tÜrkİye İlerleme raporu 2015...unilever olarak basit ve net bir amacımız var: sürdürülebilir...

TÜRKİYE İLERLEME RAPORU 2015

DÜNYANIN DÖRT BİR YANINDA

169,000ÇALIŞANIMIZ VAR

2015 DOW JONES SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

ENDEKSİNDE SEKTÖRÜMÜZDE

1'İNCİYİZ

UNILEVER GLOBAL

2015'TE SATIŞ GELİRİMİZ

53.3 MİLYAR €

- ÜRÜNLERİMİZ

190ÜLKEDE SATILIYOR

HER GÜN 2 MİLYAR TÜKETİCİ

ÜRÜNLERİMİZİ KULLANIYOR

UNILEVER TÜRKIYE. İÇİNDEKİLER

Gelin Harekete Geçelim 2

Stratejimiz 4

Sürdürülebilir Yaşamı Destekleyen Markalar Büyümeyi de Destekliyor 8

Planımızı Uyguluyoruz 10

Ancak Birlikte Mümkün 16

Unilever Sürdürülebilir Yaşam Planı 2015İlerleme Raporu 20

KİŞİSELBAKIM

DONDURMA&

İÇECEK

EVBAKIMI

GIDA

TÜM DÜNYADA 10 EVDEN 7'SİNDE

BİR UNILEVER ÜRÜNÜ

KULLANILIYOR

13 MARKAMIZ

YILLIK 1 MİLYAR €'DAN DAHA FAZLA SATIŞ YAPTI

5,000'İAŞKIN ÇALIŞAN 8

FABRİKA YATIRIMI

34 ÜLKEYE TOPLAM

177 MİLYON $

İHRACAT

GELINHAREKETEGEÇELIM

SOSYAL EŞİTSİZLİĞİN BELİRGİNLEŞTİĞİ, İŞLETMELERE VE KURUMLARA GÜVENİN AZALDIĞI, İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN ETKİLERİNİ ARTIRDIĞI, İSTİKRARSIZ BİR İŞ ORTAMINDA FAALİYET GÖSTERİYORUZ.

2015İNSANLIK VE DÜNYA İÇİN

ÖNEMLİ BİR YIL OLDU.

2 Unilever Sürdürülebilir Yaşam Planı 2015

Unilever olarak basit ve net bir amacımız var: Sürdürülebilir yaşamı yaygınlaştırmak. Uzun vadeli büyümenin en iyi yolunun bu olduğuna inanıyoruz.

2015, hem insanlık hem de gezegenimiz için kayda değer bir yıl oldu. Yılın sonunda gerçekleşen iki tarihi olay, bize daha sürdürülebilir ve eşitliğin hakim olduğu bir geleceği hedefleme fırsatı sundu.

Benim de katkıda bulunma onurunu yaşadığım BM Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri'nin benimsenmesiyle insanlık tarihinde ilk defa dünyamızın karşı karşıya olduğu en önemli sorunları çözmek için net bir küresel çerçeve oluşturuldu. Bunların iddialı hedefler olduğunun farkındayız; ancak başarabilirsek yoksulluğu dünyadan silebilir, eşitsizliklerle mücadele edebilir ve iklim değişikliğini tamamen ortadan kaldırabiliriz!

Hedefler ilk olarak, Paris’te düzenlenen BM İklim Değişikliği Zirvesi-COP21'de test edildi. 190 ülkenin temsilcileri, iklim değişikliğiyle ilgili tarihi bir anlaşmaya imza atarak, dünyamızı karbondan arınmış bir ekonomiye doğru yolculuğa çıkarmış oldu.

Unilever olarak biz de her iki anlaşmaya da imza atarak, diğer pek çok şirket gibi üstümüze düşeni yaptık ve 2030'a kadar faaliyetimizi ‘karbon pozitif’ yapma yönündeki yeni hedefimizi tüm dünyaya duyurduk. İş dünyasının bu hedeflere yönelik daha önce benzeri görülmemiş bir seviyede destek göstermiş olması da artık bu sorunların göz ardı edilmeyeceğinin bir kanıtı. Böylece politikacıların bu kararları tek başlarına vererek alacakları riski azalttık ve hükümetlere cesaretle taahhütte bulunma güveni sağladık.

Bu iki önemli dönüm noktası, gelecek için pozitif bir vizyon ortaya koydu. Bu gelişmeler aynı zamanda, sürdürülebilir iş modellerinin önemini her zamankinden daha çok öne çıkardı. Kendi alacağımız

aksiyonun bir parçası olarak, Unilever Sürdürülebilir Yaşam Planı'nın ne kadar önemli olduğuna dair inancımızı bir kez daha doğrulamış olduk. Planımızdaki pek çok hedef, BM Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri ile birebir uyum gösteriyor. 6. yılına giren Unilever Sürdürülebilir Yaşam Planı, sürdürülebilir ve karlı büyüme arasında bir seçim yapmak zorunda olmadığımızı kanıtlıyor. Aynı zamanda, maliyet tasarrufu yapmamıza, inovasyonlarımızı hızlandırmamıza ve en iyi yetenekleri aramıza katmamıza yardımcı oluyor.

Bazı başarılarımızdan bahsetmek istiyorum. İklim değişikliğinden kaynaklanan güçlükler, pazarlardaki belirsizlik ve dalgalanan satış fiyatları, kendi malzeme tedariğimizi artık eskisinden çok daha fazla güvenceye almamızı gerektiriyor. Bu nedenle, artık tarımsal ham maddelerimizin %60’ını sürdürülebilir kaynaklardan sağlıyoruz. Dünyanın dört bir yanındaki fabrika ağımızda su, atık ve enerji verimliliği çalışmalarımızla 2008 yılından bu yana 600 milyon Avrodan fazla tasarruf sağladık. Lifebuoy ve Knorr gibi ‘Sürdürülebilir Yaşamı Destekleyen’ markalarımız ise büyümeye devam ediyor. İnsan hakları çerçevesini geliştirerek, kadınların güçlenmesine odaklanarak ve katılımcı iş modelleri yaratarak, tüm değer zincirimizdeki yaşam koşullarını daha iyiye götürme çalışmalarımızda da hız kesmiyoruz. 2015 yılında, BM Kılavuz İlkeleri Raporlama Çerçevesi'ni kullanarak bağımsız bir insan hakları raporu hazırlayan tek şirket olduk.

Kuşkusuz, bizi zorlayan bazı alanlar da var. Fabrikalarımızda su kullanımı, atıkları ve sera gazlarını azaltma konularında oldukça

başarılı bir ilerleme kaydetmemize rağmen tüketicilerimizin, ürünlerimizin kullanımından kaynaklı çevre üzerindeki etkilerini azaltmak hala çok kolay değil! Buna rağmen çevresel etkinin azaltılmasına yönelik olarak tüm değer zinciri yaklaşımını benimsiyoruz. Çünkü ancak bu şekilde organizasyonumuzun tüm etkisini ortaya koyabileceğimize inanıyoruz.

Hem kendi hedeflerimize hem de BM'nin hedeflerine ancak küresel sorunlara tüm sistemi kapsayan bir yanıt vererek ulaşabiliriz. Sistemi değiştirmek için ortak bir aksiyon almaya ihtiyacımız var. Bu vizyon ışığında çalışmak hem işletmeler hem hükümetler, hem de sivil toplumun yararına olacaktır. Hatta bu konuda bir aksiyon almaya karar verenlerin önünde inanılmaz fırsatlar var. Sonuç olarak, yoksulluğun sürmesi ve iklim değişikliği, hiçbir işletmeye fayda sağlamaz!

Biliyoruz ki, önümüzdeki zorlukların üstesinden gelmek için tek bir şirket, tek bir hükümet veya tek bir topluluktan çok daha fazlası gerekiyor. Herkes için daha parlak ve daha sürdürülebilir bir geleceğe doğru hep birlikte harekete geçmekiçin yepyeni iş birliği, inovasyon ve dayanışma biçimlerine ihtiyacımız var.

Paul Polman Unilever CEO

3Unilever Sürdürülebilir Yaşam Planı 2015

AMACIMIZ SÜRDÜRÜLEBİLİR YAŞAMI YAYGINLAŞTIRMAK İnsanların, kendilerini daha iyi hissetmelerine, daha iyi görünmelerine ve hayattan daha fazla keyif almalarına yardımcı olan markalar ve hizmetlerle her gün daha iyi bir gelecek yaratmak için çalışıyoruz.

VİZYONUMUZİşimizi büyütürken çevresel ayak izimizi büyüme sürecimizden ayırmak ve pozitif sosyal etkimizi artırmak.

ÇEVRESELAYAK İZİMİZİ

BÜYÜMESÜRECİMİZDEN

AYIRMAK

İŞİMİZİ BÜYÜTMEK

POZİTİFSOSYAL

ETKİMİZİ ARTIRMAK

STRATEJIMIZ


Belirsiz ve değişken bir dünyada, vizyonumuzu, faaliyet gösterdiğimiz topluma ve çevremize değer katan yeni iş yapış şekilleri bulmadan gerçekleştiremeyiz.

2010 yılında hayata geçirdiğimiz Unilever Sürdürülebilir Yaşam Planı, bizim için sürdürülebilir büyümenin yol haritasını çiziyor. Planımız karlı bir büyüme göstermemize, maliyetlerimizi azaltmamıza ve inovasyonlarımızı hızlandırmamıza yardımcı oluyor.

Planımızın üç büyük hedefi var. Bu üç büyük hedefin altında ise sosyal, çevresel ve ekonomik performansımıza ilişkin daha küçük hedeflerle desteklenen 9 taahhüdümüz yer alıyor.

Planımız 3 yönüyle diğerlerinden ayrılıyor:

●● Tüm marka portföyümüzü ve ürünlerimizin satıldığı tüm ülkeleri kapsıyor.

●● Planımızın sosyal ve ekonomik bir boyutu var. Ürünlerimiz, insanların sağlık ve esenliğinde bir fark yaratıyor ve işimiz de ürünlerimizin tedarik, üretim ve dağıtım süreçlerinde çalışan pek çok insanın yaşam standartlarını destekliyor.

●● Çevremizi korumak için, ham madde tedariğinden fabrikalarımıza ve tüketicilerimizin ürünlerimizi kullanma şekline kadar tüm değer zinciri boyunca çalışıyoruz.

Unilever’in Sera Gazı Ayak İzi 2014-15

SAgLIK VE HiJYEN isyerinde Adalet

BESLENME su

atik Katilimci is modelleri

Sürdürülebilir tedarik

iNSANIN GEÇiM kaynaklarini iYiLEsTiRMEK

2020 yılına kadar, bir yandan işimizi büyütecek, diğer yandan da milyonlarca kişinin geçim koşullarını iyileştireceğiz.

MILYONLARCAiNSANIN SAgLIK VE ESENLigiNi GELisTiRMEK

2020’ye kadar, bir milyardan fazla insanın sağlık ve esenliğini artırmak için harekete geçmelerine yardımcı olacağız.

1 MILYAR'DAN FAZLA ÇEVRESEL ETKiMiZi

YARI YARIYA

2030’a kadar işimizi büyütürken, ürünlerimizin üretimi ve kullanımından kaynaklanan çevresel ayak izini yarıya indireceğiz.

AZALTMAK

UNILEVER SÜRDÜRÜLEBILIR YASAM PLANI


HELLMANN’S "BİZİMLE BÜYÜYÜN" KAMPANYASI TÜKETİCİLERE İLHAM VERİYOR İnsanlar tükettikleri yiyeceklerin kaynağı hakkında giderek daha fazla soru soruyor. Biz de, tüketicilerimize Hellmann's ketçapta sadece doğal ve sürdürülebilir domatesler kullandığımızı söylemek yerine, bunu kendi gözleriyle görebilmeleri için ‘Bizimle Büyüyün’ adlı eğlenceli ve interaktif bir kampanya geliştirdik.

Şili, Talca'daki çiftliğimizin çeşitli yerlerine ve hatta çiftçilerimizin şapkalarına kameralar yerleştirerek kapılarımızı tüketicilerimize açtık ve domateslerimizin nasıl yetiştiğini onlara canlı yayınla gösterdik. İzleyiciler yetiştiricilerle iletişim kurabiliyor, onları tanıyabiliyor, sorular sorabiliyor ve hatta domatesleri ‘evlat edinebiliyordu’. Bitkilerin ses dalgalarına verdikleri yanıttan ilham aldık ve Spotify ile birlikte çalışarak, tarlalardaki domateslere dinlettiğimiz müzik parçalarını ‘kitle kaynak kullanımı

(crowdsourcing)’ yöntemiyle tüketicilerle paylaştık.

Sadece 2 haftada, tüketicilerimizle 80 milyonun üstünde etkileşim yaşadık ve 110 ülkede 3.500'ün üstünde şehirde insanların ilgisini çektik. Bu kampanya, sürdürülebilir tedarik ve şeffaflık konusundaki kararlılığımızı destekledi ve tüketicilerimizin bağlılığını ve bize duydukları güveni artırdı. Üstelik 2015'te, Latin Amerika'da, ketçap işimizin pazar payı %10 oranında arttı.

