Açma Sol 1. kayıt 15 3,97 1,87 3,30 2,00 8,80
0,776 2. kayıt 15 3,79 0,88 3,80 2,30 5,70
i<300 Açma Sağ 1. kayıt 15 3,47 1,40 2,90 2,00 6,90
0,508 2. kayıt 15 3,95 1,44 3,50 1,90 7,80
i<300 Kapama Sol 1. kayıt 15 4,47 1,52 4,40 2,00 7,40
0,023 2. kayıt 15 3,53 1,44 3,40 1,60 6,00
i<300 Kapama
Sağ
1. kayıt 15 4,40 1,53 4,40 2,30 7,30 0,532
2. kayıt 15 4,18 1,66 4,40 1,90 7,20
i>300 Açma Sol 1. kayıt 15 1,49 0,48 1,50 0,60 2,20
0,210 2. kayıt 15 1,35 0,43 1,30 0,70 2,30
i>300 Açma Sağ 1. kayıt 15 1,65 0,62 1,60 0,70 2,70
0,589 2. kayıt 15 1,59 0,61 1,50 0,70 2,90
i>300 Kapama Sol 1. kayıt 15 1,38 0,45 1,40 0,60 2,10
0,549 2. kayıt 15 1,43 0,68 1,30 0,70 3,30
i>300 Kapama
Sağ
1. kayıt 15 1,62 0,61 1,60 0,70 2,60 0,726
2. kayıt 15 1,68 0,70 1,60 0,70 2,80
PA Açma Sol 1. kayıt 15 0,33 0,19 0,20 0,20 0,80
0,416 2. kayıt 15 0,29 0,11 0,30 0,20 0,50
PA Açma Sağ 1. kayıt 15 0,29 0,13 0,20 0,10 0,50
0,964 2. kayıt 15 0,30 0,12 0,30 0,20 0,60
PA Kapama Sol 1. kayıt 15 0,47 0,28 0,50 0,10 1,00
0,022 2. kayıt 15 0,32 0,18 0,30 0,10 0,70
PA Kapama Sağ 1. kayıt 15 0,38 0,18 0,30 0,10 0,80
0,531 2. kayıt 15 0,42 0,20 0,40 0,10 0,70
PF Açma Sol 1. kayıt 15 68,67 90,79 52,00 17,00 392,00
0,177 2. kayıt 15 100,93 105,11 80,00 25,00 369,00
PF Açma Sağ 1. kayıt 15 169,47 157,83 64,00 33,00 416,00
0,629 2. kayıt 15 132,53 105,37 95,00 25,00 376,00
PF Kapama Sol 1. kayıt 15 47,93 21,98 41,00 21,00 99,00
0,754 2. kayıt 15 47,47 22,38 43,00 21,00 95,00
PF Kapama Sağ 1. kayıt 15 51,60 25,85 41,00 13,00 99,00
0,900 2. kayıt 15 57,87 35,87 44,00 29,00 150,00
MF Açma Sol 1. kayıt 15 165,33 52,51 158,00 99,00 310,00
0,925 2. kayıt 15 166,40 47,73 162,00 107,00 263,00
MF Açma Sağ 1. kayıt 15 202,40 75,75 212,00 83,00 322,00
0,660 2. kayıt 15 190,13 59,90 177,00 99,00 275,00
MF Kapama Sol 1. kayıt 15 133,07 36,72 130,00 76,00 212,00
0,006 2. kayıt 15 172,07 65,86 166,00 80,00 310,00
MF Kapama Sağ 1. kayıt 15 166,60 43,29 169,00 103,00 224,00
0,495 2. kayıt 15 163,87 67,47 166,00 72,00 333,00
*Bonferroni düzeltmesine göre p<0,0031 için sonuçlar istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi. Çizelgede 1.
Kayıt, tedavi öncesini, 2. Kayıt tedavi sonrasını belirtmektedir.
48
Çizelge 3.5. Alt-üst serbest sonlu grup içinde tedavi öncesi ve tedavi sonrası JVA
kayıtlarının karĢılaĢtırılması
DeğiĢkenler Kayıtlar N Ortalama Std.Sapma Ortanca En Az En Çok p-değeri *
Ti Açma Sol 1. kayıt 15 5,51 2,00 5,50 3,00 9,90
0,802 2. kayıt 15 5,41 1,88 5,90 2,50 9,00
Ti Açma Sağ 1. kayıt 15 6,99 2,90 6,10 3,00 11,50
0,093 2. kayıt 15 5,82 2,32 5,00 3,00 11,50
Ti Kapama Sol 1. kayıt 15 6,83 4,58 5,60 3,00 21,80
0,053 2. kayıt 15 6,04 4,88 4,90 2,50 22,50
Ti Kapama Sağ 1. kayıt 15 9,65 5,64 9,30 3,00 26,20
<0,001 2. kayıt 15 6,39 3,95 5,40 3,10 18,90
i<300 Açma Sol 1. kayıt 15 4,03 1,88 4,10 1,60 7,90
0,950 2. kayıt 15 3,95 1,90 4,20 1,40 7,70
i<300 Açma Sağ 1. kayıt 15 5,35 2,97 4,60 1,40 10,60
0,036 2. kayıt 15 4,08 2,34 3,40 1,50 10,10
i<300 Kapama Sol 1. kayıt 15 5,47 4,50 4,00 1,60 19,90
0,011 2. kayıt 15 4,49 3,96 3,60 1,60 17,50
i<300 Kapama Sağ 1. kayıt 15 7,95 5,51 7,80 1,50 23,40
<0,001 2. kayıt 15 4,77 3,85 3,20 1,80 17,30
i>300 Açma Sol 1. kayıt 15 1,47 0,37 1,40 0,90 2,20
0,972 2. kayıt 15 1,47 0,38 1,30 0,80 2,00
i>300 Açma Sağ 1. kayıt 15 1,69 0,46 1,70 0,90 2,50
0,850 2. kayıt 15 1,75 0,56 1,50 0,90 2,80
i>300 Kapama Sol 1. kayıt 15 1,37 0,32 1,40 1,00 1,90
0,932 2. kayıt 15 1,53 1,03 1,20 0,80 5,00
i>300 Kapama Sağ 1. kayıt 15 1,71 0,51 1,70 0,90 2,80
0,509 2. kayıt 15 1,63 0,54 1,60 0,90 2,70
PA Açma Sol 1. kayıt 15 0,39 0,27 0,30 0,10 0,90
0,675 2. kayıt 15 0,38 0,34 0,30 0,10 1,30
PA Açma Sağ 1. kayıt 15 0,51 0,44 0,30 0,10 1,70
0,042 2. kayıt 15 0,38 0,31 0,30 0,10 1,30
PA Kapama Sol 1. kayıt 15 0,53 0,49 0,40 0,20 1,80
0,324 2. kayıt 15 0,42 0,31 0,30 0,10 1,00
PA Kapama Sağ 1. kayıt 15 0,86 0,56 0,90 0,20 2,10
0,002 2. kayıt 15 0,47 0,42 0,20 0,20 1,60
PF Açma Sol 1. kayıt 15 152,87 163,18 44,00 25,00 447,00
0,701 2. kayıt 15 157,20 151,91 64,00 29,00 482,00
PF Açma Sağ 1. kayıt 15 147,33 164,38 68,00 29,00 478,00
0,638 2. kayıt 15 159,67 177,38 48,00 25,00 494,00
PF Kapama Sol 1. kayıt 15 94,47 94,42 68,00 29,00 337,00
0,875 2. kayıt 15 80,13 66,49 52,00 29,00 273,00
PF Kapama Sağ 1. kayıt 15 91,87 108,20 56,00 29,00 373,00
0,232 2. kayıt 15 85,60 119,15 56,00 29,00 498,00
MF Açma Sol 1. kayıt 15 179,67 71,27 162,00 87,00 283,00
0,649 2. kayıt 15 172,73 61,63 193,00 72,00 291,00
MF Açma Sağ 1. kayıt 15 182,47 80,49 189,00 68,00 326,00
0,484 2. kayıt 15 200,73 66,78 212,00 80,00 310,00
MF Kapama Sol 1. kayıt 15 163,47 62,85 150,00 68,00 279,00
0,245 2. kayıt 15 150,20 59,02 134,00 62,00 294,00
MF Kapama Sağ 1. kayıt 15 144,40 73,70 111,00 72,00 291,00
0,300 2. kayıt 15 160,40 54,14 154,00 95,00 283,00
*Bonferroni düzeltmesine göre p<0,0031 için sonuçlar istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi. Çizelgede 1.
Kayıt, tedavi öncesini, 2. Kayıt tedavi sonrasını belirtmektedir.
49
ġekil 3.2. Grup içinde tedavi öncesi ve tedavi sonrası JVA verileri karĢılaĢtırıldığında
istatistiksel olarak fark tespit edilen parametreler (Ti kapama sağ, i<300 Hz kapama sağ, PA
kapama sağ)
50
JVA cihazı ile alınan tedavi öncesi veriler gruplar arasında karĢılaĢtırıldığında, Ti
açma sağ, Ti kapama sağ, i<300 Hz kapama sağ, i<300 Hz kapama sol ve PA
kapama sağ parametreleri için en az 2 grup arasında istatistiksel olarak anlamlı fark
tespit edildi (p<0,0063).
Ti açma sağ için tedavi öncesi veriler gruplar arası karĢılaĢtırıldığında, kontrol grubu
ile üst serbest sonlu grup (p<0,001) ve kontrol grubu ile alt-üst serbest sonlu grup
(p<0,001) arasında; Ti kapama sağ için, kontrol grubu ile alt serbest sonlu grup
(p=0,002) ve kontrol grubu ile alt-üst serbest sonlu grup (p<0,001) arasında
istatistiksel olarak fark tespit edildi. Ti açma ve kapama sağ için kontrol grubu ilk
kayıt verileri, tüm serbest sonlu grup tedavi öncesi verilerinden daha düĢük bulundu.
i<300 Hz kapama sol için tedavi öncesi veriler gruplar arası karĢılaĢtırıldığında,
kontrol grubu ile alt serbest sonlu grup ve kontrol grubu ile alt-üst serbest sonlu grup
arasında; i<300 Hz kapama sağ için, kontrol grubu ile üst serbest sonlu grup, kontrol
grubu ile alt serbest sonlu grup ve kontrol grubu ile alt-üst serbest sonlu grup
arasında istatistiksel olarak fark tespit edildi (p<0,001). i<300 Hz kapama sağ ve sol
için kontrol grubu ilk kayıt verileri, tüm serbest sonlu grup tedavi öncesi verilerinden
daha düĢük bulundu.
PA kapama sağ için tedavi öncesi veriler gruplar arası karĢılaĢtırıldığında, kontrol
grubu ile alt serbest sonlu grup ve kontrol grubu ile alt-üst serbest sonlu grup
arasında istatistiksel olarak fark tespit edildi (p<0,001). Kontrol grubu ilk kayıt
verileri alt serbest sonlu grup ve alt-üst serbest sonlu grup tedavi öncesi verilerinden
daha düĢük bulundu (Çizelge 3.6, Çizelge 3.7, Çizelge 3.8).
51
Çizelge 3.6. JVA tedavi öncesi verilerinin gruplar arasında karĢılaĢtırılması
DeğiĢkenler Gruplar N Ortalama Std.Sapma Ortanca En Az En Çok p-değeri *
Ti Açma Sol
Kontrol 15 4,39 0,93 4,40 2,80 6,30
0,056 Üst SS 15 5,97 1,56 6,20 3,10 9,50
Alt SS 15 5,47 2,13 4,60 3,20 11,00
Alt-Üst SS 15 5,51 2,00 5,50 3,00 9,90
Ti Açma Sağ
Kontrol 15 4,41 0,98 4,40 3,00 6,50
0,006 Üst SS 15 6,51 2,29 5,60 3,70 12,80
Alt SS 15 5,10 1,43 5,10 3,40 8,60
Alt- Üst SS 15 6,99 2,90 6,10 3,00 11,50
Ti Kapama Sol
Kontrol 15 4,00 0,75 3,90 2,60 5,30
0,007 Üst SS 15 5,89 2,76 4,40 2,60 12,40
Alt SS 15 5,91 1,74 5,70 2,80 8,80
Alt-Üst SS 15 6,83 4,58 5,60 3,00 21,80
Ti Kapama Sağ
Kontrol 15 4,33 0,91 4,40 2,80 6,30
<0,001 Üst SS 15 6,09 2,67 5,10 3,70 12,80
Alt SS 15 6,05 1,85 6,20 3,10 9,80
Alt-Üst SS 15 9,65 5,64 9,30 3,00 26,20
i<300 Açma Sol
Kontrol 15 3,00 0,87 2,80 1,70 4,70
0,100 Üst SS 15 4,25 1,24 4,30 2,20 6,70
Alt SS 15 3,97 1,87 3,30 2,00 8,80
Alt-Üst SS 15 4,03 1,88 4,10 1,60 7,90
i<300 Açma Sağ
Kontrol 15 2,95 1,06 2,90 1,50 4,70
0,020 Üst SS 15 4,61 2,04 4,40 2,00 10,20
Alt SS 15 3,47 1,40 2,90 2,00 6,90
Alt+ Üst SS 15 5,35 2,97 4,60 1,40 10,60
i<300 Kapama Sol
Kontrol 15 2,59 0,83 2,60 1,30 4,20
0,005 Üst SS 15 4,66 3,34 3,20 1,60 13,10
Alt SS 15 4,47 1,52 4,40 2,00 7,40
Alt-Üst SS 15 5,47 4,50 4,00 1,60 19,90
i<300 Kapama Sağ
Kontrol 15 2,51 0,80 2,40 1,30 3,80
<0,001 Üst SS 15 5,12 3,87 4,20 2,20 16,20
Alt SS 15 4,40 1,53 4,40 2,30 7,30
Alt- Üst SS 15 7,95 5,51 7,80 1,50 23,40
i>300 Açma Sol
Kontrol 15 1,39 0,42 1,20 0,70 2,10
0,342 Üst SS 15 1,72 0,54 1,70 1,00 2,80
Alt SS 15 1,49 0,48 1,50 0,60 2,20
Alt-Üst SS 15 1,47 0,37 1,40 0,90 2,20
i>300 Açma Sağ
Kontrol 15 1,61 0,60 1,60 0,80 2,70
0,395 Üst SS 15 1,91 0,57 2,00 0,80 2,80
Alt SS 15 1,65 0,62 1,60 0,70 2,70
Alt-Üst SS 15 1,69 0,46 1,70 0,90 2,50
i>300 Kapama Sol
Kontrol 15 1,41 0,42 1,30 1,00 2,10
0,464 Üst SS 15 1,57 0,40 1,60 0,90 2,30
Alt SS 15 1,38 0,45 1,40 0,60 2,10
Alt-Üst SS 15 1,37 0,32 1,40 1,00 1,90
i>300 Kapama Sağ
Kontrol 15 1,80 0,60 1,60 0,90 2,80
0,734 Üst SS 15 1,83 0,55 1,80 0,70 2,70
Alt SS 15 1,62 0,61 1,60 0,70 2,60
Alt-Üst SS 15 1,71 0,51 1,70 0,90 2,80
*Bonferroni düzeltmesine göre p<0,0063 için sonuçlar istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi.
52
Çizelge 3.7. JVA tedavi öncesi verilerinin gruplar arasında karĢılaĢtırılması
DeğiĢkenler Gruplar N Ortalama Std.Sapma Ortanca En Az En Çok p-değeri *
PA Açma Sol
Kontrol 15 0,23 0,09 0,20 0,10 0,40
0,282 Üst SS 15 0,33 0,16 0,30 0,10 0,70
Alt SS 15 0,33 0,19 0,20 0,20 0,80
Alt- Üst SS 15 0,39 0,27 0,30 0,10 0,90
PA Açma Sağ
Kontrol 15 0,20 0,08 0,20 0,10 0,40
0,011 Üst SS 15 0,37 0,21 0,40 0,10 0,80
Alt SS 15 0,29 0,13 0,20 0,10 0,50
Alt- Üst SS 15 0,51 0,44 0,30 0,10 1,70
PA Kapama Sol
Kontrol 15 0,20 0,07 0,20 0,10 0,30
0,008 Üst SS 15 0,41 0,36 0,30 0,10 1,30
Alt SS 15 0,47 0,28 0,50 0,10 1,00
Alt-Üst SS 15 0,53 0,49 0,40 0,20 1,80
PA Kapama Sağ
Kontrol 15 0,19 0,07 0,20 0,10 0,30
<0,001 Üst SS 15 0,49 0,50 0,20 0,20 1,90
Alt SS 15 0,38 0,18 0,30 0,10 0,80
Alt-Üst SS 15 0,86 0,56 0,90 0,20 2,10
PF Açma Sol
Kontrol 15 77,93 56,40 52,00 29,00 180,00
0,730 Üst SS 15 93,80 102,76 56,00 29,00 380,00
Alt SS 15 68,67 90,79 52,00 17,00 392,00
Alt-Üst SS 15 152,87 163,18 44,00 25,00 447,00
PF Açma Sağ
Kontrol 15 112,80 54,33 131,00 29,00 190,00
0,853 Üst SS 15 120,93 113,03 87,00 29,00 380,00
Alt SS 15 169,47 157,83 64,00 33,00 416,00
Alt-Üst SS 15 147,33 164,38 68,00 29,00 478,00
PF Kapama Sol
Kontrol 15 101,67 60,92 88,00 33,00 228,00
0,036 Üst SS 15 121,80 117,29 76,00 29,00 384,00
Alt SS 15 47,93 21,98 41,00 21,00 99,00
Alt-Üst SS 15 94,47 94,42 68,00 29,00 337,00
PF Kapama Sağ
Kontrol 15 129,20 64,00 131,00 29,00 228,00
0,025 Üst SS 15 103,20 112,71 48,00 29,00 369,00
Alt SS 15 51,60 25,85 41,00 13,00 99,00
Alt-Üst SS 15 91,87 108,20 56,00 29,00 373,00
MF Açma Sol
Kontrol 15 171,73 38,16 154,00 126,00 240,00
0,737 Üst SS 15 182,80 46,08 185,00 103,00 263,00
Alt SS 15 165,33 52,51 158,00 99,00 310,00
Alt-Üst SS 15 179,67 71,27 162,00 87,00 283,00
MF Açma Sağ
Kontrol 15 187,80 45,55 191,00 126,00 275,00
0,849 Üst SS 15 186,67 56,29 189,00 115,00 287,00
Alt SS 15 202,40 75,75 212,00 83,00 322,00
Alt- Üst SS 15 182,47 80,49 189,00 68,00 326,00
MF Kapama Sol
Kontrol 15 190,60 53,84 197,00 123,00 275,00
0,030 Üst SS 15 178,47 59,35 177,00 87,00 283,00
Alt SS 15 133,07 36,72 130,00 76,00 212,00
Alt-Üst SS 15 163,47 62,85 150,00 68,00 279,00
MF Kapama Sağ
Kontrol 15 212,20 55,53 214,00 138,00 314,00
0,039 Üst SS 15 184,13 69,47 185,00 83,00 294,00
Alt SS 15 166,60 43,29 169,00 103,00 224,00
Alt-Üst SS 15 144,40 73,70 111,00 72,00 291,00
*Bonferroni düzeltmesine göre p<0,0063 için sonuçlar istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi.
53
Çizelge 3.8. Çizelge 3.6 ve 3.7 için istatistiksel anlamlılık değerlendirmeleri
Çoklu KarĢılaĢtırmalar p-değeri
Ti Açma Sağ
Kontrol -Üst SS p<0,001
Kontrol –Alt-üst SS p<0,001
Ti Kapama Sağ
Kontrol - Alt SS p=0,002
Kontrol – Alt-üst SS p<0,001
i<300 Kapama Sol
Kontrol - Alt SS p<0,001
Kontrol –Alt-üst SS p<0,001
i<300 Kapama Sağ
Kontrol -Üst SS p<0,001
Kontrol -Alt SS p<0,001
Kontrol –Alt-üst SS p<0,001
PA Kapama Sağ
Kontrol – Alt SS p<0,001
Kontrol – Alt-üst SS p<0,001
JVA cihazı ile kaydedilen kontrol grubu verileri, serbest sonlu grubun tedavi sonrası
verileri ile karĢılaĢtırıldığında, PA kapama sağ parametresi için en az 2 grup arasında
istatistiksel olarak fark tespit edildi (p<0,0063).
PA kapama sağ için; kontrol grubu ile alt serbest sonlu grubun tedavi sonrası verileri
(p<0,001) ve kontrol grubu ile alt-üst serbest sonlu grubun tedavi sonrası verileri
(p=0,003) arasında, istatistiksel olarak anlamlı fark gözlendi (Çizelge 3.9; Çizelge
3.10, Çizelge 3.11). Kontrol grubu verileri, alt serbest sonlu grup ve alt-üst serbest
sonlu grup tedavi sonrası verilerinden daha düĢük gözlendi.
54
Çizelge 3.9. Kontrol grubu ile serbest sonlu grupların tedavi sonrası JVA verilerinin
karĢılaĢtırılması
DeğiĢkenler Gruplar N Ortalama Std.Sapma Ortanca En Az En Çok
p-değeri
*
Ti Açma Sol
Kontrol 15 4,39 0,93 4,40 2,80 6,30
0,151 Üst SS 15 5,31 1,21 5,40 3,30 6,90
Alt SS 15 5,15 1,00 5,20 3,40 7,50
Alt-Üst SS 15 5,41 1,88 5,90 2,50 9,00
Ti Açma Sağ
Kontrol 15 4,41 0,98 4,40 3,00 6,50
0,087 Üst SS 15 5,53 1,58 5,30 3,40 9,30
Alt SS 15 5,54 1,50 5,50 3,40 9,70
Alt-Üst SS 15 5,82 2,32 5,00 3,00 11,50
Ti Kapama Sol
Kontrol 15 4,00 0,75 3,90 2,60 5,30
0,306 Üst SS 15 5,38 2,42 4,30 3,30 11,30
Alt SS 15 4,90 1,52 5,20 2,30 7,50
Alt-Üst SS 15 6,04 4,88 4,90 2,50 22,50
Ti Kapama Sağ
Kontrol 15 4,33 0,91 4,40 2,80 6,30
0,113 Üst SS 15 5,64 3,87 4,80 2,90 19,00
Alt SS 15 5,83 1,93 5,80 2,90 9,40
Alt-Üst SS 15 6,39 3,95 5,40 3,10 18,90
i<300 Açma Sol
Kontrol 15 3,00 0,87 2,80 1,70 4,70
0,187 Üst SS 15 3,78 1,14 4,00 2,20 5,90
Alt SS 15 3,79 0,88 3,80 2,30 5,70
Alt-Üst SS 15 3,95 1,90 4,20 1,40 7,70
i<300 Açma Sağ
Kontrol 15 2,95 1,06 2,90 1,50 4,70
0,270 Üst SS 15 3,81 1,41 3,40 2,10 7,20
Alt SS 15 3,95 1,44 3,50 1,90 7,80
Alt-Üst SS 15 4,08 2,34 3,40 1,50 10,10
i<300 Kapama Sol
Kontrol 15 2,59 0,83 2,60 1,30 4,20
0,183 Üst SS 15 4,02 2,37 2,80 2,10 9,80
Alt SS 15 3,53 1,44 3,40 1,60 6,00
Alt-Üst SS 15 4,49 3,96 3,60 1,60 17,50
i<300 Kapama
Sağ
Kontrol 15 2,51 0,80 2,40 1,30 3,80
0,018 Üst SS 15 3,97 3,71 3,10 1,60 17,00
Alt SS 15 4,18 1,66 4,40 1,90 7,20
Alt-Üst SS 15 4,77 3,85 3,20 1,80 17,30
i>300 Açma Sol
Kontrol 15 1,39 0,42 1,20 0,70 2,10
0,647 Üst SS 15 1,53 0,42 1,50 0,90 2,30
Alt SS 15 1,35 0,43 1,30 0,70 2,30
Alt-Üst SS 15 1,47 0,38 1,30 0,80 2,00
i>300 Açma Sağ
Kontrol 15 1,61 0,60 1,60 0,80 2,70
0,790 Üst SS 15 1,72 0,50 1,60 1,10 2,80
Alt SS 15 1,59 0,61 1,50 0,70 2,90
Alt- Üst SS 15 1,75 0,56 1,50 0,90 2,80
i>300 Kapama Sol
Kontrol 15 1,41 0,42 1,30 1,00 2,10
0,961 Üst SS 15 1,37 0,40 1,30 0,80 2,10
Alt SS 15 1,43 0,68 1,30 0,70 3,30
Alt-Üst SS 15 1,53 1,03 1,20 0,80 5,00
i>300 Kapama
Sağ
Kontrol 15 1,80 0,60 1,60 0,90 2,80
0,909 Üst SS 15 1,65 0,49 1,60 1,00 2,80
Alt SS 15 1,68 0,70 1,60 0,70 2,80
Alt-Üst SS 15 1,63 0,54 1,60 0,90 2,70
*Bonferroni düzeltmesine göre p<0,0063 için sonuçlar istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi.
