serbest sonlu vakalarda tme seslerİ ve mandİbula...

122
TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SERBEST SONLU VAKALARDA TME SESLERİ VE MANDİBULA HAREKETLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Özlem ÖZDEMİR PROTETİK DİŞ TEDAVİSİ ANABİLİM DALI DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Prof. Dr. A. Cavidan AKÖREN 2011 - ANKARA

Upload: others

Post on 14-Jan-2020

13 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANKARA ÜNİVERSİTESİ

SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

SERBEST SONLU VAKALARDA TME SESLERİ VE

MANDİBULA HAREKETLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

Özlem ÖZDEMİR

PROTETİK DİŞ TEDAVİSİ ANABİLİM DALI

DOKTORA TEZİ

DANIŞMAN

Prof. Dr. A. Cavidan AKÖREN

2011 - ANKARA

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANKARA ÜNİVERSİTESİ

SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

SERBEST SONLU VAKALARDA TME SESLERİ VE

MANDİBULA HAREKETLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

Özlem ÖZDEMİR

PROTETİK DİŞ TEDAVİSİ ANABİLİM DALI

DOKTORA TEZİ

DANIŞMAN

Prof. Dr. A. Cavidan AKÖREN

2011 - ANKARA

iii

İÇİNDEKİLER

Kabul ve Onay ii

İçindekiler iii

Önsöz v

Simgeler ve Kısaltmalar vi

Şekiller viii

Çizelgeler ix xi

1. GİRİŞ 1

1.1. Temporomandibular Eklem (TME) 1

1.2. TME Sesi 5

1.2.1. TME Seslerinin Oluşum Mekanizması 6

1.2.2. TME Seslerinin Sınıflandırılması 8

1.2.3. TME Seslerinin Kayıt Yöntemleri 9

1.2.3.1. Doğrudan Dinleme 11

1.2.3.2. Palpasyon ile Dinleme 11

1.2.3.3. Steteskop ile Dinleme 11

1.2.3.4. Mikrofon ile Dinleme 12

1.2.3.5. Doppler Ultrason 12

1.2.3.6. Spektral Analiz 13

1.3. Elektrovibratografi (JVA) 14

1.4. Mandibula Hareketleri 15

1.4.1. Mandibula Hareketlerinin Kayıt Yöntemleri 15

1.4.1.1. Pantograf 16

1.4.1.2. Kinesiograf 16

1.4.1.3. Aksiograf 16

1.4.1.4. Sirognatograf 16

iv

1.5. Elektrognatografi (JT-3D) 17

1.6. Maksimum Ağız Açıklığı 17

1.7. Posterior Diş Kaybının TME Üzerine Etkileri 18

1.7.1. Kısaltılmış Dental Ark ve TME 20

1.7.2. Hareketli Protez Kullanımı ve TME 22

1.8. Posterior Diş Kaybının Çiğneme Sistemi Üzerine Etkileri 24

1.9. Cinsiyet, TME ve Çiğneme 27

2. GEREÇ VE YÖNTEM 30

2.1. Klinik Muayene 30

2.2. Kontrol ve Çalışma Gruplarının Oluşturulması 30

2.2.1. Kontrol Grubu 31

2.2.2. Çalışma Grupları 31

2.3. Bireylerden Alınan Kayıtlar 33

2.3.1. JVA Cihazı ile Alınan Kayıtlar 34

2.3.2. JT-3D Cihazı ile Alınan Kayıtlar 37

2.4. İstatistiksel Analiz 41

3. BULGULAR 43

3.1. Klinik Muayene Bulguları 43

3.2. Cinsiyet ve Maksimum Ağız Açıklığı Bulguları 43

3.3. JVA Cihazı ile Alınan TME Sesi Kaydı Bulguları 44

3.4. JT-3D Cihazı ile Alınan Çiğneme Kaydı Bulguları 64

4. TARTIŞMA 70

5. SONUÇ VE ÖNERİLER 86

ÖZET 88

SUMMARY 89

KAYNAKLAR 90

EKLER

EK-1 104

EK-2 105

EK-3 106

EK-4 107

ÖZGEÇMİŞ 109

v

ÖNSÖZ

Temporomandibular eklem (TME), dişhekimleri için her zaman ilgi çekici bir konu

olmuş, temporomandibular düzensizliklerin tanısı ve tedavisine yönelik günümüze

kadar birçok çalışma yapılmıştır. Bu çalışmalarda TME sesinin en sık karşılaşılan

semptomlar arasında olduğu rapor edilmekte ve özellikle posterior bölgedeki diş

kayıplarının TME ve çiğneme sistemi üzerindeki etkileri konusunda araştırmalar

devam etmektedir. Bu tez çalışmasında serbest sonlu vakalarda TME seslerinin ve

çiğneme sırasındaki mandibula hareketlerinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır.

Doktora eğitimim ve tez çalışmalarım boyunca bilgisi, sabrı ve özverisi ile bana her

konuda yardımcı olan doktora ve tez danışmanım, Prof. Dr. A. Cavidan Akören’e,

eğitimim süresince mesleki bilgi ve tecrübelerinden faydalanma imkanı bulduğum,

başta Prof. Dr. Bengül Yurdukoru olmak üzere, Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği

Fakültesi Protetik Diş Tedavisi Anabilim Dalı öğretim üyelerine, tez jürimde bulunan

değerli hocalarıma, bu tez çalışmasının gerçekleşmesinde verdikleri kayıtlarla bana

yardımcı olan hastalarıma ve birlikte çalışmaktan mutluluk duyduğum sevgili asistan

arkadaşlarıma her şey için tüm kalbimle teşekkür ederim.

Ve sonsuz sevgi ile desteklerini her zaman yanımda hissettiğim, çalışmalarım

sırasında bana katlanan başta annem ve kardeşim olmak üzere, tüm aileme ayrı ayrı

teşekkürler….

vi

SİMGELER VE KISALTMALAR

Alt SS Alt serbest sonlu grup

Alt-Üst SS Alt-üst serbest sonlu grup

CV Closing Velocity

∆ Delta (ikinci kayıt-birinci kayıt)

dB Desibel

DH+RDD Dejeneratif eklem hastalıkları ile birlikte Redüksiyonlu Disk

Deplasmanı

E Erkek

EGN Elektrognatografi

EVG Elektrovibratografi

FFT Fast Fourier Transform

FGM Flux Gate Magnometer

Hz Hertz

i İntegral

İD İnternal Düzensizlik

İLP İnferior Lateral Pterygoid Kas

JT-3D Jaw Tracking-3D

JVA Joint Vibration Analysis

K Kadın

KDA Kısaltılmış Dental Ark

MA Maksimum Ağız Açıklığı

MF Median Frekans

MP Medial Pterygoid Kas

ms Milisaniye

N Birey sayısı

OV Open Velocity

vii

Pa Paskal

PA Peak Amplitüd

PF Peak Frekans

RDD Redüksiyonlu Disk Deplasmanı

SLP Superior Lateral Pterygoid Kas

sn Saniye

Std. Sapma Standart Sapma

Ti Total İntegral

TMD Temporomandibular Düzensizlik

TME Temporomandibular Eklem

Üst SS Üst serbest sonlu grup

viii

ŞEKİLLER

Şekil 1.1. Ağız kapalı pozisyonda sagittal düzlemde TME 3

Şekil 2.1. TME muayenesi 30

Şekil 2.2. Çalışmadaki grupların şematik gösterimi 32

Şekil 2.3. Çalışmada kullanılan JVA ve JT-3D cihazları 33

Şekil 2.4. JVA cihazının bireye uygulanması 34

Şekil 2.5. JVA cihazı ile alınan kaydın bilgisayar ekranındaki görüntüsü 35

Şekil 2.6. JT-3D cihazında kullanılan mıknatıs ve yapıştırıcı bant 37

Şekil 2.7. JT-3D cihazında kullanılan mıknatısın ağız içine yapıştırılması 38

Şekil 2.8. JT-3D cihazının bireye uygulanması 38

Şekil 2.9. JT-3D mıknatısı ile sensörlerin uyumu 39

Şekil 2.10. JT-3D cihazı ile alınan kaydın bilgisayar ekranındaki görüntüsü 39

Şekil 2.11. EGN değerlendirmesinde çiğneme için kullanılan açma hızı

sınıflandırması 40

Şekil 2.12. EGN değerlendirmesinde çiğneme için kullanılan kapama hızı

sınıflandırması 41

Şekil 3.1. Gruplara göre cinsiyet dağılımı 44

Şekil 3.2. Grup içinde tedavi öncesi ve tedavi sonrası JVA verileri

karşılaştırıldığında istatistiksel olarak fark tespit edilen

parametreler 49

Şekil 3.3. Tedavi öncesi toplam çiğneme siklusu süresinin gruplar arasında

karşılaştırılması 66

ix

ÇİZELGELER

Çizelge 2.1. Çalışmadaki grupların yaş ortalamaları 32

Çizelge 2.2. Çalışmadaki grupların cinsiyet dağılımı 32

Çizelge 2.3. JVA cihazı için belirtilen referans değerler 36

Çizelge 3.1. Bireylerin gruplara göre MA değerleri 43

Çizelge 3.2. Kontrol grubu içinde JVA 1. ve 2. kayıtlarının karşılaştırılması 45

Çizelge 3.3. Üst serbest sonlu grup içinde JVA tedavi öncesi ve tedavi sonrası

kayıtlarının karşılaştırılması 46

Çizelge 3.4. Alt serbest sonlu grup içinde JVA tedavi öncesi ve tedavi sonrası

kayıtlarının karşılaştırılması 47

Çizelge 3.5. Alt-üst serbest sonlu grup içinde JVA tedavi öncesi ve tedavi

sonrası kayıtlarının karşılaştırılması 48

Çizelge 3.6. JVA tedavi öncesi verilerinin gruplar arasında karşılaştırılması 51

Çizelge 3.7. JVA tedavi öncesi verilerinin gruplar arasında karşılaştırılması 52

Çizelge 3.8. Çizelge 3.6 ve 3.7 için istatistiksel anlamlılık değerlendirmeleri 53

Çizelge 3.9. Kontrol grubu ile serbest sonlu grupların tedavi sonrası JVA

verilerinin karşılaştırılması 54

Çizelge 3.10. Kontrol grubu ile serbest sonlu grupların tedavi sonrası JVA

verilerinin karşılaştırılması 55

Çizelge 3.11. Çizelge 3.9 ve 3.10 için istatistiksel anlamlılık değerleri 55

Çizelge 3.12. JVA ölçümlerinin tedavi öncesine göre tedavi sonrasındaki

değişimler (∆) yönünden gruplar arasında yapılan

karşılaştırmaları 56

Çizelge 3.13. JVA ölçümlerinin tedavi öncesine göre tedavi sonrasındaki

değişimler (∆) yönünden gruplar arasında yapılan

karşılaştırmaları 57

Çizelge 3.14. Çizelge 3.12 ve 3.13 için istatistiksel anlamlılık değerleri 57

x

Çizelge 3.15. Üst serbest sonlu grup içinde JVA ölçümlerinde sağ ve sol

taraftaki değişimler (∆) yönünden yapılan karşılaştırmalar 58

Çizelge 3.16. Alt serbest sonlu grup içinde JVA ölçümlerinde sağ ve sol

taraftaki değişimler (∆) yönünden yapılan karşılaştırmalar 59

Çizelge 3.17. Alt-üst serbest sonlu grup içinde JVA ölçümlerinde sağ ve sol

taraftaki değişimler (∆) yönünden yapılan karşılaştırmalar 59

Çizelge 3.18. Üst serbest sonlu grup içinde JVA ölçümlerinde açma ve kapama

hareketindeki değişimler (∆) yönünden yapılan karşılaştırmalar 60

Çizelge 3.19. Alt serbest sonlu grup içinde JVA ölçümlerinde açma ve kapama

hareketindeki değişimler (∆) yönünden yapılan karşılaştırmalar 60

Çizelge 3.20. Alt-üst serbest sonlu grup içinde JVA ölçümlerinde açma ve

kapama hareketindeki değişimler (∆) yönünden yapılan

karşılaştırmalar 61

Çizelge 3.21. Serbest sonlu gruplarda JVA ölçümlerinde tedavi öncesine göre

tedavi sonrasındaki değişimin (∆) cinsiyet yönünden

karşılaştırılması 62

Çizelge 3.22. Kontrol grubunda JVA ölçümlerinin cinsiyet yönünden

karşılaştırılması 63

Çizelge 3.23. JVA ölçümlerinde tedavi öncesine göre tedavi sonrasındaki

değişim (∆) ile MA arasında korelasyon analizi 64

Çizelge 3.24. Grup içinde tedavi öncesi ve tedavi sonrası çiğneme siklusu

süresinin karşılaştırılması 65

Çizelge 3.25. Tedavi öncesi çiğneme siklusu süresi verilerinin gruplar arasında

karşılaştırılması 66

Çizelge 3.26. Çizelge 3.25 için istatistiksel anlamlılık değerleri 66

Çizelge 3.27. Kontrol grubu ile serbest sonlu grupların tedavi sonrası çiğneme

siklus süresi verilerinin karşılaştırılması 67

Çizelge 3.28. Çizelge 3.27 için istatistiksel anlamlılık değerleri 67

Çizelge 3.29. Çiğneme siklusu süresi verilerinin tedavi öncesine göre tedavi

sonrasındaki değişimler (∆) yönünden gruplar arasında yapılan

karşılaştırmaları 68

xi

Çizelge 3.30. Grup içinde sağ ve sol taraftaki değişimler (∆) yönünden

çiğneme siklus süresi verilerinin karşılaştırılması 68

Çizelge 3.31. Tedavi öncesine göre tedavi sonrasındaki çiğneme siklusu süresi

verilerindeki değişimin (∆) cinsiyet yönünden karşılaştırılması 68

Çizelge 3.32. Kontrol grubunda toplam çiğneme siklusu süresi verilerinin

cinsiyet yönünden karşılaştırılması 69

Çizelge 3.33. Tedavi öncesine göre tedavi sonrasındaki çiğneme siklusu süresi

verilerindeki değişim (∆) ile MA arasında korelasyon analizi 69

Çizelge 3.34. Kapama hızı (CV) paterninin gruplara göre dağılımı 69

1

1. GĠRĠġ

Çiğneme sistemi, vücudun çiğneme, konuĢma ve yutkunmadan sorumlu fonksiyonel

bir birimidir. Çiğneme sisteminde diĢleri destekleyen maksilla ve mandibulanın yanı

sıra, mandibulanın kraniumla artikulasyonuna yardımcı olan temporal kemik üç

büyük iskeletsel yapıyı oluĢturmaktadırlar (Okeson, 2008). Kafatasında çevre kemik

yapılara komplike bir Ģekilde bağlı olan maksilla, çiğneme sisteminin sabit parçasını

oluĢturmakta, mandibula ise alt yüz iskeletini oluĢturan U Ģeklinde bir kemik olup,

kafatası ile herhangi bir kemiksel bağlantısı bulunmamaktadır. Mandibula gövdesinin

üst kısmı alveoler proçes ve diĢlerden oluĢmakta ve yukarı doğru mandibula ramusu

ile devam etmektedir. Mandibula ramusunda önde koronoid proçes, arkada

çevresinde hareketin gerçekleĢtiği kısım olan kondiler proçes bulunmaktadır.

Temporal kemiğin squamoz parçası ve kondiler proçes ise, birlikte artikulasyon

yaparak Temporomandibular Eklemi (TME) oluĢturmaktadırlar (Laskin ve ark.,

2006; Okeson, 2008).

1.1. Temporomandibular Eklem

TME, insan vücudunda çift olarak bulunan ve mandibula ile temporal kemik arasında

oldukça karmaĢık özellikler sergileyen morfolojik bir yapıdır. Tek bir düzlem

üzerinde menteĢe hareketine izin verdiği ve aynı zamanda kayma hareketi de

yapabildiği için “ginglymoartroidal eklem” olarak kabul edilmektedir (Ramfjord ve

Ash, 1983; Okeson, 2008). Sağ ve sol tarafta bulunan TME’ler kendilerine ait

ligament ve kaslar tarafından, kafatası ile çift taraflı artikülasyon oluĢturmak üzere,

mandibulaya bağlanırlar. Bir taraf eklemi, karĢı taraf ekleminin hareketi olmadan tek

baĢına hareket edememekte ve bir eklemde meydana gelen bir hareket veya

fonksiyonel bir değiĢiklik diğer eklemi de etkilemektedir (Pertes ve Gross, 1995;

Çalıkkocaoğlu, 1998).

2

Temporal kemiğin squamoz parçasındaki çukur olan fossa mandibularis (glenoid

fossa) ve fossanın ön kısmında yer alan dıĢbükey kemik çıkıntısı artiküler eminens,

eklemin üst kemik bölümünü; mandibula kondili ise, eklemin alt kemik bölümünü

oluĢturur. Mandibular fossanın posterior yüzeyi oldukça ince subperiostal kemik

yapısında ve dolayısıyla ekleme gelen yoğun kuvvetleri karĢılamaya uygun değil

iken, ön ve üst çatısı oldukça kalın ve yoğun kemik içermesi nedeniyle ağır yüklere

fizyolojik olarak dayanabilmektedir. Mandibular kondilin Ģekli elipsoid, oval ya da

yarı konveks yapıda olup, üst yüzeyi eklem yüzeyini oluĢturur. YetiĢkin bir bireyde

kondilin anteroposterior geniĢliği yaklaĢık 8-10 mm; mediolateral uzunluğu 15-20

mm arasındadır. Kondilin eklem yüzeyi, sıkı kortikal kemiği örten fibröz konnektif

dokudan oluĢmaktadır (Ramfjord ve Ash, 1983; Laskin ve ark., 2006; Dawson,

2007).

Mandibular kondil ve glenoid fossa fibrokartilaj yapıdaki artiküler disk ile

birbirinden ayrılır. Eklem diski, bir kemik olmadığı halde, kemik gibi fonksiyon

göstererek, karmaĢık eklem hareketlerine izin vermekte ve bu nedenle TME “birleĢik

eklem” olarak da sınıflandırılmaktadır (Pertes ve Gross, 1995; Okeson, 2008).

Artiküler disk, yoğun fibröz konnektif dokudan oluĢtuğu için, kan damarları ve sinir

lifleri bulunmamaktadır (Dawson, 2007). Diskin posterior sınırı, anteriordan biraz

daha kalındır. Normal bir eklemde kondilin artikülasyon yüzeyi diskin orta

bölgesinde olup, daha kalın anterior ve posterior bölge ile sınırlandırılır. Anteriordan

bakıldığında ise, artiküler disk medialde daha kalındır. Hareket sırasında disk

oldukça esnektir ve artiküler yüzeylerin fonksiyonel hareketlerine uyum sağlayabilir.

Eklemde yıkıcı kuvvetler ile yapısal değiĢiklikler oluĢursa, disk morfolojisi

irreversibl olarak değiĢir ve patolojik durumlar ortaya çıkar. Optimum çene

iliĢkisinde, artiküler diskin kemik yapılar arasında uygun Ģekilde yerleĢimi ile kondil

artiküler eminensin posterior eğimine karĢı fossada en üst-ön pozisyonda yer

almaktadır (Okeson, 2008).

Artikuler disk, eklemi üst ve alt olmak üzere iki kaviteye ayırmaktadır. Bu

kavitelerin iç yüzeylerindeki özelleĢmiĢ endoteliyal hücreler, eklem kavitelerini

dolduran sinoviyal sıvıyı üreten, sinoviyal membranı oluĢtururlar (Ramfjord ve Ash,

3

1983). Bu sıvı, eklemin artiküler yüzeyleri non-vaskülarize olduğundan, dokuların

metabolik ihtiyaçlarını karĢılar ve fonksiyon sırasında artiküler yüzeyler arasında

yağlayıcı olarak görev yaparak sürtünmeyi azaltmaya yardımcı olur. Eklem

yüzeylerinin yağlanması (lubrikasyon), sınır yağlanması ve ıslatma yağlanması

olmak üzere iki Ģekilde gerçekleĢmektedir. Sınır yağlanması, eklemin hareketi ile

sıvının bir yerden diğerine akmaya zorlanması ile oluĢurken, ıslatma yağlanması,

artiküler yüzeylerin bir miktar sıvıyı absorbe etmesi ve kuvvet uygulanması

durumunda sıvıyı bırakması ile oluĢmaktadır. Artiküler disk, arka bölgede damar ve

sinirden zengin gevĢek bir bağ dokuya bağlıdır. Retrodiskal doku olarak

adlandırılan bu yapı iki tabakalıdır. Superior retrodiskal lamina elastik liflerden,

inferior retrodiskal lamina ise kollajenöz liflerden oluĢmuĢtur. Retrodiskal doku arka

kısımda, venöz pleksuslar içeren oldukça gevĢek bağ dokusuna bağlanır. Superior

retrodiskal lamina elastik liflerden oluĢması nedeniyle kondil üzerinde diski retrakte

eden tek yapı olma özelliğini taĢır. Ġnferior retrodiskal lamina ise, hareketleri pasif

olarak sınırlandırır (Okeson, 2008) (ġekil 1.1).

ġekil.1.1. Ağız kapalı pozisyonda sagittal düzlemde TME. (1) kondil baĢı, (2) pterygoid fovea, (3)

artiküler disk, (4) retrodiskal doku, (5) alt eklem kavitesi, (6) üst eklem kavitesi, (7) artiküler eminens,

(8) zigomatik ark, (9) kulak kanalı, (10) superior lateral pterygoid kas, (11) inferior lateral pterygoid

kası belirtmektedir (Laskin ve ark., 2006).

TME’i destekleyen fonksiyonel ligamentler kollateral (diskal), kapsüler ve

temporomandibular ligament; yardımcı ligamentler ise, sfenomandibular ve

stylomandibular ligamentlerdir. Bu ligamentler non-elastik kollajenöz bağ

dokusundan oluĢmuĢ olup, mandibula pozisyonun korunmasını sağlayan ve pasif

olarak eklem hareketlerini sınırlandıran yapılardır (Okeson, 2008). Kollateral

4

ligament, artiküler diskin medial ve lateral kenarını, kondilin medial ve lateral

kutuplarına bağlamakta ve diskin kondilden uzaklaĢmasını engellemektedir (Bell,

1990; Dawson, 2007). Kapsüler ligament, TME’i bütünüyle çevrelemekte, artiküler

yüzeyleri birbirinden ayırmaya yönelik medial, lateral veya inferior kuvvetlere karĢı

koymakta ve ayrıca sinoviyal sıvıyı eklem içinde tutmaktadır (Mohl, 1988; Bell,

1990; Okeson, 2008). Temporomandibular ligament dıĢ oblik ve iç yatay lifler olmak

üzere iki kısımdan oluĢmaktadır. DıĢ oblik kısım, kondilin aĢırı rotasyonuna karĢı

koyar ve ağız açılımını sınırlandırır. Ġç yatay kısım ise, kondil ve diskin posterior

hareketini sınırlayarak kondilin posterior yer değiĢtirmesiyle oluĢan travmalara karĢı

retrodiskal dokuyu korur (Dawson, 2007; Okeson, 2008). Sfenomandibular ligament,

mandibular hareket üzerinde önemli kısıtlayıcı etkiye sahip değilken,

Stylomandibular ligament, mandibular protrusiv hareketi sınırlandırmaktadır (Laskin

ve ark., 2006).

TME bölgesinde oluĢan rahatsızlıklar günümüze kadar çok çeĢitli terimlerle

tanımlanmıĢtır. James Costen (1934) kulak ve TME bölgesindeki bir grup semptomu

“Costen Sendromu” olarak adlandırmıĢ, daha sonraki yıllarda Shore (1959)

“Temporomandibular Disfonksiyon Sendromu” terimini kullanmıĢ ve 1983 yılından

itibaren Amerikan DiĢ Hekimleri Birliği’nin önerisi ile sadece eklemlerle sınırlı

problemleri değil, tüm çiğneme sistemi fonksiyonları ile ilgili düzensizlikleri içeren

bir terim olarak “Temporomandibular Rahatsızlık” veya “Temporomandibular

Düzensizlik” (TMD) terimleri kullanılmaya baĢlanmıĢtır (Okeson, 2008). TMD’lerin

etiyolojisi ile ilgili yapılan araĢtırmalarda mekanik deplasman teorisi, nöromuskuler

teori, kas teorisi, psikofizyolojik teori ve psikolojik teori gibi pek çok teori öne

sürülmüĢ olmakla birlikte, bu teorilerin hiçbirinin tek baĢına etiyolojiyi

açıklayamadığı görülmüĢ ve etiyolojinin multifaktöriyel olduğu kabul edilmiĢtir

(DeBoever ve ark., 2000). YaĢ ve TME’in durumunu değerlendiren bazı çalıĢmalarda

artan yaĢ ile beraber diĢ kaybı artmasına karĢın, TMD semptomlarının azaldığı rapor

edilirken (Grene, 1994; Ow ve ark., 1995; Osterberg ve Carlsson, 2007; Johansson

ve ark., 2008), diğer bazı çalıĢmalarda ise, yaĢın artması ile semptomların da arttığı

belirtilmektedir (Rutkiewicz ve ark., 2006; Johansson ve ark., 2006).

5

Okeson (2008), TME disfonksiyonunun eklem sesi ve eklem kısıtlılığı olarak ikiye

ayrılabileceğini belirtmektedir. Eklem kısıtlılığı için mandibula hareketlerinin

izlenmesi gerektiği rapor edilmiĢtir. TMD olan hastalarda, mandibular hareketler ya

kısıtlıdır ya da uygun olmayan hareket yollarına sahiptir. Kısıtlılık ekstrakapsüler

veya intrakapsüler kaynaklı olabilmektedir. Ekstrakapsüler kısıtlılık genellikle

kaslarla, intrakapsüler kısıtlılık ise, kondil-disk fonksiyonu ve ligamentlerle iliĢkili

olarak rapor edilmiĢtir.

TMD’lerin subjektif semptomları arasında en yaygın olanları; TME sesleri, ağız

açıklığında kısıtlılık, çiğneme kaslarında yorgunluk, dinlenme veya hareket sırasında

yüzde, çenede ağrı ve baĢ ağrıları olarak belirtilmektedir (Carlsson ve Magnusson

1999).

1.2. TME Sesi

TME sesinin\vibrasyonunun, eklem disfonksiyonu ve\veya eklem patolojisinin en

önemli fiziksel belirtilerinden birisi olduğu bildirilmektedir (Tallents ve ark.,1993;

Sano ve ark., 1999; Rutkiewicz ve ark., 2006; Ikebe ve ark., 2008; Goncalves ve ark.,

2010). Artrografik, morfolojik ve cerrahi bulgularda klik sesinin çoğunlukla

redüksiyonlu disk deplasmanı olan eklemlerde, krepitasyon sesinin ise, dejeneratif

artrit gibi ileri eklem hastalıklarında görüldüğü rapor edilmiĢtir (Eriksson ve ark.,

1985; Tallents ve ark., 1993).

TME sesi prevalansı ile ilgili epidemiyolojik araĢtırmalarda, seçilen populasyona ve

kullanılan kayıt yöntemine bağlı olarak çok farklı subjektif raporlar ve klinik

bulgular bildirilmektedir (Carlsson ve Magnusson, 1999). Bu seslerinin prevalansının

farklı çalıĢmalarda % 12-65 ile % 15-65 oranında olduğu belirtilmektedir (Prinz ve

NG, 1996; Gallo ve ark., 2000).

TME sesi ile ilgili araĢtırmalarda, seslerin kadınlarda erkeklere oranla daha fazla

görüldüğü, çocuklarda ve gençlerde sık rastlandığı, yaĢ ilerledikçe de azaldığı iddia

6

edilmekte ve TME seslerinin uzun süre sonunda ağrı oluĢturacağı veya harekette

kısıtlılığa sebep olacağına dair bir bulgu elde edilemediği bildirilmektedir (Carlsson

ve Magnusson, 1999). Ikebe ve arkadaĢları (2008) ise, yaĢlı hasta grubunda TME

sesleri genellikle çok sıkıntı yaratan bir sorun olarak görülmediği için, diĢ

hekimlerinin bu seslere gereken dikkati göstermediğini belirtmiĢlerdir.

TME sesinin TMD’in en yaygın semptomlarından birisi olduğu belirtilmesine karĢın,

bu seslerin asemptomatik bireylerde de görülebildiği bildirilmiĢtir (Gay ve

Bertolami, 1988; Stockstill ve Mohl 1991; Tallents ve ark 1993; Sano ve ark., 1999).

Semptomatik bireylerde ortaya çıkan TME seslerinin, asemptomatik bireylerden

daha yüksek amplitüdde, düzensiz, ani ve daha kısa süreli olduğu belirtilmiĢtir (Prinz

ve NG, 1996; Sano ve ark., 1999).

Sesin varlığının diskin pozisyonu hakkında bilgi verdiğini belirten çalıĢmalar

olmakla birlikte, sadece TME sesi bulgusunun TMD’i belirtmek için yeterli olmadığı

da vurgulanmaktadır (Sarita ve ark., 2003). Ayrıca yapılan artrografik çalıĢmalar,

redüksiyonsuz anterior disk deplasmanı gibi patolojik değiĢiklikler gözlenen

TME’lerde de bazen sesin kaydedilemeyeceğini göstermiĢtir (Farrar ve ark., 1979).

Bu nedenle sesin yokluğu durumunun da her zaman normal bir eklemi

düĢündürmemesi ve kesin tanının konulabilmesi için detaylı klinik muayene ile

birlikte manyetik resonans kayıtlarının da değerlendirilmesi gerektiği belirtilmektedir

(Oğutcen-Toller, 2003; Sarita ve ark., 2003).

1.2.1. TME Seslerinin OluĢum Mekanizması

TME seslerinin çok çeĢitli sebepleri olabilmekte ve genellikle seslerin patolojik

olmayan normalin varyasyonu sayılabilecek bulgular olduğu belirtilmektedir. Ağrı

veya fonksiyonda bir eksiklik olmadan oluĢan TME sesinin, tek baĢına TMD’i

gösteren bir kriter olmadığı rapor edilmiĢtir (Yengin, 2000; Okeson, 2008).

7

Günümüze kadar yapılan birçok çalıĢmada TME sesinin oluĢumuna katkıda bulunan

faktörler stomatognatik ve psikolojik faktörler olarak ikiye ayrılmıĢtır. Stomatognatik

faktörler arasında dengeleyen taraf interferensleri, malokluzyon ve horizontal hareket

kısıtlılığı gösterilmiĢtir. Psikolojik faktörlerin ise, dengeleyen taraf interferensleri ile

birlikte olduğu zaman, TME sesine neden olabileceği rapor edilmiĢtir (Wabeke ve

Spruijt, 1993; Spruijt ve Wabeke, 1996). Bazı çalıĢmalarda ise, asemptomatik

bireylerde TME sesi ve dental faktörler arasında iliĢki tespit edilemediği

bildirilmektedir (Pullinger ve ark., 1988; Wanman, 1990; Wanman ve Agerberg,

1991). Dental faktörlerin ses varlığına önemli ölçüde katkıda bulunduğu, ancak ses

varlığının bu değiĢkenlerden kaynaklanmadığı görüĢü savunulmuĢtur (Wabeke ve

ark., 1992). Spruijt ve Wabeke (1995), TME sesinin varlığında atrizyon, diĢ sıkma

gibi psikolojik faktörlerin sadece minör bir rol oynadığını belirtmektedirler. Bu

duruma zıt olarak bazı çalıĢmalarda ise, diĢ sıkma alıĢkanlığı olan hastalarda eklem

yüzeylerinde sürtünmede artıĢ olduğu ve bu durumun da düĢük yoğunluklu

vibrasyonlara neden olduğu görüĢü belirtilmiĢtir (Faulkner ve Mercado, 1991; Al-

Jabrah ve Al-Shumailan, 2006).

Eklem vibrasyonlarının, TME biyomekanik dengesizliğinin bir belirtisi olduğu

düĢünülmektedir (Li ve ark., 2009). Bu vibrasyonların etiyolojisini araĢtıran

çalıĢmalarda, elevator kaslar ve lateral pterygoid kasın üst kısmı arasındaki uyum

bozukluğunun yanı sıra, lubrikasyon mekanizmasındaki değiĢiklikler, kondil ve disk

arasındaki uyumsuz iliĢki, artiküler yüzeylerdeki morfolojik değiĢiklikler

gösterilmiĢtir (Gage, 1985). Asemptomatik hastalarda artiküler yüzeyler daha düzgün

ve kapsüler ligament, diski kondil üzerinde stabil tuttuğu için eklem vibrasyonları

daha hafiftir. Normal bir eklemin artiküler alanı sinoviyal sıvı ile doludur. Bu sıvı

eklem lubrikasyonuna izin vermekte ve fonksiyon sırasında minimum temas

sağlamaktadır. TME’de patolojik değiĢiklikler olduğunda ise, artiküler yüzeylerde

hareket boyunca vibrasyonlar üretilir (Christensen ve Orloff, 1992; Ishigaki ve ark.,

1993d; Garcia ve ark., 2000; Nickel ve ark., 2001). Kas spazmlarının da diskin

anterior deplasmanına neden olarak, TME’in yapısını değiĢtirebileceği ve indirekt

olarak anormal vibrasyonlar üretebileceği sonucuna varılmıĢtır (Gay ve ark., 1987).

8

TME seslerinin oluĢum nedenleri ile ilgili yapılan birçok çalıĢmada, farklı görüĢler

bildirilmektedir. Drum ve Litt’e (1987) göre; yüksek hızda travmatik yaralanma,

mandibulanın ortodontik retraksiyonu, cerrahi müdahale boyunca genel anestezi

altında eklemin dislokasyonu ve geliĢim anomalileri, Prinz’e (1998b) göre, çarpma,

formda defektler, kayma sürtünmesi, yapıĢma-kayma sürtünmesi, sinoviyal sıvı

etkileri, aralıklı sinoviyal sıvı akımı, kavitasyon, vakum etkisi, anfizem ve koparma

sesi, Tanzilli ve arkadaĢlarına (2001) göre ise, artiküler yüzey tabakalarında lokal

kalınlaĢma, makroskobik yeniden Ģekillenme, kondil formunda bozulma ve disk

deplasmanı gibi fonksiyon ve doku morfolojisindeki değiĢiklikler rapor edilmiĢtir.

Klik sesinin, formda deviasyon, sublüksasyon, kasların koordinasyon bozukluğu,

redüksiyonlu disk deplasmanı ve adezyona bağlı olarak oluĢabildiği ve zaman içinde

önemli oranda değiĢebileceği belirtilmektedir (DeBover ve ark., 2000; Okeson,

2008). Krepitasyon sesinin ise, redüksiyonsuz disk deplasmanından osteodejeneratif

artrite kadar olan çeĢitli rahatsızlıklarda ortaya çıkabildiği ve tam protez kullanan,

molar desteğini kaybetmiĢ, romatoid artriti olan ve çenesine darbe almıĢ kiĢilerde

daha çok görüldüğü tespit edilmiĢtir (Tallents ve ark., 1993; Carlsson ve Magnusson,

1999; Tanzilli ve ark., 2001; Yengin, 2000).

1.2.2. TME Seslerinin Sınıflandırılması

Öğüt (2002) sesi, 20-20000 Hertz (Hz) frekans aralığındaki duyulabilir titreĢimler

olarak tanımlamaktadır. Tallents ve arkadaĢları (1993) ise, insan kulağının 16-16000

Hz frekans aralığında sesleri algılayabildiğini ve 500-5000 Hz frekans aralığındaki

seslere en yüksek duyarlılıkta olduğunu rapor etmiĢlerdir.

TME sesleri için subjektif ve objektif olarak birçok sınıflandırma yapılmıĢtır.

Seslerin frekansını analiz etmek için teyp ve ses frekans analiz cihazı kullanan

Quellette (1974) eklem seslerini objektif olarak sınıflandıran ilk araĢtırmacıdır. Bu

çalıĢmada semptomatik bireylerdeki eklem sesleri daha Ģiddetli ve düzensiz olarak

belirtilmiĢtir. Hansun ve Nilner (1975) sesin unilateral veya bilateral olması arasında

9

bir ayrım belirtirken; Watt (1981), sesleri klik, yumuĢak krepitus ve sert krepitus

olarak sınıflandırmıĢtır (Prinz ve NG, 1996). Ayrıca dalga formunun Ģekline göre

alçalan ve yükselen gibi terimler kullanarak veya disk deplasmanı, osteoartroz gibi

etiyolojiye bağlı olarak da sınıflandırmalar yapılmıĢtır (Gay ve Bertolami, 1987;

Christensen, 1992; Prinz ve NG, 1996).

Prinz (1998a), TME seslerini klik, krek ve krepitus olarak üç ana baĢlık altında

sınıflandırmıĢtır. Klik, ağzın açılması veya kapanması ya da her iki hareketi sırasında

duyulan tek kısa süreli eklem sesidir (Kaplan ve Assael, 1991; Prinz 1998b; Yengin

2000; Leader ve ark., 2001; Okeson, 2008). Açmada klik sesinin artiküler disk ve

kondil morfolojisine, superior retrodiskal lamina ve kasların çekimine bağlı olarak

hareketin herhangi bir aĢamasında meydana geldiği ve kapamada klik sesinin ise,

interkuspal pozisyona çok yakın bir alanda oluĢtuğu belirtilmektedir (Okeson, 2008).

Krek, ardı ardına gelen multipl kısa süreli eklem sesidir (Prinz, 1998b; Leader ve

ark., 2001). Krepitasyon, yaygın, uzun süreli duyulan açma-kapama siklusunun bir

kısmında ya da ikisinde de duyulan, parĢömen çıtırtısına benzeyen eklem sesidir

(Kaplan ve Assael, 1991; Prinz, 1998b; Yengin, 2000; Leader ve ark., 2001; Okeson,

2008).

TME seslerinin sınıflandırılmasında sesin niteliğine bağlı olarak farklı çalıĢmalarda

en sık kullanılan terimler yumuĢak klik, sert klik, çatlama, çatırtı, gıcırdama,

patlama, sürtünme, sert krepitus, yumuĢak krepitus olarak belirtilmiĢ ve ayrıca açma-

kapama siklusundaki yerine bağlı olarak da açmada klik, kapamada klik, resiprokal

klik, terminal klik gibi terimler kullanılmıĢtır (Drum ve Litt, 1987; Prinz ve NG,

1996; Gallo ve ark., 2000).

1.2.3. TME Seslerinin Kayıt Yöntemleri

Ses, yer değiĢtiren dalgalardan meydana gelmektedir. Sesin, periyot, frekans ve

amplitüd olmak üzere üç temel özelliği vardır. Periyot, sinyalin birbirini takip eden

iki geçiĢi arasındaki zamandır ve saniye (sn) ile ölçülür. Frekans, saniyedeki periyot

10

sayısına eĢittir ve hertz (Hz) olarak ölçülür. Amplitüd, sesin Ģiddetidir ve desibel

(dB) olarak ölçülür (Öğüt, 2002).

TME sesini belirlemek için klinik muayene, anamnez ve palpasyon gibi subjektif

yöntemlerin yanı sıra, steteskop ve elektronik kayıt gibi objektif yöntemler de

kullanılmaktadır (Spruijt ve Wabeke, 1996). Bireylerin TME seslerini subjektif

olarak ifade etmelerinin, hekimi hatalı biçimde yönlendirmeye sebep olabileceği

belirtilmekte ve bu durumu önlemek için objektif yöntemlerin kullanılması gerektiği

rapor edilmektedir (Spruijt ve Wabeke, 1995; Prinz, 1998c). TME seslerinin

tanımlanmasında ve patolojiyi gösteren sesler ile doğal olarak oluĢan biyolojik

sesleri ayırt etmede farklı klinisyenler arasında görüĢ birliği sağlanamamıĢtır.

Hastanın subjektif olarak sesi bildirmesi ise, küçük çocuklarda, konuĢma-iĢitme

sorunlu hastalarda ve mental sorunlu hastalarda problem oluĢturmakta ve sağlıklı

yetiĢkinlerde bile sesin geldiği taraf tespit edilemeyebilmektedir (Widmalm ve ark.,

2002). Widmalm ve arkadaĢları (1996b), TME sesinin elektronik olarak

kaydedilmesinin, sesin kaynağının yerini tespit etmede yararlı olduğunu

belirtmiĢlerdir.

