tapu ve kadastro genel mÜdÜrlÜĞÜ lİsansli harİta … · d) vergi, harç ve ilgili diğer...

97
ARALIK 2013 TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA KADASTRO MÜHENDİSLİĞİ SINAVI İLE İLGİLİ İTİRAZLARA İLİŞKİN SINAV KOMİSYON RAPORU

Upload: others

Post on 14-Oct-2019

12 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA … · d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları, e) Türkçe dil bilgisi ve yazıma ile ilgili konuları, f) Halkla

ARALIK 2013

TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA KADASTRO

MÜHENDİSLİĞİ SINAVI İLE İLGİLİ İTİRAZLARA İLİŞKİN SINAV

KOMİSYON RAPORU

Page 2: TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA … · d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları, e) Türkçe dil bilgisi ve yazıma ile ilgili konuları, f) Halkla

1

TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA KADASTRO

MÜHENDİSLİĞİ SINAVI İLE İLGİLİ İTİRAZLARA İLİŞKİN SINAV KOMİSYON

RAPORU

SINAV SORULARINA GENEL İTİRAZ

Adayın İtirazı: Aday, genel olarak sınav sorularının, lisanslı harita ve kadastro mühendisini

ölçme ve seçme niteliği taşımadığını; soruların yüzde %60’ının meslek alanı ile ilgili olacağı

belirtilmiş ise de soruların %90’ının edebiyat, iktisadi ve idari bilimler, hukuk vb. meslek

alanlarına daha yakın olduğunu; lisanslı harita ve kadastro mühendisinin faaliyet alanı ile

ilgili olabilecek soru sayısının üçü geçmediğini; talebe bağlı hizmetler ve tescile konu harita

ve planların yapımı ile ilgili bir tane dahi sorunun sorulmadığını; edebiyat, iktisadi ve idari

bilimler, hukuk vb. gibi bölümlerden mezun olan kişilerin bu sınavdan daha yüksek puan

alabileceğini; ama bu kişilerin, bilgi ve tecrübeleri ile fiilen lisanslı harita mühendislik

faaliyetini yerine getiremeyeceğini; bu nedenle bu sınavın ve sonuçlarının meşruiyetinin her

zaman tartışmalı olacağı kanaatinde olduğu belirtmiştir.

Komisyon Görüşü: T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü

2013 Lisanslı Harita Kadastro Mühendislikleri ve Büroları (LİHKAB) Sınav Kılavuzu’nun 7.

sayfasında aşağıda belirtilen konular yer almaktadır:

4.4.1 Meslek alanı konuları ( 72 soru );

a) Medenî hukuk, (Eşya hukuku, Kişiler hukuku ve Miras hukuku

bölümlerinden)

b) Kadastro mevzuatı,

c) Tapu mevzuatı,

ç) İmar mevzuatı,

d) Kıyı mevzuatı,

e) Kamulaştırma mevzuatı,

f) Orman mevzuatı,

g) Mera mevzuatı,

Page 3: TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA … · d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları, e) Türkçe dil bilgisi ve yazıma ile ilgili konuları, f) Halkla

2

ğ) Kültür ve tabiat varlıkları mevzuatı,

h) Arazi toplulaştırma mevzuatı,

ı) Harita yapımı, ölçme, aplikasyon, kadastro tekniği ve ilgili diğer teknik

konular

olmak üzere bunların meslek alanı ile ilgili kısımlarını kapsar.

4.4.2 Diğer konular ( 48 soru );

a) Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının genel esaslarını, temel hak ve ödevleri,

Devletin temel organlarını,

b) Atatürk ilkeleri ve inkılâp tarihini,

c) Milli güvenlik konularını,

ç) İdare hukuku genel esaslarını ve Devlet teşkilatı ile ilgili mevzuatı,

d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları,

e) Türkçe dil bilgisi ve yazışma ile ilgili konuları,

f) Halkla ilişkiler ve etik davranış kurallarını kapsar.

Sınav kılavuzunda, Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü’nün belirlediği konu başlıkları yer

almaktadır. Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü ile Gazi Üniversitesi arasında yapılan sınav

protokolünde de sınav kılavuzunda verilen ve yukarıda belirtilen başlıklar mevcuttur. Sınav

sorularının bu maddelerde belirtilen konularda hazırlandığı açıktır.

Sonuç: Soruya yapılan itiraz komisyonumuz tarafından yerinde bulunmamıştır.

TÜRKÇE, DİLBİLGİSİ ve YAZIŞMA

İtiraza konu olan soru:

A kitapçığı 3 / B kitapçığı 75

(I) Özel bir camdır mercek (II) Dağılmış güneş ışınlarını bir noktada toplayarak odun, kağıt,

saman gibi şeyleri yakar (III) Taş, cam ve demir gibi şeyleri de ısıtır (IV) İşte bir mercek

Page 4: TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA … · d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları, e) Türkçe dil bilgisi ve yazıma ile ilgili konuları, f) Halkla

3

gibidir halkın içinde yetişen büyük insanlar da (V) Kişilerin içindeki ateşi ortaya çıkaran,

onlar için bir ışık kaynağı olan

Yukarıdaki parçada numaralandırılmış cümlelerin hangisinin sonuna diğerlerinden

farklı bir noktalama işareti getirilmelidir?

A) I

B) II

C) III

D) IV

E) V

Adayın İtirazı: Aday 1, IV. cümlenin sonuna üç nokta (…) işaretinin getirilmesi gerektiği

için doğru cevabın “D” seçeneği olduğunu iddia etmiştir.

Aday 2, IV. cümlenin açıklamasının V. cümlede verilmesinden dolayı IV. cümlenin

sonuna noktalı virgül (;) işaretinin getirilmesi gerektiğini ve doğru cevabın “D” seçeneği

olduğunu iddia etmiştir.

Aday 3, I. cümlenin sonuna iki nokta üst üste (:) işaretinin getirilmesi gerektiğini ve

doğru cevabın “A” seçeneği olduğunu iddia etmiştir.

Aday 4, IV. cümlenin sonuna ünlem (!) işaretinin getirilebileceğini; bunun yanı sıra V.

cümlede yazarın ne hissettiğiyle beraber noktalama işareti alternatiflerinin de çoğalacağını

söyleyerek sorunun birden çok cevabı olabileceği için iptal edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Komisyon Görüşü: “D” seçeneğinde yer alan "İşte bir mercek gibidir halkın içinde yetişen

büyük insanlar da." cümlesi devrik bir cümledir. Cümle, kurallı bir cümleye

dönüştürüldüğünde "İşte halkın içinde yetişen insanlar da bir mercek gibidir." halini alır ve

cümlenin sonunda yüklem olduğu daha net görülebilir. Adayın sözünü ettiği üç nokta işareti

eksiltili cümlelerin yani yüklemi olmayan cümlelerin sonuna getirilir. Bu cümlenin yüklemi

ise mevcuttur, dolayısıyla cümlenin sonunda nokta işareti getirilmelidir. Dolayısıyla adayın

itirazının yerinde olmadığı görülmektedir.

Noktalı virgül işaretinden sonra gelen kelime küçük harfli olmalıdır. Adayın sözünü

ettiği V. cümlede ise cümle "Kişilerin içindeki ateşi...." büyük harfle başlamaktadır. Kaldı ki

dördüncü cümle tamamlanmış, beşinci cümleye ihtiyaç duymadığı için sonuna nokta işareti

getirilmelidir. Dolayısıyla adayın itirazının yerinde olmadığı görülmektedir.

Page 5: TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA … · d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları, e) Türkçe dil bilgisi ve yazıma ile ilgili konuları, f) Halkla

4

İki nokta işareti örnek gerektiren veya alıntı gerektiren cümlelerin sonuna getirilir.

Örneğin adayın sözünü ettiği “A” seçeneği "Özel bir camdır mercek ve birçok çeşidi

bulunmaktadır: yakınsak mercek, uzam merceği..." şeklinde kendinden sonra bir örneği

belirtecekse konulur. Halbuki bu parçada mercek hakkında bilgi verilmeye devam edilmiştir.

Dolayısıyla cümlenin sonuna nokta işareti konulmalıdır. Bu durumda, adayın itirazı yersizdir.

Adayın sözünü ettiği IV. cümle "bir mercek gibidir." yüklemiyle tamamlanmış bir

cümledir, yazarın duygularının tam olarak anlaşılması bu parça için söz konusu değildir ve

dolayısıyla cümlenin sonuna nokta işaretinin getirilmesi gerekir. Parçadaki son cümlenin ise

yüklemi bulunmadığından sonuna üç nokta getirilmesi gerektiği açıktır. Dolayısıyla adayın

itirazının yerinde olmadığı görülmektedir.

Sonuç: Soruya yapılan itirazlar komisyonumuz tarafından yerinde bulunmamıştır.

İtiraza konu olan soru:

A kitapçığı 4 / B kitapçığı 76

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde büyük harflerin yazımından kaynaklı bir yanlışlık

yapılmıştır?

A) Her yıl 19 Haziran'da biz üç eski arkadaş buluşur, eski günleri yad ederdik.

B) Sipariş ettiğimiz Isparta Halıları bir hafta gecikince evdeki telaş da artmaya başladı.

C) Şehre inmeden önce Van Gölü'nün üzerinde alçalan uçak, bizi heyecanlandırmaya

yetmişti.

D) Reşat Nuri'nin Çalıkuşu romanını okurken sanki ben de roman kahramanıyla birlikte

ülkeyi dolaştım.

E) Dünya ile Güneş arasındaki mesafe daha az olsaydı belki daha sıcak kanlı insanlar

olurduk.

Adayın İtirazı: Aday 1, “Çalıkuşu romanı”nın özel isim olduğunu; bu nedenle “r” harfinin de

büyük yazılması gerektiğini belirterek sorunun hem “B” hem de “D” olmak üzere iki doğru

cevabı olduğunu; bu nedenle bu sorunun iptal edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Page 6: TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA … · d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları, e) Türkçe dil bilgisi ve yazıma ile ilgili konuları, f) Halkla

5

Aday 2, “A” seçeneğinde de bir yazım yanlışı yapıldığını belirterek sorunun hem “A”

hem de “B” olmak üzere iki doğru cevabı olduğunu; bu nedenle bu sorunun iptal edilmesi

gerektiğini iddia etmiştir.

Komisyon Görüşü: Kitap, dergi, gazete ve sanat eserlerinin her kelimesi büyük harfle başlar;

özel ada dâhil olmayan gazete, dergi, tablo vb. sözler büyük harfle başlamaz: Milliyet

gazetesi, Türk Dili dergisi, Halı Dokuyan Kızlar tablosu vb. (TDK). Adayın sözünü ettiği

"Çalıkuşu" da benzer bir örnektir. Eserin ismi "Çalıkuşu" olduğu için roman kelimesi

küçüktür. Eserin ismi "Çalıkuşu Romanı" olsa idi ancak büyük harfle yazılırdı. Dolayısıyla

adayın itirazının yerinde olmadığı görülmektedir.

İtiraza konu olan bu soru, "büyük harflerin yazımından kaynaklı bir yanlışlığı"

sorgulamaktadır. Büyük harf dışında yapılan bir yanlışlık doğru cevap olamaz ancak adayın

sözünü ettiği “A” seçeneğinde de herhangi bir yanlışlık söz konusu değildir. Belirli bir tarih

bildiren ay ve gün adları büyük harfle başlar: Lale Festivali 25 Haziran’da başlayacak. (TDK).

Dolayısıyla adayın itirazının yerinde olmadığı görülmektedir.

Sonuç: Soruya yapılan itirazlar komisyonumuz tarafından yerinde bulunmamıştır.

İtiraza konu olan soru:

A kitapçığı 6 / B kitapçığı 78

(I) Semt pazarlarına gitmeyi çok severim. (II) Alışveriş yapmak için değil ama... (III) Pazara

gelen insanları seyretmek, keyif verir bana. (IV) Alışveriş yapanların "Üzüm kaça?", "Aman

iyisinden koy!" şeklindeki pazarlık cümlelerini izlerim. (V) Satıcıların bağrışları ve kendi

aralarındaki dert yanışları da bunlara eklenir.

Yukarıdaki parçada numaralandırılmış cümlelerin hangisinde bir "tahmin" söz

konusudur?

A) I

B) II

C) III

Page 7: TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA … · d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları, e) Türkçe dil bilgisi ve yazıma ile ilgili konuları, f) Halkla

6

D) IV

E) V

Adayın İtirazı: Aday 1, soru kökünde yer alan cümlelerin hiçbirisinde tahmin söz konusu

olmadığı için sorunun doğru cevabının bulunmadığını belirterek doğru cevap seçeneği olarak

verilen “E” seçeneğindeki durumun sadece “bir olayı gözlemlemek” olduğunu; bu nedenle bu

sorunun iptal edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Aday 2, hem “D” hem de “E” seçeneğinde tahminin söz konusu olduğunu belirterek

sorunun iki doğru cevabı olduğunu; bu nedenle bu sorunun iptal edilmesi gerektiğini iddia

etmiştir.

Aday 3, doğru cevap seçeneğinde “tahmin” değil de “hüküm” olduğunu belirterek

doğru cevap seçeneği olmayan bu sorunun iptal edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Aday 4, doğru cevap seçeneğinde “tahmin” değil de “gözlem” olduğunu belirterek

doğru cevap seçeneği olmayan bu sorunun iptal edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Aday 5, II. cümlede üç nokta kullanıldığı için tahminin söz konusu olduğunu; bu

nedenle sorunun doğru cevabının “B” seçeneği olması gerektiğini iddia etmiştir.

Aday 6, IV. ve V. cümlelerin, olmayan ama geçmişteki gözlemlerden hareketle olası

yani muhtemel olarak olabilecek varsayımlar olduğunu ve aynı zamanda V. cümlede bulunan

“bunlara eklenir” ifadesinin IV. cümleyi destekler nitelikte olduğunu ifade ederek sorunun

doğru cevabının hem “D” hem de “E” olması gerektiğini iddia etmiştir.

Komisyon Görüşü: İtiraza konu olan soru incelendiğinde bu soruda, “tahmin” içeren bir

cümlenin bulunmadığı görülmüştür. Adaylar itirazlarında haklıdır. Sorunun iptal edilmesi

uygundur.

Sonuç: Soruya yapılan itiraz komisyonumuz tarafından yerinde bulunmuştur. Soru iptal

edilerek sonuçlara ilişkin değerlendirme buna göre yapılacaktır.

Page 8: TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA … · d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları, e) Türkçe dil bilgisi ve yazıma ile ilgili konuları, f) Halkla

7

İtiraza konu olan soru:

A kitapçığı 10 / B kitapçığı 82

Yolda yürüyorken uzaktan yaşlı bir adamın geldiğini gördüm. Üzerinde biraz eski, açık mavi

bir takım elbise vardı. Ceketin üst cebinde üçgen şeklinde kıvrılmış mendil, kravatı ile aynı

renkteydi. Yer yer ağarmış saçlarını sol tarafa yatırmış, hala siyahlığını koruyan bıyıklarını

üst dudağının üzerini kapatacak şekilde bırakmıştı. Bana babamı hatırlattı.

Yukarıdaki parçanın anlatımı için aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

A) Karşılaştırmalar yapılmıştır.

B) Tanımlamalara yer verilmiştir.

C) Betimlemelerden yararlanılmıştır.

D) Kişileştirmeye başvurulmuştur.

E) Sayısal veriler kullanılmıştır.

Adayın İtirazı: Aday 1, soruda bahsedilen yaşlı adamın üzerine giydikleri, mendili, kravatı;

adamın saçları ve bıyıkları tarif edilerek tanıtıldığı için “B” seçeneğinin doğru cevap seçeneği

olması gerektiğini iddia etmiştir.

Aday 2, “tanımlama”nın, bir şeyin onu benzerlerinden ayırıcı bölümlerini

dökümlendirme olarak açıklandığını; bu durumda “B” seçeneği de doğru cevap seçeneği

olacağından sorunun hem “B” hem de “C” olmak üzere iki doğru cevabı olduğunu; bu

nedenle bu sorunun iptal edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Aday 3, “mendili, kravatı ile aynı renkteydi” ifadesinde bir “karşılaştırma” yapıldığını;

bu nedenle soru kökünün aslında “Yukarıdaki parçanın anlatımı için aşağıdakilerden hangisi

ağır basmaktadır?” şeklinde olması gerektiğini belirterek sorunun hem “A” hem de “C” olmak

üzere iki doğru cevabı olduğunu; bu nedenle bu sorunun iptal edilmesi gerektiğini iddia

etmiştir.

Komisyon Görüşü: Adayın bahsettiği, yaşlı adamın üzerine giydikleri, mendili, kravatı ile

adam bize tasvir edilmektedir yani betimlenmektedir. Söz konusu cümlenin tanımlama

olabilmesi için bir kavram ya da varlığı özellikleriyle anlatması gerekirdi. Örneğin "Kravat,

Page 9: TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA … · d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları, e) Türkçe dil bilgisi ve yazıma ile ilgili konuları, f) Halkla

8

insanların medeniyet için kullandıkları bir giysidir." denmesi gerekirdi. Dolayısıyla adayın

itirazının yerinde olmadığı görülmektedir.

Benzer şekilde burada bir "açıklama" değil "tasvir etmek" söz konusudur. Adamın

üzerindeki kıyafetlerin söylenmesi adayın belirttiği gibi; ondan başka hiç kimse bu kıyafetleri

giymiyor, o diğerlerinden farklı anlamına gelmiyor. Var olan durumun betimlemesi

gerçekleştiriliyor. Dolayısıyla adayın itirazının yerinde olmadığı görülmektedir.

Parçada mendilin kravat ile aynı renkte olduğu söylenirken yine mendilin bir

betimlemesi gerçekleştirilmiştir. Adayın bahsettiği gibi "ağır basmaktır" ifadesi soru kökü için

doğru değildir çünkü parçada seçeneklerde yer alan kişileştirme, tanımlama vb. unsurlar

bulunmamaktadır. Kaldı ki adayın itiraz ettiği “A” seçeneğinde ise "karşılaştırmalar" dan söz

edilmektedir. Parça içinde karşılaştırmalar değil, betimlemeler kullanılmıştır. Dolayısıyla

adayın itirazının yerinde olmadığı görülmektedir.

Sonuç: Soruya yapılan itirazlar komisyonumuz tarafından yerinde bulunmamıştır.

ATATÜRK İLKELERİ ve İNKILAP TARİHİ

A kitapçığı 12 / B kitapçığı 84

Aşağıdakilerden hangisi Cumhuriyet döneminde kurulan siyasi partilerde genel

başkanlık görevi yapan kişileri göstermektedir?

A) Mustafa Kemal Atatürk, Rauf Orbay, Refet Bele

B) Mustafa Kemal Atatürk, Kazım Karabekir, Ali Fethi Okyar

C) İsmet İnönü, Ali Fuat Cebesoy, Kazım Orbay

D) İsmet İnönü, Adnan Adıvar, Hasan Polatkan

E) Celal Bayar, Fahrettin Altay, Tevfik İleri

Adayın İtirazı: Adaylar, doğru cevap seçeneği olarak verilen “B” seçeneğindeki isimlerin

Cumhuriyet Halk Partisi’nin, Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nın ve Serbest Cumhuriyet

Fırkası’nın “kurucu” genel başkanları olduğunu; oysa soruda “Cumhuriyet döneminde

Page 10: TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA … · d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları, e) Türkçe dil bilgisi ve yazıma ile ilgili konuları, f) Halkla

9

kurulan siyasi partilerde genel başkanlık görevi yapan kişiler”in sorulduğunu belirterek

sorunun iptal edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Komisyon Görüşü: Siyasi partilerin kurucu başkanlarının değil, genel başkanlık görevinde

bulunmuş olan kişilerin sorgulandığı tespiti doğrudur; ancak, parti kurucusu olmak, genel

başkanlık yapmaya engel bir durum değildir ve her ikisi ayrı ayrı tanımlamalardır. Yani parti

kurucusu olmak, ilk genel başkan veya sonraki yıllarda genel başkanlık görevlerinde

bulunamamak veya seçilememek manasına gelmemektedir. Soruda söz konusu olduğu gibi

Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nın ve Serbest Cumhuriyet Fırkası’nın “kurucu” başkanları

(Kazım Karabekir, Ali Fethi Okyar) aynı zamanda partilerinin ilk genel başkanları olmuştur.

Ancak Karabekir ve Okyar, partilerinin siyasi ömürlerinin kısa olmasından dolayı sonraki

yıllarda yeniden genel başkan seçilme tecrübesi yaşayamamıştır. Atatürk de CHP’nin hem

kurucusu hem de ilk genel başkanıdır. Ancak O, partisinin kurulması ile sadece bir defalığına

genel başkanlık makamında kalmayacaktır. Zira 1927 yılındaki II. CHP Kurultay’ında

partinin değişmez genel başkanı olarak seçilen ve nitelendirilen Mustafa Kemal Atatürk’ün

görevinin devam etmesi kararlaştırılmıştır. Atatürk 10 Kasım 1938’e kadar cumhurbaşkanlığı

görevi ile aynı anda CHP Genel Başkanlığı görevini de sürdürmüştür. Cumhurbaşkanı İsmet

İnönü ise 26 Aralık 1938 tarihinde yapılan CHP ilk olağanüstü kongresinden sonra genel

başkan seçilmiştir. Böylece CHP tarihinin ikinci genel başkanı göreve başlamıştır. Dolayısıyla

“B” seçeneğinde verilen isimler, Cumhuriyet döneminde genel başkanlık görevi de yapan

liderlerdir ve soruda sadece genel başkanlık yapmış; ancak kurucu başkan olmamış kişiler

istenmediği için sorunun iptal edilmesi söz konusu değildir.

Sonuç: Soruya yapılan itiraz komisyonumuz tarafından yerinde bulunmamıştır.

A kitapçığı 13 / B kitapçığı 85

Türk dilini sadeleştirmek, herkes tarafından anlaşılmasını sağlamak, yabancı dillerin

boyunduruğundan kurtarmak amacıyla 12 Temmuz 1932 tarihinde kurulan kurum

aşağıdakilerden hangisidir?

A) Türk Tarihi Tetkik Cemiyeti

B) İstanbul Edebiyat Fakültesi

Page 11: TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA … · d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları, e) Türkçe dil bilgisi ve yazıma ile ilgili konuları, f) Halkla

10

C) Türk Dil Cemiyeti

D) Millet Mektepleri

E) Halkevleri

Adayın İtirazı: Adaylar, 12 Temmuz 1932’de Atatürk’ün talimatı ile kurulan cemiyetin

“Türk Dili Tetkik Cemiyeti” olduğunu; bu cemiyetin adının 1934’te “Türk Dili Araştırma

Kurumu” olarak değiştirildiğini; 1936’da ise “Türk Dil Kurumu” adını aldığını belirterek

sorunun doğru cevabı, cevap seçenekleri arasında olmadığından bu sorunun iptal edilmesi

gerektiğini iddia etmiştir.

Komisyon Görüşü: 12 Temmuz 1932 tarihinde kurulan kurum, “Türk Dili Tetkik Cemiyeti”

adını taşımakla birlikte soruda, Türk dilini sadeleştirmek, herkes tarafından anlaşılmasını

sağlamak, yabancı dillerin boyunduruğundan kurtarmak faaliyetlerini yürütecek bu cemiyetin

kurulduğu tarihteki tam veya orijinal adı sorulmamaktadır. Zira 1932 yılında kurulan cemiyet

hakkında akademik dergi ve kitaplarda “Türk Dil Cemiyeti” ifadesi sıklıkla kullanılagelmiştir.

Örneğin Özlem Bayraktar, Güneş Dil Teorisi: “Batı” ve “Türk” Arasındaki Sınırı İdare

Etmek, Journal of Global Studies, 2012; Rıdvan Çongur, Dilimizin Özleşmesinde Aşırı

Davranılmış mıdır?, Ankara, TDK Yayınları, 1963; Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Atatürk ve

Türk Dili Ankara: TDK Yayınları, 1963; Sibel Ercan, Yerel Basına Göre İzmir’de 1930’lu

Yıllarda Laiklik Uygulamaları, ÇTTAD, XI/23, (2011/Güz); Orhan Türkdoğan, Kimlik - Göç

- Sosyal Şiddet ve Türkiye Gerçeği, İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Konferansları Dergisi,

2007… Bütün bunların dışında ÖSYM tarafından yapılmış olan sınavlarda da, 1932 yılındaki

cemiyet ile ilgili Türk Dil Cemiyeti gibi kullanım arz eden “Türk Dil Kurumu” ifadelerine

rastlanabilmektedir. Üstelik Kurum sınavlarında referans kaynak olarak alınmakta olan TC

Başbakanlık Devlet Personel Başkanlığı Görevde Yükselme Eğitimi Ders Notları’nda 12

Temmuz 1932’de “Türk Dil Cemiyeti’nin (Türk Dil Kurumu’nun)” kurulduğu ifade

edilmektedir. Bu nedenlerle mevcut sorunun iptal edilmesine gerek görülmemiştir.

Sonuç: Soruya yapılan itiraz komisyonumuz tarafından yerinde bulunmamıştır.

Page 12: TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA … · d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları, e) Türkçe dil bilgisi ve yazıma ile ilgili konuları, f) Halkla

11

A kitapçığı 14 / B kitapçığı 86

Halkın kendini yönetmesi demek olan demokrasiyi esas alan, hiçbir kişi ya da zümreye

ayrıcalık tanımayan ve vatandaşların kanun karşısında eşitliği esasına dayanan Atatürk

ilkesi aşağıdakilerden hangisidir?

A) Halkçılık

B) Cumhuriyetçilik

C) Devletçilik

D) İnkılâpçılık

E) Milliyetçilik

Adayın İtirazı: Aday 1, “Halkın kendi kendini yönetmesi” demek olan ilkenin

Cumhuriyetçilik ilkesi, “hiçbir zümreye ayrıcalık tanımayan ve vatandaşların kanun

karşısında eşitliği” esasına dayanan ilkenin ise Halkçılık ilkesi olduğunu belirterek sorunun

iki doğru cevabı bulunduğundan bu sorunun iptal edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Aday 2, Halkçılığın tanımının eksik yapılmasından dolayı doğru cevap seçeneği olan

bu seçeneğin, diğer seçeneklerden ayırt edilemediğini ve soru kökünün Halkçılığı

yansıtmadığını belirterek sorunun iptal edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Aday 3, Cumhuriyetçiliğin özünde “demokrasi” ve “yönetim”; Halkçılığın özünde ise

“refah gelir dağılımı” olduğunu belirterek doğru cevap seçeneğinin “B” olması gerektiğini

iddia etmiştir.

Aday 4, Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi’nin 42. sayfasında Vehbi Tanfer’in

Cumhuriyetçilik için “Egemenliği verme ve yönetimde milletin tek söz sahibi olması

anlamına gelene bir ilkedir.” şeklindeki ifadesine dikkati çekerek doğru cevap seçeneğinin

“B” olması gerektiğini iddia etmiştir.