DAHA DÜŞÜK MALİYET Atıklarımızı, enerji, hammadde ve doğal kaynak kullanımımızı azaltarak, verimlilik sağlıyor ve maliyetlerimizi düşürüyoruz. Öte yandan kaynak fiyatlarının dalgalanmasına daha az maruz kalmış oluyoruz. Maliyetimizin düşürülmesi ve sağladığımız tasarruflar, karımızın yükselmesine yardımcı oluyor.

2008 yılından bu yana fabrikalarımızda eko-verimlilik sayesinde toplamda 600 milyon Avro'dan fazla maliyet tasarrufu sağladık.

DAHA AZ RİSK Sürdürülebilir iş yapış şekilleri, faaliyetlerimizdeki riskleri azaltmamıza yardımcı oluyor. Sürdürülebilir şekilde faaliyet göstermek, iklim değişikliği ve uzun vadede ham madde tedariğiyle ilgili olarak, gelecekte ortaya çıkabilecek risklere karşı tedarik zincirimizi korumamızı sağlıyor.

2015'te, tarımsal ham maddelerimizin %60’ını sürdürülebilir olarak tedarik etmeye başladık.

DAHA FAZLA GÜVENSürdürülebilirliği iş modelimizin kalbine yerleştirerek, paydaşlarımızla ilişkilerimizi güçlendiriyor ve daha başarılı bir organizasyon oluyoruz. Böylece bir yandan mevcut ve gelecekteki çalışanlarımıza ilham veriyor, diğer yandan da tüketicilerimizin gözünde değerimizi ve önemimizi koruyoruz.

2015 yılında da 34 ülkede hedef üniversiteler arasında hızlı tüketim ürünleri sektöründe yeni mezunların ‘En Çok Tercih Ettiği İşveren’ olmaya devam ettik.

AKSİYON ÇERÇEVESİ Aşağıdaki örnekler, aksiyon çerçevemizi ortaya koyuyor. Kaynak tedarikinde ve fabrikalarda yaptığımız seçimlerden tüketicilerle etkileşimimize kadar, sürdürülebilirliğin işimize nasıl katkıda bulunduğunu açıkça görebiliyoruz.

SÜRDÜRÜLEBILIRLIK, ISIMIZE VE TOPLUMUMUZA DEGER KATIYOR

PAZAR PAYIMIZI

%10 ARTIRDIK

DAHA FAZLA BÜYÜMETüketicilerimiz, su kıtlığından sürdürülebilir tedariğe kadar uzanan çeşitli konularda, OMO, Breyers ve Hellmann's gibi markalarımızın kampanyalarına ilgi gösteriyor. Onların gösterdiği bu ilgi ve katılım da satış artışına ve daha yüksek marka bilinirliğine yansıyor.

2015 yılında gösterdiğimiz büyümenin neredeyse yarısını sürdürülebilir yaşamı destekleyen markalarımız karşıladı ve bu markalar işimizin geri kalanına göre daha hızlı büyüdü.

Sürdürülebilirlik, inovasyon fırsatlarını da beraberinde getiriyor ve kaynakları kısıtlı bir dünyada, ürün tasarımları üzerinde yeniden düşünmemizi sağlıyor. Yeni pazarlar açıyor ve markalarımızın tüketicilerin değişen ihtiyaçlarını karşılamak için onlarla farklı yollarla iletişim kurmasına olanak tanıyor.

Sürdürülebilirliğin işimizin başarısına nasıl katkıda bulunduğunu göstermek için basit, dört yönlü bir çerçeve geliştirdik.

DAHA FAZLA BÜYÜME

DAHA FAZLAGÜVEN

DAHA AZRİSK

DAHA DÜŞÜKMALİYET

2 haftada tüketicilerimizle

80milyon kezetkileşim sağladık.


OMO #1YIKAMAYETERLİDİR (#1RINSEISENOUGH) KAMPANYASI İLE SU TASARRUFU2014 yılının sonlarına doğru Brezilya, 70 milyon insanı etkileyen ve tarihinin en büyük su kıtlığı krizini yaşadı. Brezilyalılar haftalarca çok az suyla yetinmek, dolayısıyla çamaşır yıkama sıklıklarını da azaltmak zorunda kaldılar.

Çoğu kişinin çamaşır yıkarken, bir defadan fazla durulama yaptığını fark ettik. Üstelik tek bir durulama bile 60 litre su tüketimi anlamına gelirken… OMO markamız, insanların su tasarrufu yapmalarına yardımcı olmak için, 2015'te #1YıkamaYeterlidir- #1RinseIsEnough kampanyasını hayata geçirerek, gereksiz durulama döngülerinde kullanılan suyun miktarına dikkat çekti.

Bu kampanya ile Brezilya'nın yaklaşık 229 milyar litre su tasarruf etmesine yardımcı olduk. Kampanya süresince, Brezilya'daki OMO satışları %15 artarak neredeyse pazar büyüme hızının iki katına çıktı.

BREYERS’IN SÜRDÜRÜLEBİLİR VANİLYASI ÇİFTÇİLERİ VE BÜYÜMEYİ DESTEKLİYORMadagaskar Adası, dünyanın en doğal vanilyasının %80'ine ev sahipliği yapıyor. Ancak nüfusun %90'ı, günde 2 Dolar'ın altında para kazanıyor.

Biz de, Breyers dondurmalarımız ve dondurulmuş tatlılarımız için ihtiyaç duyduğumuz en yüksek kalitedeki vanilyayı yetiştiren Madagaskarlı çiftçilerin geleceğini güvenceye almalarına yardımcı olmak istedik. Bu amaçla tedarikçimiz Symrise ile birlikte, çiftçilerin ve ailelerinin gelirlerini artırmak için onlara tarım eğitimleri, temel eğitime erişim ve sağlık sigortası sağlıyoruz. Bugüne kadar 3.300 çiftçiye ve ailesine yardımcı olduk.

Breyers vanilyasının Rainforest Alliance sertifikalı ve sürdürülebilir şekilde tedarik edilmesi, bizim tedariğimizin geleceğini de güvence altına olmuş oldu. 2015'te, sürdürülebilirlik ve kalite taahhüdümüzü tüketicilerimizle paylaşarak, Breyers markasını yeniden öne çıkardık. Böylece, 2015 yılında satışlarımız %6 oranında arttı ve bu artış, markamız için bir dönüm noktası oldu.

YENİLENEBİLİR ENERJİ: DİRENÇ VE FIRSAT İklim değişikliği, toplumlar ve işletmeler olarak karşılaştığımız en önemli güçlüklerden biri. 2015 yılında, kendimize iddialı yeni bir hedef belirleyerek, 2030'a kadar faaliyetlerimizi ‘karbon pozitif’ yapacağımızı söyledik. Amacımız, enerjimizin %100'ünü yenilenebilir kaynaklardan sağlamak ve tükettiğimizden daha fazla yenilenebilir enerji üreterek, faaliyet gösterdiğimiz pazarlara ve toplumlara elde ettiğimiz bu fazla enerjiyi sunmak.

Böylece, %100 yenilenebilir enerji tedarik etme hedefimiz için ilk kez bir tarih belirlemiş oluyoruz. Başarımızın kısmen de olsa dünya çapındaki enerji pazarlarında gerçekleşen daha geniş ölçekli değişikliklere bağlı olduğunu biliyoruz.

Karbon pozitif bir organizasyona dönüşerek, faaliyet masraflarımızı azaltmayı, enerji tedariği alanında daha dirençli olmayı ve toplum ve tüketicilerle daha yakın ilişkiler kurmayı amaçlıyoruz.

Mayıs 2015'te, bir dönüm noktasına ulaşarak 2008 yılına kıyasla üretim ağımızda 1 milyon ton CO2 tasarrufu sağladık. 2008 yılından bu yana üretim tonu başına enerji kaynaklı CO2 miktarını %39 azaltarak, yaklaşık olarak 330 milyon Avro maliyeti önledik.

229 milyarlitre: Brezilya'da su tasarrufu

%6SATISARTISI

2030'a kadarüretimde

KARBON POZITIF

olma hedefi

%15SATIS

BÜYÜMESI

1 milyon ton daha az CO₂

Daha az enerji kullanarak

330milyon € maliyet tasarrufu

.


SÜRDÜRÜLEBILIR YASAMI DESTEKLEYEN MARKALAR BÜYÜMEYI DE DESTEKLIYOR. SÜRDÜRÜLEBİLİR YAŞAMI, MARKALARIMIZIN MERKEZİNE YERLEŞTİRMEK, HEM TÜKETİCİLERİMİZE İLHAM VERİYOR HEM DE SATIŞLARIMIZI ARTIRIYOR

‘Bir amacı olan’ marka kavramı aslında yeni değil... Lifebuoy ve Ben&Jerry's, kuruldukları günden bu yana, sosyal veya çevresel bir hedefi her zaman işlerinin merkezine yerleştirmiş markalar... Ancak günümüzün karmaşa ve etkileşim içerisindeki dünyasında, güçlü bir amaç tek başına yeterli olmuyor ve dolayısıyla markaların yarattıkları etkiyi daha kapsamlı görmeleri gerekiyor. Markalar bir yandan gezegene zarar verirken diğer yandan da sosyal bir fayda sağlayamaz veya üretimde çalışan kadınların çalışma koşullarını göz ardı ederek o ürünleri satın alan kadınların yaşamlarını iyileştiremez!

İşte bu nedenle, Unilever olarak ‘Sürdürülebilir Yaşamı Destekleyen’ markanın ne olduğunu yeniden tanımladık. Böyle bir marka, sosyal veya çevresel bir sorunun çözümüne katkıda bulunmak üzere net bir amaç taşımalıdır. Bu markanın ürünü de Unilever Sürdürülebilir Yaşam Planı'nda belirlediğimiz hedeflerden birine veya birkaçına katkıda bulunan bir ürün olmalıdır.

Ürün ve amacını değerlendirmek üzere, her markanın iki kritere göre nasıl ve ne derecede başarılı olduğunu saptamamıza yardımcı olacak bir yöntem geliştirdik. Böylece markalar, sosyal ve çevresel anlamda kaydettikleri ilerlemeyi sistematik bir bakış açısıyla görebiliyor.


2016'te, bu yöntem ile en sevilen markalarımızı analiz ettik. Yaptığımız analiz 2015'te Sürdürülebilir Yaşam Markalarımızın 2014 yılına göre daha hızlı büyüdüğünü gösteriyor. Büyüme rakamımızın neredeyse yarısı bu markalardan geldi ve bu markalar işimizin geri kalanına göre %30 oranında daha hızlı büyüdü.

Geniş kapsamlı bir değişimi; ancak büyük, başarılı ve kategorilerinin lideri olan markaları sürdürülebilir kılarak gerçekleştirebileceğimize inanıyoruz. En büyük beş markamız olan Dove, Omo-Kirlenmek Güzeldir, Knorr, Hellman's ve Lipton hâlihazırda Sürdürülebilir Yaşamı Destekleyen Markalarımız.

Domestos, Dove, Knorr ve Lipton örnekleri bize bu markaların her birinin nasıl belli bir sosyal veya çevresel soruna değinen bir amacı olduğunu gösteriyor. Üstelik bu markalar ürünlerinde, Unilever Sürdürülebilir Yaşam Planında yer alan belli bir hedefi desteklemek amacıyla değişiklikler ve iyileştirmeler yaptılar.

2015'te, tüketicilerin sürdürülebilirlik anlayışlarının satın alma tercihleri üzerinde bir etki yaratıp yaratmadığını anlamak için bir araştırma yaptık. Görüştüğümüz çoğu kişi, sürdürülebilirliğin önemli olduğuna inanmakla kalmıyor, aynı zamanda daha sürdürülebilir bir yaşam sürmek için aksiyon alıyor. Araştırmamız, sürdürülebilirlikle ilgili konuların hem gelişmiş hem de yükselen pazarlardaki tüketiciler için önemli olduğunu ortaya koydu. Bu sonuç sürdürülebilirliğin işimiz için bir büyüme fırsatını da beraberinde getirdiği tezimizi doğruluyor.

Domestos şişelerimiz için

%15'ekadar daha az plastik kullandık

Dove sıkıştırılmış aerosol şişelerin karbon ayak izinde

%25düşüş

AMAÇGüzelliği dünyanın her yerindeki kadınlar için bir endişe değil özgüven kaynağı haline getirmek için, Dove Özgüven Projesi ile 15 milyonu aşkın genç insana ulaşmak.

ÜRÜNDove, 2013 yılında sıkıştırılmış aerosol deodorantını piyasaya süren ilk markalardan biri olmuştur. Tüketicilerin alıştığı koruma, parfüm ve püskürtme süresinde değişiklik olmaksızın, ürün şişesinin boyutu yarıya düşürülmüştür. Bu inovasyon, kutu başına karbon ayak izini %25 oranında azaltmıştır.