TME seslerini ilk kaydeden araĢtırmacının Ekensten (1952) olduğu ve osiloskop

cihazı ile hastaların eklem seslerini kaydederek, ses dalgasının değiĢimini incelediği

belirtilmektedir (Heffez ve Blaustein, 1986). Daha sonra geliĢen teknoloji ile birlikte

TME sesini belirlemek için, steteskop, kafa bandı üzerine yerleĢtirilmiĢ minyatür

kondansör mikrofon, piezoelektrik mikrofon, temas mikrofonu, hareket edebilen

halka mikrofon, duymaya yardımcı kristal mikrofon, akselerometre, dıĢ kulak

kanalını dinleme cihazı ve dijital steteskop gibi cihazlar kullanılmıĢtır (Yoshida ve

ark., 1994).

TME seslerini kaydetmek için yöntemler değerlendirildiğinde en sık kullanılan

yöntemler; doğrudan dinleme, palpasyon ile dinleme, steteskop ile dinleme,

mikrofon ile dinleme, doppler ultrason ve eklem titreĢimlerinin spektral analizidir.

11

1.2.3.1 Doğrudan Dinleme

TME seslerinin herhangi bir cihaz kullanmadan doğrudan hekimin kulağı ile

subjektif olarak dinlenmesidir. TME sesini doğrudan kulak ile dinlemenin

frekanstaki küçük farklılıkları belirleyebilmesine karĢın, sesin yeri ve süresinin

belirlenmesi için uygun olmadığı belirtilmiĢtir. Bu yöntemin teĢhis açısından

güvenilir olmadığı, hekimin sesi algılama yeteneğinin ve klinik deneyiminin

bulguları önemli oranda etkileyebileceği rapor edilmiĢtir (Prinz, 1998c).

1.2.3.2. Palpasyon ile Dinleme

TME bölgesine yerleĢtirlen parmaklar ile palpe edilerek eklem sesinin dinlenmesidir.

Eklem palpe edilirken ya iĢaret parmakları kondil baĢının üzerine gelecek Ģekilde, dıĢ

kulak yolunun 1-1,5 cm önüne yerleĢtirilir, ya da serçe parmakların kulak yoluna,

eklemin arkasına yaslanacak Ģekilde konumlandırılır ve hastaya açma kapama

hareketleri yaptırılır (Yengin 2000). DeLaat ve arkadaĢları (1986) palpasyon

tekniklerinin yeterli derecede duyarlı olmadığını rapor etmiĢlerdir. Dworkin ve

arkadaĢları (1988) ise, palpasyon ve doğrudan dinleme teknikleri ile sınıflandırılan

eklem seslerini düĢük güvenlikli olarak belirtmiĢlerdir.

1.2.3.3. Steteskop ile Dinleme

TME bölgesine yerleĢtirilen steteskop ile eklem sesinin dinlenmesi yöntemidir.

Dworkin ve arkadaĢları (1990), TME seslerinin değerlendirilmesi amacıyla yaygın

kullanılan steteskop ile dinleme yönteminin, teĢhis açısından güvenilir olmadığını

belirtirken, Wabeke ve arkadaĢları (1994) ise, steteskop kullanımını doğrudan

dinleme ve palpasyon yöntemi ile kıyaslandığında, özellikle krepitasyonun

değerlendirilmesinde hassas olduğunu tespit etmiĢlerdir. Bu teknik ile palpasyondan

daha fazla eklem sesi tespit edilebildiği bildirilmiĢtir.

12

1.2.3.4. Mikrofon ile Dinleme

Özel olarak dizayn edilmiĢ mikrofonların, TME bölgesine yerleĢtirilerek eklem

sesinin dinlenmesidir. Mikrofonu yerleĢtirmek için seçilen alan yazarlar arasında

farklılık göstermektedir. Bazı araĢtırmacılar mikrofonu zygomatik arkın üzerindeki

deri ile temasta olacak Ģekilde; bazı araĢtırmacılar ise, kulak meatusuna

yerleĢtirmiĢlerdir (Goiato ve ark., 2010b). TME sesini kaydetmek için birçok

çalıĢmada sadece mikrofon (Gay ve Bertolami 1988; Widmalm ve ark., 1996b; Prinz

ve NG 1996; Leader ve ark., 2001; Widmalm ve ark., 2003) kullanılırken; Gallo ve

arkadaĢları (1993), mikrofon ve steteskop kombinasyonunu kullanmıĢlardır. Gay ve

arkadaĢları (1987), mikrofon ile kayıt tekniğinde, çevreden gelen seslerin neden

olduğu sahte sesin kaydedilmesini bir dezavantaj olarak belirtmiĢlerdir. Mikrofonun

TME’de kullanım için dinamik duyarlılık ve frekans bakımından kötü bir iletici

olduğu belirtilmiĢ olup, kayıt esnasında ortamdaki diğer sesleri de kaydettiği için

yaygın kullanım alanı bulamadığı rapor edilmiĢtir (BioPak kullanım kılavuzu, 1997).

1.2.3.5. Doppler Ultrason

Doppler ultrason, ultrason taraması üzerine doppler etkisinin kullanılmasıdır. Bu

yöntem eklem düzensizliklerinin teĢhisinde kullanılmakta, eklem seslerinin dalga

formlarını göstermekte, sesleri normalden yapısal bozukluğa kadar ayırabilmekte,

retrodiskal hiperemiyi ve adezyonu teĢhis edebilmektedir. Doppler cihazları, ultrason

dalgalarını aktif olarak ilettikleri için arteriyal kan akıĢını da kaydetmekte ve bu

durum bulguların değerlendirilmesinde hatalar oluĢturmaktadır. Bu nedenle doppler

ultrason yönteminin steteskop ile dinleme ve doğrudan dinlemeye karĢı önemli bir

üstünlük sağlayamadığı bildirilmiĢtir (Mohl ve ark., 1990b).

13

1.2.3.6. Spektral Analiz

Spektral analiz, farklı ses kaynaklarının spesifik ses enerjisi frekans dağılımı

üretmesi konseptine dayanır (Laskin ve ark., 2006). Bu yöntem ile perforasyonlar,

disk deplasmanları ve dejeneratif hastalıklar gibi farklı hasta gruplarının ayırt

edilebileceği belirtilmiĢtir (Christensen, 1992; Prinz ve NG, 1996).

Brown ve arkadaĢları (1998) bilgisayar destekli ses analizinin, klinik muayene ve

anamnez ile birlikte tanı için faydalı olduğunu rapor etmiĢlerdir. Widmalm ve

arkadaĢları (1992), TME vibrasyonlarının elektronik olarak kaydedilmesinin

doğrudan dinleme ve palpasyon tekniklerine göre avantajlarını, farklı zamanlarda

alınan kayıtların saklanabilmesi ve karĢılaĢtırılabilmesi, insan kulağı tarafından

algılanamayan vibrasyonların ve seslerin frekansının kaydedilmesi, gözlemcinin

algılaması ve duymasındaki farklılıklardan kaynaklanan sorunların elimine edilmesi

olarak belirtmiĢlerdir.

TME sesini objektif olarak sınıflandırabilmek için, birçok elektroakustik sistemler

geliĢtirilmiĢtir (Gay ve Bertolami, 1987; Mohl ve ark., 1990b; Tallents ve ark., 1993;

Gallo ve ark., 2000). Bu sistemler zamana ve frekansa bağlı olarak, eklem sesinin

karakterizasyonunu sağlamaktadır. Zamana göre yapılan analiz, açma ve kapama

hareketi boyunca süre ve sesin varlığının ölçülmesidir (Drum ve Litt, 1987).

Frekansa göre yapılan analiz ise, seslerin güç frekans spektrumunun hesaplanması ile

belirlenmektedir (Drum ve Litt 1987; Yoshida ve ark., 1994). Güç spektrum analizi,

vibrasyon frekansının bir fonksiyonu olarak ses enerjisinin dağılımının kantitatif

değerlendirmesini yapar. Bu analiz sayesinde en yüksek enerji seviyesinin elde

edildiği frekans, belirlenen bir frekansın altında veya üstündeki enerji miktarı elde

edilebilmektedir (Hutta ve ark., 1987).

Laskin ve arkadaĢları (2006), spektral analiz konusunda yapılan çalıĢmalarda kontrol

grubunun kullanılmadığını ve spesifik TME durumlarının, karakteristik sesler

üretmesi durumunun ispatlanamadığını belirtmiĢlerdir. Literatürlerde güç spektrumu,

peak frekans ve peak amplitüd hakkında normatif bilgi olmamasına karĢın, bazı

14

yazarlar spektral analiz tekniğinin non-invasiv bir teknik olarak, TME seslerinin

teĢhisinde yararlı olduğu görüĢünü savunmuĢlardır (Wabeke ve ark., 1992; Gallo ve

ark., 2000).

1.3. Elektrovibratografi (JVA)

Eklem titreĢimlerinin analizi olarak tanımlanan elektrovibratografi (EVG) sesleri

kaydeden ve grafiksel halde sunabilen bir tekniktir (Heffez ve Blaustein, 1986; Mohl

ve ark., 1990b). EVG ile TME sesinin yoğunluğu, frekansı, süresi ve mandibula

hareketleri içindeki yeri kaydedilerek analiz edilmekte ve bu seslerin diĢ

temaslarından ayırt edilebilmesi sağlanmaktadır (Mazzetto ve ark., 2008; Wang ve

ark., 2009; Goiato ve ark., 2010).

TME vibrasyonlarının elektrovibratografik olarak kaydı için kullanılan JVA (Joint

vibration analysis) cihazı basit, hızlı ve tekrarlanan ölçümlerin yapılabileceği bir

cihaz olarak belirtilmiĢtir. Bu cihaz ile elde edilen objektif bilgilerin palpasyon ve

steteskop ile dinleme yöntemine göre daha üstün olduğu tespit edilmiĢtir. Seslerin,

elektronik olarak kaydı ve bilgisayara aktarılarak incelenmesi ile, eklemde oluĢan

titreĢimler (doku basınç dalgaları) tespit edilmektedir. Piezoelektrik

akselerometrelerin kullanıldığı bu cihaz, titreĢimleri frekanslarına, açılma-kapanma

siklusundaki yerine, zamana göre grafik Ģeklinde sunabilmekte ve seslerin spektral

analizini yapabilmektedir (BioPak kullanım kılavuzu, 1997). TME’i değerlendiren

çalıĢmalarda doğrudan dinleme ile % 43,8, palpasyon ile % 49 oranında doğru teĢhiĢ

yapılabildiği ve JVA cihazının ise tomografi bulguları ile uyumunun % 92 oranında

olduğu tespit edilmiĢtir (BioPak kullanım kılavuzu 1997).

EVG yönteminin TMD’lerin kaydı ve takibinde doğru ve tekrarlanabilir bir teknik

olduğu belirtilmektedir (BioPak kullanım kılavuzu, 1997). Ishigaki ve arkadaĢları

(1993a) JVA cihazının internal düzensizlik ve normal hastaların ayrımında, ayrıca

internal düzensizliğin çeĢitli kategorilerinin ayırt edilmesinde % 75 duyarlılık ve %

77 kesinlik ile yararlı bir teknik olduğunu rapor etmiĢlerdir. Christensen ve

15

arkadaĢları (1992) EVG yöntemi ile asemptomatik bireylerin % 60’ının objektif

eklem vibrasyonuna sahip olduğunu göstermiĢ, ancak ortalama vibrasyon Ģiddetinin

ve yoğunluğunun bu bireylerde daha hafif olduğunu belirtmiĢlerdir.

1.4. Mandibula Hareketleri

Mandibula hareketleri açma, kapama, protruzyon, retruzyon ve lateral gezinme

hareketleridir. Bu hareketler farklı kas aktivitelerinin bir sonucu olarak her bir

TME’deki rotasyon ve translasyon hareketlerini içeren kompleks hareketlerdir.

Rotasyon alt eklem kavitesinde oluĢurken, translasyon üst eklem kavitesinde

oluĢmaktadır. Mandibular hareketler diĢlerin morfolojisi, TME’in artiküler yüzeyleri

ve ligamentler tarafından sınırlandırılır (Okeson, 2008). Çiğneme hareketleri ise,

rotasyon ve translasyon hareketlerinin kombinasyonudur ve sınır hareketleri boyunca

oluĢmaktadır (Laskin ve ark., 2006).

1.4.1. Mandibula Hareketlerinin Kayıt Yöntemleri

TMD’lerin tanısında ve tedavinin monitörize edilmesinde mandibula hareketlerini

kaydeden cihazların kullanımı tavsiye edilmektedir. Ancak bu cihazların hassasiyeti

kanıtlanamamıĢ olup, kayıtların anamnez ve klinik muayene bulguları ile birlikte

değerlendirilmesi önerilmektedir (Mohl ve ark., 1990a; Celic ve ark., 2004; Okeson,

2008). TMD’leri olan hastalarda mandibula hareketlerinin, antero-posterior,

horizontal ve vertikal çene hareket amplitüdlerinin, hareketin hızının ve

tekrarlanabilirliğinin teĢhis için önemli olduğu belirtilmiĢtir (Mohl ve ark., 1990a).

Mandibula hareketlerinin ölçümü için, mekanik cihazlar, fotografik yöntemler,

röntgenografik yöntemler, elektronik yöntemler, magnetometre ve optoelektronik

yöntemler gibi çeĢitli yöntemler geliĢtirilmiĢtir (Soboleva ve ark., 2005a,b).

Hareketlerin kaydı için, çeĢitli çalıĢmalarda pantograf (Akören, 1991), kinesiograf

(Jankelson, 1980), aksiograf (Slavicek, 1988), sirognatograf (Kazazoğlu ve ark.,

1994) gibi aygıtlar kullanılmıĢtır (Gsellmann ve ark., 1998).

16

1.4.1.1. Pantograf

DiĢ hekimliğinde pantograf, mandibular hareket yollarını bir veya daha fazla

düzlemde grafik olarak kaydetmeye yarayan ve artikülatör ayarlamaları için bilgi

sağlayan bir aygıttır (Ramfjord, 1994; Okeson, 2008).

1.4.1.2. Kinesiograf

Bu cihaz alt labial vestibulde bulunan mıknatıstan yayılan manyetik alanı çizerek

mandibular kesici nokta hareketini üç boyutta elektronik olarak kaydetmek ve bu

Ģekilde mandibular fonksiyon ve disfonksiyonun teĢhisine yardımcı olmak için

geliĢtirilmiĢ bir aygıttır (Jankelson, 1980; Hannam ve ark., 1980; Leles ve ark.,

2003).

1.4.1.3. Aksiograf

Posterior referans konumlarının (transvers eksen noktaları) bilateral lokalizasyonu ve

mandibulanın açma-kapama, protruzyon-retruzyon ve sağ-sol lateral hareketleri

esnasında bu noktaların hareketinin izlenmesi ve kaydedilmesini sağlayan bir

cihazdır. Ayrıca kondil hareketlerinin ve internal düzensizliklerin bu harekete

etkilerini değerlendirmede yardımcı bir alettir (Parlett ve ark., 1993; Örnek, 2006).

1.4.1.4. Sirognatograf

Mandibular kesici hareketinin çiziminin belirlenmesi için kullanılmaktadır. Alt kesici

diĢlere iletici olarak bir mıknatıs bağlanır. ÇeĢitli çene hareketleri ve çiğneme

esnasında bu manyetik alanda oluĢan konumsal değiĢmeler, hastanın baĢının her iki

tarafında bulunan alıcılar tarafından algılanmakta, elektrik sinyaline çevrilmektedir

(Kazazoğlu ve ark., 1994).

17

1.5. Elektrognatografi (JT-3D)

Elektrognatografi (EGN), hastanın ağzında yer alan bir mıknatıs ve onun izlediği

yolları algılayan sensörler yardımıyla mandibular hareketlerin ölçülmesi yöntemidir.

EGN çalıĢmaları için endikasyonlar; tekrarlayan baĢ ağrıları, posterior boyun ağrısı,

TME’de klik, kas hassasiyeti, düzgün olmayan veya sınırlı çene hareketlerine sahip

hastalar ve rekonstrüksiyon vakalarıdır. (BioPak kullanım kılavuzu,1997).

Bu çalıĢmada EGN kayıtları için kullanılmıĢ olan JT-3D elektronik çene izleyicisi

(jaw tracker) cihazı da kesici diĢ insizal kenarının hareketini üç boyutlu olarak

kaydetmektedir. JT-3D çene izleyici sisteminin içinde bulunan FGM (Flux Gate

Magnometer) sensörlerin eski yöntemler ile karĢılaĢtırıldığında, daha üstün olduğu

belirtilmiĢtir. JT-3D sistemin hastanın yüzüne temas etmeyen stabil bir kaide ve

uygun ağırlık dağılımı ile daha çabuk ve kolay kurulduğu, hastanın göz, burun ve

ağzını kapatmadığı için hastaya sıkıntı vermediği ve hekimler tarafından daha kabul

edilebilir olduğu rapor edilmektedir (http://www.biojva.net/products/jt-3d).

1.6. Maksimum Ağız Açıklığı

Mandibulanın fonksiyonunu değerlendirmek için kullanılan ölçümlerden birisi de

maksimum ağız açıklığıdır (MA). AzalmıĢ vertikal açıklığın, TMD semptomlarından

biri olduğu kabul edilmektedir (Magnusson ve ark., 2000; Al-Jabrah ve Al-

Shumailan, 2006). Ağız açıklığı değerlerinin çocukluktan itibaren büyüme periyodu

ile birlikte arttığı ve birçok insanda 15 yaĢında maksimum değerine ulaĢtığı, uzun bir

süre sabit kaldıktan sonra ilerleyen yaĢlarda bir miktar azaldığı rapor edilmektedir

(Carlsson ve Magnusson, 1999). MA’nın ortalama 40-60 mm olarak kabul edilmekte

ve 40 mm’den az ağız açıklığı, kısıtlılığa iĢaret etmektedir (Carlsson ve Magnusson ,

1999; Ikebe ve ark., 2008; Okeson, 2008). Miller ve arkadaĢlarına (2000) göre,

ortalama ağız açıklığı 50 mm olarak, Humphrey ve arkadaĢlarına (2002) göre ise,

47,3 mm olarak belirtilmiĢtir. Al-Jabrah ve Al-Shumailan (2006), hareketli bölümlü

18

protez kullanan hastalarda ortalama ağız açıklığını 39,9±2,65 mm olarak tespit

etmiĢlerdir.

1.7. Posterior DiĢ Kaybının TME Üzerine Etkileri

Dünya Sağlık Örgütü fonksiyonel, estetik ve doğal bir dentisyon için en az 20 diĢin

gerekli olduğunu belirtmektedir (Armellini ve Fraunhofer, 2004). DiĢ eksiklikleri,

özellikle posterior diĢlerin kaybedilmesi çiğneme sistemi için çok önemlidir.

Posterior diĢlerin kaybedilmesi, posterior okluzal desteğin azalması ile

sonuçlanmakla birlikte, bu durumun TME için bir risk faktörü olup olmadığı

konusunda farklı görüĢler bildirilmektedir (Tallents ve ark., 2002).

Günümüze kadar yapılan bazı çalıĢmalarda alt birinci molar diĢ ve diğer posterior

diĢlerin kaybında TME’de değiĢiklikler tespit edilmiĢ ve molar destek kaybı TMD

için primer etiyolojik faktör olarak belirtilmiĢtir (Ciancaglini ve ark., 1999). Posterior

diĢler kaybedildiğinde, kesici diĢlerle ısırma ve mandibulanın anterior kısmı ile

çiğneme sonucunda, kondil pozisyonunda değiĢiklikler oluĢmakta, ekleme gelen yük

artmakta ve bu durumun TMD oluĢumundan sorumlu olduğu düĢünülmektedir

(DeBoever ve ark.,2000; Sarita ve ark., 2003; Kanno ve Carlsson, 2006). Kafatası ve

otopsi materyalini analiz eden bazı çalıĢmalarda da molar desteğin kaybı ile uyumlu

olarak osteoartrit belirtileri tespit edilmiĢtir (Kirveskari ve Alanen 1985; Harriman ve

ark 1990; DeBoever ve ark., 2000). Bazı araĢtırmalarda ise, kayıp diĢ sayısının

önemi vurgulanmıĢ ve 5 veya daha fazla posterior diĢin kaybının, TME için bir risk

faktörü olduğu rapor edilmiĢtir (Ciancaglini ve ark., 1999; Pullinger ve ark 1993;

Tallents ve ark., 2002; Macfarlane ve ark., 2003).

Tallents ve arkadaĢları (2002), disk deplasmanlı hastalarda kayıp mandibular

posterior diĢ prevalansında önemli bir artıĢ tespit etmiĢlerdir. Ayrıca posterior diĢ

kaybının, dejeneratif eklem hastalığı geliĢimini hızlandırabileceğini belirtmiĢlerdir.

Ikebe ve arkadaĢları (2008) ise, TMD belirtilerinin özellikle kayıp diĢleri olan

hastalarda gözlendiğini rapor etmiĢlerdir. DiĢ kaybı ve TME’deki değiĢikliklerin

19

değerlendirildiği birçok çalıĢma olmasına karĢın, diĢ kaybı ve eklem sesi arasındaki

iliĢkiyi araĢtıran çalıĢmalar az sayıdadır.

Barghi ve arkadaĢları (1987) tek taraflı olarak posterior diĢ kaybı olan hastalarda,

klik sesini sıklıkla kayıp diĢin olduğu tarafta tespit etmiĢlerdir. Barghi ve

arkadaĢlarının (1992) bildirdiğine göre, farklı çalıĢmalarda, tam diĢli hastalarla

karĢılaĢtırıldığında, posterior diĢlerini kaybeden hastalarda önemli oranda daha

yüksek klik sesi tespit edilmiĢtir. Klik sesi açma hareketinin sonunda ve kapama

hareketinin baĢlangıcında baskın olarak bulunmuĢtur. Uhac ve arkadaĢları (2002) da,

çok sayıda diĢini kaybeden hastalarda TME sesi oluĢma riskinin arttığını

belirtmiĢlerdir.

Kayıp diĢ sayısı arttığında, TMD semtomlarının arttığını belirten çalıĢmalara karĢıt

olarak az sayıda diĢ kaybında, okluzal interferenslerin oluĢma olasılığı daha yüksek

olduğu için, bu durumun da TME’i etkileyebileceği belirtilmiĢtir. Posterior diĢlerin

kaybı, kalan diĢlerin devrilme ve eğilimini kapsayan sekonder değiĢiklikler

oluĢturabilmektedir (Kaplan, 1985). Wang ve arkadaĢları (2009), az sayıda posterior

diĢ kaybeden özellikle genç kadın hastalarda TMD prevalansını daha yüksek tespit

etmiĢlerdir. Genel olarak kayıp posterior diĢ sayısı yaĢ ile beraber arttığı için, bu

sekonder değiĢiklerin insidansı azalır. Bu durum yaĢlı bireylerde TMD riskinin

azalmasını açıklamaktadır.

Genel populasyonda bazı çalıĢmalarda ise, TMD belirti ve semptomları ile diĢ kaybı

arasında önemli ve tutarlı bir uyum bulunamamıĢtır. Molar diĢ kaybının TMD

etiyolojisindeki rolü kesin değilse “bekle ve gör” politikasının benimsendiği

belirtilmektedir (Plesh ve Stohler 1992; DeBover ve ark., 2000). Yeterli okluzal

desteğin varlığı, etkili çiğneme için önemli bir faktör iken; TMD semptomlarının

oluĢumunun önlenmesinde indirekt etkili olduğu rapor edilmektedir (DeBoever ve

Adriaens, 1993; Abdel–Fattah, 1996; Seligman ve Pullinger, 1996; Ciancaglini ve

ark., 1999; DeBoever ve ark., 2000). Witter ve arkadaĢları (1994a,b), 6 yıllık takip

çalıĢması sonucunda molar diĢlerin yokluğunu TME için bir risk faktörü olarak

belirtmemiĢ, ve benzer Ģekilde Holmlund ve Axelsson (1994) da, osteoartroz riski

20

bakımından molar desteğin olmadığı hastalar ve tam diĢli hastalar arasında fark tespit

edememiĢlerdir. Artan yaĢ ile beraber diĢ kaybı artmasına karĢın bazı çalıĢmalarda,

TMD semptomlarında azalma olduğu rapor edilmiĢtir (DeKanter 1990; Salonen ve

ark., 1990; Osterberg ve ark., 1992; Levitt ve Mckinney 1994; DeBoever ve ark.,

2000). Wilding ve Owen (1987), diĢsiz hastaların % 5’inde hafif düzeyde TMD

semptomları gözlemiĢ, hiçbirinde Ģiddetli bir rahatsızlık belirtmemiĢlerdir (DeBoever

ve ark., 2000).

Kafatası analizlerine dayalı bazı çalıĢmalarda, fazla sayıda diĢ kaybının kondildeki

morfolojik değiĢikleri artırdığı belirtilmiĢ olmakla birlikte, daha sonraki yıllarda bu

durum, diĢ kaybının kondilin yeniden Ģekillenmesinde temel faktör olmadığı Ģeklinde

modifiye edilmiĢtir (Wang ve ark., 2009). Widmalm ve arkadaĢları (1994), doğal

diĢlerini kaybetmiĢ hastalar ile 10 veya daha fazla doğal diĢi olan hastalar arasında

yaptıkları otopsi çalıĢmasında, TME’deki morfolojik değiĢiklikleri her iki grupta

benzer olarak tespit etmiĢlerdir. Birçok kafatası ve otopsi çalıĢmasında eklemde

gözlenen değiĢiklikler klinik durumlarla uyumlu bulunmamıĢ ve fonksiyondaki

değiĢiklikler adaptasyon ve yeniden Ģekillenme olarak yorumlanmıĢtır (DeBoever ve

ark., 2000).

1.7.1. KısaltılmıĢ Dental Ark ve TME

Tam bir dentisyonda, bazı klinisyenler normal bir fonksiyon için 28 diĢin de gerekli

olduğunu düĢünmekte ve bu yaklaĢım “28 diĢ sendromu” olarak adlandırılmaktadır

(Kanno ve Carlsson, 2006). KısaltılmıĢ dental ark (KDA), posterior desteğin

azalması veya yokluğu ile karakterize bir dentisyon olarak tanımlanmıĢtır (Baba ve

ark., 2008). Bir dental arkta posterior diĢlerin kaybını tanımlayan bir terim olan

KDA’ta, tüm kayıp diĢlerin yerine konmaması bir tedavi felsefesi olarak sunulmuĢtur

(Hattori ve ark., 2003). Ikebe ve arkadaĢları (2010), alt çenede çift taraflı molar kaybı

olan yaĢlı hastalarda yapmıĢ oldukları bir anket çalıĢmasında, bireylerin implant

destekli sabit protez veya KDA yaklaĢımı yerine, kanatlı köprü veya iskelet bölümlü

protez restorasyonunu tercih ettiğini belirtmiĢlerdir. Posterior diĢ kaybına bağlı

21

KDA’lı hastalarda TMD semptomları ile ilgili çalıĢmalar yapılmıĢ olmasına karĢın,

KDA’a ait bilgiler tam olarak sonuçlandırılamamıĢtır (Witter ve ark., 2007).

Baba ve arkadaĢları (2008), KDA’lı hastalarda okluzal ünitenin kaybı ile ağız

sağlığının bozulması arasında bir iliĢki olabileceğini belirterek, birinci molar diĢ

teması varlığının önemli bir role sahip olduğunu vurgulamıĢlardır. KDA’larda,

okluzal destek kaybının TME disfonksiyonu için önemli bir patojenik faktör olarak

düĢünülmemesi gerektiği belirtilmekle birlikte, çiğneme performansında bozulmaya

ve çiğneme aktivitesinin nöromusküler paterninde değiĢikliklere neden olabileceği de

rapor edilmiĢtir. Bu durumda da hem TME hem de çiğneme kaslarında fonksiyonel

ve parafonksiyonel yük dağılımının değiĢmesi dolayısıyla, yapısal değiĢiklikler

oluĢabilmektedir. Tüm bu olayların, TME disfonksiyonuna katkıda bulunabileceği

belirtilmiĢtir (Ciancaglini ve ark., 1999).

KDA’ın iyi bir mandibular stabilite ve kabul edilebilir bir çiğneme fonksiyonu için

yeterli olduğu ve sadece aĢırı KDA’larda hem molar hem de premolar desteğin

olmamasının TMD riskini artırabileceği birçok çalıĢmada belirtilmiĢtir (Witter ve

ark., 1988; Witter ve ark., 1990; Witter ve ark., 1994a,b; Sano ve ark., 2002). Hattori

ve arkadaĢları (2003), deneysel olarak molar desteği olmayan KDA’lı hastalarda

eklemde ve diĢlerde aĢırı yük oluĢtuğunun kanıtlanamadığını ve nöromusküler

sistemin çeĢitli okluzal koĢullar altında maksimum okluzal gücü kontrol ettiğini

belirtmiĢlerdir. Benzer olarak, Maeda ve arkadaĢları (2005), KDA durumunda diĢlere

ve TME’e gelen kuvvetleri sonlu eleman model analiz yöntemi ile

değerlendirdiklerinde, molar diĢlerin kaybında, kalan diĢler üzerinde yükün

artmasına karĢın, eklem üzerindeki toplam yükün azaldığını tespit etmiĢlerdir. Bu

durumun nedeni olarak, ısırma kuvvetlerinin nöromusküler mekanizma ile kontrol

edilmesi gösterilmiĢtir.

Sarita ve arkadaĢları (2003), yapmıĢ oldukları çalıĢmada KDA’ın TME problemlerini

provoke ettiğini kanıtlayamamıĢ olup, tek taraflı veya çift taraflı posterior okluzal

desteğini kaybeden hastalarda eklem sesi prevalansını daha yüksek tespit etmiĢlerdir.

Kanno ve Carlsson (2006) derlemelerinde, epidemiyolojik ve uzun süre takipli klinik

22

çalıĢmaların çoğunda 3-5 okluzal üniteye sahip dental arklar ve tam dental arklar

arasında TMD belirti ve semptomları, çiğneme yeteneği, periodontal destek ve

rahatlık bakımından önemli farklılık tespit edilemediğini belirtmiĢlerdir. Witter ve

arkadaĢları (2007), 9 yıllık bir araĢtırmanın sonucunda KDA ve tam dental arklı

hastalar arasında TMD belirti ve semptomlarının Ģiddeti ve prevalansını benzer

olarak tespit etmiĢlerdir. En az 4 okluzal üniteye sahip KDA’ların yeterli adaptif

kapasiteye sahip olduğunu belirtmiĢlerdir. Alt-üst birer premolar diĢin teması bir

okluzal ünite, alt-üst birer molar diĢin teması ise, iki okluzal ünite olarak

tanımlanmaktadır. Bu çalıĢmada en önemli etkinin cinsiyet üzerine olduğu belirtilmiĢ

olup, kadın hastalarda daha fazla ağrı ve klik sesi olduğu rapor edilmiĢtir.

1.7.2. Hareketli Protez Kullanımı ve TME

Kayıp posterior diĢlerin protez ile restore edilmesiyle uygun kondil disk iliĢkisinin

sağlanması, okluzal kuvvetlerin dağılımı ve ekleme gelen yüklerin azaltılması

sonucunda, TMD semptomlarının da azaltılabileceği veya ortadan kaldırılabileceği

düĢünülmüĢtür. Ancak bu konudaki çalıĢmaların sonuçlarının çeliĢkili olduğu

belirtilmektedir (DeBoever ve ark., 2000).

Hareketli protezin TME üzerindeki etkisini değerlendiren bazı çalıĢmalarda, kayıp

diĢlerin protez ile restorasyonunun TMD prevalansında belirgin bir azalmaya neden

olmadığı belirtilmektedir (Kuwahara ve ark., 1992; Pullinger ve ark., 1993; Witter

ve ark., 1994a,b; Tallents ve ark., 2002). 3-5 oklüzal üniteli KDA’lara protez

yerleĢtirilmesi ile fonksiyonun düzeldiği kanıtlanamamıĢ ve bu duruma neden olarak

birçok hastanın kendi kararı ile protezi kullanmayı bırakması gösterilmiĢtir (Witter

ve ark., 1989). Hareketli protezin gece uyurken çıkarılması ile TMD belirti ve

semptomları arasında ise, iliĢki tespit edilememiĢtir (Sakurai ve ark., 1988; DerviĢ,

2004).

Wolfart ve arkadaĢları (2005), hareketli protez yapılan hasta grubu ve serbest sonlu

grubu karĢılaĢtırdıkları çalıĢmada, her iki grup arasında TME semptomları

23

bakımından önemli farklılıklar tespit edememiĢlerdir. Benzer olarak Aras (2006), en

az 4 fonksiyonel ünite içeren KDA uygulamalarını ve hareketli bölümlü protez

yapılan hastaları klinik muayene ile karĢılaĢtırdığında, iki grup arasında TME

yönünden belirgin bir farklılık tespit edememiĢtir. Amorim ve arkadaĢları (2003), üst

çenede tam protez, alt çenede hareketli protez ile tedavi edilen asemptomatik

hastalarda kondil fossa iliĢkisini analiz ettiklerinde, protetik tedavi ile daha uygun bir

kondil fossa iliĢkisi sağlanmasına karĢın, hastalar semptomsuz olduğu için, TMD

belirti ve semptomlarının düzeldiğinin kanıtlanamadığını belirtmiĢlerdir.

Barghi ve arkadaĢları (1992) kayıp posterior diĢlerin restorasyonunun TME sesi

üzerine etkisini steteskop kullanarak değerlendirdikleri çalıĢmada, protezin

yapımından bir ay sonra hastaların % 68’inde klik amplitüdünde azalma, %11’inde

değiĢmeden kalma, % 21’inde ise artma tespit etmiĢlerdir. Garcia ve arkadaĢları

(2008), Kennedy sınıf I ve II diĢsizlik durumu ile TMD arasında herhangi bir iliĢki

tespit edememiĢlerdir. Ancak hasta memnuniyetsizliğinin protezin yapımından iki yıl

sonra arttığını ve TME sesinin protezin yerleĢtirilmesi ile önemli oranda azaldığını

belirtmiĢlerdir.

Hareketli protez (total ve\veya parsiyel) kullanan bireylerde, TMD bulgularının

görülme sıklığının yüksek olduğu düĢünülmekle birlikte, bu durum tam olarak açığa

kavuĢturulamamıĢtır (Johansson ve ark., 2003; Johansson ve ark., 2006). Baran ve

arkadaĢları (2008), hareketli protez kullanan yaĢlı bireylerde yaptıkları çalıĢmada, 50

yaĢında hareketli protez kullanan kadınların TMD semptomlarına daha yatkın

olduğunu belirtmiĢlerdir. Bu çalıĢmada ayrıca hareketli bölümlü protez kullanan

bireylerin TME’e ait bulguların, tam protez kullananlardan daha fazla olduğu tespit

edilmiĢtir. Al-Jabrah ve Al-Shumailan (2006) tam ve bölümlü protez kullanan

hastaları TMD prevalansı yönünden subjektif olarak karĢılaĢtırdıklarında, hareketli

bölümlü protez kullanan hastalarda daha yüksek TMD prevalansı ve daha fazla TME

sesi tespit etmiĢlerdir. DerviĢ (2004), yeni tam protez yapımından 5 ay sonra TMD

belirti ve semptomlarında azalma olduğunu, ancak istatistiksel olarak önemli

olmadığını belirtmiĢtir. Goiato ve arkadaĢları (2010) asemptomatik hastalarda eski ve

yeni tam protezlerde TME vibrasyonunu karĢılaĢtırdıkları çalıĢmada, yeni protezin

24

yerleĢtirilmesinden 5 ay sonra vibrasyonun sayısı ve yoğunluğunun azaldığını rapor

etmiĢlerdir.

1.8. Posterior DiĢ Kaybının Çiğneme Sistemi Üzerine Etkileri

Çiğneme, stomatognatik sistemin çeĢitli birimlerinin katıldığı, koordine fizyolojik

fonksiyonlar serisinden oluĢmaktadır (Kuwahara ve ark., 1992; Hatch ve ark., 2001).

Çiğnemenin tipi, süresi ve hareketlerinin, çiğnenen gıdanın tipinin yanısıra morfoloji,

orofasial yapıların sağlığı, kas ve artiküler kapasiteden etkilenebileceği

belirtilmektedir (Mioche ve ark., 2003; Engelen ve ark., 2005).

Wilding ve Levin (1991) çiğneme performansını, çene ve diĢlerin fonksiyonel

kapasitesinin bir göstergesi olarak belirtmiĢlerdir. Etkin bir çiğnemenin yumuĢak

geçiĢli, akıcı hareketli ve minimum hız değiĢiklikleriyle karakterize olduğu rapor

edilmiĢtir. En az 20 diĢi olan hastalarda çiğneme yeteneği Ģikayetleri nadir olup, diĢ

sayısı azaldıkça çiğneme problemlerinin arttığı belirtilmektedir (Tsuga ve ark.,

1998). Premolar ve molar diĢlerin çoğunun veya hepsinin korunması okluzal

stabilite, yeterli kas desteği, eklem fonksiyonu ve çiğneme yeteneğinin korunmasını

sağlamaktadır. Bu diĢler kaybedildiğinde ise, birçok hastanın ağrı ve disfonksiyon

olmaksızın değiĢen duruma adapte olabileceği belirtilmektedir (Kayser 1981;

DeBoever ve ark., 2000). Kayıp posterior diĢlerin restorasyonunun, çiğneme

fonksiyonu üzerine etkileri için çeliĢkili sonuçlar rapor edilmiĢtir (Witter ve ark.,

1994a,b).

Sarita ve arkadaĢları (2003), KDA’ta premolar bölgede temas ve molar bölgede en az

bir diĢ teması ile kabul edilebilir çiğneme yeteneğinin sağlanabileceğini

belirtmiĢlerdir. Ayrıca buna zıt olarak, okluzyondaki premolar sayısının azaldığı

ve\veya asimetrik arklarda sert gıdalar ile çiğneme yeteneğinin önemli oranda

bozulduğu belirtilmiĢtir. Posterior diĢ kaybı olan hastalarda çiğneme etkinliğini

değerlendiren bazı çalıĢmalarda, hareketli protezin yerleĢtirilmesinden sonra önemli

bir düzelme gözlendiği belirtilirken, (Van der Bilt ve ark., 1994; Shinogaya ve Toda,

25

2003) Witter ve arkadaĢları (1999) ise, sağ taraftaki ikinci premolardan sol taraftaki

ikinci premolara kadar diĢleri olan hastaların, yeterli çiğneme fonksiyonuna sahip

olduğunu ve bu hastalara protez yapılmasının avantajlı olmadığını vurgulamıĢlardır.

Aras ve arkadaĢları (2009) çift taraflı molar diĢ kaybı olan hastaları çiğneme

performansı bakımından değerlendirdiklerinde, hareketli bölümlü protezli grup ile

KDA’lı grup arasında önemli bir ayrım tespit edememiĢlerdir. Bu çalıĢmanın

sonucunda kayıp posterior diĢlerin distal uzantılı hareketli bölümlü protezler ile

restore edilmesinin daha önceki çalıĢmalar (Witter ve ark., 1989; Witter ve ark.,

1990; Wolfart ve ark., 2005) ile uyumlu olarak çiğneme fonksiyonunda önemli bir

düzelmeye yol açmadığı rapor edilmiĢtir.