Komisyon Görüşü: Soruda, “Halkın kendi kendini yönetmesi” ifadesi değil, “Halkın kendini

yönetmesi demek olan demokrasiyi esas alan” ifadesi kullanılmıştır. Nitekim Halkçılık,

“Cumhuriyetçilik ilkesinin içerdiği demokratik uygulamaların sadece yasalarda bir ifade

olarak kalmasından ziyade halklaştırılmasını, işlerliğe kavuşturulmasını amaçlar.” Akademik

kaynaklar ile yukarıdaki açıklamaların daha da genişletilmesi mümkündür. Bu konuda

akademik veya resmi yayınlar için bakınız: TC Başbakanlık Devlet Personel Başkanlığı

Görevde Yükselme Eğitimi Ders Notları, Ankara 2011 (“Atatürk’ün Halkçılık ilkesi; fert, aile

Page 13: TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA … · d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları, e) Türkçe dil bilgisi ve yazıma ile ilgili konuları, f) Halkla

12

ve sınıf egemenliğine izin vermeyen bütün vatandaşların kanun önünde eşitliği esasına

dayanır. Milli egemenliği esas alır. Halkın kendi kendini yönetmesi demek olan demokrasiyi

esas alır. Atatürk’ün halkçılık ilkesinde, hiçbir kişi, aile ya da zümreye ayrıcalık tanınmaz.”);

Ahmet Mumcu, Türkiye Cumhuriyeti İnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük, İstanbul 1983; Sait

Dinç, Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi, Adana 2003; Osman Akandere vd., Atatürk İlkeleri

ve İnkılâp Tarihi, Konya 2006; Sıdıka Cebeci vd., Türkiye Cumhuriyeti Tarihi, Ankara 2007;

Ali Sarıkoyuncu vd., Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi, Ankara 2009; Ali İhsan Gencer,

Sabahattin Özel, Türk İnkılâp Tarihi, İstanbul 2005; N.Kemal Azak vd., Atatürk İlkeleri ve

İnkılâp Tarihi, Trabzon 2006; İsrafil Kurtcephe, Aydın Beden, Türkiye Cumhuriyeti 1,

Ankara 2006; Suna Kili, Türk Devrim Tarihi, İstanbul 2006; Haluk Selvi vd., Atatürk İlkeleri

ve İnkılâp Tarihi, İstanbul 2006…

İtiraza konu olan soruda yapılmış olan “Halkçılık” tanımı ile seçeneklerde yer alan

ilkelerin tanımları arasında ayırt ediciliği önleyecek ve sorunun Halkçılığı yansıtmasına mani

olacak yetersizlik söz konusu bulunmamaktadır. Nitekim soruya ait şıklarda yer alan ilkelerin,

akademik, resmi kaynak ve yazılarda yapılmakta olan tanımları ile soruda Halkçılığa ait

olarak kabul ettiğimiz ifadeler arasında herhangi bir çakışma söz konusu değildir. Örneğin TC

Başbakanlık Devlet Personel Başkanlığı Görevde Yükselme Eğitimi Ders Notları, Ankara

2011; Ahmet Mumcu, Türkiye Cumhuriyeti İnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük, İstanbul 1983;

Sait Dinç, Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi, Adana 2003; Osman Akandere vd., Atatürk

İlkeleri ve İnkılâp Tarihi, Konya 2006; Sıdıka Cebeci vd., Türkiye Cumhuriyeti Tarihi,

Ankara 2007; Ali Sarıkoyuncu vd., Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi, Ankara 2009; Ali İhsan

Gencer, Sabahattin Özel, Türk İnkılâp Tarihi, İstanbul 2005; N.Kemal Azak vd., Atatürk

İlkeleri ve İnkılâp Tarihi, Trabzon 2006; İsrafil Kurtcephe, Aydın Beden, Türkiye

Cumhuriyeti 1, Ankara 2006; Suna Kili, Türk Devrim Tarihi, İstanbul 2006; Haluk Selvi vd.,

Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi, İstanbul 2006... Halkçılığın birbirini tamamlayan

niteliklerinin verildiği soru kökündeki ayrıntı ile sorunun ölçme düzeyini düşürmenin ve soru

kökünü uzatmanın gerekli olmadığı aşikârdır.

Aday 3, Halkçılık ilkesinin, vatandaşlar arasında her türlü eşitliği esas alan yapısının dışında

demokratik olma özelliğinin de gözden kaçırılmaması gerekmektedir. Zira Atatürk’e göre

Halkçılık ilkesi, siyasi bir mahiyet taşımaktadır. Bu siyasi mahiyet, öncelikle hâkimiyetin

kaynağı ile ilgilidir. Atatürk bu konuda, “Bizim görüşümüz –ki Halkçılıktır- kuvvetin,

kudretin, egemenliğin, idarenin doğrudan doğruya halka verilmesidir, halkın elinde

bulundurulmasıdır. Yine şüphe yok ki, bu dünyanın en kuvvetli bir esası, bir ilkesidir.”

Page 14: TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA … · d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları, e) Türkçe dil bilgisi ve yazıma ile ilgili konuları, f) Halkla

13

demektedir. “Bizim şeklimiz tam bir hükümettir.” diyen Atatürk, Halkçılığı çağdaş demokrasi

anlayışının uygulanması olarak kabul etmektedir. Halkçılık zaten siyasal, sosyal ve ekonomik

alanlarda demokratikleşmenin hem temel ilkesi hem de sonucu olarak ortaya çıkmaktadır.

Akademik kaynaklar ile yukarıdaki açıklamaların daha da genişletilmesi mümkündür.

Örneğin TC Başbakanlık Devlet Personel Başkanlığı Görevde Yükselme Eğitimi Ders

Notları, Ankara 2011 (“Atatürk’ün halkçılık ilkesi; fert, aile ve sınıf egemenliğine izin

vermeyen bütün vatandaşların kanun önünde eşitliği esasına dayanır. Milli egemenliği esas

alır. Halkın kendi kendini yönetmesi demek olan demokrasiyi esas alır. Atatürk’ün halkçılık

ilkesinde, hiçbir kişi, aile ya da zümreye ayrıcalık tanınmaz.”); Ahmet Mumcu, Türkiye

Cumhuriyeti İnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük, İstanbul 1983; Sait Dinç, Atatürk İlkeleri ve

İnkılâp Tarihi, Adana 2003; Osman Akandere vd., Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi, Konya

2006; Sıdıka Cebeci vd., Türkiye Cumhuriyeti Tarihi, Ankara 2007; Ali Sarıkoyuncu vd.,

Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi, Ankara 2009; Ali İhsan Gencer, Sabahattin Özel, Türk

İnkılâp Tarihi, İstanbul 2005; N.Kemal Azak vd., Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi, Trabzon

2006; İsrafil Kurtcephe, Aydın Beden, Türkiye Cumhuriyeti 1, Ankara 2006 ; Suna Kili, Türk

Devrim Tarihi, İstanbul 2006; Haluk Selvi vd., Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi, İstanbul

2006. Bu nedenlerle doğru seçeneğin değişmesi gerekli görülmemektedir.

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi’nin 42. sayfasında yer alan “Egemenliği verme ve

yönetimde milletin tek söz sahibi olması anlamına gelen bir ilkedir.” ifadesi ile soru kökünde

yer alan bilgiler ve Halkçılık arasında tamamıyla bağlantı kurup doğru cevabı

Cumhuriyetçilik olarak göstermek kabul edilemez bir çıkarımdır. Nitekim soru kökünde yer

alan “Halkın kendini yönetmesi demek olan demokrasiyi esas alan” ifadesi doğrudan

Cumhuriyetçilik ile karşılanamaz. Zira Atatürk’e göre Halkçılık ilkesi, siyasi bir mahiyet

taşımaktadır. Bu siyasi mahiyet öncelikle hâkimiyetin kaynağı ile ilgilidir. Atatürk bu konuda:

“Bizim görüşümüz –ki Halkçılıktır- kuvvetin, kudretin, egemenliğin, idarenin doğrudan

doğruya halka verilmesidir, halkın elinde bulundurulmasıdır. Yine şüphe yok ki, bu dünyanın

en kuvvetli bir esası, bir ilkesidir.” demektedir. “Bizim şeklimiz tam bir hükümettir.” diyen

Atatürk, Halkçılığı çağdaş demokrasi anlayışının uygulanması olarak kabul etmektedir.

Halkçılık zaten siyasal, sosyal ve ekonomik alanlarda demokratikleşmenin hem temel ilkesi

hem de sonucu olarak ortaya çıkmaktadır. “... hiçbir kişi ya da zümreye ayrıcalık tanımayan

ve vatandaşların kanun karşısında eşitliği esasına dayanan” ilke Halkçılığa işaret etmekte olup

akademik kaynaklar ile yukarıdaki açıklamaların daha da genişletilmesi mümkündür.

Örneğin, TC Başbakanlık Devlet Personel Başkanlığı Görevde Yükselme Eğitimi Ders

Notları, Ankara 2011 (“Atatürk’ün halkçılık ilkesi; fert, aile ve sınıf egemenliğine izin

Page 15: TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA … · d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları, e) Türkçe dil bilgisi ve yazıma ile ilgili konuları, f) Halkla

14

vermeyen bütün vatandaşların kanun önünde eşitliği esasına dayanır. Milli egemenliği esas

alır. Halkın kendi kendini yönetmesi demek olan demokrasiyi esas alır. Atatürk’ün halkçılık

ilkesinde, hiçbir kişi, aile ya da zümreye ayrıcalık tanınmaz.”); Ahmet Mumcu, Türkiye

Cumhuriyeti İnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük, İstanbul 1983; Sait Dinç, Atatürk İlkeleri ve

İnkılâp Tarihi, Adana 2003; Osman Akandere vd., Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi, Konya

2006; Sıdıka Cebeci vd., Türkiye Cumhuriyeti Tarihi, Ankara 2007; Ali Sarıkoyuncu vd.,

Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi, Ankara 2009; Ali İhsan Gencer, Sabahattin Özel, Türk

İnkılâp Tarihi, İstanbul 2005; N.Kemal Azak vd., Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi, Trabzon

2006; İsrafil Kurtcephe, Aydın Beden, Türkiye Cumhuriyeti 1, Ankara 2006 ; Suna Kili, Türk

Devrim Tarihi, İstanbul 2006; Haluk Selvi vd., Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi, İstanbul

2006. Bu nedenlerle doğru seçeneğin değişmesi gerekli görülmemektedir.

Sonuç: Soruya yapılan itirazlar komisyonumuz tarafından yerinde bulunmamıştır.

HALKLA İLİŞKİLER ve ETİK DAVRANIŞ KURALLARI

A kitapçığı 15 / B kitapçığı 87

Kamunun ilgisini çekmek suretiyle bir konunun tanıtımının yapılmasını öngören halkla

ilişkiler modeli aşağıdakilerden hangisidir?

A) Basın Ajansı/Tanıtım Modeli

B) Kamuyu Bilgilendirme Modeli

C) İki Yönlü Asimetrik Modeli

D) İki Yönlü Simetrik Modeli

E) Durumsal Modeli

Adayın İtirazı: Aday 1, bu sorunun TC Başbakanlık Devlet Personel Başkanlığı’nın eğitim

kaynağında yer alan “ortak konular”dan hazırlanmadığını belirterek bu sorunun kapsam dışı

olması sebebiyle iptal edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Aday 2, doğru cevap seçeneğinin “D” seçeneği olması gerektiğini iddia etmiştir.

Page 16: TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA … · d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları, e) Türkçe dil bilgisi ve yazıma ile ilgili konuları, f) Halkla

15

Komisyon Görüşü: Aday, sorunun kendisine yönelik bir itirazda bulunmamaktadır; bu

sorunun TC Başbakanlık Devlet Personel Başkanlığı’nın eğitim kaynağında yer alan “ortak

konular”dan hareketle hazırlanmadığını ileri sürmektedir. Bu soru, halkla ilişkiler konusunda

okuma yapan herhangi bir kişinin bilmesi gereken ve de bildiği kabul edilen bir konuyla

ilgilidir. Halkla ilişkiler sadece “konu başlığı” olarak sınav kılavuzunda belirtilmiştir ve

halkla ilişkiler sorularının hazırlanacağı belirli bir kitap ismi verilmemiştir.

Aday, sorunun doğru cevabının D seçeneğinin olması gerektiğini ileri sürmüştür. Ayla

Okay ve Aydemir Okay’ın Der Yayınları’ndan çıkan “Halkla İlişkiler Kavram, Strateji ve

Uygulamaları” kitabına bakıldığında sorunun doğru cevabının “A” seçeneği olduğu

görülecektir. Kitabın 86. sayfasında, Basın Ajansı/Tanıtım Modeli başlığı altında “Kamunun

ilgisini çekerek bir konunun tanıtımının yapılmasıdır.” şeklinde bir açıklama mevcuttur.

Sonuç: Soruya yapılan itirazlar komisyonumuz tarafından yerinde bulunmamıştır.

A kitapçığı 17 / B kitapçığı 89

Mükemmel halkla ilişkiler teorisinin mimarı aşağıdaki düşünürlerden hangisidir?

A) Ivy Lee

B) Edward Bernays

C) James Grunig

D) Elihu Katz

E) Harold Lasswell

Adayın İtirazı: Aday 1, doğru cevap seçeneği olarak verilen James Grunig’in, mükemmel

halkla ilişkiler araştırmasının sonucu olan ve “durumsal model” olarak tarif edilen modelin

mimarı olduğunu; soruda belirtilen ifadenin ise açıkça “teori” ifadesi olduğunu belirterek bu

sorunun adaylar tarafından kaynaklarda bulunmasının ve bu sorunun adaylara sorulmuş

olmasının fazlasıyla zor olduğunu ifade etmiştir. Anadolu Ünv. Yayını No: 2713 / Açık

Öğretim Fakültesi Yayını: 1676 “Halkla İlişkiler” kitabı sayfa 114’te geçen “Amerika’nın

köklü kurumlarından biri olan Uluslar arası İş İletişimleri Birliği (IABC), iletişim yönteminin

organizasyon hedeflerine daha etkili bir biçimde ulaşabilmeyi nasıl sağlayabileceğinin ve bu

etkinin finansal olarak nasıl değerlendirilebileceğinin ortaya konulması amacıyla Grunig ve

Page 17: TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA … · d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları, e) Türkçe dil bilgisi ve yazıma ile ilgili konuları, f) Halkla

16

ekibini finanse etmiştir. ‘Mükemmel halkla ilişkiler araştırması’ olarak literatüre geçen bu

araştırmanın sonucunda ‘durumsal model’ ortaya çıkmıştır.” bilgisine işaret eden aday, soru

kökünün yanlış olmasından dolayı bu sorunun iptal edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Aday 2, sorunun doğru cevabının objektif olması gerektiğini ama subjektif bir yorum

sorusu olduğundan kesin bir doğruya dayanmadığı için adayları doğru cevaba

ulaştıramayacağını belirterek bu sorunun iptal edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Aday 3, “Halkla İlişkiler ve Etik Davranış Kuralları” konu başlığından hazırlanan

soruların, teori başlıklarından ya da teori mimarlarından olamayacağını; bu nedenle, bu

sorunun sınav sorularından olma amacını yansıtmadığı için iptal edilmesi gerektiğini iddia

etmiştir.

Aday 4, sorunun cevap seçenekleri arasında halkla ilişkilerin kurucusu olan Ivy

Lee’nin de mevcut olduğunu belirterek Grunig’in 1980’lerden sonra halkla ilişkilerin

gelişmesine neden olduğunu; bu durumunda Grunig’in, mükemmel halkla ilişkiler teorisinin

mimarı olarak kabul edilmesinin göreceli ve şahsi bir görüş belirttiğini ifade ederek doğru

cevabın hem “A” hem de “C” seçeneği olduğunu; bu nedenle sorunun iptal edilmesi

gerektiğini iddia etmiştir.

Komisyon Görüşü: Editörlüğünü James E. Grunig’in yaptığı, birçok uzmanın yazısının yer

aldığı “Halkla İlişkiler ve İletişim Yönetiminde Mükemmellik” isimli kitabı, Rota Yayınları

tarafından 2005 yılında yayımlanmıştır. Yazar, adı geçen kitabın 13. Sayfasında, “Kuramın

Yapı Taşları” başlığı altında kuramla ilgili şunları söylemektedir: “IABC tarafından örgütsel

hedeflere ulaşmakta iletişim nasıl bir rol oynar? Bu soru genel halkla ilişkiler kuramımızın

parçalarını birbirine bağlayan temel etkinlik kuramını inşa etmeye ayırdığımız Kısım I’in

odak noktasını oluşturuyor. Kısım I’in, hatta belki bu kitabın en önemli bölümü olan 3.

bölümde, bir örgütün etkin olmasının ne anlama geldiği tartışılıyor ve etkin bir halkla

ilişkilerin örgütlerin etkinliğini nasıl artırdığı kuramsal olarak açıklanıyor. Ancak IABC

Araştırma Vakfı’nın ortaya koyduğu bu bir tek sorunun -etkinlik sorusu- yeterli olmadığını

anlamamız uzun sürmedi. Bu yüzden bunun yanına bir mükemmellik sorusunu ekledik:

Halkla ilişkilerin ve iletişim işlevinin örgütsel etkinliğe en büyük katkıyı sağlaması için

bunların nasıl uygulanması ve nasıl düzenlenmesi gerekiyor? Mükemmellik sorusuna cevap

verebilmek için, öncelikle halkla ilişkiler hedeflerine ulaşmakta etkili olabilmesi için halkla

ilişkilerin nasıl yönetilmesi gerektiğini anlamamız gerekiyordu.” Verilen bu bilgiden

hareketle kitabın bir çok kısmında halkla ilişkilerin mükemmelliği üzerine mantıki bakımdan

birbiri ile alakalı, birbirine zıt düşmeyen görüşler ve ifadeler yer almaktadır. Kapsamlı bir

Page 18: TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA … · d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları, e) Türkçe dil bilgisi ve yazıma ile ilgili konuları, f) Halkla

17

çalışma olan “Halkla İlişkiler ve İletişim Yönetiminde Mükemmellik” isimli kitap

yayınlandığı tarihten bu tarafa alanda mükemmel halkla ilişkiler teorisi oluşturma çalışması

olarak nitelendirilmiş; Grunig de mükemmel halkla ilişkiler kuramcısı olarak adlandırılmıştır.

İtiraza konu olan bu sorunun cevabı kesindir. Subjektif bir değerlendirme söz konusu

olamaz. Yukarıda zikredilen kitaba göz atıldığında da bu görülecektir.

Bir bilim dalı olma iddiasında olan bir alanın kuramsal çerçevesinin belirlenmiş

olması kaçınılmazdır. Kuram, mantıki bakımdan birbiri ile alakalı olup birbirine zıt düşmeyen

ve kendilerinden sınanabilecek hipotezler çıkarabilecek kavramlar, ifadeler ve fikirler

sistemidir. Bir sınavda alanla ilgili kuramsal çalışmaların ve bu kuramı oluşturanların

sorulmaması diye bir düşüncenin olmaması gerekir.

Alanla ilgili çalışma yapan düşünürler, Ivy Lee’yi alanın öncülerinden birisi olarak

değerlendirir. Lee’nin, halkla ilişkilerin gelişmesine büyük katkısı olmuştur. Bunu yadsımak

mümkün değildir. Ama Lee’nin mükemmel halkla ilişkiler türünden bir çalışması, bir modeli

söz konusu değildir. Der Yayınları’ndan çıkan Ayla Okay ve Aydemir Okay’ın “Halkla

İlişkiler Kavram, Strateji ve Uygulamaları” adlı kitabı incelendiğinde de sorunun cevabının

“C” seçeneği olduğu görülecektir.

Sonuç: Soruya yapılan itirazlar komisyonumuz tarafından yerinde bulunmamıştır.

A kitapçığı 19 / B kitapçığı 91

Bir çalışanın iş yerindeki davranışları göz önünde bulundurulduğunda aşağıdakilerden

hangisi yanlış bir davranıştır?

A) Meslek normlarına bağlı olmak

B) Mesleki bilgiyi önemsememek

C) Mesleki değerleri önemsemek

D) Sorumluluğunu bilmek

E) Her yazıyı okumamak

Adayın İtirazı: Aday 1, doğru cevap seçeneği olarak verilen “B” seçeneğine dikkat çekerek

kişinin, mesleki bilgiyi her alanda takip etmesinin mümkün olmadığını; mesleki bilgiye tam

olarak vakıf olunmasa da ya da mesleki bilgi hakkında spesifik akademik çalışmalar takip

Page 19: TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA … · d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları, e) Türkçe dil bilgisi ve yazıma ile ilgili konuları, f) Halkla

18

edilmese de o kişinin insanlara yardımcı olabileceğini belirterek bu sorunun iptal edilmesi

gerektiğini iddia etmiştir.

Aday 2, “E” seçeneğinde verilen “Her yazıyı okumamak” ifadesinin bir iş yerinde

yanlış bir davranış olduğunu belirterek kişinin şahsına iletilen her yazıyı mutlaka okuması

gerektiğini; bu nedenle sorunun doğru cevabının “E” seçeneği olduğunu iddia etmiştir.

Komisyon Görüşü: Mesleki bilgi işin daha verimli ve etkili yapılması için gereklidir. Kamu

ya da özel herhangi bir kuruluş, bir personel istihdam etmek istediğinde önce işin tanımını

yapıp çerçevesini belirler ve sonra da, o işi yapabilecek mesleki bilgiye ve donanıma sahip

kişiyi almak ister. Mesleki bilgisi olmayan herhangi birisinin tercih edildiği bugüne kadar

görülmüş bir durum değildir. Dolayısıyla, soruda herhangi bir hata bulunmamaktadır.

Sorunun cevap seçeneklerinden biri olan “Her yazıyı okumamak” cümlesinden

personele iletilen ve personelin işiyle ilgili yazıların okumaması kastedilmemektedir. Bu

düşünceden hareket edilmiş olsa “Personel kendisine iletilen her yazıyı okumamalı.” şeklinde

bir cümle kurulması gerekirdi; fakat bu soruda öyle bir sınırlama yapılmamıştır. Burada

personelin, kendisini ilgilendirmeyen ve kuruluşla ya da diğer çalışanlarla ilgili gizli, özel

veya genel bütün yazıları okumaması belirtilmektedir. Sorunun tek doğru cevabı “B”

seçeneğidir.

Sonuç: Soruya yapılan itirazlar komisyonumuz tarafından yerinde bulunmamıştır.

A kitapçığı 20 / B kitapçığı 92

Normatif etik modellerinden deontolojik yaklaşımı aşağıdaki ifadelerden hangisi

açıklar?

A) Sonuç yönelimli bir yaklaşımdır.

B) Yararcılığı temel alan bir anlayıştır.

C) Ödev yönelimli bir yaklaşımdır.

D) Bireyi araçsallaştıran bir yaklaşımdır.

E) Mutlulukçu bir anlayıştır.

Page 20: TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA … · d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları, e) Türkçe dil bilgisi ve yazıma ile ilgili konuları, f) Halkla

19

Adayın İtirazı: Aday 1, bu sorunun tamamen bilimsel bir çalışma gerektirmekte olan

akademik bir soru olduğunu; LİHKAB sınav kılavuzundan bu tip bir soruyu ihtiva eden bir

konu bulunmadığını; bu nedenle bu sorunun iptal edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Aday 2, “Bir eylemin doğru mu yoksa yanlış mı olduğunu kararlaştırırken sonuçlar

yerine başka faktörleri dikkate alan etik kuramlardır.” şeklindeki normatif etik modellerinden

deontolojik yaklaşımın tanımına dikkat çekerek “D” seçeneğinde yer alan “Bireyi

araçsallaştıran bir yaklaşımdır.” ifadesinin de doğru cevap seçeneği olması gerektiğini; bu

sorunun doğru cevabının hem “C” hem de “D” seçeneği olduğunu; bu nedenle sorunun iptal

edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Komisyon Görüşü: LİHKAB sınav kılavuzunda “Etik Davranış Kuralları” başlığı yer

almaktadır ve bu başlıkta soru hazırlanması için belirli bir kitap ismi belirlenmemiştir. Bu

konu başlığı ile ilgili bilgisi olan veya okuma yapmış olan birisinin bu soruyu

yanıtlayamaması mümkün değildir.

Ruhdan Uzun’un Gazi Ünv. İletişim Fakültesi tarafından 2007 yılında yayımlanan

“İletişim Etiği Sorunlar ve Sorumluluklar” kitabının 14. sayfasında “En yaygın normatif etik

modellerinden ikisi de genellikle teleolojik (erekbilimsel) ve deontolojik (ödevbilimsel)

olarak sınıflandırılır. … Deontolojik etik yaklaşımı sonuçsal olmayan kuramları içerir. Bu

yaklaşıma göre, yapılan eylemin ahlakilik kriteri sadece sonuçları olamaz. Bu kuramlarda

kararlar dürüstlük, adalet, kişilere ve mülkiyete saygı gibi ilkelere dayandırılır.” şeklinde ifade

edilmektedir. Kaynaktan hareketle sorunun cevabının yalnızca “C” şıkkı olacağı çok açıktır.

Sonuç: Soruya yapılan itirazlar komisyonumuz tarafından yerinde bulunmamıştır.

Page 21: TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA … · d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları, e) Türkçe dil bilgisi ve yazıma ile ilgili konuları, f) Halkla

20

ANAYASA

A kitapçığı 21 / B kitapçığı 93

Aşağıdakilerden hangisi 1982 Anayasası’na göre Cumhurbaşkanı seçilme şartlarından

biri değildir?

A) Kırk yaşını doldurmuş olmak

B) Yükseköğrenim yapmış olmak

C) Türkiye Büyük Millet Meclisi üyesi olmak

D) En az yirmi milletvekilinin yazılı teklifiyle aday gösterilmiş olmak

E) Genel oyla yapılacak seçimde, geçerli oyların salt çoğunluğunu almak

Adayın İtirazı: Adaylar, “E” seçeneğinde yer alan şartın 2010 yılında yapılan Anayasa

değişikliği ile Cumhurbaşkanının halkoyu ile seçilmesi şekline getirildiğini belirterek bu

durumda “E” seçeneğinin de 1982 Anayasası’nda yer almadığına dikkat çekmiş; bu sorunun

iptal edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Komisyon Görüşü: Cumhurbaşkanı seçimi Anayasa’nın 101 ve 102. maddelerinde

düzenlenmiştir. 102. maddeye göre genel oyla yapılacak seçimde, geçerli oyların salt

çoğunluğunu alan aday Cumhurbaşkanı seçilmiş olur.

I. CUMHURBAŞKANI

A. NİTELİKLERİ VE TARAFSIZLIĞI

Madde 101 - (Değişik madde: 31/05/2007-5678 S.K./4.mad)

Cumhurbaşkanı, kırk yaşını doldurmuş ve yüksek öğrenim yapmış Türkiye Büyük Millet

Meclisi üyeleri veya bu niteliklere ve milletvekili seçilme yeterliğine sahip Türk vatandaşları

arasından, halk tarafından seçilir.

…………………

B. SEÇİMİ

Madde 102 -

………………….

Genel oyla yapılacak seçimde, geçerli oyların salt çoğunluğunu alan aday Cumhurbaşkanı

seçilmiş olur. İlk oylamada bu çoğunluk sağlanamazsa, bu oylamayı izleyen ikinci pazar günü

Page 22: TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA … · d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları, e) Türkçe dil bilgisi ve yazıma ile ilgili konuları, f) Halkla

21

ikinci oylama yapılır. Bu oylamaya, ilk oylamada en çok oy almış bulunan iki aday katılır ve

geçerli oyların çoğunluğunu alan aday Cumhurbaşkanı seçilmiş olur.

Sonuç: Soruya yapılan itiraz komisyonumuz tarafından yerinde bulunmamıştır.

A kitapçığı 23 / B kitapçığı 95

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin bir yasama döneminde sonuçlandıramadığı kanun

tasarı ve tekliflerinin hükümsüz sayılması aşağıdakilerden hangisi ile ifade edilir?

A) İptal olma

B) Kadük olma

C) Butlan ile malûl olma

D) Yoklukla malûl olma

E) Nisyan ile malûl olma

Adayın İtirazı: Adaylar, bu sorunun TC Anayasası’nın genel esasları, temel hak ve ödevleri,

devletin temel organları başlıklarından değil de TBMM içtüzüğü madde 77’den hazırlanıp

sorulduğunu; Anayasa’da “kadük olma” kavramının olmadığını belirterek sorunun iptal

edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Komisyon Görüşü: Sorunun amacı, kanun yapım süreci hakkında genel bilgilerin

sınanmasıdır. Kanun tasarı ve tekliflerinin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde görüşülme usul

ve esasları Anayasa hukukunun en temel konularından birisidir. Kanunların nasıl

hazırlanacakları, nasıl kabul edilecekleri ve nasıl yayımlanacakları 1982 Anayasası’nın 88. ve

89. maddeleri ile Meclis İçtüzüğünün 73 vd. maddelerinde düzenlenmiştir. Ayrıca

Anayasa'nın 95. maddesinde, "Türkiye Büyük Millet Meclisi çalışmalarını, kendi yaptığı

içtüzük hükümlerine göre yürütür." denmektedir. Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü,

yasama sürecinin bağlı olacağı usul ve biçim kurallarını içerir. Meclis İçtüzüğü, Anayasa

hukukunun birincil kaynaklarından sayılır. 1982 Anayasası, İçtüzüğün önemini göz önünde

bulundurarak, onları anayasaya uygunluk denetimi bakımından genel olarak kanunlarla aynı

hükümlere bağlamıştır.

Sonuç: Soruya yapılan itiraz komisyonumuz tarafından yerinde bulunmamıştır.

Page 23: TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA … · d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları, e) Türkçe dil bilgisi ve yazıma ile ilgili konuları, f) Halkla

22

A kitapçığı 25 / B kitapçığı 97

Aşağıdakilerden hangisi 1982 Anayasası’nda düzenlenen sosyal ve ekonomik haklardan

biri değildir?

A) Bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma hakkı

B) Çevre hakkı

C) Çocuk hakları

D) Sosyal güvenlik hakları

E) Toplu iş sözleşmesi hakkı

Adayın İtirazı: Aday 1, “A” seçeneğinde yer alan hakkın 07.05.2010’da, madde 74’ün isim

değiştirmesi ve ek fıkradaki tanımlama ile Anayasa’ya girdiğini belirterek doğru cevabı

olmayan bu sorunun iptal edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Aday 2, 1982’de kabul edilen Anayasa’nın, konu başlığı “Toplu İş Sözleşmesi Hakkı”

olmasına rağmen 60. maddesinin “İşçiler ve işverenler … Toplu iş sözleşmesi hakkına

sahiptir.” şeklinde olduğunu; tüm hukukçuların söylediği, ilgili tüm toplum bireylerinin

bildiği haliyle, net bir biçimde 1982 Anayasası’nın memurlara toplu iş sözleşmesi hakkı

vermediğini; memurların 07.05.2010’da toplu iş sözleşmesi hakkı aldığını (Anayasa’ya

girdiğini) belirterek hem “A” hem de “E” seçeneğinin doğru cevap seçeneği olduğunu; bu

nedenle sorunun iptal edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Komisyon Görüşü: Bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma hakkı, 1982 Anayasası’nın

siyasi haklar ve ödevlerin yer aldığı dördüncü bölümde, “Dilekçe, Bilgi Edinme Ve Kamu

Denetçisine Başvurma Hakkı” başlığı altında, 74. maddede aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir.