55
Çizelge 3.10. Kontrol grubu ile serbest sonlu grupların tedavi sonrası JVA verilerinin
karĢılaĢtırılması
DeğiĢkenler Gruplar N Ortalama Std.Sapma Ortanca En Az En Çok p-değeri *
PA Açma Sol
Kontrol 15 0,23 0,09 0,20 0,10 0,40
0,556 Üst SS 15 0,27 0,08 0,30 0,20 0,40
Alt SS 15 0,29 0,11 0,30 0,20 0,50
Alt-Üst SS 15 0,38 0,34 0,30 0,10 1,30
PA Açma Sağ
Kontrol 15 0,20 0,08 0,20 0,10 0,40
0,041 Üst SS 15 0,30 0,13 0,30 0,10 0,50
Alt SS 15 0,30 0,12 0,30 0,20 0,60
Alt-Üst SS 15 0,38 0,31 0,30 0,10 1,30
PA Kapama Sol
Kontrol 15 0,20 0,07 0,20 0,10 0,30
0,125 Üst SS 15 0,43 0,45 0,20 0,20 1,80
Alt SS 15 0,32 0,18 0,30 0,10 0,70
Alt-Üst SS 15 0,42 0,31 0,30 0,10 1,00
PA Kapama Sağ
Kontrol 15 0,19 0,07 0,20 0,10 0,30
0,004 Üst SS 15 0,36 0,42 0,20 0,20 1,80
Alt SS 15 0,42 0,20 0,40 0,10 0,70
Alt-Üst SS 15 0,47 0,42 0,20 0,20 1,60
PF Açma Sol
Kontrol 15 77,93 56,40 52,00 29,00 180,00
0,732 Üst SS 15 93,67 93,05 68,00 25,00 408,00
Alt SS 15 100,93 105,11 80,00 25,00 369,00
Alt-Üst SS 15 157,20 151,91 64,00 29,00 482,00
PF Açma Sağ
Kontrol 15 112,80 54,33 131,00 29,00 190,00
0,722 Üst SS 15 112,80 116,94 52,00 25,00 376,00
Alt SS 15 132,53 105,37 95,00 25,00 376,00
Alt-Üst SS 15 159,67 177,38 48,00 25,00 494,00
PF Kapama Sol
Kontrol 15 101,67 60,92 88,00 33,00 228,00
0,069 Üst SS 15 100,00 130,50 48,00 25,00 470,00
Alt SS 15 47,47 22,38 43,00 21,00 95,00
Alt-Üst SS 15 80,13 66,49 52,00 29,00 273,00
PF Kapama Sağ
Kontrol 15 129,20 64,00 131,00 29,00 228,00
0,031 Üst SS 15 153,33 158,30 72,00 25,00 470,00
Alt SS 15 57,87 35,87 44,00 29,00 150,00
Alt-Üst SS 15 85,60 119,15 56,00 29,00 498,00
MF Açma Sol
Kontrol 15 171,73 38,16 154,00 126,00 240,00
0,532 Üst SS 15 190,67 46,23 197,00 126,00 279,00
Alt SS 15 166,40 47,73 162,00 107,00 263,00
Alt-Üst SS 15 172,73 61,63 193,00 72,00 291,00
MF Açma Sağ
Kontrol 15 187,80 45,55 191,00 126,00 275,00
0,756 Üst SS 15 206,93 46,78 201,00 146,00 318,00
Alt SS 15 190,13 59,90 177,00 99,00 275,00
Alt-Üst SS 15 200,73 66,78 212,00 80,00 310,00
MF Kapama Sol
Kontrol 15 190,60 53,84 197,00 123,00 275,00
0,301 Üst SS 15 171,07 60,35 158,00 72,00 294,00
Alt SS 15 172,07 65,86 166,00 80,00 310,00
Alt-Üst SS 15 150,20 59,02 134,00 62,00 294,00
MF Kapama Sağ
Kontrol 15 212,20 55,53 214,00 138,00 314,00
0,019 Üst SS 15 210,60 64,77 201,00 83,00 318,00
Alt SS 15 163,87 67,47 166,00 72,00 333,00
Alt-Üst SS 15 160,40 54,14 154,00 95,00 283,00
*Bonferroni düzeltmesine göre p<0,0063 için sonuçlar istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi.
Çizelge 3.11. Çizelge 3.9 ve 3.10 için istatistiksel anlamlılık değerleri
Çoklu KarĢılaĢtırmalar p-değeri
Kontrol -Alt SS p<0,001
Kontrol – Alt-üst SS P=0,003
56
JVA cihazı ile alınan kayıtlarda tedavi öncesi verilerine göre, tedavi sonrası
verilerindeki değiĢimler (∆=2.kayıt verileri-1.kayıt verileri) yönünden gruplar
arasında yapılan karĢılaĢtırmalarda, Ti kapama sağ, i<300 Hz kapama sağ, PA
kapama sağ parametreleri için istatistiksel olarak anlamlı fark tespit edildi
(p<0,0125). Ti kapama sağ için, üst serbest sonlu grup ile alt-üst serbest sonlu grup
(p=0,002) ve alt serbest sonlu grup ile alt-üst serbest sonlu grup (p<0,001) arasında;
i<300 Hz kapama sağ için, üst serbest sonlu grup ile alt-üst serbest sonlu grup
(p=0,002) ve alt serbest sonlu grup ile alt-üst serbest sonlu grup (p<0,001) arasında;
PA kapama sağ için üst serbest sonlu grup ile alt-üst serbest sonlu grup (p=0,005) ve
alt serbest sonlu grup ile alt-üst serbest sonlu grup (p<0,001) arasında istatistiksel
olarak anlamlı fark tespit edildi (Çizelge 3.12; Çizelge 3.13, Çizelge 3.14).
Çizelge 3.12. JVA ölçümlerinin tedavi öncesine göre tedavi sonrasındaki değiĢimler (∆)
yönünden gruplar arasında yapılan karĢılaĢtırmaları
DeğiĢkenler Gruplar N Ortalama Std.Sapma Ortanca En Az En Çok p-değeri *
Ti Açma Sol (∆)
Üst SS 15 -0,66 1,75 -0,30 -5,30 2,70
0,510 Alt SS 15 -0,32 1,87 0,10 -4,90 2,70
Alt -Üst SS 15 -0,09 1,44 -0,10 -3,00 2,20
Ti Açma Sağ (∆)
Üst SS 15 -0,99 2,43 -0,80 -7,50 1,90
0,253 Alt SS 15 0,44 1,67 -0,20 -2,30 4,60
Alt-Üst SS 15 -1,17 2,22 -0,70 -6,10 1,30
Ti Kapama Sol (∆)
Üst SS 15 -0,51 1,47 -0,40 -3,60 2,30
0,605 Alt SS 15 -1,01 1,30 -1,00 -2,90 1,30
Alt-Üst SS 15 -0,79 1,39 -0,80 -3,10 1,10
Ti Kapama Sağ (∆)
Üst SS 15 -0,45 3,17 -0,30 -7,70 7,20
0,002 Alt SS 15 -0,22 0,81 -0,40 -1,50 1,40
Alt-Üst SS 15 -3,27 2,69 -2,90 -7,60 0,60
i<300 Açma Sol (∆)
Üst SS 15 -0,47 1,51 -0,50 -3,90 3,10
0,605 Alt SS 15 -0,19 1,71 0,30 -4,10 2,50
Alt-Üst SS 15 -0,09 1,24 -0,20 -2,40 2,00
i<300 Açma Sağ (∆)
Üst SS 15 -0,80 2,04 -0,10 -6,60 1,80
0,134 Alt SS 15 0,48 2,06 0,10 -3,50 5,50
Alt+ Üst SS 15 -1,27 2,06 -1,00 -5,30 1,40
i<300 Kapama Sol (∆)
Üst SS 15 -0,64 1,42 -0,80 -3,30 1,80
0,727 Alt SS 15 -0,95 1,33 -1,40 -2,60 2,00
Alt-Üst SS 15 -0,99 1,14 -0,70 -3,00 0,50
i<300 Kapama Sağ (∆)
Üst SS 15 -1,15 2,74 -0,40 -7,70 2,60
0,003 Alt SS 15 -0,22 1,13 -0,20 -2,30 1,50
Alt-Üst SS 15 -3,18 2,68 -2,40 -7,30 0,70
i>300 Açma Sol (∆)
Üst SS 15 -0,19 0,51 -0,20 -1,30 0,60
0,685 Alt SS 15 -0,14 0,50 -0,20 -0,90 0,90
Alt-Üst SS 15 0,00 0,55 0,00 -0,90 1,00
i>300 Açma Sağ(∆)
Üst SS 15 -0,19 0,72 -0,30 -1,20 1,10
0,630 Alt SS 15 -0,06 0,66 -0,20 -1,00 1,20
Alt -Üst SS 15 0,06 0,68 -0,10 -1,10 1,60
i>300 Kapama Sol (∆)
Üst SS 15 -0,19 0,54 -0,30 -1,00 0,60
0,527 Alt SS 15 0,05 0,73 -0,10 -0,70 2,00
Alt-Üst SS 15 0,16 0,94 0,10 -1,00 3,10
i>300 Kapama Sağ (∆)
Üst SS 15 -0,19 0,68 -0,30 -1,20 1,20
0,813 Alt SS 15 0,06 0,85 -0,10 -0,90 2,00
Alt -Üst SS 15 -0,07 0,78 -0,20 -1,20 1,60
*Bonferroni düzeltmesine göre p<0,0125 için sonuçlar istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi. (∆=2.kayıt-1. kayıt).
57
Çizelge 3.13. JVA ölçümlerinin tedavi öncesine göre tedavi sonrasındaki değiĢimler (∆)
yönünden gruplar arasında yapılan karĢılaĢtırmaları
DeğiĢkenler Gruplar N Ortalama Std.Sapma
Ortanc
a En Az
En
Çok
p-değeri
*
PA Açma Sol (∆)
Üst SS 15 -0,06 0,15 -0,10 -0,40 0,20
0,774 Alt SS 15 -0,03 0,16 0,00 -0,30 0,20
Alt-Üst SS 15 -0,01 0,25 0,00 -0,40 0,70
PA Açma Sağ (∆)
Üst SS 15 -0,07 0,16 0,00 -0,30 0,20
0,162 Alt SS 15 0,01 0,16 0,00 -0,20 0,40
Alt-Üst SS 15 -0,13 0,23 0,00 -0,70 0,20
PA Kapama Sol (∆)
Üst SS 15 0,02 0,17 0,00 -0,20 0,50
0,151 Alt SS 15 -0,15 0,22 -0,10 -0,70 0,20
Alt-Üst SS 15 -0,11 0,36 -0,10 -0,90 0,50
PA Kapama Sağ(∆)
Üst SS 15 -0,13 0,34 0,00 -1,00 0,50
<0,001 Alt SS 15 0,04 0,18 0,00 -0,20 0,40
Alt-Üst SS 15 -0,39 0,31 -0,40 -1,00 0,00
PF Açma Sol (∆)
Üst SS 15 -0,13 78,77 12,00 -269,00 82,00
0,811 Alt SS 15 32,27 147,84 28,00 -332,00 317,00
Alt-Üst SS 15 4,33 118,24 0,00 -266,00 226,00
PF Açma Sağ (∆)
Üst SS 15 -8,13 80,48 -4,00 -203,00 187,00
0,962 Alt SS 15 -36,93 145,72 5,00 -325,00 226,00
Alt-Üst SS 15 12,33 163,06 -7,00 -273,00 450,00
PF Kapama Sol(∆)
Üst SS 15 -21,80 179,77 -3,00 -332,00 375,00
0,924 Alt SS 15 -0,47 31,86 0,00 -47,00 74,00
Alt +Üst SS 15 -14,33 85,90 0,00 -289,00 89,00
PF Kapama Sağ (∆)
Üst SS 15 50,13 180,35 0,00 -270,00 407,00
0,591 Alt SS 15 6,27 46,40 0,00 -66,00 117,00
Alt+ Üst SS 15 -6,27 156,69 -12,00 -281,00 469,00
MF Açma Sol(∆)
Üst SS 15 7,87 53,00 27,00 -121,00 67,00
0,631 Alt SS 15 1,07 66,85 0,00 -152,00 133,00
Alt-Üst SS 15 -6,93 54,02 -8,00 -106,00 82,00
MF Açma Sağ (∆)
Üst SS 15 20,27 50,19 28,00 -63,00 125,00
0,415 Alt SS 15 -12,27 93,80 -20,00 -192,00 133,00
Alt-Üst SS 15 18,27 72,00 0,00 -129,00 160,00
MF Kapama Sol (∆)
Üst SS 15 -7,40 65,51 -15,00 -114,00 117,00
0,015 Alt SS 15 39,00 57,07 28,00 -15,00 219,00
Alt-Üst SS 15 -13,27 43,42 -14,00 -97,00 70,00
MF Kapama Sağ(∆)
Üst SS 15 26,47 91,43 0,00 -97,00 199,00
0,422 Alt SS 15 -2,73 93,95 -20,00 -129,00 230,00
Alt-Üst SS 15 16,00 69,50 29,00 -137,00 176,00
*Bonferroni düzeltmesine göre p<0,0125 için sonuçlar istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi. (∆=2.kayıt-1. kayıt).
Çizelge 3.14. Çizelge 3.12 ve 3.13 için istatistiksel anlamlılık değerleri
Çoklu KarĢılaĢtırmalar p-değeri
Ti Kapama sağ
Üst SS – Alt-üst SS p=0,002
Alt SS - Alt-üst SS p<0,001
i<300 Kapama Sağ
Üst SS – Alt-üst SS p=0,002
Alt SS – Alt-üst SS p<0,001
PA Kapama Sağ
Üst SS –Alt-üst SS p=0,005
Alt SS – Alt-üst SS p<0,001
58
Üst serbest sonlu grup içinde, alt serbest sonlu grup içinde ve alt-üst serbest sonlu
grup içinde tedavi öncesine göre, tedavi sonrası verilerindeki değiĢimler (∆)
yönünden sağ ve sol taraf karĢılaĢtırıldığında, istatistiksel olarak fark tespit edilmedi
(p>0,0063) (Çizelge 3.15, Çizelge 3.16, Çizelge 3.17).
Üst serbest sonlu grup içinde, alt serbest sonlu grup içinde ve alt-üst serbest sonlu
grup içinde tedavi öncesine göre, tedavi sonrası verilerindeki değiĢimler (∆)
yönünden açma ve kapama hareketi karĢılaĢtırıldığında, istatistiksel olarak fark tespit
edilmedi (p>0,0063) (Çizelge 3.18, Çizelge 3.19, Çizelge 3.20).
Çizelge 3.15. Üst serbest sonlu grup içinde JVA ölçümlerinde sağ ve sol taraftaki değiĢimler
(∆) yönünden yapılan karĢılaĢtırmalar
DeğiĢkenler Taraf N
Ortalam
a Std.Sapma Ortanca En Az En Çok
p-değeri
*
Ti Açma Sol (∆) 15 -0,66 1,75 -0,30 -5,30 2,70
0,955 Sağ (∆) 15 -0,99 2,43 -0,80 -7,50 1,90
Ti Kapama Sol (∆) 15 -0,51 1,47 -0,40 -3,60 2,30
0,754 Sağ (∆) 15 -0,45 3,17 -0,30 -7,70 7,20
i<300 Açma Sol (∆) 15 -0,47 1,51 -0,50 -3,90 3,10
0,798 Sağ (∆) 15 -0,80 2,04 -0,10 -6,60 1,80
i<300 Kapama Sol (∆) 15 -0,64 1,42 -0,80 -3,30 1,80
0,551 Sağ (∆) 15 -1,15 2,74 -0,40 -7,70 2,60
i>300 Açma Sol (∆) 15 -0,19 0,51 -0,20 -1,30 0,60
0,648 Sağ (∆) 15 -0,19 0,72 -0,30 -1,20 1,10
i>300 Kapama Sol (∆) 15 -0,19 0,54 -0,30 -1,00 0,60
0,878 Sağ (∆) 15 -0,19 0,68 -0,30 -1,20 1,20
PA Açma Sol (∆) 15 -0,06 0,15 -0,10 -0,40 0,20
1,000 Sağ (∆) 15 -0,07 0,16 0,00 -0,30 0,20
PA Kapama Sol (∆) 15 0,02 0,17 0,00 -0,20 0,50
0,067 Sağ (∆) 15 -0,13 0,34 0,00 -1,00 0,50
PF Açma Sol (∆) 15 -0,13 78,77 12,00 -269,00 82,00
0,334 Sağ (∆) 15 -8,13 80,48 -4,00 -203,00 187,00
PF Kapama Sol (∆) 15 -21,80 179,77 -3,00 -332,00 375,00
0,035 Sağ (∆) 15 50,13 180,35 0,00 -270,00 407,00
MF Açma Sol (∆) 15 7,87 53,00 27,00 -121,00 67,00
0,427 Sağ (∆) 15 20,27 50,19 28,00 -63,00 125,00
MF Kapama Sol (∆) 15 -7,40 65,51 -15,00 -114,00 117,00
0,155 Sağ (∆) 15 26,47 91,43 0,00 -97,00 199,00
*Bonferroni düzeltmesine göre p<0,0063 için sonuçlar istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi. (∆=2.kayıt-1. kayıt).
59
Çizelge 3.16. Alt serbest sonlu grup içinde JVA ölçümlerinde sağ ve sol taraftaki değiĢimler
(∆) yönünden yapılan karĢılaĢtırmalar
DeğiĢkenler Taraf N Ortalama Std.Sapma Ortanca En Az En Çok p-değeri *
Ti Açma Sol (∆) 15 -0,32 1,87 0,10 -4,90 2,70
0,155 Sağ (∆) 15 0,44 1,67 -0,20 -2,30 4,60
Ti Kapama Sol (∆) 15 -1,01 1,30 -1,00 -2,90 1,30
0,029 Sağ (∆) 15 -0,22 0,81 -0,40 -1,50 1,40
i<300 Açma Sol (∆) 15 -0,19 1,71 0,30 -4,10 2,50
0,173 Sağ (∆) 15 0,48 2,06 0,10 -3,50 5,50
i<300 Kapama Sol (∆) 15 -0,95 1,33 -1,40 -2,60 2,00
0,079 Sağ (∆) 15 -0,22 1,13 -0,20 -2,30 1,50
i>300 Açma Sol (∆) 15 -0,14 0,50 -0,20 -0,90 0,90
0,510 Sağ (∆) 15 -0,06 0,66 -0,20 -1,00 1,20
i>300 Kapama Sol (∆) 15 0,05 0,73 -0,10 -0,70 2,00
1,000 Sağ(∆) 15 0,06 0,85 -0,10 -0,90 2,00
PA Açma Sol (∆) 15 -0,03 0,16 0,00 -0,30 0,20
0,415 Sağ (∆) 15 0,01 0,16 0,00 -0,20 0,40
PA Kapama Sol (∆) 15 -0,15 0,22 -0,10 -0,70 0,20
0,020 Sağ (∆) 15 0,04 0,18 0,00 -0,20 0,40
PF Açma Sol (∆) 15 32,27 147,84 28,00 -332,00 317,00
0,031 Sağ (∆) 15 -36,93 145,72 5,00 -325,00 226,00
PF Kapama Sol (∆) 15 -0,47 31,86 0,00 -47,00 74,00
1,000 Sağ (∆) 15 6,27 46,40 0,00 -66,00 117,00
MF Açma Sol (∆) 15 1,07 66,85 0,00 -152,00 133,00
0,551 Sağ (∆) 15 -12,27 93,80 -20,00 -192,00 133,00
MF Kapama Sol (∆) 15 39,00 57,07 28,00 -15,00 219,00
0,017 Sağ (∆) 15 -2,73 93,95 -20,00 -129,00 230,00
*Bonferroni düzeltmesine göre p<0,0063 için sonuçlar istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi. (∆=2.kayıt-1. kayıt).
Çizelge 3.17. Alt-üst serbest sonlu grup içinde JVA ölçümlerinde sağ ve sol taraftaki
değiĢimler (∆) yönünden yapılan karĢılaĢtırmalar
DeğiĢkenler Taraf N Ortalama Std.Sapma Ortanca En Az En Çok p-değeri *
Ti Açma Sol (∆) 15 -0,09 1,44 -0,10 -3,00 2,20
0,140 Sağ (∆) 15 -1,17 2,22 -0,70 -6,10 1,30
Ti Kapama Sol (∆) 15 -0,79 1,39 -0,80 -3,10 1,10
0,010 Sağ (∆) 15 -3,27 2,69 -2,90 -7,60 0,60
i<300 Açma Sol (∆) 15 -0,09 1,24 -0,20 -2,40 2,00
0,088 Sağ (∆) 15 -1,27 2,06 -1,00 -5,30 1,40
i<300 Kapama Sol (∆) 15 -0,99 1,14 -0,70 -3,00 0,50
0,011 Sağ (∆) 15 -3,18 2,68 -2,40 -7,30 0,70
i>300 Açma Sol (∆) 15 0,00 0,55 0,00 -0,90 1,00
0,533 Sağ(∆) 15 0,06 0,68 -0,10 -1,10 1,60
i>300 Kapama Sol (∆) 15 0,16 0,94 0,10 -1,00 3,10
0,349 Sağ (∆) 15 -0,07 0,78 -0,20 -1,20 1,60
PA Açma Sol (∆) 15 -0,01 0,25 0,00 -0,40 0,70
0,198 Sağ (∆) 15 -0,13 0,23 0,00 -0,70 0,20
PA Kapama Sol (∆) 15 -0,11 0,36 -0,10 -0,90 0,50
0,025 Sağ (∆) 15 -0,39 0,31 -0,40 -1,00 0,00
PF Açma Sol (∆) 15 4,33 118,24 0,00 -266,00 226,00
0,397 Sağ (∆) 15 12,33 163,06 -7,00 -273,00 450,00
PF Kapama Sol (∆) 15 -14,33 85,90 0,00 -289,00 89,00
0,176 Sağ (∆) 15 -6,27 156,69 -12,00 -281,00 469,00
MF Açma Sol (∆) 15 -6,93 54,02 -8,00 -106,00 82,00
0,172 Sağ (∆) 15 18,27 72,00 0,00 -129,00 160,00
MF Kapama Sol (∆) 15 -13,27 43,42 -14,00 -97,00 70,00
0,182 Sağ(∆) 15 16,00 69,50 29,00 -137,00 176,00
*Bonferroni düzeltmesine göre p<0,0063 için sonuçlar istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi. (∆=2.kayıt-1. kayıt).