Çiğneme performansı ve mandibular hareket arasındaki iliĢki ise, birçok araĢtırmacı

tarafından incelenmiĢtir (Komagamine ve ark., 2011). Ow ve arkadaĢları (1998)

yapmıĢ oldukları çalıĢmada mandibula hızı ve çiğneme performansı arasında pozitif

bir uyum gösterirken, çiğneme siklusunun süresi ve çiğneme performansı arasında

negatif bir uyum tespit etmiĢlerdir. Kaninden sonraki diĢlerin kaybı, okluzal temas

alanı, okluzal güç, vücut büyüklüğü, yutkunma ve tükürük gibi faktörlerin bireylerin

çiğneme performansını etkileyebileceği belirtilmiĢtir (Hatch ve ark., 2001). Karlsson

ve Carlsson (1990), mandibular hareketlerin karakteristiklerini inceledikleri

çalıĢmanın sonucunda, yaĢlı ve genç diĢli bireyler arasında toplam çiğneme

siklusunun süresinde farklılık tespit edememiĢlerdir. Kiliaridis ve arkadaĢları (1991),

büyümekte olan bireylerde ve genç yetiĢkinlerde mandibula hareketleri ve hızını

karĢılaĢtırdıkları çalıĢmada, çiğneme siklusunun toplam süresinin yaĢ ve cinsiyetten

etkilenmediğini rapor etmiĢlerdir. Sierpinska ve arkadaĢları (2006), parsiyel diĢ kaybı

olan hastalar ile tam diĢli hastaları T-scan kullanarak karĢılaĢtırdıkları çalıĢmada,

aĢırı fonksiyonel dental ünite kaybının çiğneme yeteneğinde bozulmaya neden

olduğunu, ancak bu durumun gıdanın ezilmesini sağlamak için çiğnemenin süresinin

uzaması ile telafi edildiğini belirtmiĢlerdir. Kanno ve Carlsson (2006) derlemelerinde

50’li yaĢlarda KDA’a sahip bireylerin molar diĢlerini kaybetmeden önceki duruma

göre, daha uzun sürede çiğneyebildiklerini belirtmiĢlerdir.

26

Ġnsan vücudunun en kompleks fonksiyonlarından birisi olan çiğnemenin, TME’deki

herhangi bir sorun nedeniyle bozulabileceği belirtilmiĢtir (Henrikson ve ark., 1998;

Felicio ve ark., 2002; Sato ve ark., 2002). Celic ve arkadaĢları (2004), genç

erkeklerden oluĢan bir grupta yapmıĢ oldukları çalıĢmada, TMD’e sahip olan bireyler

ve asemptomatik bireyler arasında, mandibular hareket alanının birbirinden farklı

olduğunu tespit etmiĢlerdir. Felicio ve arkadaĢları (2007), TMD olan hastalarda

çiğnemenin normal fizyolojik standartlardan farklı olduğunu belirtmiĢlerdir. TMD

olan hastalarda çiğneme ile ilgili çalıĢmaların çoğu, anketlerden elde edilen subjektif

ölçümleri belirten çiğneme yeteneği ile ilgili iken, çiğneme testlerinden elde edilen

objektif ölçümleri belirten çiğneme performansı ile ilgili çalıĢmalar da bulunmaktadır

(Kurita ve ark., 2001).

Henrikson ve arkadaĢları (1988) TMD olan bireylerde çiğneme etkinliğinin

azaldığını belirtmiĢlerdir. Çiğneme hareket paterninin ve çiğneme etkinliğinin,

çiğneme fonksiyonu ve TME’in değerlendirilmesi için yararlı parametreler olduğunu

rapor etmiĢlerdir. Kurita ve arkadaĢları (2001) ise, TMD’e sahip olan 50 yaĢ üstü

bireylerde çiğneme yeteneğini, 40 yaĢından daha genç hastalara göre önemli oranda

düĢük tespit etmiĢlerdir. Peroz ve Tai (2002) redüksiyonsuz anterior disk deplasmanlı

hastalarda, asemptomatik kontrol grubundaki bireylere göre azalmıĢ çiğneme

performansı tespit etmiĢlerdir. Ancak TME sesi, okluzal güç ve çiğneme performansı

arasındaki iliĢki hala açık olmayıp, hastanın dental durumuna göre değiĢebileceği

belirtilmektedir (Ikebe ve ark., 2008). Johansson ve arkadaĢları (2003), TMD ve

çiğneme fonksiyonu arasındaki iliĢkiyi araĢtırdıkları çalıĢmada, diĢ sayısının

azalması ve TMD’lerden kaynaklanan ağrıyı, çiğneme yeteneğinin bozulması için

önemli risk faktörleri olarak belirtmiĢlerdir. Ikebe ve arkadaĢları (2008) ise, azalmıĢ

okluzal destekli yaĢlı hastalarda semptomsuz TME sesinin varlığının, çiğneme

fonksiyonunun bozulması ile ilgili olabileceğini belirtmiĢlerdir.

Sağlıklı dentisyona sahip bireylerde çiğneme sırasında meydana gelen hareket

Ģekillerinde, bireyler arasında büyük farklılıkların bulunduğu belirtilmektedir

(Proschel ve Hofmann, 1988; Postic ve ark., 1992; Laskin ve ark., 2006). Çiğneme,

hastanın duygusal ve fiziksel durumuna ve çiğnenen gıdanın tipine göre değiĢik

27

varyasyonlar gösterebilmektedir (Okeson, 2008). Postic ve arkadaĢlarının (1992)

bildirdiğine göre, bazı yazarlar tek taraflı çiğneme hareketlerini, (Pröschel, 1987;

Pröschel ve Hofmann, 1988) bazıları ise, habitüel çiğneme hareketlerini analiz

etmiĢlerdir (Mongini ve Tempia-Valenta, 1984; Neill ve Howell, 1986). Her hastanın

çiğneme paterninin özel olduğu ve bireyler arasında çeĢitlilik gösterdiği

belirtilmektedir. Test edilen gruplar içinde spesifik çiğneme paternleri

bulunamamasına karĢın, aynı hastada, gıdanın yoğunluğunun farklılığı ile farklı

paternler üretilmiĢtir. TMD’lere sahip olan hastaların, normal bireylerden farklı

çiğneme paternlerine sahip olduğu belirtilmiĢ olup, bu paternlerin sınıflandırması

tam olarak yapılamamıĢtır (Pröschel, 1987; Maruyama ve ark., 1985; Kuwahara ve

ark., 1990; Kuwahara ve ark., 1992; Kuwahara ve ark., 1996).

1.9. Cinsiyet, TME ve Çiğneme

TMD belirti ve semptomlarının genel populasyonda kadınlarda erkeklerden daha

fazla olduğu tespit edilmiĢtir (Carlsson, 1999; Humphrey ve ark., 2002; Hiltunen ve

ark., 2003; Johansson ve ark., 2003; Mazzetto ve ark., 2008; Goncalves ve ark.,

2010). TMD belirtileri gözlenen kadın hastaların çoğu puberte ve orta yaĢ aralığında

bulunmuĢtur (Alanen, 2002). Kadın ve erkekler arasındaki bu farklılık, hasta

populasyonda daha da yüksek olarak rapor edilmiĢtir (Johansson ve ark, 2003). Bu

farklılığın sebebi olarak farklı görüĢler bildirilmektedir. Bazı çalıĢmalarda her iki

cins arasında biyolojik, psikolojik ve hormonal farklılıklar belirtilmekte (Johansson

ve ark., 2003; Sherman ve ark., 2005); bazı çalıĢmalarda kadınların erkeklerden daha

düĢük kas gücüne sahip olması ve kadınların çiğneme sisteminin anormal

okluzyondan kaynaklanan zararlı uyarılara daha az dayanıklı olması belirtilmekte

(Johanson ve ark., 2003; Wang ve ark., 2009); bazı çalıĢmalarda ise, kadınların

eklemlerinde bulunan çok sayıda östrojen reseptörüne bağlı olduğu rapor

edilmektedir (Abubaker ve ark., 1993).

Johansson ve arkadaĢları (2003), 50 yaĢındaki bireylerde TMD ile ilgili

semptomlarda cinsiyet farklılıklarını araĢtırdıkları çalıĢmada, eklem ağrısı, eklem

sesi, bruksizm, yanan ağız sendromu gibi semptomları kadınlarda daha baskın olarak

28

tespit ederken, ağız açmada zorluk, travma nedeniyle anterior diĢ kaybı ve çiğneme

problemlerini ise, erkeklerde daha baskın olarak gözlemiĢlerdir.

Witter ve arkadaĢları (2007), KDA’lı kadın hastalarda, tam diĢli hastalarla

karĢılaĢtırıldığında, daha fazla ağrı ve klik sesi olduğunu rapor etmiĢlerdir. Baran ve

arkadaĢları (2006) posterior diĢ kaybı nedeniyle baĢvuran hastalarda, TMD’i

değerlendirdikleri çalıĢmada, ses ve ağrı bulgularını kadınlarda daha fazla oranda

tespit etmiĢlerdir. Wang ve arkadaĢları (2009) ise, dental quadranda az sayıda kayıp

diĢi olan genç kadın hastalarda TMD prevalansını daha yüksek olarak tespit

etmiĢlerdir.

TME’deki sorunlar ve cinsiyet arasındaki iliĢkiyi araĢtıran birçok çalıĢmada,

kadınlarda erkeklerden daha fazla semptom tespit edilmesine karĢın, TMD’lerin

kadınlarda daha baskın olduğu görüĢünün genellenemeyeceği de belirtilmektedir

(Mazengo ve Kirveskari, 1991; Otuyemi ve ark., 2000; Pow ve ark., 2001). TMD

belirti ve semptomları bazı çalıĢmalarda, kadın ve erkek bireyler arasında eĢit olarak

tespit edilmiĢtir (Salonen ve ark; 1990; Al-Jabrah ve Al-Shumailan, 2006;

Rutkiewicz ve ark., 2006).

TME fonksiyonunu değerlendirmek için kullanılan maksimum ağız açıklığı (MA)

değerlerinin, birçok çalıĢmada erkeklerde daha yüksek olduğu belirtilmektedir

(Pullinger, 1987; Helkimo ve Westling, 1992; Lewis ve ark., 2001).

Mandibulada çiğneme hareketlerinin ise, erkek hastalarda kadın hastalardan daha

geniĢ bir alanda oluĢtuğu belirtilmiĢtir (Postic ve ark., 1992). Neil ve Howell (1986)

kadın ve erkek arasındaki bu farklılıkların ark büyüklüğündeki çeĢitlilikten

kaynaklandığını rapor etmiĢlerdir. Kadın hastaların çiğneme hareketleri daha yavaĢ

ve iyi ölçülebilen, erkek hastalarınki ise, daha güçlü ve daha az kontrol edilebilir

olarak belirtilmiĢtir. Bu durum kadın ve erkek arasında kas gücü kontraksiyonundaki

farklılıktan kaynaklanmaktadır (Postic ve ark., 1992). Youssef ve arkadaĢları (1997)

bir bilgisayar programı kullanarak kadın ve erkek hastalarda habituel çiğneme

29

paternini karĢılaĢtırdıkları çalıĢmanın sonucunda erkeklerde daha kısa çiğneme

siklusları tespit etmiĢler ve çiğneme hızının daha fazla olduğunu rapor etmiĢlerdir.

Posterior diĢlerin kaybedilmesinin, TME üzerindeki etkisini değerlendirmek

amacıyla günümüze kadar birçok araĢtırma yapılmıĢtır. TME sesleri, TMD’lerin en

yaygın semptomu olmakla birlikte, yapılan klinik ve deneysel çalıĢmalarda normal

bir TME’de de fonksiyon sırasında ses üretilebileceği kanıtlanmıĢtır. Bu nedenle

günümüze kadar TME sesi ile ilgili çalıĢmalarda, sadece TME sesi bulgusu her

zaman hastalığı göstermediği gibi, TME sesinin olmamasının da normal bir eklemi

düĢündürmemesi gerektiği vurgulanmıĢtır. Kesin tanının konulabilmesi için hastanın

detaylı klinik muayenesinin yapılması ve objektif tanı yöntemlerinin kullanılması

gerektiği belirtilmektedir. Posterior diĢ kaybı olan hastalarda ise, TME seslerinin

değerlendirilmesi daha da önem kazanmaktadır. Posterior diĢ kaybı sayısının arttığı

durumlarda, ekleme gelen yükün artacağı belirtilmekte, kayıp diĢlerin protez ile

restore edilmesi durumunda ise, uygun kondil-disk iliĢkisi ve iyi bir okluzyon

sağlanarak hem TME’e gelen yükün azalacağı ve eklem iç dengesinin düzeleceği,

hem de çiğnemeye yardımcı olacağı düĢünülmektedir. Ancak bu konuda yapılan

çalıĢmaların sonuçları da halen çeliĢkilidir ve asemptomatik serbest sonlu vakalarda,

hem TME seslerini hem de çiğnemeyi objektif yöntemlerle değerlendiren

çalıĢmaların sayısı oldukça azdır. Bu noktadan hareketle, konunun açığa

kavuĢturulması için planlanan bu çalıĢmada amaç, asemptomatik serbest sonlu

bireylerde tedavi öncesi ve yeni yapılan hareketli bölümlü protez sonrasında eklem

titreĢim analizi cihazı (JVA) kullanımı ile TME vibrasyonlarını ve çene izleyicisi

(JT-3D) kullanımı ile de çiğneme hareketlerini incelemek, tam diĢli kontrol

grubundaki bireylerden elde edilen veriler ile karĢılaĢtırmalarını yapmak ve serbest

sonlu vakalar ile TME arasındaki iliĢkiyi değerlendirmektir.

30

2. GEREÇ VE YÖNTEM

Bu tez çalıĢması Ankara Üniversitesi DiĢ Hekimliği Fakültesi Protetik DiĢ Tedavisi

Anabilim Dalı klinikleri ve araĢtırma laboratuarında yürütüldü.

2.1 Klinik Muayene

ÇalıĢmaya katılan tüm bireylerin hazırlanan anamnez formuna uygun olarak

anamnezleri alındı ve klinik muayeneleri yapıldı (ek-4). Anamnez formuna göre

bireylerin sistemik hastalıkları ve parafonksiyonel alıĢkanlıkları değerlendirildi.

Dental, TME ve kas muayeneleri yapıldı (ġekil 2.1).

ġekil 2.1. TME muayenesi

2.2 Kontrol ve ÇalıĢma Gruplarının OluĢturulması

AraĢtırmaya Ankara Üniversitesi DiĢ Hekimliği Fakültesi Protetik DiĢ Tedavisi

Anabilim Dalı’na tedavi görmek amacıyla baĢvuran 15 üst serbest sonlu birey, 15 alt

serbest sonlu birey, 15 alt-üst serbest sonlu birey ve kontrol grubu olarak da 15 tam

diĢli birey olmak üzere toplam 60 birey dahil edildi. ÇalıĢmaya katılan tüm bireylere

kayıtlar alınmaya baĢlamadan önce iĢlemler detaylı olarak anlatıldı ve çalıĢmaya

31

katılmayı kabul ettiklerine dair “AydınlatılmıĢ Onam Formu” imzalatıldı (ek-1,ek-2).

Ayrıca bu çalıĢmanın yapılabilmesi için etik kurul onayı alındı (ek-3).

2.2.1 Kontrol Grubu

Kontrol grubundaki 15 bireyin 8’i kadın 7’si erkek olup, yaĢ dağılım aralığı 23-45’tir

(Çizelge 2.1, Çizelge 2.2). Doğal diĢlerin tümüne sahip, Angle sınıf I çene iliĢkisi

bulunan, TMD belirti ve semptomlarına sahip olmayan, ağızdaki mevcut diĢlerinde

çürük ve periodontal rahatsızlığı bulunmayan ve sistemik yönden sağlıklı bireyler

çalıĢmaya dahil edildi.

2.2.2 ÇalıĢma Grupları

Serbest sonlu hastalardan oluĢan 45 bireyin 23’ü kadın 22’si erkek olup, yaĢ dağılım

aralığı 38-56’dır (Çizelge 2.1, Çizelge 2.2). Serbest sonlu hastaların çalıĢma grubuna

dahil edilmesinde Ģu kriterler dikkate alındı:

Genel sağlık durumunun iyi olması,

Alt çene tam diĢli ve üst çenede molar diĢlerini kaybetmiĢ, modifikasyon

boĢluğu olmayan Kennedy sınıf I vaka olması,

Üst çene tam diĢli ve alt çenede molar diĢlerini kaybetmiĢ, modifikasyon

boĢluğu olmayan Kennedy sınıf I vaka olması,

Alt ve üst çenede molar diĢlerini kaybetmiĢ, modifikasyon boĢluğu olmayan

Kennedy sınıf I vaka olması,

Daha önce hareketli bölümlü protez kullanmamıĢ olması,

Mevcut diĢler arasında sağlıklı bir okluzyonun olması,

Alt ve üst ön diĢlerin uygun overjet overbite iliĢkisinde olması,

Klinik muayenede TME disfonksiyon belirti ve semptomlarına sahip

olmaması.

32

Çizelge 2.1. ÇalıĢmadaki grupların yaĢ ortalamaları

DeğiĢkenler Gruplar N Ortalama Std.Sapma Ortanca En Az En Çok

YaĢ

Kontrol 15 34,26 6,92 36,00 23,00 45,00

Üst SS 15 46,53 4,62 48,00 40,00 52,00

Alt SS 15 46,26 6,15 47,00 38,00 56,00

Alt-Üst SS 15 50 3,92 50,00 40,00 56,00

Çizelge 2.2. ÇalıĢmadaki grupların cinsiyet dağılımı

Erkek

Kadın

Gruplar N % N %

Kontrol 7 46,7 8 53,3

Üst SS 8 53,3 7 46,7

Alt SS 6 40,0 9 60,0

Alt-Üst SS 8 53,3 7 46,7

Yukarıda belirtilen kriterlere sahip, 45 serbest sonlu hasta Üst Serbest Sonlu Grup

(alt çene tam diĢli), Alt Serbest Sonlu Grup (üst çene tam diĢli) ve Alt-Üst

Serbest Sonlu Grup olmak üzere 3 gruba ayrıldı (ġekil 2.2).

ġekil 2.2. ÇalıĢmadaki grupların Ģematik gösterimi. Bireylerde bulunan anterior diĢ grupları

açık renk, posterior diĢ grupları ise koyu renk olarak belirtilmiĢtir.

Serbest sonlu gruptaki hastalar 3 aydan 5 yıla kadar değiĢen diĢsizlik süresine sahipti.

Bu hastaların tümüne hareketli bölümlü protezler uygulandı. Kennedy sınıf I iskelet

bölümlü protez planma ilkelerine dikkat edilerek planlama yapıldı. PlanlanmıĢ olan

iskelet alt yapıya göre dökülmüĢ metal iskeletin hasta ağzında kontrolleri yapıldı.

Çeneler arası iliĢki tespiti ve diĢ dizimi yapıldıktan sonra, diĢli prova seanslarında

33

kontrol edildi ve konvansiyonel teknikle bitirildi. Hasta ağzında son düzeltmeleri

yapılan protezler hastaya teslim edildi. Kullanımı konusunda hasta bilgilendirildi. Bir

gün sonra kontrole çağrıldı ve bu sürede ortaya çıkan Ģikayetler giderilerek, gece

protezlerini çıkartmaları konusunda hastalar uyarıldı.

2.3 Bireylerden Alınan Kayıtlar

AraĢtırma için seçilen tüm bireylerden alınan EVG ve EGN kayıtları BioPak Sistem

(Sürüm 5,3i, BioResearch INC., Milwaukee, Wisconsin) kullanılarak gerçekleĢtirildi.

TME seslerini değerlendirmek için eklem titreĢim analizi (JVA) ve çiğneme

hareketlerini değerlendirmek amacıyla da elektronik çene izleyicisi (JT-3D) cihazları

kullanıldı (ġekil 2.3). Bu kayıtların alınması sırasında bireyin sabit bir pozisyonda

olmasına ve üzerinde herhangi bir metal eĢya bulunmamasına dikkat edildi. Kontrol

grubundaki bireylerden ilk kayıt ve ilk kaydın alınmasından bir ay sonra ikinci kayıt

alındı. Serbest sonlu bireylerde ise, ilk kayıt tedavi öncesinde protezsiz olarak; ikinci

kayıt, hareketli bölümlü protezin kullanımından bir ay sonra protezli olarak alındı.

ġekil 2.3. ÇalıĢmada kullanılan JVA ve JT-3D cihazları

34

2.3.1 JVA Cihazı ile Alınan Kayıtlar

Bu çalıĢmada kullanılan eklem titreĢim analizi cihazı JVA, eklem fonksiyonunu

değerlendirmede basit, hızlı, tekrarlanan ölçümlerin yapılabileceği bir cihazdır. JVA

cihazının çalıĢması, sürtünme ve hareket temel prensiplerine dayanır. Düzgün

yüzeyler birbiri ile sürtündüğü zaman, az miktarda sürtünme ve vibrasyon oluĢmakta,

bu yüzeyler pürüzlü ise, oluĢan sürtünme ve vibrasyon da artmaktadır

(http://www.biojva.net/products/jva).

Kayıtlarının alınması esnasında birey, sırtı dik olacak Ģekilde ve ayak tabanları yere

rahat basacak pozisyonda bilgisayar ekranını görebileceği Ģekilde bir sandalyeye

oturtuldu. Sağ ve sol TME’lerde oluĢan seslere ait yüzey titreĢimleri EVG

yöntemiyle ölçüldü. Sağ ve sol toplam iki adet piezoelektrik akselerometreden oluĢan

sensörler TME bölgesine yerleĢtirildi ve sensörlerden çıkan kablolar amplifikatöre

bağlandı (ġekil 2.4).

ġekil 2.4. JVA cihazının bireye uygulanması

35

Maksimum ağız açılımı miktarı, hastadan ağzını mümkün olduğunca geniĢ açması

istenerek bu esnada, üst santral kesici diĢlerden alt santral kesici diĢlere olan mesafe

cetvel ile ölçülerek hesaplandı. Bulunan değere örtülü kapanıĢ miktarı da eklendi ve

ağız açılımındaki deviasyonun miktarı ve yönü bilgisayara kaydedildi. Bunun

ardından hastaya bilgisayar ekranında her bir açma-kapama süresi 1,5 sn olacak

Ģekilde çalıĢan metronomla uyumlu biçimde ağzını açabileceği kadar geniĢ açması ve

sonra ağzını kapatarak diĢlerini temas ettirmesi söylendi. Açma-kapama hareketi

bireye 10 kez tekrarlatıldı. EVG yöntemi ile TME seslerinin Ģiddeti zaman-frekans

grafiğinde incelendi. EVG kayıtları (x5) amplifikasyonda elde edildi. Alınan kayıtlar

metronomla senkronizasyon yönünden incelenerek eğer hatalıysa açma-kapama

hareketi metronomla uyumlu olacak Ģekilde tekrarlandı. Bu kayıtlarda büyütülmüĢ

görüntüler üzerinde diĢ teması sırasında meydana gelen vibrasyonlar çıkarıldı ve

vibrasyonların mandibular hareketin hangi aĢamasında meydana geldiği saptanarak

hem ağız açma hem de kapama hareketleri için vibrasyonun oluĢtuğu üç bölge

iĢaretlendi (ġekil 2.5). Kullanılan program Total integral (Ti), 300 Hz’in altındaki

integral (i<300 Hz), 300 Hz’in üstündeki integral (i>300 Hz), Peak Amplitüd (PA),

Peak Frekans (PF) ve Median Frekans (MF) parametreleri için seçilen üç bölgenin

ortalamasını vermektedir. Eğer vibrasyon mevcut değilse hareketin orta noktası

seçilerek iĢaretlendi ve değerler yine üç bölgenin ortalaması hesaplanarak kaydedildi.

ġekil 2.5. JVA cihazı ile alınan kaydın bilgisayar ekranındaki görüntüsü

36

Bu teknikte Fast Fourier Transform (FFT) algoritması olarak bilinen matematik

tekniği kullanılarak TME vibrasyonları analiz edilmekte ve güç spektrum yoğunluk

fonksiyonu hesaplanmaktadır. Frekans spektrum eğrisinde 0-500 Hz arasında eğrinin

altındaki toplam alan “integral” olarak belirtilmiĢtir. Bu kayıtta incelenen

parametrelerden;

Total Ġntegral (Ti), her eklemin vibrasyon enerjisinin toplam miktarını,

i<300 Hz, 300 Hz’in altındaki vibrasyonların enerji miktarını,

i>300 Hz, 300 Hz’in üstündeki vibrasyonların enerji miktarını,

Peak Amplitüd (PA), vibrasyonun yoğunluğunun en yüksek noktasını,

Peak Frekans (PF), en yüksek vibrasyon yoğunluğunun olduğu frekansı,

Median Frekans (MF), vibrasyon enerjisini yarıya bölen frekansı

belirtmektedir. Enerjinin yarısı bu frekansın altında, yarısı üzerindedir

(BioPak kullanım kılavuzu, 1997).

JVA cihazından elde edilen bilgiler teĢhiĢ için analiz edildiğinde Ti, i>300 Hz ve PA

için tipik aralıklar aĢağıda belirtilmiĢtir (Çizelge 2.3) (BioPak kullanım kılavuzu,

1997).

Çizelge 2.3. JVA cihazı için belirtilen referans değerler

TME’in durumu Total integral (Hz) i> 300 Hz Peak amplitüd (Pa)

Normal 0-20 0-5 0-1,5

Disk hareketi 20-80 0-6 1,5-6

Eminens klik 80-400 6-90 6-30

RDD 90-1000 10-170 6-100

DH+RDD 120-700 30-225 7-60

* RDD, Redüksiyonlu disk deplasmanı, DH+RDD, Dejeneratif hastalıklar ve redüksiyonlu disk deplasmanı

37

2.3.2 JT-3D Cihazı ile Alınan Kayıtlar

Çiğneme sırasında mandibular hareketlerin kaydı için kullanılan JT-3D cihazı, kesici

diĢ inzisal kenarının hareketini üç boyutlu olarak kaydetmektedir. Küçük bir mıknatıs

mandibular kesici diĢlerin labial yüzeyine yapıĢtırılmakta ve yan kısımda bulunan

sensörler ile de mandibular hareketin vertikal, antero-posterior ve lateral

komponentleri izlenebilmektedir. Kafanın sensörler için stabil bir kaide olduğu

belirtilmiĢ olup, bu cihaz ile en küçük mandibular hareketin bile büyük oranda

algılanması sağlanmaktadır (http://www.biojva.net/products/jt-3d).

Kayıtlarının alınması sırasında hasta sırtı dik ve ayak tabanları yere basacak biçimde,

düz karĢıya bakarak ve bilgisayar ekranını göremeyeceği bir pozisyonda oturtuldu.

JT-3D cihazının sağ ve sol kutupları arasında oluĢan elektromanyetik alan içinde

mıknatısının dokuya iyice yapıĢabilmesi ve kayıtların alınması esnasında hareket

etmemesi için alt keser diĢlerin labial yüzeyleri kayıt alınmasından önce pamukla

kurulandı. Mıknatısın oluk bulunmayan yüzeyine özel yapıĢtırıcı bant yerleĢtirildi

(ġekil 2.6). Mıknatısın orta hattı yüzün orta hattıyla çakıĢacak ve labial frenilum

hareketlerinden etkilenmeyecek Ģekilde, üzerindeki oluklu yüzey labiale bakacak ve

hastanın soluna gelecek biçimde alt keserlerin labial yüzeylerine yapıĢtırıldı (ġekil

2.7).

ġekil 2.6. JT-3D cihazında kullanılan mıknatıs ve yapıĢtırıcı bant

38

ġekil 2.7. JT-3D cihazında kullanılan mıknatısın ağız içine yapıĢtırılması

Mıknatısın pozisyonu sağ ve sol pupillaları birleĢtiren çizgiye paralel olacak biçimde

ayarlandı. Kayıtlar alınırken mıknatısın hareket edip etmediği kontrol edildi.

Herhangi bir hareket gözlendiğinde mıknatısın yapıĢtırılma iĢlemi tekrarlandı. JT-3D

cihazı hastanın baĢına yerleĢtirildi, önden geçen bar sağ ve sol pupillaları birleĢtiren

doğruya, yan taraftaki barlar ise Frankfurt Horizontal düzlemine paralel olacak

Ģekilde konumlandırıldı (ġekil 2.8). Önde bulunan parça ile mıknatısın yandaki

sensorler uyumu kontrol edildi (ġekil 2.9). Kayıtlar alınmaya baĢlamadan önce

hastaya yaklaĢık 1 dakika kadar sakız (Freedent, Wrigley, USA) çiğnetilerek,

yumuĢatılması sağlandı.

ġekil 2.8. JT-3D cihazının bireye uygulanması

39

ġekil 2.9. JT-3D mıknatısı ile sensörlerin uyumu

Daha sonra program baĢlatılarak hastaya sakızı sağ arka diĢleri arasında çiğnemesi

söylenerek 15-20 çiğneme siklusu tamamlanacak Ģekilde çene hareketleri kaydedildi

ve kayıt tamamlandı. Aynı iĢlem sol taraf için de tekrarlandı. BioPak bilgisayar

programı kullanılarak ortalama çiğneme paterni özeti üzerinde çiğneme siklusları

analiz edildi ve iki bölüm halinde değerlendirildi (ġekil 2.10).

ġekil 2.10. JT-3D cihazı ile alınan kaydın bilgisayar ekranındaki görüntüsü

40

Birinci bölümde, ortalama çiğneme paterni özeti sayısal olarak incelendi ve toplam

çiğneme siklusu süresi değerlendirildi. Çiğneme siklusu, okluzyondan açmaya ve

açmadan geri okluzyona gelme sırasında oluĢan mandibula hareketlerini

belirtmektedir. Toplam çiğneme siklusu süresi; açma süresi, kapama süresi ve

okluzal süre olmak üzere üç ayrı zaman aralığından oluĢmaktadır. Açma süresi,

okluzyondan maksimum açmaya, kapama süresi maksimum açmadan okluzyona,

okluzal süre ise, okluzyon veya çok yakınındaki zamanı belirtmektedir. YumuĢak bir

sakızı çiğneme boyunca tipik bir toplam siklus süresi ortalama 600-900 milisaniyedir

(ms). Toplam siklus süresi 1000 ms’yi aĢtığında ise, kayıp diĢlerin varlığını, kötü

temasları, stabil olmayan bir okluzyonu, okluzal interferensleri ve eklem

anomalilerini belirtebileceği rapor edilmektedir (BioPak kullanım kılavuzu, 1997).

Ġkinci bölümde ise, kaydedilen çiğneme sikluslarının bir ortalamasını belirten

ortalama çiğneme paterni grafikleri incelendi. Bu bölümde X-Y projeksiyon

grafiklerinde çiğnemenin yapıldığı taraf için açma ve kapama hızları değerlendirildi.

Açma hızı (open velocity) OV-1, OV-2 ve OV-3, kapama hızı (closing velocity) ise

CV-1, CV-2 ve CV-3 olarak sınıflandırıldı.

Açma hızı paternlerinden OV-1, sıklıkla TME problemi olmayan asemptomatik

bireylerde, OV-2 sıklıkla sakız çiğnenen tarafın normal, diğer tarafta internal

düzensizlik olan kiĢilerde görülmekte, OV-3 sağlıklı ekleme sahip olanlarda

oluĢmamakta, ancak bilateral internal düzensizlik ve miyofasiyal ağrı sendromu

durumlarında meydana gelmektedir (ġekil 2.11).

(Asemtomatik birey) (Bir taraf normal,diğer tarafta ĠD) (Bilateral ĠD ve miyofasiyal ağrı)

ġekil 2.11. EGN değerlendirmesinde çiğneme için kullanılan açma hızı sınıflandırması. (ĠD),

internal düzensizliği belirtmektedir.

41

Kapama hızı paternlerinden CV-1, sıklıkla TME problemi olmayan asemptomatik

bireylerde görülmektedir. CV-2 genellikle herhangi bir TMD ile ilgili değildir, ancak

bazen internal düzensizlik nedeniyle oluĢabilmektedir. CV-3 çoğunlukla bilateral

internal düzensizlik ve miyofasiyal ağrı sendromu durumlarında meydana

gelmektedir. Bazen daha az sıklıkla unilateral internal düzensizlik nedeniyle de

oluĢabilmektedir (ġekil 2.12).

(Asemptomatik birey) (Asemptomatik birey, bazen ĠD) (Bilateral ĠD ve miyofasiyal ağrı)

ġekil 2.12. EGN değerlendirmesinde çiğneme için kullanılan kapama hızı sınıflandırması.

(ĠD), internal düzensizliği belirtmektedir.

2.4 Ġstatistiksel Analiz

Verilerin analizi SPSS Windows 11.5 paket programında yapıldı. Sürekli

değiĢkenlerin dağılımının normale yakın olup olmadığı Shapiro Wilk testiyle

araĢtırıldı. Tanımlayıcı istatistikler ortalama, standart sapma, ortanca, en az ve en çok

Ģeklinde gösterildi.

Gruplar arasında normal dağılan değiĢkenler yönünden farkın önemliliği, bağımsız

grup sayısı ikiden fazla olduğunda Tek Yönlü Varyans Analizi (one-way ANOVA)

ile iki grup arasındaki farkın önemliliği ise, Student’s t testi ile değerlendirildi. Tek

yönlü varyans analizi sonucunda istatistiksel olarak anlamlı farkın bulunması halinde

Post hoc Tukey testi kullanılarak farka neden olan durumlar tespit edildi.

Gruplar arasında normal dağılmayan değiĢkenler yönünden farkın önemliliği,

bağımsız grup sayısı ikiden fazla olduğunda, Kruskal Wallis testi ile iki grup

arasındaki farkın önemliliği ise, Mann Whitney U testiyle araĢtırıldı.

42

Gruplar içerisinde, normal dağılan değiĢkenler yönünden farkın önemliliği Bağımlı t-

testi ile değerlendirilirken, normal dağılmayan değiĢkenler yönünden farkın

önemliliği Wilcoxon ĠĢaret testi kullanılarak değerlendirildi.

Kategorik değiĢkenler Pearson’un Ki-Kare testiyle incelendi. Sürekli değiĢkenler

arasında istatistiksel olarak anlamlı korelasyon olup olmadığı ise, Spearman’ın

Korelasyon testiyle araĢtırıldı. p<0,05 için sonuçlar istatistiksel olarak anlamlı kabul

edildi. Ancak, olası tüm çoklu karĢılaĢtırmalarda Tip I hatayı kontrol edebilmek için

Bonferroni Düzeltmesine baĢvuruldu.

43

3. BULGULAR

3.1. Klinik Muayene Bulguları

Bu çalıĢmaya katılan 60 bireyin tedavi öncesinde anamnez formuna uygun olarak

yapılan TME muayenelerinde TMD belirti ve bulgularına sahip olmadığı gözlendi.

Fonksiyonel manipulasyon testleri sonucunda, değerlendirilen kaslarda herhangi bir

ağrı ve hassasiyete rastlanmadı. Bireylerde parafonksiyonel alıĢkanlıklar tespit

edilmedi ve maksimum ağız açıklığı ile lateral hareket miktarlarında kısıtlılık

gözlenmedi. Bir ay sonra yapılan klinik muayenede de bireylerde TMD belirti ve

bulguları tespit edilmedi.

3.2. Cinsiyet ve Maksimum Ağız Açıklığı (MA) Bulguları

Kontrol grubundaki bireylerin MA değerleri ile serbest sonlu hastaların MA değerleri

arasında, istatistiksel olarak anlamlı bir fark gözlenmedi (p>0,05) (Çizelge 3.1).

ÇalıĢmadaki bireylerin gruplara göre cinsiyet dağılımında ise, anlamlı bir fark

bulunmadı (p>0,05) (ġekil 3.1).

Çizelge 3.1. Bireylerin gruplara göre MA değerleri

DeğiĢkenler Gruplar N Ortalama Std.

Sapma Ortanca

En

Az

En

Çok

p-değeri

*

MA

Kontrol 15 50,07 3,41 48,00 47,00 56,00

0,584 Üst SS 15 48,60 2,85 48,00 45,00 55,00

Alt SS 15 49,60 2,61 50,00 45,00 54,00

Alt+Üst SS 15 49,73 3,20 50,00 45,00 55,00

MA SS gruplar 45 49,31 2,87 50,00 45,00 55,00 *p<0,05 için istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi.

44

0

2

4

6

8

10

KONTROL ÜST SS ALT SS ALT-ÜST SS

ERKEK

KADIN

ġekil 3.1. Gruplara göre cinsiyet dağılımı

3.3. JVA Cihazı ile Alınan TME Sesi Kaydı Bulguları

Kontrol grubunda birinci ve ikinci kayıt verileri karĢılaĢtırıldığında, Ti, i<300 Hz,

i>300 Hz, PA, PF ve MF parametreleri için hem yön (sağ-sol) hem de hareket (açma-

kapama) bakımından istatistiksel olarak fark tespit edilmedi (p>0,0031). Bu nedenle

kontrol grubunun diğer gruplar ile karĢılaĢtırılmasında birinci kayıt verileri kullanıldı

(Çizelge 3.2).

Üst serbest sonlu grupta tedavi öncesi ve tedavi sonrası verileri karĢılaĢtırıldığında,

Ti, i<300 Hz, i>300 Hz, PA, PF ve MF parametreleri için hem yön (sağ-sol) hem de

hareket (açma-kapama) bakımından istatistiksel olarak fark tespit edilmedi

(p>0,0031) (Çizelge 3.3).

Alt serbest sonlu grupta tedavi öncesi ve tedavi sonrası verileri karĢılaĢtırıldığında,

Ti, i<300 Hz, i>300 Hz, PA, PF ve MF parametreleri için hem yön (sağ-sol) hem de

hareket (açma-kapama) bakımından istatistiksel olarak fark tespit edilmedi

(p>0,0031) (Çizelge 3.4).

Alt-üst serbest sonlu grupta tedavi öncesi ve tedavi sonrası verileri

karĢılaĢtırıldığında, Ti kapama sağ (p<0,001), i<300 Hz kapama sağ (p<0,001), PA

kapama sağ (p=0,002) parametreleri için istatistiksel olarak anlamlı fark tespit edildi

45

(p<0,0031). Alt-üst serbest sonlu grupta, bu parametrelerin protez kullanımı sonrası

alınan kayıtta azaldığı görüldü (Çizelge 3.5) (ġekil 3.2).

Çizelge 3.2. Kontrol grubu içinde JVA 1. ve 2. kayıtlarının karĢılaĢtırılması

DeğiĢkenler Kayıtlar N Ortalama Std. Sapma Ortanca En Az En

Çok

p-değeri

*

Ti Açma Sol 1.Kayıt 15 4,39 0,93 4,40 2,80 6,30

1,000 2. Kayıt 15 4,37 0,82 4,50 2,60 5,70

Ti Açma Sağ 1. Kayıt 15 4,41 0,98 4,40 3,00 6,50

0,191 2. Kayıt 15 4,78 0,95 4,70 3,10 6,20

Ti Kapama Sol 1. Kayıt 15 4,00 0,75 3,90 2,60 5,30

0,649 2. Kayıt 15 4,09 0,87 4,00 2,90 5,80

Ti Kapama Sağ 1. Kayıt 15 4,33 0,91 4,40 2,80 6,30

0,245 2. Kayıt 15 4,76 0,93 4,50 3,30 7,00

i<300 Açma Sol 1. Kayıt 15 3,00 0,87 2,80 1,70 4,70

0,550 2. Kayıt 15 3,11 0,73 3,20 1,80 4,10

i<300 Açma Sağ 1. Kayıt 15 2,95 1,06 2,90 1,50 4,70

0,280 2. Kayıt 15 3,30 1,01 3,00 1,60 5,10

i<300 Kapama Sol 1. Kayıt 15 2,59 0,83 2,60 1,30 4,20

0,197 2. Kayıt 15 2,85 0,86 2,70 1,60 4,60

i<300 Kapama Sağ 1. Kayıt 15 2,51 0,80 2,40 1,30 3,80

0,050 2. Kayıt 15 3,29 1,14 3,00 1,80 5,90

i>300 Açma Sol 1. Kayıt 15 1,39 0,42 1,20 0,70 2,10

0,297 2. Kayıt 15 1,27 0,37 1,10 0,80 2,00

i>300 Açma Sağ 1. Kayıt 15 1,61 0,60 1,60 0,80 2,70

0,469 2. Kayıt 15 1,48 0,49 1,50 0,80 2,60

i>300 Kapama Sol 1. Kayıt 15 1,41 0,42 1,30 1,00 2,10

0,219 2. Kayıt 15 1,23 0,31 1,30 0,80 1,80

i>300 Kapama Sağ 1. Kayıt 15 1,80 0,60 1,60 0,90 2,80

0,048 2. Kayıt 15 1,45 0,41 1,50 0,90 2,30

PA Açma Sol 1. Kayıt 15 0,23 0,09 0,20 0,10 0,40

1,000 2. Kayıt 15 0,23 0,07 0,20 0,10 0,30

PA Açma Sağ 1. Kayıt 15 0,20 0,08 0,20 0,10 0,40

0,361 2. Kayıt 15 0,23 0,08 0,20 0,10 0,40

PA Kapama Sol 1. Kayıt 15 0,20 0,07 0,20 0,10 0,30

0,557 2. Kayıt 15 0,21 0,09 0,20 0,10 0,40

PA Kapama Sağ 1. Kayıt 15 0,19 0,07 0,20 0,10 0,30

0,033 2. Kayıt 15 0,24 0,05 0,20 0,20 0,30

PF Açma Sol 1. Kayıt 15 77,93 56,40 52,00 29,00 180,00

0,495 2. Kayıt 15 63,53 28,77 56,00 25,00 135,00

PF Açma Sağ 1. Kayıt 15 112,80 54,33 131,00 29,00 190,00

0,691 2. Kayıt 15 102,47 70,97 68,00 29,00 271,00

PF Kapama Sol 1. Kayıt 15 101,67 60,92 88,00 33,00 228,00

0,529 2. Kayıt 15 96,27 58,39 76,00 29,00 208,00

PF Kapama Sağ 1. Kayıt 15 129,20 64,00 131,00 29,00 228,00

0,470 2. Kayıt 15 106,60 75,94 72,00 33,00 298,00

MF Açma Sol 1. Kayıt 15 171,73 38,16 154,00 126,00 240,00

0,865 2. Kayıt 15 172,07 36,18 177,00 95,00 220,00

MF Açma Sağ 1. Kayıt 15 187,80 45,55 191,00 126,00 275,00

0,532 2. Kayıt 15 188,93 45,78 194,00 87,00 259,00

MF Kapama Sol 1. Kayıt 15 190,60 53,84 197,00 123,00 275,00

0,754 2. Kayıt 15 184,87 59,54 197,00 83,00 271,00

MF Kapama Sağ 1. Kayıt 15 212,20 55,53 214,00 138,00 314,00

0,427 2. Kayıt 15 192,33 62,96 185,00 76,00 294,00

*Bonferroni düzeltmesine göre p<0,0031 için sonuçlar istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi.

