trafik adabı genel anlamda; trafikte olan tüm bireylerin ve · hoşgörülü davranmak,...
TRANSCRIPT
Trafik adabı genel anlamda; trafikte olan tüm bireylerin ve
kullanılan bireysel araçların ve kamu mallarının yararına
olacak ve kimseyi tehlikeye atmayacak şekilde
davranışlarımızı düzenlemektir.
İnsanların, hayvanların ve araçların karayolları
üzerindeki hal ve hareketleridir. Trafik sadece
içerisinde akışın yönlendirildiği bir yollar sistemi
değil, aynı zamanda toplumun bireylerinin bir
başka biçimde etkileşim de bulunmasıdır.
Adap; yol, yordam,
töre, usul, davranış
kuralları, terbiye
anlamlarına
gelmektedir. Edep
kelimesinin
çoğuludur. Etik
kurallara, terbiyeli
olmanın gereklerine
uyan davranış şeklidir.
1.Trafikte bayan sürücüleri
sıkıştırmaya yönelik hareketler
yapmamak.
2- Trafikte motorsiklet kullanan
sürücülere dikkat etmek, onları
sıkıştırmamak.
3- Gereksiz yere korna kullanmamak.
4- Gereksiz yere uzun farları
çalıştırmamak.
5- Trafikte makas atmamak.
6- Yol kenarındaki su birikintilerine hızlı
girip yayaları ıslatmamak.
7- Arabadan dışarı çöp ve benzeri bir
şeyler atmamak.
8- Arabada çevreyi rahatsız edecek
şekilde yüksek sesle müzik dinlememek.
9- Özellikle yaya geçitlerinde yayalara
öncelik tanımak.
10- Okul, hastane, cami gibi yayaların,
çocuk ve yaşlıların çok olduğu yerlerden
yavaş ve dikkatli geçmek.
11- Toplu taşıma araçlarında hamile,
çocuklu, yaşlı ve engellilere yer vermek.
12- Toplu taşıma araçlarında başkalarını
engelleyecek şekilde kapı önlerinde
beklememek.
13- Yoldan geçen araçlara kar topu, taş
ve benzeri şeyler atmamak.
Adab-ı muaşereti görgü kuralları olarak
ifade edebiliriz. Bu noktada trafik adabını,
trafikte adab-ı muaşeret olarak görebiliriz
Adab-ı muaşeret, sosyal münasebetlerde ahlak ve
edep kuralları, toplumsal bir varlık olan insanların
birbirlerine karşı göstermeleri gereken medeni ve
etik davranış şekilleri anlamında
kullanılmaktadır.
İnsanların birbirini anlaması sevmesi ve aynı duyguları
paylaşmasıdır. Konuşması hareketleri karşıdakine olan
tavrı tutumu o insana bir saygı olup olmadığını kanıtlar.
Saygı karsındaki insanın
varlığını kabullenmek ve
onun düşüncelerini kabul
etmese bile onun
düşüncelerinin
dinlenmeye değer
olduğunu ona
hissettirmektir.
Saygıyı kazanmanın 6 temel yolu ; İyi bir örnek
olun, Egonuzdan sıyrılın, İstikrarlı bir karaktere
sahip olun, Karışık olan konuları basite
indirgeyin, Güvenilir olun, Konuşmalarınızı
saygı çerçevesinde yapın. Saygınızı eksik
etmeyin.
Nezaket ilişkilerde
ince, zarif ve ölçülü
olmaktır. Yaşamı
kolaylaştırmak ve
ilişkileri düzenlemek
açısından nezaketli
olmak önemlidir.
Nezaket kurallarına
uymak, kibar olmak
belirsizliği azaltır ve
istikrar sağlar
Nezaket kurallarından bir kaçını özetleyecek olursak ;
Arkanızdan gelen biri varsa kapıyı tutun ve bekleyin,
yüzüne bırakmayın.
Sizin için kapıyı tutan birine teşekkür edin, görevi farz
etmeyin.
Tanımasanız da asansörde, sosyal alanda yakın
mesafede selam verin ve size verilen selamı alın.