Buna göre “Herkes, bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma hakkına sahiptir.” Ayrıca

soruda, Anayasa’da kime, hangi hakların tanındığı değil, sosyal ve ekonomik haklar ile siyasi

haklar ve ödevler ayrımı sorulmuştur.

Bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma hakkı, sosyal ve ekonomik haklardan

değildir; siyasi bir haktır. Dolayısıyla sorunun doğru cevap seçeneğinde herhangi bir hata

bulunmamaktadır.

Sonuç: Soruya yapılan itirazlar komisyonumuz tarafından yerinde bulunmamıştır.

Page 24: TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA … · d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları, e) Türkçe dil bilgisi ve yazıma ile ilgili konuları, f) Halkla

23

A kitapçığı 26 / B kitapçığı 98

I. Cumhurbaşkanı

II. Bakanlar Kurulu

III. Milletvekilleri

1982 Anayasası’na göre, kanun teklif etmeye yukarıdakilerden hangisi ya da hangileri

yetkilidir?

A) Yalnız I

B) Yalnız II

C) Yalnız III

D) I ve III

E) II ve III

Adayın İtirazı: Adaylar, kanun teklif etme yetkisinin sadece milletvekillerine verildiğini;

Bakanlar Kurulunun ise sadece kanun tasarısı vermeye yetkili olduğunu belirterek sorunun

doğru cevabının “C” olması gerektiğini iddia etmiştir.

Komisyon Görüşü: 1982 Anayasası’nın 88. maddesine göre kanun teklif etmeye Bakanlar

Kurulu ve milletvekilleri yetkilidir:

“MADDE 88. – Kanun teklif etmeye Bakanlar Kurulu ve milletvekilleri yetkilidir.”

Kanun tasarı ve tekliflerinin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde görüşülme usul ve esasları

İçtüzükle düzenlenir. Sorunun tek doğru cevabı “E” seçeneğidir.

Sonuç: Soruya yapılan itiraz komisyonumuz tarafından yerinde bulunmamıştır.

Page 25: TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA … · d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları, e) Türkçe dil bilgisi ve yazıma ile ilgili konuları, f) Halkla

24

A kitapçığı 29 / B kitapçığı 101

Türkiye Büyük Millet Meclisi seçimlerinin geriye bırakılması ve ara seçimler hakkında

aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?

A) Savaş sebebiyle ülke genelinde yeni seçimlerin yapılmasına imkân görülmezse

Cumhurbaşkanı, seçimlerin süresiz geriye bırakılmasına karar verebilir.

B) Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliklerinde boşalma olması halinde, ara seçime

gidilir.

C) Ara seçim, her seçim döneminde bir defa yapılır.

D) Kural olarak genel seçimden otuz ay geçmedikçe ara seçime gidilemez.

E) Genel seçimlere bir yıl kala, ara seçim yapılamaz.

Adayın İtirazı: Aday 1, “C” seçeneğinde, her seçim döneminde mutlaka bir defa ara seçim

yapıldığı kesin olarak ifade edildiğinden ve “yapılabilir” gibi bir ihtimal olmadan kesin olarak

“yapılır” yüklemi kullanıldığından hem “A” hem de “C” seçeneğinin doğru cevap seçenekleri

olduğunu; bu nedenle sorunun iptal edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Aday 2, genel seçimin üzerinden otuz ay geçmedikçe ara seçime gidilemeyeceğini;

ancak boşalan üyeliklerin sayısı, üye tam sayısının yüzde beşini bulduğu hallerde ara

seçimlerin üç ay içinde yapılmasına TBMM’nin karar verdiğini; dolayısıyla eksik üye

olmazsa ara seçim yapılamayacağını belirterek, sorunun “B” seçeneğindeki eksik ve yanlış

ifadeden ötürü “B” seçeneğinin de doğru cevap seçeneği olması gerektiğini ifade etmiş; iki

doğru cevabı olan bu sorunun iptal edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Aday 3, diğer iki itirazda yer alan ifadeleri kendi itiraz dilekçesinde belirttikten sonra

sorunun “A”, “B” ve “C” seçeneklerinin doğru cevap seçenekleri olduğunu; bu nedenle,

birden çok doğru cevabı olan bu sorunun iptal edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Komisyon Görüşü: Türkiye Büyük Millet Meclisi seçimlerinin geriye bırakılması ve ara

seçimler, 1982 Anayasası’nın 78. maddesinde düzenlenmiştir. 1982 Anayasası’nın 78.

maddesine göre; “Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliklerinde boşalma olması halinde, ara

seçime gidilir. Ara seçim, her seçim döneminde bir defa yapılır ve genel seçimden otuz ay

geçmedikçe ara seçime gidilemez. Ancak, boşalan üyeliklerin sayısı, üye tamsayısının yüzde

beşini bulduğu hallerde, ara seçimlerinin üç ay içinde yapılmasına karar verilir.” Dolayısıyla

sorunun cevap seçeneklerinde herhangi bir hata bulunmamaktadır.

Sonuç: Soruya yapılan itirazlar komisyonumuz tarafından yerinde bulunmamıştır.

Page 26: TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA … · d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları, e) Türkçe dil bilgisi ve yazıma ile ilgili konuları, f) Halkla

25

İDARE HUKUKU GENEL ESASLARI ve DEVLET TEŞKİLATI

A kitapçığı 33 / B kitapçığı 105

Verilen yetkinin kanunda öngörülen amacı dışında başka bir amaca yönelik olarak

kullanılması idari işlemin hangi unsurundaki bir sakatlığı ifade eder?

A) Yetki

B) Şekil

C) Konu

D) Amaç

E) Sebep

Adayın İtirazı: Aday 1, verilen yetkinin kanunda öngörülen amacı dışında başka bir amaca

yönelik olarak kullanılmasının, idari işlemin “yetki sakatlığı” konusuna girdiğini; bu nedenle

doğru cevap seçeneğinin “A” seçeneği olması gerektiğini iddia etmiştir.

Aday 2, yetkinin başka amaçlarla kullanılmasının “yetki aşımı”nı veya “yetkisizliği”

ifade etmesinden dolayı doğru cevap seçeneğinin “A” seçeneği olması gerektiğini iddia

etmiştir.

Komisyon Görüşü: İdari işlemin beş ana unsuru vardır. Bunlar yetki, şekil, sebep, konu ve

amaçtır. Bunlardan yetki ve amaç unsuru üzerinde duracak olursak;

Yetki: İdare hukuku anlamında yetki, idari işlemin sadece kanunla belirlenmiş ve sınırlanmış

makamlar tarafından yapılabilmesi yeteneğini ifade eder. Bu anlamda yetki, bir kişiye değil

bir makama verilmiştir. Yetki unsurunun içinde kişi, konu, yer ve zaman bakımından yetki

kavramları yer almaktadır. Kişi bakımından yetki, idari faaliyet için hani makamın irade

açıklamaya yetkili olduğunu; konu yönünden yetki ise belli konulara ilişkin kararların hangi

idari makamlarca alınacağını ifade eder. Yer bakımından yetki ile yetkinin kullanılabileceği

coğrafi alan; zaman bakımından yetki ile de görevlinin yetkisin belli bir süre dahilinde

kullanması gerektiği belirtilmektedir.

Page 27: TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA … · d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları, e) Türkçe dil bilgisi ve yazıma ile ilgili konuları, f) Halkla

26

Amaç: Amaç unsuru ile idari işlemden beklenen ve hedeflenen nihai amaç anlatılır. Bu da

kamu yararı olmaktadır. Amaç, idari işlemi yapan kişinin, bu işlemle ulaşmak istediği sonuç

konusunda zihninden geçen niyet ve düşüncelerdir. İdari işlemin amacını tespit etmek için,

işlemi yapanın düşüncesini, niyetini bilmek gerekir. Bu nedenle amaç unsuru, subjektif bir

nitelik taşımaktadır.

Bazı durumlarda hukuki düzenlemelerde (yasa, tüzük, yönetmelik gibi) idari işlemlerin amaç

unsurları belirtilmektedir. İdare hukukunda bu özel amaç olarak adlandırılmaktadır. Ancak bu

özel amaç da genel amaç gibi kamu yararı olmaktadır. İdareye tanınmış olan yetkinin kamu

yararı dışında başka bir amaç için kullanılması yani kişisel amaç, siyasal eğilimlerin

gerçekleştirilmesi için kullanılması idari işlemin amaç unsurundaki bir sakatlığı ifade

eder ve işlemin iptalini gerekli kılar.

Sonuç: Soruya yapılan itirazlar komisyonumuz tarafından yerinde bulunmamıştır.

A kitapçığı 35 / B kitapçığı 107

Aşağıdakilerden hangisinin Devlet kamu tüzel kişiliğinden ayrı, kendi başına bir kamu

tüzel kişiliği söz konusu değildir?

A) Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu

B) İnsan Hakları Üst Kurulu

C) Kamu İhale Kurumu

D) Sermaye Piyasası Kurulu

E) Radyo ve Televizyon Üst Kurulu

Adayın İtirazı: Aday 1, 6332 sayılı Kanun’un 3. maddesine göre kamu tüzel kişiliğine haiz

kurullardan birinin İnsan Hakları Üst Kurulu olduğunu belirtmiş; bu durumda sorunun doğru

cevap seçeneği kalmadığından iptal edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Aday 2, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun, İnsan Hakları Üst Kurulu’nun,

Sermaye Piyasası Kurulu’nun ve Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun kamu ve özel

kuruluşları temsil ettiğini; sadece Kamu İhale Kurumu’nun kamu kuruluşlarına ait ihaleleri

denetlemekte ve düzenlemekte olduğunu; bu kurumun kamu dışında kendi başına bir tüzel

Page 28: TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA … · d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları, e) Türkçe dil bilgisi ve yazıma ile ilgili konuları, f) Halkla

27

kişilik oluşturamayacağını belirterek sorunun doğru cevabının “C” seçeneği olması

gerektiğini iddia etmiştir.

Aday 3, bir kurumun devlet kamu tüzel kişiliğine sahip olup olmadığının ancak o

kurumun kuruluş kanunları ile bilinebileceğini; bu sorunun kapsamı düşünüldüğünde

adaylardan tüm devlet kuruluşlarının kuruluş kanunlarının bilinmesinin istenildiğini;

dolayısıyla bu sorunun, sınavda sorumlu olunan devlet teşkilatı konusunun kapsamında

olmadığını belirterek bu sorunun iptal edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Aday 3, İnsan Hakları Üst Kurulu’nun kuruluşunu ve tanımlanmasını düzenleyen 3056

sayılı Kanun’un 17/A maddesi, ek 4. maddelerinin 30.06.2012 tarihli Resmi Gazete’de

yayınlanan 6332 sayılı Kanun’un 22. maddesi hükmü ile yürürlülükten kaldırıldığını; gerçekte

olmayan bir üst kurulun tüzel kişiliğinin bu soruda sorulmasının yanlış olduğunu; ayrıca 6332

sayılı Kanun’un “Tanımlar” başlıklı 2. maddesinin B fıkrasında tanımlanan “Türkiye İnsan

Hakları Kurumu” nun isminin “İnsan Hakları Üst Kurulu”nu çağrıştırdığını; soruda sorulmak

istenen bu kurum ise, bu kurumun da “Kuruluş ve Statü” başlığı altında, 3. maddede tüzel

kişiliğinin bulunduğu bilgisinin yer aldığını belirterek bu sorunun iptal edilmesi gerektiğini

iddia etmiştir.

Komisyon Görüşü: Devlet teşkilatı içinde yer alan kamu tüzel kişiliğini haiz

kurumlar ve kamu tüzel kişiliği kavramı, idare hukukunun ana konuları içinde yer alır.

Seçeneklerde geçen Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu, Kamu İhale Kurumu, Sermaye

Piyasası Kurulu ve Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun Devlet teşkilatı içinde “Düzenleyici

ve Denetleyici Kurumlar” olarak yer aldıkları ve Devlet kamu tüzel kişiliğinden ayrı kendi

başlarına bir kamu tüzel kişiliğini haiz oldukları kendi kuruluş kanunlarında da belirtildiği

üzere açıktır. Oysa ki İnsan Hakları Üst Kurulu daha önce Başbakanlık bünyesinde kurulan,

Başbakanlık idari teşkilatı içinde yer alan; ayrı bir tüzel kişiliği olmayan bir yapıda idi. 6332

sayılı Türkiye İnsan Hakları Kurumu Kanunu ile İnsan Hakları Üst Kurulu lağvedilmiştir,

ancak soruda dayanak noktası kamu tüzel kişiliğidir ve ilgili kurumun faal olduğu dönemde

kamu tüzel kişiliği olmamıştır. Ayrıca Türkiye İnsan Hakları Kurumu ile oluşturulan İnsan

Hakları Kurulu’nun ise Kurumdan bağımsız bir yapısı (kamu tüzel kişiliği) olmayıp,

Kurumun karar organıdır.

Sonuç: Soruya yapılan itirazlar komisyonumuz tarafından yerinde bulunmamıştır.

Page 29: TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA … · d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları, e) Türkçe dil bilgisi ve yazıma ile ilgili konuları, f) Halkla

28

A kitapçığı 36 / B kitapçığı 108

Artvin Kadastro Müdürlüğü’nde kontrol mühendisi olarak görev yapan A, Konya

Kadastro Müdürlüğü emrine naklen atanmasına ilişkin idari işlemin iptali için tebliğ

tarihinden itibaren kaç gün içinde dava açmalıdır?

A) 7

B) 10

C) 15

D) 30

E) 60

Adayın İtirazı: Adaylar, bu sorunun 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun ve 2577 sayılı

İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun kapsamında olduğunu; LİHKAB sınav konuları arasında

bulunmadığını belirterek bu sorunun iptal edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Komisyon Görüşü: Soru, idari işlemin iptaline ilişkindir. 657 sayılı Devlet Memurları

Kanunu’na ilişkin özel bir uygulama sorulmamıştır. İdare mahkemelerinde iptal davası açma

süresi sorulmuştur. Kaldı ki 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu kapsamında çalışanlar da

idare hukukunun konu ve kapsamındadır.

Sonuç: Soruya yapılan itiraz komisyonumuz tarafından yerinde bulunmamıştır.

A kitapçığı 37 / B kitapçığı 109

Bir idari işlemin, o işlemi yapan organ ya da makamın iradesi ile işlemin yapıldığı

tarihten itibaren geleceğe yönelik olarak ortadan kaldırılması ve hem de yerine yeni bir

idari işlem tesis edilmesi aşağıdakilerden hangisi ile ifade edilir?

A) Değiştirme

B) Düzeltme

C) Geri alma

D) Kaldırma

E) Terkin

Page 30: TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA … · d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları, e) Türkçe dil bilgisi ve yazıma ile ilgili konuları, f) Halkla

29

Adayın İtirazı: Adaylar, cevap seçeneklerinin anlam bakımından birbirlerine çok yakın

olduğunu ve bu durumun yanıltmaya yönelik bir anlam karmaşasına yol açtığını; bu durumda

tek bir doğru cevabın olmadığını belirterek bu sorunun iptal edilmesi gerektiğini iddia

etmiştir.

Komisyon Görüşü: Bir idari işlemi yapan ya da idari kararı alan makam veya organ aksine

bir hüküm bulunmadıkça o idari işlemi ya da kararı düzeltmeye, değiştirmeye, kaldırmaya ve

geri almaya da yetkilidir.

Bir idari kararın, idarenin alacağı bir başka idari karar ile ortadan kaldırılması ya geçmişe

yürür bir biçimde geri alma şeklinde olabilir veya gelecek için kaldırma, değiştirme, düzeltme

şeklinde olabilir.

Geri Alma: Sakat bir idari kararın idarece geri alınmasıdır. Geri alma kararı için mutlaka

hukuka aykırı bir idari kararın daha önceden alınmış olması zorunludur.

Kaldırma: Kaldırma, bir idari kararın idarenin alacağı bir başka idari karar ile geleceğe

yönelik olarak yürürlükten kaldırılmasıdır. Hukuka uygun olarak alınmış idari kararlar hiçbir

neden olmaksızın geleceğe yönelik olarak kaldırılamazlar. Hukuka uygun idari kararlar, ancak

kanunda gösterilmiş esas ve usule ilişkin koşulların varlığı halinde ve bunlara uyularak tersine

bir işlem (karşı işlem) ile kaldırılabilirler.

Değiştirme: Bir idari kararın aynı zamanda hem geleceğe yönelik olarak ortadan kaldırılması

ve hem de onun yerine yeni bir kararın alınmasıdır. Değiştirme, bir yandan geçmişe

dokunmayıp geleceğe yönelik bir ortadan kaldırma olduğundan, idari kararların

kaldırılmasına ilişkin hükümlere tabidir.

Düzeltme: Bir idari kararın içeriğine ve doğuracağı sonuçlara dokunulmaksızın, yanlış

hükümleri yerine doğrularının geçmişe ve geleceğe yönelik olarak konulmasıdır.

Sonuç: Soruya yapılan itiraz komisyonumuz tarafından yerinde bulunmamıştır.

Page 31: TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA … · d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları, e) Türkçe dil bilgisi ve yazıma ile ilgili konuları, f) Halkla

30

A kitapçığı 38 / B kitapçığı 110

Toplam nüfusu en az kaç olan illerin il belediyeleri kanunla büyükşehir belediyesine

dönüştürülebilir?

A) 250 000

B) 450 000

C) 500 000

D) 750 000

E) 1 000 000

Adayın İtirazı: Adaylar, bu sorunun 5216 sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu’nun 2. bölüm

4. Maddesi kapsamında olduğunu ama bu konunun, LİHKAB sınav konuları arasında

bulunmadığını belirterek bu sorunun iptal edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Komisyon Görüşü: Sorunun sınav konuları içinde olmadığı söylenemez. Büyükşehir

belediyesi, Devlet teşkilatı içinde yer alan mahalli idarelerdendir.

Sonuç: Soruya yapılan itiraz komisyonumuz tarafından yerinde bulunmamıştır.

A kitapçığı 39 / B kitapçığı 111

Sermayesinin tamamı bir iktisadi devlet teşekkülüne veya kamu iktisadi kuruluşuna ait

olup ona bağlı işletme veya işletmeler topluluğu aşağıdakilerden hangisi ile ifade edilir?

A) Bağlı ortaklık

B) İlgili kuruluş

C) İştirak

D) Müessese

E) Ticari işletme

Adayın İtirazı: Aday, Türk Dil Kurumu sözlüğünde “müessese” sözcüğünün karşılığının

“kuruluş” olduğunu; fakat “müessese” için sermayesinin tamamının devlete ait olduğu

Page 32: TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA … · d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları, e) Türkçe dil bilgisi ve yazıma ile ilgili konuları, f) Halkla

31

şeklinde bir bilginin belirtilmediğini ifade ederek bazı müesseselerin sermayesinin tamamının

özel sektöre de ait olabileceğini belirtmiştir (Örneğin Koç müessesesi). Bu sorunun bir kanuna

ait özel bir tanımlamayı içerdiğini fakat bu kanunun hangi kanun olduğunun belirtilmediğini

ifade eden aday, bu sorunun iptal edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Komisyon Görüşü: Soru, idare hukuku ve devlet teşkilatı konularına ilişkin hazırlanmıştır.

Kamu İktisadi Teşebbüsleri, devlet teşkilatı içinde yer alan, genel olarak kamusal kaynakları

kullanmak suretiyle ekonomik alanda faaliyet gösteren “Devlet Kuruluşları”nı ifade eder. Bir

Kamu İktisadi Teşebbüsü olarak “müessese” ise, sermayesinin tamamı bir iktisadi devlet

teşekkülüne veya kamu iktisadi kuruluşuna ait olup ona bağlı işletme veya işletmeler

topluluğunu ifade eder.

Sonuç: Soruya yapılan itiraz komisyonumuz tarafından yerinde bulunmamıştır.

A kitapçığı 40 / B kitapçığı 112

Aşağıdakilerden hangisinin idaresi, yetki genişliği ilkesine dayanmaktadır?

A) İl

B) İlçe

C) Köy

D) İl özel idaresi

E) Büyükşehir belediyesi

Adayın İtirazı: Aday 1, büyükşehir belediyesinin il sınırlarını kapsamasından dolayı illerle

birlikte yetki genişliğine sahip olduğunu belirterek hem “A” hem de “E” seçeneklerinin doğru

olduğunu; bu nedenle sorunun iptal edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Aday 2, valinin, İl Özel İdaresi Kanunu’nda da belirtildiği üzere, il özel idaresinin baş

ve tüzel kişiliğinin temsilcisi olduğunu; il yönetiminin ve il özel idaresinin başında valinin

bulunduğunu ve il sınırları ile yetkilendirildiğini ifade ederek hem “A” hem de “D”

seçeneğinin doğru cevap seçenekleri olması sebebiyle bu sorunun iptal edilmesi gerektiğini

iddia etmiştir.

Page 33: TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA … · d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları, e) Türkçe dil bilgisi ve yazıma ile ilgili konuları, f) Halkla

32

Komisyon Görüşü: Anayasa’nın 126. maddesinin 2. fıkrasına göre, ülkemizde yetki genişliği

ilkesi, merkezi idarenin taşra örgütlerinden yalnızca il idaresinde uygulanmaktadır. Buna

göre, il idaresinin amiri olan vali, merkezî idare adına merkeze danışmadan kendiliğinden

kararlar alabilmekte ve bu kararları uygulayabilmektedir. Buna karşılık, öteki taşra

örgütlerinin amirlerinin kural olarak böyle bir yetkisi bulunmamaktadır.

İl özel idaresi, belediye ve köy yerinden yönetim kuruluşlarıdır. Yer yönünden

yerinden yönetim kuruluşlarına kısaca “mahallî idareler” veya “yerel yönetimler” denir.

Yerinden yönetim merkezden yönetimin karşıtıdır. Yerinden yönetim uygulamasında

yürütmeye ilişkin bir kısım yetkiler merkeze değil, seçimle işbaşına gelmiş bazı yerel

organlara aittir. Yetki genişliği ise merkezden yönetimin bazı sakıncalarını giderebilmek için

merkez tarafından kendi memurlarına bazı yetkilerin devredilmesinden ibarettir.

1982 Anayasası’nın 127. maddesine göre yerel yönetimler; “il, belediye veya köy

halkının mahalli müşterek ihtiyaçlarını karşılamak üzere kuruluş esasları kanunla belirtilen ve

karar organları, gene kanunda gösterilen, seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan kamu

tüzel kişileridir.”

İl özel idaresi, il sınırları ile çevrili bir coğrafi alanda yaşayan insanların orada

yaşamalarından kaynaklanan ortak ihtiyaçlarını karşılamak için kurulmuş kamu tüzel

kişiliğine sahip yer yönünden yerinden yönetim kuruluşudur. Her ilde bir il özel idaresi vardır.

Belediye, belde sakinlerinin mahalli müşterek nitelikteki ihtiyaçlarını karşılamak üzere

kurulan ve karar organı seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan, idari ve mali özerkliğe

sahip kamu tüzel kişisidir.

Sonuç: Soruya yapılan itirazlar komisyonumuz tarafından yerinde bulunmamıştır.

Page 34: TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA … · d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları, e) Türkçe dil bilgisi ve yazıma ile ilgili konuları, f) Halkla

33

MİLLİ GÜVENLİK

A kitapçığı 42 / B kitapçığı 114

“Devletin tüm güç ve kaynaklarının, başta askeri güç olmak üzere, savaşın ihtiyaçlarını

karşılayacak şekilde hazırlanması, toplanması, tertiplenmesi ve kullanılmasına ilişkin

bütün faaliyetlerin uygulandığı; hak ve hürriyetlerin kanunlarla kısmen veya tamamen

sınırlandırıldığı hal” aşağıdakilerden hangisi ile ifade edilir?

A) Olağanüstü hal

B) Seferberlik

C) Sıkıyönetim

D) Savaş hali

E) Sivil savunma

Adayın İtirazı: Adaylar, Türk Dil Kurumu sözlüğünde “seferlik” için “Bir ülkenin

ekonomisini, yönetimini savaş gereklerine uyacak duruma sokan hazırlık ve önlemlerin

tümü.” şeklinde bir açıklama yapıldığını; bu açıklamaya ek olarak “Bu durumun ilan edildiği

veya savaşın sürdüğü dönem.” şeklinde bir açıklamanın daha bulunduğunu; bu durumda soru

kökündeki “askeri güç” ifadesinden dolayı “Savaş hali” cevabının yer aldığı “D” seçeneğinin,

doğru cevap seçeneği olması gerektiğini iddia etmiştir.

Komisyon Görüşü: Milli Güvenlik konuları içinde en temel kavramlardan biri de

“seferberlik”tir. 2941 sayılı Seferberlik ve Savaş Hali Kanunu, seferberliğe ilişkin soru

kökünde belirtilen tanımı vermektedir.

Sonuç: Soruya yapılan itiraz komisyonumuz tarafından yerinde bulunmamıştır.

Page 35: TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA … · d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları, e) Türkçe dil bilgisi ve yazıma ile ilgili konuları, f) Halkla

34

A kitapçığı 44 / B kitapçığı 116

Millî Güvenlik Kurulu’nun çalışma esasları ile ilgili aşağıdakilerden hangisi

söylenemez?

A) Kurul, iki ayda bir toplanır.

B) Kurulun gündemi Cumhurbaşkanı tarafından düzenlenir.

C) Kurul toplantıları Cumhurbaşkanının başkanlığında yapılır.

D) Cumhurbaşkanının katılmadığı zamanlar Kurula Başbakan başkanlık eder.

E) Kurul kararları ittifakla alınır.

Adayın İtirazı: Aday, Millî Güvenlik Kurulu’nun çalışma esasları ile ilgili olarak hem “B”

hem de “E” seçeneğinin söylemeyeceğini; bu durumda, sorunun iki doğru cevap seçeneği

olduğundan iptal edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Komisyon Görüşü: Millî Güvenlik Kurulu’nun çalışma esasları 2945 sayılı Millî Güvenlik

Kurulu ve Millî Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği Kanununda düzenlenmiştir. Buna göre

Kurulun gündemi Cumhurbaşkanı tarafından düzenlenir.

İlgili hükümler aşağıdadır:

2945 sayılı Millî Güvenlik Kurulu ve Millî Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği Kanunu

Çalışma Usulleri

Kurulun toplanması

Madde 5 – (Değişik birinci fıkra: 30/7/2003-4963/25 md.) Kurul, iki ayda bir toplanır.

Gerektiğinde Kurul, Başbakanın teklifi üzerine veya doğrudan Cumhurbaşkanının çağrısı ile

de toplanır.

Kurul toplantıları Cumhurbaşkanının başkanlığında yapılır. Cumhurbaşkanının

katılmadığı zamanlar Kurula Başbakan başkanlık eder.

Gündem

Madde 6 – Kurulun gündemi Cumhurbaşkanı tarafından düzenlenir. Gündemin

hazırlanmasında Başbakan ve Genelkurmay Başkanının önerileri dikkate alınır.

……………..

Kararlar

Madde 7 – Kurul, kararlarını çoğunlukla alır. Eşitlik halinde Kurul Başkanının bulunduğu

taraf çoğunluğu sağlamış sayılır.

Sonuç: Soruya yapılan itiraz komisyonumuz tarafından yerinde bulunmamıştır.

Page 36: TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA … · d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları, e) Türkçe dil bilgisi ve yazıma ile ilgili konuları, f) Halkla

35

VERGİ, HARÇ ve MALİ KONULAR

A kitapçığı 45 / B kitapçığı 117

Aşağıdakilerden hangisi vergi borcunu sona erdiren sebeplerden biri değildir?