46

Çizelge 3.3. Üst serbest sonlu grup içinde tedavi öncesi ve tedavi sonrası JVA kayıtlarının

karĢılaĢtırılması

DeğiĢkenler Kayıtlar N Ortalama Std.Sapma Ortanca En Az En Çok p-değeri

*

Ti Açma Sol 1. Kayıt 15 5,97 1,56 6,20 3,10 9,50

0,148 2. Kayıt 15 5,31 1,21 5,40 3,30 6,90

Ti Açma Sağ 1. Kayıt 15 6,51 2,29 5,60 3,70 12,80

0,198 2. Kayıt 15 5,53 1,58 5,30 3,40 9,30

Ti Kapama Sol 1. Kayıt 15 5,89 2,76 4,40 2,60 12,40

0,211 2. Kayıt 15 5,38 2,42 4,30 3,30 11,30

Ti Kapama Sağ 1. Kayıt 15 6,09 2,67 5,10 3,70 12,80

0,164 2. Kayıt 15 5,64 3,87 4,80 2,90 19,00

i<300 Açma Sol 1. Kayıt 15 4,25 1,24 4,30 2,20 6,70

0,096 2. Kayıt 15 3,78 1,14 4,00 2,20 5,90

i<300 Açma Sağ 1. Kayıt 15 4,61 2,04 4,40 2,00 10,20

0,255 2. Kayıt 15 3,81 1,41 3,40 2,10 7,20

i<300 Kapama

Sol

1. Kayıt 15 4,66 3,34 3,20 1,60 13,10 0,125

2. Kayıt 15 4,02 2,37 2,80 2,10 9,80

i<300 Kapama

Sağ

1. Kayıt 15 5,12 3,87 4,20 2,20 16,20 0,132

2. Kayıt 15 3,97 3,71 3,10 1,60 17,00

i>300 Açma Sol 1. Kayıt 15 1,72 0,54 1,70 1,00 2,80

0,231 2. Kayıt 15 1,53 0,42 1,50 0,90 2,30

i>300 Açma Sağ 1. Kayıt 15 1,91 0,57 2,00 0,80 2,80

0,320 2. Kayıt 15 1,72 0,50 1,60 1,10 2,80

i>300 Kapama

Sol

1. Kayıt 15 1,57 0,40 1,60 0,90 2,30 0,221

2. Kayıt 15 1,37 0,40 1,30 0,80 2,10

i>300 Kapama

Sağ

1. Kayıt 15 1,83 0,55 1,80 0,70 2,70 0,285

2. Kayıt 15 1,65 0,49 1,60 1,00 2,80

PA Açma Sol 1. kayıt 15 0,33 0,16 0,30 0,10 0,70

0,142 2. kayıt 15 0,27 0,08 0,30 0,20 0,40

PA Açma Sağ 1. kayıt 15 0,37 0,21 0,40 0,10 0,80

0,070 2. kayıt 15 0,30 0,13 0,30 0,10 0,50

PA Kapama Sol 1. kayıt 15 0,41 0,36 0,30 0,10 1,30

0,917 2. kayıt 15 0,43 0,45 0,20 0,20 1,80

PA Kapama Sağ 1. kayıt 15 0,49 0,50 0,20 0,20 1,90

0,154 2. kayıt 15 0,36 0,42 0,20 0,20 1,80

PF Açma Sol 1. kayıt 15 93,80 102,76 56,00 29,00 380,00

0,109 2. kayıt 15 93,67 93,05 68,00 25,00 408,00

PF Açma Sağ 1. kayıt 15 120,93 113,03 87,00 29,00 380,00

0,262 2. kayıt 15 112,80 116,94 52,00 25,00 376,00

PF Kapama Sol 1. kayıt 15 121,80 117,29 76,00 29,00 384,00

0,691 2. kayıt 15 100,00 130,50 48,00 25,00 470,00

PF Kapama Sağ 1. kayıt 15 103,20 112,71 48,00 29,00 369,00

0,433 2. kayıt 15 153,33 158,30 72,00 25,00 470,00

MF Açma Sol 1. kayıt 15 182,80 46,08 185,00 103,00 263,00

0,349 2. kayıt 15 190,67 46,23 197,00 126,00 279,00

MF Açma Sağ 1. kayıt 15 186,67 56,29 189,00 115,00 287,00

0,164 2. kayıt 15 206,93 46,78 201,00 146,00 318,00

MF Kapama Sol 1. kayıt 15 178,47 59,35 177,00 87,00 283,00

0,463 2. kayıt 15 171,07 60,35 158,00 72,00 294,00

MF Kapama Sağ 1. kayıt 15 184,13 69,47 185,00 83,00 294,00

0,363 2. kayıt 15 210,60 64,77 201,00 83,00 318,00

*Bonferroni düzeltmesine göre p<0,0031 için sonuçlar istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi. Çizelgede 1.

Kayıt, tedavi öncesini, 2. Kayıt tedavi sonrasını belirtmektedir.

47

Çizelge 3.4. Alt serbest sonlu grup içinde tedavi öncesi ve tedavi sonrası JVA kayıtlarının

karĢılaĢtırılması

DeğiĢkenler Kayıtlar N Ortalama Std.Sapma Ortanc

a En Az En Çok

p-değeri

*

Ti Açma Sol 1. kayıt 15 5,47 2,13 4,60 3,20 11,00

0,955 2. kayıt 15 5,15 1,00 5,20 3,40 7,50

Ti Açma Sağ 1. kayıt 15 5,10 1,43 5,10 3,40 8,60

0,570 2. kayıt 15 5,54 1,50 5,50 3,40 9,70

Ti Kapama Sol 1. kayıt 15 5,91 1,74 5,70 2,80 8,80

0,018 2. kayıt 15 4,90 1,52 5,20 2,30 7,50

Ti Kapama Sağ 1. kayıt 15 6,05 1,85 6,20 3,10 9,80

0,306 2. kayıt 15 5,83 1,93 5,80 2,90 9,40

i<300 Açma Sol 1. kayıt 15 3,97 1,87 3,30 2,00 8,80

0,776 2. kayıt 15 3,79 0,88 3,80 2,30 5,70

i<300 Açma Sağ 1. kayıt 15 3,47 1,40 2,90 2,00 6,90

0,508 2. kayıt 15 3,95 1,44 3,50 1,90 7,80

i<300 Kapama Sol 1. kayıt 15 4,47 1,52 4,40 2,00 7,40

0,023 2. kayıt 15 3,53 1,44 3,40 1,60 6,00

i<300 Kapama

Sağ

1. kayıt 15 4,40 1,53 4,40 2,30 7,30 0,532

2. kayıt 15 4,18 1,66 4,40 1,90 7,20

i>300 Açma Sol 1. kayıt 15 1,49 0,48 1,50 0,60 2,20

0,210 2. kayıt 15 1,35 0,43 1,30 0,70 2,30

i>300 Açma Sağ 1. kayıt 15 1,65 0,62 1,60 0,70 2,70

0,589 2. kayıt 15 1,59 0,61 1,50 0,70 2,90

i>300 Kapama Sol 1. kayıt 15 1,38 0,45 1,40 0,60 2,10

0,549 2. kayıt 15 1,43 0,68 1,30 0,70 3,30

i>300 Kapama

Sağ

1. kayıt 15 1,62 0,61 1,60 0,70 2,60 0,726

2. kayıt 15 1,68 0,70 1,60 0,70 2,80

PA Açma Sol 1. kayıt 15 0,33 0,19 0,20 0,20 0,80

0,416 2. kayıt 15 0,29 0,11 0,30 0,20 0,50

PA Açma Sağ 1. kayıt 15 0,29 0,13 0,20 0,10 0,50

0,964 2. kayıt 15 0,30 0,12 0,30 0,20 0,60

PA Kapama Sol 1. kayıt 15 0,47 0,28 0,50 0,10 1,00

0,022 2. kayıt 15 0,32 0,18 0,30 0,10 0,70

PA Kapama Sağ 1. kayıt 15 0,38 0,18 0,30 0,10 0,80

0,531 2. kayıt 15 0,42 0,20 0,40 0,10 0,70

PF Açma Sol 1. kayıt 15 68,67 90,79 52,00 17,00 392,00

0,177 2. kayıt 15 100,93 105,11 80,00 25,00 369,00

PF Açma Sağ 1. kayıt 15 169,47 157,83 64,00 33,00 416,00

0,629 2. kayıt 15 132,53 105,37 95,00 25,00 376,00

PF Kapama Sol 1. kayıt 15 47,93 21,98 41,00 21,00 99,00

0,754 2. kayıt 15 47,47 22,38 43,00 21,00 95,00

PF Kapama Sağ 1. kayıt 15 51,60 25,85 41,00 13,00 99,00

0,900 2. kayıt 15 57,87 35,87 44,00 29,00 150,00

MF Açma Sol 1. kayıt 15 165,33 52,51 158,00 99,00 310,00

0,925 2. kayıt 15 166,40 47,73 162,00 107,00 263,00

MF Açma Sağ 1. kayıt 15 202,40 75,75 212,00 83,00 322,00

0,660 2. kayıt 15 190,13 59,90 177,00 99,00 275,00

MF Kapama Sol 1. kayıt 15 133,07 36,72 130,00 76,00 212,00

0,006 2. kayıt 15 172,07 65,86 166,00 80,00 310,00

MF Kapama Sağ 1. kayıt 15 166,60 43,29 169,00 103,00 224,00

0,495 2. kayıt 15 163,87 67,47 166,00 72,00 333,00

*Bonferroni düzeltmesine göre p<0,0031 için sonuçlar istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi. Çizelgede 1.

Kayıt, tedavi öncesini, 2. Kayıt tedavi sonrasını belirtmektedir.

48

Çizelge 3.5. Alt-üst serbest sonlu grup içinde tedavi öncesi ve tedavi sonrası JVA

kayıtlarının karĢılaĢtırılması

DeğiĢkenler Kayıtlar N Ortalama Std.Sapma Ortanca En Az En Çok p-değeri *

Ti Açma Sol 1. kayıt 15 5,51 2,00 5,50 3,00 9,90

0,802 2. kayıt 15 5,41 1,88 5,90 2,50 9,00

Ti Açma Sağ 1. kayıt 15 6,99 2,90 6,10 3,00 11,50

0,093 2. kayıt 15 5,82 2,32 5,00 3,00 11,50

Ti Kapama Sol 1. kayıt 15 6,83 4,58 5,60 3,00 21,80

0,053 2. kayıt 15 6,04 4,88 4,90 2,50 22,50

Ti Kapama Sağ 1. kayıt 15 9,65 5,64 9,30 3,00 26,20

<0,001 2. kayıt 15 6,39 3,95 5,40 3,10 18,90

i<300 Açma Sol 1. kayıt 15 4,03 1,88 4,10 1,60 7,90

0,950 2. kayıt 15 3,95 1,90 4,20 1,40 7,70

i<300 Açma Sağ 1. kayıt 15 5,35 2,97 4,60 1,40 10,60

0,036 2. kayıt 15 4,08 2,34 3,40 1,50 10,10

i<300 Kapama Sol 1. kayıt 15 5,47 4,50 4,00 1,60 19,90

0,011 2. kayıt 15 4,49 3,96 3,60 1,60 17,50

i<300 Kapama Sağ 1. kayıt 15 7,95 5,51 7,80 1,50 23,40

<0,001 2. kayıt 15 4,77 3,85 3,20 1,80 17,30

i>300 Açma Sol 1. kayıt 15 1,47 0,37 1,40 0,90 2,20

0,972 2. kayıt 15 1,47 0,38 1,30 0,80 2,00

i>300 Açma Sağ 1. kayıt 15 1,69 0,46 1,70 0,90 2,50

0,850 2. kayıt 15 1,75 0,56 1,50 0,90 2,80

i>300 Kapama Sol 1. kayıt 15 1,37 0,32 1,40 1,00 1,90

0,932 2. kayıt 15 1,53 1,03 1,20 0,80 5,00

i>300 Kapama Sağ 1. kayıt 15 1,71 0,51 1,70 0,90 2,80

0,509 2. kayıt 15 1,63 0,54 1,60 0,90 2,70

PA Açma Sol 1. kayıt 15 0,39 0,27 0,30 0,10 0,90

0,675 2. kayıt 15 0,38 0,34 0,30 0,10 1,30

PA Açma Sağ 1. kayıt 15 0,51 0,44 0,30 0,10 1,70

0,042 2. kayıt 15 0,38 0,31 0,30 0,10 1,30

PA Kapama Sol 1. kayıt 15 0,53 0,49 0,40 0,20 1,80

0,324 2. kayıt 15 0,42 0,31 0,30 0,10 1,00

PA Kapama Sağ 1. kayıt 15 0,86 0,56 0,90 0,20 2,10

0,002 2. kayıt 15 0,47 0,42 0,20 0,20 1,60

PF Açma Sol 1. kayıt 15 152,87 163,18 44,00 25,00 447,00

0,701 2. kayıt 15 157,20 151,91 64,00 29,00 482,00

PF Açma Sağ 1. kayıt 15 147,33 164,38 68,00 29,00 478,00

0,638 2. kayıt 15 159,67 177,38 48,00 25,00 494,00

PF Kapama Sol 1. kayıt 15 94,47 94,42 68,00 29,00 337,00

0,875 2. kayıt 15 80,13 66,49 52,00 29,00 273,00

PF Kapama Sağ 1. kayıt 15 91,87 108,20 56,00 29,00 373,00

0,232 2. kayıt 15 85,60 119,15 56,00 29,00 498,00

MF Açma Sol 1. kayıt 15 179,67 71,27 162,00 87,00 283,00

0,649 2. kayıt 15 172,73 61,63 193,00 72,00 291,00

MF Açma Sağ 1. kayıt 15 182,47 80,49 189,00 68,00 326,00

0,484 2. kayıt 15 200,73 66,78 212,00 80,00 310,00

MF Kapama Sol 1. kayıt 15 163,47 62,85 150,00 68,00 279,00

0,245 2. kayıt 15 150,20 59,02 134,00 62,00 294,00

MF Kapama Sağ 1. kayıt 15 144,40 73,70 111,00 72,00 291,00

0,300 2. kayıt 15 160,40 54,14 154,00 95,00 283,00

*Bonferroni düzeltmesine göre p<0,0031 için sonuçlar istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi. Çizelgede 1.

Kayıt, tedavi öncesini, 2. Kayıt tedavi sonrasını belirtmektedir.

49

ġekil 3.2. Grup içinde tedavi öncesi ve tedavi sonrası JVA verileri karĢılaĢtırıldığında

istatistiksel olarak fark tespit edilen parametreler (Ti kapama sağ, i<300 Hz kapama sağ, PA

kapama sağ)

50

JVA cihazı ile alınan tedavi öncesi veriler gruplar arasında karĢılaĢtırıldığında, Ti

açma sağ, Ti kapama sağ, i<300 Hz kapama sağ, i<300 Hz kapama sol ve PA

kapama sağ parametreleri için en az 2 grup arasında istatistiksel olarak anlamlı fark

tespit edildi (p<0,0063).

Ti açma sağ için tedavi öncesi veriler gruplar arası karĢılaĢtırıldığında, kontrol grubu

ile üst serbest sonlu grup (p<0,001) ve kontrol grubu ile alt-üst serbest sonlu grup

(p<0,001) arasında; Ti kapama sağ için, kontrol grubu ile alt serbest sonlu grup

(p=0,002) ve kontrol grubu ile alt-üst serbest sonlu grup (p<0,001) arasında

istatistiksel olarak fark tespit edildi. Ti açma ve kapama sağ için kontrol grubu ilk

kayıt verileri, tüm serbest sonlu grup tedavi öncesi verilerinden daha düĢük bulundu.

i<300 Hz kapama sol için tedavi öncesi veriler gruplar arası karĢılaĢtırıldığında,

kontrol grubu ile alt serbest sonlu grup ve kontrol grubu ile alt-üst serbest sonlu grup

arasında; i<300 Hz kapama sağ için, kontrol grubu ile üst serbest sonlu grup, kontrol

grubu ile alt serbest sonlu grup ve kontrol grubu ile alt-üst serbest sonlu grup

arasında istatistiksel olarak fark tespit edildi (p<0,001). i<300 Hz kapama sağ ve sol

için kontrol grubu ilk kayıt verileri, tüm serbest sonlu grup tedavi öncesi verilerinden

daha düĢük bulundu.

PA kapama sağ için tedavi öncesi veriler gruplar arası karĢılaĢtırıldığında, kontrol

grubu ile alt serbest sonlu grup ve kontrol grubu ile alt-üst serbest sonlu grup

arasında istatistiksel olarak fark tespit edildi (p<0,001). Kontrol grubu ilk kayıt

verileri alt serbest sonlu grup ve alt-üst serbest sonlu grup tedavi öncesi verilerinden

daha düĢük bulundu (Çizelge 3.6, Çizelge 3.7, Çizelge 3.8).

51

Çizelge 3.6. JVA tedavi öncesi verilerinin gruplar arasında karĢılaĢtırılması

DeğiĢkenler Gruplar N Ortalama Std.Sapma Ortanca En Az En Çok p-değeri *

Ti Açma Sol

Kontrol 15 4,39 0,93 4,40 2,80 6,30

0,056 Üst SS 15 5,97 1,56 6,20 3,10 9,50

Alt SS 15 5,47 2,13 4,60 3,20 11,00

Alt-Üst SS 15 5,51 2,00 5,50 3,00 9,90

Ti Açma Sağ

Kontrol 15 4,41 0,98 4,40 3,00 6,50

0,006 Üst SS 15 6,51 2,29 5,60 3,70 12,80

Alt SS 15 5,10 1,43 5,10 3,40 8,60

Alt- Üst SS 15 6,99 2,90 6,10 3,00 11,50

Ti Kapama Sol

Kontrol 15 4,00 0,75 3,90 2,60 5,30

0,007 Üst SS 15 5,89 2,76 4,40 2,60 12,40

Alt SS 15 5,91 1,74 5,70 2,80 8,80

Alt-Üst SS 15 6,83 4,58 5,60 3,00 21,80

Ti Kapama Sağ

Kontrol 15 4,33 0,91 4,40 2,80 6,30

<0,001 Üst SS 15 6,09 2,67 5,10 3,70 12,80

Alt SS 15 6,05 1,85 6,20 3,10 9,80

Alt-Üst SS 15 9,65 5,64 9,30 3,00 26,20

i<300 Açma Sol

Kontrol 15 3,00 0,87 2,80 1,70 4,70

0,100 Üst SS 15 4,25 1,24 4,30 2,20 6,70

Alt SS 15 3,97 1,87 3,30 2,00 8,80

Alt-Üst SS 15 4,03 1,88 4,10 1,60 7,90

i<300 Açma Sağ

Kontrol 15 2,95 1,06 2,90 1,50 4,70

0,020 Üst SS 15 4,61 2,04 4,40 2,00 10,20

Alt SS 15 3,47 1,40 2,90 2,00 6,90

Alt+ Üst SS 15 5,35 2,97 4,60 1,40 10,60

i<300 Kapama Sol

Kontrol 15 2,59 0,83 2,60 1,30 4,20

0,005 Üst SS 15 4,66 3,34 3,20 1,60 13,10

Alt SS 15 4,47 1,52 4,40 2,00 7,40

Alt-Üst SS 15 5,47 4,50 4,00 1,60 19,90

i<300 Kapama Sağ

Kontrol 15 2,51 0,80 2,40 1,30 3,80

<0,001 Üst SS 15 5,12 3,87 4,20 2,20 16,20

Alt SS 15 4,40 1,53 4,40 2,30 7,30

Alt- Üst SS 15 7,95 5,51 7,80 1,50 23,40

i>300 Açma Sol

Kontrol 15 1,39 0,42 1,20 0,70 2,10

0,342 Üst SS 15 1,72 0,54 1,70 1,00 2,80

Alt SS 15 1,49 0,48 1,50 0,60 2,20

Alt-Üst SS 15 1,47 0,37 1,40 0,90 2,20

i>300 Açma Sağ

Kontrol 15 1,61 0,60 1,60 0,80 2,70

0,395 Üst SS 15 1,91 0,57 2,00 0,80 2,80

Alt SS 15 1,65 0,62 1,60 0,70 2,70

Alt-Üst SS 15 1,69 0,46 1,70 0,90 2,50

i>300 Kapama Sol

Kontrol 15 1,41 0,42 1,30 1,00 2,10

0,464 Üst SS 15 1,57 0,40 1,60 0,90 2,30

Alt SS 15 1,38 0,45 1,40 0,60 2,10

Alt-Üst SS 15 1,37 0,32 1,40 1,00 1,90

i>300 Kapama Sağ

Kontrol 15 1,80 0,60 1,60 0,90 2,80

0,734 Üst SS 15 1,83 0,55 1,80 0,70 2,70

Alt SS 15 1,62 0,61 1,60 0,70 2,60

Alt-Üst SS 15 1,71 0,51 1,70 0,90 2,80

*Bonferroni düzeltmesine göre p<0,0063 için sonuçlar istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi.

52

Çizelge 3.7. JVA tedavi öncesi verilerinin gruplar arasında karĢılaĢtırılması

DeğiĢkenler Gruplar N Ortalama Std.Sapma Ortanca En Az En Çok p-değeri *

PA Açma Sol

Kontrol 15 0,23 0,09 0,20 0,10 0,40

0,282 Üst SS 15 0,33 0,16 0,30 0,10 0,70

Alt SS 15 0,33 0,19 0,20 0,20 0,80

Alt- Üst SS 15 0,39 0,27 0,30 0,10 0,90

PA Açma Sağ

Kontrol 15 0,20 0,08 0,20 0,10 0,40

0,011 Üst SS 15 0,37 0,21 0,40 0,10 0,80

Alt SS 15 0,29 0,13 0,20 0,10 0,50

Alt- Üst SS 15 0,51 0,44 0,30 0,10 1,70

PA Kapama Sol

Kontrol 15 0,20 0,07 0,20 0,10 0,30

0,008 Üst SS 15 0,41 0,36 0,30 0,10 1,30

Alt SS 15 0,47 0,28 0,50 0,10 1,00

Alt-Üst SS 15 0,53 0,49 0,40 0,20 1,80

PA Kapama Sağ

Kontrol 15 0,19 0,07 0,20 0,10 0,30

<0,001 Üst SS 15 0,49 0,50 0,20 0,20 1,90

Alt SS 15 0,38 0,18 0,30 0,10 0,80

Alt-Üst SS 15 0,86 0,56 0,90 0,20 2,10

PF Açma Sol

Kontrol 15 77,93 56,40 52,00 29,00 180,00

0,730 Üst SS 15 93,80 102,76 56,00 29,00 380,00

Alt SS 15 68,67 90,79 52,00 17,00 392,00

Alt-Üst SS 15 152,87 163,18 44,00 25,00 447,00

PF Açma Sağ

Kontrol 15 112,80 54,33 131,00 29,00 190,00

0,853 Üst SS 15 120,93 113,03 87,00 29,00 380,00

Alt SS 15 169,47 157,83 64,00 33,00 416,00

Alt-Üst SS 15 147,33 164,38 68,00 29,00 478,00

PF Kapama Sol

Kontrol 15 101,67 60,92 88,00 33,00 228,00

0,036 Üst SS 15 121,80 117,29 76,00 29,00 384,00

Alt SS 15 47,93 21,98 41,00 21,00 99,00

Alt-Üst SS 15 94,47 94,42 68,00 29,00 337,00

PF Kapama Sağ

Kontrol 15 129,20 64,00 131,00 29,00 228,00

0,025 Üst SS 15 103,20 112,71 48,00 29,00 369,00

Alt SS 15 51,60 25,85 41,00 13,00 99,00

Alt-Üst SS 15 91,87 108,20 56,00 29,00 373,00

MF Açma Sol

Kontrol 15 171,73 38,16 154,00 126,00 240,00

0,737 Üst SS 15 182,80 46,08 185,00 103,00 263,00

Alt SS 15 165,33 52,51 158,00 99,00 310,00

Alt-Üst SS 15 179,67 71,27 162,00 87,00 283,00

MF Açma Sağ

Kontrol 15 187,80 45,55 191,00 126,00 275,00

0,849 Üst SS 15 186,67 56,29 189,00 115,00 287,00

Alt SS 15 202,40 75,75 212,00 83,00 322,00

Alt- Üst SS 15 182,47 80,49 189,00 68,00 326,00

MF Kapama Sol

Kontrol 15 190,60 53,84 197,00 123,00 275,00

0,030 Üst SS 15 178,47 59,35 177,00 87,00 283,00

Alt SS 15 133,07 36,72 130,00 76,00 212,00

Alt-Üst SS 15 163,47 62,85 150,00 68,00 279,00

MF Kapama Sağ

Kontrol 15 212,20 55,53 214,00 138,00 314,00

0,039 Üst SS 15 184,13 69,47 185,00 83,00 294,00

Alt SS 15 166,60 43,29 169,00 103,00 224,00

Alt-Üst SS 15 144,40 73,70 111,00 72,00 291,00

*Bonferroni düzeltmesine göre p<0,0063 için sonuçlar istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi.

53

Çizelge 3.8. Çizelge 3.6 ve 3.7 için istatistiksel anlamlılık değerlendirmeleri

Çoklu KarĢılaĢtırmalar p-değeri

Ti Açma Sağ

Kontrol -Üst SS p<0,001

Kontrol –Alt-üst SS p<0,001

Ti Kapama Sağ

Kontrol - Alt SS p=0,002

Kontrol – Alt-üst SS p<0,001

i<300 Kapama Sol

Kontrol - Alt SS p<0,001

Kontrol –Alt-üst SS p<0,001

i<300 Kapama Sağ

Kontrol -Üst SS p<0,001

Kontrol -Alt SS p<0,001

Kontrol –Alt-üst SS p<0,001

PA Kapama Sağ

Kontrol – Alt SS p<0,001

Kontrol – Alt-üst SS p<0,001

JVA cihazı ile kaydedilen kontrol grubu verileri, serbest sonlu grubun tedavi sonrası

verileri ile karĢılaĢtırıldığında, PA kapama sağ parametresi için en az 2 grup arasında

istatistiksel olarak fark tespit edildi (p<0,0063).

PA kapama sağ için; kontrol grubu ile alt serbest sonlu grubun tedavi sonrası verileri

(p<0,001) ve kontrol grubu ile alt-üst serbest sonlu grubun tedavi sonrası verileri

(p=0,003) arasında, istatistiksel olarak anlamlı fark gözlendi (Çizelge 3.9; Çizelge

3.10, Çizelge 3.11). Kontrol grubu verileri, alt serbest sonlu grup ve alt-üst serbest

sonlu grup tedavi sonrası verilerinden daha düĢük gözlendi.

54

Çizelge 3.9. Kontrol grubu ile serbest sonlu grupların tedavi sonrası JVA verilerinin

karĢılaĢtırılması

DeğiĢkenler Gruplar N Ortalama Std.Sapma Ortanca En Az En Çok

p-değeri

*

Ti Açma Sol

Kontrol 15 4,39 0,93 4,40 2,80 6,30

0,151 Üst SS 15 5,31 1,21 5,40 3,30 6,90

Alt SS 15 5,15 1,00 5,20 3,40 7,50

Alt-Üst SS 15 5,41 1,88 5,90 2,50 9,00

Ti Açma Sağ

Kontrol 15 4,41 0,98 4,40 3,00 6,50

0,087 Üst SS 15 5,53 1,58 5,30 3,40 9,30

Alt SS 15 5,54 1,50 5,50 3,40 9,70

Alt-Üst SS 15 5,82 2,32 5,00 3,00 11,50

Ti Kapama Sol

Kontrol 15 4,00 0,75 3,90 2,60 5,30

0,306 Üst SS 15 5,38 2,42 4,30 3,30 11,30

Alt SS 15 4,90 1,52 5,20 2,30 7,50

Alt-Üst SS 15 6,04 4,88 4,90 2,50 22,50

Ti Kapama Sağ

Kontrol 15 4,33 0,91 4,40 2,80 6,30

0,113 Üst SS 15 5,64 3,87 4,80 2,90 19,00

Alt SS 15 5,83 1,93 5,80 2,90 9,40

Alt-Üst SS 15 6,39 3,95 5,40 3,10 18,90

i<300 Açma Sol

Kontrol 15 3,00 0,87 2,80 1,70 4,70

0,187 Üst SS 15 3,78 1,14 4,00 2,20 5,90

Alt SS 15 3,79 0,88 3,80 2,30 5,70

Alt-Üst SS 15 3,95 1,90 4,20 1,40 7,70

i<300 Açma Sağ

Kontrol 15 2,95 1,06 2,90 1,50 4,70

0,270 Üst SS 15 3,81 1,41 3,40 2,10 7,20

Alt SS 15 3,95 1,44 3,50 1,90 7,80

Alt-Üst SS 15 4,08 2,34 3,40 1,50 10,10

i<300 Kapama Sol

Kontrol 15 2,59 0,83 2,60 1,30 4,20

0,183 Üst SS 15 4,02 2,37 2,80 2,10 9,80

Alt SS 15 3,53 1,44 3,40 1,60 6,00

Alt-Üst SS 15 4,49 3,96 3,60 1,60 17,50

i<300 Kapama

Sağ

Kontrol 15 2,51 0,80 2,40 1,30 3,80

0,018 Üst SS 15 3,97 3,71 3,10 1,60 17,00

Alt SS 15 4,18 1,66 4,40 1,90 7,20

Alt-Üst SS 15 4,77 3,85 3,20 1,80 17,30

i>300 Açma Sol

Kontrol 15 1,39 0,42 1,20 0,70 2,10

0,647 Üst SS 15 1,53 0,42 1,50 0,90 2,30

Alt SS 15 1,35 0,43 1,30 0,70 2,30

Alt-Üst SS 15 1,47 0,38 1,30 0,80 2,00

i>300 Açma Sağ

Kontrol 15 1,61 0,60 1,60 0,80 2,70

0,790 Üst SS 15 1,72 0,50 1,60 1,10 2,80

Alt SS 15 1,59 0,61 1,50 0,70 2,90

Alt- Üst SS 15 1,75 0,56 1,50 0,90 2,80

i>300 Kapama Sol

Kontrol 15 1,41 0,42 1,30 1,00 2,10

0,961 Üst SS 15 1,37 0,40 1,30 0,80 2,10

Alt SS 15 1,43 0,68 1,30 0,70 3,30

Alt-Üst SS 15 1,53 1,03 1,20 0,80 5,00

i>300 Kapama

Sağ

Kontrol 15 1,80 0,60 1,60 0,90 2,80

0,909 Üst SS 15 1,65 0,49 1,60 1,00 2,80

Alt SS 15 1,68 0,70 1,60 0,70 2,80

Alt-Üst SS 15 1,63 0,54 1,60 0,90 2,70

*Bonferroni düzeltmesine göre p<0,0063 için sonuçlar istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi.

55

Çizelge 3.10. Kontrol grubu ile serbest sonlu grupların tedavi sonrası JVA verilerinin

karĢılaĢtırılması

DeğiĢkenler Gruplar N Ortalama Std.Sapma Ortanca En Az En Çok p-değeri *

PA Açma Sol

Kontrol 15 0,23 0,09 0,20 0,10 0,40

0,556 Üst SS 15 0,27 0,08 0,30 0,20 0,40

Alt SS 15 0,29 0,11 0,30 0,20 0,50

Alt-Üst SS 15 0,38 0,34 0,30 0,10 1,30

PA Açma Sağ

Kontrol 15 0,20 0,08 0,20 0,10 0,40

0,041 Üst SS 15 0,30 0,13 0,30 0,10 0,50

Alt SS 15 0,30 0,12 0,30 0,20 0,60

Alt-Üst SS 15 0,38 0,31 0,30 0,10 1,30

PA Kapama Sol

Kontrol 15 0,20 0,07 0,20 0,10 0,30

0,125 Üst SS 15 0,43 0,45 0,20 0,20 1,80

Alt SS 15 0,32 0,18 0,30 0,10 0,70

Alt-Üst SS 15 0,42 0,31 0,30 0,10 1,00

PA Kapama Sağ

Kontrol 15 0,19 0,07 0,20 0,10 0,30

0,004 Üst SS 15 0,36 0,42 0,20 0,20 1,80

Alt SS 15 0,42 0,20 0,40 0,10 0,70

Alt-Üst SS 15 0,47 0,42 0,20 0,20 1,60

PF Açma Sol

Kontrol 15 77,93 56,40 52,00 29,00 180,00

0,732 Üst SS 15 93,67 93,05 68,00 25,00 408,00

Alt SS 15 100,93 105,11 80,00 25,00 369,00

Alt-Üst SS 15 157,20 151,91 64,00 29,00 482,00

PF Açma Sağ

Kontrol 15 112,80 54,33 131,00 29,00 190,00

0,722 Üst SS 15 112,80 116,94 52,00 25,00 376,00

Alt SS 15 132,53 105,37 95,00 25,00 376,00

Alt-Üst SS 15 159,67 177,38 48,00 25,00 494,00

PF Kapama Sol

Kontrol 15 101,67 60,92 88,00 33,00 228,00

0,069 Üst SS 15 100,00 130,50 48,00 25,00 470,00

Alt SS 15 47,47 22,38 43,00 21,00 95,00

Alt-Üst SS 15 80,13 66,49 52,00 29,00 273,00

PF Kapama Sağ

Kontrol 15 129,20 64,00 131,00 29,00 228,00

0,031 Üst SS 15 153,33 158,30 72,00 25,00 470,00

Alt SS 15 57,87 35,87 44,00 29,00 150,00

Alt-Üst SS 15 85,60 119,15 56,00 29,00 498,00

MF Açma Sol

Kontrol 15 171,73 38,16 154,00 126,00 240,00

0,532 Üst SS 15 190,67 46,23 197,00 126,00 279,00

Alt SS 15 166,40 47,73 162,00 107,00 263,00

Alt-Üst SS 15 172,73 61,63 193,00 72,00 291,00

MF Açma Sağ

Kontrol 15 187,80 45,55 191,00 126,00 275,00

0,756 Üst SS 15 206,93 46,78 201,00 146,00 318,00

Alt SS 15 190,13 59,90 177,00 99,00 275,00

Alt-Üst SS 15 200,73 66,78 212,00 80,00 310,00

MF Kapama Sol

Kontrol 15 190,60 53,84 197,00 123,00 275,00

0,301 Üst SS 15 171,07 60,35 158,00 72,00 294,00

Alt SS 15 172,07 65,86 166,00 80,00 310,00

Alt-Üst SS 15 150,20 59,02 134,00 62,00 294,00

MF Kapama Sağ

Kontrol 15 212,20 55,53 214,00 138,00 314,00

0,019 Üst SS 15 210,60 64,77 201,00 83,00 318,00

Alt SS 15 163,87 67,47 166,00 72,00 333,00

Alt-Üst SS 15 160,40 54,14 154,00 95,00 283,00

*Bonferroni düzeltmesine göre p<0,0063 için sonuçlar istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi.

Çizelge 3.11. Çizelge 3.9 ve 3.10 için istatistiksel anlamlılık değerleri

Çoklu KarĢılaĢtırmalar p-değeri

Kontrol -Alt SS p<0,001

Kontrol – Alt-üst SS P=0,003

56

JVA cihazı ile alınan kayıtlarda tedavi öncesi verilerine göre, tedavi sonrası

verilerindeki değiĢimler (∆=2.kayıt verileri-1.kayıt verileri) yönünden gruplar

arasında yapılan karĢılaĢtırmalarda, Ti kapama sağ, i<300 Hz kapama sağ, PA

kapama sağ parametreleri için istatistiksel olarak anlamlı fark tespit edildi

(p<0,0125). Ti kapama sağ için, üst serbest sonlu grup ile alt-üst serbest sonlu grup

(p=0,002) ve alt serbest sonlu grup ile alt-üst serbest sonlu grup (p<0,001) arasında;

i<300 Hz kapama sağ için, üst serbest sonlu grup ile alt-üst serbest sonlu grup

(p=0,002) ve alt serbest sonlu grup ile alt-üst serbest sonlu grup (p<0,001) arasında;

PA kapama sağ için üst serbest sonlu grup ile alt-üst serbest sonlu grup (p=0,005) ve

alt serbest sonlu grup ile alt-üst serbest sonlu grup (p<0,001) arasında istatistiksel

olarak anlamlı fark tespit edildi (Çizelge 3.12; Çizelge 3.13, Çizelge 3.14).

Çizelge 3.12. JVA ölçümlerinin tedavi öncesine göre tedavi sonrasındaki değiĢimler (∆)

yönünden gruplar arasında yapılan karĢılaĢtırmaları

DeğiĢkenler Gruplar N Ortalama Std.Sapma Ortanca En Az En Çok p-değeri *

Ti Açma Sol (∆)

Üst SS 15 -0,66 1,75 -0,30 -5,30 2,70

0,510 Alt SS 15 -0,32 1,87 0,10 -4,90 2,70

Alt -Üst SS 15 -0,09 1,44 -0,10 -3,00 2,20

Ti Açma Sağ (∆)

Üst SS 15 -0,99 2,43 -0,80 -7,50 1,90

0,253 Alt SS 15 0,44 1,67 -0,20 -2,30 4,60

Alt-Üst SS 15 -1,17 2,22 -0,70 -6,10 1,30

Ti Kapama Sol (∆)

Üst SS 15 -0,51 1,47 -0,40 -3,60 2,30

0,605 Alt SS 15 -1,01 1,30 -1,00 -2,90 1,30

Alt-Üst SS 15 -0,79 1,39 -0,80 -3,10 1,10

Ti Kapama Sağ (∆)

Üst SS 15 -0,45 3,17 -0,30 -7,70 7,20

0,002 Alt SS 15 -0,22 0,81 -0,40 -1,50 1,40

Alt-Üst SS 15 -3,27 2,69 -2,90 -7,60 0,60

i<300 Açma Sol (∆)

Üst SS 15 -0,47 1,51 -0,50 -3,90 3,10

0,605 Alt SS 15 -0,19 1,71 0,30 -4,10 2,50

Alt-Üst SS 15 -0,09 1,24 -0,20 -2,40 2,00

i<300 Açma Sağ (∆)

Üst SS 15 -0,80 2,04 -0,10 -6,60 1,80

0,134 Alt SS 15 0,48 2,06 0,10 -3,50 5,50

Alt+ Üst SS 15 -1,27 2,06 -1,00 -5,30 1,40

i<300 Kapama Sol (∆)

Üst SS 15 -0,64 1,42 -0,80 -3,30 1,80

0,727 Alt SS 15 -0,95 1,33 -1,40 -2,60 2,00

Alt-Üst SS 15 -0,99 1,14 -0,70 -3,00 0,50

i<300 Kapama Sağ (∆)

Üst SS 15 -1,15 2,74 -0,40 -7,70 2,60

0,003 Alt SS 15 -0,22 1,13 -0,20 -2,30 1,50

Alt-Üst SS 15 -3,18 2,68 -2,40 -7,30 0,70

i>300 Açma Sol (∆)

Üst SS 15 -0,19 0,51 -0,20 -1,30 0,60

0,685 Alt SS 15 -0,14 0,50 -0,20 -0,90 0,90

Alt-Üst SS 15 0,00 0,55 0,00 -0,90 1,00

i>300 Açma Sağ(∆)

Üst SS 15 -0,19 0,72 -0,30 -1,20 1,10

0,630 Alt SS 15 -0,06 0,66 -0,20 -1,00 1,20

Alt -Üst SS 15 0,06 0,68 -0,10 -1,10 1,60

i>300 Kapama Sol (∆)

Üst SS 15 -0,19 0,54 -0,30 -1,00 0,60

0,527 Alt SS 15 0,05 0,73 -0,10 -0,70 2,00

Alt-Üst SS 15 0,16 0,94 0,10 -1,00 3,10

i>300 Kapama Sağ (∆)

Üst SS 15 -0,19 0,68 -0,30 -1,20 1,20

0,813 Alt SS 15 0,06 0,85 -0,10 -0,90 2,00

Alt -Üst SS 15 -0,07 0,78 -0,20 -1,20 1,60

*Bonferroni düzeltmesine göre p<0,0125 için sonuçlar istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi. (∆=2.kayıt-1. kayıt).