Dinleyin, dinliyor-MUŞ gibi yapmayın.
İnsanların sözünü kesmeyin, zaruriyetten olursa
„‟kusura bakmayın‟‟ diyerek lafa girin.
Bir davet alırsanız icabet etme
durumuz yoksa ,kibarca
gelemeyeceğinizi bildirin.
Bir şey rica ederken ,LÜTFEN demeyi
öğrenin, yapıldığında TEŞEKKÜR
etmeyi bilin.
Davet edilmediğiniz toplantılara iştirak
etmeyin. Davet edilmediğiniz için
küsmeyin.
Saygı ve nezaket kurallarına uymak
diğer insanlara saygı göstermektir ve
onların duygularına önem verdiğiniz
mesajını göndermek demektir. Toplum
hayatının düzenlenmesinde etkili olan
genel bu kurallara uyan kişileri; terbiyeli,
saygılı, nazik şeklinde nitelemek
mümkündür.
Yardımlaşma;
birlikte çalışmak ya
da yardım etmektir.
Yardımlaşma ve dayanışma
sayesinde toplumda barış ve huzur
ortamı oluşur. İnsanlar arasındaki
eşitsizlikler son bulur ve kardeşçe
bir yaşam sürülür. Bu yüzden
yardımlaşma ve dayanışma
önemlidir.
Yardımlaşma ve
dayanışma sayesinde
toplumda barış ve huzur
ortamı oluşur. İnsanlar
arasındaki eşitsizlikler
son bulur ve kardeşçe bir
yaşam sürülür. Bu
yüzden yardımlaşma ve
dayanışma önemlidir.
Bizim kültürümüzde nezaket çoğu zaman
maalesef yapmacık görgü kurallarına uymaktan
ibaret zannediliyor. İnsanlar nazik olmayı
gereksiz bir protokol gibi gördüklerinden, en
yakınlarına karşı “nasılsa o benim içimi biliyor”
diye düşünerek kaba davranmaktadırlar.
Bir insanın başka
insanların düşüncelerine,
yaşam tarzlarına,
dinlerine, dillerine,
hareketlerine ve daha
bunun gibi birçok duruma
duymuş oldukları saygı
ve sevgi anlamına
gelmektedir.
İnsanların birbirlerine nazik davrandıkları bir dünya,
herkes için daha yaşanılır bir dünyadır. Tanımadığımız
birisine kapıyı tutmak, teşekkür etmek, yol vermek, yer
vermek, nazik konuşmak, yardımcı olmak… sadece o
insanın dünyasını değil herkesin dünyasını aydınlatır.
Trafikte, evde, işte hatta sokakta istemediğimiz bir durumla
karşılaşınca gösterdiğimiz ilk tepki sinirlenmek veya
karşımızdaki kişileri üzecek sözler ya da davranışlar sergilemek
olur. Tüm bu olumsuz davranışları atarak aile, iş, çevre ve
günlük akan trafik ortamında uygulayarak mutlu olmayı ve mutlu
etmeyi başarabiliriz.
Sabır, olacak bir şeyi
beklerken mevcut koşullara
dayanabilme, kendini
tutma, beklerken olumsuz
düşünmeme anlamlarına
gelir. Kısaca kendini tutma,
tahammül,
katlanma, dayanma
gücü olarak ifade edilir.
Trafikte sabırlı olmaya
çalıştığımızda yaşadığımız her olayı
zararla atlatıp, sinirlilikle karar verip,
aniden ve düşünmeden
yapacağımız ve de sonundan
pişman olabileceğimiz durumlardan
kendimizi korumuş oluruz.
Sabırlı olduğumuz süre içinde diğer insanlara karşı
daha hoşgörülü, beklentilerine de daha duyarlı
oluruz. Etrafımızda olan bitenin farkına varırız.
Sabırsızlık, iletişim kurma yeteneğimize zarar
verebilir. Karşısındakiyle anlamlı sohbetler yapacak
kadar sabrı olmayan bir kişi, düşünmeden
konuşmaya eğilimlidir
mutlaka trafik kurallarını
öğrenmeli ve onlara
uymalıyız. Sorumluluk
kapsamında bizler de birey
olarak Trafik kurallarını
öğrenmeli, bu kurallara
uymalı ve büyüklerimizin de
uyması konusunda onları
uyarmalıyız.