A) Tahakkuktan vazgeçme

B) Hata düzeltme

C) Terkin

D) Ölüm

E) Af

Adayın İtirazı: Aday 1, Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 115. maddesinde “İkmalen, re’sen

veya idarece tarh edilen vergi ve bunlara ilişkin cezaların toplam miktarı 1.000.000 lirayı

(1.000.000 lira dahil) (21 TL) aşmaması ve tahakkukları için yapılacak giderlerin bu

miktardan fazla olacağının tespiti halinde Maliye Bakanlığı’nca belirlenecek usul ve esaslar

dahilinde tahakkuklarından vazgeçebilir.” şeklinde bir ifade olduğunu; dolayısıyla

tahakkuktan vazgeçmenin sadece 21 TL’yi aşmayan vergi borçları için geçerli olduğunu; bu

nedenle “tahakkuktan vazgeçme” yani “A” seçeneğinin de vergi borcunu sona erdiren

sebeplerden biri olmadığını; hem “A” hem de “D” seçeneği doğru cevap seçeneği olduğundan

sorunun iptal edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Aday 2, Vergi Usul Kanunu’nun 116. maddesinde vergi hatasının, “Vergiye mütaallik

hesaplarda veya vergilendirmede yapılan hatalar yüzünden haksız yere fazla veya eksik vergi

istenmesi veya alınması.”şeklinde tanımlandığını; dolayısıyla yükümlü hakkında yapılmış

olan hesap ve vergilendirme hatalarının düzeltilmesi halinde, düzeltilen miktar kadar vergi

borcunun sona erdiğini veya arttığını yani hata düzeltmenin her zaman vergi borcunu ortadan

kaldırmayacağını; bu nedenle hem “B” hem de “D” seçeneği doğru cevap seçeneği

olduğundan sorunun iptal edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Aday 3, hata düzeltmenin vergiyi sona erdiren bir sebep olarak sayılmaması

gerektiğini belirttikten sonra vergi affı çıktığı zaman ülkede genellikle vergi borcunun

silinmesine yönelik uygulamalar yapıldığını; bu nedenle “E” seçeneğinde yer alan “Af”

cevabının da muhtemel doğru cevap seçeneklerinden biri olabileceğini belirterek birden çok

doğru cevap seçeneği olan bu sorunun iptal edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Page 37: TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA … · d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları, e) Türkçe dil bilgisi ve yazıma ile ilgili konuları, f) Halkla

36

Komisyon Görüşü: Vergi borcunu sone erdiren sebepler Vergi Usul Kanunu’nun 6. kısmında

“Vergi Alacağının Kalkması” başlığı altında ele alınmıştır. İlgili kısımda açıkça VUK. Madde

115’de terkin, VUK. Mükerrer 115’de tahakkuktan vazgeçme, VUK madde 120 vd.

maddelerinde vergi hatalarının düzeltilmesi yer almaktadır.

“Af”, vergi borcunu kısmen ya da tamamen sona erdiren nedenlerden biridir. Vergi

affı, devletin egemenlik yetkisini kullanarak kamu hizmetlerinin finansmanı için kişilerden

aldığı vergi, resim ve harçların tahsilinden ve vergilendirme ödevinin zamanında yerine

getirilmemesi veya eksik yerine getirilmesi dolayısıyla uyguladığı yaptırımlardan

vazgeçmesidir. Dolayısıyla cezaların yanında vergi aslı veya verginin bir miktarı da af

kapsamına girebilmektedir.

“Ölüm” vergi borcunun değil vergi cezalarının sona erme nedenidir (VUK 372).

Ölümle ilgili cezaların son bulması cezaların şahsiliği ilkesinin sonucudur; buna karşılık

ölenin vergi borçları devam eder, mirası reddetmemiş yasal veya mahsup mirasçılara geçer.

Dolayısıyla sorunun tek doğru cevabı “D” seçeneğidir.

Sonuç: Soruya yapılan itirazlar komisyonumuz tarafından yerinde bulunmamıştır.

A kitapçığı 46 / B kitapçığı 118

Mükellefin veya sorumlunun vergilendirme ile ilgili ödevlerini zamanında yerine

getirmemesi veya eksik yerine getirmesi yüzünden, verginin zamanında tahakkuk

ettirilmemesi veya eksik tahakkuk ettirilmesi aşağıdakilerden hangisi ile ifade edilir?

A) Kaçakçılık

B) Mükelleflerin özel işlerini yapma

C) Vergi mahremiyetinin ihlali

D) Vergi ziyaı

E) Usulsüzlük

Adayın İtirazı: Aday 1, vergi ziyaına sebebiyetin aynı zamanda “usulsüzlük” olduğunu

belirterek hem “D” hem de “E” seçeneği doğru cevap seçeneği olduğundan sorunun iptal

edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Page 38: TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA … · d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları, e) Türkçe dil bilgisi ve yazıma ile ilgili konuları, f) Halkla

37

Aday 2, soru kökünde malikin vergisini tahakkuk ettirmemesi veya eksik tahakkuk

ettirmesi konusunda beyanname verip verilmediğinin belirtilmediğini; beyanname

vermemenin de özel usulsüzlük cezası gerektirdiğini ve vergi dairesinin bu durumda hem

vergi ziyaı hem de usulsüzlük cezası kestiğini; dolayısıyla soru kökü eksik olduğundan bu

sorunun iptal edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Komisyon Görüşü: Soru kökünde yer alan “vergi ziyaı”na ilişkin tanımlama, 213 sayılı

Vergi Usul Kanunu’nun 341. maddesinde aynı şekilde yer almaktadır:

“Madde 341 - Vergi ziyaı, mükellefin veya sorumlunun vergilendirme ile ilgili

ödevlerini zamanında yerine getirmemesi veya eksik yerine getirmesi yüzünden, verginin

zamanında tahakkuk ettirilmemesini veya eksik tahakkuk ettirilmesini ifade eder.”

Sonuç: Soruya yapılan itirazlar komisyonumuz tarafından yerinde bulunmamıştır.

A kitapçığı 47 / B kitapçığı 119

11.10.2013 günü elde edilen bir gelirden doğan vergi alacağına ilişkin tarh ve mükellefe

tebliğ işleminin yapılmaması nedeniyle tahakkuk zamanaşımı süresi aşağıdaki tarihlerin

hangisinde dolar?

A) 31.12.2016

B) 11.10.2018

C) 31.12.2018

D) 11.10.2023

E) 31.12.2023

Adayın İtirazı: Aday, tahakkuk zamanaşımı süresinin 11.10.2018 tarihinde dolacağını yani

doğru cevap seçeneğinin “B” seçeneği olması gerektiğini iddia etmiştir.

Komisyon Görüşü: Vergi Usul Kanunu’nun 114. maddesinde “Vergi alacağının doğduğu

takvim yılını takip eden yılın başından başlayarak beş yıl içinde tarh ve mükellefe tebliğ

edilmeyen vergiler zamanaşımına uğrar.” hükmü yer almaktadır. Buna göre beş yıllık

zamanaşımı süresi, vergi alacağının doğduğu takvim yılını (2013) takip eden yılın başından

Page 39: TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA … · d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları, e) Türkçe dil bilgisi ve yazıma ile ilgili konuları, f) Halkla

38

itibaren hesaplanır. Bu durumda, sorunun doğru cevap seçeneğinde herhangi bir hata

bulunmamaktadır ve sorunun tek doğru cevabı “C” seçeneğidir.

Sonuç: Soruya yapılan itiraz komisyonumuz tarafından yerinde bulunmamıştır.

MEDENİ HUKUK

A kitapçığı 49 / B kitapçığı 1

Aşağıdakilerden hangisi için mahkeme kararı gerekmez?

A) Ölüm karinesi

B) Gaiplik

C) Kazai rüşt

D) İsim değiştirme

E) Amacı kanuna veya ahlaka aykırı hale gelen bir derneğin tüzel kişiliğinin sona

erdirilmesi

Adayın İtirazı: Aday 1, “gaiplik” kararının Medeni Kanun’a göre en yüksek mülki amir

tarafından verildiğini belirterek hem “A” hem de “B” seçenekleri, doğru cevap seçenekleri

olduğundan bu sorunun iptal edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Aday 2, Anayasa’nın 33. maddesinde “… Ancak milli güvenliğin, kamu düzeninin,

suç işlenmesini veya suçun devamını önlemenin yahut yakalamanın gerektirdiği hallerde

gecikmede sakınca varsa kanunla bir merci, derneği faaliyetten men ile yetkilendirilebilir.”

hükmünün yer aldığını; bu sebeple dernek kapatmalarında – bazı hallerde – idareye de yetki

verilmiş olduğunu; dolayısıyla sorunun hem “A” hem de “E” seçeneği olmak üzere iki doğru

cevabının bulunduğunu belirterek bu sorunun iptal edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Komisyon Görüşü: 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu uyarınca gaipliğe mahkeme karar

verebilir. Kanun’un 32. ve devamı maddelerinde bu durum açıkça belirtilmiştir.

Sorunun “E” seçeneğinde tüzelkişiliğin sona erdirilmesinden bahsedilmektedir. Aday

2’nin itirazında belirttiği husus, derneğin faaliyetten men edilmesine ilişkindir. Faaliyetten

Page 40: TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA … · d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları, e) Türkçe dil bilgisi ve yazıma ile ilgili konuları, f) Halkla

39

men edilmesi tüzelkişiliğin de sona erdiği anlamına gelmemektedir. Aday 2’nin itirazında

belirttiği Anayasa’nın 33. maddesi aynen şöyledir: “Dernekler, kanunun öngördüğü hallerde

hâkim kararıyla kapatılabilir veya faaliyetten alıkonulabilir. Ancak, millî güvenliğin, kamu

düzeninin, suç işlenmesini veya suçun devamını önlemenin yahut yakalamanın gerektirdiği

hallerde gecikmede sakınca varsa, kanunla bir merci, derneği faaliyetten men ile

yetkilendirilebilir. Bu merciin kararı, yirmi dört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur.

Hâkim, kararını kırk sekiz saat içinde açıklar; aksi halde, bu idarî karar kendiliğinden

yürürlükten kalkar.” Yani kapatma ve faaliyetten alıkoyma birbirinden farklı kavramlardır.

Kaldı ki faaliyetten alıkoyma durumunda bile yukarıdaki Anayasa maddesinde belirtildiği gibi

idari merciin kararı hakimin onayına sunulmak zorundadır.

Sonuç: Soruya yapılan itirazlar komisyonumuz tarafından yerinde bulunmamıştır.

A kitapçığı 50 / B kitapçığı 2

Aşağıdakilerden hangisi sınırlı ehliyetsizdir?

A) Ayırtım gücüne sahip olmayan kişi

B) Kendisine yasal danışman atanan kişi

C) Evli bir kişi

D) Ayırtım gücüne sahip kısıtlı bir kişi

E) Mahkeme kararıyla ergin olan 16 yaşındaki bir kişi

Adayın İtirazı: Aday 1, bu sorunun LİHKAB sınavının kapsamında olmadığını belirterek

iptal edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Aday 2, Medeni Kanun’un “Ayırt Etme Gücüne Sahip Küçükler ve Kısıtlılar” başlığı

altındaki 16. maddesinde “Ayırt etme gücüne sahip küçükler ve kısıtlılar, yasal temsilcilerinin

rızası olmadıkça kendi işlemleriyle borç altına giremezler.” şeklinde bir ifade bulunduğunu;

bu ifadeye göre ayırt etme gücüne sahip kısıtlıların yani sınırlı ehliyetsizlerin, yasal

danışmanının rızası ile işlem yapmalarının gerekmekte olduğunu; kendilerine yasal danışman

atanmasının söz konusu olduğunu; dolayısıyla bu sorunun hem “B” hem de “D” seçeneği

olmak üzere iki doğru cevabının bulunduğunu belirterek bu sorunun iptal edilmesi gerektiğini

iddia etmiştir.

Page 41: TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA … · d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları, e) Türkçe dil bilgisi ve yazıma ile ilgili konuları, f) Halkla

40

Komisyon Görüşü: Söz konusu soru, medeni hukukta çok temel bir meseleye ilişkindir ve bu

konu, sınav kapsamında bulunmaktadır.

Yasal temsilci ile yasal danışman farklı kavramlardır. Kısıtlanan kişiye yasal temsilci

atanır (vasi, veli). Oysa yasal danışman kısıtlanması için yeterli sebep olmamakla birlikte fiil

ehliyetinin belirli işler bakımından sınırlandırılması gerekli görülen kişilere atanır. Kendisine

yasal danışman atananlar sınırlı ehliyetsiz değil sınırlı ehliyetli kabul edilir. Soruda “sınırlı

ehliyetsiz” sorulduğuna göre cevap doğrudur.

Sonuç: Soruya yapılan itirazlar komisyonumuz tarafından yerinde bulunmamıştır.

A kitapçığı 51 / B kitapçığı 3

E ile evli olan A’nın, E’nin dayısının kızı C ile arasındaki hısımlık bağı ile ilgili olarak

aşağıda belirtilenlerden hangisi doğrudur?

A) A ile C arasında 4. dereceden yansoy kayın hısımlığı vardır.

B) A ile C arasında yapay hısımlık vardır.

C) A ile C arasında 3. dereceden yansoy kayın hısımlığı vardır.

D) A ile C arasında 3. dereceden yansoy kan hısımlığı vardır.

E) A ile C arasında hukuki açıdan hısımlık bağı yoktur.

Adayın İtirazı: Aday 1, bu sorunun LİHKAB sınavının kapsamında olmadığını belirterek

iptal edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Aday 2; dede, babaanne, anneanne ve bunların çocukları olan dayı, hala, teyze ve

amcanın (alt soy) Medeni Kanun’a göre 3. zümre olduğunu; evlilikten dolayı da yansoy kayın

hısımlığı bulunduğunu belirterek doğru cevabın “C” seçeneği olması gerektiğini iddia

etmiştir.

Komisyon Görüşü: Söz konusu soru, bir medeni hukuk sorusudur ve bu soru, sınav

kapsamında bulunmaktadır. Hısımlık konusu Türk Medeni Kanunu’nun 17 ve 18.

maddelerinde düzenlenmiştir.

Türk Medeni Kanunu uyarınca, hısımlığın derecesi hısımları birbirine bağlayan

doğum sayısıyla ölçülür (madde 17, I). Bir başka deyişle iki kişi arasındaki hısımlık derecesi

aralarındaki çizgi sayısı ile belli olur. Bir kişi ile dayısı arasında 3. dereceden yansoy hısımlık

Page 42: TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA … · d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları, e) Türkçe dil bilgisi ve yazıma ile ilgili konuları, f) Halkla

41

olduğuna göre dayısının kızı arasında ise 4. dereceden yansoy hısımlık söz konusudur.

Eşlerden biri ile diğer eşin kan hısımları, aynı tür ve dereceden kayın hısımları olur (Türk

Medeni Kanunu m. 18, f.1). Bu sebeple soruda belirtilen E ile evli olan A’nın, E’nin dayısının

kızı C ile arasındaki hısımlık 4. dereceden yansoy kayın hısımlığıdır ve cevap doğrudur.

Adayın itirazında belirttiği zümre kavramı miras hukukuna ilişkin teknik bir kavramdır.

Zümre bir kimse (zümre başı) ile birlikte ondan türeyen kimselerin tümünü ifade eder. Kişinin

mirasçılık açısından bulunduğu zümre ile hısımlık ilişkisindeki derecesi aynı değildir.

Örneğin bir kişi ile annesi arasında 1. Dereceden bir hısımlık bağı söz konusu olduğu halde

anne miras hukukunda 2. zümre mirasçısıdır. Bu nedenle aday zümre sistemi ile hısımlık

derecelerini karıştırmıştır.

Sonuç: Soruya yapılan itiraz komisyonumuz tarafından yerinde bulunmamıştır.

A kitapçığı 52 / B kitapçığı 4

Aşağıdakilerden hangisi ayni haklar arasında yer almaz?

A) İpotek

B) Hapis hakkı

C) Kira

D) Mülkiyet

E) Taşınmaz yükü

Adayın İtirazı: Aday 1, bu sorunun LİHKAB sınavının kapsamında olmadığını belirterek

iptal edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Aday 2, “hapis hakkı”nın ayni hak olmadığını iddia etmiştir.

Aday 3, “hapis hakkı”nın ve “kira”nın ayni bir hak olmadığını; kiranın, gerektiğinde

tapuya şerh edilen bir hak olduğunu belirterek bu sorunun hem “B” hem de “C” seçeneği

olmak üzere iki doğru cevabının bulunduğunu belirterek bu sorunun iptal edilmesi gerektiğini

iddia etmiştir.

Aday 4, “hapis hakkı”nın taşınırlarla ilgili olup taşınmazlar ile ilgisi olmadığını; tapu

kütüğüne tescil veya şerh edilememekle birlikte ayni hak niteliği kazanamadığını belirterek bu

Page 43: TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA … · d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları, e) Türkçe dil bilgisi ve yazıma ile ilgili konuları, f) Halkla

42

sorunun hem “B” hem de “C” seçeneği olmak üzere iki doğru cevabının bulunduğunu

belirterek bu sorunun iptal edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Aday 5, tapuya yazılabilen kira sözleşmesinin de özellikle kiracı için ayni hak

kuvvetinde bir hak sağladığının bazı kaynaklarda belirtildiğini; bu nedenle “C” seçeneğinin de

doğru cevap seçeneği olamayacağından bu sorunun iptal edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Komisyon Görüşü: Söz konusu soru medeni hukukun eşya hukuku bölümüne giren bir

sorudur ve bu soru, sınav kapsamında bulunmaktadır.

Hapis hakkı rehin hakkının bir türüdür. Rehin hakkı da ayni haklar arasında yer

almaktadır. Hapis hakkı Türk Medeni Kanunu’nun “Taşınır Rehni” başlığı altında 950 vd.

maddelerinde düzenlenmiştir. Kira hakkı ayni hak değil, kişisel haklardandır. Taşınmazlarda

kira hakkı tapuya şerh edilse bile ayni hakka dönüşmez. Çünkü ayni haklar sınırlı sayıdadır.

Ayni hak sadece taşınmazlar üzerinde olmaz; taşınırlar üzerinde de olabilir. Soru

taşınır taşınmaz ayrımı yapılmaksızın sorulmuş bir sorudur.

Şerh edilmiş kira hakkı, etkisi güçlendirilmiş kişisel hak olur yoksa ayni hak haline

gelmez.

Sonuç: Soruya yapılan itirazlar komisyonumuz tarafından yerinde bulunmamıştır.

A kitapçığı 53 / B kitapçığı 5

Paylı mülkiyetle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Hukuken bölünemeyen eşya üzerinde paylı mülkiyet olmaz.

B) Başka türlü belirlenmedikçe paylar eşit sayılır.

C) Pay rehnedilebilir.

D) Tarım türünün değiştirilmesi için pay ve paydaş çoğunluğuyla karar verilmesi gerekir.

E) Paylı malın özgülendiği amacın değiştirilmesi bütün paydaşların kabulüne bağlıdır.

Adayın İtirazı: Aday 1, paydaşlar kendi aralarında anlaşmadığı sürece veya kanunun

getirdiği oranlar uygulanmadığı sürece paydaşların paylarının eşit olduğunun hiçbir zaman

söylenemeyeceğini; bu durumda “B” seçeneği tam olarak doğruyu yansıtmadığı için bu

Page 44: TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA … · d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları, e) Türkçe dil bilgisi ve yazıma ile ilgili konuları, f) Halkla

43

sorunun hem “A” hem de “B” seçeneği olmak üzere iki doğru cevabının bulunduğunu

belirterek bu sorunun iptal edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Aday 2, 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu kapsamında

bölünemez büyüklükteki parsellerin, paylı mülkiyet konusu olmasına kısıtlama getirdiğinden

bu sorunun hatalı olduğunu; bu nedenle iptal edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Aday 3, Medeni Kanun’da “Eşya hukuku anlamında eşya, kişilerin (gerçek ve tüzel)

üzerinde hakimiyet kurabilecekleri, ekonomik değeri olan, şahıs (insan) dışı, sınırlanabilir

özellikte cismani varlıklardır.” tanımının mevcut olduğunu; taşınır ve taşınmaz malların eşya

olarak tanımlandığını belirterek soruda eşyanın gayrimenkul veya menkul eşya olup

olmadığının ifade edilmediğini; yani hukuken bölünemeyen eşyanın taşınır veya taşınmaz

eşya olup olmadığının bu soruda belli olmadığını; hukuken bölünemeyen taşınmaz mallarda

paylı mülkiyetin olduğunu belirterek soru kökünün eksik olmasından dolayı bir çelişki

yaşandığını; bu nedenle sorunun iptal edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Komisyon Görüşü: Türk Medeni Kanunu uyarınca, paylı mülkiyette başka türlü

belirlenmedikçe paylar eşit sayılır (m. 688, f. 2). Yani “B” seçeneğinde belirtilen bilgi yanlış

değildir.

Paylı mülkiyet, bölünebilen eşya üzerinde söz konusu olabileceği gibi bölünemeyen

eşya üzerinde de söz konusu olabilir. Hukuki yönden bölünebilme, eşyanın değerinde önemli

bir azalma olmaksızın aynı nitelikte birden çok parçaya ayrılabilir olmasını belirtir. Örneğin

bir radyo, otomobil bölünmez eşyadır; kumaş, sıvılar, arazi ise bölünebilir.

Paylı mülkiyet konusu mal, taşınır olabileceği gibi taşınmaz da olabilir. Özetle paylı

mülkiyet konusu eşya taşınır veya taşınmaz, bölünebilen veya bölünemeyen eşya olabilir. Bir

eşya hukuki açıdan bölünemez (tanımı yukarıda yapılmıştır) olsa bile (ör. televizyon, vazo)

paylı mülkiyet konusu olabilir.

Sonuç: Soruya yapılan itirazlar komisyonumuz tarafından yerinde bulunmamıştır.

Page 45: TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA … · d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları, e) Türkçe dil bilgisi ve yazıma ile ilgili konuları, f) Halkla

44

A kitapçığı 56 / B kitapçığı 8

M, yaptığı vasiyetnamede terekesinin yarısını A’ya bırakmış, A’nın kendisinden önce ölmesi

durumunda bu payın B’ye kalmasını vasiyet etmiştir.

Buna göre olayda aşağıdakilerden hangisi söz konusudur?

A) Yedek mirasçı atama

B) Art mirasçı atama

C) Ön vasiyet

D) Art vasiyet alacaklısı atama

E) Miras paylaştırma kuralı

Adayın İtirazı: Aday 1, bu sorunun LİHKAB sınavının kapsamında olmadığını belirterek

iptal edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Aday 2, terekenin A’dan B’ye kalmasının anlatıldığı bu sorunun doğru cevabının “B”

seçeneği olması gerektiğini iddia etmiştir.

Aday 3, Medeni Kanun’un 522. maddesinde “Tasarrufta geçiş anı belirtilmemişse

miras, ön mirasçının ölümü ile art mirasçıya geçer.” hükmünün yer aldığını, “yedek

mirasçı”nın ön mirasçı ile art mirasçının dahil edildiği bir genel isim olduğunu belirterek

soruda M’nin mirası A ve B şeklinde ayrıntılandırdığını; eğer Medeni Kanun’un 522.

maddesindeki gibi genel tanım ile bu soru sorulmuş olsa idi “A” seçeneğinin doğru cevap

olarak kabul edilebileceğini; fakat bu soruda A ön mirasçı, B art mirasçı olduğundan doğru

cevabın “B” seçeneği olduğunu iddia etmiştir.

Komisyon Görüşü: Söz konusu soru, medeni hukukun “miras hukuku” bölümüne giren bir

sorudur ve bu soru, sınav kapsamında bulunmaktadır.

Türk Medeni Kanunu uyarınca miras bırakan, atadığı mirasçının kendisinden önce

ölmesi veya mirası reddetmesi halinde onun yerine geçmek üzere bir veya birden çok kişiyi

yedek mirasçı olarak atayabilir (m. 520). Sorunun doğru cevabı “A” seçeneğinde bulunan

“yedek mirasçı atama”dır.

Aday 3’ün itirazında belirttiği madde (medeni kanun 522), art mirasçı atama ile ilgili

maddedir. Oysa soruda yedek mirasçı atama söz konusudur. Türk Medeni Kanunu uyarınca

miras bırakan, atadığı mirasçının kendisinden önce ölmesi veya mirası reddetmesi halinde

Page 46: TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA … · d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları, e) Türkçe dil bilgisi ve yazıma ile ilgili konuları, f) Halkla

45

onun yerine geçmek üzere bir veya birden çok kişiyi yedek mirasçı olarak atayabilir (m. 520).

Sorunun doğru cevabı “A” seçeneğinde bulunan “yedek mirasçı atama”dır.

Sonuç: Soruya yapılan itirazlar komisyonumuz tarafından yerinde bulunmamıştır.

KADASTRO MEVZUATI

A kitapçığı 59 / B kitapçığı 11

Kadastro Kanunu’na göre orman kadastrosu dışındaki kadastro çalışmaları ile ilgili

olarak kadastro komisyonunda aşağıdakilerden hangisi yer alabilir?

A) Kontrol mühendisi

B) Orman mühendisi

C) Ziraat mühendisi

D) Mahalle veya köy muhtarı

E) Kadastro teknisyeni

Adayın İtirazı: Aday 1, “Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Kadastrosu

ve Tescili” başlığıyla verilen ek madde 4, fıkra 3’te “Bu çalışmalara kadastro kontrol

mühendisi de iştirak ettirilir.”denilerek kadastro mühendisinin komisyona katılacağı yerlerin

belirlendiğini; oysa soruda “orman kadastrosu dışındaki yerler”in sorulduğunu ifade ederek ek

madde 4’te “ormanla ilgisi olan yerler”in anlatıldığına dikkat çekmiş; bu nedenle sorunun

iptal edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Aday 2, Kadastro Kanunu madde 14’te “4342 sayılı Mera Kanunu’nun 7. maddesi 3.

fıkrası gereği 3402 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılacak işlemlerde kadastro

komisyonlarına konu uzmanı ziraat mühendisi dahil edilir.” ifadesinin mevcut olduğunu;

ayrıca itirazları inceleyecek kadastro komisyonunun kuruluşu ve görevleri hakkında

yönetmeliğin 3. madde ek fıkrasında (26.09.2005 25948) ziraat mühendisinin yer aldığını;

dolayısıyla bu sorunun hem “A” hem de “C” seçeneği olmak üzere iki doğru cevabının

bulunduğunu belirterek bu sorunun iptal edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Page 47: TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA … · d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları, e) Türkçe dil bilgisi ve yazıma ile ilgili konuları, f) Halkla

46

Komisyon Görüşü: 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 3. maddesi, kadastro ekibi ve kadastro

komisyonun kuruluşuna dair ana hükümleri vermektedir. Söz konusu maddede, “Kadastro

komisyonu; kadastro müdürü veya yardımcısının başkanlığında, bir kadastro üyesi ve itirazın

mahiyetine göre kontrol mühendisinden veya tasarruf kontrol memurundan oluşur. Kontrol

mühendisinin bulunmaması halinde yerine fen kontrol memuru katılır.” ifadesi yer

almaktadır. Bu hüküm, kadastro komisyonunun kurulması için temel hüküm olup orman veya

orman vasfını yitiren araziler ile Mera Kanunu gibi ilgili diğer mevzuattan kaynaklanan özel

durumları nitelememektedir. Zaten soruda; orman “kadastrosu dışındaki” ifadesiyle diğer

özellikli durumların karıştırılmaması amaçlanmıştır. Bu anlamda bu soru, adayların kadastro

konusunda temel hükümlere ilişkin bilgilerini de ölçme niteliğine sahip bir sorudur.

Bu açıklamalar dahilinde sorunun iptalini gerektirecek bir durum söz konusu değildir.

Soruda veya sorunun cevap seçeneklerinde herhangi bir hata bulunmamaktadır. Sorunun tek

doğru cevabı “A” seçeneğidir.

Sonuç: Soruya yapılan itirazlar komisyonumuz tarafından yerinde bulunmamıştır.

A kitapçığı 61 / B kitapçığı 13

Aynı kadastro çalışma alanı içinde bulunan ve tapuda kayıtlı olmayan 30 dönüm sulu

toprağı ve 125 dönüm kuru toprağı çekişmesiz ve aralıksız 25 yıldan beri malik sıfatıyla

elinde bulunduran Zilyet (A), zilyetliğini belgelerle ispat etmiştir.

Belirtilen taşınmazlarla ilgili olarak Zilyet (A)’nın hukuki durumu konusunda

aşağıdakilerden hangisi doğrudur?

A) Kuru toprak 100 dönümü aştığından hiçbir şekilde Zilyet (A) adına tespit edilemez.

B) Kuru toprağın tamamı koşulsuz Zilyet (A) adına tespit edilir.

C) Söz konusu taşınmazın Zilyet (A) adına tespiti için yeterli zilyetlik süresi mevcut

değildir.

D) Kuru toprağın sadece 100 dönümü Zilyet (A) adına tespit edilir. Kalan alan hiçbir

şekilde zilyet adına tespit edilemez.

E) Zilyet (A)’nın Kanunca belirlenen ilgili belgelerden biri ile ispat etmesi durumunda

kuru toprağın 100 dönümü aşan kısmı da adına tespit ettirilebilir.