AMAÇTemiz tuvalet kullanımının faydalarını anlatarak ve tuvaletleri erişilebilir kılarak 2020'ye kadar 25 milyon insanın tuvalet erişimini artırmaya yardımcı olmak.

ÜRÜNDomestos şişelerimizde kullandığımız plastik miktarını %15 kadar azaltarak, şişelerimizin sağlamlığından ödün vermeden daha hafif olmalarını sağladık. Bu uygulamayı dünyadaki tüm ürünlerimizde gerçekleştirdiğimizde yılda 1,000 ton plastik tasarrufu sağlayacağız.

Lipton çay poşeti karışımlarımızdaki çayın

%100'üsürdürülebilir kaynaklardan elde ediliyor

AMAÇLipton, bir yandan gezegenimizi gelecek nesiller adına korurken, diğer yandan çiftçilerin ve ailelerinin geçim kaynaklarını desteklemek için çalışıyor.

ÜRÜN2015 yılı itibarıyla Lipton çay poşeti karışımlarımızda yer alan tüm çaylar, Rainforest Alliance CertifiedTM onaylı tarlalardan geliyor ve bu aksiyon, dünyanın en büyük çay markası olan Lipton için çok önemli bir adımı ifade ediyor.

Knorr’un en çok kullandığı 13 sebzeden

%92'sisürdürülebilir şekilde yetiştiriliyor

AMAÇHam maddelerimizin %100'ünü sürdürülebilir şekilde tedarik ederek, günlük gıdaların lezzetini ve besleyiciliğini tarladan sofraya taşımak.

ÜRÜNKnorr soslarında, çorbalarında ve çeşnilerinde en çok kullanılan 13 sebzeden %92'si sürdürülebilir şekilde yetiştiriliyor ve paketteki ‘Sürdürülebilir şekilde yetiştirilmiştir’ etiketi de insanların markette sorumlu seçimler yapmalarını kolaylaştırıyor.


PLANIMIZI UYGULUYORUZDOĞRUDAN KONTROLÜMÜZDE OLAN HEDEFLERİMİZDE GÜÇLÜ BİR PERFORMANS SERGİLEMEYE DEVAM ETTİK.Planımızdaki hedeflerin çoğuna ulaşma yolunda ilerliyoruz. Bazı stratejilerimizi, daha büyük bir değişim yaratmak ve hedeflerimize daha hızlı ulaşmak için güncelledik.

Ancak doğrudan kontrolümüz altında olmayan hedefler bizi daha çok zorluyor ve bu nedenle, bu hedeflerden bazılarına ulaşma süremizi uzatarak, daha geniş kapsamlı bir sistem değişikliği sağlamayı amaçlıyoruz.

İlerleyen sayfalarda, üç büyük hedefimiz olan sağlık ve esenliği artırmak, çevresel etkimizi azaltmak ve geçim kaynaklarını iyileştirmek başlıklarında kaydettiğimiz ilerlemeyi özetledik. KNORR

DEMIR TAKVIYELI BULYONLAR,

ANEMIYLE SAVASIYOR

Nijerya'da 5 yaş altındaki çocukların

3/4'üanemiyle yaşıyor


3MILYAR

kişi dişlerini sabah akşam fırçalamıyor

acil durumlarla mücadele eden insanların cildini iyileştirmeye yardımcı oluyor.

Proje aynı zamanda, tüketicilerimize Vaseline web sitemiz üzerinden bir yardım seti oluşturarak zor durumdaki insanlara yardım etme olanağı da tanıyor.

SIGNAL, ÇOCUKLAR TARAFINDAN YARATILAN İLK DİŞ FIRÇALAMA KAMPANYASINI BAŞLATIYOR Dünyada 3 milyarı aşkın kişi, dişlerini önerildiği gibi günde 2 defa fırçalamıyor ve bu rakam, Çin ve Hindistan'ın toplam nüfusundan daha fazla. Çoğu anne-baba, çocuklarına dişlerini sabah-akşam fırçalamalarını söylüyor, ama pek çoğu bu tavsiyeyi kendileri de uygulamıyor!

Signal, yetişkinlerin diş fırçalama alışkanlıklarını değiştirmek için nasıl bir yol buldu, dersiniz? Umulmadık bir yöntemle, çocuklar aracılığıyla!

Çocukların etrafındakilere ilham verme gücüne güvenen Signal, tüm ailenin ve tüm toplumun ağız sağlığını iyileştirmenin mümkün olduğunu fark etti.

İlk defa çocuklar tarafından yaratılan bu kampanya, dişlerini fırçalamaları için yetişkinlere ilham vermeye başladı. 2015'te 13 ülkede yürütülen ‘Kids Can Change the World (Çocuklar Dünyayı Değiştirebilir)’ kampanyası, yetişkinlere diş fırçalama mesajımızı iletebilmek için çocukları değişim elçisi olarak görevlendirdi ve böylece çocukların yaratıcılığını vurguladı.

Kampanyalarımız, ortaklıklarımız, kaliteli ve ekonomik ürünlerimizle 1 milyardan fazla insanın sağlık ve esenliklerini artırmak için harekete geçmelerine yardımcı olma hedefimize doğru büyük bir ilerleme kaydediyoruz. 2015 yılının sonunda, 482 milyon insana eriştik.

Lifebuoy, Pureit, Domestos ve Signal gibi markalarımız, daha iyi sağlık ve hijyen alışkanlıklarını yerleştirerek, insanların daha sağlıklı olmalarına yardımcı oluyor.

Lifebuoy dünyanın en büyük el yıkama programını yürütüyor ve programlarını yıldan yıla genişletiyor. 2010 yılından bu yana Lifebuoy'un programları ile yaklaşık 337 milyon kişiye ulaştık.

Yenilikçi su arıtıcımız Pureit ise hastalıkları önlemeye ve dolayısıyla hayat kurtarmaya yardımcı olmayı amaçlıyor. Önceliğimiz, mevcut pazarlarımızı güçlendirmek ve genişletmek, arıtıcıları düşük gelirli tüketicilerin de ulaşabileceği bir noktaya ulaştırmak.

Signal markamız, yenilikçi ortaklıklar ve kampanyalarıyla 71 milyon kişiye ulaşırken, en büyük kişisel bakım markamız Dove ise dünyanın dört bir yanında milyonlarca gencin kendilerine güvenerek yetişmesine yardımcı olmaya devam ediyor.

Gıda ve İçecek kategorilerinde markalarımızın %34'ü, uluslararası beslenme kılavuzlarına göre en yüksek besleyicilik standartlarını karşılıyor.

SAGLIK VE ESENLIGI ARTIRMAK

hayata geçirdi. Ayrıca Unilever'de satışta çalışan kadınların iyi birer beslenme elçisi olmaları için, küçük ölçekli çiftçileri de ürünlerini sürdürülebilir şekilde yetiştirmeleri için eğitiyoruz. Böylece ‘tarladan sofraya’ bir iyilik gücü olmayı hedefliyoruz.

Program başlatıldıktan kısa bir süre sonra, bulyon satışlarımızda artış gözlemledik ve bu artış, iyilik yapmanın işimiz için de iyi olduğunu ortaya koydu.

BİR VASELINE KUTUSU NASIL OLAĞANÜSTÜ FARK YARATABİLİR? Çatışmaların yaşandığı alanlarda yaşayan veya doğal afetlerle mücadele eden insanları düşündüğümüzde kuşkusuz aklımıza ilk gelen şey, cilt bakımı olmaz. Oysaki kalabalık kamplarda yaşayan milyonlarca mülteci veya temel sağlık hizmetlerine erişimi olmayan insanlar için, cilt problemleri çok rahatsız ve mahcup edici olabilir. Bu kişiler çoğu zaman da tedaviye erişemezler.

2015 yılında, Vaseline markamız, 2020'ye kadar ihtiyaç duyan 5 milyon kişinin cildinin iyileştirilmesine yardımcı olmaya karar verdi. Direct Relief adlı yardım örgütüyle birlikte gerçekleştirilen, ‘Vaseline Healing Project (Vaseline İyileştirme Projesi)’, ihtiyacı olanlara dermatolojik bakım, medikal malzemeler, Vaseline ürünleri, yerel sağlık çalışanlarına ise eğitim sağlıyor.

2015'te, 1,2 milyon kutu Vaseline bağışında bulunduk ve Ürdün, Filipinler ve Kenya'ya yönelik üç dermatolojik çalışmaya destek verdik.

Özetle, ecza dolabınızın ayrılmaz bir parçası olan Vaseline kutusu, artık kriz ve

Kaliteli ve ekonomik ürünler sunmak, insan sağlığını hijyen ve beslenmeyle geliştirme hedefinin ancak bir kısmını gerçekleştirmemizi sağlayabilir. Bu hedefin tam anlamıyla gerçekleşmesi için, insanların da alışkanlıklarını değiştirmesi gerekir. Geniş kapsamlı davranış değişikliği kampanyaları gerçekleştirmedeki uzmanlığımızdan faydalanarak, sağlığımız için önemli günlük davranış değişikliklerini destekliyoruz. Ayrıca, iş birliği yaparak daha büyük bir etki yaratabileceğimizi biliyoruz. En iyi uygulamaları paylaşarak, şeffaflığı destekleyerek ve kaydedilen ilerlemeyi takip ederek, hep birlikte gerçek bir değişime imza atabiliriz.

KNORR, NİJERYA'DA YETERSİZ BESLENMEYLE MÜCADELE EDİYOR Nijerya'da doğurganlık çağındaki kadınların neredeyse yarısı ve 5 yaş altı çocukların dörtte üçü, anemiyle yaşamak zorunda kalıyor. Anemi insanlarda yorgunluğa, baş dönmesine ve konsantrasyon eksikliğine neden olarak, gelişimi ve yaşam kalitesini olumsuz etkiliyor. Anemi vakalarının yarısı, çoğunlukla beslenmeyle ilgili olan vücuttaki demir eksikliğinden kaynaklanıyor. Bu doğrultuda, en büyük markamız olan Knorr, 2015 yılında hayata geçirdiği ‘Follow in My Greed Footsteps (Yeşil Adımları Takip Et)’ davranış değişikliği programı ile demir eksikliği kaynaklı anemiyle mücadele etmeye başladı.

Knorr, anneler ve genç kızlara yönelik olarak demir seviyelerini artırmak için hem demir takviyeli bulyonlar üretti hem de besleyici bir yemek pişirme programını

2015 yılında ağız sağlığı kampanyaları ile

71 milyon kişiye ulaşıldı


İkinci büyük hedefimize doğru ilerlerken,

işimiz ve toplumumuz için en kritik çevresel sorunlarla mücadele etmenin yeni yollarını bulmaya devam ediyoruz.

2015 yılında, iklim değişikliği, atık ve su stratejilerimizine %60'ını güncelledik. Çevresel etkimizi azaltmak, çok yönlü bir çalışma gerektiriyor ve Plan’ımız bize, değer zincirimizde pozitif aksiyon almamız için ihtiyacımız olan desteği sağlıyor.

TEDARİK2015'te, tarımsal ham maddelerimizin %60’ını ve Lipton çay poşetlerindeki tüm çayımızı sürdürülebilir kaynaklardan sağladık. Mart 2015'te, Avrupa ve Avustralya gıda işimiz için tedarik ettiğimiz tüm palm yağının sertifikalı tesislere kadar geriye dönük izlenebilir durumda olduğunu duyurduk.

Ayrıca Knorr soslarında, çorbalarında ve çeşnilerinde en çok kullanılan 13 sebzeden %92'si sürdürülebilir şekilde yetiştiriliyor. Bu noktaya ulaşmak için, sürdürülebilir tarım uygulamalarına ortak yatırım yapabilmek amacıyla çiftçilere yılda 1 milyon Avro'ya kadar destek verdik ve binlerce çiftçinin eğitim ve desteğe erişmesini sağladık.

ÇEVRE ÜZERINDEKI ETKILERIN AZALTILMASI

SİSTEMİ DEĞİŞTİRMEK Özellikle sera gazı hedefimize daha hızlı ulaşmamız için, sistemlerin geniş kapsamlı olarak dönüştürülmesi gerekiyor. Sera gazı salımlarına yönelik uzun vadeli azaltım sağlamak için küresel ve bağlayıcılığı olan taahhütleri savunmaya ve değişim sürecini finanse etmeye devam ediyoruz. 2030'a kadar ürünlerimizin yaşam döngüleri boyunca yarattıkları sera gazı etkisini yarı yarıya azaltma hedefimiz için koyduğumuz süreyi uzattık; böylece daha geniş kapsamlı sistemsel değişimler gerçekleştirmemiz mümkün olabilecek. Planımızın su bölümüne ilişkin taahhüdümüzü, başta temiz su ve temizlik hizmetleri ile ilgili 6 nolu Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi (SKH6) olmak üzere tüm Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri ile daha iyi uyum sağlayacak şekilde yeniden şekillendirmeyi düşünüyoruz.