60
Çizelge 3.18. Üst serbest sonlu grup içinde JVA ölçümlerinde açma ve kapama
hareketindeki değiĢimler (∆) yönünden yapılan karĢılaĢtırmalar
DeğiĢkenler Hareket N Ortalama Std.Sapma Ortanca En Az En Çok p-değeri *
Ti Sol Açma (∆) 15 -0,66 1,75 -0,30 -5,30 2,70
0,932 Kapama (∆) 15 -0,51 1,47 -0,40 -3,60 2,30
Ti Sağ Açma (∆) 15 -0,99 2,43 -0,80 -7,50 1,90
0,509 Kapama (∆) 15 -0,45 3,17 -0,30 -7,70 7,20
i<300 Sol Açma (∆) 15 -0,47 1,51 -0,50 -3,90 3,10
0,551 Kapama (∆) 15 -0,64 1,42 -0,80 -3,30 1,80
i<300 Sağ Açma (∆) 15 -0,80 2,04 -0,10 -6,60 1,80
0,255 Kapama (∆) 15 -1,15 2,74 -0,40 -7,70 2,60
i>300 Sol Açma (∆) 15 -0,19 0,51 -0,20 -1,30 0,60
0,775 Kapama (∆) 15 -0,19 0,54 -0,30 -1,00 0,60
i>300 Sağ Açma (∆) 15 -0,19 0,72 -0,30 -1,20 1,10
1,000 Kapama (∆) 15 -0,19 0,68 -0,30 -1,20 1,20
PA Sol Açma (∆) 15 -0,06 0,15 -0,10 -0,40 0,20
0,136 Kapama (∆) 15 0,02 0,17 0,00 -0,20 0,50
PA Sağ Açma (∆) 15 -0,07 0,16 0,00 -0,30 0,20
0,438 Kapama (∆) 15 -0,13 0,34 0,00 -1,00 0,50
PF Sol Açma (∆) 15 -0,13 78,77 12,00 -269,00 82,00
0,272 Kapama (∆) 15 -21,80 179,77 -3,00 -332,00 375,00
PF Sağ Açma (∆) 15 -8,13 80,48 -4,00 -203,00 187,00
0,306 Kapama (∆) 15 50,13 180,35 0,00 -270,00 407,00
MF Sol Açma (∆) 15 7,87 53,00 27,00 -121,00 67,00
0,173 Kapama (∆) 15 -7,40 65,51 -15,00 -114,00 117,00
MF Sağ Açma (∆) 15 20,27 50,19 28,00 -63,00 125,00
0,660 Kapama (∆) 15 26,47 91,43 0,00 -97,00 199,00
*Bonferroni düzeltmesine göre p<0,0063 için sonuçlar istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi. (∆=2.kayıt-1. kayıt).
Çizelge 3.19. Alt serbest sonlu grup içinde JVA ölçümlerinde açma ve kapama hareketindeki
değiĢimler (∆) yönünden yapılan karĢılaĢtırmalar
DeğiĢkenler Hareket N Ortalama Std.Sapma Ortanca En Az En Çok p-değeri *
Ti Sol Açma (∆) 15 -0,32 1,87 0,10 -4,90 2,70
0,061 Kapama (∆) 15 -1,01 1,30 -1,00 -2,90 1,30
Ti Sağ Açma (∆) 15 0,44 1,67 -0,20 -2,30 4,60
0,158 Kapama (∆) 15 -0,22 0,81 -0,40 -1,50 1,40
i<300 Sol Açma (∆) 15 -0,19 1,71 0,30 -4,10 2,50
0,055 Kapama (∆) 15 -0,95 1,33 -1,40 -2,60 2,00
i<300 Sağ Açma (∆) 15 0,48 2,06 0,10 -3,50 5,50
0,078 Kapama (∆) 15 -0,22 1,13 -0,20 -2,30 1,50
i>300 Sol Açma (∆) 15 -0,14 0,50 -0,20 -0,90 0,90
0,147 Kapama (∆) 15 0,05 0,73 -0,10 -0,70 2,00
i>300 Sağ Açma (∆) 15 -0,06 0,66 -0,20 -1,00 1,20
0,222 Kapama (∆) 15 0,06 0,85 -0,10 -0,90 2,00
PA Sol Açma (∆) 15 -0,03 0,16 0,00 -0,30 0,20
0,070 Kapama (∆) 15 -0,15 0,22 -0,10 -0,70 0,20
PA Sağ Açma (∆) 15 0,01 0,16 0,00 -0,20 0,40
0,368 Kapama (∆) 15 0,04 0,18 0,00 -0,20 0,40
PF Sol Açma (∆) 15 32,27 147,84 28,00 -332,00 317,00
0,300 Kapama (∆) 15 -0,47 31,86 0,00 -47,00 74,00
PF Sağ Açma (∆) 15 -36,93 145,72 5,00 -325,00 226,00
0,334 Kapama (∆) 15 6,27 46,40 0,00 -66,00 117,00
MF Sol Açma (∆) 15 1,07 66,85 0,00 -152,00 133,00
0,033 Kapama (∆) 15 39,00 57,07 28,00 -15,00 219,00
MF Sağ Açma (∆) 15 -12,27 93,80 -20,00 -192,00 133,00
0,670 Kapama (∆) 15 -2,73 93,95 -20,00 -129,00 230,00
*Bonferroni düzeltmesine göre p<0,0063 için sonuçlar istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi.(∆=2.kayıt-1.kayıt).
61
Çizelge 3.20. Alt-üst serbest sonlu grup içinde JVA ölçümlerinde açma ve kapama
hareketindeki değiĢimler (∆) yönünden yapılan karĢılaĢtırmalar
DeğiĢkenle
r Hareket N
Ortalam
a Std.Sapma Ortanca En Az En Çok
p-değeri
*
Ti Sol Açma (∆) 15 -0,09 1,44 -0,10 -3,00 2,20
0,139 Kapama (∆) 15 -0,79 1,39 -0,80 -3,10 1,10
Ti Sağ Açma (∆) 15 -1,17 2,22 -0,70 -6,10 1,30
0,011 Kapama (∆) 15 -3,27 2,69 -2,90 -7,60 0,60
i<300 Sol Açma (∆) 15 -0,09 1,24 -0,20 -2,40 2,00
0,038 Kapama (∆) 15 -0,99 1,14 -0,70 -3,00 0,50
i<300 Sağ Açma (∆) 15 -1,27 2,06 -1,00 -5,30 1,40
0,007 Kapama (∆) 15 -3,18 2,68 -2,40 -7,30 0,70
i>300 Sol Açma (∆) 15 0,00 0,55 0,00 -0,90 1,00
0,916 Kapama (∆) 15 0,16 0,94 0,10 -1,00 3,10
i>300 Sağ Açma (∆) 15 0,06 0,68 -0,10 -1,10 1,60
0,348 Kapama (∆) 15 -0,07 0,78 -0,20 -1,20 1,60
PA Sol Açma (∆) 15 -0,01 0,25 0,00 -0,40 0,70
0,219 Kapama (∆) 15 -0,11 0,36 -0,10 -0,90 0,50
PA Sağ Açma (∆) 15 -0,13 0,23 0,00 -0,70 0,20
0,011 Kapama (∆) 15 -0,39 0,31 -0,40 -1,00 0,00
PF Sol Açma (∆) 15 4,33 118,24 0,00 -266,00 226,00
0,363 Kapama (∆) 15 -14,33 85,90 0,00 -289,00 89,00
PF Sağ Açma (∆) 15 12,33 163,06 -7,00 -273,00 450,00
0,910 Kapama (∆) 15 -6,27 156,69 -12,00 -281,00 469,00
MF Sol Açma (∆) 15 -6,93 54,02 -8,00 -106,00 82,00
0,820 Kapama (∆) 15 -13,27 43,42 -14,00 -97,00 70,00
MF Sağ Açma (∆) 15 18,27 72,00 0,00 -129,00 160,00
0,917 Kapama (∆) 15 16,00 69,50 29,00 -137,00 176,00
*Bonferroni düzeltmesine göre p<0,0063 için sonuçlar istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi. (∆=2.kayıt-
1.kayıt).
JVA kaydında tedavi öncesine göre, tedavi sonrası verilerindeki değiĢimler (∆)
cinsiyet yönünden karĢılaĢtırıldığında, kadın ve erkek bireyler arasında istatistiksel
olarak fark tespit edilemedi (p>0,0125) (Çizelge 3.21). Kontrol grubundaki bireylerin
JVA verilerinde de cinsiyet bakımından fark tespit edilmedi (p>0,0016) (Çizelge
3.22).
JVA kaydında, MA ile tedavi öncesine göre tedavi sonrası verilerindeki değiĢimler
(∆) arasında korelasyon analizi yapıldığında, istatistiksel olarak anlamlı iliĢki tespit
edilmedi (p>0,0125) (Çizelge 3.23).
62
Çizelge 3.21. Serbest sonlu gruplarda JVA ölçümlerinde tedavi öncesine göre tedavi
sonrasındaki değiĢimin (∆) cinsiyet yönünden karĢılaĢtırılması
DeğiĢkenler Grup N Ortalama Std.Sapma Ortanca En Az En Çok p-değeri *
Ti Açma Sol (∆) E 22 -0,56 1,63 -0,20 -5,30 2,70
0,251 K 23 -0,17 1,73 0,20 -4,90 2,70
Ti Açma Sağ (∆) E 22 -1,20 2,67 -0,80 -7,50 4,60
0,053 K 23 0,03 1,47 0,00 -3,60 2,30
Ti Kapama Sol (∆) E 22 -0,72 1,49 -1,15 -3,60 2,30
0,964 K 23 -0,82 1,28 -0,80 -3,10 1,20
Ti Kapama Sağ (∆) E 22 -1,93 3,04 -0,80 -7,70 3,80
0,352 K 23 -0,73 2,41 -0,70 -6,20 7,20
i<300 Açma Sol (∆) E 22 -0,48 1,39 -0,65 -3,90 2,50
0,184 K 23 -0,03 1,54 0,20 -4,10 3,10
i<300 Açma Sağ (∆) E 22 -1,08 2,49 -0,85 -6,60 5,50
0,040 K 23 0,00 1,63 0,10 -3,50 2,40
i<300 Kapama Sol (∆) E 22 -0,88 1,24 -1,05 -2,70 1,80
0,803 K 23 -0,83 1,35 -0,70 -3,30 2,00
i<300 Kapama Sağ (∆) E 22 -2,24 2,96 -1,10 -7,70 2,60
0,091 K 23 -0,83 1,98 -0,60 -7,20 1,50
i>300 Açma Sol (∆) E 22 -0,07 0,52 -0,15 -1,30 0,90
0,531 K 23 -0,14 0,51 -0,20 -0,90 1,00
i>300 Açma Sağ (∆) E 22 -0,11 0,70 -0,15 -1,20 1,10
0,666 K 23 -0,02 0,67 -0,10 -1,00 1,60
i>300 Kapama Sol (∆) E 22 0,15 0,85 -0,15 -0,80 3,10
0,202 K 23 -0,13 0,64 -0,10 -1,00 2,00
i>300 Kapama Sağ (∆) E 22 0,05 0,84 -0,05 -1,20 2,00
0,317 K 23 -0,18 0,68 -0,20 -1,20 1,50
PA Açma Sol (∆) E 22 -0,05 0,18 0,00 -0,40 0,20
0,972 K 23 -0,02 0,20 0,00 -0,30 0,70
PA Açma Sağ (∆) E 22 -0,06 0,22 0,00 -0,70 0,40
0,878 K 23 -0,07 0,16 0,00 -0,40 0,20
PA Kapama Sol (∆) E 22 -0,08 0,24 -0,10 -0,90 0,30
0,972 K 23 -0,08 0,30 0,00 -0,70 0,50
PA Kapama Sağ (∆) E 22 -0,18 0,37 -0,05 -1,00 0,50
0,826 K 23 -0,13 0,30 -0,10 -1,00 0,40
PF Açma Sol (∆) E 22 15,41 113,48 19,50 -332,00 304,00
0,601 K 23 9,04 121,91 4,00 -269,00 317,00
PF Açma Sağ (∆) E 22 9,32 133,85 -4,00 -325,00 450,00
0,532 K 23 -30,26 132,24 -8,00 -273,00 235,00
PF Kapama Sol (∆) E 22 12,82 109,09 5,00 -281,00 375,00
0,120 K 23 -36,13 116,12 -4,00 -332,00 191,00
PF Kapama Sağ (∆) E 22 48,23 165,20 7,50 -204,00 469,00
0,247 K 23 -13,43 104,38 -4,00 -281,00 250,00
MF Açma Sol (∆) E 22 -2,32 62,63 6,00 -152,00 133,00
0,759 K 23 3,52 52,93 8,00 -121,00 82,00
MF Açma Sağ (∆) E 22 12,95 72,15 10,00 -192,00 133,00
0,691 K 23 4,74 77,14 4,00 -129,00 160,00
MF Kapama Sol (∆) E 22 15,09 70,16 5,50 -98,00 219,00
0,586 K 23 -2,48 47,59 -4,00 -114,00 102,00
MF Kapama Sağ (∆) E 22 30,77 94,70 18,00 -129,00 230,00
0,358 K 23 -3,52 71,75 0,00 -137,00 176,00
*Bonferroni düzeltmesine göre p<0,0125 için sonuçlar istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi. (∆=2.kayıt-1
kayıt).
63
Çizelge 3.22. Kontrol grubunda JVA ölçümlerinin cinsiyet yönünden karĢılaĢtırılması
DeğiĢkenler Grup N Ortalama Std.Sapma Ortanca En Az
En
Çok p-değeri *
Ti Açma Sol E 7 4,54 1,13 4,50 2,80 6,30
0,536 K 8 4,26 0,76 4,20 3,30 5,80
Ti Açma Sağ E 7 4,57 1,15 4,50 3,00 6,50
0,613 K 8 4,26 0,86 4,30 3,00 5,90
Ti Kapama Sol E 7 4,26 0,53 4,40 3,50 4,90
0,189 K 8 3,78 0,88 3,70 2,60 5,30
Ti Kapama Sağ E 7 4,63 1,05 4,70 3,10 6,30
0,397 K 8 4,06 0,74 4,25 2,80 4,90
i<300 Açma Sol E 7 3,13 0,91 3,30 2,10 4,70
0,613 K 8 2,89 0,88 2,80 1,70 4,40
i<300 Açma Sağ E 7 3,11 0,99 3,40 1,60 4,20
0,613 K 8 2,80 1,16 2,55 1,50 4,70
i<300 Kapama Sol E 7 2,86 0,45 2,80 2,40 3,50
0,232 K 8 2,35 1,03 2,05 1,30 4,20
i<300 Kapama Sağ E 7 2,87 0,75 2,90 1,70 3,80
0,094 K 8 2,20 0,74 2,10 1,30 3,70
i>300 Açma Sol E 7 1,40 0,52 1,20 0,70 2,10
0,955 K 8 1,38 0,35 1,30 1,10 2,10
i>300 Açma Sağ E 7 1,49 0,72 1,20 0,80 2,60
0,281 K 8 1,71 0,49 1,70 1,10 2,70
i>300 Kapama Sol E 7 1,41 0,45 1,20 1,00 2,10
0,955 K 8 1,41 0,42 1,30 1,00 2,10
i>300 Kapama Sağ E 7 1,74 0,69 1,50 0,90 2,70
0,536 K 8 1,85 0,56 1,65 1,20 2,80
PA Açma Sol E 7 0,24 0,05 0,20 0,20 0,30 0,536
K 8 0,23 0,12 0,20 0,10 0,40
PA Açma Sağ E 7 0,21 0,07 0,20 0,10 0,30 0,397
K 8 0,19 0,10 0,20 0,10 0,40
PA Kapama Sol E 7 0,21 0,04 0,20 0,20 0,30 0,536
K 8 0,19 0,08 0,20 0,10 0,30
PA Kapama Sağ E 7 0,21 0,07 0,20 0,10 0,30 0,232
K 8 0,16 0,07 0,15 0,10 0,30
PF Açma Sol E 7 78,00 50,74 48,00 29,00 149,00 1,000
K 8 77,88 64,46 52,00 29,00 180,00
PF Açma Sağ E 7 113,00 46,64 115,00 41,00 175,00 0,955
K 8 112,63 63,55 132,00 29,00 190,00
PF Kapama Sol E 7 119,00 58,96 108,00 68,00 228,00 0,336
K 8 86,50 62,29 62,50 33,00 184,00
PF Kapama Sağ E 7 157,14 52,46 159,00 95,00 228,00 0,189
K 8 104,75 66,09 109,50 29,00 198,00
MF Açma Sol E 7 180,29 41,14 177,00 126,00 240,00
0,336 K 8 164,25 36,38 150,00 126,00 236,00
MF Açma Sağ E 7 169,00 38,97 158,00 126,00 220,00
0,189 K 8 204,25 46,74 211,00 139,00 275,00
MF Kapama Sol E 7 203,71 59,61 220,00 134,00 275,00
0,336 K 8 179,13 49,28 176,00 123,00 271,00
MF Kapama Sağ E 7 225,14 65,38 240,00 138,00 314,00
0,536 K 8 200,88 46,79 194,50 150,00 275,00
*Bonferroni düzeltmesine göre p<0,0016 için sonuçlar istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi.
64
Çizelge 3.23. JVA ölçümlerinde MA ile tedavi öncesine göre tedavi sonrasındaki değiĢim
(∆) arasında korelasyon analizi
MA
Korelasyon Katsayısı p-değeri *
Ti Açma Sol (∆) 0,244 0,106
Ti Açma Sağ (∆) 0,040 0,792
Ti kapama Sol (∆) -0,228 0,132
TĠ kapama Sağ (∆) -0,048 0,755
i<300 Açma Sol (∆) 0,237 0,117
i<300 Açma Sağ (∆) -0,048 0,752
i<300 kapama Sol (∆) -0,225 0,137
i<300 kapama Sağ (∆) -0,112 0,463
i>300 Açma Sol (∆) 0,010 0,948
i>300 Açma Sağ (∆) 0,113 0,461
i>300 kapama Sol (∆) -0,041 0,787
i>300 kapama Sağ (∆) 0,037 0,808
PA Açma Sol (∆) -0,016 0,919
PA Açma Sağ (∆) -0,189 0,213
PA kapama Sol (∆) -0,017 0,912
PA kapama Sağ (∆) -0,059 0,701
PF Açma Sol (∆) 0,109 0,477
PF Açma Sağ (∆) 0,210 0,167
PF kapama Sol (∆) 0,053 0,727
PF kapama Sağ (∆) -0,002 0,988
MF Açma Sol (∆) 0,061 0,693
MF Açma Sağ (∆) 0,270 0,073
MF kapama Sol (∆) 0,080 0,602
MF kapama Sağ (∆) 0,090 0,556
*Bonferroni düzeltmesine göre p<0,0125 için sonuçlar istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi. (∆=2.kayıt-1
kayıt).
3.4. JT-3D Cihazı ile Alınan Çiğneme Kaydı Bulguları
JT-3D cihazı ile kontrol grubunda, çiğneme sırasında alınan birinci ve ikinci kayıt
toplam siklus süresi verileri grup içinde karĢılaĢtırıldığında, hem sağ hem de sol
tarafta istatistiksel olarak fark tespit edilemedi (p>0,0063). Bu nedenle kontrol
grubunun diğer gruplar ile karĢılaĢtırılmasında, birinci kayıt verileri kullanıldı
(Çizelge 3.24).
Üst serbest sonlu grupta, çiğneme sırasında alınan tedavi öncesi ve tedavi sonrası
toplam siklus süresi verileri grup içinde karĢılaĢtırıldığında, hem sağ hem de sol
tarafta istatistiksel olarak fark tespit edilmedi (p>0,0063) (Çizelge 3.24).
65
Alt serbest sonlu grupta, çiğneme sırasında alınan tedavi öncesi ve tedavi sonrası
toplam siklus süresi verileri grup içinde karĢılaĢtırıldığında, hem sağ hem de sol
tarafta istatistiksel olarak fark tespit edilmedi (p>0,0063) (Çizelge 3.24).
Alt-üst serbest sonlu grupta, çiğneme sırasında alınan tedavi öncesi ve tedavi sonrası
toplam siklus süresi verileri grup içinde karĢılaĢtırıldığında hem sağ hem de sol
tarafta istatistiksel olarak fark tespit edilmedi (p>0,0063) (Çizelge 3.24).
Çizelge 3.24. Grup içinde tedavi öncesi ve tedavi sonrası çiğneme siklusu süresinin
karĢılaĢtırılması
Gruplar Taraf Kayıt N Ortalama Std.Sapma Ortanca En Az En Çok p-değeri *
Kontrol
Sağ 1. kayıt 15 660,51 31,84 662,80 603,70 705,50
0,892 2. kayıt 15 659,03 31,75 654,60 602,10 708,20
Sol 1. kayıt 15 662,87 33,52 657,70 617,20 726,00
0,762 2. kayıt 15 659,63 45,06 655,90 605,30 778,30
Üst SS
Sağ 1. kayıt 15 752,99 104,30 757,40 604,70 957,70
0,849 2. kayıt 15 749,57 79,15 766,90 635,20 892,10
Sol 1. kayıt 15 734,42 91,70 742,50 605,50 912,00
0,931 2. kayıt 15 733,38 89,01 712,70 616,50 932,80
Alt SS
Sağ 1. kayıt 15 759,87 77,19 769,20 638,30 892,70
0,641 2. kayıt 15 764,59 80,04 766,90 609,10 878,70
Sol 1. kayıt 15 782,59 78,57 785,50 602,60 935,30
0,445 2. kayıt 15 776,47 74,37 778,60 629,40 937,40
Alt-Üst SS
Sağ 1. kayıt 15 791,02 69,25 779,10 704,20 939,00
0,495 2. kayıt 15 782,73 62,19 786,80 651,50 900,70
Sol 1. kayıt 15 782,91 74,13 776,10 661,40 934,60
0,517 2. kayıt 15 776,63 58,57 763,20 705,90 913,10
*Bonferroni düzeltmesine göre p<0,0063 için sonuçlar istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi. Çizelgede 1.
Kayıt, tedavi öncesini, 2. Kayıt tedavi sonrasını belirtmektedir.
JT cihazı ile alınan tedavi öncesi toplam siklus süresi verileri gruplar arasında
karĢılaĢtırıldığında, hem sağda hem de sol tarafta istatistiksel olarak fark bulundu
(p<0,0125) (Çizelge 3.25). Sağ tarafta yapılan çiğnemede, toplam siklus süresi tedavi
öncesi verileri gruplar arasında karĢılaĢtırıldığında, kontrol grubu ile üst serbest sonlu
grup (p=0,007), kontrol grubu ile alt serbest sonlu grup (p=0,003) ve kontrol grubu
ile alt-üst serbest sonlu grup (p<0,001) arasında; sol tarafta yapılan çiğnemede ise,
kontrol grubu ile alt serbest sonlu grup (p<0,001) ve kontrol grubu ile alt-üst serbest
sonlu grup (p<0,001) arasında istatistiksel anlamlı fark tespit edildi (Çizelge 3.26).
Kontrol grubunda toplam siklus süresi ilk kayıt verileri, diğer 3 serbest sonlu grubun
tedavi öncesi verilerinden daha kısa bulundu (ġekil 3.3).
66
Çizelge 3.25. Tedavi öncesi çiğneme siklusu süresi verilerinin gruplar arasında
karĢılaĢtırılması
DeğiĢkenler Gruplar N Ortalama Std.Sapma Ortanca En Az En Çok p-değeri *
Sağ
Kontrol 15 660,51 31,84 662,80 603,70 705,50
<0,001 Üst SS 15 752,99 104,30 757,40 604,70 957,70
Alt SS 15 759,87 77,19 769,20 638,30 892,70
Alt-Üst SS 15 791,02 69,25 779,10 704,20 939,00
Sol
Kontrol 15 662,87 33,52 657,70 617,20 726,00
<0,001 Üst SS 15 734,42 91,70 742,50 605,50 912,00
Alt SS 15 782,59 78,57 785,50 602,60 935,30
Alt-Üst SS 15 782,91 74,13 776,10 661,40 934,60
*Bonferroni düzeltmesine göre p<0,0125 için sonuçlar istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi.
Çizelge. 3.26. Çizelge 3.25 için istatistiksel anlamlılık değerleri
Çoklu Karşılaştırmalar p-değeri
SAĞ
Kontrol -Üst SS p=0,007
Kontrol -Alt SS p=0,003
Kontrol - Alt-üst SS p<0,001
SOL
Kontrol -Alt SS p<0,001
Kontrol- Alt-üst SS p<0,001
ġekil 3.3. Tedavi öncesi çiğneme siklusu süresinin gruplar arasında karĢılaĢtırılması
JT-3D cihazını kullanarak kontrol grubu verileri, serbest sonlu grubun tedavi sonrası
toplam siklus süresi verileri ile karĢılaĢtırıldığında, sağda ve solda en az 2 grup
arasında istatistiksel olarak fark tespit edildi (p<0,0125) (Çizelge 3.27).