57

Çizelge 3.13. JVA ölçümlerinin tedavi öncesine göre tedavi sonrasındaki değiĢimler (∆)

yönünden gruplar arasında yapılan karĢılaĢtırmaları

DeğiĢkenler Gruplar N Ortalama Std.Sapma

Ortanc

a En Az

En

Çok

p-değeri

*

PA Açma Sol (∆)

Üst SS 15 -0,06 0,15 -0,10 -0,40 0,20

0,774 Alt SS 15 -0,03 0,16 0,00 -0,30 0,20

Alt-Üst SS 15 -0,01 0,25 0,00 -0,40 0,70

PA Açma Sağ (∆)

Üst SS 15 -0,07 0,16 0,00 -0,30 0,20

0,162 Alt SS 15 0,01 0,16 0,00 -0,20 0,40

Alt-Üst SS 15 -0,13 0,23 0,00 -0,70 0,20

PA Kapama Sol (∆)

Üst SS 15 0,02 0,17 0,00 -0,20 0,50

0,151 Alt SS 15 -0,15 0,22 -0,10 -0,70 0,20

Alt-Üst SS 15 -0,11 0,36 -0,10 -0,90 0,50

PA Kapama Sağ(∆)

Üst SS 15 -0,13 0,34 0,00 -1,00 0,50

<0,001 Alt SS 15 0,04 0,18 0,00 -0,20 0,40

Alt-Üst SS 15 -0,39 0,31 -0,40 -1,00 0,00

PF Açma Sol (∆)

Üst SS 15 -0,13 78,77 12,00 -269,00 82,00

0,811 Alt SS 15 32,27 147,84 28,00 -332,00 317,00

Alt-Üst SS 15 4,33 118,24 0,00 -266,00 226,00

PF Açma Sağ (∆)

Üst SS 15 -8,13 80,48 -4,00 -203,00 187,00

0,962 Alt SS 15 -36,93 145,72 5,00 -325,00 226,00

Alt-Üst SS 15 12,33 163,06 -7,00 -273,00 450,00

PF Kapama Sol(∆)

Üst SS 15 -21,80 179,77 -3,00 -332,00 375,00

0,924 Alt SS 15 -0,47 31,86 0,00 -47,00 74,00

Alt +Üst SS 15 -14,33 85,90 0,00 -289,00 89,00

PF Kapama Sağ (∆)

Üst SS 15 50,13 180,35 0,00 -270,00 407,00

0,591 Alt SS 15 6,27 46,40 0,00 -66,00 117,00

Alt+ Üst SS 15 -6,27 156,69 -12,00 -281,00 469,00

MF Açma Sol(∆)

Üst SS 15 7,87 53,00 27,00 -121,00 67,00

0,631 Alt SS 15 1,07 66,85 0,00 -152,00 133,00

Alt-Üst SS 15 -6,93 54,02 -8,00 -106,00 82,00

MF Açma Sağ (∆)

Üst SS 15 20,27 50,19 28,00 -63,00 125,00

0,415 Alt SS 15 -12,27 93,80 -20,00 -192,00 133,00

Alt-Üst SS 15 18,27 72,00 0,00 -129,00 160,00

MF Kapama Sol (∆)

Üst SS 15 -7,40 65,51 -15,00 -114,00 117,00

0,015 Alt SS 15 39,00 57,07 28,00 -15,00 219,00

Alt-Üst SS 15 -13,27 43,42 -14,00 -97,00 70,00

MF Kapama Sağ(∆)

Üst SS 15 26,47 91,43 0,00 -97,00 199,00

0,422 Alt SS 15 -2,73 93,95 -20,00 -129,00 230,00

Alt-Üst SS 15 16,00 69,50 29,00 -137,00 176,00

*Bonferroni düzeltmesine göre p<0,0125 için sonuçlar istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi. (∆=2.kayıt-1. kayıt).

Çizelge 3.14. Çizelge 3.12 ve 3.13 için istatistiksel anlamlılık değerleri

Çoklu KarĢılaĢtırmalar p-değeri

Ti Kapama sağ

Üst SS – Alt-üst SS p=0,002

Alt SS - Alt-üst SS p<0,001

i<300 Kapama Sağ

Üst SS – Alt-üst SS p=0,002

Alt SS – Alt-üst SS p<0,001

PA Kapama Sağ

Üst SS –Alt-üst SS p=0,005

Alt SS – Alt-üst SS p<0,001

58

Üst serbest sonlu grup içinde, alt serbest sonlu grup içinde ve alt-üst serbest sonlu

grup içinde tedavi öncesine göre, tedavi sonrası verilerindeki değiĢimler (∆)

yönünden sağ ve sol taraf karĢılaĢtırıldığında, istatistiksel olarak fark tespit edilmedi

(p>0,0063) (Çizelge 3.15, Çizelge 3.16, Çizelge 3.17).

Üst serbest sonlu grup içinde, alt serbest sonlu grup içinde ve alt-üst serbest sonlu

grup içinde tedavi öncesine göre, tedavi sonrası verilerindeki değiĢimler (∆)

yönünden açma ve kapama hareketi karĢılaĢtırıldığında, istatistiksel olarak fark tespit

edilmedi (p>0,0063) (Çizelge 3.18, Çizelge 3.19, Çizelge 3.20).

Çizelge 3.15. Üst serbest sonlu grup içinde JVA ölçümlerinde sağ ve sol taraftaki değiĢimler

(∆) yönünden yapılan karĢılaĢtırmalar

DeğiĢkenler Taraf N

Ortalam

a Std.Sapma Ortanca En Az En Çok

p-değeri

*

Ti Açma Sol (∆) 15 -0,66 1,75 -0,30 -5,30 2,70

0,955 Sağ (∆) 15 -0,99 2,43 -0,80 -7,50 1,90

Ti Kapama Sol (∆) 15 -0,51 1,47 -0,40 -3,60 2,30

0,754 Sağ (∆) 15 -0,45 3,17 -0,30 -7,70 7,20

i<300 Açma Sol (∆) 15 -0,47 1,51 -0,50 -3,90 3,10

0,798 Sağ (∆) 15 -0,80 2,04 -0,10 -6,60 1,80

i<300 Kapama Sol (∆) 15 -0,64 1,42 -0,80 -3,30 1,80

0,551 Sağ (∆) 15 -1,15 2,74 -0,40 -7,70 2,60

i>300 Açma Sol (∆) 15 -0,19 0,51 -0,20 -1,30 0,60

0,648 Sağ (∆) 15 -0,19 0,72 -0,30 -1,20 1,10

i>300 Kapama Sol (∆) 15 -0,19 0,54 -0,30 -1,00 0,60

0,878 Sağ (∆) 15 -0,19 0,68 -0,30 -1,20 1,20

PA Açma Sol (∆) 15 -0,06 0,15 -0,10 -0,40 0,20

1,000 Sağ (∆) 15 -0,07 0,16 0,00 -0,30 0,20

PA Kapama Sol (∆) 15 0,02 0,17 0,00 -0,20 0,50

0,067 Sağ (∆) 15 -0,13 0,34 0,00 -1,00 0,50

PF Açma Sol (∆) 15 -0,13 78,77 12,00 -269,00 82,00

0,334 Sağ (∆) 15 -8,13 80,48 -4,00 -203,00 187,00

PF Kapama Sol (∆) 15 -21,80 179,77 -3,00 -332,00 375,00

0,035 Sağ (∆) 15 50,13 180,35 0,00 -270,00 407,00

MF Açma Sol (∆) 15 7,87 53,00 27,00 -121,00 67,00

0,427 Sağ (∆) 15 20,27 50,19 28,00 -63,00 125,00

MF Kapama Sol (∆) 15 -7,40 65,51 -15,00 -114,00 117,00

0,155 Sağ (∆) 15 26,47 91,43 0,00 -97,00 199,00

*Bonferroni düzeltmesine göre p<0,0063 için sonuçlar istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi. (∆=2.kayıt-1. kayıt).

59

Çizelge 3.16. Alt serbest sonlu grup içinde JVA ölçümlerinde sağ ve sol taraftaki değiĢimler

(∆) yönünden yapılan karĢılaĢtırmalar

DeğiĢkenler Taraf N Ortalama Std.Sapma Ortanca En Az En Çok p-değeri *

Ti Açma Sol (∆) 15 -0,32 1,87 0,10 -4,90 2,70

0,155 Sağ (∆) 15 0,44 1,67 -0,20 -2,30 4,60

Ti Kapama Sol (∆) 15 -1,01 1,30 -1,00 -2,90 1,30

0,029 Sağ (∆) 15 -0,22 0,81 -0,40 -1,50 1,40

i<300 Açma Sol (∆) 15 -0,19 1,71 0,30 -4,10 2,50

0,173 Sağ (∆) 15 0,48 2,06 0,10 -3,50 5,50

i<300 Kapama Sol (∆) 15 -0,95 1,33 -1,40 -2,60 2,00

0,079 Sağ (∆) 15 -0,22 1,13 -0,20 -2,30 1,50

i>300 Açma Sol (∆) 15 -0,14 0,50 -0,20 -0,90 0,90

0,510 Sağ (∆) 15 -0,06 0,66 -0,20 -1,00 1,20

i>300 Kapama Sol (∆) 15 0,05 0,73 -0,10 -0,70 2,00

1,000 Sağ(∆) 15 0,06 0,85 -0,10 -0,90 2,00

PA Açma Sol (∆) 15 -0,03 0,16 0,00 -0,30 0,20

0,415 Sağ (∆) 15 0,01 0,16 0,00 -0,20 0,40

PA Kapama Sol (∆) 15 -0,15 0,22 -0,10 -0,70 0,20

0,020 Sağ (∆) 15 0,04 0,18 0,00 -0,20 0,40

PF Açma Sol (∆) 15 32,27 147,84 28,00 -332,00 317,00

0,031 Sağ (∆) 15 -36,93 145,72 5,00 -325,00 226,00

PF Kapama Sol (∆) 15 -0,47 31,86 0,00 -47,00 74,00

1,000 Sağ (∆) 15 6,27 46,40 0,00 -66,00 117,00

MF Açma Sol (∆) 15 1,07 66,85 0,00 -152,00 133,00

0,551 Sağ (∆) 15 -12,27 93,80 -20,00 -192,00 133,00

MF Kapama Sol (∆) 15 39,00 57,07 28,00 -15,00 219,00

0,017 Sağ (∆) 15 -2,73 93,95 -20,00 -129,00 230,00

*Bonferroni düzeltmesine göre p<0,0063 için sonuçlar istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi. (∆=2.kayıt-1. kayıt).

Çizelge 3.17. Alt-üst serbest sonlu grup içinde JVA ölçümlerinde sağ ve sol taraftaki

değiĢimler (∆) yönünden yapılan karĢılaĢtırmalar

DeğiĢkenler Taraf N Ortalama Std.Sapma Ortanca En Az En Çok p-değeri *

Ti Açma Sol (∆) 15 -0,09 1,44 -0,10 -3,00 2,20

0,140 Sağ (∆) 15 -1,17 2,22 -0,70 -6,10 1,30

Ti Kapama Sol (∆) 15 -0,79 1,39 -0,80 -3,10 1,10

0,010 Sağ (∆) 15 -3,27 2,69 -2,90 -7,60 0,60

i<300 Açma Sol (∆) 15 -0,09 1,24 -0,20 -2,40 2,00

0,088 Sağ (∆) 15 -1,27 2,06 -1,00 -5,30 1,40

i<300 Kapama Sol (∆) 15 -0,99 1,14 -0,70 -3,00 0,50

0,011 Sağ (∆) 15 -3,18 2,68 -2,40 -7,30 0,70

i>300 Açma Sol (∆) 15 0,00 0,55 0,00 -0,90 1,00

0,533 Sağ(∆) 15 0,06 0,68 -0,10 -1,10 1,60

i>300 Kapama Sol (∆) 15 0,16 0,94 0,10 -1,00 3,10

0,349 Sağ (∆) 15 -0,07 0,78 -0,20 -1,20 1,60

PA Açma Sol (∆) 15 -0,01 0,25 0,00 -0,40 0,70

0,198 Sağ (∆) 15 -0,13 0,23 0,00 -0,70 0,20

PA Kapama Sol (∆) 15 -0,11 0,36 -0,10 -0,90 0,50

0,025 Sağ (∆) 15 -0,39 0,31 -0,40 -1,00 0,00

PF Açma Sol (∆) 15 4,33 118,24 0,00 -266,00 226,00

0,397 Sağ (∆) 15 12,33 163,06 -7,00 -273,00 450,00

PF Kapama Sol (∆) 15 -14,33 85,90 0,00 -289,00 89,00

0,176 Sağ (∆) 15 -6,27 156,69 -12,00 -281,00 469,00

MF Açma Sol (∆) 15 -6,93 54,02 -8,00 -106,00 82,00

0,172 Sağ (∆) 15 18,27 72,00 0,00 -129,00 160,00

MF Kapama Sol (∆) 15 -13,27 43,42 -14,00 -97,00 70,00

0,182 Sağ(∆) 15 16,00 69,50 29,00 -137,00 176,00

*Bonferroni düzeltmesine göre p<0,0063 için sonuçlar istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi. (∆=2.kayıt-1. kayıt).

60

Çizelge 3.18. Üst serbest sonlu grup içinde JVA ölçümlerinde açma ve kapama

hareketindeki değiĢimler (∆) yönünden yapılan karĢılaĢtırmalar

DeğiĢkenler Hareket N Ortalama Std.Sapma Ortanca En Az En Çok p-değeri *

Ti Sol Açma (∆) 15 -0,66 1,75 -0,30 -5,30 2,70

0,932 Kapama (∆) 15 -0,51 1,47 -0,40 -3,60 2,30

Ti Sağ Açma (∆) 15 -0,99 2,43 -0,80 -7,50 1,90

0,509 Kapama (∆) 15 -0,45 3,17 -0,30 -7,70 7,20

i<300 Sol Açma (∆) 15 -0,47 1,51 -0,50 -3,90 3,10

0,551 Kapama (∆) 15 -0,64 1,42 -0,80 -3,30 1,80

i<300 Sağ Açma (∆) 15 -0,80 2,04 -0,10 -6,60 1,80

0,255 Kapama (∆) 15 -1,15 2,74 -0,40 -7,70 2,60

i>300 Sol Açma (∆) 15 -0,19 0,51 -0,20 -1,30 0,60

0,775 Kapama (∆) 15 -0,19 0,54 -0,30 -1,00 0,60

i>300 Sağ Açma (∆) 15 -0,19 0,72 -0,30 -1,20 1,10

1,000 Kapama (∆) 15 -0,19 0,68 -0,30 -1,20 1,20

PA Sol Açma (∆) 15 -0,06 0,15 -0,10 -0,40 0,20

0,136 Kapama (∆) 15 0,02 0,17 0,00 -0,20 0,50

PA Sağ Açma (∆) 15 -0,07 0,16 0,00 -0,30 0,20

0,438 Kapama (∆) 15 -0,13 0,34 0,00 -1,00 0,50

PF Sol Açma (∆) 15 -0,13 78,77 12,00 -269,00 82,00

0,272 Kapama (∆) 15 -21,80 179,77 -3,00 -332,00 375,00

PF Sağ Açma (∆) 15 -8,13 80,48 -4,00 -203,00 187,00

0,306 Kapama (∆) 15 50,13 180,35 0,00 -270,00 407,00

MF Sol Açma (∆) 15 7,87 53,00 27,00 -121,00 67,00

0,173 Kapama (∆) 15 -7,40 65,51 -15,00 -114,00 117,00

MF Sağ Açma (∆) 15 20,27 50,19 28,00 -63,00 125,00

0,660 Kapama (∆) 15 26,47 91,43 0,00 -97,00 199,00

*Bonferroni düzeltmesine göre p<0,0063 için sonuçlar istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi. (∆=2.kayıt-1. kayıt).

Çizelge 3.19. Alt serbest sonlu grup içinde JVA ölçümlerinde açma ve kapama hareketindeki

değiĢimler (∆) yönünden yapılan karĢılaĢtırmalar

DeğiĢkenler Hareket N Ortalama Std.Sapma Ortanca En Az En Çok p-değeri *

Ti Sol Açma (∆) 15 -0,32 1,87 0,10 -4,90 2,70

0,061 Kapama (∆) 15 -1,01 1,30 -1,00 -2,90 1,30

Ti Sağ Açma (∆) 15 0,44 1,67 -0,20 -2,30 4,60

0,158 Kapama (∆) 15 -0,22 0,81 -0,40 -1,50 1,40

i<300 Sol Açma (∆) 15 -0,19 1,71 0,30 -4,10 2,50

0,055 Kapama (∆) 15 -0,95 1,33 -1,40 -2,60 2,00

i<300 Sağ Açma (∆) 15 0,48 2,06 0,10 -3,50 5,50

0,078 Kapama (∆) 15 -0,22 1,13 -0,20 -2,30 1,50

i>300 Sol Açma (∆) 15 -0,14 0,50 -0,20 -0,90 0,90

0,147 Kapama (∆) 15 0,05 0,73 -0,10 -0,70 2,00

i>300 Sağ Açma (∆) 15 -0,06 0,66 -0,20 -1,00 1,20

0,222 Kapama (∆) 15 0,06 0,85 -0,10 -0,90 2,00

PA Sol Açma (∆) 15 -0,03 0,16 0,00 -0,30 0,20

0,070 Kapama (∆) 15 -0,15 0,22 -0,10 -0,70 0,20

PA Sağ Açma (∆) 15 0,01 0,16 0,00 -0,20 0,40

0,368 Kapama (∆) 15 0,04 0,18 0,00 -0,20 0,40

PF Sol Açma (∆) 15 32,27 147,84 28,00 -332,00 317,00

0,300 Kapama (∆) 15 -0,47 31,86 0,00 -47,00 74,00

PF Sağ Açma (∆) 15 -36,93 145,72 5,00 -325,00 226,00

0,334 Kapama (∆) 15 6,27 46,40 0,00 -66,00 117,00

MF Sol Açma (∆) 15 1,07 66,85 0,00 -152,00 133,00

0,033 Kapama (∆) 15 39,00 57,07 28,00 -15,00 219,00

MF Sağ Açma (∆) 15 -12,27 93,80 -20,00 -192,00 133,00

0,670 Kapama (∆) 15 -2,73 93,95 -20,00 -129,00 230,00

*Bonferroni düzeltmesine göre p<0,0063 için sonuçlar istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi.(∆=2.kayıt-1.kayıt).

61

Çizelge 3.20. Alt-üst serbest sonlu grup içinde JVA ölçümlerinde açma ve kapama

hareketindeki değiĢimler (∆) yönünden yapılan karĢılaĢtırmalar

DeğiĢkenle

r Hareket N

Ortalam

a Std.Sapma Ortanca En Az En Çok

p-değeri

*

Ti Sol Açma (∆) 15 -0,09 1,44 -0,10 -3,00 2,20

0,139 Kapama (∆) 15 -0,79 1,39 -0,80 -3,10 1,10

Ti Sağ Açma (∆) 15 -1,17 2,22 -0,70 -6,10 1,30

0,011 Kapama (∆) 15 -3,27 2,69 -2,90 -7,60 0,60

i<300 Sol Açma (∆) 15 -0,09 1,24 -0,20 -2,40 2,00

0,038 Kapama (∆) 15 -0,99 1,14 -0,70 -3,00 0,50

i<300 Sağ Açma (∆) 15 -1,27 2,06 -1,00 -5,30 1,40

0,007 Kapama (∆) 15 -3,18 2,68 -2,40 -7,30 0,70

i>300 Sol Açma (∆) 15 0,00 0,55 0,00 -0,90 1,00

0,916 Kapama (∆) 15 0,16 0,94 0,10 -1,00 3,10

i>300 Sağ Açma (∆) 15 0,06 0,68 -0,10 -1,10 1,60

0,348 Kapama (∆) 15 -0,07 0,78 -0,20 -1,20 1,60

PA Sol Açma (∆) 15 -0,01 0,25 0,00 -0,40 0,70

0,219 Kapama (∆) 15 -0,11 0,36 -0,10 -0,90 0,50

PA Sağ Açma (∆) 15 -0,13 0,23 0,00 -0,70 0,20

0,011 Kapama (∆) 15 -0,39 0,31 -0,40 -1,00 0,00

PF Sol Açma (∆) 15 4,33 118,24 0,00 -266,00 226,00

0,363 Kapama (∆) 15 -14,33 85,90 0,00 -289,00 89,00

PF Sağ Açma (∆) 15 12,33 163,06 -7,00 -273,00 450,00

0,910 Kapama (∆) 15 -6,27 156,69 -12,00 -281,00 469,00

MF Sol Açma (∆) 15 -6,93 54,02 -8,00 -106,00 82,00

0,820 Kapama (∆) 15 -13,27 43,42 -14,00 -97,00 70,00

MF Sağ Açma (∆) 15 18,27 72,00 0,00 -129,00 160,00

0,917 Kapama (∆) 15 16,00 69,50 29,00 -137,00 176,00

*Bonferroni düzeltmesine göre p<0,0063 için sonuçlar istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi. (∆=2.kayıt-

1.kayıt).

JVA kaydında tedavi öncesine göre, tedavi sonrası verilerindeki değiĢimler (∆)

cinsiyet yönünden karĢılaĢtırıldığında, kadın ve erkek bireyler arasında istatistiksel

olarak fark tespit edilemedi (p>0,0125) (Çizelge 3.21). Kontrol grubundaki bireylerin

JVA verilerinde de cinsiyet bakımından fark tespit edilmedi (p>0,0016) (Çizelge

3.22).

JVA kaydında, MA ile tedavi öncesine göre tedavi sonrası verilerindeki değiĢimler

(∆) arasında korelasyon analizi yapıldığında, istatistiksel olarak anlamlı iliĢki tespit

edilmedi (p>0,0125) (Çizelge 3.23).

62

Çizelge 3.21. Serbest sonlu gruplarda JVA ölçümlerinde tedavi öncesine göre tedavi

sonrasındaki değiĢimin (∆) cinsiyet yönünden karĢılaĢtırılması

DeğiĢkenler Grup N Ortalama Std.Sapma Ortanca En Az En Çok p-değeri *

Ti Açma Sol (∆) E 22 -0,56 1,63 -0,20 -5,30 2,70

0,251 K 23 -0,17 1,73 0,20 -4,90 2,70

Ti Açma Sağ (∆) E 22 -1,20 2,67 -0,80 -7,50 4,60

0,053 K 23 0,03 1,47 0,00 -3,60 2,30

Ti Kapama Sol (∆) E 22 -0,72 1,49 -1,15 -3,60 2,30

0,964 K 23 -0,82 1,28 -0,80 -3,10 1,20

Ti Kapama Sağ (∆) E 22 -1,93 3,04 -0,80 -7,70 3,80

0,352 K 23 -0,73 2,41 -0,70 -6,20 7,20

i<300 Açma Sol (∆) E 22 -0,48 1,39 -0,65 -3,90 2,50

0,184 K 23 -0,03 1,54 0,20 -4,10 3,10

i<300 Açma Sağ (∆) E 22 -1,08 2,49 -0,85 -6,60 5,50

0,040 K 23 0,00 1,63 0,10 -3,50 2,40

i<300 Kapama Sol (∆) E 22 -0,88 1,24 -1,05 -2,70 1,80

0,803 K 23 -0,83 1,35 -0,70 -3,30 2,00

i<300 Kapama Sağ (∆) E 22 -2,24 2,96 -1,10 -7,70 2,60

0,091 K 23 -0,83 1,98 -0,60 -7,20 1,50

i>300 Açma Sol (∆) E 22 -0,07 0,52 -0,15 -1,30 0,90

0,531 K 23 -0,14 0,51 -0,20 -0,90 1,00

i>300 Açma Sağ (∆) E 22 -0,11 0,70 -0,15 -1,20 1,10

0,666 K 23 -0,02 0,67 -0,10 -1,00 1,60

i>300 Kapama Sol (∆) E 22 0,15 0,85 -0,15 -0,80 3,10

0,202 K 23 -0,13 0,64 -0,10 -1,00 2,00

i>300 Kapama Sağ (∆) E 22 0,05 0,84 -0,05 -1,20 2,00

0,317 K 23 -0,18 0,68 -0,20 -1,20 1,50

PA Açma Sol (∆) E 22 -0,05 0,18 0,00 -0,40 0,20

0,972 K 23 -0,02 0,20 0,00 -0,30 0,70

PA Açma Sağ (∆) E 22 -0,06 0,22 0,00 -0,70 0,40

0,878 K 23 -0,07 0,16 0,00 -0,40 0,20

PA Kapama Sol (∆) E 22 -0,08 0,24 -0,10 -0,90 0,30

0,972 K 23 -0,08 0,30 0,00 -0,70 0,50

PA Kapama Sağ (∆) E 22 -0,18 0,37 -0,05 -1,00 0,50

0,826 K 23 -0,13 0,30 -0,10 -1,00 0,40

PF Açma Sol (∆) E 22 15,41 113,48 19,50 -332,00 304,00

0,601 K 23 9,04 121,91 4,00 -269,00 317,00

PF Açma Sağ (∆) E 22 9,32 133,85 -4,00 -325,00 450,00

0,532 K 23 -30,26 132,24 -8,00 -273,00 235,00

PF Kapama Sol (∆) E 22 12,82 109,09 5,00 -281,00 375,00

0,120 K 23 -36,13 116,12 -4,00 -332,00 191,00

PF Kapama Sağ (∆) E 22 48,23 165,20 7,50 -204,00 469,00

0,247 K 23 -13,43 104,38 -4,00 -281,00 250,00

MF Açma Sol (∆) E 22 -2,32 62,63 6,00 -152,00 133,00

0,759 K 23 3,52 52,93 8,00 -121,00 82,00

MF Açma Sağ (∆) E 22 12,95 72,15 10,00 -192,00 133,00

0,691 K 23 4,74 77,14 4,00 -129,00 160,00

MF Kapama Sol (∆) E 22 15,09 70,16 5,50 -98,00 219,00

0,586 K 23 -2,48 47,59 -4,00 -114,00 102,00

MF Kapama Sağ (∆) E 22 30,77 94,70 18,00 -129,00 230,00

0,358 K 23 -3,52 71,75 0,00 -137,00 176,00

*Bonferroni düzeltmesine göre p<0,0125 için sonuçlar istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi. (∆=2.kayıt-1

kayıt).

63

Çizelge 3.22. Kontrol grubunda JVA ölçümlerinin cinsiyet yönünden karĢılaĢtırılması

DeğiĢkenler Grup N Ortalama Std.Sapma Ortanca En Az

En

Çok p-değeri *

Ti Açma Sol E 7 4,54 1,13 4,50 2,80 6,30

0,536 K 8 4,26 0,76 4,20 3,30 5,80

Ti Açma Sağ E 7 4,57 1,15 4,50 3,00 6,50

0,613 K 8 4,26 0,86 4,30 3,00 5,90

Ti Kapama Sol E 7 4,26 0,53 4,40 3,50 4,90

0,189 K 8 3,78 0,88 3,70 2,60 5,30

Ti Kapama Sağ E 7 4,63 1,05 4,70 3,10 6,30

0,397 K 8 4,06 0,74 4,25 2,80 4,90

i<300 Açma Sol E 7 3,13 0,91 3,30 2,10 4,70

0,613 K 8 2,89 0,88 2,80 1,70 4,40

i<300 Açma Sağ E 7 3,11 0,99 3,40 1,60 4,20

0,613 K 8 2,80 1,16 2,55 1,50 4,70

i<300 Kapama Sol E 7 2,86 0,45 2,80 2,40 3,50

0,232 K 8 2,35 1,03 2,05 1,30 4,20

i<300 Kapama Sağ E 7 2,87 0,75 2,90 1,70 3,80

0,094 K 8 2,20 0,74 2,10 1,30 3,70

i>300 Açma Sol E 7 1,40 0,52 1,20 0,70 2,10

0,955 K 8 1,38 0,35 1,30 1,10 2,10

i>300 Açma Sağ E 7 1,49 0,72 1,20 0,80 2,60

0,281 K 8 1,71 0,49 1,70 1,10 2,70

i>300 Kapama Sol E 7 1,41 0,45 1,20 1,00 2,10

0,955 K 8 1,41 0,42 1,30 1,00 2,10

i>300 Kapama Sağ E 7 1,74 0,69 1,50 0,90 2,70

0,536 K 8 1,85 0,56 1,65 1,20 2,80

PA Açma Sol E 7 0,24 0,05 0,20 0,20 0,30 0,536

K 8 0,23 0,12 0,20 0,10 0,40

PA Açma Sağ E 7 0,21 0,07 0,20 0,10 0,30 0,397

K 8 0,19 0,10 0,20 0,10 0,40

PA Kapama Sol E 7 0,21 0,04 0,20 0,20 0,30 0,536

K 8 0,19 0,08 0,20 0,10 0,30

PA Kapama Sağ E 7 0,21 0,07 0,20 0,10 0,30 0,232

K 8 0,16 0,07 0,15 0,10 0,30

PF Açma Sol E 7 78,00 50,74 48,00 29,00 149,00 1,000

K 8 77,88 64,46 52,00 29,00 180,00

PF Açma Sağ E 7 113,00 46,64 115,00 41,00 175,00 0,955

K 8 112,63 63,55 132,00 29,00 190,00

PF Kapama Sol E 7 119,00 58,96 108,00 68,00 228,00 0,336

K 8 86,50 62,29 62,50 33,00 184,00

PF Kapama Sağ E 7 157,14 52,46 159,00 95,00 228,00 0,189

K 8 104,75 66,09 109,50 29,00 198,00

MF Açma Sol E 7 180,29 41,14 177,00 126,00 240,00

0,336 K 8 164,25 36,38 150,00 126,00 236,00

MF Açma Sağ E 7 169,00 38,97 158,00 126,00 220,00

0,189 K 8 204,25 46,74 211,00 139,00 275,00

MF Kapama Sol E 7 203,71 59,61 220,00 134,00 275,00

0,336 K 8 179,13 49,28 176,00 123,00 271,00

MF Kapama Sağ E 7 225,14 65,38 240,00 138,00 314,00

0,536 K 8 200,88 46,79 194,50 150,00 275,00

*Bonferroni düzeltmesine göre p<0,0016 için sonuçlar istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi.

64

Çizelge 3.23. JVA ölçümlerinde MA ile tedavi öncesine göre tedavi sonrasındaki değiĢim

(∆) arasında korelasyon analizi

MA

Korelasyon Katsayısı p-değeri *

Ti Açma Sol (∆) 0,244 0,106

Ti Açma Sağ (∆) 0,040 0,792

Ti kapama Sol (∆) -0,228 0,132

TĠ kapama Sağ (∆) -0,048 0,755

i<300 Açma Sol (∆) 0,237 0,117

i<300 Açma Sağ (∆) -0,048 0,752

i<300 kapama Sol (∆) -0,225 0,137

i<300 kapama Sağ (∆) -0,112 0,463

i>300 Açma Sol (∆) 0,010 0,948

i>300 Açma Sağ (∆) 0,113 0,461

i>300 kapama Sol (∆) -0,041 0,787

i>300 kapama Sağ (∆) 0,037 0,808

PA Açma Sol (∆) -0,016 0,919

PA Açma Sağ (∆) -0,189 0,213

PA kapama Sol (∆) -0,017 0,912

PA kapama Sağ (∆) -0,059 0,701

PF Açma Sol (∆) 0,109 0,477

PF Açma Sağ (∆) 0,210 0,167

PF kapama Sol (∆) 0,053 0,727

PF kapama Sağ (∆) -0,002 0,988

MF Açma Sol (∆) 0,061 0,693

MF Açma Sağ (∆) 0,270 0,073

MF kapama Sol (∆) 0,080 0,602

MF kapama Sağ (∆) 0,090 0,556

*Bonferroni düzeltmesine göre p<0,0125 için sonuçlar istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi. (∆=2.kayıt-1

kayıt).

3.4. JT-3D Cihazı ile Alınan Çiğneme Kaydı Bulguları

JT-3D cihazı ile kontrol grubunda, çiğneme sırasında alınan birinci ve ikinci kayıt

toplam siklus süresi verileri grup içinde karĢılaĢtırıldığında, hem sağ hem de sol

tarafta istatistiksel olarak fark tespit edilemedi (p>0,0063). Bu nedenle kontrol

grubunun diğer gruplar ile karĢılaĢtırılmasında, birinci kayıt verileri kullanıldı

(Çizelge 3.24).

Üst serbest sonlu grupta, çiğneme sırasında alınan tedavi öncesi ve tedavi sonrası

toplam siklus süresi verileri grup içinde karĢılaĢtırıldığında, hem sağ hem de sol

tarafta istatistiksel olarak fark tespit edilmedi (p>0,0063) (Çizelge 3.24).

65

Alt serbest sonlu grupta, çiğneme sırasında alınan tedavi öncesi ve tedavi sonrası

toplam siklus süresi verileri grup içinde karĢılaĢtırıldığında, hem sağ hem de sol

tarafta istatistiksel olarak fark tespit edilmedi (p>0,0063) (Çizelge 3.24).

Alt-üst serbest sonlu grupta, çiğneme sırasında alınan tedavi öncesi ve tedavi sonrası

toplam siklus süresi verileri grup içinde karĢılaĢtırıldığında hem sağ hem de sol

tarafta istatistiksel olarak fark tespit edilmedi (p>0,0063) (Çizelge 3.24).

Çizelge 3.24. Grup içinde tedavi öncesi ve tedavi sonrası çiğneme siklusu süresinin

karĢılaĢtırılması

Gruplar Taraf Kayıt N Ortalama Std.Sapma Ortanca En Az En Çok p-değeri *

Kontrol

Sağ 1. kayıt 15 660,51 31,84 662,80 603,70 705,50

0,892 2. kayıt 15 659,03 31,75 654,60 602,10 708,20

Sol 1. kayıt 15 662,87 33,52 657,70 617,20 726,00

0,762 2. kayıt 15 659,63 45,06 655,90 605,30 778,30

Üst SS

Sağ 1. kayıt 15 752,99 104,30 757,40 604,70 957,70

0,849 2. kayıt 15 749,57 79,15 766,90 635,20 892,10

Sol 1. kayıt 15 734,42 91,70 742,50 605,50 912,00

0,931 2. kayıt 15 733,38 89,01 712,70 616,50 932,80

Alt SS

Sağ 1. kayıt 15 759,87 77,19 769,20 638,30 892,70

0,641 2. kayıt 15 764,59 80,04 766,90 609,10 878,70

Sol 1. kayıt 15 782,59 78,57 785,50 602,60 935,30

0,445 2. kayıt 15 776,47 74,37 778,60 629,40 937,40

Alt-Üst SS

Sağ 1. kayıt 15 791,02 69,25 779,10 704,20 939,00

0,495 2. kayıt 15 782,73 62,19 786,80 651,50 900,70

Sol 1. kayıt 15 782,91 74,13 776,10 661,40 934,60

0,517 2. kayıt 15 776,63 58,57 763,20 705,90 913,10

*Bonferroni düzeltmesine göre p<0,0063 için sonuçlar istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi. Çizelgede 1.

Kayıt, tedavi öncesini, 2. Kayıt tedavi sonrasını belirtmektedir.

JT cihazı ile alınan tedavi öncesi toplam siklus süresi verileri gruplar arasında

karĢılaĢtırıldığında, hem sağda hem de sol tarafta istatistiksel olarak fark bulundu

(p<0,0125) (Çizelge 3.25). Sağ tarafta yapılan çiğnemede, toplam siklus süresi tedavi

öncesi verileri gruplar arasında karĢılaĢtırıldığında, kontrol grubu ile üst serbest sonlu

grup (p=0,007), kontrol grubu ile alt serbest sonlu grup (p=0,003) ve kontrol grubu

ile alt-üst serbest sonlu grup (p<0,001) arasında; sol tarafta yapılan çiğnemede ise,

kontrol grubu ile alt serbest sonlu grup (p<0,001) ve kontrol grubu ile alt-üst serbest

sonlu grup (p<0,001) arasında istatistiksel anlamlı fark tespit edildi (Çizelge 3.26).

Kontrol grubunda toplam siklus süresi ilk kayıt verileri, diğer 3 serbest sonlu grubun

tedavi öncesi verilerinden daha kısa bulundu (ġekil 3.3).

66

Çizelge 3.25. Tedavi öncesi çiğneme siklusu süresi verilerinin gruplar arasında

karĢılaĢtırılması

DeğiĢkenler Gruplar N Ortalama Std.Sapma Ortanca En Az En Çok p-değeri *

Sağ

Kontrol 15 660,51 31,84 662,80 603,70 705,50

<0,001 Üst SS 15 752,99 104,30 757,40 604,70 957,70

Alt SS 15 759,87 77,19 769,20 638,30 892,70

Alt-Üst SS 15 791,02 69,25 779,10 704,20 939,00

Sol

Kontrol 15 662,87 33,52 657,70 617,20 726,00

<0,001 Üst SS 15 734,42 91,70 742,50 605,50 912,00

Alt SS 15 782,59 78,57 785,50 602,60 935,30

Alt-Üst SS 15 782,91 74,13 776,10 661,40 934,60

*Bonferroni düzeltmesine göre p<0,0125 için sonuçlar istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi.

Çizelge. 3.26. Çizelge 3.25 için istatistiksel anlamlılık değerleri

Çoklu Karşılaştırmalar p-değeri

SAĞ

Kontrol -Üst SS p=0,007

Kontrol -Alt SS p=0,003

Kontrol - Alt-üst SS p<0,001

SOL

Kontrol -Alt SS p<0,001

Kontrol- Alt-üst SS p<0,001

ġekil 3.3. Tedavi öncesi çiğneme siklusu süresinin gruplar arasında karĢılaĢtırılması

JT-3D cihazını kullanarak kontrol grubu verileri, serbest sonlu grubun tedavi sonrası

toplam siklus süresi verileri ile karĢılaĢtırıldığında, sağda ve solda en az 2 grup

arasında istatistiksel olarak fark tespit edildi (p<0,0125) (Çizelge 3.27).

Sağ tarafta yapılan çiğnemede, kontrol grubu ile üst serbest sonlu grubun tedavi

sonrası kaydı (p=0,003), kontrol grubu ile alt serbest sonlu grubun tedavi sonrası

kaydı (p<0,001) ve kontrol grubu ile alt-üst serbest sonlu grubun tedavi sonrası kaydı

67

(p<0,001) arasında; sol tarafta yapılan çiğnemede, kontrol grubu ile alt serbest sonlu

grubun tedavi sonrası kaydı (p<0,001) ve kontrol grubu ile alt-üst serbest sonlu

grubun tedavi sonrası kaydı (p<0,001) arasında toplam siklus süresi için istatistiksel

olarak anlamlı fark bulunmuĢtur (Çizelge 3.28). Kontrol grubu çiğneme siklus süresi

verileri, tüm serbest sonlu grupların tedavi sonrası verilerinden daha düĢük bulundu.