DAHA AZ FOSFAT, DAHA AZ SERAGAZIFosfatlar, suyu yumuşatarak ve deterjanların daha hızlı etki göstermesini sağlayarak, çamaşırları daha iyi yıkamamızı sağlıyor. Ancak, fosfatların neden olduğu karbon emisyonunun, tedarik ve nakliye işlemleri göz önüne alındığında diğer alternatif bileşenlere göre daha yüksek olduğunu görüyoruz.

2008'den bu yana, bir yandan ürün performansı konusunda müşteri beklentilerini karşılamaya devam ederken, diğer yandan da ürünlerimizden fosfat içeriğini çıkarıyoruz. 2015'te, tüm dünyada toz çamaşır deterjanlarımızdaki fosfat oranını %90 azalttık. Böylece, yıkama başına sera gazı salımlarını %50 oranında düşürdük.

YENİDEN TASARLANAN SUNSILK ŞİŞELERİMİZ Her yıl 2 milyon tondan fazla ambalaj satın alıyoruz. Ancak, artan kaynak kıtlığı nedeniyle ambalajlarımızın miktarını azaltmamız ve mümkün olduğunca çevre üzerinde daha az etki yaratan malzemeler kullanmamız giderek daha büyük önem kazanıyor.

Sürekli olarak ambalajlarımızda kullanılan kaynak miktarını azaltmanın yenilikçi yollarını arıyoruz. 2015'te, Brezilya'da plastik Sunsilk şampuan ve saç kremi şişelerimizi yeniden tasarlayarak piyasaya sunduk. Daha az plastik kullanabilmek için kapaklarımızı hafiflettik, kapak çeşidini 10'dan 4'e, şişe çeşidini de 44'den 22'ye indirdik.

Bu yeni tasarımlarla Latin Amerika'da yılda 2.300 ton civarında plastik tasarrufu yapacağız. Yeniden tasarlanan şişeler aynı zamanda, bir palete daha çok şişe sığdırabilmemiz anlamına geliyor ve böylece, her yıl yola yaklaşık 300 daha az kamyon çıkacak. Buradaki iş gerekçemiz açık: Ambalaj miktarının azaltılması verimliliği artırıyor, maliyeti düşürüyor ve çevresel etkimizi hafifletiyor

OPERASYONLARIMIZ 2008'den bu yana üretimde kullanılan enerjiden kaynaklı CO2 salımlarımızı azaltma konusunda başarılı bir ilerleme kaydettik ve 2015'te üretim tonu başına %30'luk bir düşüş sağladık. Fabrikalarımızda, 2008'e kıyasla 2015 yılında 19 milyon metreküp daha az su tüketildi ve üretim tonu başına %37'lik bir azalma kaydettik.

Kasım 2015'te, 2030'a kadar tüm operasyonlarımızı karbon pozitif yapmaya yönelik yeni ve cesur hedeflerimizi paylaştık. Amacımız, enerjimizin %100'ünü yenilenebilir kaynaklardan sağlamak ve tükettiğimizden daha fazla yenilenebilir enerji üreterek, faaliyet gösterdiğimiz pazarlara ve toplumlara bu elde ettiğimiz fazla enerjiyi sunmak.

ÜRÜNLERİMİZÇevresel ayak izimizin büyük bölümü, ürünlerimizi kullanan insanlardan kaynaklanıyor. 2010'dan bu yana, ürünlerimizin su üzerindeki etkisi %1 oranında azalırken, tüketicilerimizin ürünlerimizi çöpe atmalarından kaynaklı atıklarımız da %29 oranında düştü. Buna göre, ambalaj atıklarımızı yarı yarıya azaltma konusunda yolun yarısını geçtik. Ancak ürünlerimizin -tüketici kullanımı da dahil- tüm yaşam döngüsü boyunca yarattıkları sera gazı etkisi, 2010'dan beri %6 oranında arttı.

İnsanların çevresel etkilerini azaltmalarına yardımcı olacak inovasyonlar ortaya koymaya devam edeceğiz. Sıkıştırılmış deodorant spreyler ve daha hafif şişeler gibi sera gazı etkilerini azaltan ambalajlar ve ürünler tasarlıyor, tüketicilere daha sürdürülebilir bir yaşam sürmeleri konusunda ilham veriyoruz.

Latin Amerika'da

2,300 TON DAHA AZ PLASTIK

kullandık

Yola

300 daha az kamyon çıkaracağız


SIFIR ATIK HEDEFİNDE İVMEYİ KORUYORUZOcak 2015'te, 240'ı aşkın fabrikadan oluşan küresel fabrika ağımızdan katı atık alanlarına artık hiç tehlikesiz atık gönderilmeyeceğini duyurarak, önemli bir dönüm noktasına imza attık.

Yaptığımız iş birlikleri ve ‘sıfır atık’ yaklaşımımız sayesinde, hedefimizi, fabrikalarımızın da ötesine taşıdık. Şubat 2016'da, dünyanın çeşitli yerlerindeki depolar, dağıtım merkezleri ve ofisler gibi 400 Unilever tesisinde daha ‘sıfır katı atık’ hedefimize ulaştık. 70 ülkede 600'ü

aşkın tesisimiz, atıkları için alternatif yollar buldu. Fabrika atıklarını, inşaat malzemelerini ve personel kafeteryalarından gelen gıda atıklarını komposta dönüştürmek gibi pek çok olası kullanımla atıkların yeni bir kaynağa dönüşebileceğini kanıtladı.

Üstelik bu yaklaşımımızın faydalarını da gördük. 2008'den bu yana, atık programımız ile yaklaşık olarak 250 milyon Avro tasarruf ve yüzlerce kişiye iş imkânı sağladık.

LIPTON İÇİN BİR DÖNÜM NOKTASI Çay, sudan sonra en sevilen içecek. Ancak insanların keyifle çay içmeye devam etmesi için, sürdürülebilir tedarik çok önemli.

Dünyanın bir numaralı çay üreticisi olarak, 2007'de geniş kapsamlı olarak sürdürülebilir çay tedariği yapma sözü veren ilk şirket olduk. 2015'te bir dönüm noktasına ulaştık ve bugün, Lipton çay poşetlerimizdeki çay karışımlarının %100'ü, artık Yağmur Ormanları Birliği (Rainforest Alliance-RA) sertifikasına sahip.

Genel olarak çayımızın %66'sı, sürdürülebilir kaynaklardan elde ediliyor. Bu durum, İngiltere’de pazar lideri olan PG tips, İrlanda'daki Lyons, Kanada'daki Red Rose ve Polonya'daki Saga gibi sevilen yerel siyah çay markalarımızı da kapsıyor.

İklim değişikliğinin zorlayıcı etkilerini ve tedarik güçlüklerini azaltmanın yanı sıra bu sayede çay yetiştiren milyonlarca küçük ölçekli çiftçinin yaşam kalitesinin artmasına da yardımcı oluyoruz.

LIPTON ÇAY POŞETLERİNDEKİ

ÇAYLARIN

%100'üSÜRDÜRÜLEBİLİR KAYNAKLARDAN

TEDARİK EDİLİYOR

Tüm çayımızın

%66'si artık sürdürülebilir kaynaklardan geliyor


KADIN ÇİFTÇİLERİN DESTEKLENMESİ Gelişen ülkelerde, tarımdaki iş gücünün %43'ünü kadınlar oluşturuyor ve bu oran giderek artıyor. Ancak, kadınlar daha küçük ve daha verimsiz çiftliklerde çalışmak gibi güçlüklerle karşı karşıya kalıyorlar. Bunun nedeni ise birçoğunun, erkeklerin erişebildiği kaynaklara erişememesi.

2014'te, tedarik zincirimizdeki kadın sayısını takip etmeye başladık. Endonezya'da siyah soya, Hindistan'da kornişon salatalık ve domates, Madagaskar'da vanilya, Kenya'da ise çay yetiştiren çiftçilerle başladık ve küçük ölçekli çiftçilerin yaklaşık dörtte birinin kadın olduğunu tespit ettik.

Şimdi kadın çiftçilerimizi, onlara verimliliklerini, kalitelerini ve ürün miktarlarını nasıl artırabilecekleri konusunda eğitim vererek destekliyoruz. Daha da önemlisi, bu eğitimleri kadınlara uygun zamanlarda veriyor ve gelirlerini artırmalarına yardımcı oluyoruz.

Üçüncü büyük hedefimiz, işimizi büyütürken

bir yandan da milyonlarca insanın geçim koşullarını iyileştirmek. 2015 yılında, birçok toplulukta istihdam, eğitim ve insan hakları konularında sosyal ve ekonomik katkılar sağlayacak şekilde iyi bir ilerleme kaydettik.

İnsan haklarına saygı konusundaki kararlılığımızı, hem faaliyetlerimize entegre ediyor hem de tedarikçilerimiz ve diğer iş ortaklarımızla paylaşıyoruz. 2015 yılında, BM Kılavuz İlkeleri Raporlama Çerçevesi'ni kullanarak ilk bağımsız insan hakları raporumuzu hazırladık. Bu ilkelerin benimsenmesi için 860 çalışanımızı insan hakları elçisi olarak belirledik, 19.000 kişiyi ise cinsel tacizi ortadan kaldırma ve buna ilişkin çeşitli konularda eğittik.

Yaptığımız iş birlikleri sayesinde, 2015-2016 yıllarında yaklaşık olarak 800.000 kadının becerilerini geliştirmelerini hedefleyen girişimlere erişmelerini sağladık. Hindistan'da neredeyse 70.000 mikro girişimci kadına, yine Hindistan ve Kenya’da küçük ölçekli çay üretiminde çalışan yaklaşık 730.000 kadına destek verdik. Yaklaşık 600.000 küçük ölçekli çiftçi ve 1,8 milyon küçük perakendecinin tarımsal uygulamalarını geliştirmeye veya satışlarını artırmaya yönelik girişimlere erişmesini sağladık.

İşyerimizde de çeşitliliği ve katılımcılığı desteklemeye devam ediyoruz. 2010'da

GEÇIM KOSULLARINI IYILESTIRME

yönetici seviyesindeki kadın çalışan oranı %38 iken, 2015'te bu rakam %45'e yükseldi ve 25 ülkede yönetim seviyesinde cinsiyet eşitliği hedeflerine ulaşıldı.

Cornetto, Max ve Twister üretimi yapan Konya’daki Algida dondurma fabrikamız, iş gücünde cinsiyet eşitliğinin nasıl geliştiğinin bir örneğini teşkil ediyor, çünkü bu fabrikamızda çalışan mühendislerin %40'ı kadın.

2015'te, kadınların güçlendirilmesine yönelik stratejimizi de gözden geçirdik ve güncelledik. Markalarımız, mevcut taahhütlerimize ek olarak, beceri ve eğitime erişim gibi konularda da lider bir rol üstleniyor.

Pek çok alanda iyi bir ilerleme kaydetmiş olmamıza rağmen, önümüzde hala bazı güçlükler var. Dünyanın pek çok yerinde giderek artan eşitsizlik ve kötüleşen işçi sağlığı ve güvenliği koşullarıyla mücadele etmemiz ve yerel insan hakları sorunlarına ve bunların temel nedenlerine eğilmemiz gerekiyor.

Etkinin doğru değerlendirilmesi çok önemli. Ancak, tedarik zincirimizdeki büyük çeşitlilik basit ölçümler yapılmasını zorlaştırıyor. Benzer şekilde, kadınları güçlendirme, ortak tanımlar bulma ve uygun ölçümler yapma çalışmalarımızda da güçlüklerle karşılaşıyoruz.

Söz konusu etkilerle ilgili içgörülerimizi paylaşmak, bir fikir birliğine varmak, standartları ve farkındalığı yükseltmek için, tüm sektör üyeleriyle çok paydaşlı ortaklıklar kurarak çalışmaya devam ediyoruz.

2020'YE KADAR

5 MILYON KADINI

GÜÇLENDİRECEĞİZ

RIN VE BRILHANTE, KADINLARIN IŞILDAMASINA YARDIMCI OLUYOR Kadınlar ve genç kızlar, gelişmekte olan ülkelerde eğitim konusunda geride kalıyorlar ve bu nedenle kadınların beceri geliştirmelerini ve eğitime erişimlerini sağlamak, onların ekonomik gelişimleri açısından büyük önem taşıyor.

Deterjan markalarımız Rin ve Brilhante, şimdiye kadar sadece giysilerin ışıldamasını sağlıyordu. Ancak artık hedeflerini giysilerin ötesine taşıdılar. ‘Herkesin ışıldama hakkı olduğu’ inancından yola çıkan bu markalar, artık kadınlara işlerinde ihtiyaç duydukları beceri ve özgüveni geliştirmelerinde yardımcı oluyor. Hindistan'da kurulan Rin Kariyer Akademisi, kadınların İngilizce konuşma, kişisel bakım becerisi ve görüşme tekniklerini geliştirmelerine destek oluyor. Brezilya'da ise kadınlar Escola Brilhante ile kendi işlerini kurmak için ihtiyaç duydukları girişimcilik becerilerini geliştiriyorlar. Bu girişimlerden yaklaşık olarak 114.000 kadın faydalanıyor.