Page 48: TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA … · d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları, e) Türkçe dil bilgisi ve yazıma ile ilgili konuları, f) Halkla

47

Adayın İtirazı: Aday 1, bu sorunun eksik olduğunu ifade ederek 25 yıllık zilyetin, zilyetlik

konusu taşınmazın Hazine tarafından zilyete satışından sonra mı yoksa önce mi olduğu

hususuna değinilmediğini; 3402 sayılı Kanun’un 14. maddesinin C bendine göre 10 yıllık süre

dolmuş ise bu sorunun doğru cevap seçeneğinin “E” seçeneği olması gerektiğini; 10 yıllık

süre dolmamış ise bu sorunun doğru cevap seçeneğinin “D” seçeneği olacağını belirterek bu

sorunun iptal edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Aday 2, “B” ve “E” seçeneklerinin aynı anlamı içerdiğini; bu nedenle birden çok

doğru cevabı olan bu sorunun iptal edilmesi gerektiğini iddia etmektedir.

Aday 3, soru kökündeki “Zilyet (A), zilyetliğini belgelerle ispat etmiştir.” cümlesine

dikkat çekerek bu belgelerin, kanunca öngörülen belgeler olduğunu; bu nedenle “B”

seçeneğinin de doğru cevap seçeneği olması gerektiğini; “E” seçeneğindeki “Zilyet (A)’nın

Kanunca belirlenen ilgili belgelerden biri ile ispat etmesi durumunda” ifadesinin zaten soru

kökünde “Zilyet (A), zilyetliğini belgelerle ispat etmiştir.” şeklinde verildiğini belirterek bu

sorunun hem “B” hem de “E” seçeneği olmak üzere iki doğru cevabının bulunduğunu; bu

nedenle iptal edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Aday 4, soru kökündeki “Zilyet (A), zilyetliğini belgelerle ispat etmiştir.” cümlesine

dikkat çekerek zilyetliği ispatlayan belge kabulüne göre kuru toprağın tamamının, sorudaki

şartlar altında, zilyede koşulsuz tespitinin gerektiğini; ayrıca Tasarruf Dairesi Başkanlığı

çıkışlı 04.06.2007 tarih ve 232-2285 sayılı yazıya göre arazinin Kültür ve Tabiat Varlıklarını

Koruma Bölge Kurullarınca birinci ve ikinci derece arkeolojik sit alanları dışında kaldığının

belgelenmesi gerektiği ifade edildiğinden soruda bu yönlü bir açıklamanın olmadığını

belirterek bu sorunun iptal edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Aday 5, Kadastro Kanunu’nun tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların tespitini

düzenleyen 14. maddesinin birinci paragrafında “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma

alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar

olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en

az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık

beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.” ifadesiyle belge ve beyan ile ispat-iktisap

edilebilecek maksimum miktarın sulu arazide 40, kuru arazide 100 dönüm olabileceğinin

belirtildiğini; soruda sayılan iktisap koşulları ile kanunun 14. maddesinin ilk paragrafında

sayılan koşullar aynı olduğundan (ve soru kökünde 14. maddenin devamında sayılan başka

koşulların varlığından bahsedilmediğinden) bu sorunun doğru cevap seçeneğinin ilgili kanun

metninde de zikredildiği üzere “D” seçeneği olması gerektiğini iddia etmiştir.

Page 49: TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA … · d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları, e) Türkçe dil bilgisi ve yazıma ile ilgili konuları, f) Halkla

48

Komisyon Görüşü: İtiraza konu olan bu soru, Kadastro Kanunu m. 14’le düzenlenen

“Tapuda Kayıtlı Olmayan Taşınmaz Malların Tespiti”ne ilişkin bir sorudur. Söz konusu

maddeye göre; “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam

yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil)

bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik

sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi

adına tespit edilir.” hükmü yer almaktadır. Aynı maddeye göre; zilyetliğin söz konusu

maddenin son kısmında yer alan belgelere dayandırılması koşuluyla taşınmaz malın, mezkur

alan büyüklüğünün kapsamı dışında kalan kısmının zilyedi adına tespit edilebileceği

belirtilmiştir. Bu soru bir bütün olarak adayların, Kadastro Kanunu’nun tapuda kayıtlı

olmayan taşınmaz malların tespitine ilişkin genel bilgilerini ölçmek amacıyla sorulmuş olup

soru açık ve nettir.

Bu açıklamalar dahilinde sorunun iptalini gerektirecek bir durum söz konusu değildir.

Soruda veya sorunun cevap seçeneklerinde herhangi bir hata bulunmamaktadır. Sorunun tek

doğru cevabı “E” seçeneğidir.

Sonuç: Soruya yapılan itirazlar komisyonumuz tarafından yerinde bulunmamıştır.

A kitapçığı 62 / B kitapçığı 14

Kadastro çalışma alanı ile ilgili olarak aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?

A) Kadastro bölgesindeki her köy ile belediye sınırları içinde bulunan mahallelerin her

biri, kadastro çalışma alanını teşkil eder.

B) Kadastro çalışma alanındaki ormanların kadastro ekibince sınırlandırma ve tespitleri

yapılarak 30 günlük kısmî ilâna alınır.

C) Kadastro ekibi, kadastro çalışma alanı sınırının tespitinde il ve ilçelerin belediye

sınırları ile köy sınırlarını dikkate alır.

D) Kadastro çalışma alanı içinde, ilk parsel için kadastro tutanağının düzenlenmesinden

sonra idari teşkilat ve taksimatta yapılan değişiklik, başlanan kadastroyu durdurmaz.

E) Kadastro ekibinin tespit ettiği kadastro çalışma alanı sınırları mahalle, belediye, köy

idari sınırları olarak kabul edilir.

Page 50: TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA … · d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları, e) Türkçe dil bilgisi ve yazıma ile ilgili konuları, f) Halkla

49

Adayın İtirazı: Adaylar, “C” ve “E” seçeneğinin birbirine çok yakın iki seçenek olduğunu;

mevzuatlarda kadastro bölgesi ve kadastro çalışma alanının mahalle ve köy bazlı olarak

bulunduğunu belirterek bu sorunun iptal edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Komisyon Görüşü: İtiraza konu olan bu soru, Kadastro Kanunu m. 4’te düzenlenen kadastro

çalışma alanına ilişkin bir sorudur. Soru bir bütün olarak kadastro çalışma alanı konusunda

adayların bilgileri ölçmekte olup soruda kadastro çalışma alanı ile ilgili olarak söz konusu

madde çerçevesinde verilen hükümler arasında yer almayan ifadenin seçeneklerde bulunması

istenmiştir. Söz konusu Kanun maddesinde kadastro ekibinin; kadastro çalışma alanı sınırının

tespitinde il ve ilçelerin belediye sınırları ile köy sınırlarını dikkate alacağı ve bu sınırların

mahalle, belediye, köy idari sınırları sayılmayacağı açık bir dille ifade edilmiştir. Sorunun

cevabı niteliğinde olan yanlış ifade ise “Kadastro çalışma alanı sınırları mahalle, belediye,

köy idari sınırları olarak kabul edilir.” denilerek adayların tereddütüne imkan vermeyecek

şekilde açıktır. Soru bilgi ölçmeye yönelik olup son derece açık ve nettir.

Bu açıklamalar dahilinde sorunun iptalini gerektirecek bir durum söz konusu değildir.

Sorunun cevap seçeneklerinde herhangi bir hata bulunmamaktadır. Sorunun tek doğru cevabı

“E” seçeneğidir.

Sonuç: Soruya yapılan itiraz komisyonumuz tarafından yerinde bulunmamıştır.

A kitapçığı 63 / B kitapçığı 15

Kadastro Kanunu’na göre; kadastro tespitine itiraz aşağıdaki mercilerden hangisine

yapılabilir?

A) Kadastro teknisyenliği

B) Kadastro komisyonu

C) Kadastro ekibi

D) İlgili belediye

E) Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü

Adayın İtirazı: Aday 1, Kadastro Kanunu’na göre itiraz evraklarının teslim edileceği yerin,

kadastro teknisyenliği veya kadastro müdürlüğü olduğunu; kadastro müdürlüğünün topladığı

Page 51: TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA … · d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları, e) Türkçe dil bilgisi ve yazıma ile ilgili konuları, f) Halkla

50

itirazları en geç 10 gün içerisinde itiraz mercii olan kadastro komisyonuna teslim ettiğini; bu

nedenle bu sorunun doğru cevabının “B” olması gerektiğini iddia etmiştir.

Aday 2, kadastro ekibi ile kadastro teknisyenliğinin aynı idari yapılanma olup bunların

aynı kişilerden oluştuğunu; bu birimlerin birbirlerinde farklı birimler olmadığını; bu nedenle

doğru cevabı hem “A” hem de “C” seçeneği olan, birden çok doğru cevabı bulunan bu

sorunun iptal edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Aday 3, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 3. maddesinde “Kadastro ekibi en az iki

kadastro teknisyeni, mahalle ve köy muhtarı ile üç bilirkişiden oluşur.” ifadesinin yer aldığını;

bu ifadeye göre bu sorunun doğru cevabının hem “A” hem de “C” seçeneği olduğunu; birden

çok doğru cevabı bulunan bu sorunun iptal edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Aday 4, “kadastro teknisyenliği” bir merci olmadığından cevabın “kadastro ekibi” ile

çeliştiğini; fakat “kadastro ekibi”nin de bir merci olmadığını; bu nedenle soru kökünün yanlış

olduğunu belirterek bu sorunun iptal edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Aday 5, kadastro ekibini içerisinde kadastro teknisyenlerinin de bulunduğunu; eğer

hukuksal anlamda bir “merci”den söz ediliyorsa bu nitelemeyi “kadastro ekibi”nin daha çok

hak ettiğini; yine “kadastro komisyonu”nun da, kanunda tanımlanmış bir görev ve başvuru

mercii olarak bu nitelemeyi daha fazla hak ettiğinin göz ardı edilemeyeceğini; eğer bu iki

kavram cevap seçeneklerinde olmasaydı ancak “A” seçeneğinde bulunan “kadastro

teknisyenliği” nin doğru cevap seçeneği olabileceğini; bu durumda, birden çok doğru cevabı

bulunan bu sorunun iptal edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Komisyon Görüşü: İtiraza konu olan bu soru, kadastro tespitine itirazın hangi mercie

yapılacağına dair olup bu konu, Kadastro Kanunu m. 9’da düzenlenmiştir. Söz konusu

maddede çok açık bir şekilde kural olarak kadastro tespitine itirazın, kadastro teknisyenliğine

veya kadastro müdürlüğüne yapılacağı belirtilmiştir. Bu yönüyle soru gayet açık ve nettir.

Bu açıklamalar dahilinde sorunun iptalini gerektirecek bir durum söz konusu değildir.

Sorunun cevap seçeneklerinde herhangi bir hata bulunmamaktadır. Sorunun tek doğru cevabı

“A” seçeneğidir.

Sonuç: Soruya yapılan itirazlar komisyonumuz tarafından yerinde bulunmamıştır.

Page 52: TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA … · d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları, e) Türkçe dil bilgisi ve yazıma ile ilgili konuları, f) Halkla

51

A kitapçığı 64 / B kitapçığı 16

I. Hizmet malları

II. Orta malları

III. Sulu tarım arazisi

IV. Ormanlar

Yukarıda sayılan taşınmaz türlerinden hangisi veya hangileri kazandırıcı

zamanaşımı yoluyla iktisap edilebilir?

A) Yalnız III

B) III ve IV

C) I, II ve III

D) I, II ve IV

E) II, III ve IV

Adayın İtirazı: Adaylar, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 18. maddesinde, sadece sulu

tarım arazilerinin kazandırıcı zamanaşımı yolu ile iktisap edilebileceğinin belirtildiğine dikkat

çekerek bu sorunun doğru cevabının “A” seçeneği olması gerektiğini iddia etmiştir.

Komisyon Görüşü: İtiraza konu olan soru incelendiğinde sorunun doğru cevabının cevap

anahtarına sehven “D” seçeneği olarak işaretlendiği görülmüştür. Sorunun doğru cevabı “A”

seçeneğidir.

Sonuç: Açıklanan cevap anahtarında sorunun doğru cevabı sehven "D" seçeneği olarak

belirtilmiştir. Cevap anahtarında sorunun doğru cevabı “A” seçeneği olarak düzeltilmiştir.

Adayların cevap kağıtları, düzeltilen cevap anahtarına göre değerlendirilecektir.

A kitapçığı 65 / B kitapçığı 17

Kadastro ekibinde yer alan üç bilirkişinin özelliklerine dair aşağıda verilen bilgilerden

hangisi yanlıştır?

A) 40 yaşını bitirmiş olmaları gerekir.

B) Kısıtlı olmamaları gerekir.

Page 53: TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA … · d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları, e) Türkçe dil bilgisi ve yazıma ile ilgili konuları, f) Halkla

52

C) Yüz kızartıcı bir suçtan yargılanmamış olmaları gerekir.

D) Zamanında seçilemeyen bilirkişileri bölgenin mülkî amiri belirler.

E) Seçilen bilirkişiler, eşlerinin büyükbabalarına ilişkin uyuşmazlıklarda dinlenilemez.

Adayın İtirazı: Aday 1, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 18. maddesinde 2. kayın

hısımlığı için “Eşlerden biri ile diğer eşin kan hısımları, aynı tür ve dereceden kayın hısımları

olur. Kayın hısımlığı, kendisini meydana getiren evliliğin sona ermesi ile ortadan kalkmaz.”

hükmünün bulunduğunu; bu durumda “E” seçeneğinde belirtilen “eşlerinin büyükbabalarına”

ifadesinde bir kayın hısmı ve eşin usulü (yani alt soy hısmı) mevcut olduğunu belirterek

sorunun doğru cevabının “E” seçeneği olması gerektiğini iddia etmiştir.

Aday 2, Kadastro Kanunu’na göre kısıtlı veya yüz kızartıcı bir suçtan kesinleşmiş

mahkumiyetin bulunmaması gerektiğini; fakat “C” seçeneğinde “mahkumiyet” değil

“yargılanmak” kelimesinin kullanıldığını; “yargılanmamış olmak” ile “mahkumiyeti

bulunmamak” kavramlarının farklı kavramlar olduğunu; çünkü kişinin yargılanabileceğini

fakat mahkumiyet almadan aklanma olasılığının bulunduğunu; eğer yargılanır da mahkum

olursa bilirkişilik yapamayacağını; bu nedenle, sorunun doğru cevabında verilen bilgi eksik

veya yanlış olduğundan, bu seçenek çelişkiye sebep olduğundan bu sorunun iptal edilmesi

gerektiğini iddia etmiştir.

Komisyon Görüşü: Kadastro Kanunu m. 3 "Kadastro Ekibi ve Komisyonun Kuruluşu

başlığını taşımaktadır. Aynı maddenin yedinci fıkrasında "...eşinin usul ve furuuna..." ifadesi

yer almaktadır. Zaten itiraz eden aday da önermenin doğru olduğunu ispatlamaya

çalışmaktadır. Sorunun kökünde net bir ifade ile yanlış önermenin bulunması istenmektedir.

Bu durumda soruda veya sorunun cevap seçeneğinde herhangi bir hata bulunmamaktadır.

İkinci itirazda ise aday aslında çok güzel bir şekilde sorunun doğru cevabını

açıklamıştır. "yargılanmış olmak" ile "mahkumiyeti bulunmamak" kavramlarının farklı

kavramlar olduğunu ifade eden adayın neden itiraz ettiği anlaşılamamıştır. Zira burada aranan

"mahkumiyeti bulunmamaktır" ifadesidir; seçenekte ise "yargılanmamış olmak" kavramı

kullanılmıştır.

Sonuç: Soruya yapılan itirazlar komisyonumuz tarafından yerinde bulunmamıştır.

Page 54: TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA … · d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları, e) Türkçe dil bilgisi ve yazıma ile ilgili konuları, f) Halkla

53

A kitapçığı 66 / B kitapçığı 18

Kadastro müdürünün, kadastrosuna başlanacak köyü, ilgili yerlerde ve alışılmış

vasıtalarla duyuracağı en erken süre aşağıdakilerden hangisidir?

A) 5 gün

B) 7 gün

C) 10 gün

D) 15 gün

E) 30 gün

Adayın İtirazı: Aday 1, Kanun’da belirtilen “en az” ifadesinin “en geç” demek olduğunu;

fakat bu soruda “en erken” sürenin sorulduğunu; bunun da soruyu hatalı hale getirdiğini

belirterek bu sorunun ya iptal edilmesi gerektiğini ya da doğru cevap seçeneği olarak “E”

seçeneğinin kabul edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Aday 2, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 4. maddesinin 2. fıkrasına göre ilanın,

kadastroya başlamadan en az 15 gün önce yapılması gerektiğini; Kanun’un 3. fıkrasında ise

kadastro bölge ilanının en az 1 ay önceden yapılacağı hükmünün bulunduğunu; bu durumda

kadastro çalışma alan ilanının en erken 30 gün önceden duyurulması gerektiğini belirterek bu

sorunun doğru cevabının “E” seçeneği olduğunu iddia etmiştir.

Komisyon Görüşü: Kadastro Kanunu m. 4/II hükmünün lafzi yorumundan ilânın 20 gün

sonra da veya 30 gün sonra da yapılabileceği anlaşılmaktadır. Bu nedenle "en az" demek "en

geç" değil "en erken" anlamına gelir.

İkinci itirazda ise Aday 2’nin de ifade ettiği gibi en erken 30 gün ilan süresi, bölgeler

açısından geçerlidir. Soruda ise köy için bu sürenin ne olacağı sorulmuş; bu bağlamda 4.

maddenin ikinci fıkrası ile ilgili bilgi ölçülmek istenmiştir. Aday kanun hükmünü tartışmaya

açmıştır.

Sonuç: Soruya yapılan itirazlar komisyonumuz tarafından yerinde bulunmamıştır.

Page 55: TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA … · d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları, e) Türkçe dil bilgisi ve yazıma ile ilgili konuları, f) Halkla

54

A kitapçığı 67 / B kitapçığı 19

Kadastro tespitine itiraz ile ilgili olarak aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur?

A) İtiraz edenin ilân süresi içinde dava açma hakkı saklıdır.

B) Kadastro tutanağı düzenlendikten sonra en geç on gün içinde tespitlere itiraz edilebilir.

C) İtiraz, kadastro mahkemesine yapılır.

D) İtiraz, sadece dinlenilen tanık ifadeleri hakkında yapılabilir.

E) İtirazın dinlenilebilmesi, tanık ifadesine dayanmasına bağlıdır.

Adayın İtirazı: Adaylar, itirazın sürelerle bağlantılı olarak mahkemelere yapıldığını;

dolayısıyla kadastro mahkemesine davanın açıldığını ama süre bitimi hukuk mahkemelerine

de itirazın yapılabileceğini; bu nedenle “C” seçeneğinde verilen ifadenin de doğru cevap

olduğunu; eğer “C” seçeneğinde “İtiraz, sadece kadastro mahkemesine yapılır.” denilseydi o

zaman bu seçeneğin yanlış bir seçenek olabileceğini belirterek bu soruda doğru cevabın hem

“A” hem de “C” seçeneği olduğunu; birden çok doğru cevabı bulunan bu sorunun iptal

edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Komisyon Görüşü: Kadastro Kanunu m. 9 "Kadastro Tespitine İtiraz" başlığını taşır. 2.

fıkrada ise "İtiraz, kadastro teknisyenliğine veya kadastro müdürlüğüne yapılır." hükmü yer

almaktadır. “C” seçeneğinde “sadece” kelimesine gerek yoktur; çünkü hüküm çok açıktır ve

herhangi bir mahkemeye itiraz etme olanağı yoktur. Sorunun cevap seçeneklerinde herhangi

bir hata bulunmamaktadır. Sorunun tek doğru cevabı “A” seçeneğidir.

Sonuç: Soruya yapılan itiraz komisyonumuz tarafından yerinde bulunmamıştır.

A kitapçığı 69 / B kitapçığı 21

Kadastro tutanaklarının kesinleşmesi ile ilgili olarak aşağıdaki ifadelerden hangisi

yanlıştır?

A) Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere dair, kesinleşmeden

itibaren on yıl geçtikten sonra kadastrodan önceki hukukî sebeplere dayanarak itiraz

olunamaz ve dava açılamaz.

B) Kesinleşmeden itibaren on yıl geçtikten sonra kadastrodan önceki hukukî sebeplere

dayanarak itiraz olunamaması hükmü, kamu taşınmazlarında uygulanmaz.

Page 56: TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA … · d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları, e) Türkçe dil bilgisi ve yazıma ile ilgili konuları, f) Halkla

55

C) İlân süresi geçtikten sonra dava açılmayan kadastro tutanaklarına ait sınırlandırma ve

tespitler kesinleşir.

D) Tutanakların kesinleşme tarihi, tescil tarihi olarak gösterilmelidir.

E) Kesinleşen tutanaklar en geç üç ay içinde tapu kütüklerine kaydedilir.

Adayın İtirazı: Adaylar, 25.02.2009 tarihli 5841 sayılı Kanun’un Anayasa Mahkemesi

tarafından iptal edildiğini; sorunun doğru cevap seçeneğinin bu karar dikkate alınmadan

hazırlandığını; bu nedenle, bu sorunun iptal edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Komisyon Görüşü: Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı soru hazırlanırken dikkate

alınmıştır. Kamu taşınmazlarında ayrıksı bir durum henüz yeni bir kanun ile getirilmemiştir.

Bu nedenle adaylar itirazlarında haksızdır. Dolayısıyla sorunun doğru cevap seçeneğinde

herhangi bir hata bulunmamaktadır. Sorunun tek doğru cevabı “B” seçeneğidir.

Sonuç: Soruya yapılan itiraz komisyonumuz tarafından yerinde bulunmamıştır.

TAPU MEVZUATI

A kitapçığı 73 / B kitapçığı 25

Ülke menfaatlerinin gerektiği hallerde yabancı uyruklu gerçek kişiler ile yabancı

ülkelerde kendi ülkelerinin kanunlarına göre kurulan tüzel kişiliğe sahip ticaret

şirketlerinin taşınmaz ve sınırlı ayni hak edinimlerini; ülke, kişi, coğrafi bölge, süre,

sayı, oran, tür, nitelik, yüz ölçüm ve miktar olarak belirleyebilme ve sınırlandırma

yetkisi aşağıdaki mercilerden hangisine aittir?

A) Dışişleri Bakanlığı

B) TBMM

C) Başbakanlık

D) Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü

E) Bakanlar Kurulu

Page 57: TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA … · d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları, e) Türkçe dil bilgisi ve yazıma ile ilgili konuları, f) Halkla

56

Adayın İtirazı: Aday 1, Tapu Kanunu’nda bu yetkinin TBMM tarafından Bakanlar Kuruluna

verildiğini; TBMM açısından, bu yetkiyi Bakanlar Kuruluna vermenin, yeni bir düzenlemeyi

yapamayacağı anlamına gelmediğini; TBMM’nin soruda belirtilen sınırları ve oranları

kaldırmaya ve değiştirmeye her zaman yetkili olduğunu belirterek “B” seçeneğinin de doğru

cevap seçeneği olduğunu; bu nedenle doğru cevabı hem “B” hem de “E” seçeneği olan, birden

çok doğru cevabı bulunan bu sorunun iptal edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Aday 2, bu sorunun meslek bilgisi sorusu olmadığını; bu nedenle iptal edilmesi

gerektiğini iddia etmiştir.

Komisyon Görüşü: İtiraza konu olan soru, Tapu Kanunu m. 35 kapsamında yabancı uyruklu

kişilerin Türkiye’de taşınmaz ve sınırlı ayni hak edinmesi ile ilgili olarak Bakanlar Kurulunun

bu konuda yetkilerine ilişkindir. Yasama organı söz konusu maddede belirtilen konu ve

sınırlar dahilinde yeni herhangi bir Kanuni düzenleme yapmaksızın Bakanlar Kuruluna yetki

vermiştir. TBMM, yasama konusunda yegane erk olmakla birlikte yürütme organlarına

yürütme faaliyetlerini gerçekleştirme konusunda Kanunlarla belirli konu ve sınırlamalar

dahilinde yetki vermektedir. Bu durum yasamanın görev ve yetkilerini başka bir erke

devrettiği anlamına gelmez. Yasama, bu tür düzenlemelerle yürütmenin görevlerini yerine

getirmede yetki sınırlarını tespit etmektedir. Yasamanın soruda yer alan konularda mevcut

durumdan başka bir düzenleme yapması için yeni bir kanunlaştırma sürecinin yaşanması

gerekir. Bu açıklamalara göre yasamanın kanuni düzenlemesi ile soruda sözü edilen

düzenlemeleri yapma konusunda Bakanlar Kurulunun yetkisi bulunmaktadır. Söz konusu

soru, mesleki bilgi açısından hem doğrudan hem de dolaylı olarak ilgilidir. Bu yönüyle soru,

bilgi ölçmeye yönelik olup son derece açık ve nettir.

Bu açıklamalar dahilinde sorunun iptalini gerektirecek bir durum söz konusu değildir.

Sorunun kökünde veya cevap seçeneklerinde herhangi bir hata bulunmamaktadır. Dorunun

tek doğru cevabı “E” seçeneğidir.

Sonuç: Soruya yapılan itirazlar komisyonumuz tarafından yerinde bulunmamıştır.

Page 58: TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA … · d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları, e) Türkçe dil bilgisi ve yazıma ile ilgili konuları, f) Halkla

57

A kitapçığı 74 / B kitapçığı 26

Noterler tarafından tanzim edilen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerine ilişkin

yapılacak tapu sicili işlemi aşağıdaki ifadelerden hangisinde doğru olarak verilmiştir?

A) Taraflardan birinin talebi üzerine tescil edilir.

B) Taraflardan birinin talebi üzerine şerh verilir.

C) Taraflardan birinin talebi üzerine beyanlar sütununa kaydedilir.

D) Sadece malikin talebi üzerine şerh verilir.

E) Sadece malikin talebi üzerine tescil edilir.

Adayın İtirazı: Aday, Yrd. Doç. Dr. Suat Sarı’nın “Arsa Payı Karşılığı İnşaat

Sözleşmesinden Doğan Hakkın Şerhi” kitabını işaret ederek bu kitapta yazan şu bölümü örnek

göstermiştir: “Yukarıda belirtildiği üzere, uygulamada arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi

taşınmaz satış vaadi ile bağlantılı olarak yapılmakta; esasen şerh ihtiyacı, bu hukuki yapı

içerisinde mülkiyet payının devrine ilişkin müteahhit alacağının taşınmaz satış vaadinin

kapsamına dahil olması da göz önünde tutulduğunda, Tapu Kanunu’nun 26. maddesinin

beşinci fıkrasının, taşınmaz satış vaadi ile birlikte yapılan arsa payı karşılığı inşaat

sözleşmesinden doğan hakkın şerhinde de uygulama alanına sahip olup olmadığı sorusu

gündeme gelmektedir. Şerh anlaşması ve şerh talebi yönünden genel kurallardan ayrılan ve

hukukumuzda istisnai bir nitelik taşıyan bu hükmün yalnızca saf taşınmaz satış vaadi

sözleşmelerinde uygulanması yerinde olacaktır. Nitekim, mevcut hukuki durumu ve

uygulamayı bilen kanun koyucu, arsa payı karşılığı inşaat olacaktır. Nitekim, mevcut hukuki

durumu ve uygulamayı bilen kanun koyucu, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden doğan

hakkın şerhini özel olarak öngörmüş, ancak buna ilişkin düzenlemede genel kurallar açısından

istisnai bir düzenleme yapmamıştır. Bu durum karşısında, taşınmaz satış vaadi ile bağlantılı

olarak yapılsa da, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden doğan hakkın şerhinde, yukarıda

belirtilen genel kurallar uygulanacaktır. Buna karşılık, Yargıtay arsa payı karşılığı inşaat

sözleşmesinden doğan kişisel hakkın Tapu Kanunu’nun 26. maddesi uyarınca şerh

verilebileceğini kabul etmektedir. Bu uygulamanın, Yargıtay’ın önceki kararları ile çeliştiği

gibi, genel kurallara ve mevcut yasal düzenleme ile onun gelişimine uygun olmadığı

düşünülmektedir.” Bu bölüme göre bu sorunun iptal edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Page 59: TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA … · d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları, e) Türkçe dil bilgisi ve yazıma ile ilgili konuları, f) Halkla

58

Komisyon Görüşü: Sayın Suat Sarı'nın kitabı doktrinsel bir kitaptır. Kanun hükmünün yanlış

olduğu ileri sürülebilir; ancak Kanun’daki mevcut hüküm yürürlüğüne devam ettiği sürece

yargı tarafından uygulanacaktır. Bu bağlamda, Tapu Kanunu m. 26/I hükmü "...arsa payı

karşılığı inşaat sözleşmeleri de taraflardan biri isterse gayrimenkul siciline şerh verilir."

ifadesini içermektedir. Bu durumda soruda herhangi bir hata bulunmamaktadır.

Sonuç: Soruya yapılan itiraz komisyonumuz tarafından yerinde bulunmamıştır.

A kitapçığı 75 / B kitapçığı 27

Yabancı uyruklu gerçek kişilerin Türkiye’de taşınmaz ve sınırlı aynî hak edinmesi ile

ilgili olarak aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?