Çizelge 3.27. Kontrol grubu ile serbest sonlu grupların tedavi sonrası çiğneme siklus süresi

verilerinin karĢılaĢtırılması

DeğiĢkenler Gruplar N Ortalama Std.Sapma Ortanca En Az En Çok p-değeri *

Sağ

Kontrol 15 660,51 31,84 662,80 603,70 705,50

<0,001 Üst SS 15 749,57 79,15 766,90 635,20 892,10

Alt SS 15 764,59 80,04 766,90 609,10 878,70

Alt-Üst SS 15 782,73 62,19 786,80 651,50 900,70

Sol

Kontrol 15 662,87 33,52 657,70 617,20 726,00

<0,001 Üst SS 15 733,38 89,01 712,70 616,50 932,80

Alt SS 15 776,47 74,37 778,60 629,40 937,40

Alt-Üst SS 15 776,63 58,57 763,20 705,90 913,10

*Bonferroni düzeltmesine göre p<0,0125 için sonuçlar istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi.

Çizelge 3.28. Çizelge 3.27 için istatistiksel anlamlılık değerleri

Çoklu Karşılaştırmalar p-değeri

SAĞ

Kontrol –Üst ss p=0,003

Kontrol –Alt ss p<0,001

Kontrol – Alt-üst ss p<0,001

SOL

Kontrol –Alt ss p<0,001

Kontrol – Alt-üst ss p<0,001

JT-3D cihazı ile alınan toplam çiğneme siklus süresi verileri için gruplar arasında

yapılan karĢılaĢtırmalarda tedavi öncesine göre, tedavi sonrası verilerindeki

değiĢimler arasında (∆) hem sağ hem de sol tarafta istatistiksel olarak fark tespit

edilmedi (p>0,025) (Çizelge 3.29).

Üst serbest sonlu grup içerisinde, alt serbest sonlu grup içerisinde ve alt-üst serbest

sonlu grup içerisinde tedavi öncesine göre, tedavi sonrasındaki toplam siklus

süresindeki değiĢimler (∆) yönünden sağ ve sol taraf karĢılaĢtırıldığında, istatistiksel

olarak fark tespit edilmedi (p>0,0125) (Çizelge 3.30).

68

Çizelge 3.29. Çiğneme siklusu süresi verilerinin tedavi öncesine göre tedavi sonrasındaki

değiĢimler (∆) yönünden gruplar arasında yapılan karĢılaĢtırmaları

DeğiĢkenler Gruplar N Ortalama Std.Sapma Ortanca En Az En Çok p-değeri *

Sağ

Üst SS (∆) 15 -3,42 68,51 -3,30 -149,00 97,50

0,791 Alt SS (∆) 15 4,72 38,40 13,90 -51,80 56,90

Alt-Üst SS (∆) 15 -8,29 45,83 -3,50 -125,10 80,30

Sol

Üst SS (∆) 15 -1,04 46,00 -4,10 -66,20 127,20

0,913 Alt SS (∆) 15 -6,12 30,13 -1,40 -66,90 26,80

Alt-Üst SS (∆) 15 -6,29 36,65 -13,20 -69,80 61,70

*Bonferroni düzeltmesine göre p<0,025 için sonuçlar istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi. (∆=2.kayıt-1.kayıt).

Çizelge 3.30. Grup içinde sağ ve sol taraftaki değiĢimler (∆) yönünden çiğneme siklusu

süresi verilerinin karĢılaĢtırılması

DeğiĢkenler Taraf N Ortalama Std.Sapma Ortanca En Az En Çok

p-değeri

*

Üst SS Sağ (∆) 15 -3,42 68,51 -3,30 -149,00 97,50

0,878 Sol (∆) 15 -1,04 46,00 -4,10 -66,20 127,20

Alt SS Sağ (∆) 15 4,72 38,40 13,90 -51,80 56,90

0,458 Sol (∆) 15 -6,12 30,13 -1,40 -66,90 26,80

Alt+Üst SS Sağ (∆) 15 -8,29 45,83 -3,50 -125,10 80,30

0,875 Sol (∆) 15 -6,29 36,65 -13,20 -69,80 61,70

*Bonferroni düzeltmesine göre p<0,0125 için sonuçlar istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi. (∆=2.kayıt-1

kayıt).

JT-3D kaydında tedavi öncesine göre, tedavi sonrası toplam siklus süresindeki

değiĢimler (∆) cinsiyet yönünden karĢılaĢtırıldığında, kadın ve erkek bireyler

arasında istatistiksel olarak fark tespit edilmedi (p>0,0025) (Çizelge 3.31). Kontrol

grubundaki bireylerde de toplam siklus süresi verilerinde kadın ve erkek bireyler

arasında fark tespit edilmedi (p>0,003125) (Çizelge 3.32).

JT-3D kaydında, MA ile tedavi öncesine göre tedavi sonrasındaki toplam siklus

süresindeki değiĢimler (∆) arasında korelasyon analizi yapıldığında, istatistiksel

olarak anlamlı iliĢki tespit edilmedi (p>0,0025) (Çizelge 3.33).

Çizelge 3.31. Tedavi öncesine göre tedavi sonrasında çiğneme siklusu süresi verilerindeki

değiĢimin (∆) cinsiyet yönünden karĢılaĢtırılması

DeğiĢkenler Grup N Ortalama Std.Sapma Ortanca En Az En Çok p-değeri *

Sağ (∆) E 22 1,55 33,40 -4,50 -51,80 75,70

0,627 K 23 -6,05 65,01 7,70 -149,00 97,50

Sol (∆) E 22 -0,22 32,31 -5,50 -55,60 61,70

0,461 K 23 -8,56 41,94 -8,30 -69,80 127,20

*Bonferroni düzeltmesine göre p<0,0025 için sonuçlar istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi. (∆=2.kayıt-1

kayıt).

69

Çizelge 3.32. Kontrol grubunda çiğneme siklusu süresi verilerinin cinsiyet yönünden

karĢılaĢtırılması

DeğiĢkenler Grup N Ortalama Std.Sapma Ortanca En Az En Çok p-değeri *

Sağ E 7 655,27 24,46 662,80 610,70 679,20

0,571 K 8 665,09 38,26 675,85 603,70 705,50

Sol E 7 675,89 36,80 685,00 635,50 726,00

0,167 K 8 651,48 27,71 653,20 617,20 687,10

*Bonferroni düzeltmesine göre p<0,003125 için sonuçlar istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi.

Çizelge 3.33. Tedavi öncesine göre tedavi sonrasında çiğneme siklusu süresi verilerindeki

değiĢim (∆) ile MA arasında korelasyon analizi

MA

Korelasyon Katsayısı p-değeri *

Sağ (∆) -0,158 0,299

Sol (∆) -0,130 0,393

*Bonferroni düzeltmesine göre p<0,0025 için sonuçlar istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi. (∆=2.kayıt-1

kayıt).

JT-3D cihazı ile alınan tedavi öncesi ve tedavi sonrası çiğneme kayıtlarında ortalama

çiğneme paterni grafikleri incelendiğinde çalıĢmaya katılan tüm bireylerde açma hızı

(OV) olarak OV-1 paterni tespit edildi. Gruplar arasında kapama hızı (CV)

paterninde çoğunlukla CV-1 paterni tespit edilmesine karĢın, bazı gruplarda CV-2

paterni tespit edildi. Kapama hızı paterninin gruplara göre dağılımı Çizelge 3.34’de

belirtilmiĢtir.

Çizelge 3.34. Kapama hızı (CV) paterninin gruplara göre dağılımı

Ġlk Kayıt (Tedavi öncesi) Ġkinci Kayıt (Tedavi sonrası)

Sağ Sol Sağ Sol

Gruplar CV-1 CV-2 CV-1 CV-2 CV-1 CV-2 CV-1 CV-2

Kontrol 14 1 13 2 - - - -

Üst SS 13 2 12 3 13 2 13 2

Alt SS 12 3 13 2 12 3 13 2

Alt-üst SS 14 1 15 - 13 2 13 2

70

4. TARTIġMA

Posterior diĢ kaybının TME üzerindeki etkilerini değerlendirmek amacıyla

asemptomatik alt serbest sonlu, üst serbest sonlu ve alt-üst serbest sonlu gruplar

arasında, JVA cihazı ile TME vibrasyonlarının tespit edilmesi, JT-3D cihazı ile

çiğneme sırasındaki mandibula hareketlerinin belirlenmesi, tam diĢli kontrol grubu

ile karĢılaĢtırmalarının yapılması ve ayrıca yapılan hareketli bölümlü protezin TME

ve çiğneme üzerindeki etkisinin değerlendirmesi için planlanmıĢ olan bu çalıĢmada

tüm veriler normal sınırlar içinde tespit edilmiĢ olmasına karĢın, çalıĢmanın

sınırlılıkları doğrultusunda posterior diĢ kaybının TME üzerinde etkili olabileceği

kanaatine varılmıĢtır. Sonuçlar genel olarak değerlendirildiğinde; tedavi öncesinde

TME vibrasyonlarının bazı parametrelerinin (Ti açma sağ, Ti kapama sağ, i<300 Hz

kapama sol, i<300 Hz kapama sağ, PA kapama sağ) serbest sonlu gruplarda kontrol

grubundan daha yüksek tespit edilmesi nedeniyle posterior diĢ kaybının TME

vibrasyonunu artırdığı düĢünülmüĢ ve tedavi öncesi çiğneme verilerine bakıldığında

serbest sonlu gruptaki hastaların posterior diĢ kaybı nedeniyle kontrol grubundaki

bireylerden daha uzun sürede çiğneyebildikleri tespit edilmiĢtir. Serbest sonlu

gruplarda tedavi öncesi ve tedavi sonrası veriler grup içinde karĢılaĢtırıldığında,

çiğneme siklusu süresi için anlamlı bir fark tespit edilememesine karĢın, TME

vibrasyonu için sadece alt-üst serbest sonlu grupta tedavi öncesine göre tedavi

sonrasında bazı parametreler (Ti kapama sağ, i<300 Hz kapama sağ, PA kapama sağ)

için önemli azalma gözlenmiĢtir. Çiğneme paterni grafikleri incelendiğinde ise, tüm

bireylerde sağlıklı TME’de gözlenen paternler ile uyumlu açma hızı ve kapama hızı

paternleri tespit edilmiĢtir.

Serbest sonlu asemptomatik bireylerde hem TME sesi hem de çiğneme verilerinin

aynı anda JVA ve JT-3D cihazları ile objektif olarak incelendiği bir çalıĢmaya

rastlanmamıĢtır. Bu açıdan sonuçların bir bütün halinde karĢılaĢtırma olanağı

bulunmamaktadır.

71

Bu çalıĢmaya alt, üst ve alt-üst serbest sonlu olmak üzere 3 grup serbest sonlu hasta

dahil edilmiĢtir. Serbest sonlu hastalarda diĢ kaybının hem TME ve hem de çiğneme

üzerindeki etkisi ve yapılan hareketli bölümlü protezin yararı konusundaki

çalıĢmaların sonuçlarının çeliĢkili olması bu gruptaki hastaların durumunu

değerlendirmemize neden olmuĢtur. Yapılan çalıĢmalar değerlendirildiğinde,

genellikle kayıp diĢlerin ark içindeki yeri tanımlanmadan posterior destek kaybının

TMD belirtileri ve çiğneme fonksiyonu üzerindeki etkisinin incelendiği çalıĢmalar

olduğu tespit edilmiĢ olup; posterior diĢ kaybı ve protez yapımı sonrasında özellikle

TME sesini değerlendiren çalıĢmaların az sayıda olduğu gözlenmiĢtir. Birçok

çalıĢma, hastaların alt proteze alıĢmalarının üst proteze göre daha zor olması,

çiğneme problemlerinin daha fazla olması ve bazı alt Kennedy sınıf I hastaların

protez kullanmayı bile tercih etmemeleri nedeniyle daha çok alt çenede yapılmıĢtır

(Özdemir 2001; Özdemir 2002; Vanzeveren ve ark., 2003). Bu nedenle çalıĢmamızda

alt ve üst protezin kullanım farklılıkları göz önüne alındığında, ayrı ayrı

değerlendirilmelerinin yararlı olacağı düĢünülmüĢtür. Serbest sonlu olan hastaları

hem birbirleri ile hem de kontrol grubu ile karĢılaĢtırmak amaçlanmıĢtır.

Ġskeletsel bozuklukların çiğneme sisteminin dengesini bozarak, bu sistemin bazı

bileĢenlerine aĢırı kuvvetlerin gelmesine neden olabileceği bildirilmiĢtir (Okeson,

2008). Bu nedenle çalıĢmamıza katılan bireylerin uygun overjet, overbite iliĢkisi

içinde olmasına, açık kapanıĢ ve çapraz kapanıĢ durumları olmadan uygun bir

okluzyona sahip olmalarına dikkat edilmiĢtir. Sinüzit gibi rahatsızlıkların belirtileri

TMD belirtileri ile karıĢtırılabileceğinden, ayrıca romatoid artrit, nörolojik

rahatsızlıklar gibi bazı hastalıklarda sistemik problemlerin çiğneme sistemini

etkileyebileceği (Droukas ve ark., 1985) bilindiğinden, çalıĢmaya dahil edilen

bireylerin genel sağlık durumlarının iyi olmasına önem verilmiĢtir.

Christensen ve Ziebert (1986), diĢ kayıplarının TMD üzerindeki etkileri ile ilgili

yapılmıĢ çok sayıdaki histolojik araĢtırmayı değerlendirdiklerinde, diĢlerin

çekiminden itibaren 2-4. haftalarda TME’de histomorfolojik değiĢikliklerin

görülmeye baĢladığını belirtmiĢler ve gözlem süresi uzadıkça değiĢikliklerin

Ģiddetinin daha da arttığını bildirmiĢlerdir. ÇalıĢmamıza katılan serbest sonlu

72

bireylerin 3 aydan 5 yıla kadar değiĢen sürelerde diĢsiz olması göz önüne

alındığında, bu sürede TME’de bazı değiĢlikler meydana gelebileceği ve bu durumun

da TME sesi ve çiğneme fonksiyonu üzerine etkisi olabileceği düĢüncesindeyiz.

ÇalıĢmamızda klinik muayenenin yanısıra, TME vibrasyonlarının kaydı için JVA ve

çiğnemenin kaydı için ise, JT-3D cihazları gibi objektif tanı yöntemleri kullanılarak

TME’in durumu değerlendirilmiĢtir. Stomatognatik sistem fonksiyonlarının, özellikle

de TME rahatsızlıklarının değerlendirilmesinde sadece klinik muayenenin yeterli

olmadığı belirtilmektedir (Kozeniauskas ve Ralph, 1988; Muhtaroğulları ve Avcı,

1999; Okeson, 2008). BaĢ ve boyun bölgesinde kas ve iskelet sisteminin fonksiyonel

durumunun değerlendirilmesinde, kantitatif ve objektif veriler elde edilmesini

sağlayan elektronik ölçüm yöntemlerinin kullanılmasının teĢhis yönünden çok

önemli olduğu belirtilmiĢtir (Jankelson, 1984; Keçik ve ark., 2005). ÇalıĢmamızda da

objektif bir yöntem kullanıldığı için sonuçlarının önemli olduğunu düĢünmekteyiz.

TME seslerinin kaydı için birçok farklı yöntem kullanılmıĢ ve bu yöntemler

kullanılırken oda gürültüsünün, solunumun, arteriyal kan basıncının ve karĢıt

eklemden gelen sesin kaydedilmesi gibi farklı sorunlar bildirilmiĢtir (Yoshida ve

ark., 1994). Bu çalıĢmada kullanılan JVA cihazı piezoelektrik akselerometrelere

sahiptir. Piezoelektrik akselerometreler, TME yakınındaki derinin yüzeyindeki

vibrasyonların ölçülmesinde kullanılmakta ve sonografi tekniğindeki mikrofon gibi

hava hareketine bağlı olmadığı için, dıĢ seslerden de etkilenmemektedir. Objektif bir

değerlendirme için akselerometre kullanımı ile vibratografi tekniği, mikrofona dayalı

olan sonografi tekniğinden daha iyi bir seçenek olarak rapor edilmiĢtir (Kernohan ve

ark.,1990; Christensen., 1992).

Bu çalıĢmada kullanılan JVA cihazının üstünlüğü birçok çalıĢmada belirtilmektedir.

Tallents ve arkadaĢları (1993), asemptomatik bireylerde iĢitilebilir bir eklem sesi

olmasa bile, eklem anomalisi oluĢabileceğini belirtmiĢler ve vibrasyon analizinin

ileride oluĢabilecek ağrı ya da disfonksiyon problemlerinin erken teĢhiĢi için

yardımcı bir teknik olduğunu rapor etmiĢlerdir. JVA cihazı ile, dinleme ve palpasyon

teknikleri ile belirlenemeyen, düĢük frekansların analizinin daha duyarlı olarak

73

yapılabileceği belirtilmektedir. JVA cihazının dejeneratif değiĢiklikler ile ilgili

vibrasyonları radyografiden daha erken olarak tespit edebildiği ve tedavi öncesi

eklemin durumunu belirlemede yararlı bir teknik olduğu rapor edilmektedir (BioPak

kullanım kılavuzu, 1997).

JVA cihazı güç spektrum analizi yaparak, 300 Hz’in altındaki ve 300 Hz’in

üzerindeki enerji dağılımlarını belirtmektedir. Heffez ve Blaustein (1986) ve Hwang

ve arkadaĢları (2009), sadece eklemdeki vibrasyonların kaydedilmesinin yeterli

olmayacağını ve güç spektrum analizi yapılarak vibrasyonların niteliğinin

belirlenmesi gerektiğini belirtmiĢlerdir. Widmalm ve arkadaĢları (1996a) TME

Ģikayeti olmayan asemptomatik bireylerde yapmıĢ oldukları çalıĢmada vibrasyonları

600 Hz’den küçük ve büyük olarak sınıflandırmıĢlardır. ÇalıĢmamızda enerji

dağılımını belirlerken daha düĢük (300 Hz) frekans değerlerinin kullanılmasının daha

güvenilir sonuçlara ulaĢmayı sağlayacağı kanısındayız.

JT-3D çene izleyici sistem, kesici diĢ insizal kenarının hareketini üç boyutlu olarak

kaydetmektedir. Mandibular keser diĢlerin labial yüzeylerine küçük bir mıknatıs

yapıĢtırılmakta ve yan kısımda bulunan sensörler ile de mandibular hareketin

vertikal, antero-posterior ve lateral komponentleri izlenmektedir. EGN’de

fonksiyonel hareketler sırasında ölçülen parametrelerin, TME’in durumu, maksilla ve

mandibula arasındaki iskeletsel iliĢki ve okluzyondan etkilendiği rapor edilmektedir

(BioPak kullanım kılavuzu, 1997). Michler ve arkadaĢları (1987) ve Talley ve

arkadaĢları (1990), manyetik çene izleyicisi kullanımının posterior okluzal desteğin

yeniden sağlanması ve vertikal boyutun artırılmasını kapsayan yeniden

yapılandırmalar ve malokluzyonun düzeltilmesi gibi tedavinin etkinliğinin yanı sıra,

hastanın ilk durumunu değerlendirmek için de etkili bir yöntem olduğunu rapor

etmiĢlerdir. Çene izleyici sistemlerde hata oranı Balkhi ve Tallents’e (1991) göre %

1-66 olarak belirtilirken, Tsolka ve arkadaĢlarına (1992) göre ise % 9-30 oranında

rapor edilmiĢtir.

Çiğneme testlerinde doğal veya yapay olarak çeĢitli test materyalleri

kullanılmaktadır. Sakızın ise, homojenliği, çiğneme sonucu ortaya çıkan lokmaya

74

benzerliği, büyüklüğü, ağırlığı ve içeriğinin standart olması nedeniyle en kullanıĢlı

test materyallerinden birisi olduğu belirtilmiĢtir (Postic ve ark., 1991; Shan-Shi ve

ark., 1991; Hayakawa ve ark., 1998; Karkazis ve Kossini, 1998; Ohara, 2003;

Liedberg ve ark., 2005). Bu nedenle çalıĢmamızda da çiğneme kayıtları için sakız

(Freedent, Wrigley, USA) kullanılmıĢtır. Bu marka sakızı tercih etmemizin en

önemli nedeni, proteze yapıĢmama özelliğinin bulunmasıdır.

(http://www.wrigley.com/global/brands/freedent).

ÇalıĢmamızdaki asemptomatik bireylerde klinik muayenede her ne kadar TME sesi

olmasa da EVG analizinde vibrasyon değerleri tespit edilmiĢtir. Christensen ve

arkadaĢları (1992) asemptomatik bireylerin % 60’ının objektif EVG bulgularına

sahip olduğunu göstermiĢ, ancak ortalama vibrasyon Ģiddetinin ve yoğunluğunun bu

bireylerde daha hafif olduğunu belirtmiĢlerdir. Widmalm ve arkadaĢları (1996a) ise,

asemptomatik bireylerde yapmıĢ oldukları EVG çalıĢmasında, bu bireylerde de

eklem sesinin mevcut olduğunu belirtmiĢlerdir. Günümüze kadar yapılan EVG

çalıĢmalarında, TME vibrasyonunun normal değerleri için standart veriler

olmamasına karĢın, bizim çalıĢmamızda JVA cihazı ile kaydedilen veriler, bireyler

asemptomatik olduğu için BioPak kullanım kılavuzunda, sağlıklı TME için belirtilen

değerler (Ti için 0-20 Hz, PA için 0-1,5 Pa, i>300 Hz için 0-5) ile uyumludur.

Ishigaki ve arkadaĢları (1993b) ve Olivieri ve arkadaĢları (1999), semptomatik ve

asemptomatik bireylerde TME vibrasyon analizini karĢılaĢtırdıklarında, semptomatik

bireylerde daha yüksek vibrasyon enerjisi tespit ederken, Sano ve arkadaĢları (2002)

ise, semptomatik bireylerde daha geniĢ amplitüdde eklem sesi tespit etmiĢlerdir.

ÇalıĢmamızdaki tüm bireylerin asemptomatik olması nedeniyle, vibrasyon enerjileri

TMD olan hastalar için belirtilen değerlerden daha düĢük bulunmuĢtur.

Posterior diĢ kaybı ve TME arasındaki iliĢkiyi araĢtıran birçok çalıĢmada 5 veya daha

fazla posterior diĢin kaybı TMD için bir risk faktörü olarak düĢünülmüĢtür Bu

çalıĢmalarda kayıp diĢin dental arktaki yeri tanımlanmamıĢ ve hem modifikasyon

boĢluklarına sahip, hem de unilateral ve bilateral olarak posterior okluzal desteğin

kaybolduğu hastalar dahil edilmiĢtir. Modifikasyon boĢluklarına sahip dental

arklarda diĢlerin migrasyonu ile sonuçlanan okluzal interferenslerin, TMD’lere neden

75

olabileceği belirtilmektedir (Pullinger ve ark., 1993; Ciancaglini ve ark., 1999;

Tallents ve ark., 2002; Macfarlane ve ark., 2003). ÇalıĢmamızdaki bireylerde

modifikasyon boĢlukları olmaması nedeniyle, TMD riskinin de daha az olduğu

sonucuna varılmıĢtır.

TME’in vibrasyon enerjisinin toplam miktarını belirten Ti değeri çalıĢmamızda

kontrol grubundaki bireylerde 4-4,78 Hz aralığında, serbest sonlu gruplarda ise, 5,29-

7,27 Hz aralığında tespit edilmiĢtir. Serbest sonlu bireylerde posterior diĢ kaybı

nedeniyle Ti değerinin daha yüksek olduğu ve eklemin toplam vibrasyon enerjisinin

kontrol grubuna göre fazla olduğu sonucuna varılmıĢtır. BioPak kullanım

kılavuzunda sağlıklı TME’de Ti için belirtilen değer aralığının 0-20 Hz arasında

olduğu dikkate alındığında, çalıĢmamızdaki bireyler asemptomatik olduğu için bu

değer ile uyumlu ve oldukça düĢük bulunmuĢtur. Mazzetto ve arkadaĢları (2008),

EVG yöntemi ile TME sesinin karekteristiklerini değerlendirdiklerinde, normal

kondil disk iliĢkisine sahip olan bireylerde, Ti değerini, 8,65 Hz olarak tespit etmiĢ

olup, bu değerin TMD’lere sahip olan bireylere göre, düĢük olduğunu bildirmiĢlerdir.

Christensen ve Orloff (1992) klinik olarak TMD olan ve olmayan bireylerde, eklem

vibrasyon analizi yaptıkları çalıĢmanın sonucunda, sağlıklı eklemlerde Ti değerini,

8,2±2,5 Hz olarak, TMD olanlarda ise 107,8±95,8 Hz olarak tespit etmiĢlerdir.

Oliveri ve arkadaĢları (1999) ise, sağlıklı bireylerde Ti için normal değeri 9,7±2,3 Hz

olarak belirtmiĢlerdir. ÇalıĢmamızda Ti değeri için tespit edilen değerler, bu

çalıĢmalarda sağlıklı TME için belirtilen değerler ile uyumlu bulunmuĢtur.

Ishigaki ve arkadaĢları (1993a) TMD’i olan hastalar arasında internal düzensizliğe

sahip bireylerde Ti değerini en yüksek olarak tespit etmiĢ, ancak sadece Ti’in

değerlendirilmesinin her zaman güvenilir sonuçlar vermeyebileceğini ve düĢük

frekanslı enerjinin de değerlendirilmesi gerektiğini rapor etmiĢlerdir. ÇalıĢmamızda

kullanılan BioPak bilgisayar programı, vibrasyonun 300 Hz’in altında (düĢük) ve

üzerindeki (yüksek) enerji dağılımını belirtmektedir. ÇalıĢmamızda tüm hastalarda

hem tedavi öncesi hem de tedavi sonrası kayıtlarda enerji dağılımının büyük

kısmının 300 Hz’in altındaki enerji değerlerinde olduğu tespit edilmiĢtir. DüĢük

frekanslı enerjinin fazla olması eklemde patolojik değiĢimlerin olmadığını

76

belirtmektedir. Bu açıdan değerlendirildiğinde, asemptomatik bireyler seçmiĢ

olduğumuz için düĢük frekanslı enerjinin fazla olması beklenen bir durumdur.

Yapılan çalıĢmalarda güç spektrum analizi uygulandığında eklem rahatsızlığı olan

bireylerin, sağlıklı bireylere göre tüm frekans aralıklarında daha yüksek enerji

seviyesi oluĢturduğu, eklemdeki rahatsızlık ilerledikçe ve bireyler semptomatik hale

geldikçe 250-300 Hz’in üzerindeki enerjinin arttığı rapor edilmiĢtir (Hutta ve

ark.,1987; Ishigaki ve ark., 1993c,d).

JVA cihazı ile alınan kayıtlarda frekans spektrum eğrisinde PA, vibrasyonun

yoğunluğunun en yüksek noktasını; PF ise, en yüksek vibrasyon yoğunluğunun

olduğu frekansı belirtmektedir. TME vibrasyonu arttıkça, bireyler semptomatik hale

geldikçe bu değerlerin de artacağı düĢünülmektedir. ÇalıĢmamızda kontrol grubunda

PA 0,19-0,24 Pa aralığında, PF 63,53-112,80 Hz aralığında, serbest sonlu gruplarda

ise, PA 0,32-0,58 Pa ve PF 75,87-145,91 Hz aralığında tespit edilmiĢtir. Hutta ve

arkadaĢları (1987), PF arttığında internal düzensizliklerin Ģiddetinin de arttığını

belirtmiĢlerdir. Keçik ve arkadaĢlarının (2004) bildirdiğine göre Steindler (1937),

osteoartroz gibi Ģiddetli eklem patolojilerinde PF değerinin arttığını tespit etmiĢ ve

ayrıca klik sesinin Ģiddetinin PA’ün artması ile iliĢkili olabileceğini belirtmiĢtir.

Mazzetto ve arkadaĢları (2008), EVG yöntemi ile normal kondil disk iliĢkisine sahip

olan bireylerde PA değerini 0,55 Pa, PF değerlerini ise 60,11 Hz olarak, Christensen

ve Orloff (1992) ise, eklem vibrasyon analizi yaptıkları çalıĢmanın sonucunda,

sağlıklı eklemlerde PA değerini 1±0,3 Pa, PF değerini ise 37,5±9 Hz olarak tespit

etmiĢlerdir. ÇalıĢmamızın sonuçları değerlendirildiğinde, PA değeri bakımından hem

BioPak kullanım kılavuzunda sağlıklı eklem için belirtilen değer (0-1,5 Pa) ile, hem

de yukarıdaki çalıĢmaların sonuçları ile uyumlu bulunmakla birlikte, PF değeri bu

çalıĢmalardan daha yüksek bulunmuĢtur. Bu çalıĢmalarda eklem vibrasyonlarının

analizi için kullanılan cihazların JVA’dan farklı olması nedeniyle bu farklılığın

meydana gelmiĢ olabileceğini düĢünmekteyiz. Serbest sonlu hastalarda bulunan PA

ve PF değerinin kontrol grubundan daha yüksek olmasının posterior diĢ kaybına

bağlı olarak ortaya çıktığı düĢünülmektedir.

77

ÇalıĢmamızda JVA cihazı ile alınan tedavi öncesi kayıt verileri gruplar arasında

karĢılaĢtırıldığında, bazı parametreler için (Ti açma sağ, Ti kapama sağ, i< 300 Hz

kapama sol, i<300 Hz kapama sağ, PA kapama sağ) serbest sonlu grupta, kontrol

grubundan daha yüksek bulunmuĢtur (p<0,0063). Barghi ve arkadaĢlarının (1992)

bildirdiğine göre, farklı çalıĢmalarda tam diĢli bireyler ile karĢılaĢtırıldığında,

posterior diĢlerini kaybeden hastalarda önemli oranda daha yüksek ses tespit

edilmiĢtir. Sarita ve arkadaĢları (2003) ise, tek taraflı veya çift taraflı olarak posterior

okluzal desteğini kaybeden hastalarda eklem sesi prevalansını daha yüksek tespit

etmiĢlerdir. ÇalıĢmamızın sonuçları da bu çalıĢma ile uyumlu bulunmuĢtur. Genel

olarak değerlendirdiğimizde, bazı parametrelerin (Ti, i<300 Hz, PA) serbest sonlu

gruplarda daha yüksek bulunması nedeniyle, posterior diĢ kaybının TME

vibrasyonunu artırabileceği düĢüncesindeyiz.

Posterior diĢlerin restore edilmesi ve TME iliĢkisini değerlendiren birçok çalıĢmada,

protez yapımından sonra, TMD ile ilgili semptomların azaldığı veya elimine edildiği

belirtilmektedir. Tedavinin etkisi okluzyonun stabilizasyonu, okluzal güçlerin

yeniden dağılımı ve ekleme gelen yüklerin azaltılmasıdır (Tallents ve ark., 2002).

ÇalıĢmamızda, hem kontrol grubunda hem serbest sonlu grupta, tedavi öncesi ve

tedavi sonrası JVA kayıtları grup içinde karĢılaĢtırıldığında, sadece alt-üst serbest

sonlu grupta istatistiksel olarak anlamlı bir fark tespit edilmiĢtir (p<0,0031). Alt -üst

serbest sonlu grupta bazı parametreler (Ti kapama sağ, i<300 Hz kapama sağ, PA

kapama sağ) hareketli bölümlü protezin yapımından bir ay sonra alınan kayıtta

azalmıĢtır. Kontrol grubundaki bireylerde bu iki dönem arasında anlamlı bir fark

olmaması, çalıĢmada grup içinde kayıtların tutarlı olduğunu göstermesi açısından

önemlidir. Garcia ve arkadaĢları (2008), Kennedy sınıf I ve II diĢsizlik durumu ile

TMD arasında herhangi bir iliĢki tespit edememiĢler, ancak TME sesinin protezin

yerleĢtirilmesi ile önemli oranda azaldığını belirtmiĢlerdir. Barghi ve arkadaĢları

(1992), tek taraflı veya çift taraflı posterior diĢlerin kaybını hareketli protezler ile

restore ederek, TME sesini steteskop ile değerlendirdikleri çalıĢmada, protezin

yapımından bir ay sonra hastaların % 68’inde klik amplitüdünde azalma, % 11’inde

değiĢmeden kalma, % 21’inde ise artma tespit etmiĢlerdir. Bu çalıĢmalardaki hasta

grupları farklı olmasına karĢın, bizim çalıĢmamızla uyumlu olarak hareketli protezin

78

yerleĢiminden bir ay sonra, tüm bireylerde azalma tespit edilememiĢtir. Goiato ve

arkadaĢları (2010) asemptomatik hastalarda eski ve yeni tam protezlerde TME

vibrasyonunu karĢılaĢtırdıkları çalıĢmada, vibrasyonun sayısı ve yoğunluğunun yeni

protezin yerleĢtirilmesinden 5 ay sonra azaldığını belirtmiĢlerdir. ÇalıĢmamızda, alt-

üst serbest sonlu grupta hareketli bölümlü protezin yapımından bir ay sonra azalma

tespit edilip, tek çene serbest sonlu hastalarda vibrasyonda azalma tespit edilemediği

için, bu hastaların uzun dönem takiplerinin yapılması gerektiği sonucuna varılmıĢtır.

ÇalıĢmamızda JVA cihazı ile kaydedilen kontrol grubu verileri, serbest sonlu grubun

tedavi sonrası verileri ile karĢılaĢtırıldığında, PA kapama sağ parametresi için kontrol

grubu ile alt serbest sonlu grubun tedavi sonrası verileri arasında ve kontrol grubu ile

alt-üst serbest sonlu grubun tedavi sonrası verileri arasında istatistiksel olarak fark

tespit edilmiĢtir (p<0,0063). Kontrol grubundaki bireylerde diĢ kaybı olmaması

nedeniyle, vibrasyonlar alt ve alt-üst serbest sonlu grupların protez sonrası alınan

verilerinden yine daha düĢük bulunmuĢtur. Kontrol grubu verileri üst serbest sonlu

grubun tedavi sonrası verilerinden de düĢük olmasına karĢın, istatistiksel olarak

anlamlı bulunmamıĢtır. Bu durum da alt serbest sonlu ve üst serbest sonlu grupların

ayrı ayrı değerlendirilmesinin önemini vurgulamaktadır.

JVA kayıtları tedavi öncesine göre tedavi sonrasındaki değiĢimler yönünden

değerlendirildiğinde, Ti kapama sağ ve i<300 Hz kapama sağ parametreleri için üst

ile alt-üst serbest sonlu grup arasında (p=0,002), alt ile alt-üst serbest sonlu grup

(p<0,001) arasında, PA kapama sağ parametresi için üst ile alt-üst serbest sonlu grup

(p=0,005) ve alt ile alt-üst serbest sonlu grup (p<0,001) arasındaki değiĢimler

istatistiksel olarak anlamlı tespit edilmiĢtir. Tek çene serbest sonlu olduğunda tedavi

öncesine göre tedavi sonrasındaki değiĢim daha az, alt-üst serbest sonlu olduğunda

ise meydana gelen değiĢim daha fazla bulunmuĢtur. Alt-üst serbest sonlu vakalarda

yapılan protezler eklemde daha olumlu etkiler yaratmıĢtır. Grup içinde de tedavi

öncesi ve tedavi sonrası JVA verileri karĢılaĢtırıldığında, alt-üst serbest sonlu grupta

meydana gelen azalma istatistiksel olarak anlamlı tespit edildiği için, bu bulgular da

çalıĢmanın diğer verileri ile uyumludur.

79

ÇalıĢmamızda JVA kayıtları her grup içinde tedavi öncesine göre tedavi sonrasındaki

değiĢimler yönünden değerlendirildiğinde, sağ ve sol taraf arasında fark tespit

edilememiĢtir. Keçik ve arkadaĢları (2004) da asemptomatik bireylerde EVG

yöntemi ile kondil disk iliĢkisi ve vibrasyon enerjisini araĢtırdıklarında, sağ ve sol

eklem arasında istatistiksel olarak önemli fark elde edememiĢlerdir. Diernberger ve

arkadaĢları (2008) TMD belirti ve semptomları ile çiğneme tarafı tercihi arasında bir

uyum belirtirken, bazı çalıĢmalarda bu uyum gözlenememiĢtir (Pond, 1986;

Martinez-Gomis ve ark., 2009). ÇalıĢmamızdaki bireylerde sağ ve sol TME’ler

arasında fark çıkmamıĢ olması, bireylerin asemptomatik olmasına bağlanmıĢ ve

değerlendirilen bireylerin ekleminin birbiriyle uyumlu hareket ettiğini

düĢündürmüĢtür.

ÇalıĢmamızda JVA kayıtları her grup içinde tedavi öncesine göre tedavi sonrasındaki

değiĢimler yönünden değerlendirildiğinde açma ve kapama hareketi (p>0,0063)

arasında fark tespit edilememiĢtir. Sano ve arkadaĢları (2002) ise, semptomatik ve

asemptomatik bireylerde FFT algoritması ile hesaplanan TME sesinin amplitüd ve

frekansını karĢılaĢtırdıklarında, grup içinde açma ve kapama hareketi sırasındaki

seslerde fark belirtmemiĢlerdir. ÇalıĢmamızın bulguları, bu çalıĢmanın sonuçları ile

uyumlu bulunmuĢtur. TME sesinin artiküler disk ve kondil morfolojisine, superior

retrodiskal lamina ve kasların çekimine bağlı olarak oluĢabildiği, ayrıca açma ve

kapama hareketleri sırasında da bu yapıların aktif olduğu göz önüne alındığında,

çalıĢmamızdaki bireylerin asemptomatik olması ve sağlıklı bir kas ve TME’e sahip

olmaları sebebiyle, ses için açma va kapama hareketinde fark oluĢmadığı

düĢüncesindeyiz.

TMD belirti ve semptomlarının bazı çalıĢmalarda kadınlarda daha fazla olduğu tespit

edilmiĢtir (Hiltunen ve ark., 2003; Johansson ve ark., 2003; Mazzetto ve ark., 2008;

Goncalves ve ark., 2010). Kadın ve erkek bireyler arasındaki farklılığın, TMD’e

sahip olan populasyonda daha belirgin olduğu rapor edilmektedir (Warren ve Fried,

2001; Johansson ve ark, 2003; LeResche ve ark., 2003). Bazı epidemiyolojik

çalıĢmalarda ise, semptomlar her iki cins arasında eĢit olarak tespit edilmiĢ ve

kadınlarda daha baskın olduğu görüĢünün genellenemeyeceği belirtilmiĢtir (Al-

80

Jabrah ve Al-Shumailan, 2006; Nekora-Azak ve ark., 2006; Rutkiewicz ve ark.,

2006). ÇalıĢmamızdaki tüm bireylerde de JVA ile alınan kayıtlarda tedavi öncesine

göre tedavi sonrasında meydana gelen değiĢimler cinsiyet yönünden

değerlendirildiğinde, kadın ve erkek bireyler arasında fark bulunamamıĢtır. Bu

bulgumuz yukarıda TMD belirti ve semptomlarının cinsiyet üzerindeki etkisi

konusunda fark belirtmeyen çalıĢmaların bulguları ile uyumludur.

Nekora-Azak ve arkadaĢları (2006) Türk toplumunda TMD ile ilgili semptomların

prevalansını araĢtırdıkları bir anket çalıĢmasında yaĢ, maksimum ağız açıklığı, klik

sesi, diĢ sıkma gibi semptomlar arasında iliĢki tespit edememiĢlerdir. Bazı

çalıĢmalarda artan yaĢ ile beraber diĢ kaybı artmasına karĢın, TMD semptomlarının

azaldığı rapor edilirken (Grene, 1994; Ow ve ark., 1995; Osterberg ve Carlsson,

2007), diğer bazı çalıĢmalarda ise, yaĢın artması ile semptomların da arttığı

belirtilmektedir (Rutkiewicz ve ark., 2006; Johansson ve ark., 2006).