Sağ tarafta yapılan çiğnemede, kontrol grubu ile üst serbest sonlu grubun tedavi
sonrası kaydı (p=0,003), kontrol grubu ile alt serbest sonlu grubun tedavi sonrası
kaydı (p<0,001) ve kontrol grubu ile alt-üst serbest sonlu grubun tedavi sonrası kaydı
67
(p<0,001) arasında; sol tarafta yapılan çiğnemede, kontrol grubu ile alt serbest sonlu
grubun tedavi sonrası kaydı (p<0,001) ve kontrol grubu ile alt-üst serbest sonlu
grubun tedavi sonrası kaydı (p<0,001) arasında toplam siklus süresi için istatistiksel
olarak anlamlı fark bulunmuĢtur (Çizelge 3.28). Kontrol grubu çiğneme siklus süresi
verileri, tüm serbest sonlu grupların tedavi sonrası verilerinden daha düĢük bulundu.
Çizelge 3.27. Kontrol grubu ile serbest sonlu grupların tedavi sonrası çiğneme siklus süresi
verilerinin karĢılaĢtırılması
DeğiĢkenler Gruplar N Ortalama Std.Sapma Ortanca En Az En Çok p-değeri *
Sağ
Kontrol 15 660,51 31,84 662,80 603,70 705,50
<0,001 Üst SS 15 749,57 79,15 766,90 635,20 892,10
Alt SS 15 764,59 80,04 766,90 609,10 878,70
Alt-Üst SS 15 782,73 62,19 786,80 651,50 900,70
Sol
Kontrol 15 662,87 33,52 657,70 617,20 726,00
<0,001 Üst SS 15 733,38 89,01 712,70 616,50 932,80
Alt SS 15 776,47 74,37 778,60 629,40 937,40
Alt-Üst SS 15 776,63 58,57 763,20 705,90 913,10
*Bonferroni düzeltmesine göre p<0,0125 için sonuçlar istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi.
Çizelge 3.28. Çizelge 3.27 için istatistiksel anlamlılık değerleri
Çoklu Karşılaştırmalar p-değeri
SAĞ
Kontrol –Üst ss p=0,003
Kontrol –Alt ss p<0,001
Kontrol – Alt-üst ss p<0,001
SOL
Kontrol –Alt ss p<0,001
Kontrol – Alt-üst ss p<0,001
JT-3D cihazı ile alınan toplam çiğneme siklus süresi verileri için gruplar arasında
yapılan karĢılaĢtırmalarda tedavi öncesine göre, tedavi sonrası verilerindeki
değiĢimler arasında (∆) hem sağ hem de sol tarafta istatistiksel olarak fark tespit
edilmedi (p>0,025) (Çizelge 3.29).
Üst serbest sonlu grup içerisinde, alt serbest sonlu grup içerisinde ve alt-üst serbest
sonlu grup içerisinde tedavi öncesine göre, tedavi sonrasındaki toplam siklus
süresindeki değiĢimler (∆) yönünden sağ ve sol taraf karĢılaĢtırıldığında, istatistiksel
olarak fark tespit edilmedi (p>0,0125) (Çizelge 3.30).
68
Çizelge 3.29. Çiğneme siklusu süresi verilerinin tedavi öncesine göre tedavi sonrasındaki
değiĢimler (∆) yönünden gruplar arasında yapılan karĢılaĢtırmaları
DeğiĢkenler Gruplar N Ortalama Std.Sapma Ortanca En Az En Çok p-değeri *
Sağ
Üst SS (∆) 15 -3,42 68,51 -3,30 -149,00 97,50
0,791 Alt SS (∆) 15 4,72 38,40 13,90 -51,80 56,90
Alt-Üst SS (∆) 15 -8,29 45,83 -3,50 -125,10 80,30
Sol
Üst SS (∆) 15 -1,04 46,00 -4,10 -66,20 127,20
0,913 Alt SS (∆) 15 -6,12 30,13 -1,40 -66,90 26,80
Alt-Üst SS (∆) 15 -6,29 36,65 -13,20 -69,80 61,70
*Bonferroni düzeltmesine göre p<0,025 için sonuçlar istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi. (∆=2.kayıt-1.kayıt).
Çizelge 3.30. Grup içinde sağ ve sol taraftaki değiĢimler (∆) yönünden çiğneme siklusu
süresi verilerinin karĢılaĢtırılması
DeğiĢkenler Taraf N Ortalama Std.Sapma Ortanca En Az En Çok
p-değeri
*
Üst SS Sağ (∆) 15 -3,42 68,51 -3,30 -149,00 97,50
0,878 Sol (∆) 15 -1,04 46,00 -4,10 -66,20 127,20
Alt SS Sağ (∆) 15 4,72 38,40 13,90 -51,80 56,90
0,458 Sol (∆) 15 -6,12 30,13 -1,40 -66,90 26,80
Alt+Üst SS Sağ (∆) 15 -8,29 45,83 -3,50 -125,10 80,30
0,875 Sol (∆) 15 -6,29 36,65 -13,20 -69,80 61,70
*Bonferroni düzeltmesine göre p<0,0125 için sonuçlar istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi. (∆=2.kayıt-1
kayıt).
JT-3D kaydında tedavi öncesine göre, tedavi sonrası toplam siklus süresindeki
değiĢimler (∆) cinsiyet yönünden karĢılaĢtırıldığında, kadın ve erkek bireyler
arasında istatistiksel olarak fark tespit edilmedi (p>0,0025) (Çizelge 3.31). Kontrol
grubundaki bireylerde de toplam siklus süresi verilerinde kadın ve erkek bireyler
arasında fark tespit edilmedi (p>0,003125) (Çizelge 3.32).
JT-3D kaydında, MA ile tedavi öncesine göre tedavi sonrasındaki toplam siklus
süresindeki değiĢimler (∆) arasında korelasyon analizi yapıldığında, istatistiksel
olarak anlamlı iliĢki tespit edilmedi (p>0,0025) (Çizelge 3.33).
Çizelge 3.31. Tedavi öncesine göre tedavi sonrasında çiğneme siklusu süresi verilerindeki
değiĢimin (∆) cinsiyet yönünden karĢılaĢtırılması
DeğiĢkenler Grup N Ortalama Std.Sapma Ortanca En Az En Çok p-değeri *
Sağ (∆) E 22 1,55 33,40 -4,50 -51,80 75,70
0,627 K 23 -6,05 65,01 7,70 -149,00 97,50
Sol (∆) E 22 -0,22 32,31 -5,50 -55,60 61,70
0,461 K 23 -8,56 41,94 -8,30 -69,80 127,20
*Bonferroni düzeltmesine göre p<0,0025 için sonuçlar istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi. (∆=2.kayıt-1
kayıt).
69
Çizelge 3.32. Kontrol grubunda çiğneme siklusu süresi verilerinin cinsiyet yönünden
karĢılaĢtırılması
DeğiĢkenler Grup N Ortalama Std.Sapma Ortanca En Az En Çok p-değeri *
Sağ E 7 655,27 24,46 662,80 610,70 679,20
0,571 K 8 665,09 38,26 675,85 603,70 705,50
Sol E 7 675,89 36,80 685,00 635,50 726,00
0,167 K 8 651,48 27,71 653,20 617,20 687,10
*Bonferroni düzeltmesine göre p<0,003125 için sonuçlar istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi.
Çizelge 3.33. Tedavi öncesine göre tedavi sonrasında çiğneme siklusu süresi verilerindeki
değiĢim (∆) ile MA arasında korelasyon analizi
MA
Korelasyon Katsayısı p-değeri *
Sağ (∆) -0,158 0,299
Sol (∆) -0,130 0,393
*Bonferroni düzeltmesine göre p<0,0025 için sonuçlar istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi. (∆=2.kayıt-1
kayıt).
JT-3D cihazı ile alınan tedavi öncesi ve tedavi sonrası çiğneme kayıtlarında ortalama
çiğneme paterni grafikleri incelendiğinde çalıĢmaya katılan tüm bireylerde açma hızı
(OV) olarak OV-1 paterni tespit edildi. Gruplar arasında kapama hızı (CV)
paterninde çoğunlukla CV-1 paterni tespit edilmesine karĢın, bazı gruplarda CV-2
paterni tespit edildi. Kapama hızı paterninin gruplara göre dağılımı Çizelge 3.34’de
belirtilmiĢtir.
Çizelge 3.34. Kapama hızı (CV) paterninin gruplara göre dağılımı
Ġlk Kayıt (Tedavi öncesi) Ġkinci Kayıt (Tedavi sonrası)
Sağ Sol Sağ Sol
Gruplar CV-1 CV-2 CV-1 CV-2 CV-1 CV-2 CV-1 CV-2
Kontrol 14 1 13 2 - - - -
Üst SS 13 2 12 3 13 2 13 2
Alt SS 12 3 13 2 12 3 13 2
Alt-üst SS 14 1 15 - 13 2 13 2
70
4. TARTIġMA
Posterior diĢ kaybının TME üzerindeki etkilerini değerlendirmek amacıyla
asemptomatik alt serbest sonlu, üst serbest sonlu ve alt-üst serbest sonlu gruplar
arasında, JVA cihazı ile TME vibrasyonlarının tespit edilmesi, JT-3D cihazı ile
çiğneme sırasındaki mandibula hareketlerinin belirlenmesi, tam diĢli kontrol grubu
ile karĢılaĢtırmalarının yapılması ve ayrıca yapılan hareketli bölümlü protezin TME
ve çiğneme üzerindeki etkisinin değerlendirmesi için planlanmıĢ olan bu çalıĢmada
tüm veriler normal sınırlar içinde tespit edilmiĢ olmasına karĢın, çalıĢmanın
sınırlılıkları doğrultusunda posterior diĢ kaybının TME üzerinde etkili olabileceği
kanaatine varılmıĢtır. Sonuçlar genel olarak değerlendirildiğinde; tedavi öncesinde
TME vibrasyonlarının bazı parametrelerinin (Ti açma sağ, Ti kapama sağ, i<300 Hz
kapama sol, i<300 Hz kapama sağ, PA kapama sağ) serbest sonlu gruplarda kontrol
grubundan daha yüksek tespit edilmesi nedeniyle posterior diĢ kaybının TME
vibrasyonunu artırdığı düĢünülmüĢ ve tedavi öncesi çiğneme verilerine bakıldığında
serbest sonlu gruptaki hastaların posterior diĢ kaybı nedeniyle kontrol grubundaki
bireylerden daha uzun sürede çiğneyebildikleri tespit edilmiĢtir. Serbest sonlu
gruplarda tedavi öncesi ve tedavi sonrası veriler grup içinde karĢılaĢtırıldığında,
çiğneme siklusu süresi için anlamlı bir fark tespit edilememesine karĢın, TME
vibrasyonu için sadece alt-üst serbest sonlu grupta tedavi öncesine göre tedavi
sonrasında bazı parametreler (Ti kapama sağ, i<300 Hz kapama sağ, PA kapama sağ)
için önemli azalma gözlenmiĢtir. Çiğneme paterni grafikleri incelendiğinde ise, tüm
bireylerde sağlıklı TME’de gözlenen paternler ile uyumlu açma hızı ve kapama hızı
paternleri tespit edilmiĢtir.
Serbest sonlu asemptomatik bireylerde hem TME sesi hem de çiğneme verilerinin
aynı anda JVA ve JT-3D cihazları ile objektif olarak incelendiği bir çalıĢmaya
rastlanmamıĢtır. Bu açıdan sonuçların bir bütün halinde karĢılaĢtırma olanağı
bulunmamaktadır.
71
Bu çalıĢmaya alt, üst ve alt-üst serbest sonlu olmak üzere 3 grup serbest sonlu hasta
dahil edilmiĢtir. Serbest sonlu hastalarda diĢ kaybının hem TME ve hem de çiğneme
üzerindeki etkisi ve yapılan hareketli bölümlü protezin yararı konusundaki
çalıĢmaların sonuçlarının çeliĢkili olması bu gruptaki hastaların durumunu
değerlendirmemize neden olmuĢtur. Yapılan çalıĢmalar değerlendirildiğinde,
genellikle kayıp diĢlerin ark içindeki yeri tanımlanmadan posterior destek kaybının
TMD belirtileri ve çiğneme fonksiyonu üzerindeki etkisinin incelendiği çalıĢmalar
olduğu tespit edilmiĢ olup; posterior diĢ kaybı ve protez yapımı sonrasında özellikle
TME sesini değerlendiren çalıĢmaların az sayıda olduğu gözlenmiĢtir. Birçok
çalıĢma, hastaların alt proteze alıĢmalarının üst proteze göre daha zor olması,
çiğneme problemlerinin daha fazla olması ve bazı alt Kennedy sınıf I hastaların
protez kullanmayı bile tercih etmemeleri nedeniyle daha çok alt çenede yapılmıĢtır
(Özdemir 2001; Özdemir 2002; Vanzeveren ve ark., 2003). Bu nedenle çalıĢmamızda
alt ve üst protezin kullanım farklılıkları göz önüne alındığında, ayrı ayrı
değerlendirilmelerinin yararlı olacağı düĢünülmüĢtür. Serbest sonlu olan hastaları
hem birbirleri ile hem de kontrol grubu ile karĢılaĢtırmak amaçlanmıĢtır.
Ġskeletsel bozuklukların çiğneme sisteminin dengesini bozarak, bu sistemin bazı
bileĢenlerine aĢırı kuvvetlerin gelmesine neden olabileceği bildirilmiĢtir (Okeson,
2008). Bu nedenle çalıĢmamıza katılan bireylerin uygun overjet, overbite iliĢkisi
içinde olmasına, açık kapanıĢ ve çapraz kapanıĢ durumları olmadan uygun bir
okluzyona sahip olmalarına dikkat edilmiĢtir. Sinüzit gibi rahatsızlıkların belirtileri
TMD belirtileri ile karıĢtırılabileceğinden, ayrıca romatoid artrit, nörolojik
rahatsızlıklar gibi bazı hastalıklarda sistemik problemlerin çiğneme sistemini
etkileyebileceği (Droukas ve ark., 1985) bilindiğinden, çalıĢmaya dahil edilen
bireylerin genel sağlık durumlarının iyi olmasına önem verilmiĢtir.
Christensen ve Ziebert (1986), diĢ kayıplarının TMD üzerindeki etkileri ile ilgili
yapılmıĢ çok sayıdaki histolojik araĢtırmayı değerlendirdiklerinde, diĢlerin
çekiminden itibaren 2-4. haftalarda TME’de histomorfolojik değiĢikliklerin
görülmeye baĢladığını belirtmiĢler ve gözlem süresi uzadıkça değiĢikliklerin
Ģiddetinin daha da arttığını bildirmiĢlerdir. ÇalıĢmamıza katılan serbest sonlu
72
bireylerin 3 aydan 5 yıla kadar değiĢen sürelerde diĢsiz olması göz önüne
alındığında, bu sürede TME’de bazı değiĢlikler meydana gelebileceği ve bu durumun
da TME sesi ve çiğneme fonksiyonu üzerine etkisi olabileceği düĢüncesindeyiz.
ÇalıĢmamızda klinik muayenenin yanısıra, TME vibrasyonlarının kaydı için JVA ve
çiğnemenin kaydı için ise, JT-3D cihazları gibi objektif tanı yöntemleri kullanılarak
TME’in durumu değerlendirilmiĢtir. Stomatognatik sistem fonksiyonlarının, özellikle
de TME rahatsızlıklarının değerlendirilmesinde sadece klinik muayenenin yeterli
olmadığı belirtilmektedir (Kozeniauskas ve Ralph, 1988; Muhtaroğulları ve Avcı,
1999; Okeson, 2008). BaĢ ve boyun bölgesinde kas ve iskelet sisteminin fonksiyonel
durumunun değerlendirilmesinde, kantitatif ve objektif veriler elde edilmesini
sağlayan elektronik ölçüm yöntemlerinin kullanılmasının teĢhis yönünden çok
önemli olduğu belirtilmiĢtir (Jankelson, 1984; Keçik ve ark., 2005). ÇalıĢmamızda da
objektif bir yöntem kullanıldığı için sonuçlarının önemli olduğunu düĢünmekteyiz.
TME seslerinin kaydı için birçok farklı yöntem kullanılmıĢ ve bu yöntemler
kullanılırken oda gürültüsünün, solunumun, arteriyal kan basıncının ve karĢıt
eklemden gelen sesin kaydedilmesi gibi farklı sorunlar bildirilmiĢtir (Yoshida ve
ark., 1994). Bu çalıĢmada kullanılan JVA cihazı piezoelektrik akselerometrelere
sahiptir. Piezoelektrik akselerometreler, TME yakınındaki derinin yüzeyindeki
vibrasyonların ölçülmesinde kullanılmakta ve sonografi tekniğindeki mikrofon gibi
hava hareketine bağlı olmadığı için, dıĢ seslerden de etkilenmemektedir. Objektif bir
değerlendirme için akselerometre kullanımı ile vibratografi tekniği, mikrofona dayalı
olan sonografi tekniğinden daha iyi bir seçenek olarak rapor edilmiĢtir (Kernohan ve
ark.,1990; Christensen., 1992).
Bu çalıĢmada kullanılan JVA cihazının üstünlüğü birçok çalıĢmada belirtilmektedir.
Tallents ve arkadaĢları (1993), asemptomatik bireylerde iĢitilebilir bir eklem sesi
olmasa bile, eklem anomalisi oluĢabileceğini belirtmiĢler ve vibrasyon analizinin
ileride oluĢabilecek ağrı ya da disfonksiyon problemlerinin erken teĢhiĢi için
yardımcı bir teknik olduğunu rapor etmiĢlerdir. JVA cihazı ile, dinleme ve palpasyon
teknikleri ile belirlenemeyen, düĢük frekansların analizinin daha duyarlı olarak
73
yapılabileceği belirtilmektedir. JVA cihazının dejeneratif değiĢiklikler ile ilgili
vibrasyonları radyografiden daha erken olarak tespit edebildiği ve tedavi öncesi
eklemin durumunu belirlemede yararlı bir teknik olduğu rapor edilmektedir (BioPak
kullanım kılavuzu, 1997).
JVA cihazı güç spektrum analizi yaparak, 300 Hz’in altındaki ve 300 Hz’in
üzerindeki enerji dağılımlarını belirtmektedir. Heffez ve Blaustein (1986) ve Hwang
ve arkadaĢları (2009), sadece eklemdeki vibrasyonların kaydedilmesinin yeterli
olmayacağını ve güç spektrum analizi yapılarak vibrasyonların niteliğinin
belirlenmesi gerektiğini belirtmiĢlerdir. Widmalm ve arkadaĢları (1996a) TME
Ģikayeti olmayan asemptomatik bireylerde yapmıĢ oldukları çalıĢmada vibrasyonları
600 Hz’den küçük ve büyük olarak sınıflandırmıĢlardır. ÇalıĢmamızda enerji
dağılımını belirlerken daha düĢük (300 Hz) frekans değerlerinin kullanılmasının daha
güvenilir sonuçlara ulaĢmayı sağlayacağı kanısındayız.
JT-3D çene izleyici sistem, kesici diĢ insizal kenarının hareketini üç boyutlu olarak
kaydetmektedir. Mandibular keser diĢlerin labial yüzeylerine küçük bir mıknatıs
yapıĢtırılmakta ve yan kısımda bulunan sensörler ile de mandibular hareketin
vertikal, antero-posterior ve lateral komponentleri izlenmektedir. EGN’de
fonksiyonel hareketler sırasında ölçülen parametrelerin, TME’in durumu, maksilla ve
mandibula arasındaki iskeletsel iliĢki ve okluzyondan etkilendiği rapor edilmektedir
(BioPak kullanım kılavuzu, 1997). Michler ve arkadaĢları (1987) ve Talley ve
arkadaĢları (1990), manyetik çene izleyicisi kullanımının posterior okluzal desteğin
yeniden sağlanması ve vertikal boyutun artırılmasını kapsayan yeniden
yapılandırmalar ve malokluzyonun düzeltilmesi gibi tedavinin etkinliğinin yanı sıra,
hastanın ilk durumunu değerlendirmek için de etkili bir yöntem olduğunu rapor
etmiĢlerdir. Çene izleyici sistemlerde hata oranı Balkhi ve Tallents’e (1991) göre %
1-66 olarak belirtilirken, Tsolka ve arkadaĢlarına (1992) göre ise % 9-30 oranında
rapor edilmiĢtir.
Çiğneme testlerinde doğal veya yapay olarak çeĢitli test materyalleri
kullanılmaktadır. Sakızın ise, homojenliği, çiğneme sonucu ortaya çıkan lokmaya
74
benzerliği, büyüklüğü, ağırlığı ve içeriğinin standart olması nedeniyle en kullanıĢlı
test materyallerinden birisi olduğu belirtilmiĢtir (Postic ve ark., 1991; Shan-Shi ve
ark., 1991; Hayakawa ve ark., 1998; Karkazis ve Kossini, 1998; Ohara, 2003;
Liedberg ve ark., 2005). Bu nedenle çalıĢmamızda da çiğneme kayıtları için sakız
(Freedent, Wrigley, USA) kullanılmıĢtır. Bu marka sakızı tercih etmemizin en
önemli nedeni, proteze yapıĢmama özelliğinin bulunmasıdır.
(http://www.wrigley.com/global/brands/freedent).
ÇalıĢmamızdaki asemptomatik bireylerde klinik muayenede her ne kadar TME sesi
olmasa da EVG analizinde vibrasyon değerleri tespit edilmiĢtir. Christensen ve
arkadaĢları (1992) asemptomatik bireylerin % 60’ının objektif EVG bulgularına
sahip olduğunu göstermiĢ, ancak ortalama vibrasyon Ģiddetinin ve yoğunluğunun bu
bireylerde daha hafif olduğunu belirtmiĢlerdir. Widmalm ve arkadaĢları (1996a) ise,
asemptomatik bireylerde yapmıĢ oldukları EVG çalıĢmasında, bu bireylerde de
eklem sesinin mevcut olduğunu belirtmiĢlerdir. Günümüze kadar yapılan EVG
çalıĢmalarında, TME vibrasyonunun normal değerleri için standart veriler
olmamasına karĢın, bizim çalıĢmamızda JVA cihazı ile kaydedilen veriler, bireyler
asemptomatik olduğu için BioPak kullanım kılavuzunda, sağlıklı TME için belirtilen
değerler (Ti için 0-20 Hz, PA için 0-1,5 Pa, i>300 Hz için 0-5) ile uyumludur.
Ishigaki ve arkadaĢları (1993b) ve Olivieri ve arkadaĢları (1999), semptomatik ve
asemptomatik bireylerde TME vibrasyon analizini karĢılaĢtırdıklarında, semptomatik
bireylerde daha yüksek vibrasyon enerjisi tespit ederken, Sano ve arkadaĢları (2002)
ise, semptomatik bireylerde daha geniĢ amplitüdde eklem sesi tespit etmiĢlerdir.
ÇalıĢmamızdaki tüm bireylerin asemptomatik olması nedeniyle, vibrasyon enerjileri
TMD olan hastalar için belirtilen değerlerden daha düĢük bulunmuĢtur.
Posterior diĢ kaybı ve TME arasındaki iliĢkiyi araĢtıran birçok çalıĢmada 5 veya daha
fazla posterior diĢin kaybı TMD için bir risk faktörü olarak düĢünülmüĢtür Bu
çalıĢmalarda kayıp diĢin dental arktaki yeri tanımlanmamıĢ ve hem modifikasyon
boĢluklarına sahip, hem de unilateral ve bilateral olarak posterior okluzal desteğin
kaybolduğu hastalar dahil edilmiĢtir. Modifikasyon boĢluklarına sahip dental
arklarda diĢlerin migrasyonu ile sonuçlanan okluzal interferenslerin, TMD’lere neden
75
olabileceği belirtilmektedir (Pullinger ve ark., 1993; Ciancaglini ve ark., 1999;
Tallents ve ark., 2002; Macfarlane ve ark., 2003). ÇalıĢmamızdaki bireylerde
modifikasyon boĢlukları olmaması nedeniyle, TMD riskinin de daha az olduğu
sonucuna varılmıĢtır.
TME’in vibrasyon enerjisinin toplam miktarını belirten Ti değeri çalıĢmamızda
kontrol grubundaki bireylerde 4-4,78 Hz aralığında, serbest sonlu gruplarda ise, 5,29-
7,27 Hz aralığında tespit edilmiĢtir. Serbest sonlu bireylerde posterior diĢ kaybı
nedeniyle Ti değerinin daha yüksek olduğu ve eklemin toplam vibrasyon enerjisinin
kontrol grubuna göre fazla olduğu sonucuna varılmıĢtır. BioPak kullanım
kılavuzunda sağlıklı TME’de Ti için belirtilen değer aralığının 0-20 Hz arasında
olduğu dikkate alındığında, çalıĢmamızdaki bireyler asemptomatik olduğu için bu
değer ile uyumlu ve oldukça düĢük bulunmuĢtur. Mazzetto ve arkadaĢları (2008),
EVG yöntemi ile TME sesinin karekteristiklerini değerlendirdiklerinde, normal
kondil disk iliĢkisine sahip olan bireylerde, Ti değerini, 8,65 Hz olarak tespit etmiĢ
olup, bu değerin TMD’lere sahip olan bireylere göre, düĢük olduğunu bildirmiĢlerdir.