GELECEĞİN ÇİFTÇİLİĞİ İÇİN BİRLİKTE ÇALIŞIYORUZ Bugün, dünyanın dört bir tarafındaki insanlar başka sektörlerde çalışmak için çiftçiliği bırakıyor ve artık daha az sayıda genç, kariyer olarak çiftçiliği tercih ediyor. Fakat eğer çiftçilik sektörüne yeni çiftçiler katılmazsa işimiz için gereken tarımsal ham maddeleri tedarik etmemiz çok zorlaşacak.

Sivil toplum örgütü Solidaridad ile yaptığımız 3 yıllık stratejik ortaklıkla genç çiftçilerin girişimcilik becerilerini geliştiriyor ve küçük ölçekli işletmelere destek sağlıyoruz. Çiftçilerin çabalarına destek vermek için sürdürülebilir çiftçiliği ve yeni yaklaşımları teşvik etmek üzere eğitimler veriyoruz. 2015'te, kakao sektörünü canlandırmaya ve profesyonelleştirmeye yönelik araçların geliştirilmesi ve kullanılması için Gana'da bir pilot program yürüttük.

Hep birlikte, Afrika, Latin Amerika ve Asya'da geniş tedarik zincirimizde çalışan 1 milyon kişinin yaşamlarını iyileştirmeyi hedefliyoruz. Ölçeğimizi göz önüne aldığımızda, gerçek bir değişim yaratma ve yeni nesil çiftçileri bu sektöre çekme, bu sektörde tutma ve geçim kaynaklarını artırma konusunda büyük bir potansiyelimiz olduğuna inanıyoruz.

MİKRO GİRİŞİMCİLER İÇİN YENİ İŞLERSon yıllarda ekonomik büyümede yaşanan yavaşlama, iş arayan milyonlarca kişiyi olumsuz etkiledi.

2015'te işsizlikle mücadele etmeye yardımcı olmak ve dondurma satışlarımızı genişletmek amacını taşıyan mobil satış girişimimiz olan ‘I am Wall's'u yeniden uygulamaya koyduk. Çok sevilen Wall's dondurmalarımızı satmak için geleneksel bir iş yerine ihtiyaç duymayan kişileri bu doğrultuda eğitmek üzere yatırım yapıyoruz.

Bu programla satıcılar, mobil bir şekilde dondurma satan ve kendi kendine yeten mikro girişimcilere dönüşüyor ve biz de sokakta daha çok tüketiciye ulaşabiliyoruz. Program sayesinde insanlara satış, müşteri hizmetleri ve problem çözme becerileri kazandırıyor ve iş aramaya başlayacak pek çok gence iş deneyimi sunuyoruz.

2015'te bu programımız 15 ülkede yürütüldü. Program sadece Hindistan'da %30 oranında büyüyerek, 18 milyon Avro ciro getirdi ve bu ülkedeki dondurma işimize %20 oranında katkı sağladı.

Hindistan'da 18 milyon € ciro

15ÜLKEDE

I AM WALL’S GİRİŞIMCİLERİ


DÜNYANIN DÖRT BİR YANINDAN HÜKÜMETLER, SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA VE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNE İLİŞKİN ÇIĞIR AÇAN ANLAŞMALAR İMZALADILAR. ARTIK HAREKETE GEÇME VE AKSİYON ALMA SORUMLULUĞU İŞLETMELERDE…

Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri'nin benimsenmesi ve 2015'te iklim değişikliğiyle ilgili olarak gerçekleştirilen Paris Anlaşması, yoksulluğu ortadan kaldırmak ve iklim değişikliğini önlemek yönündeki küresel hedefi açıkça ortaya koydu. Bu hedefin gerçekleştirilmesi, özel sektör, hükümetler ve sivil toplumun bir arada çalışması anlamına gelen kademeli bir değişimi gerektiriyor.

Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri, sürdürülebilir gelişme için bir yol haritası ve ortak bir vizyon sunuyor. 2030'a kadar bu hedeflere ulaşmamız için, birlikte aksiyon almalı ve yeni ortaklık modelleri geliştirmeliyiz. Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri'ne ulaşılmasında işletmelerin çok büyük bir fark yaratabileceği inancıyla hareket eden Unilever CEO’su Paul Polman ve BM eski Genel Sekreter Vekili Lord Mark Malloch-Brown birlikte, İş ve Sürdürülebilir Kalkınma Komisyonu'nu yarattılar. Bu komisyon, ticaret, iş, finans ve sivil toplumdan uluslararası liderleri bir araya getirerek, kanıta dayalı bir bakış açısıyla kalkınmanın ortak bir yönde ilerlemesinin nasıl benzersiz iş fırsatları yaratabileceğini gösteriyor.

Aralık 2015'te dünya liderleri tarafından Paris'te imzalanan İklim Anlaşması, bu iddialı küresel anlaşmayı desteklemek üzere, özel sektörde daha önce benzeri görülmemiş bir hareketlenme yarattı. Şimdi hükümetlerle ve sivil toplumla birlikte çalışarak taahhütleri eyleme geçirme zamanı…

Unilever olarak, kendi faaliyetlerimizde işimizin büyüklüğünü ve tabiatını, bu çalışmaların işimize nasıl değer katacağını dikkate alarak; iklim ve kalkınma sorunlarına en çok hangi noktalarda katkıda bulunabileceğimizi belirledik. Sürdürülebilir Yaşam Planı'mız, Sürdürülebilir Yaşamı Destekleyen Markalarımız ve kökten bir değişim yaratma gündemimiz, aslında dünyanın ‘sıfır yoksulluk ve sıfır karbon’ genel hedefine ulaşmamıza yardımcı olacak kendi geliştirdiğimiz yollar…

ANCAK BIRLIKTE MÜMKÜN

2015'TE YENİ BİR AKSİYON GÜNDEMİ


İşimiz ve dünyamız için fark yaratmayı amaçlıyoruz.

Bu doğrultuda kademeli değişikliklerden öte, ‘kökten bir değişim’ yani sistemin tamamen değiştirilmesini öngören radikal bir değişim yaratmamız gerekiyor.

Ölçeğimiz, etkimiz ve kaynaklarımızla büyük bir fark yaratabileceğimiz 3 alana odaklanıyoruz:

Orman tahribatını ortadan kaldırmak

Sürdürülebilir tarım ve küçük ölçekli çiftçiler

Su, temizlik hizmetleri ve hijyen

Her üç alanda da, hem değişim ortaklarımız hem de bu değişimden faydalanacak kişiler olarak kadınların büyük rol oynadığına inanıyoruz. Kadınların güçlendirilmesi, yoksulluğun ortadan kaldırılması ve küresel kalkınmanın hızlandırılması için çok önemli. Değer zincirimize daha yoğun bir katılım sağlayabilmeleri için fırsatlar yaratarak, kadınları güçlendiriyoruz.

Bu ölçekte bir değişim sağlamak için, kendi faaliyetlerimizin ve kendi tedarikçilerimizin ötesine geçmemiz gerekiyor. Tüm sistemde bir değişiklik yapabilmek için birlikte harekete geçmemiz kaçınılmaz. Hükümetler, sivil toplum kuruluşları ve sektörümüzdeki diğer oyuncular ile ortaklıklarımızı geliştiriyor ve görmek istediğimiz değişimi ortaya koyabilmek için yeni ortaklıklar kuruyoruz.

Bu üç soruna odaklanarak ve ortaklarımızla çalışarak, kökten bir değişim gerçekleştirebileceğimize inanıyoruz.

İklim değişikliği tehdidiyle mücadele edilmesi ve

Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinin 15’incisinin

gerçekleşmesine yardımcı olunması amacıyla

dünyadaki ticari ürün tedarik zincirlerinde orman tahribatını ortadan kaldırmak için ortaklık içinde çalışmayı amaçlıyoruz.

2015 yılı, orman tahribatının ortadan kaldırılmasına yönelik mücadelemizde önemli bir dönüm noktasıydı. Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri, orman tahribatına son verilmesiyle ilgili net hedefler ortaya koydu. Paris İklim Anlaşması da iklim değişikliğine karşı ormanların üstlendiği hayati rolü tanıdı.

Orman tahribatına neden olan başlıca dört ticari ürün, palm yağı, soya, kağıt ve selüloz ile sığır etidir. Gelir yükselişiyle birlikte artan nüfus, bunlara ilişkin talebi de artırmıştır. Odaklandığımız başlıca nokta ise bir fark yaratma gücümüzün olduğu palm yağı tedarikidir.

Orman tahribatının ortadan kaldırılmasına yönelik yaklaşımımızın üç unsuru bulunuyor. 1. Tedarik zincirimizi dönüştüreceğiz, böylece tüm satın alımlarımız tamamen izlenebilir ve sertifikalı sürdürülebilir kaynaklardan olacak. 2. Yüksek standartlar konulması ve bunlara uyum sağlanması için tüm endüstriyi teşvik edeceğiz. 3. Orman tahribatının sonlandırılması konusunda ulusal ve uluslararası politikaların yerleştirilmesi için diğer kurumlarla birlikte çalışacağız.

TEDARİK ZİNCİRİMİZİN DÖNÜŞTÜRÜLMESİ Sürdürülebilir palm yağının tedariği açısından pek çok güçlük bulunuyor. Yetiştiriciler açısından sürdürülebilir uygulamalar ve yaygın tanımlar konusunda anlaşma sağlamak, büyük ve karmaşık tedarik zincirlerinde şeffaflığı ve izlenebilirliği mümkün kılmak ve sertifikalı palm yağının yeterli ölçüde bulunabilir olması bu güçlüklerin arasında yer alıyor.

Bu konularla ilgili olarak 2016 yılının başında palm yağı tedariki politikamızı güncelledik ve şunları dahil ettik:

●● Uygulama Planı: 2016 itibarıyla %30, 2017 itibarıyla %50, 2018 itibarıyla %80 ve 2019 itibarıyla %100 sertifikalı yağın edinilmesi için, net yıllık hedeflerin bulunduğu zaman kısıtlamasına sahip, nihai hedefi sonraki yıla aktaran bir uygulama planı…

●● Şeffaflık: Yeni politikamız, tedarikçileri ve tedarikçilerin üçüncü taraflarını tedarik zincirleri konusunda şeffaf olmaları için teşvik ediyor, şikâyetlerin açıklanması ve Sorumlu Tedarik Politikamız açısından ihlallerin bildirilmesi de bu kapsamda yer alıyor.

●● 'Sıfır tolerans' ve gelişmiş doğrulama: Tedarikçilerimizden herhangi biri, katı ilkelerimize uyum göstermediği takdirde bu yeni şikayet mekanizması devreye girecek.

Dünya Kaynakları Enstitüsü (WRI), Proforest ve Daemeter ile birlikte çalışıyoruz ve WRI'nın Global Orman Gözetleme Platformu ile güçlü bir izlenebilirlik ve risk doğrulama sistemi uyguluyoruz. Tedarik ile ilgili kararların daha bilinçli şekilde alınmasını mümkün kılmak için bu dinamik, online gözetleme ve uyarı sistemi, en son uydu teknolojisini kullanıyor.

YÜKSEK STANDARTLARIN BELİRLENMESİ İyileştirmelerin geniş çapta sağlanabilmesi açısından, temel ticari ürünlere ilişkin ortak bir sürdürülebilirlik standardı üzerinde anlaşma sağlanması son derece önemli.

Sürdürülebilir Palm Yağı Yuvarlak Masası (RSPO), palm yağı için önemli ilk adımı attı, ancak uygulamada halen büyük farklılıklar mevcut. Endüstri için çıtayı daha da yükseltecek RSPO Next'in geliştirilmesini destekliyoruz.

İŞ BİRLİKLERİMİZLE ORMAN TAHRİBATINA KARŞI MÜCADELE EDİYORUZOrman tahribatına karşı mücadelede bir ivmelenme söz konusu. Tüketici Ürünleri Forumu, Tropik Orman Birliği ve Ormanlar Konusunda New York Deklarasyonu gibi iş birlikleri sayesinde, orman tahribatına karşı mücadele konusunda taahhütlerde bulunmaları için diğer şirketleri teşvik ediyoruz.

Endüstrimizdeki diğer organizasyonlarla birlikte, 2020’ye kadar temel ticari ürünlerle ilgili ‘sıfır net orman tahribatı’ hedefine erişmeye yönelik bir taahhüdümüz var. Bugün satın alınan palm yağının büyük çoğunluğu, orman tahribatına karşı verilen sürdürülebilirlik taahhütlerinin güvencesi altında bulunuyor.

2015 Aralık ayında, diğer birçok şirketle birlikte, hem üretimin artırılması hem de çevrenin ve toplulukların korunması için; tedarik tercihinde orman tahribatına karşı yeterli politikaların sağlandığı bölgeleri önceliklendireceğimize ilişkin niyetimizin sinyallerini verdik.

2016 yılında odaklanacağımız nokta ise bu yaklaşımın başarısını sergileyecek somut ortaklıklar kurmak olacak.