Sorumluluk duygusu
doğuştan gelmez ancak
doğumdan başlayıp tüm
hayat boyunca süren,
öğrenilmesi ve
kazanılması zorunlu
olan bir davranış
şeklidir.
Bu insanlar kendi sorumsuzluklarıyla hayatlarını çok
güzel bir şekilde devam ettirirken, karşılarındaki insanı
ne kadar zor durumda bıraktıklarının farkında bile
olmazlar.
Kaza oranlarında uykusuzluk ve yorgun kalma
durumunda, trafik güvenliği açısından çok
ciddi tehlikelerin ortaya çıktığı görülmektedir.
Çeşitli nedenlere bağlı olarak dikkat dağınıklığı
yaşayan kişiler, araç kontrolünü sağlamakta
zorlanmaktadır ve bu durumun etkisiyle trafik akışını
takip etmekte güçlük yaşamaktadır.
Alkol almış kişinin dikkati dağılmaktadır.
Güvenli alkol limiti yoktur en doğrusu, hiç alkol
almadan araç kullanmaktır.
Diğerkâmlık, “başkalarının
yararını da kendi yararı
kadar gözetme” ya da
“diğer insanlara maddi veya
manevi kişisel çıkar
gözetmeksizin yararlı
olmaya çalışma ve
„bencillik karşıtı
hareketler‟de bulunma”
olarak tanımlanır.
Herhangi bir şeyden
kendi arzusu ile
vazgeçmeye feragat
adı verilir
Feragat kavramında istediği herhangi bir şeyden
kendi arzusu ile vazgeçmek duygusu hakimken,
diğerkâmlık olgusunda ise anlamakla birlikte
diğer insanlara maddi veya manevi kişisel çıkar
gözetmeksizin yararlı olmaya çalışma gibi bir
erdem söz konusudur
Diğerkam olmak fedakarlığın bir diğer
adıdır .Diğerkamlık önce ben yerine önce
sen veya o diyebilmektir.
Diğerkam olan insanlar hem kendileriyle barışık
olarak şahsi olarak mutlu olurlar hem de topluma
faydalı bir birey olarak toplumsal huzurun
sağlanmasına büyük katkıda bulunurlar.
Özellikle trafikte dezavantajlı gruplar olan
çocukların, yaşlıların ve engellilerin
yardıma daha fazla ihtiyacı olabilir
toplu taşıma araçlarında, duraklarda, havalimanlarında,
terminallerde, hastanelerde ve çeşitli kalabalık alanlarda
bulunan engelliler, hastalar, gaziler, hamile bayanlar ve
yaşlılar için ayrılmış olan koltuklar, diğer vatandaşlar
tarafından sorumsuzca kullanılabilmekte ve bu sebeple
engelliler, gaziler, hamile bayanlar ya da yaşlı kişiler,
kendilerine ayrılmış olan koltuk hizmetinden
faydalanamamaktadırlar.
Trafikte yapılan hatanın telafisi mümkün değildir. Bu
nedenle; trafik kurallarına eksiksiz olarak uyulması
hususunda gerekli anlatımları ve eğitimleri almaları
gerekmektedirler.
5199 sayılı Kanunun 21. maddesi uyarınca “Bir hayvana
çarpan ve ona zarar veren sürücü, onu en yakın
veteriner hekim ya da tedavi ünitesine götürmek veya
götürülmesini sağlamak zorundadır.”
İletişim, duygu ve düşüncelerin çeşitli araçlarla kanallar
arasında gerçekleştirdiği kodlamadır
Gün içinde farklı farklı rollere bürünür, karşımızdaki
kişiye değişik mesajlar veririz. Peki hiç düşünüyor
muyuz; bu mesajlarla aslında neyi söylemek isteriz?