ÇalıĢmamızdaki serbest sonlu bireylerde ise, hem posterior diĢ kaybı olması hem de

kontrol grubundaki bireylere göre biraz daha yaĢlı olmaları nedeniyle TME

vibrasyonunun artması söz konusu olabilir. Bu durum yaĢın artması ile semtomların

da arttığını belirten çalıĢmalar (Rutkiewicz ve ark., 2006; Johansson ve ark., 2006)

ile uyumludur. Ikebe ve arkadaĢları (2008) MA parametresini değerlendirdiklerinde,

TME sesi olan ve olmayan hastalar arasında önemli farklılık tespit edememiĢlerdir.

Li ve arkadaĢları (2009) ise, ağız açıklığının derecesi ve vibrasyonların dağılımı

arasında iliĢki bulamamıĢlardır. ÇalıĢmamızda da bu çalıĢmalar ile uyumlu olarak

JVA kaydında, MA değerleri ile, tedavi öncesine göre tedavi sonrası vibrasyon

verilerindeki değiĢimler arasında korelasyon analizi yapıldığında, istatistiksel olarak

anlamlı bir iliĢki bulunamamıĢtır. Sarita ve arkadaĢları (2003) KDA’lı grup ve tam

diĢli grup arasında MA bakımından fark tespit edememiĢlerdir. Bu durum ile uyumlu

olarak çalıĢmamızda da MA değerleri serbest sonlu bireylerde (49,31±2,87 mm),

kontrol grubuna (50,07±3,41 mm) göre daha düĢük olmasına karĢın, her iki grup

arasında istatistiksel olarak fark tespit edilememiĢtir. Ayrıca çalıĢmamızda tüm

bireyler asemptomatik olduğu için MA değerleri, Ikebe arkadaĢları (2008) ve Miller

ve arkadaĢlarının (2000) sağlıklı bireyler için belirtmiĢ olduğu değerler ile uyumlu

bulunmuĢtur.

81

ÇalıĢmamızdaki tüm bireylerde JT-3D cihazı ile alınan toplam çiğneme siklusu

süresi değerleri, hem tedavi öncesi hem de tedavi sonrası alınan kayıtlarda sağlıklı

bireyler için belirtilen değerler (600-900 ms) ile uyumlu bulunmuĢtur. Pereira ve

arkadaĢları (2009), TMD’leri olan hastaların, ağrı nedeniyle daha düĢük ısırma gücü

kullanmalarının, çiğneme siklusunun süresini arttırdığını belirtmiĢtir. Mongini ve

Tempia-Valenta (1984) ve Mongini ve arkadaĢları (1989) TMD olan bireylerin

çiğnemesini, normal TME’e sahip bireyler ile karĢılaĢtırdıklarında, TMD olan

hastalarda çiğneme sikluslarının normal simetrik ve dengeli dağılımın kaybolduğunu

ve mandibular hareketlerin daha kısıtlı olduğunu tespit etmiĢlerdir. ÇalıĢmamızda

tüm bireylerin asemptomatik olması, çiğneme hareketlerinin simetrik olup, daha hızlı

mandibular hareketler yapılması nedeniyle bu sonuçların oluĢtuğunu düĢünmekteyiz.

Bizim çalıĢmamızın bulguları ile benzer olarak, Neil ve Howell (1986) ise, tam diĢli

bireylerde sakız çiğneme sırasındaki siklus süresini erkeklerde (730-790 ms),

kadınlarda ise, (790-860 ms) olarak tespit etmiĢlerdir.

ÇalıĢmamızda JT-3D cihazının kullanımı ile, kontrol grubundaki tam diĢli bireylerde

toplam siklus süresinde ilk kayıt ve ikinci kayıt verileri karĢılaĢtırıldığında,

istatistiksel olarak fark tespit edilememiĢtir. Bu iki kayıt arasında anlamlı bir fark

olmamasının kontrol grubundaki bireylerin sağlıklı olduğunu göstermesi açısından

önemli olduğunu düĢünmekteyiz. dos Santos ve arkadaĢları (1991), bilgisayarlı

pantograf ile mandibula hareketleri ve tekrarlanabilirliklerini inceledikleri çalıĢmada,

bireylerin genellikle sabit çene hareketlerini tekrarlamakta baĢarısız olduklarını ve

çiğneme hareketlerinin emosyonel durum, ağrı ve yorgunluk gibi birçok faktörden

etkilendiğini belirtmiĢlerdir. Howell ve arkadaĢları (1993) ise, Angle sınıf I

okluzyona sahip, asemptomatik eriĢkin 10 erkek ve 10 kadından oluĢan bir grupta

çiğneme sırasındaki hareketleri ve kas aktivitesini değerlendirdiklerinde, aynı

bireyden iki hafta arayla alınan kayıtlar arasında bile farklılıkların olabileceğini tespit

etmiĢlerdir.

Kayıp posterior diĢlerin distal uzantılı hareketli bölümlü protezler ile restore edildiği

birçok çalıĢmada çiğneme fonksiyonunda önemli bir düzelme tespit edilememiĢtir

(Witter ve ark., 1989; Witter ve ark., 1990; Wolfart ve ark., 2005; Aras ve ark.,

82

2009). Bu duruma neden olarak birçok vakanın kendi kararı ile protezi kullanmayı

bırakması gösterilmiĢtir (Witter ve ark.,1989). ÇalıĢmamızda da JT-3D cihazı ile

alınan toplam siklus süresi tedavi öncesi ve tedavi sonrası verileri grup içinde

karĢılaĢtırıldığında, istatistiksel olarak anlamlı bir fark tespit edilememiĢtir. Genel

olarak değerlendirildiğinde, istatistiksel olarak fark olmamasına karĢın, üst serbest

sonlu ve alt-üst serbest sonlu gruplarda toplam siklus süresi protezin yapımından

sonra alınan kayıtta kısalmıĢ, alt serbest sonlu grupta sağ tarafta az miktarda

uzamıĢtır. Bu durumun nedeni olarak bu gruptaki hastaların alt protezi kullanmaya

daha zor alıĢmaları ve düzgün çiğneme yapamadıkları düĢünülmüĢtür. Simetrik

dental arklarda okluzal ünitenin 4’ten daha az olduğu ve asimetrik arklarda ise 6’dan

daha az olduğu durumlarda çiğneme fonksiyonu için Ģikayetlerin baĢladığı

bildirilmiĢtir (Kayser, 1981). ÇalıĢmamızda ikinci kayıtların bir ay sonra alınması

nedeniyle, hastaların erken dönemde proteze yeterince alıĢamamıĢ olduğunu ve

serbest sonlu bireylerin simetrik 4 fonksiyonel üniteye sahip olmaları sebebiyle,

yeterli çiğneme fonksiyonu gösterdikleri için hareketli protez yapımının siklus süresi

üzerinde önemli bir etkisinin olmadığını düĢünmekteyiz.

Bu çalıĢmada tüm grupların JT-3D cihazı ile alınan tedavi öncesi toplam siklus süresi

verileri gruplar arasında karĢılaĢtırıldığında, istatistiksel olarak anlamlı fark tespit

edilmiĢtir (p< 0,0125). Sol tarafta yapılan çiğneme kayıtlarında kontrol ile alt serbest

sonlu grup (p<0,001)) ve kontrol ile alt-üst serbest sonlu grup arasında (p<0,001);

sağ tarafta yapılan çiğneme kayıtlarında ise, kontrol ile üst serbest sonlu grup

(p=0,007), kontrol ile alt serbest sonlu grup (p=0,003) ve kontrol ile alt -üst serbest

sonlu grup (p<0,001) arasında fark bulunmuĢtur. Çiğneme siklusu süresi genel olarak

değerlendirildiğinde, en düĢükten en yükseğe doğru sıra ile kontrol grubunda, üst

serbest sonlu grupta, alt serbest sonlu grupta ve alt-üst serbest sonlu grupta

gözlenmiĢtir. Bu durum da, üst proteze, alt protezden daha kolay alıĢıldığını bir kez

daha vurgulamaktadır. Kontrol grubundaki tam diĢli bireylerde, en kısa toplam siklus

süresi olmasının nedeni olarak, bu bireylerin sağlıklı bir TME’e ve daha iyi bir

çiğneme yeteneğine sahip olmalarını, serbest sonlu gruplarda ise, diĢ kaybı nedeniyle

düzgün ve hızlı bir çiğneme yapamadıklarını düĢünmekteyiz. Ow ve arkadaĢları

(1998) yapmıĢ oldukları çalıĢmada, mandibula hızı ve çiğneme performansı arasında

83

pozitif bir uyum gösterirken, çiğneme siklusunun süresi ve çiğneme performansı

arasında negatif bir uyum tespit etmiĢlerdir. Kanno ve Carlsson (2006)

derlemelerinde 50’li yaĢlarda KDA’a sahip bireylerin molar diĢlerini kaybetmeden

önceki duruma göre, daha uzun sürede çiğneyebildiklerini belirtmiĢlerdir. Sierpinska

ve arkadaĢları (2006) parsiyel diĢ kaybı olan hastalar ile tam diĢli hastaları T-scan

kullanarak karĢılaĢtırdıkları çalıĢmada, aĢırı fonksiyonel dental ünite kaybının

çiğneme yeteneğinde bozulmaya neden olduğunu, ancak bu durumun gıdanın

ezilmesini sağlamak için çiğnemenin süresinin uzaması ile telafi edildiğini

belirtmiĢlerdir. Bu çalıĢmalardaki gruplar çalıĢmamızdaki gruplar ile aynı olmamakla

birlikte, posterior diĢ kaybı olan bireylerde çiğneme yeteneği bozulduğu için, tam

diĢli bireylere göre daha uzun siklus süresi izlenmesi bakımından çalıĢmamızla

uyumlu bulunmuĢtur.

ÇalıĢmamızda JT-3D cihazı ile alınan kayıtlarda kontrol grubu verileri, serbest sonlu

grubun tedavi sonrası toplam siklus zamanı verileri ile karĢılaĢtırıldığında, hem sağda

hem de solda istatistiksel olarak fark tespit edilmiĢtir (p<0,0125). Sağ tarafta yapılan

çiğnemede, kontrol grubu ile üst serbest sonlu grup (p=0,003), kontrol grubu ile alt

serbest sonlu grup (p<0,001) ve kontrol grubu ile alt-üst serbest sonlu grubun tedavi

sonrası kaydı (p<0,001) arasında; sol tarafta yapılan çiğnemede ise, kontrol grubu ile

alt serbest sonlu grup (p<0,001) ve kontrol grubu ile alt-üst serbest sonlu grubun

tedavi sonrası kaydı (p<0,001) arasında toplam siklus zamanı için istatistiksel olarak

anlamlı fark bulunmuĢtur. Serbest sonlu grupların tedavi sonrası toplam siklus

zamanı verileri kontrol grubundan daha yüksektir. ÇalıĢmamızda tedavi öncesi

verileri gruplar arasında karĢılaĢtırıldığında da hem sağda hem solda, aynı gruplar

arasında fark tespit edilmesi nedeniyle, bu bulgular çalıĢmanın diğer verileri ile

uyumludur.

Çiğneme sırasında sağ ve sol taraf tercihi konusunda bir ayrım gözlenmeyen

çalıĢmalar olmasına karĢın, (Christenson ve Radue 1985; Pond ve ark., 1986), bazı

çalıĢmalarda sağ tarafın baskın olarak tercih edildiği belirtilmektedir (Diernberger ve

ark., 2008; Martinez-Gomisve ark., 2009). Fueki ve arkadaĢları (2011), asimetrik

dental arkların çiğneme Ģikayetleri için önemli bir faktör olduğunu ve simetrik dental

84

arklı hastaların, çiğneme tarafı tercihine sahip olmadığını belirtmiĢlerdir.

ÇalıĢmamızda JT-3D cihazı ile alınan toplam siklus süresi verilerinde, hem gruplar

arasında, hem de grup içinde yapılan karĢılaĢtırmalarda, tedavi öncesine göre tedavi

sonrası verilerindeki değiĢimler yönünden, sağ ve sol taraf arasında istatistiksel

olarak fark tespit edilememiĢtir. ÇalıĢmamızdaki bireylerde eksik diĢ sayısının sağda

ve solda simetrik olması, her iki taraf ile de çiğneme yaptırarak kayıt alınması ve

TME’de herhangi bir tarafta kısıtlılık olmaması nedeniyle siklus süresindeki

değiĢimin sağda ve solda benzer olduğu sonucuna varılmıĢtır.

Youssef ve arkadaĢları (1997) bir bilgisayar programı ile habituel çiğneme paternini

karĢılaĢtırdıklarında, erkeklerde daha kısa çiğneme siklusları tespit etmiĢler ve

çiğneme hızının daha fazla olduğunu rapor etmiĢlerdir. Kadın ve erkek bireyler

arasında çiğneme siklusunun toplam süresinde çok az fark tespit etmiĢlerdir.

Kiliaridis ve arkadaĢları (1991), mandibula hareketleri ve hızını karĢılaĢtırdıkları

çalıĢmada, çiğneme siklusunun toplam süresinin cinsiyetten etkilenmediğini rapor

etmiĢlerdir. Bizim çalıĢmamızda ise, JT-3D kaydında tedavi öncesine göre, tedavi

sonrası toplam siklus süresindeki değiĢimler cinsiyet yönünden karĢılaĢtırıldığında,

kadın ve erkek bireyler arasında istatistiksel olarak fark tespit edilememiĢtir.

ÇalıĢmamızın bulguları yukarıdaki çalıĢmalar ile uyumlu bulunmuĢtur.

ÇalıĢmamızda JT-3D kaydında MA ile, birinci kayda göre ikinci kayıt toplam siklus

süresindeki değiĢimler arasında korelasyon analizi yapıldığında, istatistiksel olarak

anlamlı bir iliĢki tespit edilememiĢtir. Serbest sonlu gruplarda çiğneme siklusu

süresinin MA değerlerinden etkilenmediği gözlenmiĢ ve serbest sonlu gruplardaki

bireylerin MA değerlerinin birbirine yakın olması nedeniyle bu bulguların oluĢtuğu

sonucuna varılmıĢtır.

ÇalıĢmamızda çiğneme paterni grafikleri incelendiğinde açma paterninde bireylerin

tümünde sağlıklı bireylerde gözlenen OV-1 paterni, kapama paterninde ise,

çoğunlukla sağlıklı bireylerde gözlenen CV-1 paterni tespit edilmesine karĢın, bazı

bireylerde CV-2 paterni gözlenmiĢtir. Çiğneme hareketlerinin kiĢiden kiĢiye farklılık

gösterdiği ve okluzal özelliklerin mandibula hareketlerini etkilediği belirtilmektedir

85

(Bates ve ark., 1975; Proschel, 1987; Lund ve ark., 1989; Howell ve ark., 1993).

Birçok çalıĢmada mandibula açma ve kapama yollarında farklılık olduğu tespit

edilmiĢ ve bu farklılığın, TME’i etkileyen hareket kısıtlılıkları nedeniyle

oluĢabileceği rapor edilmiĢtir (Tsolka ve Fenlon 1994). Açma yolu, ligamentler gibi

pasif kısıtlamalar tarafından kontrol edilirken, kapama yolu boyunca oluĢan

kısıtlamaların ise, kas aktivitesi ile ilgili olduğu düĢünülmektedir (Osborn, 1989).

TMD’lere sahip olan hastaların, normal bireylerden farklı çiğneme paternlerine sahip

olduğu belirtilmektedir (Pröschel, 1987; Henrikson ve ark;1988; Kuwahara ve ark.,

1992; Kuwahara ve ark., 1995a,b). ÇalıĢmamızdaki bireyler TMD belirtilerine sahip

olmadıkları için, hareket kısıtlılığı nedeniyle açma ve kapamada herhangi bir sorun

tespit edilmemiĢtir. Ayrıca bulgularımız BioPAK kullanım kılavuzunda sağlıklı TME

sahip bireylerde gözlenen açma ve kapama hızı paternleri ile uyumludur. Bazı

bireylerde tespit ettiğimiz CV-2 paterninin bazen internal düzensizliği de

gösterebileceği belirtilmiĢ olmasına karĢın, çalıĢmadaki diğer bulgular dikkate

alındığında herhangi bir TMD ile iliĢkili olmadığı düĢüncesindeyiz.

86

5. SONUÇ VE ÖNERĠLER

Asemptomatik serbest sonlu hastalarda protez yapımı öncesi ve sonrasında JVA

cihazı ile TME vibrasyonlarının ve JT-3D cihazı ile çiğneme hareketlerinin

kaydedildiği ve kontrol grubundaki bireylerle karĢılaĢtırmalarının yapıldığı bu

çalıĢmada elde edilen sonuçlar değerlendirildiğinde,

1. TME vibrasyonunun tedavi öncesi verileri gruplar arasında karĢılaĢtırıldığında,

bazı parametreler (Ti açma sağ, Ti kapama sağ, i<300 Hz kapama sol, i<300 Hz

kapama sağ, PA kapama sağ) serbest sonlu gruplarda kontrol grubundan daha yüksek

bulunmuĢtur (p<0,0063).

2. Çiğneme siklusu süresi tedavi öncesi verileri, gruplar arasında karĢılaĢtırıldığında,

serbest sonlu gruplarda kontrol grubundaki bireylerden hem sağda hem solda daha

uzun bulunmuĢtur (p<0,0125).

3. Serbest sonlu hastalarda tedavi öncesi alınan kayıtlar, tedavi sonrası alınanlarla

grup içinde karĢılaĢtırıldığında, TME vibrasyonu için sadece alt-üst serbest sonlu

grupta bazı parametrelerde (Ti kapama sağ, i<300 Hz kapama sağ ve PA kapama

sağ) protez yapımı sonrasında azalma tespit edilmiĢtir (p<0,0031).

4. Serbest sonlu hastalarda çiğneme siklusu süresi verileri, tedavi öncesi ve tedavi

sonrası karĢılaĢtırıldığında anlamlı bir fark tespit edilmemiĢtir.

5. Serbest sonlu gruplarda grup içi karĢılaĢtırmalarda, tedavi öncesine göre tedavi

sonrası alınan kayıtlarda TME vibrasyonu verilerindeki değiĢimler yönünden hem

yön (sağ-sol) hem de hareket (açma-kapama) bakımından, çiğneme siklus süresi

verilerindeki değiĢimler yönünden ise, hem grup içi hem de gruplar arasında yapılan

karĢılaĢtırmalarda yön (sağ-sol) bakımından anlamlı bir fark tespit edilmemiĢtir.

87

6. Hem TME vibrasyonu hem de çiğneme siklusu süresi için tedavi öncesine göre

tedavi sonrasında alınan kayıtlardaki değiĢimler ile cinsiyet ve MA değerleri arasında

anlamlı bir iliĢki tespit edilmemiĢtir.

7. Çiğneme paterni grafikleri incelendiğine, tüm bireylerde hem açma hızı hem de

kapama hızı paternleri sağlıklı TME için belirtilen paternler ile uyumlu bulunmuĢtur.

Genel olarak çalıĢmanın sınırlılıkları doğrultusunda tüm bu sonuçlar göz önünde

bulundurulduğunda; asemptomatik serbest sonlu gruplarda tedavi öncesinde hem

TME vibrasyonu verilerinin hem de çiğneme siklusu süresi verilerinin kontrol

grubundan daha yüksek olması nedeniyle, posterior diĢ kaybının TME üzerinde etkili

olabildiği gözlenmiĢtir. Ancak elde edilen verilerin normal sınırlar içinde olduğu

dikkate alındığında, erken dönemde çok büyük problem yaratmadığı da bir gerçektir.

Hareketli bölümlü protezin etkisini değerlendirdiğimizde ise, her ne kadar serbest

sonlu hastalarda çiğneme siklusu süresi verilerinde, protezin yapımından sonra,

anlamlı bir değiĢim tespit edemeyip KDA yaklaĢımını destekler olsak da, TME

vibrasyonlarında alt-üst serbest sonlu grupta protez yapımından sonra azalma tespit

edilmesi, çiğneme sistemini bir bütün halinde değerlendirerek, posterior bölgedeki

eksik diĢlerin protetik olarak restore edilmesinin daha dengeli bir TME ortamı için

önemli olduğunu düĢündürmektedir. Posterior diĢ kaybının TME ve çiğneme üzerine

etkilerinin değerlendirildiği bu çalıĢmadan elde edilen sonuçların, daha geniĢ hasta

gruplarında uzun dönem takibin yapılacağı ileriki çalıĢmalara ıĢık tutacağı

kanaatindeyiz.

88

ÖZET

Serbest Sonlu Vakalarda TME Sesleri ve Mandibula Hareketlerinin

Değerlendirilmesi

TME sesleri eklem patolojisi ve\veya eklem disfonksiyonunun önemli bir fiziksel belirtisi

olarak düĢünülmekle birlikte, sıklıkla asemptomatik bireylerde de tespit edilebilmektedir.

Posterior diĢ kaybı posterior okluzal desteğin azalması ile sonuçlanmakta ve bu durum

çiğnemeye katılan yapıları etkileyebilmektedir. Kayıp posterior diĢlerin restorasyonu ile

mandibula için stabil bir destek sağlanması ve TME’e gelen yüklerin azalması

beklenmektedir. Bu noktadan hareketle çalıĢmanın amacı, asemptomatik çift taraflı molar

kaybı olan hastalar ve tam diĢli kontrol grubundaki bireyler arasında TME

vibrasyonlarındaki ve mandibula hareketlerindeki farklılıkları karĢılaĢtırmak ve aynı

zamanda hareketli protez kullanımının TME üzerindeki etkisini değerlendirmektir.

Bu çalıĢmaya 15 alt serbest sonlu, 15 üst serbest sonlu, 15 alt-üst serbest sonlu hasta ve 15

asemptomatik tam diĢli birey (kontrol grubu) olmak üzere toplam 60 birey dahil edildi.

Serbest sonlu gruptaki hastalar, iskelet bölümlü protezler ile tedavi edildi. Çift taraflı TME

vibrasyonları ritmik açma ve kapama hareketleri sırasında JVA (BioPAK system

BioResearch, Inc., Milwaukee, WI) cihazı ile kaydedildi. Mandibula hareketleri ise, hem sağ

hem de sol tarafta sakız (Freedent, Wrigley, USA) çiğneme sırasında JT-3D (BioPAK

system BioResearch, Inc., Milwaukee, WI) cihazı ile kaydedildi. Serbest sonlu gruplarda

kayıtlar tedavi öncesi ve tedavi sonrasında protezin yapımından bir ay sonra alındı. Kontrol

grubunda ise, birer ay ara ile iki kayıt alındı.

Serbest sonlu gruplarda hem TME vibrasyonları (p<0,0063) hem de çiğneme siklusunun

süresi (p<0,0125) tedavi öncesinde kontrol grubundan daha yüksek bulundu. Alt-üst serbest

sonlu hastalarda, tedavi öncesi değerlerle karĢılaĢtırıldığında, bazı parametreler tedavi

sonrasında istatistiksel olarak azaldı (p<0,0031). Çiğneme siklusunun süresi, tedavi

sonrasında tedavi öncesine göre önemli bir azalma göstermedi. Tüm gruplarda hem çiğneme

siklusunun süresinde hem de eklem vibrasyonlarında sağ ve sol taraflar arasında istatistiksel

olarak anlamlı bir fark bulunamadı. Ayrıca bu çalıĢmada cinsiyet farklılıkları istatistiksel

olarak önemli bulunmadı. ÇalıĢmaya katılan tüm bireyler için elde edilen veriler normal

sınırlar içinde yer aldı.

Bu çalıĢmanın sonuçları posterior bölgedeki diĢ kayıplarının hem TME’i hem de çiğneme

fonksiyonunu etkileyebileceğini göstermiĢtir. Bu çalıĢmanın sınırları içinde, TME’e gelen

yükü azaltmak için, serbest sonlu vakaların protetik olarak restore edilmesinin yararlı olacağı

kanısındayız.

Anahtar Sözcükler: Çiğneme, hareketli bölümlü protez, serbest sonlu vaka,

teporomandibular eklem, temporomandibular eklem sesi

89

SUMMARY

Evaluation of Tmj Sounds and Mandibular Movements in Free-end Cases

TMJ sound is considered an important physical sign of joint dysfunction and/or joint

pathology, but it is also frequently found in asymptomatic individuals. Loss of posterior teeth

results in reduction of occlusal posterior support and may affects structures involved in

mastication. Replacement of missing posterior teeth provides stable support for the

mandibula and reduces additional loading of the TMJ. From that point of view the aim of

this study was to compare the differences in joint vibrations and chewing movements

between patients with bilaterally missing molars and control group with complete natural

dentition without any TMD symptoms and, at the same time, to evaluate the effects of RPDs

usage on TMJ.

This study was carried out on 15 patients with bilaterally missing maxillar molars, 15

patients with bilaterally missing mandibular molars, 15 patients with bilaterally missing

molars both of jaw (free-end cases group) and 15 asymptomatic subjects (control group)

totally 60 subjects. The free-end cases group treated with conventional distal extension

RPDs, having cast metal frameworks. Bilateral TMJ vibrations were recorded using JVA,

(BioPAK system BioResearch, Inc., Milwaukee, WI) during rhythmic jaw opening and

closing movement. Mandibular movements were recorded using JT-3D (BioPAK,

BioResearch, Inc., Milwaukee, WI) during chewing gum (Freedent, Wrigley, USA) both

right and left side. Pretreatment and post-treatment (one month after the insertion of the

RPD’s) recordings were received in the free-end cases group. In the control group two

recordings were done in one month intervals.

Pretreatment values of both TMJ vibrations (p<0,0063) and duration of chewing cycle

(p<0,0125), were significantly higher in the free-end cases group than the control group.

TMJ vibrations in patients with bilaterally missing molars both of jaw, when compared with

the pretreatment values the post-treatment values were reduced statistically (p<0,0031).

Duration of chewing cycle post-treatment data showed not significant reduction according to

pretreatment data. There is no statistical difference between right and left side for both TMJ

vibrations and duration of chewing cycle in the all groups. Additionally, gender difference

was not statistically significant in this study. The data in this study for all participants were

within the normal ranges.

The results of the study showed that tooth loss in the posterior region may affect TMJ and

chewing function. In the limitations of this study it can be said that in order to reduce the

overload on TMJ the free-end cases have to be restorated prosthetically.

Key Words: Chewing, free-end cases, removable partial dentures, temporomandibular joint,

temporomandibular joint sound.

90

KAYNAKLAR

ABDEL-FATTAH, R.A. (1996). Incidents of symptomatic temporomandibular joint disorder

in female population with missing first permanent molar(s). J. Craniomand. Pract. 14:

55-62.

ABUBAKER, A.O., RASLAN, W.F., SOTEREANOS, G.C. (1993). Estrogen and

progesterone receptors in temporomandibular joint discs of symptomatic and

asymptomatic persons: A preliminary study. J. Oral Maxilofac. Surg. 51: 1096-1100.

AKÖREN, C. (1991). Fizyolojik unilateral balanslı okluzyon ve kanin koruyuculu okluzyon

tiplerinde pantografik ve elektromyografik tetkiklerin değerlendirilmesi. Doktora Tezi

Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü.

ALANEN, P. (2002). Occlusion and temporomandibular disorders (TMD): stil unsolved

question? J. Dent. Res. 81: 518-519.

AL-JABRAH, O.A., AL-SHUMAILAN, Y.R. (2006). Prevalence of temporomandibular

disorder signs in patients with complete versus partial dentures. Clin. Oral. Investig.

10: 167-177.

AMORIM, V.C.P., LAGANA, D.C., EDUARDO, J.V.P., ZANETTI, A.L. (2003). Analysis

of the condyle fossa relationship before and after prosthetic rehabilitation with

maxillary complete denture and mandibular removable partial denture. J. Prosthet.

Dent. 89: 508-514.

ARAS, K. (2006). KısaltılmıĢ dental ark yaklaĢımının ağız sağlığı ve fonksiyonları

yönünden değerlendirilmesi. Doktora Tezi Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri

Enstitüsü.

ARAS, K., HASANREISOĞLU, U., SHINOGAYA, T. (2009). Masticatory performance,

maximum occlusal force, and occlusal contact area in patients with bilaterally missing

molars and distal extension removable partial dentures. Int. J. Prosthodont. 22: 204-

209.

ARMELLINI, D., FRAUNHOFER, J.A. (2004). The shortened dental arch: A review of the

literature. J. Prosthet. Dent. 92: 531-535.

BABA, K., IGARASHI, Y., NISHIYAMA, A., JOHN, M.T., AKAGAWA, Y., IKEBE, K.,

ISHIGAMI, T., KOBAYASHI, H., YAMASHITA, S. (2008). Pattern of missing

occlusal unit and oral health-related quality of life in SDA patients. J. Oral. Rehabil.

35: 621-628.

BALKHI, K.M., TALLAENTS, R.H. (1991). Error analysis of a magnetic jaw- tracking

device. J. Craniomand. Disord. 5: 51-56.

BARAN, Ġ., NALÇACI, R., SEMĠZ, M. (2006). Posterior diĢ eksikliği bulunan hastalarda

TME düzensizliklerinin klinik olarak değerlendirilmesi. E.Ü. Dişhek. Fak. Derg. 27:

167-173.

91

BARAN, I., NALCACI, R., UCAR, S. (2008). Hareketli protez kullanan yaĢlı bireylerde

temporomandibular düzensizlikler. Turkish J. Geriatrics. 11: 26-32.

BARGHI, N., AGUILAR, T., MARTINEZ, C., WOODALL, W.S., MASKANT, B.A.

(1987). Prevalence of types of temporomandibular joint clickings in subjects with

missing posterior teeth. J. Prosthet. Dent. 57: 617-620.

BARGHI, N., SANTOS, J., NARENDRAN, S. (1992). Effects of posterior teeth

replacement on TMJ sounds: A preliminary report. J. Prosthet. Dent. 68: 132-136.

BATES, J.F., STAFFORD, G.D., HARRISON, A. (1975). Masticatory function- a review of

the literature. 1. The form of the masticatory cycle. J. Oral. Rehabil. 2: 281-301.

BELL, W.E. (1990). Temporomandibular Disorders: Classification, Diagnosis, Management

3rd ed. Chicago: Year Book. Chapter 1.

BioPak Kullanım Kılavuzu, BioResearch (1997).

BROWN, D.T., COX, L.K., HAFEZ, A.A., COX, C.F. (1998). True normal TMD control

subjects: a rare clinical finding. J. Craniomand. Pract. 16: 84-89.

CARLSSON, G.E. (1999). Epidemiology of treatment and need for temporomandibular

disorders. J. Orofac. Pain 13: 232-237.

CARLSSON, G.E., MAGNUSSON, T. (1999). Management of Temporomandibular

Disorders in the General Dental Practice. Quintessence Publishing Co, Inc. Chapter I,

II, III, VII.

CELIC, R., JEROLIMOV, V., ZLATARIC, D.K. (2004). Relationship of slightly limited

mandibular movements to temporomandibular disorders. Braz. Dent. J. 15: 151-154.

CHRISTENSEN, L.V. (1992). Physics and the sounds produced by the TMJ. Part I. J. Oral

Rehabil. 19: 471-483.

CHRISTENSEN, L.V., ZIEBERT, G.J. (1986). Effects of experimental loss of teeth on the

temporomandibular joint. J. Oral. Rehabil. 13: 587-598.

CHRISTENSEN, L.V., ORLOFF, J. (1992). Reproducibility of temporomandibular joint

vibrations (electrovibratography). J. Oral. Rehabil. 19: 253-263.

CHRISTENSEN, L.V., DONEGAN, S.J., MCKAY, D.C. (1992). Temporomandibular joint

vibration analysis in a sample of nonpatients. J. Craniomand. Pract. 10: 35-41.

CIANCAGLINI, R., GHERLONE, E.F., RADAELLI, G. (1999). Association between loss

of occlusal support and symptoms of functional disturbances of the masticatory

system. J. Oral. Rehabil. 26: 248-253.

ÇALIKKOCAOĞLU, S. (1998). Tam Protezler 3. Baskı Ġstanbul: Protez Akademisi ve

Gnatoloji Derneği. s: 78-84.

DAWSON, P.E. (2007). Functional Occlusion from TMJ to Smile Design. Mosby, Elsevier

Inc. Canada. Chapter V.

DEBOEVER, J.A., ADRIAENS, P.A. (1983). Occlusal relationship in patients with pain-

dysfunctions symptoms in the temporomandibular joints. J. Oral Rehabil. 10: 1-7.

DEBOEVER, J.A., CARLSSON, G.E., KLINEBERG, I.J. (2000). Need for occlusal

theraphy and prosthodontic treatment in the management of TMD. Part II. Tooth loss

and prosthodontic treatment. J. Oral. Rehabil. 27: 647-659.

92

DE KANTER R.J. (1990). Prevalence and aetiology of cranimandibular dysfunction: an

epidemiological study of the Dutch adult population. Doct. Thesis, Nymegen.

DE LAAT, A., VAN STEENBERGHE, D., LESAFFRE, E. (1986). Occlusal relationships

and temporomandibular joint dysfunction. II: correlation between occlusal and

articular parameters and symptoms of TMJ dysfunction by means of stepwise logistic

regression. J. Prosthet. Dent. 55: 116-121.

DERVIS, E. (2004). Changes in TMD after treatment with new complete dentures. J. Oral.

Rehabil. 31: 320-326.

DIERNBERGER, S., BENHARRDT, O., SCHWAN, C., KORDASS, B. (2008). Self

reported chewing side preference and its associations with occlusal,

temporomandibular and prosthodontic factors: results from the population-based

Study of Health in Pomerania (SHIP-O). J. Oral Rehabil. 35: 613–620.

DOS SANTOS, J., ASH, M.M., WARSHAWSKY, P. (1991). Learning to reproduce a

consistent functional jaw movement. J. Prosthet. Dent. 65: 294-302.

DROUKAS, B., LINDEE, C., CARLSSON, G.E. (1985). Occlusion and mandibular

dysfunctions. A clinical study of patients referred for functional disturbances of

masticatory system. J. Prosthet. Dent. 53: 402-406.

DRUM, R., LITT, M. (1987). Spectral analysis of temporomandibular joint sounds. J.

Prosthet. Dent. 58: 485- 494.

DWORKIN, S.F., LERESCHE, L., DEROUEN, T. (1988). Subject reliability of clinical

measurement and temporomandibular disorders. Clin. J. of Pain. 4: 89-99.

DWORKIN, S.F., KIMBERLY, H.H., LERESCHE. (1990). Epidemiology of signs and

symptoms in temporomandibular disorders: clinical sign in cases and controls. J. Am.

Dent. Assoc. 120: 273-281.

ENGELEN, L., FONTIJIN-TEKAMP, A., VAN DER BĠLT, A. (2005). The influence of

product and oral characteristics on swallowing. Arch. Oral Biol. 50: 739-746.

ERIKSSON, L., WESTESSON, P.L., ROHLIN, M. (1985). Temporomandibular joint

sounds in patients with disc displacement. Int. J. Oral. Surg. 14: 428-436.

FARRAR, W.B., MCCARTY, W.L. (1979). Inferior joint space arthrography and

characteristics of condylar paths in internal derangements of the TMJ. J. Prosthet.

Dent. 41: 548-553.

FAULKNER, K.D., MERCADO, M.D. (1991). Aetiological factors of craniomandibular

disorders in completely edentulous denture-wearing patients. J. Oral. Rehabil. 18:

243-251.

FELICIO, C.M., MAZZETTO, M.O., DOS SANTOS, C. P.A. (2002). Masticatory behavior

in individuals with temporomandibular disorders. Minevra. Stomatol. 51: 111-120.

FELICIO, C.M., MELCHIOR, M.O., RODRIGUES, M.A.M., CELEGHINI, R.M.S. (2007).

Masticatory performance in adults related to temporomandibular disorder and dental

occlusion. Pro-fono Revista de Atualizaçao Cientifica Barueri 19: 151-158.

FUEKI, K., IGARASHI, Y., MAEDA, Y., BABA, K., KOYANO, K., AKAGAWA, Y.,

SASAKI, K., KUBOKI, T., KASUGA, S., GARRETT, N.R. (2011). Factors related to

prosthetic restoration in patients with shortened dental arches: a multicentre study J.

Oral. Rehabil. 38: 525-532.

93

GAGE, J.P. (1985). Collagen biosynthesis related to temporomandibular joint clicking in

childhood. J. Prosthet. Dent. 53: 714-717.

GALLO, L.M., AIROLDI, R., ERNST, B., PALLA, S. (1993). Power spectral analysis of

temporomandibular joint sounds in asymptomatic subjects. J. Dent. Res. 72: 871-875.

GALLO, L.M., SVOBODA, A., PALLA, S. (2000). Reproducibility of temporomandibular

joint clicking. J. Orofac. Pain 14: 293-302.

GARCIA, A.R., MADEIRA, M.C., PAIVA, G., OLIVIERI, K.A. (2000). Joint vibration

analysis in patients with articular inflammation. J. Craniomand. Pract. 18: 272-279.

GARCIA, A.R., GALLO, A.K., ZUIM, P.R. dos SANTOS, D.M., ANTENUCCI, R.M.

(2008). Evaluation of temporomandibular joint noise in partially edentulous patiens.

Acta Odontol Latinoam. 21: 21-27.

GAY, T., BERTOLAMI, C.N. (1987). The spectral properties of TMJ sounds. J. Dent. Res.

66: 1189-1194.

GAY, T., BERTOLAMI, C.N., DONOFF, R.B., KEITH, D.A., KELLY, J.P. (1987). The

acoustical characteristics of the normal and abnormal temporomandibular joint. J.

Oral. Maxillofac. Surg. 45: 397-407.

GAY, T., BERTOLAMI, C.N. (1988). Acoustical characteristics of the normal

temporomandibular joint. J. Dent. Res. 67: 56-60.

GOIATO, M.C., GARCIA, A.R., dos SANTOS, D.M., PESQUEIRA, A.A. (2010). Tmj

vibrations in asymptomatic patients using old and new complete dentures. J.

Prosthodont. 19: 438-442.

GONCALVES, D.A., DAL FABBRO, A.L., CAMPOS, J.A., BIGAL, M.E., SPECIALI,

J.G. (2010). Symptoms of temporomandibular disorders in the population: an

epidemiological. J. Orofac. Pain 24: 270-278.

GRENE, C.S. (1994). Temporomandibular disorders in the geriatric population. J. Prosthet.

Dent. 72: 507-509.

GSELLMANN, B., SCHMID-SCHWAP, M., PIEHSLINGER, E., SLAVICEK, R. (1998).

Lengths of condylar pathways measured with computerized axiography (CADIAX)

and occlusal index in patients and volunteers. J. Oral. Rehabil. 25: 146-152.

HANNAM, A.G., DECOU, R.E., SCOTT, J.D., WOOD, W.W. (1980). The kinesiographic

measurement of jaw displacement. J. Prosthet. Dent. 44: 88-93.

HARRIMAN, L.P., SNOWDON. D.A., MESSER, L.B., RYSAVY, D.M., OSTWALD,

S.K., LAI, C.H., SOBERAY, A.H. (1990). Temporomandibular joint dysfunction and

selected health parameters in the elderly. Oral Surg Oral Med Oral Pathol. 70: 406-

13.

HATCH, J.P., SHINKA, R.S.A., SAKAI, S., RUGH, J.D., PAUNOVICH, E.D. (2001).

Determinants of masticatory performance in dentate adults. Arch. Oral. Biol. 46: 641-

648.

HATTORI, Y., SATOH, C., SEKI, S., WATANABE, Y., OGINO, Y., WATANABE, M.

(2003). Occlusal and TMJ loads in subjects with experimantally shortened dental

arches. J. Dent. Res. 82: 532-536.

94

HAYAKAWA, I., WATANABE, I., HIRANO, S., NAGAO, M., SEKI, T. (1998). A simple

method for evaluating masticatory performance using a color-changeable gum. Int. J.

Prosthodont. 11: 173-176.

HEFFEZ, L., BLAUSTEIN, D. (1986). Advances in sonography of the temporomandibular

joint. Oral Surg. Oral Med. Oral Pathol. 62: 486-495.

HELKIMO, E., WESTLING, L. (1992). Maximum jaw opening capacity in adolescents in

relation to general joint mobility. J. Oral Rehabil. 19: 485-494.

HENRIKSON, T., EKBERG, E., NILNER, M. (1988). Masticatory efficiency and ability in

relation to occlusion and masticatory dysfunction in girls. Int. J. Prosthodont. 11: 125-

132.

HILTUNEN, K., PELTOLA, J.S., VEHKALAHTI, M.M., NARHI, T., AINAMO, A.