ORMAN TAHRIBATINI ORTADAN KALDIRMAK


SÜRDÜRÜLEBILIR TARIMIN YAYGINLASTIRILMASI

Açlığın sonlandırılması, gıda güvenliğinin sağlanması ve beslenmenin geliştirilmesine yardımcı olmak amacıyla

sürdürülebilir tarım üretimini yaygınlaştırmak için ortaklarımızla çalışıyoruz. Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri'nin ikincisi olan ‘Sıfır Açlık'a ulaşılması için bu iş birlikleri temel bir rol oynuyor. Çay, palm yağı ve sebzeler gibi ürünlerin en büyük alıcıları arasındayız ve oldukça önemli bir role sahibiz.

Dünyanın giderek artan nüfusunun beslenmesi için, tarım uygulamalarında köklü bir değişiklik yapmamız gerekiyor. Özellikle de tüm dünyada küçük ölçekli tarıma katılan 2,5 milyar insan için… Bu insanlar, gelişen pazarlarda tüketilen gıdanın %80'ini üreten, Güney Asya'dan Sahra Altı Afrika'ya kadar olan bölgedeki 500 milyon küçük çiftliğe karşılık geliyor.

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİN VE KÜÇÜK ÖLÇEKLİ ÇİFTÇİLERİN GEÇİM KAYNAKLARININ ARTIRILMASISürdürülebilir tarım konusunda en iyi uygulamaları sunarak, küçük ölçekli çiftçilerin geçim kaynaklarının iyileştirilmesini amaçlayan iş birliklerinde bulunuyoruz.

Uluslararası Tarımsal Kalkınma Fonu (IFAD) ile olan beş yıllık ortaklığımız çerçevesinde, sürdürülebilir tarım konusundaki uzmanlığımızdan faydalanacağız ve IFAD'ın küçük ölçekli çiftçiler ve kırsal girişimler konusundaki bilgisiyle çiftçileri pazarlara entegre edeceğiz. IFAD neredeyse yarısı kadın olan, kırsal kesimlerde yaşayan 78 milyon kişiye, yoksulluktan kurtulmaları için hizmet almaları konusunda yardımcı oluyor.

Unilever, Acumen ve Clinton Giustra Enterprise Partnership ortaklığı, 2015 yılında, Afrika, Güney Asya, Latin Amerika ve Karayipler'de küçük topluluklarda yaşayan 300.000 kişinin geçim kaynaklarının iyileştirilmesini amaçlayan Geçim Koşullarının İyileştirilmesi Yatırımı Girişimi'nin lansmanını gerçekleştirdi. Bu ortaklık kapsamında ekonomik büyümenin desteklenmesi için üç yıl sürecek 10 milyon dolarlık bir yatırım sağlandı. Girişim aynı zamanda küçük çiftçileri, Unilever'in global tedarik zinciriyle dağıtım ağlarına bağlayan özel girişimleri de destekliyor.

Ayrıca, 2015 yılında Oxfam ve Ford Foundation ortaklığı çerçevesinde Geçim Kaynaklarını İyileştirme Fonu'nu oluşturduk. Bu fon, tarım uygulamalarının

ve mahsul veriminin artırılması ve aynı zamanda kadınların güçlendirilmesi hedefi taşıyan yeni süreçlere yatırım yapılmasını teşvik etmek adına kredi, teminat ve hibe sağlıyor.

SOYA YETİŞTİRMEYLE İLGİLİ TARIM UYGULAMALARININ DEĞİŞTİRİLMESİ ABD'de sürdürülebilir soya üretiminin yaygınlaştırılması açısından kaydedilen ilerlemelerin sonrasında, 2015 yılında, soyamızı %100 sürdürülebilir şekilde tedarik etme taahhüdü veren ilk global gıda üreticisi olduğumuz Latin Amerika'daki iş birliklerine odaklandık. Sürdürülebilir soya konusunda standartların geliştirilmesi için, Sorumlu Soya Üretimi Yuvarlak Masası (RTRS) ve diğer kurumlarla birlikte çalışıyoruz. Ayrıca, Bayer CropScience, Santander ve Yara Fertilizers ile birlikte Produzindo Certo (Doğru Şekilde Üret) adı verilen yeni bir inisiyatifin lansmanını yaptık. Bu inisiyatif sayesinde RTRS sertifikasyonuna sahip olmaları için yetiştiriciler desteklenerek, sürdürülebilir soya üretimi artırılacak.

2015 yılında, Latin Amerika'da AdeS soya içeceklerimizi sürdürülebilir şekilde tedarik ettiğimizi müşterilerimize göstermek için, ambalajların üstünde RTRS logosunu kullanan ilk şirket olduk.

2015 İTİBARIYLA

600,000küçük ölçekli

çiftçinintarımsal iyileştirme

inisiyatiflerine erişmesini sağladık

Soya fasulyelerimizin

%100'ü sürdürülebilir şekilde tedarik ediliyor

Ham maddelerimizin

%60'isürdürülebilir şekilde tedarik ediliyor

Soya yağımızın

%43'üsürdürülebilir şekilde tedarik ediliyor


SU, TEMIZLIK HIZMETLERI VE HIJYENE ERISIM

Amacımız, güvenli içme suyuna, temizlik hizmetlerine ve hijyene (WASH) sürdürülebilir erişimi destekleyerek; insan sağlığının ve esenliğinin

artırılmasıdır. Unilever olarak, sağlık ve hijyen markaları portföyümüz ve davranış değişikliği ile global erişim konusundaki uzmanlığımız sayesinde, bu temel insan hakkının sağlanması için devletlere yardımcı olabilecek eşsiz bir konumda bulunuyoruz.

Güvenli içme suyuna, temizlik hizmetlerine ve hijyene erişimin sağlanması; beslenmenin geliştirilmesi, verimlilik, cinsiyet eşitliği ve yoksullukla mücadele de dahil olmak üzere, tüm diğer gelişim önceliklerindeki ilerlemenin temelini oluşturuyor.

2010 yılından itibaren Lifebuoy'un el yıkama programları 337 milyon kişiye ulaştı, Pureit ise arıtma cihazları sayesinde 2005 yılından itibaren 78 milyar litrelik güvenli içme suyu sağladı. Domestos markamız da temiz ve güvenli tuvalete erişim sağlanmasına yardımcı olmak için hükümetler ve ortaklarla birlikte çalışıyor.

Yine de biliyoruz ki, bu kadarı yeterli değil! Güvenli içme suyuna, temizlik hizmetlerine ve hijyene erişim güçlüğünün üstesinden gelmek için sağlam politikalar, yenilikçi çözümler ve sivil toplumun katılımı gerekli olacak. Gerekli kökten değişimi politika ve uygulama düzeyinde sağlamaya yardımcı olabilmek için etkimizi, Ar-Ge uzmanlığımızı ve aktif desteğimizi geliştirmeye çalışıyoruz.

BAŞARI İÇİN BİR YOL HARİTASI ÇİZMEK BM'nin Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri'ne ilişkin Eylül 2015'te yapılan zirveden önce Unilever olarak sabunla el yıkama ölçümleri dahil olmak üzere, genel su hedefini (SKH 6) desteklemek için çeşitli örgütlerle birlikte çalıştık. Bugün de SKH 6'nın uygulanmasında ülkeleri desteklemek istiyoruz.

ÖZEL SEKTÖRÜ DAHA FAZLA HAREKETE GEÇİRMEK SKH 6 hedefine ulaşılmasında özel sektörün oynayabileceği hayati rol bakımından, iş yerlerinde, çalışanların yaşadıkları topluluklarda ve tüm tedarik zincirlerinde işletmeleri daha fazla harekete geçirmeyi hedefleyen WASH4Work koalisyonunun kurulmasına yardımcı olduk.

PAZAR BAZINDA ÇÖZÜMLER GELİŞTİRMEKEkonomik güçlenme ve sürdürülebilir iş büyümesi için fırsat sağlayacak pazar bazında çözümler geliştirmenin yollarını da arıyoruz. Örneğin; elde bulaşık yıkama deterjanımız Sunlight, Oxfam ve Technoserve ortaklığıyla Nijerya'da Su Merkezleri oluşturdu. Bu merkezler, su kıtlığının bulunduğu bölgelerde temiz suya daha fazla erişim sağlıyor, suyun toplanması için harcanan zamanı azaltmaya yardımcı oluyor ve kirli suyun kullanılmasının önüne geçiyor. Merkezlerin işletilmesi için yerel topluluklardaki kadınlara eğitim sağlıyor, böylece gelir elde etmeleri için becerilerle donatıyor ve fırsat sunuyoruz. İlk iki Sunlight Su Merkezimizin başarısının ardından, 2015 yılında Nijerya'da beş merkez daha açtık.

WASH'UN (GÜVENLİ İÇME SUYUNA, TEMİZLİK HİZMETLERİNE VE HİJYENE ERİŞİM) SAĞLANMASI İÇİN YENİ İŞ MODELLERİ 2015 yılında İngiltere Uluslararası Kalkınma Bakanlığı ve Clinton Giustra Enterprise Partnership ortaklığıyla TRANSFORM'un lansmanını gerçekleştirdik. Bu ortaklık sayesinde düşük gelirli ailelere hizmet edecek ve davranış değişikliği araştırmalarına fon sağlayacak iş modelleri tanımlanacak ve geliştirilecek. Ortaklığın hedefinde, 2025 yılına kadar 100 milyon insanın ürünlere ve hizmetlere erişmeleri için yardımcı olmak, ayrıca sağlık, geçim kaynakları, çevre veya esenlikle ilgili konularda iyileştirme sağladığı gösterilmiş davranışları benimsemeleri için yardımcı olmak bulunuyor.

SİVİL TOPLUMUN KATILIMINI SAĞLAMAK Farkındalık yaratmak ve hükümetleriyle ilişki kurmaları için vatandaşlara araçlar ve bilgiler sağlamak, WASH programının hayata geçme zorluğunun üstesinden gelinmesi açısından çok önemli olacak.

Hindistan'da, iyi hijyen alışkanlıklarının desteklenmesi için davranış değişikliği programı temeline dayanan bir kitle iletişim kampanyası olan Swachh Bharat programıyla ilgili olarak Swachh Aadat'ın lansmanını gerçekleştirdik. Lifebuoy, Domes (Domestos) ve Pureit'i bir araya getiren program, 2019 yılına kadar Hindistan'daki herkes için temizlik hizmetlerinin iyileştirilmesi misyonuna sahip Hindistan hükümetinin Swachh Bharat (Temiz Hindistan) programını destekliyor.

7Sunlight Merkezi temiz suya erişim ve iş sağlıyor

LIFEBUOY'UN EL YIKAMA PROGRAMI İLE

337 milyon

KİŞİYE ULAŞTIK

2015 itibarıyla Pureit

78 milyar litrelik güvenli içme suyu sağladı


340 BİNÇOCUĞA

HİJYENEĞİTİMLERİYLE

ULAŞTIK

UNILEVER SÜRDÜRÜLEBILIR YASAM PLANITÜRKIYE 2015

DOMESTOS İLE SAĞLIKLI NESİLLER İÇİN HİJYEN FARKINDALIĞINI ARTIRIYORUZSağlıklı nesillerin yetişmesine katkıda bulunmayı amaçlayan Domestos markamız, hijyen eğitimleri vererek çocuklarda ve dolayısıyla toplumda hijyen bilincini artırmayı hedefliyor. 2011 yılından bu yana Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV) iş birliğiyle sürdürdüğümüz ‘Eğlen, Öğren, Hijyen’ projesiyle 2015 yılı sonuna kadar Türkiye’nin dört bir yanındaki 340 bin çocuğa hijyen eğitimleriyle ulaştık. 2016 yılı sonuna kadar hedefimiz 89.500 çocuğa ulaşmak. Bu proje sırasında veliler ve okul yönetimlerinden gelen talepleri dikkate alan Domestos markamınızın 12 ilde 25-55 yaş arası annelerle yaptırdığı “Okul Tuvaleti Temizliği” araştırmasına göre; annelerin %68’i okul tuvaletlerinde hijyen koşullarının sağlanmasına önem veriyor.

Bu araştırma 5 yılı aşkın süredir, hijyen ve çocukların sağlıklı şartlarda okuması konusunda birçok adım atan Domestos markamızın çalışmalarını destekliyor. İl Milli Eğitim Müdürlükleri'nin talepleri ve destekleri ile okul tuvaletlerine hijyen kazandırılması konusunda çalışmalarını sürdürmeyi hedefleyen Domestos markamız; 2016 yılı sonuna kadar 10.000 okula ulaşmayı ve gelecek 3 yıl içerisinde ise Türkiye’nin dört bir yanındaki on binlerce devlet ilkokuluna ve ortaokuluna 600 ton Domestos bağışlamayı hedefliyor.