Trafikte kurulan güzel iletişim, kişilere karşı güler yüzlü, nazik ve
hoşgörülü davranmak, yolcuların biniş ve inişlerini kontrol etmek,
araç tam ve trafiği aksatmayacak şekilde durduktan sonra güvenli bir
biçimde trafiği yönlendirmek insanlara ve hayata daha pozitif
yaklaşımı sağlamak gerçekten insan psikolojisi ve karşıdaki insanın
size karşı olan tavrını etkiler.
Öfke, herkesin kendi kişisel meselesi olan alana
dokunulduğunda hissedebileceği bir duygudur, her
zaman her yerde hissedilebilir. Önemli olan kişinin
kendi öfkesini tanıması ve yönetmesidir
Sürücülerin trafikte öfkelendikleri zaman,
öfkelerini sözel, bedenle, araçla ve uyum
sağlayıcı/yapıcı şekilde olmak üzere dört farklı
biçimde ifade ettikleri belirtilmektedir
Kişilerin bu duyguyu hissettikleri anda, bu duyguyu analiz etmek için
kendilerine kısa bir nefes ya da dikkat dağıtma molası vermeleri, ardından
“Ne düşündüm, bu olayın benim için anlamı neydi de ben öfkelendim?”
diye kendilerine sormaları ve yerine kendilerini rahatlatabilecek bir
düşünce üretmeleri öfke yönetimini kolaylaştırabilir.
Empati; bir başkasının duygularını, içinde bulunduğu durumu ve nasıl
hissettiğini anlamak olarak kısaca tanımlanabilir. Buna ek olarak,
empati kendi duygularını başka nesnelere yansıtmak anlamında da
kullanılmaktadır.
Trafikte empati kurarak, yani karşı tarafın şu anki ihtiyacı ne olabilir,
ne yaşıyor olabilir sorusunu kendimize sorarak; düşünce ve
duygularımızın, beden dilimizin ve eylemlerimizin farkında olarak, olup
bitenlere gerçek bir merakla yaklaşarak problem çözmeye odaklanmak
önemlidir.
İletişimin dili olan dönüş lambaları ( sinyaller) kullanılmalıdır. Bu ışıklar
kullanılarak zamanında doğru mesaj verilmelidir. Bir anda ancak bir
sürücü sollama yapar, bu sürücü kaynak konumunda olur ve mesajını
uygun sinyalini yakarak verir, diğer sürücü bu mesajı aldıktan sonra
gerekli doğru davranışı göstermek zorundadır.
Trafik denetim görevlileriyle iletişim kuran sürücünün, trafik adabı
açısından özen göstermesi gereken davranış şekli empati kurarak
gerekli yardım ilgili görevliye sunulmalıdır. Karşısındaki kişiyi
suçlayıcı ifadelerden kaçınılmalı, empati kurulmalı, karşısındaki kişiye
saygı duymalı, ve karşısındaki kişiyi dinlemelidir.
Bu alandaki çalışmalar bazı kişilik özelliklerinin kaza yatkınlığını
belirlemede öne çıktığını göstermektedir. Bunlar arasında en sık adı geçen
özellikler, saldırganlık, duyguları kontrol etme yetersizliği , duygusal
dengesizlik, A Tipi davranış örüntüsü, düşük zihinsel yönelim ve kısıtlı
karar alma ya da problem çözme becerileri, güç ve prestij aramaya yönelik
davranışlar, heyecan ve uyaran arama güdüsü, kızgınlık, öfke, depresyon,
kişisel yetersizlik hissi ve aşırı risk alma eğilimi gibi sürücülerde kişilik
özelliği göstermektedir.
Heyecan arama daha çok hız nedenli kazalarla ilintili iken, dikkat
sorunu olanlar daha çok kavşaklarda kaza yapmaktadırlar. Sürücü
davranışları ve becerilerinin ötesinde bir kişilik özelliği olarak heyecan
aramanın kazaları yine etkilediğinin tespiti yapılmıştır.