Christensen ve Orloff (1992) klinik olarak TMD olan ve olmayan bireylerde, eklem
vibrasyon analizi yaptıkları çalıĢmanın sonucunda, sağlıklı eklemlerde Ti değerini,
8,2±2,5 Hz olarak, TMD olanlarda ise 107,8±95,8 Hz olarak tespit etmiĢlerdir.
Oliveri ve arkadaĢları (1999) ise, sağlıklı bireylerde Ti için normal değeri 9,7±2,3 Hz
olarak belirtmiĢlerdir. ÇalıĢmamızda Ti değeri için tespit edilen değerler, bu
çalıĢmalarda sağlıklı TME için belirtilen değerler ile uyumlu bulunmuĢtur.
Ishigaki ve arkadaĢları (1993a) TMD’i olan hastalar arasında internal düzensizliğe
sahip bireylerde Ti değerini en yüksek olarak tespit etmiĢ, ancak sadece Ti’in
değerlendirilmesinin her zaman güvenilir sonuçlar vermeyebileceğini ve düĢük
frekanslı enerjinin de değerlendirilmesi gerektiğini rapor etmiĢlerdir. ÇalıĢmamızda
kullanılan BioPak bilgisayar programı, vibrasyonun 300 Hz’in altında (düĢük) ve
üzerindeki (yüksek) enerji dağılımını belirtmektedir. ÇalıĢmamızda tüm hastalarda
hem tedavi öncesi hem de tedavi sonrası kayıtlarda enerji dağılımının büyük
kısmının 300 Hz’in altındaki enerji değerlerinde olduğu tespit edilmiĢtir. DüĢük
frekanslı enerjinin fazla olması eklemde patolojik değiĢimlerin olmadığını
76
belirtmektedir. Bu açıdan değerlendirildiğinde, asemptomatik bireyler seçmiĢ
olduğumuz için düĢük frekanslı enerjinin fazla olması beklenen bir durumdur.
Yapılan çalıĢmalarda güç spektrum analizi uygulandığında eklem rahatsızlığı olan
bireylerin, sağlıklı bireylere göre tüm frekans aralıklarında daha yüksek enerji
seviyesi oluĢturduğu, eklemdeki rahatsızlık ilerledikçe ve bireyler semptomatik hale
geldikçe 250-300 Hz’in üzerindeki enerjinin arttığı rapor edilmiĢtir (Hutta ve
ark.,1987; Ishigaki ve ark., 1993c,d).
JVA cihazı ile alınan kayıtlarda frekans spektrum eğrisinde PA, vibrasyonun
yoğunluğunun en yüksek noktasını; PF ise, en yüksek vibrasyon yoğunluğunun
olduğu frekansı belirtmektedir. TME vibrasyonu arttıkça, bireyler semptomatik hale
geldikçe bu değerlerin de artacağı düĢünülmektedir. ÇalıĢmamızda kontrol grubunda
PA 0,19-0,24 Pa aralığında, PF 63,53-112,80 Hz aralığında, serbest sonlu gruplarda
ise, PA 0,32-0,58 Pa ve PF 75,87-145,91 Hz aralığında tespit edilmiĢtir. Hutta ve
arkadaĢları (1987), PF arttığında internal düzensizliklerin Ģiddetinin de arttığını
belirtmiĢlerdir. Keçik ve arkadaĢlarının (2004) bildirdiğine göre Steindler (1937),
osteoartroz gibi Ģiddetli eklem patolojilerinde PF değerinin arttığını tespit etmiĢ ve
ayrıca klik sesinin Ģiddetinin PA’ün artması ile iliĢkili olabileceğini belirtmiĢtir.
Mazzetto ve arkadaĢları (2008), EVG yöntemi ile normal kondil disk iliĢkisine sahip
olan bireylerde PA değerini 0,55 Pa, PF değerlerini ise 60,11 Hz olarak, Christensen
ve Orloff (1992) ise, eklem vibrasyon analizi yaptıkları çalıĢmanın sonucunda,
sağlıklı eklemlerde PA değerini 1±0,3 Pa, PF değerini ise 37,5±9 Hz olarak tespit
etmiĢlerdir. ÇalıĢmamızın sonuçları değerlendirildiğinde, PA değeri bakımından hem
BioPak kullanım kılavuzunda sağlıklı eklem için belirtilen değer (0-1,5 Pa) ile, hem
de yukarıdaki çalıĢmaların sonuçları ile uyumlu bulunmakla birlikte, PF değeri bu
çalıĢmalardan daha yüksek bulunmuĢtur. Bu çalıĢmalarda eklem vibrasyonlarının
analizi için kullanılan cihazların JVA’dan farklı olması nedeniyle bu farklılığın
meydana gelmiĢ olabileceğini düĢünmekteyiz. Serbest sonlu hastalarda bulunan PA
ve PF değerinin kontrol grubundan daha yüksek olmasının posterior diĢ kaybına
bağlı olarak ortaya çıktığı düĢünülmektedir.
77
ÇalıĢmamızda JVA cihazı ile alınan tedavi öncesi kayıt verileri gruplar arasında
karĢılaĢtırıldığında, bazı parametreler için (Ti açma sağ, Ti kapama sağ, i< 300 Hz
kapama sol, i<300 Hz kapama sağ, PA kapama sağ) serbest sonlu grupta, kontrol
grubundan daha yüksek bulunmuĢtur (p<0,0063). Barghi ve arkadaĢlarının (1992)
bildirdiğine göre, farklı çalıĢmalarda tam diĢli bireyler ile karĢılaĢtırıldığında,
posterior diĢlerini kaybeden hastalarda önemli oranda daha yüksek ses tespit
edilmiĢtir. Sarita ve arkadaĢları (2003) ise, tek taraflı veya çift taraflı olarak posterior
okluzal desteğini kaybeden hastalarda eklem sesi prevalansını daha yüksek tespit
etmiĢlerdir. ÇalıĢmamızın sonuçları da bu çalıĢma ile uyumlu bulunmuĢtur. Genel
olarak değerlendirdiğimizde, bazı parametrelerin (Ti, i<300 Hz, PA) serbest sonlu
gruplarda daha yüksek bulunması nedeniyle, posterior diĢ kaybının TME
vibrasyonunu artırabileceği düĢüncesindeyiz.
Posterior diĢlerin restore edilmesi ve TME iliĢkisini değerlendiren birçok çalıĢmada,
protez yapımından sonra, TMD ile ilgili semptomların azaldığı veya elimine edildiği
belirtilmektedir. Tedavinin etkisi okluzyonun stabilizasyonu, okluzal güçlerin
yeniden dağılımı ve ekleme gelen yüklerin azaltılmasıdır (Tallents ve ark., 2002).
ÇalıĢmamızda, hem kontrol grubunda hem serbest sonlu grupta, tedavi öncesi ve
tedavi sonrası JVA kayıtları grup içinde karĢılaĢtırıldığında, sadece alt-üst serbest
sonlu grupta istatistiksel olarak anlamlı bir fark tespit edilmiĢtir (p<0,0031). Alt -üst
serbest sonlu grupta bazı parametreler (Ti kapama sağ, i<300 Hz kapama sağ, PA
kapama sağ) hareketli bölümlü protezin yapımından bir ay sonra alınan kayıtta
azalmıĢtır. Kontrol grubundaki bireylerde bu iki dönem arasında anlamlı bir fark
olmaması, çalıĢmada grup içinde kayıtların tutarlı olduğunu göstermesi açısından
önemlidir. Garcia ve arkadaĢları (2008), Kennedy sınıf I ve II diĢsizlik durumu ile
TMD arasında herhangi bir iliĢki tespit edememiĢler, ancak TME sesinin protezin
yerleĢtirilmesi ile önemli oranda azaldığını belirtmiĢlerdir. Barghi ve arkadaĢları
(1992), tek taraflı veya çift taraflı posterior diĢlerin kaybını hareketli protezler ile
restore ederek, TME sesini steteskop ile değerlendirdikleri çalıĢmada, protezin
yapımından bir ay sonra hastaların % 68’inde klik amplitüdünde azalma, % 11’inde
değiĢmeden kalma, % 21’inde ise artma tespit etmiĢlerdir. Bu çalıĢmalardaki hasta
grupları farklı olmasına karĢın, bizim çalıĢmamızla uyumlu olarak hareketli protezin
78
yerleĢiminden bir ay sonra, tüm bireylerde azalma tespit edilememiĢtir. Goiato ve
arkadaĢları (2010) asemptomatik hastalarda eski ve yeni tam protezlerde TME
vibrasyonunu karĢılaĢtırdıkları çalıĢmada, vibrasyonun sayısı ve yoğunluğunun yeni
protezin yerleĢtirilmesinden 5 ay sonra azaldığını belirtmiĢlerdir. ÇalıĢmamızda, alt-
üst serbest sonlu grupta hareketli bölümlü protezin yapımından bir ay sonra azalma
tespit edilip, tek çene serbest sonlu hastalarda vibrasyonda azalma tespit edilemediği
için, bu hastaların uzun dönem takiplerinin yapılması gerektiği sonucuna varılmıĢtır.
ÇalıĢmamızda JVA cihazı ile kaydedilen kontrol grubu verileri, serbest sonlu grubun
tedavi sonrası verileri ile karĢılaĢtırıldığında, PA kapama sağ parametresi için kontrol
grubu ile alt serbest sonlu grubun tedavi sonrası verileri arasında ve kontrol grubu ile
alt-üst serbest sonlu grubun tedavi sonrası verileri arasında istatistiksel olarak fark
tespit edilmiĢtir (p<0,0063). Kontrol grubundaki bireylerde diĢ kaybı olmaması
nedeniyle, vibrasyonlar alt ve alt-üst serbest sonlu grupların protez sonrası alınan
verilerinden yine daha düĢük bulunmuĢtur. Kontrol grubu verileri üst serbest sonlu
grubun tedavi sonrası verilerinden de düĢük olmasına karĢın, istatistiksel olarak
anlamlı bulunmamıĢtır. Bu durum da alt serbest sonlu ve üst serbest sonlu grupların
ayrı ayrı değerlendirilmesinin önemini vurgulamaktadır.
JVA kayıtları tedavi öncesine göre tedavi sonrasındaki değiĢimler yönünden
değerlendirildiğinde, Ti kapama sağ ve i<300 Hz kapama sağ parametreleri için üst
ile alt-üst serbest sonlu grup arasında (p=0,002), alt ile alt-üst serbest sonlu grup
(p<0,001) arasında, PA kapama sağ parametresi için üst ile alt-üst serbest sonlu grup
(p=0,005) ve alt ile alt-üst serbest sonlu grup (p<0,001) arasındaki değiĢimler
istatistiksel olarak anlamlı tespit edilmiĢtir. Tek çene serbest sonlu olduğunda tedavi
öncesine göre tedavi sonrasındaki değiĢim daha az, alt-üst serbest sonlu olduğunda
ise meydana gelen değiĢim daha fazla bulunmuĢtur. Alt-üst serbest sonlu vakalarda
yapılan protezler eklemde daha olumlu etkiler yaratmıĢtır. Grup içinde de tedavi
öncesi ve tedavi sonrası JVA verileri karĢılaĢtırıldığında, alt-üst serbest sonlu grupta
meydana gelen azalma istatistiksel olarak anlamlı tespit edildiği için, bu bulgular da
çalıĢmanın diğer verileri ile uyumludur.
79
ÇalıĢmamızda JVA kayıtları her grup içinde tedavi öncesine göre tedavi sonrasındaki
değiĢimler yönünden değerlendirildiğinde, sağ ve sol taraf arasında fark tespit
edilememiĢtir. Keçik ve arkadaĢları (2004) da asemptomatik bireylerde EVG
yöntemi ile kondil disk iliĢkisi ve vibrasyon enerjisini araĢtırdıklarında, sağ ve sol
eklem arasında istatistiksel olarak önemli fark elde edememiĢlerdir. Diernberger ve
arkadaĢları (2008) TMD belirti ve semptomları ile çiğneme tarafı tercihi arasında bir
uyum belirtirken, bazı çalıĢmalarda bu uyum gözlenememiĢtir (Pond, 1986;
Martinez-Gomis ve ark., 2009). ÇalıĢmamızdaki bireylerde sağ ve sol TME’ler
arasında fark çıkmamıĢ olması, bireylerin asemptomatik olmasına bağlanmıĢ ve
değerlendirilen bireylerin ekleminin birbiriyle uyumlu hareket ettiğini
düĢündürmüĢtür.
ÇalıĢmamızda JVA kayıtları her grup içinde tedavi öncesine göre tedavi sonrasındaki
değiĢimler yönünden değerlendirildiğinde açma ve kapama hareketi (p>0,0063)
arasında fark tespit edilememiĢtir. Sano ve arkadaĢları (2002) ise, semptomatik ve
asemptomatik bireylerde FFT algoritması ile hesaplanan TME sesinin amplitüd ve
frekansını karĢılaĢtırdıklarında, grup içinde açma ve kapama hareketi sırasındaki
seslerde fark belirtmemiĢlerdir. ÇalıĢmamızın bulguları, bu çalıĢmanın sonuçları ile
uyumlu bulunmuĢtur. TME sesinin artiküler disk ve kondil morfolojisine, superior
retrodiskal lamina ve kasların çekimine bağlı olarak oluĢabildiği, ayrıca açma ve
kapama hareketleri sırasında da bu yapıların aktif olduğu göz önüne alındığında,
çalıĢmamızdaki bireylerin asemptomatik olması ve sağlıklı bir kas ve TME’e sahip
olmaları sebebiyle, ses için açma va kapama hareketinde fark oluĢmadığı
düĢüncesindeyiz.
TMD belirti ve semptomlarının bazı çalıĢmalarda kadınlarda daha fazla olduğu tespit
edilmiĢtir (Hiltunen ve ark., 2003; Johansson ve ark., 2003; Mazzetto ve ark., 2008;
Goncalves ve ark., 2010). Kadın ve erkek bireyler arasındaki farklılığın, TMD’e
sahip olan populasyonda daha belirgin olduğu rapor edilmektedir (Warren ve Fried,
2001; Johansson ve ark, 2003; LeResche ve ark., 2003). Bazı epidemiyolojik
çalıĢmalarda ise, semptomlar her iki cins arasında eĢit olarak tespit edilmiĢ ve
kadınlarda daha baskın olduğu görüĢünün genellenemeyeceği belirtilmiĢtir (Al-
80
Jabrah ve Al-Shumailan, 2006; Nekora-Azak ve ark., 2006; Rutkiewicz ve ark.,
2006). ÇalıĢmamızdaki tüm bireylerde de JVA ile alınan kayıtlarda tedavi öncesine
göre tedavi sonrasında meydana gelen değiĢimler cinsiyet yönünden
değerlendirildiğinde, kadın ve erkek bireyler arasında fark bulunamamıĢtır. Bu
bulgumuz yukarıda TMD belirti ve semptomlarının cinsiyet üzerindeki etkisi
konusunda fark belirtmeyen çalıĢmaların bulguları ile uyumludur.
Nekora-Azak ve arkadaĢları (2006) Türk toplumunda TMD ile ilgili semptomların
prevalansını araĢtırdıkları bir anket çalıĢmasında yaĢ, maksimum ağız açıklığı, klik
sesi, diĢ sıkma gibi semptomlar arasında iliĢki tespit edememiĢlerdir. Bazı
çalıĢmalarda artan yaĢ ile beraber diĢ kaybı artmasına karĢın, TMD semptomlarının
azaldığı rapor edilirken (Grene, 1994; Ow ve ark., 1995; Osterberg ve Carlsson,
2007), diğer bazı çalıĢmalarda ise, yaĢın artması ile semptomların da arttığı
belirtilmektedir (Rutkiewicz ve ark., 2006; Johansson ve ark., 2006).
ÇalıĢmamızdaki serbest sonlu bireylerde ise, hem posterior diĢ kaybı olması hem de
kontrol grubundaki bireylere göre biraz daha yaĢlı olmaları nedeniyle TME
vibrasyonunun artması söz konusu olabilir. Bu durum yaĢın artması ile semtomların
da arttığını belirten çalıĢmalar (Rutkiewicz ve ark., 2006; Johansson ve ark., 2006)
ile uyumludur. Ikebe ve arkadaĢları (2008) MA parametresini değerlendirdiklerinde,
TME sesi olan ve olmayan hastalar arasında önemli farklılık tespit edememiĢlerdir.
Li ve arkadaĢları (2009) ise, ağız açıklığının derecesi ve vibrasyonların dağılımı
arasında iliĢki bulamamıĢlardır. ÇalıĢmamızda da bu çalıĢmalar ile uyumlu olarak
JVA kaydında, MA değerleri ile, tedavi öncesine göre tedavi sonrası vibrasyon
verilerindeki değiĢimler arasında korelasyon analizi yapıldığında, istatistiksel olarak
anlamlı bir iliĢki bulunamamıĢtır. Sarita ve arkadaĢları (2003) KDA’lı grup ve tam
diĢli grup arasında MA bakımından fark tespit edememiĢlerdir. Bu durum ile uyumlu
olarak çalıĢmamızda da MA değerleri serbest sonlu bireylerde (49,31±2,87 mm),
kontrol grubuna (50,07±3,41 mm) göre daha düĢük olmasına karĢın, her iki grup
arasında istatistiksel olarak fark tespit edilememiĢtir. Ayrıca çalıĢmamızda tüm
bireyler asemptomatik olduğu için MA değerleri, Ikebe arkadaĢları (2008) ve Miller
ve arkadaĢlarının (2000) sağlıklı bireyler için belirtmiĢ olduğu değerler ile uyumlu
bulunmuĢtur.
81
ÇalıĢmamızdaki tüm bireylerde JT-3D cihazı ile alınan toplam çiğneme siklusu
süresi değerleri, hem tedavi öncesi hem de tedavi sonrası alınan kayıtlarda sağlıklı
bireyler için belirtilen değerler (600-900 ms) ile uyumlu bulunmuĢtur. Pereira ve
arkadaĢları (2009), TMD’leri olan hastaların, ağrı nedeniyle daha düĢük ısırma gücü
kullanmalarının, çiğneme siklusunun süresini arttırdığını belirtmiĢtir. Mongini ve
Tempia-Valenta (1984) ve Mongini ve arkadaĢları (1989) TMD olan bireylerin
çiğnemesini, normal TME’e sahip bireyler ile karĢılaĢtırdıklarında, TMD olan
hastalarda çiğneme sikluslarının normal simetrik ve dengeli dağılımın kaybolduğunu
ve mandibular hareketlerin daha kısıtlı olduğunu tespit etmiĢlerdir. ÇalıĢmamızda
tüm bireylerin asemptomatik olması, çiğneme hareketlerinin simetrik olup, daha hızlı
mandibular hareketler yapılması nedeniyle bu sonuçların oluĢtuğunu düĢünmekteyiz.
Bizim çalıĢmamızın bulguları ile benzer olarak, Neil ve Howell (1986) ise, tam diĢli
bireylerde sakız çiğneme sırasındaki siklus süresini erkeklerde (730-790 ms),
kadınlarda ise, (790-860 ms) olarak tespit etmiĢlerdir.
ÇalıĢmamızda JT-3D cihazının kullanımı ile, kontrol grubundaki tam diĢli bireylerde
toplam siklus süresinde ilk kayıt ve ikinci kayıt verileri karĢılaĢtırıldığında,
istatistiksel olarak fark tespit edilememiĢtir. Bu iki kayıt arasında anlamlı bir fark
olmamasının kontrol grubundaki bireylerin sağlıklı olduğunu göstermesi açısından
önemli olduğunu düĢünmekteyiz. dos Santos ve arkadaĢları (1991), bilgisayarlı
pantograf ile mandibula hareketleri ve tekrarlanabilirliklerini inceledikleri çalıĢmada,
bireylerin genellikle sabit çene hareketlerini tekrarlamakta baĢarısız olduklarını ve
çiğneme hareketlerinin emosyonel durum, ağrı ve yorgunluk gibi birçok faktörden
etkilendiğini belirtmiĢlerdir. Howell ve arkadaĢları (1993) ise, Angle sınıf I
okluzyona sahip, asemptomatik eriĢkin 10 erkek ve 10 kadından oluĢan bir grupta
çiğneme sırasındaki hareketleri ve kas aktivitesini değerlendirdiklerinde, aynı
bireyden iki hafta arayla alınan kayıtlar arasında bile farklılıkların olabileceğini tespit
etmiĢlerdir.
Kayıp posterior diĢlerin distal uzantılı hareketli bölümlü protezler ile restore edildiği
birçok çalıĢmada çiğneme fonksiyonunda önemli bir düzelme tespit edilememiĢtir
(Witter ve ark., 1989; Witter ve ark., 1990; Wolfart ve ark., 2005; Aras ve ark.,
82
2009). Bu duruma neden olarak birçok vakanın kendi kararı ile protezi kullanmayı
bırakması gösterilmiĢtir (Witter ve ark.,1989). ÇalıĢmamızda da JT-3D cihazı ile
alınan toplam siklus süresi tedavi öncesi ve tedavi sonrası verileri grup içinde
karĢılaĢtırıldığında, istatistiksel olarak anlamlı bir fark tespit edilememiĢtir. Genel
olarak değerlendirildiğinde, istatistiksel olarak fark olmamasına karĢın, üst serbest
sonlu ve alt-üst serbest sonlu gruplarda toplam siklus süresi protezin yapımından
sonra alınan kayıtta kısalmıĢ, alt serbest sonlu grupta sağ tarafta az miktarda
uzamıĢtır. Bu durumun nedeni olarak bu gruptaki hastaların alt protezi kullanmaya
daha zor alıĢmaları ve düzgün çiğneme yapamadıkları düĢünülmüĢtür. Simetrik
dental arklarda okluzal ünitenin 4’ten daha az olduğu ve asimetrik arklarda ise 6’dan
daha az olduğu durumlarda çiğneme fonksiyonu için Ģikayetlerin baĢladığı
bildirilmiĢtir (Kayser, 1981). ÇalıĢmamızda ikinci kayıtların bir ay sonra alınması
nedeniyle, hastaların erken dönemde proteze yeterince alıĢamamıĢ olduğunu ve
serbest sonlu bireylerin simetrik 4 fonksiyonel üniteye sahip olmaları sebebiyle,
yeterli çiğneme fonksiyonu gösterdikleri için hareketli protez yapımının siklus süresi
üzerinde önemli bir etkisinin olmadığını düĢünmekteyiz.