A) Kanunî sınırlamalara uyulması gerekir.

B) Toplam alanı, özel mülkiyete konu ilçe yüzölçümünün yüzde onunu geçemez.

C) Toplam alanı, ülke genelinde 50 hektarı geçemez.

D) Hangi ülke vatandaşlarının taşınmaz edineceğine Bakanlar Kurulu karar verir.

E) Uluslararası ikili ilişkiler bu belirlemede dikkate alınır.

Adayın İtirazı: Adaylar, 5444 sayılı Tapu Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair

Kanun’un 35. maddesine işaret ederek “B” seçeneğinde verilen ifadenin “İmar planlı alanın

yüzde onunu geçemez.” şeklinde olması gerektiğini; bu durumda sorunun “B” seçeneğinin de

soruda verilen şekliyle yanlış olduğunu; bu nedenle doğru cevabı hem “B” hem de “C”

seçeneği olan, birden çok doğru cevabı bulunan bu sorunun iptal edilmesi gerektiğini iddia

etmiştir.

Komisyon Görüşü: Tapu Kanunu m. 35, adayların da işaret ettiği gibi 5444 sayılı Kanun ile

değişmiş ve "... özel mülkiyete konu ilçe yüzölçümünün yüzde onunu geçemez." şeklinde bir

hâl almıştır. Adayların iddia ettiği ifade, kanun hükmünde mevcut değildir. Bu nedenle “B”

seçeneğinde yer alan önerme doğrudur ve sorunun tek doğru cevabı “C” seçeneğidir.

Sonuç: Soruya yapılan itiraz komisyonumuz tarafından yerinde bulunmamıştır.

Page 60: TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA … · d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları, e) Türkçe dil bilgisi ve yazıma ile ilgili konuları, f) Halkla

59

A kitapçığı 76 / B kitapçığı 28

Tapu Kanunu’na göre; izinsiz doldurulmuş olan yerlerin tescilinde mahzur olmadığı

ilgili dairelerce kabul olunursa doldurulan yerlerin, doldurulmuş olduğu halindeki

değerinin ne kadarı alınmak şartıyla dolduran namına tescili yapılır?

A) 1/2’si

B) 1/3’ü

C) 1/4’ü

D) 1/5’i

E) 1/10’u

Adayın İtirazı: Aday 1, itirazını “Kıyı Kanunu 7. maddeye göre ancak kamu yararının

gerektirdiği hallerde, uygulama imar planı kararı ile kıyılar doldurulabilir. Bu da ilgili

idarenin yazılı teklifi, Bakanlığın uygun görüşüyle imar planı hazırlanıp İmar Kanunu ve

Turizmi Teşvik Kanunu hükümlerine göre imar planlarının onayıyla mümkündür. Bu araziler,

Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır; özel mülkiyete konulamaz. Ayrıca 43. maddeye göre

‘Kıyılar, Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır.’, ‘Kıyılarla sahil şeritlerinin, kullanılış

amaçlarına göre derinliği ve kişilerin bu yerlerden yararlanma imkan ve şartları kanunla

düzenlenir.’ Bu kanun da Kıyı Kanunu’dur. Bu duruma göre kıyılarda arazi Tapu Kanunu izin

verse de doldurulan yerler iktisap edilemez.” şeklinde belirttikten sonra bu sorunun iptal

edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Aday 2, 1934 yılında çıkarılan 2644 sayılı Tapu Kanunu’ndaki doldurma ile ilgili

hükümler her ne kadar Kanun’da dursa da 1990 tarihli 3621 sayılı Kıyı Kanunu’nun 7.

maddesinin doldurulan alanların özel mülkiyete konu olamayacağını açıkça belirttiğini; Tapu

Kanunu’nun ilgili maddesi hukuken iptal edilmiş sayıldığından bu sorunun iptal edilmesi

gerektiğini iddia etmiştir.

Aday 3, “Tapu Kanunu’nun bazı maddeleri denizlerin doldurulması ve bataklıkların

kurutulması yollarıyla özel mülkiyet edinilmesi hususlarını düzenlemekte ise de 6785 sayılı

Kanun’a 11/07/1972 tarih ve 1605 sayılı Kanun ile eklenen ek 7. maddesi ‘ … bu yerlerde

denizden doldurma ve bataklık kurutma suretiyle özel mülkiyet adına arazi ve arsa da

kazanılamaz.’ hükmünü içermektedir. Aynı Kanun’un 3. maddesi de bu kanuna aykırı diğer

kanun hükümlerinin yürürlülükten kaldırıldığını hüküm altına almıştır. İzinsiz doldurulmuş

olan yerlerin tescilinde mahzur olmadığı ilgili idarece kabul olunsa dahi tescil işlemi yerine

Page 61: TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA … · d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları, e) Türkçe dil bilgisi ve yazıma ile ilgili konuları, f) Halkla

60

getirilemez ve bir bedelden söz edilemez.” şeklinde itiraz gerekçesini belirttikten sonra

yürürlükten kalkmış veya uygulanması mümkün olmayan kanun maddelerinden soru

yapılmasının sınavına amacına uygun olmadığını belirterek bu sorunun iptal edilmesi

gerektiğini iddia etmiştir.

Komisyon Görüşü: İtiraza konu olan soru, Tapu Kanunu m. 9’da belirtilen hükümle ilgilidir.

Soruda yer alan konu ile ilgili Tapu Kanunu’ndaki düzenleme konusunda adayların bilgisinin

ölçülmesi amaçlanmıştır. Söz konusu Kanun maddesi halen yürürlükte olup

uygulanmayacağına, hükümsüz olacağına veya kaldırılacağına yönelik bir düzenleme ancak

yasama organı tarafından yapılacaktır. Mevcut haliyle ilgili madde yürürlükte olup soru

adaylardan sadece Tapu Kanunu çerçevesinde bu konunun değerlendirilmesini

öngörmektedir. Bu yönüyle soru gayet açık ve nettir. Dolayısıyla sorunun iptalini gerektirecek

bir durum söz konusu değildir.

Sonuç: Soruya yapılan itirazlar komisyonumuz tarafından yerinde bulunmamıştır.

A kitapçığı 77 / B kitapçığı 29

Köylerde bulunan metruk ve kimsesiz mezarlıkların tapu işlerine ilişkin olarak

aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur?

A) Köy muhtarı adına tescil olunur.

B) Köyün bağlı olduğu ilçe adına tescil edilir.

C) Köy manevî şahsiyeti adına tescil olunur.

D) Sahipsiz taşınmaz olarak kaydedilir.

E) Herhangi bir tescil işlemi yapılmaz.

Adayın İtirazı: Aday, konu ile ilgili kanun tüzük ve yönetmeliklerde “köy manevi şahsiyeti”

ifadesinin geçmediğini; “C” seçeneğinde yer alan bu ifadenin “köy tüzel kişiliği” şeklinde

olması gerektiğini; bu durumda doğru cevap seçeneği olan “C” seçeneğinin hatalı hala

geldiğini belirterek bu sorunun iptal edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Page 62: TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA … · d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları, e) Türkçe dil bilgisi ve yazıma ile ilgili konuları, f) Halkla

61

Komisyon Görüşü: Tapu Kanunu m. 24 “Köylerde bulunan metruk ve kimsesiz

mezarlıklarla vakfa ait umumi mezarlıklar köyün manevi şahsiyeti namına tescil olunur.”

ifadesini içermektedir. Bu durumda doğru cevap seçeneği olan “C” seçeneği hatalı değildir.

Dolayısıyla soruda herhangi bir hata bulunmamaktadır.

Sonuç: Soruya yapılan itiraz komisyonumuz tarafından yerinde bulunmamıştır.

A kitapçığı 78 / B kitapçığı 31

Tapu sicil müdürlüğünde düzenlenen resmî senetlere ilişkin olarak aşağıdaki

ifadelerden hangisi yanlıştır?

A) Resmî senede tarafların kimlik bilgileri kaydedilir.

B) Resmî senede tarafların vergi kimlik numaraları kaydedilir.

C) Tarafların yanı sıra bunu hazırlayan tapu sicil müdürlüğü görevlileri de resmî senedi

imzalar.

D) Resmî senedin mutlaka tapu sicil müdürü tarafından şahsen onaylanması gerekir.

E) Tarafların kimliklerinde şüpheye düşülen hâllerde tanık getirilmesi istenebilir.

Adayın İtirazı: Aday 1, Türkiye’de “Tapu Sicil Müdürlüğü” diye bir kurum olmadığını; bu

kurumun “Tapu Müdürlüğü” olduğunu; olmayan bir kurum ile ilgili bir sorunun

cevaplanamayacağını belirterek bu sorunun iptal edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Aday 2, gerçek kişilerin vergi kimlik numaralarının senede kaydedilmediğine; gerçek

kişilerin TC kimlik numaralarının senede kaydedildiğine dikkat çekerek bu durumda “B”

seçeneğinin de doğru cevap seçeneği olacağını belirtmiş; bu nedenle doğru cevabı hem “B”

hem de “D” seçeneği olan, birden çok doğru cevabı bulunan bu sorunun iptal edilmesi

gerektiğini iddia etmiştir.

Aday 3, “E” seçeneğinde bulunan “istenebilir” yüklemine dikkat çekerek bu ifadenin

bir zorunluluk belirtmediğini; oysa Yönetmeliğin 17. maddesinde “Aşağıda belirtilen hallerde

iki tanık bulundurulur: … ç) Tarafların kimliğinde kuşkuya düşülmüş ise.” şeklinde bir

ifadenin mevcut olduğunu; bu ifadeye göre de tanık bulundurulmasının zorunluluğunun

açıkça belirtildiğini; bu nedenle “E” seçeneğinin de doğru cevap seçeneği olması gerektiğini

iddia etmiştir. Aynı zamanda aday 2’nin itirazını kendisi de aynı şekilde ifade ettikten sonra

hem “B”, hem “D” hem de “E” seçenekleri, doğru cevap seçenekleri olan bu sorunun iptal

edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Page 63: TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA … · d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları, e) Türkçe dil bilgisi ve yazıma ile ilgili konuları, f) Halkla

62

Aday 4, bu soruda gerçek kişiler veya tüzel kişiler ayrımı yapılmadığından Tapu Sicil

Müdürlüğü’nde düzenlenen resmi senetlere ilişkin hem “B” hem de “D” seçeneğinin doğru

cevap seçeneği olduğunu; birden çok doğru cevabı bulunan bu sorunun iptal edilmesi

gerektiğini iddia etmiştir.

Aday 5, “Yürürlükteki Tapu Sicil Tüzüğü’nün 21. maddesinde ‘(1) Sözleşme

düzenlenmesi gereken işlemlerde resmi senet düzenlenir. (2) Resmi senetlerin

düzenlenmesine ilişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik’in hiçbir maddesinde tarafların

vergi numarasının isteneceğine dair bir hüküm bulunmamaktadır. Söz konusu Yönetmeliğin

‘Resmi senedin içeriği’ konu başlıklı 7. maddesinin C fıkrasında belirtilen “c) Ticaret

şirketlerinin unvanları, kayıtlı oldukları ticaret sicil memurluğu ve ticaret sicil ve vergi

numaraları, bu şirketleri temsile yetkili olan kişilerin kimlik bilgileri, vatandaşlık numaraları,

tebligata esas adresleri ve imzaları,” kısmında tüzel kişilerin vergi numaraları istenmektedir.

Diğer yandan: Tapu Kanunu’na 02.04.1998 tarihinde eklenen ek hüküm ‘(Ek

hüküm:2\4\1998-4358 md.) Resmi senede tarafların kimlik bilgileri ile birlikte vergi kimlik

numaraları da kaydedilir.’ Hükmü ile tarafların vergi numaralarının da isteneceği

belirtilmektedir.

Kanun ile kanunun uygulanmasını gösteren Yönetmelik arasında tezatlık görülmekte

olup bu tür çelişkili hususların soru konusu edilmesi, sınavla amaçlanan bilginin ölçülmesi ve

yanıtların tartışmasız ne olması ilkelerine aykırı bir durum oluşturmaktadır. Kanunda vergi

numarası istenirken Kanunun uygulanmasını gösteren (resmi senette istenen hususların

maddeler halinde açıklanmış olduğu) Yönetmelikte ticari işletmeler hariç vergi numarası

istenmemektedir. Şayet sorunun başında ‘Kanun hükümlerine göre’ ibaresi yazılmış olsa idi

sorunun ve cevabın tutarlılığı ve netliği tartışılmaz olurdu. Ancak sorunun bu haliyle

sorulması neticesinde Yönetmeliğe ve Kanuna göre bu soruya farklı cevaplar verilmesi

mümkün olabilmektedir.” şeklinde gerekçesini belirttikten sonra bu sorunun iptal edilmesi

gerektiğini iddia etmiştir.

Komisyon Görüşü: Tapu Kanunu’nda tam sekiz kez "Tapu Sicil Müdürü/Müdürlüğü" ifadesi

geçmektedir. Dolayısıyla soru kökünde herhangi bir hata bulunmamaktadır.

Tapu Kanunu m. 26/IV "... vergi kimlik numaraları da kaydedilir." hükmünü

içermektedir. Dolayısıyla “B” seçeneğinde herhangi bir hata bulunmamaktadır.

Normlar hiyerarşisi gereği yönetmelikler, kanunlara ve Anayasa’ya aykırı olamaz.

Tapu Kanunu m. 26/IV "... tanık getirilmesi istenebilir." hükmü, aday tarafından tartışmaya

açılmıştır.

Page 64: TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA … · d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları, e) Türkçe dil bilgisi ve yazıma ile ilgili konuları, f) Halkla

63

Aday 4’ün itirazı tam olarak anlaşılamamıştır; İtiraza göre aday, vergi kimlik

numarasının sadece tüzel kişilere verildiğini düşünmektedir. En yakın vergi dairesine

gidildiğinde veya Tapu Kanunu m. 26/IV okunduğunda bu durumun böyle olmadığı açıkça

görülebilir.

Kanun ile yönetmelik arasında tezatlık görüldüğü anda en temel hukuk bilgisi,

kanunun uygulanmasını gerektirir.

Sonuç: Soruya yapılan itirazlar komisyonumuz tarafından yerinde bulunmamıştır.

A kitapçığı 80 / B kitapçığı 30

Tapu müdürlüğünün mirasçılık belgesi düzenlenmesi için yargıya başvurması için ölüm

tarihinden itibaren tapu sicilinde miras intikalinin yapılmaması gereken en az süre

aşağıdakilerden hangisinde doğru olarak verilmiştir?

A) 1 yıl

B) 2 yıl

C) 5 yıl

D) 10 yıl

E) 20 yıl

Adayın İtirazı: Adaylar, soru kökünün yanlış olduğunu; bu sorunun “Tapu müdürlüğünde

mirasçılık belgesi düzenlenmesi için ölüm tarihinden itibaren en fazla ne kadar süre geçmemiş

olması gerekmektedir?” şeklinde sorulması gerektiğini; ayrıca iki yerde kullanılan “için”

kelimesinin her iki anlamda da sorunun doğru cevap seçeneğine karşılık olmadığını belirterek

bu sorunun iptal edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Komisyon Görüşü: Tapu Kanunu Ek madde 1'de, "... en geç iki yıl içinde..." ifadesi, "...

yapılmaması gereken en az süre..." şeklinde değiştirilmiştir. Dolayısıyla soru kökünde

herhangi bir hata bulunmamaktadır.

Sonuç: Soruya yapılan itiraz komisyonumuz tarafından yerinde bulunmamıştır.

Page 65: TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA … · d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları, e) Türkçe dil bilgisi ve yazıma ile ilgili konuları, f) Halkla

64

İMAR MEVZUATI

A kitapçığı 82 / B kitapçığı 34

İmar mevzuatı bakımından belediyelerin kontrol ve mesuliyeti altına verilmiş olan

bölge, aşağıdakilerden hangisi ile ifade edilir?

A) İmar adası

B) İmar parseli

C) Kadastro alanı

D) İmar alanı

E) Mücavir alan

Adayın İtirazı: Aday, “mücavir alan” tanımının, “imar mevzuatı bakımından belediyelerin

kontrol ve mesuliyeti altına verilmiş olan alanlar” şeklinde olduğunu; ancak Kanun’un diğer

maddelerinde geçen “imar alanları” ya da “imar ada ve parselleri”nin de “belediyelerin

kontrol ve mesuliyeti altına verilmiş olan bölgeler” şeklinde tanımlandığını belirterek sorunun

cevap seçenekleri için “Kesin olarak belediye kontrolünde veya mesuliyetinde değil.”

denilemeyeceğini; bu nedenle birden fazla doğru cevap seçeneği olan bu sorunun iptal

edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Komisyon Görüşü: Bir kavram, ilgili kanunun “Tanımlar” başlığı altında yer alan

hükümlerindeki tanıma göre değerlendirilir. Diğer hükümlerde yer alan ifadeler bu tanımla

çeliştiği an “Tanımlar” başlığı altındaki hüküm esas alınır. Dolayısıyla sorunun doğru cevap

seçeneğinde herhangi bir hata bulunmamaktadır. Sorunun tek doğru cevabı “E” seçeneğidir.

Sonuç: Soruya yapılan itiraz komisyonumuz tarafından yerinde bulunmamıştır.

Page 66: TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA … · d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları, e) Türkçe dil bilgisi ve yazıma ile ilgili konuları, f) Halkla

65

KIYI MEVZUATI

A kitapçığı 83 / B kitapçığı 35

Kıyı Kanunu’nun ilgili maddelerinde belirtilen hükümlere uygun olarak sahil şeridinde

yapılan yapıların niteliklerinin, tapu kütüğünde hangi bölüme işlenmesi zorunludur?

A) Şerhler

B) Beyanlar

C) Aziller sicili

D) Kamu orta malları sicili

E) Düzeltmeler sicili

Adayın İtirazı: Adaylar, bu sorunun meslek alanı ile ilgili bir soru olmadığını; bu nedenle

iptal edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Komisyon Görüşü: İtiraza konu olan bu soru, Kıyı Kanunu’nun tapu ve kadastro ile ilgili bir

maddesi esas alınarak hazırlanmıştır. Bu nedenle yapılan itirazlar yersizdir. Soru, bilgi

ölçmeye yönelik olup son derece açık ve nettir.

Sonuç: Soruya yapılan itiraz komisyonumuz tarafından yerinde bulunmamıştır.

Page 67: TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA … · d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları, e) Türkçe dil bilgisi ve yazıma ile ilgili konuları, f) Halkla

66

KAMULAŞTIRMA MEVZUATI

A kitapçığı 86 / B kitapçığı 38

Bir taşınmazın kamulaştırılmasında, kamulaştırma sürecinde ilk yapılacak işlem

aşağıdakilerden hangisidir?

A) Tapuya şerh verilmesi

B) Kamu yararı kararı alınması

C) Kamulaştırmanın onaylanması

D) Kamu yararının onaylanması

E) Tapuda devrin verilmesi

Adayın İtirazı: Adaylar, mevzuata göre (Ek: 24/04/2001 – 4650 / 1 md.), idarelerce yeterli

ödenek temin edilmeden kamulaştırma işlemine başlanamayacağını; bu durumda kamu yararı

kararının alınmasının ilk yapılacak işlem olmadığını; bu nedenle doğru cevap seçeneği olarak

verilen “B” seçeneği de hatalı bir seçenek olduğu için bu sorunun iptal edilmesi gerektiğini

iddia etmiştir.

Komisyon Görüşü: Kamulaştırma sürecinde yer alan işlemlerde teknik olarak

kamulaştırmaya yönelik ilk işlem kamu yararı kararının alınmasıdır. Elbette kamulaştırma

kararından önce yeterli ödeneğin temin edilmesi gerekir. Ancak soruda yeterli ödenek temin

edilse de kamulaştırma işleminin teknik olarak başlayabilmesi için gereken unsur

kastedilmektedir. Bu nedenle kamulaştırma işleminin teknik olarak başlayabilmesi için kamu

yararı kararının alınması gerekir. Zaten sorunun şıklarına bakıldığında işlem sırası olarak ilk

unsurun kamu yararı kararının alınması olduğu görülmektedir.

Seçeneklerin açık bir şekilde olması ve doğru cevabın “B” seçeneği olmasına rağmen,

uygulamada kamu yararı kararının alınmasından önce ödenek temini gerektiğinden sorunun

iptal edilmesi daha uygundur.

Sonuç: Soruya yapılan itiraz komisyonumuz tarafından yerinde bulunmuştur. Soru iptal

edilerek sonuçlara ilişkin değerlendirme buna göre yapılacaktır.

Page 68: TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA … · d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları, e) Türkçe dil bilgisi ve yazıma ile ilgili konuları, f) Halkla

67

ORMAN MEVZUATI

A kitapçığı 87 / B kitapçığı 39

Orman kadastro komisyonlarınca düzenlenen tutanaklara karşı tapulu gayrimenkul

sahipleri azami ne kadar süre içerisinde dava açabilir?

A) 1 ay

B) 3 ay

C) 1 yıl

D) 2 yıl

E) 10 yıl

Adayın İtirazı: Adaylar, 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 11. maddesinde “Orman kadastro

komisyonlarınca düzenlenen tutanakların askı suretiyle ilanı, ilgililere şahsen yapılan tebliğ

hükmündedir. Tutanak, harita ve kararlara karşı askı tarihinden itibaren bir ay içinde kadastro

mahkemelerine, sınırlamaya ve 2’nci maddeye göre orman sınırları dışına çıkarma işlemlerine

Çevre ve Orman Bakanlığı, Orman Genel Müdürlüğü ve hak sahibi gerçek ve tüzel kişiler

itiraz edebilir. Bu müddet içinde itiraz olmaz ise komisyon kararları kesinleşir. Bu süre hak

düşürücü süredir. Ancak, tapulu gayrimenkullerde tapu sahiplerinin, on yıllık süre içresinde

dava açma hakları mahfuzdur.(1)(2)” şeklinde bir hükmün mevcut olduğunu; Kanun’da da net

olarak ifade edildiği üzere komisyon tutanaklarına bir ay içinde itiraz edilebileceğini; on yıl

içerisinde itiraz edilenin ise kesinleşmiş tutanak olduğunu; soruda bu ayrım belirtilmediği için

sorunun hem “A” hem de “E” seçenekleri, doğru cevap seçenekleri olduğundan birden fazla

doğru cevap seçeneği olan bu sorunun iptal edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Komisyon Görüşü: Soruda Orman Kanunu düzenlemelerine göre orman kadastro

komisyonlarınca düzenlenen tutanaklara karşı tapulu gayrimenkul sahiplerinin her şartta dava

açabileceği azami süre sorulmuştur. Bu süre Kanun’un 11. maddesine göre 10 yıldır ve ilgili

maddede “tapulu gayrimenkul sahipleri” ifadesiyle de özellikle düzenlenmiştir. Soru bu

haliyle söz konusu özelliğe dikkat çeken, doğru ve açık bir yapıya sahiptir. Dolayısıyla

sorunun iptalini gerektirecek bir durum söz konusu değildir.

Sonuç: Soruya yapılan itiraz komisyonumuz tarafından yerinde bulunmamıştır.

Page 69: TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA … · d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları, e) Türkçe dil bilgisi ve yazıma ile ilgili konuları, f) Halkla

68

KÜLTÜR ve TABİAT VARLIKLARI MEVZUATI

A kitapçığı 91 / B kitapçığı 45

Korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ile ilgili yapılan tespitler,

aşağıdaki mercilerden hangisinin kararı ile tescil olunur?

A) Kültür ve Turizm Bakanı

B) Kültür Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu

C) Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu

D) Bakanlar Kurulu

E) Anıtlar Yüksek Kurulu

Adayın İtirazı: Aday 1, 2011 yılında yapılan değişiklik ile tabiat varlıklarının tespitinin ek 4.

madde ile Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonu tarafından yapılacağının

belirtildiğini; bu sorunun doğru cevap seçeneği hazırlanırken bu değişikliğin göz ardı

edildiğini; bu nedenle soru hatalı olduğundan bu sorunun iptal edilmesi gerektiğini iddia

etmiştir.

Aday 2, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nun 7. maddesine ve Çevre ve

Şehircilik Bakanlığı’nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile

Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair KANUN

Hükmünde Kararname Madde 51 – 2863 sayılı Kanun’a ek maddesine dikkat çekerek tabiat

varlıkları ile ilgili tespitlerin Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonu kararı ve Çevre ve

Şehircilik Bakanlığı’nın onayı ile tescil olduğunu; doğru cevap seçeneği olarak verilen Kültür

Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun tabiat varlıkları ile ilgili tespitlerde tescil kararı alma

yetkisinin olmadığını; bu durumda “C” seçeneği doğru cevap seçeneği olamayacağından ve

diğer seçenekler arasında doğru cevap seçeneği bulunmadığından bu sorunun iptal edilmesi

gerektiğini iddia etmiştir.

Aday 3, sorun doğru cevabının “B” seçeneğinde verilen “Kültür Varlıklarını Koruma

Yüksek Kurulu” olduğunu iddia etmiştir.

Aday 4, Gezi Parkı olaylarına neden olan Topçu Kışlası ile ilgili kararın Kültür

Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu tarafından verildiğini; bu nedenle “B” seçeneğinin de

doğru cevap seçeneği olması gerektiğini; hem “B” hem de “C” seçenekleri, doğru cevap

Page 70: TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA … · d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları, e) Türkçe dil bilgisi ve yazıma ile ilgili konuları, f) Halkla

69

seçenekleri olduğundan birden fazla doğru cevap seçeneği olan bu sorunun iptal edilmesi

gerektiğini iddia etmiştir.

Komisyon Görüşü: İtiraza konu olan soruda, korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat

varlıkları ile ilgili yapılan tespitlerin hangi merciin kararı ile tescil olunacağı sorulmuştur.

Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nun 7. maddesi, korunması gerekli taşınmaz

varlıkların tespit ve tesciline ilişkin hükümler içermektedir. Söz konusu maddede, korunması

gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ile ilgili yapılan tespitler, koruma bölge kurulu

(Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu) kararı ile tescil olunacağı açık bir şekilde hüküm

altına alınmıştır. Bu açıklamalar dahilinde sorunun iptalini gerektirecek bir durum söz konusu

değildir. Sorunun tek doğru cevabı “C” seçeneğidir.

Sonuç: Soruya yapılan itirazlar komisyonumuz tarafından yerinde bulunmamıştır.

A kitapçığı 92 / B kitapçığı 46

Taşınmaz tabiat varlıkları, doğal sit alanları ve bunlara ilişkin koruma alanları ile ilgili

olarak Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nda öngörülen iş, işlem ve

kararlar bakımından görevli ve yetkili bakanlık aşağıdakilerden hangisidir?

A) Kültür ve Turizm Bakanlığı

B) Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na

C) Çevre ve Şehircilik Bakanlığı

D) İlgili Devlet Bakanlığı

E) Başbakanlık

Adayın İtirazı: Aday 1, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu kapsamındaki iş,

işlem ve kararlar bakımından görev ve sorunluluğun Kültür ve Turizm Bakanlığı’na ait

olduğunu; bu nedenle doğru cevap seçeneğinin “A” seçeneği olması gerektiğini iddia etmiştir.

Aday 2, bu sorunun meslek bilgisi sorusu olmadığını; bu nedenle iptal edilmesi

gerektiğini iddia etmiştir.

Page 71: TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA … · d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları, e) Türkçe dil bilgisi ve yazıma ile ilgili konuları, f) Halkla

70

Aday 3, “Taşınır tabiat varlıkları hariç tabiat varlıkları” şeklinde başlayan kanun

maddesinin “taşınmaz tabiat varlıkları” şeklinde etik olmayacak şekilde değiştirilmesi ve soru

kökünün bu şekilde başlaması nedeniyle bu sorunun iptal edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Aday 4, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu 2. Bölüm, “Korunması Gerekli

Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıkları”, “Tespit ve Tescil” başlıklı 7. maddesinde “Korunması

gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının ve doğal sit alanlarının tespiti Kültür ve Turizm

Bakanlığı’nın koordinatörlüğünde; ilgili ve faaliyetleri etkilenen kurum ve kuruluşların

görüşleri alınarak yapılır.” şeklinde bir hüküm bulunduğu içim hem “A” hem de “B”

seçenekleri, doğru cevap seçenekleri olduğundan birden fazla doğru cevap seçeneği olan bu

sorunun iptal edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Aday 5, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nun yetki ve yöntemleri

belirten 10. maddesinde, “Her kimin mülkiyetinde veya idaresinde olursa olsun, taşınmaz

kültür ve tabiat varlıklarının korunmasını sağlamak için gerekli tedbirleri almak, aldırmak ve

bunların her türlü denetimini yapmak veya kamu kurum ve kuruluşları ile belediyeler ve

valiliklere yaptırmak, Kültür ve Turizm Bakanlığı’na aittir.” şeklinde bir hüküm

bulunduğunu; bu durumda, aynı kanunun iki maddesi birbiriyle çeliştiğinden salt metin olarak

bu soruyu sormanın hatalı olduğunu; bu nedenle bu sorudaki çelişkinin, sorunun iptalini

gerektirdiğini iddia etmiştir.