Heyecan duygusu kişinin günlük hayatında önemli bir yer tutar. İlk
defa araba kullanma, yeni bir işe başlama, tanımadığı fakat onun için
önemli olan kişiler arasına katılma vb. kişilik farklılıkları olsa da hemen
herkeste belli bir heyecan meydana getirir
Dikkati dağılan sürücüler aracın kontrolünü sağlamakta zorluk
çekmeye, yoldaki işaret ve levhaları kaçırır ve trafiğin akışı içerisinde
diğer araçları takip etmekte zorlanmaya başlarlar. Dikkati azalan
sürücülerin trafik güvenliğini tehlikeye atmalarından dolayı bu tip
belirtileri yaşayan sürücülerin mola vermeleri ve bir süre dinlenmeleri
gerekmektedir.
İnsan kendi çıkarının peşinden koşarken de, rekabet ederken de,
yarışırken de başkalarına saygılı ve nazik olabilir. En sert
konuşmaları, en zorlu pazarlıkları, en yıkıcı kararları bile içine
nezaket katarak yapabilir. İnsan isterse hayata daha olumlu bir
bakış açısıyla bakıp, kendi davranışlarıyla ortama iyilik ve güzellik
katabilir.
Mağdur olma durumudur. Bu
kişilerde mağduriyet duygusu ve diğer kişilerden
sempati beklentisi hakimdir.
Alkollü araç kullanma veya başkalarının hayatı, sağlığı veya malvarlığı
bakımından bir tehlikeye neden olacak şekilde trafikte araç
sürülmesiyle veya trafik kazasına neden olunmasıyla meydana gelir.
Trafiğin seyrini bozacak şekilde; duraklama yapan, yavaşlayan,
aracın motorunu durduran ya da araçtan inen sürücülere idari para
cezası ve 20 ceza puanı uygulanır. Tüm sürücüler trafik işaret ve
işaretçilerine, trafik kurallarına uymak zorundadır.
Bundan böyle trafikte, başka bir aracı rahatsız eden, selektör
yapan, taciz edenler, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 123.
maddesindeki "kişilerin huzurunu ve sükûnunu bozma" suçunu
işlemiş sayılabilecek. TCK 123, bir yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılacağı hükmü bulunmaktadır.
Araçlarda emniyet kemeri, motosikletlerde kask takılmalı, aracın
emniyeti için park yerine park edilmeli. Trafik kurallarına uyulmalıdır.
Basit uyarıların dışında özellikle ortalama hızın daha yüksek olduğu
şehirlerarası yollarda trafikte seyahat güvenliği açısından daha da
dikkatli davranmak gerekir.
Stres vücutta ve zihinde, içsel ya da dışsal bir
uyarana karşı verilen tepkilerin genel adı. Hava
koşullarından çalışma temposuna, işsizlikten aile
içi gerilime kadar birçok faktör aşırı düzeyde stresi
doğurabilir.
Sürücü stresinin; kavşak stresi, sürücülükten
hoşlanmamak, araç sollaması ve sürekli hazır olma,
sinirlenme durumunda saldırganca araç kullanma,
sürüş saldırganlığı, risk alma, trafik akışının yoğun
olduğu saatler olarak oluşturulmuş 8 faktörden
oluştuğunu tespit etmişlerdir.
Stresle başa çıkma yöntemlerinden birkaçını şöyle sıralayabiliriz.
Zaman Yönetimi, Problem Çözme Teknikleri Kullanma, Aşırı
Genellemelerden Kaçınma, Kişiler Arası İlişkileri Geliştirme,
Sosyal Etkinlikleri Geliştirme gibi etkinlikler rutinlerin
oluşturduğu stresten uzaklaşmak için yararlı olmaktadır.
Trafik kurallarının konulmasının başlıca
sebeplerinden biri de kişilerin trafikteki haklarının
belirlenmesidir. Hem trafik düzeninin bozulmaması
için hem de trafikte başkalarının hakkını
çiğnememek için trafik kurallarına muhakkak riayet
edilmelidir.
Trafik kazası geçiren kişiler, canlarına bir zarar gelmese bile psikolojik
olarak zarar görürler. Kişilerin bu bozuk psikolojileri ailelerine ve
topluma olumsuz yansır. Ekonomik olarak dezavantajlı konumda olan
dar gelirli aileler hem tıbbi gereksinimlerin maliyetleri hem de bu
yaralanma veya ölüm neticesinde düşen gelirleri nedeniyle en büyük
mağduriyeti yaşamaktadırlar.