Bu çalıĢmada tüm grupların JT-3D cihazı ile alınan tedavi öncesi toplam siklus süresi
verileri gruplar arasında karĢılaĢtırıldığında, istatistiksel olarak anlamlı fark tespit
edilmiĢtir (p< 0,0125). Sol tarafta yapılan çiğneme kayıtlarında kontrol ile alt serbest
sonlu grup (p<0,001)) ve kontrol ile alt-üst serbest sonlu grup arasında (p<0,001);
sağ tarafta yapılan çiğneme kayıtlarında ise, kontrol ile üst serbest sonlu grup
(p=0,007), kontrol ile alt serbest sonlu grup (p=0,003) ve kontrol ile alt -üst serbest
sonlu grup (p<0,001) arasında fark bulunmuĢtur. Çiğneme siklusu süresi genel olarak
değerlendirildiğinde, en düĢükten en yükseğe doğru sıra ile kontrol grubunda, üst
serbest sonlu grupta, alt serbest sonlu grupta ve alt-üst serbest sonlu grupta
gözlenmiĢtir. Bu durum da, üst proteze, alt protezden daha kolay alıĢıldığını bir kez
daha vurgulamaktadır. Kontrol grubundaki tam diĢli bireylerde, en kısa toplam siklus
süresi olmasının nedeni olarak, bu bireylerin sağlıklı bir TME’e ve daha iyi bir
çiğneme yeteneğine sahip olmalarını, serbest sonlu gruplarda ise, diĢ kaybı nedeniyle
düzgün ve hızlı bir çiğneme yapamadıklarını düĢünmekteyiz. Ow ve arkadaĢları
(1998) yapmıĢ oldukları çalıĢmada, mandibula hızı ve çiğneme performansı arasında
83
pozitif bir uyum gösterirken, çiğneme siklusunun süresi ve çiğneme performansı
arasında negatif bir uyum tespit etmiĢlerdir. Kanno ve Carlsson (2006)
derlemelerinde 50’li yaĢlarda KDA’a sahip bireylerin molar diĢlerini kaybetmeden
önceki duruma göre, daha uzun sürede çiğneyebildiklerini belirtmiĢlerdir. Sierpinska
ve arkadaĢları (2006) parsiyel diĢ kaybı olan hastalar ile tam diĢli hastaları T-scan
kullanarak karĢılaĢtırdıkları çalıĢmada, aĢırı fonksiyonel dental ünite kaybının
çiğneme yeteneğinde bozulmaya neden olduğunu, ancak bu durumun gıdanın
ezilmesini sağlamak için çiğnemenin süresinin uzaması ile telafi edildiğini
belirtmiĢlerdir. Bu çalıĢmalardaki gruplar çalıĢmamızdaki gruplar ile aynı olmamakla
birlikte, posterior diĢ kaybı olan bireylerde çiğneme yeteneği bozulduğu için, tam
diĢli bireylere göre daha uzun siklus süresi izlenmesi bakımından çalıĢmamızla
uyumlu bulunmuĢtur.
ÇalıĢmamızda JT-3D cihazı ile alınan kayıtlarda kontrol grubu verileri, serbest sonlu
grubun tedavi sonrası toplam siklus zamanı verileri ile karĢılaĢtırıldığında, hem sağda
hem de solda istatistiksel olarak fark tespit edilmiĢtir (p<0,0125). Sağ tarafta yapılan
çiğnemede, kontrol grubu ile üst serbest sonlu grup (p=0,003), kontrol grubu ile alt
serbest sonlu grup (p<0,001) ve kontrol grubu ile alt-üst serbest sonlu grubun tedavi
sonrası kaydı (p<0,001) arasında; sol tarafta yapılan çiğnemede ise, kontrol grubu ile
alt serbest sonlu grup (p<0,001) ve kontrol grubu ile alt-üst serbest sonlu grubun
tedavi sonrası kaydı (p<0,001) arasında toplam siklus zamanı için istatistiksel olarak
anlamlı fark bulunmuĢtur. Serbest sonlu grupların tedavi sonrası toplam siklus
zamanı verileri kontrol grubundan daha yüksektir. ÇalıĢmamızda tedavi öncesi
verileri gruplar arasında karĢılaĢtırıldığında da hem sağda hem solda, aynı gruplar
arasında fark tespit edilmesi nedeniyle, bu bulgular çalıĢmanın diğer verileri ile
uyumludur.
Çiğneme sırasında sağ ve sol taraf tercihi konusunda bir ayrım gözlenmeyen
çalıĢmalar olmasına karĢın, (Christenson ve Radue 1985; Pond ve ark., 1986), bazı
çalıĢmalarda sağ tarafın baskın olarak tercih edildiği belirtilmektedir (Diernberger ve
ark., 2008; Martinez-Gomisve ark., 2009). Fueki ve arkadaĢları (2011), asimetrik
dental arkların çiğneme Ģikayetleri için önemli bir faktör olduğunu ve simetrik dental
84
arklı hastaların, çiğneme tarafı tercihine sahip olmadığını belirtmiĢlerdir.
ÇalıĢmamızda JT-3D cihazı ile alınan toplam siklus süresi verilerinde, hem gruplar
arasında, hem de grup içinde yapılan karĢılaĢtırmalarda, tedavi öncesine göre tedavi
sonrası verilerindeki değiĢimler yönünden, sağ ve sol taraf arasında istatistiksel
olarak fark tespit edilememiĢtir. ÇalıĢmamızdaki bireylerde eksik diĢ sayısının sağda
ve solda simetrik olması, her iki taraf ile de çiğneme yaptırarak kayıt alınması ve
TME’de herhangi bir tarafta kısıtlılık olmaması nedeniyle siklus süresindeki
değiĢimin sağda ve solda benzer olduğu sonucuna varılmıĢtır.
Youssef ve arkadaĢları (1997) bir bilgisayar programı ile habituel çiğneme paternini
karĢılaĢtırdıklarında, erkeklerde daha kısa çiğneme siklusları tespit etmiĢler ve
çiğneme hızının daha fazla olduğunu rapor etmiĢlerdir. Kadın ve erkek bireyler
arasında çiğneme siklusunun toplam süresinde çok az fark tespit etmiĢlerdir.
Kiliaridis ve arkadaĢları (1991), mandibula hareketleri ve hızını karĢılaĢtırdıkları
çalıĢmada, çiğneme siklusunun toplam süresinin cinsiyetten etkilenmediğini rapor
etmiĢlerdir. Bizim çalıĢmamızda ise, JT-3D kaydında tedavi öncesine göre, tedavi
sonrası toplam siklus süresindeki değiĢimler cinsiyet yönünden karĢılaĢtırıldığında,
kadın ve erkek bireyler arasında istatistiksel olarak fark tespit edilememiĢtir.
ÇalıĢmamızın bulguları yukarıdaki çalıĢmalar ile uyumlu bulunmuĢtur.
ÇalıĢmamızda JT-3D kaydında MA ile, birinci kayda göre ikinci kayıt toplam siklus
süresindeki değiĢimler arasında korelasyon analizi yapıldığında, istatistiksel olarak
anlamlı bir iliĢki tespit edilememiĢtir. Serbest sonlu gruplarda çiğneme siklusu
süresinin MA değerlerinden etkilenmediği gözlenmiĢ ve serbest sonlu gruplardaki
bireylerin MA değerlerinin birbirine yakın olması nedeniyle bu bulguların oluĢtuğu
sonucuna varılmıĢtır.
ÇalıĢmamızda çiğneme paterni grafikleri incelendiğinde açma paterninde bireylerin
tümünde sağlıklı bireylerde gözlenen OV-1 paterni, kapama paterninde ise,
çoğunlukla sağlıklı bireylerde gözlenen CV-1 paterni tespit edilmesine karĢın, bazı
bireylerde CV-2 paterni gözlenmiĢtir. Çiğneme hareketlerinin kiĢiden kiĢiye farklılık
gösterdiği ve okluzal özelliklerin mandibula hareketlerini etkilediği belirtilmektedir
85
(Bates ve ark., 1975; Proschel, 1987; Lund ve ark., 1989; Howell ve ark., 1993).
Birçok çalıĢmada mandibula açma ve kapama yollarında farklılık olduğu tespit
edilmiĢ ve bu farklılığın, TME’i etkileyen hareket kısıtlılıkları nedeniyle
oluĢabileceği rapor edilmiĢtir (Tsolka ve Fenlon 1994). Açma yolu, ligamentler gibi
pasif kısıtlamalar tarafından kontrol edilirken, kapama yolu boyunca oluĢan
kısıtlamaların ise, kas aktivitesi ile ilgili olduğu düĢünülmektedir (Osborn, 1989).
TMD’lere sahip olan hastaların, normal bireylerden farklı çiğneme paternlerine sahip
olduğu belirtilmektedir (Pröschel, 1987; Henrikson ve ark;1988; Kuwahara ve ark.,
1992; Kuwahara ve ark., 1995a,b). ÇalıĢmamızdaki bireyler TMD belirtilerine sahip
olmadıkları için, hareket kısıtlılığı nedeniyle açma ve kapamada herhangi bir sorun
tespit edilmemiĢtir. Ayrıca bulgularımız BioPAK kullanım kılavuzunda sağlıklı TME
sahip bireylerde gözlenen açma ve kapama hızı paternleri ile uyumludur. Bazı
bireylerde tespit ettiğimiz CV-2 paterninin bazen internal düzensizliği de
gösterebileceği belirtilmiĢ olmasına karĢın, çalıĢmadaki diğer bulgular dikkate
alındığında herhangi bir TMD ile iliĢkili olmadığı düĢüncesindeyiz.
86
5. SONUÇ VE ÖNERĠLER
Asemptomatik serbest sonlu hastalarda protez yapımı öncesi ve sonrasında JVA
cihazı ile TME vibrasyonlarının ve JT-3D cihazı ile çiğneme hareketlerinin
kaydedildiği ve kontrol grubundaki bireylerle karĢılaĢtırmalarının yapıldığı bu
çalıĢmada elde edilen sonuçlar değerlendirildiğinde,
1. TME vibrasyonunun tedavi öncesi verileri gruplar arasında karĢılaĢtırıldığında,
bazı parametreler (Ti açma sağ, Ti kapama sağ, i<300 Hz kapama sol, i<300 Hz
kapama sağ, PA kapama sağ) serbest sonlu gruplarda kontrol grubundan daha yüksek
bulunmuĢtur (p<0,0063).
2. Çiğneme siklusu süresi tedavi öncesi verileri, gruplar arasında karĢılaĢtırıldığında,
serbest sonlu gruplarda kontrol grubundaki bireylerden hem sağda hem solda daha
uzun bulunmuĢtur (p<0,0125).
3. Serbest sonlu hastalarda tedavi öncesi alınan kayıtlar, tedavi sonrası alınanlarla
grup içinde karĢılaĢtırıldığında, TME vibrasyonu için sadece alt-üst serbest sonlu
grupta bazı parametrelerde (Ti kapama sağ, i<300 Hz kapama sağ ve PA kapama
sağ) protez yapımı sonrasında azalma tespit edilmiĢtir (p<0,0031).
4. Serbest sonlu hastalarda çiğneme siklusu süresi verileri, tedavi öncesi ve tedavi
sonrası karĢılaĢtırıldığında anlamlı bir fark tespit edilmemiĢtir.
5. Serbest sonlu gruplarda grup içi karĢılaĢtırmalarda, tedavi öncesine göre tedavi
sonrası alınan kayıtlarda TME vibrasyonu verilerindeki değiĢimler yönünden hem
yön (sağ-sol) hem de hareket (açma-kapama) bakımından, çiğneme siklus süresi
verilerindeki değiĢimler yönünden ise, hem grup içi hem de gruplar arasında yapılan
karĢılaĢtırmalarda yön (sağ-sol) bakımından anlamlı bir fark tespit edilmemiĢtir.
87
6. Hem TME vibrasyonu hem de çiğneme siklusu süresi için tedavi öncesine göre
tedavi sonrasında alınan kayıtlardaki değiĢimler ile cinsiyet ve MA değerleri arasında
anlamlı bir iliĢki tespit edilmemiĢtir.
7. Çiğneme paterni grafikleri incelendiğine, tüm bireylerde hem açma hızı hem de
kapama hızı paternleri sağlıklı TME için belirtilen paternler ile uyumlu bulunmuĢtur.
Genel olarak çalıĢmanın sınırlılıkları doğrultusunda tüm bu sonuçlar göz önünde
bulundurulduğunda; asemptomatik serbest sonlu gruplarda tedavi öncesinde hem
TME vibrasyonu verilerinin hem de çiğneme siklusu süresi verilerinin kontrol
grubundan daha yüksek olması nedeniyle, posterior diĢ kaybının TME üzerinde etkili
olabildiği gözlenmiĢtir. Ancak elde edilen verilerin normal sınırlar içinde olduğu
dikkate alındığında, erken dönemde çok büyük problem yaratmadığı da bir gerçektir.
Hareketli bölümlü protezin etkisini değerlendirdiğimizde ise, her ne kadar serbest
sonlu hastalarda çiğneme siklusu süresi verilerinde, protezin yapımından sonra,
anlamlı bir değiĢim tespit edemeyip KDA yaklaĢımını destekler olsak da, TME
vibrasyonlarında alt-üst serbest sonlu grupta protez yapımından sonra azalma tespit
edilmesi, çiğneme sistemini bir bütün halinde değerlendirerek, posterior bölgedeki
eksik diĢlerin protetik olarak restore edilmesinin daha dengeli bir TME ortamı için
önemli olduğunu düĢündürmektedir. Posterior diĢ kaybının TME ve çiğneme üzerine
etkilerinin değerlendirildiği bu çalıĢmadan elde edilen sonuçların, daha geniĢ hasta
gruplarında uzun dönem takibin yapılacağı ileriki çalıĢmalara ıĢık tutacağı
kanaatindeyiz.
88
ÖZET
Serbest Sonlu Vakalarda TME Sesleri ve Mandibula Hareketlerinin
Değerlendirilmesi
TME sesleri eklem patolojisi ve\veya eklem disfonksiyonunun önemli bir fiziksel belirtisi
olarak düĢünülmekle birlikte, sıklıkla asemptomatik bireylerde de tespit edilebilmektedir.
Posterior diĢ kaybı posterior okluzal desteğin azalması ile sonuçlanmakta ve bu durum
çiğnemeye katılan yapıları etkileyebilmektedir. Kayıp posterior diĢlerin restorasyonu ile
mandibula için stabil bir destek sağlanması ve TME’e gelen yüklerin azalması
beklenmektedir. Bu noktadan hareketle çalıĢmanın amacı, asemptomatik çift taraflı molar
kaybı olan hastalar ve tam diĢli kontrol grubundaki bireyler arasında TME
vibrasyonlarındaki ve mandibula hareketlerindeki farklılıkları karĢılaĢtırmak ve aynı
zamanda hareketli protez kullanımının TME üzerindeki etkisini değerlendirmektir.
Bu çalıĢmaya 15 alt serbest sonlu, 15 üst serbest sonlu, 15 alt-üst serbest sonlu hasta ve 15
asemptomatik tam diĢli birey (kontrol grubu) olmak üzere toplam 60 birey dahil edildi.
Serbest sonlu gruptaki hastalar, iskelet bölümlü protezler ile tedavi edildi. Çift taraflı TME
vibrasyonları ritmik açma ve kapama hareketleri sırasında JVA (BioPAK system
BioResearch, Inc., Milwaukee, WI) cihazı ile kaydedildi. Mandibula hareketleri ise, hem sağ
hem de sol tarafta sakız (Freedent, Wrigley, USA) çiğneme sırasında JT-3D (BioPAK
system BioResearch, Inc., Milwaukee, WI) cihazı ile kaydedildi. Serbest sonlu gruplarda
kayıtlar tedavi öncesi ve tedavi sonrasında protezin yapımından bir ay sonra alındı. Kontrol
grubunda ise, birer ay ara ile iki kayıt alındı.
Serbest sonlu gruplarda hem TME vibrasyonları (p<0,0063) hem de çiğneme siklusunun
süresi (p<0,0125) tedavi öncesinde kontrol grubundan daha yüksek bulundu. Alt-üst serbest
sonlu hastalarda, tedavi öncesi değerlerle karĢılaĢtırıldığında, bazı parametreler tedavi
sonrasında istatistiksel olarak azaldı (p<0,0031). Çiğneme siklusunun süresi, tedavi
sonrasında tedavi öncesine göre önemli bir azalma göstermedi. Tüm gruplarda hem çiğneme
siklusunun süresinde hem de eklem vibrasyonlarında sağ ve sol taraflar arasında istatistiksel
olarak anlamlı bir fark bulunamadı. Ayrıca bu çalıĢmada cinsiyet farklılıkları istatistiksel
olarak önemli bulunmadı. ÇalıĢmaya katılan tüm bireyler için elde edilen veriler normal
sınırlar içinde yer aldı.
Bu çalıĢmanın sonuçları posterior bölgedeki diĢ kayıplarının hem TME’i hem de çiğneme
fonksiyonunu etkileyebileceğini göstermiĢtir. Bu çalıĢmanın sınırları içinde, TME’e gelen
yükü azaltmak için, serbest sonlu vakaların protetik olarak restore edilmesinin yararlı olacağı
kanısındayız.
Anahtar Sözcükler: Çiğneme, hareketli bölümlü protez, serbest sonlu vaka,
teporomandibular eklem, temporomandibular eklem sesi
89
SUMMARY
Evaluation of Tmj Sounds and Mandibular Movements in Free-end Cases
TMJ sound is considered an important physical sign of joint dysfunction and/or joint
pathology, but it is also frequently found in asymptomatic individuals. Loss of posterior teeth
results in reduction of occlusal posterior support and may affects structures involved in
mastication. Replacement of missing posterior teeth provides stable support for the
mandibula and reduces additional loading of the TMJ. From that point of view the aim of
this study was to compare the differences in joint vibrations and chewing movements
between patients with bilaterally missing molars and control group with complete natural
dentition without any TMD symptoms and, at the same time, to evaluate the effects of RPDs
usage on TMJ.
This study was carried out on 15 patients with bilaterally missing maxillar molars, 15
patients with bilaterally missing mandibular molars, 15 patients with bilaterally missing
molars both of jaw (free-end cases group) and 15 asymptomatic subjects (control group)
totally 60 subjects. The free-end cases group treated with conventional distal extension
RPDs, having cast metal frameworks. Bilateral TMJ vibrations were recorded using JVA,
(BioPAK system BioResearch, Inc., Milwaukee, WI) during rhythmic jaw opening and
closing movement. Mandibular movements were recorded using JT-3D (BioPAK,
BioResearch, Inc., Milwaukee, WI) during chewing gum (Freedent, Wrigley, USA) both
right and left side. Pretreatment and post-treatment (one month after the insertion of the
RPD’s) recordings were received in the free-end cases group. In the control group two
recordings were done in one month intervals.
Pretreatment values of both TMJ vibrations (p<0,0063) and duration of chewing cycle
(p<0,0125), were significantly higher in the free-end cases group than the control group.
TMJ vibrations in patients with bilaterally missing molars both of jaw, when compared with
the pretreatment values the post-treatment values were reduced statistically (p<0,0031).
Duration of chewing cycle post-treatment data showed not significant reduction according to
pretreatment data. There is no statistical difference between right and left side for both TMJ
vibrations and duration of chewing cycle in the all groups. Additionally, gender difference
was not statistically significant in this study. The data in this study for all participants were
within the normal ranges.
The results of the study showed that tooth loss in the posterior region may affect TMJ and
chewing function. In the limitations of this study it can be said that in order to reduce the
overload on TMJ the free-end cases have to be restorated prosthetically.
Key Words: Chewing, free-end cases, removable partial dentures, temporomandibular joint,
temporomandibular joint sound.
90
KAYNAKLAR
ABDEL-FATTAH, R.A. (1996). Incidents of symptomatic temporomandibular joint disorder
in female population with missing first permanent molar(s). J. Craniomand. Pract. 14:
55-62.
ABUBAKER, A.O., RASLAN, W.F., SOTEREANOS, G.C. (1993). Estrogen and
progesterone receptors in temporomandibular joint discs of symptomatic and
asymptomatic persons: A preliminary study. J. Oral Maxilofac. Surg. 51: 1096-1100.
AKÖREN, C. (1991). Fizyolojik unilateral balanslı okluzyon ve kanin koruyuculu okluzyon
tiplerinde pantografik ve elektromyografik tetkiklerin değerlendirilmesi. Doktora Tezi
Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü.
ALANEN, P. (2002). Occlusion and temporomandibular disorders (TMD): stil unsolved
question? J. Dent. Res. 81: 518-519.
AL-JABRAH, O.A., AL-SHUMAILAN, Y.R. (2006). Prevalence of temporomandibular
disorder signs in patients with complete versus partial dentures. Clin. Oral. Investig.
10: 167-177.
AMORIM, V.C.P., LAGANA, D.C., EDUARDO, J.V.P., ZANETTI, A.L. (2003). Analysis
of the condyle fossa relationship before and after prosthetic rehabilitation with
maxillary complete denture and mandibular removable partial denture. J. Prosthet.
Dent. 89: 508-514.
ARAS, K. (2006). KısaltılmıĢ dental ark yaklaĢımının ağız sağlığı ve fonksiyonları
yönünden değerlendirilmesi. Doktora Tezi Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri
Enstitüsü.
ARAS, K., HASANREISOĞLU, U., SHINOGAYA, T. (2009). Masticatory performance,
maximum occlusal force, and occlusal contact area in patients with bilaterally missing
molars and distal extension removable partial dentures. Int. J. Prosthodont. 22: 204-
209.
ARMELLINI, D., FRAUNHOFER, J.A. (2004). The shortened dental arch: A review of the
literature. J. Prosthet. Dent. 92: 531-535.
BABA, K., IGARASHI, Y., NISHIYAMA, A., JOHN, M.T., AKAGAWA, Y., IKEBE, K.,
ISHIGAMI, T., KOBAYASHI, H., YAMASHITA, S. (2008). Pattern of missing
occlusal unit and oral health-related quality of life in SDA patients. J. Oral. Rehabil.
35: 621-628.
BALKHI, K.M., TALLAENTS, R.H. (1991). Error analysis of a magnetic jaw- tracking
device. J. Craniomand. Disord. 5: 51-56.
BARAN, Ġ., NALÇACI, R., SEMĠZ, M. (2006). Posterior diĢ eksikliği bulunan hastalarda
TME düzensizliklerinin klinik olarak değerlendirilmesi. E.Ü. Dişhek. Fak. Derg. 27:
167-173.
91
BARAN, I., NALCACI, R., UCAR, S. (2008). Hareketli protez kullanan yaĢlı bireylerde
temporomandibular düzensizlikler. Turkish J. Geriatrics. 11: 26-32.
BARGHI, N., AGUILAR, T., MARTINEZ, C., WOODALL, W.S., MASKANT, B.A.
(1987). Prevalence of types of temporomandibular joint clickings in subjects with
missing posterior teeth. J. Prosthet. Dent. 57: 617-620.
BARGHI, N., SANTOS, J., NARENDRAN, S. (1992). Effects of posterior teeth
replacement on TMJ sounds: A preliminary report. J. Prosthet. Dent. 68: 132-136.
BATES, J.F., STAFFORD, G.D., HARRISON, A. (1975). Masticatory function- a review of
the literature. 1. The form of the masticatory cycle. J. Oral. Rehabil. 2: 281-301.
BELL, W.E. (1990). Temporomandibular Disorders: Classification, Diagnosis, Management
3rd ed. Chicago: Year Book. Chapter 1.
BioPak Kullanım Kılavuzu, BioResearch (1997).
BROWN, D.T., COX, L.K., HAFEZ, A.A., COX, C.F. (1998). True normal TMD control
subjects: a rare clinical finding. J. Craniomand. Pract. 16: 84-89.
CARLSSON, G.E. (1999). Epidemiology of treatment and need for temporomandibular
disorders. J. Orofac. Pain 13: 232-237.
CARLSSON, G.E., MAGNUSSON, T. (1999). Management of Temporomandibular
Disorders in the General Dental Practice. Quintessence Publishing Co, Inc. Chapter I,
II, III, VII.
CELIC, R., JEROLIMOV, V., ZLATARIC, D.K. (2004). Relationship of slightly limited
mandibular movements to temporomandibular disorders. Braz. Dent. J. 15: 151-154.
CHRISTENSEN, L.V. (1992). Physics and the sounds produced by the TMJ. Part I. J. Oral
Rehabil. 19: 471-483.
CHRISTENSEN, L.V., ZIEBERT, G.J. (1986). Effects of experimental loss of teeth on the
temporomandibular joint. J. Oral. Rehabil. 13: 587-598.
CHRISTENSEN, L.V., ORLOFF, J. (1992). Reproducibility of temporomandibular joint
vibrations (electrovibratography). J. Oral. Rehabil. 19: 253-263.
CHRISTENSEN, L.V., DONEGAN, S.J., MCKAY, D.C. (1992). Temporomandibular joint
vibration analysis in a sample of nonpatients. J. Craniomand. Pract. 10: 35-41.
CIANCAGLINI, R., GHERLONE, E.F., RADAELLI, G. (1999). Association between loss
of occlusal support and symptoms of functional disturbances of the masticatory
system. J. Oral. Rehabil. 26: 248-253.
ÇALIKKOCAOĞLU, S. (1998). Tam Protezler 3. Baskı Ġstanbul: Protez Akademisi ve
Gnatoloji Derneği. s: 78-84.
DAWSON, P.E. (2007). Functional Occlusion from TMJ to Smile Design. Mosby, Elsevier
Inc. Canada. Chapter V.
DEBOEVER, J.A., ADRIAENS, P.A. (1983). Occlusal relationship in patients with pain-
dysfunctions symptoms in the temporomandibular joints. J. Oral Rehabil. 10: 1-7.