SIGNAL İLE OKULLARDA AĞIZ SAĞLIĞINI GELİŞTİRİYORUZÇocuklarda ve ebeveynlerde düzenli diş fırçalama alışkanlığı kazandırmayı hedefleyen Signal markamız, 2011 yılından itibaren “Ağız Sağlığını Geliştiren Okullar” projesini gerçekleştiriyor. Türk Diş Hekimleri Birliği (TDB) iş birliği ile gerçekleştirilen proje kapsamında, TDB’ye bağlı gönüllü diş hekimleri yardımıyla çocukların ağız ve diş taramalarını gerçekleştiriyor, ürün kitleri ve eğitim broşürleri desteğiyle doğru ağız bakımı eğitimleri veriyoruz. Sadece çocuklara değil aynı zamanda sınıf öğretmenlerine de ağız ve diş sağlığının korunmasına yönelik eğitimler vererek bu eğitimlerin sürdürülebilir olmasını hedefliyoruz. Proje kapsamında ulaşılan çocukların %75’ine dişlerini günde iki defa fırçalama alışkanlığı kazandırma hedefimizle 2015 yılında 21.550 çocuğa ve son 5 yılda toplamda 35.000 çocuğa ulaştık. 2016 yılında ise proje kapsamını genişleterek binlerce çocuğa ulaşmayı hedefliyoruz.

DOVE ÖZGÜVEN PROJESİ Dove markamız, 2014 yılında başlattığı “Dove Özgüven Projesi” ile gençlerin daha özgüvenli ve kendileriyle barışık bireyler olmalarını sağlayacak bilgi ve yönlendirmeler içeren eğitimler vermeyi hedefliyor. 2014 yılında Dove Day ile başlattığımız proje, 2015 yılında Sabancı Üniversitesi iş birliği ile Sabancı Üniversitesi öğrencilerinin Diler Demir Ortaokulu ve Gebze Farabi İlk ve Ortaokulunda 5, 6 ve 7. sınıf öğrencilerine yıl boyunca verdiği “kendine güven eğitimleri” ile devam etti. Proje kapsamında verdiğimiz eğitimlerle bugüne kadar toplam 680 gencin hayatına dokunduk. Gençlerin kişisel potansiyellerini geliştirmelerine yardımcı olmak amacıyla hız kattığımız projemiz ile 2016 sonu itibarıyla 2000 gence ulaşmayı hedefliyoruz.

KENDİNE GÜVEN EĞİTİMLERİ İLE

680 GENCİN

HAYATINA DOKUNDUK

2015 YILINDA

21.550 ÇOCUĞA ULAŞTIK


OMO İLE ÇOCUKLARI GELECEĞE HAZIRLIYORUZ OMO markamız, 10 yılı aşkın süredir dünya çapında ‘Kirlenmek Güzeldir’ felsefesi ekseninde yürüttüğü çalışmalarla, çocuk gelişimi ve modern ebeveynlik konularında anne-babalara ilham veriyor. ‘Çocukları Geleceğe Hazırlamak’ projesi kapsamında, AdHoc Türkiye iş birliğiyle düzenlediğimiz araştırma ile ebeveynlerin çocuklarının geleceğine ilişkin görüşlerini ortaya çıkarmayı hedefledik. Araştırmaya katılan annelerin %69’u “çocuğumu bugünden daha zor bir gelecek bekliyor” derken, sadece %31’i çocuklarını geleceğe hazırlamak konusunda kendilerini ve imkânlarını yeterli görüyor. Bu proje ile çocukları için gelecek kaygısı taşıyan ebeveynlere, oluşturduğumuz uzman bir çalışma grubu aracılığıyla rehberlik etmeyi hedefledik ve bunu yaparken iletişim çalışmalarımızda “deneyimleyerek ve yaparak öğrenmenin” önemini vurguluyoruz.

Omo çocuk gelişimi konusundaki çalışmalarına daha kapsamlı şekilde devam etmeyi ve Türkiye’de binlerce çocuğa “deneyimleyerek ve yaparak öğrenmenin” kapılarını açacak bir projeyi hayata geçirmeyi planlıyor.

ATIK VE AMBALAJLAMA 2015 yılı boyunca, geliştirilmiş ambalajlama çözümlerini uygulayarak, kullandığımız ambalaj miktarını Gıda ve Ev Dışı Gıdada 66,38 ton, Dondurmada 63 ton, İçeceklerde 166 ton ve Ev Bakım ürünlerinde ise 252 ton azalltık.

KARBON SALIMINI SAHADA DA AZALTIYORUZSaha satış araçlarımızın oluşturduğu yıllık 10.500 ton karbon salımını bertaraf etmek amacıyla, 2015 yılında Aksa Enerji’den karbon kredisi almaya başladık ve aynı zamanda 10 bin ağaç dikimi gerçekleştirdik.

FABRİKALARIMIZDA “ÇÖPLÜĞE SIFIR TEHLİKESİZ KATI ATIK” Türkiye’deki tüm fabrikalarımız 2013 yılından bu yana ‘çöplüğe sıfır tehlikesiz katı atık’ statüsünde üretim yapıyor. 2015 itibarıyla fabrikaların yanı sıra depolar, dağıtım merkezleri ve ofisler de ‘çöplüğe sıfır tehlikesiz katı atık” statüsünü elde etti. Konya’da 2016 yılı içinde faaliyete geçmesi planlanan Ev ve Kişisel Bakım ürünleri fabrikamız da ‘çöplüğe sıfır tehlikesiz katı atık’ statüsüne sahip olacak şekilde tasarlandı.

2015 yılında Çevko vakfı tarafından Atık Yönetim Sistemleri ve Uygulamaları kategorisinde, “Yeşil Nokta Sanayi Ödülü” sahibi olduk.

TÜM DEĞER ZİNCİRİNDE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİKUnilever olarak tüm değer zincirimizde gerçekleştirdiğimiz sürdürülebilirlik çalışmaları ile bu yıl yine çok sayıda kilometre taşını tamamlayarak birçok alanda ödül sahibi olduk.

Sürdürülebilirlik Akademisi’nin düzenlemiş olduğu Sürdürülebilir İş Ödülleri'nde Unilever olarak tüm tedarik zincirini kapsayan sürdürülebilir iş modeli uygulamaları ile “En İyi Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Yönetimi” ödülünün sahibi olduk.

Algida Çorlu Fabrika’mız “World Class Manufacturing Programı” kapsamında Unilever bünyesindeki ilk World Class fabrika olma yolundaki Bronz Madalya sahibi oldu. Unilever Türkiye Fabrikaları

Çöplüğe Giden Atık Miktarı


LIPTON SÜRDÜRÜLEBİLİR ÇAY TARIMI PROJESİ Türkiye’deki Lipton Sürdürülebilir Çay Tarımı Projesi kapsamında, çay çiftçileriyle el ele veriyor, çayın geleceğini koruma altına almak için çevresel, ekonomik ve sosyal alanda birçok projeye imza atıyoruz. 2015 sonu itibarıyla toplamda 18.000’i aşkın çiftçiye doğrudan eğitim verirken, 6.000 çiftçiye de tedarikçilerimiz aracılığı ile eğitim verilmesini sağladık. Böylece toplamda 24.000 küçük ölçekli çiftçiye ulaştık. Çiftçilerin ergonomik çalışma koşullarını iyileştirmek amacıyla endüstriyel tasarımcı Can Yalman ile ergonomik bir makas tasarladık. 2014 yılında Tübitak iş birliği ile başladığımız ve Türkiye’nin en verimli fidelerini araştırdığımız “Çayda Seleksiyon” projemize 2015 yılında da devam ettik. Son olarak Fırtına Vadisi’ndeki biyolojik kirliliği engellemek adına Dikkaya Köyü’nde bölgenin ilk biyolojik arıtma yapan su arıtma tesisini kurduk ve pilot tesis olarak bölgeye kazandırdık.

Sürdürülebilir Çay Tarımı Projesi ile 2015 yılında tüm poşet çaylarımızı %100

KNORR SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK ORTAKLIĞIToprağın sunduklarını gelecek nesillere taşımak amacıyla Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF) iş birliğiyle geliştirdiğimiz ‘Knorr Sürdürülebilirlik Ortaklığı Programı’, tedarikçilerimizi ve çiftçilerimizi, sürdürülebilir tarım uygulamalarını geliştirme ve sürdürülebilir yöntemleri kullanma konusunda destekliyor. Program kapsamında, 2015 yılı sonu itibarıyla, ürünlerimizde kullandığımız 66 çeşit sebze ve baharatın %92’sini sürdürülebilir kaynaklardan elde ediyoruz. Yerel olarak tedarik ettiğimiz sebze ve baharatlarımızın %100’ünü sürdürülebilir kaynaklardan sağlıyoruz. Hedefimiz, 2020 yılına kadar tedarik ettiğimiz sebze ve baharatların %100’ünü sürdürülebilir kaynaklardan temin etmek.

Knorr markamızın Kızılay ile birlikte 2015 yılında ülke çapında başlattığı kampanya ile satılan her bir çorba paketi için, ihtiyaç sahiplerine bir kâse çorba bağışı yaparak tüketicilerimizin de bu kampanyaya katılmasını sağladık. Kampanya kapsamında ihtiyacı olan kişilere 1,5 milyon

sürdürülebilir kaynaklardan üretmeye başladık. Böylece, 2018 itibarıyla üçüncü taraflarca tedarik edilenler de dahil olmak üzere bütün çaylarımızın Yağmur Ormanları Birliği (Rainforest Alliance-RA) sertifikalı olma hedefimize doğru emin adımlarla ilerliyoruz.

2015 yılında Doğu Karadeniz’de hayata geçirdiğimiz projelerin yanı sıra kamuoyunda da sürdürülebilir çay tarımının önemi hakkında ortak bir bilinç yaratmak amacıyla 'Eksik Olma' www.eksikolma.org isimli platformumuzu hayata geçirdik. Bu platform ile Türk çayının, dünyada sürdürülebilir çay tarımı ile üretilen ülkeler arasında üst sıralarda yer alması için ortak bir motivasyon oluşturmayı hedefledik. Platformumuzun çağrısına sanatçı Sezen Aksu, çay sevgisi için yazdığı Eksik Olma şarkısı ile destek verirken; 1.414.722 kişi çayın sürdürülebilirliği için imza atarak hareketimize destek verdi.

Lipton markamız ile 2016 yılında da toplumda sürdürülebilir çay tarımıyla ilgili farkındalık yaratacak projelere devam etmeyi planlıyoruz.

kâseden fazla çorba bağışı ile ulaştık. Daha da önemlisi, Knorr markamız bu kampanyayla Türkiye’de yardımlaşma ruhunu bir kez daha uyandırmış oldu. Bu işbirliği kampsamında 2016 yılında da ihtiyaç sahiplerinin içini ısıtmaya devam ederek; tüketicilerimizin alacağı her yöresel çorbanın bir kasesini Kızılay ile paylaşarak, 1,5 milyon kase çorba ile ihtiyaç sahiplerine ulaşmayı hedefliyoruz.

ÇAY TARIMIPROJESİ İLE

2015 YILINDA TÜM POŞET ÇAYLARIMIZ

%100SÜRDÜRÜLEBİLİR KAYNAKLARDAN

TEDARİK EDİLİYOR

YEREL OLARAKTEDARİK ETTİĞİMİZ

SEBZE VE BAHARATLARIMIZIN

%100'ÜSÜRDÜRÜLEBİLİR KAYNAKLARDAN

TEDARİK EDİLİYOR


YEŞİL SATIŞ NOKTASIWWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) işbirliğiyle 2013 yılında başlattığımız Yeşil Satış Noktası Projesi ile satış ve dağıtım noktalarını birer ‘Yeşil Satış Noktası’na dönüştürüyoruz. Proje kapsamında satış ve dağıtım noktalarımızın karbon ayak izini azaltmayı ve alışverişçileri bu noktalar üzerinden sürdürülebilirlik konusunda bilinçlendirmeyi hedefliyoruz. Dünyada bir ilki gerçekleştirdiğimiz bu proje kapsamında, 2015 yılı itibarıyla 100 nokta ‘Yeşil Satış Noktası’ sertifikasına sahip oldu.

KADINI GÜÇLENDİRME PRENSİPLERİNİ İMZALADIK Güçlü ve sağlıklı bir toplum yaratmak için, kadın ve erkek arasında cinsiyet eşitliğinin sağlanmasının kritik bir öneme sahip olduğu inancıyla ‘Çeşitlilik ve Katılım’ konusunda global ajandamıza paralel çalışmalar yürütüyoruz. Bu kapsamda global olarak imzacısı olduğumuz Kadının

Güçlenmesi Prensipler'ini (WEPS) 2015 yılında Unilever Türkiye olarak imzalayarak, iş yerinde kadının güçlenmesine yönelik çalışmalar yapacağımızı taahhüt ettik. İmza attığımız bu prensipler; cinsiyet eşitliği hedefleri oluşturmak, yönetimde %30 ve üzerinde kadın katılımı sağlamak, sözlü veya psikolojik tacize sıfır tolerans konusunda politika oluşturmak gibi pek çok önemli taahhüdü içeriyor. Kadının Güçlenmesi Prensipleri aracılığıyla şirket içi izleme faaliyetleri gerçekleştirmeye devam ediyoruz.