Yeryüzü çevresinin bir unsuru olan hayvanların bazı
haklara sahip olması ve bunların hukuk alanında
korunması düşüncesi görece olarak yeni olup, doğanın
özgün yapısının bozulmasının insan yaşamını
doğrudan etkilemesi nedeniyle gündeme gelmeye
başlamıştır.
Trafik kazası sonucu meydana gelen maddi hasarlar,
yetişmiş insan gücü kaybı ve yaralananlara yapılan
sosyal güvenlik harcamaları ülke ekonomisine büyük
zarar vermektedir.
İhlalleri şu şekilde sıralayabiliriz:
Araç eksozundan çıkan zehirli gazlar havanın kirlenmesine neden olur
Havayı kirleten gaz ozon tabakasını deler ve zararlı güneş ışınları dünyanın
dengesini bozar
Zararlı gazlar küresel ısınmaya neden olur
Zararlı gazlar bir çok hastalığa neden olmaktadır
Gürültü kirliliğine neden olur
Yaşama hakkı, en temel haktır. Diğer tüm hakların
kullanımı ve varlığı bu hakka bağlıdır. Bu yönüyle
yaşama hakkı mutlak bir haktır. Kişi maddi ve manevi
olarak birçok zorluk ve fedakârlıklarla yetişkin hale
gelmektedir.
Trafikte seyredenlerin çevre kirliliğini önlemek için
hepimize düşen görevler vardır. Bunlardan birkaçı çöpler
yerlere atılmamalı, çöp kutuları kullanılmalı, yerel
yönetimler kanalizasyon ve alt yapıları geliştirilerek
taşması önlenmeli, zararlı canlıların hızlı bir şekilde
çoğalması önlenerek kirlilik azaltılabilir.
Kültür geniş anlamda tüm insan düşüncelerini ve davranışlarını
kapsar. Güvenliği de içine alarak, inanışları, davranış biçimlerini,
alışkanlıkları, değerleri, kuralları, yani günlük aktiviteleri
içerisinde insanların, rehber edindiği her şey onların kültürünü
oluşturur. Değişik gruplarında değişik kültürleri vardır.
Trafiğin alt yapısı insandır. Bütün insanlar ister sürücü
ister yolcu ve isterseler yaya olsunlar her an trafiğin
içindedirler ve trafiği yaşamaktadırlar. Bu neden ile
insanlar kendilerini trafikten soyutlayamazlar.
İnsan, araç kullanırken dış ve iç uyaranların etkisi altında olup
trafikte engellenmektedir. İnsan duygu durumunun etkisinin altında
kalarak davranışlara yönelmektedir. Bilinçlilik derecesine göre
duygular da değişiklik göstermektedirler.
Sürüş esnasında sürücülerden biri tarafından sergilenen
saldırgan ve hırçın davranışların dalga etkisi yaratarak diğer
sürücülerde de benzer davranışlara neden olduğunu, bu sürücü
yoldan uzaklaşmış olsa dahi tehlikeli durumlara ve hatta
kazalara neden olabildiğinin tespiti yapılmıştır.
İnsanın yaşamı boyunca sahip olması gereken en önemli
özelliklerden biri özdenetimdir. Yani başka ifadelerle kendi
kendini denetleme, kontrol altında tutma, aşırılıklardan,
zararlılardan kaçınma veya bir amaca ulaşabilmek için kişinin
tepkilerini, davranışlarını yada başka amaca yönelme eğilimini
denetleyip kısıtlamasıdır.
Trafik insanların gelişmişlik düzeylerini karayollarında dışa yansıtan bir
kültür aynasıdır. Gelişmiş ülkelerde eğitim ve kültür düzeyi yüksek
ülkelerde trafik akışı çok daha sağlıklı ve güvenilirdir. Öz denetim
eğitiminde ilk temel yaklaşım, kişinin ne yapıp, yapmaması gerektiğini
açıklama, ona yol göstermek yani trafikte olduğu gibi onu, eğitimden
geçirmektir.