(2003). A 5-year follow-up of signs and symptoms of TMD and radiographic finding

in the elderly. Int. J. Prosthodont. 16: 631-634.

HOLMLUND, A., AXELSSON, S. (1994). Temporomandibular joint osteo-arthrosis:

correlation of clinical and arthroscopic findings with degree of molar support. Acta.

Odontologica. 52: 214-218.

HOWELL, P.G.T., ELLIS, S., JOHNSON, C.W.L., WATSON, I.B., KLINEBERG, I.

(1993). The recording and analysis of EMG and jaw tracking. II. Reproducibility of

jaw tracking. J. Oral. Rehabil. 20: 33-43.

HUMPHREY, S.P., LINDROTH, J.E., CARLSON, C.R. (2002). Routine dental care in

patients with temporomandibular disorders. J. Orofac. Pain 16: 129-134.

HUTTA, J.L., MORRIS, T.W., KATZBERG, R.W. (1987). Seperation of internal

derangements of the temporomandibular joint using sound analysis. Oral. Surg. Oral.

Med. Oral. Pathol. 63: 151-157.

HWANG, I. T., JUNG, D.U., LEE, J.H., KANG, D.W. (2009). Evaluation of TMJ sound on

the subject with TMJ disorder by joint vibration analysis. J. Adv. Prosthodont. 1: 26-

30.

IKEBE, K., HAZEYAMA, T., IWASE, K., SAJIMA, H., GONDA, T., MAEDA, Y.,

NOKUBI, T. (2008). Association of symtompless TMJ sounds with occlusal force and

masticatory performance in older adults. J. Oral. Rehabil. 35: 317-323.

IKEBE, K., HAZEYAMA, T., KAGAWA, R., MATSUDA, K., MAEDA, Y. (2010).

Subjective values of different treatments for missing molars in older Japanese. J. Oral.

Rehabil. 37: 892-899.

ISHIGAKI, S., BESSETTE, R.W., MARUYAMA, T. (1993a). A clinical study of

temporomandibular joint (TMJ) vibrations in TMJ dysfunction patients. J Craniomand

Pract. 11: 7-13.

ISHIGAKI, S., BESSETTE, R.W., MARUYAMA, T. (1993b). Vibration of the

temporomandibular joints with normal radiographic imagings: Comparison between

asymptomatic volunteers and symptomatic patients. J Craniomand Pract. 11: 88-94.

ISHIGAKI, S., BESSETTE, R.W., MARUYAMA, T. (1993c). Vibration analysis of

temporomandibular joints with meniscal displacement with and without reduction. J.

Craniomand. Pract. 11: 192-201.

95

ISHIGAKI, S., BESSETTE, R.W., MARUYAMA, T. (1993d). Vibration analysis of

temporomandibular joints with dejenerative joint disease. J. Cranimand. Pract. 11:

276-283.

JANKELSON, B. (1980). Measurement accurancy of mandibular kinesiograph- A

computerized study. J. Prosthet. Dent. 44: 656-666.

JANKELSON, B. (1984). Three-dimensional orthodontic diagnosis and treatment: A

neuromuscular approach. J. Clin. Orthod. 43: 627-636.

JOHANSSON, A., UNELL, L., CARLSSON, G.E., SODERFELDT, B., HALLING, A.

(2003). Gender difference in symptoms related to TMD in a population of 50-year-old

subjects. J. Orofac. Pain. 17: 29-35.

JOHANSSON, A., UNELL, L., CARLSSON, G.E., SODERFELDT, B., HALLING, A.

(2006). Risk factor associated with semptoms of TMD in a population of 50 and 60

year-old subjects. J. Oral Rehabil. 33: 473-481.

JOHANSSON, A., UNELL, L., CARLSSON, G.E., SODERFELDT, B., HALLING, A.

(2008). Differences in four reported symptoms related to temporomandibular disorders

in a cohort of 50-year-old subjects followed up after 10 years. Acta Odontol Scand.

66: 50-57.

KANNO, T., CARLSSON, G.E. (2006). A review of shortened dental arch concept focusing

on the work by the Kayser\Nijmegen group. J. Oral. Rehabil. 33: 850-862.

KAPLAN, P., (1985). Drifting, tipping, supraeruption and segmental alveolar bone growth.

J. Prosthet. Dent. 54: 280-283.

KAPLAN, A.S., ASSAEL, L.A. (1991). Temporomandibular Disorders Diagnosis and

Treatment. W.B. Saunders Co, USA. Chapter I.

KARKAZIS, H.C., KOSSIONI, A.E. (1998). Surface EMG activity of the masseter muscles

in denture wearers during chewing hard and soft food. J. Oral Rehabil. 25: 8-14.

KARLSSON, S., CARLSSON, G.E. (1990). Characteristics of mandibular masticatory

movement in young and elderly dentate subjects. J. Dent. Res. 69: 473-476.

KAYSER, A.F. (1981). Shortened dental arches and oral function. J. Oral Rehabil. 8: 457-

462.

KAZAZOĞLU, E., HEATH, M.R., FERMAN, A.M., DAVIS, G.R. (1994). Recording

mandibular movement: Technical and clinical limitations of the sirognathograph. J.

Orofac. Pain 8: 165-177.

KECIK, D., KOCADERELI, I., SAATCI, I. (2005). Condylar disc relationship and vibration

energy in asymptomatic class I 9-12 year olds. Angle Orthod. 75: 54-62.

KERNOHAN, W.G., BEVERLAND, D.E. MCCOY, G.F. (1990). Vibration arthrometry.

Acta. Orthop. Scand. 61: 70-79.

KILIARIDIS, S., KARLSSON, S., KJELBERG, H. (1991). Characteristics of masticatory

movements and velocity in growing individuals and young aduls. J. Dent. Res. 70:

1367-1370.

KIRVESKARI, P., ALANEN, P. (1985). Association between tooth loss and TMJ

dysfunction. J. Oral Rehabil. 12: 189-194.

96

KOMAGAMINE, Y., KANAZAWA, M., MINAKUCHI, S., UCHIDA, T., SASAKI, Y.

(2011). Association between masticatory performance using a colour-changeable

chewing gum and jaw movement. J. Oral. Rehabil. 38: 555-563.

KOZENIAUSKAS, J., RALP, W. (1988). Bilateral arthrographic evaluation of unilateral

TMJ pain and dysfunction. J. Prosthet. Dent. 60: 98-105.

KURITA, H., OHTSUKA, A., KURASHINA, K., KOPP, S. (2001). Chewing ability as a

parameter for evaluating the disability of patients with temporomandibular disorders.

J. Oral. Rehabil. 28: 463-465.

KUWAHARA, T., MIYAUCHI, S., MARUYAMA, T. (1990). Characteristics of condylar

movement during mastication in stomatognatic dysfunction. Int. J. Prosthodont. 3:

555-566.

KUWAHARA, T., MIYAUCHI, S., MARUYAMA, T. (1992). Clinical classification of the

pattern of mandibular movements during mastication in subjects with TMJ disorders.

Int J Prosthodont. 5:122-9.

KUWAHARA, T., BESSETTE, R.W., MARUYAMA, T. (1995a). Chewing pattern analysis

in TMD patients with and without internal derangement: part I. Cranio. 13: 8-14.

KUWAHARA, T., BESSETTE, R.W., MARUYAMA, T. (1995b). Chewing pattern analysis

in TMD patients with unilateral and bilateral internal derangement. Cranio. 13: 167-

172.

KUWAHARA, T., BESSETTE, R.W., MARUYAMA, T. (1996). Characteristic chewing

parameters for specific types of TMJ internal derangements. Cranio. 14: 12-22.

LASKIN, D.M., GREENE, C.S., HYLANDER, W.L. (2006). TMDs and Evidence-based

Approach to Diagnosis and Treatment. Quintessence Publishing Co, Inc. Chapter I, II.

LEADER, J.K., BOSTON, J.R., RUDY, T.E., GRECO, C.M., ZAKI, H.S., HENTELEFF,

H.B. (2001). Quantitative description of temporomandibular joint sounds: defining

clicking, popping, egg shell crackling and footsteps on gravel. J Oral Rehabil. 28:

466-78.

LELES, C.R., COMPAGNONI, M.A., de SOUZA, R.F., Barbosa, D.B. (2003).

Kinesiographic study of mandibular movements during functional adaptation to

complete dentures. J Appl Oral Sci. 11: 311-8.

LEVITT, S.T., MCKINNEY M.W. (1994). Validating the TMJ scale in a national sample of

10.000 patients: demographic and epidemiologic characteristics. J. Orofac. Pain. 8:

25-35.

LEWIS, R.P., BUSCHANG, P.H., THROCKMORTON, G.S. (2001). Sex differences in

mandibular movements during opening and closing. Am. J. Orthod. Dentofacial.

Orthop. 120: 294-303.

LI, X., LIN, X., WANG, Y. (2009). Temporomandibular joint vibration in bruxers. Cranio.

27: 167-173.

LIEDBERG, B., STOLTZE, K., OWALL, B. (2005). The masticatory handicap of wearing

removable dentures in elderly men. Gerodontology. 22: 10-16.

MACFARLANE, T.V., BLINKHORN, A.S., DAVIES, R.M., WORTHINGTON, H.V.

(2003). Association between local mechanical factors and orofacial pain: survey in the

community. J. of Dent. 31: 535-542.

97

MAEDA, Y., SOGO, M., TSUTSUMI, S. (2005). Efficacy of a posterior implant support for

extra shortened dental arches: a biomechanical model analysis. J. Oral. Rehabil. 32:

656-660.

MAGNUSSON, T., EGERMARK., I., CARLSSON, G.E. (2000). A longitudinal

epidemiologic study of sign and symptoms of temporomandibular disorders from 15

to 35 years of age. J. Orofac. Pain. 14: 310-319.

MARTINEZ-GOMIS, J., LUJAN-CLIMENT, M., PALAU, S., BIZAR, J., SALSENCH, J.,

PERAIRE, M. (2009). Relationship between chewing side preference and handedness

and lateral asymmetry of peripheral factors. Arch Oral Biol. 54: 101–107.

MARUYAMA, T., KUWAHARA, T., MIUZMORI, T., MIYAUCHI, S., KURODA, T.

(1985). The effects of TMJ abnormalities on chewing movements. J. Osaka. Dent.

Univ. 25: 63-77.

MAZENGO, M.C., KIRVESKARI, P. (1991). Prevalence of craniomandibular disorders in

adults of llala, district, Dar es Salaam, Tanzania. J. Oral Rehabil. 18: 569-574.

MAZZETTO, M.O., HOTTA, T.H., CARRASCO, T.G., MAZZETTO, R.G. (2008).

Characteristics of TMD noise analyzed by electrovibratography. Cranio. 26: 222-228.

MICHLER, L., BAKKE, M., MOLLER, E. (1987). Graphic assessment of natural

mandibular movements. J. Craniomand. Disord. Oral Pain. 1: 97-114.

MILLER, V.J., KARIC, V.V., MYERS, S.L., EXNER, H.V. (2000). Myogenous

temporomandibular disorder patients and the temporomandibular opening index. J

Oral Rehabil. 27: 720-722.

MIOCHE, l., BOURDIOL, P., MONIER, S. (2003). Chewing behavior and bolus formation

during mastication of meat with different textures. Arch. Oral Biol. 48: 193-200.

MOHL, N.D. (1988). The temporomandibular joint. In: A textbook of occlusion, Ed:

Chicago: Quintessence, p:81-96.

MOHL, N.D., McCALL, W.D., LUND, J.P.L., PLESH, O. (1990a). Devices for the

diagnosis and treatment of temporomandibular disorders. Part I: Introduction,

scientific evidence, and jaw tracking. J. Prosthet. Dent. 63: 198-201.

MOHL, N.D., LUND, J.P., WIDMER, C.G., McCALL, W.D. ( 1990b). Devices for the

diagnosis and treatment of temporomandibular disorders. Part II: Electromyography

and sonography. J. Prosthet. Dent. 63: 332-336.

MONGINI, F., TEMPIA-VALENTA, G. (1984). A graphic and statistical analysis of

chewing movements in function and dysfunction. J. Craniomand. Pract. 2: 125-134.

MONGINI, F., TEMPIA-VALENTA, G., CONSERVA, E. (1989). Habitual mastication in

dysfunction: a computer-based analysis. J. Prosthet. Dent. 61: 484-494.

MUHTAROĞULLARI, M., AVCI, M. (1999). Temporomandibuler eklem diskinin

redüksiyonsuz öne yer değiĢtirdiği vakalarda klinik ve manyetik rezonans

görüntüleme tanılarının karĢılaĢtırılması. H. Ü. Dişhek. Fak. Derg. 1999; 23: 53-57.

NEILL, D.J., HOWELL, P.G.T. (1986). Computerized kinesiography in the study of

mastication in dentate subjects. J. Prosthet. Dent. 55: 629-638.

NEKORA-AZAK, A., EVLIOGLU, G., ORDULU, M., ISSEVER, H. (2006). Prevalence of

symptoms associated with TMD in a Turkish population. J. Oral. Rehabil. 33: 81-84.

98

NICKEL, J.C., IWASAKI, L.R., FEELY, DE. STORMBERG, K.D., BEATTY, M.W.

(2001). The effect of disk thickness and trauma on disc surface friction in the porcine

temporomandibular joint. Arch. Oral. Biol. 46: 155-162.

OGUTCEN-TOLLER, M.Ö. (2003). Sound analysis of temporomandibular joint internal

derangements with phonographic recordings. J. Prosthet. Dent. 89: 311-318.

OHARA, A., TSUKIYAMA, Y., OGAWA, T., KOYANO, K. (2003). A simplified sieve

method for determining masticatory performance using hydrocolloid material. J. Oral

Rehabil. 30: 927-935.

OKESON, J.P. (2008). Management of Temporomandibular Disorders and Occlusion.

Elsevier Mosby, Inc. USA. Chapter I, II.

OLIVIERI, K.A.N., GARCIA, A.R., PAIVA, G., STEVENS, C. (1999). Joint vibration

analysis in asymptomatic volunteers and symptomatic patients. J. Craniomand. Pract.

17: 176-183.

OSBORN, J.W. (1989). The mandibular ligament and the articular eminence as constraints

during jaw opening. J. Oral Rehabil. 16: 323-333.

OSTERBERG, T., CARLSSON, G.E., WEDEL, A., JOHANSSON, U. (1992). A cross

sectional and longitudinal study of craniomandibular dysfunction in an elderly

population. J. Cranimand. Disord. Fac. Oral Pain. 6: 237.

OSTERBERG, T., CARLSSON, G.E. (2007). Relationship between symptoms of TMD and

dental status, general health and psychosomatic factors in two cohorts of 70-year-old

subjects. Gerodont. 24: 129-135.

OTUYEMI, O.D., OWOTADE, F.J., UGBOKO, V.I., NDULKWE, K.C., OLUSILE. O.A.

(2000). Prevalence of signs and symptoms of temporomandibular disorders in young

Nigerian adults. J. Orthod. 27: 61-65.

OW, R.K., LOH, T., NEO, J., KHOO, J. (1995). Symptoms of craniomandibular disorder

among elderly people. J. Oral. Rehabil. 22: 413-419.

OW, R.K., CARLSSON, G.E., KARLSSON, S. (1998). Relationship of masticatory

mandibular movements to masticatory performance of dentate adults: a method study.

J. Oral. Rehabil. 25: 821-829.

ÖĞÜT, F. (2002). Objektif ses analizi. T. Klin. K.B.B. 2: 121-126.

ÖRNEK, N. (2006). Farklı diĢsizlikler ile temporomandibular rahatsızlıklar arasındaki

iliĢkinin bilgisayarlı aksiyograf kullanılarak değerlendirilmesi. Doktora Tezi Ankara

Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü.

ÖZDEMĠR, A.K. (2001). Hareketli protez hastalarının bazı özelliklerinin değerlendirlmesi.

C. Ü. Dişhek. Fak. Derg. 4: 115-123.

ÖZDEMĠR, A.K. (2002). Hareketli protez memnuniyetine protez tipi ve kullanım süresinin

etkisi. C. Ü. Dişhek. Fak. Derg. 5: 22-25.

PARLETT, K., PAESANI, D., TALLENTS, R.H., HATALA, M.A. (1993).

Temporomandibular joint axiography and MRI findings: A comparative study. J.

Prosthet. Dent. 70: 521-531.

99

PEREIRA, L.J., STEENKS, M.H., WIJER, A., SPEKSNIJDER, C.M. (2009). Masticatory

function in subacute TMD patients before and after treatment. J. Oral. Rehabil. 36:

391-402.

PEROZ, I., TAI, S. (2002). Masticatory performance in patients with anterior disk

displacement without reduction in comparison with symtoms-free volunteers. Eur. J.

Oral Sci. 110: 341-344.

PERTES, R.A., GROSS, S.G. (1995). Clinical Managemet of Temporomandibular Disorders

and Orofacial Pain. Quintessence Publishing Co, Inc USA. Chapter I.

PLESH, O., SHOHLER, C.S. (1992). Prosthetic rehabilitation in temporomandibular

disorder ve orofacial pain patients. Clinical problem solving. Dental. Clinics. North.

America 36: 581-589.

POND, L.H., BARGHI, N., BARNWELL, G.M. (1986). Occlusion and chewing side

preference. J Prosthet Dent. 55: 498–500.

POSTIC, D., TEODOSIJEVIC, M.V., KRSTIC, M.S. (1991). Graphic assessment of

interinsizal point movement during chewing of hard and soft foods. Quintessence Int.

22: 623-630.

POSTIC, S.D., KRSTIC, M.S., TEODOSIJEVIC, M.V. (1992). A comparative study of the

chewing cycles of dentate and denture-wearing subjects. Int. J. Prosthodont. 5: 244-

256.

POW, E.H.N., LEUNG, K.C.M., MCMILLAN, A.S. (2001). Prevalence of symptoms

associated with temporomandibular disorders in Hong Kong Chinese. J. Orofac. Pain

15: 228-234.

PRINZ, J.F. (1998a). Autocorrelation of acoustic signals from the temporomandibular joint.

J. Oral. Rehabil. 25: 635-639.

PRINZ, J.F. (1998b). Physical mechanism involved in the genesis of temporomandibular

joint sounds. J. Oral. Rehabil. 25: 706-714.

PRINZ, J.F. (1998c). Subjective assessment of temporomandibular joint sounds. J. Oral.

Rehabil. 25: 765- 769.

PRINZ, J.F., NG, K.W. (1996). Characterization of sounds emanating from the human

temporomandibular joints. Archs. Oral. Biol.41: 631-636.

PROSCHEL, P. (1987). An extensive classification of chewing patterns in the frontal plane.

J. Craniomand. Pract. 5: 55-63.

PROSCHEL, P., HOFFMAN, M. (1988). Frontal chewing patterns of the incisor point and

their dependence on resistance of food and type of occlusion. J. Prosthet. Dent. 59:

617-622.

PULLINGER, A. (1987). Differences between sexes in maximum jaw opening when

corrected to body size. J. Oral Rehabil. 14: 291-299.

PULLINGER, A.G., SELIGMAN, D.A., SOLBERG, W.K. (1988). Temporomandibular

disorders. Part II. Occlusal factors associated with temporomandibular joint tenderness

and dysfunction. J. Prosthet. Dent. 59: 363-367.

100

PULLINGER, A.G., SELIGMAN, D.A., CORNBEIN, J.A. (1993). A multiple logistic

regression analysis of the risk and relative odds of temporomandibular disorders as a

function of comman occlusal features. J. Dent. Res.72: 968-979.

RAMFJORD, S., ASH, M. M. (1983). Occlusion. W. B. Saunders Co Canada. Chapter I.

RAMFJORD, S. (1994). Glossory of prosthodontic term. J. Prosthet. Dent. 71: 42-116.

RUTKIEWICZ, T., KÖNÖNEN, M., SUOMINEN-TAIPALE, L., NORDBLAD, A.,

ALANEN, P. (2006). Occurrence of clinical signs of TMD in adults Finns. J. Orofac.

Pain 20: 208-217.

SAKURAI, K., SAN GIACOMA, T., ARBEC, N.S., YURKTAS, A.A. (1988). A survey of

temporomandibular joint dysfunction in completely edentulous patients. J. Prosthet.

Dent. 59: 81-85.

SALONEN, L., HELLDEN, L., CARLSSON, G.E. (1990). Prevalence of sign and

symptoms of dysfunction in the masticatory system: an epidemiologic study in an

adult Swedish population. J. Craniomand. Disord. 4: 241-250.

SANO, T., WIDMALM, S.E., WESTESSON, P.L., TAKAHASHI, H., YOSHIDA, H.,

MICHI, K., OKANO, T. (1999). Amplitude and frequency spectrum of

temporomandibular joint sounds from subjects with and without other signs/symptoms

of TMD. J. Oral. Rehabil. 26: 145-150.

SANO, T., WIDMALM, S.E., WESTESSON, P.L., YAMAGA, T., YAMAMOTO, M.,

TAKAHASHI, K., MICHI, K.I., OKANO, T. (2002). Acoustic characteristics of

sounds from TMJ with and without effusion an MRI study. J. Oral. Rehabil. 29: 161-

166.

SARITA, P.T.N., KREULEN, C.M., WITTER, D.J., CREUGERS, N.H.J. (2003). Sign and

symptoms associted with TMD in adults with shortened dental arches. Int. J.

Prosthodont. 16: 265-270.

SATO, S., FUMIKO, N., KATSUTOSHI, M. (2002). Natural course of nonreducing disc

displacement of the temporomandibular joint: changes in chewing movement and

masticatory efficiency. J. Oral Maxillofac. Surg. 60: 867-872.

SELIGMAN, D.A., PULLINGER, A.G. (1996). A multistepwise logistic regression analysis

of trauma history and 16 other history and dental cofactors in females with TMD. J.

Orofac. Pain. 10: 351-361.

SHAN-SHI, C., OUYANG, G., GUO, T. (1991). A comparative study of mastication

between complete denture wearers and dentate subjects. J. Prosthet. Dent. 66: 505-

509.

SHERMAN, J.J., LERESCHE, L., MANCL, L.A., HUGGINS, K., SAGE, J.C., DWORKIN,

S.F. (2005). Cyclic effects on experimental pain response in women with

temporomandibular disorders. J. Orofac. Pain 19: 133-143.

SHINOGAYA, T., TODA, S. (2003). Rehabilitation of occlusal support by removable partial

dentures with free-end saddles. Eur. J. Prosthodont. Restor. Dent. 11: 107-113.

SIERPINSKA, T., GOLEBIEWSKA, M., DLUGOSZ, J.W. (2006). The relationship

between masticatory efficiency and the state of dentition at patients with non

rehabilitated partial lost of teeth. Adv Med Sci.1:196-9.

101

SLAVICEK, R. (1988). Clinical and instrumental functional analysis for diagnosis and

treatment planing. Part 5. Axiography. J. Clin. Orthodont. 22: 656-667.

SOBOLEVA, U., LAURINA, L., SLAIDINA, A. (2005a). Jaw tracking devices- historical

review of methods development. Part I. Stomatologija, Baltic Dent. Maxillofac. J. 7:

67-71.

SOBOLEVA, U., LAURINA, L., SLAIDINA, A. (2005b). Jaw tracking devices- historical

review of methods development. Part II. Stomatologija, Baltic Dent. Maxillofac. J. 7:

72-76.

SPRUIJT, R.J., WABEKE, K.B. (1995). Psychological factors related to the prevalence of

temporomandibular joint sounds. J. Oral. Rehabil. 22: 803-808.

SPRUIJT, R.J., WABEKE, K.B. (1996). An extended replication study of dental factors

associated with temporomandibular joint sounds. J. Prosthet. Dent. 75: 388-392.

STOCKSTILL, J.W., MOHL, N.D. (1991). Evaluation of temporomandibular joint sounds.

Diagnostic analysis and clinical implications. Dent. Clinics. of North America. 35: 75-

88.

TALLENTS, R.H., HATALA, M., KATZBERG, R.W., WESTESSON, P.L. (1993).

Temporomandibular joint sounds in asymptomatic volunteers. J. Prosthet. Dent. 69:

298-304.

TALLENTS, R.H., MACHER, D.J., KYRKANIDES, S., KATZBERG, R.W., MOSS, M.E.

(2002). Prevalence of missing posterior teeth and intraarticular temporomandibular

disorders. J. Prosthet. Dent. 87: 45-50.

TALLEY, R.L., MURPHY, G.J., SMITH, S.D., BAYLIN, M.A., HADEN, J.L. (1990).

Standarts for the history. Examination, diagnosis and treatment of temporomandibular

disorders (TMD): A position paper of the american academy of head, neck, facial

pain and TMJ orthopedics. J. Craniomand. Pract. 8: 60-77.

TANZILLI, R.A., TALLENTS, R.H., KATZBERG, R.W., KYRKANIDES, S., MOSS, M.E.

(2001). Temporomandibular joint sound evaluation with an electronic device and

clinical evaluation. Clin. Orthod. Res. 4: 72-78.

TSOLKA, P., WOELFUL, J.B., MAN, W.K., PREISKEL, H.W. (1992). A laboratuary

assessment of recording reliability and analysis of the K6 diagnostic system. J.

Craniomand. Disord. 6: 273-280.

TSOLKA, P., FENLON, M.R. (1994). A controlled clinical, electromyographic and

kinesiographic assessment of craniomandibular disorders in women. J. Orofac. Pain

8: 80-89.

TSUGA, K., CARLSSON, G.E., OSTERBERG, T., KARLSSON, S. (1998). Self-assessed

masticatory ability in relation to maximal bite force and dental state in 80-year-old

subjects. J Oral Rehabil. 25: 117-24.

UHAC, I., KOVAC, Z., VUKOVOJAC, S., ZUVIC-BUTORAE, M., GRZIE, R., DELIC, Z.

(2002). The effect of occlusal relationships on the occurance of sounds in the

temporomandibular joint. Coll. Antropo. 26: 285-292.

VAN DER BILT, A., OLTHOFF, L.W., BOSMAN, F., OOSTERHAVEN, S.P. (1994).

Chewing performance before and after rehabilitation of post-canin teeth in man. J.

Dent. Res. 73: 1677-1683.

102

VANZEVEREN, C., HOORE, W.D., BERCY, P., LELOUP, G. (2003). Treatment with

removable partial dentures: a longitudinal study. Part I. J. Oral Rehabil. 30: 447-458.

WABEKE, K.B., SPRUIJT, R.J., WEYDEN, K.J., NAEIJE, M. (1992). Evaluation of a

technique for recording temporomandibular joint sounds. J. Prosthet. Dent. 68: 676-

82.

WABEKE, K.B., SPRUIJT, R.J. (1993). Dental factors associated with temporomandibular

joint sounds. J. Prosthet. Dent. 69: 401-405.

WABEKE, K.B., SPRUIJT, R.J., VAN DER ZAAG, J. (1994). The reliability of clinical

methods for recording TMJ sounds. J. Dent. Res. 73: 1157-1162.

WANG , M.Q., XUE, F., HE, J.J., CHEN, J.H., CHEN, C.S., RAUSTIA, A. (2009). Missing

posterior teeth and risk of temporomandibular disorders. J. Dent. Res. 88: 942-945.

WANMAN, A. (1990). Temporomandibular joint sounds in adolescents: a longitudinal

study. Oral. Surg. Oral. Med. Oral. Pathol. 69: 2-9.

WANMAN, A., AGERBERG, G. (1991). Etiology of cranimandibular disorders: evaluation

of some occlusal and psychosocial factors in 19 year-olds. J. Craniomand. Disord.

Facial Oral pain. 5: 35-44.

WILDING, R.C., OWEN, C.P. (1987). The prevalence of temporomandibular joint

dysfunction in edentulous non denture wearing individuals. J. Oral Rehabil. 14: 175.

WILDING, R.J., LEWIN, A. (1991). A computer analysis of normal human masticatory

movements recorded with a sirognatograph. Arch. Oral. Biol. 36: 519-523.

WIDMALM, S.E., WESTESSON, P.L., BROOKS, I.S.L., HATALA, M.P., PAESANI, D.

(1992). Temporomandibular joint sounds. Correlation to joint structure in fresh

autopsy specimens. Am. J. Orthod. Dentofac. Orthop. 101: 60-69.

WIDMALM, S.E., WESTESSON, P.L., KIM, I.K., PEREIRA, F.J., LUNDH, H., TASAKI,

M.M. (1994). Temporomandibular joint pathosis related to sex, age, and dentition in

autopsy material. Oral Surg Oral Med Oral Pathol. 78: 416-25.

WIDMALM, S.E., WIILIAMS, W.J., CHRISTENSEN, R.L., GUNN, S.M., PARK, D. K.

(1996a). Classification of temporomandibular joint sounds based upon their reduced

interference distribution. J. Oral Rehabil. 23: 35-43.

WIDMALM, S.E., WILLIAMS, W.J., ADAMS, B.S. (1996b). The wave forms of

temporomandibular joint sounds clicking and crepitation. J. Oral. Rehabil. 23: 44-49.

WIDMALM, S.E., WILLIAMS, W.J., ANG, B.K., MCKAY, D.C. (2002). Localization of

TMJ sounds to side. J. Oral. Rehabil. 29: 911-917.

WIDMALM, S.E., WILLIAMS, W.J., DJURDJANOVIC, D., MCKAY, D.C. (2003). The

frequency range of TMJ sounds. J. Oral. Rehabil 30: 335-346.

WITTER, D.J., VAN ELTEREN, P., KAYSER, A.F. (1988). Sign and symptomps of

mandibular dysfunction in shortened dental arches. J. Oral Rehabil. 15: 413-420.

WITTER, D.J., VAN ELTEREN, P., KAYSER, A.F., VAN ROSSUM, G.M. (1989). The

effect of removable partial dentures on the oral function in shortened dental arch. J.

Oral Rehabil. 16: 27-33.

WITTER, D.J., VAN ELTEREN, P., KAYSER, A.F., VAN ROSSUM, G.M. (1990). Oral

comfort in shortened dental arches. J. Oral Rehabil. 17: 137-143.

103

WITTER, D.J., DE HAAN, A.F.J., KAYSER, A.F., VAN ROSSUM, G.M. (1994a). A 6-

year follow-up study of oral function in shortened dental arches. Part I. Occlusal

stability. J. Oral Rehabil. 21: 113-125.

WITTER, D.J., DE HAAN, A.F.J., KAYSER, A.F., VAN ROSSUM, G.M. (1994b). A 6-

year follow-up study of oral function in shortened dental arches. Part II:

Craniomandibular dysfunction and oral comfort. J. Oral. Rehabil 21: 353-366.

WITTER, D.J., VAN PALENSTEIN, W.H., CREUGERS, N.H., KAYSER, A.F. (1999).

The shortened dental arch concept and its implications for oral health care. Community

Dent. Oral Epidemiol. 27: 249-258.

WITTER, D.J., KREULEN, C.M., MULDER, J., CREUGERS, N.H.J. (2007). Signs and

symptoms related to TMD-follow-up of subjects with shortened and complete dental

arches. J. Dent. 35: 521-527.

WOLFART, S., HEYDECKE, G., LUTHARDT, R.G., MARRE, B., FREESMEYER, W.B.,

STARK, H., WÖSTMANN, B., MUNDT, T., POSPIECH, P., JAHN, F., GITT, I.,

SCHADLER, M., AGGSTALLER, H., TALEBPUR, F. (2005). Effects of prosthetic

treatment for shortened dental arches on oral health-related quality of life, self-reports

of pain and jaw disability: results from the pilot-phase of a randomized multicentre

trial. J. Oral. Rehabil. 32: 815-822.

YENGĠN, E. (2000). Temporomandibular rahatsızlıklarda teĢhis ve tedavi. Ġstanbul: dilek

ofset matbaası. 1. Baskı 1.Bölüm.

YOSHIDA, H., SANO, T., KATAOKA, R., TAKAHASHI, K., MICHI, K. (1994). A

preliminary investigation of a method of detecting temporomandibular joint sounds. J.

Orofacial. Pain. 8: 73-79.

YOUSSEF, R.E., THROCKMORTON, G.S., ELLIS, E., SINN, D.P. (1997). Comparison of

habitual masticatory patterns in men and women using a custom computer program. J.

Prosthet. Dent. 78: 179-186.

[http://www.biojva.net/products/jva] EriĢim Tarihi: (9.12.2011)

[http://www.biojva.net/products/jt-3d] EriĢim Tarihi: (9.12.2011)

[http://www.wrigley.com/global/brands/freedent] EriĢim Tarihi: (9.12.2011)

104

EK-1

KONTROL GRUBU AYDINLATILMIġ BĠLGĠ FORMU ÖRNEĞĠ

Sizden Ankara Üniversitesi Protetik DiĢ Tedavisi Anabilim Dalı’nda

yürütülmekte olan “Serbest Sonlu Vakalarda TME Sesleri ve Mandibula

Hareketlerinin Değerlendirilmesi” konulu çalıĢmaya, tam diĢli bireylerden

oluĢturduğumuz kontrol grubu olarak katılmanız istenmektedir. Bu çalıĢmada JVA

cihazı ile eklem sesi kayıtlarınız, JT-3D çene izleyicisi kullanımı ile de alt çene

hareket kayıtlarınız alınacak ve bu kayıtlar 1 ay sonra tekrarlanacaktır. ÇalıĢmaya

katılmak istemediğiniz taktirde sizi zorlayan bir durum yoktur.

Yukarıda okuduğum çalıĢma ile ilgili bilgiler DiĢ hekimi Özlem Özdemir

tarafından bana açıklanmıĢtır. Bu çalıĢmada yer almayı kendi rızamla kabul

ediyorum.

Hasta Adı-Soyadı : ……………………… Ġmza : …………

Tarih : ……………

Doktor Adı-Soyadı : ……………………..

105

EK-2

HASTA AYDINLATILMIġ BĠLGĠ FORMU ÖRNEĞĠ

Sizden Ankara Üniversitesi Protetik DiĢ Tedavisi Anabilim Dalı’nda

yürütülmekte olan “Serbest Sonlu Vakalarda TME Sesleri ve Mandibula

Hareketlerinin Değerlendirilmesi” konulu çalıĢmaya katılmanız istenmektedir. Bu

çalıĢmada size yapılacak olan protez, normal dıĢı bir uygulama olmayıp, klinikte

rutin olarak size yapılması gerekli olan protezin aynısıdır. Protezin yapımından önce

ve tedaviden bir ay sonra JVA cihazı ile eklem sesi kayıtlarınız, JT-3D çene

izleyicisi kullanımı ile de mandibula hareket kayıtlarınız alınacak ve diĢsiz

boĢlukların eklemlerinizde herhangi bir etki yaratıp yaratmadığı incelenecektir.

ÇalıĢmaya katılmak istemediğiniz taktirde sizi zorlayan bir durum yoktur. Bu

durumda da tedavinize devam edilecektir.

Yukarıda okuduğum çalıĢma ile ilgili bilgiler DiĢ hekimi Özlem Özdemir

tarafından bana açıklanmıĢtır. Bu çalıĢmada yer almayı kendi rızamla kabul

ediyorum.

Hasta Adı-Soyadı : ……………………… Ġmza : …………

Tarih : ……………

Doktor Adı-Soyadı : ……………………..

106

EK-3 ETĠK KURUL ONAYI

107

EK-4

ANAMNEZ FORMU

Hastanın Adı Soyadı:

Doğum tarihi:

Adresi:

Tel no:

Ev: ĠĢ: Cep:

BaĢvuru tarihi:

Medikal hikaye:

Herhangi bir sistemik hastalık:

Devam eden medikal tedavi:

DiĢsizliğin durumu:

8 7 6 5 4 3 2 1 1 2 3 4 5 6 7 8

8 7 6 5 4 3 2 1 1 2 3 4 5 6 7 8

DiĢsizlik süresi:

TME ile ilgili herhangi bir rahatsızlık:

AlıĢkanlıklar:

DiĢ sıkma, diĢlerin arasında bir obje tutma (kalem, pipo…), müzik aleti çalmak,

çeneyi avuca dayamak, çene ve omuz arasında telefon tutmak, omuzda ağır yük

taĢımak…..

108

TME muayenesi pozitif negatif

Palpasyonda ağrı

TME sesi

Deviasyon

Defleksiyon

Maksimum ağız açıklığı:

Maksimum sağa lateral hareket miktarı:

Maksimum sola lateral hareket miktarı:

Kas muayenesi ağrı var ağrı yok

Yüzeyel masseter

Derin masseter

Temporal kas ön lifleri

Temporal kas orta lifleri

Temporal kas arka lifleri

Digastrik kas

Sternokleidomastoid kas

Fonksiyonel manipulasyon testleri

GeniĢ

açma

Protruzyona

karĢı direnç

DiĢ sıkma

Dil basacağını

ısırma

Dil basacağıyla

protruzyona

karĢı direnç

ĠLP kas

SLP kas

MP kas

109

ÖZGEÇMĠġ

I. Bireysel Bilgiler

Adı: Özlem

Soyadı: Özdemir

Doğum Yeri ve tarihi: Ankara, 8.04.1980

Uyruğu: T.C.

Medeni Durumu: Bekar

ĠletiĢim adresi ve telefonu: Oğuzlar Mah. Ġlhami Soysal Sok. 18\3 Balgat ANKARA

Tel: 0532 270 14 00 / 0312 286 87 94

II. Eğitimi

2005- Ankara Üniversitesi DiĢ Hek. Fak. Protetik DiĢ Tedavisi Anabilim Dalı

Doktora Programı

1997-2003 Gazi Üniversitesi DiĢ Hekimliği Fakültesi

1994-1997 Karabük Demir Çelik Lisesi

1991-1994 Karabük YeniĢehir Ortaokulu

1986-1991 Karabük ġirinevler Ġlkokulu

Yabancı Dili: Ġngilizce

III. Ünvanları

2003 DiĢ Hekimi

2007 AraĢtırma Görevlisi

IV. Üye Olduğu Bilimsel KuruluĢlar

-

V. Bilimsel Ġlgi Alanları

Yayın: “Tam Protezlerde Çiğneme Etkinliği” Atatürk Üniversitesi DiĢ Hekimliği

Fakültesi Dergisi (2010). 3: 60-69.

110

Poster: “Tmj Vibration in Patients with Bilaterally Missing Mandibular Molars” 88th

Congress of the International Association for Dental Research, 14-17 Temmuz 2010,

Barselona.

“Comparison of Chewing Cycles of Dentate and Denture-Wearing Subjects” 16th

Congress of the Balkan Stomatological Society, 28 Nisan-1Mayıs 2011, BükreĢ.

VI. Bilimsel Etkinlikleri

Projeleri: -

Verdiği seminerler: “Tam Protezlerde Çiğneme Etkinliğinin Değerlendirilmesi”,

Ankara Üniversitesi DiĢ Hekimliği Fakültesi Protetik DiĢ Tedavisi Anabilim Dalı,

2006.

“Ġmplant Destekli Protezlerde Kas Aktivitesi”, Ankara Üniversitesi DiĢ Hekimliği

Fakültesi Protetik DiĢ Tedavisi Anabilim Dalı, 2006.

VII. Diğer Bilgiler

Eğitim programı haricinde aldığı kurslar ve katıldığı eğitim seminerleri:

1. 16th Congress of the Balkan Stomatological Society, 28 Nisan-1Mayıs 2011,

BükreĢ.

2. 88th Congress of the International Association for Dental Research, 14-17

Temmuz 2010, Barselona.

3. 2nd Astra Tech Scientific Symposium, 4D Aspect of Implantology, 4-5 Aralık

2009, Ankara.

4. Dental Ġmplantolojide Klinik Gerçekler ve Güncel Protetik YaklaĢımlar” H.Ü.

Sağlıkta Sürekli Eğitim Etkinlikleri, 15 Mayıs 2009, Ankara.

5. Tempomandibular Eklem Ġnternal Düzensizliklerinde Protetik ve Cerrahi

Rehabilitasyon AraĢtırmalar\ Konseptler, Türk Oral ve Maksillofasiyal Cerrahi

Derneği Sempozyumu, 26-27 Nisan 2008, Ankara.

6. Ankara Üniversitesi ve Boston Üniversitesi DiĢ hekimliği Fakülteleri Bilimsel

Toplantısı, 24-26 Kasım 2006, Ankara.

7. Türk Prostodonti ve Ġmplantoloji Derneği 15. Bilimsel Toplantısı, 22-23 Ekim

2005, Ankara.