HEFORSHE CİNSİYET EŞİTLİĞİ İÇİN DAYANIŞMA HAREKETİNİ DESTEKLİYORUZUnilever olarak aynı zamanda, Birleşmiş Milletler Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Kadının Güçlenmesi Birimi'nin erkeklerin de cinsiyet eşitliği için mücadele etmesini amaçlayan #HeForShe kampanyasının Türkiye Etki Şampiyonları'ndan biri olarak desteğimizi her platformda sürdürmeye devam ediyoruz. Erkeklerin de kadınlarla birlikte kadın hakları ve cinsiyet eşitliği için çalışmalarının, daha güçlü bir toplum yaratmak adına temel unsurların başında geldiği inancıyla, yönetici kadromuz da dahil olmak üzere Türkiye’de 500’ü aşkın çalışanımız ile HeForShe kampanyasına

katılım gösterdik. Bunun yanı sıra kampanyanın üniversiteler ve özel sektör paydaşlarımızın buluştuğu platformlarda yaygınlaşması için yürüttüğümüz iletişim çalışmaları ile yüzlerce iş insanı ve öğrencinin HeForShe dayanışma hareketine katılımını sağladık.


SAgLIK VE HiJYEN 2020'ye kadar, 1 milyardan fazla insanın sağlık ve esenliklerini artırmalarına yardımcı olacağız. Bu da ishal gibi yaşamı tehdit eden hastalıkların görülmesini azaltacaktır.

2015'te

482m†

kişiye ulaştık.

BESLENME Ürünlerimizin besleyici değerlerini ve lezzetlerini iyileştirmek için sürekli olarak çalışacağız. Ürünlerimizin büyük kısmı şimdiden ulusal beslenme tavsiyeleri bazındaki kalite testi standartlarına uygun veya bu standartların üzerindedir. 2020 yılına kadar, uluslararası beslenme kılavuzları bazında en yüksek beslenme standartlarına uygun ürünlerimizin oranını iki katına çıkaracağız. Böylece milyonlarca insanın daha sağlıklı beslenmesine yardımcı olacağız.

2015’de portföyümüzün hacim olarak

%34'ü†

en yüksek beslenme standartlarını karşıladı.

Sera gazlari Ürünlerimizin yaşam döngüsü:2030 yılına kadar, ürünlerimizin yaşam döngülerinin tamamında sera gazı etkisini yarı yarıya azaltmak.

Tüketici kullanımı başına sera gazı etkimiz 2010’dan bu yana yaklaşık

%6†

oranında arttı.*

Üretim sürecimiz:2020 yılına kadar, fabrikalarımızın CO2 emisyonları, üretim hacminin artmasına karşın 2008 seviyesinde ya da daha düşük olacak.

2008’den bu yana üretim tonu başına enerji tüketiminden kaynaklı CO2 emisyonunda

%39† düşüş.

Su Ürünlerimizin kullanımı:2020† yılına kadar, ürünlerimizin kullanımından kaynaklı su miktarını yarı yarıya azaltmak.

Tüketici kullanımı başına su tüketimi etkimiz 2010’dan bu yana

%1†

oranında azaldı*

Üretim sürecimiz:2020 yılına kadar, küresel fabrika ağımızdaki su tüketimi, üretim hacminin önemli ölçüde artmasına karşın 2008 seviyesinde veya daha düşük olacak

2008’den bu yana üretim tonu başına tüketilen su miktarında

%37† azalma.

El yıkama ile ishal ve solunum yolu hastalıklarını azaltmak †

Güvenli içme suyu sağlamak †

Temizlik hizmetlerine erişimi arttırmak

Ağız sağlığını geliştirmek

Özgüveni artırmak

Tuz seviyesini düşürmek

Doymuş yağ: 92 Doymuş yağları azaltmak 92 Temel yağ asitlerini artırmak Daha fazla sayıda üründe doymuş

yağ miktarını azaltmak

Trans yağı çıkarmak

Şekeri azaltmak

Kalorileri azaltmak: Çocuk dondurmalarında Daha fazla dondurma ürününde

86 Sağlıklı beslenme konusunda bilgi sağlamak

Üretimde karbon pozitif olmak: Sadece yenilenebilir enerji kullanmak Yenilenebilir elektrik kaynaklarını kullanmak Enerji karışımından kömürü çıkarmak Fazla enerjiyi toplumla paylaşmak Yeni fabrikalar

Çamaşır yıkamadan kaynaklanan sera gazı salımlarını azaltmak: Reformülasyon

Nakliyeden kaynaklanan sera gazı emisyonlarını azaltmak

Soğutmadan kaynaklanan sera gazı salımlarını azaltmak

Ofislerimizde enerji tüketimini azaltmak

Çalışanların seyahatlerini azaltmak

Üretim sürecindeki su kullanımını azaltmak: Yeni fabrikalar

Çamaşır yıkama sürecindeki su kullanımını azaltmak: Daha az su gerektiren ürünler

Tarımda su kullanımını azaltmak

SAgLIK VE ESENLigi GELisTiRMEK

1 MiLYARDAN FAZLA iNSAN iÇiN

ÇEVRESEL ETKiMiZi YARI YARIYA AZALTMAK

2020’ye kadar, bir milyardan fazla insanın sağlık ve esenliklerini artırmak için harekete geçmelerine yardımcı olacağız.

482 milyon insanın sağlık ve esenliklerini artırmak için harekete geçmesine yardımcı olduk.

2030’a kadar, hedefimiz işimizi büyütürken, ürünlerimizin üretimi ve kullanımından kaynaklanan çevresel ayak izimizi yarıya indirmek. *

Unilever Sürdürülebilir Yaşam Planı ile bir taraftan pozitif sosyal etkimizi artırırken, diğer taraftan büyüme sürecimizi çevresel ayak izimizden ayırmayı hedefliyoruz.

Planımız, değer zincirimiz boyunca toplumsal, çevresel ve ekonomik performansımızı genişletmeyi hedefleyen dokuz taahhüt tarafından desteklenen ve ulaşılacak üç büyük hedefe sahiptir. En büyük değişimi yaratabileceğimiz alanlara odaklanmak için ortaklarla iş birliği yapmaya devam edeceğiz.

2015-2016'da stratejilerimizi gözden geçirdik ve sonuç olarak, 2020'den 2030'a kadar çevresel etkimizin yarıya indirilmesi konusundaki büyük hedefimizin genişletilmesi de dahil olmak üzere Planımızda birtakım değişiklikler yaptık (bkz. sayfa 12). www.unilever.com/sustainable-living adresindeki 2015 Sürdürülebilir Yaşam Raporumuzda ilerlememize dair daha fazla detay bulabilirsiniz.

UNILEVER SÜRDÜRÜLEBILIR YASAM PLANI'NIN ILERLEMESI


Üretim atıklarının azaltılması: Katı atık alanlarına sıfır tehlikesiz atık Yeni fabrikalar

Ambalajları azaltmak

Ambalajları geri dönüştürmek: Geri dönüşüm ve geri kazanım oranlarını

artırmak Geri dönüştürülmüş içeriği artırmak 66 Tek kullanımlık numune ambalaj

atıklarını azaltmak

99 PVC’yi ortadan kaldırmak

Ofis atıklarını azaltmak: Azaltmak, yeniden kullanmak, geri

dönüştürmek Kağıt tüketimini azaltmak 73 Kağıdı süreçlerden kaldırmak

Anahtar:

Başarılı

Plana göre ilerliyor

Hedeflenen tarihe kadar %... başarılı

% Hedef tutmadı

† PwC tarafından bağımsız olarak denetlenmektedir.Ayrıntılar ve hazırlık ile ilgili bilgi için: www.unilever.com* Çevresel hedeflerimiz “tüketici kullanımı

başına” şeklinde ifade edilmiştir. Bu, bir ürünün tek kullanımlık miktarı veya bir porsiyonuyla ilişkilendirilen atık anlamındadır.

+ Dünya nüfusunun yaklaşık yarısını temsil eden ve su kıtlığı çeken 7 ülkede.

isyerinde Adalet 2020 yılı itibarıyla, operasyonlarımızda ve tüm tedarik zincirimizde insan haklarını daha fazla destekleyeceğiz.

Malzemelerimizin

%54'ünüSorumlu Tedarik Politikamızın zorunlu koşullarına uyan tedarikçilerden aldık; ilk İnsan Hakları Raporumuzu yayınladık.

Kadinlar için Firsatlar 2020'ye kadar 5 milyon kadını güçlendireceğiz.

800,000kadının becerilerini geliştirmesi için çeşitli girişimlere erişmesini sağladık.

Katilimci is modelleri 2020’ye kadar, 5.5 milyon kişinin yaşamları üzerinde pozitif bir etki yaratacağız.

2.4 milyon küçük ölçekli çiftçi ve küçük ölçekli perakendeciye, tarımsal uygulamaları veya satışları artırmaya yönelik girişimlere erişme olanağı sağladık.

BM Ticaret ve İnsan Hakları Kılavuz İlkelerini Uygulamak

Sorumlu Kaynak Kullanımı İlkesi'nde belirtildiği şekilde, istihdam harcamalarımızın %100'ünü temel insan haklarını desteklemeyi taahhüt eden tedarikçilerden temin etmek

Adil maaş sistemi için bir çerçeve oluşturmak

Çalışan sağlığını, beslenmesini ve esenliğini artırmak

İşyeri yaralanmalarını ve kazalarını azaltmak†

Yönetim üzerine odaklanarak, cinsiyet açısından dengeli bir organizasyon inşa etmek

Faaliyet gösterdiğimiz toplumlardaki kadınlar için güvenliği teşvik etmek

Eğitim ve becerilere erişimi artırmak

Değer zincirimiz boyunca sunduğumuz fırsatları genişletmek

Küçük ölçekli çiftçilerin geçim koşullarını iyileştirmek

Küçük ölçekli perakendecilerin gelir kaynaklarını geliştirmek

Genç girişimcilerin değer zincirimize katılımını artırmak

Atik Ürünlerimiz:2020 itibarıyla, ürünlerimizin imhasından kaynaklanan atık miktarını yarı yarıya azaltmak.

Tüketici kullanımı başına atık etkimiz 2010’dan bu yan

%29†

oranında azaldı*

Üretim sürecimiz:2020 yılına kadar, imha edilmek üzere atılan toplam atıkların miktarı, üretim hacminin artmasına karşın 2008 seviyesinde ya da daha düşük olacak.

2008’den bu yana üretim tonu başına toplam atık miktarında

%97† azalma.

Sürdürülebilir tedarik 2020’ye kadar, tarımsal hammaddelerimizin %100’ünü sürdürülebilir şekilde tedarik ediyor olacağız:

2015’ün sonuna kadar tarımsal ham maddelerimizin

%60'isürdürülebilir olarak tedarik edildi.

Palm yağı: Sürdürülebilir İzlenebilir

Kağıt ve karton

Soya fasulyeleri ve soya yağı

Çay

67 Meyve †

92 Sebze †

Kakao

Şeker †

Ayçiçek yağı

Kanola yağı

Süt ürünleri

77 Adil Ticaret Ben&Jerry’s

Serbest besi yumurtası

Ofis malzemelerinin sürdürülebilir tedarikini artırmak

2010’dan bu yana sera gazı etkimiz arttı ve tüketici kullanımından kaynaklı su ve atık etkimiz azaldı.

2020 yılına kadar, bir yandan işimizi büyütürken, diğer yandan da milyonlarca kişinin geçim koşullarını iyileştireceğiz.

Geçim Kaynaklarını İyileştirme taahhütlerimizde büyük yol kat ettik.

GEÇiM kAYNAKLARINI iYiLEsTiRMEK


UNILEVER SANAYİ VETİCARET TÜRK A.Ş.Saray Mah.Dr. Adnan Büyükdeniz CaddesiNo:13 34768 Ümraniye/istanbulTel: 0216 633 90 00

Bu raporla işiniz bittyse ve daha fazla tutmak istemiyorsanız, lütfen başka bir okuyucuya iletin veya kağıt geri dönüşüm kutunuza atın.Teşekkürler.

Toplumsal, ekonomik ve çevresel performansımız hakkında daha fazla bilgi için lütfen web sitemizi ziyaret ediniz.www.unilever.com/sustainable-living

Sürdürülebilir iş yapmanın mümkün olduğunu ve sürdürülebilirliği ürünleriyle sunan markaların tüketiciler için daha çekici olduğunu fark ettik.

Kökten bir değişim yaratmak için ölçeğimizi, etkimizi ve kaynaklarımızı geliştirirsek, dünyanın en önemli toplumsal, çevresel ve ekonomik sorunlarına çözüm olarak daha büyük bir fark yaratabileceğimizin bilincindeyiz.

Unilever Sürdürülebilir Yaşam Planı çalışmalarımıza ilham veriyor.

Vizyonumuzu tek başımıza gerçekleştiremeyiz. Görüş ve yorumlarınıza açığız.

tÜrkİye İlerleme raporu 2015...unilever olarak basit ve net bir amacımız var: sürdürülebilir...

Documents