Komisyon Görüşü: İtiraza konu olan soruda taşınmaz tabiat varlıkları, doğal sit alanları ve

bunlara ilişkin koruma alanları ile ilgili olarak Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma

Kanunu’nda öngörülen iş, işlem ve kararlar bakımından görevli ve yetkili bakanlık

sorulmuştur. Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nun Ek 4. maddesi ile bu konuda

düzenleme yapılmış olup görevli ve yetkili bakanlığın Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olduğu

açık bir şekilde belirtilmiştir.

Bu açıklamalar dahilinde sorunun iptalini gerektirecek bir durum söz konusu değildir.

Sorunun tek doğru cevabı “C” seçeneğidir.

Sonuç: Soruya yapılan itirazlar komisyonumuz tarafından yerinde bulunmamıştır.

Page 72: TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA … · d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları, e) Türkçe dil bilgisi ve yazıma ile ilgili konuları, f) Halkla

71

HARİTACILIK ve TEKNİK KONULAR

A kitapçığı 96 / B kitapçığı 48

Yer, 6371 km yarıçaplı bir küre olarak kabul edildiğinde güney kutup noktasının yer

merkezli kartezyen koordinatları aşağıdakilerden hangisinde verilmiştir?

A) (-6371000,0,6371000)

B) (0,0,6371000)

C) (6371000,0,0)

D) (0,6371000,0)

E) (0,0,-6371000)

Adayın İtirazı: Aday 1, bu soruda yerküre çekirdeğinden tanımlanan bir koordinat sistemi

olduğunu; bunun, üniversitede alınan küresel trigonometri veya jeodezik astronomi

derslerinin konusu olabileceğini; ama haritacılığın temelini oluşturan koordinat sistemleri ile

ilgili bir konu olmadığını; bu konunun hiçbir Yönetmelikte ve mesleki tanımlamada

geçmemesinden kaynaklı olarak bu sorunun iptal edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Aday 2, sorunun açık ve anlaşılır bir yapıda olmadığını; koordinat sisteminin, kürenin

merkezi (yerkürenin çekirdeği) olduğunun anlaşılır bir şekilde ifade edilmediğini; sorunun

doğru cevabından, ekvator düzleminde birbirine dik koordinat sisteminin tanımlandığının

anlaşıldığını ve ekvator düzlemine dik olan ve kürenin merkezinden geçen eksenin de kuzey

ekvatoruna göre tanımlanmış olduğunu; kürenin merkezinde oluşturulan koordinat

sisteminden bahsedilmediği için bu soruda bir yanlışlık bulunduğunu ve aynı zamanda

haritacılık koordinat sisteminden farklı bir koordinat tanımlaması yapıldığı için isteğe bağlı bu

koordinat sisteminin sonucunun “B”, “C” ve “D” seçenekleri de olabileceğini belirterek

sorunun iptal edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Komisyon Görüşü: Yer merkezli koordinat sistemi, ülkemizdeki TUTGA, CORS gibi

ağların da dayalı olduğu Uluslararası Yersel Referans Sistemlerinin temelini oluşturmaktadır.

Tüm haritacılık önlisans ve lisans müfredatında yer almaktadır. GPS ile konumlama bu

koordinat sisteminde yapılmaktadır. Ülkemizde harita ve harita bilgisi üretimine yönelik en

Page 73: TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA … · d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları, e) Türkçe dil bilgisi ve yazıma ile ilgili konuları, f) Halkla

72

üst mevzuat olan Büyük Ölçekli Harita ve Harita Bilgilerini üretim yönetmeliğinde ve benzer

yönergelerde tanımlanmıştır.

Kartezyen koordinat sisteminin yer merkezli olduğu soruda açık şekilde belirtilmiştir.

Bir koordinat sisteminin Kartezyen olması koordinat eksenlerinin birbirine dik olduğunu

belirtmektedir.

Sonuç: Soruya yapılan itirazlar komisyonumuz tarafından yerinde bulunmamıştır.

A kitapçığı 97 / B kitapçığı 49

Yukarıdaki şekilde yol enkesiti verilmiştir. Verilen ölçüler yardımıyla yarma dolgu alan

farkı mutlak değerce aşağıdakilerden hangisidir?

A) 3.5 m2

B) 4.5 m2

C) 5.5 m2

D) 6.5 m2

E) 8.5 m2

Adayın İtirazı: Aday 1, soruda verilen kesirli ifadelerde, bilimsel olarak veya harita

mühendisliği eğitimde karşılaşılmamış koordinatlar bulunduğunu; koordinatların “x”, “y” ve

“z” şeklinde ifade edilebildiğini; bu nedenle, bu sorunun iptal edilmesi gerektiğini iddia

etmiştir.

Aday 2, yol en kesitlerinin kadastro mesleği ile ilgisi bulunmadığını; o nedenle bu

sorunun, sınav kılavuzunun 4.4.1’deki konular içerisinde yer almadığı için iptal edilmesi

gerektiğini iddia etmiştir.

Page 74: TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA … · d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları, e) Türkçe dil bilgisi ve yazıma ile ilgili konuları, f) Halkla

73

Komisyon Görüşü: Yol güzergâhının her bir en kesiti, yol eksenine dik olan düzlemdeki

gösterim olması nedeniyle, düzlem üzerinde ancak iki boyuttan söz edilebilir. Bir düzlem

üzerinde üçüncü boyuttan, dolayısıyla üçüncü bir koordinattan söz etmek mümkün değildir,

sadece iki koordinat bulunmaktadır. En kesit problemlerindeki koordinatların gösterimi,

Ölçme Bilgisi ders kitaplarında da yer alan şekliyle verilmiştir.

İtiraza konu olan bu soru, ölçme bilgisi ile ilgili olup söz konusu sınav kılavuzunun

“Harita yapımı, ölçme, aplikasyon, kadastro tekniği ve ilgili diğer teknik konular” kısmında

yer almaktadır.

Sonuç: Soruya yapılan itirazlar komisyonumuz tarafından yerinde bulunmamıştır.

A kitapçığı 98 / B kitapçığı 50

Doğrultu ölçümlerinde, teodolitlerde düzeç ekseni hatası ile ilgili aşağıdaki ifadelerden

hangisi doğrudur?

A) Açılar, dürbünün I. ve II. durumunda ayrı ayrı okunup ortalaması alınarak giderilebilir.

B) Açı dairesinin karşılıklı iki yerinden okuma yapılarak giderilir.

C) Açıların silsile yöntemi ile okunması ile giderilir.

D) Açıların silsile yöntemi ile okunması ve açı tablasının her okumada belli miktar

kaydırılması ile giderilir.

E) Açı ölçüm teknikleri ile giderilemez.

Adayın İtirazı: Aday 1, soruda bahsi geçen düzeç ekseni hatasının kabul edilebilir sınırlar

içerisinde olup olmadığının belirtilmemiş olduğunu; ölçmelerin doğruluğunun

belirlenebilmesi için hata sınırlarının belirlenmesi gerektiğini ve ölçmelerin, bu sınırlar

içerisinde kaldığı takdirde kullanılabileceğini; “E” seçeneğinin ancak düzeç hatasının kaba

olması halinde doğru kabul edilebileceğini; aksi halde tam silsile ölçmeleri anlatan “A”

seçeneğinin doğru olması gerektiğini iddia etmiştir.

Aday 2, aletin imalatından kaynaklanan düzeç ekseni hatalarının giderilebilir

olmasının doğru olduğunu; seçenekte “giderilir” yerine “giderilebilir” denildiği için hem “A”

hem de “E” seçeneği, doğru cevap seçenekleri olduğundan birden fazla doğru cevap seçeneği

olan bu sorunun iptal edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Page 75: TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA … · d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları, e) Türkçe dil bilgisi ve yazıma ile ilgili konuları, f) Halkla

74

Aday 3, doğru cevap seçeneğinin “Açıların silsile yöntemi ile okunması ile giderilir.”

ifadesinin yer aldığı “C” seçeneği olduğunu iddia etmiştir.

Aday 4, tam silsile rasatlarının yapılmasının sebebinin hassasiyeti sağlamak olduğunu;

temel nedeninin ise eksen hatalarını gidermek olduğunu; zaten düzeç hatası çok kaba ise

sıkıntı doğacağını; bu nedenle, bu sorunun cevabının ya “A” seçeneği olacağını ya da sorunun

direkt iptal edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Komisyon Görüşü: İtiraza konu olan soruda, “düzeç ölçme hatasının giderilmesi” ile ilgili

ifadeler sorgulanmaktadır. Teodolitlerdeki birçok hata dürbünün iki durumunda okuma

yapılarak giderilebilmekte iken, düzeç ekseni hatası giderilememektedir. Düzeç ekseni

hatasının miktarının veya kabul edilebilirlik sınırında olup olmamasının soruyla ilgisi yoktur.

Teodolitlerdeki birçok hata dürbünün iki durumunda okuma yapılarak giderilebilmekte

iken, düzeç ekseni hatası giderilememektedir.

Silsile yönteminin kullanılması ile düzeç ekseni hatası giderilememektedir.

Teodolitlerdeki birçok hata dürbünün iki durumunda okuma yapılarak giderilebilmekte

iken, düzeç ekseni hatası giderilememektedir. Ölçme Bilgisi – I, Celal Songu, 2.Baskı,

“Teodolit Hatalarının Ölçülerde Zararsız Hale Getirilmesi” konu başlığından bu konu ile ilgili

bilgi edinilebilir.

Sonuç: Soruya yapılan itirazlar komisyonumuz tarafından yerinde bulunmamıştır.

Page 76: TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA … · d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları, e) Türkçe dil bilgisi ve yazıma ile ilgili konuları, f) Halkla

75

A kitapçığı 100 / B kitapçığı 52

Yukarıda şekli ve gidiş yönü gösterilen kapalı poligon hattının kırılma açıları toplamı

aşağıdakilerden hangisidir?

A) 1200g

B) 1400g

C) 1600g

D) 1800g

E) 2000g

Adayın İtirazı: Aday 1, soruda “p” olarak belirtilen noktaların açılarının iç açı mı yoksa dış

açı mı olduğunun şekil üzerinde belirtilmediğini; iç açıları toplamının 1200g

olduğunu ve bu

ifadenin de “A” seçeneğinde yer aldığını belirterek bu sorunun iptal edilmesi gerektiğini iddia

etmiştir.

Aday 2, “soruda gidiş yönüne göre kapalı poligon hattındaki kırılma açıları toplamı

sorulmaktadır. Poligon hattının gidiş yönü dikkate alınınca kırılma açıları dış açı olmaktadır.

Verilen kapalı poligon hattı 8 köşeli geometrik bir şekil oluşturmaktadır. Bu geometrik şeklin

dış açıları toplamı formülle;

DIŞ Açılar Toplamı = (8+2) *200=2000 grad olarak hesaplanabilecektir.

Ancak soruda poligon hattının oluşturduğu geometrik şeklin dış açıları

sorulmamaktadır, poligonlara ait kırılma açıları sorulmaktadır. Bir poligon kenarının

kendinden önceki kenarla oluşturduğu ve ölçme doğrultusunun sol yanında kalan açıya

“kırılma açısı” denir. Kırılma açıları 1 tam seri ölçülür. Yani kırılma açıları geometrik teoriler

ile hesaplanmaz. Kırılma açıları doğrultu gözlemleri ile zeminde ölçülerek bulunur. Kırılma

açıları toplamı da ancak ölçülen kırılma açılarının toplanması ile bulunabilir.

Page 77: TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA … · d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları, e) Türkçe dil bilgisi ve yazıma ile ilgili konuları, f) Halkla

76

Soruda verilmediği halde; yukarıdaki tanımda kırılma açısı dendiğinde nasıl ölçme

doğrultusunun solunda kalan açıyı anlıyorsak aynı şekilde kırılma açısı dendiğinde zeminde

yapılan 1 tam seridoğrultu ölçümü sonucu elde edilen açıyı anlamak zorundayız.

Kapalı poligon hesabında kırılma açıları toplamının kontrolünü yapmak üzere, poligon

hattının oluşturduğu geometrik şeklin teorilerini sağlayıp sağlamadığına bakılır. Geometrik

teoriden hesaplanan açı ile kırılma açıları toplamı karşılaştırılır ve aradaki fark hata olarak

kabul edilir. Buradan anlaşılacağı üzere kapalı poligonda kırılma açılarının toplamının 2000

graddan daha büyük veya küçük olma olasılığı vardır. Soruda yaklaşık değer de

sorulmamıştır.” şeklinde gerekçesini belirttikten sonra bu sorunun iptal edilmesi gerektiğini

iddia etmiştir.

Komisyon Görüşü: Poligon hesabı işlemlerinde gidiş yönüne göre sol tarafta kalan, açı

kırılma açısıdır. Soruda gidiş yönü oklarla gösterilmiş ve gidiş yönünün gösterildiği soru

içerisinde belirtilmiştir. Böylece, soruda “kırılma açısı” ifadesinin kullanılmasıyla her “p”

noktasında iç açının mı yoksa dış açının mı kullanılacağı da belirtilmiş olmaktadır.

Açılar doğrudan ölçülmemekte, doğrultu ölçülerinden elde edilmektedir. Silsile ile

ölçülen ise doğrultular olup, açılar değildir. Nasıl ve kaç defa ölçülürse ölçülsün poligon

hesaplarında her bir açıya karşılık tek bir değer kullanılır.

Soruda açık bir şekilde verilen şekildeki kırılma açıları toplamı sorulmaktadır. Şekilin

temsil ettiği ve arazide bulunan poligon güzergâhında yapılan ölçümlerin toplamı ne olabilir

diye sorulmamaktadır. Soruda verilen şekil bir kapalı çokgendir. “Kırılma açısı” iafdesinin

kullanılması ve gidiş yönünün şekilde verilmiş olması hangi açıların toplanacağı konusundaki

tereddütleri ortadan kaldırmaktadır. Bir çokgenin iç veya dış açıları toplamı sorusunun cevabı,

kullanılan açı ölçüm yöntemi veya ölçü değerlerinin toplanmasıyla bulunmaya çalışılması

doğru bir yaklaşım değildir. Poligon hesaplamalarında, “kırılma açısı” ifadesinin anlamını ve

bir çokgenin dış açıları toplamının nasıl yapılacağını bilenler tarafından kolaylıkla

cevaplanabilecek bir sorudur. Soru kökünde veya sorunun doğru cevap seçeneğinde herhangi

bir hata bulunmamaktadır.

Sonuç: Soruya yapılan itirazlar komisyonumuz tarafından yerinde bulunmamıştır.

Page 78: TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA … · d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları, e) Türkçe dil bilgisi ve yazıma ile ilgili konuları, f) Halkla

77

A kitapçığı 102 / B kitapçığı 55

Yukarıdaki şekilde (AB) semti 110g ve B açısı 190

g olduğuna göre (BC) semti

aşağıdakilerden hangisidir?

A) 20g

B) 120g

C) 180g

D) 220g

E) 320g

Adayın İtirazı: Adaylar, değişik yollardan soruyu çözmüş ve doğru cevabın “B” seçeneği

olması gerektiğini iddia etmiştir. Bu çözüm yolları şunlardır:

Geometri ile 110 + (200 – 190) = 120,

Poligon hesabından semt + kırılma açısı – 200 yani (110 + 210) – 200 = 120,

190 gradı 200 grada tamamlarsak (BC) semti = (AB) semti + 10 grad = 110 + 10 =

120

Komisyon Görüşü: İtiraza konu olan bu soru incelendiğinde, sorunun doğru cevap

seçeneğinin “B” seçeneği olduğu fakat cevap anahtarında sehven “D” seçeneği olarak

işaretlendiği görülmektedir.

Sonuç: Açıklanan cevap anahtarında sorunun doğru cevabı sehven "D" seçeneği olarak

belirtilmiştir. Cevap anahtarında sorunun doğru cevabı “B” seçeneği olarak düzeltilmiştir.

Adayların cevap kağıtları, düzeltilen cevap anahtarına göre değerlendirilecektir.

Page 79: TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA … · d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları, e) Türkçe dil bilgisi ve yazıma ile ilgili konuları, f) Halkla

78

A kitapçığı 103 / B kitapçığı 59

Aşağıdakilerden hangisi 1 radyan karşılığıdır?

A) 57° 29' 58''

B)

360

C)

g200

D) 180

E) 63° 66' 20''

Adayın İtirazı: Adaylar, “ ” değeri 3,1415926… alınırsa sonucun ancak hesap makinesi ile

bulunabileceğini ve 57.2958° çıktığını, hata payının da binde 3 olduğunu; “A” seçeneğinin

değerinin ise 57.4929° şeklinde hesaplanabileceğini belirtmiştir. Daha sonra “ ” değeri 3

olarak alınırsa cevabın 60° olacağını; hesap makinesi ile bulunan değer ile bu değerin farkının

2.7042° olduğunu ve hata payının binde 47 çıkacağını ifade eden adaylar, aranan doğru

değerin ancak hesap makinesi ile hesaplanabilen bir değer olduğu için bu değeri sınavda

bulmanın olanaksız olduğunu; “A” seçeneğindeki binde 3’lük bir hata olduğu için ve “A”

seçeneği “ ” tanımlamasından kaynaklanan limitin içinde kaldığı için ya “A” seçeneğinin

doğru kabul edilebileceğini ya da bu sorunun iptal edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Komisyon Görüşü: İtiraza konu olan bu sorunun doğru cevabı “C” seçeneği olup bu cevap,

hiçbir yaklaşık değer hesabına girmeden veya hesap makinesi kullanmaya ihtiyaç duyulmadan

bulunabilir. Kesin cevap “C” seçeneğinde bulunurken diğer seçeneklerin de hata payıyla

doğru kabul edilebileceği varsayımı test tekniğine aykırıdır. Dolayısıyla sorunun doğru cevap

seçeneğinde herhangi bir hata bulunmadığı için bu sorunun iptali söz konusu değildir.

Sonuç: Soruya yapılan itiraz komisyonumuz tarafından yerinde bulunmamıştır.

Page 80: TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA … · d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları, e) Türkçe dil bilgisi ve yazıma ile ilgili konuları, f) Halkla

79

A kitapçığı 104 / B kitapçığı 58

Eğimi 1/250 olarak verilen bir hattın başlangıç noktasının kotu 64.947 m’dir. Hat

üzerinde başlangıç noktasından 75m yatay mesafede bulunan noktanın kotu

aşağıdakilerden hangisidir?

A) 64.977 m

B) 65.247 m

C) 65.280 m

D) 67.947 m

E) 68.280 m

Adayın İtirazı: Adaylar, noktaların koordinatları verilmediği için eğimin (+) yönlü veya (-)

yönlü olduğunun sorudan anlaşılmadığını; başlangıç noktasından itibaren 75 m’lik mesafenin,

başlangıç noktasına göre yükseklik olarak aşağıda ya da yukarıda olabileceğini; bu nedenle,

soru kökü hatalı olduğu için, bu sorunun iptal edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Komisyon Görüşü: 1/250 olarak verilen eğim ±0.300 m yükseklik farkına neden olmaktadır.

İkinci nokta daha yüksekte kaldığında kotu 65.247 olarak bulunmaktadır. Daha alçakta kalmış

olsaydı 64.647 olarak bulunacaktı. Kaldı ki cevap seçeneklerine bakıldığında tüm

seçeneklerde bulunan yükseklik değerinin başlangıç noktası değerinden daha büyük olduğu

kolaylıkla fark edilmektedir. Sorunun çözülebilmesi için öncelikle yükseklik farkı

hesaplanmalıdır. İkinci aşamada, çıkan 0.30 m yükseklik farkının başlangıç noktası

yüksekliğine eklenmesi veya çıkarılması zihinden kolayca yapılarak doğru cevabın seçenekler

arasında aranması da çok basit olacaktır. Seçeneklerde 64.647 bulunmadığından sorunun

yanıtının “B” seçeneği olduğu açıktır.

Sonuç: Soruya yapılan itiraz komisyonumuz tarafından yerinde bulunmamıştır.

Page 81: TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA … · d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları, e) Türkçe dil bilgisi ve yazıma ile ilgili konuları, f) Halkla

80

A kitapçığı 106 / B kitapçığı 54

Bir aplikasyonda 260m mesafede 1c’lik yatay açı okuma hatası kaç cm kayıklığa sebep

olur? (p=3 alınız)

A) 0.2 cm

B) 0.4 cm

C) 2 cm

D) 4 cm

E) 40 cm

Adayın İtirazı: Aday 1, “p=3 alınız” ifadesinin neyi ifade ettiğinin belli olmadığını ve “p” ile

tanımlanan bir değerin soru kökünde yer almadığını; sorunun ve verilen matematiksel

ifadelerin ya da terimlerin açık, anlaşılır, yanılgıya sevk etmeyen şekilde olmasının lazım

geldiğini; bu nedenle bu sorunun iptal edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Aday 2, sorunun cevabının [tan (a) = sin (a) = a/ro)]’dan 3,9 cm çıkması gerektiğini ve

bu cevabın da, sorunun cevap seçenekleri arasında mevcut olmadığını; bu nedenle, bu

sorunun iptal edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Aday 3, KAYIKLIK (YAY) = 2. PI.r (yarıçap) / 400 = 3,9 cm’nin, bu sorunun doğru

cevabı olması gerektiğini ve bu cevabın da, sorunun cevap seçenekleri arasında mevcut

olmadığını; bu nedenle, bu sorunun iptal edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Aday 4, sorunun çözümü için sin0,01 ve sin99,995 değerlerinin hesaplanmasının

gerektiğini; ki bunun için de hesap makinesinin kullanımının zorunlu olduğunu; fakat sınavda

hesap makinesi kullandırılmadığını belirterek bu değerlerde hesap yapılabiliyor dahi olsa

sonucun 0,040840704 m çıkacağını ifade ederek bu sorunun iptal edilmesi gerektiğini iddia

etmiştir.

Komisyon Görüşü: İtiraza konu olan soru incelendiğinde “(p=3 alınız)” ifadesi ile

kastedilenin “(pi=3 alınız)” olduğu açıktır; fakat baskı sırasında oluşan bir hata nedeniyle “i”

harfi çıkmamıştır. Dolayısıyla test tekniğine aykırı bir durum oluştuğundan bu sorunun iptal

edilmesi uygundur.

Sonuç: Soruya yapılan itiraz komisyonumuz tarafından yerinde bulunmuştur. Soru iptal

edilerek sonuçlara ilişkin değerlendirme buna göre yapılacaktır.

Page 82: TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA … · d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları, e) Türkçe dil bilgisi ve yazıma ile ilgili konuları, f) Halkla

81

A kitapçığı 107 / B kitapçığı 60

Nivelmanda diğer tüm şartların bozucu etkisi göz ardı edildiğinde küresel düzeç ayarı

bozulmuş veya küresel düzeci kırılmış bir düz miraya, aynı noktada nivo ile art arda

yapılan ve aşağıdaki seçeneklerde verilen 5 adet değer okumasının hangisi gerçek değere

en yakın olanıdır?

A) 2489

B) 2488

C) 2487

D) 2486

E) 2485

Adayın İtirazı: Aday 1, sorunun mantıksız, bilimsellikten uzak, meslek etiğine aykırı ve

hatalı olduğunu ifade ederek bu sorunun iptal edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Aday 2, düzeçsiz miralarda ya da düzeci fonksiyonunu yitirmiş miralarda her zaman

miranın öne ya da arkaya eğik olduğu durumlarda, mirada okunan değer büyük iken miranın

dik olduğu durumlarda okunan değerin en küçük değer olduğunu; bu nedenle doğru cevap

seçeneğinin, “E” seçeneği olması gerektiğini iddia etmiştir.

Aday 3, gerçek değere en yakın değerin, beş okumanın aritmetik ortalaması olan 2487

olduğunu ve doğru cevap seçeneğinin, “C” seçeneği olması gerektiğini iddia etmiştir.

Aday 4, beş ayrı mira okumasından aritmetik ortalama olarak hesaplanan değerin 2487

olduğunu; bu değerin, hata teorisinde kesin değer olup gerçek değer olmadığını; bu durumda

gerçek değere en yakın mira okuma değerinin beş ayrı değerden hangisi olduğunun

bilinmesinin mümkün olmadığını; bu nedenle, bu sorunun iptal edilmesi gerektiğini iddia

etmiştir.

Aday 5, “düzeç ayarı bozuk” ifadesi ile ortaya çıkabilecek birden çok sonuç

olduğundan tek bir doğru cevaptan söz edilemeyeceğini; bu nedenle, bu sorunun iptal

edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Aday 6, küresel düzeç ayarı bozulmuş bir nivonun “gerçeğe en yakın değer”

tanımının, “kaba hatadan” elde edilebilecek bir değer olduğunu; bu değerden matematiksel

olarak bir sonuç çıkarılamayacağını, sadece tahmini ve kişisel bir yaklaşımın söz konusu

olabileceğini; bu nedenle, bu sorunun iptal edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Page 83: TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA … · d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları, e) Türkçe dil bilgisi ve yazıma ile ilgili konuları, f) Halkla

82

Aday 7, küresel düzeç ayarı bozulmuş ve küresel düzeci kırılmış bir mira ile yapılan

söz konusu ölçümde gerçek değerin herhangi bir değer olabileceğini; tıpkı teodolitlerde düzeç

eksen hatasının açı ölçüm teknikleri ile giderilemeyeceği ve gerçek değerin tahmin

edilemeyeceği gibi, küresel düzeç ayarı bozulmuş ve küresel düzeci kırılmış bir mira ile

yapılan ölçüm hakkında da herhangi bir yorumun ve düzeltmenin yapılamayacağını; bu

nedenle, bu sorunun iptal edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Komisyon Görüşü: Modern anlamda mühendis, bilim insanlarının ürettiği teorik bilgiyi

pratik bilgiye dönüştüren kişidir. Harita mühendislerinin katılmış olduğu bu sınav, doğal

olarak sınava katılanların mühendislik bilgi ve becerileri ile bunları pratiğe uygulayabilme

yeteneğini de ölçmektedir. Aslında tüm sorularda olduğu gibi bu soru da, mühendislerin

muhakeme yaparak oluşan durumu tam olarak algılayıp bilgilerini kullanabilme yeteneğini

ölçmektedir.

Miranin tam düzeçli olduğu durumda en düşük değer elde edilir. Bunun dışında

miranın eğik olduğu (öne, arkaya veya yana) daha büyük değerler okunur. Bununla birlikte,

itiraza konu olan bu sorunun doğru cevabı “E” seçeneğidir; fakat cevap anahtarında sehven

“A” seçeneği olarak işaretlenmiştir.

Sonuç: Açıklanan cevap anahtarında sorunun doğru cevabı sehven "A" seçeneği olarak

belirtilmiştir. Cevap anahtarında sorunun doğru cevabı “E” seçeneği olarak düzeltilmiştir.

Adayların cevap kağıtları, düzeltilen cevap anahtarına göre değerlendirilecektir.

A kitapçığı 109 / B kitapçığı 61

Yakın kızıl ötesi ışık ile elektronik uzaklık ölçmelerinde giderilmesi gereken atmosferik

etkilerin nedenleri aşağıdakilerden hangisidir?

A) Atmosferik basınç ve nem

B) Sadece hava sıcaklığı

C) Hava sıcaklığı, basınç ve nem

D) Sadece atmosferik basınç

E) Hava sıcaklığı ve atmosferik basınç

Page 84: TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA … · d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları, e) Türkçe dil bilgisi ve yazıma ile ilgili konuları, f) Halkla

83

Adayın İtirazı: Aday 1, kızıl ötesi ışık ile elektronik uzaklık ölçümlerinde “nem”in hiçbir

zaman göz ardı edilemeyeceğini; fizik kuralları gereği nemli bir ortamda ışığın kırıldığını ve

hızının değiştiğini belirterek doğru cevap seçeneğinin, “C” seçeneği olması gerektiğini iddia

etmiştir.

Aday 2, Büyük Ölçekli Haritaların Yapım Yönetmeliği’nde yer alan elektronik uzaklık

ölçer kalibrasyon belgesinde yer alan “hız düzeltmesi” kavramında, aleti kullanma

kılavuzunda, uzaklık ölçerin hangi “hava basıncı”nda olduğu, kuru ve “nem”li hava ısısında

düzeltmenin sıfır olduğu ifadesinin mevcut olduğunu; bu ifadeden de anlaşılacağı üzere

basıncın ve nemin öneminden dolayı doğru cevap seçeneğinin, “C” seçeneği olması

gerektiğini iddia etmiştir.