DEBOEVER, J.A., CARLSSON, G.E., KLINEBERG, I.J. (2000). Need for occlusal
theraphy and prosthodontic treatment in the management of TMD. Part II. Tooth loss
and prosthodontic treatment. J. Oral. Rehabil. 27: 647-659.
92
DE KANTER R.J. (1990). Prevalence and aetiology of cranimandibular dysfunction: an
epidemiological study of the Dutch adult population. Doct. Thesis, Nymegen.
DE LAAT, A., VAN STEENBERGHE, D., LESAFFRE, E. (1986). Occlusal relationships
and temporomandibular joint dysfunction. II: correlation between occlusal and
articular parameters and symptoms of TMJ dysfunction by means of stepwise logistic
regression. J. Prosthet. Dent. 55: 116-121.
DERVIS, E. (2004). Changes in TMD after treatment with new complete dentures. J. Oral.
Rehabil. 31: 320-326.
DIERNBERGER, S., BENHARRDT, O., SCHWAN, C., KORDASS, B. (2008). Self
reported chewing side preference and its associations with occlusal,
temporomandibular and prosthodontic factors: results from the population-based
Study of Health in Pomerania (SHIP-O). J. Oral Rehabil. 35: 613–620.
DOS SANTOS, J., ASH, M.M., WARSHAWSKY, P. (1991). Learning to reproduce a
consistent functional jaw movement. J. Prosthet. Dent. 65: 294-302.
DROUKAS, B., LINDEE, C., CARLSSON, G.E. (1985). Occlusion and mandibular
dysfunctions. A clinical study of patients referred for functional disturbances of
masticatory system. J. Prosthet. Dent. 53: 402-406.
DRUM, R., LITT, M. (1987). Spectral analysis of temporomandibular joint sounds. J.
Prosthet. Dent. 58: 485- 494.
DWORKIN, S.F., LERESCHE, L., DEROUEN, T. (1988). Subject reliability of clinical
measurement and temporomandibular disorders. Clin. J. of Pain. 4: 89-99.
DWORKIN, S.F., KIMBERLY, H.H., LERESCHE. (1990). Epidemiology of signs and
symptoms in temporomandibular disorders: clinical sign in cases and controls. J. Am.
Dent. Assoc. 120: 273-281.
ENGELEN, L., FONTIJIN-TEKAMP, A., VAN DER BĠLT, A. (2005). The influence of
product and oral characteristics on swallowing. Arch. Oral Biol. 50: 739-746.
ERIKSSON, L., WESTESSON, P.L., ROHLIN, M. (1985). Temporomandibular joint
sounds in patients with disc displacement. Int. J. Oral. Surg. 14: 428-436.
FARRAR, W.B., MCCARTY, W.L. (1979). Inferior joint space arthrography and
characteristics of condylar paths in internal derangements of the TMJ. J. Prosthet.
Dent. 41: 548-553.
FAULKNER, K.D., MERCADO, M.D. (1991). Aetiological factors of craniomandibular
disorders in completely edentulous denture-wearing patients. J. Oral. Rehabil. 18:
243-251.
FELICIO, C.M., MAZZETTO, M.O., DOS SANTOS, C. P.A. (2002). Masticatory behavior
in individuals with temporomandibular disorders. Minevra. Stomatol. 51: 111-120.
FELICIO, C.M., MELCHIOR, M.O., RODRIGUES, M.A.M., CELEGHINI, R.M.S. (2007).
Masticatory performance in adults related to temporomandibular disorder and dental
occlusion. Pro-fono Revista de Atualizaçao Cientifica Barueri 19: 151-158.
FUEKI, K., IGARASHI, Y., MAEDA, Y., BABA, K., KOYANO, K., AKAGAWA, Y.,
SASAKI, K., KUBOKI, T., KASUGA, S., GARRETT, N.R. (2011). Factors related to
prosthetic restoration in patients with shortened dental arches: a multicentre study J.
Oral. Rehabil. 38: 525-532.
93
GAGE, J.P. (1985). Collagen biosynthesis related to temporomandibular joint clicking in
childhood. J. Prosthet. Dent. 53: 714-717.
GALLO, L.M., AIROLDI, R., ERNST, B., PALLA, S. (1993). Power spectral analysis of
temporomandibular joint sounds in asymptomatic subjects. J. Dent. Res. 72: 871-875.
GALLO, L.M., SVOBODA, A., PALLA, S. (2000). Reproducibility of temporomandibular
joint clicking. J. Orofac. Pain 14: 293-302.
GARCIA, A.R., MADEIRA, M.C., PAIVA, G., OLIVIERI, K.A. (2000). Joint vibration
analysis in patients with articular inflammation. J. Craniomand. Pract. 18: 272-279.
GARCIA, A.R., GALLO, A.K., ZUIM, P.R. dos SANTOS, D.M., ANTENUCCI, R.M.
(2008). Evaluation of temporomandibular joint noise in partially edentulous patiens.
Acta Odontol Latinoam. 21: 21-27.
GAY, T., BERTOLAMI, C.N. (1987). The spectral properties of TMJ sounds. J. Dent. Res.
66: 1189-1194.
GAY, T., BERTOLAMI, C.N., DONOFF, R.B., KEITH, D.A., KELLY, J.P. (1987). The
acoustical characteristics of the normal and abnormal temporomandibular joint. J.
Oral. Maxillofac. Surg. 45: 397-407.
GAY, T., BERTOLAMI, C.N. (1988). Acoustical characteristics of the normal
temporomandibular joint. J. Dent. Res. 67: 56-60.
GOIATO, M.C., GARCIA, A.R., dos SANTOS, D.M., PESQUEIRA, A.A. (2010). Tmj
vibrations in asymptomatic patients using old and new complete dentures. J.
Prosthodont. 19: 438-442.
GONCALVES, D.A., DAL FABBRO, A.L., CAMPOS, J.A., BIGAL, M.E., SPECIALI,
J.G. (2010). Symptoms of temporomandibular disorders in the population: an
epidemiological. J. Orofac. Pain 24: 270-278.
GRENE, C.S. (1994). Temporomandibular disorders in the geriatric population. J. Prosthet.
Dent. 72: 507-509.
GSELLMANN, B., SCHMID-SCHWAP, M., PIEHSLINGER, E., SLAVICEK, R. (1998).
Lengths of condylar pathways measured with computerized axiography (CADIAX)
and occlusal index in patients and volunteers. J. Oral. Rehabil. 25: 146-152.
HANNAM, A.G., DECOU, R.E., SCOTT, J.D., WOOD, W.W. (1980). The kinesiographic
measurement of jaw displacement. J. Prosthet. Dent. 44: 88-93.
HARRIMAN, L.P., SNOWDON. D.A., MESSER, L.B., RYSAVY, D.M., OSTWALD,
S.K., LAI, C.H., SOBERAY, A.H. (1990). Temporomandibular joint dysfunction and
selected health parameters in the elderly. Oral Surg Oral Med Oral Pathol. 70: 406-
13.
HATCH, J.P., SHINKA, R.S.A., SAKAI, S., RUGH, J.D., PAUNOVICH, E.D. (2001).
Determinants of masticatory performance in dentate adults. Arch. Oral. Biol. 46: 641-
648.
HATTORI, Y., SATOH, C., SEKI, S., WATANABE, Y., OGINO, Y., WATANABE, M.
(2003). Occlusal and TMJ loads in subjects with experimantally shortened dental
arches. J. Dent. Res. 82: 532-536.
94
HAYAKAWA, I., WATANABE, I., HIRANO, S., NAGAO, M., SEKI, T. (1998). A simple
method for evaluating masticatory performance using a color-changeable gum. Int. J.
Prosthodont. 11: 173-176.
HEFFEZ, L., BLAUSTEIN, D. (1986). Advances in sonography of the temporomandibular
joint. Oral Surg. Oral Med. Oral Pathol. 62: 486-495.
HELKIMO, E., WESTLING, L. (1992). Maximum jaw opening capacity in adolescents in
relation to general joint mobility. J. Oral Rehabil. 19: 485-494.
HENRIKSON, T., EKBERG, E., NILNER, M. (1988). Masticatory efficiency and ability in
relation to occlusion and masticatory dysfunction in girls. Int. J. Prosthodont. 11: 125-
132.
HILTUNEN, K., PELTOLA, J.S., VEHKALAHTI, M.M., NARHI, T., AINAMO, A.
(2003). A 5-year follow-up of signs and symptoms of TMD and radiographic finding
in the elderly. Int. J. Prosthodont. 16: 631-634.
HOLMLUND, A., AXELSSON, S. (1994). Temporomandibular joint osteo-arthrosis:
correlation of clinical and arthroscopic findings with degree of molar support. Acta.
Odontologica. 52: 214-218.
HOWELL, P.G.T., ELLIS, S., JOHNSON, C.W.L., WATSON, I.B., KLINEBERG, I.
(1993). The recording and analysis of EMG and jaw tracking. II. Reproducibility of
jaw tracking. J. Oral. Rehabil. 20: 33-43.
HUMPHREY, S.P., LINDROTH, J.E., CARLSON, C.R. (2002). Routine dental care in
patients with temporomandibular disorders. J. Orofac. Pain 16: 129-134.
HUTTA, J.L., MORRIS, T.W., KATZBERG, R.W. (1987). Seperation of internal
derangements of the temporomandibular joint using sound analysis. Oral. Surg. Oral.
Med. Oral. Pathol. 63: 151-157.
HWANG, I. T., JUNG, D.U., LEE, J.H., KANG, D.W. (2009). Evaluation of TMJ sound on
the subject with TMJ disorder by joint vibration analysis. J. Adv. Prosthodont. 1: 26-
30.
IKEBE, K., HAZEYAMA, T., IWASE, K., SAJIMA, H., GONDA, T., MAEDA, Y.,
NOKUBI, T. (2008). Association of symtompless TMJ sounds with occlusal force and
masticatory performance in older adults. J. Oral. Rehabil. 35: 317-323.
IKEBE, K., HAZEYAMA, T., KAGAWA, R., MATSUDA, K., MAEDA, Y. (2010).
Subjective values of different treatments for missing molars in older Japanese. J. Oral.
Rehabil. 37: 892-899.
ISHIGAKI, S., BESSETTE, R.W., MARUYAMA, T. (1993a). A clinical study of
temporomandibular joint (TMJ) vibrations in TMJ dysfunction patients. J Craniomand
Pract. 11: 7-13.
ISHIGAKI, S., BESSETTE, R.W., MARUYAMA, T. (1993b). Vibration of the
temporomandibular joints with normal radiographic imagings: Comparison between
asymptomatic volunteers and symptomatic patients. J Craniomand Pract. 11: 88-94.
ISHIGAKI, S., BESSETTE, R.W., MARUYAMA, T. (1993c). Vibration analysis of
temporomandibular joints with meniscal displacement with and without reduction. J.
Craniomand. Pract. 11: 192-201.
95
ISHIGAKI, S., BESSETTE, R.W., MARUYAMA, T. (1993d). Vibration analysis of
temporomandibular joints with dejenerative joint disease. J. Cranimand. Pract. 11:
276-283.
JANKELSON, B. (1980). Measurement accurancy of mandibular kinesiograph- A
computerized study. J. Prosthet. Dent. 44: 656-666.
JANKELSON, B. (1984). Three-dimensional orthodontic diagnosis and treatment: A
neuromuscular approach. J. Clin. Orthod. 43: 627-636.
JOHANSSON, A., UNELL, L., CARLSSON, G.E., SODERFELDT, B., HALLING, A.
(2003). Gender difference in symptoms related to TMD in a population of 50-year-old
subjects. J. Orofac. Pain. 17: 29-35.
JOHANSSON, A., UNELL, L., CARLSSON, G.E., SODERFELDT, B., HALLING, A.
(2006). Risk factor associated with semptoms of TMD in a population of 50 and 60
year-old subjects. J. Oral Rehabil. 33: 473-481.
JOHANSSON, A., UNELL, L., CARLSSON, G.E., SODERFELDT, B., HALLING, A.
(2008). Differences in four reported symptoms related to temporomandibular disorders
in a cohort of 50-year-old subjects followed up after 10 years. Acta Odontol Scand.
66: 50-57.
KANNO, T., CARLSSON, G.E. (2006). A review of shortened dental arch concept focusing
on the work by the Kayser\Nijmegen group. J. Oral. Rehabil. 33: 850-862.
KAPLAN, P., (1985). Drifting, tipping, supraeruption and segmental alveolar bone growth.
J. Prosthet. Dent. 54: 280-283.
KAPLAN, A.S., ASSAEL, L.A. (1991). Temporomandibular Disorders Diagnosis and
Treatment. W.B. Saunders Co, USA. Chapter I.
KARKAZIS, H.C., KOSSIONI, A.E. (1998). Surface EMG activity of the masseter muscles
in denture wearers during chewing hard and soft food. J. Oral Rehabil. 25: 8-14.
KARLSSON, S., CARLSSON, G.E. (1990). Characteristics of mandibular masticatory
movement in young and elderly dentate subjects. J. Dent. Res. 69: 473-476.
KAYSER, A.F. (1981). Shortened dental arches and oral function. J. Oral Rehabil. 8: 457-
462.
KAZAZOĞLU, E., HEATH, M.R., FERMAN, A.M., DAVIS, G.R. (1994). Recording
mandibular movement: Technical and clinical limitations of the sirognathograph. J.
Orofac. Pain 8: 165-177.
KECIK, D., KOCADERELI, I., SAATCI, I. (2005). Condylar disc relationship and vibration
energy in asymptomatic class I 9-12 year olds. Angle Orthod. 75: 54-62.
KERNOHAN, W.G., BEVERLAND, D.E. MCCOY, G.F. (1990). Vibration arthrometry.
Acta. Orthop. Scand. 61: 70-79.
KILIARIDIS, S., KARLSSON, S., KJELBERG, H. (1991). Characteristics of masticatory
movements and velocity in growing individuals and young aduls. J. Dent. Res. 70:
1367-1370.
KIRVESKARI, P., ALANEN, P. (1985). Association between tooth loss and TMJ
dysfunction. J. Oral Rehabil. 12: 189-194.
96
KOMAGAMINE, Y., KANAZAWA, M., MINAKUCHI, S., UCHIDA, T., SASAKI, Y.
(2011). Association between masticatory performance using a colour-changeable
chewing gum and jaw movement. J. Oral. Rehabil. 38: 555-563.
KOZENIAUSKAS, J., RALP, W. (1988). Bilateral arthrographic evaluation of unilateral
TMJ pain and dysfunction. J. Prosthet. Dent. 60: 98-105.
KURITA, H., OHTSUKA, A., KURASHINA, K., KOPP, S. (2001). Chewing ability as a
parameter for evaluating the disability of patients with temporomandibular disorders.
J. Oral. Rehabil. 28: 463-465.
KUWAHARA, T., MIYAUCHI, S., MARUYAMA, T. (1990). Characteristics of condylar
movement during mastication in stomatognatic dysfunction. Int. J. Prosthodont. 3:
555-566.
KUWAHARA, T., MIYAUCHI, S., MARUYAMA, T. (1992). Clinical classification of the
pattern of mandibular movements during mastication in subjects with TMJ disorders.
Int J Prosthodont. 5:122-9.
KUWAHARA, T., BESSETTE, R.W., MARUYAMA, T. (1995a). Chewing pattern analysis
in TMD patients with and without internal derangement: part I. Cranio. 13: 8-14.
KUWAHARA, T., BESSETTE, R.W., MARUYAMA, T. (1995b). Chewing pattern analysis
in TMD patients with unilateral and bilateral internal derangement. Cranio. 13: 167-
172.
KUWAHARA, T., BESSETTE, R.W., MARUYAMA, T. (1996). Characteristic chewing
parameters for specific types of TMJ internal derangements. Cranio. 14: 12-22.
LASKIN, D.M., GREENE, C.S., HYLANDER, W.L. (2006). TMDs and Evidence-based
Approach to Diagnosis and Treatment. Quintessence Publishing Co, Inc. Chapter I, II.
LEADER, J.K., BOSTON, J.R., RUDY, T.E., GRECO, C.M., ZAKI, H.S., HENTELEFF,
H.B. (2001). Quantitative description of temporomandibular joint sounds: defining
clicking, popping, egg shell crackling and footsteps on gravel. J Oral Rehabil. 28:
466-78.
LELES, C.R., COMPAGNONI, M.A., de SOUZA, R.F., Barbosa, D.B. (2003).
Kinesiographic study of mandibular movements during functional adaptation to
complete dentures. J Appl Oral Sci. 11: 311-8.
LEVITT, S.T., MCKINNEY M.W. (1994). Validating the TMJ scale in a national sample of
10.000 patients: demographic and epidemiologic characteristics. J. Orofac. Pain. 8:
25-35.
LEWIS, R.P., BUSCHANG, P.H., THROCKMORTON, G.S. (2001). Sex differences in
mandibular movements during opening and closing. Am. J. Orthod. Dentofacial.
Orthop. 120: 294-303.
LI, X., LIN, X., WANG, Y. (2009). Temporomandibular joint vibration in bruxers. Cranio.
27: 167-173.
LIEDBERG, B., STOLTZE, K., OWALL, B. (2005). The masticatory handicap of wearing
removable dentures in elderly men. Gerodontology. 22: 10-16.
MACFARLANE, T.V., BLINKHORN, A.S., DAVIES, R.M., WORTHINGTON, H.V.
(2003). Association between local mechanical factors and orofacial pain: survey in the
community. J. of Dent. 31: 535-542.
97
MAEDA, Y., SOGO, M., TSUTSUMI, S. (2005). Efficacy of a posterior implant support for
extra shortened dental arches: a biomechanical model analysis. J. Oral. Rehabil. 32:
656-660.
MAGNUSSON, T., EGERMARK., I., CARLSSON, G.E. (2000). A longitudinal
epidemiologic study of sign and symptoms of temporomandibular disorders from 15
to 35 years of age. J. Orofac. Pain. 14: 310-319.
MARTINEZ-GOMIS, J., LUJAN-CLIMENT, M., PALAU, S., BIZAR, J., SALSENCH, J.,
PERAIRE, M. (2009). Relationship between chewing side preference and handedness
and lateral asymmetry of peripheral factors. Arch Oral Biol. 54: 101–107.
MARUYAMA, T., KUWAHARA, T., MIUZMORI, T., MIYAUCHI, S., KURODA, T.
(1985). The effects of TMJ abnormalities on chewing movements. J. Osaka. Dent.
Univ. 25: 63-77.
MAZENGO, M.C., KIRVESKARI, P. (1991). Prevalence of craniomandibular disorders in
adults of llala, district, Dar es Salaam, Tanzania. J. Oral Rehabil. 18: 569-574.
MAZZETTO, M.O., HOTTA, T.H., CARRASCO, T.G., MAZZETTO, R.G. (2008).
Characteristics of TMD noise analyzed by electrovibratography. Cranio. 26: 222-228.
MICHLER, L., BAKKE, M., MOLLER, E. (1987). Graphic assessment of natural
mandibular movements. J. Craniomand. Disord. Oral Pain. 1: 97-114.
MILLER, V.J., KARIC, V.V., MYERS, S.L., EXNER, H.V. (2000). Myogenous
temporomandibular disorder patients and the temporomandibular opening index. J
Oral Rehabil. 27: 720-722.
MIOCHE, l., BOURDIOL, P., MONIER, S. (2003). Chewing behavior and bolus formation
during mastication of meat with different textures. Arch. Oral Biol. 48: 193-200.
MOHL, N.D. (1988). The temporomandibular joint. In: A textbook of occlusion, Ed:
Chicago: Quintessence, p:81-96.
MOHL, N.D., McCALL, W.D., LUND, J.P.L., PLESH, O. (1990a). Devices for the
diagnosis and treatment of temporomandibular disorders. Part I: Introduction,
scientific evidence, and jaw tracking. J. Prosthet. Dent. 63: 198-201.
MOHL, N.D., LUND, J.P., WIDMER, C.G., McCALL, W.D. ( 1990b). Devices for the
diagnosis and treatment of temporomandibular disorders. Part II: Electromyography
and sonography. J. Prosthet. Dent. 63: 332-336.
MONGINI, F., TEMPIA-VALENTA, G. (1984). A graphic and statistical analysis of
chewing movements in function and dysfunction. J. Craniomand. Pract. 2: 125-134.
MONGINI, F., TEMPIA-VALENTA, G., CONSERVA, E. (1989). Habitual mastication in
dysfunction: a computer-based analysis. J. Prosthet. Dent. 61: 484-494.
MUHTAROĞULLARI, M., AVCI, M. (1999). Temporomandibuler eklem diskinin
redüksiyonsuz öne yer değiĢtirdiği vakalarda klinik ve manyetik rezonans
görüntüleme tanılarının karĢılaĢtırılması. H. Ü. Dişhek. Fak. Derg. 1999; 23: 53-57.
NEILL, D.J., HOWELL, P.G.T. (1986). Computerized kinesiography in the study of
mastication in dentate subjects. J. Prosthet. Dent. 55: 629-638.
NEKORA-AZAK, A., EVLIOGLU, G., ORDULU, M., ISSEVER, H. (2006). Prevalence of
symptoms associated with TMD in a Turkish population. J. Oral. Rehabil. 33: 81-84.
98
NICKEL, J.C., IWASAKI, L.R., FEELY, DE. STORMBERG, K.D., BEATTY, M.W.
(2001). The effect of disk thickness and trauma on disc surface friction in the porcine
temporomandibular joint. Arch. Oral. Biol. 46: 155-162.
OGUTCEN-TOLLER, M.Ö. (2003). Sound analysis of temporomandibular joint internal
derangements with phonographic recordings. J. Prosthet. Dent. 89: 311-318.
OHARA, A., TSUKIYAMA, Y., OGAWA, T., KOYANO, K. (2003). A simplified sieve
method for determining masticatory performance using hydrocolloid material. J. Oral
Rehabil. 30: 927-935.
OKESON, J.P. (2008). Management of Temporomandibular Disorders and Occlusion.
Elsevier Mosby, Inc. USA. Chapter I, II.
OLIVIERI, K.A.N., GARCIA, A.R., PAIVA, G., STEVENS, C. (1999). Joint vibration
analysis in asymptomatic volunteers and symptomatic patients. J. Craniomand. Pract.
17: 176-183.
OSBORN, J.W. (1989). The mandibular ligament and the articular eminence as constraints
during jaw opening. J. Oral Rehabil. 16: 323-333.
OSTERBERG, T., CARLSSON, G.E., WEDEL, A., JOHANSSON, U. (1992). A cross
sectional and longitudinal study of craniomandibular dysfunction in an elderly
population. J. Cranimand. Disord. Fac. Oral Pain. 6: 237.
OSTERBERG, T., CARLSSON, G.E. (2007). Relationship between symptoms of TMD and
dental status, general health and psychosomatic factors in two cohorts of 70-year-old
subjects. Gerodont. 24: 129-135.
OTUYEMI, O.D., OWOTADE, F.J., UGBOKO, V.I., NDULKWE, K.C., OLUSILE. O.A.
(2000). Prevalence of signs and symptoms of temporomandibular disorders in young
Nigerian adults. J. Orthod. 27: 61-65.
OW, R.K., LOH, T., NEO, J., KHOO, J. (1995). Symptoms of craniomandibular disorder
among elderly people. J. Oral. Rehabil. 22: 413-419.
OW, R.K., CARLSSON, G.E., KARLSSON, S. (1998). Relationship of masticatory
mandibular movements to masticatory performance of dentate adults: a method study.
J. Oral. Rehabil. 25: 821-829.
ÖĞÜT, F. (2002). Objektif ses analizi. T. Klin. K.B.B. 2: 121-126.
ÖRNEK, N. (2006). Farklı diĢsizlikler ile temporomandibular rahatsızlıklar arasındaki
iliĢkinin bilgisayarlı aksiyograf kullanılarak değerlendirilmesi. Doktora Tezi Ankara
Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü.
ÖZDEMĠR, A.K. (2001). Hareketli protez hastalarının bazı özelliklerinin değerlendirlmesi.
C. Ü. Dişhek. Fak. Derg. 4: 115-123.
ÖZDEMĠR, A.K. (2002). Hareketli protez memnuniyetine protez tipi ve kullanım süresinin
etkisi. C. Ü. Dişhek. Fak. Derg. 5: 22-25.
PARLETT, K., PAESANI, D., TALLENTS, R.H., HATALA, M.A. (1993).