Aday 3, “Atmosferik düzeltmelerle ilgili olarak;

ppm = 274.41 – (79.39 x (P / (273.15 + t))) + (11.27 x (Pw / (273.15 + t))

p = pressure in millibars

Pw = partial pressure of watervapour in millibars

T = dry air temrature in degrees centigrade

Pw = h / 100 x 6.1078 xe ((17.269xt) / (237.3 + t))

h = relative humidity in % (bağıl nem)

Yukarıdaki formülde belirtildiği üzere kızıl ötesi ışık ile elektronik uzaklık

ölçmelerinde giderilmesi gereken atmosferik etkilerin nedenleri arasında hava sıcaklığı,

basınç ve nem (bağıl nem) söz konusudur.” şeklinde gerekçesini belirtmiş; bu durumda hem

“A”, hem “C” hem de “E” seçeneklerinin doğru cevap seçenekleri olacağını ifade ederek

birden fazla doğru cevap seçeneği olan bu sorunun iptal edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Komisyon Görüşü: Nemin etkisi dalga boyuna bağlıdır. Microdalga ile çalışan aletlerde

(dalga boyu 1-10 mm) bu düzeltme çok önemliyken elektro-optik aletlerde (dalga boyu ~1

mikrometre) çok çok küçük olup kullanılmaz. Dolayısıyla bu sorunun tek doğru cevabı “E”

seçeneğidir.

Sonuç: Soruya yapılan itiraz komisyonumuz tarafından yerinde bulunmamıştır.

Page 85: TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA … · d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları, e) Türkçe dil bilgisi ve yazıma ile ilgili konuları, f) Halkla

84

A kitapçığı 110 / B kitapçığı 62

Nivelman ölçülerinde, geri ve ileri okuma uzaklıklarının yaklaşık olarak eşit tutulmaya

çalışılmasının nedeni aşağıdakilerden hangisidir?

A) Okuma hatalarının en aza indirgenmesi

B) Nivonun düzeçlenmesindeki rasgele hataların giderilmesi

C) Miraların tam düşey tutulmamasından kaynaklanan hataların giderilmesi

D) Yer küreselliği ve atmosferik kırılmadan kaynaklanan hataların giderilmesi

E) Kolimasyon hatalarının giderilmesi

Adayın İtirazı: Aday 1, hem “D” hem de “E” seçeneklerinin doğru cevap seçenekleri

olduğunu; birden fazla doğru cevap seçeneği olan bu sorunun iptal edilmesi gerektiğini iddia

etmiştir.

Aday 2, kolimasyon hatasının, dürbünün kendi ekseninin silindirik düzeç eksenine

paralel olmamasından kaynaklanan bir hata olduğunu ve bu anlamda “A” seçeneğinin de

doğru anlama geldiğini belirterek birden fazla doğru cevap seçeneği olan bu sorunun iptal

edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Aday 3, “B” seçeneği ile “E” seçeneğinin aynı anlama geldiğini; “C” seçeneğinin de

doğru cevap seçeneği olması gerektiğini; aynı ekipteki miraların düzeç hatalarının birbirlerine

yakın olmasının ve miraları tutan personelin birbirlerinden etkilenerek aynı düzensiz mira

tutuşları göstermesinin, beklenecek hata kaynakları olduğunu; dolayısıyla tutuş sonucu nivoya

olan ara mesafelerin eşit olmasının, bu hatayı en aza indireceğini; bu nedenle hem “B” hem de

“C” seçeneklerinin doğru olduğunu belirterek birden fazla doğru cevap seçeneği olan bu

sorunun iptal edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Aday 4, Prof. Dr. Ömer Halis TOMBAKLAR ve Yrd. Doç. Dr. Ayhan ÇELİK’in

“Ölçme Bilgisi 4” (1. Baskı, Konya 2000, s. 47-50) kitabını kaynak göstererek “D”

seçeneğinin de doğru cevap seçeneği olması gerektiğini; bu nedenle birden fazla doğru cevap

seçeneği olan bu sorunun iptal edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Aday 5, Prof. Dr. Halil ERKAYA’nın “Yükseklik Ölçmeleri” ders notlarının “2.9

Nivelmana Etki Eden Hatalar” bölümünde, “Küresellikten kaynaklanan hataları en aza

indirmek için aletin, miraların ortasına kurulmasının bir çözüm olduğu” bilgisinin yer

aldığını; ayrıca Harita Genel Komutanlığı’nın yayınında (91. Sayı / Temmuz 1983),

BANGER ve ASLAN’ın “Geçiş Nivelmanı Üzerine Bir Çalışma” başlığıyla yayınlanan

Page 86: TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA … · d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları, e) Türkçe dil bilgisi ve yazıma ile ilgili konuları, f) Halkla

85

bilimsel yayınında “Alet hedef uzaklıklarının yeterli incelikte alınması halinde küresellik

düzeltme değerlerinin kullanılmayabileceği” bilgisinden bahsettiğini; burada, alet hedef

uzaklıklarının eşitliğinin bozulduğu durumlarda “küresellik” hatası olduğuna vurgu

yapıladığını; bu nedenle “D” seçeneğinin doğru cevap seçeneği olması gerektiğini iddia

etmiştir.

Aday 6, kolimasyon hatasının, nivelman işleminde nivonun geri ve ileri okuma

uzaklıklarının yaklaşık olarak eşit tutulması ile minimuma indirilerek hatalı bir aletle, hatasız

bir ölçü yapılmaya çalışılması anlamına geldiğini; oysa miralar üzerinde göz ile yapılan

okumalarda, miraların nivoya eşit mesafede olmasının hataları en aza indirgediğini; bu

nedenle, bu sorunun doğru cevabının “A” seçeneği olması gerektiğini iddia etmiştir.

Komisyon Görüşü: İtiraza konu olan soru incelendiğinde sorunun hem “D” hem de “E”

seçeneğinin doğru cevap seçenekleri olduğu görülmüştür. Test tekniği açısından bir sorunun

birden fazla doğru cevabı olamayacağı için bu sorunun iptal edilmesi uygundur.

Sonuç: Soruya yapılan itiraz komisyonumuz tarafından yerinde bulunmuştur. Soru iptal

edilerek sonuçlara ilişkin değerlendirme buna göre yapılacaktır.

Page 87: TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA … · d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları, e) Türkçe dil bilgisi ve yazıma ile ilgili konuları, f) Halkla

86

A kitapçığı 111 / B kitapçığı 63

I. Her iki sistemde de koordinat eksenleri birbirine dik olmalıdır.

II. Her iki sistemde, koordinatları bilinen en az üç noktaya ihtiyaç vardır.

III. Paralel çizgiler, dönüşüm sonrasında paralel kalır.

IV. Bir çizginin orta noktası, dönüşen çizginin de orta noktasıdır.

V. Açılar korunur.

VI. Uzunluklar korunur.

VII. Bir doğruyu oluşturan noktalar, dönüşüm sonrasında da bir doğru oluşturur.

Yukarıdakilerden hangileri affin koordinat dönüşümünün özelliklerindendir?

A) I, II, III, V

B) II, IV, VI, VII

C) II, III, V, VI

D) II, III, IV, VII

E) I, III, IV, VI

Adayın İtirazı: Aday 1, II. öncülde yer alan bilginin “Her iki sistemde, koordinatları bilinen

en az üç ORTAK noktaya ihtiyaç vardır.” şeklinde olması gerektiğini; bu durumda, bu

öncülün yanlış olmasından dolayı cevap seçeneklerinin arasında doğru cevap seçeneğinin

kalmadığını; bu nedenle, bu sorunun iptal edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Aday 2, IV. öncülde yer alan bilginin bir varsayım olduğunu; ispatlanmış bir teori

olmadığını; bilimsel niteliği olan hiçbir kaynakta bu özellikten bahsedilmediğini belirterek bu

sorunun iptal edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Aday 3, II. öncülde yer alan bilgiye işaret ederek üç nokta ile yapılan dönüşümde ortak

noktalardan biri hatalı ise dönüşümü kontrol etmenin mümkün olamayacağını ve dengeleme

yapılamayacağını; bu durumda afin dönüşüm yapmanın anlamının kalmadığını belirterek bu

sorunun iptal edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Aday 4, üç noktadan yapılan bir affin dönüşümü, başta kadastro müdürlükleri olmak

üzere hiçbir kurum tarafından kabul edilmediğini; uygulamada en az üç noktanın kabul

görmediğini; ayrıca yönetmeliğin ve ilgili bir mevzuat kuralının üç noktaya izin vermediğini;

kabul görmeyen bir işlemi doğru saymanın mümkün olmadığını; bu nedenle II. öncüldeki “en

az üç nokta”nın, uygulaması olmayan bir durum olduğunu; bu öncüle “teorik olarak” ifadesi

Page 88: TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA … · d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları, e) Türkçe dil bilgisi ve yazıma ile ilgili konuları, f) Halkla

87

konulsa idi öncülün doğru olabileceğini; sonuç olarak belirterek bu sorunun iptal edilmesi

gerektiğini iddia etmiştir.

Komisyon Görüşü: “Her iki sistemde koordinatları bilinen üç nokta” ifadesi tek anlamlı

olarak bu noktaların ortak oldukları anlamına gelmektedir. Haritacılıkta koordinat

dönüşümlerinde koordinatları bilinen noktalar ifadesi her zaman için ortak noktaları işaret

etmektedir.

Bilimsel kaynaklarda araştırma yapılırsa IV. öncüldeki ifadeye rastlanılacağı gibi, bir

doğru üzerindeki doğru parçalarının karşılıklı oranları değişmez kalır. http://www.yildiz.

edu.tr/~bayram/foto/mattem_gray.pdf Bir doğru üzerindeki iki doğru parçasının birbirine

oranı, dönüşümden sonrada aynıdır.http://teknolojikarastirmalar.com/pdf/tr/06_2011_

3_2_113_680.pdf Bölme Oranı, bir doğru üzerindeki doğru parçalarının oranı değişmez kalır.

http://www.orman.istanbul.edu.tr/journal/index.php/ormandergi/article/download/2008/1603

http://en.wikipedia.org/wiki/Affine_transformation

Ratios of vectors along a line; i.e., for distinct collinear points the ratio of

and is the same as that of and . Eşdeğer ifadelere de

rastlanılabilir.

Teorik olarak dönüşüm için en az üç ortak noktaya ihtiyaç vardır. Ortak nokta

sayısının artması dönüşüm kalitesini de artırmaktadır. Bu nedenle “en az” ifadesi

kullanılmıştır. Noktaların hatası ve dengeleme ile ilgili varsayım bulunmamaktadır.

Sonuç: Soruya yapılan itirazlar komisyonumuz tarafından yerinde bulunmamıştır.

Page 89: TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA … · d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları, e) Türkçe dil bilgisi ve yazıma ile ilgili konuları, f) Halkla

88

A kitapçığı 114 / B kitapçığı 69

Duyarlılığı ±2 mm olarak verilen 20 m’lik bir çelik şerit ile 80 m’lik bir uzunluk hangi

duyarlılıkta belirlenebilir?

A) ±2 mm

B) ±4 mm

C) ±6 mm

D) ±8 mm

E) ±16 mm

Adayın İtirazı: Aday 1, soruda 80 m’lik bir mesafenin 20 m’lik çelik metre ile ölçüldüğü

bilgisinin verildiğini; yani dört ölçü yapıldığını; bir ölçünün doğruluğu ±2 mm ise toplam

ölçünün doğruluğunun ±8 mm olması gerektiğini; bu nedenle, bu sorunun doğru cevap

seçeneğinin “D” seçeneği olacağını iddia etmiştir.

Aday 2, “duyarlılık” terimi soruda tanımlanmadığından ve tanımı veya hesap şekli için

kaynağı, sınav öncesinde duyurulan konular içinde bulunmayan, mevzuatta tanımı olmayan

bu terimden dolayı bu sorunun iptal edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Aday 3, duyarlılığın ölçüye bağlı olarak değişmeyeceğini; bu nedenle doğru cevap

seçeneğinin “A” seçeneği olması gerektiğini iddia etmiştir.

Aday 4, soruda çelik metrenin ±2 mm olan hatasının her ölçüye aynı yansımayacağını;

her ölçüde +2 veya -2 olma olasılığı eşit olduğundan toplam duyarlılığın “0” (sıfır) olarak

belirlenebileceğini; bu değerin de cevap seçenekleri arasında bulunmamasından dolayı bu

sorunun iptal edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Aday 5, “Duyarlılığı ±2 mm olan 20 m’lik çelik metre ile dört kez ölçüm yapılıyor. İlk

ölçüm 20 m yerine 20.002 m olabilir (hata + 2 mm olursa). İkinci ölçümde de yine aynı yönde

20 m diye, 20.002 m çekmiş olabiliriz. Böylece teorik de olsa her çekmede maksimum hata

yapsak ve hata hep aynı yönlü olsa, toplamda 8 mm artı ya da eksi yönlü hata olabilir.

Dolayısıyla formüller kullanarak ‘4 mm duyarlık var.’ denilmesi, bu somut örneğin cevabı

olamaz. Doğru seçenek “D” seçeneği olmalıdır. Burada duyarlılığın 2 cm olması nedeniyle

düşünülmesi gereken hata şekli sistematik olmalıdır. Doğruluklarının belirlenmesi için ölçüm

hatalarının karşılaştırılması gerekir. Bunun için de çeşitli hata hesapları kullanılır. Hata

hesaplarının çeşitleri aşağıda verilmiştir:

a) Mutlak hatalar ortalaması

Page 90: TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA … · d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları, e) Türkçe dil bilgisi ve yazıma ile ilgili konuları, f) Halkla

89

b) Karesel ortalama hata

c) Olası hata

d) Bağıl hata” şeklinde gerekçesini açıkladıktan sonra bu soruda hangi tür hata isten-

diği hakkında bir bilginin bulunmadığını; bu nedenle, bu sorunun iptal edilmesi gerektiğini

iddia etmiştir.

Aday 6, “Dengelemede duyarlılığın anlamı, ölçülerin ne kadar hatayla ölçüldüğünün

saptanmasıdır. Bu hataları tanımlayan mutlak hata, karesel ortalama hata, olası hata ve bağıl

hata gibi kavramlardır. Bu kavramların karşıladığı sayısal değerlerin hepsi birbirinden

farklıdır. Duyarlık kavramaları, bu hata kavramlarının tamamını içerir. Bu nedenle ölçünün

duyarlığı kavramı, sayısal bir değere karşılık gelmez. “Karesel ortalama hatası, mutlak hata

vb. şu değerdir.” denirse ancak sayısal değer olur. Bu soruda yanıt olarak verilen 4 değerine

ulaşmak için “duyarlılık” değil de “karesel ortalama hatası” denilmeliydi. “Duyarlılık”

denilince, örneğin verilen 2 mm değeri, mutlak hata olarak da değerlendirilebilirdi.” şeklinde

gerekçesini açıkladıktan sonra bu sorunun iptal edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Aday 7, soruda istenilen değere ulaşmak için kullanılacak formülün hiçbir

yönetmelikte mevcut olmadığını; bu nedenle, bu sorunun iptal edilmesi gerektiğini iddia

etmiştir.

Aday 8, bu sorunun, meslek alanı ile ilgili olmadığını; bu nedenle, bu sorunun iptal

edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Komisyon Görüşü: İtiraza konu olan bu sorunun doğru cevabı, hata yayılma teorisi ile

hesaplanmalıdır. Yanıtın ±8 mm olabilmesi için tüm portelerdeki hataların aynı yönlü olması

gerekir.

Bu soru, ölçme ile ilgili olup söz konusu sınav kılavuzun “Harita yapımı, ölçme,

aplikasyon, kadastro tekniği ve ilgili diğer teknik konular” kısmında yer almaktadır.

Soruda alet duyarlığı değil, yapılan ölçümün duyarlığı sorulmaktadır. Çelik şeritin

duyarlığının ±2 mm olması, 1000 m lik bir uzunluk ölçümünün de ±2 mm ile yapılabileceği

anlamına gelmemektedir.

Sorunun doğru cevabı, hata yayılma teorisi ile hesaplanmalıdır. Aday 4’ün, Aday 5’in

ve Aday 6’nın yapmış olduğu yorumlar, her türlü istatistik dayanaktan yoksundur.

Bu soru, sınav kılavuzunda verilen “ölçme” kapsamındadır. Ortalamanın standart

hatasının hesaplanması, tüm ölçme derslerinde verilmektedir.

Sonuç: Soruya yapılan itirazlar komisyonumuz tarafından yerinde bulunmamıştır.

Page 91: TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA … · d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları, e) Türkçe dil bilgisi ve yazıma ile ilgili konuları, f) Halkla

90

A kitapçığı 115 / B kitapçığı 66

Doğrultu ölçüm duyarlılığı ±2cc

olan bir teodolit ile bir doğrultunun ±0.5cc

duyarlılıkla

belirlenmesi için aynı doğrultu kaç defa ölçülmelidir?

A) 2

B) 4

C) 8

D) 16

E) 32

Adayın İtirazı: Aday 1, duyarlılık” terimi soruda tanımlanmadığından ve tanımı veya hesap

şekli için kaynağı, sınav öncesinde duyurulan konular içinde bulunmayan, mevzuatta tanımı

olmayan bu terimden dolayı bu sorunun iptal edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Aday 2, bu sorunun, meslek alanı ile ilgili olmadığını; bu nedenle, bu sorunun iptal

edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Aday 3, bir doğrultunun ±0.5cc

duyarlıkta belirlenmesi için ölçü değerlerinin verilmesi

gerektiğini ama bu soruda verilmediğini belirtmiş; bu nedenle, bu sorunun iptal edilmesi

gerektiğini iddia etmiştir.

Komisyon Görüşü: İtiraza konu olan bu soru, sınav kılavuzunda verilen “ölçme”

kapsamındadır. Ortalamanın standart hatasının hesaplanması tüm ölçme derslerinde

verilmektedir. Ayrıca, silsile tekniğinin temelini oluşturmaktadır. Bu soruda hesaplama

yapılabilmesi için ölçü değerine ihtiyaç yoktur. Dolayısıyla adaylar, itirazlarında haksızdır.

Sonuç: Soruya yapılan itirazlar komisyonumuz tarafından yerinde bulunmamıştır.

Page 92: TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA … · d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları, e) Türkçe dil bilgisi ve yazıma ile ilgili konuları, f) Halkla

91

A kitapçığı 116 / B kitapçığı 67

Eğik resimde izdüşüm merkezinden geçen düşey doğrunun fotoğraf düzlemini kestiği

nokta aşağıdaki seçeneklerin hangisi ile ifade edilir?

A) Normal nokta

B) Asal nokta

C) İzdüşüm merkezi

D) Nadir nokta

E) Kaçış noktası

Adayın İtirazı: Aday, söz konusu sorunun “düşey resimde” şeklinde başlaması gerektiğini;

çünkü izdüşüm merkezinden geçen düşey doğrunun sadece “düşey resimler”de fotoğraf

düzlemini kestiğini; “eğik resimler”de izdüşüm merkezinden geçen düşey doğrunun, resim

düzlemi içine düşmeyeceğini; bu nedenle, bu soru kökünün hatalı olduğunu; bu sorunun iptal

edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Komisyon Görüşü: İtiraz metni zaten cevabı da içermektedir. Bu soruda, düşey doğrunun

fotoğraf düzlemini kestiği nokta sorulmaktadır. Soruda, “düşey doğrunun fotoğraf düzlemini

kestiği” ifadesi kullanılarak bu durumun oluştuğu açıkça belirtilmektedir. Bu ifade ile sorunun

düşey resimle ilgili olduğu zaten gösterilmiştir. Bu durumda aday, itirazında haksızdır.

Sonuç: Soruya yapılan itiraz komisyonumuz tarafından yerinde bulunmamıştır.

Page 93: TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA … · d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları, e) Türkçe dil bilgisi ve yazıma ile ilgili konuları, f) Halkla

92

A kitapçığı 117 / B kitapçığı 68

Aşağıdaki formüllerden hangisi ortometrik yükseklik (H), elipsoid yüksekliği (h) ve jeoit

yüksekliği (N) arasındaki ilişkiyi tanımlar?

A) h = H – N

B) H =h / N

C) N = h + H

D) h = H + N

E) N = H – h

Adayın İtirazı: Aday 1, “A” ve “E” seçeneklerinin de doğru cevap seçeneği ile aynı

olduğunu ve birden çok seçenekte tanımlama bulunduğunu; bu nedenle, bu sorunun iptal

edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Aday 2, jeoid yüksekliğinin, elipsoid yüksekliği ile ortometrik yükseklik arasındaki

fark olduğunu; bu fark hesaplanırken elipsoid yüksekliğinden ortometrik yükseklik

çıkartılacak şeklinde bir şart olmadığını; bunun tersinin de olabileceğini; önemli olanın,

hesaplamalardaki farkın sayısal değerinin doğru kullanılması olduğunu belirttikten sonra “A”,

“D” ve “E” seçeneklerindeki sayısal değerlerin mutlak değerce aynı olacağını; yapılacak

hesaplamaya göre işaret değeri dikkate alınacağından bu sorunun iptal edilmesi gerektiğini

iddia etmiştir.

Komisyon Görüşü: İtiraza konu olan soru incelendiğinde iki yanlış yanıtın karşılaştırılması

ile doğru yanıtın seçeneklerde olmadığını söylemenin mümkün olmadığı açıktır.

Verilen ve sorulan eşitlik, tüm dünyada çok iyi bilinen ve kullanılan bir eşitliktir.

Yükseklik sistemlerinin her birinin kendi işareti bulunmaktadır. Ayrıca, ilgili mevzuatta da

yer almaktadır.

Sonuç: Soruya yapılan itirazlar komisyonumuz tarafından yerinde bulunmamıştır.

Page 94: TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA … · d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları, e) Türkçe dil bilgisi ve yazıma ile ilgili konuları, f) Halkla

93

A kitapçığı 118 / B kitapçığı 70

Hata ile ters işaretli olup gerçek değer ya da kesin değerden ölçü değerinin çıkartılması

ile bulunan miktar aşağıdaki seçeneklerin hangisi ile ifade edilir?

A) Tecviz

B) Hata sınırı

C) Gerçek hata

D) Mutlak hata

E) Düzeltme

Adayın İtirazı: Aday 1, düzeltme miktarı gerçek hataya eşit olmadığından doğru cevap

seçeneğinin, “C” seçeneği olması gerektiğini iddia etmiştir.

Aday 2, gerçek değerden ölçü değerinin çıkarılması ile bulunan değerin “gerçek hata”

olduğunu; bu nedenle doğru cevap seçeneğinin, “C” seçeneği olması gerektiğini iddia

etmiştir.

Aday 3, soru kökünde sadece “kesin değer” denilseydi sorunun doğru cevabının “E”

seçeneği olabileceğini; fakat “gerçek değer”in de soru kökünde verilmiş olmasından dolayı

doğru cevap seçeneğinin, “C” seçeneği olması gerektiğini iddia etmiştir.

Aday 4, hata “+” veya “-” yönde olduğundan ölçü değerinin çıkartılabileceği gibi

ilavesinin de mümkün olduğunu; bu nedenle, bu sorunun iptal edilmesi gerektiğini iddia

etmiştir.

Komisyon Görüşü: Gerçek hata veya hata, ölçü değerinden gerçek değerin ya da kesin

değerin çıkarılması ile bulunur. Düzeltme ile ters işaretlidir.

Sorunun “C” seçeneği, ölçü değerinden gerçek değerin çıkarılmasıdır. Soruda bunun

tersi sorulmaktadır.

Hatanın işareti, toplama veya çıkarma işleminin seçimi için bir kriter değildir.

Sonuç: Soruya yapılan itirazlar komisyonumuz tarafından yerinde bulunmamıştır.

Page 95: TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA … · d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları, e) Türkçe dil bilgisi ve yazıma ile ilgili konuları, f) Halkla

94

A kitapçığı 119 / B kitapçığı 71

Fotogrametrik değerlendirmede karşılıklı yöneltme probleminin çözümü için aşağıdaki

ifadelerden hangisi doğrudur?

A) En az 2 konum ve 3 yükseklik noktasına ihtiyaç vardır.

B) En az 5 yükseklik noktasına ihtiyaç vardır.

C) En az 3 tam kontrol noktasına ihtiyaç vardır.

D) En az 2 tam kontrol ve boş bir yerde 1 yükseklik noktasına ihtiyaç vardır.

E) Konum veya yüksekliği bilinen kontrol noktalarına ihtiyaç yoktur.

Adayın İtirazı: Aday 1, karşılıklı yöneltmede 7 adet bilinmeyenin çözülebileceğini; 7 adet

bilinmeyene ihtiyaç olduğu için de bu sorunun doğru cevabının “D” seçeneği olması

gerektiğini iddia etmiştir.

Aday 2, bu sorunun, meslek alanı ile ilgili olmadığını; bu nedenle, bu sorunun iptal

edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Komisyon Görüşü: Aday 1’in iddia ettiği özellikler, karşılıklı yöneltme için değil mutlak

yöneltme için geçerlidir.

İtiraza konu olan bu soru, harita yapımının temel disiplini olan fotogrametri ile ilgili

olup söz konusu kılavuzun “Harita yapımı, ölçme, aplikasyon, kadastro tekniği ve ilgili diğer

teknik konular” kısmında yer almaktadır. Konu doğrudan harita mühendisliği mesleği ile

ilgilidir.

Sonuç: Soruya yapılan itirazlar komisyonumuz tarafından yerinde bulunmamıştır.

Page 96: TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA … · d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları, e) Türkçe dil bilgisi ve yazıma ile ilgili konuları, f) Halkla

95

A kitapçığı 120 / B kitapçığı 72

Aşağıdakilerden hangisi çift frekanslı GPS alıcılarının sağladığı avantajlardan biri

değildir?

A) İyonosferik etkinin giderilmesi

B) Troposferik etkinin giderilmesi

C) Daha fazla ölçü ile kestirim yapılabilmesi

D) Daha uzun bazlarda duyarlı çözüm yapılabilmesi

E) Tam sayı bilinmeyenlerinin daha kolay çözülebilmesi

Adayın İtirazı: Aday 1, bu sorunun, meslek alanı ile ilgili olmadığını; bu nedenle, bu

sorunun iptal edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Aday 2, bu sorunun doğru cevap seçeneklerinin tamamının doğru olduğunu; bu

nedenle, bu sorunun iptal edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Aday 3, çift frekanslı GPS alıcılarının hangi cihaz ile karşılaştırıldıkları belirsiz

olduğu için bu sorunun eksik olduğunu ve sınav kılavuzunda belirtilen konu aralığında

bulunmadığını ifade ederek bu sorunun iptal edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Komisyon Görüşü: İtiraza konu olan soru incelendiğinde bu sorunun hazırlandığı konunun

doğrudan meslek ile ilgili olduğu ve GPS ölçüm tekniğini içerdiği görülmüştür.

Çift frekanslı cihazlar, troposferik etkilerin giderilmesini sağlamaz; dolayısıyla

sorunun cevap seçeneğinde herhangi bir hata bulunmamaktadır. Bu sorunun doğru cevap

seçeneği, “B” seçeneğidir.

Bu soru, cihaz modelinden bağımsız olarak sorulmuştur. Çift frekanslı cihazlar

troposferik etkilerin giderilmesini sağlamazlar. Soru, sınav kılavuzunda belirtilen “ölçme”

konusu içindedir.

Sonuç: Soruya yapılan itirazlar komisyonumuz tarafından yerinde bulunmamıştır.

Page 97: TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA … · d) Vergi, harç ve ilgili diğer malî konuları, e) Türkçe dil bilgisi ve yazıma ile ilgili konuları, f) Halkla

96

GENEL DEĞERLENDİRME

Bu açıklamalar çerçevesinde, 01.12.2013 tarihinde yapılan TAPU ve KADASTRO

GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİSANSLI HARİTA KADASTRO MÜHENDİSLİĞİ

SINAVI’nda sorulara yapılan itirazlar komisyonumuz tarafından değerlendirilmiştir. Buna

göre;

TÜRKÇE, DİLBİLGİSİ ve YAZIŞMA

A kitapçığının 6. , B kitapçığının 78. sorusunun İPTAL edilmesine karar verilmiştir.

KADASTRO MEVZUATI

A kitapçığının 64. , B kitapçığının 16. sorusunun doğru cevabının “A” seçeneği olarak

değiştirilmesine karar verilmiştir.

KAMULAŞTIRMA MEVZUATI

A kitapçığının 86. , B kitapçığının 38. sorusunun İPTAL edilmesine karar verilmiştir.

HARİTACILIK ve TEKNİK KONULAR

A kitapçığının 102. , B kitapçığının 55. sorusunun doğru cevabının “B” seçeneği olarak

değiştirilmesine,

A kitapçığının 106. , B kitapçığının 54. sorusunun İPTAL edilmesine,

A kitapçığının 107. , B kitapçığının 60. sorusunun doğru cevabının “E” seçeneği olarak

değiştirilmesine,

A kitapçığının 110. , B kitapçığının 62. sorusunun İPTAL edilmesine karar verilmiştir.

Diğer sorulara yapılan itirazlar komisyonumuz tarafından mesnetsiz bulunmuş; sınav

sonuçlarının değerlendirmeye alınmasına karar verilmiştir.