Temporomandibular joint axiography and MRI findings: A comparative study. J.
Prosthet. Dent. 70: 521-531.
99
PEREIRA, L.J., STEENKS, M.H., WIJER, A., SPEKSNIJDER, C.M. (2009). Masticatory
function in subacute TMD patients before and after treatment. J. Oral. Rehabil. 36:
391-402.
PEROZ, I., TAI, S. (2002). Masticatory performance in patients with anterior disk
displacement without reduction in comparison with symtoms-free volunteers. Eur. J.
Oral Sci. 110: 341-344.
PERTES, R.A., GROSS, S.G. (1995). Clinical Managemet of Temporomandibular Disorders
and Orofacial Pain. Quintessence Publishing Co, Inc USA. Chapter I.
PLESH, O., SHOHLER, C.S. (1992). Prosthetic rehabilitation in temporomandibular
disorder ve orofacial pain patients. Clinical problem solving. Dental. Clinics. North.
America 36: 581-589.
POND, L.H., BARGHI, N., BARNWELL, G.M. (1986). Occlusion and chewing side
preference. J Prosthet Dent. 55: 498–500.
POSTIC, D., TEODOSIJEVIC, M.V., KRSTIC, M.S. (1991). Graphic assessment of
interinsizal point movement during chewing of hard and soft foods. Quintessence Int.
22: 623-630.
POSTIC, S.D., KRSTIC, M.S., TEODOSIJEVIC, M.V. (1992). A comparative study of the
chewing cycles of dentate and denture-wearing subjects. Int. J. Prosthodont. 5: 244-
256.
POW, E.H.N., LEUNG, K.C.M., MCMILLAN, A.S. (2001). Prevalence of symptoms
associated with temporomandibular disorders in Hong Kong Chinese. J. Orofac. Pain
15: 228-234.
PRINZ, J.F. (1998a). Autocorrelation of acoustic signals from the temporomandibular joint.
J. Oral. Rehabil. 25: 635-639.
PRINZ, J.F. (1998b). Physical mechanism involved in the genesis of temporomandibular
joint sounds. J. Oral. Rehabil. 25: 706-714.
PRINZ, J.F. (1998c). Subjective assessment of temporomandibular joint sounds. J. Oral.
Rehabil. 25: 765- 769.
PRINZ, J.F., NG, K.W. (1996). Characterization of sounds emanating from the human
temporomandibular joints. Archs. Oral. Biol.41: 631-636.
PROSCHEL, P. (1987). An extensive classification of chewing patterns in the frontal plane.
J. Craniomand. Pract. 5: 55-63.
PROSCHEL, P., HOFFMAN, M. (1988). Frontal chewing patterns of the incisor point and
their dependence on resistance of food and type of occlusion. J. Prosthet. Dent. 59:
617-622.
PULLINGER, A. (1987). Differences between sexes in maximum jaw opening when
corrected to body size. J. Oral Rehabil. 14: 291-299.
PULLINGER, A.G., SELIGMAN, D.A., SOLBERG, W.K. (1988). Temporomandibular
disorders. Part II. Occlusal factors associated with temporomandibular joint tenderness
and dysfunction. J. Prosthet. Dent. 59: 363-367.
100
PULLINGER, A.G., SELIGMAN, D.A., CORNBEIN, J.A. (1993). A multiple logistic
regression analysis of the risk and relative odds of temporomandibular disorders as a
function of comman occlusal features. J. Dent. Res.72: 968-979.
RAMFJORD, S., ASH, M. M. (1983). Occlusion. W. B. Saunders Co Canada. Chapter I.
RAMFJORD, S. (1994). Glossory of prosthodontic term. J. Prosthet. Dent. 71: 42-116.
RUTKIEWICZ, T., KÖNÖNEN, M., SUOMINEN-TAIPALE, L., NORDBLAD, A.,
ALANEN, P. (2006). Occurrence of clinical signs of TMD in adults Finns. J. Orofac.
Pain 20: 208-217.
SAKURAI, K., SAN GIACOMA, T., ARBEC, N.S., YURKTAS, A.A. (1988). A survey of
temporomandibular joint dysfunction in completely edentulous patients. J. Prosthet.
Dent. 59: 81-85.
SALONEN, L., HELLDEN, L., CARLSSON, G.E. (1990). Prevalence of sign and
symptoms of dysfunction in the masticatory system: an epidemiologic study in an
adult Swedish population. J. Craniomand. Disord. 4: 241-250.
SANO, T., WIDMALM, S.E., WESTESSON, P.L., TAKAHASHI, H., YOSHIDA, H.,
MICHI, K., OKANO, T. (1999). Amplitude and frequency spectrum of
temporomandibular joint sounds from subjects with and without other signs/symptoms
of TMD. J. Oral. Rehabil. 26: 145-150.
SANO, T., WIDMALM, S.E., WESTESSON, P.L., YAMAGA, T., YAMAMOTO, M.,
TAKAHASHI, K., MICHI, K.I., OKANO, T. (2002). Acoustic characteristics of
sounds from TMJ with and without effusion an MRI study. J. Oral. Rehabil. 29: 161-
166.
SARITA, P.T.N., KREULEN, C.M., WITTER, D.J., CREUGERS, N.H.J. (2003). Sign and
symptoms associted with TMD in adults with shortened dental arches. Int. J.
Prosthodont. 16: 265-270.
SATO, S., FUMIKO, N., KATSUTOSHI, M. (2002). Natural course of nonreducing disc
displacement of the temporomandibular joint: changes in chewing movement and
masticatory efficiency. J. Oral Maxillofac. Surg. 60: 867-872.
SELIGMAN, D.A., PULLINGER, A.G. (1996). A multistepwise logistic regression analysis
of trauma history and 16 other history and dental cofactors in females with TMD. J.
Orofac. Pain. 10: 351-361.
SHAN-SHI, C., OUYANG, G., GUO, T. (1991). A comparative study of mastication
between complete denture wearers and dentate subjects. J. Prosthet. Dent. 66: 505-
509.
SHERMAN, J.J., LERESCHE, L., MANCL, L.A., HUGGINS, K., SAGE, J.C., DWORKIN,
S.F. (2005). Cyclic effects on experimental pain response in women with
temporomandibular disorders. J. Orofac. Pain 19: 133-143.
SHINOGAYA, T., TODA, S. (2003). Rehabilitation of occlusal support by removable partial
dentures with free-end saddles. Eur. J. Prosthodont. Restor. Dent. 11: 107-113.
SIERPINSKA, T., GOLEBIEWSKA, M., DLUGOSZ, J.W. (2006). The relationship
between masticatory efficiency and the state of dentition at patients with non
rehabilitated partial lost of teeth. Adv Med Sci.1:196-9.
101
SLAVICEK, R. (1988). Clinical and instrumental functional analysis for diagnosis and
treatment planing. Part 5. Axiography. J. Clin. Orthodont. 22: 656-667.
SOBOLEVA, U., LAURINA, L., SLAIDINA, A. (2005a). Jaw tracking devices- historical
review of methods development. Part I. Stomatologija, Baltic Dent. Maxillofac. J. 7:
67-71.
SOBOLEVA, U., LAURINA, L., SLAIDINA, A. (2005b). Jaw tracking devices- historical
review of methods development. Part II. Stomatologija, Baltic Dent. Maxillofac. J. 7:
72-76.
SPRUIJT, R.J., WABEKE, K.B. (1995). Psychological factors related to the prevalence of
temporomandibular joint sounds. J. Oral. Rehabil. 22: 803-808.
SPRUIJT, R.J., WABEKE, K.B. (1996). An extended replication study of dental factors
associated with temporomandibular joint sounds. J. Prosthet. Dent. 75: 388-392.
STOCKSTILL, J.W., MOHL, N.D. (1991). Evaluation of temporomandibular joint sounds.
Diagnostic analysis and clinical implications. Dent. Clinics. of North America. 35: 75-
88.
TALLENTS, R.H., HATALA, M., KATZBERG, R.W., WESTESSON, P.L. (1993).
Temporomandibular joint sounds in asymptomatic volunteers. J. Prosthet. Dent. 69:
298-304.
TALLENTS, R.H., MACHER, D.J., KYRKANIDES, S., KATZBERG, R.W., MOSS, M.E.
(2002). Prevalence of missing posterior teeth and intraarticular temporomandibular
disorders. J. Prosthet. Dent. 87: 45-50.
TALLEY, R.L., MURPHY, G.J., SMITH, S.D., BAYLIN, M.A., HADEN, J.L. (1990).
Standarts for the history. Examination, diagnosis and treatment of temporomandibular
disorders (TMD): A position paper of the american academy of head, neck, facial
pain and TMJ orthopedics. J. Craniomand. Pract. 8: 60-77.
TANZILLI, R.A., TALLENTS, R.H., KATZBERG, R.W., KYRKANIDES, S., MOSS, M.E.
(2001). Temporomandibular joint sound evaluation with an electronic device and
clinical evaluation. Clin. Orthod. Res. 4: 72-78.
TSOLKA, P., WOELFUL, J.B., MAN, W.K., PREISKEL, H.W. (1992). A laboratuary
assessment of recording reliability and analysis of the K6 diagnostic system. J.
Craniomand. Disord. 6: 273-280.
TSOLKA, P., FENLON, M.R. (1994). A controlled clinical, electromyographic and
kinesiographic assessment of craniomandibular disorders in women. J. Orofac. Pain
8: 80-89.
TSUGA, K., CARLSSON, G.E., OSTERBERG, T., KARLSSON, S. (1998). Self-assessed
masticatory ability in relation to maximal bite force and dental state in 80-year-old
subjects. J Oral Rehabil. 25: 117-24.
UHAC, I., KOVAC, Z., VUKOVOJAC, S., ZUVIC-BUTORAE, M., GRZIE, R., DELIC, Z.
(2002). The effect of occlusal relationships on the occurance of sounds in the
temporomandibular joint. Coll. Antropo. 26: 285-292.
VAN DER BILT, A., OLTHOFF, L.W., BOSMAN, F., OOSTERHAVEN, S.P. (1994).
Chewing performance before and after rehabilitation of post-canin teeth in man. J.
Dent. Res. 73: 1677-1683.
102
VANZEVEREN, C., HOORE, W.D., BERCY, P., LELOUP, G. (2003). Treatment with
removable partial dentures: a longitudinal study. Part I. J. Oral Rehabil. 30: 447-458.
WABEKE, K.B., SPRUIJT, R.J., WEYDEN, K.J., NAEIJE, M. (1992). Evaluation of a
technique for recording temporomandibular joint sounds. J. Prosthet. Dent. 68: 676-
82.
WABEKE, K.B., SPRUIJT, R.J. (1993). Dental factors associated with temporomandibular
joint sounds. J. Prosthet. Dent. 69: 401-405.
WABEKE, K.B., SPRUIJT, R.J., VAN DER ZAAG, J. (1994). The reliability of clinical
methods for recording TMJ sounds. J. Dent. Res. 73: 1157-1162.
WANG , M.Q., XUE, F., HE, J.J., CHEN, J.H., CHEN, C.S., RAUSTIA, A. (2009). Missing
posterior teeth and risk of temporomandibular disorders. J. Dent. Res. 88: 942-945.
WANMAN, A. (1990). Temporomandibular joint sounds in adolescents: a longitudinal
study. Oral. Surg. Oral. Med. Oral. Pathol. 69: 2-9.
WANMAN, A., AGERBERG, G. (1991). Etiology of cranimandibular disorders: evaluation
of some occlusal and psychosocial factors in 19 year-olds. J. Craniomand. Disord.
Facial Oral pain. 5: 35-44.
WILDING, R.C., OWEN, C.P. (1987). The prevalence of temporomandibular joint
dysfunction in edentulous non denture wearing individuals. J. Oral Rehabil. 14: 175.
WILDING, R.J., LEWIN, A. (1991). A computer analysis of normal human masticatory
movements recorded with a sirognatograph. Arch. Oral. Biol. 36: 519-523.
WIDMALM, S.E., WESTESSON, P.L., BROOKS, I.S.L., HATALA, M.P., PAESANI, D.
(1992). Temporomandibular joint sounds. Correlation to joint structure in fresh
autopsy specimens. Am. J. Orthod. Dentofac. Orthop. 101: 60-69.
WIDMALM, S.E., WESTESSON, P.L., KIM, I.K., PEREIRA, F.J., LUNDH, H., TASAKI,
M.M. (1994). Temporomandibular joint pathosis related to sex, age, and dentition in
autopsy material. Oral Surg Oral Med Oral Pathol. 78: 416-25.
WIDMALM, S.E., WIILIAMS, W.J., CHRISTENSEN, R.L., GUNN, S.M., PARK, D. K.
(1996a). Classification of temporomandibular joint sounds based upon their reduced
interference distribution. J. Oral Rehabil. 23: 35-43.
WIDMALM, S.E., WILLIAMS, W.J., ADAMS, B.S. (1996b). The wave forms of
temporomandibular joint sounds clicking and crepitation. J. Oral. Rehabil. 23: 44-49.
WIDMALM, S.E., WILLIAMS, W.J., ANG, B.K., MCKAY, D.C. (2002). Localization of
TMJ sounds to side. J. Oral. Rehabil. 29: 911-917.
WIDMALM, S.E., WILLIAMS, W.J., DJURDJANOVIC, D., MCKAY, D.C. (2003). The
frequency range of TMJ sounds. J. Oral. Rehabil 30: 335-346.
WITTER, D.J., VAN ELTEREN, P., KAYSER, A.F. (1988). Sign and symptomps of
mandibular dysfunction in shortened dental arches. J. Oral Rehabil. 15: 413-420.
WITTER, D.J., VAN ELTEREN, P., KAYSER, A.F., VAN ROSSUM, G.M. (1989). The
effect of removable partial dentures on the oral function in shortened dental arch. J.
Oral Rehabil. 16: 27-33.
WITTER, D.J., VAN ELTEREN, P., KAYSER, A.F., VAN ROSSUM, G.M. (1990). Oral
comfort in shortened dental arches. J. Oral Rehabil. 17: 137-143.
103
WITTER, D.J., DE HAAN, A.F.J., KAYSER, A.F., VAN ROSSUM, G.M. (1994a). A 6-
year follow-up study of oral function in shortened dental arches. Part I. Occlusal
stability. J. Oral Rehabil. 21: 113-125.
WITTER, D.J., DE HAAN, A.F.J., KAYSER, A.F., VAN ROSSUM, G.M. (1994b). A 6-
year follow-up study of oral function in shortened dental arches. Part II:
Craniomandibular dysfunction and oral comfort. J. Oral. Rehabil 21: 353-366.
WITTER, D.J., VAN PALENSTEIN, W.H., CREUGERS, N.H., KAYSER, A.F. (1999).
The shortened dental arch concept and its implications for oral health care. Community
Dent. Oral Epidemiol. 27: 249-258.
WITTER, D.J., KREULEN, C.M., MULDER, J., CREUGERS, N.H.J. (2007). Signs and
symptoms related to TMD-follow-up of subjects with shortened and complete dental
arches. J. Dent. 35: 521-527.
WOLFART, S., HEYDECKE, G., LUTHARDT, R.G., MARRE, B., FREESMEYER, W.B.,
STARK, H., WÖSTMANN, B., MUNDT, T., POSPIECH, P., JAHN, F., GITT, I.,
SCHADLER, M., AGGSTALLER, H., TALEBPUR, F. (2005). Effects of prosthetic
treatment for shortened dental arches on oral health-related quality of life, self-reports
of pain and jaw disability: results from the pilot-phase of a randomized multicentre
trial. J. Oral. Rehabil. 32: 815-822.
YENGĠN, E. (2000). Temporomandibular rahatsızlıklarda teĢhis ve tedavi. Ġstanbul: dilek
ofset matbaası. 1. Baskı 1.Bölüm.
YOSHIDA, H., SANO, T., KATAOKA, R., TAKAHASHI, K., MICHI, K. (1994). A
preliminary investigation of a method of detecting temporomandibular joint sounds. J.
Orofacial. Pain. 8: 73-79.
YOUSSEF, R.E., THROCKMORTON, G.S., ELLIS, E., SINN, D.P. (1997). Comparison of
habitual masticatory patterns in men and women using a custom computer program. J.
Prosthet. Dent. 78: 179-186.
[http://www.biojva.net/products/jva] EriĢim Tarihi: (9.12.2011)
[http://www.biojva.net/products/jt-3d] EriĢim Tarihi: (9.12.2011)
[http://www.wrigley.com/global/brands/freedent] EriĢim Tarihi: (9.12.2011)
104
EK-1
KONTROL GRUBU AYDINLATILMIġ BĠLGĠ FORMU ÖRNEĞĠ
Sizden Ankara Üniversitesi Protetik DiĢ Tedavisi Anabilim Dalı’nda
yürütülmekte olan “Serbest Sonlu Vakalarda TME Sesleri ve Mandibula
Hareketlerinin Değerlendirilmesi” konulu çalıĢmaya, tam diĢli bireylerden
oluĢturduğumuz kontrol grubu olarak katılmanız istenmektedir. Bu çalıĢmada JVA
cihazı ile eklem sesi kayıtlarınız, JT-3D çene izleyicisi kullanımı ile de alt çene
hareket kayıtlarınız alınacak ve bu kayıtlar 1 ay sonra tekrarlanacaktır. ÇalıĢmaya
katılmak istemediğiniz taktirde sizi zorlayan bir durum yoktur.
Yukarıda okuduğum çalıĢma ile ilgili bilgiler DiĢ hekimi Özlem Özdemir
tarafından bana açıklanmıĢtır. Bu çalıĢmada yer almayı kendi rızamla kabul
ediyorum.
Hasta Adı-Soyadı : ……………………… Ġmza : …………
Tarih : ……………
Doktor Adı-Soyadı : ……………………..
105
EK-2
HASTA AYDINLATILMIġ BĠLGĠ FORMU ÖRNEĞĠ
Sizden Ankara Üniversitesi Protetik DiĢ Tedavisi Anabilim Dalı’nda
yürütülmekte olan “Serbest Sonlu Vakalarda TME Sesleri ve Mandibula
Hareketlerinin Değerlendirilmesi” konulu çalıĢmaya katılmanız istenmektedir. Bu
çalıĢmada size yapılacak olan protez, normal dıĢı bir uygulama olmayıp, klinikte
rutin olarak size yapılması gerekli olan protezin aynısıdır. Protezin yapımından önce
ve tedaviden bir ay sonra JVA cihazı ile eklem sesi kayıtlarınız, JT-3D çene
izleyicisi kullanımı ile de mandibula hareket kayıtlarınız alınacak ve diĢsiz
boĢlukların eklemlerinizde herhangi bir etki yaratıp yaratmadığı incelenecektir.
ÇalıĢmaya katılmak istemediğiniz taktirde sizi zorlayan bir durum yoktur. Bu
durumda da tedavinize devam edilecektir.
Yukarıda okuduğum çalıĢma ile ilgili bilgiler DiĢ hekimi Özlem Özdemir
tarafından bana açıklanmıĢtır. Bu çalıĢmada yer almayı kendi rızamla kabul
ediyorum.
Hasta Adı-Soyadı : ……………………… Ġmza : …………
Tarih : ……………
Doktor Adı-Soyadı : ……………………..
107
EK-4
ANAMNEZ FORMU
Hastanın Adı Soyadı:
Doğum tarihi:
Adresi:
Tel no:
Ev: ĠĢ: Cep:
BaĢvuru tarihi:
Medikal hikaye:
Herhangi bir sistemik hastalık:
Devam eden medikal tedavi:
DiĢsizliğin durumu:
8 7 6 5 4 3 2 1 1 2 3 4 5 6 7 8
8 7 6 5 4 3 2 1 1 2 3 4 5 6 7 8
DiĢsizlik süresi:
TME ile ilgili herhangi bir rahatsızlık:
AlıĢkanlıklar:
DiĢ sıkma, diĢlerin arasında bir obje tutma (kalem, pipo…), müzik aleti çalmak,
çeneyi avuca dayamak, çene ve omuz arasında telefon tutmak, omuzda ağır yük
taĢımak…..
108
TME muayenesi pozitif negatif
Palpasyonda ağrı
TME sesi
Deviasyon
Defleksiyon
Maksimum ağız açıklığı:
Maksimum sağa lateral hareket miktarı:
Maksimum sola lateral hareket miktarı:
Kas muayenesi ağrı var ağrı yok
Yüzeyel masseter
Derin masseter
Temporal kas ön lifleri
Temporal kas orta lifleri
Temporal kas arka lifleri
Digastrik kas
Sternokleidomastoid kas
Fonksiyonel manipulasyon testleri
GeniĢ
açma
Protruzyona
karĢı direnç
DiĢ sıkma
Dil basacağını
ısırma
Dil basacağıyla
protruzyona
karĢı direnç
ĠLP kas
SLP kas
MP kas
109
ÖZGEÇMĠġ
I. Bireysel Bilgiler
Adı: Özlem
Soyadı: Özdemir
Doğum Yeri ve tarihi: Ankara, 8.04.1980
Uyruğu: T.C.
Medeni Durumu: Bekar
ĠletiĢim adresi ve telefonu: Oğuzlar Mah. Ġlhami Soysal Sok. 18\3 Balgat ANKARA
Tel: 0532 270 14 00 / 0312 286 87 94
II. Eğitimi
2005- Ankara Üniversitesi DiĢ Hek. Fak. Protetik DiĢ Tedavisi Anabilim Dalı
Doktora Programı
1997-2003 Gazi Üniversitesi DiĢ Hekimliği Fakültesi
1994-1997 Karabük Demir Çelik Lisesi
1991-1994 Karabük YeniĢehir Ortaokulu
1986-1991 Karabük ġirinevler Ġlkokulu
Yabancı Dili: Ġngilizce
III. Ünvanları
2003 DiĢ Hekimi
2007 AraĢtırma Görevlisi
IV. Üye Olduğu Bilimsel KuruluĢlar
-
V. Bilimsel Ġlgi Alanları
Yayın: “Tam Protezlerde Çiğneme Etkinliği” Atatürk Üniversitesi DiĢ Hekimliği
Fakültesi Dergisi (2010). 3: 60-69.
110
Poster: “Tmj Vibration in Patients with Bilaterally Missing Mandibular Molars” 88th
Congress of the International Association for Dental Research, 14-17 Temmuz 2010,
Barselona.
“Comparison of Chewing Cycles of Dentate and Denture-Wearing Subjects” 16th
Congress of the Balkan Stomatological Society, 28 Nisan-1Mayıs 2011, BükreĢ.
VI. Bilimsel Etkinlikleri
Projeleri: -
Verdiği seminerler: “Tam Protezlerde Çiğneme Etkinliğinin Değerlendirilmesi”,
Ankara Üniversitesi DiĢ Hekimliği Fakültesi Protetik DiĢ Tedavisi Anabilim Dalı,
2006.
“Ġmplant Destekli Protezlerde Kas Aktivitesi”, Ankara Üniversitesi DiĢ Hekimliği
Fakültesi Protetik DiĢ Tedavisi Anabilim Dalı, 2006.
VII. Diğer Bilgiler
Eğitim programı haricinde aldığı kurslar ve katıldığı eğitim seminerleri:
1. 16th Congress of the Balkan Stomatological Society, 28 Nisan-1Mayıs 2011,
BükreĢ.
2. 88th Congress of the International Association for Dental Research, 14-17
Temmuz 2010, Barselona.
3. 2nd Astra Tech Scientific Symposium, 4D Aspect of Implantology, 4-5 Aralık
2009, Ankara.
4. Dental Ġmplantolojide Klinik Gerçekler ve Güncel Protetik YaklaĢımlar” H.Ü.
Sağlıkta Sürekli Eğitim Etkinlikleri, 15 Mayıs 2009, Ankara.
5. Tempomandibular Eklem Ġnternal Düzensizliklerinde Protetik ve Cerrahi
Rehabilitasyon AraĢtırmalar\ Konseptler, Türk Oral ve Maksillofasiyal Cerrahi
Derneği Sempozyumu, 26-27 Nisan 2008, Ankara.
6. Ankara Üniversitesi ve Boston Üniversitesi DiĢ hekimliği Fakülteleri Bilimsel
Toplantısı, 24-26 Kasım 2006, Ankara.
7. Türk Prostodonti ve Ġmplantoloji Derneği 15. Bilimsel Toplantısı, 22-23 Ekim
2005, Ankara.